Honore de balzac çakalların başı ferragus kırmızı kedi yayınevi

Page 149

Çakalların Başı Ferragus

149

olduğunu çıkaramazdı. Gerçekten de ak saçlı bir ka­ davraya dönmüştü; buruş buruş, kupkuru, pörsümüş derisiyle bir deri bir kemik kalmıştı; belermiş, hare­ ketsiz gözler, delilerinki ya da aşırıya kaçmaktan ölen şehvet kurbanlarınınki gibi çirkin bir sırıtışla aralanmış bir ağız. Artık ne yüzünde, ne çizgilerinde bir zeka izi vardı; artık o cansız teninde ne bir kızarıklık, ne de kan dolaşımına benzer bir şey kalmıştı. Üstelik, bu adam ufalmış, eriyip bitmiş, müzelerde alkol içinde fanuslar­ da saklanan o hilkat garibelerine dönmüştü. Jules bu yüzün tepesinde Ferragus'ün korkunç başını görür gibi oldu ve bu kusursuz İntikam karşısında Nefret büyük bir dehşete kapıldı. Koca, bir zamanlar genç bir adam olan bu şüpheli enkaza karşı yüreğinde bir merhamet hissetti. "Düello gerçekleşti," dedi büyük şövalye. "Mösyö epeyce insan öldürdü," diye haykırdı Jules acıyla. "Hem de çok sevilen insanları," diye ekledi ihtiyar. "Büyükannesi kederinden ölüyor, belki onun arkasın­ dan ben de mezara gideceğim." Bu ziyaretin ertesi günü Madam Jules gitgide fena­ laştı. Bir anlık gücünden istifade, başucunda duran bir mektubu aldı ve anlaması kolay bir işaretle onu hara­ retle Jules'e uzattı. Clemence hayatının son soluğunu ona bir buseyle vermek istiyordu, Jules bu buseyi aldı, Clemence öldü. Jules bayıldı ve ağabeyinin evine götü­ rüldü. Orada gözyaşları ve sayıklamalar arasında, bir gün önce karısının yanında bulunamadığı için üzüntü­ sünü dile getirince, kardeşi bu ayrılığın Kilise'nin ölüm


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.