Kaynak Elektrik Dergisi (Ekim 2015)

Page 1

Yıl

www.elektrikdergisi.com

Sayı 317 10 TL Ekim 2015

EEMKON 2015:

ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİNDE

YENİ UFUKLAR CWIEME 17 ÜLKEDEN 130 FİRMAYI AĞIRLIYOR S22 EEMKOM 2015 19-21 KASIM’DA İSTANBUL’DA S24 ENERJİ VERİMLİLİĞİYLE 2 MİLYON İSTİHDAM S36 31 MART ELEKTRİK SİSTEMİ ÇÖKMESİ NEDENLERİ AÇIKLANDI S42 ENERJİMİZİN YÜZDE 20’Sİ BOŞA GİDİYOR S46 “ELEKTRİK YETERSİZLİĞİ” NÜKLEER İÇİN BAHANE S62 36.4 MİLYON İNSAN ENERJİ YOKSUNU S66 ANKARA MEKTUBU: ENERJİDE İSTİKRAR VE İSTİSMAR S68

111

ÖZEL BÖLÜM:

21 YAYINCIDAN

Sınır Ötesi Uzmanların İstanbul Buluşması

TAHRİK SİSTEMLERİ YILDIRIMDAN KORUNMA VE TOPRAKLAMA KABLO





w

w

w

.

g

e

r

s

a

n

.

c

o

m

.

t

r

KWWS ZZZ JHUVDQ FRP WU H PDLO LQIR#JHUVDQ FRP WU

“TÜRKİYE’nin İLK ve TEK YERLİ ÜRETİM ELEKTRİKLİ ARAÇ ŞARJ İSTASYONU”

MERKEZ HEAD OFFICE

FABRİKA FACTORY

FABRİKA RUSYA FACTORY RUSSIA

ORTA DOĞU OFİS MIDDLE EAST OFFICE

ANKARA OFİS ANKARA OFFICE

İZMİR OFİS İZMİR OFFICE

İstanbul Anadolu Yakası OSB Gazi Bulvarı No:39-41 34953 TUZLA - ISTANBUL - TR T: +90 216 593 00 50 (10) F: +90 216 593 00 60 info@gersan.com.tr

Çaycuma OSB 1 Nolu Meydan 6. ve 7. Sk. Çaycuma - ZONGULDAK T: +90 (372) 638 55 88 / 99 F: +90 (372) 638 55 99

238440,Russia, Kaliningradskaya obl., Bagrationovskii r-n.,pos. Razdolnoe, Papenburgskaya ul. 2. T: +7 4015 666 358 F: +7 4012 341 242 http://www.gersan-r.ru gersan-r@gersan.com.tr

Box No: 9677 P6-93, SAIF ZONE SHARJAH, U. A. E. T: +971 6 5574060 F: +971 6 5574020

Mertebe sok. 26/2 Beştepe Ankara – TURKEY T: +90 312 222 62 94 F: +90 312 222 62 95

Karahasan Atlı İşmrk. 1203/9 Sokak no:3/B YENİŞEHİR-İZMİR T: +90 232 449 88 08 GSM: +90 530 976 99 77


®

SEÇENEKLERİNİZİ SINIRLAMAYIN... GÜNEŞ KİLİT ENDÜSTRİYEL ÜRÜNLER SAN. TİC. LTD. ŞTİ. Tel Fax Web E-mail

+90 212 659 19 35-36 +90 212 659 19 31 www.guneskilit.com info@guneskilit.com



IEC 61.439-1’ye göre TİP TEST’li Pano Üretimi Kumanda Panosu, Röle Panosu, LCC, SDK Üretimi TEİAŞ ve ITM Şartnamelerine Uygun (380/154/36 kV) AG, Kompanzasyon, MCC, PLC Pano Üretimleri Y.G. ve O.G. Trafo Merkezleri için Destek Hizmetleri PLC-SCADA-RTU Yazılım Hizmetleri Enerji İzleme Yazılımları ve Proses Otomasyonları Endüstriyel Tesislerin Elektrik ve Otomasyon İşleri, Montaj, Test ve Devreye Alma Hizmetleri Saç Köşk, Kompanent ve Özel Kabin İmalatları

Hızla büyüyen ve sürekli bir gelişme içerisinde bulunan Enerji Sektörünün ve Sanayi Tesislerinin elektrik, elektromekanik ve otomasyon ihtiyaçlarına “ çözüm mühendisliği ” sunuyoruz.

9001

VERA

14001

ELEKTROMEKANİK PANO SİSTEMLERİ MÜHENDİSLİK VE MAKİNE SAN. TİC. A.Ş.

İvedik O.S.B. 1468.Cadde info@veraelektromekanik.com

2239/1.Sokak No:1 06378 Ostim-ANKARA/TÜRKİYE Tel: +90 312 394 54 64 (pbx) Fax: +90 312 394 77 97

www.veraelektromekanik.com



PROTECTION AUTOMATION & CONTROL

NR ELECTRIC, Global Solution Provider for Electrical Power Industry FACTS & HVDC

RENEWABLE ENERGY GENERATION

PROTECTION, AUTOMATION & CONTROL (PAC) Built upon decades of research, development, and leveraging numerous operational experiences in secondary power systems, NR Electric has developed a unified and integrative Protection, Automation and Control (PAC) solution for power system; from the station level to the grid level, including communication infrastructure. At a network level, the solution includes: Energy Management System (EMS) Distributed Management System (DMS) Auto-Meter Reading System (AMR) Power Stability Control System (PSCS) Wide Area Measurement System (WAMS) Disturbance & Fault Management System (DFMS) Relay Management System

FACTS & HVDC

RENEWABLE ENERGY GENERATION

Innovative FACTS & HVDC are cost effective solutions for the next generation smart grid.

NR Electric values environmentally friendly and renewable energy projects. NR Electric is committed to the protection of the environment. Our integrated renewable energy offerings include major solar/wind farm equipment and systems such as photovoltaic inverters, wind energy converters, SVC/STATCOM, protection, automation, SCADA, and renewable generation management systems.

NR Electric’s FACTS solutions are built upon in-depth acknowledge of existing transmission systems, providing power companies with fast voltage regulation, effective active power control and load flow control to improve the reliability and quality of power supply.

PV Grid-Connection Inverter Battery Energy Storage Solution

For HVDC transmission, NR Electric can provide VSC-HVDC converter valve, DC instrument transformers, control and protection of both VSC-HVDC and LCC-HVDC. NR Electric provides turnkey VSC-HVDC solution including system study, schematic design, product delivery, site commissioning and operation support.

Volt-Var Control VSC-HVDC SuperConTM Transmission Renewable Generation Forecast Renewable Energy Central Control and Management System

CCTV Management System

NR Electric Co., Ltd.

NR Electric Co., Ltd. (Turkey Liaison Office)

69 Suyuan Avenue, Nanjing 211102, China Tel: +86 25 8717 8888 Fax: +86 25 8717 8999 E-mail: NRsales@nrec.com NRservices@nrec.com

BatÄą Sitesi Mahallesi Gersan Sanayi Sitesi 2310. Sok. k. No:20 Yenimahalle Ankara Tel: +90 (0)312 256 77 11 Fax: +90 (0)312 256 77 71 E-mail: turkey@nrec.com





İÇİNDEKİLER 22

88

CWIEME 17 ÜLKEDEN 130 FİRMAYI AĞIRLIYOR 24 EEMKOM 2015 19-21 KASIM’DA İSTANBUL’DA 26 YENİLENEBİLİR ENERJİDE NELER DEĞİŞİYOR? 28 KÜRESEL ISINMA DÜNYAYI TEHDİT EDECEK 32 EMO’DAN DANIŞTAYA BAŞVURU

MILLI BULUŞ ARAÇLARDA YÜZDE 20 YAKIT TASARRUFU SAĞLIYOR

36 ENERJİ VERİMLİLİĞİYLE 2 MİLYON İSTİHDAM 38 PETROL FİYATLARI ENERJİ ŞİRKETLERİNİ VURDU

14 Ekim

2015

98

50

40

GE VE BİST ÇÖZÜM ORTAĞI OLDU

İGDAŞ HALKA ARZ OLUYOR

52

42

ENERJİ TİCARETİ VE RİSK YÖNETİMİ EĞİTİMİ VERİLDİ

31 MART ELEKTRİK SİSTEMİ ÇÖKMESİ NEDENLERİ AÇIKLANDI

İLK YÜZDEN GÜNEŞ SANTRALİ SEFERİHİSAR’A

46

56

ENERJİMİZİN YÜZDE 20’Sİ BOŞA GİDİYOR

KANİJE RÜZGAR ENERJİ SANTRALİ ÜRETİME BAŞLADI

54


111

ÖZEL BÖLÜ

38

TAHRİK Sİ M: YILDIRIMDA STEMLERİ N TOPRAKKLAORMUNMA VE A KABLO

60 10 MİLYON ŞİŞE 150 MİLYON TL GETİRDİ 62 “ELEKTRİK YETERSİZLİĞİ” NÜKLEER İÇİN BAHANE 66 36.4 MİLYON İNSAN ENERJİ YOKSUNU 68

48

ANKARA MEKTUBU: ENERJİDE İSTİKRAR VE İSTİSMAR 74 ELEKTRİK TARİHİNDE YOLCULUK: İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ ELEKTROMEKANİK ENSTİTÜSÜ’NDE DERS VEREN ÖĞRETİM ELEMANLARI 76 BİLİRKİŞİ RAPORLARI: İŞVEREN YÜZDE 50, EDAŞ YÜZDE 20, İŞÇİ YÜZDE 30 KUSURLU 82

Elektrikgüncesi ENERJİ DÜNYASINDAN

88

ALSTOM GRID GEBZE GÜÇ TRANSFORMATÖRLERİ FABRİKASI 86

96

153

TÜRKİYE’NİN İLK ALÇAK GERİLİM PANO TASARIM YAZILIMI CUBESOFT 98 DÜNYANIN ENERJİ ÜRETEN İLK LAGÜNÜ 15 Ekim

2015




9$(67 6Ăľ/Ăľ.21 9( .2032=Ăľ7 8<*8/$0$/$5,

D 550 kV’a kadar Silikon Kompozit; š 7iaÛ l[ =[h]_ êpebWj�hb[h_ š C[id[j êpebWj�hb[h_ š 9_^Wp Eoka êpebWj�hb[h_ D :[c_hoebk êpebWj�hb[h_ D ;feai_ H[‚_d[Z[d ZW^_b_ l[oW ^Wh_Y_ êpebWj�h" I<, =WpbÛ WoÛhÛYÛ" a[i_Y_ j”f ]�lZ[b[h_ D E= 7oÛhÛYÛ % LWakc J”fb” O”a 7oÛhÛYÛ

9$(67 6LOLNRQ YH .RPSR]LW 8\JXODPDODUĂł òPDODW YH 7LF $ Ä 7HO )D[ ( PDLO LQIR#YDHVW FRP WU :HE ZZZ YDHVW FRP WU




Kutulu tip yük ayırıcılar Güvenli ve güvenilir

ABB 16A’den 1600A’e kadar sigortalı ve sigortasız yük ayırıcıları, transfer şalterleri, emniyet yük ayırıcıları, DC ve EMC yük ayırıcılardan oluşan tam seri kutulu tip yük ayırıcıları sunar. Plastik, çelik ve alüminyum olmak üzere çeşitli kutu tipleri arasından seçim yapılabilir. ABB kutulu tip yük ayırıcılar şebekeden izole edilmesi gereken yüklerin olduğu uygulamalarda ana ayırıcı olarak kullanılabildiği gibi, endüstri, ticari ve konut uygulamalarında, farklı ortam koşulları için son derece uygundur. www.abb.com/lowvoltage

ABB Elektrik Sanayi A.Ş. Tel : (0) 216 528 22 00 E-mail : asli.yagli@tr.abb.com


YAY IN DAN IŞMA KURULU ELEKTROMEKANIK SANAYII Hüseyin ARABUL Barmek Holding Yönetim Kurulu Başkan› Muzaffer AVCI Elimsan fiirketler Grubu Kurucu orta¤› Mustafa NURDO⁄AN Federal Elektrik A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan› Bülent DAMAR Pelka Yön. Kur. Başkan› Dr. Arnold HORNFELD Siemens Türkiye eski Başkan› TRAFO VE ŞALT CIHAZLARI Refik Can ERKÖK ABB Elektrik Transformatör Genel Müdür Yrd. Ergin D‹KMEN TEKON Enerji A.Ş. Teoman ÇET‹N TEKON Enerji A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan› Süleyman KASIRGA EAE Kabin Dan›şman› KONDANSATÖRLER Hakk› ONAT TOKAY Elektrik Ltd. Şti. • VISHAY-ESTA Türkiye Temsilcisi Ahmet BAŞARAN KONDAŞ Genel Müdürü ELEKTRIK MAKINALARI Prof. Dr. Kemal SARIO⁄LU ‹TÜ Elek.-Elektronik Fak. Emekli Ö¤retim Üyesi Prof. Dr. H. Bülent ERTAN ODTÜ Elektrik Müh. Bölümü ELEKTRIK ‹LETIM VE DAĞITIM SISTEMLERI Dr. T. Tunçay ÇAYLI Yusuf H. KAYA EAE Yönetim Kurulu Başkan› A.G. TESISAT, ŞALT CIHAZLARI Cem BAŞ Legrand-‹malat ve Endüstri Md. Salih Öztekin Elektrik Yüksek Mühendisi Cihan Elektrik Sat›ş Müdürü

ENERJ‹, ELEKTR‹K, AYDINLATMA, ELEKTRON‹K VE OTOMASYON MÜHEND‹SL‹⁄‹ DERG‹S‹ Yerel Süreli Yay›n Avrupa Bak›r Enstitüsü Türkiye Medya Partneri Say›: 317 - Ekim 2015 Kaynak Yay›n Tan›t›m Reklam San. ve Tic. Ltd. Şti. ad›na Sahibi, Yay›n Yönetmeni Sorumlu Yaz› ‹şleri Müdürü Ersin KAYA ersin@kaynakelektrik.com Genel Yay›n Koordinatörü Ekim N. KAYA ekim.kaya@botego.com Haber Sorumlusu Can Cengiz can@kaynakelektrik.com

ELEKTRIKLI ULAŞIM Prof. Dr. At›f URAL Kocaeli Üniv. Kurucu Rektörü Rıza Akçan Elektrik Yüksek Mühendisi

Reklam Koordinatörü Ayhan ÜSTÜNER ayhan@kaynakelektrik.com

GÜÇ ELEKTRONIĞI Prof. Dr. Nejat TUNÇAY Okan Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekan› Prof. Dr. Hac› BODUR YT Üniversitesi Ö¤r. Üyesi

Reklam Müdürü Ziya ALKAN ziya@kaynakelektrik.com

GÜVENLIK U¤ur YERTUT Yestaş Güvenlik Sist. Ltd. Şti.

Tasarım 1001 Ajans

OTOMASYON ENSTRÜMANTASYON Burak CEDETAŞ ABC Cedetaş Otom.Kont.Gn.Md. Levent SÖKMEN Allen-Bradley - Türkiye Ertan SÖYLEMEZ ENELSAN End. Elekt. Gn. Müd. Prof.Dr.Do¤an ‹BRAH‹M Yak›n Do¤u Üniversitesi

Ayda bir ç›kar Sayı fiyat›: 10 TL. Y›ll›k (12 say›) abone bedeli 100 TL. Ö¤renciler için 70 TL.

ÖLÇÜ VE KONT. CIHZ. Ahmet T. UZUNKAYA ENTES Yön. Kurulu Üyesi Ça¤atay KÖKSALO⁄LU DKE Genel Müdürü Ali MANSUR‹ DEMA Yönetim Kurulu Başkanı Halis Erdal GÜREL GEMTA Genel Müdürü O¤uzhan ‹LBAY TERRA Ltd. Şti. Genel Müd. YILDIRIMDAN KORUNMA Çetin TEK‹N Radsan Ltd. Şti. Gn.Müd. Harun SIRMABIYIK Amper A.Ş. Yön. Kur. Bşk. AYDINLATMA Prof. Dr. Mehmet Ş. KÜÇÜKDO⁄U Kültür Üni. Mühendislik ve Mimarl›k Bölümü Başkan› Prof.Dr. Sermin ONAYG‹L ‹TÜ Enerji Enstitüsü ELEKTRIK MÜH. EĞT. Prof. Dr. Ahmet DERV‹ŞO⁄LU İTÜ Emekli Öğretim Üyesi KALITE VE STANDARTLAR Dr. Sait SAMLI SIEMENS- Kalite Yön. Direktörü ANAHTAR TESLIMI SISTEMLER VE FABRIKA ELEKTRIFIKASYONU Ömer OYDAIŞIK SIEMENS - Endüstriyel Hiz. ve Çözümler Bölüm Direktörü MÜHENDIS ÖRGÜTLERI Teoman ALPTÜRK TMMOB ve EMO eski Bşk.

Yönetim Yeri Eski Osmanl› Sk. Ar›kan İş Mrk. No:30 K:2 D:10 34387 Mecidiyeköy-‹ST. Tel: (0 212) 272 59 59 (pbx) Faks: (0 212) 272 33 90 web: http://www.elektrikdergisi.com Ankara Bölge Temsilcisi Ramazan PEKTAŞ JUPİTEK Elk. Elo. Müh. San. ve Tic. Ltd. Şti. Tel: 312-433 74 76 Fax: 312-438 74 77 Bask›: G.M. Matbaac›l›k ve Tic. A.Ş. 100 Y›l Mah. MASS‹T 1. Cad. No: 88 Ba¤c›lar/‹ST. Tel: (0212) 629 00 24-25 Faks: (0212) 629 20 13. ‹mzal› yaz›lar›n düşünsel sorumlulu¤u yazarlar›na, reklam içeri¤inin sorumlulu¤u ilgili firmaya aittir. Dergimizdeki haber ve yaz›lardan izinsiz al›nt› yap›lamaz. Son Bask› Tarihi: Ekim 2015


YAYINCIDAN

SINIR ÖTESİ UZMANLARIN İSTANBUL BULUŞMASI ERSİN KAYA • ersin@kaynakelektrik.com

E

lektrik – elektronik sektörlerini ilgilendiren iki önemli etkinlik İstanbul’da aynı haftaya rast geldi. Şimdiye kadar dünya kentleri Berlin, Şikago ve Şanghay’da düzenlenen CWIEME Fuarı bu kez stantlarını İstanbul’da açacak. Organizatörler, Avrupa, Balkanlar, Ortadoğu, BDT ülkeleri ile Türkiyeli mühendis,endüstriyel tasarımcı ve satın almacılara hizmet sunmayı amaçlıyor. Önceki yıllarda dergimiz sayfalarında tanıtımını yaptığımız CWIEME fuarı yöneticileri ile bu kez işbirliğimizi daha da geliştirdik. Dergimizin hazırladığı, tüm Türkiye’de dağıtılacak Milliyet Elektrik Elektronik Eki, CWIEME Fuarının tanıtım ve duyuru için kullandığı en etkili mecra oldu. Fuar organizatörleri 200 bin dolayındaki tirajı ve bir milyona yaklaşan erişim noktası ile hedef kitlelerine mesajlarını ulaştırmak amacı ile Dergimizin hazırladığı Elektrik-Elektronik Eki’ne iki tam sayfa ile katıldılar. İşbirliğimizin gelecek yıllarda daha da gelişeceğini umuyoruz. CWIEME Fuarından bir gün sonra ise , 19 Kasım’da, İstanbul, Türkiye’de şimdiye kadar yapılmamış büyüklük ve kapsamda bir Kongre’ye sahne olacak. EEMKON 2015 adı ile anılan Elektrik Elektronik Mühendisliği Kongresi düzenlenecek sempozyumlarla elektrik ve elektronik mühendisliğinin başlıca tüm dallarını kapsıyor. Mühendislik Eğitimi, Enerji Politikaları, Elektronik Sanayi Uygulamaları, İletişim Teknolojileri, Elektrik ve Kontrol Mühendisliği, Biyomedikal Mühendisliği, Kent ve Elektrik başlıkları altında yapılacak sempozyumlar elektrik mühendisliğinin tüm ana dallarının birer arenası olmaya aday.. EEMKON 2015’te konu zenginliğinin yanı sıra katılımcıların uzmanlıklarından söz etmek gerekir. Bu uzmanlıklar, sınır tanımayan bilgeliklerdir demek abartma sayılmamalıdır. Bir kere kendilerini uluslararası alanlarda kanıtlamış dokuz uzman konuk kongre delegelerine, yenilenebilir enerjiden standartlara, yapı elektriğinden, temiz enerjiye kadar uzanan bir teknoloji platformunda yaşanan son gelişmeleri ve yönelimleri aktaracaklar. Böylece AB

ve ABD’deki son mevzuat bilgileri de delegelerin bilgi dağarcığına eklenmiş olacak. EEMKON 2015 yurt dışından gelecek uzmanların yanı sıra Türkiye’deki elektrik, elektronik mühendisliği uzmanlarını da bir araya getiriyor. 35 üniversitemiz tarafından desteklenen Kongre’de bu üniversitelerin, duayen öğretim üyeleri ile genç ve dinamik öğretim elemanları, deneyim ve bilgilerini paylaşacaklar. Çağrılı bildiriler, hakemli bildiriler ile paneller bilgi paylaşımının gerçekleştiği ortamlar olacak. EEMKON 2015 Kongresinde yarının mühendisleri de unutulmamış. Genç Şube Başkanımızın yönetiminde gerçekleştirilecek “Mesleki Deneyim Paylaşımı ve EMO GENÇ Forumu”nda mühendis adaylarının gündemlerindeki soru ve sorunlara yanıt aranacak. Kongre’de amaçlanan hedeflerden biri de üniversitesanayi işbirliğine katkıda bulunmak. Bu bir yandan kamu ve özel sektör kuruluşlarının kongreye aktif katılımları, paralel olarak da kongre ortamında gerçekleştirilecek yeni teknolojik ürünler sergisi ile hayata geçirilmeye çalışılacak. EMO İzmir Şubesinin Düzenlediği Tesisat Kongre ve Sergisi ile birlikte, İstanbul Şubesi de mesleki bilgi ve deneyim birikimine katkıda bulunan, endüstri ile işbirliğinde örnek olarak anılmaya değer, bilim ve teknolojinin gelişimine destek veren bir organizasyona imza atmış oluyor. EMO’nun her iki şubesinde bu etkinliklere fedakarca ve amatör olarak omuz veren meslektaşlarımı kutluyor ve kendilerine mesleğimiz adına teşekkür ediyorum.

23 Ekim

2015


HABER

www.elektrikdergisi.com

CWIEME 17 ÜLKEDEN 130 FIRMAYI AĞIRLAYACAK 18-20 KASIM TARIHLERINDE ISTANBUL’DA GERÇEKLEŞECEK OLAN CWIEME FUARI SEKTÖRÜN ÖNDE GELEN OYUNCULARININ DA ARALARINDA BULUNDUĞU 17 ÜLKEDEN 130 FIRMAYI AĞIRLAMAYA HAZIRLANIYOR.

C

WIEME İstanbul kapılarını 18-20 Kasım tarihlerinde Istanbul Fuar Merkezi’nde açıyor. Türkiye, Orta Doğu, Avrupa, Balkanlar ve BDT bölgelerinden fuarı ziyaret edecek mühendisler, satınalma departmanları, endüstriyel tasarımcılar ve karar alıcılar aralarında Permabond, Rancan, R. Bourgeois, Alliance Windings, İnci Makina, Emtel ve Can Kalıp’ın da birçok katılımcıyla buluşacak. Türkiye, son yıllarda elektrik üretimi endüstrisinin en hızlı büyüyen pazarlarından biri oldu. Geçtiğimiz yıllarda trafo üretimi endüstrisi için uluslararası bir ISTANBUL’UN EŞSİZ yapılması gereken yatırımların ise 130 milyar merkez haline gelen doları bulacağı öngörülmekte. Bu kapsamda KONUMUYLA İŞİNİZİ YENİ ülkenin elektrikli makina gerçekleşecek olan CWIEME fuarına 17 ülkeden ihracatının yüzde 15’ini PAZARLARA TAŞIYIN 130 firma katılacak. Fuarda sergilenecek ürün trafo, elektrik motoru grupları malzeme bazında manyetik çelik, sabit ve jeneratör sektörü CWIEME İstanbul 18-20 Kasım tarihlerinde İstanbul mıknatıs, reçine, yağlar ve düzenlenecek. kaplamalardan; parça karşılamakta. Aynı Fuar Merkezi’nde bazında dünyanın kablo, ara parça,katılım röle gösteren ve motorlardan; zamanda ülkedeki CWIEME İstanbul’da her yerinden endüstrinin lider üreticileri ile tanışacak ve İstanbul’un üstün konumundan yeni iş bağlantıları kuracaksınız. makine bazında sarma veyararlanarak kaynak makinalardan elektrik ihtiyacının 2023 yılına dek yılda yüzde ve servisler bazında IT, test vemotoru ölçüm, fason katılın ve bölgenin bobinaj, elektrik ve trafo üretimi endüstrilerine 7 oranında bir artış göstermesi beklenmekte. Siz de aramıza yönelikonarımdan tek fuarının bir parçası olun. Bu alanda büyüyen ihtiyacı karşılayabilmek için üretim ve bakım oluşuyor. Daha fazla bilgi ve ücretsiz giriş biletinizi almak için sitemizi ziyaret edin:

www.coilwindingexpo.com/istanbultr/KED/

Bu fuar 5174 sayılı Kanun gereğince TOBB (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği) izni ile düzenlenmektedir

TICARET VE EĞITIM

001124 CWIEME ISTANBUL KAYNAK AD 197x272 AW.indd 1

CWIEME portfolyosundaki diğer fuarlar gibi İstanbul fuarı da yalnızca önde gelen tedarikçilerle buluşabilmenizi sağlayan bir nokta değil aynı zamanda pazardan son haberleri, gelişmeleri öğrenebileceğiniz bir platform olmayı hedefliyor. Fuar bünyesinde yer alan CWIEME Connect seminerleri büyüyen enerji ve üretim ihtiyacı üzerine yoğunlaşırken ayrıca karşılaşılabilecek teknik zorluklar, elektrikli ve

24 Ekim

2015

hibrid araçlardaki tasarım yenilikleri ve yenilenebilir enerji konularına değinecek. Uzman konuşmacılar arasında Alstom Ürün Müdürü Safinaz Aybar, IHS Technology’den Kıdemli Analist Josefin Berg, Vahle AR-GE Müdürü Dr. Faical Turki, Endüstriyel motorlar AR-GE Departman Müdürü Hakan Gedik, Enel Trafo Uzmanı Flavio Mauri ve e-mobilite tasarım ve teknolojileri uzmanı, Okan Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Nejat Tuncay bulunuyor.

1



HABER

www.elektrikdergisi.com

EEMKOM 2015 19-21 KASIM’DA ISTANBUL’DA BUGÜNE KADAR ELEKTRIK VE ELEKTRONIK MÜHENDISLIĞI ALANLARINDA DÜZENLENMIŞ EN KAPSAMLI KONGRE VE SERGI 19-21 KASIM 2105 TARIHLERINDE ELEKTRIK MÜHENDISLERI ODASI ISTANBUL ŞUBESI TARAFINDAN HARBIYE ASKERI MÜZE KÜLTÜR SITESI’NDE DÜZENLENIYOR.

E

EEMKON 2015, sanayi, üniversite, kamu kurum ve kuruluş temsilcileri ile bu alanda çalışan mühendisleri bir araya getirecek. Kongrenin amacı dünyada ve ülkemizde hızla gelişen elektronik ve elektrik mühendisliği alanlarında ülkemizin durumunu ele alarak şu anki durumu irdelemek, gelecekte nerede olmamız gerektiğini belirlemek ve bu hedeflere erişebilmek için izlenmesi gerekli politikaları saptamak olacak. Kongre ile aynı anda düzenlenecek olan Elektrik Elektronik Teknolojileri Sergisi’nin bu yılki ana teması ise “Yeni Teknolojiler”. Sergi ile hem sektör temsilcilerinin hem de halkın yeni teknolojiler ile tanışması sağlanacak. Ülke içinden ve yurt dışından gerek çağrılı, gerek hakem heyeti tarafından belirlenmiş bildirilerin sunulacağı EEMKON 2015 yedi ayrı sempozyumdan oluşuyor. Sempozyum konuları bu yıl aşağıdaki alanlarda belirlendi: • Mühendislik Eğitimi • Enerji Politikaları • Elektronik Sanayi Uygulamları • İletişim Teknolojileri • Elektrik ve Kontrol Mühendisliği • Biyomedikal Mühendisliği • Kent ve Elektrik

ELEKTRIK ELEKTRONIK MÜHENDISLIĞI KONGRESI (EEMKON 2015) KAPSAMINDA YER ALAN; Mühendislik Eğitim Sempozyumu‘nda yapılacak beş oturumda 29 bildiri sunumunun yanında

26 Ekim

2015

ilgili tüm tarafların temsil edileceği “Eğitimde Akreditasyon” ile “Mühendislik Eğitiminin Durumu” başlıklı iki panel gerçekleştirilecek. Ayrıca “Mesleki Deneyim Paylaşımı ve EMOGenç” başlıklı Forum’da üç mesleki paylaşımdan sonra öğrenci üyeler söz alacak. Enerji Politikaları Sempozyumu‘nda yapılacak altı oturumda dört uluslararası konuğun sunacağı 42 bildiri yanında, “Enerji Politikaları ve Nükleer Santrallar” başlıklı panel gerçekleştirilecek. Elektronik Sanayi Uygulamaları Sempozyumu‘nda yapılacak sekiz oturumda 41 bildiri sunumunun yanında ilgili tüm tarafların temsil edileceği “Elektronik Sektöründe 2035 Vizyonu” başlıklı panel gerçekleştirilecek. İletişim Teknolojileri Sempozyumu‘nda yapılacak sekiz oturumda 29 bildiri sunumunun yanında “İletişim Teknolojilerinin Paydaşlarının Katılımıyla Planlanması” başlıklı panel gerçekleştirilecek. Elektrik ve Kontrol Mühendisliği Sempozyumu‘nda yapılacak yedi oturumda üçünü uluslararası konuğun sunacağı 50 bildiri yanında “Elektrik Tesisatlarında Enerji Verimliliği ve Yönetimi”, “Savunma Sanayinin Bugünü ve Geleceği” ve “Endüstri 4.0” başlıklı üç panel de gerçekleştirilecek. Biyomedikal Mühendisliği Sempozyumu‘nda yapılacak yedi oturumda 31 bildiri sunumunun yanında “Biyomedikal Mühendisliği Eğitimi, Sektörün İhtiyaçları ve İstihdam” başlıklı panel gerçekleştirilecek. Kent ve Elektrik Sempozyumu‘nda yapılacak beş oturumda 19 bildiri sunumu gerçekleştirilecek. Üniversite-sanayi işbirliğinin sağlanması, mühendislik uygulamalarına ilişkin bilimsel ve teknolojik gelişmelerin tartışılması amacıyla gerçekleştirilen etkinlikte, ülke çapında elektrik, elektronik, enerji, biyomedikal ve kontrol alanlarının bileşeni konumundaki kişilerin yanı sıra kamu ve özel kuruluşların temsilcileri de yer alacak.


Enerji yönetimi konusunda uygun maliyetli ve etkin çözüm Kurulumu kolay olan Akıllı Pano müşterileriniz için gerçek bir tasarruf sağlar. Enerjinin verimli kullanımı günümüzde bir zorunluluk haline gelmiştir. Enerji verimliliği konusunda bilinçlenen tüketiciler uygun maliyetli, kullanıcı dostu ve yasalara uygun çözümlerin arayışı içindedir. Akıllı Pano, tüm bu arayışlara her anlamda cevap veren bir çözüm olarak üretilmiştir.

Güçlü teknolojiler, kolay uygulama

Ölçme, herhangi bir enerji verimliliği girişiminin ilk adımıdır. Akıllı Pano, her binadan, kattan ve bölgeden gelen enerji verilerini bir araya getirmek ve kaynakların nerede, ne zaman ve nasıl kullanıldığıyla ilgili gerçek zamanlı metriklerin etkin bir şekilde iletmek üzere WAGES ölçüm cihazını kaynakta otomatize eder. Yenilikçi pano cihazlarıyla akıllı bir şekilde entegre olan Akıllı Pano, hızlı bir kurulum için teknisyenlerin becerilerinden faydalanır.

Sürdürülebilir tasarruf

Akıllı Pano tarafından toplanan veriler StruxureWare™ Energy Operation sayesinde merkezîleştirilir. Güvenli bir bulut tabanlı enerji yönetimi hizmeti olan Energy Operation, doğru zamanda uygun maliyetli aksiyonlar alabilmeniz ve yatırım geri dönüşü sağlayabilmeniz için okuyana özel analizler üretir. Akıllı Pano sizi üç basit adımda (Ölç, Bağlan, Tasarruf Et), bir enerji yönetimi uzmanına dönüştürür.

ÖLÇ Geliştirme, ancak kapsamlı ve güvenilir bilgi sahibi olduğumuzda mümkündür.

BAĞLAN Analiz yapmak ve geliştirmeleri tespit etmek üzere toplanan verileri birleştirin.

TASARRUF ET Sürekli enerji tasarrufu için hedefe yönelik aksiyonlarınızı uygun zamanda alın.

Akıllı Pano ile üst düzey enerji tasarrufu sağlayın.

1. Ölçün ve toplayın > Entegre haberleşme arabirimleri > Dâhilî ölçüm ve kontrol özellikleri

3. Bağlanın ve tasarruf edin > Veriye dayalı enerji verimlilikleri aksiyonları

2. Bağlanmak için toplayın > Bağlanmaya hazır enerji yönetimi platformları

Enerjiyi verimli kullanan, yeşille uyumlu binalar için: Akıllı Pano Akıllı Pano ile yapılan uygulamalar yüksek enerji verimliliğine sahiptir.

Ücretsiz broşürümüzü indirmek için son 30 gün! Akıllı Pano çözümlerimiz hakkında detaylı bilgi almak için www.SEreply.com adresini ziyaret edin. Kod 53600p

Akıllı Pano sayesinde enerji verimliliği sağlarsınız. Daha akıllı enerji kullanımı için Akıllı Pano

00219 Simple Smart Brosur.indd 1

1

6/10/14 12:46 PM

© 2014 Schneider Electric. All Rights Reserved. Schneider Electric and StruxureWare are trademarks owned by Schneider Electric Industries SAS or its affiliated companies. All other trademarks are the property of their respective owners. www.schneider-electric.com • 998-1196839_TR


HABER

www.elektrikdergisi.com

YENILENEBILIR ENERJIDE NELER DEĞIŞIYOR? EY TARAFINDAN HAZIRLANAN YENILENEBILIR ENERJI ÜLKE ÇEKICILIĞI ENDEKSI’NDE, TÜRKIYE IKI SIRA BIRDEN YÜKSELEREK 15. SIRADA YER ALDI. TÜRKIYE’YE ÖZEL BIR BÖLÜMÜN AYRILDIĞI RAPORDA TÜRKIYE’NIN YENILENEBILIR ENERJI ALANINDAKI BÜYÜME POTANSIYELINE DE DIKKAT ÇEKILIYOR.

U

luslararası denetim ve danışmanlık şirketi EY tarafından hazırlanan Yenilenebilir Enerji Ülke Çekiciliği Endeksi’nin (RECAI) son sayısında, Türkiye 15. sırada yer aldı. Raporda, pazardaki kısa vadeli bazı belirsizliklere rağmen yenilenebilir enerji alanındaki uzun dönemli yatırımlar ve sahip olduğu potansiyelin Türkiye’yi listede 15. sıraya yükselttiği kaydedildi. EY RECAI Endeksi’nin son sayısında Türkiye’ye ayrılan özel bölümde; Türkiye’nin 2013’te 600MW hacmindeki güneş enerjisi kapasitesi için 9GW’lık yatırım başvurusu almışken, Mayıs 2015’te 3GW’lık rüzgâr enerjisi kapasitesi için 42GW’lık önlisans başvurusu yapıldığı ve 2016’da Türkiye’nin 2GW’lık bir ihale daha yapacağı bilgisine yer verildi. Yenilenebilir Enerji Eylem Planı ile elektrik enerjisi ihtiyacının minimum yüzde 30’unun yani yaklaşık 61GW’lık bir elektrik üretim kapasitesinin yenilenebilir kaynaklardan karşılanmasının hedeflendiğine dikkat çekildi. Enerji sektörü ve pazarla ilgili bilgi ve değerlendirmelerin de yer aldığı raporda, var olan potansiyele ve yüksek hedeflere rağmen yenilenebilir enerji alanındaki büyümeyi olumsuz etkileyen unsurlar da konu edildi. Türkiye’de yenilenebilir enerji sektörünün beklenenden daha düşük bir hızda ilerlediği belirtilen raporda 2015’te açıklanan güçlü hedeflerin ve yakın geçmişteki ve gelecekteki ihalelere gösterilen ilginin de, yenilenebilir enerji yatırımlarında ve devreye alınmasında güçlü bir istekliliğin varlığını gösterdiğine dikkat çekiliyor. Raporda ayrıca doğalgaz ithalatından kaynaklanan bütçe açıklarının yenilenebilir enerji alanındaki büyümeyi hızlandırmasının beklendiği de belirtildi.

ILK 10 SIRALAMASINDA DIKKAT ÇEKICI BIR HAREKETLILIK VAR

Yenilenebilir enerji alanında ülkelerin uyguladıkları politikalar, EY tarafından düzenli olarak hazırlanan Yenilenebilir Enerji Ülke Çekiciliği Endeksi’ni de etkiliyor. Geçen yıl listenin ilk sırasındaki yerini kaybeden ABD, bu yıl Çin’i geçerek yeniden ilk sırada yer aldı.

28 Ekim

2015

ABD’de uzun süredir beklenen Temiz Enerji Planı (Clean Power Plan - CPP) düşük karbon ekonomisine geçiş konusunda devlet düzeyindeki kararlılığı gösteriyor ve gelecek 15 yıldaki yenilenebilir enerji yatırımları artırması bekleniyor. Endekste politika değişikliklerinin yanı sıra, İngiltere, Almanya, İspanya ve Avustralya gibi pazarlardaki yavaşlama ya da güç kayıplarının da sıralamada değişikliklere yol açtığına ve bu ülkelerin listede düşüş göstermelerine yol açan diğer unsurlara yer veriliyor. Hindistan’ın ekonomik, politik ve enerji pazarına yönelik reformları ile süren dikkat çekici nitelikteki yabancı yatırımları, ülkeyi Almanya’nın da üstüne, 3. sıraya taşıdı. Almanya’da önümüzdeki yıllarda bu alanda pazarı hızlandıracak bir yeni ihale rejimi beklenmiyor. Avrupa’nın yenilenebilir enerji alanında güçlü ülkeleri arasında, İngiltere’de kıyısal rüzgâr ve güneş enerjisi projelerine yönelik desteği azaltacak veya kaldıracak bir dizi düzenleme yenilenebilir enerji alanında sektörü engelleyecek bir gelişme olarak yorumlanıyor. İngiltere RECAI Endeksi’nin 12 yıllık geçmişinde ilk kez bu yıl listenin ilk 10’u içerisinde yer almadı. Latin Amerika’nın dikkat çekici pazarları ise, RECAI Endeksi’nin ilk 10’undaki yerlerini korudu. Temel sorunların çözümünde hükümetlerin gösterdiği, düşük ücret tarifesi gibi proaktif çabalar ve yükselen güneş enerjisi pazarına yönelik odaklanma, Brezilya’yı 8. sıraya taşıdı. Şili de teknoloji bakımından tarafsız enerji ihalelerinin başarısı ve geniş ölçekli projelerin onaylanması ile 9. sıraya yükseldi.


Enerji verimliliğine doğrudan erişim Micrologic E ™

COMPACT NS ve Masterpact NT&NW Devre kesiciler için kontrol ünitesi İhtiyacınız olan yerde enerji ölçümü sağlamanın en uygun yolu

Akıllı

Güvenli

Basit

'a fu erji tasarru kadar en

*

Broşürü indirmek için QR Kodu taratınız.

444 30 30

schneider-electric.com.tr


HABER

www.elektrikdergisi.com

KÜRESEL ISINMA DÜNYAYI TEHDIT EDECEK TÜRKIYE’NIN KÜRESEL ISINMA VE IKLIM DEĞIŞIKLIĞI KONUSUNDAKI EN UZUN SOLUK TOPLANTILARINDAN OLAN VE EKONOMI GAZETECILERI DERNEĞI (EGD) TARAFINDAN ORGANIZE EDILEN KÜRESEL ISINMA KURULTAYI’NDA YAPILAN KONUŞMALAR VE IKLIM DEĞIŞIKLIĞI ILE ILGILI OLARAK 2014 VE 2015 YILLARINDA MEYDANA GELEN GELIŞMELER DIKKATE ALINILARAK BIR SONUÇ BILDIRGESI HAZIRLANDI.

E

konomi Gazetecileri Derneği’nin Küresel Isınma Kurultayı Sonuç Bildirgesi’ne göre, Türkiye’deki sıcaklıkların, gelecek 25 yıl içinde 3 dereceye, yüzyıl sonunda ise 6 dereceye kadar artabileceği, yağışların ise yüzde 50 oranında azalabileceği tahmin ediliyor. Öngörülen bu iklim değişikliklerine bağlı olarak Türkiye’de kuraklığın yanı sıra, su kaynakları ile tarımsal ve hayvansal üretimde azalmanın meydana gelebileceğine işaret ediliyor. Ekonomi Gazetecileri Derneği’nin Küresel Isınma Kurultayı Sonuç Bildirgesi’ne göre, Türkiye’deki sıcaklıkların, gelecek 25 yıl içinde 3 dereceye, yüzyıl sonunda ise 6 dereceye kadar artabileceği, yağışların ise yüzde 50 oranında azalabileceği tahmin ediliyor. Öngörülen bu iklim değişikliklerine bağlı olarak Türkiye’de kuraklığın yanı sıra, su kaynakları ile tarımsal ve hayvansal üretimde azalmanın meydana gelebileceğine işaret ediliyor. Üç ayrı oturumda gerçekleştirilen Kurultay’da medya, iş dünyası ve üniversitelerden 17

30 Ekim

2015

panelist iklim değişikliğini masaya yatırdı. Kurultayda yapılan tartışmalar ve iklim değişikliğiyle ilgili 2014 ve 2015 yıllarında meydana gelen gelişmeler dikkate alınılarak, İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi ve EGD Küresel Isınma Kurultayı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Doğanay Tolunay tarafından bir sonuç bildirgesi hazırlandı. Sonuç bildirgesinde, iklim değişikliğinin insanlık üzerindeki etkilerine ilişkin verilere de yer verildi. Uluslararası Afet Veri Bankası kayıtlarına göre, Türkiye’de 1900-2015 yılları arasında sel ve taşkınlarda bin 399 kişi hayatı kaybederken, 1,8 milyon insan da bu durumdan olumsuz etkilendi. Bu sellerin ülke ekonomisine neden olduğu zarar ise 2,2 milyar dolara ulaştı. Türkiye ısınacak Bildirgeye göre, Türkiye’deki sıcaklıkların, gelecek 25 yıl içinde 3 dereceye, yüzyıl sonunda ise 6 dereceye kadar artabileceği, yağışların ise yüzde 50 oranında azalabileceği tahmin ediliyor. Ayrıca, özellikle Doğu Karadeniz ile Antalya ve Muğla’nın kıyılarında şiddetli sağanakların da artabileceği öngörülüyor. Öngörülen bu iklim değişikliklerine bağlı olarak Türkiye’de kuraklığın yanı sıra, su kaynakları ile tarımsal ve hayvansal üretimde azalmanın meydana gelebileceğine işaret ediliyor. Ayrıca, sel ve taşkınlarda, iklim göçlerinde ve sıcak hava dalgalarında artış yaşanması, yaz ve kış turizm bölgelerinin değişmesi gibi durumlar da Türkiye’yi bekleyen olumsuzluklar arasında gösteriliyor. Tüm bunlar doğrultusunda bildirgede, Türkiye’nin iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek ülkeler arasında olduğu belirtiliyor. Bildirgede, Türkiye’de iklim değişikliğine uyum konusundaki çalışmaların azlığına işaret edilerek, bu kapsamda yapılabilecek çalışmalara ilişkin örneklere de yer verildi.



HABER

www.elektrikdergisi.com

ABB VE MICROSOFT GÜÇ BIRLIĞI YAPTI ABB VE MICROSOFT YENI NESIL ELEKTRIKLI ARAÇ ŞARJ SERVISI PLATFORMUNU HIZMETE SUNMAK IÇIN GÜÇ BIRLIĞI YAPIYOR. BULUT TABANLI ELEKTRIKLI ARAÇ ŞARJ PLATFORMU, ABB’NIN HIZLI ŞARJ TEKNOLOJILERIYLE MICROSOFT’UN BULUT HIZMETINI BIR ARAYA GETIRIYOR.

A

BB ve Microsoft, yeni elektrikli araç hızlı şarj servis platformunun dünya geneline erişimini duyurdu.ABB’nin öncü EV şarj istasyonlarıyla Microsoft’un bulut tabanlı Azure hizmetlerinin birleşimi, ABB müşterilerine istikrarlı, küresel ölçekte ve gelişmiş yönetim özellikleri sunacak. Bu işbirliği aynı zamanda gelecekteki inovasyonlara yönelik otomatik öğrenme ve öngörüsel analiz kabiliyetleri konusunda avantaj da sağlaması hedefleniyor. ABB’nin İmalat Otomasyonu ve Hareket Sistemleri bölüm Başkanı Pekka Tiitinen’in konuya ilişkin şunları bildirdi: “Platform performansı ve istikrar, veriye dayalı çağdaş bir EV şarj istasyonunun operasyon başarısı için fark yaratıcı nitelikte, çok önemli hususlardır. Microsoft ile böyle bir ortaklık yaparak hem birinci sınıf uygulamalar, hem de ‘Nesnelerin, İnsanların ve Hizmetlerin İnterneti’ dediğimiz, inovasyona dönük gelişmiş hizmetler sunabileceğiz. Bu işbirliği bize, Next Level büyüme stratejimizin odak noktasını oluşturan, dünyanın büyük otomotiv pazarlarındaki EV şarj altyapısına yönelik artan talebi karşılamada, ölçeklenebilirlik ve küresel düzeyde hareket kabiliyeti

32 Ekim

2015

sağlayacak.” Birçok otomotiv markası, gelecek yıl piyasaya sürülecek yeni modeller için gayet dinamik olan “ful elektrikli” araç pazarına yatırım yapıyor. Hybrid Cars’ın yayınladığı rapora göre, dünya genelinde satılan toplam elektrikli taşıt sayısı, son 14 ayda satın alınanların yarısını geçerek 1 milyonun üzerine çıkmış bulunuyor. Elektrikli taşıtların dünya genelindeki hızlı yükselişi gelişmiş bir şarj ve enerji altyapısıyla el ele gidiyor. Şu anda dünyada kullanılan EV şarj istasyonu sayısı ancak 106 000’i bulmuş durumda ve Navigant Research’ün aktardığı bilgiye göre, elektrikli araç şarj servislerinden 2015’de global olarak elde edilen 152.6 milyon dolarlık ciro, 2023’te 2.9 milyar dolara yükselecek. Microsoft’un iş geliştirme başkan yardımcısı Peggy Johnson ise şunları kaydetti: “Günümüzde mobil öncelikli, bulut-öncelikli bir dünyada yaşıyoruz ve bu, elektrikli araç küresel pazarında apaçık görünüyor. ABB ile yaptığımız ortaklık sayesinde firmamızın tutkulu bir biçimde üzerinde çalıştığı akıllı bulut platformu daha da genişlemiş oldu. Teknolojimizin ve hizmetlerimizin, ABB’nin geliştirdiği çözümlerde yaratacağı farkı heyecanla

bekliyoruz.” Bu yeni işbirliği sayesinde tüm ABB şarj istasyonları Microsoft Azure bulutuna bağlanmış ve katma değerli servislerle donatılmış olacak, ki bu da operatörler ile üreticiler ve ortaklarına dünya standardında bir platform elde etme avantajı sağlamış olacak. ABB ve Microsoft, EV şarj servis platformundaki işbirliklerini Almanya’nın Münih kentinde düzenlenecek olan dünyanın en büyük elektrikli ve hibrid taşıtlar fuarı eCarTec’te tanıtacaklar.


System pro E comfort MISTRAL® Kendi şaheserinizi yaratın

Yeni system pro E comfort MISTRAL® serisi dağıtım kutuları, endüstri, ticari bina veya konutlar gibi tüm farklı elektrik dağıtım sistemlerinde tek bir ürün serisi ile çözüm sunabilme özgürlüğünü ve esnekliğini vermektedir. System pro E comfort MISTRAL ® serisi dağıtım kutuların, IP41 ve IP65 koruma sınıflarında, sıva altı ve sıva üstü montajına uygun ve 72 modüle kadar çıkabilen ürün seçenekleri bulunmaktadır. Bu yenilikçi ürünler çok yönlülük, verimlilik ve güvenlik açısından ABB’den beklediğiniz benzersiz özelliklerin tümünü karşılamaktadır. www.abb.com.tr/lowvoltage

ABB Elektrik Sanayi A.Ş. Tel : (0) 216 528 22 00 Faks : (0) 216 365 29 44 E-mail : taner.aksoy@tr.abb.com


HABER

www.elektrikdergisi.com

EMO, ENERJI BAKANLIĞI’NIN SERTIFIKASYON MERKEZI PROJESINI YARGIYA TAŞIDI ELEKTRIK MÜHENDISLERI ODASI (EMO) MÜHENDISLERIN “SERTIFIKA ALMAMALARI” DURUMUNDA MAĞDUR OLMALARINA YOL AÇACAĞINI SAVUNDUĞU ENIRJI BAKANLIĞI’NIN SERTIFIKASYON MERKEZI PROJESINI, “IDARENIN SAVUNMASI ALININCAYA KADAR” YÜRÜTMEYI DURDURMA ISTEMIYLE DANIŞTAY’A IPTAL BAŞVURUSUNDA BULUNDU.

E

nerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın 28 Ağustos 2015 tarihli Bakan Oluru’na dayanarak Eğitim Merkezi Kurucular Kurulu oluşturması ve bu kurulun 21 Ekim 2015 tarihli kararıyla Proje Uzmanlığı Sertifikasyon ve Eğitim Merkezi (PUSEM) oluşturması Elektrik Mühendisleri Odası tarafından yargıya taşındı. EMO’dan yapılan açıklamaya göre, Eğitim Merkezi Kurucular Kurulu’na, bakanlık tarafından eğitimsertifika vermek üzere yetkilendirme yapma yetkisi tanındığı; bu kurul tarafından da PUSEM’e yönetmeliklerde belirtilmiş tüm eğitimler ve sertifika verme yetkisinin aktarıldığı anlatılan dilekçede, bu durumunun “idari yapı içerisinde bir yetki devri” bile olmadığı vurgulandı. “Bu yetkilendirme işlemi Anayasa’nın 6. Maddesi’nde yer verilmiş hiçbir kimse veya organın kaynağını Anayasa’dan almayan bir devlet yetkisini kullanamayacağı ve 123. Maddesi’ndeki idarenin yasallığı kuralı çerçevesinde hukuka açık aykırılık taşımaktadır” denilen dilekçede, Kurucular Kurulu’na tanınan hukuksuz yetkiler de şöyle sıralandı: “Kurucular Kurulu’na ayrıca Bakanlığın tüm merkez ve taşra teşkilatları ile iştiraklerinden personel görevlendirme, araç-gereç, teçhizat, malzeme temini gibi kamu mallarını idare etme, usul ve esaslar yayımlanması gibi düzenleyici işlemler yapma, başkaca kurul ve komisyonlar

34 Ekim

2015

oluşturma buralarda personel görevlendirme, bütçe oluşturma, ilk kuruluş bütçesi için Bakanlık tarafından içeriği ve miktarı belirsiz mali destek sağlama, hukuki ve mali süreçlerin yürütülmesi gibi idari, mali ve hukuki organizasyon yetkileri tanınmıştır.” Bu girişimle hukuk sisteminde yeri olmayan bir yapılanmanın ortaya çıkarıldığına dikkat çekilen dilekçede, “İdari yapılanmadan bağımsız olarak çalışacak, hiyerarşi dışında faaliyet yürütecek, herhangi bir yasa ile tanımlanmamış görevleri, yine yasal dayanağı bulunmayan bir organizasyon yapısıyla yürütecek olan bu oluşum, her şeyden önce Anayasa’nın 123. Maddesi’nde yer bulan ‘idarenin bütünlüğü’ ilkesine aykırılık taşımaktadır” denildi. Dilekçede, bakanlıkların kuruluş ve görev esaslarını düzenleyen 3046 sayılı Yasa’ya göre bu tür kurulların yasayla oluşturulabileceğinin hükme bağlandığı gösterildi ve bakanlığın kuruluş yasasında da bu tür eğitim verme konusunda bir yetkiye yer verilmediğinin altı çizildi. EMO’nun Danıştay’a verdiği dilekçede, yasadaki “Bakan, müsteşar ve her kademedeki bakanlık ve kuruluş yöneticileri, gerektiğinde sınırlarını yazılı olarak açıkça belirlemek şartıyla yetkilerinden bir kısmını astlarına devredebilir” hükmüne göre Kurucular Kurulu’na yetki devri yapılmasının mümkün olmadığı da anlatıldı.



HABER

www.elektrikdergisi.com

ZÜLFIKARLAR HOLDING ILK S/4HANA PROJESINI HAYATA GEÇIRDI

İ

ş süreçlerinin daha sistematik yönetilebilmesi, izlenebilirliğinin sağlanması ve zamandan tasarruf ederken aynı zamanda operasyonel verimliliğin de artırılmasının hedeflendiği proje, Itelligence işbirliği ile gerçekleştirildi. Proje kapsamında başta S/4HANA olmak üzere İş Analitikleri, Bütçe Planlama, CRM, PI, Hazine ve Risk Yönetimi uygulamaları, Çalışan ve Yönetici Portalı (SAP ESS/MSS), WPB, SAP Fiori, SAP Mobile ve Afaria çözümleri başarı ile canlı kullanıma alındı. Zülfikarlar Holding’in her bir çalışan grubu ve departmanı için ayrı ayrı ihtiyaç bazında altyapı oluşturularak yürütülen SAP projesi, yeni teknolojilere uyumlu, hızlı, güvenilir ve entegre bir sistem olması yönüyle farklılaşıyor. Itelligence iş ortaklığı ile pek çok yeni nesil uygulamanın

YERLI YÜZEN ELEKTRIK SANTRALLERI YOLA ÇIKTI

K

aradeniz Holding’in Gana Cumhuriyeti ve Endonezya için ürettiği “yüzen dev elektrik santralleri” bu ülkelere teslim edilmek üzere yola çıktı. Gemilerin suya indirilmesi törenine katılan Enerji Bakanı Ali Rıza Alaboyun, gemilerde incelemede bulunduktan sonra çarpıcı açıklamalarda bulundu. Gemilerin gurur kaynağı olduğunu kaydeden Alaboyun, şöyle konuştu: “Devletseniz her vatandaşınıza

36 Ekim

2015

hayata geçirildiği projede, 150’ye yakın rapor setiyle, hızlı ve entegre raporlama imkanı sunulurken, veriye hızlı erişimin yanı sıra anlık karar destek sistemleri de oluşturuldu. Süreçlerin optimize ve konsolide edilmesi, hem operasyonel hem de raporlama süreçlerinde kullanılan mobil uygulamalar ile saha operasyonlarının anlık olarak takip edilebileceği bir yapıya dönüştürüldü. Aynı zamanda mobil uygulamaların CRM ve iş zekası entegrasyonlarının da gerçekleştirildiği proje kapsamında kredi uygulamalarının limitlerinin belirlenmesinin yanı sıra, limit takibi, kredi veri girişleri ve onaylarına kadar uzanan tüm süreç ve finansal kayıtlar kayıtları oluşturuldu. Sıkıştırılmış veril ile büyük verinin anlık görüntülenebilmesi sağlanan SAP projesi, kullanıcı dostu ihtiyacı görsel ve ihtiyaç bazlı önyüzler ile dizayn edildi.

enerji sağlamak durumundasınız. Enerji sağlamanın en uygun yolu da bugün burada gördüğümüz teknoloji sayesinde, mobil, taşınabilir enerji sayesinde. Karadeniz Holding gerçekten dünyada 1 numara olmayı hak etmiştir ve 1 numaradır”. Alaboyun ayrıca Gana’nın Afrika pazarına girişte önemli bir ülke olduğunu kaydederek, “Gana’daki gelişme potansiyelini gördüm, Gana Afrika’ya giriş kapısı olabilir. Bunun altyapısı hazır görebildiğim kadarıyla, buradaki iş birliği de bunu gösteriyor” diye konuştu.



HABER

www.elektrikdergisi.com

“TÜRKIYE, ENERJI VERIMLILIĞI ILE 2030 YILINA KADAR 2 MILYON KIŞIYE ISTIHDAM SAĞLAYABILIR” SCHNEIDER ELECTRIC ENERJI VERIMLILIĞI MÜDÜRÜ MAHMUT DEDE, TÜRKIYE’NIN ENERJI VERIMLILIĞI POTANSIYELINE DIKKAT ÇEKEREK, “ÜLKEMIZDE ENERJI VERIMLILIĞI POTANSIYELININ EN AZ YÜZDE25 OLDUĞU GÖRÜLÜYOR. BU POTANSIYEL YAN IŞLERLE BIRLIKTE YILDA 150 BIN KIŞIYE IŞ IMKANI YARATABILIR” DIYE KONUŞTU.

S

chneider Electric Enerji Verimliliği Müdürü Mahmut Dede, bu yıl 7.’si düzenlenen Yeşil İş Konferansı’nda ‘Değişimin Yeni Paradigmaları ve Farklı Açılardan Enerji Verimliliği Oturumu’ adlı oturumda, işsizlik konusundan yola çıkarak enerji verimliliğinin istihdama olan etkilerine vurgu yaptı. Dede, tüm dünyada daralan bir istihdam piyasası olduğunu belirterek, “Krizler ve iklim değişikliğinin getirdiği sektörel değişimler istihdam talebinin azalmasına yol açmaktadır. Ülkemizde enerji verimliliği potansiyelinin en az yüzde25 olduğu görülüyor. Bu potansiyel yan işlerle birlikte 150 bin kişiye iş imkanı yaratabilir. Kalkınma Bakanlığı’na göre; sadece enerji verimliğinin, bütün süreçleri Türkiye’de yapılmak kaydıyla 2030 yılına kadar 2 milyonun üzerinde bir istihdam oluşturacağını hesaplandı” dedi. Avrupa Birliği’nin 2030 hedeflerine vurgu yapan Dede, bu hedeflere göre sera gazlarının azaltılmasında mevcut binaların iyileştirilmesinin önemli rolü olduğunu belirterek, binaların iyileştirilmesinde doğrudan istihdam rakamlarının ciddi şekilde arttığını ifade etti. Dede, “Almanya 2001-2006 yılları arasında konutlarda kapsamlı bir iyileştirme programı uyguladı. 5,2 milyar dolarlık kamu teşviki sağladı.

38 Ekim

2015

ABD, ENERJI VERIMLILIĞIYLE 1,5 MILYON KIŞIYE ISTIHDAM SAĞLADI

Schneider Electric Enerji Verimliliği Müdürü Mahmut Dede, aynı yöntemle ABD ve diğer ülkelerin de yeni iş imkanları yarattığına dikkat çekerek şöyle konuştu: “Amerika’da fosil yakıt enerji tüketiminin artış hızının düşmesi sonucunda yaratılamayan bir işe karşılık Enerji Verimliliği alanında 50 yeni iş ortaya çıktı. AB, enerji verimlilik potansiyeliyle yaklaşık 1 milyon yeni iş imkanı doğmasını sağladı. Dünyada 1970’lerden bu yana 20 milyar dolar civarında yatırıma aracılık edildi. ABD’de 1972 – 2006 yılları arasında 45 milyar dolar enerji verimliliği yatırımı ile 56 milyar dolar enerji tasarrufunun yanı sıra 1,5 milyon tam zamanlı iş imkanı yaratıldı.”

20,9 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirdi. Bu süreçte 342 bin apartmanı enerji verimliliği açısından iyileştirdi. Toplam 4 milyar dolar tasarruf edildi. Ayrıca vergi geliri ve istihdam da sağlandı. Bu uygulama,

Almanya’nın emisyon azaltımına yüzde2 katkı sağladı. Almanya Hükümeti, 2005’te bu programı yeniledi ve her yıl 2 milyar dolara çıkardı. Böylece her yıl 25 bin kişiye istihdam hedefi belirledi” şeklinde konuştu.



HABER

www.elektrikdergisi.com

PETROL FIYATLARI ENERJI ŞIRKETLERINI VURDU ULUSLARARASI ENERJI ŞIRKETLERININ 2015 ÜÇÜNCÜ ÇEYREK KAR VE GELIRLERI, PETROL FIYATLARINDAKI DÜŞÜŞ NEDENIYLE AZALDI.

H

am petrol fiyatları hazirandan bu yana yaklaşık yüzde 60 değer kaybetti. Bu durum, uluslararası enerji firmalarının finansal bilançolarını da olumsuz etkiledi. Uluslararası petrol şirketlerinden Shell’in geçen yılın üçüncü çeyreğinde 5,8 milyar dolar olan geliri, bu yılın aynı döneminde 4 milyar dolar düşüş göstererek bu yılın ilk çeyreğinde 1,8 milyar dolar oldu. İngiliz petrol devi BP’nin de karı azaldı. BP’nin karı, geçen yılının üçüncü çeyreğinde 3 milyar dolar olan karı, yaklaşık yüzde 40 azalarak, bu yılın üçüncü çeyreğinde 1,8 milyar dolar seviyesine geriledi. Total’in satışlarında da benzer durum görüldü. Fransız şirketinin üçüncü çeyrek karı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 23 düşüş gösterdi ve 2,8 milyar dolar oldu. Norveçli petrol şirketi Statoil de düşük petrol fiyatlarından etkilenen şirketlerden biri oldu. Firmanın kazancı geçen yılın üçüncü çeyreğinde 3,6 milyar dolar iken bu yılın aynı döneminde 1,97 milyar dolara gerileyerek yüzde 47’lik düşüş kaydetti.

İtalyan enerji şirketi Eni, geçen yılın üçüncü çeyreğinde 1,88 milyar dolar kar ederken, bu yılın üçüncü çeyreğinde 1,05 milyar dolar zarar ettiğini açıkladı. Aynı dönemde, Çin’in milli petrol şirketi PetroChina’nın karı yüzde 81,4 azalarak 4,42 milyar dolardan 820 milyon dolara gerilerken, Çin Petrol ve Kimya Şirketi Sinopec’in aynı dönemde karı yüzde 91,5 azalarak bu yılın üçüncü çeyreğinde 260 milyon dolara düştü. Petrol fiyatlarındaki düşüş ABD’li büyük petrol şirketlerini de olumsuz etkiledi. ABD’li petrol devi ExxonMobil’in geçen yılın üçüncü çeyreğindeki 8,07 milyar dolarlık geliri yüzde 47 azalarak bu yılın üçüncü çeyreğinde 4,24 milyar dolara geriledi. ABD’li petrol şirketi Chevron’un da geliri, aynı dönemde, yüzde 64 azalarak, 5,59 milyar dolardan 2,04 milyar dolara düşerken, bir başka ABD’li petrol devi ConocoPhillips de geçen yılın üçüncü çeyreğinde 2,7 milyar dolar gelir elde ederken, bu yılın üçüncü çeyreğinde 1,1 milyar dolar zarar ettiğini açıkladı.

AKSARAY ENERJI GES KURULUMLARINA BAŞLADI

A

ksaray Enerji, Elazığ İl Özel İdaresi Sivrice Arıtma Tesisi’nde, Arıtma Tesisi’nin işleminde kullanılacak olan elektrik ihtiyacı için 457 kWp gücünde Güneş Enerji Santrali kurulumuna başladı. Santralin kurulacağı alanın alt yapı işlemlerine başlanmış olup arazide çelik konstrüksiyonların yerleştirileceği beton kalıpların atılması işlemine devam edilmekte. Tesis en kısa zamanda tamamlanarak güneş severlerle buluşturulan santraller arasında yer alacağı belirtildi.

40 Ekim

2015


Ö Z G E N

Üretim

E L E K T R Ý K

V E

T Ý C A R E T

Ta a h h ü t

A . Þ .

Müþavirlik

Bus-Bar Sistemleri • Ana Daðýtým Panolarý • Çekmeceli Panolar • MCC Panolar • Aydýnlatma ve Priz Panolarý Mimik Kumanda Panolarý • Metal Clad Hücreler • Metal Köþkler • Mobil Köþkler Fiberoptik Altyapýlar Havaalanlarý • Raylý Sistemler • Otoyol ve Tüneller • Pompa Ýstasyonlarý • Hidroelektrik Santraller Trafo Merkezleri • Silo Tesisleri • Endüstriyel Tesisler

1. Organize Sanayi Bölgesi Göktürk Caddesi No:8 06935 Sincan - Ankara 0(312) 267 10 25 0(312) 267 10 28 info@ozgen.com

w w w . oz g e n . co m


HABER

www.elektrikdergisi.com

İ

IGDAŞ HALKA ARZ OLUYOR ISTANBUL BÜYÜKŞEHIR BELEDIYE BAŞKANI KADIR TOPBAŞ, IGDAŞ’IN HALKA ARZINA ILIŞKIN, “EN KISA ZAMANDA ŞIRKETIMIZI HALKIMIZA AÇACAĞIZ. BURADA HIÇ YAPILMAYAN BIR ŞEYI YAPACAĞIZ. IGDAŞ ISTANBUL’UN BIR DEĞERI OLDUĞU IÇIN, ÖNCE ISTANBULLU ABONELERE SATIŞ YAPILACAK” AÇIKLAMASINDA BULUNDU. BELEDIYEDEN YAPILAN AÇIKLAMADA GÖRE, TÜRKIYE’DEKI DOĞALGAZ TÜKETIMININ YÜZDE 50’SINI ISTANBUL’DAKI 5,5 MILYON ABONENIN YAPTIĞI BELIRTILDI.

GDAŞ’ın özelleştirilmesi hususu üzerinde çalıştıklarını dile getiren Topbaş, yurt içi ve dışından birçok doğalgaz firmasının gözlerinin İGDAŞ’ın özelleştirilmesinde olduğuna dikkati çeken Topbaş, “İGDAŞ’ın blok satışı için hazırlıkları yaptık ancak bazı konuları dikkate aldığımızda şirketimizi halka açma kararı aldık. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakanımız Ahmet Davutoğlu ile bu konuyu görüştük, çok uygun gördüler” dedi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin İGDAŞ’ın halka arzında biraz maddi kaybının olabileceğini anımsatan Topbaş, şunları kaydetti: “İGDAŞ halkımızın olsun diye bunu göze aldık. Hazırlıkları yapıyoruz. En kısa zamanda şirketimizi halkımıza açacağız. Burada hiç yapılmayan bir şeyi yapacağız. İGDAŞ İstanbul’un bir değeri olduğu için, önce İstanbullu abonelere satış yapılacak. Önce İstanbullu abonelerimiz alsın, daha sonra Türkiye ve dünyaya arz da yaparız. Mümkünse önce İstanbullu abonelere satış yapılacak.”

ISKI DE RÜZGAR ENERJISI KULLANACAK

3

. Uluslararası Sürdürülebilir Su Kongresi kapsamında gerçekleştirilen Sürdürülebilir Atık Yönetimi Paneli’nde konuşan İSKİ Genel Müdür Yardımcısı Alişan Koyuncu, İSKİ’nin enerji ihtiyacının büyük olduğunu, bunun da şehrin engebeli yapısından ve tarih boyunca olduğu gibi bugün de İstanbul’a şehir dışından su sağlanmasından kaynaklandığını aktardı. Koyuncu, İzmir’deki kongrede yaptığı konuşmada İSKİ’nin enerji giderlerini düşürmek için geliştirdiği projelerden de söz etti. Baraj havzalarına kurulacak rüzgâr türbinleri ile ihtiyaç duydukları enerjiyi kendilerinin üreteceğini belirten Alişan Koyuncu, fizibilite çalışmalarının tamamlandığını, gerekli izinlerin alınmasının ardından projenin hayata geçirileceğini söyledi. Melen İsale Hattı üzerinde hayata geçirmeyi düşündükleri projenin dünyaya örnek olma özelliği taşıdığını belirten Genel Müdür Yardımcısı Koyuncu, “Melen suyunu İstanbul’a ulaştırmak için 180 km uzunluğunda bir isale hattı inşa etmiştik. Şimdi de Melen İsale Hattı’nın uygun yerlerini rüzgâr enerjisi elde etmek için değerlendirmek istiyoruz. Yani İSKİ olarak inşallah hem Melen’den su taşımış, hem de bu hat üzerinde enerji üreterek ülkemize katkı sağlamış olacağız” dedi.

42 Ekim

2015


YÜKSEK VERİMLİ ATLAS 5000 SERİSİ ONLINE UPS

10-800 kVA Güç Aralığı nTek Kabinde 800 kVA Güç nIGBT Redresör ve İnvertör Giriş PFC Devresi nAktif Giriş Akım Harmonik Düzeltme nTHDv <3% n%93’e varan Yüksek Verim nParalel Çalışabilme nRejeneratif Yükleme Kapasitesi nDSP Kontrollü nGelişmiş Grafik LCD Panel nEko Modu n500 adede kadar olay kaydı nAcil Stop (EPO) nİsteğe Bağlı SNMP Haberleşme nMobil UPS Sistemlerinde Kullanılabilme nCE Sertifikalı nÖnemli Askeri ve Sivil Referanslar n n


HABER

www.elektrikdergisi.com

31 MART ELEKTRIK SISTEM ÇÖKMESI NEDENLERI AÇIKLANDI

E ENERJISA, ÜÇ HIDROELEKTRIK SANTRALINI SATABILIR SABANCI VE ALMAN E.ON’UN ORTAKLIĞI OLAN ENERJISA, ŞIRKETIN BORÇ SEVIYESINI DÜŞÜRMEK AMACIYLA YATIRIM SÜREÇLERI DEVAM EDEN VE TOPLAM 900 MW KURULU GÜÇTE PLANLANAN ÜÇ HIDROELEKTRIK SANTRALININ (HES) SATIŞINI HEDEFLIYOR.

H

alka arzını en erken 2017 yılının üçüncü çeyreğine öteleyen Enerjisa, Siirt ve Muş’taki toplam kurulu güçleri 900 MW olarak planlanan üç hidroelektrik santralinin (HES) satışı için düğmeye bastı. Farklı kaynaklardan alınan bilgiye göre, söz konusu santraller 400 MW kurulu güce sahip olması planlanan Siirt’teki Botan Çayı üzerindeki Pervari HES, Muş’ta Murat nehri üzerinde bulunan 280 MW’lık Alpaslan II HES ve Siirt il sınırlarında yer alan 168.4 MW’lık İncir HES. Sabancı Holding Enerji Grup Başkanı Mehmet Göçmen, 22 Ekim’de düzenledikleri basın toplantısında, enerji sektöründe fiyatların düştüğünü, arz fazlası olduğunu belirterek, “Türkiye elektrik sektöründe yatırımların sürdürülebilir olması için, sektörün finansal sürdürülebilirliğinin güvence altına alınması; sektörde bulunan şirketlerin sermaye yapıları ve bilançolarının iyileştirilmesi gerekiyor” demişti. Enerjisa’nın mevcut durumda 2.500 MW olan kurulu gücü, devam eden yatırımlarının Nisan 2016’da devreye girmesi ile 3.500 MW’a çıkacak. Enerjisa, 2020 yılında enerjide ulaşmak istediği toplam kapasite hedefini 7.500 MW’den 5.000 MW’ye düşürmüş ardından yaptığı açıklamalarda kurulu güç hedefleri olmadığını, stratejilerinin verimlilik ve kâr odaklı olduğunu vurgulamıştı.

44 Ekim

2015

NTSO-E Türkiye Proje Grubu ve TEİAŞ tarafından ortaklaşa olarak hazırlanan 31 Mart Sistem Çökmesi Raporu yayınladı. Raporda özet olarak şu ifadelere yer verildi: “2003 ve 2006 yıllarında Batı Avrupa’da meydana gelen büyük elektrik kesintileri sonrasında, 31 Mart 2015 tarihinde meydana gelen elektrik kesintisi Kıta Avrupası sisteminde, son 15 yılın üçüncü önemli arızası olmuştur. Üç arızanın tümünde de anormal frekans sapmalarına bağlı olarak yüksek koridor yüklenmeleri, düşük frekanslı yük atmaları ve uygun olmayan elektrik santrali davranışı gibi benzer nitelikler bulunmaktadır. Ancak, Türkiye – ENTSO-E Kıta Avrupası arayüzünde alınmış olan önlemler sayesinde 31 Mart 2015 arızası esas olarak Türkiye’yi etkilemiş ve diğer enterkonnekte sistemlerin işletilmesi üzerinde bir etkisi olmamıştır. Kesinti Türkiye’nin komşularını etkilememiş ve sorun Türkiye elektrik sistemi içinde tutulmuştur. Türkiye için bile, kritik altyapı teçhizatının kendi acil durum güç kaynaklarına sahip olması ve elektrik sisteminin oldukça kısa sürede toparlanması nedeniyle, sistem çökmesi ufak etkilere neden olmuştur. Örneğin Türkiye’deki mobil iletişim çökme süresi boyunca etkin kalmış ve hava trafiği de etkilenmemiştir.”



HABER

www.elektrikdergisi.com

BOSCH’TAN ENERJI VE BINA TEKNOLOJILERI IÇIN AKILLI BAĞLANABILIRLIK BOSCH, AKILLI BAĞLANABILIRLIK ILE ENDÜSTRI, KURUMLAR VE KONUTLARA YÖNELIK ENERJI VE BINA TEKNOLOJILERI GELIŞTIREREK IŞLETME MALIYETLERINI AZALTMAYI HEDEFLIYOR.

B

osch, bir yandan enerji ve maliyet tasarrufu beklerken diğer yandan da konfor ve güvenliğin artmasını talep eden müşterilerine, ‘Akıllı Bağlanabilirlik’e sahip enerji ve bina teknolojisinden oluşan entegre çözümlerle cevap veriyor. Bu çözümler; ısıtma, sıcak su, havalandırma, klima, izinsiz giriş ve yangınlara karşı koruma, tesis yönetimi, elektrik üretimi ve enerji depolama gibi alanları kapsıyor. Bosch Grubu Enerji ve Bina Teknolojilerinden Sorumlu Yönetim Kurulu üyesi Dr. Stefan Hartung, “Teknik sistemlerdeki uzmanlığımız ve bölgesel pazarlara yönelik anlayışımız, bize başarının kapılarını açmaya devam ediyor. Bosch, teknolojik uzmanlığı, sahip olduğu geniş bayi ağıyla enerji ve bina teknolojileri pazarında iyi bir konuma sahip... Portföyümüzü ve pazardaki mevcudiyetimizi stratejik bir şekilde büyütüyoruz” dedi. Bosch olarak, bina ve enerji sistemleri

46 Ekim

2015

otomasyonunun ön şartı olarak, nesnelerin interneti üzerinden bilgilerin cihazlara aktarılmasını, yani bağlanabilirliği gördüklerini vurgulayan Dr. Hartung, “Bu faktörler bize sürdürülebilir bir büyümenin yolunu açıyor” diye konuştu. Bosch çözümleri müşterilere, verilerinin ne şekilde kullanılacağına kendilerinin karar vermesini sağlayarak yardımcı oluyor. Ağa bağlı ürünlerin güvenliği için belirli standartlar tanımlayan bir yetkinlik merkezini de kullanıcıların hizmetine sunuyor. Bosch, Güvenlik Sistemleri ve yangından koruma ekipmanlarının kontrolü konusunda BIS (Bina Entegrasyon Sistemi) gibi binalara yönelik kapsamlı ağa bağlı çözümler geliştirmeye ve sunmaya devam ediyor. Şirket ayrıca, bina tesisatlarının uzaktan takibi ve bakımını içeren bir EffiLink platformuyla teknisyene ihtiyaç olmadan arızaları yüzde 60 oranında hızlı bir şekilde çözmeyi mümkün kılıyor.



HABER

www.elektrikdergisi.com

ENERJIMIZIN YÜZDE 20’SI BOŞA GIDIYOR TÜRKIYE GAZBETON ÜRETICILERI BIRLIĞI KOMITE ÜYESI NURI ERTOKAT YAPTIĞI AÇIKLAMADA, “BINALARDA ISI YALITIMININ OLMAMASI ÜLKEDEKI ENERJI KULLANIMININ YÜZDE 20’SININ BOŞA GITMESINE SEBEP OLUYOR” DEDI. TÜRKIYE GIBI ENERJISININ ÇOK BÜYÜK BIR ÇOĞUNLUĞUNU DIŞARIDAN ALAN BIR ÜLKE IÇIN GÖZDEN KAÇIRILMAMASI GEREKEN BIR DURUM.

T

SE tarafından hazırlanan ve Aralık 2013’te yayınlanan TS 825 “Binalarda Isı Yalıtım Kuralları” standardının, halen Resmi Gazete’de yayınlanmadığı için uyulması zorunlu standart özelliğini kazanamadığına dikkat çeken TGÜB Teknik Komite Üyesi Nuri Ertokat; “Aralık 2013 den bu yana tüm ülke genelinde yapılan bina projelerinde ısı yalıtımı bakımından ülkemiz yüzde 20 civarında enerjiyi sokağa atmaktadır. Hem daha fazla enerji tüketiyoruz hem de bir o kadar CO2 emisyonunu atmosfere bırakarak çevrenin iyice kirlenmesine neden oluyoruz. Halen çok çeşitli ısı yalıtım hesaplarında, Mayıs 2008 tarihinde yayınlanmış olan TS 825 kullanılmaktadır. Aralık 2013 tarihli TS 825 incelendiğinde, Mayıs 2008 tarihli TS 825 deki yalıtım yaptırımları, yaklaşık yüzde 20 civarında arttırılmış durumda olduğu gözlemlenmektedir” dedi. “Enerji Verimliliği Strateji Belgesi”ne göre, ülkemizde tüketilen enerji miktarının, 2011 yılı

48 Ekim

2015

değerlerine göre 2023 yılına gelindiğinde en az yüzde 20 azaltılması hedeflendiğini belirten Ertokat; “Bu belgede hedefler 7 başlık altında toplanmıştır. Binaların enerji taleplerini ve karbon emisyonlarını azaltmak ve yenilenebilir enerji kaynakları kullanan sürdürülebilir çevre dostu binaları yaygınlaştırmak ise en önemli iki madde olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye Gazbeton Üreticileri Birliği olarak bu konuda elimizden geleni yapmaktayız. Fakat,bu hedefe ulaşabilmek için yürürlükteki mevzuatın, AB uygulamaları paralelinde revize edilmesi gerekmektedir. Böylece binaların, kullanım amacına (otel, hastane, mesken, okul, AVM) binanın bulunduğu bölgenin iklim koşullarına (sıcaklık, rüzgar etkisi vb) mimari tasarımına (yönlendirme vb) ve yürürlükteki zorunlu standartlara (TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Kuralları) uygun inşa edilme durumuna göre, azami yıllık enerji talebi belirlenecek ve söz konusu enerji karşılığı atmosfere salınacak azami CO2 emisyon miktarı hesaplanarak, sınır değerleri aşan projelere inşaat ruhsatı verilmeyecektir. Mevcut binaların da iyileştirilmek suretiyle bu sınır değerlere yaklaştırılması özendirilecektir” dedi. Konvansiyonel enerji rezervlerinin kısıtlı miktarda olması nedeniyle enerji tüketimi konusunda tüm dünyada dikkatli davranıldığını ve her alandaki enerji tüketimini en aza indirmek için yasal düzenlemeler yapılmakta olduğuna dikkat çeken Ertokat; “Gelişmiş ülkelerin enerjinin tasarrufunda gösterdikleri hassasiyeti izliyoruz. Neredeyse sıfır enerji tüketen binalar yapmaya çalışıyorlar. Fakat maalesef ülkemizde yapılarda dahi ısı yalıtımına bağlı enerji verimliliğini sağlamak adına bile gerekli adımlar atılamamaktadır. Bu enerji sarfiyatı ve çevre kirliliğinin yanı sıra konut tüketicilerinin ısıl konforu düşük, sağlıksız yapılarda yaşamasına neden olmaktadır” dedi.


Elektriksel CAD çizimi için özelleştirilmiş AutoCAD ile hızlanın

Hızlı Elektriksel CAD

3B CAD Bağlantısı

Hepsi Bir Arada Çözüm

Pi Mobility izniyle

Neden AutoCAD yerine AutoCAD Electrical?

Autodesk Inventor Professional ile birlikte çalışma ve 3B E/CAD

Ürün tasarımı süreci için baştan sona çözüm

1. Kapsamlı sembol kütüphaneleri 2. Otomatik kablo numaralandırma ve bileşen etiketleme 3. Otomatik proje raporları 4. Gerçek zamanlı hata kontrolü 5. Gerçek zamanlı bobin ve kontak çapraz referanslandırma 6. Akıllı panel düzen çizimleri yaratma 7. Özel elektrik çizim özellikleri 8. Otomatik olarak hesap tablolarından PLC I/O çizimleri yaratabilme 9. Müşteriler ve tedarikçiler ile çizimleri paylaşma ve değişiklikleri izleyebilme 10. Mevcut çizimlerin yeniden kullanılabilmesi

1. Elektriksel CAD ile Mekanik CAD bağlantısı 2. AutoCAD Electrical ve Autodesk Inventor Professional arasında veri ilişkiselliği 3. Inventor'un 3B arayüzünde tasarıma devam edebilme 4. Çift taraflı senkronizasyon 5. Alt yüklenici ya da iş veren olarak projeye dahil olma 6. Inventor ile işlevsel 3B Kablo ve Hat Tasarımı 7. Kablo listesinin dışarıdan alınması 8. 3B konnektör kütüphanesi 9. Otomatik malzeme listesi (BOM)

1. Tekil lisanslama yerine, Autodesk Product Design Suite ile birlikte alınabilir 2. Elektriksel CAD ile tüm ürün tasarım sürecini birleştirme 3. Uygun maliyetli yatırım avantajı 4. Tüm tasarım ekibinin yerel veri ile çalışması ve sorunsuz veri paylaşımı 5. Tasarımın her anında elektriksel CAD ile ürün tasarım uyumunu denetleme 6. Ürün tasarımında vurgulanması gereken elektromekanik alt yapının en iyi şekilde ifade edilmesi 7. Pazarlama dökümanlarının, tasarım bitmeden hazırlanabilmesi

Autodesk is a registered trademark of Autodesk, Inc., and/or its subsidiaries and/or affiliates in the USA and/or other countries. Autodesk reserves the right to alter product and services offerings, and specifications and pricing at any time without notice, and is not responsible for typographical or graphical errors that may appear in this document. © 2015 Autodesk, Inc. All rights reserved.


HABER

www.elektrikdergisi.com

STAR RAFINERISI’NDE SONA YAKLAŞILIYOR AZERBAYCAN DEVLET PETROL ŞIRKETI SOCAR’IN TÜRKIYE BAŞKANI KENAN YAVUZ, PETKIM KAMPÜSÜ IÇINDE YAPIMI DEVAM EDEN STAR RAFINERISI’NDE ALTYAPININ YÜZDE 95 ORANINDA TAMAMLANDIĞINI BELIRTEREK, 2018 YILINDA ÜRETIME BAŞLAYACAK TESISIN, ÜLKE EKONOMISINE YILLIK 2-2.5 MILYAR DOLAR DÖVIZ TASARRUFU SAĞLAYACAĞINI BILDIRDI.

R

afinerinin 2018 yılı itibarıyla üretime başlamasının hedeflendiğini anlatan Yavuz, bu kapsamda hummalı bir çalışmanın devam ettiğini ifade etti. Yavuz, “Rafineride ilerleme olarak yüzde 33’ünü tamamladık diyebiliriz. Bugüne kadar 2 milyar dolarlık harcama yaptık. Altyapı, yüzde 95 oranında tamamlandı. Şu anda makine ve ekipman montajının yapılabilmesi için gerekli altyapılar kuruluyor. Rafineri ekipmanlarının gelmesi bu

ZORLU ENERJI YATIRIMA HAZIRLANIYOR ZORLU DOĞAL ELEKTRIK ÜRETIMI, TOPLAM 815 MILYON DOLAR TUTARINDA 14 YIL VADELI KREDI SÖZLEŞMESI IMZALADI.

50 Ekim

2015

ay sonundan itibaren başlıyor. 2016 ve 2017 yılları tank yapımları, makina ve ekipmanların montajlarıyla geçecek. 2018 başında da rafineri hizmete girmiş olacak” diye konuştu. Halen inşaatta 4 bin kişinin çalıştığını, bunun gelecek yıl 10 bine ulaşacağını kaydeden Yavuz, çalışanların yüzde 98’inin Türk işçi ve mühendislerden oluştuğunu, bunu, rafineri yapım teknolojisinin öğrenilmesi açısından çok önemsediklerini söyledi.

Ş

irketten KAP’a yapılan açıklamaya göre Zorlu Doğal Elektrik Üretimi AŞ, mevcut borçlarının refinansmanı ve Denizli ilinde kurmayı planladığı Kızıldere 3 jeotermal enerji santrali yatırımının finansmanında kullanılmak üzere, 27 Ekim 2015 tarihinde Akbank T.AŞ, Türkiye Garanti Bankası AŞ, Türkiye Iş Bankası AŞ ve Türkiye Sınai Kalkınma Bankası AŞ ile 785 milyon Amerikan Doları nakit, 30 milyon Amerikan Doları gayrinakit olmak üzere toplamda 815 milyon Amerikan Doları tutarında ve 14 yıl vadeli bir kredi sözleşmesi imzaladı. Daha önce Zorlu Enerji Ceo’su Sinan Ak kredinin Toshiba’dan türbin alımı için de kullanılacağını söylemişti.



HABER

www.elektrikdergisi.com

GENERAL ELECTRIC, BIST’IN ÇÖZÜM ORTAĞI OLDU GENERAL ELECTRIC (GE) VE BORSA ISTANBUL’UN TÜRKIYE’DEKI GIRIŞIM EKOSISTEMINI GÜÇLENDIRMEK IÇIN IŞ BIRLIĞI YAPMASINI IÇEREN MUTABAKAT ANLAŞMASININ IKI KURUM ARASINDA IMZALANMASIYLA BIRLIKTE GE, BORSA ISTANBUL ÖZEL PAZAR’IN “ENERJI VE SAĞLIK TEKNOLOJILERI” ALANLARINDAKI “ÇÖZÜM ORTAĞI” OLDU.

G

eneral Electric (GE) ile Borsa İstanbul; sağlık, enerji ve endüstriyel internet hedefli olmak üzere, Türkiye’deki teknoloji ve yenilik odaklı girişimcilik ekosistemini güçlendirmek amacıyla işbirliği yapmak ve birbirlerine destek olmak konusundaki Mutabakat Anlaşmasını 27 Ekim 2015 tarihinde İstanbul’da imzaladı. Mutabakat anlaşmasında, GE program ve/veya iş ortakları, grup şirketleri, iştirakleri vb. girişimci şirketlerin finansman ve likidite ihtiyaçlarının Özel Pazar üzerinden karşılanmasına yönelik olarak ortak çalışmalar yapılması, GE’nin girişimci koç ve mentorlarının Özel Pazar’da yer alan ve sağlık ve enerji alanlarında faaliyet gösteren girişimcilere iş rehberliği (mentorluk) desteği sağlaması, tarafların girişimcilere yönelik olarak yaptıkları çalışmalar ve etkinlikler ile bu yönde verdikleri hizmetlerin duyurulması ve tanıtımında birbirlerine destek olmaları, birbirlerinin girişimcilikle ilgili etkinliklerine aktif olarak katılmaları, GE’nin girişimcilik programlarına dahil olan ve Özel Pazar kriterlerini sağlayan şirketlerin Özel Pazar’a yönlendirilmesi, bu şirketlerin Özel Pazar üyeliklerinin Borsa İstanbul tarafından desteklenmesi ve üyelik ücretlerinde indirim yapılması, girişimci şirketlerin GE’nin girişimcilikle ilgili programlarına katılmalarının teşvik edilmesi gibi konular yer alıyor. Bu kapsamda taraflar, Özel Pazar’a üye olan

52 Ekim

2015

girişimci şirketlere büyüme ve kurumsallaşma için, finansman dışında ihtiyaç duydukları mentorluk, eğitim ve danışmanlık hizmetlerinin verilmesi konusunda işbirliği yapacaklar. GE mentorları Enerji ve Sağlık Teknolojileri alanında faaliyet gösteren Özel Pazar şirketlerine mentorluk desteği verecekler. Bu anlaşmayla birlikte BİST, GE’yi Özel Pazar’ın “Enerji ve Sağlık Teknolojileri” alanlarındaki “Çözüm Ortağı” olarak konumlandırmış oluyor. General Electric’in Özel Pazar’ın çözüm ortaklarından biri olmasının girişimci şirketlerin gelişimine katkı sağlayacağını vurgulayan Borsa İstanbul Genel Müdür/CEO’su Tuncay Dinç sözlerine şöyle devam etti: “Dünyanın önde gelen şirketlerinden General Electric ile bu mutabakat anlaşmasını imzalamaktan memnuniyet

duyuyoruz. Gerçekleştirdiğimiz iş birliği sayesinde Türkiye’deki teknoloji ve yenilik odaklı girişim eko sistemine katkı sağlamayı amaçlıyoruz. Bu mutabakat zaptıyla birlikte gelecekte Özel Pazar’a üye şirketlerimize büyük katkılar sağlayacağımıza inanıyoruz.” İmza sonrasında yaptığı açıklamada General Electric (GE) Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Canan M. Özsoy “Borsa İstanbul Özel Pazar ile birlikte Türkiye’de inovasyon ekosisteminin güçlenmesi, genç fikirlerin ürüne, ürünlerin katma değerli şirketlere dönüşmesine patent pazarıyla katkıda bulunmak üzere işbirliği anlaşması imzalamaktan memnuniyet duyuyoruz. Bu protokolün, birlikte yapacağımız çalışmaların ilk kilometre taşı olduğunu ve bundan sonra yapacağımız pek çok değerli çalışmaya imza atacağımızı bildirmek isterim.” dedi.


Botaş LNG M.Ereğlisi Raf inerisi çekmeceli pano değişimini

Garagoel Petrol Platformu Türkmenistan Hazar Denizi


HABER

www.elektrikdergisi.com

ETD, “ENERJI TICARETI VE RISK YÖNETIMI EĞITIMI” DÜZENLEDI ETD’NIN “RISK YÖNETIMI BILINCINI ARTTIRMA” VE “RISK YÖNETIMI METODOLOJILERI”NIN KULLANIMINI YAYGINLAŞTIRMA STRATEJISI PARALELINDE, ETD EĞITIM ÇALIŞMA GRUBU’NUN HAZIRLADIĞI ISTANBUL ENERJI TICARETI VE RISK YÖNETIMI GÜNÜ EĞITIM PROGRAMI, SABANCI CENTER’DA GERÇEKLEŞTIRILDI.

S

ektör katılımcılarının yanı sıra, enerji sektöründe faaliyet gösteren aracılık, danışmanlık, teknolojik servis sağlayıcılığı yapan firmalar ve finansal kuruluşların temsilcilerinin katıldığı etkinlik 200 kişinin üzerinde bir katılımla gerçekleşti. ETD Yönetim Kurulu Başkanı Cem Aşık yaptığı açılış konuşmasında enerji ticaret hacminin gelişmesiyle birlikte “risk hacminin ve risk çeşitliliğinin de arttığın”dan bahsederek, “risk yönetimi bilincinin yaygınlaştırılması”nın önemine dikkat çekti. Programın hazırlanışı ve ETD çalışmaları hakkında da bilgiler veren AŞIK, çalışma gruplarının ve üyelerin bu gruplara katkılarının önemine vurgu yaptı. Bu eğitimin, Türkiye’de bu kapsamda ve yaygın katılımla yapılan ilk “Risk Yönetimi” eğitimi olduğunu söyleyen AŞIK, “Risk Yönetimi ve Ticaret“ konularında daha kapsamlı ve “Sertifikalı Eğitimler” de planladıklarını ilave etti. 19 konuşmacı ve panelistin yer aldığı program Enerjisa’dan Caner Yurdakul’un moderatörlüğünde gerçekleşti. Yedi sunum ve üç panelden oluşan seminerde; T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından yürütülen “Elektrik Piyasalarında Risk yönetimi ve Finansal Modelleme” çalışması ve bu kapsamda düzenlenen anketin de tanıtım sunumu yapıldı.

54 Ekim

2015

ETD’nin düzenlediği “ Risk Yönetim Bilincini Arttırma” ve “ Risk Yönetim Metodolojileri”nin anlatıldığı eğitim seminerinde Enerjisa, Garanti Bankası, 2M, Fina, Aksa, Danske, ETKB – SGB, Naksan, Limak, Iş Yatırım, Borsa Istanbul, Gama, RWE, Statkraft, AGE, E.On firmalarından konuşmacılar ve katılımcılar yer aldı.



HABER

www.elektrikdergisi.com

SOMA’DA SENTETIK PETROL ÜRETILECEK MANISA SOMA’DA, LINYIT VE BIYOKÜTLEDEN SAATTE 250 KILO KAPASITELI SENTETIK PETROL ÜRETIMINE YILSONUNA KADAR BAŞLANIYOR.

E

nerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Ali Rıza Alaboyun, “Sentetik Petrol Pilot Üretim çalışmalarının ardından bölgede ilk etapta 4 GW Termal kapasiteli bir tesis kurulacak. Yıllık 500 milyon dolarlık sentetik petrol üretilmesini planlıyoruz” dedi. Bakan Alaboyun, “Asıl hedefimiz enerji ithalatımızın yaklaşık yüzde 5’ini karşılamak ve 2 milyar doların üzerinde sentetik petrol üretimi sağlamak” diye konuştu. Bakan Alaboyun, 2009 yılında Bakanlığa bağlı Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ), Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü (YEGM) ve TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (TÜBİTAK MAM) işbirliğinde Biyokütle ve Kömür Karışımlarından Sıvı Yakıt Üretimi (TRIJEN) adıyla bir Ar-Ge projesi başlatıldığı bilgisini verdi. İlk çalışmaların TÜBİTAK-MAM Gebze yerleşkesinde laboratuvar bazlı olduğunu aktaran Alaboyun, “2015 yılı sonuna kadar Türkiye Kömür İşletmeleri Soma ELİ Müessesesinin depilot üretime başlıyoruz. Saatte 250 kg kapasiteli linyit ve biyokütle (fındık kabuğu veya zeytin prinası-zeytinyağı atığı karışımı) ile günde 6-7 varil sentetik petrol üreteceğiz” dedi. Geçen yıl Türkiye’de 55 milyar dolarlık enerji ithalatı yapıldığını hatırlatan Alaboyun, şunları söyledi; “Biz bu teknoloji ile ithal ettiğimiz enerjiye ayrılan bütçeden hatırı sayılır bir oranda tasarruf etmiş olacağız. Pilot uygulamanın ardından önümüzdeki

MADENCILERDEN, MADENCILIK BAKANLIĞI TALEBI

Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Mevlüt Kaya, ihracatını son 10 yılda katlayarak artıran, tamamen yerli kaynaklarla üretim yapması nedeniyle katma değeri en yüksek olan sektörler arasında yer alan madenciliğin, ülke ekonomisine verdiği katkının potansiyelinin çok altında olduğunu söyledi. Türkiye’de çok ciddi maden kaynaklarının bulunduğunu, mermer ve traverten gibi birçok doğal taş türünde dünyanın en büyük rezervlerine sahip olduklarını anlatan Kaya, “ekmeğini taştan çıkaran” bu sektörün sorunlarını aktarmak için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Ali Rıza Alaboyun ile görüştüklerini ve beklentilerini ifade ettiklerini söyledi. Görüşmede, sektörün uzun süredir beklentisi olan “Madencilik Bakanlığı” kurulması talebinin altını çizdiklerini ifade eden Kaya, Bakan Alaboyun’dan gördükleri desteğin kendilerini heyecanlandırdığını ve seçim sonrası için umutlandıklarını söyledi. Kaya, şöyle konuştu: “Sürekli yenilenen ve büyüyen, her yıl

56 Ekim

2015

yıl, Soma bölgesinde 4 GW termal kapasiteli bir tesis kurulacak. Yıllık 500 milyon dolarlık sentetik petrol üretilmesini amaçlıyoruz. Hedefimiz, bu tesislerimizin sayısını artırarak, enerji ithalatımızın yaklaşık yüzde 5’ini karşılamak ve 2 milyar doların üzerinde sentetik petrol üretimini sağlamak.” Kömürün sıvılaştırılması gibi özel bir konuda Türk mühendislerinin uzmanlaşmasının önemine de vurgu yapan Alaboyun, “Dünyada temiz kömür teknolojisi kapsamında yürütülen çalışmalarda, ülkemiz de kendi teknolojisini geliştirerek, söz sahibi olabilecek konuma gelecektir” diye konuştu.

farklı farklı madenlerin tespit edildiği bir alanın bağımsız bir bakanlık tarafından idare edilmesi gerekiyor ama en azından geçiş döneminde Başbakanlığa bağlı bir müsteşarlık tarafından götürülmesi, tek elden idare edilmesi, sorunların daha derin incelenmesi anlamında çok önemli. Diğer sektörler bakanlık kurulmasından yüzde 3-5’lik ivme kazanacakken bizim sektörümüz, yüzde 100’lük bir ivme kazanacaktır. Seçimlerden sonra bu yönde adımlar atılması yönünde beklentimiz var.” Kaya, sektörün özellikle izin ve yasal düzenlemelerde daha hızlı davranılması beklentisiyle bakanlık ya da müsteşarlık beklentisi içinde bulunduğuna dikkati çekerek, “Dünyada taş modası da giyimde olduğu gibi sürekli değişiyor. Türkiye’nin en büyük avantajı her tür modaya uygun yataklarının olması ama moda olan bir taşla ilgili ocak açma, üretim yapma izinlerinin çıkması uzun bir süreç alıyor. Bazen izin çıkana kadar taşın modası geçiyor. Yasal izinler ve düzenlemeler için 2 yıl bekleyen madencilerimiz var, bu durum ihracatımızı olumsuz etkiliyor. Halbuki madencilikle ilgili bir bakanlık ya da müsteşarlık olsa bu sürelerin önemli ölçüde azalacaktır” diye konuşt



HABER

www.elektrikdergisi.com

KANIJE RÜZGAR ENERJISI SANTRALI ELEKTRIK ÜRETMEYE BAŞLADI GÜRIŞ’IN IŞTIRAKI OLAN DERNE TEMIZ ENERJI ÜRETIM A.Ş’NIN YATIRIM, YAPIM VE IŞLETME PROGRAMINDA YER ALAN 64 MW’LIK KANIJE RES ELEKTRIK ÜRETIMINE BAŞLADI.

1

15 metre türbin yüksekliğine sahip olan Kanije RES, Siemens SWT-3.2-113 DD türbin ile Direct Drive teknolojisini kullanarak hayata geçirildi. Kanije RES’te yılda 224.300.000 kWs elektrik üretilecek. Güriş’in yüzde 100 iştiraki olan Derne A.Ş.’ye ait 3 adet RES lisansı olup tamamı yapım aşamasında. 64MW Kanije RES’den sonra 25.4MW Zeliha RES ve 80MW Fatma RES’de 2016 yılı içinde elektrik üretimine başlayacak. Güriş İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Müşfik Yamantürk, Türkiye’de ve dünyada rüzgar enerjisine yapılan yatırımlardaki artışa dikkat çekerek “Türkiye’nin rüzgar potansiyeli yüksek. Küresel iklim değişikliği, tükenen kaynaklar bizi hem sorumlu davranmaya hem de geleceğe yatırım yapmaya yönlendiriyor. Fosil yakıtlar tükenmeden yenilenebilir kaynaklara

yatırım yaparak önlemimizi almamız gerekiyor. Güriş olarak hem Türkiye hem de dünyanın geleceği açısından elimizi taşımızın altına koymayı kendimize görev bildik. Bu yüzden rüzgar, jeotermal başta olmak üzere yenilenebilir kaynaklara yatırım yapmaya devam edeceğiz” dedi. Güriş Holding’in Afyon Dinar’da bulunan 115 MW’lık rüzgar enerji santrali Türkiye’nin en fazla enerji üreten rüzgar santralleri arasında yer alıyor. Antakya Belen, Şenköy ve Afyon Dinar’da bulunan rüzgar enerjisi santralleriyle Güriş Holding, yılda 561 milyon kWh enerji’yi sadece rüzgar enerjisinden üretiyor. İnşa halinde olan rüzgar enerjisi santrallerinde toplam gücü en yüksek olan şirketler sıralamasında zirveye oynayan Güriş Holding, Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın ikinci büyük jeotermal kurulu gücüne de sahip.

EMSA JENERATÖR’DEN ÜCRETSIZ UZAKTAN ERIŞIM

E

msa Jeneratör 1 yıl boyunca ücretsiz sunduğu uzaktan erişim sistemiyle müşterileri için değer üretirken, hem servis maliyetlerini aşağı çekiyor, hem de erken teşhis ile kesintisiz enerji sunuyor. Emsa Jeneratör, ürünün yer ve konum bilgisinden, yakıt eksikliğinin oluşturabileceği risklere, basit yönlendirmelerle çözülebilecek durumlar için servis maliyetlerinin minimuma indirgenmesi gibi pek çok hususu bu yeni teknoloji ile takip edebiliyor. Turkcell ile ortak geliştirilen bir proje ile şimdi tüm Emsa ürünleri, üretim sırasında ürünün içine yerleştirilen bir sim kart sayesinde, uzman teknisyenler tarafından 1 yıl boyunca ücretsiz ve online olarak uzaktan takip edilebiliyor. Bu sistemle cihazın yeri ve durumu ile ilgili tüm bilgilere anlık olarak erişim mümkün. Aynı zamanda jeneratörlerin yaklaşan bakımları müşteriye haber verilebiliyor, erken teşhis ile oluşabilecek arızalar önceden tespit edilerek anında müşteri bilgilendirilerek müdahale ediliyor. Ayrıca bu yöntem akaryakıt istasyonları, marketler vb zincir uygulamalarda tüm zincirin uzaktan test edilmesine, ürünün uzaktan yeniden başlatılabilmesine ve yönetilmesine de imkan sağlıyor.

58 Ekim

2015


Sistemleriniz İçin Gelişmiş Çözümler Zamandan Tasarruf - Basitleştirilmiş sistem yapılandırması, sürükle bırak ara yüz, geliştirilmiş komutlar ve gömülü HMI ile zaman kazanın. Süreçleri Güvenli Hale getirin - Kullanıcı erişimi ve veri aktarımı için, kolay uygulanabilen güvenlik önlemleri alın.

Hataları Azaltın- İşletme genelinde tutarlı konfigürasyonlar oluşturun, düzenleyin ve cihazlarınızı yönetin. Güvenilir Çözümler- Yüksek önem düzeyindeki uygulamalarınızı ağdaki cihazlar ve SEL-3354 Bilgisayar platformu ile bütünleştirin.

SEL Computer hakkında daha fazla bilgi edinmek için: www.selinc.com

Tel: +90 (216) 366 60 45 Web: www.koztek.com

Faks: +90 (216) 367 30 45 e-posta : info@koztek.com


HABER

www.elektrikdergisi.com

SEKTÖR DEVLERI ÖĞRENCILERLE BULUŞUYOR

S AKSA JENERATÖR’DEN 3. KÖPRÜYE DESTEK 3. BOĞAZ KÖPRÜSÜ’NE AKSA JENERATÖR, ENERJI DESTEĞI SUNUYOR. TÜRKIYE’NIN EN BÜYÜK KIRALIK JENERATÖR FILOSUNA SAHIP OLAN AKSA JENERATÖR, 3. BOĞAZ KÖPRÜSÜ’NÜN HIZLA DEVAM EDEN INŞAATINDA KIRALIK MOBIL JENERATÖRLERIYLE HIZMET VERIYOR.

3

. Boğaz Köprüsü, 59 metrelik genişliği ile dünyanın en geniş boğaz geçiş köprüsü olacak. 3. Boğaz Köprüsü, 1408 metrelik ana açıklığı ile üzerinde raylı sistem olan dünyanın en uzun asma köprüsü olma özelliğini de taşıyacak. Birçok ilke imza atılan 3. Boğaz Köprüsü’nün hızla devam eden inşaatına, 400’den 1200 kVA’ya kadar enerji verebilen kiralık mobil jeneratörleriyle Aksa Jeneratör de katkı sunuyor. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ne de enerji desteği sağlayan Aksa Jeneratör, boğazın yeni köprüsü Yavuz Sultan Selim Köprüsü’ne de 29 adet kiralık jeneratörle yaklaşık 10 MW‘lık güç veriyor. Aksa Jeneratör Kiralama Genel Müdürü Murat Dönmez, Türkiye ve dünya için çok önemli bir proje olan 3.Köprü’de imzası bulunan şirketler arasında yer almaktan gurur duyduklarını söyledi. Dönmez, “Aksa Jeneratör olarak dünya çapında çok önemli işlere imza atıyoruz. Aksa Jeneratör Kiralama olarak benzinli ve dizel jeneratörlerimizle yurt içi ve yurt dışında kiralık jeneratör hizmeti veriyoruz. 1-3000 kVA arasında Türkiye’nin en büyük kiralık jeneratör filosuna sahibiz. Ses yalıtım sistemi sayesinden son derece sessiz çalışma özelliğiyle ve konusunda uzman personellerimizle birçok organizasyona olduğu gibi 3. Boğaz Köprüsü’ne enerji desteği vermek bizim için çok önemli. Avrupa ile Asya’yı üçüncü kez birbirine bağlayacak, dünyanın üzerinden raylı sistem geçen en uzun asma köprüsünün zorlu inşaatının tamamlanmasında bizim de katkımız olacak. Türkiye’nin 2023 hedeflerini biz de paylaşıyoruz. Ülkemizi 2023 hedeflerine taşıyacak projelerden biri olan 3. Köprü’ye verdiğimiz destek bizi, Türkiye ile birlikte aydınlık bir geleceğe taşıyacak” dedi.

60 Ekim

2015

ektörün En Bilinen Öğrenci Etkinliği ünvanıyla bu sene on ikincisi düzenlenecek olan RLC Günleri her sene yenilenen konularıyla farklı bir soluk kazanıyor. Endüstri 4.0,Akıllı Ev Sistemleri,GüneşRüzgar Enerjisi,Yeni Nesil Robotlar,CV Hazırlama ve Ka riyer,ElektrikliAraçlar,Nükleer Enerji,Satış Mühendisliği gibi konularla sektör mercek altına alınacak. Sektöre imza atmış firmalar, dernekler ve akademisyenlerimizin işbirliği ile‘Sektörün En Bilinen Öğrenci Etkinliği’ 12. RLC Günleri 23-2425 Şubat 2016 tarihlerinde YTÜ Elektrik-Elektronik Fakültesi’nde öğrencilerle buluşacak. RLC Günleri 2005 yılında “Elektronik Günleri” adı altında “Sadece Derse Girerek Mühendis Olunmaz!” sloganı ile yola çıkmış ve zamanla yeni konular yeni fikirler bakış açısı adı altında elektrik, elektronik, otomasyon, aydınlatma ve bilişim alanlarını da bünyesi içine aldı. RLC Günleri’nin amacı; öğrencilerin profesyonel iş hayatına girmeden önce buralarda tecrübe edinmiş kişilerle öğrencileri farklı platformlarda buluşturarak akıllarındaki soru işaretlerini gidermek ve ilerleyen senelerde daha emin adımlarla yürümelerini sağlamak. RLC Günleri, üç gün boyunca süren etkinlikte öğrencilerin en iyi şekilde verim alabilmelerini hedeflemekte. Bu yıl on ikincisi düzenlenecek olan RLC Günleri Etkinliği geçen yıl 19 farklı üniversite ve 20 farklı bölümden toplamda 3381 katılımcıyı; 16 oturum, 4 panel, 2 eğitim,1 workshop ve 10 stant alanı ile karşılayıp şirketler, dernekler ve akademisyenlerle buluşmalarını sağlamıştı.



HABER

www.elektrikdergisi.com

AKS’DEN CEREBRAL PALSY’LI ÇOCUKLARA DESTEK AKS GÖNÜLLÜLERI, EYLÜL AYI BOYUNCA GÜNDE 10.000 ADIM ATMAK VE CEREBRAL PALSY’LI ÇOCUKLARA DA BAĞIŞ DESTEĞI SAĞLAMAK AMACI ILE GÖSTERDIKLERI GÖNÜLLÜLÜK GIRIŞIMI SONUCUNDA 3.500 TL BAĞIŞ TOPLAYARAK PROJEYE ANLAMLI BIR KATKI SAĞLADI.

S

teptember adlı kampanya ile Cerebral Palsy’li CP’li çocuklar için bağış toplamanın yanı sıra sağlıklı yaşam bilincini oluşturmak hedefi ile gönüllüler günde 10.000 adım adım atmaya davet ediliyor. Toplanan bağışlarla da CP’li çocuklara eğitim ve rehabilitasyon desteğinin yanı sıra destekleyici malzemelerin ulaştırılması hedefleniyor. Bu alanda toplumda farkındalık yaratmak üzere tüm dünyada eş zamanlı olarak gerçekleştirilen, Türkiye’de ise Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı’ ( TSÇV ) tarafından yürütülen

Steptember Projesinin bu yılki süreci tamamlandı. AKS Kontak Yönetim Kurulu Başkanı Cahit Durmaz ve yöneticilerinin de destek verdiği bu önemli proje kapsamında AKS Çalışanlarından oluşan gönüllüler 3.500 TL bağış toplayarak, Cerebral Palsy’li çocukların tedavisinde kullanılmak üzere Türkiye Spastik Çocuklar Vakfına teslim etti. AKS KSS Kurul Başkanı Gülay SELKİ “ Sosyal Sorumluluk ve Gönüllülük kavramı AKS’nin temellerinde yer alan önemli bir değer. Çünkü, Yönetim Kurulu Başkanımız Sn. Cahit Durmaz, sosyal sorumluluk kavramının kurumsal olarak ifade edilmeye henüz başlandığı 1990’lı yıllarda göstermiş olduğu duyarlı lider profili ile örnek olmuş bir sanayicidir. Yönetim Kurulu Başkanı tarafından sahiplenilmiş bu alanda çalışanların da gönüllülük konusunda duyarlı olması ve üst yönetimini rol model alması kaçınılmazdır. Bu projede olduğu gibi önümüzdeki süreçte de çalışanlarımızı gönüllü olmaya yönlendiren, toplum için “iyi bir şey, iyi bir fayda ” sağladıklarını hissettiren çalışmalara devam edeceğiz” dedi.

10 MILYAR ŞIŞE 150 MILYON TL GETIRDI

T

ürkiye’de ise ‘sorumlu endüstri, sorunsuz çevre’ misyonu ile hareket eden plastik sektörünün geri dönüşüm iktisadi işletmesi PAGÇEV’in verilerine göre 2014 yılında toplanan yaklaşık 10 milyar şişe ile ekonomiye 150 milyon liralık katkı sağlandı. Üretim, kullanım ve geri dönüşüm aşamalarında çevre için en avantajlı malzeme olan plastikler; bilinçli tüketilip geri dönüşüme yönlendirildiğinde gerçek değerine ulaşıyor ve ekonomiye olan katkısını artırıyor. Türk Plastik Sanayicileri

62 Ekim

2015

Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı’nın (PAGEV) Geri Dönüşüm İktisadi İşletmesi (PAGÇEV) ve Almanya’daki partner kuruluşu IK Industrievereinigung Kunststoffverpackungen e.V. bünyesinde faaliyet gösteren Forum PET, Türkiye ve Almanya’daki pet şişelerin geri

dönüşüm karnesini ortak bir çalışma ile gözler önüne serdi. Raporda; 2014 yılında Türkiye genelinde yaklaşık 100 bin ton pet şişe toplanarak geri dönüştürüldüğü ve ekonomiye 150 milyon liraya yakın katkı sağlandığı açıklandı. Türkiye’de üretilen PET şişelerin yüzde 50’sinin geri dönüştürüldüğü bildirildi. Geri dönüştürülen pet şişelerin kazanımlarının ortaya konduğu araştırmaya göre; 2,5 litrelik bir plastik şişe geri kazanılıp üretimde kullanıldığında 60 Watt’lık bir lambanın 6 saatte tükettiği kadar enerji tasarruf ediliyor. 25 adet geri kazanılmış pet şişeden bir plastik mont elde ediliyor.



HABER

www.elektrikdergisi.com

“ELEKTRIK, YETERSIZLIĞI NÜKLEER IÇIN BAHANE!” ELEKTRIK MÜHENDISLERI ODASI (EMO), ELEKTRIK IHTIYACIYLA NÜKLEER SANTRAL KURULMASI ARASINDA BIR BAĞLANTI OLMADIĞINI SAVUNDU. NÜKLEER ELEKTRIĞININ ÇOK PAHALI OLDUĞUNA DIKKAT ÇEKEN EMO, ÜÇÜNCÜ NÜKLEER IÇIN ABD VE ÇINLI ŞIRKETLERLE VARILAN MUTABAKATIN AYRINTILARININ AÇIKLANMASINI ISTEDI.

E

lektrik Mühendisleri Odası (EMO), Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Ali Rıza Alaboyun`un üçüncü nükleer santral yeri olarak İğneada`nın düşünüldüğünü, bu konuda Çinliler ve ABD`li Westinghouse ile mutabakat zaptı imzalandığını açıklamasını “abesle iştigal” olarak nitelendirdi. İğneada`nın 1966 yılında Akkuyu ve Sinop ile beraber nükleer santral yapılması için önerilen üç yerden biri olduğunu hatırlatan EMO`nun açıklamasında şöyle denildi: “Aradan geçen 50 yıla yakın bir süreden sonra tam da Cumhuriyet tarihinin en büyük katliamının (10 Ekim 2015`te Ankara Garı önünde 100`e yakın kişinin öldüğü, 500`e yakın kişinin yaralandığı patlama. EG) yaşandığı günlerde bu katliamın zeminini hazırlayan hükümet tarafından İğneada`nın gündeme getirilmesi; amaç gündem değiştirmek değilse, nükleer santral yapımcıları ile yapılan bir anlaşmanın bu kargaşada geçirilmesi dışında bir anlam ifade etmemektedir.” Rusya`nın üstlendiği Mersin`deki Akkuyu Nükleer Santralı projesinin yapılmayabileceğinin Cumhurbaşkanı nezdinde ima edildiğine değinilen EMO açıklamasında “Bir açıdan nükleer konusunda Rusya ile ilgili tartışmaların üstü örtülerek gündem kaydırılmakta, diğer taraftan böyle ciddi bir konuda kamuoyundan gizli mutabakatlar imzalandığı ortaya çıkmaktadır. Bu mutabakatların içeriği açıklanmalıdır. Daha önce Akkuyu ve Sinop`ta olduğu gibi yine kapalı kapılar arkasında pazarlıklar sürdürülmekte ve kamuoyundan gizlenmektedir” denildi.

64 Ekim

2015

YATIRIM MALIYETLERINE DIKKAT

EMO`nun açıklamasında bir nükleer santralın yapımının normal şartlarda 10 yıl süreceğine işaret edilirken “Demek ki Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı`nın kendine bağlı kuruluş olan TEİAŞ`ın 2023 yılı tüketim tahmininin 415 milyar kilovat saat (kWh) olduğundan ve aynı yıla kadar enerji üretiminin 515 milyar kWh olacağından ve 100 milyar kWh arz fazlası oluşacağından haberi yoktur” ifadesi kullanıldı. Yenilenebilir enerji kaynakları maliyetlerinin de hızla düştüğüne dikkat çeken EMO açıklaması şöyle devam etti: “Bugün için güneş enerjisi tesislerinde megavat (MW) başına kuruluş bedeli 1.2 milyon dolar seviyesine düşmüştür. Rüzgar santrallarında ve büyük güçlü su santrallarında bu rakam daha düşüktür. Anlaşılan Bakanın bu rakamlardan da haberi yok ki yatırım maliyeti MW başına 6 bin dolardan fazla olan nükleer santralın üçüncüsü için yatırım kararı açıklamaktadır.” Rusya ile ilgili tartışmaları, nükleer santralların yapılmasının zora girdiğinin işareti olarak değerlendiren EMO, bu santrallerin maliyetlerinin de yükseldiğine dikkat çekti. Açıklamada şöyle denildi: “Ayrıca güvenlik sorunları nedeniyle nükleer santrallar giderek pahalılaşmaktadır. Nükleer santralların maliyetlerini, yalnızca yakıt ve işletme olarak açıklamak kamuoyunu kandırmaktır. Nükleer santralların yapım aşamasından itibaren büyük güvenlik maliyeti vardır. İğneada Santralı`nda da Akkuyu ve Sinop gibi yüksek fiyatlı bir sistemi gündeme getirmek için mi böyle acele bir karar alınmaktadır? Acaba bundan kimler nasıl yarar sağlayacaktır?” Halkın çıkarına olmayan her türlü girişimi önlemeyi görev kabul ettiğini deklare eden EMO`nun açıklaması “Akkuyu ve Sinop ile İğneada`ya yapılması düşünülen nükleer santralların, elektrik enerjisi gereksinimi açısından geçerli hiçbir nedeni yoktur. Bazı kesim ve kişilere çıkar sağlamak için yapıldığını düşündüğümüz bu girişim hemen durdurulmalıdır” ifadeleriyle son buldu.



HABER

www.elektrikdergisi.com

BAŞKENTTE TÜRKIYE BULUŞMASI IKI YILDIR TÜRKIYE PAZARINDA KENDI YAPILANMASIYLA FAALIYET GÖSTEREN MITSUBISHI ELECTRIC, BAŞKENT ANKARA’DA DÜZENLEDIĞI TÜRKIYE BULUŞMASINDA KAMU, ÖZEL SEKTÖR TEMSILCILERI VE TAAHHÜT FIRMALARI ILE BIR ARAYA GELDI. TÜRKIYE’DEKI SANAYI TESISLERI VE ALTYAPI PROJELERINDEKI ELEKTRIK, OTOMASYON, TAAHHÜT ÇALIŞMALARINA TALIP OLDUĞUNU AÇIKLAYAN MITSUBISHI ELECTRIC’IN TÜRKIYE BAŞKANI MASAHIRO FUJISAWA, “TÜRKIYE’NIN GELECEĞI IÇIN ÇALIŞIYORUZ” KONULU ETKINLIĞIN AÇIŞ KONUŞMASINDA, GÜCÜNE VE ENERJISINE INANDIKLARI TÜRKIYE’DE YATIRIM YAPMAYA DEVAM EDECEKLERINI BILDIRDI.

T

ürkiye’de özellikle MARMARAY projesi, TÜRKSAT 4A ve geçtiğimiz günlerde başarılı bir şekilde fırlatılan TÜRKSAT 4B uydularında kullanılan teknolojisi ile tanınan Mitsubishi Electric, elektrik, otomasyon ve taahhüt çalışmaları kapsamındaki Türkiye buluşmasını başkent Ankara’da düzenledi. Mitsubishi Electric’in “Türkiye’nin Geleceği İçin Çalışıyoruz” temasıyla gerçekleştirdiği etkinliğine, Türkiye genelinden çok sayıda kamu, özel sektör ve taahhüt firması temsilcisi katıldı. Mitsubishi Electric Türkiye Başkanı Masahiro Fujisawa ve birim yöneticilerinin katılımıyla Ankara’da düzenlenen etkinlikte Mitsubishi Electric, dünyada güçlü bir global oyuncu olduğu sanayi tesisleri ve altyapı projelerindeki elektrik, otomasyon, taahhüt çalışmaları hakkında bilgi verdi. “Türkiye’nin geleceğinin bir parçası olmaktan gurur duyuyoruz” sloganıyla, Mitsubishi

66 Ekim

2015

Electric’in Türkiye’deki altyapı projelerinin ve sanayi tesislerinin çözüm ortağı olma hedefi doğrultusunda ileri teknolojisi ve kalitesiyle sunabileceği farklılık ve avantajlarını tüm Türkiye’ye anlatmak için başkent Ankara’da olduklarını kaydeden Masahiro Fujisawa, konuşmasına şöyle devam etti: “Türkiye’de temelde fabrika otomasyonu, ileri robot teknolojileri ve klima sistemlerinin satış ve satış sonrası hizmetlerini sürdürüyoruz. Bu faaliyetlerimizin yanı sıra uydular, asansör, görsel veri sistemleri, güç kaynakları ve ulaştırma bağlantılı altyapı işlerine de destek veriyoruz. Türkiye’de özellikle Türksat uyduları ve Marmaray projesinde kullanılan teknolojimiz ile tanınıyoruz.” Türkiye’nin, hızlı büyüme potansiyeli ile Mitsubishi Electric için öncelikli pazar durumunda olduğunu kaydeden Mitsubishi Electric Türkiye Başkanı Masahiro Fujisawa şu açıklamalarda bulundu: “Mitsubishi Electric olarak Türkiye’nin, endüstrisi ve teknolojisiyle üretkenliğinin daha da artacağını, katma değeri çok daha yüksek ürünler üretileceğini ve dünyanın ileri ekonomileri arasındaki yerini alacağını düşünüyoruz. Bu düşüncemiz, Türkiye’nin gerçekleştirdiği Marmaray projesi, inşa etmekte olduğu köprü, baraj, tünel, havalimanı gibi çok sayıda projeyle doğrulanmaktadır.”

“YATIRIMA DEVAM EDECEĞIZ”

Konuşmasında, “Türkiye’nin enerjisine ve gücüne” olan yüksek inancını dile getiren Masahiro Fujisawa, üstün teknolojiye sahip global bir firma olarak Mitsubishi Electric’in tüm dünyada kullanılan ve yüksek kaliteye sahip ürün ve sistemleri ile ileri teknolojisini Türkiye’ye getirerek ekonominin gücüne güç katmayı, Türkiye’nin belirlediği yüksek ekonomik hedeflerine ulaşması için gerekli teknoloji ve bilgi kullanımını aktarmayı hedeflediklerine dikkat çekti. Fujisawa “Enerji verimli, çevreci, yenilikçi ürün ve hizmetlerimizle, büyüyen Türkiye’nin gelişimine ortak olmaya, Türk halkı için yatırım yapmaya devam edeceğiz” diyerek sözlerini tamamladı.



HABER

www.elektrikdergisi.com

ÜRETICI FIYATLARINDA YÜKSELIŞ TÜRKIYE ISTATISTIK KURUMU’NDAN (TÜIK) YAPILAN AÇIKLAMAYA GÖRE YURT IÇI ÜRETICI FIYAT ENDEKSI AYLIK YÜZDE 0,20 DÜŞERKEN YILLIK YÜZDE 5,74 ARTTI.

Y

urt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE), 2015 yılı Ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 0,20 düşüş, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 7,59 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 5,74 artış ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 5,58 artış gösterdi. Sanayinin dört sektörünün bir önceki aya göre değişimleri; madencilik ve taşocakçılığı sektöründe yüzde 1,23 artış, imalat sanayi sektöründe yüzde 0,37 düşüş, elektrik ve gaz sektöründe yüzde 0,83 artış ve su sektöründe yüzde 0,70 artış olarak gerçekleşti. Bir önceki aya göre endekslerin en fazla düşüş gösterdiği alt sektörler; kok ve rafine petrol ürünleri (yüzde -3,45), ana metaller (yüzde -3,29), kimyasallar ve kimyasal ürünler (yüzde -1,19). Buna karşılık ham petrol ve doğal gaz (yüzde 6,23) bir ay önceye göre endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu. Ana sanayi grupları sınıflamasına göre 2015 yılı Ekim ayında en

“36.4 MILYON INSAN ENERJI YOKSUNU”

A

dana’da düzenlenen “Yenilenebilir Enerji Kaynakları Sempozyumu (YEKSEM)” ile yenilenebilir enerji kaynaklarının sosyal boyutu tartışıldı. Panelde, yenilenebilir enerji kaynaklarının doğa ve insanla uyumlu olarak değerlendirilmesi gerektiği vurgulandı. TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Enerji Çalışma Grubu Üyesi Kemal Ulusaler, enerji yoksulluğu için eşik değerlerin bulunduğunu belirterek, Türkiye’de hane halkının aylık gelirinin yüzde 25’ten fazlasını enerjiye harcadığını vurguladı. Ulusaler, TÜİK verilerine göre 36.4 milyon insanın “enerji yoksulluğu” içinde olduğunun altını çizdi. TMMOB Yüksek Onur Kurulu Üyesi Cengiz Göltaş’ın başkanlığını yaptığı panelde konuşan EMO Enerji Çalışma Grubu Üyesi Kemal Ulusaler, enerjinin de eğitim, barınma, sağlık, gıdaya ulaşım gibi insan hakları içerisinde yer aldığını belirtti. Refah ortamında yaşamını

68 Ekim

2015

yüksek aylık düşüş ara mallarında ve yıllık düşüş enerji mallarında gerçekleşti. TÜİK verilerine göre aylık bazda yurt içi enerji fiyatları bir önceki aya göre yüzde 0,08 yükseldi. Aynı ayda geçen yılın aynı ayına göre ise yüzde 5,22 düşüş yaşandı. Yurt içi elektrik ve gaz sektörü üretici fiyatları aylık yüzde 0,83 artarken, yıllık yüzde 0,71 düşüş gösterdi. Aynı ayda su temini yurt içi üretici fiyatları aylık yüzde 0,70, yıllık yüzde 19,69 arttı.

sürdüremeyen insanların bu tür haklara erişim imkanının olmadığını söyleyen Ulusaler, Dünya Enerji Konseyi İcra Direktörü Fatih Birol’in 2030 yılına ilişkin enerjide öngörülen “enerji arz güvenliği, iklim değişikliği ve enerji yoksulluğu” olmak üzere üç temel soruna ilişkin açıklamasını anımsattı. Enerji yoksulluğu Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yüksek Enerji yoksulluğu için eşik değerlerin bulunduğuna dikkat çeken Ulusaler, Türkiye’de hane halkının aylık gelirinin yüzde 25’ten fazlasını enerjiye harcaması halinde bu durumun “enerji yoksulu” olarak nitelendirildiğini belirtti. Ulusaler, bunun için de suyun yüzde 3, elektriğin yüzde 10 paya sahip olduğunu ve eşik değerler arasında aslında bir enerji kullanımı olmasına karşın ulaşımın da dahil olmadığını söyledi. TÜİK verilerine göre 36.4 milyon insanın “enerji yoksunluğu” içinde olduğunu, bu rakamın özellikle Karadeniz ve iç kesimlerde, Doğu ve Güneydoğu’da yüksek olduğunu vurguladı. Toplantıda konuşan gazeteci, yazar Özgür Gürbüz de enerji üretiminde çevrenin ön planda tutulduğu politikaların ilgilenilmesi gerektiğinin altını çizdi.



Tuncay Derman, Ekim 2015

ENERJİDE İSTİKRAR ve İSTİSMAR

E

nerji’de, daha açık olarak Enerji üretim, tüketim ve yönetiminde istikrar, dolayısıyla enerji yönetiminde kararlılık nedir ve nasıl sağlanır? Günümüzde “Enerji istikrarı” konusunda çarpıcı örnekler ortaya koyabiliriz. Enerji nasıl istismar edilir, yani nasıl kötüye kullanılır? Günümüzde “Enerji istismarı” konusunda da çarpıcı örnekler ortaya koyabiliriz. Örneklere geçmeden Osmanlıca-Arapça’dan dilimize transfer olmuş bulunan istikrar ve istismar sözcüklerini kullanmaya beni hangi haberin yönelttiğini söylemeliyim. Geçen yılın (2015) Ağustos’unun sonuna doğru Ankara Beştepe’de AkSaray adı takılan, dinsel bir mekânmış gibi ‘külliye’ diye anılmasına çaba gösterilen bin küsur odasıyla tarihsel değer atfedilmeye çalışılan, ne var ki ATATÜRK’ün Türk milletine emanet ettiği tarihsel mirasına kanunsuz dikildiği ve kaçaklığı tescilli mekânda, mahalle ve köy muhtarları ile onuncusunu düzenlediği toplantıda Cumhurbaşkanı yine çoğumuzun ilk kez duyduğu Osmanlıca-Arapça’dan dilimize transfer olmuş sürpriz bir sözcük kullanıyor: “İstiskal”. Bu sözcüğe muhtarların tepkisini bir köşe yazarının anlatımından aktaralım.1 Yazar yazısına, “Bütün resmi müesseseler teker teker kirleniyordu. Birinciliği muhtarlık müessesesine verdiler” diye başlıyor. Davet sahibi Cumhurbaşkanının muhtarlara hitabında durduk yerde, “Aramızdaki muhabbeti çekemeyenler var. 1 Köşe yazısı: “Tam muhtarı istiskal edicem, bir gülme geliyor”, Mine Söğüt, Cumhuriyet gazetesi, 28 Ağustos 2015.

70 Ekim Mart

2015

Onlar sizi istiskal ederler ama siz aldırmayın” dediğini aktarıyor. “Muhtarlar bir duruyorlar. Sonra birbirlerinin kulağına eğilip ‘istiskal ne ki?’ diye soruyorlar”.Yazar da sözcüğe yabancı. “Ben hemen sözlüğe bakıyorum” diyor. “Soğuk davranışlarla hoşlanmadığını belli etme demekmiş” diye günümüz Türkçe’sine çeviriyor. Bu çekemeyenlerinin olduğu ileri sürülen muhabbetten ve devamı “muhtar istiskali”nden, muhtarlar ve yazar başta olmak üzere hiçbirimizin bir şey anlaması olanaklı değil. Bize hizmet etsin diye seçtiğimiz muhtarlarımızı, içlerinden biri ikisi kusur işlemiş olsalar bile niye topunu istiskal edelim, yani niye onlara “üstelik soğuk davranışla kendilerinden hoşlanmadığımızı” göstermeye çalışalım? Nereden çıkarılıyor bu muhtarlarımıza yönelik kusur atfedip istiskal etme? Bilen varsa söylesin. Aslında konumuz “muhtar istiskali” filân da değil. Buradan hareketle özellikle Enerji için kullana geldiğimiz Osmanlıca-Arapça’dan dilimize transfer olmuş “isti” ile başlayan sözcüklere göz atalım. Bunlardan en çarpıcı olanları kuşkusuz isti-krar (kararlılık) ve isti-smar (iyi niyeti kötüye kullanma). Bu iki sözcüğü bu ay Mektubumuza başlık seçtik. Diğer ilginç Osmanlıca-Arapça’dan dilimize transfer olmuş özellikle Enerji alanında hâlâ kullandığımız sözcükler; isti-hsal (üretim), isti-hlâk (tüketim), isti-hkak (hakediş), isti-mlâk (kamulaştırma), istikşaf (buluşa yönelik araştırma). “İsti” ile başlayan pek kullanımda olmayan sözcükler de var. Bunlar

Enerjiyle ilgili de olabilir, bir kısmı hukukta kullanılıyor. istihzar (hazırlama), isti-nsaç (sonuç çıkarma),isti-naf (yeniden başlama), isti-nkâf (sakınma), isti-ntak (sorgulama) gibi. Konumuza gelelim. “Enerji’nin istikrarı konusunda çarpıcı örnekler verilebilir” demiştik. Ülke yönetiminde 13. yılını idrak eden siyasal bir iktidarın mensuplarının kullanmayı çok sevdiği istikrar sözcüğünün sözlüklerdeki daha geniş anlamı “düzenlilik içinde sürüp gitme, kararlılık” olarak veriliyor. Peki, ülkemizde Enerji dahil tüm konularda uzak geçmişi bıraktık, son 13 yıllık dönemde istikrar, yani sözlük anlamıyla “düzenlilik içinde sürüp giden bir kararlılığı”, iktidardakiler ve onları gözü kapalı destekleyenler dışında ülkemizde, sırasıyla sayalım barışta, asayişte, huzurda, adalette, dış politikada, ekonomide, eğitimde, insan hak ve özgürlüklerinde, ahlâkta , dürüstlükte, kısacası yaşamımızda görenimiz var mı? Enerji’de “istikrar”dan söz edebiliyor muyuz? Yeryüzünde kime sorarsanız sorun, Enerji kesinlikle bilim ve teknolojiye dayalı bir planlama bütünüdür. Enerji’de bilimi, planlamayı rafa kaldırırsanız istikrar değil, ortaya onulmaz zararlar, sonuçta kaos çıkar. Günümüzde Enerji’de yaşanan da budur. Ülkemizin Enerji terminali yapılacağı ile öğünülürken, bugüne kadar kaç doğalgaz boru hattından söz edildiğini, bunların hangisinin 13 yıl boyunca gerçeğe dönüştüğünü, böylece üstelik ülkemize önemli yarar sağlayan gaz terminallerine kavuştuğumuzu


ENERJİ’DE İSTKRAR’DAN SÖZ EDEMİYORUZ. YERYÜZÜNDE KİME SORARSANIZ SORUN, ENERJİ KESİNLİKLE BİLİME VE TEKNOLOJİYE DAYALI BİR PLANLAMA BÜTÜNÜDÜR. ENERJİ’DE BİLİMİ, PLANLAMAYI RAFA KALDIRIRSANIZ ORTAYA ONULMAZ ZARARLAR, SONUÇTA KAOS ÇIKAR. GÜNÜMÜZDE ENERJİ’DE YAŞANAN BUDUR. söyleyebilirsiniz. Nabucco’lara, Türk Akım’lara ne oldu? Mavi Akım’ı saymayalım. O, bilinçsizce ne kadar eleştirilirse eleştirilsin, ülkemizin doğal gaz ihtiyacının üçte birini taşıyan 13 yıl öncesinin deniz aşan başarılı tek doğalgaz boru hattı projesidir. İnternet’te Enerji Platformu’nda bir katılımcı tespitlerimi teyit edercesine, “Çek’ler ve Slovak’lar, son uluslararası doğalgaz projemiz Türk Akım (TurkStream)’ın rakibi Kuzey Akım-2 doğalgaz boru hattı için lobi yaparken Türkiye’nin Türk Akım doğalgaz boru hattı projesi için hiçbir lobi faaliyetinde bulunmadığından” yakınıyor ve Türkiye’yi yönetenlerde, “ 13 yıllık dönemde bir boru hattının gerçekleştirilmesine yönelik aktif Enerji diplomasisi görmediğini” söylüyor. Daha önce değerlendirilmeyen akarsularımız için Almanların yaptığını anımsadığım yorumdan yola çıkarak aşağıdaki benzetmeyi yapıyor: “Başkaları boru hatları yapar, Türkler bakar”.2 Elektrik’te “istikrar”dan söz edelim. 2015 yılında Türkiye’nin Elektrik kurulu gücü 70 bin MW’ın biraz üzerinde. Buna karşılık tüketime hizmet eden en yüksek kurulu güç 40 bin MW’ın biraz üzerinde. 30 bin MW dolayında (% 75 gibi akıl almaz oranda) kurulu ama kullanılamayan atıl, yedek ne derseniz deyin, elektrik kurulu güç kapasitemiz bulunuyor. Çok değil bundan 10 yıl kadar önce 2002 yılından önceki iki dönemin Enerji Bakanları’nın Yüce Divan’da yargılanmaları yoluna “yolsuzluk” taşlarını döşemeyi, dönemin iktidarı (AKP) ve dönemin tek muhalefet partisi, aynı zamanda ana muhalefeti (CHP) başarıyla yerine getirmişti. Dönemin Enerji Bakanlarına yöneltilen suçlamaların başında “Ülkemizin ihtiyacının çok üzerinde doğalgaz ithaline yol açtıkları, bu gazı tüketmek için de yine ihtiyacın üzerinde doğalgaz santralları kurmaya kalkıştıkları” geliyordu. 2 Aysun Gürbüz, 11 Eylül 2015.

Kısa süre önce izlediğim Enerji yolsuzluklarından söz edilen bir televizyon programında da aynı ana muhalefet partisinin saygıdeğer bir milletvekili 15 yıl öncesinden günümüze hiç bir şey değişmemiş, suçlamaları aklayan hiçbir yargı kararı alınmamış gibi, “Ülkemiz ihtiyacının çok üzerinde doğalgaz ithaline yol açma ve bu gazı tüketmek için de yine ihtiyacın üzerinde doğalgaz santralları kurmaya kalkışma” pelesengini öne çıkararak dönemin Enerji yönetimlerinin öngörüsüzlüğüne işaret ediyordu.3 Dönemin Enerji istatistiklerini ve belgelerini açıp bakıyoruz. Suçlama konusu yılların odağındaki 90’lı yılların sonları ile 2000’li yılların başlarında Türkiye’de Elektrik enerjisi arz fazlalığı değil, arz eksikliği yaşanıyor. Bu nedenle kurulu güçle kullanılabilen maksimum (puant) güç arasındaki oran, dolayısıyla aktif yedek negatifte. Şiddetle eleştirilen doğalgaz kombine çevrim santralları 2004 başından itibaren devreye girmeye başladığında da söz konusu aktif yedek oranı, ancak acil sıcak yedek ihtiyacını karşılayacak orana ulaştırılabiliyor. Bu yedek de, yeni elektrik üretim yatırımları dışlandığından izleyen 2-3 yılda ortadan kalkıyor. Sonuçta, önceki dönemin suçlanan Enerji Bakanları, gerçekleri gören Yüce Divan’da yargılamalarından doğal olarak aklanarak çıkıyorlar (27 Temmuz 2007). Elektrik Enerji’sinde günümüzde istikrar, % 75 kurulu güç yedeği (atıl kapasite) ise, istikrarı bozan yedek (atıl kapasite) yüzdesi ne, % 100 ya da daha da büyük bir oran mı? Elektrik’te istikrar, önüne gelen her dereye, her birine birden fazla olmak üzere küçük akarsu HES’i, turizm alanları ve tarımsal verimli arazilere plansız programsız pıtırak gibi RES’ler kurmak mıdır? 4 3 Ulusal Kanal, Halil Nebiler’in Özel Yayın konuğu CHP milletvekili Aykut Erdoğdu, 22 Ekim 2015. 4 HES: Hidroelektrik Santral, RES: Rüzgar Enerjisi Santralı.

Dünyamızı sonuçları önceden görülebilen küresel felâkete sürükleyen iklim değişikliğine birinci derecede yol açan, dünyanın birçok ülkesinde yenilerinin kurulmasından vazgeçilen, eskileri de devre dışı edilen fosil (yerli ya da ithal kömür, doğalgaz, petrol) yakıtlı santralların kurulmasını teşvik etmek midir? Özellikle fosil yakıtlı santral projelerinde çevre/sera etkisini en aza indirecek önlemler alınmakta mıdır? Benzer biçimde dünyanın birçok ülkesinde yenilerinin kurulmasından vazgeçilen, eskileri de devre dışı edilmekte olan Nükleer santrallar kurulmasında bunca ısrar ve inadın gerekçesi gerçekten ülke ihtiyacı mıdır? Olmadığını yine bir medya haberinde görüyoruz. Ülkemizin kalburüstü özel şirketlerinden Sabancı Holding Enerji Grup Başkanı Mehmet Göçmen “Elektrik Piyasası’nda arz fazlası bulunduğunu ve bunun 2021 yılına kadar süreceğini, kapasite artırıcı yeni yatırıma ihtiyaç olmadığını” söylüyor.5 Özel sektör böyle söylüyorsa yüzde yüz doğrudur. Çünkü, sonuçta Enerji yatırımlarını günümüzde onlar ya da ortak oldukları konsorsiyumlar yapıyor. Hiç kendi ayaklarına kurşun sıkarlar mı? Bu plansızlığın ülkemizi Elektrik Enerjisi’nde istikrara değil, Enerji kaosuna götürdüğünü yetkililer ne zaman anlayacaklar? Sahi, ülkemize fazla Enerji kapasitesi getirmiş olanlar ve bu plansız gidişle önüne gelen (doğalgaz, kömür, nükleer, su, rüzgar, güneş, jeotermal…) santrala onay vererek bugünkünden daha da fazla (aşırı) Elektrik üretim kapasitesi oluşturmayı becerenler, bir dönem bu kapasitenin onda birini kesinlikle ülke ihtiyacı olduğu için proje olarak sunanlar kayıtsız koşulsuz Yüce Divan’da yargılandıklarına göre, günümüzde atıl kapasitenin fazlanın da fazlasını tanıklı - kanıtlı getirmeyi becerenler ne zaman Yüce Mahkeme’yi şereflendirecekler, bilen var mı? 5 “Türkiye’nin Enerjide yeni bir hikayesi yok”, Mehtap O. Ertürk’ün haberi, Sözcü, 23 Ekim 2015

71 Ekim Mart

2015


Plansızca yapılanlar, yapılmaya çalışılanlar aynı zamanda Enerji’nin açıkça “istismar” edildiğini gösteriyor. Yukarıda söylediğimiz gibi hemen akla gelen, son dönemlerin küçük akarsular/ dereler üzerine plansız programsız pıtırak gibi kurulmaya kalkışılan küçük Hidrelektrik Santral (HES) projeleri. Bunlara, son zamanda değerli turizm ve tarım arazilerimize kıyılarak yine plansız programsız pıtırak gibi kurulmaya çalışılan RES’leri de ekleyin. Belki, yakın zamanda güzelim arazilerimizi kilometrelerce kare kaplayacak GES panellerinden de aynı doğrultuda söz ediyor olacağız.6 Öte yandan, günümüzde aşırı doğalgaz ithalinden yakılınırken ve aşırı elektrik kurulu güç yedeğinden söz edilirken, yeni doğalgaz santralları kurulmasına izin verilmesi anlaşılır gibi değil. Dünyanın iklim değişikliğine yeni ve büyük oranda katkılar sunan ithal ya da yerli kömür santralları kurulması furyası ne demek oluyor? Şimdilik her biri neredeyse 40 milyar kWh/ yıl gibi (öyle Türkiye elektrik talebinin yüzde beşini filan karşılayan değil, Akkuyu ve Sinop’tan sonra son olarak seçim yatırımı amacı açık ortaya atılan İğneada dahil üçü yapıldığında bugünkü talebin neredeyse yarısını üretebilen) devasa kapasitede Nükleer Santral projelerinden hiç söz etmeyelim. Burada elektrik üreteceğiz derken, “cürmü kabahatinden büyük” denilebilecek bir sonuç ortaya çıkıyor. Doğa katlediliyor, insanımız yüzyıllardır iç içe yaşadığı doğasından, suyundan, kurdundan, kuşundan, kelebeğinden, özellikle geçim kaynağı da olan arısından ve tarıma faydalı böceklerinden ediliyor. Sonuncusu 2015 Ağustos’unda yaşandığı gibi mecrası değiştirilen yatağı daraltılan akarsular kuvvetli bir yağışta sel olup önüne gelen her şeyi yıkıyor, insanları, hayvanları yutuyor . Tam anlamıyla doğa, insan tarafından sorumsuzca yapılan hatalı yatırımlara aslında olağan, ancak en ağır tepkisini gösteriyor. Yarın, yeterince çevre/sera etkisi dikkate alınmadan inşa edilen fosil yakıt santrallarının ve Nükleer santralların başımıza ne çoraplar öreceğini ne yazık ki bunlar kurulup işlemeye başladıktan sonra görebileceğiz. 6 GES: Güneş Enerjisi Santralı

72 Şubat Ekim

2015

O zaman da yapacak fazla bir şey olmayacak. Batı ülkelerinin yaptığı gibi santral kapatmanın dışında. O zaman bu kurma kadar dev boyutlu kapatma faturalarını kim ödeyecek? Her zaman olduğu gibi bu fakir millet mi?

O dönemde günümüzdeki gibi küçük akarsu HES’leri projelerine çok az başvurulmuştur. Başvurulan projelerde de plan ve programlara uyulmuştur. Az sayıda küçük HES’i de ilk planda İller Bankası ve belediyeler kurmuştur.

Oysa, daha geçen yüzyılın 30’lu yıllarında büyük önder ATATÜRK’ün başlattığı bir programla önce EİE, devamında DSİ tarafından yönetilen HES projeleri ve yatırımları, uzun yıllar (yaklaşık 70 yıl) boyunca kesinlikle plan ve programlar çerçevesinde gerçekleştirildi. EİE , TEK ve Enerji Bakanlığı’nda geçen 40 yıla ulaşan meslek yaşamımda bu planlı programlı sistematik uygulamanın en yakın tanığı, projecisi, dolayısıyla uygulayıcılarından biriyim.7 2002’ye kadar gerçekleştirilen HES projeleri, Elektrik üretimiyle birlikte sulama, taşkın önleme, içmesuyu temini amaçlı, dolayısıyla çok amaçlı, çoğunluğu büyük üretim kapasiteli barajlı sistemlerdir.

HES konusunda plan kavramı, bugün bir köşeye atılmış olan bir zamanlar DPT koordinatörlüğünde son derece işlevsel Beş Yıllık Kalkınma Planları kapsamındaki Enerji planlamaları ve yıllık programlardan ibaret de değildir. Buradaki plan kavramında önemli olan, diğer planlar gibi bir köşeye atılmış olan “Havza planlaması”dır. Öteden beri süregeldiği gibi “Havza planlaması”, havzaları oluşturan su kaynaklarının sadece sulama ve elektrik üretimini değil, öncelikle çevrede yaşayan halkın ihtiyaçlarını ve özellikle baraj sistemiyle taşkınların önlenmesini esas almıştır. Bu önemli planlamadan büyük bir körlükle, rantsal çıkarlar için vazgeçerseniz, kontrolsüz sular sel olup insan canı ve onuru ile birlikte önüne ne katarsa götürür. Götürüyor da.

7 EİE: Elektrik İşleri Etüt İdaresi (kuruluşu 1935, 75 yıl sonra kapatıldı), DSİ: Devlet Su İşleri (yatırım işlevinin dışına taşındı), TEK: Türkiye Elektrik Kurumu (kuruluşu 1970, 30 yıl sonra dört parçaya bölünüp özellikle üretim yatırımı işlevi ortadan kaldırıldı).

Buna karşılık ülkemizde Enerji yönetimi ve onun ayrılmazı Su yönetimine


DOĞAYI KORUMAK İÇİN ÇIRPINANLAR, GERÇEK ANLAMDA DOĞA SAVAŞÇILARI, ÖZELLİKLE GÜNÜMÜZDE PLANSIZ, BİLİMSEL İLKELERE AYKIRI, SALLAPATİ YAPILAN YATIRIMLARDAN DOĞASIYLA, SUYUYLA, HUKUKUYLA, EKONOMİSİYLE, YERİNDEN YURDUNDAN EDİLEREK ONULMAZ ZARAR GÖREN, SANILDIĞI GİBİ KANDIRILAN BİR HALK DEĞİL, HALKIN TA KENDİSİDİR

soyunanlar ne yapıyor? Enerji alanında halkın tepkisine yol açan görünür haldeki kaosu ortadan kaldırmak yerine adeta destekliyorlar. Böylece iş ciddiyetten de çıkıyor. Ormanla birlikte Su Bakanı’nın, küçük HES projelerinin ülkemize ve insanımıza bunca tahribatı ortada iken durumu iyileştirici bir teşebbüsüne tanık olan var mı? Aksine doğayı, insan can ve malının korunmasını daha da vahim hale getirecek yaptırımlara, torba yasalara başvurulduğuna tanıklık ettik, etmeyi de sürdürüyoruz. Enerji Bakanlığı koltuğunda oturanların da benzer ve ortak bir davranışı var. Geleceği önceden kestirilebilen çoğu felâket boyutunda soruna, yaşanmasını önleyecek etkin önlemlere başvurmayı görev edinmek yerine, yaşandıktan sonra müdahil oluyorlar. Bu arada sorunun/felâketin nedenlerini öğrenmek isteyen kamuoyuna bahane üretmekte de çok başarılılar. Soma, Ermenek ve sürüp giden irili ufaklı maden facialarını gözünüzün önüne getirin. Seçim sayımında 40 yerde elektrik kesilince kırk trafo kabinine kedilerin nasıl sokulduğunu düşünmeye

başlayın.Bütün bu yaşam gerçekleri ortadayken medyada ekonomi uzmanlığı tartışmasız saygıdeğer bir köşe yazarımızın “Her inşaat, doğayı değiştirir. Çevreyi koruma gerekçesiyle bazı ‘züğürt lortlar’ her inşaata karşı çıkmakta, bu da onları halk indinde sevimsiz kılmaktadır. Belli protestolara yerel halkın katılması, sizi aldatmasın. Karşı olmak bizatihi ‘olumsuz’dur. İnsanı bedbin eder. Halbuki hayat devam etmekte, insanlar ‘olumlu’ sinyal beklemektedir” ilginç yorumu ile karşılaşıyoruz. Saygıdeğer yazar “Şimdiki cumhurbaşkanının, dolayısıyla önceki başbakanın ‘alt ve üstyapı inşaatı’na önem vermiş olması”nın, başarılı olmasının önde gelen sebebi olduğunu da ileri sürüyor. “Siyaseten sıkıştıkça açılış töreni düzenlemesi akıllıcadır” demeyi de ihmal etmiyor.8 Doğrudur, her yatırım doğayı değiştirir. Son dönemde en göze çarpan doğa tahripçisi yatırım konularından biri de Enerji (HES’ler, Nükleerler, Termikler, hatta Rüzgar türbinleri) yatırımlarıdır. 8 “Karşı olanlara karşıyım”, Ege Cansen’in köşe yazısı, Sözcü, 22 Ekim 2015.

Ama enerji üretiminde birincil enerji kaynağı ne olursa olsun kesinlikle çevreyi koruma gereği ortaya çıkar. Bu nedenle yazarımızın ‘inşaat’ dediği yatırımların çevreye en az zarar verecek, gösteriş nesneleri, oy toplama amaçlı değil kesinlikle ülkeye yararı zararından çok fazla olan gerçek ihtiyaç projeleri olması gerekir. Yatırımları ortaya atan ve uygulayanlar, asıl doğru olan deyimle bu kez “varlıklı lordlar”, siyasetçi lord’ların desteği ile sorumlusu oldukları onca doğa, dolayısıyla ekonomi katliamından sonra, bu kesin zorunluluğa kesinlikle uyuyorlar da mı, biz bilmiyoruz? Doğayı korumak için çırpınanlar, gerçek anlamda doğa savaşçıları, özellikte günümüzde plansız, bilimsel ilkelere aykırı, sallapati yapılan yatırımlardan doğasıyla, suyuyla, hukukuyla, ekonomisiyle, yerinden yurdundan edilerek onulmaz zarar gören, sanıldığı gibi kandırılan bir halk değil, halkın ta kendisidir. İnsanları bedbin eden olumsuzluk da, doğa katliamına karşı olunmasında değil, doğayı bilinçli olarak tahrip edenlerden yana tavır alınmasındadır. Dolayısıyla‘züğürt lortlar’ sıfatı halkımıza hiç ama hiç yakışmıyor. Sevimsiz, olumsuz yakıştırmaları da, olsa olsa doğayı katletmek için yarışan sorumsuzluğu ilke edinen “varlıklı lordlar”a uyar. Türkiye’de son dönemde başta Enerji’yi yönetenler olmak üzere, Enerji’yi konuşanların, Enerji üzerine yazanların, halk (kamuoyu) bu aykırı beyan ve davranışlarımıza ne der diye düşünmeden, kesinlikle bilime ve yaşama dayalı gerçekleri de, istikrarı da, istismarı da sorumsuzca istismar ettiği gerçeğini yaşıyoruz.

73 Ekim

2015


HİZMETLERİMİZ AC Motor Rotor / Stator Sarım Onarım ve Komple Bakımı

Rotor ve Endüvi Mil İmali

DC Motor Endüvi / Endüktör Sarım Onarım ve Komple Bakımı

Test ve Ölçüm

Exproof Motor Sarım Onarım ve Komple Bakımı

TIG Kaynağı

Alternatör Sarım Onarım ve Bakımı

Sargıların Vakumlu Basınçlı Vernikleme (VPI) İşlemi

Cer Motorları (Raylı Sistem Motorları) Sarım Onarım ve Bakımı

AC/DC Motor Yedek Bobin İmali

Kuru Tip Transformatör Sarımı

Demontaj, Arıza Ekspertizi, Test ve Montaj

Magnetik Karıştırıcı İmali Sarım ve Onarımı

Stator Laminasyon (Sacpaket) Kısa Devre Testi

Elektromagnet İmali Sarım ve Onarımı

Hassas Omik Direnç ve Endüktans Ölçümü

Bilezikli Rotor Sarımı

Rotor Çubuk Kopuğu Testi (RIC Test)

Rotor ve Endüvi Dinamik Balansı

Bilezik ve Kollektör Salgı Ölçümü

Camelyaf, Kapton, Nomex ve Conductofol İzoleli Tel Üretimi

Yüzey Pürüzlülüğü Ölçüm ve Kontrolü, Yay Tansiyon Ölçümü

Çeşitli Güç ve Boyutta Rotor ve Stator Sacpaket (Laminasyon) İmali

Hava Aralığı Kontrolü ve Eşitlenmesi

Çeşitli Güçlerde Mekanik Tip DC Motor Kolektör İmali

Kaplin Salgı Ölçümü ve Ayarı

Çeşitli Güçlerde AC Motor Rotor Bilezik İmali

Vibrasyon Analizi

Fırça Tutucu İmali

Termal Kamera İle Isıl Harita

Kaymalı Yataklı Motor Onarım ve İmali

Rulman Montajı ve Rulman Performans Ölçümü

Yapılan Tüm Testlerin Yorumlanarak Raporlanması



ELEKTRİK TARİHİNDE YOLCULUK OSMAN BAHADIR

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ ELEKTROMEKANİK ENSTİTÜSÜNDE DERS VEREN ÖĞRETİM ELEMANLARI

İ

stanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’nde makine ve elektrik mühendisliği öğretimini yürütmek üzere Ekim 1926 tarihinde Elektromekanik Enstitüsü kurulmuş ve bu enstitüde 1926-1927 ders yılında öğretime başlanmıştır. Enstitünün amacı üç yıllık öğretim sonucunda elektromekanik mühendisi yetiştirmekti. Bu enstitünün kuruluşunda 1926 yılında Fen Fakültesi Dekanı (o günkü ismiyle Fen Medresesi Reisi) olan Hüsnü Hamid (Sayman) Bey’in büyük bir öncü rolü olmuştur. Hüsnü Hamid Bey (18901975) aynı zamanda bu enstitüde matematik dersleri de vermişti. Hüsnü Hamid Bey; Lozan Üniversitesi’nden matematik lisansını aldıktan sonra 1916’da Fen Fakültesi’ne ünlü matematikçi Salih Zeki Bey’in yardımcısı olarak girdi. Salih Zeki Bey’in 1921’deki ölümünden sonra Riyaziyat-ı Umumiye müderrisi ve Riyaziyat Enstitüsü müdürü oldu. Fen Fakültesi’nde 1932-1933 yılının sonuna kadar riyaziyat-ı umumiye (genel matematik) derslerini okuttu. 1933 üniversite reformunda üniversiteden uzaklaştırıldı. Üniversiteden ayrıldıktan sonra Yüksek İktisat ve Ticaret Mektebi’nde matematik dersleri verdi. Tevfik Bey; umumi fizik (optik ve termodinamik) müderrisi olarak görev yaptı. Umumi fizik dersini Fleury ile birlikte okutmuştur. Tevfik Bey de 1933 üniversite reformunda üniversiteden uzaklaştırıldı.

76 Ekim

2015

Prof. Fleury; Türkiye ile Fransa arasındaki kültür antlaşması çerçevesinde 1926’da Türkiye’ye geldi ve Fizik Enstitüsü müdürlüğü yaptı. Elektromekanik Enstitüsü’nde umumi fizik dersi verdi. Mustafa Hakkı (Nalçacı) Bey (18821953); Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’nin eczacılık sınıfını 1901’de bitirdikten sonra 1903’te Şam Mekteb-i Tıbbiye-i Mülkiyesi’nin eczacılık kısmına kimya muallimi olmuştu. 1921’de Tıp Fakültesi’nde kimya müderris muavini, 1928’de de Fen Fakültesi ‹nde umumi kimya muallimi oldu. 1929’da umumi kimya müderrisi olan Mustafa Hakkı Bey, 1930’da Fen Fakültesi reisi oldu. Elektromekanik Enstitüsü öğrencilerine kimya (F.K.T) dersini okuttu. 1933 üniversite reformu sırasında üniversitedeki işine son verildi. Burhanettin Ferit (Sezerar) Bey (1886-1953); Galatasaray Lisesi’ni bitirdikten sonra 1912’de Paris’te elektrik mühendisi diploması aldı. 1913’te Darülfünun’da elektrik dersi muallimi olarak göreve başladı. 1 Mayıs 1924’te elektroteknik müderrisi oldu. 1 Burhanettin Ferit Bey Haziran 1925’ten itibaren de ek görev olarak Yüksek Mühendis Mektebi’nde elektrik muallimliğine tayin edildi. Elektromekanik Enstitüsü’nde başlangıcından sonuna kadar

elektroteknik dersini okuttu. 1933 üniversite reformunda Darülfünun’daki görevinden uzaklaştırılınca Yüksek Mühendis Mektebi’ndeki görevini sürdürdü ve 1944’te kurulan İstanbul Teknik Üniversitesi’nde ordinaryüs profesör derecesine kadar yükseldi. Burhanettin Sezerar, öğretim görevinin yanı sıra ülkenin çeşitli yörelerinde mühendislik hizmetlerinde de bulunmuştur. Prof. Meintre; Türkiye ile Fransa arasındaki kültür antlaşması çerçevesinde 1926’da (Fleury ile birlikte) Türkiye’ye geldi. 1926-1928 yılları arasında Elektromekanik Enstitüsü’nün müdürlüğünü yaptı. Enstitüde tatbiki makine derslerini veren Meintre’nin Elektromekanik Enstitüsü’nün kuruluşunda önemli katkıları olmuştur. Prof. François Duscio (1905-1975); Fransa’da Nancy Üniversitesi Makine ve Elektrik Şubesi’nden mezun oldu. 1926’da Türkiye ile Fransa arasındaki kültür antlaşması çerçevesinde 1927’de İstanbul Darülfünunu Fen Fakültesi’ne geldi ve burada makine müderrisi olarak görev yaptı. Elektromekanik Enstitüsü kurulduktan sonra bu enstitüde tatbiki makine derslerini okuttu. 1930-1932 yılları arasında enstitünün müdürlüğünü yaptı. 1933’te hendese (geometri) derslerini okutmak üzere Yüksek Mühendis Mektebi’nde görev aldı. İstanbul Üniversitesi Elektromekanik Enstitüsü’nün Yüksek


Mühendis Mektebi’ne devredilmesi üzerine görevini burada sürdürdü ve bu şubenin gelişimine ölümüne kadar süren çok önemli katkılarda bulundu. Yüksek Mühendis Mektebi’nin İstanbul Teknik Üniversitesi’ne dönüşmesi sonucunda kurulan Makine Fakültesi’nde Buhar Makineleri ve Türbinleri Kürsüsü’nde hidrodinamik ve su makineleri profesörlüğüne getirildi ve bu görevinde çok değerli çalışmalar yaptı. Türkiye’deki 30 yıla varan çalışma yaşamının 25 yılını Yüksek Mühendis Mektebi ve İstanbul Teknik Üniversitesi’nde geçiren Duscio çok sayıda öğretim üyesinin yetişmesine büyük katkılarda bulunmuştur. Prof. Marius Joseph Faillebin (ö.1932); Paris’te Ecole Normale’den mezun oldu. Doktora tezini de burada hazırlamıştı ancak Birinci Dünya Savaşı yüzünden tezini 1919’da tamamlayabildi. Türkiye ile Fransa arasındaki kültür antlaşması çerçevesinde 1926 yılı Ocak ayında Türkiye’ye geldi. Darülfünun’da fizikokimya ve elektrokimya derslerinin öğretimini üstlendi, bu derslerin laboratuarlarını kurdu. Ağustos 1930’da Türkiye’den ayrılarak Strasbourg Üniversitesi’ne gitti ve bir süre sonra da Paris’te öldü. Türkiye’de bulunduğu sırada yardımcılığını İlhami Bey (Ord. Prof. İlhami Civaoğlu,1898-1988) yapıyordu. Elektromekanik Enstitüsü’nün başlıca öğretim elemanları bunlardı. Fakat bu ismini saydıklarımızdan başka 1933 yılında Makine Enstitüsü asistanı mühendis Avni Bey ile Elektroteknik dersi müderris muavin vekili mühendis Kadri Bey de enstitünün öğretim elemanları arasında bulunmaktaydı. Kadri Bey, İstanbul Üniversitesi’nin 1933 yılında oluşturulan geçici kadrosuna tatbiki makine profesör muavini (doçent) olarak alınmıştı. Ayrıca Riyaziye Enstitüsü asistanı Fahri Bey ile Fizik Enstitüsü asistanı Celal Bey de, Elektromekanik Enstitüsü’nün öğretim elemanları arasındaydı. Elektromekanik Enstitüsü, akademik çalışmaların yanı sıra halka açık dersler de veriyordu. Halka mahsus olarak açılan dersleri Mehmet Refik Bey ile Prof. Meintre üstlenmişlerdi. 1926 kış sömestrinde üniversite dışından pratik derslere katılan öğrenci sayısı 425’i bulmuştu. Yararlanılan Kaynaklar: Sevtap İshakoğlu-Kadıoğlu: İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Tarihçesi (1940-1946), İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayını, İstanbul 1998. Emre Dölen: “İstanbul Darülfünunu Fen Fakültesi Elektromekanik Enstitüsü (1926-1935)”, Türk Teknoloji Tarihi, yayına hazırlayanlar; Emre Dölen-Mustafa Kaçar, 1. Türk Bilim ve Teknoloji Tarihi Kongresi Bildirileri (15-17 kasım 2001), s. 115154. İstanbul 2003. Osman Bahadır: Elektriğin Kısa Tarihi, Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi yayını, İstanbul 2001.


BİLİRKİŞİ RAPORLARI PROF. DR. OSMAN SEVAİOĞLU’NUN ARŞİVİNDEN

İŞVEREN YÜZDE 50, EDAŞ YÜZDE 20, İŞÇİ YÜZDE 30 KUSURLU… Dosya No: İş Mahkemesi Davacı: M.N.D F.D U.D Vekilleri: Av. S.Ç. Av. A.T Davalılar: Enerji İnşaat San. Tic. Ltd. Şti. Elektrik Dağıtım A.Ş. Dava Konusu: Tazminat Bilirkişi Heyetine Verilen Görev Mahkemenizin, dava dosyası üzerindeki ara kararında;

bu hattan kendilerine geçen elektriğe çarpılarak hayatlarını kaybetmişlerdir.

“…Geçen celsede alınan karar uyarınca dosyanın Bilirkişi Heyetine verilmesine …”

Davacı Tarafın İddia ve Talebi Davacı Taraf Sayın Vekilinin Mahkemeye ibraz etmiş olduğu dava dilekçesinde özet olarak;

şeklinde verilen yazılı talimatı uyarınca taraflara atfı kabil kusurlar, kusur oranları ve aidiyetleri üzerinde görüş ve kanaat belirtmek ve bu hususta bir kusur raporu hazırlamak üzere Bilirkişi Heyeti olarak resen görevlendirilmiş olmamız üzerine tarafımıza tevdi edilen dosya tetkik edilmiştir. Heyetimizin dava konusu iş kazasının meydana gelmesinde tarafların varsa, kusurları ve oranları üzerinde vardığı görüş ve kanaati belirtmek üzere işbu rapor hazırlanmıştır. Dava Konusu İş Kazası Keşan-Malkara Yolu üzerindeki AG enerji nakil hattının kopması üzerine, kopan hattın kopuk olan uçlarını birbirine bağladıktan sonra hattı bomlu araç yardımı ile direkteki izolatöre bağlayabilmek için direğin üst noktasına 1.5 -2 metre kalacak kadar bir seviyeye yükselen bomun içinde bulunan F.D ve T.S adlı işçiler ellerindeki hattın müşterek direğin üst tarafından AG hattına dikey geçen ve üzerinde elektrik bulunan ve yakınlardaki petrol istasyonun besleyen Fider-3 nolu dağıtım hattına temas etmeleri sonucunda

78 Ekim

2015

Dava konusu iş kazasında kusurlu ve sorumlu olan Davalı Taraflardan tazminat talebinde bulunmaktadır. Davalı Taraflardan Enerji İnşaat San. Tic. Ltd. Şti. Sayın Vekilinin Davaya Cevabı Davalı taraflardan Enerji İnşaat San. Tic. Ltd. Şti. Sayın Vekilinin Mahkemeye ibraz etmiş olduğu dava dilekçesinde özet olarak; İşyerinde işgüvenliği ile ilgili olarak gerekli önlem ve tedbirlerin alınmış olduğunu, Kazazede İşçinin Meslek Lisesi, Elektrik Bölümü Mezunu olduğunu, Kazazede İşçinin İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği kurslarına katılmış ve bu kursları başarı ile bitirmiş olduğunu, Dava konusu iş kazasının meydana gelmesinde tüm kusur, katkı ve sorumluluğun Kazazede İşçiye ait olduğunu, Müvekkili aleyhinde açılan davanın reddedilmesinin gerektiği ifade edilmiştir.

Davalı Taraflardan Elektrik Dağıtım A.Ş. Sayın Vekilinin Davaya Cevabı Davalı Taraflardan Elektrik Dağıtım A.Ş. Sayın Vekilinin Mahkemeye ibraz etmiş olduğu dava dilekçesinde özet olarak; İşyerindeki arıza bakım ve onarım çalışmaları üzerindeki tüm yetki ve sorumluluğun taraflar arasında yapılan sözleşme ile Davalı Taraflardan Enerji İnşaat San. Tic. Ltd. Şti.ne devredilmiş olduğunu, Nitekim Sosyal Sigortalar Kurumu Teftiş Kurulu Raporunda da Müvekkili olan Elektrik Dağıtım A.Ş. kusur atfedilmemiş olduğunu, Taraflar arasında yapılan sözleşmede İşyerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği ile ilgili olarak alması gereken önlem ve tedbirlerin alınması hususundaki tüm yetki ve sorumluluğunun ve doğacak her türlü zarar, ziyan ve can kaybından dolayı ortaya çıkacak sorumluluğun Davalı Taraflardan Enerji İnşaat San. Tic. Ltd. Şti.ne ait olduğunu, Müvekkili aleyhinde açılan davanın reddedilmesinin gerektiği ifade edilmiştir. Dosya Kapsamından Tespit Edilen Hususlar Dosya kapsamının incelenmesinden aşağıdaki hususlar tespit edilmiştir.


Kazazede İşçi 1982 yılı doğumludur ve dava konusu iş kazası meydana geldiği esnada 26 yaşındadır. Dava konusu iş kazasının meydana geldiği elektrik direği bir AG direğidir. Fakat bu direğin üzerinden dikey olarak geçen ve yakınlardaki petrol istasyonun besleyen ve üzerinde elektrik bulunan Fider-3 nolu OG dağıtım hattı geçmektedir. Dava konusu iş kazası meydana geldiği esnada Kazazede İşçi ve ekip arkadaşı bomlu aracın sepeti içindedir. Dava konusu iş kazası meydana geldiği esnada Fider-5 nolu kopan hattın ayırıcısı açık durumdadır. Bir başka ifade ile, bu hatta elektrik yoktur. Kazazede İşçi ve ekip arkadaşının çarpılmasına yol açan enerji nakil hattı yakınlardaki petrol istasyonun besleyen ve Fider-3 nolu OG dağıtım hattıdır. Bu hat dava konusu iş kazası meydana geldiği elektrik direğinin üzerinden dikey olarak geçmektedir ve bu hattın elektriğinin kesilmesi ihmal edilmiştir. Dava konusu iş kazasına uğrayan ekibin ekip şefi H.K İlçe Jandarma Komutanlığına verdiği ifade tutanağında; “Kendisinin kazaya uğrayan ekibin şefi olduğu, dava konusu iş kazası meydana geldiği esnada kopan teli birleştirdikleri ve yerine geri takılmak üzere bomlu aracın içinde bulunan Kazazede İşçi F.D, ekip arkadaşı T.S’e verdiğini, ardından da Kazazede İşçi F.D, ekip arkadaşı T.S’in aracın bomunu direğin üst noktasına 1.5 -2 metre kalacak kadar bir seviyeye yükselttiğini ve bu esnada Kazazede İşçi F.D, ekip arkadaşı T.S’in yakınlardaki petrol istasyonun besleyen ve Fider-3 nolu ve onarılan hattın dikey olarak üzerinden geçen ve üzerinde elektrik olan hattı yangından dolayı çıkan dumanlar nedeniyle göremediklerini ve bu hattan geçen elektriğe çarpıldıklarını” ifade etmiştir. İşveren Yetkilisi M.D İlçe Jandarma Komutanlığına verdiği

ifade tutanağında; “Kazazede İşçi ve ekip arkadaşının işyerinde elektrik teknisyeni olarak görev yaptığını, Kazazedelerden T.S’in aynı zamanda ustalık belgesinin mevcut olduğunu, dava konusu iş kazasının Kazazede İşçi ve ekip arkadaşının Fider-3 nolu ve üzerinde çalışılan hatta dikey yönde ve onun üzerinde seyreden hatta temas etmesi sonucunda meydana gelmiş olduğunu” ifade etmiştir. Dava konusu İş Kazası ile ilgili olarak Dosyada Mevcut Raporlar Bilirkişi Raporu: Bilirkişi raporuna göre Kazazede İşçi F.D, ekip arkadaşı T.S, ve Davalı taraflardan Enerji İnşaat San. Tic. Ltd. Şti. dava konusu iş kazasının meydana gelmesinde kusurlu bulunmuştur. İlgili Kanun ve Yönetmelik Hükümleri Dava konusu kaza ile ilgili mevzuat hükümlerinden bir kısmı Bilirkişi Heyetimiz tarafından seçilerek aşağıda verilmiştir. Taraflarca ihlal edilen hükümlerin çok fazla olması nedeniyle kusur oranları belirlenirken bu kısımda yer alan hükümlerin her birine ayrı ayrı atıf yapılmamıştır. İş Kanunu Madde 73 BEŞİNCİ BÖLÜM İşçi Sağlığı ve Güvenliği, Sağlık ve güvenlik şartları: Madde 73 - (Değişik: 29/7/1983-2869/17 md.) Her İşveren, işyerinde işçilerin sağlığını ve işgüvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlüdür. İşçiler de, işçi sağlığı ve işgüvenliği hakkındaki usul ve şartlara uymakla yükümlüdürler. İşverenler, makinelerin kullanılmasından doğacak tehlikelerden ve bu hususta önceden alınabilecek tedbirlerden işçileri münasip bir şekilde haberdar etmek zorundadırlar. İşverenler işyerlerinde meydana gelecek kazaları en geç, kazadan sonraki iki gün içinde yazı ile ilgili bölge çalışma müdürlüğüne bildirmek zorundadırlar. 7/7583 Sayılı İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü, Madde 2 Her işveren işyerinde çalıştırdığı işçilerin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için bu tüzükte belirtilen şartları yerine getirmek, gerekli araçları noksansız olarak bulundurmak, ve gerekli olanı yapmakla yükümlüdür. İşçiler de bu yoldaki usul ve şartlara uymak zorundadırlar.

7/7583 Sayılı İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü, Madde 3 İşveren işçilerine yapmakta oldukları işlerinde uymaları gerekli sağlık ve güvenlik tedbirlerini öğretmek zorundadır. 7/7583 Sayılı İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü, Madde 4 İşverenin işyerinde teknik ilerlemelerin gerektirdiği daha uygun, güvenli ve sağlık şartlarını sağlaması, kullanılan malzemeler ve makinalarla alet ve edavatın herhangi bir şekilde tehlike gösterenleri, işin özelliğine ve fennin gereklerine göre bu tehlike ve zararları azaltan gerekli tedbirleri alması ve diğer iş güvenliği tedbirlerini devamlı surette izlemesi esastır. 7/7583 Sayılı İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü, Madde 302 Kontrol ve bakım onarımı yapılacak olan makina ve elektrik devrelerinin akımı kesilecek ve akımı kesilecek şalter ve anahtarlarda kilitleme tertibatı bulunacak veya bunların açık oldukları uygun bir şekilde belirtilecektir. 7/7583 Sayılı İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü, Madde 303 Elektrik tesisatının ve iletkenlerinin daima gerilim altında bulunduğu kabul edilecek ve teknik bir zorunluluk olmadıkça gerilim altında elektrik onarımı yapılmayacaktır. 7/7583 Sayılı İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü, Madde 346 Birden fazla kaynakla beslenen elektrik tesisatında, kablo ve hava hatları üzerinde onarıma girişilmeden önce akım her yönden kesilecektir. 7/7583 Sayılı İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü, Madde 347 Onarılacak hava hatlarının her iki tarafı da devreden çıkarıldıktan sonra ayrıca topraklama yapılacak, işçiye uygun emniyet kemeri verilecek, neon lambalı ıstakalarla hatlarda elektrik kontrolü yapılacak, her türlü kişisel koruma araçları verilecektir. Kullanılan kişisel koruyucular gerilime uygun seçilecektir. 7/7583 Sayılı İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü, Madde 353 Elektrik tesisatı, cins ve hacmine göre ehliyetli elektrikçiler tarafından yapılacak, bakım ve işletmesi sağlanacaktır. 7/7583 Sayılı İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü, Madde 530 El ve kolların korunması için kullanılacak eldivenler, işçinin ellerine ve yapacakları işe uygun seçilmiş olacaktır. Matkap, pres ve benzeri diğer tezgahlarda çalışan işçiler eldiven kullanmayacaklardır. Kesici ve aşındırıcı maddelerle çalışan işçilere verilecek eldivenler, ellik veya el kılıfları, işe dayanıklı malzemeden yapılmış olacaktır. Aşındırıcı, yıpratıcı, zehirli maddelerle veya sürekli olarak su içinde el ile yapılan çalışmalarda, işçilere lastik veya benzeri malzemeden yapılmış uygun eldiven verilecektir.

79 Ekim

2015


7/7583 Sayılı İşçi Sağlığı ve İşgüvenliği Tüzüğü, Madde 532 Ağır veya yuvarlanabilen malzemenin kaldırılıp taşındığı işlerde, işçilerin pabuçlarının üzerine metal bir koruyucu takılacak veya işçilere, çelik maskaratalı emniyet ayakkabısı verilecektir. Asit veya toksiklerle çalışan işçilere, lastik veya benzeri malzemeden yapılmış ve bu maddelere dayanıklı, çizme veya ayakkabılar verilecektir. Erimiş maden veya sıcak veya yıpratıcı, aşındırıcı ve kemirici ve benzeri maddelerle çalışan işçilere, tahta tabanlı uygun ayakkabılar verilecektir. Emniyet ayakkabılarının burunlarındaki metal bombeler, 100 santimetreden düşecek 20 kilogram ağırlığa dayanacak şekilde, çelik veya başka bir maddeden yapılmış olacaktır. Elektrik işlerinde çalışan işçilere, çivili veya kabaralı ayakkabılar giydirilmeyecek, topukları ve tabanı tahta kavilyalı veya dikişli veya lastik ayakkabılar verilecektir. Kıvılcımı tehlikeli, olduğu işlerde çalışan işçilerin ayakkabılarında, çelik veya demir çivi, kabara, burun demiri, nalça gibi metal kısımlar bulunmayacaktır. Su veya çamur içinde veya havuzlarda çalışan işçilere, uygun boyda ve nitelikte çizmeler verilecektir. Elektrik Tesislerinde Emniyet Yönetmeliği, Madde 12 Yüksek gerilim tesislerindeki her türlü işler aşağıdaki işlemlerden sonra yapılmalıdır: Üzerinde çalışılması icabeden tesisin bütün besleme kaynaklarından ayrılması maksadıyla devre kesme işlemlerini ihtiva eden emniyet manevralarının yapılması ve kesme cihazlarının açık durumda kilitlenmesi, Tesisin emniyet altına alınması maksadıyla, kesme cihazlarının kumanda tertibatı üzerine “CEREYAN VERMEK YASAKTIR. TESİSLER ÜZERİNDE ÇALIŞMA VARDIR” yazılı levhalar yerleştirilmesi. Bunların herkes tarafından rahatlıkla görülebilecek şekilde yerleştirilmesi lazımdır. Çalışma yerinde gerilim yokluğunun kontrolu. Bu kontrol sanki bir unutma eseri veya yanlış bir manevra olmuş gibi iletkenlerin her biri üzerinde yapılmalıdır. Muayenenin neon lambalı bir manevra sırığı (ıstaka) veya hat tüfeği vesaire gibi özel bir tertibatla yapılması icabeder. Topraklama ve kısa devre yapılması gerilimin yokluğu tespit edilirse, bu maksat için daha evvelden hazırlanmış bir tertibat vasıtasıyla, topraklama ve kısa devre etme işlemleri, çalışma yerinin mümkün olduğu kadar yakınında ve bu yeri besleyebilecek olan bütün kollar üzerinde yapılmış olmalıdır. Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği, Madde 4 Elektrik kuvvetli akım tesislerinde her türlü işletme, cana ve mala herhangi bir zarar vermeyecek ve tehlike oluşturmayacak biçimde yapılmalıdır. Herhangi bir kimsenin dikkatsizlikle de olsa yaklaşabileceği uzaklıktaki kuvvetli akım tesislerinin gerilim altındaki bölümlerine (aktif bölümler) doğrudan doğruya, ya da günlük yaşamda kullanılan aygıtlarla dokunulması imkansız olmalıdır. Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği, Madde 6 Kuvvetli akım tesislerinin tasarımlanmasında ve yapımında, teknik ve ekonomik bakımlardan birbirine yakın birkaç çözümün bulunması durumunda

80 ekim

2015

bunlar arasında doğanın (ve çevrenin) görünüşünü en az bozan çözüm seçilecektir. Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği, Madde 60 Tüm yüksek gerilimli kuvvetli akım tesislerinde teknik konulardan sorumlu elektrik mühendisi olmalıdır. 154 kV ve daha büyük kuvvetli akım tesislerinde (uzaktan kumanda edilen TM ler hariç) işletme sorumlusu olarak en az bir elektrik mühendisi bulundurulmalıdır. Bu mühendisin is güvenliği ve iş emniyeti açısından sorumluluğu, tesiste uyulması gereken İş güvenliği yöntemlerini tespit etmek, emniyetli bir isletme için uyulması gerekli kuralları belirlemek ve gerekli araç gereçleri tespit ederek söz konusu kurallara uyulması yönünde denetlemeler yapmaktır. Kuvvetli akım tesislerinde yapım, bakım ve işletme esnasında işi yapan elemanın kişisel hatalarından oluşacak kazalarda bu mühendise hukuki sorumluluk yüklenemez. Yeterli güvenlik önlemleri alınmadan ve özel araçlar kullanılmadan yüksek gerilim altında hiçbir şekilde çalışma yapılamaz. Kuvvetli akım tesislerinde yüksek gerilim altında ancak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nca yetkilendirilmiş olan kurum ve kuruluşlar tarafından bu amaçla açılmış olan eğitim kurslarını bitirerek “Kuvvetli Akım Tesislerinde Yüksek Gerilim Altında Çalışma İzin Belgesi” alan elektrikle ilgili fen adamları ya da bir mühendisin sorumluluğu ve gözetimi altında olmak üzere öteki görevliler çalışma yapabilir. Yeterli elektrik bilgisi olmayan kimseler yardımcı olarak çalıştırılacaksa bunlara önceden ilgili kuruluşlar tarafından hazırlanan gerekli yönergeler verilecek ve açıklamalar yapılacaktır . Müşterek direklerde alçak gerilimli bölümlerde çalışma yapılacağında yüksek gerilimli hattın gerilimi mutlaka kesilecektir. Gerilim altında olmayan tesis bölümlerinde çalışılacağında gerilim altında bulunan öteki bölümler nedeniyle çalışanların her hangi bir tehlikeye uğramaması İçin gerekli önlemler alınacaktır. 61’inci maddedekilerin dışında örneğin şu önlemler alınabilir: Gerilim altındaki tesis bölümlerinin kapatılması ya da yalıtkan bir kılıfla örtülmesi, Çalışma sırasında sürekli gözetim, Çalışma yapılan yerin bir engelle çevrilmesi. Ancak, bu durumda aygıtlarla tehlikesiz ve serbest olarak hareket edilebilmelidir. Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği, Madde 61, Görevlilere verilecek donatım ve yönergeler İşletme sorumluları genellikle yapılacak işler için görevlendirilen kişilere işin süresi, yeri, cinsi ve önemine ilişkin yazılı yönergeler vereceklerdir. Aşağıdaki durumlarda yazılı yönergeler verilmeyebilir: 1) İşi yapmakla görevlendirilen kimselerin yeterli teknik bilgi ve görgüsü varsa, kendisi ve yardımcıları için gerekli güvenlik önlemlerini kendi sorumluluğu altına alabilirse, 2) İşletme sorumlusu tüm devre açma ve kapama işlerini kendisi yapar ya da gözetimi altında yaptırır ve yapılan işleri kendi denetlerse. Sözlü olarak ya da telefonla verilen emirler, bu emri alan kimseye tekrar ettirilecektir. ilgililerin saatleri birbirine göre tam olarak ayarlanmalı ve ek güvenlik önlemi olarak ise başlarken gerilimin kaldırılması ve

iş bittikten sonra gerilimin uygulanması sırasında yeterli süre bırakılmalıdır. Kuvvetli akım tesislerinde yapılacak bakımonarım çalışmaları sırasında çalışanların hayatının korunması açısından mutlaka alınması gereken önlemler aşağıda açıklanmıştır: a) Gerilimin kesilmesi: Bakım ve onarım yapılacak yere enerji sağlayan tüm kesicilerin açılması ve bunlara ait ayırıcılar ile ayırma işleminin emniyet altına alınması gerekir. b) Tekrar gerilim verilmesinin önlenmesi Gerilimin kesilmesi için açılmış olan kesici ve ayırıcıların bir başkası tarafından yanlışlıkla kapatılmasını önlemek üzere gerekli önlemlerin alınmış olması gerekir. Bu maksatla, bu aygıtların varsa tahrik ve kumanda kilitleme düzenleri kilitlenebilmek, aygıtların üzerine “kapamak yasaktır”, “hat üzerinde çalışılıyor” gibi yazılar asılmalıdır. Bu önlemler, örneğin kesicilerin kapanmasını önleyici anahtarlı kilitleme düzeninin anahtarının yetkili kişi tarafından alınması ile de daha emin şekilde sağlanabilir. Bir çalışma yeri birden fazla noktadan besleniyorsa, (a) ve (b) bentlerinde belirtilen önlemler her besleme noktası için uygulanacaktır. c) Çalışılacak yerde gerilim olmadığının kontrolü: Tesislerin bir bölümünde çalışma yapmak için gerilimin kaldırılması gerekiyorsa, devre kapama ve açmalarının belirli bir zamanda yapılacağını bildirmek yeterli değildir. Çalışılacak yeri besleyen tüm kesicilerin açılmış olmasına rağmen söz konusu tesis bölümünün gerilim altında olup olmadığı gerekli ölçü veya gösterge cihazları ile denetlenmeli ve denetleyen kimse gerilim olmadığı kanısına vardıktan sonra çalışmaya başlanmalıdır. Üzerinde çalışılacak bir tesisin gerilim altında olmadığının saptanmasında, yalnız devresi kesildikten sonra ölçü aygıtlarının göstergelerinin geri gitmesi, anahtarı kapatılan lambaların sönmesi, ya da transformatör gürültülerinin kesilmesi gibi özelliklere güvenilmemelidir. İş bittiğinde çalışanların tehlikeyle karşılaşmayacaklarına kesinlikle inanıldıktan sonra tesisler gerilim altına alınmalıdır. d) Çalışılan bölüme yakın yerlerde, işletme esnasında gerilim altında bulunması gerekli başka bölümler varsa, bu bölümlerdeki gerilimli kısımlara dokunmayı önleyecek önlemler alınmalıdır. Örneğin bir anahtarlama hücresi içinde çalışılırken, kesici açıldığı halde, tesisin diğer bölümlerinde işletmeye devam edildiği için, baralarda gerilim bulunabilir. Bölgelendirilmemiş hücrelerde, hücre İçine, hücre kapısı kapalı iken sokulmuş bulunan bir ayırma plakası ile bu koruma önlemi alınmış olmalıdır. Böyle bir önlem alınamıyorsa, baraların gerilimlerinin mutlaka kesilmesi gerekir.Bara bölümü bölmelendirilmiş bir hücrede bu ilave önleme gerek yoktur. Kısa devre etme ve topraklama: Gerilimi kesilmiş yüksek gerilim tesislerinde çalışılacaksa, çalışılacak bölüm önceden topraklanmış olan bir düzenek üzerinden kısa devre edilecektir. İşletmelerin sorumlu kimseleri, iş süresince çalışanların tehlikeyle karşılaşabileceği hiçbir devre kapama işlemi yapılmamasını sağlayacaktır. Kısa devre ve topraklama,


ancak bütün çalışma ar bittikten ve bunları yapanların hepsine haber verildiği kesin olarak öğrenildikten sonra kaldırılabilir. Bağlama hücresi içinde çalışıldığında, bu hücreler kablo çıkış veya bara topraklama ayırıcıları ile donatılmış İse, bu aygıtların kapatılması ile istenen şart sağlanabilir. Çıkış hatlarının topraklanmasında kullanılan topraklama donanımı hücre içindeki Öteki aygıtları topraklayamıyorsa, gerektiğinde topraklama ve kısa devre etme düzenlerini bağlamak için hücrede ya da aygıtlar üzerinde sabit bağlantı yapmaya uygun çıplak bölümler bırakılmalıdır. Topraklama düzenleri, hücrelere girmeden topraklama tesislerine bağlanabilmelidir. Hücre kapısı bağlama sırasında açık olabilir, ancak bu durumda kapının açılabilmesi için mutlaka kesicinin açık olması şartı gerekli kilitlemelerle sağlanmış olmalıdır. Topraklama ve kısa devre etme işi, çalışma yapılan yerin yakınında ve olabilirse burası ile akım kaynakları arasında yapılacaktır. Topraklama ve kısa devre etme düzenleri, yapılan çalışmalardan dolayı ve çalışma süresince hiç kaldırılmayacak biçimde tesis edilecektir. Bir elektrik enerji tesisinde, yukarıda belirtilen Önlemler alınmadan hiçbir bakım ve onarım çalışması yapılmamalıdır. Bu şarta rağmen tesisin yapılacak İşler sırasında geriliminin kesilmesi imkansız ise, birisi işten sorumlu tutulan en az iki kişi görevlendirilmelidir.

İnceleme, Görüş ve Kanaat Heyetimiz tarafından dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda taraflarca dava konusu iş kazasının meydana gelmesindeki katkı, kusur ve sorumlulukları ile ilgili olarak ihlal edilmiş olan tüzük, yönetmelik hükümleri ve Yargıtay kararları yukarıdaki kısımda bir özet halinde sıralanmıştır. “İşveren tarafından, işyerinde işgüvenliği ile ilgili olarak alınması gereken tedbir ve önlemleri sürekli olarak izlenmesi, kontrol edilmesi, ettirilmesi, görülen aksaklık ve kusurların ortadan kaldırılması, kaldırılmasının sağlanması ve çalışanların da bu yöndeki hükümlere uymasının gereği” vurgulanmaktadır. Bilirkişi Heyetimiz tarafından raporun ilk kısmında Davalı Taraflardan Enerji İnşaat San. Tic. Ltd. Şti.nin dava konusu iş kazasının meydana gelmesinde kusur, katkı ve sorumluluğu incelenecektir Dava konusu iş kazasının meydana geldiği elektrik direği bir AG direğidir. Fakat bu direğin üzerinden dikey olarak geçen ve yakınlardaki petrol istasyonun besleyen ve üzerinde elektrik bulunan Fider-3 nolu OG dağıtım

hattı geçmektedir. Bilirkişi Heyetimiz Kazazede İşçinin İşvereni durumunda olan Davalı Taraflardan Enerji İnşaat San. Tic. Ltd. Şti.nin dava konusu iş kazasının meydana gelmesinde; Dava konusu iş kazasına yol açan Fider-3 nolu ve üzerinde elektrik olan OG hattının elektriğinin kestirilmesinin sağlanmasında Davalı taraflardan Elektrik Dağıtım A.Ş.ne başvurulması hususunda ihmalkar davranılmış olması, Sözkonusu Fider-3 ve Fider-5 nolu hatların elektriğinin kestirilmesi ve tekrar verilmesi hususunda Davalı taraflardan ile Elektrik Kesme ve Verme Protokollerinin hazırlanması ve imzalanmasında ihmalkar davranılmış olması, Kazazede İşçi ve ekip arkadaşının dava konusu iş kazasının meydana geldiği mahalde bir ön inceleme yapılması ve sözkonusu Fider-3 nolu hattın varlığının tespit edilmesi ve bu hattın arzettiği muhtemel tehlike hususunda Kazazede İşçi ve ekip arkadaşının uyarılması hususunda ihmalkar davranılmış olması nedenleri ile asli bir oranda kusur atfedilmesi gerektiği yönünde bir görüş ve kanaate sahip bulunmaktadır. Davalı Taraflardan Enerji İnşaat San. Tic. Ltd. Şti. yukarıdaki kısımda bir özet halinde verilen mevzuat hükümlerinden fiil ve ihmali ile ilgili olan hükümleri ihlal etmiştir. Bilirkişi Heyetimiz yukarıdaki kısımda ifade edilen görüş ve kanaat doğrultusunda Davalı Taraflardan Enerji İnşaat San. Tic. Ltd. Şti.ne işyerinde işgüvenliği ile ilgili olarak alınması gereken önlem ve tedbirlerin alınmasında gösterilmiş olan ihmalkar davranış ile dava konusu iş kazasının meydana gelmesi arasındaki illiyet bağına uygun bir oranda kusur atfedilmesi gerektiği yönünde bir görüş ve kanaate varmıştır. Bilirkişi Heyetimiz tarafından raporun bu kısmında Davalı Taraflardan Elektrik Dağıtım A.Ş.nin dava konusu iş kazasının meydana gelmesinde kusur, katkı ve sorumluluğu incelenecektir Elektrik şebekeleri son derece karmaşık, ilk bakışta hemen

anlaşılmayan teknik altyapı tesisleridir. Bu tesislerin bağlantı şeklini yetkili veya uzman olmayan bir kimse bakarak kolayca anlayamaz. Nitekim dava konusu iş kazasında da bu şebekenin yapısı tam olarak anlaşılamamış ve sonunda bir hat enerjili kalarak dava konusu iş kazasının meydana gelmiştir. Elektrik kesmek ve elektrik vermek ciddi bir iştir. Ciddi ve resmi bir şekilde, Elektrik Kesme Protokolü olarak bilinen yazılı bir belge ile yapılması gerekmektedir. Bu protokollerin birer örneği ekte verilmiştir. Söz geçicidir, yazı kalıcıdır. Söz unutulur, inkar edilebilir, ama Elektrik kesme ve Verme protokolü, yani yazı bir belgedir, kalır. Elektrik Tesislerinde Emniyet Yönetmeliği madde 3.te yer alan hükme göre düzenlenmesi zorunlu olan bu belgenin adı; “çalışma müsaadesi”dir. Bu belgenin meslekteki diğer adı ise, “elektrik kesme protokolü”dür. Her ikisi de aynı mahiyette ve zorunlu belgelerdir. Elektrik Kesme Protokolünde; Elektrik kesilmesinin hangi Kuruluş tarafından talep edildiği, Kesilmenin tarihi, saati, süresi, Bu işlemin hangi trafo merkezinde kim tarafından yapacağı, Kesilmeden etkilenecek diğer abonelerin olup olmadığı, bunlara haber verilip verilmediği, gibi hususlar yer alır. “Elektrik Kesme” ve “Elektrik Verme” Protokollerinin ancak Davalı Taraflardan Elektrik Dağıtım Müessesesi Müdürlüğüne bağlı ilgili Proje ve Tesis Müdürlüğü yetkilileri tarafından düzenlenmesi gerekir. Bu nedenledir ki, “Elektrik Kesme” ve “Elektrik Verme” Protokolleri de bu müdürlükler tarafından düzenlenir, onaylanır ve imzalanır. Davalı Taraflardan EDAŞ‘a bağlı tüm çalışanlar ve de Davalı Taraflardan EDAŞ’tan iş alan Müteahhit Firmalar ve de çalışanları sahada çalışmadan önce ve çalışma bittikten sonra bu “Elektrik Kesme” ve “Elektrik Verme” Protokolünü imzalamak zorundadırlar. Bu husus Yukarıdaki kısımda da

81 Ekim

2015


ifade edildiği gibi bir yönetmelik hükmüdür. Bu protokoller standart formlar halinde hazırlanmıştır ve her Elektrik Dağıtım Müessesesi Müdürlüğünde birer kopyası bulunmaktadır veya bulunmak zorundadır. Çalışmaya başlamadan önce elektriği kestirmek isteyen ister özel sektör olsun, ister kamu olsun, yetkililerinin Davalı taraflardan Elektrik Dağıtım Müessesesi Müdürlüğünün Proje ve Tesis Müdürlüğüne bir yazı ile başvurmaları ve bu protokolleri imzalamaları gerekmektedir. Bu protokollerin altında hem ilgili, Davalı Taraflardan Elektrik Dağıtım Müessesesi Müdürlüğü yetkilisinin, hem de Elektrik kestirmek isteyen tarafın yani Davalı Taraflardan Enerji İnşaat San. Tic. Ltd. Şti.nin yetkilisinin imzası olmalıdır. Bir belgede imzası olan ve olması gereken taraflar o belge ile kendilerine yüklenilen edimlerin yerine getirilmesinden sorumlu olurlar. Eğer taraflar bu belgenin düzenlenmesi ihmal edilmiş ise, o zaman da bu belgenin düzenlenmesinde ihmalkar davranılmış olması nedeniyle yine sorumlu olurlar. Bir başka ifade ile, “Elektrik Kesme” ve “Elektrik Verme” Protokolleri her iki tarafa da, yani hem Davalı Taraflardan Elektrik Dağıtım Müessesesi Müdürlüğüne, hem de Davalı Taraflardan Enerji İnşaat San. Tic. Ltd. Şti.ne sorumluluk yükleyen belgelerdir. “Elektrik Kesme ve Elektrik Verme Protokolleri”nin hazırlanması, uygulanması, takip edilmesi, çalışanların uyarılması, eğitilmesi, kontrol edilmesi mesleki bir eğitim, işyeri disiplini ve işyeri alışkanlığıdır ve Kuruluş yönetiminin bu disiplin ve alışkanlığı tesis ve takip etmesi gerekir. Bu hususta bir disiplin ve alışkanlık oluşturulması yönündeki sorumluluk elbette Kuruluş yönetimine aittir. Bu disiplin ve alışkanlığın oluşturulmamış olması ise, Elektrik Tesislerinde Emniyet Yönetmeliğinin madde 3 te yer alan hükmüne göre, bu hususta

82 ekim

2015

ihmalkar davranmış olan Davalı taraflardan Elektrik Dağıtım Müessesesi Müdürlüğüne kusur atfedilmesini gerektiren bir husustur. Bu durumda da “Elektrik Kesme ve Elektrik Verme Protokollerini” hazırlamakta ihmalkar davranan ve bu işlemleri bu şekilde takip etmeyen Davalı taraflardan A.Ş.nin dava konusu iş kazasının meydana gelmesinden sorumlu olması gerekir. Davalı taraflardan EDAŞ yukarıdaki kısımda bir özet halinde verilen mevzuat hükümlerinden fiil ve ihmali ile ilgili olan hükümleri ihlal etmiştir. Bilirkişi Heyetimiz yukarıdaki kısımda ifade edilen görüş ve kanaat doğrultusunda gerek “Elektrik Kesme ve Elektrik Verme Protokollerini” hazırlamakta ve bu hususta bir disiplin ve alışkanlık oluşturmakta ihmalkar davranan ve bu işlemleri takip etmeyen Davalı Taraflardan Elektrik Dağıtım Müessesesi Müdürlüğüne göstermiş olduğu ihmalkar davranış ile dava konusu iş kazasının meydana gelmesi arasındaki illiyet bağına uygun bir oranda kusur atfedilmesi gerektiği yönünde bir görüş ve kanaate varmıştır. Bilirkişi Heyetimiz tarafından raporun bu kısmında Kazazede İşçinin dava konusu iş kazasının meydana gelmesinde kusur, katkı ve sorumluluğu incelenecektir Dava konusu iş kazasının KeşanMalkara Yolu üzerindeki AG enerji nakil hattının kopması üzerine, kopan hattın kopuk olan uçlarını birbirine bağladıktan sonra hattı bomlu araç yardımı ile direkteki izolatöre bağlayabilmek için direğin üst noktasına 1.5 -2 metre kalacak kadar bir seviyeye yükselen bomun içinde bulunan Kazazede İşçi F.D ve ekip arkadaşının ellerindeki hattın müşterek direğin üst tarafından AG hattına dikey geçen ve üzerinde elektrik bulunan ve yakınlardaki petrol istasyonun besleyen Fider-3 nolu dağıtım hattına temas etmeleri sonucunda bu hattan kendilerine geçen elektriğe çarpılarak hayatlarını kaybetmeleri sonucunda meydana gelmiş olduğu anlaşılmaktadır.

Bilirkişi Heyetimiz, Kazazede İşçi ve ekip arkadaşının bomlu araç içinde çalışırken; Çalışma mahallinin üzerinden geçen Fider-3 nolu sözkonusu hattın varlığını fark etmeleri, Mümkün ise, bu hatta yaklaşmadan çalışmaları, Bu mümkün olamıyor ise, o zaman bu hattın elektriğinin kestirilmesinin sağlanması için İşveren yetkilisine haber vermeleri gerektiği yönünde bir görüş ve kanaate sahiptir. Kazazede İşçi yukarıdaki kısımda bir özet halinde verilen mevzuat hükümlerinden fiil ve ihmali ile ilgili olan hükümleri ihlal etmiştir. Bilirkişi Heyetimiz Meslek Lisesi Elektrik Bölümü Mezunu olan Kazazede İşçinin İşyerinde işgüvenliği ile ilgili olarak alınması gereken önlem ve tedbirlerin alınmasında göstermiş olduğu kusurlu davranış ve ihmal nedeniyle, yani yukarıdaki kısımda bir özet halinde sıralanan edimlerinin yerine getirilmesinde gösterilmiş olan ihmalkar davranış nedeniyle kendisine bu ihmalkar davranış ile uygun bir oranda kusur atfedilmesi gerektiği yönünde bir görüş ve kanaate sahip bulunmaktadır. Sonuçlar Dava konusu kaza, 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 11. Maddesi’nin (A) fıkrasının (a) ve (b) bentlerine göre bir iş kazasıdır. Bilirkişi Heyeti olarak, dava dosyası incelenmiş yukarıda detayları ile açıklanan görüş ve kanaat doğrultusunda, dava konusu iş kazasının meydana gelmesinde, Davalı Taraflardan Davalı Taraflardan Enerji İnşaat San. Tic. Ltd. Şti.ne işyerinde işgüvenliği ile ilgili olarak alınması gereken önlem ve tedbirlerin alınmasında gösterilmiş olan ihmalkar davranış ile dava konusu iş kazasının meydana gelmesi arasındaki illiyet bağına uygun olarak yüzde 50, Davalı taraflardan Elektrik Dağıtım Müessesesi Müdürlüğüne Elektrik Kesme ve verme Protokollerinin hazırlanması hususunda göstermiş olduğu kusurlu davranış ve ihmal ile dava konusu iş kazasının meydana gelmesi arasındaki illiyet bağına uygun olarak yüzde 20 Meslek Lisesi Elektrik Bölümü Mezunu olan Kazazede İşçinin İşyerinde işgüvenliği ile ilgili olarak alınması gereken önlem ve tedbirlerin alınmasında göstermiş olduğu ve yukarıdaki kısımda bir özet halinde sıralanan edimlerinin yerine getirilmesinde gösterilmiş olan ihmalkar davranış nedeniyle kendisine bu ihmalkar davranış ile uygun olarak yüzde 30 oranlarında kusurlu olduklarının kabul edilmesi gerektiği yönünde bir görüş ve kanaate varılmıştır. Herhangi bir kasıt unsuru bulunmayan kazada, dosyada mevcut bilgilere göre başkaca taraf, kişi ve kuruluşlara kusur atfedilemeyeceği yönünde bir görüş ve kanaate vardığımızı belirten işbu bilirkişi raporu, karar verme ve hüküm tesis etme yetkisi elbette Sayın Mahkemenize ait olmak üzere, tasviplerinize saygı ile sunulur.



TANITICI REKLAM

DÜNYANIN EN MODERN YÜKSEK GERILIM TRANSFORMATÖR FABRIKALARINDAN BIRI: *

ALSTOM GRID GEBZE GÜÇ TRANSFORMATÖRLERI FABRIKASI ENERJI ÜRETIMI, ENERJI ILETIMI VE RAYLI ULAŞIM ALANLARINDA YAKLAŞIK 100 ÜLKEDE FAALIYET GÖSTEREN ALSTOM, 1966 YILINDAN BERI TÜRKIYE’DE GEBZE TESISLERINDE GÜÇ TRANSFORMATÖRLERI ÜRETIYOR. ÜRETIMININ YÜZDE 85’INI IHRAÇ EDEN VE KUZEY VE GÜNEY AMERIKA’DAN ASYA’YA, AFRIKA’DAN AVRUPA’YA TÜM KITALARA ÜRÜN GÖNDEREN ALSTOM ALANINDA YILLARDIR TÜRKIYE’NIN IHRACAT ŞAMPIYONU.

84 Şubat Ekim

2015


Alstom Grid Gebze Güç Transformatörleri Fabrikası

1

966 yılında Gebze’de faaliyete başlayan Alstom Grid Gebze Güç Transformatörleri Fabrikası, alanında dünyanın en büyük ve en modern üretim tesislerinden biri. 90.000 metrekare alan üzerinde yaklaşık 50.000 metrekare kapalı alana sahip tesisin 900’den fazla çalışanı bulunuyor. Tesisin sahasında toplam 3 fabrika bulunmakta. Bunlar güç trafoları üreten ana fabrika, bu fabrikaya kazan ve mekanik komponent üreten fabrika ve tamir fabrikası. Alstom, 24 saat, 3 vardiya şeklinde üretime kesintisiz devam ettiği tesisde yeni yatırımlarla da büyümeyi sürdürüyor. Firma, güç transformatörü üretiminde kilit noktalardan biri ve tesisin kapasite olarak büyümesinin önündeki en önemli etken olan test laboratuvarlarına bir yenisini ekledi ve üçüncü test laboratuvarı 2014 yılı sonunda tamamlanarak faaliyete girdi. Tesisde üretilen tüm trafolar müşteri nezdinde, standartlarda ve şartnamelerde belirtildiği şekilde test ediliyor ve buna göre müşterilere sevk ediliyor. Hatta çoğu test, olası arıza koşullarına göre gerçekleştiriliyor. Alstom, tesisde aktif olarak kullanılan iki adet test laboratuvarının yanına üçüncü laboratuvarın tam kapasite devreye girmesiyle birlikte hem üretim kapasitesini hem de üretebileceği trafo gücü ve gerilimini arttırdı. Yeni laboratuvar hem boyut hem de test kabiliyeti olarak Türkiye ve çevresindeki en büyük laboratuvar olma özelliğine sahip. Türkiye şebekesinde maksimum gerilim 380 kV olmasına rağmen, laboratuvarda kullanılan özel ekipmanlarla 800 kV’a kadar trafolar bu laboratuvarda test edilebiliyor.

ALSTOM GRID GEBZE TESISI, ÖZEL TRAFOLAR KONUSUNDA HEM ALSTOM’UN HEM DE TÜRKIYE’NIN EN YETKIN VE EN BÜYÜK FABRIKASI OLMA ÖZELLIĞINE SAHIP Alstom, Gebze tesislerinde hem güç hem de gerilim olarak çok geniş bir bantta, orta ve büyük güçte,

güç transformatörleri üretiyor. Şu anda 500 kV’a kadar olan üst sınır yeni laboratuvar yatırımı ile birlikte 800 kV’a çıkarılabilecek. Şebeke transformatörleri, generatör transformatörleri, endüstriyel tesisleri besleyen transformatörler, oto transformatörler, şönt reaktörler üretim programında yer almakta. Bunların yanısıra Alstom Grid Gebze tesisi, özel trafolar konusunda hem Alstom’un hem de Türkiye’nin en yetkin ve en büyük fabrikası olma özelliğine sahip ve bu alanda bir yetkinlik merkezi. Yetkinlik merkezi olarak bu sahada Özel trafolar alanında sadece ürün üretilmiyor aynı zamanda teknoloji de üretiliyor. Burada geliştirilen teknolojiler Alstom’un

dünya genelinde bulunan fabrikalarında kullanılıyor. Bu özel transformatörler, demir-çelik endüstrisinde kullanılan ark ocağı fırın transformatörleri, metal endüstrisinde kullanılan akım doğrultucu transformatörler, raylı sistemleri besleyen transformatörleri şeklinde sıralanabilir.

REKORDAN REKORA Alstom Grid Gebze tesisi, özel trafolar konusunda hem Alstom’un hem de Türkiye’nin en yetkin ve en büyük fabrikası olma özelliğine sahip ve bu alanda bir çok ilke de imza attı. Örneğin; 2012 yılında Alman Devlet Demiryolları’nın (Deutsche Bahn AG) hızlı tren enerji hattı için üretilen teknik özellikleriyle benzersiz iki transformatör

85 Ekim

2015


TANITICI REKLAM

bunlardan biri. 27.5 metre uzunluk, 5.5 metre genişlik ve 9.1 metre yüksekliğe sahip transformatörler, bugüne kadar üretilmiş en büyük konverter transformatör olarak tüm dünyada övgüyle karşılandı. Bir diğer ilk de Sırbistan’da Nikola Tesla Enerji Santralinde kullanılmak üzere üretilen generatör transformatörü. 725 MVA, 21/410 kV yükseltici transformatör şimdiye kadar Türkiye’de tasarlanan ve üretilen en büyük yükseltici transformatör olma özelliğini taşıyor. Dünyanın en büyük 3 fazlı ayarlı şönt reaktörü üretimi de Alstom’un ilklerinden biri. TEIAŞ için üretilen bu şönt reaktörler geniş bir ayar sahasında kullanılarak değişen ihtiyaca göre ayarlanabiliyor ve trafo merkezinin verimliliğini arttırıyor.

TRAFO DIZAYNINDA UZMAN MÜHENDISLIK GRUPLARI Tesis, üretimin yanısıra ayrıca tüm bu trafoları dizayn edebilecek mühendislik gruplarına da sahip. Yaklaşık 60 kişinin çalıştığı bir mühendislik bölümü bulunan Alstom, bu gruptan ayrı olarak yine bu sahada Ar-Ge çalışmaları yapmakta. Hem özel hem de diğer ürün gruplarıyla ilgili Ar-Ge çalışmaları, konusunda yetkin mühendisler tarafından sürdürülüyor. 14 ekim 2015 tarihinde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Alstom Grid Gebze Güç Transformatörleri Fabrikasına

86 Şubat Ekim

2015

Ar-Ge Merkezi teşvik belgesi takdim edilmiştir.

TESIS, DÜNYANIN EN BÜYÜK TRAFO TAMIR FABRIKALARINDAN BIRINE SAHIP Alstom Grid, transformatör servisi konusunda da iddialı. Alstom uluslararası bir organizasyon olduğu için ürünlerinin satıldığı her ülkede veya yakınlarında bir Alstom servisi bulmak mümkün. Arıza ve servis ihtiyacı olduğunda bu servisler hızla ilgili noktalara yönlendiriliyor. Yerinde çözülebilecek türden sorunlara uzman ekipler tarafından müşterilerin tesislerinde müdahale edilirken daha komplike vakalarda tesisin fabrika servisi devreye girebiliyor. Alstom Grid, Gebze sahasında dünyanın en büyük trafo tamir fabrikalarından birine sahip. 400 MVA 400 kV’a kadar trafoların tamirinin gerçekleştirildiği fabrikanın kendine ait fırınları, yüksek kapasiteli vinçleri, test ekipmanları ve laboratuvarları mevcut. Bu fabrikada Alstom trafolarının yanında, farklı markalı trafoların tamiratları da gerçekleştiriliyor.

IHRACATTA YILLARDIR TÜRKIYE ŞAMPIYONU Alstom Grid, 2014 yılında da, diğer yıllarda olduğu gibi “Transformatörler, Endüktörler” kategorisinde en fazla ihracat yapan firma olarak “ihracat

şampiyonluğu” başarısını elde ederek ülke ekonomisine katma değer yaratmayı sürdürdü. Üretiminin yaklaşık yüzde 85’ini ihraç eden firma, Kuzey ve Güney Amerika’dan Asya’ya, Afrika’dan Avrupa’ya tüm kıtalara ürün gönderiyor. Firmanın özellikle son yıllarda Ortadoğu ülkelerine yaptığı ihracatta yüksek bir artış görülürken Doğu Avrupa, Türki Cumhuriyetler ve Kuzey Afrika gibi gelişmekte olan, enerji yatırımlarının yoğunlaştığı ve yeniden yapılanma süreci geçiren bölgelerdeki ülkelere yapılan ihracat rakamları da sürekli artmakta. Firmanın gelişmiş ülkeler sınıfında yer alan Avrupa Birliği ülkelerinden Almanya, Fransa, Yunanistan, Italya, Ispanya, Portekiz ve


Alstom Grid Gebze Güç Transformatörleri Fabrikası

yarayan çok özel yazılımları mevcut. Deprem simülasyon yazılımı bunlardan biri. Üretilen trafoların olası bir deprem anında çalışmaya, sisteme enerji vermeye devam etmesi hayati önem taşıyor. Bu yazılımlar bunu sağlayacak ürünlerin geliştirilmesine yardımcı oluyor. Bu çalışmalar ve bunların yanısıra değişik ülkelerde kullanılan değişik standartlara, farklı alanlarda geçerli olan farklı standartlara uyum sağlamak için yapılan diğer titiz çalışmalar, Alstom’un Gebze Güç Transformatörleri Fabrikasını dünya genelinde tercih edilen bir firma konumuna taşıyarak ona alanında ihracat şampiyonu ünvanını sağlıyor.

ÇEVREYE DUYARLI TRANSFORMATÖRLER

ABD, Kanada gibi ülkelerdeki birçok müşteri ile de uzun yıllardır devam eden iyi ilişkileri mevcut. Firmanın bu ihracat başarısının altında yatan en temel etken firma yapılanmasının bu geniş coğrafyaya göre, farklı ülkelerden, farklı kültürlerden, farklı dillerden müşterilerin isteklerine ve ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde organize edilmiş olması. Bu yapılanmayla Alstom, farklı ülkelerdeki farklı çalışma şartlarına uygun kalitede ürünler üretebiliyor. Firma, değişik atmosfer ve iklim şartları, çok kirli ortamlar ve benzeri zorlu koşullar için hem malzeme hem de dizayn yönünden oldukça dikkatli olarak farklı çözümler geliştirebilmekte

ve her ülkenin çalışma şartlarına uygun ürünler üretebilmekte. Örneğin trafonun çalışacağı ortam çok sıcaksa önce dizayn olarak soğutma sistemi tasarlanıyor, tam tersine ortam çok soğuksa bu defa da malzeme ortama uyumlu olacak şekilde seçiliyor. Ya da açık denizde bulunan bir petrol platformunda tuzlu suyun sebep olacağı etkiler ön plana çıktığı için trafonun bundan etkilenmesini önleyecek bir dizayn ve malzeme seçimi yapılıyor. Alstom’un sahip olduğu mühendislik becerisi ve birikimi, trafo dizaynının çalışma koşullarının gerektirdiği şekilde yapılmasını sağlarken teknik altyapısı da çeşitli avantajlar sağlıyor. Örneğin derinlemesine analizler yapılmasına

Alstom çevreye duyarlı ürünler geliştirme konusunda öncü firmalardan biri. Kullanıcıların duyarlılığı ve talepleri doğrultusunda deniz kenarında veya ormanlık alan içinde bulunan Alstom trafolarında yağ kaçağı gibi bir sorun yaşanırsa çevreye zarar vermemesi için bitkisel yağ kullanılıyor. Bu yağlar ayrıca yangına karşı da yüksek dayanıklılık sağlıyor. Alstom’da 220 kV’a kadar bitkisel yağ kullanılan trafolar üretildi ve firma bunu 400 kV’a kadar çıkarmak için çalışmalarını sürdürüyor. Çevreye duyarlı üretim kapsamında düşük gürültülü, düşük kayıplı transformatörler de mevcut. Ayrıca dizaynla ilgili tedbirler alınarak çevreye daha az zarar veren ürünler geliştirilmeye de devam ediliyor. Yeşil transformatör adı verilen ürün ailesi bunların hepsini barındırıyor.

SERTIFIKALAR Sıkı kalite yönetim sistemlerine tabi olan Alstom Grid Gebze Güç Transformatörleri fabrikası ISO 9001 Kalite Standardı, ISO 14001 Çevre Standardı, OHSAS 18001 Iş Sağlığı ve Güvenliği Standardı ve ISO 17025 Laboratuar Akreditasyonu sertifikalarına sahip. *Alstom’un enerji işkollarının GE’ye devredilmesi süreci devam etmekte olup devir işleminin 2015’ in dördüncü çeyreğinde kapanması hedeflenmektedir.

87 Ekim

2015


TANITICI SÖYLEŞİ www.elektrikdergisi.com

CUBERA SATIŞ VE PAZARLAMA YÖNETICISI ÇILER ORTAÇ:

CUBERA Türkiye’nin ILK Alçak Gerilim Pano Tasarım Yazılımı CUBESOFT

CUBESOFT PANO DIZAYNINI OLDUKÇA BASIT HALE GETIRIYOR. KULLANICI HATA YAPMASINA IHTIMALINI DE OLDUKÇA AZALTIYOR.

Cubera olarak Türkiye’nin ilk A.G. Pano yazılımını piyasaya sundunuz. TESLAFORM Elektrik Endüstriyel Sanayi ve Ticaret A.Ş.’yi kurarken kendimize bir hedef koyduk; Alçak gerilim pano

88 Ekim

2015

pazarında uluslararası standartlarda üretim yapan, yenilikçi ürünleri, akılcı çözümlerle birleştiren bir yerli üretici olmak. Cubesoft yazılımını bu projenin önemli bir ayağı olarak görüyoruz.

Cubesoft hakkında biraz bilgi alabilir miyiz? Aslında programı buz dağının görünen yüzü olarak değerlendirebilirsiniz. Teslaform ARGE ve Proje ekibi 10 yıldan uzun bir süredir üretiminde


ürün bazında tasarımlar ve üç boyutlu modelleme üzerine artan bir hızda çalışıyor. Beş markaya ait tüm sac, bakır ve kablo standartları sağlanmıştı. Reçeteler oluşturuldu. Bunlar kodlandı. Hangi derinliğe hangi boyuta hangi şalt malzemenin sığacağı standartlaştırıldı, akımlara uygun bakır kesitleri, bunların bir araya gelme standardı belirlendi. Program sadece bu dağ gibi bilginin kullanıcıya çok basit şekilde sunulmasını içeriyor. Bu programın nasıl bir getirisi olacak? Cubesoft pano dizaynını oldukça basit hale getiriyor. Kullanıcı hata yapmasına ihtimalini de oldukça azaltıyor. Aslında sadece şalt malzeme bilgisine sahip kullanıcı ilave genel bir pano bilgisi ile teklif hazırlayabilir duruma geliyor. Program pano boyutunu kısıtlıyor ve kullanıcıyı doğru boyuta yönlendiriyor. Ayrıca bakır dizaynını da kendisi yapıyor. Şunu diyebiliriz ki pano dizayn etmek Cubesoft ile çok çok kolay. Cubesoft V2 olarak piyasaya sundunuz. Bir de V1 mi var? Evet, aslında Türkiye’nin ilk AG pano dizayn yazılımını bundan beş yıl önce yazdık. Beş yıldır da aktif olarak kullanıyorduk. Bu programı piyasaya sunmadık ve kendi iç ihtiyaçlarımız için kullandık. Burada aldığımız geri bildirimler ile yeni programı çok daha farklı tasarladık. Dolayısı ile zaten çalışan bir program yarattığımız için bu konuda çok deneyimli olduğumuzu söyleyebiliriz. Versiyonlar arasında nasıl bir fark var? Versiyon 1 ve 2 pano boyutu belirleme ve bakır dizaynı yapılması konusunda birleşiyor. Yani ana mantık aynı. Ancak Versiyon 2 de pano yu görsel olarak sürükle bırak teknolojisi kullanarak dizayn ediyorsunuz. Yeni versiyon görsel olduğu için çok daha kolay ve anlaşılır. Cubera’nın ismi nereden geliyor? Ismimiz Cube ve Era’nın birleşmesinden oluşuyor. Cube yurtdışında pano için kullanılan bir isim. Era da yeni çağ demek. Aslında yaptıklarımız ile birebir örtüşen bir mantığı var. Çünkü yapmak istediğimiz AG panoda pano sektörünü Türkiye’de bir adım ileriye taşımak.

Cubera diğer pano sistemlerinden nerede ayrılıyor? Cubera adına yakışır şekilde bir çok kolaylığın adresi olarak gösterilebilir. Cuberayı yaratırken ana mantığımız, • Panoculukta termin her zaman problem olduğu için - Daha hızlı imal edilebilen

Sarf malzeme hesaplanması zor olduğundan – Daha az sarf malzeme kullanan • Ürüne göre tekrar tekrar kesip delmemek için – Merkezine ürünü alan bir sistem yaratmaktı. bunun sonucunda Cubera; • Gerçek adam saat üzerinden imalat planlaması yapabileceğiniz - Kaset sisteminde montaj • Zaman ve maliyet avantajı sağlayan – Kullanıma hazır bükülmüş, delinmiş bara sistemi • Kabloda yüzde 70, kablo kanalı ve diğer sarf malzemelerde yüzde 55 tasarruf sağlayan – Kullanıma hazır kesilmiş yüzüklenmiş kabloları ile Tüm bu ihtiyaçlara cevap verecek şekilde yaratıldı. Bir partnerlik sistemi kurdunuz. Cubesoft’u partnerlerinize açıyorsunuz. Doğru mu? Bundan bahsedebilir misiniz? Evet, bir partnerlik sistemi ile çalışıyoruz. Firmalar sistemimize katılarak Cubesoft’u edinebilirler.

89 Ekim

2015


Elektrikgüncesi BASINDAN SEÇILMIŞ HABERLER

Enerji • Elektrik • Ekonomi • Politika • Olaylar

MILLI BULUŞ ARAÇLARDA YÜZDE 20 YAKIT TASARRUFU SAĞLIYOR

Gediz Üniversitesi’nden Doç.Dr. Selim Solmaz ve Yrd.Doç. Dr. Durmuş Uygun, TÜBİTAK ile KOSGEB desteğiyle jant içi elektrik motoru üretti.

O

tomotivde çığır açacak projeyle; otomobil, minibüs, otobüs ya da kamyonların en az 2 tekerleğine Gedizli akademisyenlerin tasarımı, tamamen yerli teknoloji ürünü elektrik motoru yerleştirilecek. Bunun dışında aracın hangi hızda ve devirde benzin/LPG, motorin ya da elektrik motoruyla mı çalışacağını otomatik olarak yönlendirecek bilgisayar yazılımı içeren kontrol mekanizması takılacak. Böylece tüm araçların hibrite dönüşümü mümkün olacak, bir ilk gerçekleşecek. Elektrik motoruna enerji aktaracak olan bataryalar hem araç içerisindeki sistemlerden hem de prizden şarj edilebilecek, araç ihtiyaç duyduğu enerjiyi kısmen de olsa kendisi karşılayacak. Doç.Dr. Selim Solmaz, TÜBİTAK ve KOSGEB destekli projeyi araç üzerinde başarıyla denediklerini açıkladı. Doç.Dr. Solmaz, patentli yeni teknolojinin

90 Ekim

2015

tüketicilerin kullanımına sunulmak üzere seri üretime hazır olduğunu belirtirken şunları söyledi: “Dönüşümün tipik bir binek araçta 5 bin TL gibi oldukça düşük maliyetle gerçekleşmesini hedefliyoruz. Yakıt tüketiminin en çok olduğu şehir içi kullanımda en az yüzde 20 tasarruf sağlayacak. Özel araçların yanı sıra özellikle taksi, minibüs, belediye otobüsü, çöp kamyonları gibi şehir içinde düşük hızda ve sürekli yol alan ticari araçların yakıt tüketimini aşağıya çekecek. Benzin/LPG ve dizel gibi içten yanmalı motorlar daha az yükte çalışacağı için de atmosfere daha az egzoz gazı salınımı olacak, taşıtlardan kaynaklı hava kirliliği azalacak.” Yrd.Doç.Dr. Durmuş Uygun da bir aracı hareket ettirecek ve saatte 90 kilometre hıza çıkarabilecek elektrik motorunu tekerlek içine sığdırmanın önemli başarı olduğuna dikkat çekti. Kaynak: Enerji Enstitüsü



SOMA’DA YÜZDE 70 IŞVEREN KUSURLU MANISA’NIN SOMA ILÇESINDEKI 301 MADENININ YAŞAMINI YITIRDIĞI FACIANIN ARDINDAN AÇILAN TAZMINAT DAVALARINDA ISTANBUL TEKNIK ÜNIVERSITESI’NDEN ISTENEN RAPOR SOMA IŞ MAHKEMESI’NE ULAŞTI. 9 KIŞILIK BILIRKIŞI HEYETINDEN 7’SININ IMZASI BULUNAN 8 EKIM TARIHLI RAPORDA, SOMA KÖMÜR IŞLETMELERI A.Ş. YÜZDE 70, TÜRKIYE KÖMÜR IŞLETMELERI KURUMU YÜZDE 15, MADEN IŞLETMELERI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YÜZDE 10, ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLIK BAKANLIĞI YÜZDE 5 ORANINDA KUSURLU BULUNDU.

D

iğer 2 bilirkişinin ayrık olarak düzenlediği raporda, ise yine aynı kurumlar sorumlu bulunurken, kusur oranları Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. için yüzde 50, Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu için yüzde 30, Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü yüzde 10, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı içinde yüzde 10 olarak belirtildi. Bilirkişilerden 7’sinin imzasının bulunduğu raporda, Soma Kömürleri İşletmesi A.Ş’nin kusurları, üretim zorlaması, gerekli teknik altyapı oluşturulmadan, yeterli

92 Ekim

2015

yatırım yapılmadan ve iş güvenliği önlemleri alınmadan üretimin kontrolsüz bir şekilde artırılması, kapsamlı bir risk değerlendirmesi yapılmaması, iş sağlığı ve güvenliği eğitimi ile mesleki eğitimin mevzuat hükümlerine uygun şekilde verilmemesi, işletmedeki ‘iç denetim’ faaliyetlerinin gerektiği şekilde yerine getirilmemesi, ocağın havalandırması konusundaki hatalı uygulamalar ve sorunların çözümlenmemesi şeklinde sıralandı. Ocak şartlarına uygun karbonmonoksit maskesinin seçilmemesi ve seçilen maskesinin yetersiz kalması, var olan maskelerin kontrol ve bakımının da gerektiği şekilde yapılmaması, gaz izleme sistemindeki sorunlar ve bunların giderilmesi konusuna kayıtsız kalınması, elektrik enerjisi ile çalışan cihazlardan bir bölünün ex-proofözellik taşımaması, yangınla mücadele ve tahlisiye konularında yetişmiş yeterli sayıda personel bulundurulmaması da eksikler arasında sayılırken bu işlemler için gerekli araç ve gereç altyapısının oluşturulmadığına dikkat çekildi. Tüm bunların olayın meydana gelişini doğrudan etkilediği vurgulanıp, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’nin kusur oranının yüzde 70 olduğu belirtildi.

Raporda, Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu (TKİ) ise yüzde 15 kusurla ikinci sırada yer aldı. TKİ’nin ruhsat sahibi olduğu sahayı, Hizmet Alım Sözleşmesi ile kömür üretimi yapmak ve üretilen kömürü teknik şartnamede belirtilen yerlere teslim etmek üzere Soma Kömürleri İşletmesi A.Ş.’ye devrettiği vurgulanan raporda, “İmzalanan Hizmet Alım Sözleşmesi’nin 19. Maddesi’nde İşin sözleşme ve eklerinde tespit edilen standartlara (kalite ve özelliklere) uygun yürütülüp yürütülmediği idare tarafından görevlendirilen Kontrol Teşkilatı aracılığıyla denetlenir’ hükmü yer almaktadır. TKİ, projede belirtilen üretim miktarının Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. tarafından kısa bir zaman süreci içinde önemli miktarda artırılmasına karşı kayıtsız kalmıştır” denildi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı’na ise Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Eynez Yeraltı Kömür Ocağı’nda iş sağlığı ve güvenliği açısından çeşitli hatalı uygulama ve eksiklikler bulunmasına rağmen denetimlerde hiçbir noksanlık belirlenememiş olması, denetimleri gereken şekilde yapmadığı gerekçesiyle yüzde 5 kusur verildi. Kaynak: DHA



FATURADAKI KAYIP-KAÇAK BEDELINI GERI ALDI KONYA’DA MALI MÜŞAVIRLIK YAPAN BIR KIŞI ABONE OLDUĞU ELEKTRIK DAĞITIM ŞIRKETINE AÇTIĞI KAYIP KAÇAK BEDELI DAVASINI KAZANDI.

E

lektrik dağıtım şirketi dava sonucunda abonesine, kendisinden aldığı 1 yıllık kayıp Kaçak bedelini geri ödedi. Konya’da Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Bağımsız Denetçi olarak görev yapan Mustafa Akat, abonesi olduğu Meram Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi’nin (MEDAŞ) abonelerinden kaçak kayıp bedeli olarak aldığı verginin haksız olduğu gerekçesiyle Tüketici Hakem Heyeti’ne başvurdu. Heyet yapılan başvurusu sonucunda abonenin haklı olduğuna ve verilen savunmadaki süreye uygun olarak alınan 1 yıllık kaçak kayıp bedeli vergisinin tekrar kendisine iade edilmesine karar verdi. Hakkını aramak amacıyla Karatay Tüketici Hakem Heyeti Başkanlığı’na başvuru yaptığını belirten Mustafa Akat, “Biz bugüne kadar bütün faturalarımızı düzenli olarak zamanında ödeyen vatandaşlardanız. Fakat özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki insanlarımızın birçoğunun kaçak elektrik kullandığını ve faturalarını ödemediğini ve bundan dolayı hırsızlık suretiyle kullanılan bu elektriğin faturasını zamanında ödeyen dürüst insanlar tarafından karşılandığını öğrendim. Elektrik dağıtım firmalarının da kayıp kaçak bedeli olarak bunu tüketicilerden, vatandaşlarımızdan tahsil ettiğini öğrendim. Bu yüzden hakkımı aramak amacıyla Karatay Tüketici Hakem Heyeti Başkanlığı’na müracaatını yaptım. Ben MEDAŞ ile görüştüğümde kayıp kaçak bedellerinin kanuni olduğunu, yasal dayanakları olduğunu ve bununla ilgili iade talep etsek dahi elimize hiçbir şey geçmeyeceğini, çünkü bu konuda kendilerinin Konya’nın en bilindik avukatlarına sahip olduklarını, gerekli yasal takibi bu avukatlarına yaptırdıklarını söylediler. Elime herhangi bir şey geçmeyeceğini ifade ettiler. Fakat ben yine hakkımı arama amaçlı tek başına gerekli hukuki mücadelemi sürdürdüm” şeklinde konuştu. Yaptığı başvuruda neden 1 yıllık süre gösterdiğini de açıklayan Akat, davanın kaybedilmesi durumunda firmanın kendisinden çok daha fazla miktarda tazminat isteyeceğini vurguladı. Mustafa Akat, “2014 yılı için, sadece bir yıllık geriye dönük kayıp kaçak bedeli talebinde bulundum. Bu da 147 liraydı. Fakat vatandaşlarımız geriye dönük 10 yıllık kaçak bedelini talep etme yetkisine sahip. Neden bir yıllık istedik? Sonuç ne olacak? Bunu bir görelim istedik. Çünkü rakam büyüdükçe davayı kaybettiğimiz zaman karşı tarafa ödeyeceği bir vekalet söz konusu. O rakam da büyüyecekti. O yüzden biz sadece bir yıllık bir bedel üzerinden hakkımızı aradık. Bundan sonraki işleyeceğimiz süreç, geriye dönük 9 yıllık süreci de, aynı şekilde kayıp kaçak bedellerinin bu elektrik dağıtım firmasından talep etmek olacaktır” ifadelerini kullandı. Kaynak: Milliyet

94 Ekim

2015

ANTALYA ARENA, 550 EVIN ELEKTRIĞINI 1 GÜNDE ÜRETIYOR ANTALYASPOR’UN 33 BIN KIŞILIK YENI STADI ANTALYA ARENA’NIN ÇATISINDAKI GÜNEŞ ENERJISI PANELLERI, BIR GÜNDE 550 KONUTUN ELEKTRIK IHTIYACINI KARŞILAYACAK KADAR ENERJI ÜRETIYOR.

A

ntalya’da geçen yıl haziran ayında 96 dönümlük arazide temeli atılan 33 bin kişilik stadyumda inşaat çalışması sona erdi. Tam daire şekliyle arena görünümünü andıran statta koltuk montajı da tamamlandı. Soyunma odaları, yedek kulübesi ve locası tamamlanan statta, ses ve görüntü sistemi de hazırlandı. Türkiye’deki futbol sahalarından farklı bir özelliğe sahip stadın 16 bin metrekarelik çatısı, tribünlerin üzerini kapatıyor. Çatının 12 bin metrekarelik bölümündeki 1.4 megawatt enerji gücüne sahip güneş panelleri, 16 Eylül’den itibaren şehir şebekesine elektrik veriyor. Günde ortalama yedi bin 200 kilowatt/saat enerji üreten stat Türkiye’de ilk, dünyada ise kapasitesiyle en fazla enerji üreten spor kompleksi özelliğine sahip. UEFA kriterlerine uygun şekilde hazırlanan statta 38 tane 20 kişilik, 4 grup, bir de protokol locası yer alıyor. 8 bin metrekarelik ticari alan ile 1200 araçlık otoparkı bulunan stadın karşılıklı iki skorboardu bulunuyor. Taraftar için farklı yönlere giriş-çıkış alanı ayrılan statta, yüz tanımaya uygun kameraların da yer aldığı üst düzeyde güvenlik önemleri mevcut. Proje müdürü Yaşar Aydın, stadın elektrik enerjisi üretim kapasitesiyle dünyanın en büyük, Türkiye’de ilk spor tesisi olma özelliğine sahip olduğunu söyledi. Aydın, Antalya’nın 1 yılda güneşlenme saati dikkate alınarak yapılan hesaplamada, stadın günde ortalama 7 bin 200 kilowatt/saat elektrik ürettiğini kaydetti. Basit bir hesapla bu üretim miktarının 550 konutun günlük elektrik tüketimine eşdeğer olduğuna işaret eden Aydın, “Bir ayda üç maç yapıldığı göz önünde bulundurulursa, stat bir aylık elektrik tüketiminden fazlasını bir günde karşılayacak” diye konuştu. Kaynak: NTV



VAN “AKILLI” HASTANEYE KAVUŞACAK

“ESKI KÖYE YENI ENERJI” MANISA SOMA’DA TERMIK SANTRAL YAPIMI IÇIN KESILEN 6 BIN ZEYTIN AĞACI TÜRKIYE ’NIN GÜNDEMINE OTURMUŞTU. KÖYLÜLER EN ÖNEMLI GEÇIM KAYNAKLARINDAN BIRI OLAN ZEYTIN AĞAÇLARININ KESILMEMESI IÇIN EYLEMLER DÜZENLEMIŞ, GÖZYAŞLARI DÖKMÜŞTÜ. BUGÜN ISE SOMA’NIN YIRCA KÖYÜNDE FARKLI BIR HAVA VAR. GREENPEACE’IN YIRCA’DA KÖYLÜLERLE BIRLIKTE CAMI, OKUL GIBI ORTAK KULLANIM ALANLARINI GÜNEŞ ENERJISI ILE AYDINLATMAK IÇIN HAZIRLADIĞI PROJEDE SONA GELINDI.

U

luslararası çevre örgütü Greenpeace, Yırca’nın kömürlü termik santralden elde edilen enerjiyle değil, güneş enerjisiyle aydınlanması için köylülerle birlikte bir kampanya başlattı. “Eski Köye Yeni Enerji” adı verilen kampanya kapsamında 45 gün gibi kısa bir sürede 60 bin liralık destek toplanarak, ilk etapta köyün camii ve ilkokuluna güneş panelleri kuruldu. Bugün düzenlenecek “Güneş Şenliği” ile panellerin açılışı kutlanacak. Açılıştan önce bir araya geldiğimiz Yırcalılar, ileride güneş enerjisinden evlerinde de faydalanmak istediğini anlatıyor. Yırca köyünün muhtarı Mustafa Akın, “Güneş enerjisi bizim için alternatif bir enerji oldu, kömüre direnmenin küçük bir örneği. Yırca yılın 9 ayı net güneş ışığı alan bir yer. 40 yıldır termik santral çilesi çekiyoruz. Güneş ve rüzgâr gibi alternatif enerji kaynakları varken, termik santrallere gerek yok. Kömüre karşı değilim. Fakat güneşle ısınabiliyorsan, aydınlanabiliyorsan, kömürü çıkarmaya gerek var mı? Kömür belki ileride başka bir amaçla bize lazım olacak, dursun orada, yerin altında” diyor. Akın, köydeki 130 evin tamamına panel kurmak istediklerini de ekliyor. Greenpeace İklim ve Enerji Kampanyaları Sorumlusu Reşit Elçin, “Güneş panellerini ileride Yırca’nın tüm çatılarında görebilir miyiz” sorusuna karşılık, “Camii elektriğini köylüler ödüyordu. Bundan sonra artık elektrik faturası ödemeyince, güneş enerjisi sisteminin ne kadar karlı olduğunu görecekler. Bankalardan uzun vadeli kredi çekip, aslında bireysel olarak çatılarına kurabilirler” yanıtını veriyor. Kaynak: Hürriyet

96 Ekim

2015

VAN’DA 23 EKIM VE 9 KASIM 2011’DE YAŞANAN DEPREMIN ARDINDAN “AKILLI HASTANE” MODELI UYGULANARAK YAPIMINA BAŞLANAN HASTANENIN INŞA ÇALIŞMALARI SÜRDÜLÜYOR. DEPREME DAYANABILECEK ŞEKILDE TASARLANAN 500 YATAKLI HASTANE BINASI, 110 BIN METREKARE KAPALI ALANA SAHIP OLACAK.

W

et Speed Mixsing (WSM) yöntemiyle zeminine 2 bin 300 beton kazık çakılan binanın temelinde İtalya’dan getirilen 512 sismik deprem izolatörleri bulunuyor. Van Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Op. Dr. Özcan Öktem, AA muhabirine, sismik deprem izolatörlerinin, binanın taşıyıcı sistemleri arasına yerleştirilen özel cihazlar olduğunu, bu cihazların binanın salınarak periyodunu artırıp yıkıcı özellik taşıyan kritik bölgeden uzaklaştırıp yatay deprem etkilerinden en az şekilde etkilenmesini sağladığını söyledi. Van’da yaşanan depremlerde hastanede görev yaptığını ve depreme ameliyat yaparken yakalandığını anımsatan Öktem, o an için ameliyatı durdurmak zorunda kaldığını belirterek, artık olası bir depremde hastanedeki hizmetin hiç aksamadan devam edeceğini dile getirdi. Türkiye’de bunun örneğini oluşturabilecek bir kamu hastanesinin olmadığını anlatan Öktem, binada 512 deprem izolatörü bulunduğunu söyledi. Yurt dışından getirilen izolatörlerin, her yöne 55 santimetre hareket edebildiğini ifade eden Öktem, “Olası bir depremde, hastane çalışanları, depremi bile hissetmeden hizmete devam edecek” diye konuştu. 500 yataklı hastaneye yoğun bakım ve acildeki müşahede eklendiğinde 750 yataklı bir kompleks olarak hizmet vereceğini dile getiren Öktem, hastanede 120 yataklı yoğun bakım ve 80 yataklı acil servis bulunacağını kaydetti. Hastanedeki tek kişilik odaların, istenmesi durumunda iki kişilik odalara dönüştürülebileceğini belirten Öktem, bütün odalarda banyo, tuvalet ve her bir hasta için televizyon bulunacağını ifade etti.” Kaynak: Anadolu Ajansı


We put the we in Empower

'REOH LOH J¾F¾Q¾]H J¾© NDWóQ /LIH RI D 7UDQVIRUPHUÉ­ 6HPLQDU 2FDN _ 'XEDL %LUOHÄ¡LN $UDS (PLUOLáL _ ZZZ GREOH FRP ORDWGXEDL %¾\¾N *¾© 7UDQVIRUPDW¸UOHUL ˜P¾U <¸QHWLPOHULQGH G¾Q\DFD ELOLQHQ X]PDQODUóQ WHFU¾EHOHULQL L©HUHQ HáLWLP 7UDQVIRUPDW¸UOHUGH DQLGHQ ROXÄ¡DELOHFHN SUREOHPOHULQ GHáHQGLULOPHVLQGH NXOODQóODFDN SUDWLN ELOJLOHUL HQG¾VWULQLQ LOHUL JHOHQ X]PDQODUóQGDQ ¸áUHQLQL] 7DNULEHQ ELU DVóUGóU 'REOH HÄ¡VL] ELOJL YH WHFU¾EHOHUL E¾Q\HVLQGH WRSODPDNWDGóU 'REOH EX ELOJLOHUL 'REOH WHVW FLKD]ODUó NXOODQóFóODUó YHUGLáL VHUYLV KL]PHWOHUL YH /LIH RI D 7UDQVIRUPHUÉ­ YH EHQ]HUL VHPLQHUOHUOH P¾ġWHULOHUL\OH SD\ODÄ¡PDNWDGóU

(QG¾VWUL\L VHUYLV KL]PHWOHULPL]OH ©¸]¾POHULPL]OH YH HġVL] ELOJL ELULNLPLPL]OH J¾©OHQGLUL\RUX]


Hazırlayan: Can Cengiz

www.elektrikdergisi.com

ENERJİ DÜNYASINDAN

UKRAYNA’DAN RUSYA’YA RET Kiev’den yapılan resmi

açıklamaya göre Ukrayna, Rusya’ya olan doğalgaz borcunu ödemeyi reddetti. Ukrayna Maliye Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Ukrayna’nın dış borçlarının yeniden yapılandırılmasının 12 Kasım’da son bulacağı belirtildi. Ukrayna’nın 15 milyar dolarlık dış borçlarını yeniden yapılandırarak 8,5 milyar dolarlık borcunu ödemekten kurtulacağı kaydedildi. Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko, Rusya’nın 2013 yılında Ukrayna’ya sağladığı 3 milyar dolarlık kredinin rüşvet niteliğinde olduğunu, Moskova’nın bu yolla Ukrayna’yı etki altında tutmak istediğini iddia etmişti. Ukrayna’nın Rusya’ya euro tahvillerinden doğan borcunu Aralık 2015 döneminde ödemesi gerekiyordu. Kaynak: Enerji Enstitüsü

FRANSIZ TOTAL İRAN YOLUNDA Türkiye’den ayrılma kararı alan Fransız enerji şirketi

TOTAL, İran için yeni planlar yapıyor. Akaryakıt dağıtım sektöründeki istasyonlarını 325 milyon euro karşılığında Demirören Grubuna satarak Türkiye’den çekilen TOTAL bölgede kalmaya devam ediyor. Bir üst düzey TOTAL yetkilisine dayandırılan habere göre şirket İran petrol sanayine geri dönmeyi düşündüğünü bildirdi. unya“Tahran’da düzenlenen Petrol ve Enerji Konferansı’nda konuşan Stefan Michelle, Total’ın ilk olarak 1995 yılında İran’ın Güney Pars bölgesinde faaliyete başladığını belirterek “Yaptırımların ardından İran’daki faaliyetimiz durdu” dedi. Total’in yaptırımların kalkmasının ardından İran’ın petrol sektöründe faaliyet göstermeye hazır olduğunu dile egtiren Michelle “Total, İran petrol ve doğalgaz sanayiine hizmet sunmaya hazırdır” diye vurguladı. Kaynak: Mehrnews

DÖRT SENEDE 100 MİLYAR DOLAR KAYIP İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı İshak Cihangiri, 2011 yılında ülkesinin petrol gelirinin

118 milyar dolar olduğunu, ülkesine uygulanan ambargolar ve petrol fiyatının düşmesi nedeniyle 2015 yılında bu rakamın 18 milyar dolara gerilediğini söyledi. İran devlet televizyonunun haberine göre, İhracat Günü münasebetiyle düzenlenen konferansta konuşan Cihangiri, “2011 yılında petrol geliri 118 milyar dolardı. Buna rağmen 2012 yılında ekonomik büyüme eksi 6,8 düzeyindeydi. Bu yıl petrol geliri 20 milyar doların altında, 18 Milyar dolar. Bu durum sorun oluştursa da ekonomik gelişmede bir kesinti yaşanmadı” dedi. “İran ekonomisi ve bütçesinin şiddetle petrole bağlı olduğunu” dile getiren Cihangiri, nükleer faaliyetlerinden dolayı ülkesine uygulanan ambargoların daha çok petrol gelirleri üzerinde olduğunu ifade etti. Cihangiri, “Ambargoların Aralık ayında sona ereceğini öngörüyoruz. Ona göre de günlük 1 milyon varil petrol üretimimizi 500 bin varil daha arttıracak hazırlıklarımızı yapıyoruz. Birkaç ay içerisinde de üretimimizi ambargolardan önceki 2 milyon varil seviyesine yükselteceğiz” şeklinde konuştu. Kaynak: İRİB

98 Ekim

2015


JAPONYA’DAN TÜRKMENİSTAN’A BÜYÜK YATIRIM Japon Başbakanı Abe’nin

Türkmenistan’a gerçekleştirdiği ilk ziyarette, iki ülke arasındaki ekonomik, mühendislik ve enerji alanındaki işbirliğinin daha da güçlendirilmesi ve söz konusu sektörlere 18 milyar dolarlık Japon yatırımının yapılması konusunda dev anlaşmalara imza atıldı. Başbakan Abe ile Devlet Başkanı Berdimuhamedov, altyapı projeleri başta olmak üzere doğalgaz, petrol, kimya sanayisi ve elektrik santralleri inşasına kadar pek çok alanda 18 milyar dolarlık yatırım projelerinin gerçekleştirilmesi konusunda mutabık kaldı. Dünyanın en büyük 4. doğalgaz ülkesi Türkmenistan’da, Japon şirketler doğalgaz işleme tesisleri ile birlikte kimya sanayisi tesislerinin inşasında yer alacak. Başbakan Abe ayrıca, Japon şirketlerinin dünyanın en büyük 2. doğalgaz sahası olan Türkmenistan’daki Galkınış sahasının sanayiye kazandırılması projesinden yer alarak, bu arada GTL yakıtı üretim

tesisi inşa edebileceklerini söyledi. Türkmenistan’ın Japonya’nın yüksek teknoloji alanındaki tecrübelerinden istifade etmek istediğini kaydeden Berdimuhamedov; ulaşım, tarım, tekstil, güneş enerjisinin üretimi gibi alanlarda işbirliği yapmak istediklerini ifade etti. Konuk Başbakan Abe ise Türkmenistan ziyaretinin önemli olduğunu ve bu ülkede Japon işadamlarının gelecekte pekçok alanda yeni yatırım projelerine imza atacaklarını söyledi. Abe, 18 milyar dolarlık yatırım paketinde daha önce mutabık kalınan mevcut projeler dışında yeni birçok altyapı ve enerji projelerinin yer aldığını ifade etti. Kaynak: Palo

ÇİN, İNGİLTERE’DE NÜKLEER SANTRAL YAPACAK İngiltere ve Çin Halk Cumhuriyeti arasında, İngiltere’de nükleer santral yapılmasına yönelik anlaşma yapıldı.Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Şi Cinping’in İngiltere gezisinin ardından, İngiltere’de yapılacak bir nükleer santral için anlaşma yapıldı. Santralin 2025 yılında açılacağı ve Çin’in masrafının yüzde 30’unu üstleneceği bildiriliyor. Şi Cinping’in 4 günlük gezisi sırasında 30 milyar doların üzerinde yatırım anlaşması yapılması beklenirken, İngiltere’nin Çin’in Avrupa’daki “favori yatırım yeri” olduğu belirtiliyor.Santralin inşasının Fransız enerji şirketi EDF tarafından Çin’in devlete ait nükleer şirketi CGN ile birlikte yapılacağı söyleniyor. İlk santralin kesinleşmesinin ardından iki nükleer enerji santralinin inşasının daha söz konusu olabileceği aktarılıyor. Kaynak: BBC

99 Ekim

2015


GELECEK TEKNOLOJİLERİ www.elektrikdergisi.com

DÜNYANIN İLK ENERJİ ÜRETEN LAGÜNÜ BU SUNİ GELGİT HAVUZU 9,7 KİLOMETRE UZUNLUĞUNDA VE BÜYÜK ORANDA SU TUTABİLECEK. YÜKSEK DALGALARDA HAVUZ 11,7 KM² ALANDA DENİZ SUYUNU TUTACAK. DENİZ SEVİYESİ AZALDIĞINDA HAVUZDAKİ SU, HAVUZ DIŞINDAKİ SUDAN 8 METRE YÜKSEKTE OLACAK. 100 Ekim

2015


S

wansea körfezinde gelgit lagünü temiz enerji üretmesinin yanı sıra, spor alanları sunacak ve deniz kenarı heykel bahçesi olarak da kullanılacak. Yelkenli, dalgıçlık, sörf, bisiklet, koşu gibi sporlara imkân tanıyacak alan heykellerle de donatılacak. İngiltere’de hayata geçirilmesi planlanan proje şimdiden heyecan veriyor. Gelgitlerin sıkça görüldüğü Swansea’de oluşturulacak lagün ile temiz enerji üretilecek. Med cezir olayının güçlü olarak göründüğü İngiltere de bu enerjiden faydalanmak için en uygun sayılan yerlerin başında geliyor.. Ayın çekim gücü sonucu ortaya çıkan gelgitler, sürdürülebilir ve yenilenebilir enerji kaynağı olarak literatürde yerini alıyor. Med cezir olayının güçlü olarak göründüğü İngiltere’de bu enerjiden faydalanmak için en uygun sayılan yerlerin başında geliyor ve bu sebeple öncü durumunda. Dünyada bir ilk olması beklenen Swansea körfezinde gelgit lagünü (deniz uzantısı şeklinde oluşturulan göl) okyanustaki med cezir sonucunda, yükselme ve alçalmaları kullanarak yenilenebilir enerji sağlayacak. Bu sayede 155 bin evi elektriklendirecek ve bunu 120 yıl sağlayacak. Üç yılda tamamlanması planlanan proje tamamlandığında oluşturulan elektrik, 250 bin varil petrolün yerini alacak. Öte yandan karbon salınımını oldukça düşürecek. 1966 yılından beri okyanus gelgitlerinden faydalanılıyordu, ancak Swansea lagünü yeni metodu kullanmada bir ilk olacak. Bu suni gelgit havuzu 9,7 kilometre uzunluğunda ve büyük oranda su tutabilecek. Yüksek dalgalarda havuz 11,7 km² alanda deniz suyunu tutacak. Deniz

seviyesi azaldığında havuzdaki su, havuz dışındaki sudan 8 metre yüksekte olacak. Bu tesis havuz ve deniz arasındaki potansiyel enerji farkını kullanıyor. Havuzdaki su seviyesi gelgitlerle yükseliyor ve türbinlerden geçerek denize akıyor. Bu işlem enerji üretecek su kalmayıncaya kadar, yani hem deniz hem havuz su seviyesi eşitleninceye kadar devam ediyor. Su seviyesi düşünce vanalar kapanıyor. Gelgitle yükselen deniz seviyesi belli bir seviyeye ulaştığında vanalar açılıyor ve bu sefer de türbinlerden geçen su denizden havuza doluyor. Havuz dolunca vanalar kapatılıyor. Gelgit sebebiyle düşen deniz seviyesi sayesinde yine seviye farkı oluşuyor, vanalar tekrar açılıp türbinler aracılığıyla denize su akışı sağlanıyor. Havuz ve deniz arasında 26 türbin aracılığıyla olan bu akış sürecinde elektrik üretiliyor. Günlük olarak türbinlerden geçen su 10 bin olimpik havuzu dolduracak suya denk geliyor. Swansea körfezinde gelgit lagünü temiz enerji üretmesinin yanı sıra, spor alanları sunacak ve deniz kenarı heykel bahçesi olarak da kullanılacak. Yelkenli, dalgıçlık, sörf, bisiklet, koşu gibi sporlara imkân tanıyacak alan heykellerle de donatılacak. İngiltere’nin bu bölgesinin seçilmesinin sebebi yüksek gelgit farklarının olması. Gelgitler türbinlere sağlanan su miktarını maksimize edecekler ve yılda 420 GW saat elektrik üretilmesini sağlayacaklar. İngiliz Enerji Bakanlığı’nın onayladığı 1 milyar pound ederindeki projenin inşasına 2017 yılı içinde başlanacak. Santralin 2021 yılında enerji üretimine başlayacağı umut ediliyor. Tesisin, işsizlik oranının yüksek olduğu bu bölgede yeni iş kapıları açması da bekleniyor.

101 Ekim

2015


MAKALE

www.elektrikdergisi.com

BÖLGESEL ENERJI KESINTILERI VE SEBEPLERI Hasan Göksun VİRLAN, Siemens

B

ölgesel Enerji Kesintileri (ing. “Power Outage” veya “Blackout”) dağıtım veya iletim tesislerinde yaşanan çeşitli problemler sebebiyle çok miktarda tüketiciyi etkileyen en önemli güç kalitesi problemlerinden biridir. Literatürde, bu kesintilerin Bölgesel Enerji Kesintisi olarak sınıflandırılabilecek boyutta olması için en az bir milyon adam saatlik bir kesinti yaşanmış olması gerekir. Yani bir dağıtım şebekesinde, bin tüketicinin bin saatlik bir kesintiye uğraması da, bir milyon tüketicinin bir saatlik kesintiye uğraması da Bölgesel Güç Kesintisi olarak adlandırılabilir. Bölgesel Güç Kesintileri, ağırlıklı olarak enerji iletim şebekesinde yaşanan problemler sebebiyle tüketicileri etkilemektedir. Santrallerde (hidroelektrik, doğalgaz, termik, rüzgar, jeotermal vs) üretilen elektrik enerjisinin son tüketiciye mümkün olan en az kayıpla ulaştırılabilmesi için yükseltici trafolar ile yüksek gerilim seviyesine çıkarılmaktadır. Yüksek gerilim seviyesinde bulunan trafo merkezleri (TM, istasyon), iletim hatları ve yer altı kabloları ile güç transformatörleri bir ülkenin ulusal iletim şebekesini oluşturur. Dünyada yaşanmış en büyük güç kesintilerinin iletim şebekelerinde yaşanan problemler sebebiyle gerçekleştiği bilinmektedir. İletim sistemi, doğrudan orta gerilim seviyesindeki dağıtım sistemlerini beslemesi nedeniyle, yaşanan kesintiler şehir şebekesinin sıradan kullanıcılarının yanı sıra, endüstriyel tesisleri, şirketleri veya hastaneleri de etkilemekte;

102 Ekim

2015

Figür1: 800 kV Havai Hat Yunnan –Guangdong, Çin [6]

hava, kara ulaşımı, internet erişimi, içme suyu dağılımı, eğitim veya ısınma gibi modern hayatın temel ihtiyaçlarını bir süre aksatabilmekte ve ülke ekonomilerine ciddi zararlar verebilmektedir. I. Bölgesel Enerji Kesintilerinin Tarihçesi Bölgesel Enerji Kesintileri, bugüne dek Asya, Avrupa ve Amerika’da birçok ülkenin farklı zamanlarda yaşadığı ortak bir sorundur. Tarihte yaşanmış en büyük güç kesintilerine örnek olarak; 2012 yılında Hindistan’da yaşanan ve 620 milyon kişinin etkilendiği kesinti [1] ; yine Hindistan’da 2001 yılında 230 milyon kişiyi enerjisiz bırakan enerji kesintisi [2]; 2003 yılında İtalya, İsviçre, Hırvatistan, Avusturya ve Slovenya’yı aynı anda etkileyen ve 55 milyon kişinin enerjisiz kaldığı “2003 İtalya Kesintisi” [3]; ve aynı yıl Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri’nde 55 milyon kişinin enerjisiz kaldığı “Kuzeydoğu Kesintisi”

gösterilebilir [4]. Örneklerde de görüldüğü gibi, büyük enerji kesintileri ülkelerin gelişmişlik düzeyinden veya ekonomik seviyelerinden bağımsız olarak oluşan ve her ülkede belirli bir bölgeyi ve hatta birkaç ülkeyi bir arada etkileyebilen enternasyonal bir sorundur. II. Bölgesel Enerji Kesintilerinin Sebepleri Bölgesel Enerji Kesintileri’nin çoğu zaman birbiriyle ilişkili olan farklı sebepleri olabilmektedir. Bu sebeplerden biri veya aynı anda birkaç tanesi bölgesel veya ulusal bir kesintiye sebep olabilmektedir. Aşağıda neden olabilen temel sebepler sıralanmaktadır: Enerji talebindeki sürekli artış Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) verilerine göre 2040 yılına kadar dünya enerji talebinde yüzde 37’lik bir artış yaşanması beklenmektedir [5]. Bu artış ülkesel bazda incelendiğinde, hem ilave üretim santrallerinin yapılmasını;


Figür2: 200 MVA Güç Transformatörü, Carvoeira, Portekiz

hem de bu santrallerin planlı ve büyük tüketici gruplarına mümkün olduğunca yakın tesis edilmesini zorunlu kılmaktadır. Bunun sebebi, uzun hatlarda oluşma olasılığı daha yüksek olan arıza riskini azaltmak, gerilim ve frekans senkronizasyonunu korumak ve adalaşma durumlarında üretim tüketim dengesini sağlamaktır. Yüksek gerilim şebekesinde meydana gelen arızalar ve aşırı yüklenmeler Üretilen enerji, yükseltici trafolar ile yüksek gerilim (110-170 kV) veya çok yüksek gerilim (220-400 kV) seviyesine çıkarıldıktan sonra farklı karakteristikte ve mesafede enerji iletim hatları ile indirici trafo merkezlerine taşınmaktadır.

İletim hatlarına fiziksel temas (damper, ağaç dalı, poşet, uçurtma vb) veya yıldırım düşmesi hatlarda en sık yaşanan arıza sebeplerindendir ve tamamen engellenmesi havai hatlarda mümkün olamamaktadır. Yüksek gerilim yer altı kablolarında ise bu ihtimaller bulunmamakla birlikte yatırım maliyeti daha yüksektir. Arıza sebebi olarak doğalgaz çalışması vb nedenlerle kablonun delinmesine bağlı kısa devre oluşumu söz konusu olabilmektedir. Yüksek gerilim güç transformatörlerinde (indirici veya yükseltici trafolar) yaşlanmaya bağlı izolasyon zayıflaması veya açık şaltta bulunan trafolarda hayvan temasının neden olduğu kısa devre oluşumu söz konusu olabilmektedir.

Arızanın yaşandığı elektriksel ekipman (havai hat, yer altı kablosu, güç transformatörü vb) koruma röleleri tarafından ilgili kesicileri açtırarak arızanın temizlenmesi sağlanabilmektedir. Ancak bu sırada devre dışı kalan elektriksel eleman, enerji taşıma vazifesini yerine getiremez ve beslediği tüketiciler eş zamanlı olarak farklı kaynaklardan da beslenmiyorsa bu tüketiciler enerjisiz kalır. Benzer şekilde, elektriksel ekipmanın, uzun süreli nominal seviyesinde belirtilen değerler üzerinde yüklendiği (termal dayanımının aşıldığı) durumlarda, koruma röleleri yine ekipmanın aşırı ısınmasını ve hasar görmesini önlemek amacıyla, kesicilere açma komutu göndererek ilgili elemanı sistemden ayırır.

103 Ekim

2015


MAKALE

www.elektrikdergisi.com

N-1 ve N-2 koşullarının arıza/ bakım gibi durumlarda sağlanamaması Gerek arıza, bakım gerekse aşırı yüklenme sebebiyle olsun, devreden çıkan iletim hatlarının beslediği yükleri eş zamanlı olarak besleyen diğer hatların, arızalı hat sistemden ayrıldıktan sonra dahi, payına düşen ilave yükü nominal çalışma koşullarını aşmayacak şekilde paylaşıp taşıyabilmeleri gerekmektedir (N-1 koşulu). Daha kötü bir senaryo olarak, devreden çıkan elemanlar birden fazla da olabilir (Kritik bir hattın bakımı sırasında başka kritik bir hatta arıza oluşması sonucu iki hattın da sistemden ayrılması durumunda sistemin çökmeden devam edebilmesi, N-2 koşulu). Bir elektriksel sistemde N-x koşulu ne kadar çok sağlanıyorsa bölgesel çökmelere karşı o sistem o kadar dayanıklı demektir. Unutulmaması gereken önemli bir nokta olarak, bir yüksek gerilim hattı devreden çıktıktan sonra, çıkış öncesi taşıdığı yükünün sistemde kalan yardımcı/yedek hat(lar) tarafından karşılanması esnasında, bu yardımcı/yedek durumundaki hat(lar) da kendi termal dayanımı üzerinde yüklenirse, o(nlar) da aşırı ısınıp hasarlanmadan önce koruma röleleri tarafından sistemden ayrılmaktadır. Bu şekilde sistemden ayrılan hatlar ve hat başına taşınması gereken yük zincirleme olarak artarak bölgesel çökmelere sebep olabilmektedir. Bu çöküşler saatlerce veya gün boyu sürebilir ve kontrol edilmesi zordur. Günümüzde N-1 ve N-2 analizleri çeşitli modelleme ve simulasyon yazılımları kullanılarak gerçekleştirilebilmektedir (Ör: SIEMENS PSS SINCAL). Doğru Adalaşamama İletim hatlarında meydana gelen arıza durumlarında, eğer bir yedekleme sağlanamıyorsa elektriksel sistemde adalaşmalar meydana gelmesi mümkündür.

104 Ekim

2015

Yani tüm sistem, kendi üretim ve tüketimine sahip ve birbiri ile enerji transferi olmayan farklı bölgelere ayrılabilir. N-1 ve N-2 koşulları incelenirken, potansiyel adaların da arıza sonrası kendini idame ettirme durumu incelenmelidir. Adalaşma sonrası çöküşün devam edip etmemesinde en kritik nokta, her bir adadaki üretim tüketim dengesi ve frekans değeri olmaktadır. Bir adada tüketimin üretimden oldukça fazla olması durumunda frekans düşmekte ve santrallerin çalışma aralığının dışına çıkmaktadır. Bu noktada, kaynak durumundaki santrallerde generatörün, frekans çalışma aralığının altına inmesi nedeniyle, kendi koruma röleleri tarafından sistemden ayrılmasıyla üretim tüketim dengesi tüketimin lehine daha da bozulabilmektedir. Tam tersi durumda, üretimin tüketime göre oldukça baskın olduğu bir adalaşma senaryosunda ise frekans yükselmekte ve generatör çalışma frekans aralığının üst eşiği aşılmaktadır. Bu durumda, santrallerde bulunan generatör koruma röleleri kesicilerini açtırıp, kısa bir zaman içinde adadaki üretimi sonlandırabilir. Sonuç olarak, ideal adalaşma için üretim santrallerinin tüketimin yoğun olduğu lokasyonlara yapılması, kimi zaman pratikte zor olsa da, Figür3: Rüzgar Türbinleri, Wildorado Wind Ranch Vega, Texas, USA

uzun dönemli bir planlama ile gerçekleştirilebilir. Hatalı röle parametreleri ve hatalı ölçü trafosu boyutlandırmaları Bölgesel enerji çöküşlerine sebep olan en önemli sebeplerden bir diğeri hatalı röle parametreleridir. Yüksek gerilim havai hatlarda ve yeraltı kablolarında ana koruma elemanı olarak mesafe koruma veya kablo diferansiyel koruma röleleri kulanılır. Bu koruma elemanlarının çalışma prensipleri aşağıda kısaca açıklanmaktadır: Mesafe koruma rölesi, akım ve gerilim bilgisini kullanarak empedans hesabı yapan ve arızanın yerini tespit edebilen bir röledir. Bu rölelerde, korunmak istenen hattın empedans bilgileri ve metrajı röleye yüklenir. Böylece röle arıza esnasında ölçtüğü akım ve gerilim bilgisine bağlı olarak arızanın lokasyonunu tespit eder. Eğer arıza korunan hat üzerinde gerçekleşmişse ani olarak kesici açma komutu (trip) oluşturur ve haberleşme altyapısı varsa hattın karşısındaki diğer mesafe koruma rölesine de açma komutu gönderir. Mesafe koruma rölelerinde iki röle arasındaki haberleşmeye dayalı çeşitli müsade, blokaj filozofileri oluşturulabilir fakat


hepsinde asıl amaçlanan, arızanın korunan hattın üzerinde oluşması durumunda ani olarak arızayı temizlemektir. Bunun için Z1 (Zone 1) ve Z1B (Hızlandırılmış Z1B) isimli empedans parametreleri koruma rölelerine yüklenmelidir. Rölenin yazılımı ile yüklenen bu değerlerde bir hesaplama hatası yapılırsa, örneğin girilmesi gereken empedans bilgisi yüksek girilirse, buna ilave olarak haberleşme problemi veya gecikmesi yaşanırsa (iki kötü koşulun bir arada oluşması rastlanmayan bir durum değildir), mesafe koruma rölesi aşırı bir fonksiyon göstererek kendi hattından ilerideki başka hatlara ait arızaları da ani olarak temizleyebilmektedir. Bu durumda arızası bulunmayan bir iletim hattı gereksiz yere sistemden ayrılmaktadır. Normalde mesafe koruma rölelerinin, kendi hattında olmayan, fakat komşu hatlarda meydana gelen arızaları yedeklemek için geciktirilmiş zamanlı yedek koruma empedans parametreleri bulunmaktadır (Zone 2, Zone 3 vs). Tam tersi durumda empedans bilgileri olması gerektiğinden oldukça düşük seviyede röleye aktarılmışsa, bu durumda röle kendi hattı üzerindeki arızaları komşu hattaymış gibi değerlendirerek beklemeye geçmekte ve bekleme süresi sonunda gerideki trafo merkezlerinde bulunan diğer koruma röleleri ile beraber yedek koruma (Zone 2) fonksiyonunu çalıştırmaktadır. Bu durumda da gerideki trafo merkezlerinde gereksiz açmalar (sistemden ayrılmalar) yaşanabilmektedir. Mesafe koruma rölesinde ayrıca yük ve hat açılarının yanlış girilmesi, paralel hatlarda karşılıklı akuple etkisi’ne (mutual coupling effect), veya simulasyon yapmadan tespit edilmesi zor olan ilave kısa devre katkılarına dikkat edilmemesi, doğru belirlendiği düşünülen röle parametrelerinin

istenmeyen sonuçlara sebep olması ile sonuçlanabilmektedir. [7] Kablo diferansiyel koruma rölesi ise, ağırlıklı olarak yüksek gerilim yeraltı kablolarının ana koruma elemanı olarak kullanılan, fakat havai hatlarda da ana veya artçı koruma elemanı olarak kullanılabilen bir röledir. Yedek fonksiyonları hariç, diferansiyel koruma fonksiyonu yalnızca akım temelli olarak, Kirchhoff kanununa göre çalışmaktadır. Kablonun başı ve sonundaki kablo diferansiyel röleler haberleşirken, giren ve çıkan akımların toplamının sıfır olmaması durumu teorikte kablo üzerinde bir arıza olduğu anlamına gelir ve ani olarak temizlenmesi gerekir. Bu koruma rölesi akım temelli çalıştığı için akım trafolarının seçiminden (boyutlandırılmasından) direkt olarak etkilenir ve teknik anlamda yetersiz akım trafosu seçiminin olması durumunda, kendi koruma bölgesinin dışına çıkarak komşu hatlardaki arızalarda gereksiz açma komutu üretebilmektedir. Akım trafosu boyutlandırılırken (seçilirken) genelde yapılan en büyük hata, kablonun taşıyabileceği akımın üzerinde bir primer değer seçip diğer özellikleri dikkate almamaktır. Kablo diferansiyel rölenin dış arızalarda (komşu hatlardaki arızalarda) gereksiz açma üretmemesi için, kablonun hem başında hem de sonundaki akım trafolarının benzer doyma karakteristiği göstermesi önem arz etmektedir. Bir taraftaki akım trafoları, diğer taraftaki akım trafosu grubundan fazla veya önce doyuma ulaşırsa aradaki fark da bir diferansiyel akım olarak algılanıp kesiciyi açtırabilmektedir. Halbuki akım trafolarının seçiminde dikkat edilen primer (nominal) değer, bir akım trafosunun ne derece doyacağını belirleyen birçok faktörden yalnızca biridir. Diğer faktörler ise kısa devre akımının büyüklüğü, sistemdeki R/X’e bağlı olarak ortaya çıkan dc bileşen katsayısı, rölenin

geçici durumlarda doymayı algılayabilmesi için öngörülen Ktd faktörü, akım trafosunun gücü, doğruluk katsayısı ve kablo ile akım trafosu arasındaki sekonder kablonun kesit ve metrajıdır. III. Sonuçlar ve Özet Bölgesel enerji kesintilerinin önüne geçmek için, arıza oluşumlarının engellenmesi durumu (çevresel faktörlerle ilişkili olduğu için) pratikte mümkün değildir. Arızaların oluşumu engellenenemese bile, sonuçları minimize edilebilir. Bunun için öncelikle sistem modelinin simulasyon üzerinde oluşturulması; gerekli analizlerin (N-1, N-2, adalaşma senaryoları) yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuçlara göre planlı bir şekilde sistemdeki zayıf noktaların güçlendirilmesi ve yatırımların belirlenmesi (masterplan), röle ayar değerlerinin ve ölçü trafoları boyutlandırma hesaplarının yine simulasyonlar üzerinde kontrol edilmesi önem taşımaktadır. SIEMENS Güç Teknolojileri Bölümü ( EM-DG PTI ) , Akıllı Şebekeler çatısı altında, şebeke danışmanlığı, dinamik analiz, şebeke entegrasyonu, korumakoordinasyon gibi güç sistemleri analizi konularında hizmet vermektedir. Güç sistemlerinin modellenmesi, planlanması ve analizleri için kullanılan PSS® ailesi yazılım araçlarını sağlar. Aynı zamanda bölüm, Siemens Power Academy TD çatısı altında iletim-dağıtım, yazılımsal modelleme ve koruma konularında profesyonel eğitimler sunmaktadır. IV. Kaynaklar [1] http://www.ndtv.com/india-news/ blackout-for-19-states-more-than-600million-indians-494955 [2] https://www.wsws.org/en/ articles/2001/01/ind-j09.html [3] http://www.theguardian.com/world/2003/ sep/30/italy.johnhooper [4] http://www.cbc.ca/archives/entry/2003the-great-north-america-blackout [5] https://www.iea.org/publications/ freepublications/publication/WEO_2014_ ES_English_WEB.pdf [6] https://siemens-mdb.nureg.de/ [7] Numerical Distance Protection - Gerhard Ziegler

105 Ekim

2015


MAKALE

www.elektrikdergisi.com

ORACLE VERI TABANI ÜZERINDE, AHP SAATY’S EIGEN VALUE METHODU VE BIR YAZILIM UYGULAMASI Seyhun ÇAKIT TUZKAN BU ÇALIŞMADA, ÇOK KRİTERLİ KARAR VERME PROBLEMLERİ İÇİN; ORACLE VERİ TABANINDA, ORACLE FORMS DEVOLOPER 10G, PL/SQL PROGRAMLAMA DİLİ İLE AHP SAATY’S EİGEN VALUE METHODUNU KULLANAN BİR YAZILIM GELİŞTİRİLMİŞTİR. GELİŞTİRİLEN YAZILIM İLE BİR KURUMDA KURULACAK OLAN YANGIN İHBAR SANTRALİ İÇİN “8 BÖLGELİ KONVANSİYONEL YANGIN İHBAR SANTRALİ SEÇİMİ” GERÇEKLEŞTİRİLMİŞTİR.

İkili Karşılaştırmalar Matrisi (MATRIX OF PAIRWISE COMPARISONS) Hiyerarşide ki bir üst kritere bağlı olarak bir alt hiyerarşi düzeyindeki kriterlerin önem veya öncelik düzeylerine göre belirli ölçekte, ikili karşılaştırılmaları sonucu elde edilen kare matris, ikili karşılaştırmalar matrisidir. İkili Karşılastırma matrisindeki kriter sayısı n olmak üzere;

emelde biz hepimiz karar vericilerizdir. Bilinçli ya da bilinçsiz herşey; bir karar vermenin sonucudur. [1] Bireyler için olduğu kadar kuruluşlar içinde doğru ve zamanında kararlar alabilmek hayati önem arz eder. Çok Kriterli Karar Verme, birden fazla ve aynı anda uygulanan kriterlerin içerisinden, en iyi tercihin seçilmesidir. Analitik Hiyerarşi Süreci (AHS) karar verme için temel bir yaklaşımdır. Bu, çeşitli kriterlere göre değerlendirilen bir dizi alternatiften hem rasyonel ve hem de sezgisel olarak en iyiyi seçmek için tasarlanmıştır. Bu süreçte, karar verici, basit ikili karşılaştırma yargıları yürütmektedir, bu yargılar; sonra alternatiflerin sıralamasında genel öncelikleri geliştirmek için kullanılır.[2] 1970’li yıllarda Thomas L. Saaty tarafından geliştirilen Çok Kriterli Karar Verme yöntemlerinden olan AHP; karar vermede subjektif ölçütleri de dikkate almaktadır. Analitik Hiyerarşi Süreci, bir karar vermede bireyin veya grubun subjektif ve kişisel tercihlerini işlemek için objektif bir matematik sağlar. Saaty (1980) hiyerarşinin en altındaki alternatiflerin her biri için bir final öncelik değeri üretmek için, farklı düzeylerde yapılan ikili karşılaştırmaları birleştiren bir matematik geliştirmiştir.[3] AHP kalitatif ve kantitatif faktörleri birleştirme olanağı vermektedir. AHP karar verme modellerini basit bir hiyerarşik modelle ifade edebilmeyi sağlamaktadır.

C . j kriteri aj her kriterin kendisiyle karşılaştırılmasının değeridir ki; aii=1 şeklindedir. aii i kriterinin j kriterine göre önemi veya önceliği

T

Hiyerarşinin Oluşturulması Bir karar problemi en basit olarak 3 düzeyli hiyerarşiden oluşur. Hiyerarşik modeli kurarken öncelikle problemin amacı belirlenmelidir ve bu hiyerarşinin en üst seviyesinde olmalıdır. Karar verici alternatiflerini ve bu alternatifler arasından seçim yapmak için kullanacağı kriterleri belirlemelidir. Alternatifler hiyerarşinin en alt düzeyinde yer almalıdır. Amaç ve alternatifler arasında kriterler ve alt kriterler bulunur.

106 Ekim

2015

C i kriteri, i

ij

a j kriterinin i kriterine göre önemi veya önceliği ise; aji =1/ a şeklindedir ve karşıt olma özelliği olarak adlandırılır. ij ji Karar verici ikili karşılaştırma matrisini oluştururken; Hiyerarşinin bir üst düzeydeki elemanına göre, örneğin birinci eleman ile ikinci eleman karşılaştırıldığında; “hangi eleman daha çok önemlidir?” sorusunun cevabına uygun, temel ölçekten karşılık bulmalıdır. İkili Karşılaştırmalar Temel Ölçeği Saaty tarafından geliştirilen ikili karşılaştırmalar temel ölçeği Şekil 2 de verilmiştir. Saaty’nin temel ölçeğine göre yargılarımız 1 ve 9 arasında ifade edilmektedir. 2,4,6,8 şeklindeki çift değerler yargılar için ara değerleri ifade etmektedir. Şekil. 2. İkili karşılaştırmalar temel ölçeği (Kaynak. Thomas L. Saaty • Luis G. Vargas 2012)


Karar verici n kriterden oluşan bir ikili karşılaştırma matrisi oluştururken; matris simetrik olduğundan, nx(n-1)/2 kadar karşılaştırma yapmalıdır. Öncelik Belirleme (Prioritization) Bu çalışmada öncelik belirleme yöntemi olarak Saaty ‘s Eigen Value Methodu kullanılmıştır. Bu methotda, her bir kriterin amaca katkısının belirlenebilmesi için, temel ölçeğe göre; oluşturulan ikili karşılaştırma matrislerinden öncelik vektörleri elde edilmektedir. Yöntemde, normalize edilmiş sütunlar üzerinden satır ortalamaları alınarak öncelik vektörleri bulunmaktadır. Bu öncelik vektörünün elemanları sırasıyla ikili karşılaştırma matrisindeki kriterlere karşılık gelmektedir. Öncelikler vektörü elde etmek için yollar sayısızdır. Ama tutarlılık üzerinde durulması, Özdeğer Formulasyonuna yol açar. [2] W; A ikili karşılaştırmalar matrisinin özvektörü λmax : A matrisinin en büyük özdeğeri AW= λmax .W (1) W öncelik vektörü (özvektör) formül (1) ile bulunmaktadır. Tutarlılığın Tespiti, Tutarlık Indeksi, Tutarlılık Oranı AHP de subjektif değerlendirmeler sözkonusu olduğu için tutarlılığı tespit etmek gerekir. Oluşturulan ikili karşılaştırma matrislerinde tutarsızlık sözkonu ise karar verici yargılarını revize etmelidir. Mükemmel Tutarlılık düzeyinde λmax=n olmalıdır. Bu durumda λmax, ikili karşılarştırmalar matrisimizin eleman sayısı n’e yaklaştıkça tutarlılıkda artacaktır. Bu aşamada Ağırlıklı Toplam Vektör (2) formülü ile hesaplanır. A*W 2 Tutarlılık indeksi (Consistency Index) Tutarlılık Oranı (Consistency Ratio) Tutarlılık Oranı; Tutarlılık indeksinin Random indeksine bölünmesi ile bulunur. Rastsallık indeksi matrisimizin boyutuna göre farklı değerler alacaktır.

Matris Boyutu

RI

1

0

2

0

3

0.58

4

0.90

5

1.12

6

1.24

7

1.32

8

1.41

9

1.45

10

1.49

11

1.51

12

1.48

13

1.56

14

1.57

15

1.59

Geliştirilen yazılım ikili karşılaştırma matrislerinde Wash kriterini saptamakta ve ekrana uyarı mesajı vermektedir. Yazılım Tutarlılık oranını hesaplarken random indeks’i matris boyutuna göre otomatik olarak işleme almaktadır. Yazılım matrislerin simetrik olmaması veya köşegen elemanların “1” olmaması durumunda kullanıcıyı uyarmaktadır Amaç Tanımlama Modülü: Program ile Karar Problemine ait Amaç girilebilmektedir. Bu yeni bir karar projesi başlatmak anlamındadır.Yazılım birden çok Karar Problemi girişine olanak vermektedir. (Şekil. 3).

Table.1 Rasgele İndeks Değerleri (Kaynak. Thomas L. Saaty 1980) CR ≤ 0,1 ise ikili karşılaştırma matrisimiz tutarlı kabul edilmektedir. İkili karşılaştırma matrisimizde CR> 0,1 ise yargılarımızı revize etmeliyiz. GELİŞTİRİLEN YAZILIM Çok Kriterli Karar Verme problemlerinin çözümü için Thomas L. Saaty tarafından geliştirilen AHP Saaty’s Eigen Value Method’unu kullanan program, Oracle Veri tabanında Oracle Forms Devoloper 10G üzerinde, PL/SQL programlama dili kullanılarak yazılmıştır. Yazılım 11 modülden oluşmuştur. Geliştirilen yazılım AHP deki hiyerarşik yapının girişlerinin yapılmasına uygun olarak Hierarchical Tree yapıda (Hiyerarşik ağaç yapısında) yazılmıştır. Tablelar sözkonusu hiyerarşik yapı dikkate alınarak tasarlanmıştır. Üst kriterler ve alt kriterler ayrı ayrı tablardan girilmektedir. Kayıt ve silme işlemleri her modülden yapılabilmektedir. Bir kriter diğer kriterler ile karşılaştırıldığında alternatifler arasında bu kriter ilgisiz ise Wash kriter olarak tanımlanır. [4] A wash criterion is de”ned as a criterion where the decision-maker is indi!erent amongthe alternatives when they are compared on that criterion.

Şekil. 3. Karar problemi amaç tanımlama. B. Alternatif Giriş Modülü: Yazılımda Karar problemi için belirlenmiş olan alternatiflerin girişi alternatif modülünden yapılır.

Şekil. 4. Karar problemi alternatif tanımlama. C. Ust Kriter Giriş Modülü: Yazılımın üst kriter girişi modülünde, Amaçtan sonraki ana kriterlerin girişi yapılmalıdır.

Şekil. 5. Karar problemi üst kriter tanımlama.

107 Ekim

2015


MAKALE

www.elektrikdergisi.com

D. Alt Kriter Giriş Modülü Yazılımın bu modülünde hiyerarşinin her düzeyi için alt kriterler girilebilmektedir.

Şekil. 6. Karar problemi alt kriter tanımlama. E. Performans Giriş Modülü Hiyerarşik yapıda kriterlere ait alternatiflerin performanslarının ilgili veri tabanına girişi yapılır.

Şekil. 9 Karar problemi alternatifler için ikili karşılaştırma matrisi girişi.

Şekil. 12 Karar problemi alternatifler için öncelik hesaplama.

H. Tutarlılık Modülü İkili karşılaştırmaların tutarlılık oranını hesaplar. Bu modülde ikili karşılaştırma matrisi, öncelik vektörü, tutarlılık vektörü , λmax, CI, CR ekranda izlenebilmektedir. Matrisin tutarlı olup olmadığı ekrana mesaj olarak yazdırılmaktadır. Böylece revize edilmesi gereken bir ikili karşılaştırma matrisi varsa karar verici yargılarını düzeltebilir. Wash kriteri mesajı bu modülde görülmektedir.

L. Göreceli Öncelik Modülleri Hiyerarşik olarak yapılandırılmış karar problemindeki alternatiflerin total önceliklerini bularak problemin sonuç önceliğine ulaşıldığı modüldür.

Şekil. 13 Karar problemi alternatifler final önceliğin hesaplaması.

Şekil. 7. Karar problemi performans değerleri girişi. F. Kriter Karşılaştırma Modülü Hiyerarşik yapıda aynı düzeydeki kriterlerin, Saaty nin temel ölçeğine göre ikili karşılaştırmalarının yapılmasına olanak tanır.

Şekil. 10 Karar problemi tutarlılık oranı hesabı. K. SAATY’S Eigen Value Modülleri Tutarlılığı kontrol edilen hiyerarşinin her düzeyindeki, ikili karşılaştırma matrisleri için, Saaty’s Eigen Value Methodunu kullanarak öncelik vektörlerini hesaplar.(şekil.11,şekil .12)

Şekil. 8. Karar problemi kriterler için ikili karşılaştırma matrisi girişi. G. Alternatif Karşılaştırma Modülü Kriterler bazında; alternatiflerin ikili karşılaştırmalarının yapılmasına olanak tanır.

108 Ekim

2015

Şekil. 11 Karar problemi kriterler için öncelik hesaplama.

yapılan uygulama Bu çalışmada karar problemi olan; “8 bölgeli konvansiyonel yangın ihbar santrali seçimi” için, üretici firmalar Mavili, Global, Ziton’un; ürünleri olan Mavi Guard MP8, Global Orion 8 ile Ziton ZP1 F8 yangın santralleri alternatif olarak belirlenmiştir. Yazılımı geliştirilen programa sözkonusu alternatiflerin girişleri yapılmıştır. Uygulaması yapılan karar verme probleminde ; hiyerarşik yapı şekil 14 de gösterildiği gibi tasarlanmıştır.

Şekil. 14 Yangın ihbar santrali seçimi hiyerarşik yapı. İlgili firmalarla görüşülerek ve web sayfalarından edinilmiş performans değerleri şekil 15 de gösterilmiştir. Bu değerler geliştirilen yazılımın ilgili menüsünden girilmiş ve ikili karşılaştırmalarda esas alınmıştır.


SONUÇ Saaty’s eigen value methodunu kullanan yazılım’ın çalıştırılması neticesinde; teknik özellikler kriteri ile müşteri hizmetleri kriterinin aynı önceliğe sahip olduğu görülmüş,Mavi firmasının yangın ihbar santrali 0.37014 en yüksek öncelik değeri ile tercih edilmiştir. Hiyerarşik yapının karar verici tarafından bir kez oluşturulması ve programa girilmesi neticesinde; geliştirilen yazılım ile çok kriterli karar problemlerinde AHP yi uygulamak ve sonuca ulaşmak oldukça kolaylaşmıştır. Yazılım kişi ve kurumlarca çok kriterli karar problemlerinin çözümünde kullanılabilecek nitelikte ve AHP tüm aşamalarına hitap etmektedir. Karmaşık karar problemlerinde AHP sonuca ulaşmada yardımcıdır. Şekil. 15 Yangın ihbar santrali seçimi kriterlere göre performanslar. Değerlendirmeler; dedektör sayısının, güç kaynağı akımının, çalışma sıcaklığının,servis desteği ve yedek parçanın, maximize edilmesi, kurulum ile bakım maliyetlerinin minimize edilmesi yönünde yapılmıştır. İkili karşılaştırma matrisindeki değerlendirmeler; ilgili uzman personelin yargılarına göre yapılmıştır. Oluşturulan ikili karşılaştırma matrisleri aşağıda verilmiştir:

ANA KRITERLER: ALT KRITERLER Teknik Özellikler: Ekonomik Özellikler: Müşteri Hizmetleri: Alternatiflerin alt kriter karşılaştırmaları Max. Dedektör Sayısı: Güç Kaynağı Akımı: Hat Sonu Direnci: Max. Çalışma Sıcaklığı: Kurulum Maliyeti: Bakım Maliyeti: Servis Hızı: Yedek Parça:

KAYNAKLAR [1] Thomas L. Saaty/Int. J. Services Sciences, Vol. 1, No. 1, 2008 83/Decision making with the analytic hierarchy process [2] Thomas L. Saaty • Luis G. Vargas/ Models, Methods, Concepts & Applications of the Analytic Hierarchy Process (2012) [3] Daniel L.Schmoldt.Jyrki Kangas. Guillermo A. Mendoza and Mauna Pesonen./ The Analytic Hierarchy Process in Natural Resource and Environmental Decision Making [4] J.S. Finana, W.J. Hurleyb,* /The analytic hierarchy process: can wash criteria be ignored?/ 2000

Şekil. 16 Yangın ihbar santrali seçimi hiyerarşik yapı ve öncelik değerleri.

109 Ekim

2015


MAKALE

www.elektrikdergisi.com

YÜKSEK HIZLI BARA TRANSFER SISTEMLERI VE UYGULAMA ALANLARI Muhammet Elmas, Siemens San. ve Tic. A.Ş, Orta Gerilim Mühendislik Departmanı, Gebze

G

ünümüz endüstriyel tesislerinde elektrik enerjisinin sürekliliğine verilen önem, tesis verimliliği ve dolayısıyla rekabet açısından her geçen gün artmaktadır. Bu noktada tesislerdeki kaynakların yedeklenmesi yani birden çok kaynak ve işletme barası ile tasarım yapılarak, baralar arasında transfer senaryoları oluşturulması mühendislik çözümü olarak yıllardır uygulanmaktadır. Böylece herhangi bir kaynak tarafındaki arıza, enerji kesintisi ya da bakım sebebiyle ilgili baranın devre dışı

110 Ekim

2015

kalması durumlarında enerjili ya da bir başka deyişle sağlıklı baraya konvansiyonel yöntemlerle transfer yapılabilmektedir. Ancak özellikle enerji santrallerinin yardımcı tesislerinde, petrokimya tesislerinde prosese bağlı büyük güçlü motorların beslendiği baralarda işletme verimliliği açısından herhangi bir kaynak tarafında gerilim düşmesi ya da kesilmesi ile karşılaşılması durumlarında yüksek hızlı bir şekilde diğer sağlıklı baraya transfer gerçekleştirilmesi oldukça önem arzetmektedir. Bu tesislerde transferin doğru

gerçekleşmemesi durumunda yükün özelliğinden ötürü sistemde zorlanmalar görülebilmektedir. Bu sebeple ilgili baralar birbirinden bağımsız minimum iki adet senkron fiderden beslenerek yüksek hızlı bara transfer cihazı/ sistemi ile donatılmaktadır. Böylece herhangibir senkron fider beslemesi kesildiğinde ya da arıza kaynaklı gerilim düşümü (çökmesi) meydana geldiğinde diğer senkron fider beslemesine transfer cihazı/sistemi vasıtasıyla yüklerin çalışmasını etkilemeyecek biçimde hızlı transfer imkanı sağlanabilmektedir.


Şekil.1 – İki Baralı Konfigürasyon

Genel Bakış: Şekil.1’de de görülebileceği gibi yük dağıtımı ve yedeklilik gözönüne alınarak oluşturulan iki baralı sistem en sık karşılaşılan konfigürasyondur. Burada işletme koşullarında yedekliliği temin edebilmek için bağımsız senkron kaynağa bağlı olan her iki giriş kesicisi devrede iken kuplaj kesicisi devre dışı olacak şekilde yükler dağıtılmıştır.

gerilim kaynaklı darbeler ve zorlanmalar oluşabilmekte bu da transfer neticesinde sistemde geri dönülmesi güç hasarlara sebebiyet vermektedir. Tam da bu noktada motor yüklerine sahip tesislerde transfer esnasındaki geçiş problemini gidererek işletme sürekliliğini ve kararlılığını sağlayabilmek için yüksek hızlı bara transfer sistemleri (High Speed Busbar Transfer-HSBT) ortaya çıkmıştır. Hızlı Bara Sistemlerindeki Transfer Modları:

Şekil.3 – Hızlı Bara Transferi Arayüzleri

Şekil.2 – İşletme Anı

Bu noktada konvansiyonel otomatik transfer sistemleri (ATS), herhangibir giriş kesicisinin kaynak (güç trafosu) tarafında arıza meydana geldiğinde ilgili kesiciyi devre dışı bıraktıktan sonra kuplaj kesicisini devreye almaktadır. Böylece her iki baraya bağlı yükler tek bir kaynaktan beslenmektedir. Arıza giderildikten sonra normal (bir önceki) çalışma şartlarına geri dönebilmek için manual olarak geri transfer başlatılmaktadır. Burada arızanın meydana geldiği baradaki geçiş (transfer) süresi yani giriş kesicisinin devre dışı kalıp kuplaj kesicisinin devreye girdiği ana kadarki süre baralardaki yüklerin özelliklerine göre sistemin kararlığını etkilemektedir. Eğer yük olarak enerji santrallerindeki gibi yüksek güçlü motorlar besleniyorsa konvansiyonel ATS ile sistemde

Transfer modları operasyonun başladığı andaki elektriksel parametrelere bağlı olarak sistem tarafından otomatik ya da kullanıcı tarafından manual kombinasyon oluşturacak şekilde seçilebilmektedir. Buradaki amaç optimum transfer koşullarını sağlamaktır. Bu modları daha iyi irdeleyebilmek için Şekil.3’te de görülebileceği gibi B barası Giriş kesicisinin kablo tarafında 3 faz-toprak kısa devre arızası olduğunu varsayalım, bu arıza neticesinde Giriş-B kesicisi devreden çıktığı anda B barasındaki gerilim değeri baraya bağlı asenkron motor yüklerinden ötürü hemen sıfıra düşmez. Dolayısıyla devreye alacağımız kuplaj kesicisinin önceden belirlenen limitler doğrultusunda operasyon yapması gereklidir. Bu limitler iki bara arasındaki gerilim farkı, frekans farkı ve faz açıları arasındaki farklardır.

Şekil.4 – Transfer Modlarının Genel Görünümü

1. Hızlı Transfer Modu: Faz farkının 20-30 dereceyi, frekans farkının 1-2Hz değerini geçmediği ve motor bara geriliminin sağlıklı bara geriliminin %85’inin üzerinde olduğu durumlarda gerçekleştirilir. Dolayısıyla bu mod içerisinde Frekans, Faz Farkı (delta phi) ve düşük gerilim koruma fonksiyonları değerlendirilerek gerekli hızlı transfer operasyonunu tamamlanmaktadır. Dolayısıyla yüksek hızlı transfer sistemi tarafından Şekil 3’te yeralan Giriş-B kesicisine açma ve Kuplaj kesicisine kapama komutu senkronize bir şekilde gönderilmektedir. Kesicinin operasyon süresi yaklaşık 60ms alınırsa, sistemin harekete geçme süresi olan 20ms ile birlikte toplamda 80ms’de transfer gerçekleştirilmiş olur. 2. Eş Fazlı Transfer Modu: Bu mod transferin başlatma anında senkronize koşullar mümkün olmadığında veya hızlı transfer modu bloke olduğunda devreye girer. Sağlıklı bara ile arızalı bara arasındaki gerilimin faz açıları farkı minimum (ideal=0 derece, set edilen değer ise <10 derece) olduğu anda transfer gerçekleşir. Arızalı giriş tarafından beslenen bara ile sağlıklı bara arasındaki faz farkı büyük ise hızlı transfer gerçekleşmeyecek eş-fazlı transfer modu aktive olarak transferi yük atmaya gerek kalmadan gerçekleştirecektir. Kesicinin operasyon süresi de hesaba katılırsa bu mod 1501000ms içerisinde transferi gerçekleştirmektedir.

111 Ekim

2015


MAKALE

www.elektrikdergisi.com

Şekil.5 – Eş Fazlı Transfer Modu Gerilim/Akım Değişimi

Şekil.6 – Arıza neticesinde Motor Barasında Gerilim

3.

Artık Gerilimde Transfer Modu: Eğer Eş Fazlı transfer modu gerçekleşmez ise Artık Gerilimde Transfer algortiması aktive olur. Arızanın meydana geldiği giriş kesicisinin bağlı olduğu bara gerilimi önceden belirlenen değerin altına düştüğü anda bu transfer modu gerçekleşir. Önceden belirlenen değer sağlıklı bara geriliminin %2530’u olarak kabul görmektedir. Transfer, baralardaki faz açıları ve frekanslar arasındaki fark gözönüne alınmadan gerçekleştirilir. Artık Gerilimde Transfer modunda gerilim düşmesi neticesinde motorların hızları belirgin bir şekilde düşecek ve neticede transfer gerçekleştiği anda çekecekleri akım seviyeleri çok yükselecektir. Dolayısıyla koruma rölelerinin koordinasyonunda bu durum mutlaka gözönüne alınmalı ya da ilgili koşullara uygun yük atma sistemleri tasarlanmalıdır. Yoksa transfer neticesinde aşırı akımdan açmalar (trip) oluşur. Kesicini operasyon süresi de hesaba katıldığında bu mod t>1sn de gerçekleşmektedir.

112 Ekim

2015

4.

Zaman Gecikmeli Transfer Modu: Eğer yukarıdaki tüm transfer modları gerçekleşmez ise son olarak zaman gecikmeli transfer modu aktive olur. Buradaki gecikme t>1sn olacak şekilde çoğunlukla 3sn olarak set edilir. Normal şartlarda bu transfer modunun çalışması beklenmez. Yenilik – Gerçek Zamanlı Hızlı Transfer Modu: Hızlı transfer modu ile eş fazlı transfer modu arasındaki zaman farkını ve etkilerini minimize etmek için Gerçek Zamanlı transfer modu geliştirilmiştir. Bu mod transferin başlaması neticesinde yani Giriş-B kesicisi devre dışı kaldığı anda kuplaj kesicisini devreye almadan evvel motor barasındaki izin verilen gerilim değeri ile ilgilenir. Yani bu transfer modunda sistem, motor barası ile sağlıklı bara arasındaki gerilim ve faz farkını tahmin eder. Bu tahmini motor barasındaki gerçek zamanlı kayma hızını ölçerek ve sonrasındaki devreye alma komutunu da önceden girilmiş olan kesicinin devreye girme süresini gözönüne alarak gerçekleştirir. Dolayısıyla bu transfer modu eş-fazlı transferden bir adım önce işlemini tamamlayarak sistem güvenilirliğini üst düzeyde tutmuş olur. Sonuç: Çok sayıda motor yükünün bağlı olduğu çift baralı sistemlerde tesisin kararlılığı ve sürekliliği

açısından konvansiyonel transfer sistemleri yerine yüksek hızlı bara transfer sistemlerinin kullanılması daha uygundur. Transfer anında her iki kaynak tarafının da senkron olması mutlak bir gerekliliktir. Dolayısıyla ilgili tesislerin projelendirmesi safhalarında aynı şebekeye bağlanacak indirici trafolarının vektör grupları da muhakkak aynı olmalıdır. Transfer modları kullanıcı tarafından aktive edilebileceği gibi sistem tarafından da otomatik olarak seçilebilmektedir. Dolayısıyla aktive edilmeyen transfer modları ile sistem ilişkisi mutlaka sorgulanmalıdır. Gerçek zamanlı hızlı transfer moduna sahip sistemler daha hızlı ve etkili transfer imkanına sahip olmaktadırlar. Hızlı bara transferi için kullanılan sistemler ayrı bir sistem olarak bulunabilmelerine karşılık Orta Gerilim panolarına da koruma rölesi gibi monte edilebilmektedirler. Aynı zamanda bu transfer cihazlarına akım inputları da eklenerek OG panolarda kuplaj hücresine monte edildiği durumlarda kuplaj hücresine ait koruma fonksiyonlarını da gerçekleştirmesi mümkün olmuştur. Dolayısıyla maliyet açısından çok büyük avantajlar yakalanabilmektedir.

Şekil.8 – Siprotec 7VU683 Hızlı Transfer Cihazı Kaynaklar: [1] User Manual, Multifunction High Speed Busbar Transfer Device 7VU683 V4.60, 2012. [2] SUE 3000 Yüksek Hızlı Transfer Cihazı Ürün Tanıtımı, 2014. [3] Sarıhan M., Demirören A., 2010: Bara Transfer Sistemleri ve Transfer Yöntemlerinin Karşılaştırılması.


Özel Bölüm TAHRİK SİSTEMLERİ

YILDIRIMDAN KORUNMA VE TOPRAKLAMA

MEDEL

2A MÜHENDİSLİK

EMF MOTOR

KABLO •

BORSAN

SIEMENS

EMTEL

DOĞA PARATONER

HES KABLO

ABB

OBO BETTERMANN

2M KABLO

ARÇELİK WAT

YILKOMER

EATON ELEKTRİK

TEKPAR

ANT MÜHENDİSLİK

ELPEK MÜHENDİSLİK

ABB

113 Ekim

2015


TAHRİK SİSTEMLERİ • TANITICI RÖPORTAJ

MEDEL

“İLK HEDEFİMİZ, TEKNOLOJİYİ YAKINDAN TAKİP EDEREK DÜNYA KALİTESİNDE CİHAZLAR ÜRETMEK” Bu sayımızda KOSGEB İnovatif KOBİ Ödülü’ne layık görülen Medel Elektronik’ Genel Müdürü Niyazi Sarımaden ile Medel Elektronik ve faaliyetleri üzerine konuştuk.

Medel Elektronik’i kısaca tanıtabilir misiniz?

1994 yılında iki kişi ile ve 50 metrekarelik bir alanda kurulan Medel Elektronik Şirketi, bugün İstanbul’da bulunan üretim tesisinde üretilen 400.000’den fazla ürününü, yurt içinin yanı sıra Asya, Ortadoğu ve Balkanlarda faaliyet gösteren satış ve pazarlama ağı ile tüm dünyanın hizmetine sunmakta. Medel Elektronik, 35 mühendis, 70 tekniker, toplam 120 çalışanı ile İstanbul ve Adapazarı şubelerinde, AC Motor Vektör Hız Kontrolü, DC Motor Hız Kontrolü, Demiryolu Uygulamaları, Tersane Uygulamaları, Kenar Kontrol, Gergi Kontrol, Kamera Kontrol, Register Kontrol, Otomasyon ve Otomasyon uygulamalarında ihtiyaç duyulan elektronik ölçüm/kontrol kartları üretimi yapmakta. Kuruluşumuzdan bu güne kadar değişmeyen birinci hedefimiz, Türkiye’de ve dünyada gelişen teknolojiyi yakından takip ederek dünya kalitesinde cihazlar üretmek ve koşulsuz müşteri memnuniyeti sağlamak oldu. Bu amaç doğrultusunda, Ar-Ge çalışmalarımızla sistem ve cihazlarımızı sürekli geliştirmekteyiz. Bu sayede ülkemizin ihtiyacı olan yenilikçi ve özgün ürünleri geliştirmeyi başararak, önceden tamamen dışa bağlı olan birçok ürünü yerlileştirmiş bulunmaktayız.

Ar-Ge çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

Türk sanayisinin ihtiyacı olan elektronik ürünleri ve sistemleri geliştirmeyi amaç edinen firmamız, çoğu mühendislerden oluşan tam zamanlı 15 Ar-Ge personeli

114 Ekim

2015

ile çalışmalarına devam etmekte. Firmamızda üretim bölümünden ayrı olarak konumlandırılmış ve izole edilmiş Ar-Ge faaliyet alanı bulunmakta. Burada tüm zamanını ArGe faaliyetlerine ayıran mühendis ve tekniker kadro tarafından tasarım ve geliştirme çalışmaları yürütülmekte.

Ar-Ge çalışmalarınızın hiç kuşkusuz saygıdeğer karşılıkları da olmalı.

Medel Elektronik, tabii ki bu çalışmalarının karşılığında çok saygın sektör ödüllerine layık bulundu. En son, KOSKEB tarafından düzenlenen “Yılın İnovatif Ödülü”nü, son üç yıl içindeki Ar-Ge ve inovasyon faaliyetlerimiz ile mevcut/yeni pazarlara başarı ile sunulan yeni bir ürün, hizmet, uygulama, yöntem veya iş modeli fikrimiz dolayısıyla aldık. Bu ödülü almaya, 15 adet faydalı model belgesi, yedi adet marka tescil belgesi, 18 adet tasarım tescil belgesi ve dört adet TÜBİTAK projesi ile hak kazandık. 2014 yılında, Türk Elektronik Sanayicileri Derneği (TESİD) tarafından bu yıl 12’incisi düzenlenen “TESİD Yenilikçilik Yaratıcılık Ödülleri”nde, KOBİ Dalında Yenilikçiliğin Ticarileştirilmesi Ödülü’nü, Kompakt Yardımcı Konvertör ürünümüzle kazandık. İstanbul Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği’nin 2013 yılında düzenlediği “Metalik Fikirler 2. Ar Ge Proje Pazarı Yarışması”nda da, geliştirdiği projeyle hem ilk 3’e girme başarısı gösterip ödül aldık hem en çok proje üreten sanayici ödülünü almaya hak kazandık. 2012 yılında ise, “KOBİ ve Girişimcilik Ödülleri”nde, “Yılın İnovatif Kobi Ödülü”


Son 10 yılda gerçekleştirilen Ar-Ge çalışmaları 1. 2. 3.

4.

başarı sertifikasına layık görüldük. Tüm bu ödüller tabii ki bize büyük mutluluk ve onur veriyor.

5.

Medel Elektronik’in faaliyetlerinden söz eder misiniz?

Firmamız, Sanayi ve Demiryolu olmak üzere başlıca iki sektörde hizmet vermekte. Sanayi sektöründe üretilen cihazlar ve otomasyon uygulamaları ile plastik, ambalaj, matbaa, demirçelik, kâğıt, cam, dokuma-tekstil, vinç, asansör, elektrik santralleri, kömür madenleri, saç, tersane, gemi, v.b. sektörlerine hizmet vermekte. Çözüm önerilerimizi kendi genellikle yüzde 100 kendi üretimimiz olan cihazlarla sağlamaktayız. Bu ürünlerin birçoğunun Türkiye’deki tek üreticisi sayılırız. Kuruluşundan bu yana her geçen gün Ar-Ge çalışmalarına verdiği önemi arttırarak devam eden firmamız, AC Motor Vektör Hız Kontrolü, DC Motor Hız Kontrolü, Demiryolu Uygulamaları, Tersane Uygulamaları, Kenar Kontrol, Gergi Kontrol, Kamera Kontrol, Register Kontrol ve Otomasyon uygulamalarında ihtiyaç duyulan elektronik ölçüm/ kontrol kartları, cihaz ve sistemleri üretmekte.

Çözüm önerileri için kullanılan ürünlerimizden bazılarını şu şekilde açıklayabiliriz:

AC MOTOR HIZ KONTROL CİHAZI: Asenkron motorun hızını ve yönünü kontrol etmek için kullanılan bir cihaz. Bu motorlar her sektörde (plastik, ambalaj, kağıt, demirçelik, gıda, tersane, gemi, v.b.) kullanılan makinaların hareketini sağlayan bölümler, pompalar, asansörler, vinçler, v.b. yerlerde kullanılmaktadır. Motorun istenilen devirde kararlı bir şekilde kontrol edilebilmesi veya enerji tasarrufu yapılabilmesi için bu motorları kontrol eden ac motor hız kontrol cihazlarına ihtiyaç duyulmakta. KAMERA KONTROL CİHAZI: Kamera kontrol sistemi baskı makinalarında yapılan baskının operatör tarafından kolayca takip edilmesi için kullanılmakta. Kamera kontrol sistemi, senkron olduğu makinadan sürekli fotoğraf çekerek Monitör arka arkaya göstermekte. Operatör giden ürünün gözle takip edemediğinden arka arkaya gelen resimleri monitörden kolaylıkla takip etmesini, daha kaliteli ve hassas çalışmasını sağlamakta. DEMİRYOLU ÜRÜNLERİ: Demiryolu (TCDD) için tasarladığımız ürünlerin kullanım amaçları genel olarak şu şekilde:

6.

7.

8. 9.

10.

1999 yılı sonunda demiryolları için konvertör ve akü şarj projesine Ar-Ge çalışmalarına başlandı. 2001 yılı sonunda demiryolu için tasarlanan konverter ve akü şarj seri üretimine geçildi.(Bu ürünün Türkiye’de ilk ve tek üreticisiyiz.) 2004 yılı sonunda; AC motor kapalı çevrim (enkoderli) vektör hız kontrol invertör projesi tamamlandı. (İlk yerli olarak üretilen kapalı çevrim vektör motor hız kontrol cihazı) 2006 yılında özelikle ambalaj sektöründe kullanılan baskı (tifturuk,flekso,liminasyon.) benzeri makinelerde baskı kontrol amaçlı kullanılan register kontrol cihazı tasarım ve ArGe ‘sine başlandı. 2007 yılında; Kamera Kontrol Sistemi projesi tamamlandı.(Tifturuk, flekso ve matbaa makinelerindeki baskı kalitesinin kalite kontrolünde kullanılan sistem.) AC motor kapalı çevrim (enkoderli) vektör hız kontrol cihazı donanım, yazılım ve mekanik olarak geliştirilerek TAY SERİSİ olarak seri üretime başlandı. 2009 yılında; Daha önce ilk defa yerli olarak firmamız tarafından üretilen Kenar Kontrol ve Gergi denetim cihazlarının performansları ve kullanım kolaylıkları geliştirilerek yeni görünüm ve tasarımları ile seri üretime başlandı. Tersanelerde gemi beslemesi olarak kullanılan 380V-50Hz / 440V-60Hz 1.4MW Konvertör projesi üretilip devreye alındı. TÜBİTAK tarafından desteklenen ve sonuçları onaylanan AC motor açık çevrim (enkodersiz) vektör hız kontrol cihazı projesi başarı ile tamamlandı. (İlk yerli olarak üretilen açık çevrim vektör motor hız kontrol cihazı) 2010 yılında; 2 yıl TCDD tarafından farklı ülkelerin çalışma şartlarında da denenen Çok Gerilim Konvertör seri üretimine başlandı. Register kontrol projesi tamamlandı ve seri üretimine başlandı. Servo motor kontrol projesi çalışmalarına başlandı. 2011 yılında; E72-220 12kVA IP55 Sinüs Inverter projesi tamamlandı. 2012 yılında tramvaylarda HVAC beslemesi ve HVAC kontrolünde kullanılmak üzere geliştirilen LRV750-35 klima inverteri ve klima kontrol ünitesi tamamlandı. Kamera Kontrol Sistemi yazılımsal ve donanımsal olarak değiştirilerek yüksek performanslı olarak geliştirildi. 315kW Asenkron Cer motor (İstanbul tüp geçit demiryolu araç motorları) test ünitesi projesi tamamlandı. Yolcu Bilgilendirme Sistemleri, Klima Kontrol Sistemi, Klima Besleme Ünitesi, Yüksek Frekanslı DC-DC ve Akü Şarj Konvertör, Milgem (Milli Gemi) için İnvertör ve Pano Tasarımı projeleri gerçekleşti. 2013 yılında Gölcük Tersane Komutanlığı, İstanbul Tersane Komutanlığı ve İzmir Tersane Komutanlığı’na askeri standartlara uygun inverterler üretti. Hafif raylı araçlarda HVAC beslemesi ve HVAC kontrolünde kullanılmak üzeriLRV750-55 klima inverteri ve klima kontrol ünitesi tamamlandı. 100kVA 3x1500 V beslemeli yardımcı konverter uygulaması tamamlandı.

115 Ekim

2015


Demiryolu aracına gelen yüksek tek faz gerilim, araçtaki sistemler için daha düşük gerilime düşürülür ve kullanıcı isteklerine göre gerekli bölümlere iletilir. Demiryolu aracında kontrol ve kumanda edilen sistemler aşağıdaki gibi gruplandırılabilir: I. Ana Elektriksel Gereksinimler: Klima, aydınlatma, otomatik kapı ve bunları besleyecek olan şarj cihazları ile akü üniteleri başta olmak üzere, bu sistemlerin kontrolünün sağlanabilmesi için gerekli arayüze sahip otomasyon sistemleri. II. Bilgilendirme Sistemleri: Haberleşme, anons sistemi, sayaç sistemleri vb. sistemler. III. Yardımcı ve Konfora Yönelik Sistemler: Makinistin araç işleyişini daha iyi sağlayabilmesi için gerekli yardımcı sistemler, eğlence sistemleri ve konfor sağlayan sistemler.

Bu faaliyetler çerçevesinde ürün ve uygulama alanlarınız hangileri?

Firmamızın kendi tasarımı olan cihazların üretimi ve ayrıca endüstriyel otomasyon uygulamaları alanında 25 yıllık tecrübesi ile faaliyet göstermekte. Uygulama alanlarını ve ürünlerimizi şu şekilde gruplandırabiliriz:

SEKTÖR 1: SANAYİ

•ELEKTRONİK CİHAZ ÜRETİMİ: AC Motor Vektör Hız Kontrolü, DC Motor Hız Kontrolü, AC/AC Konvertör, Kenar Kontrol, Gergi Kontrol, Kamera Kontrol, Register Kontrol, Otomasyon ve Otomasyon uygulamalarında ihtiyaç duyulan elektronik ölçüm/ kontrol kartları •OTOMASYON UYGULAMALARI;

SEKTÖR 2: DEMİRYOLLARI

Akü Şarj Ünitesi, Enerji Besleme Ünitesi (EBU, Statik Konvertörler), Elektrikli Dizi Yardımcı Inverter Sistemi, Çok Gerilimli Konvertör,İklimlendirme

116 Ekim

2015

(Klima Kontrol) Ünitesi, E72-220 Inverter, D72-24 Konvertör, Vakum Tuvalet, Temiz ve Atık Su Tanklarının Otomasyonu, Otomatik Kapı Revizyonu, Yolcu Anons Sistemi, Yolcu Bilgilendirme ve Otomasyonu Ürünleri Çalışmış olduğumuz sektörlere test sistemleri, Konvertörler (AC/AC, DC/ DC) gibi özel projeler de yapmaktayız.

Plastik ve ambalaj sektörlerine yönelik özel ürünler üretiyorsunuz. Bu konuda bizi bilgilendirir misiniz?

Medel Elektronik tarafından tasarlanan ve üretilen plastik ve ambalaj sektörüne yönelik ürünlerimizi şu şekilde sıralayabiliriz: KENAR KONTROL: Çözülen, sarılan veya enine ve dikine kesilen bobinlerin sensör aracılığı ile ürünün kenarını takip eder. Bu sayede üründeki sarım bozukluğunu sürekli olarak düzeltir. 0,01mm hassasiyetle ürünün aynı kenar hizasında gitmesini sağlar. Dilimleme, laminasyon, flekso, poşet film, kesim, kâğıt sarım ve çözüm makinelerinde kullanılır. GERGİ KONTROL: Çözülen ya da sarılan bobindeki ürünü loadcell aracılığıyla ölçülerek, çözücüde ve sarıcıdaki bobinin set edilen gerginlikte PID kontrolü ile düzgün sarım yapmasını sağlar. Tifturuk, flekso, laminasyon, dilimleme, ekstruder, film makinelerinde kullanır.

Gergi kontrol sayesinde üretimde fire minimum seviyeye iner ve kalite maksimum seviyelere ulaşır. KAMERA KONTROL: Matbaa baskı makinelerinde yapılan baskının izlenebilmesini sağlar. Operatör izlenimi 60 metre / dakika ‘ya kadar olan baskıyı izleyebilir. Bunun üzerindeki hızlarda baskı göz ile takip edilemez. Kamera kontrol sistemi ile yapılan baskının set edilen noktasındaki görüntüyü PC ekranına taşıyarak operatörün baskıyı net izleyebilmesini sağlar. Bu da üretimde kalite ve verimi arttırmayı sağlar. Flekso, tifturuk ve kalite kontrol makinelerinde kullanılır.


SUDE YAYINCILIK • 2015/09

© 0212 612 09 48

MEDEL BAYİLERİNİ ARIYOR.

Türkiye’nin En Köklü Kuruluşlarından

www.medelelektronik.com

MEDEL’İN, BAYİSİ OLMAK İSTERMİSİNİZ?

İkitelli O.S.B. Mah. Aykosan 2. Kısım 13A Blok No:1 İkitelli - Başakşehir / İSTANBUL PK: 34235 P. +90212 549 99 10 (5 Hat) | F. +90212 549 33 92 E. bayi@medelelektronik.com

Switch to Energy Efficiency Enerji Verimliliğine Geç MEDEL MÜHENDİSLİK VE ELEKTRONİK SANAYİ TİCARET A.Ş.


REGİSTER KONTROL: Matbaa baskı makinelerinde film kâğıt gibi ürünler ısınmadan ve mekanik sorunlardan dolayı baskıda kaymalar oluşmakta. Bu gibi durumlarda renkler arasındaki senkronizasyon register kontrol sistemi ile sağlanır. Baskı kaymaları fotosel yardımı ile noktasal okunarak 0,01mm hassasiyet ile 800 metren/ dakika’ya kadar hızlarda, bir renkten 12 renge kadar kaliteli ve firesiz üretim sağlanmakta.

Ürünlerinizin bakım ve destek hizmetleri de özel olmalı. Bu konudaki yaklaşımız nasıl?

Ürettiğimiz ürünler ve otomasyon uygulamalarımız için 7/24 teknik servis hizmeti sunmaktayız. Yurt içinde yerli firma olmamızın getirdiği en önemli avantajlardan bir tanesi müşterilerimiz beklentilerini ve çalışma şartlarını çok iyi bilmemiz. Satış sonrası destek kapsamında; uygulamalar konusunda deneyimli personelimiz ile devreye alma ve arızaya müdahale konusunda hızlı cevap verebilen bir firmayız. Özellikle kamu kuruluşlarına (TCDD, TSK, Devlet Hastaneleri, v.b.) yapmış olduğumuz çalışmalarda bu hizmetimizin takdirini görmekteyiz. Yabancı menşeli ürünlere verilen satış sonrası hizmet gecikmeli ve çok daha pahalı olarak verilmekte. Yurt dışındaki müşterilerimize de gerek bayilerimiz gerekse de merkez servisimizden aynı şekilde hizmet vermekteyiz.

118 Ekim

2015

Medel Elektronik, aynı zamanda, Endüstriyel Otomasyon Sanayicileri Derneği – ENOSAD’ın da bir üyesi. Otomasyon konusunda görüşleriniz alabilir miyiz?

Otomasyon, makineleri çalıştırmak için makinelerin kullanımıdır. Otomasyonda üç ilke var: birincisi ekonomik çalışmaların bir süreç bütünü oluşu, yani tüm ekonomik çalışma bir bütün olarak uyum içinde olmalı. İkincisi otomasyon sürecinin altında bir göründü, düzen ve biçim var. Üçüncü ilke ise otomasyonun kendini düzenleyici ve düzeltici denetimi var. Ve bu ilkelerin gerçekleşmesi otomatik makineler, elektronik kontroller ve bilgisayarlar, mekanik beyinler aracılığıyla olur. Yarının düğmelerle çalışacak fabrikasında belki de gerçekte üretim

Medel Elektronik Genel Müdürü Niyazi Sarımaden

sahasında hiç işçi olmayacaktır. Sonuçları bakımından bugünkü otomasyonla üretim yapan sistemlerde çok az veya hiç işçi yoktur. Ama aynı anda makineye bilgi hazırlayan ve onu makine veren programcılar, makine yapımcıları, makine yerleştiricileri, onarımcılar, vb. gibi yüksek beceri isteyen işlerde çalışan inanılmaz çoklukta insan var. Ayrıca makinanın tasarımcıları, çizimcileri, sistem mühendisleri, matematikçiler ya da mantıkçılar gibi büyük sayıda eğitilmiş insan gerekli. Son olarak yüksek düzeyde düşünme, çözümleme ve karar verme yeteneği olan büyük sayıda sanayi yöneticisi olacak. İşletmeler düzeyinde ve ülke düzeyinde ileri teknolojilere doğru gelişme, ülke kalkınmasının temelini oluşturur. İleri teknolojilere geçiş için yatırımda, planlamada ve eğitimde daha gelişmiş düzenlemeler yapılmalı ve yeni olanaklar sağlanmalıdır. Ancak gelişme düzeyinde bir sonraki aşama olarak ileri teknoloji seçimi ve otomasyona doğru gelişmeler bizde de olmakta ve kaçınılmaz olarak daha da olacaktır.

Son olarak eklemek istedikleriniz var mı?

Tüm kullanıcılara ve müşterilerimize bir-iki öneride bulunmak isterim. Ürünü alırken en ucuzu değil en doğru ve en ucuzu almaları gerekir. Satış sonrası desteği en kısa zamanda verebilen firma tercih edilmeli. Tersi durumda ürünü aldıktan sonra hesapladıkları kardan daha fazla zarara uğrayabilirler. Bu en doğru kararı ise uzman ve uygulama tecrübesi olan kişiler verebilir. Bizim sektörümüzdeki ürünler tam olarak vitrinden alınıp kullanılabilecek ürünler değil. Bundan dolayı kullanıcılar, ürünlerini alırken uygulama konusunda tecrübesi olan kişi veya firmalar ile görüşmeliler. Tüm kullanıcılara ve müşterilerimize iyi ve verimli çalışmalar diliyorum.

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K



TAHRİK SİSTEMLERİ • TANITICI REKLAM

EMF MOTOR

DİŞLİSİZ DİŞLİ MOTOR EMF Motor, 2005 yılında dünyada bilinen motor fiziğinin tam tersi çalışan LiProKa prensibiyle tork motorunun Ar-Ge’sini yapmaya ve üretimine başladı. 2006 yılında ilk Senkron Tork Motorları seramik ve tel sarma makinelerinde kullanılmaya başlandı. 2014 yılından beri İstanbul Kurtköy’deki yeni fabrikasında ve 8.000 m2 arsa içinde toplam 4.070 m2 kapalı alanında ikinci nesil tork motorlarını 10.000 Nm’ye kadar seri olarak üretmektedir. Üretimin yüzde 70’i ihraç edilmektedir.

Yeni LiProKa motor prensibi:

Statoru bilinen motor yapısında olup stator çevresine kalıcı mıknatıslar yerleştirilir. Rotor ise bir dişliye benzer yapıda olup sadece lamine saçtan oluşur. Motor belli bir frekans ve gerilim ile beslendiğinde ortaya manyetik akım çıkar ve ortamı mıknatıslar. Alternatif akımdan dolayı döner alan oluşur. Bu döner alan ortamı mıknatıslar. Döner alan sürekli yer ve yön değiştirdiğinden motor içindeki iki farklı manyetik sistem tüm rotor çevresinde birbirini çeker ve iter. Rotor dönüş yönü döner alan dönme yönünün tersidir. Ayrıca özel mıknatıs yerleştirme ve dişli geometrisi sayesinde motor dönme hızı çok düşüktür.

LiProKa Motor Prensibi: • • • •

Düşük hızda çok yüksek tork üreten patentli bir buluştur. Motor senkron servo olarak çalışır. Motor sargısının motor kutup sayısına etkisi yoktur. Yüksek kutup yapı manyetik ortamda elde edilir.

Avantajları • • • • • •

Slave modunda yüzde 100 sadık çalışır, Master Motoru her adımda takip eder. Yüksek dinamizm ve muhteşem kontrol edilebilirlik sunar. Yüksek enerji verimliliği, açık ara en yükseği. İlave soğutma gerektirmez. Sıfır hız da bile anma torku üretir. Yüzde 100 aşırı yüklenebilme sağlar.

Her iki motor prensibindeki ana farklar? Standart Tork Motoru • • • • • •

16 – 32 kutuplu sargı Yüksek kontrol edilebilirlik Yüksek bakır kayıpları Düşük verimlilik ~ % 80 Su soğutmasına gerektirir En küçük gövde 132

SQM Tork Motoru • • • • • • •

4 kutuplu sargı; yüksek kutuplu yapı manyetik ortamda elde edilir. 44 – 110 kutuplu yapı Daha yüksek kontrol edilebilirlik Çok düşük bakır kayıpları Açık ara en yüksek verimlilik ≥ % 90 IC410, ayrı bir soğutma ihtiyacı yoktur SQM serisi 47 gövdeden başlar – 44 kutuplu

EMF Motor kurulduğu günden itibaren bir dünya markası olmayı hedeflemiş ve bu yolda sağlam adımlarla ilerlemektedir. “Dünyanın EN Verimli Motorunu” imal eden firma, Almanya başta olmak üzere yurtdışında kalitesiyle de adından

120 Ekim

2015


Hedefimiz:

Motorumuz ile hızlı, verimli, firesiz ve düşük maliyet ile üretime katkıda bulunmak…

sıkça söz ettiriyor. 9 senedir üst üste SPS/IPC Nürnberg Fuarına katılan firma artık Avrupa’nın dev motor üreticileriyle rakip olmalarından da gurur duyuyor. Uygulamalarının öne çıkanları Ekstruder, Dişlisiz Asansör Motoru, Servo Motorlu Dinamik Sistemler, Açık Çevrim Temel Uygulamalar, Plastik, Gıda, Metal, Cam ve Seramik sektörü olmak üzere yurtiçi ve yurtdışı geniş bir uygulama yelpazesine sahiptir. EMF Motor müşterinin ihtiyacına uygun olarak özel imalatlar da yapmaktadır. Ekstruder Hattı Makineleri - Uçar Testere, Paletli Çekici, Gagalama Presi, Döner Tabla Balon Baskı Makinesi, Halı Makineleri, Titreşim Beslemeli Döner Montaj Masası, Tel Askı İmalatı Makinesi, Aşındırıcı

Taşlar Üretim Hattı Tahrik Motoru, Hemingstone Poşet Kesim Makinesi Revizyonu, Uçar Testere, Eksenter Metal Boy Kesme, Tel Kıvırma Makinesi, Şerit Testere Makinesi Mal Besleme Motoru, Kaynak Robotu Otomasyonu Tahrik Motoru, Direkt Tahrik Ekstruder, Halı Makineleri, Uçar Testere, 33 Ton Sac Rulo Sarma, CNC Modernizasyonu, Buğday Değirmeni, Flekso Baskı Makineleri, Gagalama Presi, Poşet Kesme, Ekstruder, Su Soğutma Kulesi, Metal Boy Kesme, Servo Abkant Pres, Yenilenebilir Enerji Kaynağı, Su ve rüzgar jeneratörleri, Plastik Enjeksiyon Makinesi, Üretim Hattı Konveyörler, Dikey Konveyör, Balon Baskı, Kaynak Otomatı, Şerit Testere Makinesi , PVC Boru Uçar Testere, Pastal Serme Makinesi, Gezi Teknesi, Komodin Üretim Hattı, Plastik İp Ekstruderi, Sarma ve Travers, Tel Sarma ve Travers, Şurup Dolum Makinesi, Glazür Karıştırıcı, Şurup Karıştırıcı, Tel Askı İmalatı Makinesi, Çikolata Kutulama Makinesi, Cam Zücaciye Üretim Konveyörü, Seramik Pres, Şişe Kapama Makinesi, Yay Form Verme, Sac Boy Kesme Hattı, Seramik Konveyor, Yüksek Hacim Düşük, Hız Fanlar, LED TV Test İstasyonu, Halı Üretimi, Seramik Üretim, Döner Tabla, Lastik Üretimi, Hortum Ekstruder, Düşük Hız Karıştırıcılar, Şekerleme Üretimi...

121 Ekim

2015


TAHRİK SİSTEMLERİ • TANITICI REKLAM

ABB

ABB KOMPLE TAHRİK SİSTEMİ ÇÖZÜMLERİ SUNUYOR ABB, ürünlerini Amerika’nın mekanik güç aktarımında lider markası Dodge ürünleri ile tamamlayarak kullanıcılara komple çözümler sunuyor.

122 Ekim

2015

A

BB, çatısı altındaki Dodge markası ile müşterilerine oldukça geniş yelpazedeki ürün gamı için tek kaynaktan çözümler sunmaktadır. ABB yüksek ürün ve hizmet kalitesi ile uzun yıllardır tüm dünya ve Türkiye pazarında müşterilerinin haklı güvenini kazanmıştır. Öte yandan Dodge 135 yıldan beri üretmekte olduğu mekanik ürünler ile Amerika kıtasında aynı güveni elde etmeyi başarmıştır. Amerika pazarındaki kullanıcılar, uzun ömür, daha az duruş, kullanım ve bakım kolaylığı gerektiğinde her zaman Dodge ürünlerine başvurmuşlardır. Dodge ise bu kullanıcılardan gelen geri bildirimler sayesinde sürekli olarak toplam sahip olma maliyeti daha düşük olan ürünleri geliştirmekte ve müşterilerinin beğenisine sunmaktadır. Dodge bir mekanik tahrik sisteminde bulunabilecek hemen hemen tüm ürünleri yüksek kalite anlayışı ile üretmektedir. Dodge markasının oldukça geniş olan

ürün portföyünde elstik ve metalik kaplinler, bir çok farklı özellikte redüktörler, rulmanlı yataklar, konveyör tamburları ve kayış kasnak sistemleri bulunmaktadır. ABB’nin motor ve drive ürünlerini Dodge’un mekanik ürünleri ile birleştirdiğinizde endüstrideki pek çok uygulamaya uygun paket çözümler sunmaktadır. Dodge bir çok uygulama ihtiyacını karşılayan farklı tiplerde redüktörler sunmaktadır. Üç farklı ana gövde yapısında üretilen Dodge Quantis serisi redüktörler ABD’de üretilmelerine rağmen birçok Avrupa markası ile ölçüsel olarak tam uyum sağlamaktadır. Quantis redüktörler yüksek üretim kalitesinin yanı sıra müşteriye kullanım kolaylığı ve faydalar sağlayan, konik burç kiti, vidalı konveyör mili ve “Harsh Duty” keçe gibi çeşitli aksesuarlar sunmaktadır. Quantis serisi Redüktörler Almanya’da bulunan montaj merkezi ile müşteri ihtiyaçlarını kısa sürede cevap vermektedir. Yüksek çıkış torku gereken uygulamalar için dizayn edilen Magnagear serisi redüktörler kendine özgü gövde ve dişli tasarımının yanı sıra standart olarak sunduğu ağır çalışma şartlarına uygun sızdırmazlık sistemleri ve rulmanları ile ön plana çıkmaktadır. Magnagear redüktörlerde kullanıcıya fayda sağlayan başka bir özellik ise delik milli redüktörlerde sunulan çift taraflı konik burç sistemi. Montajı sıkma bileziği ile tek taraftan yapılan redüktörlerde ortaya çıkabilecek yalpalanma sorunu, redüktörün her iki tarafından mili kavrama imkanı sunan çift taraflı konik burç


RECEP BESCELİ | ABB MOTOR VE GENERATÖRLER MEKANIK GÜÇ AKTARMA ÜRÜNLERI ÜRÜN MÜDÜRÜ

sistemi ile elimine edilmektedir. Bu sistemin kullanıcıya sağladığı bir başka fayda ise sıkma bilezikli sistemlerde yaşanan demontaj zorluğunun Dodge çift konik burç sisteminde yaşanmaması. Magnagear Redüktör gövdeleri monoblok olmalarına karşın geniş gövde kapakları sayesinde bakım kolaylığı sağlanmıştır. Yukarıda sayılan tüm bu özellikler bakım zamanlarındaki duruşları en az seviyeye indirmektedir. Torque-Arm serisi redüktörler kayış kasnak tahriki için tasarlanmış, ağır hizmet tipi rulmanlar ile donatılmış ve diğer tüm seri redüktörlerde olduğu gibi Dodge’un üstün özelliklerini barındıran redüktörlerdir. Geleneksel V kayış kasnak sistemlerine oranla yaklaşık yüzde 5 enerji verimliliği sağlayan Dodge Senkronize kayış kasnak sistemleri Torque Arm serisi redüktörlere uygun olarak konfigüre edilebilmektedir. MTA serisi redüktörler Torque Arm serisi redüktörlerin üstün özelliklerini taşımasının yanında

Motorun direkt olarak redüktör üzerine bağlanabilmesi ve “Twin Taper” burç sistemi ile kullanıcıya montaj sırasında birçok kolaylık getirmektedir. Yüksek güç gerektiren uzun konveyörler için tasarlanmış Dodge CST serisi redüktörler, standart herhangi bir redüktörde bulunmayan özellikler içermektedir. Bu redüktörlerde helisel, planet dişli sistemi ile birlikte bir PLC ile kontrol edilen dahili hidroviskoz kavrama bulunmaktadır. Dodge CST redüktörlerde olağanüstü yumuşak kalkış, kalkış hızı ayarı ve çoklu tahriklerde yük paylaşımı gibi eşsiz özellikler bulunmaktadır. Dodge’un tüm redüktör serilerinde hem inç hem de metrik mil ölçüleri bulunmaktadır. Tahrik sisteminin rulman yatağı tarafında da Dodge yine müşterilerine uzun ömür ve kolay kullanım sağlayan ürünler sağlamaktadır. 22000 serisi rulman içeren ISN serisi rulman yatakları oldukça basit montaj ve demontaj prosedürü ve etkin keçe sistemi

sayesinde sunduğu uzun rulman ömrü ile Türkiye pazarında da kısa sürede kullanıcıların tercihi haline gelmiştir. Motor, redüktör ve kaplinin yanı sıra yataklı rulmanlar, kayış kasnak sistemleri, konveyör tamburları ile ABB ve Dodge size komple çözümler sunuyor.

123 Ekim

2015


TAHRİK SİSTEMLERİ • TANITICI RÖPORTAJ

ARÇELİK WAT

“ORTADOĞU VE DOĞU AVRUPA PAZARLARINDAKİ SATIŞLARIMIZI ARTIRARAK GELİŞTİRİYORUZ” Arçelik Elektrik Motorları İşletmesi, ÇerkezköyTekirdağ`da bulunan fabrikada üretim yapmakta ve Elektrik Motorları İşletmesi 39.000 m2 kapalı alanda endüstriyel motorlar ve beyaz eşya motorları üretiyor. Elektrik Motorları İşletmesi ArGe faaliyetleri ile en yeni teknolojiye sahip, yüksek performanslı, modern görüntülü ve ekonomik üç fazlı ve tek fazlı asenkron motorların üretimini gerçekleştiriyor.

Mehmet Bey öncelikle bize kendinizden bahsedebilir misiniz?

1959 yılında Musulca Edirne’de doğdum. Yükseköğrenimimi Orta Doğu Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nde bitirdikten sonra 1986 yılında Arçelik A.Ş.’de proje mühendisi olarak göreve başladım. 1999 yılında Çayırova Çamaşır Makinası İşletmesi’nde fabrika yöneticisi oluncaya kadar bu fabrikada farklı yönetim pozisyonlarında bulundum. 2003-2004 yılları arasında Elektrikli Süpürge ve Motor İşletmesi Ürün Direktörü olarak görev yaptıktan sonra, 2005-2008 yılları arasında Pişirici Cihazlar İşletmesi’nde ürün direktörlüğü görevini yürüttüm. 2008 yılından bu yana da Arçelik A.Ş. Kurutucu ve Elektrik Motorları İşletmesi Ürün Direktörü olarak görevime devam ediyorum.

Ürünleriniz hakkında bilgi verir misiniz?

Trifaze ve monofaze motor üretimi olan tesislerimizde IE4 ten başlayarak regülasyon ve kanuni düzenlemelere uygun şekilde IE3-IE2 ile 0,55 kw ve altında ve parça motor olarak IE1 tipinde motor üretmekteyiz.

Mehmet Savaş Arçelik A.Ş. Kurutucu ve Elektrik Motorları İşletmesi Ürün Direktörü

124 Ekim

2015

Satın alıcıların bilgi ve bilinç düzeyi konusunda ne düşünüyorsunuz?

Üretimde kullanılan elektrik motorlarında, üreticinin istekleri doğrultusunda şekillenen siparişler ile çalışılmaktadır. Üreticilerimizin tamamı ara mamul olan ürünlerin teknik yeterlilik ve kalitesi konusunda

çok hassas beklentiler içerisinde. Biz de bu yüksek beklentilere cevap verecek şekilde üretimimizi yönlendirmekteyiz. Ana sıkıntı aslında son kullanıcıların özellikle fiyat noktasında ürünleri verim açısından değil alış fiyatları üzerinden değerlendirmeleri ve alırken, kazanmaya çalışırken, kullanırken daha fazla elektrik maliyeti ödeyerek uzun vadede ettikleri zararı göz ardı etmeleridir.

Özel müşteri taleplerini karşılıyor musunuz?

Üretimimizin yarısından fazlasını özel müşteri taleplerini karşılamak için tasarlamış bulunmaktayız. Firmamızın tercih edilmesinde önde gelen nedenlerden birinin müşteri ihtiyaçlarına verebildiğimiz hızlı tasarım ve üretim kapasitesi olduğunu söyleyebiliriz.

İhracatınızla ilgili bilgiler verir misiniz, dışsatımda hangi ülkelere ne tip ve standartta motorlar veriyorsunuz?

Arçelik A.Ş., beyaz eşya alanında en ciddi küresel oyunculardan biri konumunda bulunmaktadır. Elektrik motorları konusunda da bu hedefle çalışmalarımıza devam etmekteyiz. Wat ve Tee markalarımız ile yurtdışında da kalite ve zamanında teslimat konusunda bilinir ve tercih edilir bir markayız. Rusya başta olmak üzere Ortadoğu ve Doğu Avrupa pazarlarındaki satışlarımızı arttırarak geliştiriyoruz. Bu pazarlardaki satışlarımızda artış adına önemli adımları 2014 yılı içerisinde attık ve 2015 yılında ciro ve adet olarak çok ciddi artışlar bekliyoruz.


Elektrik motoru standartlarında AB normlarına geçiş sürecini değerlendirir misiniz? Ülkemizdeki standartlar AB uyum süreci çerçevesinde AB regülasyonlarına paralel olarak düzenlenmektedir. Biz de WAT motorları olarak bu regülasyonları yakından takip edip zorunluluk tarihlerinden çok daha evvel hazırlıklarımızı tamamlıyoruz. Regülasyon gereği 1 Ocak 2015’ten itibaren 7,5 kW ve üzeri güçteki motorların minimum IE3 verim sınıfında olma zorunluluğu vardır. Bizler IE3 sınıfı (Premium) motor gamımızı 2013 yılı itibarı ile tamamlamış ve satışına başlamış bulunuyoruz. Bunun yanı sıra belirli güçlerde IE4 sınıfı (süper premium) motorların da satışına bu yıl içerisinde başladık. IE4 verim sınıfına sahip motor ürün gamımızı tamamlamak adına çalışmalarımız bütün hızıyla devam ediyor.

Ar-Ge çalışmalarınız ve hedefleriniz hakkında açıklama yapar mısınız? Arçelik A.Ş., Ar-Ge çalışmalarına büyük önem vermektedir. Bu önemin bir sonucu olarak da her sene patent başvuru ve tescilinde ilk sırada yer alıyoruz. Ürünlerimizin kalite, dayanıklılık ve enerji verimliliği açısından yerli ve yabancı müşteriler tarafından ısrarla tercih edilmesi Ar-Ge gücümüzün en önemli göstergelerinden biridir. IE3 verim sınıfına sahip ürün gamını,

regülasyonun belirttiği tarihten çok daha önce tamamlamamız ve Türkiye’de seri üretim şartlarında IE4 verim sınıfına sahip motor üretiyor olabilmemizin arkasında Ar-Ge çalışmalarına verdiğimiz önem ve bu öneme yakışan yüksek adanmışlıkla çalışan personellerimizin olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.

Sektörünüzün pazarını, kalite ve rekabet koşulları bakımından değerlendirir misiniz?

Türkiye pazarında hemen her serbest piyasada olduğu gibi yerli ve yabancı firmalar ciddi rekabet içerisinde. Oldukça iddialı yerli üreticilerin yanında dünya çapında bilinen markaların da olduğu bir piyasada, fiyat ve kalite dengesini tutturmak, müşteri ihtiyaçlarına hızlı ve sorunsuz cevap verebilmek, gerektiğinde yerinde teknik hizmet sunabilmek gibi özellikler ön plana çıkmaktadır. Uzakdoğu menşeili ucuz ve kalitesiz ürünler tarafından sürekli olarak tehdit edilen bir pazarda son zamanlarda yaşanan kur değişimlerinin maliyetlere olan etkisi ile üretim, planlama, Ar-Ge ve satış sonrası hizmetler ile markalarımızı en iyi şekilde temsil ettiğimize inanıyorum

Sektörün başlıca sorunlarına ilişkin görüşlerinizi alabilir miyiz?

Sektörde yer alan en büyük sorun denetim faaliyetlerinin yeterli sıklıkta ve istenen kalitede yapılamamasıdır.

Denetim olmadığı için deklare edilen enerji ve verim değerlerinin tutarlılığı ve gerçekliği tespit edilmediğinden sadece ürünlerin etiketleri üzerinde yapılacak değişikliklerle hem üreticiler, hem son kullanıcılar daha evvel bahsettiğim ürün alımında kıyas yaparken bilerek veya bilmeyerek yanıltılmaktadır. Enerji sınıfına uymayan özellikle Uzakdoğu menşeili ürünlerde etiket değerlerinin çok üzerinde elektrik tüketen verimsiz ürünler standartlara sıkı sıkıya uyan bizim gibi firmaların ürünleri ile kıyaslanabilmekte ve fiyat açısından aradaki farklar müşterileri cezbedebilmektedir. Denetimlerin arttırılması ile hem yerli üreticilerin fiyat rekabetindeki haksız yere oluşan dezavantajı ortadan kalkacak, hem de ülkemizde yaşanan enerji sıkıntısının giderilebilmesine ciddi katkı sağlanabilecektir.

Firmanızın geleceğe yönelik planları ve hedefleri hakkında bilgi verir misiniz?

Arçelik A.Ş. beyaz eşya sektörünün en iddialı küresel oyuncularından biri. Elektrik motorları konusunda da bu hedefle çalışmalarımıza devam etmekteyiz. Wat ve Tee markalarımız ile yurtdışında da kalite ve zamanında teslimat konusunda bilinir bir markayız. Rusya başta olmak üzere Ortadoğu ve Doğu Avrupa pazarlarındaki satışlarımızı arttırarak geliştiriyoruz. Bu pazarlardaki satışlarımızda artış adına önemli adımları 2014 içerisinde attık ve 2015 yılında ciro ve adet olarak çok ciddi artışlar bekliyoruz.

125 Ekim

2015


TAHRİK SİSTEMLERİ • TANITICI REKLAM

EATON

EATON POWER XL DG1 EVRENSEL ÇÖZÜMLER SUNUYOR Eaton’un yeni power XL DG1 Hısz Kontrol cihazı ile 160 Kw’a kadar endüstriyel uygulamalara yönelik sağlam, güçlü ve evrensel çözümler sunuyor.

E

lektrik sektörü, güç dağıtımı ve devre koruması ile tehlikeli ortamlara yönelik çözümler ve mühendislik hizmetleri alanlarında küresel bir lider olan Eaton, 0.55 160 KW aralığındaki zorlu endüstriyel ve bina otomasyon uygulamalarına çözüm olarak yeni Power XL DG1 hız kontrol cihazını tüketicileri beğenisine sundu. 130 bin çalışanı ile 175 ülkede hizmet veren Elaton, yeni Power XL DG1 ile güveni ve kaliteyi bir arada sunuyor.Optimize edilmiş enerji algoritması, sağlam tasarım, yüksek kısa devre akımı kapasitesi, kapsamlı ve bütünleşmiş fonksiyonellik özelliklerinin yanı sıra olağanüstü derecede kullanıcı dostu olan bu cihazlar, kullanıcıların elektrik ekipmanlarının, sistemlerinin ve makinalarının daha verimli, emniyetli ve güvenilir olmasını sağlamakta. DG1 hız Kontrol cihazları çok yönlü haberleşme özellikleri sayesinde ön

126 Ekim

2015

plana çıkmaktadır. Tüm modellerde Ethernet IP, Modbus TCP, Modbus RTU ve BACnet MS/TP için standart ara yüzler bulunmakta. Eaton’un yenilikçi SmartWire-DT yalın pano bağlantı ve haberleşme sisteminin yanı sıra Profibus DP, CANopen, Device Net, ProfiNet ve LonWorks bağlantıları için opsiyonel soketli kartlarda kullanılabilir. Buna ek olarak, birçok dijital ve analog giriş ve çıkışların yanı sıra üç röle çıkışı sağlayan ve piyasada mevcut bu sınıftaki çoğu cihazdan daha fazla/O seçeneği sunan cihazlardır. Ayrıca, farklı genişleme kartları da DG1’i basit ve esnek bir şekilde genişletmekte.

SAHADA DOĞRUDAN ÇALIŞTIRMA KOLAYLIĞI

Kullanımı diğer PowerXL hız kontrol cihazlarının (DC1 veya DA1) bilinen ve kanıtlanmış kavramlarına dayanmakta. Bu cihaz çoğu


PowerXL DG1 ile birlikte Eaton, 0.55 - 160 KW aralığındaki zorlu endüstriyel ve bina otomasyon uygulamalarına bir çözüm olarak yeni hız kontrol cihazını sunuyor.

uygulama için, her hangi bir kapsamlı parametre ayarı olmaksızın, sahada “doğrudan kutudan çıkarılarak” çalıştırılabilir. Basit bir şekilde tasarlanmış beş satırlı LCD ekranı üzerindeki menü, kendini açıklayan kodlar ve sadece 14 standart parametre, cihazların zorlu uygulamalardaki devreye alınmasını daha da basitleştirmekte. Membran tuş takımında iki adet serbestçe ayarlanabilir tuş ve bir bakışta cihazın durumunu gösteren üç adet LED bulunmakta. Kumanda elemanları lokal olarak cihaz üzerine ya da çok sayıda cihazı da kolayca kontrol edebilecek şekilde pano kapısına monte edilebilir. Alternatif olarak Eaton, izleme ve veri giriş işlemleri için uygun olan yenilikçi In Control yazılımını kullanarak ergonomik konfigürasyon seçeneği sunmakta.

UZAKTAN KUMANDA KİTİ

Tüm DG1 hız kontrol cihazlarının sürücü yazılımı, aktif güç tüketim optimizasyonu, geri besleme durumunda dinamik güç yönetimi, hızlı başlangıç sihirbazı, farklı standart uygulama fonksiyon blokları (çoklu-pompa sistemi, vantilatör kontrolü, çoklu PID, çok amaçlı kullanım), güvenlik fonksiyonları, Emniyetli Tork Duruşu (Safety Tork Off - STO) ve gerçek zaman saati gibi

olağanüstü özellikler içermekte. Güç tüketimi açısından piyasadaki diğer hız kontrol cihazları ile kıyaslandığında Eaton, her hangi bir ilave optimizasyon yapmak sızın motorların yol verilmesi için gereken gücü yüzde 2 ve yüzde 10 arasında azaltmıştır. DG1 değişken torklar için yüzde 110 ve sabit torklar için yüzde 150 oranında aşırı yük dayanım kapasitesi sağlamaktadır. Hız kontrol cihazının 100 kAIC‘deki kısa devre akımda yanım kapasitesi ortalamanın oldukça üstünde. Entegre DC bara şok bobini sayesinde, hız kontrol cihazında sadece küçük bir harmonik komponent mevcuttur ve kullanıcının ek harici bir komponent kullanmasına gerek yok. EMC filtreleri (C2) tüm cihazlar için standartı. DG1 serisi tüm kasalar için IP21 koruma sınıfındaki altı boyut ile sunulmakta. Özel bir kaplama, elektronik kartları toz, nem ve kimyasallardan korumakta. Daha zorlu çevresel koşullar veya uzaktan kumanda için kasa dönüştürme kiti ile IP54 olarak uyarlanabilmekte. DG1’in çalışma aralığı özel ısıtma modu sayesinde 35°C ve 50°C arasında. Değer kayıpları ile 60°C’ye kadar çalışma sağlanabilir. Eaton ile ilgili ayrıntılı bilgi için www.eaton.eu adresini, DG1 hız kontrol cihazı ile ilgili diğer detaylı bilgi için www. eaton.eu/dg1 adresi ziyaret edilebilir.

127 Ekim

2015


TAHRİK SİSTEMLERİ • TANITICI REKLAM

ANT MÜHENDİSLİK

HVAC UYGULAMALARINDA LSIS Teknolojik binalarda ısıtma (Heating), havalandırma (Ventilating) ve iklimlendirme (Air Conditioning), konfor için vazgeçilemez bir unsurdur. HVAC konut, hastane, AVM ve fabrika gibi insan yoğunluğu fazla olan binalarda geniş uygulama alanları bulan bir sistemdir.

128 Ekim

2015

H

VAC sistemleri ortak yaşam alanları için önemlidir, çünkü küf, mantar ve insan sağlığı için zararlı olabilecek bakterilerin kapalı yaşam alanlarından uzak tutulmasını, otopark gibi zehirli gaz bulunan ortamlardan, insan yaşamını riske edebilecek kirli havanın tahliye edilmesini sağlar. Yangın durumunda, ortaya çıkan dumanın dışarı atılması gibi hayati görevleri yerine getirir. LSIS’ in geliştirip ürettiği, 90 kW’a kadar temel HVAC uygulamalarında kullanılabilen, ekonomik ve enerji tasarrufu sağlayan H100 serisi sürücüleri, Türkiye HVAC pazarı için satışa çıkarıldı. Harmonik ve EMC filtresi dâhil olarak sunulan HVAC H100 sürücüler, küçük boyutları sayesinde her uygulama için uygun kullanım imkânları sunuyor. Bunun yanında standart olarak BACnet MS/TP haberleşme protokolü, özel uygulamalar için RS-485 ve

uygulama programının bağlantısı için USB portu bulunuyor. Yangın modu: Herhangi bir yangın durumunda, AC sürücünün hiçbir alarmı dikkate almadan çalışmaya devam etmesini sağlar. Ancak bu mod kullanıldığında, AC sürücü garanti kapsamı dışına çıkar. PID Kontrol: H100 serisi sürücüler, sadece motor kumanda etmekle kalmaz, mevcut PI kontrol fonksiyonu ile hava akış hızını, basıncı, ısıyı ve kontrol gerektiren her tür işlemi, motor devrini ayarlamak suretiyle kontrol edebilir. Uyku modu: Sistem ihtiyacı istenilen seviyeye geldikten sonra, motorun durmasını ve gerektiğinde yeniden çalışmasını sağlar. Bu sayede AC sürücü daha fazla enerji tasarrufu yapar. Çoklu Motor Kontrol (MMC): Fan ve pompa uygulamalarında, akış hızı ve basınç kontrolünde birden fazla motor gereken durumlarda kullanılır. PID kontrol metodu ile istenilen seviyeyi yakalamak için sürücü ana motorun devrini ayarlar. Yardımcı motorlar gerektiğinde kontaktör vasıtasıyla şebekeye direkt bağlanır. Bu şekilde bir sürücü 5 adet motoru kontrol edebilir. Dengesiz Yük Algılama: Gerek fan gerekse pompa uygulamalarında, motora bağlı mekanik aksamda ortaya çıkabilecek kırılma, kopma gibi durumlarda sürücünün alarm durumuna geçmesi sağlanır. Ayrıca, pompa temizleme, yağlama kontrolü, çalışan motorun frekansını yakalama, otomatik yeniden başlatma, boru hasar tespiti, motor ön ısıtma, KEB, makro yazılımı gibi fonksiyonlar, H100’ün uygulamaya yönelik özel tasarlanmış bir AC sürücü kadar güçlü olmasını sağlar. www.antmuh.com


KABLO • TANITICI REKLAM

BORSAN

Adnan Ölmez // Borsan Grup Yönetim Kurulu Başkanı

BORSAN KABLO’DAN YENİ YATIRIM Borsan Kablo 2015 yılında da yatırımlarını sürdürüyor. Borsan Grup Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ölmez, 35 bin metrekare kapalı alan üzerine yeni fabrika inşaatına başladıklarını, 2016 yılında farklı kablo ve ledli aydınlatma ürünleri üretimine geçeceklerini söyledi. İhracat ve iç pazarda büyüme rekoru kırarak, geçmiş yıllardaki başarılarını sürdüren Borsan Kablo, Samsun’da 35 bin metrekare kapalı alan üzerine yeni fabrika kurmak için inşaat çalışmalarını devam ettiriyor.

YENİ FABRİKA 2016’DA HİZMETTE Samsun’daki fabrikalarında bakır, Gebze’deki fabrikasında ise alüminyum kablo üreten Borsan Kablo, bu yıl içinde de 35 bin metrekare kapalı alan üzerine kurulacak yeni bir fabrikanın inşaatına başladı. Borsan Grup Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ölmez, 2016’nın ilk aylarında yapımı tamamlanacak fabrikada, farklı kablo çeşitleriyle ledli aydınlatma ürünlerinin üretimine geçileceğini açıkladı.

REKOR BÜYÜME Geçen yıl alüminyum kablo üretimine de geçen Borsan, ihracatta ve iç pazarda yüzde 90 büyüme gerçekleştirdi. Borsan Grup Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ölmez, bakır kablonun yanında geçen yıl alüminyum kablo üretimine de başladıklarını ve yaptıkları büyük

yatırımların, ihracatta ve iç pazarda verimliliğe yansıdığını da hatırlattı. 2014 yılı verileriyle yüzde 90 büyüme gerçekleştirdiklerini anlatan Adnan Ölmez, TİM’in ilk 1000 büyük ihracatçı sıralamasında 266. sıraya, İTO’nun Türkiye’nin ilk 500 sanayicisi arasında da 546. sıradan 366. sıraya yükseldiklerini söyledi.

8 ÜLKEDE PAZAR LİDERİ Borsan Grup Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ölmez, 1984 yılında küçük bir atölyede başlayan üretim sürecinin bugün 4 kıtada 65 ülkeye ihracat yapan önemli bir markaya dönüştüğü belirterek, şunları söyledi: “Borsan, ihracat yaptığı 65 ülkeden 8’inde kendi ürettiği ürünler alanında aynı zamanda da pazar lideridir. Daha fazla üretme yatırım yapıp, daha fazla ihracat çalışmalarına ağırlık verirken, aslında en önemli yatırımı Borsan markasına yaptık.” Türkiye’nin en büyük handikaplarından birinin marka değeri bulunmayan ve buna paralel katma değeri düşük ürün üretmek olduğunu belirten Adnan Ölmez, “Biz üretim artışı ve teknolojiye yatırım yaparken, aynı zamanda öncelikle de markalaşmaya büyük özen gösterdik. Bunun sonucunda geldiğimiz noktada Borsan, ihracat yaptığı 65 ülkede saygın bir marka olmuştur. Şu anda 8 ülkede pazar lideri olan Borsan Kablo’nun önümüzdeki dönemde en önemli hedeflerinden biri bu sayıyı 15 ülkeye çıkarmaktır” dedi.

129 Ekim

2015


KABLO • TANITICI REKLAM

EMTEL EMAYE

EMTEL EMAYE YATIRIMLARINA DEVAM EDİYOR EMTEL EMAYE UZMAN KADROSUYLA 5,000 TON /YIL ÜRETİM VE SATIŞ KAPASİTESİ VE SÜREKLİ GELİŞEN HİZMET KALİTESİYLE, ULUSAL PAZARDA AKLA GELEN İLK MARKALAR ARASINDADIR.

E

“Cwieme İstanbul fuarı bölgede bobinaj, Elektrik motoru ve Trafo Endüstrilerine yönelik ilk ve tek fuardır. Cwieme İstanbul fuarına Türkiye Genel distribütörlüğünü yaptığımız Alman V&C Makina GmbH firması ile birlikte katılmaktayız”

130 Ekim

2015

mtel’in üretim parkuru; son teknoloji ve tam otomasyon sistemlerine sahip, alanında dünyanın en iyi makineleridir. Hedefimiz 2015 yılında satışlarımızı % 50 oranında artırmak ve ihracat payını toplam satışlar içinde %50 seviyesine yaklaştırmaktır. Bu amaçla 2015 yılında yeni yatırımlar devreye alınmıştır. Emtel Emaye 2015 yılı içinde yeni yatırımı olan dik emayeleme makinesini devreye alması ile üretim kapasitesini önemli oranda arttırmıştır. Sektöründe en çok ihracat yapan firmalar sıralamasında 2013 yılında üçüncülük, 2014 yılda ikincilik ödülünü alarak ihracattaki başarısını taçlandırmıştır.

İşimiz Bakıra Değer Katmak! 1974’ten günümüze kazandığımız tecrübe ile uluslararası kalite standartlarında, otomotivden ağır

sanayiye kadar çeşitli kullanım alanlarına yönelik Emaye Bakır tel üreterek bakıra değer katıyoruz.



EMTEL EMAYE Yeni ürünü olan EMTERM-CR’yi tanıtıyor. EMTERM-CR Nedir?

220o C ye kadar ısı direnci gösterebilen, mükemmel Corona kaplaması sayesinde 10 kata kadar uzun ömürlü inverter motorlara özel bakır iletken teldir.

EMTERM-CR Uygulama alanları;

İnverter sürücülü motorlar, elektrikli motorlar, transformatörler, elektrikli arabalar, rüzgâr türbini motorları, chiller soğutma sistem motorları başlıca uygulama alanlarındandır.

ULUSLAR ARASI VE YEREL TÜM SEKTÖR FUARLARI EMTEL EMAYE ‘YE GÜÇ KATIYOR 132 Ekim

2015

Uluslararası sektör fuarlarının tanıtım ve önemine inanan Emtel Emaye, önemli tanıtım imkânı veren fuarlardan faydalanmaya devam etmektedir. 2015 yılında Dubai Middle East Electricity, İtalya Coiltech ile Mısır fuarlarında ürünlerini sergileyerek müşteri ve kullanıcıları ile temasa geçme imkanı bulmuştur. Bu sayede satış ağını genişletmiş ve genişletmeye devam etmektedir. Bundan sonraki yıllarda da önemli sektör fuarlarına katılmaya devam edecektir. Bu yıl ilki yapılacak olan Cwieme İstanbul fuarına geniş bir stant ile katılacaklarını söyleyen Emtel Emaye Ticaret Müdürü Fatih Bingöl, bu fuarın iyi bir tanıtım organizasyonu olacağına inandığını söyleyerek; Uzun yıllardır Berlin’de yapılan bir

fuar, ilk kez Türkiye’de yapılacak, firmalara ve sektöre iyi imkânlar sağlayacağı şimdiden belli olmaktadır dedi. Cwieme İstanbul fuarı bölgede bobinaj, Elektrik motoru ve Trafo Endüstrilerine yönelik ilk ve tek fuardır. Cwieme İstanbul fuarına Türkiye Genel distribütörlüğünü yaptığımız Alman V&C Makina GmbH firması ile birlikte katılmaktayız. Standımızda Yeni nesil izolasyon Corona rezistans teli EMTERM-CR yanı sıra, Türkiye genel distribütörlüğünü yaptığımız Alman Thermik GmbH termik ürünlerini, Türkiye distribütörü olduğumuz Alman Tel sıyırma makinesi Abisofix ürünlerini ve yine distribütörlüğünü yaptığımız Trafo Saclama Makinelerini, kullanıcılar ve müşterimize tanıtımını gerçekleştireceğiz.



KABLO • TANITICI RÖPORTAJ

HES KABLO

“ÜRÜNLERİMİZİ DÜNYANIN HER KITASINDAN 130 ÜLKEYE ULAŞTIRIYORUZ” Hes Kablo olarak çatısı altında bulunduğumuz Boydak Holding’in yönetim değerleri ve kuralları altında organizasyon yapımızı şekillendiriyoruz. 1974 yılında enerji kabloları üretmek üzere kurulan markamızla sektördeki 40 yıllık tecrübemiz ve yaptığımız yatırımlarla bugün fiber optik kablo, bakır haberleşme kablosu, enerji kablosu, yüksek gerilim enerji kablosu, alüminyum iletken, emaye bobin teli üretimiyle kablo ve tel sektörüne hizmet veriyoruz.

H

izmet verdiğimiz kablo sektöründe en bilinen ve tercih edilen marka olmamızın arkasında sektörün ihtiyaçlarını yakından takip ederek uygun ve kaliteli ürünleri müşterilere sunmamızın yanı sıra kablo üretiminin temel hammaddelerinden olan bakır ve alüminyum filmaşin üretimini, dolgu/kılıf/izole gibi maddelerin hammaddesi olan PVC ve HFFR granül üretimini, paketleme malzemeleri olan makara, sandık, palet gibi malzemelerin üretimini kendi entegre tesislerimizde üretmemizin de önemli katkısı bulunuyor. Son yayınlanan İSO 500 listesinde 68’inci sırada yer aldık. Bu liste ile Hes Kablo olarak Türkiye kablo üreticisi liderliğimiz bir kez daha tescillendi. 2004 yılından bu yana

11 yıldır üst üste kablo sektörünün lideri olarak İSO listesindeki yerimizi koruyoruz. Ürünlerimiz; binalarda kullanılan kablolar, enerji ve data kabloları olarak 2 gruba ayrılabilir. Enerji kabloları Hes Kablo firmamızda, data kabloları ise iştirakimiz olan HCS Kablolama firmamızda üretilmektedir. Her iki grup kablo ürünlerimiz ürün performansı ve yangın güvenliği normlarına uygunluğu nedeni ile seçkin bina projelerinde özellikle tercih edilmektedir.

Hes Flaret Halojensiz (HFFR) emniyet kablolarının özellikleri; • •

Şükrü Kakillioğlu Hes Kablo Genel Müdür Ticari Yardımcısı

134 Ekim

2015

Flor, klor, brom ve iyot gibi halojen elementleri içermezler. HFFR malzemeler yandığında zehirli gaz ortaya çıkmaz, sadece su ve karbondioksit oluşur. Alev iletmezler. Polietilen (PE) ve polipropilen (PP) halojensiz ancak kolay yanabilen malzemelerdir. Kendi kendine sönebilir. Alüminyum veya magnezyum hidroksit ihtiva eden özel bileşikler kullanılarak bu özellik sağlanır. Yangın esnasında duman yoğunluğu çok azdır. Bu nedenle bilhassa insan hayatının tehlikede olabileceği yerlerde kullanılır. Elektik iletimini önemli bir süre devam ettirir (800 ± 50 °C de


• •

180 dakika). Yangın ortamında 180 dakikaya kadar çalışmasını sürdüren, alevin kablo boyunca yayılmasını önleyen, zehirli gaz çıkarmayan, görüşe mani duman yoğunluğu bulunmayan, korozif ortam oluşturmayan halojenden arındırılmış (LSOH) HES FLARET kablolar işletme emniyetini en yüksek düzeyde güvence altına alır. İlave olarak cam elyaf, mika ve benzeri bant ve malzemeler kullanılarak kablonun fonksiyonu FE 180/E90 seviyesine kadar yükseltilebilir. HES FLARET Kablolar TSEK ve VDE kalite belgelerine sahiptir. PVC malzemeler her ne kadar ilave katkı malzemeler ile aleve daha fazla dayanma sağlamasına karşın, bu kablolar aleve maruz kaldıklarında insan sağlığı için zararlı olan toksik gazlar üretmektedir. Daha önceleri kullanılan Antimon Oksit bazlı malzemeler kanserojen etkisinden dolayı yerini Alüminyum Hidroksit (Al(OH)3) ve Magnezyum Hidroksit (Mg(OH)2) tabanlı malzemelere bırakmaktadır. Bu kablolar; tesisat kablosu

veya 0.6/1kV enerji kablosu (zırhlı veya zırhsız) olarak üretilmektedir. Ayrıca bu malzemeler XLPE izoleli kabloların dış kılıfı olarak kullanılmaktadır Yangın sırasında ortaya çıkacak riskleri azaltmak için geliştirilen üstün özelliklere sahip FLARET kablolar, diğer yandan PVC kabloların elektrik ve mekanik yönden bütün özelliklerine sahiptir. Kablolarımızda kullanılan izolasyon, dolgu ve kılıf malzemeleri Hes Kablo’nun kendi bünyesinde üretilmektedir.

Hes Kablo’nun ürettiği Alev İletmeyen HES FLARET Halojensiz kablo tiplerinden bazıları aşağıdaki gibidir; • Tesisat Kabloları (300/500V, 450/750V) H05Z1-U, HO7Z1-U, H07Z1-R, H05Z1-K, H07Z1-K NHMH-J / O NHXMH-J / O NHXHX-J / O H03Z1Z1-F, HO5Z1Z1-F H03Z1Z1H2-F, HO5Z1Z1H2-F

LIYCY • Alçak Gerilim Kabloları (0.6/1kV) N2XH N2XCH N2XRH Halojenler flor, klor, brom ve iyot gibi elementlerdir. PVC, NR, SBR, PVDF, PTFE, FEP gibi polimer malzemelerden yapılan kablolar HALOJEN elementleri içeren kablolardır. PE, PP, EPR, EVA, SR (Silikon) gibi malzemelerden yapılan kablolar HALOJENSİZ kablolardır. Fakat PE, PP, EPR gibi malzemeler kolayca alev alabilmektedirler. Bu tip malzemelere alev geciktirici malzemeler katılarak HFFR (Halojensiz Alev Geciktirici) tipi kablolar oluşturulmaktadır. Son olarak geçen yılsonunda ürün gamımıza Solar kabloları ekledik. PV1-F solar (fotovoltaik) kablolar; TS EN 60228 standardına göre üretilmiş; Sınıf 5 (Flexible) elektrolitik, kalay kaplı bakır tel, güneş panelleri gibi çeşitli fotovoltaik sistem elemanlarının bağlantılarında kullanılmak üzere tasarlanmıştır. PV1-F solar (fotovoltaik) kablolarımız UV, Ozon ve Dış hava şartları dayanımı yüksek, Çapraz bağlı, Düşük duman yoğunluklu, Halojensiz (LSFOH) TÜV onaylıdır. PV1-F kablolar; yüksek mekanik gereksinimleri karşılayacak, aşırı sıcak ve soğuk hava koşullarında uzun süre kullanılabilecek şekilde tasarlanmıştır. Ozona ve ultraviyole ışınlara karşı dayanıklıdır Bu tip kablolar 25 yıllık kullanım ömrüne sahiptir. Fotovoltaik uygulamalarda, güneş paneli dizileri ve inverterler gibi sistemlerin çeşitli unsurları arasındaki bağlantılar için özel tasarlanmıştır. Korumasız olarak, boru içinde veya benzer kapalı sistemlerde, iç veya dış sabit tesislerde kullanılır. Bu yıl ise fizibilite çalışması yaptığımız düşük akım kabloları ve sinyal kabloları alanında ciddi çalışmalar yapıyoruz.

135 Ekim

2015


Teknik Özellikler: Nominal Çalışma Test Voltajı Kullanım Sıcaklığı Kısa devre Sıcaklığı Çekme Dayanımı

: 0,6/1 kV A.C. (Umax.: 1,8 kV D.C.) : 6 kV (5 dakika) : -40°C ile +120°C arası : 250° C (5 sn.) : İşletmede 15 N/mm²; Kurulumda 50 N/mm²

Tüm elektriksel ve mekanik özellikleri, “TÜV 2 Pfg 1169/08.2007” şartlarına uygundur.

Geçen yıl 152 milyon dolar ihracat gerçekleştirdik

Tesislerimizde üretilen ürünler kalite sistemleri ISO 9001, ISO 10002, ISO 14001, ISO 17025, ISO 50001, TS 18001 başta olmak üzere ulusal ve uluslararası gözetim firmalarının periyodik olarak yapmış olduğu denetimler sonucu ISO, TSE, VDE, GOST, UKRSEPRO ve KEMA gibi kalite belgelerinin sahibi konumunda… Bunun yanında laboratuvarlarımız TURKAK sertifikasyonuna da sahip. Bu gibi sertifikaların hem tüketici nezdinde hem de üretici firmanın yüksek kaliteli üretimi açısından büyük önem taşıdığını düşünüyorum. Bugün Türkiye’nin lider kablo üreticisi olarak ürünlerimizi

136 Ekim

2015

dünyanın her kıtasından 130 ülkeye ulaştırıyoruz. Bölgemizde ve komşu ülkelerde yaşanan savaş ve istikrarsızlıklara rağmen geçen yıl 152 milyon dolar ihracat gerçekleştirdik. Şu anda yüzde 30 seviyelerinde olan ihracat oranımızı orta vadede ciromuzun en az yüzde 50’sine çıkarmak öncelikli hedefimiz. Kablo sektörü mevcut üretim kapasitesinin, talebin çok üzerinde olması nedeniyle rekabetin çok fazla olduğu ve buna bağlı olarak karlılıkların minimum seviyelere indiği bir sektör olarak göze çarpıyor. İSO ilk 500 ve ikinci 500 listelerine de bakıldığında, kablo firmalarının yüksek ciro rakamlarına karşılık çok düşük karlılık oranlarında çalışıyor olmaları bu durumun en büyük kanıtıdır. Karlılıkların düşük olmasının bir diğer nedeni de standart dışı üretim yapan firmaların, kalitesiz ve ucuz ürün satarak piyasayı daha da aşağı çekiyor olması… Diğer birçok alanda olduğu gibi, kablo standardı konusunda ülkemizde ciddi bir eksiklik olduğunu söyleyemeyiz. Temel sıkıntı bazı firmaların maliyeti düşürmek adına bilinçli olarak standart dışı ürünleri piyasaya sürmesi ve kullanıcıların fiyat odaklı tercih yaparak bu ürünleri talep etmesinden kaynaklanıyor. Kablo konusunda tüketicilere düşen görev markalı ve sertifikalı ürünleri tercih etmek olduğunu söyleyebiliriz. Maliyeti düşürmek için satın alınan kalitesiz ürünlerin hayatın her alanını ve özellikle insan hayatını etkilediğini unutmamak gerekiyor. Eğitim seviyesinin yükselmesi, kullanıcıların bilinçlenmesi ve alım yapan firmaların kurumsallaşması süreçlerine paralel olarak standart dışı üretim yapan firmaların piyasadan eleneceği ve karlılıkrekabet noktasında daha makul seviyelere gelineceğini ümit ediyoruz.


KABLO • TANITICI REKLAM

2M KABLO

KABLOLARDA YAŞLANMA VE SEBEPLERİ İnsanlar gibi kablolar da çevresel etkenlerden veya yapısal bozulmalardan dolayı bazı değişimlere uğrayabilir ve zamanla yıpranabilirler. Bu durum kablo yaşlanması olarak ifade edilir. Bu yazımızda “Kablo yaşlanması nedir?” ve “Yaşlanmaya sebep olan etkenler nelerdir?” sorularının cevaplarını bulabilirsiniz.

KABLOLARIN GENEL YAPISI Kablolar, bakır veya alüminyum iletkenlerinin yalıtkan bir maddeyle kaplanmasıyla oluşturulmuş ve elektrik akımının iletilmesi için kullanılan ekipmanlardır. Kullanılan iletkenin ya da yalıtkanın cinsine ve özelliklerine göre farklı kullanım alanlarına uygun kablo çeşitleri mevcuttur. Elektrik ve Elektroniğin insan hayatındaki yeri tartışılmaz bir öneme sahiptir. Telefon, bilgisayar, televizyon gibi ev elektroniğinde, ulaşım sistemlerinde, haberleşmede, aydınlatmada ve en önemlisi bütün bu ihtiyaçları karşılamak için üretilen elektrik enerjisinin taşınmasında kablolar kullanılmaktadır. Ayrıca her bir alan için kullanılan kablo da tür olarak farklılık göstermektedir. Çünkü kablolar kullanım alanlarına göre

farklı çevre şartlarına uyumlu olarak üretilmeli ve kullanıldığı alanın çevre şartlarında sorunsuz olarak görev yapmalıdır.

KABLO YAŞLANMASI NEDİR? Sektörel çevrelerde kablo yaşlanması olarak adlandırılan durum kablonun eskimesi veya yıpranması olayıdır. Bir kablo yapısal olarak farklı maddelerden oluşturulabilir. Fakat her maddenin zamanla değişime uğraması kaçınılmaz bir sonuçtur. Bir kablonun yapısına baktığımızda en iç kısımda iletken yapının en dış kısımda ise yalıtkan yapının (yalıtkan kılıf) bulunduğunu görürüz. İletken yapının görevi gerekli elektriksel enerjiyi veya sinyali iletmek iken yalıtkan kısım da bu işlevin sorunsuz gerçekleşmesi için gerekli korumayı sağlamakla görevlidir. Bir ya da daha çok etkenden dolayı


kabloların yalıtkan kısımlarında meydana gelen kalıcı değişimlere yaşlanma (eskime) denir. Yalıtkan kılıf hem elektriksel yalıtımı sağlamakta hem de kabloya mekanik bir destek sağlamaktadır. Dolayısıyla yalıtkan kılıfın bu görevlerindeki zorlanmalar ve yıpranmalar zamanla kablo yalıtkanlarının deforme olmasına ve yaşlanmasına neden olmaktadır.

KABLOLARDA YAŞLANMAYA SEBEP OLAN ETKENLER NELERDİR? Kablolarda yaşlanmaya ve deformasyona sebep olan etkenler 4 ana başlık altında incelenebilir:

ELEKTRİKSEL ETKENLER Kabloların iletken kısmında elektrik enerjisinin geçişi sırasında meydana gelen kısmi boşalmalar, ağaçlanma, sıcaklık artışı ve reaktif akım gibi etkiler kabloların deforme olmasına neden olur.

ÇEVRESEL ETKENLER Kabloların bulunduğu ortamlar da kabloların yıpranmasına ve yaşlanmasına neden olabilir. Kablonun bulunduğu ortamın sıcaklığı, kablonun geçtiği yerdeki basınç etkisi ve kablonun kullanıldığı yere göre havanın ya da toprağın nemi çevresel etkilere örnek olarak verilebilir.

ISIL ETKENLER Isıl etkenler sıcaklığın etkisiyle kabloların yalıtkan kısmında meydana gelen değişimlerdir. Bu değişimler fiziksel ya da kimyasal olarak ortaya çıkabilir. Yalıtkan kılıfın ısının etkisiyle genleşmesi bu konuya örnek olarak verilebilir.

138 Ekim

2015

MEKANİK ETKENLER Mekanik etkenler dışardan gelen ve genelde kabloya temasın gerçekleşmesiyle oluşan bozucu olaylardır. Kablonun bükülmesi, kablo üzerinde kir birikmesi, kesici bir etkinin olması, yüzeylerin kabloyu aşındırması ve darbeler ile mekanik etkenler örneklendirilebilir.

BİR KABLONUN YAŞLANDIĞINI NASIL ANLARIZ? Kablo yaşlanmasının da insan hastalıkları gibi belirtileri vardır. Bu belirtilere bakılarak kablonun yaşlandığını anlayabilir ve alınması gereken önlemleri ya da uygulanması gereken işlemleri geç olmadan yapabiliriz.

KABLONUN YAŞLANDIĞINI GÖSTEREN BELİRTİLER • •

Yaşlanan bir kabloda izolasyon zayıflar ve kayıplar artar. Kablo yalıtkanında yapısal bozulmalar ve kimyasal değişimler meydana gelir. Kablo yalıtkanları yaşlanmanın

etkisiyle koruyucu özelliğini kaybeder ve kabloda ısınmalar meydana gelir. Isınan kablolarda akım taşıma kapasitesi düşer. Kablolarda kısmi elektriksel boşalmalar meydana gelir ve bu da elektrik güç sistemlerinde kaliteyi düşürür. Kablonun dış kısmında kırık ve çatlaklar oluşur.

KABLOLARA UYGULANAN YAŞLANDIRMA TESTİ 2M Kablo laboratuvarlarında uygulanan yaşlandırma testinde kabloların dayanıklılığı, kullanım ömrü, çevre şartlarına karşı gösterdiği değişimler belirlenerek analizler yapılmaktadır. Yaşlandırma testinde kabloları meydana getiren malzemeler sıcak, soğuk, nemli, sulu, yoğun güneş ışığı altında gibi farklı ortam şartlarına maruz bırakılır. Bu koşullar altında belirli bir süre bekletildikten sonra yaşlandırma testi öncesi kablo malzemelerinden alınan numune ile test sonrası alınan numuneler karşılaştırılarak bu malzemelerin dayanıklılığı test edilir.


YILDIRIMDAN KORUNMA VE TOPRAKLAMA • TANITICI REKLAM

SIEMENS

ALÇAK GERİLİM PARAFUDURLARI MODERN VE GÜVENLİ BİR ALTYAPI İÇİN KAÇINILMAZ BİR İHTİYAÇTIR Yıldırım kaynaklı oluşan hasarlar, hem tesisatlarda hem de elektrikli cihazlarda görülebiliyor. Alçak gerilim parafudrları, endüstri ve bina tekniği için aşırı gerilime ve yıldırıma karşı korumada ideal bir çözüm olarak dikkat çekiyor.

G

ünümüzde güçlü bilgi sistemleri, modern endüstriyel topluluğun ana hatlarını şekillendiriyor. Bu tip sistemlerde oluşabilecek bir hata ya da arıza, tahminlerin ötesinde hasarlara yol açabiliyor. Elektromayetik etkilerin büyük rol oynadığı bu alanda, hata, hasar ve etkilenme riskini azaltacak koruyucu önlemler önemli hale geliyor. Yüksek düzeyde teknik ve elektromanyetik bir çevrede, elektrikli ve elektronik cihazlardan kaynaklanan problemleri çözmenin bedeli oldukça ağır olabiliyor. Elektrikli cihazların hasarlarının nedenleri analiz edildiğinde yaklaşık yüzde 27’sinin hırsızlık ve kasıttan, yüzde 24’ünün elektromanyetik etkileşmeye bağlı aşırı gerilimden, yüzde 23’ünün çeşitli ihmallerden, yüzde 6’sının su, yüzde 4’ünün yangın ve yüzde 16’sının ise diğer nedenlerden olduğu görülüyor. Hasar gören yaklaşık her 4 cihazdan 1’inin nedeninin aşırı gerilim olması, alçak gerilim parafudrlarının kullanılmasının ne kadar önemli olduğunun bir kanıtı.

Hasarların sebeplerine bakıldığında atmosferin etkisiyle meydana gelen aşırı gerilimler ve yanlış anahtarlama sonunda meydana gelen aşırı gerilimler olmak üzere iki kategoride değerlendirmek mümkün. Gök gürültülü fırtınaların sonucu oluşan aşırı gerilimler, doğrudan veya uzaktan yıldırım çarpması sonucunda kendini gösterir. Doğrudan ya da yakın plan çarpma, bir binanın paratoner sistemine, hemen yakınındaki bir başka paratonere veya binanın elektrik sistemine yıldırım çarpması olarak tanımlanır. Oluşan aşırı akım ve gerilimler, genişliğine ve gücüne rağmen korunacak sistem için belirli bir tehdit niteliği taşır. Doğrudan veya yakından yıldırım çarpması, aşırı gerilim topraklama rezistansından gerilim atlaması ve çevreye nazaran binanın potansiyelinde doğan artış sebebiyle aşırı gerilim oluşmasıyla sonuçlanır. Bu da, binalardaki elektrik teçhizatının olabilecek azami yüklenmeye maruz kalması anlamına gelir. Aşırı akımın karakteristik parametreleri, 10/350 µs’lik bir aşırı akım dalga boyu, Avrupa standartları, uluslararası ve ulusal standartlarda, doğrudan çarpma durumunda koruma cihazları ve bileşenler için test akımı olarak tanımlanmış durumda. Aşırı gerilim topraklama rezistansından gerilim atlamasına ek olarak, aşırı gerilimler, ayrıca elektromanyetik yıldırım alanının indüksiyon etkisinden dolayı elektrikli bina ve tesislerde, bağlı sistemlerde ve cihazlarda meydana

139 Ekim

2015


gelir. Bu endüklenmiş aşırı gerilimlerin ve doğan akımların oluşturduğu enerji ise doğrudan yıldırım çarpma akımınınkinden çok daha düşüktür ve bu nedenle 8/20 µs’lik aşırı akım dalgasıyla tanımlanabilir. Doğrudan yıldırım çarpmasından akım taşımayan bileşenler ve cihazlar bu nedenle 8/20 µs’lik aşırı akımları kullanarak kontrol edilebilir. Uzaktan çarpmalar ise, korunan objeden uzak bir mesafeye düşen yıldırım çarpmaları, orta gerilim havai hat sistemlerindeki yıldırım çarpmaları veya buluttan buluta oluşan elektrik atlamalarını ifade eder. Bu indüklenmiş aşırı gerilimlerle aynı anda, uzaktan çarpmaların bir binanın elektrik sistemi üzerindeki etkileri cihazlar, bileşenler ve 8/20 µs’lik aşırı akım dalgasına tekabül eden boyutlarıyla kontrol edilebilir. Trafolar, reaktörler, elektrik motorları gibi endüktif yüklerin kesilmesi veya elektrik arklarının teması ve kesilmesi ya da sigorta atması gibi durumlar aşırı gerilime sebebiyet verir. Bir binanın elektrik tesislerindeki anahtarlama çalışmasının etkileri, 8/20 µs’lik aşırı akım dalga boyuyla, kararlılığı test etmek için simüle edilir. Direkt yıldırım düşmesi olasılığına hazırlıklı olmak adına, kompleks bilgi ve güç sistemlerinin kullanılabilirliğinin sürekliliğini sağlamak için, elektrik ve elektronik sistemlerin aşırı gerilime karşı korunması, yıldırım koruma sistemleri gibi ilave önlemlerin alınması ile sağlanabilir. Aşırı gerilimlerin bütün sebeplerini hesaba katmak önemlidir. Bu amaçla, yıldırım koruma alanı konsepti IEC61312-1’de (DIN VDE 0185 bölüm 103) gösterildiği gibi kullanılır. Bina, farklı tehlike seviyelerine göre bölgelere bölünür, bu bölgeleri kullanarak yıldırım ve aşırı gerilim koruması için gerekli cihaz ve bileşenleri belirlemek mümkündür. Bir EMC-yönlü yıldırım koruma bölgesi konsepti ayrıca hava terminalleri, paratonerler, topraklama gibi harici yıldırım korumasını, eşpotansiyel topraklamayı, oda izolasyonu ile güç ve bilgi sistemleri için aşırı gerilim korumasını da içermelidir. Direkt yıldırım çarpmasına maruz kalmış

140 Ekim

2015

ve bu sebepten ötürü bütün yıldırım akımını taşımak zorunda olan elektrik tesisatının bulunduğu bölgelere 0A bölgesi denir. Bu durumda sönmemiş elektromanyetik alan oluşur. Elektrik tesisatının direkt yıldırım çarpmasına maruz kalmadığı ve 0A bölgesine göre akımların azaldığı bölgeye de 1 numaralı bölge denir. Bu bölgede, elektromanyetik alan sönmüş olabilir, yalıtım ölçülerinin uygulanmasına göre değişir. Eğer iletilmiş akımlarda önemli bir düşüş ve/veya elektromanyetik alan gerekliyse, 2,3 gibi müteakip bölgeler kurulmalıdır. Bu bölgelerdeki talep, sistemin korunması için gerekli çevre bölgelerine göre donatılmalıdır. Taleplere ve tesisleri hususunda aşırı gerilim koruma cihazlarına dayanılarak yapılan yüklemelere uygun olarak, bunlar paratonerlere, parafudrlara ve kombinasyon önleyicilere bölünür. Boşaltma kapasitesine nazaran en yüksek talepler yıldırım akımı ve 0A’dan 1’e veya 0A’dan 2’ye yıldırım koruma bölgelerinden geçişi gerçekleştiren kombinasyon önleyicilere dayanılarak yapılmıştır. Bu parafudrlar, 10/350 µs’lik dalga boylu kısmi yıldırım akımlarını defalarca taşıyabilmeli ve böylece bu yıkıcı akımların bir binanın elektrik sistemlerine yayılmasından kaçınılmalıdır. Yıldırım koruma bölgesi 0B’den 1’e kadar bu geçiş alanlarında veya 1’den 2’ye veya daha yüksek yıldırım koruma bölgelerinin geçiş alanlarındaki aşağı akım paratonerlerinde, aşırı gerilimden korunmak için parafudrlar kurulur. İndüklenmiş de olsa, kendinden yaratımlı da olsa, onların görevi yukarı akım koruma seviyesinin artan kısmını azaltmak ve sistemdeki aşırı gerilimi sınırlamaktır. Sonuç olarak yıldırım korunma bölgeleri sınırlarındaki yıldırım ve aşırı gerilim koruması, enerji ve bilgi sistemlerine de eşit derecede uygulanmalıdır. Derecelerin bütünsel yaklaşımı EMC-yönlü yıldırım koruma bölgeleri konseptinde tanımlanır; bu da, modern bir altyapının kalıcı teçhizatını yapabilmek için alçak gerilim parafudrlarının önemini ortaya çıkarır.



YILDIRIMDAN KORUNMA VE TOPRAKLAMA • TANITICI REKLAM

OBO BETTERMANN

PARAFUDURLARDA TEKNİK DEĞER KARMAŞASI İç yıldırımlık sistemleri konusundaki bilinçlenmenin artmasıyla birlikte sektördeki pazar payının arttığı düşüncesi farklı arayışları da gündeme taşımıştır. Dolayısıyla bu konudaki alternatiflerin giderek arttığı bir süreçle karşı karşıya olunması kaçınılmaz.

142 Ekim

2015

B

ir ürün grubunda benzer segmentlerde ürünlerin artmasının ya da segmentasyon tanımlarının doğru yapılması koşuluyla farklı alternatiflerin sayısal olarak artmasının bir sakıncası olduğunu söylemek olanak dışı... Ancak kavram karmaşasına yol açan durumların bu artışla paralellik içermesi konuyu can sıkıcı hale getirebiliyor. Özellikle B sınıfı (10/350) ürünler konusunda piyasada ve pek çok teknik şartnamede belirtilen kavramların teknik karşılığının bulunmayışı zaman zaman sıkıntılar yaratmaya başlamıştır. Etiket değerlerinde belirtilen teknik verilerle genel söyleyişe eklenen teknik veriler arasında bir paralellik bulunmayışı müşteri açısından önemli bir handikap. Şimdi bunun ne gibi sakıncaları olabileceğine kısaca göz atalım: 1. Normal koşullar altına parafudurlarda kA değeri her bir hat için ayrı ayrı verilmektedir. Örneğin bir üründe 100 kA gibi bir tanımlama ve talep ortaya çıktığında bunun karşılığını bulmak oldukça zordur. Çünkü bir üründe In(nominal darbe akım değeri), Imax(maksimum darbe akım değeri) It(toplam akım değeri) gibi farklı birimler bulunmaktadır. Tüm teknik şartnamelerin Nominal akım değerini baz alarak yazıldığı kabul edilmelidir. Çünkü B sınıfı ürünlerde Imax gibi bir değer bulunmamaktadır. Dolayısıyla

faz başına In seviyesine bakılması tüm yanılgıların önüne geçmeye yardımcı olabilir. 2. Up değerinden hiç söz edilmemesi büyük bir sıkıntıdır. Çünkü asıl parafudurun işlevini görebileceğimiz nokta burasıdır. Yani ortaya çıkan yıldırım geriliminin indirgendiği seviyeyi buradan anlayabiliyoruz. Tüm bu teknik verilerden uzak bir şekilde aynı talebe farklı ürünler önerilmesi kullanıcı açısından da dikkat edilmesi gereken bir husus olarak gündemdeki yerini almaktadır. Çünkü özellikle bugünlerde B+C dediğimiz seviyede 100 kA talepleri sırasında birbirinden farklı teknik verilerle satış yapılmaya çalışılması gibi bir durum söz konusu olabilmektedir. B+C bir üründe teknik değer üzerinden talep yapıldığında sözü edilen ürün B sınıfının teknik değeridir. Örneğin 100 kA bir B+C sınıfı parafudr istendiğinde size B sınıfının nört değeri In olarak en az 100 kA olan bir ürün önerilmek zorundadır. Oysa Imax değeri 100 kA olarak belirtilen bir ürün önerildiğinde sözü edilen ürünün B sınıfına ait bir değer olma ihtimali söz konusu değildir. Satın alınan parafudurun ihtiyaca cevap verip veremeyeceğini ve parafudurlar arasında bir kıyaslama yaparken aynı sınıfın In seviyesine bakılması oldukça önemli. Aksi takdirde uygun fiyata aldığını düşündüğü ürüne gereğinden çok daha fazla bedel ödemenin yanında kandırılması da kaçınılmaz olabilir.



YILDIRIMDAN KORUNMA VE TOPRAKLAMA • TANITICI REKLAM

YİLKOMER

SERDAR AKSOY | YILDIRIMDAN KORUNMA MERKEZI GENEL MÜDÜR

TRAFOLARIN YILDIRIM VE AŞIRI GERİLİMDEN KORUNMASI Trafo sistemleri enterkonnekte elektrik şebekelerinin kalbi durumundadır. Genellikle orta ve yüksek gerilim sistemlerinde bulunan trafolar hem yıldırım kaynaklı hem de aşırı gerilim kaynaklı zararlar görebilir. Sistemlerin beslenmesi noktasında kritik önem arz eden trafolarda oluşabilecek darbeler sistemleri enerjisiz bırakmakla kalmayıp uzun süreli arızlara neden olabilir.

144 Ekim

2015

Y

ıldırım darbesi trafoların uzun süreli devre dışı kalmasında temel etkenlerdendir. Trafo sistemine yönelecek bir yıldırım darbesi 10ms de maksimum seviyesi 200ka ‘e ulaşabilmekte ve tüm ekipmanlara fiziksel ve elektriksel zarar vermektedir. Trafomuza diren yada kuplaj etkisi sonucunda ulaşan yıldırım darbelerini Alçak gerilim parafudr sistemleri ile sönümleyebiliriz. Fakat bu noktada ürün seçimi büyük önem arz etmektedir. Eğer Uc değeri hatalı seçilen ve bölgesel risk analizi sonucunda Imax değeri yetersiz seçilen alçak gerilim parafudrları faydadan çok zarar getirebilir. Bu nedenle sistem özelliklerine ve trafonun kullanım noktasına uygun olarak ürün seçilmesi gerekmektedir. Bunun yanında trafoda kullanılan AG Parafudrların teknolojisi de büyük önem taşımaktadır. Varistör

teknolojili ürünler hızlı sönümleme yapmakta ancak yüksek darbelerde patlamalara neden olabilmektedir, bu nedenle mekaniksel dayanıma sahip ürünlerin seçilmesi daha uygun olacaktır. Ancak kimyasal sönümleme yapan ürünlerde yavaş devreye girmektedir. Bu nedenle en doğru seçim kademeli koruma yapan VG varistör ve Gas teknolojisini bir arada bulunduran ürünlerin kullanılmasıdır. Trafoda kullanılan ürünler mutlakam min 16mm2 kesitli kablo ile sisteme bağlamalıdır. Aksi durumda yıldırım darbesinin taşınması kesitsel sorunlara takılabilir ve arklar oluşur. Yıldırım darbesininin olumsuz etkilerinde sistemi koruyabilmek için AG parafudru seçimi, uygulaması ve kontrolü son derece önemlidir. Bir de yıldırımın direk etkisinden trafoların korunması noktası var ki ülkemizde bu konuda büyük hatalar yapılmaktadır. Trafoların üzerine paratoner sisteminin konulup iletkenin çıplak olarak trafo üzerinden inmesi ve bu sisteme ayrı bir topraklama yapılması tam bir mühendislik faciasıdır. Trafolarda pasif yakalama uçları ve s koruma mesafesi nedeniyle izoleli iletken kullanımı sonrasında da dış yıldırmdan korunma topraklamasının spark gap parafudr ile eşpotansiyele alınması önem arz etmektedir. Trafoları etkileyen Yıldırım darbesi dışındaki aşırı gerilimleri şu şekilde sınıflandırabiliriz; *Yalıtım Hatası*Nötr İletkenin kesilmesi*Rezonans Olayının Gerçekleşmesi*Kademe hataları*Harmonikler*Şebekeden kaynaklı ani gerilim düşmesi



ve yükselmesi*Switching darbeleri*Kuplaj etkileri Öte yandan enerji iletim veya dağıtım sistemlerindeki anahtarlama ve şebeke üzerindeki ani değişimler yine aşırı gerilim kaynağı olacaktır. Bu gerilim sebeplerini sınıflandırırsak; 1. 2. 3.

Yükte anahtarlama geçekleşmesi Açma Kapama anahtarlarının ürettiği gerilimler Yüksüz hatlar, kondansatör sistemleri şeklindedir;

Tüm bu darbelere karşı 8/20ms eğrisinde görev yapan AG parafudrlar trafoda kullanılmalıdır. Bu nedenle seçeceğimiz ürün Hem yıldırım hem de ikincil darbelere karşı koruma sağlayan karakteristikte olmalıdır. Genel olarak Trafo AG çıkışında kullanacağımız ürün 8/20 eğrisinde 40ka 10/350 eğrisinde de 100ka koruma

146 Ekim

2015

kapasitesine yaklaşmalıdır. Ülkemiz yıldırım karakteristiğine uyan bu değerlerde Up seviyesinin 1,3kv dan aşağıda olması fayda sağlayacaktır. Teknik açıdan seçilen ürün ile sistem topraklama altyapısı aynı doğrultuda olmalıdır. IEC 62305 standartları kapsamında Trafolarda AG parafudru kullanmamız gerekmektedir. Bir endüstriyel tesis, bir hastane ya da bir enerji santrali sürdürülebilir enerji üretimi konusunda sorun kaldıramayacak noktalardır. Bu nedenle IEC 61643 Standardında test edilmiş ürünleri doğru seçerek uygulamalıyız. Yıldırımdan Korunma Merkezi olarak ülke sorumluluğunu yürüttüğümüz Fransız Citel’İn VG teknolojisini yüksek dayanım maksimum hız prensibine göre koruma sağlayan ürünleri sistemlere önermekte ve kullanmaktayız. Teknik destek, ürün seçim tablosu için www.yilkomer.com adresini ziyaret edebilirsiniz.


YILDIRIMDAN KORUNMA VE TOPRAKLAMA • TANITICI REKLAM

TEKPAR

ESE-SAT PARATONER (YILDIRIMLIK) Dünya, güçlü atmosferik değişiklikler sonucu elektrik yükleri üreten, biriktiren ve bu yükleri kendi aralarında veya yer ile değiş tokuş eden bulutlar ile çevrelenmiştir. Yıldırımın meydana geldiği “kümülünimbüs” adı verilen bulutun üst kısmında pozitif yükle yüklenmiş küçük buz kristalleri, alt kısmında ise negatif yükle yüklenmiş küçük su damlacıkları oluşur. Yıldırım deşarjlarında bulutun alt tarafındaki yükler üst taraftakilere göre daha baskındır, bu yüzden yıldırımların % 90’ı negatif yüklü yıldırımlardır.

YILDIRIM

Yıldırım, insanlara, hayvanlara ve nesnelere doğrudan veya dolaylı olarak zarar verebilen atmosferik elektriksel deşarjlardır. Uygun iç ve dış koruma sistemleri kullanarak yıldırımdan korunabiliriz. Elektriksel deşarjlar, bir bulutun içinde , bulutlar kendi arasında (şimşek çakması) ya da bir bulut ile yer arasında (yıldırım düşmesi) meydana gelir. Yıldırım bulutları yokken dünyanın elektrik alan şiddeti 5 kV/m civarındadır, yıldırım bulutlarının varlığında ise bu değer 10 ila 20 kV/ m’ye kadar yükselir. Bu elektriki alan, buluttan yere “yıldırım düşmesi” olarak adlandırılan yük deşarjına sebep olur.

Yıldırım bulutlarının varlığı, yer üstündeki yapılar üzerindeki ve çevresindeki en sivri ve en yüksek noktalarda zıt yüklü elektriki alanının oluşmasını sağlar. Bulutlarla yer yüzeyi arasında yüksek gerilim farkı oluşur Bulut ile yer arasındaki potansiyel farkı, “yükselen boşalmalar veya öncü boşalmalar” olarak adlandırılan ve yerden buluta doğru çıkan boşalmalara sebep olur ve bu olay buluttan yere doğru olan boşalmalara benzer, farkı yerden yukarı çıkması ve yıldırım bulutunu izlemesidir. Her iki boşalma da (yükselen ve inen boşalmalar) “karşılaşma noktası” adı verilen bir noktada, ve daha sonra “çarpma noktası” olarak adlandırılan bir noktada karşılaştıklarında havanın yalıtkanlığını yere akan yıldırım

I (kA)

10

20

50

75

100

150

D (m)

46

72

132

173

210

273

Tablo 1. Yıldırım akımına göre yakalayıcı boşalma uzunlukları

147 Ekim

2015


ESE-SAT modelleri

ESE-SAT

ESE-SAT 2

ESE-SAT 3

Üretim hammaddeleri (malzemeleri)

AISI boyalı çelik 316 (18/8/82 uluslararası standart) UNE alüminyum 38.348 İspanyol standardı UNE paslanmaz çelik 36-016-75 İspanyol standardı

Yalıtkanlar

Polietaflouretilen

Yalıtım

Epoksi reçine kapsül

Elektronik (Transformatör) üretici

Yüksek gerilim darbeleri üretir

Elektronik

Tropikalize ve kapsüllü enerji bloğu

Atlama aralığı

Normal ve kontrollü bir atmosferde çift

Atlama aralığı sayısı

2

Koruma kapasitesi

Dış metal gövdeye bağlı

2

2

Toplam uzunluk (mm)

800

800

800

Enerji blok uzunluğu (mm)

110

114

111

Toplam çap (mm)

170

170

170

Ağırlık (kg)

4,5

4,8

5,0

Güç kaynağı

Bilinen bir dış güç kaynağı gerektirmez, sadece atmosferik

elektrik alanı yeterlidir

Pasif koruma sistemleri sadece, korunan yapının rasgele alabileceği ayırıcı boşalmaları durdurur. Çünkü kontrol edilmeyen boşalmanın önceki gibi izleyici yolu yoktur. Bu tür sistemler için yıldırımın çarpma noktasını ve bölgesini belirlemek kolay değildir. Örneğin; bugüne dek ilk uygulandıkları şekilde kullanılan Franklin çubuğu, Faraday kafesi, çerçeveler (kenar sistemleri) vb. Sistemlerin montajları pahalıdır, göze hoş görünmezler; ve hatta çoğu durumda yapılmaları hemen hemen olanaksızdır. Yukarıda belirtilenlere karşın, şirketimiz her tür projelendirmeyi ve uygulamasını gerçekleştirebilecek kapasitededir.

KORUMA BÖLGESİ FORMÜLÜ RA = [2 D h - h2 + AL (2D +AL)]1/2

ESE-SAT sistemi kısaltması elektro-kondansatör

Zamanında tahmin ile

İlgili standartlar ve onaylar

UNE-21.186-21.308, NF-17.102-İTÜ-CE

RA: Çalışma bölgesi D: Yayılma mesafesi

ESE-SAT’ın teknik özellikleri

akımıyla bozarlar. Yıldırımların yüzde 90’ı (sıcak bölgelerde) negatif polariteli olup akımları 1 ila 200 kA’lik tepe (maksimum) değerlere ve yükselme hızları 1 ila 40 kA/s değerlerine ulaşabilir. Standart koruma seviyeleri

YALNIZCA ALICI, PASİF SİSTEM

FRANKLİN TİPİ-YILDIRIMLIK Franklin tipi yıldırımlık, gelişim zamanı sistemleri ile yıldırım denemeleri için kalibrasyon birimi ve kilometre taşıdır. Aynı zamanda, pasif olarak yıldırıma karşı koruma da sağlar.

h: Korunacak alanla ilgili olarak yıldırımlık ucunun yüksekliği AL: AL=V.AT olarak tanımlanan yıldırımlık erken kanalının uzunluğu AT: Standart dalga için erken kanal uzunluğu

Çubuk boyu “h”

ESE-SAT

ESE-SAT 2

ESE-SAT 3

Seviye 1 D (m) 20

6m

40 m

65 m

85 m

Seviye 2 D (m) 45

6m

65 m

80 m

93 m

Seviye 3 D (m) 60

6m

75 m

85 m

102 m

Referans numarası

––

09002

09003

09004

Erken boşalma cihazlı yıldırımlık için hesaplamalar • En uygun korumayı sağlamak için her tür projede seviye 1’i esas almak gerekir. (∆L) değerleri için, UNE 21.186 standardındaki grafiklerde de gösterildiği gibi beş ile 50 µs arasındaki süreler göz önüne alınmalıdır. Her durumda standart tarafından sağlanan maksimum koruma alanları yayılabildiği sürece bu değerlerdeki (∆L) artışın hiçbir önemi yoktur. 70, 95 ve 110 metrelik koruma alanları sırasıyla koruma seviyeleri 1, 2 ve 3’e denk gelir.

148 Ekim

2015



YILDIRIMDAN KORUNMA VE TOPRAKLAMA • TANITICI REKLAM

ELPEK MÜHENDİSLİK

MEHMET FERİT PEKEROĞLU | ELEKTRIK MÜHENDISI

ENDÜSTRİYEL TESİSLERDE VE KAMU KURUMLARINDA PARATONER TESİSATLARININ PERİYODİK KONTROLLERİ Yıldırımdan korunmak; yıldırımın dorudan ve/ veya dolaylı etkilerini ortadan kaldırmak veya en aza indirmektir. Yıldırımdan korunmanın amaçları arasında ilk başta can güvenliği olmakla beraber, doğrudan ya da dolaylı oluşabilecek yangın risklerini önleme ve güvenli yaşam standartlarını koruma olgusu ile kapsamını giderek geniş yelpazelere açmaktadır.

150 Ekim

2015

Y

ıldırımın doğrudan ya da dolaylı etkilerine karşı kesin koruma sağlamanın genellikle çok zor olduğu, hatta imkansız olduğu hiç şüphesiz bilinmektedir. Yıldırımdan korunma sistemine veya yapının herhangi bir noktasına yıldırım düştüğünde, ilgili paratoner sisteminin topraklama direnci ve akımın değerine bağlı olarak, toprağa geçiş bölgesinde ve yapının tamamında, üst değeri yaklaşık milyon voltlar mertebesinde olan bir gerilime ulaşabilmektedir. İlgili yasal mevzuatlara uygun olarak tasarlanan ve kurulumu yapılan iyi bir yıldırımdan koruma tesisi; yapıların, cisimlerin ve canlıların yıldırımdan tam korunmasını garanti edemez. Ancak koruduğu yapının yıldırımdan hasar görme riskini büyük ölçüde azaltmaktadır. Yıldırımdan koruma sistemlerini koruma seviyelerinin seçilmesi ile tehlikeli darbe gerilimlerine ilişkin darbe koruma düzenlerine dikkat edilerek, tesislere yıldırımdan korunmada ideal çözümlerin konusunda uzman Elektrik Mühendisleri tarafından sunulması

gerekir. Yıldırımdan koruma sistemlerinin tipi ve konumuna, yapımı devam etmekte olan yeni tesis ve yapıda henüz projelendirme aşamasında çok dikkat edilmelidir. Yapının özellikle elektriksel olarak iletken bölümlerinden oldukça verimli şekilde yararlanılmalıdır. Bu aşamada tasarlanacak bir yıldırımdan korunma tesisatının tasarımı ve montajı daha kolay olur ve estetik görünüşler de sağlanabilir. Yıldırımdan koruma tesisatı bu vesile ile daha düşük yatırım maliyetleri ve az işçilikle henüz yatırım aşamasında kazanç da sağlayabilir. Yıldırımın tehlikeli etkileri; yangınlar, mekanik hasarlar, canlılarda yaralanmalar ve elektrik/elektronik donanımlarda kalıcı hasarlardır. İnsanlarda panik etkisi ile psikolojik tepkiler ve sonuçları kapsamında farklı refleksler sebebiyle olumsuz sonuçlar da doğmaktadır. Radyoaktif paratonerlerde ise emsal risk ve zararların yanı sıra kendi riskleri de ön plana çıkmaktadır. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu tarafından kullanımının sakıncalı olduğu kararı verilmiş olsa dahi ülkemizde çok sayıda özel işletmeler ile kamu kurum ve kuruluşlarında hala çok sayıda radyoaktif paratoner kullanımları ısrarla devam etmektedir. Çok sayıda tesiste yıllar önce kurulumu yapılmış olan radyoaktif içerikli paratonerler için yıl içinde periyodik kontrol firmalarından ısrarla teklif talepleri yapılmaktadır. Konusunda uzman olduğundan şüphe edilebilir firmalar ise radyasyon ölçümü yaptıkları iddiası ile radyoaktif paratoner ölçümleri


o o

ELPEKPARAT NER Paratoner ve Elektriksel Güvenlik Sistemleri

TEST

KONTROL

BAKIM

PROJE

MONTAJ

RAPOR

MALZEME

Tüm hizmetlerimiz kadromuz Elektrik Mühendisi kadr tarafından yönetilmektedir.

Konusunda uzman Elektrik Mühendislerimiz tarafından yıldırımdan korunma sistemlerinde Türkiye geneline fark yaratan mühendislik çözümleri sunuyoruz.

TEST

KONTROL

BAKIM

MONTAJ

RAPOR

MALZEME

PROJE

KURULUM

endüstriyel tesislerin tercihi olmaya devam ediyoruz..

www.elpekparatoner.com Merkez Telefon : 0 262 349 55 22 Yenişehir Mah. Paşa Cad. No:31 İzmit / KOCAELİ

Paratoner ve Topraklama Sistemlerinde Uzman Mühendislerimiz Sizlerle..


yapmaktadırlar. Bu hususta öncelikle radyoaktif paratoner kullanan işletme yetkilileri ardından periyodik kontrol firmaları aktif paratoner tesisatları ile kesinlikle en kısa süre içinde tanışmalıdırlar. Endüstriyel tesislerde özellikle kimyasallı çalışma ortamları gerekçesiyle yıldırım etkilerine karşı geniş çaplı koruma ve önlemler alınmalıdır. Proses koşullarında parlama ve patlama riski yüksek ürün veya imalat esası bulunan tesislerde yıldırım düşmesi ile aşırı gerilim etkisi elektrik tesisatlarında yangın riskini çok daha yükseltmektedir. Parlama ve patlama riskli kimyasallarla çalışan endüstriyel tesislerin yanı sıra canlı yoğunluğunun olduğu işletmelerdeki mevcut riskler yangın sonuçlarına karşı daha ciddi kayıplara sebep olur. Alışveriş merkezleri başta olmak üzere, oteller, hastaneler, spor kompleksleri, akaryakıt istasyonları, okullar, kamu kurum ve kuruluşlarında canlıların olası yıldırım etkilerinden zarar görmelerini önlemek ve/veya en aza indirmek için yasal düzenlemelerle paratoner vb yıldırımdan korunma sistem ve uygulamaları zorunlu hale getirilmiştir. 30 Haziran 2012 tarihli Resmi

152 Ekim

2015

Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu Türk endüstri ilişkilerinin tarafları yanı sıra kamu kurum ve kuruluşlarına da bir takım yükümlülükler ve görevler getirmiştir. Binaların Yangından Korunması Hakkındaki Yönetmelik ve Elektrik Tesislerinde Topraklamalar Yönetmeliği ile can ve mal güvenliği esas alınarak yıldırımdan korunma amaçlı tüm detaylar açıklanmaktadır. Yapıların ve işletmelerin ruhsat işlemleri ile ilgili olarak da yerel yönetimler binaların yıldırımdan korunması hususunda gerekli ön koşulların sağlanması ile işlem yapmaktadırlar. İlgili mevzuatlara uygun montaj ve kurulumu tamamlanan yıldırımdan korunma sistemlerinin elektriksel periyodik kontrol ve bakımları da bilhassa iş müfettişleri tarafından iş güvenliği amacıyla düzenli olarak takip edilip denetlenmektedir. Elektriksel periyodik kontroller kapsamında (topraklama ölçümü, paratoner ölçümü, faraday kafesi kontrolü, Franklin çubuğu vb..) yapılan test ve kontroller; 21.08.2001 tarih ve 24500 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren

Elektrik Tesislerinde Topraklamalar Yönetmeliği Ek-P kısmı ve diğer içerikleri ile topraklamalarla paratoner sistemlerinin uygunluk kontrolleri açıklanmaktadır. İlgili tesisatların yılda en az bir kez olmak üzere periyodik olarak her yıl yetkilendirme belgesi bulunan EMO (Elektrik Mühendisleri Odası) üyesi SMM (Serbest Mühendis Müşavir) Elektrik Mühendisi tarafından genel ölçüm ve kontrolleri yapılarak raporlanmalıdır. Tesise ait paratoner vb yıldırımdan korunma sistemlerinin genel koruma alan projesi kesinlikle ölçekli şekilde projelendirilerek onaylı ve detaylı çizilerek ölçüm raporlarına eklenmesi gerekmektedir. Paratoner sistemleri geniş koruma alanları ile yıldırım koruma sistemlerinin en yaygın haline gelmiştir. Çok sayıda yerli imalat ürünün yanı sıra ithal ürünler de sektörde yer almaktadır. Bu gerekçeyle sektörde tutunmaya çalışan yeni işletmeler, kendi sahip oldukları ürünler üzerinde keyfi ve mesnetsiz şartnameler hazırlayarak piyasa algısını karıştırmaktadır. TSE, EMO ve TAEK konuyla ilgili çok sayıda teknik detayı açıklamaktadır. İlgili standartlar genel tariflerin yanı sıra daha hassas noktaları da önemle açıklamaktadır. İmalatçı ya da ithalatçı hiçbir paratoner işletmecisi kurulum, test, kontrol, raporlama vb detaylar için zorunlu bir kanun ya da standart gibi tanıtılmış bir şartname hazırlama hakkına ve haddine kesinlikle sahip değildir. Elektriksel periyodik kontroller kapsamında cevap karmaşası bulunan tüm sorular için konuyla ilgili tek meslek odası olan Elektrik Mühendisleri Odası teknik birimlerinden de şüphesiz destek alınabilir. İlgili mevzuatlar çerçevesinde yer alan tüm özel kuruluşlar, kamu kurum ve kuruluşları, standartlarca belirtildiği gibi paratoner tesisatlarının periyodik kontrollerini yaptırmak zorundadır.


YILDIRIMDAN KORUNMA VE TOPRAKLAMA • TANITICI MAKALE

ABB

Alper Çelebi • ABB Alçak Gerilim Ürünleri DIN Rayı Ürünleri Ürün Müdürü

ABB, LED AYDINLATMALARINI YILDIRIMDAN KORUYOR

A

BB sizlere LED teknolojisine sahip yeni aydınlatma sistemi için yıldırımdan korunma çözümünü sunuyor. Aydınlatma, modern hayatımızdaki başlıca ihtiyaçlarımızdan biridir. Belediye bütçelerinin yüzde 50’den fazlası kamu alanı aydınlatması için ayrılmış durumdadır. LED teknolojisi, maliyet azaltma ve enerji verimliliği gereksinimlerini karşılayan çok yönlü bir aydınlatma kaynağıdır. LED aydınlatma sistemi, elektrik tüketimini azaltmak için gerçek bir çözümdür (elektrik faturalarından tasarruf sağlar), ama aynı zamanda aydınlatma kirliliğini azaltarak daha yüksek bir aydınlatma verimliliği ve uzun hizmet ömrü nedeniyle daha az bakım gerektirmesiyle de ekolojik bir çözüm sağlar. Ancak kamusal sokak aydınlatması özellikle LED teknolojisinin çıkışından bu yana endüstriyel kaynaklı veya yıldırımdan kaynaklanan doğal kaynaklı geçici aşırı gerilime son derece duyarlıdır. Bu durum, AC şebekesinden (anahtarlama işlemleri) veya yıldırım dalgalanmasından doğan elektrik arızalarına neden olabilir. LED aydınlatma genellikle uzun kablolar üzerinden elektrik şebekesine bağlı olduğundan,

Fransa’nın güneyinde Hautes-Pyrénées’de bulunan fabrika yıldırımdan ve aşırı gerilimlerinden korunma konusunda ABB’nin küresel uzmanlık merkezidir. 80 yılı aşkın süredir farklı uygulamalar için çözüm sağlamak amacıyla ürün gamımızı sürekli geliştiriyoruz.

Sokak aydınlatma tesisatı için parafudur kullanım örneği L1 L2 L3 N

Otomatik sigorta veya kartuş sigorta

Otomatik sigorta veya kartuş sigorta

Otomatik sigorta veya kartuş sigorta Otomatik sigorta veya kartuş sigorta

OVR T2 40 275 P TS

Saha dağıtım panosu

OVR T2-T3 N1 15-275S SL

Aydınlatma direği no. 1

= Koruma önceliği için devre kesici zorunludur. (devre açma kapama)

Otomatik sigorta veya kartuş sigorta Otomatik sigorta veya kartuş sigorta

OVR T2-T3 N1 15-275S SL

Aydınlatma direği no. 2

Otomatik sigorta veya kartuş sigorta Otomatik sigorta veya kartuş sigorta

OVR T2-T3 N1 15-275S SL

Aydınlatma direği no. 3

= Servis sürekliliği için devre kesici önerilir (sistem parafudur değşikliklerinde enerjili kalacaktır)

darbeler bu kablolar üzerinde yükselerek ilerlemektedir. ABB’nin bu uygulamalar için yeni bir aşırı gerilimlerden koruyucu cihaz sunmasının nedeni budur. OVR T2+3 N1 15-275S SL size ihtiyacınız olan tüm faydaları sağlayacaktır. Kompakt tasarımı (tek modül genişliğinde), DIN rayı montajı, faz ve nötr için önceden çekilmiş kabloları sayesinde, bu parafudur kolaylıkla küçük güç kaynağı kutularına (Lamba direği muhafazası, trafik ışıkları, otoparklar, otobüs durakları, billboard, dekoratif aydınlatma ...) takılabilir. Lamba direklerinin altında bulunan muhafazalara kurulumu, uygun ekipman (örn. personel yükseltici vinçler) olmadan ulaşılması zor olan lambaların hizmet kesintilerini, hasarı ve sürekli değişimi önler. Böylece her arızada gerekecek vinç masraflardan da tasarruf sağlar. Parafudur, bir yedekleme koruması olarak sistem güvenliği veya hizmet sürekliliğine önceliği sağlamak için kartuş taşıyıcı şeklinde bir devre kesici ile kullanılmalıdır. Buna ek olarak aşırı gerilimlerden koruyan OVR SL, ilk yüksek geçici gerilimden sonra bile sistemi koruma altında tutan emniyet rezerv sistemi ile donatılmıştır. Bu ürün, güç muhafaza terminal bloğunda kolay bir kurulum sağlayan 17 cm uzunluğunda önceden çekilmiş kablo ile (faz ve nötr) alttan kablolanmıştır. Topraklamanın bağlı olması gerekir. Alttan kablolama tasarımı, IP32 koruma derecesiyle, yoğunlaşma problemlerini önlemek için de mükemmel bir yoldur. ABB Yıldırımdan Korunma Çözümleri: Yeni uygulamaları korumak için sürekli inovasyon!

153 Ekim

2015


WIN FUARLARI KAZANDIRIR! / WIN FAIRS MAKE YOU WIN!

WIN EURASIA Automation OTOMASYON Uluslararası Endüstriyel Otomasyon Fuarı International Industrial Automation Fair ELECTROTECH Uluslararası Enerji, Elektrik ve Elektronik Fuarı International Energy, Electric and Electronic Technologies Fair HYDRAULIC&PNEUMATIC Uluslararası Akışkan Gücü Teknolojileri Fuarı International Fluid Power Technologies Fair MATERIALS HANDLING Uluslararası Taşıma, Depolama, İstifleme ve Lojistik Fuarı International Materials Handling and Logistics Fair

17-20 Mart / March 2016 Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi, Tüyap Fair Convention and Congress Centre İstanbul ▪ Türkiye win-automation.com

Hannover-Messe Bileşim Fuarcılık A.Ş. Tel. +90 212 334 69 00 Faks +90 212 230 04 80 Email: info@hf-turkey.com

/winfairs /winfairs

BU FUARLAR 5174 SAYILI KANUN GEREĞİNCE TOBB (TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ) DENETİMİNDE DÜZENLENMEKTEDİR. THESE FAIRS ARE ORGANIZED WITH THE INSPECTION OF THE UNION OF CHAMBERS AND COMMODITY EXCHANGES OF TURKEY IN ACCORDANCE WITH THE LAW NUMBER 5174.


Bilgisayar • Otomasyon • Elektrik • Elektronik

Gaz sızıntılarının hızlı ve hassas bir şekilde takibi DILO ARMATUREN UND ANLAGEN GMBH, EN KÜÇÜK SF6 SIZINTILARININ BILE IZLENIP ÖLÇÜLEBILMESINI SAĞLAYAN YENI BIR GAZ SIZINTI TESPIT CIHAZI GELIŞTIRDI. “SF6-LEAKSPY”, HIZLI VE HASSAS SF6 SIZINTI TESPITININ ÖZELLIKLE ÖNEMLI OLDUĞU GAZ YALITIMLI ŞALT TESISLERI (GIS) OPERATÖRLERI IÇIN OLDUKÇA KULLANIŞLI.

S

F6-LeakSpy, kablosuz batarya ile çalışan yapısı ve ideal “algılama kapasitesi” ile günlük çalışmalarda mükemmel sonuçlar vermeyi amaçlıyor. SF6-LeakSpy, 3 g/yıl seviyesine kadar en küçük SF6 sızıntılarının tespit edilmesini sağlar. Havadaki SF6 konsantrasyonunu,kızılötesi sensörü (NDIR sensörü) aracılığıyla ölçer ve değerleri grafik ekranda 1 ppmv doğrulukla gösterir. Ayrıca; SF6-LeakSpy sızıntı tespit ünitesi, en yüksek SF6 konsantrasyonunu arayarak sızıntıların yerinin hassas bir şekilde belirlenmesinde de kullanılır. Yüksek doğruluk ve düşük tespit algılama sınırı sayesinde, cihaz tamamlayıcı bakım, ölçüm işlemleri gerçekleştirmek için de kullanılabilir (örn. sistemin genel gaz sızdırmazlığını kontrol etmek ve tanımlı bir süreden sonra toplam sızıntı oranını belirlemek için).

Güvenilir ve hızlı ölçüm sonuçları SF6-LeakSpy ünitesinin tepki süresi (T90) 1 saniyenin altında. Ölçülen değerler cihazın ekranında ppmv, g/y veya cm³/s olarak

okunabilmekte. SF6-LeakSpy, ortamda bulunabilecek nem ve uçucu organik bileşiklerden etkilenmediği için yüksek derecede güvenilir ölçüm yapmaktadır. Gaz kaçağı ölçümü yapılan ortamda yayılmış belli miktarda SF6 gazı olması durumunda da, SF6-LeakSpy sızıntı tespit cihazı ortamda yayılmış gaz miktarına göre ayarlanabilmekte bu sayede gaz kaçağının yoğun olduğu ortamlarda bile sızıntıların tespit edilebilmesini mümkün hale getirmekte. SF6-LeakSpy sızıntı tespit cihazının sensörünü istenmeyen partiküllerden korumak için, sensör sistemi filtre ile donatılmış olup kullanıcı tarafından kolayca temizlenebilmekte ve/ veya değiştirilebilmektedir. Bunlara ilave olarak, SF6LeakSpy değiştirilebilir bir bataryaya sahip. Ayrı bir şarj yükleme ünitesinin olması ikinci bir bataryanın şarj edilip, cihazın tekrar sarj için vakit kaybetmeksizin devamlı çalıştırılmasına olanak sağlamakta.

155 Ekim

2015


Kombinizi akıllandırın, tasarruf edin q

Evinizin sıcaklığını cep telefonunuzdan yönetmenizi ve bu şekilde doğalgaz kullanımında yüzde 30’a kadar tasarruf etmenizi sağlayan Cosa, yeni eklenen nem ölçme özelliği ile evin hava kalitesi konusunda da bilgilendiriyor. Nuvia, İstanbul Teknik Üniversitesi Enerji Teknokenti’nde geliştirdiği Cosa Akıllı Kombi Kiti’ni bir yıl önce kullanıcılarıyla buluşturdu. Satın almanın yanı sıra kiralama opsiyonu da bulunan Cosa Akıllı Kombi Kiti ile kombinize bağlanarak evinizin sıcaklığını cep telefonunuz üzerinden kolayca yönetebiliyorsunuz. Akıllı algoritmaları sayesinde evinizin ısınma ve soğuma sürelerini öğrenen Cosa, doğalgaz tüketiminizde yüzde 30’a kadar tasarruf etmenizi sağlıyor. Ayrıca evde, uykuda ya da dışarıda olma durumlarınıza göre evinizin sıcaklığını ayarlayabiliyor ve uzaktan kontrol edebiliyorsunuz. Nuvia, Tübitak tarafından desteklenen Cosa ile tüm ekosisteme ve ülke ekonomisine de katkıda bulunmayı hedefliyor. İyi bir kullanımla doğalgaz tüketiminde ve faturalarda yüzde 30’lara varan yüksek bir oranda tasarruf sağlayan Cosa; sadece bir yıl içerisinde satın alma parasını amorti etmiş oluyor. Cosa, akıllı telefonlar ile birlikte kullanıldığı için kontrolün hep ev sakinlerinde olmasına imkân veriyor. Kolay kullanımlı bir uygulama üzerinden yürütülen kit yönetimi sayesinde Cosa, evinizi ve yaşam şeklinizi öğrenip herhangi bir değişiklik yapmaya gerek bırakmadan, evinizin istenilen zaman, istenilen sıcaklıkta olmasını sağlıyor. Cosa, ev sakinleri uykudayken evin sıcaklığını hissedilmeyecek kadar, dışardayken ise yeniden kolayca ısıtılabileceği kadar düşürüyor. Böylece Cosa Akıllı Kombi Kiti, evi “Ev”, “Uyku” ve “Dışarı” modlarıyla

156 Ekim

2015

gerektiği zaman gerektiği kadar ısıtıyor ve doğalgaz tüketimini azaltıyor. Üstelik Cosa tüm bunları yaparken dış hava koşullarını da dikkate alıyor.

Kablolama yapmadan kolay montaj ve kurulum Cosa’yı akıllı telefonunuza yüklediğiniz uygulama üzerinden yönetebiliyor, programlama seçeneği ile haftalık rutininizi kolayca planlayabiliyorsunuz. Ayrıca haftalık rutininiz önceden programlandığında, Cosa buna göre evin istenilen gün, istenilen saat, istenilen sıcaklıkta olmasını sağlıyor. Tatile giderken de kombinin kapatılıp peteklerdeki suyun donmayacak şekilde korunmasını da mümkün kılıyor. Cep telefonunuz veya evinizin internet hattınızda bir sorun varsa modlar arasındaki geçişler “Cosa İstasyon” üzerindeki tek bir tuşla manuel olarak da yapılabiliyor. Cosa, kablosuz iletişim ve akıllı kurulum özelliği sayesinde kablo çekmeden kolayca kurulabiliyor. Cosa’nın internet bağlantısını sağlayacak dekoratif “Cosa İstasyon” salon ya da oturma odasında pencereden ve ısı kaynaklarından uzak, sıcaklığı doğru ölçebilecek bir yere yerleştiriliyor. Cihazı sadece prize takmak yeterli oluyor. Kombinizin kontrol edilebilmesi için kombinize “Cosa Kombi Ünitesi” adında küçük bir cihaz ekleniyor ve artık kombinize akıllı telefonunuzdan ulaşılabiliyor.


Her ihtiyaca uygun dayanıklı araçlar, dayanıklı teknolojiler q

Kanıtlanmış batarya yapısı ve ileri Panasonic teknolojisi sayesinde Yeni Nesil Profesyonel El Aletleri, daha fazla güç kullanımı gerektiren çalışma ortamlarında kablolu ürünlerden daha aşağı düzeyde kalmıyorlar. 14.4V motor kapasitesi ile daha kapsamlı olarak ahşap, metal gibi birçok alanda vidalama ve delme işleri için üstün performansla çalışan EY 7441 ve 10.8V motor kapasitesi ile daha hafif vidalama ve delme işleri kullanımlara uygun EY 7430 ve Panasonic gücünü, deneyimini ve birikimini kullanıcılarına ulaştırıyor. EY 7441 ise 41,5Nm maksimum tork gücü ile 18 kavrama kademesi ve delme modunun avantajını sunuyor. EY 7430, 17 kavrama kademesi ve delme modu ile tetikte hız kontrol özelliğine sahip bulunuyor. Uzun süreli kullanım, yüksek performans Yeni Nesil Profesyonel El Aletleri

qPosital’dan

serisinde yer alan her bir ürün, sahip olduğu kalite ve ergonomik tasarım sayesinde kullanıcısını uzun süreli kullanım ve yüksek performansla buluşturuyor. Tercihleri etkileyen sağlam bataryaya ek olarak suya ve toza karşı dayanıklılık konusunda da farkını gösteren ürünler, en zorlu koşullara uyum sağlayacak şekilde üretiliyorlar. Matkap

IXARC

Yeni IXARC incremental enkoderleri sayesinde, istediğiniz çözünürlüğü, dönüş yönünü ve çıkış sürücüsünü (Push-Pull HTL veya RS422 TTL) kendiniz ayarlayabiliyorsunuz. POSITAL firmasının geliştirdiği UBIFAST yapılandırma aracı sayesinde programlamanızı bilgisayar, tablet ve WiFi özelliği bulunan bir akıllı telefon üzerinden bile gerçekleştirebilirsiniz. IXARC ailesinin yeni üyesi HYBRID serisi ile Incremental ve Absolute ölçüm yetenekleri tek bir üründe birleştiriyor. Bu teknoloji sayesinde, 36 mm ve 58 mm kasa boyutunda 16384 PPR ve 16 bit çözünürlük elde edebilirsiniz.

vidalama, vidalama, darbeli matkap vidalama, darbeli somun sıkma / vidalama, SDS – plus kırıcı / delici, avuç taşlama, silikon tabancası, el feneri, üfleme makinesi, el süpürgesi ve birbirinden fonksiyonel testerelerden oluşan geniş ürün serisi, hafif işlerden en ağır işlere profesyonellere her noktada çözüm üretiyor.


Chauvin Arnoux CA 6116N Çok Fonksiyonlu Tesisat Test Cihazı q

Türkiye’de SGE Mühendislik tarafından temsil edilen Chauvin Arnoux Türkiye pazarında ilerleyişini piyasaya sunduğu yeni teknoloji cihazları ile arttırmayı hedefliyor. Bu cihazların en başında bulunan CA 6116N çok fonksiyonlu test cihazı yaptığı ölçümler ile işletmelerin elektriksel donanımlarının ve insan hayatının güvenliğini sağlamada bir işletmenin ihtiyacı olan en önemli cihaz olduğunu kanıtlamıştır. Günümüzdeki iş kazalarının artması da CA 6116N’in bir işletme için gerekliliğini ispatlamakta. CA 6116N ölçüm, kayıt,raporlama ve yorumlama kabiliyetine sahip bir cihaz. Günümüzde tesisat uygunluk kapsamında değerlendirilmesi gereken bütün ölçümleri tek başına icra edebilmekte.

158 Ekim

2015

CA 6116N süreklilik, izolasyon direnci ,enerjisiz sistemlerde kazık çakarak topraklama direnci ölçümü, enerjili sistemlerde çevrim empedansı ölçümü, hat empedansı ölçümü, gerilim düşümü ölçümü, seçici topraklama direnci ölçümü, kaçak akım rölelerinin testleri,akım ve kaçak akım ölçümü ,diferansiyel olarak kaçak akım ölçümü , harmonik ölçümü, güç ve güç faktörü ölçümü, kısa devre akımı ölçümü ,faz sırası tespiti olmak üzere bütün bu testleri yaparak ,ölçüm sonuçlarını kendi geniş dahili hafızasında saklayabilir. USB bağlantı arayüzü ile kayıtları PC ortamına kolaylıkla aktarabilir. Türkçe dil destekli yazılımı ile ölçüm sonuçlarına kendi sınır değerlerinizi belirtip otomatik rapor oluşturabilir veya ölçüm yaptığınız hatlara ait koruma elemanlarının akım değerlerini ve tiplerini yazılım içine tanıtılmış koruma elemanları tablosundan seçtiğinizde mühendisliği cihaz kendi yapar , yorumlar ve otomatik rapor oluşturur. Cihaz bütün şebeke tiplerini kendi otomatik algılar (TT,TN,TNC,TNS vs.) hatta operatörüne bağlantı tipini gösterir. Bağlantıyı yaptığınız anda Faz-Nötr,Faz-Toprak ve Nötr-Toprak gerilimlerini otomatik olarak ekranda görüntüler. Cihaz 5,7 inç renkli LCD ekrana sahip olması ile en zorlu koşullarda dahi test sonuçları kolaylıkla ekranında görülebilir şekilde tasarlanmıştır. Boyundan asma kayışı ile iki el serbest şekilde çalışmanızda kolaylık sağlar.CA 6116N şarj edilebilen lion bataryası ile kesintisiz kaynak sağlar. Cihaz üzerinde bulunan yardım tuşu operatörüne doğru bağlantıyı yapması için görsel olarak yol gösterir.



KAYNAK ELEKTRİK DERGİSİ EYLÜL 2015 ARKA KAPAK

CWIEME

HES KABLO

29

ARKA KAPAK İÇİ

İNFORM

KABLOTEL

61

REÇBER KABLO

KOZTEK ELEKTRİK

57

117

KÜÇÜKARSLANLAR

11

ÖN KAPAK İÇİ 2A MÜHENDİSLİK ABB AKTİF MÜHENDİSLİK ALSTOM

19,31,53 35,37 82, 83, 84, 85

MAKEL

7

MEDEL

115

MST ELEKTROTEKNİK

1, 43

ARDIÇ

14

ASTOR

45

BEST

93

ÇAĞDAŞ (SEVAL) KABLO

15

DELTEC

75

OMEGA ELEKTRİK

49

139

ÖZGEN ELEKTRİK

39, 55

91

PENTA TEKNOLOJİ

DOĞA PARATONER DV POWER

NR ELECTRIC

8

OBO BETTERMANN

141

ÖZDİRENÇ

160

47

EAE ELEKTRİK

59, 65

EEMKON 2015

18

SIEMENS

23

9

STAUBLI

81

EL-KO ELPEK MÜHENDİSLİK

149

EMEK ELEKTRİK

10

EMS

63

EMTEL

129, 131

ENTES

17

ESİS POWER

41

GEMTA

89

GERSAN

3

GÜNEŞ KİLİT

4

SCHNEIDER

ŞEF SARIM TEKON ENERJİ

25, 27

72, 73 95

TEKPAR

147

TEST TÜM

159

ULUSOY ELEKTRİK VAEST VERA ELEKTROMEKANİK VİKO

2 16 6 33

GÜRAL ELEKTRİK

67

WIN 2016

152

GVD ELEKTRİK

51

YILKOMER

143

HASÇELİK

5

OKUYUCU İLGİ FORMU Bu sayımızda, reklam ve yeni ürün sayfalarında tanıtımı yapılan ürün ve hizmetler ve ilgili firmalara ilişkin ayrıntılı bilgi edinmek istiyor iseniz lütfen 0(212) 272 33 90 no’lu faksımıza ya da; Eski Osmanl› Sokak Ar›kan ‹ş Merkezi No:30 Kat: 2 Daire: 10 Mecidiyeköy/‹STANBUL adresine gönderebilirsiniz. İsteğiniz ilgili firmaya bildirilecektir.


35 YILDIR “Kesintisiz Güç”lü ortağınız!

Kesintisiz Güç Kaynakları Line Interactive 450VA - 2000VA Online 1kVA - 800kVA ( Tek Modülde )

Özel Üretim Cihazlar Frekans Konvertörleri İnverterler Solar Sistemler

Statik Transfer Anahtarları 1 Faz / 2 Kutup 32 - 120A 3 Faz / 3-4 Kutup 50 - 800A

www.tescom-ups.com info@tescom-ups.com



Bir Legrand Grup Markasıdır

Türkiye'nin Kesintisiz Enerji Merkezi Bizde ; 35 yıllık tecrübe, açık ara pazar liderliği, 10 yıl üst üste Bilişim500 KGK sektörü birincilik ödülü, dünya standartlarında ürün ve hizmet kalitesi, ileri teknoloji çevre dostu geniş ürün yelpazesi, dev mühendis kadrosuyla ihtiyaca özel müşteri odaklı çözümler, 7/24 Türkiye ve 85 ülkede servis hizmeti, uluslararası tecrübeye sahip Arge kadrosu ve geliştirdiği ürünlerle aldığı ödüller var.

Aslında söylemek istediğimiz ;

biz zaten Türkiye’nin EN İYİSİYİZ hedefimiz DÜNYANIN EN İYİSİ olmak. www.inform.com.tr


ISTANBUL’UN EŞSİZ KONUMUYLA İŞİNİZİ YENİ PAZARLARA TAŞIYIN CWIEME İstanbul 18-20 Kasım tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenecek. CWIEME İstanbul’da dünyanın her yerinden katılım gösteren endüstrinin lider üreticileri ile tanışacak ve İstanbul’un üstün konumundan yararlanarak yeni iş bağlantıları kuracaksınız. Siz de aramıza katılın ve bölgenin bobinaj, elektrik motoru ve trafo üretimi endüstrilerine yönelik tek fuarının bir parçası olun. Daha fazla bilgi ve ücretsiz giriş biletinizi almak için sitemizi ziyaret edin:

www.coilwindingexpo.com/istanbultr/KED/

Bu fuar 5174 sayılı Kanun gereğince TOBB (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği) izni ile düzenlenmektedir


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.