ART UNLIMITED 28 - EYLÜL 2014

Page 80

RÖPORTAJ

EVRİM ALTUĞ

“Sol kendi içinde birlik olabilmeli” Tanınmış İngiliz siyasal iktisatçı, aktivist, coğrafyacı ve antropolog David Harvey’ye göre, bugünkü solun, alternatif bir toplumun nasıl olabileceğine dair yeni bir vizyon oluşturabilmek açısından, kendi içinde birlik oluşturması gerekiyor.

Ü

80

lkemizde sıkça verdiği konferanslar ve büyük ilgi gören kitaplarıyla tanınan İngiliz coğrafyacı, antropolog, siyasal iktisatçı ve aktivist David Harvey, Mart ayı sonunda, Boğazici Üniversitesi’nin konuğuydu. Aptullah Kuran’ı anma etkinlikleri kapsamında Albert Long Hall’da ‘Kapitalist Kentleşmenin Celişkileri’ni anlatan ve yılın büyük bölümünü Dünya çapında verdiği antikapitalist sunumlarla geçiren Harvey, internet dünyası, kültür endustrisi ve günümüz toplumuna ilişkin değerlendirmelerde de bulundu. Evrim Altuğ: Konuşmanızda Google ve Facebook ile Twitter benzeri yapıların, kullanıcılarının birikim ve emeklerinden gıyaben yaptıkları alıntılar nedeniyle yasal olmayan bir duruma sebebiyet verdiğini, bunun da bir tür zihinsel emek gaspı olduğunu ileri sürdünüz. Peki, alternatif internet mümkün mü? David Harvey: Sanırım internetten kimin, neyi alıntılayabileceği üzerine hak sahipliği elde etmesiyle ilgili büyük bir savaş yaşanmakta. Kimi ölçütler açısından ben, bu durumda internetin özgür kalmasından yanayım. Nihayetinde, internet üzerinden yaratıcı bir değer üretimi mevzubahis ise, o üretilen değer altına imzasını atan, yine bizlerden başkası değiliz. Bu nedenle de ağ üzerinde, yaratıcı hakların yeniden bireylere iade edilmesine yönelik müşterek bir hakka sahip olmamız gerekiyor. Şu anda Google da bir bakıma insanlara hizmet veren bir kuruluş. Bunu da ayrıca değerli buluyorum. Ancak yine de birey bazında, bu bütünlüğe yaptıkları katkıdan ötürü insanların birşeyleri hak ettiklerini de düşünmemiz gerekiyor. Bireylerin verdiği emek bir biçimde yeniden ele alınıyor, hatta izleniyor ve yeniden aynı emek için bir andaç haline getiriliyor. Ancak bu durum, sözgelimi Facebook’un kurucusu

Zuckerberg bir dolar milyarderine dönüştüğünde, tamamen başka bir seyir alıyor. Ya da Twitter veya benzeri kurumların başındakiler de aynı refaha kavuşabiliyor. Bana göre bu problemli bir durum. Bu insanlar, bizim internete girme özgürlüğümüzü kullanarak, bu özgürlükten yaptıkları alıntılardan bir nevî değer ayıklamasına gidiyorlar. Tam da bu pozisyon, fikrî mülkiyet hakları konusunda bugün yaşanmakta olan büyük savaşın sebebini oluşturuyor. Bu yüzden de konunun etrafında ağır bir tansiyon ortaya çıkıyor ki, bu yapıları kullanım dışı bırakma hakkının kimin elinde olduğu konusu da, zaten en büyük sorulardan biri olarak karşımızda duruyor. Bugün Türkiye’de, Twitter veya YouTube her ne kadar kapatılmaya çalışılsa da, insanlar bir biçimde engellerin etrafından dolanarak içeri girmeyi başarıyorlar. Bu, internetin geleceğini doğrudan bağlayıcı, çok ilginç ve gerilimli bir durum bence. E.A.: Peki aynı vakalara Birleşik Krallık veya ABD’de hiç mi rastlamıyoruz? D.H.: Birleşik Krallık olsun, ABD olsun; oralarda da meselenin yasakların etrafından dolanmak değil de, kimin kimi dikizlediği olduğu kanaatindeyim. Günümüzde çok daha derin istihbarat aygıtlarının kullanıldığını ve bunların olması gereken yerlerde olmadıklarını biliyoruz. Elbette Edward Snowden gibi figürler de beyan ettikleri belgeler üzerinden bu soruna işaret etmiş durumdalar. Neticede mevzu bu imkâna kimin sahip olması gerektiği ve bu birikimden kimin neyi alıntılamaya hakkı bulunduğu ile ilgili. Bu yönüyle ABD veya Birleşik Krallık’ta internetin kapatılmasının son derece verimsiz neticelere sebebiyet verebileceğini düşünebiliriz. E.A.: Konuşmanızda yeni bir dünya için, devrim ve gerçeklik gibi kavramların da buna tabi olması


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.