Bülten _ Ocak 2020 Sayısı

Page 24

24

DOSYA

PORTRE

Acil Tıp ve Afetlerle geçen bir yaşam…

Bülten ekibi olarak, her branştan ancak özellikle de Acil Tıp camiası içinden farklı ve birbirinden değerli meslektaşlarımızın bazı özel yönlerini sizlere sunmaya devam ediyoruz. Bu sayımızda, portre köşemizde sayın Ferudun ÇELİKMEN' i kendi ağzından çıkan cümlelerle okuyucularımıza buluşturuyoruz. Keyifli okumalar dileriz.

acil_tip_ocak.indd 24

Afet Tıbbı, büyük bölümü ile, hemen her gün, afet ortamlarını aratmayan acillerde çalışan Acil Tıp hekimlerinin işidir. 13 Mart 1992 depreminde, memleketim Erzincan da hastane enkazı altından çıkarttığımız depremzedelerden biri, Cerrahpaşa da okurken tanıdığım, genel cerrahide çalışan bir ağabeyimizin, yine sağlık çalışanı olan eşi idi. Havayolu ile, o zaman çalıştığım İstanbul’daki hastaneye getirilmesine rağmen, “ezilme yaralanması-crush” dan ötürü kaybettik. Bu olay benim hayatımdaki başlıca dönüm noktalarından biridir. Erzincan’ın efsane valisi Recep Yazıcıoğlu ile tanışmama vesile olan, “ Ferudun, hemşire hanımı bıraktıktan sonra hemen dön, burada insanların hekimlere ihtiyacı var” sözü üzerine Erzincan’a geri döndüğümde ilk günler farkedemediğim facianın boyutları, ülkemizde özellikle afetlerden ders çıkarma konusundaki duyarsızlığımızı iyice beynime işlemişti. Gencecik Cumhuriyetimizin ilk yıllarında, 26-27 Aralık 1939 da 7.2 şiddetindeki depremle yerle bir olan,33 bin vatandaşımızın yaşamını yitirdiği, 100 binin üzerinde insanımızın yaralandığı Erzincan, aynı yere KAF ın tam ortasına, hastaneleri ile, diğer kamu binaları ile uygunsuzca, duyarsızca inşa edilmiş ve yarım asır sonra, 652 insanımızı daha yitirdiğimiz, binlerce vatandaşımızın yaralandığı felakete davetiye çıkarılmıştı (Her iki depremin merkez üssü yakındır!)… Hastaların, büyük ölçüde, bir yerlere kaçma gibi bir kurtuluşlarının olmadığı hastane vb. mekanlar da depreme karşı tek şansları, bu binaların sağlam olmasıdır. Okullar, AVM ler, cami, kapalı spor salonu gibi toplu bulunulan yerlerin, çok sağlam yapılmasından başka çare yoktur. Ülkemizde o yıllar da, dağ kazalarına, afetlere yönelik, özellikle ilk anlarda hızla hareket edecek bir arama– kurtarma ekibi, yapısı yoktu. İkisi de hekim olan, iki dağcılık federasyonu başkanımızı, dağ kazalarında kaybettik. Özellikle Dağ arama-kurtarması ile ilgili hiçbir örgütlenmenin olmadığını çaresizlik içinde gördük. Yine o yıllarda Dokuz Eylül de ilk Acil Tıp ve ATT eğitim programları açıldı. Acillere, işinin ehli Acil Tıp Uzmanlarının, hastane öncesi acillere paramediklerin yetişeceği yeni bir dönem başlıyordu… 90 ların başından itibaren,18 yıl boyunca çalıştığım hastanemde, ülke çapında afet haline gelen trafik kazaları başta olmak üzere, olağandışı durumlara karşı, Dokuz Eylül ün ilk ATT lerini de işe alarak, İnternational acil ekibinden, Cerrahpaşa’dan arkadaşlarla, DMAT ( afetlerde tıbbi yardım ekipleri) benzeri ekip oluşturduk. Bu ekiple uçak kazasında, otobüs devrilmesinde, Dinar depreminde, çalıştık. Bu alanda ülkemizde çok büyük bir ihtiyaç vardı ve ilk yardımı, tıbbi tedaviyi bilen, soğukkanlılıkla müdahale eden Acilcilerin ön cephede olması gerekiyordu!

31.01.2020 07:36


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.
Bülten _ Ocak 2020 Sayısı by Bülten - Issuu