Altin dunyasi 97 sayi

Page 1


444 LOVE Danışma (5683)

Hattı


Sanal MaÄ&#x;aza

altinbas.com
















Başyazı Fuar beklentileri aştı

Istanbul Jewelry Show Ekim, Ekim ayının ilk haftasında Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanından ziyaretçilerini ağırladı. Katılımcı firma talebinin artması sebebiyle 1 ilave salonun daha açıldığı fuar gerek katılımcı ve gerekse ziyaretçi açısından geçtiğimiz yıllara göre daha hareketli geçti. Fuarın tanıtım çalışmaları her geçen sene daha da etkin hale geliyor. Bunun neticesinde de ziyaretçi sayısı ile birlikte gelen ziyaretçilerin profilinin de nitelik olarak yükseldiğini söyleyebiliriz. Fuar esnasında ve sonrasında katılımcı ve ziyaretçilerden fuarla ilgili değerlendirmeleri aldık. İlerleyen sayfalarda görüşleri detaylı bir şekilde inceleyebilirsiniz.

Üreticiler ihracat siparişlerine yoğunlaştı

Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni

REMZİ ÇELEN

remzicelen@yayindunyasi.com www.twitter.com/altindunyasi www.facebook.com/altindunyasiyayingrubu

Fuarın verimli geçmesinin en önemli göstergesi alınan siparişlerin yoğunluğu idi. Mart fuarından sonra “İhracatçı Fuarı” olarak nitelendirilen Istanbul Jewelry Show Ekim, bu nitelendirmeye uygun bir şekilde siparişlerin yazıldığı bir organizasyon oldu. Dış piyasaya yönelik olarak faaliyet gösteren ve fuar hazırlığını iyi yapan firmaların çoğunun beklentilerini karşıladığı ve hatta beklentilerini aşan siparişler aldıkları bir fuarı geride bıraktık. Fuar sonrasında görüştüğümüz firmaların önemli kısmının gündemi aldıkları siparişleri yetiştirmek diyebiliriz.

Altınbaş Ailesi en zengin 100’de

Saygın ekonomi dergisi Ekonomist’in her yıl düzenli olarak gerçekleştirdiği araştırmada gelenek bu sene de bozulmadı. Yapılan araştırmada Altınbaş Ailesi Türkiye’nin En Zengin İlk 100 Ailesi Araştırması’nda 52. sırada yer aldı. Türkiye ekonmisinin ve istihdamının gelişmesine yaptığı katkılardan dolayı Altınbaş Ailesi’ni tebrik ediyoruz.

Sektör devleri Capital 500’ün zirvesinde

Capital Dergisi Türkiye’nin En Büyük 500 Sanayi Kuruluşu Araştırması sonuçlandı. Sektörümüz dev firmaları bu prestijli araştırmanın zirvesinde yer aldı. İstanbul Altın Rafinerisi Türkiye’nin İstihdamını En Hızlı Artıran Firması olarak listenin birinci sırasında yer alırken, Onsa İstanbul Cirosunu En Çok Artıran Şirketler Kategorisi’nde 2. sırada yer aldı. Swiss Otel’de düzenlenen ödül törenine iş dünyasının önde gelen isimleri katıldı. Zirvedeki firmalarımız ödüllerini Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın elinden aldı.

Kuyumcukent hız kesmeden devam ediyor

Sektörün önemli değeri Kuyumcukent’teki gelişim devam ediyor. Doluluk oranları hızla artarken emlak fiyatlarında yükseliş de devam ediyor. Bunun yanısıra alınan finansal önlemlerle KİAŞ’ın bilançosu son derece hızlı bir şekilde iyileşme gösterirken, yapılan teknik çalışmalarla da gerek üreticiler ve gerekse diğer iş kollarında faaliyet gösteren firmaların memnuniyet düzeyleri hızla artıyor. Gelişmeleri ilerleyen sayfalarda ve daha detaylı bilgileri Kuyumcukent’in resmi yayın organı Kuyumcukent Dergisi’nden takip edebilirsiniz.

Jewelry Shopping Fest hazırlıkları başladı

UBM Rotaforte’nin organize ettiği Istanbul Jewelry Fest ile ilgili hazırlıklar devam ediyor. 6 – 9 Şubat tarihleri arasında İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleştirilecek organizasyon için organizatör firmaya talepler oldukça yoğun. Nihai tüketiciye yönelik olarak gerçekleştirilen bu fuara özellikle büyük mücevher firmalarının talebinin yoğun olması, firmalarımızın markalaşma çalışmalarında nihai tüketicilere yönelik faaliyetlere odaklandıklarının da bir göstergesi. Aynı zamanda görsel şölene dönüşecek bu fuar için değişik projeler şimdiden kulağımıza gelmeye başladı.

Altın Dünyası Türkiye’nin her yerinde!

Sektörü yalnızca İstanbul’da değil tüm Türkiye’de takip etmeye devam ediyoruz. İzmit, Adapazarı, Bolu, Düzce, Ankara, Kırıkkale, Amasya, Çorum, Samsun, Giresun, Trabzon ve Rize’ye gerçekleştirdiğimiz seyahatin ardından geçtiğimiz hafta da Ankara, Kırşehir, Kayseri, Malatya, Elazığ, Diyarbakır, Şanlıurfa, Kahramanmaraş ve Adana’daki perakendeci ve üretici firmaları ziyaret ederek, sektörün nabzını tutmaya devam ettik. Bir yandan dağıtım etkinliğimizi kontrol ederken, diğer taraftan da sektörel gelişmeleri gözlemledik. İlerleyen sayfalarda gözlemlerimizi ve yorumlarımızı bulabilirsiniz. Tüm sektörümüze sağlıklı, huzurlu ve bol kazançlı günler dierim.

REKLAM SATIŞ YÖNETMENLERİ

AYLIK KUYUMCULUK SEKTÖRÜ GAZETESİ

SAYI: 97 • EKİM 2013 • YIL: 8 Yayın Dünyası Gazetecilik Yayıncılık ve Dağıtım A.Ş.

Adına, Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni:

REMZİ ÇELEN

YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ

ZEHRA KAŞIKOĞLU ÖRS EDİTÖR

ASLI ÇELEBİOĞLU 16 ALTIN DÜNYASI

MELEK SANCAKLI KADER YAŞAR DİLA ECEM ÇAKIR GÖRSEL YÖNETMEN

İSMAİL BATI

Remzi Ç elen

Altın Dünyası Gazetesi yerel süreli bir yayındır. Gazetede yayınlanan haber, yazı, resim ve fotoğrafların FSEK ve Basın Kanunu’ndan kaynaklanan her türlü hakları Yayın Dünyası A.Ş.’ne aittir. İzin alınmaksızın kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez. Altın Dünyası Gazetesi Basın Meslek İlkelerine uymayı taahhüt eder.

GRAFİK/TASARIM

SELİN BEŞİRYAN MUHASEBE SORUMLUSU

ERDAL BUDAK

KATKIDA BULUNANLAR:

MEHMET ÇELİK • BURHAN GEZGİN SALİHA ASCENSİO • EMRE ALKİN MEHMET CAN ÖZDEMİR • AYLİN GÖZEN

Yönetim Yeri: Küçükayasofya Mah. Aksakal Sk. No: 27 Fatih/İstanbul Tel: 0212 518 84 01 (pbx) Fax: 0212 518 84 02 info@yayindunyasi.com www.altindunyasi.org BASKI: GEZEGEN BASIM / 100. Yıl Mah. Matbaacılar Sitesi 2. Cad. No: 202/A Bağcılar - İstanbul • Tel: 0212 325 71 25



En zengin listesinde gelenek bozulmadı

Altınbaş ailesi “En zengin 100 Türk” arasında

İmam Altınbaş

18 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97


Güler Sabancı

İmam Altınbaş

Mustafa Koç

Aydın Doğan

Ferit Şahenk

Şarık Tara

Ekonomist dergisinin 2004 yılından bu yana düzenlediği ‘En zengin 100 Araştırması’nda Türkiye’nin en zengin aileleri servetlerini açıkladı. 100 kişinin serveti 216 milyar doları buluyor. Altınbaş ailesi 1.5 milyar dolarlık servetiyle listenin 52. sırasında yerini aldı.

M

ücevherat, enerji, finans, lojistik, gayrimenkul, eğitim ve spor alanlarında faaliyet gösteren Türkiye’nin önemli yatırımcı ve iş gruplarından biri olan, 4 milyar doları aşan aktif büyüklüğü ve 4000 çalışanı ile Türkiye’nin öncü grupları arasında yer alan Altınbaş Ailesi, geçen yıl 50. sırada yer aldı. 2004 yılında başlayan En Zengin 100 Araştırması’nın bu yıl 10’uncusunu sonuçlandı. Listenin zirvesinde bu yıl da Koç Ailesi yer aldı. Koç Ailesi’nin serveti 8 milyar doların üstünde. İkinci sırada da yine Şahenk Ailesi yer buldu. Ekonomist dergisinin yaptığı hesaba göre, Şahenk Ailesi’nin serveti 7-8 milyar dolar arasında bulunuyor. Bu yıl üçüncü sırada ise Şevket Sabancı ve Ailesi yer aldı. Şevket Sabancı ve Ailesi’nin servetinin ise 6-7 milyar dolar arasında olduğunu tahmin ediliyor.

Nasıl hesaplanıyor?

10 yıldır Ekonomist’in titizlikle hazırladığı En Zengin 100 Araştırması’nda borsa önemli bir veri kaynağı. Şirketlerin değer artış veya azalışları sahiplerinin servetlerini etkiliyor. Geçmiş yıllara ait büyümeden kaynaklanan kâr birikimi bir diğer kaynak. Zenginliği etkileyen bir diğer kaynak da gayrimenkul zenginliği. Gayrimenkul geliştirme alanında yaratılan yüksek değerler, zenginlik sıralamasına önemli bir katkı yapıyor.

SAYI 97 • ALTIN DÜNYASI 19


altınfirma

Mücevher sektörünün lider markası Altınbaş, bu yıl 37.’si düzenlenen Istanbul Jewelry Show Ekim dolayısıyla 4 Ekim Cuma günü iş ortaklarını ağırladı. Altınbaş Yönetim Kurulu Başkanı İmam Altınbaş ve üst düzey yöneticileri ile Nuruosmaniye Armaggan’da, sabah kahvaltısında buluşan Altınbaş iş ortakları, daha sonra İstanbul Fuar Merkezi’ne giderek, fuarı gezdi. Bayileriyle yakın işbirliği kurarak verimli çalışmalara imza atan Altınbaş, son olarak İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilen Istanbul Jewelry Show da iş ortaklarıyla gezdi. Altınbaş Yönetim Kurulu Başkanı İmam Altınbaş ve üst düzey yöneticilerin de katılımı ile 4 Ekim Cuma günü Nuruosmaniye Armaggan’da gerçekleştirilen sabah kahvaltısında sektördeki son gelişmeler ve trendler hakkında karşılıklı görüş alışverişinde bulundu. Altınbaş’ın mağazalaşma politikası ve son dönemde hizmete açılan mağazaları hakkında bilgi veren Altınbaş yönetimi, mağazalaşma hızına değindi. Ekim ayı içerisinde Şanlıurfa Piazza AVM ve Gaziantep Forum AVM’de iki yeni mağaza açarak Türkiye’nin 34 ilinde 100 mağazaya ulaştıklarını dile getiren Altınbaş, yurtiçi ve yurtdışı toplamda 116 mağazaya ulaştı. Toplantıda söz alan Altınbaş Yönetim Kurulu Başkanı İmam Altınbaş, organize perakendecilik alanında sektör lideri olduklarını, uzun yıllara dayanan tecrübeleri neticesinde istikrarlı büyüme fırsatlarının organize perakendecilik ve markalaşmada olduğunun altını çizdi. Bundan sonraki süreçte, bir dünya markası olma yolunda hangi adımlar atılması gerekiyorsa, bunun gereklerini yapacaklarını belirten Altınbaş, bu noktaya ulaşmak için Altınbaş Mücevherat Ailesi’ni oluşturan tüm fertlerin çok önemli bir sorumluluğa sahip olduğunu işaret etti. Hedeflenen noktaya ulaşmak için her alanda önemli kararlar aldıklarını ve uygulamaya koy-

duklarınını ifade eden İmam Altınbaş sözlerine şu şekilde devam etti; “Bu birlik ve beraberlik ruhu ile, ortak akıl ile hareket edilerek ulaşılabilecek bir hedef. Bugün Türkiye’de uluslararası standartlarda profesyonel mücevher mağazacılığı anlayışını ortaya çıkaran bir marka olarak önemli çalışmalara imza atmışsak, bu ortak akıl ile hareket etmiş olduğumuz içindir. Bundan sonraki süreçte de bu konuda göstereceğinizden emin olduğumuz hassasiyet için hepinize teşekkür ederim.”

Organize perakendeciliğe önem verilecek Toplantıda söz alan Altınbaş Mücevherat CEO’su Ali Bulut, organize perakendecilik alanında dünyada önemli gelişmeler olduğunu ve lüks segmentinde en önenli unsurun yüksek katma değer sağlayacak “değeri” ortaya koymak olduğunun altını çizdi. Altınbaş Mücevherat’ın önümüzdeki dönemdeki iş planının en önemli gündem maddesinin “değer yaratmak” olduğunu belirten Ali Bulut konuşmasına şu şekilde devam etti; “Altınbaş Mücevherat markalaşma anlamında sektörde ilk adım atan ve çok önemli yol alan bir yapı. Bundan sonraki süreçte de organize perakendecilik alanında önemli mesafe kat etmeyi planlıyoruz. Hedefimiz değer yaratan ve bunu sürdürülebilir bir hale getiren dünya çapında bir marka olmak. Bu amaca ulaşabilmek için hepimizin üzerine düşen çok önemli görevler var.”

20 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97


SAYI 97 • ALTIN DÜNYASI 21


altındosya

Özel müşteriniz kim? Günümüzde rekabetin artması ile birlikte özel müşteriler çok daha önemli bir hale geldi. Yapılan araştırmalarda müşterilerin % 20’sinin, şirketin toplam cirosunun % 80’ini sağladığı gibi çarpıcı bir sonuç ortaya çıkıyor. Bu oran şirketlerin özel müşterilerine yönelik çalışmalarının ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor.

P

azarlama dünyasının dinamikleri sürekli değişiyor. Bütün müşteriler kraldır anlayışının yerini “kazandıran” müşteri, “en değerli” müşteri gibi kavramlar alıyor. Son dönemde öne çıkan trend ise her müşteriye eşit davranmamak. Karlılıklarını ve satışlarını artırmak isteyen markalar, işe önce en değerli ve en karlı müşteri gruplarına odaklanarak başlıyor. “Satışların %80’i, müşterilerin %20’sinden gelir.” İş Dünyasında Pareto ilkesi olarak bilinen bu prensip, İtalyan Ekonomist Vilfredo Pareto tarafından 1906’da ortaya atıldı. Bu kurala göre en fazla katma değer yaratan müşteriler, her zaman ortalamaya göre daha fazla harcama yapan küçük bir gruptan oluşuyor. Bu durum 22 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97

bütün iş kollarında olduğu gibi kuyumculuk ve mücevherat sektörü için de geçerli. Yüksek miktarlarda satın alma yapan, sağlıklı bir ödeme sistemi ile çalışan firmalar hemen hemen her üretici firmanın hedefinde yer alıyor. Sürdürülebilir karlılık sağlayan bu firmaları elde tutmak ve iş ortaklığını devam ettirmek son derece önemli. Mücevher firmalarının ajandalarının en önemli maddeleri de bu müşterileri elde etmek ve elde tutmak üzerine geliştirilen stratejiler ile ilgili. Sektörümüzün önde gelen firmaları bu konuda önemli çalışmalar ortaya koyuyorlar. Sektör devlerinin özel müşterileri belirleme, elde etme ve elde tutma ile ilgili çalışmaları konusundaki görüşlerini sizin için derledik.


Jival Yönetim Kurulu Başkanı Naim Gençoğlu

Kuyumculuk sektöründe toptan ve perakende alanında son yıllarda birçok yenilikler yapılıyor. Özellikle rekabetin arttığı perakende sektöründe pazarlama stratejileri ile beraber müşteri memnuniyeti daha ön planda yer almaktadır. Müşteri odaklı faaliyetlerin gösterildiği en önemli yer perakendecilik alanıdır. Bu alanda, müşteri ile birebir iletişim kurma, taleplerini dinleme ve markamızı daha iyi anlatma şansımız olmaktadır. Perakende sektöründe markamızı benimseyen, sürekliliği olan özel müşterilerimize kredi kartı taksit imkânı ya da özel indirim oranları ile kaliteli hizmet sunuyoruz. Müşterilerimize yıl boyunca yeni çıkan koleksiyonlar, dönemsel indirimler ve özel günlerde gönderdiğimiz bilgilendirme mesajları (SMS,MMS ve mailing) ile Jival’ deki güncel gelişmeleri iletiyoruz. Müşterilerimizin satış öncesi ve satış sonrası hizmetlerinde memnuniyetlerini sağlıyoruz. Türkiye genelindeki toptan müşterilerimize ise satış danışmanlarımız aracılığı ile daha hızlı ulaşma imkânı sağlıyoruz. Müşterilerimizin, ayrı ayrı dilek ve taleplerini dinliyor, çözümlüyor ve koleksiyonlarımızı yakından tanıma fırsatı veriyoruz. Bizim için “ Tüm müşteriler özeldir” ilkesiyle ilerleyerek bu prensibi Jival markası olarak tüm stratejilerimize ve pazarlama çalışmalarımıza yansıtıyoruz. Böylelikle müşterilerimizin kendilerini özel hissetmelerini sağlıyoruz.

Zen Diamond Yönetim Kurulu Başkanı Emil Güzeliş

2008 krizinden sonra Türkiye’de ve dünyada bütün firmalar küçük cirolarla çalıştıkları ya da problem yaşadıkları müşterilerle yollarını ayırmaya başladı. Bu müşteriler markalara kar sağlamadığı gibi, külfetler de getiriyordu. Bu müşterilerden ayrılarak iş gücünde de verimliliğe gittik, onlar için ayırdığımız istihdamı özel müşterilerden gelen sipariş, taleplere cevap vermeye yönlendirdik. Biz her yıl müşteri listemizi revize ediyor, özel müşterilerle yolumuza devam ediyoruz. Özel müşterilerimize de en iyi fiyat ve farklı modellerle ayrıcalıklar sunuyoruz.

Pazarlama Gurusu Mark Hunter da bir şirkette en değerli müşterilerinin oranı %20’yi geçmediğini belirtiyor. Hunter’a göre şirketler cirolarının %80’ini bu gruptan elde etmesede en az yarısını en değerli müşteri segmentinden sağlıyor.

Altınbaş Mücevherat CEO’su Ali Bulut

Altınbaş Mücevherat olarak müşterileri memnuniyeti ve sadakatine büyük önem veriyoruz. Özel müşterilerimize yönelik de çeşitli stratejiler izliyoruz. Özel müşterilere yönelik ilk adım; onları ayırt edebilmekte başlıyor. Kriterlerimiz ise sadece finansal değil; şirketin hedeflerini de göz önüne alıyoruz ve finansal özelliklerin yanı sıra finansal olmayan özelliklere de göz önünde bulundurarak özel müşterileri tanımlıyoruz. Özel müşteriler seçildikten sonra ise sadece finansal ayrıcalıklar uygulanması karlılık düşürmek anlamına geleceğinden şirketin gelecek hedefleri doğrultusunda geleceğe yönelik adımlarımızı belli stratejiler doğrultusunda atıyoruz ve özel müşterilerimize geleceğe yönelik başka avantajlar tanıyoruz. Tabii sadece müşterilerimize yönelik ayrıcalık tanımak yeterli olmuyor, özel müşterilerimiz ayrıca CRM çalışmalarımızda bize sağladıkları geribildirimler ile önem taşıyorlar. Müşterilerimizin öneri ve eleştirilerini de özenle inceliyoruz ve dikkate alıyoruz.

Roberto Bravo Yönetim Kurulu Başkanı Aytaç Kamar

Roberto Bravo için müşteri sadakatinin sağlanması ve sürdürülebilir hale getirilmesi önemli bir pazarlama stratejisi. Marka sadakatinin tanımını yaparken, özel müşterilerimizin sadece markayı satın almasını değil, bizimle duygusal bağ kurmasını ve marka elçilerimiz haline gelmesini hedefliyoruz. Öncelikle hem toptan hem de perakende alanında faaliyet gösteren sektör öncüsü bir firma olarak, tüm müşteri gruplarına farklı çalışmalarla hitap ediyoruz. Toptan hizmet verdiğimiz tüm müşterilerimizi markanın bir bireyi olarak kabul ederek, satış noktası pazarlaması ve eğitim konularında destek veriyoruz. Markanın ortak bir dilden konuşması adına, geçtiğimiz sene başlattığımız Lansman Organizasyonunu geleneksel bir hale getirmeyi planlıyoruz. Ayrıca alternatif olarak geliştirdiğimiz birçok satış etkinliğine de özel müşterilerimizi dâhil edip, RobertoBravo’nun ruhuna ortak olmalarını sağlıyoruz. Perakende müşterilerimiz için ise; satış noktası iletişimi çalışmalarımızın yanı sıra, üzerinde çalıştığımız yeni sadakat kart projemiz ile bizim için ne kadar özel olduklarını hissettirmeyi ve ayrıcalıklar sunarak bahsedilen marka bağlılığını artırmayı hedefliyoruz. Özel müşterilerimizin belirlenmesi, kişisel bilgileri ve ne kadar sıklıkla bizlerden alışveriş yaptıkları ile ilgili CRM sistemimizden yararlanmaktayız. SAYI 97 • ALTIN DÜNYASI 23


fuardan

Assos mağaza konseptli standıyla fuarın yıldızı oldu

Mücevher sektörünün lider markalarından Assos, Istanbul Jewelry Show Ekim süresince en çok ilgi gören markalardan oldu. Koleksiyonları ve projeleriyle ziyaretçilerinden tam not alan Assos’un yakaladığı bu başarıyı Assos Yönetim Kurulu Başkanı Nusret Altınbaş anlattı… Mücevheri modaya dönüştüren markalardan Assos, Istanbul Jewelry Show Ekim’de oldukça başarılı bir fuar dönemi geçirdi. Fuarda Assos, gerek stand konsepti gerek projeleri gerekse koleksiyonlarıyla ziyaretçilerin büyük ilgisini çekti. Piyasaya sunduğu tüm koleksiyonlarla trend yaratan Assos, Türkiye’nin yanı sıra dünyanın pek çok bölgesindeki seçkin mağaza ve satış noktalarıyla mücevher severlerle buluşuyor. Pazarlama ve tanıtım konularında da oldukça seçici davranan ve doğru lokasyonlarda, doğru mecralarda yer alan Assos bilinirliğini her geçen gün artırıyor. Pazarlama stratejilerinden biri olan fuarlarda da oldukça başarılı bir grafik izleyen Assos’un Istanbul Jewelry Show Ekim için çalışmalarını ve geri dönüşlerini Assos Yönetim Kurulu Başkanı Nusret Altınbaş anlattı. “Istanbul Jewelry Show yeni müşteriler kazandığımız, mevcut müşterilerimizin de yoğun ilgisini gördüğümüz güzel bir Ekim fuarıydı” diyen Altınbaş, mağaza konseptlerini fuar standına taşıyarak ziyaretçilerinin kendilerini Assos mağazasında hissetmelerini amaçladıklarını söyledi. 8 ana ürün kategorilerini tüm pop malzemeleri ile birlikte vitrinde, cansız mankenlerle de standlarında renk kattıklarını anlatan Altınbaş, “Gelen ziyaretçilerimiz cansız mankenlerimizin yanı sıra mankenlerin üzerinde sergilenen ürünlere de ayrı bir ilgi gösterdi” dedi.

“Coctail Special koleksiyonu oldukça ilgi gördü” Fuar süresince tüm konsept ürünlerinin yanı sıra ağırlıklı olarak Coctail Special’a yer ayırdıklarını anlatan Nusret Altınbaş, fuar sırasında ve sonrasında gelen yorumlardan oldukça memnun kaldıklarını belirtti. Fuarın en kalabalık standlarından biri olarak yurtiçindeki ziyaretçilerine oranla yurtdışı ziyaretçilerinin daha fazla olduğunu vurgulayan Altınbaş, “Özellikle Kazakistan, Sırbistan, ve Hırvatistan’dan ilgi yoğundu. Yurtdışı fuarlarına şuan ziyaret amaçlı katılımlarımız oluyor ama ilerde katılımcı olarak yer almayı düşünüyoruz” şeklinde konuştu.

2013 yılı boyunca Assos… “2013 yılı Assos adına oldukça verimli bir yıldı. Altının yıl içindeki düzensiz seyri tabii ki sektörümüzdeki her firma gibi bize de olumsuz etkilerini hissettirse de yinede Assos olarak biz hedeflerimizin üzerine çıktığımız, her geçen yıla göre cirosunu biraz daha yükseltebildiğimiz bir yıl yaşadık.” 24 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97



altınhaber

İstanbul Altın Rafinerisi Capital 500’ün Zirvesinde Türk iş dünyasının en prestijli araştırması olan “Capital 500 Türkiye’nin En Büyük 500 Özel Şirketi Araştırması”nda İstanbul Altın Rafinerisi zirvede yer aldı. Özellikle son dönemde ortaya koyduğu büyüme performansı ile yıldızı parlayan İstanbul Altın Rafinerisi pek çok dev firmayı geride bırakarak Türkiye’nin istihdamını en çok artıran firması olarak iş dünyasına damgasını vurdu.

B

u yıl 16.’sı düzenlenen Türk iş dünyasının en prestijli araştırması “Capital 500 – Türkiye’nin En Büyük 500 Özel Şirketi” ödül töreni İstanbul Conrad Hotel’de gerçekleştirildi. Geceye Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın yanısıra Türk iş dünyasının en önemli isimleri katıldı. Türk Kuyumculuk ve Mücevherat Sektörü’nün lider firması İstanbul Altın Rafinerisi geçtiğimiz dönemde ortaya koyduğu performans ile ekonominin devlerini geride bırakarak “Türkiye’nin istihdamını en çok artıran şirketi” olarak Capital 500’ün zirvesinde yer aldı. Özellikle son dönemde ortaya koyduğu büyüme performansı ile iş dünyasının dikkatini çeken İstanbul Altın Rafinerisi, bu büyüme performansına paralel olarak yarattığı istihdam ile de Türkiye ekonomisinin parlayan yıldızı oldu. İstanbul Altın Rafinerisi Genel Müdürü Ayşen Esen ödülü Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın elinden aldı. Ödül töreninde istihdam kategorisinin önemini vurgulayan Çağlayan, istihdam gibi kritik öneme sahip bir alanda gösterdikleri başarıdan dolayı İstanbul Altın Rafinerisi Genel Müdürü Ayşen Esen’i özellikle tebrik etti.

26 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97

Ödül töreni sonrasında sorularımızı yanıtlayan İstanbul Altın Rafinerisi Genel Müdürü Ayşen Esen şunları söyledi; “Türk iş dünyasının en prestijli araştırması olan Capital 500 - Türkiye’nin En Büyük 500 Özel Şirketi” ödül töreninde zirvede yer almak bizim için çok büyük bir mutluluk. Türkiye’nin istihdam alanında en hızlı büyüyen şirketi olmak bizim için ayrı bir gurur vesilesi. İstanbul Altın Rafinerisi’nin kurum kültürünün merkezinde insan yer alır. İnsan kaynağı en önemli gücümüzdür. Özellikle son yıllarda ortaya koyduğumuz hızlı büyüme performansı paralelinde istihdam alanında da hızlı bir artış ivmesi ortaya çıktı. Elbette yalnızca istihdam anlamında bir büyüme performansı ortaya koymuş değiliz. Faaliyetlerimiz neticesinde ciro ve karlılık alanlarında da son derece önemli oranlarda bir büyüme yakalamış durumdayız. Böylesine önemli bir araştırmada ilk sırada yer almak bizim için çok önemli bir gurur kaynağı. Bundan sonraki yıllarda, bundan önceki yıllarda olduğu gibi, her alanda istikrarlı bir şekilde büyüyerek ülke ekonomisine değer katan ve fark yaratan firma kimliğimizi sürdürmek istiyoruz.”


ÖDÜLLER İSTİHDAMINI EN ÇOK ARTIRAN ŞİRKETLER 1-İstanbul Altın Rafinerisi
2- İDO
 3- CVS Makine TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK ŞİRKETLERİ 1-Tüpraş
2- OMV Petrol Ofisi
 3- Türk Hava Yolları CİROSUNU EN ÇOK ARTIRAN ŞİRKETLER 1-Sanko Enerji
2-Onsa Mücevherat
 3-Dumankaya İnşaat EN ÇOK KAR EDEN ŞİRKETLER 1-Türk Telekom
2-Turkcell
3-Enka İnşaat

KARINI EN ÇOK ARTIRAN ŞİRKETLER 1-Namet Gıda
2-Borusan Lojistik
 3-Borusan Otomotiv EN ÇOK İHRACAT YAPAN ŞİRKETLER 1-Tüpraş
2- Arçelik
3-Ford Otosan İHRACATINI EN ÇOK ARTIRAN ŞİRKETLER 1-Koluman Motorlu Araçlar
2-Telpa
 3-Kipaş Mensucat EN ÇOK İSTİHDAM SAĞLAYAN ŞİRKETLER 1-Türk Telekom
2-Arçelik
3-TAV Havalimanları ONUR ÖDÜLÜ Anadolu Grubu’nun kurucusu Kamil Yazıcı

SAYI 97 • ALTIN DÜNYASI 27


altınhaber

Onsa iş dünyasına damgasını vurdu Sektörün öncü firması Onsa, bir başarıya daha imza attı. Onsa, iş dünyasının en prestijli araştırması Capital 500 Türkiye’nin "En Büyük 500 Özel Şirketi” ödül töreninde Cirosunu En Çok Artıran Şirketler kategorisinde zirvede yer aldı. Onsa Yönetim Kurulu Başkanı Nusret Altınbaş ödülünü Zafer Çağlayan’dan aldı.

Türkiye’nin en önemli şirketlerini bir araya getiren ve bu yıl 16. kez düzenlenen Capital 500 Türkiye’nin En Büyük 500 Özel Şirketi Araştırması ödül töreni Conrad Otel’de gerçekleşti. Geceye Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın yanı sıra Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkanı Serpil Timuray, Türk Hava Yolları Genel Müdürü Temel Kotil, Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdulkadir Konukoğlu da katıldı. Türk Kuyumculuk ve mücevherat sektörünün öncü firması Onsa Mücevherat, özellikle son yıllarda yaptığı yatırımlar ve ortaya koyduğu büyüme performansı ile yalnızca Türkiye’nin değil dünyanın önemli altın üretim firmalarından birisi haline geldi. 2012 cari yılı rakamlarına göre de hızlı büyüme trendine devam eden Onsa,

Nusret Altınbaş, iş dünyasının duayeni SANKO Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Konukoğlu’nun doğum gününü kutladı.

28 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97

ortaya koyduğu bu başarılı performans ile Türkiye’de cirosunu en fazla artıran 2. şirket konumuna geldi. Aldığı ödül sonrasında sorularımızı yanıtlayan Onsa Yönetim Kurulu Başkanı Nusret Altınbaş, “Türk iş dünyasının en önemli ve prestijli araştırması olan En Büyük 500 Özel Şirketi’nde zirvede yer almış olmak gerek benim, gerekse bu başarının elde edilmesinde katkısı olan tüm çalışma arkadaşlarım açısından son derece büyük bir gurur kaynağıdır. Firmamız dünyada yaşanan gelişmeler paralelinde ortaya koyduğu çalışmalar ile küresel ekonomik koşullara son derece adapte olmuş, yalnızca Türkiye’nin değil dünyanın en önemli firmalarından birisi haline gelmiştir. Onsa, mevcut yapısı ile dünyanın pek çok ülkesine altın takı ihraç eder duruma gelmiştir. Türk halkının el emeği ve göz nurunu tüm dünyaya ulaştırmak bizim için ayrı bir gurur kaynağıdır. Bundan sonraki yıllarda da aynı performansımızla sektörümüz ve ülkemiz için çalışmalarımıza devam edeceğiz” dedi.


Nusret Altınbaş: Firmamız dünyada yaşanan gelişmeler paralelinde ortaya koyduğu çalışmalar ile küresel ekonomik koşullara son derece adapte olmuş, yalnızca Türkiye’nin değil dünyanın en önemli firmalarından birisi haline gelmiştir.

SAYI 97 • ALTIN DÜNYASI 29


altınhaber

Jival’den anlamlı destek!

İşçi çocuklara yardım eli

İstanbul Amerikan Robert Koleji öğrencilerinin Adana’da beş yıldan beri sürdürdükleri “işçi çocuklara yardım” adı altındaki proje bu yıl da başarıyla sonuçlandı. Bu projenin başında yaklaşık 16 kişilik bir öğrenci grubu bulunmaktaydı. Bu 16 kişinin başlattığı projeye; “JİVAL” “Pegasus”, “Çetinkaya” ve “Uni-Lever” gibi büyük firmalardan da destek geldi.

P

roje, JİVAL Yönetim Kurulu Başkanı Naim Gençoğlu’nun da katkılarıyla gerçekleşen destek ile Adana’da mevsimlik işçi olarak çalışan ailelerinin çocuklarına yardım etmek ve onlara hayata dair bir şeyler kazandırmaktı. Türkiye genelinde sosyal sorumluluk projelerine olan hassasiyeti ile bilinen JİVAL’in gelecekte de

farklı projelere desteği devam edecek. Proje Adana’nın önemli okullarından biri olan Gündoğdu Koleji’nde gerçekleştirildi. Bu proje kendi içinde de birçok alana ayrılıyordu. Gündoğdu Koleji’nde gerçekleştirilen projede işçi çocukları “müzik, resim, spor, tiyatro” gibi gruplara ayrıldı. Robert Kolej öğrencileri ise onlara bu sosyal alanları tanıttı. İşçi çocukları bir taraftan eğlenirken bir taraftan da sosyal alanlarda yeteneklerini keşfetme fırsatını yakaladı. Çocuklar yaptıkları aktiviteler sırasında spora, müziğe veya resme olan yatkınlıklarını gördüler. Bunları yaparken de yol kenarında bir çadırda zor şartlarda yaşıyor olsalar bile, bunun çocuk oldukları gerçeğini değiştirmediğini, projeyi yöneten 30 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97

Robert Koleji öğrencilerine gösterdikleri sıcakkanlı, sevecen, masum davranışlarıyla kanıtladılar. Robert Kolej öğrencileri sadece onlara bu sosyal alanlarda yardım etmekle de kalmayıp, o çocukların yaşam şartlarını daha iyi anlayabilmek için, tarlaya gidip birçok işçi çocuğu gibi bir günlerini tarla da geçirdiler. Adana’da 40 derece sıcağın altında çalışmanın nasıl bir duygu olduğunu sırtlarından çıkan terle hissettiler. Bu proje Robert Kolej öğrencilerinin sürdürdüğü tek proje değil. Robert Koleji öğrencileri bunun gibi başka illerde başka çocuklara da yardım ederek çeşitli projeler gerçekleştiriyor, bu şekilde başarıyla sonlandırılan projeler yenilerinin yolunu açıyor. Robert Kolej öğrencilerinin de söylediklerine göre bu başarıyla “Adana işçi çocukları projesi” seneye de gerçekleştirilmesi olası projelerden biri.



altınhaber

Mercedes’ten müşterilerine “nadir” bir hediye

Dünyaca ünlü otomobil devi Mercedes, bundan böyle araçlarını satın alan müşterilerine merhaba hediyesi olarak Nadir Metal’in özel olarak hazırladığı külçe hediyelik altını verecek.

K

ülçe yatırım altını ülkemizde olduğu kadar dünyada da gittikçe popüler bir hale geliyor. Dünya otomobil devi Mercedes; aracını satın alan müşterilerine altın bir promosyon kampanyası düzenledi. İlk olarak Mercedes’in Almanya merkezinde başlayan bu uygulama ile Mercedes marka araba alanlar, Nadir Metal tarafından üretilen hediye külçe altın elde edecekler. Nadir Metal Genel Müdürü Burak Yakın; külçe yatırım altınının istisnasız herkes tarafından beğenildiğini ve en güzel hediye olarak son dönemde çok büyük rağbet gördüğünü belirterek; “Bir dünya devi olan Mercedes’in müşterilerine altın hediye etme projesi çok güzel. Bu projede Nadir Metal kalitesini tercih etmeleri daha da güzel. Farklı gramajlarda üretilen Mercedes hatıra altını şık ambalajlar eşliğinde hediye edilmeye başlandı” dedi.

“2013 yılı külçe yatırım altınının en parlak yılı oldu” Nadir Metal’in hediyelik külçe altınlarının birçok kurum ve kuruluş tarafından talep edildiğini, geçtiğimiz günlerde İstanbul Valiliğinin Nadir Metal’in hazırladığı külçe hediyelik altınlar ile başarılı öğrencileri ödüllendirdiğini hatırlatan Yakın; “Özellikle 2013 yılı külçe yatırım altınının en parlak yılı oldu. Bu duruma; darphanede oluşan grev nedeniyle sarrafiye altının çok yüksek işçilikle satılması da vesile oldu. Hesabını iyi yapan altın yatırımcıları aynı has ve ağırlıkta ürünler arasında fazla işçilik ödememek için külçe altın tercih ettiler. Açıkçası ortaya çıkan bu durum, geçmiş yıllara göre daha fazla piyasaya külçe altın sunmamıza yol açtı” diye konuştu. Nadir Metal üretim tesislerinin en ileri teknoloji ve uzman kadro ile oluşturulduğunu vurgulayan Burak Yakın; firmalarının ülke geneline cevap verebilecek düzeyde yatırım altını üretebileceğini, darphanenin sarrafiye üretilen bölümünün özelleştirilmesi halinde bu alanda tüm ihtiyaçlara cevap verebilecek düzeyde olduklarının altını çizdi. 32 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97



fuardan

Işığın efendisi Zen Pırlanta'dan

50 karatlık pırlantalı show Zen Pırlanta, Istanbul Jewelry Show'da dünyada nadir bulunan 50 karatlık pırlanta ile pırlanta dünyasındaki gücünü vurguladı.

Z

en Pırlanta, Türkiye’de gerek üretim, ihracat, tasarım konularındaki üstünlüğü, gerekse tüm ülkedeki geniş satış ağı ile pırlantadaki liderliğini koruyor. Sektördeki bu iddialı duruşunu İstanbul Jewellery Show’da 50 karatlık eşsiz güzellikteki pırlantayı sergileyerek pekiştirdi. Zen Pırlanta Yönetim Kurulu Başkanı Emil Güzeliş, bu özel taşla ilgili olarak şunları söyledi: “Sadece pırlantaya odaklanan ve bu alanda uzmanlaşan bir marka olarak en küçüğünden en büyüğüne en kaliteli pırlantaları sunmayı amaçlıyoruz. Zümrüt kesimli bu pırlanta da koleksiyonumuzdaki özel taşlardan biri. Yalnızca 1 karatlık mücevherlik bir pırlanta üretilebilecek ham elmasın doğadan çıkarılması ve işlenmesi bugünkü ileri teknolojiyle dahi çok zahmetli ve emek isteyen bir süreçtir. Mücevherlik kalitedeki elmaslar öylesine nadirdir ki, bulunanların yalnızca %5’i 1 karattan daha büyüktür. Dolayısıyla bu pırlanta da onların arasında yer alıyor. Büyüklüğü ve ışıltısıyla herkesi etkileyen bu özel pırlantayı fuardaki tüm ziyaretçilerle paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz.”

Geçtiğimiz fuar dönemine oranla yüzde 10 artış oldu Istanbul Jewelry Show Ekim’in oldukça dikkat çeken firmalarından olan Zen’in fuar dönemi ile ilgili bilgi veren Emil Güzeliş, “Arap ve Amerikalı ziyaretçi oldukça azdı, bunun sebebini o bölgelerdeki fuarlarla çakışmasına bağlıyorum. Avrupalı ve Rus ziyaretçiler yoğunluktaydı. Biz, hedeflerimizi gerçekleştirdiğimiz iyi bir fuar dönemi geçirdik. Geçtiğimiz Ekim fuarına oranla %10 artışla bitirdik. Bu artışta yaptığımız çalışmaların etkisi büyük. Müşterilerimizi davet ettik. Fuar için yeni modeller hazırladık, yeni sezon için hazırladığımız tasarımları ilk kez fuarda sergiledik. Standımızda geniş model seçeneği ve fiyat avantajımız ile müşterilerimizi ağırladık.

34 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97



altınhaber

Kuyumcukent’te Olağanüstü Genel Kurul toplandı Kuyumcukent Olağanüstü Blok Kat Malikleri Genel Kurulu Toplantısı 1 Kasım 2013 tarihinde Kuyumcukent’te gerçekleştirildi. Yönetim Kurulu, yapılan çalışmalarla ilgili blok kat maliklerini bilgilendirirken, yeni yapılacak çalışmalar ile ilgili Genel Kurul’un onayını aldı. Kuyumcukent Yönetim Kurulu Başkanı Av. Özcan Halaç, profesyonel, şeffaf ve katılımcı yönetim anlayışları gereği genel kurul kararı aldıklarını ve kat maliklerinin görüşlerinin ve katkılarının kendileri için çok önemli olduğunu belirtti.

K

uyumcukent Blok Kat Malikleri Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı 1 Kasım 2013 tarihinde Kuyumcukent’te gerçekleştirildi. Yönetim Kurulu bugüne kadar yapılan çalışmalarla ilgili kat maliklerini bilgilendirirken, önümüzdeki dönemde ortaya koyulacak çalışmalarla ilgili kat maliklerinin düşüncesini, katkısını ve onayını aldı. Genel Kurul’da söz alan Kuyumcukent Yönetim Kurulu Başkanı Av. Özcan Halaç; “Profesyonel, şeffaf ve katılımcı yönetim anlayışımız gereği bu olağanüstü genel kurulu tertib ettik. Bu genel kurulda bugüne kadar yaptığımız çalışma-

36 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97

lar ile ilgili sizi bilgilendirmenin yanısıra, önümüzdeki dönemde neticelendireceğimiz işlerle ilgili sizlerin görüşlerini ve yapıcı eleştirilerini almayı doğru bulduk. Kuyumcukent’i hedeflediğimiz noktaya ulaştırmak sizlerin destekleri ile mümkün olacaktır. Yönetim Kurulu olarak sizin görüş ve önerileriniz bizim için son derece önemli. Bu anlamda bugünkü genel kurula göstermiş olduğunuz katılımdan dolayı hepinize teşekkür ederim.” dedi. Toplantı gündeminde yer alan her madde ile ilgili kat maliklerini bilgilendiren Özcan Halaç, ilgili konulardaki sorulara da bizzat yanıt verdi.

Kuyumcukent Yönetim Kurulu Başkanı Av. Özcan Halaç, blok kat maliklerine hitaben yaptığı konuşmada şunları da söyledi; “Elbette genel kurulda onaylanan çalışmaların başarılı bir şekilde tamamlanması son derece önemli. Ancak asıl önemli olan, Kuyumcukent’in hedeflenen noktaya gelebilmesi için birlik ve beraberlik anlayışının tüm Kuyumcukentliler tarafından özümsenmiş olmasıdır. Bizler için önemli olan birlik ve beraberlik ruhu ile hareket etmektir. Bu konunun önemini her platformda özellikle vurgulamaya özen gösteriyorum. Ancak bazı çevreler tarafın-


KİAŞ Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdür

Selami Tütüncüoğlu;

“ Her ay kronik zararın söz konusu olduğu Kuyumcukent, yaptığımız çalışmalar ve aldığımız tasarruf tedbirleri neticesinde bu durumdan kurtuldu. Artık borçlanarak hizmet veren değil, borçlarını hızla ödeyen ve katma değer yaratan bir Kuyumcukent ile karşı karşıyayız. Elbette daha yapacağımız çok iş var. Sizlerin de desteği ve yapıcı eleştirileri ile Kuyumcukent’i hedeflenen noktaya getireceğimizden kimsenin şüphesi olmasın.” dan benim bu konuda vurguladığım sözlerin çarpıtıldığına üzülerek tanık oluyorum. Sektörü Kuyumcukentliler ve diğerleri olarak ayrıştırmak son derece yanlıştır. Birçoğumuzun hem Kapalıçarşı’da hem de Kuyumcukent’te işletmeleri var. Bu ayrımı yapmak hangi akla ve matığa sığar? Ben her zaman şunu vurguluyorum. Kuyumcukent sektörel kurumlarda hakettiği ölçüde temsil edilmiyor. Kuyumcukentliler tek vücut halinde hareket etmeli ve sektörel kurumlarda Kuyumcukent etkin bir rol üstlenmeli.” Toplantıda yaptığı sunumda kat maliklerine bugüne kadar yapılan çalışmalarla ilgili detaylı bilgi veren KİAŞ Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdür Selami Tütüncüoğlu, bundan sonra yapılması planlanan çalışmalarla ilgili detayları da aktardı. Blok kat maliklerinin yapılan çalışmalarla ilgili yönlendirdiği soruları son derece detaylı ve aydınlatıcı şekilde yanıtlayan Tütüncüoğlu, katılımlarından ve ilgilerinden dolayı kat maliklerine teşekkür etti. Yönetimi devraldıkları tarihten bu yana gerek teknik ve gerekse finansal açıdan son derece önemli çalışmalara imza attıklarının altını çizen Selami Tütüncüoğlu şunları söyledi; “Kuyumcukent, bir kaç ay içinde yaptığımız çalışmalarla pek çok konuda önemli mesafe almış durumda. Kat maliklerimizin ve üreticilerimizin karşı karşıya kaldığı sorunların büyük bir kısmı çözümlendi. Güvenlikten temizliğe, arıtmadan tanıtıma kadar pek çok konuda önemli çalışmalar yaptık ve yapmaya da devam edeceğiz. Bununla birlikte KİAŞ’ın finansal yapısı da eskisine nazaran son derece önemli bir iyileşme göstermiş durumda. Her ay kronik zararın söz konusu olduğu Kuyumcukent, yaptığımız çalışmalar ve aldığımız tasarruf tedbirleri neticesinde bu durumdan kurtuldu. Artık borçlanarak hizmet veren değil, borçlarını hızla ödeyen ve katma değer yaratan bir Kuyumcukent ile karşı karşıyayız. Elbette daha yapacağımız çok iş var. Sizlerin de desteği ve yapıcı eleştirileri ile Kuyumcukent’i hedeflenen noktaya getireceğimizden kimsenin şüphesi olmasın.” Genel Kurul’da ele alınan gündem maddelerinden bazıları ise şöyle; • Kuyumcukent 1542 ada, 13 parsel ile ilgili ecri misil konusu görüşüldü. Kooperatif zamanında Milli Emlak’ın arazisi üzerine inşaa edilen sınır duvarları konusunda Milli Emlak tarafından tahakkuk ettirilen ceza ve aylık olarak talep edilen kira sorununun çözümü için yönetim kurulu yetkilendirildi. • Ücretsiz otopark kullandırılmasıyla ilgili Blok Kat Malikleri Yönetim Kurulu’na yetki verildi.

SAYI 97 • ALTIN DÜNYASI 37


• Kuyumcukent’te otopark alanı olarak tanımlanan ancak hali hazırda kullanılamayan atıl durumdaki alanların depo vb. şekilde ekonomik olarak değerlendirilebilmesi ile ilgili yönetim kurulu yetkilendirildi. Böylece bu alanların gelir yaratan yerler olarak kullanılabilmesinin önü açılmış oldu. • Kuyumcukent’in en önemli gider kalemi olarak elektrik tüketimi ön plana çıkıyor. Yönetim kurulu alternatif enerji sağlama kaynakları ile ilgili projelerini genel kurul ile paylaştı. Yönetim, bu projelerden en fizibil olanı ile ilgili harekete geçme konusunda yetkilendirildi. Seçilen proje tamamlandığında elektrik maliyetinin yarı yarıya düşürülmesi hedefleniyor. Mevcut projelerde yatırımın geri dönme süresi 4 ya da 5 yıl olarak öngörülüyor. Bu konuda en önemli nokta, yatırım proje finansmanının maliklerden toplanacak katılım payları ile değil de kendi kendini ödeyecek yapıda banka kredi finansmanı ile sağlanacak olması. Bu konuda kat maliklerine ek külfet yaratılmayacak. • Kuyumcukent blok kat malikleri Yönetim Kurulu’na bütçeleri önem ve ihtiyaca göre değiştirme yeklisi verildi. Bu şekilde yönetim daha hızlı ve etkin bir şekilde karar alıp uygulayabilecek. • Toplantının en önemli günden maddelerinden birisi de mevcut ve kronik hale gelmiş aidat borçlarının tahsil edilmesi ile ilgili yapılan hazırlıklardı. Buna göre yönetim borcunu ödeyecek borçlulara önemli faiz indirimi fırsatı sunuyor. Gecikme fazileri aşağıya çekiliyor. Borcunu ödeyenler bu fırsattan yararlanabilecek. Ancak borcunu ödemeyen-

38 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97

ler ile ilgili KİAŞ avukatları kanuni takibe başlayacaklar. Bu şekilde KİAŞ nakit akışı anlamında önemli yol katetmiş olacak. Önceki dönemde aidatlar toplanamadığından, gerekli hizmetlerin yapılabilmesi için gereken finansman banka kredisi yolu ile karşılanıyordu. Çok büyük miktarda alacağı olan bir kurumun, banka kredi fazilerine önemli miktarlarda ödeme yapıyor olması da ayrı bir eleştiri konusuydu. Yönetim, faiz indirimi ile şirket kasasına sıcak para girişi sağlamayı ve banka kredi finansman maliyetlerini ortadan kaldırmayı hedefliyor. Konunun bir diğer katkısı da, gecikme borçlarından alınan %4 gecikme fazizinin yönetim tarafından etik ve anlamlı bulunmaması. Toplantıda vurgulanan en önemli konulardan birisi de şu oldu; “Kuyumcukent, Kuyumcukentlilerin sırtından faiz geliri elde eden bir kurum olmamalı.” • Toplantıda alınan bir diğer önemli karar da AVM Bloğu’nda yer alan mağazalardan alınan reklam katkı paylarının kaldırılması oldu. Yönetim, toplanan paranın, sağlıklı bir şekilde reklam kampanyası yapılabilmesi için yeterli olmadığını, bununla birlikte %70 psikolojik doluluk sınırına ulaşmamış bir AVM’nin reklam yapmasının doğru olmadığının altını çizdi.



altınhaber

Özkan Group

Merrily Center ile yeni bir dönem başlattı Sektörün lider firması Merrily, Kuyumcukent’te açtığı dev Merrily Center ile sektörde yeni bir anlayışın öncüsü oldu. Özkan Grup çatısı altında bulunan tüm markaların binlerce model hazır ürününün sergilendiği, en yeni alyans modellerinin en yeni tekniklerle üretildiği Merrily Center, sektörde yeni bir dönemin başlangıcı oldu.

rafından sınıflandırılan siparişler çok kısa bir sürede hazırlanarak teslim edilebiliyor.

G

erek yurtiçi ve gerekse ihraç pazarlarına yönelik ortaya koyduğu çalışmalar ile alyans kategorisinin lider firmaları arasında yer alan Merrily Alyans, Kuyumcukent’te açtığı dev Merrily Center ile sektörde yeni bir dönemin başlangıcına imza attı. Özkan Grup çatısı altında bulunan markaların binlerce model hazır ürününün sergilendiği Merrily Center, firmanın iş ortaklarına çok geniş bir ürün yelpazesinden çok sayıda alternatif arasından sipariş verme imkanı sunuyor. Merrily Center tüm alyans koleksiyonlarını tek çatı altında topladığı, binlerce modelin sergilendiği Showroom’unda açılışa özel alyans modelleri ile perakende ve toptancı müşterilerini ağırlamaktan mutluluk duyuyor. 350 metrekarelik bir alanda, tüm markaların binlerce model ürününün sergilendiği sistemde reyon sistemi uygulanıyor. Markaların koleksiyonları ayrı reyonlarda sergileniyor. Her reyondaki ürünler gerek koleksiyon, gerek marka, gerek üretim teknolojisi gibi özellikleri ile birbirinden ayrılıyor. Merrily Center’ı ziyaret eden mağaza sahibi, son derece geniş ürün çeşidinden, istediği kriterlere göre kolaylıkla seçim yapıp sipariş verebiliyor. Reyon yetkilileri ta40 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97

Konu ile ilgili açıklama yapan Özkan Grup Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Özkan; “Uzun yıllardır hizmet verdiğimiz alyans kategorisine yaptığımız çalışmalarla değer katmaya çalışıyoruz. Gerek üretim teknolojimiz ve gerekse tasarım çalışmalarımız ile sektörümüzün gelişmesine katkıda bulunuyoruz. Dünyadaki gelişmelere paralel olarak hizmet ve sunum anlayışında da değişimler yaşanıyor. Gerek yurtiçi ve gerekse yurtdışındaki iş ortaklarımız için oldukça geniş bir ürün çeşidini görerek sipariş vermenin gerekli olduğu malumunuz. Bu ihtiyaçtan harketle Özkan Grup çatısı altında bulunan tüm markalarımızın, binlerce modelini aynı anda inceleyebileceğiniz bir market düzeni oluşturmaya karar verdik. Bu yatırım için de sektörün en önemli üretim merkezi olan ve sektörün pazarlama merkezi olma yolunda da adımlar atan Kuyumcukent’in doğru yer olacağına karar verdik. Burada oldukça geniş bir alanda, iş ortağı olarak gördüğümüz müşterilerimize son derece profesyonel bir şekilde hizmet verebiliyoruz. Bununla birlikte yönetim ofislerimizi de bir üst katımızda konumlandırdık. Tek çatı altında toplanarak, hizmet kalitemizi artırdık. Gerek yurtiçi ve gerekse yurtdışındaki iş ortaklarımız Merrily Alyans ve Pırlanta Merkezi’ne gelerek son derece geniş ürün koleksiyonları arasından seçim yaparak Merrily ayrıcalığını yaşayabilirler” dedi. Özkan Grup iş ortaklarından Cız Alyans Yönetim Kurulu Başkanı Zahir Cız, Alyans Market’e yaptığı ziyaret esnasında sorularımızı yanıtladı. Alyans kategorisinde ürün kalitesi ve çeşit zenginliğinin çok önemli olduğunu belirten Zahir Cız, “Uzun yıllardır sağlıklı bir iş ilişkimizin olduğu Özkan Grup’un böylesine muazzam bir yatırım ile bu kadar güzel bir projeyi hayata geçirmesi çok önemli. Burada, her markanın, her modelini, çok kolay bir şekilde rahatlıkla inceleyip sipariş verebiliyoruz. Burada uluslararası standartlarda hizmet almanın ayrıcalığını yaşıyoruz. Böyle bir projeyi hayata geçiren Özkan Grup’u tebrik ediyorum” diye konuştu.


SAYI 97 • ALTIN DÜNYASI 41


fuardan

Lavin Pırlanta’dan sektör temsilcilerine “sahtecilik” çağrısı Ekim ayında 37.si gerçekleştirilen İstanbul Jewelry Show Ekim bu yıl birçok firma için beklenenin üzerinde olumlu geçti. Mart fuarına göre daha az katılımcı ve ziyaretçi rakamlarına sahip olan Ekim fuarı bu kez başarılı firmaların olumlu tepkileriyle sonuçlandı. Bu firmalardan biri de Lavin Pırlanta.

L

avin Pırlanta Firma Ortağı Cem Mağzalçioğlu piyasaya göre çok da verimli olmayan fuarın Lavin adına olumlu geçmesine etki eden hazırlıklarını şöyle anlattı: “Davet ettiğimiz müşterilerin tamamına yakınının fuarı ziyaret etmiş olması, ürün çeşitliliğimiz ve fuar alanındaki lokasyon değişikliğimizin buradaki en büyük etken olduğunu düşünüyoruz. Fuar için hazırlamış olduğumuz özellikle sertifikalı pırlanta çeşitlerimiz ve Illusion of Diamonds isimli; büyük pırlanta görünümlü ancak küçük pırlanta taşlardan imal edilmiş mücevher kreasyonumuzun ön lansmanı müşterilerimizin ilgisini oldukça cezp etti.” Fuarın yurtdışı ziyaretçi sayısında azalma olduğunu dile getiren Mağzalçioğlu az da olsa yurt dışı ziyaretçilerinin olduğunu söyledi. Dergimize yaptığı değerlendirmede 2013 yılı değerlendirmesine de yer veren Cem Mağzalçioğlu 2013 yılını önceki yıllara oranla yavaş ancak olumsuz olmayan bir yıl olarak yorumladı. “2014 yılının da 2013 yılından çok daha farklı olabileceğini düşünmüyoruz. Ancak firmasal bazda hizmet kalitesi ve ürün çeşitliliğiyle fark yaratan bizim gibi firmaların her türlü koşulda iş yapabileceğine inanıyoruz.”dedi. Fuarın en önemli çıkarımı “sahtecilik” olmalı Sektör temsilcilerine çağrıda bulunan Can Mağzalçioğlu, “Bu fuarda bir kez daha görmüş olduk ki bizim gibi iyi pırlanta tedarikçileriyle çalışmayan firmaları her açıdan çok zor günler beklemekte. Çünkü hepimiz gördüğü gibi artık pırlanta benzeri ve sentetik diye adlandırdığımız materyallerle ticaret yapan firmalar fuara dahi katılma cesaretini kendilerinde bulabilmekte. Buradan sektörümüzün önde gelenlerine bir kez daha bu işe ciddi şekilde el atmaları gerekliliği üzerine çağrıda bulunmak istiyorum. Yıllarca güç bela tüketici üzerinde oluşturulan güven unsurunu 3-5 tane kişi veya pazarlamacı kısa yoldan zengin olsun diye kaybetmek istemiyoruz. Bence bu fuarın pırlanta tedarikçileri açısından en önemli çıkarımı bu olay idi. Biz firma olarak son aylarda verdiğimiz tüm röportajlarda bu konunun altını sıkça çizdik ve bu fuarda gördük ki söylediklerimizin hepsi bir bir ortaya çıktı. Her geçen gün aleyhimize işlemekte.”dedi. 42 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97



altındosya

AİLE ŞİRKETLERİ VE Türkiye’de yapılan araştırmalara göre şirket yapılarının yüzde 90’dan fazlası aile şirketlerine dayanıyor. Kurumsallaşmasını sağlayamayan ve sonraki nesillere geçiş süreci iyi yönetilmeyen aile şirketlerinin üçüncü kuşakta inişe geçtiğini ve önlem alınmazsa kaybolup gittiğini gösteren araştırmalar, çok sayıda başarılı yönetilen ve pazarda lider konuma gelmiş aile şirketlerinin de varlığını ortaya koyuyor. Peki, bu farkı yaratan sistem nedir?

Aile şirketleri ve kurumsallaşma

Aile şirketi sahipleri, kendi işlerinin başında olduğu, çok çalıştıkları, hızlı karar verdikleri ve işe fazlasıyla asıldıkları için kısa zamanda önemli karlar elde edebiliyor. Ancak iş belli bir büyüklüğe geldiğinde, işin kendisinin yanında yönetim ve organizasyon, insan kaynakları, verimlilik, kalite, maliyet muhasebesi, insan ilişkileri gibi kavramlar işin içine girdiğinde sıkıntılar da başlıyor. Ancak sanılanın aksine dünyada çok sayıda başarılı yönetilen ve pazarda lider konuma gelmiş aile şirketleri de mevcut. Ford, Peugeot, Pirelli, Henkel, Sabancı, Koç, Doğuş gibi. Ancak, aile şirketlerinin yaşam ömrüyle ilgili istatistikleri incelediğimizde ise aile şirketlerinin ömrünün 44 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97

diğer şirketlere kıyasla daha düşük olduğu görülüyor. Dünya üzerindeki örneklere bakacak olursak birinci kuşak tarafından kurulan 100 aile şirketlerinin sadece ve sadece 3 tanesi 3.kuşağa kadar yaşayabilmekte. 3. kuşağa kadar yaşayan aile şirketlerinin yanı sıra 750 yıl yaşayan aile şirketleri de bulunmakta. Bu ayrıcalığı neyin sağladığı konusunda yapılan araştırmalarda çıkan sonuç ise; “Kurumsallaşmak”.

Sadece işler değil, aile içi ilişkiler de kurumsallaşmalı

Türkiye’deki aile işletmelerinde karşılaşılan problemlerin ne-

denleri, genel olarak aile bağları ve ilişkileri içinde aranıyor. Çözüm olarak da, aile işletmelerinin bir sonraki nesle devrinin nasıl gerçekleştirilmesi gerektiği konusunda önerilere yer veriliyor, ancak bu konuda danışmanlık hizmeti veren profesyoneller, asıl sorunun aile ve işletmenin iç içe olması ve mülkiyet, iş ilişkileri, risk alma ve karar verme gibi konularda yaşanan farklı çıkarların çatışması olduğunu vurguluyor. Bu konuya getirilen öneriler sorunu bir sonraki nesle devretmekten ileri gitmeyeceğinden, kısmi ve eksik bir bakış açısının ve aile işletmelerinin varlığını devam ettirmeyi amaç olarak ele almanın bir sonucu. Aslında bu noktada önemli ve gerekli olan asıl amaç, kurumsallaşmak. Kurumsal bir bakış


KURUMSALLAŞMA açısını benimsemek ve bahsedilen olumsuzlukları alıp olumluya çevirebilmek.

Aile şirketleri araştırma analizleri

2013 yılının başında gerçekleştirilen 2012 Küresel Aile Şirketleri Araştırması’nın sonuçlarının açıklandığı bir basın toplantısında Türk aile şirketleri yapısını değerlendiren PwC Küresel Aile Şirketleri Hizmetleri Lideri Eric Andrew şunları söylüyor: “Aile şirketleri Türkiye ekonomisi için hayati öneme sahip ve iş hayatının ayrılmaz bir parçası. Bu nedenle Türkiye’de aile şirketlerinin büyüdüğünü ve geliştiğini görmek harika. Türkiye’de satış gelirlerinin düzeyi çok umut verici. Türk aile şirketlerinin % 81’i geçtiğimiz yıl satışlarda artış yaşandığını söyledi, bu oran dünya genelinde %65. mevcut ekonomik ortamda bütün iş alanlarında bazı zorluklar söz konusu ancak Türk şirketlerinin 2010 yılına göre (%56) 2012 yılında belirgin bir şekilde daha az endişeli olduklarını (%37) görüyoruz. Türkiye’deki aile şir-

ketleri azimli, başarılı, kendine güvenli ve ekonomik kriz etkilerinin azalması ile güçlerinin büyüklüğünün de farkına varmaya başladılar.” Yine araştırma sonuçlarını değerlendiren PwC Türkiye Aile Şirketi Hizmetleri Direktörü Mehmet Karakurt ise aile şirketlerinin bu ölçüde yerel ekonomiye canlılık kattığı ve iş hayatına etkisinin yüksek olduğu ülke sayısının sayılı olduğunu belirterek, “Artık Türk aile şirketleri dünyanın önde gelen şirketleriyle rekabet edebiliyor hatta yeri geliyor onları kendi bünyelerine katmaktan çekinmiyorlar” diyor. Dünyaca ünlü Aile Şirketleri Danışmanı David Bork ise ülkemizi ziyaret ettiği bir dönemde Türk aile şirketlerini değerlendirdiği bir röportajında yöneticilere şu tavsiyelerde bulunuyor:

Bu ikisi karışırsa tüm kötü şeyler gerçekleşir. Çocuklar hak etmedikleri mevkilere gelir, insanlara yetkin olmadıkları alanlarda güç verilir. Aile şirketlerinde yönetimin çocuklara “verilmesi” değil, yeterlilik sonucu “kazanılma” olmalıdır. Şirkete sahip olmak başka, yönetmek başkadır. Şirket sahipleri finans ve nakit akışını yönetmeyi iyi bilmeli ama işin operasyonel kısmından uzak kalmalıdır.”

David Bork: “Türkiye’de yaşlılara riayet etme gibi yanlış bir uygulama var”

“Aile işletmelerinin karşılaştığı en belirgin sorunlardan biri aile ile iş ilişkisi arasındaki sınırı yönetmek. Aile sevgisi koşulsuz olmalı. Oysa iş hayatında kabul edilebilirlik yeterliliğe dayanır.

Kuyumculuk sektöründe aile şirketleri… Altınbaş Mücevherat Yönetim Kurulu Başkanı İmam Altınbaş geçtiğimiz aylarda gerçekleştirilen 4. Uluslararası İstanbul Altın Zirvesi’nde gerçekleştirdiği kuyumculuk sektörünün sorunları ve önemli gündem maddelerine değindiği konuşmasında, çok büyük bir kısmı aile şirketlerinden oluşan kuyumculuk sektörü ile ilgili ise şöyle bir değerlendirmede bulunmuştu: “Sektörümüzün tamamına yakını aile şirketlerinden oluşmaktadır. Bu durum, kurumsallaşmayı daha önemli, hatta zorunlu kılmaktadır. Kurumsallaşmaktan kasıt; yönetim ve sermayeden oluşan iki kalemdir. Kuşkusuz kurumsallaşmanın motoru, profesyonel yönetim gücüdür. Oysa bazı istisnalar dışında, sektörümüz birinci ve ikinci neslin elinde patronaj ağırlıklı devam etmektedir. Bu stil sürdürülebilir bir yönetim modeli değildir. Zira kuyumcu esnafımız bin bir emekle oluşturdukları işletmelerde kendi çocuklarını bile çalıştırmakta zorlanmaktadır. Bu durum sektörümüzde kariyer yapmak isteyen yetenekli ve parlak gençlerin ilgisini çekmemektedir. Profesyonel yönetim kaynakları zaten kısıtlı olan işletmeler, parlak yeni mezunları bünyesine alabildiği ve aile içinden yetiştirdiği yeni kuşak gençlere yeterli donanımla emanet edebildiği takdirde kalıcı olabilecektir.”

Aile şirketlerinin bu karmaşık ve çözümü zamana yayılması gereken süreçte profesyonel danışmanlık hizmetleri veren kuruluşlardan destek alması da bir çözüm olarak karşımıza çıkıyor. Bu noktada Dünyanın en büyük profesyonel hizmetler sunan firmalarından biri olan Deloitte, Altınbaş, Atasay, Zen, Gilan gibi mücevher sektörünün öncü markalarına da birçok noktada danışmanlık hizmeti veriyor. Deloitte Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Gürer, Bir aile şirketinin kurumsallaşması için bazen 25 yıl süre geçmesi gerektiğini vurgulayan Gürer bu süreçle ilgili şöyle söylüyor: “Türkiye’de aile şirketlerinin kurumsallaşmaya ihtiyacı var. Ancak, kurumsallaşma hemen olmaz, yıllar alır. Bu, bazen 10-15 hatta 25 yıl alır. Yönetim danışmanlığı olarak, şirketlerin daha verimli çalışması için bütün süreçlerin incelemesini yaparız. Hangi süreçlerini iyileştirirsek şirket daha verimli çalışır, daha verimli olur, daha az maliyetle üretim yapabilir, bu konuda çalışırız. Biz de Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren, kaç şirket olduğuna baktığınız zaman, bunun oranının çok düşük olduğunu görüyorsunuz. Çok sayıda şirketin kapandığını, her açılan 100 şirketten ancak 5’nin kaldığını görüyoruz. Önemli olan kalıcı olmaktır. Kalıcı olabilmek için de kurumsal yönetim ilkelerini ortaya koyabilmektir. Ancak, bu bir şirketin şeffaf, adil, hesap verebilir ve sorumluluk sahibi olmasıyla mümkündür.”

SAYI 97 • ALTIN DÜNYASI 45


Karakaş Atlantis’ten iddialı anket Türkiye’nin en büyük altın ve mücevherat markalarından Karakaş Atlantis, Türkiye çapında müşteri portföyünde bulunan 600 kuyumcu müşterisine yönelik bir anket düzenledi. Bankaların altın toplaması/satması hakkında düşüncelerini ve altın sektöründe ürünlerin düşük ayarlı çıkması hakkındaki fikirlerinin de yer aldığı ankette sonuçlar dikkat çekici oldu.

tın toplama ve satmasının kuyumculuk sektörüne çok büyük zarar verdiğini düşünüyor. Yine kuyumcuların yüzde 24,1 herkesin kendi işini yapmasını ve bankaların altın ve kuyumculuk sektörüne el atmaması gerektiğini düşünürken, yüzde 19,9’u da bankaların yapmış olduğu altın toplama ve satma işlemlerinin etik olmadığı, yanlış olduğunu ileri sürerek kuyumcular olarak buna tepki verilmesi gerektiğini dile getiriyor.

Anketin sonucunda şaşırtıcı sonuçlar elde edildi

Bu üç ana başlık dışında kalan diğer grubun verdiği cevaplarla görüşlerini; bu işin zamanla çözüleceği ve bu işi bankaların yapamayacağının zamanla görüleceği, durumun haksız rekabete yol açtığı, büyük güçlü yapıların( bankaların), kuyumcuları, hipermarket-bakkal örneğinde olduğu gibi yuttuğu, Kuyumcu-Esnaf-Ticaret odalarının bu olayda pasif kaldığı şeklinde ifade ediyor. Ayrıca kuyumcular, bankaların altın toplama ve satma organizasyonuna zamanında kuyumcuların da dahil edilerek başlanması gerektiğini, şimdiki durumu atlatmak için de sektördeki büyük altın ve kuyumculuk markalarının birleşerek konuya çare bulmalarını beklediklerini belirtiyor. Bununla birlikte cevaplarında hazırlıkları yapılan Kuyumcular Konfederasyonu’nun oluşturularak sektörde daha güçlü hareket edilmesinin önemi üzerinde de duruluyor.

K

arakaş Atlantis, Türkiye çapında müşteri portföyünde bulunan 600 kuyumcu müşterisi ile anket düzenledi. Birçok konu hakkında bilgi alma ve ölçme amaçlı olan 24 soruluk bu ankete katılan kuyumculara, hem sektör hakkında hem de alım satım alışkanlıkları ile ilgili sorular soruldu. Sorulan sorulardan biri; son zamanlarda gündemde olan ve kuyumculuk sektörünü yakından ilgilendiren bankaların altın toplaması ve satması hakkındaki düşünceleri oldu.

Kuyumcuların yüzde 32,2’si bankaların altın toplama ve satmasına karşı

Yapılan ankette verilen cevaplar; anahtarlama yöntemi ve frekans dağılımı yöntemi ile değerlendirildi ve analiz edildi. Karakaş Atlantis, analiz sonuçlarına göre üç ana düşünce ile karşılaştı. Kuyumcuların yüzde 32,2’si bankaların al46 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97

Kuyumcular ne istiyor?

Karakaş Atlantis’in yaptığı ankette kuyumculara sorulan sektör ile ilgili sorulardan bir diğeri de; “Sektörümüzde son zamanlarda ürünlerin düşük ayarlı çıkması hakkında görüşleriniz nelerdir? Sizce bu sorun nasıl aşılmalı?” şeklinde. Kuyumcular bu soruya yönelik 2 ana başlık altında cevap veriyorlar. Kuyumcuların yüzde 32,3’ü Kuyumcular Odası’nın denetleme yapması üzerinde birleşirken, yüzde 28,6’sı Atlantis ve diğer markalı ürünleri tercih ettikleri için böyle sorun yaşamadıklarını belirtiyorlar. Diğer başlıklar altında da, yaptırımların yetersiz olduğu ve ciddi yaptırımlar getirilmesi gerektiği, bu işi yapan kişi ve kuruluşların sertifikalandırılması ve herkesin bu işi yapmaması, toplumsal zihniyetin bozukluğu ile birlikte kolaycılık ve bedavacılık ile kısa yoldan zengin olunmak istendiği, hileli düşük ayarlı altın satan kişi ve kurumların ifşa edilip ortaya çıkarılarak, herkesin bu kişileri bilmesi gerektiği, merdiven altı firmalara müsaade edilmemesi gerektiği gibi konular da dile getiriliyor.


altınröportaj

Karakaş Atlantis’ten

yepyeni bir marka; Love Atlantis

45 yıllık geçmişiyle uzmanlaşan kadrosu ve sektör tecrübesiyle, yepyeni bir koleksiyonu müşterilerine sunmanın haklı gururunu yaşayan Karakaş Atlantis Pırlanta Birim Sorumlusu Merve Taştaban ile yaptığımız söyleşide “Love Atlantis” Pırlanta 2014 koleksiyonu üzerine konuştuk. Love Atlantis markası nasıl doğdu? Sektörde uzun yıllardır “Bir kuyumcunun aradığı her şey!” sloganıyla hizmet veren firmamız bilindiği üzere sırasıyla bilezik, alyans, 14 fantezi takı tüm ziynet grupları ve borsa faaliyetlerini kesintisiz yapıyor. Ayrıca ülkemizin 10 ayrı noktasında kurmuş olduğu şube ağıyla müşterilerine tüm ürün gruplarında anında hizmet veriyor. 2012 yılında bir ilki gerçekleştirip kuyumculuk sektöründe halka açılan ilk ve tek firma olan firmamız 2013 Haziran sonu itibariyle yaklaşık 2.023 müşteriye hizmet veriyor. AR-GE, pazar, ürün-model çeşitliliği çalışmalarına sürekli devam eden firmamız 2013 yılında da 2.023’ü aşkın müşterisi kapsamında yepyeni bir marka ile hizmetlerine yeni bir halka daha eklemiş oldu. Yeni markamız olan Love Atlantis tüm bölgelerimizde bulunan müşterilerimize kendi bünyemizde üreteceğimiz 18 - 14 tektaş, sı-

rataş, coronet, tamtur, tria ve pırlanta montürlü alyans çeşitleriyle hizmet verecek. Love Atlantis olarak yaptığımız araştırma sonuçlarına göre ülke içindeki pırlanta pazarını piyasa isteklerini iyi tespit ettik. Bunun ışığında bu boşluğu doldurmak adına tecrübemizi ve pazar payımızdaki güçlü yönümüzü de ortaya çıkartıp, iş ortaklarımızın ihtiyaçlarına anında cevap verebilecek geniş ürün yelpazesiyle, genç dinamik ekibiyle, çok kısa sürede adından söz ettirecek bir markayı sektöre kazandırdık. Bu sebeple ayrıca mutluluk duymaktayız. Neden pırlanta markasına yatırım yaptınız? “BAIN AND COMPANY ANTWERP dünya pırlanta merkezi işbirliği ile hazırladığı” küresel pırlanta endüstri raporuna göre 2011 yılında 15.6 milyar ABD dolar olan pırlanta tüketimi 2020 de 26.1 milyar ABD Doları seviyesine erişecek. Bu artışta büyüyen Çin ve Hindistan orta sınıfının pırlanta tüketiminin önemli rol oynayacağı ifade edildi.

Tüm ülkelerde pırlanta yüzük; nişan, evlilik ve aşkı temsil ediyor. 2012 küresel pırlanta endüstrisi raporu kadınların çoğuna pırlantanın hediye olarak verildiğini gösteriyor. Türk elmas müşteri dinamikleri kendi pırlantalarını seçme sürecine katılabiliyor. Pırlanta Avrupa’da lüks markaların zincir mağazalarından satın alınırken Türkiye’de hala aile kuyumcusundan alınıyor. Türk müşterisi pırlantaya altın gibi bir yatırım aracı olarak değil, keyif için takılan bir aksesuar olarak görüyor. Son 10 yılda eğitim seviyesinin artması ve global oyuncuların agresif tanıtım aktivitelerinin de etkisi ile, Türk müşteriler de %20, %30 fark vererek marka ürünleri tercih etmeye başladılar. Tercih edilen ürünler arasında dünya trendlerinin etkisini Türkiye’de de görmek mümkün. Yeni düzende artık pahalı tektaş pırlanta almak yerine, günlük kullanıma daha uygun, pahalıdan çok tasarımı ile öne çıkan fiyat açısından ulaşılabilir ürünler tercih ediliyor. Bu sebeple firmamız ülkesine katma değer üreten iş ortaklarına bu şekilde fayda sağlayan çalışmalarına Love Atlantis markası devam edecek. Love Atlantis olarak bayilerinize sunacağınız farklı hizmetleriniz var mı? Öncelikle sektöre sağlayacağı katkıdan bahsetmemiz gerekirse, bilindiği üzere değerli taşlı ürünler genelde yurtdışından ihraç ediliyor, bu da sektörümüz içinde yıllardır görev yapan bu işin gerçek ustaları olan mıhlama ustalarımızın artık bir bir yok olmasına sebep oluyor. Biz bunun tam tersini yapıyoruz, son dönem geliştirdiğimiz geniş üretim alanımız ve bünyemize kattığımız değerli ustalarımızla üretimin her aşamasını kendi bünyemizde yapacağız, bu ayrıca bayilerimize de hızlı ürün sunma olanağına sahip olmamızı sağlayacak.

Bunun yanında yurt genelinde ve uluslararası pazarda da tanınan markamızın yine uluslararası sertifika garanti belgesiyle satılması hem bayiimizi hem de son tüketiciyi güven altına alan bir satış organizasyonuna sahip olacak. SAYI 97 • ALTIN DÜNYASI 47


altınkoleksiyon

Atlantis’ten zarafetiyle büyüleyen pırlanta koleksiyonu… Türkiye’nin en büyük altın ve mücevherat markalarından Atlantis, yeni üretim kolu olan pırlanta modelleriyle beklentileri karşılıyor. Şıklığı ve zarafeti yansıtan pırlanta modelleri benzersiz parlaklığı ve çekici ateşiyle kadınların vazgeçilmezi oluyor.

Ç

ekici görünümü ile büyüleyen, pırlanta ışığını kadınların beğenisine sunan Atlantis, kullanıcısını farklı kılan tasarımlarıyla göz dolduruyor. Kadınların ne istediğini iyi bilen Atlantis, pırlanta ihtişamının sadelikle dengelendiği koleksiyonunu herkesin beğenisine sunuyor. Sevgiyi, ışıltıyı ve ölümsüzlüğü mükemmel şekilde anlatan Atlantis pırlantalar, 18 ayar tek taş, üçtaş, beş taş, tamtur pırlanta ve coronet yüzük modelleriyle satışa sunuluyor. HRD ve garanti sertifikasıyla sunulan ürünler, özel kutuların içerisinde değerini daha da güzel yansıtıyor. Siz de zarif modelleriyle göz dolduran Atlantis pırlantalara sahip olmak istiyorsanız, Türkiye’de bin 300 satış noktasıyla hizmet veren en seçkin Atlantis Karakaş bayilerine uğramanız yeterli.

Atlantis alyansları, çiftlerin mutluluğuna eşlik ediyor Türkiye’nin lider altın ve mücevher markalarından Atlantis, alyans koleksiyonuyla dikkatleri üzerine topluyor. Farklılık arayan ve kendini özel hissetmek isteyenlerin isteklerine cevap veren Atlantis, evlilik yolundaki çiftlerin mutluluğuna eşlik ediyor.

K

uyumculuk sektöründe 45 yıldır faaliyet gösteren Atlantis, 2 bini aşkın ürünüyle her zevke hitap ediyor. Koleksiyonları arasında bulunan alyanslar, çiftlerin mutluluğuna eşlik ediyor. Evlilik hazırlığındaki çiftlerin heyecanlı seçiminde şık koleksiyonuyla birlikte kolaylık sağlayan Atlantis, parmaklardaki kalıcı ışıltı oluyor. Atlantis’in mutluluk alyansları, özel tasarlanmış koleksiyonunda üzeri taşlı ve el işlemeli çeşitleriyle kadınların tercihi olurken, erkeklere ise sade tasarımlarıyla hitap ediyor. Siz de evliliğinizin sembolü olacak alyansların, özenle seçilmiş, şık, kaliteli ve değerli olmasını istemez misiniz? Evlilik hazırlığındaysanız, aşkınızı tazeliyorsanız ya da evliliğinizin sembolü alyanslarınızın özel olmasını istiyorsanız Atlantis ürünlerine mutlaka bir göz atın. İstenilen boyuta göre de tasarlanabilen ürünler, Türkiye’de bin 300’ü aşkın seçkin kuyumcuda satışa sunuluyor.

48 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97



altınfirma

Altınbaş, Gaziantep ve Şanlıurfa’da yeni mağazalar açtı

Mücevher sektörünün lider markası Altınbaş, Şanlıurfa Piazza AVM ve Gaziantep Forum AVM’de iki yeni mağaza açarak Türkiye’nin 34 ilinde 100 mağazaya ulaştı. Türkiye mücevher perakendeciliği sektörünün lider ismi Altınbaş, Ekim ayında iki yeni mağazanın açılışını daha yaptı. 2013 yılının son çeyreğine girdiğimiz bu günlerde mağaza yatırımlarına hızla devam eden Altınbaş; Şanlıurfa Piazza AVM ve Gaziantep Forum AVM’de açtığı mağazaları ile birlikte Türkiye’nin 34 ilinde 100 mağazaya ulaştı. Yurt dışında da 16 mağazası bulunan Altınbaş’ın toplam 116 mağazası bulunuyor. Şanlıurfa’daki ikinci mağazasının açılışını 10 Ekim’de Şanlıurfa Piazza AVM’de gerçekleştiren Altınbaş, yeni mağazasında son koleksiyonlarını sergiliyor. 4 Ekim tarihinde Gaziantep Forum AVM’de Gaziantep’teki dördüncü mağazası ile yatırımlarını hız kesmeden sürdüren Altınbaş, farklı hikâyeler ve tasarımlarla harmanlayarak oluşturuduğu koleksiyonlarını mücevher severlerle buluşturuyor.

50 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97



altınhaber

Rizeli Yazıcı ailesinden Rize’ye örnek bağış Kuyumculuk sektörünün yanı sıra pek çok sektörde hizmet veren Yazıcı Grup, Rize’de, Mustafa - İlhami Yazıcı Kız Öğrenci Yurdu’nun açılışını Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın katılımıyla gerçekleştirdi.

Y

azıcı Grup; yaklaşık 8 ayda inşaatını tamamladığı “Mustafa İlhami Yazıcı Kız Öğrenci Yurdu”nu Marmara Eğitim Vakfı'na bağışladı. Rize’nin Çayeli ilçesinde yeni açılan “Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi”nde eğitim görecek olan kız öğrencilerin barınma ihtiyacını giderecek olan öğrenci yurdu, Çayeli ilçesinde ve yaklaşık 150 öğrenci kapasiteli. Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın katıldığı törenle hizmete giren “Mustafa - İlhami Yazıcı Kız Öğrenci Yurdu” bölgede çok büyük bir ihtiyacı giderecek.

Her bir odada 4 öğrenci konaklayacak

Her bir odasında 4 öğrencinin konaklayabileceği yurtta; sabah öğlen ve akşam yemeği, her odada televizyon, kütüphane gibi tüm olanaklar mevcut. Yazıcı Grup Yönetim Kurulu Başkanı İlhami Yazıcı; 3200 m2 toplam inşaat alanı üzerine kurulan yurdun bölgede öğrencilerin en önemli sorunu olan barınma ihtiyacını gidereceğini vurgulayarak, bu kalıcı eseri bağışlamasına vesile olan Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’ya, Rize Valisi Nurullah Çakır’a, Rize ve Çayeli Belediye Başkanlarına, Çayeli Kaymakamına, hemşerilerine, projede emeği geçen herkese teşekkür etti. 52 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97


SAYI 97 • ALTIN DÜNYASI 53


altınhaber

Kuyumcukent, bilgilendirme kahvaltısında bir araya geldi Özellikle son aylarda Kuyumcukent’te yaşanan değişim hız kesmeden devam ediyor. Profesyonel ve şeffaf yönetim ilkesi ile başarılı çalışmalar ortaya koyan ve faaliyetleri ile ilgili paydaşlarını sürekli bilgilendiren KİAŞ Yönetim Kurulu son toplantısını Kuyumcukent’te düzenledi. Toplantıda yapılan çalışmalar ile ilgili sunum yapılırken aynı zamanda karşılıklı fikir alışverişinde de bulunuldu.

K

uyumcukent’teki değişim hızla devam ediyor. Yapılan çalışmalar ile bir yandan Kuyumcukent sakinlerinin memnuniyeti artarken diğer taraftan doluluk oranlarında yaşanan artış sebebiyle kat maliklerinin memnuniyet düzeyi de yükseliyor. Göreve geldiği ilk günden itibaren profesyonel ve şeffaf bir yönetim anlayışı ile hizmet veren yönetim kurulu, dönemsel olarak organize ettiği toplantılarda, bir yandan ortaya koyduğu çalışmalar ile ilgili malikleri bilgilendirirken, diğer taraftan da bundan sonraki süreçte planlanan çalışmaların hazırlıkları ile ilgili ma-

Kuyumcukent yönetim Kurulu Başkanı Av.Özcan Halaç: “Sektörel kurumlarda gerektiği gibi temsil edilemeyen Kuyumcukent, hak ettiği değeri ve saygıyı görmekten uzak kalmıştır. Ancak bu durumun değişmesi gerekiyor. Biz Kuyumcukentliler olarak buraya sahip çıkmalı, gerek Kuyumcular Odası ve gerekse İhracatçılar Birliği yönetiminde etkin rol almalıyız. Kuyumcukent’in gelişmesinin önünü açacak kararların alındığı masalarda söz sahibi olmalıyız.” 54 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97

liklerin fikirlerini almaya devam ediyor. Kuyumcukent İşletme A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdür Selami Tütüncüoğlu’nun yaptığı sunum ile başlayan toplantı, KİAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Sudaş’ın maliklere hitaben yaptığı konuşma ile devam etti. Toplantının son bölümünde yönetim kurulu maliklerin sorularını yanıtladı ve ayrıca karşılıklı fikir alışverişinde bulunuldu. Yaptığı sunumda bugüne kadar yapılan çalışmalar ile ilgili detaylı bilgi veren KİAŞ Yönetim Kurulu Başkanvekili ve Genel Müdür Selami Tütüncüoğlu, pek çok alanda ilerlemeler kaydedildiğinin altını çizdi. Kuyumcukent’in profesyonel, şeffaf ve katılımcı yönetim anlayışı ile idare edilmesi neticesinde önemli oranda ilerlemenin ortaya konulduğunu belirten Tütüncüoğlu, kısa sürede, yıllar boyunca Kuyumcukent için kronik hale gelmiş olan pek çok sorunu çözdüklerini, bunun neticesinde Kuyumcukent’teki firmaların memmnuniyet düzeylerinin arttığını ve şirket bilançosunda çok önemli iyileşmelerin kaydedildiğini belirtti. Aldıkları mali tedbirler neticesinde her ay zarar eden bir yapı olan Kuyumcukent’in artık kar eden ve sağlıklı bir bilançoya sahip bir kurumsal şirket haline geldiğini söyledi. Yönetimi devraldıkları dönemdeki borçları da hızla ödediklerini belirten Tütüncüoğlu diğer taraftan da teknik altyapıda ve yönetimde yapılan değişikliklerle Kuyumcukent’e olan talebin gün geçtikçe artmaya başladığını işaret etti. Atölye bloğu doluluk oranlarının %100’e yaklaştığını belirten Tütüncüoğlu, kısa bir süre önce %36 ile devraldıkları AVM’deki doluluk oranlarının da %48’e ulaştığını söyledi. Tütüncüoğlu sunum sonrasında maliklerin sorularını da yanıtladı. KİAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Sudaş kat maliklerine hitaben bir konuşma gerçekleşitirdi. Sudaş yaptığı konuşmada Kuyumcukent’te yaşanan bu gelişimin tüm sektör için önemli sonuçlar doğurduğunu, birlik ve beraberlik ile hareket edilme-


si ve profesyonel bir anlayışla çalışmaların devam etmesi neticesinde kısa zamanda önemli adımlar attıklarını belirtti. Yıllar boyunca kaderine terkedilmiş bir bina olarak algılanan Kuyumcukent’in artık sektörde hakettiği konuma hızla geldiğini ifade eden Sudaş, şimdiye kadar yapılan çalışmaların bir başlangıç olduğunu, bundan sonraki süreçte daha önemli gelişmelerin kaydedileceğini söyledi. Kuyumcukent’in hedeflenen yere gelebilmesi için yönetim kurulunun çalışmaları ile birlikte Kuyumcukentlilerin desteklerinin de son derece önemli olduğunu belirten Sudaş, herkesin desteğinin sektörün ve Kuyumcukent’in gelişmesi açısından önemli olduğunu belirtti. Toplantının son bölümünde Av. Özcan Halaç başkanlığındaki yönetim kurulu katılımcıların sorularını yanıtladı. Soru – cevap bölümünde söz alan Kuyumcukent Yönetim Kurulu Başkanı Av. Özcan Halaç önemli noktalarla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var

Sektörün önemli bir bölümünü çatısı altında bulundurmasına karşın, uzun yıllar boyunca sektörde hakettiği değeri göremeyen Kuyumcukent’in, ortaya koydukları çalışmalarla hakettiği ilgiyi görmeye başladığını belirten Av. Özcan Halaç, ortadaki bu gelişme ivmesinin aynı hızla devam edebilmesi için yönetimin çalışmalarından ziyade Kuyumcukentlilerin desteğine bağlı olduğunu belirtti. Kuyumcukent’teki en önemli sorunun birlik ve beraberlik içinde hareket edilememesinden kaynaklandığını belirten Halaç; “1000’den fazla üreticinin tek çatı altında toplandığı Kuyumcukent, sektörün en önemli üretim merkezi. İhracatımızın çok önemli bir kısmı bu çatı altındaki üretim ile gerçekleşiyor. Ülkemizde satılan ürünlerin çok önemli bir kısmı bu çatı altında hayat buluyor. Kuyumcukent çok önemli. Bugüne kadar biz önemimizi anlayamadığımız gibi bunu sektöre anlatmayı da başaramamış durumdayız. Bu yüzden sektörel kurumlarda gerektiği gibi temsil edilemeyen Kuyumcukent, hakettiği değeri ve saygıyı görmekten uzak kalmış. Ancak bu durumun değişmesi gerekiyor. Biz Kuyumcukentliler olarak buraya sahip çıkmalı, gerek Kuyumcular Odası ve gerekse İhracatçılar Birliği yönetiminde etkin rol almalıyız. Kuyumcukent’in gelişmesinin önünü açacak kararların alındığı masalarda söz sahibi olmalıyız” diye konuştu. Bu konuda yaptığı değerlendirmelerin çarpıtıldığını belirten Halaç; “Kuyumcukent’in içinde kalan firmalar bir taraf, Kuyumcukent’in dışında kalan firmalar ayrı bir taraf olarak değerlendirilmesi son derece yanlış. Bu aynı zamanda akla ve mantığa da aykırı. Sektöre baktığınızda Kapalıçarşı’da işyeri olan pek çok firmanın Kuyumcukent’te de yeri olduğunu görürsünüz. Hatta Anadolu’daki pek çok mağaza dahi Kuyumcukent’in malikleri arasında değil mi? Böyle bir ayrım yapmak mümkün mü? Bizim dikkat çekmek istediğimiz nokta şu. Şimdiye kadar Kuyumcukentliler ve Kuyumcu-

kentli olmayanlar diye bir ayrım yapıldı. Bu ayrımdan en çok Kuyumcukent zarar gördü. Bu anlayışın artık ortadan kalkması gerekiyor. Sektörel birlik ve beraberlik gerekli. Biz Kuyumcukentliler olarak, birlik ve beraberliğin tesisi için ne gerekiyorsa yapacak diğer taraftan da kompleksin menfaatlerini ikinci planda bırakmayacağız.”

Katılımcı yönetim başarıyı getirir

Kısa süre içerisinde önemli aşama kaydettiklerini belirten Halaç, başarılarındaki önemli unsurlardan birisinin de katılımcı yönetim anlayışı olduğunu belirtti. Dönem dönem düzenledikleri bu gibi organizasyonlar ile Kuyumcukentlilerin görüşlerini alarak çalışmalar ortaya koyduklarını belirten Halaç; “Herşeyin en iyisini biz bileceğiz, biz yapacağız diye bir şey yok. Biz herkesin fikirlerine ve yapıcı olması şartı ile eleştirilerine açığız. En doğru kararı beraber verebilir ve uygulayabiliriz. Bugün burada bir araya gelme sebebimiz de bu. Bundan sonraki süreçte de bu toplantılara ve fikirlerinizi almaya devam edeceğiz” diye konuştu.

Genel kurula katılım önemli

Uyguladıkları profesyonel, şeffaf ve katılımcı yönetim anlayışı çerçevesinde kat maliklerini genel kurula davet ettiklerini belirten Av. Özcan Halaç, “Yaptığımız çalışmalar ile ilgili kat maliklerinin onayını almamız gereken bir takım konular ortaya çıktı. Bu konuların ivedilikle karara bağlanması ve neticelendirilmesi için bir sonraki genel kurulu beklemek yerine olağanüstü genel kurul tertip ettik. Bütün maliklerimizi bilgilendirdik. Önümüzdeki günlerde yapılacak olağanüstü genel kurul ile projelerimizi onayınıza sunacağız. Katılımınızın son derece önemli olduğunu bir kez daha vurgulamak isterim” diye konuştu.

Görev ve sorumluluklar belirlenmeli

Kuyumcukent’teki en önemli sorunlardan birinin kimin, hangi konulardan sorumlu olduğu ile ilgili Kuyumcukentlilerin yeterli bilgiye sahip olmamaları olduğunu belirten Halaç; “Biz elbette her konuda maliklerimizin sorunlarını çözmek isteriz. Ancak riayet etmemiz gereken kat mülkiyeti kanunu sözkonusu. Örneğin; KİAŞ olarak AVM Bloğundaki bir mağazanın, kuyumculuk dışında bir mağazaya kiraya verilmesi konusunda bizim kanunen yapabileceğimiz bir şey yok. Bunun bilinmesi gerekiyor. KİAŞ emlakçı değildir. KİAŞ bir işletme şirketidir. Elbette iyi niyetle her konuda yardımcı olmaya çalışıyoruz. Ancak, kanunen görevimiz olmayan konularda bizden çalışma beklenmemesi, bunları yapamamamız durumunda da ilgisizlikle suçlanmamız doğru değil. Maliklerin ve kiracıların KİAŞ’ın hukuki yetki ve sorumluluklarını bilmesi gerekiyor. Mesela; 29 Ekim’de tüm AVM’ler açıktı. Biz kanunen AVM statüsünde olmadığımız için Kaymakamlık’a yazılı başvuruda bulunmamıza karşılık açma izni alamadık. İzin çıkmayınca bunun sorumlusu olarak gösterildik. Hepimiz, tüzel kişiliğimiz, yetki ve sorumluluklarımız ile ilgili azami bilgiye sahip olmalıyız ki hep beraber yapıcı eleştiriler ile Kuyumcukent’i geleceğe taşıyacak değerlendirmeleri sağlıklı bir şekilde yapıyor olabilelim.”

SAYI 97 • ALTIN DÜNYASI 55


altınhaber

Yıldız Kuyumcular Buluştu!

Jival muhteşem koleksiyonlarıyla iş ortaklarını ağırladı 03-06 Ekim tarihleri arasında düzenlenen 10. Yıldız Kuyumcular Buluşması’nda bu yıl yine Jival’in hazırladığı muhteşem koleksiyonlar dikkatleri çekti.

T

ürkiye’nin farklı bölgelerinden gelen iş ortaklarının yoğun ilgi gösterdiği Yıldız Kuyumcular Buluşması’nda, altın ve pırlanta koleksiyonlarındaki yeni çizgiler tanıtıldı. Özellikle Açelya ve Elegance koleksiyonlarında yer alan düğün setleri tasarımlarıyla büyük ilgi gördü. Jival Pazarlama Müdürü Yasemin Öztürk ve Genel Müdür Yardımcısı Can Gençoğlu’nun misafirperverliğinde gerçekleştirilen etkinlikte konuklar keyifli saatler geçirdi. Altın koleksiyonlarında “Müzik ruhun gıdasıdır” sloganından ilham alınarak hazırlanan yeni Aria ve Vals ile kolye, küpe ve yüzükten oluşan mini setler adeta dans edercesine sizinle bütünleşiyor. Dolce serisinin ışıltılı yüzükleri ve Melody Kelepçe koleksiyonunda altının üç farklı rengi kullanılarak yepyeni çizgiler yaratıldı. Pırlanta koleksiyonlarında ise sonbahar yapraklarından esinlenilen geometrik kesimlerle şekillenmiş sevgi, özgürlük ve çiçek desenlerinden meydana gelen “Grace” koleksiyonundaki kolyeler ile sonsuzluğun simgesi elmasın “Rhapsody”si eşliğinde, sade, yalın ve bir o kadar da parlak çizgilerin yer aldığı mücevherler tanıtıldı.

56 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97


Yasemin Öztürk Can Cençoğlu

Erhan Gürkan-Yasemin Öztürk-Can Gençoğlu-Melisa Bozkurt-Ecder Koç

SAYI 97 • ALTIN DÜNYASI 57


altınfirma

Vav Diamond mücevherde varım dedi

Uzun bir dönemdir kuyum sektörüne her ebat ve kalitede pırlanta taş sunan VAV Diamond, bu yıl ilk kez gerçekleştirdiği “Bitmiş ürün” grubunda yaptığı mücevherler ile fuarda otoritelerden tam puan aldı.

emeklerin karşılığında, fuarın en çarpıcı ve göz alıcı mücevherlerini ürettikleri için markamız büyük beğeni toplamıştır. Bizim yıllardır değerli taş alanında çalıştığımız müşterilerimizin tamamen hepsi “Bitmiş ürün” grubunda da bizimle çalışmayı tercih ettiler. Ülkemizin branşında uzmanlaşmış en başarılı atölyeleri ile mükemmel bir organizasyon eşliğinde üretim gerçekleştiriyoruz. Branşının en iyileriyle, alternatifli bir şekilde çalışma lüksü, bizim farklı ve çok yüksek kaliteli mücevherler müşterilerimize sunma imkanı ortaya koyuyor” diye konuştu. Dinçkul, önümüzdeki günlerde ülkemizdeki bir dizi perakende fuarına katılım için ara vermeden hazırlıklara başladıklarını, geniş ürün çeşitliliği ortaya koyarak müşterilerinin çıplak taşta olduğu gibi bitmiş ürün kategorisinde de vazgeçemeyecekleri bir marka olmayı hedeflediklerini ifade etti.

İ

lk kez Istanbul Jewelry Show fuarına bu yıl Mart’ta katılan VAV Diamond; ikinci fuar tecrübesini yine Istanbul Jewelry Show Ekim fuarında yaşadı. Mart fuarında, firma tarihinde bir ilk olan “Bitmiş ürün” kategorisinin örneklerini sergileyen VAV Diamond; aradan geçen 6 ayın ardından çok daha geniş bir ürün portföyüyle müşterilerinin ve kuyum camiasının önde gelen kişi ve kuruluşlarının karşısına çıktı. VAV Diamond Yönetim Kurulu Başkanı Cüneyt Refik Hoşgeldi; İstanbul Ekim fuarıyla birlikte markalarının “Bitmiş ürün” grubunda da ne kadar iddialı olduğunu gösterme şansı elde ettiklerini ve kuyum camiasının değerli isimlerinin takdirini kazanarak bir anlamda yeni çalışma branşlarında VAV Diamond’ın rüştünü ispat ettiğini, fuar hedeflerinin büyük bir bölümünün gerçekleştirildiğini söyledi. VAV Diamond Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Dinçkul; fuarda VAV Diamond’ın etkin sonuçlar elde etmesiyle ilgili şunları söyledi: “Başta üretim departmanı ve tüm ekip arkadaşlarımıza özellikle Yönetim Kurulu Üyesi Aytekin Mağden’e göstermiş oldukları özverili çalışmalar için teşekkür ediyoruz. Mükemmel ürün kategorilerimizin oluşumunda harcadıkları 58 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97

Vav Diamond’ın en iyi müşterisi Vav Diamond… VAV Diamond Yönetim Kurulu Üyesi Aytekin Mağden; çıplak taş konusunda geniş stoklarıyla piyasaya yüksek kaliteli hizmet vermeyi devam ettirdiklerine vurgu yaparak; son aylarda VAV Diamond taş departmanının en yoğun satış yaptığı firmanın VAV Diamond “Bitmiş Ürün” departmanı olduğunu ve VAV Diamond merkez ofisinde alt kattan üst kata çok ciddi oranda ticaret gerçekleştirildiğini de esprili bir şekilde dile getirdi.



altınhaber

Alyansta Schwarz ayrıcalığını yaşıyoruz Barok Pırlanta Firma Ortaklarından Corç Akdoğan:

Alyansın ürün grupları arasındaki önemimin her geçen gün arttığına işaret eden Barok Pırlanta bu konuda uluslararası standartlarda çalışmak için, yalnızca Türkiye’nin değil Avrupa’nın da önemli firmalarından biri olan Schwarz ile işbirliği gerçekleştirmeye karar verdiklerini belirtti.

T

üketici grubunda yaşanan gelişmelere paralel olarak nihai tüketicilerin altın ve mücevher talebinde de gelişim ve değişim yaşanıyor. Bundan birkaç sene öncesine kadar hemen hemen her mağazada hemen hemen aynı model alyanslar sergileniyorken, alyans kategorisinde yaşanan gelişim ile birlikte artık pazarda binlerce model alyans mevcut bulunuyor. Alyanstaki değişim yalnızca modellerin değişimi ile de sınırlı kalmıyor, üretim tekniklerinden pazarlama stratejilerine kadar her alanda önemli gelişmeler yaşanıyor. Bu konuda kendini geliştirip uluslararası standartta hizmet veren alyans firmaları, pazarda da oyunun kurallarını belirliyor. Bu firmalardan bir tanesi de Schwarz Alyans. Yalnızca Türkiye’nin değil Avrupa’nın da önemli firmalarından biri olan Schwarz Alyans, Türkiye’de belirli bir profile sahip perakende mağazalara da uluslararası standartlarda hizmet vermeye başladı. Schwarz Alyans iş ortaklarından Barok Pırlanta Firma Ortaklarından Corç Akdoğan’dan konu ile ilgili bilgi aldık. “Alyansın mağazamız için önemi gün geçtikçe artıyor. Müşteri taleplerinde yaşanan değişime yanıt vermek bizim için önemli. Bu konuyla ilgili olarak alyans konusunda iş ortağımızı seçmek için önemli araştırmalar yaptık. Bu araştırmalar neticesinde yalnızca Türkiye değil Avrupa’nın da önemli firmalarından biri olan Schwarz Alyans’la iş birliği yapmaya karar verdik. Nişantaşı, Kapalı Çarşı ve Bakırköy’deki mağazalarımızda Schwarz Alyanslarını nihai tüketicilerle buluşturuyoruz. Schwarz Alyans ile yalnızca kısa bir süre önce iş birliği yapmaya başlamamıza karşın uluslararası standartlarda çalışmaya başlamanın ayrıcalığını şimdiden fark etmeye başladık. Gerek ürün çeşidi ve zenginliği, gerek ürün kalitesi, gerek fiyatlar ve gerekse aldığımız hızlı hizmet bu konuda vermiş olduğumuz kararın ne kadar doğru olduğunu bize gösteriyor.” 60 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97


fuardan

Fuara Atasay damgası

Modernden klasiğe günün her anını değerli aksesuarla tamamlamak isteyen kadınlar için hazırladığı dikkat çekici tasarımlarıyla Atasay Mücevherat, ‘İstanbul Jewelry Show’da yoğun ilgi gören standıyla fuara damga vurdu. Atasay Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Kamuran Öncel bu yıl 37.’si düzenlenen Istanbul Jewelry Show’u Altın Dünyası için değerlendirdi. Her yaşam biçimine uygun altın ve mücevherat tasarımlarıyla yıl boyunca tüketicilerin yaşamlarındaki tüm özel günleri değerli kılan Atasay Mücevherat, bu yıl 37.’si düzenlenen İstanbul Jewelry Show’da (İstanbul Uluslararası Mücevherat, Saat ve Malzemeleri Fuarı) yerini aldı. Ürünlerini 1. Hall’de H 02-22 ve I 01-21 no’lu standında sergileyen Atasay’ın 200 TL ile 300 Bin TL fiyat aralığındaki birbirinden şık ve eşsiz tasarımları ile yeni koleksiyonları ziyaretçilerin beğenisine sundu. Fuarın en yoğun standı olarak gözlemlediğimiz Atasay, “Joint Ring, yüzüklü bilezik ve Dans Eden Pırlanta Koleksiyonu”nu ilk kez fuarda görücüye çıkardı. Bu yıl 37.’si gerçekleşen Istanbul Jewelry Show Ekim fuarı firmanız adına nasıl geçti? Beklentilerinizi karşıladı mı? Istanbul Jewelry Show sektörümüz açısından çok önemli bir fuar. Biz bu fuara 15-20 yıl önce Taşkışla’da başladık. Taşkışla’da bu fuarı düzenlemeye başladığımızda tüm sektörümüz ürünlerini, neredeyse bizim fuardaki standımızın olduğu alan kadar bir alanda sergiliyordu. Bugün ise Istanbul Jewelry Show sektörümüzün “Dünyada söz sahibiyiz” dediği bir fuar haline geldi. Bu sektörümüz açısından gurur verici bir gelişme. Istanbul Jewelry Show’a olan ilgi her geçen gün daha da artıyor. Fuar süresince hangi ürünlerinizi müşterilerinizin beğenisine sundunuz? Büyük ilgi gören MYRAS, Belle, Gifty ve Asgold JOU koleksiyonlarımızın yanı sıra Atasay Pırlanta, Alyanz, Asgold Coronet ve Asgold Altın markalarımızın zengin ürün yelpazesini fuar boyunca ziyaretçilerimizin beğenisine sunduk. Moda Tasarımcısı Özlem Süer’in danışmanlığında ve Özgül Sokullu koordinatörlüğünde geliştirilen birbirinden şık ve ikonik mücevherlerle modern, romantik, geleneksel ve gösterişli her kadının ışıltısını yansıtan Atasay 2013 Sonbahar/Kış koleksiyonundaki çok özel parçaları da fuarda sergiledik. Fuara yurtdışından gelen ziyaretçileriniz oldu mu? İstanbul Jewelry Show yabancı müşterilerimizin yoğun olarak ilgi gösterdiği bir fuar. Ekim fuarında da bu anlamda büyük ilgi gördük. Rusya, Çin ve Dubai’den özel alıcı delegasyonlarının geldiği fuara Almanya, BAE, Bahreyn, Çek Cumhuriyeti, Fas, Hırvatistan, Katar, Kazakistan, Kuveyt, Irak, İran, İsrail, Litvanya, Lübnan, Polonya, Rusya, Suudi Arabistan, Tunus, Ukrayna ve Ürdün’den müşteriler ziyaret etti. Bu hem bizim hem de sektörümüz açısından çok önemli. Son aylarına geldiğimiz 2013 yılını firmanız adına nasıl değerlendirirsiniz? Altın fiyatları adına oldukça dalgalı seyrin yaşandığı bu yıl marka ve projeleriniz adına nasıl geçti? 2013 yılı planlarımıza uygun bir şekilde geçiyor. Hem satış

hem mağazalaşma açısından yılın ilk 9 ayında hedeflerimize ulaştık. Yıl sonu itibariyle de hedeflenen rakamları tutturacağımızı hatta aşacağımızı düşünüyoruz. Biz altının aksesuar tarafında olduğumuz için altın fiyatlarındaki değişimden çok fazla etkilenmiyoruz. Ancak kamuoyunun altın fiyatları konusunda yapılan yorumlardan negatif etkilenmemesi ve gönül rahatlığı ile ihtiyaçlarını, isteklerini karşılamak için mağazalara gelmeleri gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü hediyeleşme ve altın bizim geleneklerimizde var. Mağazalarımızda müşterilerimize geleneklerimizi yaşatmaya devam ettirecek kadar çok seçenek sunuyoruz, sunmaya da devam edeceğiz. Atasay Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Kamuran Öncel

SAYI 97 • ALTIN DÜNYASI 61


altınhaber

İSTANBUL KIYMETLİ MADENLER

ÇEMBERLİTAŞ'TA AÇILDI İstanbul Altın Rafinerisi çatısı altında kurulan İstanbul Kıymetli Madenler A.Ş.’nin İstanbul Çemberlitaş’taki mağazası faaliyete başladı. Özellikle gümüş üreticilerinin hammadde ve yarımamül ihitiyacını karşılayacak olan İstanbul Kıymetli Madenler A.Ş. üreticilerin en önemli destekçisi olmayı hedefliyor.

S

ektörün lider kuruluşu İstanbul Altın Rafinerisi’nin grup şirketlerine bir yenisi daha eklendi. İstanbul Kıymetli Madenler A.Ş.’nin 11 Kasım 2013 tarihinde İstanbul Çemberlitaş’ta gerçekleştirilen mağaza açılışına çok sayıda sektör mensubu katıldı. İstanbul Altın Rafinerisi Yönetim Kurulu Başkanı Av. Özcan Halaç, İstanbul Kıymetli Madenler A.Ş.’nin faaliyete başlaması ile ilgili şunları söyledi; ‘’İstanbul Altın Rafinerisi olarak uzun yıllardır kuyumculuk ve mücevherat sektöründeki üreticilerimizin destekçisiyiz. Üreticilerimizin ihtiyaç duyduğu her türlü hammadde ve yarımamül ihtiyacını karşılıyoruz. Özellikle gümüş kategorisinde yaşanan gelişme ile birlikte, artan talebi karşılamak üzere çatımız altında İstanbul Kıymetli Madenler A.Ş. adında yeni bir şirket ile hizmet vermeyi uygun bulduk. Bundan önce olduğu gibi bundan sonra da her geçen gün daha da artan kalitemizle üreticilerin destekçisi olmaya devam edeceğiz.’’ 62 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97

Özellikle gümüş üreticisi firmalara hammade tedariği konusunda İstanbul Altın Rafinerisi kalite ve güvencesi ile hizmet verecek olan İstanbul Kıymetli Madenler A.Ş. üreticilerin en büyük destekçisi olacak. Üretim faaliyetinde bulunan firmalar, İstanbul Altın Rafinerisi kalite ve güvencesi ile üretilen 0.5, 1 ve 5 kg’lık külçe gümüş ile birlikte 2.5, 5, 10, 20, 50 ve 100 gramlık gümüşlerin yanısıra gümüş granülleri İstanbul Kıymetli Madenler A.Ş.’den temin edebilecek. İstanbul Kıymetli Madenler A.Ş. aynı zamanda üreticilerin hurda gümüşlerinin değerlendirilmesi konusunda da hizmet verecek. Bugüne kadar ağırlıklı olarak 10 kg’lık paketlerde bulunan gümüş granül ürünlerine 1 ve 5 kg’lık mühürlü ambalajlar alternatif olacak. Gümüş üreticilerine yönelik olarak geliştirilen ürün ve hizmetler her geçen gün artacak.


SAYI 97 • ALTIN DÜNYASI 63


altınhaber

Üretimde en yüksek standardın formülü:

999,9

Kuyumculuk ve mücevherat sektöründe, üretim aşamasında en önemli unsur hiç kuşkusuz üretim kalitesidir. Bütün üreticilerin en yüksek hassasiyeti gösterdiği bu konuda en yüksek kalite standardına ulaşılması son derece önemlidir. Üretimde en yüksek kalitede sonuç alınabilmesi için neden 999,9 saflıkta hammadde kullanılması gerektiği ile ilgili İstanbul Altın Rafinersi’nden Oktay Asker ile görüştük.

Üreticiler döküm aşamasında 995 ve 999,9 milyem hammadde tercih ediyorlar. Ancak son zamanlarda üreticilerin önemli bir bölümünün dört dokuz olarak tabir edilen 999,9 milyem hammadde kullandığını gözlemliyoruz. Bunun sebebi nedir? Öncelikle şunu söylemeliyim binde 999,9 saflıktaki altının binde 995 saflıktaki altına göre safsızlık miktarının düşük olması sebebiyle kullanımda en yüksek verim elde edilebilmektedir. Saflık oranının en yüksek olduğu binde 999,9’un üretimde binde 995’e göre çok daha üstün olduğu muhakkaktır. Binde 999,9 saflıktaki altının, binde 995 saflıktaki altına göre üretim aşamasındaki üstünlükleri nelerdir? Yanlış anlaşılmaları gidermek için bu konuda ilk olarak şunu söylemekte fayda var. İster binde 999,9 saflıkta, ister binde 995 saflıkta olsun, kullandığınız hammaddenin altın ayarı ile bir ilişkisi yoktur. Yalnızca döküm aşamasında kullanacağınız oranlarda farklılık sözkousudur. Ürün kalitesine önem veren üreticilerin binde 999,9 saflıktaki altını tercih etmelerinin sebebi üretim kalitesinde yaşanan iyileşmedir. Binde 999,9 saflıktaki altının safsızlık oranının sıfıra yakın olması üretim kalitesinin en üst seviyede olması sonucunu doğurmaktadır. Binde 999,9 saflıktaki altın ile yapılan dökümün üretim kalitesinin yüksek olmasını etkileyen faktörler nedir? Belirttiğim gibi safsızlık oranının sıfıra yakın olmasıdır. Bu durumu şu şekilde açıklayarak 64 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97

detaylandırabiliriz; Piyasada has olarak tabir edilen saf altının sahip olduğu kimyasal kompozisyon ürün kalitesinde son derece etkilidir. Düşük miktarlarda dahi olsa bazı empüriteler, dökümde renk bozuklukları, gevrekleşme ve fiske olarak tabir ettiğimiz döküm boşlukları oluşmasına sebep verebilmektedir. Örneğin yaygın olarak bulunan kurşun ve bizmut taneler arasında kimyasal bileşikler oluşturarak ürünlerde sertleşme ve gevrekleşmelere neden olmakta, bunun neticesinde ürün yüzeyinde çatlaklar gözlemlenebilmektedir. Bununla birlikte silisyum, iridyum ürün üzerinde bölgesel sert noktaların oluşabilmesine sebep olmaktadır. Magnezyum ve krom oksitli bileşikleri ise tel çekme ve haddeleme esnasında çatlaklar oluşması sonucunu doğurabilmektedir.

Bütün bunlar üretim kalitesinin düşmesinin yanısıra, ürün iadesi, müşteri kaybı, yeniden üretim gibi son derece önemli sakıncalar da doğurabilir. Öyle değil mi? Kesinlikle haklısınız. Binde 999,9 saflıkta altın kullanarak bu riskleri ortadan kaldırdığınız gibi fire miktarınızın azalması gibi pek çok konuda maliyet avantajı da sağlanıyor. Bu yüzden özellikle son zamanlarda oldukça yüksek bir orandaki üretici binde 995 yerine binde 999,9 saflıktaki altın kullanmaya başladı. Biz de bu gruptaki oluşan talebi karşılayabilmek için binde 999,9 saflıktaki altın üretimimizi artırdık. Talebin artışı, bizim de önümüzdeki dönemde binde 999,9 saflıktaki altın üretimimizi daha da artıracağımızı gösteriyor.


altınhaber

İstanbul Altın Rafinerisi tarafından sektöre kazandırılan GRAMALTIN talebi her geçen gün artarak devam ediyor. Kuyumcular ile birlikte nihai tüketicilerin de ilgisinin artması sebebiyle bu ürün grubu hemen hemen her mağazanın vazgeçilmezleri arasına girdi.

S

ektörün en inovatif firmalarından biri olan ve yenilikçi yapısı ile öne çıkan İstanbul Altın Rafinerisi tarafından üretilen GRAMALTIN kısa bir süre içinde sektörün önemli ürün kategorilerinden birisi haline geldi. Özellikle altın fiyatlarının yükselmesi ile birlikte oldukça yüksek bir talep artış hızı yakalayan İAR GRAMALTIN artık Türkiye’deki pek çok mağazanın vitrinlerinde satılmaya başlandı. İAR GRAMALTIN’ın gördüğü talebin artışı ile ilgili İstanbul Altın Rafinerisi’nden Oktay Asker şunları söyledi; Bundan bir kaç sene öncesine kadar böyle bir üründen sektörümüzde söz edilemezdi. Ancak bugüne geldiğimizde pek çok kişinin yatırım aracı olarak İAR GRAMALTIN’ı tercih ettiğini gözlemliyoruz. Tabi bu talebin artışını etkileyen pek çok faktör sözkonusu. Bunların en önemlisi Türk insanının yatırım tercihleri arasında altının her zaman için ilk sırada yer almasıdır. Özellikle altın fiyatlarının yükselmeye başlaması ile birlikte, iktisat bilimi yasalarının tam tersi yönünde yatırım amacıyla altın talebinde artış olur. Özellikle bu dönemde bizim de İAR GRAMALTIN satışlarımızın artığını söyleyebilirim. Bununla birlike İAR GRAMALTIN’ın en çok öne çıkan özelliklerinden birisi de güvenliktir. Ne yazık ki geleneksel ürün grubu olan

sarrafiyelerde taklitçilik görülebilmektedir. Kalpazanlar tarafından düşük ayarda basılarak piyasaya sürülen bu ürünler gerek kuyumcular ve gerekse nihai tüketiciler için önemli derecede problem teşkil etmektedir. Yaşanan düşük ayar sarrafiye problemleri hiç bir suçu olmayan kuyumcuların da güvenlerini zedelemektedir. Oysa ki İAR GRAMALTIN’lar özel ambalajlarında ve güvenlik hologramları ile nihai tüketicilere satışa sunulmaktadır. Bununla birlikte altın fiyatlarında yaşanan aşırı yükselme düğünlerde takılan çeyrek altın fiyatını da çok yükseltmiştir. Bu yüzden çeyrek altından daha hafif olan 1 gr ağırlığındaki İAR GRAMALTIN satışı çok yüksek talep görmüştür. Ayrıca 1 gram dışında 2.5, 5, 10, 25, 50 gram gibi çok farklı ağırlıklarda ambalajlı ve hologramlı ayrıca sertifikalı İAR GRAMALTIN seçenekleri de mevcuttur. Pek çok mağaza yalnızca 1 gr değil, çok farklı ağırlıklardaki İAR GRAMALTIN’ları nihai tüketicilere sunmaktadır. İAR GRAMALTIN’ın bir diğer önemli özelliği bankalar tarafından kabul edilir olmasıdır. Bu ayrıca son derece yüksek konvertibiliteye sahip bir yatırım aracıdır. Bütün bu saydığımız nedenlerden dolayı İAR GRAMALTIN talebi her geçen gün artmaya devam etmektedir.

SAYI 97 • ALTIN DÜNYASI 65


altındavet

Assos Diamond, Metrocity davetiyle yine göz kamaştırdı Mücevheri modaya dönüştüren marka ASSOS DIAMOND, renkli taşlardan oluşan Special Koleksiyonu'nu 26 Eylül Perşembe günü Metrocity mağazasında düzenlediği görkemli bir davet ile basın mensuplarına tanıttı. Her sezon oluşturduğu yeni koleksiyonlarla dikkatleri üzerine çeken assos Diamond’un Metrocity mağazasında gerçekleşen Special Koleksiyonu Lansmanı basın davetlileri tarafından büyük beğeni topladı. Renkli taşlarıyla göz dolduran Special Koleksiyonu ürünleri bir eşlerinin bulunmaması özellikleriyle de gecede ilgi odağı oldu. Konuklarına sürprizlerle dolu bir davet hazırlayan ünlü mücevher markası Assos Diamond, Arp ve Flüt dinletisiyle de geceye renk kattı. Davet boyunca yeni koleksiyonun eşsiz parçalarını inceleme fırsatı bulan basın ve cemiyet hayatından konuklar, arp ve flüt dinletisinin yanı sıra Eat Catering’in Assos Diamond’a özel hazırladığı ikramlar eşliğinde gece boyunca keyifli sohbetler etme imkanı buldular.

66 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97



fuardan

Istanbul Jewelry Show Ekim 2013’ü 14 binden fazla profesyonel ziyaret etti... UBM Rotaforte tarafından organize edilen, dünyanın en önde gelen uluslararası mücevher Fuarlarından olan Istanbul Jewelry Show Ekim, mücevher ve kuyum ticaretinin adresi olarak dünyanın dört bir yanından gelen profesyonelleri 37. kez aynı çatı altında buluşturdu. Istanbul Fuar Merkezi'nde (CNR Expo) düzenlenen fuar, özellikle yabancı alıcılarla yapılan işbirlikleri konusunda zirve yaptı. boyunca katılımcılarla yerli ve yabancı ülkelerden gelen alıcıları aynı çatı altında topladık. Rakamsal verilere baktığımızda bu fuarı da başarılı bir şekilde gerçekleştirdiğimizi görüyorum” dedi. Geçtiğimiz Ekim 2012 Fuar’ına göre Fas, Ürdün, Suriye, Romanya, Çin, Libya, Sırbistan, Kosova, Makedonya, İngiltere, Kırgızistan, Arnavutluk, Macaristan, KKTC ve Belçika’dan gelen alıcı sayısında da gözle görülür bir artış yaşandı. Bu da Fuar’ın uluslararası kimliğini bir kez daha kanıtlarken bölgesel bir Fuar olmaktan çıkıp bir dünya Fuarı olduğunu göstermektedir. T.C. Ekonomi Bakanlığı, Mücevher İhracatçıları Birliği JTR ve KOSGEB tarafından desteklenen, Uluslararası Fuarlar Birliği (UFI) kalite onayı ve Kalite Yönetimi Sistemi ISO-9001 belgesine sahip olan Istanbul Jewelry Show; ürün, konsept, tasarım, kalite ve fikirlerin buluştuğu uluslararası bir ticaret platformu olarak tüm katılımcılara dünya çapında önemli alıcılarla tanışma ve işbirliği imkanı sağladı.

K

uyumculuk ve mücevherat sektörünün buluşma platformu, Avrupa ve Orta Doğu’nun en önemli ticaret köprüsü olan ve %50 artışla 30.000 metrekarelik alanda on binlerce ürünün sergilendiği fuarda, Hong Kong, İtalya ve Tayland’dan ülke ve grup pavilyonlarının yanı sıra ABD, BAE, Belçika, Çin, Hindistan, Lübnan, İspanya ve daha birçok ülkeden bireysel katılımlar ile birlikte 592’si yerli ve 250’si yabancı olmak üzere toplam 14 ülkeden 842 firma ve marka yer aldı. Istanbul Jewelry Show Ekim 2013 Fuarı Doğu Avrupa’dan Yakın Asya’ya, Rusya’dan Ortadoğu’ya, Kuzey Afrika’dan Türki Cumhuriyetlere kadar 95 ülkeden 11.391’i tekil olmak üzere toplam 14.861 ziyaretçiye ev sahipliği yaptı. %.67’sini yerli ve %33’ünü yabancı ziyaretçilerin oluşturduğu Fuar’da Ekim 2012 Fuarı’na göre toplam ziyaretçi sayısında %27’lik ciddi bir artış yaşandı. UBM Rotaforte Murahhas Üye ve Genel Müdürü Şermin Cengiz sektörün önümüzdeki 3 yıl içinde ulaşmayı planladığı ihracat hedefinin 5 milyar dolar olduğunu göz önüne alırsak Türkiye’nin bu hedefe ulaşmasında Istanbul Jewelry Show’un katkısı ve rolünün büyük önem taşıdığını belirtti ve şöyle devam etti; “Tüm sektör profesyonellerinin gündeminde en üst sıraya oturan ve önemli bir buluşma noktası olan fuarı 37. kez organize etmekten son derece mutluluk duyuyoruz. Türkiye’de yılda iki defa bu fuarı düzenliyoruz. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki; artık Ekim fuarımız da Mart fuarı gibi bir marka haline geldi. Geçen seneye göre metrekaremizi yüzde 50 büyüttük. Katılımcı ve ziyaretçilerin sektörle ilgili tüm yenilik ve gelişmeleri izleyebildiği Istanbul Jewelry Show’un, dünyanın en büyük mücevher üreticisi olmayı hedefleyen Türkiye için büyük önem taşıdığına inanıyoruz ve bu inancımız sektöre karşı olan sorumluluğumuzu her geçen gün artırıyor. Şuanda 2 milyar dolar ihracat yapan sektörün ulaşmayı planladığı ihracat hedeflerini göz önüne alırsak Türkiye’nin bu hedefe ulaşmasında Istanbul Jewelry Show’un katkısı ve rolü de sanırım yadsınamaz. Bu konuda bize güç veren son yıllarda büyük bir ihracat hamlesi gerçekleştirerek artık dünya devleri ile yarışan Türk kuyumculuk sektörüne gönülden teşekkür ediyoruz. 4 gün süren fuar

68 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97


Katılımcı Firma Görüşleri

Sade-İş Firma Sahibi Abdullah Sanlı: “Ekim fuarı hem yerli hem de yabancı alıcılar açısından beklentimizi karşıladı. Özellikle İsrail’den gelen alıcı sayısı bir hayli fazlaydı. Onun dışında Mısır, Azerbaycan ve Dubai’den gelen müşterilerle görüşüp anlaşma yapma imkânımız oldu. Genel olarak fuar gayet başarılı geçti.” Kaya Gold Firma Sahibi Ahmet Kaya: “Çok başarılı bir Ekim Fuar’ı geçirdik. Özellikle Libya, Dubai, Irak, Azerbaycan ve Rusya’dan gelen alıcılardan sipariş aldık. Onun dışında güvenlik önemleri ve organizasyon benden tam puan aldı. Sivil polisler ise işlerinde gayet dikkatli ve başarılıydı.” Akhas Firma Sahibi Kemal Yoldaş: “Üretici ile ihracatçıyı buluşturan fuarın devamının da böyle olmasını istiyoruz. Her yıl olduğu gibi bu fuar da her açıdan beklentilerimizi karşıladı. Mevcut coğrafyadaki koşullar göz önüne alınırsa çok başarılı bir Ekim fuarı geçirdik. Ortadoğu ve Afrika ülkelerinden gelen alıcılar özellikle gelin seti dediğimiz ürün grubuna çok ilgi gösterdiler.” Oxygene, Shinjuu Pearls-İtalya: “Fuara ilk defa katılmamıza rağmen çok yüksek verim aldığımızı düşünüyoruz. Anadolu’dan gelen müşterilerle yakından taşınma fırsatımız oldu. Fiyat teklifi istekleri ve sipariş olarak beklentilerimizi karşıladı. Gelen talepler ve siparişlerden gayet memnunuz. Mart fuarını sabırsızlıkla bekliyoruz.”

Ziyaretçi Görüşleri

Samen Sameni - Sameni Gold Jewellery, İran: “Hindistan ve Hong Kong pavilyonlarındaki ürünleri çok beğendim. Hong Kong pavilyonundan ve Besay firmasından sipariş verdim. Yeni iş bağlantıları kurmak için çok doğru bir fuar! Bundan sonraki fuarınızı kesinlikle ziyaret edeceğim.” Doris Nasir- Lazure, İsrail: “Fuarı ilk defa ziyaret ediyorum. Daha önceden birlikte çalışmış olduğum başka Türk firmaları bulunmaktaydı. Yeni iş bağlantıları kurmak için İstanbul Mücevher Fuarını ziyaret etmeye karar verdim. Yeni iş bağlantıları kurmak için kesinlikle doğru adresteyim.”

FUARI ZİYARET EDEN İLK 20 ÜLKE ÜLKE

ZİYARETÇİ SAYISI

TÜRKİYE 9990 İRAN 730 RUSYA FEDERASYONU 482 BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ 243 UKRAYNA 207 LÜBNAN 198 YUNANİSTAN 177 IRAK 156 AZERBAYCAN 153 SUUDİ ARABİSTAN 146 HİNDİSTAN 139 TUNUS 134 İSRAİL 126 İTALYA 119 KAZAKİSTAN 91 BULGARİSTAN 90 ALMANYA 89 CEZAYİR 88 AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ 88 MISIR 87 DİĞER 1328

Mounir Bakal- Zurich Jewellery, B.A.E:”Tebrikler! Özellikle montür firmalarına ait ürünlerinden çok memnun kaldık. Şimdiden Eriş Montür’den siparişlerimizi verdik. Yeni iş bağlantıları kurma fırsatımız oldu. Teşekkürler!” Rabie Alsibaie- Alsebai Jewellery, Suudi Arabistan: “Mart Fuarı’nı 10 yıldan beri kesintisiz olarak ziyaret ediyorum. Ürün grupları ve tasarımları çok beğendim. Şubat ayında düzenleyeceğiniz etkinliği de merakla bekliyorum. Bu tabi bize hem bölgenin hem de Türk pazarının çok büyüdüğünün de bir göstergesi. Tebrikler, teşekkürler.” Istanbul Jewelry Show 2014 Tarihlerimiz; 38. İstanbul Uluslararası Mücevherat, Saat ve Malzemeleri Fuarı: 20-23 Mart 2014 39. İstanbul Uluslararası Mücevherat, Saat ve Malzemeleri Fuarı: 16-19 Ekim 2014

SAYI 97 • ALTIN DÜNYASI 69


fuardan

70 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97


SAYI 97 • ALTIN DÜNYASI 71


fuardan

72 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97


SAYI 97 • ALTIN DÜNYASI 73


fuardan

74 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97


SAYI 97 • ALTIN DÜNYASI 75


fuardan

Mioro 2014 koleksiyonunu fuarda sergiledi Sektörün lider markaların biri olan Mioro, 3-6 Ekim tarihlerinde gerçekleştirilen Istanbul Jewelry Show’da her yıl olduğu gibi bu yıl da yerini aldı. 2014 yılı için hazırlamış oldukları yepyeni ürünlerini fuar ziyaretçilerine sergileyen Mioro’nun fuar değerlendirmesine ilişkin sorularımızı Yönetim Kurulu Başkanı İlyas Gençoğlu yanıtladı. Bu yıl 37.si gerçekleşen Istanbul Jewelry Show Ekim fuarı firmanız adına nasıl geçti? Beklentilerinizi karşıladı mı? Yılda iki kez düzenlenen Istanbul Jewelry Show fuarlarından Ekim fuarına katılımın daha az olduğunu bilerek beklentilerimizi çok yüksek tutmadık, bu nedenle fuar hedeflerini yakaladık.

Fuar için yaptığınız hazırlıklar nelerdir? Bunların dönüşünü alabildiniz mi? Müşteri listemizdeki bütün adreslere mail atarak fuar tarihini hatırlattık ve müşterilerimizi fuara davet ettik. Bir kısım müşterilerimizi de telefonla arayarak fuara davet ettik. Fuar ziyaretçileri açısından tatmin edici bir sonuç aldığımızı söyleyebilirim. Fuar süresince hangi ürünlerinizi müşterilerinizin beğenisine sundunuz? Mioro, içi boş ve içi dolu altın zincir konusunda uzman firmamızdır. Bunun dışında içi boş, el işi, altın zincir ve farklı tekniklerle üretilmiş altın elementlerin zincirlerle birleştirilmesinden tasarlanmış takılar üretiyoruz. Mir firmamız, altın halat zincir konusunda uzman bir firma. Halat zincir ve bu zincirin fantezi kombinasyonlarından oluşturulmuş altın takılar üretmektedir. Miform markamız altında ise, elektroform teknolojisini kullanarak altın kolye, küpe, yüzük, bilezik ve setler üretiyoruz. Fuar standımızda bu markalarımızın ürünlerine yer verdik ve 2014 yılı için hazırladığımız koleksiyonlarımızı ziyaretçilerimize sunduk. Fuara yurtdışından gelen ziyaretçileriniz oldu mu? Mioro, ihracat ağırlıklı üretim ve satış yapan bir firmamız, bu nedenle ziyaretçilerimizin %70’ini yurt dışından gelen müşterilerimiz oluşturdu. Son aylarına geldiğimiz 2013 yılını firmanız adına nasıl değerlendirirsiniz? 2014 yılından beklentileriniz nelerdir? Bu yıl krizin artık konuşulmadığı bir yıl oldu. Altın fiyatlarının %20 civarında değer kaybetmesi ile birlikte genellikle dünyada altın takı talebinde bir yükselme oluştu. Bu olumlu gelişme Mioro firmamıza olumlu yansıdı. 2014 yılında altın fiyatlarının 1200-1400 $ / ons aralığında seyredeceğini düşünerek, gelecek yeni yılın 2013 yılından daha iyi bir yıl olacağını düşünüyorum.

76 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97



fuardan

Lizay, Titreyen Pırlantalar Koleksiyonu’yla fuarın ilgi odağı oldu Pırlantanın parlayan yıldızı Lizay, Istanbul Jewelry Show Ekim’de Titreyen Pırlantalar koleksiyonu ile boy gösterdi.

Lizay Pırlanta Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Serbes LİZAY olarak, 37.’si gerçekleşen Istanbul Jewelry Show Ekim Fuarı’ndan memnun kaldık. Fuarın niteliği itibarı ile ziyaretçilerimiz toptan ürün ve toptan çıplak taş müşterilerimizden oluştu. Yeni iş bağlantıları kurabileceğimiz bir ortam olması açısından fuarlar bizim için önemli. Büyük-küçük fuar ayrımına çok girmek istemiyorum. Nihayetinde rekabetin olduğu her ortamı değerlendirmek bizim için önemli. Tabii bizim yaptığımız tatlı bir rekabet! Fuar için ekstra bir hazırlığa bu kez ihtiyaç duymadık. Çünkü zaten stratejistlerimizin planladığı şekilde koleksiyonlarımız piyasaya sürülüyor. Şu anda gözdemiz “Kıpır kıpır” koleksiyonu. Temmuz ayında “Türkiye’de bir ilk: titreyen pırlantalar, yalnızca Lizay mağazaları ve satış noktalarında” şeklinde lansmanını yapmıştık. Lansmanı devam ettiren bir kompozisyon çizdik.

Özellikle de “Kıpır kıpır”ın logosunda yer alan kelebekle özdeşleşen kostümlü mankenimiz gerek yerli gerekse yabancı ziyaretçi ve katılımcılar tarafından büyük beğeni topladı. Yurtdışındaki partnerlerimiz için bu fuar, sektörün Türkiye’deki ayağını görmek adına bir fırsat oluşturdu. Başarımızı tüm çalışanlarımız ve misafirlerimizle birlikte kestiğimiz “Başarı Kutlama Pastası” ile taçlandırdık.

78 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97


altınhaber

Sesa, araştırdıkça gelişti Bu yıl içinde çok önemli koleksiyonlara, farklı tasarımlara imza atan Sesa Kuyumculuk; Ar-Ge çalışmalarına yaptığı yatırımın karşılığını İstanbul Jewelry Show’da almanın mutluluğunu yaşıyor.

Y

ılın başında, İstanbul Jewelry Show ile ihracat çalışmalarına iki yıl aradan sonra dönüş yapan ve hazırladığı özel koleksiyonlarla büyük beğeni toplayan Sesa; inovasyona, Ar-Ge’ye ve tasarıma yaptığı yatırımların karşılığını müşteri memnuniyeti olarak alıyor. 2013 yılının birçok firma gibi Sesa açısından da en önemli gelişmesinin ihracat çalışmalarına tekrar başlaması olduğunu belirten Sesa Kuyumculuk firma sahibi Selim Sarışın; “İstanbul Ekim fuarı, her yıl olduğu gibi ihracat ağırlıklı çalışmalarla geçti. Fuar boyunca sergilediğimiz yeni ürünlerimize beklediğimizin üstünde bir ilgi gördük. Ar-Ge’ye yaptığımız yatırımların karşılığını görmek bizi daha da motive ediyor” dedi.

Sesa’nın eski müşterileri yeni oldu…

Sesa’nın bu yıl ihracata yönelik özel ürün grubu hazırlamasının, yerli yabancı müşterilerinin istekleri doğrultusunda firmaya özel tasarım-

lar ortaya koymasının farklı bir hizmet anlayışı meydana getirdiğini vurgulayan Selim Sarışın; tüm bunları yaparken eskiden ihracat çalışmaları yaptıkları müşterilerinin, 2 yıllık ara olmamış gibi, tekrar Sesa ile çalışmayı tercih etmelerinin kendileri için çok anlamlı olduğunu ifade etti. İstanbul Ekim fuarında Ortadoğu bölgesi ağırlıklı ziyaretçilerin bulunduğunu kaydeden Sarışın sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu fuarda Danetella koleksiyonumuzun 2. serisini müşterilerimize sunma imkânı elde ettik. Ayrıca tamamen aynı tasarıma sahip olan bilezik ve yüzük takımlarda ilgi çekti. Fusion tekniği ile hazırladığımız, özgün tasarımları olan bileziklerimiz firmamız içinde bir ilk oldu. Bilezik alanında yeni olmamızla birlikte, bu ürün grubunda da bir Sesa farkı oluşturmaya kararlıyız. Önümüzdeki günlerde bilezik ve yüzük setlerimize küpe ve kolye de ekleyerek full set yapma planımızda bulunuyor. Yeni müşteriler edindiğimiz, eski müşterilerimizi gördüğümüz ve tekrar eski müşterilerimizle ticari faaliyetlerimizin başladığı Ekim fuarı; bizim için amacına ulaşmıştır.”

SAYI 97 • ALTIN DÜNYASI 79


altınhaber

Kuyumculuk adı altında tefecilik yapanlar mercek altında

Pos tefecilerine hapis cezası M

aliye Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nün başlattığı operasyonlar ile POS cihazı kullanarak yapılan tefecilikle mücadele devam ediyor. Alışveriş yapılmadığı halde, yapılmış gibi gösterilip faiz ve komisyon kazancı sağlayan POS tefecilerini zor günler bekliyor. Yapılan incelemeler neticesinde hapis ve 500 bin TL’ye varan cezalar uygulanmaya başlandı. Hürriyet Gazetesi’nde Şükrü Kızılot imzası ile yayınlanan habere göre BDDK bazı kısıtlama ve yasaklarla olaya müdahele etti.

BDDK Başkanı Mukim Öztekin

Kredi kartı ile alışveriş yapılmış gibi gösterip, faiz ve komisyon karşılığı para satan POS tefecilerine karşı operasyon başlatıldı. Maliye Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü birimleri tarafından yapılan denetlemelerde hapis ve 500 bin TL’ye varan cezalar uygulanmaya başladı. Kuyumculuk adı altında POS tefeciliği yapanlar da mercek altında.

Maliye ve Emniyet birimleri de sürdürdükleri denetimlerle POS tefecilerini sıkı takibe aldı. BDDK Başkanı Mukim Öztekin kuyumculuk sektöründe kredi kartı kullanımı ile ilgili şu açıklamayı yapmıştı; “Bu iş artık tefeciliğe dönüşmüş durumda. Kredi kartı ile alışveriş yapılmış gibi gösterip, faiz ve komisyon karşılığı nakit para satılıyor. Sonra da o borç kredi kartı ile taksit taksit ödeniyor. Bu olayın hem sosyal hem de ekonomik boyutu var. Kuyumculuk sektöründe kart kullanımına sınırlama getirilmesiyle hem sosyal yaraya müdahele ediliyor, hem de ekonomik sonuç alınıyor.”

Cezalar ağır POS cihazları, banka kartları veya kredi kartlarının amacı dışında kullanılması suretiyle gerçekleştirilen muvazaalı işlemlerin önlenmesi amacıyla BDDK kısıtlamalara ve önlemlere başvurdu. Olayın, tefecilik olarak nitelendirilmesi ve 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası 500 bin TL’ye kadar adli para cezası uygulanması konusunda kesinleşmiş yargı kararının (Yargıtay 5.Ceza Dairesi 29.04.2013 tarih ve E2012/7317, K.2013/3989) bulunması kamu kurum ve kuruluşları tarafından verilmiş ve kesinleşmiş idari kararın varlığı nedeniyle bankalara POS efecilik yapanların POS cihazlarını 1 yıl süre ile işleme kapatma, 5 yıl içinde aynı olayın tespiti halinde “3 yıl kapatma talimatı verildi.” 80 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97



fuardan

Onsa Rafineri fuarda iş ortakları ile buluştu

Sektörün öncü kuruluşu Onsa Rafineri Istanbul Jewellery Show Ekim’de iş ortaklarını ağırladı Altınbaş Holding çatısı altında faaliyet gösteren Onsa Rafineri 3-6 Ekim tarihleri arasında Yeşlköy CNR Fuar Merkezi’nde düzenlenen Istanbul Jewelry Show Ekim’de iş ortaklarını ağırladı. İstanbul’daki pek çok üreticinin yanı sıra, Anadolu’dan da pek çok firma Onsa Rafineri yönetimini standında ziyaret etti.

Y

alnızca rafinasyon değil pek çok alanda üreticilerin yanında olduklarını belirten Onsa Rafineri Satış Müdürü Kenan Görgü fuarla ve sektörle ilgili şu değerlendirmelerde bulundu; “Baş döndürücü bir şekilde değişen sektördeki dinamikleri ve teknolojileri yakından takip etmek gerekiyor. Faaliyet gösterdiğimiz iş kolunun doğası gereği yüzlerce sektör mensubu ile yakın ilişki içerisindeyiz. Bu yüzden pek çok alanda bilgi sahibi olmak ve bu bilgilerimizi paylaşmak durumundayız. Fuarlar da üretici iş ortaklarımızla bir araya gelme adına önemli. Pek çok firma ile görüşüyor, çalışmaları ile ilgili bilgi alıyor, karşı karşıya kaldıkları problemleri tespit ediyor ve bunların çözümü için birlikte çalışma planları hazırlıyoruz. Bu açıdan baktığımızda Onsa’nın, iş ortağı olarak gördüğü firmalara yalnızca rafinasyon hizmeti verdiğini söylemek mümkün değil. Aynı zamanda iş ortaklarımıza AR-GE ve iş geliştirme merkezi olarak da destek vermeye gayret ediyoruz. Bu yüzden müşteri memnuniyet düzeyimiz son derece yüksek. Verdiğimiz hizmetin kalitesini yükseltmek için elbette ki sürekli kendimizi geliştiriyoruz. Bunun en önemli yollarından birisi de elbette çok sayıda firma ile görüşerek, onlardan beslenmek ve fikir alışverişinde bulunmak. Bu açıdan bakıldığında fuarlar bunun için çok önemli platformlar. Bu fuarda da çok sayıda firma ile görüşme fırsatı bulduk. Gerek katılımcı ve gerekse ziyaretçi açısından Ekim fuarının her geçen sene biraz daha geliştiğini gözlemliyoruz. Ekim fuarı özellikle dış pazarlar için önemini her geçen gün artırıyor. Yaptığımız stand ziyaretlerinde gözlemlediğimiz kadarıyla üreticiler yoğun bir şekilde sipariş alıyorlar. Önümüzdeki bir kaç ay üretim faaliyetlerinin yoğun olacağını tahmin ediyoruz. Bizler de üreticilerimizin bu süreçte sıkıntı yaşamamaları için her türlü desteği vermeye hazırlanıyoruz.” 82 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97


Orotalia Venedik konseptli standıyla fuarın ilgi odağı oldu Orotalia, sıradışı vizyonu ve İtalyan tasarımlarıyla bir kez daha fuarı renklendirdi. Beklentilerinin çok üzerinde, başarılı bir fuar geçirdiklerini belirten Orotalia Firma Sahibi Sadık Koşucuoğlu her fuarda olduğu gibi bu fuardan da başarı çıtasını yükselterek ayrıldıklarını söyledi. Orotalia Firma Sahibi Sadık Koşucuoğlu

K

urulduğu günden bu yana İtalyan tasarımcıların gözde ürünlerini yurtiçinde ve yurtdışındaki müşterilerine sunan Orotalia, ithal İtalyan ürün grubundaki hâkimiyetini sürdürüyor. Geçtiğimiz ay 37.si gerçekleştirilen İstanbul Jewelry Show Ekim’in en renkli standlarından biri bu kez de Oratalia’ya aitti. Venedik evleri standı ve Venedik kostümlü mankenleriyle oldukça ilgi gören Orotalia, fuarı

yoğun geçiren firmalardan biri oldu. Fuarı “Mart fuarı kadar yoğun” olarak değerlendiren Orotalia Firma Sahibi Sadık Koşucuoğlu yeni koleksiyonlarına olan ilginin tahminlerinin üzerinde olduğunun altını çizdi. Orotalia’da fuar ile başlayan yoğunluk, alınan siparişlerle yılbaşına kadar devam edecek. Özellikle Kuzey Afrika ülkeleriyle iş yaptıklarını belirten Koşucuoğlu Cezayir’in kendilerine bambaşka ufuklar açtığını söyledi. Fuar hazırlıklarından dergimize bahseden Orotalia Firma Sahibi Sadık Koşucuoğlu, çalışmalarını şu cümlelerle anlattı: “Her zaman söylediğim gibi, fuarın başarısı fuar öncesi ça-

lışmalardan geçer. Başta Altın Dünyası olmak üzere çeşitli dergilerde Orotalia koleksiyonlarıyla ilgili reklam çalışmalarımız oldu. Yurtiçinde satış ekiplerimle son bir ayda 20.000 km yol yaptık. Mevcut ve potansiyel müşterilerimizi ziyaret ettik. Kendilerine Ekim fuarının önemini anlattık, yeni koleksiyonlarımızdan bahsettik. Yurtdışı seyahatlerimizi de aynı ciddiyetle gerçekleştirdik. Talebi ortaya çıkartmak için elimizden geleni yaptık. Çok şükür dostlarımız bizi mahcup etmedi. Emeğimizin karşılığını aldık. Allah onlara da hayırlı satışlar versin.”

İtalya’da hazırlatılmış 9 farklı koleksiyon…

“Orotalia olarak her fuarda farklı ürünler sunma alışkanlığımızı bir üst seviyeye çıkarttık. İtalya’da hazırlattığımız 9 yeni koleksiyonu beğeniye sunduk. Hepsi çok güzel geri dönüş aldı. Ancak özellikle, Ocean ve Stella koleksiyonlarımız yurtiçi ve dışı müşterilerimizin odak noktası oldu.” diyen Koşucuoğlu 2013 yılını yeni ufuklar açan ve 2014 hedeflerini büyüten bir yıl olarak değerlendirdi.

SAYI 97 • ALTIN DÜNYASI 83


altın haber

Size en yakın kuyumcu Harem Altın referansıyla telefonunuzun ekranında

I Phone ve android telefonlara uyumlu Harem Altın mobil uygulaması, şimdi yepyeni bir özellikle altın yatırımcısının hayatını daha da kolaylaştırıyor. Bundan böyle Harem Altın mobil uygulama programını telefonunuzda açtığınız anda, altınınızı güvenle alıp satabileceğiniz size en yakın kuyumcuyu Harem Altın referansıyla ekranınızda bulabileceksiniz.

Ö

zellikle 2013 yılı içinde yapmış olduğu birçok teknolojik atılım ve özel mobil uygulamalar sayesinde altın yatırımcısının hayatına kolaylıklar katan Harem Altın; yepyeni bir uygulamaya geçti. Yakın zaman önce, gram altının ambalajına koyduğu özel barkod sistemi ile altının anlık gram fiyatını bildiren “Konuşan Altın” uygulamasını hayata geçiren Harem Altın; şimdi size en yakın kuyumcuyu referansıyla gösteriyor. Aldığınız altını satmak veya mevcut paranızla altın almak istiyorsunuz. Yapmanız gereken şey çok kolay. Telefonunuzdaki Harem Altın mobil uygulamasını açıyorsunuz ve size en yakın kuyumcuyu özel navigasyon sistemiyle adresi ve telefonuyla görüyorsunuz. Harem Altın’ın ülkemizin birçok ilinde başlattığı bu uygulamada; kullanıcı bulunduğu bölgeye en yakın, bölgenin en prestijli ve güvenilir kuyumcularını ekranında görebiliyor. Harem Altın firma sahibi Ara Miraşoğlu; markalarının altın yatırımcısının referansı olma konusunda önemli mesafe kat ettiğini ve ortaya koydukları teknolojik uygulamalar ile hayatı kolaylaştıran hizmetler sunduklarını söyledi. Geçtiğimiz aylarda uygulamaya geçen ve büyük beğeni toplayan “Ko-

84 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97

nuşan Altın” mobil hizmetinin ardından, vatandaşların kendilerine en yakın hastane, eczane aradıkları gibi yakınlarındaki güvenilir ve Harem Altın referansını almış kuyumcuyu elleriyle koymuş gibi bulabileceklerini ifade etti. Harem Altın; bu uygulaması çerçevesinde kendisiyle çalışan veya çalışmayan kuyumcu ayırt etmeden bölgesinde saygın ve güvenilir kuyumcuları sisteme ücretsiz dahil ediyor.



altınhaber altın haber

KU-DER

faaliyetlerine başladı

Kuyumculuk ve mücevherat sanatı ile uğraşan sanatkarların sanatlarını bugün ve gelecekte de heyecanla icra edecekleri ortamları sağlama misyonu ile ortaya çıkan Kuyumculuk Mücevherat Sanatını Ve Sanatkârını Geliştirme Derneği (KU-DER), misyonunu gerçekleştirmek için faaliyetlerine başladı.

KU-DER fikri nasıl doğdu ve nasıl kuruldu?

Kuyumculuk Mücevherat Sanatını ve Sanatkârını Geliştirme Derneği mesleğin tabanından gelen Cemil Özer’in sektörün tüm dertlerini yüreğinde soluması sonucu tasarlayarak düşündüğü ve bu düşüncesini dostları ve çevresi ile paylaşmasından dolayı ortaya çıkan önemli bir sosyal sorumluluk projesi. Kuyumculuk ve mücevherat sektöründeki hızlı 86 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97

endüstrileşme nedeniyle sanatkâr olarak çalışan zanaatkârlar, sanatlarını icra edemez duruma geldiler. Bu zanaatkârların yeniden sanatını icra eder duruma gelmeleri, toplumumuzun kaybolmaya yüz tutmuş değerlerini yeniden aktif hale getirilmesi anlamına gelmektedir. Bu değerlerin ülkemizin menfaatine olacak şekilde yeniden sanatlarını icra eder duruma gelmeleri ve ortaya konan sanat eserlerinin tüm dünyada karşılığını


bulması önemlidir. İşte böyle bir değeri yeniden ortaya koymak amacıyla KU-DER kurulmuştur. KU-DER’in kuruluşunda sanatkârlıktan gelen Cemil Özer’in rehberliği kadar, böyle bir oluşumun başlaması konusunda liderlik gösteren Abdullah Ekinci’nin de rolü büyük olmuştur. Derneğin kurulması ve tüm kurumsal altyapısının oluşturulması faaliyetlerini planlamış ve uygulamıştır. Sektörde önemli bir değer olan Nevzat Sudaş’ın, sanatkarlığının verdiği geçmiş ve özgüvenle kendisine KU-DER ve hedefleri anlatıldığında çok büyük bir heyecan duymuştur. Kendisinin vermiş olduğu pozitif enerji ile önemli bir eşik aşılmıştır. Kuyumculuk mesleği ile uğraşan, bilahare belediyecilik hizmetleri ile uğraştıktan sonra tekrar sektöre dönen Abdullah Deniz kurucular arasına katılmıştır. Mesut Tuncay’ın yıllardır sektör içerisinde vermiş olduğu emeğin bir sonucu olarak böyle bir oluşumun içinde olması ve sanatkarlık konusunda halen önemli projelere imza atan Bekir Ağlamaz Derneğe önemli katkılar sağlamışlardır. Son olarak sektöre makine yapan Mehmet Yıldız’ın katılımı ile dernek kuruluşu için gerekli olan kurucular kurulu sayısına ulaşılmıştır.

Ku-Der Faaliyetlere Başladı

KU-DER bundan böyle kuyumculuk sektöründeki sanatkârların yegâne başvurdukları merkez olmayı hedefliyor. Kuyumcukent Atölye Bloğu Yan Hizmetler Biriminde organize edilecek olan atölyeyle birlikte sanatkârlara hem takım – taklavat hem de malzeme sağlayarak sanatlarını icra etmeleri için önemli bir ihtiyaç karşılanmış olacak. Dernekten yapılan açıklamada faaliyetlerle ilgili şu bilgiler verildi; “Ortaya çıkan sanatların Türk Patent Enstitüsü ve KOSGEB işbirliği ile koruma altına almamızın ardından bu sanat eserleri sergilerde yerini alacak ve sanatkârlarımız ticari bir değere dönüşen sanat eserlerinden gerekli paylarını alacaklardır. Ku-Der sakin ama kararlı bir şekilde kuyumculuk ve mücevherat sanatının icra edilmesine hizmet etmeye devam edecek, bu alanda uğraşanların yegane uğrak yeri ve sanatlarını ifade ettikleri merkez olacaktır. Samimi niyetler ve özverili çalışmalarla ortaya konan hiçbir işin ortada kalmadığı gibi, bu alanda da yapılan faaliyetlerin ortada kalmayacağına ve sanatkârlarımıza verilecek asıl değerin, onların eserlerine verilecek değerle ortaya konacağının

inancıyla, eserlerin koruma altına alınması ve değerinde müzayedede yerini alması özenle sağlanacaktır. Atölyemizin hizmete girmesi ile birlikte, usta sanatkârlarımız sanat ruhu olan gençlerimize kuyumculuk ve mücevherat sanatının icrasının inceliklerini anlatacak, yeni sanatkârların yetişmesine gayret edeceklerdir. Böylelikle yetişmiş bir sanatkâr kendinden sonrasına sanatının icra edilmesini sağlayacaktır. Bir sanatçı bin sanat projesi kapsamında da sanatkârlarımızın eserlerinin müzelerde, sergilerde, müzayedelerde yer alması sağlanacak ve kurul tarafından onaylanan sanat eserlerinin hem patenti alınacak hem de kamuya mal olması için gerekli çalışmalar icra edilecektir. Kaybolmaya yüz tutan önemli bir sanat dalını ülkemizde tüm insanlık için yaşatır duruma getirmekten hep beraber mutluluk duyacağız.”

Adres: Yenibosna Merkez Mahallesi, Kuyumcukent atölye bloğu kat 3 1.cadde no.6 Bahçelievler İstanbul info@altinsanati.org www.ku-der.gor , www.altinsanati.org, www.zerafet.org SAYI 97 • ALTIN DÜNYASI 87


altınhaber

Karaltın taklit ile mücadelede çok kararlı Kuyum sektörünün yıllardan beri en önemli sorunlarından biri olan taklit ürün piyasaya sunulması konusunda, Karaltın çok ciddi bir atılım yaptı. Tüm yeni ürünlerine hızla patent alan firma, taklitçilerle hukuki olarak mücadele etmek için ne gerekiyorsa yapmaya kararlı.

B

ir tasarımcının bir modeli oluşturmak için gözle görülmeyen büyük bir emeği var. O tasarımcı; yeni model için, yıllar içinde biriktirdiği tecrübeyi gecesini gündüzüne katarak ortaya koyuyor. Ardından tasarım birebir hayallerdeki gibi ortaya çıksın diye titiz bir üretim süreci yaşanıyor. Bu yoğun sürecin ardından piyasaya çıkan yeni bir tasarım bazı emek hırsızları tarafından taklit ediliyor ve sizin harcadığınız efor, yatırım buhar olup uçuyor. Bu konuda sektörümüzün önemli kurumları çok ciddi hamleler yapmadılar. Trabzon Hasır takısının en önemli üreticilerinden biri olan Karaltın Kuyumculuk; taklitçi zihniyete karşı başlattığı atılımla, bu konuda mağdur birçok markaya örnek olma amacında.

Karaltın Kuyumculuk Yönetim Kurulu Başkanı Cevat Kara; 2011 yılının başında almış oldukları karar neticesinde, üretim bandından çıkan tüm ürünleri için Türk Patent Enstitüsünden patent aldıklarını ve bu ürünlerini taklit etmeye kalkacak olan kişi ve kuruluşlara asla izin vermeyeceklerini ifade ediyor. Sektörün en köklü ve çözüme kavuşmayan bir sorunu haline gelen “Taklitçilik” ile ilgili mücadelede asla hoşgörülü olmayacaklarını belirten Kara; “Patent ve tescil konusunda uzmanlaşmış avukatlar ile çalışıyoruz. Geçtiğimiz dönemde bazı taklit yapan kişi ve kurumları ihtar çekerek uyardık. Bundan böyle çok ciddi tazminatlar ve yaptırımlarla bu kişilerin emek hırsızlığı yapmalarının önüne geçeceğiz. Biz patent almak ve bu konuda mücadele etmek için ciddi bir maddi yatırım da yapıyoruz. Ama artık birilerinin çıkıp bu konuda eyleme geçmesi gerekiyordu. 2013 yılında bu konuda sıfır tolerans ortaya koyuyoruz” diye konuştu. Cevat Kara; sanıldığının aksine taklit bir ürünün %60%70 orijinal ürüne benzemesinin suç teşkil etmede yeterli olduğunu, üründe ufak bir değişiklik yaparım ve ben bu işten sıyrılırım diye düşünenlerin bu konuda bir daha düşünmeleri gerektiğini vurgulayarak; “Bu işin ARGE’sine bütçe ayırmadan hazır olanı kopyalayıp daha düşük fiyat ile piyasaya sunanlar; hem haksız rekabete yol açmış oluyorlar hem de sektörde yenilik yapmak, sektöre katma değer sağlamak isteyenlerin motivasyonunu ortadan kaldırarak tüm sektöre zarar veriyorlar” dedi. Taklit ürünle mücadele konusunda hukuki yolların haricinde, kuyumcuların da bilinçli hareket etmesi ve taklitçilere fırsat vermemesi gerektiğini kaydeden Kara sözlerini şöyle sürdürdü:

Patent ve tescil konusunda uzmanlaşmış avukatlar ile çalışıyoruz. Geçtiğimiz dönemde bazı taklit yapan kişi ve kurumları ihtar çekerek uyardık. Bundan böyle çok ciddi tazminatlar ve yaptırımlarla bu kişilerin emek hırsızlığı yapmalarının önüne geçeceğiz. 88 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97

“Her şeyden önce taklit mal, orijinali kadar kaliteli olmayacaktır. Satış sonrası ortaya çıkaracağı sorunlarıyla, bunu alırken daha ucuza aldım diye sevinen kişileri sıkıntıya sokacaktır. Her firma kendi tarzını ortaya koymalı, böylelikle farklı beğeniler yakalanabilir. Bir firma taklit ürün yapacağı yerde, gelip bize “sizin bu ürününüze talep var ve ben satmak istiyorum” dese bizde bu yaklaşımı karşılıksız bırakmaz ve kendisine yardımcı oluruz. Hepimiz esasında ayrı bir renk ve bakış açısına sahibiz. Gelin taklitçilik yapmak için harcadığımız eforu, özgün eserler ortaya koymak için harcayalım. Taklitçiliğin, emek hırsızlığının normal hırsızlıktan hiçbir farkı yok.”



altınhaber

VAGOLD 2013 yılında müşteri sayısını ikiye katladı Son dönemde gittikçe azalan 8 ayar takı üreticileri arasında, yüksek kalitesiyle sivrilen ve hızla çok daha fazla kuyumcuyu müşteri portföyüne katan VAGOLD, 2012 yılına göre 2013 yılında müşteri sayısını %50 artırdı.

B

aşta kelepçe ve bilezik olmak üzere birçok ürün grubunda 8 ayar üretim gerçekleştiren Vagold; yüksek kaliteli işçiliği, müşteri memnuniyetine gösterdiği hassasiyet ve hızlı, etkin, çözüm üreten hizmet anlayışıyla çok daha fazla kuyumcuya ulaştı. Vagold firma sahibi Vural Akbal; hızla geniş kitlelere markalarının ulaşmasının en önemli etkeninin, özel formül eşliğinde yüksek kaliteli ve kararmayan bol çeşitli 8 ayar takılar üretmeleri olduğunu ifade etti. Vagold’un 8 ayarda herkesin cesaret etmediği ürün gruplarına girmesinin bu önemli yükselişte büyük payı olduğunu vurgulayan Vural Akbal; “Bugüne kadar müşterilerimizden nerdeyse hiç şikayet almadık. Ağırlıklı olarak yeni müşterilerimiz referanslar eşliğinde bizi tercih ediyorlar. Kalite başarıyı getiriyor. Biz müşterimizin satamadığı bir modeli kendimiz satamamış olarak kabul ediyor ve onu hemen bir başka modelle ekstra bir ücret almadan değiştiriyoruz” diye konuştu. İstanbul’daki kuyumculara ağırlık verdiklerini ve şu an itibariyle çalıştıkları kuyumcuların sattıkları her yüz üründen sekseninin 8 ayar olduğunu kaydeden Akbal; bizzat koordine ettiği pazarlama ekipleriyle müşterilerine hızlı servis yaptıklarını ve müşteri memnuniyeti için bir ürün siparişine de yüz ürün siparişine de aynı hassasiyetle yaklaştıklarını söyledi.

Demo ile stok maliyetlerinde büyük düşüş… Daha önce alyans firmalarının uygulamaya başlattıkları “Demo ürün” çalışmasını bilezikte Vagold’un devam ettirdiğini belirten Vural Akbal; sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu yeni uygulamamız ile bir kuyumcu, vitrinini %90 oranında daha düşük bütçeyle donatabiliyor. Tamamen yine bize özel bir formül eşliğinde özel bir metalden ürettiğimiz Demo ürünler, kuyumcuların stok maliyetlerini çok ciddi bir şekilde aşağı çekti. Demo ürünümüzün üstüne büyük harflerle “demo” diye yazıyoruz. Bu ürünümüz, 8 ayar takılarımızla birebir aynı olduğu için bu belirtece çok dikkat ediyoruz. Vagold yüksek kaliteli ürünlerini en uygun bütçeyle takı severlerle buluşturmaya ve onların arzularını, hayallerini gerçeğe dönüştürmeye devam edecek.”

90 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97


Marka olma yolunda…

Ülkemizin önde gelen alyans üreticilerinden Mert Alyans; 2012 yılındaki Ekim fuarıyla neredeyse tamamen aynı çapta olan bir fuar yaşadı. İhracat ağırlıklı olarak gerçekleşen Ekim fuarında, Mert Alyans en yeni tasarımlarını sergileme fırsatı elde etti. Mert Alyans Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Saraç, fuarı değerlendirdiği açıklamasında sektörün önemli gündem maddelerine de değindi.

U

zun bir dönemdir İstanbul Jewelry Show’un her iki dönemdeki fuarına katılım gösteren Mert Alyans; bir önceki yıl ile aynı ticari hacmi yakaladı. Yeni müşterilerin çok fazla olmadığı fuarda; Mert Alyans’ın dünyanın farklı noktalarındaki müşterileri fuara geldiler ve yeni ürünleri büyük beğeniyle karşıladılar. Mert Alyans Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Saraç; bu fuarda çok farklı metal ve madenleri, özel üretim teknikleriyle bir araya getirdiklerini belirterek; “Bir dünya markası olmak adına çıktığımız yolda, son yıllarda önemli dönemeçleri geride bıraktık. Anlıyoruz ki ne kadar özgün ve kendi tarzını ortaya koyan üretim yaparsanız, yurtdışında o oranda takdir ve uzun dönemli ticari ilişki görüyorsunuz” dedi. Ekim fuarının son yıllarda Türkiye’nin komşularının daha yoğun ilgisine mazhar olduğunu kaydeden Saraç; fuar boyunca İran, Irak, Ortadoğu, Kuzey Afrika ülkeleri ve az sayıda Rusya’dan yabancı alıcının yer aldığını gördüklerini söyledi. Son zamanlarda büyük firmalardan ayrılan pazarlamacıların kendi işletmelerini kurarak aynı tarzda ihracat yapılanmasına gittiklerine dikkat çekerek şöyle konuştu: “Bu tip yeni kurulan firmalar, müşterilerin karşısına en önemli koz olarak fiyat avantajlarını ortaya koyuyorlar. Za-

ten taklit ürünler konusunda özellikle büyük işletmeler ciddi mağduriyetler yaşarken, kendi pazarlama stratejilerini çok iyi bilen çalışanlarının aynı müşteri grubuyla iletişime geçmesi, müşterinin de kafasının bulanmasına yol açıyor. Esasında müşteri direkt üreticiden ürün almak istiyor. Gerçek ihracat; kendi topraklarınızda ürettiğiniz bir ürünü sınırlarınızın dışına taşımaktır. Bunu gerçekleştirmek için de öncelikle kalifiye eleman konusunda sektörümüzün sıkıntı yaşamaması gerekiyor. Ne yazık ki birçok firma AR-GE yapmak yerine, kopya yapmayı tercih ediyor. Taklitçilik, bir emek hırsızlığıdır ve sektörümüzün en öncelikli sorunudur. İKO bünyesinde kurulan “Taklitle Mücadele Komisyonu”nun bugüne kadar bu konuda yaptığı somut çalışmaları göremedik. Ben yaklaşan İKO seçimlerinde başkan adayımızın ilk önce taklit sorununu ele alması gerektiğine inanıyorum. Bu konuda bana düşecek her görevin en başında yer almaya hazırım.” Hakan Saraç; takıda farklı madenlerin altının alternatifi olarak ve altın ile beraber kullanılmasının son 4 yıldır ele alındığına vurgu yaparak; alyans gibi manevi değeri maddi değerinin çok daha önünde olan, satılması, geri dönüşü düşünülmeyen bir takı çeşidinde çok daha rahat farklı madenlerin kullanılacağına inandıklarını ve bu konuda cesur hamleler gerçekleştirdiklerini sözlerine ekledi.

SAYI 97 • ALTIN DÜNYASI 91


fuardan

İMMİB yabancı konukları Türk lezzetleriyle tanıştırdı Istanbul Jewelry Show kapsamında fuarı ziyaret eden yabancı misafirleri özel bir organizasyonda bir araya getiren İMMİB; Türk mutfağının birbirinden güzel lezzetlerini tanıttı. Istanbul Jewelry Show’da onlarca farklı ülkeden yabancı alıcılar yer aldılar. Fuarın 2. günü akşamında İMMİB, Florya Kaşıbeyaz Restaurant’ta bir yemek verdi. Yabancı alıcıların yer aldığı yemek organizasyonunda; başta İMMİB Başkanı Ayhan Güner ve İMMİB Yönetim Kurulu Üyeleri hazır bulundular. Türk mutfağının farklı lezzetlerinin yabancı konuklara sunulduğu organizasyon sonunda herkes mutlu bir şekilde ayrıldılar. İMMİB Başkanı Ayhan Güner; “Fuara gelen yabancı misafirleri özel bir organizasyonla ağırlayarak, Türk misafirperverliğini göstermek istedik” dedi.

Ensar Kuyumculuk’tan fuara özel “Horon” şov

Sektörün önemli markalarından Ensar Kuyumculuk, Istanbul Jewelry Show’da standında ağırladığı horon ekibiyle misafirlerine ve fuar ziyaretçilerine oldukça keyifli saatler sundu. Büyük bir kalabalık grubun izlediği horon ekibinin gösterisi büyük beğeni topladı. Geniş ürün yelpazesi, tasarım zenginliği ve pazarlama stratejileriyle başarısını gün geçtikçe artıran Ensar Kuyumculuk, fuarda da en çok ziyaret edilen firmalardan biri oldu.

Kemençe eşliğinde horon ekibi misafirlere keyifli dakikalar yaşattılar.

92 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97



fuardan

Sina Montür’ün bitmiş ürünleri ilgiyle karşılandı

Ülkemizin deneyimli çıplak taş ve montür markası Sina Montür; bu yılın içinde üretimini gerçekleştirdiği “Bitmiş ürün” kategorisindeki en özel modellerini Istanbul Jewelry Show kapsamında ziyaretçilere sundu. Bu yılın ortasında ilk kez bitmiş ürünlerini seri halde üretime alan ve özel bir katalog ile bu ürünlerinin bir kısmını müşterilerinin beğenisine sunan Sina Montür; İstanbul Ekim fuarında ilk kez toplu lansman yapma şansı elde etti. Yıllardır Sina Montür ile çalışan kuyumcular; artık bir ürünü anahtar teslim, herşeyiyle Sina Montür’den alma şanslarına sahipler. Sina Montür firma sahibi Barış Lek; İstanbul Jewellery Show’un firmaları için gayet başarılı geçtiğini, bazı köklü müşterilerinin ilk kez bitmiş Sina ürünlerini fuarda yakından

Geçen Kuyumculuk’un yeni ürünleri ziyaretçilerden tam puan aldı

Bu yıl hemen hemen her iki ayda bir ses getiren yeni koleksiyonlara imza atan Geçen Kuyumculuk, Istanbul Jewelry Show Ekim fuarında da profesyonel alıcıları kendine hayran bıraktı. Birkaç yıldır tasarım ve AR-GE çalışmalarına önemli yatırımlar yapan Geçen Kuyumculuk; 2013 yılında yaptığı tüm bu yatırımların karşılığını aldı. Her iki ayda bir sürekli yeni koleksiyonlara ve her hafta yeni tasarımlara vitrinlerinde yer açan Geçen Kuyumculuk; Istanbul Jewelry Show’a özel hazırladığı, adını “Avangard” olarak belirlediği yeni koleksiyonu ve sıra dışı modelleriyle ziyaretçilerden tam puan aldı. Geçen Kuyumculuk firma sahibi Ahmet Geçen; İstanbul Ekim fuarının firmaları için çok verimli geçtiğini, harcadıkları yoğun emeğin karşılığını hem takdir hem de siparişler ile almanın mutluluğunu yaşadıklarını söyledi. Ahmet Geçen, İstanbul Ekim fuarında yine müşterilerine yeni bir koleksiyon sunduklarını, takı set grubunda markalarının trendleri takip eden değil trend yaratan bir pozisyona geçtiğini kaydederek şöyle konuştu: “Ekim fuarına “Avangard” ismini koyduğumuz özel bir koleksiyon ile katıldık. Bu koleksiyonumuzun bazı modelleri İtalyan ve Türk karışımı oldu. Yarı mamül olarak İtalya’dan getirdiğimiz ürünleri, kendi parçalarımızla bir sentez yaparak ortaya benzeri pek görülmeyen bir model zenginliği çıkarttık. Özellikle fuar boyunca Ortadoğu’dan yabancı misafirleri standımızda ağırladık. Hem eski müşterilerimizi görme şansı elde ettik hem de yeni müşterileri portföyümüze kattık. Fuarları biz her şeyden önce markamızın yeniliklerini tanıttığı, etkili bir platform olarak görüyoruz. İşini özenle yapan, yaptığı işten keyif alan her firma başarıyı yakalayacaktır. “ 94 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97

inceleme şansı elde ettiklerini söyledi. Sina Montür ile yıllardır çıplak taş ve montür alanında çalışan müşterilerinin hepsinin “Bitmiş Ürün” kategorisinde de Sina Montür’ü hızla tercih ettiklerine belirten Barış Lek; “Bizim disiplinli, titiz, kaliteli ve hızlı çalışmamızın farkını yaşayan müşterilerimiz, bitmiş ürün kategorisinde de bizimle çalışarak tek elden tüm ihtiyaçlarını karşılamış oldular” dedi. İstanbul Ekim fuarında birçok yabancı yeni müşteri de portföylerine kattıklarını

kaydeden Lek; “Ciddi miktarlarda sipariş aldık. Yeni tasarımlarımız büyük ilgi gördü. Tek taş ve sıralı taş yüzük modellerinde uzmanlaşmaya devam ediyoruz. Fuar geçmiş dönemdeki Ekim fuarlarına göre daha sakin geçerken, bizim standımız beklediğimizin üstünde ilgi ve ziyaretçi aldı. Özellikle İran’lı ve Kuzey Afrikalı alıcılar fuara geldiler” diye konuştu. Yaz sonuna doğru piyasaya sundukları “Bitmiş Ürün Kataloğu”nun tüm müşterileri tarafından ilgiyle karşılandığını ve bu katalog vasıtasıyla kuyumcuların çok daha rahat siparişlerini merkezlerine geçtiklerini vurgulayan Lek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Son dönemde katalog çıkartan firma sayısı ciddi oranda azaldı. Özellikle taklit korkusu firmaları katalogdan soğuttu. Biz kendi üretim kalitemize hiçbir taklitçinin ulaşamayacağını bildiğimiz için çok daha rahat hareket ettik. Binlerce kuyumcuya ulaşan kataloğumuzdan müşterimiz sipariş verdiği an 1 ile 3 gün içinde ülkemizin hangi noktasında olursa olsun, ürünü eline ulaşmış oluyor. Biz bitmiş üründe başarılı modeller ortaya koyarken, montür alanında da yepyeni ve iddialı ürünlerimizi müşterilerimize sunduk. Bitmiş üründe müşterilerimiz farklı ürünler bekledikleri için bu istekleri bizim montür üretimimizde çıtayı bir yukarıya çıkarmamıza vesile oluyor.”


Bütün markalar tek çatı altında Sektörün en önemli alyans üretici firmalarından Cız Alyans, Marka Dünyası konsepti ile bölgesel pazarlama konusunda oldukça başarılı bir projeye imza attı. Zahir Cız'ı Adana'daki ofisinde ziyaret ettik.

Remzi Çelen - Zahir Cız

30 yılı aşkın bir süredir kuyumculuk ve mücevherat sektöründe hizmet veren Zahir Cız, Cız Alyans markası ile sektörün en önemli alyans üretici firmaları arasında yer alıyor. Aynı zamanda sektörün dev firmalarının alyans tedarikçisi olan firma, oldukça geniş ve profesyonel dağıtım kanalı yapısı ile de dikkat çekiyor. Özellikle Adana ve çevre bölgedeki firmalara toptan satış konusunda hizmet veren Cız Alyans, Marka Dünyası konsepti ile bölgesel pazarlama konusunda da bir ilke imza attı.

Markalar bu sistem ile büyük avantaj sağlıyor Alışılagelmiş distribütörlük sisteminin de ötesinde bir dağıtım kanalı stratejisi oluşturan firma, perakende kuyumcuların, sektörün dev firmalarının oldukça zengin ürün çeşidine ulaşabilmesine imkan tanıyor. Geliştirilen sistem ile bölge kuyumcuları sektörün dev firmalarının ürünlerine ulaşabiliyorken, sisteme dahil olan markalar da dağıtım

kanalı maliyeti, cari hesap riski, operasyon giderleri ve AR-GE gibi maliyetlere katlanmadan bölgedeki sektör mensuplarına da hizmet vermiş olabiliyorlar.

“Kısa sürede bu sistemle müşteri sayısı açısından önemli bir noktaya geldik” Sistemin kurucusu Zahir Cız Marka Dünyası’nın detayları ile ilgili şunları söyledi; “Uzun yıllardır sektöre hizmet vermenin birikimi ile bu şekilde bir yapılanmanın hem perakende kuyumcular hem de sektörün dev markaları açısından faydalı olabileceğini gördük. İlk etapta proje fikrimizi bu firmalarla paylaştık ve çok olumlu değerlendirmeler alınca projemizi hayata geçirdik. Bu sistem ile bölgemizde, portföyümüze sahip olan perakende kuyumcular oldukça sık periyotlarla ve sektörün dev markalarının oldukça zengin ürün çeşidinden seçim yapma şansına sahip oluyorlar. Ayrıca, dev markalar da pazarlama, dağıtım giderleri, rek-

lam giderleri, cari hesap riski vb hiç bir külfete katlanmadan markalarını bölgemizde de satma şansına sahip oluyorlar. Sistemin cari hesap yönetimi ve peşin ödeme yapısı, sisteme dahil olan firmaların memnuniyet düzeyini de artırıyor. Bu sistemi uygulamaya kısa bir süre önce başlamış olmamıza rağmen oldukça önemli yol almış durumdayız. Çok kısa sürede gerek katılımcı firma ve gerekse perakendeci kuyumcu müşteri sayısı açısından önemli bir noktaya geldik. Bundan sonra sistemin sağlıklı işlemesi için gerek katılımcı ve gerekse perakende firma seçiminde gösterdiğimiz hassasiyete devam edeceğiz.” SAYI 97 • ALTIN DÜNYASI 95


fuardan

KİAŞ Kuyumcukent’in tanıtım çalışmalarına hız verdi Istanbul Jewelry Show Ekim’e 50’şer m2’lik iki stand ile katılan KİAŞ, Kuyumcukent’in tanıtımı için oldukça verimli bir fuar dönemi geçirdi.

03-06 Ekim 2013 tarihleri arasında yapılan Istanbul Jewelry Show’da iki hol arasında yaklaşık 50’şer m2’lik iki stant ile fuara katılan KİAŞ, Kuyumcukent’in tanıtımı konusunda oldukça olumlu tepkiler aldı, gösterilen ilgiden oldukça memnun kaldı. Her gün yaklaşık 20.000 kişinin ziyaret ettiği, Ortadoğu’nun en büyük entegre altın ve mücevher üretim ve ticaret merkezi olan Kuyumcukent, özellikle yabancı ziyaretçilerin de dikkatini çekti. Kompleks ve kiralama koşulları hakkında detaylı bilgiler alan ziyaretçiler Türkiye pazarlarını Kuyumcukent içerisinden yürütmenin kendileri için çok avantajlı olacağı görüşünü paylaştılar. Kuyumcukent standı aynı zamanda kuyumculuk sektörünün önde gelenleri tarafından da ziyaret edildi. KİAŞ bu doğrultuda sürdürdüğü çalışmalara hız vermek için UBM Rotaforte ile tasarladığı, Kuyumcukent’in tanıtımı için çok büyük bir adım olacak ve ilk defa uygulanacak projenin çalışmalarını da sonuçlandırdı. 20-23 Mart 2014 tarihleri arasında gerçekleşecek olan Istanbul Jewelry Show’da toplam 300 metrekarelik bir Kuyumcukent Pavilyonu kurulacak. Orta ölçekli firmalara büyük avantajlar sunacak olan Kuyumcukent Pavilyonu 6 metrekarelik 47 adet stanttan oluşacak, ayrıca bünyesinde KİAŞ’a ait bir alan bulunacak. Hem Kuyumcukent’in gücünden hem de yapılan anlaşmadaki büyük indirim oranlarından faydalanacak olan Kuyumcukent firmaları Ekim ayında gerçekleştirilen fuarda ön rezervasyonlara başladılar. Talepler her geçen gün artıyor, imalatçı firmalar bu gelişmeden çok memnunlar. 96 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97


Istanbul Jewelry Show Ekim’in güvenliği fuar boyunca Loomis’e emanet edildi

3-6 Ekim tarihleri arasında düzenlenen Istanbul Jewelry Show Ekim’ in Resmi Kasalama Sponsoru olan Loomis, taşınabilir değerleri güvence altında tutarken, fuar süresi boyunca teşhir saatleri dışında değerli eşyaların kasalamasından da sorumlu oldu.

3-6 Ekim tarihleri arasında dünya mücevher sektörünü 37. kez bir araya getiren Istanbul Jewelry Show Ekim’in güvenliği geçen sene de olduğu gibi bu sene de Loomis ile sağlandı. Fuarın Resmi Kasalama Sponsoru olarak hizmet veren Loomis, dünya genelinde 400 şubesi ve 20.000 çalışanı ile para ve değerli eşya taşıma hizmeti veriyor. Loomis, Istanbul Jewelry Show Ekim kapsamında giriş gümrükleme işlemlerinin yapılması, fuar başlangıcına kadar eşyanın depolanması, fuar alanına ve katılımcıların stant alanlarına istenilen eşyanın teslim edilmesi, fuar süresinde teşhir saatleri dışında eşyaların kasalanması, fuarda sergilenen eşyanın dönüş organizasyonun yapılması konularında hizmet verdi. Fuarlarda sık karşılaşılan hırsızlık sorunlarına karşı, deneyimli ve eğitimli personeli ile üst düzey güvenlik önlemleri sunan Loomis, havayolu ile değerli kargo taşımacılığı ve değerli kargo fuar lojistiği alanlarında tecrübesini ileri teknoloji ve güçlü kontrol sistemleri ile destekleyerek risksiz, sorunsuz ve hızlı çözümler sunuyor. Loomis Türkiye Ülke Müdürü Sarp Tarhanacı, “Fuar taşımacılığı konusundaki tecrübemiz ile her yıl düzenlenen mücevher fuarına katılım gösteren tüm müşterilere her zaman olduğu gibi kusursuz hizmet sunduk” dedi. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu A.B.D., İngiltere, İsveç, İsviçre, Arjantin gibi ülkelerinde yer aldığı toplam 16 ülkede faaliyet gösteren Loomis, Türkiye’de de çizgisini koruyarak faaliyetlerini sürdürmeye devam ediyor. Türkiye’nin lider değerli kargo taşıma firması olan Loomis Güvenlik Hizmetleri A.Ş. devamlı olarak genişleyen şube ağı ile yurt genelinde 70 bölgede Değerli Kargo Taşıma, Kasalama, ATM İkmali, Banka Grup Nakli ve Merkezi Vezne hizmetleri veriyor.

TAŞ GİBİ Gemoloji nedir? Sözlük anlamı “gem” değerli taş “loji” bilim, gemoloji değerli taş bilimidir. Değerli taşlar, insan var olduğunda beri, ekonomi, politika ,edebiyat, ve moda dallarında önemli roller üstlenmiştir.Değerli taşlar tarihte erkekler için güç ve zenginlik göstergesi olurken kadınlar içinse güçün yanı sıra güzellik ve süslenme unsuru olarak kullanılmışlardır. Mücevher üzerinden ihtişamla parıldayan değerli taşlarla ilgili merak edilen konuların başında taşların gerçek olup olmadığı gelir. Daha sonra taşın büyüklüğü, kıymeti ve hatta son zamanlarda olduğu gibi taşın enerjisi , burçlarla ilşkisi ve hangi hastalığa iyi geldiğide merak edilen konular arasındadır. Anlaşılacağı üzere değerli taşlarla ilgili en önemli konu kıymet taktiridir. Taşların net olarak kıymetinin belirlenmesi için bir uzmana ihtiyaç vardır. Nasıl ki eski bir eşyanın antika olup olmadığına ve değerine karar veren antika uzmanları varsa, herhangi potansiyel değerli taşın kıymetini belirleyen uzmanlar vardır. Bu kişilere değerli taş uzmanı veya gemolog denir. Gemolog taşın ham olarak bulunmasından, mücevher üzerine yerleştirilmesine kadar geçen süreçte değerli taşlar üzerinde çalışır. Bir cinayet dedektifi nin gerekli bütün delilleri bulup, katili ortaya çıkarması gibi, gemologta aynı bir dedektif titizliğinde çalışarak değerli taşın bütün niteliklerini bulup, taşa kimlik kazandırır. Gemolojinin çalışma alanları nedir diye sorucak olunursa; değerli taşların doğada nerelerde bulunabileceği aşamasından, çıkarılması, alınıp satılması ve son tüketiciye ulaşıncaya kadar ki geçen süreçte taşın tam olarak tanımlanması, fiyatlandırılması ve bu sayede güvenli ticaretin sağlanmasıdır. Gemoloji ve gemologla ilgili bu kadar söylemden sonra iyi bir gemolog nasıl olunur sorusu akla gelir. İyi bir gemolog değerli taşı nasıl gözlemleyeceğini, taşınların fiziksel ve optik özelliklerini bilmedir. Bunun ötesinde değerli taşların tanımlamasında gerekli olan gemoloji aletlerini verimli olarak kullanmalı ve testleri yapabilmelidir. Testlerin, çoğu zaman tek ve emsalsiz olan bu taşların değerlerinde bir kayba yol açmaması en önemli konu olmalıdır. Doğaldır ki, bu kadar önemli bir konuda uzmanlaşmakta konunun değerine uygun bir emek süreci ve ciddi bir eğitimi beraberinde getirmektedir. Değerli taş kurslarının asıl amacı taşa zarar vermeden taşın türünü, doğal olup olmadığını, işlemden geçirilip geçirilmediğini öğretmektir. Bu yolda gemolog adaylarına doğru tanımlama için değerli taşların fiziksel ve optik özellikleri, ve bunları belirleyen aletlerin kullanımı öğretilir. Taşların değerlendirilmesinde ilk aşama taşın hangi taş olduğunun anlaşılmasıdır. Daha sonra doğal olup olmadığı ve herhangi bir işlem görüp görmediğinin anlaşılması hatta taşın dünyada hangi bölgeden çıkarıldığı içindeki kusurların (inklüzyon) incelenmesi ile belirlenir. Değerli taşların içinde ki kusurların ne ifade ettiğini anlamak için bu kusurların oluşum nedenlerini bilmek ve bu kusurları lup veya mikroscop altında bire bir incelenmesi gerekir.. Yeterli miktarda taş incelenerek kazanılacak deneyim sayesinde taşın gerçek kimliği ortaya çıkartılır. Son tüketiciye ulaşan mücevheratın metalinden, taşına kadar işçiliği, gerçekliği ve kalitesi mücevher sektöründeki ticari güveni sağlar. Değerli taşlardaki kalite kontrölü profesyonel gemologlar sayesinde gerçekleşir. Unutulmamalıdır ki ticarette güven ve kalite, taş gibi sağlam bir faktördür. SAYI 97 • ALTIN DÜNYASI 97


Anadolu'dan

TÜRKİYE’NİN DÖRT BİR YANINDA Sektörün merkezi olarak kabul edilen İstanbul kadar Anadolu da son derece önemli. Aslına bakarsanız başka bir deyişle sektörün gelişim yönünü belirleyen önemli unsurlardan biri de perakendeciler. Bu açıdan bakıldığında perakendecilerin nabzını tutmak son derece önemli. Bu amaçla sürekli olarak Türkiye’nin dört bir yanındaki perakendecileri ve bölgesel üreticileri yerlerinde ziyaret ediyor ve gözlemlerimizi sayfalarımızda sizlerle paylaşıyoruz. Önceki seyahatimizde İzmit, Adapazarı, Düzce, Bolu, Ankara, Kırıkkale, Amasya, Çorum, Samsun, Trabzon, Giresun, Ordu ve Rize’yi ziyaret etmiştik. Bu ay gerçekleştirdiğimiz seyahatte ise Ankara, Kırşehir, Malatya, Elazığ, Diyarbakır, Şanlıurfa, Kahramanmaraş ve Adana’daki perakendeci ve üreticileri ziyaret ettik. Bir yandan sektörün nabzını tutarken diğer taraftan da yayın grubumuz çatısı altında hazırlanan ALYANS, BİLEZİK ve KUYUMCUKENT dergilerinin de dağıtım etkinliğini kontrol ettik. Bilezik lokomotif ürün grubu

Bu seyahatimizde ziyaret ettiğimiz bölgenin genel karakteristiği gereği 22 ayar bilezik talebi oldukça yüksek. Hatta vitrinlerin çok önemli bir bölümünde bırakın pırlantalı mücevherleri, 14 ayar düğün setlerini bile görmek mümkün olamayabiliyor. Bölgedeki nihai tüketicinin talebi gereği ağırlıklı olarak burma ve tel bilezik tercih ediliyor. Mağazalar cirolarının çok büyük bir kısmını bu ürün grubundan elde ediyor.

Doğu’da mega bilezik boşluğu var

Ziyaret ettiğimiz illerde her ne kadar 22 ayar bilezik yoğun ilgi görse de son zamanların talebi artan grubu Mega Bilezik diğer illerdeki performansına ulaşmış değil. Mega bileziğin performansı ileride mi artacak yoksa bölge talebinin yapısı gereği tel ve burma bilezik durumunu koruyacak mı? Bunu zaman gösterecek. Yaptığımız görüşmelerde mega bilezik grubunun vitrinlerde yeteri kadar şans bulamadığını anladık. Mega bileziğin performansı, vitrinlerde yer bulabilmesi ile doğru orantılı olacaktır.

98 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97

Yerel üreticilerin ağırlığı artıyor

Özellikle bilezik kategorisinde yerel üreticilerin ağırlığı hissediliyor. Örneğin bundan bir kaç sene öncesine kadar Malatya’da üretim son derece sınırlı miktarda yapılıyor ve ihtiyacın önemli bir kısmı diğer illerdeki üreticilerden sağlanıyorken, bugün yerel üreticiler pazarın önemli bir bölümüne hakim durumdalar. Bununla birlikte yerel toptancılar da önemini arttırıyor. Örneğin, Adana’da faaliyet gösteren Zahir Cız, sektörün çok önemli firmalarının distribütörlüğünü başarılı bir şekilde yerine getirerek, Adana’daki firmalara, bu markalara ulaşma şansı sunuyor.

Alyansta ilerleme fırsatları

Bölgede özellikle Diyarbakır, Kahramanmaraş ve Elazığ’da son derece klasik ve muhafazakar alyans modelleri vitrinlerde yer alıyor. Bu illerdeki mağazalar yurdun önemli bir kesiminde talep gören yeni modelleri henüz vitrinlerine sokmuş değiller. Ancak bu, bölgede talep olmadığı anlamına gelmiyor. Örneğin; Pırıltı Alyans Diyarbakır Kuyumcular Çarşısı’nın girişinde açtığı mağazasında, modern ürün grubundaki performansından oldukça memnun.


Anadolu'dan Oda başkanlarının önemi büyük

Oda başkanlarının önemi Anadolu’daki illerde son derece büyük. İllerin çok önemli bir kısmında ilgili ilin ileri gelen firma sahipleri bu görevi üstlenirken, bazı illerde ise oda ve dernek başkanlığının ‘’önemsenmeyen bir külfet’’ olarak algılanıp yetkin olmayan kişilerin görevlendirildiğini de ne yazık ki gözlemliyoruz. Örneğin; Kayseri ve Malatya kuyumcular odası başkanları, bu konuda son derece başarılı çalışmalar yapıyorken örneğin Kırşehir’de yaptığımız mağaza ziyaretlerinde derneğin başarılı çalışmaları ile ilgili bir tebrik duymadığımız gibi en ufak bir ipucuna dahi rastlayamadık.

Yüksek altın fiyatları talebi arttırıyor

Türk halkının en önemli yatırım araçlarının başında gelen altın, iktisat bilimi yasalarının tam tersine, fiyatları yükseldikçe talebinin de arttığı bir emtia niteliğinde. Bunu fiyatların arttığı dönemlerde bilezik satışlarının yükselmesiyle açıklayabiliyoruz. Aynı şey bölgede yaptığımız ziyaretlede de sözkonusu idi.

Tefeciler zorda

İstanbul’dan uzaklaştıkça internet kullanımı artıyor. Firmalar bilgiye ulaşmada interneti daha fazla tercih etmeye başlıyor. Elbette bilgisayarı olmayan çok fazla mağaza var ama, bunların sayısı er geçen gün azalıyor. Üretici ve toptancılar, interneti çok daha etkin kullanarak bu alana yönelik faaliyette bulunabilirler.

Ziyaretlerimizde en çok gözümüze çarpan şeylerden biri şu ; ‘’Kredi kartına 12 ay taksit’’. Camında bu ibare yazan mağazaların çok önemli bir kısmının vitrininde 1 kg dahi bilezik bulunmuyor. Mağazanın ne amaçla faaliyet gösterdiği vitrininden belli oluyor. BDDK bu konuda son derece önemli önlemler aldı. Para ve hatta hapis cezaları yolda. Kuyumculuğun adının tefecilik ile yan yana anılmasına sebebiyet veren bu kuyumcu dığı firmaların aramızdan elenmesini ümit ediyoruz.

Fiyat rekabeti problemi devam ediyor

Kuyumcukent takip ediliyor

İnternet kullanımı yükseliyor

Türkiye’de perakendeciler arasındaki en önemli problemlerden birisi de fiyat rekabeti. Bazı illerde maliyet fiyatına yakın hatta, maliyetin altında satışlar gerçekleştiğimi gözlemleyebiliyoruz. Pek çok oda ve dernek anlık piyasa fiyatlarını mağazalara ulaştırarak, tavsiye edilen piyasa fiyatları ile ilgili ‘’tavsiyelerini’’ mağazalara iletiyorlar.

Özellikle Kuyumcukent Dergisi’nin yayın hayatına başlaması ile birlikte, Kuyumcukent’ten Anadolu’daki mağazalara doğru olan iletişim kuvvetlenmeye başladı. Artıkk pek çok esnaf Kuyumcukent’in değerini çok daha iyi anlar durumda. Kuyumcukent’te yatırımı olan maaza sahipleri de sürekli ve sağlıklı bilgi almaktan son derece memnunlar.

SAYI 97 • ALTIN DÜNYASI 99


Anadolu'dan

100 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97

adana


diyarbakır

Anadolu'dan

SAYI 97 • ALTIN DÜNYASI 101


Anadolu'dan

102 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97

elazığ


elazığ

Anadolu'dan

SAYI 97 • ALTIN DÜNYASI 103


Anadolu'dan

104 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97

kahramanmaraş


kayseri

Anadolu'dan

SAYI 97 • ALTIN DÜNYASI 105


Anadolu'dan

106 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97

kırşehir


şanlıurfa

Anadolu'dan

SAYI 97 • ALTIN DÜNYASI 107


Anadolu'dan malatya

108 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97


malatya Anadolu'dan

SAYI 97 • ALTIN DÜNYASI 109


altınhaber

Hemera’dan Eski İstanbul’da krallara layık bir otel…

Graziella King Suites Özenle tasarlanmış mimarisi ve sultanlara layık odalarıyla Graziella King Suites, dünyanın en önemli tarihi merkezlerinden birinde, dünyanın dört bir yanından gelen misafirlerini özenle ağırlıyor. İstanbul’a gelen mücevherciler de Graziella King Suites’i tercih ediyor. Hemera Grup’un turizm sektöründeki girişimlerinden biri olan Graziella King Suites, eşsiz lokasyonu ile İstanbul’un merkezi ve her yıl 15 milyon kişinin ziyaret ettiği Kapalıçarşı, Sultanahmet Camii, Ayasofya Müzesi, Yerebatan Sarnıcı ve Topkapı Sarayı’na sadece 10 dakika yürüyüş mesafesinde. İstanbul’un eğlence, alışveriş ve tarihi restaurantlarının bulunduğu Taksim, Nişantaşı, Osmanbey ve Şişli’ye 5 Km, Uluslararası Atatürk Havalimanı ve CNR Fuar merkezine 13 km. uzaklıkta olup, toplu taşıma araçlarına yakınlığı ile kolay ve rahat ulaşım imkânlarına sahip olan Graziella King Suites, İstanbul serüveninizde kendinizi sultanlar gibi hissetmenizi sağlayacak İstanbul’un tarihi dokusunu, konakladığınız süre içerisinde keşfedeceksiniz. 110 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97



altınhaber

Bykuk’un yenİ ürünü büyük İlgİ gördü

Kazhas’ın fotoğrafı yetti… Trabzon’un takı kültürünün iki önemli aktörü olarak kabul edilen Kazaziye ve Trabzon hasırının ilk kez birleşiminden oluşan KAZHAS daha piyasaya çıkmadan, sektör dergilerindeki fotoğraflarını görenler sipariş vermeye başladı. Özellikle 2013 yılında “Kaynaksız hasır kısaltma tekniği” “Arakne” isimli özel koleksiyon ve onlarca yeni model üreten, yeniliklerin markası Bykuk; yılın son döneminde yine sektörde büyük ses getirecek özel bir çalışmaya imza attı. “KAZHAS” ismi verilen ve Trabzon’un iki tarihi takı çeşidini bir araya getiren bu özel model, piyasaya henüz tam anlamıyla sunulmadan yoğun ilgi görmeye başladı. Bykuk Kuyumculuk firma ortağı İbrahim Kuk; Trabzon’un zengin takı kültürünü, özünü bozmadan yeniliklerle çok daha geniş kitlelere ulaştırma gayreti içinde olduklarını ve bu bağlamda sürekli farklı fikirleri masaya cesurca yatırdıklarını söyledi. “KAZHAS” ismini koydukları yeni Trabzon takısının sektör basınında fotoğraflarının görülmesiyle birlikte, ürüne henüz kuyumcular dokunmadan firmalarına sipariş geçtiklerini belirten Kuk; “Gerçekten kısa sürede bu kadar büyük ilgi olacağını tahmin etmiyorduk. İlk başta 8-9 model ile piyasaya sunduğumuz “KAZHAS” takımızı, daha da çeşitlendirerek kuyumcu dostlarımızın ve takıseverlerin beğenisine arz edeceğiz” dedi. “KAZHAS” modelini hazırlarken önemli bir hazırlık dönemi geçirdiklerini, ilk ürünün ortaya çıkması için defalarca yap bozlar içinde olduklarını kaydeden İbrahim Kuk, şunları söyledi: “Şu anda piyasalar hep yenilikler görmek istiyor. Yeniliğe açık olmaları bizim daha cesur hamleler yapmamıza vesile oluyor. Tabi ki sürekli yenilik anlayışı ve talebi, büyük bir emek ile ortaya konan yeni tasarımların yaşam sürelerini ne yazık ki çok kısaltıyor. Ama şu anda piyasa şartları budur. “KAZHAS” modelimiz hem yurtiçinde hem de yurtdışında satışa aynı anda sunuluyor. Bu yıl, firmamızın ilk ihracatını yapması açısından da ayrı bir önem arz ediyor. Her geçen sene ihracat çalışmalarımızı arttırmayı düşünüyoruz. Tabi ki bunu yaparken asla iç pazarı ihmal etme ve zayıflatma lüksümüz olmayacaktır. Bugün itibariyle Trabzon hasırı, dünyanın birçok 112 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97

noktasında otantik ve kültürel takılar arasında gittikçe daha çok tercih edilir bir hale gelmektedir. dünya arenasında Trabzon hasırı her gün en büyük rakibi Hint takısının önüne geçmekte ve taklit edilememesi, yüzde yüz el işi olmasıyla büyük ilgi çekmektedir.”

Bykuk Kuyumculuk firma ortağı İbrahim Kuk


altınhaber

Yazıcı Grup Yönetim Kurulu Başkanı İlhami Yazıcı

YAZICI GRUP Tanzanyalıların yaşam kalitesini artıracak İskoçya’da ve Tanzanya’da daha önce çeşitli ticari faaliyetlerde, yatırımlarda bulunan Yazıcı Grup şimdi; parke taşı, inşaat kumu, mıcır üretimi, çimento depolama ünitesiyle Tanzanyalıların yaşam kalitesini artıracak.

D

ünyanın her noktasını adeta arka bahçesi gibi gören ve mesafeleri gözetmeden doğru yatırım için kolları sıvayan Yazıcı Grup; Tanzanya’da dev bir yatırımı hayata geçirmek üzere. Afrika kıtasında birçok ülke hızla gelişim gösteriyor. Baştan sona yeniden yapılanan birçok ülkede ciddi yatırım fırsatları firmaları bekliyor. Sektörümüzün dinamik firmalarından Yazıcı Grup; aylardır ön hazırlığını yaptığı dev fabrikasını, iki ortağıyla birlikte hizmete sokuyor. Tanzanya’da daha önce “Safari Su Ürünleri” ismiyle bir firmaları bulunduğunu ve bu firmaları sayesinde bölgedeki ticari hayatın kurallarına hakim olduklarını ifade eden Yazıcı Grup Yönetim Kurulu Başkanı İlhami Yazıcı; “İnşaat sektörü alanında bölgede çok büyük boşluk olduğunu gözlemledik. Bu boşluğu doldurmak için Tanzanya’nın başkenti olan ve Afrika’nın en önemli liman şehirlerinden biri olan Darüselam’da ortaklarımızla beraber önemli bir yatırımın startını veriyoruz” dedi.

Yatırım yapmak isteyen yatırımcılara bürokratik engeller

14 000 m� alan üzerine kurulan dev üretim tesisi bölgede bir Türk firmanın en büyük yatırımı olma özelliğini taşıyor. Tanzanya’da çok ciddi bürokratik engellerin bulunduğunu ve ülkede yatırım yapmak isteyen yabancıların ciddi zorlukları göğüslemesi gerektiğini belirten Yazıcı; “Başta Tanzanya’da ki büyükelçiliğimiz ve ticaret bakanlığımız bize çok yakın ilgi gösterdiler. Birçok prosedürü sabırla aşarak şu anda fabrikamızı hizmet verir bir hale getirdik. İlk yıllarda inşaatlarda ve yol yapımında kullanılacak hammaddeleri üreteceğiz. Önümüzdeki yıllarda bölgede inşaat yatırımlarımız, toplu konut yatırımlarımız da olabilir” diye konuştu. Ülkemizden birçok mühendis ve beyaz yakalı, işinin ehli kişileri Tanzanya’daki fabrikanın başında çalışmak ve ekibi koordine etmek için götürme kararı aldıklarını kaydeden Yazıcı, inşaat alanında ülkemizin yüksek kaliteli işçiliğini bölge insanının mutluluğunu ve refahını arttıracak düzeyde kullanacaklarını sözlerine ekledi.

SAYI 97 • ALTIN DÜNYASI 113


fuardan

Fuarın ilgi gören adreslerinden biri de Roberto Bravo oldu Zarif tasarımları ve görkemli standıyla Roberto Bravo bu yıl da fuarın ilgi odağı oldu. Sunduğu 2014 koleksiyonuyla ilgiyi üzerine çekmeyi başaran Roberto Bravo da fuarı olumlu geçiren firmalardan biri oldu. Yönetim Kurulu Başkanı Aytaç Kamar fuar değerlendirmesine ilişkin sorularımızı yanıtladı. devam ederken, son sezonun yeni trendi Kumkuat Koleksiyonu da dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Fuara yurtdışından gelen ziyaretçileriniz oldu mu? Yurtdışından misafirlerimizi ağırladık ve iyi geri dönüşler aldık. Son aylarına geldiğimiz 2013 yılını firmanız adına nasıl değerlendirirsiniz? 2014 yılından beklentileriniz nelerdir? Roberto Bravo her sene kendini yenilemek ve farklılık yaratmak için çalışan dinamik bir firma. 2013 senesinde belirlemiş olduğumuz hedeflerin tamamına ulaştık. 2014 yılında da aynı başarının mutluluğunu yaşamak için yüksek bir motivasyon ile çalışmaya devam edeceğiz.

Ekim ayında 37.si gerçekleştirilen İstanbul Jewelry Show bu yıl firmanız adına nasıl geçti? Beklentilerinizi karşıladı mı? Istanbul Jewelry Show, hem mevcut müşteri sadakatinin devamlılığı hem de yeni müşterilerin kazanılması adına beklentilerimizi karşıladı. Roberto Bravo sıra dışı çizgisi ve trend öncülüğü ile fark yaratmayı yeniden başardı. 114 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97

Fuar için yaptığınız hazırlıklar nelerdir? Bunların dönüşünü alabildiniz mi? 2014 senesi için hazırladığımız Kareena Koleksiyonu’nu beğenilere sunduk. Doğal ve güçlü kadınların değişken tüm ruh hallerini düşünerek yaratılan zarif tasarımlar ilgi gördü. Black Magic Koleksiyonu’na eklenen yepyeni ürünler ile sofistike siyahı yorumlamaya


fuardan

Bayramoğlu fuarı iyi değerlendirdi Yeni iş ortaklıklarının temellerini fuarda atan Bayramoğlu Kuyumculuk, modern tasarımlı standında bilezik ve kelepçe modellerini sergiledi.

Bayramoğlu Kuyumculuk Genel Müdürü Hakan Ütebay, fuarı şöyle değerlendirdi: “İstanbul Jewelry Show Ekim fuarı bizim için beklentilerimiz doğrultusunda geçti. Müşterimizle olan iş ilişkilerimizi daha da geliştirmemizi ve sektördeki firmalarla görüşüp fikir alışverişi yapma imkânı bulmamızı, ayrıca yurt dışındaki firmaların bazılarıyla yapacağımız çalışmaların temellerini atmamızı sağladı. Irak, İran, Dubai ve Hindistan’dan ziyaretçilerimiz oldu. Olumlu tepkiler… Fuarda 22 ayar tel, şarnel, bileziklerin yanında kelepçelerimizi de sergiledik. Fuar standımızda her sene olduğu gibi modern bir konsept kullandık. Uluslararası standartlarda çalıştığımızın sektörde de bilinir olması için reklam çalışmalarımızı bu yönde hazırladık. ISO 9001, ISO14001 ve OHSAS 18001 kalite belgelerimizi ön planda tuttuk. Fuar boyunca ve sonrasında oldukça olumlu tepkiler aldık. 2013 yenilikler yılı… 2013 hedeflerimizi tutturduğumuz ve kurumsallık alanında ilerleme sağladığımız bir yıl oldu. 2013 yılını yeni müşteri, yeni ürünler yani yenilikler yılı olarak değerlendirebiliriz. 2014’te bunların devamını getirerek daha da büyümeyi hedefliyoruz.”

Mystone, tüm ürün yelpazesi ile Istanbul Jewelry Show’daydı Sürekli yenilenen ürün yelpazesini fuar için daha da genişleten Mystone fuarda, zümrüt safir, yakut ve tanzanit gibi değerli taşları çıplak taş olarak sergiledi. Mystone Firma Ortağı Gökhan Dalbudak fuarı şu cümlelerle değerlendirdi: “Bu yıl Istanbul Jewelry Show Ekim fuarının firmamız adına olumlu geçtiğini belirtmek isterim. Tüm alıcı ve satıcıların buluştuğu bu fuarda bütün ürünlerimizi bir arada sergileme imkânı bulup müşterilerimizin beğenisine sunduk. Sürekli yenilenen ürün yelpazemizi tanıttık. Bu fuar yerli ve yabancı alıcıları ile firmamız adına başarılı bir organizasyon oldu. Fuar için mevcut olan ürün yelpazemizi daha da genişlettik. Zümrüt, safir, yakut ve tanzanit ürünlerimizi çıplak taş olarak sergiledik.” 2013 değerlendirmesi… “2013 yılı firmamız açısından ilk 6 aylık periyotta güzel aktif ve başarılı geçti, fakat İstanbul’da çıkan olaylar nedeniyle yaz dönemi durağan bir seyir izledi. Ama Ekim fuarı ile birlikte artık güzel ve aktif bir şekilde 2013 yılını tamamlamayı planlıyoruz.”

SAYI 97 • ALTIN DÜNYASI 115


fuardan

FD Group ilk fuar deneyimini başarıyla atlattı FD Group için 2013 yılı için dönüm noktası sayılabilecek bir yıl oldu. Kurumsallaşma çalışmaları adına büyük adım atılan bu yıl marka için oldukça verimli geçti. İlk fuar tecrübelerini İstanbul Jewelry Show’da yaşayan FD Group’un yapılanma sürecini Yönetim Kurulu Başkanı Cemalettin Şahin anlattı.

Günümüz koşullarında başarıyı yakalamak, bilinirliği artırmak ve marka gücünü daha da sağlamlaştırmak adına hiç kuşkusuz ki kurumsallık büyük önem taşıyor. Bu gereklilikten yola çıkarak kendilerine yol haritası çizen FD Group yıl boyunca başarılı projelere imza attı. 2013 yılını kurumsallaşma çalışmalarına ayıran FD Group, hedefleri doğrultusunda oldukça başarılı bir grafik çizdi. FD Group Yönetim Kurulu Başkanı Cemalettin Şahin, “1,5 yıl önce kurumsallaşma çalışmalarımıza başladık. Kurumsallaşma artık bir gereklilik. Bu fikirden yola çıkarak profesyonel bir ekiple Bandırma’dan başlayarak çalışmalarımızı başlattık. Çalışmalarımız nedeniyle oldukça iyi tepkiler aldık. Daha sonra İstanbul ayağı devreye girdi. Son dönemde de Avrupa bu zincire dahil oldu. Avrupa’da daha fazla aktif olmayı amaçlıyoruz, bu nedenle yakın zamanda Köln’de de bir ofis açmayı planlıyoruz” dedi. “Firmamız çatısı altında; Fahret Döviz, FD Diamond, FD Diamond Toptan, Bandırma’da FD Döviz ve Kamer Gold markalarımız var” diyen Şahin, tüm markalarında sistemli çalışmaları neticesinde istenilen başarıyı yakaladıklarını dile getirdi. 116 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97

“Perakendeden toptana geçiş doğru bir adım oldu” İstanbul’da altın, külçe altın ve gümüşle işlerimize başladıklarını anlatan Şahin, daha sonra pırlanta odaklı bir çalışmaları olduğunu, öncelikle kendi mağazaları için pırlanta üretirken daha sonra bu başarıyı toptanda da göstereceklerine inanarak bu alandaki çalışmalarını geliştirdiklerini söyledi. Markaları için perakendeden toptana geçmenin doğru bir süreç olduğunu ifade eden Cemalettin Şahin, “Öncelikle kendi ihtiyaçlarımızı belirleyip bu yönde üretim gerçekleştirdik. Bu durumda başarılı olunca iş ortaklarımızın da taleplerini karşılamak adına üretim yapmaya başladık. Müşterilerimizden aldığımız memnuniyet de bizi onurlandırdı ve bu gayretle iyi sonuçlar alıp toptanda ciddi bir gelişme yaşadık. Öncelikle AR-GE çalışması yapıyor, iş ortaklarımızın beklentilerini ve taleplerini değerlendiriyor bu doğrultuda da hizmetlerimizi sürdürüyoruz” dedi. İlk defa Istanbul Jewelry Show’a katılım gösterdiklerini söyleyen Şahin, beklediklerinden çok daha fazla ilgiyle karşılaştıklarını belirtti. Fuar süresince yurtiçi ve yurtdışı alıcılarla ciddi bağlantılar sağladıklarını vurgulayan Şahin fuar ile ilgili şu açıklamalarda bulundu, “Oldukça olumlu bir fuar dönemi geçirdik, Mart

ayında gerçekleştirilecek olan fuarın daha da verimli olacağını düşünüyoruz. UBM Rotaforte’nin düzenlemiş olduğu Perakende ve Mart Fuarlarına da katılım göstereceğiz.” 2013 FD Group için gelişim yılı oldu Daima yükselen bir grafiğe sahip olduklarının altını çizen Cemalettin Şahin, “2013 yılında kurumsallaşmaya, alt yapı ve markalarımızın gelişimine odaklı çalışmalar yürüttük. 2013 yılının şimdiye kadar gelinen sürecini değerlendirirsek oldukça başarılı bir dönem geçirdiğimizi söyleyebiliriz” dedi.



altınhaber

Denizbank’tan kuyumculara altın bankacılığı avantajları Denizbank, yürüttüğü altın bankacılığı çalışmalarıyla bir taraftan topladığı mevduatı diğer bir yandan kuyumculuk sektörüne finansman olarak geri döndürüyor. 2013 yılında sundukları kuyumculara yönelik ürünlerini tüm detaylarıyla dergimize anlatan Cem Turgut Gelgör ile Denizbank’ın altın bankacılığı çalışmalarını ve kuyumculuk sektörüne etkilerini ele aldığımız bir röportaj gerçekleştirdik. Altın bankacılığı müşterileriniz için sunduğunuz özel hizmetleriniz var mı? Altın bankacılığı konusunda ne gibi farklılıklar yaratıyorsunuz ve önümüzdeki dönem için projeleriniz nedir? DenizBank Altın Bankacılığı olarak bizim rakiplerimizden en büyük farkımız imalatçıdan toptancıya, küçük üreticiden perakendeciye kadar altın ticari ile uğraşan tüm sektör müşterilerine, sektör dinamikleri göz önüne alınarak yapılandırılan özel kredi değerlendirme süreci ile finansal hizmet sunuyor olmamızdır. Altın bankacılığı konusunda işimizi yürütürken özellikle müşterilerimizin talep ve beklentilerine yönelik ürün geliştiriyoruz. Burada tabi müşteriyi altın sektöründeki imalat ve kuyumculuk ile ilgilenen kişiler ve bireysel yatırımcılar olarak ikiye ayırmak gerekiyor. Kuyumculuk sektörü açısından baktığımızda kuyumcularımıza özel, altın kredilerimiz mevcut. Ancak biz bu altın kredilerimizle, biraz daha onların ihtiyacına yönelik farklılaşmaya gittik. Mesela, kuyumcular genelde altın kredi-

118 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97

lerini bir yıl vade ile alıyorlardı ve vade sonunda bütün altınlarını getirip altınlarını kapatmak zorunda kalıyorlardı. Bu da kuyumcuların işini zorlaştıran bir sorun. Biz bu noktada onlara daha kolay ödeme şartları sunmak için taksitli kredileri geliştirdik. Müşteriler, istedikleri ödeme planına bağlı kalarak, istedikleri vadede, istedikleri kadar taksitlerle veya 3 ayda bir ödemelerle kredilerini ödeyebiliyorlar. Bu da onların üretim yapmış oldukları mallarını vadesi geldiğinde bozmadan veya herhangi bir yerden altın bulup getirip kapatmadan, dönem dönem ödeyerek kapatmalarını sağlıyor. Kuyumculuk sektörünün ihtiyacına yönelik bu ürünü 2012 hayata geçirdik ve oldukça olumlu tepkiler aldık. Mevduat tarafına baktığımızda ise müşterilerimize çok farklı bir ürün yelpazesi sunduk. Genelde klasik müşteri tipi, farklı ürünler kullanmak yerine, altını alıp evinde saklayarak yatırım yapıyordu. Bu hem lojistik hem emniyet anlamında biraz sıkıntılı bir yöntemdi. Şimdi müşterilerimiz istedikleri şekilde TL’den, dövizden altın alabiliyorlar. İsterlerse kendilerine her ay düzenli “Altın Biriken Hesap” açabiliyorlar. Arzu ederlerse bunu dâhili mevduata aktarabiliyorlar ve burada altına altın olarak yatırımlarını değerlendirebiliyorlar. Kuyumculara yönelik hizmetleriniz var mı? Kuyumculuk sektörü ciddi sipariş üzerine çalışan bir sektör. İmalatçıları göz önüne aldığımızda son dönemde yine Türkiye’de bir ilk olan İmalatçıya Altın Destek Kredisi’ni onların kullanımına sunduk. Buradaki ana amacımız şuydu; dediğim gibi kuyumcular sipariş üzerine çalışıyorlar. Siparişin alınması, işlenmesi, müşteriye ulaştırılması, son kullanıcıya gitmesi ve oradan tekrar nakit akışının alınarak imalatçıya ulaşması belli bir süre alıyor. Bu süre zarfında da firmalar açıkçası kendi sermayeleriyle bu siparişleri fonlamak zorunda kalıyorlar. Tabi son dönemde altın ons fiyatının da çok yükseldiğini düşündüğümüzde ciddi bir sermaye büyüklüğünden bahsediyoruz. Biz de Deniz Bank olarak kuyumculara 3 ay ödemesiz dönemli, daha sonra ise eşit taksitlerle ödeyebilecekleri bir ürün sunduk. Böylelikle siparişlerini yapıp, müşteriye ulaştırıp, müşteriden son kullanıcıya gidip, oradan tahsilâtı alıp, imalatçıdan bize geri dönmesi arasındaki, kalan fonlama ihtiyacını biz karşılamış oluyoruz. Böylelikle onlar da çok daha rahat bir şekilde siparişlerini istedikleri şekilde kabul edip, sermayelerini siparişlerde kullanmak yerine, bizden aldıkları altın kredisi ile bunu fonlayabiliyorlar. Daha sonra da tahsilâtları dönmeye başladığı zaman, taksitli bir şekilde bize ödeyebiliyorlar. Bu ürünümüz piyasada ciddi talep görmeye başladı. Çünkü gerçekten onların çok ihtiyacını karşılayan bir ürün. Şimdi fuar dönemiyle de birlikte zaten hareketleneceğini düşünüyorum. Onun dışında bir de tabi özellikle ihracatçılarımızın dönem dönem yurtdışına yaptıkları ihracatlarda, finansal destek ihtiyacı, sigortalama ihtiyacı veya bilgi ihtiyacı oluyor. Biz yine faktoring şirketimizle birlikte onlara yönelik bir ihracat faktoring ürünü geliştirmeye çalışıyoruz. Onların ihracat yaptıkları ülkelere yönelik gerekli şartları sağlayarak ve sigorta enstrümanını da kullanarak ihracatlarını daha güvenilir ve rahat yapmalarını sağlayan bu yeni ürünü de sektörümüzün hizmetine sunuyoruz.



fuardan

ONSA İSTANBUL’un yükselişi devam ediyor Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen “Capital 500 – Türkiye’nin En Büyük 500 Şirketi Araştırması” ödül töreninde cirosunu en çok artıran firmalar kategorisinde iş dünyasının zirvesinde yer alan ONSA İSTANBUL istikrarlı büyümesine devam ediyor. ONSA İSTANBUL Istanbul Jewelry Show Ekim’den memnun ayrıldı.

Yalnızca Türkiye’nin değil dünyanın önemli tedarikçilerinden birisi olan ve ihracat odaklı üretime odaklanan ONSA İSTANBUL bugüne kadar ortaya koyduğu çalışmaların karşılığını almaya başladı. Onsa’nın bu başarısı İstanbul Conrad Otel’de düzenlenen gecede taçlandırıldı. Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen “Capital 500 – Türkiye’nin En Büyük 500 Şirketi Araştırması” Ödül töreninde cirosunu en çok artıran firmalar 120 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97

kategorsinde iş dünyasının zirvesinde yer alan ONSA İSTANBUL istikrarlı büyümesine devam ediyor. Dünya’nın pek çok ülkesinde düzenlenen fuarlara katılan ONSA İSTANBUL Istanbul Jewelry Show Ekim’de de beklentilerine ulaştı. İhracatçılara yönelik bir organizasyon olması ile ön plana çıkan Istanbul Jewelry Show, ihracat odaklı faaliyet

gösteren ONSA açısından da son derece başarılı geçti. Dünyanın pek çok ülkesindeki pazarların talebine uygun üretim gerçekleştiren ONSA’nın koleksiyonları ziyaretçilerden tam not aldı. ONSA tepe yöneticileri fuardan memnun ayrıldı.


fuardan

Valentine Diamond fuarda dünyanın en büyük yüzüğünü tanıttı Valentine, dünyanın en büyük yüzüğü ile Türk kuyumculuğunu uluslararası arenada da tanıttı.

B

Valentine Diamond Firma Sahibi Hüseyin Tangülü

u yıl 37.’si düzenlenen Istanbul Jewelry Show Ekim’in sezonuna göre başarılı geçtiğini düşünüyorum. Türk kuyumcularının yurtdışındaki şirketler ile tanıştığı ve yeni koleksiyonların tanıtıldığı bir fuarı daha geride bıraktık. Bu yıl fuar için hazırladığımız ve Medeniyetler Köprüsü adını verdiğimiz dünyanın en büyük yüzüğünün sektör profesyonellerinden olumlu tepkiler alması da bizi çok mutlu etti. Bu proje ile Türkiye’nin kuyumculuk sektöründe fason üretici konumundan çıkarak inovatif ve uluslararası projelere imza atabilecek kapasite ve bilgi birikimine sahip olduğunu göstermek istedik. Tamamen Türk kuyumculuğunun tanıtımı için yaptığımız dünyanın en büyük yüzüğü, 20’den fazla yabancı 100’den fazla yerli yazılı ve görsel medya mecrasında yer alarak amacına ulaştı. Bu gayretlerimizi gören İKO’nun verdiği plaket ise, gelecekte yapacağımız projeler için büyük bir teşvik oldu. Bu projede bizden desteklerini esirgemeyen İKO, İMMİB, Kapalı Çarşı Esnaflar Derneği ve Nadir Metal’e de teşekkürü de bir borç bilirim.

Mamuş’un taşlı bilezikleri fuarda büyük beğeni topladı Istanbul Jewelry Show’un kıdemli bilezik markalarından biri olan Mamuş, Istanbul Jewellery Show Ekim fuarından, mutlu ayrıldı. Son dönemde taşlı fantezi bilezikleriyle dikkat çeken, İtalyan tarzı son derece modern, hafif bilezikleriyle geniş kitlelerin beğenisi kazanan Mamuş Gold, Istanbul Jewellery Show Ekim fuarından, mutlu ayrıldı. Mamuş Gold İhracat Müdürü Kerem Yılmaz, her fuar öncesi olduğu gibi yeni ürünler eşliğinde bir hazırlık dönemi geçirdiklerini ve yeni sergiledikleri ürün grubuna ziyaretçilerin büyük ilgi gösterdiğini söyledi. Fuarın daha verimli hale gelmesi için, İstanbul fuarına sürekli katılım gösteren yabancı konuklardan ziyade, bu fuarı daha önce hiç ziyaret etmemiş kişi ve kuruluşların tespit edilerek, onlara özel tanıtım faaliyetlerinin yoğunlaştırılması gerektiğinin altını çizen Yılmaz; “Fuarımızı ziyaret etmeyen veya az eden çeşitli ülkelerden alıcıların heyet halinde fuara getirilmeleri gerekiyordu. Mevcut müşterilerimizin haricinde yeni müşteriler ile de buluşma şansı yakalasaydık fuar bizim için çok daha verimli geçebilirdi” dedi. Mamuş Gold Genel Müdürü Rıfat İyigün; markalarının İstanbul’da yılda iki kez düzenlenen fuarlara katılımının süreklilik arz eden bir durum haline geldiğini, mutlaka müşteri kitlesinin Mamuş’u fuarda ziyaret etmek istediğini söyledi. Fuara özel hazırlanan, yeni Mamuş ürünlerine büyük ilgi olduğunu belirten İyigün; tasarıma yaptıkları yatırımın karşılığını hem beğeni hem de ticari olarak almalarının kendilerini çok mutlu kıldığını ifade etti. Piyasada çok kişinin cesaret edemediği taşlı fantezi bileziklerinin ve İtalyan tarzı naif tasarıma sahip ince ve hafif bileziklerinin her gelen ziyaretçi tarafından hayranlıkla incelendiğini sözlerine ekleyen Genel Müdür İyigün; bazı yabancı misafirlerin Mamuş ürünlerinin tamamen Türkiye’de yapıldığına inanamadığını, markalarının aynı zamanda Türkiye’deki üstün üretim gücünü tüm Dünyaya gururla gösterdiğini vurgulayarak sözlerini noktaladı. SAYI 97 • ALTIN DÜNYASI 121


Konyalı Saat, saat modasının nabzını tutuyor Şirket yapısını güçlendirerek müşteri odaklı bir hizmet benimseyen Konyalı Saat, dünyaca tanınmış markaları yıllardır tüketicisiy le bu luşturuyor. Konyalı Saat Genel Müdürü İrfan Nalçacı sek törle ilgili şu açıklamaları yapıyor: “Saat sektörü için 2013 yılı ge nelde başarılı bir yıl oldu. 2014 yılının sonuna kadar Türkiye saat sektörü ivmeyle büyümeye devam edecek. Özellikle büyük üretici grupların ve Lüks ve Prestij markaların gelmesiyle sektörün daha düzene girdiğini söyleyebilirim. Dünyada üst grup dediğimiz lüks markalar daha da büyüyor. Tamamı yenilenen Basel World Saat ve Mücevher fuarında özellikle bunu çok daha net gördük. Tamamı yenilenmiş lüks standlar, yeni düzenlemeler yapıldı. Bu anlamda İsviçre saat pazarı gün geçtikçe standartlarını genişletmeye devam ediyor. Bunun yanı sıra moda markalarını da es geçmemek gerekiyor. Moda markaları da her geçen gün saatteki tasarımlarını teknolojiyle birlikte geliştirerek güçleniyor.” Konyalı Saat, güvenin çok önemli olduğunu belirtirken tüketici beklenti ve ihtiyaçlarına göre kaliteden ve modadan ödün vermeyen hizmet anlayışını ilke edindiklerini dile getiriyor. Konyalı Saat Genel Müdürü İrfan Nalçacı sektördeki hedefleriyle ilgili şu açıklamaları yapıyor: “2013 yılının sonuna kadar %15 büyümeyi hedefliyoruz. Mağazacılık anlamında da 2014 sonuna kadar 5 mağaza daha açmayı planlıyoruz. Bugüne kadar Türk saat sektörünün profesyonelleşmesine öncülük ettik bundan sonra da etmeye devam edeceğiz.”

Saat sektöründe 62 yıllık deneyime sahip Konyalı Saat, 2013 yılının sonuna kadar Türkiye’de saat sektörünün büyük bir ivmeyle büyümeye devam edeceğini belirtiyor. 2014 saat modasında renkli kadranlar ve kayışların yanı sıra ‘Retro’ tasarımların da hakim olduğunu vurgulayan Konyalı Saat, online alışveriş sitelerinin düzene girmemesinin sektörün en büyük sıkıntılarından biri olduğunun altını çiziyor.

Renkli Kadran ve Kayışların Yanı Sıra Saatte Retro Modası Hakim Hem erkekler hem de kadınlar için en önemli aksesuarlardan biri olan kol saatlerinde son modanın renkli kadranlar ve kayışların yanı sıra ‘Retro’ tasarımlar olduğunu vurgulayan İrfan Nalçacı bu senenin son trendlerini açıklıyor: “Kullandığımız kol saatlerinin kıyafetimizle uyum sağlaması çok önemli. Alacağımız saatin bir kaç farklı tarzla kullanılabilecek tasarım ve modele sahip olması kullanıcı açısından 2 farklı tarzda saat almak yerine daha uygun bir tercih nedeni oluyor. Kadınlar için 2014 kışında koyu renk, zarif taşlı, ufak kasalı, seramik kayışlı modeller günlük kullanım için uygun olurken, erkekler için de metal kayışlı modeller klasik ve spor tarzlar için kullanılabiliyor. Ayrıca bu dönem “Retro” modası giysilerde olduğu gibi kol saatlerinde de çok moda.”

Zenith’ten anlamlı Destek! Felix Baumgartner’in dünya rekoru kırdığı Zenith El Primero Stratos, Only Watch’da alıcısını buldu. Konyalı Saat distribütörlüğündeki dünyaca ünlü saat markası Zenith, elçisi Felix Baumgartner’in onuruna tasarladığı El Primero Stratos’u geliştirmek için kullanılan eşsiz prototipi Only Watch’a bağışladı. Saat mezatçıları Antiquorum tarafından, dünyanın ilk hayır amaçlı saat müzayedesi olarak tanınan ‘Only Watch’un 5.’si Milano’da düzenlendi. Müzayedede yer alan 33 benzersiz saat ve 14 vintage magnum şampanya şişesi koleksiyonu, Antiquorum Auctioneers çatısı altında, toplam 5 milyon 66 bin Euro karşılığında satıldı.

Satıştan elde edilen gelir kas distrofisi hastalarına aktarılacak

Müzayedede satıştan elde edilen gelir, ‘Only Watch’ aracılığıyla, dünya çapında 250 bin çocuk, ergen ve genci etkileyen hastalık olan Kas Distrofisi araştırmalarını finanse etmek amacıyla Monegasque Müsküler Distrofiyle Mücadele Derneği’ne aktarılacak.


Daha çok pırlanta daha çok mil Altınbaş, 1 Kasım’dan itibaren Miles&Smiles üyelerinin alışverişlerinde, alışveriş tutarı kadar mil kazandırıyor!

K

oleksiyonlarını farklı hikâyeler ve tasarımlarla harmanlayarak mücevher tutkunlarının beğenisine sunan Altınbaş, Miles&Smiles’la kazandırıyor. Altınbaş mağazalarında, 1 Kasım’dan itibaren Miles&Smiles üyelerinin yapacağı 500 TL ve üzeri alışverişlerde, alışveriş tutarı kadar mil hediye ediliyor. Altınbaş’ın elmas, pırlanta, altın ile safir, yakut ve zümrütten oluşan özel koleksiyonlarına sahip olabileceğiniz alışverişlerinizi Miles&Smiles ile mile dönüştürün…

Zen Pırlanta Ankara Next Level AVM mağazası açıldı

Mağazalarında sadece pırlantalı ürünler Zen, Ankara’daki 4. mağazasını Next Level AVM’de açtı. Mağaza şık ve zarif dekorasyonu ile dikkat çekiyor.

M

ağazada pırlantanın asaletini yansıtan tektaşlar, beştaşlar ve alyansların yanı sıra, en zarifinden en gösterişlisine birçok model bulunuyor. Ayrıca, erkeklere pırlantanın sunan pırlantalı aksesuar koleksiyonu ve ZEN markalı pırlantalı saat koleksiyonu da mağazada sergileniyor. Zen Pırlanta mağazası geniş fiyat aralığında birçok seçeneğe sahip. Mağazada her bütçeye uygun bir alternatif mutlaka bulunuyor. SAYI 97 • ALTIN DÜNYASI 123


Frédérique Constant ve Tarihi Riva Derneği, görkemli Runabout’ları anmak için bir araya geliyor Runabout’ların dalgalara hükmettiği zamanlar…

Yirmili yıllarda, tüm dünya adeta on yıl sürecek bir partide yaşıyor gibi olduğu zamanlarda, gezegenin en güzel plajlarında boy gösterenler yalnızca film yıldızları değildi. Onlardan daha göz önünde pırıl pırıl, elle cilalanmış ve krom detaylandırılmış ahşap gövdeli Runabout olarak bilinen tekneler vardı. Bu zarif sanat eserlerinin berrak sularda hızla ilerlemesini sağlayan güçlü motorlarının kükremesi, Runabout’ların altın çağına tanık olma ayrıcalığını yaşamış olan binlerce kişiye esin kaynağı oldu.

Tarihi Riva Derneği... Olağanüstü bir mirasın koruyucuları Tarihi Riva Derneği, 1998 yılında İtalya’nın Milano şehrinde kurulmuştur. Bu kurumun temel amacı, tutku dolu tekne meraklısı Bay Carlo Riva tarafından tasarlanmış klasik runabout teknelerini bulmak ve onların korunmasına yardımcı olmaktır. Dernek, Riva Runabout tekne sahiplerinin teknelerini korumalarını sağlayarak ve onları eski zarafetlerine kavuşturmaya yardımcı olarak bu hedefine ulaşıyor. Bu yıl, İsviçreli saat üreticisi Frédérique Constant ve Tarihi Riva Derneği güçlerini birleştirdi. Birlikte, dünyanın daha mutlu ve rahat olduğu o eski zamanlara ait sofistike ve zarif bu tekneleri anıyorlar.

İki model, üç versiyon... bir gururlu isim Yeni Runabout Moonphase Riva Limited Edition serisindeki tüm modeller, tıpkı adını aldığı t ekneler gibi kendinden emin bir kişiliğe sahip. Yeni Runabout Moonphase Riva serisindeki tüm saatler 1,888 adetle limitli olup her bir saat, içerisinde detalylı Runabout tekne minyatürü bulunan eşsiz hediye kutusunda sunulmaktadır. Yeni modellerin ilki FC-330 kalibre ile donatılmıştır ve iki farklı versiyon olarak sunulmaktadır. Otomatik makineye sahip çelik versiyon, saat 6 hizasındaki pencereden kullanıcısına ayın evrelerini gösteren moonphase özelliğine sahiptir. Zengin gümüş kadran, orta kısmınndaki guilloché detayları ve elle uygulanmış siyah inci rengindeki Arabik rakamlarla etkileyici bir zemin oluşturmaktadır. Saatlerin konveks kesimli safir kristal camı, saatlerin arka kapağına da uygulanmıştır. Riva ile olan işbirliğine atfen, derneğin bayrağı, saatin işçiliğinin gözlemlenebildiği cam kapağa kazınmıştır. Moonphase göstergesine ek olarak kadran üzerinde saat, dakika, saniye ve takvim işaretleyicisi mevcuttur. Zarif 124 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97

görünümü kadar güvenirliği ile de ön planda olan bu saatler, kullanıcısına 100 metre su geçirmezlik ve 38 saat power reserve vaat ediyor. Çelik modelin lüks görünümü kelebek tokalı siyah deri kayış ile tamamlanıyor.. FC-330 kalibrenin aynı zamanda 43 mm çapında pembe altın kaplamalı versiyonu da mevcuttur. Guilloché usulü dekore edilmiş gümüş kadran, pembe altın kaplama elle uygulanmış Arabik rakamlar ile şık bir kontrast halindedir. Geri kalan tüm özellikler, çelik model ile aynı olmakla beraber bu modelin pembe altın kaplama kasasını tamamlamak için koyu kahverengi deri kayış tasarlanmıştır.

Geçmişe selam durmak… Koleksiyondaki ikinci model olan FC-720- ise Otomatik Manufacture Power Reserve kalibre ile donatılmış ve 42 saat güç rezervi sunan sıradışı bir model. Saat-dakika fonksiyonu ve takvim göstergesinin yanı sıra FC-720RM6B4 modeli saat 12 yönünün tam altında bir power reserve göstergesine sahiptir. Konveks kesimli kristal camdan yapılmış ve olan kasa kapağı sayesinde makinenin ince işçiliği gözlemlenebiliyor. Bu model için gümüş kadran, göz alıcı Pavé de Paris guilloché uygulamasına tabi tutulmuştur. Hem elle uygulanmış Arabik rakamlar hem de indeksler pembe altın kaplamalıdır. Kelebek tokali koyu kahverengi deri kayış sıradışı zarafeti tamamlıyor. Dolgun, koyu, elle cilalanmış ahşap...parıldayan, elle cilalanmış pembe altın ve çelik...güneşte ışıldayan krom parçalar...Cenevre gölü kadar pristine kadranlar...öğleden sonra güneşinde kükreyen güçlü motorlar...teknoloji ile ustalığı birleştiren sessiz kalibreler...klasik Runabout tekneleri ile ilham verdikleri saatler arasindaki benzerlik hiç de tesadüf değil. Ne de olsa her ikisinin de kaynağı saf tutku! Frédérique Constant bu yeni koleksiyonla geçmişin ve bugünün tüm efsanevi Runabout teknelerine saygılarını sunuyor.


altınhaber

Jival 5. mağazasını Antakya’da açtı!

Jival Yönetim Kurulu Başkanı Naim Gençoğlu’nun da ortakları arasında bulunduğu Palladium AVM’nin ikincisi 09 Ekim’de Antakya’da açıldı. AVM’de bulunan Jival’in 5. mağazası ise görkemli bir açılışla mücevher severlerle buluştu.

ntakya’da yaklaşık 2 yıldır devam eden Palladium AVM projesinde 42.000 m2 kiralanabilir alan yer alıyor. Tarihi dokuyu önemseyen mimarisiyle dikkatleri üzerine çeken Palladium AVM’nin açılışı bölgeye yeni bir soluk ve canlılık kazandırdı. Jival Antakya mağazası, yeni iş ortağı Razık Büyükgazel ve Jival Yönetim Kurulu Başkanı Naim Gençoğlu önderliğinde hizmete girdi. Yeni konsept mağazasında şıklığı, sadeliği, ön planda tutarak, altın ve pırlantadaki ürün yelpazesini Palladium AVM’de sergiliyor. Jival’in beşinci konsept mağazası olarak hayata geçen proje, ilk açılış günüde yoğun ilgi ve talep gördü.

A

Jival, önümüzdeki dönemlerde de konsept mağaza sayısını Türkiye genelinde artırarak perakende sektöründe tüketiciyle farklı noktalarda buluşmayı hedefliyor.

SAYI 97 • ALTIN DÜNYASI 125


fuardan

Riva Kuyumculuk fuardan mutlu ayrıldı Ülkemizin önde gelen hallowchain üreticilerinden Riva Kuyumculuk; ilk kez katıldığı İstanbul Jewelry Ekim fuarından müspet sonuçlarla ayrıldı. Birçok yeni müşteriyi portföyüne katan Riva; tamamen yenilenen vitriniyle farklı kültürlerin beğenisini yakaladı. Düzenli olarak yıllardır İstanbul Jewelry Show Mart fuarına katılan Riva Kuyumculuk; ilk kez denediği Ekim fuarından başarılı sonuçlar elde etti. Yaklaşık 3 ay öncesinden AR-GE ve Tasarım çalışmalarına başlanan yeni Riva takıları, üretim bandından çıkar çıkmaz fuar standının vitrinlerindeki yerini aldı. Riva Kuyumculuk İhracat Müdürü Onur Şahin; ilk

“Artık klasik ve otantik elmas mücevher üretmeyeceğiz” Ülkemizin en büyük elmas mücevher üreticilerinden biri olan Ser Diamond, artık klasik ve otantik elmas takı üretmeme kararı aldı. Ser Diamond’ın yeni kimliğinde sadece modern çizgilere ve tasarımlara yer var. İstanbul Jewelry Show Ekim fuarına 3’üncü kez katılan ve görkemli standıyla fuarın en dikkat çekici markalarından biri olan Ser Diamond; modern çizgilere sahip olan ve bu tarzda ilk kez sergilediği özel koleksiyonuyla çok büyük ilgi topladı. Bu ilgi neticesinde marka, çok önemli bir karara imza attı. Artık Ser Diamond; klasik ve otantik tarzda elmas mücevher üretimi yapmayacak. Bundan böyle Ser Diamond; kimsenin cesaret edemediği bir adım atarak, elmasın sürekli modern ve yenilikçi yüzünü takı severlere gösterecek. Elması modern çizgiler içine alarak, çok daha geniş kitlelerin ve farklı kültürlerin tercihi haline getirmeyi hedeflediklerini ifade eden Ser Diamond firma sahibi Yakup Alpdoğan; İstanbul Ekim fuarında yurtiçi pazardan katılan firmaların geçmiş Ekim fuarlarına göre azaldığını, yabancı alıcılarda ise belli bir miktar artış olduğunu ifade etti. 126 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97

kez katılım gösterdikleri Ekim fuarından çok verimli sonuçlar elde ettiklerini ve ağırlıklı olarak yeni müşteriler ile tanışmaktan büyük memnuniyet duyduklarını ifade etti. Ekim fuarı öncesi çok titiz bir hazırlık dönemi geçirdiklerini, adeta İstanbul Mart fuarına hazırlanıyormuşçasına birçok yeni modellerini ilk kez stantlarında sergilediklerini belirten Şahin; “Avrupa pazarında etkili olduğumuz modellerimizin Ortadoğu, İran ve İsrail pazarlarında da ilgiyle karşılanması bizi mutlu kıldı. Birçok farklı kültürden aynı beğeniyi almak, tasarımda doğru hamleler yaptığımızın bir göstergesi.”dedi.

Taşın En Doğal Hali… İstanbul Jewelry Show’un hem Mart hem de Ekim ayağına sürekli katılım gösteren markalarından biri olan Besay Kuyumculuk; Ekim fuarında önceki yılları aradı. Fakat yeni doğal taşlı koleksiyonu, ziyaretçilerin büyük ilgisine mazhar oldu. Tamamen doğal taşlardan hazırladığı çarpıcı yeni koleksiyonu ve farklı konseptlerde birçok yeniliği Istanbul Jewelry Show kapsamında vitrinlerine taşıyan Besay Kuyumculuk; özellikle geçmiş fuarlara göre yerli ve yabancı katılımcıların çok daha az olmasından yakındı. Besay Kuyumculuk firma sahibi Ömer Kaya; çok ciddi emek harcayarak hazırlandıkları ve nerdeyse Mart fuarındaki gibi tüm vitrinlerini yeni modellerle süsledikleri bir fuarda, çok daha fazla kişiye ulaşmayı arzu ettiklerini bu bağlamda bir hayal kırıklığı yaşadıklarını söyledi. Tüm bunlara rağmen Besay Kuyumculuğun İstanbul fuarlarına sürekli katılım göstermeye devam edeceğini ve fuarı ticari bir platformdan ziyade, markanın yeniliklerini tanıttığı, büyük kitlelerle buluştuğu ve etkin iletişim kurduğu bir mecra olarak gördüklerini belirtti. Yeni ürün grubu olan Doğal taşlı ürünlere ise beklendiği gibi yoğun bir ilgi oluştuğunu kaydeden Kaya; “Bu takı grubumuz canlı renkleriyle biraz daha yaz ve bahar takısı sınıfına giriyor. Önümüzdeki İstanbul Mart fuarında bu koleksiyonumuzu daha da geliştirerek yeniden müşterilerimize sunacağız. Doğal taşlı ürünlere önem vermeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.


fuardan

Somoro İstanbul Jewelry Show’da umduğundan fazlasını buldu İstanbul Jewelry Show Mart ve Ekim fuarlarının düzenli katılımcılarından, ülkemizin önde gelen montür üreticilerinden Somoro; Ekim fuarında beklentilerinin üstünde başarılı bir sonuç elde ederek, işine duyduğu özenin karşılığını almanın mutluluğunu yaşadı.

K

urulduğundan bu yana montür üzerine uzmanlaşan ve montür dendiğinde sadece ülke çapında değil dünya çapında bilinen bir marka olan Somoro Kuyumculuk; İstanbul Jewelry Ekim fuarını çok başarılı bir şekilde tamamlayarak yılın son dönemecine adım attı. 2012 yılında düzenlenen İstanbul Ekim fuarına göre ciddi bir ticari artış yakaladıklarını belirten Somoro Kuyumculuk Üretim ve Pazarlama Müdürü M. Hıdır İde; “Her Ekim fuarında olduğu gibi ihracat ağırlıklı çalışmalar ortaya koyduk. Hem farklı ülkelerden yeni müşteriler elde ettik. Hem de mevcut müşterilerimiz ile daha hacimli çalışma imkânı yakaladık” dedi. Somoro Kuyumculuğun elde ettiği başarıların, dünden bugüne kısa sürede gerçekleştirmediğini, yılların birikimi

neticesinde ve müşterilerinin firmalarına duyduğu yüksek güven duygusu paralelinde oluşturduğuna dikkat çeken İde; “Markamız ulusal ve uluslararası fuarlara yıllardır düzenli bir katılım gerçekleştiriyor. Bizim başarımızı oluşturan en önemli kriterler arasında; istikrar, sade montür alanında uzmanlaşma, müşteri memnuniyetine

Ufuk Alyans “Ever After” markasıyla ihracatta vites yükseltmeye hazırlanıyor Alyans üretiminde yıllardır başarılı çalışmalarıyla sektörümüzde önemli bir yer edinen Ufuk Alyans, özellikle ihracat çalışmalarında daha etkin hamleler yapabilmek için “Ever After” markasını oluşturuyor. Birçok filmin ve hikâyenin sonunda karşımıza çıkan “Ever After” İngilizce “sonsuza kadar” anlamına geliyor. Alyans takarken çiftler için her zaman birlikteliğin sonsuza kadar sürmesi temenni edilir. İşte bu düşünce ile hayat bulan “Ever After”; özgün tasarımı, tescilli modelleri, farklı dokusu ve sıra dışı dizaynı ile alyansa yeni bir soluk getirmeyi hedefliyor. Ufuk Alyans firma sahibi Ufuk Güneş; “Ever After” markasının Ufuk Alyans’ın yurtdışı yüzü olacağını, ağırlıklı olarak yurtdışı hedeflenerek bu markanın şeklinin ve ruhunun oluşturulduğunu söyledi. Yurtdışı arenada bir marka isminin etkileyiciliğinin çok önemli olduğunu, ürünün üzerindeki semboller ve betimlemelerle bir hikâye anlatmasının ürüne artı değerler kattığını vurgulayan Ufuk Güneş; “Yaklaşık 2 yıldır üzerine çalışmalarda bulunduğumuz ve tamamen marka tescilini elde ettiğimiz “Ever After”da artık son aşamaya geldik. İstanbul Mart fuarında bu markamızı ilk kez lanse etmeyi planlıyoruz” diyen Güneş sözlerini şöyle sürdürdü: “Ever After”ın kesinlikle taklit edilmesinin önüne geçmek istiyoruz. Tamamen tescili alınacak olan tüm “Ever After” model alyanslarımızın en ufak bir şekilde taklidi dahi olsa hukuki mücadelemizi çok net ortaya koyacağız.”

büyük hassasiyet ve kaliteyi uygun bütçe ile buluşturma yer almaktadır” diye konuştu. Türkiye’nin sade montür alanında kısa süre içinde dünyanın en önde gelen ülkeleri arasında yerini aldığını kaydeden Hıdır İde; Türkiye’deki montür firmalarının dünya arenasında montür alanında olan boşluğu çok iyi değerlendirdiklerini ve Made in Turkey damgalı montürlerin tüm dünyada saygı gördüğünü sözlerine ekledi. Şimdiden 2014 Mart fuarı için çalışmalara start veren Somoro Kuyumculuk; en yeni modellerini ve 2014 yılında trend olması beklenen dizaynlarını İstanbul Jewelry Show Mart fuarında sergileyecek.

SAYI 97 • ALTIN DÜNYASI 127


fuardan

Sezgin Jewels fuarda yeni koleksiyonlarını sergiledi Sezgin Jewels; İstanbul Jewellery Show’da yer aldığı görkemli standıyla, önümüzdeki dönemde gümüş mücevherat alanında trend olabilecek yepyeni ürünleri fuar ziyaretçilerine sergiledi.

SEZGİN JEWELS, birbirinden iddialı tasarımlara sahip yeni koleksiyonlarını ilk olarak “İstanbul JewelryShow’da görücüye çıkardı. Takı dünyasında ki son gelişmeleri titizlikle takip eden ve tasarımlarını bu doğrultuda oluşturan Sezgin Jewels; fuar boyunca takıseverlerin yoğun ilgisiyle karşılaştı. Gerek yerli gerekse de yabancı ziyaretçilerin ilgi ile takip ettikleri Sezgin Jewels standı, 4 gün boyunca takı dünyasının önemli firmaları ve yöneticilerini ağırladı. Sezgin Jewels Saha Satış Müdürü Uğur Alan; “Fuar boyunca ağırlıklı olarak Ortadoğu’dan gelen yabancı misafirleri gözlemledik. Irak, İran, Filistin, Dubai, Ürdün, Tunus gibi ülkelerden ziyaretçi oldukça yoğundu. Bir de her fuarda olduğu gibi Rus misafirlerimizi görmekteyiz. Yabancı konukların, beklediklerinin üzerinde MadeInTurkey takıları görmeleri onları şaşırtıyor. Yüksek kaliteli üretimimiz etkileyici bir güç oluşturuyor.” Bu yıl doğal taşlardan oluşan takıların ön planda olduğunu, taşlı gümüşlerle kombine edilmiş deri bilekliklerin çok sık vitrinlerde görülmeye başlandığını sözlerine ekleyen Uğur Alan; “Şehirli kadınların ağırlıklı bu tercihleri üzerine yeni tasarımlar yapmaya devam edeceğiz. Ayrıca kurumlar için yaklaşan yılbaşına özel, farklı gümüş promosyon ürünleri de hazırlayacağız” dedi. 128 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97

Çetinol altının en

saf hali ile fuardaydı Çetinol Kuyumculuk, Istanbul Jewelry Show’da el işçiliğinde ortaya koyduğu özgün çalışmaları gözler önüne serdi.

İstanbul Jewelry Show’a uzun bir dönemdir katılan Çetinol Kuyumculuk; kendi markasından önce yaptığı özgün çalışmalarla, Türk Kuyumculuğunun geçmişine dair özel izlerini tekrar ziyaretçilere gösterdi. Yılların deneyimli 24 ayar otantik ve tarihi takı üretim ustası Ahmet Çetinol tarafından kurulan Çetinol Kuyumculuk, bir fuarda daha hem kendi adına hem de ülke kuyumculuğumuz adına önemli eserler ortaya koydu. Çok küçük yaşta oturduğu kuyum tezgâhında, dönemin en önemli ustaları tarafından yetiştirilen Ahmet Çetinol; son yıllarda kendi markasıyla ülke kuyumculuğunu dünya arenasında başarıyla temsil ediyor. İstanbul Ekim fuarının yoğun bir ziyaretçi akınına hiçbir zaman şahit olmadığını belirten Çetinol Kuyumculuk firma sahibi Ahmet Çetinol; “Bu gerçeği bilen katılımcılar büyük beklentiler içinde olmuyorlar. Bu fuarda yeni müşteri elde etmedik ama eski müşterilerimizle iletişim kurma, onları 4 gün içinde bir arada görme şansı yakaladık” dedi.


altınhaber

JTR’nin düzenlediği 6. Mücevher Tasarım Yarışması için geri sayım başladı Mücevher tasarımında yaratıcılığı teşvik ederek çarpıcı, çağdaş tasarımların yaratılması için platform yaratmak amacıyla Mücevher İhracatçıları Birliği tarafından düzenlenen 6. Mücevher Tasarım Yarışması 2014’ün teması “Doğa’da Aşk” olarak belirlendi. Genç, başarılı, yaratıcı ve dinamik tasarımcıların sektöre kazandırılmasına katkıda bulunmak amacıyla Mücevher İhracatçıları Birliği tarafından düzenlenen 6. Mücevher Tasarım Yarışması için geri sayım başladı. Mücevher Takı Tasarım Yarışmaları, Mücevher İhracatçıları Birliği tarafından, katma değeri yüksek kuyumculuk ürünlerinin geliştirilmesi, takı tasarım etkinliklerinin yaygınlaştırılması ve özendirilmesi, Türk mücevher sektörünün ihracatına yönelik rekabet gücünün artırılması amacıyla düzenleniyor. İlki 2009 yılında düzenlenen yarışmanın 2014 yılında 6. düzenlenecek. İlk düzenlendiği 2009 yılından itibaren tasarım ve iş dünyasında yoğun ilgi ile karşılanan yarışmalar önemli başarılar elde etti. Seçici kurul üyeleri arasında ünlü tasarımcıların, sektör profesyonellerinin, Türkiye ve dünyada marka olmayı başarmış sektör kuruluşlarının üst düzey yöneticilerinin ve İMMİB yetkililerinin yer aldığı yarışmalarda, birçok proje de ödüle layık bulundu. 2014 yılında 6. düzenlenecek olan Mücevher Takı Tasarım Yarışması, düzenlendiği ilk yıldan itibaren artan bir ilgiyle karşılanmış ve bugün Türkiye’nin en önde gelen ve en çok tanınan Mücevher Tasarım yarışmalarından biri haline gelmiştir. Her sene birbirinden yaratıcı ve yetenekli tasarımcıların katılım gösterdiği yarışmalarımız, sanayicilerimiz ve basın-yayın kuruluşlarınca da ilgiyle karşılanmaktadır. Yarışmalarımıza katılan bazı eserler üretime geçme şansını yakalarken, proje sahibi tasarımcılarımız, ihracatçı firmalarımızda istihdam edilme imkânına kavuşmaktadır.

tabiat ananın kalbine nasıl işlemiş? İşte bu yıl 2014 Mücevher Takı Tasarım yarışması tasarımcılarından bu sorunun cevabını bulmasını istiyor ve DOĞA’DA AŞK temasında farklı yorumlarda tasarımlar bekliyor.

TAKVİM

Yarışma Duyurusu ve Elektronik kayıt: 30 EKİM 2013 Proje teslim tarihi: 30 ARALIK 2013 Ödül töreni: 20-23 MART 2014

ÖDÜLLER ve FİNALİST ESER KOLEKSİYONU

İlk 3’e giren eserlerin tasarımcıları ödüllendirilecektir. Birinciye yurt dışı eğitim ödülü verilecektir. Finale kalan tasarımcılar mansiyon ile ödüllendirilecektir. Yarışma seçici kurulu yarışma kriterlerine uygun yeterli sayıda tasarım olmaması durumunda seçilecek eser adedi konusunda jüri toplantısında karar alma hakkını saklı tutar.

GALA GECESİ VE DEFİLE ORGANİZASYON

Yarışma, İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği bünyesinde yer alan Mücevher İhracatçıları Birliği (JTR) tarafından düzenleniyor.

YARIŞMANIN TEMASI

İnsan ile doğanın buluşması ilk nefesle başlar, ilk duygu ilk dokunuş hep doğanın diliyle hayat bulur, duygulara can verir. Peki, doğada insanoğlu aşkını nasıl anlatmış, yüreğinde duyduğunu

Yarışmada finale kalan 10 eser “Doğa’da Aşk Koleksiyonu”nu oluşturacaktır. Koleksiyonu oluşturan mücevherlerin hepsinin özel bir öyküsü ve farklı, çarpıcı bir tasarımı olacaktır. Koleksiyon 20-23 Mart 2014 tarihinde Mücevher Fuarı ile eş zamanlı prestij bir etkinlik ile basın ve tüm mücevher sektörüne tanıtılacaktır. Finalist eserlerin tasarımcılarına ödüllerinin sunulacağı etkinlikte takılar şık koreografili bir defile ile tanıtılacaktır. Defilede kostüm, dekor ve koreografi yarışmanın temasını bütünleyecek detaylar taşıyacaktır.

2014 Mücevher Takı Tasarım Yarışmasının teması “doğa’da aşk” olacak ve “altın takı tasarım” ve “değerli taş tasarım” olmak üzere iki kategoride yapılacak. SAYI 97 • ALTIN DÜNYASI 129


fuardan

“Yeni ürünlerimiz fuarda büyük ilgi gördü” Geçtiğimiz Mart fuarında ürünlerine olan ilgiden dolayı bu fuarda da aynı ürünlerin devamını üretip ziyaretçilerin beğenisine sunan Miray Kuyumculuk, fuarda dikkat çeken firmalardan olmayı başardı. Fuarın dikkat çeken markalarından biri de geniş ürün yelpazesi ve tasarımlarıyla Miray oldu. Fuarcılık konusunda henüz yeni bir firma olduklarını söyleyen Firma Yetkilisi Sedat İlgezdi, “Geçtiğimiz fuarda sergilediğimiz ürünlerimiz oldukça ilgi topladı ve bu fuarda da devamını üretip ziyaretçilerimizin beğenisine sunduk. Fuarda Arap müşterilerimiz ağırlıktaydı. Oldukça verimli bir fuar dönemi geçirdik, eski müşterilerimiz bizi ziyaret ederken yeni müşterilerle de tanışma fırsatı bulduk. Bu bizim 4. fuarımızdı. Bundan sonra fuarcılığı biraz daha öğrenip yurtdışına gerçekleştirilen fuarlara da katılmayı planlıyoruz” dedi. “2013 yılına genel olarak baktığımızda yurtdışında pazar artık çok küçüldü” diyerek piyasalardaki daralmaya işaret eden İlgezdi, firma olarak yıl boyunca yaşanan sıkıntılardan etkilenmediklerini, emin adımlarla ve başarılı bir şekilde büyümelerini sürdürdüklerini söyledi. Yaptıkları yatırımlarda her zaman oldukça dikkatli olduklarını belirten Sedat İlgezdi, “Gereksiz yere yapılan yatırımlar avantaj sağlayacakken dezavantaj sağlayabiliyor. Öncelikle iyi bir pazar analizi ve tüketici talebini değerlendirmek lazım. Kurumsallaşmak ve markalaşmak adına oldukça dikkatli hareket etmek gerekiyor” diye konuştu.

Fuarda “Gösteri Takıları” ilgi odağı oldu Kemerburgaz Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Takı Tasarımı Bölümü öğrencileri 10 farklı sanatçıya onları yansıtacak kişilik özelliklerine göre hazırladıkları Gösteri Takıları ile fuarda yoğun ilgi gördü. Ekim ayında gerçekleştirilen Istanbul Jewelry Show ağırlıklı olarak Mart fuarı kadar yoğun kalabalık ve katılım sağlamıyordu. Ancak bu sene bu durum değişmeye başladı. Geçmiş yıllara oranla daha hareketli bir fuar olduğunu söyleyenlerden biri de İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Takı Tasarımı Bölümü Öğretim Görevlisi Elanur Güner. Verimli bir fuar dönemi geçirdiklerini söyleyen Güner, “Kemerburgaz Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Takı Tasarımı Bölümü olarak öğrencilerimizle farklı bir konsept hazırlayıp fuara katıldık. Bu fuar için öğrencilerimiz 10 farklı sanatçıya onları yansıtacak kişilik özelliklerine göre “Gösteri Takıları” tasarlayıp uyguladılar. Katy Perry, Türkan Şoray, Lady Gaga, Ajda Pekkan, Shakira, Özlem Tekin, Nil Karaibrahimgil, Selda Bağcan, Şebnem Ferah, Keşha’ya tarzlarına uygun olarak hazırlanan tasarımlar ve ürünler fuarda ziyaretçiler tarafından oldukça ilgi gördü bu da bizi oldukça sevindirdi. Aynı zamanda birçok okuldan standımızı ziyaret eden öğrencilere de fuar sırasında Üniversitemizin tanıtımı yapılıp, Fakültemiz, Takı Tasarımı Lisans ve Yüksek Lisans Bölümleri hakkında bilgi aktarımı yapılmıştır” dedi. 130 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97


altınhaber Mücevherat sektörünün Lowemark’ı seçilen Atasay Türkiye’nin en seçkin alışveriş merkezleri ve caddelerinde açtığı mağazalarına bir yenisini daha ekledi

Atasay Zorlu Center’daki mağazasını açtı

Türk mücevherat sektörünün üç kuşaktır birinci liginde yer alan Atasay Mücevherat, Türkiye’nin en seçkin alışveriş merkezleri ve caddelerinde mağaza açmaya devam ediyor. Mücevherat sektöründe bu yıl ilk kez yapılan ‘Lovemark’ araştırmasında Türkiye’nin en sevilen markası seçilen Atasay, Zorlu Center’daki mağazasını açtı.

K

urulduğu günden beri dünyada 110 milyonun üzerinde kadını takılarıyla buluşturan Atasay Mücevherat, modernden klasiğe günün her anını değerli aksesuarla tamamlamak isteyen tüm kadınları Zorlu Center’daki mağazasına bekliyor. Türkiye’nin en seçkin alışveriş merkezleri ve caddelerinde mağazaları olan olan Atasay, geçtiğimiz günlerde açılan Türkiye’nin en büyük alışveriş merkezlerinden biri olan Zorlu Center’da da yerini aldı. Atasay’ın tüketicilerin yaşam biçimlerine göre pazarı segmente ederek, farklı profillere uygun Myras, Belle, One&Only Tektaş, Atasay Fantezi Pırlanta, Alyanz, Jou, Gifty, Asgold Coronet, Asgold Classic, Asgold 22 Ayar isimli 10 alt markası bulunuyor. Atasay’ın koleksiyonları tamamı ödüllü tasarımcılardan oluşan Tasarım Ekibi tarafından, Moda Konsept Tasarımcısı Özlem Süer danışmanlığında hazırlanıyor.

“76 yıldır her müşteri profiline uygun ürünler sunuyoruz”

Mücevherat sektöründe bu yıl ilk kez yapılan ‘Lovemark’ araştırmasında Türkiye’nin en sevilen markası seçilen Atasay’ın Genel Müdürü Çiğdem Kamer, “Atasay olarak 76 yıldır güncel trendleri tüketici eğilimleri ile birleştirerek hazırladığımız koleksiyonlarımızla her müşteri profiline uygun çözümler sunuyoruz. Bu nedenle de Türkiye’nin en değerli mücevher markaları ve Türkiye’nin Süper Markaları listelerinde kuyumculuk sektörünü temsil eden firma olduk. Türkiye’nin en sevilen markası mücevher markası olmak ise bize ayrı bir gurur verdi” dedi. Kamer, Türkiye’nin en gözde alışveriş merkezi ve caddelerinde Atasay mağazaları açmaya devam edeceklerini söyledi.

Ekonomik lüksün ikonik temsilcisi Asgold Coronet ile sonbahar ışıltısı

Tektaş efektli “akıllı karat” tasarımlarıyla, ışıltısı fiyatından çok daha fazla…

D

ünya patentli özgün tasarımlara getirdiği usta işçilikle bir devrim yaratan Asgold Coronet, kadınları pırlantanın ışıltısından ödün vermeden olduğundan daha gösterişli pırıl pırıl bir pırlanta dünyasıyla buluşturuyor. Asgold Coronet yükseltilmiş merkez ve tırnaksız yerleştirme tekniğiyle tasarımlarında tek taş görünümü sağlıyor, üstelik ışıltısına göre çok daha ulaşılabilir fiyatıyla pırlanta ışıltısından ödün vermeden satın alma kolaylığı sunuyor. Eşsiz bir teknikle bir araya gelen yedi pırlanta taş, yüksek karatlı tek taş efekti veren bir mucizeye dönüşüyor. Modayı yakından takip eden ve günün her anı şık olmayı seven kadınlar, Asgold Coronet tek taş yüzük tasarımıyla sonbahar ışıltısını pırlantanın büyüsüyle harmanlayarak göz kamaştıracaklar. Gösterişli mücevherler kullanmaktan hoşlanan kadınlar ise Asgold Coronet’in çift pırlantalı yüzük tasarımıyla adeta çifte şıklık yaratacaklar. SAYI 97 • ALTIN DÜNYASI 131


altınkoleksiyon

Pırlantanın büyülü dünyasına

Altınbaş ile yolculuk Altınbaş, pırlantanın büyülü hikayesinden yola

çıkarak, yüzyıllardır aşkın ve sadakatin temsilcisi olan bu değerli taşı yeniden yorumluyor. Altınbaş’ın dokunuşu ile yeniden yorumlanan farklı büyüklük ve karatlardaki pırlantalarla bezeli kolye, küpe ve yüzükler sade ama bir o kadar ihtişamlı görünümleri ile gözleri kamaştırıyor. Mücevherlere şekil veren ustaların elinde sevgiyle işlenen pırlantalar, evlilik teklifinden, yıldönümüne bir ömür boyu en unutulmaz anların tanığı olarak ışıldıyor..

En güzel aşk hediyesi olma özelliğini 15. yüzyılda kazanan pırlanta, günümüzde de hala temeli sarsılmayan aşkları temsil ediyor. En ince işçilik detayları ile özel olarak tasarlanan pırlanta yüzükler, damla kesim küpeler, üzüm salkımı ve v kesim kesim kolyeler tasarımın gücünü ışıltılar ile kutsamaya devam ediyor.

132 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97


altınhaber

Bileziğin 40 yıllık çınarı “Mehmet Usta” Sektörün en eski bilezik markalarından biri olan Maraşlı Kuyumculuk’un Ustabaşısı Mehmet Gökkaya; meslekte 40. yılını geride bıraktı.

G

eçmişi 60 yıl gerilere giden Maraşlı Kuyumculuk’un; önemli başarılarının ve yıllardır piyasalarda var olmasının başlıca sebebi; deneyimli ustalarla, istikrarlı bir çalışma ortamı yakalaması. Bu önemli ekibin baş aktörlerinden biri olan Mehmet Gökkaya, meslek hayatında 40. yılını tamamladı. Mehmet Usta; yirmili yaşlarının başında başladığı mesleğinde 60’lı yaşlarına yine çalışarak giriyor. Mesleğe ilk başladığı yıllarda tüm bileziklerin her aşamasının elde yapıldığını ve piyasada 10-15 modelin olduğunu belirten Mehmet Usta; “Şimdi her ay en az 15-20 yeni model yapıyoruz. Tüketim toplumu, sürekli yenilik beklentisi içinde. Bir de ileri teknoloji sayesin de hızla yeni model üretme imkanı ortaya çıkıyor. Geçmişte şimdiki üretim hızını yakalayamıyorduk ama özellikle makine destekli üretime başlandığı dönemde makine işi değil el işi istiyorum diyen bir müşteri kitlesi vardı” diye konuştu. Eskiden vatandaşların alım gücünün daha yüksek olduğunu ve bugün ki gibi yatırım argümanlarının çok fazla olmadığını kaydeden Gökkaya, bu sebepten dolayı geçmişte, bilezik satışlarının çok yüksek hacimlerde olduğunu, insanların birikimlerini bilezik alarak yatırıma çevirme gayretinde olduklarını söylüyor. Maraşlı Kuyumculuğun ustabaşı Mehmet Gökkaya; yıllar önce bu kadar çok üretici olmadığını ve İstanbul’un dışında diğer illerde hiç takı üretilmediğini hatırlatarak sözlerini şöyle sürdürüyor: “O zamanlar birkaç firma bilezik üretimi yapıyordu. Balıkesir, Denizli gibi illerin tüm bilezik ihtiyacını karşılıyorduk. Bugün CNC makineleri ile yapamayacağınız bir model kalmadı. Ama ben hala eski el işi bileziklerin çok ayrı bir yeri olduğunu düşünüyorum. Günümüzde bunun farkını, kıymetini bilen kullanıcı kalmadı. Eskiden 30-40 gram ortalamaya sahip bilezikler, günümüzde 20 grama düştü. Ben 10 ay boyunca aralıksız sabah 8 gece 11 çalıştığım dönemleri hatırlıyorum. Geçtiğimiz yıllarda ise 3 ay hiç üretim yapmadığımız günler de ne yazık ki gördük. Ben mesleğe adım atacak yeni kardeşlerimizin öncelikle gelişen teknolojiye vakıf olmaları için eğitim almalarının önemine vurgu yapmak istiyorum.”

Yeni ne var sorusunun bu yıl ki en popüler cevabı; “Nev var” İleri teknoloji eşliğinde elmaslı mücevher üretimi alanında önemli atılımlar yapan NEV Mücevherat; 2013 yılını adeta “Tasarım Yılı” olarak ilan etti. 200’ün üstünde yeni modelini müşterilerinin beğenisine sunan NEV Mücevherat; son dönemde tasarım departmanına yaptığı yatırımın karşılığını alıyor.

S

on dönemde; sürekli yeni model taleplerinin artması sonucunda birçok üretici, tasarım çalışmalarında vites yükseltiyor. Ülkemizin önde gelen mücevher takı üreticilerinden NEV Mücevherat; özellikle bu yıl yepyeni modellerini müşterilerinin beğenisine sunarak bu taleplere etkin bir şekilde cevap vermiş oldu. Birkaç yıldır şimdiye kadar görülmedik bir yenilik beklentisinin kuyumcularda oluştuğunu ve üreticilere sürekli “Yeni ne var” sorusunun sorulduğunu kaydeden NEV Mücevherat Firma ortağı Kerim Şilazi; “Biz de bu yıl yenilik bekleyen, yeni ne var diyenlere “NEVVAR” diyoruz. 2013 yılının 10 aylık periyodunda 200’ün üstünde yeni modelimizi müşterilerimizin beğenisine sunduk” dedi. Geçmiş dönemlerde de NEV Mücevherat’ın ürün gamını yenilediğini, bu yıl özellikle yeni taşındıkları modern üretim tesisi ile Tasarım departmanının daha etkin bir çalışma ortamı yakaladığını kaydeden Kerim Şilazi; Dünya trendlerini yakından takip eden markalarının bu yıl daha çok pırlantayla elması bir arada kullanarak daha modern bir çizgiyi takılarında yansıttıklarını ifade etti. 2013 yılının ayrıca ilk ihracat çalışmalarına başlamaları açısından da ayrı bir önemi bulunduğunu vurgulayan Şilazi; “İlk uluslararası fuar deneyimimizi Hong Kong’ta yaşadık. Yılın sonunda Dubai fuarına da katılacağız. Biz bu fuarlarda yurtdışı ticaretinin önemli nüanslarını elde etmeyi ve ihracat alanında tecrübe kazanmayı ilk hedef olarak belirliyoruz. Her geçen yıl markamız daha çok yurtdışı çalışmalarına ağırlık verecektir” diye konuştu. Bu yıl itibariyle NEV Mücevherat mağazalarında satışa sundukları tüm ürünleri HRD sertifikası ile taçlandırdıklarını ve yakında üretimden çıkan NEV Mücevherat markalı ürünlerinde HRD sertifika uygulamasını standart hale getireceklerini belirten Kerim Şilazi; tüm kuyumcuları ve toptancıları uyararak, aldıkları ürünlerin detaylı analizini yapmaları gerektiğine ve piyasada çok sayıda yanıltıcı ürün bulunduğuna dikkat çekti. SAYI 97 • ALTIN DÜNYASI 133


tasarım

Kolyelerde Venedik Karnavallarının ihtişamı... JOYA'MOR markasının tasarımcısı Tülin Elver bu kez de Venedik Karnavallarının ihtişamını kolyelere taşıyor. "Carnavale" adını verdiği koleksiyon, birbirinden renkli 6 kolye ile göz dolduruyor.

Venedik San Marco Meydanı’nda her yıl düzenlenen dünyaca ünlü Venedik Karnavalından esinlenilen koleksiyon, gümüş üzerine altın kaplama kolyelerden oluşuyor. Koleksiyonda canlı ve pastel renkleri gümüş üzerine mine ile uygulayan tasarımcının yeni koleksiyonu “Carnevale” hem zarif hem iddialı modelleri ile göz alıyor. 2011 yılından kurulan JOYA’MOR markası İspanyolca’da mücevher anlamına gelen JOYA ile aşk anlamına gelen AMOR kelimelerinin birleşiminden oluşuyor. “Mücevherle Aşk Birleşince” sloganıyla yola çıkan marka altın, pırlanta, gümüş ve yarı değerli taşlardan oluşan tamamen el yapımı tasarımlarıyla emin adımlarla ilerliyor. JOYA’MOR tasarımlarına markanın online satış sitesi www.joyamor.com, Lidyana.com ve Mizu.com adreslerinden online olarak ulaşılabiliyor. Tasarımlar ayrıca Ankara Ginza Butik ve Bursa Güzel Bir Gün butikte yer alıyor. 134 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97

Ege’nin ‘zeytin dalı’ kolye ile buluştu… Ege’nin tarihi ve büyülü ışıltısından ilham alınarak tasarlanan Favori’nin zeytin dalı kolyesi ile sevdiklerinizin kalbini fethedin! Özgün tasarımları ile fark yaratan Favori, dargınları barıştıracak şık bir hediye alternatifi sunuyor. Favori tasarımcıları tarafından özenle ve titizlikle tasarlanan Ege’ye özgü zeytin dalı barış figürünü temsil ederken, gittiği her yere sevgi ve hoşgörü götürmeye hazırlanıyor. Avrupa’nın en büyük ve modern kuyumculuk tesisine sahip Favori, birer sanat eserini andıran ürünlerinin tamamını kendi tesislerinde üretiyor. Tüm ürünler, AB ve TSE standartlarına uygun olarak ömür boyu ayar ve kalite garantisi ile satılıyor.

Elif Doğan’dan yepyeni bir koleksiyon

“Smoky Shine”

Tasarımcı Elif Doğan, siyah ve beyazın karışımı ile hazırladığı özel koleksiyonunu, mücevher sevenlerin beğenisine sunuyor. Elif Doğan, Smoky Shine koleksiyonuyla sezona merhaba diyor. Koleksiyonda yer alan modeller, monogram akımını sevenler için birçok alternatif sunuyor. Elif Doğan, yeni koleksiyonu ile siyah ve beyazın asaletini mücevhere yansıtıyor. Değişik yorumları ile farklı tasarımlar üreten Elif Doğan koleksiyonunun en şık Smoky Shine koleksiyonunu değişikliği seven bayanların zevkine sunuyor… Smoky Shine’da yer alan modeller14 ayar rose altını beyaz ve siyah pırlantanın cazibesini sunuyor. Geometrik çizgilerden oluşan koleksiyon, modern, minimal ve zarifliği bir arada sunmakta. Alışılmışın dışında farklı tasarımların yer aldığı Smoky Shine koleksiyonunu ışıltılı tasarımlardan hoşlananlar pırlantalı taşlarla süslenmiş takıları tercih eden bayanlara hitap ediyor.


MİB’den anlamlı proje;

Taşların Tılsımını Duymak

Mücevher İhracatçıları Birliği tarafından hazırlanan “Taşların Tılsımını Duymak” projesi, İstanbul Kalkınma Ajansı tarafından desteklenmeye değer görüldü. Projeyle engelli bireyler, Kuyumcukent’te kurulacak taş kesim atölyelerinde istihdam edilecek. Projenin hedefleri...

M

ücevher İhracatçıları Birliği, engelli bireylerin istihdamı için geliştirdiği ve hibe kazandığı sosyal içerikli projeyle örnek bir çalışmaya imza attı. Engelli bireylerin kuyum sektöründe değerli taş kesim ve işleme alanında istihdam edilmesini öngören “Taşların Tılsımını Duymak” projesinin desteklenmesiyle ilgili süreç tamamlandı ve proje ekibi tarafından (Proje Koordinatörü Ferhan Şahin, Proje Asistanı Sevgi Erol ve Proje Mali İşler Sorumlusu Adviye Aybige Külcü) Ağustos ayından itibaren proje yürütülmeye başlanıldı. Proje bütçesi olarak belirlenen 494 bin liranın yüzde 75’ini İstanbul Kalkınma Ajansı hibe olarak, geri kalanını ise Mücevher İhracatçıları Birliği karşılayacaktır. İstanbul Kuyumcular Odası ve İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin ortak olarak yer aldığı projeye, İşitme Engelliler Federasyonu da iştirakçi olarak destek veriyor. Proje kapsamında, İstanbul Ticaret Üniversitesi Mücevherat Mühendisliği Bölümü’nün Kuyumcukent’teki Araştırma ve Uygulama Laboratuarı’nda engellilere yönelik değerli taşlar işlemeciliğini öğretecek bir eğitim ve üretim atölyesi kurulacak.

Proje kapsamında öncelikle, yüzde 40 ve üzeri işitme engelli bireyler olmak üzere bu mesleğe uygun diğer engelli bireyler ve toplumdan dışlanmış (Örneğin, işsiz ve bir meslek edinerek çalışmak isteyen kadınlar, gençler) bireylerin istihdam edilmek suretiyle meslek sahibi olmaları sağlanacaktır. Öte yandan projenin, mücevherat sektörünün ihtiyaç duyduğu değerli taşlar işleme ustalarının yetiştirilmesini sağlamanın yanında, yüksek katma değerli ihracatı da olumlu yönde etkilemesi bekleniyor. Ayrıca Türkiye’nin değerli taşlarının tanıtılması ve sektöre kazandırılması açısından da önem taşıyor. Proje tanıtım faaliyetleri kapsamında 27 -28 Eylül 2013 tarihleri arasında İstanbul Wyndham Petek Hotel’de gerçekleştirilen “Engelli Bireylerin İstihdamı Hususunda Farkındalığı ve İstihdam Fırsatlarını Artırma” başlıklı Uluslararası Konferansa, 3-6 Ekim 2013 tarihleri arasındaysa CNR EXPO’da gerçekleştirilen Mücevher Fuarı’na katılım sağlandı. Açılan standlar aracılığıyla proje, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden ve yurtdışından gelen katılımcılara tanıtıldı. Taşların Tılsımını Duymak Projesinin Tanıtım Kokteyli, 15 Kasım 2013 tarihinde, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahi̇n’i de katılımıyla, İstanbul Dış Ticaret Kompleksi A Blok’da gerçekleştirilecek.

SAYI 97 • ALTIN DÜNYASI 135


altınhaber

Mor Gabriel Manastırı'na izin çıktı Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem, Vakıflar Meclisi'nin Mor Gabriel Manastırı'na ait 12 parsel arazinin iadesi yönünde oy birliğiyle karar alındığını bildirdi ve bundan sonraki sürece ilişkin bilgi verdi.

Mor Gabriel Manastırı Mor Gabriel (Deyrulumur) Manastırı, dünyanın ayakta duran en eski Süryani Ortodoks manastırı olarak biliniyor. Manastır, Mardin’in Midyat ilçesine bağlı Güngören köyü sınırları içerisinde Süryanilerin anayurdu olarak kabul edilen Turabdin platosunda bulunuyor. Milattan sonra 397’de Mor Şmuel ve Mor Şemun tarafından kurulan manastır, 5. ve 6. yüzyıldan kalan Bizans dönemi mozaikleri, kubbeleri, çan kuleleri, hareketli terasları, kapıları ve Midyat kesme taşlarından yapılan kapı ve motif süslemeleriyle dikkat çekiyor. 136 ALTIN DÜNYASI • SAYI 97

Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem, Vakıflar Meclisi Toplantısı’nın sona ermesinin ardından düzenlediği basın toplantısında, Meclis’te alınan kararlara ilişkin bilgi verdi. Toplantıda Mor Gabriel Manastırı’nın talebinin de gündeme geldiğini ifade eden Ertem, “Bugüne kadar problem olarak gözüken, yargı kararına da intikal etmiş 12 parselin iadesiyle ilgili, Meclisimiz oy birliğiyle olumlu karar verdi” diye konuştu.

Bundan sonraki süreç hakkında da bilgi veren Ertem, şunları kaydetti:

“Bugüne kadar problem olarak gözüken, yargı kararına da intikal etmiş 12 parselin iadesiyle ilgili, Meclisimiz oy birliğiyle olumlu karar verdi. Vakıflar Meclisi kararlarından sonra iki aylık bir süre var, tapuya tescilinin yapılabilmesi için. Vakıf bu kararın kendilerine tebliğinden itibaren iki ay içerisinde taşınmazı kendi vakıfları adına, Deyrulumur Süryani Manastırı Vakfı adına tescilini gerçekleştirecekler. Süreç öylece tamamlanacak. Bizim kararımızla tek başına taşınmaz vakfın olmuyor. Bizim kararımız kanundaki süreçle alakalı ilk aşamalardan birisi. Burada Meclis olumlu karar alacak, bu olumlu karardan sonra tapu, şu anda o yerlerin tescilini yapacak.” Vakıflar Meclisinin 15 üyesinin tamamının iade konusunda olumlu karar vermesini sevindirici olarak nitelendiren Ertem, “Bizim kanundaki şartları taşıması sebebiyle kanuna uygunluk denetimi yapmış olan bir Meclis var burada. Kanundaki şartları taşıması nedeniyle iade noktasında karar verildi.” dedi.

“Taraflar veya ilgililer bunu mahkemeye götürebilirler”

Vakfın söz konusu arazisine ait süreç hakkında da bilgi veren Ertem, “Bu kararımızdan sonra da yargı yolu açık. Her idare kararından sonra yargı yolu nasıl açıksa bundan sonra da açık. Taraflar veya ilgililer bunu mahkemeye götürebilirler” ifadesini kullandı.

Mor Gabriel Kararı sevindirdi

Mardin’deki Süryani Kırklar Kadim Kilisesi Papazı Gabriel Akyüz, Vakıflar Meclisi’nin Mor Gabriel Manastırı Vakfı’na ait 12 parselin iadesi yönünde olumlu karar almasının sevindirici olduğunu söyledi. Akyüz, AA’na yaptığı açıklamada, kararla birlikte hakkın yerini bulduğunu kaydetti. Kararın alınmasında emeği geçenlere teşekkür ettiğini belirten Akyüz, “Bu olağanüstü karar, harika bir şey, bizleri çok sevindirdi. Demokratiklaşme paketinde Mor Gabriel Manastırı Vakfı arazisinin vakfa idae edileceğini açıklayan ve bu arazilarin vakfa iade edilmesinde büyük rol oynayan Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a, kararda emeği geçen herkese teşekkür ederiz. Bu kararla adalet ve hak yerini buldu” dedi.




Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.