39

Page 1

“Referandum” kaybedildi! TC tarihinin en tart›flmal› seçimlerinden biri olarak da alg›lanmas› gereken 29 Mart Yerel Seçimleri, ayn› zamanda bittikten sonraki günlerde de en fazla gündemde olmay› sürdüren seçim olmaya aday. Seçimler, yerel seçim olma özelli¤ini tafl›sa da, bu süreçte Türkiye egemen s›n›flar›n›n varl›k-yokluk derecesinde ciddi bir s›nava tabii tutuldu¤unu söylemek abart›l› olmaz. Bu s›nav öncelikle de, Kürt ulusu ile Türk ege-

men s›n›flar› aras›nda yaflanan bir s›navd›. Kürt Ulusal Hareketi’nin bu s›navda baflar›l› bir sonuç elde etti¤ini söylemek gerekiyor. Kürtlerin kendi yaflad›klar› bölgelerde belediyeleri almalar›n›n tarihi, HADEP’le girilen 1999 seçimlerinde 37 belediyeyi almalar›yla bafllad› denebilir. 2004 y›l›ndaki seçimlerde 57’ye ç›kan belediye say›s›, 2009 yerel seçimlerinde 99’a ç›karak, hayli yüksek bir baflar› grafi¤i izledi. ❐ Sayfa 8

Anti-NATO eylemlerinin ard›ndan NATO Karfl›t› Koordinasyon’da yer ald›. Yürütülen çal›flmalarda AT‹K olumlu bir iz b›rakt›. AT‹K’in bu çal›flmay› YDG’nin genç dinami¤iyle, Yeni Kad›n’›n politik atakl›¤›yla, ILPS’nin mücadele perspektifiyle, IMA’n›n enternasyonal vizyonuyla, Grup Hayk›r›fl ve Grup fiiar’›n devrimci coflkular›yla harmanlayarak baflar›ya ulaflt›rd›¤› ifade edilmelidir. ❐ Sayfa 12

Eylül 2008’den itibaren haz›rl›klar›na bafllanan NATO Karfl›t› Kamp, savafl makinesi flahs›ndan emperyalizme karfl› yo¤un bir mücadele sürecini bir baflkas›na devrederek 5 Nisan’da sona erdi. AT‹K, emperyalizme ve her türden gericili¤e karfl› savundu¤u dünya halklar›n›n kurtulufl mücadelesinin gere¤i olarak süreçte üzerine düfleni yapmaya çal›flarak Ekim ay›n›n ikinci haftas›ndan itibaren Strasbourg

Demokratik Halk ‹ktidar› ‹çin

‹flçi-köylü

umutyayimcilik@ttmail.com

Say›:

39

* 17-30 Nisan 2009 *Fiyat›: 1.50 TL *ISSN: 1307-878X

TI ÇIK

Devrimci, birleflik, kitlesel 1 May›s Krizin sonuçlar›na karfl› tüm ezilen, sömürülen, afla¤›lanan iflçi

demokratik uygulamalara karfl› sesimizi yükseltelim.

ve emekçiler olarak tepkimizi or-

Sadaka gibi ücretlerle en a¤›r

taya koyaca¤›m›z, gücümüzü gös-

ifllerde çal›fltr›lan, iflsizlik k›l›c› sü-

terece¤imiz 1 May›s’ta alanlarda

rekli bafl›n›n üzerinde sallanan ifl-

olal›m. Krizin faturas›n› ödemek

çi s›n›f›n›n, ç›kart›lan yasalarla

istemeyen iflçi ve emekçilerin ad-

emperyalist tekellerin insaf›na

resi 1 May›s günü alanlar olmal›-

terk edilen köylülerin; evde,

d›r.

okulda, fabrikada tacize u¤rayan

fiimdi, birleflik, kitlesel, özüne

emekçi kad›nlar›n, imha ve inkar-

uygun devrimci bir 1 May›s için

dan baflka bir politika üretilme-

daha yo¤un ve etkili bir faaliyet

yen ve dilini konuflmas› dahi ya-

yürütme zaman›.1 May›s’ta alan-

saklanan Kürt halk›n›n isyan hay-

larda gelece¤imizin çal›nmak is-

k›r›fl› 1 May›s’ta alanlar› doldur-

tenmesine, sömürüye ve anti-

mal›d›r.

‹flçiler

hükümeti ve Türk-‹fl’i uyard› Türk-‹fl’e ba¤l› sendikalara üye yüzlerce iflçi Ankara’da biraraya gelerek baflta kamu toplu ifl sözleflmeleri olmak üzere hükümetin iflçilere yönelik politikalar›na sessiz kald›¤› gerekçesiyle Türk-‹fl’i protesto etti. ‹flçiler “Türk-‹fl uyuma iflçine sahip ç›k” slogan› ve “S›n›f için sendika, s›n›f sendikac›l›¤›” dövizleriyle tepkilerini dile getirdiler. ❐ Sayfa 4

Ülkenin gerçek efendisini hat›rlad›k

Sald›r›lar do¤ru

Obama’n›n gelifliyle bir kez daha bu ülkenin gerçek sahiplerini hat›rlad›k. Yaflam›n hiçbir yerinde söz

çizgimizden

sahibi olmayan ve sürekli afla¤›lanan biz ezilenler, Obama için nas›l da haz›rl›klar yap›ld›¤›n› gördük. Bir de

kaynakl›

geleneksel top at›fllar›n› yapmay›p da, efendiyi korkutmasayd›k herfley yeni sahibe daha uygun olacakt›!

de kat›lm›fl ve söylemleriyle dünya çap›nda ilgiyi üzerine çekmiflti. Özellikle yeni dönemde ABD emperyalizminin “d›fl politikas›ndaki olas› de¤iflimlerle” ilgili olarak sözleri büyük bir dikkatle incelenmiflti.

ABD Baflkan› Obama göreve geliflinin ard›ndan yurtd›fl›na yapt›¤› ilk diplomatik gezisinde Avrupa turunun son halkas› olarak Türkiye’ye de geldi. Medyan›n yo¤un propagandas› sonucu Obama’y› dakikas› dakikas›na takip ettik, hakk›nda övgü yar›fl›na giren onlarca “fikir erbab›n›n” söylemleriyle zehirlendik. Bush döneminde yap›lan anketlerde ABD karfl›tl›¤›nda dünyada birinci s›ralarda olan ülkemizde Obama’dan beklenti içinde olanlar›n % 52 oran›nda ç›kmas› da Amerikanc› medyada büyük bir coflku ile kutland›.

Ancak bu sözlerden anlafl›laca¤› üzere ABD’nin temel d›fl politikas›ndan sapma say›labilecek bir yaklafl›m mevcut de¤ildir. Bush döneminde izlenen siyasi hat devam ettirilecektir. “Teröre karfl› savafl” ad› alt›nda askeri sald›rganl›¤›n merkezine Afganistan al›na-

Obama Türkiye ziyareti öncesinde ‹ngiltere’deki G-20 ve NATO zirvesine

‹flçi-köylü’den Birleflik, kitlesel, devrimci 1 May›s için ileri! ❑ Sayfa 2

C

M

Y

K

S›n›fsal yaklafl›m Bugünden yar›na; azimli, kararl› ve ›srarl› ❐ Sayfa 3

cak ve Pakistan da bu çember içine kat›lacakt›r. Irak’ta ABD’nin kukla rejiminin ülkeyi yönetebilecek düzeye getirilmesine paralel iflgalci askerlerin önemli bir k›sm› Irak’tan çekilecektir. K. Kore ve ‹ran gibi ABD’nin hedefindeki devletlerin kontrol alt›nda tutulmas› ve hareket alanlar›n›n k›s›tlanmas› ve ‹srail’in desteklenmesi konular›nda temel politikalar sürecektir. Ancak söylemlerde ve taktiklerde belirgin de¤iflimlerin oldu¤u da nettir. Obama’da simgeleflen anlay›fl›n Bush dönemine nazaran hiçbir de¤iflim getirmeyece¤ini iddia etmek mümkün de¤ildir. ❐ Sayfa 9

Emekçinin gündemi 1 May›s’ta alanlara! Hesap sormaya! ❐Sayfa 4

Deri-‹fl Sendikas›, kuruluflundan bu yana, mücadeleci çizgisindeki ›srar›n› korumaktad›r. Bu ›srar sendikay› deri patronlar›n›n kurtulmak için “can att›klar›” bir hedef haline getirmifltir. Direniflin devam etti¤i Desa patronunun “imdad›na” bu kez, “Ergenekon” yetiflti! Patron, “sahibinin sesi” medya kurulufllar›ndan “Samanyolu TV”de sendikan›n “Ergenekon’la ba¤lant›s› oldu¤u, iflçilerin k›flk›rt›larak ülke içinde kar›fl›kl›k yarat›lmak istendi¤i” vb. karalamalar› s›ralad›. Ard›ndan Deri-‹fl Sendikas› Genel Merkezi’ne “h›rs›z” girdi ve sadece bir bilgisaar kasas›n› çald›! ❐ Sayfa 2

Pusula

Evrensel bak›fl

Tecrübeler yeni çal›flmalar›m›zda yol gösterici olmal›d›r

Geliflmeler uykular› kaç›r›yor

❐Sayfa 11

❐Sayfa 13


‹flçi-köylü 2

Yaflam›n içinden

Sald›r›lar›n nedeni, do¤ru mücadele çizgisidir! ‹flçi örgütlülükleri sendikalar, iflçi s›n›f›n›n ortaya ç›kt›¤› tarihten bugüne, sermaye cephesinin en büyük düflmanlar›ndan olagelmifltir. Çünkü onlar, örgütlenerek birleflen ve mücadele eden iflçinin gücü karfl›s›nda durman›n zor, hatta imkans›z oldu¤unu çok iyi bilmekteler. Bunun içindir ki, iflçi s›n›f›na dönük sald›r›lar›n bafl›nda öteden beri, iflçi ve emekçileri örgütsüzlefltirme sald›r›lar› gelmektedir. ‹flçi s›n›f›n› örgütsüzlefltirme sald›r›lar›, bugün de sürmektedir. Bu yönlü sald›r›lar›n kapsam›, özellikle de küresel mali krizle birlikte daha da genifllemifltir. Sermaye güçleri ve onlar›n temsilcileri, s›n›f›n örgütlülüklerine karfl› mücadelede her yönteme baflvurmaktan çekinmemekteler. Sömürü ve talan düzeninin do¤as› gere¤i, sermayeyi koruyan yasalar›ndan da ald›klar› cesaretle sürdürdükleri sald›r›larda, egemen s›n›flar›n hizmetindeki medya da her zaman oldu¤u gibi, üzerine düflen görevi yerine getirmek için tüm olanaklar›n› seferber etmekten kaç›nmamaktad›r. Söz konusu mücadeleci sendikalar oldu¤unda ise, sald›r›larda tüm s›n›rlar ortadan kalkmaktad›r. ‹flçi s›n›f›n›n de¤il, sermayenin saf›nda yer alan, sar› reformist sendikal önderliklerle yol almak isteyen egemenler, karfl›lar›nda hak alma mücadelesinde ›srar eden sendikalar bulduklar›nda, bunlar› türlü yöntem ve araçlarla etkisizlefltirmek için vakit geçirmeden, fiili sald›r›lar organize etmenin yan›s›ra, kapsaml› bir kara çalma, iftira, karalama kampanyas›n› da devreye sokmaktan çekinme-

mektedir. T›pk› Deri-‹fl Sendikas› özgülünde yaflanan geliflmelerde oldu¤u gibi. Deri-‹fl Sendikas›, kuruluflundan bu yana, mücadeleci çizgisindeki ›srar›n› korumaktad›r. Bu ›srar ise sendikay› deri patronlar›n›n kurtulmak için “can att›klar›” bir hedef haline getirmifltir. Az say›daki mücadeleci sendikadan biri olan Deri-‹fl Sendikas›’n›n, kendi iflçilerine “kötü örnek” olaca¤› düflüncesinde olan di¤er sektörlerin patronlar› ise, deri patronlar›n› Sendikaya karfl› verdikleri mücadelede yaln›z b›rakmamaktad›r!

Komplo tüm iflçi s›n›f›n› ve örgütlülüklerini hedef almaktad›r! Devletin tüm kurum ve kurulufllar›n›n da tam destek vererek kat›ld›¤›, deri patronlar›n›n bu “mücadelesi”, geçti¤imiz haftalarda yeni bir boyuta tafl›nd›. Çünkü deri iflkolunda aylard›r, sadece deri iflçilerine de¤il, tüm sektörlerdeki iflçilere, “kötü örnek” olan bir geliflme yaflanmaktayd›. Desa patronunun, sendikal› olduklar› için iflten ç›kard›¤› iflçiler, firman›n Düzce ve Sefaköy’de bulunan fabrikalar› önünde, kararl› bir mücadele yürütmektedir. Desa iflçilerinin, uluslararas› alandan da oldukça yo¤un bir destek alan

mücadeleleri, uluslararas› markalarla çal›flan ve direniflteki iflçilere dönük uzlaflmaz tutumunu sürdüren Desa patronunu giderek zor durumda b›rakmaktad›r. Desa patronunun “imdad›na” ise, son aylar›n en tart›flmal› gündemlerinden olan “Ergenekon” yetiflti! Patronu, “sahibinin sesi” medya kurulufllar›ndan “Samanyolu TV”de sendikan›n “Ergenekon’la ba¤lant›s› oldu¤u, iflçilerin k›flk›rt›larak, ülke içinde kar›fl›kl›k yarat›lmak istendi¤i” vb. yönlü karalamalar› s›ralad›. Sendika gelmeden önce ifl yerinde “çok huzurlu” bir ortam›n oldu¤unu söylemeyi de ihmal etmedi ve tüm patronlar› ortak hareket etmeye ça¤›rd›! Sadece Deri-‹fl Sendikas›’n› ve de deri iflçilerini de¤il, özde tüm iflçi s›n›f›n›n mücadelelerini ve örgütlülüklerini hedef alan bu aç›k komplo, sadece çok say›da sendikadan de¤il, emekten yana olan kamuoyundan da tepki almakta gecikmedi. Sendikaya ve direnen deri iflçilerine dönük bu Ergenekon komplosunun hemen ertesi günlerde, ayn› nitelikte bir baflka geliflme daha yafland›. Deri-‹fl Sendikas› Genel Merkezi’ne “h›rs›z” girdi! Bunun normal bir h›rs›zl›k olmad›¤›n› anlamak için kahin olmaya gerek yoktu. Çünkü, kap›s› oldukça profesyonel denebilecek yöntemle aç›ld›¤› görülen sendikadan, paha edecek eflyalar, kasada bulunan para de¤il, sadece “ifle yarar” olarak düflünülen, bilgisayar vb. fleyler al›nm›flt›.

“Sat›lm›fl medya istemiyoruz!” Sendika tüm bu geliflmeler karfl›s›nda 1 Nisan günü Samanyolu TV önünde bir bas›n aç›klamas› yapma karar› ald›. Eylem için Samanyolu TV’nin önüne gelindi¤inde ise, buray› ablukaya alan polis, kanal yetkililerinin, kap› önünde eylem yap›lmas›na izin vermediklerini söyleyerek, eylemin Samanyolu’na uzak bir mesafede yap›lmas›nda ›srar etti. Ancak, ayn› günlerde yaflanan “h›rs›zl›k” olay› ve Ergenekon komplosuna yönelik biriken öfke karfl›s›nda, polisin kurdu¤u barikat pek ifle yaramad›! A¤›rl›kl› olarak deri iflçilerinden oluflan kitle, eylemi kanal›n önünde yapma ›srar›n›, at›lan “Sat›lm›fl medya istemiyoruz”, “Yaflas›n Desa direniflimiz”, “Samanyolu flafl›rma sabr›m›z› tafl›rma” ve “Bask›lar bizleri y›ld›ramaz” vb. sloganlar eflli¤inde sürdürdü¤ü yürüyüflle ortaya koyunca, polis geri ad›m atmak zorunda kald›.

Samanyolu önünde yap›lan eylem etkisini göstermekte gecikmedi. Ve daha eylemin sürdü¤ü dakikalarda, kanal yetkilileri, görüflme talebinde bulundu. Deri-‹fl Genel Baflkan› Musa Servi ve Türk-‹fl 1. Bölge Baflkan› Faruk Büyükkucak, kanal yetkililerinin görüflme teklifi karfl›s›nda, eylemin bitiminde görüflme için TV binas›na girdiler. Bir saati aflk›n görüflmenin ard›ndan, kanal›n kendilerine söz hakk› verdi¤i ve sendikaya dönük karalamaya karfl› cevap haklar›n› kulland›klar› ö¤renildi. Ancak bir fley vard› ki, bu canl› yay›n de¤ildi! Yani sendikan›n tüm söylediklerinin yay›mlan›p-yay›mlanmayaca¤› noktas›na, sahibinin sesi medyay› tan›yan herkes kuflkulu yaklafl›yordu. Nitekim, bu kuflkular›n yersiz olmad›¤›, sendikac›lar›n yapt›¤› konuflmalar›n, paket program olarak, c›mb›zlanarak, montajlanm›fl haliyle verilmesinde görüldü. Tabii ki “sahibinin sesi” kanal bu montajlama ve c›mb›zlamay›, daha önceki iddialar›n› destekleyecek biçimde yapm›flt›.

Desa patronu art›k eski saltanat›n› sürdüremiyor Samanyolu önündeki eylemden sonra Deri-‹fl Genel Merkezi’nde, Musa Servi ile görüfltük: “Bu sald›r›lar›n nedeni, do¤ru mücadele çizgimizden geri ad›m atmamam›zd›r. Ancak biz bu sald›r›lar› da yine do¤ru çizgimizle geri püskürtece¤imize eminiz. Desa patronu art›k eski saltanat›n› sürdüremiyor, bu kadar sald›rmas› bundand›r.” Deri-‹fl Sendikas›, daha sonraki günlerde, komployu bofla ç›karma çabalar›n›n devam› olarak, bir imza kampanyas› bafllatt›. Kampanyayla birlikte duyarl› kesimler, en baflta da Samanyolu kanal›n›n tutumunu protesto etmeye ve kanal› izlememeye ça¤r›l›yorlar.

“Sözleflme yoksa üretim de yok!” Birçok iflkolunda bafllayan T‹S görüflmeleri, deri iflkolunda da bafllam›fl bulunuyor. Ancak deri iflçilerine dönük hak gasp› sald›r›lar›, T‹S görüflmelerinde de kendini gösteriyor. Deri iflçilerinin y›llar boyu verdikleri mücadeleler sonucu kazand›klar› haklar, gasp edilmeye çal›fl›l›yor. Deri patronlar›,

“Kamuoyu karfl›s›nda yüzleflelim!” Desa’n›n Sefaköy’deki fabrikas›ndan, sendikal› oldu¤u için ç›kar›lan ve tüm bask› ve sald›r›lara karfl›n, aylard›r fabrika önündeki direniflini sürdüren Emine Arslan, Deri-‹fl Sendikas›’na yönelik komployu ve “h›rs›zl›k” olay›n› gazetemize de¤erlendirdi. - Bunlar tamamen bilinçli yap›lm›fl fleyler. Bir iki gün önce interneti çökertilmiflti Deri-‹fl Sendikas›n›n. Ard›ndan h›rs›zl›k yap›yorlar. Biz buna kesinlikle h›rs›z diyemeyiz. Bilinçli bir flekilde içeri girilip Desa’yla ilgili bütün bilgilerin oldu¤u bilgisayar kasas› çal›n›yor. Biliyorsunuz Samanyolu TV, iflverenimizin bir aç›klamas›n› yay›mlad›. Ben buradan tekrar söylüyorum. Kesinlikle öyle bir fley olamaz, olmam›flt›r da. 1948 y›l›nda kurulmufl olan sendikan›n tarihini incelesinler. Ben 1 senedir sendikan›n üyesiyim. Sendika sadece iflçisinin, emekçisinin haklar›na sahip ç›kan bir kurum. Bizim sorunumuz patronla masada çözülecek. Masadan kaçmak için

flu süreçte tüm patronlar›n, bir yandan kriz bahanesine sar›l›yor, di¤er yandan da deri iflçilerine dönük komplo vb. sald›r›lardan ald›¤› cesaretle hareket eder gibi bir izlenim veriyor. Deri iflçileri T‹S görüflmelerinin sürdü¤ü günlerde, görüflmelerin t›kanmas› üzerine bir eylem gerçeklefltirdiler. ‹flçiler, Tuzla Deri Organize Sanayi içinde yapt›klar› eylemle, T‹S’le birlikte elde etmeye çal›flt›klar› taleplerini hayk›rd›lar. Eylemden sonra, Deri-‹fl Genel Baflkan› Musa Servi ile tekrar görüfltük ve hem Desa direniflinde hem de T‹S görüflmelerinde gelinen noktay› ö¤renmeye çal›flt›k. Desa direniflindeki geliflmeleri, “Uluslararas› Deri Federasyonu Genel Sekreteri ile biraraya geldik. Kendileri Desa’n›n ifl yapt›¤› markalarla toplant› alm›fllar ve Desa direnifli özgülünde gerçeklefltirilen sald›r›larla ilgili bilgi vermifller. Hukuksuzluktan vazgeçmesi için Desa patronuna ça¤r› yapm›fllar, uymad›¤› takdirde yurtd›fl›ndaki markalar›n iflyerleri önünde eylemler yapacaklar›n› aktard› bize” dedi. Desa direnifliyle ilgili bu son bilgilerin ard›ndan ayr›ca “Deri iflverenleri esnek çal›flma, ikramiyelerin, izinlerin düflürülmesi gibi, zorlu mücadelelerle kazand›¤›m›z haklardan taviz istiyor. Kabul etmedik. Bir di¤er önemli s›k›nt› ise ücretlere zam noktas›nda ç›kt›. 1. y›l % 0 zam, 2. y›l için enflasyon oran›nda dayatmas› getirdiler. Yani “s›f›r zam” dayatmas› var. Bunun üzerine uyuflmazl›k tutana¤› tutuldu ve arabulucu atanmas› aflamas›na geldi görüflmeler. Anlaflmazl›k sürerse, kaç›n›lmaz olarak greve gidece¤iz” dedi. (Kartal)

bunlar› yapmas›n. Biz eme¤imizin, hakk›m›z›n peflindeyiz. Onun mal›n› mülkünü de istemiyoruz. Sadece hakk›m›z› gasp etmesin, bizim eme¤imizi versin. Bu haberi yapan Samanyolu Televizyonunu da k›n›yorum. Gelsin bir de benim burada durumumu görsün. Bir de ben konuflay›m, anlatay›m.

17-30 Nisan 2009

‹flçi-köylü’den Birleflik, kitlesel, devrimci 1 May›s için ileri! NATO toplant›s›nda yaflananlar, ABD Baflkan› Obama’n›n Ankara ziyareti, yaklaflan 1 May›s yerel seçim tart›flmalar›n› gölgede b›rakt›. Ama özellikle Türkiye Kürdistan›’ndaki seçim sonuçlar› hala tart›flmalar› canl› tutuyor. Do¤al olarak her s›n›f›n temsilcileri veya s›n›flar›n mevzilenmesinde herkes durdu¤u yerde bu geliflmeleri de¤erlendiriyor, ortaya sonuçlar ç›kar›yor. Nitekim emperyalistlerin uflaklar›, efendilerinin geliflini bir “zafer” olarak yorumluyorlar. Efendileriyle “bozuldu¤unu” iddia ettikleri iliflkilerinin tamiri için yeni f›rsatlar do¤du¤unu düflünenler bunun sarhofllu¤u içindeler. Oysa emperyalizm ile uflak iliflkisinden bihaber olanlar çok iyi bilirler ki, Obama Türkiye’ye emperyalist tekellerin ç›karlar› için, yeni sürece uygun olarak Türk egemen s›n›flar›na görevlerini hat›rlatmaya gelmifltir. Bu süreçte Davos “fatihi” Erdo¤an, Danimarka Baflbakan› Rasmussen’in yeni NATO Genel Sekreteri olmas›na itiraz etti. Gerekçe olarak da, Roj TV’nin Danimarka’da yay›n yapmas› ve yine bu ülkede yaflanm›fl olan karikatür krizini ileri sürdü. Bu itiraz tabii ki bir anl›k uflakl›k dalg›nl›¤›n›n ürünü de¤ildi. Tam tersine iç ve genel olarak ‹slam kamuoyuna dönük bir taktik idi. Ama efendileri hiç vakit geçirmeden uflaklar›na, uflakl›klar›n› hat›rlatarak itirazlar›n› geri çekmelerini sa¤lad›lar. Ama burjuva medyas› her zaman oldu¤u gibi olaylar› yine tersyüz ederek kamuoyuna yans›tt›. Kapanan Roj TV; özür dileyen Rasmussen haberleri bir zafer eflli¤inde sunuldu. Ama yalanc›lar›n mumu, ‹stanbul’da yap›lan “Medeniyetler ‹ttifak›” Toplant›s›’na kat›lan Rasmussen’in flu aç›klamalar›yla söndü: “Sansür diyalogun düflman›d›r. Aç›k bir diyalog için sansür de¤il, ifade özgürlü¤ü flartt›r.” Devamla “ben dinlere ve dini sembollere sayg›l›y›m” diyerek, Recep ve Gül’ün, itirazlar›n› neden kald›rd›klar›na dair yapt›klar› aç›klamalar› yalanlad›. Peki egemen s›n›f sözcüleri bu hamleyle neyi hedeflemifllerdir? Görünen o ki, bu ç›k›flla hem ‹slam ülkelerine hem de bat›ya mesaj vermeye çal›flt›lar. fiöyle ki: Davos sonras›nda ‹slam ülkelerinin iç kamuoyunda duygusal anlamda da olsa, TC ve Baflbakan›na karfl› bir sempati yarat›ld›. Erdo¤an ve Gül yeni bir ç›k›flla bunu Ortado¤u’da daha da pekifltirmeye ve bat›ya da, bölgede ne kadar etkili olduklar›n› hissettirmeye çal›flt›lar. Estirilen Obama rüzgar›na gelince; öncelikle flu gerçekler herkes taraf›ndan kabullenilmelidir. Burjuva diplomasisinde tüm ciddi kararlar kapal› kap›lar ard›nda al›n›r. Kamuoyuna ço¤u zaman aç›k veya gizli olarak herkesin duymak istedi¤i mesajlar verilir. Ve Obama da bunu yapt›. Dolay›s›yla hayaller, gerçekler, beklentiler Obama pazar›nda farkl› etki ve tonlarda yer buldu. Çeflitli milliyetlerden Türkiye halk›n›n bu pazarda hiçbir beklentisi olmamal›d›rolamaz da. Dünya halklar›n›n en az›l› düflman› olan emperyalist devletinin bafl›nda bulunan bu zat demokrasinin, özgürlü¤ün de¤il, katliamlar›n, y›k›mlar›n, iflgallerin simgesidir. Yan› bafl›m›zda Irak’tan Afganistan’a yaflananlar bunu gösteriyor. Ezilen dünya halklar› ise giderek bu gerçe¤i görmeye bafll›yorlar. Strasburg’ta savafl örgütü NATO’ya karfl› on binlerin hayk›r›fl› bunun en somut örne¤idir. Ülkemizde de birçok flehirde NATO’ya karfl› çeflitli eylem ve etkinlikler gerçeklefltirildi. NATO zirvesi ve Obama ziyaretinin ard›ndan bafllayan 1 May›s tart›flmalar› egemenlerin çeflitli hamlelerine tan›k oluyor. 1 May›s’› resmi tatil ilan ederek emekçilere flirin görünmeye çal›flan AKP hükümeti seçimler sonras› imaj›n› tazelemenin çabas›nda. Emekçilerin on y›llard›r u¤runa bedeller ödedi¤i bu talebi sanki bir lütufmufl gibi yasalaflt›rma haz›rl›¤›nda olan egemenler verilen mücadeleyi de yok say›yor. Oysa 1 May›s yasaklar›na karfl› emekçiler, devrimciler, ilericiler Cumhuriyetin kuruluflundan bu yana mücadele ediyor. Özellikle son y›llarda ‹stanbul 1 May›s’lar›nda yaflanan vahflet görüntüleri devletin 1 May›s talebine gerçek yaklafl›m›n› gösteriyor. Krizin sonuçlar›na karfl› tüm emekçilerin tepkisini ortaya koyaca¤›, gücünü gösterece¤i, dosta düflmana ilan edece¤i 1 May›s’ta alanlarda olmak büyük önem tafl›yor. Krizin faturas›n› ödemek istemeyen iflçi ve emekçilerin adresi 1 May›s günü alanlar olmal›d›r. fiimdi, birleflik, kitlesel, özüne uygun devrimci bir 1 May›s için daha yo¤un ve etkili bir faaliyet yürütme zaman›.1 May›s’ta alanlarda gelece¤imizin çal›nmak istenmesine, sömürüye ve anti- demokratik uygulamalara karfl› sesimizi yükseltelim. Ç›kart›lan yasalarla emperyalist tekellerin insaf›na terk edilen köylülerin; evde, okulda, fabrikada tacize u¤rayan dilini konuflmas› yasaklanan kad›nlar›n isyan hayk›r›fl› 1 May›s’ta alanlar› doldurmal›d›r. ‹mha, inkâr ve asimilasyon politikalar› ile umudu k›r›lmaya çal›fl›lan Kürt ulusunun isyan›na tan›k olmal›d›r 1 May›s alanlar›. Özellefltirmelerle, sendikas›zlaflt›rma sald›r›lar› ve iflten ç›karmalarla yoksulluk ve açl›¤a itilen iflçi s›n›f›n›n bir gövde gösterisine dönüflmelidir 1 May›s. Birleflik, kitlesel, devrimci 1May›s için ileri!


‹flçi-köylü 3

Politika-yorum

17-30 Nisan 2009

Emperyalist zirveler, daha büyük sald›r›lar›n haz›rl›¤›d›r Dünya ekonomisi, son seksen y›l›n en düflük seviyesini yafl›yor. Bu tespit son günlerde çeflitli ekonomi kurulufllar› ve krizden etkilenen ülkelerin yetkilileri taraf›ndan da teyit ediliyor. Emperyalist-kapitalist sistem de, tarihinin bu en büyük krizlerinden biri olan krizi aflman›n yollar›n› aramay› sürdürüyor. Son dönemde birbiri ard›na yap›lan zirveler de bu aray›fla iflaret ediyor. Küresel krize çözüm aray›fllar› çerçevesinde yap›lan, son dönemlerin en kapsaml› buluflmalar›n›n ilki, 2 Nisan’da Londra’da, “‹stikrar, büyüme ve istihdam” slogan›yla gerçeklefltirilen G-20 Zirvesiydi. Zirvede al›nan kararlara, ayn› zamanda zirveye öncülük eden ABD emperyalizminin, sürece iliflkin mali ve siyasal yönelimi damgas›n› vurdu. ABD, yeni Baflkan Obama’n›n yaratt›¤› popülarite ve buna efllik eden beklentiler üzerinden oluflturmaya çal›flt›¤› imaj yenileme giriflimlerinde hayli “baflar›l›” oldu¤unu, Zirvede al›nan kararlarda yine belirleyici güç olarak göstermifl oldu. Zirvenin sonunda al›nan kararlardan biri, küresel krize karfl› 1.1 trilyon dolarl›k önlem paketine iliflkin karard›. “Çöken ekonomileri kurtarma” amaçl› oldu¤u iddia edilen paketle birlikte, çöken neo-liberal politikalar›n, yeni versiyonlarla hayata geçirilmesinin hedeflendi¤i çok aç›k. Çünkü önlem paketindeki mebla¤›n, 100 milyar Dolar› Dünya Bankas›, baflta olmak üzere, emperyalist ülkelerin kalk›nma bankalar›na aktar›l›rken, bir trilyona yak›n bir k›sm›, emperyalist neo-liberal politikalar›, ba¤›ml› ülkelerde uygulaman›n bafll›ca arac› olan IMF’ye verilecek. IMF’nin, bu ülkelerle yapt›¤› anlaflmalar›n flartlar›n› eskiye oranla daha da a¤›rlaflt›rd›¤› düflünülecek olursa, krizin faturas›n›n emperyalist merkezlerden ba¤›ml› ülkelere kayd›rma giriflimlerinin, G-20’de al›nan kararlarla daha da a¤›rlaflt›r›larak sürece¤ini söyleyebiliriz.

Türkiye-IMF flörtü kald›¤› yerden Yerel seçimler sürecinde sonuçsuz kalan (daha do¤rusu bilinçli olarak sonuçsuz b›rak›lan) IMF-Türkiye görüflmeleri, seçimlerin ard›ndan vakit geçirilmeden gündeme tafl›nd›. Bu anlaflman›n ise, 25-26 Nisan’da yap›lacak görüflmelerle birlikte sa¤lanmas› kaç›n›l-

maz gibi görünüyor. Türkiye’deki ekonomi kurumlar›n›n, yap›lmas› planlanan stand-by anlaflmas›na yönelik olarak, dolayl› görüflmeler yapt›¤›, IMF Türkiye temsilcili¤iyle çal›flmalar yürüttü¤ü biliniyor.

Kriz, sosyal/siyasal patlama kayg›lar›n› büyütüyor Emperyalizmin derinleflen krizi, ekonomik kayg›lar› büyütürken, emperyalistler ve her türden uzant›lar›, baflka geliflmelerin yaflanmas›ndan da oldukça kayg›l›lar. Bu kayg›, uzunca zamand›r dillendirilen sosyal/siyasal patlamalara karfl› duyulan kayg›d›r. Yine bu kayg›, ortak ç›karlar›n› korumak için gösterilen gayretin temelinde yatan en önemli kayg›lar›n bafl›nda gelmektedir. Bunun içindir ki, G-20 Zirvesini takip eden günlerde, NATO’nun 60. kurulufl y›l› vesilesiyle gerçeklefltirilen zirvenin merkezi gündemlerinin bafl›nda, bu yönlü kayg›lara karfl› al›nacak önlemler vard›. Emperyalist-kapitalist sistemin, eli kanl› askeri ittifak› NATO, bu süreçte halklara karfl› etkin bir silah olarak sahneye sürülmek istenmekte. NATO’nun 60. y›l› vesilesi ile yap›lan zirvede NATO’yu “yeniden yap›land›rma” üzerinde duruldu. “Yeniden yap›land›rma ” denirken, öncelikle NATO’nun halklara dönük sald›r›larda oynayaca¤› rolün daha aktif hale getirilmesinin kast edildi¤i bilinmelidir. Ancak NATO’nun masaya yat›r›lma ihtiyac›n› ortaya ç›karan bir baflka önemli neden daha vard›. Bu neden ise, emperyalistler aras›nda süren rekabetin geldi¤i noktad›r. ABD emperyalizminin, gerek ekonomik kriz gerekse Ortado¤u iflgallerinde yaflad›¤› çöküntü art›k s›r de¤il. ABD emperyalizmi çok yönlü bir çöküntü yaflarken, AB’nin askeri ba¤›ms›zl›¤› ise giderek artmakta. Bu geliflmeler, ABD’nin NATO üzerindeki hakimiyetinden duyduklar› rahats›zl›¤› art›k gizleme gere¤i duymayan Avrupal› emperyalistlerle ABD emperyalizmi aras›ndaki iliflkilerde yeni bir döneme girilmesini de getirdi. NATO sürecine bir yandan iflte artan bu rekabet damgas›n› vururken, di¤er yandan da ABD emperyalizmi iflgallere paralel olarak girdi¤i mali/siyasal ç›kmaz›n yükünü paylaflt›rmak istemektedir. Bunun içindir ki, yeni dönem emperyalist

S›n›fsal Yaklafl›m BUGÜNDEN YARINA; AZ‹ML‹, KARARLI VE ISRARLI S›n›f mücadelesi bafl döndürücü bir h›zla ak›p gitmektedir. Yerel seçimler, daha düne kadar varl›k yokluk meselesi halinde gündemlefltirilmiflken, sonuçlanmas›n›n üzerinden birkaç gün geçmeden devreye giren yeni bafll›klarla süreç, farkl› yönde ifllemeye aç›k hale gelmifltir. G-20, NATO zirvesi, Obama’n›n ziyareti ve nihayet Ergenekon’da son dalga, kitlelerin 1 May›s öncesinde ilgisini çekebilece¤i, zamanlamas› iyi denk gelmifl, bafll› bafl›na yüklü dosyalard›r. AKP’nin temsil etti¤i egemen kesimin, 29 Mart sars›nt›s›n› atlatabilmesinde en iyi yol da böylesi yo¤un bir sürece gömülmek olmal›d›r. De¤il yerli gerici/faflistlerin kendi özelinde yaflanan›, emperyalistlerin uluslararas› çapta geliflen ekonomik ve siyasi krizi yönetme konusunda baflar›l› olduklar› söylenemez. Son G-20 toplant›s›nda al›nan kararlar, NATO zirvesinde yaflanan tart›flmalar bunun somut kan›tlar›yla doludur. Dünya düzeni sürekli revize edilerek “yepyeni” kimlikle sunulurken ilan edilen, eski modelin kaba bir görünümüdür.

Trilyon dolarl›k bütçe ile palazland›r›lan IMF’yi yeniden ön plana ç›karan emperyalistler, sömürü çark›n› ya¤lamaktan gayr› hiçbir “çözüm” üretememifltir. En büyük derdi, BM genel sekreteri Ban Ki-Moon flöyle aç›kl›yordu: “Artan sosyal huzursuzlu¤un, büyük bir siyasi krize yol açmas›ndan, güçsüzleflen hükümetlerin ve liderleri ile geleceklerine dair umutlar›n› kaybetmifl k›zg›n halklar›n ortaya ç›kmas›ndan endifle ediyorum. Yoksul ülkeler krizden tehlikeli bir h›zla etkileniyor. Ve e¤er dünya genelinde bir iyileflme sa¤lanamazsa insanl›¤›n geliflimi noktas›nda korkunç bir felaketle karfl›laflma tehlikesinin do¤mas›ndan ve baz› devletlerin sonunun gelmesinden korkuyorum.” Nitekim NATO zirvesi (4 Nisan), G-20’de (2 Nisan) yeniden çeki düzen verilen emperyalist-kapitalist sistemin, tam da Ban Ki-Moon’un endiflelerini giderecek bir yap›lanma konseptiyle ilgilenmifltir. Bu durum yeni de¤ildir. NATO’nun ilgi alan›n› bölgesel de¤il dünya çap›nda tan›mlayan ve “anti-terör” çerçevesinde sistemin güvenlik mis-

güçler aras›nda daha s›k› bir iflbirli¤ini öngörmektedir. Bu yeni dönem, en baflta da AB’nin önümüzdeki süreçte iflgal vb. emperyalist savafl planlar›n›n içinde daha aktif yer almas›n› içeriyor. Bundan hareketle de, NATO’nun daha güçlü bir askeri yap›land›rmaya kavuflturulmas›n› NATO’nun “yeniden yap›land›r›lmas›” ad› alt›nda ele al›nan süreç ayn› zamanda, hammaddelerini emperyalistlerin denetimine sunmayan ve/veya bunlar üzerinde emperyalist hegemonyay› ret eden, engel oluflturan her devletin aç›kça “düflman” ilan edilmesini de beraberinde getiriyor. NATO’ya biçilen yeni rol, NATO’da hakim güç olma pozisyonunu hala sürdüren ABD emperyalizminin, Obama’n›n baflkan seçilmesinden sonra, yine Obama’n›n a¤z›ndan dile getirdi¤i “strateji de¤iflikli¤i” ile neyi kast etti¤ini de aç›kça ortaya koyuyor. ABD emperyalizmi, yeni vizyonu Obama üzerinden hayata geçirmek istedi¤i yeni projeler kapsam›nda, NATO’nun avantajlar›ndan sonuna kadar yararlanmak istiyor.

NATO Zirvesi, iç savafl provas›na dönüfltü Halklara dönük sald›r›lar›n daha kapsaml› hale gelece¤i, zirvede al›nan, Pakistan ve Afganistan’a dönük askeri harekatlar›n daha da güçlendirilmesi kararlar›nda da görüldü. Bir sonraki toplant›ya kadar “yeni bir strateji” üzerinde çal›fl›lmas› da yine zirvenin önüne koydu¤u hedeflerden biriydi. Söz konusu “yeni strateji” nin merkezinde bulunan bafll›ca konular› ise, “ayaklanmalara karfl› mücadele, ham maddelerin ve bunlar›n ulafl›m yollar›n›n güvenceye al›nmas›” oluflturuyor. NATO’da yer alan en güçlü Avrupal› emperyalist güçlerin bafl›nda gelen Almanya, Avrupa’n›n iç-d›fl güvenlik sorununu tamamen NATO’ya havale etmek istiyor. Yani emperyalist savafllar›n sald›r› gücü olmas›n›n yan› s›ra, halk hareketlerini bast›rma iflini de NATO’nun üstlenmesi isteniyor. Asl›nda NATO’nun kurulufl amaçlar›n›n da bafl›nda gelen bu rolün, önceki dönemlerde oldu¤u gibi, gizli-kapakl› de¤il, art›k aç›kça oynanmas› isteniyor. NATO’ya biçilen bu aç›k role karfl›n, NATO’nun yeni Genel Sekreteri Rasmussen, zirvede yapt›¤› konuflmada, savafl ayg›t›

yonuyla ifade eden yaklafl›m, müdahale konusunda “aktif” bir tutum benimsemektedir. Zira hassas bir dönemden geçilmektedir ve geciken ya da gerçeklefltirilmeyen her hamlenin a¤›r bedeli olacakt›r. Obama’n›n Türkiye ziyareti bu geliflmelerin parças›d›r. Elbette ülkeye iliflkin özgünlükleri vard›r. Nitekim Obama da konuflmas›nda çeflitleme yaparak hemen her fleye bir tutam de¤inmifl, de¤iflik “mesajlar” vermeye çal›flm›flt›r. Ancak ziyaretin Türkiye’nin emperyalistler nezdindeki önem derecesi kadar, ABD’nin yeni dönem politikalar› ve aç›l›mlar›, özellikle de bölgeye yönelik hesap ve planlar›yla yak›n ilgisi vard›r. Denizafl›r› ilk ülke gezisinin Türkiye olmas› elbette anlaml› bir seçimdir. Bu durum, birçok hususun hesaplanmas›ndan ötürüdür. Çeflitli ekonomik ve politik iliflki ve çeliflkilerin, kesiflme ve çat›flmalar›n, etnik-dinsel kültürel zenginlik ve birikimin, tarihsel ve jeopolitik konumun özgünlü¤ü çerçeve al›nm›flt›r. ABD emperyalizmi, Obama ile giriflti¤i “deri de¤ifltirme” operasyonunda, Bush döneminde sürüklendi¤i gerileme sürecine son verme amac›ndad›r. Bunun için imaj kayb›na u¤rad›¤› bütün alanlarda, “makul” dönüflüm ve manevralar gerçeklefltirmeye çal›flmakta, yeni bir oyun sahnelemektedir. Biçilmifl kaftan Obama’n›n sahne ald›¤› oyun, bir yandan merkez üssü ve birinci derecedeki müttefikler ile kurulan

NATO’yu büyük bir ikiyüzlülükle, “dünyan›n en bar›flç› hareketi” ilan ediyordu. Ayn› saatlerde ise d›flar›da binlerce insan NATO- Zirvesi’ni protesto ediyordu. Zirve için al›nan güvenlik önlemleri ise, bu güne kadar al›nan önlemlerin çok çok üstünde ve adeta bir iç savafl provas›n› and›rmaktayd›. Ancak tüm bu azg›nca sald›r›lara ve de üst düzeyde önlemlere ra¤men, kat›lan gerek emperyalistler gerekse uflak-iflbirlikçiler, zirve boyunca yine de kendilerini yeterince güvende hissetmediler/hissedemediler. Çünkü binlerce NATO karfl›t›, dur durak demeden gerçeklefltirdikleri eylemlerle, emperyalistlere ve onlar›n her türden uzant›lar›na zirveyi çok aç›kt›r ki, dar ettiler.

TC egemen s›n›flar› uflakl›k rollerini ileri tafl›d› Fransa’n›n tekrar NATO’ya girdi¤i, H›rvatistan ve Arnavutluk’un ise yeni üyeler olarak kabul edildi¤i zirvede, NATO’ya biçilen roller kapsam›nda en büyük rollerden biri de kuflkusuz Türkiye’ye verildi. Türk egemen s›n›flar›n›n biçilen yeni rol kapsam›nda, emperyalist politikalar›n Orta ve Yak›n Do¤uda daha etkin olarak hayata geçirilmesi yönündeki çabalar›na eskisinden daha fazla h›z verecekleri kesin. Obama’n›n zirveleri takip eden günlerde Türkiye’ye gelmesi de biçilen rolü pekifltirmeye dönüktür. Obama ziyaretinin gerçek-

iliflkilerin düzenlenmesini içermekteyken, di¤er yandan iflgal ve çat›flma alanlar›n› hedef almaktad›r. Ne var ki bütün bu alanlarda klasik formattan ç›karak mevzilere yönelik tasarrufta bulunmak hiç de kolay de¤ildir. Faflist-Kemalist diktatörlü¤ün AKP hükümeti eliyle önümüzdeki dönem üstlenece¤i görevler ve bu ba¤lamda yürürlü¤e sokaca¤› politikalar›n ele al›nd›¤› H. Clinton ve B. Obama ziyaretleri, 29 Mart seçimleriyle ortaya ç›kan tablonun ekonomik ve politik sürece etki derecesini hesap etti¤i oranda kendi tahkimatlar› bak›m›ndan ifl görebilecektir. Aksi takdirde gerek egemen klikler aras›ndaki çat›flma, gerek Kürt ulusal hareketinin geliflim seyri gerekse de s›n›f mücadelesinin genel ak›fl› çok hafife al›nm›fl olunacakt›r ki emperyalistlerin böyle “hesaps›zl›k” yapt›¤›na tarih çokça tan›kt›r. Genelde yüzde 8’lik bir düflüfl göstermesine ve Kürdistan’da aç›k bir yenilgiye u¤ram›fl olmas›na karfl›n, yüzde 39’luk bir yüzde ile yerel yönetimlerin ço¤unu kazanmas›, AKP’nin seçimlerden büyük bir yara almadan ç›kt›¤›n› göstermektedir. Hükümette olman›n her türlü avantaj›n› kullanmas›, ayn› oranda y›pranma pay›yla dengelenen AKP, krizin getirdi¤i toplumsal y›k›ma karfl›n büyük çapl› oy kayb›na u¤ramam›flt›r. Tam da burada en büyük avantaj› olarak di¤er faflist partilerin

leflti¤i günlerde, TC egemen s›n›flar›n›n bir baflka ziyaretçisi daha vard›. Bölge halklar› üzerinde oynanan oyunlar ve yap›lan pazarl›klar kapsam›nda gerçeklefltirilen “Medeniyetler ‹ttikaf›” toplant›s›na kat›lan NATO Genel Sekreteri, eski Danimarka Baflbakan› Rasmussen’den baflkas› de¤ildi bu ziyaretçi. Türkiye kendisinin Genel Sekreterli¤e getirilmesine sözde “itiraz” etmifl, ancak Obama taraf›ndan “ikna” edilerek, Rasmussen’in genel sekreterli¤ini onaylam›flt›. Ortada ikna diye bir fleyin olmad›¤›n›/olamayaca¤›n› hemen koymak gerekiyor. Çünkü efendilerin uflaklar› ikna etme gibi bir dertleri olmaz/olamaz. Bu sözde “itiraz”, Danimarka ile geçti¤imiz y›llarda yaflanan karikatür krizi ve Roj TV aç›klamalar› nedeniyle, ülke kamuoyundaki görüntüyü kurtarmak için yap›lan bir mizansenden baflka bir fley de¤ildi. Nitekim Rammussen’in emperyalist ç›karlar çerçevesinde yapt›¤› ziyaret s›ras›nda ortaya ç›kan görüntüler, hiç de kendisine karfl› bir itiraz›n oldu¤u izlenimi yaratmad›. Karikatür krizinden dolay› özür dilemesi ise bofluna beklendi. Gerçi Rasmussen özür diledi, ancak bu özür sadece k›r›lan kolu ile ilgiliydi! Daha ötesini istemeye de zaten kimsenin, ne gücü ne de pozisyonu uygundu! Her fleyden önce, TC egemen s›n›flar›n›n flu süreçte daha da ileri tafl›d›klar› uflakl›k rolü buna izin vermezdi/ veremezdi!

“muhalefet” pozisyonu alamayan çaps›zl›¤›n›n alt› çizilmelidir. Ancak daha önemlisi as›l muhalefetin durumudur. ‹flçi ve emekçi kitleleri, köylüler, iflsizler, gençlik ile küçük esnaf, k›sacas› onmilyonlarla say›lan ezici halk ço¤unlu¤u… Bunlar›n, seçime kat›lma oran› dikkate al›nd›¤›nda, ekonomik krizin kendini hissettirmeye bafllad›¤› koflullarda, hükümet partisine verdi¤i deste¤i genel oran itibar›yla korumaya devam etmeleridir. Hakeza di¤er faflist partilerin belli bir a¤›rl›kla “çekim merkezi” olmas› da kitlelerin sistem d›fl› aray›fl içerisinde olmad›¤›n› göstermektedir. Bu duruma ayk›r› olarak elbette Kürdistan ile ancak s›n›rl› toplumsal dinamiklerin geleneksel birikim yaratt›¤› bat›daki belli havzalardan söz edilebilecektir. Toplumsal muhalefetin örgütlenebilmesinde, “seçim” merkezli sa¤lanabilen genel ya da bölgesel ittifak ve iflbirlikleri, beklenen rolü oynayabilmekten uzak kald›¤› için, direniflin/dinamizmin ekseninde bulunan sorunlar› gidermek de mümkün olamamakta ve sular kendi mecras›nda akmaktad›r. Bu durumu tersine çevirecek olan tek kuvvet, güçlü kitle hareketleridir. Ancak bu sayededir ki dengelerde de¤iflim meydana gelir ve sahneye s›n›ftan yana a¤›rl›k koyan politik aktörler ç›kar. Burada unutulmamas› gereken nokta, gerek kitle hareketlerinin ortaya ç›k›fl› gerekse de bunlar›n dengelere tesirinde s›n›f bilinç-

li iflçilerin tarihsel önemde role sahip olmas›d›r. Ayn› durum daha özgün flartlarla Kürt ulusal hareketinin geliflim seyriyle de ilgilidir. Süreç, 90’l› y›llar›n ikinci yar›s›ndan itibaren reformist bir çizgiye oturan Ulusal Hareket’in, TC devletine karfl› yürüttü¤ü savaflla kazand›¤› ve muazzam bir birikime ulaflan direnifl potansiyelini, kültürel haklar potas›nda eritmesiyle sonuçlanabilir. Emperyalist tasfiye plan›yla özünde çak›flan bu durum, devrimci dinamikler esas al›narak yürütülecek faaliyet ile bozulabilir. Halk savafl›n› gelifltirme perspektifinin bölge özgülünde önüne koydu¤u görevler aras›nda bu husus önemli bir yer teflkil etmektedir. Demek ki ne Kürdistan’da egemenlere karfl› sergilenen baflkald›r› ve yerel seçimlerde ortaya konan “irade”, ne de bat›da örgütsüz ve önderliksiz durumda olup da potansiyel bir güç haline gelemeyen iflçi ve emekçiler ile iflsiz ve yoksul milyonlar›n “iradesizli¤i”, ba¤l› bulunduklar› flartlar, tabi olduklar› “çizgi” ve süreçten kopuk olarak ele al›nmal›d›r. Bunlara müdahale konusunda s›n›f bilinçli proletaryan›n çabas› sonsuz bir enerjiye sahiptir. Bugün zay›f, etkisiz ve güçsüzdür. K›smidir, s›n›rl›d›r, belli oranda sonuçlar do¤urmaktad›r. Ama do¤ru yöndedir, ›srarl›, kararl› ve azimli olundu¤u takdirde baflar›l› olunaca¤› kesindir…


‹flçi-köylü 4

‹flçi/köylü

17-30 Nisan 2009

‹flçiler, hükümeti ve Türk-‹fl’i protesto ettiler

Bahar geldi, hava direniflten

Türk-‹fl’e ba¤l› sendikalara üye yüzlerce iflçi baflta kamu toplu ifl sözleflmeleri olmak üzere hükümetin iflçilere yönelik politikalar›na sessiz kald›¤› gerekçesiyle Türk-‹fl’i protesto etti. Akflam saatlerinde Sakarya Caddesi’nde toplanan Türkiye Gazeteciler Sendikas›, Türkiye Motorlu Tafl›t

‹flçileri Sendikas›, Tez Koop-‹fl, Yol-‹fl, Petrol-‹fl ve Harb-‹fl sendikalar›na üye iflçiler “Türk-‹fl uyuma iflçine sahip ç›k” slogan› ve “S›n›f için sendika, s›n›f sendikac›l›¤›” dövizleriyle tepkilerini dile getirdiler. Hükümetle bafllayan görüflmeler üzerine Türk-‹fl ve ba¤l› sendikalar taraf›ndan “Kamu Kesimi Toplu ‹fl Sözleflmeleri Koordinasyon Kurulu” oluflturulmufl ve bu kurul alt›nda Türk-‹fl yöneticilerinin de imzas›n›n bulundu¤u dokuz karar alm›flt›. ‹flçiler, bu kararlar›n kabul ettirilmesinde Türk-‹fl yetkililerinin pasif kald›¤› gibi,

E-Kart’ta

ATV-Sabah grevine destek amac›yla meflalelerin yak›ld›¤› eylemde sloganlar ve dövizlerle “ATV-Sabah iflçisi yaln›z de¤ildir” mesaj› verildi. Sendikalar taraf›ndan oluflturulan Kamu Koordinasyon Kurulu’nun talepleri ise flöyle; * T‹S prosedüründe aksama olmas› halinde kurula bildirilmesi. * 01. 01. 2009 tarihinde en az memur ücretinin 1.218.49 TL olaca¤› dikkate al›narak, düflük ücretler için iyilefltirme istenmesi. * ‹fle girifl skalalar›n›n düflük tutulmamas›, genel iyilefltirme d›fl›nda ücretler aras› uyum gözetilerek, ifle girifl skalalar›n›n yükseltilmesi ve iflletme içi ücret dengesizliklerinin giderilmesi. * Ücret zamlar› ve ek zamlarda geçici/daimi vb. ayr›m yap›lmadan düzenlemelere gidilmesi. * Ücret zamlar›n›n T‹S’in 1.

Bu haberi hiçbir yerde duyamazs›n›z!

mücadeleye devam! 10 ay› aflk›n bir süredir grevde olan EKart iflçileri, “mücadeleye devam” diyor. Grevin devam etti¤i günlerde, 10 fiubat’ta 4 kad›n iflçinin daha iflten at›lmas›yla birlikte, greve kat›lan iflçilerin say›s› artarken, içerde çal›flan iflçilere dönük sendikaya üye yapma giriflimleri de baflar›l› bir biçimde devam ediyor. Bu çabalar sonucudur ki, iflyerinde sendikaya üye iflçi say›s›, greve baflland›¤› günlerdekinin hayli üzerine ç›km›fl bulunuyor. Sendikal› olup da, grevde yer almayan iflçilerle, aylard›r fabrika önünde grevde olan iflçiler aras›ndaki birlik ve dayan›flman›n da bu süreçte daha güçlendi¤i görülüyor. Grevin 299. gününde görüfltü¤ümüz, Bas›n-‹fl ‹stanbul fiube Baflkan› Levent Dinçer, gazetemize yapt›¤› de¤erlendirmede, içerde çal›flan sendikal› iflçilerin bir dizi eylemlerle grevdeki arkadafllar›n› destekledi¤ini aktard›. Bu deste¤in, yemek boykotu, mesaiye kalmama vb. yöntemlerle gerçeklefltirildi¤ini söyleyen Dinçer, yemek boykotu gerçeklefltiren iflçilerin son birkaç haftad›r, yemeklerini grevdeki arkadafllar›yla birlikte, kap› önünde yediklerini söylüyor. Dinçer, yemek boykotunun, grevdeki iflçilerle çal›flan sendikal› iflçilerin, 30 Mart günü fabrika önünde toplu yemek yemeleriyle bafllat›ld›¤› bilgisini de veriyor. E-Kart patronunun sendikay› tan›mamas›na karfl› yap›lan suç duyurusu üzerine aç›lan davan›n, 22 Nisan’da yap›lacak duruflmada karara ba¤lanmas›n› beklediklerini de sözlerine ekleyen Dinçer, patronun daha duruflma yap›lmadan geri ad›m atma sinyalleri vermeye bafllad›¤›n› da belirtiyor. (Kartal)

ATV-Sabah’ta greve ç›kan gazetecileGrevci gazetecilerin direniflin bafl›ndan bu rin direnifli burjuva bas›n›n›n sansürüne yana ç›kard›¤› “Grev” isimli gazeteyi da¤›tra¤men her geçen gün kamuoyunda kent›klar› yürüyüfl boyunca Taksim alan›n›n 1 dine daha fazla yer buluyor. May›s kutlamalar›na yasaklanmas› da pro11 Nisan Cumartesi günü her hafta testo edildi. Yürüyüfle devam eden kitle oldu¤u gibi yine Taksim Tramvay dura¤›nDESA ma¤azas›n›n önüne geldi¤inde Emida biraraya gene Arslan’› deslen gazeteciler teklediklerini buradan Galatahep birlikte saray Lisesi’ne hayk›rd›klar› yürüdü. “Emine Ars“ATV-Salan yaln›z debah’ta direnifl ¤ildir” slogansürüyor, dalar› ile dile geyan›flma bütirdi. LC Wayüyor” yaz›l› ikiki önüne gepankart açan lindi¤inde ise gazeteciler Meha Tekstil dostlar› ile beiflçilerinin direATV-Sabah grevindeki bas›n raber “Grev, nifline dikkat emekçileri ç›kartt›klar› Grev grev, grev”, çekmek amac›y“Tayyip’in dama- gazetesiyle direnifllerini anlala bir süre mad› sendika düfl- t›yorlar... ¤aza önünde man›”, “Y›lg›nl›k slogan at›ld›. yok direnifl var” sloganlar›n› hayk›rarak Yürüyüfl Galatasaray Lisesi önünde ya‹stiklal Caddesi’ne do¤ru yürüyüfle geçti. p›lan bas›n aç›klamas› ile sona erdi. Eyleme Caddeyi sloganlar› ile inleten kitle yoldan birçok yazar kat›larak destek verdi. geçen insanlar›n alk›fllar› ile moral buldu. (‹stanbul)

Hilton’da grev var! Ankara Hilton’da yaklafl›k 5 ayd›r devam eden ve uzlaflma sa¤lanamayan Toplu ‹fl Sözleflmeleri görüflmeleri sonucunda D‹SK’e ba¤l› Otel Lokanta ve E¤lence Yerleri ‹flçileri Sendikas›’na (OLEY‹S) üye iflçiler, otele grev pankart› ast›lar.

Emekçinin gündemi 1 May›s’ta alanlara! Hesap sormaya! 2009 1 May›s’›na her biri kendi alan›nda önemli birçok tart›flmayla beraber giriyoruz. Emperyalist-kapitalist sistemin küresel krizinin ülkemiz iflçi s›n›f› ve emekçilerine etkileri bu 1 May›s’› ayr›cal›kl› k›lan en önemli yan› oluflturuyor. Bu 1 May›s, krizi yaratan ve krizin yükünü emekçilere y›kan egemen s›n›flara oldu¤u kadar onlar›n iflçi s›n›f› içerisindeki uzant›lar›na da bir yan›t niteli¤i tafl›yor. Bu baflar›lamad›¤›nda iflçi s›n›f› mücadelesinde ciddi bir ç›k›fl olana¤›n›n kaç›r›laca¤› ancak mücadelenin gelifliminin durmayaca¤› bugünden görülebiliyor. ‹flsizler ordusu 10 milyona ulafl›rken, iflten ç›karmalar yüz binler halinde art›fl gösteriyor. ‹flçi s›n›f›na ücretsiz

ekonomik krizi bahane eden hükümetin baflta esnek çal›flma dayatmas› olmak üzere var olan haklar›n ellerinden al›nmas›na da sessiz kald›¤›n›, tüm dayatmalar› kabul etti¤ini söyleyerek, ayr›ca hükümetle yap›lan görüflmelerde sendikan›n kendilerine bilgilendirme yapmad›¤›n› vurgulad›. Bas›n aç›klamas›n› okuyan Petrol-‹fl Ankara fiube Baflkan› Mustafa Özgen, Türk-‹fl’in bu tutumunu k›nayarak mücadeleden baflka seçeneklerinin olmad›¤›n› belirtti. 2008 y›l›nda iflçilerin ald›¤› ücretin 2000 y›l›ndaki seviyeden reel olarak % 21 oran›nda daha afla¤›da oldu¤unu söyleyen Özgen “bu dönemde de ekonomik krizin faturas› kamu iflçileri ile birlikte al›nteri ile geçinen tüm emekçilere kesilmek istenmektedir” dedi.

izinler ve s›f›r zam dayatmas› yap›l›yor. En alt boyuttaki sosyal haklar dahi t›rpanlanarak iflçi s›n›f›, kölelik koflullar›n› and›ran bir emek sömürüsüne tabi tutulmak isteniyor. Sömürü sadece çal›flma yaflam›yla s›n›rl› kalm›yor, artan vergiler ve faturalarla halk›n tüm yaflam› yo¤un sömürünün bir parças› k›l›n›yor. Birçok alanda emek sömürüsünün çeflitlenerek ve katlanarak büyüdü¤ü koflullarda çal›flabilmenin, baflka bir deyiflle eme¤ini art›-de¤er sömürüsüne sunman›n dahi ayr›cal›k görüldü¤ü bir dönemi yafl›yoruz. Emekçi kitleler büyük oranda borç bata¤›na saplanm›fl durumda ve kendilerini daha kötü günlerin bekledi¤ini görebiliyorlar. Ancak hala iflini kaybetmeme ya da bir ifl bulup ya-

‹fl önlükleriyle otelin önünde toplanan Hilton çal›flanlar›, “Obama’ya köleler hizmet ediyor”, “Emek sömürüsüne hay›r” pankart› açarak “‹fl-ekmek yoksa, bar›fl da yok”, “Hilton iflçisi köle de¤ildir” sloganlar›n› hayk›rd›. OLEY‹S Genel Baflkan› Seyfettin Bafl, süren görüflmeler s›ras›nda otel yönetiminin ekonomik krizi bahane ederek kazan›lm›fl haklar›n› gasp etmeye dönük politikalar› kabul ettirmeye çal›flt›¤›n›, bu dayatmac› tutumdan dolay› görüflmelerde bir ilerleme sa¤layamad›klar›n› ve sonuç olarak grev

flam›n› sürdürebilme kayg›s›n›n bask›n oldu¤u ortadad›r. ‹flte bu koflullar içerisinde 2009 1 May›s’› farkl› bir anlam tafl›yor. Umutsuzca yaflam›n› idame ettirmeye çal›flan genifl kitleler alternatif bir seçeneklerinin oldu¤unu, örgütlü direnifl ve mücadeleyle tüm bu sald›r›lara karfl› durabileceklerini çok daha fazla hissediyorlar. Marks’›n “‹flçi s›n›f› ya devrimcidir ya da hiçbir fleydir” tan›mlamas›n›n bu derece somut ve hissedilebilir oldu¤u efline az rastlan›r bir dönemi yafl›yoruz. 1 May›s’›n görece ekonomik temellere dayal› yan›n› bu gerçeklik oluflturuyor. 2009 1 May›s’›n› farkl› k›lan önemli di¤er bir yan›, 1 May›s’›n “tatil” ilan edilmesi ve ‹stanbul’da Taksim Meydan› noktas›nda devam eden ›srar oluflturuyor. Devrimcilerin ve birçok emek örgütlülü¤ünün dünden bugüne kararl› direnifl ve mücadeleleri devleti belli yönleriyle taviz vermeye zorluyor. 1 May›s’›n “resmi tatil” ilan edilmesine dö-

y›l› için enflasyon ve büyüme dikkate al›narak yüzde 20 oran›nda; 2. y›l içinse 1. y›lda gerçekleflen enflasyon üzerine 4 puan refah pay› eklenerek talep edilmesi. * Sosyal yard›mlar›n ortalama yüzde 40 oran›nda art›r›larak talep edilmesi. * ‹flyeri/iflletmenin/çal›flanlar›n özelliklerinden kaynaklanan akçal› maddelerin sendikalarca belirlenmesi. * Esnek çal›flma, izinler, k›dem ve ihbar tazminatlar› vb. konularda ödün verilmemesi. * Geliflmelerden, kurulun bilgili k›l›nmas›. (Ankara)

“Sa¤l›kta tafleron ölüm demektir...” Emekçiler nitelikli ve sa¤l›kl› yemek için, yemek yemiyorlar... Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi Hastanesi’nde hasta bak›c›, temizlikçi, bilgi ifllem alan›nda tafleron sa¤l›k iflçileri çal›flmakta. Tafleronlaflt›rma birçok sorunu da beraberinde getirmifl. Güvencesiz çal›flma koflullar›, çal›flanlar aras›nda eflitsizlik, ayn› ifle fakl› ücretlendirme vb. birçok sorunlar do¤ururken, çal›flanlar›na da farkl› uygulamalarla sa¤l›ks›z yemek verilmektedir. Dev Sa¤l›k-‹fl Sendikas› tafleron iflçilerle birlikte “Nitelikli ve sa¤l›kl› yemek hakk›m›z için yemek yemiyoruz” fliar›yla bir eylem yapt›. 8 Nisan günü Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi Tafleron Yemekhanesi önünde “Yemek yemiyoruz” eylemi gerçeklefltirdi. ‹flyeri temsilcisi Fikret Sar›gül taraf›ndan okunan bas›n metninde “Art›k insanca yaflam ve muamele görmek istiyoruz. Tarihi geçmifl, bozuk ve sa¤l›ks›z yemekler yemek istemiyoruz” dedi. Sar›gül “sesimizi yetkililere duyurana kadar, nitelikli ve sa¤l›kl› yemek ve sa¤l›kl› yemekhane hizmeti için koflullar düzenleninceye kadar yemek yemiyoruz” dedi. ‹flçiler yemekhaneye gitmeyerek getirdikleri simit ve ayran yediler. Eylem slogan ve alk›fllarla bitirildi. (Bursa)

karar› ald›klar›n› söyledi. Ücret ve sosyal yard›mlarla ilgili müzakerelerde uzlaflma sa¤layamad›klar›n› belirten Bafl, iflyeri yetkililerinin kendilerine kademeli olarak % 3.5-4 oranlar›nda zam önerdi¤ini, enflasyon koflullar› düflünüldü¤ünde bu oranlar›n çok komik oldu¤unu söyledi. Otel çal›flanlar›n›n ortalama 700-800 TL ücret ald›klar›n› kaydeden Bafl, bir k›s›m çal›flan›n da kapsam d›fl› gösterildi¤ini vurgulayarak talepleri kabul edilene kadar masaya oturmayacaklar›n› söyledi. (Ankara)

nük ad›mlara öncelikle bu gözle bakmak gerekiyor. Kuflkusuz ki bununla yetinilmemeli, egemenlerin Taksim konusundaki dayatmalar›n›n k›r›lmas› da hedeflenmelidir. Taksim Meydan›’n›n iflçi s›n›f› ve emekçiler lehine tekrar kazan›lmas›n›n salt bir eylem alan› olman›n ötesinde siyasi bir anlam tafl›d›¤› aç›kt›r. Kararl› bir ›srar ve direniflle egemenlere geri ad›m att›r›labildi¤i Taksim nezdinde genifl kitlelere gösterilebilmelidir. Genifl kitlelere mücadele bilinç ve umudunu tafl›yacak ad›mlar›n siyasi de¤erde böylesi kazan›mlarla gerçeklefltirilebilece¤i unutulmamal›d›r. Bu konuda devrimciler ve birçok emek örgütünde önemli bir hemfikirlik ve kararl›l›k bulunuyor. Bu birlikteli¤i güçlendirmeyi ve ortaya ç›kan f›rsatlar› de¤erlendirebilmeyi bilmeliyiz. Ancak baflta Türk-‹fl yönetimi olmak üzere baz› siyasi hareket ve sendikal örgütlülüklerin uzlaflmac› tutumu üzerinde de önemle durulmal›d›r. Bu örgütler üzerinde oluflturaca¤›m›z bas-

k›yla 1 May›s’ta genifl iflçi ve emekçileri ikiye bölecek tutumlara karfl› durabilmeliyiz. Bu noktada Türk-‹fl içerisindeki devrimci ve demokrat flubelere çok büyük görev düfltü¤ü ortadad›r. Küresel krizin emperyalist-kapitalist sistemi zay›flatt›¤› ve siyasi iktidarlar› ciddi krizlere sürükledi¤i bu koflullarda hiçbir mücadele kendiyle s›n›rl›, tekil bir anlam tafl›mayacakt›r. Sözünü etti¤imiz bu gerçeklik 1 May›s gibi tarihsel bir mücadele günü için çok daha geçerlidir. Ülkemizdeki 1 May›s, daha genifl planda IMF programlar›na ve baflta ABD olmak üzere emperyalistlerin Ortado¤u planlar›na karfl› da bir yan›t özelli¤i tafl›yacakt›r. Kürt Ulusal Mücadelesine yönelik tasfiye sald›r›s›n› yan›tlama noktas›nda da 1 May›s ve 1 May›s’›n temsil etti¤i s›n›fsal hareketin önemli bir yeri olacakt›r. Kürt Ulusal Hareketi’nin ülkede demokrasinin geliflimi ve Kürt Sorunu’nun çözümü noktas›nda öteden beri

yana döndü! Dudullu Organize Sanayi’nde bulunan Sinter Metal Fabrika-

s›’nda sendikal› olduklar› için iflten at›lan iflçiler, direnifllerinin 100. günü olan 1 Nisan’da bir kutlama etkinli¤i yapt›lar. Kutlamaya Birleflik Metal-‹fl Sendikas› yönetici ve üyelerinin yan›s›ra, çok say›da sendika ve kurumu ile grevdeki Sabah-ATV çal›flanlar› ve direniflteki MEHA tekstil iflçileri de kat›ld›lar. ‹flçilerin grev nöbetini tuttu¤u Sinter Metal Fabrikas› önünde gerçeklefltirilen kutlamaya, Birleflik Metal-‹fl Genel Baflkan› Adnan Serdaro¤lu da kat›larak, bir konuflma yapt›. Konuflmas›nda, Sinter iflçilerinin kar-çamur-ya¤mur demeden, her türden kötü hava koflullar›na karfl›n büyük bir kararl›l›kla direndiklerine vurgu yapan Serdaro¤lu, baharla birlikte bir sonraki yüz günde direnmenin kolaylaflt›¤›n› söyledi. Konuflmas›nda ekonomik krize de de¤inen Serdaro¤lu, seçim sonuçlar›n›n krizle birlikte yoksullaflt›r›lan emekçi y›¤›nlar›n, hükümete bir uyar›s› oldu¤unun da alt›n› çizdi. Baflka konuflmac›lar›n da k›saca söz ald›¤› etkinlikte, iflçilerin yapt›¤› bu ve benzeri grev ve direnifllerin iflçi s›n›f›na mal edilmesi gerekti¤i vurgulanarak, dünyan›n birçok ülkesinde direnen iflçilerin ayn› yüre¤i paylaflt›klar› belirtildi. Sinter iflçilerinin grevi bu etkinlikten sonraki günlerde de kararl› bir biçimde devam ederken, 10 Nisan’da, sendikan›n iflçiler ad›na açt›¤› “ifle iade” davas›n›n duruflmas› yap›ld›. Duruflma, 380 Sinter iflçisinin ve tan›klar›n dinlenmesi için ertelenirken, davan›n görüldü¤ü Üsküdar 3. ‹fl Mahkemesi, sonraki duruflmalar›n 22 May›s-8 Temmuz aras›nda yap›lmas›na karar verdi. (Kartal)

elefltirdi¤i ve eksikli¤ini vurgulad›¤› Türkiye’deki devrimci ve s›n›fsal hareketin geliflimi, ancak bu ad›mlarla sa¤lanacakt›r. Bu mücadelenin siyasi iktidarlar üzerinde yaratt›¤› bask›, s›n›fsal hareketle birleflerek demokratik talepler noktas›nda egemenleri ad›m atmaya zorlayacakt›r. Bu birliktelik sa¤lanabildi¤inde hem s›n›fsal mücadele hem de ulusaldemokratik mücadele aç›s›ndan önemli kazan›mlar sa¤lanabilecektir. 2009 1 May›s’›na genifl iflçi ve emekçileri tafl›yarak kitlesel bir kat›l›m sa¤lanabilmesi kriz koflullar›nda tarihi bir önem tafl›maktad›r. Egemenlere ve onlar›n sendikal alandaki uzant›lar›na karfl› mücadelede, iflçi s›n›f› ve genifl emekçileri Devrimci Demokratik Sendikal Birlik anlay›fl› etraf›nda harekete geçirmek öncelikli görevlerimizden biridir. 2009 1 May›s’›n› örgütlenmenin ve mücadelemizi büyütmenin bir arac› haline getirmeyi bilmeli, bunun için bugünden çal›flmalara yo¤unlaflmal›y›z.


‹flçi-köylü 5

‹flçi/köylü

17-30 Nisan 2009

Köle gibi çal›fl›yoruz

Kot iflçileri kazand›! Kum, siliz tozu ve silika kristallerinin solunum yollar›na girerek oluflturdu¤u Silikozis hastal›¤› 2008 y›l içinde birçok kot iflçisinin yaflam›n› yitirmesi ile gündeme gelmifl ve çal›flma koflullar› ve iflyerlerinde üretilen ürünler birçok yerde boykot edilmiflti. K›s›lm›fl seslerine ses katarak büyüyen bu boykot, çeflitli eylem ve etkinliklere bürünerek yank›lanm›flt›. Hiçbir ifl güvencesi olmay›fl›, sa¤l›k koflullar›na kesinlikle dikkat edilmemesi, sigorta yap›lmamas›, iflyerinde hak arama mekanizmalar›n›n olmamas› ve tabii çal›flma sürelerinin uzunlu¤unun yan›nda iflçilerin yaflamlar› karfl›l›¤›nda asgari ücrete tabi tutulmas› insanl›¤›n nas›l uçuruma sürüklendi¤ini gözler önüne sermektedir. ‹flte bu koflullar alt›nda kot tafllayan tekstil iflçileri Silikozis hastal›¤›na yakalan›yorlar. ‹fl sahas›nda kullan›lan kumun çok pahal› olmas› ve bundan kaynakl› dönüflümlü kullan›lmas› için atölyeler havaland›r›lmamakta ve iflçiler bir avuç kan emicinin bu avuç kumu için ölüme sürüklenmektedir. ‹fl güvenli¤i ve iflçi sa¤l›¤› koflullar›n› yerine getirmeyen iflyerlerine iflletme izni vererek faaliyete geçmelerine neden olan, gerekli denetimleri yapmayan, bu flekilde çal›flan iflyerlerine yapt›r›m uygulamayan, iflçile-

rin sosyal güvenlik haklar›n› koruma alt›na almayan egemenler iflçileri göz göre göre katletmifllerdir. Hastal›¤›n gündeme gelmesi ile göreceli olarak denetim gerçeklefltirmifl ve sonucunda atölyelerde faaliyetlere devam karar› vermifltir. Yap›lan teftifllerin ard›ndan gerçekleflen iflçi ölümleri gerçekleri su yüzüne ç›karm›fl ve kot iflçilerinin sesleri daha çok yank›lanarak tüm kamuoyuna duyurulmufltur. ‹flçiler kot markalar›n› boykot etme ça¤r›s›nda bulunularak çeflitli direnifllerle boykot karar›n› daha da yayg›nlaflt›rm›fllard›r. Birçok iflçinin ölümüne ve yüzlercesinin hayat›n›n kararmas›na sebebiyet veren kot iflçili¤i için Dünya Sa¤l›k Örgütü ve Uluslararas› Çal›flma Örgütü taraf›ndan yürütülen Küresel Eylem Plan› sonuçlanm›flt›r. Plan sonucunda hastal›¤›n 2030 y›l›nda tamamen yok edilmesi planlanm›flt›r. Bu çerçevede Sa¤l›k Bakanl›¤› üst ve alt solunun yollar›nda tahribata neden olan kum, siliz tozu ve silika kristallerin özellikle yasaklanmas› karar› al›nd›. Yaklafl›k 1 senedir kararl› bir flekilde direnifllerine devam eden iflçiler çeflitli demokratik kitle örgütleri ve sendikalar›n deste¤i ile direnifllerini büyütmüfltür. ‹flçilerin gerçeklefltirdi¤i direnifller sonucunda kazand›klar› zafer seslerinin ne kadar k›s›k

Kot tafllama iflçileri, kendilerine destek verenlerle bir zafer kazand›. da olsa dünyan›n dört bir yan›nda yank›land›¤›n› göstermektedir.

Çal›flma Bakanl›¤› kamuoyunu yan›lt›yor Kot Tafllama ‹flçileri Dayan›flma Komitesi, Sa¤l›k Bakanl›¤›’n›n kot kumlamay› yasaklamas›na iliflkin olarak TMMOB Makine Mühendisleri Odas›’nda bas›n toplant›s› düzenledi. Aç›klamada Vedat Türkali, Arif Sa¤, Cahit Berkay, ‹clal Ad›n, DTP ‹stanbul Milletvekili Ak›n Birdal’›n da aralar›nda bulundu¤u çok say›da ayd›n ve siyasetçinin imzas›n›n bulundu¤u bas›n metnini Yasemin Göksu okudu. Sa¤l›k Bakanl›¤›’n›n ald›¤› yasaklama karar›n› 2 y›la yak›nd›r yürüttükleri mücadelenin bir soncu oldu¤unu belirten Göksu, hükümetten benzer olumlu ad›mlar atmas›n› beklerken Çal›flma ve Sosyal Gü-

MEHA’da direnifl kazanacak 10 Nisan 2009’da LC Waikiki önünde gerçeklefltirilen eyleme, D‹SK yöneticileri, grevde olan ATV-Sabah çal›flanlar› ile birçok kurum temsilcisi kat›ld›. Ekonomik krizi bahane eden patronun iflten att›¤› Meha Giyim iflçileri direnifllerinin 38. gününde fason üretim yapt›klar› LC Waikiki Firmas›n›n Mecidiyeköy’deki sat›fl ma¤azas› önünde oturma eylemi yaparak haklar›n› istediler. 10 Nisan 2009 tarihinde LC Waikiki önünde gerçeklefltirilen eyleme, D‹SK yöneticileri, grevde olan ATV-Sabah çal›flanlar› ile birçok kurum temsilcisi kat›ld›. D‹SK Genel Baflkan› Süleyman Çelebi, kriz öncesinde firmalar›n kazanmas›nda pay sahibi olan iflçile-

rin krizden sonra kap› d›flar› edildiklerini belirterek, “‹flçilerin tazminatlar›, maafllar›, mesai ücretleri verilmeden açl›¤a yoksullu¤a mahkûm ediliyor. Çelebi’nin konuflmas›n›n ard›ndan iflçiler sloganlarla ma¤aza önünde 5 dakikal›k oturma eylemi gerçeklefltirerek haklar›n› vermeyen tafleron firma Meha ve Waikiki firmas›n› protesto etti. Alk›fl ve sloganlarla son verilen eylemin ard›ndan iflçiler, grevde olan ATV-Sabah iflçilerini ziyaret etti. (‹stanbul)

Eylem yapan Lice

F›nd›kl› halk› MÜCADELE dedi Suyun ticarilefltirilmesi, köylerde üretim alanlar›nda maden iflletmelerinin kurulmas› ile birlikte yaflam alanlar› yok olma tehlikesi ile karfl› karfl›ya gelmifltir. Kendi kârlar› do¤rultusunda do¤al yaflam alanlar›n› katledenlere karfl› Rize’nin F›nd›kl› halk› biraraya gelerek mücadele ça¤r›s›nda bulundu. F›nd›kl›’n›n birçok köyünden biraraya gelen köylüler 3 Nisan Cuma günü saat 19.30’da Dörtyol Meydan›’nda meflaleli bir yürüyüfl gerçeklefltirdi. “Ça¤layan ve Ar›l› vadileri kurutulmas›n!” pankart› açan köylüler s›k s›k “Dereler özgürdür, özgür kalacak” , “Ça¤layan özgür ça¤layacak”, “Ar›l› Vadisi bizimdir, bizim kalacak” sloganlar›n› hayk›rd›lar. Eylemde yap›lan aç›klamada yap›lan do¤a katliam›n›n vatan topraklar›n› yok etmek oldu¤unu, gerçeklefltirilmek istenen do¤a katliam›na izin vermeyeceklerini ve bu noktada gereken mücadeleyi vereceklerini belirttiler. Aç›klaman›n ard›ndan köylüler tulum eflli¤inde yöresel oyunlar oynanarak eylem sonland›r›ld›. (H. Merkezi)

Toprak Mermer Fabrikas› iflçileri haklar›n› al›ncaya kadar eylemlerini sürdürecek... Diyarbak›r Lice Toprak Mermer Fabrikas›’nda iflten ç›kar›lan ve alacaklar› ödenmeyen iflçiler, fabrika binas› önünde oturma eylemi yaparak, alacaklar›n›n ödenmesini istedi. DTP ‹lçe Örgütü’nün de destek ziyaretinde bulundu¤u eylemde, iflten ç›kar›lan iflçiler kap›lar› kapatarak girifl ç›k›fllara izin vermedi. Bunun üzerine fabrikan›n avukat› Kutbettin Odabafl› eylem yerine gelerek, iflçilerin eylemlerini sona erdirmelerini ve alacaklar›n› yak›n zamanda alacaklar›n› söyledi. ‹flçiler eylemden vazgeçmeyince, fabrikan›n ortaklar›ndan Erdo¤an Demirören iflçi temsilcisi Mahir Bozhan’› arayarak ödemeleri 4 taksitle yapacaklar›n› söyledi. Ancak

Lice’de iflten ç›kar›lan iflçiler oturma eylemi yapt› iflçiler buna kabul etmeyerek, bunun oyalama takti¤i oldu¤unu ifade etti. Yap›lan görüflmelerden sonuç al›namazken Odabafl› ve Mermer Ocaklar› Müdürü binadan ç›kmak istediler. Ancak iflçiler ç›k›fllar›na izin vermeyince gerginlik olufltu. Bunun üzerine fabrika idaresi jandarmay› ça¤›rd›. Jandarma ile iflçiler aras›nda yap›lan görüflmede eylemin fabrika önünde sürdürülmesine karar verildi. Burada bir süre oturma eylemlerini sürdüren eylemci iflçiler, haklar›n› al›ncaya kadar eylemlerini sürdüreceklerini belirttiler ve 13 Nisan günü aileleri ve Liceliler ile birlikte yeni bir eylem yapt›lar. (H. Merkezi)

venlik Bakan› Faruk Çelik’in slikozis hastalar›n›n zaten emeklilik hakk›n›n oldu¤u yönünde yan›lt›c› bir aç›klama yapt›¤›n› söyledi. Birçok iflçinin kot kumlama sektöründe çal›flt›klar›n› ispatlamak için mahkeme kap›lar›nda ömür tüketti¤ini vurgulayan Göksu, iflçilerin yüzde 95’ten fazlas›n›n sigortas›z çal›flt›r›ld›¤›n› belirtti. Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤›’n›n iflçilerin hak ettikleri oranda haklar›n› tan›yan bir yasal idari düzenlemenin yap›lmas› gerekti¤ini dile getiren Göksu, “Sa¤l›k Bakanl›¤›’n› bu ad›m›ndan sonra yap›lmas› gereken, kot kumlama iflinde flu ana dek çal›flm›fl olanlar›n tümünü gö¤üs hastal›klar› merkezlerine ulaflmas›n› sa¤layacak bir kampanya düzenlemesidir” diye konufltu. Prof. Dr Zeki K›l›çaslan ise kum püskürtmenin yaln›zca kot kumlamada kullan›l-

¤›n› hat›rlatt›. Toros Gübre Fabrikas›’nda 6. kez greve gittiklerine dikkat çeken Alaybeyo¤lu, patronla görüflmelere 15 Aral›k’ta bafllad›klar›n›, görüflmelerin ikinci oturumunun ise 8 Ocak’ta yap›ld›¤›n› belirtti ve son yap›lan görüflmelerde de patronun kendilerine, Ceyhan ve Mersin’deki 2 iflletme için ayr› ayr› sözleflme yap›lmas›, kapsam maddelerindeki s›n›rlamalar›n kald›r›lmas› ve kriz döneminde 2 y›ll›k süreç içinde s›f›r zam önerisinde bulundu¤unu ekledi.

mad›¤›n›, birçok alanda kullan›ld›¤›n› bu alanlarda da yasaklanmas› gerekti¤ini ifade ederek, “Slikozis hastas› olmak için y›llarca çal›flmak gerekmiyor. Bu hastal›¤a yakalanmak için 2-3 ay çal›flmak yeter” dedi. (‹stanbul)

Halk sa¤l›¤› ilaç tekellerinin insaf›na terk ediliyor! SSGSS kapsam›nda gerçeklefltirilen sa¤marketlerde ilaç sat›fl› özlemi yaflad›¤›n› bel›kta y›k›m sald›r›lar›n›n ard› arkas› kesilmilirterek, bu uygulama ile birlikte, baz› ilaçlayor. Halk›n sa¤l›¤›yla oynamaya dönük sa¤r›n geri ödeme kapsam›ndan ç›kar›laca¤›n› l›kta y›k›m sald›r›lar›n›n sonuncusu ise, kimi ve sosyal güvenlik hakk› bulunan hastalara ma¤azalarda reçetesiz ilaç sat›lmas› olarak da parayla sat›laca¤›n› vurgulad›. ortaya ç›kt›. Reçetesiz ilaç sat›lmas›na onay Alio¤lu yapt›¤› konuflmada ayr›ca, veren yaklafl›m ise, “OTC, yani tezbir kez daha sistegah üstü ilaç, min kendi yandafllaolarak tabir edir›na yeni kâr alanlalen bu ilaçlar›n r› açma giriflimlesat›fl›, promosrinden birini daha yon ve reklam gözler önüne serdi. faaliyetleri ile AKP’li Cüneyt pompalanacak, Zapsu’nun a¤abeyi fiyatlar sürekli Aziz Zapsu’ya ait olarak artacakma¤azalar zinciri t›r” diyerek, par“For You” ma¤alak reklamlarla ilaç zalar›nda reçetesiz kullan›m›n›n özenilaç sat›lmaya baflladirilece¤ini, böylenaca¤›na dair yafla- ‹stanbul Eczac›lar Odas› üyele- ce eczac› sorumlulunan geliflmeler, ‹s- ri, For You’n›n Kad›köy ve fiifl- ¤unun ortadan kaltanbul Eczac›lar li’de bulunan ma¤azalar› önün- kaca¤›n› belirtti. Odas›’n›n protes- de eflzamanl› eylemler yapt›. AKP hükümetitolar›na sahne oldu. nin uygulad›¤› Sa¤l›k‹stanbul Eczac›ta Dönüflüm Progralar Odas› üyeleri, For You’nun Kad›köy ve m› ile sa¤l›k alan›nda ortaya ç›kan talana da fiiflli’de bulunan ma¤azalar› önünde eflzadikkat çeken Alio¤lu, son alt› y›lda sa¤l›k manl› eylemler yaparak, hem yetkilileri hem harcamalar›n›n art›¤›n› hat›rlatarak “Bir ülde sa¤l›¤› ile oynanan halk› uyard›. kede ilaç harcamalar›n›n artmas›, 4 Nisan’da yap›lan eylemlerde yap›lan sa¤l›k sisteminin ifllemedi¤inin, kötüaç›klamalarda, öncelikle hiçbir yasal dayanaye gitti¤inin en önemli iflaretidir” dedi. ¤› olmayan bu ma¤azalar›n nas›l ve hangi ‹stanbul Eczac›lar Odas› üyeleri, fiiflli’de yetkiye dayanarak ilaç sataca¤› soruldu ve bulunan For You ma¤azas› önünde de bir ilaç tekellerine karfl› mücadele edilmesi geeylem yapt›lar. Eczac›lar burada da reçeterekti¤i vurguland›. siz ilaç sat›lmas› giriflimlerini protesto edeKad›köy’de bulunan For You ma¤azas› rek, halk› ve yetkilileri uyard›lar ve bu duönünde yap›lan aç›klamada söz alan, ‹stanrumun engellenmemesi halinde, alanlara bul Eczac› Odas› Genel Sekreteri Ceç›karak mücadelelerini sürdüreceklerini nep Sar› Alio¤lu, ilaç tekellerinin y›llard›r söylediler. (Kartal)

Mersin Toros Tar›m’da 246 iflçi greve bafllad› Tekfen Holding bünyesindeki Toros Tar›m ‹flletmeleri’ne ait Mersin ve Ceyhan fabrikalar› patronu ile Türk-‹fl aras›nda bafllayan toplu görüflmelerden sonuç al›namamas› üzerine fabrika çal›flanlar› 246 iflçi greve bafllad›. Mersin Toros Gübre Fabrikas› önünde toplanan iflçiler fabrika kap›s›na “Bu iflyerinde grev var” pankart›n› asarak greve bafllad›klar›n› duyurdu. Konuya iliflkin aç›klama yapan Petrol-‹fl Sendikas› Mersin fiube Baflkan› Adil Alaybeyo¤lu, 1980 sonras› bu iflyerinde 5 grev yafland›-

Kriz ile giderek artan zamlar yoksullu¤u da beraberinde getirirken üretim içinde geçim s›k›nt›s› yaflayan köylünün üretimdeki beklentileri de suya düfltü. Ürün yetifltirme fiyatlar›ndaki art›fl, hal sat›fl fiyat›ndaki düflüfl ve pazarda üreticiye sunulan yüksek miktar köylünün nas›l bir hengâme içinde kald›¤›n› gözler önüne sermektedir. Manisa’n›n Turgutlu ilçesine ba¤l› Musacal› köyündeki köylülerin üretimdeki çektikleri s›k›nt›lar krizle ile birlikte artmas› ve üretemeyecek duruma gelmeleri ile birlikte tüm köylüler s›k›nt›lar›n› dile getirdiler. Köylülerden üzüm üreticisi olan Hamit Zeybet tüm köyün toplam mazot borcunun 1 trilyona ulaflt›¤›n›, ürettiklerinden hiçbir kazanç sa¤layamad›klar›n› ve tüm bu borçlar içinde kar›n toklu¤una köle gibi çal›flt›klar›n› belirtti. (H. Merkezi)

Kendileri aç›s›ndan da ücret ve kapsam maddelerinin çok önemli oldu¤una vurgu yapan Alaybeyo¤lu, flunlar› kaydetti: “Bu grev, Türkiye’nin en hakl› ve meflru grevidir. Hiç kimsenin bu greve söz söyleme hakk› olamaz.” Petrol-‹fl Sendikas› Genel Sekreteri Mustafa Çavdar ise, dünyada ve Türkiye’de bir kriz yafland›¤›n›n inkar edilemeyece¤ini belirterek, krizi bahane ederek iflçi s›n›f›n›n kazan›mlar›n› yok etmeye çal›flanlar›n oldu¤unu söyledi. (Mersin)


‹flçi-köylü 6

Denge Azadi

17-30 Nisan 2009

Kürt co¤rafyas›ndaki seçim sonuçlar› üzerine Yerel seçim sonuçlar›n› hazmedemeyen devlet ve burjuva-feodal partiler Kürt düflmanl›¤›nda ortaklafl›yor. Yerel seçimler bitti. Ama tart›flmalar, itirazlar, ölümle sonuçlanan kavgalar ve dahas› seçim sonuçlar›n›n yaratt›¤› yank›lar bütün h›z›yla devam ediyor. Ve hiç flüphesiz tart›flmalar›n esas olarak odakland›¤› nokta Kürt illerindeki sonuçlar. Görünen o ki; baz› Kürt illerinde sand›ktan ç›kan sonuçlar egemenleri çok rahats›z etmifltir. Hükümet sözcülerinin flu aç›klamalar› bir öfkenin de¤il, sistemin gerçek düflüncelerinin özlü bir ifadesidir; “Her parti bu konuyu kendi aç›s›ndan de¤erlendirecek, ama ortaya ç›kan tabloya bakt›¤›m›zda seçim sonuçlar›, oylar›n partilere ve bölgelere da¤›l›m› ve partilerin oylar›n›n yo¤unlaflt›¤› bölgelere bakt›¤›m›zda ortaya ç›kan sonuçlar›n bir de partiler üstü ve

stratejik bir bak›fl ile de¤erlendirilmesini önemsiyoruz.” Devamla, “Türkiye’nin belirli bir bölgesinde DTP’den baflka parti kalmad›. I¤d›r’› da ald›lar, yani Ermenistan s›n›r›ndalar. AKP o bölgede sadece Mardin’i kazand›. Tamam Ankara’y› ald›k diye sevinebiliriz, CHP de ‹zmir’i ald›k diye övünebilir. Ama bu kutlaman›n Türkiye’nin güvenlik aç›s›ndan sorunlu bölgesine yard›m› olmaz. Oraya ayr›ca dikkatle bakmak gerekir.” ‹flte TC demokrasisi(!) Yasal bir partinin ald›¤› oy oran›ndan hareketle ortaya ç›kar›lan sonuçlar ve belirlenen görevler... Kald› ki, bu düflünceler yaln›z bir zata ait düflünceler de¤ildir. Nitekim Genelkurmay sözcüsü de, Kürt illerinde ortaya ç›kan

seçim sonuçlar›na dair kendisine yöneltilen bir soruya flu yan›t› veriyor; “Seçim de¤erlendirmesini yapamay›z, ama bu, bölgede ortaya ç›kan sonuçlar üzerinde düflünmemize de engel de¤ildir.” Tüm bunlar, Kürt halk›n›n iradesini yok sayma, ›rkç›-floven politikalarda ›srar›n resmi niteli¤indedir. “Partiler üstü yaklafl›m”, “Ermenistan s›n›r›ndalar” yaklafl›m› baflta Kürt halk› olmak üzere, Erme-

Amara’da intikam sald›r›s› ‹stanbul’dan Diyarbak›r’a, Hakkâri’den Mersin’e kadar 15 bini aflk›n kifli Abdullah Öcalan’›n do¤um gününü kutlamak için gittikleri Urfa’n›n Suruç ilçesi’nin Aligör Beldesi’nden 4 Nisan günü Amara’ya (Ömerli) do¤ru yola ç›kt›. Amara yürüyüflünün 6. y›l›nda da Amara’ya 20 kilometre kala asker ve Özel Harekât

katliamla organize bir intikam al›nd›¤›n› göstermifl oldu.

Katiller hesap verecek! PKK lideri Abdullah Öcalan’›n 60. do¤um dünü nedeniyle Urfa’n›n Halfeti ilçesinin Amara köyüne düzenlenen yürüyüfle polisin ve askerin

Yo¤un olarak gaz bombas›n›n da at›ld›¤› sald›r›da

Dicle Üniversitesi’nde 3 günlük boykot

60 kifli çeflitli yerlerinden kafatas› parçalanan Mustafa Da¤ (27) ve Mahsum Karao¤lan (21) kurtar›lamad›.

Timleri taraf›ndan yollara barikatlar kurularak, girifle izin verilmeyece¤i aç›kland›. Her y›l yap›lan kutlamalar öncesi bölgeye yo¤un askeri y›¤›nak yapan TC bu y›l ald›¤› “güvenlik” önlemleriyle yine bir katliam yapt›. Amara giriflinde tepelere kalasl›, coplu, gaz bombal› tam teçhizatl› silahlar›yla askerlerle, akrep ve panzer tipi araçlar konumland›r›ld›. Araçlardan inen 15 bine yak›n kifli ise kurulan barikat›n ön taraf›ndan Demokratik Konfederalizm bayraklar›yla ve Öcalan posterleri ile PKK bayraklar›yla yerini ald›. Kitlenin duruflu ve cesareti karfl›s›nda, zaten önceden emirlerini alm›fl olan kolluk güçleri genç-yafll›, kad›n-çocuk demeden sald›r›ya geçti. Yo¤un olarak gaz bombas›n›n da at›ld›¤› sald›r›da 60 kifli çeflitli yerlerinden yaralan›rken, kafatas› parçalanan Mustafa Da¤ (27) ve Mahsun Karao¤lan (21) yaflam›n› yitirdi. Devletin yerel seçimlerde almay› hedefledi¤i tüm bölgelerde DTP’nin birinci parti ç›kmas›n›n nedenini “çözemeyen” AKP cephesinden “tehlikeli” gidiflata dair yap›lan aç›klamalar, Genelkurmay Baflkanl›¤›’n›n “bölge seçimlerini de¤erlendirece¤iz” aç›klamalar›n›n ard›ndan yap›lan

s›ras›nda “HPG cepheye misillemeye”, “Gençler cepheye misillemeye”, “fiehid nam›r›n”, “Mahsun yoldafl ölümsüzdür”, “Ey flehid reyate reyamaye”, “Kürdistan faflizme mezar olacak”, “Vur gerilla vur, Kürdistan’› kur” sloganlar› at›ld›. Cenazenin, yak›lan a¤›tlarla birlikte defnedilmesinden sonra Selahattin Demirtafl bir konuflma yapt›. Demirtafl konuflmas›na “Bu yap›lanlar Kürt halk›na yaklafl›mlar›nda bir de¤ifliklik olmad›¤›n› gösteriyor” dedi.

sald›r›s› sonras› iki kifli yaflam›n› yitirmifl ve çok say›da kifli de yaralanm›flt›. Adeta kan kusmak için orada bulunan faflist güçler bir vahfletin plan›n› ad›m ad›m hayata geçirmifltir. Yürüyüfle kat›lan bir anan›n anlat›mlar›n› aktar›yoruz; “Biz köye do¤ru giderken jandarma yolumuzu sadece bir kez kesti ve kimlik kontrolü yapt›ktan sonra ‘size iyi e¤lenceler’deyip yolu açt›. Bunlar›n sald›racaklar› önceden belliydi ve ak›llar›nca da bizle alay ettiler.” Askerlerin sald›r›s› sonras› yaflam›n› yitiren Mahsun Karao¤lan ve Mustafa Da¤’›n cenazesi ertesi gün memleketleri Suruç ve Ergani’de topra¤a verildi. Dicle Üniversitesi Matematik Bölümü 3. s›n›f ö¤rencisi ve ayn› zamanda Ö¤renci Derne¤i faaliyetçisi olan Mahsun Karao¤lan’›n cenazesi sabah saatlerinde Amed’e getirildi ve konvoy eflli¤inde Ergani’ye götürüldü. Baflta ailesi olmak üzere, yoldafllar›, arkadafllar› ve tüm duyarl› Amed halk› Mahsun’u son yolculu¤una u¤urlarken zor anlar yaflad›. Ergani halk› sald›r›y› k›namak için kepenklerinin tamam›n› kapatm›flt›. Kitlesel bir flekilde mezarl›¤a yürüyen kitlenin düflmana olan h›nc› da¤ gibi büyümüfltü adeta. Yürüyüfl

Mahsun Karao¤lan’› anmak ve sald›r›y› k›namak için, Dicle Üniversitesi’nde 3 günlük boykot gerçeklefltirildi. Boykotun ilk günü ö¤rencilere sald›ran polis çok say›da arkadafl›m›z› darp ve hakaret ederek gözalt›na ald›. “Okumuyorsan›z, da¤a ç›k›n” diyen polisin acizli¤i tehditlerinde gizliydi. Gözalt›lar›n ard›ndan bir bas›n aç›klamas› düzenlendi. Sald›r›n›n k›namas›n›n yap›ld›¤› aç›klama sonras› ö¤renciler DTP il binas› önündeki bas›n aç›klamas›na kat›lmak üzere topluca il binas›na geçtiler. DTP il örgütlülü¤ünün yapt›¤› aç›klamada sald›r›lar k›nand› ve böylesi bir süreçte sa¤duyulu olunmas› istendi. Üniversitede boykot ikinci gün de devam etti. ‹lk güne oranla daha kitlesel ve organizeli olan boykot, bütün dersliklerin boflalt›lmaya bafllamas›yla devam etti. Uzun yürüyüfllerin yap›ld›¤› ve gür sloganlar›n at›ld›¤› eylem daha sonra Fen-Edebiyat Fakültesi önünde saat 11.00’de yap›lan bas›n aç›klamas›yla devam etti. Burada bir konuflma yapan Aysel Tu¤luk; “Hepiniz birer Mahsun’sunuz” dedi. Boykot üçüncü gün de devam etti. Polisin özellikle üniversite gençli¤i üzerindeki bask›s› sürüyor. Yap›lan boykotu kabul edemeyen polis ve Rektörlük iflbirli¤i içerisinde hareket ederek ö¤renciler üzerinde adeta bir terör estirmeye çal›fl›yor. Gözalt›lar yer yer devam ediyor. Onlarca ö¤renci gözalt›na al›nm›fl durumda. 10 Nisan Cuma günü mahkemeye ç›kar›lan on bir arkadafl›m›z “örgüt üyeli¤i, örgüt propagandas› yapmak ve e¤itim-ö¤retimi engellemek” iddias›yla tutukland›. (Amed ‹K okurlar›)

ni ve di¤er az›nl›k milliyetlere mensup halk›m›za karfl› duyulan düflmanl›¤›n itiraf›d›r. Erdo¤an’›n bir Kürt ilindeki flu sözleri, yukar›daki anlay›flla ayn›d›r. “Biz ne dedik? Tek millet dedik, tek devlet dedik, tek bayrak dedik. Buna karfl› ç›kan›n Türkiye’de yeri yok. Buyursun istedi¤i yere gitsin.” Bunun özlüce ifadesi: “Ya sev, ya terk et”tir. Erdo¤an’›n bu özlü aç›klamalar›na, baz› Kürt illerinde flu özlü yan›t verildi:

“Evet, tek parti, o da DTP. Bizi yok sayarak, ›rkç›-floven yaklafl›mlarla, ikiyüzlü politikalarla bizim sorunumuzu çözemezsiniz.” Afla¤›daki sonuçlar da bunu gösteriyor. Örne¤in, 2007 genel seçimlerine göre AKP’nin oylar› Diyarbak›r’da yüzde 40’dan yüzde 31’e, Batman’da yüzde 46’dan yüzde 34’e, Van’da yüzde 53’den yüzde 36’ya, Siirt’te yüzde 49’dan yüzde 45’e, A¤r›’da yüzde 63’den yüzde 39’a indi. fiu bir gerçek ki, AKP hiçbir dönem Kürt sorununu çözmek için çaba sarf etmedi. AKP’nin tüm politikalar›n›n temelinde Kürt topraklar›nda Kürt kimli¤ine dayal› politika yapan legal-illegal tüm Kürt kurumlar›n›n önünü kesmek, güçlerini zay›flatmak siyaseti yat›yordu. Söylem düzeyindeki farkl›l›klar, Irak Kürdistan›’ndaki Kürt partilerine karfl› izlenen politikalar bu anlay›fl›n ürünüydü. Yani, AKP her zaman devletin durdu¤u yerde durdu ve onun çizdi¤i s›n›rlar içinde siyaset yapt›. Bugün sözünü

ettikleri “aç›l›mlar”, yani muhatab›n› hiçe sayan, “siz istedi¤iniz için de¤il, ben istedi¤im için yap›yorum” politikas›n›n arkas›nda devlet duruyor.

‹mha ve inkara devam… Seçimin hemen ard›ndan imha ve inkar siyaseti h›z›ndan hiçbir fley kaybetmedi. Erdo¤an ve boyal› bas›n› flimdiden Kürt illerindeki seçmenin bask› alt›nda oldu¤u propagandas›n› yapmaya bafllad›. Erdo¤an bu düflüncesini yurtd›fl›nda kat›ld›¤› bir toplant›da da gündeme getirdi. Yani, halk›n iradesine sayg› göstermek yerine, onu bofla ç›karmak, ona gölge düflürmek peflinde. Tabii ki sald›r›lar yaln›z bununla s›n›rl› de¤il. Roj TV’nin kapat›lmas› için NATO toplant›s›nda sözde de olsa ortaya konulan “dayatmac›” tutum ve yine A. Öcalan’›n 60. do¤um gününü kutlamak için Amara’ya giden DTP’lilere dönük yap›lan sald›r› ve iki DTP’linin katledilmesi ve onlarca partilinin yaralanmas›, TC ve Erdo¤an hükümetinin hangi yolu izleyece¤i konusunda veriler sunuyor.

Newroz kutlayan ö¤ren -

14 y›ll›k hasret

cilere jandarma sald›r›s›

mezarl›kta son buldu

20 Mart Cuma günü Sar›gazi Mehmetçik Lisesi’nde Yeni Demokrat Gençlik, Yurtsever Gençlik, DGH ve SGD’nin ça¤r›s›yla okul bahçesinde toplanan 100’ü aflk›n liseli, ö¤le aras›nda okul bahçesinde Newroz’u kutlamak istedi. Newroz kutlamas›na izin veren okul müdürü sonras›nda ise etkinli¤e izin vermeyece¤ini söyledi. Liselilerin kutlama için getirdi¤i davul ve zurna okula sokulmad›. Bunun üzerine liseliler yasaklamay› ›sl›klar ve sloganlarla protesto etti. Okul müdürünün ve yard›mc›lar›n›n tehditlerine ra¤men liseliler, “Newroz piroz be” slogan› eflli¤inde halaylar çekti. Okul bahçesinde toplanan ö¤renciler davul zurna ve sloganlar eflli¤inde yürüyüfle geçti. Yürüyüflün bafllang›c›ndan itibaren jandarma sürekli tacizde bulundu, siren çald›. Bafl›ndan beri provokasyon yaratmaya çal›flan jandarma liselilere coplarla sald›rd›. Ö¤rencilerin da¤›lmamas› üzerine askerler rastgele atefl etmeye bafllad›. Jandarma Munzur Kültür Derne¤i’nin önünde eylemi izleyen dernek üyesi bir kifliyi ve 5 liseliyi gözalt›na ald›.

Okulda Kürtçe daya¤› ‹stanbul Esenyurt Örnek ‹lkö¤retim Okulu’nda okuyan 8. s›n›f ö¤rencisi Kadir Karada¤, 8 Nisan’da s›n›fta Kürtçe flark› söylemek istedi¤i için ö¤retmeninden dayak yedi. Ö¤retmen daya¤›na maruz kalan Kadir Karada¤, arkadafllar› ile Bixwrîne flark›s›n› söylemek için s›n›f ö¤retmeni Ayfle Kök’ten izin istedi. “Ben sana Kürtçeyi gösterece¤im” diyen ö¤retmen Karada¤’› tokatlad›. Yerine geçmek isteyen ö¤rencisini ensesinden çekerek süveterini y›rtan ö¤retmenden kaçmak isteyen Karada¤ ö¤retmeni taraf›ndan bo¤ulmaya çal›fl›ld›. Yumruklarla dövmeye devam etti¤i 13 yafl›ndaki çocu¤un duda¤›n› patlatt›ktan sonra kafas›n› duvara vuran ö¤retmen bununla da yetinmeyerek yere düfltü¤ü için kalkmaya çal›flan ö¤rencinin kafas›n› bu kez de s›n›f kap›s›na vurdu. Hastaneden darp raporu alan Karada¤’›n ailesine okulun yapt›¤› tek aç›klama ise “Alt› üstü bir tokat olabilir özür dilesin, kapat›n gitsin. Okulu deflifre etmeye gerek yok” cevab› oldu. (H. Merkezi)

fioreflgere flehidan namirin! Bahar aylar›n›n gelmesi gerillan›n hareketlili¤ini kolaylaflt›r›rken askeri operasyonlar›n da önünü aç›yor. Geçti¤imiz hafta Diyarbak›r-Dicle bölgesinde bafllayan yo¤un askeri operasyonlar hala devam ederken, Hakkâri fiemdinli’ye ba¤l› Bêlgatê ve Xapuflkê k›rsal›nda yürütülen operasyonlarda bir HPG gerillas› katledildi. 6 Nisan 2009 tarihinde Bêlgatê ve Xapuflkê k›rsal›nda akflam saatlerinde operasyona ç›kan askerlerle HPG’liler aras›nda saatler süren çat›flman›n

Silopi’de J‹TEM elamanlar› taraf›ndan 1995’de kaç›r›lan ve kendisinden bir daha haber al›nmayan Hasan Ergul’un ailesi, 14 y›l aradan sonra çocuklar›n›n cesedine ulaflt›. Ergul’un a¤abeyi, J‹TEM eleman› Abdülkadir Aygan’›n Hasan Ergul’un öldürülüflüne iliflkin “Hasan isimli Silopili bir flah›s, Kortik Köyü’nden olmas› gerekir. J‹TEM’de çal›flan ve maddi durumu iyi olan, ismi Cindi soyad› Acut veya Acet olan ‘Koçero’ lakapl› kifli, Hasan adl› kifliyi alarak, Silopi timine götürdü. Ard›ndan Diyarbak›r timine, sonra da Elaz›¤ timine götürülen Hasan öldürüldü. Burada da cesedi çuval içerisine konularak Hazar Gölü’ne at›ld›” bilgilerini dikkate alarak Elaz›¤ merkeze ba¤l› Cevizdere Köyü’ne giderek burada bizzat köy muhtar› ve köylülerle görüfltü. Yap›lan bu araflt›rmada köylüler, o dönem iki cesedin bulundu¤unu bir cesedi ise torban›n içerisinde bulduklar›n› anlatt›. Köylülerin anlatt›¤› tarihler ile Aygan’›n söyledi¤i tarihler birbirine uyunca a¤abey Ato Ergul, ulaflt›¤› sonuçlar üzerine bu defa da ‹HD Diyarbak›r fiubesi’ne ba¤l› iki avukat ile birlikte 8 Nisan’da Elaz›¤ Cumhuriyet Baflsavc›l›¤›’na baflvurdu. Bir sonuca ulafl›lmad›¤› için kapanan dosyada bulunan foto¤raf›ndan kardeflini teflhis eden Ato Ergul tam sonucun al›nmas› için DNA testinin sonuçlar›n› bekliyor.

ard›ndan bölge ablukaya al›nd›. fiehit düflen gerilla ise operasyon sonras›nda fiemdinli Devlet Hastanesi morguna kald›r›ld›. Azar Gernas kod adl› gerillan›n Mardin Savur ‹lçesi’ne ba¤l› Yeflilalan Beldesi’ne kay›tl› Ayetullah Esen oldu¤u belirlendi. Ailesi 9 Nisan 2009 günü fiemdinli Savc›l›¤›’na cenazesini almak için baflvurdu. Cenazeyi hastaneden alan 150 kifli ad›na bir konuflma yapan DTP fiemdinli ‹lçe Baflkan› Emrullah Öztürk, A¤r› ve Amara’da yaflanan sald›r›lar› k›nad›. Daha sonra halka teflekkür eden Esen’in kardefli Hüsnü Esen “Ayettulah, Kürt halk›n›n flehidi olmufltur” dedi. Esen’in cenazesi Devlet Hastanesi’nden al›nd›ktan sonra kitle, Esen ailesine ilçe d›fl›na kadar “‹ntikam intikam”, “TC flafl›rma bizi da¤a tafl›rma”, “fiehit namirin” sloganlar›yla yürüyerek efllik etti. Esen’in naafl› ayn› gün Mardin’in Savur ‹lçesi’ne ba¤l› Yeflilalan Mezarl›¤›’na götürülerek defnedildi. (H. Merkezi)


‹flçi-köylü 7

Halk›n gündemi

17-30 Nisan 2009

Galatasaray’day›z 211. kez Yavrumun kemiklerini verin, eflimin mezar›n› bileyim, annemin-babam›n katillerini aç›klay›n, katiller yarg›lans›n diyen kay›p yak›nlar› 211. haftada yine Galatasaray’da bulufltu. Her hafta bir kiflinin kaybedilme öyküsünün anlat›ld›¤› oturma eyleminde bu kez Kenan Bilgin anlat›ld›.

Asit kuyular›ndan, ölüm tarlalar›ndan insan kemikleri ç›k›yor. J‹TEM cellâtlar› insanlar› nas›l öldürüp gömdüklerini krokilerle anlat›yor. Buna ra¤men “kaybedilen”lerin bulunmas›na yönelik ciddi bir arama çal›flmas› bafllat›lm›yor. Hükümet

bu durumu görmezden geliyor, analar›n 盤l›klar›n› duymuyor, bilinen katilleri aç›klam›yor. Analar, efller, çocuklar, torunlarsa her Cumartesi ayn› taleplerle alanlara ç›k›yor. Yavrumun kemiklerini verin, eflimin mezar›n› bileyim, annemin-babam›n katillerini aç›klay›n, katiller yarg›lans›n diyen kay›p yak›nlar› 211. haftada yine Galatasaray’da bulufltu. Her hafta bir kiflinin kaybedilme öyküsünün anlat›ld›¤› oturma eyleminde bu kez Kenan Bilgin anlat›ld›. 12 Eylül 1994 tarihinde Ankara otobüs dura¤›nda TMfi polislerince gözalt›na al›nan Bilgin’i 9 kifli TMfi’de gördü. Bilgin ailesinin evini telefonla aray›p kendisinin polis oldu¤unu söyleyen bir kifli, Bilgin’in kardefline, Kenan Bilgin’in a¤›r iflkenceler s›-

ras›nda rahats›zland›¤›n›, tedavi edilmek üzere Gölbafl› Polis Tesisleri’nde bulunan hastaneye götürüldü¤ünü, ancak ölmesi üzerine Gölbafl›’nda araziye gömüldü¤ünü söyledi. Tan›klara ra¤men Bilgin ailesinin ve ‹HD’nin tüm kurumlara yapt›¤› baflvurular sonuçsuz kald›. Bilgin ailesi A‹HM’e tafl›d›¤› davay› kazand›. Davaya bakan Ankara Cumhuriyet Baflsavc›s› Selahattin Kemalo¤lu, A‹HM yarg›çlar›na verdi¤i ifadede “Kenan Bilgin’in gözalt›na al›n›p kaybedildi¤ine inand›¤›n›, olay›n faillerini bulmak için çok u¤raflt›¤›n›, fakat karfl›s›na bir duvar dikildi¤ini” söyledi. O duvar› ören dönemin Ankara Emniyet Müdürü Orhan Taflanlar, Emniyet Genel Müdürü Meh-

K›r›klar

TAYDDER’den aç›klama Konak Eski Sümerbank önünde bir araya gelen TAYDDER üyeleri, hapishanelerdeki sorunlara dikkat çekmek için bir bas›n aç›klamas› yapt›. TAYDDER Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Canan Uçar, yapt›¤› aç›klamada hapishanelerde hukuk d›fl› uygulamalar›n devam etti¤ini belirterek, bu uygulamalardan vazgeçilmesini istedi. Uçar, hapishanelerin varl›k nedenlerinin d›fl›nda amaçlara hizmet ederek, tutuklu ve hükümlüleri sindirmek, gözda¤› vermek gibi hukuka ayk›r› uygulamalara hizmet etti¤ini söyledi. Tüm hapishanelerden TAYDDER’e yap›lan baflvurularda tutsaklar›n onurlar›na, inançlar›na ve dayan›flmas›n› k›rmaya yönelik uygulamalar›n dikkat çekti¤ini ifade eden Uçar, bu uygulamalardan en önemlilerinden birinin Kürtçe yasa¤› oldu¤unu belirterek, “Bugün devlet kendi resmi

Tarsus’ta YDG okurlar› tutukland› Süleyman Rüya ve Selçuk ܤüten isimli YDG’liler 19 Mart 2009 tarihinde yolda yürürken polis taraf›ndan, gözleri ba¤lanarak gözalt›na al›nd›. YDG’lilerin eylem haz›rl›¤›nda oldu¤unu iddia eden polis, bu kiflilerin evlerini de basarak ailelerine hakaret etti. YDG’lilere iddialar› kabul etmeleri için iflkence yap›ld›¤› ö¤renildi. Aramalar s›ras›nda Süleyman Rüya’n›n babas›n›n çakma¤›n› doldurmak için ald›¤› çakmak gaz› bile, bomba yap›m›nda kullan›ld›¤› iddias› ile polisler taraf›ndan al›nd›. Savc›l›¤a ç›kar›lan Süleyman Rüya Adliyeden ç›karken “‹nsanl›k onuru iflkenceyi yenecek” slogan›n› hayk›rarak yap›lan iflkenceyi protesto etti. Rüya ve ܤüten tutuklanarak

ESP temsilcisi tutukland› Son süreçte giderek artan gözalt› ve tutuklamalar›n ard› arkas› kesilmiyor. 9 Nisan Perflembe günü Beyo¤lu’nda bulun ESP temsilcili¤i önünde hiçbir gerekçe gösterilmeden ESP ‹stanbul Temsilcisi Ersin Sedefo¤lu gözalt›na al›nd›. Sedefo¤lu’nun 10 Mart’ta ESP ve At›l›m çal›flanlar›na yönelik gerçekleflen gözalt›lar çerçevesinde gözalt›na al›nd›¤› aç›kland›. Sedefo¤lu’nun gözalt›na al›nmas›ndan sonra savc›l›k karar› ile temsilcikte usulsüz arama gerçekleflmifltir. ‹ki günlük gözalt› süresinden sonra savc›l›¤a ç›kar›lan Sedefo¤lu ESP il temsilcili¤inde bulundu¤u iddia edilen baz› belgeler gerekçe gösterilerek tutukland›. (‹stanbul)

Sansürün start› verildi

Hapishanesi’nde bask›lar art›yor

kanal›nda Kürtçe konufluyor, ancak cezaevlerinde tutuklu ve hükümlülerin Kürtçe konuflmas› yasak” dedi. Art›k hapishanelerde tutsaklar›n nas›l yürüyece¤ine, nas›l duraca¤›na hatta nas›l yataca¤›na bile kar›fl›lmaya baflland›¤›n› belirten Uçar, özellikle K›r›klar F Tipi Hapishanesi’nden kendilerine yap›lan baflvurulardan örnekler verdi. Uçar, “‹zmir K›r›klar F Tipi Cezaevi’nde kalan 3 Kürt tutuklunun kald›¤› odada tutuklular›n elleri cebinde oldu¤u gerekçesiyle taciz edilmifl, yerlerde sürüklenerek darp edilmifltir. Yine ayn› cezaevinde duvar›nda kedi ve kaplumba¤a resmi olan tutuklulara 12 ile 15 gün aras›nda de¤iflen hücre cezalar› verilmifltir. Birçok cezaevinde hala tutuklu ve hükümlülerin tedavisi dahi yap›lm›yor” diye konufltu. (‹zmir)

Tarsus Kapal› Hapishanesi’ne konuldu. (Mersin)

met A¤ar, ‹çiflleri Bakan› Nahit Mentefle, Baflbakan Tansu Çiller’den baflkas› de¤ildi. Oturma eyleminde Bilgin’in kardefli ‹rfan Bilgin kay›p yak›nlar›n›n yürüttü¤ü mücadele sonucunda kay›p say›s›n›n azald›¤›n›, mücadelenin yükseltilmesiyle de tüm kay›plara ulafl›labilece¤ini belirtti. Cezmi Ersöz’ün Cumartesi Anneleri için yazd›¤› metni okumas›n›n ard›ndan bas›n aç›klamas›n› okuyan tiyatro sanatç›s› Jülide Kural, bu topraklarda kaybedilmifl onlarca insan›n kimli¤inin bilindi¤ini söyledi. (‹stanbul)

‹HD ‹zmir fiubesi, K›r›klar 2 No’lu F Tipi Hapishanesi’ne yeni atanan müdür Necmi Üçler’in tutsaklar üzerinde bask› uygulad›¤› iddialar›na dikkat çekti. Toplant›ya ‹HD ‹zmir fiube yöneticilerinin yan›s›ra kan kanseri hükümlü Abdulsamet Çelik’in ailesi de kat›ld›. Toplant›da konuflan ‹HD ‹zmir fiube Yöneticisi Mihriban Karakaya, ‹zmir K›r›klar 2 No’lu F Tipi Kapal› Hapishanesi’ne yeni atanan Necmi Üçler’in tutuklular üzerinde onur k›r›c› uygulamalar› hayata geçirdi¤i yönündeki iddialara dikkat çekerek, “Göreve yeni atanan müdürler, geçmiflte kazan›lan haklar› gasp ederek yeni uygulamalar bafllatm›flt›r. Odalara as›lan takvimler,

kaplumba¤a ve bebek resimleri nedeniyle hücre cezalar› veriliyor. Aramalarda elleri cebinde olan veya bereyle bulunan tutuklu ve hükümlüler gardiyanlar taraf›ndan darp ediliyor veya disiplin cezalar› ile bask› alt›nda tutulmaya çal›fl›l›yor” dedi. Hapishanedeki tutsaklar›n bask› politikalar›na karfl›n insan haklar› savunucular›ndan yard›m talebinde bulundu¤unu ifade eden Karakaya, tüm demokrasi güçlerini konuyla ilgili duyarl›l›k göstermeye davet etti. Toplant›ya kat›lan kan kanseri hükümlü Abdulsamet Çelik’in annesi Halise Çelik de, o¤lunun 6 ay süreyle hijyen koflullar› dahi sa¤lanamayan bir hastane ko¤uflunda tedavi edilmeye zorland›¤›n› belirterek, bu koflullarda o¤lu Çelik’in daha fazla yaflayamayaca¤›n› dile getirdi. Çelik, o¤lunun derhal baflka bir hastaneye sevk edilmesi gerekti¤ini kaydederek, insan haklar› savunucular›ndan gerekli giriflimlerde bulunmas›n› talep etti. (‹zmir)

TUYAB tecridin son bulmas›n› istedi TUYAB, hapishanelerde artan hak ihlallerine dikkat çekerek, tecridin son bulmas›n› istedi. 10 Nisan günü Galatasaray Meydan›’nda bir araya gelen tutsak yak›nlar› hapishanelerde devam eden hak ihlallerine dikkat çekti. “Tecrit ve bask›lara son. ‹nsanl›k onuru iflkenceyi yenecek” yaz›l› pankart ve “Analar›n öfkesi katilleri bo¤acak”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma” dövizleri tafl›nan aç›klamada, TUYAB ad›na konuflan Ayten Özdo¤an, tecritin do¤al bir sonucu olarak keyfi uygulamalar, bask›lar, hak ihlalleri, insanl›k d›fl› uygulamalar, temel ihtiyaçlardan yoksun b›rakman›n tüm hapishanelerde yafland›¤›n› söyledi. Hasta tutsaklar›n tahliye edilmedi¤ini de belirten Özdo¤an, hapishanelerde son aylarda yaflanan hak ihlallerine iliflkin örnekler verdi. Özdo¤an, tecridin kald›r›lmas›n› ve tutsaklar›n tüm haklar›n›n koflulsuz sa¤lanmas›n› istedi. (‹stanbul)

Bas›na sansürün yasaklanmas›n›n üzerinden yaklafl›k 100 y›l geçmesine ra¤men sansür, toplatma kararlar›, yay›n yasaklar› halen devam ediyor. Halk›n gerçek ve özgür haber alma hakk›n›n gasp edildi¤i yeni bir sald›r› At›l›m Gazetesi’ne uyguland›. ‹stanbul 9. A¤›r Ceza Mahkemesi At›l›m gazetesinin 4 Nisan 2009 günü yay›mlanan son say›s› hakk›nda bir ay sansür karar› verdi. Gazetenin ba¤l› oldu¤u Varyos Yay›nc›l›k’a tebli¤ edilen karar ile At›l›m’›n son say›s›na el konulmas›, da¤›t›m ve sat›fl yasa¤› ile 1 ay yay›n durdurma karar› verildi. Mahkeme At›l›m Günlük Haber Bülteni’ne de eriflimin engellenmesine de karar verdi.

Kay›plar her yer de aran›yor! ❑ ANKARA ‹HD Ankara fiubesi, Yüksel Caddesi’nde ‹nsan Haklar› An›t› önünde gerçeklefltirdi¤i bu haftaki eylemi 1994 y›l›nda katledilen Sa¤l›k-Sen Diyarbak›r fiube Bafl-

kan› Necati Ayd›n’a adad›. “Kay›plar bulunsun, failleri yarg›lans›n” pankart›n›n aç›larak, kay›plar›n foto¤raflar›n›n tafl›nd›¤› eylemde, “Kay›plar bulunsun hesap sorulsun”, “Gün gelecek devran dönecek, darbeciler halka hesap verecek” sloganlar› at›ld›. Grup ad›na aç›klamay› okuyan ‹HD fiube Baflkan› Gökçe Otlu, Türkiye’de say›s›z faili belli cinayetin ayd›nlat›lmay› bekledi¤ini vurgulayarak, devletin kendisi gibi düflünmeyen herkesi yok etti¤ini ve bunlardan birinin de sendika üyesi Necati Ayd›n oldu¤unu söyledi. SES Genel Baflkan› Bedriye Yorgun da, Ayd›n’›n 1994 y›l›nda mahkeme ç›k›fl›nda kendilerini polis olarak tan›tan J‹TEM elemanlar› taraf›ndan kaç›r›ld›¤›n› belirtti. Eylem 5 dakikal›k bir oturma eyleminin ard›ndan sona erdi.

❑ D‹YARBAKIR ‹HD Diyarbak›r fiubesi, Kofluyolu Park› Yaflam Hakk› An›t› önünde oturma eylemi yapt›. Eylemde, gözalt›nda kaybedilenlerin ve faili meçhul cinayete kurban gidenlerin foto¤raflar› tafl›narak, “Failler belli, kay›plar bulunsun” pankart› aç›ld›. Aç›klamadan önce ‹HD Diyarbak›r fiube Sekreteri Burhan Zorooro¤lu ve SES Diyarbak›r fiube Baflkan› Vahdettin K›l›ç konufltu. Aç›klaman›n ard›ndan yap›lan 5 dakikal›k oturma eyleminin ard›ndan eylem sona erdi.

❑ BATMAN ‹HD Batman fiubesi, Gülistan Caddesi’ndeki ‹nsan Haklar› An›t› önünde aç›klama yapt›. ‹HD fiube Baflkan› Osman Küntefl, gözalt›nda kay›plar›n ve faili meçhul cinayetlerin bir daha yaflanmamas› ve yaflananlar›n a盤a ç›kar›lmas› için vatandafllar›n ‹HD’ye baflvurmas›n› istedi. Bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan kitle, 5 dakikal›k oturma eylemi yapt›.

❑ ‹ZM‹R ‹HD ‹zmir fiubesi Konak Eski Sümerbank önünde eylem yapt›. Eylemde faili meçhul cinayete kurban gidenlerin foto¤raflar› tafl›narak, “‹nsanl›k onuru iflkenceyi yenecek” slogan›n› at›ld›. Bir konuflma yapan ‹HD ‹zmir fiube Yöneticisi Evrim Kubilay, birçok faili meçhul cinayetin alt›nda imzas› bulunan bu kirli ellerin a盤a ç›kart›lmas› gerekti¤ini ifade etti. Aç›klaman›n ard›ndan Kubilay, 1994 y›l›nda evinden gözalt›na al›narak kaybedilen Kas›m Alpsoy’un k›z›n›n babas›na yazd›¤› mektubu okudu. Aç›klama 5 dakikal›k oturma eyleminin ard›ndan sona erdirdi.

Bu sald›r›y› protesto eden At›l›m gazetesi, 6 Nisan 2009 tarihinde ‹HD ‹stanbul fiubesi’nde bir bas›n toplant›s› düzenledi. Toplant›ya çeflitli demokratik kitle örgüt temsilcileri de kat›larak destek verdi.

Azadiya Welat da kapat›ld› Son olarak Azadiya Welat’›n 11 Nisan tarihli say›s›n›n 1., 2., 3., 4. ve 6. sayfalar›nda bulunan yaz›lar›n örgüt propagandas› içerikli oldu¤u gerekçesi ile gazetenin yay›n› ‹stanbul 13. A¤›r Ceza Mahkemesi, taraf›ndan bir ay süreyle durduruldu.

(‹stanbul)

Tutsaklara Adliye ç›k›fl›nda jandarma sald›r›s› Tekirda¤ F Tipi Hapishanesi’nde tutuklu bulunan ve ‹stanbul’daki duruflmalar› için Befliktafl Adliyesi’ne getirilen tutsaklar Adliye ç›k›fl›nda asker taraf›ndan tartaklanarak araçlara bindirildi. Aralar›nda Azadiya Welat gazetesi çal›flan› Mehmet Emin Sumeli’nin de bulundu¤u yaklafl›k 15 kifli, 10 Nisan günü 10. A¤›r Ceza Mahkemesi’ndeki duruflmalar›na getirildi. Tutsaklar›n Adliye ç›k›fl›nda askerler taraf›ndan darp edilmesi ailelerin tepkisine neden oldu. Tartaklanarak araçlara bindirilen tutsaklar›n ring araçlar›nda da askerler taraf›ndan dövüldü¤ü gözlendi. Tutsaklar›n yak›nlar› da araçlar›n önünü keserek olaya tepki gösterdi. (‹stanbul)


‹flçi-köylü 8

Politika-gündem

17-30 Nisan 2009

“Referandum” kaybedildi,

imha-inkar sald›r›lar›na devam TC tarihinin en tart›flmal› seçimlerinden biri olarak da alg›lanmas› gereken 29 Mart Yerel Seçimleri, ayn› zamanda bittikten sonraki günlerde de en fazla gündemde olmay› sürdüren seçim olmaya aday. Seçimler, yerel seçim olma özelli¤ini tafl›sa da, bu süreçte Türkiye egemen s›n›flar›n›n varl›k-yokluk derecesinde ciddi bir s›nava tabii tutuldu¤unu söylemek abart›l› olmaz. Bu s›nav öncelikle de, Kürt ulusu ile Türk egemen s›n›flar› aras›nda yaflanan bir

s›navd›. Kürt Ulusal Hareketi’nin bu s›navda baflar›l› bir sonuç elde etti¤ini söylemek gerekiyor. Kürtler, ülke egemen s›n›flar›n›n ve de onlar›n bu dönemdeki temsilcisi AKP’nin, “Kürt aç›l›m›” ad› alt›ndaki bir dizi prati¤ini ellerinin tersiyle itmekle kalmay›p, kendilerine ra¤men, kendileri ad›na hayata geçirilmek istenen tüm uygulamalara, TRT fiefl ve bunlar

arac›l›¤›yla, devflirme temsiliyetlere ve de bir bütün olarak “kendi Kürdünü yaratma” politikalar›na, kör gözlerin-sa¤›r kulaklar›n bile duymaktan-görmezden gelemeyece¤i bir cevap verdi. Ne “sadaka” politikas› kapsam›nda da¤›t›lan eflyalar ne de yalan vaatler, Kürtlerin kendi temsilcilerini seçmelerini engelleyemedi. Erdo¤an’›n “illa da isterim” diye tutturdu¤u, baflta Diyarbak›r ve Dersim olmak üzere, çok say›da Kürt ili ve de bunlara ba¤l› ilçeler-

deki ço¤unluk belediyeler, büyük bölümü rekor düzeyde denecek oylarla DTP’nin oldu. Kürtlerin kendi yaflad›klar› bölgelerde belediyeleri almalar›n›n tarihi, HADEP’le girilen 1999 seçimlerinde 37 belediyeyi almalar›yla bafllad› denebilir. 2004 y›l›ndaki seçimlerde 57’ye ç›kan belediye say›s›, 2009 yerel seçimlerinde 99’a ç›karak, hayli yüksek bir baflar› grafi¤i izledi.

Kürtlerin “bize ve temsilcilerimize ra¤men, bizim ad›m›za politika yap›lmas›na izin vermeyece¤iz” olarak da okunmas› gereken son seçim sonuçlar›n›n, egemenler cephesinde ciddi bir panikleme yaratt›¤› ise kesin. Seçimlerin ard›ndan yaflanan geliflmeler de zaten, bu pani¤in ne kadar büyük oldu¤una iflaret etmekte.

Medya destekli referandum kaybedildi! Seçimlerin üzerinde, ülkenin dört bir yan›nda ortaya ç›kan flaibeler, hemen her yerde tepkilere ve itirazlara neden olurken, flaibenin en üst boyutlarda gündeme geldi¤i kimi Kürt illerinde, flaibeye karfl› ayaklanan Kürtlere dönük tepki de, haliyle seçimde al›nan yenilginin “ac›s›n› ç›kar›r” nitelikte olmakta. Seçim sonuçlar›na itirazlar›n sürdü¤ü günlerde, bir yandan DTP’lilere dönük, seçim sürecinde yap›lan Kürtçe konuflmalar ve “örgüt propagandas›” gibi gerekçelerle, gözalt› ve tutuklama terörüne baflvurulurken, seçimlere itiraz etmek için yap›lan eylemlere dönük azg›nca sald›r›lar gerçeklefltirilmekte. Bunun en belirgin ve en boyutlu örne¤i ise, A¤r› ve Hakkari’de seçim sonuçlar›na itiraz eden Kürt kitlesine dönük gerçeklefltirilen sald›r›lard›r. Bu sald›r›larda onlarca kifli gözalt›na al›narak tutukland›. Gözalt› teröründen, seçimler vesilesiyle bölgede bulunan 4 kiflilik Avrupal› heyet de nasibini ald›. Heyet ertesi gün serbest b›rak›ld›, ancak çektikleri foto¤raf ve kamera kay›tlar›na el konuldu.

‹mha-inkar sald›r›lar› devam ediyor Seçimlerin ard›ndan h›z verilen sald›r›lar, en baflta da imha-inkâr sald›r›lar› olarak sürüyor.

Faflist TSK, seçimleri izleyen günlerde, baflta Lice, Hani ve Genç üçgeni olmak üzere, Dersim bölgesini de içine alan genifl bir alanda, kapsaml› bir askeri harekat bafllatm›fl bulunmakta. fi›rnak’› da içine alan imha operasyonlar›nda en son 4 HPG gerillas› flehit olurken, Kürt kaynaklar›, sald›r›larda yaflam›n› yitiren gerillalara iliflkin bilgilerin yan›s›ra, çok say›da askerin de öldü¤ü bilgisini aktarmakta. Gerillaya dönük gerçeklefltirilen bu imha-inkâr sald›r›lar›, Kürtlerin demokratik eylemlerine dönük sald›r›larla üst boyuta tafl›nmakta. Kürt illerindeki seçim sonuçlar›ndan, Kürtlerin lehine bir sonuç ç›kmas›, devletin ve de tüm uzant›lar›n›n Kürtlerin bu baflar›s›na, böylelikle tüm teslim alma politikalar›n›n bofla ç›kmas›na karfl› tahammülsüzlü¤ün ne boyutlara varabilece¤ini de gösterdi.

Seçim sonuçlar›, ›rkç›-floven dalgan›n eskiye oranla daha da yükseltilmesinin de zemini olarak görülmüfl olmal›. Bu yönlü ilk ç›k›fl çok geçmeden Bakan Hüseyin Çelik taraf›ndan gerçeklefltirildi. Çelik faflist kimli¤ine uygun bir aç›klama yaparak, Kürtlerin yerel seçim baflar›s›ndan duyulan rahats›zl›¤a da tercüman oldu. Kürtlerin kazand›klar› belediyelerle birlikte, “Ermenistan s›n›r›na dayand›klar›” yönlü aç›klamas›, asl›nda “münferit” de¤il, bir bütün olarak Türklefltirme politikas›n› varl›k-yokluk sorunu olarak gören devletin, ›rkç›-faflist zihniyetinin d›fla vurumuydu. Çelik’in verdi¤i “mesaj” en k›sa zamanda yerine ulaflt›. Ve ayn› günlerde, Abdullah Öcalan’›n do¤um günü vesilesiyle yap›lan “Amara Yürüyüflü” faflist kolluk güçlerinin

azg›nca sald›r›s›yla karfl›land›. PKK önderi Abdullah Öcalan’›n do¤um yeri olan Amara Köyü’ne giden kitleye yap›lan silahl› sald›r›da Mustafa Da¤ ve Mahsum Karao¤lan yaflam›n› yitirdi. Polisin sald›r›s› sadece eyleme kat›lan kitleyi de¤il, Kürt halk›n›n oylar›yla seçilen milletvekillerini de hedef ald›. Birecik Devlet Hastanesi’ne giden DTP Batman Milletvekili Ayla Akat Ata, milletvekili kimli¤ine bak›lmaks›z›n, polislerin coplu sald›r›s›na u¤rad›. Irkç›-floven dalgan›n k›sa sürede bat› illerinde de yükselifle geçti¤inin somut göstergelerinden biri de, Çanakkale’de Kürt gençlere dönük linç giriflimi oldu. Kürtlere dönük sald›r›lar, polise tafl atan çocuklara a¤›r cezalar ya¤d›r›larak devam ederken, Kürt bas›n› da sald›r›lardan nasibini almay› sürdürüyor. Yay›n hayat›na yeni bafllayan Özgür Mezopotamya Gazetesi, 31 ölüm kuyusunun yerini gösteren haberden dolay›, 11 Nisan’da kapat›ld›. Bu kapatma ise, Kürtlere dönük sald›r›lar kapsam›nda olman›n yan›s›ra, kay›plar› bulma ad›na yap›lan sözde operasyon ve kaz›lar›n asl›nda bir aldatmacadan ibaret oldu¤unu da bir kez daha göstermekte. Son dönemde yaflanan tüm bu geliflmeler, faflist TC’nin Kürtlere dönük imha-inkar-asimilasyon sald›r›lar›n› daha da boyutland›rarak sürdürece¤ine iflaret etmekte. Bu sald›r›larda en büyük deste¤i ABD emperyalizminden almaya devam edece¤i ise, Irak Kürdistan›’nda yap›lan, konferans vb. giriflimlerin yan›s›ra, Obama’n›n ziyareti s›ras›nda verdi¤i “PKK’ye karfl› ortak mücadele” sözünden de anlafl›lmaktad›r. Kürt Ulusal Haraketi’ni teslim olmaya zorlama temelinde hayata geçirilen bu giriflimlere gereken yan›t› ise, seçimlerde oldu¤u gibi, yine Kürt ulusu verecektir!

Halk› kendi cebinden tedavi olmaya mecbur k›lan bir di¤er uygulama ise “sevk zinciri” uygulamas›d›r. Buna göre; kifli, ilk olarak Aile Hekimli¤i veya sa¤l›k oca¤›, sonra devlet hastaneleri, sonra, daha büyük hastaneler olmak üzere basamaklara ayr›l›yor. Bu basamaklara uymak zorunlu k›l›n›yor. Aile Hekimli¤i’ne baflvurmadan, devlet hastanesine veya büyük hastanelere baflvuranlar tüm masraflar› kendi cebinden karfl›lamak zorunda b›rak›l›yor. IMF ve DB’nin dayatmas› sonucu 2007 Genel Seçimi öncesi Meclis’te kabul edilen SSGSS, “sa¤l›kta büyük reform, devrim” safsatas›yla Ekim 2008’de yürürlü¤e girmiflti. Bu “büyük devrimin” özünü “sa¤l›¤› dünyan›n her taraf›nda oldu¤u gibi piyasaya açmak zorunday›z ve biz aç›yoruz” diyerek ifade eden Erdo¤an, SSGSS’nin bir sa¤l›k hizmeti olmad›¤›n› da itiraf etmifltir. Çünkü sa¤l›¤› piyasaya açmak demek, ülkenin 15 milyar dolarl›k sa¤l›k hizmetleri “pazar›n›”, ilaç ve t›bbi malzemeler satan çokuluslu flirketlerin hizmetine açmak demektir. Nitekim SSK, Ba¤Kur, Emekli Sand›¤›’n›n Sa¤l›k Bakanl›¤›’na devredilip, özel sektörün önündeki engelin kald›-

r›lmas› ve kamu kurulufllar›ndan hizmet almas› sa¤land›. Doktorlar›n baflka hastanelerde muayene yapmas›n›n önü aç›ld›. T›p merkezlerinin hastaneye dönüfltürülmesi gibi ad›mlar at›ld›. Böylece sa¤l›ktaki dönüflümle, kapitalist kâra dönüflümün amaçland›¤› a盤a ç›km›fl oldu. Baflka bir deyiflle hastaneler ticarethaneye, doktorlar tüccara, hastalar müflteriye dönüflmektedir. SSGSS’nin üzerinde yükseldi¤i temel de budur. Bu nedenledir ki SSGSS; her ne kadar “koruyucu melek” misali propagandas› yap›lm›fl olsa da, halka, sa¤l›k hizmeti tafl›maktan çok, halk›n cebindeki paray› çalan ve sa¤l›k hakk›n› elinden alan sistemdir. Sistem, sömürücü egemenlerin sistemidir ve sömürü-kâr üzerine kuruludur. Mevcut sistemin bu karakteristik özelli¤i, ona kâr elde edebilece¤i tüm alanlarda sömürü çark›n› kurmas›n› emreder. Bugün sa¤l›kta “sosyal devlet” eliyle yap›lan da budur. En temel insani hak olan sa¤l›k hakk› sömürü alan›na dönüfltürülüyor. Yerel seçimler sonras› uygulamaya konulan dönüflüm programlar›n›n yan›s›ra halk› hiç de te¤et geçmeyen kriz sayesinde yoksullara ölüm kap›s› iflaret ediliyor.

Irkç›-floven dalga, yeni katliamlarla yükseltiliyor

Sa¤l›k sand›kta kilitli kald› Geçti¤imiz Mart ay›nda “T›p Bayram›” vesilesiyle sa¤l›k alan›nda yaflanan sorunlar gündeme tafl›nd›. Çeflitli kurum ve sendikalar›n ortak düzenledikleri yürüyüfl ve bas›n aç›klamalar› ile, AKP hükümetinin sa¤l›k alan›ndaki politikalar› protesto edildi. Yerel seçimler sonras› “Sa¤l›kta Dönüflüm Program›” çerçevesinde ad›mlar›n h›z kazanaca¤›na, hastanelerin birer ticarethaneye dönüfltürülece¤ine, halk›n sa¤l›k güvencesinin elinden al›naca¤›na dikkat çekildi. Sa¤l›k alan›ndaki yap›sal sorunlar›n “giderilmesi” kapsam›nda at›lan ad›mlar›n, sorunlar›n halk›n ç›kar›na dönük çözümünden çok, egemen s›n›flar›n kâr›n› art›rmaya dönük oldu¤u gözler önüne serildi. Bir dönüm noktas› olarak hayata geçirilen “Sa¤l›kta Dönüflüm Program›”n›n, emekçi halk ve sa¤l›k çal›flanlar› üzerindeki y›k›c› etkisi daha flimdiden artarak devam ediyor. “Herkese Sa¤l›k Sigortas›” yap›laca¤› iddias›nda bulunan sözde sosyal devletin bu iddias›n›n alt›n›n ne kadar bofl oldu¤unu göstermek için yaflananlara bakmak yetiyor. Prim ödeme sistemine ba¤lanan sa¤l›k hizmetleri, özellefltirme ad›mlar›yla da sa¤l›k hizmetinden ç›kar›l›yor. Ezilen emekçi halk›n kendi cebinden, bu “hizmetlerden” yararlanmas› zorunlu k›l›n›yor. Ekonomik krizin derinleflmesine paralel iflsizlik 盤 gibi büyüyor. Halk›n al›m gücü düflüyor. GSS (Genel Sa¤l›k Sigortas›) primini ödeyemeyen yüz binlerce insan, sa¤l›k güvencesini kaybediyor. ‹flten ç›kar›lmadan önce primini ödeyenler, iflten ç›kar›ld›ktan sonra devlet taraf›ndan 6-7 ay primi ödenirken, bu süreden sonra prim ödemesi kesiliyor. Böylece,

primini ödeyemeyenlerin hem kendisinin hem de ailesinin sa¤l›k güvencesi yok oluyor. fiu anda sa¤l›k güvencesini kaybetmifl 850 bin civar›nda insan›n bulundu¤u aktar›l›rken, bu say›n›n giderek artaca¤› da belirtiliyor. Kriz koflullar›nda, devlet (IMF faizlerinin ödenmesi ilk koflul olarak) “bütçeyi denklefltirmek” için birçok alana ayr›lan kaynaklar› k›s›tl›yor. Bu kapsamda GSS’ye ayr›lan kaynaklarda da k›s›tlamaya gidilerek, GSS’nin halk›n cebinden finanse edilmesi sa¤lan›yor. Emekçi halk›m›z gitti¤i hastanelerde katk› paylar› ödemek zorunda b›rak›l›yor. ‹zmir Dokuz Eylül Üniversite Hastanesi’nde kalp ameliyat› olmak için 1500 TL katk› pay› ödemek zorunda kalan bir hastan›n yaflad›klar› GSS’nin nas›l bir sa¤l›k sistemi oldu¤unu aç›kça gösteriyor. Bir yandan devlet taraf›ndan kaynaklar› k›s›tlanan GSS ile di¤er yandan IMF’nin yeni anlaflma için öne sürdü¤ü Yeflil Kartlar›n iptal edilmesinin kabul edilmesi vb. ezilen emekçi halk›m›z için sa¤l›k hakk›n›n tamam›yla yok edilmesi anlam›na geliyor. GSS gündeme geldi¤inden ve yasalaflt›¤›ndan bu yana kamuoyunda sürekli bir tepkiyle karfl›lanm›fl, AKP hükümeti genifl kat›l›mlarla protesto edilmiflti. Yerel seçimler öncesi GSS’de at›lmas› beklenen ad›mlar bir s›r gibi saklanm›fl, bilinçli bir politika ile yerel seçimler sonras›na b›rak›lm›flt›r. Bunun nedeni çok aç›kt›r ki, halk›n tepkisini çekerek oy kaybetmemektir. Seçim mitinglerinde sürekli “hizmetten” dem vuran AKP hükümeti, seçimlerden sonra sa¤l›k alan›nda yapaca¤› “hizmetler-

den” nedense hiç bahsetmemifltir. Yerel seçimlerden sonra, yani 1 Nisan’dan itibaren GSS’de uygulanmaya konulan “sa¤l›k hizmetleri” halka “paran yoksa hasta olma” demektedir. Bu uygulamalardan bir tanesi Aile Hekimli¤i’nin yayg›nlaflt›r›lmas›d›r. Kifliye ve çevreye koruyucu sa¤l›k hizmeti tafl›yan, nüfus oran›na göre örgütlenen, afl›lama ve salg›n hastal›klar›n önlenmesini, tedavisini ücretsiz yapan koruyucu sa¤l›k hizmetleri tasfiye ediliyor, yerine sadece kifliye dönük ve sadece tedavi hizmeti veren Aile Hekimli¤i getiriliyor. Bunun anlam› koruyucu sa¤l›k hizmetlerinde kifli bafl›na harcanan para bak›m›ndan OECD ülkeleri aras›nda en sonuncu olan ülkemizde 1. basamak sa¤l›k hizmetlerinin tasfiye edilmesidir. Uygulaman›n incileri bununla s›n›rl› kalm›yor. Mesela ayn› branfltaki doktora 10 gün içinde ikinci kez baflvuruldu¤unda tüm masraflar hasta taraf›ndan karfl›lanacak. Paran kadar sa¤l›k hizmeti anlay›fl› sonucu hasta ile doktor daha çok karfl› karfl›ya getirilirken, sa¤l›k sistemindeki sorunlardan sorumlu tutulan hekimler ve sa¤l›k çal›flanlar›na yönelik fliddet de her geçen gün art›yor. Uygulaman›n di¤er bir ad›m› ise, doktorlar› daha donan›ms›z, yetersiz ve ücra köflelerdeki üniversite hastanelerine süren ve y›ld›rma politikas› olan rotasyondur. Bu uygulama ile doktorlar üniversite hastanelerinden b›kt›r›l›p, özel sektöre mecbur k›l›nmak isteniyor. Böylece bir taraftan doktorlar›n özel sektörde çal›flmas› sa¤lan›rken, halk›n da özel sektörde muayene olmas› dayat›l›yor.


‹flçi-köylü 9

Politika-gündem

17-30 Nisan 2009

Ülkenin gerçek efendisini hat›rlad›k ABD Baflkan› Obama göreve geliflinin ard›ndan yurtd›fl›na yapt›¤› ilk diplomatik gezinde Avrupa turunun son halkas› olarak Türkiye’ye de geldi. Medyan›n yo¤un propagandas› sonucu Obama’y› dakikas› dakikas›na takip ettik, hakk›nda övgü yar›fl›na giren onlarca “fikir erbab›n›n” söylemleriyle zehirlendik. Bush döneminde yap›lan anketlerde ABD karfl›tl›¤›nda dünyada birinci s›ralarda olan ülkemizde Obama’dan beklenti içinde olanlar›n % 52 oran›nda ç›kmas› da Amerikanc› medyada büyük bir coflku ile kutland›.

fl›nda ittifaklar politikas› yeniden öne ç›kacakt›r. Bush dönemindeki tek yanl› müdahaleleri tercih eden ve ittifaklara önem vermeyen yaklafl›m›n iflas etmesi karfl›s›nda müttefikleriyle iliflkilerini yeniden s›klaflt›rmay›, rakip devletlerle diplomatik görüflmelere daha fazla önem vermeyi Obama yönetimi tercih edecektir. “Yeni Dünya Düzeni” ve “de¤iflim” sözlerinin alt›nda ABD emperyalizminin ç›karlar› do¤rultusunda diplomasiye daha fazla önem verme ve müttefik ve yar›-sömürge devletleri sürece daha fazla katma hedefi bulunmaktad›r.

Obama Türkiye ziyareti öncesinde ‹ngiltere’deki G-20 ve NATO zirvesine de kat›lm›fl ve söylemleriyle dünya çap›nda ilgiyi üzerine çekmiflti. Özellikle yeni dönemde ABD emperyalizminin “d›fl politikas›ndaki olas› de¤iflimlerle” ilgili olarak sözleri büyük bir dikkatle incelenmiflti.

Bu yaklafl›m Obama’ya has bir tercih de de¤ildir. Bush yönetiminin son döneminde de diplomatik bask› öne ç›km›flt›r. Daha öncesinde ‹ran’› aç›ktan tehdit ederken son dönemde görüflmelerin altyap›s›n›n haz›rlanmas› buna örnektir. Obama, Bush’un son döneminde at›lan ad›mlar› takip etmektedir. Bu yaklafl›m›n hayat bulmas›nda küresel ekonomik krizin belirleyici bir etkisi olmufltur. Emperyalistkapitalist sistemin krizinin ve yaratt›¤› devasa sorunlar›n en güçlü emperyalist devlet olan ABD’nin gücünü de aflmas› ve tek bafllar›na bu sorunlarla bafl edilemeyece¤inin anlafl›lmas› bir yandan emperyalist-kapitalist sistemin kendi içinde güç mücadelesinin keskinleflmesine kaynakl›k etmekte di¤er yandan da asgari ortak temelde koordineli flekilde hareket etmelerini flart koflmaktad›r.

Ancak bu sözlerden anlafl›laca¤› üzere ABD’nin temel d›fl politikas›ndan sapma say›labilecek bir yaklafl›m mevcut de¤ildir. Bush döneminde izlenen siyasi hat devam ettirilecektir. “Teröre karfl› savafl” ad› alt›nda askeri sald›rganl›¤›n merkezine Afganistan al›nacak ve Pakistan da bu çember içine kat›lacakt›r. Irak’ta ABD’nin kukla rejiminin ülkeyi yönetebilecek düzeye getirilmesine paralel iflgalci askerlerin önemli bir k›sm› Irak’tan çekilecektir. K. Kore ve ‹ran gibi ABD’nin hedefindeki devletlerin kontrol alt›nda tutulmas› ve hareket alanlar›n›n k›s›tlanmas› ve ‹srail’in desteklenmesi konular›nda temel politikalar sürecektir.

OBAMA’NIN YEN‹ DÜNYA DÜZEN‹ Ancak söylemlerde ve taktiklerde belirgin de¤iflimlerin oldu¤u da nettir. Obama’da simgeleflen anlay›fl›n Bush dönemine nazaran hiçbir de¤iflim getirmeyece¤ini iddia etmek mümkün de¤ildir. Bu de¤iflimde ABD’de Demokrat Parti’nin ittifaklara ve uluslararas› örgütlere önem veren geleneksel yaklafl›m›n›n yan›s›ra küresel ekonomik krizin de önemli bir etkisi bulunmaktad›r. Özellikle G-20 toplant›s›nda ‹ngiltere Baflbakan› Brown ile birlikte IMF’nin yeniden yap›land›r›lmas› ve devlet harcamalar›n›n art›r›lmas› yönlü önerileri ses getirmifltir. Fransa ve Almanya’n›n ekonomik krize yönelik bu çözüm paketlerine karfl› ç›kmas›, Çin’in ise IMF’de daha fazla söz hakk› talep etmesi ve uluslararas› para sisteminde radikal bir de¤iflim istemesi karfl›s›nda Obama’n›n yaklafl›m› görüfl ayr›l›klar›n›n bir krize dönüflmesini engellemifl, ç›kar çat›flmalar› ileriye ertelenmifltir. Bu toplant›larda Obama’n›n yeni bir dünya düzeninden bahsetmesi ve ABD’nin hegemon rolünü yeniden üreterek farkl› ç›karlara sahip devletler aras›nda arabulucu rolü üstlenmesi ABD’nin yeni dönemdeki d›fl politikas› hakk›nda da bilgi vermektedir. Obama yönetiminde d›fl politika anlay›-

OBAMA, KÜRTLER‹N DOSTU MU DÜfiMANI MI? Obama’n›n Meclis’te yapt›¤› ve “Türkçe d›fl›nda bir dil” kullanmay› “tercih etti¤i” 20

MODEL ÜLKE Seçim döneminde iktidara geliflinin ilk 100 günü içerisinde Müslüman bir ülkeye ziyaret yapaca¤›n› duyuran Obama söz konusu ziyareti 6-7 Nisan tarihlerinde Türkiye’ye yapt›. Yo¤un güvenlik önlemleri ve Amerikanc› propaganda ile karfl›lanan Obama’n›n TC’nin d›fl politikas›nda rahats›zl›k yaratan sözleri dahi büyük bir “sempati” ile dinlendi, bu ifadeleri oldukça yumuflat›larak ve Obama’n›n turistik gezilerinin aras›nda s›k›flt›r›larak verildi. Obama için yaln›zca Amerikanc›l›¤›yla

dakikal›k konuflmas›nda TRT 6 aç›l›m›n› övdü ve az›nl›k haklar›ndan bahsederek Kürt ulusal sorununa gönderme yapt›. ABD’de siyahlara uygulanan ayr›mc›l›ktan ve siyahlar›n elde etti¤i haklardan bahsederek bir paralellik kurdu. Kürt ulusal mücadelesinin az›nl›k haklar›na indirgenmesini bir yana b›raksak dahi Obama’n›n Kürt ulusal sorununda halk›m›z›n ç›karlar› do¤rultusunda bir yaklafl›m sundu¤unu düflünmek mümkün müdür? TC ordusunu silahland›ran, NATO toplant›s›nda TC’yi öven, TC’nin AB’ye giriflini NATO’da savaflmas›yla benzefltiren Obama’n›n Kürt halk›na verdi¤i en net mesaj PKK’yi terörist olarak nitelendirmesi ve düflman› olarak

kendini y›llard›r kan›tlam›fl büyük medya seferber olmad›. Kitleyi manipüle etmede en iyi performanslar›ndan birini veren medyan›n yan›s›ra tüm devlet erkan› da haz›rolda efendilerine sayg›da kusur etmemek için ellerinden geleni yapt›. Hatta iç politikada burnundan k›l ald›rmayan ve Kürt ulusuna yönelik düflmanl›klar›n› DTP’li vekiller nedeniyle Meclis’i boykot ederek gösteren generaller de Obama’n›n konuflmas›ndan önce Meclis’te yerlerini ald›lar. Obama gezisi boyunca ABD emperyalizminin TC’ye yönelik 1950’lerden bu yana süregelen yaklafl›m›na uygun ifadeleri s›kça tekrarlad›. TC’nin mevcut gidiflat›n› övdü, yönetimine verdi¤i deste¤i gösterdi. AB’ye üyelik

rak “model ülke”den bahsetmesi medyay› bu sözlerin alt›nda yatan hikmeti anlamak için harekete geçirdi. Ancak bu ifade dahi Bush yönetimiyle Obama yönetimi aras›nda TC’ye yaklafl›m aras›nda esas olarak bir fark olmad›¤›n› göstermektedir. Bush döneminde Büyük Ortado¤u Projesi’nde ve Medeniyetler ‹ttifak› komedisinde eflbaflkan olarak TC’ye atfedilen rolle Obama’n›n beklentilerine verdi¤i ve ABD ile TC’nin toplumsal yap›lar› aras›ndaki benzerliklere yap›lan göndermeden anlafl›lan ayn›d›r. Ortado¤u, Kuzey Afrika, Kafkasya ve Orta Asya’y› kapsayan ABD’nin Büyük Ortado¤u bölgesinde TC’nin ABD emperyalizminin Truva at›ufla¤› olarak görevine devam edece¤idir. Bush döneminde TC’nin Müslümanl›¤›na vurgu yap›lmas› ile Obama’n›n laikli¤e vurgu yapmas› aras›nda özde bir fark yoktur; çünkü Obama bu ziyaretini Müslüman dünyaya Müslüman bir ülkeden seslenme f›rsat› olarak de¤erlendirmektedir. ABD, “yüzünü Bat›’ya dönen, laikli¤i benimseyen ve parlamenter demokrasinin bulundu¤u” faflist rejimi bölgeye örnek göstermekte, 1945’lerden bu yana desteklemektedir.

Obama’n›n gelifliyle bir kez daha bu ülkenin gerçek sahiplerini hat›rlad›k. Yaflam›n hiçbir yerinde söz sahibi olmayan ve sürekli afla¤›lanan biz ezilenler, Obama için nas›l da haz›rl›klar yap›ld›¤›n› gördük. Bir de geleneksel top at›fllar›n› yapmay›p da, efendiyi korkutmasayd›k herfley yeni sahibe daha uygun olacakt›!!! sürecini destekledi¤ini vurgulad›, K›br›s konusunda emperyalist çözümün gereklili¤inden bahsetti, TC’nin stratejik konumunun Ortado¤u ve Kafkaslar için önemine de¤indi! Ülkemizde sistemin iç kamuoyuna yönelik propagandas›n› yapt›¤› ancak ABD’nin böylesi bir vurgusunun olmad›¤› “stratejik ortakl›k” kavram›na Obama’n›n de¤inmemesi flafl›rt›c› de¤ildi ancak Obama’n›n yeni bir kavram türeterek “model ülke” kavram›n› dillendirmesi sistemin sözcülerine ve “düflünürlerine” oyalanacaklar› yeni bir oyun sunmufl oldu. Hatta bunun Bush dönemindeki TC’ye yönelik yaklafl›m›ndan farkl›l›k içerdi¤i ve TC’yi onurland›rd›¤› da iddia edildi. Bush döneminde D›fliflleri Bakan› Colin Powell’in gayr› resmi bir görüflmede TC’den Il›ml› ‹slam devleti olarak söz etmesi ülkemizde medyan›n aylarca konu üzerinde tart›flmas›na sebep olmufltu. Obama’n›n ise resmi ola-

ilan etmesidir. Gerillaya yönelik askeri operasyonlar› hakl› bulan, ulusal mücadeleyi ise birkaç hakla tasfiye etmeyi planlayan ABD emperyalizminin tasfiye plan› Obama yönetiminin deste¤i ile TC ve Barzani-Talabani iflbirli¤i ile hayata uygulanmaya çal›fl›lmaktad›r. Obama yönetimi Irak’tan çekilmeyi planlad›klar› bu dönemde kendilerini rahats›z eden gerillay› tehdit olmaktan ç›karmay› hedeflemekte, Ortado¤u’ya dönük politikalar›na hayat verirken bölgede etkin bir aktör olan PKK’yi kendini rahats›z edemeyen bir güce indirgemek istemekteler. Kürt ulusal meselesine bu yaklafl›m›yla Obama’n›n TC’nin uzun süredir hayata uygulamak için haz›rland›¤› gerillay› tasfiye çabalar›na tam destek verdi¤i aç›kt›r ve Obama’n›n salt derisinden kaynakl› Kürtlerin lehine bir durufl sergileme beklentisine girmek do¤ru tuza¤a düflmekle efl anlaml›d›r.

AFGAN‹STAN’A DAHA FAZLA ASKER Obama’n›n gündemleri aras›nda Afganistan’a TC’nin daha fazla asker göndermesi de yer almaktad›r. Halihaz›rda Afganistan’da 900 askeri olan TC’nin daha fazla asker göndermesi ve savafl bölgesinde daha aktif görev almas› ABD’nin beklentileri aras›ndad›r. Afganistan’da oldukça zor durumda olan ABD ve NATO güçlerinin ülkede kontrolü ellerinde tutamad›klar› ve büyük kay›plar

verdikleri aç›kça ifade edilmektedir. Obama’n›n seçim kampanyas›nda Irak savafl› karfl›tl›¤› da bu mant›k üzerinden yükselmifl, Obama Afganistan ve Pakistan dururken Irak’la u¤raflman›n yanl›fl bir tercih oldu¤unu, as›l savafl alan›n›n Afganistan olmas› gerekti¤ini savunmufltur. Obama’n›n TC’den Afganistan üzerine beklentileri yaln›zca asker göndermeyle s›n›rl› de¤ildir. Kazakistan’daki üssünü kapatmak zorunda kalan ABD’nin bölgeye yönelik sald›rganl›klar›nda TC topraklar›n› daha etkin kullanmak istedi¤i de bilinmektedir. Obama’n›n askeri aç›dan beklentileri aras›nda Irak da bulunmaktad›r. Irak’ta askerlerinin ihtiyaçlar›n›n % 70’ini Türkiye üzerinden karfl›layan ABD, Irak’tan çekilifli s›ras›nda da ülkemiz topraklar›n› kullanmak istemektedir. Bu iste¤e Erdo¤an’›n flimdiden olumlu yan›t verdi¤i de medyada yer alm›flt›r.

TC’N‹N ORTADO⁄U’DA ARTAN ROLÜ Obama TC’den model ülke olarak bahsederken ABD-TC aras› yar›-sömürge iliflki tarz›n›n bölgedeki di¤er ülkelere de örnek olmas› gerekti¤ini vurgulam›flt›r. Bununla beraber Ortado¤u’da onlarca sorun içinde hedeflerine varmada zorlanan ABD emperyalizminin TC’yi daha aktiflefltirmeye çal›flt›¤› da bilinmektedir. TC, ‹ran’la ABD aras›nda dolayl› görüflmeleri yürütmekte, ABD emperyalizminin yaklafl›m›n› iletmektedir. Bu temelde Abdullah Gül yak›n zamanda ‹ran’› ziyaret etmifltir. Yine TC Suriye-‹srail aras›ndaki görüflmelerde de arabuluculuk yapmaktad›r. TC’nin son dönemdeki Davos flovu ve ‹srail karfl›t› söylemleri sonucunda Arap ülkelerinde prestiji artt›¤› için Obama’n›n ‹srail-Filistin iliflkilerinde TC’nin öneminden bahsetmesi de dikkate de¤erdir. ABD emperyalizminin politikalar›ndan ç›kmayan TC’nin Filistin üzerinde artan sempatisini kullanarak ve dost görünerek ‹srail’in ç›karlar› do¤rultusunda politik bask› yapmas› mümkündür. Sonuç itibariyle, söylemde belirli de¤iflimlere karfl›n ABD emperyalizminin TC’ye yönelik yaklafl›m›nda özde bir farkl›l›k bulunmamaktad›r. Ülkemize ve bölgeye yönelik yeni sald›rganl›klar›n planlar› yap›lmakta ve TC’ye önümüzdeki döneme dair görevleri iletilmektedir. Bunun yan› s›ra bu gezi kamuoyunda diplerde gezinen ABD’nin prestijinin yeniden yükseltilmesinde ve Obama üzerinden sempati yarat›lmas›nda, bir halkla iliflkiler örne¤i olarak ele al›nm›fl ve etkili flekilde kullan›lm›flt›r.

Obama dünyan›n bir ucuna de¤il, tarihin çöplü¤üne gidecek! Obama 6 Nisan’da Ankara’ya, 7 Nisan’da ‹stanbul’a geldi. ‹stanbul’da ziyareti protesto için biraraya gelen BDSP, ÇHD, DHF, ESP, Halk Cephesi, Halkevleri, Kald›raç, Marksist Bak›fl, Odak, Partizan vd. kurumlar saat 12.30’da Galatasaray Lisesi önünde “Dünya halklar›n›n düflman›, Amerikan emperyalizminin yeni Baflkan› Obama, senin de ellerin kanl›d›r ülkemizden defol” yaz›l› pankart açt›. “Katil obama ülkemizden defol”, “Katil ABD Ortado¤u’dan defol”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma”, “Üsler sökülsün, ABD defolsun” sloganlar›n›n at›ld›¤› eylemde kitle ‹ngiliz-

ce ve Türkçe yaz›l› “Obama defol” dövizleri ile Liseden Taksim Tramvay dura¤›na do¤ru yürüyüfle geçti. ABD emperyalizminin Ortado¤u’da gerçeklefltirdi¤i katliam ve ya¤ma politikas›na karfl› hep bir a¤›zdan sloganlarla karfl› duruldu. Tramvay dura¤›nda bas›n aç›klamas›n› Demet fiahin okudu. Aç›klaman›n ard›ndan Beyo¤lu MHP ilçe teflkilat›nda bulunan bir grup faflist taraf›ndan sloganlar at›l›rken kitle “‹flte buras› faflist yuvas›” sloganlar› ile karfl›l›k verdi. Sloganlar›n ard›ndan marfllarla eylem son buldu. (‹stanbul)


‹flçi-köylü 10

Gö¤ün yar›s›

17-30 Nisan 2009

Onun da hayalleri vard›! Belki de her fley, zaman zaman gülüp dalga geçti¤imiz bir Türk filmi gibi bafllam›flt›. Ama ‹stanbul Etiler’de bir çöp konteyn›r›nda korkunç bir halde bulunan cesetle ac› bir flekilde sona erdi. 17 yafl›ndaki lise ö¤rencisi Münevver Karabulut, sevgilisi taraf›ndan öldürülmüfl ve çöp kutusuna at›lm›flt›. Aflç› bir baban›n ve ev kad›n› MS hastas› bir annenin k›z› olan Münevver, devlet okulunda okuyan ve hem üniversiteye dair hem de gelece¤ine dair hayalleri olan yüz binlerce genç kad›ndan biriydi. Bir kafede tan›flt›¤› Cem Garibo¤lu isimli gençle tan›flt›¤›nda hayat›nda önemli bir de¤iflim olmufltu ancak zengin o¤lan, genç yoksul k›z›n ölümsüz aflk› tiplemesi onlara uymad›. ‹liflkilerinin bafllamas›ndan 4 ay sonra Cem Garibo¤lu, Münevver’i (kimi iddialara göre iliflkiye girmek istememesi üzerine) öldürdü. Yaflam› ya da ölümü hakk›ndaki karar› verecek kadar sahiplenmiflti demek ki Cem onu. Bu arada Cem TMSF taraf›ndan el konulan Sümerbank’›n eski ortaklar›ndan, Burgaz Rak›’n›n flimdiki sahiplerinden Mehmet Nida Garibo¤lu ile 38 yafl›ndaki Makbule Tülay Garibo¤lu’nun dört çocu¤undan ikincisi. Ünlü ifladam› Hayyam Garibo¤lu’nun ye¤eni, emekli hâkim Kas›m Garibo¤lu’nun torunu. Yani öldürmek için yetki aileden geliyor ve yakalanmamas› da hiç flafl›rt›c› de¤il. Ama sadece bu kadar de¤ildi bu öykü. Münevver’in cesedinin çöp konteyn›r›nda bulunmas›n›n ard›ndan ailenin yaflad›¤› ac› ve

öfke, Cem Garibo¤lu’nun bir türlü bulunamay›fl› nedeniyle gittikçe art›yor. Üstelik, o¤ullar›n›n iflledi¤i cinayetin kal›nt›lar›n› temizleyen ve onu kaç›ran ailesinin derhal serbest b›rak›lmas› ise bu ac› ve öfkeyi bir kez daha katl›yor. Babas›n›n üzerindeki pantolonu da dahil befl katl› lüks evin her yan›nda silinmifl kan izleri ile Münevver’inkiler tutarken, anne ve baba Garibo¤lu gözalt›na al›nd›ktan hemen sonra serbest b›rak›ld›. Bolu’nun Mengen ilçesi Gökçesu Beldesine ba¤l› Kayabafl› Köyünden olan baba Süreyya Karabulut, k›z›n› kendi elleriyle topra¤a verirken bu iflin peflini b›rakmayaca¤›n› söylüyordu. Ve dedi¤i gibi yapt›, ancak cinayetten hemen sonra katil Cem Garibo¤-

lu’nun Ataköy Marina’dan bir yelkenliyle ortadan kayboldu¤u bilgisi d›fl›nda al›nan bir sonuç bulunmuyor. Bu durumlarda yani burjuvalar›n suçlar›n›n yarg›lanmas› konusunda devlete güvenmemek için yüzlerce neden say›labilecekken Münevver’in katili ve yard›mc›lar› konusunda da bir sonuç al›namayaca¤›n› görmek için kör olmak gerekir. Ancak bu yarg›n›n peflini b›rakmak anlam›na gelmez tabi ki. Ailesi ve Münevver’in dostlar› da bunun için çabal›yorlar. Vali Güler ise, ailesinin ve kamuoyunun duyarl›l›¤›n› anlad›¤›n› söyleyerek, katilin yakalanmas› için özel bir ekip kurduklar›n› aç›kl›yor. Konunun üzerinde hassasiyetle durmaktalarm›fl. Bu sözler üzerine Münevver’in babaannesinin söyledi¤i gibi “ilahi adalete” güvenmek daha “mant›kl›” ve “sonuç al›c›” geliyor insana(!)

“Özgürlü¤ünün son günleri” Münevver’in ailesi ve arkadafllar› bu cinayetin Emniyet’in tozlu raflar›na kald›r›lmamas› için ellerinden geleni yap›yorlar. En son katilin yakalanmas› için Münevver’in okulundan

Yorumsuz... cesedinin bulundu¤u Etiler’e kadar yürüyüfl gerçeklefltirdiler. Yürüyüfle kat›lanlar “Mele¤imiz rahat uyu”, “Katil Cem”, “Cem, özgürlü¤ün son günleri. Az kald›” yaz›l› dövizler tafl›d›lar. Daha sonra lisenin önünden Münevver Karabulut’un cesedinin bulundu¤u Etiler’e yürümek isteyen gruptakilere önce polis izin vermedi. Lisenin önüne gelen Münevver Karabulut’un babas› Süreyya Karabulut, ac›s›n›n çok büyük oldu¤unu söyledi. Baba Karabulut, “Yürümek önemli de¤il, önemli olan anmak. Sözün bitti¤i bir noktadan sonra hiçbir fley diyemem” dedi. Karabulut, daha sonra, lise önünde toplanan kalabal›k gruba seslenerek, Münevver’e ve kendilerine verdikleri destekten dolay› teflekkür etti. Süreyya Karabulut, daha sonra da k›z›n›n cesedinin bulundu¤u Etiler’deki olay yerine yürüyüfle geçti. Polisin izin vermedi¤i lise ö¤rencileri de daha sonra gruplar halinde baba Karabulut’a kat›ld›lar. Etiler’deki Dilek Y›ld›z› Sokak’a giden ö¤renciler ve vatandafllara, yoldan geçen araç sürücüleri de korna çalarak destek verdi. Münevver Karabulut’un parçalanm›fl cesedinin bulundu¤u ve bugün çiçeklerle süslenen çöp konteynerinin önüne gelen Süreyya Karabulut ile arkadafllar› konteynere çiçek b›rakt›lar. Süreyya Karabulut, bas›n mensuplar›na burada yapt›¤› aç›klamada, “suçlunun peflinde de¤il, suça ifltirak edenlerin peflinde oldu¤unu” ifade ederek, “Suça ifltirak eden insanlar nerede?” dedi.

* ‹zmir’in K›n›k ilçesinde bir lisede müdür yard›mc›s› olarak görev yapan kad›n ö¤retmen M.Y, okul müdürü hakk›nda kendisini darp etti¤i iddias›yla flikayette bulundu. E.S’nin kendisine yumruk att›¤›n› iddia eden M.Y olay›n müdür hakk›nda daha önce kaymakaml›¤a yapt›¤› bir flikayetten ötürü kaynakland›¤›n› ileri sürdü. * Kad›n cinayet davalar›nda tart›flma yaratacak bir mahkeme karar› daha. ‹zmir 1. A¤›r Ceza Mahkemesi, efli Serap Himmeto¤lu’nu 14 yafl›ndaki k›z›n›n gözleri önünde bo¤az›n› keserek öldüren Andan Himmeto¤lu’na, eflinin ölmeden önce kendisine etti¤i küfürü “a¤›r tahrik” indirimi sayd›. “Kasten tasarlayarak adam öldürmekten” a¤›rlaflt›r›lm›fl müebbet hapis cezas› ile yarg›lanan Himmeto¤lu, son duruflmas›nda verdi¤i ifadede eflinin kendisini aldatt›¤›ndan flüphelendi¤ini belirterek, kendisine küfür etti¤ini öne sürdü. Mahkeme küfür edilmesini “A¤›r tahrik” sayarak zanl› Himmeto¤lu’nun cezas›nda indirime gitti.

Pippa Bacca birinci y›l›nda…

8 Mart Dünya Kad›nlar Günü nedeniyle, dünya bar›fl›na katk›da bulunmak amac›yla ‹srail’in baflkenti Tel Aviv’e gitmek üzere ‹tal-

ya’dan yola ç›kan ve 31 Mart 2008 tarihinde Kocaeli’nin Gebze ‹lçesi’nde tecavüz edilerek öldürülen ‹talyan Sanatç› Pippa Bacca ölümünün birinci y›l›nda çeflitli etkinliklerle an›ld›. S›rt Çantam› Al›p Yola Düflmek ‹stiyorum Düfl Yola Do¤a Aktivistleri Grubu ve FOS‹L, Bacca için Kad›köy ‹skelesi’nden Ball›kayalar’a yürüdü. Gruptan Murat ‹rfan A¤cabey, Pippa Bacca olay›ndan herkesi oldu¤u gibi kendisini de sorumlu gördü¤ünü belirterek, Bacca’n›n yar›m kalm›fl yolculu¤unu tamamlamak ad›na bu yürüyüflü gerçeklefltirdiklerini söyledi. A¤cabey, “Pippa Bacca neden öldürüldü k›sm›na tak›lm›yorum. Onu öldüren kifliye de tak›lm›yorum. Sistemin onu niye öldürdü¤üne üzülüyorum. Burada suçlu aramak gerekirse kendimi suçlu görüyorum en baflta. Kendimden bafll›yorum” diye konufltu. A¤cabey, yürüyüflün öz olarak Pippa Bacca’ya tecavüz eden anlay›fla karfl› bir tepki ey-

BEKEV’li kad›nlara sald›r› 5 y›ld›r ‹zmir’in Buca semtinde kad›n çal›flmas› yürüten BEKEV’li (Buca Evka-1 Kad›n Kültür ve Dayan›flma Evi) kad›nlar Belediye’nin kendilerine gösterdi¤i yeni yerlerine tafl›nmak isterken, tafl›n›lacak mekan›n mahalle muhtarl›¤›na ait oldu¤unu söyleyen mahallenin yeni muhtar› Fuzuli Akcan ve çevresindeki kifliler taraf›ndan sald›r›ya u¤rad›. 2 Nisan günü BEKEV’in ofisini basan mahalle muhtar› Fuzuli Akçan ve beraberindeki 50 kiflilik grup derne¤in eflyalar›n› tahrip etmekle kalmad› BEKEV’li kad›nlara da sald›rd›. Yaflanan bu olay›n ard›ndan aç›klama yapan dernek baflkan› Haflime Akbak bu olay›n bile kad›na yönelik fliddetin boyutunun bir göstergesi oldu¤unu belirtti. Kad›nlar›n bugün art›k sadece aile içi fliddete maruz kalma-

“Toplumsal cinsiyet eflitli¤i için 4 ad›m”

Bir kamyon floförü beni kamyonuna almas›n›n sorun oldu¤unu düflünüp evine efliyle tan›flmaya ça¤›r›yor. Yol kenar›nda havuç toplayan mevsimlik iflçilerle sohbet ediyoruz. Seks iflçisi sananlar çeflitli tekliflerle geliyorlar. Ama çok ölçüsüz olduklar›n› söyleyemem. ‹letiflim kurarak as›l meseleyi anlat›yorsunuz.”

* Bitlis’in Tatvan ‹lçesi’ne ba¤l› K›y›düzü (K›zvak) Köyü’nde genç bir kad›n ekmek piflirdi¤i s›rada tand›ra düflerek yaflam›n› yitirdi. Edinilen bilgilere göre, Tatvan’a ba¤l› K›y›düzü ( K›zvak ) Köyü’nde ekmek yapmak için tand›r›n› yakan P.Ç. isimli genç kad›n ekmek piflirdi¤i s›rada dengesini kaybederek kafa üstü k›zg›n ateflin içine düfltüve hayat›n› kaybetti.

Bingöl Elmas kimdir? 1976 Erzurum do¤umlu. Samand›ra Lisesi, 1994, Marmara Üniversitesi ‹letiflim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü 1998 mezunu. 1998-2001 y›llar› aras›nda ulusal yay›n yapan çeflitli televizyon kurulufllar›nda muhabirlik ve haber programlar›nda yönetmen asistanl›¤› yapt›. Belgesel Sinemac›lar Birli¤i Üyesi. 2001 y›l›ndan beri Türkiye Belgesel Sinemac›lar Birli¤i’nde halkla iliflkiler ve ulusal-uluslararas› festival komitesi üyesi olarak çal›fl›yor.

“Tecavüz Kriz Merkezleri” kampanyas›

d›klar›n› söyleyen Akbak buna örnek olarak güpegündüz 50 kiflilik bir grupla, pervas›z küfürler eflli¤inde bas›lan BEKEV’i ve sald›r›ya u¤rayan dernek üye ve yöneticilerini gösterdi. Yaflanan sald›r› olay›ndan sonra BEKEV’li kad›nlar ve çeflitli kad›n örgütleri 3 Nisan 2009’da Buca Evka-1’de protesto amaçl› bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdi. Derne¤i basan muhtar Fuzuli Akçan da yap›lan eyleme kat›larak BEKEV’den özür diledi. Bas›n aç›klamas›nda konuflma yapan Haflime Akbak 5 y›ld›r kad›na yönelik fliddet, kad›n hareketi baflta olmak üzere hep kad›nlar için çal›flt›klar›n› söyleyerek toplumumuzda kad›nlar›n ezildi¤ini söyledi ve mücadelelerine devam edeceklerini belirtti. (‹zmir)

Selis Kad›n Derne¤i, “Toplumsal Cinsiyet Eflitli¤i ‹çin 4 Ad›m” projesi kapsam›nda Nisan ay› boyuncu 8 seminer düzenleyecek. Peyas, 500 evler, Sanayi ve Bar›fl mahallelerinde yaflayan 200 kifliye verilecek seminerlerde, toplumsal cinsiyet konusunda hem kad›nlar hem de erkekler bilgilendirilecek. Dernek yöneticisi Harika Pe-

lemi oldu¤unu söyledi. Yine yönetmen Bingöl Elmas da siyah gelinlikle Pippa’n›n kald›¤› yerden yürüyüflüne devam etti. Bir yandan yolculu¤u kameraya kaydeden Elmas Bianet’e verdi¤i röportajda, “Etraf› savafllarla çevrili bir ülkede yaflayan biri olarak bar›fl hepimiz için gerekli, ayn› flekilde insanlara güvenmek de öyle. Bacca’n›n bu iki mesaj› beni yola ç›kard›” diye konufltu. Bacca’dan en son haber al›nan yerden yani Gebze’den bafllad›¤› yolculukta Ankara, Nevflehir, Ni¤de, Adana, Avanos ve son olarak Antakya’ya giden Elmas; “Yad›rgan›yorsunuz. Önce ne oldu¤unu anlam›yorlar. Bir k›sm› yolda çal›flan kad›n, seks iflçisi san›yor di¤eri deli oldu¤umu düflünüyor. 92 yafl›ndaki teyze biz oradan geçerken telefon edecek kimsesi olmad›¤› için bizi evine ça¤›r›yor. Sohbet ediyoruz. Pazarc›lar evlerine dönmek üzereyken kamyonlar›na al›yor, memleket gündemi konufluyoruz. Kendi hikayelerini anlat›yorlar.

Cinsel fiiddete Karfl› Kad›n Platformu, cinsel fliddete u¤rayan kad›nlara destek vermek amac›yla “Tecavüz Kriz Merkezleri” kurulmas› kampanyas› bafllatt›. Kampanyan›n hedefi kriz merkezlerini Meclis gündemine getirebilmek. Kampanya yürütücülerinden Esen Özdemir, tecavüze cinsel fliddete karfl› mücadele etmek istediklerini söyledi. Amargi ile koordineli bir çal›flma yürüttüklerini belirten Özdemir, bu süre içinde cinsel fliddete, taciz ve tecavüze karfl› neler yap›labilece¤ini tart›flt›klar›n› söyledi. Kampanyaya iliflkin mahallelerde kitle örgütleri ile birlikte forumlar düzenleyeceklerini vurgulad›. Özdemir, ayr›ca tecavüz konulu tiyatro oyunu haz›rl›¤› içerisinde olduklar›n› belirte-

ker, projenin amac›n›n hem Türkiye hem de Diyarbak›r’da yayg›n toplumsal cinsiyet eflitli¤i konusunda fark›ndal›k yaratmak oldu¤unu belirterek, “Özellikle göç alm›fl ve toplumsal cinsiyet eflitsizli¤inin yayg›n oldu¤u bölgelerde hem erkeklere hem de kad›nlara yönelik seminerler düzenleyece¤iz. Her mahallede 25 kad›n, 25 erkek olmak üzere toplam 200 kifliye e¤i-

rek, “Medyada, cinsel fliddetin pornografik bir flekil yer almamas› için kad›n köfle yazarlar› ile bir araya gelip bunu tart›flaca¤›z. Ayr›ca avukatlar, psikologlar, jinekologlar ve adli t›p uzmanlar› ile birlikte tecavüz kriz merkezlerinin Türkiye’de yasal olarak taleplerimizin oluflmas› ile ilgili çal›flaca¤›z” dedi. Kampanyan›n 25 Kas›m Kad›na Yönelik fiiddete Hay›r Günü’ne kadar sürece¤ini belirten Özdemir, Türkiye’de kad›nlar›n tecavüze u¤rad›ktan sonra polis karakolu ve savc›l›¤a gitti¤ini rapor almak için Adli T›p’a gitmek zorunda kald›klar›n› hat›rlatt› ve “Kad›nlar buralarda karfl›laflt›klar› erkek tav›rlarla ve sorgulamalarla tecavüzün daha beterini yafl›yorlar. Tecavüz kriz merkezleri oldu¤unda kad›nlar tek bir yere baflvuracaklar. Baz›

tim seminerleri verece¤iz” dedi. Seminerlerde, namus, kad›n katliamlar› ve kad›na yönelik fliddet konular›n› da iflleyeceklerini kayadan Peker, “Çünkü kad›n genellikle geri toplumsal de¤er yarg›lar›yla de¤erlendiriliyor. Eve kapal› ve kentsel sosyalleflme olanaklar›ndan yoksun bir yaflam sürdürmek zorunda kal›yor. Yaflam› sadece ev iflleri ve çocuk bak›m› ile

yerlerde kad›nlar›n ifadesi al›nd›¤›nda hemflireler ve kad›n örgütlerinde çal›flan bir kad›n bulunuyor olacak. ‹kinci bir ma¤duriyet sürecini yaflam›yor olacaklar” diye konufltu. Antalya Sosyal Hizmetler ‹l Müdürlü¤ü’nün, ülke genelinde yapt›¤› bir araflt›rman›n sonuçlar›na göre her gün ortalama 2 kad›n›n tecavüze u¤ruyor. Emniyet verilerine de dayanan araflt›rmada, tecavüzün yan›s›ra, her gün 62 kiflinin de aile içi fliddete maruz kald›¤› belirtildi. Yine bu araflt›rmaya göre ülkemizde her 3 kad›ndan biri fiziksel fliddet görüyor. (H. Merkezi)

geçiyor” fleklinde konufltu. Peker, bu projenin sadece kad›nlara yönelik olmad›¤›n› ayn› zamanda erkeklere de yönelik oldu¤unu ifade ederek, “Seminerlerimizle sadece kad›na de¤il erke¤e de e¤itimler verece¤iz. Çünkü genelde baba, koca veya erkek kardeflleri taraf›ndan fliddete maruz kal›yor. Bunu erkeklere de yönelik yapmam›z›n amac› da erke¤i de bilinçlendi-

rerek onlarda da toplumsal cinsiyet eflitli¤i konusunda bir fark›ndal›k yaratmakt›r” dedi. Peker, bu proje kapsam›nda 4 bin adet broflür bast›rd›klar›n› kaydederek, “Broflürlerimizi Kürtçe, Türkçe ve ‹ngilizce olmak üzere 3 dilde bast›rd›k. Bu proje kapsam›nda broflürlerimizi belirledi¤imiz 4 mahallede da¤›taca¤›z” diye konufltu. (H. Merkezi)


‹flçi-köylü 11

Kavga okulu

17-30 Nisan 2009

R›za ve Barbara yoldafllar an›s›na Onlar tarihin en görkemli anlar›n›n yolcular›yd›! Faflist devlet, 19 Aral›k 200’de, F Tipi Hapishanelere geçiflin alt yap›s›n› oluflturmak için, en a¤›r silahlar› kullanarak, ülkenin dört bir yan›ndaki hapishanelerde yatan devrimci tutsaklara dönük hapishaneler tarihinin en vahfli ve kanl› sald›r›s›n› düzenledi. Ancak ne bu kanl›-vahfli operasyon ne de operasyonun ard›ndan aç›lan F Tipi Hapishaneler, devrimci tutsaklar›n iradesini teslim almaya yetmedi. K›fl›n ortas›nda, henüz inflas› bile tamamlanmam›fl, buz gibi F Tipi hapishanelere konulan devrimci tutsaklar, ölüm orucunu burada da sürdürdüler. Ölüm Orucu sürerken, tohum olup yeflermek ve yüzlerce binlerce filiz vermek üzere topra¤a düflenler oldu. Yeflermek üzere topra¤a düflenlerden biri de Nergiz Gülmez’di. 11 Nisan 2001’de ölümsüzleflen Nergiz, ayn› zamanda Proletarya Partisi’nin ilk Ölüm Orucu flehidiydi. Nergiz Gülmez, ölümsüzlü¤e yolculanmas›n›n 8. y›l›nda, ailesinin düzenledi¤i bir mezar anmas›yla an›ld›. Yoldafllar›ndan ve yak›nlar›ndan da kat›lanlar›n oldu¤u anma, Nergiz flahs›nda tüm devrim ve komünizm flehitleri an›s›na yap›lan bir dakikal›k sayg› duruflu ile bafllad›. Anma, Nergiz’in bir yak›n› taraf›ndan kaleme al›nan bir metnin okunmas›n›n ard›ndan, ailesinin Nergiz’in an›s› için haz›rlad›¤› yiyecekleri da¤›tmas›yla sona erdi. (Kartal)

Kavgada ölümsüzleflenler Dersim Ovac›k Mercan vadisi flehitleri 25 Nisan 2000 tarihinde Dersim Ovac›kMercan Vadisi’nde Halk Ordusu gerillalar› ile düflman güçleri aras›nda yaflana çat›flmada Yusuf Ayata, Hasan Akyol, Fehiman Bozkurt, Umut ‹l, Fikret Vural, Zeynel Erdo¤an ve Mustafa Toptafl ölümsüzleflti. Yusuf Ayata; 1971 Dersim Ovac›k Yeflilyaz›’da Kürt-Alevi bir ailenin çocu¤u olarak dünyaya geldi. Hasan Akyol; 1978’de Elaz›¤’›n Karakoçan ilçesi Akkufl köyünde Kürt-Alevi bir ailenin çocu¤u olarak dünyaya geldi. 1996’da Karadeniz’de gerillaya kat›ld›. Fehiman Bozkurt; 1974’de Sivas’›n fiark›flla ilçesine ba¤l› Sivrialan köyünde TürkAlevi bir ailenin çocu¤u olarak dünyaya geldi. Bir süre Özgür Gelecek gazetesinde çal›flan

14 Nisan 2004 tarihinde Dersim’de flehit düflen Ahmet Laço ve Sevda Y›ld›z’›n an›s›na, onlar› tan›yan bir yoldafllar›n›n kaleminden... …. Ayr›l›¤›n›z›n ard›ndan tekrar Partizanlarla iliflki kurma giriflimleriniz oldu¤unu duymufltum. Bir görevlendirme ile sizinle randevulafl›yoruz. Ve gün gelip çat›yor. Beni sizinle görüfltürecek yoldaflla köyden ç›k›yoruz, tatl› bir heyecan sar›yor beni. Buluflma yerine geldi¤imizde yoldafl anlaflt›¤›n›z flekilde ›sl›k çalmaya bafll›yor. Birkaç dakika sa¤a sola bakarak nereden ç›kacaklar diye bekliyoruz. Birden M 16’yla karfl›m›zda bitiveriyorsun. Sar›l›p kucaklaflt›ktan sonra hemen konuflmaya bafll›yoruz. Bizden ilk talebin hemen yap› ile iliflki kurmak oluyor. En büyük korkunun örgütsüz bir flekilde flehit düflmek oldu¤unu söylüyorsun. Hatta Karadeniz’de faaliyet yürüttü¤ün için görüflme talebin kabul edilirse Karadeniz’e gidebilece¤inizi de ekliyorsun. Bu k›sa görüflmenin ard›ndan akflam randevulaflarak ayr›l›yoruz. Akflam randevuya gelirken o bölgedeki genç k›zlar›n köy ç›k›fl›ndaki sohbetine denk geliyorsunuz. Siz onlar› görüyorsunuz ama onlar sizi görmüyor. Sohbetleri sevgi üzerine oldu¤u için görünmemeye özen gösteriyorsunuz. Duydu¤unuzu anlarlarsa utanmamalar› için gençlerin köye dönmelerini bekliyorsunuz. Ama bir türlü sohbet bitmiyor. Bir ara gençlerden biri hadi gidip çay içelim deyince daha fazla dayanamay›p “benim de can›m çay çekti” diyerek karfl›lar›na ç›k›yorsunuz. Gençler flafl›rsa da sizi iyi tan›d›klar›ndan ses

Fehiman Bozkurt 1996’da gerillaya kat›ld›. Umut ‹l; 1975’te Dersim’in Pertek ilçesine ba¤l› P›narlar köyünde dünyaya geldi. Zeynel Erdo¤an; 1972’de Sivas’›n Kangal ilçesine ba¤l› Kürekli köyü Dedeler mezras›nda Kürt-Alevi bir ailenin çocu¤u olarak dünyaya geldi. ’99 bahar›nda gerillaya kat›ld›. Fikret Vural; 1971’de Bal›kesir’de Türk ve Alevi kökenli bir ailenin çocu¤u olarak dünyaya geldi. Devrimci düflüncelerle ‹stanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik Bölümü’nde okurken tan›flt›. 1991 y›l›nda gençlik alan›nda örgütlü mücadeleye bafllad›. ’93’te Dersim’de gerilla birliklerine kat›ld›. Mustafa Toptafl; Dersim’in Nazimiye ilçesine ba¤l› Sar›yayla köyünde Kürt-Alevi bir ailenin çocu¤u olarak dünyaya geldi.1996’da semt faaliyetinde örgütlendi. ’98 y›l›nda Karadeniz’de gerilla mücadelesine kat›ld›.

bir flekilde bafllam›flt›. DHKP-C gerillalar› sizden bir hafta önce flehit düflmüfltü. Düflman›n çok yo¤un oldu¤unu bildi¤iniz halde faaliyetlerinize h›z kazand›rarak devam ediyordunuz. ‹flte böylesi bir süreçte 2004’ün 14 Nisan günü Çiçekli Nahiyesi k›rsal›nda düflürüldü¤ünüz hain bir pusu sonucu flehit düfltünüz. Haberi al›r almaz hemen Dersim’e geldik. Haz›rl›k yapmam›za hiç zaman yoktu. Düflman›n Barbara’n›n ailesini s›k›flt›rarak cenazeyi defnettirdi¤ini ö¤reniyoruz. Cenazen Dersim merkezdeki Cemevi’nde idi. fiehit düfltü¤ünüz haberi çok fazla duyulmam›fl. Duyanlar›n baz›lar› senin cenazene kat›lmak için merkeze, baz›lar› da Barbara’n›n cenazesine kat›lmak için Yerindek köyüne gitmiflti. Burada ifllemler bittikten sonra arabalarla Pozvenk köyüne do¤ru yola ç›k›yoruz. Tornova Karakolu sorun ç›karmaya çal›flsa da cenazeni omuzlara alarak “Gerillalar ölmez, yaflas›n Halk Savafl›”, “Devrim flehitleri ölümsüzdür” vb. sloganlarla yaklafl›k 6 km. yolu çamur, su demeden yürüyoruz. Mezar bafl›nda senin çok sevdi¤in Vartinik fliirini okuyoruz. Naafl›n› k›z›l bayra¤a sararak yine sloganlarla u¤urlarken bizlere b›rakt›¤›n›z kavga miras›n› daha yukar›lara tafl›yaca¤›m›za and içerek ayr›l›yoruz oradan. Ve sözümüzü tutuyoruz. Ard›llar›n›z b›rakt›¤›n›z bayra¤› devralarak daha yukar› tafl›maya bafll›yorlar. Gittikleri evlere selam›n›z› götürüyor, faaliyete kald›¤›n›z yerden devam ediyorlar. Sizin kan›n›zla sulad›¤›n›z topraklar› Muharremce, Aflk›nca, Caferce k›z›la boyuyoruz bu kez. Ve biliyoruz ki bitmedi/bitmeyecek bu kavga. Yeryüzü aflk›n yüzü oluncaya dek... (Bir yoldafl›n›z)

mesi ile at›lan hücre pususu sonucu halk ordusu gerillalar› ile düflman aras›nda ç›kan çat›flmada Erol Özel ve Özgür Güler flehit düfltü. Erol Özel; 1968’de Çorum Mecitözüne ba¤l› Da¤saray köyünde yoksul bir ailenin çocu¤u olarak dünyaya geldi. ’91 y›l›nda Karadeniz’e ç›kan ilk gerilla birliklerinin içinde görev ald›. Karadeniz’de gözalt›na al›narak tutukland›. ‹damla yarg›lan›rken ’93’te Nevflehir Zindan›’ndan firar etti ve solu¤u yine Karadeniz da¤lar›nda ald›. Özgür Güler; 1975 y›l›nda Dersim Hozat’a ba¤l› Lolan köyünde dünyaya geldi. 1996 y›l›nda gerillaya kat›ld›. Elif Külekçi; Seyit Külekçi’nin annesi Elif külekçi 12 Nisan 1998’te Kahramanmarafl’ta yaflam›n› yitirdi.

bistan Gücük köyünde dünyaya gelen Seyit Külekçi devrimci düflüncelerle ailesi ile birlikte göç etti¤i ‹stanbul’da tan›flt›.12 Eylül öncesinde mücadeleye bafllad›. 1996 ÖO ve SAG direniflinde yer ald›. Do¤an Altun; 1972 y›l›nda Erzincan/Tercan’a ba¤l› K›z›lma¤ara köyünde Kürt ulusuna mensup bir ailenin çocu¤u olarak dünyaya geldi. 1996’da Karadeniz da¤lar›nda gerillaya kat›ld›.

Arho¤ flehitleri Tokat Serkiz flehitleri; 21 Nisan 1999’da Tokat Serkiz’de bir ihbarc› halk düflman›n›n verdi¤i bilgiler do¤rultusunda köy halk›na sezdirmeden gizlice köyün belirlenmifl birkaç evine düflman›n yerlefl-

Pusula Tecrübeler yeni çal›flmalar›m›zda yol gösterici olmal›d›r Yerel seçim süreci ile ilgili üzerinde durmak istedi¤imiz esas sorun, seçim kampanyas›n› yürüttü¤ümüz alanlarda bundan sonra nas›l bir çal›flma izleyece¤imizdir. Hat›rlanaca¤› gibi, yerel seçim politikam›z› belirlerken, böylesi dönemlerde kitlelerin siyasete ilgilerinin artt›¤› ve dolay›s›yla genel politikalar›m›z› kitlelere tafl›mak ve kal›c› iliflkiler yaratmak için bu f›rsat›n do¤ru de¤erlendirilmesi gerekti¤i gerçe¤inin alt›n› önemle çizmifltik. O halde hemen flimdi yap›lmas› gereken, seçim kampanyas›n› yürüttü¤ümüz alanlarda belirlenen görevlere uygun bir çal›flma yürütüp yürütmedi¤imizi de¤erlendirmektir. Bu görevler ›fl›¤›nda yapaca¤›m›z de¤erlendirmeler ve ortaya ç›karaca¤›m›z devrimci sonuçlar, bafllang›ç aç›s›nda olumlu bir ad›m olacakt›r.

ç›karmadan köye geliyorsunuz. Tesadüfen karfl›laflm›fl›z gibi davranmaya çal›fl›yoruz. Yemek yedikten sonra mutfa¤a geçip sohbetimize kald›¤›m›z yerden devam ediyoruz. Partizanlarla ba¤lant› kurmandan dolay› mutlulu¤un yüzünden okunuyor. K›sa bir süre sonra yap› ile görüflmeye bafllad›¤›n›z, özelefltiri vererek, koflulsuz Parti saflar›na kat›ld›¤›n›z haberleri yay›l›yor bölgede. Hem de öylesi bir süreçte saflara kat›ld›n›z ki, dünyada ve ülkede tasfiye rüzgarlar›n›n estirildi¤i, s›n›f mücadelesinden kaç›fllar›n teorilefltirilmeye çal›fl›ld›¤›, y›lg›nl›¤›n bayraklaflt›r›ld›¤›... Kaçk›nl›¤›n de¤il örgütlülü¤ün, y›lg›nl›¤›n de¤il ›srarla yürümenin, ayr›l›¤›n de¤il birli¤in büyütülmesi gerekti¤ini dosta düflmana bir kez daha hat›rlatt›n›z. Bu kadar ›srarl› ve samimi davranman›z›n alt›nda s›n›f mücadelesine olan inanc›n›z, halka olan sevginiz ve Partiye olan güveniniz yatmaktayd›. Seçeneklerin fazlaca oldu¤u bir yerde gerilla yaflam›n› seçmek, ›srarla sürdürmek, zor süreçlerde yalpalamamak çelikten bir iradeye sahip olmay› gerektirir. Siz bunu söylemde de¤il prati¤inizde gösterdiniz. Proletarya Partisi ad›na faaliyet yürüttü¤ünüz duyulmaya bafllan›nca, bu durum sempatizanlar üzerinde büyük bir moral motivasyon yaratt›. Ve bu süreçte bar›na¤a giriyorsunuz. Ama önünüzde bir sürü görev var. Bunun bilincindeydiniz. Uzun say›labilecek bir aradan sonra Partizanlar›n faaliyeti Dersim’de tekrar bafll›yordu. Bunun alt zeminini haz›rlamak, gelifltirmek, kendinizdeki de¤iflimleri tabana anlatmak ve yap› ile görüflmelerinizi h›zland›rmak için bar›naktan erken ç›km›flt›n›z. Zaten bahar operasyonlar› genifl

Ama bu olumlu ad›m›n gerçek hedefine ulaflmas› için zincirleme olumlu ad›mlar dizisine ihtiyaç vard›r. Bunun nas›l yap›laca¤›na gelince; her fleyden önce kampanyada ortaya ç›kard›¤›m›z sonuçlara uygun olarak devrimci bir prati¤in izlenmesiyle ifle bafllamak zorunday›z. Bunun pratik anlam› fludur: a) Öncelikle kolektif çal›flma, kitle çal›flmas›, di¤er güçlerle ortak ifl yapma konusundaki eksikliklerimizi gidermede iradi bir çaba içine girmeliyiz. Her kampanya bir eylemdir, faaliyetlerin yo¤unlaflt›r›lmas› sürecidir. Bu demektir ki, böylesi süreçler ayn› zamanda kendimizi gözden geçirme, art› ve eksilerimizi tespit etme dönemidir. Ama bunun için ön yarg›lardan uzak ve gerçeklere ulaflma konusunda yüksek bir sorumluluk duygusuna sahip olmak

14 Nisan 1999’da Tokat merkeze ba¤l› Arho¤ (Yeflilalan) köyünde TC askerleriyle gerillalar aras›nda yaflanan çat›flmada Seyit Külekçi ve Do¤an Altun flehit düfltü. Seyit Külekçi; 1961 y›l›nda Marafl’›n El-

gerekir. Bu, bilimsel bir bak›fl aç›s› ve de¤erlendirmelerin merkezine halk›n ve partinin ç›karlar›n› koymay› zorunlu k›lar. b) Ortaya ç›kar›lan sonuçlara uygun olarak kampanya döneminde kurdu¤umuz yeni iliflkilere dönük çal›flmada sistemli bir çizgiyi yakalamal›y›z. Seçimin sonuçlanmas›, kampanyan›n noktalanmas›, kitle çal›flmas›na dönük görevlerimizi ortada kald›rm›yor. Bilakis, bizim için görev yeni bafll›yor. Verilen emeklerin kal›c› sonuçlar›, yakalanan devrimci heyecan›n süreklili¤i için düzenli ve sistemli bir çal›flma olmazsa olmazd›r. Böyle bir çal›flmada geri durmak, yürütülen kampanyan›n hedef ve amac›n› hiç kavramamak anlam›na gelir. fiu da bir gerçek ki, kitle çal›flmas› ajitasyon ve propaganda faaliyetlerinden ibaret de¤ildir. Ama ajitasyon ve propaganda faaliyetini içermeyen hiçbir kitle çal›flmas› da düflünülemez. Kitlelerde önemli oranda bilinç bulan›kl›¤› yarat›ld›¤› bir dönemden geçiyoruz. Dolay›s›yla somut olaylar üzerinde anlafl›l›r bir dille meseleler ortaya konul-

Kemal fiahin; Almanya’da 1997 y›l›nda yakaland›¤› kanser hastal›¤› sonucu 11 Nisan 1998’de yaflam›n› yitirdi. Cihan Çetinkaya; 1997 Nisan’›nda eskiden içinde bulundu¤u arkadafl çevresinde ç›kan kavgada hayata veda etti. Müslüm Y›ld›r›m; 1964 y›l›nda G›zori köyünde dünyaya geldi. Yaral› partizanlar›n infaz edilmesine karfl› ç›kt›¤› için orada bulunan yüzbafl› taraf›ndan kurfluna dizilerek katledildi. Metin Karatafl; 1962’de Ovac›k’ta do¤du. Propaganda için gitti¤i Hozat’›n Sövge köyünde düflman pususuna düflürülür. Çemberi yararak yaral› bir flekilde kurtulur, ancak kan

madan, kitlelerde varolan hoflnutsuzlu¤u pratik eyleme dönüfltürmek, mümkün de¤ildir. Ve yine propaganda dilimiz inand›r›c› ve ikna edici olmazsa, istenilen sonuca ulaflamay›z. Hangi cepheden bakarsak bakal›m, ikna edici ve harekete geçirici bir prati¤in yarat›lmas› için söz ve eylemin uyumunu yakalayan devrimci bir pratik flartt›r. Dolay›s›yla devrimci eylemi yads›yan bir söylemin bir propagandan›n hiçbir etki gücü yoktur. Çünkü, düflündürme, sorgulama ve harekete geçirme gücünden yoksundur. Devrim tarihleri bu tecrübelerle doludur. Aç›k devrimci faaliyeti önemsemek, meflru bir zeminde hakl›l›¤›n› ifade etmek ve genifl kesimlere ulaflmak için bu çal›flmalarda ›srarc› olmak oldukça önemlidir. Aç›k devrimci çal›flma illegal çal›flmay› yads›maz. Bilakis, aç›k devrimci bir çal›flmayla y›¤›nlarla kurulacak genifl ba¤ varolan illegal çal›flman›n daha iyi bir tarzda perdelenmesi sürecine hizmet eder. Kitlelerden soyutlanm›fl ya da genifl y›¤›nlar› hedef-

kayb› sonucu 20 Nisan 1980’de ölümsüzleflir. Mehmet Beyhan; 1977 y›l›ndan itibaren Urfa Siverek’te faaliyet yürütmeye bafllad›. Nisan 1981’de Siverek’te Meydan Polis Karakolu’nda katledildi. Yahya Kara; 1954 Çanakkale do¤umlu Yahya Kara 10 Nisan 1981’de bir ifl kazas› sonucu yaflam›n› yitirdi. Cemal Ferhat; Dersim Hozat Peyik köyü (Ça¤larca) do¤umlu olan Cemal Ferhat, Nisan 1980’de Halk›n Kurtuluflu taraftarlar›n›n b›çakl› sald›r›s› sonucu flehit düfltü. ‹smail Hano¤lu; Tokatl› yoksul bir köylü ailenin çocu¤u olan ‹smail Hano¤lu1976’dan itibaren profesyonel faaliyete bafllad›. ‹stanbul Gültepe’de fierif Nedim ad›nda bir faflisti cezaland›rd›ktan sonra ç›kan çat›flmada 20 Nisan 1978’de flehit düfltü. Ömer Naci Güven; Liseli gençli¤in aktif bir militan› olan Ömer Naci Güven lisede anti-faflist mücadelenin öne ç›kan isimlerindendi. Bahçelievler Lisesi’nde yürütülen devrimci çal›flman›n etkisi ile okulda iyice marjinalleflen faflistlerin kurdu¤u pusu sonucu 21 Nisan 1977 tarihinde flehit düfltü.

lemeyen bir illegal söylemin hiçbir pratik hükmü yoktur. Tam tersine böylesi bir pratik çürütücü sonuçlara yol açar. Dolay›s›yla sürecin zorluklar›yla savaflmak, kal›c› de¤erler yaratmak için söz ve eylemin uyumu gereklidir. Bu uyum, süreci anlama, sorgulama ve militan bir flekillenifl yaratma sürecine hizmet eder. Birçok çal›flma alan›m›z›n faaliyetlerini de¤erlendirme sonuçlar›na bakal›m. Karfl›m›zda flu ortak noktalar› görebiliyoruz: Kadro sorunu, kitle ba¤lar›n›n zay›fl›¤›, devrimci militan durufltaki gerilik, vb. Belirlenen tüm bu ortak yetersizlikler ancak stratejik hedefimize hizmet edecek, somut taktik politikalar›n belirlenmesi –ki bunlar belli ölçüde belirlenmifltir- ve buna uygun yarat›c› militan bir çizginin izlenmesiyle afl›labilir. Nitekim bu yönlü ad›mlar›n k›smen de olsa at›ld›¤› alanlarda karfl›m›zda daha olumlu sonuçlar görebiliyoruz. Eksik de olsa ortaya ç›kan bu olumlu sonuçlar› görmek, tart›flmalar› bu pratikler üzerinde yürütmek ve ç›k›fl› burada aramak

en do¤ru olan yöntemdir. Bu anlam›yla pratik tecrübeleri önemsemek, ortaya ç›kan çal›flma sonuçlar›ndan ö¤renmek gerekiyor. Sonuç olarak, tüm bu pratik faaliyetlerden ortaya ç›kard›¤›m›z devrimci sonuçlara uygun olarak kitle çal›flmas›, kitlelerle birlikte sorunlar›n tart›fl›larak çözümler aranmas› politikas›nda ›srarc› olal›m. Bunun için somut, hakl› ve meflru talepler üzerinde aç›k devrimci faaliyetleri önemseyelim. Özellikle emekçilere dönük kapsaml› sald›r›lar›n oldu¤u bu dönemde, 1 May›s kutlamalar›na genifl kesimleri devrimci fliarlar alt›nda alanlara tafl›mak için yo¤un bir çal›flma içine girelim. Ve yine Proletarya Partisi’nin kurucusu ‹brahim Kaypakkaya’y› anmak için her çal›flma alan› önüne konulan görevleri yarat›c› bir flekilde uygulamal›d›r. Nicel güce bak›lmadan her alan bu görevlere uygun olarak mutlaka pratik bir çal›flma içine girmelidir. Günün önemini ve bugün bize yükledi¤i sorumluluklar› daha iyi anlamak, kavramak için bu yönlü devrimci pratiklere ihtiyaç vard›r.


‹flçi-köylü 12

Enternasyonal

17-30 Nisan 2009

Strasbourg Anti-NATO eylemlerinin ard›ndan Eylül 2008’den itibaren haz›rl›klar›na bafllanan NATO Karfl›t› Kamp, savafl makinesi flahs›ndan emperyalizme karfl› yo¤un bir mücadele sürecini bir baflkas›na devrederek 5 Nisan’da sona erdi. AT‹K, emperyalizme ve her türden gericili¤e karfl› savundu¤u dünya halklar›n›n kurtulufl mücadelesinin gere¤i olarak süreçte üzerine düfleni yapmaya çal›flarak Ekim ay›n›n ikinci haftas›ndan itibaren Strasbourg NATO Karfl›t› Koordinasyon’da yer ald›.

barikatlar oluflturuldu.

4 Nisan Yürüyüflü

Eylül 2008’den itibaren haz›rl›klar›na bafllanan NATO Karfl›t› Kamp, savafl makinesi flahs›ndan emperyalizme karfl› yo¤un bir mücadele sürecini bir baflkas›na devrederek 5 Nisan’da sona erdi. AT‹K, emperyalizme ve her türden gericili¤e karfl› savundu¤u dünya halklar›n›n kurtulufl mücadelesinin gere¤i olarak süreçte üzerine düfleni yapmaya çal›flarak Ekim ay›n›n ikinci haftas›ndan itibaren Strasbourg NATO Karfl›t› Koordinasyon’da yer ald›.

Devletin sald›r›s› ve NATO karfl›t› direnifl haz›rl›¤› Alternatif Köy’ün aç›l›fl›ndan itibaren toplant›lar, yasal ve korsan sokak eylemlere vb. tahammül edemeyen kolluk güçleriyle çat›flmalar›n ard› arkas› kesilmedi. 1 Nisan Çarflamba günü s›n›rdan içeri al›nmayanlarla ilgili protesto eylemi için Gümrük Köprüsü’nü tutma eylemi, 2 Nisan Perflembe günü bask›lara karfl› yap›lan yürüyüflün ard›ndan Alternatif Köy’e girmeye teflebbüste bulunan Çevik Kuvveti geri püskürtmek üzere giriflilen çat›flma, 3 Nisan’da Köy yak›nlar›nda meydana gelen olaylardan yola ç›karak Köy’e yap›labilecek olas› bir müdahaleyi engellemek için kamp giriflinde oluflturulan barikatlar vb. devletin “güvenlik” güçlerinin 4 Nisan’da kullanacaklar› fliddetin dozaj›n›n da habercisiydi. Nedir ki devlet terörü, dozaj› ne denli olursa olsun yap›lacaklar›n haz›rl›klar›n› engellemeyi baflaracak güce sahip de¤ildi. Zira Cumartesi sabah› saat 06.00’da, yaklafl›k 20.000 eylemci 10-15 kiflilik gruplar halinde blokaj eylemlerini yapacaklar› bölgelere yak›n bir yerde konaklayarak haz›r halde beklemekteydiler bile. Yürüyüfl esnas›nda Köy’e olas› bir sald›r›ya karfl› da önlemler al›nm›flt›. Cuma’y› Cumartesi’ye ba¤layan gece boyunca

Elinde halklar›n kan› olan NATO’nun 60. kurulufl y›l dönümünde, protestolar ve eylemler günlerce sürdü.

4 Nisan Cumartesi saat 10.00’da, Partizan, AT‹K, YDG ve Yeni Kad›n’›n da içinde yer ald›¤› Anti-Emperyalist Blok ile çeflitli revizyonistlerin oluflturduklar› Anti-Kapitalist Blok Alternatif Köy’den Avrupa Köprüsü’ne do¤ru yürümek üzere kortejlerini oluflturup harekete geçti. Avrupa Köprüsü istikametine do¤ru giderken, saat 10.20 civar›nda köprünün yak›nlar›na barikat kuran polisle çat›flmaktan yana olmayan ve protestosunu dans ederek dile getiren yaklafl›k 1500 kiflilik pasif göstericinin gaz bombas› ya¤muruna ve tazyikli suya tutuldu¤unu ö¤renildi. AntiEmperyalist Blok ile Anti-Kapitalist Blok’un birinci köprüye vard›¤› saatte, Çevik Kuvvet köprü bafl›n› kesmifl, göstericiler ise geriye do¤ru yol al›yorlard›. Saat 11.00’de, kitlenin da¤›lmas›n› engellemek üzere çaba harcayan Anti-Emperyalist Blok, yasal haklar›n› kullanarak Avrupa Köprüsü’ne do¤ru polis baraj›na ra¤men yürüdü. Bu birinci köprüdeki çat›flma, baraj›n aç›lmas›n› zorlayarak çat›flanlarla bafllad›. Burada bir saatten fazla süren çat›flman›n ard›ndan Çevik Kuvvet baraj› afl›lm›fl, Anti-Emperyalist Blok’un direnifliyle güven kazanan yaklafl›k 5 bin kifli Avrupa Köprüsü’ne do¤ru yürüyüfle geçmiflti. Ren Nehri’nin Almanya yakas›nda toplanan kitle, Fransa cephesindeki geliflmeleri nehrin Almanya ve Fransa yakalar›nda bulunan AT‹K faaliyetçilerinin koordinasyonu sonucu, daha ilk köprü üzerindeki çat›flmalar bafllarken ö¤rendi. Fransa cephesindeki kitle köprüye vard›¤›nda, Almanya cephesindeki kitlenin de köprü bafl›na gelmesi beklendi. Nedir ki Almanya cephesinde köprüye do¤ru yürümeyi kabul edenlerin say›s›, mitingde kalmay› tercih edenlerden daha azd› ve bunlar da ek jandarma baraj›na tak›lm›fllard›. Hedef, Almanya cephesindeki kitlenin köprüden geçerek Fransa’daki yürüyüfle kat›lmas›yd›. Bu bak›mdan Almanya cephesinden bir zorlama yarat›p Fransa’dakilerin deste¤iyle Fransa’ya girmelerini sa¤lamak do¤ru oland›. Genellikle pasifistlerden oluflan Almanya cephesindeki kitle bir zorlamaya giriflmeyince, Anti-Emperyalist Blok temsilcileri, çevik kuvvetin geriden güç biriktirdi¤ini de göz önünde tutarak geri çekilip Port-du-Rhin’deki mitinge kat›lma karar› ald›. Yo¤un gaz bombalar› alt›nda kitle, miting alan›na girmeyi baflard›. Çat›flmalar›n ard›ndan NATO Koordinatörü Niel, “Buras› Cenova olmad› çünkü ölü olmad›. Buras› Seattle

veya Heiligendamm olmad› çünkü yaral› say›s› azd›” fleklinde ifade etti Sal› günü verdi¤i demeçte yaflananlar›. Ve ekledi: “Bunu baflarmam›z›n sebebi, direkt temastan kaç›n›p kitleyi gaz bombalar›yla yönlendirmeyi tercih etme karar›m›zd›”. “Strasbourg’un her yerinde bu tür olaylar patlak verebilirdi. Bizim için önemli olan NATO zirvesinin oldu¤u bölgeyi korumakt›. Bu da bir yeri feda etmemizi beraberinde getirdi. Bu yer, Port-du-Rhin idi” diyerek demecini sonland›rd›. Buradan anlafl›l›yor ki ne pahas›na olursa olsun ve fliddetin dozaj› ne denli yüksek olursa olsun, kitleleri Strasbourg’un do¤usuna, yani Port-du-Rhin semtine kilitleyeceklerdi. Zira ayn› sebepten dolay›d›r ki, yürüyüflten Alternatif Köy’e gidecek yollar› kapatarak herkesi yürüyüfle kanalize ediyorlard›. On binlerin yürüyüflü, belirli bir noktada yeni bir baraja tak›ld›. Bu kez devlet, yanan Gümrük Bürosu ve bir hoteli gerekçe göstererek, “alevler kontrol alt›na al›nana kadar geçit verilmeyece¤ini” belirtti. Kitle yolun yeniden aç›lmas›n› beklerken geriden gelen çevik kuvvet kitlenin hareket alan›n› daha da darlaflt›rarak sald›r›ya haz›rland›. Kortejin önünde ise verilen süre dolmas›na ra¤men aç›lan yol de¤il, gaz bombalar›n›n tetikleri vard›. Kitle bu defa hem önden, hem arkadan, sa¤dan ve soldan ç›k›fl yolu olmayan bir alanda gaz bombalar› alt›nda bo¤ulmakla yüz yüze kald›. K›sa bir süre sonra kitlenin da¤›lmas› için polisler taraf›ndan dar bir alan aç›ld›. Demokratik haklar›n› kullanarak yürüyüfle kat›lan binlerce insan adeta savafl esiri muamelesi görerek alandan ç›kar›ld›. Alternatif Köy’den gelenler buradan Köy’e do¤ru yürüdüler.

r› ise sadece kimlik kontrolü ve üst arama (ya da araçlar› arama) gerçeklefltirme flart› ile izin verece¤ini aç›klad›. Hukuk Birimi üzerinden talimat yollayan kolluk güçleri, “gece 12.00’ye kadar herkes da¤›lacak ve sadece ismini bize kaydettirmek flart›yla temizlik yapacak olanlar kalabilir” diyerek Köy’dekileri tehdit etti. Kitle tüm bu tehditlere ra¤men toparlanarak Köy’den ayr›lmaya bafllad›. Materyalleri ile Köy’den ayr›-

lanlar›n üzerilerinde ve araçlar›nda yap›lan aramalarda AT‹K de dahil birçok demokratik kurumun flama, pankart vb. propaganda araçlar›na el konuldu. Yine yüzlerce kifli Köy ç›k›fl›ndan gözalt›na al›nd›. ‹flte sözde demokrasi befli¤i bir emperyalist ülkenin merkezi flehirlerindeki geçici OHAL buna benzese gerek... (AT‹K Haber Merkezi)

Londra’da on binler sokaktayd›! Yaflanan mali kriz, ard›ndan gelen iflsizlik, giderek artan yoksulluk ve devletin sürekli bankalar› kurtarma planlar› ile halk›n eme¤ini heba etmesi ‹ngiltere halk›n›n öfkesini her gün biraz daha kabart›rken Londra’da 2 Nisan’da “Küresel Finans Krizi” bafll›¤› alt›nda gerçeklefltirilen G20 Zirvesi halk› sokaklara döktü. 28 Mart’ta G-20 karfl›t› ilk büyük kitlesel eylem gerçeklefltirildi. “‹fl, Adalet ve

kalar› Da¤›t” slogan›yla yapt›¤› ça¤r› sonucu ö¤le saatlerinde ‹ngiltere Merkez Bankas› önünde toplanan kitle taraf›ndan yap›ld›. Polis taraf›ndan meydanda çembere al›nan kitle ara sokaklarda s›k›flt›r›ld› ve ç›kmalar›na izin verilmedi. Öfkelenen bir grup polis kordonunu aflarak Royal Bank of Scotland’a sald›rd›. Camlar›n› k›rd›ktan sonra içeri girip bilgisayar, yaz›c› gibi teknik teçhizat› sokaklara ve polisin üzerine

Üç neden, bir baflar›… Yürütülen çal›flmalarda AT‹K olumlu bir iz b›rakt›. Bunun üç nedeni vard›. Birincisi; AT‹K’in Köy çal›flmas›nda oldukça önceden yer almas› ve bu vesile ile yerel kurumlarla tan›flarak karfl›l›kl› güvenin oluflmas›. ‹kincisi; gerek yürütülen tart›flmalarda gerekse de direnifllerde gösterilen örgütlü ve militan durufl neticesinde güven vermifl olmas›. Üçüncüsü; bu çal›flmaya tüm güçleriyle kat›lm›fl olmas› ve bu vesile ile eylemlerin örgütlenmesinde, de¤erlendirilmesinde ve derslerin ç›kart›larak yeniden örgütlenmesinde tüm bünyesinin fikirlerini almas›. Bir baflka deyiflle, AT‹K’in bu çal›flmay› YDG’nin genç dinami¤iyle, Yeni Kad›n’›n politik atakl›¤›yla, ILPS’nin mücadele perspektifiyle, IMA’n›n enternasyonal vizyonuyla, Grup Hayk›r›fl ve Grup fiiar’›n devrimci coflkular›yla harmanlayarak baflar›ya ulaflt›rd›¤› ifade edilmelidir.

Psikolojik bask› ve burjuva demokrasisi gerçe¤i Köy’ün girifl noktalar›nda çevik kuvvet blok oluflturarak giriflleri yasaklay›p, ç›k›flla-

‹klim” slogan›yla “Put People FirstHalk› öncelik al” bileflenleri taraf›ndan yap›lan ça¤r› ile içlerinde Partizan, Göçmen ‹flçiler Kültür Derne¤i ve Dayan›flma Merkezi gibi Türkiyeli gruplar›n da yer ald›¤›, on binlerin soka¤a döküldü¤ü eyleme yaklafl›k 50 bin kifli kat›ld› ve gerçeklefltirilen yürüyüflün ard›ndan eylem sona erdi.

att›. Polis coplarla, gaz ve biber bombalar›yla karfl›l›k verdi. Bu esnada ç›kan çat›flmada birçok protestocu yaralan›rken bir kifli kald›r›ld›¤› hastanede yaflam›n› yitirdi. 1 Nisan’da üç farkl› noktada buluflan yaklafl›k 25 bin kiflilik kitle tüm gün Londra’n›n merkezi noktalar›nda eylemlerini gerçeklefltirdi.

Ard›ndan 2 farkl› eylem daha gerçeklefltirildi. ‹klim de¤iflikli¤ine karfl› protesto eylemi yapan 4 binin üstünde kitle, 12 saat boyunca European Climate Exchange binas› önünde çad›r açt›, Londra’n›n finans merkezi olarak bilinen bina böylelikle 12 saat boyu ifllevsiz k›l›nd›. Polis kamp› da¤›tmak için birçok defa sald›rganca kampa girmeye çal›flt›, ancak baflar›l› olamad› ve protesto gecenin geç saatlerine kadar sürdü.

2 Nisan’da Londra’n›n ünlü Excel binas›nda toplanacak olan G-20 zirvesi esnas›nda Excel önünde bir gün önce bir kiflinin yaflam›n› yitirmesiyle sonuçlanan olaylar›n da etkisi ile yo¤un bir güvenlik kordonu oluflturulmufltu. Bölgeye giden trenler iptal edilirken alana giden sadece bir yol aç›k b›rak›larak di¤er tüm yollar polis barikatlar› ile kapat›ld›. Kitle önceki gün bir kiflinin yaflam›n› yitirdi¤i Merkez Bankas› önüne gitme karar› alarak Zirve’nin yap›ld›¤› alandan ayr›ld›. Polisin iki kat art›r›ld›¤› eylemde kitle öncelikle yaflam›n› yitiren protestocu için bir dakikal›k sayg› duruflunda bulundu. Sonras›nda “Met Polis Katil”, “Sokaklar kimin-Sokaklar bizim”, “Katil polis” sloganlar› atan kitle yürüme karar› al›nca polis yine kitleyi gruplara bölerek “huzuru bozduklar›” gerekçesi ile çembere ald›, atl› polis, panzerler ve isyan polisi olarak adland›r›lan özel timden takviye alarak engelle meye çal›flt›. ‹ki gün boyunca 150’ye yak›n tutuklama gerçekleflti.

Son eylemlilik ise anarflistlerin “Ban-

(AT‹K Haber Merkezi-Londra)

Hafta boyunca yaflanan irili ufakl› eylemlerin ard›ndan ikinci büyük kitlesel eylem 1 Nisan’da gerçekleflti. Sabah saatlerinde ABD Konsoloslu¤u önünde buluflan kitle burada iki saate yak›n bir protesto eylemi gerçeklefltirdi. Obama’n›n Londra’da ikili görüflmeler yapt›¤› esnada Konsoloslu¤un önünde halk, savafl karfl›t› sloganlar atarak Obama’n›n da di¤erlerinden farkl› olmad›¤›n› hayk›rd›. Protesto sonras› toplanan 10 bine yak›n kitle Londra merkezinde bir yürüyüfl gerçeklefltirdi.


‹flçi-köylü 13

Dünyadan

17-30 Nisan 2009

❑ FRANSA

‹ngiltere’de fabrika iflgali Belfast, Essex ve Londra’da Visteon’a ait fabrikalarda iflten at›lan iflçiler, fabrikay› iflgal ettiler. ‹ngiltere’nin Belfast, Essex ve Londra kentlerinde Visteon yedek parça imalat› yapan ve Ford flirketin iflçilerinin Ford ile yapt›klar› sözleflmeler ile çal›flmaya devam etti¤i Visteon’a ait fabrikalarda emekçiler ani bir flekilde iflten at›lmalar› sonucu üç fabrikay› da iflgal ettiler. Londra’n›n Enfield bölgesinde bulunan fabrikada 31 Mart’ta yönetim, yapt›klar› 6 dakikal›k bir “toplant›” ile 70’in üzerinde iflçiye iflten ç›kar›ld›klar›n›, derhal fabrikay› terk etmelerini, b›rak›n tazminat› maafllar›n› dahi alamayacaklar›n› ve özel eflyalar›n› ertesi sabah gidip alabileceklerini bildirdi. Bunun üzerine büyük bir flok ve afla¤›lanma yaflayan iflçiler, birkaç gün önce greve giden Essex-Basildon ve Belfast flubesinin iflçileriyle iliflkiye geçtikten sonra kendi fabrikalar›n› iflgal

karar› ald›. 1 Nisan sabah› özel eflyalar›n› almak üzere fabrikaya giden iflçiler, fabrikan›n kilitli oldu¤unu görünce daha da öfkelendiler ve fabrikay› iflgal ettiler. Baz› iflçilerin 40 y›ld›r çal›flt›¤› fabrika Ford taraf›ndan Visteon’a iflçiler mevcut sözleflmeleriyle devredilmiflti. fiimdiyse fabrikalar›n› Türkiye’ye tafl›ma karar› alan ABD merkezli Visteon yönetimi yüzlerce iflçiyi hiçbir tazminat veya maafl ödemeden iflten att›. 6 Nisan’da iflgalci iflçilerin de içinde bulundu¤u bir kitle toplant›s› yap›ld› ve iflçiler hem son geliflmeleri aktard› hem de gösterilen dayan›flma sayesinde kararl› ve azimli olduklar›n› bildirdi. 3 Nisan’da polisle birlikte icra ekipleri iflçileri fabrikadan ç›karmak üzere fabrikaya gittiklerinde iflçile-

rin ciddi direnifli ile karfl›lafl›nca bu giriflimlerinden vazgeçerek geri çekilmek zorunda kald›. 6 Nisan’da ise iflgalden sorumlu görülen iki iflçi mahkemeye ç›kar›larak hapis cezas› ile yarg›lanmalar› talep edildi, fakat mahkeme taraf›ndan bu talep geri çevrilerek temsilciler serbest b›rak›ld›. Direnifli zor ile aflamayaca¤›n› anlayan patronlar, bir gün önce hakk›nda hapis karar› talep ettikleri birinci derece sorumlu ile masaya

11.00’de bafllad›. Ayn› gün Viyana’da AT‹GF’in de örgütleyicisi oldu¤u “Sizin krizinizin bedelini ödemiyoruz” adl› bir yürüyüfl yap›ld›. Genel Kurula saat 12.30’da ara verildi ve yürüyüfle kat›l›m sa¤land›. Yürüyüfl sonras› tekrar tart›flmalar, mesajlar›n okunmas›, davet edilen konuflmac›lar›n konuflmalar›yla devam eden Kong-

Volkswagen 200 kiflinin ifline son verdi

Almanya’n›n Hannover kentindeki Stöcken’de fabrikas› bulunan

Alman Otomobil üreticisi Volkswagen arac› firma üzerinden çal›flan 200 dolay›nda çal›flan›n ifline son verdi. ‹flten ç›kar›lan ve aralar›nda çok say›da Türkiyeli’nin de oldu¤u kitle iflten ç›kar›lmay› protesto etmek amac›yla yürüyüfl yapt›. Almanya Türkiyeli ‹flçiler Federasyonu (AT‹F) taraf›ndan

Evrensel Bak›fl Geliflmeler uykular› kaç›r›yor Gerek ABD halk›n›n gerekse dünya halklar›n›n, “de¤iflim”, “bar›flç›l bir dünya” gibi vaatlerle iktidara tafl›nan Obama ile hiçbir fleyin de¤iflmeyece¤ini, aksine her fleyin eskisinden daha kötü olaca¤›n› anlamas› fazla sürmeyecektir. Zira, ABD emperyalizmi ne dünyan›n ne de bat› ittifak›n›n (emperyalizminin) öncü gücü olma iddias›ndan, bir milim bile geri ad›m atmad›. ABD emperyalizminin, krize paralel olarak art›fla geçen, öncü güç pozisyonunu koruma iddias›, bu iddiaya öteden beri efllik eden askeri sald›rganl›k politikalar›n›n da, “yeni askeri starteji”lerle artarak sürece¤ini göstermekte. Bu “yeni askeri strateji” ile kast edilenin tam olarak ne oldu¤u da yine, son dönemde pefl pefle yap›lan

emperyalist zirvelerin hemen arifesinde, Obama’n›n, hem kongre üyelerine hem de ABD halk›na hitaben yapt›¤› konuflmayla iyice belirginleflti. “AfPak” (Afganistan-Pakistan) ad› da verilen bu “yeni askeri strateji”, öncelikli hedef olarak, Afganistan iflgal savafl›n›n geniflletilerek sürdürülmesini, bunun yan›s›ra da Pakistan’›n yeni savafl alan› olarak öne ç›kmas›n› öngörmekte. Bu stratejiye iliflkin yap›lan aç›klamada, önceki dönemde kullan›lan argümanlar›n birebir ayn›lar› kullan›larak, dünya halklar›na dönük çok yönlü ve daha kapsaml› sald›r›lar› meflrulaflt›rmak ad›na, yeni bir giriflim bafllat›ld›. Sadece belli tan›mlamalar üzerinde oynanarak yap›lan aç›klamalar s›ras›nda, halklara dönük yeni sald›r›la-

ca¤›, hak ve talepleri tam anlam›yla yerine getirilmedi¤i takdirde iflgale devam edecekleri bildirildi. Bizler de Londra Tohum Kültür Merkezi olarak Visteon iflçilerinin bu hakl› ve örnek direnifllerini destekliyor ve selaml›yoruz! (Londra TKM çal›flanlar›)

‹flçiler ve emekçiler: “Krizinizin faturas›n› biz ödemeyece¤iz!”

AT‹GF 21. Kongresini baflar›yla sonuçland›r›ld› AT‹GF’in 28-29 Mart’ta Viyana dernek lokalinde yapt›¤› 21. Ola¤an Kongresi, genifl kat›l›ml›, yo¤un tart›flmal› ve coflkulu bir flekilde gerçeklefltirildi. Kongre, ön haz›rl›klar› ve çal›flmalar›yla planland›¤› üzere, 28 Mart Cumartesi günü Vorarlberg, ‹nnsbruck, Wörgl, Linz, Neuenkirchen ve Viyana bölgelerden delegelerinin kat›l›m›yla saat

oturma karar› ald›. 7 Nisan’da sendika temsilcisi ile birlikte ABD’ye giden sorumlu 8 Nisan’da Visteon yönetimi ile toplant› yapt›. ‹flgal alan›nda yapt›¤›m›z görüflmelerde henüz toplant›n›n gerçekleflmedi¤ini, saat fark› nedeniyle 8 Nisan’da geç saatlerde sonuç al›na-

re, saat 22.00’de siyasi raporun onaylanmas›yla tamamland›. 29 Mart Pazar günü kahvalt›dan sonra devam eden Kongre, faaliyet raporu, mali rapor, yeni organlar›n seçimi, AT‹K Kongresine delegelerin seçilmesi, karar tasar›lar›n›n onaylanmas›ndan sonra gelen temenni ve dileklerle baflar›yla bitirildi. (AT‹K Haber Merkezi)

düzenlenen eylem, Hannover IG Metall Sendikas› önünde bafllad›. Kendilerine sahip ç›kmayan sendika önünde eylem yapan iflçiler IG Metal üyelik kartlar›n› y›rtarak sendika kap›s› önüne b›rakt›. Karl› havada yap›lan gösteriye yaklafl›k 150 dolay›nda kifli kat›ld›. Daha sonra kent merkezine do¤ru polis kontrolünde yürüyen Volkswagen çal›flanlar›, iflten ç›kar›lmalar›n› att›klar› sloganlarla protesto etti. Ard›ndan açl›k grevine bafllayan iflçilerin direnifli Almanya çap›nda büyük bir destek bulmaya bafllad›. Direniflin süreci ve yap›lan tart›flmalar sonucunda ise iflçilerin tekrar ifle al›nmas› olas›l›¤›n›n yüksek oldu¤u belirtiliyor. (AT‹K Haber Merkezi)

r› meflrulaflt›rmak ad›na getirilen iddialar›n bafl›nda ise, asl›nda yeni olmayan “dünyan›n giderek tehlikeli bir hal ald›¤›” iddias› bulunuyor. Ancak bu “tehlikenin” gerçekte halklar›n, emperyalist iflgal vb. sald›r›lara karfl› gerçeklefltirdi¤i direnifl oldu¤u da, yine ayn› aç›klamalarla birlikte a盤a ç›k›yor. Ayn› aç›klamada, Afganistan’›n büyük bölümünün hala direniflçilerin denetiminde oldu¤u, en yetkili a¤›zlardan bir kez daha dile getiriliyor. 11 Eylül ile birlikte iflgal sald›r›lar›n›n gerekçesi yap›lan El Kaide ve “destekçileri”, yine bu süreçte de sald›r›lar›n bafll›ca argüman› olmay› sürdürüyor. Bu destek ise, Afganistan ve Pakistan’a “eflit” olarak da¤›t›l›yor ve Pakistan art›k belirgin biçimde hedef tahtas›na oturtuluyor. Pakistan hedefinin meflrulaflt›r›lmas›na dönük çabalar “gizli servisler El Kaide’nin s›¤›nmak için en ideal alan olarak gördü¤ü Pakistan üzerinden ABD’ye yeni sald›r›lar planlad›¤›n› tespit ettiler. Bölge Amerikan hal-

Avrupa’n›n di¤er alanlar›nda oldu¤u gibi Almanya’da da Frankfurt ve Berlin merkezli protesto yürüyüflleri ile kriz protesto edildi. 15 binden fazla kifli, Frankfurt’un iki noktas›ndan bafllamak üzere “Ekonomik krizin faturas›n› biz ödemeyece¤iz!” slogan›n› hayk›rd›. Saat 13.00’teki yürüyüfl, Frankfurt istasyonu ve Bockenheim’dan olmak üzere iki koldan bafllayarak tarihi Römer alan›nda son buldu. Hava koflullar›n›n kötü olmas›na ra¤men kat›l›m›n beklenenin üstünde olmas› dikkat çekti. Yürüyüfle MLPD, Sol Parti, DKP, Anti-Fa ve çeflitli sendikal kurumlar da kat›ld›. Türkiyeli demokratik kitle örgütleri aras›nda AT‹K, ADHK, AG‹F, B‹RKAR, D‹DF, YDG ve Yeni Kad›n bulunuyordu. “Bankalar›n ve tekellerin gücünü k›ral›m”, “Anti-Anti Kapitalista”, “Buraday›z hayk›r›yoruz, çünkü e¤itim hakk›m›z elimizden al›n›yor”, “Faflizmi besleyen kapitaldir ve kurtuluflun mücadelesi enternasyonaldir” gibi Almanca sloganlar at›ld›. NONATO Bloku da, tüm iflçi ve emekçileri Strasburg’da yap›lan NATO karfl›t› eylemliliklere ça¤›r-

k› aç›s›ndan art›k en büyük tehdit haline gelmifltir” yönlü, toplumda korku yaymaya dönük yalanlarla pekifltirilmeye çal›fl›l›yor. ABD emperyalizmi iflgal cephesini geniflletme projelerinin alt›ndan tek bafl›na kalkamayaca¤›n› da biliyor. Bunun içindir ki, “tehlikeyi”, “tüm dünyan›n sorunu” haline getirme gayretiyle “bu sadece Amerika’n›n sorunu de¤ildir. Uluslararas› toplum üst derecede tehdit alt›ndad›r” söylemine sar›larak, korkuyu daha genifl bir alana yaymaya çal›fl›yor. Pakistan’› “tehdit” olmaktan ç›karmaya “kararl›” olan ABD emperyalizmi, askeri haz›rl›klar›n yan›s›ra, bir dizi “sivil” giriflimi de çoktan bafllatm›fl bulunuyor. Pakistan’›n alt yap›s›n› onarmaya dönük “önlem” paketleri de, flu günlerde kongreden geçmek üzere. Yani y›kmakta kararl› olduklar› alt yap›y›, yeniden onarmak için “önlemler” bile haz›r! Bu “önlemler”, Pakistan’da ileriki süreçte çok say›da okul infla edilmesini, asker-polis baflta olmak

d›. Aralar›nda AT‹K’in de yer ald›¤› blok, yürüyüfl boyunca yapt›¤› konuflmalarla, el ilanlar› vb. materyallerle, NATO’nun ekonomik krizden ba¤›ms›z ele al›namayaca¤›n› vurgulad›. AT‹F ad›na yap›lan konuflmada ise, sistem teflhir edilerek, mücadeleyi enternasyonal direniflle gelifltirme ça¤r›s› yap›ld›. ‹flçi ve emekçilerin yan›s›ra, ö¤renciler de alanda yerlerini alm›fllard›. Aralar›nda YDG’nin de bulundu¤u Frankfurter Jugendbündnis Bloku, “E¤itim fabrikalar› kapat›ls›n” fliar›yla kat›ld›¤› yürüyüflte, e¤itim sistemini teflhir etti. YDG ad›na yap›lan konuflmada, Avrupal› emperyalistlerin, e¤itim sistemini Bologna Süreci ile özellefltirme ad›mlar›n› daha da yo¤unlaflt›rd›klar› ve bu projeye karfl› tüm ö¤rencilerin mücadelelerini yükseltmesi gerekti¤i vurguland›. Yürüyüfl, Römer alan›nda yap›lan mitingle birlikte devam etti. Miting alan›nda günün en çok ilgi çeken konuflmac›s› Sol Parti temsilcisi olan Oskar Lafontein oldu. Çünkü Lafontein konuflmas›n›, kitlenin att›¤› yumurtalar eflli¤inde gerçeklefltirmeye çal›flt›. Yaklafl›k 5 saat süren etkinlik saat 17.00’de sona erdi. (AT‹K Haber Merkezi)

üzere, güvenlik güçlerinin e¤itilmesini ve daha bir dizi projeyi kaps›yor. ‹flgal savafllar›yla y›k›lan ülkelerin kentlerini yeniden onarma ad›na gerçeklefltirilen bu faaliyetlerin, çok say›da tekele ihale edildi¤i, bunlar›n bu “onarma” ifllerinden muazzam kârlar elde etti¤i, en somut olarak Irak örne¤inden biliniyor. Böylece Pakistan hedefiyle birlikte, sadece silah ve petrol tekellerinin de¤il, inflaat, güvenlik vb. alanlarda faaliyet sürdüren tekellerin kasalar› da iyice fliflirilmek isteniyor. ABD emperyalizminin, Pakistan özgülündeki aç›klamalar› ve giriflimleri, buradaki ya¤ma ve talana baflka güçleri ortak etme niyetinde olmad›¤›na, en az›ndan aslan pay›n› kendine ay›rmaya çal›flt›¤›na iflaret eder nitelikte. ABD emperyalizmi iflgallerin yükünü paylaflt›rma çabas›n› daha çok da Afganistan, Irak gibi, ç›kmaya çal›flt›kça iyice sapland›¤› iflgal bataklar›na iliflkin sürdürüyor. Afganistan’da esas görev NATO’ya, böylelikle de üye ülkelere veriliyor. Ancak NA-

Sarkozy hükümetinin, e¤itimde büyük bir y›k›m› içeren e¤itim politikas›, e¤itim emekçileri ve ö¤renciler taraf›ndan protesto edilmeyi sürdürüyor. Son dönemde yap›lan protesto eylemlerinden biri de, 3 Nisan’da gerçeklefltirildi. Aralar›nda ülkenin önde gelen ö¤retmen ve ö¤renci sendikalar›n›n da bulundu¤u, 25 örgütün ça¤r›s›yla, Paris’te gerçeklefltirilen eyleme, binlerce ö¤retmen ve ö¤renci kat›ld›. Hükümet e¤itim yasas›na iliflkin baz› maddeleri bir y›l ertelemifl olmas›na karfl›n, eylemler 9 haftad›r aral›ks›z sürüyor.

❑ PERU Peru’nun Güney Do¤usu’ndaki Ayacucho bölgesinde geçti¤imiz hafta Perflembe günü Peru ordusu ve kendilerine Maoist olarak adland›r›lan gerilla güçleri aras›nda bir çat›flma yafland›. Çat›flmada 13 asker öldü. Son dönemlerde Peru’nun k›rsal alan›nda devlet güçleri ve gerillalar aras›ndaki çat›flmalar yeniden yo¤unlaflt›. Aç›klama yapan bir Devlet Bakan› bu sald›r›lar› düzenleyenlerin Maoist olduklar›n› ileri sürdü. Peru Baflbakan› Yehude Simon ise olay› “ordunun ilerleyifli karfl›s›nda Ayd›nl›k Yol’un giriflti¤i umutsuz yan›tlar” olarak de¤erlendirdi ve “önümüzdeki y›llarda o bölgenin bu kal›nt› teröristlerden temizlenece¤ine flüphem yok” diye konufltu. Devlet Bakan› bu aç›klama yaparken, Ayacucho bölgesine yak›n bir yerde gerillalar›n bir polis karakoluna düzenledi¤i sald›r›da bir polis flefi ve üç polis görevlisi a¤›r yaraland› ve silah deposu ele geçirildi.

❑ ALMANYA 28 Mart Enternasyonal Eylem Günü’nde Attac taraf›ndan düzenlenen miting ve yürüyüfle AT‹F taraftarlar› da kat›ld›. Kat›l›m›n 300 civar›nda oldu¤u yürüyüflte MLPD ve Die Linke de vard›. Yürüyüfl boyunca at›lan slogan ve yap›lan konuflmalarda sistemin krizinin bugün kitlelerin ezici ço¤unlu¤unu yoksullu¤a, kültürel ve sosyal çürümeye mahkum etmifl olmas› protesto edildi. Tafleron firmalar üzerinden yarat›lan sömürüye de vurgu yap›larak, bu firmalar›n kapat›lmas›n›n gereklili¤i tekrar dile getirildi. Yürüyüfl “Yaflas›n enternasyonal dayan›flma” slogan› eflli¤inde sonland›r›ld›. (AT‹K Haber Merkezi)

TO’nun görev alan› elbette sadece Afganistan’a yo¤unlaflmakla s›n›rl› tutulmuyor. NATO önümüzdeki dönemde, daha genifl alana yay›lmak istenen askeri sald›rganl›k politikalar›n›n bafl aktörü haline getirilmeye çal›fl›l›yor. Dünyan›n ezilenlerine dönük bu topyekun sald›r› planlar› ise, sadece NATO üyelerini ve bunlar›n ittifaklar›n› de¤il, merkez Asya ve Körfez ülkelerini de kapsas›n isteniyor. Çin ve Rus emperyalizmi de, bat› emperyalizmiyle aralar›ndaki rekabet dalafl›na -en az›ndan belli bir süre- ara vermeye, bu ortak hedefe, yani dünyan›n ezilenlerine karfl› oluflturulan ittifaka güç vermeye ça¤r›l›yor. Ancak iflçi ve emekçilerin gücü karfl›s›nda, en genifl emperyalist ittifaklar›n bile duramayaca¤› günlerin çok da uzak olmad›¤›n›, yapt›klar› her hamlenin onlar› hem krizin hem de iflgallerin bata¤›na daha çok saplad›¤›n›, asl›nda çok net görmekteler. Bunun içindir ki, dünyadaki geliflmeler herkesin uykusunu kaç›rmaktad›r.


‹flçi-köylü 14

Tarihten sayfalar

Faflizmin “flanl›” tarihi: 1915 Ermeni Soyk›r›m› 24 Nisan 1915, Anadolu topraklar›n›n, bir kez daha kanla yo¤ruldu¤u tarihtir. Katliam ve k›y›m› bir yönetim biçimi olarak benimseyen egemen s›n›flar›n, hedefinde, bu sefer Ermeni ulusu bulunmaktayd›. Say›s› yüz binlerce olan ölüleri, yurdun sürgün edilmifl insanlar ve sorumlular› cezas›z kald›¤› için dinmeyen ac›lar›yla 1915 Ermeni Soyk›r›m›, Türk egemen s›n›flar›n›n bütün yok sayma ve inkâr çabalar›na ra¤men bugün bütün canl›l›¤›yla gündemdedir. Ermeni soyk›r›m› bir insanl›k trajedisidir kuflkusuz! Bu ve daha nice trajediye imza atanlar emperyalist-kapitalist sistemin sahipleridir. Daha fazla kâr, daha çok toprak ve daha genifl pazarlar için sadece 100 y›l önce de¤il, bugün de katliamlara sahne oluyor dünya! Fakat yaflananlar› sadece emperyalist-kapitalizmin yaratt›¤› bir sonuç olarak ele almak tarihi anlamamak, bugün yaflananlar› çözümlemede ise aciz kalmak anlam›na gelecektir. 20. yy.›n bu ilk soyk›r›m›nda bir yanda “Bugün Ermenileri kim hat›rl›yor?” diyen Hitler’e, 2. Emperyalist Paylafl›m Savafl› s›ras›nda Yahudileri katletmek için cesaret vermifl, di¤er yanda ülkemizde, faflizm taraf›ndan gayri Müslimlere, Kürtlere, Alevilere, ayd›nlara devrimci ve komünistlere yönelik nice sald›r› ve katliam›n ilk ad›m› olmufltur. Türk egemen s›n›flar› için 1915’te yaflanan “ölüm kal›m aflamas›na gelmifl iki milletin karfl›l›kl› vuruflmas›d›r”! “Tehcir ad› verilen güvenlik önlemi sonucu yaflanan baz› talihsiz olaylard›r”, “Abart›ld›¤› gibi 1.5 milyon de¤il, 600 bin kifli ölmüfltür.” Ve elbette “as›l soyk›r›ma u¤rayan Türklerdir.” Faflizmin resmi tezlerine göre meseleyi büyütmeye gerek yok, her fley rakamlarla ve belgelerle sabittir! Ve bunca katliamdan sonra yine kendileri masum ve mazlumdur. Peki, gerçekte nedir yaflanan? Yaflanan

fludur; Osmanl› egemenlerinin elinde bask› ve zulüm yata¤›na dönen ülkede, bir ulusun özgürlük talebinin kanla bo¤ulmas›d›r. Bafltan aya¤a çürümüfl bir devletin sorunlar› halletme yöntemidir yaflanan. Ermenilerin ulusal taleplerine karfl›l›k olarak, Osmanl› egemenleri soyk›r›m yapm›fl ve varl›klar›n› bunun üzerine k u r mufllard › r . Soyk›r›m › n bafll›ca sorumlular›ndan biri olan ve kaçm›fl oldu¤u Almanya’da bir Ermeni Komitac› taraf›ndan itlaf edilmifl olan Talat Pafla’n›n deyimiyle 1915 soyk›r›m›yla “Ermeni meselesi hallolmufltur”! Yüz binlerce ölü, yüz binlerce sürgün, yak›l›p y›k›lm›fl bir co¤rafya pahas›na… 1915 soyk›r›m›, Osmanl› co¤rafyas›nda Ermenilere karfl› uygulanan ilk ve tek sald›r› de¤ildi! Aksine soyk›r›m, en son aflamayd›. Osmanl› egemenli¤indeki Ermenilerin ulusal bilinçlerinin geliflmesi ve buna paralel öne sürdükleri ilerici taleplere Osmanl› devletinin cevab› sadece katliam olmufltur. 1894’te Sason katliam›yla bafllayan, 1903 Adana katliam›yla devam eden “meseleyi halletme” çabas›, 1915 Ermeni soyk›r›m› ile doru¤a ulaflm›flt›r. Ermenilerin yan› s›ra yüz binlerce Süryani ve Rum bu süreçten pay›n› alm›fl, soyk›r›m›n etkileri milyonlarca insan› kapsam›flt›r. Özgürlük korkusu Türk egemen s›n›flar›n›n genlerine ifllemifltir. TC tarihinin “flan”› mazlum uluslar›n, emekçi halk›n, ayd›n, ilerici ve devrimcilerin kan›yla yunmufl olmas›ndan gelmektedir. Çokça övündükleri, gurur duyduklar› bu tarihin, katliamlarla bezeli olmas›, egemenleri rahats›z etmez. Aksine yak›n zaman önce, TC devletinin naml› kadrolar›ndan, milli savunma bakan› Vecdi Gönül’ün de ifade etti¤i gibi, devlet varl›¤›n› yap›lan onca zorbal›¤a borçludur. Dün Ermenilerin ilerici taleplerine yakla-

fl›m neyse, bugün de Kürtlerin ilerici taleplerine yaklafl›m ayn›d›r. Özgürlük talebi yükseldikte, daha fazla bask›, daha fazla katliam… Bundan dolay›d›r ki, bugün Kürt yurtseverlerinin, “faili meçhul”? cinayetlere kurban gitmifl ölülerinin kemikleriyle, Ermeni soyk›r›m›nda toplu katliamlara maruz kalm›fl olan Ermeni halk›n kemikleri ayn› topra¤›n alt›nda bulunmaktad›r. TC devleti emperyalist efendilerinin hamili¤inde bugün Ermenistan’la bar›fl rüzgârlar› estire dursun, o ölüler, o topra¤›n alt›nda öylece yatmaktad›r. “Futbol diplomasisi” ac›lar› dindirmez elbet. Belki sadece yayd›klar› lofl ›fl›kla “ayd›n” mertebesine yükselen-

17-30 Nisan 2009 lerin duygular›n› tatmin edebilir. Ama hepsi o kadar? Ermeni soyk›r›m› 1915’den ibaret de¤ildir. Soyk›r›m suçlular› daha sonra TC devletinin kurulufluna imza atanlard›r. Osmanl› devletinin kadrolar›, TC devletine devflirilmifltir. Fakat sadece bu de¤il, ayn› zamanda politik bir devaml›l›kt›r söz konusu olan, zira Cumhuriyet, Osmanl›y› bu konuda tekrar etmifltir. Osmanl›’n›n son dönemlerinde flekillenmeye bafllayan ideoloji, Kemalizm’le vücut bulmufltur. Politikada süreklilik, Ermeni soyk›r›m›ndan sonra Varl›k Vergisi gibi uygulamalarla, 6-7 Eylül gibi sald›r›larla devam etmifltir. Tarih Hrant Dink’in katline

kadar gelen kanl› ayak izleriyle doludur. Faflizm, ellerine bulanan kan›, bir baflka katliamda döktü¤ü kanla y›kam›flt›r, tarih boyunca siciline yeni yeni suçlar eklemifltir. TC devletinin tarihi katliamlar tarihidir. Emekçi halka, ezilen ulus ve milliyetlere yönelik bask› ve zorbal›k TC devletinin varl›k sebebidir. Bundan dolay›d›r ki egemen s›n›flar›n dilinde insani olan ne varsa adi bir yalana dönüflmektedir. Faflizmin iflledi¤i suçlarla kabarm›fl olan defteri dürülmedi¤i müddetçe, yaflanan hiçbir ac› dinmeyecektir. TC var oldu¤u müddetçe bir adaletten söz edilemez. As›l adalet devrimin saati geldi¤inde tecelli edecektir.

Anam›z amele s›n›f›d›r, yurdumuz bütün cihand›r bizim! ‹flçi s›n›f›n›n birlik-mücadele ve dayan›flma günü 1 May›s yaklafl›k yüz y›ld›r tüm dünyada emekçiler taraf›ndan kutlan›yor. ‹flçi s›n›f› tarih sahnesine ç›kt›¤› ilk andan itibaren mezar kaz›c›s› oldu¤u burjuvaziye karfl› mücadelede say›s›z muharebelere tutufltu. S›n›f bilincinin fark›na vard›kça yaflad›¤› korkunç sömürünün açl›k ve yoksullu¤un nedenini ve buna karfl› ne yap›lmas› gerekti¤ini de mücadele içinde ö¤rendi ve bir s›n›f olarak gerçek gücünün fark›na vard›. Ödedi¤i bedeller sonucunda kendisine dayat›lan karanl›k ve cehennemden kurtulman›n yolunu ö¤rendi.

b›rakma eylemleri ABD’de yafland›. Amerika iflçi s›n›f› 1 May›s’›n evrensel bir ifl b›rakma günü olmas›na karar verdi. ABD’nin Chicago kentinde 40 bin tekstil iflçisinin gerçeklefltirdi¤i eylem kanla bast›r›ld›. 1 May›s 1886’da ABD’nin Chicago kentinde 350 bin iflçi ifl b›rakarak 8 saatlik iflgünü talebinde bulundu. Üretimden gelen gücünü kullanarak tüm ülkede yaflam› durduran iflçi s›n›f› ilk defa böylesine büyük bir eylem gerçeklefltiriyordu. Bu durum karfl›s›nda pani¤e kap›lan burjuvazi bu geliflimi durdurmak için silaha sar›ld›. Sokak çeteleri ile birlikte iflçi-

Dövüfle dövüfle kazan›lan bir gün Kapitalizmin ilk dönemlerinde yo¤un bir emek sömürüsüne maruz kalan, günde 12–15 saat çal›flan ve hiçbir sosyal güvenceye sahip olmayan iflçiler buna karfl› ifl saatlerinin k›salt›lmas› talebi ile mücadele bafllatt›. Çeflitli sendikalarda iflçi birliklerinde biraraya gelen iflçiler, çal›flma koflullar›n›n düzeltilmesi ve insanca yaflayacak bir ücret hedefi ile çeflitli toplant›lar, eylemler ve mitingler düzenlemeye bafllad›. Örgütlenme ve mücadele alan›nda daha yolun bafl›nda olan, dahas› bunlar›n fark›nda olmayan iflçiler böylece emeklerinin karfl›l›¤›n› almak için hareket geçiyordu. Avusturyal› iflçiler, 1856 y›l›nda bu taleplerle 21 Nisan günü ifl b›rakma karar› ald›. Binlerce iflçinin gerçeklefltirdi¤i bu eylemin genifl iflçiler aras›nda büyük bir etki yaratmas› ile her y›l tekrarlanmas›na karar verildi. Avusturyal› iflçilerin ard›ndan en kitlesel ifl

lere sald›ran polis, 4 iflçiyi katletti, binlerce iflçiyi yaralad›. Dört yi¤it iflçi önderi Albert Parsons, Adolph Fischer, George Engel ve August Spies, 1 May›s 1886 tarihinde 8 saatlik ifl günü mücadelesinde önderlik yapt›klar› için idam edildi. ‹flçi önderlerinin cenazesine kat›lan yüz binlerce insan, sald›r›lar› protesto ederken 1 May›s sloganlar›n› hayk›rd›.

II. Enternasyonal 1889 y›l›nda Paris’te gerçeklefltirdi¤i kongrede yaflanan geliflmeleri dikkate alarak 1 May›s’›n iflçi s›n›f›n›n uluslararas› birlik, mücadele ve dayan›flma günü olarak kutlanaca¤›n› ilan etti.

1 May›s’ta alanlara 1 May›s iflçi s›n›f›n›n gündemine iflte böylesi zorlu mücadeleler ve can pahas›na girdi. Bu mücadelenin bir kolunu da ülkemiz iflçi s›nf› ve emekçileri oluflturdu. Bugün aç›s›ndan bakt›¤›m›zda ise çal›flma yaflam›na yönelik ç›kart›lan yasalarla iflçi s›n›f›n›n örgütlenme ve mücadelesinin önüne yeni engeller ç›karan egemenler bu sald›r›lar›n› bugün krizi bahane ederek art›r›yor. Krizle birlikte iflsizlik 10 milyonu aflarken yüz binlerce iflçi iflten at›ld›. Egemenler krizi gerekçe göstererek iflçilere, emekçilere s›f›r zam dayat›rken örgütlü iflyerlerinde de sendikal örgütlülü¤ü da¤›tmaya çal›flmaktad›r. Krizin yükünü ödemek istemeyen ve buna karfl› sendikalaflma mücadelesi yürüten iflçiler egemenlerin sald›r›lar›na maruz kalmaktad›r. Ancak tüm sald›r›lara ra¤men iflçi s›n›f› direniflten vazgeçmiyor. DESA’da Sinter’de, Meha tekstilde, ATV-Sabah’ta direnifl tüm canl›l›¤› ile sürüyor. Egemenlerle hesaplaflma günü olan 1 May›s’ta iflçi ve emekçiler geçmiflte oldu¤u gibi bugün de alanlara ç›karak bu esaret zinciri k›racakt›r.

Kültür-Sanat K i t a p l › K i i t t a a p p l l › › K K Dünya bir kez daha emperyalist-kapitalist sistemin kriziyle çalkalan›yor. Yerkürenin neredeyse son 30 y›l›n›, serbest piyasa ekonomisine taparak geçirenler, flimdi kapitalizmin y›k›l›p y›k›lmayaca¤›n› tart›fl›r oldular. Özellikle Rus Sosyal Emperyalizmi’nin çöküflünün ard›ndan yo¤un bir ideolojik bombard›manla müjdelenen(!) “küreselleflme” sürecinin t›kan›fl›n›, düzenin sahipleri elleri yanaklar›nda flaflk›nl›k ve korkuyla izliyor! Burjuva ideologlar› tanr› gibi tapt›klar›, emperyalist burjuvaziye daha fedakar, emekçi dünya halklar›na daha fazla y›k›m getiren neo-liberal politikalar ve bunun ideolojik-siyasal söylemi olan “küreselleflme”yi bugün sorgulamaya bafllad›lar. Biliyoruz ki bu sorgulama kendi s›n›f ç›karlar›n› koruyabilmek içindir. Ve devam›nda söyledikleri onca söz emekçi s›n›flar›n gözünde kendi suçlar›n› örtbas etme çabas›ndand›r.

Emperyalist burjuvazinin süreci kendi s›n›f ç›karlar›na göre de¤erlendirmesi karfl›s›nda, biz de süreci kendi s›n›f ç›karlar›m›zla de¤erlendirmeliyiz. Bu, ideolojik sald›r›lara gö¤üs gerebilmek ve sürecin getirdi¤i devrimci görevleri baflarmak için olmazsa olmazd›r. Yaflanan bu süreci nedenleriyle birlikte do¤ru olarak anlayabilmek için Umut Yay›mc›l›k taraf›ndan yay›mlanan Ferhat Ali taraf›ndan yaz›lm›fl olan iki kitab›n okunmas›n›n faydal› olaca¤›n› düflünüyorum. Kitaplardan ilki; (Dayanaklar›/etkileri/körlükleri) ile Küreselleflme ve Üretim Sürecinde Teknolojinin Rolü (2001) ad›n› tafl›yor. Kitap üç bölümden olufluyor. Birinci bölümde “Küreselleflme” konusu ele al›nm›fl. Emperyalist neo-liberal politikalar›n ideolojik ambargo olarak “küreselleflme” söylemi, bu bölümde nedenleri ve geliflim süreci ile birlikte ele al›nm›fl. Burjuva ideologlar› taraf›ndan ça¤dafll›¤›n zorunlu bir aflamas› olarak pazarlanan “küreselleflme”nin, emperyalist kapitalizmin niteli¤inde bir de¤iflimin de¤il aksine bu sistemin, kendi krizini yönetme çabas›n›n bir ürünü oldu¤u ve devam›nda emperyalist-kapitalizmin üstün çeliflkilerini bar›nd›rd›¤› ve keskinlefltirdi¤i ortaya konulmufl. Di¤er taraftan gelinen aflamada “küreselleflme” ad› alt›nda emperyalist kapitalizmin de¤iflen ve de¤iflmeyen yanlar› aç›klanm›fl. Nihayetinde sistemin tafl›d›¤› çeliflkiler ve t›kanma noktalar› göz önüne serilmifl. ‹kinci bölümde “küreselleflmenin

ülkemizdeki izdüflümü” incelenmifl. Emperyalist neo-liberal ekonomik politikalar›n dayatt›¤› yeniden yap›land›rma süreci bu bölümde ele al›nm›fl. Yine bu sürecin ayr›lmaz bir parças› olarak “özellefltirmeler” konusu bir alt bafll›k olarak ele al›nm›fl. Üçüncü bölümde ise “küreselleflme” söyleminin en fazla öne ç›kar›lan, dayana¤› haline getirilen teknolojik geliflimin, kapitalist sistemin niteli¤ine yönelik etkileri üzerinde durulmufl. Bu bölüm, üretim sürecinde makineleflmeden dolay› iflçinin gereksizleflti¤i, Marksist art›-de¤er yasas›n›n art›k geçerli olmad›¤›, iflçi s›n›f›n›n üretimdeki rolünün geriledi¤i (özellikle hizmet sektörünün geliflmesine dayanarak) ve böylece eski tarzda sömürünün giderek ortadan kalkt›¤›/kalkaca¤› yönlü iddialara bir cevap niteli¤i tafl›yor. Ve Marks’›n kapitalizm üzerine yapt›¤› bilimsel çözümlemeler de iz sürerek, tüm bu iddialar› çürütüyor. “Tanr›lar›n Alacakaranl›¤› ya da Ser-

mayenin Alacakaranl›¤› (Sermayenin çöküfl koflullar›n›n Marksist bir analizi)” (2006) isimli ikinci kitap, önsözünde de belirtildi¤i gibi yukar›da de¤indi¤imiz kitab›n devam›, di¤er bir ifadeyle tamamlay›c›s› niteli¤inde. Di¤er kitapta “siyasal ve sosyal aç›dan ele al›nan” emperyalist kapitalizmin, geliflim süreci, bu kitapta Marks’›n kapitalist üretime dair çözümlemelerine dayanarak ele al›nm›fl. “Çal›flman›n esas konusu, sermaye üzerine kurulu sisteme fena halde inatla yap›flm›fl bulunan afl›r› üretimden kaynaklanan sistemin ekonomik bunal›m›n›, ona temel etmenleriyle birlikte aç›klamakt›r” fleklinde ifade ediliyor kitab›n ön sözünde. Kitap; 6 bölümden olufluyor. Özellikle bugün yaflanan krizi anlamada, kapitalizmin özünde yatan çeliflkileri görmek aç›s›ndan okunmas› gereken bir kitap. Kitapta s›kl›kla Marks yol-

dafl›n Kapital ve di¤er ilgili çal›flmalar›ndan al›nt›lara -zorunlu olarak- baflvurulmufl. Bu durum ekonomi-politi¤e/teoriye yabanc› okur aç›s›ndan bir s›k›nt› yaratacakt›r. Fakat yazar›n getirdi¤i aç›klamalar bu “dezavantaj”› önemli oranda gidermifl. Üstelik belirtmek gerekir ki bu süreci Marks’›n muazzam çözümlemeleri üzerinden tart›flmak gerekli ve olumludur. Burjuva ideologlar›n tüm inkar çabalar›n›, revizyonistlerin çarp›tmalar›n› püskürtmek için aç›s›ndan bu böyledir. Baflta da belirtti¤imiz gibi, sürecin getirdi¤i devrimci görevleri baflarabilmek için yaflananlar› do¤ru bir flekilde çözümlemek gerekir. Bu iki kitap bu konuda iyi bir bafllang›ç olacakt›r. Prati¤imizin devrimci teoriyle ayd›nlat›lmas› bugün her zamankinden daha elzemdir. (Bir ‹K okuru)

Düfl Kumpanyas› vira dedi! Çanakkale’de bir grup muhalif ö¤rencinin birlikteli¤iyle ortaya ç›kan Düfl Kumpanyas› “Badem Alt›nda Cansuyu” adl› fliir dinletisi ile vira dedi. Can Yücel’e dair sinevizyonlar›n ve fliir dinletisinin gerçekleflti¤i etkinlik, film tad›nda olmas›yla dikkat çekti. Etkinlik Özge Çiftçi’nin konuflmas›yla bafllad›. Çiftçi, Can Yücel’in hayat felsefesinden sanat›na kadar birçok konuyu özetleyerek izleyicilerle paylaflt›. Belgesel niteli¤inde sinevizyonlar izleyiciler taraf›ndan büyük bir be¤eni ile izlendi. fiiir ve müzik dinletisinin ard›ndan gece sonland›r›l›rken Düfl Kumpanyas› bize bir kez daha hiçbir fleyin düfl olarak kalmayaca¤›n› ve her fleyin istendi¤i takdirde gerçeklefltirilebilece¤ini somut olarak gösterdi. (Çanakkale YDG)


‹flçi-köylü 15

Haber-Okur

17-30 Nisan 2009

Eli kanl› NATO halklara hesap verecek II. Emperyalist Paylafl›m Savafl›’n› takip eden y›llarda, dünya halklar›n›n özgürlük mücadelelerini bast›rmak ve böylece ezilenleri teslim almak gibi bir hedefle kurulan emperyalist savafl ayg›t› NATO, kuruluflunun 60. y›l›nda yap›lan zirveye paralel olarak dünyan›n

dört bir yan›nda protesto edildi.

‹STANBUL

si partiler, Tabip Odas›, KESK ‹stanbul fiubeler Platformu, TMMOB, Partizan, BDSP, ESP, Halk Cephesi vb. kurumlar kat›ld›. Partizan “Emperyalist sald›rganl›¤a, iflgale ve NATO’ya hay›r” pankart›n› açt›. Mitingin aç›l›fl konuflmas›n› yapan Suavi, 60 y›ld›r halklara karfl› politika kararlar›n›n NATO toplant›lar›nda al›nd›¤›n› söyledi. ABD Baflkan› Obama’n›n Türkiye’ye yapaca¤› ziyarete de de¤inen Suavi, “Halklara karfl› yeni siyasal anlaflmalar için yeni pazarl›klar için Türkiye’ye geliyor” dedi. Miting Grup Yorum, Hakan Yeflilyurt ve Hilmi Yaray›c›’n›n verdi¤i müzik dinletileri ile sona erdi. (Kartal)

ANKARA 4 Nisan günü sendikalar, siyasi parti ve kitle örgütleri taraf›ndan gerçeklefltirilen miting sabah erken saatlerde S›hhiye Toros So-

Kad›köy ‹skele Meydan›’nda NATO karfl›t› miting düzenlendi. Tepe Naitulus önünde biraraya gelen yaklafl›k 4 bin kifli “60 y›ll›k savafl örgütü NATO da¤›t›ls›n”, “NATO’ya hay›r”, “Obama evine dön”, “NATO’ya NATO’cu Türkiye’ye hay›r” pankart ve dövizleri tafl›yarak çeflitli sloganlar att›.

kak’ta toplan›lmas› ile bafllad›. En önde “Savafl örgütü NATO da¤›t›ls›n! NATO’ya ve emperyalizme karfl› yürüyoruz!” pankart› aç›l›rken bunun ard›ndan KESK’li emekçiler yer ald›lar. Yürüyüfl boyunca “Katil ABD Ortado¤u’dan defol”, “Üsler kapans›n, NATO’dan ç›k›ls›n” , “Savafl örgütü NATO da¤›t›ls›n” vb. sloganlar› at›ld›. Partizan eyleme “Emperyalist sald›rganl›¤a son! Savafl örgütü NATO da¤›t›ls›n” pankart›yla kat›ld›. Miting alan› olarak belirlenen Kolej Meydan›’na giren kitle ad›na KESK Ankara fiubeler Platformu Dönem Sözcüsü Sat› Burunucu Çal› bas›n metnini okudu. Çal›, “ABD’nin halklar› birbirine düflman eden politikalar›na, sömürüye, emperyalist savafllara, iflgallere, emperyalizme karfl› savafl örgütü NATO’yu da¤›tmak için savafls›z sömürüsüz, s›n›rs›z bir dünya için eylemde mücadeledeyiz” diyerek ba¤›ms›zl›k ve demokrasi mücadelesinde geçmiflten devral›nan kararl›l›kla emperyalizme karfl› mücadelenin sürece¤ini belirterek aç›klamas›n› bitirdi. K›sa müzik dinletisi ard›ndan miting sona erdi.

YTÜ’de idare-polis-TGB iflbirli¤i YTÜ’de 2 Nisan Perflembe günü bafllayan 3 Nisan Cuma günü devam eden ‹P ve TGB’li faflistlerle devrimci, demokrat ve yurtsever ö¤renciler aras›nda çat›flma yafland›. TGB geçen y›l May›s ay›nda polis-idare iflbirli¤iyle “Öldürün! Öldürün!” nidalar›yla devrimci, demokrat ve yurtsever ö¤rencilere sald›rm›fl, sald›r› sonunda ö¤renciler okulda çevik kuvvet taraf›ndan gözalt›na al›nm›fl, faflist çete ise okul arac›l›¤›yla demokrat ö¤renciler aleyhinde ifade için güvenli bir flekilde karakola götürülmüfltü. Yine bu y›l 2-3 Nisan günlerinde bildiri da¤›tarak çal›flma yapmaya yeltendiklerinde devrimciler taraf›ndan uyar›ld›lar. Bunun ard›ndan okul güvenlik elemanlar›yla kol kola d›flar›dan takviyeyle 30–35 kifli olan faflistler okula çevik kuvvetinde gelmesiyle “gücünü” sa¤lamlaflt›rd›. Devrimci, demokrat ve yurt-

sever ö¤renciler de stantlar›n aç›ld›¤› tonozun önünde topland›. Olaylar TGB’lilerin devrimci, demokrat ve yurtsever ö¤rencilere sald›rmas›yla bafllad›. Karfl›l›k veren ö¤renciler ise çevik kuvvetin sald›r›s›na u¤rad›. Çevik kuvvetin copla sald›rmas›yla Mimarl›k Fakültesi önüne çekilen ö¤renciler bir süre burada bekledikten sonra hep birlikte sloganlarla bulunduklar› noktaya geri döndüler. Okul güvenliklerinin ve ö¤retim görevlilerinin da¤›lmas›n› istedi¤i ö¤renciler faaliyet yürüttükleri ve yaflam alanlar› olan üniversitelerden çekilmeyeceklerini, da¤›lmas› gerekenlerin TGB’liler oldu¤unu, onlar okulu terk etmedi¤i sürece toplu bir flekilde alanda kalacaklar›n› söylediler. Sloganlar at›p, marfllar ve türkülerle halay çeken ö¤renciler saat 19.00 s›ralar›nda TGB’lilerin çevik kuvvet korumas›nda okuldan ayr›lmas› üzerine

Mersin’den yerel seçim notlar› Bu seneki yerel seçimlerin ayr› bir yerde durdu¤u Kürt Ulusal Hareketi’ne yönelik sald›r›lar›n yo¤unlaflt›¤› ve yerel seçimlere bak›fl aç›m›zdan kaynakl› bu yerel seçimlerde kendi alan›m›zda DTP’yi destekleme karar› ald›k. Mersin’de Demokrasi Güçleri Platformu oluflturuldu, bu platformda baz› devrimci, demokrat ve reformist kurumlar da yer ald›. Bizim de içinde yer ald›¤›m›z platformda seçim sürecinin nas›l iflletilece¤i, adaylar›n ve meclis üyelerinin kimler olaca¤› gibi konular tart›fl›ld›. Daha sonra oluflturulan komisyonlar›n baz›lar›nda bizler de kendi gücümüz do¤rultusunda yer al›p faaliyete kat›ld›k. Üniversite, semt ve bas›n komisyonunda faaliyet yürüttük. Üniversitede DTP adaylar›n› tan›tan broflürleri da¤›tt›k. Bas›n komisyonunda ise Belediye Baflkan adaylar›n›n bas›n dan›flmanl›¤›n› yapt›k. Adaylarla gezdi¤imiz süreçte insanlar›n bu sisteme olan tepkilerini ve DTP’ye olan ön

ANTEP Yeflilsu önünde bir araya gelen çeflitli sendika, siyasi parti ve kurum, NATO’nun 60. kurulufl y›ldönümünü k›nad›. “Savafl Örgütü NATO da¤›t›ls›n”, “NATO’ya hay›r kahrolsun emperyalizm”, pankart ve dövizlerinin tafl›nd›¤› eylemde grup ad›na konuflan KESK

6 Nisan günü Obama’n›n Ankara’ya gelifli üzerine Sakarya Caddesi’nde toplanan çeflitli siyasi parti, sendika, siyasetten insanlar “Yankee go home” , “Kahrolsun ABD emperyalizmi”, “Obama evine” sloganlar›yla tepkilerini dile getirdiler.

NATO’nun 60. kurulufl y›ldönümü 4 Nisan Cumartesi günü fiirinyer’de bulunan NATO Vecihi Ak›n K›fllas› önünde yap›lan bir bas›n

yarg›l› yaklafl›mlar›n›n oldu¤unu, mahallerdeki halk toplant›lar›nda insanlar›n alt yap› sorunu, e¤itim, iflsizlik vb. gibi birçok konuyu tart›flt›¤›n› gözlemledik. ‹nsanlar›n mahallede yap›lan

toplant›larda düflüncelerini dile getirmede belli s›k›nt›lar yaflad›¤›n› ve çekingen yaklaflt›¤›n›, DTP adaylar›n›n belli s›cak yaklafl›mlar›ndan sonra bu ön yarg›lar›n k›r›larak sohbetleri geliflti¤ini gözlemledik. Mahallerde oluflturulan komisyonlarda ise afifl, broflür ve el ilan› da¤›t›mlar›na kat›ld›k.

okuldan topluca ç›k›fl yapt›lar. Ertesi gün yine d›flardan takviyeyle alana gelen TGB’liler ÖGB deste¤iyle masa açt›. Devrimci ve demokrat ö¤renciler toplu bir flekilde bulundu¤u tonozun önünde “Faflizme karfl› omuz omuza” sloganlar›n› atarak duruma tepki gösterdi. Haz›rl›kl› bir flekilde gelen faflistler sopalarla sald›r›ya geçti. Bu sald›r› esnas›nda devrimci ö¤rencilerden 2 kifli yaraland›. Çevik kuvvetin coplu sald›r›s›ndan sonra yine Mimarl›k Fakültesi önüne çekilen devrimci ö¤renciler, at›lan yo¤un gaz bombas› ve plastik mermilere tafllarla karfl›l›k

Da¤›t›m esnas›nda kap›s›n› çald›¤›m›z Kürt mahallerinde insanlar›n bizi çok iyi karfl›lad›¤›n› ve sahiplendiklerini gördük, fakat Türklerin yo¤unluklu yaflad›¤› mahallerde ilk olarak bir ön yarg›yla yaklafl›ld›¤›n› ve konufltu¤umuzda biz böyle bilmiyorduk gibi birçok tepkiler ald›k. Bunun d›fl›nda kendi alan›m›zdaki seçim sürecine iliflkin de¤erlendirmelerimizde ilk defa Kürt Ulusal Hareketi’nin içerisinde yer alan arkadafllarla bu kadar samimi ve s›cak bir birliktelik yakalad›¤›m›z› ve karfl›laflt›klar› sald›r›lar karfl›s›nda onlar›n yan›nda yer ald›¤›m›zda iliflkilerimizin güven temelinde geliflti¤ini gözlemledik. Daha öncesinden bize Türk Solu diyerek ön yarg›yla yaklaflanlar›n bizi daha fazla tan›maya yönelik sorduklar› sorular ve bizim onlar› tan›maya yönelik sordu¤umuz sorularla s›cak bir sohbet yakalanm›fl ve her iki örgütlülük aç›s›nda da belli ön yarg›lar k›r›lm›flt›r. Bizi hiç tan›mayanlar ise “Partizan nedir, neyi savunuyorsunuz?” diye sorular sormufl ve tan›mak istediklerini, her zaman kap›lar›n›n aç›k oldu¤unu belirtmifltir. Birçok kifli ‹brahim Kaypakkaya yoldafl› bildiklerini ve Türkiye’de di¤er devrimci önderler aras›nda farkl› bir yeri oldu¤unu söylemifllerdir.

Savafl örgütü NATO’nun 60. kurulufl y›ldönümü ve ABD emperyalizminin yeni baflkan› Obama’n›n Türkiye’ye gelifli Bursa’da Partizan’›n da içinde oldu¤u birçok devrimci ve demokrat kurum taraf›ndan protesto edildi. Kitle 6 Nisan günü Osmangazi Metro ‹stasyonu önünde biraraya gelerek, “Savafl örgütü NATO da¤›t›ls›n! Obama Türkiye’den defol!” pankart›n› açt› ve buradan Kent Meydan›’na kadar “NATO’ya hay›r”, “Obama Türkiye’den defol”, “Katil ABD Ortado¤u’dan defol” sloganlar› atarak yürüdüler. Kurumlar ad›na burada EMEP MYK üyesi Hakk› Tal› bas›n metnini okudu. Tal›, NATO’nun kuruldu¤u y›llardan itibaren dünyan›n pek çok yerinde kanl› eylemlere, iflgallere ve darbelere imza att›¤›n› belirterek “Emperyalistler ve iflbirlikçisi ülkelerin silahl› ordular›n›n merkezi olmakla kalmayan NATO, kontrgerilla gibi yasad›fl› örgütlenmeler kurarak cinayetler iflledi, suikastlar düzenledi, birçok ülkede darbeler tezgahlad›” dedi.

aç›klamas› ile protesto edildi. Birlikte Baflaraca¤›z Platformu taraf›ndan örgütlenen eylemde kitle fiirinyer Tansafl önünden K›fllan›n önüne kadar yürüyüfl gerçeklefltirdi. Burada platform ad›na bas›n aç›klamas›n› Ertu¤rul Barka yapt›. Barka, NATO’nun 60 y›ll›k tarihinin savafl, iflgal, darbe ve katliamlar tarihi oldu¤unu söyledi ve Kore’nin, Yugoslavya’n›n parçalanmas›, Afganistan ve Irak iflgalleri, darbeler, gladyo, Ergenekon ve benzeri kontrgerilla örgütlenmelerinin arkas›nda NATO oldu¤unun iddia olmaktan ç›kt›¤›n› belirtti.

(Bursa)

‹ZM‹R

Yürüyüfl güzergah› üzerinde bulunan ve BBP Genel Baflkan› Muhsin Yaz›c›o¤lu’na baflsa¤l›¤› mesaj› içeren bilboardlara “Marafl’› unutmad›k, ilahi adalet” yaz›lar› yaz›ld›. Sayg› duruflu ile bafllayan mitinge çeflitli siya-

NATO’ya hay›r!

Dönem Sözcüsü Ali Ersönmez, “Türkiye, NATO üyesidir. Türkiye, NATO’ya üye olmak sevdas›yla daha üye olmadan Kore savafl›na kat›ld›. Bine yak›n asker ABD’nin ç›karlar› u¤runa Kore’de öldü. Ödül, Türkiye’nin

NATO’ya kabul edilmesi oldu. Bugün, Afganistan’daki ABD-NATO iflgalinde rol alan Türkiye, NATO ülkeleri aras›nda üçüncü büyük orduya sahiptir. Üye ülkeler, sorunlar›n› askeri yöntemlerle çözmek konusunda NATO’dan güç al›yorlar" dedi Erzönmez ayr›ca Türkiye’nin de Kürt sorununda, demokratik siyasal çözüm yerine, her seferinde savafl yöntemlerini tercih etmesi, bar›flç›l ad›mlar yerine s›n›r ötesi harekâtlar›, bombard›manlar› tercih etmesinde NATO’nun önemli bir etken oldu¤unu çok aç›k oldu¤unu ifade etti.

fiiflli Lisesi’nde kufllama Yeni Demokrat Gençlik’in kampanyas› dolay›s›yla 10 Nisan 2009 tarihinde fiiflli Lisesi’nde kufllamalar yap›lm›flt›r. fiiflli Lisesi YDG olarak kampanyam›zla ilgili ve 11 Nisan 2009 tarihindeki “YDG ‹stanbul Lise Buluflmas›”na ça¤r› amac›yla bast›r›lan kufllamalar› 10 Nisan 2009 tarihinde ‹stiklal Marfl› töreni esnas›nda okul içinde yo¤un bir flekilde yapt›k. ‹stiklal Marfl› okunurken yapt›¤›m›z kufllamalar ö¤renciler ve okul idaresi taraf›ndan flaflk›nl›kla karfl›land› ve ‹stiklal Marfl›’nda k›sa süreli duraksamaya sebep oldu. (fiiflli Lisesi YDG) verdi. Yo¤un sald›r›n ard›ndan çevik kuvvetin mimarl›k fakültesi önüne ilerlemesiyle fakültenin içine çekilen ö¤renciler kap›lara barikat kurdular. Okuldan çevik kuvvet ve faflist çetenin ç›kar›lmas› taleplerinde ›srarc› olan devrimci ö¤renciler fakülteye gelen görevlilerle yapt›klar› görüflmenin ard›ndan polis çekildi ancak TGB’liler durumdan istifade edip bas›n aç›klamas› yaparak kendilerini aklamaya, devrimci ö¤rencileri ise hedef göstermeye devam ettiler. Söz, eylem ve örgütlenme öz-

gürlü¤ü yok say›lan devrimci ö¤renciler de bas›n aç›klamas›na müdahale ederek faflistlerin okuldan ç›kar›lmas›n› sa¤lad›. Çevik kuvvetin tekrar sald›rd›¤› ö¤renciler olaylar›n sona ermesinin ard›ndan yeniden toplu ç›k›fl yaparak okuldan ayr›ld›lar. Sald›r› sonras›nda TGB’li faflistlere karfl› herhangi bir uyar› verilmezken, devrimci demokrat yurtsever 25 ö¤renciye rektörlük taraf›ndan soruflturma aç›larak, soruflturmalar tamamlan›ncaya kadar okula giriflleri engellenmeye baflland›. (‹stanbul YDG)

Son olarak bizler Kürt Ulusal Hareketi’ne yönelik sald›r›lar karfl›s›nda yanlar›nda oldu¤umuzda onlar›n da bize olan ön yarg›lar›n k›r›ld›¤›n› ve kendimizi anlatma zeminimizin olufltu¤unu gördük. Daha öncesinden bizi dinlemeyen kiflilerin dinledi¤ini ve ellerinden

gelen yard›m› her zaman yapacaklar›n›, seçimlerden sonraki süreçte her zaman yard›m edeceklerini belirtmeleri kitlelerin içerisinde oldu¤umuzda onlar›nda bizi sahiplendiklerini bir kez daha kendi prati¤imizde görmüfl olduk. (Çukurova ‹K okurlar›)

Baflsa¤l›¤›

Halil ve Mehmet Ali Çak›ro¤lu yoldafllar›m›z›n babas› Haydar Çak›ro¤lu’nu ve Ümit Ça¤layan San yoldafl›m›z›n babas› R›za Babay› kaybettik. Yak›nlar›na ve sevenlerine baflsa¤l›¤› diliyoruz.

PART‹ZAN fiEH‹T VE TUTSAK A‹LELER‹


Umut Yay›mc›l›k ve Bas›m Sn. Ltd. fiti.

‹flçi-köylü

Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mh.

B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R

Tel: 0212 654 94 18

‹mam Murat Sk. No: 8/1 Aksaray-Fatih/‹stanbul Tel: (0212) 521 34 30 Faks: (0212) 621 61 33 Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Çilem ÖNSEL Bask›: SM Matbaac›l›k Adres: Çobançeflme Mh. Sanayi Cad. Altay Sk. No: 10 A Blok Yenibosna Bahçelievler ‹stanbul

BÜROLAR Kartal: ‹stasyon Cd. Dörtler Ap. No: 4/2 Tel: (0216) 306 16 02 Cep: 0 537 270 75 60 Ankara: S›hh›ye Mh. Süleyman S›rr› Sk. Yunt Ap. No: 19/7 Çankaya Tel: (0312) 430 67 65 Cep: 0 543 453 89 84 ‹zmir: 856 Sokak, No: 48/203 Kemeralt› Konak, Tel: (0232) 446 78 07 Cep: 0 555 561 04 03 Malatya: Dabakhane Mh. Turgut Temelli Cd. Bar›fl ‹flhan› Kat: 3 No: 94 Erzincan: Ordu Cd. Ordu ‹flhan› Kat: 3 Tel: (0446) 223 67 18 Cep: 0 537 461 79 64 Bursa: Selçuk Hatun Mh. Ünlü Cd. Sönmez ‹flsaray› Kat: 2 No: 185 Heykel, Tel: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 613 81 98 Mersin: Silifke Cd. Çavdaro¤lu ‹flhan› Kat: 3 No: 1/8 Cep: 0 545 685 25 27 Avrupa Büro: Weseler Str 93 47169 As-Druck Duisburg-Almanya Tel: 0049 203 40 60 958 Faks: 0049 203 40 60 959

1 May›s’ta isyan et! Öfkeni alanlara tafl›! ‹flten atmalara, zamlara, yasaklara, bask›lara karfl› 1 May›s’ta öfkemizi kuflan›p alanlara akaca¤›z!

‹flçi s›n›f›n›n birlik, mücadele ve dayan›flma günü 1 May›s yaklafl›yor. 1 May›s iflçi s›n›f› ve emekçilerin egemenlere meydan okudu¤u, gövde gösterisi yapt›¤›, gücünü pekifltirdi¤i, birli¤ini deklare etti¤i bir kavga günü olarak ilan edildi¤i günden bugüne hep egemenlerin korkulu rüyas› olageldi. Bu gelenek ülkemizde de bozulmad›. ‹lk kutlanmaya baflland›¤› y›llardan günümüze sürekli engellenmeye çal›fl›ld›. Kutlamak isteyen iflçiler gözalt›na al›nd›, iflkenceye u¤rad›, tutukland›, katledildi. Ancak 1

rak bugüne geldi. Yüzlerce iflçi ve emekçinin can›, kan› pahas›na kazan›ld›. Ülkemizde ilk kez 1905 y›l›nda ‹zmir’de kutlanan 1 May›s, ‹stanbul’da ise 1910 y›l›nda yap›ld›. 1920 y›l›nda emperyalist iflgale ve bask›c› Osmanl› Devleti’ne karfl›n 1 May›s ‹flçi Bayram› olarak kutland›. ‹flçiler Haliç’ten bafllayarak Karakvy üzerinden Beyo¤lu’na kadar “Ba¤›ms›z Türkiye” yaz›l› pankartlarla yürüyüfl yapt›lar. 1923’te birçok yerli ve yabanc› ifl yerinde çal›flan iflçiler “Yabanc› flirketlere al konulmas›, 1

Devrimci 1 May›s Platformu’ndan Taksim ça¤r›s›! ‹stanbul’da1 May›s’›n Taksim’de kutlanmas› ile ilgili bir bas›n toplant›s› gerçeklefltiren Devrimci 1 May›s Platformu 1 May›s’ta Taksim’de olaca¤›n› duyurdu. 1 Nisan günü TMMOB Makine Mühendisleri Odas›’nda biraraya gelen Platform bileflenleri, krizle birlikte iflçilerin, emekçilerin iflsizlik ve yoksullukla yüzyüze geldi¤ini dile getirdi. “Emperyalist sald›rganl›¤a, iflsizli¤e, açl›¤a, yoksullu¤a, bask›lara karfl› 1 May›s’ta Taksim’deyiz” yaz›l› pankart›n as›ld›¤› aç›klamada krizin sonuçlar›na dikkat çekilirken buna karfl›l›k iflçi s›n›f› ve emekçilerin birçok iflyerinde direnifle geçti¤inin de alt› çizildi. 1

May›s iflçi s›n›f›n›n mücadele tarihine yak›fl›r bir serüvenle direnifl tarihini k›z›la boyaya-

May›s’›n iflçi ve emekçilerin bayram› oldu¤unu ifade eden Platform, yasaklara ve bask›lara ra¤men 2007 ve 2008’de iflçi ve emekçilerin 1 May›s’› Taksim’de kutlamak için önemli bir direnifl sergiledi¤ini vurgulad›. Sendikalar›n Taksim için hiçbir pazarl›¤a girmemesi gerekti¤ine dikkat çeken Platform 1 May›s’ta; krizin bedelini ödememek, ’77 katliam›n›n hesab›n› sorma ve 1 May›s yasaklar›n›n kald›r›lmas› için Taksim’de olacaklar›n› dile getirdi. (Platform BDSP, Ça¤r›, DHF, HKM, Halk Cephesi, Odak, Partizan, Proleter Devrimci Durufl ve TUDEF’ten olufluyor.)

May›s’›n resmen iflçi bayram› olarak tan›nmas›, 8 saatlik ifl günü, hafta tati-

li, serbest sendika ve grev hakk›” için greve ç›kt› ve birçok iflçi tutukland›. 1924 y›l›nda iflçilerin kutlamalar› engellenmek istendi ve 8 saatlik ifl günü için bildiri da¤›tan birçok iflçi tutukland›. 1925 y›l›nda ise Takrir-i Sükun Kanunu’yla yasaklanan 1 May›s, 1935 kadar gizli kutlanmak zorunda kald›. 1935’te Bahar Bayram› ad›yla tatil ilan edilen 1 May›s, 1960 Darbesinden nasibini alarak tekrar yasakland›. Bu y›llardan sonra en kitlesel kutlama 1976’da yafland›. Yüzbinlerce iflçi ve emekçi ilk kez Taksim’e ç›karak, bu meydan›n 1 May›s meydan› olarak an›lma sürecini de bafllakm›fl oldu. Ve 1977 kanl› 1 May›s’›... 1977 1 May›s’›nda 500 bin emekçinin üzerine atefl açan egemenlerin tetikçileri 36 insan› katletti. ’76 ve ’77’de Taksim alan›nda kutlanan 1 May›s, bu y›llardan sonra 1 May›s kutlamalar›na yasakland›. Ülkemizde 1 May›s mücadelesi temel hak ve özgürlükler mücadelesi ile beraber yürüdü. ‹fade özgürlü¤ü, toplant› ve gösteri yapma özgürlükleri için verilen mücadelelerin en ileri noktas› 1 May›s’ta öne ç›kan taleplerde ifadesini buldu. ’80 AFC’si sonras›nda ilk 1 May›s 1987 y›l›nda 1000 kiflilik bir grubun 1 May›s flehitlerini anmak amac›yla Taksim an›t›na çelenk koymas› ile kutland›.1989’da 1 May›s’› kutlamak isteyen kitleye sald›ran polis Mehmet Akif Dalc› isimli iflçiyi katletti. 1990 y›l›nda 1 May›s Taksim’de kutlamak isteyen kitleye yap›lan sald›r› sonucu ‹TÜ ö¤rencisi Gülay Beceren ald›¤› kurflun darbesi sonucu felç oldu. Bu dönemde en kitlesel 1 May›s 1996 y›l›nda Kad›köy’de gerçeklefltirildi. Polisin silah›ndan ç›kan kurflunlarla Dursun Odabafl, Hasan Albayrak ve Yalç›n Levent katledildi. ‹flçi s›n›f›n›n örgütlenmesinin önündeki yasal engellerin kald›r›lmas›, grev ve sendika hakk› on y›llarca verilen mücadeleler sonucunda kazan›ld›. Emekçiler taleplerini kabul ettirdikçe ülkemizde demokrasi mücadelesi de ileriye do¤ru geliflmeler kaydetti. ‹flçi s›n›f› ve emekçiler üzerindeki bask›lar›n artt›¤›, en küçük demokratik taleplerine azg›nca sald›r›ld›¤› günümüzde kazan›lm›fl mevzileri korumak ve yeni mevziler kazanmak büyük önem tafl›maktad›r. Krizin bedelini ödeyen iflçi ve emekçiler yoksullukla terbiye edilirken anti-demokratik ve iflçi düflman› yasalarla prangalanmak istenmektedir. Krizle birlikte yüz binlerce iflçi iflten at›l›rken, örgütlülüklerin da¤›t›lamad›¤› iflyerlerinde iflçilere s›f›r zam dayat›lmakta.

Krize, bask›lara karfl› alanlara! Tüm bask›lara, iflten atmalar açl›k ve

Direniflteki iflçiler alanlara ça¤›r›yor... Desa Direniflçisi Emine Arslan: Bu kadar iflçi soka¤a döküldü bu sene kriz nedeniyle. Krizden etkilenmeyen patronlar bile kriz bahanesiyle iflçileri iflten att›lar. Bunun için biz hem direniflteki iflçiler, hem iflinden olan iflçiler olarak bize müsaade edilmesini istiyoruz. Biz sesimizi duyurmak istiyoruz. Tek yürek, tek yumruk olmal›y›z. ‹flçi kardefllerim, emekçi kardefllerim, anne babalar, halk da gelince iflçilerin ne kadar güçlü oldu¤unu orada görebiliriz. Meha Direniflçisi fiahin Aslan: Bir

C

M

Y

K

tek bu y›l için de¤il her zaman bizim için anlam› farkl›d›r 1 May›s’›n. Bir mücadele örne¤idir. Hele de bu sene daha farkl› olacak. Çünkü Taksim’e gitme durumu var. Sonuna kadar bunun üzerine gidip bu hakk›m›z› elde etmemiz laz›m. Geçmiflimizdekilere böyle bir borcumuz oldu¤unu düflünüyorum ben. Yani ’70’li y›llarda verilen mücadeleleri göz önünde bulundurursak, bizim bunu kendimize bir borç bilip üzerine üzerine gitmemiz laz›m ve bizim bu hakk› elde etmemiz laz›m.

Meha Direniflçisi Yusuf Çetin: Benim için özellikle tatil olmas›, iflçilerin hepsinin bir arada olmas› önemli. Güzel bir 1 May›s direnifli bekliyoruz. ‹flçilerin bir arada olmas› ve gereken yerlere gözda¤›n›n gitmesi önemli. ‹flçilerin, halk kitlelerinin bayram›d›r 1 May›s. ‹flçilerin elde etti¤i bir kazan›md›r yani. ATV-Sabah direniflçisi Arzu Gürbüz; Taksim’in 1 May›s kutlamalar›na yasaklanmas›n› do¤ru bulmuyoruz. 1 May›s’ta Taksim’de olaca¤›z.

yoksullu¤a ra¤men iflçi ve emekçiler direnifl ateflini yakmay› sürdürmektedir. Sendikas›zlaflt›rmaya, s›f›r zam dayatmas›na ve çal›flma koflullar›na tepki gösteren emekçiler ülkenin dört bir yan›nda direniflleri ile umudu büyütmekte. DESA Deri’de, Sinter’de, Toros Tar›m’da, ASEMAT’ta, Meha Tekstil’de, ATVSabah’ta iflçilerin mücadelesi yol gösteriyor. ‹flçi s›n›f› ve emekçiler fabrika iflgalleri, grev ve direniflleri ile 1 May›s öncesi s›n›f mücadelesinin ivmesini yükseltiyor.

fiimdi bu direniflleri bir ad›m ileri tafl›ma zaman›! 2007 ve 2008’ de ‹stanbul’da iflçi ve emekçiler yasaklara, devlet terörüne, sald›r›lara ra¤men 1 May›s’› Taksim’de kutlamak için önemli bir irade ortaya koydu. ‹stanbul’u adeta bir hapishaneye çeviren egemenler, iflçilerin ve emekçilerin her sokak bafl›nda “Yaflas›n 1 May›s” slogan›n› hayk›rmas›na engel olamad›. Darbe y›llar›n›

aratmayan görüntülerin yafland›¤› 1 May›s’ta sendika binalar› ablukaya al›nd›. Yollar kesildi. 1 May›s fliar›n› hayk›ran her canl›, hedef haline geldi. Taksim yasa¤›na ra¤men binlerce emekçi panzerlere, polis y›¤›na¤›na inat bu talebi dillendirdi. Ve soka¤a ç›kt›. Çünkü polis kutlamalar›na, özel günlere, spor müsabakalar› sonras› ya da y›lbafl› kutlamalar›na aç›k olan Taksim Meydan›, biz iflçi ve emekçilere kapal›. Konserlere aç›lan Taksim Meydan› iflçilere yasak! 1977’de katledilen iflçileri anmak suç, y›lbafl›n› kutlamak

ise serbest! ’77 katliam›n›n sorumlular›n›n bulunmas›n› istemek yasak futbol tak›mlar›na serbest.

DDSB’den 1 May›s ça¤r›s›… Devrimci Demokratik Sendikal Birlik ç›kard›¤› bildiride “1 May›s’ta alanlara, hesap sormaya!” fliar› ile tüm iflçi ve emekçilere güçlerini birlefltirme ça¤r›s› yapt›. Krizin sonuçlar›na de¤inilen bildiride ayr›ca DESA, MEHA, Sinter, E-Kart, ATV-Sabah gibi devam eden direnifllere de vurgu yap›larak “Hakl› taleplerimiz ve mücadele sloganlar›m›zla 1 May›s’ta alanlarda olaca¤›z” denildi. KESK Genel Baflkan› Sami Evren Sendika Genel Merkezi’nde kamuoyuna yapt›¤› aç›klamada 1 May›s’ta Taksim’de olacaklar›n› aç›klad›. Türkiye’de 1 May›s’›n 100 y›ld›r bask›lara ve sald›r›lara sahne oldu¤unu, ancak tüm bask›, tehdit, cinayet ve katliamlara ra¤men emekçilerin 1 May›s’a sahip ç›kmaya devam

ettiklerini dile getiren Evren; 1May›s’›n resmi tatil ilan edilmesinin gecikmifl bir karar oldu¤unu, bu hakk›n emekçilerden 30 y›l önce gasp edildi¤ini ve verilen mücadeleler sonucunda kazan›ld›¤›n› söyledi. Hükümetin 1 May›s’›n resmi tatil ilan edilmesi ile ilgili yürüttü¤ü çal›flmalar› de¤erlendiren D‹SK Genel Baflkan› Süleyman Çelebi de at›lan ad›mlar›n yeterli olmad›¤›n› söyledi. Çelebi; Taksim’in 1 May›s kutlamalar›na aç›lmas› gerekti¤ini dile getirdi.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.