Sivil Toplum Kuruluşu (STK) nedir? Sivil Toplum Kuruluşları devlet ve siyaset kurumuna bağımlı olmayan sivil yapılardır. Bu yapılar, devlet ve siyaset kurumundan azade oldukları için, insan hakları sorunları, dini, etnik çatışmalar ya da toplumsal, ekonomik ve ekolojik sorunları çözmede daha etkili bir rol üstlenirler. Fakat Sivil Toplum Örgütleri’nin birçoğu bu tanımlamaya girmez. Özelikle Türkiye ‘de STK’lar gelişmiş demokrasilerdeki sivil toplumların üstlendiği seviyede değildir. Bunu iki neden ile açıklayabiliriz. İlki; STK’ların kendilerini devlet ve siyaset kurumundan soyutlayamamasıdır. İkincisi; STK’ların tam bir Sivil Toplum Örgütü gibi çalışmamasındandır. Bunlardan ilki olan STK’ların kendilerini devlet ve siyaset kurumundan soyutlayama sorunu, onları bir bakıma devletin ya da siyaset kurumunun bir parçası haline getirmektedir. Bu yüzden Türkiye’de ki STK’ların dini, etnik çatışmalar ya da toplumsal, ekonomik ve ekolojik sorunları çözmede bu boşlukları doldurması gerekiyor. İkinci sorun ise STK’ların tam bir Sivil Toplum Örgütü gibi çalışmamasındandır. Bu durum hem yerel hem de genel sorunlarla ilgilenen STK’lar içinde geçerlidir. Yerel dernekler bazında alırsak bu dernekler halen klasik hemşehri ve kırathane mantığının ötesine geçip sosyal projeleri olan, gerçek sivil toplum kuruluşları seviyesine ulaşmamıştır. Bunun için özelikle, yerel derneklere sivil toplum örgütü eğitimlerinin verilmesi ve bunların nasıl bütçe oluşturarak gerçek anlamda bir sivil toplum örgütü olunacağı konusunda gerekli desteğin verilmesi gerekir. Genel sorunlar ile ilgilenen il derneklerinin toplamı olan Federasyonlar ve ya daha büyük ölçekli sivil toplum örgütler ise; salt kendi problemleri ile değil, birbirleri ile interaktif bir şekilde çalışarak, gelişmiş demokrasilerde olduğu gibi sorunların çözümünde sivil baskıyı ve etkiyi yaratmaları gerekir. Aksi halde ne gerçekte bir STK olurlar ne vatandaşın gözünde STK Nedir? Sorusuna gerçek bir yanıt vermiş olurlar. STK’ların görevleri ve sorumlulukları nelerdir? STK’lar, siyasi partiler dışında, hedefi iktidar olmayan, gönüllülük esasına dayalı sivil yapılardır. Ülkemizde demokrasi ve insan hakları yeteri kadar gelişmediği için sivil toplum örgütlerinin de yeteri kadar geliştiğinden bahsetmek mümkün değildir. Oysa gelişmiş demokrasilerde sivil toplum örgütleri idarenin üzerinde en önemli itici güçtür. Hatta itaatsizliğin merkezi durumundadır. Oysa ülkemizde siyasi partiler, STK’ları kendi arka bahçeleri gibi görürler ve kullanmak isterler. Maalesef STK’ların bütçeleri ve devlet destekleri olmadığı için belediyelere ve siyasi partilere bağımlı kalıyorlar. Gelişmiş demokrasilerde STK’ların bütçeleri vardır. Ülkemizde bütçe gönüllü üyelerin bağışı ile yapılmakta dernekler ve federasyonlar zor şartlar altında haytalarını idame ettirmektedirler. O yüzden bu görev ve sorumluluklarını yerine getirmeleri için güçlü bütçelerinin olmaları gerekmektedir.
Yusuf Tuncil
Kimdir?
1956 Van Doğumlu olan, Yusuf Tuncil lise mezunudur. Siyasi hayatına Van Adalet Partisi Gençlik kollarında başladı. 1979’da Van Millet partisi il başkanı oldu.1983’te Doğruyol Partisi Van, Hakkari ve Muş illerinin parti kuruluşlarını yaptı. 1989-1992 yılları arasında Doğruyol Partisi il başkanlığı’nı ve büyük kongre delegeliğini yaptı. 1989’da Van Spor asbaşkanlığı’nı,1993’te Evim Yapı Kooperatifliği başkanlığını yaptı. 2003 yılında İstanbul Gaziosmanpaşa’da Van Gölü ve Çevresi Derneği’ni kurdu. İstanbul’da bulunan iki yüz elli Doğu ve Güneydoğu Derneğini bir çatı altında birleşerek( DGD) Doğu ve Güneydoğu Dernekler Platformu’nu kurarak başkanlığını yaptı. 2005 yılında Doğu ve Güneydoğu Dernekleri ve Karadeniz Sivil Toplum Federasyonu ile birlikte “ Türkiye için Elele” Platformu’nu oluşturarak Diyarbakır, Siirt, Batman gezilerini düzenleyerek bölge sorunlarının ele alındığı çalışmalar yaptı. Bu kapsamda Türkiye Sivil Toplum Kuruluşları Federasyonu’nun kuruluşunda bulunarak yöneticiliğini yaptı. 2009 yılında İsrail’de yüz bin Türkiyeli temsil eden “ Türkiyeliler Birliği” heyeti ile Türk-İsrail ilişkilerinin ele alındığı toplantıyı gerçekleştirdi. Yine Ermenistan Hemşehrileri Birliği’ni Türkiye’ye davet ederek iki ülke ilişkilerinin düzenlenmesinde ülke sivil toplum örgütlerinin üstleneceği rolün değerlendirdiği çalışmayı yaptı. İstanbul’da bulunan Van derneklerini federasyon çatısı altında bir araya getirerek yöneticiliğini yaptı. Ayrıca yeni Anayasa’nın yapılmasında sivil toplum örgütlerinin yapacağı katkının görüşüldüğü Marmara Diyarbakırlılar Derneği ile ortak çalışmaları devam ediyor.
VAN VİZYON
51