Hiçbir Kürt Organında Yayınlanmayan Yazı Kürt Ulusal Kurtuluş Hareketi ve P.K.K. Bir Türk tarihçisi, bir zamanlar Osmanlı İmparatorluğunun egemenliğinden kurtulan son ulusun Türkler olduğunu söylemişti. Bu önermeyi bugün şöyle bir paradoksal önermeyle tamamlamak gerekiyor: Osmanlı İmparatorluğu'nun egemenliğinden hala kurtulamamış son ulus da Kürtlerdir. Kürtlerdir, çünkü Türk modernleşmesi ya da "burjuva devrimleri" -yine paradoksal bir ifadeyle- burjuvaziye karşı yapılmış burjuva devrimleridirler. Bu "devrimler" Osmanlı Egemenliği altındaki Hıristiyan ulusların burjuvazisine karşı Osmanlı "Devlet Sınıfları" tarafından örgütlenen ve yönetilen hareketler olmuşlardır. Bu nedenledir ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti Osmanlı İmparatorluğunun yaşayan Ruhu olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu egemenliği altındaki Hıristiyan uluslar bu egemenliğe ilk başkaldıranlar oldular. Ancak bu baş kaldırış, Balkanlarda ve Anadolu'da zıt sonuçlara yol açtı. Balkanlarda Hıristiyan Kapitalizmi, Müslüman Prekapitalizmini yenip sürerek başarıya ulaşır ve Balkan uluslarının yolunu açarken, Anadolu'da Kürt-Türk Müslüman Prekapitalizmi Rum-Ermeni Hıristiyan Kapitalizmini sürerek ve yok ederek tasfiye etti. Bu süreç kıta Avrupa’sı ve Britanya Adaları arasındaki gelişim zıtlıklarına benzetilebilir. Kıta Avrupa'sında Sen Barthelmi katliamlarıyla burjuva gelişimi bir kaç yüz yıl geciktirilirken, İngiltere modern gelişimin yoluna giriyordu. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda Eski Ermeni ve Rum burjuva konakları, Kürt ve Türk feodallerinin evlerine ya da Osmanlı'dan miras Cumhuriyet adını almış devletin hükümet konaklarına dönmüştü. Bu tersine gidiş Kürt Ulusal Kurtuluş Hareketinin de gerilemesine yol açtı. Bundan sonraki dönemde Kürt Ulusal Kurtuluş Hareketi'nin ağırlık merkezi İkinci Dünya Savaşının özel koşulları nedeniyle önce İran'a (Kısa Ömürlü Mehabat Kürt Cumhuriyeti), İran'daki yenilgiden sonra da Irak'a kaydı. Bu dönem boyunca Türkiye Kürdistan'ında (Kuzey Kürdistan) hemen hemen hiç bir ciddi ve kitlesel bir direniş görülmez. Kürt emekçi yığınları zor ve dini tarikatlar aracılığıyla Türk gericiliğinin oy deposu olarak kalırlar. PKK'nın Bazı Özellikleri 1960'lı yıllarda Türkiye'de kapitalist gelişimin hızlanması ve işçi hareketinin doğuşuyla birlikte yeniden doğan Türk Sosyalist Hareketi (İlk doğuş Ekim Devrimi Yıllarında olmuştur) Kürt ulusunun memnuniyetsizliğinde doğal bir müttefik buldu. Türkiye'deki Kürt Ulusal Kurtuluş Hareketi, Türk Sosyalist Hareketi'nin rahminde onunla aynı Marksist vokabüleri kullanarak gelişmeye başladı. 60'lı yıllar boyunca ayrı bir kişiliği olmadı, 70'li yıllar Türk Sosyalist Hareketinden kopma ve Kendi Kişiliğini Bulma mücadelesiyle geçti, 80'li yıllar Türkiye Kürdistan’ında Bağımsız bir Kürt Ulusal Kurtuluş Hareketinin doğuşuna tanıklık etti. 90'lı yıllarda ise müthiş kitleselleşmesi görülüyor. Bu kitleselleşen ve radikalleşen hareket ise örgütsel ve politik ifadesini P.K.K.’ da buluyor. Kürt Ulusal Hareketi gelişir ve güçlenirken, Türk sosyalist hareketi 1979'dan itibaren, önce kendi hataları, sonra 12 Eylül darbesi ve en son olarak da Sovyetlerin dağılışıyla birlikte, hızlı bir dağılış ve çözülme sürecine girdi ve aslında küçük ve etkisiz çevreler sayılmaz ise. bir
19