BOĞAZİÇİ’NDE KUZGUNCUK ANILARIM / Erdem YÜCEL
Kuzguncuk’ta Surp Kirkor Losaviç Ermeni Kilisesi (1831-1839), Ayios Yeorgios Rum Ortodoks Kilisesi (1821), Ayios Pantelemion Rum Ortodoks Kilisesi (1831), Ayios İonis Rum Ortodoks Ayazması, Beth Yakov Sinagogu (Büyük Sinagog) (1860 veya 1978), Virane Sinagogu (Küçük Sinagog) (1840) ve diğer dinlerin kilise, ayazma ve sinagogları bulunmaktadır.8 Kuzguncuk’ta yapılan eserlerden yalnızca İsmet Bey Çeşmesi (1812), Meydan Çeşmesi (1792), Mahbup Ağa Çeşmesi (1915), Nakkaş Baba Mezarlığı’nın girişindeki Nakkaş Baba Türbesi, İcadiye Dağ Hamamı günümüze gelebilmiştir. Paşa Limanı’ndaki Serasker Avni Paşa Yalısı, Kuzguncuk Gazhanesi, Nakkaş Baba Karakolu, Kuzguncuk Bostanları, Nakkaş Paşa Bahçesi ve sadece kadınlara hizmet veren Kuzguncuk Hamamı’nın isimlerine ise ancak kaynaklarda rastlanmaktadır. XIX. yüzyıldan sonra Kuzguncuk büyük bir gelişim göstermiş, buraya yerleşenlerin sayısı her geçen gün biraz daha artmıştır. Ancak 7 Ağustos 1872’de Kayık İskelesi yanındaki yalıda başlayan yangın Üsküdar’a kadar genişlemiş, 600’den fazla evin yanmasına yol açmıştır. Günümüzde Kuzguncuk yine de eski görünümünden uzaklaşmayan şehrin nadir köşelerinden biri olarak kalmıştır. XIX. yüzyılın tuğla ve ahşap görünümlü evleri biraz da içerisinde yaşayanların bilinçli davranışlarından ötürü korunabilmişlerdir. Boğaziçi kıyılarını süsleyen yalılar dizisinden Üsküdar ile Beylerbeyi arasındakilerden pek az örnek günümüze gelmiştir. Bostancıbaşı’nın 1791 ve 1809 tarihli defterlerinden bir zamanlar burada bulunan yalıların isimlerini öğreniyoruz. Simkeş Karabet Zimmi Yalısı, Kethüdaoğlu Avram Yahudi Yalısı, Sarraf Kınorta Yalısı, Çuhacı İzak Yalısı, Attar Rafael Yalısı, Kudüs Mollası Elhac Arif Efendi Yalısı, İffetlü Beşinci Kadın Yalısı, Arapzade
Efendi Yalısı, Baruthane Nazırı Sadullah Efendi Yalısı, Mehmed Mollazade Yalısı, Liman Reisi Ahmet Bey Yalısı, Süleyman Efendi Yalısı, Hacı Ali Ağa Yalısı bunların başında gelmektedir. Bir zamanlar Sultan IV. Murad’ın kızı ve Melek Ahmed Paşa’nın karısı Kaya Sultan’ın sarayından ise hiçbir iz kalmamıştır. Yusuf İzzeddin Efendi’nin Nakkaştepe’deki ağaçlıklı büyük bahçe içerisindeki yanan köşkünün yerine Koçların binası yapılmış, eskisinden yalnızca ampir üslubundaki bezemeli kapısı günümüze gelebilmiştir. Günümüze ulaşan yalıların başında ,Fethi Ahmed Paşa’nın sahibinden ötürü ‘Mocan Yalısı’ ismiyle tanınan yalı gelmektedir. Fethi Ahmed Paşa’dan sonra damadı İngiliz Said Paşa’nın torunu Şevket Mocan yalının sahibi olmuş ve yapıyı pembe renge boyatmıştır. Üsküdar’ın kuzeyinden başlayarak bütün sırtı kaplayan ve Kuzguncuk tepesinde son bularak Kuzguncuk Korusu olarak tanınan kesif ağaç topluluğunun oluşturduğu koru bir zamanlar bu yalıya aitti.9 XVIII. yüzyılın en güzel yalılarından olan ve ‘Pembe yalı’ olarak da tanınan bu yalının ilk sahibinin kim olduğu bilinmiyor. Bazı kaynaklarda yakınındaki 1812 tarihli çeşme kitabesine dayanılarak, sahibinin Sultan II. Mahmud ve Sultan Abdülmecid zamanında nazırlık ve Tophane Müşirliği yapan Fethi Ahmed Paşa’ya İsmet Bey diye birinden geçtiğine değinilmiş, ancak bu kişinin yalıyla bağlantısı tam olarak anlaşılamamıştır.10
İSTANBUL KÜLTÜR ve SANAT DERGİSİ
Çinili Köşk’ün yanı sıra günümüze ulaşabilen sivil mimari örneklerinin başında, Nakkaş Baba Sokağı’ndaki eklektik üslubu yansıtan Kuleli Köşk, İstanbul’un eski belediye reislerinden Mazlum Bey’in 32 No.lu evi, Tufan Sokağı’nın karakteristiği olan bitişik nizamdaki dört ev, Tahtalı Bostan Sokağı’ndaki ahşap evler, Ali Fuat Cebesoy ile Marko Paşa’nın köşkleri günümüze gelebilen, döneminin mimari örnekleridir.
Kuzguncuk’ta Çocukluk Anılarım Zaman ne kadar da çabuk akıp gidiyor. Yaşamımın sonlarına yaklaştığım şu günlerde geçmişi; yapmış olduğum hatalarla sevapları düşünüyorum. Özellikle çocukluk yıllarımdan, dünyayı tanımaya başladığım günlerden bir türlü uzaklaşamıyorum. Geçmişten bu yana hep aynı sözleri duyduğumu anımsıyorum; bu yıl çok kötü olacak, bu yıl iyi olacak… Oysa değişen bir şeyin olmadığını, zamanın acımasızca geçip gittiğini şimdi çok daha iyi anlıyorum. Benim çocukluğum, çevremi gözlemlemeye başladığım yıllar Kuzguncuk’ta, Çarşı Caddesi’nden ayrılarak Frenk Tepesi’ne kadar yükselen vadideki Nakkaş Baba Sokağı’nda, eski İstanbul belediye reis-
Kuzguncuk ile Beylerbeyi arasında, Nakkaştepe Mezarlığı’na çıkan yolun başındaki Cemil Molla’nın yalısı da XIX. yüzyılın sonlarında yapılan sivil mimari örneklerindendir. Kuzguncuk’un bitimindeki Mimar Abidin Mortaş Yalısı, Madam Agavni Muratyan Yalısı (1860-1870), İhsan Bey Yalısı günümüze gelebilen ender örneklerdir. Kuzguncuk’ta tescil edilmediğinden bilinçsizce yıktırılan 115