BThaber 1227. Sayı

Page 1

25. yıl HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr

SAYI

1227 1 - 7 Temmuz 2019

Sayfa

7

SFS, Sigorta 4.0’ı işaret ediyor Sigorta sektörüne yönelik uygulamalarını yapay zeka ile destekleyen SFS Yazılım’ın yurtdışı hedefleri de büyüyor.

Sayfa

Sayfa

3

19

Dünya veri üzerine dönüyor, kayıtsız kalmayın! Artan veriyi özenli korumak bir gereklilik ve Western Digital, farklı ihtiyaçlara farklı çözümlerle yanıt verme stratejisini devam ettirmekte kararlı.

Sayfa

6

E - TOPLUM

Yapay zekâda bölgenin lideri Türkiye Microsoft ve EY tarafından Ortadoğu ve Afrika Bölgesi’nde yapay zekânın nerede, neden ve nasıl kullanıldığını, şirketlerinin yapay zekâ stratejilerini, yapay zekânın şirketlere ve ülkelere sunduğu katkıları ortaya koyan bir rapor hazırlandı. Türkiye, yapay zekâ olgunluğu bakımından bölgenin lider ülkesi olarak öne çıktı. Raporda, Türkiye'deki şirketlerin yüzde 80’inin yapay zekâ stratejilerini doğrudan üst düzey yönetimde ele aldığı belirtildi.

Sayfa

8

TEKNO-POLİTİK

TÜRKİYE’NİN VERİ MERKEZİ

RADORE Edİp Emİl Öymen

• Kadının adı yüzde kaç? • Litvanya, Venedik’te neden birinci oldu?

OSMAN COŞKUNOĞLU

• Bilişim 500 Ödül Töreni’ne hükümetten katılan konuşmacılara öneriler.

radore.com



BThaber

GÜNDEM

1 - 7 TEMMUZ 2019

3

Yapay zekâda bölgenin lideri Türkiye Microsoft ile uluslararası denetim ve danışmanlık şirketi EY (Ernst & Young), Ortadoğu ve Afrika Bölgesi’nde yapay zekânın nerede, neden ve nasıl kullanıldığını, şirketlerinin yapay zekâ stratejilerini, yapay zekânın şirketlere ve ülkelere sunduğu katkıları ortaya koyan bir rapor hazırladı. Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 5 ülkede faaliyet gösteren 100’den fazla şirket yöneticisiyle yapılan görüşmelerle hazırlanan “Artificial Intelligence in Middle East and Africa” raporunun Türkiye sonuçları, İstanbul’da düzenlenen basın toplantısında paylaşıldı. Türkiye, yapay zekâ olgunluğu bakımından bölgenin lider ülkesi olarak öne çıktı. Raporda, Türkiye'deki şirketlerin yüzde 80’inin yapay zekâ stratejilerini doğrudan üst düzey yönetimde ele aldığı belirtildi. Şirketlerin yüzde 25'i yapay zekâyı stratejik dijital öncelikleri arasında görürken, yüzde 60'ı ana faaliyetleri için yapay zekânın önemini kabul ediyor. Türkiye’deki şirketlerin yüzde 15'i ise yapay zekâ olgunluğu açısından kendilerini gelişmiş olarak değerlendiriyor. Bu oranlar Ortadoğu ve Afrika Bölgesi’nde ankete katılan diğer ülkelerden daha yüksek. Türkiye’de şirketler yapay zekâ gündemini hem teknolojik gereklilik hem iş süreçlerini iyileştirme perspektifiyle yönetiyor. Ortadoğu ve Afrika Bölgesi’nde bu anlayışı benimseyen şirketlerin oranları yüzde 43 iken, Türkiye’de ise bu oran yüzde 55 seviyesinde. Yatırımlarında ve odaklarında ilk sırada yer alan yapay zekânın bireylere, şirketlere ve kurumlara önemli rekabet avantajları kazandırdığını belirten Microsoft Türkiye Genel Müdürü Murat Kansu, raporun sonuçlarını şöyle değerlendirdi: “Türkiye’deki şirketlerin

yüzde 35’i, pilot yapay zekâ teknolojilerini aktif olarak kullanıyor. Bu şirketler, gelecekte var olabilmek ve rekabette güçlenmek için yapay zekâ ile desteklenen bir dijital dönüşüm stratejisinin öneminin farkında. Yapay zekânın şirket üzerindeki etkileri konusunda iyimseriz. Bunun yanında, bazı şirketler yapay zekâ yolculuklarında daha ileride olsa da, ülke olarak yapay zekâda daha ileri olgunluk seviyelerine ulaşmak için daha iyi veri yönetimine ve şirket içi becerilerin gelişmesine ihtiyaç var. Yapay zekâ stratejilerinin insanı merkeze alarak tasarlanması gerektiğine inanıyoruz.” EY Orta, Doğu, Güneydoğu Avrupa ve Orta Asya (CESA) Bölgesi, Dijital Lideri Onur Doğan ise, “Bu çalışmamızla Türkiye’nin önde gelen şirketlerinin yapay zekâ yaklaşımını, karşılaştıkları zorlukları ve yapay zekânın şirketlerin işleyişini gelecekte nasıl değiştireceğine dair öngörüleri ortaya koyuyoruz. Yaptığımız görüşmelerde birçok şirketin yapısını yapay zekâya göre pozisyonlandırdığını, yapay zekânın üst yönetim gündeminde önemli bir konuma ulaştığını, ancak bu gündemin sahadaki öneminin üst yönetimin gündeminde olduğu kadar yüksek olmadığını gözlemledik. Bu durum, yapay zekâ stratejilerinin yukarıdan aşağıya yönetilmesine yol açıyor. Şirketlerin yapay zekâ konusunda karşılaştıkları belirli zorlukları ortaya koyan raporumuzda; ankete katılan şirketlerin tamamına yakınında bu yolculuğu tek başına gerçekleştirmenin ne kadar zorlu olacağı görüşünün hâkim olduğu ve şimdiden farklı iş ortaklıkları ile ilerledikleri ifade ediliyor. Kimi şirket yapay zekâyı çözümlerin parçası ve

teknolojik bir unsur olarak görürken, kimisi yeni hizmetler sunmak, operasyonlarını verimli hale getirmek ve müşterileri ile daha etkili iletişim kurmak için kullanıyor. Yine şirketlerin tamamına yakını ise yapay zekâ ile birlikte temel hizmetlerinin

Türkiye’de yapay zekâ; tahminleme, otomasyon, içgörü oluşturma, hizmetlerin kişiselleştirilmesi ve önlem alma yeteneklerine sahip olmak için kullanılıyor. Şirketler, kullanım yoğunluğuna göre, en çok makine öğreniminden faydalanıyor. Makine öğreniminden faydalanma oranı Ortadoğu ve Afrika Bölgesi’nde yüzde 61 iken, Türkiye’de ise yüzde 85 civarında. Operasyonlarına yapay zekâyı entegre eden Türkiye’deki şirketlerin yüzde 80’i etkili faydalar bekliyor. Yapay zekânın sunduğu faydaların başında ise operasyonların optimizasyonu, ürün ve hizmetlerin dijital dönüşümü, çalışanların güçlenmesi ve müşterilere daha yakın olmak geliyor. Raporda, şirketlerin yapay zekâ olgunlukları 8 yetenek çerçevesinde ele alındı: İleri analitik, veri yönetimi, yapay zekâ liderliği, açık kültür, yeni teknolojiler, çevik geliştirme, üçüncü

değişmeyeceğini öngörüyor. Şirketlerin çoğunluğu mevcut iş yapış biçimlerinin etkileneceğini belirtirken, farklı ürün ve hizmetler sunmak için yapay zekânın kullanılacağını öngören şirket sayısının da azımsanmayacak seviyede olduğu görülüyor” dedi.

taraflarla işbirliği ve duygusal zekâ. Bu yetenekler konusunda Türkiye, araştırmaya katılan şirketler tarafından yapay zekâda en önemli iki yetenek olarak kabul edilen ileri analitikte 5 üzerinden 3,4 ve veri yönetiminde 5 üzerinden 3,6 ile en yüksek puanlara sahip ülke oldu. Türkiye’deki şirketlerin yapay zekâya duygusal zekâ ekleme yetkinliği, 5 üzerinden 2,6 puanla diğer ülkeler arasında en düşük sırada yer aldı. Yapay zekâdan en yüksek faydayı görmeyi bekleyen sektörlerin başında BT, medya ve finansal Hizmetler geliyor. Sıralama sağlık, üretim ve kaynaklar, profesyonel hizmetler, perakende, altyapı ve taşımacılık sektörleriyle devam ediyor. Akıllı robotlar, derin öğrenme, metin analizi, görsel ajanlar, doğal dil işleme, konuşma algılama, biyometri ve bilgisayar görüntüsü ise yapay zekâdan en çok faydalanan teknolojiler arasında.


4

BThaber

ANKARA

1 - 7 TEMMUZ 2019

Sağlık cihazlarının güvenliği için IoT - Medic STM, sağlık sektöründe kullanılan IoT cihazların siber güvenliğine yönelik Başkent Üniversitesi ile önemli bir protokol imzaladı. Sağlık alanında pazar büyüklüğünün 2022’ye kadar 14 milyar doları bulması beklenen IoT (Internet of Things) sistemlerle birlikte cihazların güvenliğini sağlamak her geçen gün daha önemli bir hale geliyor. “STM olarak Türkiye’deki kritik altyapıların korunması adına yerli ve milli bütünleşik siber güvenlik çözümleri geliştiriyoruz” açıklamasını yapan STM Genel Müdürü Murat İkinci, sağlık sektörünün de siber tehditler karşısında direncinin artırılması gereken kritik alanlardan birini teşkil ettiğini söyleyerek konuşmasına şöyle devam etti: “Tehditleri zafiyet yaratmadan tespit edecek proaktif bir güvenlik çözümü olan ‘IoTMedic’ sistemini geliştirmek üzere Başkent Üniversitesi

ile yaptığımız iş birliği bu anlamda sağlık sektörümüz için büyük bir önem taşıyor. Siber güvenlik alanında edindiğimiz kabiliyetleri sağlık alanının niş ihtiyaçlarına taşıyacağımız bu süreç hem sağlık sektörünün geleceği hem de ülkemize yerli teknolojiler kazandırmamız adına önemli bir adım.” Saldırılar raporlanıyor Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Haberal “Bugün sağlık sektöründe kullanılan görüntüleme cihazları, hasta takip sistemleri, infüzyon pompaları ve kalp pili gibi IoT cihazlar; hastanın takibi, tedavisi ve yaşam kalitesi açısından oldukça faydalı kullanımlar sağlıyor. İnternete bağlı bu cihazların siber tehditlere karşı güvenliğini sağlamak ise doğrudan insan hayatını dahi etkileyebilecek zafiyetleri engellemek adına son derece kritik bir öneme sahip. Başkent Üniversitesi

olarak STM ile imzaladığımız bu protokol ile sağlık sektörüne yönelik olası saldırıların önüne geçilmesini sağlayacak bir projeye katkı sunmaktan dolayı mutluluk duyuyoruz” dedi. Sağlık sektörüne yönelik yapılan siber saldırılar hasta bilgilerinin ifşa olması ve hastayla ilgili verilerin manipüle edilmesinden, hastanın hayatını kaybetmesine kadar uzanan sonuçlara yol açabiliyor. Proje ile geliştirilecek ‘IoT-Medic’,

hastanelerde kullanılan medikal IoT cihazların envanterinin çıkarılmasını, bu tür cihazlara karşı yapılabilecek saldırıların tespit edilerek raporlanmasını sağlayacak. Kullanıcılar, bu sistem sayesinde hastane ortamındaki tüm medikal IoT cihazlarını tek noktadan takip ederek bu cihazların oluşturduğu trafikteki anormallikleri ve olası saldırıları canlı olarak takip edip müdahale edebilecek.

Tüm ekosistem ortak platform kurgusunu oluşturmalı ‘Geleceğe Dönüşüm’ temasıyla, BTK’nın ev sahipliğinde ve destekleriyle gerçekleştirilen ‘Proje Yönetim Zirvesi’ne, kamu ve özel sektörden, ulusal ve uluslararası proje yöneticileriyle, sektör temsilcileri katıldı. Zirvenin açılış konuşmasını yapan PMI TR Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Tülü, “PMI 50 yıldır insanların hayatına dokunuyor. Proje yönetimi bizi bugünden geleceğe taşımakta ve PMI bunu çok büyük bir ağ ile gerçekleştirmekte. Bugün geleceğe ilişkin öngörünüzü belirlemeye geldik” diyerek katılımcıları PMI TR’ye üye olmaya davet etti. Moderatörlüğünü SASAD Genel Sekreteri Hüseyin Baysak’ın yaptığı ‘Türk savunma sanayinde çevik dönüşüm mümkün mü?’

paneline; Roketsan İleri Teknolojiler ve Sistemler Grup Başkanı, Genel Müdür Yardımcısı Sartuk Karasoy, Aselsan Üretim Direktörü Fatih Oral, Havelsan Programlar Grup Müdürü Mehmet Görgülü, TAİ Dijital / Endüstriyel Dönüşüm Yapısal Grup Müdürü Metin Tabalu katıldı. Savunma sektörü içinde çevik dönüşümün önemli bir yer tuttuğunun altını çizen Baysak, çevik dönüşümün başarıya ulaşması için paydaşlarla birlikte yürümek gerektiğini vurguladı. Karasoy, “Değerler, kültür, entelektüel sermaye; bunların hepsi potansiyelimizi, gücümüzü oluşturuyor. Çeviklik esnekliği sağlıyor. ‘Çevik Çevrim’ adında bir sistemimiz mevcut” dedi ve “Kuantum teknolojilerinde kim öne geçecek?” sorusunu gündeme getirdi. Çevik

kavramının önemli bir gereksinim olarak karşımıza çıktığını ifade eden Oral, “Her türlü değişim-üretim faaliyetinde karşımıza hep ‘kültürel değişim’ çıkıyor. Değerler, hedefler, uygulamalar birbiriyle bağlantı içinde olmalı. Ürettiğiniz toplam değer; sizin ve alt yüklenicilerinizin ürettiği toplam değerdir” şeklinde konuştu. “Özgün ürünler milli güvenliğimiz için çok kritik” değerlendirmesini yapan Tabalu, sürekliliği sağlamak için ortak değerlere sahip olmanın önemine dikkat çekerek “Yıkılmayan, dayanıklılığı yüksek ekipler gerekiyor. Hızlandırılmış inovasyon yapmaya çalışıyoruz. Bu bizi dijitalleşmeye götürüyor. Tüm ekosistem ortak platform kurgusunu oluşturmalıyız”

dedi ve şunları kaydetti: “Artık ‘Çevik Tedarik Zinciri’ kavramı kullanılmaya başlandı. Geri dönüşü olmayan şekilde iddialı gitmek gerekiyor.” Hızlı değişen çevrede, çevikliği; firmanın müşteriye hızlı şekilde adaptasyon yeteneği olarak açıklayan Görgülü, değişimde en temel unsurun insan olduğuna vurgu yaparak “Müşteriye kattığımız değer; geleceği birlikte yaratmak oluyor. Müşteri de çevik yaklaşımları uygulamaya çalışıyor” ifadesini kullandı. Panelin sonunda değerlendirme yapan Baysak, “Çevik dönüşümün kullanımı henüz dünyada da yeterli değil. Geleceği öngörelim ve geleceğe hazır olalım. Bu nedenle firmaların en üst seviyede kabulü çok önemli” dedi.


BThaber

E-TOPLUM

1 - 7 TEMMUZ 2019

5

Açık Kaynak Dijital İçerik Üretme Projesi için çağrı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), açık kaynak felsefesinin ve yaklaşımının benimsenmesine katkı sağlamak, ‘Dijital OkurYazarlık’ konusunda zengin içerik üretmek, yapılan çalışmaların yayılmasına ve yaygınlaştırılmasına katkı sağlamak, içerik kalitesini ve niteliğini artırmak ve literatüre katkı sağlamak amacıyla ‘Açık Kaynak Dijital İçerik Üretme Projesi’ni başlattı. Projenin ilk çağrısı ise ‘Dijital Okur-Yazarlık Kitap Bölümü Yazma’ olarak belirlendi. Açık Bilgi Vakfı (Open Knowledge Foundation) açık kaynağı; ‘herhangi bir telif hakkı, patent ya da herhangi bir kontrol mekanizmasına tabi olmaksızın herkes tarafından ücretsiz ve özgürce kullanılan

kaynak’ olarak tanımlamakta. Diğer bir deyişle ‘herkes tarafından ücretsiz olarak erişilebilen, tekrar kullanılabilen ve paylaşılabilen araştırma veya gözlem sonuçları’ açık kaynak olarak ifade edilmekte. Yapılan çalışmalar ve incelenen kaynaklar değerlendirildiğinde; dijital okur-yazarlığın geniş kapsamlı olarak ele alınmadığı, Türkçe içeriğe sahip zengin içerik ve güncel kaynakların bulunmadığı tespit edildi. Ülkemizde bu alanda içerik üretilmesine katkı sağlayacak bir açık kaynak platform ile bunun sağlanabileceği, bu konuda yüksek bilgi birikimi olmasına rağmen kamuoyuna yaygınlaştırılamadığı düşüncesi, projenin oluşmasında ana motivasyon olarak gösteriliyor.

Uzman ve akademisyenlerin bilgi birikiminin Türkiye’ye açmaları hedefleniyor Projenin amacı; internetin ve teknolojinin bilinçli, güvenli ve etkin kullanımına yönelik toplumsal farkındalık oluşturmak amacıyla pozitif içerik geliştirilmesi olarak belirlendi. Diğer yandan ülkemizdeki bireylerin, internetin, teknolojinin fırsatları ve riskleri konusunda farkındalıklarını artırmak, kullanım becerilerini geliştirmek, bu ortamların tehdit ve tehlikelerinden kendilerini koruyabileceği ve bunun içinde gelişen ve değişen internet terminolojisi, dünyası, altyapısı, uygulamaları, tehditleri, davranışları, teknolojileri, etiği, etkin kullanımı, vb. pek çok konuda, alanında uzman kişilerin ve öğretim elemanlarının bilgi birikimlerini

toplumun her kesimiyle kolaylıkla paylaşabileceği bir açık kaynak içerik geliştirme platformu oluşturmak ve bunu kamuoyu ile paylaşmak projenin amaçları arasında. Dolayısıyla hem daha fazla Türkçe dijital içerik üretilecek hem de öğrencilere, son kullanıcılara, girişimcilere, kendini geliştirmek veya korumak isteyenlere fırsat eşitliği sağlayacak, erişilebilir kitaplar, içerikler veya kaynaklar üretilebilecek. Ülke dijital bilgi birikiminin, hızla artması ve yaygınlaşmasına da katkı sağlanabilecek. Çağrının öncelikli hedefi; ülkemizdeki uzman ve akademisyenlerin bilgi birikimi ve deneyimlerini BTK’nın sunduğu açık kaynak platform desteğiyle Türkiye’ye açmaları ve bireysel farkındalığın artmasına ve özellikle de öğrenme kültürünün yaygınlaşmasına katkı sağlaması.

En girişimci ve yenilikçi üniversite ODTÜ

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, 19 Haziran tarihinde TÜBİTAK’ta düzenlediği basın toplantısında ‘Girişimci ve Yenilikçi Üniversite Endeksi’ni açıkladı. Toplantıya, Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır ve TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal da katıldı. Türkiye’nin en girişimci ve yenilikçi üniversiteleri belli oldu. Değerlendirmeye göre endeksin ilk sırasında; Orta Doğu Teknik

Üniversitesi (ODTÜ) yer aldı. ODTÜ’yü, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ile Sabancı Üniversitesi izledi. Endeksin, üniversitelerin eğitim kalitesine göre sıralandığı bir liste değil, prestijli bir derecelendirme olduğunun altını çizen Bakan Varank, “Amacımız; bilim, teknoloji ve sanayiyi bir araya getiren üniversitelerimizi üretimin merkezinde konumlandırmaktır” değerlendirmesini yaptı.

Amaç girişimcilik ekosistemini geliştirmek Bilim ve teknoloji politikalarını oluştururken, sanayi stratejisini belirlerken; üniversitelerle birlikte hareket ettiklerine dikkat çeken Varank, “Bu noktada özellikle üniversite-sanayi iş birliği alanında son derece önemli destek ve teşvikler sunuyoruz” dedi. Varank, “Girişimci ve Yenilikçi Üniversite Endeksi’ndeki sıralamayı yapıp ilan etmekteki amacımız; üniversiteler arası girişimcilik ve yenilikçilik odaklı rekabeti arttırmak, böylelikle girişimcilik ekosistemini geliştirmektir. Endeksin yayınlanmaya başlamasıyla üniversitelerimizin girişimcilik ve yenilikçiliğe dair önemli adımlar atıyor olması da ayrıca sevindirici bir durum. Özellikle ilgili kuruluşlarımız TÜBİTAK ve KOSGEB’in bu alanda verdiği desteklerle, akademide girişimcilik ekosistemi ciddi bir atılım sürecine girdi” açıklamasını yaptı.

“Bu endeks çalışması; üniversitelerin eğitim kalitesine göre sıralandığı bir liste ya da en başarılı üniversitelerin ortaya koyulduğu bir sıralama kesinlikle değildir” diyen Varank, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Endeks oluşturulurken, üniversitelerin yalnızca girişimcilik ve yenilikçilik performansları dikkate alındı. Bu seneki endeksimizde üniversiteler, Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Yetkinliği, Fikri Mülkiyet Havuzu, İş Birliği ve Etkileşim ile Ekonomik Katkı ve Ticarileşme olmak üzere 4 boyut altında, 19 göstergeye göre sıralandı” açıklamasını yaptı. Varank’ın açıkladığı endekste yer alan ilk 10 üniversite şöyle sıralanıyor: ODTÜ, İTÜ, Sabancı Üniversitesi, İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Gebze Teknik Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Ege Üniversitesi.


6

E-TOPLUM

Edip Emil Öymen edip.oymen@outlook.com

BThaber 1 - 7 TEMMUZ 2019

Kadının adı yüzde kaç? İtalyan modacı Brunello Cucinelli, Silikon Vadili arkadaşlarını İtalya’daki evine davet eder. Başta Jeff Bezos olmak üzere 15 VIP gelirler. Cucinelli, bu ziyarete bir de “yüksek” amaç ekler: “İnsan ruhu ve ekonomi ilişkisi” hakkında seminer. Mükemmel bir davet. Güzel insanlar, güzel bir amaç, güzel bir İtalyan kasabasında güzel günler, güzel yemekler, güzel ortam… Bir de anı fotoğrafı çekilir. Önce Cucinelli’nin Instagram hesabında, sonra GQ dergisinde yayınlanır. Ama o ne? Fotoğrafta görülen iki kadınla ilgili bir tuhaflık vardır sanki: Hepsi erkek davetlilere

şirketini, “Güzelliğin, insanlığın ve gerçeğin ebedi değerleri bizim hizmetlerimize yol gösterir” diye tanımlayan Cucinelli, fotoğrafı sildirir.

kıyasla bu kadınların cilt rengi daha gölgelidir. Biri ise, grupla beraber ama sanki değil gibi durmaktadır.

fotoğrafları aranır, bulunur. Cucinelli davetinin fotoğrafı “sahte” çıkar! Kadınlar davete katılmamıştır!

Ve skandal: Fotoğrafın meta datasını inceleyen BuzzFeed, bu iki kadının fotoğraflarının “sonradan” fotoşopla eklendiğini saptar. Google Images’de kadınların

Cucinelli’nin ofisinden, konuyu aydınlatmayan hızlı bir özür gelir: “Hiçbir kötü niyetimiz yoktu. Kimseye zarar vermek istemedik. Özür dileriz.” Instagram’daki hesabında

Böyle amatörce bir “numaraya” neden ihtiyaç duyulduğu çok açık: Bilişimde kadının “adı hala yok” olduğu için, Cucinelli’nin “erkek” davetinde –en azından anı fotoğrafında- iki kadın davetli görünse iyi olacaktı. Ama bu iş fotoşopla olmuyor: Cinsiyetçilik ve istihdamı araştıran Fenwick & West’in “Gender Diversity” (Cinsiyet Farklılığı) verilerine göre Silikon Vadisi’nde ilk 150 şirkette kadın yönetici oranı 2018’de yüzde 17.7.

Litvanya, Venedik’te neden birinci oldu? Venedik Bienali’nde Baltık ülkesi Litvanya, en başarılı ulusal pavyon seçildi. Altın Arslan Ödülü’nü kazandı. Bu başarıyı neye borçlu? Gayet sıradan, ama yine de yaratıcı, yenilikçi, içerikli mesajı olan bir yerleştirmeye: Bir plajda insanlar güneşleniyor. Evet, şuraya bakarsanız https://bit. ly/2WGCTfW güneşi de, plajı da göreceksiniz. Şairimiz Orhan Veli’nin “Bir elinde cımbız, bir elinde ayna, umurunda mı dünya” dizesinin tıpkısı. Bir yanda küresel ısınmayla birlikte kuraklık güneyden kuzeye doğru ilerlerken, doğa olayları tuhaflaşmaya başlamışken, Dünya Altıncı Yok Oluş’a doğru adım adım giderken, insanlık her şey normalmiş gibi umusamaz bir tavırla yaşamaya devam ediyor.

Litvanya, küresel iklim değişikliğine dikkat çeken “Güneş ve Deniz (Marina)” adlı yerleştirmesiyle haklı olarak en başarılı seçildi. Bu ilginç yerleştirme sadece Cumartesi günleri “açık.” Ulusal pavyonların bulunduğu eski tersane (Arsenale) binasındaki yerleştirmeyi ziyaretçiler, ikinci kattaki bir balkondan aşağıya bakarak izliyorlar: Plajda cepteliyle oynayanlar, okuyanlar, konuşanlar, hatta ara sıra şarkı söyleyenler… Diyaloglar İngilizce. Bir yaşlı kadın, “Kimse, köpeğinin kakasını yerden temizlemiyor” diye şarkı söylerken, bir genç adam, “Geçen Yılbaşında kar yağmadı” diyor: Plajda, sıradan bir gün. Uzaktan martı sesleri,

dondurmacı çağrıları… Her şey olağan, normal. Ama değil: İnsanların doğaya egemen olup doğayı mahvettiği yeni jeolojik çağ Antroposen, bu egemenliğe rağmen, insanlığın yarattığı

çözülemeyecek sorunlarla yüklü olarak Dünya’nın sonunu hazırlıyor. Bilinçli birkaç ülkenin çabaları, geri kalan 190 ülkenin bilinçsizliği içinde istisnadan ibaret.


BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

1 - 7 TEMMUZ 2019

7

SFS, Sigorta 4.0’ı işaret ediyor Sigorta sektörüne yönelik uygulamalarını yapay zeka ile destekleyen SFS Yazılım’ın yurtdışı hedefleri de büyüyor. Değişen ve gelişen modern dünyada teknolojiyi benimsemeyen ve iş süreçlerinde Ayhan Sevgi kullanmayan bir sektör neredeyse bulunmuyor. Bu sebeple ülkemizde de teknoloji artık hayatımızın bir parçası haline geldi. Teknolojinin yoğun olarak kullanıldığı önemli alanlardan bir tanesi de sigortacılık. Sigortacılık alanına yönelik geliştirdiği çözümler ile bu alanda önemli bir konuma sahip olan SFS Yazılım, kuruluşundan bu yana bu vizyonla sadece ihtiyaçları karşılayan değil, sigorta sektörüne bilgi birikimi ve tecrübesi ile birçok yenilik kazandıran öncü bir firma oldu. “Sigorta sektörü ve ülkemiz açısından üzerimize düşen görev bilinciyle yurtiçi pazar ile yetinmeyip yurtdışına da yazılım ihraç etme konusunda ciddi adımlar attık” diyen SFS CTO’su Burak Sol, sektörün gelişimini şöyle değerlendirdi: “Geçtiğimiz yıllarda başlayan ve sigorta sektörü de dahil olmak üzere tüm sektörleri etkisi altına alan, katma değeri yüksek, doğrudan son kullanıcıya ürün ve hizmet sunmayı hedefleyen bir dijitalleşme süreci yaşamaktayız. Sigorta şirketleri bu noktada kendilerini konumlandırmaya başladı ve büyük bir hızla da devam ediyorlar. SFS olarak dijital dönüşüm sürecinde de yeni nesil ve katma değer sağlayan ürünlerimizi sigorta sektörüne ve ülkemize kazandırmakta kararlıyız. Bu evrede ‘sigorta her yerde, adeta hayatımızın içinde’ diyoruz ve Sigorta 4.0’ı işaret ediyoruz. Alışverişte, seyahatte, sosyal medyada aslında hizmet ve tüketimin olduğu her noktada sigortalısını yalnız bırakmayan ürünlerin bizi beklediğini düşünüyoruz.

Bu sebeple bulut üzerinde çalışabilen sistemler inşa etmeye devam ediyoruz. SFS olarak çözümlerimizle, tüketicilerin klasik satın alma süreçleri ile vakit kaybetmeden sigorta ürünlerine anında ulaşabilmesini sağlıyoruz. Alışverişe konu olan ürünün yanında kişiselleştirilmiş teminatları içeren sigorta ürünlerini farklı paket alternatifleri ile birlikte sunabiliyor, sigortalıya poliçesini e-posta veya SMS yoluyla dijital imzalı şekilde de iletilebiliyoruz. Çözümlerimiz; tüketicinin alışveriş sürecinde onu sigortanın koruyucu şemsiyesi altına almaya veya aldığı ürünü gönül rahatlığıyla kullanmaya teşvik ediyor. Hasar süreçlerinin yönetimi içinse sigorta şirketi, çağrı merkezi ve hasar onarım merkezlerinin de sisteme giriş yapabildiği veya entegre olabildiği iş akış yönetim sistemi (E-BPM) ile kişilerin sistemi değil, sistemin kişileri yönlendirdiği, kullanıcı hatasının minimize edildiği ve zamanın optimum kullanmasını sağlayan sistemler sunuyoruz. Böylece mutabakat ve veri bütünlüğü sağlama noktasında tüm paydaşlar için avantaj yaratıyoruz. Benzer şekilde mobil, web ve sesli yanıt sistemleri üzerinden sigortalıların teklif alabildiği, poliçe yenileme, sorgulama ve hasar bildirimi yapabildiği, ayrıca tüm bu süreçlerin takibine olanak sağlayan platformlar sunmaktayız. Bu sayede çağrı merkezlerinin ve hasar birimlerinin iş yüklerinde önemli ölçüde azalma hedefliyor ve süreçlerin her aşamasında sigortalıyı da sistem tarafından gönderilen otomatik e-posta ve SMS gönderimleri ile bilgilendirebiliyoruz. Çözümlerimizde sigorta şirketlerinin stratejilerini yansıtan, tamamıyla kişiselleştirilmiş veya sigorta

şirketlerinin kendilerinin kişiselleştirebilecekleri arayüzler sağlıyoruz. Sigorta şirketlerinin tüm satış kanallarına hizmet veren B2B, sigorta şirketlerinin doğrudan müşterilerine hizmet veren B2C ve yine sigorta şirketlerinin satış kanallarının müşterilerine doğrudan hizmet verebilen B2B2C platform ürünleri hazırladık. Bir sigorta şirketinin birden çok ürününü aynı anda karşılaştırmalı sunabildiğimiz gibi farklı sigorta şirketlerinin aynı veya farklı branşlardaki ürünlerini de karşılaştırmalı olarak sunabiliyoruz. Bu çalışmaları yaparken mobil uygulama ve sosyal medya uygulamaları desteğini de beraberinde sunuyoruz. Üstelik tüm bunları “Tek yerde tanımla ve her yerden kullan” prensibinden ayrılmadan ve sigorta şirketine farklı platformlar için farklı geliştirmeler yaptırmadan sağlıyoruz.” Yapay zeka yatırımları SFS’nin yatırım yaptığı alanlardan bir tanesi de son dönemin parlayan yıldızı yapay zeka. Yapay zeka tabanlı uygulamalara yöneldiklerinin altını çizen Burak Sol, “Yapay zeka teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte birçok sektörde olduğu gibi sigortacılık alanında da daha az emek ile çok daha fazla faydanın elde edilebildiği günlerden geçiyoruz. Sigortacılık ekosistemi, teknolojik gelişmeler ile kendisini baştan aşağıya yeniliyor, operasyon süreçleri yıkılıyor ve yerine yenileri, çok daha verimli çalışacak şekilde inşa ediliyor. Sistemler kendi kendine öğreniyor, modelliyor ve karar verebiliyor, iş modelleri artık çok daha yoğun şekilde otonom alt modelleri bünyesinde barındırabiliyor. TÜBİTAK ve üniversite işbirliği ile yürüttüğümüz ‘Sigortacılıkta

SFS CTO’su Burak Sol Yapay Zeka Uygulamaları Projesi’ ile risk değerlendirmesi ve fiyatlama, sahtekarlık tespiti, risk seçimleri, öneri sistemleri, iş süreçleri ve atamaları akıllı hale gelirken, tüm süreçlerde segmentasyona bağlı olarak kişiselleştirilebilen hizmet yapısı sunulabiliyor” dedi. SFS’nin yurtdışı açılımları Burak Sol, şirketin yurtdışı pazarlara yönelik stratejileri konusunda ise şu bilgileri verdi: “Üretmek kadar, doğru zamanda doğru pazarda olmak da stratejimizin bir parçasıdır. Sigorta yazılım ihracı yapan tek Türk teknoloji şirketi olarak sadece iç pazarda değil, uluslararası piyasada da faaliyetlerimizi yoğun şekilde sürdürmekteyiz. Amerika’da Chicago ofisimizi pazarlama faaliyetlerimiz için açtık. Geçtiğimiz yıllarda Hindistan’a yazılım ihracatı yaparak açıldığımız Asya pazarında ise Pakistan başta olmak üzere Endonezya, Malezya, Singapur’daki müşteri adaylarımız ile görüşmeye ve çözümlerimizi sunmaya devam ediyoruz. Ortadoğu ve Körfez bölgesinde ise Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan’daki fırsatları gözlemliyor ve potansiyel müşterilerle çözümlerimiz hakkında görüşmeler yapıyoruz.”


8

BThaber

GÖRÜŞ

TEKNO-POLİTİK

1 - 7 TEMMUZ 2019

ULUSAL BİLİŞİM 500 ÖDÜL TÖRENİNE HÜKÜMETTEN KATILAN KONUŞMACILARA ÖNERİLER

OSMAN COŞKUNOĞLU ocoskunoglu@gmail.com twitter.com/osmancoskunoglu facebook.com/osman.coskunoglu www.coskunoglu.org medium.com/osman-coskunoglu

BThaber Şirketler Grubu, Türk bilişim sektörünün ciroları itibariyle en büyük 500 şirketini ve ilgili verilere dayalı ayrıntılı bir çalışmayı 20 yıldır gerçekleştirir. Bu yıl, ayrıca ilk kez, Bilişim 500’de ciro olarak yer alamayan, ancak kendi alanında veya bölgesinde güçlü konumda olan genç şirketler ve Anadolu firmaları PLUS değerleriyle çalışmada yer aldı (bilişim500. com). Bu önemli çalışma, 4 Temmuz günü gerçekleştirilecek bir törende “Bilişim 500 PLUS Araştırması” olarak, bir ödül töreniyle beraber kamuoyu ile paylaşılacak. Ülkemizde bu tür bilişim etkinliklerine hükümetten veya bürokrasiden katılan karar vericiler yaptıkları açılış konuşmalarında genellikle üç konuyu vurgularlar: dijital teknolojilerin çok önemli olduğu, ülkemizin “yerli ve milli” teknolojiler geliştirmesi gereği ve güçlü hamleler yapma hedefiyle hükümetin yoğun çalışma içerisinde olduğu genel olarak, ayrıntı vermeden, paylaşılır. Sektörün önemli isimlerinin dinleyici

olacağı Bilişim 500 etkinliğinde, çağımızı şekillendiren dijital teknolojilerin önemi ve “yerli ve milli” üretimin gereği zaten çok iyi biliniyor. Konuşmacılar, somut icraatlar ve politikalar hakkında bilgi verip, sektörden beklentilerini yine somut olarak ifade ederse, çok daha yararlı ve verimli bir etkinlik gerçekleşmiş olur. Programa göre, 4 Temmuz ödül töreninin açış konuşmacıları arasında hükümetten iki temsilci olacak. Birincisi, bilişim etkinliklerini hiç ihmal etmeyen, eski BTK başkanı, şimdi Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı ve Türk Telekom Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Fatih Sayan. İkincisi, Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Politikaları Kurulu Üyesi ve Ekonomi İzleme ve Koordinasyon Başkanı Hakan Yurdakul. Yapacakları konuşmaların etkin, yararlı ve verimli olması için önerilerim var. Türkiye’nin dünyadaki göreceli durumu Japonya’nın otomobil ve elektronik ürünler imalatındaki kalite ve fiyat üstünlüğü ile Amerikan sanayisinin üstünden buldozer gibi geçtiğini Amerika’da yaşayarak gördüğüm 80’li yılların popüler fıkrası: Bir Japon ve bir Amerikalı, Afrika’da Safari gezisine çıkarlar. Aniden, bir arslan belirir yakınlarında. Amerikalı derhal tüfeğini eline

alırken bakar Japon koşu ayakkabılarını giyiyor. Telaşla sorar: “Ne yapıyorsun,” Japon yanıtlar “koşup kaçmaya hazırlanıyorum.” Amerikalı şaşırır “Ama sen arslandan daha hızlı koşamazsın ki?!” Japon yanıtlar “senden daha hızlı koşmam yeterli!” Fıkranın mesajı aşikar. Ülkemizde, bir alanda gelişme, şurada buraya geldik rakamlarıyla ifade edilir. Türkiye öyle gelişirken, diğer ülkeler yerinde durmuyor. Dolayısıyla, Amerika’nın o zamanlar (daha sonraları ve şimdi diğer birçok ülkenin) yaptığı gibi, diğer ülkelere göreceli olarak gelişmemizdir esas olan. Tam da bu amaca hizmet etmek için, saygın uluslararası kuruluşlar, farklı

alanlarda ülkelerin durumunu inceler ve bir karne notu ile beraber diğer ülkelere göre dünyada kaçıncı sırada olduğunu yayınlar. Bu araştırmalar çok önemlidir ve politika geliştirmek için somut bilgiler içerir.

her ülkenin Bilgi Teknolojileri Gelişmişlik Endeksi’nin (IDI: ICT Development Index) hesaplanması vardır. Bir ülkenin enformasyon toplumu olma yolundaki gelişme durumunu gösteren IDI, o ülkenin BT altyapısı, kullanımı ve becerilerinin bir bileşeni olarak hesaplanır. Son yayımlanan, IDI notumuza göre, 2017 yılında 176 ülke içerisinde Türkiye 67. sırada (http://bit. ly/2sOdyDk).

Her yıl birçok alanda yayımlanan bu tür karşılaştırmalardan, bilişim sektörünü en yakından ilgilendiren, Birleşmiş Milletler’in bir kuruluşu olan Uluslararası Telekomünikasyon Birliği’nin (ITU: International Telecommunication Union) her yıl yayımladığı “Enformasyon Toplumunu Ölçme Raporu”dur (Measuring the Information Society). ITU’nun raporladığı çalışmanın merkezinde,

Bu durumumuz moral bozucu. Fakat, potansiyelinin yüksek olduğu ülkemizde, hükümetin bu durumumuzu düzeltmek için attığı adımları bilmek hem bu moral bozucu etkiyi azaltır hem de atılan adımlara destek olmak için sektöre düşeni belirler. Dolayısıyla, hükümet temsilcilerinin bu ve benzeri uluslararası karşılaştırmalardaki olumsuz durumu inceleyip somut adımların ne olduğunu


BThaber

GÖRÜŞ

1 - 7 TEMMUZ 2019

belirledikten sonra yapılması gerekenleri ve yapılanları açıklaması çok yararlı olur. Bilişim 500 etkinliğine katılmak ilgi ve nezaketini gösteren hükümet temsilcilerinden bu açıklamalar beklenir. Yapay Zeka Durumumuzda İlginç Bir Çelişki Microsoft ile Ernst Young’ın yeni bir raporuna göre, Ortadoğu ve Afrika ülkeleri arasında yapay zeka konusunda Türkiye’nin lider konumunda olduğu haberi var (http://bit. ly/2xdpS2g). Araştırdım ama raporun kendisine erişemedim. Haberlerden anladığım kadarıyla, şirketlere sorulan sorulara aldıkları yanıtlar üzerine bir değerlendirme yapılmış. Türk iş dünyasının yapay zeka anlayışı ve uygulamaları hakkında verdiği bilgilerden, diğer Afrika ve Ortadoğu ülkelerine göre daha iyi durumda oldukları sonucu çıkmış. Öte yandan, iki saygın araştırma kuruluşunun (Oxford Insights ve International Development Research Center) yaptığı bir çalışma, “Government Artificial Intelligence Readiness Index 2019” (Hükümetlerin Yapay Zeka Hazırlıklılığı 2019) başlıklı bir rapor olarak yayımlandı (http:// bit.ly/31OzwXn). Yönetişim, fiziksel altyapı ve veri, beceri ve eğitim, hükümet ve kamu hizmetleri başlıklı 4 küme altında 11 farklı veri toplanarak hazırlanan bu endekse göre, Türkiye 194 ülke içinde 46. sırada. Ortadoğu’da lider durumunda değiliz.

9

Katar (42.), İsrail (21.) ve Birleşik Arap Emirliği (19.), Türkiye’nin üstünde. Yukarıdaki iki araştırmadaki çelişki iki şekilde yorumlanabilir: (1) İşdünyamız yapay zeka konusunda hükümetimize göreceli olarak daha hazır durumda. (2) Somut verilere dayanarak yapılan ikinci araştırma, görüşmelerle yapılandan birincisinden daha güvenilir; dolayısıyla, ikinci araştırma sonuçları geçerli. Her durumda, bu raporlar ışığında, hükümet temsilcilerinin yapay zeka konusunda durumumuza ilişkin bilgi paylaşması, yapılan ve yapılacakları konuşmalarında açıklamaları çok yararlı olur. Plan, Program ve Strateji Gereği Ömer Fatih Sayan, İnovasyon Haftası etkinliğinde, 5 Mayıs 2019 günü yaptığı konuşmada, teknolojinin temel felsefesinin dönüşüm fikri üzerine kurulu olduğunu belirttikten sonra “Bu dönüşüm elbette uzun vadeli planlar yapmak, stratejiler belirlemek

gerektiriyor” demişti (http://bit.ly/2ZKKUBP). Dolayısıyla şu konularda aydınlatıcı somut bilgi paylaşmaları yararlı olacaktır: • Bu yazının yazıldığı gün (23 Haziran) itibariyle, hükümetin “II. 100 Günlük Programı”nın açıklanmasının üstünden 192 gün geçtiği halde “III. 100 Günlük Program” açıklanmadı. • Sayan birçok konuşmasında 5G’ye ilk geçen ülkelerden birisi olmayı hedeflediklerini belirtirken, “II. 100 Günlük

Program”da ne Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı altında ne başka bakanlıklar altında (Savunma Bakanlığı’nın altında küçük bir madde dışında) 5G ile ilgili herhangi bir çalışma veya eylem yer almıyor. Fiber kavramı da yer almıyor. • Türkiye’nin Dijital Dönüşüm Yol Haritası (Bakan Faruk Özlü’nün giderayak, 2018 seçimlerinden birkaç gün önce Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı web sitesine koyduğu ama benimsenmemiş bir doküman dışında) ve stratejisi yok.

Bu konular, Cumhurbaşkanlığı sisteminin parlamenter sistemden daha hızlı ve çevik çalışacağı iddiaları ile de çeliştiği için, aydınlatıcı bilgi paylaşımı özellikle önemli. Sonuç Ömer Fatih Sayan, 25 Mayıs günü, Bilişim Medyası Derneği’nin iftar yemeğinde yaptığı konuşmada, “Artık her alanda ilerleyen, teknolojiyi geriden takip eden değil, ona yön veren bir Türkiye var” dedi (http:// bit.ly/2xcSfhj). Buna inanmak ve katkı koymak isteyen, fakat bilgi teknolojilerinde ülkemizin dünyada yeri gibi yukarıdaki gerçekleri de iyi bilen dinamik bilişim sektörümüzün temsilcileri olacak 4 Temmuz Bilişim 500 etkinliğinde. Dolayısıyla, Sayan ve Yurdakul’un konuşmalarında, yukarıdaki konularda somut ve aydınlatıcı bilgi paylaşımı, büyük hedeflere doğru iddialı ve gerçekçi adımların atılmasına yardımcı olacaktır. Eksiklerimizi gidermek için sektörhükümet ortak çabasına somut bir zemin hazırlayacaktır.


BThaber

10 BİLİŞİM DÜNYASI

1 - 7 TEMMUZ 2019

Ancak izlerseniz yönetebilirsiniz! Bütünleşik iş sürekliliği çözümleri sunan Clonera, BT departmanlarının optimum performansta çalışması ve olası hataların yaşanmadan önlemesi için BT altyapısını izlemenin şirketlere sağladığı temel faydaları 5 başlık altında topladı: 1. Veriye dayalı kararlar almak: Düzenli izleme, BT altyapılarının gerektiği gibi çalışmasına yardımcı oluyor. CIO’lar BT altyapısını izleyerek sistemlerin performansını karşılaştırabilir, BT ortamları hakkında edindikleri veriler ile kararlar alabilir, riskleri azaltarak sistemlerini proaktif olarak yönetebilirler. 2. Sorunları erken teşhis imkanı: BT sistemlerinin proaktif analizi, olası aksaklıkları önleme şansının

artması demek. Ağları izlemek, olası aksaklıkların son kullanıcıları etkilemeden önce algılanmasını ve çözülmesini sağlarken, sistemlerin sürekli izlenmesinden dolayı herhangi bir uyarı işaretini yakalama potansiyelini de artırıyor. 3. Verimlilik ve performansta iyileşme: Sistemlerin gerektiği gibi çalışmasını sağlamak için altyapıya ince ayar imkanını sunan yakından izleme, BT ekiplerinin ağın nasıl çalıştığını ve sistemlerin birbirleriyle nasıl etkileşime girdiğini anlamalarına yardımcı oluyor. Bu da şirketlerin potansiyel problemleri saptayarak proaktif hareket edebilmesi demek.

4. Planlama ve bütçeleme ile gelişen BT sistemi: BT varlıklarında izlemeyi gerektiren yaşam döngüleri söz konusu ve bu varlıkların performansı zaman içinde değişecek. Şirketlerin stratejilerinin de bu yolda değişmesi, planlama ve bütçelerin hazırlanması önemli. Hazırlanan

planlamalar ile BT sistemleri, her daim gelişime açık olabiliyor. 5. Kesintiler ve iş kayıplarına son: BT ortamlarının sağlığını izlemek, şirketlerde meydana gelen bozulmalara yol açan eğilimleri ve kalıpları tanımlamaya yardımcı oluyor. Böylece şirketlerin kesinti ve kayıpları önlenebiliyor.

Güvenlik, tam kapıda başlar ve İş Geliştirme Direktörü Sinan Yorgancıgil, “Bu yeni dönemde akıllı teknolojileri ve müşterilerimizin değişen taleplerini odağımıza alarak, tüketicilerimize birebir dokunma imkânı bulacağız. Endüstri 4.0’a da uygun yatırım projeleri ile tüm süreçlerimizi modernize ediyoruz. Entegre güvenlik vizyonumuzu ve teknolojik bakış açımızı yansıtan konsept mağazalarımızın sayısını artırmayı planlıyoruz” dedi.

Kale Endüstri Holding, yaklaşık 40 yıldır bulunduğu yönetim ofisini, geçtiğimiz yıl İstanbul, Ayazağa’daki Vadistanbul’a taşıyarak, ilk konsept mağazasını da aynı binada hizmete açtı. Kale Endüstri Holding; Kale Kilit, Kale Alarm, Kale Çelik Kapı, Kale Çelik Kasa, Kale Yangın Kapısı ve Kale Kapı Pencere Sistemleri’nden oluşan tüm

entegre güvenlik ürünlerini bir arada sergilediği bu ilk konsept mağazasında, ziyaretçilerine yeni ürün ve teknolojilerini yakından tanıma imkanı veriyor. Yaklaşık 450 metrekarelik alan üzerine kurulu konsept mağazada birçok ürünü de verilen hizmete uygun olarak tasarlanan özel odalarda deneyimleme imkanı sunuluyor. Kale Kilit Pazarlama

Yorgancıgil, 8 ilde 3 bin 150 kişiyle yüz yüze görüşülerek hayata geçirilen Türkiye’nin Güvenlik Alışkanlıkları Araştırması sonuçlarını da şöyle aktardı: “Türkiye’nin ev ve iş yeri güvenliği konusunda en büyük kaygısı yüzde 75 ile hırsızlık olmasına ve araştırmaya katılanların yüzde 56’sı yakın çevresinde hırsızlık olayı yaşandığını belirtmesine

rağmen, araştırma sonuçları bazı temel önlemlerin alınmadığını gösteriyor. Buna göre; Türkiye’nin yüzde 38’i evden çıkarken, yüzde 49’u ise gece yatarken kapıyı kilitlemiyor. Güvenlik konusunda diğer kaygı nedenleri arasında yüzde 64 ile yangın, yüzde 49 ile fişte/ocakta bir şey unutmak, yüzde 46 ile gaz kaçağı ve yüzde 37 ile su baskını yer alıyor. Araştırmaya katılanların yüzde 45’i ise kapıda anahtar unutma kaygısı taşıdıklarını dile getiriyor. Kötü niyetli girişim yöntemleri değişiyor, biz de silindirlerimizi sürekli yeni teknoloji ile geliştiriyoruz. Nasıl ki cep telefonlarımızı yeni teknoloji ile sık sık güncelliyoruz; güvenliğimizin en önemli araçları olan kilit, silindir ve çelik kapılarımızı da güvenlik seviyesi daha yüksek yeni teknoloji ürünlerle güncellememiz gerekiyor.”


Ağ Yönetiminde Yeni Metodolojiler 'Edge to core' Mimarisi İle Geliyor

BThaber 1 - 7 TEMMUZ 2019

DOSYA:

www.bthaber.com.tr

Ayhan Sevgi

Merkez ve uçlar arasındaki bağlar yeniden tanımlanıyor Veri depolamadan çıkıp, veriden gerçek zamanlı anlam üretmek, birçok farklı kaynaktan sürekli akan verileri iş zekası ile buluşturmak geleneksel ‘merkez’ ve ‘uç’ algısını da değiştiriyor. Veriden maksimum faydayı alabilmek üzere gerçek zamanlı karar ve öneri mimarisini hayata geçirmek, bunu IoT ve M2M yapıları ile veri trafiği ve analizi için doğru bir kurguda buluşturmak bu yönüyle kritik. Yapay zeka, makine öğrenmesi, sensör verilerini anlamlandırma da bu tabloda öne çıkıyor. Sonuçta tüm bu başlıklar ve daha

fazlası merkeze giden, bir iş için geri çağrılan veri yerine, oluştuğu yere yakın noktada veriyi anlamlandırıyor. Bunun ardından, merkez ve uçlar arasında kesintisiz ve kurumsal ihtiyaçlara uygun biçimde inşa edilmiş otobanda iş süreçleri işliyor. Dosyamızda da göreceğiniz gibi, küresel uç işlem pazarının BT odaklı yenilikler ve gelişen beklentiler paralelinde dev bir pazar haline gelmesi bekleniyor. BT ürün ve hizmet sağlayıcılarının da bu noktada rollerinin çeşitleneceği görülüyor.


12 DOSYA

Ağ Yönetiminde Yeni Metodolojiler 'Edge to core' Mimarisi İle Geliyor

BThaber 1 - 7 TEMMUZ 2019

Kurumsal verimin buluşma noktası artık uçlarda Ağ yönetimi ve BT altyapı geliştirmede son dönemde uç bilgi işlem (edge computing) yapısı giderek gelişiyor. Bağlantılı cihazlar ve bunların sürekli çevrimiçi olma gerekliliği, beraberinde ağ yapısı ve ağ yöneticilerinden beklentileri de artırıyor. Bu beklentiler paralelinde, BT ekipleri altyapılarının güvenliğini ve işlerliğini de sağlamak durumunda. Bu noktada ‘edge’ yapısı BT birimleri için bir çözüm halini alıyor. BT kaynakları ve uygulamalar network’ün merkezinde konumlanırken, böylece geleneksel merkezi çekirdek yapı kavramından da uzaklaşılıyor. Bulut bilişimin önemi artarken, servislerin ağ bütününde dağıtılması stratejik bir gereklilik haline geliyor. IoT ve bu başlıkta karmaşık uygulamaların hayatımıza girmesi de bu gerekliliği pekiştiren temel bir unsur. Birçok farklı araştırmanın gösterdiği gibi, IoT’nin bireysel ve kurumsal hayattaki gelişiminin henüz başında olduğumuz gerçeği de ‘edge’ mimarisi konusunda çalışmalara hız katıyor. IoT gibi, bu alanda potansiyeli yüksek tutan bir diğer gelişen teknolojik yetkinlik

de yapay zeka (AI). Ama AI ve makine öğrenmesi tabanlı uygulamaların da etkin verim sergilemesi için merkezde konumlanmasının gerektiğini unutmamak gerek. Zaten bu da uç ve merkez arasında maksimum verimi ve güçlü bağları önemli kılıyor. Uç nokta stratejisi geliştirirken, iş paydaşlarının iş araçlarına ve uygulamalara erişimini garanti altına alabilmek de önem kazanıyor. İşte bu nedenle, evet uç noktalar faydalı bir çözüm, ama bu uçları kurum için anlamlı bir şekilde buluşturabilmek de ayrı bir maharet ve iş sürekliliği adına bir gereklilik. Güvenliği unutmayın! Edge mimarisinde doğru dağılım; söz konusu uç altyapı ile temel verilerin çoğunun işlendiği ve analiz edildiği çekirdek arasında daha az mesafe ve daha az ağ bağlantı noktası olması nedeniyle gecikmeyi de azaltabiliyor. Edge computing, veri iletimi ve iletişimi için alternatif yöntemler sunarak, gelişmiş ağ esnekliğini de beraberinde getiriyor. Edge computing; dağıtık müşteri grupları, çalışanlar gibi tüm paydaşları desteklemek

Edge stratejisinde bunlara dikkat! 1. Sistemleri bir bütün olarak ele alın: Bireysel bazda son noktalar değil, tüm sistemleri göz önüne alarak ilerlemek önemli. IoT odaklı gelişim, ağa bağlanan toplam cihaz sayısının artmasının da sebebi madem, ağ mimarisini de ‘her bir cihazın otonom bir sistemde ortak çalışmasını sağlamak için yapılandırmak’ önemli. Sonrasında sistemler uygun biçimde koordine edilebilir, otomatik hale getirilip, eğitilebilir. 2. Uçlar göz önünde olsun: Edge mimarisinde sayı arttıkça, ekosistemdeki veri havuzlarının sayısı da doğal olarak artar. Merkezi bir çekirdek veri merkezini kurgulamanın kurum içinde içsel faydalarından vazgeçmeden bilgi işlem, depolama ve veri başlıklarını son kullanıcılara daha ulaşılabilir

kılmak bu noktada önem kazanıyor. Servis sağlayıcı bağlantı yoğunluğu, güç verimliliği, ölçek ekonomileri gibi noktaları göz önüne almak önemli. 3. Çalışanları sürekli ve düzenli bilgilendirin: Edge mimarisi konusunda kurumsal bilgilendirme önemli. Her birimdeki çalışanlarda farkındalık yaratmak, rutin iş süreçlerinde BT odaklı yenilikler adına bilinç oluşturmak ve en önemlisi de güvenlik adına… 4. Merkezileşme ihtiyacı bitmeyecek: İş akışlarıyla ilişkili birçok ağır görevi yerine getirmek için merkezi veri gölleri, çekirdek altyapı ve derin analitik yetkinliği kaçınılmaz bir gereklilik. Yani ‘edge’ mimarisinde gelişim ile dağıtık yapı öne çıkacak, ama bu merkezi yapıyı es geçmek anlamına da gelmeyecek.

için ideal bir yöntem olarak öne çıkıyor. Bu yapıda veriye ve hizmetlere erişim sağlamak için merkezi bir konumdan uzak bağlantılar kurmak yerine, BT birimi burada altyapıyı en üst seviyede konumlandırıp, iş birimlerinin ihtiyaç duyduğu uygulamaları ve araçları daha verimli ve daha az maliyetli bir şekilde kullanmalarını sağlayabilir. Ama bir taraftan da kapsamlı bir edge stratejisi uygulamak pahalı ve karmaşık bir iş olabilir. Çünkü ek donanım, farklı kaynaklar ve plan güncellemesi gibi ihtiyaçlar da kaçınılmaz olarak söz konusu. Edge mimarisini doğru kurup işlerliğini sağlamak BT maliyetlerini azaltacak olsa da, bu konuda ilk adımları atarken doğru yatırım harcamaları bu yönüyle önemli. Bunların yanında, edge başlığında kurulumdan işlerliğe kadar tüm adımlarda uzmanlık konusunda eksikler de var. Çünkü misal, dağıtık veri mimarisi oluşturmak ve bu mimariyi kullanmak sadece BT ekipleri değil, tüm iş birimleri için zor olabilir. Yeterli ve doğru fiziksel ve yazılımsal güvenliğin sağlanması, özellikle IoT ortamında kontrol sorunu yaratabilir. Edge dışında da kritik veriler işlendiği için sızıntı, hırsızlık veya siber güvenlik ihlali riski de kaçınılmaz olarak artar. Sözün özü, edge mimarisi, yenilenmiş bir güvenlik mimarisini de gerekli kılıyor.


BThaber 1 - 7 TEMMUZ 2019

Ağ Yönetiminde Yeni Metodolojiler 'Edge to core' Mimarisi İle Geliyor

DOSYA 13

Yönetim, izleme ve güvenlik unsurları daha da kritik öneme sahip oldu alanımızın dışında kalabilen ve belirli yönetim, izleme ve güvenlik politikalarını uygulayamadığımız sistemlerdir.

Morten UK – Ülke Müdürü Cumhur Kızıları Teknolojinin ilerlemesi ve gereksinimlerin artması ile birlikte ağa bağlı cihazların sayısı hızlı bir şekilde artmaya devam ediyor. Bu artış ile birlikte yönetim, izleme ve güvenlik daha kritik bir hal aldı. Ağ yönetimi bakış açısın iki önemli nokta var. Öncelikle ağda hizmet veren cihazların (ağ anahtarı, kablosuz ağ cihazı, vb) yönetimi önemlidir. Bu ekipmanlar direkt olarak son kullanıcı sistemleri ile ilişkiye girmektedir. Son kullanıcı cihazlarının (bilgisayar, akıllı telefon, tablet, kamera, yazıcı, sunum cihazları, akıllı otomatlar vb) bir kısmı çoğu zaman bizim yönetim

Ağlarımızın temel problemi dokümantasyon Çoğu şirket ağ altyapısında veya veri merkezinde sahip olduğu cihazlara hakim değil. Hatta bazı veri merkezilerinde yerde, çalışır durumda ve kimsenin kullanıcı adı ve şifresini dahi bilmediği, ne işe yaradığı/yaramadığı bilenemediği için kapatılamayan onlarca sunucu veya ağ cihazı mevcut. Sistemler kurulurken ne kadar inci gibi kurulsa da personel veya politika değişimi hayatın kaçınılmaz bir parçası. Bunun sonucunda altyapıda yapılan değişimler ana dokümana eklenemiyor ve güncel sistemle yazılı sistem arasında tutarsızlık oluşuyor. Problem de işte bu noktada başlıyor. Ağ yönetimi diye arattığınızda onlarca ücretli veya ücretsiz yazılım bulmanız mümkün; lakin yazılım sadece bir araç. Eğer altyapınız buna hazır değilse, maalesef zaman ve para israfından öteye gidilemiyor. Hazır olmak derken? Ağınızda bulunan tüm cihazlara fiziksel ve IP üzerinden eğirişimiz var mı? Ağ izleme ve yönetim araçlarının bu ekipmanlarla iletişime geçebilmesi için SSH, SNMPv3, NetFlow, sFlow vb protokol desteği

mevcut mu? Ağ bölümlendirmeniz uygun bir şekilde yapılmış durumda mı? Bu ve benzeri soruların cevapları size “Edge-to-Core” mimariye geçiş öncesinde altyapınızın ne kadar hazır olduğu yönünde bir öngörü verecektir. Ağ yönetiminde ilk önemli nokta cihazlara fiziksel erişimdir. Fiziksel olarak cihazı dış etmenlerden koruyamıyorsanız yazılımla hiç yönetemez ve koruyamazsınız. Akabinde IP erişim güvenliği önem arz ediyor. Neticede kurduğumuz yazılım artık onlarca, hatta yüzlerce ağa bağlı sistemde aksiyon almaya yetkili hale geldi. Bu da kritik bir zafiyet noktası oluşturuyor. Bu sebeple ağ yönetim sistemine erişim, en az iki aşamalı kimlik doğrulaması ve bağlanan kişinin haklarına uygun olarak yetkilendirmesi yapılarak düzenlenmeli. Sonrasında da alınan her aksiyon bir kayıt (log) altında tutularak belgelenmelidir. Uçtan uca ağ mimarisinin kritik noktası ise ilgili cihazların kendi arasında iletişimde olmasını sağlamaktır. Bu şekilde ağ otomasyonu ile yönetimsel faaliyetlerinizi de daha aza indirmeniz mümkün olacaktır. Uç cihazların sayısının artması, daha akıllı hale gelmesi ve ürettikleri veri miktarının artması, ağa ve veri merkezine ciddi yük bindirir hale geliyor. Bu durumda, bazı yorumların veya aksiyonların uç veya uca en yakın alınması, özet ve gerekli verinin taşınması önem arz etmeye başlıyor.


14 DOSYA

Ağ Yönetiminde Yeni Metodolojiler 'Edge to core' Mimarisi İle Geliyor

BThaber 1 - 7 TEMMUZ 2019

Edge mimarisi 5G ile daha da öne çıkacak Edge mimarisinin önemi giderek artacak, çünkü yazılım tabanlı ağ mimarileri (SDN), 5G ve diğer ağ teknolojilerindeki gelişmeler ön planda. Veriler edgeçekirdek arasında, kurumsal ihtiyaca göre modellenmiş bir otobanda ilerleyecek. Yapay zeka, makine öğrenmesi ve bulut bilişim başlığındaki yeniliklerden maksimum faydayı elde edebilmek için de edge kurgusunu doğru oluşturabilmek kritik hale geliyor. Hatta bulut servis sağlayıcıların da bu başlıkta uygulama ve hizmet yetkinliğini güçlendirmesi bekleniyor. Sektörün olgunlaşması ve rekabetin güç kazanması adına servis sağlayıcıların strateji ve adımları da belirleyici olacak. Konu edge mimarisine yatırım olduğunda, kurumsal ve BT bazında net hedeflere sahip olarak adımlar atmak önemli bir gereklilik. Aksi halde, yani plansız yola çıkmak, BT mimarisinde karmaşayı bir bütün olarak artıracaktır, bu kesin. Maliyet yükü de cabası. İşte bu nedenle güçlü bir çekirdek veri merkezi altyapısı, esnek bulut bilişim hizmetleri ve ‘edge’ tabanlı ağ mimarisinin uyumlu biçimde buluşturulabilmesi şart. Bu kapsamda bir ağa daha fazla yüke

karşılık, ölçeklenebilirlik de ekleyebilmek önem kazanıyor. Yöntemin temeli de geleneksel ağ mimarisini baz alarak, doğru bir edge kurgusunu uygun biçimde buluşturmaktan geçiyor. 5G, edge yapısında rotayı da çizecek! ‘Edge’ mimarinin gelişimi için genel kabul gören beklenti; 5G’nin dönüm noktası

Kurgunuz doğru olsun! Edge mimarinin yetkinliği mobil cihazların gelişimi, artırılmış gerçeklik (AR) işlemlerini yürütebilmeleri gibi unsurlarla daha da öne çıkacak. Hatta akıllı otomobiller, sağlık sektöründe gerçek zamanlı işlem ve bilgi paylaşımı gibi alanlarda da hız ve etkili bağlantı gücü için edge mimarisi üzerinde yükselen bir yapı oluşturulacak. Kurumsal teknoloji yol haritalarında bilgi işlem hızı ve kesintisizliği, entegrasyon uygunluğu giderek önem kazanıyor. IoT, M2M gibi adımlar bunun bir sebebi olduğu gibi, içerik dağıtım ağlarını (CDN) da bu gerekçeler arasına eklemek gerek. Hatta CDN bu yönüyle sektör fark etmeksizin şirket içi ve sektör fark etmeksizin şirketin müşteriler başta olmak üzere tüm paydaşları ile doğru ve gerçek zamanlı iletişimi, yerine göre çalışan bilgilendirmesi, yerine göre müşterilere kişiye özel teklifler sunabilmesi gibi imkanları sunuyor. Bu noktada, sadece 2019 yılı için değil,

orta vade için ‘edge’ mimarisi önemli bir unsun ve tek gerekçesi de IoT’nin gelişimi, 5G’nin gücü veya CDN değil, bunların hepsinin ve daha fazlasının buluşması, bu buluşmayı kurumsal BT adına terzi usulü modelleme ile kullanmanın da bir tercih değil, günümüzde gereklilik halini alması. Bu gerekliliği öyle ya da böyle her ölçekte şirket benimsemek zorunda olduğu için servis sağlayıcılar da buna uygun mimarileri sunabilmek için sektör, şirket ölçeği, temel ihtiyaçlar gibi başlıklarda modeller oluşturma çabasında. Zaten bu nedenle önde gelen bulut bilişim servis sağlayıcılar, telekom şirketleri gelişmiş hesaplama ve AI hizmetlerini doğru bir kurgu ile sunabilme çabasında. Tüm bu çalışmalarla hedef; bütünsel dijital dönüşüm için ağ yapısında mimariyi daha da güçlendirmek, bunun için gereken uygulamaları da sürekli güncellemek ve geliştirmek.

olacağı yönünde. Doğrudan buluta bağlananları da kapsayan bağımsız edge cihazları bugün çok ön planda değil, ama bu tablonun 5G ile değişeceği de bir gerçek. Öyle ki, 5G ile çok farklı ağ yapılarına bağlı birçok cihaz bulut ile temas kuracak, edge mimarisinin katmanlarını sürekli artıracak.


.

yıl

Türkiye’nin

Server ve Storage Uzmanı 21 yıllık geçmişimizle katma değerli Supermicro distribütörü olarak tüm iş ortaklarımıza sorunsuz ve kesintisiz hizmetler sunuyoruz. Geniş ürün yelpazesi ile Server, Storage, WorkStation & IOT çözümleri...

Proje desteği ve Data Center dönüşüm mimarileri.

info@gtmteknoloji.com 0212 639 45 43 www.gtmteknoloji.com

Yerinde destek hizmetleri ve uzatılmış garanti seçenekleri.


BThaber

16 BİLİŞİM DÜNYASI

1 - 7 TEMMUZ 2019

Konya, dünyaya bilişim ile entegre oluyor Anadolu’yu şehir şehir gezen ve her yeni etkinlikte yüzlerce katılımcıya kapılarını açan BTvizyon Anadolu Toplantıları’nın 20 Haziran 2019’daki durağı Konya oldu. Dedeman Konya Hotel’de gerçekleşen etkinlik, her sene olduğu gibi Konya’nın ve çevre illerin bilişim paydaşları tarafından ilgiyle karşılandı. Etkinliğin açılış konuşmaları Konya Bilişim Derneği Başkanı Ahmet Öztürk ve Konya Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Memiş Kütükcü tarafından yapıldı.

ICANN Türkiye Kayıt Operatörü Hizmetleri ve İletişim Yöneticisi Mert Saka ’Noktanın Sağ Tarafından Neler Oluyor?’’ isimli sunumu ile etkinlikte yer alan ICANN Türkiye Kayıt Operatörü Hizmetleri ve İletişim Yöneticisi Mert Saka da dünyada internetin yakın geçmişini ve yeni dinamikleri katılımcılarla paylaştı.

Necmettin Erbakan Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Ali Osman Çıbıkdiken Blok zinciri ve beraberinde gelen yaklaşımlar da BTvizyon Konya’da işlenen başlıklar arasında oldu. Necmettin Erbakan Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Ali Osman Çıbıkdiken konuşmasına, blok zincirinin temelde ne olduğuna değinerek başladı. Kripto finansın geleceğin habercisi olduğunu belirten Çıbıkdiken, yeni nesil teknolojilerin rekabet avantajı kazanmaktaki pozitif katma değerine vurgu yaptı.

12M Bilişim İş Ortakları Koordinatörü Ferhat Çapraz Siber güvenlikte yerli çözümler 12M Bilişim İş Ortakları

Koordinatörü Ferhat Çapraz tarafından anlatıldı. Güvenlikte yerlileşmenin diğer alanlara kıyasla çok daha önemli olduğunu belirten Çapraz, portföylerindeki COMODO, Trapmine, Picus, Roksit, netsparker ve SwordEye imzalı çözümlerle de uçtan uca hizmet kapasitesine sahip olduklarını dile getirdi.

Barikat Hizmet Satış Birim Yöneticisi Mehmet Şen Siber güvenlik alanında bir diğer sunum ise Barikat Hizmet Satış Birim Yöneticisi Mehmet Şen tarafından gerçekleştirildi. Yeni nesil siber güvenlik operasyon merkezleri ile tespit ve müdahalenin hızlı gerçekleştirildiğini ve bu sayede kurumların en az kayıp ile faaliyetlerine devam ettiklerini belirten Şen, sürekli izlemenin sızma ve oltalama gibi tehditlerin önünde en doğru önlem olabileceğini belirtti.

Gelişimin temelinde bilgi ekonomisi yatıyor Anadolu Toplantıları, şehrimizde bilişim konusunun gündemde tutulması için önemli katkı sağlıyor. Bu toplantımızda değerli misafir ve konuşmacılarımız, bizlere önemli bilgiler sunacaklar. Siber güvenlik, e-Dönüşüm gibi önemli güncel konuların sunumlarda ağırlıklı olarak yer aldığını görüyorum” dedi. BTvizyon Anadolu Toplantıları’nın Konya’da gerçekleştirilmesinde katkı sağlayan isimlerden Konya Bilişim Derneği Başkanı Ahmet Öztürk de etkinliğin açılış konuşmacılarındandı. Konya’da BTvizyon etkinliklerinin önemine vurgu yapan Öztürk, “BTvizyon

Türkiye’nin kalkınmasında asıl rollerden birinin bilişimde olduğunu belirten Öztürk, izlenmesi gereken yolu şu şekilde anlattı: “Günümüz toplumunun adı, bilgi toplumu, ekonominin adı da bilgi ekonomisidir. Ülkelerin ekonomisi, ürettiği bilgi ve

teknolojinin değeri oranında gelişiyor, kalkınıyor. Bilişim teknolojilerini üreten ve bilgi ekonomisi ağırlıklı ülkelerin hızla geliştiğini ve istihdam sorunu yaşamadığını görüyoruz. Ülkemiz ile çok benzer özelliklere sahip olan Güney Kore, 1960’larda ülkemizden 2,5 kat daha yoksul durumda iken, BT üretimi sayesinde 1980’lerde bizi yakalamış, bugün ise oranı tam tersine çevirerek ülkemizden 2,5 kat daha zengin ülke haline gelmiştir. Bu gelişme de ağırlıklı olarak toplumsal istek ve çabanın eseridir. Benzer bir gelişmenin ülkemizde de gerçekleşmemesi için hiçbir sebep yok.’’

Bilişim112 Kurucu Ortağı Serkan Bilen “Günümüzün Siber Saldırıları, Veri Sızıntıları ve Çözüm Yolları’’ isimli sunumu ile siber güvenlik farkındalığı yaratan bir diğer konuşmacı ise Bilişim112 Kurucu Ortağı Serkan Bilen oldu. Etkinlikte Bilen, gerek bireylerin ve kurumların gerekse devletlerin maruz kaldığı güncel siber tehditleri anlatırken tüm tehditlere ParSecure ile nasıl yanıt verebildiklerini açıkladı.

Palo Alto Networks Siber Güvenlik Mühendisi Selim Küçükgül Palo Alto Networks Siber Güvenlik Mühendisi Selim Küçükgül ise siber güvenlik ve ağ teknolojilerinde yapay zekanın ve makine öğrenmesinin oluşturduğu boşluğa vurgu yaptı. Dünden bugüne insanın yer aldığı süreçlere yapay zekayı konumlandırmanın hata oranlarını en aza indirgediğinden söz eden Küçükgül, bu bağlamda Palo Alto imzalı akıllı sistemlerin beraberinde gelen teknolojileri anlattı.

Oracle Dijital Ülke Satış Direktörü Elçim Sirek Etkinliği bir diğer konuşmacısı ise Oracle Dijital Ülke Satış Direktörü Elçim Sirek oldu. Dijital iş dönüşümünün gerekliliklerini paylaşan Sirek, dönüşümün beraberinde gelen avantajlar hakkında bilgi verdi.


BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI 17

1 - 7 TEMMUZ 2019

öncelikle firmaların mevcut durum analizi yapmaları ve firmanın aynı anda birden çok yürütme yetkinliği gerekiyor’’ dedi.

Innova Bayi Kanal Geliştirme Yöneticisi Mert Ülker Innova Bayi Kanal Geliştirme Yöneticisi Mert Ülker de BTvizyon Konya’da finansal çözümleri ve Innova’nın bu alanda nasıl konumlandığını anlattı. PayFlex isimli ortak banka platformu hizmetleri ile dijital finansta yarattıkları etkiyi paylaşan Ülker, Akbank, Garanti BBVA, DenizBank, HalkBank, VakıfBank, Ziraat Bankası, TEB ve ING Bank gibi öncüler ile ortaklaşa çalıştıklarını dile getirdi.

Bakiyem Kurucusu Umut Yalçın Bakiyem Kurucusu Umut Yalçın, aynı dijitalleşen dünyada ödeme pratiklerinin nasıl çeviklik kazandığını anlattı. Klasik bankacılık yöntemlerinin maliyet, zaman ve işletme ölçütlerinde dijital çözümlere göre atıl kaldığını aktaran Yalçın, dijitalleşmeyi çok boyutlu algılamanın gerekliliğine dikkat çekti.

Kurumsal Dönüşüm Platformu Koordinatörü M. Göker Sarp

DECE Yazılım Satış Müdürü Ziya Dönmez Dijitalleşmenin alt kollarından olan dijital içerik yönetimi konusu da BTvizyon Konya’da unutulmadı. DECE Yazılım Satış Müdürü Ziya Dönmez tarafından ‘’Akıllı Dijital Arşiv ve İçerik Yönetimi Çözümleri’’ sunumunda sosyal medya, ERP, e-posta ve CRM bilgilerine tek bir akıllı platformdan erişmenin yarattığı kullanım kolaylığından bahsedildi.

Bimser İş Ortakları Kanal Satış Müdürü Serhat Güzel ‘’Süreçleri akıllı hale getirmek’’ BTvizyon Konya’nın en önemli mesajlarından biri oldu. Bimser İş Ortakları Kanal Satış Müdürü Serhat Güzel, sadece Türkiye’de değil, Avrupa, Asya, Afrika ve Amerika’da sürdürdükleri faaliyetlerden güncel eğilimin kullanım bazlı fiyatlandırma, kişiselleştirme, varlık paylaşımı ve çevik organizasyonlar gibi kavramlar olduğunu belirtti.

“Dijital Dönüşüm ve Akıllı Firmaların Yol Haritası’’ başlıklı panel BTvizyon Konya’da da gerçekleştirildi. Atiker Yazılım Proje İş Geliştirme Müdürü Salih Onur Düzel, Bilişim A.Ş. ERP Ürün Müdürü M. Sedat Yılmaz ve IAS Yazılım Genel Müdürü Akın Mumcuoğlu’nun yer aldığı ve moderatörlüğünü Kurumsal Dönüşüm Platformu Koordinatörü M. Göker Sarp’ın üstlendiği panelde, saha gözlemlerine dayanarak firmaların genel olarak dijital dönüşüme nasıl baktıkları ve nereden başladıkları, kendi geliştirdikleri çözümlerin dijital dönüşüm sürecindeki rolleri konuşuldu. Firmaların dijital dönüşüm sürecine başlarken atacakları ilk adımları için de panelistlerin önerileri değerlendirildi. Atiker Yazılım Proje İş Geliştirme Müdürü Salih Onur Düzel dönüşüm adına, “Dijital Dönüşüm, firmalarda bir pazarlama sloganı ve çoğunlukla sadece e-Fatura ve e-Defter gibi e-Dönüşüm uygulamalarının kullanımına geçiş olarak görülüyor ve biliniyor. Ancak dijital dönüşüm ne sadece pazarlama sloganı olacak kadar önemsiz ne de e-Dönüşüm uygulamaları ile sınırlı kalacak kadar dar kapsamlı bir konudur. Dijital dönüşüm için

Bilişim A.Ş. ERP Ürün Müdürü Mutlu Sedat Yılmaz, ilk olarak dijitalleşmenin omurgasının ERP yazılımları olduğunu belirtti. Firmaların dijitalleşme süreçlerine öncelikle muhasebe yazılımlarıyla başladığını, ancak belirli bir büyüklüğe gelince stok takibi, planlama gibi gereksinimlerinden dolayı ERP’ye geçmeyi tercih ettiklerini, seçtikleri ERP ürünü eğer uçtan uca, gelişkin işlevlere sahip değilse, yoğun Excel kullanımına bu süreçte de devam ettiklerini söyledi. Yılmaz, ERP implemantasyon süreçlerini tamamlamadıktan sonra da üretimden veri toplama ve üretim izleme ile ilgili çözümlere geçtiklerini belirtti. IAS Yazılım Genel Müdürü Akın Mumcuoğlu ise konuya kendi perspektifinde yaklaşarak,

“Dijital dönüşüm süreçlerinin ERP yazılımları ile aynı hedeflere odaklanmış olması, bu dönüşümün güçlü bir ERP sistemi ile daha verimli sonuçlar vereceğini göstermektedir. Bu süreçte dönüşüm süreçlerini ERP sistemleri ile tam entegre olarak gerçekleştirmeleri hem departmanlar arası ilişkileri daha verimli hale dönüştürmekte hem de yasal mevzuata uyum sürecini ek çözümlere ihtiyaç duymadan yerine getirmelerine imkan sağlamaktadır. Bu yüzden daha verimli iş süreçleri tasarlayabilmek için bunu bütünleşik yapı içinde birbirini tamamlayıcı bir şekilde ele almak gerekmektedir’’ cümlelerini kaydetti. Etkinliğin ardından BTvizyon Kayseri’de olduğu gibi Konya’da da TÜBİDER önderliğinde bir eğitim gerçekleştirildi. “Güvenlik ve Ağ” ana başlıkları altında gerçekleştirilen eğitim, TÜBİDER Akademi Eğitmenleri Serkan Kekik ve Uğur Dilek tarafından verildi.

Bilişim ile gelen ihracat atağı

Konya Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Memiş Kütükcü, konuşmasında Konya’nın dijitalleşmesinin beraberinde getireceği artılara vurgu yaptı. Kütükcü ‘’Dijitalleşme süreçleri Konya’mız için de çok önemli. Malumunuz Konya da aynı ülkemiz gibi tüm dünyaya entegre olmuş durumda. Bugün 180’in üzerinde ülkeye ihracat yapıyoruz. Dünyanın neredeyse tüm bölgeleriyle iş yapıyoruz. Şehir olarak, geçtiğimiz yıl 1,8 milyar doları aşan ihracat rakamına ulaştık. Bu yılın ilk 5 ayında da 890 milyon dolar ihracat

gerçekleştirdik. Yıl sonunda 2 milyar dolar ihracat hedefimizi de yakalamış olacağız. Yine Konya’mız 23 milyon metrekare büyüklük ile Türkiye'nin en büyük 3. büyük OSB'si, Konya Organize Sanayi Bölgesi’ni inşa etmeyi başardı. Biz Konya Organize Sanayi Bölgemizde sanayicilerimize çok ciddi altyapı hizmetleri sunuyoruz. Burada konumuzla ilgili olduğu için söyleyeyim; örneğin 580 km ile ülkemizin en uzun fiber optik altyapısına sahip organize sanayi bölgesiyiz. Bu altyapı ile sanayicilerimize dünyanın her yeriyle kesintisiz ve kaliteli görüntülü konuşma hizmeti, internet hizmeti veriyoruz’’ dedi. Memiş Kütükcü, Konya’nın dijitalleşme yolundaki ihtiyaçlarına her zaman destek olmak istediklerini de dile getirdi.


BThaber

18 BİLİŞİM DÜNYASI

1 - 7 TEMMUZ 2019

Teknolojinin doğru kullanımı mutlu bir dünya demek… Gelişen teknolojiler bir yandan önemli insani yardımlar sağlarken, diğer yandan kişilerin kimliklerini çalmak, onları yanlış yönlendirmek ve uluslararası yardımların kötü amaçlı kullanılmasına yol açmak gibi farklı tehditleri de beraberinde getiriyor. Oxford Üniversitesi Teknoloji ve Küresel Meseleler Merkezi'nde gerçekleştirilen Oxford Teknoloji ve Kalkınma Konferansı’nda teknolojinin olumlu ve olumsuz tüm yönleri masaya yatırıldı. Konferansa katılan Türkiye

Yapay Zeka İnisiyatifi (TRAI) ve GelecekHane’nin kurucusu Halil Aksu, teknoloji şirketleri ve profesyonelleri ile yardım kuruluşları arasında düzenli bir bilgi alışverişi olması gerektiğini vurguladı. “Toplantının en önemli sonucu, bilgi alışverişinin ne kadar kritik olduğunun bir kez daha ortaya çıkması oldu” diyen Aksu, “Bu tür konuları daha çok konuşmak ve ilgili paydaşlar arasında düzenli ve doğru bilgi akışının tesis etmek önemli” vurgusunu yaptı. Aksu şöyle

konuştu: “Teknolojik gelişimler ve bunların yaygınlaşması kaçınılmaz. Ancak, bu teknolojilerin ne kadar insanlık faydasına kullanılabileceğini bizler belirliyoruz. Buna en güzel örnekler de yine bu toplantıda verildi: Dünya Gıda Programı (WFP) temsilcileri çok önemli olan güvenlik ve kimlik teknolojilerinin bir takım kişilerce kötü amaçlı kullanılması nedeniyle gıda desteklerinin gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaştırılamamasına yol açtığını ifade ettiler. Kriz ve

çatışma bölgelerindeki insani dramları aktaran Birleşmiş Milletler’den katılan temsilciler, yeni teknolojilerin çok ciddi değer katabileceğini ve iyi niyetle aslında katması gerektiğini vurguladılar. Ancak, kötü niyetli çevrelerin insanların kimliklerini tespit etmek, onları sömürmek veya kendi kötü amaçlarına alet etmek gibi sıkıntılar yaşandığını da söylediler. Tüm bunlar ancak teknolojinin doğru kullanımıyla daha mutlu bir dünya düzeninin var olabileceğini bir kez daha gösterdi.”

Güvenliği ‘hizmet’ olarak almak avantaj sağlıyor

Her gün yüzlerce tehdit alarmı alan şirketler, bu uyarıları tek tek kontrol edecek sayıda güvenlik uzmanını istihdam etmekte zorlanıyor. Bu noktada, kurumlara dış kaynak hizmet sunan güvenlik operasyon merkezleri devreye giriyor.

Innovera Danışmanlık Servisleri İş Geliştirme Direktörü Burak Tahmaz, "Siber güvenlikte ürün çeşitliliği arttıkça, siber güvenlik uzmanlarının yönetmesi gereken çözümlerin sayısı da artıyor. Sektördeki uzman açığı nedeniyle, 100

kişilik orta ölçekli bir şirketin, gerçekte ihtiyaç duyduğu 5-6 kişilik siber güvenlik ekibini kurması mümkün değil. Bunun yerine, alanında uzman ve sadece güvenlik alarmlarının tespiti, doğrulanması ve analiz edilmesi üzerine çalışan güvenlik operasyon merkezleri tercih ediliyor" bilgisini verdi. Bir güvenlik alarmının doğru olup olmadığıyla ilgili incelemenin global ortalamada 7-25 dakika arasında sürdüğünü kaydeden Tahmaz, "Bir güvenlik uzmanı tek başına ve geleneksel metotlarla günde ancak 50-60 civarı alarmı doğrulayabiliyor. Bu çalışma, mevcut alarm hacmini karşılamaya yetmiyor" bilgisini

verdi. Tahmaz, şöyle devam etti: “Innovera Güvenlik Operasyon Merkezi'nde 10 kişiyi aşkın, alanında uzman bir ekip, şirketlerin güvenlik bilgi ve olay yönetimi (SIEM) sistemlerine bağlanarak alarmları uzaktan analiz ediyor. Innovera bünyesinde geliştirilen siber güvenlik otomasyon robotu ATAR, sistem üzerindeki sıradışı olayları çok daha hızlı ve etkin bir şekilde tarayarak, güvenlik uzmanlarının 30 kata kadar daha hızlı analiz ve çözümleme yapmalarına olanak tanıyor. Böylece şirketler çok daha düşük maliyetlerle, çok daha profesyonel bir güvenlik hizmeti almanın kolaylığını yaşıyor."

Dassault Systèmes, yaşam biliminde adımlarını güçlendiriyor Dassault Systèmes ve yaşam bilimleri endüstrisinde klinik gelişim, ticarileşme ve gerçek dünya veri zekası eksenindeki dijital dönüşüm çalışmaları yürüten Medidata Solutions’ı satın aldı. ABD merkezli Medidata ile klinik ve ticari çözümlerini satın alan Dassault Systèmes, yeni tedavilerin ve sağlık teknolojilerinin araştırma ve keşif faaliyetlerine, geliştirme çalışmalarına, klinik testlerine, üretimine ve ticarileştirilmesine

uçtan uca bir yaklaşım getirmek için yaşam bilimleri endüstrisine entegre iş deneyimi platformu sunacak. Medidata'nın klinik uzmanlığı ve bulut tabanlı çözümleri, ilaç ve biyoteknoloji şirketleri, sözleşmeli araştırma kuruluşları (CRO'lar) ve tıbbi merkezler ve tesisler dahil olmak üzere dünya çapındaki bin 300 müşterisi için daha akıllı tedavilerin geliştirilmesi ve ticarileştirilmesi için destek

sunuyor. 2018'de en çok satılan 15 ilaçtan 13’ü Medidata'nın teknolojisi ile geliştirildi. 1999 yılında kurulan New York merkezli Medidata’nın ABD, Japonya, Kore ve İngiltere dahil yedi ülkede 16 ofisi, 2 bin 800 çalışanı ve yüklenicisi bulunuyor. Dassault Systèmes Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve CEO’su Bernard Charlès, “Kişiselleştirilmiş tıp ve hasta merkezli deneyimlerin

geliştirilmesindeki karmaşıklığı çözmede yaşam bilimleri endüstrisi ve sanal dünyanın eriştiği önemli bir dönüm noktasındayız. Medidata'nın klinik araştırmalardaki konumu ise 3DEXPERIENCE işbirliği platformundaki yaşam bilimleri çözümlerimizi tamamlıyor. Artık yaşam bilimleri endüstrisinin dönüşümünü mümkün kılabilecek bir konumdayız” dedi.


BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI 19

1 - 7 TEMMUZ 2019

Dünya veri üzerine dönüyor, kayıtsız kalmayın! Kurumsal ve bireysel hayatta artan veriyi özenli korumak bir gereklilik ve Western Digital, farklı ihtiyaçlara farklı çözümlerle yanıt verme stratejisini devam ettirmekte kararlı. Veri depolama başlığında küresel bazda önemli bir değişim var. En büyük değişim Handan Aybars ise veri depolama cihazlarında kullanılan teknolojide. Özellikle son 2-3 yıldır, yıllardır kullanılan mekanik hard disklerden daha hızlı ve daha dayanıklı olan flash tabanlı çözümlere gidildiği hem tüketicilerde hem kurumsal tarafta görülüyor. Artan veride büyük veri analizi sağlayan, flash tabanlı ve güvenli çözümler giderek daha çok tercih ediliyor. Bireysel ve kurumsal hayatta kullanımı artan bulut teknolojileri bu eğilimi desteklerken, 5G teknolojisinin hayata geçmesi ile bulut tarafında ciddi bir ivme herkesin beklentisi. Tüm bu başlıkların temelini oluşturan ‘sürekli artan veri’ gerçeği karşısında kullanımda olan veri depolama kapasitesinin her geçen gün yukarı gittiğine dikkat çeken Western Digital (WD) Ülke Müdürü Arkın Balıkçıoğlu’na göre, Türkiye'de reel sektörün veri depolama konusunda farkındalığı giderek daha iyi yere gelse de Batı dünyasına göre hala yolumuz var. Kısa değil uzun vadeli olarak veri depolamasına daha çok önem verilmesi gerektiğinin altını çizen Arkın Balıkçıoğlu, Western Dijital olarak her ihtiyaca uygun farklı çözümler sunduklarını vurguladı, ama eklemeden geçmedi: “Görüyoruz ki, bazen reel sektör doğru ürünü almak yerine daha verimsiz ucuz ürünü alıyor ya da ikinci el tamir görmüş ürünlere yöneliyor.” Arkın Balıkçıoğlu’nun belirttiği gibi, bunlar kısa vadede cazip görünse de, orta ve uzun vadede verimlilikleri düşürdüğü gibi, yeni masraflar da çıkarıyor. “Dünyanın veri üzerine döndüğü bu çağda, özel sektörün de şirketlerin en değerli varlıkları olan veriye daha özenli yaklaşmasını bekliyoruz” vurgusunu yapan Arkın Balıkçıoğlu, bu beklentinin gerçek olması adına yürüttükleri çalışmaları ve hedeflerini anlattı:

Çoklu bulut mimarisinin ve 'as a service' olarak bazı hizmetlere ulaşabilmenin veri depolamaya etkileri neler? Çoklu bulut kullanımının ve şirketlerin farklı bulut platformları üzerinden farklı hizmetlere ulaşımının kendine has avantajları ve dezavantajları var. Mesela bir şirket, küçük ama hızlı işlenmesi gereken verilere bir bulut üzerinden erişim sağlarken, daha büyük verilerine daha yavaş şekilde farklı bir platform üzerinden ulaşmayı tercih edebiliyor. Bu tip hizmetlerin ülkemizde ve dünyada hala başta hız ve veri güvenliği gibi bazı sıkıntıları var, ama altyapılar geliştikçe bu tarz çözümlerin daha fazla kullanılacağını düşünüyoruz. Bu da veri depolamanın yerinin, şirketlerin kendi bünyesi yerine, bulut hizmeti veren veri merkezlerine kayacağını gösterebilir. Bizim hem veri merkezleri için sunucu ve sunucu genişleme ünitelerimiz hem de yüksek kapasiteli hard disk ve SSD çözümlerimiz bulunuyor. Bu ürün ailelerimizi her geçen gün daha çok geliştiriyoruz. Ama günün sonunda, bir şirket verisini kendi bünyesinde tutsa, bir ya da birkaç bulut platformu üzerinden verisine ulaşsa da, o veriler bir veri depolama cihazında ve umuyoruz ki bir Western Digital veri depolama cihazında tutulacaktır. Bu pazarda gerek küresel bazda gerekse Türkiye özelinde nasıl konumlanıyorsunuz? Özellikle 2012’de satın almasını yaptığımız HGST firmasının entegrasyon sürecinin 2018 sonlarında bitmesinin ardından, pazara bu alanda sunduğumuz Western Digital Ultrastar serisi ürünlerle varlığımızı artırarak devam ediyoruz. Kurumsal segmente hitap eden bu ürünleri özetle sunucular, object storage’lar, sunucuların genişleme üniteleri olarak adlandırabileceğimiz içinde

mekanik hard disk, SSD ya da ikisini de barındıran hibrit çözümlere sahip JBOD/JBOF çözümlerimiz olarak sayabiliriz. Burada değişik yazılım şirketleri ile işbirliği yapıp sertifikasyonlar da alıyoruz. Ayrıca, şirketlere ya da bulut servisi sağlayıcılara ait mevcut sunucuların ya da genişleme ünitelerinin içlerinin doldurulabileceği kurumsal hard disk ve SSD’lerimiz mevcut. Böylece kurumsal segment tarafında da veri depolama alanında aranılan her türlü çözümü, en uygun maliyetlerle pazara sunabiliyoruz. Türkiye pazarında reel sektörün ihtiyaçları, öncelikleri, tercihleri nasıl bir dağılım sergiliyor? Reel sektörün ihtiyaçları tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de rekabetin artması ve globalleşmenin etkisi ile şekilleniyor. Daha çok veriye, daha hızlı erişim, verinin en hızlı şekilde analiz edilip, doğru şekilde pazarda konumlanmak, şirketleri rekabette bir adım öne götürüyor. Biz de en son teknoloji ile uçtan uca veri depolama ürünlerini dikey entegre şekilde üretiyoruz ve en uygun fiyat/performanslı ürünlerimizi pazara sunuyoruz. Bunu yaparken, her geçen gün farklı satış kanallarına giriş yapıp, ürünlerimize erişimi hem gerçek

WD Ülke Müdürü Arkın Balıkçıoğlu hem tüzel kişiler için en kolay hale getiriyoruz. Veri depolama konusunda kamunun eğilimleri nasıl şekilleniyor? Kamunun eğilimleri, hem yeni ihtiyaçlar ile hem de günümüz teknolojilerini yakalayabilmek için yaptığı yatırımlar ile şekilleniyor. Örneğin; güvenlik tarafında oluşan ihtiyaçlar her gün giderek artıyor. Biz de bu noktada güvenlik için özel ürettiğimiz hard disklerimizle ihtiyacı karşılıyoruz. Diğer taraftan, dijitalleşme, Endüstri 4.0, sanallaştırma, büyük veri, yapay zeka, bulut teknolojileri gibi alanlara yapılan yatırımlar da ihtiyaçları şekillendiriyor, kamunun geleceğe daha hazır olmasını sağlıyor. Bu noktada yine Western Digital’in kurumsal tümleşik çözümleri ya da mekanik hard disk ile flash tabanlı çözümleri bu ihtiyaçlara yanıt veriyor.

2019 yılı daha olumlu geçecek “Western Digital, Türkiye’de yaklaşık 15 senedir var. Bundan 15 sene önce daha mütevazi bir mevcudiyeti varken, bugün alanında pazar lideri firmalardan bir tanesi. Bünyemizde bulunan Western Digital, WD, SanDisk, G-technology markaları ile her gün binlerce ürünü son kullanıcılara ulaştırıyoruz. 2019, geçen yıldan sonra daha iyi geçecektir

diye düşünüyoruz ve unutmamalıyız ki, veri depolama hiç dinmek bilmeyen bir ihtiyaç. Hem ülkemizde hem dünyada en son teknolojilere sahip ürünleri, doğru fiyat politikaları ve doğru satış kanalları ile son kullanıcılara ulaştırmayı, bu sayede verinin doğru işlenmesi ile daha iyi bir dünyada yaşamaya katkıda bulunmayı hedefliyoruz.”


BThaber

20 BİLİŞİM DÜNYASI

1 - 7 TEMMUZ 2019

Yedi temel etken akıllarda olmalı! Oracle ve WHU - Otto Beisheim İşletme Fakültesi tarafından yapılan bir araştırma, doğru teknolojinin yedi temel etken ile birlikte uygulamaya konulması halinde işletme verimliliğinin de üçte iki oranında arttığını ortaya koydu. Araştırmaya göre, birçok kuruluş doğru teknolojilere yatırım yapıyor ancak gereken kültür, beceri ve davranışlara sahip olmamaları nedeniyle bu yatırımlarından tam anlamıyla faydalanamıyor. Çalışma ayrıca teknolojinin bu belirlenen yedi

etken olmadan hayata geçirilmesi halinde işletme verimliliğinin sadece beşte bir oranında arttığını da ortaya koyuyor. Söz konusu yedi temel etken ise veri odaklı karar verme, esneklik ve değişimi benimseme, girişimcilik kültürü, ortak dijital vizyon, kritik düşünme ve sorgulama, öğrenim kültürü ve açık iletişim ve işbirliği olarak sıralanıyor. Ağustos 2018’de en az 250 tam zamanlı çalışana sahip işletmelerde ve dünyanın dört

bir tarafındaki 23 farklı ülkeden katılımcılarla düzenlenen araştırmada 850 İK yöneticisinin yanı sıra 5 bin 600 çalışana da dijital çağda rekabetçi bir avantaj elde etmek için kuruluşların neler yaptığı soruldu. Alınan cevaplar, işletme verimliliğine erişmenin, değişime ayak uydurabilecek çevik bir kuruluş haline gelme açısından kritik olduğunu gösterirken, işletmelerin yüzde 42’si, işletme verimliliğine erişildiğinde kuruluşun performansında genel bir artış görüldüğünü vurguluyor.

Araştırma, dünyanın dört bir yanındaki işletme liderlerinin üçte birinin halihazırda yetenekleri cezbedecek veya bu yetenekler için rekabet edecek bir şekilde çalışmadıkları kanaatinde olduğunu gösteriyor. Söz konusu oran, Hindistan, Brezilya ve Çin gibi ülkelerdeki işletme liderlerinde ise yarıya kadar çıkmakta. Bu arada, çalışanların dörtte biri de işlerini makinelere kaptırmaktan endişe duyuyor.

SAP Geliştirme Merkezi giderek büyüyor SAP Türkiye’nin, İstanbul Teknopark’ta 2013 yılından bu yana faaliyetlerini sürdüren SAP Geliştirme Merkezi içinde hayata geçirdiği SAP Deneyim Merkezi’nde sanal gerçeklik, öğrenen makineler, yapay zekâ ve blockchain gibi teknolojiler kullanarak oluşturulmuş örnek senaryolar yer alıyor. SAP’nin iş ortaklarından Detaysoft, Innova, MBIS’in desteğiyle hayata geçirilen merkez, Türkiye’deki ve bölgedeki SAP ekosistemini bir araya getirerek, inovatif fikirler geliştirmek için de bir deneyim üssü görevini üstlenecek. Türk şirketlerinin dijital dönüşüm süreçlerindeki ihtiyaçlarına odaklanarak tasarlanan SAP Deneyim Merkezi’nde şirketler, “Model bir İşletme” üzerinden ileri teknolojileri kendi iş süreçlerine nasıl adapte edebileceklerini somut olarak gözlemleyerek, Türkiye’ye katma değer sağlayacak yeni iş fikirleri geliştirebilecek. SAP Türkiye Genel Müdürü Uğur Candan, “Dijital dönüşüm yolculuğunu bizlerle beraber şekillendirmek isteyen tüm kurum ve kuruluşları bu merkeze davet ediyoruz. SAP’nin büyük veri ile bağlantılı yapay zekâ ve öğrenen makineleri kapsayan SAP Data Hub çözümünün önemli bir kısmı Türk mühendisler

tarafından SAP Geliştirme Merkezi’nde geliştiriliyor ve tüm dünyaya ihraç ediliyor. Dünyanın farklı bölgelerindeki mühendislerle birlikte geliştirilen bu çözüm, kurumların büyük veriyi daha verimli ve güvenli yönetmelerini sağlıyor” dedi. SAP Güney Avrupa ve Kuzey Afrika Bölgesi Kıdemli Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Joao Paulo da Silva ise “Son yıllarda en çok konuştuğumuz konuların başında Deneyim Yönetimi (Experience Management, X data) geliyor. Bu amaçla, 2018’in son aylarında, deneyim yönetimi yazılım kategorisi şirketi Qualtrics’i satın aldık. Şirketler yenilikçi çözümlerimizi kullanarak birçok kanaldan gelen büyük veriyi

anlamlandırıyor ve müşterilerinin ihtiyaçlarına ve geri bildirimine gerçek zamanlı olarak cevap verme yetkinliği kazanıyor. Kurumlar, operasyonel veri (O data) ile deneyim verisini (X data) birleştirdikleri anda müşterilerini daha iyi anlayacak ve müşteriye daha iyi hitap edecekler. Bu merkezle Türk iş dünyasının yerel ve global büyümesini destekleyeceğiz. Türkiye’deki şirketlerin dijital dönüşüm süreçlerine katkı sağlayacak inovatif çözümlerin yer aldığı bu merkez, sürekli bir değişim içerisinde olacak ve güncel kalacak. Türkiye’deki yatırımları sadece teknolojiye değil, istihdama da yapıyoruz ve ileri teknolojiler geliştirecek 20 mühendisi yakın zamanda işe alacağız” dedi. Bir tasarım odaklı düşünce

(design thinking) odası da bulunan SAP Deneyim Merkezi’nde yer alan 8 adet canlı senaryo & demo şu şekilde: Blockchain for Supply Chain (Tedarik Zinciri için Blokzincir), Cozmo the Robot (Depo Yönetimi Robotu), Future of Work - HR Digital Experience (Geleceğin İş Gücü – İK Dijital Deneyimi), Charly Chatbot (Charly Rehber Sohbet), Intelligent Enterprise (Akıllı İşletmeler), Intelligent Entertainment Park (Akıllı Eğlence Parkı), Smart Kicker (Futbolun Analitiği), Enterprise with İOS (İOS ile İşletmeler). Merkeze destek olan SAP iş ortakları da kendilerine ayrılmış özel bölüm olan “SAP İş Ortakları Deneyim Alanı”nda (SAP Partner Zone) farklı demolar sergileyecekler.


Adı ne olursa olsun bakanlık kurulsun! Türkiye'nin gündeminde yeni bir hükü­

Türkiye BT sektörü artık adı ne olursa ol­

önemli sorunları bulunuyor. Yazılım teşvik­

metin kurulması çalışmaları var. Türkiye

sun -Enformasyon, Bilişim, Bilgi Teknoloji­

lerinden ihalelere, kamu çalışanlarından te­

bilgi teknolojisi sektörü, yeni kurulacak hü­

leri - kendisini devlet tarafında koruyacak,

lekomünikasyona kadar Türkiye BT sektö­

kümetin programında, faaliyet gösterdiği

gerekli düzenlemeleri yapacak ve sektörün

rü çok sayıda sorunla karşı karşıya. Söz ko­

sektör ile ilgili teşvikler, düzenlemeler, yasa

bir anlamda 'yaralarını saracak' bir resmi

nusu bakanlığın kurulması durumunda ise

değişikliklerinin olmasını bekliyor. Türkiye

kurum; bir bakanlık istiyor.

en azından bu alandaki düzenlemelerin so­

BT sektörünün yeni hükümetten özellikle görmeyi beklediği önemli bir destek var.

Türk BT sektörünün, hükümet nezdinde

likte her yıl

lojileri/iletişi­

for Worldwide Interbank Financial Telecommunication

yatırım yaptık­

(S.W.I.F.T)'in yönetim kuruluna ilk kez bir Türk üye gir­

ları yanında

di. Dışbank Genel Müdür Yardımcılığı görevini de sürdü­

Oracle8: Ağ bilgiişleme davet tabanı olmasının yanı sıra kapasite ve kullanıcı sayısı gibi sınırlamaları ortadan kaldırıyor. Tüm bu özellik­ ler ile de Oracle, bilgi çağının gereksinim duyduğu donanım ve yazılım yapısını pazara sunmuş oluyor.

diyeceksiniz

ki,

bu

uygulamalar

İki dev birleşiyor: Compaq

yapılmada n

b u n c a z a m a n y a ş a n m ı ş v e şirket de batmamış. (Devamı

2.

sayfada)

S.W.I.F.T. yönetim kurulunda görev yapacak. (Sayfa 14te)

Tandem'i satın aldı

E T

H A İ T R F A A T UH B

(Ayrıntılı haber sayfa 8'de)

rekli ertelenen birçok uygulama vardır. Şimdi

ren Gürhan Öcal, Türkiye'nin de içinde bulunduğu 24 La­ tin Amerika ve Ortadoğu ülkesinin temsilcisi olarak

Oracle8 özellikle NC platformu üzerine odaklanan ve ilk kez nesne yönetimine olanak tanıyan bir veri-

Bir kuruluşta yapılması gerekli, a m a z a m a n

itibaren başlıyor.

Dünya bankalararası finansal mesajlaşma ağı Society

me ne kadar

ve kaynak olmadığı için gerçekleştirilmesi sü­

takvimi, bu haftadan

ilk Türk: Gürhan Öcal

lım, ağ tekno­

korkulu ve belalı düşmanı vardır: Birikmiş Uy­

Tek.Net'in yeni yayın

S.W.I.F.T. yönetim kurulunda

nanım, yazı­

g u l a m a l a r Yığını (Application Backlog).

günde bir okurlarıyla birlikte olacak.

(Ayrıntılı haber sayfa 2'de)

bankaların do­

yeni Bilgi Sistemleri (MİS) yöneticilerinin bir

dönemi boyunca 15

yöneticilerine kabul ettirmiş oldu.

sayımızda

Eski Bilgi işlem Merkezi (BİM) müdürlerinin,

birşey yazmıyoruz.

sanayici olduğunu, bakanlık ve oda

sunuyoruz. Bu

Bu köşeye bu hafta Çünkü Tek.NET, yaz

yaklaşık 3 ay süren uğraşlardan sonra

lık'97'yi sizlere

Üstüme varma bilgi!...

Probil'in ikinci şirketi ağ pazarında (Arka sayfa)

Böylelikle ilk defa bir yazılım şirketi

mız Bankacı-

A K I N EVREN

(Sayfa 21) •

lığından Sanayici Sicil Belgesi aldı.

rak hazırladığı­

EVRENSEL

14)

1BV Türkiye'nin 5 yıllık BT vizyonunu belirliyor

Odası'na kayıt oldu ve Sanayi Bakan­

geleneksel ola­

önümüzdeki yıllarda da iyi bir bilgi teknolojisi

12)

Neteks/Bay Networks iş ortakları belirlendi (Sayfa

metleri ve Ticaret A.Ş., Ankara Sanayi

152 milyon doları buldu. Biz de bu sayımızla bir­

'kullanıcısı olmaya devam edecek.

(Sayfa •

lımcılar da girdi. Likom Yazılım Hiz­

teknolojilerine yaptıkları yatırım miktarı 1 milyar

lerini de inceledik. Öyle görünüyor ki bankalar

Hangi notebook'a yatırım yapılır?

Sanayicilerin arasına "resmen" yazı­

kiye'deki bankaların 1996 yılı sonu itibarıyla bilgi

yapmayı planladıklarına da yer verdik. Ayrıca

(Sayfa 7) •

Yazılıma sanayi onayı

Bankalar her geçen gün büyük bir ivmeyle bil­

bankalarda yeni teknolojiler, gündemdeki proje­

Dell, bu kez sağlam geliyor

(Ayrıntılı haber sayfa 4te)

gi teknolojilerini kullanmaya devam ediyor. Tür­

onların önü­

mut bir platform kazanacağı öngörülüyor.

yıllardır ihmal edilmiş olmasının getirdiği

Bankacılık'97

müzdeki 3 yılda bu alanlara ne kadar yatırım

Bu s a y ı d a . . .

Dünyadaki büyük kişisel bilgisayar üreticilerinden Compaq, kurumsal pazarın önde gelen bilgisayar şirketlerinden Tandem Computers'i 3 milyar dolara satın aldı. Bu birleşmeden sonra

Compaq'in el bilgisayarlarından karmaşık paralel işlemcili su­ nuculara, anabilgisayarlardan masaüstü bilgisayarlara kadar

çok geniş teknoloji ve ürün alanında hizmet sunmayı hedef­

lediği bildiriliyor. Compaq Türkiye ve Tandem'in Türkiye tem­ silcisi İnfo Otomasyon, dünyadaki bu gelişmeyi Türkiye'ye de yansıtacaklarını söylüyorlar.

(Ayrıntılı haber sayfa 35te)

Bu sayının tüm sayfalarına www.bthaber.com.tr'den ulaşabilirsiniz.


22 KARİYER SAP Türkiye’de Kamu İlişkileri Direktörü Dr. Onur Yıldırım oldu SAP Türkiye’nin Kamu İlişkileri Direktörlüğü görevine Dr. Onur Yıldırım getirildi. SAP EMEA’nın ‘dijital kamu’ yapılanması içerisinde göreve başlayan Yıldırım, SAP’nin Türkiye’de kamu politikası ve regülasyonlar ile ilgili çalışmalarından, kamu kurumları ve sivil toplum kuruluşları ile ilişkilerinden sorumlu olacak. SAP’ye katılmadan önce son olarak McKinsey & Company’nin Türkiye Kamu ve Sosyal Sektör İş Geliştirme Lideri olarak görev yapan Yıldırım, kamuda kariyerine 2005 yılında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nda (TCMB) başladı. Daha sonra Philip Morris Sabancı’da Kurumsal İlişkiler Müdürü ve Intel Corporation’da Kurumsal ve Kamu İlişkileri Direktörü olarak görev yaptı. Yıldırım’ın Harvard Üniversitesi’nde 2008-2010 yılları arasında tamamladığı Kamu Yönetimi / Uluslararası Ekonomik Kalkınma master derecesi öncesinde, ODTÜ’den İnşaat Mühendisliği lisans, Hacettepe Ünivesitesi’nden İşletme Yönetimi alanında yüksek lisans ve Ankara Üniversitesi’nden İşletme Bölümü’nde doktora dereceleri bulunuyor.

BThaber 1 - 7 TEMMUZ 2019

Eğitime kesintisiz destek!

Eğitim kurumlarına hizmet içi eğitim, cihaz ve görsel materyal gibi başlıklarda destek veren Bosch Termoteknik Akademi, ayrıca farklı eğitim kurumlarında sınıf ve atölye yenileme çalışmalarını da üstleniyor. Yerinde eğitim anlayışıyla Bosch Termoteknik Akademi; 2019 yılının ilk yarısında, pek çok farklı kurumda eğitimler düzenledi. Ayrıca, Manisa’da bulunan

Endeavor Türkiye’de Kurttepeli yeniden Başkan seçildi

Yemeksepeti’nin yeni İK Müdürü İlke Şentürk oldu Yemeksepeti’nde İnsan Kaynakları Müdürü pozisyonuna İlke Şentürk getirildi. 2015 yılından bu yana Yemeksepeti’nde İnsan Kaynakları departmanında çeşitli pozisyonlarda görev yapan İlke Şentürk, Haziran ayı itibarıyla yeni görevine başladı. İlke Şentürk, 2007 yılında Kadıköy Anadolu Lisesi’ni bitirdikten sonra Boğaziçi Üniversitesi Felsefe Bölümünden mezun oldu. Şentürk ardından Nottingham Üniversitesi’nde Endüstri ve Örgüt Psikolojisi dalında master yaptı. 2012 yılında iş hayatına başlayan Şentürk, Yemeksepeti’nden önce Starbucks ve AstraZeneca gibi şirketlerde İnsan Kaynakları alanında çeşitli pozisyonlarda görev yaptı.

Bosch Termoteknik İnovasyon Merkezi’nde farklı üniversite topluluklarına yönelik üretim alanları ve Ar-Ge laboratuvarları turları içeren teknik geziler ve teknik eğitimler de bu süreçte yoğun olarak devam etti. Bosch Termoteknik Akademi makine mühendisi adaylarına ve sektör paydaşlarına temel tesisat teknik eğitimleri vermeye devam edecek.

Yedinci Olağan Genel Kurul Toplantısı’nı 18 Haziran’da İstanbul’da gerçekleştiren Endeavor Türkiye Derneği’nde Yönetim Kurulu Üyeleri arasına iki yeni girişimci; Fırat İşbecer (Commencis) ve Koray Bahar (Foriba) katıldı. Girişimcilik ekosisteminin gelişiminde maddi sermaye kadar manevi sermayenin de kritik bir faktör olduğuna inanan Endeavor’ın Genel Kurul Toplantısı’nda Yönetim Kurulu Başkanlığı’na ise yeniden Emre Kurttepeli seçildi. 2019-2020 dönemi Yönetim Kurulu üyeleri tam listesi; üç Kurucu Üye Ali Koç, Murat Özyeğin, Suzan Sabancı Dinçer; önceki dönemden devam eden 16

üye Alp Saul, Barbaros Özbugutu, Bülent Akgerman, Cansen Başaran Symes, Ebru Dorman, Ebru Özdemir, Emre Kurttepeli (Başkan), Emre Zorlu, Fady Jameel (Onursal), Hayri Çulhacı, Işık Keçeci Aşur, İlker Koçer, Nevzat Aydın, Tankut Turnaoğlu ve katılan iki yeni isim Fırat İşbecer ve Koray Bahar’dan oluşmakta. Emre Kurttepeli, “2015’te Endeavor Girişimcileri seçilen Koray Bahar ve Ahmet Bilgen, geçtiğimiz ay şirketleri Foriba’yı İngiliz Sovos’a sattılar. 2014’te Endeavor Girişimcileri seçilen Barbaros Özbuğutu ve Tahsin Işın’ın kurduğu iyzico ise geçtiğimiz hafta PayU’a satıldı. Görüyoruz ki, Scaleup şirketleri kuran etkin girişimciler, ekonomik konjonktürden bağımsız olarak başarıya ulaşabiliyor” dedi. Endeavor Türkiye Genel Sekreteri Aslı Kurul Türkmen ise, “Kurum olarak ilk hedefimiz, seçilen her bir girişimcimizi 33 ülkede mentörler, girişimciler ve yatırımcılarla bir araya getirerek şirketlerinin büyümesine hız kazandırmak”


%30 DAHA FAZLA VERİME VAR MISINIZ? Skysens IoT Platformu, endüstriye özel olarak geliştirilen kablosuz

iletişim teknolojisiyle üretim alanınızdaki verileri anlık olarak analiz eder ve verimlilik kaybına neden olan sebepleri anında tespit etmenizi sağlar. Değişikliklerden anında haberdar olmanızı sağlayan mobil uygulaması ile Skysens IoT Platformu, üretim verimliliğinde

%30’a kadar artış sağlar.

Üretim Süresi Analizi

Üretim Sayısı Takibi

Makine ve Hat Performans Analizi

Toplam Ekipman Verimliliği (OEE) Analizi

Boşta Bekleme Süresi Analizi

Enerji Tüketimi Analizi


24 KARİYER

BThaber 1 - 7 TEMMUZ 2019

Çalışan deneyimi anca teknoloji ile gelişir

Geçmiş dönemlerde sadece maaş, sosyal haklar, eğitim gibi konular çalışan deneyimini iyileştirmenin yegane yolları iken, bugün artık teknolojinin kullanımıyla çalışan deneyimini zenginleştirmek her zamankinden daha önemli olmaya başlamış durumda. İşletmelerin çoğu, gelecek planlarında bu duruma stratejik bir önem atfediyor. Citrix tarafından desteklenen, Avrupa merkezli kuruluşların çalışan deneyimini ve teknolojiyi

şekillendirmedeki rolünü nasıl yönettiğini araştıran Ekonomist İstihbarat Birimi (EIU) raporunun sonuçları açıklandı. “Avrupa'daki Çalışma Deneyimi: Teknolojinin Üretkenlik ve Katılımdaki Rolü” isimli rapordaki analizler, 628 şirket yöneticisinin katıldığı, Nisan ve Mayıs 2019'da gerçekleştirilen bir ankete dayanıyor. Araştırmayı değerlendiren Citrix EMEA Gelişen Pazarlar Satış Mühendisliği Yöneticisi Sevi Tüfekçi, “Artık çalışanlar görevlerini yerine getirebilmek için, işyeri içinde veya dışında farklı araçlar kullanarak, kendilerine en uygun ortamı seçme özgürlüğüne sahip olmak istiyorlar. Teknolojinin çalışan deneyimi üzerindeki etkisinin olumlu sonuçlar sağlaması için, her şeyden önce BT ve İK olmak üzere farklı işlevler arasındaki koordinasyonun güçlenmesi gerek. Herkes için daha iyi bir çalışma ortamı sağlamak adına dijital teknolojiden faydalanmak vazgeçilmez” dedi. Rapora göre, çalışan deneyimini yönetmede bir liderlik boşluğu söz konusu. Yani üst

düzey yöneticilerin sadece yüzde 27'si çalışanlarının kurumdaki deneyimlerini geliştirmeleri konusunda sorumluluk alıyor. Ayrıca mobilite ve bilgiye erişim, çalışan deneyimi açısından büyük önem taşıyor. Çünkü çalışanlar her yerden çalışabilme yeteneğine büyük değer veriyorlar. Bilgiye her an her yerden erişim ise daha fazla verimlilik ve üretkenlik için çok önemli. Bu noktada BT ve İK’nın kendi arasında köprüler inşa etmesi kritik bir gereklilik halini alıyor. Yüksek performans gösteren ve dijital olarak olgunluk seviyesi daha yüksek kuruluşların, BT stratejisi dahilinde çalışan deneyimini ve İK stratejisinde teknoloji kullanımının iyileştirilmesini göz önünde tuttukları görülüyor. Bunların çoğu, işbirliğini geliştirmek için hem BT hem de İK konusunda tecrübeli kişileri işe alıyor. Çalışan deneyiminin ölçülmesi de artık oldukça zor bir süreç. Avrupalı firmalar çalışan deneyimini ölçümleme konusunda zorlanıyorlar.

Etkinlikleriniz ile ilgili bilgileri bthabersirketleri.com/EtkinlikDuyuru adresine girebilirsiniz.

BThaber

ETKİNLİK TAKV!M! E T K İ N L İ K L E R

4 Temmuz 2019 Bilişim 500 Ödül Töreni Grand Pera Emek Sahnesi Beyoğlu, İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

26 Eylül 2019 BTvizyon Eskişehir Toplantısı Eskişehir AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

22 Ağustos 2019 Teknoloji Platformu 2019 Bursa AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

20 Kasım 2019 Teknoloji Kaptanları 2019 İstanbul Kongre Merkezi AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

E T K İ N L İ K L E R 12 Aralık 2019 BTvizyon Girne Toplantısı Girne AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

Y U R T İ Ç İ

Y U R T D I Ş I

3 Eylül 2019 BTvizyon Denizli Toplantısı Denizli AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

20-21 Kasım 2019 Bilişim Zirvesi'19 İstanbul Kongre Merkezi AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

5 Eylül 2019 BTvizyon İzmir Toplantısı İzmir AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

16 Ocak 2020 BTvizyon Bursa Toplantısı Bursa AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

24 Eylül 2019 BTvizyon Ankara Toplantısı Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr



BThaber

26 MEKTUP

1 - 7 TEMMUZ 2019

Merhaba, Mevsim gerekleri üstüne küresel ısınma ile daha da artan sıcaklar, ev, ofis, kafe fark etmeksizin serini bulan vatandaşın keyifle internete yönelmesi demek. Bizim memleket internet kullanımında iyi bir potansiyel ortaya koyarken, dünyanın kalanından bir farkı olmadığını da gösteriyor. Medya takip şirketi Ajans Press’in Bond İnternet Trendleri Raporu’ndan ve medya yansımalarından derlediği bilgilere göre, geçtiğimiz yıl internet kullanımı yüzde 6 artarken 3.8 milyar insana ulaşmış. Yani internet kullanımı, dünya nüfusunun yarısından fazlasını kapsar hale gelmiş. İnternet kullanıcı sayısının en fazla olduğu ülkeler yüzde 21 ile Çin, yüzde 12 ile Hindistan, yüzde 8 ile ABD. Türkiye ise internet kullanım oranıyla bu listenin 15’inci sırasında yer almış. İnternet kullanımımız ile küresel ‘en’ler arasındayız ve bu ilgimizde moda takibi paralelinde alışverişin önemli bir yeri var, kimse inkar etmesin lütfen. Avrupa’nın ünlü moda arama motorlarından GLAMI Türkiye, online alışveriş tutkunlarının sezonun en trend ürünlerine tek bir tıkla ulaşmalarını sağlarken, onlarca alışveriş sitesinde giyim, ayakkabı ve aksesuar ürünlerini tek tıkla meraklılarına sunuyor. Hep kendimize çalışmayalım, destek verme ruhumuzu yitirmeyelim, hatta bu konuda bankamızın mobil uygulamasından bir adım ileri

YIL 25 SAYI 1227

Mona Lisa, sanal gerçeklikle buluşuyor gidelim. Zira, ta 1863 yılından bu yana “Eğitimde Fırsat Eşitliği” misyonuyla annesi ya da babası hayatta olmayan, maddi durumu yetersiz binlerce çocuğun hayatını değiştiren Darüşşafaka’ya 1 saniyede bağış yapmak artık mümkün. Türkiye İş Bankası ve Bankalararası Kart Merkezi (BKM) işbirliğiyle hayata geçirilen “Temassız Bağış Projesi” ile hayırseverler, artık kartlarının temassız özelliğini kullanarak Darüşşafaka’ya kolayca bağış yapabilecek. “Temassız kartınızla yapacağınız 1TL bağış, bir çocuğun yarını olabilir” sloganıyla hazırlanan ve ilk etapta İstanbul’da 10 farklı noktaya yerleştirilen Darüşşafaka’ya özel POS’lar, tüm bankaların temassız kartlarıyla bağış imkanı sunuyor. Duymadım, bilemedim demesin kimse, paylaştıkça büyüsün iyilikler. Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD), Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi lisans öğrencilerine yıl boyu verdiği ‘İş Dünyası Seminerleri’ eğitiminin kapanış organizasyonunda, kurduğu iyilik hareketi AHBAP ile yurt çapındaki organizasyonu ile ihtiyaç sahiplerinin yardımına koşan ve bizim de bu başlıkta Twitter hesabını takip ettiğimiz Haluk Levent’i davet etmiş. Haluk Levent de geleceğin iş insanları olacak öğrencilere sosyal girişimciliğin önemini, AHBAP’ı nasıl kurduğunu,

Bilişim Zirvesi Etkinlik Organizasyon Ltd. Şti. adına Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Neslihan Aksun neslihana@bthaber.com.tr

1 - 7 TEMMUZ 2019

BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr

www.bthaber.com www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber

Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr

Bültenlerinizi

bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz

sevdiği ve inandığı işi yapmanın ne kadar önemli olduğunu anlatmış. Yine kampüsteyiz… İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi öğrencileri başta olmak üzere, İTÜ’nün çeşitli fakültelerinden bir araya gelen öğrencilerden oluşan Apis Arge Takımı, NASA, Lockheed Martin ve Siemens sponsorluğunda düzenlenen Cansat Competition 2019’da birinci olmuş. İTÜ Apis Arge Takımı model uydusu, roketle 750 metreye çıkarıldıktan sonra, inişi boyunca pervaneleriyle motorsuz iniş yaparak görev yükünü yere indirmiş. Kesintisiz veri aktarımı sağlamak ve görev yükünün inişi boyunca kamera görüntüsü alması da takımımıza birinciliği getirmiş. Birçok başlıkta birçok kişinin internet vazgeçilmezi olan sahibinden. com, International Classified Marketplace Association tarafından düzenlenen ve en yenilikçi uygulamaların değerlendirildiği İnovasyon Ödülleri’nde “Fotoğraftan Araç Tanıma” özelliğiyle birincilik ödülünün sahibi olmuş. Hatta sahibinden.com, geliştirdiği bu teknoloji ve uluslararası arenada birincilik alan Fotoğraftan Araç Tanıma özelliğiyle teknoloji ihracatını da hedefliyormuş. Piliç eti sektörü markası Lezita da ‘İyi ki Doğdunuz’ isimli proje kapsamında her ay farklı bölgedeki bir okulda, doğum günü o ay olan çalışanları adına

Abone ve Dağıtım

btabone@bthaber.com.tr

Editör

Online Editör

Sedef Özkan sedefo@bthaber.com.tr

Handan Aybars handana@bthaber.com.tr

Ferit Çelik feritc@bthaber.com.tr

Tuğçe Diyar tugcee@bthaber.com.tr

Cilt, Baskı, Poşetleme: Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l

Bu hafta da böyle biter, ama haftaya yine buradayım.

BThaber Genel Müdürü Özlem Unan İş Geliştirme ve Satış Müdürü Abdurrahman Koyuncu Reklam Satış Yönetmenleri Kutay Göçe Çiğdem Şakar Arif Şuekinci

Ankara Temsilcisi

Görsel Yönetmen

öğrencilere hediyeler veriyor. Bu kapsamda son olarak İzmir Moris Bencuya Otistik Çocuklar Özel Eğitim Uygulama Merkezi’ndeki öğrenciler hediyelerle sevindirilmiş. Proje sayesinde Lezita çalışanları, çocukların yüzünü güldürdüğü ziyaretlerini farklı şehirlerdeki okullar ile devam edecek. Louvre Müzesi, Leonardo da Vinci'nin Fransa'da ölümünün 500’üncü yılını anmak için da Vinci'nin sanat hayatının çığır açan bir retrospektifini hazırlıyor. Sergi, 24 Ekim 2019'da halka açılacakmış ve Louvre, bu serginin bir parçası olarak HTC VIVE Arts işbirliğiyle müzenin ilk sanal gerçeklik (VR) deneyimini sunacakmış. Anlayacağın, Da Vinci'nin başyapıtı olan Mona Lisa'nın hikayesi, HTC VIVE sanal gerçeklik gözlüğü sayesinde canlandırılacak. ‘Mona Lisa: Camın Ötesi’ isimli bu sanal gerçeklik deneyimi, ziyaretçilerin sanal alanda resimle etkileşim kurabilmesini sağlayacak, ünlü resminin içine girme şansını sunacak ve bu etkileyici portreye tamamen yepyeni, dönüştürücü bir biçimde erişebilecek. Paris’e yolumuz düşer mi bilmem, ama 24 Şubat 2020 tarihine kadar Napoléon Salonu’nda serginin meraklılarını beklediğini, sergiye girmek için gereken zamanlı giriş bileti ve rezervasyon için adresin www.ticketlouvre.fr olduğunu belirtmek boynumun borcu ve sanata mütevazi desteğimdir.

Reklam Rezervasyon Sorumlusu Suzan Bilken Ankara Temsilcisi Sedef Özkan Yönetim Yeri: Bilişim Zirvesi Etkinlik Organizasyon Limited Şirketi Örnek Mah. Şehit Cahar Dudayev Cad. Örnek İş Merkezi No:14 Kat:5 34704 Ataşehir İSTANBUL Telefon: (0216) 888 0 596

Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.

ISSN 1300-6495

BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.


Mevcut Ticari veya ERP Programınızla E nte gra s yo n

Entegre Yönetim Finans ve Nakit Akışı Fatura, İrsaliye, E-Fatura Stok, Depo, Lojistik Satınalma Yönetimi Müşteri, Teradikçi, Taşeron Sözleşme Yönetimi

CRM Pazarlama - Satış Servis - İş Yönetimi İK Özlük, İşe Alım Tekrarlanan Gelir ve Gider Aksiyon, Toplantı, Görev Dashboards: CEO, CFO, CPO

www.PirCloud.com Bayilik başvuruları için: ysmbulut.com/partner

Projeler Proje Bütçe Yönetimi Puantaj, Hakediş Yönetimi Proje İş Programı Proje Süreç Yönetimi Proje Günlük İşlemler


WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER

Those who add value to the business world will be announced Microsoft and international audit and consulting company EY (Ernst&Young), prepared a report that sets out where the artificial intelligence at in the Middle East and Africa region, how and why artificial intelligence is used, artificial intelligence strategies of companies, the contributions of artificial intelligence to companies and countries. Turkey results of the report prepared by interviewing more than 100 company executives operating in 5 countries including Turkey, “Artificial Intelligence in Middle East and Africa” were announced at a press conference held in İstanbul. Turkey came forward as a leading country in the region in terms of artificial intelligence with its maturity. In the report, it is stated that 80% of companies in Turkey deal with artificial intelligence strategies directly in the senior management level. 25% of companies see artificial intelligence as their strategic digital priority, while 60% acknowledge the importance of artificial intelligence for their core business. While 15% of companies in Turkey assesses themselves as advanced in terms of artificial intelligence maturity. These rates are higher than in other countries in the Middle East and Africa region. The companies in Turkey manage artificial intelligence agenda with the perspective of technological requirements and improving business processes. In the Middle East and Africa region, while 43% of companies adopt this approach, this ratio is 55% in Turkey.

Microsoft Turkey General Manager Murat Gansu expressed that the artificial intelligence provide significant competitive advantages to the individuals and companies which prioritize AI in their investments and focus. Gansu also evaluated the results of the report as: “35% of companies in Turkey, uses the pilot artificial intelligence technologies actively. These companies are aware of the importance of a digital transformation strategy supported by artificial intelligence in order to exist in the future and have strength in the competition. We are optimistic about the impact of artificial intelligence on the company. In addition, although some companies are ahead in their artificial intelligence journey; better data management and the development of in-house skills are needed to achieve further maturity levels in artificial intelligence in our country. We believe that artificial intelligence strategies should be designed by taking people in the center.” EY Middle East, Southeastern Europe and Central Asia (CESA) Region Digital Leader Onur Doğan stated that: “Via this study, we show the artificial intelligence approaches used by leading companies of Turkey, the challenges they face and the predictions for how the AI will change the way companies function in the future. In our interviews, we observed that many companies position their structure according to artificial intelligence, artificial intelligence

reached an important position in the top management agenda, however the importance of this agenda in the field is not as high as it is in the management level. This leads to the topdown management of artificial intelligence strategies. In our report, which indicated the specific challenges faced by companies in artificial intelligence; nearly all of the companies interviewed expressed how difficult it is to make this journey alone and that they are already moving forward with different business partnerships. While some companies see artificial intelligence as part of solutions and a technological element, others use it to provide new services, streamline operations and communicate more effectively with customers. Almost all of the companies predict that their basic services will not change along with artificial intelligence. While the majority of the companies stated that their current business practices will be affected, the number of companies that predict that artificial intelligence will be used to provide different products and services is considerably high.” 8 maturity criteria in artificial intelligence in Turkey, artificial intelligence is used to predict, automate, create insight, personalize services and take action. Depending on the intensity of use, companies benefit from machine learning the most. While 61% benefit from machine learning in the Middle East and Africa region, this

ratio is around 85% in Turkey. 80% of the companies that integrated artificial intelligence to operations in Turkey expects effective benefits. The main benefits of artificial intelligence are stated as optimization of operations, digital transformation of products and services, empowering employees and being closer to customers. In the report, companies’ artificial intelligence maturity is addressed in 8 skills: advanced analytics, data management, artificial intelligence leadership, open culture, new technologies, agile development, collaboration with third parties and emotional intelligence. Turkey has the highest scores on these capabilities, scoring 3.4 out of 5 in advanced analytical which is accepted as the most important capabilities of artificial intelligence by companies participating in the study and 3.6 out of 5 in data management. The competency of adding emotional intelligence to artificial intelligence ranks the lowest in Turkey compared to the other countries with the score of 2.6 points out of 5. IT, media and financial services are the leading sectors that expect to get the most from artificial intelligence. The ranking continues with the health, production and resources, professional services, retail, infrastructure and transport sectors. Intelligent robots, deep learning, text analysis, visual agents, natural language processing, speech detection, biometrics and computer image are among the technologies that make the most out of artificial intelligence.



IoT - Medic for the safety of health devices STM signed an important protocol with Başkent University on cyber security of IoT devices used in the health sector. With the IoT (Internet of Things) systems, which are expected to reach 14 billion USD by 2022 in the health sector, the security of devices is becoming more and more important. “As STM, we are developing domestic and national integrated cyber security solutions for the protection of critical infrastructure in Turkey.” said STM General Manager Murat İkinci and continued to mention about the health sector in his speech, saying it constitutes one of

the critical areas that need to increase the resistance in the face of cyber threats as: “Our cooperation with Başkent University to develop the ‘IoT-Medic’ system, a proactive security solution that can detect threats without weakness, is of great importance for our health sector in this sense. This process, in which we will bring the capabilities we have acquired in the field of cyber security to the niche needs of the health field, is an important step both for the future of the health sector and for bringing domestic technologies to our country.”

Başkent University Rector Prof. Dr. Ali Haberal said that: “IoT devices such as imaging devices, patient monitoring systems, infusion pumps and pacemakers used in the health sector today provides very useful benefits in terms of patient follow-up, treatment and quality of life. The security of these devices connected to the internet against cyber threats is extremely critical to prevent vulnerabilities that may directly affect human life. As Başkent University, we are pleased to contribute to a project that will prevent possible attacks against the health sector with this protocol we have signed with STM.”

Cyber attacks against the health sector can have consequences, from disclosing patient information and manipulating patient related data to losing the patient’s life. The ‘IoT-Medic’, to be developed with the project, will ensure the inventory of medical IoT devices used in hospitals and to detect and report any attacks against such devices. With this system, users will be able to monitor all medical IoT devices in the hospital environment from a single point, monitor and intervene in the traffic abnormalities and possible attacks generated by these devices.

Security starts right at the door Kale Industry Holding moved its management office, which had been located in the same place for nearly 40 years, to Vadistanbul in Ayazağa, İstanbul last year and opened its first concept store in the same building. In this first concept store where Kale Lock, Kale Alarm, Kale Steel Door, Kale Steel Safe Box, Kale Fire Door and Kale Door Window Systems are exhibited together, t Kale Industry Holding gives its visitors the opportunity to get to know their new products and technologies. Built on an area of approximately 450 square meters, the concept store offers the opportunity

to experience many products in special rooms designed in line with the provided services. Kale Kilit Marketing and Business Development Director Sinan Yorgancıgil expressed that: “In this new era, we will have the opportunity to get in touch with our consumers one by one by focusing on smart technologies and changing demands of our customers. We modernize all our processes with investment projects that are in line with Industry 4.0. We plan to increase the number of concept stores that reflect our integrated security vision and technological perspective.” Yorgancıgil

evaluated the results of the Turkey’s Security Habits Survey prepared through face-to-face interviews with 3,150 people from 8 cities: “Despite that Turkey’s biggest concerns about the safety of home and workplace is robbery with 75% and 56% of participants stated that a robbery incident occurred nearby, it is seen in the survey results that even some basic precautions are not taken. According to this; 38% of Turkish people do not lock their doors when leaving the house, while 49% do not lock their doors at bedtime. Other concerns

for security include fire at 64%, forgetting something plugged or on the stove at 49%, gas leakage at 46% and flooding at 37%. 45% of the participants expressed concern about leaving the key at the door. Malicious entrance methods are changing and we are constantly improving our cylinders with new technology. As we update our mobile phones frequently with new technology; we need to update our locks, cylinder and steel doors, which are the most important tools of our security, with new technology products with higher security level.”



Tüm sektörün merakla beklediği “Bilişim 500 Plus - Türkiye İlk 500 Bilişim Şirketi 2018 Araştırması Yayını” ilk olarak 4 Temmuz 2019, Perşembe akşamı Emek Sahnesi’ne düzenlenecek olan ödül töreninde dağıtılacaktır. YAYIN SPONSORU


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.