BThaber 1248. Sayı

Page 1

Sayfa

6

Sayfa

E - TOPLUM

8

TEKNO-POLİTİK

EDİP EMİL ÖYMEN OSMAN COŞKUNOĞLU

• Ekranda 50 yıl gençleştiler • Teknoloji, iletişime sadece araç

• Yapay zeka algoritmaları: Nereden nereye ve nasıl?

25. yıl HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr

SAYI

1248 16 - 22 Aralık 2019

Sayfa

7

BPM’de no-code, Türkiye’den dünyaya yayılıyor Netoloji Yazılım’ın etkinliğinde E-Flow’un yeni versiyonu E-Flow3 lansmanı yapıldı.

Sayfa

10

Sayfa

3

Nokia, kurumsal pazara göz kırpıyor HMD Global, kurumsal pazarın ihtiyacı olan hızlı güncelleme, güvenlik ve düşük maliyet unsurlarını Nokia telefonlarına yansıtıyor.

Teknokentlerde yüksek teknolojili ürün geliştirmek gerekiyor 2019-2023 dönemini kapsayan 11. Kalkınma Planı’nın hedefi doğrultusunda; bu hedefleri yakalamak, teknoparklarda yer alan bilişim firmalarının etkinliğini değerlendirmek ve artırmak amacıyla, ‘Teknokentlerde Yer Alan Bilişim Teknolojileri Şirketlerinin Küreselleşmesi İçin Kritik Unsurlar’ başlıklı Arama Toplantısı, gerçekleştirildi.

Sayfa

Sayfa

4

11

TÜRKİYE’NİN VERİ MERKEZİ

RADORE KOSGEB ve DEİK, KOBİ’ler için güçlerini birleştiriyor Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ile Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın refakatinde KOSGEB ile DEİK arasında 7 Aralık tarihinde iş birliği protokolü imzalandı.

Çeşitlenen riskler, farkındalıkla yarış halinde… Konu bilişim güvenliği olduğunda, maalesef pür-i pak bir gelecek resmi çizemiyoruz. Riskler aynı da kalmıyor, her geçen gün biraz daha karmaşıklaşıyor. Ayrıntılar dosya sayfalarımızda.

radore.com



BThaber

GÜNDEM

16 - 22 ARALIK 2019

3

Teknokentlerde yüksek teknolojili ürün geliştirmek gerekiyor 2019-2023 dönemini kapsayan 11. Kalkınma Planı’nın hedefi doğrultusunda; bu hedefleri yakalamak, teknoparklarda yer alan bilişim firmalarının etkinliğini değerlendirmek ve artırmak amacıyla; Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Derneği (TGBD) ve Türkiye Bilişim Derneği (TBD) organizasyonunda, Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) ev sahipliğinde ‘Teknokentlerde Yer Alan Bilişim Teknolojileri Şirketlerinin Küreselleşmesi İçin Kritik Unsurlar’ başlıklı Arama Toplantısı, 3 Aralık tarihinde gerçekleştirildi. Arama toplantısına; TGBD Yönetim Kurulu Başkanı Faruk İnaltekin, TBD Yönetim Kurulu Başkanı Rahmi Aktepe, TBD Merkez İcra Kurulu Başkanı Aydın Kolat, kamu, üniversite, TBD, TGBD ve özel sektör temsilcileri katıldı. İnaltekin, açılışta yaptığı konuşmada, tüm paydaşların bu toplantıda bir araya geldiğine vurgu yaparak buradan elde edilecek çıktıların ilgili makamlara sunulacağını kaydetti. İş birliği kültüründe geride kalındığına dikkat çeken İnaltekin, “TBD’nin

böyle bir işe imza atıyor olması çok kritik. Birlikten kuvvet doğacak” şeklinde konuştu. Aktepe, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın ‘2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi’ni tüm paydaşların sahiplenmesi gerektiğinin altını çizerek şunları aktardı: “2013-2018 yılları arasında, Türkiye'nin yüksek teknolojili ürün ihracatı 25 milyar 826 milyon dolarken, bu kategoride yapılan ithalat ise 133 milyar 459 milyon dolar oldu ve 5 yıllık dönemde Türkiye'nin verdiği ticaret açığı 107 milyar 633 milyon dolara yükseldi. Çabamız bu açığı kapatmak üzerine. İş birliği, güç birliği, eşgüdüm ilkelerine bağlı olursak bunu başarabiliriz.” Aktepe, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ülkemizde yaklaşık sayıları 4 bine ulaşmış yazılım firmalarının birçoğu ihracat yapmak, ürünlerini yurt dışında da pazarlamak istiyor. Bu firmaların iş birliği için kümelenmek gibi alternatif çözümlerle güçlenmesi, üretim ve pazarlama açısından başarılı sonuçlar sağlayabilir. Türkiye olarak dış ticaret diplomasisi oluşturmalıyız. Küresel piyasalarda rekabetçi olabilmek için yenilik yaratma

kapasitesinin devamlılığını sağlamak gerekiyor. Bu konuda da devreye teknoparklar giriyor. Ayrıca küçük gruplar halinde çalışan genç yetenekler var, haklarında bazı başarı hikâyeleri duyuluyor. Bu grupların da mutlaka desteklenmesi gerektiğine inanıyorum. Bugün kamuda kullanılmakta olan bilişim çözümlerinin yaklaşık yüzde 90’nı yabancı menşeli. Dijital dönüşümde kamuda ihtiyaç duyulan yazılım ve donanımların yerli ve özgün olanlarının seçilmesi, geliştirilmesine destek verilmesi ve hızla kamuda yaygın olarak kullanılmasının sağlanması gerekiyor. Markalaşma ve ihracat bu zemine dayalı olarak gerçekleşecektir.” Türkiye’nin hedeflerine ulaşmasında, teknokentlerin katkıları nasıl artırılabilir? ‘11. Kalkınma Planı Doğrultusunda Teknolojik Gelişmeler ve Hedefler’ konusunda bilgi veren Kolat, teknokentlerde yüksek teknolojili ürün geliştirmek gerektiğinin altını çizdi ve konuşmasında şu noktaları vurguladı: “‘Kuantum Bilişim’ şu anda gelişmekte

olan bir yapı. Avrupa’da, kuantum kriptoloji standartları oluşturuluyor. Bizim de muhakkak başlamamız gerekiyor ve teknokentler de buna önderlik yapmalı. Türkiye’nin hedefi; teknolojiyi yönlendiren, yetkin beşeri sermayeye sahip bir ülke olmaktır. Üniversite, özel sektör, STK ve kamu iş birliği en önemli hedefler arasındadır. Ve nihayetinde dijital/bağımsız ürün ve hizmet geliştiren, sürdürülebilir, kapsayıcı ve rekabetçi, dijital/ bağımsız ekonomiye ulaşan bir ülke hedefi bulunmaktadır. Teknokentlerin bu hedeflere ulaşmada katkıları nasıl artırabilir?” Moderatörlüğünü Mahmut Kiper’in üstlendiği çalıştay, çalışma yönteminin tanıtılması ve ilk oturumun açılışıyla başladı. Toplantıda; ‘Yazılım İhracatı ve Ekosistemi’, ‘Yazılım Ar-Ge’si, Ar-Ge Sonuçlarının Ticarileşmesi ve Markalaşma’, ‘İnsan Kaynakları’, ‘İlişki ve İş Birliği Ağları’ masaya yatırıldı. Çalıştay, grup çalışmaları sonucunda sorunların analiz edilerek ortaya atılan fikirlerin sentezlenmesi, sunum ve sonuç değerlendirmeleriyle sona erdi.

Sigorta dünyasında bilişim ile katlanan hız

Turkcell, kurumlara özel sunduğu çözümlere bir yenisini daha ekleyerek Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’nin (SBM) kurumlar ile bağlantı kurduğu dijital altyapısını daha güvenli ve hızlı hale getirdi. SBM sistemleri ile sigortacılık sektörünün gerçekleştirdiği

tüm işlemler Turkcell dijital altyapısı üzerinden yapılacak. Trafikten yangına, sağlıktan hayat sigortacılığına kadar tüm veriler, Turkcell’in sağladığı dijital altyapılar ile SBM sistemlerinde güvenle saklanıyor, işleniyor ve hizmete sunuluyor. İşbirliği kapsamında SBM, dijital altyapının yanı sıra veri merkezi hizmeti ve güvenliği konusunda da Turkcell ile çalışmaya devam edecek. SBM olarak Türkiye’de sigortacılık faaliyetleri için veri depolayan bir merkezden çok

daha fazlasını ifade ettiklerini vurgulayan Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi Genel Müdürü Murat Hakseven, “Sigortacılık verilerini toplayıp sunmanın ötesinde, bu verileri işleyerek anlamlandırıyor, istatistik üretiyor ve sigortacılık süreçlerinin daha etkin ve verimli hale getirilmesinde etkin rol alıyoruz. Sigorta suiistimallerini önlemek amacıyla analitik metotlar geliştiriyoruz. Aynı zamanda kamusal fayda amacıyla çeşitli kurum ve kuruluşlar ile entegrasyonlar sağlıyoruz. Tüm bu hizmetlerimizi

Turkcell’in bize sunmakta olduğu veri merkezi, veri güvenliği, MPLS bulut gibi dijital hizmetler üzerinden gerçekleştirerek faaliyetlerimizde güvenliğimizi, güvenilirliğimizi, yüksek performansımızı ve iş sürekliliğimizi güvence altına alıyoruz” bilgisini verdi. Turkcell Genel Müdürü Murat Erkan ise, “Hayatın her alanına dokunan sigorta sektörü ile SBM arasındaki altyapıyı sağlamaktan dolayı büyük mutluluk duyuyoruz” dedi.


4

BThaber

E-TOPLUM

16 - 22 ARALIK 2019

KOSGEB ve DEİK, KOBİ’ler için güçlerini birleştiriyor Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ile Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın refakatinde KOSGEB ile DEİK arasında 7 Aralık tarihinde iş birliği protokolü imzalandı. KOBİ ekosisteminin merkezinde yer alan KOSGEB, uluslararası pazarlara yönelik ziyaretler düzenleyen DEİK’e destek verecek. DEİK’in iş heyeti programları, KOSGEB’in ‘Yurt Dışı Desteği’ kapsamına alınacak. Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenen törende, KOSGEB Başkanı Prof. Dr. Cevahir Uzkurt ile DEİK Başkanı Nail Olpak kurumları arasında ortak çalışmayı öngören 10 maddelik anlaşmayı imza altına aldı. Uzkurt yaptığı konuşmada, “DEİK ile imzaladığımız mutabakat zaptı çerçevesinde KOSGEB’in hedef kitlesi olan KOBİ’ler arasındaki ekonomik ve ticari iş birliğini geliştirmek, küresel pazarda rekabet güçlerini artırmak, karşılıklı bilgi ve tecrübe paylaşımında bulunmak, kurumlar arasında eğitici programlar düzenlemek gibi birçok alanda iş birliği hedefliyoruz” açıklamasını yaptı.

KOBİ’lere ortak hizmetler üretilecek “Bu protokol ile taraflar arasında iş birliği için öngörülen faaliyetler arasında KOBİ’lerin dış ilişkiler, dış ticaret ve yatırımlarla ilgili konularda bilgi birikimlerinin artırılması amacıyla eğitim programları, toplantı ve organizasyonlar düzenlenmesi, DEİK tarafından yurt içinde ve dışında organize edilen iş konseylerine ve diğer etkinliklere KOSGEB veri tabanındaki KOBİ’lerin katılımları karşılıklı olarak teşvik edilmesi yer alıyor” şeklinde konuşan Uzkurt, şunları kaydetti: “Protokol ayrıca,

DEİK tarafından yurt dışında düzenlenen ve KOBİ katılımına açık olan iş heyeti programlarının KOSGEB’in ‘Yurt Dışı Programı’ desteği kapsamına alınması, KOSGEB’in Yurt Dışı Pazar Destek Programından KOBİ’lerin yararlandırılmasında karşılıklı iş birliğine gidilmesi gibi birçok konuda KOBİ’lerimize ortak hizmetler üretebileceğimiz verimli bir iş birliğinin zeminini hazırlayacak.” DEİK, deneyimlerini KOSGEB’e açacak Olpak, “Ortak amacımız; ülkemizin kalkınmasına daha fazla

katkı sağlayabilmek” ifadesini kullanarak şu detayları paylaştı: “Bu çerçevede DEİK olarak 146 iş konseyimizle dünyanın dört bir tarafında ticari diplomasi adı altında faaliyet gösteriyoruz. Üyelerimizin içinde büyük firmalar kadar KOBİ’lerimiz de mevcut. Bu çerçevede KOSGEB’in bizimle yaptığı protokolde vermiş olduğu destek son derece önemli. KOBİ’lerimiz değişen piyasa koşullarına hızlı uyum yetenekleriyle, esnek üretim yapılarıyla, bölgeler arasındaki dengeli büyümeye katkılarıyla işsizliğin azaltılmasında ve yeni iş alanlarının açılmasında ülke kalkınmasına en fazla katkıda bulunan, yükü taşıyan işletmelerin başında geliyor. İş birliğini sadece KOSGEB’in maddi destekleri çerçevesinde değerlendirmiyoruz. İş konseylerimizden elde ettiğimiz deneyimlerimizi KOSGEB’e açmak konusunda her türlü gayreti göstereceğiz. DEİK olarak KOSGEB üyelerimize kendi bütçemizden kademeli olarak aidatlarımızda yüzde 20-50 arasında bir indirim olduğunu hatırlatmak isterim.”

‘Öğretmenler İçin Dijital Dönüşüm Programı’ 1 milyon öğretmene ulaşacak Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Google iş birliği ile başlatılan ‘Öğretmenler İçin Dijital Dönüşüm Programı’ kapsamında yapılacak çalışmaları, gerçekleştirilen eğitim programlarını ve eğitim içeriklerini, Google yetkilileri ve öğretmenlerin katıldığı törenle 4 Aralık tarihinde Ankara’da kamuoyuna tanıttı. Bu iş birliğinde; dijital çağda çocukların doğru bir yol haritası ile gelişimlerine katkı sağlamak ve bu süreçte öğretmenlere rehber bir kaynak sunmak amaçlandı. Bakan Selçuk, gerçekleştirilen tanıtım toplantısında; Google iş birliğinde yürütülecek ‘Öğretmenler İçin Dijital Dönüşüm Programı’na ilişkin şu bilgileri paylaştı: "Küresel anlamda büyük

bir değer oluşturan Google ile birlikte öğretmene yatırım için yeni bir bakış açısıyla, yeni bir yoruma geçiyoruz. Bilgi işlemsel düşünme, otomasyon, robotik, algoritma süreçlerinin ne anlama geldiği ve matematik, Türkçe, sosyal bilgiler gibi dersleri yaparken bu bilgilerin işe nasıl koşulacağının altyapısını görme ve değerlendirme imkânımız genişleyecek. Bunun uluslararası bir düzeyde ‘know-how’ oluşturacağına olan inancım da sonsuz. Program, 5 ilde pilot başlatılacak. Disiplinlerarası öğretimde bilgi işlemsel düşünmeye dair olan bu mesleki gelişim programı ile; ilk etapta 200 bini sınıf öğretmeni olmak üzere toplamda 1 milyon öğretmene ulaşılacak. 1 milyon

öğretmenimizin hepsinde ortak bir dil geliştirme fırsatına sahip olacağız." Google Türkiye Müdürü Mehmet Ketenoğlu ise fotoğrafını gösterdiği 13 yaşındaki engelli bir çocuğun uluslararası teknoloji ve gençlik etkinliklerinden birinde görme engelliler için geliştirdiği robotla ödül kazandığını anlatarak şunları paylaştı: “Çocukların 21. yüzyılın gerektirdiği becerilere sahip olmaları büyük önem taşıyor. Bunun önemini OECD ülkeleri arasında yapılan ve kazanımları günlük yaşamda kullanma becerilerini ölçmeyi amaçlayan PISA'nın kapsamındaki genişlemeden de görebiliyoruz. 2021 yılında artık PISA matematik testinde; algoritmik düşünmeyi de ölçecek bilgiler soruların içinde yer alacak."

Öğretmenlerin disiplinler arası bir yaklaşımla, algoritma tasarımı, soyutlama, ayrıştırma ve örüntü tanıma gibi çeşitli yönlerden bilgi işlemsel düşünme becerilerini sınıflarına entegre etmesi için gerekli bilgi ve becerilere sahip olmasını sağlamak amacıyla hazırlanan mesleki gelişim programının pilot eğitimleri tamamlandı. 2017 yılında ilk adımı atılan çalışmanın kapsamı genişletilerek, 1. sınıftan itibaren 6. sınıfa kadar olan süreçte öğretmenlerin ihtiyaç duydukları bilgileri içeren içerikler hazırlandı. Öğretmenlere interaktif bir ortamda kaynak paylaşmaları, fikir alışverişi yapmaları ve etkinlik hazırlamaları için ‘Google Öğretmen Portalı’ oluşturuldu.


business life solution partner...

Teknolojiyi Keşfet Yeter ki iste!

Küçük, Orta ve Büyük İşletmeleriniz için pratik çözümler ile en iyi iş ortağınız... Kartlı Geçiş, CCTV ve

IP Santral Sistemleri

Yangın Algılama Sistemleri

Profesyonel Ses ve Video Konferans Sistemleri

Akıllı Bina Teknolojileri

Haberleşme Çözümleri ve İletişim Sistemleri

BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ SAN. TİC. LTD.

Koşuyolu Mahallesi Katip Salih Sokak No. 6 Koşuyolu, Kadıköy, TÜRKİYE T +90 216 288 0123 | F +90 216 326 3633 | info@cesa.com.tr

www.cesa.com.tr


6

E-TOPLUM

BThaber

Edip Emil Öymen edip.oymen@outlook.com

16 - 22 ARALIK 2019

Teknoloji, iletişime sadece araç İletişim teknolojisinin iletişimi kolaylaştırdığını ama insanlararası “gerçek iletişimi” sağlamadığını savunanların artması, ortaya FOMO/JOMO gibi kavramların çıkması, bunun küresel medyada yankı bulması teknoloji şirketlerini tedirgin ediyor. [FOMO: Aman! Bir şeyleri kaçırıyorum. JOMO: Ne mutlu ki bir şeylerden haberim olmuyor]. Google CEO’su Sundar Pichai bir konuşmasında bu iki sözcükten söz ederken, “Teknoloji endüstrisi, ürettiği cihazlar ve sunduğu hizmetlerden dolayı kendini hep sorumlu hissetmelidir. Biz, kullanıcıların memnun ve mesut olmasına yardım etmeliyiz” demişti. 2018’den bu yana, teknolojinin insanlar arası iletişimi kolaylaştırırken, aile içi

iletişimi daha da zorlaştırdığına dair bir algı oluşuyor. Buna “karşı-algı” yaratmayı düşünen teknoloji şirketleri ise birbirinden yaratıcı reklamlarla ekranlara çıkmaya başladı. Bunun son örneklerinden biri İsveç’ten: Elektronik cihaz satıcısı Elkjøp’un Noel reklamında, yeni yetme kızıyla “görüşemeyen” bir baba var. Kız çünkü hep meşgul: Telefonuyla, oyunda, sohbette… Ama kız, babanın mutsuzluğunu

fark edip üzülüyor. Ona aldığı Noel hediyesi bir oyun kulaklığı. Birlikte oyun oynasınlar, baba kızını hem duysun, hem konuşsun. Çünkü artık, “birliktelik” kavramı da değişiyor. Birliktelik mutlaka ve illa gerçek dünyada değil, sanal dünyada da mümkün. Gençlere “Bu kadar çok oyun oynama, bu kadar çok mesajlaşma” demenin anlamı kalmadı. [Atalarımızın dediği gibi: Zaman sana uymuyorsa, sen zamana uyacaksın].

Apple ise 3 dakikalık duygusal bir iPad reklamı yayınladı. Anne baba ve iki küçük kızları büyükbabanın evine Noel için gidiyorlar. Eve vardıklarında kızlar evde koşturup çığlıklar atarken büyükbaba çok durgun ve üzgün: Eşini yeni kaybetmiş. Kızlar hiç bir şeyin farkında değil gibi şen şakrak, ellerinde iPad’le fotoğraflar çekerek eğlenmeye devam. Noel sabahı hediyeler açıldığında kızların büyükbabaya hediyesi işte o iPad. Çektikleri her fotoğrafı süslemişler. Evdeki bir VHS kasetten, büyükbaba ile büyükannenin güzel eski resimlerini iPad’e aktarmışlar. Aile albümünden büyükannenin resimlerini bulmuşlar. Ailenin şimdiki toplu resmine onu da montajlamışlar. Bütün bunları gören büyükbaba ağlamaklı oluyor. Ama mutlu da… Bunu sağlayan ise Apple ve iPad. Mutlu Noeller.

Ekranda 50 yıl gençleştiler Scorsese, kendi kariyerinin en anıtsal filmini böylece tamamlamış oldu. Dünyaya gösteriyor. Oscar’lardan bir kaçını kapacaktır.

76 yaşındaki Robert De Niro, hiç makyaja gerek kalmadan, tamamen bilgisayar desteğiyle 50 yıl önceki 26 yaşına döndürüldü. 79 yaşındaki Al Pacino ve 76 yaşındaki Joe Pesci de. Bu üçü, Martin Scorsese’nin (o da 77’lik) The Irishman filminde bir aradalar. 3,5 saatlik Netflix ürünü filmde, 50 yıllık gangsterlik “kariyerlerinin” çeşitli duraklarında o yaşlarına

ait “yüzleriyle” görülüyorlar. Bu, bugüne kadar filmlerde yapılan “gençleştirme/ yaşlandırmalardan” farklı, daha ileri bir teknoloji. Ve, bu teknolojiyi geliştirmek 2 yıl sürdü. Filmin çekiminden sonraki montaj (post production) yine 2 yıl sürdü. Sonuçta, ekranda Robert De Niro’yı “bugünkü haliyle” gördüğümüzde bile o, aslında 4 yıl önceki haliyle… Martin

Sinemada dijitalleşme, yarış otomobili hızıyla ilerliyor. Sanatçıları daha genç veya daha yaşlı göstermek için analog dönemde makyaj, dijital dönemde “hareket yakalama” (motion capture) kullanıldı. Bunun için sanatçılar tayt gibi bir kılığa bürünürler, yüzlerine, kol ve bacaklarına işaretler konulurdu. The Irishman’de bunlara gerek kalmadı. Sanatçılar oyunlarını “oldukları gibi” oynadılar. Çekimlerden sonra ekran başında gençleştiler. [Görselde solda yaşlı, sağda daha genç]. Wired dergisi konuyla ilgili makalesinde, çekimin nasıl

“daha farklı” bir teknolojiyle yapıldığını anlattı (https://bit. ly/3557wQy). Ana kameraya ek olarak sağına ve soluna kızıl ötesini çeken kameralar (Alexa Mini) yerleştirilmiş. Film aynı anda üç ayrı açıdan çekilmiş. Makalede, “Üç Başlı Canavar” denilen bu düzeneğin anormal yapısını gösteren fotoğrafı da var. Bu inovasyonu “yaratan” kişi Industrial Light & Magic şirketinin “sihirbaz” görsel efekt uzmanı Pablo Helman da, her halde Oscar’da bir heykel kapacaktır… Çekimlerden elde edilen “büyük veriyi” filme dönüştürmek için Flux adlı bir yazılım da yaratmışlar. Dijital çekime ek olarak kızıl ötesi çekimleri bu yazılım “halletmiş” ve yaşlı aktörlerimiz 40-50 yıl önceki genç yüzlerine kavuşmuşlar.


BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI

16 - 22 ARALIK 2019

7

BPM’de no-code, Türkiye’den dünyaya yayılıyor

Netoloji Yazılım’ın her yıl iş ortakları ile buluştuğu Netoloji360 etkinliği, 6 Aralık 2019 tarihinde Hilton Kozyatağı Oteli’nde gerçekleşti. Türkiye’nin her yerinden iş ortaklarının katılımıyla gerçekleştirilen etkinliğin sponsorları ise Budgetlab, Chip Computer, Erd Bilgi Teknolojileri, Finmaks, Planet Yazılım ve Salesplus oldu. Etkinlkte E-Flow’un yeni versiyonu E-Flow3 lansmanı yapıldı ve iş süreçleri yönetimi konusunda yeni özellikleri katılımcılarla paylaşıldı. Netoloji360 buluşmasında açılış konuşmasını yapan Netoloji Yazılım kurucusu Özgür Erol, Netoloji’nin ulaştığı nokta ve hedefleri hakkında bilgi verirken, iş ortakları ekosisteminin gücüne de işaret etti. Küresel yayılımları ile

‘artık bir dünya markası oldukları’ vurgusunu yapan Özgür Erol, aktif olarak yer alınan ABD, Kanada, İngiltere, Almanya, Bulgaristan, Rusya, Azerbaycan, Gürcistan, Ürdün ve Suudi Arabistan’daki yapılanmaları hakkında bilgi verdi. “2020 yılında Almanya ofisimiz Berlin’de kurulacak ve Berlin bir üs olacak” diyen Özgür Erol, “Ürün kalitemizi hep geliştiriyoruz. Turkcell veri merkezine taşındık ve gelecek bulutta” vurgusunu yaptı. Logo’nun ilk kurucularından SalesUPTR kurucusu Murat Keleştimur ise ‘Büyük İş Fırsatları’ başlıklı sunumu ile iş ortaklarına yeni satış fırsatlarından bahsetti. “Kutu devri bitti, yazılımla verim artışı satabilmemiz gerek” diyen Murat Keleştimur, “Getiriyi net biçimde anlatmaya önem verin. Çünkü satıcılar yazılımın teknik özelliklerini, üstün oldukları yönleri anlatır. Oysa parayı ödeyecek olan patron bu teknik özelliklere değil, elde edeceği getiriye bakar. Bu nedenle satışınızı daha da artırmak için patrona; sağladığınız parasal faydayı net biçimde göstermeniz gerek" bilgisini verdi.

Türkiye’nin BPM potansiyeli yüksek Netoloji Pazarlama Müdürü Esra Koç, kurumsal pazarlama stratejilerini; pazarlama iletişim araçları, potansiyel fırsat yaratma, müşteri memnuniyeti ve ölçümlemenin doğru buluşması olarak gösterdi. Ürüne odaklanmanın önemine işaret eden Esra Koç, “İş ortaklarımız ile büyüyoruz. BPM pazarı da istikrarlı bir büyüme sergiliyor” bilgisini paylaştı. Netoloji Yurt Dışı Satış Müdürü Harun Arman ise küresel yayılım hedeflerini katılımcılarla paylaştı ve “Vizyonumuz; küresel bir no-code BPM uygulama, geliştirme platformu ve dijital dönüşüm sağlayıcısı olmak. Kurumsal misyonumuz ise farklı ölçekte organizasyonların dijital dönüşümüne destek olarak, kendi iş süreçlerini ve uygulamalarını tasarlamalarına yardımcı olmak. Bu yolda 21 farklı ülkeye 150'nin üstünde demo yapıldı. İş ortakları ve müşterilere 23 teknik eğitim verildi. Chicago ve Moskova'da 2 webinar düzenlendi. Ayrıca yurtdışı medyada, yurtdışı etkinliklerde ve sosyal medyada

yer aldık. Global BPM çözümleri pazarının 2023 yılında 21 milyar dolar büyüklüğe ulaşması bekleniyor. Global BPM pazarı ile kıyaslandığında, Türkiye’de ise büyüme oranı daha yüksek olabilir. Çünkü birçok ülkeye göre doymamış bir pazarız” dedi. Netoloji Yazılım Proje Destek Lideri Uğur Yıldırım ise E-Flow DMS sunumunu katılımcılarla paylaştı. 2019 yılında başarılı olan iş ortakları şöyle sıralandı: 1- En İyi E-Flow Designer Kerem Kuş 2- Yılın En İyi Projesi Wagner Kablo projesi ile Ary Danışmanlık Yazılım Tic. A.Ş. 3- Yılın Anadolu Bölgesi Birincisi Netaflow Bilişim ve Mühendislik A.Ş. 4- Yılın Ege Bölgesi Birincisi Planet Yazılım Veri İletişim Sis. Tur.San.Tic.Ltd.Şti. 5- Yılın Marmara Bölgesi Birincisi Ary Danışmanlık Yazılım Tic. A.Ş. 6- Yılın En İyi Yurt Dışı İş Ortağı (Azerbaycan) EMS Consulting MMC 7- Yılın En İyi İş Ortağı Netaflow Bilişim ve Mühendislik A.Ş.

Akıllı şehirler, sürdürülebilir nitelikleri ile öne çıkacak Mimarlık, mühendislik, inşaat, eğlence, eğitim, üretim ve medya sektörlerine özel yazılımlar üreten Autodesk, Raffles Hotel İstanbul’da gerçekleştirdiği “Autodesk İnşaat Sektörünün Geleceği Zirvesi”nde bine yakın katılımcıyı ağırladı. Tüm gün süren; inşaat, mühendislik, üretim ve mimarlık alanındaki profesyonellerin ve üst düzey yöneticilerin katıldığı zirveye Autodesk Mimarlık, Mühendislik, İnşaat (AEC) ve Üretim Bölüm Müdürü Naji Atallah, Autodesk EMEA Kamusal Altyapı Strateji Lideri Marek Suchocki ve Yüksel Proje Genel Müdürü Mete Baykır gibi birçok konuşmacı katıldı. Autodesk Türkiye Ülke Lideri Murat Tüzüm, “Birleşmiş Milletler’in (BM) ortaya koyduğu

araştırmalar, 2050 yılında dünya nüfusunun 10 milyar olacağını ve bunun yaklaşık 7 milyarının da şehirlerde yaşayacağını gösteriyor. Bu oran Türkiye için de geçerli ve nüfusun yüzde 86’sının, yani 82 milyon kişinin şehirlerde yaşayacağı öngörülüyor. Bu da daha fazla yiyecek, daha fazla su, daha fazla konut, daha fazla üretim, daha fazla ulaşım, daha fazla enerji ve daha fazla altyapı demek” açıklamasını yaptı. Tüzüm şu bilgileri verdi: “İhtiyacı karşılamak üzere inşaat sektörünün 2050 yılına kadar dünya genelinde her gün yaklaşık 13 bin konut inşa etmesi gerekirken, dünyanın çevresini her yıl 30 kez dolanacak uzunlukta yollar ve tren raylarına da ihtiyaç

olacak. Tüm ihtiyaçları daha az kaynak kullanarak, daha az atık ve daha az karbon emisyonu salacak şekilde karşılayıp, çevreye dost bir ekosistem inşa etmeliyiz. Autodesk Zirvesi, sektördeki farklı paydaşların bir araya gelip Türkiye’deki sektörün karşı karşıya kaldığı zorlukları ve çözümleri konuştuğu etkili bir platform. Zirvede uzmanların önerileri, 2023 vizyonu kapsamında gerçekleşmesi beklenen büyümeye katkı sağlayacak.” Naji Atallah ise, “Binalar su tüketiminin yüzde 25’ini gerçekleştiriyor ve dünyada 4 trilyon dolar değerinde varlık, iklim değişikliği nedeniyle tehdit altında. BM, 2050 yılına kadar 5 milyon insanın susuzluk sorunu yaşayacağını açıkladı. Bu

nedenle ürünlerimizi tasarlarken tüm dünyayı tehdit eden iklim değişikliğinin etkilerini de göz önünde bulunduruyoruz. Müşterilerimizin teknolojimizi kullanarak hem ticari hem sürdürülebilir hedeflere ulaşmalarına yardımcı oluyoruz. Teknolojiyi ve üretim süreçlerini bir araya getirerek daha akıllı, sürdürülebilir binalar, şehirler ve altyapılar tasarlayabiliriz. İnşaat sektörü gelecekte pek çok geleneksel yöntemi kullanmayacak, geleceğin binaları ve yolları daha modüler olacak, eskiyen bölümleri kolaylıkla değiştirilerek yenilenebilecek. Geleceğin şehirleri daha sakin, daha güvenli, daha az trafiğin ve kirliliğin olacağı şehirler olacak” dedi.


8

BThaber

GÖRÜŞ

TEKNO-POLİTİK

16 - 22 ARALIK 2019

KÜRESEL

YAPAY ZEKA ALGORİTMALARI: NEREDEN NEREYE VE NASIL

OSMAN COŞKUNOĞLU ocoskunoglu@gmail.com twitter.com/osmancoskunoglu facebook.com/osman.coskunoglu www.coskunoglu.org medium.com/osman-coskunoglu Günümüzde YZ alanında en çok kullanılan algoritmalar derin öğrenme kategorisine ait. Fakat, bu yaklaşık son on yılın gerçeği. Zaman içinde YZ yaklaşımlarının değişimini anlamak ve sergilemek için, MIT Technology Review bir çalışma yapmış (http:// bit.ly/2RM04WT). Bilimsel makaleler için en kapsamlı veri tabanı olan arXiv. org’un YZ kısmındaki 16,625 makalenin özetlerini indirip bunların içindeki kelimelerin zaman içerisinde nasıl bir trend izlediklerini incelemişler. İlk Paradigma Değişikliği En radikal yön değiştirme 2000’lerin başında görülüyor. O zamana kadar, bilgi tabanlı ve kurala dayalı uzman (expert) sistemler yaygın. Özellikle 1980’lerde, bir uzmanın bilgisini kurallarla kodlamak müthiş heyecan yaratmıştı. Ben de yaşamıştım o heyecanı Amerika’daki üniversitemde. Fakat, anlamlı bir iş yapabilmek için gerekli bilgiyi bilgisayara aktaran kuralların aşırı çok olması, zamanla bu heyecanı köreltti. Yüzlerce, binlerce kuralı bir bir bilgisayara elle kodlamak yerine, bir yığın veriden bu kuralları otomatik olarak çıkarmak için bilgisayarı

eğiten makine öğrenme kategorisindeki yaklaşımlar 2000’lerin başlarında öne çıkmaya başladı. Bu ilk paradigma değişikliğidir. YZ araştırmacıları, makine öğrenme yaklaşımını geliştirmeye odaklandı. Makine Öğrenme Dönemi 1990’lı ve 2000’li yıllarda makine öğrenme kategorisi altında, verilerde örüntü arayan farklı algoritmalar arasında bir rekabet vardı. 2012 yılında Toronto Üniversitesi’nden bir grup araştırmacı, derin öğrenme ile görüntü tanımada şaşırtıcı bir başarı elde edince, YZ’da ikinci önemli değişim yaşandı. Derin öğrenme ve çekirdeğindeki sinir ağlar ile ilgili araştırmalar ve uygulamalar hızla yayıldı ve ön plana çıktı. Makine öğrenmesinin farklı teknikleri olduğu gibi, üç farklı türü de var: Öğreticiyle (supervised) öğrenme, öğreticisiz (unsupervised) öğrenme ve takviyeli (reinforcement) öğrenme. Deneme yanılma yöntemiyle (ilk bisiklete binmeyi öğrenmemiz gibi, düşe kalka) eğitilmek, yani

takviyeli öğrenme daha önceleri de biliniyordu. Fakat, 2015 yılında DeepMind’ın takviyeli öğrenme ile eğitilmiş AlphaGo, Go oyununda dünya şampiyonunu yenince, YZ alanında üçüncü ve bugüne kadar gerçekleşen son değişim oldu: takviyeli öğrenme ön plana geçti. 2020’ler? Son 25 yılda birbiriyle yarışan YZ tekniklerinin çoğu 1950’lerde ortaya çıkmıştı. Yakın geçmişimizde, öne çıkan teknik sık sık değişti. Dolayısıyla, “The Master Algorithm” kitabının yazarı, Washington Üniversitesi Bilgisayar profesörü Pedros Domingos, 2020’lerde de radikal bir değişimin olabileceğini ve farklı bir tekniğin öne çıkabileceğini ileri sürüyor. Her ne kadar, Google aramadan Netflix öneri motoruna kadar, YZ’yı yaşamımıza sokan önemli uygulamalar derin öğrenme sayesinde olsa da Domingos’a göre, önde olma dönemi sona ermiş olabilir. Yerine geçecek

olan bildik yaklaşımlardan biri mi, yoksa ortaya çıkan yepyeni bir paradigma mı olacak bilemiyoruz. Hangi tekniğin ön sırada yer alacağını belirleyici unsurlardan birisi, YZ uygulamalarının hesaplama gücü talebindeki çok hızlı artış olabilir diye düşünüyorum. Kurucuları arasında Elon Musk’ın da bulunduğu, San Fransisco’da bulunan, kar amacı gütmeyen OpenAI araştırma laboratuarının, YZ’daki gelişmeler sonucu bilgisayımsal (computational) güç talebindeki artışı incelemiş (http://bit.ly/2E4cAbU). Sonuçlar çok çarpıcı. OpenAI araştırmasına göre, 1959-2012 yılları arasında, en büyük YZ sistemlerinin talep ettiği bilgisayımsal güç, her 2 yılda ikiye katlanıyordu. Bu, Moore’s Kanunu ile aynı artış hızı. Fakat, 20122018 arasında, en büyük YZ modelini eğitmek için gerekli bilgisayımsal güç her 3.4 ayda ikiye katlandı. Yani, son yıllarda eskisinden 7 kat fazla güç talebi ortaya çıktı. (Tabii, karbon salınımı

da aynı oranda arttı.) Sonuçta, YZ alanında bilgisayar kullanımında son 7 yılda 300,000 kat artış oldu. Bu durum, YZ algoritmalarında yeni bir paradigma ortaya çıkmasını tetikleyebilir. Farklı algoritmaların ortaya çıkmasını etkileyebilecek önemli gördüğüm diğer bir yeni gelişme de DARPA’nın YZ alanında vereceğini açıkladığı desteklerin amacı. Daha önceki bir yazımda belirttiğim gibi (http://bit.ly/2P7s8SL), rakibi Çin kadar bol veri sahibi olamadığı için, Amerika daha az veri ile başarılı sonuç alabilecek algoritma ihtiyacı duyuyor. DARPA işte bu tür algoritmaları geliştirme amacındaki araştırmaları destekleme kararı aldı. Tüm bu gelişmeler, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Ali Taha Koç’un bu yıl açıklayacağını belirttiği Ulusal Yapay Zeka Stratejisi’nde dikkate alınmalı. Çünkü, strateji bir yapılacaklar listesi değildir. Alanda öngörülen olası gelişmeler de dikkate alınmalı.

Not: Bu yazı bittikten sonra Twitter’a düşen, @turkiyeai hesabının paylaştığı Yapay Zeka Zaman Çizelgesi’ni de görsel olarak yazıma ekledim.


%30 DAHA FAZLA VERİME VAR MISINIZ? Skysens IoT Platformu, endüstriye özel olarak geliştirilen kablosuz

iletişim teknolojisiyle üretim alanınızdaki verileri anlık olarak analiz eder ve verimlilik kaybına neden olan sebepleri anında tespit etmenizi sağlar. Değişikliklerden anında haberdar olmanızı sağlayan mobil uygulaması ile Skysens IoT Platformu, üretim verimliliğinde

%30’a kadar artış sağlar.

Üretim Süresi Analizi

Üretim Sayısı Takibi

Makine ve Hat Performans Analizi

Toplam Ekipman Verimliliği (OEE) Analizi

Boşta Bekleme Süresi Analizi

Enerji Tüketimi Analizi


BThaber

10 BİLİŞİM DÜNYASI

16 - 22 ARALIK 2019

Nokia, kurumsal pazara göz kırpıyor HMD Global, kurumsal pazarın ihtiyacı olan hızlı güncelleme, güvenlik ve düşük maliyet unsurlarını Nokia marka akıllı telefonlarına yansıtıyor. Nokia marka cep telefonlarının üreticisi HMD Global, ürünlerinde sunduğu hızlı güncelleme, Ayhan Sevgi güvenlik ve düşük maliyet gibi avantajlarla akıllı telefon pazarının önemli oyuncularından biri haline geldi. Kurumsal pazarda da varlıklarını hissettirdiklerini belirten HMD Global Türkiye Ülke Müdürü Sertaç Şener, sorularımızı yanıtladı: HMD, Nokia markasıyla telefon pazarında hangi segmentleri hedefliyor? Finlandiyalı bir girişim olarak, akıllı telefon ve cep telefonu pazarının demokratikleşmesi için çalışıyoruz. Tüm tüketicilerin en yeni ve her zaman güncel teknolojilere uygun fiyatlarla ulaşmasını istiyoruz. Bu sebeple hem bireysel hem de kurumsal kategorilerde aktif olarak yer alıyoruz. Bulunduğumuz tüm kategorilerde de rekabetçi fiyatlarımız ve son teknoloji cihazlarımızla fark yaratıyoruz. Ürünlerimizde dayanıklılığı ve piyasadaki diğer oyuncuların aksine çok daha sade bir tasarım ve yazılım anlayışının benimsiyoruz. HMD Global olarak İskandinav bakış açısıyla Avrupa’da tasarlanan Nokia telefonları, ZEISS, Google, Light ve

Qualcomm gibi sektörün öncü şirketleriyle kurduğumuz iş ortaklıklarıyla zenginleştiriyoruz. Bu hedeflerde kurumsal kullanıcıları nasıl yer alıyor? Bu hedefler içerisinde kurumsal kullanıcıların yeri çok önemli bir alan kaplıyor. Nokia telefonlarının evi HMD Global, tüketicilerin ve kurumların en önemli ihtiyaçlarını belirleyerek yola çıktı. Kurumların dijital dönüşüm yolculuğunda çok önemli yer tutan mobil stratejilerindeki ihtiyaçlarının başında güvenlik, güncellemeler ve maliyet geliyor. Çalışanlar günlük hayatlarında olduğu gibi en güncel ve performans sunan telefonlarla çalışmak isterken, BT yöneticileri uygun fiyatlara en güvenli ve yönetilebilir yapılarda akıllı telefonlar istiyor. Google ile yaptığımız önemli işbirliği sayesinde Android telefonların geliştirilmesi düzeyinden, en hızlı güncellemeleri alan, her zaman güvenli telefonlar ortaya çıkardık. Google’ın en önemli akıllı telefon üreticisi iş ortaklarından biri olmak, Nokia sahiplerine en iyi akıllı telefon deneyimini yaşatmamıza olanak tanıyor. Google’ın kurumsal düzeyde önerdiği farklı fiyat seviyelerindeki 15 ürün ile Nokia telefonlar bu alandaki en geniş portföye sahip. Counterpoint Research’ün raporuna göre, 2018’in üçüncü çeyreğinden beri satılan tüm Nokia akıllı telefonlarının yaklaşık yüzde 96’sı Android Pie işletim sistemini kullanıyor veya Android Pie güncellemesi aldı. Bu da Nokia’yı bu seviyeye en hızlı gelen marka haline getirdi. İki yıl boyunca işletim sistemi, üç yıl boyunca da her ay güvenlik yamalarını hiç olmadığı kadar hızlı şekilde tüketicilerle buluşturuyoruz. Bu sayede iki yıl önce satın aldıkları telefon dahi en güncel işletim

sistemiyle üstün performans sunmaya devam ediyor. Böylece çalışanlar, telefonun uzun kullanım ömrü boyunca hep yepyeni bir kullanıcı deneyimi yaşayabiliyor. Kurumlar ve kullanıcılar telefonlarını yenilemeden, Nokia akıllı telefonları kendilerini yeniliyor. Google ile işbirliğimiz sayesinde 2 yılda 300’den fazla aylık güvenlik güncellemesine yer verdik. Neredeyse tüm telefon portföyümüz Android 9 Pie işletim sistemine yükseltildi ve diğer üreticilerden ortalama 2 kat daha hızlı güncelleme alıyoruz. Yapay zeka, son dönemlerde öne çıkardığınız özellikler arasında yer alıyor. Bu konudaki çalışmaların hakkında bilgi verebilir misiniz? Yapay zeka, uzun süredir konuşulan ve ürün ile hizmetlerin vazgeçilmez bir parçası haline gelen önemli bir özellik halini aldı. Birçok üründe yapay zekanın desteği ile birlikte çok daha iyi sonuçlar alınabildiğini görüyorsunuz. HMD Global olarak bizim farkımız ise giriş segmentinde dahi yapay zeka deneyimini tüketicilere ulaştırmak. Bu sayede teknolojinin yaygınlaştırılması misyonumuza paralel olarak Nokia 2.2 akıllı telefonumuzda da yapay zeka özelliklerine yer verdik. Google ile yakın işbirliğimiz sayesinde fotoğraf kalitesinin artırılmasında yapay zekanın rolü büyük oluyor. Çok yönlü yapay zekâ özelliğini uygun fiyatla sunan Nokia 2.2, yeterli ışığın olmadığı zorlu durumlarda bile detaylı fotoğraflar çekebiliyor. Kamera aynı anda birçok görüntü alıyor ve gelişmiş algoritmalar yoluyla daha fazla ışık, detay ve daha az parazit içeren tek bir görüntü ortaya çıkarıyor. HDR fotoğraflar her bir karede çok daha fazla dinamik aralık ile canlı renkler yakalıyor. Dikkatinizi esas odak noktasına çeken Colour Pop, tek renkli

HMD Global Türkiye Ülke Müdürü Sertaç Şener fotoğrafları tam renkli hale getiren Colourise ve en iyi selfie için doğal güzelliğinizi vurgulayan Beautify gibi yapay zekâ ile desteklenen Google Fotoğraf özellikleri sayesinde fotoğraflarda fark yaratmak mümkün oluyor. HMD’nin Türkiye pazarına yönelik stratejileri hakkında bilgi verebilir misiniz? HMD Global olarak Avrupa, MENA ve Rusya’da ilk 5 akıllı telefon markası arasına ismimizi yazdırmayı başardık. 2017 yılından bu yana ürünlerimizi getirmeyi sürdürdüğümüz Türkiye’de de benzer bir başarıyı elde edeceğimizi düşünüyoruz. Bu yılın başında Turkcell ile iş ortaklığımız çerçevesinde Nokia 3.1 Plus ve Nokia 5.1 Plus akıllı telefonlarımızı tüketicilerle buluşturduk ve gördüğümüz ilgiden memnuniyet duyuyoruz. Çok kısa süre öncesinde Nokia 2.2 ile giriş segmentinde önemli bir etki yaratan akıllı telefonu tüketicilerle buluşturduk. Bununla birlikte kurumsal pazarda da en hızlı güncellenen ve her zaman güvenli Android sunan telefonlarımızın gücünü Turkcell üzerinden kurumlarla paylaşıyoruz. Özellikle hem çalışanları hem de BT yöneticilerin mutlu edecek telefonlar ve çözümlerle kurumların karşısına çıkmaya devam edeceğiz.


BThaber 16 - 22 ARALIK 2019

Güvenlikte 2020 Trendleri

DOSYA:

www.bthaber.com.tr

Handan Aybars

Çeşitlenen riskler, farkındalıkla yarış halinde… Konu bilişim güvenliği olduğunda, maalesef pür-i pak bir gelecek resmi çizemiyoruz. Bildiğiniz riskler aynen bildiğiniz gibi… Bu yetmezmiş gibi, IoT, M2M, muhtelif akıllı cihazlar, yetersiz kalan güvenlik kalkanları, eksik olan bireysel ve kurumsal bilinç ile tehdit dünyası katlanarak güç kazanıyor. Bireyler, şirketler, ülkeler artık

tehditlerin hedefi ve kötü adamların organizasyon yetkinliği karşısında yüzde 100 güvenlik de sadece masum bir temenni. Ama “Yüzde 99 olsun, bu devirde bu da yeter” diyenler için yeni çözüm mimarileri, danışmanlık yetkinliği, bireysel farkındalığın kurumsal savunmaya yansıması gibi başlıklar var.


12 DOSYA

BThaber

Güvenlikte 2020 Trendleri

16 - 22 ARALIK 2019

‘GERÇEK ZAMANLI’ ENGELLEME GEREK

İşNet İş Geliştirme Kıdemli Uzmanı İsrafil Coşkun Son nesil siber saldırılar daha çok, yeni teknolojilere ve uç kullanım noktalarına yapılmaya başlandı. Ağlara bağlı akıllı mobil cihazlar, bulut ortamları ve şimdilerde de IoT cihazlar siber korsanların hedefi haline geldi. Ayrıca yapay zeka, makine öğrenmesi, Endüstri 4.0 ve blok zinciri, kriptopara gibi yeni teknolojiler de yeni tehdit ve saldırı alanları olarak göze çarpıyor. İşNet İş Geliştirme Kıdemli Uzmanı İsrafil Coşkun, bu risk dünyasında büyük ölçekli şirketlerin siber güvenliğe önemli yatırımlar yaptığına dikkat çekti

ve ekledi: “Saldırı ve tehditleri daha gerçekleşmeden önce analiz edebilen ve uyarı verebilen sistemlerle operasyonel güvenlik ve koruma geliştirme, uçtan uca bütünleşik güvenlik sistemine yatırımı önceliklendiriyorlar.” KOBİ’ler ise henüz dijital dönüşümün başında. Onların da güvenlik konusunu önceliklendirerek ve dönüşüm programlarına entegre edip planlama yapması gerektiğini vurgulayan İsrafil Coşkun’a göre, siber güvenlikte asıl tehlike ise dikkatsiz, bilgisiz ve bilinçsiz çalışanlar ile son kullanıcılar. Şirketler hem çalışanlar hem son kullanıcılar yani tüketicileri bilinçlendirmek, eğitmek durumunda. Bir diğer tehlike alanı da yeni teknolojilerle birlikte ortaya çıkan yeni nesil siber saldırılar. Araştırmalar da şirketlerin yüzde 97'sinin son nesil siber saldırılara karşı hazırlıksız durumda olduğuna işaret ediyor. Bu noktada 2020 yılına dair beklentilerini İsrafil Coşkun, şöyle paylaştı: “Siber riskler ve tehditler kullanıcıların zafiyetlerine ve yeni teknolojilerde, internete bağlı tüm cihazlarda oluşacak güvenlik açıklarına odaklanacak. Tehditler çok daha büyük ölçekli ve kritik sektörleri, ülkeleri hedef alan nitelikte olacak. Güvenlik alanında mikro servislere yönelişin artmasıyla DevOps ortamları, bulut ortamları, konsolide ortamlar, akıllı botlar, robotik süreçler, makine öğrenmesi gibi alanlar güvenlikte kritik

olacak. Son nesil saldırıları önlemede etkili yöntem ise gerçek zamanlı engelleme teknolojisi kullanmak. Bunun için de mutlaka yapay zeka çözümlerini devreye almak gerek. Verinin dolaştığı ve yaşadığı her noktayı, sistemleri koruma altına almak ve ortak bir tehdit istihbaratıyla beslemek gerekiyor. İşNet olarak teknolojik altyapı, e-dönüşüm ve dijitalleşme hizmetlerimize ek olarak; siber güvenlik ve bulut hizmetlerinde büyümeyi stratejik hedef olarak belirledik ve bu yönde yatırımlarımıza devam ediyoruz. Erişim katmanında güvenlik hizmetleri olan güvenlik duvarı, DDoS koruma, düzenli tarama testleri (pentest, zafiyet), SSL VPN gibi hizmetleri hali hazırda sağlarken, KVKK çerçevesinde bütünsel bir bakış açısıyla bilgi güvenliği çözümlerini sunuyoruz. Tüm dünyada genel kabul görmüş ISO 27001 ve COBIT standartlarına uyum da öncelikli konularımızdan birisi. Yönetilen güvenlik servis sağlayıcısı olarak; siber güvenlik operasyon merkezi hizmetimizi (SOC) devreye aldık. Bu hizmetimiz ile 7/24 kurumların bilişim altyapılarını gözlemliyor, tehditlere karşı vaka çalışmaları yapıyor ve tehdit durumlarında aksiyon önerilerimizi kurumlar ile paylaşıyoruz. Sunduğumuz hizmet modelleriyle teknoloji ve siber güvenlik uzmanlığını kurumlar için erişilebilir hale getiriyoruz.”

İK AÇIĞI KAPATILABİLSE… Siber saldırıların çeşitliliğine karşı her kurum, tüm saldırı vektörlerini hesaba katarak; sadece dışarıdan değil, kurum içerisinden gelebilecek bilinçli ya da bilinçsiz saldırılara karşı çözümler oluşturmalı. Bu çözümlerin tehditlerin oluşma aşamasında şirketi uyaracak ve önlem alınmasını sağlayacak şekilde yapay zekâ ve makine öğrenmesi gibi yeni nesil teknolojilerle desteklenmesi de önemli. “Yüzde 100 güvenliğin olmadığı bilinciyle şirketlerin mutlaka iş sürekliliği ve felaket kurtarma planlarının olması gerek” vurgusunu yapan SabancıDx Dijital Dönüşüm Genel Müdür Yardımcısı Tevfik Kor’un dikkat çektiği gibi, şirketlerin güvenlik yatırımları son yıllarda artıyor. Önümüzdeki dönemlerde şirketlerin BT

yatırımlarının artacağı, güvenliğin de bu yatırımlar arasında önemli bir paya sahip olacağı beklentisini dile getiren Tevfik Kor’a göre, kullanıcı farkındalığı ise kritik öneme sahip. Kor, kullanıcı farkındalığının oluşturulması için hem özel sektör hem kamuda etkili bilinçlendirme çalışmaları yapıldığına dikkat çekti. “Biz de Sabancı Holding bünyesinde siber güvenlik farkındalığını artırma odaklı platformlar kuruyoruz. Sabancı Üniversitesi ile bu alanda ortak çalışmalarımız var. Üniversite ile başlattığımız İleri Veri Analitiği Akademisi veri farkındalığını artırma yolunda önemli aşamalar kaydetti. Buradan aldığımız ilhamla bir de Siber Güvenlik Akademisi kurmayı planlıyoruz.”

SabancıDx Dijital Dönüşüm Genel Müdür Yardımcısı Tevfik Kor



14 DOSYA

Güvenlikte 2020 Trendleri

BThaber 16 - 22 ARALIK 2019

HER SATIN ALMA, ASLINDA BİR GÜVENLİK KARARI Bağlantılı cihaz sayısının büyük bir hızla arttığı günümüzde siber saldırıların ve veri ihlallerinin karmaşıklığı ve hacmi de aynı oranda artıyor. Bağlantılı cihazların çokluğu ve çeşitliliği kurumlar için güvenlik boyutunda çeşitli zorlukları da beraberinde getiriyor. Zira siber saldırıların en zayıf noktasını genellikle son kullanıcılar oluşturuyor. “Siber suçların 2021 itibarıyla tüm dünyada 6 trilyon dolarlık bir sorun teşkil edeceği tahmin ediliyor” beklentisini paylaşan HP Türkiye Genel Müdürü Emre Alaman’a göre, hem veriyi, hem cihazı hem de cihazı kullanan kişinin kimlik bilgilerinin korunması gerekiyor. Siber güvenlik zincirinin en kritik ve en çok güçlendirilmesi gereken halkası ise son kullanıcıların siber güvenlik farkındalıkları.

Yani, satın aldığınız bilgisayar ya da yazıcıda ihtiyacınız olan güvenlik önlemleri yoksa, Emre Alaman’ın belirttiği gibi, bütün ağınız siber saldırganların hedefinde olabilir. Dolayısıyla her satın alma kararı, aynı zamanda bir güvenlik kararı. Gelişen ve genişleyen saldırı yöntemleri karşısında siber güvenlik mücadelesinin ön safhasında, artık fiziki ve dijital ortamlar arasında bağlantı kuran cihazlar olarak tanımlanan uç nokta cihaz güvenliğine yer verdiklerini söyleyen Alaman, şöyle devam etti: “Tüm bunları yaparken, bir ürünün tasarımından üretimine ve ömrünü tamamladıktan sonra geri dönüşümüne kadar çevresel etkileri azaltmak için HP

sürdürülebilirlik politikasıyla paralel, geniş ve kapsamlı bir strateji izliyoruz. EMEA’da bu alana odaklanmış araştırma laboratuvarımızın çalışmalarına dayanan bilgisayar güvenliği çözümleri üretiyoruz. Yalnızca cihazları değil, verileri, kimlikleri ve bilgileri de korumak önceliğimiz. Yapay zekayı kullanarak siber saldırganlardan bir adım önde nasıl oluruz bunun üzerinde çalışıyoruz. Sıfırıncı günde, tehdidi fark ederek ya da öngörerek güvenlik önlemimizi alıyoruz. HP Sure Start güvenlik çözümü, bilgisayarları en temelden, yani BIOS seviyesinden itibaren koruma altına alıyor. HP Multi-Factor Authenticate teknolojisi, yedinci nesil Intel® Core® işlemcilerle çalışan HP Elite PC’lerde, Intel® Authenticate teknolojisiyle entegre şekilde güvenlik sunuyor.”

SİBER GÜVENLİK, ESASLI SÜREÇ YÖNETİMİ GEREKTİRİR Hedefin büyüklüğü ve konumuna bağlı olarak yaşamsal, ekonomik ve onursal riskler söz konusu. Zarar vermek üzere odaklanılan hedefler de var, rastlantısal olarak bir saldırının hedefi olanlar da... Saldırı kaynakları bir ülke yönetimi de olabiliyor, meraklı bir çocuk da. “Her adımımızda, her nefesimizde veri toplayan sistemler var” diyen Unify Sistem Mühendisi Kağan Özerhan, “Bilişim etiğindeki düzenlemeler, teknolojik gelişmelerin hızını takip edebiliyor mu? Veri toplayan kuruluşlar ne kadar etik? Adalet mekanizması, etik olmayan kuruluşlara karşı ne kadar etkin? Potansiyel bir hedef olarak, sizin için rahatlık mı önemli, riskleri azaltmaya yönelik önlemler mi? Merkeziyetçi ve iyi korunduğunu düşündüğünüz bir hizmet mi daha güvenli, dağıtık bir sistem mi?” sorularını yöneltti. Kağan Özerhan, ekledi:

“Güvenlik odaklı risklerdeki gelişmeleri, çeşitliliği anlayabilmek için bu konuları düşünmemiz gerek.” Güvenlikte bireysel farkındalığı ‘toplum çoğunluğunda zayıf’ olarak tanımlayan Kağan Özerhan, eleştirilerine şöyle devam etti: “Sosyal medya uygulamalarının güvenlik ve gizlilik ayarlarını özelleştiren kişiler azınlıkta. Çok gereksiz özel bilgiler paylaşılıyor. Zayıf parolalar kullanılıyor, iki adımlı kimlik doğrulama kullanımı az. Sosyal medya uygulamaları aracılığı ile biyometrik verilerini de rahatlıkla paylaşanlar var.” 2020 yılı risk gündemini ve güvenlik önceliklerini ise Özerhan şöyle anlattı: “Siber güvenlik bir süreç yönetimi gerektiriyor. O ana kadar hiç karşılaşmadığınız saldırılara karşı bile davranış analizi yapıp, otomatik önlemler alan çözümlerle

önlem almak zorundasınız. Güvenlik önlemleri geliştikçe, siber güvenlik saldırı yöntemleri de gelişiyor, çeşitleniyor. En korkutucu gelişme büyük veri analitiğinden yararlanılarak toplumsal, bireysel yönlendirme girişimlerindeki gelişmişlik düzeyi. Yapay zeka destekli, büyük veriden yararlanabilen algoritmalarla yapılabilecek yeni saldırılar olasılık dışı değil. Atos, önemli organizasyonların, uluslararası kurumların, büyük şirketlerin bilişim hizmetlerini yönetme deneyimi olan bir bilişim şirketi. Siber güvenlik konusunda hem kendi çözümleri hem de teknoloji çözüm ortaklıkları, küresel çapta 14 tane güvenlik operasyon merkezi, 5 binden fazla güvenlik uzmanı var. Atos’un tümleşik iletişim ve işbirliği çözümleri markası olan Unify da bu deneyimden faydalanarak güvenli ürünler ve hizmetler sağlıyor.”

GÜVENLİK ADIMLARINDA KVKK ETKİSİ ÖNE ÇIKIYOR Her geçen gün güvenlik alanında yeni tehditler oluşuyor. Bunun yanı sıra cihaz odaklı risklere bir de insan odaklı riskler eklenmiş durumda. Kurum ve şirketlere yapılan atakların artık daha akıllıca ve daha iyi planlanmış ataklar olduğunu da görüyoruz. Saldırılar, internete erişebilen her türlü cihazın zafiyetlerinden faydalanmaya çalışırken, Komtera Teknoloji Kanal Satış Direktörü Gürsel Tursun’un belirttiği gibi, bu da alınması gereken önlemlerin daha sezgisel,

öğrenebilen ve kendi kendini koruyabilen çözümlere odaklanması gerektiğini gösteriyor. “Farkındalığı artırabilmek adına internet ortamında erişilebilecek birçok yayın ve bilgi edinebilecek portallar var. Sadece biraz araştırmak gerek” bilgisini veren Gürsel Tursun, şöyle devam etti: “Uçtan uca, yani kişisel bilgisayarlardan laptop’lara, sunuculardan bulut sistemlerine kadar tüm güvenlik gereksinimlerin

karşılayabilecekleri çözümler kullanılıyor. Ayrıca, Türkiye’de KVKK ile birlikte oluşabilecek risklere karşı güvenlik farkındalığı bir nebze de olsa artmış durumda. KVKK öncesi şirketlerin çok önemsemediği konular, artık birincil öncelik haline geldi. Örneğin; veri sızıntısı, kullanıcıların çift katmanlı doğrulamadan geçerek sistemlere erişmesi, kullanıcı ve sunucu verilerinin şifreli olarak korunması gibi konular önem kazanıyor.”


BThaber 16 - 22 ARALIK 2019

Güvenlikte 2020 Trendleri

DOSYA 15

YENİ TEKNOLOJİLERE UYGUN BİR GELİŞİM ŞART

RİSK DÜNYASI 5G İLE ÇEŞİTLENECEK

Riskler, mevcut teknoloji ve onun özelliklerine göre şekilleniyor. Kedi-fare oyununa benzeyen tüm bu süreç, risklerin nasıl bir gelişim sergilediğini de gösteriyor. Kaspersky Kıdemli Güvenlik Araştırmacısı Maher Yamout’a göre, tanım olarak ‘saldırı’, taviz vermekten, hedefler de kurbanlardan farklıdır. ‘Saldırının’ bir çeşit yıkıma sebep olması beklenir, fakat ‘taviz verme’ ile bir bilgisayar sistemine veya bir servise yetkili olmayan birinin erişim sağlaması söz konusu. Ayrıca taviz verme; genellikle bir amacı gerçekleştirmek için birini veya bir şeyi hedef almayı içerir. “Bazen o hedef, ulaşılmak istenen ana amaç olmayıp, başka birine ulaşmak için araç olarak da kullanılabilir. Böyle bir senaryoda hedefi ‘kurban’ olarak adlandırabiliriz” diyen Maher Yamout’a göre, güvenlik farkındalığı global olarak son birkaç yıldır yükselişte. Maher Yamout, şu bilgileri yaptı:

Siber saldırganlar artık daha sistematik, saldırıları daha sofistike, ana motivasyon ise para kazanmak. Siber saldırganlar çok daha sabırlı ve sisteme sızdıktan sonra amaçlarına ulaşmak için aylarca bekleyebiliyorlar. Trend Micro Ülke Müdürü Hasan Gültekin’in dikkat çektiği gibi, siber saldırganların kurumsal ve bireysel ağlara girmek için kullandıkları teknikler de sürekli farklılaşıyor. Kalıcı ve çeşitli olan bu tehditler, gerçek zamanlı algılama ve koruma sağlayabilen çok katmanlı güvenlik sağlayan çözümler gerektiriyor. “Tehditlerden korunmak için hem çalışanların farkındalıklarını artırmak hem şirketlerde düzenli olarak güvenlik denetimi yapmak gerek” vurgusunu yapan Hasan Gültekin, 2020 yılını şöyle değerlendirdi:

“Bilinen ve yaygın tehditlere karşı bu farkındalık işe yarıyor, fakat gündelik işlerin bir parçası olan yeni eğilimler ve yeni teknolojiler karşısında eksik kalabiliyor. Teknolojideki risk her gün değişen son derece dinamik bir yapıda. Hayatlarımıza ne zaman yeni bir teknoloji veya yeni bir özellik girse, bununla beraber yeni bir risk de doğuyor. Kaspersky olarak teknolojiye hakim durumdayız. Son kullanıcıları korumak yaptığımız işin temelini oluşturuyor, fakat insanlık için çok önemli olan işletmeleri korumak da başlı başına bir öncelik.”

DİJİTAL HAYATIMIZ AĞIR SALDIRI ALTINDA Siber tehditler, internet bağlantılı yeni hayatlarımızın önemli bir sorunu. Nesnelerin internetiyle genişleyen siber saldırı yüzeyi, öngörülmesi kolay olmayan karmaşık, sofistike, zekice kurgulanmış yeni saldırı biçimlerini ortaya çıkarıyor. “Her gün 350 bin, her yıl 130 milyon yeni zararlı kod siber dünyaya giriyor. Sanal dünyadaki toplam zararlı yazılım sayısı ise 1 milyar adete yaklaşmak üzere” bilgisini veren ESET Satış Müdürü Asım Akbal, ekledi: “Detaylı analizler, güçlü ‘zararlı kod’ veri tabanı, siber tehdit istihbaratı, bilgi birikimi, makine öğrenimi ve insani tecrübenin bir araya gelmesiyle araştırmacılarımız, en yeni tehditlere yönelik siber güvenlik önlemleri geliştiriyor.” Risklere karşı güvenceye bakışı ise Asım Akbal şöyle anlattı: “Herkes endişe duyuyor, ama harekete geçme konusunda aynı farkındalığı görmekte zorlanıyoruz. Şirket, kişi ve hatta ebeveynler, maalesef başlarına bir şey geldiğinde önlem alma yolunu seçiyorlar. Pek çok saldırı ve sızıntı önceden önlenebilir. Saldırıya uğrayabilecek cihazlarımızı yanımızda taşıyoruz. Siber saldırganlar da sürekli verilerimizin, finansal ve özel bilgilerimizin, fotoğraflarımızın peşinde. Buradan tüm bireylere ve kurumlara seslenmek isterim: Günümüzde dijital hayatımız ağır saldırı altında. Başınıza tatsız şeyler gelmeden önleminizi alın, önlem almak mümkün.”

“Trend Micro her yıl yayınladığı siber güvenlik öngörüleri raporunda bu yıl da kurumlar, şirketler, bulut sistemleri kullanıcıları, nesnelerin interneti uygulayıcıları için tehdit oluşturabilecek konuları ele aldı. Bankacılık sistemlerinde kötü niyetli ATM yazılımlarının yanı sıra online ödeme sistemlerindeki gelişmeler ile online bankacılık ve ödeme sistemlerini hedef alan kötü niyetli yazılımların 2020’de daha aktif olacağı öngörülüyor.”

YERLİ VE MİLLİ GÜVENLİK ÇÖZÜMLERİNE ODAKLANILMALI Günümüzde kurumlara ve kamu kuruluşlarına yönelik veri hırsızlıkları yoğunlaşırken enerji, sağlık, finans ve üretim en çok etkilenen sektörler arasında. Veri hırsızlığının yanı sıra sistemleri çalışamaz hale getirerek, verileri tamamen silerek ya da değiştirerek zarar vermeyi amaçlayan saldırılar da devam ediyor. “İnsanların ve kuruluşların siber saldırıların ve siber suçların bir ekonomiye dönüştüğünün bilincinde olmaları gerek” vurgusunu yapan Picus Kurucu Ortağı ve CTO’su Volkan Ertürk’ün belirttiği gibi, şirketler siber güvenlik alanına büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, etkin bir güvenlik yapısı oluşturulabilmesi için teknoloji, insan ve süreçlerden oluşan çok katmanlı karmaşık ve değişken bir yapının sürekli ve beraber çalıştırılabilmesi şart. “Bu sistemde oluşabilecek en küçük aksaklık ciddi güvenlik risklerine neden olabiliyor” uyarısını yaparak, bu noktada devreye giren Picus’un şirketlerin olası siber saldırıya hazırlık seviyelerini saatler içinde ölçerek, kurum güvenlik yapısındaki açıkları tespit ettiğini, raporladığını ve kurumun kendi sistemine özel iyileştirme önerileri sunduğunu ifade etti. Volkan Ertürk’e göre, ülkemizde siber güvenliğe yönelik farkındalığın artmaya başladığını söyleyebiliriz. Ancak, tam bir güvenlik için yerli ve milli ürünlere daha fazla önem verilmesi, devlet, üniversiteler ve özel şirketler arasındaki işbirlikleri ile tamamlanması siber güvenlik açısından asıl önem arz eden gereklilik.


16 DOSYA

BThaber

Güvenlikte 2020 Trendleri

16 - 22 ARALIK 2019

SİBER TEHDİTLER yeni ALANlarA ODAKLANACAK Hızla değişen tehdit ekosistemini öngörmek zor olsa da, tehditlerin önümüzdeki bir yıl içinde hangi alanlara odaklanabileceğini ve ne gibi değişimler yaşayabileceğini her yıl yayınladıkları Tehdit Raporu’nda paylaştıklarını belirten Sophos Türkiye Ülke Müdürü Emre Aktaş, önemli detaylara işaret etti. Zira bu yılki rapor; saldırganların önümüzdeki dönemde faaliyetlerini nasıl daha iyi gizleyeceklerine, buldukları hataları nasıl daha fazla suistimal

edeceklerine, tespit edilmekten nasıl kurtulacaklarına, bulut ve şirket içi mobil uygulamalar aracılığıyla şirket içi ağlarda nasıl ilerleyeceklerine odaklanıyor. “Bunlar önümüzdeki dönem siber saldırganların önceliklerini oluşturuyor” saptamasını yapan Emre Aktaş, risk farkındalığını ise şöyle anlattı: “Gözlemlerimize göre; sadece yüksek risk altındaki dışarıya açık sunucularını koruma altına alan organizasyonlar, içerde

oluşabilecek zafiyetleri ve diğer katmanlardaki güvenlik açıklarını göz ardı ediyor. Bugün bir kurum çalışanı ortalama üç farklı cihaza sahip. Dolayısıyla dijital dönüşümle şirketlerin sınırları ortadan kalkarken, veriye dair kontrolün de kolayca elden kaçabileceği gerçeğini göz ardı etmemek gerek. Bu durum kurumların bilgi sistemleri yöneticilerine olduğu kadar çalışanlarına da önemli sorumluluklar yüklüyor.”

DÖNÜŞÜMÜN GÜCÜ, FARKINDALIĞA BAĞLI Güvenlik kavramı geçmişten günümüze kendi içinde çelişen bir yapıda varlığını devam ettirdi. Tehdit gerçekleşinceye kadar göz ardı edilen güvenlik sorunları, göz ardı edilen riskler gerçekleştiğinde en önemli gündem haline dönüşüyor. Riskler de gelişim gösteriyor ve önlem alınması gereken alanlar çeşitlilik gösteriyor. “İnternet hızının artmasıyla birlikte çevrimiçi cihaz sayısının 2025 yılında 75 milyar olması öngörülüyor. Bu da, daha önce korunması gereken birkaç

kapısı olan bir kalenin milyonlarca yeni kapısının olmasına benzetilebilir” örneğini paylaşan Procenne Ürün Yönetimi Direktörü Kadir Kuğu, şöyle devam etti: “Günümüzde korunması gereken zayıf noktalar arasında güvenlik kamerası, internet bağlantı noktası, drone ya da otonom bir araç örnek verilebilir, ama bunlarla sınırlı olmayacak kadar da çeşitli. Güvenlik artık sadece fiziksel güvenlik olmaktan çıktı. Hatta sınır güvenliği bile yeni bir forma dönüştü.

Artık ülkelerin sınırları coğrafi sınırların ötesine geçti, verisinin ulaştığı her yer bir ülkenin, kurumun ya da özelde bireyin koruması gereken sınırları haline dönüştü. Bu da fiziki emniyet kuvvetleriniz kadar, dijital savunma güçlerinizin de yetkin ve çeşitli olma zorunluluğunu demek. Mevcut güvenlik yöntemlerinin de buna uyum sağlayacak bir dönüşüm içerisinde olması gerek. Dönüşümün başlangıcı ise farkındalığın artması ile mümkün olabilir.”

TÜRKİYE’DE ÖNCELİK BİLİNÇLENDİRME VE YETKİN İK OLMALI İnternete çıkışı olan her nesnenin bir risk olduğunu, son zamanlarda bu risklerin örneklerini çok sık duymaya başladık. IoT de hayatımızın her alanına girdi. Ama NSS Teknoloji Türkiye Kurucusu Saygın Saman’ın da dikkat çektiği gibi, buzdolaplarının, televizyonların, yolda giden bir arabanın kullandığı internet bağlantısı, komuta kontrol ile bir anda DDoS saldırısı yapan veya farklı bir amaç için kullanılan suç

makinesine dönüşebiliyor. Bankacılık, sağlık ve sigorta sektörleri çoğunlukla hedef alınırken, devletler arasında da siber savaşlar yaşanıyor. Saygın Saman’a göre, bireysel ve kurumsal bazda Türkiye daha yolun başında. “Gerçi birçok ülkede de bu sorun var, ama Türkiye’de çok daha fazla farkındalık eğitimleri yapılması ve şirketlerin siber güvenlik çözümlerine ve eğitimlerine yatırım yapmaları gerek” vurgusunu yapan Saygın

Saman, önemli bir ekleme yaptı: “Daha fazla insan kaynağı istihdamı için devletin bu konuda daha fazla desteğinin olması gerektiğini düşünüyoruz.” Devletler arası siber savaşların artması ve devletlerin kendi bünyelerinde siber askeri birimler oluşturması, Saygın Saman’a göre, 2020 ve sonrasında işlerin daha da kızışacağına işaret ediyor.

RİSK DÜNYASI DAHA DA KARIŞACAK Siber saldırılar nitelik ve nicelik olarak sürekli artarken, görünen o ki, bundan sonra çıkacak savaşlar topla tüfekle değil, ülkeler arası siber saldırılar ile başlayacak. Siber saldırılar, iki rakip dünya devi markasından birinin tamamen sistemlerini çökertme veya itibar zedeleme amaçlı olabildiği gibi, veriye karşılık fidye talepleri olarak da kendini gösteriyor. Siberasist Genel Müdürü Serap Günal’a göre, 10 yıl öncesine göre bilinç daha yüksek. KVKK ve konuyla ilgili gerçekleştirilen çeşitli

regülasyonlar, beraberinde doğal değişimi de getiriyor. “Ülke kültürümüzün kökten değişeceği bir 5 yıl bizi bekliyor olacak” yorumunu yapan Serap Günal, gündeme dair beklentilerini şöyle anlattı: “KVKK sayesinde verilerin hassasiyeti, paylaşılma kuralları, herkes tarafından görüntülenememesi, imhası ve anonimleştirilmesi gibi son derece ileri seviye konular artık ülkemizde de konuşuluyor. Güvenlik farkındalığını artıran çeşitli teknik

tedbirlerin de alınmasını şart koşan kanunun yürürlüğe girmesi ile kurum ve kuruluşların, kanunun yaptırımları ile daha hızlı aksiyon aldıklarını göreceğiz. 2020 yılında ve orta vadede risk dünyası biraz daha karışacak gibi duruyor. Zira önlem alan kurum sayısı arttıkça, saldırı cinsleri de nitelik kazanacak ve artacak. Biz de siber güvenlik tedbirlerine kanun kapsamında tavsiye veren ve idari tedbirleri de hukuk tarafında çözen bir firma olarak, konunun tam merkezinde olacağız.”


BThaber

BİLİŞİM DÜNYASI 17

16 - 22 ARALIK 2019

Platform stratejisi, kurumsal rotayı belirliyor Ulaştırma, perakende ve güvenli şehirler odağında yetkin bir iş ortağı zinciri ile ilerleyen Milestone Systems için Türkiye, potansiyeli ve büyüme sonuçları ile öne çıkıyor. Dünya üzerinde video ile ilintili her sistemin parçası olmayı hedefleyen, bunu Handan Aybars da iş ortaklıklarının desteği ve çözümlerinin entegrasyon gücü ile hayata geçiren Milestone Systems’in önceliği de ürün stratejisinden platform stratejisine geçmek. “Çünkü bu zincirde herkes birlikte çalışıyor ve Milestone da marka bağımsız çalışıyor” bilgisini veren Milestone Systems EMEA Dağıtım ve Gelişen Pazarlar Direktörü Anders Johansson, bunun bir örneği olarak 8 binin üzerinde aygıt sürücüsüyle uyumlu bir yapı sunduklarını vurguladı. “Bu yönüyle aslında tüm sektörlerde varız. Ama bizim için öncelikli üç başlık; ulaştırma, perakende ve güvenli şehirler” diyen Johansson, Türkiye pazarının potansiyeline vurgu yaptı ve sorularımızı yanıtladı: Video, çözüm araçları ve güvenliği buluşturuyorsunuz. Evet; Milestone “IP tabanlı bir video yönetim platformu” ve sunduğumuz çözümlerde her sektör için o sektörün öncelikleri belirleyici oluyor. Milestone’u benzersiz kılan en önemli özellik, 1998 yılında kurulduğumuz dönemin IP videonun doğuşuyla eşzamanlı olması. Ondan önce, bu pazar tamamıyla analogdu. Çünkü IP kamera yoktu. 1996 yılında ilk adımları atılan IP kamera, 1998’de Milestone sayesinde bir ürün haline gelebilmesi ile değişti. Böylece BT ve IP odaklı bakış açısı ile Milestone kuruldu. Başlangıç döneminden bugüne Milestone’u farklı kılan bir konu da ‘açık platform’ kalıbını sektöre kazandırmış olmamız. Donanımı yazılımdan kopardık. İş ortaklarımız ve rakiplerimiz donanım, kamera, sunucu, video yönetim sistemi üretiyordu ve

kutulu veya uçtan uca bir çözüm portföyü için uğraşıyordu. Biz ise en baştan itibaren bunu yapmak istemediğimizi gösterdik. İş ortağı ekosisteminiz nasıl bir yapıya sahip? Küçük bir dükkandan, on binlerce aygıtlı akıllı şehir projelerine kadar, sağlık, ulaştırma, lojistik, enerji, bankacılık, zincir mağazalar başta olmak üzere hemen her sektörde çözümler sunuyoruz. Vizyonumuz video ile ilintili her sistemin bir parçası olmak. Farklı büyüklüklere, farklı bütçelere göre hizmetlerimiz var. Bu da her zaman son kullanıcı nezdinde bize önemli bir esneklik sağlıyor, her bir farklı ihtiyaç için doğru çözümü bulabilmemizi sağlıyor. Erişim kontrolü, güvenlik, yüz tanıma ve benzeri pek çok özellik sunuyoruz. Müşteride hangi markanın donanımı olursa olsun, gerekli entegrasyonu yapmak son derece kolay. Başından beri odağımız video, onun çekilmesi, depolanması ve yönetilmesi. Analiz bizim temel işimiz değil, ama bunu yapan iş ortaklarımız var. Ne tarz analiz istediğinize bağlı olarak, o çözümü ve ne seviyede doğruluk istediğinizi bulabiliriz. Sektörün en büyük isimleri bizim partnerlerimiz, onlarla bu konuda işbirliğimiz var. Yazılım sektöründe farklı başlıklarda çözümler geliştiren şirketlere böylece eşit mesafede durabiliyoruz. Odağımızın bu netliği de farklı entegrasyonlar, analiz, erişim kontrolü, bulut çözümleri gibi başlıklarda birçok verimli iş ortaklığı kurmamızı sağlıyor. Türkiye pazarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Harika bir pazar. Birincisi büyük bir ülke. 10-12 yıl önce Türkiye pazarına girdik. O zaman yurtdışı merkezli olarak hizmet veriyorduk. Stratejimiz ışığında her pazarda distribütörler ile hareket ederiz ve onlar da kendi

satış kanallarına satış yapar. Bundan 4 yıl önce istikrarlı büyümesi paralelinde Türkiye ofisimizi açtık ve ekibimizi kurmaya başladık. Son 2 yıla baktığımızda, geçen yıl, zorlu bir yıl olmasına rağmen, yüzde 32 büyüme elde ettik. Bizzat pazarın kendisi ise tek haneli büyüme sergiledi. Bu yıl ise yüzde 101 büyümeye ulaştığımızı mutlulukla söyleyebilirim. Bunu nasıl yapıyorsunuz? Geleneksel kamera güvenlik sistemi kavramının, fiziksel güvenliğin yanında, varlık ve veri güvenliğine evrildiğini, ihtiyacın insanların hayatını kolaylaştıran çözümler olduğunu görüyor, yol haritamızı buna göre şekillendiriyoruz. Aynı ürünleri ve kameraları kullanmaya devam ederek aynı zamanda müşteri deneyimini de geliştirebilirsiniz. Örneğin; perakende sektöründe yüz tanıma sistemi kullandığınız zaman bir VIP müşteri geldiğinde, sisteme bu konuda uyarı düşeceği için ona özel bir karşılama yapabilirsiniz. Yani güvenliğin ötesine geçer, yatırımınızı bireysel sunumla zenginleştirme imkanı bulursunuz. Yine analizle ısı haritası kullanır ve onu yorumlarsınız. Müşteri bir reyonda 5 saniye duruyorsa, gün sonunda ısı haritasına baktığım zaman bazı insanların reyondan gelip geçtiğini ve açık sarı renkte olduğunu, 5 saniye duran kişinin koyu kırmızı olarak haritada konumlandığını görebilir, tedarikçilerime gidip, ‘burası dükkanımızın en iyi ve verimli noktası’ diyebilirim. Güvenlik için de kullanabileceğiniz bir videodan analiz desteği ile gelir akışı da elde edebilirsiniz. Perakende sektörünün bu tarz yapılara ihtiyacı büyük. Bu arada ulaştırma sektöründe mesela trafik akışını analiz edebilirsiniz ve trafik ışıklarının yönetiminde etkili bir yapı kazanır, akışı optimize edebilirsiniz. Güvenliği temel alarak, farklı ihtiyaçlara yönelik

Milestone Systems EMEA Dağıtım ve Gelişen Pazarlar Direktörü Anders Johansson yenilikleri sistemlerimizde iş ortaklarımızla sunuyoruz. Çünkü işin içinde veri var ve bu veriye artırılmış gerçeklik, yapay zeka ve makinaların öğrenmesini dahil edebildiğiniz zaman güvenlikten çok daha farklı işler yapabilirsiniz. Sadece güvenlikte bile reaktiften proaktife evrilen bir sistem geliştirebilirsiniz. Bugün ekosistem iş ortaklarımız ile analizde çok farklı veriler ortaya koyabiliyoruz. Sektörel öncelikler neler? Ulaştırma sektörü, güvenli şehirler ve perakende odaklandığımız alanlar. Stratejilerimizi kurumsal bir bakış açısıyla belirliyor, anlamlı biçimde yerelde konumlandırıyoruz. Servis sağlayıcılarla ‘bir hizmet olarak video’ çözümü kurgulayabiliriz, müşteri hangi ülkede olsun isterse. Bu hem maliyet hem zaman avantajı demek. Analitik ve veri sizde, önceliklerinize bağlı olarak karar alabilme imkanınız var. Yani, bulutta veya kendi sunucunuzda olması bizim için önemli değil; mimari hibrit de olabilir. Biz pek çok diğer uçtan uca çözüm sunan firma gibi tüm sistemin sahibi değiliz. Bu esnekliğin yanında entegrasyon yetkinliğimiz de bizi farklı kılan bir diğer özellik. Distribütör ve satış ekiplerimizi düzenli olarak entegrasyonlar konusunda bilgilendiriyoruz. Onlar da müşterilerimizin beklentisine hızla dönüş yapabiliyor.


BThaber

18 BİLİŞİM ZİRVESİ

16 - 22 ARALIK 2019

CIO'ların gündeminde bulut var! CIO Turkey Stratejisi ile Sürdürülebilir Veri Platformu Paneli; Beylerbeyi-1 Salonunda gerçekleştirildi. Panelde bulut sistemi teknolojisi ve sistemin geleceği hakkında bilgiler verildi. Engelsiz Elektronik İmzalama ve Akıllı Kimlik Doğrulama Arksigner Genel Müdürü Yasin Kahramaner, Engelsiz Elektronik İmzalama ve Akıllı Kimlik Doğrulama adlı bir konuşma gerçekleştirdi. Yasin Kahramaner, “Arksigner olarak kullanıcıların verilerini güvenli bir şekilde korumaları için çalışmalar yapıyoruz. Pek çok alanda hizmet vermekteyiz.

Arksigner Genel Müdürü Yasin Kahramaner Finans alanında da yakın bir zamanda hizmet vermeye başladık. Şu an itibariyle son kullanıcı sayımız 7 milyonu geçti. Yılsonu itibariyle 10 milyonu geçeceğiz. Türkiye’de 10 milyondan fazla kişi belgeleri imzalamak ve kimliklerini doğrulamak için Arksigner çözümlerini kullanıyor. Kullanıcılar en çok e-ticarette kimlik doğrulama ile ilgili şikâyette bulunuyor. Z jenerasyonunu temsil eden temel özellikler: Pragmatik olmaları, pratik olmaları, hızlı olmayı tercih etmeleri, bağımlı olmak istememeleri, özgür olmak istemeleri, farklı farklı şifre kullanmak istememeleri. Şifre girmek istemiyorlar. Benim Online bankacılığım yok sebebi güvenmediğimden değil 1 dakikamı kimlik doğrulama ve şifre girmekle geçirmemek istemememden. İnsanlar bu yüzden özellikle Z kuşağı alternatif bir kimlik doğrulama teknolojisinin kullanılmasını beklemekte. E-İmza hayatımızda çok ilginç bir yer edindi” dedi.

Kurumsal Yapılarda Dijitalleşmeyi Anlatmak Paneli Kurumsal Yapılarda Dijitalleşmeyi Anlatmak Paneli’nde, Unilevler CIO’su Şirin Aktaş; Panelin Yöneticiliğini yaptı. Panelde konuşmacı olarak AvivaSA Müşteri Yönetimi ve Dijital Dönüşüm Grup Müdürü Emek Akbal, Hedef Filo Bilgi Teknolojileri ve İş Süreçleri Direktörü Evren Öcal, Pegasus Hava Yolları Proje Yönetim Ofis Müdürü Kurtuluş Öztürk yer aldı. Şirin Aktaş kendisiyle ilgili bilgiler verdikten sonra sözü konuklarına bıraktı. Kurtuluş Öztürk, “Aslında havacılık dediğimiz şey: Zaman, planlama ve optimizasyon süreçlerini yönetmek anlamına geliyor. Ne kadar iyi bu süreci yönetirseniz başarılı olursunuz. Misafirlerimizin hayatını kolaylaştırmak en önemli hedefimiz. Pegasus’ta biz iş bölümünü 2’ye ayırmış durumdayız. Biri ticaret diğeri operasyonel. Müşterilerimiz daha yola çıkmadan yolla ilgili trafik durumunu ve uçuşla ilgili hava durumunu görüyor. Travel Asistant programını da üretmekteyiz. Operasyonda da daha verimli daha güvenli bir süreci yönetmek istiyoruz. Müşterilerimizin uçmadan önceki süreçlerini hızlandırıp onların vakit kaybetmeden hızlı bir şekilde uçmaları için çalışmalar yapıyoruz. Havayolu; dijitalleşme için biçilmiş bir kaftan” dedi. Evren Öcal, “Araç kiralama işi hızlı bir şekilde dijitalleşmekte.

Kartlar yeniden dağıtılıyor diyebiliriz. Hedef Filo olarak dijitalleşmenin farkındayız ve bununla ilgili çalışmalar yapıyoruz. Sürekli tüketicilere yönelik olarak farklı iş süreçleri geliştirmeyi deniyoruz. Çözümler ve çalışmalar için elimizden geleni yapmayı deniyoruz. Biz bireysel bir araç kiralamıyoruz, şirketlere araç kiralıyoruz. B2B olmak üzere şirketler için araçlara yönelik nasıl çalışmalar sunabiliriz diyerek bununla ilgili çalışmalar yapıyoruz. Müşterilerimize nasıl faydalar sağlarız diye düşünüp bununla ilgili çözüm yolları geliştiriyoruz. Önümüzde bunlarla ilgili çok seçenek olduğunu görüyoruz ve bunlara yoğunlaşıp bunlar üzerinden çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Biz de IT olarak bu teknolojilerin tam da içerisindeyiz; ama iş bölümlerini sahiplenerek birlikte götürmeye çalışıyoruz. Teknolojinin ilerlemesiyle bunların farklı bir boyuta ulaşacağını düşünüyoruz” şeklinde konuştu. Emek Akbal, “Dijitalleşme kavramı hem fırsatlar hem de riskler barındırıyor. Sigortacılık şirketleri sizi kötü olaylara karşı koruyor. Peki, sigorta ile ilgili neler yapıp, bunları nasıl değiştirebiliriz? 2014 yılından beri pek çok firma dijitalleşmeden bahsediyor. 2017 yılı itibariyle dijitalleşme programımızı başlattık. Az önce bahsettiğim gibi bir program dâhilinde devam ediyoruz. IT’nin Business’tan ayrı olarak çalışması için birtakım denemeler

yapmışlar; ama bu konuda başarılı olamamışlar. Bunun bu şekilde olamayacağını test ederek öğrenmişiz. Dijitalleşme vizyonumuz ise şuydu: Müşterilerimize kişiselleştirilmiş bir deneyim sunmak. Müşterisini tanıyan, tanıdığını hissettiren ve hayatı boyunca onun yanında olacağı izlenimi vererek onlarla duygusal bir bağ kuran sistem geliştirmek. Veriyi toplamadan herhangi bir iş olmuyor. Öncelikli iş veriyi toplamak. Veriyi kullanıp kişiselleştirilmiş bir deneyim sunmamız gerekiyor. Firmanın; onun aileden bir parçası olduğunu hissettirmek için çalışıyoruz” dedi. Google Cloud ile Kurumsal Bulut NGC Kurucu ve Proje Müdürü Onur Taştan, Google Cloud ile Kurumsal Bulut adlı bir sunum gerçekleştirdi. Onur Taştan: “Google ile beraber Cloud projeleri yürütüyoruz. G Suite platformu; dijital dönüşümü başlatan bir platform oldu.

NGC Kurucu ve Proje Müdürü Onur Taştan Şirket içi iletişim yöntemleri geleneksel yöntemlerle 15-20 sene içinde pek de değişmedi. Tüm bunlara çözüm olacak ve bu süreçleri değiştirecek olan platformun ismi: G Suite. G Suite ismi çatı bir isim. Altında bir sürü proje var. G Suite; depolama, güvenlik, mail ve ofis gibi işleri içinde barındıran bir platform. Geleneksel yöntemlerin hantal kaldığını da sizlere söyleyebilirim. G Suite işte tam da aslında gücünü buradan alıyor. Son kullanıcıların iletişim kurma süreçlerini şirketlere sunuyor. Peki, bunu nasıl yapıyor? Daha hızlı olmayı, platformdan bağımsız olmayı vaat ediyor. G Suite; işlerinize istediğiniz herhangi


BThaber

BİLİŞİM ZİRVESİ

16 - 22 ARALIK 2019

bir platformdan ulaşmayı sizlere çözüm olarak sunuyor” şeklinde konuştu. Bulutistan ile Kurumsal Bulut Bulutistan Kurumsal Satış Direktörü Mutlu Ataç, Bulutistan ile Kurumsal Bulut adlı bir konuşma yaptı. Mutlu Ataç: “Cloud şirketleri hızlı bir şekilde büyüyor; lakin bu verileri hızlı bir şekilde işleyecek sistemler geç bir şekilde büyümekte. Biz bütün iş modellerimizi; bu aradaki farkı kapatmak için çalışıyoruz. Türkiye’de bulut pazarı 2018 yılında 179 milyon Dolardı. 2019 yılına geldiğimizde ise 232 milyon Dolar. Büyüme oranı yüzde 29 civarında. Bu rakam çok büyük

Bulutistan Kurumsal Satış Direktörü Mutlu Ataç gelebilir; ama Türkiye’deki teknolojik yatırımların içerisinde bu gördüğünüz rakam yüzde 1’lik hatta çok daha küçük. Bulutistan olarak bulut sistemlerinin daha da gelişeceğini düşünüyoruz. Peki, bu pazar genişlerken kurumsal şirketler nasıl faydalanacaklar? Kurumsal pazarın yüzde 50’lik veya daha fazla kısmının bulut sisteminden yararlanacağını düşünüyoruz. Peki, pazardaki büyümenin nedenleri neler? 1.’si hızlı ve çevik olmak. Bulut, bu yatırımların önüne geçiyor. 2.’si pazardaki oyuncu artışının pazarı giderek büyüteceğine inanıyoruz. Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalsın diye gelişen bir bulut sistemimiz var. Yazılım pazarındaki iş modelleri de çok önemli. Özellikle Türkiye’deki yazılım şirketleri son zamanlarda önemli ölçüde geliştiler. Yazılım şirketlerinin gelişimi bulut firmalarının da gelişimini sağladı” dedi. Kurumsalda Hangi Bulut? Paneli Kurumsalda Hangi Bulut? Panelinin Yöneticiliğini; İbrahim

Etem Menarini İletişim ve Bilgi Teknolojileri Müdürü Tolga Tırpan yaptı. Panelde konuşmacılar olarak Profesyonel Hizmetler Direktörü Hakan Uzuner, Güler Dinamik Gümrük Müşavirliği CIO’su Özgür Günyel yer aldı. Tolga Tırpan, “Bulut sistemlerini seçerken bundan böyle kriterlere sahip olacağız. Bizler teknolojinin nasıl kullanıldığı ile ilgili araştırmalar yaparız. Ne kadar kullanıldığı ile ilgili çalışmalar yapmayız. Teknoloji ile ilgili olarak farklı olduğumuz yerleri görüp kabul edip bununla ilgili çalışmalar yapmamız gerekiyor diyerek sözü konuşmacılara bıraktı. Özgür Günyel: “Cloud ile ilgili olarak çok farklı seçenekler var. Bulut maliyetlerini düşürecek çözümler üzerinde çalışmalar yaptık. Bizim bu konuda çok önemli bir avantajımız var. Biz iş birimini ne kadar işin içine alabiliyoruz? Bununla ilgili çalışmalar yaptık. Bulutla ilgili ne kadar yetkiliyiz? Bununla ilgili olarak da çalışmalar yapmayı düşünüyoruz. Küçük şirketlerle başlayarak bulutla ilgili süreçleri geliştirmeye başladık. Küçük şirketlerimizde yaptığımız hataları görerek kendimizi geliştirerek yeni hizmetler sunmaya başladık. Böylelikle büyük firmalara daha iyi hizmet sunabileceğimizi düşündük. Tüm bu deneyimlerle riski en aza indirmiş olduk” dedi. Hakan Uzuner, “Müşteriyi tanımak için çalışmalar yapıyoruz. Firmanın sunduğu hizmetlerle tüketicinin isteklerinin uyuşup uyuşmadığına bakıyoruz. Bulut firmalarının her birisinin müşterilere farklı

hizmetler sunduğunu görüyoruz. Server alırken bile ince eleyip sık dokuyoruz değil mi? Bulut hizmetlerinden yararlanırken de bu şekilde yaklaşıyoruz” şeklinde konuştu. Kişi’nin Verisi Siber Güvenlik ve KVKK Paneli Kişi’nin Verisi Siber Güvenlik ve KVKK Panelinde, Panel Yöneticiliğini Back-Up / CxLoyalty Group Bilgi Teknolojileri Müdürü Serkan Yükselir yaptı. Panelde konuşmacı olarak Bank Mellat BT Müdürü Ferhat Kaysı, Erdem Holding ve Genpa CIO’su Özalp Ahmet Tık ile Sistem Hukuk Avukat’tan Sertel Şıracı yer aldı. Özalp Ahmet Tık, “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında firmalar çalışmalara başladı. KVKK ile ilgili doğru bilinen bilgilerin yanında yanlış bilinen bilgiler de yer almakta. Kanun kapsamında kurumların uygunluk değerlendirmesini yapmamız gerekiyor. Kanun kapsamında çeşitli partiler var: Çalışan, çalışan adaylar, müşteriler, ziyaretçiler, iş ortakları, grup şirketleri. Hepsi

19

farklı bir şekilde bağlanmış, bunların kanun kapsamında tek bir yere bağlanması lazım. A şirketi insan kaynakları; B şirketinin insan kaynaklarına bakıyor. B şirketi; A şirketindeki tüm iş süreçlerine bakıyor. Bunları bir yerden toplayıp aynı yerden hizmet vermesi için çalışmalar yapılmalı” dedi. Ferhat Kaysı, “Bankalar; KVKK konusunda daha hazır değiller. Arka planda kullandığımız verileri daha doğru nerede kullanabileceğimiz ile ilgili planlar değişti. İşin içine biraz da hukuk süreci girdi. BDDK ve KVKK kurulu birbirleriyle çalışmalar yaptı. Aralarındaki pürüzleri gidermeye çalışıyorlar. Bu biraz zaman alacak. Biz de buna uyum sağlayacağız. KVKK işin içine girdikten sonra olaylara bakış açımız da değişti. Farklı departmanlar bu konuyla ilgili olarak devreye girdi. Hukuk departmanlarıyla daha çok kanunu yorumlamaya başladık” şeklinde konuştu. Sertel Şıracı, “Teorik tedbirler dediğimiz zaman 12. maddemiz var. 12. madde’de genel 3 konudan bahsediliyor. 12. madde içeriklerle ilgili cezaları kapsıyor. Bunlarla ilgili tedbirler yer almakta. Örneğin izinsiz SMS göndermek de 12.madde’de yazmakta. Herhangi bir zafiyet oluştuğunda da bunu 12. maddeye bağlamayın diye yazıyor. 12. madde geniş bir rehber yayınlıyor. Caydırıcı olmak gerekiyor. Bu konuyla ilgili Devlet çalışmalar yapıyor. Etki-Analiz de bu kapsama giriyor. Bugün dijital tarafı konuşuyoruz; ama teknik taraf da çok önemli bir alanı kapsıyor” dedi.


Devlette, BT ile yeniden yapılanma • Bakanlar Kurulu son toplantı­

uyarlamak biçiminde özetlendi.

sında bilgi teknolojileri kullanarak

• Proje yöneticisi Başbakanlık

hükümet için sağlam ve güncel bir bilgi altyapısı ve devlet kuruluşları

Zaman ve mekan kavramı iletişim en­ düstrisinin gelişimi ile birlikte neredeyse

devletin yeniden yapılanması

İdareyi Geliştirme Başkanı Prof.Dr.

arasında resmi evrak yerine g e ç e c e k

anlamını yitiriyor. Ülkeleri, kıtaları, in­

konusunu tartıştı. B a ş b a k a n Müste­

Gürol Banger Başbakan ve Bakanlar

elektronik belge sistemi

sanları birbirine yakınlaştıran bu endüst­

şarı Yaşar Yazıcıoğlu başkanlığında

Kurulu üyelerine Kamu Yönetiminin

kurulacağını söylediği de öğrenildi.

ri bilgi teknolojisi, görsel/işitsel teknolo­

bir teknik heyet tarafından

Yeniden Yapılanmasında 2000

Toplantıda ayrıca ulusal

jiler, eğlence, medya ile birleşerek yüz­

hazırlanan ve Bakanlar Kurulu'na

Projesi hakkında bilgi verirken

veritabanlarının oluşturulması için

sunulan brifingde amaç, özel olarak

projenin alt başlıkları olan

bir koordinasyon sağlanacağı ve

Başbakanlık Yönetim Bilgi Sistemi'ni

elektronik yönetim, başbakanlık

vergi reformunda yer alan tek vergi

leri, Internet, uydu teknolojleri, telsiz

genel olarak ise Türkiye Yönetim

yönetim bilgi sistemini de anlattı.

numarasının da vatandaşlık

iletişim teknolojisi, hücresel iletişim tek­

Bilgi Sistemi'ni hukuki ve yapısal değişimleri gerçekleştirerek bilgi ve iletişim teknolojisi üzerine oturtmak,

• Banger'in Yönetim Bilgi Sistemi oluşturulurken bilgi teknolojisinin

numarasına dönüştürüleceği

Yavuz Ege:

(Ayrıntılı haber sayfa 4'te)

Yine siyasi bir karar ve görevden alma

Türkiye'de e-ticaret ağını

Rahmi Aktepe görevden alındı

İGEME ve TÜBİTAK

Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı Muhabere ve Elektronik Daire Başkanı Rahmi Aktepe

kuracak" TBV-TÜSİAD işbirliği ile gerçekleştirilen "Elektronik Tica­ ret" seminerinde konuşan Dış Ticaret Müsteşarı Yavuz Ege, Türkiye'de elektronik ticaret ağının İGEME ve TÜBİTAK ta­ rafından kurulacağını söyledi.

(Ayrıntılı haber sayfa IT de)

görevden alındı. Türkiye Bilişim Derneği'nin başkanlığı görevini de yürüten Aktepe 20 yıldır kamu kuruluşlarında bilişimci olarak çalışı­ yordu. Toplam tutan 68 milyon dolar olan gümrük otomasyonu projesinde önemli görevler yüklenen Aktepe'nin görevden alınması bilişim sektöründe üzüntüyle karşılandı ve bir imza kampanyası başlatıldı.

Endüstrinin eleman gereksinimi için bir umut (Ayrıntılı haber sayfa 20'de)

(Ayrıntılı haber sayfa 8'de)

Bu sayıda...

• Ar-Ge Pazan'nda büyük buluşma

(Sayfa 12) • Vestel, Ar-Ge ve yeni nesil teknoloji

AKIN EVREN

Ölmez adamlar evi... Parlak ışıklarla aydınlatılmış bir sahneye birbiri ırdınca çağırıldılar. Dinç ve gururlu adımlarla yürüdüler, illi yıl ö n c e bitirdikleri okullarının diploma örenindeymiş gibi g e n ç ve tutku dolu, sahnedeki /erlerine oturdular. (Devamı 2. sayfada)

derya. Kapsadığı konular, ağ teknoloji­

nolojilerine kadar uzanıyor. Biz de ileti­

(Sayfa 45-65)

dık.

Anlatılamaz bir öykü... Ba z ı olaylar anlatılamaz; ölüm gibi... Hele bunun nedenlerini sorgulamaya kalk­ tığınızda ipuçları sizi 'şofben zehirlenmesi' gibi anlamsız bir sonuca doğru götürüyorsa daha da bir çeresizleşirsiniz. İnterpro ailesi Mustafa Gürsel'i y a ş a ­ mının son 2 yılında tanıdı. 2 yıldır İnterpro A.Ş.'nin basın danışmanlığını y a pa n Mus­ tafa Gürsel, işindeki uzmanlığını sıcak, s e ­ v e c e n kişiliği ile birleştirerek bizlere çok ş e y kattı. 53 yıllık yaşamını dolu dolu geçiren Mustafa Gürsel, 'anlatılamaz bir son'a yenik düştü. Ancak bizlerin, sevenlerinin yüreğinde Mustafa Gürsel hep y a ş a y a ca k .

E T

H A İ T R F A A T UH B

• Bilişim ve eğitimin ışığı Sivas'ta yakıldı

(Sayfa 2-3)

EVRENSEL

İletişim teknolojisi uçsuz bucaksız bir

şim dosyamızda tüm bu alanları ele al­

kaydedildi.

olanaklarından yararlanılacağını,

yılın en büyük endüstrisi haline geliyor.

(Sayfa 13) • Ahlak ilkeleri çalışma grubu son kez toplandı

(Sayfa 26)

• Escort, iletişim sektörüne de adım attı

(Sayfa 42) • Bay Networks, Türkiye ofisini açıyor (Arka

sayfa)

Bu sayının tüm sayfalarına www.bthaber.com.tr'den ulaşabilirsiniz.



22 KARİYER Teknoser’de Ozan İnan, Genel Müdür olarak atandı

Sistem entegrasyon ve saha hizmetleri firması Teknoser’de Genel Müdür olarak Ozan İnan atandı. ODTÜ Bilgisayar Mühendisliği bölümü mezunu olan Ozan İnan, çalışma hayatına Yapı Kredi Bankası’nda yazılım uzmanı olarak başladı. Yapı Kredi’den sonra sırasıyla Avaya, Alcatel, Alcatel-Lucent Enterprise ve Alcatel-Lucent’teki üst düzey görevlerinin ardından; IBM Türkiye’de önce satış direktörlüğü ve sonrasında yine IBM Türkiye’de Genel Müdür Yardımcılığı görevlerinde bulundu. BT sektöründe yaklaşık 20 yıllık tecrübesi bulunan İnan, Teknoser ekibine katılmadan önce Veeam Türkiye’de Ülke Müdürü olarak görev yapıyordu.

Microsoft Türkiye’de yeni görevlendirme

BThaber 16 - 22 ARALIK 2019

Yandex Türkiye'de üst düzey atama

Yandex, Türkiye’deki yatırımlarına devam ederken yönetim performansını güçlendirmek için yeni bir atama gerçekleştirdi. Daha önce şirket bünyesinde Ülke Müdürü olarak görev yapan Onur Karahayıt, yeni dönemde Yandex Türkiye Genel Müdürü oldu. Onur Karahayıt, Yandex Türkiye’nin; ürün geliştirme, pazarlama ve satış faaliyetlerinin yanı sıra idari işlerini de kapsayan tüm operasyonuna liderlik yapacak. ODTÜ İnşaat Mühendisliği mezunu olan ve ABD'de The Ohio State University’den Yüksek Lisans Diploması bulunan Karahayıt, 2009'dan itibaren yaklaşık 2 yıl boyunca NASA projesinde, Mars

yüzeyinin robotlarla haritalanması konusunda araştırmacı olarak aktif görev yaptı. Ardından kurumsal dünyaya atılan Karahayıt, Trimble ve Intergraph gibi navigasyon ve haritacılık sektörünün lider teknoloji üreticilerinin ABD’deki genel merkezlerinde Ürün Müdürü ve Proje Müdürü olarak çalıştı. Trimble şirketinde ABD’deki görevinden Avrupa Genel Merkezine atanan Karahayıt şirketin Avrupa, Orta Doğu ve Afrika bölgelerinden sorumlu Satış Müdürü pozisyonunda bulundu. Karahayıt, 2014’ten bu yana Yandex Türkiye bünyesinde görev yapıyor.

Türk Telekom’da yönetimsel değişiklikler başladı Microsoft Türkiye Çözüm Grubundan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı görevine Cem Kubilay atandı. Kubilay, Trakya Üniversitesi İşletme Bölümü’nü bitirdikten sonra, üniversite yıllarında yarı zamanlı olarak çalışmaya başladığı Migros Türk TAŞ’de bilgi işlem departmanında profesyonel iş yaşamına giriş yaptı. Migros Türk’teki 8 yıllık dönemden sonra, Teradata’ya danışman olarak geçiş yapan Cem Kubilay, ulusal ve uluslararası birçok projede aktif görev aldığı altı yılın ardından Profesyonel Hizmetlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı oldu. Kubilay, 2012 yılında Orta Doğu ve Afrika Bölgesi’ne Büyük Veri Ürün Ailesi Satış Sorumlusu olarak Microsoft’a geçiş yaptı. Microsoft içerisinde Orta Doğu ve Afrika, Orta ve Doğu Avrupa bölgelerinde çalışan Kubilay, Microsoft Türkiye’de Çözüm Grubu Teknik Grup Müdürü olarak çalışmalarına devam etti ve 1,5 yılın ardından Microsoft Türkiye Çözüm Grubundan Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı pozisyonuna atandı.

29 Kasım 2019 tarihinde yapılan son Yönetim Kurulu toplantısının sonuçlarını takiben, Türk Telekom tarafından KAP’a yapılan açıklamada planlanan değişikliklerin bir kısmı duyuruldu. Buna göre, İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı pozisyonuna Mehmet Emre Vural atandı. Hukuk ve Regülasyon Genel Müdür Yardımcısı Yakup Öztunç görevinden ayrılma kararı alırken, Uğur Nabi Yalçın ise Hukuk ve Regülasyon Genel Müdür Yardımcısı olarak atandı. Türk Telekom organizasyon yapısında “Kurumsal Risk Yönetim Direktörlüğü” yeniden yapılandırılırken, bu kapsamda iş

sürekliliği ve kriz yönetiminden sorumlu olmak üzere Genel Müdür’e bağlı “Kurumsal Risk ve İş Sürekliliği Başkanlığı” oluşturuldu. Kurumsal Risk ve İş Sürekliliği Başkanı olarak Türk Telekom Kurumsal Risk Yönetimi Direktörü Ali Gürsoy atanırken, Türk Telekom Grup şirketlerinden AssisTT’de de değişiklik oldu. Buna göre, AssisTT Genel Müdürü Cemil Yıldırım görevinden ayrılma kararı aldı. AssisTT Genel Müdürlüğü görevine ise Grup Operasyon Genel Müdür Yardımcısı olan Haktan Saran atandı. Haktan Saran, halihazırda yürüttüğü Grup Operasyon Genel Müdür Yardımcılığı görevine de vekâleten devam edecek.


Mevcut Ticari veya ERP Programınızla E nte gra s yo n

Entegre Yönetim Finans ve Nakit Akışı Fatura, İrsaliye, E-Fatura Stok, Depo, Lojistik Satınalma Yönetimi Müşteri, Teradikçi, Taşeron Sözleşme Yönetimi

CRM Pazarlama - Satış Servis - İş Yönetimi İK Özlük, İşe Alım Tekrarlanan Gelir ve Gider Aksiyon, Toplantı, Görev Dashboards: CEO, CFO, CPO

www.PirCloud.com Bayilik başvuruları için: ysmbulut.com/partner

Projeler Proje Bütçe Yönetimi Puantaj, Hakediş Yönetimi Proje İş Programı Proje Süreç Yönetimi Proje Günlük İşlemler


24 KARİYER

BThaber 16 - 22 ARALIK 2019

Hitachi Vantara eğitim için ‘Linkplus’ dedi Linkplus bünyesinde yer alacak yeni Hitachi Vantara Yetkili Eğitim Merkezi, müşterilerin ve iş ortaklarının Hitachi Vantara ürün, çözüm ve sistemlerini daha etkin ve yetkin şekilde kullanabilmelerine olanak tanıyacak. Kapsamlı eğitim takvimi ile müşterilere sürekli teknik eğitimler sağlayacak yetkili eğitim merkezi, yeni veri depolama platformu Jupiter’in yanı sıra Lumada ile yapay zeka, Pentaho ile analitik platform ve Rean Cloud ile bulut teknolojileri alanında müşterilerin uzmanlıklarını ve yetkinliklerini artırmalarını sağlayacak. 3 ila 5 gün arasında sürecek eğitimleri tamamlayan katılımcılara Hitachi Vantara sertifikası verilecek. Dijital altyapı ve çözümleri alanında dünyanın önde gelen şirketlerinden Hitachi Vantara, Türkiye’de distribütörlük faaliyetlerini sürdüren Linkplus’ı yetkili eğitim merkezi olarak atadı.

Hitachi Vantara’nın içinde bulunduğu bölgede Dubai’den sonra açılan ikinci merkez olarak hizmet verecek olan İstanbul’daki yetkili eğitim merkezine

sadece Türkiye’den değil, yurtdışından da katılımcıların ilgi göstermesi bekleniyor. İlk eğitim ise 6 Ocak 2020 tarihinde başlayacak. Hitachi Vantara Kıdemli Kanal Müdürü Özlem Köklü Avcı, “İhtiyaç duyulabilecek her türlü kaynağın ve deneyimli eğitmenlerin bulunduğu eğitim merkezimiz, müşterilerimizin hayatına dokunarak iş problemlerine yardımcı olmamıza ve hayatlarını kolaylaştırmamıza olanak tanıyacak” dedi. Linkplus İş Geliştirme Direktörü Cenk Soyluoğlu ise “Eğitim merkezimizde verilecek eğitimlerde gerek Hitachi Vantara'nın güçlü olduğu kurumsal veri depolama çözümleriyle ilgili, gerekse yeni nesil bulut teknolojileri ve verinin çok daha iyi kullanılabilmesine olanak tanıyacak, kurumların gerçekten fayda sağlayacakları eğitimler yer alacak” bilgisini verdi.

Etkinlikleriniz ile ilgili bilgileri bthabersirketleri.com/EtkinlikDuyuru adresine girebilirsiniz.

BThaber

ETKİNLİK TAKV!M! E T K İ N L İ K L E R

16 Ocak 2020 BTvizyon Bursa Toplantısı Bursa AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

Y U R T İ Ç İ

16-18 Ocak 2020 Uluslararası Sağlıkta Yapay Zeka Kongresi İzmir AYRINTILI BİLGİ: www.sagliktayapayzeka2020.org

19 Mart 2020

2 Nisan 2020

BTvizyon Konya Toplantısı Konya AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

BTvizyon Kayseri Toplantısı Kayseri AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

E T K İ N L İ K L E R

6 Şubat 2020

20 Şubat 2020

12 Mart 2020

BTvizyon Antalya Toplantısı Antalya AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

BTvizyon Gaziantep Toplantısı Gaziantep AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

GOSB Teknoloji Platformu İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

16 Nisan 2020 BTvizyon Malatya Toplantısı Malatya AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

11 Haziran 2020 BTvizyon Samsun Toplantısı Samsun AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

9 Temmuz 2020 Bilişim 500 Ödül Töreni 2020 İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

Y U R T D I Ş I

7 Ocak 2020

19 Ocak 2020

CES 2020 Las Vegas, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.ces.tech/

Beyond IoT 2020 Cork, İrlanda AYRINTILI BİLGİ: https://beyondiot.ie/

26 Ocak 2020 Kickstart Europe 2020 Amsterdam, Hollanda AYRINTILI BİLGİ: https://www.kickstartconf.eu/

10 Şubat 2020 11th International Smart City Expo 2020 Dubai Dubai AYRINTILI BİLGİ: https://smartcitiesexpoworldforum.ae/

24 Şubat 2020 MWC Barcelona 2020 Barcelona, İspanya AYRINTILI BİLGİ: www.mwcbarcelona.com/



BThaber

26 MEKTUP

16 - 22 ARALIK 2019

Test yönetiminde ödül vakti

Yeni haftadan selam olsun, Bu haftaya gurur veren bir haberle başlıyorum. Çöp sanılan atıkların geri dönüşüme kazandırılması konusunda projeler gerçekleştiren Timtaş Yönetim, geliştirdiği PUGEDON isimli otomatla 1 yılda 3 milyona yakın plastik, cam ve metal atığın toplanmasını, üstüne 500 bin sokak hayvanının da beslenmesini sağlamış. Bu geri dönüşüm otomatlarına plastik, cam veya metal atık atıldığında alt bölümdeki hazneye sokak hayvanları için 5 ila 20 gr arasında mama dökülüyor, sana daha önce de anlatmıştım. Geri dönüşüm bilincinin artması, üstüne, bu bilincin sokaktaki dostlarımıza mama olması harika bir çalışma. Dünyada “pedal destekli elektrikli bisiklet” olarak da bilinen e-bisiklete yönelik talep giderek artıyor ve Türkiye’nin e-bisiklette Avrupa ülkelerinin ana tedarikçilerinden biri olabileceği üzerinde duruluyor. TurkishtimeBisiklet Endüstrisi Derneği (BİSED) Ortak Akıl Toplantısı ile bu hedefe ulaşmak için yapılması gerekenler ele alınmış. AB sınırları içinde yaklaşık 10-12 milyon adet e-bisiklet pazarının olduğu tahmin edildiğini belirten katılımcılar, 2030’lu yıllarda bu rakamın 60 milyon adete çıkacağını, Türkiye’nin e-bisiklette Avrupa ülkelerinin ana tedarikçilerinden biri olabileceğini vurgulamış.

YIL 25 SAYI 1248

Çünkü Ocak 2019’a kadar Avrupa pazarından en büyük payı alan Çin’den ithal edilen pedal destekli elektrikli bisiklete 18 Ocak 2019’da Avrupa Komisyonu ‘anti damping vergisi’ koymuş. Avrupa Bisiklet Endüstrisi Derneği’nin (EBMA) araştırmasına göre, Çin’in pazarda etkisiz hale gelmesinden en çok yararlanacak ülkelerin başında ise Türkiye geliyor. Ama bunun için bazı gereklilikler de var. Yan sanayi gelişimi, kümelenme, pil ve motor üretimi, akredite bir test laboratuvarının kurulması, yabancı sermaye çekilmesi, kamu destekleri, İK eğitimi, kayıtdışı üretime son verilmesi, hatta otomotiv sektörü ile işbirlikleri gibi… Netaş, yeni nesil mühendisler yetiştirmek için başlattığı Next Coders eğitimlerini bu yıl bilimin temeli olan matematik ile derinleştirmiş. Girişimci Can Gürses’in kurduğu Çocuklar için Oyunlarla Matematik Atölyesi işbirliğiyle hayata geçirilen program kapsamında Netaş, çocuklara matematiğin gerçek, eğlenceli ve günlük hayatla bağlantılı yüzünü anlatmayı, matematiksel düşüncenin temellerini atmayı ve problem çözme yeteneklerini geliştirmeyi amaçlıyormuş. Kimse itiraz etmesin, matematik,

BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr

www.bthaber.com www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber

Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr

bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz

Bu arada ASUS, sürdürülebilirlik alanındaki çalışmalarıyla “2019 Global Kurumsal Sürdürülebilirlik Ödülleri”ne layık bulunmuş, çalışmaları ve yaptığı yeniliklerle iki Global Kurumsal Sürdürülebilirlik Ödülü, yedi Tayvan Kurumsal Sürdürülebilirlik Ödülü kazanmış. Kurumsal bulut bilişim sektörü şirketi Nutanix ise Kasım 2019 Gartner Magic Quadrant değerlendirmesinde Hiper Bütünleşik Altyapı kategorisinde lider olarak yer aldığını duyurmuş. Nutanix, bu kategorinin Gartner Magic Quadrant’ta yer almaya başladığından beri her seferinde bu unvanı korumayı da başarmış.

Bilişim Zirvesi Etkinlik Organizasyon Ltd. Şti. adına Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Neslihan Aksun neslihana@bthaber.com.tr

16 - 22 ARALIK 2019

Bültenlerinizi

hayat demek…Uluslararası danışmanlık ve denetim kuruluşu KPMG ile H2 Ventures’ın birlikte hazırladığı ‘Fintech100’ listesinin 6’ıncısı yayınlandı. Dünyanın en yenilikçi finansal teknoloji kuruluşlarının yer aldığı listeye Türkiye’den tek giren finansal teknoloji kuruluşu Papara olmuş. BDDK’dan aldığı faaliyet izni ile üç yıl önce bireysel ve kurumsal kullanıcılara hizmet vermeye başlayan Papara, 3 milyon kullanıcıya ve aylık 3 milyar TL’nin üzerinde finansal işlem hacmine ulaşmış ve Fintech100’de yer alarak bu sonuçları tasdiklemiş.

Abone ve Dağıtım

btabone@bthaber.com.tr

Ankara Temsilcisi Sedef Özkan sedefo@bthaber.com.tr

Editör Handan Aybars handana@bthaber.com.tr Görsel Yönetmen Sena Çakıroğlu senac@bthaber.com.tr

Cilt, Baskı, Poşetleme: Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l

Online Editör Atılay Aşkale atilaya@bthaber.com.tr

Testinium ise Intertech ekibiyle işbirliği ile Avrupa Yazılım Testi Ödülleri 2019'da (European Software Testing Awards) "Yılın Test Yönetimi Ekibi" ödülünü almış. Yönetim ve iletişim yetkinlikleri, proje hedeflerinin güçlü liderlik ile buluşması, yüksek kalitede sonuçlar için izlenen prosedür ve yöntemler ile elde edilen bu ödül, yeni başarıların da işareti olsun. Türk Prysmian Kablo, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) tarafından, 6 Aralık Cuma akşamı 46’ncısı düzenlenen “Ekonomiye Değer Katanlar-2019 Ödül Töreni”nde “Sektör Liderleri” kategorisinde birincilik ödülüne layık görülmüş. Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği’nin (TSPB), tasarruf ve yatırım bilincini aşılamak adına düzenlediği 6. Kamera Elinde Geleceğin Cebinde Kısa Film Yarışması için başvuru süreci de devam ediyor. Yarışmaya katılmak isteyenlerin 3 dakikayı aşmayan filmlerini 6 Mart 2020 tarihine kadar www. ameraelindegelecegincebinde. com sitesinde doldurdukları formla teslim etmesi gerekiyor. Hazır finans dünyasından bir yarışma paylaştım, haftaya nokta da finans dünyasından bir kitapla gelsin: ‘Sadakat’. Londra’da finans alanında çalışan Giulia’nın dalgalı hayatı Letizia Pezzali’nin yazdığı ve Bengi Oya’nın çevirdiği bir kitap. Aklımızda bulunsun. Haftaya bu yılı da bitirmek dileğiyle,

BThaber Genel Müdürü Özlem Unan İş Geliştirme ve Satış Müdürü Abdurrahman Koyuncu Reklam Satış Yönetmenleri Kutay Göçe Arif Şuekinci Zeynep Gürdal Reklam Rezervasyon Sorumlusu Suzan Bilken Yönetim Yeri: Bilişim Zirvesi Etkinlik Organizasyon Limited Şirketi Örnek Mah. Şehit Cahar Dudayev Cad. Örnek İş Merkezi No:14 Kat:5 34704 Ataşehir İSTANBUL Telefon: (0216) 888 0 596 ISSN 1300-6495

Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.

BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.


VBT AKADEMİ nin katkılarıyla ALBANIA HIGH TECHNOLOGY ACADEMY sunar Bulunmaz bir kariyer fırsatı

1. Sistem, Network ve Güvenlik Yöneticiliği /– 20 Kontenjan 2. Mobil Yazılım ve Yapay Zekâ Uzmanı / - 10 Kontenjan 3. Mainframe Uzmanı / Mainframe Specialist - 10 Kontenjan 4. Veri Tabanı Uzmanı, Big Data, Analytics - 10 Kontenjan 5. Java Yazılım Uzmanı / Java Programming - 25 Kontenjan 6. .NET Yazılım Uzmanı / .NET Programming - 25 Kontenjan Toplam 100 Kontenjan

1. Semester ( 13 October 2019 – 31 January 2020 ) 2. Semester ( 16 February 2020 – 26 June 2020 ) Brüt 8 Ay – Net 7 Ay

İş Garantisi Eğitimi tamamlayan herkese iş garantisi sağlanacaktır.

Ücret Kalma yeri dahil toplam eğitim ücreti 10.000 Euro Birinci yıl herkese %50 Burs sağlanacaktır. Eğitimin tamamı Arnavutluk’ta yapılacaktır.

Müracat E-posta

: info@vbt.com.tr

Telefon

: +90 216 577 69 21

Whatsapp : +90 555 239 16 61

info@vbt.com.tr

www.vbt.com.tr


WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER

High technology products need to be developed in technoparks In line with the objective of the 11th Development Plan covering the period of 20192023; in order to achieve these targets, ‘Critical Elements for the Globalization of the IT Companies in the Technoparks’ tele-meeting was held on December 3 to evaluate and increase the effectiveness of the IT companies in technoparks hosted by Technology Development Foundation of Turkey (TTGV) with the organization of Technology Development Zones Association (TGBD) and Turkey Informatics Association (TBD). TGBD Chairman of the Board of Directors Faruk İnaltekin, TBD Chairman of the Board of Directors Rahmi Aktepe, TBD Chairman of the Executive Committee Aydın Kolat,, representatives of public, universities, TBD, TGBD and private sector participated to the tele-meeting. in his speech at the opening, İnaltekin, emphasizing that all the stakeholders came together at this meeting, said the outputs to be obtained from the relevant authorities will be presented. Noting that the culture of cooperation stays

behind, İnaltekin said that: “It is critical that TBD carries out such a work. Union makes strength.” Aktepe, underlining the need to embrace the 2023 Industry and Technology Strategy of Industry and Technology Ministry by all stakeholders, expressed that: “Between 2013-2018 years, while Turkey’s high technology product export was 25 billion 826 million USD, imports in this category was 133 billion 459 million USD and 5-year trade deficit of Turkey increased to 107 billion 633 million USD. Our effort is to close this gap. If we stick to the principles of cooperation and coordination, we can achieve this.” Aktepe continued his speech as: “Most of the software companies in Turkey, which have reached nearly 4 thousand, want to export and market their products abroad. Empowering these companies with alternative solutions such as clustering for collaboration can provide successful results in terms of production and marketing. We need to create a foreign trade diplomacy in Turkey. In order to be competitive in global markets, it is necessary to ensure the

continuity of innovation capacity. Technoparks are also engaged in this matter. There are also young talents working in small groups and some success stories are heard about them. I believe that these groups should also be supported. Approximately 90% of the informatics solutions used in the public sector are of foreign origin. In the digital transformation, it is necessary to support the selection and development of local and original ones of the software and hardware needed in the public sector and to ensure that they are widely used in the public sector. Branding and export will be based on this ground.” How can the contribution of technoparks be increased in order Turkey to achieve its goals? Kolat gave information on Technological Developments and Targets in line with the 11th Development Plan and underlined the need to develop high technology products in technoparks: “Quantum Informatics is a developing structure. In Europe, quantum

cryptology standards are being established. We have to start, and technoparks should lead this. The goal of Turkey is to be a country leading technology with competent human capital. University, private sector, NGO and public cooperation are among the most important targets. And ultimately, there is the goal of a country that develops digital/independent products and services, achieves a sustainable, inclusive and competitive, digital/independent economy.” The workshop of ‘How can technoparks increase their contributions to achieve these goals?’ was moderated by Mahmut Kiper and started with the introduction of the working method and the opening of the first session. At the meeting; ‘Software Export and Ecosystem’, ‘Software R&D, Commercialization and Branding of R&D Results’, ‘Human Resources’, ‘Relationship and Cooperation Networks’ were discussed. The workshop ended with the analysis of the problems as a result of the group studies, synthesis of the ideas raised, presentation and result evaluations.

Increased speed in the insurance world thanks to IT Turkcell has added a new one to its corporate solutions and made the digital infrastructure of the Insurance Information and Monitoring Center (SBM) more secure and faster. All transactions carried out by the insurance sector with SBM systems will be carried out through Turkcell digital infrastructure. All data, from traffic to fire, health to life insurance are safely stored, processed and put into service

with the digital infrastructures provided by Turkcell. Within the scope of the cooperation, SBM will continue to work with Turkcell on digital infrastructure as well as data center service and security. Stating that as SBM, they express much more than a central data storing center for insurance activities in Turkey, Insurance Information and Monitoring Center General Manager Murat Hakseven said:

“Beyond collecting and presenting insurance data, we process and make meaningful data, produce statistics and take an active role in making insurance processes more efficient and productive.

high performance and business continuity in our activities by performing all these services through digital services such as data center, data security and MPLS cloud that Turkcell provides to us.”

We develop analytical methods to prevent insurance fraud. We also provide integrations with various institutions and organizations for public benefit. We provide security, reliability,

Turkcell General Manager Murat Erkan stated that: “We are very happy to provide the infrastructure between the insurance sector that touches all areas of life and SBM.”



BPM no-code is spreading from Turkey to the world Netoloji360 event, where Netoloji Software meets its business partners every year, was held on December 6th, 2019 at Hilton Kozyatağı Hotel. The event sponsors which was attended by business partners from all over Turkey were Budgetlab, Chip Computer, Erd Information Technologies, Finmaks, Planet Software and Salesplus. At the event, a new version of E-Flow: E-Flow3 was launched and new features in business process management were shared with the participants. The founder of Netoloji Software Özgür Erol, who made the opening speech at the Netoloji360 meeting, gave information about Netoloji’s position and goals and pointed out the strength of the business partners ecosystem. Emphasizing that they are ‘a global brand’ with their global expansions, Özgür Erol gave information about the structures in the USA, Canada, the UK, Germany, Bulgaria, Russia, Azerbaijan, Georgia, Jordan and Saudi Arabia. He expressed that: “Our Germany

office will be established in Berlin in 2020 and Berlin will be a base. We always improve our product quality. We moved to Turkcell data center and the future is in the cloud.” One of the first founders of Logo, SalesUPTR founder Murat Keleştimur talked about new sales opportunities to business partners with his presentation titled ‘Great Business Opportunities’. “Box era is over, we need to be able to sell efficiency through software. Pay attention to clearly explain the return. Because the vendors tell the technical features of the software and their superiority. However, the boss, who will pay the money, does not look at these specifications, but at what he will get. Therefore, to increase your sales, you need to clearly show the monetary benefit you provide to the boss.” Turkey’s potential for BPM is high Netoloji Marketing Manager Esra Koç described corporate marketing strategies as the right balance of marketing

communication tools, potential opportunity creation, customer satisfaction and measurement. Pointing out the importance of focusing on the product, Esra Koç said: “We are growing with our business partners. The BPM market is also showing steady growth.” Netoloji Overseas Sales Manager Harun Arman shared the global expansion targets with the participants and said: “Our vision is to be a global no-code BPM application, development platform and digital transformation provider. Our corporate mission is to support the digital transformation of organizations of different scales, to help them design their own business processes and applications. Over 150 demonstrations were conducted in 21 different countries. 23 technical trainings were given to business partners and customers. Two webinars were held in Chicago and Moscow. We also took part in international media, international events and social media. The global BPM solutions market is expected to reach 21

billion USD in 2023. Compared with the global BPM market, the growth rate may be higher in Turkey. Because we are an unsaturated market compared to many countries.” Netology Software Project Support Leader Uğur Yıldırım shared his E-Flow DMS presentation with the participants. Successful business partners in 2019 are listed as: 1- Best E-Flow Designer Kerem Kuş 2- Best Project of the Year Wagner Kablo Ary Danışmanlık Yazılım Tic. A.Ş. 3- Winner of the Anatolian Region of the Year Netaflow Bilişim ve Mühendislik A.Ş. 4- Winner of the Aegean Region of the Year Planet Yazılım Veri İletişim Sis.Tur.San.Tic.Ltd.Şti. 5- Winner of the Marmara Region of the Year Ary Danışmanlık Yazılım Tic. A.Ş. 6- Best International Business Partner of the Year (Azerbaijan) EMS Consulting MMC 7- Best Business Partner of the Year Netaflow Bilişim ve Mühendislik A.Ş.

Nokia inclines towards the corporate market HMD Global, the manufacturer of Nokia mobile phones, has become one of the major players in the smartphone market with the advantages of fast updating, security and low cost. Stating that they make their presence felt in the global corporate market, HMD Global Turkey Country Manager Sertaç Şener stated that: “As HMD Global, we are enriching Nokia phones, designed in Europe from a Scandinavian perspective with our business partnerships with leading companies in the industry such as ZEISS, Google, Light and Qualcomm. Among these targets, the place of corporate users occupies a very important area. HMD Global, the home of Nokia phones, set out by identifying the most

important needs of consumers and corporations. Security, updates and cost are the most important needs of corporations in their mobile strategies that are very important in their digital transformation journey. While employees want to work with the most up-to-date and best performing phones as they do in their daily lives, IT managers want smartphones in the most secure and manageable structures at affordable prices. Thanks to our significant collaboration with Google, we have always found secure phones that receive the fastest updates from the level of development of Android phones. Being one of Google’s top smartphone business partners enables Nokia owners

to deliver the best smartphone experience. With 15 products at different price levels offered by Google at the enterprise level, Nokia phones have the largest portfolio in this field. According to a report by Counterpoint Research, approximately 96% of all Nokia smartphones sold since the third quarter of 2018 are using the Android Pie operating system or have received an Android Pie update. This made Nokia the fastest brand to reach this level. We bring the operating system for two years and security patches to consumers faster than ever before for three years. In this way, even the phone they bought two years ago continues to offer superior performance with the most current operating

system. Thus, employees can always enjoy a whole new user experience over the long lifetime of the phone. Nokia smartphones are renewing themselves, before institutions and users are. Thanks to our collaboration with Google, we have included more than 300 monthly security updates in 2 years. Almost our entire phone portfolio has been upgraded to the Android 9 Pie operating system and we are getting an average update twice as fast as other manufacturers. Although it is very new, we have phones that receive Android 10 operating system updates. Finally, all Nokia phones, including Nokia 2.2, are part of the Android One program, which guarantees 36-month security patches..”

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K


Radore, internet servis sağlayıcıların tamamına rahatlıkla erişebildiği metro hattının üstündeki benzersiz konumuyla “doğal” operatör bağımsız veri merkezidir.

VERİ

KEZİ İLE ER AKLINDAKI SORULARI

İLİ İLG

M

BT profesyonelleri günün her anında zaman kaybı yaşamadan Radore’ye kolayca ulaşabilir. Tier III standartlarındaki tam yedekli altyapısı ile %99,99 uptime oranı sunabilen Radore, “yerel” veri merkezidir. İş dünyasının kalbinde, İstanbul’un merkezindedir.

İSTANBUL’UN MERKEZİNDEKİ

VERi MERKEZi

RADORE



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.