İSTER MİYDİNİZ?
Cenk 'Mirat' PEKCANATTI, 24 Şubat 2017 Burhan Özbilici tarafından çekilen malum fotoğraf, foto muhabiriliğin nereye gittiğinin sorgulanması gerektiğinin kesin bir deliliği... Kimilerine göre hali hazırda 'simgesel' olarak nitelendirilen bu fotoğraf, aslında bu statüye ¿birileri? tarafından *konuşlandırılmadan önce, cevaplanması gereken birçok soruyu beraberinde getiriyor. “Böylesi bir fotoğrafın kamuoyuyla paylaşılması onayını kim veriyor?”, “Bu fotoğraf dağıtılırken aslında ne amaçlanıyor?”, “Bu görüntüyle karşılaşan izleyici nasıl etkileniyor?”, “Fotoğrafı servis eden ajans ve fotoğrafçının vakaya bakışları paralelliklerini nereye kadar koruyor? Daha da doğrusu koruyor mu?”, v.s... v.s... Öncelikle bu fotoğrafı bir insan olarak değerlendirdiğimde; “barbarlık” ve “gaddarlık” sebebiyle yaşam şiirinin susturulduğu bir terör eylemini, rahatsız edici bir üslupla temsil ettiğini söylemeden geçemeyeceğim. “Rahmetli Büyükelçi Karlov'un vücudu, elini tekbir inancını sembolize eden bir jestle göğe kaldırmış suikastçının ayaklarının dibinde cansız biçimde devinimsiz yatıyor. Haşhaşi bir kolunu vücuduna paralel sarkıtılmış, silahını sımsıkı tutarken, avaz avaz bağırındığı boğazını sarmalayan damarlar, vücudundan boynuna doğru coşkun bir hevesle