Ibrahim turhan anadolu lisesi 5 sayı

Page 1


Editörden

İçindekiler Dergi Fuarı.............................................................................................04 Kitap Fuarı..............................................................................................05 Öğretmenlerimiz Doğa Yürüyüşünde................................................06 Okulumuzda Deprem Ve Yangın Tatbikatı........................................07

Farklı seslerin harmanlandığı yeni sayımızla tüm dergi dostlarına ‘merhaba’ diyerek kelama başlayalım istedik.

Kutlu Doğum Etkinlikleri....................................................................08

Klişe bir okul dergisi olmanın ötesine gidebilme gayretimizin nihayetinde çıkardığımız bu sayımızda tefekİbrahim Turhan Anadolu Lisesi Ormanı...........................................09 kürü esas aldık. Yüreklere dokunabilmenin, kelamdan geçtiğinin farkındaydık. Eğitim-öğretim hayatının asıl İki Değer İki Şiir...............................................................................10-11 kalıcı kazanımlarının bir şey üretmek olduğunun bilinciyle hareket ettik. Hayata dokunduk. Varız dedik. YoSpor Faaliyetleri...............................................................................12-13 rulmanın, düşünmemek olduğunu biliyorduk. “Okuyan olmazsa, nafile bir uğraşsa” kaygısı çekmedik. Bu dergi, Rehberlik..........................................................................................14-15 okunmasa da bu faaliyetin mutfağında olanlar için edinilen deneyimin ne büyük bir kazanım olduğunun idraEtkinlikler.........................................................................................16-17 kindeydik. Ezberin peşine düşmedik. Ezberlenelim düşüncesinde de olmadık. Bir özün peşindeydik, bir öz…! Kitap.......................................................................................................18

Yine size bir öz ile kendimizi takdim ediyoruz. Bu özde kamuflaj yok. Emek var, sevgi var. Belki de en önemlisi samimiyet var. Masa başında devlet yıkıp devGenç Kalemler........................................................................................20 let kurmadık. Acziyet içinde olup eleştirmedik. Kendini idame ettiremeyenlerin: “ Gevezelikle her şey idare ediBen Büyürken...................................................................................21-22 lir.” anlayışında olmadık. Bakışları ayırmadık, görenlerden vazgeçmedik. İzliyorum................................................................................................19

Soma........................................................................................................23

Bu çalışmada emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler. Dergilerde isim yoktur, isimler vardır. İyi okumalar... Cemalettin MESKEN Türk Dili ve Edebiyat Öğretmeni

2014 Sayı: 5 Sahibi / İbrahim Turhan Anadolu Lisesi adına,Yüksel ÖZTÜRK Editör/ Cemaleddin Mesken Yayın Kurulu: Mahmut BALCI, İbrahim SATILMIŞ, Görkem ÇAMURCU, Tuğçe DEMİR

Yazışma adresi/ Yavuz Selim Mah. İstanbul Cad. No: 43 /Esenler Telefon: 0 (212) 568 76 68 grafik Tasarım/ Mustafa Kurşat 506 402 01 99 Pusula 2569 Sayılı Teblliğler dergisi’nde yayımlanan sosyal etkinlikler yönetmeliğine göre hazırlanmıştır.


Başyazı

Tefekküre aracılık etmesi, öğrencilerin yaratıcı düşüncesinin lokomotifi olması hasebiyle eğitsel anlamda katkısı tartışılmaz olan dergilerin her bir sayısı yeni bir umudun habercisidir.

Değerli Okuyucular

O

kulumuzun süregelen başarılı faaliyetlerinden biri olan Pusula dergisi 5. sayısına ulaşmış olmasının haklı gururunu yaşıyoruz. Okul dergileri genellikle bir iki sayı ile sınırlı kalıp sürekliliğin sağlanmadığı faaliyetler olarak kalır lakin dergimizin bu konuda genellemelerin ötesinde, tutarlılığını yansıtmıştır. Dönem içerisinde birçok alanda yaptığımız etkinliklerin çetelesinin tutulması, bu etkinliklerin bir bütün olarak bir yazınsal faaliyetin içerisinde toplanması dergimize ayrıca ehemmiyet katmaktadır. Bir kurumun kurumsal kimliğine kavuşmuş olduğunun da bir nevi göstergelerinden olan bu faaliyeti önemsediğimizi ve üzerinde hassasiyetle durduğumuzu belirtmek isterim.

Tefekküre aracılık etmesi, öğrencilerin yaratıcı düşüncesinin lokomotifi olması hasebiyle eğitsel anlamda katkısı tartışılmaz olan dergilerin her bir sayısı yeni bir umudun habercisidir. Dergimizin yeni sayısının hayırlı olmasını temenni eder bu emekte katkısı olan öğretmen ve öğrencilerimizi ayrıca tebrik ederim. Saygılarımla Yüksel ÖZTÜRK Okul Müdürü

İdari Kadromuz

AN Meral TUR cısı ım rd Müdür Ya

Bahattin UZU NPINAR Müdür Başyard ımcısı

Recep ACITAN Müdür Yardımcısı

Hüseyin GÜL Müdür Yardım cısı

Pusula 5

3


Dergi Günleri

Beyza Gözükızıl

Dergi Fuarı

Milli Eğitim Bakanı Sayın Prof.Dr. Nabi Avcı’ya, kültür adamlarına, dergi editörlerine okulumuzun dergisi olan Pusula Dergisi’ni tanıttık ve hediye ettik.

Türkiye Dergi Editörleri ve Yayın Yönetmenleri Birliği (TÜRDEB) tarafından bu yıl 4.sü düzenlenen Türkiye Dergi Fuarı dergi severlere 23-27 Ekim 2013 kapılarını tarihlerinde açtı. Bu yılki onur konuğu Altınoluk Dergisi’nin genel yayın yönetmeni Ahmet Taşgetiren oldu. Türkiye’de ilk defa 100’ü aşkın derginin katıldığı, yazarokuyucu buluşmalarının gerçekleştiği, panel ve söyleşilerin yapıldığı fuara Tarihi Sirkeci Garı’nda açılan 4.Dergi Fuarı’nı öğretmen ve öğrencilerimiz de ziyaret etti. Öğretmenlerimizden Cemalettin Mesken, Ercan Koca, Mahmut Balcı ve öğrencilerimiz; açılışa katılan Milli Eğitim Bakanı Sayın Prof.Dr. Nabi Avcı’ya, kültür adamlarına, dergi editörlerine okulumuzun dergisi olan Pusula Dergisi’ni tanıttık ve hediye ettik. Fuar açılışı başlamadan önce Sirkeci Garı’nda bulunan İstanbul Demir Yolu Müzesi’ni gezdik. Dergi stantlarını gezip diğer dergi çalışmalarını inceledik. Dergimiz fuarda büyük ilgi gördü. Dergi Fuarı gerçekten çok güzel bir yer. Burada çeşitli dergi stantları var ve bunları tanıtmak amacıyla size hediye dergiler sunuyorlar. Herkesin gezip görmesini tavsiye ediyorum. Eminim dikkatinizi çekecek ve hoşunuza gidecek dergileri bu fuarda bulabileceksiniz.

4

İbrahim Turhan Anadolu Lisesi


Erhan Bozan

Ki

ta p

Fu ar ı

Fuara her sene olduğu gibi bu sene de okulca çıkarma yaptık. 2-5 Kasım tarihleri arasında düzenlenen 32. Uluslararası TÜYAP Kitap Fuarı’na katıldık. Bu yıl kitap fuarının konuk ülkesi Çin Halk Cumhuriyeti’ydi. Fuara her sene olduğu gibi bu sene de okulca çıkarma yaptık. Fuarı gezme, kitapları inceleme fırsatı bulduk. Kitap fuarında, birçok şair ve yazarın imza gününe müşahede ettik. Konuk ülkenin stantlarını da gezdik. Özellikle fuarın en renkli kısımları bu stantlardı. Değişik bir ülke ve kültürün sergilendiği bu alanlar fuara gelenlerin yoğun ilgisini çekiyordu. Çin gibi kadim bir medeniyetin tarihi bu tarihin içinde kendi ulusumuzla da yer yer ilişki içinde olmaları ilgiyi arttıran unsurların başında geliyordu. Son yıllarda dergi ve kitap fuarlarına ilginin yoğun olması sevindirici. Okuyan bir toplumun geleceği umutvaridir. Her fuar bu umudu geleceğin aydınlık olma umudunu perçinlemektedir. Kitap bir dünya, kitap fuarları dünyaların birleşimi. Bu fuarların insan hayatına katkıları kaçınılmaz. Bu fuarlara mümkün olduğunca katılmaya çalışalım.

Pusula 5

5


Öğretmenlerimiz DOĞAYLA Okulumuz öğretmenleri Şile’de doğa yürüyüşü yaptı. Okulumuz öğretmenlerinin bu yürüyüş ile bize gönderdikleri şu mesajlara kulak verelim: -Yürüyüş, kan akımını ve kan damarlarının miktarını artırarak, dolaşımı iyileştirir, kalp-damar ve beynin damarsal hastalıkları riskini azaltır. -Kalp kası dâhil, vücut kaslarını kuvvetlendirerek, daha etkin çalışmalarını sağlar. -Her bir kasılmada kalbin pompaladığı kan miktarını artırarak, istirahattaki kalp atım sayısını (nabzı) azaltır. -Egzersiz ve stres durumunda arteriel kan basıncında (tansiyonda) oluşan yükselmeyi azaltır. 5-Kan basıncını düzenler. -Kalp kasının yan damarlardan da beslenmesini destekler. Böylece kalbin ana damarlarında oluşacak tıkanıklıkların vereceği zararı azaltır. -Şişmanlık riskini azaltır. -Sindirimi kolaylaştırır. -Beyine oksijen sağlanmasını artırarak, zihinsel keskinlik ve yaratıcı düşünce potansiyelini yükseltir. -Lenfatik dolaşıma yardımcı olur. -Egzersiz sırasında ve sonrasında metabolizmayı uyarır. -Solunumsal kapasiteyi ve aerobik gücü artırır. -Büyümeyi ve travma sonrası toparlanmayı olumlu etkiler. -Kan yağlarının (trigliserid) düzeyini düşürür. -HDL/LDL (iyi huylu-kötü huylu kolestrol) dengesini düzenler. -Koordinasyona olumlu etki yapar. -Eklem ve kasların esnekliğini artırarak, bel ve boyun ağrılarını hafifletir. -Kemiklerin sertleşmesini ve kuvvetlenmesini sağlar. -Dayanıklılığı artırır. -Yorgunluk duyumunu engeller. -Uykusuzluğu azaltır, rahatlamaya yardımcı olur. -Vücudun doğal keyif verici hormonu olan endorfinin salınımını artırır. -Yaşlanma sürecini geciktirerek, genç bir görünüm sağlar. -Moral, özgüven ve iyimserliği artırır. Doğa demek sağlık demek. Öğretmenlerimize verdikleri bu güzel mesaj için teşekkürler.

6

İbrahim Turhan Anadolu Lisesi

Doğa

Yürüyüşünde


Gizem DEMİR

Okulumuzda Deprem Ve Yangın Tatbikatı Depremlerin neden olduğu kayıpların, depremden önce alınacak önlemlerle çok büyük oranda azaltılabileceği biliniyor. İnsanlar, depremler hakkında, yanı sıra deprem sırasında ve sonrasında yapılması gerekenler konusunda bilgilenerek, yaşadıkları yerleri depreme hazırlayarak, depremlerin zararlarını azaltabilirler. 17 Ağustos Kocaeli depremi, bizlere toplum olarak depremlere ne kadar hazırlıksız olduğumuzu bir kez daha anımsattı. Türkiye’de meydana gelen son depremler, Japonya’daki benzerlerinden 10 kat, ABD’deki benzerlerinden de yaklaşık 100 kat fazla can kaybına yol açtı. Aradaki bu büyük fark, depremlere karşı önceden yeterince (belki de hiç) önlem almamış olmamızdan kaynaklanıyor. Genel anlamıyla afete hazırlık, merkezi ve yerel idarelerin sorumluluğundadır. Ancak, kendimizi ve çevremizi olası bir depreme hazırlamak için yaşadığımız yerlerde alacağımız küçük önlemler ve atacağımız küçük adımlar, zarar görme riskimizi büyük oranda azaltacaktır. Bu hazırlıkların ehemmiyetinin farkında olan okulumuz Coğrafya Öğretmeni Vedat KARABENLİ’ nin çabaları ile okulumuzda deprem ve yangın tatbikatı yapıldı. Tatbikat, olası bir deprem ve yangında yapılacakların ayrıntılı bir şekilde somut yaşantılar sunularak gerçekleştirildi. Esenler Belediyesi sivil savunma ekiplerinin nezaretinde yapılan tatbikat verimli geçti.

Pusula 5

7


Kübra KAZIRLAR

Vahdetin Gülü

Kutlu Doğum Etkinlikleri

Kutlu Doğum Etkinlikleri

On dört asır evvel yine bir böyle geceydi. Kumdan ayın on dördü bir öksüz çıkıverdi. Bahardı... Dışarda, kumların üstünde, kahrı da, zehri de zevk adına yutan insanlardı... Çıldırmış azgınlıkların pençesinde beşer bir canavardı. Ve zamanın paslı aynasında eskiyen yürekler kayalar kadardı... Bahardı... Sevgili o gece bir “Gül” oldu, ve beşeriyet gülü bir cins ad olmaktan o gün çıkardı. Gel ey vahdetin Gül’ü, hasretin Gül’ü... Kokunla gel ve renginle gel! .. İlhamın ve âhenginle gel! .. Aşkınla olmazsa sevginle gel! .. Gel ki serazad kuşlarca süzülsün yürekler çiçeklere; ve çiçekler yenik düşsün aşkını eleyen kelebeklere... Gel de, gizemli alfabelerle yazılmış mektuplarını bebekler okusun; gel, kınalı parmaklar tezgahlarda cümle cümle şiirlerini dokusun... Ay vurgunu gecelere şavkı dökülsün nurunun, neyler üveyiklere ağlasın ve ölümsüz besteleri Gül adına çalınsın aşk tanburunun. Gel ey günlüklerde yığın yığın gözyaşlarıyla kararan bahtımızı Gül’e döndüren Haberci... Gel ey, sevgilerinden sıyrılan vicdanları mor salkımlı zamanlarda kurtuluşa ulaştıracak Elçi... Şafaklarına kırağı düşmüş aldanışları pişmanlıkla yuyup yıkayan ihtiyar adamlar ve genç kızlar için gel, aşksızlığının kör akşamlarını mezar taşlarında tekrar be tekrar okuyan dolunaylar ve yıldızlar için gel. Yıldızlarına uyabilelim diye bizi şevklendirmek ve şavklandırmak için de gel; birimizi birimize sevdirmek, birimizle birimizi sevindirmek için de gel... Peygamber Efendimizin tevellüdünü etkinliklerle kutladık. 9. sınıflar için Ali Tezcan, 11. Sınıflar için Sefer Yakut ve 10. ve 12. Sınıflar için Mahmut Balcı’nın organize ettiği Kutlu Doğum Programlarını organize ettiler. Okulumuzun spor salonunda yapılan kutlu doğum programını öğrencilerimiz, öğretmenlerimiz ve okul yöneticileri de izledi. Programlarda söz alan Okul Müdürümüz Yüksel Öztürk ve Müdür Yardımcısı Recep Acıtan insanlık için ortak bir değer olan Hz.Muhammed’in daha iyi anlaşılması için bu tür programların yapılmasının önemli olduğunu söylediler.

8

İbrahim Turhan Anadolu Lisesi


Rozerin Aykul & Helin Macit

İbrahim Turhan Anadolu Lisesi Ormanı

Yeşil doğa ile bütünleşmiş bir renktir. Birbirini çağrıştıran yeşil ve doğa, insan için tartışılamayacak derecede öneme sahiptir. İnsanın temel gereksinimleri olan solunum ve tüketim yeşilden yani doğadan sağlanır. Daha bunların yanında sayılamayacak kadar faydası olan doğayı, insanlar korumak yerine büyük zararlar verebiliyor. Kesilen ağaçlar, ihmalkârlıkla gelen orman yangınları ve sorumsuz fabrikalar insanların doğaya verdiği temel zararlardır. Özellikle de yeni yaşam alanları oluşturmak veya yaşam alanlarını genişletmek amaçlı kesilen ağaçlar, sadece bugünün insanlarını değil yarının toplum fertlerini de derinden etkilemektedir. Kesin bir ağaç değil, gelecek nesillerden bir parçadır. Yeşilin korunması ve çoğaltılması noktasında biz gençlere de büyük bir görev düşüyor. Bu noktadan hareketle bir ormanımız olsun istedik. Bu konunun ayrıntılarını öğretmenlerimizle konuş-

tuk. Fidanım olsun diyen bütün öğrenci arkadaşlarımızın maddi manevi katkısı ile Kemerburgaz’a bağlı Ağaçlı köyünde İbrahim Turhan Anadolu Lisesi Ormanı’nı oluşturduk. Gittik fidanlarımızı diktik. Bu projeye katkı sağlayan bütün hocalara, özellikle de Vedat Karabenli, Hamiyet Arslan ve Ayfer Dilsiz’e çok teşekkür ediyorum. Diren hoca sayesinde dokuzuncu sınıflara daha kolay ulaştık, Vedat hoca olmasa bu kadar ilerleyemezdik, Hamiyet hoca olmasa cesaret edemezdik ve son olarak Ayfer hoca sayesinde karşı bina da bu projemize katıldı. Çok teşekkürler.

Pusula 5

9


Ümit Yaşar Oğuzcan 22 Ağustos 1926’da Tarsus’ta doğdu. 4 Kasım 1984’te İstanbul’da yaşamını yitirdi. 1845’te Eskişehir Ticaret Lisesi’ni bitirdi. Osmanlı Bankası ve Türkiye İş Bankası’nda çalıştı. 1977’de İş Bankası Halka İlişkiler Müdür Yardımcılığı görevinde iken emekliye ayrıldı. İstanbul’da kendi adını taşıyan bir sanat galerisi kurdu. Bir süre yayıncılık yaptı ve Akbank Genel Müdürlüğü Krediler Servisi’nde çalıştı. Yaşamının son döneminde mizah dergisi “Çarşaf ”ta mizah şiirleri yazdı. İlk şiiri 1942’de Eskişehir’de yayınlanan “Kocatepe” gazetesinde yayınlandı. Daha sonra Yedigün, Varlık, Büyük Doğu gibi dergilerde yayınlanan şiirleriyle tanındı. İlk şiir kitabı “İnsanoğlu” 1947’de basıldı. Zamanla geniş kitlelerin okuyup hayranlık duyduğu bir aşk ve ölüm şairi olarak tanındı. Şiirlerinde Faruk Nafiz Çamlıbel duyarlılığı görülür. 1973’de büyük oğlu Vedat’ın intiharından sonra “ölüm” temasına daha çok eğildi. Bazı şiirleri çağdaş sanat müziğinin popüler bestecileri tarafından bestelendi. En duyarlı ve yoğun aşk şiirlerinin yazarıdır.

İşte yaşamak maceramız bu. Yaşarken beklemek, beklerken yaşamak Ve yaşayıp beklerken ölmek! Özleme bir diyeceğim yok. O kömür kırıntıları arasında parlayan bir cam parçası. O nefes alışı sevgimizin, kavuşmalarımızın anlamı. O tek güzel yönü bekleyişlerimizin. İnsanlığımız özleyişlerimizle alımlı, Yaşantımız özlemlerle güzel. Özlemin buruk bir tadı var, hele seni özlemenin. Bir kokusu var bütün çiçeklere değişmem. Bir ışığı var, bir rengi var seni özlemenin, anlatılmaz. Verdiğin bütün acılara dayanıyorsam; Seni özlediğim içindir. Beklemenin korkunç zehri öldürmüyorsa beni; Seni özlediğim içindir. Yaşıyorsam; içimde umut varsa, Yine seni özlediğim içindir. Seni bunca özlemesem; bunca sevemezdim ki!

10 İbrahim Turhan Anadolu Lisesi

İki İki


Değer Şiir İsyan şiirleri bilirim sonra Kelimeler ki tank gibi geçer adamın yüreğinden Harfler harp düzeni almıştır mısralarda Kimi bir vurguncuyu gece rüyasında yakalamıştır Kimi bir soygun sofrasında ışıklı salonlarda Hırsızın gırtlağına tıkanmıştır Müslüman yürekler bilirim daha Kızdımı cehennem kesilir sevdimi cennet Eller bilirim haşin, hoyrat, mert Alınlar görmüşüm ki vatanımın coğrafyasıdır Her kırışığı, sorulacak bir hesabı Her çizgisi, tarihten bir yaprağı anlatır Bütün bunların üstüne Hepsinin üstüne sevda sözleri söylemeliyim Vatanım milletim tüm insanlar kardeşlerim Sonra sen gelmelisin dilimin ucuna adın gelmeli Adın kurtuluştur ama söylememeliyim Cankuşum umudum canım sevgilim.

Erdem Beyazıt

İlk ve orta öğrenimini Kahramanmaraş’ta tamamlayan Bayazıt, sırasıyla 1953’te İstiklal Ortaokulu’ndan, 1959 yılında ise Kahramanmaraş Lisesi’nden mezun olmuştur. Aynı yıl kaydolduğu İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde yüksek öğrenimine başlayan şair, tahsiline iki yıl kadar bu üniversitede devam ettikten sonra geçim sıkıntısı nedeniyle 1961 yılında öğrenimini devam mecburiyeti olmayan Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne nakleder. Bayazıt 1963 senesinde yüksek öğrenimine ara vererek askere gider. Askerliğini yedek subay öğretmen olarak Burdur iline bağlı Çuvallı, Yeşilova köyünde yapan şair, askerden döndüğünde ise tahsil hayatında büyük bir değişiklik arz edecek yeni bir kararı uygulamaya başlar. Zira Hukuk Fakültesinde başladığı tahsil hayatına artık Dil Tarih ve Coğrafya fakültesinde devam edecektir…

Pusula 5

11


Yağmur ÇELİK

Spor

İbrahim Turhan Anadolu Lisesi

voleybol takımı 2013-2014 sezonunda da kısıtlı imkanlara rağmen ligde başarılı bir sezon geçirdi. Bir okul takımı olarak kendi imkânları ile özverili bir çalışma ile bu faaliyeti sürdürmeye çalışan takımımıza önümüzdeki sezon muhakkak suretle destek olmamız gerekmektedir. Fedakar ve gayretli çalışmaları ile okulumuzun adını duyuran bu sporculara sonsuz minnettarlığımızı iletiyoruz. Yeni sezonda daha rahat olanaklarla daha başarılı olmalarını diliyoruz.

12 İbrahim Turhan Anadolu Lisesi


Ramazan ÇİFTÇİ

Faaliyetleri

İbrahim Turhan Lisesi Bayan Basketbol Takımı

Bayan basketbol takımımız da bu sene başarılı sonuçlar alarak tecrübesini geliştirdi. Basketbol da-

lında sadece bayan basketbol takımımız değil erkek basketbol takımımız da başarılı bir grafik sergiledi.

Pusula 5

13


Rehberlik

Teknoloji Kullanım Süresinin Azaltılması Eylem Araştırması Çalışması ESENLER

Milli Eğitim Bakanlığının İstanbul’ un 7 ilçesinde (Bahçelievler, Bayrampaşa, Bağcılar, Başakşehir, Esenler, Güngören ve Zeytinburnu) gerçekleştirmiş olduğu projeler kapsamında Esenler İlçesini temsilen

14 İbrahim Turhan Anadolu Lisesi

okulumuz İbrahim Turhan Anadolu Lisesinde, “Teknolojinin Gençler Arasındaki Kullanım Sürelerinin Azaltılması” konulu eylem araştırması çalışması yapılmıştır.


Rehberlik

z i m i b i k E e j o r P

B

u eylem araştırması Okulumuz Rehber Öğretmeni Murat ARSLAN’ ın koordinatörlüğünde ilçemizdeki okullarda görev yapan rehber öğretmenler Elif Emek ASLAN, Serkan USTA, Emine VAROL ve Tuğba TÜRK tarafından yapılmıştır.

Bu çalışmalar kapsamında; - 33 öğrencimizden oluşan örneklem grubumuza Bireysel ve Grup çalışmaları, -Anket uygulamaları -Literatür çalışması -Öğretmen, Veli ve Öğrencilerimize Teknolojinin gereksiz yere kullanımı sonucunda meydana gelen sorunlar ile bunlara yönelik çözüm yolları konusunda bilgilendirme çalışmaları -Okulumuzda 4 sınıfımıza film gösterimi -10 C sınıfındaki öğrencilerimiz Ceren BAHÇEKAPILI, F.Mehmet YILMAZ, Ayşeyma DEMİR, Cansu KİRAZ ve İrem ÇINARLIK tarafından afiş çalışması -10 C Sınıfından Ceren BAHÇEKAPILI 10 I sınıfından Ayça GÜLMEZ ve 10 H sınıfından Kadir Erhan BOZAN konuyla ilgili gerek öğrencilerimizle gerekse öğretmenlerimizle röportaj çalışması yapmıştır. Yapılan bu çalışmalarda bize destek ve katkıda bulunan İl Eğitim Denetmenleri Grup Başkanı Ziya Dibekoğlu’ na, İlçe şube müdürümüz Mehmet USTA’ ya, okul müdür yardımcımız Recep ACITAN’ a, okul rehber öğretmenimiz Kenan ÇIRACI’ ya, Edebiyat öğretmenimiz Ertuğrul ÖZCAN’ a, Esenler Belediyesi Sabri Ülker Gençlik Merkezi Koordinatörü Musa ERSAL ‘ a teşekkür ederiz. Pusula 5

15


Etkinlikler

Etkinlikler

O

Görme Engelli Avukat Osman Sezer Okulumuzda

kulumuz öğretmenlerinden Murat Arslan ve Mahmut Balcı’nın yönettiği ‘Tecrübe Paylaşımı ve Değerlerimiz’ konulu söyleşiye Avukat Osman Sezer ve eşi Meryem Sezer katıldı Avukat Osman Sezer bir görme engelli insanın eğitim ve başarı öyküsünü anlattı. Öğrencilerin de sorularıyla dikkatle izlenen söyleşi başarı için birçok engelin aslında bir engel olmadığı ve her insanın da bir başkası için yapacağı bazı fedakarlıklarla hayatta zorluk olarak görülen birçok engelin de aşılacağını vurgulaması açısından çok verimli oldu. Okul Müdürümüz Yüksel Öztürk ise yaptığı selamlama konuşmasında söyleşiye katılan avukat Osman Sezer’e ve emeği geçen öğretmemelere teşekkür etti.

Siyer Yarışması Yapıldı

O

kulumuz Esenler İbrahim Turhan Anadolu Lisesi 10 A ve 10 M-genel- sınıfı Mart 2014 tarihinde kendi aralarında muhacir ve ensar olmak üzere iki gruba ayrıldılar.10 A sınıfı Mekke dönemini 10 M-Genelsınıfı ise Medine dönemini çalıştı. Sonra öğrencilerden oluşan jüri üyeleri sorular hazırladılar. Konferans salonunda bir hafta mekke dönemi diğer hafta ise medine dönemi yarıştı.

Şiir

Ö

ğrenci arkadaşlarımız astıkları panoda ‘Şiir Okulda’ başlığıyla en beğendikleri şiirleri yazıp buraya asıyorlar. Bu sayede okul şiir kokuyor…

16 İbrahim Turhan Anadolu Lisesi


Etkinlikler

Müdür Yardımcımız Mustafa SALMAN’a Veda

O

kulumuzda uzun yıllar idarecilik yapan Mustafa SALMAN’ın tayini Bayrampaşa Tuna Lisesi’ne çıktı. Emektar idarecimize bıraktığı hoş seda için teşekkür ediyor yeni görev yerinde başarı diliyoruz.

Romanya Köstencek

O

kulumuz Esenler İbrahim Turhan Anadolu Lisesi 10 A ve 10 M-genel- sınıfı Mart 2014 tarihinde kendi aralarında muhacir ve ensar olmak üzere iki gruba ayrıldılar.10 A sınıfı Mekke dönemini 10 M-Genel- sınıfı ise Medine dönemini çalıştı. Sonra öğrencilerden oluşan jüri üyeleri sorular hazırladılar. Konferans salonunda bir hafta mekke dönemi diğer hafta ise medine dönemi yarıştı.

O

Performans

kulumuz Coğrafya Öğretmeni Vedat KARABENLİ vermiş olduğu performans ödevlerinde oluşan başarılı çalışmalar için sergi açtı. Yaparak-yaşayarak öğrenmenin kalıcılığına inanmış çağdaş bir öğretmen olan hocamızı bu güzel çalışmasından dolayı tebrik ediyoruz.

Pusula 5

17


Kitap Değerleri Yaşatmak Bir şeylerin değerini bilmek için onlardan mahrum olmak gerekmez; örneğin barışın değerini bilmek için savaşla ve çeşitli acılarla iç içe yaşamak gerekmez. Fakat değerlerin kaybolması halinde yaşanacak tehlikelerden söz eden, mağduriyetler yaşayan insanların sözlerine kulak vermek ve tecrübelerinden dersler çıkarmak gerekir. Değerleri Yaşa(t)mak / Uğrunda Koşulacak Değerler Dünyasına Giriş isimli kitap, bu amaçla hazırlandı. Kitabın sonunda, Değerler Sözlüğü başlığı altında hazırladığımız kavramlar sözlüğünün okurlarımız için çok önemli bir kazanım olduğunu düşünüyoruz. Bu bölümde, geçmişte ve günümüzde, doğrudan veya dolaylı olarak kabul görmüş, değerler dünyasında kullanılmış maddi ve manevi değerlere ait kavramların hem olumlu, hem de (“Eşya zıddıyla bilinir” kaidesinden hareketle) zıt anlamlarını da vermenin faydalı olacağını düşündük. Özetle belirtmek gerekirse, bu kitap, Bireyden Topluma Hayatı Değer Temelli Düzenlemek, Hayatımıza Yön Veren Kadim Hasletlerimiz, Yol Işıklarımız / Kandillerimiz / İlkelerimiz ve Modern İnsanın Yitik Hazineleri üzerine notları içermektedir.

Yüzyıllık Yalnızlık “Yüzyıllık Yalnızlık’ı yazmaya başladığımda, çocukluğumda beni etkilemiş olan her şeyi edebiyat aracılığıyla aktarabileceğim bir yol bulmak istiyordum. Çok kasvetli kocaman bir evde, toprak yiyen bir kız kardeş, geleceği sezen bir büyükanne ve mutlulukla çılgınlık arasında ayrım gözetmeyen, adları bir örnek bir yığın hısım akraba arasında geçen çocukluk günlerimi sanatsal bir dille ardımda bırakmaktı amacım. Yüzyıllık Yalnızlık’ı iki yıldan daha kısa bir sürede yazdım, ama yazı makinemin başına oturmadan önce bu kitap hakkında düşünmek on beş, on altı yılımı aldı. Büyükannem, en acımasız şeyleri, kılını bile kıpırdatmadan, sanki yalnızca gördüğü olağan şeylermiş gibi anlatırdı bana. Anlattığı öyküleri bu kadar değerli kılan şeyin, onun duygusuz tavrı ve imgelerindeki zenginlik olduğunu kavradım. Yüzyıllık Yalnızlık’ı büyükannemin işte bu yöntemini kullanarak yazdım. Bu romanı dikkat ve keyifle okuyan, hiç şaşırmayan sıradan insanlar tanıdım. Şaşırmadılar, çünkü ben onlara hayatlarında yeni olan bir şey anlatmamıştım, kitabımda gerçekliğe dayanmayan tek cümle bulamazsınız.”

18 İbrahim Turhan Anadolu Lisesi


İbrahim Turhan Anadolu Lisesi

Vedat KARABENLİ

İZ L

İ -Y O R

UM

Aralık 2012

M

Vedat KARABENLİ

erhaba Değerli Pusula Okurları… Daha önceki sayılarımızda 6 film tanıtımı yapılmıştık. Tamamı ile ilgili olumlu dönütler almak beni çok sevindirdi. Bu sayımızda da sizler için seçtiğim filmlerin aynı etkiyi yapacağına inanıyor ve hepinize keyifli dakikalar diliyorum… Not: Filmlerin mümkünse orijinal dillerinde izlenmesi vereceği tat ve atmosferi hissettirmesi açısından oldukça önemlidir…

See No Evil, Hear No Evil (Bana Göz Kulak Ol) FİLM HAKKINDA KISA BİLGİLER :ÜLKE: ABD YIL:1989 SÜRE:103 DK İMDB NOTU:6,6 VK NOTU:8.5 ÖZET: 1989 yapımlı “Bana Göz Kulak Ol” filmi sonuna kadar kahkahalarla takip edeceğiniz keyifli bir komedi filmidir. filmde 2 yakın arkadaş bir cinayete tanık olurlar. Ancak İşin garibi arkadaşlardan birisi sağır diğeri kördür. Sağır ve kör arkadaşların cinayete tanık olması başlarına büyük bir bela olur. Belalardan kurtulmaya çalışan ikililerin komik halleri ve engel tanımaz mücadelelerine tanık oluyorsunuz. TRT haricinde tv kanallarının olmadığı zamanlarda izlemiştim bu filmi. Çocuktum ancak aradan geçen onca yıla ve çocuk olmama rağmen beni ne kadar eğlendirdiğini(güldürdüğünü) hiç unutmadım. Her yıl mutlaka izlerim. Umarım aynı keyfi sizler de alırsınız.

Léon:The Professional(Sevginin Gücü)

FİLM HAKKINDA KISA BİLGİLER: Ülke:Fransa-ABD Yıl:1994 Süre:110 dk İMDB notu:8.7 VK notu:8.7 ÖZET: Acımasız bir tetikçi. Küçük bir kız. Birbirlerinden başka kaybedecek hiçbir şeyleri yok... Usta oyuncu Jean Reno ve Natalie Portman, soğukkanlı bir katil ile küçük bir kız arasındaki sıra dışı bağı anlatan bu kült filmde bir araya geliyor. Léon işinde tam bir profesyoneldir: Sessizce yaklaşır, acımasızca öldürür, ustaca izini kaybettirir. Aynı apartmanda yaşayan on iki yaşındaki Mathilda, tüm ailesi öldürülünce Léon’a sığınır ve intikam için kendisine yardımcı olmasını ister. Léon mesleğinin ölümcül sırlarını Mathilda’ya öğretirken profesyonel yanını bir kenara bırakacak, melankolik ve çocuksu yüzünü gösterecektir. Soluksuz izlenecek bir film. Roller çok canlı özellikle de Gary OLDMAN hayranlığı bende bu filmden sonra başlamıştır. Film o kadar kendisine bağlıyor ki onlardan bir parça oluyorsunuz.

The Pursuit of Happyness(Umudunu Kaybetme) FİLM HAKKINDA KISA BİLGİLER: Ülke:ABD Yıl:2006 Süre:117 dk İMDB notu:7.8 VK notu:8.2 ÖZET: Chris Gardner (Will Smith) iki yakasını bir araya getirmeye çalışan bir aile babasıdır. Ailesini ayakta tutmak için cesurca çabalamasına rağmen, beş yaşındaki oğlu Christopher’ın (Jaden Christopher Syre Smith) annesi (Thandie Newton) maddi zorlukların yarattığı sürekli baskı altında direncini kaybetmek üzeredir. Artık dayanamayacağını anlayınca, istemeye istemeye evi terk eder.. Artık bekar bir baba olan Chris, yılmadan, bildiği tüm satış becerilerini kullanarak daha iyi kazandıran bir işin peşine düşer. Prestijli bir borsa şirketinde stajyerlik bulur ve ücret almasa da programın sonunda iş ve parlak bir gelecek elde edeceğini umarak kabul eder. Parasal güvencesi olmayan Chris ve oğlu, kısa süre sonra oturdukları daireden çıkartılırlar ve düşkünler evi, otobüs durağı, tuvalet; geceyi geçirmek için bulabildikleri her yerde kalırlar. Çektiği sıkıntılara rağmen, Chris, babalık görevini sevgi ve özenle yerine getirmeye devam eder ve oğlunun kendisine karşı duyduğu sevgi ve güveni, karşısına çıkan engelleri aşmak için kullanır. Hayatın tüm acımasızlığına rağmen ayakta durmaya çalışan bir babanın samimi ve sıcak öyküsü var bu filmde.. oyunculuk, hikaye, kurgu hepsi güzeldi.. ‘’zevkle’’ izlenecek bir dram film kısaca anlatmak gerekirse Hayata sıkı sıkı tutunmaya ihtiyacınız olduğu anlar olacak elbet, işte o anlar için bu filmi seyretmelisiniz….

Pusula 5

19


KONUŞ YÜREĞÎM

Salih

Gür t e Sam

İnzivada Bir Gönül

Gönül, inzivasında puslu gecelerde zikirle meşgul, Gönül fikrimce mücerret Sevdaya meçhul. Gönül, Tecrite uğramış soluk bir nefes, Hırıltılı göğüs,aşınmış kafes. Ah gönül,inzivaya eş,çileye kardeş. -Seni kim dirilticek Ah gönül ! Kanamış yaralarını temizleyecek olan kim Ah gönül gözyaşın akar çağlayanlardan. Vefası bilinmez derdinin gönül Söyle bana, Seni kim diriltecek.. Salih Samet Gür

Gözyaşlarımız Bir Aynı ademin çocukları değil miyiz, Gözyaşlarımız bir,sevdalarımız Sen esmer,ben biraz beyaz, Öteki kızıl tenli,beriki çekik gözlü ne çıkar, Aynı nefesin soluğu , Aynı ademin çocuğu.. Bir değil mi bizi üşüten bu rüzgar, ıslandığımız yağmur aynı değil mi, Gözyaşlarımız bir Ayrılık,gayrılık bize elem Bize keder değil mi Söyle bana kardeşim, Benim derdim sana gözyaşı, Senin sevincin bana umut . Söyle kardeşim, Gözyaşlarımız bir değil mi.. Salih Samet Gür

20 İbrahim Turhan Anadolu Lisesi

Konuş yüreğim! Hayatımızın hayâllere kaldığını Ve hayâllerin de namlularla ürkütüldüğünü Konuş yüreğim, Bu dünyayı, Suskun bırakılmış kuşları, Paletlerle ezilmiş gülleri, Bir de ölümleri, ölüm mahkumlarını Azrail’i her gün düşünde görmeyi, Ve her gün ölmeyi... Konuş yüreğim! Direnişi, Kırılışı, Ardından yine direnişi, Ve Mescidi Aksa’yı...

RM... D L Y _ HMZ

Konuş, Babaların çaresizliğini, Kollarında çocuklarının vuruluşunu, Ve öfkenin bilenişini... Konuş, Annelerin acısını, Yüreklerin dağlayan ağıtlarını... Konuş yüreğim, Sessiz kalan dünyayı, Masa başı pazarlıkları, Ve yalandan barışları... Konuş, Bir avuç düşmanla başa çıkamayan kralları, Özden uzak kalışı, Ve bizi satanları... Konuş yüreğim, Konuş... Sen sustukça hep böyle döner devran... HMZ_YLDRM...

HASRET LİMANI

Ben yalnızlar limanından demir almış ve sevgiliyi arayan bir âşıktım... Kelimelerle yönümü bulmaya çalışıp her limanda sevgiliyi sorardım. Kimi zaman yönümü kaybeder sonu gelmez denizlerde dolaşır ama sonunda bir çıkmaza gemimi yanaştırırdım. Ben sevgiliyi aradıkça rüzgârını estirir mutsuzluk ve nerede imkânsızlık var oraya sürüklerdi. Ve bir gece son defa esti mutsuzluk belki’de bu sefer sevgiliyi bulmamı değil benim mutluAZluğa gitmemi kıskandı ve son defa esti mutM K R r KO suzluk kaptanı olduğum gemiyi harabeye u n t me m a çevirdi ve beni’de sonsuzluğa uğurladı... h Mu Ama ben aslında mutsuzluğu çok sevdim çünkü o beni son anımda bile yalnız bırakmadı...Ve ben sevgili hep sana hasret kaldım… Muhammetnur KORKMAZ


Ben Büyürken

Sabah ezanı okunuyordu. Kulaklarım ezanda, gözlerim kapalı, yataktan kalkmayı nasıl başaracağımı hayal meyal kurmaya çalışıyorum. Vücudum, bir önceki günün yorgunluğunu atamamıştı. Ama kalkmak zorundayım. Gitmem gereken bir okul, bitirmem gereken son bir senem var. İyi bir öğrenci miydim? Bilmiyorum. Derslerim fena değildi işin verdiği yorgunluk suratıma yansıdığından hasta gibi dolaşırdım okulda. Sürekli uyurdum…Zor bela kalktım yataktan. Doğruldum ve dedim ki “Bugün kötü bir şeyler yapmamalıyım”. Güne böyle başlardım çoğu zaman. Çünkü bir güne nasıl başlarsam öyle devam ettiğine inandırdım. Elimi yüzümü yıkar, ütüsüne dikkat etmeden giyerdim okul kıyafetlerimi. Çantaya yerleştirme adetim olmadığından çantama hiç dokunmazdım. Topak topak yapıp, iş kıyafetlerimi çantama atar, saçıma bir toka takar çıkardım evden. Bütün bunlar 15 dakikamı alırdı çoğu zaman. Okula yürüyerek gitmeyi severdim, çünkü soğuk hava suratıma değdikçe nefesim açılır, yenilenir, kendime gelirdim. Yaklaşık yarım saatlik bir yürüme yolum vardı ve ben bu yarım saatte çok şey düşünürdüm. ”Ayfer Hoca’nın verdiği fotokopileri de alamadım, Neriman’dan notları istemeyi unuttum, Tarih dersinin notlarını bitiremedim”… Hergün değişirdi yapmayı unuttuğum şeyler. Dedim ya, iyi bir öğrenci miyim? Bilmiyorum. Evet dışarıdan baktığınızda sorumsuz bir öğrenci gibi dururdum ama aklımın her köşesi öyle doluyordu ki sorumluluklarımla… Yine de sabah okula yürürken bu karman çorman olmuş alımı şöyle bir analiz ederdim, günlük planlamalar yapardım. Bir şeylere, bir yerlere yetişmeye çalışmakla geçiyordu günlerim. Yine de alışkanlığın vermiş olduğu bir güçle, bütün bunlar olağan geliyordu bana. Okula sessiz bir şekilde giderdim. Zaten en ön sırada otururdum. O yüzden sınıftaki herkesle konuşmak zorunda kalmazdım. Bunlar küçük ayrıntılar gibi görünür ama, benim gibi yorgun, stresli ve sinir bir insan için, ne kadar az muhabbet edersen o kadar kafan rahat olur. Yani en azından ben öyle düşünürüm. O yüzden sınıfa girdiğimde yanımda oturan Habibe, arkamda oturan Buse ve Şeyma tabiki aynı zamanda iş arkadaşım olan nam-ı diğer Haylaman yani Gökhan’dan başka kimseye “ Günaydın” demem kolay kolay. Tabi bir de Neriman var. O benim için çok ayrı bir arkadaş. Çünkü ben, yorgunluğun ve yorgunluğun

verdiği bir hayırsızlıkla onunla ilgilenmeyi unuturdum çoğu zaman. Ama bana asla darılmaz, küsmezdi. Mutlaka yanıma gelir, beni önemle dinler, elinden geldiğince yardımcı olmaya çalışır. Zaten kendisi, beni bütün huysuzluklarıma rağmen hala sevebilen nadir insanlardan biri. Benim de ayrı her zaman değer vereceğim nadir insanlardan biri. Çantayı sırama atar ve duvar kenarına yaslanırım, Habibe’yle az kavga etmedik o duvar kenarı yüzünden. Ama napıyım tersime geliyor sağ taraf, oturamıyorum. Yürürken de öyle… Biraz oturduktan sonra kantine giderim. Bazen Buse ile bazen tek… Zaten hep aynı şeyi alırdım kantinden, simit, ayran ve su. Bunları alır, sırama geçer ve yerim hemen. Sonra başlasın dersler. Önce dikkatimi toplamaya çalışırdım, sonra yavaş yavaş kafamı sıraya koyar, uyurdum. Habibe bir şeyler anlatır, ben “hım, hıı, evet” deyince dinlemiyorum diye kızar ama sonra “ Yaa, kankii ya” diye gülerdi bana. Bilirim, o kıyamaz bana. Son derslere doğru uyanırdım. Uyamadığım nadir derslerden biri Edebiyattı… Dersi sevdiğimden değil Ayfer Hoca’ya saygımdan. Ayfer Hoca… Baktığımda öğretmenden öte şeyler görüyordum kendisinde. Düşünceleri çok hoşuma giderdi Ayfer Hoca’nın. Çünkü “ önce insan “ derdi. O ” insana insandan başka gözle bakmayın, Alevi diye bakmayın, Kürt diye bakmayın, Sünni diye bakmayın” derdi. Çok etkilendirdim bu sözlerinden. 18 yaşındaydım. Evet, uzun bir ömür değildi ama ben çok şey yaşadığımı, çok insan tanıdığımı düşünürdüm. Ve o tanıdığım insanlar içinde Ayfer Hoca vardı. Temizdi, iyi yürekliydi ve iyi ki karşıma çıkmıştı. Derdim ki “ böyle insanlar varsa, yaşamaya değer şeylerde vardı” … Okul böyleydi işte. İyisiyle kötüsüyle… Son senenin verdiği rahatlıktan mıdır nedir, siyasi kavgalar çok yaşanırdı sınıfta. Sinirlendiğim şey, benim düşüncemde değilde, karşı düşüncelerde olmaları değildi. “ Banane “ derdim, sağcısından da, solcusundan da. Ben sağcıydım yalan değil, ama solcusuna da saygı göstermeyi bilirdim, Ama solcunun benim Allah’ımın varlığıyla dalga geçmesi beni çileden çıkartırdı… O yüzden bu kavgalar bana çok şey öğretti. Saygının olmadığı ortamda, iletişimden söz edemezmişiz. Seni anlamayan, anlamak istemeyen insana bir ömrünü ver, heba olduğunla kalırsın, bunu anlatmıştım o zamanlar. Derslerden çok bunlara kafa yormuştum okuldaki son senemde…

Pusula 5

21


Okuldan bir hevesle çıkardım doğru metroya giderdim. Önceleri 12. Olarak vardiyaya yetişmeye çalışırdım, akşam erken çıkmak için. Ama baktım her türlü geç çıkıyorum, artık sonraları acele etmeden giderdim işe. En fazla 25 dakika sonra Aksaray metrosunda olurdum. Aynı İstanbul ama nedendir bilmem sanki orda hayat daha mı hızlı akardı ne ? Köşelerde Urfa Lokantaları, parklar, Pazar yerine dönmüş iş portacı sokakları ve artık görmeye alıştığımız, bizden biri gibi gördüğümüz Araplar… Aksaray 2. semtim olmuştu adeta. Alışmıştım bu ortama. Bütün bu etrafa baka baka hızlı adımlarla çıkardım sofular. Yokuşu’nu. Okulu atmıştım artık kafamdan. Kendimi motive ederdim. “ Aslında okula gitmedim, erken kalkmadım, güne yeni başladım ve vardiyaya gidiyorum.” Diye. Elimden geldiğince işimi iyi yapmaya çalışırdım. İşimi benimsemiştim. Restoranın, benim ikinci evim olmuştu adeta. Mc Donald’s hayatımın bir parçasıydı. Önceleri farkına varamadım bazı şeylerin farkına varmaya başlamıştım. Mesela 18 yaşındaydım ama erken yaşta çalışmaya başladığımdan çok işe girmiş çıkmıştım ve bunların kazandırdığı tecrübeye şunu gözlemlemiştim: Mc Donald’s o zamana kadar çalıştığım en sistematik sektördü ve bu sektörde çalışmak büyük bir sorumluluktu aslında. Dışarıdan bakan insanlara göre olay “ hamburger “ yapmaktı. Ama öyle değildi maalesef. Bana o zamanlar bu sistemi çözmüş Mc Donald’s’ta idolüm kim diye sorarlardı şüphesiz Hasan Bey derdim. Çünkü yaptığı işin büyüklüğüne küçüklüğüne bakmadan hep aynı özver ive saygıyı gösteren bir insandı ve çalışanlarının fikirlerine önem veren bir müdürdü. Hasan Bey ile çalıştıkça sadece Mc Donald’s’ta yaptığım işe değil, hayatta yaptığım her işe özen göstermem gerektiğini daha iyi anlamıştım. Çünkü iyi şeyler yapmayı, güzel işler başarmayı seven bir insandım. Bir gün Hasan Bey’le: - “ Hasan Bey, neden bu kadar başarılı iken başka bir iş yapmıyor, daha iyi bir para kazanmıyorsun ” diye sormuştum.

22 İbrahim Turhan Anadolu Lisesi

Çünkü yükselmesi gerektiği halde hala aynı pozisyonda duruyordu. Bana dedi ki: - “ Her şey para mı? Ben işimi seviyorum ve işime saygı duyuyorum. Evet biliyorum, şuan bu sistem benim farkımda değil ama birgün mutlaka yaptıklarım anlaşılacak…” Haklıydı… Kimse görmese de ben biliyordum ki, iyi işler yapıyorum ve iyi şeyler başarıyorum. Önemli olanda budur zaten. Bu düşünceleri de kazanmış bir çalışan olarak girerdim vardiyama. Hemen hemen her bölgede kendimi geliştirmiştim. Elimden geldiğince aktif bir çalışan olmaya gayret gösterirdim. Zayıf noktalarım vardı elbette. Hata yaptığımda suratımın hemen düşmesi gibi… Gün boyunca çalışırdım öyle. Hergün böyle geçerdi benim için. Şimdi düşünüyorum da aslında en çok büyüğüdüm seneymiş son senem. Ben öyle okula işe giderken, oradan oraya hayata yetişmeye çalışırken büyüyormuşum meğer… Anneme olan bağlılığım bu yüzden arttı belki de. Evet büyüyordum ve ben büyüdükçe masumiyetim küçülüyordu sanki. Annem “ sen daha küçüksün “ derken öylesine haklıymış ki… Eve geldiğimde bir gün bitmiştir artık benim için. Artık öğrenci değilimdir, arkadaş değilimdir, restoranın bir çalışanı değilimdir. Sadece evin büyük kızıyımdır. Yorgunluktan ölsemde yine de oturma odasına gidip, öpüp koklamadan yatmam ailemizin en küçük üyesini… Doğmadan önce kıskandığım, ama sonra kalbimin en güzel köşesine kattığım, dünyadaki tek kız kardeşim Pınar’ımı… Onu sever öyle geçerim odama. Erkek kardeşim Tolga ile biraz muhabbet ederdim. Sonra atarım kendimi atarım yatağıma, bütün günü geçiririm gözden. “Bir gün daha bitti “ derim içimden ve kaparım gözlerimi, ertesi gün sabah ezanı okununcaya kadar… LA EDRİ


Soma “Korkmuyor musunuz” diye sormuştum Zonguldak’ta bir madenci ağbime. “Korkup da napacan” demişti, “korkuyla yaşanmaz ki.” Kocaman harflerle ‘önce güvenlik ’ yazıyordu önünde konuştuğumuz duvarın üstünde. Önce düşük maliyet. Önce yüksek kâr. Önce maksimum kapasite. Önce karanlık . Önce sessizlik. Önce duman. Önce ölüm. Şimdi kriz masalarında kifayetsiz bir telaş. Hiçbir yaraya derman olmayan başsağlığı mesajlarımız, gözyaşlarımız. “Çizmelerimi çıkarayım mı” diyor mahşerin ortasında çok yüksek kapasiteli bir kalp sahibi, “Ambulans kirlenmesin.” Bir de temizlik maliyeti eklenmesin masraflarınıza benden ötürü. *** Hadi şimdi gider pusulasına yazın kardeşlerimizin vasiyetlerini. Vergiden düşün babasız kalan çocukların acısını. Soğuk rakamlar üzerinden bir hayat kurun karanlık ve ıslak maden dehlizlerinde. Bu işin sorumlularını affetmeye hiçbir kulun gücü yetmez. Bunu ancak Yaradan yapabilir. Allah sizi affetsin. Çıkarın o pahalı çizmelerinizi. Dünya daha fazla kirlenmesin. Yılmaz ERDOĞAN Evet yukarıda belirtildiği gibi acı bir olay aşandı. Ülkece bu elim kazanın etkisinde kaldık. Okulumuz öğrencileri hazırladıkları resim sergisi ile bu olay karşısında duydukları üzüntüyü yansıtmak istediler.

Pusula 4

23


Yüreğimiz Kömür Karası...

Esenler İbrahim Turhan Anadolu Lisesi 2014


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.