Alevi Dunce SAYFASI

Page 8

güzel kedi de misafirimdir. Yaptığı iş hiç ayıplanamaz" diyerek de gönüllerini almıştı. Ancak Hadiye yıllar sonra bile bu hikâyeyi anlatırken yeniden ya-şamışcasma utandığını söylerdi. Enis Paşa çok bilgili ve kültürlü bir kişiydi. Genç Vehbi'yi gerek din, gerekse sanat, edebiyat, tarih ve şiir konularında konuşturmayı biliyordu. Vehbi dopdolu bir gençti. Okumuş, okuduklarını belleğine yerleştirmiş, rahat konuşabilen, yağlıboya resim yapan, hem kaligrafi hem de anlam yönünden güzel yazabilen; büyükleri tarafından takdir edilen bir kişiydi. İbrahim Ganizade Vehbi'nin kamarası birinci mevkideydi ve ancak birinci mevki güvertelerinde diğer maiyet erkânı ile dolaşmaktaydı. Birinci mevki salonunda yemek yiyorlar, lüks mevki salonlarından gelen piyano seslerini dinliyorlardı. Vehbi biliyordu ki piyano çalan parmaklar o hâlâ yüzünü hiç görmediği halde için için yanıp tutuştuğu güzel kızın parmaklarıdır. Birinci mevkiden lüks mevkiye çıkılan merdivende kimi zamanlar eseri bir rüzgâr piyanoya eşlik eden şarkıların yankılarını getiriyordu. Bu öyle bir heyecan kaynağıydı ki eğer imkan olsa o şarkı sesini duyabilmek için bütün günlerini akşamlara dek merdiven başında geçirecekti. Ama o devirlerin terbiyesi sınırlarının dışına çıkılabilir miydi ki hiç? Yolculuk okuyarak, düşünerek, denizin maviliklerini, sıçrayan yunusları seyrederek, geminin peşinden hiç ayrılmayan martıların çığlıklarını, 22 kanat seslerini dinleyerek, en çok da üst kattaki güzel kızı düşünerek akıp gitmekteydi. Genç aşık Vehbi bu yolculuğun hiç bitmemesini istiyordu... O suluboya küçük resimler yaparak vakit geçiriyordu; yukarı kattaki genç kız ise Selanik ve İstanbul arasındaki gidiş gelişler nedeniyle deniz yolculuklarına alışıktı. Ama bu yolculuğun atmosferi bambaşkaydı. Beyaz, pembe, mavi, sarı renkli maşlahları vardı. Hergün değişik işlemeli, uzun ipek başörtülerini başına dolayarak kamarasından çıktığında sırtına başörtüsüne uygun maşlahını giyiyordu. Açık deniz rüzgârıyla çırpınan ipek maşlahı, yarısı başına sarılı, yarısı omuzlarından uçuşan başörtüleri, narin bilekli ayaklarında yazlık iskarpinlerle şıktı. Deniz iyot kokuyordu. Hava temiz ve rüzgâr bağımsız esmekteydi. Hadiye on altı yaşında yarı çocuk, yarı genç kızdı. Yolculuk süresince denizlerde hiç fırtına olmamıştı fakat on altı yaşındaki Hadiye'nin tüm varlığında fırtınalar kopmaktaydı. Çocukluktan gençliğe geçiş döneminin fırtınalarıydı bunlar. Uykuları rahat değildi, başını yastığa koyduğunda derinden derine duyduğu sesler öylesine çeşitliydi ki. Sonra hızla yol alan geminin suları yararken çıkardığı sesler açık lumbozdan içeri doluyordu. Denizin kokusu da bu sesler kadar güzeldi, heyecan vericiydi. Ara sıra seyahat başlamadan kısa süre önce gecenin geç saatinde aile dostlarının gelişine konu olan hadiseyi dünüyordu. Rıza Paşa gözlerinin önünde canlanıyordu. Yakışıklı, kültürlü bir genç paşaydı; üstelik soyluydu. Geçmiş kuşaklarında hep bilinen, saygıdeğer kimseler vardı. "Eğer" diyordu, "Öyle bir nedenle istemeselerdi bu teklife hayır diyebilir miydim?" Bunu da pek kesinlikle bilemiyordu ama sanki başı sonu bilinen şeylerden hoşlanmadığını hissediyordu. Onun gönlüyle "evet" diyeceği bir kimse bambaşka olmalıydı; birdenbire çıkıvermeliydi. Gizlerden, sırların sakladıklarının ardından gelmeliydi. Evet, tanıyabilmek için çaba harcamalıydı, bunun zorluğunu kestiriyordu. Ama Hadiye bilmece çözmeyi çok severdi. Yaşanmamışları yaşamanın tadı herhalde çok hoştu. Jules Ver23 ne'in romanlarını soluk soluğa okumasının nedenleri böylesi gizlerin ardında saklı olanı çözebilme istekleri değil miydi? Dadısı evlenecek kızların kısmetlerinden söz edildiğinde, her zaman bir cevahir yumurtlardı bağrından: "Ya gurbetten gelecek ya karısı ölecek..." Hadiye karısını yitirmiş acılı bir kimseye kesinlikle varamazdı. Kötümserdi hep, "Gurbetten gelmeli" derdi. İçinde yüreğini çarptıran, sık sık soluğunu kesen bir heyecan vardı. Büyümüştü artık, bir şeyler olacaktı yaşı daha da arttıkça... Fakat bunların nasıl bir şey olduğunu hiçbir zaman kestiremiyordu. Kitap okurken sayfaların arasından birilerinin


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.