ÖĞRENME ve BİLGİ ÜZERtNE
farklı olduğu anlamına gelir. Öğreniyoruz; size öğretilmi yor. Burada size herhangi bir şey öğretilmek üzere bulun madığınızı, size öğretecek bir öğretmen, sizi kurtaracak bir kurtarıcı, ne yapılması gerektiğini söyleyecek bir guru o l madığını gerçekten anladığınız zaman— bu olguyu gerçek ten anladığınız zaman— her şeyi kendiniz yapmak zorunda olacaksınız, bu da olağanüstü bir enerji gerektirir. Biz genellikle, araştırmalar, kitaplar, deneyimler aracılığıyla ya da bir öğretmen aracılığıyla öğreniriz. Bunlar, öğrenm e nin alışılmış yollarıdır. Ne yapılması ve ne yapılmaması, ne düşünülmesi ve ne düşünülmemesi, nasıl duyumsanması, nasıl tepki verilmesi gerektiğini ezberleriz. Deneyim ler ara cılığıyla, araştırma, inceleme, deneme, kendini incelem e aracılığıyla bilgiyi anı olarak depolarız, bu anılar böylece daha çok istek ve soruna yanıt olur, buradan hareketle, gi derek daha fazla öğreniriz. Bu süreci oldukça iyi tanıyoruz; çünkü ancak bu yolla öğreniyoruz. Uçağın nasıl kullanıla cağını bilmiyorum, dolayısıyla öğreniyorum. Öğrenim g ö rüyorum, deneyim kazanıyorum, bunların anısı belleğim de depolanıyor, sonra uçuyorum. Çoğumuzun bildiği tek ö ğ renme süreci budur. Araştırma, deneyim, eğitim aracılığıyla öğreniyoruz. Öğrenilen şey, belleğe bilgi olarak depolanır ve bir şey yapmamız gerektiğinde ya da uğraşmayı gerek tiren bir olayda, söz konusu bilgi kullanılır. Şimdi, bütünüyle farklı bir öğrenm e biçimi olduğunu düşü nüyorum, ama bunu anlamak v e bu farklı biçimde öğrene bilm ek için, yetkeden bütünüyle kurtulmalısınız; yoksa bu konuda yalnızca eğitilmiş olursunuz v e duyduklarınızı yi neleyip durursunuz. İşte bu nedenle, yetkenin doğasını an lamak son derece önemlidir. Yetke öğrenm eyi engeller— bilginin bellek olarak biriktirilmesi biçiminde olmayan ö ğ renme. Bellek her zaman, belirli kalıplar halinde yanıt v e
162