SEMPK-1

Page 87

yanlış bir şekilde, toplumun birbirlerine karşı kin ve nefretinin artmasına, birbirlerine şüpheyle bakmalarına sebep olmaktadır. • Törenlerde, marksizm, leninizm ve komünizmin bütün çarpık fikirlerini yansıtan kitaplar, dergiler çok sayıda, ‘altın tasta zehir verir gibi’ Türk gençlerine sunulmaktadır. Ayrıca, Hıristiyan misyonerlerin çalışmaları ve özellikle de İncil, kaset, CD, vs. dağıtmaları dikkat çekmekte ve toplumu rahatsız etmektedir. Bunlar, Emniyet, Jandarma, Müftülük, Belediye ve Kaymakamlıkça önlenmelidir. • Törenlere, ( bildiğim kadarıyla ), bugüne kadar, Türkiye Cumhuriyeti devletinin en üst düzeyindeki dinî otoritenin temsilcisi olan Diyanet İşleri Başkanı hiç davet edilmedi. Bu, Hacıbektaş ilçesi seçilmiş mes’ulleri adına, çok büyük bir ayıp ve eksikliktir. Halbuki Alevî – Bektâşî kültüründe, “mihman, ( yani konuk, misafir gelen ) Ali”dir. Eve Hz. Ali gelmiş gibi kabul edilir. Son dönemlerdeki bu büyük eksiklik, bu Türk millî kültüründen değil, yabancı menşeli marksist sol zihniyetten kaynaklanmaktadır. Halbuki, bu tür girişimler, toplumsal bağları güçlendirir, kaynaşmayı ve dayanışmayı hızlandırır. • Hacıbektaş törenlerine katılan siyasîlerin, hangi fikir ve düşüncede olursa olsunlar, misafir olmaları bile hiçe sayılıp, onların gözleri önünde ve aleyhlerinde konuşulabilmekte, kendi siyasi düşünceleri halka dayatılabilmektedir. Tören alanı, bir miting meydanına dönüştürül memelidir. Bir siyasî şov yada ‘yuhlama’, veya gösteri merkezi haline getirilmemelidir. Bu yanlış tavır, tutum ve davranışlar ânında önlenmelidir; özellikle Belediye yetkilileri tarafından, buna özen gösterilmelidir, yapılacak olan konuşmalara dikkat edilmelidir; bu gibilerin uyarılması gerekir. Devletimizin en üst zirvesini bir araya getiren bu tür etkinliklerin istismarına fırsat verilmemelidir. Daha yakın bir zamanda, devletimizin başında bulunan önemli bir Başbakanı, ilçede konuşma yaparken yuhalanmış ve bu ülkenin bir Kültür Bakanı için de, ilçedeki resmi törenlere katılmaması için, illegal bazı örgütlerce, provokasyonel, terör estirici yanlış davranışlarda bulunulmuştur. Bunlar, yakışıksız hareketlerdir. Hacı Bektaş Velî ve mezarının bulunduğu ilçe, hiç kimsenin, şunun-bunun şahsi ‘mal’ı değildir. Bu değerler, Türk milletinin ve onun inancının birer kıymetli göstergeleridir. • Hacıbektaş törenlerinde, ilçe müftüsü ya izin alarak ilçe dışına çıkmakta ve görev yerinde bulunmamakta yada varsa bile, varlığı ile yokluğu hiç hissedilmemektedir. Diyanet, buna bir çare bulmalıdır. Yüz binleri aşan bir topluluktan, hatta milyona varan kalabalık bir toplumdan, böyle önemli bir toplanma gününde, dinî ihtiyaçlarına cevap veya karşılık bulmak isteyenlere, hangi dinî makam veya yetkili cevap verecektir?!. Müftü ve vâiz gibi din görevlileri, özellikle bu üç günlük tören günlerinde, izin almak, tatile çıkmak zorunda mıdır?!. • Diyanet tarafından, sanki Türkiye’de adı Hasan, Hüseyin, Ahmet, Mehmet, Ali, Veli, hiç yokmuş veya kalmamış gibi, Bekir isminde müftü, özellikle Hacıbektaş ilçesine gönderilip görevlendirilmektedir. Bu yanlıştır; bu, kendi toplumunun değer ölçülerini bilmemek yada önemsememek demektir. Fayda değil, zarar verir. Bilinçli insanlarca pek fazla önemsenmese de, Alevî-Bektâşî toplumunda, Bekir, Muaviye, Mervan gibi isimler, bir rahatsızlık oluşturmaktadır. Bunları düşünemeyecek kadar âciz, beceriksiz bir anlayış olmamalıdır!.. • Tek eşliliğe büyük önem veren Alevî-Bektâşî insanımızın, gönlünde ayrı bir yeri olan Hacıbektaş ilçesine, bir zamanlar olduğu gibi, müftü olarak gönderilen kişinin, birden fazla eşinin olması ve bunun da basın-yayın organlarında yer alması da, maalesef, ilgilileri uyaramamaktadır!.. • Hacıbektaş ilçesine, Alevî-Bektâşî kültüründen çok uzak olan bölgelerden, örneğin Karadeniz bölgesinden, doğup büyüyüp yetişmiş olan, hayatında görev aldığı güne kadar bir tek

87


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.