Ermeni Katliamı ve "Sorunu Üzerine Yazılar

Page 77

Yani o dünyaya dünya işçi sınıfının çıkarları açısından bakmalıdır; onun bir unsuru olarak düşünmeli ve davranmalıdır. Biz’in bunun dışındaki her kullanımı en gericisinden milliyetçiliktir. Çünkü İşçi Sınıfından başka bir özne açısından düşünmek ve davranmak demektir bu. Bunun da Marksistlikle bir ilişkisi olmaz. Marks’ın da daha Komünist Manifesto’da çok açık olarak belirttiği gibi, Komünistler, İşçi sınıfı’nın tarihsel ve genel çıkarını savunurlar veya öyle olanlara Komünist denir. Bu nedenle, her hangi birisinin bir yazısı veya bir konuşmasını incelerken, gerçekte ne dediğini anlamak isterken, öncelikle onun, gizli öznesini; hangi özne açısından konuştuğunu ve muhataplarının kimler olduğunu analiz edip ortaya çıkarmak, sınıf mücadelesinin labirentlerinde kaybolup gitmek istemeyen için ilk yapılması gereken iştir. Başka bir özne açısından ve ezilenleri ve işçileri içsel olarak muhatap almayan en doğru gibi görünen sözler bile, yanlıştır. “Biz”in dünya işçi sınıfı dışında bir özne olması veya ezilenler ve işçiler dışında bir muhatap, fiiliyatta en gerici milliyetçilikle sonuçlanır dedik. Niçin? Çünkü, “Biz”i, her hangi bir ülkenin işçi sınıfı anlamında kullanmak; veya fiilen öyle bir özne açsından düşünüp davranmak, bu günkü dünya, kendini, dile, dine, kültüre, yere vs. göre tanımlamış ulusal devletlerden oluştuğundan, o devlet içindeki işçileri kastettiğinden, gerici bir ulusçuluğa göre tanımlanmış bir işçi bölüğü anlamında kullanılmış olacağından milliyetçidir. Ayrıca işçi sınıfı yerine (ki işçi sınıfı ancak dünya ölçüsünde, “Dünya tarihsel” bir sınıftır), onun bir zümresini kastettiğinden, yani zümre çıkarını sınıf çıkarının önüne aldığından, oportunisttir. Oportunizmin Marksist teorideki tanımı, “zümre çıkarını sınıf çıkarına üstün tutmak”tır. Bu sadece “Biz”i belli bir ulusun işçileri anlamında kullanmada bile böyledir.

Ama şu ara Kürt sorunuyla yüzleşmekten kaçmak için çok hızlı “sınıfçı” kesilen Türk Solunun aslında sınıfla falan pek ilgisi olmadığından, onlar “Biz”i bu anlamda bile hiç kullanmazlar. “Biz” dediklerinde, kendi örgütlerini kastetmiyorlarsa, daima Türk ulusunu kastederler. Yani aslında bir Marksist, bir sosyalist olarak değil, bir Türk olarak, bir Türk’ün gözüyle dünyaya bakarlar. Onlar sözde en “Marksist”, en “demokrat” en “devrimci”sözleri bile ederken, bu “Biz” onların gerçek gözlerini, gerçek öznelerini, gerçek ideolojilerini ele verir. “Gözler yalan söylemez” diye bir söz vardır. “Biz”ler de yalan söylemez. *

Örneğin, şu an elimin altında yok, ama örneğin Taner Akçam’ın Türk ulusçuluğu ya da Ermeni katliamı konusunda yazılarını okurken bu “Biz”in gerçek karşılığı çok açık görülür. O bütün sorunu bir Türk olarak tartışır. (Burada pedagojik olarak, Türk olmayan birinin, “biz”i Türklük, Türk vatandaşlığı, Türkiyelilik olmayan birinin, “Türk” gibi konuşması söz konusu değildir. Örneğin, biz bir tarihte “Öcalan’ın Yaşamını Savunmak için Türk Girişimi” kurmuştuk. Burada özellikle Türk vurgusu yapmamızın nedeni, kendimizi Türk olarak görmememize rağ77


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.