s179

Yeni Evrede

Başyazı

Mücadele Birliði

Alt Üst Oluþ S

ýnýflar mücadelesinin geliþmesi ve temelindeki nesnel geliþmeler, sürecin yoðunluðuna göre karþýmýza kýsa sürede ya da daha uzun sürede yeni durumlarý çýkarýr. Günümüzde olaylarýn yoðunluðu nedeniyle somut durum daha hýzlý olarak deðiþiyor. Deðiþen koþullarý kendi nesnel zeminlerinde daha sýk çözümlemeliyiz. Ýþçi sýnýfýnýn izlemesi gereken politika, taktik ve görevlerin ne olduðunun belirlenmesi için dönemin teorik bir deðerlendirmesi zorunludur.

Dönemin teorik bir analizinin yapýlmasý için mücadelenin hýzýnýn yavaþlamasý ya da iki eylem arasýnda bulunmak gerekmiyor her zaman –hiç kuþkusuz böylesi zamanlar ortaya çýktýðýnda çok daha geniþ bir deðerlendirme yapýlýr.

Biz, þimdi mücadele soluk soluða sürerken geliþmenin yönünü, beliren olgulara dayanarak göstermek durumundayýz. Bu sýrada yapýlan deðerlendirmelerin, olaylarýn dolaysýz etkisinde kalacaðý da çok açýktýr. Biz marksizme dayanarak dönemin nesnel bir deðerlendirmesini yapýyoruz. Pek çok yazýmýzda tarihsel-toplumsal sürecin çok yönlü bilimsel deðerlendirmesini yaptýk. Ama her kez geliþmenin yeni yönleri ortaya çýkýyor.

Devrimci sýnýf mücadelesinin aldýðý yolun bir deðerlendirilmesi yapýlýrken, daha çok nicelik yön göz önünde tutuluyor. Sürecin nitel olarak gözden geçirilmesi ihmal ediliyor. Oysa ki geliþmeler kendi içinde sýçramalarý içeriyor. Çok kýsa sürede uzun mesafe alýnýyor. Emekçi hareketi ve devrimci hareket teorik-pratik birikim, mücadele deneyimi, mücadele yeteneði ve kapasitesi yönünde nitel olarak büyük bir geliþme gösteriyor. Alýnan mesafenin tam, bilimsel bir deðerlendirilmesinin yapýlabilmesi için, geliþme bütünsel ve nitel yönüyle irdelenmelidir.

Uzun iç savaþýn bugünkü sonuçlarýnýn bir tablosunu çizmek, kesin olgulara dayanarak sýnýf savaþýnýn ana yönünü belirtmek, devrimci mücadelenin baþarýsý için bir gereklilik ve zorunluluktur. Fakat bizde geliþmenin yönü (doðrultusu) sözü de ezberden öteye gitmiyor.

Reformizm, oportünizm, küçük-burjuva sosyalizmi geliþmenin yönünü bilimsel olarak, varolan olgulara dayanarak diyalektik materyalist bir yöntemle ifade etmek yerine, kendi öznel durumundan hareket ediyor. Geliþmenin kendisini, onun somut sonuçlarýný anlayamayan biri, geliþmenin doðrultusu hakkýnda ne diyebilir ki?

Bir toplumun sosyal sýnýflarýnýn yýllarca süren bir iç savaþtan geçmesi, ezilen halkla ezen ulusun büyük bir savaþ içinde olmasý, son derece ciddi önemli sonuçlarý olan tarihsel bir olaydýr.

Her ciddi tarihsel-toplumsal dönemeç, kritik an sýnýflarýn gerçek tavýrlarýný, karakterlerini açýða çýkarýr. Bu baðlamda, bizde burjuvazinin, ortasýnýflarýn (küçük burjuvazinin) ve emekçi sýný-

fýn olaylar karþýsýnda, devrimin geliþimi karþýsýnda nasýl bir tutum alacaðý açýða çýkmýþtýr.

Devrimci proletarya ýsrarlý devrimci mücadelesiyle devrimi sonuna dek götürecek bir sýnýf olduðunu yeterince göstermiþtir. Kürt halký, Alevi kitleler, emekçi halk, aydýnlar, devrimci gençlik mücadeleyi iþçi sýnýfýnýn yanýnda yer alarak daha ileriye götüreceklerini ortaya koymuþlardýr. Bugüne deðin açýða çýkanlar, proletaryanýn, emekçi kitlelerin en ileri, en devrimci kesiminin, öncü partinin devrime, tarihe bir yön verecek yetenekte olduklarýný göstermiþtir.

Tekelci sermaye, emperyalizme iþbirliði içinde, devrimi önlemek, bastýrmak, ezmek için gerici zorunu ve katliamlarý en aþaðýlýk biçimde kullandý. Ancak ne faþist darbeler, ne halklar üzerinde uygulanan azgýn faþist devlet terörü tarihin akýþýný durduramadý. Devrimci yükseliþ faþizm ve sermayeyle göðüs göðse çatýþan emekçi kitlelerin militanlýðý ve kararlýlýðýyla beslenmeye devam etti. Tekelci sermayeyle, onun egemenlik sistemiyle emekçi halklar arasýndaki güçler dengesi belli bir deðiþikliðe uðradý. Halk kitleleri kendi lehine dönmüþ olan koþullardan yararlanýp, devrimci kavgasýný daha ileri götürüyor. Sýnýflararasý güç iliþkisi, ancak proletarya, emekçi kitleler iktidara geldiðinde tamamen deðiþmiþ olacaktýr. Bu nedenle burjuvaziye karþý mücadelenin devrimci tarzda geliþimi, baþarýya ulaþmanýn en etkin aracý olarak önemini sürdürecektir.

Küçük burjuvazi son büyük ve yýkýcý kapitalist dünya ekonomik krizinin etkisiyle tam bir çöküþ içine girdi. Daha doðrusu kriz, onun kaçýnýlmaz yýkýmýný hýzlandýrdý. Sermayenin dünya çapýnda ve az sayýdaki tekelde birikmesi süreci yoðun olarak iþliyor. Orta sýnýflarýn bu süreçte yaþama olanaklarý her geçen gün ortadan kalkýyor. Bizde bu durum, ekonomik ilhak yöntemleriyle daha da yýkýcý ve hýzlý iþliyor. Bu ekonomik koþullar, küçük-burjuvaziyi toplumsal devrime itiyor. Küçük-burjuvazinin sol eðilimli kesimi uzun zamandýr tekelci sermaye ve faþizme karþý verilen mücadeleye destek veriyor. Fakat onun ikili yapýsý, mücadele kesin bir sonuca baðlanana dek sürer. Ýþçi sýnýfý, yoksul halklarýn ve devrimci hareketin mücadelesi büyüdükçe, devrim yanýnda daha fazla mevzilenecektir. Ýþçi sýnýfýnýn devrimci partisi ve iþçi sýnýfýnýn baðýmsýz devrimci mücadelesi güçlendikçe küçük-burjuva kitleler, burjuva partilerin etkisinden uzaklaþýrlar.

Bugün toplumda büyük bir alt-üst oluþ yaþanýyor. Alt üst oluþun yarattýðý koþullardan yararlanan halklar, geleceklerini çiziyor.

Küçük-burjuva reformist ve oportünist çevrelerce görülmeyen, iþte bu somut durumdur. Halk inisiyatifi sürekli geliþiyor. Kitlelerin baðýmsýz tarihi eylemleri yeni yeni kitleleri etkisi altýna 179. Sayý / 12-26 Ocak 2011

alýyor. Geniþ kitlelerin baðýmsýz devrimci eylemlere yönelmesi burjuvazinin en korktuðu þeydir. Bu, sermayenin kitleler üzerindeki etkisinin tamamen kýrýlmasý demektir. Bu, kitlelerin kurulu sosyal düzene karþý ayaklanmasý demektir. Özcesi kitlelerin baðýmsýz savaþýma yönelmesi, mülk sahipleri için kaçýnýlmaz sona hýzla yaklaþýlmasý demektir. Egemenlerin korkularý gerçektir. Halk kitleleri tam da ekonomik ve politik egemenliði elinde tutanlarýn korktuðu þeyi yapýyorlar. Türkiye ve Kürdistan’daki devrimci halk hareketi yükselen eylemleriyle devrimi büyütmeye devam ediyor.

Devrimci mücadelenin þiddetlenmesi, beraberinde devrimci ajitasyonun öne çýkmasýný getirdi. Kitlelere yönelik ajitasyon yalnýzca gruplarýn yaptýðý bir çalýþma, yalnýzca yayýnlarda gerçekleþtirilen bir çalýþma deðil, geniþ kitlelerin katýldýðý bir çalýþmadýr. Kapitalist köleliðe karþý eyleme geçen binlerce emekçi, eylemleriyle kitlesel ajitasyon yapýyorlar. Tekel iþçileri Ankara eylemi sýrasýnda her gün çeþitli yollarla ve her akþam toplu yürüyerek kitlesel ajitasyonun iyi bir örneðini verdiler. Bir grup eylemci Tekel iþçisi ayný þeyi her hafta Taksim’e yürüyerek devam ettirdi. Baþka iþçi eylemlerinde de bu yöntem uygulanýyor. Kürt halký süreklileþen büyük kitle eylemleriyle yýðýnsal ajitasyonun etkili bir örneðini yaratýyor. Halklarýn çok daha geniþ kesimlerini devrimcileþtirmek, onlarý büyüyen kavgaya çekmek için etkin mücadele ve çalýþma yöntemleri kendi sonuçlarýný veriyor.

Halk hareketi hem nicel hem nitel yönden güçleniyor.

Son dönemlerde çeþitli burjuva çevrelerce ve sosyal-reformist gruplarca öne sürülen, burjuvazinin deðiþtiði, koþullarýn devrimci yöntemlere gerek duymayacak þekilde “demokratikleþtiði” demagojisine ve aldatmacasýna kanýlmamalý. Devrimci zor yeniye gebe her toplumda görülür. Proletarya zor olmaksýzýn eski yapýlardan kurtulamaz. Burjuva devletin tepeden týrnaða silahlandýrýldýðý, güçlendirildiði, emperyalistlerin asker örgütünün militarist-baskýcý, saldýrýcý yapýsý iyice pekiþtirildiði bir durumda, emekçi yýðýnlarý, halklarý devrimci yöntemlerden vazgeçirmek, onlarý yenilgiye mahkûm etmektir. Emekçi sýnýf, toplumsal kurtuluþun yolunu zorla, iç savaþla, ayaklanmayla, devrimle açacaktýr.

Toplumda meydana gelen alt üst oluþla birlikte iþçi sýnýfýnýn ve politik öncüsünün sorumluluðu daha da artmýþtýr. Sürecin seyri kendi haline býrakýlamaz. Etkin, kitlesel devrimci yöntemlerle devrim yönünde müdahale edilmelidir.

Burada devrimci sýnýfýn ve devrimci öncünün hareket yeteneði, esnekliði, her mücadeleyi karþýlama kapasitesi ve pratiði tayin edicidir.

C.DAÐLI

3

Yeni Evrede

Güncel

Mücadele Birliði

Ýkili Ýktidar Tedirginliði Kürt halkýnýn temsilcileri, “Artýk bu coðrafyada Kürt halký kendini yönetecektir, ilk adým olarak iki dilli yaþam baþlamýþtýr.” dediðinde, tekelci Türk sermayesi bunu “ikili iktidar” olarak algýladý. Bu yüzden egemenlerin ilk tepkisi, öfkeden çok dehþet oldu, dilleri peltekleþti. Kuzu’larýnýn kafasýnda patlayan dört yumurta için, haftalarca gece-gündüz demediðini býrakmayan hükümet, bu çok ciddi geliþme karþýsýnda, adeta inme inmiþ bir ihtiyar misali, kala kaldý. Kimileri, en baþta reformistler, bu suskunluðu, hükümetin seçim öncesi taktiðine yordular. Bu kadar zavallý bir yorum görülmemiþtir. Burjuvazi, en hayati çýkarlarýný tehdit eden bir geliþme karþýsýnda dehþete düþtü, daha önce hiç karþýlaþmadýklarý, devrimin yeni bir aþamasýdýr bu ve egemenler ne yapacaklarýný bilmediði, yapmaya niyetlendiði þeylere cesareti ve gücü yetmediði için susuyorlar.

Rüzgarý Geldi, Kendisi Yolda Devrimler tarihine baktýðýmýzda, farklý biçim ve farklý süreçlerle, pek çok ikili iktidar durumu ile karþýlaþýrýz. Özetle; egemen sýnýfýn tüm baský ve operasyonlarýnýn iþe yaramaz olduðu, yasal önlemlerin iþlemeyip kadük kaldýðý; buna karþýlýk, geniþ kitlelerin siyasal ve toplumsal yaþama kendi örgütlülükleri aracýlýðýyla müdahalede bulunup, en acil sorunlarý bu güce dayanarak çözmeye yöneldiði, alýnan her kararýn týpký bir kanun genelgesi gibi uygulama alaný bulduðu bir sýnýflar savaþý aþamasýdýr. Ýkili iktidar süreçlerinde, burjuva sýnýf artýk diþ geçiremez; emekçi sýnýflar ise iktidarýn tümünü fethedecek konuma henüz ulaþmamýþtýr. Bu yanýyla, özgün, geçici, tedirgin bir dengedir.

Kürt halkýna ve Kürdistan’a baktýðýmýzda, savaþýmýn henüz tam olarak bu aþamada olmadýðýný, fakat bu durumun adeta eþiðinde bulunduðumuzu söyleyebiliriz. Tekelci sermayenin askeri, polisiye operasyonlarý etkisini yitirse de bitmedi; bu operasyonlarý gerçekleþtiren silahlý güçler tüm aðýrlýðýyla o topraklardaki varlýðýný sürdürüyor. Fakat onlarýn bu devasa gölgesi, Kürt halkýnýn en geniþ kesimlerini artýk korkutmuyor, geriletmiyor. Aksine, büyük ya da küçük her operasyon bu geniþ kitlenin adeta iþaret fiþeðini görmüþcesine ayaða kalkmasýna yol açýyor ve burjuva sýnýf operasyonla elde ettiðinden daha fazlasýný kaybediyor. Diðer yandan halen daha cezaevleri týka basa dolu, halkýn temsilcileri mahkemelerde akýl almaz uygulamalar ve cezalarla karþýlaþmaya devam ediyor.

Ama bir kez bu baskýlar halkýn hareketini durdurmak bir yana, topyekûn bir kalkýþmaya yol açýyorsa ve artýk herhangi bir operasyon halký deðil onu yapacak egemen güçlerin ellerini ya-

4

ahþi operasyonlar, tehcirler, þehirleri, köyleri kan ve ateþ içinde boðmak, sýkýyönetimler, OHAL’ler. Hayati çýkarlarý söz konusu olduðu halde burjuvazinin refleks gösterememesi; birkaç yumurta için yeri göðü birbirine katan hükümetin þimdi sesini dahi yükseltememesi, yalnýzca bir seçim taktiði ile açýklanabilir mi? Burjuvazinin en hayati çýkarlarýný böyle gelip geçici bir seçim uðruna feda edebileceðini düþünmek, ancak hamhalat parlamenter budalalýkla kafasý bulanmýþ reformistlerin iþidir.

V

kýyorsa, orada ikili iktidar durumu yakýn demektir.

Bu rüzgârýn taþýdýðý ikili iktidar durumunun kokusu, bir süredir duyulmaktaydý. Milyonlarý toplayan büyük eylemlerin yanýnda, anýnda geliþen eylemlere bile onbinler toplanýyor, çekincesiz açýlan bayraklar, neredeyse panzerlere, korunaklý resmi binalara asýlýyordu. Örgütlü halk, her kararý genelge yerine geçecek merkezi organlar oluþturmaya giriþiyor, komünler ilan ediliyor, yer isimleri deðiþiyor; toplumsal, siyasal yaþamýn irili ufaklý pek çok sorunu burjuva sýnýfýn yasal kýlýflarý parçalamýþ bir genel halk otoritesiyle çözümleniyordu. Nihayet, tabandan yükselen bu politik dinamik, kendine “demokratik özerklik” ile ifade edilen bir iktidar kalýbý buluyordu.

Leninist Parti’nin özerklik konusundaki düþünceleri biliniyor Kýsaca, özerklik statüsünün ayrýlma hakkýna, UKKTH ilkesine tam karşýlýk gelmediðini, aksine, ezilen ulus konumunu sona erdirmeden, ezen ulusun politik üstünlüðünün farklý biçimlerde devam ettirildiðini ifade ettik. Kaldý ki, Kürt halký, bizzat kendi tarihinden, özerkliðin kendi kaderini tayin anlamýna gelmediðini biliyor. 1974’te Baas hükümetinin Irak’ta tanýdýðý özerklik, anlaþmanýn mürekkebi kurumadan 1975 Cezayir Anlaþmasý’yla sona ermiþti.

Buna raðmen, özerklik gibi dar bir istem bile, ilhakçýlýðýn temel hegemonya koþulu olduðu bu topraklarda, ancak bir dizi devrimci geliþmeyle karþýlanabilecek, devrimi daha ileri aþamalara taþýyacak bir ara durak iþlevi görüyor. Mecliste bir vekil, “Bir halký tanýrsanýz, o179. Sayý / 12-26 Ocak 2011

na bütün haklarýný da vermek zorunda kalýrsýnýz.” diyerek göðsünü yumrukluyordu. Durum budur. Özerklik talebi, Kürt halkýna destek olacak güçlü bir Türkiye iþçi sýnýfý hareketi ortaya çýkana dek nefes alýnan bir ara duraktýr sadece.

Bu yüzden BDP sözcüleri dile getirdikleri özerkliðin yalnýzca AB standartlý bir “yerinden yönetim” anlayýþý olduðunda ne kadar ýsrar etseler de, burjuvazinin gözünde bu, kendi kaderini tayin ile biten bir yolculuðun ilk aþamasýdýr.

Ve yine bu yüzden Kürt halký, özerklik gibi dar bir hedef uðruna, ikili iktidar sürecinin yakýcý ateþinden geçmek zorunda kalýyor.

Yarýný Kaybetmiþ Bir Sýnýf Kürt halkýnýn, demokratik özerklik projesinin ilk adýmý olan iki dilli yaþamý, adeta bir kanun hükmünde kararname gibi her yerde hayata geçirmeye baþlamasý, burjuva sýnýfýn tüm sigortalarýný attýrdý, devreler yandý. Böyle ciddi bir geliþme karþýsýnda Türk sermaye sýnýfýnýn geleneksel refleksinin ne olduðunu biliyoruz: Vahþi operasyonlar, tehcirler, þehirleri, köyleri kan ve ateþ içinde boðmak, sýkýyönetimler, OHAL’ler.

Hayati çýkarlarý söz konusu olduðu halde burjuvazinin refleks gösterememesi; birkaç yumurta için yeri göðü birbirine katan hükümetin þimdi sesini dahi yükseltememesi, yalnýzca bir seçim taktiði ile açýklanabilir mi? Burjuvazinin en hayati çýkarlarýný böyle gelip geçici bir seçim uðruna feda edebileceðini düþünmek, ancak hamhalat parlamenter budalalýkla kafasý bulanmýþ reformistlerin iþidir.

Sadece iç dengeler deðil, bölge ve dünya dengeleri de, burjuvazinin reflekslerini köreltiyor. Dünya proletaryasý ayakta ve bu durum, her alanda burjuva sýnýfý savunma konumuna doðru geriletiyor; geleceklerini belirsiz ve mutsuz kýlýyor. Bölgesel açýdan ise, Türk tekelci sermayesinin Kürt halkýný topyekûn bastýrmaya giriþmesini engelleyen birçok etken mevcut. Çünkü böylesi topyekûn bir bastýrma hareketi, kendi hedefine ancak Erbil’e dek uzanarak ulaþabilir.

En baþta ABD’nin bölgedeki çýkarlarý, böyle bir operasyonu kaldýramaz. Emperyalizm her zaman ezilen uluslarýn köleliðinin devamýndan yanadýr. Ancak bu kez, dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmak var. Türk tekelci sermayesinin bu denli geniþ bir bastýrma için gücü ve cesareti olmadýðýný emperyalistler de biliyor, ama hayati çýkarlar söz konusu olunca akýlsýzca ve çýlgýnca bir giriþimin bir yenilgi anlamýna geldiðini de biliyorlar.

Bu yüzden, dehþet içinde adeta felç olan Türk egemenlerin aksine, ABD hemen harekete geçti. Obama telefona sarýldý ve “Açýlýmlarýn devam etmesinin ne denli önemli” olduðunu a-

Yeni Evrede

Sokaklar

Mücadele Birliði nýmsattý. Elbette, emperyalist efendiler, sadece anýmsatmakla yetinmediler, Ermeni soykýrýmý tasarýsýný bir hafta boyunca kongrenin gündeminde tutarak, durumun önemini “nazikçe” göstermiþ oldular. Talabani apar topar Ýstanbul’a geldi; Meclis Baþkaný bir gün önce söylediklerini yutarak DTP heyetiyle görüþtü.

Cumhurbaþkaný yýlbaþýný Diyarbakýr’da geçirmeye karar verdi.

Ve üst üste yapýlan zirvelerle konu masaya yatýrýldý. Tüm uðraþ, bastýramadýklarý Kürt halkýnýn daha ileri gitmesini önleyebilmektir.

Toplantýlarýn sonuçlarý tam bir sýr perdesi altýnda gizlenmiþ durumda. Yine de durum az çok bellidir. Kürt halk hareketini, Türk sermayesinin hayati çýkarlarýný tehdit etmeyecek bir düzeye doðru geri çekmek, bu amaçla geçici bir uzlaþma zemini aramak. Gündemde olan budur. Ýlhakçý sermaye Kürdistan’daki durumun gerçek bir ikili iktidar boyutuna gelmemesi için bunu yapacaktýr. Çünkü ikili iktidar durumu bir kez oluþtu mu, geri dönüþ yoktur: Ya emekçilerin topyekûn zaferi, ya da devrimin her alanda acýmasýzca ezilmesiyle son bulacak nihai çarpýþmalarýn gerçekleþtiði zemin budur. Oysa Türk tekelci sermayesi, dünyada, bölgede ve içte esen alabildiðine sert devrim rüzgârlarý altýnda, nihai çatýþmayý göze alamýyor. Bunun yerine, geçici bir uzlaþma ile ikili iktidar durumundan uzaklaþmayý hayati çýkarlarýna uygun görüyor.

Söz konusu uzlaþma gerçekleþse bile, Kürt halký üzerinde, olsa olsa gelip geçici bir etki yaratacaðýný görmek için, þu olguyu göz önünde tutmak gerek. Þimdilerde Kürt halkýný en derin özlemlerini hayata geçirmek için herhangi bir yasal düzenleme beklemeden harekete geçiren, UKH ile sermaye devleti arasýnda uzayýp giden pazarlýk sürecinin belirsizliðidir. Oysa Kürt halký, gerçek özgürlüðün ýþýðýný görmüþ, rüzgârýný çoktan ciðerlerine çekmiþtir. Ciðerleri özgürlük havasýyla dolan ezilen uluslar için, kölelik altýnda geçen her gün, artýk dayanýlmaz hale gelir; onur ayaða kalkmýþtýr bir kez, özlemler ertelenemez denli yakýcýlaþmýþtýr. Bu ateþ, her türlü uzlaþmayý, mürekkebi kurumadan yakýp kül eder.r

Numune Hastanesi Ýþçileri Yalnýz Deðildir

N

umune Hastanesi’nde taþeron firmada çalýþan 37 iþçi, taþeron ihalesinin bir baþka taþeron firma tarafýndan kazanýlmasýyla hiçbir sebep gösterilmeden iþten çýkarýldýlar.

3 Ocak Pazartesi sabahý iþe gelen iþçilere hastane yönetimi tarafýndan zorla bir ibraname imzalatýlmak istenmiþ, imzalamayanlarýn iþten çýkarýlacaðý söylenmiþti. Ýbranameyi imzalamak istemeyen iþçilerin iþlerine son verildi. Ýbraname iþçilerin hiçbir hak iddia edemeyecekleri þekilde düzenlenmiþti ve imzalamayanlar sözlü olarak Hastane yönetimi tarafýndan tehdit edilmiþlerdi. Ýþten atýlan iþçiler 3 Ocak günü saat 15.00’da hastane bahçesinde bir basýn açýklamasýyla bu saldýrýyý protesto ettiler. Baþtabiplik önünde yapýlan açýklamada “Ýþimizi Geri Ýstiyoruz” pankartýný açan iþçiler “Ýnsanca Yaþamak Ýstiyoruz”, “Direne Direne Kazanacaðýz”, “Saðlýkta Taþeron Ölüm Demektir” sloganlarýný attýlar.

Basýn metnini iþçiler adýna Muhsin Asilkan okudu. Okunan metinde þu ifadeler yer aldý: “Bizlerin tek bir talebi vardýr, o da ÝÞE GERÝ ALINMAKTIR: bizler geriye yönelik haklarýmýzýn hukuki mücadele ile alýnacaðýný bilen insanlarýz ancak burada bulunmamýzýn gerekçesi bu deðildir ve iþe geri alýnmak dýþýnda hiçbir çözümü kabul etmeyeceðimizi tüm kamuoyu önünde bir kez daha ilan ediyoruz. Ýþe iademiz sonuçlanana kadar, her türlü yasal hakkýmýz geri verilene kadar bizler burada olacaðýz ve hakkýmýzý söke söke alacaðýz.

Tüm kamuoyunu bu haklý mücadelemizde yanýmýzda olmaya ve bizlere destek sunmaya davet ediyoruz.”

Sloganlarla sona eren basýn açýklamasý sonrasýnda iþçiler iþlerin nasýl aksadýðýný gösterebilmek için basýn mensuplarýný acil giriþine davet ettiler ve orada basýna ayrýntýlý bilgi verdiler.

Mücadele Birliði / Adana

Numune Hastanesi Ýþçileri “Direniþ” Dedi

Y

eni yýla girdiðimiz bu günlerde emeðe saldýrýlar da geniþleyerek artýyor. Bir örneði de geçtiðimiz günlerde Adana Numune Hastanesi’nde gerçekleþti.

Hastane yönetiminin taþeron firmayý deðiþtirmesiyle ilk etapta 37 iþçi ve yeni çýkarýlanlarla birlikte toplam 107 iþçi iþlerinden atýldý. Otomasyon, Yemekhane ve Güvenlik bölümlerinde çalýþan iþçilerin 1 Ocak itibariyle sözleþmeleri yönetim tarafýndan fesh edildi.

Bu saldýrýya karþý bir araya gelen iþçiler, iþlerine geri dönmek için yaptýðý giriþimlerden sonuç alamayýnca 5 Ocak günü saat 13.00’da yaptýklarý basýn açýklamasýyla iþe geri dönene kadar hastane bahçesinde saat 09.00 ile 16.30 arasý direniþte olacaklarýný duyurdular.

Sendika ve kitle örgütlerinin de destek verdiði basýn açýklamasýnda söz alan sendika temsilcileri iþçi sýnýfýna yapýlan bu saldýrýlarda iþçileri yalnýz býrakmayacaklarýný dile getirdiler. Sýk sýk 179. Sayý / 12-26 Ocak 2011

sloganlarla kesilen dayanýþma konuþmalarý sonrasýnda basýn açýklamasýna geçildi. Ýþçiler adýna basýn açýklamasýný okuyan bir iþçi; “Bugün direniþimizin 3. günündeyiz ve bu eylem iþe iademiz sonuçlanana kadar, her türlü yasal hakkýmýz verilene kadar sürecektir. Bizler hakkýmýzý alana kadar burada olacaðýz ve hakkýmýzý söke söke alacaðýz. Bugün Adana’da bulunan kurumlar, sendikalar, meslek odalarý ve emekten yana siyasi partilerin temsilcileri de aramýzda ve bize verdikleri destek nedeniyle kendilerine teþekkür ediyoruz. Tüm kamuoyunu bu haklý mücadelemizde yanýmýzda olmaya ve bizlere destek sunmaya davet ediyoruz” dedi.

Eylem boyunca iþçiler “Ýþimizi Geri Ýstiyoruz”, “Direne Direne Kazanacaðýz”, “Kurtuluþ Yok Tek Baþýna Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz”, “Biz Haklýyýz Biz Kazanacaðýz”, “Ýnsanca Yaþamak Ýstiyoruz”, “Güvenceli Ýþ Ýstiyoruz” sloganlarýný attý. Eylem sloganlarla sona erdi.

Mücadele Birliði / Adana

5

Yeni Evrede

Komite-Konsey

Mücadele Birliði

Komite Konseyler Ve Sendikalizm

S

on dönemlerde birçok bölgede iþçiler komiteler oluþturdular ve bu giderek yayýlýyor. Sýnýf mücadelesinin ulaþmýþ olduðu sert ve þiddetli çatýþma süreci bu mücadelenin yalnýzca sendikal yapý ile götürülemeyeceðini, komite-konseylerin örgütlenmesini ve sýnýf mücadelesinin merkezi bir aracý olarak yaygýnlaþtýrýlmasýný dayatmýþtýr. Ýþçi sýnýfý ve geniþ emekçi kitleler artýk örgütsüz, güvencesiz, sefalet ücretiyle çalýþmayý, kapitalizmin yarattýðý yýkým altýnda yaþamayý reddediyor. Sýnýflar mücadelesini geliþtirip, iþçi sýnýfýnýn inisiyatifini büyütecek olan komitekonseylerdeki iþçiler kendi hedeflerini ve sermayenin saldýrý güçlerini, saldýrý durumunu, doðru olarak deðerlendirebilmeli. Geleceði kazanmak için koþullar iyi anlaþýlmalý.

Sermaye sýnýfý için, çalýþanlarýn örgütsüzleþmesi, güvencesiz ve düþük ücretle çalýþmasý, varolan haklarýn gasp edilmesi varlýk-yokluk sorununa dönüþmeye baþlamýþtýr. Kapitalizmin iç çeliþkileri ve küresel bunalýmý bu yönelimi zorunlu kýlýyor. Bu koþullarda iþçi sýnýfý sýnýf savaþýmýný komite-konseyler aracýlýðýyla ileri taþýyabilir. Sýnýf çýkarlarýný sonuna kadar götürebilmek için sýnýflar iliþkisinin somut durumu, sýnýflar savaþýmýnýn bulunduðu aþamanýn gerekliliðine göre hareket yeteneði olan örgütlenmeler olmadan daha ileri hedeflere ulaþýlamaz. TEKEL iþçilerinin Ankara’da 78 gün süren eylemi karþýsýnda sermayenin direnerek, küçük iyileþtirmeler dýþýnda iþ güvencesini, sosyal haklarla ilgili önemli talepleri reddetmesi gösteriyor ki, sermaye sýnýfýna karþý daha boyutlu ve sert mücadele yürütülmeli. Bunda sendikalar yetersiz kalýyor. Sermaye sýnýfýnýn kendi sonunu gördüðü sorunlarla mücadele, ancak sermaye egemenliðini sone erdirecek, iþçi sýnýfýnýn kurtuluþunu getirecek mücadele ve örgütlenmeyle olur.

Son dönemde iþçi komite-konseylerinin yaygýnlaþmasýyla sendikalarda da hareketlenme gözleniyor. Birçok bölgede sendikal birlik toplantýlarý yapýlýyor. Sendikalarýn içinde bulunduðu durum içler acýsý denilebilecek gerilikte. Ýþçi sýnýfýnýn sendikalý oraný yüzde 10’dan az. Ve yýllardýr sermayenin sürdürdüðü saldýrýlar karþýsýndaki durumlarý, iþçilerin sendikalara güvensizliðini artýrdý. Son dönemdeki bu toplantýlar, yeni sendikal örgütlenme giriþimleri iþçi komite-konseylerinin sendikalara baðlanmasý çabalarýný içeriyor. Burjuva sendikacýlýðýn teþhir olduðu, iþçi komite-konseylerinin sýnýf mücadelesinin inisiyatifini eline almaya baþladýðý bir süreçte bu giriþimler gerçekleþiyor. Burjuva sendikacýlar ve reformist çevreler kitlelerin devrimci mücadelesinin önüne geçmeyi, onlarý güncel sorunlar içerisinde oyalayýp burjuvazi adýna devrimi engellemeyi hedeflemektedir.

6

Burjuva (sarý) sendikalar, iþçi sýnýfýnýn kurtuluþ mücadelesini engellemek, sömürü düzeni içinde tutmak için çalýþýrlar. Sendikalarýn mücadelesi, emeðin korunmasý ve iyileþtirilmesi içindir, düzen sýnýrlarýný aþmazlar. Son yýllarda bu mücadeleyi bile kapitalizmin bekasý için tamamen göstermelik boyutlara indirdiler.

Reformist çevreler de komite-konseyler üzerinde etki kurmaya çalýþýyorlar. Sýnýf mücadelesini, iþçi sýnýfýnýn kurtuluþuna doðru büyümesini engellemek, kapitalizmin reformlar yoluyla “iyileþtirilmesi” için kendi egemenlikleri altýnda tutmak istiyorlar. Komite-konseyleri kendi sendikalist amaçlarý, sendika koltuðu kapma hevesleri için kullanmak istiyorlar. Bunun bir örneði Ýzmir’de yaþandý. Geniþ katýlýmlý bir toplantýda komite-konsey temsilcilerinin sýnýf bilinçli devrimci olanlarý tasfiye edilmeye çalýþýlmýþtýr. Tasfiye etmek istedikleri komite-konsey örgütlenmesinde etkin olan öncü iþçilerdir.

Bu öncü iþçilerin komite-konseyleri sendika koltuðu kapma aracý haline gelmesine izin vermeyeceðini biliyorlar. Reformizm, iþçi sýnýfý hareketini sýnýfýn kurtuluþu mücadelesinin bir gereði olarak deðil, burjuvaziyla uzlaþmanýn bir aracý olarak ele alýyor.

Oportünistler içinden komite-konseylere önem veriyor görünenler var. Ancak bunlar da sendikalizmi aþamýyorlar. Þimdiye kadar komite-konsey çalýþmasýný aslýnda sendikalar içinde muhalefet örgütlenmesi olarak ele alýrlar. Kendileri yönetime gelince komite-konseylerin ömrü dolar. Yönetimi kaybederlerse tekrar komite-konseyleri örgütlemeye giriþirler. Devrimci yükseliþ yaþadýðýmýz bugünlerde sýnýf mücadelesini yükselten komite-konseylere bakýþlarý özünde hala aynýdýr. Devrim, iktidar, iþçi sýnýfýnýn kurtuluþu gibi hedefler onlar için öncü iþçileri etkileyen güzel sözlerden öte bir anlam ifade etmiyor. Bu söylemlerin, genel mücadele ve politikalarýna bakýldýðýnda eklektik olduðu anlaþýlýr. Komite-konseyleri; devrim, iþçi sýnýfýnýn kurtuluþu örgütlemek anlayýþýyla ele almýyorlar, özünde reformist-sendikalist çizgiyi aþamýyorlar.

Sendika Ve Komite Konseylerin Farklýlýklarý Bugünkü pratik durumda komite-konseyler aðýrlýklý olarak sendikasýz, örgütsüz iþçiler arasýnda gerçekleþti. Diðer yandan ise sendikalý iþçiler içerisinde gerçekten sýnýf örgütlenmesi anlayýþýna dayalý komiteleþme yaygýn deðil.

Sendikal muhalefet için komiteleþme var. Gerçek iþleve sahip komiteleþme, sendikalý iþçiler içinde çok düþük düzeydedir. Sendikasýz, örgütsüz iþçilerin komite-konsey örgütlenmeleriyle mücadeleyi yükseltmesi karþýsýnda hemen bunlarý sendikayla, sendikal örgütlenme hede179. Sayý / 12-26 Ocak 2011

fiyle daraltmaya çalýþýyorlar. Gerçekte amaçlarý ise sendikalara raðmen sýnýf mücadelesini ileri taþýyan örgütlenmeleri engellemek. Ýzmir’de sendikalarýn birliði için yapýlan toplantýnýn divanýnda Tek Gýda-Ýþ yöneticisi vardý. Tek GýdaÝþ yönetimi Ankara’da 78 gün süren TEKEL eylemi sýrasýnda öncü iþçilerin komite-konsey oluþturma çabalarýný sert bir þekilde engellemiþtir. Ýþçiler tehdit edilmiþtir. Sýnýf mücadelesini ileri taþýmak söylemiyle ortaya çýkanlar bile sendikalizm bataðýna saplanmýþ durumdalar.

Komite-konseylerde örgütlenmiþ iþçiler sýnýf çýkarlarý, sýnýfýn kurtuluþu doðrultusunda mücadele ederken, sýnýf ve kitle sendikacýlýðýný oluþturmaya, sendikalarla örgütlenmeye de çalýþýrlar. Sendikalaþma, mücadelenin varacaðý son aþama deðildir. Komite-konseyler sendikalarda örgütlenmeyle sona erdirilemez. Sendikalý alanlardaki komite-konseyler daha fazla yaygýnlaþtýrýlmalýdýr. Sendikalarla komite-konseylerin iþlevleri arasýnda farklýlýklar vardýr.

Sýnýf mücadelesinin gerekleri, ihtiyaçlarý nedeniyle komite-konseyler ve sendikalar birlikte yürür. Komite-konseyler, sýnýf mücadelesini sürdürürken, kendini sadece sýnýflar mücadelesinin yasalarýyla baðlar. Ýþçi sýnýfýnýn kurtuluþu için sýnýflar mücadelesinin ihtiyaçlarý, gerekleri neyse komite-konseyler ona göre hareket ederler. Ýþçi sýnýfýnýn tam kurtuluþun saðlayana kadar kavgayý sürdürürler.

Komite-Konseylerin Yönetimi Komite-konseyler sendikalizmden kurtulmalýdýr. Komiteleþmeyle sendikal alandaki en önemli sorunlar da aþýlýr. Ýþçi sýnýfýna yönelik örgütsüzleþtirme saldýrýsý boþa çýkartýlýr. Sendikalarda egemenlik kurmuþ olan burjuva sendikal anlayýþ ve reformizm yenilgiye uðratýlýr.

Komiteleþme, sýnýfýn kurtuluþu için, stratejik önemi olan sektörlerde yaygýnlaþtýrýlmalý.

Buralarda sermaye sýnýfý iþçi aristokrasisi yaratarak mücadeleyi önleme çalýþýyordu. Þimdi stratejik sektörlerde de çalýþanlarýn koþullarý aðýrlaþýyor. Buralardaki mücadele ve örgütlenme koþullarý da arttý.

Bizde ve dünyada iþçi sýnýfýna ve tüm emekçilere yönelik saldýrýlar bir bütünlük oluþturuyor. Bu saldýrýlar karþýsýndaki mücadele artýk emperyalist merkezlerde de ayaklanmalar boyutuna ulaþtý. Halklar, emekçiler þimdi tarihte görülmedik ölçüde bir mücadele içindeler.

Büyük bir devrimci kalkýþma var.

Yaratýlan her devrimci örnek dünya proletaryasýnýn sahiplenmesiyle yayýlýyor. Komitekonseylerde örgütlü iþçi sýnýfýnýn büyüteceði bir kavga, dünya proletaryasýnýn hem desteðini alacaktýr, hem de örnek olarak yayýlacaktýr. Ýþçi sýnýfýnýn kurtuluþu kendi eseri olacaktýr.

Yeni Evrede

UPS

Mücadele Birliði

UPS Kargo Zafere Yürüyor

250. Gün UPS kargo iþçileri gelenekselleþen Cumartesi eylemlerini Cumartesi günü deðil de Cuma günü hem eylem hem de yýlbaþý etkinliði þeklinde gerçekleþtirdiler.

Saat 13.30’a doðru Mücadele Birliði Platformu olarak sloganlarla baþladýðýmýz yürüyüþ UPS iþçilerinin ve Kargonun önünde UPS iþçileriyle birlikte attýðýmýz “UPS’ye Sendika Halaylarla Girecek” sloganýyla bitti.

UPS kargo iþçileriyle selamlaþtýktan sonra yakýlan ateþ baþýnda sýcak çayýmýzla sohbetlere baþladýk. Sohbetlerde iþçilerin kararlýlýða vurgu yapmasý dikkat çekiciydi.

TÜMTÝS Þube Sekreteri Cafer Kömürcü eylem sürecini ve gelinen noktayý anlattý bizlere. Getirilen ses sistemiyle saat 15.00’te halay þarkýlarý çalýnarak halaylar çekilmeye baþlandý.

Epey halay çekildikten sonra TÜMTÝS Þube Baþkaný Þükrü Günseli söz aldý. Günseli konuþmasýnda eylemin uluslararasý alanda sahipleniliþine, bugün gelinen noktaya ve zaferin öngününde olduklarýna dikkat çekti. Tabii ki vurguladýðý önemli bir þey de asýl zaferin iþçiler iþbaþý yaptýktan sonra gerçekleþeceðiydi. Þükrü Baþkan konuþmasýný bu eylemin baþýndan beri yalnýz býrakmayan ambar iþçilerine, demokratik kitle örgütlerine ve devrimcilere teþekkür ederek bitirdi.

Daha sonra iþçiler ve Ayýþýðý Tiyatro Ýþçilerinden bir arkadaþ þiir okudu, Hemen ardýndan Mücadele Birliði Platformu’ndan bir arkadaþýmýz da kýsa bir konuþma yaptý.

Konuþmasýnda 250 gündür onurluca mücadele eden UPS Kargo iþçilerinin güzel bir deneyim yarattýðý, 2010 yýlýnýn kavga yýlý olurken 2011 yýlýnýn geliþen süreçte kapitalizmin daha azgýnca saldýrýlarýyla daha yoðun bir kavga yýlý olacaðý ve aslýnda gerçek kurtuluþun mücadele birliði temelinde Fabrikalar Tarlalar Siyasi Ýktidar Her Þey Emeðin Olacak þiarýnýn gerçekleþtiði zaman olacaðýna vurgu yaptý.

Konuþmasýna Buca taþeron iþçilerinden getirdiði selamla devam ederken Buca taþeron iþçileri ve Mücadele Birliði Platformu’nun iþçilere aldýðý kýzýl karanfilleri TÜMTÝS Þube baþkaný Þükrü Günseli’ye takdim ettikten sonra “UPS Ýþçisi Yalnýz Deðildir” sloganýyla konuþmasýna son verdi. Ardýndan tekrar kýsa bir süre daha halaylar çekildi, yakýlan ateþ söndürüldü ve iþçilerle vedalaþýlarak direniþ alanýndan sloganlarla ayrýldýk.

258. Gün Gelenekselleþen Cumartesi eylemi yine coþkuluydu. Yürüyüþ sýrasýnda “UPS Ýþçisi Yalnýz Deðildir”, “UPS Ýþçisi Direniþin Simgesi”, “Bütün Ýktidar Emeðin Olacak”, “Fabrikalar Tarlalar Siyasi Ýktidar Her Þey Emeðin Olacak”, “Yaþasýn Ýþçilerin Mücadele Birliði”, “UPS’ye Sendika Halaylarla Girecek”, “Hak Verilmez Alýnýr Zafer Sokakta Kazanýlýr” sloganlarý atýldý.

UPS iþçileri toplantýda olduðundan eylem yerinde bulunan yiðit ambar iþçileri bizleri alkýþlarla karþýladý. Direniþ alanýnda çaylar, sýcak sohbetler eþliðinde içildi. Toplantýdan çýkan UPS iþçileri direniþ alanýna geldiler. Ardýndan baþkan Þükrü Günseli, eylemde gelinen son sürece dair bilgilendirme yaparken, görüþmelerin kimi detaylarýn dýþýnda büyük oranda olumlu geçtiðini dile getirdi. Bugüne kadar bu eylemde emeði geçen herkese yaptýðý teþekkür konuþmasýnýn ardýndan Þükrü Günseli direniþlerinin 45. gününde olan Buca taþeron iþçilerinin Pazar 179. Sayý / 12-26 Ocak 2011

günleri yaptýklarý yürüyüþe ve basýn açýklamasýna çaðrýda bulundu. Yapýlan açýklamadan sonra eylem sona erdirildi.

UPS iþçileri zafere bir adým daha yaklaþtý. Ýki hafta önce baþlayan ön görüþmelerde olumlu geliþmeler yaþandý. Bu konuda iþçilerin kýsaca görüþlerini aldýk. Þahin: Ýyi bir noktaya geldik, 258. günde böyle olumlu bir adým atýldý, içeriye girileceðine dair sinyaller, içerde toplu sözleþmeli, sendikalý bir sürecin olacaðýna dair umudun daha da büyümesi bizi mutlu etti tabii ki. Ýçeriye halaylarla girmeyi bekliyoruz. Ýþçi: Her þey bitti gibi, birkaç gün kaldý. Çok mutluyuz, iþimizi istiyoruz. Ýþçi sýnýfý yine istediðini kazandý, haklýlýðýný gösterdi.

Hüseyin: Direniþe ilk baþladýðýmýzdan beri baþkanlarýmýzýn bize verdiði bir söz vardý, biz bu direniþi zaferle sonuçlandýracaðýz. Þu anda her þey net olarak sonuçlanmamýþ bile olsa da biz buna inanýyoruz, yarýn öbür gün bu iþ bitecek. Bundan sonra önümüzde tek UPS’yle sýnýrlý deðil, Türkiye genelinde 30.000 kargo iþçisi var. Bizim bundan sonra sadece kendimizi deðil diðer iþçi arkadaþlarýmýzý düþünerek de hareket etmemiz gerekiyor. Bu 8-9 ay içerisinde direniþin bize öðretmiþ olduðu þeyleri anlamýþ olduk. Ben öncesinde hayatým boyunca sendikanýn “S”sini bilmezdim ama bugün 8-9 aydýr kapýnýn önündeyim ve ben bu direniþi yaþadým. Önceleri bunlar deli mi baðýrýyorlar kendi kendilerine diyordum, ama bugün ben ayný þeyi yaþadým. Bundan çok mutluyum, umarým diðer direniþler de bunun gibi zaferle sonuçlanýr.

Veysel: Mutluyuz, olumlu geliþmeler var. Ýþe geri döneceðiz, hiç eksiksiz dönme aþamasýndayýz. Her iþçi ailesiyle daha fazla zaman geçirecek, eþiyle çocuðuyla mutlu ve huzurlu olacak. Baþka ne diyebilirim Zafer Savaþan Ýþçilerin Olacak. Ýþçi: Gelinen nokta iyi bir nokta, biz hala umutla son noktanýn konmasýný bekliyoruz. Çoluðumuza çocuðumuza ekmek götürebilecek bir iþimizin artýk saðlam bir þekilde olmasýný istiyoruz.

Besim: Tam kesin olmadan içeri girmeden oldu gözüyle bakmýyoruz. Biz iþçi sýnýfýnýn haklýlýðýný göstermiþ olduk. Artýk diðer bizim gibi iþçi olan arkadaþlarýmýzýn özellikle Buca Belediyesi’ndeki arkadaþlarýmýzýn saðlam duruþlarý ve birlik-beraberlikleriyle umarýz sonuçlanýr eylemleri. Biz bir yol açtýk, herhalde bu yoldan da diðer sendikalar bizim açtýðýmýz bu yoldan ilerler. Ýþçilerle yapýlan bu kýsa sohbetten sonra eylem yerinden ayrýldýk.

Mücadele Birliði/Ýzmir

7

Yeni Evrede

PTT İşçileri

Mücadele Birliði

Örgütlüysek Güçlüyüz

P

TT Genel Müdürlüðü talimatýyla Ýstanbul Avrupa Yakasý’ndaki iþçiler hiçbir gerekçe gösterilmeden 26-27-28 Aralýk 2010 tarihlerinde iþten çýkarýldý. Ýlk etapta 164 iþçinin iþine son verilirken iþten çýkarmalarýn devam etmesi üzerine AVPÝM (Avrupa Yakasý Posta Ýþleme Merkezi) çalýþanlarý 5 Ocak Çarþamba günü iþyeri önünde saat 15.00’de bir basýn açýklamasý yaptýlar.

“Haklarýmýza ve Geleceðimize Sahip Çýkýyoruz, Ýþimizi Geri Ýstiyoruz / Ýþten Atýlan PTT Ýþçileri” yazýlý pankart ve taleplerini dile getiren dövizlerle AVPÝM önünde toplanan taþeron iþçiler “Köle Deðil Ýþçiyiz Örgütlüysek Güçlüyüz”, “Ýþten Atmalar Yasaklansýn”, “Taþeron Kýyýmýna Son”, “Direne Direne Kazanacaðýz”, “Taþeron Ýþçiler Kadroya Alýnsýn”, “Ýþimizi Geri Ýstiyoruz”, “Kurtuluþ Yok Tek Baþýna Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz” sloganlarý atarak iþten çýkarýlmalarýn devam ettiðini ve iþlerine geri dönmek için mücadele edeceklerini açýkladýlar. Gün itibariyle 178 PTT çalýþanýnýn iþine son verilmiþ olduðunu belirttiler.

Bir iþçi söz alarak “Bizler iþten atýlan taþeron PTT iþçileriyiz. Yönetime yakýn isimler ayýklanýp bir liste hazýrlanarak ve bu listedeki isimler okunarak iþten çýkarýldýk. PTT’nin özelleþtirilip AÞ’ye çevrilebilmesinin zemini hazýrlanýyor. Bizler iþlerimize geri dönebilmek için buradayýz” diyerek, gerekli hukuki baþvurularý yaptýklarýný ve iþe iade davasý açtýklarýný belirttiler. Ýþçiler, eleman eksikliði varken yapýlan iþten çýkarmalarýn; PTT’yi yavaþ çalýþýyormuþ gibi gösterip PTT çalýþanlarý ile halký karþý karþýya getirerek PTT’nin özelleþtirilmesine zemin hazýrlama çabasý olduðunu ifade ediyor.

“Bizler PTT de aðýr þartlar altýnda güvencesiz çalýþan taþeron iþçiler olarak iþten atma ve özelleþtirme saldýrýsýna karþý haklarýmýz ve geleceðimiz için mücadele edeceðiz” diyen iþçiler, iþlerine geri alýnýncaya kadar direniþe baþladýklarýný belirtiler. “Bugün direniþimizin 1. günü arkadaþlar haydi çadýrýmýzý kuralým” diyerek AVPÝM önüne pankartlarýný ve dövizlerini yerleþtirerek, temsili olarak çadýrlarýný kurdular.

iþçi iþten atýlýrken, bu sayýnýn 100’ü geçtiði belirtiliyor. Taþeron þirket iþçilere sürekli baský uyguluyor. PTT Çankaya Toplama ve Daðýtým Merkezi’nde çalýþan iþçilere sosyal haklarýný ortadan kaldýran bir ibraname imzalatýlmaya çalýþýldý. Taþeron þirket bunu imzalamayý reddeden Cem Koray Türedi ve Recep Güzeler isimli iki iþçiyi diðer iþçilere gözdaðý vermek için PTT’ye almadý. Ayrýca tutanak tutarak iki iþçinin iþe gelmediði beyanýnda bulunarak iþçilerin haklarýný gasp etmeye çalýþtý.

Taþeronun bu tutumunu protesto eden iþçiler 6 Ocak sabahý PTT önünde gerçekleþtirdikleri eylemle iþten atýlmak istenen iþçileri sahiplendiklerini gösterdiler. Eylem öncesi daðýtým merkezi yöneticileri, iþçilerin dýþarýya çýkmasýný engellemeye çalýþtý.

Haber-Sen’in de destek verdiði eylemde Güzeler ve Türedi ise haklarýný almadan mücadeleden vazgeçmeyeceklerini belirterek gerekirse PTT önünde aylarca bekleyeceklerini dile getirdiler.

Balýkesir Balýkesir’de ise benzeri bir durum yaþanýyor. CHP Balýkesir Milletvekili Ergün Aydoðan Balýkesir PTT’de taþeron firmanýn deðiþmesiyle birlikte AKP yöneticilerinin tek tek dolaþarak çalýþanlara referanslarýnýn kim olduðunun sorulduðunu ve bu araþtýrma sonrasýnda ise birçok PTT çalýþanýnýn iþlerine son verildiðini belirtti. Balýkesir’de 151 kiþinin tehdit altýnda olduðunu, 17 kiþiye iþ býraktýrýldýðýný belirten Aydoðan, “Hiçbir gerekçe yok. Ýbranameye adýnýzý yazýyorsunuz. Maaþ bölümünü boþ býrakýyorsunuz. Boþ býrakmak durumundasýnýz. Ýmzalamazsanýz siz kapý önüne býrakýlýyorsunuz” dedi. Çerkezköy’de “Zarar” Nedeniyle Ýþçiler Sokaða Atýlýyor Çerkezköy PTT’de daðýtým bölümünde çalýþan taþerona baðlý 7 iþçi iþten çýkarýldý.

PTT Çerkezköy Þubesinde 2009 yýlýndan buyana taþerona baðlý olarak çalýþan 7 iþçinin iþine son verildi. 7 Ocak’ta sendikalarýn ve siyasi partilerin katýldýðý bir basýn açýklamasýyla iþten çýkarmalarý protesto eden iþçiler, “PTT televizyon reklamlarýyla ve yaptýrdýðý afiþlerle çalýþmalarý-

Ankara Ankara’da PTT iþletmelerinde iþçiler iþten çýkarýlýyor. Ýlk etapta 82 179. Sayý / 12-26 Ocak 2011 8

Yeni Evrede

Mücadele Birliði

PTT İşçileri yükünün artacaðýný söylüyorlar. PTT iþçileri “Biz onurumuzu satmayacaðýz, iþyerimizi terketmeyeceðiz. Bugün çadýrýmýzý buraya da kuruyoruz.

Dost düþman bilsin bunu, PTT’yi peþkeþ çektirmeyeceðiz” diyorlar. Ve Direniþlerinin sembolü olarak pankartlarýný yine bir þiir eþliðinde PTT’nin önüne asýyorlar. Ýþçiler eylemi sona erdirirken, Cumartesi günü gerçekleþtirilecek Taksim yürüyüþlerinin de duyurusunu yaptýlar.

ný çok iyi duyuruyor. PTT’den hiçbir güvencesi olamayan ve asgari ücrete çalýþan iþçileri nasýl kapý önüne koyduðunun duyurusunu da en iyi þekilde yapmasýný bekliyoruz” dediler.

PTT’de taþerona baðlý olarak daðýtým bölümünde çalýþan ve iþten çýkarýlan Aynur Dikme, Genel Müdürlüðün zarar ettiðini ileri sürerek Türkiye genelinde iþçi çýkardýðýný ve Çerkezköy’de de kendilerinin iþten atýlmayla karþý karþýya kaldýklarýný söyledi. 2009 yýlbaþýndan sonra da Çerkezköy’de taþerona baðlý 8 iþçinin iþten çýkarýldýðýný söyleyen Dikme, “Önümüze sözleþme diye boþ kâðýtlarý getiriyorlar, biz de imzalýyoruz” diyen Dikme, “Bizler imzayý attýktan sonra sözleþmenin içeriðini kendi çýkarlarýna göre dolduruyorlar. Üç ayda bir sigortaya giriþ çýkýþýmýzý yapýyorlar. 2009’dan bu yana yýllýk izin almadan, asgari ücrete burada çalýþtým. Sonuçta tazminatsýz bir þeklide bizi kapýnýn önüne koydular” þeklinde konuþtu. PTT’nin televizyon reklamlarýyla ve yaptýrdýðý afiþlerle çalýþmalarýný çok iyi duyurduðunu söyleyen Dikme, “PTT’den hiçbir güvencesi olamayan ve asgari ücrete çalýþan iþçilerin nasýl kapý önüne koyulduðunun duyurusunu da en iyi þekilde yapýlmasýný bekliyoruz” dedi. Ýþten çýkarýlan PTT iþçileri bu iþin peþini býrakmayacaklarýný dile getirdiler.

Topkapý AVPÝM’de Direniþi Kýrma Çabasý PTT Topkapý AVPÝM’de, iþçilerin direniþe baþlamasý üzerine PTT yönetimi direniþi kýrmak için giriþimlerde bulunuyor. Polisi ve taþeron firma temsilcilerini direniþçilerin üzerine salarak tehditler savuran yönetim, bu giriþimlerinde baþarýsýz olunca iþten atýlan iþçilere “Evinize gidin, dinlenin. Sizi tekrar geri alacaðýz” vaatlerinde bulunuyorlar.

7 Ocak’ta iþten çýkarýlan bir iþçi, iþe baþlamasý teklifini kabul ederek iþbaþý yaptý. PTT ile tüm iliþiði kesilen iþçi Pazartesi gününden itibaren daðýtýma çýkmaya baþladý. Ýþçi ücret almadan çalýþmaya devam ederken PTT yönetimi de yasadýþý olan bu duruma ses çýkarmýyor.

AVPÝM’de çalýþmakta olan iþçilerle, iþyeri önünde bulunan direniþteki PTT iþçileri, direniþ kýrýcýlýðý yapan iþçiyle konuþarak uyarmalarýna raðmen iþçinin daðýtýma devam etmesi üzerine bu iþçiyle diyaloglarýný kestiler.

PTT’yi Peþkeþ Çektirmeyeceðiz Ankara, Balýkesir, Adana’da PTT iþletmelerinde taþeron olarak çalýþan iþçiler, yaptýklarý basýn açýklamalarýyla iþten atmalarý protesto ederken, 7 Ocak günü de “Ýþten Atýlan PTT Ýþçileri” imzasýyla “Haklarýmýza ve Geleceðimize Sahip Çýkýyoruz, Ýþimizi Geri Ýstiyoruz” pankartýný Sarýyer’de bulunan Yeniköy PTT’ye astýlar. Saat 15.00’de PTT önünde topPTT’nin özelleþtirilmesinin zeminini hazýrlamak için hükümetin, kulanan PTT iþçileri, bir basýn açýklamasý yaparak, direniþe baþladýklarýný rumu iþlemez hale getirmeye çalýþtýðýný ve 2011 bütçesinde PTT’nin geduyurdular.

Sloganlar atarak toplanan iþçilere destek olmak için DÝSK Emekli- çen seneki bütçesine göre, 1 trilyonluk kesinti yaptýðýný, PTT’nin iþçi Sen de gelmiþti. Basýn açýklamasýna baþlamadan önce “Mücadeleden e- sayýsýný arttýrmasý gerekirken, daha fazla iþçi çýkartýlmak istendiðini bemekli olunamayacaðýný” söyleyen Emekli Sen’den emekli bir iþçi lirten iþçiler, personel alýmý yaparken de baþka iþçilerin iþten çýkarýldýðý“Türkiye Ýþçi Sýnýfýna Selam” þiirini ve Nazým’ýn “Sen yanmasan, ben ný söylüyorlar.

Direniþçi iþçilerin üzerine taþeronu ve polisi salan Personel Müdüyanmasam, biz yanmasak nasýl çýkar karanlýklar aydýnlýða” dizelerini orü’nün “iþten atýlan iþçilerin direniþe geçmesini önleyemediði” gerekçekudu. Þiirlerin ardýndan iþten atýlan PTT iþçisi sözü aldý. Ýþten atýlýþ süreç- siyle görevden alýndýðý bilgisini verirken, iþçilerin direniþlerinin kýrýlmasý lerini anlatan iþçi, kadrolu iþçilerle ayný iþleri yaptýklarýný, aralarýndaki için direniþteki arkadaþlarý Rýza Soylu’ya baþka bir iþçinin iþine son vetek farkýn güvencesiz çalýþmak olduðunu söyledi. Þu anda Ýstanbul’da rilerek, kendisine iþe baþlama teklifi yapýldýðýný, arkadaþlarýnýn bu teklifi 178 PTT iþçisinin iþten çýkarýldýðýný, bugün ise Ankara’da 82 iþçinin iþ- reddettiðini belirtiyorlar.

AVPÝM önünde, direniþlerini sürdüren iþçilere destek ziyaretleri yaten çýkarýldýðýný öðrendiklerini söylüyorlar. Bu iþten çýkarmalarýn pý lý yor.

Bayer iþçileri, Topkapý iþçileri ve daha önce Kurtiþ Matbaasý’nda PTT’nin özelleþtirilip A.Þ’ye çevrilebilmesinin zeminin hazýrlanmasý olduðunu da söyleyen iþçiler, daðýtýcý eksikliði sebebiyle postalarýn zama- 2009’da yapýlan direniþe katýlmýþ, þimdi çevre iþyerlerinde çalýþmakta onýnda yerine ulaþmadýðýný, iþten çýkarmalarla mevcut çalýþanlarýn iþ lan iþçiler öðle paydosunda ziyarete gelerek desteklerini belirttiler.r 179. Sayý / 12-26 Ocak 2011

9

Yeni Evrede

Röportaj

Mücadele Birliði

Cumar tesi Yürüyüþümüze Destek Bekliyoruz!

P

kiþiyiz. Sarýyer’de 9 arkadaþýmýz var iþten çýkarýlan. Bizler iþe iade davasý açtýk ve iþlerimize dönünceye kadar, direniþimizi sürdürmek kararýndayýz. Asýl amacýmýz ise kadrolu eleman olmak. Yani taþeron firmada çalýþmak istemiyoruz. Çünkü taþeron iþçilik demek kölelik demek. Hiçbir güvencemiz, geleceðimiz yok, ne kadar çalýþabileceðimiz, çalýþacaksak nerede görevlendireceðiz belli deðil.

Mücadele Birliði: Çalýþma þartlarýnýzý anlatýr mýsýnýz?

Celal: Biz saat 07.00’de burada iþbaþý yapýyorduk. Sabah servisimiz yok, kendimiz gelmek zorundayýz. Asgari ücretle çalýþýyoruz, yol ve yemek paramýzý kendimiz karþýlamak zorundayýz. Akþam da servisimiz yok, þu var ki, kadrolu arkadaþlarýmýzýn servisi var, zaman zaman onlarla gittiðimiz oluyordu. Yani onlar bizleri tanýdýklarý için ayný iþyerinin personeli olduðumuz için bizleri de servise alýyorlardý. Onlar sayesinde akþamlarý yol parasý vermiyorduk yani… Sabah burada 07.00’de iþe baþlayýp saat 10.00’a kadar postalarý ayýrýyoruz ve daðýtýma çýkýyoruz. Bize verilen mahallede bütün postalarý daðýtýncaya kadar da devam etmek zorundayýz. Öðle tatilimiz ya da yemek saatimiz diye bir kavram yok yani... Posta daðýtýmýný saat 15.00’e kadar bitirip buraya dönmemiz gerekiyor. Daðýtýma gideceðimiz yere ulaþým parasý da bizim cebimizden çýkýyor. Bunun için de bir ödenek yok. Buraya dönünce de yine postalarý ayrýma iþlemlerimizi yapýyoruz. Bazen iþimiz erken bitse de gidemiyorduk, belki servisle gidebiliriz diye kadrolu arkadaþlarýn çýkmasýný bekliyorduk. Þimdi içeride daðýtýma giden arkadaþlarýmýzýn iþi daha zor çünkü bizim gitmediðimiz yerlere de onlar gitmek zorunda kalacak, Ben iki mahalleye gidiyorsam, o iki mahalle bir baþka arkadaþýn görevine eklenecek ve bu arkadaþ iki mahalleye gidiyorsa dört mahalleye gitmek zorunda kalacak.

Mücadele Birliði: Daðýtým elemanlarýna çok geniþ bir alan, çok fazla sayýda posta ulaþtýrma görevi düþtüðünü yetiþtiremediðinizi belirtiyordunuz. Þimdi nasýl yetiþecek peki?

Celal: Yetiþmeyecek…. Bir posta daðýtým elemaný bölgesine girdiði zaman en az 50-60 yere uðramak zorunda, hele gecekondu bölgelerinde mesafeler çok uzak daha da zor oluyor, þimdi bu elemana bir o kadar daha posta verilirse nasýl yetiþtirsin? Yetiþmeyecek, hepsine gidemeyecek. Gidemiyorlar da zaten. Þu anda sadece APS, mahkeme evraklarý, iadeli taahhütlü mektuplar vs. gidiyor? Bu tür resmi evraklarý öncelikle yerlerine ulaþtýrmaya çalýþýyorlar, sonra diðerleri… Arkadaþlarýmýzýn iþi çok daha zor olacak þimdi.

Mücadele Birliði: PTT iþletmesinde birkaç taþeron firma var galiba bu konuda bilgi verebilir misiniz?

Celal: Bildiðim kadarýyla 4 ayrý taþeron

10

179. Sayý / 12-26 Ocak 2011

TT Genel Müdürlüðü talimatýyla Avrupa Yakasý Posta Ýþleme Merkezi’nde taþeron þirkete baðlý olarak çalýþan178 iþçi iþten çýkarýldý. 5 Ocak Çarþamba günü bir basýn açýklamasý yaparak AVPÝM önünde direniþe baþladýlar. 7 Ocak günü direniþlerinin 3. gününe girerken, Sarýyer PTT Daðýtým Merkezi’nde iþten atýlan arkadaþlarýnýn yapacaklarý basýn açýklamasýnýn da hazýrlýðý ve heyecaný içindeler. Bir iki arkadaþlarýný býrakýp saat 15.00’de Sarýyer PTT Merkezi önünde yapýlacak basýn açýklamasýna gidiyorlar. Kalanlar desteðe gelenlerle sohbet ediyorlar. Ýþyeri önünde kaldýrýmda metal bir çöp kutusunun içinde yaktýklarý ateþle ýsýnmaya çalýþýrken, bazý arkadaþlarý çay getirip kýsa sohbetlerde bulunup gidiyorlar. Yoldan geçenler, postaneye girip çýkanlar yaklaþýp “Arkadaþlar siz direniþte misiniz?”, “Sizler iþten atýlan iþçiler misiniz?”, “Kaç gündür buradasýnýz?”, “Ne zaman iþten atýldýnýz?” gibi sorular sorup baþarýlar dileyerek gidiyorlar. Çevredeki iþyerlerinden, sosyalist basýndan, devrimci kurumlardan, sendikalardan gelenler oluyor. AVPÝM önünde 3. gününde olan Celal ile çalýþma þartlarý ve direniþ üzerine konuþmaya baþlýyoruz.

Mücadele Birliði: Direniþinizin 3. günündesiniz, bugün Sarýyer’deki arkadaþlarýnýz da direniþe baþlayacaklar. Sizinle çalýþma þartlarýnýz, direniþe baþlamanýz ve þimdiki düþünceleriniz üzerine konuþalým istiyoruz. Biraz da PTT iþçisinin yaþamýný bilmek istiyoruz.

Celal: Ben burada 5 yýldýr çalýþýyorum, daha önce farklý sektörlerdeki iþlerde çalýþtým. Ama burada çalýþmaya baþladýðýmdan beri hep severek çalýþtým, iþyerime severek, isteyerek geldim. Tamam, bitkin düþtüðümüz günler çoktu, sosyal anlamda güzel bir meslek, insanlarla iletiþimde olmak, onlara bekledikleri bir mektubu, paketi, evraký ulaþtýrmak zevkli bir þey. Ýnsanlarla diyalog kurabildiðimiz bir meslek.

Meslekti yani… Pazartesi gününe kadar…

Mücadele Birliði: Pazartesi günü iþten çýkarýlanlarýn sayýsý 178’di. Bir deðiþiklik var mý?

Celal: Evet, basýn açýklamasýný yaptýðýmýzda 178 kiþi olmuþtuk, þimdi baþka yerlerdeki arkadaþlar da çýkarýlmaya devam ediyor; bildiðimiz kadarýyla örneðin Sarýyer PTT’de 9 arkadaþýmýz iþten çýkarýldý ve bugün direniþe baþlayacaklar, buradaki birkaç arkadaþýmýz da oraya destek vermek için gittiler, o yüzden az kiþi kaldýk.

Mücadele Birliði: Ýþten çýkarýlan 178 kiþi dediniz, bunlarýn daðýlýmý hakkýnda bilginiz var mý? Hangi PTT iþletmelerinden kaç kiþi iþsiz þu anda? Burada direniþte olan kaç arkadaþ var? Ýþe iade konusunda, eylem süreci konusunda nasýl bir karar aldýnýz?

Celal: Evet toplamda 178 kiþiyiz, Alibeyköy,Turaç, Beyoðlu, Sarýyer, deðiþik yerlerden, Avrupa Yakasý olarak deðiþik þubelerden arkadaþlarýmýz iþsiz þu anda. Burada Topkapý’da 21

firma var. Asgün, Aytür, Þahin Kurye, Fýndýkkale. Bu dört firma üzerinden taþeron iþçilerle daðýtým yapýlýyor. Ýhale yapýlýyor, taþeron firmalar iþi alýyorlar, sonra iþçi alýmý yaparak daðýtýmý saðlýyorlar. Ama bu ihaleler de karýþýk, üç ayda, altý ayda bir ihale oluyor bildiðim kadarýyla.

Firmalar da bu duruma göre iþçi alýyor, çýkarýyor. Bir iþçi iþe baþlýyor 10 ay 11 ay çalýþýyor, devam edecekse 12 ay sigortasý yapýlmýyor. Çýkýþ gösterilip yeniden iþ baþý yaptýrýlýyor. Kýdem tazminatý, ihbar tazminatý vs. olmasýn diye. Ýþçinin hiçbir güvencesi, kazanabileceði hiçbir hakký olmuyor. Patronun iki dudaðý arasýnda iþimiz.

Mücadele Birliði: Bir taþeron iþçi olarak yaþamýnýzdan konuþsak biraz. Aileniz, çevreniz iþsiz kalmanýzý, direniþte olmanýzý nasýl karþýlýyorlar? Siz bu sürece iliþkin neler düþünüyorsunuz?

Celal: Ben 40 yaþýndayým. Asgari ücretle çalýþýyordum. Pazartesi gününden beri iþsizim.

Eþim asgari ücretle çalýþan bir tekstil iþçisi. Kiradayým. Baþka arkadaþlara göre bir avantajýmýz çocuk yok. Buna raðmen çok zorlanacaðýz þimdi. Çünkü ben çalýþýrken bile güçlükle geçiniyorduk. Þimdi evin kirasý da, ödenmesi gereken faturalar da, yani tüm yük eþimin üzerinde… Niçin iþsiz kaldýðýmýzý, neden direniþte olduðumu eþim biliyor, destek de oluyor.

Hakkýnýzý almadan eyleminizden vazgeçmeyin diye. Ama bu yükü ne kadar kaldýrabilecek, ben çalýþmadýkça kaç ay geçinebileceðiz bunlarý bilmiyoruz þimdilik. Zamanla belki biz direnmek istesek çevrenin baskýsýyla karþýlaþacaðýz. Þimdi onu da düþünüyorum, kendi adýma söyleyeyim, etrafýmýzdakiler diyecekler ki, “Bak adam iþsiz, güçsüz, kadýn çalýþýp yetiþtireceðim diye uðraþýyor” ya da “Býrak arkadaþ direniþi falan, gir bir yere de çalýþ, bunun sonu yok” diyecekler, özellikle de bu süreç uzarsa, çünkü bilmiyoruz ki, bizim iþe iade davamýz ne zaman sonuçlanacak, ya da davayý kazanacak mýyýz?

Süre uzarsa bunlarla karþýlaþacaðýmýzý biliyorum ama, hemen tüm arkadaþlarýmýz bunu yaþayacaklar. Çocuklarý olan var, hastasý, yaþlýsý olan var, borç altýna girmiþ olanlar var. Biraz davamýzýn sonuçlanmasýna, biraz bize destek verilmesine baðlý.

Mücadele Birliði: Peki destek verenler var mý? Sendika örneðin, kadrolu çalýþanlardan sendikalý olanlar vardýr, onlarýn desteðini alýyor musunuz? Sizinle ilgilenen sahiplenen sendika var mý? Kadrolu arkadaþlarýnýzýn yaklaþýmý nasýl?

Celal: Burada birkaç sendika var, üç-dört sendikada örgütlü arkadaþlar. Geçen günkü basýn açýklamasýna geldiler, gerçi arkadaþlarýn desteðiyle oldu biraz, yani kadrolu arkadaþlarýmýz bizi destekliyorlar. Karþý karþýya gelme durumu olmadý hiç, hep destek oldular, zaten yanýmýza gelip gidiyorlar, basýn açýklamasýna da

Yeni Evrede

Röportaj

Mücadele Birliði katýldýlar, ihtiyaçlarýmýzý soruyorlar, direniþiniz haklýdýr arkadaþlar, ayný yerde çalýþýyorsak, ayný iþi yapýyorsak siz de emeðinizin karþýlýðýný, hakkýnýz olaný almalýsýnýz diyorlar. Sendikalardan, çevre iþyerlerinden, gelenler var. Saðolsunlar, duyarlý olanlar bizi yalnýz býrakmadýlar.

Gerçi þimdi ben de acemisiyim bu iþlerin…

Bundan sonra nasýl gider, destekleyenler daha mý çoðalýr hiç bilmiyorum. Ama ziyarete gelenler var, mutlu oluyoruz. Bir ablamýz termos getirmiþ bugün, bir yerlerde çay yapar içersiniz, yanýnýzda bulunsun diye.. Ýhtiyaçlarýmýz için kadrolu arkadaþlar aralarýnda biraz para toplamýþlar, getirip verdiler, ne lazýmsa söyleyin getirelim diyorlar, güzel bunlar, insan yalnýz olmadýðýný görünce moralli oluyor.

Mücadele Birliði: Kaç kiþisiniz burada þimdi, sayý artar mý, azalacak mý? 3 gün nasýl geçti?

Celal: Biz buradan çýkarýlan 21 kiþiyiz zaten, yani hepimiz burada olsak da çok fazla bir sayý deðil 178 kiþiye göre. Þimdilik sayýmýz çok az tabii. Gelmek, bizim yanýmýzda olmak isteyen arkadaþlar var iþten çýkarýlanlarýn içinde, fakat kaygýlarý da var, çünkü onlarý sýkýþtýrýyorlar, tembihliyorlar. Onlarýn yanýna gitmeyin, bakýn bir süre sonra iþçi alacaðýz, sizi geri çaðýracaðýz, onlarla olursanýz iþe çaðýrmayýz gibi söylemler arkadaþlarý tedirgin ediyor. Gelmeden de yapamýyorlar, yani bizi az sayýda býraktýklarý için mahcupluk da duyuyorlar, bir uðrayýp selamlaþýp giden var, uðrayýp sohbet eden biraz yanýmýzda durup giden de var.. Ama ben þimdiki durumda kendimizi kazançlý sayýyorum bir anlamda, neden derseniz, bugün daðýtým amirimiz vardý Hüseyin, onu görevden almýþlar.

Mücadele Birliði: Bunu nasýl deðerlendiriyorsunuz? Görevden alýnýþ sebebi nedir?

Celal: Þimdi bir kiþi daha iþsiz, yani iþsiz kalmak nasýl bir þey anlamýþtýr. Görevden alýnýþý da þöyle, pasif kaldý diye, yani bizlerin direniþ yapmasýna engel olamadýðý için. Onun da yapabileceði bir þey yoktu ki aslýna bakarsan, çünkü onlara bir liste gelmiþ, o listeye göre bizim iþimize son verdiler. Eh, þimdi sen beni kapýnýn önüne koymuþsun, ben ya býrakýp gideceðim, ya da hakkýmý aramak için bir þeyler yapacaðým, dava mý açarým, eylem mi yaparým, senden çýkmýþ artýk! Direniþe geçeceðimizi tahmin etmemiþlerdi sanýrým, hadi bilseler bile amir ne yapacak ki, ben kapýnýn dýþýndayým artýk, bana müdahale edemez ki.. Baþka bir nedeni yoktuysa bize karþý pasif kaldýðýndan alýnmýþ görevden… Karýþýk burasý zaten, ihaleler, giriþler, çýkýþlar… bir þeyler olup duruyor iþte…

Neyse yani bu da bizim için bir þeydir…

Mücadele Birliði: Bir kazaným olarak deðerlendiriyorsunuz, ya da yaptýrým diyelim.

Celal: Tam da böyledir diye bir þey diyemiyorum aslýnda, dediðim gibi, zaten beni kapýnýn önüne koymuþlar, çalýþýrken elinde bir güç, bir emir yetkisi var þirketin, þunu yap bunu yap der, iþinin gereði talimatlara uyarsýn, iþten atýlmýþ iþçiye amir ne yapacak ki, ama kendi içlerinde bir karmaþa, bir gerilim yarattýk en azýndan bu da bir þeydir diye düþünüyorum kendimce…

Mücadele Birliði: Baþka sorular da sormak istiyorum ama, þimdi siz direniþ acemiliði çekiyorum, diyorsunuz, cevaplayabildiðiniz kadarýyla konuþalým. Son dönemde Torba Yasa tasarýsý var biliyorsunuz, buna iliþkin bir þeyler söylemek ister misiniz? Siz ya da kadrolu arkadaþlarýnýz bunu nasýl deðerlendiriyorsunuz?

Celal: Dediðim gibi, ben ilk defa bir eyleme katýlýyorum, sendika falan da bilmem, iþçiyiz iþte… Ama iyiye gitmediðimiz malum, þimdi bu torba yasa var. Ben çok ayrýntýsýný bilmem tabii ama, yaþayacaklarýmýzý biliyorum.

Tamam biz zaten taþeronuz, köleyiz diyelim daha doðrusu, ama kadrolu arkadaþlara geliyor sýra.. Onlar da endiþeli þimdi… Ne kadar süreyle böyle kadrolu çalýþabilecekleri belli deðil. Benim görebildiðim þu, taþeron sistemi, gerçek anlamda bir kölelik sistemi, köle istiyorlar yani…

Bu torba yasa da iþlemeye baþlayýnca kadrolu arkadaþlarýmýzýn da durumu bizle ayný olacak.

Onun için þimdi bizimle birlikte olmalarý gerek, daha doðrusu birlikte bir þeyler yapmalýyýz diye düþünüyorum. Biz þimdi birkaç kiþi davayý kazandýk iþimize döndük diyelim, eee… altý ay, bir sene iki sene sonra ne olacak, kadrolu arkadaþlar da bizim durumumuza gelince? Yani bunun önünü alacak bir þeyler olmalý diye düþünüyorum… Bu nasýl yapýlýr, ne yapmak lazým dersen, pek bir þey söyleyemiyorum açýkçasý…

Mücadele Birliði: Yalnýzca Ýstanbul’la sýnýrlý deðil iþten çýkarmalar, Çerkezköy, Ankara var örneðin, bunlarý da dahil edersek direniþlerin durumu nasýl bir geliþme gösterir? Tam bir kazaným saðlanabilir mi sizce?

Celal: Bütün çabamýz öyle olmasý için.

Ben kendi açýmdan söyleyeyim, ben 5 sene çalýþmýþým, çok da yoruluyordum, ama seviyordum iþimi. Þimdi ben iþsizim, 40 yaþýnda bir insan nereye gider, hangi iþte çalýþýr. Benim baþka bir mesleðim yok ki, herhangi bir iþ arayacaðým ekmek parasý için, nereye girsem çocuk gibi acemilik çekeceðim, zorlanacaðým... Ben bu emeðime sahip çýkmak için buradayým, benim gibi emek verenlerin emekleri yok sayýlmasýn diye buradayým. Gücüm ne kadar yeterse burada olacaðým, hepimiz için böyle. Hani desteklenirsek, güçlenirsek daha çabuk sonuçlanýr diye umut ediyoruz. Çünkü hepimizin de geçim derdi çok büyük, sonra dediðim gibi çevreden baskýlarla karþýlaþacaðýz, iþten çýkarýlýp da burada olmayan arkadaþlarýmýz da bu kaygýlarla burada deðiller zaten, Mücadele Birliði: Kadrolu arkadaþlarýnýz179. Sayý / 12-26 Ocak 2011

la da konuþmuþsunuz, onlar sendikalarla görüþüp daha güçlü olmanýz konusunda bir giriþimde bulunsalar daha iyi olmaz mý? Ya da kendi aranýzda bir komite oluþturmayý düþünmüyor musunuz?

Celal: Kadrolu arkadaþlar bizi gönülden destekliyorlar, ama sendika dersen, zaten sendikayla ilgim yok benim, ama burada birkaç sendika var, hangi sendikaya kim ne yaptýracak ki…

Mücadele Birliði: Sendikalarýn iþçilerin yanýnda olmasý için, onlara destek olmasý için iþçinin o sendikada örgütlü olmasý þart deðil ki… Bir takým ihtiyaçlarýnýzýn saðlanmasý için, örneðin bir servis saðlamak gibi, hukuki süreçle ilgili takipleriniz için, bundan sonraki geliþmeler açýsýndan… yapabileceði bir çok þey var sendikalarýn, en azýndan sizin direniþinizi kamuoyuna daha geniþ duyurabilir…

Celal: Evet, aslýnda gönül onu ister ama, sendikalarý da gördük… Hele bu Tekel iþçileri sürecinde, sendikayý bilmeyen de öðrendi aslýnda… Biz buradaki iþçiler kendi kendimize direniþe geçtik, hakkýmýzý alýncaya kadar da burada olacaðýz, iþe iade davasýný kazanmak için uðraþacaðýz, iþimize geri dönmek için uðraþacaðýz, kadrolu olmak için, ve bu özelleþtirmenin zemininin hazýrlanmasýný durdurmak için, kadrolu arkadaþlarýmýzýn da bizim gibi taþeron iþçi olmamasý için… Bunlar için mücadele edeceðiz, sendikalar, kurumlar da bize destek olurlarsa tabii bizim için çok iyi olacak, ne sendikamýz var, ne sendika biliyoruz, biz kendi kendimize iþimize geri dönmek için gücümüzün yettiðince mücadele edeceðiz. Artýk baþladýk, bundan sonra sesimizi duyurmaya çalýþacaðýz… Basýndan dostlar gelecek haber yapacak, dostlarýmýz gelecek destek ziyaretinde bulunacak, yanlarýnda baþka duyarlý insanlarý getirecekler, böyle güçlenip kazanacaðýz… Biz bunu diyoruz yani…

Mücadele Birliði: Teþekkür ederiz, yorduk, zorladýk sizi biraz ama….

Celal: Olsun böyle yorulalým, insanlarla sohbet etmek güzel, siz de bize desteksiniz iþte, böyle konuþarak, insanlarla tartýþarak geçecek direniþimiz, destekleyenlerimiz çoðaldýkça biz de güçleneceðiz…

Mücadele Birliði: Eklemek istediðiniz bir þey var mý?

Celal: Gelen arkadaþlara teþekkür ederiz, buraya gelip bir selam vermeleri bile bize güç verir, moral verir. Cumartesi günü saat 14.00’de Galatasaray Lisesi önünden bir yürüyüþümüz var, bunu duyurursanýz, yanýmýzda olursanýz seviniriz…

Mücadele Birliði: Elbette! Direniþinizin zaferle sonuçlanmasýný dileðiyle, Cumartesi yürüyüþte görüþmek üzere diye ayrýlalým o zaman, teþekkürler görüþme için…

Celal: Siz de saðolun, sizlere de kolay gelsin.r

11

Yeni Evrede

Gündem

Mücadele Birliði

İKİ DİL - ÖZERK B ürdistan burjuvazisi, bugünkü durumunu borçlu olduðu UKH’ne artýk ihtiyacý kalmadýðýný, aksine bu hareketin kendi geliþimi önünde engel olmaya baþladýðýný düþünmeye baþlamýþ. Bu eþyanýn doðasýna uygun olandýr. Çünkü genel olarak Kürdistan burjuvazisinin, özel olarak Kürt burjuva sýnýfýn UKH ile deðil, Türk tekelci sermayesi ve emperyalist sermaye ile ittifaka ihtiyaçlarý var. Artýk bu ittifakýn pratik-politik adýmlarýný atmanýn zamanýnýn geldiðine inanýyorlar. Referandumda AKP ile birlikte hareket etmeye çalýþmalarý bu hesabýn sonucuydu.

K

12

DP’nin Kürdistan’ýn her yerinde Türkçenin yaný sýra ikinci dil olarak Kürtçeyi de kullanacaðýný açýklamasý ve “demokratik özerklik” talebinde ýsrarlý olacaðýný ifade etmesi devletin zirvesini, burjuva partileri, burjuva yazarlarý hop kaldýrýp hop oturttu.

Sermaye sýnýfý cephesi öyle bir gürültü kopardý ki, BDP, Türkiye’yi bölmek, ayrýlmak gibi bir istek ve politikalarýnýn olmadýðýný yemin billâh ve defalarca açýklamak zorunda hissetti kendini. BDP’nin bu “geri adým”ý onlarý daha da cesaretlendirdi ve BDP’nin üstüne üstüne gitmeye baþladýlar.

Burjuva partiler, AKP’sinden CHP’sine hepsi aðýz birliði ile “tek devlet, tek bayrak, tek vatan” üzerine yeminlerini tekrarladýlar.

MHP, “henüz son sözümüzü söylemedik” diye uludu. Burjuva yazarlar, bu istemlerin ne kadar tehlikeli olduðunu anlatarak aba altýndan sopa gösterdiler vb vb.

En tehditkar açýklama ise Meclis Baþkaný M.A.Þahin’den geldi. Mecliste üç kelime Kürtçe konuþtular Meclis Baþkaný Þahin, “sonuçlarýna katlanýrlar” diyerek açýktan tehdit savurmaktan geri durmadý. Resmi törenlerin beyaz eldivenli bu þahsiyeti BDP’li milletvekilleri üzerinden aslýnda bütün bir Kürt halkýný katliamla tehdit ediyordu. Çünkü, “sonuçlarýna katlanýrlar” ifadesinin tarihteki anlamý tam da buydu.

Arkasýndan Genelkurmay Baþkaný devletin görüþünü ifade eden bir bildiri yayýnladý ve “iki dil” ile ilgili tartýþmalarý dikkatle izlediðinin altýný çizdi. Yani Kürt halkýna “tepenizdeyiz” dedi.

Nihayet MGK toplandý ve devletin en üst kurumu olarak, sermaye sýnýfý adýna açýklamasýný yaptý: “Talepler kabul edilemez!” Þimdiye kadar AKP ile ordu arasýnda, AKP’yi temize çýkarma çabasý olarak, bir farklýlýk göstermeye çalýþanlara en net yanýtý BDP Genel Baþkaný verdi: MGK bildirisi ayný zamanda A.Gül ve R.T.Erdoðan’ýn görüþüydü.

Geçerken belirtelim ki, BDP Genel Baþkaný S.Demirtaþ’ýn açýklamasý, A.Gül’ü inisiyatif almaya çaðýran UKH içinden bazý seslere de yanýt niteliðindeydi ayný zamanda.

Burjuvazi ve devlete baðladýklarý umutlar Gül’e inisiyatif alma çaðrýsýnda bulunanlarýn gözlerini kör etmiþti. Onlar o çaðrýlarý hazýrlarken Gül de zaten görevinin baþýnda, MGK 179. Sayý / 12-26 Ocak 2011

bildirisine son þeklini vermekle meþguldü.

Sermaye sýnýfý ve devlet “demokratik özerklik” ve “iki dil” meselesini bu istemleri ileri sürenlerden çok daha fazla ciddiye almýþtý. Bu istemlerin öne sürülmesini ve bunlarda ýsrar edilmesini devlet, “ayrýlma”nýn ilk adýmý olarak kabul etti.

A.Gül, “devletin baþý” olarak MGK toplantýsýndan hemen sonra apar-topar Diyarbakýr’a, yani ufukta beliren ayaklanmanýn baþkentine gitti. Ama bu ziyaret burjuvaziye güven duygularýyla dolu Kürt ve Türk liberallerin sandýklarý gibi “kardeþlik” vurgusu için deðil meydan okuma amacýyla gerçekleþtirilmiþti.

Gül, Diyarbakýr Belediye Baþkaný’nýn koltuðuna þöyle bir yerleþtikten sonra “ne iki dil ne de özerklik kabul edilebilir þeyler, herkes attýðý adýmda dikkatli olsun” yollu bir tehdit savurdu. Tehdidin Osman Baydemir ayakta, neredeyse hazýrol vaziyetinde dururken onun koltuðundan yapýlmasýnýn ayrýca bir anlamý vardý. Gül’ün Diyarbakýr’a sýrf bu tehdidi savurmak için apar-topar geldiðinden kuþku yok.

Bu açýk bir tehditti. Hem de “Kürtlere ait bir makamdan” yapýlan bir tehditti. Ancak ister devlet diyelim ister MGK diyelim, farketmez, bunlar her burjuva gibi eþeðini saðlam kazýða baðlamayý ihmal etmediler ve “Ankara’dan abim geldi” havasýnda sevindirik olanlarýn yapýlan tehdidi algýlamamýþ olabileceði ihtimaline karþý tam da Gül, etrafýna gülücükler daðýtýrken savaþ uçaklarýna Diyarbakýr’ýn üzerinde alçak uçuþ yaptýrmayý ihmal etmediler.

Yerde devletin en üst düzey temsilcisi olarak Gül, havada savaþ uçaklarý. Bunlar sermaye sýnýfýnýn son aþamada kullanacaðý kozlardý; ama sýra onlara gelmeden kullanýlacak baþka kozlar olduðu belliydi. Bu kozlar, burjuva basýnýn yazarlarý tarafýndan aðýzda geveleniyordu ama henüz tam açýlmamýþlardý.

Sýra bunlarý açmaya gelmiþti.

A.Gül, sermaye sýnýfýnýn elindeki kozlarý Diyarbakýr’da açmaya baþladý. Neydi bu kozlar? Açýklamalardan ve yapýlan ziyaretlerden anlaþýldý ki, sermaye sýnýfý bundan böyle birincisi Kürt burjuvazisinin UKH hareketine karþý daha aktif bir rol oynamasýný isteyecek. Ýþ aletleri yakýlan bir Kürt burjuvasýna yapýlan ziyaret ve orada yapýlan Kürt burjuvazisi-

Yeni Evrede

Gündem

Mücadele Birliði

KLİK MESELESİ ni UKH’ne karþý kýþkýrtýcý açýklamalar tam da bu amacý gösterdi. Geliþmesini ve geleceðini Türk tekelci sermayesi ve onun üzerinden emperyalist sermaye ile iþbirliðinde gören Kürt burjuvazisi bu role dünden hazýr ve razýydý. Ýkincisi, sermaye sýnýfý ideolojik olarak din unsurunu daha çok öne çýkartacak ve dinci örgütlenmenin önünü açacak. Böylece UKH’nin halk desteðini azaltmaya çalýþacak.

Bu konudaki çabalar zaten uzun süredir baþlamýþtý. Dinci örgütlenmelerin önü bizzat devlet tarafýndan açýlýyor ve düzleniyordu. Valiler, bu iþ için varlardý. Devletin kurumlarý bu iþ için varlardý. Kürdistan’da –ve aslýnda Türkiye’de de- dinci örgütlenmeye verilen desteðin salt bir AKP politikasý olduðunu düþünenler aðaçlardan ormanlarý göremeyen dar görüþlülerdir.

Cemaat, tarikat gibi dinci örgütlenmelerin önünün açýlmasý devletin devrim ve komünizme karþý politikasýdýr. CHP de bu politikanýn içindedir, diðer burjuva faþist partiler de bu politikanýn içindeler. Bugünün dünden farký, devrimin pratik bir tehdide dönüþmesi karþýsýnda, özellikle Kürdistan’da bu örgütlenmelerin geliþmesine özel bir aðýrlýk verilmiþ olmasýdýr. Üçüncüsü, Kürt halkýný UKH’nin temsil etmediðini, AKP’nin temsil ettiðini, zaten UKH’nin Stalinist-Bolþevik bir yapý olduðunu vb propaganda etmeye baþlayacak. Burjuva yazarlarýn bu yönlü havlamalarýný þimdiden duyuyoruz zaten. Burada amaç çok açýk: Yoksul kitleleri “Stalinizm-Bolþevizm-komünizm” umacýsýyla korkutarak UKH’den uzaklaþtýrmak. Bu, sermaye sýnýfýnýn dünyanýn her yerinde, kitleleri devrimci/komünist örgütlerden uzaklaþtýrmak için baþvurduðu klasik yöntemdir.

Aslýnda üçüncüsü, üzerinde durulmaya deðmez, bayatlamýþ bir yöntemdir. UKH, sermaye sýnýfýnýn bu yöntemine karþýlýk ýsrarla sosyalizm seçeneðini öne çýkartýrsa bundan sadece güç kazanmýþ olur. Nedeni basit: Yoksul kitlelerin komünizmle korkutulduklarý çað artýk çok gerilerde kaldý. Çaðýmýz, yoksul emekçi kitlelerin komünizmden korktuklarý deðil, komünizme ve onun önderlerine eðilim ve ilgi duyduklarý çaðdýr. Kanýt: Gürcistan hükümeti gibi komünizm düþmaný bir hükümet bile, yoksul, emekçi kitlelerin bu eðilimlerinden korktuðu için Stalin heykelini kaldýrmaya ce-

saret edemiyor. Kanýt: Putin-Medvedev ikilisinin Lenin Mozolesine, ayný nedenlerden dolayý dokunmaya cesaret edememeleridir.

Kanýt: Sermaye sýnýfýnýn sözcüleri, emekçi sýnýflarýn devrime ilgisini bildikleri için “devrim” kavramýný aðýzlarýndan düþürmüyorlar.

Bu kadarý yeter. Ýkinci yöntem ise yakýn geçmiþte Hizbullah’ý palazlandýrarak denenmiþ bir yöntemdir.

Belli ki sermaye sýnýfý geçmiþte yaptýðý hatalarý tekrarlamamak adýna bu sefer Hizbullah türü silahlý çetelerden çok tarikat, cemaat gibi silahsýz örgütlenmeleri öne çýkaracak. Dinci örgütlenmelere, imamlarýn faaliyetine Baþbakanýn açýktan açýða sahip çýkmasý bu politikanýn en somut ifadesidir. Ama bu da yeni bir durum deðil ve sermaye sýnýfý ne yaptýysa bundan etkili bir sonuç elde edemedi.

Birinci seçeneðe gelince.. Bu kýsmen yeni ve Kürt burjuvazisinin artýk kendini UKH’ye kafa tutacak kadar güçlendiðini hissetmesiyle ilgilidir. Bunun ilk iþaretini referandum sürecinde Kürt burjuvazisinin UKH’ye kafa tutan bir politika izlemeleriyle almýþtýk.

Kürdistan burjuvazisi, bugünkü durumunu borçlu olduðu UKH’ne artýk ihtiyacý kalmadýðýný, aksine bu hareketin kendi geliþimi önünde engel olmaya baþladýðýný düþünmeye baþlamýþ. Bu eþyanýn doðasýna uygun olandýr. Çünkü genel olarak Kürdistan burjuvazisinin, özel olarak Kürt burjuva sýnýfýn UKH ile deðil, Türk tekelci sermayesi ve emperyalist sermaye ile ittifaka ihtiyaçlarý var. Artýk bu ittifakýn pratik-politik adýmlarýný atmanýn zamanýnýn geldiðine inanýyorlar. Referandumda AKP ile birlikte hareket etmeye çalýþmalarý bu hesabýn sonucuydu.

Kürt burjuvazisi gerçekten bu denli güçlü ve Kürt yoksul sýnýflarý üzerinde etkili mi?

Kürt burjuvazisinin güvendiði daðlara karlar yaðdýðýný görmemiz için uzun zaman beklememiz gerekeceðini sanmýyoruz. Özgürlük savaþý, Kürt emekçi ve yoksullarýný herkesin sandýðýndan çok daha fazla politikleþtirmiþ, bilinçlendirmiþ ve “kendi” burjuva sýnýfýndan koparmýþtýr. Kürt halkýndaki bu deðiþimi ve geliþmeyi kavramadan doðru bir politika izlenemez.

Ama asýl soru þudur: Kürt burjuvazisinin UKH’nden ayrýþmasý Kürt halkýnýn özgürlük savaþýný zayýflatýr mý? Günü kurtarma derdi179. Sayý / 12-26 Ocak 2011

ne düþtüðü için zorunlu olarak dargörüþlü hareket eden sermaye sýnýfý bunun böyle olacaðýný düþünüyor ya da umuyor diyelim. Kürt burjuvalarýný ve hatta orta sýnýflarýný UKH’nin karþýsýna dikmeye çalýþmasýnýn birinci nedeni budur.

Ama yaþamda iþler sermaye sýnýfýnýn düþündüðü ve umduðu yönde deðil, tam tersi yönde ilerliyor. Kürt burjuvazisi ve orta sýnýflarý özgürlük savaþý üzerinde ne kadar etkili iseler, mücadele de o kadar güçten düþüyor. Çünkü bu sýnýflarýn varlýðý savaþ halindeki güçler üzerinde kararsýzlýk ve yalpalamadan baþka bir sonuca yol açmýyor. Bunun tersi de doðru. Kürt burjuvazisi ve orta sýnýflarý ne kadar ayrýþýrlarsa mücadele de o kadar güç kazanýyor.

UKH’nin politik yalpalamalarýnýn baþlýca nedenlerinden biri üzerinde etkili olan Kürt burjuvalarýn ve orta sýnýflarýn varlýðýdýr. Bu kesimlerin UKH’nden yollarýný ayýrmalarý onu politik yalpalamalarýndan kurtarmakla kalmayacak ama Kürdistan’ýn yoksul sýnýflarýnýn daha geniþ ve daha güçlü bir desteðine de yol açacaktýr.

Zafere doðru yürümenin, kendi kaderini tayin etme hakkýný elde etmenin birinci koþulu politik yalpalamalardan ve bu yalpalamalara yol açan safralardan kurtulmaktýr.

Sermaye sýnýfý ve faþist devlet, Kürt halkýnýn özgürlük hakký için verdiði savaþ ve geldiði ileri aþama karþýsýnda çaresiz. Aslýnda Türk ulusunun “ezen ulus” konumunu kabul anlamýna gelen “Demokratik özerklik” ve “iki dil” karþýsýnda gösterilen tepki, sermaye sýnýfýnýn nasýl bir korku içinde olduðunu anlatýyor.

Korku, atýlacak bir geri adýmýn, verilecek ciddi bir tavizin sermaye sýnýfý egemenliðinin yýkýlmasýyla sonuçlanacak bir sürece yol açmasýndan duyulan korkudur.

Korku, birleþik devrimin zafer yolunun açýlmasýndan duyulan bir korkudur. Bu korku, sermaye sýnýfýný tarihin akýþýný hýzlandýracak akýlsýzca eylemler yapmaya sürükleyebilecek bir korkudur. Artýk toplumun tüm sýnýflarýnýn her hareketi böyle bir rol oynamaya adaydýr.r

13

Yeni Evrede

Buca Taşeron İşçileri

Mücadele Birliði

Direniş Güncesi 33.Gün: 7 Aralýk’ta iþçiler güne 33 günün coþkusuyla baþladýlar. Kahvaltý esnasýnda günün deðerlendirmesi ve geçmiþ dönemlerdeki direniþler konuþuldu. Bugün kahvaltýda Ýstanbul ÝSKÝ ve Antep’den desteðe gelen fabrika iþçileri de vardý.

Yanýnda CHP Buca ilçe baþkaný ve 7 sivil polis ile gelen Buca Emniyet Müdürü “Sonuçta günlerdir burada soðukta duruyorsunuz bizim de içimiz sýzlýyor(!). Arkadaþlarýnýzla görüþün, bu sorunu bir an önce masada halletmeye çalýþalým, eðer hallolmazsa süreç deðiþecek valilikten bize emir gelirse çadýrý kaldýrmak zorunda kalacaðýz. Bu sefer belediyenin önüne çevik kuvvet yýðýnaðý yaparýz ve buraya adým atamazsýnýz, bizler bunun olmasýný istemeyiz” diyerek akþama kadar CHP ilçe baþkanlýðýnda iþçilerden haber beklediklerini söyledi. Ýþçiler kendi aralarýnda toplanarak yaklaþýk yarým saat görüþtükten sonra toplu bir þekilde Buca CHP Ýlçe binasýna gittiler. Ýlçe baþkanlýðýnda iki saat boyunca konu tartýþýldý. Ýlçe binasýnda daha önce iþgal eyleminde iþçilere vuran CHP ilçe yöneticisi, toplantý esnasýnda iþçiler tarafýndan dýþarý çýkarýldý.

Toplantýdan “beþ iþçinin Karabaðlar Belediyesine alýnmasý diðer iki iþçinin de baþýnýn çaresine bakmasý” gibi bir teklifle karþýlaþan iþçiler tekrar direniþ çadýrýna geldi. Direniþ çadýrýnda konu uzunca tartýþýldý.

Akþam saatlerine doðru daha önce UPS Kargo iþçilerini de ziyaret eden Bornova ParkBahçe iþçileri, ellerinde erzak dolu kolilerle geldiler. Sendikalara raðmen týpký Buca taþeron iþçileri gibi Bornova Park-Bahçe taþeron iþçileri kendi komitelerini kurdular ve mücadelelerini yürütüyorlar.

Gün içinde üçerli beþerli birçok ziyaretçi geldi. Gecenin ilerleyen saatlerinde Kandýra F Tipi cezaevinden Leninist tutsaklarýn gönderdiði mektup iþçilere okundu. Ýþçilerin duygulandýðý bu mektubun ardýndan sohbet tutsaklarla ilgili devam etti.

34.Gün: 28 Aralýk, iþçiler için oldukça yoðun geçti. Gece yaðan yoðun yaðmurun altýnda bugünkü görüþmelerde neler olacaðý üzerine sürekli fikir alýþ veriþinde bulundular. Bu sohbet görüþmenin yapýlacaðý saat 15.30’a kadar devam etti.

Gün içinde birçok ziyaretçi görüþmeyle ilgili kendi fikrini dile getirdi. Öðlen saat 14.00 civarýnda DÝSK genel merkez yöneticilerinden Ýsmail Özhamarat iþçiler adýna Ercan Tatý’yla yaptýðý görüþme hakkýnda bilgi vermeye geldiðini söyledi.

Belediye Baþkaný Ercan Tatý’nýn, “dürüst olduðunu düþündüðü” direniþçi beþ iþçiyi Karabaðlar ve Bayraklý Belediyelerine alacaðýný iletti. Ama diðer iki iþçiyle (Buca Belediye Baþkaný bu iþçilerin dürüst olmadýðýný düþünüyormuþ!) ilgili herhangi bir açýklama yapmadýðýný belirten Özhamarat, görüþmelerin devam ettiðini söyledi.

Bir Mücadele Birliði okuru þu noktalarý hatýrlattý.

-DÝSK, Ýzmir’de hayvanat bahçesinin (Sasalı Doğal Yaşam Parkı) açýlýþýna sendikasýz ve taþeron iþçisi olan 1000’i aþkýn Park-Bahçe iþçisini DÝSK’in önlüklerini ve þapkalarýný giydirerek götürdü.

-DÝSK Ýzmir’de sermaye sýnýfýnýn, düzenin partisi olan CHP’nin mitingine gene ayný þekilde sendikasýz ve taþeron iþçisi olan 1000’i aþkýn Park-Bahçe iþçisini DÝSK’in önlüklerini ve þapkalarýný giydirerek götürdü.

-DÝSK’in Ýzmir’de ‘Torba Yasasýna Karþý’ düzenlediði mitingde DÝSK Genel Baþkaný CHP Ýl yöneticileriyle kol kola en önde yürürken; Buca taþeron iþçileri kortejin en sonunda yer aldý. Toplanma yerinde bir buçuk saate yakýn kürsüye pankartý yaklaþtýrýp “Buca’da Atýlan Ýþçiler Geri Alýnsýn”, “Atýlan Ýþçiler Kürsüye” sloganlarýný atan iþçileri görmezden gelen ve sloganlar üzerine mitingi kýsa kesip önce iþçilerle ve devrimcilerle tartýþýp; apar topar mitingi bitirip oradan uzaklaþan DÝSK yöneticileriydi.

Ardýndan þu soruyu sordu: “34 gündür devam eden bir direniþi kendi pankartý ve kitlesiyle bugüne kadar desteðe gelmeyen DÝSK Genel Ýþ Sendikasýnýn bu tutumunun bir niyet sorunu mudur yoksa bir örgütsüzlük müdür?”

Saat 15.30’da direniþçi iþçilerden Deniz, belediye binasýna girerken diðer dört iþçi de belediye baþkanýyla görüþmeye gitti. Ercan Tatý’yla yaptýklarý görüþmeden herhangi bir sonuç alamayan iþçiler, onlara yapýlan “beþ iþçinin CHP’li baþka belediyelere Buca Belediyesi ta-

Cem Kýran: Bugün epey geliþmeler oldu, tabi bu geliþmeler hem iyi hem kötü. Ýyi tarafýný sorarsanýz biz burada iþimize geri dönmek istiyorduk, bize baþka belediyelerden iþ teklifi geldi. Kötü tarafýný sorarsanýz biz Buca Belediyesi’nde çalýþmak istiyorduk ama ne yazýk ki belediye baþkaný bizi bu belediyeye almak istemedi, layýk görmedi. Biz de mecbur kaldýðýmýz için öbür belediyeleri düþünmek

zorunda kaldýk. Ayný belediyeye deðil baþka baþka belediyelere gideceðiz.

Tabii ki gönül isterdi ki Buca Belediyesi’nde kalsaydýk ama olmadý belediye baþkaný istemiyorum dedi baþka bir þey demedi. Aslýnda biz slogan atmýþýz da ‘Buca Tatý’ya mezar olacak’ diye onun için istemedi bizi. Cihan ve Batýgül arkadaþýmýz için iþ teklifinde bile bu-

lunmadý, ‘ne yaparlarsa yapsýnlar’ dedi. Biz de bunu ilçe baþkanýna ‘burada yedi arkadaþýmýza da iþbaþý yaptýrdýðýnýz gün buradan çýkar gideriz’ dedik. Onlar da kabul ettiler, bugün yarýn haber bekleyeceðiz. Süreç bundan sonra nasýl iþleyecek bilemiyorum. Olur mu olmaz mý hepimiz mi oluruz veya hiçbirimiz mi olmayýz zaman bunu gösterecek.

2

14

179. Sayý / 12-26 Ocak 2011

Yeni Evrede

Buca Taşeron İşçileri

Mücadele Birliði rafýndan yerleþtirileceði” sözü, “diðer iki iþçiyi de CHP il ya da ilçe örgütünün iþe almasý” teklifini acil olarak toplanarak deðerlendirdiler. Ýþçiler CHP Buca Ýlçe binasýna gittiler.

Beþ iþçi kendilerine yapýlan baþka belediyelerde çalýþma teklifini diðer iki iþçinin de iþe baþlamasý koþuluyla kabul ettiklerini söylediler.

Ercan Tatý bu koþulu kabul etmezken CHP Buca Ýlçe yöneticileri sorumluluðu alarak diðer iki iþçiyi Büyükþehir Belediyesi’ne iþe baþlatmaya çalýþacaklarýný söylediler. Bu koþulda iþe alýndýklarý gün itibariyle çadýrý sökeceklerini açýklayan iþçiler, bekleyiþlerini sürdürüyorlar.

35. Gün: Gün içinde iþçileri Dokuz Eylül Üniversitesi’nden, liselerden öðrenciler, Sosyal Ýþ’ten bir iþçi ve öðretmenler ziyaret etti. Öðleden sonra direniþçi iþçilerden Batýgül Tunç ve Cihan Çimenli CHP Ýl baþkanýyla görüþtü. Bu görüþmeden bu iki iþçi adýna herhangi olumlu bir þey çýkmazken iþçiler yeniden bir belirsizliðin içine girdiler. Akþam saatlerinde iþçiler kendi aralarýnda toplanarak yedi iþçi iþe alýnmadýðý sürece eyleme devam edeceklerini dile getirdiler.

Eylemin ilk günlerinden bu yana yapýlan yoðun ziyaretler bugünlerde epey azaldý. Bu azalmanýn nedenlerinden biri soðuk havalar olurken direniþ üzerinde reformistlerin ve eylemi bulandýrmak isteyenlerin oynadýðý oyunlar da etken. Geceli gündüzlü, iþçilere yönelik her türlü saldýrýlarda iþçileri yalnýz býrakmayan ve onlarla birlikte bu eylemi nasýl kazanýmla sonuçlandýracaklarý üzerine kafa yoran devrimciler, iþçileri bir an olsun yalnýz býrakmýyor.

Leninist Tutsaklardan Buca Taþeron Ýþçilerine Mektup Buca Belediyesi’nin mücadeleci ve kararlý iþçileri Belediye güçleri tarafýndan saldýrýya uðradýðýnýz ve çevik kuvvet tarafýndan kuþatýldýðýnýz günün akþamý görüntülerinizi televizyonlarda izledik.

Görüntülerde ilk göze çarpan sizin diþe diþ mücadeleniz ve bir adým bile geri atmayan kararlýlýðýnýzdý.

O aþaðýlýk saldýrý ve kuþatma altýnda, göðüs göðse çarpýþarak iþçi sýnýfý için iyi bir örnek yarattýnýz. Eyleme baþlarken siz, kendinizden önceki iþçilerin eylemlerini kendinize örnek aldýnýz. Þimdi baþka yerlerdeki iþçiler sizin mücadelenizi kendilerine örnek alacaktýr.

Verdiðiniz mücadele yalnýzca kendi isteklerinizle sýnýrlý deðil, taþeron sistemine karþý emekçilerin ortak çýkarlarý için verilen bir mücadeledir. Verdiðiniz mücadele sýnýf mücadelesidir.

Taþeron sistemi sermayenin iþçilere karþý dünya çapýnda yürüttüðü bir saldýrý ve savaþtýr. Bu sistem uygulandýðý her yerde emekçilerin isyanýna, baþkaldýrýsýna ve ayaklanmasýna yol açmýþtýr. Verdiðiniz mücadele emekçilerin dünya çapýnda verdikleri mücadelenin bir parçasýdýr. Bu kavganýn alaný tüm kapitalist ülkelerdir, uluslararasý alandýr.

Bütün ülkelerin iþçilerinin çýkarlarý ve davalarý ortaktýr.

Ortak çýkarlarý için, ortak düþmana karþý ortak mücadele.

Size yapýlan saldýrý, Ýzmir’deki geniþ iþçi, emekçi kitlelerin ve devrimci güçlerin eyleminiz etrafýnda sýkýca kenetlenmesine yol açtý. Eyleminizin etrafýnda emekçi kitlelerin Mücadele Birliði örüldü. Bu lafa dayanan bir birlik deðil sokaða, mücadeleye, militanlýða dayanan bir birliktir. Gerçek bir birliktir.

Sýnýf mücadelesi eðitici, öðretici ve dönüþtürücüdür. Sizler, daha þimdiden çok þey öðrendiniz bu eylemden. Þimdi daha bilenmiþ bilinciniz, kararlýlýðýnýz ve sýklaþan saflarýnýzla mücadeleyi sonuna dek, zafere dek götüreceðinize eminiz. Size güveniyoruz.

Biz Leninist tutsaklar olarak bütün gücümüzle yanýnýzdayýz.

Kavga Bitmedi Daha Yeni Baþlýyor! Zafer Bizim Olacak! Yaþasýn Ýþçilerin Mücadele Birliði!

Kocaeli 1 Nolu F Tipi Zindanýndan Leninist Tutsaklar

Eþyalarýn yerleþtirilmesinden sonra hep birlikte yemek yenildi. Yemeðin ardýndan ateþ baþýnda sohbetler edilmeye baþlandý ve iþçiler yaþamlarýndan hoþ anlarý birbirleriyle paylaþtýlar. Gün içinde yine birçok insanýn destek ver36. Gün: Kar havasý var. Soðuk bir günün sabahýn- diði eylem yerine akþam saatlerinde TÜMTÝS da saat 06.00’da bir emekçi ellerinde simit ve örgütlenme sekreteri Cafer Kömürcü geldi.

Gecenin ilerleyen saatlerinde de Batýboyozlarla iþçilere “günaydýn” dedi. gül’ün eþi elinde yemeklerle direniþ yerine gelBugün iþçiler açýsýndan diðer bir önemli di.

Ge ce 24.00’te kurulan yemek sofrasýnda þey de zabýta, özel güvenlik ve çevik kuvvet sý cak bir soh bet, içten bir ortam ve dostça bir saldýrýsýnýn olduðu gün iþçilerin bütün eþyalapay la þým var dý. rýný alan zabýtalardan eþyalarýn geri alýnmasýydý.

37. Gün: Bugün 31 Aralýk. Saatler 00.00’ý gösterdiðinde yeni bir kavga yýlýna girmiþ olacaðýz.

Bugün iþçi arkadaþlar iki iþçi arkadaþý çadýrda nöbetçi býrakarak evlerine, ailelerinin yanýna gittiler. Öðleden sonra Eðitim-Sen 5 No’lu Þube Buca taþeron iþçileri için baþlattýðý kampanya sonucunda topladýklarý yardýmý iþçilere vermek üzere direniþ çadýrýna geldi.

Akþam saatlerinde direniþ alaný iyice kalabalýklaþtý. Direniþin baþladýðý günden bu yana iþçileri yalnýz býrakmayan destekçiler ve tabi

aldýrabileceðini’ söyledi. Ben bunu söylediði anda öyle bir þaþkýnlýða uðradým. Demek ki biz o kadar maðdur insanlar deðiliz ya da Buca’nýn çok uzaðýndan geliyoruz. Ben þantiyeye beþ dakika uzaklýkta oturuyorum, öbür arkadaþlar da öyle.

Biz komite olarak toplanýp þu kararda hem fikir olduk, yedi kiþi ayný anda iþbaþý yapacak, baþka ilçelerde de olsa. Yedi iþçi ayný gün iþbaþý yaptýðý takdirde buradaki eylemi bitireceðiz.

Bu tamamýyla kazanýlan bir zafer deðil, biz bu zaferi 360 iþçiyle baþarmak istiyorduk. Bu

sürece kadar burada kalabildiysek bu, buraya

Ziver Bulut: Beþ arkadaþ belediye baþkanýyla görüþmeye gittik. Diðer iki arkadaþýmýzý (Batýgül ve Cihan) neden almadýðýný ýsrarla sormamýza raðmen cevabýný vermedi. ‘Neden beþ kiþi de o iki kiþi yok’ bunun cevabýný bir türlü vermedi. Ben de ona þunu sordum; ‘anladýðýmýz kadarýyla bizi Buca’da istemiyorsunuz, fakat neden? Biz yýllardan beri Buca’ya hizmet ediyoruz, neden þimdiden sonra bizi Buca’ya deðil de baþka belediyelere alýyorsunuz?’ Þöyle bir cevap verdi, ‘Buca’da oturan insanlarýn daha maðdur insanlar olduðunu, ancak onlarý

179. Sayý / 12-26 Ocak 2011

desteðe gelen arkadaþlar sayesinde oldu. Çalýþan iþçi arkadaþlar da bize bu þekilde destek verselerdi çok daha farklý olurdu. Bizi bu sürece getiren en büyük etken, þu an çalýþýp da burayý hiç umursamayan insanlar, yataðýnda mýþýl mýþýl uyuyan insanlar, buraya bir saatini ayýramayan insanlar… Eðer gerçekten bu insanlar bu sürece destek verebilselerdi biz Ýzmir’de çok büyük bir ilki baþarmýþ olacaktýk.

15

Yeni Evrede

Buca Taşeron İşçileri ki biz, soluðu orada aldýk. Ateþimizin daha bir gür yandýðý bu gece, türkülere sarýlýp halaylarýmýzla da soðuk geceyi biraz da olsa ýsýttýk. Ýþçilerin ailelerinin evlerinden getirdiði yiyecekler çadýrýn içine serildikten sonra iki grup halinde sofraya oturulup yemek yendi. Ardýndan ateþin baþýnda yarým kalan sohbetlere devam edildi. Dokuz Eylül Üniversitesi’nde okuyan öðrenci arkadaþlar da aramýzdaydý. Gecenin geç saatlerine kadar söyledikleri KürtçeTürkçe ezgilerle geceye anlam kattýlar.

Gecenin ilerleyen saatlerinde Batýgül ve Cihan’ýn doðum günü için pastalar kesildi. Gece geç saatlerde iþçilerin beþi yeni yýlý aileleriyle kutlamak amacýyla direniþ çadýrýndan ayrýldýlar. Direniþ çadýrýnda kalan iki iþçiyle, destek için gelen bir iþçi ve bizim dýþýmýzda kimse kalmamýþtý. Biz de iþçilerle beraber þiirler okumaya baþladýk. Þiirlerin ardýndan dinlenmek isteyenler yataklarýný hazýrlayýp dinlenmeye geçtiler.

38. Gün: Ýþçiler yeni yýla sloganlar ve halaylarla girdiler. 9 Eylül Üniversitesi’nden gelen öðrenciler Kürtçe ve Türkçe söyledikleri parçalarla direniþ çadýrýnda bulunanlara neþe, sevinç, umut kattýlar.

Gün içinde birçok kiþinin ziyaret ettiði direniþ çadýrý akþam saatlerinde biraz sakinleþti.

Akþam ilerleyen saatlerinde bir tarafta baðlama çalýnýp türküler söylenirken diðer bir tarafta ateþ baþýnda sohbet edildi. Saat 03.00’e doðru patateslerin közlenip çayýmýzýn demlenmesiyle soðuk havaya inat sýcak sohbet devam etti. Çadýrýn neþe kaynaðý “Bucalý Markos” Haydar abi yine hiç birimize fýrsat vermeden anlattý anýlarýný. Ýlerleyen saatlerinde eline baðlamayý alýp reformistler (burada “yarasa” deniyor onlara) için söyledi: “gece bir saat görünür, yaþasýn sýnýf dayanýþmasý der, sonra çekip gider výy. Bir daha görene aþk olsun výy!”

Mücadele Birliði çevreden. Buca Belediyesi’nin önüne gelen iþçiler sloganlarýný tekrar ettikten sonra basýn metnini okudu. Basýn metninde iþçiler, “Dünyayý bizim direniþlerimizin ve mücadelelerimizin deðiþtireceðini ve güzelleþtireceðini unutmayalým” dediler.

Basýn metninin okunmasýnýn ardýndan direniþ çadýrýna geçildi.

40. Gün: Gün içinde yine tek tek ziyaretçiler geldi. Özellikle sendikalar 10 günü aþkýndýr elini ayaðýný çekmiþ durumdalar. Gün boyunca devrimciler dýþýnda kimse yoktu.

Akþam saatlerinde Buca Belediye Meclisi toplandý. Toplantýnýn baþýnda, iþçilere desteðinden dolayý daha önce Belediye Baþkaný’nýn saldýrýsýna uðrayan avukat ve belediye meclis üyesi olan Ali Hýdýr Uludað söz aldý. Av.Uludað belediyenin özel güvenliðinin ve zabýtalarýnýn iþçilere yönelik saldýrýsýný kýnayarak Güngör Kaya, Adnan Öztekin ve Osman Gündoðar isimli meclis üyeleriyle beraber toplantýyý protesto ederek terk ettiler.

Ayrýca direniþçi iþçiler bugün Türkiye’de “Korku Ýmparatorluðu’nu” yýkacaðýný iddia eden ama CHP’li Buca Belediyesi’ne söz geçiremeyen Kemal Kýlýçdaroðlu’na sorunlarýný, sýkýntýlarýný kaleme alýp bir mektup gönderdiler.

40. günde soðuk hava ve yaðmur kendini epey hissettirdi. Akþam saatlerinde direniþçi iþçiler odun satýn alarak ateþlerini yakýp ýsýnmaya baþladýlar ve Y.E.Mücadele Birliði dergisinin 178. sayýsý iþçilere ulaþtýrýldý.

kanýyla görüþtü. Genel hatlarýyla yapýlan görüþmede belediye baþkaný ÝHD’li yöneticilere, muhatap almadýðý iki iþçiyle ilgili, bu iki iþçinin iþe gitmek istemediði ve patronu tehdit ettiðini söylüyor. ÝHD yöneticilerinin iþçilerin ne zaman iþe baþlayacaðý sorusuna da belediye baþkaný “benim sözüm sözdür” diyerek sadece söz söylüyor.

Bu görüþmeden de net, somut, elle tutulur bir þey elde edemeyen iþçilerin bekleyiþi sürüyor.

42. Gün Bugün iki üzücü haber art arda geldi, Batýgül Tunç ve Deniz Çakmak’ýn çocuklarý rahatsýzlanarak hastaneye kaldýrýldý.

Gün boyunca gelen ziyaretçi sayýsýnda epey bir azalma oldu. Bunda Buca Belediyesi’nin iþçilere önerdiði 5+2 formülünün insanlarda yarattýðý “bu sorun çözüldü” havasý etkili oluyor gibi.

Akþam saatlerine doðru çadýra gelen tek tek destekçilerle birlikte direniþ alaný biraz kalabalýklaþtý. Gelen destekçilerle beraber direniþ yerinde yakýlan ateþin etrafýnda oturularak sohbetler edildi. Mücadele Birliði olarak yine iþçilerin yanýnda sabahlayýp nöbet tuttuk.

39. Gün: Taþeron iþçileri gelenekselleþen Pazar eylemlerine 2 Ocak günü yine Buca Þirinyer Tansaþ önünde saat 14.30’da toplanarak baþladýlar.

Toplanma yerinde sýk sýk sloganlarýný atan iþçiler, 15.00’de yürüyüþe baþladý. Yürüyüþ sýrasýnda yoldan geçenlerin ve esnafýn dikkatlerini çekiyordu, alkýþlar yükseliyordu

41. Gün: Öðlen saatlerinde Batýgül Tunç ve Cihan Çimenli CHP ilçe yöneticileriyle görüþmeye gitti. Yapýlan görüþmede iþçiler beþ iþçinin iþe baþlamasý durumunda çadýrýn kaldýrýlacaðýný söylediler ilçe baþkanýna. Ýlçe baþkaný da iþçiler direniþ çadýrýna dönene kadar Ercan Tatý’yla görüþmüþ. Ancak herhangi bir çözüm yok. Son olarak Batýgül Tunç bu iþin önümüzdeki hafta içine kadar çözülebileceðini söyledi.

Yine bir durgunluðun hakim olduðu eylem yeri saat 16.00’da biraz hareketlendi. Ýþe alýnma sözü verilen 5 iþçi, Ercan Tatý’yla görüþmek üzere belediye binasýna girdiler. Görüþmeden sonuç çýkmadý.

Görüþmenin ardýndan ÝHD, belediye baþ-

43. Gün: Bugün 6 Aralýk. Buca taþeron iþçilerinin direniþlerinin 43.günü.

Bugün bir destekçi, iþçi arkadaþlara sabahýn 06.30’unda içmeleri için su getirirken emekçi bir ana elinde getirdiði aþureyi iþçi arkadaþlara verdi.

Bir yanda gün içerisinde destek ve dayanýþma ziyaretleri sürerken diðer bir yanda iþçi arkadaþlar yurt dýþýnda iþçi olarak çalýþan ve Batýgül Tunç’un eþi olan sýnýf kardeþlerini yurtdýþýna uðurladýlar.

Direniþçi iþçilere mektup yollayan Leninist tutsak da dâhil olmak üzere üç Leninist tutsaðýn tahliye haberi geldi. Bu haberin bizde yarattýðý sevinci anlatmak imkânsýzdý. Bunu iþçi arkadaþlarla paylaþtýðýmýzda onlar da mutluluðumuza ortak oldular.

Daha sonra Ýstanbul Ayýþýðý Sanat Merkezi’nde düzenlenen ekinliðe telefonla baðlandýk. Özgürleþen üç Leninist tutsaktan ikisi, direniþçi iþçilerle telefonda görüþtü. Bu telefon görüþmesi sýrasýnda Ýstanbul’dan Ýzmir’e “Buca Ýþçisi Yalnýz Deðildir” sloganý duyuldu.

Cihan Çimenli: Ýl Baþkanýyla görüþmeye gittiðimizde ilk sözü “Ben kesinlikle gün ve tarih vermem, ama sizin iþe alýnmanýzla ilgili elimden gelen her türlü çalýþmayý yaparým, ama kesin þu tarih olur diyemem” oldu.

Dedi ki, “Ucu açýk, ucu açýk derken 10 günde 20 günde 50 günde beþ yýl sonra da olabilir.” Herhangi bir garanti vermedi. Sanki bana

uzunmuþ gibi geldi bu iþ, öyle hissettiðim için gerçekten ben üzüldüm kendi adýma, yani bu partiye bu kadar emek vermiþ biri olarak bunun bize yapýlmasý kanýma dokundu…

Biz iki arkadaþ elebaþý olmuþuz. Sanki diðer arkadaþlar örgütlenmeyi yapmamýþ biz sadece iki arkadaþ bunu yapmýþýz. Ýþin ilginci bu, ben o kadar ýlýmlý olmama raðmen ele-

baþýymýþým, olsun. Biz baþtan yedi arkadaþ karar almýþtýk, beþ arkadaþ çevre belediyelerde iki arkadaþ da Büyükþehir Belediyesi’nde ayný anda iþe baþlayacak. Baþlamazsa buradan çadýr kalkmaz, eylem bitmez. Bugün yedi arkadaþ olarak yine bu kararý aldýk yedi iþçi iþe baþlamadýðý müddetçe eylem devam ediyor.

16

179. Sayý / 12-26 Ocak 2011

Yeni Evrede

Buca Taşeron İşçileri

Mücadele Birliði Batýgül Tunç: Gerçekten çok mutlu oldum. Mektup yazmayý düþünüyorduk arkadaþýmýza, yoldaþýmýza ama yazmadan çýktý arkadaþýmýz. Ve duyduðum anda çok sevindim.

Telefonla görüþtüðümüzde daha da mutlu oldum, sesini duyduðumuz arkadaþýn özgürlüðüne kavuþmasý, bizim aramýzda olmasý bizi onurlandýrdý. Ve telefondan gelen slogan sesi güvenimizi arttýrdý, sanki bu direniþin daha da uzayacaðýný hissediyorum. Çünkü o insanlarýn desteði arkamýzda olunca daha mutlu olduk.

Cem Kýran: Þu an biraz hüzünlüyüz, ama bir taraftan da sevinçliyiz arkadaþlarýmýz içeriden çýkmýþ. Üzüntümüz bize gelen mektuba cevap veremedik, ama öbür taraftan çýktýklarýna seviniyoruz tabi ki. Ýleri ki dönemlerde umarým her þey istedikleri gibi olur, herkese selam söylüyorum. Ýnan Sezer: Daha önce devrimci tutsaðýmýzdan bir mektup almýþtýk, bu bizi sevindirmiþti, bugün ise kendisiyle görüþme fýrsatýmýz oldu. Hem kendisiyle görüþebildiðimiz için hem de devrimci tutsaðýmýzýn özgürleþtiði için sevinçliyiz. Ve devrimci tutsaklarýn bizim mücadelemizi sahiplendiði ve desteklediði için ayrýca onur duyuyoruz.

Haydar Kaydýrak: Öncelikle kardeþime teþekkür ediyorum, tanýmadýðýmýz halde bizi telefonla arayýp da bizim bu direniþteki arkadaþlarýmýza hal hatýr sormasý gerçekten de beni duygulandýrdý. Çok teþekkür ederim. Hiç tanýmadýðýmýz bir insan içeride olduðu halde bizi sahipleniyorsa o can yoldaþ var olsun sað olsun. Bu direniþte 43 gündür buradayýz, o da sanki bizimle buradaymýþ gibi hissettim. O can yoldaþa bir kez daha teþekkür ediyorum, var olsun sað olsun, buradan selamlarýmý iletiyorum.

Ziver Bulut: Ne kadar uzak da olsak cezaevinde bizi düþünmüþ bize mektup göndermiþ. Bugün de tahliyesi olduðu için, onun adýna gerçekten de sevindik, gözümüz aydýn diyorum.

Akþam saatlerine doðru DÝK’li iþçiler direniþ yerine gelerek iþçilere destek ziyaretinde bulundular. Sohbetler edildikten sonra tekrar görüþmek üzere eylem yerinden ayrýlan DÝK’li iþçilerin ardýndan gece iþçilerin yanýnda nöbete kalacak olan DÖB’lü öğrenciler geldi.

44.Gün: Son günlerde gözle görülür bir durgunluk Batýgül Tunç: Bugün Ýl baþkanýyla iki arkadaþ olarak görüþmeye gittik. Önce sözde CHP Ýl Baþkaný bizi iþe geri almýþ, ama biz gitmemiþiz gibi þeyler söyleniyordu.

Ben Ýl Baþkanýna sordum, ‘Siz böyle bir þey söylediniz mi biz onlarý iþe baþlatacaktýk onlar kabul etmedi’ diye. ‘Kesinlikle ben öyle konuþmadým sadece araþtýrýrým, uðraþýrým þeklinde söz verdim’ dedi. Bugün de aynýsýný

var. Öðle saatlerinde iþçiler CHP Buca ilçe yöneticileriyle görüþmeye gitti. Ýlçe yöneticisine Çarþamba gününe kadar 5+2 formülünden bir sonuç çýkmazsa farklý eylem biçimlerini gündeme getireceklerini söyledikten sonra direniþ yerine döndüler.

Akþama doðru iþçileri Buca Belediyesi’nden kimi meclis üyeleri ziyarete geldi, ateþ baþýnda sohbetler edildi. Ardýndan gecenin ilerleyen saatlerine kadar sohbetler edilip türküler söylendi. Ýþçilerin kimisi dinlenmeye geçerken kimisi de nöbet baþýna geçti.

45. Gün: Eylemin 45. gününde UPS iþçilerinin 258. gününü selamlamak üzere yola koyulduk.

UPS eyleminin dönüþünde iþçileri bir sürpriz bekliyordu. Türkan Albayrak öðlen saatlerinde ziyarete geldi, kendi mücadele deneyimlerini paylaþtý.

Bugün devrimci kurumlarýn ve destekçilerin olduðu kalabalýk bir ortam vardý. Eylemin bugün geldiði aþama ve neler yapýlabilirdi üzerine sohbetler yapýldý.

Akþam saatlerinde direniþ çadýrýna Hakkari Yüksekova’dan, Muþ Varto’dan ve Dersim’den üniversiteli üç arkadaþ geldi. Ýþçilerle sohbetler edildikten sonra türküler söylendi hep beraber.

Yine akþam saatlerinde Devrimci Ýþçi Komiteleri’nden 4 iþçi arkadaþ iþçilerin yanýnda nöbet tutmak üzere çadýra geldiler. DÝK’li bir iþçi baðlamasýyla, “Bucalý Markos” doðaçlamalarýyla hoþ bir müzik dinletisi sundular bizlere. DÝK’li bir tekstil iþçisi de iþçilere börek getirdi.

46. Gün Sabah erkenden uyanan Buca sakinleri iþçilerin kahvaltýlarýný getirerek desteklerini sundular. Direniþ çadýrýnýn çevresi temizlenirken kahvaltýlar hazýrlanýyordu. Bugün basýn açýklamasý ve yürüyüþ olacaðýndan ziyaretçileri yoðun olacaktý.

Geleni çoktu bugün iþçilerin, demlenen çaylar eþliðinde gelinen süreç konuþuluyor ve aktarýlýyordu ziyaretçilere. Saatler 14.30 yaklaþtýðýnda iþçiler ve gelen destekçiler ile birlikte yürüyüþün yapýlacaðý Þirinyer Tansaþ önüne doðru direniþ alanýndan ayrýldýlar.

Sloganlarý atýldýðý yürüyüþ sýrasýnda iþçisöylüyor, ‘Ben size söz vermiyorum iþe alma anlamýnda, ama uðraþýrým’. Oradaki Ýlçe yöneticilerinden birinin ‘Peki, bu ne zaman olur’ sorusuna Ýl Baþkaný ‘bir sene de olabilir, 5 ay da olabilir, bir hafta da olabilir’ þeklinde cevap verdi. ‘Kesinlikle ben bunun sözünü veremem’ dedi. Cihan arkadaþýmýz da ‘Siz isteseniz yaparsýnýz 28 ilçenin baþkanýsýnýz’ dedi. Yine de ‘kesinlikle size söz veremem’ 179. Sayý / 12-26 Ocak 2011

lere çok yoðun bir ilgi vardý. Ýnsanlar balkonlarýndan çýkýp iþçilerin geçiþini selamlarken, yollarda yürüyenler de durup iþçileri alkýþladýlar. Ýþçiler CHP ilçe binasýnýn önünde biraz bekleyip sloganlarýný daha gür bir þekilde haykýrdýlar. BDP Buca Ýlçe binasýnýn balkonuna çýkýp iþçileri selamlayan BDP’liler iþçiler tarafýndan çok hoþ karþýlandý. Ýþçiler Buca Belediyesi’nin önüne geldiðinde basýn metnini okudular. Okunan metin þöyleydi; “Direniþimizin 46. günündeyiz. Hiçbir yetkili ve sorumlu, ‘direnemez’ derken 46. günümüzü doldurduk. Tüm iþçi ve emekçi dostlarýmýza, sendikalara, sivil toplum örgütlerine, siyasi partilere, derneklere ve destekten çekinmeyen, gece gündüz hiç samimiyetini eksik etmeyen dostlarýmýza teþekkür ediyoruz ve desteklerinin artarak devam etmesini bekliyoruz.

Yetkililerle görüþmemizin sonucu yine belediye baþkaný Ercan Tatý’nýn teklifleri devam etmektedir. ‘En geç önümüzdeki hafta içi iþlerinizi çözeriz’ dediði 5 kiþiyi çevre belediyelere aldýracaðýný sözlü olarak söylemiþtir. Ýki kiþiyi de genel merkez baþkaný yardýmcýsý iþe alacaðýný söylemiþti. Bizler söylemde deðil gerçekte iþe alýnmalarý halen beklemekteyiz. Þunu tüm yetkililer bilsinler ki, biz yedi iþçi olarak, emeðimiz olan çocuklarýmýzýn ekmeðini ve iþ hakkýmýzýn verilmesi için mücadelemize devam ediyoruz. Çözülmeden çadýr buradan kaldýrýlmayacak. Fakat söylemler havada kalýrsa biliniz ki direniþimizin rengi deðiþecektir.

Tüm baský ve saldýrýlara karþý direniþimiz devam ediyor. Sözlerini bir an önce tutup gerçekleþtirmelerini bekliyoruz. Kölelik sisteminin bitmesini tüm iþçilerin iþ güvencesinin olduðu ve sosyal haklarýn olmasý temennimizdir. Ýþçilerin bütünlüðü bunun gerçekleþtirilmesi demektir. Bizler 46 gündür yalnýz býrakmadýðýnýz, emeðin, aþýn, sýnýfýn kazandýðý bir yýl olmasý temennimizdir.”

Basýn metninin okunmasýnýn ardýndan sloganlar bir kez daha atýldýktan sonra destekçileri direniþ çadýrýna davet etti iþçiler. Direniþ çadýrýnda sohbetlerine devam eden iþçiler bir Pazar eylemini daha geride býraktýlar. Her geçen gün daha çok insanýn duyduðu eyleme ilgi artýyor. İzmir Mücadele Birliği

dedi.

Benim düþünceme göre bu direniþ hala devam ediyor, yedi iþçi arkadaþýmýzýn sözü þu, ‘yedi iþçi iþe baþlamadan biz buradan kalkmayacaðýz’. Ama tabi ki ileriki süreçte bu beþ arkadaþýmýza teklif geldiðinde kabul edip giderlerse bir þey diyemeyiz. Ama biz her þeye raðmen iþe alýnýncaya kadar burada olmaya devam edeceðiz.

17

Yeni Evrede

Emekçi Kadınlar

Mücadele Birliði

Mücadeleye Devam Edeceðim Mücadele Birliði: 1 aydan fazladýr mücadelenizi izliyoruz. Hakkýnýzda çok þey yazdýk, söyledik. Söylenmeyenleri konuþalým biraz.

Bu direniþe bir kadýn olarak ilk siz baþladýnýz. Korktunuz mu ya da çekindiniz mi?

Batýgül Tunç: Ýlk baþta çevremdekiler, komþularým, elinin hamuruyla erkek iþine karýþma dediler bana. Ama kadýn da olsak insanýz, yani kadýn erkek farketmiyor burada.

Ekmek mücadelesi veriyoruz, kavgamýz bu yani. Sen erkeksin ya da sen bayansýn diye bir mücadele yok burda. Onlara cevabýmý böyle verdim.

Mücadele Birliði: Kaç yaþýndasýnýz, çocuðunuz da var sanýrým.

Batýgül Tunç: 40 yaþýna girdim. Ýki tane kýzým var.

Mücadele Birliði: Onlar nasýl karþýlýyorlar?

Batýgül Tunç: Çok zorlandým, daha hala büyük kýzýmla sorun yaþýyorum. Küçük kýzýmýn aklý yetmiyor ama sadece annesi niye gelmiyor, “herkesin annesi evde, yanýnda, sen gelmiyorsun, orda kalýyorsun” diyor. “Sen gitme o adamlar kalsýn” diyor, (gülerek) diðer iþçi arkadaþlara ‘o adamlar’ diyor kızım, “onlar kalsýn sen gel evinde yat”. Büyük kýzým bana mesafeli davranýyor. Ýkisi de bana karþý soðudular yani, eskisi kadar sýcak deðiller, yanýma gelmiyorlar. Eskiden gece kavga ederlerdi, benimle yatmak için. Þimdi anneannelerine bütün ilgileri. Arkadaþlarýmýz geliyor, onlarýn yanýna gidip kalýyorlar, onlarla konuþuyorlar zaman geçiriyorlar. Dün erken gittim eve, baktým yavaþ yavaþ yaklaþýyorlar bana. “Bugün erken geldin” diyorlar. Ama rahatsýzdým, ondan erken gittim. Büyük kýzýmýn hala tepkisi var ama.

Mücadele Birliði: Kadýn iþçi olmanýz üzerine soruyoruz sorularýmýzý ama feminist deðiliz. Yani kadýnlarýn düþmanlarýnýn erkekler olduðunu düþünmüyoruz, sistem olduðunu düþünüyoruz. Kadýn ve erkek iþçilerin düþmanýnýn kadýn ve erkek burjuvazi olduðunu düþünüyoruz.

Bu eyleme bir kadýn olarak öncülük ettiniz. Tarihte halkýna öncülük yapan pek çok kadýn var. Paris Komünü’nden tutun Latin Amerika’da, Ortadoðu’da, ülkemizde kadýnlar hep en önde savaþtýlar. Kendinizi onlardan biri gibi hisediyor musunuz? Tarihte yer alacak bir eylemi ben baþlattým diye, bunu hissediyor musunuz?

Batýgül Tunç: Tabi hissediyorum. Tarihte yaþanan eylemlerden, o kadýnlardan cesaret aldým. Ve burada ilk oturan, direniþe baþlayan bayan ben olduðum için kendimden onur duy-

18

dum yani bu mücadeleyi bir bayanýn baþarmasý, kendimi daha güçlü hissettirdi. Ve tabiki kendimle onur duyuyorum. Ve tabi ki tarihe geçeceðimi de düþünüyorum. Bu konuda talepler var, görüþmeler var. Bir bayansýn, bunu baþarýya götürdün diye.

Mücadele Birliði: Direniþ çadýrýnda 78 gün kadýn-erkek omuz omuza mücadele eden Tekel iþçisi kadýnlarýn deneyimlerini takip ettiniz mi? Entes’ten Gülistan Kobatan, Desa’dan Emine Aslan, Paþabahçe’den Türkan Albayrak... Onlarýn direniþlerini, deneyimlerini takip ettiniz mi?

Batýgül Tunç: Gazetelerde okudum, televizyonlarda izledim, ama hiç yüzyüze görüþme þansý olmadý. O zamanlar çok þaþýrýyordum, bir bayan tek baþýna nasýl yapýyor, nasýl kalýyor, ailesi çocuklarý var, býrakýp da nasýl mücadeleye devam ediyorlar diye. Ama kendi baþýma gelince nasýl olduðunu öðrendim. Çok zor. Kadýn olarak çok zor, ama zoru baþarmak da çok güzel.

Mücadele Birliði: Direniþ yerinde kadýn olmak nasýl?

Batýgül Tunç: Çok zor. Kötü olan yaný çocuklarýndan uzak kalmak. Ama onun dýþýnda buradayý, arkadaþlarý, yoldaþlarý düþününce çok güzel. Yeni insanlarla tanýþýyorsun, diyaloða giriyorsun, çok yerden destek geliyor. Ve burada dürüstlüðü, kardeþliði gördüm. Hiç tanýmadýðým insanlarla bir kardeþ gibi ayný yeri paylaþtýk, ayný ekmeði paylaþtýk, bir lokmayý paylaþtýk.

Mücadele Birliði: Ailenizi, yaþamýnýzý nasýl etkiledi bu eylem?

Batýgül Tunç: Ailem bana büyük destek verdi. Özellikle babam en büyük desteði veren, tüm ailemin desteði vardý. Eþim biraz tepkiliydi, bir bayansýn, gidip çadýrda kalacaksýn, diyordu. O, yurt dýþýnda çalýþýyordu. Durumu 179. Sayý / 12-26 Ocak 2011

anlatýnca kendine anlayýþla karþýladý. Bir gün geldi, gece burada kaldý, “devam et direnmene” dedi, “yanýndayým” (gülüyor) daha önce böyle dememiþti.

Mücadele Birliði: Toplumsal baskýlardan, aileden, patronlardan, eþinden, babasýndan korktuðu için aðýr çalýþma koþullarýna boyun eðen kadýn iþçilere önerileriniz neler?

Batýgül Tunç: Hiçbir konuda boyun eðmesinler. Aile olsun, ne olursa olsun baskýlara boyun eðmesinler, dirensinler. Baþaracaklarýna inanýyorum. Kadýnlar bu konuda daha tutarlýlar, daha disiplinliler, kadýnlarýn bunu baþaracaðýný biliyorum. Hiçbir þeye boyun eðmemeli.

Mücadele Birliði: Kadýnlar örgütlenmeli mi ya da neden örgütlenmeli?

Batýgül Tunç: Kadýnlar örgütlenmeliler. Çünkü en çok ezilen kadýnlar. Annelerimizden görüyoruz, belki biz bu kadar yaþamadýk ama, bu konuda kadýnlarýn örgütlenmesi çok güzel bir þey.

Mücadele Birliði: Son olarak iþçi emekçi kadýnlar ya da ev emekçisi kadýnlara söyleyeceðiniz þey var mý?

Batýgül Tunç: Bütün emekçiler dirensinler, mücadele etsinler, ne olursa olsun mücadele etsinler, birleþsinler. Burda birlik olmak çok önemli. Bütün iþçiler ve emekçiler birleþipte mücadele etmeli. Bu konuda benim düþüncem bu.

Ben þunu söyleyim, bu direniþ bitince gidip evde oturmayacaðým. Oturup çocuklarýna bakacak anne deðilim. Bundan sonra dýþarýda olacaðým, kendimi o konuda geliþtirmiþ oldum burada. Her tarafta olacaðým, nerede eylem varsa, nerede iþçi arkadaþlarým varsa onlarýn yanýnda olacaðým. Mücadeleye devam edeceðim.

Mücadele Birliði: Çok teþekkürler.

Batýgül Tunç: Rica ederim, saðol.

Yeni Evrede

Sokaklar

Mücadele Birliði

Ankara’da “Torba Yasa” Ya Karþý Yürüyüþ!

Belediye Ýþçileri Torba Yasaya Karþý Yürüdü

D

G

ÝSK’e baðlý bazý sendikalar bugün, 30 Aralýk günü sabah saatlerinde GenelÝþ Merkezi önünde “Torba Yasaya” karþý toplandý. Ýl dýþýndan gelen ve aðýrlýðýný Genel-Ýþ Sendikasýna baðlý temsilciler ve iþçilerin oluþturduðu kitle Sakarya’dan Meclis’e doðru yürüdü. Birleþik Metal-Ýþ ve Nakliyat-Ýþ’te eylem içerisinde yer aldý.

Bando takýmýnýn önde ritmleriyle eþlik ettiði kitle sloganlarla ve alkýþlarla yürüyüþüne devam etti. Yürüyüþ boyunca “Kurtuluþ Yok Tek Baþýna, Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz”, “Zam, Zulüm, Ýþkence Faþist AKP”, “Tayyip Sen Yaþa, 630 Liraya”, Zafer Direnen Emekçin Olacak” sloganlarý atýldý. Ýþçilerin yürüyüþü, meclise varmadan önleri Akay Kavþaðý’nda polis barikatý ile kesildi. Burada polisle görüþen sendika temsilcileri hazýrladýklarý dosyayý sunmak için bir heyetle meclise gittiler.

Bu arada DÝSK’in “tekrar geriye Sakarya Caddesi’ne basýn açýklamasý yapýlmak üzere yürünecek” kararý kitleye duyuruldu. Duyuru bazý iþçiler tarafýndan olumlu karþýlanmadý. “Bu kadar yolu bunun için mi geldik?” sorularýný sendika bürokratlarý sessizlikle karþýladý.

2 bine yakýn iþçi kitlesi Akay Kavþaðý’ndan Sakarya’ya tekrar yürüdüler. Dönüþ yürüyüþünde sessizlik hakimdi. Sakarya Meydaný’na ulaþýldýktan sonra burada “Torba Yasayla Haklarýmýz Çalýnýyor” baþlýklý basýn açýklamasý okundu. Ardýndan kitle daðýldý.

Ankara dýþýndan 700’e yakýn sendika temsilcisi ve iþçi eyleme katýldý.

Ankara / Mücadele Birliði Platformu

enel Ýþ’li iþçilerde Ýstanbul Büyükþehir belediyesinin arkasýnda bulunan sendikalarýnýn arkasýndan yürüyüþe geçen belediye iþçileri, 6 Ocak günü ÝBB önünde buluþarak tepkilerini “Direne Direne kazanacaðýz”, “Yaþasýn Sýnýf Dayanýþmasý”, “Belediye Ýþçileri Köle Deðildir”, “Birleþe Birleþe Kazanacaðýz” sloganlarýyla dile getirerek torba yasayý protesto ettiler.

Yürüyüþ sýrasýnda iþçilerin coþkusu dikkat çekti. SGK önünde Belediye Ýþ’den Hasan Gülüm Türk Ýþ ve diðer konfederasyonlarýn eylemleri ertelemeleri ve eylemleri gerçekleþtirmemeleri konusunda konfederasyonlarý eleþtirdi.

Hasan Gülüm þunlara vurgu yaptý, “Eðer biz iþçiler için eylem kararlarý alýnmasý yanýnda tavýr koyuyor ve baðlý olduðumuz konfederasyonlarýmýz bizi disiplin kuruluna veriyorsa, bu disiplin cezalarý bizim için onurdur” dedi.

Basýn açýklamasýný okumak için DİSK Genel Ýþ Bölge ermaye sýnýfýnýn, iþçilerin haklarýna karþý dizginsiz saldýrýsý her geçen Baþkaný Mehmet Karagöz “Hükümet belediye iþçilerini tasgün artýyor. Son olarak torba yasasý olarak nitelendirdikleri yasa tasarýsý fiye ediyor, yasadaki uygulamalarýn zirve noktasý 12 Eylül meclis gündemine sokulmuþ ve tasarýda esnek çalýþma ve kadrodan darbesi ile kurulan yeni düzenin baþlýca yasa yapma yöntemi haline gelmiþtir. Bu tek madde ile yaklaþýk 52.000 be- atýlma gibi hak gasplarý yer almakta. Bu tasarýya karþý iþçilerin emekçilerin lediye iþçisi belediyedeki iþlerinden edilerek Milli Eðitim tepkisi de alanlarý giderek ýsýtmakta.

Torba yasasýna karþý daha önce de basýn açýklamalarý gerçekleþtiren Adana Bakanlýðý ve Emniyet Genel Müdürlüðü’nün taþra emekçileri, sesini daha güçlü duyurmak için geniþ katýlýmlý bir yürüyüþ yaptý. teþkilatýnda iradeleri dýþýnda hizmetli olarak çalýþtýrmaya Mücadele Birliði okurlarýnýn katýlarak destek verdiði eylem, 8 Ocak Cumartesi zorlanacaktýr.

1-Tasarý yýllardýr yerel yönetimlerde çalýþan iþçileri he- günü saat 13.00’da 5 Ocak Meydaný’nda baþladý. Sendikalar ve kitle örgütlerinin defliyor. Hükümetin 2003 yýlýnda icat ettiði norm kadronun katýldýðý eylemde Çakmak Caddesi boyunca yürüyen kitle, “Ýþçilerin Birliði Serüstündeki tüm iþçiler söz konusu kurumlara gönderilecek. mayeyi Yenecek”, “Yaþasýn Örgütlü Mücadelemiz”, “Kurtuluþ Yok Tek Baþýna Ya 2-Ayrýca gönderilecek iþçiler norm kadro üstündeki Hep Beraber Ya Hiç Birimiz”, “Genel Grev Genel Direniþ”, “Ýþçiler Torbaya Giriþçilerle de sýnýrlý kalmayacak; belediye iþçileri ihtiyaç meyecek”, “Ýnsanca Yaþamak Ýstiyoruz”, “Direne Direne Kazanacaðýz” sloganlarýný fazlasý personel denilerek de bu kurumlara gönderebilecek- attýlar.

Yürüyüþe Tekel Ýþçileri ve direniþte olan Numune Hastanesi iþçileri de kendi tir. pankartlarýyla katýldýlar. Yaklaþýk 400 kiþinin katýldýðý eylemde Ýnönü Parký’na gelen 3- Belediye de çalýþan iþçiler ihtiyaç fazlasý denilen kitleye hitaben DÝSK Genel Baþkaný Süleyman Çelebi bir konuþma yaptý. Torba iþçiler vali tarafýndan, emniyet müdürlüðüne, il mahalli idayasasýnýn her an meclisten geçebileceðini dile getiren Çelebi, bu yasayla birlikte reler, milli eðitim bakanlýðýna vb, kamu kuruþlarýna verileartýk kadrolu çalýþanlarýn da iþ güvencesinin elinden alýnmak istendiðini ve iþçilere bilecektir. esnek çalýþma gibi hak gasplarýnýn dayatýldýðýný belirtti. Bu yasaya karþý iþçi ve 4- Baþka yerlere gönderilen iþçiler en fazla 5 gün içeemekçilerin birlikte mücadele ederek bu yasanýn geçmesini engelleyebileceklerini risinde yeni görevlerine baþlamak zorunda kalacaklardýr. söyledi. Çelebi konuþmasýný bitirdiði sýrada, yürüyüþe katýlan Tekel Ýþçileri sendika Gittikleri yerlerde hizmetli sýfatýyla istihdam edileceklerdir. bürokrasisine tepki gösterdiler. 4/C ile sözleþmeli çalýþan Tekel iþçileri hiçbir Bu süre içerisinde iþe baþlamayan iþçilerin ise iþ haklarýnýn olmadýklarýný ve maddi sýkýntý çektiklerini söylediler. Sendika sözleþmeleri iþ kanunlarýnýn 17 maddesine göre feshedilebaþkanlarýnýn Tekel direniþi sýrasýnda bizleri yalnýz býraktýklarýný söyleyen Tekel cektir. iþçilerine Çelebi “sizin muhattabýnýz Türk-Ýþ’dir, biz sizlere sadece destek veririz ve Genel iþ ve Belediye Ýþ’e baðlý Ýstanbul þubelerinde örbundan sonra da destek vermeye devam edeceðiz” dedi. gütlü olduðumuz her yerde bu yasaya karþý bir arada müBu tartýþmanýn sonrasýnda basýn açýklamasý sona erdi. cadeleye devam edeceðiz. Bu yasa geri çekilene kadar Mücadele Birliði / Adana mücadelemizi sürdüreceðiz” dedi.

179. Sayý / 12-26 Ocak 2011

Adana’da Torba Yasasýna Karþý Yürüyüþ

S

19

Yeni Evrede

Sokaklar

Mücadele Birliði

Eylemlerimiz Sürecek!

Ý

stanbul Sabiha Gökçen (ÝSG) Hava Limaný’nda Hava-Ýþ üyesi iþçiler ve iþten atýlan PTT taþeron iþçileri iþlerine geri dönebilmenin mücadelesini veriyorlar. Ýþlerine geri dönebilmek, kadrolu çalýþan olabilmek için seslerini duyurmak amacýyla 8 Ocak Cumartesi günü saat 14.00’de Galatasaray Lisesi önünde bir araya gelen Hava-Ýþ ve PTT taþeron iþçileri, pankartlarý, dövizleri, alkýþlarý, ýslýklarý ve gür sloganlarýyla taleplerini dile getirerek kitlesel bir þekilde Taksim Meydaný’na yürüdüler.

Hava-Ýþ Sendikasý’nda örgütlü iþçiler 30 Temmuz 2009 yýlýnda ÝSG Yer Hizmetleri A.Þ’de çalýþan yaklaþýk 750 civarýnda iþçinin 500’ünün sendikaya üye olmalarý üzerine 22 iþçinin iþten çýkarýlmasýyla baþlayan iþten çýkarmalar sonucunda çeþitli eylemler yapýlarak ve mücadeleyle durdurulmuþ, iþten atýlanlarýn iþe iadeleri saðlanmýþtý. Fakat iþçilere yönelik saldýrýlar durmak yerine daha da artarak sürdü. Bu kez 241 iþçi sendikadan istifa etmedikleri için iþlerinden çýkarýldýlar ve havacýlýk ile hiç ilgisi olmayan, inþaat sektöründe çalýþan iþçiler ÝSG’ye yerleþtirildiler.

Hava-Ýþ sendikasýna üye iþçilerin iþlerine geri dönebilme mücadelesi halen sürüyor. Hava-Ýþ Sendikasý Genel Baþkaný Atilla Ayçin basýn açýklamasýnda söz alarak, “Bizler, çalýþan, üreten, emek veren, dünyayý þekillendiren iþçileriz ve bu üretimden payýmýzý almak, yönetimde bulunmak en doðal hakkýmýzdýr. Bizlerin emek verenler, üreten, çocuklarý, gelecekleri olan iþçiler olduðumuzu patronlara ve iktidara hatýrlatýyoruz.

Sabiha Gökçen Hava Limaný’nda çalýþanlarýn tek suçu en doðal haklarý olan sendikalý olmaktýr. “Ýþverenler, iþçilerin toplu sözleþme hakkýna saygý göstermez ve anlaþmak için masaya oturmazsa bilinsin ki, Sabiha Gökçen Hava Limaný’ndaki tüm hizmetler tamamen duracaktýr.” dedi. Ýþçi sýnýfýnýn örgütlenmesine ve kurtuluþu için mücadelesine de deðinerek, iþçiler emekçiler konfederasyon farký gözetmeksizin, örgütlenme farký gözetmeksizin birlikte mücadeleyi öne çýkarýlmasý, baðlarýn güçlendirilmesi gerektiðini belirten Ayçin “Bu iktidarýn alaþaðý edilmesi, iþçi sýnýfýnýn önderliðindeki bir iktidarýn hedeflendiði güçlü bir örgütlenmeyle, mücadele etmeliyiz” diyerek tüm iþçi ve emekçileri mücadeleyi birlikte örmeye ve iktidarý hedef alan sýký bir örgütlenmeye davet etti.

Hava-Ýþ Sendikasý’nýn yaptýðý açýklamanýn ardýndan 5 Ocak’ta Topkapý’daki Avrupa Yakasý Posta Ýþleme Merkezi’nde, 7 Ocak’ta ise Sarýyer Posta Ýþleme Merkezi’nde direniþe geçen PTT taþeron iþçileri söz alarak, iþten çýkarma süreçlerini aktardýlar ve her iki iþyerinde sürmekte olan direniþlerine destek beklediklerini belirterek, “Bizler kadrolu arkadaþlarýmýzla ayný iþi yapýyoruz, fakat PTT’nin özelleþtirmesinin zemini hazýrlanmakta olduðu için, eleman eksikliði yaþanýrken, elemanlar iþten çýkartýlmakta, posta hizmetleri aksatýlarak, PTT daðýtým elemaný ve halk karþý karþýya getirilmektedir. Bizler PTT’yi peþkeþ çektirmeyeceðiz, iþimize, geleceðimize, onurumuza sahip çýkarak iþlerimize geri dönünceye kadar eylemlerimizi ve direniþimizi sürdüreceðiz. Tüm emekten yana olan dostlarýmýzý mücadelemizi desteklemeye çaðýrýyoruz” dediler.

Basýn açýklamasýna Tümtis Genel Merkezi Þube Temsilcileri, ESP, DÝSK Emekli-Sen üyeleri, Kaldýraç, Emek Gençlik Hareketi, BDSP, Mücadele Birliði, Proleter Devrimci Duruþ, EMEP, SDP, Alýnteri de destek verdiler.

PTT iþçileri ve Hava-Ýþ sendikalý iþçilerin gür sloganlarla taleplerini haykýrdýktan sonra PTT iþçilerinden bir arkadaþlarýnýn tulumuyla çaldýðý Karadeniz ezgileriyle kýsa bir süre horona duruldu ve eylem sona erdi.r

Saðlýkçýlar “Aile Hekimliði”ni Protesto Ettiler!

Ý

stanbul Tabip Odasý’na baðlý doktorlar ve saðlýk emekçileri, 8 Ocak günü Kadýköy Altýyol’da saat 12.00’da toplandýlar. Saðlýkçýlar, aile hekimliðini eleþtiren dövizlerle ve sloganlarla yürüdüler.

Yürüyüþ sýrasýnda, aile hekimliliðini doktorlara ve hemþirelere yaratýðý sýkýntýlarý anlatan bildiriler daðýttýlar. Eminönü - Karaköy Ýskelesi’ne kadar yürüyen kitle, “Hastaneler-Ocaklar Halkýndýr Satýlamaz”, “AKP Saðlýða Zararlýdýr” sloganlarý attýlar. Ýskeleye gelindiðinde Tabipler Odasý baþkaný Ali Çerkezoðlu saðlýk sisteminde yaþanan

20

179. Sayý / 12-26 Ocak 2011

sýkýntýlara dikkat çekti. Basýn açýklamasýný okuyan Prof. Doktor Süleyha Akkoç “Aile hekimliði uygulamasýnda gelinen noktada; hala binasý olmayan aile saðlýðý merkezleri var, yoksul insanlarýn yaþadýðý yerlerde 146 aile saðlýðý merkezi’nin hekim kadrosu boþ. Birçok aile aile saðlýðý merkezi elemaný olmadan çalýþýyor, sözleþmeli çalýþan personelin iþine son veriliyor. Aile saðlýðý merkezlerinde elektrik, su ve doðal gaz sýkýntýsý yaþanýyor. Hastanelerden sonra aile saðlýðý merkezleri de A, B, C, D diye sýnýflandýrýlýyor” dedi ve bunun gibi bir çok soruna daha dikkat çeken Prof. Dr Süleyha Akkoç, “‘hele bir yapalým da gerisi gelir’ anlayýþý ile saðlýk hizmeti düzenlenemez” diyerek yaþanacak sorunlardan Saðlýk Bakanlýðý’nýn sorumlu olacaðýný söyledi.

Eylem basýn açýklamasýnýn okunmasýndan sonra sona erdi.r

Yeni Evrede

Devrimci Öğrenci Birliği

Mücadele Birliði

Biz De Baþkaldýrýyoruz “Baþkaldýrýyoruz! Sömürü sisteminize, eðitiminize, yalanlarýnýza, saldýrýlarýnýza karþý baþkaldýrýyoruz!”, “Yaþasýn devrim” diyenler “Kapitalist sömürüye son” diyenler, “Sermaye Defol” diyenler baþkaldýrýyorlar.

Geçtiðimiz günlerde AKP binasýna yürümek isteyen ODTÜ öðrencilerine polisin saldýrmasý, tazyikli su ve gazlarla kitlenin daðýtýlmaya çalýþýlmasý, yoðun ve þiddetli bir çatýþmanýn yaþanmasý sermaye sýnýfýnýn devrimci öðrencilere karþý yaptýðý sindirme, püskürtme çalýþmalarýndan vazgeçmeyeceðini bir kez daha gözler önüne serdi.

Bizler de Çukurova Üniversite Öðrencileri olarak ODTÜ’de yapýlan saldýrýlara tepki olarak bir basýn açýklamasý yaptýk. 7 Ocak günü yaptýðýmýz basýn açýklamasýnýn örgütleyicileri DÖB, DGH ve Yeni Dünya Gençliði oldu.

Basýn açýklamasý saat 16.00’da Kültür Sokaðý önünde gerçekleþti.

“Biz de baþkaldýrýyoruz! Ankara’daki Öðrenciler Yalnýz Deðildir” yazýlý pankartýn açýlmasýyla basýn açýklamasý baþladý. Basýn metninde; “düþünen, araþtýran, ülke ve dünya gündemini takip eden buna dâhil olan bir üniversite öðrencisi profilinden duyduðu rahatsýzlýktan kaynaklý günden güne saldýrganlaþan YÖK’ün karþýsýnda öðrenci gençlik mücadeleyi yükselttikçe hâkim sýnýflarýn korkularý da büyüyecektir. Eylül ayýyla birlikte yoðunlaþan saldýrýlarýn karþýsýnda öðrenci gençliðin yükselttiði eþit, parasýz, bilimsel, anadilde eðitim talebi etrafýnda sýmsýký kenetlenmeli, mücadelemizi, birlikteliðimizi kuvvetlendirerek büyütmeliyiz” ifadeleri yer aldý.

Basýn açýklamasý “Polis Defol Üniversiteler Bizimdir”, “Eþit Parasýz Anadilde Eðitim”, “Baskýlar Bizi Yýldýramaz” sloganlarýnýn atýlmasýyla son buldu.

Kahrolsun Faþizm Yaþasýn Mücadelemiz Adana Devrimci Öðrenci Birliði

Mücadele Özgür lük Ve Mutluluk Getirecektir!

M

ehmetçik Lisesi öðrencileri dönemlerde polisin öðrencilere ve ailelerine yaptýðý baskýlarý protesto ettiler. Tekel iþçilerinin Ankara direniþine destek verdikleri için 25 öðrenci okuldan atýlmýþtý. Tekel iþçileri de öðrencilerin eylemlerine destek vermiþti. Öðrencilerin mücadeleleri sonuç vermiþ, okuldan atýlan öðrenciler, okula tekrar geri alýnmýþlardý.

Ama polis-idare baskýsý sona ermedi elbette. Artarak devam etti. Çeþitli baskýlarla öðrenciler mücadeleden uzak tutulmaya çalýþýlýyor. Öðrenciler bu baskýlara boyun eðmeyeceklerini haykýrmak için 7 Ocak Cuma günü bir eylem örgütlediler. Ticaret Lisesi ve Mehmetçik Lisesi öðrencileri okullarýnýn önünde saat 14.30’da okul çýkýþ saatinde buluþarak Kürtçe ve Türkçe “Karakol Deðil Özgür Bir Lise Ýstiyoruz” yazýlý pankartý açarak Demokrasi Caddesi’ne doðru yürüyüþe geçtiler.

Eyleme Tekel iþçileri Devrimci Ýþçi Komiteleri ve DÖB’lü üniversiteliler destek verdi. Yürüyüþ sýrasýnda “Mehmetçik

Lisesi Direniþin Simgesi”, “Yaþasýn Devrimci Dayanýþma”, “Anadilde Eðitim Ýstiyoruz”, “Baskýlar Bizi Yýldýramaz” sloganlarý atan öðrenciler tepkilerini dile getirdiler.

Demokrasi Caddesi’ne gelen öðrenciler Mehmetçik ve ticaret liseleri adýna bir öðrenci basýn açýklamasý okudu. “Sarýgazi iþçi emekçi halký...

Bilimsel anadilde eðitim hakký talebi için mücadele verebiliriz. Mehmetçik Lisesi öðrencileri olarak Tekel ve öncesinde ülke sorunlarýna karþý duyarlý olan biz öðrencilere artan devlet baskýsýna karþý ailelerimiz, sendikalar, iþçiler ve özellikle son süreçte potansiyel suçlu olarak algýlanan üniversite öðrencileriyle birlikte mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceðiz. Sömürücü sistem ve onun kolluk güçlerine karþý burada tek yumruk olmak için toplandýk. Çünkü bu mücadelenin zaferi emekçilere özgürlük ve mutluluk getirecektir.” dedi.

Emeðe Ezgi’nin öðrencilerle halay durarak, türkülerini söylediði eylem olaysýz sona erdi.r 179. Sayý / 12-26 Ocak 2011

Bericap Ýþçileri Direniþte

Bericap Plastik Fabrikasý’nda 98 iþçi sendikalý olduklarý için iþten çýkarýldý.

Bericap Fabrikasý’nda çalýþan iþçiler daha önce de fabrikalarýnda örgütlü olabilmek için çok mücadele etmiþ ve yine patron iþten çýkarma saldýrýsýnda bulunmuþtu. Uzun mücadeleler sonunda fabrikada örgütlendikleri Petrol Ýþ Sendikasý ile çoðunluðu kazanýp 2009’da TÝS (toplu iþ sözleþmesi) yetkisini kazanmýþlardý. Ýþçiler TÝS yetkisini kazandýktan sonra, patron sendikalý iþçilere daha farklý yöntemlerle saldýrýyý sürdürmüþtü. Patron yaptýðý oyunlarla sendikanýn yetkisini düþürmek için, 23 Aralýk’ta sendikalý 4 iþçi disiplin kurulu tarafýndan 25. maddeden iþten çýkartýlmýþtý. TÝS yetkisini kaybeden sendika, patronun saldýrýlarýna karþý 24 Aralýk’ta 1 günlük iþ býrakma eylemi yaparak patronun çýkartýlan 4 iþçi arkadaþlarýnýn iþe geri alýnmasýný ve patronun sendikalý iþçilerin üzerindeki baskýlarý býrakmasýný istemiþti. 1 günlük iþ býrakma eylemine katýlan iþçilerden 98’i çeþitli bahanelerle tazminatsýz bir þekilde iþten çýkarýldýlar. Ýþçiler fabrikanýn önünde 13 gündür direniþteler.

Soðuk havaya karþý çadýr kuran iþçiler 2 defa yürüyüþler yaptýlar. Kurduklarý çadýrlarý gece geç saatte nöbetçi iþçi olmadýðý için polis kaldýrýyor. Ýþçiler, þimdi iþe geri alýnmalarý için mücadele, sonuna kadar mücadele edeceklerini belirtiyorlar.

13. gününde, direniþte olan iþçileri Mücadele Birliði Platformu olarak ziyaret ettik. Ýþçilerle sýcak sohbetler ettik.r

21

Yeni Evrede

Devrimci Öğrenci Birliği

Mücadele Birliði

ODTÜ’de Militan Bir Gençlik, Militan Bir Mücadele ve Ýzlenimler?

P

anzerleriyle, iki bin küsur kiþilik polis, gaz bombalarý ve 24 tonluk tazyikli sularý ile gelmiþlerdi. ODTÜ’nün A-1 kapýsýný barikatla kapatmýþlar ve “izin yok, daðýlýn ” demekteydiler. Kampus içerisinde Hazýrlýk E Binasý önünde toplanan öðrenciler sloganlarla yürüyerek polis barikatýnýn önüne vardý.

“Baþkaldýrýyoruz!”, “Sömürü sisteminize, eðitiminize, yalanlarýnýza, saldýrýlarýnýza karþý baþkaldýrýyoruz!”, “Yaþasýn Devrim” diyenler, “Kapitalist Sömürüye Son” diyenler, “Sermaye Defol” diyenler baþkaldýrýyorlar.

Hacettepe’den, Ankara Üniversitesi’nden gelen öðrenciler barikat karþýsýnda sloganlarla bekleyen öðrenci kitlesi ile buluþuyorlar. DÖB, DPG, Kaldýraç, YDG, Kýzýl Hareket, “Özgürlük Ellerimizde, Güç Örgütlülüðümüzde” ortak pankartý ile eylemde ki yerini alýyorlar. Artýk beklemeye gerek yok. Barikata yükleniliyor. Kontra-plaklardan yapýlan kalkanlar saldýrýya karþý savunma aracý. Devam eden “daðýlýn” uyarýlarýna taþlarla ilk cevap veriliyor polise.

Tazyikli su saldýrýsý baþladý. Yoðun ve þiddetli sýkýlan gazlý sularla kitle daðýtýlmaya çalýþýlýyor. Ama bu kolay deðil. Kitle, üzerine yürümeye devam ediyor barikatýn. Geçici daðýlmalar ve önde çarpýþanlarýn arkaya yönelik toparlanma uyarýlarý; “daðýlmýyoruz yoldaþlar, öne!”

“Güç örgütlülüðümüzde” pankartý en önde. Þiddetli su pan-

22

kartýn arkasýndaki devrimcileri daðýtmayý amaçlýyor. Sýradan bir bez parçasý deðil pankart. Karþý tarafta biliyor bunu. Önde tutulan pankart “buradayýz” diyor polise. Ýrade öne çýkýyor. Pankart düþmüyor. Pankartý tutanlardan düþenler oluyor, pankart düþmüyor! Gaz bombalarý da kâr etmiyor. Pankartýn bir ucunu tutan bir devrimci ayaðýndan vurularak düþüyor. Evet, bir savaþ bu! Burjuva medyanýn dilinde “ODTÜ’de bir meydan savaþý…” Barikatýn üzerine yürüyenler için ise bir sýnýf savaþý…

Bilince ve yüreðe dayanan bir savaþ! Pankart býrakýlmýyor!..

Faþist CHP’nin “kadrolu eylemcisi”, milletvekili Çetin Soysal eylemden yararlanmak üzere kameralarla birlikte boy gösteriyor. TEKEL eyleminin politik etkisinden yararlanmaya çalýþan ve bugün TEKEL iþçilerinden kaçan Soysal, güya öðrencilerin yanýnda(!) Öðrencilerin müdahalesi, yapýlan teþhir ve Soysal arkasýna bakmadan uzaklaþýyor.

24 ton suyu harcýyor polis. “Ankara’da neden su sorunu olduðu belli” diyor eylemciler. “Savaþta en ciddi iþ gülmek”ti di mi Moskova önlerinde çarpýþanlar için. Ciddi bir gülüþ vakti o zaman.

Uzun bir süredir kesintisizce çatýþan kitlenin çoðunluðu kapýya 200-300 metre uzaklýkta toplanýyor. Ön kýsýmda halen çatýþanlar var. Eylem komitesi burada duyurusunu yapýyor. Bugün saldýrý tehditlerine karþýlýk büyük bir irade gösterildiði, geri adým atýlmadýðý vurgulanýyor. “Gençliðin baþkaldýrýþý gösterilmiþtir” deniliyor. Eylemin sonlandýrýldýðý, fakat kitlenin toparlanmasý ile bölümlerin ve dersliklerin gezileceði ve burada öðrencilere çekilecek ajitasyonlarla bugünün anlatýlacaðý açýklanýyor.

Kitle toparlanýyor. Bölümlere doðru yürüyüþ baþlýyor. Hazýrlýk ve Fizik Binalarýna giriliyor. Yüzlerce öðrenci dersliklerin önünden sloganlarla geçiyor. Dersler bölünüyor, marþlar söyleniyor…

Son durak Kütüphane önü… Burada yapýlan konuþma ile eylem sonlandýrýyor. Mücadeleyi büyütme çaðrýsý yapýlýyor. Ertesi gün yapýlacak olan foruma çaðrý ile kitle daðýlýyor.

Ankara Devrimci Öğrenci Birliği (DÖB)

179. Sayý / 12-26 Ocak 2011