BThaber 1243. Sayı

Page 1

Sayfa

6

E - TOPLUM

EDİP EMİL ÖYMEN

• Mona Lisa’ya VR bakışı • Siber zorbalık virüs gibi.

25. yıl HAFTALIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE EKONOMİSİ GAZETESİ www.bthaber.com.tr

SAYI

1243 11 - 17 Kasım 2019

19. Bilişim Zirvesi 20-21 Kasım İstanbul Kongre Merkezi - DATA TALKS Sayfa

3

Turkcell Global Bilgi Genel Müdürü Çağatay Aynur

Sanayi politikaları; bilim, teknoloji, Ar-Ge stratejileri ile eşgüdüm içinde Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, “Sanayi politikalarını; bilim, teknoloji, yenilik, ArGe politikalarından bağımsız görmüyoruz” dedi.

Sayfa

• Müşteri Deneyiminde Dijitalleşme Heyecanı Sayfa

20

11

SAP Genç Profesyoneller Programı mezunlarını verdi SAP, 18 yılı aşkın tarihindeki en büyük eğitim yatırımına devam ediyor.

Müşteriye bütünsel bir döngüyle bakabilmek gerek! “Müşteri velinimettir, tüketici kraldır” tanımı baki ve bu dijital çağda kendini de yeniden tanımlıyor. Sektör ve kurumsal ölçek fark etmeksizin, hedef müşteriyi yaş, gelir grubu, eğitim durumu gibi kriterlerle sınıflandırmak ziyadesiyle demode. Bunun yerine ‘müşteri ilişkileri yönetimi’ artık ‘deneyim yönetimi’ tanımı ile buluşuyor.

TÜRKİYE’NİN VERİ MERKEZİ

RADORE

radore.com



BThaber

GÜNDEM

11- 17 KASIM 2019

3

Sanayi politikaları; bilim, teknoloji, Ar-Ge stratejileri ile eşgüdüm içinde

Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır SEPIP 2019 etkinliğine katılan Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, sanayi politikalarının son dönemde yeniden küresel gündeme daha fazla gelen, uluslararası arenada çokça tartışılan alanlardan biri olduğunu kaydederek sanayi politikalarının güçlü bir Türk ekonomisi için önemli olduğunu vurguladı. Kacır, “Bizim en

önemli önceliklerimizden bir tanesi; savunma sanayimizdeki başarı hikayemizden çıkardığımız derslerle, benzer bir başarıyı sanayinin ve teknolojinin diğer alanlarında hayata geçirmek. Sanayi politikalarını; bilim, teknoloji, yenilik, ArGe politikalarından bağımsız görmüyoruz. Dolayısıyla bütün bu çerçevede yürüttüğümüz politikaları eşgüdüm içerisinde ele

alıyoruz” şeklinde konuştu. Milli Teknoloji Hamlesi çerçevesinin iki temel ayağı olduğunu ifade eden Kacır, şunları aktardı: “Birincisi; yüksek katma değer üreten bir sanayiyi inşa etmek. Küresel rekabette ileri teknoloji seviyesine sahip ürünlerle bu rekabete dahil olmak. İkincisi; tam bağımsızlık için olmazsa olmaz teknolojik ürünleri yerli, milli ve özgün olarak geliştirmek ve üretmek. Tam bağımsızlığımız için kritik, stratejik ürünler dediğimizde akla öncelikle savunma sanayi geliyor. Fakat bugünün dünyasında teknolojide tam bağımsızlık sadece savunma sanayinde birtakım kritik ürünleri yerlileştirmek, millileştirmekle mümkün değil. Teknolojide tam bağımsızlık için finans, enerji ve sağlık teknolojilerinde, teknolojinin bütün dikeylerinde kritik bileşenleri, ürünleri yerli ve

milli olarak geliştirmek ve üretmek durumundayız. Dolayısıyla bizim de önümüzdeki dönemde en büyük önceliğimiz; bu ürünlerin tespit edilmesi ve Türkiye’de yerli ve milli olarak geliştirilmesi, üretilmesi olacak.” Kacır, önümüzdeki dönemde makine, elektronik, ilaç, kimya ve ulaşım araçları sektörlerine odaklanacaklarını ve bu sektörlerde ürün bazlı çalışmalar yaparak; Ar-Ge’den yatırıma, üretime ve ihracata bütüncül politikaları hayata geçireceklerini anlattı. Kamu alımlarının, ülkelerin sanayileşme süreçlerinde çok önemli kaldıraç olduğunu, bu yönde de yenilikçi birtakım adımlar hazırladıklarını belirten Kacır, kurulması planlanan Sanayileşme İcra Kurulu ile kamu alımlarında orta ve uzun vadeli ihtiyaç analizleri yapacaklarını söyledi.

‘5G Vadisi Açık Test Sahası' Ankara'dan sonra İstanbul’da da açılıyor ‘Kablosuz Ağların Geleceği ve 5G’ etkinliğinde konuşan Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan, 5G Vadisi Açık Test Sahası'nın İstanbul’da da oluşturulacağı bilgisini verdi. BTK'nın koordinasyonunda ‘5G Vadisi Açık Test Sahası Projesi’nin yürütüldüğünü hatırlatan Sayan, "Hacettepe Üniversitesi, İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi, ODTÜ, Türk Telekom, Turkcell ve Vodafone iş birliğiyle ‘5G Vadisi Açık Test Sahası'nı Ankara'da oluşturduk ve burada testler gerçekleştiriliyor. İstanbul'daki test sahasının da İstanbul Teknik Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi, İstanbul Cerrahpaşa Üniversitesi ve operatörlerimizle birlikte alanını belirleyerek önümüzdeki günlerde resmi açılışını yapacağız" dedi. Konuşmasında siber güvenlik ile

ilgili konulara da değinen Sayan, şu noktaları vurguladı: "Söz konusu saldırıların yüzde 99'unu dağıtık servis dışı bırakma (DDoS) ve oltalama (phishing) saldırıları oluşturuyor. Son günlerde özellikle bankacılık sektörüne çok yoğun DDoS atakları yapıldı. İçinde bulunduğumuz binada Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi’nin (USOM) koordinasyonunda, 7/24 internet servis sağlayıcıları ve ilgili bankalar ile birlikte gerekli çalışmaları yaptık.” Bu yıl işletmeciler tarafından USOM'a Eylül ayı itibarıyla raporlanan saldırılarla ilgili verileri paylaşan Sayan, "2019'da Türkiye'ye 95 binin üzerinde saldırı gerçekleştirildi. Bu yıl raporlanan siber saldırıların, bir önceki yılın aynı dönemine göre yaklaşık 2 kat arttığını görüyoruz. Biz ülkemizin siber güvenliğinin sağlanması için BTK bünyesinde faaliyet

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan gösteren USOM aracılığıyla 7/24 esasıyla ülkemize yönelik siber saldırılarla savaşıyoruz. Ülkemizde özellikle 2015 yılı sonunda yaşanan ve internet hizmetlerini etkileyen saldırılardan sonra operatörlerimizin önemli oranda yatırım yapmasını sağladık. Bu noktada rakamsal bir bilgi paylaşmayı uygun bulmuyoruz ancak DDoS engelleme kapasitesini kat kat artırdığımızın altını çizmek istiyorum. Türkiye,

siber güvenlik anlamında zor bir hedef haline geldi” açıklamasını yaptı. Siber tehditlerle mücadele kapsamında tamamen yerli ve milli imkânlarla geliştirilen ve makine öğrenmesi ile yapay zekâ teknolojilerini temel alan yazılımlar kullanıldığını belirten Sayan, siber güvenliğe yönelik tehlikelerin daha oluşmadan kaynağında yok edilmesini amaçladıklarını kaydetti.


4

BThaber

E-TOPLUM

11- 17 KASIM 2019

Hastanelerin ilacı artık dijital! ve siyasal desteği anmak gerek. Burada sektör temsilcileri, kamu ve özel tüm hizmet sunucularıyla oluşmuş başarı hikayelerine tanık olacaksınız” diye konuştu.

Türkiye, sağlıkta dijitalleşme adımları sonucunda 177 hastanesi ile HIMSS EMRAM Seviye 6 ve 7 alan ABD’den sonra küresel bazda ikinci sıraya ulaştı ve bu başlıkta Avrupa ile önemli bir farkı ortaya koydu. 177 dijital hastanenin yöneticisi de ödüllerini Sağlık Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci ve HIMSS Başkanı ve CEO’su Harold F. Wolf III’tan aldı. HIMSS EMRAM kriterlerine göre Seviye 6 validasyonu alan 167 hastane, Seviye 7 validasyonu

alan 3 hastane ile ilk defa bu yıl uygulanmaya başlanan Seviye 6 validasyonu alan 7 ağız ve diş sağlığı hastanesi ödül aldı. 2013 yılında başlayan hastanecilik çalışmalarının bu noktaya gelmesinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Bakan Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci, “Seviye 7 hastanelerimizin sayısını artırmaktan bahsedebiliyor, dünyanın dört bir yanından övgü alabiliyorsak, bu güçlü sistemin değerli bileşenleri, sağlık çalışanlarımızı hatırlamak

Türkiye’de HIMSS EMRAM Seviye 6 ve 7 alan hastanelerin Avrupa’da yakalanması güç bir başarıya imza attığının söyleyen HIMSS Başkan ve CEO’su Wolf III ise Türkiye’de bu alandaki politikalar sayesinde sağlıkta dijitalleşme konusunda büyüme ve gelişme gördüklerini vurguladı.

Sağlık Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci ve TÜSEB Başkanı Prof. Dr. Adil Mardinoğlu’nun dönem başkanlıklarını yürüttüğü ve geleceğin inşasında sürdürülebilir sağlık endüstrisi için sağlık Start-up’larının gelişimini destekleyen ekosistemin kurulmasını amaçlayan bir hareket olan EurasiaStart, HIMSS’19 Eurasia’da yer alarak sağlık Start-up’larını sektör liderleri, yatırımcılar, danışmanlık firmaları ve kuluçka merkezleri ile bir araya getirdi.

Kişiler için ‘bildirim’ kalkanı! Kişisel veri ihlal bildirimleri, ihlalden etkilenen kişiler hakkında ortaya çıkabilecek olumsuz sonuçların önüne geçilmesini sağlıyor. Kişisel Verileri Koruma Kurumu’na bu zamana kadar 129 “veri ihlal bildirimi” yapıldı ve bildirimi yapılan veri ihlallerinden yaklaşık 3 milyon kişi etkilendi. Bu ihlal bildirimlerinin 36 tanesi ise kurumun internet sitesinde yayınlandı. 6698 sayılı Kanun ve ilgili Kurul kararına göre; işlenen kişisel verilerin ‘kanuni olmayan’ yollarla başkaları tarafından elde edilmesi hâlinde, veri sorumluları bu durumu en geç 72 saat içerisinde Kişisel Verileri Koruma Kurulu’na bildirmek zorunda. Kurula yapılan veri ihlal bildirimleri, gerekli görülmesi durumunda kurumun web sitesinden veya başka bir yöntemle kamuoyuna da duyuruluyor. Bu arada veri sorumluları, veri ihlalini öğrendikleri andan itibaren en geç 72 saatte bunu kuruma

bildirmenin yanı sıra, ihlalden etkilenen kişileri belirleyerek en kısa süre içerisinde onlara ulaşmak ve bilgi vermek zorunda. 72 saat içinde bildirim yapılamaması halinde ise yapılacak bildirimle birlikte gecikmenin nedenlerinin de açıklanması gerekiyor. Kurula ve ihlalden etkilenmiş kişilere en kısa sürede bildirim yapılmasındaki amaç; ihlalden etkilenen kişiler hakkında ortaya çıkabilecek olumsuz sonuçların önüne geçilmesini sağlamak. Veri sorumluları, KVKK’ya göre kişisel verilerin hukuka aykırı olarak işlenmesini ve hukuka aykırı olarak erişilmesini önlemek zorunda. Ayrıca, kişisel verilerin muhafazası amacıyla uygun güvenliği temin etmeye yönelik her türlü teknik ve idari tedbirleri almakla da yükümlüler. Kurula yapılacak bildirimde Kişisel Verileri Koruma Kurumu’nun web sitesinde yer alan “Kişisel Veri İhlal Bildirim Formu” kullanılıyor. Formda yer alan bilgilerin aynı

anda sağlanmasının mümkün olmadığı hallerde, bu bilgilerin gecikmeye mahal verilmeksizin aşamalı olarak sağlanması şartı var. Veri ihlalinin yurtdışında yerleşik veri sorumlusu nezdinde yaşanması halinde ise bu ihlalin sonuçlarının Türkiye’de yerleşik ilgili kişileri etkilemesi ve ilgili kişilerin sunulan ürün ve hizmetlerden Türkiye’de faydalanmaları durumunda, bu veri sorumlusu tarafından da aynı esaslar çerçevesinde kurula bildirim yapılması gerekiyor. Ayrıca, şirketlerin veri ihlali müdahale planlarını hazırlamaları, belirli aralıklarla bu planın gözden geçirilmesi yükümlülüğü de var. Kişisel Verileri Koruma Kurulu, veri sorumlusu tarafından ilgili kişiye yapılan veri ihlali bildiriminde yer alması gereken asgari unsurlara ilişkin kararında, veri sorumlusunun ihlale ilişkin olarak ilgili kişilere yapacağı bildirimlerde hangi unsurların bulunması gerektiğini de açıkladı.

Veri sorumlusu tarafından ilgili kişiye ihlal bildiriminin açık ve sade bir dille yapılmasının yanında ihlalin ne zaman gerçekleştiği, kişisel veri kategorileri bazında (kişisel veri / özel nitelikli kişisel veri ayrımı yapılarak) hangi kişisel verilerin ihlalden etkilendiği, bu ihlalinin olası sonuçları, veri ihlalinin olumsuz etkilerinin azaltılması için alınan veya alınması önerilen tedbirler hakkındaki bilgileri içermesi gerek. Ayrıca, ilgili kişilerin veri ihlali ile ilgili bilgi almalarını sağlayacak irtibat kişilerinin isim ve iletişim detayları ya da veri sorumlusunun web sayfasının tam adresi, çağrı merkezi gibi iletişim yollarının da ihlal bildiriminde yer alması gerek. Veri ihlallerine karşı alınan önlemlerin yanı sıra en önemli konulardan biri de farkındalık. Dolayısıyla kişisel veri işleme süreçlerinde yer alan kişi veya kişilerin farkındalığının geliştirilmesi, bilgi ve bilinç düzeyinin artırılması şart.



6

E-TOPLUM

Edip Emil Öymen edip.oymen@outlook.com

BThaber 11 - 17 KASIM 2019

Siber zorbalık virüs gibi Amerikan televizyonlarında gösterilen bir kamu spotu: Bir genç kız, benzi soluk, iştahsız, yataktan kalkacak hali yok, depresyonda. Nedenini bilmiyoruz. Kız zar zor okuluna gidiyor, ama orada da durumu kötü. Kusuyor. Evine yolluyorlar. Bu arada, medyada bir haber dolaşmakta: Kaynağı ve yapısı belirsiz öldürücü bir virüs özellikle gençlere musallat. Acaba bu kız o virüse mi yakalandı? Ya da başka bir sağlık sorunu mu var? Kız, artık dayanamayıp aşırı doz ilaç alıp intihara kalkışıyor. Annesi tam zamanında onu hastaneye koşturuyor. Son sahnede kıza kalp şoku yapılırken görüyoruz (https://bit.ly/2N2gGFy). 2 dakikalık bu kamu spotu neyin nesi? Ama, film başa sararak yeniden başlıyor: Yine o 2 dakika içinde, aslında kızın (cep telefonuna yollanan mesajlarla) siber tacize, nefret söylemine, hakarete, aşağılamaya, siber zorbalığa, nefret kışkırtıcılığına,

Günümüz dünyasında felaket, bir tık ötededir.

siber linçe maruz kaldığını görüyoruz. İşte virüs aslında bu durum. Ve yaşam deneyimi az gençler özellikle hedefte. 4 dakikalık bu güçlü kamu spotunun yaratıcısı ise Monica Lewinsky. Bu bir isim benzerliği değil: Adı, ABD Başkanı Clinton'la seks skandalına karışan Monica… Clinton günlerinden sonra medya maymunu olmuş, ama zamanla kendini toparlayıp Londra’ya gidip London School of Economics’de sosyal psikoloji

yüksek lisansı yapmış (2006). Her halde bu yaşam biçimi değişikliği sayesinde siber zorbalık konusunda çalışmaya başlamış. Forbes’a verdiği mülakatta, “Ben buna maruz kaldım, şimdi başkalarına yardım edeceğim” diyor. Bu konuda “sözüne önem verilen” bir kişilik olması bir TED Konferansı ve Cannes Uluslararası Yaratıcılık Festivali’nde konuşmacılık (2015) sonrasında. “Siber Nefret Küresel Salgın” başlıklı bir kitabın 16 sayfalık önsözü onun (2017). Kitabın ana fikri:

ABD Başkanı, Beyaz Saray stajyeri Monica’ya ne kadar yakınlık gösterse de bundan etkilenmemesi gerektiğini anlamayacak genç bir yaştayken başına gelenler onu olgunlaştırmış, yaşam deneyimi kazandırmış. Şimdi, zorbalık konusunda sıkı mesajlar içeren bir değil, iki kamu spotu videosu daha var: https://bit. ly/34unLpM ve https://bit. ly/34p2FZD Bizdeki durum? Türkiye İnsani Gelişme Vakfı’nın geçen Ağustos’ta yayınladığı Siber Zorbalık Raporu’na göre “Her 4 Türk’ten biri siber zorba.” Yüzde 28, hayatında en az bir kere siber zorbalığa maruz kalmış. Üç kişiden biri mağdur. Ama siber zorbalık yapanların yüzde 52’si (kendileri de) zorbalığa uğramış. Her 10 kişiden biri, telefonda en az bir kere cinsel tacize uğramış (https://bit.ly/337H2wN).

Mona Lisa’ya VR bakışı büyüklükte değil. Sadece 77 x 53 santim. Üstelik, kurşun geçirmez cam arkasında. Tabloya 5 metreden fazla yaklaşılamaz. Mona’yı “görebilmek” için, salondaki yüzlerce kişinin ve kameralarının arasından kibarca itip kakarak ilerlemek gerek. Zaten herkes bunu yaptığı için orada bir yoğuşma hep var. Dünyanın en çok ziyaret edilen müzesi Paris’teki Louvre’un bir “kalabalık” sorunu var. 2018’de ziyaretçi sayısı 10 milyon 200 bine vardı. Louvre’un Bir Numaralı yıldız eseri ise Mona Lisa tablosu. Bunu günde ortalama 30 bin kişi görüyor. Yılda 8 milyon gibi!! Tatil aylarında, ve hele Noel, Paskalya

gibi ara tatillerde sayı artıyor. Her ayın ilk Cumartesisi saat 18 – 22 arasında gece ziyareti bedava olduğu için 15 bin kişi daha listeye ek. Mona Salonu’na kadar ulaşanlar, acaba tabloyu “görebiliyor” mu? Çünkü eser, uzaktan da olsa seyredilecek

Müze yönetimi yenilikçi bir fikir geliştirdi. Ayrı bir salonda, Mona’yı sanal gerçeklik (VR) yöntemiyle sunmaya başladı. Aynı anda 11 kişinin VR başlığı takarak izlediği “sanal Mona turu” 7 dakika. Gerçek Mona’yı “görememek” yerine, sanal Mona’yı görmek daha cazip olacak mı? Salondaki yığılmaya

bu ileri teknoloji bir çare olabilir mi? [Müzenin HTC Vive Arts ve Emissive VR ile ortaklaşa bu girişimini, HTC Vive kullanıcıları kendi cihazlarında, ve evlerinde de izleyebiliyor]. Mona’nın ressamı Leonardo da Vinci’nin, Fransa’da son 3 yılını geçirdikten sonra ölümünün 500’üncü yıldönümü dolayısıyla “en büyük” Leonardo Sergisi de Louvre’da 24 Ekim’de açıldı. Leonardo ve Mona VR için müzenin web sitesinden sinema bileti alır gibi gün ve saat belirterek bilet almak zorunlu. Kasım biletleri çoktan bitti. Aralık’ta sadece 19 gün için sabah 9’dan, akşam 20.30’a kadar yarım saatlik dilimlerde henüz yer var.


Konu: KVKK Uyumluluğu

Entegrasyon

Keşfetme

Envanter Yönetimi

Süreç Yönetimi

Dijital Dönüşüm

Yapılandırılmış (ERP, CRM, v.b.) ve Yapılandırılmamış (Fileserver, Sharepoint, vb) tüm verileriniz M-Files ile entegre edilebilir. Bu sayede tüm veri tek bir yerden kolayca yönetilebilir.

Entegre edilen tüm yapılandırılmış ve yapılandırılmamış veriler otomatik şekilde indekslenir ve kişisel veri içerenler belirlenen kriterlere göre otomatik olarak etiketlenir.

Barındırma Alanları, Tedarikçi Bilgileri, Personel Bilgileri, Departman Bilgileri, Kişisel Veri Envanteri, İmha Süreleri ve Uygulama Envanteri hazır gelen yapı üzerinden kolayca yönetilir.

KVKK Uyumluluğu sadece bir seferlik bir iş değildir. KVKK Uyumluluğu aynı zamanda bir süreç yönetimidir. Denetimler, Değerlendirmeler, Sorunlar, Bulgular, DÖFler, Prosedürler, Periyodik İşler ve dahası...

Kağıt ortamında tutulan tüm veriler M-Files içerisinde dijital olarak çok daha kolay şekilde yönetilebilir. Bu sayede KVKK uyumluluğu da kolaylaşır.


8

BThaber

GÖRÜŞ

11 - 17 KASIM 2019

DÜZELTME ve CEVAP BThaber’de Osman Coşkunoğlu isimli yazarın 30 Eylül 2019 tarihli “2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi” inandırıcı ve umut verici olamıyor” başlıklı yazısında 2023 Türkiye Sanayi ve Teknoloji Stratejisi ile ilgili yorumlarına istinaden kamuoyunu doğru ve sağlıklı bir şekilde bilgilendirme ihtiyacı hasıl olmuştur. Bilindiği üzere 11. Kalkınma Planı, ülkemizin her alanda verimliğini artırmasına, milli teknoloji hamlesiyle uluslararası düzeyde rekabet gücü kazanmasına yönelik bir ekonomik ve sosyal kalkınma süreci öngörmektedir. Planla uyumlu olarak hazırlanan 2023 Türkiye Sanayi ve Teknoloji Stratejisi, ekonomik ve teknolojik bağımsızlığımızı temin edeceğimiz ve kritik teknolojilerde atılım yapacağımız politikaları bir bütün olarak uygulamayı amaçlamaktadır. 2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi hazırlarken; özel sektör, STK’lar, bilim insanları ve araştırmacılarla birlikte çalışıldı. Benzer şekilde; politikalarımızın detaylı eylem planları da her bir konunun uzmanı ve paydaşlarıyla birlikte çalışılmakta, etki bazlı performans takibi yaklaşımı ile yapılandırılmaktadır. Teknolojik dönüşümün bu kadar hızlı olduğu bir dönemde, bu hıza uyum sağlayacak esneklikte politikalar uygulanması önemlidir. Bunun ilk örneği “Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı”dır. Makine sektöründe pilot olarak başlatılan program, adım adım iyileştirilerek diğer sektörleri de kapsayacak bir yapıya kavuşturulacaktır. Aynı şekilde “Mobilite Sektörleri Strateji Yol Haritası” çalışması da T.C.

Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, Otomotiv Teknoloji Platformu, akademisyenler, küresel firmaların üst düzey yöneticileri ve girişimcilerle başlatılmıştır. Önümüzdeki dönemde; raylı sistemler, deniz taşımacılığı ve yazılım sektörlerinin temsilcileri ve odak teknolojilerde çalışan araştırmacılarla birlikte eylem planları oluşturulacaktır. Eser sahibinin yazısında yer alan birkaç iddia ve hatayı kısaca cevaplamak gerekirse: 1- OSMAN COŞKUNOĞLU’NUN İDDİASI: Belge, daha önceleri de yapılmış ve inandırıcılığını yitirmiş vaatlerde bulunuyor. Örneğin, belgede “Türkiye’de imalat sanayisinin dijital dönüşümüne katkı sağlamak üzere… ‘Dijital Dönüşüm Merkezleri’ kurulacaktır” deniyor (s.46). Bundan 13 ay önce, 3 Ağustos 2018’de açıklanan, hükümetin “I. 100 Günlük İcraat Programı”nda bu merkezlerden 7 tanesinin hedeflendiği, 2 tanesinin 100 gün içinde açılacağı Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından vaadedilmişti ama 144 gün sonra sadece çok yetersiz tek bir “merkez” açılabildi. GERÇEK: Dijital Dönüşüm Merkezle ri’nin ilki Ankara Organize Sanayi Bölgesi tarafından 11 Aralık 2018’de Ankara’da ikincisi Bursa Ticaret ve Sanayi Odası tarafından 9 Mart 2019 Bursa’da açılmıştır. Teorik ve pratik eğitimlerin verildiği model fabrika da denilen bu yapılar sadece bu iki ilimizle de sınırlı kalmayacak. Konya, Kayseri, İzmir, Gaziantep, Adana ve Mersin’de de bu merkezlerin açılmasına yönelik çalışmalar devam etmektedir.

2- OSMAN COŞKUNOĞLU’NUN İDDİASI: Belge, sanırım aceleye getirilmiş olduğu için, çok sayıda yazım hataları da içeriyor. Fakat çok daha vahim olarak, bilgi hataları var. Örneğin, “Elon Musk tarafından kurulan SpaceX firması tarafından yeni bir ulaşım yöntemi olarak tünel içerisinde kapsül ile ulaşımı sağlayacak Hyperloop fikri…” (.22) deniyor belgede. Oysa, hyperloop Elon Musk’ın Boring şirketinin projesi, SpaceX ile ilgisi yok. GERÇEK: Hyperloop fikri ilk olarak 2013 yılı Haziran ayında Elon Msuk tarafından yayınlanan bir yazı ile duyurulmuştur. Açık inovasyon yaklaşımı ile bu konuya ilgi duyan herkesten katkı talep edilmiştir. Bu aşamada Elon Musk tarafından kurulmuş ayrı bir şirket olmadığı için, insanlardan SpaceX ve Tesla Motors şirketlerine ait e-posta adreslerine geri bildirimde bulunması istenmiştir. Devam eden süreçte farklı girişimciler Hyperloop sistemleri ile ilgili şirketler kurmuşsa da Elon Musk tarafından ayrı bir şirket kurulmamış, “Hyperloop” konusu SpaceX şirketi bünyesinde takip edilmiştir. Zira metinde bahsedilen “Pod Competition” ile ilgili bilgilere spacex.com/ hyperloop sayfasından erişilebilmektedir. Boring Company ise benzer bir tünel işi ile uğraşıyor olsa da, “hyperloop” ile doğrudan ilgisi yoktur. Uzmanlığı yeraltı tüneller ile araç yolculuğu için farklı bir yaklaşım sunmaktır. Önemli olan burada bir yaklaşım örneği olarak verilen Elon Musk’ın “hyperloop” fikrini hangi şirketi bünyesinde takip ettiğinden ziyade, bunun için bir yarışma açmış ve

bu yarışmayla üniversite öğrencilerini yarıştırarak icat çıkarma eğiliminin öne çıkarılmış olmasıdır. Benzer yarışmalar, uzun yıllardır DARPA tarafından düzenlenmekte ve yıkıcı birçok teknolojik ürün bu yarışmalar sonrasında ortaya çıkmaktadır. DARPA’nın 2004’te “Grand Challenge” adıyla otonom araçlarda düzenlediği yarışma başka bir örnektir. 3- OSMAN COŞKUNOĞLU’NUN İDDİASI: Belgede, savunma sanayimizdeki başarılardan söz ediliyor. Sivil sektörde, toplumda günlük kullanımda olan çok sayıda teknoloji ilk olarak Amerika’nın savunma sanayisinde geliştirilmiştir. İşte bunu ülkemizde de gerçekleştirmeyi hedeflemek ve bunun nasıl gerçekleştirileceğini somut olarak belirtmek önemli bir stratejidir ve bu belgede ben bunu göremedim. GERÇEK: 2023 SANAYİ VE TEKNOLOJİ STRATEJİSİ’NDEKİ İLGİLİ İFADELER Sayfa 17: Benzer bir şekilde Türk Savunma Sanayisi teknoloji geliştirme projelerinden elde edilen kazanımlar ve kendini geliştiren yerli tedarikçiler diğer sektörlerin çalışmalarına örnek olacaktır. Savunma Sanayisi’nde kritik teknolojilerin yerli üretimi ve yerli ürün kullanım düzeyinin %20’lerden %68’lere yükselmesinde güçlü ulusal planlama ve koordinasyonun payı yüksektir. Sivil sektörlerde de ulusal düzeyde yönetim mekanizmaları kurulacak, özel sektörün öncülük edeceği süreçler tasarlanacaktır. Maliyet etkin ve rekabetçi çözümlere yönelik ihtiyaçların daha fazla olduğu da göz

önünde bulundurularak sektörel yol haritaları hazırlanacaktır. Sayfa 42: Strateji Belgesi’nde belirlenen teknolojiler arasında, halihazırda sektör özelinde yol haritası çalışması yapılanlar bulunmaktadır. Örneğin: Savunma Sanayii Başkanlığı, “İnsansız Hava Araçları”nın savunma sanayisinde kullanımına ve geleceğine yönelik Türkiye İnsansız Hava Aracı Sistemleri Yol Haritası’nı (2011-2030) yayınlamıştır. DARPA’daki örneğe benzer olarak savunma sanayisinde gelişen insansız hava aracı üretme yeteneğinin sivil havacılık alanında da yenilikçi araçlar üreten bir yapıya taşınması ve bu alanda küresel girişimler çıkarmak hedefi ile kullanılması amaçlanmaktadır. Sayfa 36: Bu hedefle Savunma Sanayii Başkanlığı’nın çalışması dikkate alınarak insansız hava araçları teknolojisinin sivil sektörlere etkisi ve geleceğine yönelik ayrı bir yol haritası hazırlanacaktır. SONUÇ: Osman Coşkunoğlu’nun ilgili yazısında belirttiği eleştirilerin ve yorumların hakkaniyetten uzak olduğunun altını çizeriz. İlgili paydaşların da görüşleri alınarak hassasiyetle hazırlanan strateji belgesinin tümüne bakıldığında oldukça kapsamlı ve doyurucu bir içeriğe sahip olduğu birçok paydaşımızın da ifade ettiği bir konudur. 83 sayfalık dokümandan birkaç konuyu seçip, onlar üzerinden gerçeği yansıtmayan yorumlar yaparak stratejinin tümünü yemek profesyonel bir yaklaşım değildir. 2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi ayakları yere basan, hedeflerine odaklı ve mekanizmaları harekete geçirici bir belge olarak önümüzdeki dönemde kendini kanıtlayacaktır.


SEKTÖRÜNDE ERP GELECEK canias İLE ŞEKİLLENECEK 30 yıllık ERP tecrübemiz ile onlarca sektörde olduğu gibi METAL sektörünün de ihtiyaçlarını çok iyi biliyoruz. ENDÜSTRİ 4.0 çağını yakalamanız için geleceğin teknolojisini üretiyoruz. Advertising & Promotion · Automotive · Aviation & Defense · Building · Chemicals & Paint · Cooling & Heating · Construction Materials · Education · Electronics · Energy · Food · Furniture & Wood Processing · Geology · Glass Processing · Import & Export · Jewelry · Leather · Logistics · Machinery & Industrial Automation · Medical · Metal · Mining · Packaging · Plastic · Retail · Service & Maintenance · Textile & Garment · Tourism

Detaylı bilgi için: www.caniaserp.com /caniasERP



Müşteri Deneyimi Yönetimi, Uçtan Uca Dijitalleştirme Yetkinliği ile Buluşuyor

BThaber 11 - 17 KASIM 2019

DOSYA:

www.bthaber.com.tr

Ayhan Sevgi

Bütünsel bir döngüyle bakabilmek gerek! “Müşteri velinimettir, tüketici kraldır” tanımı baki ve bu dijital çağda kendini de yeniden tanımlıyor. Sektör ve kurumsal ölçek fark etmeksizin, hedef müşteriyi yaş, gelir grubu, eğitim durumu gibi kriterlerle sınıflandırmak ziyadesiyle demode. Bunun yerine ‘müşteri ilişkileri yönetimi’ artık ‘deneyim yönetimi’ tanımı ile buluşuyor, bir tüketicinin bir marka ile bağı ve bu bağın sürekliliğine odaklanıyor. Örneğin; bir dönemin bilgilendirme mekanizması toplu SMS’ler anlamsız hale geliyor. Çünkü her bir tüketici, kendisi içini özel

bir mesaj, teklif, öneri veya bilgi alma istiyor ve gelişen teknoloji de aslında bireylerin bu beklentisini karşılamaya hazır. İş ki kurumsal farkındalık ve uçtan uca müşteri deneyimi yönetimi araçlarının doğru seçimi ile doğru bir entegrasyonu hayat bulsun, kurumsal bazda tüm departmanlar da bu omnichannel mimaride konumlansın. Çünkü artık bu iş müşteri ilişkileri yönetiminin veya çağrı merkezinin misyonu olmaktan çıktı, markanın bütününü bağlar hale geldi.

Dosya Sponsoru


12 DOSYA

Müşteri Deneyimi Yönetimi, Uçtan Uca Dijitalleştirme Yetkinliği ile Buluşuyor

BThaber 11 - 17 KASIM 2019

Dijital müşteri ilişkileri yönetimi: Yeni eğilimler CRM yapısı gerek sektörlerin gerek bireylerin gerekse tüm bunların arkasındaki teknolojik gelişimlerin etkisiyle önemli bir değişim yaşıyor. Yani geleneksel CRM, yerini ‘dijital müşteri ilişkileri yönetimi’ kavramına bırakıyor. Bu yeni kavram ve içerdiği farklılıklar, şirketlerin rekabette, müşteri tercihlerinde artık büyük ölçüde belirleyici. Yazılım geliştirme odaklı yenilikler CRM'de 2020 yılında yedi yeni kavramı güçlendirecek: Müşteri deneyimi çağı, yapay zeka (AI), mobil CRM, sosyal CRM, kullanıcı dostu CRM yazılımları, entegre bir CRM mimarisi ve son olarak, kanal bağımsız CRM. 2020’nin CRM trendlerinde ilk sıra müşteri deneyimi çağında. İş dünyasının müşteriler etrafında hiç olmadığı kadar hızlı bir dönüş sergilemesi paralelinde, müşteri deneyimi de şirketler arasında temel belirleyici kriter olacak. Sonuçta müşteri sadakati kavramı değişiyor, yeni ürün ve marka deneme eğilimi pekişiyor ve tüketiciler kendilerine en iyi deneyimi sunanı tercih ediyor. Bu arada yeni bir müşteri kazanmak da, var olan müşteriyi korumaktan çok daha pahalı bir kavram. Zaten bu kavram da tüm sektörlerde rekabeti yeniden tanımlıyor, farklı bir ‘müşteri sadakati kazanma ve bunu devam ettirme’ çabası önem kazanıyor. Bu yönüyle CRM uygulamaları sadece satış ve pazarlamada değil, müşteri hizmetleri ve müşteri deneyimi yönetimi alanlarında da kendine yer buluyor. CRM’de öne çıkan bir trend de kişiselleştirme. Birçok markanın kişiselleştirilmiş ürün ve hizmet sunum çabasını göz önüne alınca, tüketicinin kral olduğu bu dönemde CRM de daha odaklı ve bireyselleştirilmiş bir hal alıyor. Burada kişiye özel mesaj veya içeriklerden daha fazlası söz konusu. Böylece zeki ve öğrenen, gerçek zamanlı yetkinlikleri ile öne çıkan CRM gerçeği gündeme geliyor. İkinci trend AI ve bunun CRM’de kullanımı ile elde edilecek verim. Müşteri segmentasyonu ve veri modellemesi, programlanmış reklam sunumu, kanal deneyiminin kişiselleştirilmesi burada öne çıkıyor. AI mimarisinin CRM’de kullanımı aslında sayısız yenilik ve fırsat anlamını taşıyor, beraberinde küresel bazda dev bir pazar potansiyelini ortaya koyuyor. AI ile CRM’de otomasyon; kurumsal kapasitenin yerinde kullanımı, bunun yaratacağı

maliyet avantajının öne çıkması ve zaman alan gündelik işlerin çalışanların üstünden alınması anlamını taşıyor. Bu da tüketiciye proaktif yaklaşabilme yetkinliği demek. AI ile CRM, iletişim araçlarında yeniliklere de ev sahipliği yapacak, chatbot’lar ve sesli asistanların yükselişi de böylece güç kazanacak. Doğal dil işleme yetkinliği (NLP) ile talep önceliklendirme, acil talepleri sınıflandırma, müşteri e-postalarını analiz ederek onların duygularını daha doğru anlayabilme imkanı da elde edilebilir. AI ayrıca sesli görüşmelerin kayıt altına alınması, spesifik anlam taşıyan konu veya kelimelerin saptanmaında da önem taşıyacak. AI ile analitik ise veri zekası ve öngörüsel analitik yetkinliklerini şirketlerin CRM mimarisine katacak. Asıl önemli olan ise AI çözümlerini CRM içinde doğru konumlandırmak. Üçüncü trend olan mobil CRM aslında yeni bir kavram değil. Ama konu da ofis dışında CRM verimi elde etmekten çok daha fazlası. Mobil CRM söz konusu olduğunda kurumsal verilere erişim ışığında güvenlik yetkinliklerinin geliştirilmesi, kullanıcı dostu arayüzler, platformlar arasında eksiksiz çalışan uygulamalar, saha ekiplerinin veri arama ve veri ekleme kolaylığına sahip olması gibi unsurlar öne çıkıyor. Dördüncü trend olan sosyal CRM; beklentileri giderek gelişen tüketiciler için sosyal medyayı daha anlamlı kullanmayı gerektiriyor. Şirketler, sosyal kanallar sayesinde tüketicilerle gerçek zamanlı bağlar kurabiliyor, bu platformlarda zamanının önemli bir bölümünü geçiren tüketicilerde marka farkındalığı geliştirebiliyorlar. Bu farkındalık, bireysel tüketici tanımlama yetkinliği ile buluşarak, kurumsal satış ve pazarlama stratejilerinde gerekli değişim ve güncellemelerin vakit geçirmeden yapılabilmesini de sağlıyor. Zaten yıllardır birçok araştırmanın gösterdiği gibi, tüketiciler bir alışverişe ya sosyal bir platformda karar veriyor ya bu konuda araştırmayı sosyal medyada yapıyor ya da sosyal medya platformlarında bağlantılı oldukları kişilerin yorum ve önerilerine başvuruyor. Bu nedenle CRM platform ve stratejileri ile sosyal medya kanalları arasında doğru bağlantıları kurmak, bunu da en güncel bireysel verilerle yapabilmek şart.

Sosyal medya platformları ile entegre CRM, müşteri deneyimi, bu deneyimin geliştirilmesi ve izlenmesi adına da önemli fırsatlar barındırıyor. Beşinci trend, daha kullanıcı dostu CRM yazılımları ve sadelik, süreç kolaylığı ve kullanımda pratiklik burada öne çıkıyor. Geçen 20 yıl içinde iş kritik bir uygulama haline gelen ama bazı sektör ve alanlarda ERP sistemlerini de andıran CRM çözümleri artık kabuk değiştiriyor. Son kullanıcıya daha doğru yönelebilmek için CRM ve AI çözümlerinin buluşması, bu buluşmanın çalışanlar için sağladığı avantajlar bunun bir örneği. Bu gerçeğin farkında olan yazılım ve uygulama geliştiricileri de kullanıcı dostu, verimli, güvenli ve entegrasyonu pratik, kullanımı kolay çözümler geliştirmek için Altıncı trend, entegrasyon yetkinliği olan CRM çözümleri. Birçok şirket belli departmanlarında CRM mimarisi kurgulamaktan vazgeçip, kurum bütününe bunu yaymak, pazarlama otomasyonu, müşteri destek araçları gibi alanlarda da analitik yazılımları ve müşteri veri platformlarını kullanabilmek önem kazanıyor. Yani CRM, kapalı kutusundan çıkıyor. Burada esas katma değer noktası ise doğru entegrasyonlar ve bu şekilde katma değeri yüksek veri miktarının da artması. Bu trendi geliştirecek bir diğer unsur olarak da IoT gösteriliyor. Sistem performansını ve satışları artırma gücü olan IoT’nin CRM ile entegre ilerlemesi, kurumsal sistemlere daha fazla veri yüklenmesi, böylece daha fazla ve derin tüktici beklentilerine ulaşılabilmesi demek. Bu da kurumsal stratejiye verim katacak. Ama CRM mimarisinde hangi entegrasyonların kurumsal iş süreçlerini destekleyeceğini doğru analiz etmek şart. Yedinci ve son trend olan kanal bağımsız CRM, kullanıcılar ve CRM geliştiriciler için önemli potansiyeller barındırıyor, günümüzün trendi ‘omnichannel’ mantığını da destekliyor. Bu yapıyı CRM’e uyguladığımızda, bir tüketici ve şirket arasında farklı iletişim hatlarını tanımlayan omnichannel yapısı, CRM’de ise kullanılan kanal geri planda. Yani etkileşim herhangi bir kanalda olabilir. İki taraflı tüm iletişimin merkezi hale getirilmesi anlamını taşıyan bu CRM teknolojisi, tablonun da bütününü görebilmek demek.

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K



14 DOSYA

Müşteri Deneyimi Yönetimi, Uçtan Uca Dijitalleştirme Yetkinliği ile Buluşuyor

BThaber 11- 17 KASIM 2019

Müşteri Deneyiminde Dijitalleşme Heyecanı Geleneksel iletişim yöntemleri ile dijitalleşmenin nimetlerini anlamlı biçimde buluşturmak, yani kesintisizliğin esas olduğu bir omni-channel stratejisi sektör bağımsız her şirketin gündeminde yer alıyor. Günümüzde müşteri talep ve beklentilerine bağlı olarak müşteri deneyimi algısı da değişti, şirketlerin bu deneyimi ölçme ve iş süreçlerinde konumlandırma tarzları yenilendi. Dijitalleşmenin baş döndürücü etkisi karşısında markaların da müşterilerine yeni ve onları şaşırtacak bir deneyim algısı geliştirmesi kaçınılmaz oluyor. “Geleneksel iletişim yöntemleri ile dijitalleşmenin nimetlerini anlamlı biçimde buluşturmak, yani kesintisizliğin esas olduğu bir omni-channel stratejisi sektör bağımsız her şirketin gündemi” diyen Turkcell Global Bilgi Genel Müdürü Çağatay Aynur’un verdiği bilgilere göre, dijital müşteri deneyimi felsefesi çağrı merkezi tanımını da tepeden tırnağa yeniliyor. Uygulamalar ve hizmet kanalları arasındaki kesintisiz yolculuğu sağlamak, selfservis kurguları ile derde derman bulabilmek, yeni teknolojilerin ortaya çıkarttığı büyük veri ve analiz yetkinliği proaktif müşteri hizmetlerini hayata geçirebilmek için tüm imkanları bizlere sunmakta. “Günümüzde sektör gözetmeksizin hem dünyada hem de ülkemizde en önemli gündemlerden biri dijitalleşme ve bu konuda en önemli faktörün de müşteri olduğunu her zaman hatırlamamız gerekiyor” diyen Çağatay Aynur, şunları kaydetti: “Dijitalleşme, müşteri talep ve istekleri dikkate alınarak hayata geçirildiğinde ve müşteriye fayda sağlayacak alanlarda kullanıldığında pozitif geri dönüş sağlıyor. Dijitalleşmenin müşteri deneyimini etkileyen iki önemli boyutunu yaşıyoruz; birincisi zaman ve mekân gözetmeksizin artık müşterilerin dijital kanalları kullanarak markalar ile etkileşime geçmesi. İkincisi ise şirketlerin kendi iç süreçlerinde ve iş yapış şekillerinde dijital dönüşüme mahkum olmaları. Bu iki boyut rekabette fark yaratmak ve müşteriye yaşatılan deneyimin iyileştirilmesi anlamında kritik önem taşıyor.”

Turkcell Global Bilgi Genel Müdürü Çağatay Aynur

Hayata geçirilmiş uygulamalarla müşteri ihtiyacını karşılamış firmalardan danışmanlık alınması büyük avantaj sağlıyor “Teknolojinin gelişmesi ile birlikte artık bireyler zaman ve mekândan bağımsız olarak kendi tercih ettiği zaman diliminde kendisini en rahat hissettiği kanaldan müşteri hizmeti almak için markaya ulaşmak istiyor. Talep her geçen gün bu yönde arttığına göre sektör regülasyonları ve müşteri önceliğini dikkate alarak şekillenmiş olan kurumsal değerler göz önünde bulundurularak kanal stratejisini belirlemek, omnichannel mimarisini buna göre inşa etmek gerekiyor. Hayata geçirilmiş uygulamalarla müşteri ihtiyacını karşılamış firmalardan danışmanlık alınmasının büyük avantaj sağlayacağını ve iyi bir yol gösterici olduğunu düşünüyoruz. Başarılı örnekleri sunan, kurumsal olarak omnichannel hizmet verebilen danışmanlık firmalarından destek alınması aslında yapabilecek

en akılcı seçim olacaktır. Omnichannel hizmete geçişin tüm şirketi etkileyecek ve müşteri deneyimi bakış açısının şirketin her noktasına yayılmasını sağlayacak, zaman zaman bölümlerin konfor alanlarından çıkmalarını zorlayacak bir yolculuk olduğunun bilincinde olunması gerekiyor. Danışmanlığın yanında şirketin teknolojik altyapı çözümlerini uygulama hazırlığı da dikkate alınması gereken diğer önemli gelişim alanı olarak ortaya çıkıyor. Dolayısı ile danışmanlık alınan firmanın göstereceği yolu hayata geçirebilecek teknoloji tedarikçilerinin seçimi ve yönetimi de önem kazanıyor. Bu noktada danışman firmanın entegrasyon projelerini yönetme yetkinliği de sorgulanmalı diye düşünüyoruz.”


BThaber 11- 17 KASIM 2019

Müşteri Deneyimi Yönetimi, Uçtan Uca Dijitalleştirme Yetkinliği ile Buluşuyor

Müşteri deneyimi konusunda 20 yıllık tecrübe Türkiye’de 20 yıldır müşteri deneyimi üzerine çalışan ve sektöre yön veren Turkcell Global Bilgi, 70’den fazla kurumsal müşterisi ile finans sektöründen e-ticarete, ulaştırma sektöründen kamuya kadar pek çok sektörde müşteri yolculuklarını iyileştirmek için çözümler üretiyor ve her sektörü etkileyen tüm dinamikleri de yakından yaşama şansına sahip oluyor. “Hizmet verdiğimiz firmaların şirketimizi bir iş ortağı olarak konumlandırarak bilgi ve tecrübe paylaşması, bizim de müşteri deneyimi tecrübelerimiz sayesinde çalışma ortamımızda sürekli bir inovasyonun gerçekleşmesine imkân veriyor” diyen Çağatay Aynur, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dijitalleşme ile ilk defa sektör bağımsız tüm işletmelerin her alanda etkilendiği bir dönemi yaşamaya başladık ve yaratılan bu inovasyon ortamı ile teknoloji buluşunca hem dijital müşteri deneyimi anlamında danışmanlık verebilen, hem de kendi ürünleri ile dijital deneyime öncülük eden bir firma haline geldik. Son yıllarda yaptığımız teknoloji yatırımları ile dijital dönüşüme kendimizi güçlü bir şekilde hazırlamış olduk ve her zaman iyi bir müşteri deneyiminin iyi bir çalışan deneyimine bağlı olduğuna inandık. Şimdi de ‘çalışanlarına ve müşterilerine eşsiz bir dijital deneyim yaşatma’ vizyonu ile sektörü geleceğe taşımak için yolumuza devam ediyoruz. Turkcell Global Bilgi olarak gerek müşteriye sunduğumuz hizmetlerde gerekse kendi iç süreçlerimizde dijital platformları kullanarak operasyonel verimlilik ve hızı artırıyor, hizmet verdiğimiz işletmelerin rekabette fark yaratmasını sağlıyoruz. ArGe merkezimizde geliştirdiğimiz Robotik Süreç Otomasyonu (RPA) ürünümüzü hem Turkcell hem de diğer kurumsal müşterilerimizin operasyon süreçlerinde kullandık ve oldukça başarılı sonuçlar elde ettik. Şu an şirketimizde 100’e yakın robot süreçlerin dijital işlemesinde bize hizmet ediyor. Şirket içinde müşteri yönetiminden bilgi güvenliğine, raporlamadan kalite yönetimine kadar geniş bir alanda robotlarımızı kullanmaktayız. Şirketler dijital kanallarını ne kadar müşteriye uygun hale getirir ve oradaki deneyimi ne kadar iyileştirirlerse müşterilerinin memnuniyetini de o kadar arttırabilirler. Etkileşim kanalları arası entegrasyonun, bir kanalda yapılan işlemin (müşterinin dijital izinin) diğer kanallarda da kesintisiz olarak takip edilebilmesinin

DOSYA 15

CEO’ların yüzde 75’inin önceliği müşteri deneyimi “Müşteri deneyimi yönetiminde Türkiye’de de küresel bazda olduğu gibi bir farkındalık olduğunu özellikle son dönemde gözlemliyoruz. Belirli bir seviyede yatırım da yapılıyor ancak istenen noktada olduğunu söylememiz mümkün değil. Birçok şirket farkındalık anlamında bir şeyler yapmak istese de tam olarak bir strateji ve plan geliştirebilmiş değil. Bu açıdan da özellikle kendilerine yol gösterecek ve destek sağlayacak firmalara ihtiyaç duyuyorlar.

Yapılan yatırımın geri dönüş hızı her şirket özelinde farklılaştığı için üst yönetimin güçlü desteği ve işi sahiplenmesi belirleyici faktör oluyor. Özellikle rekabetin çok sert olduğu ve kar marjlarının düştüğü sektörlerde bütün üst düzey yöneticiler fark yaratabilecekleri en kritik alanın müşteri deneyimi olduğunu anlamış durumdalar. Araştırmalarda da CEO’ların neredeyse yüzde 75’inin önceliklerine müşteri deneyimini koyduğunu görüyoruz.”

önemi her geçen gün artıyor. Şirketlerin iç süreçlerindeki dijital dönüşüm doğrudan müşteriye dokunmuyor görünse de yapılan her iyileştirme ve otomasyona geçiş müşteriye daha hızlı ve doğru bir şekilde geri dönülmesini sağlıyor ve şirketlerin kaynak yönetimine büyük destek veriyor. Dijitalleşmeye, dijital dönüşüme ayak uyduramayan firmalar da artan maliyet baskısı ile karşı karşıya kalıyor ve rekabette zorlanıyorlar.”

doğru anlamak ve ona uygun çözümleri tasarlamak kritik öneme sahip. Bu nedenle sürecin tüm aşamalarında müşterinin sesine ihtiyaç duyuyoruz. Müşteriye periyodik olarak markadan ne beklediğini sormak bu yönetimin en önemli adımlarından bir tanesi. Müşteriler markaya ancak ona bir aidiyet duyduğu ölçüde bağlanabiliyor. Tecrübelerimiz ‘Müşterinin beklentisi şudur’ diye yargıya varmanın yapılabilecek en kritik hatalardan biri olduğunu gösteriyor.

“Anla-Tasarla-Uygula metodolojisi ile müşteri için pürüzsüz bir yolculuğu yaratacak hizmeti tasarlıyoruz” Müşteri deneyimi yönetimi, müşteri ile etkileşime girilen her anın doğru bir şekilde yönetilmesi temeline dayanıyor. Müşteri yolculuğunun her anının takip edilmesi, müşterinin bu yolculukta yaşadıkları ile ilgili geri bildirimlerini sürekli toplayarak ona uygun çözümler üretilmesi anlamına geliyor. Çağatay Aynur, burada farkındalık anından, müşterinin markaya bağlandığı veya markayı terk ettiği ana kadar geçen bütün süreci kastettiklerinin altını çizerek, “Bütün bu geçen süreçte müşteriyi

Turkcell Global Bilgi’de müşteri deneyimi bakış açımız çok kapsamlı ve tamamen müşteri merkezli bir yaklaşımdan oluşuyor. Anla-Tasarla-Uygula metodolojisi sayesinde Müşterinin ve Çalışanın Sesi’ni ayrı ayrı analiz ediyor, müşteri için pürüzsüz bir yolculuğu yaratacak hizmeti tasarlıyoruz. Bu hizmetin sunulması için her markaya özel olarak biçimlendirilen çözümlerle firmanın iş hedeflerine ulaşmasını ve müşterilerine gerçek faydayı sunmasını sağlıyoruz. Hayata geçirilen çözümün de sürekli olarak takip edilmesi, iyileştirilmesi ve geliştirilmesi için de müşterilerimiz ile birlikte çalışıyoruz.”


16 DOSYA

Müşteri Deneyimi Yönetimi, Uçtan Uca Dijitalleştirme Yetkinliği ile Buluşuyor

BThaber 11- 17 KASIM 2019

Müşteri deneyimine olumsuz etki eden konular belirlenerek işe başlamalı verdiği bilgilere göre, öncelikle işletme süreçlerindeki aksayan ve müşteri deneyimine olumsuz etki eden konuların belirlenmesi gerekiyor. Belirlenen eksik ve hatalı süreçlerden sonra, bu süreçleri iyileştirmek için nasıl teknolojiler kullanılabilir incelenmeli ve olası en doğru çözümler ile dijitalleşme mimarisi belirlenmeli. Bu araştırma yapılırken ise bütünsellik temel hedef olmalı ki müşteri deneyiminde kesinti yaşanmasın. Mevcut süreçler iyileştirilirken yeni teknolojilerin nasıl faydaları olabilir sorusu da sürekli akılda kalmalı.

CCR Direktörü Ahmet Serhat Uğurlu Dijitalleşme ile çeviklik ve esnekliğin artırılabileceğini fark eden işletmeler bu alana yatırım yapmanın gerekliliğini biliyor. Müşteri deneyimi yönetimi de rekabetin en önemli unsurlarından. Dijital dönüşümünü hızlandıran işletmeler kişiselleştirilmiş müşteri deneyimi yapıları ile rakip işletmelerin önüne geçiyor. Yeni çıkan her teknolojiyi dijitalleşmek kapsamında uygulamaya almanın doğru bir yöntem olmayacağını belirten CCR Direktörü Ahmet Serhat Uğurlu’nun

“Omnichannel’in temel iki hedefi var; müşteri memnuniyeti ve verimlilik” diyen Ahmet Serhat Uğurlu, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Bu iki temel üzerine müşterinin işletme ile etkileşime geçeceği kanallar göz önünde bulundurularak, bu kanalları tek bir noktada toplayıp müşterinin ilgili bütün verilerine erişebilecek bir yapı tasarlamak gerekir. Ayrıca bu kanallardan gelen etkileşimler müşteri yaşam döngüsü ile adım adım, sıralı ve paralel bir biçimde özet olarak gözlemlenebilmeli. Müşterinin herhangi bir etkileşimde ilettiği talebinin sıralı ve arka tarafta bu işlem için gerçekleştirilen işlemlerinde paralel de gözlemlenebilir

olması önemli. Müşteri deneyimi yönetiminde en önemli trend son 10 yıldır Omnichannel. Omnichannel aslında temel bir kurum kültürü olmalı ve müşteri deneyimini iyileştirme konusunda sürekli geliştirilmeli. Zaten gündemden düşmemesinin de temel sebebi sürekli iyileşmesi ve yaşatılması gerekliliği. İşletmeler durmadan yeni yazılımlar ve yeni süreçleri entegre ediyorlar. Bu yeni entegrasyonların herhangi biri müşteri deneyimi yönetiminde atlandığında verimsizlik ve müşteri memnuniyetsizliği oluşuyor. Yeni teknoloji ve süreçlerin temel amacı müşteri memnuniyeti ve verimlilik olsa da eğer müşteri deneyimi göz ardı edilirse beklenenin aksine sonuçlar elde edilecektir. Yine yıllardır işletmelerin gündeminde olan diğer bir konu ise video etkileşimler. İnsanların birçoğu her gün çeşitli sosyal medya platformlarında video paylaşımlarda bulunuyor. Bu kültürel değişim ile video etkileşimlerinde işletmelerin hayatında ciddi yer teşkil edecektir. Kültürel ve teknolojik değişimler, regülasyon ve güvenlik endişelerinin tekrar gözden geçirilmesini zorunlu hale getirecek. Yani Omnichannel tasarımına eklenmesi gereken yaygın bir etkileşim olarak video yeni bir kanal olacak.”


Yapay zeka ve chatbot çözümleri çağrı merkezlerine katma değer sağlıyor Çağrı merkezlerine katma değer sağlamayan ses, chat, mail, sosyal medya, video gibi tüm etkileşimlerin maliyetleri ciddi olarak artırırken, yapay zeka ve chatbot çözümleri maliyet yükünü kaldırıp, kesintisiz müşteri deneyimine katkı sağlıyor. Asseco Müşteri Deneyimi Çözümleri Yöneticisi Emir Koyuncu

Ü

lkemizde çağrı merkezi sektörü ve altyapısı belli bir teknolojik olgunluğa ulaşmış durumdadır. Sistem altyapısı ve uygulamalarda yapılacak iyileştirmelerin etkisinin yüzdesel olarak az dahi olsa firmalara sağladığı katma değerin oldukça olduğunun altını çizen Asseco Müşteri Deneyimi Çözümleri Yöneticisi Emir Koyuncu, “Dijital dönüşümün şirketlerin gündeminde olduğunu düşündüğümüzde; yapay zeka, chatbot, derin öğrenme gibi terim ve teknolojiler ile sık sık karşılaşmakta ve üzerine çalışmaktayız” diyerek, “Peki bunun altını ne kadar doldurabiliyoruz? Sadece yapay zeka veya sadece chatbot, süreç otomasyonlarıyla kolay sonuca ulaşabiliyor muyuz?” sorularının yanıtlarını verdi. Çağrı merkezlerine katma değer sağlamayan ses, chat, mail, sosyal medya, video gibi tüm etkileşimlerin maliyetleri ciddi olarak arttırdığını belirten Emir Koyuncu, şu bilgileri verdi: “Yapay zeka ve chatbot çözümleri çağrı merkezlerinde maliyet yükünü kaldırıp, kesintisiz müşteri deneyimine katkı sağlıyor. Özellikle müşteri talep ve şikayetleri, kampanyalar, bilgilendirme servisleri, sosyal medya etkileşimleri chatbot süreçlerine dahil edilerek müşteri deneyimi daha dinamik, çağrı merkezi ise daha katma değerli duruma gelebiliyor. Kesintisiz bir dijital müşteri deneyimi yaratmanın sadece sezgisel olmadığını görüyoruz. Yapay zeka randevu ayarlama, sorun giderme ve diğer self-servis gibi görevleri otomatik hale getirirken, insan dokunuşu hala dijital başarı için kritik önem taşıyor. Çok kanallı bir müşteri deneyimi platformunun desteklediği karma bir yapay zeka yaklaşımı; kişiselleştirilmiş, proaktif ve tahmin

edilebilir deneyimler yaratmak için yapay zekayı, botları, makine öğrenmesini ve mikroapps'ı insan gücüyle birleştiriyor. Akıcı ve anlamlı bir müşteri deneyimi için öncelikle botların bilgi toplamasına, ses ve dijital verileri işlemesine ve ardından verileri makine hızlarında analiz etmelerini sağlıyoruz. Sonrasında ise daha kişiselleştirilmiş bir hizmet deneyimini geliştirmek için müşteri temsilcilerini devreye alıyoruz. Böylece en iyi yapay zeka ve insan etkileşimini birleştirerek, kusursuz müşteri ve çalışan deneyimleri sunarak kayda değer bir fark yaratabiliyoruz.” “Çözüm ortaklarımızdan Genesys’in yapay zeka teknolojilerini uyguladığı altyapısı ve chatbot’u Kate birleştirilmiş yapay zeka (Blended AI) konsepti ile en iyi sonuçları elde etmemizde yardımcı oluyor” diyen Emir Koyuncu, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Hem çözüm ortağımızın kendi chatbot altyapısı hem de diger chatbot altyapıları ile tam entegrasyon sağlayarak, müşteri deneyimi ve tarihçesinin içinde chatbot diyaloglarının da yer almasına imkan veriyoruz. Böylece kesintisiz müşteri deneyimi etkileşimin her adımında devam edebiliyor. Asseco SEE olarak, iletişim merkezi ve ses teknolojileri konusunda 27 yıllık bilgi birikimimiz var. Hem Türkiye’de hem de grup olarak aktif olduğumuz Güneydoğu Avrupa ülkelerindeki değerli iş ortaklarımızın iş süreçlerine uygun uçtan uca çözümler geliştiriyoruz. Çağrı merkezi alanında, Türkiye’de ilkleri gerçekleştiren bir firma olduğumuz için, yapay zeka teknolojilerinin uygulandığı çözümler ile iş ortaklarımızın rekabette öne çıkmasını hedefliyoruz.”


18 DOSYA

Müşteri Deneyimi Yönetimi, Uçtan Uca Dijitalleştirme Yetkinliği ile Buluşuyor

BThaber 11 - 17 KASIM 2019

360 derecelik bakış açısı sunabilen müşteri deneyimi yönetimine ihtiyaç duyuluyor

Teleperformance CEMEA Gelişen Pazarlardan Sorumlu İş Geliştirme Başkanı Tolga Uçbağlar Dijital dönüşüm, günümüzde küçükten büyüğe tüm şirketleri etkileyen önemli bir unsur haline geldi. Bu rüzgarı yakalayan şirketler, azalan maliyetlerden artan verimlilik ve üretkenliğe kadar birçok avantajdan faydalanarak rakiplerinin önüne geçiyorlar. Müşteri deneyimi yönetimi açısından baktığımızda beraberinde yeni yöntemleri de getiriyor. Müşterilerin en büyük beklentisi ihtiyaç duyduğu her anda, dilediği kanaldan markaya ulaşmak. Bu noktada da dijital dönüşümle beraber ortaya çıkan sosyal medya, web ve forum gibi kanalları çok etkin bir şekilde kullanmak büyük önem taşıyor. Teleperformance CEMEA Gelişen Pazarlardan Sorumlu İş Geliştirme Başkanı Tolga Uçbağlar’ın verdiği bilgilere göre, verilen hizmetin kalitesi müşteri sadakatinde belirleyici bir rol oynarken, hizmetlerde yaşanan en küçük bir aksaklık bile müşterilerin soluğu rakip firmalarda almasına neden olabiliyor. PricewaterhouseCoopers’ın araştırmasına göre, müşterilerin yüzde 17’si tek bir olumsuz deneyimin ardından, yüzde 60’ı ise birkaç olumsuz deneyimin ardından rakip markaları değerlendirmeye başlıyor. Bu bağlamda tüm kanallarda tutarlılığı bulunan ve işletme tarafında müşteriye dair 360 derecelik kapsamlı bir bakış açısı sunabilen bir müşteri deneyimi yönetimine ihtiyaç duyuluyor. Bu ihtiyaçların karşılanabilmesi ise ancak müşteri ilişkileri süreçlerini teknolojik altyapısı güçlü bir iş ortağıyla yöneterek mümkün oluyor. Müşteri deneyimi yönetimi açısından yeni teknolojilerin doğru bir mimariyle konumlandırılması ve doğru amaçların belirlenmesinin rekabet açısından büyük bir fayda sağladığının altını çizen Tolga Uçbağlar, şunları kaydetti:

“Yapay zekadan makine öğrenimine, kurumsal kaynak planlamadan nesnelerin internetine kadar her alanda gelişen teknolojiler işletmelere hem rekabet avantajı hem de bütünsellik sunuyor. Bir diğer avantaj ise müşteri sadakatinin en üst düzeye çıkması. Doğru müşteri deneyimi yönetimi sayesinde müşteriler ihtiyaç duydukları anda telefon, sosyal medya, chat ve forum gibi farklı iletişim kanallarını kullanarak sorularına doğru yanıt alabiliyor veya sorunlarını hızlı çözebiliyorlar. Örneğin chatbot teknolojisi aynı anda çok sayıda müşteriye minimum insan kaynağı ile hizmet verilebiliyor ya da chat üzerinden tek bir müşteri temsilcisi aynı anda üç müşteriyle iletişim kurabiliyor. Daha basit, daha hızlı, daha kolay ve daha uygun maliyetli hizmetler sunarken güvenliğe daha da fazla önem vermek gerekiyor. Düzenlemelere uyum açısından sektörün önde gelen şirketlerinden biri olarak müşterilerimize, tüketicilere, paydaşlarımıza ve sektörümüze karşı sorumluluklarımız kapsamında veri gizliliği ve güvenliği de dahil olmak üzere tüm düzenlemelere yönelik en yüksek standartları belirliyoruz ve çözümlerimizi bu yönde geliştiriyoruz. İnovasyon ve dijitalleşmeyi ana odağımıza alırken etkileşim ile insani dokunuş arasındaki bağı da güçlendirmeye devam edeceğiz. Biz, her etkileşimin benzersiz olduğuna inanan, en büyük gücün insan ve teknoloji arasındaki doğru denge ile elde edileceğini düşünen ve bunu sağlayan bir şirketiz. Harvard Business Review’e göre iş dünyasındaki liderlerin yüzde 80’i müşteri deneyimlerindeki insan etkileşimlerinin kuruluşlarına belirgin bir rekabet avantajı sağladığına inanıyor.” Bütünleşik çok kanallı müşteri deneyiminin yaygınlaşmasıyla birlikte çağrı merkezlerindeki operasyonlar, gelen ve giden çağrıların ötesine geçerek sosyal medya, e-posta, forumlar, chat ve diğer kanalların eklenmesiyle farklı bir yapıya kavuştu. Bu yapı için tüm kanalları uçtan uca kapsayan bütünleşik bir altyapı kurmak ve 360 derecelik bir bakış açısına sahip olmak gerekiyor. “Örneğin Facebook üzerinden iletişime geçen bir müşteriye gerektiğinde telefon ya da chat gibi diğer kanallar üzerinden yanıt verebilmek ve adım adım müşteri yolculuğunu haritalayabilmek büyük önem taşıyor” diyen Tolga Uçbağlar, açıklamalarını şöyle sürdürdü:

“Dolayısıyla müşteriyi merkeze alan ortak bir davranışsal iş akışı belirlemek ve müşteriyle sürekli iletişim halinde bulunan ekiplerin becerilerini düzenli eğitim etkinlikleriyle artırmak, onları doğru dijital araçlarla donatmak gerekiyor. CCW Digital’in araştırmasına göre, şirketlerin yüzde 24’lük bölümü müşterilere özel ve benzersiz çözümler sunma yetkisine sahip temsilcilerin müşteri deneyiminde en büyük etkiyi yaratacağına inanıyor. Müşterinin markayla temas kurduğu kilit noktaların tanımlanması ve dijitalleştirilmesi ayrıca yaşanan deneyimi de geliştiriyor. Son olarak müşterilerden gelen görüş ve önerilerin etkin bir şekilde yönetilebilmesi için doğru akışların kurgulanması ve yeni müşteri deneyimi fikirlerini bu temelde oluşturmak beraberinde başarıyı getiriyor. Teleperformance olarak, müşterilerimiz için bütünleşik çok kanallı stratejiler geliştiriyor, müşterinin markaya ya da markanın müşteriye temas ettiği tüm süreçleri en verimli hale getiriyor, bu hizmeti dış kaynaklı sağlayarak da şirketlerin kendi ana işlerine odaklanmalarını kolaylaştırıyoruz. Hem ülkemizde hem de dünyada müşteri deneyimi yönetimi farkındalığının her geçen gün arttığını görüyoruz. İçinde bulunduğumuz sektörün son yıllarda iki haneli olarak gerçekleşen istikrarlı büyümesi, ekonomi için oluşturduğu katma değer ve sağladığı istihdam imkanlarıyla ülkemizin önde gelen sektörleri arasında yer alması bunun en büyük göstergelerinden biri. Ancak hala belirli alanlarda yatırım yapılması gerekiyor. CCW Digital’e göre, şirketlerin yüzde 47’lik bir bölümü önümüzdeki bir yıl içinde dijital yeteneklerini genişletmeyi planlıyor. Bu yatırım planları arasında bilgi tabanını iyileştirme (%44), müşteri yolculuğunun haritasını çıkarma ve düzenleme (%39), ‘bağ’ kurma koçluğu (%37) ve süreç otomasyonu için yapay zeka kullanımı (%36) yer alıyor. Yatırım yapılması gereken en önemli alan nitelikli insan kaynağı. Doğru işe alım süreçleriyle kazanılan yetenekli çalışanları sürekli gelişen ve kendini yenileyen teknolojiler ışığında eğitmek çok değerli. Yatırım yapılması gereken bir diğer alan ise hiç şüphesiz teknoloji. Türkiye’de donanım açısından gerçekten çok güçlü yatırımlar yapıldı ve yapılmaya devam ediyor. Ancak ileri düzey analitik ve makine öğrenimi gibi yazılım teknolojilerine yapılan yatırımların en üst düzeye çıkarılması gerekiyor.”



BThaber

20 BİLİŞİM DÜNYASI

11 - 17 KASIM 2019

SAP Genç Profesyoneller Programı mezunlarını verdi SAP, bilişim sektörüne nitelikli iş gücü yetiştirmek amacıyla 18 yılı aşkın tarihindeki en büyük eğitim yatırımına devam ediyor. SAP Türkiye’nin ülkemizde geçen yıl başlattığı Genç Profesyoneller Programı’nın, Gaziantep Sanayi Odası ve Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nin işbirliğiyle Gaziantep’te gerçekleştirdiği 3. etabın mezuniyet töreni kamu, siyaset, eğitim ve iş dünyasının önde gelen isimlerinin katılımı ile yapıldı. İstanbul ve Ankara etaplarının ardından gerçekleştirilen ve 2 ay süren eğitimler sonucunda mezun olan 25 genç, SAP’nin uluslararası geçerliliğe sahip sertifikalarını aldı. Gaziantep Sanayi Odası ev sahipliğinde düzenlenen törene Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkan Dr. Ali Taha Koç, Dışişleri Bakanlığı Gaziantep Temsilcisi Büyükelçi Adnan Keçeci, SAP Türkiye Genel Müdürü Uğur Candan, Gaziantep Valisi Davut Gül, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Hasan Kalyoncu Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Edibe Sözen, Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Adnan Ünverdi, Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Gür ve Gaziantep Ticaret Odası Başkanı Mehmet Tuncay Yıldırım

katıldı. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Dr. Ali Taha Koç, “Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de nitelikli iş gücüne talep artıyor. 1 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinde yapılan değişiklikle kurumumuza dijital dönüşüm, Dijital Türkiye (e-Devlet), siber güvenlik, büyük veri ve yapay zekâ alanlarında kritik görevler verildi. Türkiye’nin dijital dönüşümünü bütüncül bir bakış açısıyla ve ilgili tüm paydaşlarla birlikte gerçekleştireceğiz. Yerli millî dijital teknolojilerle dijital dönüşümü, dijital dönüşümle sosyal ve ekonomik refah artışını sağlayacağız. Teknolojiyi tüketen bir ülke olmak yerine üreten bir ülke olabilmek için milli teknoloji hamlesi önemli. Bu yılın sonunda yayınlamayı planladığımız Ulusal Yapay Zekâ stratejimizi oluşturuyoruz.

Ayrıca, Bilgi ve İletişim Güvenliği Rehberi hazırlıyoruz. Her şeyin başı ise beşeri sermaye. Ülkemizde nitelikli çalışan ihtiyacını gidermek ve yeni nesil yeteneklerle donatılmış gençler yetiştirmek için ‘Genç Profesyoneller Programı’ gibi girişimleri destekliyoruz” dedi. Törende konuşan Gaziantep Valisi Davut Gül, “Dijital Dönüşüm Ofisi’nin çizdiği yol haritasında üzerimize düşeni yapacağız” derken, SAP Türkiye Genel Müdürü Uğur Candan da “SAP Genç Profesyoneller Programı ile üniversiteden yeni mezun ancak iş bulamamış ya da niteliklerine uygun bir işe girememiş olan gençlere ileri teknolojiler alanında kapsamlı bir eğitim sunuyor, nitelikli iş gücü yetiştiriyoruz. Bu gençlerimizin, sadece Türkiye’nin en büyük sanayi sitesine sahip Gaziantep’e değil aynı zamanda ülkemize

ve bölgemize de büyük değer katacağına inancımız tam” dedi. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, “Elimizdeki en büyük gücümüz beşeri sermaye. 1 milyon genç nüfusumuz var. Gençlerimize güveniyoruz. Bize düşen önünüzü açmak” derken, Hasan Kalyoncu Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Edibe Sözen ise konuşmasında “SAP Genç Profesyoneller Programı’nı Gaziantep Sanayi Odasıyla birlikte HKÜ’de gerçekleştirdik. 25 katılımcımız vardı. 25 katılımcının içinde ikisi HKÜ öğrencisi. Bu öğrencilerimiz global sertifikayı almaya hak kazandılar. Dijital Dönüşüm sertifikasını alan öğrenciler, bulut tabanlı akıllı bir sistem kullanarak kurumsal kaynaklamaya çözüm sağlamaya çalışacaklar. Ayrıca bulut uygulamalarını gerçekleştirerek SAP proje etkinleştirilmesi adına çalışmalar yapacaklar. Bu çalışmalarla beraber dijital dönüşüm sağladıktan sonra ciddi rakamlar elde edilecek. E-ticaret geliştikçe Gaziantep’in ihracatı da birden artacak. O bakımdan dijital dönüşüm hepimiz için bir gereklilik” dedi.

Veri kaybı, her şirketin derdi halini aldı

GlassHouse Genel Müdürü Alp Bağrıaçık GlassHouse’un Titanium Partner seviyesinde iş ortağı olan Dell

tarafından yapılan ve 2 bin 200 BT yöneticisinin katıldığı “Global Veri Koruma İndeksi” araştırmasına göre; şirketlerin yüzde 41’i son 12 ayda plansız sistem aksaklığı yaşarken, yüzde 28’i ise veri kaybına uğradı. Araştırmaya göre, şirketlerin yüzde 36’sı ise elde ettikleri verilerden para kazanmaya başladı. Dijitalleşen dünyada veri kaybetmekle para kaybetmenin aynı şey olduğuna dikkat çeken GlassHouse Genel Müdürü Alp Bağrıaçık, “Araştırmaya göre; şirketlerin yüzde 36’sı artık verilerinden para kazanmaya

başladı. Öte yandan, araştırmaya katılan şirketlerin yüzde 28’i hem siber güvenlik hem başka nedenlerden dolayı son 12 ayda en az bir kere veri kaybı yaşadı. Bu kaybın firmalara maliyeti ise toplam 996 bin dolar oldu. Bu da veriyi kaybetmenin, para kaybetmekle aynı şey olduğunu gösteriyor” dedi. Araştırmaya göre; veri kaybının yüksek maliyetli geri dönüş riskine rağmen, şirketler sahip oldukları veri koruma çözümlerine pek güvenmiyor. Şirketlerin yüzde 63’ü sistemleri ve verileri tam olarak kurtarma konusunda hizmet seviyesi

hedeflerine ulaşabileceğinden emin değil, yüzde 84’ü de sahip olduğu mevcut veri koruma çözümünün gelecekteki ticari zorlukların aşılmasını ‘sağlamayacağı’ kanısında. Bağrıaçık, “Siber hırsızların verilere ulaşması sadece günler alırken, şirketlerin bir siber güvenlik açığı olduğunu anlaması ise aylar alabiliyor. Dolayısıyla siz verinizden para kazanmaya çalışırken, aylarca sizin verilerinizi başkaları kullanmış, silmiş hatta kilitlemiş olabilir. Siz bunu öğrenene kadar da iş işten geçmiş olur” dedi.



BThaber

22 BİLİŞİM DÜNYASI

11 - 17 KASIM 2019

Finansta dijitalleşmeye hazırlıksız yakalanmayın Ocak 2020 itibarıyla, yeni tebliğ gereği 70 bini aşkın şirketin e-Arşiv faturaya geçmesi gerektiğini ifade eden İdea Teknoloji Çözümleri Genel Müdürü Emre İyibilir, şirketlerin son dakikaya kalmadan zamanı geldiğinde düğmeye basabilmesi gerektiğini kaydetti. E-dönüşüm kapsamında 1 Ocak 2020’ye kadar 70 bini aşkın fazla firmanın Handan Aybars e-faturaya geçiş sürecini tamamlaması gerekiyor. Gelir İdare Başkanlığı (GİB), yayınladığı bir tebliğ ile 1 Ocak 2020 itibariyle e-Fatura mükelleflerinin e-Arşiv Fatura mükellefi olacağını söyledi. 19 Ekim’de tebliğin Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla bu zorunluluk resmileşti. “Bugün itibarıyla 118 bin 939 tane e-Fatura mükellefi, 46 bin 794 e-Arşiv Fatura mükellefi var. Aradaki 72 bin 145 şirketin de e-Arşiv fatura kesebilmesi lazım. Bunun için de iş yapış şeklinizi değiştirmeniz gerek” vurgusunu yapan İdea Teknoloji Çözümleri Genel Müdürü Emre İyibilir ve GİB’in yetkilendirdiği ilk şirket olarak terzi usulü, şirketlere özel hizmetler sunduklarını belirten Ar-Ge Merkezi Direktörü Yalçın Tercan ile e-Dönüşümü konuştuk: Kurumsal farkındalık ne seviyede? Emre İyibilir: Sistem oturduğundan beri kargo ile yolladığınız fatura yok, kargo bedeli ödemiyorsunuz, hata riski ve arşivleme ihtiyacı bitiyor. Raporlama yetkinliği en üst seviyeye çıkıyor. Ama bu geçişin kurgulanması ve insanların adapte olması maliyetli. Herkes yazılım veriyor, ama misal, kestiğiniz bir e-Arşiv faturayı nasıl iptal edeceksiniz? Burada iki soru beliriyor: Fatura kesince oluşan KDV bir Gelir Vergisi oluşturuyor ve bu süreci YMM’ye soruyorsunuz. İkinci soruyu ise e-Fatura entegratörüne soruyorsunuz. Sonuçta o bir BT yetkilisi, yani vergi uzmanı veya YMM’de teknik uzman değil. İşte biz bunu birleştirdik. İçerde danışmanlık ve vergi konusunda uzman ekibimiz var. Yazılım değil,

kapsamlı bir çözüm sunuyoruz. Bu çözümün içinde sürecini kurgulama ve zaman içerisinde süreçte oluşacak değişiklikleri uygulamaya aktarma dünyası var. Herkese verdiğim mesaj net; hazırlanın! Onlarca yerden ve sahada fatura kesiliyor. Bunların uygulanması, takibi ciddi yük. Bir başka GİB düzenlemesine göre özel entegratörler, bankaların denetim sistemine benzer bir denetim sistemi üzerinden denetlenecek, entegratörlere de uyum için belli bir süre verecekler. Bu taslak düzenlemeye göre 1 yıl sonra denetim başlayacak. e-İrsaliye neler sağlayacak? Emre İyibilir: İrsaliye takibi ile mal hareketi de takip edilecek. Ama önümüzde belirsizlik var ve bunlarla ilgili adım atıldığı takdirde getirisi olur. e-İrsaliye biraz daha karışık. Ben ana şirketim. e-İrsaliyeyi ben mi kesiyorum, hayır, ben koçanı X’e, üzerine bir de kaşe ile veriyorum. X, o gün taşımak üzere kamyonuna aldığı 10 adet bardağı yazıyor, Y’ye götürüyor. Y ‘bir tanesi kırılmış’ diyor, onun üzerini çiziyor, imza ve paraf atıyor ve bu geçerli. ‘Tamam 9 tane gitmiş’ diyorum. Sistem bu şekilde işliyordu, ama yeni yapıda kağıt yok, elektronik imzalı dokümana sonradan ilaveler yapmak mümkün değil, taraflar arasında süreci tasarlamak zor. Yalçın Tercan: Oluşmuş bir belgenin iptal süreci çok farklı ve Vergi Usul Kanunu’nda (VUK) bu iptal süreci ile ilgili bir şey yok. Oysa ticari teamül oluşmuş. Bu gibi birçok detay var ve doğru kurgu çok önemli. Hatta irsaliyede daha da önemli. Çünkü hareketi engelleyecek bir şey var. GİB diyor ki ‘bana bunun bilgisi gelmeden malı hareket ettiremezsin, önce bana irsaliye gelecek, sonra sen kamyonuna yükleyeceksin’. Ciddi bir operasyonel süreç ve iş yapış biçimi değişimi söz konusu. Bununla ilgili doğru kişilerle hazırlanmak her şirket için önemli.

Çünkü gerekliliklere uymayanları ciddi cezalar bekleyecek. Ar-Ge merkezinde öncelikleriniz neler? Emre İyibilir: Danışmanlık, vergi, muhasebe ve BT başlıklarını buluşturmaya önem veriyoruz. Literatürdeki en üst teknolojiyi uygulamak istiyor, her projemizde o konunun uzmanı yurtiçi ve yurtdışından alanında uzman hocalarla çalışıyoruz. CRM tarafında da yepyeni bir ürün çıkarttık ve tüm altyapıyı değiştirdik. Şimdi satış noktasına da tüketiciye dokunuyoruz ve bireylerin sadakatini de sisteme entegre ederek, tek merkezden bunu yürütebilecek bir sistemi ortaya koyduk. Elektronik finansal uygulamalar tarafında katma değerli finansal uygulamalara geçmeye başladık. Örneğin; normalde e-Faturayı ve e-defteri görebiliyorsunuz, bunlar aynı zamanda ciddi analiz imkanı demek. Birkaç önceliğimiz var. Bir tanesi VerDE ile e-Defteri ve yevmiye verilerini alıyor, verilerinizden olası vergisel veya olası teknik hatalarınızı tespit edebiliyoruz. Bir denetçi yazdığı raporda usule ve esasa dair tespitlerini ortaya koyar. Bununla ilgili çözümümüz ise hataları veya gözden kaçan detayları buluyor, gösteriyor. İkinci alanımız ise yeni kullanıma geçti. E-defterin ve mali tabloların üzerindeki makyajlamayı da tespit etmeye başladık, şirketlerin gerçek mali durumunu görebilmelerini sağladık. Yani bir yönüyle belli zamanlarda yapılan makyajlamaları tespit edebiliyor, hatta bunun üzerinden risk analizi yapmasına imkan sağlayabiliyoruz. Erken uyarı sistemleri çok önemli ve bunun üzerinde çalışıyoruz. Bu yapı konusunda şu anda bir müşteri ile test sürecindeyiz. Bütün finansal sistemi dahil edebiliyoruz. Fintech odaklı çalışmalarımız da ArGe’de öne çıkıyor. Bir de genetik

İdea Teknoloji Çözümleri Genel Müdürü Emre İyibilir alanına girdik. Algoritma ve veriler ile bu da çok ciddi ve ayrı bir konu. Müşterilerimiz var ve ürün de çıkardık. Blockchain üzerine de araştırma yapıyor, Ar-Ge’de blockchain’i kurgulayacağımız bir ürün üzerinde çalışıyoruz. Yurtdışı stratejiniz nasıl şekilleniyor? Emre İyibilir: Halihazırda 19 ülkede faaliyet gösteriyoruz. e-Fatura tarafında yepyeni çözümler hayata geçirdik ve Avrupa Birliği’nde (AB) 15 ülkede kullanılan PEPPOL e-Fatura sistemine Türkiye’den ‘entegratör’ olarak dahil olduk. Avrupa’da çeşitli fatura standartları var, ama sistemlerin birbiri ile konuşabilmesi ve faturalaşabilmesi lazım. Şu anda e-fatura sadece Türkiye’de dolaşıma sahip ve gümrük noktasına kadar gidiyor. İthalat faturaları için de aynı şey geçerli. Biz PEPPOL entegratörlüğümüz sayesinde ithalat ve ihracat süresinde oluşan resmi e-faturayı uluslararası standartlara göre ilgili ülkedeki müşterinin ekranına ulaştırabiliyoruz. Bu konuda Avrupa’da Türkiye’yi örnek gösteriyorlar. Hatta Avrupa’da birçok ülke de e-Fatura zorunluluğu getirmeye başladı. AB içerisinde kamuya kesilen faturalar 2021 yılından sonra e-fatura olmak zorunda. Yani Türkiye’deki gelişimin aynısı olacak, şu anda 435 bin olan PEPPOL ağındaki firma sayısı daha da artacak.



PC şirketlerinin son 2 ay telaşı Yılın bitimine iki ay kala PC şirketlerini, yılbaşında belirlenen hedefleri tutturma telaşı aldı. Satış hedeflerini tutturabilmek için son fırsatları olan bu 2 ayı en iyi şekilde değerlendirmek isteyen şirketler, kollarını sıvayarak yoğun bir çalışma sürecine girdiler. PC şirketleri, yıl boyunca düzenledikleri kampanyaları daha cazip hale getirerek ve fiyat indirimlerine giderek yıllık satışlarının ortalama yüzde 30'unu

son 2 ayda gerçekleştirmenin uğraşı içindeler. Bilgisine ulaşabildiğimiz ve içinde gerek yerli, gerek uluslararası markaların ve dağıtıcıların bulunduğu toplam 13 şirket yetkilisi, bu yıl sonunda yaklaşık 312 bin PC satılacağı tahmininde buluşuyor. Şirketler bu yıl ilk kez, İnterpro Pazar Araştırma Merkezi'nin tahminlerine çok yakın ve hatta üstünde rakamlar telaffuz ediyorlar. Merkez de

1997'de Türkiye'de toplam 318 bin adet PC satılacağını tahmin ediyor. İnterpro Pazar Araştırma Merkezi'nin Türkiye BT Pazarı Ocak-Eylül'97 Raporu'na göre ise gelirler, Temmuz-Eylül döneminde ilk altı aya göre yüzde 58 artmış görünüyor. Kasım-Aralık döneminin de beklenen düzeyde geçmesiyle, Türkiye BT pazarının yüzde 29 büyüyeceği öngörülüyor.

(Ayrıntılı haber sayfa W da)

Java artık kendini kanıtladı! BT/haberi elektronik Meyin BT/haber okuyucularının büyük bir merakla

Sun tems,

Microsys­ Uluslararası

Internet Kullanıcılar Sempozyumu

5-7

Kasım 1997 tarihle­ rinde Berlin'de ya­

beklediği BT/haber Online nihayet hizmete girdi.

pıldı.

BT/haber Onlinein 6 haftadan bu yana deneme

dünyanın

Toplantıya her tara­

çalışmaları yürütülüyor. Sybaris/Albedo Ltd'nin ta­

fından bağımsız ya­

sarladığı ve SuperOnline'ın Web sponsorluğunu

zılım

yaptığı BT/haber Online, 10 Kasım 1997 tarihin­

sistem

den itibaren Internet üzerinden takip edilebilecek.

cileri, Java meraklı­

BT/haber'in haber, Internet, iletişim, dünyadan, perspektif, ürün ve dosya bölümlerinden başlıklar aktarıldığı BT/haber Online'da bunun yanı sıra

ları, önde lerden

kuruluşları,

müşteriler gelen oluşan

ve

şirket­ dört

bini aşkın üst düzey yönetici katıldı. Toplantıda Sun yöne­

cek. BT/haber Online'ın Web sitesi adresi şöyle:

ticileri Java'nın artık başarılı bir platform olarak kabul edil­ diğini ve bundan sonraki aşamanın bu platformda başarılı ticari uygulamaların nasıl gerçekleştirileceği üzerine kafa yorulacağını belirttiler. Genel Yayın Yönetmenimiz Akın

EVRENSEL

Meclis kürsüsünden Latin 5 çağrısı

Akin Evren

A l t y a p ı n ı n ettikleri...

TBMM'de ilk kez Latin 5 kod tablosu konuşuldu. DSP İs­

Ben bu "Altyapı" deyimini ç o k seviyorum.

tanbul Milletvekili Prof. Dr. Ziya Aktaş "Türk Alfabe Devri­

Yoksa "Alt Y a p ı " diye mi y a z m a l ı y ı m ? Sosyal bi­

mi ve Bilgi Çağı" konusunda TBMM'de gündem dışı bir ko­

limcilerin ö n c e l e r i "üretim ilişkileri" bağlamın­

nuşma yaptı. Aktaş, Internet başta olmak üzere tüm ileti­

da kullandıkları bu birleşik s ö z c ü k z a m a n için­

şimde ve yayında Türkçe karakterlerin tanımlandığı Latin

de d a h a yaygın

bir b i ç i m d e "enfra-structure"

karşılığı bir a n l a m ve içerik kazandı. (Devamı

E T

H A İ T R F A A T UH B

Evren, gelecek hafta Sun Internet Kullanıcılar Sempozyumu'nu sizlere ayrıntılı olarak aktaracak.

(Ayrıntılı haber sayfa 30'da)

bütünleştiri­

ihaleler ve insan kaynakları da anında izlenebile­ www.bthaber.com.tr

Internet! özelleştireceğiz

5'in kullanılması ve konuyla ilgili uluslararası çalışmalara

uzman kişilerin katılmaları için gerekli parasal kaynakların 2.

sayfada)

sağlanması gerektiğini söyledi. (Ayrıntıh haber sayfa 8'de)

Bu sayının tüm sayfalarına www.bthaber.com.tr'den ulaşabilirsiniz.


GELECEĞE TAŞIYAN DİJİTAL ÇÖZÜMLER 14 yıl önce gelecek hedeflerimizi bu slogan ile belirledik. Bugün 22 ülkede 40.000’den fazla ekranı müşterilerimiz adına yönetiyoruz. Türkiye’nin ‘’digital signage’’ markasıyız!

Perakende

Gıda

Sinema

0212 691 64 00 /sistem9

Otel Eğitim

Banka Telekom

Üretim Tesisi Kamu

Enerji

Açıkhava

Ulaşım Otomotiv

Büyük İşletme Sağlık

www.sistem9.com

/sistemDokuzMedya

/Sistem9Medya

/sistem-9-medya

/Sistem9Medya

“Geleceğe Taşıyan Dijital Çözümler”


26 KARİYER Veeam’de Pazarlama Başkanı Kruger oldu Veeam Software’de Jim Kruger Pazarlama Başkanı (CMO) olarak atandı. Böylece önceki görevi olan ‘Ürün ve Çözümler Pazarlama Kıdemli Başkan Yardımcısı (SVP)’ statüsünden terfi eden Kruger, Veeam’in küresel pazarlama organizasyonuna liderlik edecek ve bulut veri yönetimi sağlayan yedekleme çözümleri için öncelikli sağlayıcı olarak şirketin marka gücünü pekiştirecek. Kruger, Kurucu ve Başkan Yardımcısı (EVP) Satış ve Pazarlama'dan Sorumlu Ratmir Timashev'e rapor verecek. 25 yıldan fazla deneyime sahip olan Kruger, Veeam'den önce küçük işletmelere tümleşik iletişim çözümleri sunan Intermedia'da CMO olarak çalıştı. 16 yıl boyunca Polycom'da (şimdi Poly) CMO’luktan Başkan Yardımcılığına kadar çeşitli pozisyonlarda bulunan Kruger, Polycom'dan önce ise GTE (Verizon) wireless ve Palm’da kıdemli pazarlama müdürlüğü görevinde bulundu.

SOCAR Türkiye’de üst düzey iki atama 1 Kasım 2019 itibarıyla entegrasyon sürecini tamamlayan SOCAR Türkiye’de iki yeni başkanlık oluşturuldu. Bu kapsamda, SOCAR Türkiye Rafineri ve Petrokimya İş Birimi Başkanlığı görevine Anar Mammadov, SOCAR Türkiye Operasyonel Mükemmelik Başkanlığı görevine ise Mesut İlter getirildi. Mammadov ve İlter’in bu atamalarının yanı sıra Petkim Genel Müdürlüğü ve STAR Rafineri Genel Müdürlüğü görevleri de devam edecek. Anar Mammadov, Azerbaycan Tıp Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra ikinci lisans eğitimini Bakü Devlet Üniversitesi Hukuk Bölümü’nde yaptı. İngiltere’de College of Petroleum Studies’den Petrol Tedariki, Lojistik ve Ticaret doktorası olan Mammadov, TRIUM Global Executive MBA programını tamamladı. Profesyonel çalışma hayatına, kurucusu olduğu Avista ile adım atan Mammadov, 1998-2007 arasında Milio International’da Bölge Direktörü oldu. 2007’de Arxiel Carbonexis şirketinde göreve başlayan Mammadov, 2009-2014 arasında SOCAR Gürcistan’a CEO olarak atandı. Sonrasında SOCAR Yunanistan’da CEO olarak görev yapan Mammadov, Temmuz 2016 itibarıyla Petkim Genel Müdürlüğü görevine getirilmişti. Ankara Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü mezunu olan Mesut İlter ise profesyonel kariyerine 1980’de İpraş Rafinerisi’nde işletme mühendisi olarak başladı. 1985-1999 arasında Tüpraş’ta Fabrika Müdürlüğü dahil olmak üzere pek çok üst düzey görevi üstlenen İlter, 2001-2006 arasında Ege Gaz A.Ş. Aliağa LNG Terminali’nde Proje Koordinatörü ve Terminal Müdürü olarak çalıştı. İlter, 2006’da İzmir Rafineri Müdürü, 2009’da ise İzmit Rafineri Müdürü olarak atandı. STAR Rafineri bünyesine katılmadan önce Tüpraş Teknik Genel Müdür Yardımcılığı görevini yürüten İlter, Şubat 2017’den bu yana STAR Rafineri Genel Müdürü olarak görev yapıyordu.

BThaber 11 - 17 KASIM 2019

Sanal gerçeklik teknolojisi, eğitim merkezinde!

Bursagaz tarafından geliştirilen ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’ndan (EPDK) onay ve teşvik alan Görsel Öğrenme Merkezi, 21 Ekim Pazartesi günü hizmete girdi. Doğalgaz dağıtım sektöründe bir ilk olma özelliğine sahip olan Görsel Öğrenme Merkezi, yeni nesil öğrenme süreçlerinden ‘sanal gerçeklik’ teknolojisine sahip. Bursagaz’ın Nilüferköy yerleşkesinde kurulan Görsel Öğrenme Merkezi’nin açılışında konuşan Bursagaz Genel Müdürü Bora Çermikli, “Bu projeyle çalışanlarımızın eğitimlerine simülasyon ile destek vermeyi amaçlıyoruz. Merkezimiz ilerleyen dönemlerde ihtiyaç doğrultusunda gelişebilecek farklı eğitim programlarına ev sahipliği yapabilecek şekilde kurgulandı. Bursagaz’da bu öğrenme teknolojisi ile artık iç tesisat

kontrol ve ihbar işlemleri sanal gerçeklik dünyasına taşınıyor” dedi. Bursagaz’ın 8 kişilik ekibi tarafından geliştirilen projede iç tesisat ve ihbar süreçlerine ait yapılan detaylı çalışmalar sonucunda; daire içi ilk ve ikinci tesisat ile ticari işletme ve kazan dairesi tesisatı kontrolleri, servis kutusu, merdiven boşluğu ve daire içi koku ihbarı, gaz yokluğu, elektrik arklanması, hat hasarı ihbarlarına ait tüm mekanlar modellenerek sanal ortama taşındı. Öğrenme performansını anlık olarak ölçebilen merkez ile iş sağlığı ve güvenliği riski olmadan eğitim alınmasına da olanak sağlandı. Enerji sektörü ve iş dünyasına katkı yaratması beklenen projenin ilerleyen dönemlerde Bursagaz’ın diğer iş süreçlerinde de uygulanması planlanıyor.

Veri bilimci, bankanın da demirbaşı oluyor Veri teknolojilerine yaptığı yatırımı insan kaynağıyla da destekleyen Fibabanka’nın Özyeğin Üniversitesi ile geliştirdiği Data Bootcamp projesiyle, öğrenciler temel bankacılık eğitimlerinin yanı sıra veri biliminde yaratıcı ve kritik problem çözme teknikleri, veri bilimi için istatistik, denetimli ve denetimsiz makine öğrenmesi dersleri alıyor. Ayrıca, uygulamalı modelleme dersleri alarak Veri Bilimci olma yolundaki kariyerlerine Fibabanka’da başlıyor. Fibabanka İnsan Kaynakları Direktörü Yavuz Çelik, “Teknolojiye yatırım

yaparken insan kaynağımızı güçlendiriyoruz. Bu doğrultuda Veri Bilimci ekibimizi oluşturmak amacıyla Özyeğin Üniversitesi desteğiyle Data Bootcamp projesini hayata geçirdik. Yazılı ve sözlü sınavdan geçerek belirlenen çalışanlarımız, hem yurtiçindeki hem yurtdışındaki eğitmenlerden temel bankacılık ve veri teknolojileri eğitimleri aldı, sonrasında bankamızda kariyer yolculuklarına başladılar. Bu ekibimizi de diğer çalışanlarımız gibi eğitim programlarıyla desteklemeyi sürdüreceğiz” dedi.


%30 DAHA FAZLA VERİME VAR MISINIZ? Skysens IoT Platformu, endüstriye özel olarak geliştirilen kablosuz

iletişim teknolojisiyle üretim alanınızdaki verileri anlık olarak analiz eder ve verimlilik kaybına neden olan sebepleri anında tespit etmenizi sağlar. Değişikliklerden anında haberdar olmanızı sağlayan mobil uygulaması ile Skysens IoT Platformu, üretim verimliliğinde

%30’a kadar artış sağlar.

Üretim Süresi Analizi

Üretim Sayısı Takibi

Makine ve Hat Performans Analizi

Toplam Ekipman Verimliliği (OEE) Analizi

Boşta Bekleme Süresi Analizi

Enerji Tüketimi Analizi


28 KARİYER

BThaber 11 - 17 KASIM 2019

Anadolu Grubu çalışanları Bi-Fikir ile değer yaratıyor şirketleri, Anadolu Isuzu Ar-Ge Merkezi’nde düzenlenen BiFikir Festivali’nde projelerini tanıttı. Anadolu Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan, “Dijital yıkıcı değişim ile tüketiciler, müşteriler, şirketler, değer zincirleri, sektörler, içinde bulunduğumuz ekosistem alışılagelenden çok daha hızlı ve farklı biçimde değişime maruz kalıyor.

Anadolu Grubu çalışanlarının yaratıcı fikirlerini sunabildikleri ve tüm grup şirketlerine katma değer sağladıkları bir inovasyon platformu olan Bi-Fikir kapsamında 2019 yılının en iyileri seçildi. Bu yıl beşinci kez gerçekleştirilen Bi-Fikir ile bugüne kadar yaratılan toplam değer 600 milyon TL’ye yaklaştı. Bi-Fikir programında, grup çalışanlarının fikirleri projelendirildi, yenilikçi birçok ürün ve hizmet geliştirildi. Programda bu yıl “Mucitler” kategorisinde Anadolu Efes’in “Pubinno - Akıllı Bira Musluğu” projesi, “Kaşifler” kategorisinde ise Çelik Motor’un “Kaputa Vur” projesi birinci oldu. Finale kalan Anadolu Grubu

Bu değişime adapte olmak için şirketlerin stratejilerinde, iş modellerinde, ürün ve hizmetlerinde, müşterilerine yaşattıkları deneyimde, iş süreçlerinde, organizasyonel yapılanmalarında, karar alma mekanizmalarında, kullandıkları teknoloji altyapılarında ve kurdukları işbirliklerinde dijitalize olması artık bir zorunluluk” dedi. Anadolu Grubu İcra Başkanı Hurşit Zorlu, Bi-Fikir kapsamında yapılan çalışmalarla, üretilen değerin 5 yılda 600 milyon TL’ye yaklaştığını vurguladı ve “Devam eden projelerimizin hayata geçmesiyle bu rakamın artmasını bekliyoruz. Faaliyet gösterdiğimiz her sektörde, her coğrafyada değer üretmek için çalışıyoruz. Gelecek odaklı sürdürülebilir değer üretme vizyonumuzu sembolize eden “Anadolu’dan Yarınlara” markamızı oluşturduk. Bir fikir; kronikleşmiş problemleri çözebilir. Yeter ki yenilikçi bakış açımızdan ve değişimlere uyum yeteneğimizden ödün vermeyelim” dedi.

Etkinlikleriniz ile ilgili bilgileri bthabersirketleri.com/EtkinlikDuyuru adresine girebilirsiniz.

BThaber

ETKİNLİK TAKV!M! E T K İ N L İ K L E R

20-21 Kasım 2019 Bilişim Zirvesi'19 İstanbul Kongre Merkezi AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

16 Ocak 2020 BTvizyon Bursa Toplantısı Bursa AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

20 Kasım 2019 Teknoloji Kaptanları 2019 İstanbul Kongre Merkezi AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

TestCon 2019 Londra, İngiltere AYRINTILI BİLGİ: www.clavent.com/testcon-2019-london/

20-21 Kasım 2019 International Cyber Warfare and Security Conference Congresium Ankara AYRINTILI BİLGİ: www.icwcturkey.com

16-18 Ocak 2020 Uluslararası Sağlıkta Yapay Zeka Kongresi İzmir AYRINTILI BİLGİ: www.sagliktayapayzeka2020.org

E T K İ N L İ K L E R 7 Kasım 2019

Y U R T İ Ç İ

6 Şubat 2020

28 Kasım - 1 Aralık 2019 Data Center Expo Eurasia 2019 İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.datacenterexpoturkey.com/

20 Şubat 2020

5 Aralık 2019 13. İSTANBUL BİLİŞİM KONGRESİ İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.istanbulbilisimkongresi.org.tr/

5 Mart 2020

BTvizyon Antalya Toplantısı Antalya AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

BTvizyon Gaziantep Toplantısı Gaziantep AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

GOSB Teknoloji Platformu İstanbul AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

Y U R T D I Ş I

7-8 Kasım 2019 Malta AI & Blockchain Summit St. George’s Bay, Malta AYRINTILI BİLGİ: https://maltablockchainsummit.com/

16-17 Kasım 2019 Spinnaker Summit 2019 San Diego, United States AYRINTILI BİLGİ: www.spinnakersummit.com/

12 Aralık 2019 BTvizyon Girne Toplantısı Girne AYRINTILI BİLGİ: www.bilisimzirvesi.com.tr

7 Ocak 2020 CES 2020 Las Vegas, ABD AYRINTILI BİLGİ: www.ces.tech/



BThaber

30 MEKTUP

11 - 17 KASIM 2019

Çevreci kurumsal gündem!

Merhaba, Sonbaharın son ayında kışa geri sayımda sokaktaki dostlarımız aklımızda. Atıkların ödüllendirme sistemi ile geri dönüşüme kazandırılması odaklı çalışmalar yürüten Timtaş Yönetim de hayata geçirdiği Pugedon isimli geri dönüşüm otomatı projesiyle, hem çevrenin temiz kalmasına hem de sokak hayvanlarının beslenmesine yardımcı oluyormuş. Otomata plastik, cam veya metal atık atıldığında cihazın alt tarafından sokak hayvanları için 5 ila 20 gr arasında mama dökülüyor. Pugedon, başta İstanbul’daki belediyeler olmak üzere Türkiye’deki birçok il ve ilçe belediyeleri tarafından kullanılıyormuş. Belediyelerin atıkları toplayıp geri dönüşüme kazandırmaları için oldukça kullanışlı, üstüne bir de sokaktaki dostlarımız doysun. Dilerim bu vesileyle geri dönüşüm bilinci de biraz olsun artar. İş hayatının zorlu süreçleri, artan stres derken, her mevsimde koşu sporuna ilgi artıyor. Bilişim sektörünün birçok üst düzey isminin koşu sporu ile iştigal ettiği biliyoruz, bu ilgide gelişen teknolojinin de payı olduğu aşikar. Öyle ki, sporcu ekipmanlarında tüketici taleplerinin değiştiğini, performans ayakkabılarında hızlı gelişim yaşandığını söyleyen Salomon Türkiye Süpervizörü Mehmet Yıldırım’ın belirttiği gibi, koşu branşını yapan kişi sayısı arttıkça, burada kullanılan ürünlerin kalite, fiyat ve teknolojik değerleri önem kazanıyor, markalar da ürettikleri ürünlerin kalite ve teknolojik özelliklerini geliştiriyor.

YIL 25 SAYI 1243

Kayak ve doğa yürüyüşleri ürün segmentindeki performansı koşu alanına da taşıdıklarını belirten Yıldırım, Salomon yürüyüş ve koşu ayakkabılarında önemli teknolojik özellikler olduğunu belirtmiş. Sözün özü, koşmak için koşmayalım, adımlarımızı ‘bilerek’ atalım. Bireysel sağlık ve hareket gücünden, enerji kaynağı rüzgara geçeyim. Fosil yakıtların çevreye saldığı emisyon gazları küresel ısınmayı daha da körüklerken, iklim eylem planlarında daha temiz ve çevreci enerjinin kaynağı rüzgara yönelen ülkelerin sayısı artıyor. Bu arada, rüzgar enerjisinin faydalarının sadece çevreye ‘salmadığı’ emisyon gazlarından ibaret olmadığını belirten Ülke Enerji Genel Müdürü Ali Aydın, rüzgar enerjisinin 7 önemli faydasına dikkat çekmiş: Tasarruf sağlıyor, şirketlere kâr sağlıyor, temiz elektrik sunuyor, iklim eylem planlarının hayata geçirilmesine olanak veriyor, enerji bağımsızlığı sağlıyor, yani petrolü olan ‘kral’ olmuyor, yeni mesleklerle yeni iş alanları sunuyor ve kırsal alanların gelişmesine olanak sağlıyor. Tüm dünyada 2025 yılına kadar

Bilişim Zirvesi Etkinlik Organizasyon Ltd. Şti. adına Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü Neslihan Aksun neslihana@bthaber.com.tr

11 - 17 KASIM 2019

BThaber Grubu Yayın Koordinatörü Ayhan Sevgi ayhans@bthaber.com.tr

www.bthaber.com www.linkedin.com/groups/BThaber twitter.com/bthaber www.facebook.com/BThaber

Okur Temsilcisi Behçet Envarlı benvarli@tbv.org.tr

Bültenlerinizi

bulten@bthaber.com.tr adresine gönderebilirsiniz

operasyonlarından kaynaklı çevresel etkiyi yarıya indirmek üzere çalışmalarına devam Vodafone, karbon ayak izini küçültme hedefiyle başlattığı “Bu Atıklar Kod Yazıyor” projesini Türkiye geneline yaygınlaştırıyor. Öyle ki, 18 ildeki 30 Bütünleşik Hizmet Merkezi’nde çalışanlar tarafından toplanan 330 kilo e-atık, lisanslı geri dönüşüm firması Akademi Çevre tarafından geri dönüştürülmüş, elde edilen gelirle Samsun İlkadım Kubilay İlkokulu’nda kodlama sınıfı açmış. Türkiye Vodafone Vakfı ve Habitat işbirliği ile yürütülen “Yarını Kodlayanlar” projesi kapsamında hayata geçirilen kodlama sınıfı, Samsun ve çevresinde kodlama öğrenmek isteyen tüm çocuklar tarafından ücretsiz kullanılabilecek. Eğitim gündemim bu kadarla sınırlı değil… Logo Yazılım’ın 35 yıllık tecrübesini arkasına alarak çalışmalarına devam eden Berqnet Firewall tarafından hayata geçirilen “Her Okula Bir Siber Güvenlik Laboratuvarı” sosyal sorumluluk projesi devam ediyor. Proje ile müfredatında bilişim dersleri bulunan okullara teknik altyapı, laboratuvar kurulumu ve temel bilişim ile siber güvenlik eğitimleri veriliyor ve bugüne kadar 100 öğretmen ve 900 öğrenciye ulaşılmış. Kocaeli ve İstanbul’un ardından Anadolu’ya yayılmak, takvime alınan Konya, Antalya ve Kahramanmaraş’ta belirlenen okullarda eğitim ve laboratuvar kurulum çalışmalarına devam

Abone ve Dağıtım

btabone@bthaber.com.tr

Ankara Temsilcisi Sedef Özkan sedefo@bthaber.com.tr

Editör Handan Aybars handana@bthaber.com.tr Görsel Yönetmen Sena Çakıroğlu senac@bthaber.com.tr

Cilt, Baskı, Poşetleme: Uniprint San. ve Tic. A.Ş. - Hadımköy İstanbul Asfaltı Ömerli Köyü İstanbul - Tel 0212-798 28 40. l

Online Editör Atılay Aşkale atilaya@bthaber.com.tr

etmek, 2020 dahil olmak üzere her yıl 10 bin yeni gence ulaşmak ise öncelikli hedefler. Küresel finansal kuruluşlarından Citi tarafından Ortadoğu ve Kuzey Afrika (MENA) bölgesindeki FinTech girişimlerine yönelik 4 farklı alanda çözümlerini tanıtmaları ve fikirlerini uygulamaya geçirmeleri için düzenlenen MENA FinTech Challenge yarışmasında sıra... KOBİ’ler ve büyük şirketler için uygulamaya sunduğu ticaret portalı ve garantili ödeme çözümleri ile Octet Türkiye’nin yanı sıra, Mısır’dan Fawry ve PaySky, Birleşik Krallık’tan ise Wipro/Tradestream kazananlar arasında yer almış. Octet Türkiye, KOBİ’ler ve büyük şirketlerin hayatını kolaylaştırırken, satıcı için nakit akışını kısaltıyor, alıcı için de uzatıyor ve Citi ile hayata geçirilecek yeni ortaklık da yeni fırsatlar demek. Küresel internet değişim operatörü DE-CIX, bu yıl düzenlenen Global Carrier Awards’ta 2019 yılının En İyi İnternet Değişim Operatörü olmuş. Bu arada DE-CIX, sektörün bu iddialı ödülünü geçtiğimiz 5 yıl içinde 4’üncü kez almış. Bilirim tarihi içerikler ilgini çeker. Bu haftaya noktayı da bu şekilde kondurayım: https:// www.tarihlisanat.com/ ve @ sanatntarihi rumuzlu paylaşımların sahibi Celil Sadık, “Uygarlığın Ayak İzleri: Rönesans'tan Barok Dönem'e Sanat Dehaları” kitabını Epsilon Yayınevi’nden çıkartmış. Uygarlığı biçimlendiren sanatçılar ve eserlerinin öykülerini içeren bu ilk cildin devamı da gelecekmiş, benden söylemesi. Haftaya görüşmek dileğiyle,

BThaber Genel Müdürü Özlem Unan İş Geliştirme ve Satış Müdürü Abdurrahman Koyuncu Reklam Satış Yönetmenleri Kutay Göçe Arif Şuekinci Zeynep Gürdal Reklam Rezervasyon Sorumlusu Suzan Bilken Yönetim Yeri: Bilişim Zirvesi Etkinlik Organizasyon Limited Şirketi Örnek Mah. Şehit Cahar Dudayev Cad. Örnek İş Merkezi No:14 Kat:5 34704 Ataşehir İSTANBUL Telefon: (0216) 888 0 596 ISSN 1300-6495

Türkiye’nin en köklü bilişim teknolojileri yayını olan BThaber, 1995 yılından bu yana bilişim ve teknoloji dünyasındaki en son haberleri, yenilikleri ve bilgileri okuyucularına kesintisiz bir şekilde sunmaya devam ediyor. Her hafta yüzde 35’i BT, yüzde 65’i ise finans, otomotiv ve sağlık gibi farklı sektörlerde yer alan şirketlerin ve kamu kurumlarının yöneticilerinden oluşan 7500’ün üzerinde kişiye ulaşmakta ve online platformlar üzerinden her hafta on binlerce kişiye erişim sağlamaktadır.

BThaber kontrollü abonelik sistemiyle dağıtılmaktadır. - Fiyatı 1 Kuruş (KDV dahil) - BThaber, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 2/f maddesi hükmü gereği ‘yerel süreli yayın’dır.


Mevcut Ticari veya ERP Programınızla E nte gra s yo n

Entegre Yönetim Finans ve Nakit Akışı Fatura, İrsaliye, E-Fatura Stok, Depo, Lojistik Satınalma Yönetimi Müşteri, Teradikçi, Taşeron Sözleşme Yönetimi

CRM Pazarlama - Satış Servis - İş Yönetimi İK Özlük, İşe Alım Tekrarlanan Gelir ve Gider Aksiyon, Toplantı, Görev Dashboards: CEO, CFO, CPO

www.PirCloud.com Bayilik başvuruları için: ysmbulut.com/partner

Projeler Proje Bütçe Yönetimi Puantaj, Hakediş Yönetimi Proje İş Programı Proje Süreç Yönetimi Proje Günlük İşlemler


WEEKLY INFORMATION TECHNOLOGY AND ECONOMY NEWSPAPER

Digital customer relationship management: New trends The CRM structure is experiencing a significant change with the impact of both the sectors and individuals and the technological developments behind these. In other words, traditional CRM is replaced by the concept of ‘digital customer relationship management’. This new concept and its differences are now largely decisive in the competition of companies and customer preferences. Innovations focused on software development will strengthen seven new concepts in CRM in 2020: the era of customer experience, artificial intelligence (AI), mobile CRM, social CRM, user friendly CRM software, an integrated CRM architecture and channel independent CRM. The first one of the CRM trends of 2020 is the age of customer experience. In line with the business world’s focusing on customers more than ever, customer experience will be the key determining criterion among companies. As a result, the concept of customer loyalty is changing, the tendency to try new products and brands is reinforced and consumers prefer the one that gives them the best experience. Meanwhile, winning a new customer is a much more expensive concept than protecting an existing customer. In fact, this concept redefines competition in all sectors and a different effort to ‘gain and maintain customer loyalty’ gains importance. In this respect, CRM applications are found not only in sales and marketing, but also in customer service and customer experience management. A prominent trend in CRM is personalization. Considering the efforts of many brands to provide personalized products and services, CRM becomes more focused and

individualized in this period when the consumer is the king. This is more than just personal messages or content. Thus, the reality of CRM, which stands out with its intelligent and learning real time competencies, comes to the agenda. The second trend is AI and the efficiency gained by its use in CRM. Customer segmentation and data modeling, programmed advertisement presentation and personalization of the channel experience come to the fore. The use of AI architecture in CRM means innumerable innovations and opportunities, bringing a huge global market potential with it. Automation in CRM with AI means the correct use of corporate capacity, the cost advantage and eliminating time consuming daily jobs for the employees. This means the ability to proactively approach the consumer. With AI, CRM will also host innovations in communication tools and the rise of chatbots and voice assistants will gain strength. With natural language processing competence (NLP), it is possible to obtain a prioritization of demand, classify urgent requests, analyze customer e-mails and understand their feelings more accurately. AI will also be important in recording voice conversations, identifying specific topics or words. With AI, analytics will add data intelligence and predictive analytical capabilities to the companies’ CRM architecture. The important thing is to correctly position AI solutions in CRM. The third trend, mobile CRM, is not a new concept. However, the issue is more than just getting the efficiency of CRM outside of the office. When it comes to mobile CRM, security competencies in the light of access to corporate

data, user friendly interfaces, applications that work completely across platforms and the ability of field teams to search and add data come to the fore. The fourth trend, social CRM requires more meaningful use of social media for consumers with growing expectations. Through social channels, companies can establish real time connections with consumers and develop brand awareness among consumers who spend a significant portion of their time on these platforms. This awareness meets individual consumer competence and enables the necessary changes and updates in corporate sales and marketing strategies to be made immediately. As many researches have shown for years, consumers either decide to shop on a social platform, do research on social media or refer to the comments and suggestions of people they are connected to on social media platforms. For this reason, it is essential to establish the right connections between CRM platform, strategies and social media channels and to do this with the most current individual data. CRM, which is integrated with social media platforms, also provides important opportunities for customer experience, development and monitoring of this experience. The fifth trend is more user friendly CRM software and simplicity, ease of process and practicality in use stand out here. CRM solutions, which have become a business critical application in the last 20 years but resemble ERP systems in some sectors and areas, are changing the shell. The meeting of CRM and AI solutions in order to better orient to the end user, the advantages of this meeting for the

employees is an example of this. Being aware of this fact, software and application developers also develop user friendly, efficient, secure and easy to use solutions that are practical to integrate. The sixth trend is CRM solutions with integration capabilities. It is important for many companies to stop building CRM architecture only in certain departments and to spread it to the whole organization and to use analytical software and customer data platforms in areas such as marketing automation and customer support tools. So CRM comes out of the closed box. The main point of added value is the right integrations and thus the increase in the amount of data with high added value. IoT is another factor that will improve this trend. IoT integration with CRM, which has the power to increase system performance and sales, means that more data is loaded into corporate systems, thus reaching more and deeper consumer expectations. This will add efficiency to the corporate strategy. However, it is essential to analyze which integrations in CRM architecture will support corporate business processes correctly. The seventh and last trend is the channel independent CRM and it has significant potential for users and CRM developers, while supporting the ‘omnichannel’ logic trend. When we apply this structure to CRM, omnichannel structure defines different communication lines between a consumer and company and the channel used in CRM stays in the background. So, interaction can be on any channel. This CRM technology, which means the centralization of all bilateral communication, means seeing the whole picture.



Industrial policies are in coordination with science, technology, R&D strategies Deputy Minister of Industry and Technology Mehmet Fatih Kacır, who participated in SEPIP 2019 event, emphasized the importance of industrial policies for a strong Turkish economy by stating that industrial policies are one of the most discussed areas in the international arena. Kacır said that: “One of our most important priorities is to realize a similar success in other fields of industry and technology with the lessons we learned from our success story in the defense industry. We do not perceive industrial policies separate from science, technology, innovation, R&D policies. Therefore, we consider

the policies we carry out in this framework in coordination.” Stating that the framework of the National Technology Movement has two pillars, Kacır said: “The first is to build an industry that produces high added value. To participate in the competition with products with advanced technology level in global competition. The latter is developing and producing indispensable technological products for complete independence domestically, nationally and originally. When we say critical, strategic products for our full independence, the defense industry comes to mind first.

However in today’s world, complete independence in technology is not only possible by localizing and nationalizing certain critical products in the defense industry. In order to achieve full independence in technology, we have to develop and produce critical components and products locally and nationally in finance, energy and health technologies and in all verticals of technology. Therefore, our top priority in the coming period is the identification of these products and the development and production of them locally and nationally in Turkey.” Kacır expressed

that they will focus on the machinery, electronics, pharmaceuticals, chemicals and transportation vehicles sectors in the coming period. He explained that they will implement holistic policies from R&D to investment, production and export. Stating that public procurement is a very important lever in the industrialization processes of the countries and that they are preparing a number of innovative steps in this direction, Kacır said that they will make medium and long term needs analyzes in the public procurement with the Industrialization Executive Committee.

‘5G Valley Open Test Site’ opens in İstanbul after Ankara Speaking at the ‘Future of Wireless Networks and 5G’ event, Deputy Minister of Transport and Infrastructure Dr. Ömer Fatih Sayan said that 5G Valley Open Test Site will be launched in İstanbul. Reminding that the 5G Valley Open Test Site Project was carried out under the coordination of BTK, Sayan expressed that: “We created the 5G Valley Open Test Site in Ankara in cooperation with Hacettepe University, İhsan Doğramacı Bilkent University, METU, Türk Telekom, Turkcell and Vodafone. The test site in İstanbul will be officially opened in the coming days after determining the site with İstanbul Technical University,

Yıldız Technical University, Boğaziçi University, İstanbul Cerrahpaşa University and our operators.” Sayan also mentioned about cyber security issues and emphasized the following points in his speech: “99% of these attacks are distributed decommissioning (DDoS) and phishing attacks. In recent days, especially in the banking sector, there has been very intense DDoS attacks. In the coordination of the National Cyber Incident Response Center (USOM), we have done the necessary works together with 24/7 internet service providers and related banks in our building.”

Sharing data on reported attacks by operators to USOM as of September, Sayan said that: “In 2019, over 95 thousand attacks were carried out in Turkey. we are seeing that the reported cyber-attacks this year doubled compared to the same period of the previous year. We are fighting with cyber-attacks against in order to ensure cyber security of our country on a 7/24 basis through USOM, which operates within BTK. We have enabled our operators to make significant investments especially after the attacks that have occurred in our country at the end of 2015 and which

affect the internet services. At this point, we do not find it appropriate to share numerical information, but I would like to underline that we have increased the DDoS blocking capacity in many ways. Turkey has become a difficult target in terms of cyber security.” Sayan said that within the scope of the fight against cyber threats, software which is developed entirely with domestic and national facilities and based on machine learning and artificial intelligence technologies is used. The aim is to eliminate the threats to cyber security before they even occur.




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.