Çatalzeytin Mektubu 318 Sayı Ağustos 2010

Page 1

ÖZCANLAR

Minibüs-Otobüs İşletmeciliği Sahil Gülü, Doğuş, Metro İSTANBUL-ANKARA-SAMSUN KASTAMONU-KARABÜKZONGULDAK

Atatürk Bul. No: 28 Çatalzeytin 0366 516 12 45 0366 516 23 24 0366 516 10 14

0366 516 1014-516 12 45

Atatürk Bul. 20/B Çatalzeytin

31 AĞUSTOS 2010

HASAN DOĞAN TUĞAMİRALLİĞE YÜKSELDİ Hemşehrimiz Deniz Kurmay Albay Hasan DOĞAN (1963), Tuğamiralliğe yükseldi.

YEREL ÝLETÝÞÝM TURÝZM GAZETESÝ

A N A YA S A O Y L A M A S I N D A 5357 OY KULLANILACAK

12 Eylül 2010 tarihinde Anayasa yapılacak Referandumunda 46 sandıkta 5357 oy kullanılacak. Seçmen sayısı merkezde 1763, köylerde 3594 toplam 5357. Seçmeni en az olan 5 köyümüz; Kulfallar 14, Kuğu 38, Doğan 41, Fındıklı 47, Dağköy 50. Yüksek Askeri Şura’nın (YAŞ) 04 Ağustos 2010 tarihli kararıyla Hasan DOĞAN’ın Tuğamiralliğe terfisi 30 Ağustos 2010 tarihinden geçerli olacak. defa bir İlk Çatalzeytinlinin “Paşa” olması, Tuğamiralliğe yükselmesi ilçede bayram havası estirdi, büyük çoşku ve sevinçle karşılandı. İlk, orta ve liseyi Çatalzeytin’de okuyan Hasan DOĞAN evli ve 2 çocuk babası.

OĞLUNU DÖVEN RAKİBİNİ VURDU Sinop iline bağlı Türkeli ilçesinde 10.08.2010 saat 02:00 sıralarında meydana gelen olayda 1 kişi öldü. Türkeli ilçesine bağlı Yazıcı köyü muhtarı Mevlüt YILDIZ (35) oğlu Tarkan YILDIZ’ı (13) hıdrellez panayırında döven köylüsü Tahir YAMAN’ı (45) çarşı meydanında tabanca ile vurarak öldürdü. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor. Tabanca ile vurularak öldürülen Tahir YAMAN 29 Mart 2009 Yerel Seçimlerinde muhtar Mevlüt YILDIZ’ın rakibiydi.

Seçmeni en çok olan 5 Paşalı 218, köyümüz; Karacakaya 195, Konaklı 171, Çağlar 164, Kavakören 148. 29 Mart 2009 Yerel Seçimlerinde merkezde 6, köylerde 41, toplam 47 5561 seçmen sandıkta kayıtlıydı. Merkezde seçmen sayısı 1716, köylerde seçmen sayısı 3845’ti. 17 ay sonra seç-

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI GÜNAY GİNOLU’DA KARŞILANDI “HES Projeleri iyileştirilecek, her yere HES yapılmayacak” Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul GÜNAY, 18.08.2010 saat 19:15 sıralarında Abana yolu Ginolu Kalesi girişinde Kastamonu Valisi Mustafa KARA, İl Emniyet Müdürü Sami USLU ile birlikte davul-zurnayla karşılandı. Kaymakam İsmail BAYATA, Belediye Başkanı M.İhsan UĞUZ, AKP İlçe Başkanı Sinan KARADAĞ, CHP İlçe Başkanı Mazhar ÖZCAN, İl Genel Meclis Üyeleri Birol BOZKURT, Hüseyin Tolga İNCE, Belediye Meclisi Üyesi Hayret ÖZTÜRK, Kaşlıca, Doğan, Konaklı, Samancı köyü sakinleri, Türkeli, Ayancık, Sinop, AKP temsilcileri tarafından karşılanan Bakan GÜNAY, soruları yanıtladı. Belediye Başkanı UĞUZ’un Ginolu Kalesinin onarımı, ve Belediye otelinin demirbaşlarının alımı için destek istediği Bakan GÜNAY “Belediye otel işletmez, kiraya ver, alan yapsın” dedi.

Emin Türkay ÖZTÜRK “Çatalzeytin Yayla zengini bir ilçe yaylalarımızın turizme açılması için çalışma var mı ? Çatalzeytin’e 3 HES yapılıyor, turizme darbe vuracak. Önlem alınmasını istiyoruz” dedi. CHP İlçe Başkanı Mazhar ÖZCAN “Atalarımız bu sular olduğu için buralara yerleşti. Derelerimiz kuruyacak.” dedi. Bakan GÜNAY bu sorulara “Gençler iş istiyor, çocuklarımızın geleceği var. Başbakanla HES konusunu görüştük. HES Projelerinde iyileştirme yapılacak, her yere HES yapılmayacak.”dedi. Saat 19:45’te Bakan GÜNAY ve beraberindekiler iftar yemeğini Ayancık’ta yemek üzere Çatalzeytin’den ayrıldılar. Bakanı Sinop sınırında uğurlayan Vali Mustafa KARA ve İl Emniyet Müdürü Sami USLU iftar yemeğini Çatalzeytin Hamam Lokantasında yediler.

FATMA ÇAY ÇEPNİ’DE 106 YAŞINDA VEFAT ETTİ Çepni köyünde yaşayan Fatma ÇAY (1904) 20 Ağustos’ta vefat etti. 106 yaşında vefat eden Fatma ÇAY 21 Ağustos’ta Çepni köyünde toprağa verildi. ÇAY, Çepni Köyü Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Mehmet ÇAY’ın süt annesiydi.

Sevdiklerinize

men sayımız 204 azaldı. İlçe Seçim Kurulu Anayasa Oylaması ile ilgili çalışmalarını sürdürüyor. 06 Eylül 2010 tarihinde Sandık Kurulu Başkanlarına seminer verilecek. SANDIKLAR VE SEÇMEN SAYILARI

MERKEZ MAH. ÇELEBİLER MAH. ARICA AŞAĞISÖKÜ CANLAR CELALLER ÇAĞLAR ÇATAK ÇEPNİ ÇUBUKLU DAĞKÖY DOĞAN DURAN EPÇELER FINDIKLI GÜNEŞLER HACIREİS HACIREİSSÖKÜ HAMİDİYE İSMAİL KARACAKAYA KAŞLICA KAVAKLI KAVAKÖREN KAYADİBİ KAYMAZLAR KIZILCAKAYA KİRAZLI KONAKLI KÖKLÜCE KUĞU KULFALLAR KUZSÖKÜ PAŞALI PİRİ SAMANCI SARAÇLAR SIRAKONAK SÖKÜ YEMİŞLİ YENİBEYLER YUKARISÖKÜ YUNUSLAR MERKEZ TOPLAM KÖYLER TOPLAM GENEL TOPLAM

1679 84 82 64 63 62 164 141 133 56 50 41 86 51 47 72 107 68 67 104 195 69 63 148 78 84 69 97 171 55 38 14 68 218 105 98 72 94 69 72 93 84 82 1763 3594 5357

1.00 TL. KDV Ýçinde

/ SAYI : 318

ZAFER BAYRAMININ 88. YILDÖNÜMÜNÜ KUTLADIK “Ordular ilk hedefiniz Akdenizdir.” M. Kemal ATATÜRK 30 Ağustos Zafer Bayramının 88. Yıldönümü dolayısıyla J. Uzman 1. Kdm. Emre ATAK sunumuyla Mermerpark’taki Atatürk Anıtına çelenkler konuldu. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın söylenmesiyle şanlı bayrağımız göndere çekildi. Günün anlam ve önemini belirten konuşmayı J. Kdm. Ütğm. Mehmet AKBUZ yaptı. AKBUZ yaptığı konuşmada “Ulu önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK’ün hedeflerini unutmamalıyız çok çalışmalıyız “ dedi. Yunus Emre İlköğretim Okulu öğrencilerinden Resul ÖZCAN ve Sedef Buse ÇAĞLAR 30 Ağustos’la ilgili şiirler okudular.

30 Ağustos’ta çelenkler konulurken

“Okuyucularımızın Ramazan Bayramını kutlar, sağlıklı ve huzurlu günler dileriz.” Çatalzeytin Mektubu

KAYMAKAM BAYATA MUHTARLARA İFTAR YEMEĞİ VERDİ Kaymakam İsmail BAYATA, Hamamda 13.08.2010’da muhtarlara iftar yemeği verdi. Yemekte İlçe Jandarma Komutanı Mehmet AKBUZ, Belediye Başkanı Musa İhsan UĞUZ, İlçe Emniyet Amiri Cemal AĞÖREN, İl Genel Meclisi Üyeleri Birol BOZKURT ve Hüseyin Tolga İNCE hazır bulundular. Kaymakam İsmail Bayata iftar yemeğinden sonra yaptığı konuşmada Köydes konusunda muhtarlara bilgi verdi. Bayata “Köydes’e gelen 500 bin TL ile 160 km grayderli bakımlı yol, 55 km malzemeli bakımlı yol ve 9 köyün içme suyu işini çözdükten sonra Köy-Des’ten gelen 545 bin TL ek ödenek ile 20 km 1. kat asfalt yol yapmayı planladık.” dedi.

AKÇAY’DAN SONRA İNANYA ÇAYINA 2 HES YAPILIYOR

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul GÜNAY Ginolu’da

ÇATALZEYTİN’DE PARALAR BAYANLARA EMANET Malmüdürlüğüne Karayazı Malmüdürü Sema GÜL, Ziraat Bankası Şube Müdürlüğüne Suşehri Ziraat Bankası Müdürü Reyhan BÖLEN atanarak 16 Ağustos 2010’da ilçemizde göreve başladılar. Malmüdürü Sema GÜL Alaplı’da memuriyete başladı. Karapürçek’te Muhasebe

Memurluğu yaptı. GÜL, AÖF İşletme Bölümünde lisansını tamamladı. Ziraat Bankası Şube Müdürü Reyhan BÖLEN, 13 yıllık bankacı. Erzincan, Samsun, Sivas illerinde çalıştı. Erzincan 1972 doğumlu olan BÖLEN, evli ve 2 çocuk annesi.

En Güzel Armağan

Emin Türkay ÖZTÜRK’ün hazırladığı

CİYE Belgeseli

28. YIL /

“ELDEN GELEN ÖĞÜN OLMAMIŞ, ARADIĞIN ZAMAN BULUNMAMIŞ .” YÖREMİZ ATASÖZÜ

Malmüdürü Sema GÜL

Ziraat Bankası Müdürü Reyhan BÖLEN

Akçay’a Hidro Elektrik Santralı (HES) yapılmasına karar verildi. Hukuki süreç başladı. “Çatalzeytin Aşıkları Çevre Platformu” hukuki süreçle ilgili çalışmalarını sürdüyor. Akçay’a ÇED raporu istemeyen idare İnanya Çayına HES başvurusuna ÇED raporu istedi. İnanya Çayına 2 HES yapmak için başvuruda bulunan “Arısu Elektro Mekanik Müşavirlik Enerji San. ve Tic. Ltd. Şti.” firması ÇED hazırlıklarını sürdürüyor. İnanya Çayına yapılacak Kemal 1-2 Regülatörleri, Kemal 1-2 HES ve Beton Santralı Tesisleri için ÇED süreci 02.08.2010 tarihinde başladı. Kastamonu’da 03.09.2010’da halkı bilgilendirme toplantısı, Ankara’da Bakanlık Salonunda 13.09.2010’da format belirleme toplantıları yapılacak.

Muhtarlar İftar yemeğinde

Öfke, akla pranga, sabır, akla araçtır; Beynindeki dükkanda aradığın her şey var. Fazıl BAYRAKTAR

Cebrail Mh. Simsar Sk. 26 KASTAMONU 0 366 214 12 22

www.ozelugurluhastanesi.com

Nail AVCIL

Elmalıkent Mh. Özyavuz Cd. Papatya Sk. No:2 İST. 0 216 631 64 72- 0 533 341 25 61- 0 541 440 91 12 E-mail:info@fobsyapi.com Web:www.fobsyapi.com


31 AĞUSTOS 2010

ÇATALZEYTÝN MEKTUBU

Sayı: 318

SUYUM BEN Ey İnsanoğlu, Suyum ben. Dağların başından doğup sevgilim “Deniz’e” kavuşan bir akarsuyum ben. Hasreti su kavuşumları olan akan bir suyum ben. Benim, doğduğum yerden başlayıp, sevgilimin bağrına girene kadar yatağımda özgürce akma hakkım vardır. Benim, içimdeki ve etrafımdaki tüm canlılara yaşam verme hakkım vardır. Benim, tüm canlıları emzirme hakkım vardır. Bu haklarımı varoluştan alırım. Bu haklarımı bana sormadan vatan bildiğiniz cüzdanlarınızı doldurmak için elimden almaya kalkarsanız dünyayı başınıza yıkarım. Ey İnsanoğlu, Suyum ben. Maviyim. Akarsuların sevgilisiyim. Hayatın başladığı “Deniz’im” ben. Benim, bulunduğum yerde, içimdeki tüm canlı ve cansız varlıklarla, yarattığım kıyılarla birlikte özgürce yaşama hakkım vardır. Benim tüm evreni besleme hakkım vardır. Benim anaç olma hakkım vardır. Bu haklarımı evrenin kuruluşundan ve hayatın başlangıcından alırım. Varoluştan gelen bu haklarımı namus bildiğiniz cüzdanlarınızı doldurmak için benden alamazsınız. Alırsanız dünyayı başınıza yıkarım. Ey insanoğlu, Dağım ben. Zaman zaman ulu diye tanımladığınız dağ. Ben veririm suyu akarsulara, Ben üretirim oksijeni canlılara, Ben temizlerim senin pislettiğin havayı. Evlatlarımdır ormanlar ve senin yaban diye tanımladığın hayatın içinde olanlar. Bu haklarımı sular gibi evrenin kuruluşundan ve hayatın başlangıcından alırım. En yüce değer saydığınız cüzdanınıza ya da kasanıza koymak için gelip bana istediğiniz gibi kazma ya da balta vuramazsınız. Vurursanız zamanı geldiğinde başınıza yıkılırım. Ey insanoğlu, Yaşamaya çalıştığınız dünyayım ben. Sadece sizin sandığınız dünya. Canlı türleri içindeki en acımasız mahlûk, bana en korkunç, en adi tecavüzleri yaparak kendi sonunu hazırlayan akılsız yaratık! Yaptıkların artık umurumda değil. Sanma ki bana bir şey olur. Yok, olacak sensin. Ben, kendimi yeniler yine uzayda dönmeye devam ederim. Ama senin olmadığın hayatlarla. Tekin ÜSTÜNDAĞ

Sayfa 2

Cıvıltı

mektup’tan özetler * 25.08.2010’da Kavakören köyünde Şükrü KORKMAZGİDER (1948) ve Fikri GÜRGEN’(1952) aralarında ortaya çıkan husumet nedeniyle tartışmaya başladılar. KORKMAZGİDER, GÜRGEN’in kafasına odun ile vurarak yaralanmasına sebep oldu. GÜRGEN’in tedavisi İlçe Hastanesinde yapıldı. * 11.08.2010’da Çağlar köyünde Sezai TEKİN (1956), Alpay ŞAHİN(1980)’i arazi anlaşmazlığı nedeniyle tartakladı. * 04.08.2010’da Samancı köyünde Halil KÖSE (1946) arazi anlaşmazlığı yüzünden Müşbet BULUT’a (1949) yumruk attı. Yaralanan BULUT’un tedavisi İlçe Hastanesinde yapıldı. * 17.08.2010’da Çağlar köyünde Kader KURTOĞLU (1996) ruhi bunalım sonucu evde bulduğu hapları içerek intihar girişiminde bulundu. KURTOĞLU’nun tedavisi İlçe Hastanesinde yapıldı. * 09.08.2010’da Fındıklı köyünde Murat ÖZCAN (1971) ve Nuri ÖZCAN (1985) binmiş oldukları halk arasında pat pat olarak tabir edilen tarım aracının devrilmesi sonucu kaza yaptılar. Kazada yaralanan Murat ÖZCAN ve Nuri ÖZCAN ilk müdahalenin ardından Kastamonu Dr. Münif İSLAMOĞLU Devlet Hastanesine sevk edildiler. Bacağı kırılan Nuri ÖZCAN’ın tedavisi Ankara Dışkapı Araştırma Hastanesinde devam ediyor. * 07.08.2010’da Kavakören köyünde Fehmi TUNCER(1943)’e ait ev elektrik prizinden çıkan yangın sonucunda tamamen yandı. Yangında hiçbir eşya kurtarılamadı. * 05.08.2010’da Karacakaya Kavakören’de yangın

köyünde Şevki ÖZCAN (1970) ağaç kesimi yaptığı sırada balta ile sağ ayağını yaraladı. Tedavisi İlçe Hastanesinde yapıldı. * 03.08.2010’da Kuğu köyünde Şükrü SERİ (1947) ve Dilber SERİ (1939) deli bal olarak bilinen baldan yemek suretiyle zehirlendiler.

Tedavileri Bozkurt İlçe Hastanesinde yapıldı. * 03.08.2010’da Epçeler köyünde Aslı ÖZDEMİR (1990) ruhi bunalım sonucu evde bulduğu tansiyon ilaçlarını içerek intihar teşebbüsünde bulundu. Tedavisi İlçe Hastanesinde yapıldı. * Kayadibi köyünde 06.08.2010 günü Hüseyin DİNÇER (1975) kullandığı aracın hakimiyetini kaybederek 20 metre şarampole yuvarlandı. İlk müdahalesinin hayati tehlike ardından bulunduğundan Kastamonu Dr. Münif İSLAMOĞLU Devlet Hastanesine sevk edildi. * J.Uzman 1 Kdm Çvş. Hakan KUREN ,Van Gürpınar Topçu Değirmeni Jandarma Karakolundan, J. Uzman 1 Kdm Çvş Emre ATAK Şırnak 6. Jandarma Sınır Tabur Komutanlığından, J. Uzman 2. Kd. Çvş. Caner ESENYEL Ağrı Doğubeyazıt’tan, Astsubay Caner TAHİL Tunceli Özel Harekattan, ilçemize tayin olarak 14 Ağustos’ta göreve başladılar. * J. Uzman 3 Kd. Çvş. Ahmet DOĞAN Taşköprü İlçe Jandarma Komutanlığına tayin olarak 15 Ağustos’ta ilişiğini kesti. * Orman İşletme Müdürlüğünde çalışan işçi Refik AKGÜN (37), tedavi görmekte olduğu Ankara’da 25 Ağustos’ta vefat etti. * İstanbul Sultangazi’de mermercilik yapan Yenibeyler köyünden hemşehrimiz Cemal BIYIKLI (1956) 09.08.2010 tarihinde vefat etti. BIYIKLI 500 Evler mezarlığında toprağa verildi. Mermer oyma ve işlemede seçkin ustabiri lardan olan BIYIKLI 2009 ve 2 0 1 0 yıllarında Cemal BIYIKLI m e r m e r oyma işleri sergileri açmıştı. * Hastane yanında yapımı tamamlanan Kışlakent Sitesinde 21 Ağustos’ta yönetim oluşturmak için kat malikleri toplantısı yapıldı. Yöneticiliğe Tuncay ERDOĞAN seçildi. * Belediye Başkanı M. İhsan UĞUZ 01 Ağustos’ta hamamda İstanbul’da faaliyet gösteren dernek başkanı ve işadamlarına kahvaltı verdi.

e-mail: eturkay@mynet.com

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ DOKUNULMAZLIKLARI KALDIRACAK MI ? Kızılcakaya köyünde Hidro Elektrik Santralı (HES) konusunu konuşurken bir arif teyzemiz “Köylü, komşu hep beraber olsaydı, meclise katılırdım.” dedi. Akçay’ın suları gibi süzülmüş, çok temiz özlü sözler... bunlar. Gündemde Anayasa olmasaydı, bu sayıda büyüyen HES isyanımı “Geyik Yuvası ve HES” başlığı ile anlatacaktım. Nedir Anayasa ? Yenilmez, içilmez, soyut bir kavram. Yurttaş olarak hakkımızı, hukukumuzu koruyan bir gizli güç. TDK Sözlüğü, Anayasayı “Bir devletin yönetim biçimini belirleyen, yasama-yürütme, yargılama erklerinin nasıl kullanılacağını gösteren, yurttaşların kamu haklarını bildiren temel yasa.” diye tanımlıyor. Anayasa demokratik senettir. Kişi bu Anayasa senediyle, demokratik haklarını tam olarak kullanabilmeli. 26 soruya, bir yanıt istenilen Anayasa oylaması beni çok düşündürüyor. Toplumsal uzlaşma sağlanmadan halkın oy’una sunulan bu Anayasa’yı, pişmemiş yemeğin servis edilmesine benzetiyorum. Önümüzdeki yıl seçim var. Herkesin görüşü alınarak halkı kamplaşmaya ayırmadan bir anayasa taslağı hazırlanmalıydı. Milletvekili sandığının yanına bir de Anayasa sandığı kurulurdu. Bir taşla iki kuş vurulur, boşuna trilyonlarca masraf yapılmazdı. Yazık değil mi ? Bu fakir milletin paralarına. 12 Eylül 2010’da sandık başına gideceğiz. Aklıma takılan sorular var. Bu Anayasa ile demokratik haklarımızı tam olarak kullanabilecek miyiz ? Hayır. Özgür olabilecek miyiz ? Telefon dinlemeler bu Anayasa ile sona erecek mi? Hayır. Sorgusuz sualsiz gıyabi soruşturmayla hapse atılanlar serbest kalacak mı ? Hayır. Çevreye sahip çıkılarak doğa katliamına, HES’lerin yapımına son verilecek mi ? Hayır. Bu sorular uzar gider. En çok takıldığım dokunulmazlıklar. Anayasa Referandumunda “HAYIR” oyu kullanacağım. Seçtiğimiz vekillere imtiyazlar vermek çok gücüme gidiyor. “HAYIR” demek için en başta gelen nedenim milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılmamış olmasıdır. Olmayan borca istenen senedi imzalamam doğru olmaz.

ÖZCANLAR HİPERMARKET "Kaliteyi Uygun Fiyata Alacağınız Adres"

KUZU ETİ SATIŞLARIMIZ BAŞLAMIŞTIR! NAİL ÖZCAN

Minibüs, Otobüs İşletmeciliği

/

SEBZE VE MEYVEDE

PERŞEMBE VE CUMA GÜNÜ

HALK GÜNÜ

TÜM MANAV ÜRÜNLERİ HAL FİYATINA!

Sahil Gülü, Doğuş, Metro

İSTANBUL-ANKARA-SAMSUN-KASTAMONU-KARABÜK-ZONGULDAK Merkez : Atatürk Bulvarý No: 28 Çatalzeytin / KASTAMONU Tel: 0 366 516 12 45 Þube: Cumhuriyet Meydaný No: 1 Çatalzeytin / KASTAMONU Tel: 0 366 516 23 24

Tel: 0 366 516 10 14

Atatürk Bul. No: 20/B Çatalzeytin ÇALIŞMA SAATLERİ

06.00

02.00


31 AĞUSTOS 2010

Sayı: 318

ÇATALZEYTÝN MEKTUBU

KUŞLAR BİZDEN DAVACI OLMASIN Çevre hakkı, salt “insanın sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı” olarak mı görülmeli? Kavramsal tartışmalara bakacak olursak öyle! Çevrebilim de çevre hukuku da çevre hakkını insan hakları bağlamında tanımlamaya çalışır. İnsan haklarının 200 yıllık geçmişine bakar ve son aşamada çevre hakkının sadece bugünü değil, gelecek kuşakları da içine alan “dayanışmacı” bir hak olduğunu söyler. “Çevre hakkı herkesin hakkı, anayasaya göre devlet de bireyler de çevre hakkının yükümlüsü” diye kestirme bir sonuca varır. Peki, Küre Dağları’nın hakkı ne olacak? Asırlık çınarların, çamların, gürgenlerin, kayınların, iğde ağacının, zeytin ağacının… Yaralıgöz’deki sapsarı yayla güllerinin, çiğdemlerin, gökşenlerin… Değişen iklime kanıp sonbaharda açan papatyanın, badem çiçeğinin, ne konuştuğumuz ne su verdiğimiz pencere kenarındaki menekşenin; doğadaki nice börtü böceğin... Yaşam alanlarını giderek daralttığımız kedilerin, köpeklerin, balıkların, martıların... Masmavi denizlerin ve de akarsuların… Siyasal iktidarın, “Türk bakmayacak, su akmayacak” dercesine esir almaya çalıştığı akarsuların hakkı ne olacak? Kaderine terk edilemeyecek vatan toprağının hakkı ne olacak? Çevre hakkı insanın da “çevrenin hakkı” ne olacak? Türkiye küreselleşme sürecinin ağırlığını hissetmeye başladığından beri yeni bir sorunla tanıştı: Güven sorunu… Son yıllarda yaşamın her alanında karşımıza çıkan güven sorunu, Çatalzeytin’i şimdilerde bir kez daha karıştırıyor. “Gıdıklaya gıdıklaya hamamı tarihi eser yaptılar” diyenlere güvenmedik! “Yüzyıllardır devlete hep verdik, şimdi alma sırası bizde. Ginolu’ya bu yüzden liman yapıyoruz” diyenlere güvenmedik! Çatalzeytin’i yıllar boyu susuz bırakanlara, güvenmedik! Çatalzeytin’e çift şerit sahil yolu yapıyoruz diye denizi küstürenlere, güvenmedik! Karadeniz Otoyolu’nu Çatalzeytin’den geçireceklere de güvenmiyoruz. Biz denizi, deniz bizi unutacak, aramıza keskin duvarlar örülecek! Çatalzeytin’in akarsularına bir değil, iki değil, üç hidroelektrik santrali (HES) birden yapmaya kalkışanlara da güvenmiyoruz! Doğanın yüreğine hançer vurulmasını yüreğimiz kaldıramadığı için… Neden güven duyalım ki! HES projelerini gündeme getirenler, o projeleri hazırlayanlar, yürütecek olanlar; doğanın sayesinde köşe dönmeyi düşleyenler; HES’leri savunanlar ve hatta ikircikli durumda kalanlar… HES projelerine güven duymamızı sağlayabilecek ne söyleyebiliyorlar? Siyasal iktidar bir karar almış: “Bu ülkenin dereleri özgür akmayacak!” Neden, üç kuruşluk elektrik için mi? Hayır, satacak savacak başka bir şey kalmadığı için!.. Bakmayın siz, “Satmıyoruz, kullanım hakkını devrediyoruz” diyenlere… Kimin hakkını kimden alıyor, kime veriyorsunuz? HES projelerini yürütecek olanların gözü dönmüş. Çünkü son 10 yılı kapsayan büyük paylaşımda onlara kala kala, nazlı nazlı akan Akçay kalmış, Karaçay kalmış, Şeyhşaban Çayı kalmış, Sarıerik Deresi kalmış… Hadi onları anlayalım. Üretecekleri enerjinin değil, sahip olacakları suyun hesabını yapıyorlar! Peki, körü körüne HES’leri savunanlara ne diyelim? Elektriksiz geçen günleri unutmayalım diyen mi istersiniz, istihdam yaratılacak diyen mi? Bakalım nasıl bir potansiyele sahip Suçatı’ya kurulacak HES, ne kadar elektrik üretecek, kaç kişiye iş sağlayacak? Kurulu gücü 1,04 MW olan Kuzköy Regülatör (Reg) ve HES, bir yılda ancak TOFAŞ Otomobil Fabrikası’nın sadece bir haftalık enerji gereksinimini karşılayabilecek kadar elektrik üretebilecek. Tabii her şey yolunda gider, Akçay çağıl çağıl akar, yağmur

Esat KAPLAN

ve kar yeraltı sularını çoğaltır, santral tam kapasite ile çalışırsa… İşin üretim yanı böyle… Peki, istihdam cephesinde ne olacak? İnşaatında çalışacak 50-60 kişiyi saymazsanız, HES üretime başladığında sadece 5-6 “vasıflı” işsiz iş sahibi olacak, ama 7 değil! Çatalzeytin’de mi o “vasıflı” işsizler? Bir de taş ocağı kurmuşlar… O da en az yapacakları HES kadar zarar veriyor, verecek!.. Orada da çalışacak insanlar. Ta ki inşaat bitene, açtıkları taş ocağının Çatalzeytin doğasına saplanmış bir hançer olduğu görülene kadar… Bu işin Suçatı ile sınırlı kalacağını sananlar da aldanıyor. Akçay üzerinde Yunuslar HES, Karaçay Deresi üzerinde Kemal Reg. ve HES, Şehyşaban Çayı ve Sarıerik Deresi üzerinde Dumanlı Reg. ve HES projeleri de hazır. Çatalzeytin’den Bozkurt’a, Azdavay’dan Cide’ye… Bolu’dan Kastamonu’ya, Zonguldak’tan Sinop’a, Giresun’dan Rize’ye… Sadece Karadeniz’de tam bin 700 HES… Beton HES’lerle örülüyor yurdumuz! Dünya, yenilenemeyen doğal kaynaklarıyla ilgili durumunu bilmiyor, bilemiyor. Örneğin, 1980’lerin başında dünyada 40 yıllık petrol rezervi kaldığı söylenirdi. Aradan 30 yıl geçti, bugün yapılan hesaplamalarda da petrole 40 yıllık ömür biçiliyor. Üstelik, bilim dünyası şunu da söylüyor: Mevcut teknoloji, arz-talep dengesi vb. pek çok bileşene bağlı olarak yapılan hesaplamalar çok gerçekçi değil, gereksinim duyulması halinde petrol farklı katmanlardan ve kayaçlardan da elde edilebilir. (1) Bütün bu tartışmalara karşın yenilenebilir enerjiden yanayım, çünkü kalkınmanın sürdürülebilir olması gerektiğine inanıyorum. Sürdürülebilirliğin, doğadaki her su birikintisine HES kondurularak sağlanamayacağı da çok açık! Öncelikle sağlıklı bir planlama yok. Oysa dünya suyu planlarken; önce içme suyu, ardından kullanma suyu, sonra tarım ve daha sonra da sanayiyi düşünerek planlıyor. İnsanlık alternatif enerji için rüzgara, jeotermale, güneşe yöneliyor. Böyle bir planlama var mı Türkiye’de? Çevrenin hakkını; doğanın yaşam döngüsünü dikkate almadan çıkarılan bir yasa var. Bilimsel veriler, sosyolojik olgular, çevreci bakış açısı ve toplumun kanaat önderlerinin fikirleri alınmadan, masa başı kararlarla çıkarılmış antidemokratik bir yasa… Bugüne kadar bir yetkili gelip bize sordu mu, ne dersiniz diye? Hayır, çünkü minareyi çalan kılıfını hazırlamış, Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) denilen ve çevre yönetimine halkın katılımını sağlayan süreci de Çatalzeytin’den esirgemişler. ÇED kapsamında olması gereken işlemler bütününden oluşan HES’lerin büyük bölümü ÇED kapsamı dışında… Dolayısı ile halk hiçbir karar sürecinde yok. Neymiş, 25 MW’nin altındaki HES’lerde, Vali istemezse ÇED’e gerek yokmuş! ÇED’e değil, HES’e gerek yok! Çatalzeytin’e HES istemiyorum. Çünkü çevre hakkının insanın hakkı olduğunu kabul etmekle birlikte çevrenin de hakkı olduğunu savunuyorum. Başka deyişle, Akçay’ın da hakkı var, o su önce Akçay’ın, sonra doğanın, insanın olduğu kadar doğadaki tüm canlıların, toprağın, ağaçların, çiçeklerin, hayvanların… Oysa HES, suyu Akçay’dan koparacak, üstelik yetmeyecek, yeraltı sularını da çekecek. Sadece susuz kalmayacağız. Bitki çeşitliliği azalacak, doğa kuruyacak, yeşil solacak, çölleşmeye ve küresel ısınmaya; felakete adım adım ilerleyeceğiz. Kısacası cennet de cehennem de bu dünyada, anlayana!.. En başta sorduğum soruları yineleyeyim. Çevre hakkı insanın da “çevrenin hakkı” ne olacak? Çevrenin hakkını düşünmeyene neden güven duyayım? Siz de güven duymayın! İstanbul’da yapılan bilgilendirme toplantısında, ne güzel söylemiş Cemil Özdemir: “Kuşlar bizden davacı olmasın!..” 1 Dr. Kamil Salihoğlu, “Yenilenebilir Enerji Tartışılırken, Ekonomik Pusula, (13-19 Temmuz 2010), s. 12.

Sayfa 3

GRUP SUYUNDA KAÇAK BULUNDU 6 köyümüzün (Kavakören, Piri, Yemişli, Celallar, Kulfallar, Saraçlar) yararlandığı Taşlıyol Yaylasından gelen grup suyundaki kaçak bulundu. Celallar köyü Kazıklık mevkiinde ortaya çıkan %50 su kaybına yol açan arızayı Piri köyü muhtarı Rahmi ÇELİK ve Yemişli köyü muhtarı Yaşar PULATKAN birlikte buldular.

KILIÇDAROĞLU’NA HES PANKARTI AÇILDI CHP Genel Başkanı Kemal KILIÇDAROĞLU 15 Ağustos 2010 tarihinde saat 13:00’te Kastamonu Nasrullah Meydanında Anayasa Oylaması ile ilgili olarak halka hitap etti. Dokunulmazlıkların kaldırılması için “HAYIR” oyu istedi. Çatalzeytin’den mitinge CHP İlçe Başkanı Mazhar ÖZCAN önderliğinde partililer ve vatandaşlar katıldı. KILIÇDAROĞLU’nun konuşması boyunca gazetemiz adına açılan “HES’e Hayır / Çatalzeytin” pankartı, tüm televizyon kanallarında gösterildi. CHP Genel Başkanı KILIÇDAROĞLU HES konusuna değinmedi.

DANASINI AYI YİYEN KÖYLÜ TESPİT DAVASI AÇTI 09 Temmuz’da Osmanlıburnu Yaylasında danasını ayı yiyen Muzaffer CAN (53) Çatalzeytin Sulh Hukuk Mahkemesine tespit davası açtı. Zararının telafisi için hukuk mücadelesi veren CAN İlçe Tarım Müdürlüğüne ve Milli Parklar Müdürlüğüne başvuru yapmıştı. Olayla ilgili olarak Muzaffer CAN “Yaz gelince hayvanlarımı yaylaya otlatmaya çıkarıyorum. 2 yıl önce de 1 düve 1 danamı ayılar yedi zararım karşılanmadı. Ayılara karşı hayvanlarımı koruyamıyorum. Zararımın telafisi için ilçe ve il merkezinde her resmi kuruluşa başvurdum. Bir sonuç alamadım. Mahkeme yoluyla tespit davası açarak hakkımı arıyorum.” dedi.

Ayıların danayı yediği Osmanlıburnu Yaylası

Miting sırasında açılan HES pankartı

MHP İFTAR YEMEĞİ VERDİ Milliyetçi Hareket Partisi İlçe Başkanlığı 22.08.2010’da iftar yemeği verdi. MHP İlçe Başkanı Ahmet DEMİR Hamam’da ilçe halkına ve partililere iftar yemeği verdi. İftar yemeğine MHP Kastamonu Milletvekili Mehmet SERDAROĞLU, MHP İl Başkanı Dursun ERGİN, Yönetim Kurulu Üyeleri Hayrettin KÖK, Hayrettin IŞIK katıldılar. İftar yemeğinde milletvekili SERDAROĞLU “12 Eylül’de yapılacak Anayasa Oylamasına HAYIR demeliyiz. Hayır dememiz için birçok sebep var. AKP’nin samimiyetten uzak tamamen siyasi rant için zihin bulandıran bir paketi ülkenin birlik ve bütünlüğüne zarar vererek, ay yıldızlı bayrağın yanına başka bir bayrağı astırmak isteyen Belediye Başkanını bile açığa alamayan İçişleri Bakanına ve onun mensubu olduğu iktidara HAYIR demeliyiz.”dedi. SERDAROĞLU partili bayanlarla sohbet ettikten sonra, 20:30’da Huzur Kıraathanesine geçti. Burada bulunan vatandaşlarla çay içen ve sohbet eden SERDAROĞLU 21:30 sıralarında ilçeden ayrıldı.

DENİZ DÖNÜŞÜ KAZA Çatalzeytin’den Devrekani yönüne hareket eden Tahir ÇELİK yönetimindeki otomobil ile Kastamonu’dan Çatalzeytin’e hareket eden Ferit GÜZELAYDIN yönetimindeki otomobil çarpıştı. Devrekani Hacıhasan köyündeki kazada otomobil sürücüsü Tahir ÇELİK yolda, kazada yaralanan Ahmet ÇELİK Devrekani Devlet Hastanesinde yaşamını kaybetti. Kazada yaralanan Songül ÇELİK, Mustafa ÖZ, Alihan ÇELİK ve Veliye ÇELİK Kastamonu Devlet Hastanesinde tedavi altına alındılar. ÇELİK ailesinin Çatalzeytin’de denize girdikten sonra yola çıktıkları öğrenildi. Kazada kalça kemiği kırılan Ferit GÜZELAYDIN’ın tedavisi Ankara İbni Sina Hastanesinde devam ediyor.

mektup’tan özetler * Ardanuç’tan ilçemize tayin olan polis memuru Recep TOPÇU, 10 Ağustos’ta göreve başladı. * Milli Emlak memurluğuna açıktan atanan Gökhan KÖKSAL 03 Ağustos’ta göreve başladı. * Sezon balığı Palamut (olta) kg 15-20 TL’den satılıyor. * KARABÜK’e bağlı Yenice

MHP’liler iftar yemeğinde

AKP İFTAR YEMEĞİ VERDİ AKP İlçe Başkanlığı MHP’den sonra aynı yerde Hamam’da 25.08.2010’da iftar yemeği verdi. İftar yemeğine AKP Kastamonu Milletvekili Hasan ALTAN, Bozkurt Belediye Başkanı Engin CANBAZ, Çatalzeytin Belediye Başkanı M. İhsan UĞUZ, İl Genel Meclisi Üyeleri Birol BOZKURT, Hüseyin Tolga İNCE, AKP Kastamonu eski İl Başkanı Mustafa Gökhan GÜLŞEN, AKP Çatalzeytin İlçe Başkanı Sinan KARADAĞ, Köy Muhtarları,Yönetim Kurulu Üyeleri ve partili vatandaşlar katıldılar. Yemekte İlçe Başkanı Sinan KARADAĞ “Başta milletvekili Hasan ALTAN olmak üzere iftar yemeğine teşrif eden tüm partililere hoşgeldiniz diyorum.” dedi ve mikrofonu ALTAN’a verdi. ALTAN “İktidara geldiğimizden beri tarihi eserlere sahip çıkıyoruz. Bugünde burada tarihi bir eserin çatısı altında iftar açıyoruz. Kastamonu kültür turizmden beslenecektir. 12 Eylül’de yapılacak referandum iyi değerlendirilmeli. Özgürlükçü bir Türkiye için “EVET” demeliyiz.” AKP’nin iftar yemeği

ilçesi Satuk(Balıkısık) köyü İlköğretim Okulu Müdürü Birol TOKAN 14.08.2010’da vefat etti. Celallar köyü eski muhtarı Mahir TOKAN’ın oğlu olan Birol T O K A N İstanbul'da kanser tedavisi görmekteydi. Birol TOKAN


31 AĞUSTOS 2010

ÇATALZEYTÝN MEKTUBU

Sayı: 318

SIRAKONAK ESKİ OKULU KÖY KONAĞI YAPILACAK

DEVLET HASTANESİNDEN İLÇE HASTANESİNE Karadeniz sahilindeki ilçemizin kamu kurum ve kuruluşları yönünden güçlü olması gerekir. Kamu Kurum ve Kuruluşları ilçemizde ne kadar yaygın ve güçlü olursa hizmette o kadar nitelikli ve ulaşılabilir olur. Milletvekilimiz Nurhan TEKİNEL’in Devlet Bakanlığı döneminde -1996 yılında- yirmi yataklı devlet hastanesine dönüştürülen sağlık kuruluşumuz, çevresinin en önemli sağlık merkeziydi. Çevre ilçelerdeki hastaları da kabul ederek sağlığına kavuştururdu. Hemşehrimiz Dr. Mustafa Güven KARAHAN’ın Sağlık Bakanlığı döneminde de aynı işlevi yerine getirmiştir. Hemşehrimiz Dr. Soner SALTIK’ın Başhekimliği zamanında hastanede yapılan düzenlemelerin 2005 yılı festival programı içersinde açılışı yapıldı. Kastamonu basını hastanemizin konumundan sağlık hizmetlerinde parlayan bir yıldız olarak sözetmişti. Sinop iline sınır teşkil eden ilçemizin devlet hastanesi 2007 yılında on yataklı ilçe hastanesine dönüştürüldü. Sağlık hizmetlerinde bu geriye düşüşün işaretiydi. Merkezi yerlerde parası olanların kolaylıkla özel sağlık kuruluşlarına gittiği günümüzde, ilçemizde ise kamu sağlık kuruluşu olan ilçe hastanemiz sağlık problemi olanların ilk gittikleri şefkat yuvası konumundadır. Hastanemiz koşullarının daha iyileştirilmesi en azından Abana ve Bozkurt hastaneleri seviyesindeki koşullara kavuşturulması için siyasilere, sivil toplum kuruluşlarına, işadamlarımıza ve Çatalzeytin severlere büyük sorumluluk düşmektedir. Bu sorumluluğu yerine getirmediğimizde mevcudu da yitirmemiz olasıdır. Birçok köyümüzde bulunan. yılda bir cenazenin konulmadığı morglar hastanemizdekinden daha yeni ve kullanışlıdır. Hasta odalarındaki dolaplar ve yataklar günümüz koşullarına uygun değil. Odalarda mini buzdolabı ve televizyonlar bulunmamakta. Biz, birileri yapsın biz de yararlanırız zihniyetinde bulunamayız. Bizim bir tek hastanemiz var. Buranın fiziki ve teknik koşullarının iyileştirilmesinde hepimiz üzerimize düşeni yapmalıyız. Hastanemize ve çalışanlarına sahip çıkarak, Onlardan iyi hizmet almalıyız. Kutup yıldızı gibi parlayan ve hastalara yol gösteren bir hastane yaratmak için haydi görev başına… Ergun USTA Eğitimci-Yazar

Sırakonak (Somay) köyünün 1956 yılında açılan, ilkokul ve ortaokul olarak kırk yıl hizmet verdikten sonra taşımalı eğitime geçilmesinden dolayı 1996 yılında kapanan okul binasının bugünkü durumuyla ilgili olarak muhtarlık ve dernek ortaklaşa bazı girişimlerde bulunmuştur. Sıra-Der, yaklaşık on beş yıldan beri terk edilmiş ve şu anda yıkılmak üzere bulunan okul binasının tamamen yıkılarak yerine devletin de desteğiyle “köy konağı” inşa edilmesi amacıyla köy tüzel kişiliğine devredilmesi için Kaymakamlıktan talepte bulunmuştur. Bu talep üzerine Kastamonu’dan gelen İl Milli Eğitim ve Bayındırlık yetkilileri yaptıkları inceleme sonucunda okulun köy tüzel kişiliğine devrinin uygun olduğuna ilişkin rapor vermiştir. İl Genel Meclisi Üyemiz Birol BOZKURT devreye girerek okulun tarihi değeri olduğunu düşünerek binanın yıkılmadan aslına uygun restorasyonunun mümkün olup olmadığını öğrenmek istemiştir. Bu isteğini köy muhtarına ve dernek ilgililerine bildirdikten sonra 04 Ağustos 2010 günü teknik bir heyet eşliğinde köyümüze gelmiştir. Teknik heyet yaptığı incelemede okul binasının restorasyonunun mümkün olduğunu bildirmiştir. Bunun üzerine Birol BOZKURT, restorasyonun kendi işleri olduğunu, Sıra-Der’in de verebileceği katkılarla bu işi en kısa zamanda sonuçlandıracaklarını ifade etmiştir. Biz Sırakonak köylüleri, resmi olarak verilen bu sözün yerine getirilmesini bekliyor, gelişmeleri dikkatle takip ediyoruz. Sıra-Der adına Cemil Şentürk Emekli Öğretmen

Çatalzeytin’de yaz günleri... 08 Ağustos 2010

Sayfa 4

ÇEVRECİLERİN BAŞI KUMDA

Çevrecilerin başı kumda’ Çevre hareketi adına elde ettikleri kazanımların Anayasa paketine eklenen maddelerle yok edilmek istendiğini vurgulayan Noyan Özkan , ‘Değişiklik gerçekleşirse, doğa adına yıkım olacak. Çevre hareketi üyeleri, bu gelişmelere karşı başlarını kuma gömmüş durumda’ dedi. Anayasa değişikliği paketinde yer alan düzenlemelerle, yerindelik denetimi olgusunun kaldırılmak istendiğine dikkat çeken İzmir Barosu avukatlarından Noyan Özkan , gelişmenin doğa üzerinde yıkıcı etkileri olabileceği uyarısı yaptı. Özkan, uzun yıllara dayanan mücadelenin ardından Danıştay'da, çevre konularında, bireysel anlamda hukuk savaşımı verme hakkı elde ettiklerini vurgulayarak, “Kazanımlarımızı geri almak istiyorlar. Bu süreçte üzücü olan bir başka konu da, çevreci örgütlerin gelişmeler karşısında sessiz kalmasıdır” dedi. Türkiye çevre hareketine özellikle 1980'li yıllarla birlikte önemli bir kimlik katan Ege Bölgesi'nde, söz konusu anayasa değişikliğine karşı, etki yaratabilecek bir ses çıkmaması eleştiri konusu oluyor. AKP'nin TBMM'den geçirdiği anayasa değişikliği paketinin Anayasa Mahkemesi ve halk oyu filtrelerinden geçmesi halinde, Türkiye'nin doğal ve kültürel zenginliklerini büyük bir yıkım bekliyor. 5 bin kilometrekarelik yüzölçümü üzerindeki kıyıları, bakir koyları, ormanlık alanları, sulak bölgeleri, milli parkları, tarım arazileriyle öne çıkan Ege Bölgesi'nin uğrayacağı zararın, geri dönüşü mümkün olmayacak noktalara varabileceğine dikkat çekiliyor. Yasa, yaşamsal karşılığını bulursa, Kazdağları'na yönelik saldırı, Çanakkale'den Datça'ya kadar olan alandaki bakir dokunun yapılaşmaya açılması, SİT alanlarının derecelerinin değiştirilmesi, tarım alanlarında taş ocağı işletmesi açılması, son olarak Marmaris Yuvarlakçay'da görüldüğü haliyle akarsular üzerine hidroelektrik santralları yapılması, İzmir Efemçukuru örneğinde olduğu gibi, içme suyu kaynakları üzerinde maden işletmesi kurulması konularında açılan davalarda, koruma kalkanı olan “yürütmeyi durdurma” olgusu çökecek. Mevcut anayasada, idari işlemlerin hukuka uygunluğunu denetleyen ve bu anlamda, “yürütmeyi durdurma” kararı verebilen yargı, Anayasa değişikliği sonrası, yerindelik denetimini gerçekleştiremeyecek ve “yürütmeyi durdurma” yönünde karar veremeyecek. DAVALAR DÜŞER AKP hükûmetinin Danıştay’ın verdiği yürütmeyi durdurma kararlarından fazlasıyla rahatsız olduğuna dikkat çeken İzmir Barosu avukatlarından Noyan Özkan , “Danıştay, yargının, idari işlemlerin yerindelik kararı ve buna bağlı olarak yürütmeyi durdurma kararı verebileceğini çeşitli defalar vurguladı. Hükûmet, bu olgu karşısında, yürütmeyi durdurma kararları çıkarılmasını sağlayan yerindelik denetimini aşmak için Anayasa değişikliği paketine madde ekledi. Danıştay’a, ‘sen idarenin yerine geçemezsin’ diyorlar. Anayasa değişikliği paketine koydukları madde geçerse, Danıştay yerindelik denetimi yapamayacak. Çevre konusunda açılan binlerce dava var ve değişiklik istemi gerçeklesirse hepsi düşer” dedi. Noyan Özkan, çevre konularında, yurttaş sıfatıyla Danıştay’da dava açmak için uzun yıllar uğraştıklarını ve sonunda kazanım elde ettiklerini söyleyerek, “Çevreci bireyler olarak Danıştay’da dava açmak için 6 yıl uğraş verdik ve sonunda doğa savunma adına dava ehliyetimiz olduğuna karar verildi. Şimdi tüm kazanımlar yok edilmek isteniyor” görüşlerine yer verdi. Özkan, doğayı büyük zarar verecek söz konusu değişiklik karşısında, hiçbir çevre örgütünün sesini çıkarmamasını da eleştirerek, “Çevre hareketi üyeleri bu gelişmelere karşı, başlarını kuma gömmüş durumdalar. Değişiklik gerçekleşirse, doğa adına yıkım olacak. Ancak hiçbir çevreci tepkisini ortaya koymuyor. Çevre örgütlerinin gelişmelerden haberdar olmaması olanaksız. Bu sessizlik üzücü” dedi.

KUTLAMA Ailemizin medarıiftiharı Tuğamiral Hasan DOĞAN’ı Paşalık terfisinden dolayı yürekten tebrik ediyoruz. Rahmetli Beybabası Hasan YILDIRIM’ın Anneannesi Fatma YILDIRIM’ın Annesi Sümer DOĞAN’ın Hayallerini gerçekleştirdiği için sonsuz teşekkürlerimizi sunarız. Babası Kardeşleri

: Avni DOĞAN :

Nalan DOĞAN ve çocukları Canan DOĞAN ve Ailesi Cansu DOĞAN TOPUZ ve Ailesi


31 AĞUSTOS 2010

Sayı: 318

CEVİZ AĞACI MAHKEMELİK ETTİ Piri köyü Şaban Mahallesinde Hasan YILMAZ’ı (1936), evinin bahçe sınırına diktiği ceviz ağacı mahkemeye düşürdü. Şevki YILMAZ’la(1936) aralarını açtı. Ceviz ağacının uzayan dalları 2 komşuyu mahkemeye düşürdü. Şevki YILMAZ evinin çatı oluklarını ve kiremitlerini kıran ceviz ağacı dallarını Hasan YILMAZ’ın kesmesini istedi. Hasan Şevki YILMAZ YILMAZ, ceviz dallarını kesmeyince komşusu Şevki YILMAZ Köy Muhtarlığına ve Kaymakamlığa başvurdu. Olay yerine gelen ziraat mühendisi rapor tuttu. Ceviz dalları kesilmeyince Şevki YILMAZ Çatalzeytin Asliye Hukuk Mahkemesine dava açtı.

DAVUT CAN ASKER ARKADAŞLARIYLA BULUŞTU Sırakonak köyünden hemşehrimiz Davut CAN (1943), asker arkadaşları Dizdarlı Pınarbaşı köyünden Şaban YALÇIN (1945) ve Azdavay Taş köyünden Bahri CEBECİ (1945) ile 45 yıl sonra görüşüp özlem giderdi. Denizli’de 1965 yılında eğitim çavuşluğunu yaptığı arkadaşlarından Sırakonak köyü muhtarı Mehmet KAYA eliyle postadan mektup alan Davut CAN 20 Davut CAN (ortada) Azdavay’da asker Ağustos’ta Azdavay’a gitti.arkadaşları Şaban YALÇIN ve Bahri CEBECİ Azdavay’da asker arkadaşlarıyla buluşan Davut CAN “45 yıl sonra asker arkadaşlarımı gördüm, çok mutlu oldum. Bana gösterilen ilgiden, sevgiden çok memnun kaldım.” dedi. Asker arkadaşları CAN, YALÇIN ve CEBECİ birbirlerine daha sık görüşme sözü verdiler.

SÖKÜLEN PARKE TAŞLARI YENİDEN DÖŞENİYOR Karayollarınca Ginolu Caddesi ve Atatürk Bulvarında sökülen parke taşları yeniden döşeniyor. Parke taşları 1 yıl önce de sökülüp döşenmişti. Çalışmalar Ginolu Caddesinde hastane yoluna kadar tamamlandı. Atatürk Bulvarında jandarma önünde devam ediyor.

ÇATALZEYTÝN MEKTUBU

OKULLAR 20 EYLÜL’DE AÇILACAK

BELEDİYE YAZ ŞENLİKLERİ SPOR ETKİNLİKLERİNE DESTEK VEREN ESNAFLAR

2010-2011 EğitimÖğretim yılı 20 Eylül’de başlayacak. İlköğretim birinci sınıf öğrencileri 13 Eylül’de ders başı yapacaklar. İlçemizdeki 3 ilköğretim okulu ve 1 lisede toplam 851 öğrenci, 49 öğretmenle derslere başlayacaklar. Okullarda birer hizmetli görev yapıyor. Lisede 135 öğrenciye 11 öğretmen, Yunus Emre’de 525 öğrenciye 26 öğretmen, Karacakaya Engin Açıkgöz’de 66 öğrenciye 5 öğretmen, Paşalı’da 125 öğrenciye 7 öğretmen düşüyor. Yunus Emre öğretmenlerinden Dilek ÖZDOĞAN Elazığ/Karakoçan YİBO’ya, Neslihan ATASOY Malatya Akçadağ Hacı Behzat İ.O’ya atandılar. Tokat-Erbaa’dan sınıf öğretmeni Nurdan ARIK Paşalı İ.O’ya, İnebolu’dan İngilizce öğretmeni Canan Müslime BEKTAŞ Yunus Emre’ye atandılar. Lisesi Çatalzeytin Müdürü Ömer ÖZCAN isteği ile Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğüne tayin oldu. Lise Müdürlüğüne henüz bir atama yapılmadı. Bu yıl taşımalı öğrencilere sulu yemek verilecek. Yemek ihalesini Kazım ÇETİNKAYA aldı.

500 SELA TOPCU AYKUT KARAHAN Olta Tk. Bisiklet ŞENAY MOBİLYA FOTO ZAFER Fotoğraf Makinesi MAHİR ÇAY Küçük Altın Spor Ayakkabı. DİLEK DEMİRCİ SALİM MEŞE Spor Ayakkabı 50 FERİDE ÖZDEMİR MUSTAFA AKÇAY 70 TANSU ÖZTÜRK 50 50 E.TÜRKAY ÖZTÜRK ONUR İŞCEN 20 30 FOTO ZAFER/Ayşe ÇELEN MUSTAFA CAN Can Bakkaliye 20 RAŞİT ÖZCAN 50 50 AYCAN TİC KAZIM ÇETİNKAYA 50 50 HÜSEYİN AÇIKGÖZ NAİL ÖZCAN 200 FİKRİ ÖZCAN 50 50 TURHAN TEKİNEL KARACAAYDIN TİC. 250 SALİM ÜN 20 MUHARREM ÇELİKKOL 30 YAŞAR İNCE 100 MUSTAFA ÖZTÜRK/Otobüscü 100 RIZA ÇELİKKOL 100 RAMAZAN YILMAZER 20 YILMAZ ÖZDEMİR 10 FİKRET ÇETİN 50 DURSUN KAYA 20 ALİ YALÇIN 20 MAHMUT ÖZCAN 20 İLHAN DEMİRCİ 10 NACİYE ŞAHİN 20 YELİZ ÖZDEMİR 20 FERHAT KÖSEOĞLU 50 EROL KOÇAK 20 CENGİZ UĞURLUEL/Sedefgün 50 50 Umut Pastanesi HÜSEYİN TOLGA İNCE 100 ŞENOL ÖZDEMİR 10 RECEP DEMİR/Hoca 10 30 ŞENOL ÜN HÜSNÜ ÇELİKKIRAN 20 AYSEL GÖNÜLLÜ 50 ERCAN AYKUT 50 İSMAİL KAPÇI 10 20 CÜNEYT GÖRENEK SALİHA OMURTAG 25 AHMET RENÇBER 100 ALPARSLAN KARA 10 ÇATALZEYTİN TAKSİ DURAĞI 50 NEZAHAT KARA 20 MUSTAFA KOCA 200 ÜMİT KARA 10 HASAN ÖZCAN 30 FERİT GÜZELAYDIN 50 ASIM ÖZCAN 50 İRFAN ÇELİK 25 MEHMET KARAHAN 20 İBRAHİM ÇINAR 50 KENAN DEMİR 30 SADRETTİN TEKİNEL 70 MEHMET DEMİRCİUŞAĞI 20 SERKAN ŞENTÜRK 10 İLYAS ÜN 30 MUSTAFA YILDIRIM/Kaynakçı 100 İrfan ARSLAN/Dondurmacı 100 Şerafettin YILMAZ 20 Nazım AYDIN/Elektrikçi 50 Şaban Özdemir 10 Nuran ÖZCAN 10 Şükriye ERCAN 10 Ferdi GÜLLE/Eczacı 50 Murat KALEM 10 Ahmet DEMİR 50 MUSTAFA YİRMİBEŞ 100 SEYHUN YILMAZER 20 MUSTAFA YALÇINKAYA 50 MUSTAFA ÖZCAN 30 ERDEM ÖZCAN 10 ŞAKİR GÜLABİ/Fırıncı 100 YASİN KORKMAZ 20 İLHAN SALİH BOZKURT 30 SECGİN ÖZEN 20 MUSTAFA MESUT KARAHAN 20 HASAN ARSLAN/Defne 100 MEHMET PEHLİVAN 50 MACİT DOĞAN 50 ÜNAL ÖZBOĞA/Orta Fırın 1300 TURGUT ASLAN /Erpen 200 RAHMİ YALÇIN/Balıkçı 150

OYUN VAR Uyan artık uyan yeter. Çulun çıkmış halin beter Yanıyoruz teker, teker Oy içinde bak, oyun var! İftiralar ne yazılar Boşa çıktı hep kazılar Vatan için o kuzular Oy içinde bak, oyun var. Ak idin sen oldun kara İçimde çok derin yara Kanıyor bak ara sıra Oy içinde bak, oyun var. Yangın biter söner lanban Böyle gitmez durmaz kervan Bir pireye yak sen yorgan Oy içinde bak, oyun var. Yüksel AÇIKGÖZ Güneşler Köyü

Atatürk Bulvarında yol çalışmaları

VEDA YEMEĞİ Siirt’e atanan Cumhuriyet Savcısı Tayyar ADANUR ve Kurşunlu’ya atanan hakim Kerim ERSOY onuruna 21 Ağustos’ta Gençlik Cafe’de yemek verildi. Yemeğe Kaymakam İsmail BAYATA, Belediye Başkanı M. İhsan UĞUZ , Adliye personeli, daire amirleri ve sevenleri katıldı. İlçemize Erzin’den atanan Cumhuriyet Savcısı Osman GÖL ve eşi hakim Betül GÖL gelecek ay göreve başlayacaklar.

NAZAN KUAFÖR Nazan ÇAĞLAR İstikbal Cd. 20/B ÇATALZEYTİN Gsm 0.544 863 17 73

(Bağışlar TL Cinsinden)

YİTİK

Nufus Cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. Ömer Özcan BULUT

YİTİK Nufus Cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. Zührüye BULUT

“Ramazan Bayramınızı en içten dileklerimle kutlar. Tüm İslam alemine, gurbetçilerimize, Çatalzeytinlilere ve köyümüz halkı için hayırlara vesile olmasını dilerim.” Ahmet ÖZCAN Paşalı Köyü Muhtarı

“Yurtiçi ve yurtdışındaki hemşehrilerimizin Ramazan Bayramını kutlar, huzurlu günler dilerim.” Ahmet AKDAN Fındıklı Köyü Muhtarı Veda yemeğine katılanlar

Sayfa 5

HES’LER KARADENİZ’İN SONUNU GETİRECEK Önce Karadeniz sahil yolu dolgu malzemeleri için ormanlarımızı yok ettiler, kayaları tepeleri indirdiler. Şimdi de HES projeleri nedeniyle derelerimizi, ırmaklarımızı kuruttular. Rize’de inşaatı tamamlanmış Şenoz Vadisine uğradık, Fındıklı köylerini dolaştık.Başbakan Erdoğan’ın Güneysu’daki sessiz isyanı gördük.Eski Başbakan Mesut Yılmaz’ın evinin önündeki HES’lerin verdiği tahribatı not ettik..Karadeniz’de “Ben HES istiyorum” diyene rastlamadık. HES’ler Karadeniz’de İklimi Değiştirdi. Sevgili Okurlarım, Karadeniz’e tatil yapmak için gelmiştim. Özlem giderip dinlenecektim. Kendimi sorunların içinde buldum. Çay-Kur ile ilgili haberimi okudunuz. Devamı gelecek, üreticilerin feryatlarını aktaracağım. Karayolları Trabzon Bölge Müdürlüğü’nün sahil yolu boyunca; Tapulu dairelere, hukuk dışı nasıl tedbir koyduğu konusundaki rezaleti aktardım. Tapu Kadastrosu çalışmaları adı altında; Karadeniz köylerinin tümü nasıl ormana tescil edildiğini, köylülerden; atalarından kalma ormanların nasıl alındığını, yine dedelerinden kalma yayla evleri için nasıl mahkûm edildiklerini belgeleriyle ortaya koydum. Orman Şeflerinin keyfi tutumları sonucu tüm köylülerin Adliyeye sevk edildiğini gördüm.(Ardeşen Orman İşletme Şefi’nin uygulamaları görmeye değer).Derken, Karadeniz’in sonunu getirecek, eko-sistemini bozacak, iklimi değiştirecek HES projeleri en büyük sorun. Yabancıların Gözü; Karadeniz’de Sevgili okurlarım, son yıllarda Karadeniz’de farklı oyunlar oynanıyor. Ajanlar cirit atıyor. Yabancıların mülk alımı arttı. Turist kimliği ile bölgemizdeki bitki örtüsünden, tarihi bölgelerimize kadar inceleyenlerin sayısında artış oldu. Bu nedenle Karadeniz’de farklı sesler yükseliyor. HES’ler konusunda kimse gerçekleri bilmiyor. Yatırımcılar ”Karadeniz’i kalkındıracak” derken, Sivil Toplum Örgütleri, Bilim Adamları ve yöre halkı” HES’lere hayır, derelerimizi almayın, ormanlarımıza kıymayın” diyerek isyanda. Sesini duyuramıyor. Çünkü Lobi Güçlü Köylü ihtiyacı için kestiği bir iki ağaç için savcılıklara sevkedilirken, HES projeleri nedeniyle ormanlar yok edilirken, kayalar indirilirken kimsenin sesi çıkmıyor. Karadeniz’de dereler kurutuluyor. Ormanlar yok ediliyor, kayalar indiriliyor. Türkiye’de 1500, Karadeniz’de 700 HES Projesi var. Her iki projeden biri Karadeniz’de. Neden ? Müteahhitler ”bölge kalkınacak” diyor. Bölgenin kalkınacağı yok. Müteahhitler zengin olacak, yabancı firmalar para kazanacak. Sanki Karadenizliye bedava enerji verecekler. Göstermelik Denetim HES’ler deredeki suyun tamamını kullanıyorlar.”Can suyu” denen yaşam için gerekli bırakılması gereken suyu bırakmıyorlar. EPDK’dan denetime gelmeden önce kapaklar açılıyor, kuruyan dereler gösterilmiyor. EPDK, bu denetimlerini davul-zurna ile, ya da törenle değil, gizli bir şekilde yaparsa gerçekleri görecektir. Başbakanın memleketi Güneysu’da yapılan HES’ ten herkes sessiz isyanda. Firma Başbakan gelmeden önce kapakları açıp kuruyan derelere göstermelik suyu veriyor. Anlayacağınız herkes şovun peşinde. Derelerimize Dokunmayın Eski Başbakan Mesut Yılmaz’ın doğduğu baba evinin önündeki güzelim dereyi görmeye değer. Doğa katledilmiş, orman yok edilmiş, eko sistemi bozulmuş.Yıllarca köyde yaşayan, yaşlı nine Remziye Kartıcıoğlu bile ”Derelerimizi almasınlar. Biz yatırım falan istemiyoruz. 8o yılda HES denen şey yoktu da ne oldu” diyerek doğaya sahip çıkılmasını istiyor. Karadeniz’de HES isteyen tek bir kişiye rastlamadık. İklim Değişti, Sıcaklar Arttı Küresel ısınmadan dolayı Karadeniz’in özelliği artıyordu.Türkiye’nin her Bölgesinde çöl sıcakları yaşanırken, Karadeniz,kendine has soğuk ve yağışlı ortamını koruyordu.Yapılan HES’ler nedeniyle dereler kurutulup, ormanlar yok edilince; Karadeniz’deki iklim de değişti,sıcaklar arttı ve etkisini bu yıl gösterdi.Serinlemek için Karadeniz’in dağlarına kaçanlar ”buralarda cehennem sıcakları bastı” diyerek geri döndüler. Anlayacağınız, Karadeniz elden gidiyor. Ormanlar yok ediliyor, dereler kurutuluyor. Ne için? Yatırım yapmak adı altında müteahhitler ile yabancılar para kazanacak diye.Yabancılar cirit atacak diye.Karadenizlinin eline ne geçecek? Ücretsiz enerji mi verilecek, yoksa o derelerden kar payı mı dağıtılacak ? Boşuna vatandaşı kandırmayın, Karadeniz’i gözden çıkarmayın..Bilinçli,aydın bir insan olarak HES’lere ben karşıyım.


31 AĞUSTOS 2010

ÇATALZEYTÝN MEKTUBU

Sayı: 318

HES RÖPORTAJI

BABAM SAĞOLSUN

HASAN YILMAZ’IN İŞLETTİĞİ

Ne yapayım dostlar, babam sağolsun…

200 m2 arsa yirmi daire yapılır, Bu deniz, bu mehtap hepsi satılır. Antalya’dan Belek’ten villa kapılır

“ÇATALZEYTİN HUZUR CAFE”

Ne yapayım dostlar, babam sağolsun…

MÜŞTERİLERİNDEN LİG TV VE DSMART

Gurbetin çilesini neden çekeyim? Yarından tezi yok hemen gideyim Rahat, huzur neymiş ben ne bileyim

MAÇLARINDA ÜCRET ALMAYACAKTIR

Ne yapayım dostlar babam sağolsun…

Emeksiz bir hayat olur şahane Arkadaşlık, dostluk hepsi bahane Alın teri, emek eski terane,

LYS SONUÇLARI Gülşen YİRMİBEŞ Gazi Üniversitesi Felsefe Grubu Öğretmenliği. Sezgin EROĞLU Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Türkçe Öğretmenliği. (İ.Ö). Sibel EROĞLU Gazi Üniversitesi Çalışma Ekonomisi (İ.Ö.). Tutku DEMİR Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarlık. Anıl ÖZCAN Konya Dış Ticaret. Elif YILMAZER İnebolu MYO Muhasebe. Enes KURU Erzurum Atatürk Üniversitesi Çalışma Ekonomisi (İ.Ö.). Derya KADIOĞLU Trakya Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği (İ.Ö.) bölümlerini kazandılar.

KARACAYI BİBERONLA BESLEDİ köyü Hamidiye Kabalakdüzü mahallesinde Hasan YAMAN (1943) fındık bahçesinde yavru karaca buldu. karaca YAMAN yavrusunu ineğinden sağdığı sütle besliyor.

İLÇEMİZDE BİR İLK

HİZMET DEDİĞİN BÖYLE OLUR

Babamdan 100 m2 arsa miras kaldı 100 m2 arsa da benim vardı Beni bir neşe, bir sevinç sardı

Mazhar ÖZCAN ve Emin Türkay ÖZTÜRK 04 Ağustos 2010’da Avrupa TV kanalına Akçay HES konusunda yaptıkları mücadeleyi anlattılar. Program yapımcısı Mustafa TÜBCEL’in sorularını yanıtladılar.

Sayfa 6

Ne yapayım dostlar, babam sağolsun…

Yeşilleri, mavileri alayım Hayalleri, umutları çalayım Zenginliğin deryasına dalayım

“ Tüm dost ve müşterilerimizin Ramazan Bayramını candan kutlar, sağlık ve esenlikler dilerim.” Hasan YILMAZ Çatalzeytin Huzur Cafe Ginolu Cadde No:15 ÇATALZEYTİN Cafe Tel: 0 366 516 22 00 GSM: 0 533 551 47 37

Ne yapayım dostlar, babam sağolsun…

Sağımız, solumuz betonla dolsun Mimari dokumuz hepten yok olsun, Melali anlamayan nesiller doğsun Ne yapayım dostlar, babam sağolsun…

Kemal-i der terazi konulur Kim haklı kim haksız hepsi bilinir Kimi sevinirken, kimi yenilir,

Sevdiklerinize En Güzel Armağan

Ciye Çatalzeytin Belgeseli

Ne yapayım dostlar, babam sağolsun…

Kemal YILDIRIM “Olten’den Esintiler”

İstikbal Cadde No: 11/C ÇATALZEYTİN 516 11 16

Digital Fotokopi Digital Pres

Atatürk Bulvarý No: 54 37940 ÇATALZEYTÝN Tel: 0 366 516 12 22 Faks: 516 17 00 Yavru Karaca

TEŞEKKÜR Denizli’de beraber askerlik yaptığım arkadaşlarım Pınarbaşılı Şaban YALÇIN ve Azdavaylı Bahri CEBECİ köyümüz Muhtarı Mehmet KAYA’ya mektup yazarak beni buldular. Üç arkadaş 20.08.2010 günü Azdavay’da buluştuk. Beni çok mutlu eden asker arkadaşlarıma teşekkür ederim. Davut CAN Sırakonak Köyü ÇATALZEYTİN

Çatalzeytin Posterleri Kartpostalları

Püsürge Kırtasiye’de Atatürk Bulvarı No : 54 37940 ÇATALZEYTİN Tel: 0366 516 12 22

VEFAT VE TEŞEKKÜR

Karabük Demir Çelik Fabrikası (D.Ç.) emeklisi, sevilen, hoşgörülü insan Sevgili Eşim, Babamız Hüsnü ÖZAY(1928) Vefat etti. Acı haberi duyarak gelen, telefonla arayan, Fındıklı köyünde 03.08.2010’daki defin merasimine katılan akraba ve dostlara teşekkür ediyoruz. Eşi Çocukları

AİLESİ : :

Hatice ÖZAY Murat ÖZAY, Recep ÖZAY, Cevdet ÖZAY, Cevat ÖZAY, Cengiz ÖZAY, Ayşe ÇELİK, Fatma KARADAĞLI, Hacer DEMİR,


31 AĞUSTOS 2010

Sayı: 318

Burdan Buyrun ATAMIZ’A

Yüce Ata’m sen bir kutsal kitapsın Açık olan gönüllere hitapsın... Dikkatle okuyanlar anlar seni Vicdanlarında duyar sesini..... Gerçek sende gizli, zoru başardın Yaşasaydın zaferlere koşardın....... Seni göremedik fakat anladık Sana sevgimizi kalpte sakladık... Gençliğe emanet ettiğin vatan Çağdaş bir çizgiye geldiği zaman... Yürekler haykırır (Ne mutlu Türk’üm..) İçimizde yanan ışıktır ülkün..... Yapıcı bir ruhsun, bir devlet kurdun (Ey Türk övün, çalış, güven) buyurdun... İzinden ayrılma EY SEFEROĞLU Ata’dan ayrılan kaybeder yolu..... Sefer Ali MUŞTU

CEMAL UZUN’A TEŞEKKÜR Ayancık Birlikte çalışan minibüscü Cemal UZUN SinopAyancık- İnebolu hattında müşterilerine çok güzel hizmet veriyor. Ticaretin sadece para kazanmak olmadığını özverili çalışmasıyla ispatlayan güleryüzlü dost insan Cemal UZUN’u kutluyorum, teşekkür ediyorum. İMZA, Çatalzeytinli

YAZ TATİLİNDE YOL ÇALIŞMASI Yaz mevsimi gelince koşa koşa Çatalzeytin’e geliriz, özlem-

le. Bu yıl yollarda parke çalışmaları dolayısıyla tatilimiz zehir oldu. Üstelik Parke çalışmaları tamamlanmadan çöküntüler başladı. Çektiğimiz çile boşa mı gidecek, bu işin kontrol edeni yok mu ? Bu tür çalışmalar Temmuz, Ağustos ayları dışında yapılamaz mı ? İMZA, Bir Gurbetçi

KÖLELİK Mİ ? Kendisine yetki verilen yetkili, sende hiç vicdan yok mu ? Ramazan, bayram bilmez misin ? Yasalar önünde ve Tanrı katında hesabı nasıl vereceksin ? İş yasasına göre bir işçi günde kaç saat çalıştırılabilir ? 29 Ağustos 08:30’da başlayan mesai, 30 Ağustos 00:30’da bitiyor. 30 Ağustos Zafer Bayramında 08:30’da tekrar başlıyor. Bu nasıl işçi çalıştırmak. 2010 yılının Türkiyesinde bu işe “dur” diyecek bir yetkili yok mu ? İMZA, Beşeri Sermaye

ÇATALZEYTÝN MEKTUBU

Sayfa 7

Mutlu Günler

DOĞAL KAYNAK SUYU Dün gece eve dönerken su almak üzere markete uğradım, görevliye sordum: 1.5 lt. su var mı? Ama Turkuaz/ Damla dışında lütfen Turkuaz çıktığından beri bu şekilde su alıyordum artık. Para verip kötü su içmeye hiç niyetim yok! Marketteki adamın dediklerini aynen aktarıyorum: - Abi, ben o sudan satmıyorum. İnan ki gelen müşterilerden onda dokuzu senin söylediğin şeyi söylüyor. Peki, neden halen satıyorlar ? diye sordum. -Abi, Turkuaz/ Damla da satma zorunluluğu var, hatta başka su sattırmamaya çalışıyorlar. Uzun söze gerek yok; hiç kimse almazsa, hiç kimseye satamazlar… Lütfen okuyun, okutun! Bir şeye dikkatinizi çekmek istiyorum. Türkiye’de bazı şişeli içme suları doğal kaynak suyu değil. Doğal kaynak sularında devlete para ödemeniz gerekiyor, artı bu tesislerin yatırım maliyeti çok yüksek. Dolayısıyla Coca Cola ne yaptı ? Kaynak suyu araştırmalarının maliyetlerini çok yüksek bulduğu için Bursa Kestel Ovasındaki Coca Cola Fabrikasında derin kuyu pompalarıyla ovanın suyunu çekerek bunu da termostan geçirip filtre ederek hem Coca Cola meşrubatını hem de Turkuaz/ Damla’yı şişelemeye başladı. Turkuaz/ Damla’nın etiketinin üst ve altındaki kahverengi şeritlere dikkat edin: “Sofra İçeceği” yazar. Devlet, Coca Cola’nın uyanıklığını kanuna uydurmak ve uyanıklığa yapılacak itirazları bertaraf etmek için böyle bir kural çıkardı! Binlerce dönümlük tarım arazisinin bulunduğu ve Coca Cola hariç hiçbir İşletmeye ‘derin kuyu pompası’ çakma izni verilmeyen Kestel Ovası’nda, yeraltından çekilen su, filtre edilip daha sonra içine bazı mineraller katıldıktan sonra Türkiye’nin en ücra kasabalarına bile satılıyor ve lıkır lıkır içiliyor. Bazı yazlık kasaba ve köylerde nerede ise Turkuaz/ Damla harici içme suyu bulamazsınız çünkü dağıtım ağı çok güçlü. Bayilere baskı bile olduğu yolunda duyumlar aldım. Turkuaz/ Damla içmeye devam edecekseniz, unutmayın, yapay bir su içiyorsunuz. Duyarlı bir vatandaş olarak konuya dikkatiniz çekerim. Her tarafı doğal kaynak sularıyla dolu memlekette, millete kuyu suyunu zorla ve de üstüne para alarak içiriyorlar. İçmeyin arkadaşlar! Coca Cola ülkesi, 1960’lı yıllarda özellikle ilkokul öğrencilerine ücretsiz süt tozu, balık yağı ve peynir yardımı yaptığını, bu tarihlerden sonra Anadolu’da ilk kez çocuk felci vakalarının görüldüğünü ve de sonraları çocuk felci aşısının ‘rutin aşılar’ arasına sokulduğunu, bu aşıların bizlere büyük paralarla satıldığını HATIRLAYIN VE UNUTMAYIN… Küba gibi bir ülkenin ‘insan sağlığıyla ticaret olmaz!’ diyerek, (ABD bile patent aldığı) kanser aşısını, yoksul ülkelere ilacı isteyen ülkelere de patenti ücretsiz verdiği, buna karşı tüm AB/ABD/İSRAİL’in yapay hastalıklarla hazinemizi ve sağlığımızı emdiklerini BİLİN VE UNUTMAYIN… Ücretsiz adını bile söylemeyen bu malum firmalar, ücretsiz su veriyorlarsa bunun nedenini DÜŞÜNÜN VE BULUN! Doç.Dr. Cemalettin CAMCI Fırat Üniversitesi Genel Cerrahi Elağzı/ TÜRKİYE

DOĞUM

* Ayşegül-Ergenç KAR çiftinin 29 Haziran’da Kastamonu’da doğan 2. bebeklerine CEMRE

ADI VERİLDİ

EVLENME

* Melek (DEMİR)- Olcay KARA 21 Temmuz’da Çatalzeytin’de * Şaziye (DEMİRCAN) – Sezer PULATKAN 01 Ağustos’ta Çatalzeytin’de * Esra (DOĞAN) – Mehmet TÜRKOĞLU 02 Ağustos’ta Çatalzeytin’de * Gülhan (ÇOKBİLEN) – Sinan KARADAĞLI 03 Ağustos’ta Çatalzeytin’de * Hediye Günay (AKYOL) – Seyhun YILMAZER 07 Ağustos’ta Çatalzeytin’de * Sevgi (ÇETİN) – Selçuk DEMİRCİ 07 Ağustos’ta Çatalzeytin’de

EVLENDİLER

Adı Soyadı

Baba Adı D. Tarihi Doğum Yeri

Akif KARAHAN (İbrahim) 1940, Davut KENDİR (Şükrü) 1956, Dursun KARAOĞLU(Ahmet) 1949, Hüsnü ÖZAY(İdris) 1928, Hatice ÖZBAY (Hüseyin) 1932, Kamile KARAKOÇ (Bayram) 1937, Turan MEŞE(Mehmet) 1937, Halil ERSÖZ(İbrahim) 1935, Sebahat AYDIN(Hüseyin) 1940, Selim ERTAŞ (Salim) 1962, Mehmet ŞEN (Mehmet) 1924, Cemal BIYIKLI(Ziya) 1956, Fatma YAVUZ (Ömer) 1936, Muhammet AYDIN (Bayram)1993, Saliha YILMAZ (Mehmet) 1949, Türkan ÇELİK(Abdullah) 1938, Salim BULUT(İsmet) 1972, Şükrü KARABAY(Halil) 1929, Birol TOKAN(Mahir) 1971, Reyhan KARAHAN(Şerafettin) 1941, Şakir KARAKAŞ (Salim) 1941, Gülsüme ÖZTÜRK(Hasan) 1937, Cemile DEMİRKIRAN(İsmail)1932, Ayşe GÜNALTAY(Mustafa) 1933, Hüseyin ÖZAY (Recep) 1937,

Ö. Tarihi

MERKEZ ÇUBUKLU KAYADİBİ FINDIKLI KAVAKLI KÖKLÜCE MERKEZ CELALLAR KAŞLICA ÇAĞLAR KÖKLÜCE

28.07.2010 29.07.2010 01.08.2010 02.08.2010 02.08.2010 06.08.2010 06.08.2010 06.08.2010 07.08.2010 08.08.2010 09.08.2010 YENİBEYLER 09.10.2010 CANLAR 10.08.2010 SAMANCI 10.08.2010 KONAKLI 11.08.2010 İSMAİL 12.08.2010 SAMANCI 13.08.2010 MERKEZ 13.08.2010 CELALLAR 14.08.2010 MERKEZ 16.08.2010 KİRAZLI 17.08.2010 KİRAZLI 17.08.2010 PAŞALI 19.08.2010 YUNUSLAR 20.08.2010 FINDIKLI 22.08.2010

DERE YATAĞINDA İNŞAAT Safranbolu Cemal Caymaz’da 2 dönüm bahçe sahibinden satılıktır Başvuru: Hasan KILIÇ 0 366 516 18 29

Tolga ATALAY Üretim ve AR-GE Müdürü BSE MEŞRUBAT MAKİNE SAN. ve DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.

DUYURU Çepni köyü Osmanoğlu Mahallesine Derneğimiz tarafından cami lojmanı yapılacaktır. Lojman yapımına hayırsever hemşehrilerimizin yardımlarını bekliyoruz.

Hastane yokuşunda kışla deresinde yapımı hızla süren inşaat. Heyelan noktasında dere yatağında yapılan inşaatın sorumluluğu kime ait ? Belediye nasıl ruhsat vermiştir ? Yapanlara yazık, bu milli servet değil mi ?

İMZA, Bir Doğasever

S.S. KIŞLAKENT KONUT YAPI KOOPERATİFİ TASFİYE İLANIDIR S.S. Kışlakent Konut Yapı Kooperatifinin 30.06.2010 tarihinde, Kooperatif toplantı salonunda yapılan Genel Kurulunda tasfiyesine karar verilmiştir. Borçlu ve alacaklıların ellerindeki belgeleri ile birlikte ilan tarihinden itibaren bir (1) yıl içinde Merkez Mah.Cami Sok. No:8 Çatalzeytin adresindeki Tasfiye Kurulu Başkanlığına başvuru yapmaları duyurulur. Yaşar İNCE Başkan

Tasfiye Kurulu İsmail KAPCI C. Mahir YILMAZER 2. Başkan Muhasip

AYLIK YEREL GAZETE Her ayýn sonuncu günü çýkar Kurucusu: Mustafa ÖZTÜRK Sahibi: Nadide ÖZTÜRK

Çepni Köyü Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanlığı Mehmet ÇAY (Başkan) GSM : 0 537 355 66 09 Dernek Hesap : Vakıflar Bankası Perpa Şubesi TR 44 0001 5001 5800 7294 7090 65

SATILIK ARSA

Çatalzeytin İstikbal Caddesinde 258 metrekare arsa satılıktır. Maden SAİM Tel: 0 532 736 56 82 - 0 535 327 42 05

Çatalzeytin Merkez Mahallesi Karakol Sokakta 2 katlı bahçeli ev satılıktır. Başvuru: 0 212 588 55 20 - 0 366 516 17 66 - 0 505 928 77 70

İkitelli Organize Sanayi Bölgesi Eskoop San. Sit. C 4 Blok No:145-147 İkitelli, K. Çekmece-İSTANBUL Telefon : 0(212) 671 98 00 (3 Hat) Faks

: 0(212) 671 98 03

E-posta : tolga@bse.com.tr

SATILIK VİLLA ARSASI Samancı köyü Ulucuk mevkiinde karayoluna yakın deniz manzaralı, villa yapmaya müsait 5 dönüm arsa satılıktır. Hüseyin YILDIZ Tel: 0 366 531 42 20 Cep: 0 539 868 53 48

SATILIK DÜKKAN VE DAİRELER S.S. Kışlakent Konut Yapı Kooperatifinden denize nazır satılık dükkan ve daireler. 0 533 249 01 26- 0 535 501 01 35

Satılık Daire

Merkez Mahallesi Karakol Sokakta Satılık Daire Reşat AKÇAY Tel: 0 212 471 25 68 Cep:0 532 445 82 19

Genel Yay›n Yönetmeni: Emin Türkay ÖZTÜRK Yaz› Ýþleri Müdürü Gökay ÖZTÜRK Sanat Yönetmeni: Tahsin ÞENTÜRK Merkez Muhabiri:Doğan ÖZBAY TEMSÝLCÝLER Kastamonu: Yusuf ÖZ Tel: 214 05 20 Zonguldak: Veysel ATAY Tel: 0 372 268 23 28 Ankara: Yakup ATAY Tel: 495 29 66 Antalya: Þenol ATAY Tel: 0 242 241 08 29 Ýstanbul: Muhammet AYDIN Tel: (0212) 594 78 00 - 0537 324 28 29 - Hüseyin KARADENÝZ Tel: 0 212 675 08 58 - 0 533 477 53 88 - Eskişehir: Kadir YALMAN Tel : 0506 892 72 92 Karabük : Muzaffer DEMİR Tel : 0 536 526 14 24 İsviçre: Mehmet ÞAHÝNGÖZ Tel: 0041217314800 Almanya: Selahattin DEMÝRCAN Tel: 0049208401798 Hollanda: Yüksel ÞENTÜRK Tel: 0031118464978 Atatürk Bulvar› 54 37940 Çatalzeytin P.K. 8 37940 Çatalzeytin Tel: (0366) 516 12 22 Faks: (0366) 516 17 00 e-mail: eturkay@mynet.com Dizgi, Sayfa, Düzeni: Çatalzeytin Mektubu Baskı: Yeni İnebolu Ofset Tel: (0366) 811 20 20 İNEBOLU Banka Hesap Numaras›: Ziraat Bankası Çatalzeytin Þubesi TR29 0001 0004 9512 8087 9350 01 Posta Çeki H.No: 588730 Yurtiçi Abone: 30,00 TL, Yurtd›þ› Abone: 60,00 TL


31 AĞUSTOS 2010

ÇATALZEYTÝN MEKTUBU

Sayı: 318

Sayfa 8

12 EYLÜL’DE KULLANILACAK OYLARIN ANLAMI Demokrasilerde temel olan, halkın yönetimini üstlenmiş iktidarların tüm iş ve işlemlerinin ekseninde halkın yararının bulunmasıdır. Halk ile devletin, buna bağlı olarak devlet yönetiminde bulunanların arasındaki temel sözleşme anayasalardır. Yönetilenler matematiksel olarak her zaman yönetenlerden güçsüzdürler. Bu güçsüzlük eşitliği bozar, adaleti bozar, hakların dağılımını yönetenler lehine dengesizleştirir. Yönetilmek durumunda kalanların bu güçsüzlüğü yönetenlerin keyiflerine göre davranmalarına zemin hazırlar. O zaman da demokrasiden söz etmek olanaksızlaşır. Ya monarşi (tek kişinin egemenliği) ya da oligarşi (bir sınıfın, zümrenin ya da grubun egemenliği) ortaya çıkar. İşte tam burada yönetilenlerin, yönetenler karşısında tutunabilecekleri bir adrese gereksinim vardır ki, bu da anayasalardır. Çünkü anayasalar toplumu oluşturan bireylerin özgür seçimleri ile kabul edilirler ve yürürlüğe girerler. Bu süreçte yönetenlerin keyfi hareket alanları daralmış olur. Çünkü yönetenlerin çıkaracakları hiç bir yasa, tüzük, yönetmelik, genelge, emir vs. anayasa aykırı olamayacaktır. İyi de, ya olmazsa? Yönetenler keyfi tutumlara yönelir ve tutumlarını sürdürürlerse?.. O zaman da devreye yargı girer. Yargının adaleti dağılabilmesi için ise, yönetenlerin de üzerinde bir güce sahip olması, ayrıca bağımsız olması gerekir. Yargı güçsüz ve bağımlı olursa ki bağımlı olursa yönetenlere bağımlı olacaktır, yargı olmaktan çıkar ve yönetimin iş ve işlemlerini onaylayan bir resmi daireye döner. Böyle bir süreçte yurttaşın hak araması – hele hele de yönetime ve yönetime yakın olanlara karşı havanda su dövmek olacaktır. Her yargısal sürecin sonucu en başından belli olacaktır. Yani kazanan her zaman, yönetimi elinde tutanlar ve onların besleyip, kolladıkları olacaktır. 12 Eylül günü, anayasada yapılması düşünülen değişiklikleri onaylamaya; evet ya da hayır mühürlerinden birisini kullanarak seçimimizi yapmaya gideceğiz. Konuyu gargaraya getirmeden sağlıklı bir değerlendirme yapmaya çalışalım. Bu konu fanatik bir siyasi parti taraftarlığının çok çok ötesinde düşünülmeli ve öyle değerlendirilmelidir. İnada saplanmak da aklın işi değil. Tartışmaya 12 Eylül anayasası diye adlandırılan 1982 anayasasından girelim. 1961 anayasasını halkın yararına fazla özgürlükçü, moda deyimle bol bulan egemen çevreler 12 Mart’ta bunu biraz daralttılar. Halka karşı iktidarların gücünü artırmaya yöneldiler. ABD’ye gidip dönen Nihat ERİM (dönemin başbakanı), insanların tepesine “balyoz” gibi inmekten söz etti. Yani balyozun anlamlı bir tarihçesi vardır siyasi geçmişimizde. İkincisi ise başbakanın, aracında havasız kalmasıyla gündeme gelmişti. Bir parlamenter eline balyozu alıp, camı kırmıştı. Bugün balyoz adıyla

estirilen fırtınadan bir tutuklu bile yoktur! 12 Mart daraltması yetmedi. Çünkü halkı inim inim inletecek o kutsal (!) 24 Ocak kararları gündemdeydi ve halk, yine de anayasanın yeterince daraltılamamış bir yerlerini bulup, itiraz edebilirdi. O zaman elbiseyi yenilemek gerekiyordu. 12 Eylül 1980’de tam buydu işte. Halka öyle bir dar elbise giydirildi ki kımıldayamaz hale getirildik. 82 Anayasası, kendisinden öncekinin tersi bir anlayışı egemen kılıyordu: “Güçlü iktidar.” 61 Anayasasında güçler şöyle tanımlanıyordu: Yasama yetkisi, yürütme görevi, yargı yetkisi. Yani yasamayı ve yargıyı yetkili kılıyor yürütmeyi/ siyasi iktidarı ise yalnızca görevli kılıyordu. 82 Anayasasında en belirgin değişim, yürütmeye görev yanında yetki de tanınması olarak göze çarpar. “Yürütme yetkisi ve görevi.” Bu tanımdan ilk rahatsızlık duyan ÖZAL oldu. Çünkü Özal, 24 Ocak kararlarının mimarıydı ve bu kararları uygulasın diye iktidara ge(tiri)ldi. Yürütmenin tanımındaki “görev” ibaresi dilediği her şeyi yapmasına engeldi. O, yürütmenin yalnızca yetkili olmasını istiyordu. Oysa “görev” tanımı aynı zamanda sorumluluğu da getiriyor; keyfi iş ve işlemlerde yargıyla karşı karşıya geliyordu. Ama Özal, görevsiz bir yetkinin tadını çıkaramadı. O da gitti, “sorumsuz Cumhurbaşkanı” oldu. Günümüze kadar gelinen süreçte yapılan anayasa değişikliklerinde yargı gündeme taşınmadı. Asker gündeme taşınmadı. Daha çok anayasanın temel hak ve özgürlüklere ilişkin sakat yönleri öne çıktı, çıkarıldı. Siz eğer, anayasada temel hak ve özgürlükleri demokratik esaslara göre düzenlerseniz ve yürütme de buna uyarsa ne yargıyla ne de kolluk güçleriyle karşı karşıya gelirsiniz. Bağımsız yargı ne zaman devreye girer? Hukuka yani haklara aykırı iş ve işlemler yaptığınız zaman. Peki yargı, kararlarını kimin eliyle yürütür? Kolluk güçleri eliyle. Yani asker ve polis eliyle. Bu durumda yargıyla kolluk güçleri birbirine organik olarak bağlıdırlar ve başkası da düşünülemez. Yaptırımı olmayan bir ceza, ceza mıdır? Peki siz neden bağımsız yargının iki temel kurumunun (Anayasa Mahkemesi ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun) yapısıyla oynamak istersiniz? Çünkü bu iki yargı kurumunun en etkili oldukları alan yasama ve yürütmedir. Yani bu iki kurum ve kolluk güçlerinin bir kesimi (TSK) sizin denetiminizde olmadığı için keyfi iş ve işlemlerin önünde engel olacaklardır. Keyfi iş ve işlemlere demokrasilerin o denli vazgeçilmezidir. Yargıyı siyasi bir kimlik olan adalet bakanına bağlayacaksınız,devlet memuru (aynı zamanda hükümet memuru) olan adalet bakanı müsteşarı (ki siz atayacaksınız) yargının tepesinde, bakandan sonra ikinci yetkili olacak ve bağımsız yargıdan söz edeceksiniz. Dikkatlerinizi çekmek isterim.

Aslında bir ters köşeye yatırma durumu var ve gözlerimizden kaçıyor. Şöyle, Yasama yetkisi meclisin elinde ama meclis, çoğunluğu elinde bulunduran siyasi iktidarın denetiminde. Yani yetkili falan değil resmen parti yönetiminin görevlisi pozisyonunda. Yüzde onluk baraj bu yüzden indirilmiyor. Meclis kısmı halledilmiş durumda. Yürütmenin tek ve güçlü yetkili olabilmesi için bağımsız yargının yetkisinin ortadan kaldırılmasına ve onu da görevli konuma getirilmesine gerek duyulmaktadır. Hedeflenen yeni durumun tanımı şudur:Yürütme yetkisi, yasama ve yargı görevleri. Böyle bir dağılımdan insan ve yurttaş hakları, temel özgürlükler, evrensel değerlerin çıkabileceğine inananlar varsa diyecek bir şey kalmaz zaten. Paketin diğer kısımlarına da bakalım biraz. * Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, savaş ve görev şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz(mış). Bunu yapmak için anayasa değişikliğine gerek var mı? Bu tedbirler yasa yoluyla alınabilecek tedbirlerdendir. Örneğin gazi maaşlarını yaşanacak düzeyde artırmaya anayasa mı, engel? Yaşlılara yardım götürmeye anayasa mı engel? Anayasa, oy için dağıtılan bedava soğan, patateslere; kömürlere, iftar çadırlarına nasıl engel değilse bunlara da engel değil. Yapılsaydı ya! Elleri bağlayan mı oldu? * Herkes kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteyebilir(miş).(AB kriterlerinde vardır. Neden uygulanamıyor?) Anayasa’da “özel hayatın gizliliği maddesi var. Buna rağmen telefonları dinleyen, dinleten kim? Neden bu konuda kimse ceza almadı? Çünkü “yapana değil, yaptırana bak ”derler. * Çocukların korunmasıyla ilgili maddeye gelince; sen zaten çocuk hakları sözleşmesini imzalamış bir devletsin. Uluslar arası sözleşmeler bağlayıcıdır ve yasa hükmündedir. Sekiz yıldır sokakta çalışan, sokakta yatankalkan kaç çocuk eksildi. Hangi tedbir alındı da kim engelledi. Anayasa Mahkemesi’ne giden mi oldu? HSYK’ya şikayet mi edildiniz… * Memurlar ve diğer kamu görevlileri toplu sözleşme yapabilecek, memurlar disiplin cezalarını yargıya taşıyabilecekler(miş). Çocuk kandırmak gibi bir şey. Memurlar toplu sözleşmeye gidecekler. Masaya kiminle oturacaklar? Yürütmeyle. Yani iktidarla. Ya iktidar “vermiyorum” derse. Memur, ya tıpış tıpış evine, işyerine dönecek ya da gaz bombası üstü iyi kızartılmış jop yiyecek. Çünkü grev hakkı yok. Şu gün durum nasıl? Memurlar toplu görüşmeye gidiyor. Çalışanın elinden, emeğinden gelen gücünü kullanma hakkını al, sonra da gel benimle masa başında pazarlığa otur de. “Görüşme” sözcüğünü çıkar “sözleşme” yaz. Grevsiz olduktan sonra ne işe yarar ki? Demokrasi bu işte.

* Memurlar, disiplin cezalarını yargıya taşıyabilecekler(miş). Sanki yepyeni bir hak geliyor gibi. Zaten taşınıyor. Anayasa’da yalnızca uyarı ve kınama cezalarının yargıya taşınamayacağı yazılıdır ama hukuk bunu da çözmüştür. Uyarı ya da kınama cezası alan bir memur, cezayı verenin bir üstüne cezayı kaldırma isteminde bulunur. Üst bu cezayı kaldırmazsa memur “neden kaldırmadı?” sorusunu yargıya taşır.sonuçta uyarı da kınama da yargıya taşınmış olur oluyor da. Yeni bir şey yok yani. *Yüksek Askeri Şura “YAŞ” kararlarına karşı yargı yolu açılacak(mış). Bunun ne demek olduğunu belki pek az kişi bilmeyebilir. Onlar için açalım. YAŞ, yılda bir kez toplanır. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kendine özgü işleyişinin en kapsamlı karar merkezidir. Şura’nın ele aldığı en önemli konulardan biri terfiler, diğeri de ordudan ihraçlardır. YAŞ kararlarına yargı yolunun kapalı olmasından Necmettin ERBAKAN ve AKP yönetimi rahatsız oldu. Her iki süreç, tepkilerin “şerh” koyarak dile getirdiler. Ama yalnızca neye şerh koydular biliyor musunuz? “ İrticai faaliyetleri nedeniyle ordudan uzaklaştırılanlara.” Yani bu, ordu içerisinde yeterince kadrolaşamamaya karşı bir şerhti. Bir tane “sol düşünceye sahip olduğu” iddiasıyla ordudan uzaklaştırmaya şerh koymuşlar mıdır, acaba?... Herkesin demokrasisi kendineymiş meğer! * Kenan Paşa yargılanacak(mış). Böyle bir şeyin gerçekleşmesi olanaksız olduğu gibi herhangi bir girişimin bile bir yararı olmayacaktır. Hem imam hatiplere özel bir önem veren, solculara ve ülkücülere karşı dini bütün (!) bir insan tipi yaratmaya en çok kim çaba harcadı? Bırakın adamı da Marmaris’te nü resimleri yapsın. Özetle, anayasa değişikliği ile ilgili paketi açtık ve önemli bir bölümünü birlikte gözden geçirdik. Burada değinmediğim başlıklar da yasa, hatta tüzük ve yönetmelik düzeyinde bir çalışma ile sonuç alınabilecek madde başlıklarıdır. Bugün bize, anayasanın demokratikleştirilmesi adına dayatılan başlıkların büyük bir çoğunluğu zaten iktidarın ilk yıllarında AB’ye verdiği sözlerdir. AB’ye çoktan verdiği sözlerin hiçbirini yerine getirmeyen; ya da dürüstçe söyleyelim getirmeyen bir siyasal güç; şehidine “kelle”, memuruna “ yan gelip yatan” , profesörüne “ sen anlamazsın ulema anlar”, çiftçisine “ ananı al git”, işçisine “terörist”, Habur’dakine “Ha buraya gel”, askerine “Siz kimsiniz?” Maliye Bakanına “abi”, “ticaret yapmazsam geçinemem” diyen bir anlayış var karşımızda, telefonlarımızın yasak ucunda. Bir de kendi verdikleri gelir dağılımı oranları var, ağızlarına bile almayıp, topu sürekli taca sürükledikleri. Bu ülkenin milli gelirinin toplamının yüzde 46’sını nüfusun

Mustafa YILDIRIM Kaynakçý

PVC KAPI VE PENCERE SÝSTEMLERÝ DURUPEN ÜRETİCİ BAYİİ

Çayaðzý Mah. ÇATALZEYTÝN Tel: (0366) 516 16 04 Cep: (0535) 589 76 70

Metin DOÐAN 0 532 285 60 17

* ALÇIPAN * KARTONPÝYER * ÝZOLASYON

Merkez: Ethemefendi Cd. Ýlker Ap. No: 92 / 2 Erenköy / KADÝKÖY - Tel: 0 216 386 33 26 Þube: Uzunçayýrbaþý Mh. No: 68/1 Gözcübaba/Göztepe - Tel: 0 216 566 87 16 - 566 87 23 Atölye: Ali Fuat Cebesoy Cd. Sancak Sk. No: 14/1 Örnek Mh. - Tel: 0 216 317 76 12 www. atilimkartonpiyer.com / e-mail: info@atilim-kartonpiyer.com Faks: 0 216 368 84 57

Aytekin ALTUN

TİCARET LTD. ŞTİ.

www.hedefticaret.com

Uluyol Büyük Coþkun Sk. Öz Dericiler San. Sit. C Blok No:6 B.Paþa / ÝST. Tel: 0 212 674 15 95 - 674 16 39 Faks: 0 212 674 15 12 a-mail: info@hedefticaret.com msn: hedefatak@hotmail.com

Gıda İnşaat Nakliye Turizm San.Tic.Ltd.Şti.

İnşaat Malzemeleri-Demir Çimento-Kum ve Çakıl Nakliye İşleri ve Hafriyat

Atatürk Bulvarı No.14 ÇATALZEYTİN Tel: (0366) 516 14 04 Gsm: 0 537 690 54 80-0 535 623 04 26

%20’si, Bu ülkenin milli gelirinin toplamının yüzde 6’sını nüfusun % 20’si Bu ülkenin milli gelirinin toplamının yüzde 48’ini nüfusun % 60’ı bölüşüyormuş. (TÜİK verileri) Unutulmamalıdır ki önce ekonomik, buna bağlı olarak da siyasal bağımsızlıklarını yitirmiş devletlerin yöneticilerini, ekonomik ve siyasal anlamda bağlı olunan sömürgeci devletlerin yöneticileri atarlar. Atanmış olan bu yöneticilerin ana görevleri kendilerine efendilik yapan devletlerin isteklerini yerine getirmektir. Bu nedenle kendi haklarına karşı sürekli suç işlerler. Bu da onların her an bağımsız yargının karşısına sanık olarak çıkmalarına neden olacaktır. Bu riski en aza indirmenin ya da sıfırlamanın yolu kendi özel yargısını yaratmaktır. SONUÇ: Bu açıklamaların sonucunda önümüzdeki sürece ilişkin olası gelişmeler neler olabilir, buna zihin yoralım: 1. Olasılık: Baskın bir oranda EVET denilirse bu, siyasi iktidarın yaptığı kadar yapacağı iş ve işlemlere “aziz milletten” onay almış olması söylemini gündeme getirecek, siyasi iktidar aldığı bu cesaretle muhalif kesimlere karşı daha celalleşerek seçime gidecektir. Ekonomik göstergelerin gerilemesi iktidarı rahatsız etmeyecektir. 2. Olasılık: Baskın bir oranda HAYIR denilirse erken seçim dahil hükümetin istifası gündeme gelebilir. Daha fazla oy yitirmeden parlamentodaki ağırlığını koruma kaygısına düşebilir. Bunlar olmasa bile tüm politikalarını gözden geçirmek zorunda kalır. Siyasi iktidar ya çok daha fazla sertleşir ya da iyice yumuşar ki her iki durumda da muhalefet güç kazanır. 3. Olasılık: Yüzde elliler civarında EVET ya da HAYIR denirse iktidar da muhalefet de bunu bir başarı sayarlar. İktidar kısmen tedirgin olur ve bir yumuşama sürecine girer. Muhalefet ise yüklenme hızını artırır. BDP’nin protestosunun, sonuçların değerlendirilmesi noktasındaki kullanımı farklı olacaktır. EVET’çi iktidar ve HAYIR’cı muhalefet kullanılmayan oyları kendi hanelerine ekleyerek değerlendirecekler; bir fluluk ortaya çıkacaktır. Zaten kimi çevrelerin de istediği bu ülkede her şeyin flu kalması; hiçbir şeyin açığa çıkmamasıdır. Her üç olasılık da ülkenin yakın geleceğinin sancılı olacağını gösteriyor. Ama sorunu sonuca ulaştıracak olan oyların erdemli bir siyasal tutumu gerektiriyor olduğu ortada. Kullanılacak oylar, bir devletin rotasının yeniden belirlenmesi gibi ağır bir sonuca zemin hazırlamaya uygun duruyor. Haa. Anayasa’ya göre bu oylamanın sunucu hayır olursa maddelerde belirtilen kazanımlar(!) ne olacak? Hiçbir şey. Siyasi iktidar iyi niyetliyse çoğunu yasalarla çözer. Yok olmadı, bir yıl geçtikten sonra yeniden meclis gündemine alınır. Bu da sorunlara yeni meclisin çözüm bulmak durumunda kalması

ÜRETÝCÝ BAYÝÝ

İnşaat ve Tadilat İşleri TURGUT - FÝKRET ASLAN

Cam - Ayna - Isıcam American Siding

Merkez : Sanayi Sitesi Çatalzeytin/Kastamonu Þube : Musabey Cad. No: 12 Türkeli / Sinop Tel : 0366 516 13 75 - 0368 671 27 36 Cep: 0537 630 25 85

Nakliyatta Deneyim ve Güven Nakliyat • Hafriyat • Ýnþaat Malzemesi • Kömür

Þefik Yelkenci - Refik Yelkenci Cumhuriyet Meydan› No:17 37940 Çatalzeytin Büro: 0366 516 10 93 - Ev: 0366 516 17 47-Cep: 0532 583 70 51


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.