Olasılıksız

Page 68

10 Doc'un en sevdiği lokantanın kapısının üstünde neon bir tabela vardı ve 'Dünyanın en iyi çorbaları ve burgerleri' yazıyordu. Caine bu ikisinin bir arada yenmesinin garip olduğunu düşünmüştü hep ve hiç bir arada da yememişti bunları. Ama yine de yemekler iyiydi. Doc ona okuduğu son makaleleri anlatırken, Caine cesaretini toplayıp kendisini işe almasını isteyecekti. Ama tedirgindi. Doc'ta sanki... Farklı, garip bir şeyler vardı. Garson kıza bağırmıştı içeceklerini yanlış getirdi diye. Doc böyle şeyler yapmazdı. Caine, Doc'tan bir şey istememek için bahaneler bulmaya çalıştığını düşündü. Cesaretini toplayıp tam ağzını açacakken, ne yazık ki, bir adam girdi lokantaya ve Doc'a baktı. O da hemen yanına gelmesini işaret etti. Bu adam görünüş olarak Doc'un tam tersiydi. Üzerinde düzgün, yelekli gri bir takım elbise vardı ve koyu kırmızı bir papyon takmıştı. Caine bu adamı tanıyordu. Doc ara sıra onunla birlikte araştırma yapardı; ama ismini hatırlayamadı, "David'i hatırladın, değil mi?" diye sordu adama Doc; ama David'e adamı tanıtmadı. "Tabii sizi görmek ne güzel," dedi adam. Hafifçe elini sıktığı Caine'e sanki hayvanat bahçesinde gördüğü bir hayvanmış gibi bakıyordu. "Nedir derdin?" diye sordu Doc meslektaşına. "Sinirli gibisin." Papyonlu adam dolgun saçlarını eliyle düzeltirken homurdandı. "Günüm kötü geçti de. Biriyle Heisenberg konusunda tartıştık. Başım ağrıdı." "Bana anlatma," dedi Doc bir anda düşüncelere dalarak. "Ben de Heisenberg'i pek tutmam. Ya sen Yağmur Adam?" "Pardon?" dedi Caine, Doc'un kendini de konuşmaya dâhil etmesine şaşırarak. "Ne bileyim, Heisenberg'i hiç anlayamadım." "Öyle mi?" dedi gözleri bir anda parlayan Doc. "Neyini anlamadın?" Caine o anda hata yaptığını anladı. Doc'un karmaşık fenomenleri açıklamaktan ne kadar zevk aldığını unutmuştu bir an için. Yıllar boyunca, Doc borsanın çöküşünden, kaos teorisine kadar her şeyi uzun uzun açıklarken, Caine onun ofisine tıkılıp dinlemek zorunda kalmıştı. Caine, papyonluya baktı yardım dilenircesine. Ama o menüye dalmıştı ve konuşulanları dinlemiyordu bile. "Herhalde anlamadığım şeyi şöyle özetleyebilirim: Sırf nerede olduğunu bilmedikleri için fizikçilerin bir partikülün belirgin bir konumu olmadığını düşünmelerini anlamıyorum. Aynı anda iki yerde olacak hali yok ya." "Aslında olabilir," dedi Doc konuşmayı uzun bir nutuk çekebileceği bir konuya yönelttiğine memnun olup. "Fizikçiler çift yarık deneyi sayesinde bunu kanıtladılar." "Peki, anlatın bakalım," dedi Caine. Doc'u susturamayacağını bildiği için bu işten karlı çıkıp bir şeyler öğrenmeye karar verdi. "Nedir bu çift yarık deneyi?" "Diyelim ki bir kâğıttaki bir kesikten bu tabağa ışık yansıttın. Ne görürsün?" Caine omuz silkti. "Bir çizgi halinde ışığı." "Aynen öyle." Doc ketçapla tabağına ince bir çizgi çekti. "Kesikten geçen fotonlar tabağa yansıyıp, bir çizik olarak görünecek." Durup suyunu içti. "Şimdi, iki kesiği olan bir kağıttan ışık yansıttığını varsayalım. O zaman ne görürsün?" "İki çizgi." "Hayır," dedi Doc. "Bir dizi bulanık çizgi ve şunun gibi gölgeler görürsün." Doc ketçapla yaptığı çizginin yanına birkaç çizgi daha çekti ve bir patates kızartmasıyla bunları hafifçe dağıttı. "Eğer ışığın bir dalga olduğunu düşünürsen bu şaşırtıcı değil. Kâğıdın diğer tarafında birbiriyle etkileşime geçen

Saklı Kütüphane

68

www.e-kitap.us


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.