SEMPK-1

Page 17

olarak bizim meseleye bakmamız gerekiyor. Bu sınır bölgelerde Türkiye belki de hiçbir ülkeyle mukayese edilemeyecek kadar yani bizim konumumuzda, bizim durumumuzda olan ülkeleri kastediyorum, üç, beş kabilenin birleşmesinden meydana gelen ülkeleri kastetmiyorum. Belki bizim sahip olduğumuz boyutta ortak değerleri olan çok az topluluk vardır. Bakınız bir İngiliz Alman’dan farklıdır, bir Alman bir Fransız’dan epeyce farklıdır. 1950’ye kadar bu farklılıklar yüzünden neler oldu? Kaç milyon gencin hayatının gittiğini hepimiz biliyoruz. Ama bugün bu farklılıkları zenginlik kabul edip ortak değerler etrafında birleşerek birlikler oluşturuyorlar, oluşturdular. Avrupa Birliği bunun en güzel örneği ve bunu yasalarında bunu müktesabatına nakşettiler, oraya oturttular yazdılar. Dediler ki “Gelin şu on değeri ortak değer olarak kabul edelim. Adalettir, insan onuruna saygıdır, hukukun üstünlüğüdür, demokrasidir, şeffaflıktır, hesap vermedir, çoğulcu bir toplum içerisinde müsamahalı olmadır, toleranslı olmadır.” Anayasalarına nakşettikleri maddeler, değerler bunlardır. Bunlar etrafında buluşalım, birleşelim. Peki öbürü hakkında ne yapacağız, öteki farklılıklar hakkında ne yapacağız? Bizim eski hocalarımız derler ki, “bu farklılıklar iki kısımdır.” Bunlardan öyleleri vardır ki gerçekten bu temel değerlerle çelişkili. Yani eğer bir şey töreden geliyorsa, efendim töredir diye insan haklarına karşıysa, temel değerlere karşıysa dünyanın hiçbir yerinde o töreyi, o tezatları savunmak mümkün değildir. Eğer tekrar ediyorum insan haklarına aykırıysa, insan onuruna saygı gösterilmiyorsa, adalete aykırıysa bizim töreden geliyor, gelenekten geliyor diye zayıf bir şeyi, sakat bir şeyi devam ettirmemiz mümkün değil. Ama bu temel değerlerle çatışması söz konusu olmayan, bize ait bir dizi zenginliği dile getiriyorsa onlara karşı sadece toleranslı olmak yetmiyor, şimdi tolerans biraz yukarıdakinin, tepedekinin aşağıya “Canım sıkılıyor ama yine de yap.” Anlamına da geliyor. Hayır, daha ileri derecede bir tasvip, daha iyi bir derecede kabullenmeyi gerektiriyor. O halde bugün geldiğimiz noktada dünyada bu olup biterken ve bu ülke o anlayış içinde kendisini Avrupa Birliği içerisinde görme çabasıyla bir bakıma alıp götürürken, Türkiye’nin içindeki farklılıkları, derin kimlik farklılıkları gibi anlamak ve yorumlamak lüksüne sahip değildir. Artık aklıma o geldiği için söylüyorum, başka bir kelime kullanacaktım. Farklılıklar bildiğimiz gibidir. Alevi vatandaşlarımız Sünnilerden farklıdır. Sünniler de kendi aralarında birbirlerinden farklıdırlar, Bektaşilikle Alevilik arasında da farklılıklar vardır. Önemli sayılabilecek farklılıklar vardır vesaire. Ama bu farklılıkların hiçbiri bizi bir noktada birleşmeyecek bu vatanın çocukları, bu toprağın çocukları, bu kültürün çocukları olarak temel değerlerde birleşmemizi imkansız hale getirecek, zorlaştıracak ayrılıklar değildir, gayrılıklar değildir. Elbette bilimsel yaklaşım benim bu son cümlelerimden biraz farklı olur, olacaktır da. Ama dediğim gibi ben bir bakıma iki camia arasındayım. Bir tarafım beni bilim dünyasına, tefekkür dünyasına çekiyor, ama öbür tarafım her konuştuğum cümleyi de siyasetten nereye varır? Onun bir bakıma düşüncesi içerisinde söylemek zorundayım. Ben hepinize teşekkür ediyorum. Gerçekten bu toplantı bana ilk iletildiği günden beri önem verdiğim toplantı oldu. Bu gün sizinle beraber olmamın bir sebebi de buydu. Sayın rektörümüz geldi daha önce, sayın arkadaşlarımız uğradılar. Diyanet İşleri Başkanlığımızla temas kuruldu. Sonunda çerçeve bilimsel olmak kaydı ve şartıyla, bilimsel konuşmalar bazen hoşumuza gitmeyebiliyor, ama o bilimsel bilgilere bizim ülkemizin ihtiyacı var. Ama aynı zamanda bunu bu ülkenin, tarihin büyük milletinin geleceği açısından ve o endişe, o varoluşsal soruna götürebilirsek elbette kendimizi daha başarılı sayacağız. Üç şey; güvenilir bilgi üretmek zorundayız, yapıcı, pozitif eleştiriler yapmak zorundayız, varoluşsal, ahlakî sorumluluğumuzun bilinci içerisinde olmak zorundayız. Ben başta sayın rektörümüz olmak üzere, sayın valimiz olmak üzere, İlahiyat Fakülteli değerli meslektaşlarımıza, Dekanımıza, -Ekrem Bey benim sınıf arkadaşımdır- ayrı bir teşekkürü de hak ediyor, ve Sempozyum Düzenleme kurulu teşekkür ediyorum ve tüm katılımcılara, misafirlere başarılar diliyorum. Aranızda bulunmaktan mutlu olduğumu ifade etmek istiyorum, saygılar ve sevgiler sunuyorum.

17


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.