92
hafif ayakkabı yapan ustalara denir. Kazaz: Ham ipeği iplik durumuna getiren kişi. Kutnu: Bir tür ipekli dokuma. Bu dokuma türünden yapılan elbiseler
Selçuklulardan itibaren estetik ve güzelliğin simgesi olarak kabul edilmiş; Osmanlı sultanları giydikleri elbiselerde bu kumaşı tercih etmiştir. Lonca: Usta ve kalfaların geleneksel üretim kooperatifleri. Muhtesip (İhtisap Ağası): Daha eskilerde “daruga” denen kasaba çarşılarında “çarşı ağası” veya “pazar başı” unvanıyla anılan disiplin amirleri. Dönemin zabıta müdürleri. Sandal: İpek-pamuk karışımı makbul bir kumaş. Sedefkâr: Sedefi işleyen ustanın adı. Sof: Tiftikle yün karışımı kumaş Suk-ı Sultanî: Sultan çarşısı. Bedesten, Kapalıçarşı, arasta gibi yapıların, kadı ve mahkemenin bulunduğu,
muhtesip ve aseslerin sürekli olarak denetim yaptığı büyük Osmanlı çarşısı. Şed Kuşanma: Kalfalıktan ustalığa geçecek başarıyı gösteren gençlere fütüvvet gelenekleri uyarınca
Yumurtaya nal çakan anlamına gelir. Erişilmez hünerleri olan ustalar için kullanılan bir deyimdir. Yemeni: Hayvan derisinden yapılan ucu sivri ayakkabı.
törenle ustalık önlüğünün bağlanması Teferrüç: İlkbaharla birlikte esnaf gruplarının çıktığı geleneksek kır gezileri. Yed-i Tulâ Sahibi:
Yiğitbaşı: Esnaf grubunun imalatını ve ürününü denetleyen kişi. Zanaat: El işçiliğine dayanan maddi gereksinimleri karşılayan her türlü iş.
ÖDEMİŞ ARASTASI / G. KILINÇKIRAN
gibi bölümleri vardır. Kapamacılar: Günümüzde hazır giyim satan esnafın eski adı. Kârhane: İmalathane Kavaf: Arapça “haffaf ” kelimesinden gelir. Açık ve
TAŞHAN, BOLU / C. OĞUZTÜZÜN
Han: Gezgin tüccarlar için konaklama, sabit tüccarlar için üretim imkânı sağlayan ticari kompleks. Genellikle bir avluyu çevreleyen iki katlı yapılardır. Odalar, dükkânlar, ahır ve mescit
93