Bursa'da Zaman Sayı 17

Page 41

Doç. Dr. Hasan Basri ÖCALAN

Yıllardır gerek yurtiçi, gerekse yurtdışı gezilerimde ihmal etmediğim hususlar vardır. Bunlardan en önemlisi, gezeceğim yerler hakkında yazılan bazı kitap, makale, gezi notları ve ansiklopedi maddeleri okumaktır. Fotoğraf makinam, şarj pilleri ve aleti de olmazsa olmaz gezi arkadaşlarımdır. İslâm Tarihçileri Derneği son yıllarda biri yurt içi, diğeri de yurtdışı olmak üzere iki gezi düzenliyor ve bizler de bu gezilere katılıyoruz. 2014 Şubat ayında Fas’tan dönerken, 2015 yılında Orta Asya’ya gezi düzenleneceği kararlaştırılmıştı ve o tarihten itibaren ben orayı nasıl gezeriz, neler bilmemiz gerekir konusunda zaman zaman okumalar yaptım. Tabii ki bir tasavvuf tarihi araştırmacısı olarak en çok ilgilendiğim konu bu coğrafyanın özellikle Nakşibendiyye Tarikatı’nın merkezi olması ve Altın Silsile’den birçok zatın bu coğrafyada olmasıdır. Bu coğrafyaya gitmeden önce bu konuyla ilgili notlarımı gözden geçirdim, yeni notlar tuttum, orada bu notlara ilaveler yaptım. Bununla ilgili hususlar başka bir yazının konusu olacaktır. 40 yılını Bursa’da geçiren ve Bursa tarihi hakkında araştırma yapmam hasebiyle Bursa’da yetişen, Bursa’ya gelen önemli şahsiyetler de ilgi sahama girer ve Semerkant’ta doğal olarak Bursa’nın izini sürmeye çalıştım. İşte Orta Asya gezisine gitmeden önce bu coğrafyadan Bursa’ya gelen Emir Sultan’ın izlerini sürmek ve Bursa’dan oraya giden Kadızâde-i Rûmî’nin izlerini sürmek de hedeflerim arasında vardı. Ancak, ne yazık ki gezi programına müdahale hakkınız olmadığı için birincisini yapamadım, ikincisini de zoraki yapmaya çalıştım.

Kadızâde-i Rumî’nin Şah-ı Zinde mezarlığındaki kabri. (Fotoğraf: Hasan Basri Öcalan)

Takvim 19 Mayıs 2015 Salı gününü ve saatlerimiz bu günün ilk dakikalarını gösterirken, 00:05’de İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan Taşkent’e uçmak üzere Türk Hava Yolları ile yeni bir seyahate başladık. Dostlar hep bana takılırlar, “Evliya Çelebi hakkında kitap yazdın, (Seyahatnâme’ye Göre Ruhaniyetli Şehir Bursa) O’nun yolundan gitmeye başladın.” Nerde onun yolu, nerde bizim yaptığımız yolculuk. Dört saatlik uçak yolculuğu bile bizde sıkıntıya yol açarken, onlar aylarca yaya ya da deve sırtında bilmem kaç bin kilometre yolu kat etmişlerdir. İşte bunun içindir ki ismi, dillerde ve dünya coğrafyasında dolaşmaktadır. Orta

Asya, özellikle Özbekistan hakkında çok sürpriz olacak şeyler duymuştum. İlk sürprizle havaalanında karşılaştım. Gezi ekibinin tamamı, eşim dahil, pasaport kontrolünden geçtikleri halde, ben yaklaşık 40 dakika bekletildim. Sebebini soran rehbere, daha önce Özbekistan’a gelmiş olabileceğimdir. Peki gelemez miyim? Niye ikinci defa geliyormuşum! Kaldı ki ben buraya ilk defa geliyorum. Özbekistan SSCB dağıldıktan sonra “bağımsızlık” kazanan ve kendi içine en çok kapanan ülkedir. Başında, adı “İslam” olan İslam Kerimov olmasına rağmen, bir o kadar İslâm’dan korkan ve uzak duran bir ülkedir. Camiler var, ama dışarıya ezan verilmez, gençler camiye gidemez, kadınlara camide yer yok, dini eğitim yok, baş örtüsü yasak.. vs. Bütün bunları düşününce benim havaalanında bekletilmem anlaşılabilir. Kaldı ki, bizim ekibin büyük yekünü ilahiyat mezunu veya ilahiyat hocalarından oluşuyordu. Bu durum benim gezi performansıma etki etmemelidir. Bu badireyi atlattıktan sonra bu defa elimize birkaç form verdiler. Bunlardan birisi, üzerimizde ne kadar, bilmem ne parası vardır ile ilgili bir formdu. Rehberimizin uyarısı ile bu formu dolduruyoruz, bir kopyasını da dönüşte vermek üzere yanımızda saklıyoruz. Özbekistan Cumhuriyeti Orta Asya’da yer alan bir devlettir. Kuzey ve kuzeybatısında Kazakistan, doğu ve güneydoğusunda Kırgızistan ve Tacikistan, güneybatısında Türkmenistan, güneyinde ise Afganistan yer alır. Özbekistan’ın başkenti Taşkent’tir. Ülkenin nüfusu 26 milyon olup, yüzölçümü 447.004 kilometrekare, GSMH’sı 78.3 milyar dolardır. Ülkede Özbekçe ve Rusça konuşulmaktadır. Halkın %71’i Özbek, %10’u Rus, %19’u ise diğer Türklerden oluşmaktadır. Kişi başına düşen milli gelir 2005 dolar civarındadır. Ülkenin para birimi SOM olup, bir dolar o tarihte 4000 Som civarındaydı. Otobüste para bozdurduğumuzda, 50 dolara karşılık bize bir poşet Som verdiklerinde çok şaşırmıştık. Bugün büyük bir kısmı Özbekistan’da bulunan Özbekler’in menşe i Cengiz Han’ın en büyük oğlu Cuci’nin dönemine kadar iner. Cuci’nin ulusu bozkır halkı diye isimlendirilebilecek göçer Türk boylarından oluşmaktay| Ocak 2016 | Sayı 17

39


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.