Honore de balzac çakalların başı ferragus kırmızı kedi yayınevi

Page 35

Çakalların Başı Ferragus

35

Bu "eğer"de hala bir aşk vardı. .. Descartes'ın felsefi şüphesi, erdemi daima onurlandırması gereken bir neza­ kettir. Saat onu vurdu. Baron de Maulincour o an bu ka­ dının, kendisinin de girip çıktığı bir evdeki baloya gitmek zorunda olduğunu hatırladı. Hemen giyindi, yola çıktı, gideceği yere vardı, sinsi bir edayla salonlarda onu aradı. Onu bu kadar telaşlı gören Madam de Nucingen: "Madam Jules'ü göremiyorsunuz, çünkü daha gelmedi," dedi. "İyi günler şekerim," dedi, bir ses. Auguste ve Madam de Nucingen dönüp baktılar. Madam Jules beyazlar içinde sade ve soylu görünü­ yordu, başında genç baronun onu çiçekçide seçerken gördüğü marabu tüyleriyle salona girdi. Aşk dolu bu ses Auguste'ün kalbine saplandı. Birazcık da olsa bu kadını kıskanma hakkını elde edebilmiş olsaydı, "Soly Sokağı! " demesiyle kadın donakalırdı. Ama, Madam Jules'ün kulağına bu kelimeyi yabancı biri olarak bin defa da tekrarlasa, kadın şaşkınlıkla ona ne demek iste­ diğini soracaktı: Auguste bön bön ona baktı. Kötü niyetli ve her şeye gülen insanlar için bir ka­ dının sırrını keşfetmek, iffetinin göstermelik olduğunu, sakin yüzünün altında derin düşünceler sakladığını ve temiz alnının gerisinde birtakım korkunç dramların yat­ tığını bilmek çok eğlenceli olabilir. Ama böyle bir man­ zaranın gerçekten hüzünlendirdiği ruhlar da vardır ve gülüp eğlenenlerin çoğu evlerine döndüklerinde, vic­ danlarıyla baş başa kaldıklarında insanlara lanet oku­ yup böyle bir kadını aşağılarlar. Auguste'ün Madam Jules karşısındaki hali de böyleydi. Tuhaf bir durum! Aralarında, kışın yedi sekiz defa bir araya geldikleri


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.