Tr Dergisi 7. Sayı

Page 119

disposition. If the master left the market sullen, it meant, as Mithat Cemal says, he had failed to make an interesting find in the dusty shelves that day. If cheerful, it was possible to deduce that he had found another treasure.

Eski bir fotoğrafta görülen Millet Kütüphanesi, 1916 yılında Ali Emirî’nin kitaplarını bağışlamasıyla kurulmuş. Ali Emirî'nin Diyarbakır Gazi Köşkü'ndeki büstü (altta).

SEEKING THE MISSING WORK Going through the used books market one day, Ali Emiri happened upon ‘Dīwān ulLughat al-Turk’, the crown jewel of Turkish cultural trove penned by Mahmud alKashgari. Thenceforth started the most exciting days of his life. I have written about this almost fictional affair in my books ‘Book Conversations’ and ‘Culture Conversations’. By the way I have to note that this subject is studied in all its details by Instructor Rıfat Bilge of Kilis, and is serialized in 1945 in the newspaper ‘Yeni Sabah’. I present you with an excerpt of this beautiful passage to reveal the contributions a bibliophile like Ali Amiri made to our cultural world: “There was a coffee house at the start of Karababa Street in Divanyolu called Diyarbekir Coffeehouse. Ali Amiri of Diyarbekir was one of its best customers. Every night after dark he would arrive, sit until midnight, meet friends, converse, and then leave for his home in Parmakkapı. This man was a bachelor; he would lock his door, and unlock it himself. He devoted his life to reading. He would read works of any nature, but was preoccupied by Ottoman history the most. He had a very strong memory. He would never forget what he read. “I must have a hundred thousand Turkish verses in my head,” he used to say. I once kindly observed this. I chose a line

The Nation Library in an old photo, was established when Ali Emirî donated his books in 1916. Ali Emirî's bust in Diyarbakır Gazi Mansion (below).

119 .tr dergi

KAYIP ESERİN İZİNDE Ali Emirî yine bir gün sahaflar çarşısında gezinirken, kültür hazinemizin pırlantası kabul edilen ve yüzyıllar önce Kâşgarlı Mahmud tarafından kaleme alınan Divan-ı Lügatü’t-Türk ile karşılaştı. O andan itibaren hayatının en heyecanlı günlerini yaşamaya başladı. İnsanı bir macera romanı kadar etkileyen bu olaydan hem Kitap Sohbetleri adındaki eserimde hem de Kültür Sohbetleri ismindeki kitabımda bahsettim. Yeri gelmişken belirtmek gerekir ki bu konuyu bütün ayrıntılarıyla Muallim Kilisli Rıfat Bilge kaleme aldı ve 1945 yılında Yeni Sabah gazetesinde tefrika etti. Ali Emirî gibi bir kitap âşığının kültür dünyamıza yaptığı hizmeti gözler önüne seren bu güzel yazıyı iktibas yoluyla siz değerli okuyucularıma takdim ediyorum: “Divanyolu’nda Karababa Sokağı’nın başında Diyarbekir Kıraathanesi adlı bir kıraathane vardı. Diyarbekirli Ali

.tr magazine

da Ali Emirî’yi yakından tanıdığı, onun dürüstlüğüne ve kitap tutkusuna inandığı için bu hâlini hoş görürdü. Üstat, sahaflar çarşısından ayrılırken üzgünse Mithat Cemal’in ifadesiyle o gün tozlu raflar arasında bir şey bulamamış, ilgi çekici bir kitapla karşılaşmamış demekti. Neşeliyse bu hâlinden yeni bir define keşfettiğini anlamak mümkündü.


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.