Öcalan ve PKK Üzerine Yazılar (1992 - 2003)

Page 58

Öcalan’a İkinci Mektup Sayın Abdullah Öcalan, Size avukatlarınız aracılığıyla yolladığım teorik ve programatik yazılar ve bu yazılara ilişkin mektup vesilesiyle gösterdiğiniz yankıları ve yaptığınız önerileri gazetelerde ve internette yayınlanan “Görüşme Notları”ndan öğrendim. Öncelikle nazik selamlarınız için çok teşekkür ederim. Bu vesileyle öncelikle, görüşme notlarından edindiğim izlenime göre, size aktarılan bilgilere ilişkin bir düzelteme yapmam gerekiyor. Bu düzeltme basit bir ayrıntı gibi görünse de, sizim de şikayet ettiğiniz, gelişmelerden tam ve doğru olarak haberdar olmamanın tipik bir örneğidir. “Görüşme Notları”na göre: Avukatlara “gazetede yazıyor değil mi?” diye soruyorsunuz. Ve onlar da “Evet” diye cevap veriyorlar. Siz de bu bilgiye dayanarak bazı öneriler yapıyorsunuz. Avukatların bu cevabı yanlış değildir ama doğru da değildir. Bunu biraz açıklamak gerekiyor. Türkiye’de çıkan Gündem gazetesine iki haftada bir, bir buçuk sayfayı aşmayan bir yazı yazdığım göz önüne alınırsa, biçimsel olarak gazete yazdığım söylenebilir. Ancak, aşağı yukarı altı aydan beri, Avrupa’daki Özgür Politika’ya yazmıyorum. Kısaca bunu ve nedenlerini açıklama ve bu olgunun bir çözümlemesini yapmanın her bakımdan yararlı olacağını düşünüyorum. Ben milliyetçiliğe karşı ve kendini hiçbir milletten görmeyen sosyalist inançta bir insanım ama, tıpkı ırkların varlığına ve ayrılığına inanmayan ama sadece beyaz olduğu için ırkçı bir baskıya maruz kalmayan ve istemeden de olsa beyaz olmanın imtiyazlarını yaşayan bir insan gibi, elinde olmadan Türk, dolayısıyla egemen ulustan olmanın imtiyazlarını yaşayan bir insan olarak, Kürtlerin ulusal baskıya karşı mücadelesini bir Türk sıfatıyla desteklemenin daha düşündürücü; PKK’nın halkların kardeşliğine dayanan politikalarını destekleyici ve tamamlayıcı olduğunu düşünerek, Kürt organlarında, ulussuz bir sosyalist olarak ve ulusçuluğa karşı değil; egemen ulusun içinden ezilen ulusun ulusal hareketini destekleyen bir insan olarak yazdım. Keza yine bu yaklaşımla örneğin davranış alanında “Öcalan’ın Yaşamını Savunmak İçin Türk Girişimi” gibi girişimlerin kuruluşunda ve içinde yer aldım. Dolayısıyla hem bu sıfatla yazışın bizzat kendisi; hem de yazılarımın içeriği egemen ulustan bir insanın ezen ulusa bir desteği olmakla sınırlıydı. Ne var ki, son yıllarda Güney Kürdistan’da ortaya çıkan gelişmeler, özellikle son beş altı aylık dönemde, Kürtler arasında, hatta -son ayrılıkların da gösterdiği gibi- PKK’nın üst düzey yöneticileri arasında bile, Barzani ve Talabani’nin temsil ettiği çizgiye doğru muazzam bir kayış yaratmıştı. İşte bu kayışa bağlı olarak sizin çizginize ve politikalarınıza karşı bir tavır geliştiriliyordu. Ama bu doğrudan sizin eleştiriniz biçiminde size yönelik olarak değil, Gazetede yazmaya hala devam eden ve sembolik olmaktan öte bir anlamı da olmayan Türk solundan kişilere ve bizlerin çapsızlığından hareketle solculuğa ve sosyalizme yönelik olarak yapılıyordu. Yani, aslında gazetede yazan Türk solcularına yapılan saldırılar size ve sizin temsil ettiğiniz çizgiye yapılan saldırılardı. ●58 ►


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.