Elektrik Dergisi (Ocak 2016)

Page 1

Sayı 320 10 TL Ocak 2016

www.elektrikdergisi.com

ARİFE TARİFE GEREKMEZ… EMO: TARİFE DEĞİŞİKLİĞİ HUKUKA AYKIRI

Ulusal ve Maliyet Esaslı Tarifeler

Can Dündar ve Erdem Gül’e EMO’dan onur ödülü

SchneIder ELECTRIC’ten Cinsiyet eşitliği seferberliği

YARGIDAN MÜHENDİSLERİ SEVİNDİREN karar

Ankara MEKTUBU: ENERJİ ORMANLARI

DARBE VE SUYA DAYANIMLI GELİŞTİRİLMİŞ YANGIN ALARM KABLOSU

GÜÇ KAT SAYISININ ŞEBEKE KAYIPLARINA ETKİSİ

Elektriğe, yüzde 7 oranında zam

21 YAYINCIDAN

Reklam yerinde ağırdır



1 Ocak

2016


YAĞLI VE KURU TİP TRANSFORMATÖR





IEC 61.439-1’ye göre TİP TEST’li Pano Üretimi Kumanda Panosu, Röle Panosu, LCC, SDK Üretimi TEİAŞ ve ITM Şartnamelerine Uygun (380/154/36 kV) AG, Kompanzasyon, MCC, PLC Pano Üretimleri Y.G. ve O.G. Trafo Merkezleri için Destek Hizmetleri PLC-SCADA-RTU Yazılım Hizmetleri Enerji İzleme Yazılımları ve Proses Otomasyonları Endüstriyel Tesislerin Elektrik ve Otomasyon İşleri Montaj, Test ve Devreye Alma Hizmetleri Saç Köşk, Kompanent ve Özel Kabin İmalatları

Hızla büyüyen ve sürekli bir gelişme içerisinde bulunan Enerji Sektörünün ve Sanayi Tesislerinin elektrik, elektromekanik ve otomasyon ihtiyaçlarına “ çözüm mühendisliği ” sunuyoruz.

VERA ELEKTROMEKANİK PANO SİSTEMLERİ MÜHENDİSLİK ve MAKİNE SAN. TİC. A.Ş.

9001

14001

İvedik OSB. 1468. Cad. 2239/1. Sok. No:1 06378 Ostim - Ankara / TÜRKİYE Tel: +90 312 394 54 64 (pbx) Fax: +90 312 394 77 97

info@veraelektromekanik.com

www.veraelektromekanik.com



k.



cydd.org.tr

ÇYDD’ye destek verin, gençlerin hikayesini değiştirin.

Garanti Bankası IBAN Numaraları TR 7200 0620 0034 0000 0629 5838 • TL TR 8900 0620 0034 0000 0907 5067 • USD TR 6200 0620 0034 0000 0907 5068 • EURO


Dynamic, innova ve and modern brand making a dierence in the electricity sector

Up to 36kV Sf6 Gas / A r Insulated Sw tchgear and Controlgear Vacuum C rcu t Breaker Separable Cable Accessor es D str but on Automat on

www.sfaelectr c.com


İÇİNDEKİLER 22

73

KARARTILAN ELEKTRİK TARİFESİ YARGIYA TAŞINDI 27 Adana, Samsun, Mersin ve Denizli’de EMO Şube Seçimleri Sonuçlandı 30 Vatandaşa Gazlı Fiyat 32 “Türkiye, YEDAŞ ile Ödüle Koşuyor” 34 Elektriğe, yüzde 7 oranında zam 38 EMO’DAN, Can Dündar ve Erdem Gül’e onur ödülü 40 İstanbul Nükleer Santraller Zirvesi Mart’ta 42 Arçelik’e Enerji Verimliliği Haftası’nda iki Ödül 44 Baraj ve HES’ler için toplu açılış töreni

GELECEK TEKNOLOJİLERİ

46 Gelecek nesillere olan sorumluluğumuz ‘Sürdürülebilir enerji ve çevre’ bırakmak

36

48

60

Yeni nesil üretim için inovasyon fuarı

Ham petrol İthalatımız yüzde 40 arttı

52

62

TÜRKİYE’NİN KANAAT ÖNDERLERİNDEN UYARI: “YENİLENEBİLİR ENERJİ YOKSA GELECEK DE YOK”

VİKO’YA YILIN SOSYAL SORUMLULUK PROJESİ ÖDÜLÜ 64

54 EMO 61. YAŞINI KUTLUYOR 56 ENEL Enerji’den Yeni Fabrika Yatırımları

12 Aralık

2015

58 SchneIder ELECTRIC’ten Cinsiyet eşitliği seferberliği

Geleceğin enerji kaynakları

“ÜSTÜN TEKNOLOJİ VE MÜHENDİSLİĞİN BULUŞMASI ” 65 PRYSMIAN GROUP’TAN AR-GE MERKEZİ


50

66 Türkiye Petrolleri Bayi sayısını Artırıyor 67 RLC Günleri 23-24-25 Şubat tarihlerinde Gerçekleşiyor 68 Milli Rüzgâr Santralı, Terkos Gölü civarına Kuruluyor 70 MAKEL’DEN ANTALYA’DA BAYİ TOPLANTISI ORGANİZASYONU 75

Türkiye’nin güneşine Japonlar ilgi gösteriyor

ELEKTRİK TARİHİNDE YOLCULUK: Elektrik Öğretiminde Katkılar ve Çözüm Önerileri 78 Ankara MEKTUBU: ENERJİ ORMANLARI

72

81 BİLİRKİŞİ RAPORLARI: ÜSTTEN EL GİRİYOR, SAYACA MÜDAHALE EDİYOR… 93 MAKALE: Siguard®DSA ile Dinamik Stabilite Analizi ve Yenilenebilir Enerji Entegrasyonu 96 MAKALE: Ulusal ve Maliyet Esaslı Tarifeler

YARGIDAN MÜHENDİSLERİ SEVİNDİREN karar

103 MAKALE: Güneş Enerjisi Tesislerini CMS Sistemi ile İzlemenin Faydaları 104

Elektrikgüncesi ENERJİ DÜNYASINDAN

87

MAKALE: DARBE VE SUYA DAYANIMLI GELİŞTİRİLMİŞ YANGIN ALARM KABLOSU 107

110

MAKALE: Güç kullanımının izlenmesi: Güç ve enerji kullanımının kaydını tutmak için beş sebep 108

114

MAKALE: ORTA GERİLİM ENERJİ SİSTEMLERİNDE GÜÇ KAT SAYISININ ŞEBEKE KAYIPLARINA ETKİSİ

13 Aralık

2015



Tmax. Arad›¤›n›z özgürlük.

Tmax devre kesiciler, 3200A’e kadar 8 kompakt boyutu, farkl› elektronik açma üniteleri, bluetooth ve di¤er haberleflme seçeneklerine uygun modülleriyle size s›n›rs›z seçenekler ve ürün seçiminde arad›¤›n›z özgürlü¤ü sunuyor. www.abb.com.tr

ABB Elektrik Sanayi A.fi. Tel : 0.216.528 22 00 Faks : 0.216.365 29 44 E-mail : hakan.guney@tr.abb.com


9$(67 6Ăľ/Ăľ.21 9( .2032=Ăľ7 8<*8/$0$/$5,

D 550 kV’a kadar Silikon Kompozit; š 7iaÛ l[ =[h]_ êpebWj�hb[h_ š C[id[j êpebWj�hb[h_ š 9_^Wp Eoka êpebWj�hb[h_ D :[c_hoebk êpebWj�hb[h_ D ;feai_ H[‚_d[Z[d ZW^_b_ l[oW ^Wh_Y_ êpebWj�h" I<, =WpbÛ WoÛhÛYÛ" a[i_Y_ j”f ]�lZ[b[h_ D E= 7oÛhÛYÛ % LWakc J”fb” O”a 7oÛhÛYÛ

9$(67 6LOLNRQ YH .RPSR]LW 8\JXODPDODUĂł òPDODW YH 7LF $ Ä 7HO )D[ ( PDLO LQIR#YDHVW FRP WU :HE ZZZ YDHVW FRP WU



Ülkemizde, AB-479-T akreditasyon numarasıyla TS EN ISO/IEC 17025 standardına göre akredite, 100 kArms-1 saniye ve 50 kArms-3 saniye süresince kısa devre deneyleri yapılabilen yegane bağımsız laboratuvar...

Akreditasyon kapsamında yapılan deneyler: • Kısa devre deneyleri Irms:100kA-1s Ipeak:250kA • İç ark deneyleri Irms:100kA-1s Ipeak:250kA • Sıcaklık artış deneyleri 0-6000A • İzolasyon deneyleri • Toprak sürekliliği deneyleri • DC direnç ölçüm deneyleri • Sigortaların akım-zaman karakteristik deneyleri



YAY IN DAN IŞMA KURULU Elektromekanik Sanayii Hüseyin ARABUL Barmek Holding Yönetim Kurulu Başkan› Muzaffer AVCI Elimsan fiirketler Grubu Kurucu orta¤› Mustafa NURDO⁄AN Federal Elektrik A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan› Bülent DAMAR Pelka Yön. Kur. Başkan› Dr. Arnold HORNFELD Siemens Türkiye eski Başkan› Trafo ve Şalt CihazlarI Refik Can ERKÖK ABB Elektrik Transformatör Genel Müdür Yrd. Ergin D‹KMEN TEKON Enerji A.Ş. Teoman ÇET‹N TEKON Enerji A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan› Süleyman KASIRGA EAE Kabin Dan›şman› Kondansatörler Hakk› ONAT TOKAY Elektrik Ltd. Şti. • VISHAY-ESTA Türkiye Temsilcisi Ahmet BAŞARAN KONDAŞ Genel Müdürü Elektrik MakinalarI Prof. Dr. Kemal SARIO⁄LU ‹TÜ Elek.-Elektronik Fak. Emekli Ö¤retim Üyesi Prof. Dr. H. Bülent ERTAN ODTÜ Elektrik Müh. Bölümü Elektrik ‹letim ve DaĞItIm Sistemleri Dr. T. Tunçay ÇAYLI Yusuf H. KAYA EAE Yönetim Kurulu Başkan› A.G. Tesisat, Şalt CihazlarI Cem BAŞ Legrand-‹malat ve Endüstri Md. Salih Öztekin Elektrik Yüksek Mühendisi Cihan Elektrik Sat›ş Müdürü

ENERJ‹, ELEKTR‹K, AYDINLATMA, ELEKTRON‹K VE OTOMASYON MÜHEND‹SL‹⁄‹ DERG‹S‹ Yerel Süreli Yay›n Avrupa Bak›r Enstitüsü Türkiye Medya Partneri Say›: 320 - Ocak 2016 Kaynak Yay›n Tan›t›m Reklam San. ve Tic. Ltd. Şti. ad›na Sahibi, Yay›n Yönetmeni Sorumlu Yaz› ‹şleri Müdürü Ersin KAYA ersin@kaynakelektrik.com Genel Yay›n Koordinatörü Ekim N. KAYA ekim.kaya@botego.com Haber Sorumlusu Can Cengiz can@kaynakelektrik.com

Elektrikli UlaŞIm Prof. Dr. At›f URAL Kocaeli Üniv. Kurucu Rektörü Rıza Akçan Elektrik Yüksek Mühendisi

Reklam Koordinatörü Ayhan ÜSTÜNER ayhan@kaynakelektrik.com

Güç ElektroniĞi Prof. Dr. Nejat TUNÇAY Okan Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekan› Prof. Dr. Hac› BODUR YT Üniversitesi Ö¤r. Üyesi

Reklam Müdürü Ziya ALKAN ziya@kaynakelektrik.com

Güvenlik U¤ur YERTUT Yestaş Güvenlik Sist. Ltd. Şti.

Tasarım Binbir Ajans

Otomasyon Enstrümantasyon Burak CEDETAŞ ABC Cedetaş Otom.Kont.Gn.Md. Levent SÖKMEN Allen-Bradley - Türkiye Ertan SÖYLEMEZ ENELSAN End. Elekt. Gn. Müd. Prof.Dr.Do¤an ‹BRAH‹M Yak›n Do¤u Üniversitesi

Ayda bir ç›kar Sayı fiyat›: 10 TL. Y›ll›k (12 say›) abone bedeli 100 TL. Ö¤renciler için 70 TL.

Ölçü ve Kont. Cihz. Ahmet T. UZUNKAYA ENTES Yön. Kurulu Üyesi Ça¤atay KÖKSALO⁄LU DKE Genel Müdürü Ali MANSUR‹ DEMA Yönetim Kurulu Başkanı Halis Erdal GÜREL GEMTA Genel Müdürü O¤uzhan ‹LBAY TERRA Ltd. Şti. Genel Müd. YIldIrImdan Korunma Çetin TEK‹N Radsan Ltd. Şti. Gn.Müd. Harun SIRMABIYIK Amper A.Ş. Yön. Kur. Bşk. AydInlatma Prof. Dr. Mehmet Ş. KÜÇÜKDO⁄U Kültür Üni. Mühendislik ve Mimarl›k Bölümü Başkan› Prof.Dr. Sermin ONAYG‹L ‹TÜ Enerji Enstitüsü Elektrik Müh. EĞt. Prof. Dr. Ahmet DERV‹ŞO⁄LU İTÜ Emekli Öğretim Üyesi Kalite ve Standartlar Dr. Sait SAMLI SIEMENS- Kalite Yön. Direktörü Anahtar Teslimi Sistemler ve Fabrika Elektrifikasyonu Ömer OydaIşIk SIEMENS - Endüstriyel Hiz. ve Çözümler Bölüm Direktörü Mühendis Örgütleri Teoman ALPTÜRK TMMOB ve EMO eski Bşk.

Yönetim Yeri Eski Osmanl› Sk. Ar›kan İş Mrk. No:30 K:2 D:10 34387 Mecidiyeköy-‹ST. Tel: (0 212) 272 59 59 (pbx) Faks: (0 212) 272 33 90 web: http://www.elektrikdergisi.com Ankara Bölge Temsilcisi Ramazan PEKTAŞ JUPİTEK Elk. Elo. Müh. San. ve Tic. Ltd. Şti. Tel: 312-433 74 76 Fax: 312-438 74 77 Bask›: G.M. Matbaac›l›k ve Tic. A.Ş. 100 Y›l Mah. MASS‹T 1. Cad. No: 88 Ba¤c›lar/‹ST. Tel: (0212) 629 00 24-25 Faks: (0212) 629 20 13. ‹mzal› yaz›lar›n düşünsel sorumlulu¤u yazarlar›na, reklam içeri¤inin sorumlulu¤u ilgili firmaya aittir. Dergimizdeki haber ve yaz›lardan izinsiz al›nt› yap›lamaz. Son Bask› Tarihi: Şubat 2015


YAYINCIDAN

REKLAM YERİNDE AĞIRDIR ERSİN KAYA • ersin@kaynakelektrik.com

D

ergimizin sayfalarının üçte biri, kimi zaman yarıya yakını reklamlardan oluşuyor. Bu durumun reklam sayfalarını fazla bulan kimi okuyucular tarafından eleştiri konusu yapıldığının farkındayız. Bilindiği üzere reklamlar derginin yaşamasını sağlayan araçlardır. Reklam sayfalarının azaltılması ise birim reklam sayfası fiyatı ile ilgilidir. Ortalama birim reklam sayfası fiyatı kurtaracak düzeyde olursa fazla reklam almak için çaba harcamaya gerek olmaz. O zaman bizim işimiz de daha kolay olur. Tabii ki “reklamlar daha az olsun” yaklaşımı tüm okuyucular için geçerli değildir. Dergiyi eline aldığında, sayfaları baştan sona çevirip reklamları gözden geçiren okuyucularımızın varlığını da biliyoruz. Piyasada kim ne yapıyor sorusunun yanıtını öğrenmek isteyen okuyucular için dergimiz verimli bir kaynaktır aynı zamanda… Dergilerin yaşamasına olan katkıları kadar, üretim yapan ve hizmet veren firmaların ihtiyacını karşılamak bakımından da önemlidir reklamlar. Ürün ve hizmetin hitap ettiği kitleyle, müşterileri ile buluşmasını sağlar. Bizim konumuz, öncelikle sektörel dergi reklamları. Başarılı bir sektör dergisinde reklamların yararının çok fazla olacağı doğaldır. Başarılı sektör dergisi, hedef kitleye ulaşan, dağıtımı iyi yapılan yayın organıdır. Başarılı diye nitelenmenin bir başka ölçütü ise, üretici firmalara ve okuyucu kitlesine güven vermektir. Çünkü sektör dergisinin okuyucu kitlesi, doğrudan sektör ürünlerinin tercihine ve satın alınmasına karar veren yetkililerdir. Yetkili uzmanlar, aynı zamanda kullanıcısı oldukları ürünlerin, başlarını ağrıtmamasını, işlerinin tıkır tıkır yürümesini seçmek durumundadırlar. Bu da ürünlerin tanıtım amaçlı reklamları ve buna yönelik açıklayıcı yazı ve makaleler ile sağlanır. Reklamların yararlarını ölçmek için kullanılan kıstaslardan biri, ulaşılan kişi sayısı başına maliyettir. Bir dergiye verdiğiniz reklama 1000 lira ödüyorsanız ve bu derginin 5 bin okuyucusu varsa her bir kişiye ulaşma maliyetiniz 1000 Lira / 5000 kişi = 0,20 liradır. Aynı ilan, tirajı 200 bin olan bir günlük gazeteye 5 bin lira bedel karşılığında yayımlattırılır ise bu kez okuyucu başına maliyet 10 000 / 200 000= 0,05 lira olarak

hesaplanır. (Bu varsayımda kullandığımız rakamlar mertebe olarak yaklaşık doğru kabul edilebilir.)Çıkan sonuç, gazeteye verilen bir ilanın kişi başına ulaşım maliyetinin sektörel dergiye oranla 0,20 / 0,05= 4 kat daha ucuz olduğudur. Bu sonuç ile ”reklamlarınızı dergilere değil, yüksek tirajlı gazetelere verin demiş mi oluyoruz?...” Tabii ki hayır. Dikkate alınması gereken tek faktör, ulaşılan kişi başına maliyet olamaz. Çünkü kişiden kişiye fark var, önemli olan ürün ve hizmetinizin hitap ettiği kişilere ulaşmaktır. Bu açıdan yaklaşıldığında 200 bin gazete okuyucusu ile 5 bin sektörel dergi okurları arasındaki müşteri olabilecek kişi sayılarını karşılaştırmak gereklidir. Bir başka dikkate alınması gereken nokta, günlük gazetedeki ilanın ömrünün zorlama ile de olsa, en çok iki gün sürdüğüdür. İkinci günden sonra ilan sabun köpüğüne yazılmış gibi yok olur. Ciddi bir sektörel dergideki ilanın ömrü ise en az bir aydır. Dergi, nitelikli bir yayın organı ise, masa üstünden kalksa da kitaplıklarda yaşamaya devam edecektir. Okuyucu bir kez gördüğü bir ilanı, reklamı yapılan ürüne ihtiyacı olduğunda geriye dönüp, arşivindeki dergiden bulabilir. Günlük, ulusal basına verilen ilanların hiç mi kıymeti harbiyesi yoktur? Elbette vardır. Örneğin ürününüz geniş kitlelerin ihtiyacını karşılıyor ise yüksek tirajlı basın tam size göredir. Oraya ilan veriniz. Markanızın prestijinin toplumun geniş kesimlerinde yankı bulmasını istiyorsanız ulusal basın özel ekleri sizin için biçilmiş kaftandır Diyorsanız ki, firmamın adını ve ürünlerini, köşede bucakta duymayan kimse kalmamalı, ulusal basında size sunulan tanıtım olanaklarını mutlaka değerlendiriniz. Biz sektörel bir dergi olarak, ulusal basın ile işbirliği yapmaya sektöre bu katkıları sağlayabilelim diye yola çıktık. Ve bu işi en uygun bedel ile gerçekleştirme olanağını elde ettik. Normalde gazeteye ilan vermeye gittiğinizde ödeyeceğiniz bedelin yarısı kadar bir bedel ödeyerek bu imkanı kullanabileceksiniz. Elektrik ve otomasyon sektörü firmalarını bu dönemin ilk ekimizde yer tutmaya davet ediyoruz.

21 Ocak

2016


KAPAK KONUSU

www.elektrikdergisi.com

KARARTILAN ELEKTRİK TARİFESİ YARGIYA TAŞINDI Elektrik Mühendisleri Odası, 1 Ocak 2016 tarihinden itibaren geçerli olan yeni elektrik tarifesini, iptal ve yürütmeyi durdurma istemiyle yargıya taşıdı.

E

lektrikteki maliyet kalemlerinin karartılmasına ilişkin yapılan operasyonun şeffaflık ilkesine ve hukuka aykırı olduğuna dikkat çeken EMO, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararının, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Yasası`nın şeffaflık ilkesi ve ikincil mevzuattaki düzenlemeler ile tüketicinin korunmasına ilişkin mevzuata aykırı olduğu belirtilerek, iptali ve yürütmesinin durdurulması istedi. EMO`nun 27 Ocak 2016 tarihinde açtığı davada; yeni tarifede faaliyet bazlı ayrıştırmanın yok edilerek, maliyet içeriklerinin gizlenmesiyle tarifelerin kullanıcılar tarafından denetlenemez hale getirildiğine dikkat çekildi. Daha önce 1 kilovat saatlik enerji için, “Kayıp/Kaçak Bedeli”, “Dağıtım Bedeli”, “Perakende Satış Hizmet Bedeli”, “İletim Bedeli” ile “Perakende Tek Zamanlı Enerji Bedeli”nin kaç kuruş olduğunun ayrı ayrı belirtildiği; sayaç okuma bedelinin de maktu bir bedel olarak tanımlandığı anımsatıldı. Yeni tarife ile tüm tarife bileşenlerinin “Enerji Bedeli” ve “Dağıtım Bedeli”ne indirgendiği kaydedilen dilekçede, şöyle denildi: “Dava konusu tarife tablosu, 6446 sayılı Yasa, bu yasaya göre oluşturulmuş ikincil mevzuat ile tüketicinin korunması hakkında mevzuata aykırı bir şekilde, elektrik tüketim bedellerini oluşturan her bir bedelin tarife içerisindeki ağırlığını ve miktarını içermemesi nedeniyle hukuka aykırılık taşımaktadır. Tarife yapısının belirsizliği faturalara da aynı şekilde yansımakta, elektrik abonelerince ödeme bilgileri denetlenememektedir. Her ay düzenlenen tek tek faturaların bir kamu otoritesi tarafından denetlenmesi olanağı da bulunmadığından, keyfi bir uygulamaya neden olunmuş ve elektrik kullanıcıları açısından belirsiz bir süreç doğmuştur.”

22 Ocak

2016

Şeffaflık Yok Edildi

Dilekçede, 6446 sayılı Yasa`nın amaç maddesindeki “şeffaflık” ilkesinin “öncelikle maliyetler ve fiyatlandırmanın herkes tarafından bilinebilir ve denetlenebilir olmasını içerdiği” vurgulandı. Elektrik sektörünün serbestleştirilmesinin gerekçelerinin başında bu şeffaf yapıya kavuşulmasının yer aldığı belirtilerek, EPDK`nın herkes tarafından anlaşılır şekilde maliyetlerin faturalara yansıtılmasını sağlamakla yükümlü olduğuna dikkat çekildi. Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği`nde tarifelerin kamuoyuna duyurulması ve İnternet sitelerinde sürekli yayımlanmasına yönelik tüzel kişilere getirilen yükümlülüğün de şeffaflığı sağlamaya yönelik olduğu kaydedildi. Dilekçede, “Davalı EPDK, bizzat kendi kararıyla tarifelerin kullanıcıların ve kamuoyunun anlayamayacağı, içeriği hakkında bilgi sahibi olamayacağı şekilde bir tarife onaylamış olmakla, şeffaflık ilkesini ihlal etmektedir” denildi. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı`nın Abonelik Sözleşmeleri Yönetmeliği`nde “tüketicinin ödeyeceği toplam bedeli oluşturan her bir unsurun açık ve anlaşılır ifadesi”nin, bildirimlerde yer alacak asgari bilgiler arasında sayıldığı anımsatıldı. Dilekçede, zorunlu asgari bilgilere dahi yer verilmeyen tarifeye ilişkin EPDK`nın kasıtlı olarak bilgi sakladığı da ortaya konuldu. EMO`nun ayrıştırılmış faaliyet bazlı tarife kalemlerini isteyen bilgi edinme başvurusuna tarife bileşenlerinin gizlendiği tabloyu referans göstererek yanıt vermeyen EPDK`nın dağıtım bedelinin yüzde 250 arttığına ilişkin haberler üzerine yaptığı yalanlama açıklamasında da “sıkıyönetim bildirisi” üslubuyla suçlamalarda bulunduğu, ancak ısrarla tarife bilgilerini gizlediğine dikkat çekildi.

Sayaç Okuma Bedeli de Hukuka Aykırı

Maktu olarak alınması gereken sayaç okuma bedelinin de tüketime orantılı hale getirildiğinin anlaşıldığı belirtilen dilekçede, “Her bir abone için aynı nitelikli hizmeti içeren sayaç okuma bedelinin nispi olarak belirlenmesi de ayrıca hukuka aykırılık taşımaktadır” denildi.


Milliyet Gazetesi işbirliği ile hazırlayacağımız ELEKTRİK ve OTOMASYON EKİ ile ürününüzü ve markanızı

Yüzde 50 indirimli olarak yüz binlere ulaştıralım.

WIN Fuarlarına katılıyor iseniz ziyaretçileriniz standınızın yerini önceden öğrenebilsin.

Kaynak ELEKTRİK Dergisi, mamullerinizi ve hizmetlerinizi olası müşterilerinizin yanı sıra geniş halk kitleleri ile buluşturuyor.

ELEKTRİK ve OTOMASYON EKİ, WIN ELECTROTECH ve WIN OTOMASYON Fuarlarından bir gün önce, 16 Mart Çarşamba günü, MİLLİYET Gazetesi EKİ olarak tüm Türkiye’de dağıtılacak ELEKTRİK ve OTOMASYON EKİ’nde yer alarak markanızı, sektör profesyonelleri ile son kullanıcıya bir kez daha iletebilirsiniz.

Elektrik ve OTOMASON Eki’mizde, elektrik, enerji, aydınlatma elektronik, makine, endüstri, otomasyon, kontrol ve mekatronik mühendisliği dallarını ilgilendiren tüm ürünler yer alacaktır. Bu yıl içinde, dergimizin Milliyet Gazetesi ile birlikte dağıtılmak üzere planladığı ekler programı şöyledir; 16 Mart Çarşamba Elektrik ve Otomasyon 06 Nisan Çarşamba Güneş Enerjisi Teknolojileri ve Uygulamaları 26 Nisan Salı Enerji ve Çevre 15 Haziran Çarşamba Bilişim ve İletişim Teknolojileri 01 Kasım Çarşamba Elektrik Makinaları

İçinden elektrik geçen her türlü cihaz

bu Milliyet Eki’nde…

Kaynak ELEKTRİK’in Milliyet ile başlayan bu ortak çalışması, ulusal basının yüksek tirajlı öbür gazeteleri ile de sürecek.

Ayrıntılı bilgi için: info@kaynakelektrik.com • Tel: 0 212 272 5959 (PBX)


Sayfa Ă–rneÄ&#x;i 4

Elektrik-Elektronik MĂźhendisliÄ&#x;i

17 KasÄąm SalÄą 2015

VAEST Genel MĂźdĂźr VekilÄ° ArmaÄ&#x;an Arabul sorularÄąmÄązÄą yanÄątladÄą:

“550 kV’a kadar silikon kompozit izolatĂśrleri IEC’ye uygun Ăźretiyoruzâ€? Fiyat bakÄąmÄąndan, silikon izolatĂśrler porselene gĂśre biraz daha pahalÄądÄąr. Ancak avantajlarÄą dikkate alÄąndÄąÄ&#x;Äąnda ikisini karĹ&#x;ÄąlaĹ&#x;tÄąrmak mĂźmkĂźn deÄ&#x;ildir. VAEST’in açĹlÄąmÄą nedir?

Verimli AkÄąllÄą Enerji Sistem Teknolojileri kelimelerinin baĹ&#x; harflerinden VAEST oluĹ&#x;muĹ&#x;tur.

VAEST ne yapÄąyor?

VAEST, elektrik enerjisinin iletim ve daÄ&#x;ÄątÄąmÄąnda kullanÄąlan çevre dostu, son nesil silikon kompozit izolatĂśrler, orta gerilim ayÄąrÄącÄą ve vakum tĂźplĂź yĂźk ayÄąrÄącÄąlar ile çeĹ&#x;itli dahili ve harici epoksi reçine uygulamalarÄąnÄąn Ăźretimini gerçekleĹ&#x;tiriyor.

250 ton kapasiteli sÄąvÄą silikon enjeksiyon makinesi

VAEST’in Ăźretim hattÄą programÄąnda baĹ&#x;ka ne gibi cihazlar var?

550 kV’a kadar silikon kompozit izolatĂśrler, 36 kV’a kadar dahili ve harici tip epoksi reçine izolatĂśr ile SF6 gazlÄą yĂźk ayÄąrÄącÄą gĂśvdeleri ve Ĺ&#x;alt cihazÄą olarak akÄąllÄą yĂźk ayÄąrÄącÄąlarÄą Ăźretiyoruz. Ăœç ay içerisinde 550 kV’a kadar parafudur imal etmeye baĹ&#x;layacaÄ&#x;Äąz. AyrÄąca VAEST ĂźrettiÄ&#x;i silikon kompozit izolatĂśr ve epoksi izolatĂśrlerin tasarÄąmÄąnÄą ve kalÄąplarÄąnÄą kendi fabrikasÄąndaki kalÄąphanede imal etmektedir. KalÄąphanemizin en bĂźyĂźk ĂśzelliÄ&#x;i, mĂźĹ&#x;teri odaklÄą olmasÄądÄąr. MĂźĹ&#x;terilerimizin çÜzĂźm ortaÄ&#x;ÄąyÄąz. Ä°stekleri, kÄąsa sĂźrede ve hÄązlÄą bir Ĺ&#x;ekilde çÜzĂźme ulaĹ&#x;tÄąrmak en Ăśnemli ĂśzelliÄ&#x;imizdir.

TĂœBÄ°TAK’la birlikte geliĹ&#x;tirdiÄ&#x;iniz projeden bahsedelim...

Biliyorsunuz biz elektromekanik sanayisine hizmete 1969 yÄąlÄąnda EMEK Elektrik EndĂźstrisi A.Ĺž. ile baĹ&#x;ladÄąk. ODTĂœ-ETÄ°BANK iĹ&#x;birliÄ&#x;inden Ăźniversite-endĂźstri iĹ&#x;birliÄ&#x;i sonucu EMEK hayata geçmiĹ&#x;tir. 1969 yÄąlÄąndan bu yana birçok geliĹ&#x;im geçiren EMEK, bugĂźn 103 Ăźlkeye, 550 kV gerilim seviyesine kadar akÄąm ve gerilim transformatĂśrleri ve ayÄąrÄącÄą ihraç etmektedir. 1979 yÄąlÄąndan buyana faaliyet gĂśsteren bir baĹ&#x;ka Ĺ&#x;irketimiz BarÄąĹ&#x; Elektrik EndĂźstrisi A.Ĺž.’dir. Bu Ĺ&#x;irketimiz, roket atar ve 60 cm çapta ve 600 cm boyunda fĂźzelerin kompozit borularÄąnÄą yapmakta ve ihraç etmekte veya

latĂśrlerin IEC standartlarÄąna uygun tasarÄąmÄą, proto tipleri imalatÄą, test sertifikalarÄąnÄąn alÄąnmasÄą.â€? FirmamÄąz, Ar-Ge projesine 2011 yÄąlÄąnda baĹ&#x;layarak çok baĹ&#x;arÄąlÄą sonuçlar elde etmiĹ&#x;tir. Ar-Ge çalÄąĹ&#x;masÄą olarak baĹ&#x;layan bu proje ile TĂźrkiye’nin ihtiyacÄąnÄą karĹ&#x;Äąlayacak Ĺ&#x;ekilde endĂźstriyel uygulamaya geçilmiĹ&#x; ve VAEST imalatÄą gerçekleĹ&#x;tirmek Ăźzere EMEK yerleĹ&#x;kesinde 20 milyon dolar yatÄąrÄąm yaparak Ăźretime geçmiĹ&#x;tir. UluslararasÄą akredite laboratuarlardan IEC standartlarÄąna uygun sertifikalar alÄąnarak çalÄąĹ&#x;malar sĂźrdĂźrĂźlmektedir.

TasarÄąm tĂźmĂź ile size ait midir?

500 ton kapasiteli macun silikon enjeksiyon makinesi

savunma sanayi kuruluĹ&#x;larÄąna vermektedir. EMEK imal ettiÄ&#x;i transformatĂśr ve ayÄąrÄącÄąlarÄąn izolatĂśrlerini porselen olarak 1972 yÄąlÄąndan bu yana yurt dÄąĹ&#x;Äąndan temin etmekte ve yÄąlda en az 5 milyon Avro Ăśdemekteydi. VAEST’in ilk kuruluĹ&#x; amacÄą, Emek Elektrik’in trafolarÄąnda kullanÄąlan porselen izolatĂśrlerin yerine silikon izolatĂśr Ăźretmek oldu. ÇßnkĂź Emek Elektrik, kullandÄąÄ&#x;Äą porselen izolatĂśrlerin temin sĂźreleri çok uzun olduÄ&#x;undan, herhangi bir trafo isteÄ&#x;i geldiÄ&#x;inde 4-6 ay arasÄąnda bir teslimat sĂźresi veriyordu, bu da mĂźĹ&#x;teriler için bĂźyĂźk bir sÄąkÄąntÄą yaratÄąyordu. EMEK’in kullandÄąÄ&#x;Äą izolatĂśrlerin TĂźrkiye’de Ăźretilmiyor olmasÄą grubumuzu 2010 yÄąlÄąnda harekete geçirdi. BARIĹž ve EMEK birlikte bir Ar-Ge çalÄąĹ&#x;masÄą baĹ&#x;lattÄąlar. KÄąsa adÄą: SÄ°LKOMÄ°Z 550 olan proje, Ĺ&#x;Ăśyle tanÄąmlanÄąyordu: “550 kV gerilime kadar silikon kompozit izo-

9$(67 6Ăľ/Ăľ.21 9( .2032=Ăľ7 8<*8/$0$/$5,

D 550 kV’a kadar Silikon Kompozit; š 7iaÛ l[ =[h]_ êpebWj�hb[h_ š C[id[j êpebWj�hb[h_ š 9_^Wp Eoka êpebWj�hb[h_ D :[c_hoebk êpebWj�hb[h_ D ;feai_ H[‚_d[Z[d ZW^_b_ l[oW ^Wh_Y_ êpebWj�h" I<, =WpbÛ WoÛhÛYÛ" a[i_Y_ j”f ]�lZ[b[h_ D E= 7oÛhÛYÛ % LWakc J”fb” O”a 7oÛhÛYÛ

9$(67 6LOLNRQ YH .RPSR]LW 8\JXODPDODUĂł òPDODW YH 7LF $ Ä 7HO )D[ ( PDLO LQIR#YDHVW FRP WU :HE ZZZ YDHVW FRP WU

Evet her tĂźr silikon kompozit izolatĂśrlerinin kompozit tĂźp imalat bĂślĂźmĂź BARIŞ’a aittir ve geri kalan kÄąsÄąmlarÄąnÄąn tasarÄąmÄą tamamen kendi Ar-Ge ve mĂźhendislik bĂślĂźmĂźmĂźz tarafÄąndan yapÄąlmaktadÄąr. TasarÄąmÄąn Ăśtesinde, neyin nerede hangi yalÄątÄąm koordinasyonu ile çalÄąĹ&#x;acaÄ&#x;ÄąnÄą 45 yÄąllÄąk deneyimimiz sonucu bildiÄ&#x;imiz için teknoloji geliĹ&#x;tirme tamamiyle bize aittir. Grubumuzda çok gßçlĂź mĂźhendis kodrosu ve Ar-Ge çalÄąĹ&#x;masÄą yapÄąlmaktadÄąr. Ĺžu anda yĂźrĂźyen 12 Ar-Ge projemiz var. Bu yĂźzden ĂśnĂźmĂźzdeki aydan itibaren Ar-Ge grubumuzu ODTĂœâ€™de kurulacak ayrÄą bir Ĺ&#x;irkete taĹ&#x;ÄąyacaÄ&#x;Äąz. Ăœretimde ve testlerde kullandÄąÄ&#x;ÄąmÄąz makinelerin tasarÄąmÄą kendimize aittir. Silikon kompozit izolatĂśr imalatÄą ile imalat sĂźreci ve teslim sĂźresi kÄąsalÄąnca hem mĂźĹ&#x;teri ve hem de EMEK cok ciddi hÄąz ve finansman kolaylÄąÄ&#x;Äą kazandÄą.

ĂœRETIM SĂœRECINDE PORSELEN IZOLATĂ–RĂœN KIRILMA OLASILIÄžI VAR MI? Bu konu bizim ihtisasÄąmÄąz dÄąĹ&#x;ÄąndadÄąr. Silikon kompozit izolatĂśr imalatÄąnda kÄąrÄąlma olasÄąlÄąÄ&#x;ÄąnÄąn ve firenin çok az olduÄ&#x;unu sĂśyleyebilirim. Bunun dÄąĹ&#x;Äąnda, avantajlarÄąna tekrar geri dĂśnersek, silikon kompozit izolatĂśrlerin suyu itme ĂśzelliÄ&#x;i (hidrofobi) vardÄąr. Su tanecikleri izolatĂśr Ăźzerinde durmaz ve bĂśylece kir ve toz zerreciklerinin betonlaĹ&#x;masÄą oluĹ&#x;maz. BinalarÄąn dÄąĹ&#x; cephe boyalarÄą gibi kendi Ăźzerinde kir tabakasÄąnÄąn yaÄ&#x;mur suyu ile temizlenmesi saÄ&#x;lanÄąyor. Ilk yaÄ&#x;mur anÄąnda, damlalarÄąn birleĹ&#x;ememesi elektrik atlamasÄąnÄą engelliyor ve ark oluĹ&#x;muyor.. Porselenden daha uzun ĂśmĂźrlĂźdĂźr. Testlerde ortaya çĹkan sonuç bu. YapÄąlan testler sonucu 30 yÄąllÄąk ĂśmrĂź olduÄ&#x;u kanÄątlanmÄąĹ&#x;tÄąr. GERI DĂ–NĂœĹžĂœM BAKIMINDAN, DOÄžAYA GERI DĂ–NĂœĹžĂœMĂœ BAKIMINDAN NASILDIR? Silikonun esasÄą kumdur. DoÄ&#x;aya zararÄą yoktur. DARBELERE KARĹžI DAYANIKLI MI? Hem mekanik ve hem de elektrik yĂśnĂźnden çok dayanÄąklÄądÄąr. Mekanik dayanÄąmÄą kompozit kÄąsÄąm ve elektrik dayanÄąmÄą ise silikon bĂślĂźmĂź kazandÄąrmaktadÄąr. Elektrik kÄąsa devresinin, rĂźzgarÄąn, sismik olaylarÄąn yarattÄąÄ&#x;Äą kuvvetlere karĹ&#x;Äą eÄ&#x;ilme, burulma, çekme veya baskÄą deÄ&#x;erleri dikkate alÄąnarak tasarÄąm ve imalat yapÄąlmaktadÄąr. 550 kV’a kadar kompozit askÄą ve gergi izolatĂśrleri

TĂźpleri BarÄąĹ&#x;’ta mÄą yapÄąyorsunuz?

Evet, tĂźpleri BARIĹž imal ediyor. YalnÄąz, biz oyuk izolatĂśrleri sÄąvÄą silikon ile imal ediyoruz. Geri kalan bĂźtĂźn izolatĂśrleri sÄąvÄą ya da katÄą yapabiliyoruz; DÄąĹ&#x;arÄąsÄąna silikon dĂśkĂźyoruz, ĂźstĂźne de metal flanĹ&#x;larÄą takÄąyoruz. Cam elyafÄą tĂźpĂźn Ăźzerine silikon baskÄą yapÄąlÄąyor. AskÄą, gergi ve mesnet izolatĂśrlerinde kompozit çubuk kullanÄąyoruz. BunlarÄą Ĺ&#x;u anda ithal ediyoruz fakat ßç ay sonra kendimiz imal edeceÄ&#x;iz.

550 kV’a kadar kompozit oyuk izolatÜrler


Sayfa Örneği 17 Kasım Salı 2015

Elektrik-Elektronik Mühendisliği

Gersan: Hedefimiz kaliteli ve iyi malzemeyi sürekli olarak üretmektir

GERSAN A.Ş. 35 yıllık üretim geçmişinde sürekli kalitenin gelişmesini hedefleyerek ülkemizin elektro-mekanik sektörüne üstün özelliklerde malzemeler üretmiş ve bu konuda takip edilen piyasa liderliğine yükselmiştir.

E

lektrik sektörünün öncü kuruluşlarından olan GERSAN A.Ş., üretimlerine 1980 yılında başlamış ve bugüne dek 35 yıllık bir deneyime sahip olmuştur. Kalite politikamız, müşterilerimizin isteklerini karşılayacak kaliteli ürün ve hizmetleri en ekonomik şekilde sunmak, zamanında teslim etmek, hizmetin ve kalitenin sürekliliğini sağlamaktır. GERSAN A.Ş. %100 Yerli sermayeli ve %60 oranında BIST’e kote olmuş bir şirkettir. Bugün itibariyle, Tuzla-İstanbul merkezli yönetimimizle Dubai-BAE bünyesinde kendi ofisimiz yer almaktadır ve üretimlerimizi 50.000 m2 kapalı alana sahip Çaycuma-Zonguldak fabrikamızda, 400 e yakın personel ile “sürekli kaliteyi” temin edecek şekilde yapmaktayız. Rusya ve çevresindeki ülkeler ile Türki Cumhuriyetlere

hizmet vermek adına faaliyete geçirdiğimiz Kaliningrad-Rusya fabrikamız da ilgili pazar için çok avantajlı bir konuma sahip olmuştur. %100 olarak sahip olduğumuz Katar Şirketimizle Katar’da da faaliyetlerimiz artarak devam edecektir. Gerek ürünlerimizde kullandığımız üretim prosesleri ve kullanılması gerekli hammadde esasları, gerekse ürün özelliklerinin en son teknik ve teknolojik gelişmelere paralel olması ile üretilen malzemelerin mükemmeliyete ulaşmasını sağlamıştır. Bunu sürekli kılmak için de onlarca AR-GE faaliyeti gerçekleştirmekte ve gerekli ulusal-uluslararası kalite belgelendirmelerine eksiksiz sahip olmayı prensip edinmiştir. Bu sayede üretimlerinin %75’ini uluslararası firma ve projelere ihraç eden bir firma konumuna gelmiştir.

Trafo Merkezleri Substations

Rüzgar Santralleri Wind Power Plants

Hidroelektrik Santralleri Power Plants

6HNRQGHU 3URMH dL]LPL YH 3DQR úPDODWODU×

Secondary Project Drawing and Panel Manufacturing

Standartları Belirler...

ISO 9001-14001-18001 http://www.gersan.com.tr e-mail:info@gersan.com.tr

6


MİLLİYET GAZETESİ MOBİL’DE VE ÜCRETSİZ... BASILI + DİJİTAL GAZETEDE BİR GÜNDE 829 BİN KİŞİYE ULAŞIYORUZ...

MİLLİYET GAZETESİ MOBİL’DE VE ÜCRETSİZ...

Dijital

Basılı

Ayrıntılı bilgi için: info@kaynakelektrik.com • Tel: 0 212 272 5959 (PBX)


HABER

www.elektrikdergisi.com

Adana, Samsun, Mersin ve Denizli’de EMO Şube Seçimleri Sonuçlandı üyeliklerine Cem Hüzmeli, Erol Ayas, Duran Kaya, Özlem Ekemen, Murat Biçer, Sevda Tekin ve Cantekin İşcan seçildi. Şükrü Sarımsakçı, Mevlüt Bulgur ve Ali Eraslan şube denetçisi olurken; Nihat Gül, Ahmet Dokgöz ve Mahir Beştek de yedek şube denetçisi olarak belirlendiler.

Adana

Denizli

Adana

Adana

EMO Adana Şubesi`nin 16. Olağan Genel Kurulu Adana Şube Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Mak ve EMO Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Yeşil`in açılış konuşmalarıyla başladı. Gözlemci olarak EMO Onur Kurulu Üyesi İsa Güngör`ün görev yaptığı Genel Kurula EMO Denetleme Kurulu Başkanı Gıyasi Güngör de katıldı. Genel Kurula CHP Adana Milletvekili

Zülfikar İnönü Tümer, Seyhan Belediye Başkanı Zeydan Karalar da konuk oldu. Tek liste ile gidilen seçimler 24 Ocak günü şube binasında gerçekleştirildi. Seçimler sonucunda, Mehmet Mak, İlhan Yıldırım, İbrahim Efdal Çiçekdemir, Derya Olpak Kadeş, Bilal Tanburoğlu, Turgay Kökten ve Mehmet Çağrı Çetiner yeni Yönetim Kurulu`nu oluşturdular. Yönetim Kurulu yedek

Denizli Şube Genel Kurulu, Denizli Esnaf Sarayı Konferans Salonu`nda gerçekleşti. EMO Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Yeşil`in de hitap ettiği Genel Kurul`a, Yönetim Kurulu Yazmanı Hüseyin Önder, Saymanı İrfan Şenlik ve Yönetim Kurulu Üyesi Abdullah Büyükışıklar katıldı. TMMOB Yüksek Onur Kurulu Başkanı Cengiz Göltaş ve EMO Denetleme Kurulu Başkanı Giyasi Güngör`ün de yer aldığı Genel Kurul`da gözlemci olarak Mustafa Asım Rasan görev yaptı. Genel Kurul`un ikinci günü yapılan seçimlerde Demokrat Mühendisler ve Meslekte Birlik listeleri yarıştı. Demokrat Mühendisler Grubu`nun kazandığı seçimler sonucunda, Bülent Pala, Arif Dönmez, Fatih Mardinoğlu, Burcu Ceren Sarıoğlu, Eylem Ölmezoğlu Poyraz, Mustafa Deveci ve Mahmut Kaya Yönetim Kurulu üyeleri olarak belirlendiler. Murat Kodal, Halil İbrahim Kurt, Engin Karayol, Ozan Eryavuz, Mehmet Anıl Bozkurt, Efe Şirin ve Arkan Atalay ise Yönetim Kurulu yedek üyeleri oldular. Turay Volkan Ayanoğlu, Erdem Durmaz ve Hakan Ethem

27 Ocak

2016


DENİZLİ

Demirhan şube denetçisi olarak seçilirken, Mehmet Erken, Serhan Kar ve Ozan Verim de yedek şube denetçisi olarak belirlendiler.

Mersin

EMO Mersin Şubesi 9. Olağan Genel Kurulu, Mersin Şube Yönetim Kurulu Başkanı Seyfettin Atar`ın açılış konuşmasının ardından Divan`ın oluşturulmasıyla gündem kapsamında genel kurul çalışmaları devam etti. EMO Yönetim Kurulu Yazmanı Hüseyin Önder‘in konuşma yaptığı EMO Mersin Şube Genel Kurulu‘nda EMO Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Aksöz de yer aldı. Mersin milletvekilleri Aytuğ Atıcı, Serdal Kuyucuoğlu ve Hüseyin Çamak da konuk olarak katıldı. EMO Yönetim Kurulu Yedek Üyesi Mustafa Demirören`in gözlemci olarak

MERSİN

28 Ocak

2016

SAMSUN

yer aldığı genel kurulun ikinci gününde seçimler yapıldı. Tek listenin yer aldığı seçimler sonucunda; Seyfettin Atar, Alkan Alkaya, Hasip Selçuk, İsmail Alkaya, Hanifi Yayıcı, Umut Temizkan ve Ahmet Sert EMO Mersin Şube Yönetim Kurulu asıl üyeleri olarak seçildiler. Cevher Ak, Mustafa Berkan, Çağla Bulut, Cenk Özdemir, Berkcan Gücer, Onur Uysal ve Görkem Türkmen de Yönetim Kurulu yedek üyeleri olarak belirlendiler. Saffet Özdemir, Veysel Baysal ve Caner Doğru EMO Mersin Şube denetçi üyeleri; Mesut Dumlu, Coşkun Aşık ve Zülfikar Ak da yedek denetçi üyeler oldular.

Samsun

EMO Samsun Şube Genel Kurulu kapsamında yapılan seçimlerde beyaz listenin 107 oyuna karşılık, mavi listenin 261 oyuyla şube yönetimi ve denetçileri

belirlendi. Gözlemci olarak EMO Yönetim Kurulu Saymanı İrfan Şenlik`in yer aldığı genel kurulda, Divan Başkanlığı`nı Tevfik Fikret Demirel, Başkan Yardımcılığı`nı Mehmet Gökçek ve yazmanlığı da İlyas Özcan ile Safa Mert Keleş yaptı. EMO Samsun Şube 15. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Özdağ`ın konuşmasının ardından EMO Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Yeşil, EMO Samsun Şube üyelerine hitap etti. Konuk konuşmacılara söz verilmesinden sonra gündem kapsamında raporların sunumu yapıldı. EMO Samsun Şube 15. Dönem Yönetim Kurulu Çalışma Raporu, EMO Samsun Şube 15. Dönem Yönetim Kurulu Yazmanı Murat Kardaş ve Saymanı Adnan Korkmaz tarafından okundu. EMO Samsun Şube Tahmini Bütçesi de EMO Samsun Şube 15. Dönem Yönetim Kurulu Saymanı Adnan Korkmaz tarafından sunuldu. Mavi listenin kazandığı seçimler sonucunda EMO Samsun Şubesi’nin yeni yönetimi “Mehmet Özdağ, Adnan Korkmaz, Murat Kardaş, Ersan İşçi, Tamer Bilal, Tarık Tarhan ve İbrahim Deniz Saygılı”dan oluştu.



HABER

www.elektrikdergisi.com

Vatandaşa Gazlı Fiyat Gaz fiyatlarında belirleyici olan petrolün fiyatı son 3 yılda 116 dolardan 28 dolara geriledi. Benzin ve motorinde olduğu gibi doğalgazdan yüksek vergi alınmıyor. Buna rağmen kamu şirketi BOTAŞ, ısrarla gazda indirim yapmıyor. 200 dolar civarı fiyatla alınan doğalgaz, abonelere 340 dolar gibi fahiş fiyatla satılıyor.

D

oğalgaz fiyatlarında belirleyici olan petrolün fiyatı ise son üç yılda 116 dolar rakamlarından 28 dolara geriledi. En fazla doğalgaz alınan Gazprom, bu yılın ilk yarısı için ortalama doğalgaz fiyatını bin metreküp için 184 dolar açıkladı. Ancak petrolün rekor oranda düşmesine rağmen benzin ve motorinde olduğu gibi, doğalgaz da ucuzlamıyor. Bu nedenle havaların soğuduğu bu aylarda abonelerin faturaları daha da şişecek. Oysa anlaşmalarda yer alan formüle göre doğalgaz fiyatı, ham petrol fiyatlarındaki değişimler dikkate alınarak üç ayda bir yeniden belirleniyor. Petrol fiyatı, 147 dolarla zirve yaptığı Temmuz 2008’den bu yana yüzde 81 düşüşle 28 dolara geriledi. Aynı dönemde dağıtım şirketlerinin abonelere sattığı gazın fiyatı yüzde 61 oranında artış gösterdi. En fazla doğalgazın satıldığı İstanbul, Ankara, İzmir gibi illerde 1 metreküp doğalgaz abonelere 50-60 kuruş civarı fiyatla satılırken rakam bu yılın ilk ayında 1 liraya çıktı. Bunun en önemli nedeni, dağıtım şirketlerinin gaz aldığı kamu şirketi BOTAŞ’ın indirime gitmemesi. Enerji Yönetimi kaynakları ‘doğalgaz fiyatlarındaki düşüşün farkında olduklarını, ancak son yıllarda BOTAŞ’ın bozulan mali yapısını düzeltmek için indirime gidilmediği bilgisini’ verdi. Sektör kaynakları ve uzmanlara göre ise doğalgazda 50 dolar civarı indirim şart (bin metreküp üzerinden).

30 Ocak

2016

Türkiye yıllık doğalgaz tüketimi 49,2 milyar metreküp (2014). İhtiyacın tamama yakını ithalat yoluyla karşılanıyor. İthalatta (boru gazı) Rusya 54,76 oran ile ilk sırada (Kamu-özel dahil), İran 18,13 oran ile ikinci ve Azerbaycan 12,33 pay ile üçüncü sırada yer alıyor. LNG’de ise (sıvılaştırılmış gaz) Cezayir 8,48, Nijerya da 2,87 paya sahip. Acil durumlarda da gaz açığını kapatmak için spot LNG alımı yapılıyor. Satışa sunulan doğalgazın yüzde 48’i elektrik üretiminde, yüzde 25’i sanayi ve yüzde 19’u da konutlarda tüketiliyor. Geri kalan bölüm ise gübre, ulaşım, hizmet gibi sektörlere gidiyor.

BOTAŞ’IN ALIM MALİYETİ DÜŞTÜ

Kamu şirketi BOTAŞ; Rusya, İran, Azerbaycan’dan boru gazı, Cezayir ve Nijerya’dan ise LNG alıyor. İhtiyaç duyulan doğalgazın yüzde 90’ı boru gazı olarak alınıyor. Bu gazın da yarıdan fazlası Rusya’dan ithal ediliyor. Bu nedenle Türkiye iç pazarında Rus şirketi Gazprom’un satış fiyatı belirleyici oluyor. Rus şirketi Gazprom’a göre bu yılın ilk çeyreğinde petroldeki düşüşe paralel bin metreküp doğalgazın fiyatı ortalama 184 dolar olacak. Gazprom’un en iyi müşterilerinden olan BOTAŞ ise bin metreküp gazı 2016 yılı ilk döneminde 210 dolar civarı bir fiyatla alacak. Uzmanların 2016 yılı ilk dönemi için yaptığı hesaplamaya göre bin metreküp doğalgaz için Ruslara 210 dolar, Azerbaycan’a 225 dolar ve İran’a 275 dolar civarı bir ödeme söz konusu. Kesin fiyatlar yeni yılın ilk fatura dönemi olan şubatta netleşecek. Türkiye’nin yaptığı pahalı doğalgaz alım anlaşmalarının yanı sıra, son yıllarda sürekli artan döviz kuru da gazın ucuzlamasını engelleyen diğer etkenler arasında ilk sırada yer alıyor. Diğer ülkelerin doğalgaz anlaşmalarında da fiyat için benzer formül kullanılıyor.



HABER

www.elektrikdergisi.com

“Türkiye, YEDAŞ ile Ödüle Koşuyor” Avrupa İşletme Ödülleri’nin (European Business Awards) Ulusal Şampiyonu olan YEDAŞ, Çevre ve Kurumsal Sürdürülebilirlik Ödülü Kategorisi’nde finale doğru ilerliyor. “Türkiye, YEDAŞ ile Ödüle Koşuyor! Sen De Destek Ol!” sloganıyla yola çıktıklarını belirten Genel Müdür Türkoğlu, “Paydaşlarımızı bu ödül yolculuğuna ortak olmaya davet ediyoruz” dedi

YEDAŞ Genel Müdürü Nurettin Türkoğlu

Y

EDAŞ, ülkemizin 2015-2016 yılı Avrupa İşletme Ödülleri’nin (European Business Awards) Ulusal Şampiyonu oldu. Yarışmanın ilk aşamasını başarıyla geçen ve yarışmanın ikinci aşaması olan halk ve jüri oylamasının yapılacağı süreç için tüm paydaşlarına SMS, mail ve sosyal medya gibi birçok iletişim kanalları üzerinden ‘oylama süreci’ hakkında duyuru yapan YEDAŞ’ın, web sitesi tıklanma rekorları kırdı. European Business Awards (EBA) tarafından “Başarılı, İnovatif, Etik ve Uluslararası Sürdürülebilirlik” prensiplerini aktif bir biçimde sergileyen, ‘En Dinamik ve Heyecan Verici’ şirket unvanının verildiği YEDAŞ, başarısını tüm dünya üzerindeki paydaşlarına ulaşabileceği iletişim kanallarını kullanarak paylaşıyor. Yarışmanın birinci aşamasını başarıyla geçen YEDAŞ, European Business Awards’ın ikinci aşaması olan halk oylaması için hazırladığı tanıtım

32 Ocak

2016

videosu, ödül programının internet sitesinde yer almaya başladı. “Türkiye, YEDAŞ ile Ödüle Koşuyor! Sen De Destek Ol!” sloganıyla tüm iletişim kanallarını kullanarak paydaşlarına ulaşmayı hedeflediklerini belirten YEDAŞ Genel Müdürü Nurettin Türkoğlu, “Şirketimizin kurumsal olarak kullandığı SMS, sosyal medya, web sitesi ve en önemli paydaşları arasında yer alan medyanın iletişim gücünü kullanarak, tüm paydaşlarımıza ulaşıyoruz” dedi. “İlk duyurularımız web sitemizde tıklanma rekorları kırdı” diyen Genel Müdür Türkoğlu, “Mesajımız gayet açık ve net. Karadeniz’den yükselen enerji devi YEDAŞ, şampiyonluğa koşuyor” diye konuştu. Türkoğlu, “Kurumsal web sitemiz olan www.yesilirmakedas.com üzerinden oylamaya katılabiliyorsunuz. Sorumluluk bölgemizdeki tüm kamu kurum ve kuruluşlara, özel sektör ve çözüm ortaklarımız gibi her alanda iletişim kurduğumuz paydaşlarımıza mail atıldı, oylama süreci anlatılarak, bu yolculuğa ortak olmalarını istendi. Çevre ve Kurumsal Sürdürülebilirlik Ödülü Kategorisi’nde yarışıyoruz. Bu oylama süreci oldukça önemli. Hem halk hem de jüri oylamasının olacağı bu süreçte YEDAŞ, Ruban D’Honneur Ödülü sahibi olacak ve Final Jüri Toplantısı’na katılma hakkını elde edecek” dedi. Tüm dünyadan dileyen herkesin oylamaya katılabileceği program kapsamında YEDAŞ’ın katılım videosunu izlemek ve oy vermek isteyenler http://www. businessawardseurope.com/vote/detail-new/ turkey/14831 linkinden ulaşabiliyor. Oylama 26 Şubat 2016 tarihine kadar devam edecek.



HABER

www.elektrikdergisi.com

İSTANBUL ANADOLU YAKASI ELEKTRİK ŞEBEKESİ SCADA İLE DAHA AKILLI

AYEDAŞ, İstanbul Anadolu Yakası’nda 119 ana dağıtım merkezini izleyerek uzaktan kumanda edebilecek SCADA sistemi çalışmalarını yeni yılın ilk aylarında daha yoğun olarak sürdürecek. stanbul Anadolu Yakası’nda akıllı şebeke projelerini hayata geçirmeye devam eden AYEDAŞ, Kontrol ve Veri Toplama Sistemi SCADA ile ilgili çalışmalarını yoğunlaştırıyor. SCADA ile İstanbul Anadolu Yakası’ndaki elektrik dağıtım sistemi uzaktan izlenerek anlık olarak takip ve kontrol edilebilecek. SCADA ile İstanbul Anadolu Yakasında toplam 119 ana dağıtım merkezi uzaktan izlenerek kumanda edilebilecek ve orta gerilim elektrik şebekesindeki kesintilerden anında haberdar olunarak mümkün olan yerlerde alternatif kanallardan enerji verilebilecek ve arızlara en kısa sürede müdahale edilebilecek.

İ

Şebeke işletimi ve yönetiminde yeniliklere imza atan AYEDAŞ, SCADA sistemi ile orta gerilim kesintilerinden anında haberdar olup enerjisiz kalan bölgeyi en kısa sürede enerji sağlayarak elektrik kesintilerini minimuma indirecek. Aynı zamanda sistemin yük dengesi kontrol edilerek arızalar önceden önlenebilecek. Yatırımlara yön verilerek müşterilere daha iyi hizmet sağlayacak şebeke altyapıları oluşturulacak. SCADA Projesi ile sahada manuel olarak yapılan birçok işleme artık uzaktan müdahale edilebilecek. Proje, sürdürülebilir enerji elde edilmesine katkıda bulunurken, otomasyon ile iş sağlığı ve güvenliği konusunda da iyileşme sağlayacak. Sistemin devreye alınması sırasındaki çalışmalar esnasında herhangi bir güvenlik riski yaşanmaması için planlı elektrik kesintiler yapılacak ve bu kesintiler 48 saat öncesinden AYEDAŞ tarafından kamuoyu ile paylaşılacak.

Elektriğe, yüzde 7 oranında zam

E

lektrik fiyat tarifeleri, yılbaşından itibaren yüzde 7’ye yakın zamlanırken, elektrik faturalarında yer alan çeşitli elektrik kalemleri tek bir başlık altında toplandı. Yani 1 Ocak’tan itibaren yürürlüğe giren yeni tarife tablolarında elektrik faturalarında kayıp-kaçak, iletim, dağıtım ve perakende satış hizmet bedellerinin payının ne olduğunu görmek mümkün olmayacak. Aboneler bunların hepsini ‘Dağıtım Bedeli’ adı altında ödeyecek. Aktif enerji bedeli ile TRT fonu ve Enerji fonu gibi yüzdesel olarak tahsil edilen bedeller aynen faturalarda yer alacak. Sivil toplum temsilcileri ise bu karara tepkili. Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Yeşil,

34 Ocak

2016

“Elektrik faturalarına karartma uygulanmıştır. Bu karatma, çokça sözü edilen şeffaflık ilkesine aykırı olduğu gibi, tüketicinin bilgilenme hakkının gaspı anlamına geliyor. Yeni tarife dönemiyle birlikte, perakende satış hizmet bedeli ve elektrik satın alış maliyeti, tek bir kalem haline getirilmiş olup; bu kalem içinde şirketlerin tahsil edecekleri brüt kâr marjı da yer almaktadır. Tarifede bu kalem ‘perakende enerji bedeli’ olarak isimlendirilmiştir. Tarifede ‘dağıtım bedeli’ olarak toplulaştırılan kalem içerisine ise TEİAŞ adına tahsil edilen iletim bedeli, dağıtım şirketleri adına tahsil edilen dağıtım bedeli ve yine dağıtım şirketlerine aktarılan kayıp-kaçak bedeli dahil edildi” dedi.



HABER

www.elektrikdergisi.com

Geleceğin enerji kaynakları Danışmanlık şirketi KPMG, enerji sektöründe 2035 yılında ortaya çıkabilecek dört senaryoyu inceledi. Buna göre, gelecekte ay ışığından elektrik üretiminden ateşböceği geninden üretilen bitkilerin sokak aydınlatmasında kullanılmasına kadar ilginç bazı yöntemlerle enerji sağlanabilir.

K

PMG raporu, enerji sektöründe yaşanan zorluklar ve krizlerin stratejik düşünce ve yaratıcılığa olan ihtiyacı ortaya çıkartarak, inovasyonu teşvik edeceğine işaret ediyor. İşte enerjide “Yarının fırsatları” olarak ortaya konulan ve gelecekte karşılaşabileceğimiz bazı gelişmeler: • Kablosuz enerji (2019): Kablosuz elektrik aktarma konusunda ilk başarılı sonuçlar, yeni kurulan bir şirket olan Ossia’nın “cota” sistemiyle alındı. Sistem, wi-fi, bluetoothve ZigBee’nin kullandığı dalga aralığını kullanarak on metre uzaklığa kadar enerji aktarımı yapabiliyor. Alıcının göndericinin görüş alanında olmadığı durumlarda bile enerji aktarımı başarılı bir şekilde test edildi. • Batarya olarak kablo (2021): Gömleğinizin cep telefonunuzu şarj edebilmesini ister miydiniz? Central Florida Üniversitesi’nde araştırmacılar elektrik depolama özelliği olan bir kablo geliştirdiler. Bu kabloyu lif haline getirerek veya tekstil ürünlerine entegre ederek her türlü kıyafeti bir bataryaya dönüştürmek mümkün. Bu durumda

36 Ocak

2016

elektriği sadece prizden değil giyim mağazalarından da alabileceğiz. Tekstil üreticileri aynı zamanda elektrik üreticisi olacak. • Duvardan ısıtma: Yeni geliştirilen alçı paneller kullanılarak geleneksel duvarlara sahip binalarda ısıtma maliyetleri yüzde 40’a kadar düşürülebiliyor. Panellerde alçının yarısı parafin parçacıklarından oluşuyor. Bunlar sayesinde gün içinde emilen sıcaklık gece boyunca içeri veriliyor. Ateşböceği aydınlatması (2025): Biyoışıldama kullanan ateşböcekleri uygulanan enerjinin sadece yüzde 5’ini ısıya, yüzde 95’ini ise ışığa dönüştürebiliyor. Bu, modern LED’lerin bile erişemediği bir orandır. Bundan yola çıkan bazı araştırmacılar ateşböceklerinin genlerini ağaçlara aktararak biyolojik sokak aydınlatması geliştirmeye çalışıyor. Ahşaptan enerji (2022): Maryland Üniversitesi’nde (ABD) araştırmacılar ahşap lifleri kalayla kaplayıp sodyum çözeltisi içine yerleştirdi. Bu prototip 400 şarj döngüsünü başarıyla tamamladı. Bu batarya örneğin güneş enerjisi tesislerinde büyük miktarlarda enerjinin depolanmasında kullanılabilir. Güneş boyasından enerji (2023): Kuantum noktalar, yani elektrik üreten nano parçacıklar, kaplama malzemesinin içine katıldığında boya olarak kullanılabilen güneş hücreleri ortaya çıkıyor. Bu güneş boyası ile evlerin bütün duvarlarını güneş hücresi olmaksızın elektrik jeneratörüne çevirmek mümkün olacak. Batarya olarak tuz (2017): Bu sistem günümüzde kullanılan bataryalardan çok daha ucuza mal edilebiliyor. Enerji kullanılarak tuz eritiliyor ve bu tuz bir sonraki tüketim artışına kadar muhafaza ediliyor. Daha sonra ısı dönüştürücüler kullanılarak tuzdaki enerji açığa çıkarılıyor ve elektriğe dönüştürülüyor. Ay ışığından enerji (2020): Rawlemon Company’nin ürettiği yüksek verimli Beta. ray kolektörler ay ışığını bile elektriğe çevirebiliyor. Cep telefonlarının şarjında kullanılacak ilk kitlesel üretim ürünlerinin önümüzdeki günlerde piyasaya sürülmesi bekleniyor.


Ý

Üretim

C

A

Taahhüt

Müþavirlik

Bus-Bar Sistemleri • Ana Daðýtým Panolarý • Çekmeceli Panolar • MCC Panolar • Aydýnlatma ve Priz Panolarý Mimik Kumanda Panolarý • Metal Clad Hücreler • Metal Köþkler • Mobil Köþkler Fiberoptik Altyapýlar Havaalanlarý • Raylý Sistemler • Otoyol ve Tüneller • Pompa Ýstasyonlarý • Hidroelektrik Santraller Trafo Merkezleri • Silo Tesisleri • Endüstriyel Tesisler

R

E

T

Üretim

A Ö. Z Þ G E N .

E L E K T R Ý K

V E

T Ý C A R E T

A . Þ .

Ta M a hü h üþ t a v i r lMiü k þavirlik

• MCC Bus-Bar • MCC Panolar • Aydýnlatma ve Priz Panolarý Panolar Sistemleri • • AnaAydýnlatma Daðýtým Panolarý • Çekmeceli ve Panolar Priz Panolarý • Mobil Köþkler er • Mobil Mimik Kumanda Köþkler Panolarý • Metal Clad Fiberoptik Hücreler • Metal Köþkler Altyapýlar Fiberoptik Altyapýlar a Ýstasyonlarý Havaalanlarý • • Raylý Hidroelektrik Sistemler • Otoyol ve Tüneller •Santraller Pompa Ýstasyonlarý • Hidroelektrik Santraller düstriyel Tesisler Trafo Merkezleri • Silo Tesisleri • Endüstriyel Tesisler

1. Organize Sanayi Bölgesi Göktürk Caddesi No:8 06935 Sincan - Ankara 0(312) 267 10 25 0(312) 267 10 28 info@ozgen.com ÖZGEN ELEKTRÝK VE TÝCARET A.Þ.

No:8 06935 1. Organize Sincan Sanayi Bölgesi - Ankara Göktürk Caddesi No:8 06935 Sincan - Ankara 10 28 info@ozgen.com 0(312) 267 10 25 0(312) 267 10 28 info@ozgen.com

om

www.ozgen.com w w w . oz g e n . co m


HABER

www.elektrikdergisi.com

EMO’DAN, Can Dündar ve Erdem Gül’e onur ödülü MİT TIR’ları haberleri nedeniyle tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne konan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve gazetenin Ankara Temsilcisi Erdem Gül, Hasan Balıkçı Onur Ödülü’yle ödüllendirildi.

H

asan Balıkçı`nın anısına Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) tarafından iki yılda bir verilen ‘Hasan Balıkçı Onur Ödülü’, bu yıl İstanbul`da Silivri Cezaevi’nda tutuklu bulunan Can Dündar’a ve Erdem Gül’e verildi. EMO Genel Başkanı Hüseyin Yeşil, cezaevi önünde EMO yöneticilerinin de katıldığı umut nöbeti sırasında bu yılki ‘Hasan Balıkçı Onur Ödülü’nünü Silivri Cezaevi tutuklu bulunan Can Dündar’a ve Erdem Gül’e verildiğini açıkladı. Ödülün açıklanması nedeniyle cezaevi önüne gelen EMO üyeleri ‘Özgür basın için ayaktayız’, ‘Haber alma hakkın insan hakkıdır, devlet sırrı olamaz’ dövizlerini taşıdı. Ödül, 1 Nisan’da Ankara’da düzenlenecek EMO 45. Genel Kurul Toplantısı’nda takdim edilecek. Ödül, bu tarihe kadar Can Dündar ve Erdem Gül’ün serbest kalmaları durumunda bizzat kendilerine, diğer durumda yakınlarına teslim edilecek. Ödülü açıklayan Yeşil, “Ödülümüz Can Dündar ve Erdem Güle mesleklerini, gazeteciliği, halkın haber alma hakkını, kamuoyunun gerçekleri bilmelerini savundukları için, baskıya ve tutuklanmaya maruz kaldıkları için verilmiştir.” dedi. Yeşil, devamında şunları söyledi: “Demokratik ülkelerde kamu adına iktidarı denetleyen dördüncü güç olarak kabul edilen basın ülkemizde ‘ya iktidarın sesi ol, ya da yok ol’ denilerek ‘kırk katır mı

38 Ocak

2016

kırk satır mı’ uygulamasına tabi tutulmaktadır...Özgür basının olmadığı bir ortamda ne demokrasiden ne insan haklarından söz etmek mümkün değildir.” Ödülün açıklanması törenine katılan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Filiz Kerestecioğlu ise “Bu mesleğin zorluklarını biliyorum. Şu andaki zorluklar ise dayanılmaz boyutlarda. 10 Ocak, gazetecilik yapma değil yapamama günü. Ortada ne özgür basın var, çok sayıda Kürt gazeteci de sadece haber verdikleri için tutuklular. Ülkede barış yok, bir savaş ortamı var. Bu ortam yavaş yavaş hazırlanarak aslında giderek basın ve ifade özgürlüğünün de engellendiği ve halkın haber

alma hakkının engellendiği bir mecraya sürüklendi.” ifadelerini kullandı. CHP Milletvekili Orhan Sarıbal ise gazetecileri ziyaret etme adına izin alamama ve bu konuda Adalet Bakanı’na ulaşamamadan yakındı. Sarıbal, “Bakanla iletişim kurma kanalımız tıkalı... Ama bakana şunu söylüyoruz. Siz Tayyip’in sarayın bakanı olabilirsiniz. Siz AP iktidarının bakanı olabilirsiniz. Ama benim bakanım değilsiniz.” diyerek, bunun hesabını Meclis’te bakandan soracağını dile getirdi. Sarıbal konuşması sonunda “Bütün bu sürecin aslında bu ülkede uygulanmak istenen faşizmin provası olarak değerlendiriyorum.” şeklinde konuştu



HABER

www.elektrikdergisi.com

İstanbul Nükleer Santraller Zirvesi Mart’ta Akkuyu, Sinop ve üçüncü nükleer santral projelerinde yer almak isteyen yabancı yatırımcılar İstanbul’da üçüncü kez düzenlenecek Uluslararası Nükleer Santraller Zirvesi’nde buluşuyor.

Z

irve’ye yedi büyük enerji firmasıyla katılacağını açıklayan Finlandiya Nükleer Enerji Derneği, Ortadoğu’daki nükleer projeler için İstanbul’u giriş kapısı olarak görüyor. Her yıl Zirve’de yer alan Rosatom’un bu yılki katılımı ise Akkuyu’da yola devam demek için kritik bir anlam taşıyor. Nükleer ekonomisinin nabzını tutan Uluslararası Nükleer Santraller Zirvesi, üçüncü kez kapılarını 8-9 Mart 2016 tarihlerinde İstanbul WOW Convention Center’da açacak. Güneydoğu Avrupa ve Ortadoğu’nun en büyük nükleer etkinliği olan Uluslararası Nükleer Santraller Zirvesi, bu yıl yabancı katılımcılarla dikkat çekiyor. Türkiye, Ortadoğu ve Afrika’daki nükleer projeleriyle yakından ilgilenen Finlandiya, Zirve’ye Warstila, Inspecta, Konecranes, VTT, Fortum, Platom Oy, Qualifinn olmak üzere yedi önemli enerji firmasıyla katılacağını açıkladı. Türkiye’nin Ortadoğu’ya nükleer teknoloji transferi için üs konumuna geldiğine

40 Ocak

2016

dikkat çeken Nükleer Sanayi Derneği Kurucu Genel Sekreteri Koray Tuncer, Zirve’ye bu yıl Finlandiya’nın damgasını vuracağını belirtti.

‘AKKUYU KARARLILIĞI İÇİN KRİTİK ÖNEM TAŞIYOR’ Rusya’nın Zirve’ye katılımıyla ilgili de açıklamalarda bulunan Koray Tuncer şunları söyledi: “Rosatom’un Zirve’ye katılımı Akkuyu’daki kararlılığını göstermesi için kritik önem taşıyor. Bu yıl Rosatom’un hem kendisinin hem de tedarik zincirindeki firmalarla birlikte Zirve’ye aktif katılması, Akkuyu projesine kararlılıkla devam edeceklerini göstermesi için de fırsat olacak.” Koray Tuncer, II. Zirve’de 122 yabancı firmanın katıldığı Uluslararası Nükleer Santraller Zirvesi’nde bu yıl yer alması beklenen diğer ülkeler arasında Brezilya, Arjantin, Japonya, Macaristan, Hindistan, Almanya, İspanya, Kenya, Katar, İsviçre, Çin, Kore, İsveç ve Norveç’in de bulunduğunu belirtti.



HABER

www.elektrikdergisi.com

Kipa’dan Çevre Dostu Mağazalar Enerji tasarrufu alanındaki hedeflerini planlanandan önce yakaladığını duyuran Kipa, bugüne dek çevre dostu uygulamalarıyla doğaya ancak 100 bin ağacın yapabileceği miktarda katkı sağladı

T Arçelik’e Enerji Verimliliği Haftası’nda iki Ödül ‘Dünyaya Saygılı, Dünyada Saygın’ vizyonu doğrultusunda, kaynakların verimliliğine odaklanan Arçelik A.Ş., Enerji Verimliliği Haftası kapsamında iki ödüle birden layık görüldü.

A

rçelik A.Ş., 14-16 Ocak tarihleri arasında bu yıl 35.’si düzenlenen Enerji Verimliliği Forumu ve Fuarı’na enerji verimli ürünleri ile tam destek verdi. Enerji Verimliliği Haftası kapsamında, Arçelik A.Ş. bu yıl da iki ödüle birden layık görüldü. Üretimde sürdürülebilir enerji verimliliği ile enerji yoğunluğunu kendi sektörü içerisinde en çok azaltan fabrika olduğu için Çayırova Çamaşır Makinesi İşletmesi, Elektrikli Teçhizat İmalatı sektöründe EVET (En Verimli Endüstriyel Tesis) kategorisinde birincilik ödülüne layık görüldü. 2015 yılında hayata geçirdiği üretimde enerji verimliliği projeleriyle Eskişehir Buzdolabı İşletmesi de SEVAP-2 (Sanayide Enerji Verimliliğinin Artırılması Projeleri) kategorisinde ikincilik ödülünü aldı. T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak tarafından verilen ödülleri, Arçelik A.Ş. adına Üretim ve Teknolojiden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Oğuzhan Öztürk aldı.

42 Ocak

2016

ürkiye’nin önde gelen perakende zinciri Kipa, enerji tasarrufu alanında sektörüne örnek olan adımlar atıyor. Enerji Tasarrufu Haftası’na çevre dostu uygulamalarıyla damga vuran Kipa, sıfır karbon salgılayan bir firma olma çalışmalarında hedeflerini aşan bir performans sergilediğini duyurdu. 2006 yılında verdiği sözle, 2020’ye kadar tüm mağaza ve dağıtım merkezlerinde metrekare başı karbon salınımını yüzde 50 oranında azaltma sözü veren Kipa, bu hedefi planlanandan altı yıl önce yakaladı.

100 BİN AĞACIN YAPTIĞI KATKIYA DENK

2050 yılına kadar sıfır karbon salgılayan bir firma olma hedefini koyan Kipa, Ocak 2016 itibariyle bu hedefin yüzde 51,36’sını gerçekleştirdiğini müjdeledi. Kullanılan çevre dostu teknojiler sayesinde Kipa bugüne dek karbon salınımında doğaya 102.548 ağacın yaptığına eşdeğer bir katkı sağladı.

GÜNEŞ ENERJİSİ SİSTEMLERİYLE TASARRUF

Kısa sürede ulaşılan bu başarının kilit noktası tüm Kipa mağazalarına yerleştirilen gün ışığı ve güneş enerjisi sistemleri oldu. Kuşadası ve Marmaris mağazalarında her biri 30 kWp kapasiteye sahip güneş enerjisi panelleri kullanılıyor. Kipa’nın 35 mağazasında ise elektrik enerjisinden tasarruf edilmesini sağlayan gün ışığı sistemleri yer alıyor. Su kullanımını azaltmak için de tüm Kipa operasyonlarında fotoselli musluklar kullanılıyor.



HABER

www.elektrikdergisi.com

EPİAŞ, EUROPEX’e üyelik için ilk adımı attı

E

Baraj ve HES’ler için toplu açılış töreni Türkiye genelinde 39 ilde özel sektör tarafından tamamlanan Hidroelektrik Santraller (HES) düzenlenen törenle hizmete alındı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımı ile düzenlenen törende açılışı yapılan HES ve baraj sayısı 99 olarak açıklandı. Söz konusu tesislerin ekonomiye katkısı 1,1 milyar lira olarak hesaplanıyor.

D

evlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nün düzenlediği organizasyon Ankara Arena Spor Salonu’nda gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra Meclis Başkanı İsmail Kahraman, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı törene katılan bakanlar arasında yer aldı. Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı da törene katıldı. DSİ verilerine göre özle sektör tarafından son 13 yılda 422 adet HES işletmeye alındı. Bu tesislerin yıllık enerji üretim kapasitesi 40 milyar kilovatsaatin üzerinde. Hizmete alınacak 99 tesisin toplam kurulu gücü 2 bin 200 megavat. 39 farklı ilde faaliyete geçecek olan tesislerin yıllık enerji üretim kapasitesi ise 7 milyar 400 milyon kilovatsaat.

44 Ocak

2016

PİAŞ’tan yapılan yazılı açıklamada, Avrupa çapında toptan enerji ticareti alanında çatı kuruluş olarak kabul edilen EUROPEX‘e üyelik başvurusunun 26 Kasım 2015’te gerçekleştirdiği hatırlatılarak, resmi üyeliğin mayısta yapılacak EUROPEX genel kurulunda netleşeceği belirtildi. Açıklamada, EPİAŞ Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Hasan Hüseyin Savaş’ın, şu değerlendirilmesine yer verildi: “EPİAŞ’ın EUROPEX üyeliği, Avrupa enerji borsaları ile kurulacak ilişkiler açısından önemli bir yere sahiptir. Avrupa Birliği müktesebatı çerçevesinde, özellikle çalışma gruplarındaki paylaşımlar ile karşılıklı fayda sağlayacak olan bir süreç yaşanacaktır. Bu sürecin, Avrupa’daki enerji piyasaları ile fikir alışverişi noktasında önemli bir adım olacağına inanıyorum. EPİAŞ olarak hedefimiz, bölgesel bir enerji borsası olma yolunda emin adımlarla ilerleyerek, bölgede enerjinin buluşma noktası olmaktır.”



HABER

www.elektrikdergisi.com

Gelecek nesillere olan sorumluluğumuz

‘Sürdürülebilir enerji ve çevre’ bırakmak

35. Enerji Verimliliği Haftası nedeniyle düzenlenen 7. Enerji Verimliliği Forumu ve Fuarı’nda konuşan YEDAŞ Genel Müdürü Nurettin Türkoğlu, “Meseleye enerji ve çevre olarak baktığınızda, olayın aslında çok karmaşık olmadığını göreceksiniz. Bütün mesele ‘sürdürülebilir’ olmaktan geçiyor. Bu noktada elektrik dağıtım şirketleri, bu kadar kıymetli ve dünya savaşlarının sebebi olan enerjinin yönetilmesinde ‘en önemli aktörler’ olarak görülmeli” dedi

35

. Enerji Verimliliği Haftası çerçevesinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na bağlı Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü tarafından organize edilen 7. Enerji Verimliliği Forumu ve Fuarı, 14-16 Ocak tarihleri arasında İstanbul WOW Convention Center’da gerçekleşti. YEDAŞ Genel Müdürü Nurettin Türkoğlu, forumun ilk gününde gerçekleşen Enerji Verimliliğinde Küresel, Bölgesel ve Ulusal Eylem Planları konulu oturumda, ‘Dağıtım Şirketlerinde Enerji Verimliliği’ hakkındaki bilgi ve deneyimlerini katılımcılarla paylaştı. “Dağıtım şirketleri bu kadar kıymetli ve dünya savaşlarının sebebi olan enerjinin yönetilmesi düzeyinde ‘en önemli aktörler’ olarak

46 Ocak

2016

görülmeli” diyen Türkoğlu, “Depolanamayan, üretildiği anda anında tüketilen bir nesnenin üretimini ve dağıtımını yapan biz kuruluşların sorumluluğu son derece önemlidir. Bu sebepledir ki; gelecek nesillere sürdürülebilir bir dünyanın bırakılmasında en kritik görevler bizi bekliyor” diye konuştu. YEDAŞ Genel Müdürü Türkoğlu, “Meseleye enerji ve çevre olarak baktığınızda, olayın aslında çok karmaşık olmadığını göreceksiniz. Bütün meselelerin ‘sürdürülebilirlik kavramı’ üzerinde düşünülmesi gerekmektedir. Yani bütün kaygı sürdürülebilir olmaktan geçiyor” dedi.

Hem bireysel hem de kurumsal alanda sorumluluğumuz var

Türkoğlu, “Hepimizin yaşadığı tek bir dünya var ve bu dünyanın bizden sonraki kuşaklara, tüm canlı varlıkların da yaşam haklarına saygı duyarak korunması gerekmektedir. Bunun adı ‘gelecek nesillere sürdürülebilir bir dünya’ bırakmaktır. Enerjinin de sınırlı kaynaklar üzerinden tüketildiği düşünüldüğünde sorumluluğumuz hem kurumsal hem de bireysel anlamda son derece artmaktadır. Dağıtım şirketleri olarak verimlilik sağlanacak unsurların operasyonel verimliliklerle daha da artacağını bilmeliyiz. Özellikle verimlilik algısının toplumsal

bilinçlere yerleşmesinde ilkokul düzeyine kadar indirilmesi gerektiğini kaçınılmazdır” ifadelerini kullandı. Ülkemizde ‘Enerji Verimliliği’ algısının ilk olarak ‘Enerji Hanım Projesi’ ile başladığını ve YEDAŞ’ın da Kurumsal Sosyal Sorumluluk projelerindeki ana temasının ‘Enerji Verimliliği’ olduğunu söyleyen Türkoğlu, “Öğrencilere, ev hanımlarına ve gençlere yönelik birçok projeyi hayata geçirdik. Okulları gezdik, hanımlarla buluştuk, genç girişimcilerin destekçisi olduk. Bu projelerdeki amaç, toplum bilincini oluşturmak, enerji tüketiminin daha verimli bir şekilde kullanılabilmesini sağlamaktı” dedi. Bunun bir de büyük resminin olduğunu kaydeden YEDAŞ Genel Müdürü Nurettin Türkoğlu, “Bir de, ‘Dünya bu sürecin neresinde?’ diye düşünmek gerekiyor. Şu anda Japonlar, İspanya’da bir uygulama yapıyor. Uygulamanın adı ‘Akıllı Toplum’ projesi ve tamamlanmak üzere. Bu projenin yöneticisi de elektrik dağıtım şirketidir. Projede bütün paydaşlar yer almakta ve sadece elektrik kaynakları yönetilmiyor. Su kaynakları da dahil olmak üzere, üretim, tüketim ve akıllı bir şebeke altyapısı üzerinde akıllı bir yönetim modeliyle bireysel tüketimlere müdahale ediliyor. Tüm değerler eşzamanlı olarak ölçülüyor ve tüketim ile üretim dengesi sağlanıyor” dedi.


We put the we in Empower

'REOH LOH J¾F¾Q¾]H J¾© NDWóQ /LIH RI D 7UDQVIRUPHUÉ­ 6HPLQDU 2FDN _ 'XEDL %LUOHÄ¡LN $UDS (PLUOLáL _ ZZZ GREOH FRP ORDWGXEDL %¾\¾N *¾© 7UDQVIRUPDW¸UOHUL ˜P¾U <¸QHWLPOHULQGH G¾Q\DFD ELOLQHQ X]PDQODUóQ WHFU¾EHOHULQL L©HUHQ HáLWLP 7UDQVIRUPDW¸UOHUGH DQLGHQ ROXÄ¡DELOHFHN SUREOHPOHULQ GHáHQGLULOPHVLQGH NXOODQóODFDN SUDWLN ELOJLOHUL HQG¾VWULQLQ LOHUL JHOHQ X]PDQODUóQGDQ ¸áUHQLQL] 7DNULEHQ ELU DVóUGóU 'REOH HÄ¡VL] ELOJL YH WHFU¾EHOHUL E¾Q\HVLQGH WRSODPDNWDGóU 'REOH EX ELOJLOHUL 'REOH WHVW FLKD]ODUó NXOODQóFóODUó YHUGLáL VHUYLV KL]PHWOHUL YH /LIH RI D 7UDQVIRUPHUÉ­ YH EHQ]HUL VHPLQHUOHUOH P¾ġWHULOHUL\OH SD\ODÄ¡PDNWDGóU

(QG¾VWUL\L VHUYLV KL]PHWOHULPL]OH ©¸]¾POHULPL]OH YH HġVL] ELOJL ELULNLPLPL]OH J¾©OHQGLUL\RUX]


HABER

www.elektrikdergisi.com

Yeni nesil üretim için inovasyon fuarı 17-20 Mart 2016 tarihleri arasında düzenlenecek olan WIN Eurasia Automation, yeni nesil fabrikalar için entegre çözümleri bir araya getirmeye hazırlanıyor.

O

tomasyon Eurasia, Electrotech Eurasia, Hydraulic&Pneumatic Eurasia ve Materials Handling Eurasia fuarlarını kapsayan etkinlik; otomasyon, elektrikelektronik, hidrolik-pnömatik ve elleçleme-iç lojistik sektörlerine kompakt bir bakış olanağı sağlamayı hedefliyor. Fuar katılımcılarının; kablolardan akışkan gücü teknolojilerine, sürücü teknolojilerinden yazılımlara, robot kollarından insansız forkliftlere bir fabrika için gerekli tüm çözümleri tek çatı altında ziyaretçilerine sunacağı etkinlik, geleceğin fabrikalarına yönelik doğru çözümlere ulaşmak isteyen ziyaretçiler için bir kez daha bölgenin lider inovasyon platformu olduğunu kanıtlayacak.

Gelişmiş otomasyon süreçleri bu fuarda

Bu yıl 23. kez düzenlenecek olan OTOMASYON Eurasia Fuarı, endüstriyel otomasyon uygulamalarında kullanılan tüm teknolojik gelişmelerin ve yeni hizmetlerin görülebildiği yegane adres. Montaj Kurulum Sistemleri, Doğrusal Konumlama Sistemleri, Otomasyon Hizmetleri, Haberleşme, Network ve Endüstriyel Haberleşme Sistemleri, Kontrol Sistemleri, PLC, SCADA, Gömülü Sistemler, Endüstriyel Bina Otomasyon Sistemleri, Endüstriyel Bilişim & Yazılım, Robot Sistemleri ve Teknolojileri gibi çeşitli ürün gruplarında katılımcıları bir araya getiren fuarda, üretimde yeni bir

48 Ocak

2016

döneme işaret eden Endüstri 4.0’ın etkilerini de gözlemlemek mümkün olacak. Teknolojideki gelişmeler, güç ve hareket sistemlerinde önemli değişiklikler yaratıyor ve daha kolay kullanım olanaklarını ortaya çıkarıyor. Hidrolik ve pnömatik bunun en önemli başlığını oluşturuyor. Günümüzde dişçilikten otomotive, ağır iş makinalarından yarı iletken üretimine vb. her sektörde yer alan hidrolik pnömatik sistemleri, sundukları avantajlar ve her geçen gün gelişen ürün yelpazeleriyle, mühendislerin vazgeçilmez enstrümanları olarak endüstride yer alıyor. Gün geçtikçe endüstriyel üretimde kullanım alanı genişleyen akışkan gücünün tanıtım ve pazarlamasında HYDRAULIC & PNEUMATIC Eurasia fuarı en önemli platformu oluşturuyor. Hidrolik ve Pnömatik Hizmetleri, Yağlama Sistemleri, Makine

ve Hidrolik Yağları & Parçaları, Yağ Hidroliği Sistemleri ve Bileşenleri, Pnömatik Sistemler ve Bileşenleri, Su Hidroliği Sistemleri ve Bileşenleri konularına odaklanan etkinlik, WIN Eurasia Automation’da bir araya gelen diğer 3 endüstri fuarının sinerjisiylele; katılımcılarına ve ziyaretçilerine yeni fırsatlar sağlayacak.

Elektrik üretim sistemleri ve ekipmanları fuarın önemli bir parçası

Enerji, elektrik ve elektronik sektörünün üretici, dağıtıcı ve kullanıcılarını bir araya getirerek bilgi alışverişi ve iş bağlantılarına olanak sağlayan ELECTROTECH Fuarı, Türkiye’yi modern ve farklı enerji sistemlerine yönelik olan yatırımlarında desteklemek isteyen şirketlere, teknolojilerini ve deneyimlerini sergilemek ve yerel karar alıcılarla işbirliği yapmak için platform sunuyor.



HABER

www.elektrikdergisi.com

Türkiye’nin güneşine Japonlar ilgi gösteriyor Japonya, Türkiye’de nükleer enerjiden sonra güneş ve jeotermal enerji YATIRIMLARIYLA da ilgileniyor.

J

aponya’nın, Türkiye ve Fransa ile inşa edeceği Sinop Nükleer Santrali için gereken “off-shore” şirketi 23 Kasım 2015’te resmen kuruldu. Fizibilite çalışmaları devam eden Sinop Nükleer Santrali’nde ilk ünitenin 2023’te devreye alınması planlanıyor. Japonya, yurt dışında yapılacak diğer enerji yatırımlarıyla yakından ilgileniyor. Ülkenin, yüksek verimlilik ve düşük emisyon sağlayan santraller kurma konusunda kararlı olduğu belirtiliyor. Yenilenebilir enerjiye büyük önem verilen bu dönemde, güneş ve

Hes Kablo’ya üç ödül birden

H

es Kablo, Kayseri Sanayi Odası (KAYSO) tarafından her yıl düzenlenen Sanayi Gecesi’nde üç ödüle birden layık görüldü. Hes Kablo, ISO 500 Listesi sıralamasında Kayseri 1’incisi, ‘Kayseri’de en çok ihracat yapan firmalar’ sıralamasında Kayseri 2’ncisi olmanın yanı sıra ‘Kayseri 2014 Kurumlar Vergisi’ sıralamasında da 7’nci sırada yer alarak ödüllerin sahibi oldu. Boydak Holding’in grup şirketlerinden Hes Kablo, ISO 500 Listesi sıralamasında Kayseri 1’incisi, ‘Kayseri’de en çok ihracat yapan firmalar’ sıralamasında Kayseri 2’ncisi olmanın yanı sıra ‘Kayseri 2014 Kurumlar Vergisi’ sıralamasında da 7’nci sırada yer alarak

50 Ocak

2016

jeotermal kaynaklar, Japon iş çevrelerinin ilgisini çekiyor. Bu anlamda Türkiye, Japonya’daki firmaların yatırım yapacağı en önemli ve yüksek potansiyelli destinasyonlardan biri olarak öne çıkıyor. Japonya’nın enerji stratejisinde enerji güvenliği, ekonomik verimlilik ve çevreye duyarlılık ile güvenlik konuları, temel prensip olarak niteleniyor. Bakanlık yetkilileri, “Enerji altyapısı ihtiyacı Asya ağırlıklı olmak üzere gelişmekte olan ülkelere kayıyor. Japon iş dünyasının teknoloji birikimi ve deneyimi Türkiye dahil bu ülkelerde enerji altyapısını, kömürden yenilenebilir ve nükleere kaymasını sağlayacak” değerlendirmesinde bulundu.

ödüllere layık görüldü. Hes Kablo’nun ISO 500 Kayseri 1’incilik ödülünü, Hes Kablo Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı H. H. Gürdoğan, Kayseri Valisi Orhan Düzgün’ün elinden aldı. Hes Kablo’nun en çok ihracat yapan firmalar sıralamasında Kayseri 2’nciliği ödülünü ise firmada 30 yıldır görev yapan Laboratuvar Şefi Ahmet Hasekiz, MÜSİAD Başkanı Nail Olpak’tan teslim aldı. Kurumlar Vergisi 7’ncilik ödülü ise, Genel Müdür Bekir Irak’a, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu tarafından takdim edildi. Kayseri’de düzenlenen etkinliğe Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş, Kayseri Valisi Orhan Düzgün, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki, Kayseri Milletvekili Taner Yıldız, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik, MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak ve çok sayıda davetli katıldı.



HABER

www.elektrikdergisi.com

TÜRKİYE’NİN KANAAT ÖNDERLERİNDEN UYARI:

“YENİLENEBİLİR ENERJİ YOKSA GELECEK DE YOK” Rüzgar ve Güneş Enerjisi’nde Türkiye’nin geleceğini kanaat önderleri tartıştı. “Gelecek Yenilenebilir Enerjide” platformu, ekolojik ve temiz enerjinin vazgeçilmezleri olan rüzgar enerjisi ve güneş enerjisinin geleceğini tartıştı.

Y

enilenebilir enerji ve özellikle de RES’ler konusunda, Ege Bölgesi’ndeki yanlış algılamaya dikkat çekildi. Türkiye’nin önde gelen çevre uzmanı akademisyenler ile Greenpeace’in katılımıyla gerçekleşen toplantı yoğun ilgi gördü. Paris İklim Zirvesi’nde en çok tartışılan konu olan yenilenebilir enerji dönüşümü konusunda uzmanlar konuyu İzmir’de masaya yatırdı. “Gelecek Yenilenebilir Enerjide” Platformu tarafından düzenlenen etkinlikte, “Yenilenebilir Enerji Devriminde Türkiye lider mi olacak? Takipçi mi?” sorusuna cevap arandı.

“RÜZGAR ENERJİSİNDE DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR VAR”

Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar (Dünya Rüzgar Enerjisi Birliği Başkan Yardımcısı) : Ne yapacaksa ülkeler kendi gelecekleri için kendileri yapacaklar. O nedenle rüzgar enerjisinde şu unsurlar büyük önem taşıyor. Birincisi sesin 45 desibeli geçmemesi gerekiyor. Nitekim türbinlerde artık bu sorun ile karşılaşmıyoruz. İkincisi de gölge yarattığı iddiası… Artık tüm tribünlerin alan içerisine yerleştirilmesi bu kurallara uygun yapılıyor. Bu oranın üzerine çıkan türbinler zaten yasal olarak kurulmuyor. Türkiye’de

52 Ocak

2016

rüzgar enerjisine ilişkin oluşan bu muhalif duruş da yanlış bir seyir olarak gözlemleniyor. Kamuoyunu da yanlış bir yöne sevk ediyor. Öyle ki tüm dünya rüzgar enerjisini de kapsayan yenilenebilir enerjiyi en temiz ve en ucuz enerji olarak benimsedi… İbrahim Çiftçi (Greenpeace Rüzgar Enerjisi Bölge Koordinatörü): Büyük bir bilgi kirliliği var. Geçmişe baktığımızda elektrik üretiminde kullandığımız bu teknolojiler diğer teknolojilerle kıyaslandığında yeni teknolojiler. Güneş enerjisi fiyatları mesela son 10 yılda yüzde 45 düşüş gösterdi. Son 10 yılda yenilenebilir enerjinin pazar payları arttı. Yenilenebilir enerji günden güne dünyadaki birçok pazarda şebeke kalitesini yakaladı. Dünya enerji piyasaları bir yöne doğru evriliyor. 2023 hedeflerimizde üretim kapasitemizi ikiye katlamak ve bununla ilgili ciddi miktarda yatırım yapmak hedefimiz var ve bu alt yapı yatırımlarını da beraberinde getirecek. Böyle bir yol ayrımındayken geçmişin teknolojilerini değil geleceğin teknolojilerine yatırım yapmanın daha mantıklı olacağını düşünebiliriz.

“RÜZGARIN SESİNE KULAK VERELİM” Soner Gültekin (Yıldız Teknik Üniversitesi Öğrencisi-Rüzgar Enerjisi Kulübü Genel Sekreteri): Yetkin yetişmiş mühendislerimizin yenilenebilir enerji alanına ilgisini çekmemiz gerekiyor. Yenilenebilir enerjiye geçmediğimiz her gün kaybediyoruz. Bugün kaybettiğimiz esen rüzgâr yarın geri gelmeyecek. O yüzden yenilenebilir enerjiyi kurmadığımız her gün esen rüzgârı kaybediyoruz. Yenilenebilir enerjiye geçebilmek için rüzgârın sesine kulak verelim.

“VERİMLİ FİZİBİLİTE ÇALIŞMALARI YAPILMASI ŞART”

Prof. Dr. Ali Nezihi Bilge (Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi): Rüzgar enerjisindeki hedeflere ulaşabilmek için rekabetin de arkasında çok iyi fizibilite çalışması yapılması lazım. Rüzgar enerjisinin yaşama etkisi çok farklı. O nedenle Türkiye’nin geleceğinde önemli bir enerji yatırımı olarak değerlendirilebilecek RES’lere ve güneş enerjisine gereken ilgi ve önemi göstermesi gerektiğini ifade etti.



HABER

www.elektrikdergisi.com

EMO 61. YAŞINI KUTLUYOR Elektrik Mühendisleri Odası kuruluşunun 61. yılını kutluyor. EMO Yönetim Kurulu, yaptığı açıklamada, teknolojik gelişmenin sağlanabilmesi ve insanlığın hizmetine sunulabilmesi için öncelikle “özgür, demokratik ve barış içinde bir toplumda yaşama ihtiyacı” bulunduğuna dikkat çekildi.

E

lektrik Mühendisleri Odası yaptığı açıklamada kuruluşunun 61. yılını, mesleki mücadelenin ülkemizin içinde bulunduğu gerçeklerden kopuk yürütülemeyeceğini belirtti. Teknolojik gelişmenin sağlanabilmesi ve insanlığın hizmetine sunulabilmesi için öncelikle “özgür, demokratik ve barış içinde bir toplumda yaşama ihtiyacına dikkat çekilen açıklama şu şekilde devam etti: “ Ne yazık ki bilimsel düşüncenin yok sayılarak, geri yapılanmaların ortaya çıkarıldığı; düşünce ve fikir özgürlüğünün, haber alma hakkının yok edilmek istendiği ülkemizde, rant hırsıyla kamu yararının yok sayıldığı bir dönem yaşıyoruz. Hem mesleki alanlarımızda hizmet üreten meslektaşlarımızın, hem de bu hizmetlerden yararlanan kamunun ortak yararının “bilim ve aklın egemenliğinden” geçtiğini biliyoruz. Ülkemizin getirildiği noktada bu temeli anımsatmak zorunda kalmaktan derin üzüntü duyuyoruz. Mesleki alanlarımız rant odaklı yaklaşımlara teslim edilirken, bu alanlarda yüksek ücretlerle “sözde bilimsel” sempozyumlar düzenlenmekte ve bu etkinlikler iktidarın taltifine muhatap olmaktadır. EMO ise üyelerinden aldığı güçle, mesleki alanlarında kamunun katılımına açık, ücretsiz bilimsel etkinlikler düzenlemekte; iktidarın ya da belli lobilerin değil, bilimsel aklın sesi olmaya çalışmaktadır. Enerjiden elektromanyetik alanlara, iletişim teknolojilerinden mühendislik eğitimine, elektrikli ulaşım sistemlerinden asansöre, yangından parlayıcı ve patlayıcı maddelerle ilgili

54 Ocak

2016

güvenlik sorunlarına varıncaya kadar teknik olarak görülen ancak günlük yaşamımızda herhangi bir sorunla birlikte can yakıcı şekilde varlığını hissettiren alanlarımızda kamuoyunu bilinçlendirmeye çalışıyoruz. Mesleki alanlarımızdaki sorunlara bilimsel aklın yön göstericiliğinde çözümler ürettiğimiz bu etkinliklerde, meslektaşlarımızın, akademisyenlerin ile sanayicilerin fikir alışverişinde bulunmalarını sağlıyoruz. Bugüne kadar mesleki alanlarımızla ilgili kamu yararına aykırı düzenlemelere ve uygulamalara karşı hem hukuki hem de demokratik platformlarda gerekli uyarıları yapıp, itirazlarda bulunduk. Mesleki alanlarımız mühendislerimizin ve tüm çalışanların iş güvenliği dahi yok sayılarak, düşük ücret politikasıyla yönetilmeye çalışılmaktadır. Bu yaklaşımın açık sonucu yaşanan yangın, asansör kazaları gibi göz göre göre gelen ölümler, iş kazalarına kurban giden insanlarımız, sık sık kesilen elektriklerle arızalanan ve haklarını arayamayan elektrik kullanıcıları; mühendislik hizmetlerinin ücretleri düşürülürken bu hizmetleri alan kullanıcıların kabaran faturaları olarak karşımıza çıkmaktadır. Ülkemizde mühendislik mesleğinin gelişimi ve bilimin kamu yararına kullanılmasında öncülük yapan EMO, önümüzdeki yıllarda da TMMOB ve bağlı odaları ile birlikte kamu yararını temel alarak bilimsel özgürlüğü rehber edinen bir anlayış içerisinde, onurlu yürüyüşüne ve dik duruşuna devam edecektir. Meslek, meslektaş ve ülke sorunlarının çözümünün barış, özgürlük ve demokrasi uğruna mücadeleden geçtiği bilinci ile her zaman bu uğurdaki mücadelenin içinde yer alacaktır. “

TANAP’ın EskişehirYunanistan sınırı boru hattı inşaatını Limak yapacak

Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi (TANAP) boru hattı inşaatının Eskişehir’den Yunanistan sınırına kadar olan 459 kilometrelik bölümünü, Punj Lloyd-Limak iş ortaklığı yapacak. TANAP Doğalgaz İletim AŞ’den yapılan yazılı açıklamada, 48 inç kara kesimi Lot-4 boru hattı inşaat ihalesine ilişkin başvuruların değerlendirmesi sonucunda Punj Lloyd-Limak iş ortaklığı ile sözleşme imzalandığı bildirildi. Açıklamada, “Eskişehir’den başlayarak Bilecik, Kütahya, Bursa, Balıkesir, Çanakkale, Tekirdağ ve Edirne illerinden geçip Türkiye-Yunanistan sınırında Edirne’nin İpsala İlçesi’nde son bulacak olan 48 inç çapındaki 459 kilometrelik kısmının inşaatı için ön yeterlik almış yerli ve yabancı 11 firmanın 8 Haziran 2015 tarihinde davet edilmesiyle başlayan ihale sürecinin sonucunda Punj Lloyd-Limak İş Ortaklığı ile sözleşme imzalandı” ifadesi kullanıldı.



HABER

www.elektrikdergisi.com

TEİAŞ İLE ASTOR ARASINDA 45 MİLYON TL DEĞERİNDE ANLAŞMA

ENEL Enerji’den Yeni Fabrika Yatırımları Kütahya Tavşanlıda Temmuz ayında üretime başlanan fabrikasının açılışını gerçekleştiren Enel Enerji yatırımlarına ara vermeden ikinci fabrikanın temelini attı.

T

avşanlı ekonomisine katkı sunan Enel Enerji’nin açılış ve temel atma töreni protokol mensuplarının katımıyla gerçekleştirildi. 24 bin metrekare alana inşa edilen ve kesintisiz güç kaynakları üzerine üretim yapan fabrikada 400 kişi istihdam ediliyor. Kısa süre önce üretim kapasitesini kademeli olarak artıran fabrika sahipleri Tavşanlı’dan çok memnun olduklarını kaydederek 18 bin m2 inşaat alanına sahip ikinci fabrikanın kurulması için de karar aldı. Bu bağlamda firmaya tahsis edilen arazide temel atma töreni düzenlendi. Tavşanlı’ya yatırım kararı aldıklarında kafalarında bazı soru işaretleri olduğunu, ancak ilçe idarecilerinin yaklaşımları ve destekleriyle bu kaygıların gereksiz olduğunu anladıklarını söyleyen Enel Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yaver, 27 yıllık iş hayatında en mutlu günlerinden birini yaşadığını kaydetti. Açılışı yapılan fabrikada Kesintisiz Güç Kaynakları başta olmak üzere elektronik cihazların üretimine devam ettiklerini, temeli atılan ikinci Fabrikada ise elektrik motorlarının üretimine başlanacağını özellikle alternatif enerji kaynakları üzerine çalışmalar yapacaklarını bildirdi. Ar-Ge merkezi olmanın ve yerli üretim yapmanın avantajlarından bahseden Murat Yaver ilk amaçlarının, Enerji sektöründe Türkiye’nin Dünyadaki yüzü olmak istediklerini söyledi.

56 Ocak

2016

Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi (TEİAŞ)’nin 2015 Yılı Yatırım Programında yer alan ve projesi ile belirlenmiş toplam 27 adet Güç Transformatörü ve yedeklerinin temini için yapılan uluslararası ihale sonuçlandı. Yerli üretimde Türkiye’de ilk sıralarda yer alan ASTOR AŞ 24 güç transformatörü ve yedeklerinin teminine hak kazandı. TEİAŞ ile ASTOR arasında yapılan sözleşmeye göre söz konusu transformatörler 270 günde teslim edilecek. Konuyla ilgili konuşan ASTOR AŞ Genel Müdürü Enver Geçgel: “Enerji çağında yaşadığımız bugün ihtiyaç duyduğumuz enerjinin büyük bir çoğunluğunu elektrik enerjisi oluşturuyor. Elektrik enerjisinin iletimi ve dağıtımında kullanılan transformatörlerin üretimini gerçekleştiren ASTOR, enerji kaynaklarını verimli ve çevreye duyarlı şekilde değerlendirip ülke ve dünya refahına en yüksek katkıyı sağlayabilmek amacı ile yatırımlarını gün geçtikçe artırarak sektöründe öncü firma pozisyonunda hızla ilerliyoruz. Yatırımlarını gün geçtikçe artırarak sektöründe en büyük yerli üretici firma olma yolunda ilerleyen ASTOR A.Ş. bu büyüme ile bünyesine istihdam yerleştirmeye başlayacak. 30 yılı aşkın bilgi ve deneyim ile Sincan OSB de 36.000 m2 alanda kurulu fabrikamızda yapılan “yüzde yüz yerli” üretim ile 58 den fazla ülkeye ihracat yapıyoruz” açıklamasında bulundu.



HABER

www.elektrikdergisi.com

SchneIder ElectrIc’ten cinsiyet eşitliği seferberliği SchneIder ElectrIc’in toplam erkek işgücünün yaklaşık 5’te 1’ini temsil eden 23 binden fazla erkek çalışanı, cinsiyet eşitliği ve kadınların güçlendirilmesi için çalışan Birleşmiş Milletler kuruluşu BM Kadın tarafından yürütülen #HeForShe (Cinsiyet Eşitliği için Dayanışma Hareketi) kampanyasının dilekçesini imzaladı.

C

insiyet Eşitliği için Dayanışma Hareketi (#HeForShe) kampanyası, kadınların potansiyellerini gerçekleştirmelerini önleyen sosyal ve kültürel engellerin kaldırılması için erkeklerin de dahil olmasına yönelik Birleşmiş Milletler kapsamında, cinsiyet eşitliği ve kadınların güçlendirilmesi için çalışan bir kuruluş olan “BM Kadın” tarafından 2014 yılında başlatılan ve dünya çapında gerçekleştirilen bir proje. Kampanya kapsamında erkekler de bütün insanlık için cinsiyet eşitliği vizyonunun oluşturulmasına ve uygulanmasına eşit ortaklar olarak davet ediliyor. Kampanyanın nihai hedefi ise cinsiyet eşitliği ve kadınların güçlendirilmesi konularında 1 milyar erkeğin desteğini elde etmek. Temel olarak erkeklerin söz vererek dahil oldukları kampanya ile bu sözün somut eylem ve sosyal değişim

Petrol tabanı gördü

H

am petrol 11 yılın en düşük seviyesini gördü. Ham petrol stoklarında artışa işaret edeceği beklentileri ile 11 yılın en düşük seviyesini gördü. Brent petrol 35.90 dolara kadar çekildi. Petrol fiyatları artan arz endişelerinin İran ve Suudi Arabistan gibi üreticiler arasında yaşanan gerginliğe baskın gelmesi ve ABD Enerji Bakanlığı’nın açıklayacağı haftalık stok verilerinin ham petrol stoklarında artışa işaret edeceği beklentileri ile 11 yılın en düşük seviyesini gördü. Brent petrolünün varil fiyatı Temmuz 2004’ten bu yana görülen en düşük seviye 28 dolar/varile kadar geriledi.

58 Ocak

2016

seviyesine taşınması planlanıyor. Schneider Electric İnsan Kaynakları Direktörü Olivier Blum ise Schneider Electric’in erkek çalışanlarının kampanyaya katılımı ile ilgili olarak yaptığı açıklamada: “Erkek çalışanlarımızın yaklaşık 5’te 1’i bu ilham verici girişime büyük bir enerji ve gerçek bir bağlılıkla katıldı ve sayıları hergün artıyor. Tüm Schneider Electric çalışanları için #HeForShe kampanyası sadece bir iletişim kampanyası olmanın ötesinde, şirket ve hatta dünya çapında işyerlerinde kadınlar ve erkekler arasındaki ilişkileri geliştirmeyi hedefleyen önemli bir değişim yönetimi kampanyası. Kurumsal bir şirket olarak bu pozitif dönüşümde merkezi bir rol oynuyoruz ve bu değişimde önemli bir oyuncu olacağımızı taahhüt ediyoruz. Daha fazla çeşitlilik ve eşitliğe doğru bu ilham verici yolculukta Schneider Electric’in #HeForShe kampanyası için mesajı şu oldu: “Daha çok cinsiyet çeşitliliği ve eşitliği bulunan bir şirket, daha iyi bir dünya demektir!” Schneider Electric şirket içi #HeForShe kampanyasına 2015’in Haziran ayında başladı. Ekim ayının sonunda Hindistan, Brezilya, ABD ve Fransa’da güçlü bir çalışan seferberliğiyle dilekçeyi imzalayan erkek çalışan sayısı 23.000’i geçti. Dilekçeyi imzalayanların halka açık olarak konuşmaları, deneyimlerini ve cinsiyet çeşitliliği ve eşitliğine bağlılıklarını hem şirket içi hem de dışında paylaşmaları yönünde teşvik edildi.


T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI REPUBLIC OF TURKEY

REPUBLIC OF TURKEY MINISTRY OF ENVIRONMENT AND URBANISATION

MINISTRY OF ENERGY AND NATURAL RESOURCES


HABER

www.elektrikdergisi.com

Ham petrol ithalatımız yüzde 40 arttı Türkiye’nin ham petrol ithalatı, 2015 yılının kasım ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 38,67 artarak 2 milyon 280 bin 354 ton oldu. Motorin, benzin, jet yakıtı ve toplam rafineri petrol ürünleri üretimi de aynı dönemde artış gösterdi.

E

nerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) verilerinden derlenen bilgilere göre ham petrol ithalatı, 2015 yılı Ocak ve Kasım ayları arasındaki dönemde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 41,7 artış gösterdi. 2015 yılı kasım ayında ithal edilen 2 milyon 280 bin 354 tonluk ham petrol ile 2015 yılının 11 ayında toplam ham petrol ithalatı 22 milyon 666 bin 512 ton olarak gerçekleşti. 2014 yılı kasım ayı ile karşılaştırıldığında 2015’in aynı döneminde motorin, benzin, jet yakıtı ve toplam rafineri petrol ürünleri üretimi artış gösterdi. 2015 yılının ocak ve kasım döneminde yapılan üretim de bir önceki yılın aynı dönemine göre yükseldi. Geçen yılın 11 ayında, motorin türleri üretimi yüzde 37,37 yükselerek 7 milyon 653 bin 5 tona, benzin türleri üretimi yüzde 31,17 yükselerek 4 milyon 653 bin 318 tona, jet yakıtı üretimi yüzde 39,51 artarak 4 milyon 605 bin 625 tona ulaşırken, toplam rafineri

60 Ocak

2016

petrol ürünleri üretimi ise yüzde 37,77 yükselişle 25 milyon 346 bin 4 tona çıktı. EPDK’dan elektrik faturası okuma kılavuzu Elektrik faturalarındaki değişiklik nedeniyle tüketicilerin yaşadığı kafa karışıklığını gidermek üzere, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’ndan (EPDK) “fatura okuma”yı kolaylaştıracak bir açıklama geldi. Buna göre, tüketiciler hesaplama modülü kullanarak, fatura tutarını hesaplayarak, ellerindeki fatura ile kıyaslayabilecek. EPDK’nın internet sitesine yani www.epdk.gov.tr adresine girerek, burada yer alan elektrik faturası hesaplama modülünü kullanan tüketiciler, ellerindeki faturadaki okuma tarihleri ve tüketim miktarı bilgilerini girerek, fatura tutarını hesaplayabilecek. Bu tutarın, faturada yazan tutarla kıyaslamasını yaparak, kendisine doğru fatura gelip gelmediğini kontrol edebilecek. EPDK’dan yapılan yazılı açıklamaya göre, 1 Ocak 2016 tarihinden itibaren geçerli olan nihai fiyat artışı ortalama yüzde 6.8 oranında. Faturada yer alan dağıtım bedellerinin bir önceki faturaya göre neden yüksek olduğu konusunda, açıklamada şunlar kaydediliyor: “Önceki uygulama dönemlerinde dağıtım ve iletim gibi şebeke faaliyeti kapsamındaki bedeller (dağıtım bedeli, iletim bedeli, vs…) ayrı

ayrı uygulanmakta iken, 1 Ocak 2016 tarihinden itibaren bu bedeller dağıtım bedeli olarak uygulanmaya başlanmıştır. Bu sebeple dağıtım bedelinde yüksek artışlar yoktur ve nihai toplama bakıldığında yalnızca makul seviyelerde fiyat değişimlerinin söz konusu olduğu görülmekte. Diğer bir deyişle tüketicinin eski dağıtım bedeli ile yeni dağıtım bedelinin kıyaslaması doğru değildir. Faturayı oluşturan maliyet kalemlerinin ve bedellerin hangi başlık altında yer aldığı hususu ikincil mevzuat kapsamında düzenlenen ve tüketicinin faturasını etkilemeyen bir konudur. Tüketici tarafından yapılması gereken Kurumumuz internet sitesinde (www.epdk.gov. tr) yer alan ‘Elektrik Faturası’ hesaplama modülünü kullanarak, faturadaki okuma tarihleri ve tüketim miktarı bilgilerini girerek fatura tutarını hesaplamak ve bu tutarı faturada yazan tutarla karşılaştırmaktır. Ayrıca, tüketicilerimiz bu hesaplamanın detayını görmek istiyorlarsa yine internet sayfamızdan ulaşacakları onaylı fiyatlar ile faturalarında yer alan fiyatları karşılaştırabilir, nihai fiyatlar ile tüketim miktarının çarpılması sonucu elde edilen rakama vergi ve fonları uygulayarak elde edilen tutarın fatura tutarına eşit olup olmadığını kontrol edebilirler.”



HABER

www.elektrikdergisi.com

VİKO’YA YILIN SOSYAL SORUMLULUK PROJESİ ÖDÜLÜ VİKO, kurumsal sosyal sorumluluk kapsamında örnek projeler geliştirirken, bu alanda aldığı önemli ödülle de başarısını tescilledi.

V

İKO’nun Aydınlık Bir Gelecek İçin / Okullarda Enerji Verimliliği Projesi, Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği (TKSSD) tarafından bu yıl 7.si düzenlenen “İşletme 2023-KSS Pazaryeri”nde Çevre Dalında Yılın En Başarılı Sosyal Sorumluluk Projesi Ödülü’ne layık bulundu. Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği (TKSSD) tarafından düzenlenen “KSS Çözümleri Pazaryeri” etkinliği, “İşletme 2023” teması gerçekleşti. CSR Europe (Avrupa Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği) ulusal ortakları ve kurumsal sosyal sorumluluk uzmanlarından oluşan değerlendirme kurulu tarafından belirlenen sonuçlara göre VİKO’nun “Aydınlık Bir Gelecek İçin “ adlı projesi çevre kategorisinde Yılın En Başarılı Sosyal Sorumluluk Projesi Ödülü’ne layık bulundu. CSR Europe Başkanı Celia Moore tarafından sunulan ödülü, VİKO

adına İK & Kurumsal Gelişim Direktörü Mutlu Kutlu aldı. Aynı zamanda VİKO Kurumsal Sosyal Sorumluluk Kurul Başkanlığı görevini de yürüten Mutlu Kutlu, “Sürdürülebilir kalkınmanın insana yatırım ve doğal kaynakların bilinçli kullanımı ile gerçekleşeceğine inanıyor ve bu inanç ile 1998 yılından bu yana, bugüne ve geleceğe değer katan kurumsal sosyal sorumluluk projeleri gerçekleştiriyoruz. ‘Aydınlık Bir Gelecek İçin’ Okullarda Enerji Verimliliği Projemiz ile katılım gösterdiğimiz İşletme 2023 Zirvesi / KSS Pazaryeri’nde ödüle layık görülmek ve bu ödülün çevre kategorisinde oluşu bizler için gerçekten çok anlamlı. Çünkü; Enerji verimliliği, gerek ülkemiz ve gerekse tüm dünya için her geçen gün önem kazanan, gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için alınacak sorumlulukların da önceliğini belirleyen bir kavram. Aydınlık bir gelecek için projemiz ile enerji verimliliği ve doğal kaynakların bilinçli tüketimi konularında ilköğretim öğrencilerine bilinç kazandırmak amacındayız.” dedi.

Aydınlatma Türk Milli Komitesi “2015 Işık Yılı” Fotoğraf Yarışması

U

NESCO tarafından Uluslararası Işık Yılı ilan edilen 2015 yılı boyunca, dünyanın çeşitli ülkelerinde bilimsel ve sanatsal faaliyetler düzenlendi. Uluslararası Aydınlatma Komisyonu üyesi olarak faaliyetlerine devam etmekte olan Aydınlatma Türk Milli Komitesi de Uluslararası Işık Yılı kapsamında bir fotoğraf yarışması gerçekleştirilmesini hedeflemekte. 2015 Işık Yılı Ulusal Fotoğraf Yarışmasının teması; “Işık-Mekân-İnsan” olarak belirlendi. Aydınlatma Türk Milli Komitesi’nin bu yarışma ile hedefi, fotoğraf sanatına katkının yanı sıra ışık konusundaki farkındalığı arttırmak, ışığın hayatımızdaki önemine vurgu yapmak, doğru aydınlatma konusunda bilinçlendirmek ve günümüz iletişim çağında giderek değeri

62 Ocak

2016

yükselen fotoğraf sanatı aracılığı ile bu yılın izlerinin 2016’ya aktarıldığı, hatırlarda kalıcı belgesel nitelikte eserleri toplumla paylaşmak. Yarışmaya sunulan eserlerde, iç mekân ya da dış mekân olarak iletilen karelerde fotoğraf teknik uygunluğu kadar, içeriğinde, yapay ışığın, bulunduğu yapının, mekânın, yüzeyin ya da çevrenin kullanım amacı, kullanıcıları, mimarisi, kent kimliği ile doğru yönde ilişki kurması, kalite ve anlam katması gibi çeşitli yönlerden de değerlendirilecek. Yarışmanın birincilik ödülü dört bin TL olarak belirlenirken ikincilik ödülü iki bin beş yüz TL, üçüncülük ödülü bin beş yüz TL olarak belirlendi. Yarışmanın son başvuru tarihi ise 8 Mart 2016. Sonuçlar, değerlendirilmenin ardından 25 Mart 2016 tarihinde açıklanacak.



HABER

www.elektrikdergisi.com

“ÜSTÜN TEKNOLOJİ VE MÜHENDİSLİĞİN BULUŞMASI” MItsubIshI ElectrIc, Ankara’da düzenlediği “Türkiye’nin Geleceği İçin Çalışıyoruz” temalı sektör buluşmasında, kamu ve özel sektör temsilcileri, yatırımcılar, taahhüt firmaları, danışmanlar ve üniversiteler ile bir araya geldi.

M

itsubishi Electric Türkiye Fabrika Otomasyon Sistemleri Genel Müdürü Şevket Saraçoğlu, etkinliğin açılış konuşmasında, Türkiye’deki alt yapı projeleri, fabrikalar, konut ve ofis projelerinin yanı sıra oteller, AVM’ler, otoparklar, tüneller, havuzlar gibi her türlü toplu kullanım alanında bulunan dev iklimlendirme sistemlerinin otomasyon çalışmalarına talip olduklarını açıkladı. Mitsubishi Electric Türkiye’nin Ankara’da “Türkiye’nin Geleceği İçin Çalışıyoruz” temasıyla gerçekleştirdiği etkinliğine, çok sayıda kamu ve özel sektör temsilcisi, yatırımcılar, taahhüt firmaları, yüklenici firmalar, danışmanlar, üniversiteler, mimarlar, makine imalatçıları, mekanik proje firmaları, Bina Yönetim Sistemi (BMS-Building Management System) Entegratörleri ve HVAC Sistem Entegratörleri katıldı. Mitsubishi Electric Türkiye Fabrika Otomasyon Sistemleri Genel Müdürü Şevket Saraçoğlu ve birim yöneticilerinin katılımıyla Ankara’da düzenlenen etkinlikte Mitsubishi Electric, dünyada güçlü bir global oyuncu olduğu iklimlendirme (HVAC) sektörünün otomasyon çalışmaları hakkında bilgi verdi. Etkinlik kapsamında, Mitsubishi Electric’in ısıtma, soğutma ve mekanik havalandırma sistem çözümleri uygulamalı örneklerle anlatıldı. Markanın atık su, temiz su ve yangın sistem çözümleri, asansör ve yürüyen merdiven çözümleri,

64 Ocak

2016

elektrik dağıtım ve yönetim sistemlerinin de tanıtıldığı sektör buluşmasında, yeni endüstri evresinin Mitsubishi Electric’teki karşılığı olan e-F@ctory konsepti ile fabrikaların kurulumdan önce simüle edilerek tüm kaynak planlamasının yapılabileceği ve daha sonra yatırıma geçilebileceği açıklandı

“Daha İyisi İçin Değişim”

Fabrika Otomasyon Sistemleri Genel Müdürü Şevket Saraçoğlu: “Her zaman “Changes for the Better” yani “Daha İyisi İçin Değişim” misyonu ile hareket eden Mitsubishi Electric, bugün bu özelliği sayesinde ürünlerinin teknolojisi, güvenilirliği ve kalitesinin yanında çevre duyarlılığı konusunda da fark yaratıyor. Mitsubishi Electric’in 100. yıldönümü olan 2021 yılına denk gelen uzun dönemli çevresel yönetim vizyonu “Çevre Vizyonu 2021” kapsamında ve Eco Changes (Ekolojik Değişim) felsefemiz doğrultusunda; çevresel duyarlılığı teşvik etmek, düşük karbon salınımı ve geri dönüşüm konularında bilinç artışına katkı yaratmak temel hedeflerimiz arasında yer alıyor.” Mitsubishi Electric olarak Türkiye’deki alt yapı projeleri, fabrikalar, konut ve ofis projelerinin yanı sıra oteller, AVM’ler, otoparklar, tüneller, havuzlar gibi her türlü toplu kullanım alanında bulunan dev iklimlendirme sistemlerinin otomasyonunda çözüm ortağı olmayı hedeflediklerinin altını çizen Saraçoğlu, şu bilgileri aktardı: “Mitsubishi Electric olarak otomasyon çözümlerimiz ile iklimlendirme (HVAC) sisteminin her bir unsurunun birbiri ile haberleşebilmesini ve tüm sistemin tek bir merkezden kolayca yönetilebilmesini sağlıyoruz. Mitsubishi Electric’in HVAC sektöründeki otomasyon gücünü, üstün teknolojisini ve kalitesini, uzun yıllara dayanan mühendislik tecrübemiz ile birleştirerek projelere özel çözümler sunabiliyoruz.”


HABER

www.elektrikdergisi.com

PRYSMIAN GROUP’TAN AR-GE MERKEZİ Türk kablo sektörünün, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı onaylı ilk ve tek araştırma-geliştirme merkezine sahip olan Prysmian Group Türkiye, Ar-Ge ve teknoloji konusunda tescillendi.

P

rysmian Group’un Türkiye operasyonu Prysmian Group Türkiye, Mudanya’daki Ar-Ge Merkezi ile sektörünün en kapsamlı tasarım, inovasyon ve ürün geliştirme altyapısına sahip araştırma – geliştirme merkezi olduğunu belgeledi. Mudanya Ar-Ge Merkezi ile teknoloji ve inovasyona yatırımını arttıran Prysmian Group Türkiye, kullanıcıları teknolojik yeniliklerle beraber üstün performanslı ürünlerle buluşturarak ülkemizin rekabet gücünü geliştirmeyi hedefliyor. Bu vizyon doğrultusunda belirlenen hedeflerden en önemlisi, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı onaylı Ar-Ge Merkezi statüsü alınarak gerçekleştirildi. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından belgelendirilen Prysmian Group Mudanya ArGe Merkezi 5 bin metrekare alanda altı ayrı bölümden oluşuyor. Ar-ge merkezinde; Malzeme Teknolojileri Laboratuvarı, Yanma Test Laboratuvarı, Enerji Kabloları Test Laboratuvarı ve Telekom ve Fiber Kabloları Test Laboratuvarı’nın yanı sıra Tasarım ve İnovasyon Ofisi ile Proses Tasarım ve Prototip Geliştirme Ofis’leri de bulunuyor. Uludağ Üniversitesi ile Ar-Ge işbirliği anlaşması imzalayan Prysmian Group Mudanya Ar-Ge Merkezi, üniversitenin Teknoloji Transfer Ofisi ile de işbirliği yapacak. Bu yıl Amerika’nın Atlanta eyaletinde düzenlenen 64. IWCS Konferansı’na katılan merkez yöneticileri, kuruluş sürecinde TÜBİTAK’a yenilikçi proje başvurularında da bulundular. Avrupa standartları ile uyumlu hale gelen Yanma Testleri Laboratuvarı için “CPR - Yapı Malzemeleri Yönetmeliği” alt yapısı kurularak, araştırma ve ürün geliştirme faaliyetlerinin kapsamı da genişletildi. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı onayıyla Ar-Ge Merkezi statüsü kazanabilmek için 5746 no’lu kanun kapsamındaki Ar-Ge faaliyetlerinin yurt içinde gerçekleştirilmesi gerekiyor. Söz konusu statüyü alabilmek için işletme, yeterli Ar-Ge yönetimi ile teknolojik varlıklara, fikrî haklara, proje ve bilgi kaynakları yönetim yeteneği ve kapasitesine, Ar-Ge ve destek personelinin Ar-Ge merkezinde çalıştığının fiziki kontrolünü yapacak mekanizmalara sahip olduğunu belgelemek durumunda. Ayrıca Ar-Ge merkezlerinin konusu, süresi, bütçesi ve personel ihtiyacı tanımlanmış yenilik, program ve projelerinin bulunması, merkezlerin ayrı bir birim şeklinde örgütlenmiş ve tek bir yerleşke içinde yer alması gibi temel koşulların yerine getirilmiş olması isteniyor.

2015 tüm zamanların en çok elektrik tüketilen yılı oldu

T

ürkiye’nin 2015’teki elektrik tüketimi 263 milyar 828 milyon kilovatsaate ulaşarak, bir yılda tüketilen elektrik miktarında tüm zamanların rekoru kırıldı. Türkiye Elektrik İletim AŞ (TEİAŞ) verilerine göre, 2015 sonu itibarıyla Türkiye’nin 73 bin 148 megavata ulaşan elektrikteki kurulu gücü bir önceki yıl sonuna göre yüzde 5,2 arttı. Geçen yıl sonunda tüketilen elektrik de bir önceki yıla göre yüzde 2,6 artarak 263 milyar 828 milyon kilovatsaate ulaştı. Gerçekleştirilen bu tüketimle 2015 tüm zamanların en çok elektrik tüketilen yılı oldu. Yıl içerisinde en fazla elektrik tüketimi 25 milyar 46 milyon kilovatsaat ile ağustos ayında yaşanırken, en düşük elektrik tüketimi de 20 milyar 410 milyon kilovatsaat ile şubatta yaşandı. Günlük rekor elektrik tüketimiyse 867 milyon 551 milyon kilovatsaatle 31 Temmuz 2015’te kaydedilmişti. Aralıkta ülke genelinde 23 milyar 952 milyon kilovatsaat elektrik tüketildi. Söz konusu ayda gerçekleşen tüketim bir önceki aya göre yüzde 12,2 artışı ifade ederken, 2014’ün aynı ayına göre de yüzde 6,4 artış gözlendi.


HABER

www.elektrikdergisi.com

Türkiye Petrolleri bayi sayısını artırıyor Türkiye Petrolleri Petrol Dağıtım AŞ (TP) Genel Müdürü Mutlu Gül “Bu yıl sonuna kadar yurt genelinde 364 olan bayi sayımızı 450’ye çıkarmayı hedefliyoruz” dedi.

T

ürkiye Petrolleri Petrol Dağıtım AŞ (TP) Genel Müdürü Mutlu Gül, LPG sektöründe faaliyet lisansı aldıklarını belirterek, “Lisansımız tamam, bu ayın sonundan itibaren TP bayilerinde müşterilerimizi otogazla da buluşturmaya başlıyoruz” dedi. Gül, geçen yılın son gününde LPG lisans başvurularının onaylandığını belirterek, TP’nin 2016 planlarını anlattı. Bu yıl, otogazda hızlı bir ivme yakalamanın ilk hedefleri olduğunu vurgulayan Gül, “LPG faaliyet lisansımız tamam, bu ayın sonundan itibaren TP bayilerinde müşterilerimizi otogazla da buluşturmaya başlıyoruz. Planlarımızda, otogazı öncelikle bayilerimize en hızlı bir şekilde konuşlandırmak ve müşterilerimizle buluşturmak var. Akaryakıtta sağladığımız güven ve kaliteyi otogazda da sağlayacağız” diye konuştu. Gül, geçen yıl şirket bünyesine toplam 80 bayi eklediklerini belirterek, “Dağıtım şirketleri arasında en çok bayiye ulaşan ikinci şirket konumundayız. Dolayısıyla bu ivmeyle birlikte 364 olan mevcut bayi sayımızı, bu yıl sonuna kadar 86 yeni bayiyle 450’ye çıkarmayı hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.

66 Ocak

2016

“Nükleer santralları yapmak zorundayız”

Ç

evre ve Şehircilik Bakanı Sarı, “Bizim enerjide dışa bağımlılığımızı azaltmak için nükleerin bir an önce hayata geçmesi gerekiyor” dedi. Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı, Türkiye’nin yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanarak dışa bağımlılığını en aza indirmek zorunda olduğunu belirterek, “Santralları yapmak zorundayız. Gelişmiş ülkeler, nükleer enerji kotasını doldurdukları için şu anda yapmıyorlar. Bizim enerjide dışa bağımlılığımızı azaltmak için bunların bir an önce hayata geçmesi gerekiyor” dedi. Sarı, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansı’nda alınan kararlara ve gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi içinde konferansa katılan 196 ülkenin hedeflerini sunduklarını anımsatan Sarı, “Biz de 2030’a kadar sera gazı emisyonunda artıştan azaltım noktasında yüzde 21 gibi bir oranı hedefledik” dedi. Rusya ile yaşananlardan dolayı herhangi bir doğalgaz kesintisinin söz konusu olmadığına dikkati çeken Bakan Sarı, şöyle konuştu: “Türkiye olarak, yenilenebilir enerjiyi özellikle bu noktada vurguluyoruz. Biz yenilenebilir enerji kaynaklarımızı kullanarak, dışarıya bağımlılığı minimuma indirmek zorunda olan bir ülkeyiz.”


HABER

www.elektrikdergisi.com

Vekmar’dan “Sigaranın Gerçek Yüzü” Semineri

V

ekmar; çalışanlarına “Sigaranın Gerçek Yüzü” konulu eğitim seminerini çalışanların yoğun katılımıyla gerçekleştirdi. Türkiye Sigarayla Savaş Derneği iş birliği ile gerçekleştirdiği seminerde “Sigaranın Gerçek Yüzü” anlatıldı. Türkiye Sigarayla Savaş Derneği tarafından verilen seminerde ““Sigara sağlığa zararlıdır.” söylemi, topluma mal olmuş bir slogandır. Ancak, bu sloganın doğruyu ne ölçüde yansıttığı sorgulandığında, sigaranın gerçek etkilerini maskelemek ve sigarayı masum göstermek amacı ile uydurulan bir slogan olduğu anlaşılacaktır. Çünkü her yıl, sadece ülkemizde 115 bin, dünyada ise 5,5 milyon insan sigaradan dolayı erken yaşta hayata veda etmektedir. Yani her 6 saniyede 1 kişi sigara kurbanı olmaktadır.” söylemiyle, sigaranın

RLC Günleri 23-24-25 Şubat tarihlerinde gerçekleşiyor

R

LC Günleri sektörün devlerini öğrencilerle buluşturmaya devam ediyor. ’Sektörün En Bilinen Öğrenci Etkinliği’ unvanıyla bu sene on ikincisi düzenlenecek olan RLC Günleri her sene yenilenen konularıyla farklı bir soluk kazanıyor. RLC Günleri’nin amacı; öğrencilerin profesyonel iş hayatına girmeden önce buralarda tecrübe edinmiş kişilerle öğrencileri farklı platformlarda buluşturarak akıllarındaki soru işaretlerini gidermek ve ilerleyen senelerde daha emin adımlarla yürümelerini sağlamak. RLC

yol açtığı erken ölümler, trafik kazaları, iş kazaları v.b. tüm erken ölümlerin toplamından beş kat daha fazladır. Sigaranın da ülkemizin bir numaralı sorunu olduğunu belirtildi. Vekmar Kurumsal İletişim Yöneticisi Nuray ODABAŞ; tüm şirket çalışanlarını, tütün mamullerinin zararları hakkında bilgilendirmek, bilinçlendirmek ve sigarayı bırakmalarına yardımcı olmak amacıyla, “Dumansız Hava Sahası” kampanyası çerçevesinde seminer düzenlediklerini, bireye ve topluma zararları bilimsel olarak açıkça kanıtlanmış tütün ürünlerinin etkilerinden tamamıyla korunabilmek amacıyla, bilinçlendirmenin devam edeceğini ve böylesine hayati öneme sahip bir projede kendilerine destek veren Türkiye Sigarayla Savaş Derneğine teşekkürlerini belirtti.

Günleri, üç gün boyunca süren etkinlikte öğrencilerin en iyi şekilde verim alabilmelerini hedeflemekte. RLC Günleri 12.senesinde Philips CEO’su Göktuğ Gür, Siemens Genel Müdür Yardımcısı Ali Rıza Ersoy, Schneider Electric Partner & Projects Bussiness VP Erhan Kaya’yı ağırlayacak.

12.RLC Günlerinde Bu Sene Neler İşlenecek?

Endüstri 4.0,Akıllı Ev Sistemleri,Güneş-Rüzgar Enerjisi,Yeni Nesil Robotlar,CV Hazırlama ve Kariyer,Elektrikli Araçlar,Nükleer Enerji,Satış Mühendisliği gibi konularla sektörü mercek altına alacak. 12. RLC Günleri 23-24-25 Şubat 2016 tarihlerinde YTÜ Elektrik-Elektronik Fakültesinde öğrencilerle buluşacaktır ve etkinliğe online olarak kayıt yapılabilecek.

67 Ocak

2016


HABER

www.elektrikdergisi.com

Milli Rüzgâr Santralı, Terkos Gölü civarına kuruluyor Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile TÜBİTAK’ın işbirliği içinde yürüttüğü Türkiye’nin ilk “Milli Rüzgâr Santralı” (MİLRES) Projesi’nde sona yaklaşıldı.

P

roje kapsamında geliştirilen prototip türbin, İstanbul’da Terkos Gölü civarına kuruldu. 500 kw gücündeki türbinin şebeke bağlantısının da kısa sürede yapılması bekleniyor. Bu aşamadan sonra yerli rüzgâr türbininin ticarileşmesine dönük çalışma yapacak. Milli Rüzgâr Enerji Sistemleri projesinde, prototip türbin üretimi tamamlandı. Tamamen milli imkânlarla geliştirilen türbin, İstanbul

Legrand ‘Enerji Verimliliği’ vizyonunu tescilledi

İ

klim değişikliği ile mücadele temelini benimseyerek, sürdürülebilir ve dengeli kalkınma modelinde hazırlanan ‘İklim Değişikliği Eylem Planı’ uygulamaları için Legrand, BM İklim Değişikliği Bildirgesi kapsamında düzenlenen Paris COP21 İklim Konferansı’nda taahhütlere imza atan ve eylem planının açıklayan 39 büyük Fransız firmasından biri oldu Enerji Yönetimi Standardı ISO 50001’e göre belgelediği bu anlaşma ile Legrand Grup, dünyanın sıcaklığının 2°C derecelik bir artışının getireceği çevre felaketlerine engel olmak adına, ilerleyen yıllarda bu

68 Ocak

2016

Arnavutköy’de Terkos Gölü civarına kuruldu. 500 kw gücündeki prototip türbinin, yakında bulunan trafodan şebeke bağlantısının yapılması amacıyla EPDK Elektrik Dairesi Başkanlığı’na izin başvurusunda bulunuldu. Projede yeni hedef, 2.5 mw ve üzeri türbinler geliştirerek bunların ticarileşmesini sağlamak. Projenin uzun dönemli hedefi toplam 40 gigavat rüzgâr enerjisi kapasitesi kurulumu için yurtdışına çıkacağı hesaplanan 40 milyar dolarlık kaynağın yüzde 25’inin yerli türbin teknolojileri ile karşılanması. Böylece 10 milyar dolarlık kaynağın yurtdışına çıkması önlenmiş olacak.

çalışmanın sürdürülebilir projelerine de imza atmayı hedefliyor. Legrand ayrıca, Enerji Yönetimi Standardı ISO 50001’e göre Avrupa kapsamında ofislerini, 21 adet fabrikasını ve üç adet lojistik birimini de belgelemiş durumda. Küresel ilkler sözleşmesinin çevre ile ilgili ilkelerinden ‘İş dünyası çevre sorunlarına karşı ihtiyati yaklaşımlara destek’, ‘Çevresel sorumluluğu arttıracak her türlü faaliyete ve oluşuma destek’ ve ‘çevre dostu teknolojilerin gelişmesini ve yaygınlaşmasına destek’ olmayı benimseyen Legrand, ayrıca Enerji Yönetimi Standardı ISO 50001’e göre belgelenerek bu konuda en somut adımı da atmış oldu. Legrand Türkiye ise, bu global hedeflere ulaşmak adına çalışmalara katkı sağlayarak, ilerleyen dönemlerde Türkiye’de de ISO 50001 standardı doğrultusunda çalışmalar yapmayı hedefliyor.


HABER

www.elektrikdergisi.com

ENERJİ OBEZİ CİHAZLARA KARŞI KADIN GÜCÜ Evlerimizdeki teknolojik aletlerin sayısı her geçen gün artıyor. Peki, enerji obezi bu aletleri doğru kullanmayı biliyor muyuz? İTÜ Öğretim Üyesi ve Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, elektronik cihazları doğru kullanmak için enerji diyetinin şart olduğunu söyledi. Karaosmanoğlu, evdeki cihazların en büyük hakimi olan kadınlara hem kendi bütçelerini koruyacak hem de enerjiden tasarruf ettirecek ipuçları verdi

E

lektronik aletler hayatımızın olmazsa olmazı. Onlarsız neredeyse hiç bir işimizi yapamıyoruz. Ancak gün geçtikçe sayıları artan elektrikli aletlerimizi çalıştırmak için kullandığımız enerji sandığımız kadar sınırsız değil. İTÜ Öğretim Üyesi ve Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, Enerji Verimliliği Haftası’nda enerjiden tasarruf edebilmek için kadınlara çok büyük bir görev düştüğüne dikkat çekti. Prof. Dr. Karaosmanoğlu, çocuklarımıza güzel bir gelecek bırakabilmek için yaşadığımız devrin enerji kaynaklarını kullanırken ‘cimri’ olabilen kadınların devri olduğunu vurguladı. Enerji obezlerine uygun diyet önerisi Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, evimizde kullandığımız elektrikli aletleri enerji obezleri olarak nitelendirdi ve sözlerine şöyle devam etti: “Enerji obezleri bu cihazları performanslarını düşürmeden enerjiden zayıflatmak aslında sanıldığı kadar zor değil. Bu noktada kadınlara küçük ip uçlarının yer aldığı bir enerji diyeti listesi öneriyorum.”

Karaosmanoğlu’ndan elektronik cihazlar için enerji diyeti önerisi: •

Elektronik bir cihaz alırken enerji verimliliği A, A+, A++, A+++ cihazları tercih edin. Bu cihazlar çok daha az enerji ile çok daha fazla iş yapar.. Enerji verimliliği A sınıfı olan bir buzdolabı D sınıfı bir buzdolabına göre yüzde 45, G sınıfı bir buzdolabına göre ise yüzde 56 daha az enerji harcar.

Buzdolabınızı güneş alan bir yere veya radyatör, fırın gibi ısı kaynaklarının yanına koymayın. Buzdolabı dışarıdan ısı aldıkça içini soğutması zorlaşır ve elektrik tüketimini artırır. Evde gereksiz, dekoratif amaçlı aydınlatmadan kaçının. Kullandığınız sıradan ampulleri, kompakt floresan lambalar ile değiştirin. Bu lambalar, diğerlerine göre 5 kat daha az enerji harcarlar ve 10 kat daha uzun ömürlüdürler. Yemek pişirirken fırının kapağını gerektiğinden fazla açmayın. Kapağı her açışta fırın sıcaklığının 25-30 derece düştüğünü unutmayın. Ayrıca cam ve seramik kaplar tercih ederseniz fırın sıcaklığını 15 derece düşürübilirsiniz. Çamaşırlarınızı yıkarken makinenin tam kapasite çalıştırdığınızdan emin olmalısınız. Çamaşırları bastırdığınızda tamburla arasında bir karış boşluk kalmalıdır. Az kirli çamaşırlarda ekonomik programı uygulamalısınız. Bulaşıklarınızı elde değil, makinede yıkayın. Bulaşıklarınızı 60 derece sıcaklık yerine, 50 derecede de yıkayabilir ve böylelikle yüzde 10 daha az enerji tüketebilirsiniz. Ayrıca yıkama kapasitesi ailenize uygun olan bir makine tercih ettiğinizde daha az su ve enerji harcarsınız. Ütü yapmanızı hem kolaylaştıracak hem de enerji tassarufu sağlayacak en önemli tüyo, çamaşırlarınızı nemli olarak ütülemek. Böylelikle hem siz hem de ütünüz daha az enerji harcar. Ütü alırken buhar ayarı ve buhar kapasitesi yüksek olan bir model seçmeyi de unutmayın. Ütünüzün kendi kendine kireç tabakasını temizleyebilmesi de son derece önemli. Elektrik süpürgesi alırken torbalı yerine su hazineli süpürgeler tercih edin. Eğer süpürgeniz torbalıysa da süpürmeden önce torbasını mutlaka kontrol edin ve dolduysa boşaltın ki çekim gücü düştüğü için enerjiyi boşa harcamasın.

69 Ocak

2016


TANITICI HABER

www.elektrikdergisi.com

MAKEL’DEN ANTALYA’DA BAYİ TOPLANTISI ORGANİZASYONU Sektörün öncü markalarından Makel, 15 – 17 Ocak tarihlerinde Antalya Rixos Premium Otel’de bayilerine yönelik eşli olarak görkemli bir organizasyona imza attı. “Beraber Bir İZ Bırakalım” sloganı ile oluşturulan organizasyonda Makel, bayilerine unutulmaz bir hafta sonu yaşattı.

T

oplantı açılışında ana bayi ve bayilere yönelik yapılan animasyon şov, LED davulcular ve ışık şovunun organizasyona damgasını vurduğu görüldü. Makel iş ortakları, Prof. Dr. Ekonomist Emre Alkin’in dikkat çeken sunumu ve gala gecesinde sanatçı Bengü’nün performansı ile coşkulu anlar yaşadılar. 2015 yılını gerçekleştirdiği başarılı kampanyalar ile sonlandıran Makel Şirketler Grubu, yeni yılın ilk yarısında Türkiye’deki tüm bayileri ile bir araya geldi. Antalya Rixos Premium Otel’de 15-17 Ocak tarihleri arasında ana bayi ve bayi olmak üzere eşli 680 kişiye ev sahipliği yapan Makel gerçekleştirdiği görkemli organizasyon ile iş ortaklarından tam not aldı. Toplantıya ana bayi ve bayilerin yanı sıra Makel Şirketler Grubu Yönetim Kurulu ve Makel Satış - Pazarlama yöneticileri ve ekipleri tam kadro katıldılar. Bu yıl gerçekleştirdiği Bayi Toplantısı’nda “Beraber Bir İZ Bırakalım” toplantı sloganı ile yola çıkan Makel Şirketler Grubu,

70 Ocak

2016

ana bayi ve bayilerine 2016 yılı hedef ve stratejilerin anlatıldığı sunumlar gerçekleştirdi. Açılış konuşmasını yapan Makel Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Necati Çalışkan, sektöre ilişkin iç ve dış pazar değerlendirmesi sonrasında 2016 yılında pazara sunulacak olan Makel LED ürünleri hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Firma olarak 2015 yılında iç pazardaki bütçeyi aştıklarını belirten Çalışkan, ciro bazında yüzde 19 büyüme gerçekleştirdiklerini belirtti. Gerçekleştirilen kampanya ve hediyelerin bu hedefe ulaşmada önemli etkisi olduğunu belirten Necati Çalışkan, burada en önemli konunun iş ortaklarının Makel’e olan inancı, güveni ve sahiplenmeleri olduğunu söyledi. Dış pazarda ise farklı gelişmelerin yaşandığını belirterek hedeflerde buna bağlı sapmalar yaşandığını söyledi. Makel Şirketler Grubu Necati Çalışkan şöyle devam etti: “Makel Rusya’da büyük bir pazara sahip. Biz Makel olarak pazara çok erken girdik.

Bayilikler kurduk ve iyi bir marka algısı yarattık. Yapılan araştırmalar, hatta rakip araştırmalarına göre Rusya’da en iyi bilinen markalar arasında olduğumuzu gösteriyor. 2013 yılında adı konulmayan bir kriz başladı ve bugünlere kadar geldik. Rusya dâhil olmak üzere Ukrayna, Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan’da gibi ülkelerde büyük oranda devalüasyonlar oldu. Bu olumsuzlukları kabul edip oturmadık. 2015 yılında yeni ürünlere kanalize olduk. Alman ve İtalyan tipi anahtar ve prizlerden sonra İngiliz tipi ve bu bağlamda yeni birçok ülkeye ait farklı anahtar ve priz sistemleri ile Afrikada’dan Güney Amerika’ya kadar birçok ülkeye gitmek istiyoruz. Rusya’daki güçlü pozisyonumuzu farklı ülkelerde yakalamak hedefimiz.” dedi. 2016 yılında iç pazarda dönemsel satışa geçtiklerini belirten Çalışkan, “Sene başında ne satacağımızı, nasıl üreteceğimizi bilirsek performansımızın büyük bir bölümünü üretim kalitesinin


artmasına, innovasyona, arge’ye ve lojistik hizmetlere ayırırız. Birçok gelişmiş ülkede bu sistem mevcut” diye ekledi. Kendileri için en önemli yatırımın 2016 yılında LED ürünleri ile birlikte aydınlatma sektöründe olacağını belirten Necati Çalışkan, hedefin yerli üretimi gerçekleştirmek olduğunu söyledi. Yıllık oldukça yüksek miktarlarda ülkemize ampul ithalatı gerçekleştiğini belirten Çalışkan, “Yüksek teknoloji gerektirmeyen bu ürünlerin üretimi için dışarıya bu denli paralar öderken iki kere düşünmek lazım. Bir ülke ihracatı, eğitim sistemi ve marka gücü gibi değerlerle ölçülür. Çocuklarımızın geleceği bu değerlere bağlı. Nisan ayından sonra yüksek üretim rakamları ile piyasada olacağız. Bu bizi gerçekten çok heyecanlandırıyor. Okyanusta damla bile olsak faydamız olacak. Her sektör böyle düşünmeli. Bir ülke sanayi malları ihraç ediyor, hammadde ithal ediyorsa başarılıdır. Biz de ülke olarak böyle yaptığımızda başaracağız.” dedi. Ardından söz alan Makel Şirketler Grubu Genel Müdürü Hakan Öztürk, Makel’in 45m2’den 45 bin m2’ye uzanan gelişim öyküsünden bahsetti. Geçen 39 yıllık süreçte Makel’in birçok önemli değeri temsil ettiğini belirterek markanın güvenilir, enerjik, ilkeli, güçlü, yenilikçi, güvenilir, paylaşımcı ve kötü gün dostu olduğunu söyledi. Makel’in 2016 yılında pazara yeni sunulan ve sunulacak olan yeni

ürünlerinden de bahseden Öztürk, Türkiye’nin 2015 yılında yaşadığı siyasi ve ekonomik istikrarının ülkenin geneli ve sektöre dönük etkilerinden bahsetti. Makel’in 2016 yılı büyüme hedefleri hakkında da bilgi veren Öztürk, 2016 yılında Afrika, Ortadoğu ve Avrupa pazarlarında etkin olacaklarını söyledi. Sonrasında söz alan Makel Ar-Ge Direktörü Ünal Küçük, endüstri devrimi sonrası bilgi toplumuna geçişle ile birlikte toplumların sınırları olmayan bir dünyaya doğru ilerlediklerini belirterek, gittikçe önemi artan Ar-Ge ve inovasyon faaliyetlerinden bahsetti. Türkiye Ar-Ge harcamalarının yüzde 0,5 gelişmiş ülkelerin yüzde 2, Makel’in ise yüzde 5 olduğunu belirterek, Makel olarak Ar-Ge yatırımlarına yönelik verdikleri öneme dikkat çekti. Ünal Küçük,

Makel olarak her yıl iç ve dış pazarlar için yeni, yenilikçi ve her şeyden önemli tasarımı ve kalitesi ile rekabet gücü yüksek ürünler üretmek için çalıştıklarını belirtti. Küçük şöyle devam etti “Sektörde katma değeri yüksek, rekabetçi, uluslararası pazarlarda markasını ve Türkiye imajını ön sıralara taşıyacak yenilikçi projelerle çalışmalarına devam eden Makel, Ar-Ge projelerini hayata geçirmede Türkiye’de 6. Sektörde isi ikinci firma olmanın haklı gurunu yaşıyor”. Aradan sonra söz alan Satış ve Pazarlama Direktörü Serkan Emsal, yıllar içerisinde Makel’in artan ciro performansına dikkat çekerek 2015 yılında gerçekleştirilen kampanyaların satışa olan olumlu etkilerinden bahsetti ve başarılı bir yılı geride bıraktıklarını söyledi. 39 yılın tecrübesi ve yüzde 100 yerli marka olmanın gururu ile 81 ilde birçok satış noktasında Makel’in yer aldığını belirten Emsal, son 2 yılda gerçekleştirilen ana bayi ve bayi yapılanmasına da dikkat çekti. Öğleden sonraki bölümde söz alan Ekonomi uzmanı Prof. Dr. Emre Alkin, gelişen ve gittikçe dijitalleşen dünyanın artık her noktada ticaret ile entegre olması gerektiğini belirtti ve sınırları olmayan bu dünyada en büyük nüfusa sahip ülkenin Facebook olduğunu söyledi. Ülkenin gelecek dönem zenginleşme politikaları ve hedefleri için yüksek teknoloji ile yenilikçi ürünler üreten Makel gibi firmalara ihtiyacı olduğunu belirten Alkin katılımcılara sunumun da ana teması olan “Mucize çözüm yok. Çare sizsiniz” dedi. Toplantılar sonrasında akşam gala yemeğinde bir araya gelen Makel bayileri sanatçı Bengü’nün şarkıları ile coştu. Şarkılara eşik eden bayiler gecenin ilerleyen saatlerinde piste çıkarak dans edip gönüllerince eğlendiler.

71 Ocak

2016


HABER

www.elektrikdergisi.com

YARGIDAN MÜHENDİSLERİ SEVİNDİREN KARAR Enerji Bakanlığı`nın mühendislerin proje uzmanlık eğitimi ve sertifika almadan hizmet üretmesini engelleme girişimi yargıdan döndü.

E

lektrik Tesisleri Proje Yönetmeliği`nin ilgili hükümlerinin yürütmesini durduran Danıştay, Bakanlığın böyle bir belgelendirme zorunluluğu getirme konusunda yetkisizliğini saptayarak, mühendislerin üniversite mezuniyeti ile meslek odası üyeliğinin mesleki faaliyet göstermeleri için yeterli olduğunu bildirdi. Ayrıca can ve mal güvenliği açısından önem taşıyan proje onay ve kabul işlemlerinde özel kuruluşlara yetki veren düzenlemelerin de yürütmesi durduruldu Resmi Gazete`de 30 Aralık 2014 tarihinde yayımlanan yönetmelik ile elektrik tesisleri konularında proje hazırlayacak elektrik, inşaat, makine, jeofizik ve jeoloji mühendisleri, Enerji Bakanlığı`nın yetkilendirileceği eğitim kuruluşlarınca verilecek eğitimlerde başarılı olup proje uzmanlık sertifikası (PUS) belgesi almadan çalışamayacaklardı. Bunun üzerine meslek odasından aldıkları serbest müşavir mühendis (SMM) belgesi ile tam yetkili olarak faaliyetlerini yürüten EMO üyeleri dilekçelerle bakanlığa itirazda bulunmuştu. EMO, yönetmeliğin mühendis haklarını yok sayan bir içerikle yayımlanması üzerine dava açmıştı. Danıştay 10. Dairesi`nin 17 Kasım 2015 tarihli yürütmeyi durdurma kararıyla Enerji Bakanlığı`nın yetkisiz bir şekilde mühendislerin kazanılmış haklarını yok eden düzenlemelerine geçit verilmemiş oldu. Danıştay kararında, 3458 sayılı Mühendislik ve Mimarlık Hakkında Kanun ile 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu kapsamında mühendislik mesleğini icra edebilmeleri için mühendislik fakültelerinden mezun olmaları ve meslek odası üyesi olmalarının yeterli olduğu vurgulandı. Kararda bakanlığa, “mühendislerin mesleklerini icra edebilmeleri için

72 Ocak

2016

meslek içi eğitim alma ve bu eğitim sonunda yapılacak sınavda başarılı olma gibi yükümlülükler getirilmesi konusunda bir yetki verilmediğine” dikkat çekilerek, şöyle denildi: “Bu durumda, elektrik tesislerinin projelerini hazırlayan mühendislerin mesleklerini icra etmelerini, yasal dayanağı olmadan, meslek içi eğitim alma ve bu eğitim sonunda yapılacak sınavda başarılı olma koşuluna bağlayan dava konusu Yönetmelik maddelerinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.” Yönetmelikle elektrik tesisleriyle ilgili projelerin onay ve kabul işlemlerini yapmak üzere tanımlanan Proje Onay Birimi (POB) olarak kamu kuruluşları yanında Elektrik Dağıtım Şirketleri, Organize Sanayi Bölgeleri ile bir kamu kuruluşu olmakla birlikte sektörde faaliyet gösteren Türkiye Elektromekanik Sanayi AŞ. yetkilendirilmişti. Danıştay kararında, proje onay ve kabul işlemlerini yapma konusunda Enerji Bakanlığı`nın görevli ve yetkili olduğu ve bu işlemlerin tüzel kişilere yaptırılmasına ilişkin bakanlığın teşkilat yasasında herhangi bir hükme yer verilmediği belirtilerek, şöyle denildi: “…idarelerin kanunla kendilerine verilen görev ve yetkileri devredebilmeleri için Kanunda buna ilişkin bir düzenleme yapılması gerektiğinden; uyuşmazlığa konu olayda, yasal dayanağı olmadan, davalı idareye ait olan proje onay ve kabul işlemlerini yapma yetkisinin yönetmelikle tüzel kişilere devredilmesine ilişkin yönetmelik hükümlerinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.” Yargının verdiği yürütmeyi durdurma kararı ile birlikte serbest müşavir mühendisler, mevzuat gereği EMO`dan aldıkları belgelerle elektrik tesislerine ait projeleri hazırlamaya devam edebilecekler.


GELECEK TEKNOLOJİLERİ www.elektrikdergisi.com

Geleceğin

‘Yel Değirmeni’ böyle olacak

Doğuda hala nükleer santraller hayalleri görülürken gelişmiş ülkeler çok farklı hedefler peşinde. Bunlardan bir tanesi de Hollanda’da gerçekleşiyor. Mimari deha ile sürdürülebilir enerji kaynaklarının birleştiği proje hem Rotterdam’ın çehresini değiştirecek hem de yaşam kalitesini yükseltecek.

73 Ocak

2016


G

eleceğin yel değirmeni olarak bahsedilen ve The Dutch Wind Wheel ismi verilecek yapılacak yapı Rotterdam’ın yeni ikonu olacak. DoepelStrijkers firması tarafından üstlenilen projede aynı zamanda Meysters ve BLOC firmaları da yer alarak inovasyon ve sürdürülebilirlik kavramlarını aynı yapıda buluşturuyor. DoepelStrijkers’ın ortaklarından Duzan Doepel’e göre proje Rotterdam şehrinin tamamen temiz teknolojilere geçişinden kolektif ve önemli bir çaba. Elbette bunu başarmak için yatırımcılar, bilim insanları ve Delft Üniversitesi ya da Rotterdam İklim Girişimi gibi birçok önemli kurumundan desteği alınıyor. Yani tek adamın kararı, tek kişinin beğenmesi böyle büyük bir projede için geçerli değil. Bina, birbirinden farklı fonksiyonlarda iki halka şeklinde tasarlanmış. İçteki halka yaşam alanlarını içerirken dışarıdaki halka raylı sistemle hareket eden ve dönebilen bir sistem olacak. Dönen halkadan gelen enerji yatay çelik tüplerle içerideki yaşam alanına aktarılacak ve tüm enerji ihtiyacı tamamen bu şekilde karşılanacak. Elektrostatik rüzgar türbini olarak tasarlanan bu teknoloji elbette geleneksek yel değirmenlerinden oldukça farklı ve gelecekte sık sık karşımıza çıkacak. Yapılan hesaplamalar yapının sadece kendi enerjisini değil aynı zamanda çevredeki yapıların da enerji ihtiyacını rahatlıkla karşılayabileceğini gösteriyor. Ayrıca yapıdaki camlar interaktif olacaklar ve ısının optimum seviyede tutulmasında büyük rol oynayacaklar. Kullanılacak su ise tamamen organik atıklardan elde edilecek. Yani sadece mimarı bir yapı olarak değil aynı zamanda ekosistemin devamlılığını sürdüren bir değer olacak. Şu anda proje aşamasında olan ve Rotterdam’ın siluetini değiştirecek The Dutch Wind Wheel, 2020-2025 tarihleri arasında tamamlanacak.

74 Ocak

2016


ELEKTRİK TARİHİNdE YOLCULUK OSMAN BAHADIR

Elektrik Öğretiminde Katkılar ve Çözüm Önerileri Elektromagnetik alan teorisinin temelleri

Prof. Dr. Mithat İdemen’in elektromagnetizma teorisi için temel nitelikteki kitabı yeniden yayımlandı. Sevgili hocamız Mithat İdemen’i, İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Fakültesi’nin Gümüşsuyu binasındaki sınıflardan birinde 1967 yılının güz sömestrinde ilk kez gördüğümüzde o doktora derecesini almış olarak yurtdışından henüz yeni gelmişti. Daha ilk derste sınıftaki kara tahtayı bir ucundan öbür ucuna iki ve üç katlı integrallerle doldurunca yanımdaki arkadaşımla birlikte duyduğumuz şaşkınlığı ve heyecanı hiç unutmuyorum. İntegral almayı elbette lisede öğrenmiştik ama iki ve üç katlı integrali ilk defa görüyorduk. Fakat şaşkınlığımız çok çabuk geçti. Çünkü hocamız zor matematik problemlerini o kadar güzel sunuyor ve çözümlüyordu ki, bize sadece öğrenme zevkini tatmak kalıyordu. Prof. Dr. Mithat İdemen hem elektrik ve elektronik mühendisi, hem matematikçi, hem de teorik fizikçi. Daha özel olarak da elektromagnetizma kuramcısı. Prof. İdemen 1960’lı yılların sonlarından başlayarak günümüze kadar hem binlerce öğrenci yetiştirdi, hem de elektromagnetizma teorisinin geliştirilmesine katkılarda bulundu. Elektromagnetik dalgaların yayılımına ilişkin temel araştırmaları nedeniyle 2005 yılında Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nde onursal doktora, 2008 yılında da

Uluslararası MMET (Mathematical Methods in Electromagnetic Theory) konferansında N. A. Khizhnyak ödülünü aldı. Prof. İdemen’in Elektromagnetik Alan Teorisinin Temelleri kitabının geçtiğimiz ay 4. baskısı yapıldı. İTÜ VAKFI Yayınları tarafından yayımlanan 243 sayfalık yenilenmiş bu eser, temel varsayımlar başlıklı ilk bölümü izleyen elektrostatik, magnetostatik, magnetizma, distribüsyon anlamında Maxwell denklemleri ve özel rölativite teorisi başlıklı beş bölümden oluşuyor. Prof. İdemen’in 1970-1997 yılları arasında İstanbul Teknik Üniversitesi’nde vermiş olduğu derslerin notları esas alınarak hazırlanmış bulunan bu kitap, okuyuculara (ister öğrenci olsun isterse meraklısı) elektromagnetik

teoriyi modern bir görüşle tanıtmayı amaçlamaktadır. Kitap ayrıca elektromagnetik teorinin temel kavramlarını kavramaya yardımcı olan ve gereksiz matematiksel güçlüklerden uzak çok sayıda problem içermektedir. Bu nedenle hem lisans hem de yüksek lisans düzeyindeki öğrenciler için temel bir kaynak niteliğindedir. Profesör İdemen’in kitabının çok önemli bir diğer özelliği de, elektromagnetizma teorisinin en gelişmiş biçimini sunarken aynı zamanda kısaca bu teorinin gelişim tarihi hakkında da gereken bilgileri sunmasıdır. Bu nedenle bilimsel konuların eğitimi sırasında ilgili konudaki bilimsel bilgilerin gelişimi tarihine hemen hiç değinilmeyen ülkemizde bu kitabın farkı ortaya çıkmaktadır. Bilim tarihi bilgisi, bilimsel bilgilerin derinlemesine öğrenilmesi ve yaratıcı bilimsel düşünce yeteneğinin geliştirilmesi bakımından çok büyük bir önem taşımaktadır. Prof. İdemen’e göre maddenin temel davranışları, genellikle elektrik olaylarına dayanmakta ve dolayısıyla da bu durum elektrik olaylarının kimya, fizikokimya, biyoloji vb. gibi doğa bilimlerinde de önem kazanmasına neden olmaktadır. Bu nedenle konuları doğrudan doğruya elektrik olan elektrik ve elektronik mühendislerinin

75 Ocak

2016


yanı sıra, konuları değişik türden doğa olayları olan (doktor, eczacı, biyolog, meteorolog, jeofizikçi, jeolog, tarımcı vb. gibi) kimselerin de görevlerini iyi bir biçimde yapabilmeleri ancak elektrik olayının temelinde yer alan evrensel yasaların bilinmesiyle mümkündür. İşte bu kitabın amacı da sözü edilen dallarda üniversite eğitimi gören gençlere elektriğin temel yasalarını öğretmektir. Prof. Dr. Mithat İdemen kitabının dördüncü baskısını yapması nedeniyle yazdığı önsözde diğer şeylerin yanı sıra şunları söylemektedir: “Bu kitabın içerdiği konuları İTÜ’de okutmaya başladığım 1969 yılında, elektromagnetik teori neredeyse bir asırlık ömrünü tamamlamak üzereydi. Konunun ilk temel taşlarını oluşturan Coulomb, Ampere, BiotSavart ve Faraday yasaları ise çok daha gerilerde kalmıştı. Bu zaman süresince söz konusu yasalar, bir yandan, gözlenen çok sayıda doğal olayın bilimsel açıklanmasını sağlayarak değişik bilim dallarının ve bilimsel felsefenin gelişmesine katkı sağlamış, diğer yandan da çok sayıda teknik uygulamanın önünü açarak uygarlığın gelişmesinde temel rol oynamıştı. Bununla beraber, hem ülkemizde hem de dünyanın diğer birçok ülkesinde bu teori, öğrencilere soyut ve matematik ağırlıklı göründüğü için olsa gerek, mühendislik programlarında olması gerektiği gibi yer almıyordu. Bugün de durumun çok farklı olduğu söylenemez. O günden bu yana geçen son yarım yüzyıl içinde de elektromagnetik teorinin haberleşme, kontrol, tıp vb. dallarında, bir çırpıda sayılamayacak kadar çok, yeni uygulamaları oldu. Bu uygulamalar, şüphesiz konuyu sağlam temeller üzerinde öğrenmiş bulunan mühendislerin ve fizikçilerin başarısıdır. Söz konusu teoriyi ülkemizde, gereksiz matematik ayrıntılarla öğrencinin dikkatini dağıtmadan, ama gereken bilimsel berraklıktan da feragat etmeden sunmayı amaçlamış olan bu Türkçe kitabın dördüncü baskısının yapılabilir olması benim için sevindirici olmuştur.” Prof. Dr. Mithat İdemen’in Türkiye’deki ilk öğrencilerinden biri olarak değerli

76 Ocak

2016

hocamızı büyük bir saygıyla kutlarken, kitabının yeni baskısının da ülkemiz bilimine yeni katkılarda bulunmasını dilerim.

Elektrik - Elektronik Mühendisliği Öğretiminin Durumu ve Sorunları

Prof. Dr. Duran Leblebici, elektrikelektronik mühendisliği öğretiminin durumu ve sorunları hakkında bazı temel tespitler yapıyor. Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi tarafından düzenlenen ElektrikElektronik Mühendisliği Kongresi (EEMKON 2015), 19-21 Kasım 2015 tarihlerinde Harbiye Askeri Müze Kültür Sitesi’nde toplandı. İTÜ ElektrikElektronik Fakültesi emekli öğretim üyesi Sayın Prof. Dr. Duran Leblebici bu kongrede “Türkiye’de Elektronik Sanayiinin Durumu” başlıklı bir bildiri sundu ve “Elektrik-Elektronik Mühendisliği Öğretiminin Durumu ve Sorunları” konulu panele katıldı. Duran Leblebici her iki konuşmasında da bazı önemli tespitlerde bulundu. Elektronik sanayii konusunda, 1965’te PTT Ar-La’nın kurulması ile başlayan gelişmelerde Üniversite’nin (1950’li yıllara kadar sadece İTÜ vardı) “hazırlayıcı” rolünü vurguladı. 1990’ların ortalarına kadar devam eden sağlıklı gelişmenin, küreselleşmenin getirecekleri ve götürecekleri konusunda yapılan yanlış öngörülerle TELETAŞ’a yabancı ortak alınması ile başlayan sorunlara değindi. Sonraki yıllarda ise gerek haberleşme elektroniği gerekse tüketici elektroniği alanlarında teknolojideki hızlı gelişmelere ayak uydurulamaması nedeniyle başlayan gerileme sonucunda gelinen durumu anlattı. Elektrik-elektronik mühendisliği

öğretimi ile ilgili olarak da bu öğretimin kapsamı, ülkemizdeki durumu ve sorunlarıyla ilgili olarak yaptığı çok önemli tespitleri ise şunlardı: “Elektrik-elektronik mühendisliği yeni ihtiyaçlar ve yeni buluşlarla kapsamı ve etkileme alanı sürekli olarak genişleyen, yenilenen bir mühendislik alanıdır. Elektrik-elektronik mühendisliği, bilimsel temellerini fizik biliminden alır. Yeni gelişmeler elektrik-elektronik mühendisliğinin fizik içindeki temellerini gittikçe daha genişletmekte ve daha derinleştirmektedir. Bu temellerden gözlemler ve deneylerle anlaşılabilenler dışında kalan konuların kavranabilmesi ve işlenebilmesi, çok yönlü ve sağlam bir matematik altyapısını gerektirir. Bu faydacı yaklaşımın ötesinde gözardı edilmemelidir ki matematik, tıpkı müzik gibi, tıpkı edebiyat gibi zihni besleyen ve zenginleştiren bir kültürdür. Elektrik-elektronik mühendisliği alanına sürekli olarak yeni yeni konuların girmesi, öğretimde temellere ve uygulamalara ayrılacak zamanların dengesini belirlemede önemli bir etkendir. Türkiye’de bu temeller/uygulamalar dengesi, YÖK öncesi dönemde her kurumun önemle üzerinde durduğu, geniş katılımlı fakülte kurullarının sürekli olarak tartıştığı ve geliştirdiği bir konu idi. Örneğin İTÜ Elektrik Fakültesi’nde geliştirelen ve uygulanan öğretim programları sayesinde dünya standartlarında bir düzey tutturulmuştu (1950-2007 yılları arasında ABD’de doktora yapmış olan İTÜ Elektrik Fakültesi Zayıf Akım Kolu ve İTÜ Elektrik-Elektronik Fakültesi Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği


Bölümü mezunlarından yüzde 61.8’i doktoralarını ABD’nin ilk 25’e giren üniversitelerinde, yüzde 34.5’i ise doktoralarını ABD’nin ilk 10’a giren üniversitelerinde yapmışlardır.). Elektrik-elektronik mühendisliği öğretimi alanında ABD’de başlayan ve yayılan eğilim, yeni ve pırıltılı alanlara yer açabilmek için temellere ayrılan zamanı kısıtlamak şeklinde olmuştur. Bu eğilimin sonucu olarak birçok konuda “malumat” sahibi olan ama hiçbir konuyu “derinlemesine kavramamış” bir mühendis türü yetişmeye başlamıştır. YÖK’ün özellikle en buyurgan olduğu ilk on yıl içinde öğretim programlarının büyük ölçüde YÖK tarafından belirlenmesi, bunun yanı sıra geniş katılımlı kurulların ortadan kalkması, kurumların bu konu ile ilgili birikimlerinin ve şevklerinin yok olması sonucunu vermiştir. Türkiye’de mühendislik öğretiminde kaliteyi olumsuz yönde etkileyen bir husus da öğretimin İngilizce yapılması hastalığının yaygınlaşmış olmasıdır. Bu eğilim birçok öğretim kurumunda ABD kaynaklı İngilizce ders kitaplarının benimsenmesi ve bununla bağlantılı olarak “madem iyi (?) bir ders kitabı var, öyleyse dersi – konulara hakim olsun olmasın – herkes verebilir” anlayışının yaygınlaşması sonucunu vermiştir. Bu durumun bir başka olumsuz etkisi de Türkçe bilimsel ve teknik içerikli ders kitapları üretiminin önemli ölçüde azalması olmuştur (örneğin 19452000 yılları arasında İTÜ’de her yıl ortalama 30 kitap basılıyor, yani her yıl yaklaşık olarak 60.000 kitap yayılıyordu). Bütün bunların sonucu, bugün herkesin şikayetçi olduğu yeni yetişen mühendislerin kalitesinin geçmiş dönemlere kıyasla çok daha düşük olmasıdır. Bu durum Türkiye’nin “daha yüksek katma değerli ürünlere” yönelmesinde öncü olması gereken elektrikelektronik sanayiinin geleceği bakımından yaşamsal bir risktir. Sorunun sebepleri ne olursa olsun çözümün sorumlusu öğretim kurumlarıdır. Üniversitelerin bu sorumluluğun farkına vararak “bu işi nasıl daha iyi yapabiliriz arayışına katılımcı bir yaklaşımla ve gecikmeden girmeleri gerekir. Öğretim kurumlarının bu sorumluluğun farkına vararak “bu işi nasıl daha iyi yapabiliriz” arayışına katılımcı bir yaklaşımla ve gecikmeden girmeleri gerekir.” Görüldüğü gibi Prof. Dr. Duran Leblebici’nin elektrik-elektronik mühendisliği öğretiminin hem dünyadaki, hem de ülkemizdeki durumu ve sorunlarıyla ilgili tespitleri son derecede önemli tespitlerdir. Bilim ve eğitim dünyası ilgilileri ile okurlarımızın bu yaşamsal tespitlerin her biri üzerinde düşünmesini, çözüm önerileri geliştirmesini dileriz.


Tuncay Derman, Aralık 2015

ENERJİ ORMANLARI

O

tomobille Güney’e, Akdeniz’e seyahatlerimde özellikle Toroslar’da “Enerji Ormanı” levhaları hep dikkatimi çekmiştir. Plântasyon ürünü olarak Enerji ormanlarının endüstriyel ihtiyaçlar için oluşturulduğu çok belirgin. Bu mektubumda klâsiğin dışına çıkarak “Enerji Ormanı” sözcüğünü daha güncel bir alan olan “İklim değişikliği” platfomu ile ilişkilendireceğim. Bilindiği gibi, iklim değişikliğine yol açan küresel ısınmanın tehlike çanlarına çözüm arayışı uluslararası organizasyonla ilk kez Rio Konferansı ‘nda (1992) ele alındı. Onu Kyoto (1997) ve Kopenhag (1999) uluslararası iklim değişikliği konferansları izledi. Ne var ki, bu uluslararası konferanslar iklim değişikliğine çözüm getirmek bir yana küresel ısınmaya yol açan küresel emisyonların, dolayısıyla sera etkisinin artışını frenlemeye bile yetmedi. İşler kötüye gidince olmalı, 16 yıl süren uzun bir aradan sonra Dünya İklim Zirvesi bu kez Paris’te toplandı (2015, 30 Kasım-11 Aralık).Son Paris İklim Zirvesi sonuç bildirgesinde üç temel hedef belirlendiği duyuruluyor. Bu hedefler, “1. Fosil yakıtlardan vazgeçilmesi, 2. Ülkelerin karbon gazları emisyon beyanlarının 5 yılda bir gözden geçirilmesi ve belki de en önemlisi: 3. Küresel ısınmanın ne yapılıp yapılıp 2 santigrat derecenin altında tutulması, dünya sıcaklık artışının 1,5 santigrat derece ile sınırlanması “ olarak verilmiş bulunuyor.1 1 Mektubumdaki Paris İklim Zirvesi’ne ilişkin notlar, Cumhuriyet gazetesinin yayınına 30 yıla çok yakın bir süre sonunda son verilen Bilim Teknoloji dergisinin 25 Aralık 2015 günlü 1501 sıralı son sayısındaki “Küresel ısınmayı durdurmak için son şans” başlıklı Reyhan Oksay çevirisinden alınmıştır.

78 Aralık

2015

Karbon gazları emisyonunun azaltılması, dolayısıyla 1992’den bu yana uluslararası platformda belirlenmiş olan tüm önlemlere rağmen halen 1 santigrat derece artışa yol açmış olan küresel ısınmanın 2 santigrat derece olarak belirlenen felâket eşiğinin altında tutulması görevinin daha ziyade en büyük karbon kirleticileri olarak dünyada ilk 10’u oluşturan Çin (yüzde 24), ABD (yüzde 12), AB ülkeleri (yüzde 9), Hindistan ve Brezilya (yüzde 6), Rusya (yüzde 5), Japonya (yüzde 3), Kanada (yüzde 2), Kongo ve Endenozya (yüzde 1,5) gibi ülkelere verildiğini görüyoruz.2 Bu görevin bu emisyon lideri ülkeler tarafından bundan önce olduğu gibi bundan sonra da ne ölçüde ciddiye alınacağını önümüzdeki yıllar gösterecek. Seragazı emisyonlarının belirlenen sınırlara çekilmesi konusunda Dünya Bilim ve Teknoloji alanında pek “iyimser”e rastlanmıyor. Onların yerini “gerçekçi”ler alıyor. Buna karşılık yabana atılamayacak sayıda “kötümser” bulunuyor. Gerçekçi görüşte olanlar “2 derecenin altını tutturmak için çok geç kalındığını, kademeli olarak artırılması planlanan önlemlerin yetersiz kalacağını” savunuyor. Kötümser/karamsarlar ise “Son uluslararası Anlaşmanın yalnızca tutturulması olanaksız vaatler içerdiği” görüşünde ısrarlılar. Son İklim zirvesinde, “Yalnızca, lider karbon kirleticileri olan

gelişmiş ülkelerin emisyonlarını mutlak değerlerin altına çekmeleri” bekleniyor. Gelişmekte olan ülkelerin ise “Emisyonlarını azaltma konusunda teşvik edilmeleri” yeterli görülüyor. Aynı biçimde, son uluslararası anlaşmaya göre “Tüm ülkeler emisyonlarındaki olumlu /olumsuz gelişmeleri ve bu amaçla alıp uyguladıkları önlemleri” bildirmek zorunda. Bu konuda da gelişmekte olan ülkeler için “Daha geniş bir esneklik” sağlanmış bulunuyor. Özellikle dünyada hâlâ gelişmekte olan ülkeler arasında sayılan ülkemizden örnek verelim. Türkiye fosil yakıt kullanımında, dolayısıyla karbon gazları emisyonunda lider ülkeler safında yer almasa da, fosil yakıt kullanımındaki artışı frenleyemediği için 20021014 döneminde karbon gazları emisyon artışında yüzde 67 gibi büyük bir oranla emisyonu en çok artan ülkeler arasında liderliği yakalamış bulunuyor.3 Buna Boğaz’a üçüncü köprü ve yeni çok şeritli otoyollar yapacağım, İstanbul’a yine havalimanının üçüncüsünü kuracağım diye ilk etapta, bu havalimanı, köprü ve köprüyle bağlantılı çok şeritli otoyollar çevresinde oluşması kaçınılmaz yerleşim furyası sonucu, kesilmiş olan milyonlarca ağaç bir yana, yakın gelecekte kaçınılmaz olarak kesilecek ilave milyonlarca ağacın, dolayısıyla kirleticileri bol olan mega kente oksijen sağlayan muazzam bir bitki örtüsünün yok

2 Parantez içi yüzdeler, seragazı emisyonunda (salımında) başı çeken ülkelerin toplam salımdaki paylarını göstermektedir.

3 “Enerji’de bir dönemin muhasebesi (20022015)”, Dr. Nejat Tamzok, İnternet Enerji Platformu, 28 Temmuz 2015.


edilmesi operasyonunu eklersek, lider düzeyde olmasa da üretilen karbon gazlarını emecek çok büyük bir olanağı ortadan kaldırma gerçeği karşımızda duruyor. Çünkü bakınız, son İklim Zirvesi Anlaşması’nda bu yaşamsal konuda ne deniyor: “Anlaşma, 2050 yılından sonraki bir noktada karbon gazları emisyonunun, ormanların ve okyanusların emebileceği bir düzeye çekilmesini öngörüyor”. Okyanusunuz yok, ormanlarınızı sadece İstanbul’da değil tüm ülkede bitip tükenmeyen bir rant iştahıyla acımasızca havalimanlarına, otoyollara, ithal-yerli fosil yakıtlı santrallar kurmaya devam başta olmak üzere HES’e, RES’e kurban ediyorsunuz. Doğaya saldığınız karbon gazlarını azaltacak değil, teşvik eder tarzda izin, lisans dağıtıp duruyorsunuz. Emisyon azaltma önleminiz sıfır, hatta negatifte, okyanusunuz olmasına coğrafi pozisyonunuz engel, zaten yetersiz olan bitki örtünüz ormanlarınız her geçen gün büyük oranlarda yok ediliyor. Karbon gazları emisyonunun öngörüler çerçevesinde azaltılmasına, isteseniz de uluslararası forumların önlem öngörüleri çerçevesinde nasıl katkı sağlayacaksınız? Dikkat edilirse, dünyanın küresel ısınma belâsından kurtulmasında büyük çapta karbon gazı emenler olarak okyanuslarla birlikte dünya ormanlarına, yani doğaya büyük görev

SON PARİS İKLİM ZİRVESİ SONUÇ BİLDİRGESİNDE ÜÇ TEMEL HEDEFTEN BELKİ DE EN ÖNEMLİSİ, “KÜRESEL ISINMANIN NE YAPILIP YAPILIP 2 SANTİGRAT DERECENİN ALTINDA TUTULMASI, DÜNYA SICAKLIK ARTIŞININ 1,5 SANTİGRAT DERECE İLE SINIRLANDIRILMASI” OLARAK VERİLMİŞ BULUNUYOR düşüyor. Tabii doğaya şans tanırsanız. Sadece ülkemizde değil, tüm dünyada bir yandan enerji ve endüstri malı üreteceğiz diye, öte yandan doğal afetler ve yangınlarla yüzyıllardır büyük orman kıyımı yaşanıyor ve yerine yenisi konulmuyor. Dünyanın sayılı büyüklükteki bitki örtüsü Amazon ormanlarında yapılan kıyım başta gelen örneklerden sadece biri. Kesilen ağacın yerine yenisinin fidan olarak dikimi ne oranda uygulanıyor? Bu fidanların ne kadarı tutuyor ve kurumadan kalıyor? Orman plântasyonu konusunda 1980’li yıllarda iki kez ziyaret ettiğim Kuzey Avrupa’da bir İskandinav ülkesi olan Finlandiya örneği hep hafızamda yer etmiştir. Finliler ağacını, ormanını, endüstrileri neredeyse tümden orman ürünlerine bağlı olduğu halde eksiltmeden sürdürebilmeyi başaran nadir ülkelerdendir. Bu çabaları onların çok az toprak rengi dışında tümden yeşil ve maviden oluşan ülke haritalarının yüzyıllardır renklerini korumasını sağlamıştır. Oturduğum apartmanın bahçesine 30 yıl önce diktiğimiz üç çam türü fidandan boyu 4 katlı apartmanımız kadar olan mavi ladin, çevremizdeki

tüm ladinlerin başına geldiği gibi bilmediğimiz bir nedenle kurudu, kesmek zorunda kaldık. Üç yıl önce yerine iki mavi çam fidanı diktik. Bu fidanlar kurumadan büyümeye devam ederse en az 25-30 yıl sonra ağaç olacak ve karbon gazlarının azaltılmasında kendi çaplarında işlev yüklenebilecekler. Günümüzde orman katliamı yapanlar kesilen milyon ağaç yerine milyar fidan diktikleri yutturmaca edebiyatını yapıyorlar. Bu yeni fidanların nereye, ne zaman dikildiklerini bilen de yok, gören de. Gerçek olsa fidanları nereye diktiklerini çarşaf gibi Google haritalarında gösterir, inandırıcılıklarını kanıtlarlar. Gerçek olsa bile bu yeni fidanlar en az 25-30 yıl sonra ağaç ve orman olabilir. Dolayısıyla o zamana kadar karbon gazlarının azaltılmasına orman olarak katkıları hiç olmaz ya da çok sınırlı kalır. Böyle olduğu için “Enerji Ormanı” denince, enerji üretiminde kullanılmak (yakacak odun, işlenecek endüstriyel ağaç) için oluşturulan orman yerine, dünyayı sonuna yaklaştıran karbon gazlarını, dolayısıyla bu enerjiyi doğal olarak emen “Enerji Ormanları”nı görmek istiyorum.

79 Aralık Mart

2015


Son İklim Değişikliği Zirvesi anlaşması, özellikle gelişmekte olan ülkelere görev faslında karbon gazı emisyonlarını azaltma ve bildirme yükümlülüğünü “esnek” bırakmaktan da öte, her ne sebeple olursa olsun sahip oldukları orman varlıklarına ihanet etmemeleri konusunda bu ülkelere özellikle zorlayıcı ekonomik yaptırımlar ortaya koyabilmeliydi. ORMAN PİNOKYO’LUĞU Bilindiği gibi çocuklar kadar büyüklerin de çok sevdiği masal kahramanı Pinokyo, ustası tarafından ağaç malzemeden imal edilir, dolayısıyla bir orman ürünüdür. Orman ürününden imal Pinokyo, masal bu ya bir gece canlanıverir. Pinokyo’nun yalan söylediği için inanılmaz uzayan ağaç burnu da orman ürünüdür. Günümüzdeki “Orman Pinokyo’luğu” gerçekte Pinokyo masallarından çok daha eğlencelidir. Bir yandan da çok düşündürücüdür. Aslında halkımız, günümüz siyasal iktidarının 14. yılından gün almaya başlayan “Toplu açılış” adı altındaki yüzlerce projenin, bu projelerin çok kez birini bile yerinde göremeden, eğer varsa proje alanlarının çok uzağında kapalı ya da açık bir alanda yapılan açılış törenlerini ilginç bulmanın çok ötesinde inandırıcılığının zayıflığını gördü, dolayısıyla ilgi alanından çıkararak çoktan kanıksadı. Böyle bir güncel toplu açılış töreni Aralık ayının (2015) son günlerinde yapıldı. Törende ağırlık Orman ve Su İşleri Bakanlığı icraatlarıydı. Bundan önceki “Toplu açılışlar”dan farkı olmamakla birlikte bu son törende “Orman Pinokyoluğu”nda izleyenlere, duyanlara, okuyanlara dudak ısırtan rakamlarda, karşılaştırmalarda o denli ileri gidildi ki, ondan sonra Orman varlıkları konusunda gerçek uzman kişilerin bu Pinokyo’luğa kaçınılmaz müdahalesiyle ipler kopma noktasına geldi. Orman ve Su İşleri isimli Bakanlığın başında AKP’nin İstanbul İSKİ’den beri vazgeçilmezi “marifetleri kendinden menkul” bir siyasetçi var. Bu son törende Başbakan tarafından görev aşkı Aşık Veysel’le isim benzetmesi yapılarak onurlandırılıyor. Törenin,

80 Aralık Şubat

2015

YAŞAMIMIZI İLGİLENDİREN ENERJİ ORMANI-SERA ETKİSİ DENGELERİNİN BOZULMASI GİBİ SONU FELÂKETLE BİTECEK DUYARLI KONULARDA KENDİMİZİ DE HALKIMIZI DA REHAVETE SOKAN KANDIRMA KOLAYLIĞINA ARTIK BİR SON VERSEK… 2,9 milyar TL toplam maliyetli 175 projeye ait bir toplu açılış töreni olduğu belirtiliyor. Ama bu projeleri, törene katılan partililer dahil gören, bilen yok. Törene katılan partililer ve töreni izleyen medya söylenenlerle yetinmek zorunda. Yerimiz müsait değil. Törende tüm söylenenleri değil, sadece orman varlığımızla ilgili ağaç sayısı ve ağaç dikilen alan yüzölçümü için rakam vermekle yetinmek zorundayım. Meraklısı, İnternet Odatv arşivi’ne girerek tüm projeler ve söylem ayrıntıları konusunda bilgi sahibi olabilir.4 “2003 yılından bugüne kadar 13 yılda 3,5 milyar adet ağaç fidanı toprakla buluşturulmuştur… Orman varlığımız 13 yılda 1,5 milyon hektar arttırıldı… Amacımız dünyada yaşayan her insan adına bir ağaç dikerek toplam ağaç fidanı dikimini 7-8 milyar adede çıkarmaktır (!)” Ormancılık konusunda gerçek bir uzmanın bu abartılı, inandırıcılığı zayıf beyana yanıtı şöyle: 5 “Deyim yerindeyse pösteki sayanlar gibi sayı saymaya meraklı olan kişilerin şu soruya yanıt vermesi gerekiyor: 3,5 milyar ağaç fidanı nerelere, ne kadar zamanda ve ne amaçla dikilmiştir, bunların kaçı tutmuştur?” Bakanlığın yanıtı: “13 yılda okul bahçelerine, mezarlık ve ibadethane bahçelerine, sağlık tesisi ve hastane bahçelerine, yol kenarlarına milyonlarca fidan dikildi…133 şehir ormanı, 238 bal ormanı (ne demekse) tesis edildi.” Ormancılık uzmanı, sorularına aldığı ciddiyeti tartışmalı yanıtlara bilim ve teknolojiye, dolayısıyla yaşamın gerçeklerine dayalı şu yanıtları veriyor: “Okul ve cami bahçesine fidan dikilerek orman ekosistemi oluşturulmaz. Hukuksal olarak orman sayılan yerlerin arttırılabilmesi için hukuksal olarak orman sayılmayan 4 “Veysel Eroğlu yine inandıramadı”, 27 Aralık 2015 ve “Bakan yanıtladı”, 4 Ocak 2016, Odatv. 5 Doç. Dr. Yücel Çağlar

yerlerde orman ekosistemi oluşturulma amacıyla ağaçlandırma yapılması gerekir. Ekilenler 13 yıl içinde ekosistem oluşturamaz… Hem profesör, hem de Orman ve Su İşleri Bakanı olan kişi bunları nasıl söyleyebilir?” Ve konunun en can alıcı kısmına noktayı koyuyor: “Orman Genel Müdürlüğü istatistiklerine göre, 13 yıllık dönemde hiç ormanı olmayan yerlerde orman ekosistemi oluşturma amacıyla hiç ağaçlandırma yapılmamıştır.” Yani, Pinokyo ağzıyla hektarlarla belirtilen yeni orman, dolayısıyla ekosistem oluşturulması konusunda geçen 13 yılda hiçbir şey yapılmadığı Bakanlığın kurumlarının belgeleriyle ortaya konuluyor. Benim gibi saflar, Dünya’yı temelinden sarsmaya başlayan Karbon gazları emisyonlarındaki korkutucu artış, Sera etkisi, İklim değişikliği gibi absürd (!) konulara kafayı sarmışken, karbon gazlarını dengede tutacağına inandığı “Enerji Ormanları”nın nasıl korunacağı gibi konulara üşütürcesine kafa yorarken elin oğlu da değil, bize hizmet etmeleri, kamu yararına işler yapmaları için bizim seçtiklerimiz, Dünya’yı, bu arada elbette Türkiye topraklarını, milyarlarca yeni fidan dikerek karbonu kovacak doğanın yeşiline boğuyormuş da haberimiz yok? İyi de, hiçbir şey yapmadan açalım Google haritalarını. Öncelikle neredeyse toprak rengi gözükmeyen yeşil-mavi Finlandiya’ya ve üç yanı denizlerle çevrili güzel ülkemize bir de buradan bir göz atalım. Türkiye haritasında yeşil ne kadar (bir karış), kahverengi (toprak rengi) ne kadar? Hiç olmazsa yaşamımızı ilgilendiren Enerji Ormanı-Sera Etkisi dengelerinin bozulması gibi sonu felâketle bitecek duyarlı konularda, kendimizi de halkımızı da rehavete sokan kandırma kolaylığına artık bir son versek…


BİLİRKİŞİ RAPORLARI prof. dr. OSMAN SEVAİOĞLU’nun arşivinden

Üstten el giriyor, sayaca müdahale ediyor… Dosya No: Asliye Hukuk Mahkemesi, 5. Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı Taraf: H.O., Vekili: Av. T.A. Davalı Taraf: Elektrik Dağıtım Müessesesi Müdürlüğü, Vekili: Av. S.A. Dava Konusu: Menfi Tespit 1. Bilirkişi Heyetine Verilen Görev Mahkemenizin, yukarıda numarası, tarafları ve ihtilaf konusu yazılı olan dava dosyası üzerindeki celsede verilen ara kararı uyarınca; “…Davacı H.O. Vekili Av. T.A. tarafından aleyhine açılan Menfi Tespit davasının yapılan yargılamaları sırasında verilen ara kararı gereğince, Mahkememizin dava dosyası ile içerisindeki Sulh Hukuk Mahkemesinin dosyası ekli olarak gönderilmiştir. Dava dosyamızın Mahkemenizce konusunda uzman Elektrik işlerinden anlayan Öğretim Görevlilerinden seçilecek 3 kişilik bilirkişi heyetine tevdi edilerek tarafların iddia ve savunmaIarı, dosya içerisinde bulunan diğer tüm bilgi ve belgeler birlikte değerlendirilmek suretiyle davacının davalı kuruma borçlu olup olmadığı, borcu var ise miktarı konusunda teferruatlı bir şekilde rapor alınarak alınacak raporla birlikte dosyamızın duruşmanın bırakıldığı günden evvel Hakimliğimize gönderilmesi rica olunur …” şeklinde verilen yazılı talimatı

uyarınca Davacı Tarafın Menfi Tespit iddiasının haklı olup olmadığının ortaya çıkarılması ve bu hususta bir görüş ve kanaate varılması bir Bilirkişi Heyeti raporu hazırlaması için tarafımıza resen verilen görev üzerine tevdi edilen dosya tetkik edilmiştir. Bilirkişi Heyetimizin Davacı Tarafın Menfi Tespit iddiasının haklı olup olmadığı hususunda vardığı görüş ve kanaati belirtmek üzere işbu rapor hazırlanmıştır. 2. Dava Konusu 2.1. Davacı Tarafın İddia ve Talebi Davacı Taraf Sayın Vekili Mahkemeye ibraz etmiş olduğu dava dilekçesinde özetle; “Müvekkil İlçesi İncirli Köyü Mevkiinde bulunan elektrik abonesidir. Müvekkil, Müdürlüğü ile aralarında yapmış olduğu elektrik satışına ilişkin sözleşme gereğince abone olmuş ve yukarıdaki abone numarası Müvekkile verilmiştir. 1- Müvekkilin Davalı Kurum ile elektrik satışına ilişkin sözleşme yaptığı tarihten bugüne kadar (abone olduğu tarihten bugüne kadar) sözkonusu

abone numarasını vermiş olduğumuz sayaçtan kaynaklanan ve tahakkuk eden elektrik borçları; faturaları olarak, düzenli bir şekilde okunmuş ve Müvekkile bildirilmiştir. Müvekkil ise maddi imkânları ölçüsünde kullanmış olduğu elektrik bedelini, davalı Kuruma ödeyegelmiştir. Bu durum Davalı Kurum kayıtlarından kendiliğinden ortaya çıkacaktır. Hal böyle iken, Müvekkil Davalı Kurum tarafından elektrik sayacının okunması suretiyle adına tahakkuk ettirilen kullanmış olduğu elektrik bedellerini düzenli bir şekilde maddi imkânları ölçüsünde ödeme çabası içindeyken; Davalı Kurum elamanlarınca Müvekkilin sözkonusu sayaçtan kaçak elektrik kullandığı gerekçesiyle Müvekkil aleyhine elektrik aboneliği dolayısıyla 10.654.220.000. TL kaçak elektrik bedeli tahakkuk ettirilmiştir. Sözkonusu Kaçak Elektrik Kullanım Tespit Tutanağının ise, Müvekkile tebliğ edilen kaçak elektrik

81 Aralık

2015


bedeline ilişkin gönderilen müzekkerede Müvekkile tebliğ edildiği hususu yer almıştır. Sözkonusu abone numarasına ilişkin tutulan kaçak tespit tutanaklarından, Müvekkilin haberi, Davalı Kurum tarafından Müvekkile tebliğ edilen kaçak elektrik bedeline ilişkin bildirge dolayısıyla olmuştur. Yani, Davalı Kurum elamanlarınca ilişkin usul ve yasaya aykırı olarak fiili ve hukuki mesnetten tamamen mahrum bir şekilde tutulan ve Müvekkile tebliğ edildiği yazıda bildirilen tutanakları hiçbir zaman Müvekkile tebliğ edilmediği gibi, masa başında düzenlenmiş, yargılama sırasında ortaya çıkacak bilgi ve belgelerden de anlaşılacağı üzere kişisel husumetler sebebiyle düzenlenmiş, usulsüz tutanaklardır. 1. Bu aşamaya kadar bu tutanaklara ulaşma imkânımız olmamıştır. Yani, davayı açmış bulunmamıza rağmen, bu tutanaklar tarafımızca görülememiştir. Davalı Kurum tarafından tarafımıza verilmemiştir. Bu nedenle Mahkeme tarafından celp edilecek tutanaklar hakkındaki itiraz haklarımızı saklı tutuyoruz. Kaçak Elektrik Kullanım Tespit Tutanakları hiçbir inceleme, kontrol yapılmadan tutulduğu gibi, hiçbir zaman Müvekkile ne tebliğ edilmiştir ne de Müvekkil tebellüğ edebilmiştir. Defalarca Kaçak Elektrik Kullanım Tespit Tutanakları talep edilmesine rağmen,

82 Aralık

2015

Davalı Kurumca Kaçak Elektrik Kullanım Tespit Tutanakları Müvekkile verilmemiştir. 3- Sayaca ilişkin olarak kaçak elektrik kullanımı muamelesi yapıldığından Müvekkil Davacı Tarafın bilgisi ve kaçak elektrik bedeline ilişkin yazının tebliğ edilmesiyle olmuştur. Kaçak elektrik bedeline ilişkin Davalı Kurum bildirgesini tebellüğ eden Müvekkil tabiri caiz ise şok olmuştur. Tarafına tahakkuk ettirilen usul ve yasaya aykırı, gerçeklere tamamen ters işbu cezaya Kurum nezdinde itirazda bulunmuştur. Kurumca Müvekkilin itirazı, TAHAKKUKU DEĞİŞTİRECEK NİTELİKTE BİLGİ VE BELGE BULUNMADIĞI GEREKÇESİ İLE; reddedilmiştir. Hâlbuki Müvekkil Davacı Taraf Kurum nezdinde yapmış olduğu itirazında sözkonusu sayaçtan kaçak elektrik kullanmadığından Kuruma vermiş olduğu dilekçesinde sözkonusu sayaçta kaçak elektrik kullanmadığını; sayaçta kaçak elektrik kullanmak amacıyla veya kaçağa neden olabilecek her hangi bir müdahalenin sayaca yapılıp yapılmadığı hususunda Sulh Hukuk Hakimliği aracılığı ile tespit talebinde bulunduğunu sayaca yapılmış olabilecek kaçağa yönelik her türlü müdahalenin geçmişte de olsa gelecekte de olsa tespiti mümkün olduğundan bu tespit sonucuna kadar Kurumca karar verilmemesini, aynı

zamanda Kuruma olan güvenleri sarsıldığından Kurumca da sayaca her hangi bir müdahale yapılmamasını talep etmiştir. Havalar yağışlı olduğundan tespit tarihi itibariyle Mahkeme Heyetince sayacın bulunduğu alana hava ve zemin muhalefeti nedeniyle gitme imkânı olamamış. Sulh Hukuk Hakimliğinin dosyası ile sayaca yönelik kaçağa neden olabilecek her hangi bir müdahalenin geçmişte ve şimdi yapılıp yapılmadığı hususundaki talebimiz sonucunda, Mahkeme Heyeti ile birlikte sayaca gidilmiştir. Tespit sonucunda sayacı inceleyen elektrik mühendisi S.A.; sözkonusu sayaçlara ilişkin hiçbir şekilde kaçağa yönelik bir müdahalenin bulunmadığı hususunda raporunu tanzim etmiştir. 4- Sayaca yapılabilecek her hangi bir müdahalenin her an teknik olarak anlaşılması imkânı mümkün olduğundan, uzman elektrik mühendisi bilirkişinin, sözkonusu Sulh Hukuk Hakimliği’nin tespit dosyasına ibraz etmiş olduğu raporu karşısında Müvekkilin kaçak elektrik kullanmadığı hususu kayıt altına alındığı gibi, Kaçak Elektrik Kullanım Tespit Tutanaklarının da usulsüz ve gerçek dışılığını, keyfiliğini, açık ve net olarak ortaya koymuştur. 2. Müvekkil aleyhine kaçak elektrik kullandığı sebebiyle Davalı Kurumca tahakkuk ettirilen kaçak


elektrik bedeli usul ve yasaya/aykırıdır, fiili ve hukuki mesnetten mahrumdur. 5- Müvekkil Davacı Taraf sözkonusu sayaçtan kaynaklanan ve kullandığı, Davalı Kurumca tarafına tahakkuk ettirilen elektrik bedellerini düzenli bir şekilde ödeye gelmiştir. Aboneliğe ilişkin ödenilen elektrik bedelleri Davalı Kurumdan celp edilip incelendiği zaman açık ve net olarak görüleceğe üzere kaçak elektrik kullanıldığı iddia edilen sayaca ilişkin düzenli olarak elektrik bedelinin tahakkuk ettiği ve tahakkuk eden elektrik bedelinin Müvekkil tarafından maddi imkânları ölçüsünde ödenmeye çalışıldığı görülecektir. Düzenli olarak elektrik bedeli tahakkuk eden sayaçtan kaçak elektrik kullanmak imkânı yoktur. Kaçak elektrik kullanılan sayaca elektrik bedeli tahakkuk ettirilmesinin imkânı yoktur. Sırf bu durum dahi kaçak tespit tutanaklarının afakîliğini ve gerçek kişiliğini ortaya koyması bakımından takdire şayandır. Kaldı ki, Müvekkil sayaç ile 80 dönüm arazi sulamaktadır. 100 KVA gücünde (55 KW Gücünde) iki adet dalgıç pompa çalıştırmaktadır. Müvekkil bu arazisine devamlı buğday ekmektedir. yılda iki kez en fazla üç kez bu buğdayları sulamaktadır. Elektrik düzenli olarak geldiğinde her sulama beş veya altı gün sürmektedir, yani Müvekkilin sözkonusu

sayaca elektrik anlamında ihtiyacı en fazla 15 ile 20 gün arasındadır. 15 ile 20 gün bu sayaca yılda bir ihtiyaç duymaktadır. 100 KVA gücünde (55 KW gücünde) 2 adet dalgıç pompanın bu trafoya bağlı olarak 15-20 gün devamlı kaçak çalıştığı varsayılsa bile harcayacağı elektrik bedeli bir ya da iki milyar Türk Lirası kadardır. Fakat bu sayaç dolayısıyla Davalı Kurumca Müvekkile tahakkuk ettirilen kaçak elektrik bedeli 10.654.220.000. TL dir. Bu durum dahi Davalı Kurum işleminin hiçbir inceleme ve araştırma yapılmadan tabiri caiz ise ezbere masa başında düzenlenmişliğinin en büyük delilidir. Yukarıda arz ve izah etmiş olduğumuz sebeplerle, Müvekkilin Davalı Kuruma Kaçak Elektrik Kullanım Tespit Tutanakları sebebiyle borçlu olmadığının tespiti ile Müvekkil aleyhine tahakkuk ettirilen para cezasını iptalini talep zarureti ile birlikte bu usulsüz para cezasının tahsili cihetine gidilmesi durumunda Müvekkil telafisi imkânsız zararlara uğrayacağı gibi ziyadesiyle mağdur olacağından dava sonuna kadar kaçak elektrik bedeline ilişkin para cezasının tahsiline ilişkin işlemlerin durdurulması yönünde behemehal ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep zarureti hasıl olmuştur. HUKUKİ DELİLLER: MK.;BK vs deliller DELİLLER: Kaçak Elektrik Kullanım Tespit Tutanakları (Tarafımıza verilmediğinden (beyan haklarımız saklı kalmak kaydıyla), Davalı Kurumun

kaçak elektrik bedeline ilişkin ihtara Müvekkil Davacı Tarafın sayaca ilişkin tahakkuk eden sayaçtan geçen normal fatura bedelleri ve Müvekkilin yapmış olduğu ödemelere ilişkin Davalı Kurum kayıtları; (beyan hakkımızı saklı tutuyoruz), kayıtları, Sulh Hukuk Hakimliğinin tespit dosyası ile bu dosyada mevcut tüm bilgi ve belgelerle birlikte bilirkişi raporu, Müvekkilin Davalı Kuruma vermiş olduğu itiraz dilekçeleri, tanık ifadeleri, bilirkişi incelemesi, keşif tapu kayıtları, abone sözleşmesi ve sair her türlü delil NETİCE- TALEP: Yukarıda arz ve izah etmiş olduğumuz sebeplerle; 1. Öncelikle; bu usulsüz para cezasının tahsili cihetine gidilmesi durumunda Müvekkil telafisi imkânsız zararlara uğrayacağı gibi ziyadesiyle mağdur olacağından dava sonuna kadar kaçak elektrik bedeline ilişkin para cezasının tahsiline ilişkin işlemlerin durdurulması yönünde behemehal ihtiyati tedbir kararı verilmesini; 2. Müvekkil aleyhine Davalı Kurumca kaçak elektrik kullanıldığından sebeple usul ve yasaya aykırı fiili ve hukuki mesnetten mahrum, gerçeklerle hiçbir ilgi ve alakası olmayan, tamamen yanlış, kaçak tespit tutanaklarına binaen tahakkuk ettirilen toplam 10.654.220.000. TL toplamında Davalı Kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini ve tahakkuk ettirilen para cezasının iptaline karar verilmesini; 3. Yargılama masrafları ile

83 Aralık

2015


birlikte ücreti vekâletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini saygıyla Müvekkil adına arz ve talep ederim.” demiştir. 2.2. Davalı Tarafın Cevabı Davalı Taraf Sayın Vekili Mahkemeye ibraz etmiş olduğu dava dilekçesinde özetle; “KONUSU............................... : Davaya karşı cevap dilekçemizin arzıdır. AÇIKLAMALAR....................... : Dava usul ve Yasaya aykırı olup; reddi gerekir. USUL BAKIMINDAN: 1-Dava konusu işlem Elektrik Dağıtım Müessesesinin faaliyet alanı içinde olup; Müessese Müdürlüğünce düzenlenmiştir. Müessese Müdürlüğü’nün ikametgâhı ’dadır. Hukuk Usul Muhakemeleri Kanunu gereğince Asliye Hukuk mahkemeleri yetkili olup, davanın Mahkemenizde açılması sebebiyle davanın yetki yönünden reddi gerekir. ESAS BAKIMINDAN: 1- Dava haksız ve yersiz olduğu gibi, dava dilekçesinde belirtilen hususlar da gerçeği yansıtmamaktadır. Davacı Taraf, Müvekkilimin tarımsal sulama abonesidir Yapılan kontrol neticesinde Davacı Tarafın sayaca müdahale etmek suretiyle kaçak elektrik kullandığı tespit edildiğinden kendisi hakkında Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği esas alınarak 10.654.220.000. TL’lik Kaçak Elektrik Kullanım Tespit Tutanağı düzenlenmiştir. 2- Düzenlenen tutanak ve tahakkuk ettirilen elektrik borcu mevzuata uygundur. Davacı Tarafın dava

84 Aralık

2015

dilekçesinde belirttiği kişisel husumet iddialarını da ispat etmekle mükelleftir. İddialar suç oluşturur nitelikte ise bununla ilgili Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunması gerekir. 3-Dava dilekçesinde belirtilen Sulh Hukuk Mahkemesinin tespit dosyasına ilişkin yazılı olarak itirazda bulunmuştuk. Oradaki itirazlarımızın aynen tekrar ediyoruz. 4-Sözkonusu itirazlarımız dikkate alındığında ve dava konusu kaçak elektrik kullanma tespit tutanaklarını düzenleyen M.Y ve M.E’nin ifadelerine başvurulduğunda da gerçekler anlaşılacaktır. 5-Belirtilen gerekçelerle dava haksız ve yersiz alarak açılmıştır, Davanın yasal dayanağı bulunmamaktadır. Bu sebeplerle davanın reddi gerekir. H. NEDENLER........................ : İlgili mevzuat H. DELİLLER. ......................... : Kaçak elektrik kullanma tespit tutanağı, tanık, keşif ve tüm yasal deliller. NETİCE-İ TALEP ...: Arz ve izah edilen nedenlerle haksız ve yersiz açılan davanın reddine; Mahkeme masrafları ve vekâlet ücretinin Davacı Taraftan tahsiline karar verilmesini vekâleten arz ve talep ederim.” demiştir. 3. Dosya Kapsamından Tespit Edilen Hususlar Dosya kapsamının incelenmesinden aşağıdaki hususlar tespit edilmiştir. Dosyada Davalı Taraf Yetkilileri M.Y. ve M.E. tarafından düzenlenmiş, Kaçak Elektrik Kullanım Tespit Tutanağı mevcuttur. Bu tutanakta Davacı Tarafın

kaçak elektrik kullanımı ile ilgili olarak; Kaçak / Usulsüz Elektrik Kullanım şekli (Açık olarak yazılacaktır): “Üstten el giriyor. Sayaca müdahale ediyor” denilmiştir. 4. Dava konusu ihtilaf ile İlgili olarak Dosyada Mevcut Raporlar: Bilirkişi S.A. tarafından hazırlanan ve Sulh Hukuk Mahkemesinin dosyasına ibraz edilen bilirkişi raporu Bilirkişi bu raporunda; “Mahkeme Heyetiyle birlikte İncirli Köyü Mevkiine tespit amacıyla keşfe gidildi. Keşif mahallinde yapmış olduğum inceleme sonucu; Sözkonusu sulama tesisinde 100 KVA gücünde Trafodan beslenen 75 HP (55 KW gücünde) gücünde iki adet dalgıç pompa çalıştırılarak sulamanın yapıldığı tarafımca tespit edildi. Alçak Gerilim Çıkış panosunda bulunan Elektrik sayacının mühürlü olduğu, elektriğin sayaçtan geçirilerek kullanıldığı ve sayaca dışarıdan herhangi bir müdahalenin olmadığı taralımdan tespit edildi. Sayaç panosu ve sayacın mühürlü olmasından dolayı sayaç panosuna dışarıdan gözle görülür herhangi bir müdahalenin olmadığı da göz önüne alınarak tesiste kaçak elektrik kullanılmadığı kanaatindeyim. İşbu rapor tarafımdan 3 (üç) nüsha olarak tanzim ve imza edilmiştir. Takdir Yüce Mahkemenindir. Gereğini arz ederim.” demiştir. 5. İnceleme, Görüş ve Kanaat Dosyada mevcut Taraf


Vekillerinin iddia ve savunmaları, ibraz edilen belgeler, dosya muhteviyatı ve diğer belgelerin Bilirkişi Heyetimiz tarafından incelenmesi sonucunda tespit edilen hususlar ve varılan görüş ve kanaat aşağıda verilmiştir. 5.1. Davacı Tarafın Kaçak Elektrik Kullanım Şekli Dosyada Davalı Taraf Yetkilileri; M.Y. ve M.E. tarafından düzenlenmiş, bir Kaçak Elektrik Kullanım Tespit Tutanağı mevcuttur. Bu tutanakta Davacı Tarafın kaçak elektrik kullanımı ile ilgili olarak; Kaçak / Usulsüz Elektrik Kullanım şekli (Açık olarak yazılacaktır): “Üstten el giriyor. Sayaca müdahale ediyor” denilmiştir. Bilirkişi Heyetimiz tarafından Davalı Taraf Yetkilileri M.Y. ve M.E. tarafından düzenlenen, bir Kaçak Elektrik Kullanım Tespit Tutanağındaki; “Üstten el giriyor. Sayaca müdahale ediyor” şeklindeki ifadeden Davacı Tarafça nasıl kaçak elektrik kullanıldığını tam olarak anlaşılamamıştır. Sayın Mahkeme tarafından konunun daha iyi anlaşılabilmesi için örnek bir sayaç panosu şeması işbu raporun eki olarak verilmiştir. Ekteki pano şemalarından görüleceği gibi, bir kimsenin sayaca müdahale ederek kaçak elektrik kullanabilmesi için öncelikle sayacın kendisine veya sayacın ölçü devrelerine ulaşabilmesi lazımdır. Bunun için de öncelikle sayacın ve/ veya panonun üzerindeki mühürlerin kırılması (koparılması) lazımdır. Şekilden görüldüğü gibi, panonun dış kapağı üzerinde

iki adet dış mühür vardır. Bu mühürler ’a aittir ve ancak tarafından takılır ve gerekirse yine ancak tarafından koparılır. Kaçak elektrik kullanımı amacıyla sayaca müdahale edebilmek için öncelikle sayacın dış mühürlerinin kırılması ve bu kapağın açılması gerekmektedir. Ancak bundan sonra sayacın kendisine, ya da sayacın ölçü devrelerine müdahale etmek mümkün hale gelir. Sayacın ölçü devrelerine müdahale temek isteyen bir kimse bu andan itibaren bunu yapabilir, zira sayacın ölçü devreleri artık tam karşısındadır. Öte yandan, dış kapak üzerindeki bu dış mühürler koparıldıktan ve panonun dış kapağı açıldıktan sonra sayaç ortaya çıkar. Bununla birlikte, sayaca müdahale etmek isteyen bir kimse bu anda sayaca müdahale etmek olanağına hala sahip değildir, zira, bu defa da karşısında sayacın üzerindeki mühürler vardır ve bunları da kırmak zorundadır. Sayacın üzerindeki bu mühürler iki çeşittir ve iki farklı yerdedir. Bunlardan Sanayi ve Ticaret Bakanlığı mühürleri sayacın iki yanındadır ve sayacın diskini dış müdahalelere karşı korur. Sayacın üzerindeki mühürleri ise sayacın bağlantı kutusunun üzerindedir ve buradaki kanca ile oynamak isteyen kimselere karşı bu kancayı korur. Özet olarak, eğer Davacı Tarafça sayaca müdahale edilmiş olduğu iddia ediliyor ise, o zaman sayacın üzerindeki Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ve/veya mühürleri ile oynanmış olması gerekir. Hâlbuki, Davalı Taraf Yetkilileri; M.Y. ve M.E. tarafından düzenlenmiş, bir Kaçak

Elektrik Kullanım Tespit Tutanağında bu yönde bir ifade mevcut değildir. Bilirkişi Heyetimiz bu durumda, Davacı Tarafın eğer kaçak elektrik kullanımı yaptı ise, bunu sayaç ile oynayarak değil, sayacın ölçü devresi ile oynayarak yapmış olabileceği yönünde bir görüş ve kanaate sahiptir. Bununla birlikte, Bilirkişi Heyetimizin bu hususta kesin bir kanaate varması mümkün değildir, zira Davalı Taraf Yetkilileri; M.Y. ve M.E. tarafından düzenlenmiş, bir Kaçak Elektrik Kullanım Tespit Tutanağında; “Üstten el giriyor. Sayaca müdahale ediyor” denilmiştir. Hâlbuki burada, eğer böyle bir fiil var ise, “Sayacın ölçü devresine müdahale ediyor” denilmeli idi. Bilirkişi Heyetimiz, sözkonusu tutanaktaki “Üstten el giriyor. Sayaca müdahale ediyor” şeklindeki ifadeden, Davacı Tarafın “sayaca değil de, sayacın ölçü devresine müdahale ettiği” şeklinde bir anlam çıkarmakta güçlük çekmektedir, zira eğer; (a) Sayaca müdahale edilmiş olsa idi, o zaman sayacın üzerindeki bu mühürlerin kırılmış olması gerekirdi ve o zaman da bu hususun Tutanakta yer alması gerekirdi, (b) Sayaca değil de, sayacın ölçü devresine müdahale edilmiş olsa idi, o zaman da Tutanakta bunun “Üstten el giriyor. Sayacın ölçü devresine müdahale ediyor” şeklinde yazılması gerekirdi. Bilirkişi Heyetimiz Tutanaktaki “Üstten el giriyor.” tabirinin olsa olsa, sayaç için değil, pano için kullanılmış

85 Aralık

2015


olabileceğini düşünmektedir. Bir başka ifade ile, Davacı Taraf Yetkilileri panonun üst tarafına gizli bir kapak yaptırmış olabilir ve bu kapaktan içeri ellerini sokarak sayacın ölçü devresine (panonun dış mühürlerini kırmadan) ulaşabilir ve orayı oynayabilir ve bağlantı tellerinde kendi lehine bazı değişiklikler yapabilir. Ama o zaman da, Tutanaktaki bu ifadenin “Panoya üstten el giriyor. Sayacın ölçü devresine müdahale ediyor” şeklinde yazılması gerekirdi. Özet olarak, Bilirkişi Heyetimiz Davacı Tarafın eğer kaçak elektrik kullanımı yapmış ise, -ki olabilir, Bilirkişi Heyetimiz lehte veya aleyhte bir görüş ve kanaate henüz sahip değildir-, Davacı Tarafın bunu nasıl yaptığını dosyadaki Kaçak Elektrik Kullanım Tespit Tutanağından tam olarak anlayamamıştır. Bilirkişilik “olsa olsa böyle olmuştur”, denilerek dosyadaki belgelere dayanmadan, sadece düşünceye dayanan birtakım kabullerle bir taraf lehine, diğer aleyhine görüş ve kanaate varılacak bir Müessese değildir. Bir görüş ve kanaate varılabilmesi için ortada mutlaka o yönde açık bir belge olması gerekir. Bilirkişi Heyetimiz Yukarıdaki kısımlarda ifade edilen tespit ve gerekçe doğrultusunda, dosyadaki bilgilerin eksik olması nedeniyle Davacı Tarafın kaçak elektrik kullanım fiilini işleyip işlemediğini ve eğer işlemiş ise, nasıl işlediğini tam olarak anlayamamıştır.Bilirkişi Heyetimiz bu noktada halen tam anlamı ile tarafsızdır ve ne Davacı Tarafın ne de Davalı Tarafın haklı olduğu yönünde bir görüş ve kanaate sahiptir.

86 Aralık

2015

5.2. Davacı Tarafça Kaçak Elektrik Kullanım Fiilinin İşlenip İşlenmediğinin Anlaşılabilmesi İçin Yapılması Gerekenler Bu durumda hukuken geçerli bir tek yol kalmaktadır, ki o da, sözkonusu Kaçak Elektrik Kullanım Tespit Tutanağında tutanağı düzenleyen Davalı Taraf Yetkilileri; M.Y. ve M. E’nin yazılı ifadelerine başvurularak düzenledikleri bu tutanaktaki “Üstten el giriyor. Sayacın ölçü devresine müdahale ediyor” ifadesi ile tam olarak ne kastettiklerinin ortaya çıkarılmasıdır. Bu ifadeler alındıktan sonra dosya ek rapor hazırlanması için tekrar Bilirkişi Heyetimize gönderilmelidir. Sonuçlar Bilirkişi Heyeti olarak, dosyada mevcut Taraf Vekillerinin iddia ve savunmaları, ibraz edilen belgeler ve dosya muhteviyatının incelenmesi sonucunda; Davalı Taraf Yetkilileri M.Y. ve M.E. tarafından düzenlenen, bir Kaçak Elektrik Kullanım Tespit Tutanağındaki “Üstten el giriyor. Sayaca müdahale ediyor” şeklindeki ifadeden tam olarak ne kastedildiğinin anlaşılabilmesi için sözkonusu Kaçak Elektrik Kullanım Tespit Tutanağını düzenleyen Davalı Taraf Yetkilileri; M.Y. ve M.E’nin yazılı ifadelerine başvurulması ve düzenledikleri bu tutanaktaki “Üstten el giriyor. Sayacın ölçü devresine müdahale ediyor” ifadesi ile tam olarak ne anlama geldiğinin ortaya çıkarılması ve ondan sonra da dosyanın ek rapor hazırlanması için tekrar Bilirkişi Heyetimize gönderilmesi gerektiği yönünde bir görüş ve kanaate

varılmış olduğunu belirten işbu bilirkişi raporu, karar verme ve hüküm tesis etme yetkisi elbette Sayın Mahkemenize ait olmak üzere, tasviplerinize saygı ile sunulur. Bilirkişi Heyeti (Soyadına göre alfabetik sıra ile) Prof. Dr. Mirzahan HIZAL, Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, 06531, Balgat, Ankara. Tolga İNAN, Elektrik Yük. Müh., Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, 06531, Balgat, Ankara. Prof. Dr. Osman SEVAİOĞLU, Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, 06531, Balgat, Ankara. 29.01.2007 Ek Sayaç Pano ve Mühür Şemaları


Elektrikgüncesi basından seçilmiş haberler

Enerji

Elektrik

Ekonomi

Politika

Olaylar

Trakya’da kuşlar, TREDAŞ’ı zor durumda bıraktı

D

ünyanın en önemli kuş göç yollarından Trakya Bölgesi’ndeki elektrik hatlarına dadanan kuşlar, bölgede elektrik dağıtımı yapan Trakya Elektrik Dağıtım AŞ’yi (TREDAŞ) zor durumda bıraktı. Kuş sürüleri topluca elektrik hatlarına konarken, yaşanan kısa devre nedeniyle hem kuş ölümleri hem de şebeke arızaları meydana geliyor. Bunun üzerine harekete geçen TREDAŞ, kuş ölümlerini aza indirerek, şebekenin korunması için Ar-Ge çalışması

başlattı. Proje kapsamında Edirne çevresi, Istranca Dağları ve İğneada ile çevresinde gözlemler yapılacak. Dünya örnekleriyle de uyumlu şekilde, kuşların tünemesini zorlaştırıcı tasarımlar gerçekleştirilecek. Kuşlar için alternatif tüneme yerleri inşa edilecek. Hatlarda izolatör ve iletken kılıflar kullanılacak. Gerekirse havai hatlar için alternatif güzergah ve kablo tesisi kurulacak. Kaynak: Enerji Enstitüsü

87 Ocak

2016


Güneş ve rüzgardan elektrik üreten milli proje: Günrüz Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komite Üyesi ve Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haydar Aras, geliştirdiği yeni milli proje ile enerjide dışa bağımlılığı sona erdirmeyi hedefledi.

P

rof. Dr. Haydar Aras, elektrik üretiminde doğalgazı değil, yerli enerji kaynakları; güneş ve rüzgarı kullanarak, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve Eti Makina tarafından maddi olarak desteklenen Helisel Güneş ve Rüzgar Türbin Tasarımı adlı Santez Projesi’ni (GÜNRÜZ) geliştirdi. Projenin nasıl ve neden başladığını açıklayan Prof. Dr. Aras, “Fosil yakıtların çevreye olumsuz etkileri ve maliyetlerinin artması buna paralel olarak elektrik kullanım bedelinin yüksek olması da göz önüne alındığında: yenilenebilir enerji kaynakları yönünden son derece elverişli olan ülkemizde, bu kaynakları kullanarak enerji üretimine yöneltecek bir ekipmanın tasarımının ve bunun verimliliğinin

araştırılması amacı gibi gerekçelerle projeye başladık” dedi. Projenin amacını da açıklayan Aras, “Gerçekleştirilen proje ile üniversite-sanayi işbirliğinin kurumsallaştırılması ve üniversitede yapılan bilimsel çalışmaların ticarileştirilmesi, ülkemize katma değer sağlayacak, uluslararası pazarlarda rekabet edebilecek seviyede yeni bir ürünün geliştirilmesi ve ticarileştirilmesi amaçlandı” diye belirtti. Tamamlanan projede geliştirilen dikey rüzgar türbini ile aynı anda hem güneşten hem de rüzgarın enerjisinden yararlanıldığını belirten Prof. Dr. Haydar Aras, literatür araştırmalarında

bu yapıdaki bir hibrit sisteme ait herhangi bir çalışmaya rastlanmadığını, bu nedenle de yapılan çalışmanın ülkenin enerjide dışa bağımlılığını azaltabilmek için bir alternatif olduğuna dikkat çekti. Prof.Dr.Aras, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi ve Eti Makine tarafından desteklenen projenin, tasarımı ve imalatı yapılan sistemin dikey bir rüzgar türbini üzerine entegre edilen esnek potovoltaik panellerden oluştuğunu ifade etti. Projenin Ar-Ge yönü hakkında da bilgi veren Aras, projenin hangi aşamalardan geçtiğini ise şöyle özetledi: “Henüz literatür araştırmalarında üzerinde bilimsel çalışma yapılmamış bu fikrin, rüzgâr enerjisiyle birleştirilmesi çalışması projenin Ar-Ge içeriğini oluşturmaktadır. Bu şekilde çalışabilen hibrit sistem kurulumu ve kullanımı kolay. Sistemin özellikle dar alanlarda diğerlerine göre büyük üstünlük sağlıyor. Bunun yanında mevcut hibrit sistemler sabit olmasına karşın, bizim geliştirdiğimiz sistemin taşınabilir olması, yerel kullanım için avantaj sağlamaktadır.” Kaynak: İHA

DEDAŞ: “Elektriği ısınmada kullanmayın”

D

EDAŞ Genel Müdürü Murat Karagüzel, yazılı açıklamasında, Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin, Batman, Siirt ve Şırnak’ta elektrik tüketimindeki israfa dikkati çekti. Bu illerde tüketilen elektriğin yaklaşık yüzde 75’inin “kayıt dışı” olduğunu aktaran Karagüzel, bölgede bir yılda tüketilen yaklaşık 20 milyar kilovatsaat elektriğin 12 milyar kilovatsaatinin aşırı israf nedeniyle boşa gittiğini vurguladı. Kışın özellikle elektrikle ısınma alışkanlığı yüzünden enerji talebinin had safhaya ulaştığına değinen Karagüzel, şunları kaydetti: “Isıtıcılarda kullanılan elektrik maalesef sayaç dışından ve kaçak olarak kullanılmaktadır. Elektrik, kesinlikle ısınma amaçlı kullanılmamalıdır. Tüketimin arttığı bugünlerde aşırı yüklenme sonucu trafoların yanı sıra diğer elektrik teçhizatları yanarak hasar görmektedir. Sorumluluk sahamızda 2014 yılında bin 106, 2015 yılında ise bin 286 olmak üzere son iki yılda 2 bin 392 trafo aşırı yüklenme sonucu yanmıştır. Sadece 3 günlük yılbaşı tatilinde havaların soğuması ile yaklaşık 75 trafo aşırı yüklenme sonucu yanmıştır. Trafoların gücü artırılarak veya teçhizatların kapasitesi yükseltilerek sorun çözümlenememektedir çünkü arttırılan her kapasiteye karşılık maalesef ısınmak için kullanılan elektrikli sobaların da sayısı artırılmaktadır. Kayıt dışı ve israf sınırlarının üzerinde elektrik tüketimine son verilmediği takdirde trafo değiştirmekle sorun çözümlenmez.” Kaynak: Enerji Enstitüsü

88 Ocak

2016


Türkiye’nin ilk deniz üstü rüzgar gülü çiftliği projesi 2016 yılında başlıyor Türkiye’nin ilk Deniz Üssü Rüzgar Çiftliği projesi 2016 yılında başlayıp 2025 yılında tamamlanacak. Proje sayesinde Türkiye’nin enerji ihtiyacının yüzde 40’ı karşılanacak.

U

luslararası Antalya Üniversitesi (UAÜ), Türkiye’nin ilk Deniz Üstü Rüzgar Çiftliği Standartları’na ilişkin değerlendirme toplantısına ev sahipliği yaptı. Rektörlük binası senato odasında yapılan toplantıya, Türkiye Enerji Bakanlığı yetkilileri, Türk Standartları Enstitüsü ve Birleşik Krallık Ticaret ve Yatırım Bölümü’nden üst düzey yetkililer, Birleşik Krallık Büyükelçiliği’nden görevliler, ODTÜ ve İTÜ’den öğretim görevlileri ve şirketlerden yöneticiler katıldı. Toplantıda, Türkiye’nin henüz kullanılmamış 40 GW’a yakın çevre dostu rüzgar enerjisi potansiyeline sahip olduğuna dikkat çekildi. Projenin ilk aşaması yaklaşık iki yıl sürecek. Sonrasında ise Türkiye’nin sahil şeridi hakkında ayrıntılı bir araştırma yapılacak ve ihaleyi alan kuruluşlar 800 MW’lık üç adet deniz üstü rüzgar çiftliği inşa edecek. Kaynak: Deniz Haber

En ucuz benzin İzmir’de Ham petrolün varil fiyatı 40 doların altına inmesine karşın Türkiye’de benzin ve mazot (motorin) hâlâ pahalı satılıyor.

B

unun yanında rafineri tesislerinin ham petrol ikmal noktalarına uzaklığı, rafinerilere yakınlık ve nakliyedeki zorluklar gibi unsurlarda akaryakıt fiyatlarının belirlenmesinde etkili oluyor. Buna göre 26 Aralık fiyatlarıyla benzin litresi 4,28 lira ile en ucuz İzmir ve Kocaeli’nde, litresi 4,45 lira ile en pahalı Şırnak ve Hakkâri’de satıldı. Motorin ise litresi 3,47 lira ile en ucuz iller Kocaeli ve Kırklareli olurken litresi 3,71 lira ile yine Şırnak ve Hakkâri en pahalı iller oldu. En büyük 3 il olan ve akaryakıt tüketiminin yoğunlaştığı İstanbul, Ankara ve İzmir sıralamasında; benzinde İzmir, motorinde ise İstanbul ucuzluğuyla öne çıkıyor. EPDK (Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu) verilerine göre Ocak-Eylül 2015 döneminde Türkiye’de 16,6 milyon ton akaryakıt satışı gerçekleşti. Satışların 12,4 milyon tonu motorin, 2,2 milyon tonu biodizel ve 1,5 milyon tonu da benzine ait. Aynı dönemde 18 milyon ton ham petrol, 8,9 milyon ton motorin ve 170 bin ton da jet yakıtı ithal edildi. Türkiye’de istasyonlarda satılan akaryakıt fiyatları için EPDK, en yakın erişilebilir piyasa olarak Fransa, İtalya, Almanya ve İngiltere’yi baz alıyor. Kurum, iç pazardaki benzin ve motorin fiyatlarının bu pazarlara göre anormal artış göstermesi halinde şirketleri önce uyarıyor. Aykırılığın düzeltilmemesi halinde ise iki ayı geçmemek üzere tavan fiyat uygulaması başlatıyor.

Fiyat farkı 24 kuruş Benzin ve motorin türü akaryakıt ürünleri en fazla İstanbul, Ankara ve İzmir’de satılıyor. EPDK verilerine göre İstanbul’da yılın ilk 9 aylık döneminde akaryakıt bayilerinden 379 bin ton benzin ve 1,9 milyon ton motorin satışı geçekleşti. Ankara’da ise 134 bin ton benzin ve 877 bin ton motorin satılırken İzmir’de 101 bin ton benzin ve 456 bin ton motorin satışı söz konusu. Ucuz akaryakıt fiyatlarında ise benzinde litresi 4,28 lira ile İzmir ilk sırada, 4,30 lira ile İstanbul ikinci ve 4,32 lira ile Ankara üçüncü. Ucuz motorin satışında ise İstanbul litresi 3,48 lira birinci. Litresi 3,50 lira ile İzmir ikinci olurken Ankara litresi 3,53 lira ile üçüncü sırada yer aldı. Türkiye genelinde akaryakıt satışlarında en ucuz ile en pahalı il arasında litrede fiyat farkı benzinde 17 kuruş, motorinde ise 24 kuruşu buluyor. Kaynak: Zaman

89 Ocak

2016


Soma A.Ş. işçi ailelerine tazminat vermemek için hileye başvurdu Soma AŞ faciadan sadece 36 gün sonra mahkemenin haciz kararlarını engellemek için ileride yapacağı kömür üretiminin gelirini Türkiye Kömür İşletmeleri’ne devretti. TKİ’den aldığı teminatı kredileri için bankaya verdi. Banka böylelikle öncelikli alacaklı oldu, 301 işçinin ailesinin tazminat talepleri alt sıralara düştü.

M

anisa’nın Soma ilçesinde 301 kişinin yaşamını yitirdiği faciadan 36 gün sonra, ocağı işleten Soma Kömür İşletmeleri AŞ’nin, işçi ailelerinin tazminat alacaklarına karşı hileli (muvazaalı) yönteme başvurduğu iddiası Sayıştay raporunda yer aldı. Şirketin, Türkiye Kömür İşletmeleri’nden gelecekte çıkartacağı kömür için aldığı 182 milyon 134 bin 867 lirayı, bir bankaya temlik gösterdiği, bankanın da buna dayanarak başlattığı icra takibiyle, ‘öncelikli alacaklı’ olduğu öne sürüldü. TKİ’nin 2014 hesaplarına yönelik Sayıştay’ın denetim raporları, TBMM’ne ulaştı. Bu raporlara göre, facianın yaşandığı ocağı rödövans sistemiyle işleten Soma Kömür İşletmeleri AŞ’nin, madenci ailelerinin tazminat alacaklarına karşılık hileli bir yönteme başvurduğu tespiti yapıldı. Sayıştay raporuna göre; şirket, faciadan 36 gün sonra Soma 2’nci Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ihtiyati haciz kararlarının uygulanmasını engellemek için harekete geçti. Şirket, kazadan sonra kapatılan ve ne zaman açılacağı belirsiz ocağa dair tahakkuk etmiş bir alacağı olmamasına rağmen, ileride yapacağı kömür üretimi için 182 milyon 134 bin 867 TL’yi devretmek (temlik) için TKİ Genel

“Ülkenin yarısı usulsüz elektrik kullanıyor”

E

LDER Genel Sekreteri Uğur Yüksel, “Türkiye’nin yarısında evini satan ya da kiraya veren kişi elektrik aboneliğini devretmiyor. Bu usulsüz kullanım demek. Abonelik kimin üzerindeyse sorumlu odur” dedi. Elektrik dağıtıcılarından vatandaşa “abonelik” uyarısı geldi. Elektrik Dağıtıcıları Derneği (ELDER) Genel Sekreteri Uğur Yüksel, Enerji Gazetecileri ve Medya Derneği (EGAD) üyeleri ile gerçekleştirdiği sohbet toplantısında, vatandaşların konutunu değiştirdiğinde elektrik aboneliğini iptal ettirmediğine dikkat çekti.

90 Ocak

2016

Müdürlüğü’ne yazı yazdı. TKİ’den de gerekli onay yazısının gelmesi ile Soma Kömür İşletmeleri AŞ, 182 milyon 134 bin 867 TL tutarındaki alacak yazısını, bankaya devretti. Banka da, haciz işlemiyle öncelikli alacaklı durumuna geldi. Bu durumu Sayıştay denetçileri, hileli (muvazaalı) olarak değerlendirdi. Sayıştay raporuna göre faciadan sonra, şirket alacakları için toplam 348 ihtiyati haciz kararı oluştu, TKİ Genel Müdürlüğü, bunlar için sıra cetveli oluşturdu. Bu haciz kararlarından 334’ünün, ölen madenci ailelerinin, 30 bin TL ile 500 bin TL arasındaki haciz kararları. Şirketin, kurumdan aldığı onay sonrasında bankaya devrettiği temlikin, alacağın da, yine 25’inci sırada olduğu raporda yazıldı. Bu işlem sonucunda, sıra cetvelindeki 334 madenci yakınının, paralarını çok geç ya da hiç alamayacakları ileri sürüldü. Kaynak: Hürriyet

Yüksel “Türkiye’nin yarısında evini satan ya da kiraya veren kişi, aboneliğini devretmiyor. Ev sahibi olan kişi elektrik abonesi oluyor, sonra başka eve taşınıyor ama abonelik değişmiyor. Evde oturan başkası, abonelik bir başkasının üzerinde. Türkiye’nin yarısı bu değişimi yapıp, abone olmuyor. Bu da aslında mevzuat uyarınca usulsüz kullanım demek. Abonelik sözleşmeleri hep mülkiyet sahibi üzerinde kalmış. Abonelik, kullanıcıda olmalı” diye konuştu.

“TÜM YASAL SORUMLULUK ABONENİN ÜZERİNDE” Bu durumun yaratacağı yasal sorunlara da dikkat çeken Yüksel şöyle konuştu: “Abonelik kimin üstündeyse kaçak ya da usulsüz kullanım dahil tüm sorumluluk da o abonededir. Dağıtım şirketleri, abone kimse o kişi hakkında suç duyurusunda bulunur. Bu nedenle bir konuttan ayrıldığınızda üzerinizde bulunan aboneliği mutlaka iptal ettirin. Vatandaş, yeni bir eve taşınınca elektriği üzerine alsın ve çıkarken de aboneliği devretsin Kaynak: Haber Türk


Mardin’de aşırı tüketimden 5 günde 40 trafo yandı

YEDAŞ ekipleri canı pahasına mücadele etti, enerjisiz bırakmadı 2015 yılının son gününde başlayan kar yağışı yeni yılda da etkisini gösterdi ve tüm kentler beyaza büründü. Kar yağışının arkasında getirdiği soğuk hava dalgası YEDAŞ’ın dağıtım şebekesini yıkarken, 1399 trafo bölgesi enerjisiz kaldı.

V

alilik Başkanlığı’nda oluşturulan ‘Kriz Masası’nın yönlendirdiği YEDAŞ Arıza Ekipleri, canla başla mücadele ederek köylere enerji ulaştırdı. YEDAŞ Genel Müdürü Nurettin Türkoğlu, “Bu doğal afetin bıraktığı enkazın onarılmasında emeği geçen başta arıza ekiplerimize ve Kriz Masası yetkililerine teşekkür ediyorum” dedi Soğuk hava dalgasıyla birlikte uzun süren kar yağışının arkasında getirdiği olumsuz yaşam şartları, YEDAŞ’ın enerji taşıyan şebekesine zarar verdi. YEDAŞ’ın sorumluluk bölgesindeki birçok kentte aşırı buz yükü oluşmasından dolayı direk yıkılmaları meydana gelirken, şehir ve kırsal şebekelerde elektrik arızaları oluştu. Yeni yılı oldukça ağır çalışma koşullarında karşılayan ve mesai gözetmeksizin çalışan YEDAŞ Arıza Ekipleri, 2 metreyi bulan karla kapalı yolları aştı, şebekesi yıkılan ve enerjisiz kalan köylere enerji ulaştırdı. YEDAŞ yöneticilerinin de katıldığı İl Valilikleri tarafından oluşturulan kriz masasından gelen bilgiler doğrultusunda ulaşıma açılan köylere yönlendirilen YEDAŞ Arıza Ekipleri, tüm imkanlarını seferber etti ve gayretli çalışmalarının neticesinde ilk günlerde enerjisiz kalan 1399 trafo bölgesinin bilançosunu iki günde 146 trafo bölgesine indirmiştir. YEDAŞ Genel Müdürü Nurettin Türkoğlu, sahadaki olumsuz soğuk hava koşullarına rağmen ‘Enerjisiz Köy Kalmasın’ diyerek canla başla mücadele eden arıza ekiplerine teşekkür etti.

BUZ YÜKÜ DİREKLERİ YIKTI Türkoğlu, “Ekip arkadaşlarımızla sağlıklı bir şekilde çalışmalarını sürdürmeleri için sürekli olarak iletişim halindeyiz. Kar yağışının düştüğü ilk günden itibaren 70’e yakın arıza ekibimiz sahada aralıksız bir şekilde çalışıyor. Gerekli iş makinalarının takviyeleri yaptığımız ekipler, soğuk havada karşılaşabilecekleri tüm engelleri aşarak, canları pahasına enerjisiz kalan köylere, kentlere enerji taşıyorlar. Kendilerine teşekkür ediyorum” dedi. YEDAŞ’ın sorumluluk bölgesinde günlerdir devam eden kar yağışının gün geçtikçe doğal afete dönüştüğünü belirten Genel Müdür Türkoğlu, “Doğal afet diyoruz çünkü bölgemizde bu kadar uzun süreli kar yağışıyla karşılaşılmıyor. Üç gün boyunca devam eden kar yağışı, arkasından getirdiği soğuk hava dalgasıyla YEDAŞ’ın dağıtım şebekesini de yıktı. Aşırı soğuk havadan dolayı kar yağışının buzlanmaya neden olduğu bölgelerde, buz yükünden kaynaklı direklerimiz yıkıldı. Enerji dağıtan trafo merkezlerimiz buz ve karla kaplandı. İlk günde 1400 trafo bölgesinde arıza meydana geldi. Ekiplerimiz, bu sayıyı şu anda ulaşılamayan köyler haricinde 146 trafo bölgesine indirmiştir” diye konuştu. Kaynak: Anadolu Ajansı

M

ardin’de kar yağışı ile birlikte bastıran soğuklar yüzünden Kızıltepeliler elektrikli ısıtıcılara yüklenince, ilçenin yarısına enerji sağlayan TEİAŞ’ın ana trafosu yanarak kullanılamaz hale geldi. Mardin’de elektrik tüketimi, kar yağışının öncesine göre katlanarak arttı. Tüketimdeki bu artışın elektrikli ısıtıcılar ile ısınma alışkanlığının terk edilmesi bir yana, artarak sürmesinden kaynaklanıyor. Bu artış nedeniyle Mardin’de beş günde 40’a yakın trafo yandı. Mardin’in en büyük ilçesi olan Kızıltepe’de ise sadece üç gün içerisinde aşırı tüketim yüzünden yanan trafo sayısının 20 kadar olduğu öğrenildi. Yapılan incelemeler sonunda yanan trafoların büyük bir kısmına sonradan müdahale edilerek şalterlerinin değiştirildiği belirlendi. Elektrik tüketiminde kapasitenin çok üzerine çıkılması nedeniyle önce mahalle ve sokaklara elektrik sağlayan DEDAŞ trafolarından sonra bu kez de Kızıltepe’nin dört mahallesi ile kırsalının yaklaşık yarısına elektrik sağlayan ve Türkiye Elektrik İletim A.Ş.’ye (TEİAŞ) ait olduğu bildirilen 125 MVA’lık Trafo Merkezi tamamen yandı. Yanan trafo, itfaiye ekiplerinin müdahalesi ile söndürüldü, ancak kullanılamaz hale geldi. İlçenin büyük bir kısmının karanlıkta kalmasına neden olan yangın sonrası, elektriksiz kalan yerlere yeniden enerji verilebilmesi için ilgili kuruluşlar çalışma başlattı. Kaynak: Milliyet

91 Ocak

2016


Türkiye’nin petrol faturası 18 ayda yüzde 42 azaldı Türkiye’nin petrol faturasının, son 18 ayda aşağı yönlü seyreden fiyatlar nedeniyle yüzde 42 azalışla öngörülenden yaklaşık 15 milyar dolar daha düşük gerçekleşerek, 20 milyar dolar civarında kaldığı hesaplandı.

E

nerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’nin günlük ortalama 601 bin varil (82 bin ton) petrol ve petrol ürünleri tüketimi bulunuyor. Bu tüketimin 47 bin varili (6,4 bin ton) Türkiye’de üretilirken, 554 bin varili (75,6 bin ton) ithal ediliyor. Ham petrolün varil başına fiyatının 20 Haziran 2014’teki 115 dolarda kalması durumunda, Türkiye’nin son 18 ayda ithal ettiği petrol için yaklaşık 34,5 milyar dolar ödemesi gerektiği belirlendi. Söz konusu tarihten itibaren fiyatların hızla gerilemesiyle geçen yıl ortalama 54-55 dolarlar seviyesinde gerçekleşmesi sonucunda, Türkiye’nin ham petrol faturası da aynı dönemde 19-20 milyar dolar aralığına kadar indi. Verilere göre, düşen fiyatlar nedeniyle, Haziran 2014’ten beri petrol ithalatı için yaklaşık 15 milyar dolar daha az harcanırken, bunun yaklaşık 12 milyar doları da fiyatlardaki düşüşün hızlandığı ve varil başına 30 doların da altını gördüğü son bir yıl içinde gerçekleşti. Türkiye 1,5 yıl öncesinde ithal ettiği ham petrolün varili başına 115 dolar öderken, bu miktar toplamda günlük 63 milyon 700 bin doları buldu. Fiyatların 20 Ocak 2016’da ise 27 dolar seviyesine inmesiyle günlük ham petrol ithalatı 15 milyon dolar seviyesine kadar geriledi. Bu sayede, günlük petrol ithalat faturasında ise günde 48 milyon 475 bin lirayı bulan bir düşüş meydana geldi. Kaynak: Enerji Enstitüsü

92 Ocak

2016

Türkiye’de üretilen güneş panelleri Londra’ya gidiyor Türkiye’de üretilen güneş enerjisi panelleri, Londra Southend Havalimanı’nın yıllık elektrik ihtiyacının yüzde 20’sini karşılayacak.

P

rojeyi üstlenen Çin’in CSUN şirketinden yapılan açıklamaya göre, yılda yaklaşık 1 milyon 500 bin yolcunun kullandığı Londra Southend Havalimanı’nın elektrik ihtiyacının bir kısmı, kurulu gücü 2,5 megavat olan güneş enerji santrali tarafından karşılanacak. Yakın zamanda hayata geçmesi beklenen projede, 9 bin 500’den fazla yüksek verimli CSUN panelinin kullanılıyor ve bunlar, İstanbul’daki güneş paneli tesisinde üretiliyor. Havalimanındaki güneş panelleri sayesinde yılda yaklaşık bin 53 ton karbon salınımının engellenmesi hedefleniyor. CSUN şirketi, Seul Holding bünyesindeki Seul Enerji ile İstanbul Tuzla’da 350 megavat kapasiteli Türkiye’nin ilk güneş hücresi ve en büyük güneş paneli tesisini 2013’te faaliyete geçirmişti. Kaynak: CSUN


MAKALE

www.elektrikdergisi.com

Siguard®DSA ile Dinamik Stabilite Analizi ve Yenilenebilir Enerji Entegrasyonu Yusuf Kaya

Özet

Dünya genelinde elektrik enerjisi tüketimi yıldan yıla hızla artmakta ve bu durum elektrik enerjisinin arzında kritik problemlerin ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Güvenilir güç sistem şebekesine sahip olmak için sistem kararlılığını, kapasite rezervini ve yenilenebilir enerji entegrasyonunu azami ölçüde dikkate almak gerekir. Aynı zamanda güç sistemleri, güvenlik limitleri dahilinde işletilmesi gerekir. Fosil yakıtların azalması ile beraber; üretim, iletim ve dağıtım sistemleri yenilenebilir enerji sistelerini verimli bir şekilde içinde barındıran yeni tasarımlara sahip olmaları gerekiyor. Bu yüzden, yeni tasarım enerji sistemleri içinde yeni teknolojiler kullanılmalı. Aşağıda bulunan şekilde, örnek elektrik sistem yapısını görebilirsiniz.

şebekesine sahip olabilmemiz için yeterli değil. Elektrik enerji sistemleri üzerinde analizler yapmak, bu analizleri her an yorumlayabilmek ve çıkan sonuçlara göre aksiyon alabilmekte en az uzaktan izleme ve kontrol kadar önemli. İletim şebekesi işletmecileri için en önemli analizlerden birisi dinamik stabilite analizleridir. Bu makalede, sistemde oluşabilecek stabilite problemlerini belirlemek, sistem çökmelerine engel olabilmek ve yenilenebilir güç sistemleri entegrasyonu için önemli analizler yapan Siemens tarafından geliştirilmiş Siguard DSA yazılımından bahsedilecektir. Bir güç şebekesi Siguard DSA yazılımı ile entegre edildiğinde, operatör tarafından belirlenen aralıklarla otomatik olarak dinamik stabilite analizi yapılır ve sonuçlar bir uzman tarafından analiz edilecek halde operatöre sunulur.

Dinamik Stabilite Analizi

Elektrik Güç Sistem Yapısı [1]

Günümüz güç sistemleri geçmiş dönemlere göre daha karmaşık bir yapıya sahiptir. Artan yenilenebilir enerji sistemleri sistem güvenilirliği ve sürdürülebilirliği ile ilgili bazı sorunlar ortaya çıkarmaktadır. Gelecekte yeni üretim santralleri, tüketim noktalarından daha uzak noktalarda yer alacak, rüzgar ve güneş enerjisinden kaynaklanan üretim güç şebekelerindeki dalgalanma ve kararsızlığı artıracak ve iletim sistemlerindeki kapasite sorunları artacak. Aynı zamanda ülkeler arasında iletim sistemleri üzerinden yeni bağlantılar kurularak farklı teknolojilerin uygulaması gün geçtikçe enerji sistemlerinde yer bulabilecek [2]. Ülkemizde 31 Mart 2015 tarihinde meydana gelen tüm Türkiye’de sistem çökmesi olayı (blackout) güç sistemlerinde stabilite problemlerinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi. Yaşadığımız bu tecrübe bize gösterdiki, sahip olduğumuz güç sistemini sadece izlemek ve uzaktan kontrol etmek güvenilir bir güç

Güç sistemlerinde dinamik stabilite analizinin en önemli amacı, sistem çökmelerinin önüne geçmektir. İşletme personelleri zaman zaman tüm elektrik şebeke sisteminin çalışmasını etkileyebilecek çok önemli kararlar vermeleri gerekmektedir. Personel bu kritik kararları alırken, Siguard DSA sistemin o anki ve yakın gelecekteki durumu ile ilgili detaylı analiz sonuçları ile simülasyon görsellerini oluşturarak sistem kararlılığını sağlayabilmelerine yardımcı olur [3]. Dinamik stabilite analizi aşağıdaki güvenlik kriterlerini sağlaması gerekir [4]: • İletim sistemi ekipmanlarının termal yüklenmeleri • Kararlı durum gerilim ve frekans sapmalarını • Geçici gerilim düşümü ve yükselmeleri • Geçici kararlılık • Gerilim kararlılığı • Frekans kararlılığı • Açı kararlılığı Eğer iletim sistem operatörleri Siguard DSA yazılımına entegre edebilecekleri doğru bir şebeke modeline sahip olursa, sistemin dinamik kararlılık analizleri hem doğru bir şekilde yapılır hemde sistemde oluşabilecek stabilite problemleri henüz meydana gelmeden farkedilmiş ve önlenmiş olabilir. Daha öncede bahsettiğim gibi DSA yazılımının asıl amacı sistemde meydana gelebilecek sistem çökmelerinin önüne geçmektir. Sistem çökmeleri, sadece teknik sonuçları olan değil aynı zamanda sosyal ve ekonomik sonuçları olan bir problemdir. Aşağıdaki grafikte, 2000 yılından bu yana meydana gelen sistem çökmelerini sayısal olarak bulabilirsiniz.

93 Ocak

2016


MAKALE

www.elektrikdergisi.com

Güç Sistemlerinde Blackout [5]

2015 yılında meydana gelen sistem çökmelerinden biri de daha önce bahsettiğim gibi Türkiye’de 31 Mart 2015 tarihinde meydana gelen sistem çökmesidir.

teknolojisi sayesinde kapasite faktöründe önemli bir artış meydana gelmiştir [8]. Yenilenebilir enerji yatırımları ve entegrasyon çalışmalarının önemi, iklim değişikliğinin etkileri ile birlikte daha fazla önem kazanmaya devam etmektedir. Özellikle artan rüzgar enerjisi kullanımı, mevcut elektrik iletim şebekelerinde bazı teknik sorunlara neden olmaktadır. Rüzgar enerjisinin kullanımının artmasına paralel olarak, birçok ülke de yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını arttırıcı eylem planları uygulanmaktadır. Örneğin, Avrupa 2050 yılında tüm elektrik enerjisi ihtiyacını yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılamayı planlamaktadır. Toplam ihtiyacın yarısının rüzgar enerjisinden karşılanması beklenmektedir. Avrupa Rüzgar Enerjisi Birliğinin (The European Wind Energy Association) raporuna göre Avrupa’nın 2050 yılı için yenilenebilir ve rüzgar enerjisi hedefleri aşağıdaki grafikte gösterilmektedir.

Yenilenebilir Enerji Sistemleri Entegrasyonu

Hem Türkiye’de hemde dünyada hidroelektrik sistemlerini kapsam dışı tutarsak yenilenebilir enerji sistemlerinden rüzgar enerjisi en büyük paya sahiptir. Bu yüzden, bu bölümde daha çok rüzgar enerjisinin entegrasyonundan bahsetmek istiyorum. Son yıllarda, rüzgar enerjisi kurulu gücü düzenli olarak artma trendindedir. Bundan dolayı, günümüzde birçok araştırma rüzgar enerjisinin güç sistemleri kararlılığı üzerindeki etkilerini araştırmaktadır. Bu çalışmalar, rüzgar enerjisinin salınımı, rüzgar enerjisi kaynağının coğrafi konumu, farklı rüzgar türbin generatör teknolojileri ve bu generatörlerin kontrolü gibi konuları ele almakta ve entegrasyona etkilerini araştırmaktadır [6]. Dünya, artan nüfus, hızla büyüyen mega kentler ve endüstriyelleşen ülkeler gibi etkenlerden ötürü daha fazla enerjiye ihtiyaç duymaktadır. Her geçen gün artan enerji ihtiyacını karşılamak ve sera gazı salınımını azaltmak için daha fazla yenilenebilir enerji sistemlerine yönelmemiz gerekmektedir. Aşağıdaki grafik, dünya’da rüzgar enerjisinden elde edilen gücün geldiği noktayı gözler önüne sermektedir. Grafik, her geçen yıl hızla artan rüzgar santrallerinin kurulu gücünü göstermektedir.

Avrupa’da Yenilenebilir ve Rüzgar Enerjisi Hedefleri [9]

Tüm bu veriler bize; yenilenebilir ve özellikle rüzgar enerjisi entegrasyonunun gelecek yıllarda enerji sektörünün en önemli konularından biri olmaya devam edeceğini gösteriyor. Bundan dolayı, rüzgar enerjisinin şebeke üzerindeki etkileri dikkatli bir şekilde incelenmeli, özellikle büyük güçlü rüzgar enerji santrallerinin üretebileceği stabilite problemlerine yönelik kalıcı çözümler üretilmelidir. Dinamik stabilite analizi, şebekeye bağlı tüm ekipmanların dinamik verilerini içerdiğinden, meydana gelen veya gelebilecek her türlü arıza ve kesinti olasılıklarını analiz edip, şebeke işletme personeline sistemin zayıf noktalarını arıza veya kesinti oluşmadan gösterir.

Akıllı Şebeke Uygulaması: Siguard®DSA

Dünya’da Rüzgar Enerjisi Kurulu Gücünün Yıllara göre Dağılımı [7]

Rüzgar enerjisinin kararsız bir enerji kaynağı olmasından dolayı, rüzgardan elde edilen toplam elektrik enerjisi rüzgar kurulu gücünün çalışma saatiyle çarpımı şeklinde bulunamaz. Fakat son on yılda, gelişen rüzgar türbin

94 Ocak

2016

İletim sistemi operatörlerinin, elektrik kesintileri daima önlemek ve tüm elektrik şebeke sistemini optimum işletmek için doğru kararlar vermeleri gerekir. Bu kararları en doğru şekilde alabilmek için günümüzde çok karmaşık problemleri çözebilen yazılım çözümlerine ihtiyaç duyarlar. Sistem güvenlik seviyesini tahmin edebilen, dinamik stabilite analizi yapan ve sistemin güvenliği ve güvenilirliği konusunda önemli bilgiler sağlayan Siguard DSA gibi yazılımlar operatörler için oldukça önemlidir [10]. Tüm şebeke sisteminin stabilite problemlerinin gerçek


zamanlı analiz edilebilmesi için yüksek hızlı simülasyon motorlarına ihtiyaç duyulur. Güç sistemlerinde, sistem çökmelerini önlemek için sistem dinamiğini etkileyen kesinti ve kısa devre olayları bu simülasyon yazılımları sayesinde analiz edilebilir. Siguard DSA yazılımın başlıca özellikleri ise şunlardır: • Stabilite problemlerinin erken tanımlanması • İletim sistemlerinin kullanımının ve güvenliğinin artması • Sistemi dengede tutmak için uygun ve doğrulanmış önlemleri bulmak • Platformdan bağımsız, çok kullanıcılı ve web uygulanabilirliği olması • Kontrol merkezi gereksinimlerine uygunluk (güvenlik ve yedekleme) • Çok büyük güç sistemleri için bile hızı ve güvenilir DSA sistemleri, şebekenin dinamik stabilitesini analiz etmeli ve kritik durumları görselleştirerek sonuçları anlaşır bir biçimde kullanıcıya sunmalıdır. Aşağıda DSA sistem yapısı gösterilmektedir.

DSA Sistem Yapısı [11]

Dinamik stabilite analiz sistemleri SCADA veya diğer şebeke işletme araçları ile online olarak entegre çalışabilir. Bu sayede, güç sistemi operatörleri sistem üzerindeki açık noktaları bulmak için bir çok olası senaryo yaratarak simülasyon yapabilir. Aynı zamanda, DSA sistemi operatör tarafından belirlenen aralıklarla bu olasılık analizlerini periodik olarakta yapabilir [12]. DSA sistemi, bir arıza meydana geldiğinde şebeke operatörüne tüm sistemin nasıl davranacağını gösterebilecek bütüm kısıtları ve olasılıkları içermelidir. Siguard DSA tüm bu analizleri yapmak için kullandığımız güvenlik kriterlerini, her bir olasılığın simülasyonu için hesaplamaktadır. Sağ üstteki şekilde, Siguard DSA yazılımının her bir güvenlik kriteri ve sonuç olarak operatöre sunduğu trafik lambası görseli görülmektedir. En başta seçilen güvenlik kritelerine göre, sistemin o anki durumu bulanık mantık algoritmaları ile analiz edilir ve 0 ile 1 arasında bir sonuç hesaplanır. 0 yeşil ile gösterilen en güvenli bölge, 1 ise siyah ile gösterilen sistem çökmesi anlamında kullanılır.

Alttaki grafikte, 100 ms ile 250 ms arasında 154 kV’luk bir iletim barasında meydana gelen kısa devrenin sonucunda oluşacak gerilim karakteristiği Siguard DSA Analiz Sonuç Görseli [13] simüle edilmiştir. Siguard DSA ile bunun gibi bir çok geçici durum analizi sistemde gerçekleşmeden önceden simüle edilip sistemin varsa açık Gerilim-Zaman Grafiği noktaları tespit edilebilir ve buna göre önlemler alınabilir. Her geçen gün daha çok büyüyen ve aynı zamanda karmaşık hale gelen güç sistemlerinin kararlı, verimli ve güvenilir bir şekilde işletilebilmesi için bir çok akıllı şebeke uygulamasına ihtiyaç duyulmaktadır. Dünya genelinde birçok iletim şebekesi operatörünün kullandığı SCADA sistemleri, günümüz ihtiyaçlarını tek başına karşılayamamaktadır. Siguard DSA gibi SCADA sistemlerine entegre olarak online çalışabilecek akıllı sistem uygulamaları her geçen gün önemini artırmaktadır. Ülkemizde, yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilen elektrik enerjisi her ne kadar arzu edilen seviyelerde olmasada, gelecekte hem ülkemizde hemde dünyada hızla önemini artıran, alternatif değil ana üretim kaynaklarından biri olması muhtemel görünmektedir. Bu yüzden, rüzgar ve güneş enerjisi elektrik şebekesi için gelecekte daha da önemli olacaktır. Siguard DSA ve benzeri akıllı şebeke çözümleri sistem çökmeleri, gerilim ve frekans kararsızlıkları gibi önemli şebeke problemlerinde güç sistemleri operatörlerine daha fazla yardımcı olacaklar. References [1] A. K. Bejastani, “Wholesale Energy Market in a Smart Grid: Dynamic modeling, stability,and robustness,” Munich, 2012. [2] Y. Kaya, “Smart Grid in Turkey, Dynamic Security Assessment and Wind Power Curtailment,” Technical University of Munich, Munich, 2015. [3] C. O. Heyde, “Dynamic Voltage Security Assessment for On-Line Control Room Application,” 2009. [4] K. Morison, L. Wang and P. Kundur, “Power System Security Assessment,” 2004. [5] http://en.wikipedia.org/wiki/List_of_power_outages. [Online]. [6] C. Eping, J. Stenzel, M. Pöller and H. Müller, “Impact of Large Scale Wind Power on Power System Stability”. [7] R. E. P. N. f. 2. Century, “Renewables 2014 Global Status Report,” 2014. [8] International Energy Agency, “Technology Roadmap - Wind Power,” 2013. [9] The European Wind Energy Association, “EU Energy Policy to 2050,” 2011. [10] Siemens AG, “Always an Eye to Security: Keeping the Overview”. [11] U. Kerin, G. Bizjak, R. Krebs, E. Lerch and O. Ruhle, “Faster than Realtime: Dynamic Security Assessment for Foresighted Control Actions,” Bucharest, 2009. [12] U. Kerin, C. O. Heyde, R. Krebs and E. Lerch, “Power System Application Tool for On-line Security Investigations,” 2013. [13] R. Krebs, “SIGUARD® DSA Assessment of the Dynamic Network Security Including the Protection System,” Ankara, 2009.

95 Ocak

2016


MAKALE

www.elektrikdergisi.com

Ulusal ve Maliyet Esaslı Tarifeler Prof. Dr. Osman SEVAİOĞLU, Orta Doğu Teknik Üniversitesi • Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü “İster kamu, ister özel sektör olsun, sonunda tüm masrafları tüketici öder”. Bu makalede ulusal ve Maliyet Esaslı Tarife kavramları, bunlardan Maliyet Esaslı Tarifenin dağıtım sistemlerinde mülkiyete dayalı özelleştirme işlemlerinin gerçekleştirilmesi, kayıp ve kaçakların azaltılması ve buna bağlı olarak fiyatların düşürülmesi, yatırımların kaynak gereksiniminin karşılanması için önemi açıklanmıştır.

Tarife Kavramı

Tarife sektör katılımcıları, tüketiciler, çalışanlar ve çevre koruma ile ilgilenen sivil toplum kuruluşları gibi, diğer üçüncü tarafların çeşitli hak ve menfaatlerinin korunarak fiyat ve gelirlerin düzenlenmesidir. Yukarıdaki tanımdan da anlaşılacağı gibi, tarife çok taraflı, çok parametreli, hak ve menfaatleri birbiri ile çelişen tarafların bu menfaatlerini teknik, ekonomik toplumsal ve sosyal yönlerden dengelemeyi ve gözetmeyi amaçlayan bir fiyat ve gelir düzenlemesidir.

Tarifeyi Etkileyen Bileşenler

Yukarıdaki tanımdan da anlaşılacağı gibi, tarife çok sayıda bileşenden oluşan bir fiyat ve gelir düzenlemesidir. Bu bileşenler, kısaca; düzenlemeye tabi faaliyetlerden kaynaklanan bileşenler, yatırımlar, işletme giderleri, serbestleştirmeye veya özelleştirmeye dayalı mülkiyet veya işletme hakkı devir bedelleri, çapraz sübvansiyonlar, kalite ve verimliliğin arttırılması için yapılan yatırımlar ve masraflar, vergi, sigorta ve fonlar, yükümlenilen maliyetler şeklinde sıralanabilir. Yatırımlar serbest piyasa şartları altında kamu denetiminde, fakat sonunda girişimci kuruluş tarafından gerçekleştirilen projeler olması nedeniyle, belli bir şekilde tarifeye yansıtılacaktır. Bu uygulamanın altında serbest piyasaların temel prensiplerinden birisi olan; «nimetten istifade edenin, külfetine katlanması, bu külfetin diğerlerine yansıtılmaması» düşüncesi yatmaktadır. Esasen bu düşünce «Maliyet Esaslı Tarife»nin de ana prensibini oluşturmaktadır. Yatırımların gerekliliğinin incelenmesi, kapsamı, gerçekleştirilme süresi, giderlerin zamana yayılması, geri ödemelerin tarifeye yansıtılma formülleri gibi detaylar kamunun denetimi ve sorumluluğu altında, uygulaması ise girişimci kuruluşun yetkisinde olmalıdır. İşletme giderleri için de benzer şeyler söylenebilir. İşletme giderleri yüksek, kayıp ve kaçakları fazla olan bir şirket tarifeyi kötü yönde etkileyecektir. Ulusal tarife sisteminde bu etkileme ulusal düzeyde, Maliyet Esaslı Tarifede ise, bölgesel olacaktır. Serbestleştirme veya özelleştirmeye dayalı mülkiyet veya işletme hakkı devri bedelleri de tarifeyi etkileyen bileşenlerdir. Daha öce ortaya konulan dağıtım İHD İmtiyaz Sözleşme-

96 Ocak

2016

lerinin Danıştay tarafından iptal edilmiş olmasının ardından bu konudaki yaklaşım, model, siyasi tercihler bir belirsizliğe bürünmüştür. Bununla birlikte, ortaya konulacak yeni modellerle birlikte, bu bileşenlerin belli bir şekilde tarifeye yansıtılmasının gerekli olduğu aşikardır. Çapraz sübvansiyonun tarifeyi kötü yönde etkilediği herkes tarafından kabul edilen bir husustur. Esasen, TEK’in önce TEAŞ ve TEDAŞ adıyla ikiye, daha sonra, bunlarda TEAŞ›ın; TEİAŞ; TETAŞ, EÜAŞ adları ile üçe bölünmesinin ardında yatan temel düşünce, bu kuruluşların yapısal ve muhasebe olarak birbirinden ayrıştırılması ve bu şekilde aralarındaki çapraz sübvansiyonun önüne geçilmesidir. Bu anlayışa göre, her alt sektör işletmesi, yatırımları ve diğer politikaları sonucunda ortaya çıkan masraf ve yükümlülüklere kendisi katlanmalıdır. Bu noktada düzenlemeye tabi tarife bileşenlerinin, yani iletim ve/veya dağıtım sistemi işletmeciliğinden alınan hizmetlerden kaynaklanan sistem işletme, kullanım ve bağlantı bedellerinin de bir çeşit çapraz sübvansiyon olup olmadığı tartışılabilir. Burada önemli olan husus bu bileşenler üzerinde kamu adına bir düzenleme yapılıyor olduğu, yani tarife üzerinde etkili olan bu bileşenlerin her yıl Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından gereklilik, gerçeklik, yerindelik ve zamanlama bakımlarından inceleneceği ve düzenleneceği hususudur. Kalite ve verimliliğin arttırılması için yapılan masraf ve yatırımlar son derece geniş kapsamlıdır ve aslında sistem yatırımlarını da içine alır. Bu kalem içinde personelin eğitim düzeyinin yükseltilmesinden, makine ve ofis otomasyon parkına, altyapı yatırımlarına kadar geniş bir masraf ve yatırım zinciri girer. Bu kalemin de her yıl Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından gereklilik, gerçeklik, yerindelik ve zamanlama bakımlarından incelenmesi ve düzenlenmesinin gerekli olduğu tartışmadan uzak bir husustur. Vergi, sigorta ve fonların dağıtımcı Kuruluşun gider kalemlerinden olduğu ve belli bir formül dahilinde tarifeye yansıtılması gerektiği ortadadır. Tarife konusunda üzerinde durulması gereken son, fakat en önemli husus, «yükümlenilen maliyetler» (stranded cost) konusudur. Yükümlenilen maliyet, aslında sektör tarafından tam olarak anlaşılamayan, fakat bazı durumlarda tarifeyi önemli ölçüde etkilene bir bileşendir. Örnek olarak, YİD santrallerinin kapasite bedellerinden dolayı ortaya çıkan ödemeler, yükümlenilen maliyetlere bir örnek olarak verilebilir. Hükümetlerin sosyal gerekçelere dayalı siyasi kararları ve bu kararlar sonucunda ortaya çıkan ek maliyetler de sonuçta birer yükümlenilen maliyettir. Serbest piyasa prensipleri açısından yükümlenilen maliyetlerin ne ölçüde tarifeye yansıtılması ve geriye kalan kısmının ne ölçüde Hazine sübvansiyonuna tabi tutulması gerektiği hususu, uzun, derin, çelişkili ve tartışmalı bir konudur.


Düzenlemeye Tabi Tarife Bileşenleri

Düzenlemeye tabi bileşenler, iletim ve/veya dağıtım sistemi ve perakende satış ve TETAŞ tarafından yapılan toptan satış işletmeciliğinden alınan hizmetlerle ilgili bedellerdir. Bu bedeller bu alt sektörlerden ne gibi hizmetler alındığına bağlı olarak her tüketici için miktar ve tür bakımından farklılık gösterebilir. İletim sistemi işletmeciliğinden alınan hizmetler kısaca; sistem işletme, kullanım bedelleridir. Dağıtım sistemi işletmeciliğinden alınan hizmetler kısaca sistem kullanım ve bağlantı bedelleridir. Tüketiciye ulaşan elektriğin fiyatının belli bir düzeyde kalmasının sağlanabilmesi ve bu şekilde onun korunması için, kısa ve orta dönemde gerek perakende satış ve gerekse, bu satışa toptan girdi sağlayan TETAŞ›ın toptan satış tarifelerinin düzenlenmesi öngörülmektedir. Burada gözden uzak tutulmaması gereken ufak bir detay vardır ki, o da, TETAŞ›tan toptan elektrik temin eden perakendecilerin dağıtım şirketlerine bağlı ana perakendeciler olduğu hususudur. Bunun tersi olması durumda, yani, perakendecinin dağıtım şirketinin ana perakendeci kolu olmaması durumunda, şirketin TETAŞ›tan elektrik satın alma zorunluluğu ortadan kalkmaktadır. Serbest piyasa ortamının tam olarak yerleştiği uzun vadeli bir piyasa modelinde dağıtım şirketlerine bağlı ana perakendecilerin de enerji girdilerini istedikleri tedarikçilerden temin etmelerinin mümkün olması öngörülmektedir. Düzenlemeye tabi perakende satış tarifeleri ile ilgili piyasa modeli Şekil 1›de görülmektedir. Perakende satış tarifeleri ile ilgili piyasa modelinde iki temel bileşen mevcuttur. Bu bileşenler; enerji ve sistem bedelleridir. Bunlardan ilki, TETAŞ’tan temin edilen enerji ile ilgilidir. Prensip olarak enerji bedellerinin “aynen ilet” (pass through) olarak tabir edilen ve üzerine herhangi bir kar marjı konulmadan tüketiciden tahsil edilmesi öngörülmektedir. Bu şekilde bir model Amerika’da yaşanan ve Kaliforniya Krizi olarak bilinen kötü olayın ülkemizde de yaşanmaması için düşünülen doğru bir çözümdür. Bir başka ifade ile dağıtım şirketinin perakendeci kolu enerjiyi kaça alıyor ise, o fiyat üzerinden aynen tüketiciye yansıtacak ve bu şekilde herhangi bir fiyat tavanı ile karşılaşmayacak ve tedarikçisinden enerji satın alamaz duruma düşmeyecektir. Diğer bileşen olan şebeke kullanım bedelinin içinde dört farklı terim vardır. Bu terimler, kısaca; iletim sistemi bağlantı bedeli, iletim sistemi bedeli, dağıtım sistemi kullanım bedeli ve dağıtım sistemi bağlantı bedelidir. İletim sistemi bedeli de ayrıca, kendi içinde iletim sistemi işletim bedeli ve iletim sistemi kullanım bedeli olarak ikiye ayrılabilmektedir. Bunlardan ilki, dengeleme ve mali uzlaştırma merkezi ile ilgili yatırım ve işletme masraflarından firmanın payına düşen ödeme, diğer ise, iletim sistemi altyapısının kullanılmasından dolayı firmaya düşen işletme ve amortisman bedelidir. Serbest olmayan bir tüketiciye uygulanan perakende tarifesi ile ilgili yapısal diyagram Şekil 2›de görülmektedir. Şekilden de görüldüğü gibi, tüketiciden tahsil edilen ödeme; perakende hizmet gideri, dağıtım hizmet gideri, iletim hizmet gideri ve enerji bedeli olmak üzere dört ana bileşene ayrılabilmektedir. Bunların toplamı tüketiciye yansıyan tarifedir.

Şekil 3›te perakende satış tarifesinin bileşenleri daha detaylı olarak gösterilmiştir. Burada yer alan bileşenler kısaca; dağıtım sistemi yıllık amortisman bedeli, dağıtım sistemi yıllık yatırım bedeli, dağıtım sistemi işletme ve bakım onarım bedeli, iletim sistemi yıllık yatırım bedeli, iletim sistemi yıllık işletme ve bakım onarım bedeli, belli bir bedel olarak gösterilmemiş olsa da, kayıp ve kaçaklara karşılık olarak yapılması gereken ödeme, perakende satış hizmet bedeli ve son olarak da elektrik enerji bedelidir.

97 Ocak

2016


MAKALE

www.elektrikdergisi.com

Ulusal Tarife

Ulusal tarife aynı tüketici sınıfına dahil tüketicilere ülke çapında aynı tarife ile elektrik satılmasıdır. Ulusal tarife ilgili yapısal diyagram Şekil 4›de görülmektedir. 1994-2001 yılları arasındaki işletme yapısı ile yürütülmüş olan Ulusal Tarife Modelinin en önemli özelliği üretim ve iletim sistemlerinin bir bütün olması ve bu yapı içinde çapraz sübvansiyon yapılıyor olmasıdır. Şekilden de görüldüğü gibi, mesken aboneleri göz önüne alınırsa, tüm tüketicilere aynı tarife ile aynı fiyat üzerinden elektrik satılmaktadır.

Bu tarife modelinin özellikleri;

(a) Sosyal olması, hatta bir bakıma devletçi olması, yani toplumdaki yatay (bölgeler) ve dikey tabakalar arasında herhangi bir ayırım gözetmemesi, (b) Dağıtım sistemi işletmeciliğini elektrik ticareti yapan bir satış şirketi değil de, sadece elektrik taşımacılığı şeklinde bir hizmet olarak görmesi, (c) Üretimin büyük çoğunlukla kamu elinde olması, (d) Kamu elinde olmayan özel sektöre ait, otoprodüktör veya otoprodüktör grubu olarak bilinen üretimin ise, eğer istenirse, kamu tarafından sabit ve tek zaman dilimli tarife üzerinden belirlenen bir fiyatla satın alınıyor olması, (e) Bunlara dayalı olarak da üretim sektöründe herhangi bir rekabetin olmaması, (f) Santrallerin farklı üretim maliyetleri altında çalışıyor olmalarına rağmen, tümünün TEAŞ tarafından sahiplenilmiş olması nedeniyle, gerçekçi bir üretim maliyet analizinin yapılmasının zor olması, (g) İletim ve üretim sistemi işletmeciliğinden dolayı ortaya çıkan giderler için herhangi bir gelirin öngörülmemiş olma-

98 Ocak

2016

sı, bu giderlerin tümüyle dağıtım sistemi işletmecilerine yapılan satışlarla sübvanse ediliyor olması, (h) Giderlerin gelirden daha fazla olması durumunda ise, -ki, çoğu yıllarda bu böyle olmuştur- aradaki farkın Hazine tarafından sübvanse edilmesidir. Ulusal tarifenin en önemli özelliği, elektriğin tüm tüketicilere aynı tarife ile aynı fiyat üzerinden satılıyor olmasıdır. Bunun anlamı şudur; dağıtım şirketi bu tarifeden elde edilen gelirlerden kendi hizmet paylarını ayırdıktan sonra kalan bedeli enerji alım ve iletim sistemi işletme ve kullanım bedeli olarak -o zamanki adıyla- TEAŞ’a iade edecektir. Bu yıllarda, iletim sistemi işletme ve kullanım bedelleri için ayrı bir tarife kalemi mevcut olmadığı için de, bu hizmetlere ait bedeller ayrı olarak değil, elektrik alım bedelinin içinde ödenmektedir. Bir başka ifade ile, bu kuruluşlar bugün olduğu gibi EÜAŞ ve TEİAŞ adıyla iki farklı kuruluş olarak değil de, tek bir kuruluş olarak yapılandığı için bu kuruluşlara yapılan ödemeler de birleşiktir. Bu durumda, tek bir bünye içinde yapılanmış olan bu kuruluşlar arasında hem yatay hem de dikey sübvansiyonun mevcut olduğu bir gerçektir. Bir başka ifade ile, gerek üretim sisteminin kendi içinde, gerekse üretim sisteminden iletim sistemine doğru sübvansiyon yapılmaktadır. Üretim sistemi içinde, birim üretim maliyeti yüksek olan bir santral, TEAŞ’a bağlı olduğu için, “paçal yapılarak” maliyeti düşük santraller tarafından sübvanse edilmekte, üretim sisteminden elde edilen gelirlerin bir kısmı ile ise, iletim sisteminin tüm yatırım ve işletme giderleri karşılanmaktadır. Ulusal tarife modelinde TEAŞ’a ödenen elektrik alım ve iletim sistemi kullanım bedellerinin ne şekilde oluşturulduğu Şekil 5›te görülmektedir. Şekilden de görüldüğü gibi, dağıtım bölgelerinde aynı abone sınıfı için elektrik tarifeleri aynıdır. Bununla birlikte her bölge kendisi için geçerli olan tüm yatırım, kayıp kaçak ve işletme giderlerini çıkarmakta ve geriye kalan miktarı, elektrik enerji ve iletim sistemi işletme ve kullanım bedeli olarak TEAŞ’a ödemektedir. Her ne kadar bu giderler birbirlerinden açıkça ayrıştırılmış olmasa da, dağıtım sistemi işletmesi tarafından TEAŞ’a ödenen miktardan kesilen bedeller aslında yukarıdaŞekil 3’te gösterilmiş olan dağıtım sistemi işletme, kayıp kaçak ve perakende hizmet giderleridir. Daha detaylı olarak, bu bedeller, dağıtım sistemi yıllık amortisman bedeli, dağıtım sistemi yıllık yatırım bedeli, dağıtım sistemi işletme ve bakım onarım bedeli, kayıp ve kaçaklara karşılık gelen bedel, perakende satış hizmet bedelleridir. Yukarıdaki açıklamadan Ulusal Tarife Modelinde dağıtım şirketleri tarafından TEAŞ’a ödenen elektrik enerji ve iletim sistemi işletme ve kullanım bedellerinin bölgelere göre değiştiği, yani TEAŞ’ın aslında bölgeler arasında sübvansiyon yaptığı sonucu çıkmaktadır. Bu sübvansiyon kayıp kaçak oranı ve işletme masrafları düşük bölgelerden yüksek olanlara doğru yapılmaktadır. Ülke çapında aynı abone sınıfındaki tüketicilere aynı tarifenin uygulanıyor olması bu sübvansiyonu gizlemekte ve toplum ve siyasiler tarafından konunun içyüzünün anlaşılmasını zorlaştırmaktadır. Yukarıda açıklanan tarife modelinde, bir dağıtım bölgesinde


gerçek maliyetler kolayca hesaplanamaz, işletmede ağır bir verimsizlik ve rehavet vardır, işletme zarar eder, fakat, bu zararlar makyajla gizlenir ama aslında hep vardır ve giderek büyümektedir. Kuruluş sonunda cerrahi bir yapısal müdahale yapılmadığı sürece bu Hazine’ye yük olmaktan kurtulamaz.

TEAŞ’ın Üçe Bölünmesi ve 4628 Sayılı Kanunla GetirilenYapı

kayıp kaçaklar ve işletme giderleri ne kadar yüksek olursa olsun elektrik son tüketiciye diğer bölgelerdeki aynı abone sınıfındaki tüketicilerle aynı fiyatla satılmakta, aradaki fark, yani doğan zarar, satın alınan elektriğin fiyatı düşürülerek TEAŞ’a yansıtılmaktadır. TEAŞ da bu bölgedeki bu zararını bir başka bölgeden elde ettiği kar ile kapatmakta, hatta bu kötü durumdan kurtulabilmek ve Hazine’ye yük olmamak için, kayıp kaçağı düşük olan bölgeler de dahil olmak üzere ülke çapında tüm bölgelere aynı anda zam yapmak zorunda kalmaktadır. Bu durumda, kayıp kaçağı yüksek olmayan bölgeler, yüksek olan bölgeleri sırtlarında taşımaktadırlar. Ulusal tarife modelinde TEAŞ tarafından bölgeler arasında yapılan çapraz sübvansiyon Şekil 6 ve 7›de görülmektedir. Bu durumda Ulusal Tarife Modelinde üç farklı yoldan yatay ve dikey sübvansiyon yapıldığı ortaya çıkmaktadır; 1. Üretim sisteminin kendi içinde yapılan yatay sübvansiyon, 2. Üretim sisteminden iletim sistemine yapılan dikey sübvansiyon, 3. Dağıtım sistemleri arasında yapılan yatay sübvansiyon Ulusal tarife, yukarıda sıralanan üç farklı sübvansiyonun aynı anda uygulandığı devletçi bir işletme modelidir. Bu modelin yürüyebilmesi için kayıp kaçağı yüksek bölgelere çok ucuza elektrik verilmesi, bunun için de çok ucuza elektrik üretebilen ve satabilen bir TEAŞ gereklidir. Ürettiği enerjinin % 65’ini ithal girdilere dayalı olarak elde eden, yani yerli kaynaklara dayalı olmayan bir ülkede enerji fiyatları elbette OPEC’e bağlı olacaktır ve de ucuzlamayacaktır. Bu durumda da, yukarıdaki TEAŞ modelinin işlemeyeceği ve sonunda bir noktada tıkanacağı ortadadır. Sübvansiyonla yürütülen böyle bir işletmede hangi kısmın ne kadar kar, ne kadar zarar ettiği kolayca anlaşılamaz,

Yukarıda kısaca açıklanan ve Ulusal Tarifenin temelini oluşturan işletme ve tarife modeli iyi veya kötü, 1994›ten 2001›e kadar yürütülebilmiştir. Tekel olmanın yarattığı rekabetsiz ortam ve bunun sonucunda ortaya çıkan kötü ve mağrur işletmecilik, özelleştirme söylentileri, bu söylentiler nedeniyle kuruluşta ortaya çıkan bıkkınlık, işe ve kuruluşa sahip çıkma anlayışındaki gevşeklikler, Kuruluşun siyasallaşması, tahsilatta güçlükler, kayıp ve kaçaklarda giderek büyüyen artışlar sonunda kuruluşu her yıl Hazine›nin omuzlarına giderek daha fazla açık ve finansman yükü bindiren bir duruma getirmiş ve sonunda 2001 yılına kadar gelinmiştir. 2001 yılında sektörde serbest piyasa modeli doğrultusunda iki önemli yapısal değişiklik gerçekleştirilmiştır; 1. Bu kanuna paralel olarak TEAŞ›ın dikey olarak ayrıştırılması ve bu ayrıştırma sonucunda üç yeni kamu kuruluşunun ortaya çıkması, 2. 4628 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesi. Bunlardan ilki ile; TEAŞ TEİAŞ; TETAŞ, EÜAŞ adları ile üç farklı kamu kuruluşuna bölünmüş, Bunlardan ikincisi ile ise, 1. Serbest tüketici kavramı, 2. Bir dağıtım bölgesinde birden fazla perakende satış şirketinin faaliyet gösterebilmesi yönünde düzenleme, 3. Serbest tüketiciler için mali uzlaştırmaya dayalı ikili anlaşma modeli, 4. Mülkiyeti kendisine ait santrallerde ürettiği elektriği ikili anlaşmalar yoluyla istediği serbest tüketiciye veya toptancıya istediği şartlarla satabilen elektrik üretim şirketi modeli, 5. Bu katılımcıların yer aldığı ikili anlaşmalara dayalı serbest bir piyasa modeli, 6. Bu piyasa yapısını düzenleyen ve denetleyen bağımsız bir idari otorite; Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kurulmuştur.

Maliyet Esaslı Tarife

4628 sayılı Yasa ile öngörülen, fakat henüz yürürlüğe konulamayan Maliyet Esaslı Tarife Modeli Şekil 8›de görülmektedir. Şekilden de görüldüğü gibi modelde üretim, iletim ve toptan satış sektörleri birbirinden ayrılmıştır. Üretim sektörü EÜAŞ, iletim sektörü TEİAŞ ve toptan satış sektörü ise TETAŞ adını almış ve ayrı genel müdürlükler halinde yapılandırılmıştır. Yapının bu şekilde üçe bölünmesi, birçok kimsenin sandığı veya iddia ettiği gibi, ideolojik veya siyasi değil, fonksiyonel ve ticaridir. Nitekim Avrupa ve Akdeniz ülkelerinin çoğunda da bu modele geçilmiştir.

99 Ocak

2016


MAKALE

www.elektrikdergisi.com

Üretim sektörünün iletimden ayrılması ve 1999 yılında yapılan anayasal değişiklikle birlikte özel sektörün kurduğu ve işlettiği santrallere sahip olabilmesinin ve bu santrallerden elektrik üretebilmesinin önü açılmıştır. Bu durumda EÜAŞ sektörde faaliyet gösteren şirketlerden birisi haline gelmiştir. Modelin en önemli özelliği TEİAŞ›ın artık elektrik alıp satmadığı, sadece iletim hizmeti veriyor olmasıdır. Bu modelde üretim sektörü tarafından üretilen elektriğin ikili anlaşmalar yolu ile serbest tüketiciler tarafından satın alınması öngörülmektedir. Dağıtım şirketlerine bağlı perakende kolları da bu anlamda ikili anlaşmalar yapabilen serbest tüketiciler olarak kabul edilmektedir. Getirilen bu yeni yapının tarife modelinde de önemli değişiklikler getirmesi kaçınılmaz olmuştur. Artık, kayıp kaçağı ve işletme masrafları çok yüksek olan bölgelere ucuz fiyatla elektrik satacak bir TEAŞ olmayacaktır. Onun yerine TEİAŞ vardır, o da elektrik ticareti yapmamaktadır. Yeni yapıda TEİAŞ›ın görevi ikili anlaşmalar yolu ile tarafların anlaştığı elektriği alıp sahibine teslim etmektir. Bir başka ifade ile, TEİAŞ artık elektrik kargo şirketi gibi çalışacaktır, yani aldığı malı, kırıp dökmeden ve gecikmeden sağlıklı bir şekilde sahibine teslim edecek ve bu hizmetin karşılığında taraflardan belli bir ücret alacaktır. Kayıp kaçağı ve işletme masrafları çok yüksek olan bölgelere ucuz fiyatla elektrik satacak bir TEAŞ olmasa da onun yerine bu işi yapan bir TETAŞ›ın mevcut olduğu iddia edilebilir. Burada unutulmaması gereken husus, TETAŞ›a 4628 ile çizilen misyonun gerek zaman gerekse yetki kapsamı bakımından sınırlı olduğudur. Bir başka ifade ile prensip olarak; 1. TETAŞ›ın toptan elektrik ticareti yapan ticari bir işletme olduğu ve serbest piyasa koşulları altında bu işletmenin diğer özel işletmelerden hiçbir farkının olmadığı kabul edilmektedir. 2. EÜAŞ santrallerinin zaman içinde özelleştirilmesi ile, TETAŞ›ın ucuza elektrik satılması hususunda giderek sıkışacağı, sonunda özellikle hidroelektrik santrallerin satılması ile ucuza elektrik satamaz bir hale geleceği, 3. Fakat bu arada pahalı elektrik aldığı YİD santrallerinin fiyatlarının düşmesi ile de belli bir ölçüde rahatlayacağı, 4. Fakat netice olarak santrallerin özelleştirilmesi işlemlerinden elde edilen gelirden kendisine sübvansiyon yapılmadığı takdirde, piyasadaki fiyatları yumuşatamayacağı, yani düzenleyemeyeceği, 5. Bu durumda da, nihai olarak EÜAŞ›ın özelleştirilmesine paralel olarak TETAŞ›ın da orta vadede ortadan kaldırılmasının gerekli olduğu düşünülmektedir. Bu konjonktür altında en azından orta vadede, Ulusal Tarife Modelinin bir noktada tıkanacağı ve kayıp kaçağı yüksek olan bölgelerin kendilerine sübvansiyon yapılmaz ise, sonunda elektrik satın alamaz bir hale geleceği öngörülebilir. Bu durum aslında Kaliforniya›da meydana gelen elektrik kesintilerinin ta kendisidir. Nitekim orada elektrik dağıtım şirketleri, kendi kayıp kaçaklarından dolayı değil, fakat yüksek işletme masraflarından, giderek artan elektrik fiyatların-

100 Ocak

2016

dan ve bölgesel otoriteler tarafından konulan fiyat tavanlarından dolayı sonunda elektrik satın alamaz hale gelmişler ve kesintiler başlamıştır.

Maliyet Esaslı Tarifede Fiyatın Oluşumu

Maliyet esaslı tarifenin temel prensibi tarafların ikili anlaşma modeli ile elektrik ticareti yapmasıdır. Burada bir taraf elektrik üretim şirketi, diğer taraf ise serbest tüketicidir. Esasen, 4628 Sayılı kanunda da benimsenmiş olan model budur. Bu durumda, elektrik dağıtım şirketleri, -ki onların da, özelleştirme süreci sonunda özel şirketler haline gelmeleri öngörülmektedir-, elektrik üretim şirketlerinden serbest piyasa şartlarına göre gerçek maliyetlere dayalı olarak belirlenen fiyatlardan elektrik alacaklardır. Böyle bir piyasa yapısı içinde bir üretim şirketinin sosyal ve/veya siyasal mülahazalarla bir dağıtım şirketine ucuz ve zararına elektrik satmayı kabul etmesi elbette söz konusu değildir. Buradan önemli bir sonuç daha çıkmaktadır, ki o da, Maliyet Esaslı Tarifeye geçilmediği sürece dağıtımda mülkiyete dayalı özelleştirme sürecinin gerçekleştirilmesinin bir hayal olduğudur. Bir başka ifade ile, hiçbir dağıtım şirketi birtakım sosyal ve siyasal mülahazalarla serbest piyasa koşulları altında, yani gerçek maliyetlere dayalı olarak aldığı elektriğin önemli bir kısmının kayıp ve kaçak adı altında kaybedildiği ve geriye kalan kısmının da Ulusal Tarife ile satıldığı bir bölgeyi üstlenmek istemeyecektir. Bu durumda ne yapılmalıdır? Kayıp-kaçakları yüksek bölgelerdeki dağıtım şirketlerinin faaliyetlerini sürdürebilmeleri için; 1. Ya bu şirketlere piyasa maliyetlerinin altında ucuz elektrik verilmeye devam edilmelidir, yani ya, TEİAŞ ile EÜAŞ ve TETAŞ birleştirilerek 2001 yılında öldürülmüş olan TEAŞ tekrar hortlatılmalıdır, 2. Ya da Maliyet Esaslı Tarife modeline geçilerek özelleştirilen dağıtım şirketlerinin serbest piyasa ortamında ikili anlaşmalarla gerçek maliyetlere dayalı fiyatlarla aldıkları elektriği, bölgelerinde diğer bölgelere göre daha yüksek fiyatlarla satmalarına ve bu şekilde zarar etmekten kurtulmalarına müsaade edilmelidir. Yukarıdaki her iki alternatif de pratik anlamda uygulanabilirlikten uzaktır. Bunlardan birincisi 4628›den geri dönüş anlamına gelmektedir, ki bu Türkiye›nin, Dünya Bankası, IMF, AB dahil tüm dış kuruluşlarla ilişkisinin kesilmesi ve bir Ortadoğu ülkesi haline gelmesi demektir, (ki aslında Ortadoğu ülkeleri de hızla 4628 sayılı yasa ile öngörülen serbest piyasa modeline geçmektedirler) ikincisi ise, kayıp kaçağı yüksek bölgelerde yüksek fiyatlarla elektrik satılması anlamına gelir. Bu da bu bölgelerde birtakım ciddi sosyal, hatta siyasal patlamaların ortaya çıkması demektir. Siyasi iktidarın bu çözümlerden ikincisini yukarıda açıklanan nedenlerle reddetmesinde elbette ciddi bir haklılık payı mevcuttur. Nitekim, Maliyet Esaslı Tarifeye en fazla reaksiyon Güneydoğu Anadolu Bölgesini temsil eden milletvekillerinden gelmiştir. Bu milletvekilleri bölgeleri ile ilgili bu ciddi sorunla ilgilenmekte ve Maliyet Esaslı Tarife Modelini reddetmekte ilk bakışta haklı görünmekle birlikte, konunun kamuoyunca ve kendilerince yeterince anlaşılamamış olma-


tüketilen elektriğin az olduğudur. Maliyet Esaslı tarife Modelinde fiyatların oluşumu ve Hazine DGD Şekil 9 ve 10›da görülmektedir.

Maliyet Esaslı Tarife Modelinde Kayıp Kaçakların Azaltılması

Maliyet Esaslı Tarife Modelinde dağıtım şirketi mülkiyete dayalı özelleştirme işlemi ile özelleştirilmiş bir şirkettir ve onu yönlendiren hakim güç ise ona DGD yapan Hazine’dir. Bir başka ifade ile, Hazine; dağıtım şirketine kayıp ve kaçakların azalma profiline uygun bir şekilde Hazine yardımı, yani DGD yapacaktır. DGD, her ne kadar tüketicilere yapılacakmış gibi görünse de, aslında dağıtım şirketine yapılacak, o da bunun karşılığında tüketiciye sübvanse edilmiş bir fiyatla elektrik satacaktır. Hazine yardımına karşılık kayıp ve kaçaklarda meydana gelen düşme profili Şekil 11›de görülmektedir. Şekilden de görülebileceği gibi, Hazine yardımı kayıp ve kaçaklardaki düşme ile birlikte düşmektedir. Bir başka ifade ile, dağıtım şirketi, kayıp ve kaçakları düşürmekte başarısız olsa dahi, Hazine yardımı, yani DGD yıllara göre azalacak ve sonunda sıfıra inecektir. Bu durumda dağıtım firması her ne şekilde olursa olsun, bölgesindeki kayıp ve kaçağı azaltmak zorunda kalacaktır. Aksi takdirde iflas edecektir. Hazine›nin elindeki bu güçlü DGD silahı, Ulusal Tarifede yoktur. Zira, Ulusal Tarifede Hazine›den para talep eden taraf TEAŞ›ın kendisidir, yani bir kamu kuruluşudur. Bir başka ifade ile neticede bir kamu kuruluşu bir başka kamu kuruluşundan Hazine garantisi altında almış olduğu borçlarını kapatmasını talep etmekte ve onun bu talebi Hazine tarafından haylaz bir çocuğun babasının sonunda onun harcamalarını kabul etmesi misali, eninde sonunda kabul edilmektedir. sından dolayı ortaya çıkan ciddi bir yanlış anlaşılma da söz konusudur. Bu yanlış anlaşılma kısaca şudur; Maliyet Esaslı Tarife modelinde tüketiciye yansıyan fiyatların özellikle kayıp kaçağın yüksek olduğu bölgelerde aşırı oranlarda yükseleceği ve Hazine sübvansiyonu yapılmadığı sürece bu modelin bu bölgelerde uygulanamaz bir hale geleceği bir gerçektir. Bununla birlikte yukarıdaki kısımda da açıklandığı gibi, söz konusu Hazine sübvansiyonu Ulusal Tarife Modelinde çok daha ağır bir oranda ve hem de üç farklı kalem altında gizli olarak yapılmaktadır. Esasen bu sübvansiyon, TEAŞ›ın her yılın sonunda «görev zararı» adı altında açıkladığı zarar veya iç/dış borcun ta kendisidir, zira, bu borçlar Hazine garantisi ile alınmış olması nedeniyle, Hazine tarafından eninde sonunda, hem de son kuruşuna kadar karşılanmaktadır. Yapılan kaba hesaplamalarla Ulusal Tarife Modelinde yapılan gizli Hazine sübvansiyonunun Maliyet Esaslı Tarife Modelinin uygulanabilmesi için gerekli olan 400 milyon USD›lık «Doğrudan Gelir Desteği» (DGD) şeklinde yapılacak olan sübvansiyondan çok daha fazla olduğu kolayca görülebilir. Burada dikkat edilmesi gereken önemli bir husus da, DGD gerektiren bölgelerde kayıp ve kaçak oranının yüksek, fakat

Serbest Piyasa Modelinde Ulusal Tarife Modeli Sürdürülebilir mi ?

Siyasi çevreler bölgelerindeki oy potansiyelinin kendi üzerlerinde yarattığı baskı nedeniyle ne düşünürlerse düşünsünler, serbest piyasa modeli ile Ulusal Tarife Modelinin arasında ciddi bir kan uyuşmazlığı olduğu ve serbest piyasa modeli içinde bu tarife modelinin orta vadede önünün tıkanacağı ortadadır. EÜAŞ santrallerinin özelleştirilmesi ve buna bağlı olarak TETAŞ›ın giderek paçal yapamaz ve ucuz elektrik satamaz bir hale gelmesi ile birlikte Ulusal Tarife Modeli sürdürülemez hale gelecek ve özellikle kayıp kaçağı yüksek olan dağıtım bölgelerinin işletmecileri, ister kamu olsun, ister özel olsun, ucuza elektrik satın alamaz duruma düşeceklerdir.. Bu durumda, da Maliyet Esaslı Tarife Modeli bir zaruret olarak ortaya çıkacaktır. Esasen, Maliyet Esaslı Tarife üretim ve dağıtım sektörlerinde özelleştirmelerin de anahtarıdır. Maliyet Esaslı Tarifeye geçilmediği sürece, ne üretim sektöründe ne de dağıtım sektöründe mülkiyete dayalı sağlıklı bir özelleştirme sürecine geçilemeyeceği aşikardır. Ulusal Tarife Modelinin İşletme Hakkı Devri (İHD) ile yapılan serbestleştirmelere daha uygun olduğu, yani bu iki modelin anlayış olarak birbirlerini destekledikleri aşikardır. Dağıtım-

101 Ocak

2016


MAKALE

www.elektrikdergisi.com

da İHD Modeline göre yapılandırılmış olan bir şirket, kayıp kaçakları yüksek olan bir bölgede maliyetinin altında bir fiyatla elektrik almakta ve bunun üzerinde kayıp kaçaklardan dolayı uğradığı zararı ve hizmet bedelini ekleyerek ulusal tarifeye göre tüketicilere satmaktadır. Böyle bir işlemin sürdürülebilmesi için, bu şirkete serbest piyasa şartlarından bağımsız olarak maliyetinin altında elektrik satabilecek bir kamu kuruluşu mevcut olmalıdır. 1994-2001 arasında bu görev TEAŞ tarafından yürütülmüştür. Böyle bir modelde rekabetin olduğu elbette söylenemez Zira, satılan elektrik bazı bölgelere maliyetinin altında bir fiyatla verilmektedir. Bundan da öte, İHD modeli ile görevlendirilen dağıtım şirketi bölgesinde tek satıcıdır. Ayrıca, bu şirket üzerinde kayıp ve kaçakları azaltması için üzerinde bir Hazine baskısı mevcut değildir. Bu hususta şirket üzerindeki yegane kuvvet, şirketin TEAŞ’a elektrik alım bedeli olarak ödediği meblağdan kayıp ve kaçak bedeli olarak düşülen kısmın yıllara göre giderek azaltılıyor olmasıdır. Sonuç olarak, serbest piyasa modelinde Ulusal Tarife Modelinin dağıtım ve üretim sektörlerinde mülkiyete dayalı özelleştirme işlemleri ile birlikte bir noktadan sonra sürdürülemez hale geleceği ve önünün tıkanacağı açıktır.

5.

Sonuçlar

13.

1. 2. 3. 4.

102 Ocak

2016

Birçok Dünya ülkesi gibi Türkiye de serbest piyasa ekonomisini benimsemiştir, 4628 sayılı yasa ile öngörülen yapı da bu doğrultuda serbest piyasa modeline dayalı bir yapıdır, Serbest piyasaya dayalı bir yapıda rekabet vardır ve bu rekabetin sağlanması için piyasada birden fazla katılımcı olmalıdır, Bu katılımcılar kamu ile birlikte faaliyet gösterecek olan özel sektör şirketleridir,

6.

7. 8. 9. 10. 11. 12.

14. 15.

Bölgeler arasındaki işletme ve yatırım maliyetleri kayıp ve kaçaklar nedeniyle aynı değildir, Bu nedenle, Ulusal Tarife Modelinde bazı bölgelerde fiyatlar maliyetleri karşılamakta yetersiz kalacak, bazı bölgelerde ise dağıtım şirketlerinin haksız, aşırı kar elde etmelerine yol açacaktır, Serbest piyasa yapısı içinde bir üretim veya dağıtım şirketinin maliyetinin altında bir tarife ile faaliyetini sürdürmesi mümkün değildir, Bu nedenle, serbest piyasa modelinin sürdürülebilmesi için benimsenmesi gereken model, Maliyet Esaslı Tarifedir, Maliyet Esaslı Tarife, rekabet ve yatırım ortamının ve özelleştirmenin en temel unsurudur, Maliyet esaslı tarife modeline geçilmeden üretim ve dağıtım sektörlerinde mülkiyete dayalı sağlıklı özelleştirme işlemlerinin yapılabilmesi mümkün değildir, Maliyet Esaslı Tarifede tüketici grupları arasında fiyat farklılıklarının ortaya çıkması kaçınılmazdır, Bu fiyat farklılıkları nedeniyle kayıp ve kaçakları ve işletme maliyetleri yüksek olan bölgelerde tüketicilerin fiyat artışlarından zarar görmemesi için Hazine’den doğrudan gelir desteği (DGD) yapılması öngörülmelidir, DGD, maliyet esaslı fiyat yapısını bozmadan tüketicilerin doğrudan desteklenmesi şeklinde yapılmalıdır, DGD, sektör geneline en geniş şekilde yayılmalı, katılımcılar arasında rekabeti bozmamalı, hakkaniyet esaslarına dayalı bir tarife ile yapılmalıdır. Öngörülen serbest piyasa yapısının başarısı, Maliyet Esaslı Tarifenin kamuoyu, sektör katılımcıları, siyasiler, enerji bürokratları, tüketiciler, kısaca herkes tarafından benimsenmesine, uygulanabilmesine ve başarısına bağlıdır


MAKALE

www.elektrikdergisi.com

Güneş Enerjisi Tesislerini CMS Sistemi ile İzlemenin Faydaları Alper Çelebi • ABB Alçak Gerilim Ürünleri - DIN Rayı Ürünleri Ürün Müdürü

Y

enilenebilir enerji tesislerinde kullanılan izleme, çok çeşitli ihtiyaçlar için kullanılır, esas olarak üretimin izlenmesi ile ilgili olmak üzere, örneğin emniyet gibi diğer ihtiyaçlar için de önemlidir. Bu makalede şebeke ölçeğinde güneş enerjisi santrali referans olarak alınmıştır.

Dize kutusu / dize birleştirici kutusu:

Paneller güneş ışınlarını absorbe ettiği sürece güneş panelleri enerji üretimi yapmaktadır. Bunun anlamı, eğer herhangi birşey panellere ışınların ulaşmasını engelliyorsa, enerji üretmek mümkün değildir. Engeller çok farklı şeyler olabilir. Bazılarını onları ortadan kaldırmak değildir (genellikle geçici olanlar), örneğin gece vakti, bulutlar, kuşlar, uçaklar ve diğerleri. Yapraklar, kuş dışkısı, kar ve daha fazlası gibi diğer etkenler ortadan kaldırabilir. Güneş enerjisi tesislerinin büyüklüğü nedeniyle makul bir süre içinde tüm panellerin etrafında yürüyerek kontrol etmek mümkün değildir. Bu nedenle her dizeyi uzaktan izleyerek, paneller üzerindeki gölgeleme durumunda veya diğer kesintiler, örneğin kopuk bir kablo gibi durumlarda hemen haberdar olmak mümkündür. Farklı dizeleri izleyerek bunların verimliliğini karşılaştırmak mümkündür. Bir dizenin ne kadar verimli olduğunu veya değişen dize davranışını bulmak için izlenecek için ana parametre akımdır. Her bir dizenin DC akımlarını ölçerek olumsuz etkileyen faktörler erken bir aşamada tespit edilerek, güneş santralinin performansı arttırılabilir. İzleme cihazı genellikle dize kutusuna monte edilir. Dize kutuları yaygın olarak DC panolar, birlestiriciler veya bağlantı kutuları olarak da adlandırılır, aşırı akım ve aşırı gerilimlerde korumak ve hata durumunda devreyi kesmeye izin verirler. Devre kesiciler, kartuş sigorta taşıyıcılar, parafudurlar ve yük ayırıcılar gibi koruma cihazları içerirler. Çoğunlukla şebeke ölçekli projelerde, bu dize kutuları, koruma, performans ve verimlilik ile ilgili farklı izlemeleri gerçekleştirmek için izleme sistemleri ile donatılmıştır.

ABB’nin İzleme Sistemi:

ABB dize izleme çözümü; güvenlik, güvenilirlik, esneklik ve güneş enerjisi tesislerindede tam değer zinciri verimliliğini elde edilmesini sağlar. Bağımsız dizelerin akımlarının karşılaştırılması ve analiz edilmesini sağlar. Bu hassas ve güvenilir bir şekilde güneş enerjisi üretiminin izlemesini sağlar. Enerji tesisinde en üst düzeyde güvenliği garanti eder ve hatalı dizelerin en kısa sürede kesilerek, modüllerin en üst düzeyde korunmasının sağlanmasına yardımcı olur.

Güvenlik • • • • •

Dizelerdeki hataların hassas ölçümü ve tespiti Parafudurların ömür sonlarının izlenerek, darbe akımlarına karşı kesintisiz koruma sağlar Dize akımların ölçülmesi ve dolayısıyla her bir birleştirici kutusundaki enerji üretiminin ölçümü Aşırı ısınmaların ve yaşlanmış panellerin tespitini kolaylaştırır Panellerin ve tüm santralin güvenliğinini arttırır

Verimlilik •

• •

Nem, yapraklar, ve kar gibi gölge etkenlerinin tespitini sağlar Duruş sürelerini kısaltarak, izleme sistemi sayesinde üretkenliği arttırır Her dizenin üretiminin ölçülmesi ve her birleştiricinin çıkışlarının analiz edilerek verimliliğinin arttırılması

Görsel 2-Birleştirici kutu içerisinde CMS akım ölçüm sisteminin uygulanması

Id

kWh

kWh

ID+GPD

Görsel 1-Şebeke ölçeğindeki güneş enerjisi tesisinin genel sistem yapısı

103 Ocak

2016


MAKALE

www.elektrikdergisi.com

DARBE VE SUYA DAYANIMLI GELİŞTİRİLMİŞ YANGIN ALARM KABLOSU Prysmian Grup Türkiye • Zekeriya Şirin,Can Altıngöz, Barış Sönmez, Ahmet Eren Demirel

Özet

Günümüzde yangın ortamında işlevini sürdüren, alevin yayılmasını önleyen, zehirli gaz çıkarmayan, düşük duman yoğunluklu, korozif ortam oluşturmayan, halojenden arındırılmış kablolar konutlarda, iş yerlerinde, altyapıda ve endüstride yoğunlukla kullanılmaktadır. Kullanım alanı günden güne daha da artan yangına dayanıklı bu kablolar sayesinde daha güvenli ve sağlıklı yaşam alanları oluşturulmaktadır. Yangın durumunda can ve mal kayıplarının önüne geçmek için bu kabloların kullanımı büyük önem taşımaktadır. Yangına dayanıklı kabloların kullanımının artması, kablo üreticilerini kabloyu daha da güvenli hale getirmek için çalışmalara yöneltmiştir. Yangın koşulları düşünüldüğünde yangın alarm kablolarının, alevlerin yanı sıra suya ve darbeye dayanımı tartışmasız büyük önem taşımaktadır. Bu çalışmada geliştirilmiş yangın alarm kablosunun yapısı ve uygulanan testler anlatılmaktadır. Geliştirilen kablo, yangına karşı dayanımın yüksek seviyede istendiği alanlarda kullanıma uygun olup, sektörün en zorlayıcı yangın test standartlarına karşı başarılı sonuçlar vermektedir.

Giriş

Çeşitli nedenlerle meydana çıkan yangınlar hem can hem mal kayıplarına yol açmaktadır. Yangınlar çoğu zaman bir kıvılcım ile başlayıp, hızlıca yayılarak büyümektedir. Günlük hayatta kullanılan birçok ürünün ana malzemelerinin alevi iletici özellikte olmasının, yangının yayılmasını kolaylaştırıcı bir etkiye sahip olduğu da bilinmektedir.Yangınla mücadele farklı şekillerde olmaktadır. Yangının tespiti ve ihbar süresi yangını söndürmek için önemli parametrelerdir. İhbar süresinin kritik olduğu öncelerden beri bilinmekte olup geleneksel yangın alarm butonları ve yangın söndürme aparatları okul, hastane vb. kalabalık ortamlarda yıllarca çözüm olarak düşünülmüştür. Geleneksel yangın alarm butonlarının yerini ısı, duman ve çeşitli sensörler aracılığı ile erken uyarıcı görevi gören yenilikçi elektronik yangın alarm sistemleri almaktadır. Elektronik yangın alarm sistemleri ile ihbar süresinin minimuma indirilmesi hedeflenmektedir. Bu sistemlerde kullanılan yangın alarm kablolarının yangın altında devre bütünlüğünü sürdürmesi önem taşımaktadır. Yangının yayılmasını önlemek de yangının tespiti ve ihbar süresi kadar önemli bir parametredir. Gelişen teknolojiyle birlikte bina içlerinde kullanılan kablo çeşitliliği ve miktarları artmaktadır. Kabloların yangının yayılmasında

104 Ocak

2016

aracılık yaptığı düşünüldüğünden, son yıllarda bina içi kabloların alev iletmeme özellikte olması aranan bir standart halini almıştır. Alınan tüm önlemlere rağmen yangının çıkması durumunda, yangının hızlıca söndürülmesi istenmektedir. Bunun için geliştirilen elektronik kontrollü, sensörlü yangın söndürme sistemleri insan gücünden bağımsız, risk taşımayan sistemler olarak güvenli çözüm sunmaktadırlar. Bu sistemlerde çok sayıda elektronik cihaz birbiriyle kablolar aracılığı ile bağlantılıdır.Bu noktada yangın alarm kablosu olarak kullanılan kabloların kalitesi kurulu sistemler kadar hayati öneme sahiptir. Yangın alarm sistemlerinin yanında, yangın söndürme sistemlerinin de yaygınlaşması alarm sistemlerinde kullanılan kablolarda da farklılaşma ihtiyacı oluşturmuştur. Yangın ortamı simüle edildiğinde alevlerin dışında ortamda devrilen, düşen cisimlerin varlığı, yangın söndürme sistemleri tarafından püskürtülen suyun olduğu bilinmektedir. Bu koşullarda ortam kablolarının sinyal iletimini alev altında,hattadarbeli ve sulu ortamda da gerçekleştirmesi gerekmektedir. Geliştirilmiş yangın alarm kabloları olarak adlandırılan yeni nesil yangın alarm kabloları, daha güvenli yaşam alanlarının oluşturulmasında önemli yere sahiptirler. Darbeye ve suya dayanıklı olmayan kabloların yangın ve yangın söndürme esnasında iletimi sağlayamadığı, kısa devre arızalarının oluşmasına neden olabildiği yaşanan üzücü olaylar ile tespit edilmiştir.Yeni nesil yangın söndürme sistemleri yangın anında görüldüğü gibi yangını söndürmeye yönelik aktif olmaktadır. Yangın alarm kablolarında aranan diğer özellikler de, alev altında duman ve zehirli gaz çıkarmayan, halojensiz yapıda olmalarıdır. Yangın anındaki ölümlerin bir çoğunun boğulma ve zehirlenmelerden kaynaklı olduğu bilinmektedir. Yangın anında oluşan duman ve alevler Şekil 1’de görülmektedir. Şekil 1 Yangın sonrası söndürme çalışmaları


Kablo Dizayn

Yangın alarm kabloları yangın alarm sistemlerinde kullanılmaktadırlar. Bu kablolaralev altında çalışmasını sürdürecek özelliklere sahip, duman çıkarmayan, zehirli gaz ihtiva etmeyen,sinyal iletiminde kullanılan iç ortam kablolarıdır. Geliştirilmiş yangın alarm kabloları ile daha zorlu yangın ortamında çalışabilecek, daha güvenli kablo üretimi hedeflenmiştir. JE-H(St)H FE180 kablo rumuzu ile bilinen yangın alarm kablolarının yanında bina içi sinyal ve control kabloları olarak kullanılan LiHCH FE180, LiHH FE180 gibi kablolarda da yangın dayanım performansı önem kazanmıştır. JE-H(St) H FE180 yangın alarm kablosunun yapısında, iç ortamda kullanıma uygun olarak izolasyon ve kılıf malzemeleri için duman ve zehirli gaz çıkarmayan LS0H malzeme kullanımı tercih edilmiştir. Bakır telden oluşan iletken üzerine alev bariyeri görevi üstlenen özel bant helisel olarak sarılır. Alev bariyeri üzerine folye sarıldıktan sonar elektriksel özellikleri karşılayacak kalınlıkta LSOH izolasyon malzemesi püskürtülerek damarlar elde edilir. 2 çift kablo için damarların birlikte yıldız dörtlü şeklinde bükülmesiyle, 4 çift ve üzeri kablo için üniteler oluşturulması ve demetler halinde bükülmesi ile kablo çekirdeği oluşturulur. Bu çekirdek üzerine tutucu ve koruyucu özellikte polyester bant (opsiyonel) sarıldıktan sonra üzerine, ekranın devamlılığını sağlamak üzere boylamasına kalay kaplı bakır toprak teli ve 1 kat metal kısmı içe dönük, alüminyum kaplı polyester bant ekran sarılır. Ekran üzerine turuncu renkli LSOH kılıf kaplanır. Kablo katmanları Şekil 2’de gösterilmektedir.

Şekil 2 JE-H(St)H FE180 PH120 Annex E Kablo Katmanları

Kablonun fiziki görünümü Şekil 3’te verilmiştir. Burada iletkenler, damarlar, topraklama teli, alüminyum folye ve kılıf katmanları detaylı görülebilmektedir.

Yanma Testleri

Standart yangın alarm kablolarına uygulanan; IEC 607541/2 halojen asit gaz testi, IEC 61034-1/2 düşük duman yoğunluğu testi, IEC 60332-1-2 alev yayılma testi, IEC 60331-21 yangına dayanıklılık testi, EN 50200 darbeli yangına dayanıklılık testinin yanında ilaveten EN 50200 test standardının ek E’si uygulanmıştır. Uygulanan testler aşağıda anlatılmaktadır : IEC 60754-1/2 : Yanma esnasında açığa çıkan gazların korozifliği, pH ve iletkenlik değerlerini ölçmek için yapılır. Olması gereken değerler: HCl < 0.5 % , pH ≥ 4.3, c ≤ 10µS/mm IEC 61034-1/2 : IEC 61034-1/2 test standartı 1 metre boyundaki kablonun 3x3x3m (27m3) kübik kapalı test odasında %90 etanol, %4 methanol ve % 6 su karışımı yakıt ile yanması ile açığa çıkan dumanın ışık geçirgenliğinin ölçümüne dayanır. Işık geçirgenliği minimum %60 olmalıdır. IEC 60332-1-2 : Yangın ortamında alev yayılmasını simüle eden bu testte, 25 mm den düşük kablo çapı için alev, kabloya 45 derece açı ile 60 sn boyunca uygulanır. Yanan kısmın üst destek noktasının alt kısmından en az 50 mm mesafeyi koruması gerekmektedir. Aynı şekilde, alev ilerlemesi 540 mm’den fazla olmamalıdır. IEC 60331-21 : Yangın koşullarında devre bütünlüğünün test edildiği standart testtir. Bu testte en az 750 derecelik bir ortamda 90 dakika boyunca iletimin devamlılığı istenmektedir. Bu test Prysmian standardı olarak 180 dakika boyunca gerçekleştirilmiştir. EN 50200 : Bu standard, alarm, aydınlatma ve haberleşme amaçları için acil durum devreleri olarak kullanılması amaçlanan ve yangına karşı dayanıklılığa sahip olarak tasarlanmış kablolar için deney metodunu kapsar. Bu deney metodu, iletken boyutları en fazla 2,5 mm²’ye kadar olan metalik iletkenli, dış çapı 20 mm’yi ve beyan gerilimi 600/1000 V’u geçmeyen kablolara uygulanabilmektedir. Deney sırasında ortam sıcaklığı 25 ± 15 °C olmalıdır. Deney düzeneği beş temel kısımdan oluşmaktadır. Çelik desteklere bağlanmış ısıya dayanıklı tutuşmayan malzemeden imaledilmiş, kablonun üzerine monte edildiği düşey bir duvar. Deney sırasında sürekliliği kontrol etmek için uygulanan akımın kaynağı olan transformatör. Deney sırasında numune kabloya uygulanacak, yatay monte edilmiş alev kaynağı düzeneği. Ani darbe üreten bir cihaz. Su püskürtme düzeneği. Şekil 4’te deney düzeneği gösterilmektedir. Şekil 4 EN50200 Test Düzeneği

Şekil 3 JE-H(St)H FE180 PH120 Annex EYangın Alarm Kablosu Görünümü

105 Ocak

2016


MAKALE

www.elektrikdergisi.com

Şekil 5 EN 50200 Annex E Test Simülasyonu

Test edilecek numune en az 1200 mm uzunlukta olup, elektriksel bağlantı için her iki ucundan 100’er mm kadar açılmış olması gerekmektedir. Sembolik olarak “U” şekline getirilen kabloda büküm noktalarında, kablo için deklare edilmiş en düşük bükme yarıçapı esas alınır. Kablonun dikey kısımları arasındaki mesafe yaklaşık olarak 475 mm olacak şekilde kablo deney düzeneğine monte edilir. 842°C’lik sabit sıcaklıkta alev veren propan alev kaynağı düzeneği aktif edildikten sonra elektrik besleme kaynağı devreyealınmalı, ani darbe üreten cihaz çalıştırılmalı ve deney süresi zamanlayıcısı başlatılmalıdır. 25 ± 0,2 kg’lık ani darbe üretencihaz çalıştırma işleminden 5 dakika ± 10 saniye sonra ve ardından 5 dakika ± 10 saniye aralıklarla deney duvarına darbe vurmalıdır. Kabloların yangına karşı dayanıklılık sınıflandırması Ek D’de anlatılmaktadır. Performans kriteri güç beslemesinin veya işaretin sürekliliğidir. Kablonun fonksiyonunu sürdürdüğü süre, (örnek olarak; 15, 30, 60, 90 veya 120 dakika gibi) kablo sınıfının belirlenmesini sağlamaktadır. Bu test sonucunda kablolar PH30, PH60, PH90 veya PH120 olarak sınıflandırılmaktadır. Darbe altında yangın testine ilave olarak EK E’de anlatılan kabloya su püskürtülmesi testi, kablonun sağlamlığını ve güvenilirliğini ileri seviyeye taşıyan bir testtir. Standarda göre alev ile ani darbe 15 dakika boyunca uygulandıktan sonra, 0,8 ± 0,05 l/dk. debi ile su püskürtme başlatılmalıdır. Suyun uygulanması deneyin son noktasına kadar devam etmelidir. Bu şekilde toplam 30 dakika olduğunda, kablo fonksiyonunu sürdürüyorsa testi geçiyor anlamına gelmektedir. Testin grafiksel açıklaması Şekil 5’te gösterilmektedir.

106 Ocak

2016

Sonuç

Can ve mal güvenliğinin sağlanması adına yangına karşı alınan önlemler günümüzde boyut değiştirmiştir. Yangın alarm ve yangın söndürme sistemlerindeki gelişmeler, yangına dayanıklı kablo ihtiyacını artırmıştır. Özellikle alarm sistemleri gibi kritik öneme sahip alanlarda kullanılacak kabloların, yangın ortamındaki etkiler göz önüne alındığında, tam bir uyumluluk içinde güvenle çalışması beklenmektedir. Mevcut yangın alarm kablolarıEN 50200 standardına uygun yapılan darbeli, yangına dayanım testlerinde 120 dakika boyunca devre bütünlüğünü korumaktadır. Geliştirilen yeni ürün, standart yangın alarm kablolarının yanma performanslarının üzerinde, EN 50200Ek E koşullarına da dayanım sağlamaktadır. Yangın ve darbe etkilerine ilave olarak yanma sırasında kablo üzerine su efekti uygulanmış, böylece 15 dakika boyunca darbe ve 15 dakika boyunca da darbe ve sulu ortamda toplamda 30 dakika devre bütünlüğü korunmuştur. Yangın ortamında itfaiyeci hortumlarından ve yangın söndürme sistemlerinden püskürtülen sular, kablonun alev ve darbenin yanında su ile temasına neden olmaktadır. Su efektlerine karşı çözüm olarak geliştirilen bu kablo, standart yangın alarm kablolarına kıyasla daha güvenli çözüm sunmaktadır.

Referanslar

IEC 60754-1/2 Halojen Asit Gazı Miktarı Testi, IEC 61034-1/2 Duman Yoğunluğu Testi, IEC 60332-1-2 Tek Kablo Yanma Testi, IEC 60331-21 Gerilim Altında Yanma Testi, EN 50200 Kablolar / Acil Durum Devrelerinde Kullanilan Korumasiz Küçük Boyutlu Kabloların Yangına Karşı Dayanıklılığı İçin Deney Metodu, TSEK 173 Kablolar - Haberleşme ve Bilgi İletimi İçin


MAKALE

www.elektrikdergisi.com

Güç kullanımının izlenmesi: Güç ve enerji kullanımının kaydını tutmak için beş sebep NETES MÜHENDİSLİK

1. Güvenlik

Elektrikçilerin sıklıkla, mevcut bir panele veya servise yeni bir elektrik yükü eklemeden önce bir güç çalışması yapması gerekir. Neden? Gereksinimler, elektrik Denetimcisinden, projeyi tasarlamış olan elektrik mühendisinden veya yeni yükü ekleyen müşteriden gelir ve neden, yeni yüklerin eklenmesi için yeterli kapasite olup olmadığını tespit etmektir. Bir yük çalışması, zaman içinde mevcut yük seviyelerinin (üç fazlı akım çekişi) bir logger kullanılarak belgelendirilmesini içerir. Güvenlik burada önem kazanır. Olumlu taraftan bakılırsa bir yük çalışması yerel güvenlik düzenlemelerine uyulmasını sağlamak için kullanılabilir. Olumsuz taraftan bakılırsa yeni yükler eklemeden önce bir yük çalışması yapılmaması, mevcut elektriksel yapının aşırı yüklenmesine neden olabilir; bu durum elektriksel güvenliği ve güvenilirliği tehlikeye atar.

2. Enerji maliyetlerini yönetin ve tasarruf olasılıklarının farkına varın

Enerji harcamaları toplam işletme maliyetinin önemli bir kısmını oluşturuyorsa da, birçok şirket aslında enerji ödemelerinin nereye harcandığını bilmez çünkü ellerine gelen belge sadece aylık toplam faturadan oluşmaktadır. Faturada bu harcamanın o ayın operasyonlarına kıyasla standart mı yoksa aşırı mı olduğu belirlenemez. Ana servis girişindeki ve ardından büyük yüklerdeki ve ikincil kaynaklardaki güç kullanımını kaydederek tesisler, ne kadar gücün ne zaman, ne tarafından ve hangi saatlik maliyetle kullanıldığını görebilir. Kuşkusuz veriler, belirli yüklerin kapatılması, yüksek fiyatlı saatlerde yüklerin azaltılması veya programın, yüksek fiyatlı olmayan saatlerde yükleri çalıştırmak üzere ayarlanması gibi, yalnızca operasyonel değişikliklerle düzeltilebilecek çok sayıda enerji kaybını ortaya koyacaktır.

3. Elektrik faturasının kesinliği

Büyük ve orta ölçekli tesislerin sahipleri, genellikle kiracılarının özel elektrik kullanımlarını fatura etmek için alt sayaçlar kurar. Ancak bu alt sayaçlar genellikle doğru takılmaz ve bu, faturalamayı kuşkulu duruma sokar. Çeşitli kurulum sorunları vardır; akım transdüktörlerinin geriye doğru takılması, akım transdüktörlerinin yanlış faza takılması ve alt sayacın yapılandırma hataları gibi. Değeri, taşınabilir bir energy logger ile ikinci kez kontrol etmek iyi bir iş uygulamasıdır. Logger verileri, fatura edilenle gerçekten kullanılanı kabaca bir büyüklük sıralamasına sokar. Elektrik kullanımı karşılığı fatura edilen tutarla

107 Ocak

2016

logger verileri arasında belirgin sapma olması alt sayaç kurulumunun incelenmesi gerektiği uyarısını verir.

4. İadeler ve finansal teşvikler

Elektrik şirketleri, müşterilerinin enerji kullanımını azaltmayı özendirmek için teşvikler ve iadeler teklif eder. Amaç, mevcut güç kaynağıyla daha fazla müşteriye hizmet vermektir, çünkü yeni enerji santrallerinin inşa edilmesinin maliyeti çok yüksektir. Mevcut binaların enerji verimi yüksek aydınlatma ve yüksek verimli motorların yanı sıra motor yol vericilerinin yerine değişken frekanslı tahrik gibi donanım iyileştirmeleri için birçok teşvik ve iade verilmektedir. Finansal teşviki almak için elektrik şirketi genellikle enerji tasarrufunun doğrulanmasını şart koşacaktır; bu, bir yük çalışması için ideal senaryodur. Donanım iyileştirmesinden önce yapılan bir yük çalışması mevcut enerji kullanımını belgelendirerek bir taban verisi sağlar. Diğer yandan donanım iyileştirmesinden sonra yapılan bir yük çalışması, değişikliklerin tamamlanmasıyla elde edilen enerji tasarrufunu doğrular.

5. Sorun Giderme

Birçok kez bir sorunu çözmenin tek yolu, uzun bir zaman aralığında verilerin toplanması ve analiz edilmesidir. Bu gelişmiş sorun giderme senaryoları için energy logger’lar çok değerlidir fakat aynı zamanda karmaşık bir güç analiz cihazına göre fiyatı çok daha uygun ve kullanımı kolaydır. İyi bir örnek bir devre kesicinin rastgele atmasıdır. Bunun sebebi, büyük bir motorun çalışmaya başlaması gibi bariz olaylar olmayabilir. Gerçekte atmaların sebebi tamamen rastgele ortaya çıkabilir veya teknisyenler yerinde gözlem yapamadıkları zamanlarda oluşabilir (örneğin geceleri). Bir bakım teknisyeninin devre kesici atana kadar yükü izlemesi pratik olmadığından devre kesicinin yük tarafına bir energy logger bağlanarak zaman içindeki akım çekişinin kaydedilmesi atma sorununu gidermekte yardımcı olabilir.

107 Ocak

2016


MAKALE

www.elektrikdergisi.com

ORTA GERİLİM ENERJİ SİSTEMLERİNDE GÜÇ KATSAYISININ ŞEBEKE KAYIPLARINA ETKİSİ Alper ÇİÇEK - YTÜ Elektrik Mühendisliği Bölümü Yüksek Lisans Öğrencisi

G

elişen teknoloji ve artan sanayi tesisleri ile birlikte enerjiye olan talep gittikçe artmaktadır. Bu talebi karşılamak için yeni enerji santralleri yapmak kadar mevcut sistemden de en verimli şekilde yararlanmamız gerekir. Bu sebeple elimizde var olan enerjinin tüketicilere kaliteli olarak ulaştırılmasına yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Bunlardan en önemlisi güç katsayısının düzeltilmesidir. Güç katsayısının şebeke kayıplarındaki önemini belirtmek amacıyla çalışmada uygulama olarak DigSilent Power Factory programı yardımıyla bir dağıtım sistemi analiz edilmiş olup, çeşitli senaryolarla her durumda yük için farklı bir güç katsayısı belirlenerek hattaki aktif güç kaybı ve gerilim düşümü durumları incelenmiştir.

GİRİŞ

Tüketicilerin şebekeden çektikleri aktif güç, iş yapan güç olarak tanımlanır. Aktif gücün yanında şebekeden reaktif güç de çekilmektedir. Reaktif güç iş yapmayan güç olsa da elektrik makinalarının çalışması için gereklidir. Tüketicilerin şebekeden çektikleri bu endüktif reaktif gücün sıfıra yakın bir değere düşürülmesi olayına kompanzasyon denir. Kompanzasyonda amaç iş yapmayan reaktif gücün azaltılmasıdır. Bu amaçla güç katsayısı değeri yönetmelikte 0,98 ile sınırlandırılmıştır. Abonelerin çektikleri reaktif enerji aktif enerjinin %20’ sini ya da sisteme vereceği reaktif enerji aktif enerjinin %15 ‘ini geçmesi durumunda cezai uygulama yapılır. Enerjide verimliliği sağlamak için güç faktörünün 1’ e yakınlığı büyük önem arz etmektedir. Düşük güç katsayısı etkisi ile hat kayıpları ve gerilim düşümü artar. Gerilim düşümü, daha fazla akım çekilmesine, transformatör ve hat iletkenlerinin daha fazla ısınmasına neden olur. Ayrıca kayıp enerjisi de faydalı enerji gibi santrallerde üretildiğinden üretim masrafları artar.

Şekil 1. Örnek Uygulama

Hat Bilgileri Şekil 2. Tek Damarlı Kabloların Yerleşim Düzeni

Tablo 1. Hat Verileri

İletken (kV,mm2)

Uzunluk (km)

R+ (ohm/ km)

X+ (ohm/ km)

36 kV 3(1x150+25)

25

0,124

0,1303761

SENARYOLAR

Sistem üzerinde değişiklikler yapılarak yük akışı analizleri yapılmıştır. Farklı durumlar için yapılan senaryolar aşağıda belirtilmiştir.

Senaryo 1 P, cosφ =1 olduğu durumda; yükün sadece aktif güç çektiği kabul edilmiştir. Bu durumda güç katsayısı 1 alınmıştır.

Örnek Uygulama

Şekil 1’de ki dağıtım sistemi 154 kV Trafo merkezinden beslenmektedir. Gerilim seviyesi değişimi 154/31,5 kV 100 MVA %uk 12 indirici transformatör merkezi üzerinden yapılmaktadır. İndirici transformatörün sekonderinden sonra 25 km uzunluğunda bir hat ve bu hatta bağlı yük bulunmaktadır. Yükün 10 MW büyüklüğündeki aktif bileşeni uygulama boyunca sabittir. Senaryolarda cosφ değeri değiştirilerek hatta meydana gelen aktif güç kaybı ve V1 noktasındaki gerilim düşümü değerleri incelenmiştir.

108 Ocak

2016

Senaryo 2 P, cosφ =0.98 olduğu durumda; senaryo 1’ deki sistemde yükün aktif gücü değiştirilmeden güç katsayısı 0.98’e ayarlanmıştır.


"Gelişen teknoloji ve artan sanayi tesisleri ile birlikte enerjiye olan talep gittikçe artmaktadır. Bu talebi karşılamak için yeni enerji santralleri yapmak kadar mevcut sistemden de en verimli şekilde yararlanmamız gerekir."

Senaryo 3 P, cosφ =0.90 olduğu durumda; senaryo 1’ deki sistemde yükün aktif gücü değiştirilmeden güç katsayısı 0.90’a ayarlanmıştır. Tüm senaryolarda yük akışı analizi çalıştırılarak hat sonu gerilim düşümü ve aktif güç kaybı incelenmiştir. Senaryolarda analizlerden elde edilen değerlere göre hattaki güç kaybı ve hat sonundaki yüzde gerilim düşümü değerleri aşağıdaki tabloda verilmiştir. Senaryo

Cosφ Değeri

Hat Kaybı

Gerilim Düşümü(%)

Senaryo 1

1

333,14 kW

%3

Senaryo 2

0,98

344,23 kW

%4

Senaryo 3

0,90

408,57 kW

%5

Tablo 2. Senaryo Sonuçları

Senaryo 2’ yi senaryo 1 ile karşılaştırdığımızda cosφ değeri yönetmelikte belirtilen aralıktadır. Fakat aktif güç kaybı senaryo 1 e göre artmıştır. Senaryo 1’ de cosφ=1 olduğu durumda kayıp 333,14 kW iken cosφ değeri senaryo 2’de 0,98’e düşürüldüğünde kayıp 344,23 kW’ a yükselmiştir. Senaryo 2’de hat daha fazla yüklendiğinden gerilim

düşümü de senaryo 1’e göre artmıştır. Senaryo 3’de cosφ değeri 0,9 a düşürüldüğünde hattaki aktif güç kaybı 408,57 kW ‘a yükselmiştir. Cosφ değeri yönetmelikte belirtilen değerin dışına çıkmıştır. Düşük güç katsayısı etkisiyle hattaki kaybın oldukça arttığı görülmüştür. Alınan bu sonuçlardan sonra elde edilen en uygun durumun senaryo 1 olduğu görülmüştür. Güç faktörünün 1’e yakın olduğu durumda hatta meydana gelen kaybın ve gerilim düşümünün daha az olduğu görülmektedir. Senaryo 3 ve Senaryo 2’deki hat kayıpları arasında 408,57 kW - 344,23 kW = 64,34 kW fark vardır. Tüketicinin yıllık 8000 saat tam kapasite ile enerji çektiği kabul edilirse; 64,34 kW x 8000 saat = 514 720 kWh hesaplanır. Her yıl hesaplanan bu kayıp enerji kadar üretim maliyeti fazladan karşılanmaktadır. SONUÇ Düşük güç faktörünün etkisi ile hatlar gereksiz yere yüklendiğinden, hatların enerji taşıma kapasitesinde azalma olur, jeneratör ve transformatör daha büyük güçte, iletkenler daha kalın kesitli seçilir; üretim, iletim ve dağıtımda verim düşer. Ayrıca güç faktörünün istenilen değerin dışına çıkması sebebiyle tüketicilere cezai uygulama yapılır. Kompanzasyon sistemlerinde amaç cezai duruma düşmemek olduğu kadar hat kayıplarının azaltılıp, gerilim durumunun düzeltilmesi de olmalıdır. Güç katsayısının kayıplar üzerinde önemli etkisinin olması sebebiyle tüketicilerin cosφ değerlerinin 1’e yakın değerde olması istenmelidir ve kompanzasyon tesislerinin bakım ve kontrolleri daha dikkatli yapılmalıdır. KAYNAKLAR [1] İnan, A., Tercan, S.Mirza., Kara, H. (2012). Orta Gerilim Transformatör Merkezlerinin Projelendirilmesi, Birsen Yayınevi, İstanbul. [2] Elektrik Tesisleri Anabilim Dalı, Elektrik Tesisleri Laboratuvarı Deney Kitabı, Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektrik Mühendisliği Bölümü.

109 Ocak

2016


Hazırlayan: Can Cengiz

www.elektrikdergisi.com

ENERJİ DÜNYASINDAN

Rusya’dan Ukrayna’ya doğalgaz indirimi Rusya Başbakanı Dmitri

Medvedev, Ukrayna’ya 2016 yılının ilk çeyreği için doğalgaz fiyatını belirleyen kararnameyi imzaladı. Rusya devlet resmi sitesinden yapılan açıklamaya göre Moskova, daha önce Ukrayna’ya bin metreküpünü 230 dolardan sattığı gaz için 17,77 dolar indirim yaptı ve 2016’nın ilk çeyreği için bin metreküp doğalgaz fiyatını 212,23 dolar olarak belirledi. Ukrayna Enerji ve Kömür Sanayi Bakanı Vladimir Demçişin, daha önce yaptığı açıklamada, 2016 yılının ilk çeyreğinde bin metreküpünü ancak 200 doların altına bir fiyata satması durumunda Rusya’dan doğalgaz alabileceklerini söylemişti. Doğalgazı Avrupa’dan 200 dolardan daha ucuza aldıklarını söyleyen Demçişin, kış sezonu için de yeteri kadar gaz stoklarının olduğunu ifade etmişti. Kaynak: Sputnik News

Bulgaristan, doğalgazda transit ülke olmayı hedefliyor Türkiye ile Rusya arasında yaşanan gerilim nedeniyle

Türk Akımı projesinin askıya alındığı dönemde Bulgaristan doğalgazda transit ülke olarak öne çıkmayı hedefliyor. Karadeniz kıyısındaki Varna kenti yakınında kurulacak ‘Balkan‘ adlı dağıtım merkeziyle yeni sevkiyat kaynak ve rotalarının güvenceye alınması hedefleniyor. Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov, Sofya’daki bTV televizyon kanalına pazartesi günü verdiği demeçte, ‘Balkan‘ doğalgaz dağıtım merkezinin Bulgaristan’ı doğalgazda bölgelerarası ana transit bölgesi konumuna getireceğini belirterek, “Hedefimiz bu ve bu hedefe ulaşmak için tüm gücümüzle çalışacağız” diye konuştu. Borisov, merkeze Rusya, Azerbaycan ve Türkmenistan’ın yanısıra Romanya ve Bulgaristan’dan da doğalgaz akmasının planlandığını belirtti. Kaynak: Deutshce Welle

IMF: “Suudi Arabistan 5 yıl içinde iflas eder” IMF, Suudi Arabistan’ı uyararak petrol gelirlerinin hızla düştüğü bir ortamda

harcamalarını kısmaması halinde 5 yıl içerisinde iflas edebileceğini duyurdu. Geçtiğimiz günlerde varil fiyatı 36 dolara kadar inen Brent petrol son 11 yılın en düşük seviyesinde seyrediyor. Petrol gelirlerinin düşmesi ise başta Körfez ülkeleri olmak üzere petrol üreten ülkelerin tamamını kötü etkilemiş durumda.Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) yayınladığı son rapora göre özellikle Ortadoğu ülkelerinin düşük petrol fiyatları nedeniyle uğradıkları zarar 360 milyar doları geçti. Bu konuda en çok zarara uğrayan ülkelerin başında ise Suudi Arabistan geliyor. Ülkenin bu yıl yaklaşık 73 milyar dolar seviyesinde kayba uğradığına işaret eden rapor petrolde düşüşün bu hızla devam etmesi halinde Suudi Arabistan’ın 5 yıl içerisinde iflas edebileceğini duyurdu. Gelen bilgilere göre Suudi Arabistan’ın petrolde erime başlamadan önce 750 milyar dolarlık döviz rezervi bulunuyordu. Ağustos verilerine göre rezervler 654 milyar dolara kadar geriledi. Kaynak: IMF

110 Ocak

2016


Körfez borsaları eriyor Körfez borsaları, geçen yıl 200

milyar dolarla tarihindeki en büyük değer kaybını yaşadı. Altı Körfez borsasının toplam değeri 904 milyar dolara geriledi. Kuveyt Ulusal Bankası tarafından yayımlanan raporda, Körfez borsalarının 2015 yılındaki dalgalı hareketleri değerlendirildi. Raporda, Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi (KİK) sermaye piyasalarının, 2015 yılında 200 milyar dolar değer kaybettiği, böylece Körfez borsalarının toplam değerinin 904 milyar dolara düştüğü bildirildi. Körfez bölgesinde düşük petrol fiyatlarının, piyasa için ana itici güç olduğu hatırlatılan raporda, “Petrol fiyatlarının 2014 yılının ikinci yarısından bu yana gerilemesi, eş zamanlı olarak Körfez bölgesindeki borsaları büyük ölçüde aşağı doğru hareketlendirdi. Kaynak: Kuveyt Ulusal Bankası

2015 yılında BTC’den 34 milyon ton petrol taşındı Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) Petrol Boru

Hattı ile 2015 yılında 28,8 milyon tonu Azerbaycan, 5,2 milyon tonu Kazakistan ve Türkmenistan petrolü olmak üzere toplam 34 milyon ton ham petrol taşındı. Azerbaycan Devlet Petrol Şirketinin (SOCAR) verilerine göre, 2015’te BTC ile 28 milyon 835 bin 543 ton Azerbaycan petrolü Ceyhan Limanı’na indirildi. Yine BTC ile geçen yıl 5,2 milyon ton Kazakistan ve Türkmenistan petrolü taşındı. Aynı tarih aralığında Ceyhan’dan dünya piyasasına çıkarılan Azerbaycan petrolünün miktarı 29 milyon 79 bin 649 oldu. Kaynak: TRT

Litvanya, Letonya ve Estonya’dan ortak nükleer santral Üç Baltık ülkesi Litvanya, Letonya ve Estonya’nın ortak kurulacak olan nükleer

enerji santralinin gerçekleşmesi için görüş birliğinde ve kararlılığında oldukları belirtildi Litvanya Başbakanı Algirdas Butkevicius dün düzenlediği basın toplantısında üç ülke enerjiden sorumlu bakanlarının bu yıl içerisinde bir araya gelerek milyar dolarlık yatırımın gerçekleştirilebilmesi için görüşmeleri sürdüreceklerini açıkladı. Aralık ayında Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta yapılan Baltık Ülkeleri Bakanlar Konseyi toplantısında Estonya Başbakanı Taavi Roivas projeye karşı olmadığını ancak projenin gerçekleştirilebilir olduğu konusunda emin olmak istediğini belirtmişti. Kaynak: CNN

111 Ocak

2016


Hazırlayan: Can Cengiz

www.elektrikdergisi.com

ENERJİ DÜNYASINDAN

SOCAR, petrol fiyatlarının yükseleceğinden emin Azerbaycan devlet petrol ve gaz şirketi SOCAR’ın Başkan Yardımcısı Elshad Nasirov, petrol fiyatlarının tekrar yükseleceğinden emin olduklarını söyledi. İsviçre’nin SRF kanalına konuşan Nasirov, “Petrol fiyatı 20 dolar/varil seviyesine kadar inebilir. Ancak bu uzun süreli olmayacaktır. Çünkü sektörde yatırımlar azalıyor. Şu anda az sayıda ülke düşük maliyetle üretim yapabiliyor. Bunun sonucu olarak arz talebin altına inecek” dedi. Nasırov, SOCAR’ın üretim maliyetinin ortalama 20 dolar/varil civarında olduğunu da ifade etti. Kaynak: SRF

Petrol fiyatları Çin’e yaradı New York merkezli yatırım bankası Goldman Sachs’in eski yöneticilerinden Kenneth Curtis, Çin’in düşük ham madde fiyatları nedeniyle 460 milyar dolar kazandığını söyledi. Bloomberg’e konuşan Curtis, “Ham madde fiyatlarının düşmesinden en fazla yararlanan ülke Çin” dedi. “Çin düşük petrol fiyatları sayesinde 320 milyar dolar kazandı. Metal ve kömür gibi ham maddelerin fiyatlarının düşmesi nedeniyle de 120 milyar dolar ülkenin cebinde kaldı” ifadelerini kullanan Curtis, bu gelirlerin ‘önemli bir bölümünün’ halka gideceğini belirtti. Kaynak: Bloomberg

Yunanistan ile İran arasında petrol anlaşması İran’a uygulanan yaptırımların

kaldırılmasının ardından Yunan Petrolleri Şirketi ile İran Ulusal Petrol Şirketi arasında petrol anlaşması imzalandı. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) geçen hafta yaptığı açıklama ile İran’ın nihai nükleer anlaşma çerçevesindeki yükümlülüklerini yerine getirdiğini duyurmuştu. Bu açıklamanın ardından AB, ABD ve BM İran’a uygulanan yaptırımları kaldırmıştı. Yaptırımların kaldırılmasının ardından, İran’la petrol anlaşması imzalayan ilk ülke Yunanistan oldu. Yunan Petrolleri’nden yapılan açıklamada, İran ile uzun vadeli bir anlaşma imzalandığını ve petrol sevkiyatının derhal başlayacağı belirtildi. Öte yandan Tahran’a uygulanan yaptırımlar nedeniyle Yunan Petrolleri’nin, 2011 yılında İran’a ödemediği borcun, yeniden yapılandırılması için de anlaşma sağlandı. Kaynak: UAEA

112 Ocak

2016


Rusya Avrupa Komisyonu’yla masaya oturmayacak Rusya Enerji Bakanı Aleksey

Novak, Kiev ile yaşanan doğalgaz sorununu görüşmek için Ukrayna ve Avrupa Komisyonu ile yeniden masaya oturmaya gerek görmediklerini söyledi. Avrupa Komisyonu’nun Enerji ve İklim Değişikliği Komiseri Miguel Arias Canete, Rusya ile Ukrayna arasında 2019 yılında sona erecek doğalgaz transit anlaşmasının 2019 yılı sonrası için gözden geçirilmesini desteklediklerini ve Avrupa’nın kurallarını gözeten yeni bir anlaşma yapılmasını umduğunu söylemişti. Basın mensuplarının sorusu üzerine Canete’nin sözlerine yanıt veren Novak, “İlk çeyreğin sonuna kadar oyunun tüm kuralları belli. Bu nedenle, yeniden buluşmamıza gerek yok” dedi. Kaynak: Enerji Enstitüsü

“Irak’ın petrol rezervi 130 milyar varilden fazla” Irak Petrol Bakanı Adil Abdulmehdi,

ülkesinin petrol rezervinin 130 milyar varilden fazla olduğunu söyledi. Başkent Bağdat’taki Stratejik Araştırmalar Savunma Fakültesinde konuşan Abdulmehdi, Irak’ın 130 milyar varilden fazla petrol rezervine sahip olduğunu ve yılda 1 milyar varil petrol üretildiğini kaydetti. Savaş nedeniyle geçen yıllarda petrol arama çalışmalarının durduğunu aktaran Abdulmehdi, bu petrol rezervinin, açıklanan rakamların yaklaşık 2 katı olduğuna inanıldığını ve bu sebeple Irak’ın dünyada petrol üretimine devam eden en son ülke olacağını ileri sürdü. Kaynak: Enerji Enstitüsü

Avrupa’ya giden Rus gazı yüzde 36 ucuzlayacak Avrupa’ya 2016 yılında 160 milyar metreküp doğalgaz sevk etmeyi planlayan

Rusya’nın doğalgaz şirketi Gazprom, yılın ilk çeyreğinde doğalgazın 1000 metreküpünün fiyatının 184 dolar olmasını tahmin ettiğini duyurdu. Bu rakam, geçen yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında fiyatların yüzde 36 ucuzlayacağı anlamına geliyor. Rusya, 2015’in ilk çeyreğinde Avrupa’ya doğalgazı 1000 metreküpü 284 dolardan vermişti. Gazprom şirketi, Avrupa’ya doğalgaz tedarikinin bu yılın ilk çeyreğinde 1000 metreküpü 184 dolardan sağlanacağını açıkladı. Şirket, fiyatın geçen yılın aynı döneminde 284 dolar olduğunu vurguladı. Gazprom Yönetim Kurulu Başkanı Viktor Zubkov, erken tahminlere göre doğalgaz fiyatının 184 dolar civarında olacağını, bunun da geçen yıla göre yaklaşık 100 dolar daha ucuz olduğunu belirtti. Kaynak: Gazprom

113 Ocak

2016


Bilgisayar

Otomasyon

Elektrik

Elektronik

Siemens Synco IC

ile bina otomasyonu buluta taşınıyor Siemens Bina Teknolojileri Bölümü, HVAC tesisatlarının (ısıtma, havalandırma ve iklimlendirme) uzaktan izlenmesi ve kontrolü için bulut tabanlı bir sistem olan Synco IC’yi sunuyor.

S

ynco IC, HVAC tesisatlarının (ısıtma, havalandırma ve iklimlendirme) uzaktan izlenmesi ve kontrolü için bulut tabanlı bir sistem. Synco IC tesisatlara eksiksiz bir genel bakış sunuyor ve bağlı tesisatlar hakkında en önemli bilgileri bir bakışta gösteriyor. Operatörler hangi tesisatın bina otomasyon sistemine bağlı olduğunu, herhangi bir hata mesajının olup olmadığını ve her bir tesisatın enerji verimliliği durumunu görebiliyor. Synco IC ayrıca tesisatların enerji kullanımı açısından verimli olmayan tesisatları tanımlayan Green Leaf (Yeşil Yaprak) sembolünü kullanıyor ve kullanıcıların tek bir tıkla ayarları hızla değiştirmelerini sağlıyor. Binanın genel görünümünden, her bir kata, tesisata ve disipline kadar ayrıntılı görünümlere tesisat görünümünden ulaşılabiliyor. Her görünümde, kullanıcıların sistem ayarlarına, kullanıcı görevlerine ve yetkilendirmelerine göre değişen çeşitli kontrol seçenekleri bulunuyor. Synco IC kurulumu; Web sunucusundan, HVAC tesisatlarının bulunduğu saha seviyesine ulaşabilmek için güç kaynağına ve Internete bağlamak yeterli oluyor. Sistem haberleşen Synco ve Sigmagyr kontrolörleri, haberleşen termostatlar ya da KNX cihazlarıyla donatılmış bütün tesisatları destekliyor. Bu özelliği, eski tesisatın da Synco IC’ye bağlanabilmelerini sağlıyor. Synco IC’nin işletmeye alınması da son derece kolay: Online bir kullanıcı hesabı oluşturmak yetiyor. Synco IC’nin geliştirilmesinde Siemens veri güvenliğine özel önem verdi. Internet üzerinden

114 Ocak

2016

veri aktarımı, korsanlığı önlemek üzere şifreli olarak gerçekleştiriliyor. Müşterinin gerekliliklerine bağlı olarak, veriler, farklı konumlardaki veri merkezlerine yedekli olarak tutuluyor, bu sayede veri depolama ve gizliliğinde en üst düzey güvenlik sağlanıyor. Sistemler ve verilere erişim, yalnızca sorumluluklara ve görevlere bağlı olarak belirlenmiş doğru erişim haklarına sahip, yetkilendirilmiş kişilerce gerçekleştirilebiliyor. Synco IC, çok sayıda küçük binanın yönetimini üstlenen gayrimenkul yönetim şirketlerinin kullanımı için de uygun bir çözüm sunuyor. Ayrıca okul binaları, lojmanlar, mahalle ofisleri gibi çok dağınık bina havuzuna sahip belediyeler ve şehir yönetimleri ya da merkezi bir konumdan şube ve ofislerindeki bina otomasyon sistemlerini düzenlemek ve yönetmek isteyen şirketler için doğru bir çözüm olarak öne çıkıyor.


Fluke 1650 Serisi Çok Amaçlı Tesisat Test Cihazları

q

Fluke 1654B

Fluke 1653B

Fluke 1652C Dahil Olan Aksesuarlar • • • • • • • • •

6AA Pil C 1600 Sert taşıma çantası Sıfırlama adaptörü Tesisat Prizi Test Kablosu TL 165X STD Standart Test İletkeni Seti Taşıma askısı Hızlı referans kılavuzu TP165X Uzaktan kontrollu prob ve test iletkenleri Kullanma Kılavuzu CD-ROM üzerinde

Fluke 1650 Serisi çok amaçlı tesisat test cihazları daha fazla işlevsellik, daha hızlı test ve hiç olmadığı kadar sağlam yapı sunuyor. Daha güvenli ve daha kolay tesisat testi. Yeni 1650 Serisi, sağlamlığı ile iyi bilinen eski 1650 Serisi üzerine inşa edilmiş, ancak daha verimli test aletlerine olan ihtiyacı karşılayacak

şekilde yeniden tasarlanmıştır. Hızlı yüksek akım döngü testi, (açma kapama testi dahil olmak üzere) ve değiştirilebilen akım ile RCD açma akımı ayar edebilme gibi yeni özellikler yanında test periyotu daha hızlı ve yüksek doğrulukta yapılır. Test iletkenlerinin direncini yüksek hassasiyet ile kompanse etmek için benzersiz sıfırlama adaptörü ile 1650 Serisi tesisat testleri konusunda standartları belirlemekte.1650 Serisi test aleti konut, ticari ve endüstriyel yapılarda elektrik tesisatlarının güvenilirliğini doğrulamakta. Tesisat kablolamasının IEC 60364, HD 384,BS 7671 17. Edisyon Standartlarına göre emniyetli ve doğru bir şeklde yapıldığını teyid eder.

1654B - Gelişmiş kullanıcılar için komple test cihazı Bu enstrüman tümünü kapsar, tek kelime ile eksiksizdir. Gerekli tüm test fonksiyonlarından, belgelendirilmiş test çalışması için sonuçları dahili belleğe kayıt etmeye kadar. Bu, cihazı başta

yükleniciler olmak üzere tüm profesyoneller, en iyi ve nasıl kullanılacağını anlayabileceği (veya bildiği) bir alete sahip olmak isteyen herkes için komple çözüm haline getirmekte.

1653B – Profesyonel arız tespit ihtiyaçları için ideal test cihazı Bu enstrüman, sahip olduğu ek işlevsellik ile profesyonel kullanıcılar için ideal bir çözümdür. Gelişmiş teknolojik özellikleri yanında sezgisel ve kolayca unutulmayan kullanma prosedürleri nedeni ile uzun süre kullanılmaması halinde bile yeniden kolaylık ile kullanılabilmekte.

1652C- Her elektrik tesisatçısının gündelik işlerinde kullanabileceği test aleti Tüm temel ihtiyaçları ve daha fazlasını karşılayan bu enstrüman her gün kullanılabilir. Sahada çalışan elektrikçi/tesisatçının tercih ettiği test aleti.

115 Ocak

2016


VİKO’DAN THEA ULTIMA

q

E

v dekorasyonunda ahşap tercihi her zaman trendlerin zirvesinde yer almayı başarıyor. Üstelik sadece mobilya ve zeminlerde değil, aksesuar ve duvar süslemelerine kadar pek çok alanda evlere doğallık ve sıcaklık katmak üzere kullanılıyor. VİKO, Thea ULTIMA serisinin ahşap koleksiyonu ile ev dekorasyonunu özel dokunuşlarla tamamlarken yaşam alanlarına otantik bir hava da katıyor. Yaşam alanlarında daha huzurlu bir ortam yaratmak isteyenler ve dekorasyonda klasik çizgiden yana olanlar ahşaptan vazgeçmiyor. VİKO da en son teknoloji ve trendler temel alınarak üretilen Thea ULTIMA’nın ahşap koleksiyonu ile konforlu ve dikkat çeken tasarımlarını bir adım daha ileriye taşıyor. ULTIMA’nın ahşap koleksiyonu içinde yer alan “Bambu, Venge ve Ceviz” renkleri, doğal tasarımla konforlu yaşamı birleştiriyor. Dekorasyonda ahşabın doğal ve sıcak güzelliğini tercih edenlere seslenen koleksiyon, yaşam alanına yansıtmak istediğiniz tarzı en güzel şekilde tamamlıyor. Modüler kategorinin üst segmentinde sınırları zarafet ve incelikle çizen Thea

Gelişmiş güç kalitesi fonksiyonları ve enerji analizi özellikleri q

F

luke 435 II Güç Kalitesi ve Enerji Analizörünü sigorta poliçeniz olarak düşünüldü. Tesisinizde işler ne kadar kötü giderse gitsin, Fluke 435 II ile her zaman hazırlıklı olabilirsiniz. Gelişmiş güç kalitesi işlevleri ve enerjinin parasal değerini hesaplama özellikleriyle donatıldığından bu modelin baş edemeyeceği elektrik sorunu yok.

116 Ocak

2016

ULTIMA serisi, üstün teknolojisi ile de standartları yeniden belirliyor. ULTIMA’da konfor ve tasarım bütünlüğü için her detay düşünülmüş durumda. Thea ULTIMA her çerçeve için 2M, 3M, 4M, 7M, 2x2M, 3x2M ve 4x2M olmak üzere sekiz farklı alternatif sunuyor.

Uygulamalar PowerWave veri yakalama – Her bir dalga biçimini görebilmek için hızlı RMS verilerini yakalayın, böylece gerilim, akım ve frekans değerlerinin birbirlerini nasıl etkilediğini belirleyebilirsiniz Güç invertör verimliliği– Güç invertör verimliliği Enerjinin parasal değerini hesaplama – Düşük güç kalitesinden dolayı oluşan enerji kaybının parasal maliyetini hesaplayın Enerji değerlendirmesi – Enerji tasarruf cihazlarının doğrulanması için yükleme öncesi ve sonrasında enerji tüketimindeki iyileşmelerin miktarını belirleyin Ön cephe sorun giderme – İşleminizi geri çevrimiçi almak için ekran üstünde sorunları hızlıca tanılayın Öngörücü bakım– Arıza süresine yol açmadan önce güç kalitesi sorunlarını saptayın ve önleyin Uzun vadeli analiz – Bulunması güç veya aralıklı sorunları açığa çıkarın Yük çalışmaları– Yük eklemeden önce elektrik sistem kapasitesini doğrulayın


Elektrik Dergisi’nin yıllık (12 sayı) abone bedeli KDV dahil 100 TL Elektrik Mühendisliği ve Endüstri Meslek Lisesi öğrencilerine 70 TL’dir


KAYNAK ELEKTRİK DERGİSİ OCAK 2016 ARKA KAPAK ARKA KAPAK İÇİ ÖN KAPAK İÇİ

ÇAĞDAŞ KABLO İNFORM ŞİRİNLER ELEKTRİK

HES KABLO

29

ICCI

59

ICSG

61 57

ABB

15

LINK HOUSE

AKTİF MÜHENDİSLİK

33

MAKEL

ARDIÇ

14

ASTOR

19

BEST

49

BÜSTYAL

18

ÇYDD

10

DELTEC

77

DOGA PARATONER

3

DMS

63

DV POWER

51

EAE ELEKTRİK

35

EL-KO

9

EMEK ELEKTRİK

8

EMS

39, 53

MİLLİYET EKİ

7 23,24,25,26

MST ELEKTROTEKNİK

1

NETES MÜHENDİSLİK

41

ÖZDİRENÇ

120

ÖZGEN ELEKTRİK

37

PROTAŞ

45

SFA ELEKTRİK

11

TEKON ENERJİ

47

TEST TÜM ULUSOY ELEKTRİK VAEST VERA ELEKTROMEKANİK

119 2 16 6

ENTES

17

VİKO

31

GEMTA

43

WIN 2016

55

HASÇELİK

5

YEPAŞ

4

OKUYUCU İLGİ FORMU Bu sayımızda, reklam ve yeni ürün sayfalarında tanıtımı yapılan ürün ve hizmetler ve ilgili firmalara ilişkin ayrıntılı bilgi edinmek istiyor iseniz lütfen 0(212) 272 33 90 no’lu faksımıza ya da; Eski Osmanl› Sokak Ar›kan ‹ş Merkezi No:30 Kat: 2 Daire: 10 Mecidiyeköy/‹STANBUL adresine gönderebilirsiniz. İsteğiniz ilgili firmaya bildirilecektir.


35 YILDIR “Kesintisiz Güç”lü ortağınız!

Kesintisiz Güç Kaynakları Line Interactive 450VA - 2000VA Online 1kVA - 800kVA ( Tek Modülde )

Özel Üretim Cihazlar Frekans Konvertörleri İnverterler Solar Sistemler

Statik Transfer Anahtarları 1 Faz / 2 Kutup 32 - 120A 3 Faz / 3-4 Kutup 50 - 800A

www.tescom-ups.com info@tescom-ups.com



Bir Legrand Grup Markasıdır

Türkiye'nin Kesintisiz Enerji Merkezi Bizde ; 35 yıllık tecrübe, açık ara pazar liderliği, 10 yıl üst üste Bilişim500 KGK sektörü birincilik ödülü, dünya standartlarında ürün ve hizmet kalitesi, ileri teknoloji çevre dostu geniş ürün yelpazesi, dev mühendis kadrosuyla ihtiyaca özel müşteri odaklı çözümler, 7/24 Türkiye ve 85 ülkede servis hizmeti, uluslararası tecrübeye sahip Arge kadrosu ve geliştirdiği ürünlerle aldığı ödüller var.

Aslında söylemek istediğimiz ;

biz zaten Türkiye’nin EN İYİSİYİZ hedefimiz DÜNYANIN EN İYİSİ olmak. www.inform.com.tr



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.