Homeros odysseia

Page 132

130

ODYSSEİA

Ak kollu Nausikaa karşılık verdi, dedi ki: "Hiç de benzemezsin, yabancı, kötü ve aptal bir adama. Olymposlu Zeus'tur insanlara mutluluktan pay veren, iyi günü, kötü günü üleştirir dilediği gibi. O sana bu acıları vermişse, katları, ama mademki geldin bizim toprağımıza, kentimize, ne giysiden yoksun kalırsın, ne başka şeyden, ne gerekirse veririm sana hepsini, veririm çaresiz kalmış, yalvararı birine ne vermek gerekirse. Sana gösteririm kentin yolunu, adını söylerim burada oturan halkın, Phaiaklar oturur bu kentte, bu toprakta, kızıyım ben de ulu yürekli Alkinoos'un, Phaiaklarda babam tutar elinde bütün gücü." Böyle dedi, buyurdu güzel örgülü hizmetçilerine: "Durun, kadınlar, durun! bir erkekten böyle kaçmak neye? Bir düşman mı sandınız bu adamı? Phaiakların toprağına savaş getirecek adam daha dağınadı anasının karnından, hiçbir zaman da doğmayacak, ölümsüz tanrılar sever bizi canı gibi, başka insanlar da gelip karışmaz bize, otururuz biz çok uzak kıyılarda, en ucunda çok dalgalı denizin. Bu zavallı adam gelmiş buraya dek sürüne sürüne, kucağımızı açmalıyız biz ona, az da olsa candan bir şey vermeliyiz, bütün yabancılar, dilenciler gelir Zeus'tan, verin ona bir gömlekle bir harmani şu yıkanmış çamaşırlardan, ırmakta, kuytu bir yerde yıkayın onu." Böyle dedi Nausikaa, ulu canlı Alkinoos'un kızı, kadınlar da durup çağırdılar birbirlerini. Uydular Nausikaa'nın buyruğuna, kuytu bir yere götürdüler Odysseus'u, bir gömlek koydular önüne, bir harmanİ ve çamaşır koydular, bir de altın ibrik içinde duru bir yağ, dediler, buyur, ırmağın akıntılarında yıkan.

190

1 95

200

205

210

215


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.