1 minute read

Bölüm 3 — Karanlığın çağı

Elçi Pavlus, Mesih’in günü gelmeden önce gerçekleşecek olayları şöyle duyurmuştu: “Çünkü imandan dönüş başlamadıkça, mahvolacak olan o yasa tanımaz adam ortaya çıkmadıkça o gün gelmeyecektir. O adam, tanrı diye anılan ya da tapılan her şeye karşı gelerek kendini hepsinden yüce gösterecek, hatta Tanrı’nın tapınağında oturup kendisini Tanrı ilan edecektir.” Üstelik “yasa tanımazlığın gizli gücü şu anda bile etkindir”

(2.Selanikliler 2:3,4). O günlerde bile elçi, papalığa yol hazırlayan hataların geleceğini görmüştü.

‘Yasa tanımazlığın gizli gücü,’ aldatıcı işlevini yavaş yavaş devam ettirdi. Bir zamanlar putperestlerin şiddetli zulmü nedeniyle engellenen putçu gelenekler, Hıristiyan kilisesinin içine işliyordu. Zulüm bittikten sonra Hıristiyanlık, Mesih’in yalın alçakgönüllülüğünü bırakıp putperest rahiplerin ve yöneticilerin debdebesine kapılmaya başlamıştı. Konstantin’in sözde imanı büyük bir sevince neden olmuş, ancak bozulma giderek hızlanmıştı. Bir zamanlar kaybolmuş gibi görünen putperestlik zafer kazandı, çünkü öğretileri ve batıl inançları Mesih’i izleyenlerin imanını bulandırmıştı.

Hıristiyanlığın putperestlikle bu şekilde bağdaşması, peygamberlikte söz edilen ‘yasa tanımaz adama’ kapı açtı. O sahte inanç, Şeytan’ın baş eseriydi; dünyayı kendi isteğine göre yönetmek amacıyla kendisini tahta geçirme gayretiydi.

Roma Katolikliğinin önde gelen öğretilerinden birine göre Papanın, dünyadaki tüm kilise önderleri ve gözetmenleri üzerinde tam bir yetkisi vardı. Dahası Papa, ‘Papa Rab Tanrı’ olarak nitelendirilerek (Ek’e bkz.) ‘kusursuz’ ilan edildi. Şeytan’ın çöldeki denenme sırasında ortaya koyduğu iddia, şimdi de Roma Kilisesi aracılığıyla ortaya konmakta, büyük kalabalıklar da ona saygı göstermekteydi.

Ancak Tanrı’ya saygı gösterenler, Mesih’in baş düşmanına verdiği karşılığı vermelidirler: “Tanrın olan Rab’be tap, yalnız O’na kulluk et” (Luka 4:8). Tanrı hiç kimseyi kilisenin başı olarak atamamıştır. Papalığın egemenliği Kutsal Yazılara karşıdır. Papanın Mesih’in kilisesi üzerinde hiçbir gücü yoktur. Katolikler, Protestanları gerçek kiliseden bilerek ayrılmakla suçlarlar. Ancak aslında ‘kutsallara emanet edilen imandan’ ayrılanlar kendileridirler (Yahuda 3).

Şeytan, Kurtarıcının saldırılara karşı Kutsal Yazıları kullandığını iyi biliyordu. Her saldırının karşısında Mesih, sonsuz gerçek kalkanını kaldırarak “Şöyle yazılmıştır” diyordu. Şeytan insanların üzerindeki etkinliğini devam ettirmek ve papalığın yetkisini geçerli kılmak için onları Kutsal Yazıların bilgisinden mahrum bıraktı. Kutsal Yazıların kutsal gerçekleri gizlenmeli ve bastırılmalıydı. Kutsal Kitap’ın dağıtımı yüzyıllar boyunca Roma kilisesi tarafından yasaklandı. İnsanların okumasına engel olundu. Ruhban sınıfı Kutsal Kitap’ın

This article is from: