BTHaber 1250. Sayı

Page 1

Sayfa

4

Sayfa

BAŞKANIN GÖZÜYLE

12

MURAT GÖÇE

CIO’ların güvenlik ve ‘monitoring’ yaklaşımları…

• Yerli, milli ve diğerleri…

BThaber – CIO Toplantısı’nda teknoloji liderleri güvenlik, ağ görüntüleme ve izleme konularındaki yaklaşımlarını konuştu.

25. yıl HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr

SAYI

1250 6 - 12 Ocak 2020

Sayfa

20

‘Obilet’ senin olacak! Obilet.com, 2020 yılında 15 milyondan fazla bilet satmayı hedefliyor.

Sayfa

21

Sayfa

3

Doğru gardı doğru zamanda almak kritik! Güvenlikte yapay zeka ve kuantum bilişim önemli bir fırsatlar yaratacak.

Sosyal medya genlerimize işlemiş! Deloitte Global Mobil Kullanıcı Araştırması’nın 2019 yılı sonuçları açıklandı. Türklerin mobil cihaz kullanımına dair verilerin de paylaşıldığı araştırmada en dikkat çeken durum ise şu oldu; sosyal medya kullanımında Türkiye birinci sırada yer alıyor ve telefonda en çok oyunu yine Türkiye’deki kullanıcılar oynuyor.

Sayfa

Sayfa

8

10

TÜRKİYE’NİN VERİ MERKEZİ

RADORE 17 ülke siber saldırılara karşı yarıştı

Türkiye, yeni üretimlere de ev sahipliği yapacak

‘Uluslararası Siber Güvenlik Tatbikatı Siber Kalkan 2019’, 19-20 Aralık tarihinde düzenlendi.

Legrand, 5,5 milyon avroluk yeni yatırımıyla Türkiye’deki uzun soluklu varlığını güçlendirdi.

radore.com



BThaber

GÜNDEM

6 - 12 OCAK 2020

3

Sosyal medya genlerimize işlemiş!

Deloitte Türkiye Teknoloji, Medya ve Telekomünikasyon Endüstrisi Lideri Metin Aslantaş Deloitte tarafından 7 yıldır yapılan Global Mobil Kullanıcı Araştırması’nın 2019 yılı sonuçları açıklandı. Türklerin mobil cihaz kullanımına dair verilerin de paylaşıldığı araştırmada en dikkat çeken durum ise şu oldu; sosyal medya kullanımında Türkiye birinci sırada yer alıyor ve telefonda en çok oyunu yine Türkiye’deki kullanıcılar oynuyor. Global Mobil Kullanıcı Araştırması’nın 6 kıtada 28 ülkeden 44 bin 150 kişinin katılımıyla gerçekleştiğini söyleyen Deloitte Türkiye Teknoloji, Medya ve Telekomünikasyon Endüstrisi Lideri Metin Aslantaş, bu araştırmanın mobil teknolojilerin hayatımızdaki yerine ve etkilerine dair geniş bir perspektif sunduğunu söyledi. Aslantaş, “Güncel durumu analiz ederken geleceğin nasıl şekilleneceğine dair öngörüleri de paylaşıyoruz. Bu anlamda sadece iş dünyasına değil, kültürel ve sosyal incelemeler yapan uzmanlara da bir veri kaynağı oluyor” dedi. Türkiye’de 1000 kişinin katılımıyla düzenlenen online anketin sonuçları: Sosyal medya kullanımında Türkiye yine birinci sırada: Sosyal medyayı diğer ülkelere göre daha çok seviyor ve kullanıyoruz. Cep telefonunda bulunan haberleşme uygulamaları incelendiğinde; Facebook, WhatsApp, Facebook Messenger ve Instagram en sık kullanılan uygulamalar. Türkiye’deki kullanıcılar analiz edildiğinde günlük sosyal medya kullanımında 2017 yılına göre 6 puan artış

olduğu ve bu artışın da tüm yaş gruplarında olduğu gözleniyor. Cinsiyete göre sosyal medya ve haberleşme uygulamalarının kullanımı incelendiğinde ise; kadınlar ve erkeklerin kullanım sıklığının farklılaştığı uygulamaların Instagram, Snapchat ve TikTok olduğu görülüyor. Kadınların kullanım sıklığı oranları, erkeklere göre Snapchat’te 14 puan, Instagram ve TikTok’ta 12 puan daha fazla. Erkeklerin kullanımda kadınları geçtiği uygulamalar ise Twitter ve tanışma platformları. Her gün telefonda oyun oynuyoruz: Türkiye’deki kullanıcıların %55’i oyun oynamak için cep telefonunu tercih ediyor. Bu oran ile Türkiye’deki kullanıcılar anketin yapıldığı ülkeler arasında ilk sırada yer alıyor. Oyun oynamak için cep telefonunu tercih edenlerin yaş grupları incelendiğinde ise en yüksek oranın %61 ile 35-44 yaş grubunda olduğu görülüyor. Kullanıcıların oyun oynama sıklığı incelendiğinde her 2 akıllı telefon sahibinden 1’i her gün telefonda oyun oynuyor. Türkiye, bu oyun oynama sıklığı oranıyla da anketin yapıldığı ülkeler arasında ilk sırada. Türkiye’de kullanıcılar, oyunları belirgin bir oranla (%67) evde dinlenirken rahatlama amacıyla oynuyor. En çok oynanan oyun türünün %40 oranla gündelik/ puzzle tarzı oyunlar olduğu görülüyor. Kullanıcılar oyun oynarken %78 gibi açık bir farkla tek oyunculu oyunları tercih ediyor. Market alışverişleri artık akıllı telefonlarla yapılıyor: Araştırmaya göre market alışverişleri dijital ortama taşınıyor.

Kullanıcıların %31’i ayda en az 1 kere market ve temel ihtiyaç alışverişlerini cep telefonlarından yaptığını belirtti. Türkiye’deki kullanıcıların, en fazla alışveriş yaptıkları kategoriyle uyumlu olarak market ihtiyaçları ve yemek dağıtımı hizmetleri gün içinde en sık kullanılan kategoriler. Kullanıcıların %68’i şimdiye kadar en az 1 defa market ve yemek dağıtımı hizmetlerini kullandığını belirtti. Taksi hizmetlerini sağlayan uygulamalar kullanıcıların %42’si, kurye hizmetleri ise kullanıcıların %33’ü tarafından en az 1 defa kullanılarak tecrübe edildi.

karşılaştığını belirtirken bu oran Avrupalı kullanıcılar arasında %7. Kullanım şartları ve koşullarını okumadan kabul ediyoruz: Kişisel bilgilerimizin şirketler tarafından kullanıldığını düşünüyoruz ancak yine de çoğumuz kullanım şartları ve koşullarını okumadan kabul ediyoruz. Türkiye’deki katılımcılar, %76 oranında kişisel bilgilerinin şirketler tarafından kullanıldığını, %69 oranında ise kişisel bilgilerinin üçüncü taraflarla paylaşıldığını düşünüyor. Bu iki oranda da Türkiye, Avrupa ortalamasına yakın.

Artık daha seyrek telefon değiştiriyoruz: Telefon değiştirme sıklığımız dövizdeki artış ve taksit düzenlemeleri nedeniyle 2017 yılına kıyasla azaldı. 2017 yılında son iki yıl içinde telefon değiştirenlerin oranı %64’ten %58’e düştü. Türkiye özelinde telefon değiştirme sıklığının azalmasında bazı ilave faktörlerin öne çıktığı düşünülüyor. 2017 yılından sonra döviz kurlarındaki dalgalanmaların ithal telefonlar üzerinde fiyat baskısı oluşturması tüketicilerin yeni telefon alma isteğini azalttı.

Türkiye’deki katılımcılar %55 oranla en fazla e-posta bilgilerini online olarak paylaştıklarını belirtirken, bunu telefon numarası, konum bilgisi ve fotoğraflar izliyor. Türkiye’deki kullanıcıların bu konudaki farkındalığının çalışmanın yapıldığı diğer ülkelerdeki kullanıcılara göre daha yüksek olduğu görülüyor. Türkiye’deki kullanıcıların %12’si kullanım şartları ve koşullarını okumadan asla kabul etmeyeceğini belirtirken bu oran Avrupa’da ortalama %7.

Telefon bağımlılığımız mental ve fiziksel problemler yaratıyor: Kullanıcıların %46’sı telefonunu devamlı kontrol etme ihtiyacı hissettiğini söylerken, bu oran Avrupa’da %21. Kullanıcıların %32’si çok fazla telefon kullanımı yüzünden, aile veya arkadaşlarıyla bir arada olduklarında ‘yüz yüze’ iletişim kuramadıklarını ifade ediyor. Türkiye’de kullanıcıların %26’sı çok fazla telefon kullanımından dolayı fiziksel problemlerle

5G’yi sabırsızlıkla bekliyoruz: Raporda 2017 yılına göre en çok artış gösteren haberleşme yöntemleri olan internet üzerinden sesli ve görüntülü konuşmanın 5G’ye karşı duyulan ilgiyi de artırdığı değerlendirildi. Türkiye’deki kullanıcıların %43’ü 5G altyapısına mümkün olan en kısa sürede geçmek istediklerini belirtirken, Avrupalı kullanıcıların sadece %16’sı mümkün olan en kısa sürede 5G’ye geçmek istediklerini ifade etti.

Rakamlarla Türkiye: • Telefonunu devamlı kontrol etme ihtiyacı hissedenler: %46 • Aşırı telefon kullanımından dolayı fiziksel acı çekenler: %26 • Günde en az bir kere Instagram’da vakit geçirenler: %49

• Günde en az bir kere Twitter’da vakit geçirenler: %23 • Oyun oynamak için cep telefonunu tercih edenler: %55 • Akıllı telefondan her gün oyun oynayanlar: %50.


4

BThaber

Başkanın Gözüyle

6 - 12 OCAK 2020

Yerli, milli ve diğerleri yayın kuruluna iletemiyorum. Kim bilir, ofis programları da çalışmaz hale geliyor, yazamıyorum bile. E-fatura bile çalışmıyor. Hastanelerden randevu almak zorlaşıyor. Ulaşım, enerji gibi her konu kabus. Bakanlar üye oldukları Whatsapp grupları üzerinden haberleşemiyor. CİMER de çalışmıyor, zaten çalışsa da kimi şikayet edeceğiz? Durum çok riskli.

BTHaber Şirketler Grubu Başkanı Murat Göçe Son yıllarda yaşananlar yerli ve milli yazılımların önemini bir kez daha ortaya koydu. Biz de elbette her ülke vatandaşı gibi bunu destekliyoruz. Geçenlerde Ankara’da bir etkinlikte BTK Kurum Başkan Yardımcısı Geylani Çiçek Bey’in de Twitter mesajında belirttiği üzere basın olarak da bu haberlerin duyurulmasında en önemli kaynak durumundayız. Geçtiğimiz aylarda Adobe, Venezuela’daki kullanıcılarının hesapları bir gecede sildi. Kullanıcılar sabah bilgisayarlarını açtıklarında hesaplarına ulaşamadılar. Bu bir lisanslama konusu değildi, tamamen siyasi çatışmaların sonucunda bilişim firmalarının bağlı oldukları ülke siyaseti doğrultusunda eylemde bulunmasıydı. Yandex’in 4 yıl önce Rekabet Kurulu’na yaptığı itiraz önce reddedildi, bu yıl tekrar itiraz gelince Google’a ciddi miktarda ceza kesildi. Neydi bu itirazın gerekçesi; mobil cihazlarda Google ürünleri kadar aynı haklara sahip olmak istiyordu Yandex. Bunun üzerine cezayı yiyen Google ülkemizde satılacak Android mobil cihazlar üzerinde çalışacak lisanslarını

iptal edeceğini açıkladı. Kimin haklı olduğuyla ilgilenmiyorum, beni ilgilendiren ülkemize etkisi. Bu örnekler dünya çapında henüz çok yaşanmıyor ama her geçen gün daha fazla yaşanacağı kesin. Bulunduğumuz çağın en etkin silahı bilişim ve geniş ifadesiyle teknoloji tabii ki siyasi olarak da kullanılacak. Aynı konu bizim ürettiğimiz bir teknolojinin ülkemiz siyasetine uygun olmayan bir durum ortaya çıktığında diğer tarafa yasaklanmasının normal olacağı gibi. Evet cümle mantık olarak doğru ama pratikte geçerli mi? Hayır, çünkü bizim teknolojilerimize bağlı kimse yok. Daha da kötüsü bizim dış teknolojiler yerine koyabileceğimiz kendi teknolojilerimiz de az, özellikle bilişim konularında. Örnek verelim, hepimizin kullandığı Google ve Microsoft eposta sistemlerini düşünelim. Bir siyasi sıkıntı çıksa ve markalar bağlı olduğu ülkelerin siyasetine uygun veya emirleri doğrultusunda hizmeti durdursa, yarın ekonominin de durma ihtimali var. Düşünsenize epostalar çalışmıyor. Yazışmalar yok, siparişler yok. Ben bu yazıyı

Peki madem öyle biz de o zaman yerli ve milli ürünleri kullanalım. Dur bir dakika, bizde aynı kalitede bir eposta sistemi var mı? Birkaç çalışma var duyduğum ama seviyesi nedir bilmiyorum. Açık kaynak kodlu uygulamaları biliyoruz, işletim sistemi dahil birçok konuya yardımcı olabilir. Yeteri kadar biliniyor mu? Devlet bunu politika edinmiş mi? Bu görevi alanlar ne kadar başarılı çalışıyor? Bu tür yazılımlara geçsem bana kim yardımcı olacak? Bu yazılımları ne kadar yerli ve milli, kim bana bilgi verir? Yıllardır yatırım yaptığım sistemler bir anda çöp olacak, kim yardımcı olabilir? İşte bu sorulara tam cevap alabildiğimiz gün yabancı markalara karşı duralım. Ne zaman ki yerine millisini koyabileceğiz, o zaman yabancısını tercih etmeyelim. Yoksa durup dururken ben illa yerli ve milli alırım, bunu desteklerim diyerek teknoloji trenini kaçırmanın anlamı yok. Rusya meclisi karar verdi, yabancı yazılımın yanında aynı özellikte Rus yazılımı olmazsa o cihaz satılmayacak. Çin durmadı, kamu kurumlarındaki tüm cihazların yerli olmasına karar verdi. E içinde disk Kore, işlemci ABD. Nasıl yapacaklar? Burasını bilmiyorum ama işleri zor. Önemli olan buradan alınabilecek gazla bu tür yollara girmemek. Ya da en azından şimdi

değil. Bu dönemde yabancı markaların yurdumuzda yarattığı istihdamı, teknoloji öncülüğünü ve yatırımlarını görmemezlikten gelemeyiz. Yukarıda yazdıklarımın tek bir istisnası var, savunma teknolojileri. Burada bekleyecek zaman yok, burada da son zamanlarda yaşanan ve ders çıkarmamız gereken o kadar olay var ki. Çok şükür ki burada başarıyla ilerliyoruz, fakat daha da artmasını yani yerlilik oranının yüzde 90-100’e çıkacağı günleri heyecanla bekliyoruz. Son olarak bir de verinin ülkede kalma konusu var. Çok mantıklı bir istek. Kendimizin güvenliği için şart. Peki BlokZincir teknolojilerine geçince ne olacak? Ya kendi BlokZincir teknolojinizi üreteceksiniz ya da bir zincirin parçası olacaksınız. O zincire girdiğinizde ise artık verinin burada kalması diye bir konu kalmıyor. Veri her yere yayılıyor. Bu konuda da şunu söylemek mümkün, biran evvel kendi BlokZincir yapımızı oluşturalım. Onun öncesinde BlokZincir uygulamaları yayıldıkça veri bizde kalsın demek de pek gerçekçi olamayacak. İşte bütün bu nedenlerle Milli Teknoloji Hamlesi Projesi’ni gönülden destekliyorum. Ama mantıklı, sabırlı ve tutarlı olup, emin adımlarla, kamu, akademi, STK, özel sektör ve basın işbirliği ile hareket etmeliyiz Bu yazı vesilesi ile çok değerli yazarlarımız Edip Emil Öymen’e ve Osman Coşkunoğlu'na bugüne kadar bize verdiği destekleri, muhteşem yazıları ve dostlukları için çok teşekkür ederim. Artık BThaber’de yazmayacaklar ama isimleri her zaman bizimle kalacak. Yolunuz açık olsun sevgili dostlarım.


BThaber

E-TOPLUM

6 - 12 OCAK 2020

5

‘Ortak Karar Alma Süreci’ni teşvik eden bir yapıya ihtiyacımız var Kurumsal Yönetişim Zirvesi, ‘Gelişim için Yönetişim’ temasıyla, Kurumsal Yönetişim Derneği tarafından, BTK (Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu) ev sahipliğinde düzenlendi. Kurumsal Yönetişim Derneği, ülkemizde yönetişimin farkındalığının artırılması ve anlaşılması çalışmalarına devam ediyor. ‘Kurumsal Yönetişim’, ‘Proje Yönetişimi’, ‘BT Yönetişimi’, ‘Kamu Yönetişimi’ ve ‘Yönetişim ile İletişim’ başlıklarının masaya yatırıldığı Kurumsal Yönetişim Zirvesi’nin açılışına; UAB Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan, BTK Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu, DMO Genel Müdürü Mücahit Özdemir, Tarnet Genel Müdürü Huzeyfe Yılmaz, Kurumsal Yönetişim Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Emre Alıç ve çok sayıda kamu, özel sektör temsilcisinin yer aldığı 450 kişi katıldı. Açılışta konuşan Bakan Yardımcısı Sayan, yönetişimin kamudaki yerine dikkat çekerek paydaşlarla birlikte hareket etmenin öneminin altını çizdi. Özellikle BT alanında kurumsal projeler ve faaliyetler yaptıklarını kaydeden Sayan, küresel anlamda rekabet için iyi bir yönetim sistemi kurulması gerektiğini söyledi. Sayan, “Elektronik devlet ve siber güvenlik koordinasyonunu aynı çatı altında toplayacak mühim adımlar attık. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak hem teknolojinin nimetlerinden yararlanmak hem de olası risklere karşı ülkemizi ve vatandaşlarımızı korumak adına çalışmalarda bulunuyoruz” dedi. Sayan, tüm yönetim kademelerinde tek yönlü yönetimden ziyade yönetişimin ifade ettiği gibi katılımcı, paylaşımcı, tutarlı, sorumlu, şeffaf, hesap verebilir ve adil bir yaklaşımla karşılıklı etkileşime dayalı bir ilişkiler bütününün benimsenmesi gerektiğine vurgu yaptı.

Kurumların başarısı, kaynaklarını yönetişim ilkelerine uygun kullanmalarına bağlı BTK Başkanı Karagözoğlu, yönetişimin yönetimle arasındaki farklarına değinerek dünyada yaşanan değişimlerin özellikle bilgi ve iletişim teknolojilerindeki etkisine dikkat çekti. Karagözoğlu, bu değişimin yönetim alanını da es geçmediğini belirterek şunları kaydetti: “Dünyada geleneksel yönetim anlayışı geride kalmış durumda. Yönetişim; yönetim sözcüğünden türetilmesine rağmen yönetimden çok daha geniş anlamlı bir terim. Etkin kaynak kullanımı hedefli ve güvene dayalı ilişkiler bütününden oluşan yönetişim, iletişim ve etkileşim kavramlarının birleşiminden oluşuyor. Yönetişim; yöneticiler ile yönetilenler arasındaki iletişimin önemini ortaya koyması açısından büyük önem taşıyor. Yönetişimde, bir tarafın diğerlerini yönetmesinden ziyade karşılıklı etkileşimin olduğu bir çalışma sistemi ön plana çıkıyor.” Yönetişimde hiyerarşik değil heterarşik bir yapının hâkim olduğunu ifade eden Karagözoğlu, “Bir kurumun hedeflerine ulaşması ve performansını yükseltmesi açısından büyük önem arz eden kurumsal yönetişim gün geçtikçe yaygınlaşıyor. Kurumsal yönetişimde meydana gelecek en ufak bir zaafiyet, birçok

sektörün çok kısa zamanda zayıflamasına hatta yok olmasına bile neden olabilir. Bu açıdan değerlendirildiğinde bir kurumun başarılı olabilmesi, kaynaklarını yönetişim ilkelerine uygun kullanmasıyla olacaktır” şeklinde konuştu. İnovasyon ekosistemi oluşturma becerisi, bir toplum için her şeyden daha önemli Açılış konuşmasında, yönetişim kavramının anlaşılmasının ve uygulanmasının organizasyonlarda bir dönüşüme neden olduğunun altını çizen Dernek Başkanı Alıç, zirveyi yapmalarındaki amacı ‘Kelebek Etkisi’ne benzeterek küçük değişikliklerin ve olayların büyük bir etkiye yol açmasını beklediklerini ifade etti. Alıç, ‘yönetişim kavramında farkındalığı artırmayı’ hedeflediklerini vurgulayarak “Verinin önemi ve gelişen teknoloji, yönetim tekniklerini etkiliyor. Değişim ve dönüşümün sürdürülebilir olması için yeni neslin katılımı çok önemli. Yönetişim konusunda dernek komisyonlarının çalışmaları devam ediyor” dedi. TİM Genel Sekreteri Prof. Dr. Kerem Alkin ‘Yönetişim ile Gelişim’ başlıklı sunumunda; yönetişimin temel ilkelerini şöyle sıraladı: Yeni liderlik anlayışı, demokratik sorumluluk, bürokratik şartlar, saydamlık, katılımcılık, seçilmiş görevlilerin değişen rolleri,

ekonomik, sosyal ve politik öncelikler. Alkin, inovasyon ekosistemi oluşturma becerisinin bir toplum için her şeyden daha önemli olduğunun altını çizerek “Ulusal ekonominin sürdürülebilirliğinde en önemli etken ihracattır. Sürdürülebilir ihracat sürdürülebilir kalkınma demektir. İnovasyon ve yüksek teknoloji alanında, yerli ve milli üretimle Türkiye’yi dışa bağımlı olmaktan kurtardığımızda dış ticaret fazlamız olacaktır. Ekonomik güç için askeri ve siyasi güç de gerekiyor” değerlendirmesini yaptı. Değer yaratarak rekabet etmenin öne çıktığına dikkat çeken Alkin, artık tüketicinin fiyatı belirlediğini vurguladı. Alkin, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Tüketiciler artık seçici ve talepleri için en doğru çözümü bulan üreticiyi/satıcıyı arıyorlar. Bugün tüketiciler satın aldıkları ürünün ‘ruhuna’, neye çözüm sağladığına bakıyorlar. Mikro iktisadın önemli kuralıdır: Çok satarak çok kâr edilmez! Esnek olmayan, miyop, parçaya takılan, bütünü göremeyen, fırsatları zamanında değerlendiremeyen, fonksiyonların bütüne olan katkısını küçümseyen bir şirket itinayla batar! Geçmişte; kâr, hiyerarşi, kontrol etme, planlama, gizlilik ön plandayken artık amaç, ağ (network), inisiyatif verme, deneyimleme ve şeffaflık ön plana çıkıyor. Bugün kurumsallaşmak ve doğru mesajı vermek için ‘Ortak Karar Alma Süreci’ni teşvik eden bir yapıya ihtiyacımız bulunuyor. TİM olarak ‘İhracat için Sıfır Atık’ projesini başlattık. Türkiye’nin ihraç ürünlerini aynı zamanda çevreye duyarlı şekilde satması gerekiyor. Dünyaya mesajlar vermeliyiz! Marka yaratmak değer yaratmanın da koşuludur. İtibar çok önemli bir kozdur. Sen ne icat edersen et, vatandaş kolayına geleni yapar! Bu yüzden halkın nabzını tutmak çok önemlidir.”


6

E-TOPLUM

BThaber

Edip Emil Öymen edip.oymen@outlook.com

6 - 12 OCAK 2020

İklim, 2020’lerin krizi…

Avrupa’nın en şık ve şatafatlı başkentlerinden Madrid’in orta yerindeki, yine Avrupa’nın en şık ve şatafatlı müzelerinden Prado’nun bu yıl kuruluşunun 200’üncü yıldönümü kutlanıyor. İspanya Kralı İkinci Ferdinand’ın, 19 Kasım 1819’da açılışını yaptığı, Kraliyetin tablo kolleksiyonu olarak başlayan müze, gel zaman git zaman İspanya’nın ulusal güzel sanatlar müzesi oldu. Büyük bir parkın kenarında, zarif binası, paha biçilmez eserleriyle yılda 3 milyon ziyaretçi çekiyor (https:// bit.ly/2rZTWQh). Geçen haftalarda Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi (COP25) için Madrid’e doluşan uluslararası uzmanlara ve hükümet temsilcilerine bir sürpriz yapıldı: İklim Krizi’ne ortak bir çözüm bulunamazsa “geri dönüşü olmayacak” bu

felaketi simgelemek amacıyla Prado’daki bazı tabloların “İklim Krizi Sonrası Halleri” yeniden resmedildi. [Nitekim, toplantıda ortak bir karar alınamadı. Durumu, en yalın ve anlamlı dille Dünya gazetesi yazarı Didem Eryar Ünlü özetledi: İklim Eylemsizliği]. Prado ile Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) ortaklığında yapılan projedeki tablolardan birini burada görüyorsunuz. İspanya’nın küresel yıldız ressamı Goya’nın 1777 tarihli tablosunda elinde şemsiyesiyle güneşten korunan hanım, İklim Krizi dolayısıyla “İklim Mültecisi” oluyor. Şemsiyesi onu artık güneşten değil, yağan kardan koruyacak mı? (https:// bit.ly/34Ot1US). Diğer tablolar da İklim Krizi’ne uygun temalarla yeniden

yapıldı. İspanyol Joachim Patimir’in Antik Yunan mitolojisinden esinlendiği tablosunda Styks Nehri mavi mavi akarken, İklim Krizi’yle kurumuş. Ölülerin ruhlarını Cehenneme götürmekle görevli sandalcı, nehrin kuru yatağında kalakalmış… Bir başka ulu İspanyol ressamı Velazquez’in Kral Dördüncü Philip tablosunda da kral hazretleri bütün haşmetiyle atının üstündeyken, İklim Krizi sonucu beline kadar sulara gömülmüş… Ve Joaquin Sorolla’nın yüzen çocuklar tablosunda İklim Krizi’yle çocuklar balık ölüleri arasında görülüyor. Madrid’de sonuçsuz kalan İklim Krizi Toplantısı’nda, bir ortak karara varamayan, insanlığa vakit kaybettiren uzmanlar ve hükümetlerin sorumlularına

Prado/WWF projesi kadar yenilikçi, buluşçu, yaratıcı bir uyarı yapılamazdı. Yaratıcılık, buluşçuluk, yenilikçilik/inovasyon, gelişmiş ülkelerin gelişmiş her şeyleri için “hep her şey” oldu. 2023’te, ilk buhar makinesinin 1698’de alınan patentinin 315’inci yılı anılacak. James Watt’tan da önce Thomas Newcomen, madenlerde biriken suları boşaltmak için buharla çalışan ilk makineyi yapmıştı. James Watt’ın inovasyonu sayesinde bu makine daha güvenli ve verimli oldu. Watt, 5 Ocak 1769’da patentini aldı. Birinci Sanayi Devrimi başladı. Osmanlı’da ise “ithal” ilk buhar makinesi, ancak 1839’dan itibaren, 50 yıl kadar gecikmeyle (önce Tüfekhane-i Amire’de) kullanılmaya başlanabildi.

Bundan 20 yıl önce 3 Ocak 2000’de BTHaber’in 250’inci sayısındaki ilk yazımın başlığı “Geleceği Şekillendiren Çocuklar”dı. Bugünkü 1,250’inci sayıya ulaşana kadar aradan geçen 1,000 sayıda ülkemizde bilişimin toplumsal etkilerine, topluma faydasına (yaratıcılığa, buluşçuluğa, yenilikçiliğe/inovasyona) örnek olsun umuduyla 2,500 kadar irili ufaklı haber yazdım. Bugün, 20’inci yılımı tamamladım. Artık, ayrılma zamanı… Ülkemizin, bilişimi toplumsal fayda yaratmada verimli kullanması umudumu koruyorum. Teşekkürlerim ve saygılarımla, Edip Emil Öymen


Üretkenlik Odaklı

Verimli

Hızlı, yüksek kaliteli baskı

+ Olağanüstü iş bitirme süresi + Basit ve kompleks iş akışları desteği

+ Kolay entegre edilebilir çözümler + Sektöründe en iyi enerji verimliliği

+ Ağır kağıt gramajında hız düşüşü yok + Değişmez, istikrarlı baskı kalitesi


8

BThaber

E-TOPLUM

6 - 12 OCAK 2020

17 ülke siber saldırılara karşı yarıştı Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı (UAB) ile Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından Uluslararası Telekomünikasyon Birliği’nin desteğiyle, ‘Uluslararası Siber Güvenlik Tatbikatı - Siber Kalkan 2019’, 19-20 Aralık tarihinde BTK’da düzenlendi. Bu yıl ilk defa; teknik altyapı, soruların hazırlanması, yazılımların ve değerlendirmelerin BTK tarafından hazırlandığı ‘Siber Güvenlik Tatbikatı’na, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 17 farklı ülkeden, 19 takımda bulunan yaklaşık 90 yarışmacı katıldı. Etkinliğe; Ulaştırma ve Altyapı Bakanı M. Cahit Turhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Bakan Yardımcıları Dr. Ömer Fatih Sayan, Selim Dursun ve BTK Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu’nun yanı sıra çok sayıda misafir katıldı. Açılışta konuşan Bakan Turhan, “Bilgi ve iletişim teknolojileri hayal dahi edemediğimiz bir hızda, kalite ve verimliliği katlayarak ilerliyor. Siber saldırganlar, siber uzayda günden güne daha karmaşık, etki seviyesi artan, küresel ölçekli faaliyetler yürütüyor” dedi. Turhan, şu bilgileri aktardı: "Bu durum bireylerin, kurumların, hatta aynı anda birden fazla ülkenin etkilenmesine neden oluyor. Bu bakımdan siber güvenlik konusunun ciddiye alınması gerekiyor. Aynı zamanda siber güvenlikte oluşabilecek bir güvenlik zaafını saldırganların gözüyle görmeye çalışıp, önceden tedbir almak çok büyük önem taşıyor. Siber güvenliğin artırılması hususunda; Mayıs 2013'te Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezimiz yani ‘USOM'u kurduk, siber olaylara müdahale ekiplerini oluşturduk. Her geçen gün yeni ekiplerin kurulması ile de güçleniyoruz. USOM koordinasyonundaki ekipler ,724 prensibiyle çalışarak kritik sistemlerimizi takip ediyor ve

siber olaylara karşı müdahale ve koordinasyon faaliyetini yürütüyor. Bugün itibarıyla bin 300 kurum ve kuruluştan 3 bin 774 siber güvenlik uzmanı ile siber güvenlik bildirimlerini, tehdit ve saldırı bilgilerini anlık olarak paylaşan bir yapıyı oluşturmuş durumdayız.” Turhan, ‘Uluslararası Siber Kalkan 2019 Tatbikatı'nı; olay müdahale kabiliyetlerinin ve hazırlık seviyelerinin artırılması, siber risklerin ve etkilerinin ortak anlayışla ele alınması ve siber tehditlerin azaltılması adına tüm katılımcıların yararlanacağı önemli bir etkinlik olarak gördüğünü kaydetti. ‘Siber Kalkan 2019’ uluslararası iş birliğinin geliştirilmesi açısından önemli Bakan Yardımcısı Sayan da hızla ilerleyen teknolojinin fırsatlarına ve tehlikelerine dikkat çekerek “Siber saldırılar dünyanın her yerinde sürekli artıyor. Ülke olarak bu saldırılardan ve ortaya çıkardıkları hasarlardan korunmak için işe koyulduk" dedi. Sayan, elektronik haberleşme işletmecileri tarafından USOM'a raporlanan siber saldırı sayısının 2016'da 8 bin 625, 2017'de 99 bin 600 ve geçen yıl 72 bin 975 olduğunu, bu yıl da 136 bin 411 olarak kayıtlara geçtiğini ifade etti. USOM ekiplerinin siber güvenlik organizasyonunun en önemli parçası olarak olay öncesi ve sonrasında tehdit ve

saldırılara yönelik paydaşlarıyla etkin çalışmalar yürüttüğünü vurgulayan Sayan, "Burada yapılan uluslararası tatbikatta yer alan birçok senaryoyu ve uygulamayı günlük olarak paydaşlarımızla tecrübe ediyoruz. Spesifik saldırı türlerini gerçekleşmeden önce gece saatlerinde ve hafta sonlarında test, simülasyon ve tatbikatlarla gerçek sistemler üzerinde hayata geçiriyoruz" açıklamasını yaptı. Tehditlerin farkında olduklarını ve alınan tedbirlerle saldırılar daha gerçekleşmeden hazır hale gelmeyi amaçladıklarını belirten Sayan, bu çalışmalarda Türkiye'nin yerli ve milli yazılım hassasiyetine önem verdiklerini dile getirdi. Siber güvenlik eğitimleri, yarışmalar ve tatbikatlar gibi etkinliklerle insan kaynağı kapasitesini nitelik ve nicelik olarak artırmaya devam ettiklerini söyleyen Sayan, bugünkü

etkinliğin de uluslararası iş birliğinin geliştirilmesi açısından önemli olduğunu vurguladı. Sayan, tatbikatta iç kaynaklarla geliştirilen altyapının kullanılacağına dikkat çekerek "Farklı konularda senaryoların yer aldığı tatbikat süresince siber saldırılar aralıksız devam ederken, zararlı yazılım analisti, sızma testi uzmanı, ağ güvenliği uzmanı, endüstriyel kontrol sistemi güvenlik uzmanı gibi siber güvenliğin farklı konularında uzman kişilerden oluşacak takımlar, sistemlerdeki ve uygulamalardaki zafiyetlerle zararlı yazılımları bulmaya çalışacaklar" şeklinde konuştu. BTK Başkanı Karagözoğlu ise siber güvenliğin sağlanmasının yalnızca teknolojinin yoğun olduğu alanlardaki tehditlerle baş etmek için bir zorunluluk olmaktan çıktığını belirterek "Siber güvenlik zaafları, sosyal ve ekonomik yaşamda yol açtığı riskler nedeniyle ulusların refahını ve güvenliğini etkileyen önemli faktörlerden biri haline geldi" dedi. Bu tehlikelerle baş etmek için iş birliği yapılması gerektiğini vurgulayan Karagözoğlu, BTK'nın uluslararası kuruluşların çalışmalarını takip ettiğini ve bunlara katkı sağladığını söyledi. Tatbikatta; İspanya'dan gelen takım birinci olurken Litvanya ikinci, Türkmenistan üçüncü sırada yer aldı. Yarışmaya katılan diğer tüm takımlara da katılım sertifikası takdim edildi.


Radore, internet servis sağlayıcıların tamamına rahatlıkla erişebildiği metro hattının üstündeki benzersiz konumuyla “doğal” operatör bağımsız veri merkezidir.

VERİ

KEZİ İLE ER AKLINDAKI SORULARI

İLİ İLG

M

BT profesyonelleri günün her anında zaman kaybı yaşamadan Radore’ye kolayca ulaşabilir. Tier III standartlarındaki tam yedekli altyapısı ile %99,99 uptime oranı sunabilen Radore, “yerel” veri merkezidir. İş dünyasının kalbinde, İstanbul’un merkezindedir.

İSTANBUL’UN MERKEZİNDEKİ

VERi MERKEZi

RADORE


BThaber

10 BİLİŞİM DÜNYASI

6 - 12 OCAK 2020

Türkiye, yeni üretimlere de ev sahipliği yapacak Legrand Grup Global, 5,5 milyon avroluk yeni yatırımıyla hem Türkiye pazarına ve İK’ya inancını yeniden vurguladı hem de Türkiye’deki uzun soluklu varlığını güçlendirdi.

Legrand Grup Avrupa’dan Sorumlu Başkan Yardımcısı Frederic Xerri Temelde elektrik malzemeleri ve dijital altyapılar ile ilgili çözümler üreten bir dünya markası olan Legrand, konutlar, ticari binalar ve endüstri için yenilikçi, yüksek katma değerli uçtan uca çözümler için ürünler, sistemler ve servis hizmetleri geliştiriyor. Enerji verimliliği konusundaki yetkinlikleri ile Türkiye’deki faaliyetlerini Legrand, İnform, Estap, BTicino markalarıyla sürdürdüklerini belirten ve İnform’un Gebze’deki yeni fabrika açılışı için Türkiye’yi ziyaret eden Legrand Grup Avrupa’dan Sorumlu Başkan Yardımcısı Frederic Xerri, sorularımızı yanıtladı. 1990’da Bufer Elektrik’i satın alarak Türkiye elektrik pazarına giriş yaptıklarını, 1992’de Gebze’deki fabrikayı faaliyete geçirdiklerini hatırlatan Xerri, Türkiye pazarındaki büyüme stratejileri kapsamında adımlarını, “1989’da kurulan Estap markasını 2008’de Legrand Grup bünyemize kattık. 2010’da ise İnform Elektronik’i satın aldık. İnform ve Estap da 2015 yılında güçlerini birleştirdi. Sancaktepe lokasyonundan Pelitli’ye faaliyetlerini genişleterek taşıdığımız yeni fabrikamızda İnform ve Legrand markası altında UPS, Estap ve Legrand markaları altında da 19” Rack kabin/kabinetleri üretiyoruz” sözleri ile özetledi. Frederic Xerri, Türkiye pazarının konumunu ve potansiyelini anlattı:

Legrand'ın Türkiye'deki yeni yatırımı hakkında bilgi verir misiniz? Yeni fabrika yatırımımız 1 Ekim 2019’da tamamlandı. 4 Eylül 2018 tarihinde ise Legrand Grup CEO’muz Benoit Coquart, Türkiye ziyaretinde 5 milyon avroluk bir yatırımı açıklamıştı ve yeni fabrikamızı 5,5 milyon avroluk yatırım ile tamamladık. UPS sektöründe tüm üretim süreçlerini kendi bünyesinde bulunduran tek firma özelliği ile rakiplerinden ayrılan İnform’un yeni tesislerinde sargılı elemanlar, dış etkenlerden izole edilmiş elektronik kart dizgi tesisi, mekanik üretim atölyesi ve montaj hatlarının yanısıra Ar-Ge ve Müşteri Hizmetleri Merkezi de var. 350 kişilik bir kadro ile üretimini yaptığımız ürünler arasında statik kesintisiz güç kaynağı, doğrultucular, frekans konvertörleri, otomatik ve statik voltaj regülatörleri, alçak gerilim panoları, IT hastane izolasyon sistemleri, aktif harmonik filtre, invertörler, transformatörler, elektronik kartlar, enerji depolama sistemleri ile 19” rack kabin sektörünün öncü markası Estap ürün gamında 19’’ rack kabinetler, veri merkezi ve özelleştirilmiş telekom kabinetlerin üretimi arasında sayabiliriz. Yeni fabrika yatırımında tüm yapılanmamızı Endüstri 4.0 yaklaşımını ve çevreye duyarlılığımızı odak noktamıza alarak gerçekleştirdik. Bir Legrand markası olan yüksek verimli trafo Zucchini, LED aydınlatmalar, hareket ve varlık sensörleri kullandık. Her bir dağıtım panosunda tüketimi izleyip aksiyon alabilmek için yine bir Legrand markası olan IME güç analizörleri kullandık. Bu yeni yatırımla Türkiye'de istihdamınız artacak mı? Her zaman olduğu gibi yüksek kalite seviyesini hedefleyerek sürdürülebilir üretim ve teslimat süreçlerini yeniden yapılandırdığımız yeni fabrikamızla

hem Türkiye hem dünya pazarındaki konumumuzu güçlendireceğimize inancımız tam. Yeni fabrikamızla kapasite ve üretim yetkinliği artışı sağladık. Endüstri 4.0 çerçevesinde yapılandırdığımız üretim süreçleri ile sürdürülebilir kalite ve verimlilik elde edeceğimizi biliyoruz. Bu beklenen iş sonuçlarının Legrand Türkiye’ye daha fazla iş imkanı getireceğini öngörüyoruz. Bunun yanında, Legrand Grup Global olarak da Türkiye’ye yeni üretim kaydırmayı planlıyoruz. Türkiye pazarını ve potansiyelini nasıl değerlendiriyorsunuz? 1990 yılında Türkiye’ye giren Legrand Grup, bu süreçte Türkiye’ye olan inancını her zaman gösterdi ve yatırımlarını sürekli artırdı. Ağustos 2018’de TL’de devalüasyon ile ekonomi daraldı, ancak aynı dönemde Legrand Grup olarak Türkiye’ye yeni yatırım kararı verdik. Türkiye’de insan gücüne, yaratıcılığa ve gruba verdikleri desteğe güveniyoruz. Legrand Türkiye, grupta ilk 10 ülke arasında yer alıyor. Yatırım kararlarını ekonomideki dalgalanmalara göre vermiyor, Legrand Grup olarak uzun yıllardır Türkiye’de üretim yapıyoruz ve Türkiye’deki insan gücüne, gruba çalışan firmaların uzmanlıklarına inandığımız için Türkiye’deki yatırımlarımıza devam edeceğiz. Legrand Türkiye bünyesindeki firmalar da pazar paylarını artırarak yollarına devam ediyor. Türkiye büyük bir pazar. Her ne kadar son yıllarda ekonomisinde bir daralma yaşansa da inşaat sektörünün yeniden hareketleneceğine olan inancımız tam. Yeni ürün ve hizmetlerle Legrand Türkiye, pazar payını artırarak yoluna devam ediyor. 2020’de müşteriyi odak noktamıza alarak süreçlerimizi geliştireceğimiz “Müşteri Deneyimi” projesini hayata geçirdiğimiz ve bağlı

ürün gruplarımızın lansmanları ile dijitalleşme yolumuza devam ettiğimiz bir yıl olacak. Legrand Türkiye CEO’su Levent Ilgın ile Legrand Grup’un büyümesine katkı sağlayacak şirket satın alma fırsatlarını da takip edeceğiz. Avrupa pazarında hangi ürün ve çözümler ön planda? Sosyal ve teknolojik gelişmeler, yeni ihtiyaçlar doğuruyor. Daha çevre dostu, daha güvenli, iletişim yetkinliği gelişmiş daha konforlu ve bağlı çözümlerle kullanıcılarına daha farklı hizmetler sunan binalara ihtiyacımız var. Bunun yanında, yaşlı nüfusun kendi evinde yaşamasını sağlayabilmek için tasarlanmış binalar da ön planda. Yeni ihtiyaçlar ve gelişimler Legrand Grup için fırsatlar içeriyor. Özellikle dijital altyapı, enerji verimliliği, bina sistemleri ve yaşlı nüfusu destekleyen ürünler ve çözümler yaratıyoruz. Kesintisiz temiz enerjiye önem vererek, özellikle UPS çözümlerimizi geliştiriyoruz. Toplam ciromuzun yaklaşık yüzde 5’ini Ar-Ge’ye ayırırken, Ar-Ge personelimizin yarısına yakınını elektronik ve dijital ürün yelpazesini artırmaya yönelik çalışmalarla görevlendirdik. Türkiye, kurumsal ihtiyaçları ile nasıl bir konuma sahip? Bizim için önemli bir pazar olan Türkiye, Legrand Grup içinde ilk 10 ülke arasında yer alıyor. Bunun yanında, dünyadaki gelişmeleri yakından izleyen bir nüfusa sahip. Bu özellikleriyle, dünya trendleri ile paralel ihtiyaçları var. Ancak, hem ekonomi hem kendi iç dinamiklerinden dolayı farklı çözümlere de ihtiyaç duyabiliyor. Türkiye pazarının ihtiyaçlarını hem Legrand Türkiye CEO’su Levent Ilgın başta olmak üzere Legrand Türkiye ekibimizden aldığımız geribildirimler hem de müşterilerimize bizzat yaptığımız ziyaretlerimizle yakından takip ediyor ve stratejilerimizi oluşturuyoruz.


Onur Market CIO’su Erdinç Cankar

e-Dönüşüm kapsamında NetBT ile verimli bir işbirliğini hayata geçiren Onur Market, ilk adımı e-Fatura ile attı ve bu temelin üstüne yenilikler kurguladı. e-Fatura, e-Arşiv, e-Defter, Elektronik Hesap Özeti, e-Mutabakat, Personel Masraf Sistemi adımları bu verimli işbirliğinin sonucu olurken, e-İrsaliye konusunda da yola birlikte devam etme kararı aldı.

Dönüşümde verimli adımlar 1997 yılında kurulan Onur Market, stratejisini İstanbul’da Avrupa yakasında, ayrıca her birinde pazar lideri olduğu Edirne, Tekirdağ, Kırklareli ve Bursa illerinde olmak üzere toplam 150 şubesi ile hayata geçiriyor. 2002 yılından bu yana Onur Market’te BT yapısından sorumlu olan Onur Market CIO'su Erdinç Cankar, operasyon kapsamında 150 şubede 4 bin çalışanın, yılda 60 milyon müşteriye hizmet sunduğunu vurguladı. Coğrafi dağılımın yanında perakende sektörünün dinamikleri, gelişen müşteri beklentileri ve tedarik zincirinin gereklilikleri, Onur Market BT yatırımlarının kesintisizliğini de beraberinde getiriyor. 2019 yılında Onur Market bünyesindeki tüm yatırımlarda önceliklendirme yaptıklarını, böylece kurumsal verimliliğin sürekliliğini sağladıklarını vurgulayan Erdinç Cankar, şu bilgileri verdi: “Yılın son çeyreği, beklentilerimiz doğrultusunda daha hareketli geçmekte. Biz de BT departmanı olarak KVKK odaklı yatırımlarımızı tamamladık. SAP sistemimizi buluta taşıdık. Böylece BT altyapımız daha da ölçeklenebilir bir mimariye kavuştu. SAP sistemimizin taşınması bu yolda ilk adım. Bu yönüyle 2019, bulut bilişime geçiş yılımız oldu. Bundan sonra da kritik sistemlerimizi buluta taşımaya devam edeceğiz. Merkezimizi radyolink ile yedekledik. 3G yedeklemesi başlattık ve bu yönüyle tam yedeklilik sağlıyoruz. Her türlü duruma hazır olmak adına bulutta konumlandırmalara devam edip, tüm şubelerimizin süreçlerini bulut üzerinden yapabilir olmasını sağlayacağız. Bu da her durumda kurumsal kesintisizliğimizi pekiştirecek.”

2020 önceliği e-İrsaliye olacak Onur Market için bulut yatırımı dijital dönüşüm adına atılan adımlardan sadece biri. Dijital dönüşümün Onur Market’te 2010 yılında ERP mimarisi değiştirme kararı, 2011’de bu yolda SAP ile işbirliği ile geliştiğini belirten Erdinç Cankar, kurumsal dijital dönüşüm süreçlerini şöyle anlattı: “Dijital dönüşümün en önemli bacağı e-Dönüşüm ve regülasyonlara uyumdur. Bunun bir örneği olarak, 2014’te e-Fatura zorunluluğu geldi ve e-Fatura ile Fatura işleme süreci bizim için kolaylaştı. Sistemle konuşan ve otomatik kayıt yapan bir sistemimiz oldu. Bunu takiben e-Defter ve elektronik hesap özeti adımlarımız geldi. Çünkü faturadan doğan bir banka hareketi (ödemeler, hesaplar, havaleler) var ve biz; bu konuda da iyi bir kayıt mekanizmasını geçirdiğimizi düşünüyoruz. Geliştirdiğimiz e-hesap özeti sistemi; bankaların web servisine bağlanıyor, SAP sistemimiz de bu verileri otomatik kaydediyor. Elektronik hesap özeti geçişi sonrası, e-Defter ve e-Mutabakat projelerini hayata geçirdik. Bunları Personel Masraf Sistemi izledi. Böylece beyaz yakalı çalışanların masrafları, SAP muhasebe sürecine dahil oluyor ve ödeme süreci kayıt altına alınıyor. Örneğin; çalışanımız faturanın onayda mı olduğunu, yoksa ödeme sürecine mi geçtiğini bizzat sistemde görebiliyor. Yani herkes kendi ödeme sürecini takip edebiliyor. Son olarak e-İrsaliye alt yapısını 1 Ocak 2020 tarihi itibariyle canlıya almayı planlıyoruz. Hali hazırda, şubelerimizde ürün kabul eden yazılımları bizzat

kendi kaynaklarımızla geliştiriyoruz. Yazılıma geçen yıl eklediğimiz özelliklerden biri, gelen firmanın plakasının, malı getiren plasiyerin isminin ve gelen ürünlerin son tüketim tarihlerinin (STT) de sisteme ekleme zorunluluğudur. Böylece ürün kabul sürecimizde kontrollerimiz ve kurallarımız öne çıktı. Bu süreci e-İrsaliye’ye geçişle daha da verimli bir noktaya getirmeyi planlıyoruz.”

Kurumsal verimlilik hep artacak Onur Market’te dijital dönüşümde öncelikli adımlar bu şekilde atılırken, ikinci olarak her bir mağazanın içinde öncelikler BT ile buluşuyor. Bunun bir örneği olarak, enerji tasarrufu adına tüm mağazalarda şarküteri bölümü, soğutma dolapları, iklimlendirme yapılarına IoT cihazlar takıldı. Bu sistemlerle örneğin mağaza kapanış saati olan 22:00’de herhangi bir klimanın açık kalmaması sağlanıyor. “Kurallarımızı belirliyor, bunları yazılımda konumlandırıyoruz ve 150 şubenin bütününde aynı kurallar geçerli oluyor” vurgusunu yapan Erdinç Cankar, 2020 yılı önceliklerini şöyle anlattı: “Soğuk zinciri proaktif izleme imkanımız oluyor. Tüm soğuk hava ve sütlük dolaplara IoT sistemleri bağladık ve sensörler ile tüm süreçleri takip edebiliyor, uyarı listesi mimarimize gerekiyorsa yeni eklemeler yapıyoruz. Tüm mağazalarımızın içinde tasarruf amaçlı LED lambalar, mağaza dışı bölümlerde ise sensörlü aydınlatma sistemlerimiz var. Enerji tasarrufu, zaten kurumsal önceliklerimizdendir. 2020 yılına e-İrsaliye ile başlamak istiyor, bunun bizim için çok yararlı olacağını biliyoruz. Böylece şubeler ve depolar arasındaki evrak trafiği bütünüyle dijital platformda konumlanacak. 2020 için e-Dönüşüm adına bir hedefimiz de gün sonunda pos cihazlarından alınan Z raporunun SAP’ye otomatik işlenmesi. Burada da otomatik entegrasyon sağlamayı planlıyor, POS hareketlerini de banka hareketleri gibi SAP sistemine entegre etmeyi hedefliyoruz. Dijital dönüşümde de akıllı mağazalar geliştirmek hedefimiz. Kasiyersiz kasa konumlandırmayı planlıyoruz bu konudaki araştırmalarımız bir süredir devam ediyor bu projeyi çok önemsiyoruz. Bu sayede müşterilerimize farklı bir deneyim yaşatmayı ve kasada bekleme süresini minimize etmeyi planlıyoruz. Mağazaya giren müşteri sayısını ölçen sensörler, sıcaklık haritası ile reyon yoğunluklarının ölçümü gibi analizleri yapacağımız bir yapıya geçeceğiz. Böylece her bir mağaza içinde müşteri hareketlerini, her bir reyonumuzu çok daha yakından takip edebileceğiz.

E-ticarette oldukça iddialıyız Onur Market'in yatırım yaptığı alanlardan bir tanesi de e-ticaret. E-ticaret konusunda web sitesi altyapısının MarketYo tarafından sunulduğunu ve SAP ile entegre ettiklerini belirten Erdinç Cankar, "Onur Market artık müşterilerimizin parmaklarının ucunda! İster cepten ister web’ten kolaylıkla ve hızlıca alışveriş yapabilecekler. Konusunda uzman, sadece e-ticaret odaklı bir departman oluşturduk ve kendimize oldukça iddialı hedefler belirledik" dedi.


BThaber

12 BİLİŞİM DÜNYASI

6 - 12 OCAK 2020

CIO’ların güvenlik ve ‘monitoring’ yaklaşımları… BThaber – CIO Toplantısı’nda teknoloji liderleri güvenlik, ağ görüntüleme ve izleme konularındaki yaklaşımlarını konuştu. Kavi Bilgisayar sponsorluğunda gerçekleşen etkinlikte, PRTG çözümleri de tanıtıldı. Kavi Bilgisayar desteğiyle gerçekleşen BThaber - CIO Etkinliği, Wyndham Grand İstanbul Levent’te yapıldı. Moderatörlüğünü BThaber Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi’nin yaptığı etkinliğe katılan CIO’ların, Kavi Bilgisayar’ın distribütörlüğünü üstlendiği PRTG network monitoring ürününe karşı ilgileri de ön planda oldu. Arkem Bilgi İşlem Müdürü Özgür Genç, “KVKK ile birlikte güvenlik süreçleri, verilerin saklanması, gizlenmesi çok daha önemli hâle geldi. Biz de bu konudaki gerekli çözüm yatırımlarını hayata geçiriyoruz. Veritabanı güvenliğinden son kullanıcı güvenliğine kadar tüm kademelerde çalışmalarımız sürüyor. Bakım destek hizmetleri aldığımız firma PRTG ürününü kullanıyor. PRTG’nin ürünlerinin çok profesyonel olduğunu biliyorum” dedi.

Arkem Bilgi İşlem Müdürü Özgür Genç Unit International IT Müdürü Güven Uludaşdemir ise “Ağırlıklı olarak enerji sektöründe hizmet vermekteyiz. Güvenlik bizim için çok hassas bir konu. Sadece BT güvenliği değil, ‘OT’ dediğimiz endüstriyel tarafta da çok ciddi yatırımlar oluyor. Eskiden elektrik santrallerinde daha çok analog

sistemler kullanılıyordu. Bu analog sistemlerde çok fazla güvenlik endişeniz olmazdı. Çünkü sistemler dışa kapalıydı; ama bugünkü teknolojilerle ve sensörlerle beraber sistemlerin ne kadar verimli çalışıp çalışmadığını gözlemleyebiliyoruz. Daha önce farkındalık yoktu ve endüstriyel tarafta güçlü olduğumuzu düşünürdük; çünkü BT tarafından farklı bir departmanımız vardı. Ama artık BT ve OT sistemler bizim için öncelik hâline geldi” şeklinde konuştu.

Unit International IT Müdürü Güven Uludaşdemir Duran Doğan Bilişim Sistemleri Yöneticisi Kemal Kaya da yaptığı konuşmada şunları kaydetti: “Firmamız matbaa ve baskı alanında faaliyet gösteriyor. Ambalaj ve karton üretiyoruz. Biz sipariş üzerine çalışan bir firmayız. Ben 2017 itibariyle bu sektöre giriş yaptım. Makinelerde verimi ölçen bir yazılımımız var.

Duran Doğan Bilişim Sistemleri Yöneticisi Kemal Kaya

Böylece anlık olarak satış, sipariş, sevkiyat değerlerini gözlemleyebiliyoruz. Biz ölçümleme olarak arkadaşların bahsettiği gibi PRTG de kullandık. Bu yapı ile bir noktadan pek çok şeyi yönetebiliyorsunuz. Sektör tarafında ise daha yalın yazılımlara ihtiyacımız olduğunu ve destek konusunda da pek çok sıkıntılar olduğunu düşünüyoruz” dedi. Hannover Fairs Bilgi Sistemleri ve Online Projeler Direktörü Cihan Keser de oturumda şu bilgileri verdi: “Fuar organizasyonu yapan bir firmayız ve 72 ülkede fuar organizasyonu hayata geçiriyoruz. Türkiye’de de imalat endüstrisi ağırlıklı 18 fuarımız var. BT ve güvenlik tarafında, örneğin KVKK’yı fırsat olarak değerlendiren firmalardan birisiyiz. KVKK uyum süreci kapsamında ağ altyapımızı yeniledik. Bu konudaki önemli yatırımları hayata geçirdik.”

verimli oldu ve konuyla ilgili bilgi de edindik” dedi.

Karaca Bilgi Teknolojileri Uzmanı Ersoy Ateş Hero Bilgi İşlem Müdürü Adem Türkmenoğlu ise etkinlikte şu bilgileri verdi: “Bebek mamaları üreten bir şirketiz. Daha önce Ülker altyapısını kullanırken, şimdi Hero’nun kendi standartlarını uyguladığı altyapı üzerine çalışan sistemlerimiz var. Ağımızı yönetilebilir sistemlerle izliyoruz. Önümüzdeki dönemde yeni uygulamalara geçeceğiz. 2020 yılında ise grubumuzun kendi standartlarını daha fazla yükseltecek çalışmalara imza atacağız.”

Hannover Fairs Bilgi Sistemleri ve Online Projeler Direktörü Cihan Keser

Hero Bilgi İşlem Müdürü Adem Türkmenoğlu

Karaca Bilgi Teknolojileri Uzmanı Ersoy Ateş ise “Güvenlik konusundaki farklı yatırımlarımız kesintisiz olarak devam ediyor. Ağ altyapımızı izlemek için birtakım çözümlere bakıyoruz. Bunların içinde PRTG programı da yer alıyor. Bu etkinlik bizim için

Pharmactive İlaç BT Yöneticisi Adem Koca, “Pharmactive hem kendi ruhsatlandırmış olduğu hem de uluslararası firmalar için ilaç üretmekte. Biz güvenlik tarafında yeni yatırımlar yaptık. Hem performans hem de kapasite anlamında verim yükseltecek


BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI 13

6 - 12 OCAK 2020

çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Bu etkinliğe katılmada temel önceliğim ise PRTG’yi dinlemek oldu” dedi.

Pharmactive İlaç BT Yöneticisi Adem Koca Saya IT Direktörü Ercan Enöz de “Saya Group aslında bir çatı şirketi. Pharmactive de bizim grup şirketlerimizden. Mümkün oldukça yerli çözümleri desteklemeye çalışıyoruz. Yerli çözümler bulamıyorsak, dış yazılımlarla bu işleri çözmeye çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

tümü bize geliyor. Güvenlik konusunda kurumumuzda bir Bilgi Güvenliği Departmanı var. Bu departman güvenlik ile ilgili hareketlerde bizlere sürekli bilgi veriyor. Bizler hâlihazırda PRTG müşterisiyiz. Tabii bu konuda kullandığımız başka çözümler de var. Güvenliğe önemli yatırımlar yapıyoruz ve bunlar gerçekten bizim beklentilerimizi de karşılıyor. Alarmları konsolide etmek bizim için çok önemliydi. Alarmın ‘gerçek’ bir alarm olup olmadığını anlamak için yeni bir ekip kurduk.”

çalışmalar yapıyoruz. Altyapı çalışmalarımız tamamlandı. Şimdi yeni yatırımları hayata geçirmek üzere çalışmalar yapacağız” dedi. “Türkiye’deki pek çok ürünü ilk olarak tanıştıran firma biz olduk” Bugüne kadar birçok teknoloji ürününü Türkiye pazarına sunduklarını vurgulayan Kavi Bilgisayar Genel Müdürü Cüneyt Kavi, şunları kaydetti: “Pek çok ürünü kurumsal şirketlerle ilk olarak tanıştıran firma biz olduk.

Fonex CDO’su Şeref Keser de “Fonex; sıvı sabun ve jöle üreten bir firma. Güvenlik konusunda da önemli yatırımları yapılıyor. GOSB’ta yeni bir fabrika inşa edildi. Buranın dijitalleşme süreçleri konusunda

sıvadık. Büyük kamu kurumları ve şirketlerde çözümlerimiz kullanılmakta.” Kavi Bilgisayar PRTG Teknik Danışmanı Abdullah Şimşek de şu bilgileri verdi: “Son yaptığımız birçok projemizde PRTG tercih edildi. PRTG’nin tercih edilmesinin sebebi; sistemlerin takibi ve izlenmesi konusunda uzmanlığı ve kararlı olması. Çünkü Almanlar bu konuda çok iddialılar ve diyorlar ki ‘Bizim işimiz sadece sistem takibi ve izleme.’ Üründe çok çeşitli sensörler var. Bir CIO’nun neye ihtiyacı varsa, bununla ilgili sensör yapmışlar. Biz ilk distribütör olduğumuzda 120 sensör vardı. Şimdi ise 250’den fazla sensör var. Böylece tüm süreçler takip edilebiliyor. Bütün bir yapıyı biz tek bir ekrana bağlıyoruz.”

Kavi Bilgisayar Genel Müdürü Cüneyt Kavi

Saya IT Direktörü Ercan Enöz Sigorta Gözlem Merkezi Sistem ve Altyapı Yönetimi Birim Yöneticisi Fatih Teke ise şunları kaydetti:

Sigorta Gözlem Merkezi Sistem ve Altyapı Yönetimi Birim Yöneticisi Fatih Teke “Tüm sigorta sektörüne hizmet sunuyoruz. Dolayısıyla DASK ve araç sigortalarının

Fonex CDO’su Şeref Keser

Bu ürünleri seçerken ince eleyip sık dokuyoruz. PRTG ile ilgili olarak da maceramız böyle başladı. PRTG’yi çok inceledik, farklı konumdaki kişi ve firmaların fikirlerini aldık. PRTG’yi tanıtıp sizlere sunmak adına biz de kolları

Kavi Bilgisayar PRTG Teknik Danışmanı Abdullah Şimşek


BThaber

14 BİLİŞİM DÜNYASI

6 - 12 OCAK 2020

İnternetin geleceği, yeni strateji üstünde şekillenecek Cisco, “gelecek için internet” teknoloji stratejisini açıkladı. Zira gelecek nesil uygulamalar, mevcut internet altyapısının destekleyebileceğinden çok daha fazla karmaşıklığa neden olacak. Cisco’nun stratejisi ise internetin, geleceğin dijital uygulamalarının gereklerine uygun geliştirilmesinin altında yatan ekonomiyi değiştirecek, işletmelerinin daha basit ve daha uygun maliyetli ağlarla çalışmasını mümkün kılacak. Cisco CEO’su Chuck Robbins ve Kıdemli Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü David Goeckeler tarafından San Francisco’da açıklanan yeni vizyon ve stratejinin temelleri şöyle: • Silikon: Cisco’nun Silicon One mimarisi gelecek için interneti

daha da güçlendirecek. Bu sektörün tek, yüksek düzeyde programlanabilir silikon mimarisi, Cisco’nun önümüzdeki 10 sene ve sonrası için tasarladığı yönlendirme (routing) ürünleri portföyünün yeni temelini oluşturacak. Bu yeni mimari, hizmet sağlayıcı pazarını, web ölçekleme pazarını ve işletmelerin önemli bir bölümünü destekleyecek, tüm ağın gereksinimlerine karşılık verecek, ağların kurulum ve çalıştırılma şeklini basitleştirecek. • Optikler: İnternetin yapı taşlarının ‘ayrıştırılması’ burada öne çıkıyor. Çünkü yönlendiricileri birbirine

bağlayan optikler ve anahtarlar onları çalışmasını sağlayan silikona ayak uyduramazsa, yeni internetin gerektirdiği yüksek hızlara ulaşılamayacak. Cisco ise maliyetleri aşağı çekecek, enerji tüketimi ve gereken kullanım alanını azaltacak, ağ operasyonlarını basitleştirecek olan Silikon Fotonik Teknolojileri’ne yatırım yapıyor. • 5G/AI/IoT Çağı için Yönlendirici: Cisco'nun yeni yönlendirme ürünleri portföyü, bu yeni silikon üzerine kurulmuş olan ilk ürünler. Cisco 8000 Yönlendirici Serisi, petabayt ölçek ile güvenli ve bulut özellikleri gelişmiş teknoloji sunacak,

hizmet sağlayıcıları ile web ölçeklendirme firmalarının ileride toplu ölçekte ağlar kurup işletme maliyetlerini düşürecek. • Ekonomi: Cisco en yeni optikleri (400G takılabilirler) yeni silikon mimarisinin hızlarıyla bir araya getirerek ağların kurulma şeklinin ekonomisini değiştirecek. Mevcut optik taşıma katmanları ve yönlendirme katmanları tek bir yönlendirme mimarisi içinde takılabilir optiklerle birbirine bağlanacak. Bu da işletmelerin çalışmalarını destekleyecek daha basit, daha güvenli ve daha uygun maliyetli ağlar kurmasına imkan verecek.

Saniyede 8 Terabit veri akışı yeni bir rekor oldu Dünyada en yüksek veri akışına sahip Internet Değişim Noktası olan DE-CIX Frankfurt, ikinci kez yeni bir dünya rekoruna imza attı ve veri akışı, saniyede 8.1 Terabit olarak gerçekleşti. DECIX Teknoloji Bölüm Başkanı Thomas King, “Uzun yıllardır veri akışı ile ilgili gözlemlerimizi ve DE-CIX Frankfurt’ta bu yönde müşterilerimizden gelen dönüşleri ortaya koyan bu gelişmeden mutluyuz. Bu veri rekoru yılın başından beri bağlı kapasitede yaşanan artış ile açıklanabilir. Burada bizi neredeyse 950 bağlı kapasiteye ulaştıran yüzde 10’dan

fazla bir artıştan bahsediyoruz. Diğer bir faktör ise internet kullanıcılarının online oyun ve online platformlardan film izleme gibi aktiviteleri sevmeleri” dedi. Genel olarak Internet Değişim Noktaları’nda veri trafiği, dalgalı şekilde ilerler ve Internet kullanımının sabah 06:00’dan başlayıp akşam 21:00 civarı en üst noktaya ulaşan günlük ritmini yansıtır. Kış ya da sonbahar aylarına nazaran, insanların daha az online olma eğilimi gösterdikleri yaz ayları gibi mevsimsel değişiklikler de kaydedilir. 1995’te faaliyete

başlayan DE-CIX, dünya genelinde Avrupa, Orta Doğu, Asya ve ABD’de 20’den fazla lokasyonda Internet Değişim Noktası’nı yönetirken, her lokasyonda, veri paketlerinin en hızlı ve en uygun

maliyetle alıcısına ulaşmasını sağlamak üzere Internet Servis Sağlayıcıları, ağ operatörleri, içerik dağıtım ağları ve kurumlar eşleştirme yaparak veri trafiğini dönüştürebiliyor

SAP kullanıcıları yeni dönüşüme hazırlanıyor Türkiye’de bin 500’ün üzerinde kurumsal kullanıcısı bulunan SAP’nin S/4HANA dönüşümü için verdiği son tarih hızla yaklaşıyor. SAP’nin 2026 yılı itibarıyla yalnızca kendi veri tabanı olan SAP HANA üzerinde çalışan S/4HANA’yı destekleyeceğine dikkat çeken GlassHouse SAP İş Birimi Yöneticisi Hüseyin Bilgen, kullanıcılara bu zorunlu

dönüşümü bir an önce gerçekleştirmelerini önerdi. Öte yandan, geçiş sürecindeki müşterilerinin tüm ihtiyaçlarına çözümler sunan GlassHouse da SAP HANA tabanlı uygulamaları işletmek ve sürdürmek üzere SAP tarafından verilen sertifikayı almaya hak kazandı. Hüseyin Bilgen, SAP’deki dönüşümü şöyle anlattı:

“SAP, beş yıl önce kendi veri tabanını kullanmaya başladığı zaman 2026 yılına işaret etmiş ve o tarih itibarıyla SAP HANA haricindeki veri tabanlarında çözümlerinin çalışmayacağını duyurmuştu. Aradan geçen beş yılda Türkiye’deki SAP kullanıcılarının yüzde 10’undan daha az bir kısmı yeni sisteme geçiş yaptı. Şirketlerin yatırım

planlamalarını, bu geçiş sürecini göz önünde bulundurarak gerçekleştirmeleri için sadece SAP HANA veri tabanı üzerinde çalışan SAP S/4HANA’ya bir an önce geçmelerini öneriyoruz. Bulut teknolojisiyle şirketler de hiçbir risk almadan SAP altyapı hizmetini SAP HANA veri tabanı üzerinden sorunsuz ve çok daha verimli bir şekilde almaya devam edebiliyor.”



BThaber

16 BİLİŞİM DÜNYASI

6 - 12 OCAK 2020

FinTech yatırımları istikrarlı gelişim sergiliyor Yazılım Test ve Kalite Derneği’nin (Turkish Testing Board - TTB) düzenlediği “FinTech Devrimi: Yeni Nesil Finans Teknolojisinin İnşası” başlıklı panel, FinTech’ler ve yazılım testi bağını ele alırken, iş ve teknoloji dünyasının fikir liderlerini buluşturdu. Ülkemizde gerçekleşen FinTech yatırımlarının yaklaşık 12 milyon dolarlık hacme ulaştığının belirtildiği panelde, Türkiye’nin FinTech konusunda Singapur, Hong Kong, Dubai gibi görece az nüfuslu ülkelerin yatırım miktarına halen erişemediğinin de altı çizildi. FinTech’lerin bankaların rakibi değil, onların tamamlayıcı gücü olduğunun vurgulandığı panelde, FinTech konusunda sağlıklı bir yazılım geliştirme sürecinin sağlanabilmesi için siber güvenlik teknolojileri gibi altyapı yatırımlarına ihtiyaç duyulduğu üzerinde duruldu. Panelde, Yazılım Test ve Kalite Derneği Başkanı Koray Yitmen, FinTech İstanbul Kurucu Ortağı ve İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Selim Yazıcı, Paribu CEO’su Yasin Oral, iyzico Yazılım Direktörü Yalçın Yenigün, İntertech Yazılım ve Kalite Yönetim Lideri Serkan Can, PayTR CEO’su Tarık Tombul ve Keytorc Test Hizmetleri Yöneticisi Berk Dülger hazır bulundu.

Panelin açılış konuşmasını gerçekleştiren Koray Yitmen, “ISTQB (Uluslararası Yazılım Test ve Kalite Derneği) 20182019 verileri, Türkiye’de güvenlik yazılımları alanındaki açığa dikkat çekiyor. Kullanılan test tipleri ve test raporlarında kullanılan yöntemlerin yanı sıra hangi yazılım testi seviyelerine yatırım yapıldığı da önemli. Dünyada güvenlik testleri yüzde 44.6 oranla, fonksiyonel ve performans testlerinin ardından 3’üncü sırada geliyor. Türkiye’de ise güvenlik testleri yüzde 33 ile 6’ncı sırada. Finans sektöründe kullanılan yazılımlarda güvenliğin ne denli önemli olduğu düşünüldüğünde, Türkiye’deki durumun son derece yetersiz olduğu ortada” dedi. FinTech’ler ve yazılım testi konusunun yazılım geliştiriciler için önemli bir kariyer alanı olduğunu hatırlatan Yitmen, “Ancak bilişim profesyoneli olmak için bütünden beslenmek gerekiyor. Gerek ağ teknolojileri gerekse veri tabanı gibi alanlarda yazılımcılarımızın kendilerini geliştirmeleri gerek” vurgusunu yaptı. Otomasyon, test başlığında yerini alacak FinTech İstanbul Kurucu Ortağı ve İstanbul Üniversitesi Öğretim

Üyesi Selim Yazıcı ise ‘bankaların kader döngüsü’ olarak ifade ettiği olgudan bahsederek bankacılık ve finans sektöründeki firmaların FinTech’ler konusunda sırasıyla inkâr, şaşkınlık ve işbirliği geliştirme süreçlerinden geçtiğini kaydetti. Türkiye’de siber güvenlik konusunun gelişmesi gerektiğine dikkat çeken Yazıcı, 2020’de gerçekleştirilmesi planlanan FinTech projeleri için 24 saat çalışan sağlam bir altyapıya ihtiyaç olduğunu belirtti. Paribu CEO’su Yasin Oral da FinTech’leri “eski sistemlere ve bankaların hantal yapılarına karşı çıkarılan update’ler” şeklinde tanımladı. Oral, “Bankaların altyapıları ile ilgili yapılan çalışmalarda büyük sorunlarla karşılaşıyoruz. 2020 yılına ilişkin projelerde de güvenliğin ilk sırada olması gerektiğini görüyoruz. Hedefimiz ise kendi blockchain ağımızı oluşturmak” şeklinde konuştu. iyzico Yazılım Direktörü Yalçın Yenigün, “İlerleyen dönemde bankaların FinTech’lerle işbirlikleri artacak. Yurtdışında bu işbirlikleri halihazırda mevcut. Yepyeni bir alan olan finansal teknolojiler tarafında Türkiye’de gerekli regülasyonların yapılması da önem taşıyor. Gelecek dönemdeki yatırımlarımız ‘private cloud’ ağırlıklı olacak. Yazılımcı

sayısında da artışa gitmeyi düşünüyoruz. Otomasyonun taşıdığı önem nedeniyle sürekli ve otomatik test çalışmalarına da odaklanacağız” bilgisini verdi. Tüketiciye odaklanan kazanır Robotik süreçler ve yapay zekanın test ve kalite konusunda giderek daha önemli bir yer alacağını ifade eden Intertech Yazılım ve Kalite Yönetim Lideri Serkan Can, “2020 yılında kalite dönüşümü ve kalite metriklerinin düzenlenmesi üzerinde duruyoruz. Otomasyon söz konusu olduğunda, yeni bir ürünün oluşum aşamasından olgunluk aşamasına kadar olan tüm süreçte en büyük sorun, uygulamaların test edilebilir olarak geliştirilmesi. Aksi takdirde otomasyon aşamasında sıkıntılar yaşanıyor” bilgisini verdi. PayTR CEO’su Tarık Tombul, “Yaşanan gelişmeler bankaları FinTech olmaya zorluyor. FinTech ayrıca bankaların iş yapış şekillerini etkileyen itici bir güç. Gelecek dönemde tüketiciye odaklanan FinTech’ler rekabet ortamında kazanan taraf olacak. Maliyetleri azaltmanın yanı sıra yatırımları otomasyon tarafına yaparak gelecekte maddi getirisi olan alanlara yönelmenin önemini olduğunu düşünüyorum” dedi.

İnteraktif ekranlar, eğitimde verimi de güçlendiriyor

Eğitimde teknoloji kullanımını konusunda farklı çalışmalara imza atan BenQ’nun ultra kısa mesafe projektörlerin ardından, akıllı tahta olarak da bilinen interaktif ekranları (IFP) özellikle K12 eğitiminde yaygın olarak kullanılmaya başladı. 55”, 65”, 75” ve 86” boyutları

bulunan yeni RP serisi 4K BenQ interaktif ekranlar, hava kalitesi sensörü ve EZWrite 5.0 yazılımı gibi yeni özellikleriyle mevcut serinin daha da güçlenmesini sağladı. Hava kalitesi sensörü; ana ekranda iç mekandaki karbondioksit oranını düşük, orta, yüksek ve çok yüksek olarak 4 seviyede göstererek, içerideki hava kalitesinin gözlenmesine yardımcı oluyor. Bu veriye göre sınıftaki karbondioksit seviyesi yükseldiğinde, sınıfın da havalandırılması gerekiyor. EZWrite 5.0 ise etkileşimli

öğrenmeyi kolaylaştırmak için tasarlanmış bir beyaz tahta uygulaması. Bu yazılım 20 noktaya kadar çoklu dokunuş, el yazısı tanıma, veri taşıma ve aktarma, video kaydı gibi özellikle derslerde katılımı teşvik edebilecek her türlü araçla birlikte sınıfta yerini alıyor. InstaShare uygulamasında ekran yansıtma ile fotoğrafları, sunumları ve Full HD videoları BenQ interaktif ekrana kablosuz olarak yansıtabilir ve sonrasında diğer cihazlarla da paylaşım yapabilirsiniz. BenQ interaktif ekranlar; yüzeylerinde

biriken çoğu mikrobu öldüren, sınıflarda enfeksiyon veya salgını önleyen, toksik olmayan, dayanıklı nano iyonik gümüş çok katmanlı bir kaplama ile güçlendiriliyor. Akıllı göz bakım çözümü kapsamında BenQ interaktif ekranlarda yerleşik olan hareket sensörü için kullanıcıların ekrana yakın hareketlerini algılayarak sorunsuz ve rahat bir izleme deneyimi için TÜV sertifikalı Titreşimsiz Ekran (Flicker Free) ve Düşük Mavi Işık (Low Blue Light) özelliklerini otomatik olarak etkinleştiriyor.


‘Doğru’ entegrasyon, fayda sağlamakta gecikmiyor Koalay.com ve CCR işbirliği, verimli olduğu kadar, yeni fırsatları da barındıran bir platformu ortaya koydu.

K

oalay.com bir karşılaştırma platformu. Birden fazla sigorta şirketinden aldığı teklifleri çeşitli niteliklerine göre müşterileri için karşılaştırıp, bu tekliflerin online ve gerçek zamanlı olarak müşteriye sunulmasını ve satın almanın da yine gerçek zamanlı olarak tamamlanmasını sağlıyor. Başından beri CCR ve Genesys altyapısı ile birlikte çağrı merkezi çalışmasını yürüttüklerini belirten Koalay.com ve Hesapkurdu.com CTO’su ve Yönetim Kurulu Üyesi Şahin Utar, çağrı merkezindeki müşteri temsilcisinin karşısında konumlanan uygulama yazılımlarını entegre etmenin bir gereklilik halini aldığını vurguladı. “Parçalar halindeki bileşenler; müşteri temsilcisi ve eyleminin verimini azaltıyor, işlem süresini uzatıyor” eleştirisini yapan Şahin Utar, bu yapıyı tersine çevirmek, işin kalitesini artırırken, çağrı merkezini izlenebilir hale getirmek için müşteri temsilcisinin iş ve iletişim ihtiyaçlarını karşılamak adına bütünleşik bir platform hedeflediklerini vurguladı. “İletişim ihtiyaçlarını Genesys, iş ihtiyaçlarını da Koalay’ın altyapısını kullanarak geliştirdiğimiz ‘Okaliptüs’ uygulama yazılımıyla sunduk” bilgisini veren Şahin Utar, yatırımın gelişimini ve CCR ile fikir alışverişlerini ise şöyle anlattı: “Proje, 2017 Şubat’ında fikir bazında başladı. CCR ekibiyle oturup fikri olgunlaştırdık ve 15 aya yakın süren çalışma sonrası, projemiz 2018 Mayıs’ında canlıya çıktı. Projenin canlıya çıkışı ile ne kadar doğru bir iş yaptığımızı da gördük. Çağrı merkezi ekibimiz bu sistemi hızla ve kolayca sahiplendi. Proje ile hedeflediğimiz değişimleri de elde ettik. Örneğin; yapılan işin verimliliğinin ve etkisinin artırılması, iş yapma süresinin kısalması, ayrıca bütünleşik bir platform ile müşteriye sunulan değerin kalitesini yükseltmek. Bütünleşik sistemlerin bir avantajı da yapılan her işi şeffaf olarak görebilmek ve ölçebilmek. Sürekli ölçmek, sürekli daha iyisini yapabilmek demek. Bu verimli işbirliği ile gayet açık ve bize yeni fırsatlar sağlayan bir platform hayata geçti. İşin yapılma süresinin ve maliyetlerinin düşürülmesi, ayrıca eğer satış yapıyorsa, müşteri temsilcisinin o çağrısının satışa dönüşmesi olasılığının artması sağlandı.” Dönüşüm planları hız kesmiyor Ulaşılan bu aşamadan sonra Koalay’da öncelikli hedef; çağrı merkezi yapısından sıyrılıp, bir ‘operasyon merkezi’ haline gelmek. Bu kapsamda, operasyon merkezinin yaptığı işlerin doğasında da değişim hedefleniyor. “Biz çağrı merkezinin yaptığı her işlemin geleceğe yapılan bir takım yatırımlar olmasını istiyor, bunun için böyle bir dönüşüm hedefliyoruz” diyen Şahin Utar, detayları şöyle anlattı: “Çağrı merkezinde iletişimde olduğumuz iki yapı var: Direkt müşterilerimiz ve iş ortaklarımız. Biz, direkt müşterilerimizin değil, bizimle yeni tanışan müşterilerimizin çağrı merkezimizi aramasını istiyor, çağrı merkezimizde herhangi bir iletişimde bulunan müşterinin aynı işi ikinci sefer yaptığında bu işi kendi kendisine yapmasını bekliyoruz. Bir iş ortağımız çağrı merkezinden destek aldığında bunun ikinci sefer tekrar etmesini istemiyor, sadece yeni edindiğimiz bir iş ortağı, problemini çözmek durumunda kaldığında çağrı merkezini arasın istiyoruz. Genesys teknolojisini kullanarak, müşteri temsilcilerimizle hem iş ortaklarımızı hem de direkt müşterileri aynı konu üzerinde

konuşur hale getirip, işlerini kendi başlarına yapabilmelerini sağlamak odaklı bir proje planımız da var ve CCR ile bir süredir bunu da ele alıyoruz. Umarım yakında rotamızı çizip, bu transformasyonu gerçekleştireceğiz.” CCR Satış ve İş Geliştirme Müdürü Cem Durna: “Verimli işbirliğimiz devam edecek” “Çağrı merkezi başlığında önemli metriklerimiz var. İdeal olan ise müşteri temsilcisinin çağrıda geçirdiği süreyi azaltırken, başarısını ve verimliliğini artırmak. Koalay ile projemiz bu anlamda başarılı bir çalışma. Çünkü müşteri temsilcilerinin dolaştığı birden fazla ekran bile gerek müşteri temsilcisinin konsantrasyonu gerekse çağrı süreleri üzerinde etkili rol oynuyor. Koalay ile 5 yılı aşkın süredir ortak çalışmalar yürütüyoruz ve birlikte birçok başarılı proje yaptık. Ama bu entegrasyon çalışması hepsinden farklı oldu. Çünkü bu çalışmada Koalay, Genesys platformunun bütün olanaklarını arka planda konumlandırıp, kendi platformlarında bunları hayata geçirdi. Yani arka tarafta Genesys işlese de, ön plan tamamen Koalay tarafından hazırlanan dijital ekranlardan oluşuyor. Bugün çağrı merkezi dünyasına baktığınızda, müşteri temsilcilerinin kullanacağı zaman, satış kuralları gibi birçok başlıkta kriterler var. İşte bu proje de tamamen bu kriterler göz önünde bulundurularak oluşturuldu. Bu yüzden iki taraf da keyifle çalıştı. Özellikle çağrı merkezi dünyasında şu sıralar konuştuğumuz temel konulardan biri Omnichannel ve Koalay bunu başarılı biçimde hayata geçirdi. CCR olarak amacımız müşterilerimize her zaman en yeni teknolojileri sunmak ve dünyadaki trendleri takip edip, onlara bu teknolojileri getirmektir. Bu açıdan baktığımızda, Koalay ile yapacağımız daha çok şey olduğunu da görüyoruz.” Bilinçli entegrasyon fark yarattı Projenin temel prensiplerinden biri çağrı merkezinin iletişim ihtiyaçlarını karşılamak ve bu Genesys’in ana prensibi. İkincisi ise iş ihtiyaçlarını karşılamak ve bu da Koalay’ın misyonu. Genesys ve Koalay’ın içerdiği bir sürü yazılım bileşeni, ayrıca Genesys’in .NET yazılım geliştirme kiti var. Bu yapı, Genesys’in sağladığı bütün fonksiyonları başka uygulamalar geliştirirken de sunuyor. Benzer şekilde, çağrı merkezinin iş ihtiyaçlarını karşılayabilmek için Koalay da API Gateway’e sahip. Bu gateway’in iş fonksiyonlarını Okaliptüs uygulamasının içerisine almak ise müşteri temsilcisi ve çağrı merkezinin hem iletişim ihtiyaçlarını hem de fonksiyonlarını aynı platform üzerinde toparlamayı sağladı. Şahin Utar, son sözlerinde 2020 senesinde CCR ve Genesys altyapısı ile birlikte yeni projeler olacağını da belirtti.


BThaber

18 BİLİŞİM ZİRVESİ

6 - 12 OCAK 2020

Veri hangi dilde konuşur? Bilişim Zirvesi kapsamında yer alan Mobil Veri Teknolojileri Platformu’nda ‘Evrensel Kabul’ başlıklı bir sunum yapan ICANN Türkiye Kayıt Oparatörü Hizmetleri ve İletişimi Yöneticisi Mert Saka, ICANN olarak internet protokollerinin çalışabilir halde olmasından, alan adlarının doğru ve güvenli bir şekilde yapılmasından sorumlu olduklarını kaydetti. “Verinin mobil olması bizler için çok önemli” diyen Saka, “Veri konuşur, peki veri hangi dilde konuşur?” sorusunu yöneltti ve “Alan adları farklı dillerde ve alfabelerde alınabiliyor. İsim uzayı hayli genişlemiş durumda” açıklamasını yaptı.

ICANN Türkiye Kayıt Oparatörü Hizmetleri ve İletişimi Yöneticisi Mert Saka Kabul konusunda yazılım şirketlerinin bilinçlenmesi gerektiğinin altını çizen Saka, “Kimlere iş düşüyor?” sorusunu şöyle yanıtladı: “İşi yapanlar; geliştiriciler, sistem analistleri, onları etkileyen kişiler; fikir önderleri, hükümet web siteleri.” Saka, yardımcı olmak için ‘Universal Acceptance Steering Group’ (UASG) kuruldu” bilgisini verdi ve “‘Mobil hangi dili konuşur, veri hangi dili konuşur?’ üzerine konuştuğunu ifade ederek sunumunu tamamladı. Ekim öncesi toprak analizi yapıyoruz May Tohum Bilgi Teknolojileri Müdürü Murat Yonar, ‘Dron Teknolojisinde Tarım Uygulamaları’nı anlattığı sunumunun başında ‘Teknoloji Kaptanları’nda ödül aldıklarını kaydetti. ‘Drone’dan alınan görüntüleri işleyip analiz ettiklerine dikkat çeken Yonar, neden ‘drone’ teknolojilerini

Geri bildirimleri alıp ‘Makine Öğrenmesi’ ile konu ve duygu analizi yapıyoruz” dedi.

May Tohum Bilgi Teknolojileri Müdürü Murat Yonar kullandıklarını da şöyle açıkladı: “Kullandığımız yazılımlarla, sivil havacılıktaki uyduların hiçbirisi bizim girdiğimiz inceliğe giremiyor. Ekim öncesi toprak analizi yapıyoruz. Tarlanın problemli olan, müdahale edilmesi gereken noktalarını çok hızlı tespit edebiliyoruz. Tarladaki bitki sayımı ile yüzde 98 oranında doğrulukla tarladaki gerçek çıkışları sayabiliyoruz. Tarlanın neresinin sulanıp neresinin sulanmayacağını çok hızlıca tespit edebiliyoruz. Sadece hastalıklı bölgelere ilaç uyguluyoruz ve hasat olgunluğunu belirleyebiliyoruz.” Geri bildirimlerden ‘Makine Öğrenmesi’ ile konu ve duygu analizine ‘Kurumsal Mobil Sistemler’ başlığında; LC Waikiki e-Ticaret ve Mağazacılık

LC Waikiki e-Ticaret ve Mağazacılık Yazılımlarından Sorumlu Uygulama Geliştirme Direktörü Etem Emrah Alıçlı

LC Waikiki İş Zekâsı Müdürü Can Tüfekçi Yazılımlarından Sorumlu Uygulama Geliştirme Direktörü Etem Emrah Alıçlı ve LC Waikiki İş Zekâsı Müdürü Can Tüfekçi sunumlarını gerçekleştirdiler. Alıçlı, “Bu kadar çalışanımıza kurumsal uygulamamızı nasıl ulaştıracağız?” sorusunu gündeme taşırken Tüfekçi de LCWAsist uygulamasıyla çalışanların farklı detaylarda raporları analiz edebildiklerini aktardı. “Müşterinin ne istediğini anlayabilmemiz için onu iyi dinlememiz gerekiyor.

Kılavuzumuz Endüstri 4.0 oldu Kurumsal Dönüşüm Platformu Koordinatörü M. Göker Sarp ve Hima – Net Mühendislik Genel Müdürü Alper Güçlü, gerçekleştirdikleri söyleşide; ‘Dijatal Dönüşüm ve Mobil Veri Yönetimi’ni masaya yatırdılar. 1994 yılında kurulduklarını ifade eden Güçlü, otomasyon tarafında bilgi birikimleri olduğunu belirterek Endüstri 4.0’ın da operasyon, otomasyon ve BT teknolojilerinin birleşimi olduğuna inandıklarını kaydetti. Güçlü, şu bilgileri paylaştı: “3,5 yıl önce bir makine üreticilerine yönelik mikro ölçekli bir ürün ürettik; kılavuzumuz Endüstri 4.0 oldu. Endüstri 4.0 ile ilgili veri toplama kısmı mevcut. Makine üzerindeki veriler cihazımız aracılığıyla toplanıyor. Hangi vardiyada hangi çalışanın performansını görmek istiyorsak anlık olarak da görebiliriz. Ürünümüz 50’den fazla ülkede çalışıyor.”



BThaber

20 BİLİŞİM DÜNYASI

6 - 12 OCAK 2020

‘Obilet’ senin olacak! Seyahat planı yapma, bütçeye uygun otobüs ve uçak biletlerini doğru zamanda satın alma imkanı sunan obilet.com, 2020 yılında 15 milyondan fazla bilet satmayı hedefliyor. Öğrenci olarak şehir dışında okurken yaşanan otobüs ve uçak bileti bulma sıkıntısı, Handan Aybars bir girişimi beraberinde getirdi. Bilkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünde okurken tanışan Yiğit Gürocak ve Ali Yılmaz, 2012 yılında seyahat ve ulaşım sektöründe yenilik adına obilet. com’u kurdu. Bilkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünde okurken tanışan, otogar ve gişelerde bilet satın almak için beklemekten yılan iki girişimci, bu soruna çözüm adına otobüs firmalarını bir araya getiren, farklı firmaların fiyat ve yoğunluk oranlarının kıyaslanabildiği obilet. com yapısını ‘otobüs bileti satış platformu’ olarak hayata geçirdi. 2017 yılında uçak bileti satışını da siteye entegre ettiklerini belirten Yiğit Gürocak’a, Ali Yılmaz, şu eklemeyi yaptı: “Aylık 16 milyon ziyareti olan obilet.com sitesi ve mobil uygulamalarımız üzerinden kullanıcılarımız bütçelerine uygun bileti hızlı ve güvenli şekilde alıyor.” 2019 yılı ödüller ve yatırımlarla geçerken, 2019’da yaklaşık 200 milyon ziyaretçi siteyi ziyaret etti. Hedef ise 2020’de 15 milyondan fazla bilet satmak. Yiğit Gürocak ve Ali Yılmaz, hedeflerini ve stratejilerini paylaştı: Hangi ulaşım araçları bu yapıda ve onlar bu platformu nasıl değerlendiriyor? Şu anda obilet.com’da otobüs ve uçak biletleri satılıyor. obilet.com ile işbirliği yapan firmalar, internet satışlarındaki cirolarını ciddi oranda artıyor. Firmalarımıza reklam, bilet satış programı gibi ihtiyaç duyabilecekleri her türlü konuda altyapı ve destek sağlıyoruz. Kullanıcılarımıza kolayca ve güvenle kullanabilecekleri bir platform sağlıyoruz. Bilet satışlarında kullanıcılarımızdan

ek komisyon talep etmiyor, kullanıcılarımızın bilet alma işlemlerini kolaylaştırmaya çalışıyoruz. 7/24 hizmet veren obilet.com, canlı destek ve çağrı merkezi ile seyahatleri öncesi ve sonrasında kullanıcılarımıza yardımcı oluyor; “Boş Koltuk Alarmı” ile yolcularımızı iptal edilen biletlerden ve açılabilecek ek seferlerden anında SMS ile haberdar ediyoruz. Otobüs firmalarını bir uygulamada buluşturmak zor olmadı mı? Şu anda obilet.com’da 150’den fazla otobüs firması ve binden fazla havayolu firmasının biletlerini satıyoruz. Bu sürece başlarken öncelikle detaylı bir piyasa araştırması yaparak olası rakiplerimizi öngördük ve seyahat sektörünü yakından tanıma fırsatı elde ettik. Teker teker tüm otobüs firmalarıyla bizzat görüşerek obilet.com fikrimizi tanıttık ve oluşturduğumuz platformun hem firmalar hem kullanıcılar açısından avantajlarını anlatarak güven ve işbirliği odaklı çalışma anlayışımızı tanıttık. Seyahat kültürü nasıl bir değişim sergiliyor ve bunun gerekçeleri neler? Seyahat kültürü artan sosyal medya kullanımıyla beraber farklılaşıyor. Seyahatseverler artık yerel tecrübeler kazanabilecekleri, çok uygun bütçelere veya tek başlarına seyahat edebilecekleri ülkeleri tercih ediyorlar. Festival, gastronomi ve sağlık turizmi alanları artarken, daha önceden çok ziyaret edilmeyen ülkeler giderek daha fazla tercih edilmeye başlıyor. 2020 yılında eko-turizm odaklı, az eşyayla seyahat edilebilecek türde seyahatlerin ve kamp tatillerinin artacağını belirtebiliriz. Gönüllülük ve sosyal sorumluluk amacıyla gerçekleşen seyahatler artarken, insanlar kısa süreli de olsa hafta sonları da dahil olmak üzere tatillere ve kültür

Yiğit Gürocak - Ali Yılmaz turlarına çıkmayı tercih ediyor. Özellikle resmi tatil günleri sıklıkla tercih ediliyor. Örneğin, ara yıl tatillerinin de turizmi canlandırdığını gözlemliyoruz. obilet.com’da tüm kullanıcılar bütçelerine ve seyahat planlarına uygun otobüs ve hem yurtiçi hem yurtdışı uçak biletlerini bulabilir. Mobil cihaz kullanım alışkanlıkları ve sürekli internete bağlı olmak bu değişimde nasıl bir pay sahibi? We Are Social medya şirketinin 2019 Türkiye E-ticaret istatistikleri araştırmasına göre, en çok harcama seyahat alanında yapılmış. İnsanlar otobüs ve uçak biletlerini büyük oranda internetten satın almayı tercih ediyor. Geçen yıla oranla yüzde 9,7 oranla en çok artış seyahat harcamalarında yaşanmış. Üstelik yüzde 90’a varan oranla kullanıcılar biletlerini bilgisayarları yerine mobil uygulamaları üzerinden almayı tercih ediyor. obilet. com’un kullanıcı dostu arayüzü sayesinde kullanıcılar hızla ve güvenli şekilde biletlerini sürekli gelişen mobil uygulamalarımız üzerinden alabilir. Üstelik, mobil uygulamalarımız 2019 Altın Örümcek Ödülleri’nde “En İyi Mobil Uygulama-Alışveriş” kategorisinde birinci seçilirken, internet sitemiz de “Turizm ve

Seyahat” kategorisinde halkın favorisi seçildi. Artan sosyal medya kullanımı ile beraber, sosyal medya fenomen gezginleri ile influencer’lar ve blogger’ların etkisi düşünüldüğünde, sürekli değişen seyahat kültürü 2020 yılında da sektörü büyütecek. Yurtdışı odaklı projeleriniz var mı? Uluslararası ödüller kazanmaya, çalışmalarımızı yurtdışında da tanıtmaya devam ediyoruz. obilet.com mobil uygulamaları 2015’te Mastercard’ın 36 Avrupa ülkesinden en iyi mobil uygulamalar arasında yaptığı değerlendirmeye göre “Avrupa'nın En İyi Seyahat Uygulaması” seçilmişti. 2017’de “Deloitte Teknoloji Fast 50” programında yüzde bin 41 büyüme ile Türkiye'nin en hızlı büyüyen turizm teknoloji şirketi olmuştuk. 2018’in 2. çeyreğinde de Startups Watch verilerine göre yurtdışından en çok yatırım alan Türk şirketi olduk ve 2019’daki son yatırım turumuza EBRD’nin de eklenmesi ile 5 yıl içinde 4. yatırımımızı almış olduk. Yine 2019’da Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) tarafından düzenlenen araştırmanın sonucuna göre Türkiye’nin en hızlı büyüyen 100 şirketi arasında yer aldık. Bu ilginin artacağını düşünüyoruz.


BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI 21

6 - 12 OCAK 2020

Doğru gardı doğru zamanda almak kritik! Bilişimde riskler sürekli çeşitleniyor, bireysel teknoloji farkındalığı ise güvenliğe aynı oranda yansımıyor. Güvenlikte yapay zeka ve kuantum bilişim ise önemli bir fırsat yaratacak. Handan Aybars Tehditler her geçen gün artıyor ve çeşitleniyor. Misal, eskiden siber saldırılar en çok PC, telefon, tabletlerde görülüyordu, ama günümüzde internete ve şebekelere bağlı sensörler, asansörler, trafik ışıkları, hatta özel araçlar bile tehdit altında. İşte bu nedenle siber güvenliğin sağlanması da sürekli dijitalleşen dünyanın öncelikli konularından. “Dünyada günde ortalama 1,6 milyon siber saldırı raporlanıyor. Bu miktar geçen yıla göre yüzde 8,2 artış demek” bilgisini veren Microsoft Türkiye Kurumsal İş, Üretkenlik ve Güvenlik Uygulamaları Satış Direktörü Ozan Öncel, bu saldırı dalgasının ekonomik boyutuna da dikkat çekti. Buna göre, bir siber saldırının kurumsal şirketlere finansal etkisinin ortalama 1,41 milyon dolar olduğu tespit edilirken, bu zarar KOBİ’lerde ortalama 130 milyon dolar olarak ölçülüyor. Kimlik avcılığı da dahil olmak üzere, siber saldırılar global ekonomiye her yıl 3 trilyon dolar zarar veriyor. Ozan Öncel’in belirttiği gibi, Türkiye de siber saldırganların hedef ülkelerinden biri. “2019’da en çok fidye yazılımları, DDoS atakları, oltalama saldırıları, kredi kartı dolandırıcılığı ve sistemlere Truva atı, virüs ve malware bulaşması gibi çeşitli saldırılar görüldü” diyen Ozan Öncel’e göre, herkes

ve her kurum siber risklere karşı farkındalığını taze tutmalı, yeni bilgileri ve yöntemleri takip etmeli. Çünkü siber güvenlik, yalnızca bir program ya da donanım satın alınınca üstesinden gelinen bir konu değil. Siber güvenlik riskleri her zaman değişiyor ve saldırılar sürekli çeşitleniyor. Ozan Öncel’e göre artı noktamız, teknolojiye ve yeniliğe merakımız. Ama bu meraka rağmen, siber güvenlikte açıklarımız var. “Bunlardan biri parçalı bir yaklaşıma sahip olmamız” diyen Öncel, bu yorumunu ve diğer güvenlik odaklı

eksikleri şöyle detaylandırdı: “Farklı ürünleri farklı güvenlik programlarıyla koruyoruz. Bunların hepsi aynı anda güncel olmayabilir, entegrasyonunda sorunlar yaşanabilir. Bunun yerine, birlikte çalışmak üzere tasarlanmış yapılar ve sektör lideri çözüm sağlayıcılarla işbirliği gerek. Şirketler için yetersiz BT eleman kaynağı da büyük bir eksiklik. Sürekli artan siber saldırıların yüzde 43'ü, genellikle şirket içinde BT’den sorumlu sınırlı insan kaynağı kullanan küçük işletmeleri hedefliyor. Şirketlerin

Microsoft Türkiye Kurumsal İş, Üretkenlik ve Güvenlik Uygulamaları Satış Direktörü Ozan Öncel tam donanımlı BT uzmanlarıyla çalışması gerek. Siber saldırılar, kendini korumak.”

Yapay zeka ve kuantum savunmada başrolde Siber saldırıların 2020’de artacağını ifade eden Ozan Öncel, “Özellikle yapay zekâ ve makine öğrenmesi destekli siber saldırıların yaygınlaşacağını öngörüyoruz” dedi. Fidye yazılımı ve DDoS saldırıları ise daha karmaşık yapıya kavuşacak. Hem kişisel verileri hem de ulusal boyutlarda bilgileri korumak önemini daha da artıracak. İstenmeyen posta göndermek, kötü amaçlı yazılımlara yönelik hizmet reddi saldırıları yapmak, çevrimiçi reklamcılıkta tıklama sahtekârlığını kolaylaştırmak için botnet'leri kullanma eğilimi Öncel’e göre, 2020 yılında da devam edecek. Kimlik avcılığı gibi karmaşık sosyal mühendislik teknikleri sayesinde, güvenlik açığı olan bulut uygulamaları ve yazılımlar, Öncel’in tabiriyle siber saldırganlar için kolay lokmalar olmayı sürdürecek. Ozan Öncel,

güvenlikte yapay zekanın gücünün artacağını belirterek, şu bilgileri paylaştı: “Yapay zekâ ile desteklenen sistemlerin, şirketleri saldırılara karşı koruyup milyarlarca dolar katkı sağlaması bekleniyor. Dünya çapında yapay zekâ harcamalarının 2020’de 46 milyar dolara ulaşması öngörülüyor. Bu miktarın yüzde 25'i bankacılık ve finans güvenliği alanlarında kendini gösterecek. Her ne kadar siber suçların 2021 yılına kadar dünyaya 6 trilyon dolara mal olması beklense de, yapay zekâya dayalı çözümlerin küresel ekonomiye 15,7 trilyon dolara kadar katkıda bulunması öngörülüyor. Bir yandan da 2020'ler kuantum bilişimin gelişme dönemi olacak, kuantum bilişim güvenlik sektörünün 2020'lerde yüz milyonlarca dolar değerinde olması bekleniyor.”

Avrupa’da yayılım hedefleniyor Coğrafi bilgi sistemi ve teknolojilerini kullanarak veri analizi yapan danışmanlık şirketi Maptriks, 2019’da açtığı İngiltere ve Hollanda ofislerinden sonra, önümüzdeki dönemlerde Almanya, Fransa ve İtalya’da da ofis açmayı, bu bölgelerde istihdam da sağlayarak büyümeyi hedefliyor. Finanstan perakendeye, otomotivden

tekstile 12 farklı sektörde müşterilerine danışmanlık veren Maptriks, çok katmanlı verileri analiz ederek şirketlerin doğru kararlar almalarını sağlıyor. 30’dan fazla kaynağa ait 300’den fazla demografik veri ve 3 bin 500’den fazla markanın mağaza bilgilerine sahip olan Maptriks, bu verileri yorumlayarak lokasyon analitiği çözümleri sunuyor.

Maptriks CEO’su Akgün Karlıbel, şu bilgileri paylaştı: “Lokasyon analitiği dünyada her yıl yüzde 15 büyüme ile yüksek potansiyele sahip bir sektör. Teknolojimizin ve 10 yıllık tecrübe ile sahip olduğumuz uzmanlığımızın yurtdışında rekabet edebilir olduğunu gördüğümüz için ana odağımızı dünyadaki yüzde 15’lik

büyümenin yarısını Amerika ile paylaşan Avrupa ülkeleri olarak belirledik. İngiltere’deki ofisimiz ile Türkiye’de de çalıştığımız uluslararası bir firmanın Londra projesi için işbirliğimize devam ediyoruz. Avrupa’da 4 şirketle de olumlu yönde ilerleyen görüşmelerimiz var. Hedefimiz; ciromuzun yüzde 30’unu yurtdışından kazanmak.”


1998 yılında BT'de her alanda büyüme Acısıyla, tatlısıyla bir yılı daha geri­

değişimler bekliyor. Türkiye BT paza­

taşıyacak gelişmeler de bu

de bıraktık. 1998 yılında BT sektörü­

rının bu yıl toplam 2 milyar dolar ci­

segmentlerin uygulama alanlarında

nü yepyeni gelişmeler ve teknolojik

ro yapması bekleniyor. Bu cironun

görülecek. Örneğin Internet'in

büyük bir bölümü yine donanım ve

gelişimiyle birlikte elektronik ticaret,

onun içinde yer alan PC alanından

elektronik alışveriş önem kazanacak.

Interpro 1998 Türkiye BT Sektörü Rehberi çıktı!

elde edilecek.

Elektronik iş hayatı kavramı gündeme gelecek. Çözüm ve hizmet pazarında

1998 yılı, hızlı teknolojik gelişmeyle birlikte hızlı olaylara gebe.

artan rekabet koşullarına paralel

Yine pazarın tüm alanlarında büyüme

olarak çağrı merkezi çözümleri önem

öngörülüyor. Ancak bu alanlardan

kazanacak.

özellikle en çok büyüyecek

1 9 9 8 d e BT pazarında ve BT tek­

segmentler olarak yine veri iletişimi,

nolojisinde beklenen gelişmeleri siz­

Internet, yazılım ve hizmetler

ler için derledik.

görülüyor. Sektörü birkaç adım ileriye

(Ayrıntılı haber sayfa 2-3-4'te)

TU RNE T İ stanbul çıkışına 4 Mbit'lik u y d u bağlantısı Inturnet A.Ş., uzun süre­

olsa da işler duruma geldi.

dir TURNET'in İstanbul çı­

Orion-1 uydusu üzerin­

kışını

artırma

çalışmalar

İnterpro tarafından hazırlanan 1998 Türkiye BT Sektörü Rehberi çıktı. Rehber, Türkiye'de pazarlanan BT ürün

Mbit'lik Sprint bağlantısıyla birlikte

toplam

konusunda

den 2x2 Mbit/s ile Digex'e

yükselmiş

8

oldu.

Mbit'e Digex'e

yürütüyordu.

yapılan bağlantı ile toplam

yapılan

Türk Telekom'un asimetrik

yurtdışı bağlantısıyla TUR­

hat. 4 Mbit'lik giriş bant ge­

hat tarifesi olmamasından

NET'in toplam yurtdışı çı­

nişliğinin

dolayı yaklaşık 6 ay ö n c e

kışı için ayırdığı bant ge­

için 1 Mbit'lik bant genişli­

verilen hat artırımı girişimi

nişliği

ği sağlanmış.

nihayet deneme bağlantısı

Mbit'lik MCI, Ankara'daki 2

İstanbul'daki

2

hat

asimetrik

yanı

sıra,

bir çıkış

(Ayrıntılı haber sayfa 20'de)

Interpro Ödülleri 16 Şubat'ta Sektörün gelişimine katkıda bulunan bilgi tek­ nolojileri şirketlerini öne çıkartmayı ve başarılarını ödüllendirmeyi amaçlayan Interpro BT Sektörü 1997 Ödülleri, 16 Şubat 1998'de sahiplerini bulacak. 15 ka­ tegoride değerlendirilecek olan şirket ve kişileri BT/haber okuyucuları da 19 Ocak'a kadar aday gösterebilecekler. Ödül sahip­ lerini, belirlemede siz de katkıda bulunmak ister­ seniz, 9- sayfada yer alan formu doldurarak ödüle layık bulduklarınızı bildirebilirsiniz.

B i r h a y a t lütfen Kadir Aydoğdu, 14 yaşında ve Kenan Evren Lisesi'nde öğrenci. Aydoğdu, ilik kanseri ve ilaç tedavisi sonuç vermiyor, son çözüm ilik nakli. Gereken toplam para 60 milyar TL. Şim­ diye kadar toplanan para 40 milyar TL. Umutla karşıladığımız bu yeni yılın ilk gün­ lerinde okul arkadaşlarının düzenlediği bu onurlu yaşatma kampanyasına bizler de katıla­ rak bu genç fidanın daha nice yeni yıllar gör­ mesini sağlayalım. Hemen şimdi! Bağışlarınız için: Ziraat Bankası, İstanbul, Fikirtepe Ş b , 0 8 4 8 0 0 0 3 0 0 0 3 0 1 1 1 2 0 2

ve hizmetleri sınıflandırılmış olarak sunarken, bunları ithal eden/üreten şirketlerin ve dağıtım kanallarının adres bilgilerini de veriyor. Bu yıl altıncısı yayınlanan rehber, isteyen herkese,

BİTTEN, geleceğin BT projelerine odaklandı

gönderim bedeli alınarak iletilecek. (Ayrıntılı haber sayfa 8'de)

(Sayfa 10)

Bu sayıda.

EVRENSEL

H A İ T R F A A T UH B

• Sybase, FastMart paketiyle DataMart pazarında atağa kalkıyor

E T

(Sayfa 6)

• Kopya Progress'ler lisanslaıuyor

AKIN EVREN

(Sayfa 7)

Zamana karşı...

• Sürat Bilgisayar hız kazanıyor (Sayfa 10)

Elinizde tuttuğunuz 1 5 0 . sayımız. Yeni yılın ilk sayısı. Bu n e d e n l e beklentiler ve öngörülerle dolu. Başlangıçtan b u g ü n e yüzelli haftayı yaşamış ve yorumlamışız. Haftanın en ö n e m l i gelişmesini manşete çıkarmışız. (Devamı 2.

sayfada)

• BT sektöründe 8 yaş hakimiyeti (Sayfa 12) • NCR yeni yapısıyla Doğu Avrupa'yla sıkı temasta

(Arka

sayfa)

Bu sayının tüm sayfalarına www.bthaber.com.tr'den ulaşabilirsiniz.


%30 DAHA FAZLA VERİME VAR MISINIZ? Skysens IoT Platformu, endüstriye özel olarak geliştirilen kablosuz

iletişim teknolojisiyle üretim alanınızdaki verileri anlık olarak analiz eder ve verimlilik kaybına neden olan sebepleri anında tespit etmenizi sağlar. Değişikliklerden anında haberdar olmanızı sağlayan mobil uygulaması ile Skysens IoT Platformu, üretim verimliliğinde

%30’a kadar artış sağlar.

Üretim Süresi Analizi

Üretim Sayısı Takibi

Makine ve Hat Performans Analizi

Toplam Ekipman Verimliliği (OEE) Analizi

Boşta Bekleme Süresi Analizi

Enerji Tüketimi Analizi


24 KARİYER Multinet Up’ta pazarlamadan sorumlu isim Bora Işık

Yeni nesil finansal teknoloji şirketi Multinet Up’ın Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı görevine Bora Işık atandı. 15 yılı aşkın süredir çeşitli şirketlerde dijital pazarlama, strateji ve iş geliştirme alanlarında liderlik yapan Bora Işık, Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı unvanıyla Multinet Up’ın pazarlama faaliyetlerini yönetecek. İstanbul Bilgi Üniversitesi İşletme lisans programı mezunu olan Işık, yüksek lisans derecesini İstanbul Ticaret Üniversitesi Uluslararası İşletme ve Ticaret Bölümü’nden aldı. 2018’de başladığı ikinci yüksek lisansını ise Üsküdar Üniversitesi Uygulamalı Psikoloji Bölümü’nde sürdürmekte. İş hayatına 2004’te MT olarak Akbank’da başlayan Işık pazarlama, iş geliştirme, dijital kanallar yönetimi olmak üzere çeşitli birimlerde görev aldı. 2012’de ödeme sistemleri sektörüne geçerek BKM’de Pazarlama ve Yeni İş Geliştirme’den Sorumlu Müdür olarak görev yaptı. 2014’te n11.com’da Pazarlama Direktörü görevine getirilen Işık, 2018’de Avansas.com’da Pazarlama ve Satış Direktörü olarak kariyerine devam etti. Buradaki görevinin ardından TatilBudur.com’da Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı yapan Işık, 2019 Kasım’ından itibaren Multinet Up Pazarlama Genel Müdür Yardımcılığı görevini yürütüyor.

BThaber 6 - 12 OCAK 2020

Otel yönetimleri sistemi, İngiltere’de yerini aldı

Elektra Otel Yönetim Sistemi, Türkiye genelinde 3 bin 500’den fazla büyük otel, otel zinciri ve konaklama merkezinde

kullanılırken, yurtdışı pazara “Easypms” adıyla giriş yaptı. Web tabanlı bir otel yönetim sistemi olan Easypms ile otelin tüm departmanlarındaki operasyonlar, elektronik ortamda yüksek hızda verimli bir şekilde yönetilebiliyor. Talya Bilişim Elektra Otel Yönetim Sistemleri, bir süre önce yurtdışı büyüme hedefleri paralelinde Londra’da bir ofis açtı ve İngiltere Satış Direktörü olarak Tim James ile çalışmaya başladı. Tim James; Rategain, Travelclick, Agilysys gibi turizm teknolojileri sektörünün önemli firmalarında çalışmış bir isim.

Maysan Mando Genel Müdürü Tülay Şengül oldu

İçeriğin uzmanları bu toplulukta Kâr amacı gütmeyen bir organizasyon olan Çocuk Kitabı Yazarları ve İllüstratörleri Topluluğu'nun Türkiye Başkanı, çocuk içerikleri uzmanı Nurgül Şenefe oldu. Kurulduğu 1971 yılından bu yana kâr amacı gütmeyen bir organizasyon olan; çocuk ve gençlik kitapları kategorisinde yazan, çizen, çevirmenlik yapan kişilere özel dünyadaki tek profesyonel organizasyon olma özelliğine sahip Çocuk Kitabı Yazarları ve İllüstratörleri Topluluğu'nun Türkiye başkanlığına seçilen Nurgül Şenefe, 2007 yılında kurulan ZNN Network Danışmanlık ve İçerik Ajansı'nın da kurucusu.

Amortisör üreticilerinden Maysan Mando bünyesinde yaklaşık 5 yıldır Genel Müdür olarak görev yapan Anıl Yücetürk’ün yerine, uzun yıllardır otomotiv sektöründe çeşitli kademelerde önemli sorumluluklar üstlenen Tülay Hacıoğlu Şengül atandı. Tülay Hacıoğlu Şengül, otomotiv sektöründe 20 yılı aşan bir deneyime sahip ve lojistik, üretim, satın alma, kalite, tedarikçi geliştirme, satış ve iş geliştirme, proses mühendisliği, bakım, iş sağlığı ve güvenliği, çevre yönetimi gibi alanlarda çalışmalar yürüttü. ODTÜ Makine Mühendisliği Bölümü'nden

mezun olan Şengül, Uludağ Üniversitesi'nde İşletme Yüksek Lisans eğitimini tamamladı. Eğitim sonrası Karsan Otomotiv bünyesinde çalışma hayatına başlayan Şengül, yaklaşık 12 yıl çalıştığı Karsan’da Üretim ve Lojistik bölümlerinde çeşitli kademlerde görev aldı. Daha sonra Rollmech Automotive bünyesinde yaklaşık 9 yıl görev yapan Şengül, şirket bünyesinde Lojistik Müdürü olarak göreve başlayıp; sırasıyla Üretim ve Lojistik Müdürü, Satınalma Müdürü, Kalite Müdürü, Satış ve İş Geliştirme Müdürü ve Operasyon Direktörü görevlerini yürüttü.


KARİYER 25

BThaber 6 - 12 OCAK 2020

Girişimlere EY Türkiye desteği geliyor Uluslararası danışmanlık ve denetim şirketi EY Türkiye (Ernst & Young), “EYnovation” programı ile işini büyütmek isteyen startup’lara ihtiyaçlarına özel destek verecek. EY, bu programla şirketlerinin kurulma sürecinde (tohum ve erken aşama), müşteri portföylerini genişletmeye başladıklarında (büyüme aşaması), işlerini ölçeklendirme noktasına geldiklerinde ya da uluslararası pazarlara açılmayı (genişleme) hedefledikleri aşamada stratejik, yasal ve finansal sorunlarının çözülmesi konusunda destek olmayı hedefliyor. EYnovation, farklı aşamalardaki start-up’lara üç kategoride destek oluyor. Navigator kategorisi kapsamında, Türkiye’nin önde gelen kuluçka merkezleri ile işbirliği içinde start-up’ların soruları yanıtlanacak, ihtiyaçlarına yönelik yönlendirmelerde bulunulacak. Hangi alanda danışmanlık desteği almak istediğini başvuru formunda belirten girişimciler, EY Türkiye çalışanlarından bir yıl boyunca birebir mentorluk desteği almanın yanı

sıra start-up’lara özel hizmetlerden de yararlanma fırsatı bulacaklar. Türkiye’de faaliyet gösteren, 500 bin – 1 milyon TL arasında ciroya sahip ve bir kuluçka merkezi ya da hızlandırıcı programına dahil olan start-up’ların 31 Ocak 2020 tarihine kadar başvuruda bulunabileceği EYnovation Startup Programı Navigator kategorisi kapsamında ayrıca girişimcilerin ihtiyaçlarına yönelik eğitimler de düzenlenmesi planlanıyor. Öte yandan EYnovation, mentorluğun yanı sıra start-up’lara özel hizmet paketleri de sunuyor. ‘Growth’ kategorisiyle büyümeye başlayan ve müşteri portföyünü genişletmede desteğe ihtiyacı olan start-up’lara pazarlarını geliştirmede ve stratejilerinin yenilenmesinde yardımcı olurken; ‘Expansion’ kategorisi ile halihazırda güçlü bir marka haline gelmiş start-up’larla beraber hareket ederek, yeni ürün ve hizmetler geliştirmeyi ve güçlü uluslararası ağı sayesinde onlara yatırımcı ve müşteri portföylerini daha da genişletecek fırsatlar sunmayı hedefliyor.

Rockwell Automation’da yeni görevlendirme

Rockwell Automation’da Sebastien Grau, Rockwell Automation Ortadoğu, Türkiye ve Sahra Altı Afrika Bölge Satış Direktörü olarak atandı. Sebastien Grau, küresel satış operasyonları ve enerji birimlerinde Ortadoğu ve Afrika’da yöneticilik ve direktörlük gibi farklı görevlerdeki 15 yıldan fazla tecrübesini bu göreve ataracak. Grau, Fransa’da Montpellier IAE’de Yeni Teknolojilerin Pazarlaması alanında MBA yaptı.

Etkinlikleriniz ile ilgili bilgileri bthabersirketleri.com/EtkinlikDuyuru adresine girebilirsiniz.

BThaber

ETKİNLİK TAKV!M! E T K İ N L İ K L E R

16 Ocak 2020 BTvizyon Bursa Toplantısı Bursa AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

Y U R T İ Ç İ

16-18 Ocak 2020 Uluslararası Sağlıkta Yapay Zeka Kongresi İzmir AYRINTILI BİLGİ: www.sagliktayapayzeka2020.org

19 Mart 2020

2 Nisan 2020

BTvizyon Konya Toplantısı Konya AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

BTvizyon Kayseri Toplantısı Kayseri AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

E T K İ N L İ K L E R

6 Şubat 2020

20 Şubat 2020

12 Mart 2020

BTvizyon Antalya Toplantısı Antalya AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

BTvizyon Gaziantep Toplantısı Gaziantep AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

GOSB Teknoloji Platformu İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

16 Nisan 2020 BTvizyon Malatya Toplantısı Malatya AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

11 Haziran 2020 BTvizyon Samsun Toplantısı Samsun AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

9 Temmuz 2020 Bilişim 500 Ödül Töreni 2020 İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

Y U R T D I Ş I

7 Ocak 2020

19 Ocak 2020

CES 2020 Las Vegas, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.ces.tech/

Beyond IoT 2020 Cork, İrlanda AYRINTILI BİLGİ: https://beyondiot.ie/

26 Ocak 2020 Kickstart Europe 2020 Amsterdam, Hollanda AYRINTILI BİLGİ: https://www.kickstartconf.eu/

10 Şubat 2020 11th International Smart City Expo 2020 Dubai Dubai AYRINTILI BİLGİ: https://smartcitiesexpoworldforum.ae/

24 Şubat 2020 MWC Barcelona 2020 Barcelona, İspanya AYRINTILI BİLGİ: www.mwcbarcelona.com/


BThaber

26 MEKTUP

6 - 12 OCAK 2020

Gönüllülük ve girişimcilik zinciri

Yeni yıl geldi hoş geldi, Yeni mektubum girişimcilik ve ödüllerle dopdolu. Açılışı evcil hayvanlarla ilgili bir girişimcilik haberiyle yapıyorum. Evcil hayvanlar ve onlarla güçlü bağları olan insanlara daha rahat ve uyum içinde bir yaşam sunmak için projeler geliştiren Nestlé Purina, bu yıl Betterwithpets ödülü başvurularını Türkiye’ye de açmış. Ashoka işbirliğiyle bu yıl ikincisi düzenlenen ve evcil hayvanlar ile insanlar arasındaki bağın karşılıklı pozitif gücünden yararlanmak odaklı yenilikçi sosyal girişimleri destekleme amacı taşıyan BetterwithPets Ödülü için pilot denemeleri yapılmış ve uygulamaya konulmuş yenilikler ile fikir aşamasındaki projelerle başvurulabiliyor. Avrupa, Ortadoğu ve Kuzey Afrika genelindeki daha fazla sayıda ülkeden yarışmacının katılabileceği 2020 Ödülü için başvuru süreci 28 Ocak’ta sona erecek. Finale kalan 10 proje, kazananların duyurulacağı 3-4 Haziran 2020'de Fransa'da Purina BetterwithPets Forumu'na davet edilecek. 2017 yılından bu yana Türkiye’deki sosyal girişimcilik ekosistemini güçlendirmek, sosyal girişimleri potansiyel yatırımcılarla bir araya getirerek sürdürülebilir iş modellerini desteklemek için Fark Yaratan Yatırımlar projesini yürüten TEB Özel Bankacılık ve Ashoka Türkiye ise yeni bir proje başlatmış. TEB Özel, dünyanın ilk ve en geniş sosyal girişimcilik platformu Ashoka ile birlikte Açık Açık Sosyal Girişim projesini hayata geçirerek, sosyal girişimlerin büyümesine

YIL 25 SAYI 1250

katkı sağlamayı hedefliyor. TEB Özel, Ashoka Türkiye ile sosyal finans kavramı odağında, sosyal girişimlerin finansal desteklere erişimlerini kolaylaştırma amacıyla “Sosyal Finans Toplantıları” ve “Fark Yaratan Yatırımlar Network Buluşmaları” da düzenliyor ve bu yeni platform, sosyal girişimlere katkılar sunacak. Turkcell, dünyanın en büyük kurumsal sürdürülebilirlik girişimi olan Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi tarafından oluşturulan CFO Görev Gücü (CFO Taskforce) inisiyatifinin kurucu üyelerinden biri olmuş. 17 Aralık’ta İtalya’nın Milano kentinde düzenlenen toplantıyla iki yıllık programına başlayan CFO Görev Gücü, BM’nin Sürdürülebilir Kalkınma İlkeleri’nin hayata geçmesi için yapılan çalışmaların merkezine kurumsal finansı yerleştirme prensibiyle yola çıkmış. Turkcell Finanstan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Osman Yılmaz’ın dediği gibi, sürdürülebilirlik şimdi de finans perspektifiyle desteklenecek. Her yıl 7 farklı alanda, 70’ten fazla ülkeden 12 binin üzerinde başvurunun alındığı Stevie Ödüllerinde; Avrupa, Orta Doğu ve Afrika bölgesinde Yılın Kadın Yöneticisi altın ödülünün sahibi Arvato CRM Türkiye COO'su Berna Çeliktürk Tan olmuş. Vodafone Türkiye de teknoloji ve satış fonksiyonlarında kadın çalışan oranını artırmak amacıyla hayata geçirdiği programların

Bilişim Zirvesi Etkinlik Organizasyon Ltd. Şti. adına Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Neslihan Aksun neslihana@bthaber.com.tr

6 - 12 OCAK 2020

BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr

www.bthaber.com www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber

Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr

Bültenlerinizi

bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz

yanı sıra çalışanların aile içi şiddete karşı desteklenmesine yönelik çalışmalarıyla 16. Stevie İş Hayatında Kadın Ödülleri’nde “Kadınların Güçlenmesi ve Desteklenmesi” kategorisinde “Altın Stevie” ödülüne layık görülmüş. Dünya genelinde kurumsal sosyal sorumluluk ve çevresel sürdürülebilirlik çalışmalarını değerlendiren The Green Organisation, engelli hayvanları hayata bağlayan yürüteç projesi nedeniyle Vestel’e Dünya Lideri (CSR World Leader) Nişanı vermiş. Enerjisa Enerji, birçok üst düzey şirketin değerlendirildiği Amerikan İletişim Profesyonelleri Ligi (LACP) tarafından düzenlenen 2019 Inspire Awards’ta ilk Sürdürülebilirlik Raporu ile “Altın Ödül”ün sahibi olurken, en iyi 100 global rapor arasında da 39’uncu sırada yer almış. Türkiye'nin sağlık ödülleri Doktorclub Awards 2019’da kazananlar 20 bin hekimin oyuyla belirlenmiş. Kök hücre bağışıyla ilgili doğru bilgileri topluma aktarmak için Sağlık Bakanlığı ve TÜRKÖK desteğiyle ve Pfizer Türkiye'nin gönüllü katkılarıyla hayata geçirilen Can Damlası projesi ise Yılın İlaç Endüstrisi Ödülleri - Yılın Sosyal Sorumluluk Projesi kategorisinde ödüle layık görülmüş. Proje kapsamında hayata geçirilen “Elini Uzat Can Damlası Ol” isimli dijital video aracılığıyla, sosyal medyada 9 milyona yakın kullanıcının kök hücre bağışı hakkında

Abone ve Dağıtım

btabone@bthaber.com.tr

Ankara Temsilcisi Sedef Özkan sedefo@bthaber.com.tr

Editör Handan Aybars handana@bthaber.com.tr Görsel Yönetmen Sena Çakıroğlu senac@bthaber.com.tr

Cilt, Baskı, Poşetleme: Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l

Online Editör Atılay Aşkale atilaya@bthaber.com.tr

bilgilendirilmesi sağlanmış. Detaylara www.candamlasi.com sitesi ve #EliniUzatCanDamlasıOl etiketiyle ulaşılabiliyor, etrafımızı da bilgilendirmek görevimizdir. İlk mektubuma noktayı, kurumsal bazda örnek olmasını dilediğim bir ‘gönüllülük’ çalışması ile koyuyorum. Gönüllülük konusunda birçok örnek uygulamaya sahip bulunan Panasonic Life Solutions Türkiye Gönüllüleri geçtiğimiz yıllarda Özel Sektör Gönüllüleri Derneği tarafından verilen en başarılı gönüllülük programı ödülüne layık görülmüş. Kuruluşun gönüllüleri; “Meslek Eğitimine Destek” Koçluk Programı, köy okulları için kampanyalar, Give Gain Çalışan Gönüllülüğü Günleri, ağaçlandırma projeleri, kan bağışı kampanyaları, geri dönüşüm projeleri, İstanbul Maratonu’nda sivil toplum kuruluşlarının desteklenmesi gibi projelere ve daha birçok projeye aktif rol alarak katkı sağlıyor. Çalışanların, gönüllülük konusundaki duyarlılığını desteklemek amacı ile Panasonic Life Solutions Türkiye tesislerinde bir de “Gönül Kumbarası” varmış. Çalışanlar ister kullanım fazlası oyuncak ve kırtasiye malzemelerini isterse yeni alacakları malzemeleri bu kumbaraya atıyor. Kumbara yine çalışanlardan oluşan bir grup gönüllü tarafından açılarak malzemeler ayrıştırılıp, ambalajlanıyor ve ihtiyaç sahibi bir okulun öğrencilerinin yüzünde tebessüme dönüşmek üzere yola çıkarılıyormuş. Örnek olması dileğim boş değil anlayacağın. Haftaya buluşmak üzere,

BThaber Genel Müdürü Özlem Unan İş Geliştirme ve Satış Müdürü Abdurrahman Koyuncu Reklam Satış Yönetmenleri Kutay Göçe Arif Şuekinci Zeynep Gürdal Reklam Rezervasyon Sorumlusu Suzan Bilken Yönetim Yeri: Bilişim Zirvesi Etkinlik Organizasyon Limited Şirketi Örnek Mah. Şehit Cahar Dudayev Cad. Örnek İş Merkezi No:14 Kat:5 34704 Ataşehir İSTANBUL Telefon: (0216) 888 0 596 ISSN 1300-6495

Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.

BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.



WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER

Social media gets in our genes! 2019 Global Mobile User Survey results are announced, having been conducted by Deloitte for 7 years. The most striking situation in the study was that data on the use of mobile devices by Turkish people were also shared. Turkey ranks first in the use of social media and phone users from Turkey play games on their phones, more than any other country. Global Mobile User Survey had 44 thousand 150 participants from 6 continents and 28 countries, as stated by Deloitte Turkey Technology, Media and Telecommunications Industry Leader Metin Aslantaş, he added that the survey offer a broad perspective on the place and influence of mobile technologies to our lives. Aslantaş said that: “When analyzing the current situation, we share the predictions about how the future will be shaped. In this sense, it is not only a source of data for the business world, but also for the experts who conduct cultural and social studies.” The results of the online survey organized with the participation of 1,000 people in Turkey: Turkey still ranks first in the use of social media: We love and use Social media more than any other country. When the communication applications in the mobile phone are examined; Facebook, WhatsApp, Facebook Messenger and Instagram are the most commonly used apps. When users are analyzed, the daily use of social media in Turkey increased by 6 percentage points, compared to 2017 and this increase are observed in all age groups. When the usage of social

media and communication applications are examined by gender; the usage frequency of women and men varies for Instagram, Snapchat and TikTok. The frequency of female users is 14 points higher on Snapchat, 12 points higher on Instagram and TikTok than men. Twitter and dating platforms are the applications that men usage percentage is higher than women. We play games on the phone every day: 55% of mobile phone users in Turkey prefer phones to play games. Users in Turkey with this ratio ranks first among the countries of the survey. When the age groups of those who prefer mobile phones to play games are examined, it is seen that the highest rate is in the age group of 35-44 with 61%. When the frequency of users to play games is examined, 1 out of 2 smartphone owners play games on the phone every day. Turkey ranks first on playing games frequency among the countries where the survey was conducted. 67% of users in Turkey plays games on phones in order to relax while at home. 40% of the most played games are casual/puzzle games. 78% of users prefer single player games with a clear difference. Grocery shopping is now done with smartphones: According to the survey, grocery shopping is being digitalized. 31% of the users said that they make their purchases at least once a month from their mobile phones. The most frequently used categories of users in Turkey daily are market needs and food distribution services; in line with the categories in which they shop the most.

68% of the users said that they have used at least 1 market and food distribution services so far. 42% of the users experienced taxi providing services and 33% experienced the courier services at least once. We change phones less frequently: Our frequency of changing phones has decreased compared to 2017 due to increased foreign exchange and installment arrangements. In 2017, the rate of those who changed their phones in the last two years has decreased from 64% to 58%. Particularly in Turkey, the reduction of the frequency of changing phones are believed to be caused by some additional factors. Since the fluctuations in exchange rates after 2017 put pressure on imported phones, consumers’ desire to buy new phones decreased. Our phone addiction creates mental and physical problems: 46% of users say they feel the need to constantly check their phone, while the rate is 21% in Europe. 32% of users say they cannot communicate face-to-face when they are in contact with family or friends because of too much phone use. In Turkey, 26% of users stated they face with physical problems due to too much phone use, while the ratio for European users is 7%. We accept the terms and conditions of use without reading: We believe that our personal information is used by companies, but most of us accept the terms and conditions of use without reading. 76% of participants in Turkey believe that their personal information is used by companies and 69% of them consider that their

personal information is shared with third parties. Turkey is close to the European average on these two ratios. Participants in Turkey share e-mail information online by 55% and this information is followed by phone number, location information and photos. In Turkey, users' awareness on this issue seems to be higher than users in other countries where the survey is conducted. 12% of users in Turkey states that they will never accept the terms and conditions of use without reading, while this rate is 7% on average in Europe. We are looking forward to 5G: In the report, it was evaluated that voice and video calls over the internet, which are the most increasing communication methods compared to 2017, increased the interest towards 5G. 43% of users in Turkey stated that they want to transfer to 5G infrastructure as soon as possible, on 16% of European users said they wanted to transfer to 5G as soon as possible. Turkey by Numbers • Those who need to check their phone continuously: 46% • Those who suffer physically from excessive phone use: 26% • Those who spend time on Instagram at least once a day: 49% • Those who spend time on Twitter at least once a day: 23% • Those who prefer mobile phones for playing games: 55% • Those who play games every day on their smartphone: 50%


Mevcut Ticari veya ERP Programınızla E nte gra s yo n

Entegre Yönetim Finans ve Nakit Akışı Fatura, İrsaliye, E-Fatura Stok, Depo, Lojistik Satınalma Yönetimi Müşteri, Teradikçi, Taşeron Sözleşme Yönetimi

CRM Pazarlama - Satış Servis - İş Yönetimi İK Özlük, İşe Alım Tekrarlanan Gelir ve Gider Aksiyon, Toplantı, Görev Dashboards: CEO, CFO, CPO

www.PirCloud.com Bayilik başvuruları için: ysmbulut.com/partner

Projeler Proje Bütçe Yönetimi Puantaj, Hakediş Yönetimi Proje İş Programı Proje Süreç Yönetimi Proje Günlük İşlemler


Turkey will also host the new production Legrand Group Global reinforced its belief in the Turkey market and HR as well as strengthened the long-term presence in Turkey, with new investments of 5.5 million Euros. Legrand Group Vice President Responsible of Europe Frederic Xerri stated that they carry out their activities and competencies on energy efficiency through the brands of Legrand Inform, Estap and BTicino and visited Turkey for Inform’s new factory opening in Gebze. He also expressed that they entered to Turkey’s electricity market in 1990 by purchasing Bufer Elektrik in 1990 and they put the factory in Gebze into operation in 1992. He summarized their steps in the context of Turkey market growth strategy: “In 2008, we added the Estap brand that was founded in 1989 to Legrand Group. In 2010, we acquired

Inform Electronic. Inform and Estap joined forces in 2015. We moved our Sancaktepe factory to Pelitli location, expanding its activities and producing UPS under the brand names Inform and Legrand and producing 19” Rack cabinets under the Estap and Legrand brands.” Frederic Xerri told the location of the Turkey market and its potential: “Our new factory investment was completed on October 1, 2019. On September 4, 2018, Legrand Group CEO Benoit Coquart announced an investment of 5 million Euros during his visit to Turkey and we completed our new factory with a 5.5 million Euro investment. In the new facilities of Inform, which distinguishes itself from its competitors with the feature of being the only company that has all production processes in its own sector, UPS, there are R&D department and Customer Service Center as

well as electronic card assembly facility, mechanical production workshop and assembly lines isolated from external factors. With a staff of 350 people, the products we produce include static uninterruptible power supply, rectifiers, frequency converters, automatic and static voltage regulators, low voltage panels, IT hospital isolation systems, active harmonic filters, inverters, transformers, electronic cards and energy storage systems as well as the Estap product range, the leading brand of rack cabinet industry, 19” rack cabinets, data center and customized telecom cabinets. We realized our entire structure in the new factory investment by taking Industry 4.0 approach and environmental awareness into our focus. We used a Legrand brand high efficiency transformer Zucchini, LED lightings, motion and presence sensors. We used IME power analyzers, also a

Legrand brand, to monitor consumption and take action on each distribution board. We also want to draw attention to sustainability thanks to the roof design that provides the benefit of daylight. Turkey is a big market. Although there has been a contraction in the economy in recent years, we are fully confident that the construction sector will liven up. Legrand Turkey continues on its way with new products and services, increasing its market share. 2020 will be a year when we launch the “Customer Experience” project, where we will develop our processes by focusing on the customer and continue our digitalization path with the launch of our affiliate product groups. We will pursue company acquisition opportunities that will contribute to the growth of Legrand Group with Legrand Turkey CEO Levent Ilgın.”

The future of the Internet will be shaped on the new strategy Cisco announced its “internet for the future” technology strategy. Since next generation applications will cause even more complexity than the existing Internet infrastructure can support. Cisco’s strategy will change the underlying economy of developing the Internet in line with the requirements of future digital applications, enabling businesses to work with simpler and more costeffective networks. Cisco CEO Chuck Robbins and Senior Vice President and General Manager David Goeckeler expressed the foundations for the new vision and strategy in San Francisco: • Silicon: Cisco’s Silicon One architecture will further

strengthen the internet for the future. The industry’s only highly programmable silicon architecture will form the new foundation for Cisco’s portfolio of routing products designed for the next decade and beyond. This new architecture will support the service provider market, the web scaling market and a significant number of businesses, respond to the needs of the entire network and simplify the way networks are set up and operated. • Optics: The ‘separation’ of the building blocks of internet stands out here. Because if the optics and

switches connecting the routers fail to keep up with the silicon that makes them work, the high speeds required by the new internet will not be achieved. Cisco invests in Silicon Photonics Technologies, which will reduce costs, reduce energy consumption and use space and simplify network operations. • Router for 5G/AI/IoT Age: Cisco’s new portfolio of routing products is the first products built on this new silicon. Cisco 8000 Router Series will provide advanced technology with secure and cloud capabilities with petabyte scale, service

providers and web scaling companies will establish networks on a mass scale in future and reduce operating costs. • Economy: Cisco will combine the latest optics (400G pluggable) with the speeds of the new silicon architecture to change the economy and the way that networks are built. Existing optical transport layers and guidance layers will be connected to each other by pluggable optics in a single orientation architecture. This will allow businesses to build simpler, safer and more cost-effective networks to support their work.




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.