Boo! İkinci Dönem, Sayı 6

Page 62

Rising’i grubun ilk konser albümü On Stage izledi ve yine kadro değişiklikleri geldi. 1978’deki albüm Long Live Rock’n’Roll’da gruba ileride Ozzy Osbourne’un albümlerinden tanıyacağımız Bob Daisley geldi. Sonuç, Rising kadar olmasa da yine fevkaladeydi. O dönemki konserleri açan tempolu Kill the King, doğu ezgili epik şaheser Gates of Babylon ve Dio’nun performansı, yazdığı sözler ile ağlatan Rainbow Eyes gibi şahane şarkılara sahipti. Ama sonrasında Blackmore’un patronluğu bu sefer Ronnie James Dio ile çatışmıştı. Bir tarafta daha ticari, aşk şarkıları isteyen Blackmore, öbür tarafta hayal gücünü şarkı sözlerinden esirgemeyen Dio… Rainbow Blackmore’un grubu olduğundan, giden isim Dio oldu. 80’lerin metal büyüsü Tam o sırada Black Sabbathın altın dönemi sona ermiş, grup, Ozzy Osbourne ile uzatmaları oynamaktaydı. Rainbow’dan ayrılan Dio, Black Sabbath’a katıldı ve adeta “bitti” denilen grubu düştüğü yerden yeniden ayağa kaldırıp şanına yakışır yere geri koydu. Bunu başardığı albüm, bir başka efsane Heaven & Hell idi. Dio’nun haricindeki orijinal Sabbath üçlüsü Bill Ward’ın albüm sonrası gidişiyle bozuldu, yerine gelen Vinnie Appice, Dio’nun uzun yıllar yoldaşı olacaktı. Dio’nun olduğu ikinci albüm Mob Rules yayınlandı, önceki kadar olmasa da bu da başarılı bir albümdü. Ama ipler bir sonraki konser albümü Live Evil’ın kayıtlarının düzenlenmesi esnasında koptu. Iommy ve Butler ikilisi vokal seviyelerini düşürürken, onlar olmadığı zaman odaya giden Dio’nun tam tersini yapması ilerleyen günlerde Dio’nun gruptan kovulmasıyla sonuçlandı. Dio artık istediğini yapabileceği için mutluydu. Appice de onu takip etti. 1982’de, Black Sabbath’tan boşta kalan ikiliye gitarda Vivian Campbell ve basta Jimmy Bain katıldı ve Ronnie James Dio yıllardır kullandığı sahne soyadını gruba verdi. Heavy metal büyüsü bir kere daha onun yanında olacak, 62 | Boo! Sayı: 6

kutsal bir albüm olan Holy Diver’ı yazıp kaydetmesine yardım edecekti. 80’ler Dio için inanılmaz geçti, arka arkaya klasikler patlıyordu. Holy Diver’dan sonraki albümler onun gibi güçlü değildi belki ama The Last in Line, Sacred Heart ve özellikle Dream Evil çıktıkları yıllarda türdeşleri arasında ışıldıyorlardı. Halen daha efsane şarkılar çıkıyordu, We Rock, Sacred Heart ve All the Fools Sailed Away tüyleri diken diken etmeye devam ediyordu. Çalkantılar İlk üç albüme kadar sabit olan (ikinci albümle beraber gelen klavyeci Claude Schnell’i unutmayalım) Dio kadrosu, üç albümden sonra önce Vivian Campbell’i, dördüncü albümden sonra ise diğer yoldaşları kaybetti. Jimmy Bain ve Vinnie Appice ile ileride tekrar bir araya gelecekti ama o tarihten sonra kadrosu sıkça değişti. 90’larda, kalburüstü olsa da 80’lerin büyüsünden yoksun Lock Up the Wolves, Strange Highways ve Angry Machines albümlerini, 2000’lerde ise Magica, Killing the Dragon ve en son 2004’te Master of the Moon’u kaydetti. 1990’ların ilk yarısında bir de Black Sabbath’a geri dönme hikayesi var. 90’da Lock Up the Wolves’un turnesindeyken o ara Sabbath’tan ayrı olan Geezer Butler’a sahnede eşlik etmişti Ronnie James Dio. Buradan gazı alan ikili, bir de Iommi’den oluru alınca Mob Rules kadrosuyla yeniden bir araya geliyorlardı. Bu birleşmeden 1992’de

“Heavy metal büyüsü bir kere daha onun yanında olacak, kutsal bir albüm olan Holy Diver’ı yazıp kaydetmesine yardım edecekti.”


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.