Albert camus veba

Page 110

“Kim öğretti size bunları doktor?” diye sordu. Yanıt hemen geldi: “Sefalet.” Rieux çalışma odasının kapısını açtı ve koridorda, Tarrou’ya kendisinin de aşağı indiğini, bir hastasını görmeye gideceğini söyledi. Tarrou onunla birlikte gitmeyi önerdi, doktor da kabul etti. Koridorun ucunda Madam Rieux’yle karşılaştılar, doktor ona Tarrou’yu tanıştırdı. “Bir dost,” dedi. “Sizi tanıdığıma memnun oldum,” dedi Madam Rieux. O gidince, Tarrou arkasından baktı. Sahanlıkta doktor boşu boşuna otomatikle uğraştı. Merdivenler gece karanlığındaydı. Doktor bunun yeni bir tasarruf önlemi olup olmadığını düşünüyordu. Ama belli değildi. Bir süredir evlerde ve kentte her şey bozuluyordu. Belki de bu yalnızca, artık kapıcıların genelde pek bir şeyle ilgilenmemelerinin bir sonucuydu. Ama doktorun bu konuda daha fazla düşünecek zamanı olmadı, çünkü geride Tarrou’nun sesi çınlıyordu: “Bir şey daha söyleyeyim, doktor, size gülünç gelse de, tümüyle haklısınız.” Rieux karanlıkta kendi kendine omuz silkti. “Bu konuda hiçbir şey bilmiyorum, gerçekten. Ama siz, siz ne biliyorsunuz?” “Oo!” dedi öteki heyecanlanmadan. “Benim için öğrenecek az şey var.” Doktor durdu ve arkasında Tarrou’nun ayağı taş basamakta kayıverdi. Tarrou Rieux’nün omzuna tutundu. “Yaşamla ilgili her şeyi bildiğinize inanıyor musunuz?” diye sordu Rieux. Yanıt aynı sakin sesle karanlığın içinden geldi: “Evet.” Sokağa çıktıklarında, iyice geç olduğunu anladılar, belki saat on birdi. Kent sessizliğe gömülmüştü, yalnızca hışırtılar kalabalık ediyordu. Çok uzakta, bir ambulans sireni çınladı. 110


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.