onun döneminden yüzyıllarca sonra bile dakik bir ölçü sayıla cak nitelikteydi. Ortaçağda yapıları kristalden sanılan Batlamyus'un makinesindeki «kürelerin müziği»nden ve «göğün yedinci katı»ndan söz edilmesi, günümüze kadar aktarılmış bir alışkanlığı doğur muştur. (Gökteki Ay, Merkür, Venüs, Güneş, Mars, Jüpiter için ve ayrıca yıldızlar için birer «cennet» ya da «küre» olduğu var sayılıyordu.) Yeryüzü evrenin merkezi olduğuna, dünyanın do ğuşu yeryüzü gizlerinde arandığına, göğün katları cisim olarak değil de, cisimsiz meçhuller olarak kabul edildiğine göre, insan= lan astronomi gözlemleri yapmaya iten nedenler yok denebilir di. Karanlık Çağlar boyunca kilisenin desteklediği Batlamyus' un evren modeli, astronominin gelişmesini bin yıl kadar engel lemeyi sağlamıştır. Sonunda gezegenlerin izlenebilen devinimle rini açıklayan yeni bir kuram 1543'te Polonyalı bir Katolik ra hip olan Nicholas Copernicus tarafından ortaya atıldı. Koper nik'in en cesur çıkışı, evrenin merkezini yeryüzü değil Güneş sayan görüşüdür. Böylece yerküremiz herhangi bir gezegen ol ma statüsüne düşmüştü. Güneş'ten uzaklığı açısından üçüncü sı rayı alan ve dairesel bir yörüngede dolaşan bir gezegen. (Batlamyus evrenin merkezini Güneş kabul eden bir görüş üzerinde durmuş, ama bundan hemen vazgeçmişti. Nedeni de, Aristo fi ziği uyarınca, yerkürenin büyük bir hızla dönebileceğinin göz lem kurallarına aykırı olmasıydı.) Kopernik'in modeli, gezegenlerin gözlenebilen devinimlerini ortaya koymakta Batlamyus'un küreleri kadar başarılıydı. Ne var ki, birçok kişinin hoşuna gitmeyen bir görüştü bu. 1616 yı lında Katolik Kilisesi, Kopernik'in görüşünü içeren kitabını ya sak yayınlar arasına aldı. 1835 yılında bölgesel kilise yetkilile rince «düzeltilinceye dek» yasak yayınlar arasında kaldı. Martin Lttther onu «Zibidi bir astrolog» olarak niteledi. «Bu çılgın, tüm astronomi bilimini altüst etmek istiyor. Fakat Kutsal Kitap bi ze, Joshua'nm Güneş'in değil, yeryüzünün hareketsiz kalması nı emrettiğini söylüyor.» Kopernik'in hayranlarından bazıları — 72 —