dasındaki kuvvetler de 21 Temmuz 1913’de Edirne’ye gir diler. Böylece İT nin Babıâli baskınım yaparken kamuo yuna vermiş olduğu söz gerçekleşmiş bulunuyordu. Bu arada Kuşçubaşı Eşref, Süleyman Askeri ve militan bazı subayların oluşturduğu milisler Batı Trakya’mn bir bölü m ünü de k u rtarara k burada bağımsız bir cumhuriyet kurdular. Bu cum huriyet iki ay süreyle yaşadı, 29 Eylül 1913’de İstanbul’da B ulgaristan’la im zalanan banş an t laşması gereği, bu yöre Bulgaristan’a bırakıldı. İstanbul antlaşm asıyla çizilen Türkiye’nin Avrupa sım n bugün de aynen korunm aktadır. Balkan b anşının başladığı Eylül 1913’de ülkenin içinde bulunduğu durum un kısa bir tanım ı yapılsaydı şunlar söylenebilirdi: Devletin sınırlan daralmıştı. Rume li bütünüyle elden gitmişti. Oysa bu yöre im paratorluğun en ileri yöresiydi. Geriye kalan Anadolu, Suriye, Irak ve Arap yanm adası ise iktisadi açıdan çok geri kalmış bir yapıdaydı. Bu bölgenin ulaşım, sanayi ve diğer bayındır lık olanaklan bulunm am aktaydı. Halk, devletin yıllar bo yu süren tek boylu sömürüsünden ötürü merkezî hükü mete karşı küskün, cahil ve yoksuldur. Bu yığınlara da yanarak büyük atılım lann yapılması olanaksız görün mektedir. Osmanlı aydını bedbinlik içersindedir. Halkın doğrulan farkedebilmesi için kısa sürede eğitilmesi ve çağdaş gelişimler doğrultusunda ileri bir düzeye kavuştu rulm ası zorunludur. Bu ise bir inanç işi olduğu kadar ekonomik olanaklara bağlıdır. Diğer yandan altı yüz yıl lık Osmanlı geleneğinin sonucu olarak bütün sorunlann çözümü devletten beklenmektedir. Peki devletin bu yönde neler yapması gerektiğini sergileyecek bir model var mıdır? İT n in belirgin bir modeli bulunm am aktadır. Yal nız Edirne’nin kurtuluşundan sonra toplanan 1913 Kongresi’nde (20 Eylül 1913) Fethi Bey’in okuduğu açılış nut kunda o güne kadar geçen olaylar özetlendikten sonra "İm paratorluğa ekonomik canlılık kazandıracak yeni k a nunlara, ticaret ve endüstrisinin geliştirilmesi, tanm kooperatiflerine ulusal banka ve benzeri finans kuruluşla n n a gereksinim olduğu vurgulanm aktaydı. Aynı konuş m ada eğitim sorunu, dinde yozlaşmanın önünün alınması gibi temel konulara da değiniliyordu. Bu kongrede atılan
80