SEVGİ KAPISI 7 SAYI

Page 1

Sevgi Kapısı Mevlanakapı Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi Bülteni Haziran 2015 /Sayı 7

Hollanda’dan Okulumuza Eğitim Gezileri Bulaşıcı Hastalıklar ve Korunma Yöntemleri Veli Etkinliklerimiz Projemiz Evde Nasıl Vakit Geçirebilirim?

Müzik Atölyemiz Çocuklarda Model Alarak Öğrenme Uygulama Evimiz Özel Eğitimde El Sanatlarının Önemi


İçindekiler Eğitim Kadromuz..................................................................................01 Editörden& Başyazı............................................................................2-3 Oynayarak Öğreniyorum..................................................................................4

Mevlanakapı Uygulama Evi..................................................................5 Müzik Atölyemiz...................................................................................6 Renkli Dünyalar Atölyesi.....................................................................7 Özel Eğitimde El Sanatlarının Önemi................................................8 Toprakla Buluşmak...............................................................................9 Bulaşıcı Hastalılar ve Korunma Yöntemleri...............................10-11 Okul Etkinlikleri......................................................................12-13-14 Bunları Biliyor musunuz & Okulumuzdan Gülümseten Anlar ...15 İstanbul Modern Sanat Müzesi İle ‘Buluşma’ Projemiz ve ‘Kesişen Yollar’......16-17

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı...............................18 Hollanda’dan Okulumuza Eğitim Gezileri.......................................19 Evde Nasıl Vakit Geçirebilirim ..................................................20-21 Okul Gezilerimiz...........................................................................22-23 Çocuklarda Model Alarak Öğrenme..........................................24-25 Projemiz.........................................................................................26-27 Okul Gezilerimiz.....................................................................28-29-30 Türkiye’de Bütünleştirme Algısı Uygulamaları ve Kültürel farklılıklar....31

Okulumzun Oyun Alanları...........................................................32-33 Hülya Konar....................................................................................34-35 Okul Gezilerimiz............................................................................36-37 Velilerimizin Gözünden Mevlanakapı..............................................38

2014-2015 EĞİTİM ÖĞRETİM YILINDA İZ BIRAKANLARA TEŞEKKÜRÜ BORÇ BİLİRİZ. * Çocuklarımızın dengeli ve sağlıklı beslenmeleri için bize ücretsiz öğlen yemeği sağlayan İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ANA MUTFAK YETKİLİLERİ ve ÇALIŞANLARINA; * Okulumuz kermesine yer sağladıkları için; İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KÜLTÜR A.Ş. MÜDÜRLÜĞÜ MİNİATÜRK GEZİ PARKI YETKİLİLERİ ve DEĞERLİ ÇALIŞANLARINA; * Yeni okul bahçemizin düzenlemesini yapan FATİH BELEDİYESİNE; * 2014-2015 Eğitim –Öğretim yılı boyunca çocuklarımızı güvenle taşıyan, il içi il dışı etkinliklerimizde servis desteği sağlayan DOĞANAY TURİZMİN YÖNETİCİLERİ Mustafa KAYKUM , Cengiz AKSOY, Hasan KUMANTAŞ ve DEĞERLİ ÇALIŞANLARINA ; * BULUŞMA PROJESİ kapsamında bize kapılarını açan İSTANBUL MODERN SANAT MÜZESİNE ve bu proje ile bizimle işbirliği içine giren BEŞİKTAŞ RÜŞTÜ AKIN ANADOLU MESLEK LİSESİ ve ORTAKÖY ZÜBEYDE HANIM MESLEK VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ’NE * Her zaman yanımızda olan OKUL AİLE BİRLİĞİYÖNETİM KURULUNA ve TÜM VELİLERİMİZE

Veli Etkinliği........................................................................................39

SONSUZ TEŞEKKÜRLER

İlk Buluşma...................................................................................40-41

Mevlanakapı Özel Eğitim Uygulama Okulu ve İş Uygulama Merkezi

2015 Sayı: 7

Web Sitesi: www.mevlanakapi.meb.k12.tr

Sahibi / Mevlanakapı Özel Eğitim Uygulama Okulu ve İş Uygulama Merkezi adına Refik ESİN

Telefon: 0 (212) 585 06 73 Faks: 0 (212) 633 11 21

Editör/ Şebnem KÖMÜRKARA

Baskı/ www.topraktanitim.com

Yazışma adresi/ Mevlanakapı M. Mimar Kasım C. No:3 Fatih / İstanbul

grafik Tasarım/ Mustafa Kurşat 506 402 01 99 Sevgi Kapısı 2569 Sayılı Teblliğler dergisi’nde yayımlanan sosyal etkinlikler yönetmeliğine göre hazırlanmıştır.


Eğitim Kadromuz

Okul Aile Birliği

Okul Personeli Mevlanakapı Özel Eğitim Uygulama Okulu ve İş Uygulama Merkezi

3


Editörden Özel gereksinimi olan çocuklarımız, kardeşlerimiz toplumun en karanlık köşelerini kapladılar. Okul olarak, ışığı karanlığa taşımaya çalıştık. Önemli olan ışığı aydınlıkta olana vermek değildir. Elinizde ışık tutuyorsanız, karanlıkta hapsedilmiş kişinin yolunu aydınlatacaksınız. O aydınlanmanın mekâna kattığı güzelliği izleyeceksiniz.

IŞIK KARANLIKTA GÜZEL VE ANLAMLIDIR Merhaba; Bültenimizin 7.sayısında, 2014- 2015 Eğitim-Öğretim yılındaki çalışmalarımızla sizlerleyiz. Sizler bu bülteni incelerken, yeni binamızın öğrencilerimiz üzerinde yarattığı olumlu etkilerin yansımalarını ve her bir etkinlikte ayrı bir yaşanmışlığı, zamana bıraktığımız ayrı bir izi göreceksiniz. Mevlanakapı Eğitim Uygulama Okulu olarak; öğrencilerimizin kapasiteleri ve yetenekleri doğrultusunda neler yapabildiklerini ve toplumsal yaşantının her aşamasında “kabullenilme” mesajı verdiklerini göstermeye çalıştık. Bu amaç doğrultusunda yorulsak da öğrencilerimizin sosyal hayatın içinde aktif olmalarını amaçladık. Özel gereksinimi olan çocuklarımız, kardeşlerimiz toplumun en karanlık köşelerini kapladılar. Okul olarak, ışığı karanlığa taşımaya çalıştık. Önemli olan ışığı aydınlıkta olana vermek değildir. Elinizde ışık tutuyorsanız, karanlıkta hapsedilmiş kişinin yolunu aydınlatacaksınız. O aydınlanmanın mekâna kattığı güzelliği izleyeceksiniz. Özel Gereksinimli bir birey sosyalleşme ve iletişim problemleri sebebiyle pek çok kişiye göre “DİĞERLERİ” grubundadır. Farklı gelişen çocuklarımıza, yetişkinlerimize ilişkin toplumsal yaklaşımımız özünde iyi, samimi duygular içerse de, onlardan kaçmak, uzak kalmak, uzaktan yardım etmeyi tercih etmek şeklinde bir tutum geliştirildiği söylenebilir. Durumun böyle olmasında en büyük etken bir arada yaşamaktan kaçınmaktan kaynaklanan nasıl yardımcı olunacağının bilinmemesidir. Farklı gelişen çocuklar insanların kendisiyle/insanlığıyla bir yüzleşmesi, muhasebesidir. Doğal hayattaki diğer canlılar için “Zayıf kalan elenir, türün sağlıklı devamı

için güçlülerin ayakta kalması gerekir.” tezi kabul gören bir anlayıştır. Ancak insan olmak, her bireyi yaşatmak ve yaşama dair tüm haklardan yararlandırmakla mümkündür. Eğitim, kültür, sanat, spor ve gelecek, her bireyin hakkı olduğu gibi bunları alma konusunda dezavantajlı olan bireylere bu hizmetin sunulmasında, onların kabul edilmesinde ve bir arada yaşanacak ortamların oluşturulmasında diğer insanların sorumluluğu büyük ve gereklidir. Günlük koşuşturmacılarımızda farkında olmadığımız karanlıkta olan çocuklarımıza emek veren, onları yaşamlarına katan duyarlı insanlara, onlara ve çalışmalarımıza katkı sunan kurum ve kuruluşlara, bültenin sizlere ulaşmasında emeği geçen eğitim kadromuza, desteğini hiçbir zaman esirgemeyen okul müdürümüz Refik ESİN’e, daima bize güvenen ve bültenimizde samimi paylaşımlarda bulunan velilerimize, yüzlerindeki ışıkla bültenimizi aydınlatan çocuklarımıza sonsuz teşekkürler… Sevgi ve ışıkla kalın...

Mevlanakapı Özel Eğitim Uygulama Okulu ve İş Uygulama Merkezi

Şebnem KÖMÜRKARA Müdür Yardımcısı


Baş Yazı

“Eğer çocuklar ruhlarını katleden okul binalarına gidip gelmek zorunda kalıyorlarsa, yapılan okul reformlarının hiçbir değeri yoktur”

Merhaba Değerli Okurlar,

B

ir eğitim öğretim yılının daha sonuna gelirken, mevcut okulumuzda branş derslerinin (Müzik, Beher yıl çıkardığımız bültenimizin 7.sayısıyla kar- den, Görsel Sanatlar) kendi dersliklerinde, Toplumsal şınızda olmanın sevincini ve mutluluğunu yaşıyoruz. Uyum Becerileri dersinin Uygulama Evinde işlenmesi İnsanlık tarihi boyunca eğitsel faaliyetlerde, , özel çocuklarımızı daha çok motive etmekte, öğreninsanlar daima mekanlarla bütünleşmiş ve değer ka- me süreçlerini daha etkili ve renkli kılmaktadır. Buzanmışlardır. Bu anlamda eğitim programlarının nun yanında, birinci kademe öğrencileri için oyun ve amacına uygun mekanlar düşünüp geliştirdiklerini etkinlik odasının bulunması, üçüncü kademe öğrencileri için bahçede tarımsal etkinlik alanı ayrılması, görmekteyiz. özel çocuklarımızın rehabilitasyonu için bulunmaz bir Okulların, ülkemizde ve dünyada her türlü fırsattır. gelişmeyi takip ederek hem kendilerini hem de içinDeğerli okurlar, yaklaşık on yıllık bir çabanın de bulundukları toplumu geliştirmesi ve değiştirmesi ürünü olan okulumuzun bu hale gelmesinde emeği beklenmektedir. Bu nedenle okulların hareketli ve dinamik yapılar olması gerekir. Bu dinamizm ise, okul- geçen herkese şükranlarımızı sunuyoruz. Ayrıca yeni larda gerekli fiziki mekanların oluşturulmasıyla müm- okulumuzda büyük bir şevkle çalışan idareci ve öğretmen arkadaşlarıma, okulumuzu pırıl pırıl yapan ve kündür. koruyan personelimize, katkılarından dolayı okul aile 2014-2015 Eğitim öğretim yılı başında taşındı- birliği ve velilerimize, bizi yalnız bırakmayan hayırseğımız ve özel gereksinimli çocuklar için yapılan okul ver kişi, kurum ve kuruluşlara teşekkürlerimizi sunubinamızın tekniği ve inşası yanında, okulun iç mekan- yoruz. larının düzenlenmesi de bizim için önem arz etmekteYine bu bültenin size ulaşmasında emek harcadir. Özel gereksinimli çocuklarımızın zihinsel, fiziksel ve ruhsal olarak gelişmeleri, motivasyonlarının artma- yan başta editörümüz Şebnem KÖMÜRKARA olmak sı ve okula severek gelmeleri büyük oranda okuldaki üzere, katkı sağlayan tüm öğretmenlerimize ayrı ayrı fiziki mekanların onların ihtiyaçlarına cevap vermesi sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz. ile mümkündür. Engelsiz yarınlarda buluşmak üzere… Jonathan Kozopun, Savage Inegualitier kitabında “Eğer çocuklar ruhlarını katleden okul binalarına gidip gelmek zorunda kalıyorlarsa, yapılan okul reformlarının hiçbir değeri yoktur” der. Bu bağlamda

Refik ESİN Okul Müdürü Sayı 7

5


Ahmet GÜLEÇ 1/a Sınıf Öğretmeni

Oynayarak Öğreniyorum Oyun; çocuklar için en doğal ve rastlantısal öğrenme şeklidir. Her çocuk kendi yaşıtlarından oyun esnasında yeni bilgiler edinerek hızlı bir şekilde öğrenir. Oyun çocuk için keşfetme, öğrenme ve kendini ifade edip bağımsız yaşamasını sağlar. Oyun çocukların duygu gelişmelerini, çevreyle ilişki kurmasını, kendini ve çevresini tanımasını sağlayıp daha aktif olmasına yardımcı olur. Çocukların çevreden, akranlarından duyduğu ve gördüğü yeni bilgileri kullanıp denedikleri yerler ilk olarak oyun alanlarıdır. Yeni bilgilerin doğruluğunu ve kullanma şeklini oyun alanında sınayıp bilgiyi uzun süreli hafızalarına geçirirler. Oyun oynayan, oyunda aktif olarak yer alan çocuklar akranları içinde farklılık yaratan lider özellikli daha sosyal çocuklardır. Çocukların bağımsız olarak arkadaş edindikleri ve arkadaş seçtikleri bu alanlarda bağımsız yaşama ve kişilik duygusu fazlaca etkilenir. Arkadaşlık duygusu, paylaşma, saygı ve sevgi oyun alanlarında sıra beklerken, arkadaşına yardım ederken, karşılıklı konuşmalarla ve hareketlerle gelişir. Bizim özel çocuklarımız da oyun oynamaktan diğer çocuklar gibi doğrudan etkilenirler. Bu nedenle de bizim çocuklarımızda yaş gruplarına göre oyuna yönlendirilmeli, kendi yaşıtlarıyla oyunlar oynamalıdır. Bu kapsamda biz de okul olarak çocuklarda oyuna ve dolayısıyla eğitime destek olmak açısından çocuklarımızla sıklıkla oyunlar oynamaktayız. Özellikle de bu sene okumuzda açılan oyun odasını aktif bir şekilde kullanmaktayız.

Bu odada yer alan eğitsel oyun materyallerini kullanarak eğitimlerine destek olmakta, diğer oyun aletleri ile de çocukların paylaşma, saygı, sevgi gibi kavramları kazanma ve rahatlamalarına yardımcı olmaktayız. Oyun odasına gelen her çocuk eğitsel oyunların dışında kendi özel oyunlarıyla orada mutlu olmakta ve burada arkadaşlarıyla çok daha keyifli

zamanlar geçirmektedir.

Oyun odası biz öğretmenler için de ayrıca kolaylık sağlamaktadır. Oyun odası çocuğun okula daha kolay uyum sağlaması, okulu sevmesi ve okula devam konularında eğitimöğretimin bütünlüğü açısından büyük önem taşımaktadır. Oyun odası özellikle birinci sınıf öğrencilerinin, okula uyumunu çok daha kolaylaştırdığı bu sene çok açık bir şekilde gözlemlenmiştir.

Oyun Çocuğu Öğretmenine Bağlayan Bir Zincirdir. Bir Çin atasözü

Oyun odası tüm bunların yanında diğer derslere de doğrudan etki etmiştir. Çocuklar için çok etkili bir pekiştireç ve ödül olarak kullanılmış dikkat süreleri ve öğrenme hızlarını arttırmıştır. Oyun odasına gidebilmek için davranış problemlerini de azalttıkları görülmüştür.

Çocuk Oyunla Büyümelidir. Eflatun

6

Bu sene okulumuzun içinde yer alan oyun odası çocuklarda kişisel ve eğitsel olarak olumlu katkıda bulunmuş, eğlenerek öğrendikleri, rahatladıkları, arkadaşlık duygularının geliştiği, çevresini ve kendisini tanımada yardımcı olduğu bir alan olmuştur.

Mevlanakapı Özel Eğitim Uygulama Okulu ve İş Uygulama Merkezi


Mevlana TAPAR Özel Eğitim Öğretmeni

MEVLANAKAPI UYGULAMA EVİ Uygulama evi çocuklarımızın bağımsız yaşamalarını sağlayabilmeleri için gerekli olan öz bakım ve günlük yaşam becerilerinin kazanıldığı bir alandır.

Yıllardır hayalini kurduğumuz yeni okulumuza bu yıl kavuşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Yeni okulumuzla birlikte çocuklarımızın gelişimine fayda sağlayacak eğitim öğretim alanları da açılmıştır. Bu alanlardan biri de uygulama evidir. Uygulama evi çocuklarımızın bağımsız yaşamalarını sağlayabilmeleri için gerekli olan öz bakım ve günlük yaşam becerilerinin kazanıldığı bir alandır. Uygulama evi derslerde öğrenilen teorik bilgilerin pratiğe döküldüğü alandır. Uygulama evi çocuklarımızın severek, isteyerek, oraya gitmek için can attıkları, mutlu oldukları bir alandır. Çünkü çocuklar orada gerçek bir ev ortamının verdiği mutluluğu, huzuru yaşamaktadırlar. Çocuklarımız daha kapıdan içeriye girmeden ayakkabılarını çıkarıp terliklerini giyerken evde oldukları hissini yaşıyorlar. İçeriye girdiklerinde oturup sohbet edecekleri, televizyon izleyecekleri bir salona, yemek yapıp yiyecekleri bir mutfağa, yataklarını toplayıp kıyafetlerini dolaba koyacak bir yatak odasına ve tuvalet ihtiyaçlarını giderecek bir tuvalete sahiptirler. Bu da onları sınıfta değil de sıcak bir ev ortamında olmalarını hissettirerek mutlu olmalarını sağlamaktadır.

UYGULAMA EVİNİN ÖĞRENCİLERİMİZE FAYDALARI Kendilerine olan özgüvenlerinin gelişiminde, Birlikte vakit geçirme ve yaşama duygularının artmasında, Çocuklarda paylaşım duygusunun oluşmasında, Günlük yaşamdaki ev kurallarının farklı bir ev ortamında da uygulama fırsatı yakalamalarında, Kendi dağıttıklarını kendileri toplamayı öğrenmelerinde, Çocukların ilerde tek başına yaşayabilmeleri için gerekli olan becerilerin kazanılmasında, Sorumluluk almadan kaçınılmamasına, Farkındalıklarının gelişiminde, Becerilerin doğal ortamında öğrenilmesinde ‘’Yapabilirim’’ duygusunu hissetmelerinde büyük faydalar sağlamıştır.

Uygulama evi sayesinde öğrencilerimiz, okulun sadece akademik becerilerin öğrenildiği bir yer değil de, günlük hayatta karşılaştıkları öz bakım, günlük yaşam ve sosyal becerilerin kazanıldığı bir yaşam alanı olduğunun farkına varmıştır.

UYGULAMA EVİNDE ÇALIŞTIĞIMIZ BAZI BECERİLER: Elektrik süpürgesi kullanma, Ütü yapma, Saç kurutma makinesi kullanma, Nevresim katlama, çıkarma ve takma, Yatak toplama, Yemek masası hazırlama ve toplama, Sandviç hazırlama, Tost yapma, Makarna pişirme, Salata yapma, Kek yapma, Omlet yapma, Bulaşık makinesine bulaşıkları dizme ÖĞRENCİLERİN UYGULAMA EVİNDE SEVDİĞİ ETKİNLİKLER Televizyon izlemek, Kendi hazırladıkları yiyecekleri yemek, Elektronik aletleri kullanmak, Müzik dinlemek ve oynamak, Halının üzerinde oyuncaklarla oynamak, Hep birlikte masada oturup kahvaltı yapmak ve yemek yemek.

Sayı 7

7


Fırat KÜLÇEK Müzik Öğretmeni

Müzik Atölyemiz Mevlanakapı Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi kendi tercihimle atandığım ilk görev yerimdir. Okulumda müzik öğretmeni olarak görev yapmaya başladığımda binamız, tarihi eser kapsamında yer alan, uzun yıllar ülkesine hizmet vermiş yaşlı ve yorgun bir bina idi. Ancak içindeki özel çocukların ve harika personelin varlığı beni heyecanlandırıyor, alanımı bu çocuklara en iyi nasıl dâhil edebileceğim konusunda uygulama hızımı arttırıyordu. Lakin birden fazla problem beni düşündürmekteydi. Donanım eksikliği ve müzik sınıfımızın olmayışı gibi etmenler bunlardan bir kaçına örnek verilebilir. Donanım eksikliğimizi tamamlama düşüncemi, okul yönetiminin öngörüsü ve anlayışı dâhilinde ramazan davulu ve efektli mikrofon satın aldırarak, ‘’alet işler el öğünür’’ atasözüne binaen küçük ama etkili bir müzikalite seviyesine çekerek gerçekleştirdim. Fakat her ders saati davul ve tokmaklar bir elimde diğer elimdeyse mikrofon, kablolar ve amplifikatörleri taşıyarak sınıftan sınıfa geze geze altı yıl geçirdim. Öğrencilerimize bu süre zarfında Terapi&enerji boşalması & kişilik güçlendirme hedefli bir müzik eğitimi uygulamaya çalıştım. Fakat şahsi fikrim; eski binamızın yetersizliği, bir müzik odamızın olmayışı, ekipman sayımızı sınırlıyor, eğitimde kaliteyi yukarılara çekmemizin önüne set çekiyordu. Geçmiş geçmiştir, ondan çıkarılabilecek ancak birkaç şey olabilir. Günümüze, yani sadede gelecek olursak; şu an küçük bir üniversite büyüklüğünde yepyeni ve harika bir okul binamız var. Tabiî ki eksiklikleri tamamlama yarışı hiçbir zaman bitmiyor ve hep sürecek. Ancak başta Milli Eğitim Bakanlığı, okul yönetimimiz ve hayırsever kişi ve kurumlarla, birde çocuklarının eğitimlerine duyarsızlık körlüğüne kapılmayan sorumlu ailelerimizin de sürekli destek ve çalışmalarıyla yeni binamız kısa sürede soru işaretlerinden kurtulmuş, ivedilikle eğitim & öğretime üst seviyede uygun hale getirilmiştir.

8

Örneğin artık bir müzik odamız var. Ve büyük kolonlar, marakaslar, darbukalar, kablosuz mikrofonlar, projeksiyon, gitar, davul ve blok flütler gibi birçok temel enstrümana sahibiz. Fakat bunların en mühimi olan ana terapi ve beyin egzersizi merkezimiz olarak adlandırdığım ‘’BATERİ’’ miz var. Bu elektronik bateri denen enstrüman irili ufaklı bir çok davul ve zilin belli bir düzenle bir araya getirilmiş halidir. Ve deşarj konusunda uzman olması vasıflarından sadece biridir. İki ayak ve iki kol yardımıyla çalınabiliyor olması beynimizde birçok noktayı uyarmakta, refleks ve küçük kas-büyük kas gelişimi üzerine bir merkez üssü görmektedir. Çocuklarımız gibi ‘özel’ bir enstrüman olan bu bateri; onların çok ilgisini çekmekte ve aralarında çalma yarışına sebep olmaktadır. En umursamaz en sakin diyebileceğiniz bir öğrenci bile herkesi şaşırtacak performanslar ve heyecanlar yaşamakta, yaşatmaktadır. Pek tabii müzik öğretmeni olarak bendenizi de bilahare memnun etmektedir. Fakat çok yer kaplayan ve büyük kolonlara ihtiyaç duyan bu zahmetli enstrüman eski okulumuzda mümkün değil satın alınamaz, alınsa da kullanılamazdı. Çünkü ne bir müzik sınıfına ne de mevzubahis enstrümanımızı kurabileceğimiz büyüklükte bir alana sahip olacağımızdan, aletlerimizin büyüklüğünü belirleyende imkânlarımızın ölçeği olacaktı. 6 yıl sınıf sınıf aletlerle koşturmamın ve arkadaşlarımın ‘hocam gevendeler gibisiniz’ esprilerinin sonunu getirse de ‘alet işler el öğünür’ sözünü de bu yazımın sonunu getirmesi için seçiyor, hepimize esenlikler ve yeni terapiler diliyorum.

Mevlanakapı Özel Eğitim Uygulama Okulu ve İş Uygulama Merkezi


Mustafa ÖZÇELİK Resim Öğretmeni

RENKLİ DÜNYALAR ATÖLYESİ

Merhaba, ben Görsel Sanatlar Öğretmeni Mustafa ÖZÇELİK. Okulumuza bu sene atandım. Eski ve küçük bina yerine, büyük ve yeni bir okulda, kendime özel görsel sanatlar atölyesinin olması benim için büyük bir şanstı. Senenin başında öğrencilerle ders işledikçe, sadece benim için değil öğrenciler ve diğer özel eğitim öğretmenleri içinde büyük bir şans olduğunu gördüm. Bu şansın ne demek olduğunu diğer öğretmen arkadaşlarımın görsel sanatlar atölyesi olmadan önceki ve görsel sanatlar atölyesi olduktan sonraki izlenimlerini sizlerle paylaşarak anlatmak istiyorum.

Mevlana TAPAR

(8/A sınıfı özel eğitim öğretmeni)

Öğrencilerim kendilerine ayrılan özel bir derslikte resim yapmaktan çok mutlular. Ayrıca sınıftan çıkıp yeni bir sınıfa doğru yöneldiklerinde bu mutluluğu yüzlerinden okuyabiliyorum. Atölyede özgür biçimde hareket etme imkânı buluyorlar. Resim malzemelerini diledikleri gibi kullanabiliyorlar. Bu da öğrencilerimin resim atölyesini daha çok sevmelerine neden oluyor.

İzzet KAÇMAZ(1/B sınıfı özel eğitim öğretmeni)

Öğrencilerimin en çok sevdiği dersler, atölyede meslek öğretmenleri tarafından farklı çalışma yöntemleri ve bol çeşit materyallerle yapılan çalışmalar olduğunu gözlemledim. Öğrencilerim kendilerine ayrılmış özel zamanın farkına varıyorlar ve çalışırlarken heyecan duyuyorlar. Öğrencilerin performanslarına yönelik grup içi bireysel çalışmalarla bütün öğrenciler atölyede farklı çalışmalar ortaya koyabilmekteler. Ortaya çıkan bu çalışmalar öğrencilerin yaratıcılığını arttırmakta, öz güvenini geliştirmekte, işbirlikçi özellikler göstermelerine katkıda bulunmaktadır.

Fırat KESER (5/A sınıfı özel eğitim öğretmeni)

Resim atölyesi öğrenciler için yeni bir öğrenme alanı oldu. Aynı der-

si sınıfta öğrettiğimizde onlar için sıradanlıktan öteye geçemiyordu. Resim atölyesine geldiğimiz zamanlar ilk başlarda çekingen davranıyorlardı. Şimdi atölyeye daha bir özgüvenle giriyorlar. Ayrıca bu dersi sınıf ortamında değil de farklı bir sınıfta yaptığımızda onlar için bir pekiştirme alanı da oluşturmuş oluyoruz. Özellikle ağır derecede olan zihinsel engelli öğrencilerimiz için bir farkındalık oluşmakta, davranış genellemesi daha kolay olmaktadır. Ayrıca öğrencilerdeki ‘edebilirlik’,’yetebilirlik’ yetileri ve hisleri artmaktadır. Bu yorumlar ışığında şunu söyleyebilirim. Görsel sanatlar dersinin özel eğitimde uygulanmaya başlaması ve onlara bu dersi işleyebilecekleri güzel bir atölyenin sunulması onların kendilerini ifade etmelerine, farkındalık oluşturmalarına, yapabilme-başarabil-

me-gerçekleştirebilme gibi duyguların gelişmesine katkıda bulunmaktadır. Görsel sanatlar öğretmeni olarak bu okulda yaptığım çalışmalarla amacım; öğrencilerin duygu ve düşüncelerini geliştirmek, dünyayı ve çevrelerini anlamalarına yardımcı olmak, bireysel gelişimlerine olumlu yönde katkı sağlamaktır. Öğrencilerimin dersim esnasında çalışmalarını yaparken keyif aldıklarını, hoş vakit geçirdiklerini fark ettim. Öğrencilerin çalışmalarında kaş-göz-saç gibi detaylarla uğraşmaları onların bu derse verdikleri önemi ve bu dersten aldıkları keyfi göstermektedir. Ben bunu figür arkalarındaki zeminlerde fon olarak sarı rengi seçtiklerinde fark edebiliyorum. Sarı renk; resim yaparlarken olumlu hisler içerisinde olduklarını, enerji dolu olduklarını, ışık dolu olduklarını gösteriyor bizlere. Görsel sanatlar dersi olarak güzel ve verimli bir yıl geçirdiğimizi düşünüyorum. Seneye çok daha güzel ve keyifli projelerle işbirliği içerisinde yeni çalışmalara imza atacağımıza inanarak cümlelerime son veriyorum. 9 Sayı 7


Ayça TORTUM El Sanatları Öğretmeni

ÖZEL EĞİTİMDE EL SANATLARININ ÖNEMİ El sanatları; bireyin bilgi becerisine dayalı doğal hammaddeleri kullanarak en basit aletlerle toplumun kültür ve özelliklerini aynı zamanda bireyin zevkli beceri ve hayal dünyasını yansıtan üretime yönelik etkinliklerdir. El sanatları eğitimi, eğitim ile sanatın farklı boyutlarıyla bir araya geldiği alandır. Bedensel veya zihinsel engelli öğrencilerde bilgi ve becerilerin kazanılması yapılan etkinliklerle mümkündür. Kas becerileri, el-göz koordinasyonunun gelişimi bu etkinliklerle geliştirilebilir. Kâğıt kopartma, kesme, yırtma, yapıştırma, katlama, renkleri öğrenme, boya fırçasının kontrolü, ahşap boyama, seramik boyama vb. aktiviteler duygusal doyum sağlama ve eğlenerek öğrenebilme açısından çok önemlidir. El sanatları eğitiminin verildiği çalışmalar tüm gelişim alanlarına büyük katkıda bulunmakta daha sevgi dolu, daha rahat bir ortamda öğrenmeyi kolaylaştırmaktadır. Bilimsel araştırmalara dayanarak el sanatları çalışmalarının engelli gruplar üzerinde etken olduğu söylenebilir. Bu araştırmalar sonucu el sanatları çalışmalarının;

-Fiziksel gelişimde; büyük-küçük kas motor koordinasyonun gelişimine el-göz koordinasyonun gelişiminin desteklenmesine -Bilişsel gelişimde; kavram öğrenme, matematik ile ilgili becerile, problem çözmeye yönelik becerilerin gelişiminin desteklenmesi, estetik becerilerin gelişmesine -Dil gelişiminde; akıcı ve ifade edici dil gelişiminin desteklenmesine, sanatla ilgili kavramların adlandırılabilmesine -Sosyal gelişim alanında; paylaşma, işbirliği kurma, sözel iletişim kurma, guruba uyum sağlama gibi becerilerin geliştirilmesi ve desteklenmesine -Duygusal gelişim alanında ise kendi duygularını fark edip ifade edebilmesine, öz saygısının gelişimine, yeterli olma ve güven duygusunun gelişimine katkıda bulunur. Ayrıca el sanatları boş zamanın değerlendirilmesini, hobilerin zenginleştirilmesine, rahatlama ve yeni düşüncelerin gelişimini sağlar.

10 Mevlanakapı Özel Eğitim Uygulama Okulu ve İş Uygulama Merkezi


Yüreğiniz kadar temiz doğanız olsun çocuklar…

TOPRAKLA BULUŞMAK Toprak… İnsanoğlunun varlığından beri onu cömertçe doyuran, temel yaşam kaynağımız. Yapılan kötülüklere hep iyilikle, cömertlikle cevap veren toprak anamız. Sanattır toprağa dokunmak. Zariflik, bilgi, tecrübe, sabır, devamlılık, sadakat öğretir insana. Tarımla, toprakla uğraşmak, dalından meyve koparmak, rehabilite adına açık alan “duyu bütünleme “ için doğal bir tedavi yöntemidir. Böylece çocuklar, örneğin; bir domatesin tohumunun ekilip, fidesinin şaşırtılıp, sulamasının, gübrelemesinin yapılıp bitkinin olgunlaştırılıp soframıza gelinceye kadarki tüm süreci yaşayarak öğrenir. Çocuk işine odaklanmayı, sorumluluk almayı öğrenir. Çocuklar bir işi yapmış olmanın, başarmanın mutluluğunu yaşarlar. Okulumuzda yaptığımız faaliyetleriyle; Tohumların canlı olduğunu gözlemlemeleri için tohumdan bakla oluncaya kadar fasulye yetiştirdik. Lale, sümbül, nergis gibi soğanlı bitkiler dikerek her soğanın yenilmediğini çiçek olabildiğini öğrettik. Toprak işleme araçları ile çalışıp büyük-küçük kas koordinasyonlarının gelişmesini sağladık. Bahçemizdeki çöpleri toplayıp doğaya saygılı birey olma bilincini kazandırdık. Tüm bu birikimlerimizi çocuklarımıza aşıla-

yarak onların ön yargılarını, korkularını kırmalarını sağladık. Örneğin, toprağa hiç dokunamayan, toprakta yaşayan küçük dostlarımızla karşılaşmayan çocuklar, toprağın yaşamımızın parçası olduğunu solucanın zararsız olduğunu kavrayıp rahat bir şekilde toprağa dokunabildiler. Tarımsal faaliyetlerde amaç çocuklarımızın sakinleşmesi ve değişik ortamlara uyum sağlamalarının kolaylaşmasıdır. Saymakla bitmez toprağın faydaları, çalışıp emek verince çocuklarımızın vücut-kas koordinasyonlarının gelişmesine yardımcı olurken, vücut dengelerinin artmasına da katkı sağlar. Çocuklarımızın hırçınlığını azaltıp vücutlarındaki negatif enerjilerinin dışarı atılmasına yardımcı olur. Bunlarla birlikte çocuklarımızı en iyi, en doğal, en yararlı olanla buluşturuyoruz.

Çiçekler gibi açıp hiç solmayın çocuklar…

Sayı 7

11


İzzet KAÇMAZ Özel Eğitim Öğretmeni

BULASICI HASTALIKLAR VE KORUNMA YÖNTEMLERI 1.HAVA YOLUYLA BULAŞAN HASTALIKLAR

a - Grip Grip, virüslerden ileri gelen ve solunum sistemini tutan çok bulaşıcı bir hastalıktır. Ateş, halsizlik, kas ağrıları, soğuk ter, şiddetli öksürük gibi belirtilerle birdenbire başlar. Grip sırasında bronşit, zatürree, kulak ve göz iltihabı, kalp ve böbrek yetmezliği gibi başka hastalıklar ortaya çıkabilir. b - Nezle Burun boşluğu ve solunum yolları mukozasının iltihaplanıp sıvı salmasına nezle denir. Nezle, soğuk algınlığından ileri gelen ve burunda başlayan bir hastalıktır. c - Kabakulak Kabakulak bir virüsten ileri gelen mikrobik ve bulaşıcı bir hastalıktır. Kulağın hemen önünde yer alan kulak altı tükürük bezi bu virüsün etkisiyle iltihaplanarak şiştiği için bu hastalığa kabakulak denmiştir. Kabakulak hastalığının özel bir tedavisi yoktur. Yapılacak tek şey hastanın yatarak dinlenmesini sağlamak ve kolay yutabileceği yiyecekler vermektir. d - Boğmaca Öksürük nöbeti şeklinde gelir ve her nöbetin ardından ipliğimsi mukoza parçaları dışarı atılır. Bazen beslenme yetersizliğine yol açan kusmalara neden olur. Boğmaca özellikle çocuklarda görülür; başlangıçta bulaşıcı olduğundan çocuktan çocuğa geçer; bunun için kısa süreli bir temas bile yeterlidir. Bulaştıktan sonra kuluçka süresi 2-7 gün kadardır. e - Kızamık Kızamık,özellikle çocukluk çağında çok sık görülen son derece bulaşıcı bir hastalıktır. Ama bu hastalığa bir kez yakalananlar ömür boyu bağışıklık kazanırlar. Ayrıca birçok ülkede koruyucu bir önlem olarak çocuklara kızamık aşısı yapılarak en az birkaç yıl bağışıklık sağlanır. f - Kızamıkçık Kızamıktakinden daha açık renkli döküntülerle kendini gösteren, ama daha hafif ve tehlikesiz olduğu için kızamıkçık denen bu hastalık bir virüsten ileri gelir ve çok bulaşıcıdır. Yüzde ve vücutta birkaç gün içinde kaybolan pembe renkli lekeler belirir; çoğu kez boyundaki lenf bezleri şişer. Tehlikeli bir hastalık olmamakla birlikte, gebeliğin ilk üç ayı içinde kızamıkçığa yakalanan annelerin bebeklerinde sağırlık, körlük, kalpte oluşum bozuklukları gibi önemli aksaklıklar ortaya çıkabilir. Bu yüzden birçok ülkede koruyucu önlem olarak 12-

13 yaşındaki kız çocuklarına kızamıkçık aşısı yaptırılır.

Bu hastalıklardan korunmak için;

* Hasta, odada tek yatırılmalıdır. * Oda sık sık havalandırılmalıdır. * Hasta ziyaretlerinde, çok dikkatli olunmalıdır. *Aşı yaptırılmalıdır. * Hastalığın yayılması önlenmelidir. 2.YİYECEKLERLE VE SUYLA BULAŞAN HASTALIKLAR a - Tifo Tifo, bağırsaklara yerleşen çomak biçiminde bir bakterinin yol açtığı bir hastalıktır. Hastalığın etkeni olan tifo basili, kirli suların içilmesi ve mikroplu yiyeceklerin yenmesiyle insana bulaşır. Yiyeceklerle alınan mikroplar bağırsaklardaki lenf düğümlerine yerleştikten sonra kana karışır ve yaydıkları toksinlerle kan zehirlenmesine yol açar. b - Dizanteri Kalınbağırsak iltihaplanmasından ortaya çıkan hastalığa dizanteri denir. İki çeşidi vardır; Basilli Dizanteri ve Amipli Dizanteri, Basilli Dizanteri, dizanteri basilinin meydana getirdiği hastalığa denir. Mikrop vücuda girdikten 2-7 gün sonra hastalık, ateş, baş ağrısı ve ishalle başlar. Dışkıda kan, cerahatlı balgam vardır. Hastanın ateşi 39 dereceye çıkar, nabzı yükselir. Dili paslı, ağzı kuru olur. Çocuklarda kramplar ve dalgınlık görülür. Hastalık 7-8 gün içerisinde hafifleyerek geçer. c - Çocuk Felci (Poliomyelit) Çocuk felci, ileri derecede sakatlıklar yapan türleri olan bir hastalıktır. Hastalık belirtileri, ateş, baş ağrısı, mide-bağırsak bozuklukları, halsizlik, ense ve sırtta sertliklerdir. Virüs etkeni midebağırsak kanalını tutar. Daha sonra kanla yayılarak merkezi sinir sistemine kadar ulaşır. Özellikle santral sinir sisteminde hareketi sağlayan hücre çekirdeklerinde, felç yaratır. Bacaklar, sinir çekirdeklerini tuttuklarından bacaklarda felçler meydana gelir. Hastalığın ilaçla tedavisi mümkün değildir. Dışkı ya da boğaz salgıları ile doğrudan temas sonucu etken alınır. Çocuk felci, genellikle hastalığın başlamasından 7 gün önce ve 10 gün sonra bulaşıcıdır.

12 Mevlanakapı Özel Eğitim Uygulama Okulu ve İş Uygulama Merkezi


İzzet KAÇMAZ Özel Eğitim Öğretmeni d - Bulaşıcı Sarılık Sarılığın etkeni iki tip virüstür. Bunlar hepatitis A ve hepatitis B olmak üzere iki ayrı hastalıktır. Bulaşıcı sarılık ise hepatit A’dır. Virüs dediğimiz çok küçük mikropların karaciğer hücrelerinde çoğalıp hasar meydana getirmesine bulaşıcı sarılık hastalığı denir. Bu virüsler insandan insana bulaşabilir. Bulaşıcı sarılığın belirtileri; halsizlik, bitkinlik, bulantı, kusma, karın ağrısı gibi belirtilerdir. Bu belirtiler, hastalıktan sonra birkaç gün daha devam eder. kanalizasyon sistemi ve tuvaletten sonra elleri yıkama alışkanlığının olmaması hastalığın yayılmasını kolaylaştırır. Klorsuz su içme, bu hastalığın yayılmasını sağlar.

Hastalığın başlangıcı genellikle anidir. Belirtileri; yüksek ateş, bel ve baş ağrıları, anjin, konjonktivit, burun kanaması ve çırpınma gibi belirtilerdir.

Bu hastalıklardan korunmak için;

a - Uyuz Cilt hastalığıdır. Uyuz; hastanın giysilerini giymekle,yatağında yatmakla ve deri temasıyla bulaşır.

*Sular klorlanmalı veya kaynatılarak içilmelidir, * Sebze ve meyveler temiz su ile çok iyi yıkanmalıdır, *Tuvaletler sağlığa uygun biçimde yapılmalı, * Hastanın kullandığı eşyalar kaynatılıp dezenfekte edilmelidir, * Eller yemeklerden önce bolsu ve sabunla yıkanmalıdır, * Hasta, sağlıklı kişilerden ayrılmalıdır.

3.HASTALIK TAŞIYICI CANLILARLA BULAŞAN HASTALIKLAR a - Sıtma Anofel denilen sivrisineklerin aracılığıyla bulaşır. Sivrisinekler, sıtmalı bir kişiye iğnesini batırıp onun kanını emdikten sonra, sağlıklı bir insanın kanını emerse, sıtma mikropları sağlıklı kişiye geçer. Sıtmadan korunmak için; * Bataklıklar kurutulmalıdır, *Su birikintileri ilaçlanmalıdır.

Hastalık yerleştikten sonra özellikle dalgınlık ve az çok koyu kırmızı sayısız küçük lekenin meydana getirdiği genel döküntü görülür. Tifüsten korunmanın tek yolu temizliktir.

4.DOKUNMA VE EŞYALARLA BULAŞAN HASTALIKLARDAN KORUNMA

b - Mantar Hastalığı Bir tür deri hastalığıdır. Sıcak ve nemli ortamları sever. Mantar hastalığı; ayak parmakları arasında, koltuk altlarında,saçlı deride görülür. Mantar hastalığı ortak kullanılan; ayakkabı, terlik, çorap gibi giysilerle bulaşır. Kaynakça:Evdehastabakimi.uzerine.com

b - Kuduz Hastalığın kuluçka süresi, 8 günden 2 yıla kadar değişebilir. Fakat ortalama 40 gündür. Bu esnada, kuduz aşısı veya anti serumu yapılırsa, hastalık belirti vermeden önlenebilir. Klinik belirtiler ortaya çıktıktan sonra aşıdan fayda beklenemez. Belirtileri; ateş, baş ağrısı, kaşıntı, halsizlik, bir takım ağrılar, kusma, öksürük, içine kapanma, korku, çeşitli yüz mimiklerinde değişme, hırçınlaşma....gibi belirtilerdir. Daha sonra huzursuzluk, beş duyuya ait hayaller, kavgacılık, hava akımından, parlak ışıktan, sudan ve görmekten korkma gibi belirtiler gelişir. Kuduzdan korunmak için; * Kuduz kuşkusu olan hayvanlara yaklaşılmamalıdır, * Hayvanlar ısırırsa, hemen aşı olunmalıdır. c - Tifüs Bitle geçen, vücutta pembe lekelerle beliren, ateşli ve tehlikeli bir hastalık olan tifüsün mikrobu, vücut bitinin taşıdığı bir riketsiya’dır.

Sayı 7

13


l Oku leri nlik i k t E

Okul Etkinlikleri

Okul Etkinlikleri

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Engelliler Birimi Avukatlarından Adile ÜNAL, Velilerimize “Engellilerin Yasal Hakları” ile ilgili seminer verdi.

Fatih Belediyesi Yavuz Selim Yaşam Merkezi Engelliler Birimi sorumlusu Nezahat KALAYCI okulumuzu ziyaret edip, Okul Müdürümüz Refik Esin’den okulla ilgili bilgiler aldı. Ziyaretinden dolayı Nezahat KALAYCI’a teşekkürlerimizi sunuyoruz.

OKULUMUZA ZİYARET

İlçemiz Özel Eğitim bölümünden sorumlu Şube Müdürümüz Fatih DENİZ ve Fatih RAM Müdürümüz Murat AKIN 14.05.2015 tarihinde okulumuzu ziyaret ettiler. Okulumuz Müdürü Refik ESİN’ den okulla ilgili bilgi alan misafirlerimiz, daha sonra öğretmenlerle bir toplantı yapıp bilgi alışverişinde bulundular. Şube Müdürümüz Fatih DENİZ ’e, Fatih RAM Müdürümüz Murat AKIN ’a ziyaretlerinden dolayı teşekkürlerimizi sunarız.

14 Mevlanakapı Özel Eğitim Uygulama Okulu ve İş Uygulama Merkezi


Okul Etkinlikleri

PENTA TEKNOLOJİ ÜRÜNLERİ DAĞITIM TİCARET A.Ş.’YE ZİYARET Okul Müdürümüz Refik ESİN, Özel Eğitim Öğretmenimiz İzzet KAÇMAZ, Öğrencilerimizden Bereket ABUKAN ve Ayşegül DEMİRCAN 03.04.2015 tarihinde; okulumuza yaptıkları katkıdan dolayı ilgili firmayı ziyaret ederek plaket sundular.

ŞOFÖR VE HOSTES SEMİNERİ Eğitimde süreklilik esastır; ilkesinden yola çıkarak öğrencilerimizi taşıyan servis şoförlerine ve hosteslerine özel gereksinimli bireylere nasıl yaklaşmaları gerektiği konusunda okulumuzda seminer verildi.

ŞEHREMİNİ ANADOLU LİSESİNDEN OKULUMUZA ZİYARET

10-16 Mayıs Engelli Haftası kapsamında 13 Mayıs 2015 Çarşamba günü Şehremini Anadolu Lisesi Müdürü, öğretmenleri ve öğrencileri okulumuzu ziyaret ettiler. Özel gereksinimli çocuklarımızla, normal gelişim gösteren akranlarını kaynaştırmak, toplumda farkındalık duygusunu geliştirmek amacıyla gerçekleşen ziyaretle; özel çocuklarımızla normal gelişim gösteren akranları, sınıflarda, bahçede beraber gerçekleştirdikleri etkinliklerde çok güzel bir gün geçirdiler. Şehremini Anadolu Lisesi Müdürü, öğretmenleri ve öğrencilerine duyarlılıklarından dolayı teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Sayı 7

15


l Oku leri ik l n i Etk

Okul Etkinlikleri

24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ

OKULUMUZDA 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLAMASI Okulumuzda, Öğretmenler Günü; tüm öğretmenlerin katılımıyla kutlandı. Okul Müdürü, bütün öğretmenlere çalışmalarından dolayı teşekkür ederek gül dağıttı.

OKULUMUZDA ORYANTASYON SEMİNERİ Okulumuzda yeni başlayan öğretmenlere; okula alışmalarını ve okulu tanımalarını sağlamak için oryantasyon semineri verildi.

MEVLANAKAPI

Sinema Günleri Aile eğitimi çalışmalarına farklı bir yaklaşım kazandırmak, amacıyla; Rehber öğretmen tarafından her hafta velilerimize sinema gösterisi yapıldı. “Adım Kahna, 3 İdiot, Her Çocuk Özeldir, vb.” filmler izletilerek velilerle olaylar üzerinde analiz yapıldı.

16 Mevlanakapı Özel Eğitim Uygulama Okulu ve İş Uygulama Merkezi


BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ? 1- Kedilere 9 canlı denilmesinin ve yaşadığı kazaları kolay atlatmasının nedeni aşırı D vitamini yüklü olmalarından kaynaklanıyor. 2- Havaya atılan su buz olarak yere düşer mi? - 30 derecede havaya atılan su EVET buz olarak yere düşer. 3- Mikroplara da mikrop bulaşır mı? Evet, mikroplara da bulaşan daha küçük mikroplar var. 4- Balıklar su içer mi? Tüm canlılar vücutlarında farklı oranda su bulundururlar. Bu suyu tüm canlılar fizyolojik olarak kullandığı anlamına gelir. Bu yüzden balıklar su içerler. 4- Kargalar 200 yıl yaşar mı? Doğada vahşi olarak yaşayan kargalar 13-14 yıl kadar yaşar. Esaret altında 40 yıl yaşarlar. Maksimum 80 yıl yaşarlar. 5- Solaklar daha mı zeki? Şimdiye kadarki bilimsel araştırmalar, solakların sağ elini kullananlardan daha yaratıcı ya da zeki olduğunu GÖSTERMEDİ. 6- Köpekbalıkları neden hastalanmazlar? Bağışıklık sistemleri oldukça güçlüdür kanser dâhil hiçbir virüs bağışıklık sistemlerini etkilemez. 7- Çift sarılı yumurtadan çift civciv çıkar mı? Gelişim meydana gelirken 2 yavrudan 1 tanesi kazanır yaşam savaşını, yumurtadan çıkmadan ikisi de yaşamlarını yitirir. 8- Neden mavi renk sebze veya meyve yok? Bitkilerin rengini veren pigmentlerin kimyasal yapıları, düşük dalga boylarında ortaya çıkan renkleri vermek üzere gelişmiştir. 9- Uzayda güneş ışınını saçan hava ve su olmadığından uzay simsiyah görünür. 10- Kutuplardaki buzlar erirse ne olur? Deniz seviyelerinde yaklaşık 60 metrelik bir yükselme olacağı tah-

min edilmektedir. Fransa, Almanya, Polonya’nın kuzeyleri Hollanda ve Belçika’nın bir bölümü sular altında kalacaktır. 11- Neden soğan ağlatıyor? Soğan doğrandığında havaya lachrymatoryfactor isimli bir enzim yayılıyor. Bu da gözde kaşıntı yapıyor. Göz ise kendisini korumak için gözyaşlarını kullanıyor. 12- Sıcak su soğuk sudan daha ağırdır? Sebebini araştırınız :) 13- Kediler hem kör hem de sağır doğarlar. Annelerinin yaydığı titreşim sayesinde memeye yönelirler. 14- Kadınların erkeklere göre 1 saat daha fazla uykuya ihtiyaçları vardır. 15- Bir insanın doğum günü tarihi ortalama 9 milyon insanla aynı. 16- Apollo 11 Dünya ya indiğinde sadece 20 saniye daha yetecek yakıtı kalmıştı. 17- Arabayla Güneş’e yolculuk ediyor olsak, bu yolculuk molalar hariç, yaklaşık 150 yıl alır : ) 18- Oxford Üniversitesinin verdiği rapora göre Everest’e tırmanan her 10 kişiden biri öldü. 19- Norveç’te kıyamet günü hazırlıkları adımı atıldı. Özel koşullara sahip bir tohum deposu kuruldu. Ve araştırmalara göre bir bitki tohumu uygun saklama koşullarında 200 yıl korunabiliyor. 20- Musluktan saniyede damlayan 1 damla su, yılda 9000 litre suyun ziyan olması demektir. Bu bir insanın yaklaşık 17 yıllık su ihtiyacına eşittir. 21- Buzdolabının içine koyduğunuz sıvıların ağzını kapatarak içerideki nemi azaltıp kompresörün daha az çalışmasını sağlar ve elektrik tasarrufu yaparsınız. Hazırlayan 6/A Sınıf Öğretmeni Buğra DİŞDİŞ

OKULUMUZDAN GÜLÜMSETEN ANLAR Görsel Sanatlar Atölyesi 4/A Sınıfından Ayşegül resim sınıfına geldiğinde Mustafa Öğretmenine heyecanla bir şeyler anlatmaya başlar. Anlatış şekli ve kendini konuya aşırı vermesi resim öğretmeninin dikkatini çeker. Fakat resim öğretmeni onu anlamıyormuş gibi yapar ve sürekli Ayşegül’e konuyla alakasız sorular sorar. Ayşegül de anlatamamanın verdiği ruh haliyle iyice kendini paralamaya, oflayıp puflamaya başlar. Sonunda da dayanamayıp resim öğretmenine “aAaaaa Mustafa, sen de bir şey anlamıyorsun” der ve herkesi güldürür. 9/A Sınıfa gözlem için misafirler gelir. Öğrenciler misafirlere sınıfta olan olayları anlatmaya başlarlar. Beyza Öğretmen bunu fark edip “Ama sınıfımızda olanları başkalarına anlatmamalısınız.” der. Zaman geçer başka bir derste farklı misafirler varken Beyza öğretmen çocukların özelliklerini misafirlere anlatır. Ömer Salih ; - Ama özelimizi başkalarına anlatmamalısınız, diyerek herkesi güldürür. 9/A Bütün çocuklar okula gelirken yağmurda ıslanmıştır Bir tek Tayfun ıslanmamıştır. Diğer çocukların dikkatini çeken Tayfun arkadaşlarına dönüp “Ben demir adamım, ben ıslanmam” der.

12/A Levent, etkinlik ve derse katılımı seven, görev aldığında da çok mutlu olan bir çocuktur. Pazartesi uygulama evinde Levent’e bulaşık yıkamasını söyledikten sonra Levent oflar puflar veee… “Keşke bu bölümü seçmeseydim” diye söylenir. 12/A Sınıfımızda el sanatları dersinde öğrenciler çalışma yaparken genelde müzik dinlenir.Bir gün Tuğçe Öğretmen çocuklara müzik açmak yerine Türk sanat müziği söylerken şarkıyı bitirmeden birden arabesk şarkıya geçince öğrencilerden Levent kahkaha atarak “öğretmen iyice kafayı yedi.” diyerek bütün sınıfı güldürür. 12/B Mert sosyal alanda iletişime açık bir öğrencidir. Ders esnasında konuşmayı, sohbet etmeyi sevdiği günlerden birinde “Öğretmenim sen okul kapanınca nereye gideceksin?”diye sorar. Mervenur Öğretmeni de “Adapazarı’na gideceğim Mert.” der. Mert de “Aaa pazara mı gideceksin öğretmenim, ne güzel “diyerek güldürür.

HAZIRLAYANLAR Mervenur ÖRKMEZ Hatice TAŞDELEN

Sayı 7

17


İSTANBUL MODERN SANAT MÜZESİ İLE “BULUŞMA” PROJEMİZ VE “KESİŞEN YOLLAR’’ Özel Gereksinimli Öğrencilerimiz ile farklı okullardaki akranları birlikte İstanbul Modern Sanatlar Müzesi ev sahipliğinde toplam altı atölye çalışması gerçekleştirdiler. Yaklaşık 50 öğrencimizin katıldığı bu atölye çalışmasında amacımız özel çocuklarımızı sanat aracılığıyla akranlarıyla buluşturmak, toplumda var olan önyargıları kırarak farkındalık yaratmaktır. Sağlıklı, huzurlu, başarılı, mutlu çocuklar yetiştirmek için en önemli vitaminin sevgi olduğunu, sanatın da sevgi aktarımına yol açtığını unutmamalıyız. Bize bu imkânı yaratan ve işbirliği yapan İstanbul Modern Sanat Müzesi çalışanlarına, Ortaköy Zübeyde Hanım Meslek ve Teknik Anadolu Lisesi ve Beşiktaş Rüştü Akın Lisesi’ne teşekkürlerimizi sunuyoruz.

18 Mevlanakapı Özel Eğitim Uygulama Okulu ve İş Uygulama Merkezi


Say覺 7

19


20 Mevlanakapı Özel Eğitim Uygulama Okulu ve İş Uygulama Merkezi


HOLLANDA’DAN OKULUMUZA EĞİTİM GEZİLERİ Hollanda’nın Maastricht kentinde öğretmenlik eğitimi alan öğrenciler ile öğretmenleri okulumuza ziyaret ettiler. 28.04.2015 ve 15.05.2015 tarihlerinde iki grup olarak ziyaret gerçekleştiren öğretmen ve öğrencilerle karşılıklı bilgi alışverişinde bulunuldu.

Sayı 7

21


Burcu ERTÜRK Okul Öncesi Öğretmeni

Evde Nasıl Vakit Geçirilebilir ? Dikkat geliştirici oyunlar Oyun; tüm çocukların gelişiminde büyük rol oynar. Oyun oynamak, sadece okul öncesi çocuklar için değil her yaştaki çocuk ve genç için önemli bir etkinliktir. Aslında çocukların oynadığı her oyun farklı bir amaca hizmet eder. Oyunlar eğitici-öğreticidir. Bazı oyunlar sayesinde çocuklarımızın dikkatlerini ve konsantrasyon sürelerini uzatabiliriz. Çocuklarınızla birlikte oynayarak hem çocuğunuzla iletişiminizi arttırabilir hem de çocuğunuzun dikkatini arttırmasına yardımcı olabilirsiniz. Evde çocuklarınızla oynayabileceğiniz alternatif oyunlar; BOMMM OYUNU: Çocuk, anne ve baba birlikte oynanır. Önceden tespit edilen bir rakam ve onun katları gelince, o rakamı söyleyecek kişi rakam yerine “bommm” der. Ondan sonra gelenler sıra ile sayıları saymaya devam ederler. Örnek:1 – 2 – 3 – 4 – Bommm – 6 – 7 – 8 – 9 – Bommm….. Gibi. Oyunda şaşıran kişi oyun dışı kalır.  RESİM HATIRLAMA OYUNU Çocuğa bir dakika süresince bir resim gösterilir ve bir dakika sonra resim kapatılır. Daha sonra resimle ilgili sorular sorulur. Örnek: A- Çocuklar ne yapıyorlardı? B- Erkek çocuğun üzerinde ne vardı? C- kız çocuğun gözleri ne renkti? FARKLI RESİM BULMA OYUNU Çocuk, bu alıştırmalarda kendisine gösterilen 4 resimden farklı olanı bulmaya çalışır. Farklı olanı bulduktan sonra diğerlerine göre neden farklı olduğunu anlatmalıdır. İKİ RESİM ARASINDAKİ FARKI BULMA OYUNU Birbirine benzeyen ama aralarında küçük farklılıklar

bulunan 2 resim çocuğa gösterilir. Bunların arasındaki farklılıklar çocuğa anlatılır. ŞEKİLLERİ HATIRLATMA OYUNU Anne-baba bir takım geometrik şekiller çizerek çocuğa bir dakika süreyle gösterir. Bir dakika sonra resim kapatılır ve çocuktan hatırladığı kadarını çizmesi istenir. NESNE SAKLAMA OYUNU Bu oyun için evin belli bir odası seçilir ve çocuğa etrafındaki nesnelere dikkatlice bakması söylenir. Çocuk odadan çıkınca herhangi bir nesne saklanır. Çocuk odaya döndüğünde hangi nesnenin saklandığını bulmaya çalışır. SIRALAMA OYUNU Çeşitli renklerdeki Legolar ortaya konur. Sonra bu Legolar belli bir kural çerçevesinde renk sırası takip edilerek dizilir. Örnek: sarı-mavi-kırmızı-yeşil -sarı-mavi-kırmızı-yeşil şeklinde sıralanır. Çocuğunuzun dikkat becerilerini geliştirebilmek için evinizde hem eğlenceli, hem de faydalı oyunlar oynayabilirsiniz. Üstelik bu tür oyunlar için özel materyallere de ihtiyaç yok. Neler yapabilirsiniz? 1- İşitsel Dikkat (Dinleme becerileri) Çocuğunuzun hem işitsel dikkat becerilerini geliştirecek hamda dinleme becerilerini geliştirecek bir oyundur. Çocukların okulda dersi dinleyerek öğrendiklerini varsayarsak eğer dinleme becerileri ve işitsel dikkat oldukça önemlidir. İşitsel dikkat kazandırmak için ne yapılabilir? Hatırlama oyunu: Karşılıklı çocuğunuzla oturun. Ona 5 tane nesne ismi söyleyeceğim diyin ve birbiri ile alakasız 5 nesne ismi söyleyin. Ardından kendisine sorun. -Saydığım isimlerden kaç tanesi aklında? Bana sayar mısın? Bakalım çocuğunuz kaç tanesini hatırlayacak. Eğer çocuk 5 nesneden hepsini hatırlarsa yavaş yavaş nesne sayısını arttırın. 6 7 8 9 10 diye yukarı doğru çıkartın. Bakalım çocuğunuz kaç tanesini hatırlayacak. Bu oyunu düzenli olarak her gün oynadığınızda göreceksiniz ki bir süre sonra çocuğunuzun hatırladığı nesne sayısı yavaş yavaş artacak ve dinleme becerisi gelişmeye başlayacak. Bu oyunu karşılıklı da oynayabilir ve yarışa da dönüştürebilirsiniz. Bu sizin içinde oldukça faydalıdır. İleride Alzheimer ya da unutma ile ilgili problemleri yok etmede oldukça faydalıdır.

22 Mevlanakapı Özel Eğitim Uygulama Okulu ve İş Uygulama Merkezi


Esra ÖZYALÇIN Özel Eğitim Öğretmeni

İşitsel dikkat kazandırmak için ne yapılabilir? Hatırlama oyunu: Karşılıklı çocuğunuzla oturun. Ona 5 tane nesne ismi söyleyeceğim diyin ve birbiri ile alakasız 5 nesne ismi söyleyin. Ardından kendisine sorun. -Saydığım isimlerden kaç tanesi aklında? Bana sayar mısın? Bakalım çocuğunuz kaç tanesini hatırlayacak. Eğer çocuk 5 nesneden hepsini hatırlarsa yavaş yavaş nesne sayısını arttırın. 6 7 8 9 10 diye yukarı doğru çıkartın. Bakalım çocuğunuz kaç tanesini hatırlayacak. Bu oyunu düzenli olarak her gün oynadığınızda göreceksiniz ki bir süre sonra çocuğunuzun hatırladığı nesne sayısı yavaş yavaş artacak ve dinleme becerisi gelişmeye başlayacak. Bu oyunu karşılıklı da oynayabilir ve yarışa da dönüştürebilirsiniz. Bu sizin içinde oldukça faydalıdır. İleride Alzheimer ya da unutma ile ilgili problemleri yok etmede oldukça faydalıdır. İşitsel dikkat ve dinleme becerilerini geliştirmek için bir diğer oyun da dinlediği paragraftan ona çeşitli sorular sorma oyunudur. Paragraftan soru oyunu: Kısa bir paragraflık bir hikâye yazın veya bulun. Örneğin İpek adında bir çocuk vardı. İpek 8 yaşındaydı. İpek 2. sınıfa gidiyordu. İpek’in 4 kardeşi vardı. İpek 5 katlı bir apartmanda oturuyordu. Apartmanlarının bahçesinde güller, karanfiller vardı; gibi içinde çeşitli detayların bulunduğu bir hikâyeyi çocuğunuza anlatın ve dinlemesini isteyin. Ardından bu hikâye ile ilgili ona sorular sorun. -İpek kaç yaşındaydı? -İpek kaç katlı binada oturuyordu? -İpek ‘in kaç kardeşi vardı? Gibi hikâye ile ilgili detaylı sorular sorun. Bu dinleme becerileri ve işitsel dikkat için oldukça faydalı bir çalışmadır. Bu oyunda hikâyeyi siz okuyorsunuz çocuk dinliyor. Çocuk detayları bildikçe hikâyeyi karmaşıklaştırabilir ve uzunlaştırabilirsiniz...

oynayabilirsiniz. Çocuğunuzla karşılıklı oturalım. Ona birbirimizin giysilerini inceleyelim diyin. Karşılıklı birbirinizi inceleyin. Ardından çocuğunuza arkanı dön diyin. Çocuk arkasını döndüğünde kendi giysileriniz ile ilgili sorular sorun. Örneğin; -Ayağımda terlik var mıydı? -Kolyem var mıydı? Varsa ne renkti? -Gömleğim ne renkti? Üzerinde çiçekler var mıydı? Varsa ne renkti? Gibi detaylar sorun. Aynı şeyi daha sonra o size sorabilir ve böylelikle eğlenceli hale gelebilir. Görsel dikkat ile ilgili başka bir çalışma. Bir kâğıdın üzerine 10 adet nesnenin resmini çizin. Örneğin kedi, kuş, kalem, okul, top ve ayakkabı gibi çeşitli nesneler çizin ve bu nesnelerin her birini bir renge boyayın. Ardından bu kâğıdı çocuğunuza gösterin ve incelemesini isteyin. 1 - 2 dakika incelemesine izin verin. Ardından resmi elinden alın ve kapatın ve sorun; -Resimde neler vardı? -Resimdeki kalem ne renkti? -Resimdeki kuş ne taraftaydı? Gibi resimdekilerden çeşitli detaylar isteyin.

2- Görsel Dikkat Görsel dikkat kazandırmak için ne yapılabilir? Masanın üzerine çeşitli nesneler koyun. Kumanda, araba, top, anahtarlık vs. 5,6 tane nesne olabilir. Ardından çocuğunuza bu nesnelere dikkatli bakmasını söyleyin ve daha sonra arkasını dönmesini isteyin. Çocuk arkasını döndüğünde nesnelerden bir ya da iki tanesini alıp saklayın. Ardından çocuğun dönmesini isteyin. Sonra çocuğunuza “Bak bakalım masada ne eksik?” sorusunu sorun. Çocuk masanın üzerinde eksik olan nesneleri bulmaya çalışacak. Çocuk bildikçe masadaki nesne sayısını arttırabilirsiniz. Yine görsel dikkat ile ilgili diğer bir oyunu şu şekilde Sayı 7

23


Geziler

MK

Okul

1-A /5-A/ 7/A SINIFLARININ OLİVİUM GEZİSİ

1-A /5-A/ 7/A öğrencileri ve öğretmenleri Olivium da çocuk sinemasına gittiler. Ardından MC Donalds‘da hamburger yiyerek ve mağazaları gezerek bir gezi gününü

FLORYA’DA OKUL KAHVALTISI

Okulumuzun 1.ve 2. Kademe öğrencileri Florya Sosyal tesislerine 18.11.2014 tarihinde kahvaltıya gitti. Kahvaltıdan sonra sahil yürüyüşü ve çarpışan oto eğlencesinden sonra okula dönüldü.

24 Mevlanakapı Özel Eğitim Uygulama Okulu ve İş Uygulama Merkezi


Geziler

Gezilerimiz

ik

e Pikn d n i l i ya Sah Samat

in z i m i ler i c n i e Öğr ling Keyf Bow

Sayı 7

25


Mervenur ÖRKMEZ Özel Eğitim Öğretmeni

ÇOCUKLARDA MODEL ALARAK ÖĞRENME (TAKLiTLE -GÖZLEYEREK ÖĞRENME) Model alma; bireyin bir başkasını taklit ederek bazı davranışlar kazanmasıdır. Aynı zamanda bilişsel öğrenme türüdür. Model alarak öğrenme, toplumsal yaşama uyum ve sosyalleşmede büyük rol oynayan bir unsurdur. Model alarak öğrenmeye birçok örnek verilebilir; Bebekler konuşmayı, çevresinde bulunan kişileri taklit ederek öğrenir. Cinsiyet rolleri, anne baba ve kardeşlerden öğrenilir. Gençler, ilgi duydukları alanlarda ünlü kişileri model alarak davranış oluşturur ve geliştirirler. Giyimde, teknolojik gelişmelerin yayılmasında, iyi ve kötü davranışların yaygınlaşmasında en önemli etken, insanlardaki taklit etme güdüsüdür. İnsanların birçok karmaşık davranışı, uzun pekiştirmeler olmadan sadece gözleyerek öğrendikleri gö-

rülmektedir. Örneğin; yemek yeme, parmak kaldırarak söz isteme, öğretmen geldiği zaman sessiz durma, oyun oynama gibi. Model alarak öğrenmede en önemli unsurlardan biri seçilen modelin bireyle olan benzerliğidir. Kız çocuk annesini, erkek çocuk babasını seçer ve onun davranışlarını gözleyerek öğrenir. Anne -babanın yemek yeme alışkanlığını, uyku saatlerini, giyim tarzlarını, ev içindeki hareketlerini, birbirleri ile olan iletişimlerini taklit eder. Örneğin; küçük bir kız çocuğu, annesini taklit ederek, kendi oyuncak bebeğini giydirir ve uyutur, kısaca annesinin kendisine davrandığı gibi davranır. Ayrıca model alarak öğrenmede her zaman istenen davranışlar kazanılmaz. Bazen öğrenilen zararlı alışkanlıklar model alarak öğrenmenin bir sonucudur. Model alarak öğrenmede pekiştirme söz konusudur. Örneğin, babasının diğer insanlarla nazik konuştuğunu gören çocuk, babasını model alır. Bu modeli davranışlarında tekrarladığında takdir edilir ve problemlerini daha kolay çözümlediği görülür. Böylece öğrenme pekiştirilmiş olur. Anne babanın ve ailedeki diğer bireylerin çocukla olan etkileşimi, çocuğun ilerde nasıl bir birey olacağını etkiler. Bununla birlikte aile içindeki olumsuz modeller de, çocuğun kişiliğini olumsuz etkiler. Tutarsız bir şekilde çocuğa yaklaşan anne babanın çocuğu doğruyu yanlışı öğrenemez. Kararsız ve güvensiz bir yetişkin olabilir. Demokratik yaklaşım sergileyen bir ailede çocuk sorumluluklarını bilir ve iletişime açık bir birey olur.

“ÇOCUKLAR ANNE BABALARININ SÖZLERİNE DEĞİL, DAVRANIŞLARINA BAKAR’’

26 Mevlanakapı Özel Eğitim Uygulama Okulu ve İş Uygulama Merkezi


Semra RIZAOĞLU Rehber Öğretmen Özel eğitimde model alma özel gereksinimli bireyin yaşamını bağımsızlaştırmak için önemli bir öğrenme şeklidir. Böylece birçoğu kendi bakımını sağlayabilir, ev işlerini yapabilir, evdeki eşya ve cihazları kullanabilir, kendi temizliğini yapabilir, yiyecek hazırlayabilir, kısaca kendi yaşamını bağımsız olarak sürdürebilir.

ci rol model anne ve babadır. Bu asla göz ardı edilmemelidir.

Bu konuyla ilgili özel gereksinimli çocuklarımız; okulumuzun uygulama evinde yapılan günlük yaşam becerileri dersinde alınan çorba yapımı, makarna, tost, süpürge açma, yatak düzeltme, bulaşıkları makineye yerleştirme vb. becerilerde öğretmenini ve sınıftaki akranlarını model alarak günlük yaşamını bağımsız bir şekilde sürdürebilecek düzeye gelebilmektedir.

-Çocukların özellikle saldırgan davranışları daha çok taklit ettikleri gözlemlenmektedir. Bu nedenle çocukların izledikleri filmler dikkatle seçilmeli, çocuklara kötü model oluşturacak filmler gösterilmemelidir.

Park, bahçe, eğlence merkezleri, akran öğrenmesinin etkili olduğu ortamlardır. Arkadaşlarını model alan çocuklarda oyun yoluyla hızlı öğrenme gerçekleşir. Özel gereksinimi olan çocukların akranlarıyla birlikte bu tür etkileşim içerisinde yer almaları, sosyal olarak yetersiz olan bu çocuklara olumlu model sağlayarak sosyal davranışlar kazandırmakta ve bu da arkadaşları tarafından kabul edilme olasılığını arttırmaktadır.

-Taklit edilen davranış çevrede beğenildiyse tekrar edilir, beğenilmediyse fazla tekrar edilmez ve zamanla söner.

-Öğretmen en çok model alınan kişilerden biridir. Bu nedenle öğretmenin sınıfta ve sınıf dışında öğrencilere çok iyi bir model olması gerekmektedir. -Öğrencilerde istendik davranışlar oluşturmak için, doğru davranan öğrenciler pekiştirilerek, bu öğrencilerin diğer öğrenciler tarafından model alınması sağlanmalıdır.

-Sınıf disiplinini sağlamada, el becerilerinin öğretilmesinde model olma yönteminden yararlanılmalıdır. Burada öğrencilerin gelişimsel hazır olma durumlarına da Oyun çocuğun öğrenmesini kolaylaştıran, sosyal- dikkat edilmelidir. leşmesini sağlayan ve kendini ifade edebilmesine yardımcı en önemli araçtır. Oyun yoluyla özel gereksinimli -Model olma becerisini öğrenciye kazandırırken, topçocukların davranışsal yetkinlikleri ve bilişsel becerileri lumsal yaşamda uygulanabilirliği dikkate alınmalı, davartmaktadır. Özel gereksinimli bireylerde kaba ve ince ranış buna göre kazandırılmalıdır. motor sınırlılıklar, fiziksel yetersizlik daha sık görüldüğünden oyunun, engelli çocukların gelişimine yardımcı olabilmesi için, çevrenin düzenlenmesine dikkat edilmeli, uyarıcılar daha zengin tutulmalıdır. “Bandura’ya göre model alınan, gözlenen davranışların bireyin belleğine kodlanması ve gerektiği zaman hatırlanması gerekir.’’ Özel gereksinimli bireylerin eğitim ve öğretim programları onları toplum hayatına hazırlayıcı ve günlük hayatta kullanabileceği becerileri geliştirici yönde düzenlenmelidir.

Doğrudan öğretimde, öğrenciye kazandırılacak becerinin basitten karmaşığa işlem basamaklarına ayrılarak model olunarak öğretilmelidir. Bu açıklamaların sonucunda; -Çocuğun yaşamı boyunca hayatını şekillendiren birinSayı 7

27


Beyza ÖZÇELİK Özel Eğitim Öğretmeni OKULUMUZ ÖĞRETMENLERİ İLE DESTEK GRUP ÇALIŞMASI Özel eğitim çocuklarını topluma katmak, onların kendilerini gerçekleştirmesini sağlamak diğer öğretmenlere nazaran daha çok özveri isteyen bir durumdur. Biz de kendimizi meslektaşlarımızla iletişim içinde, mutlu, güvende hissetmek, böylece tükenmişlik duygusunu yaşamayı en az düzeyde tutmayı sağlamak için okulumuzda destek grupları oluşturduk. Destek grubu sohbetleri, yapılandırılmış bir ortamda rehber öğretmenin grup liderliğiyle gerçekleştirildi.

5. Grup üyelerinin birbirleriyle bütünleşmesini ve rahatlamasını sağlamak.

Projemiz

6. Stres, yalnızlıkla baş etmeyi sağlamak.

Gönüllü öğretmenlerden 8 kişilik iki grup oluşturuldu. Çarşamba günleri bir grupla, perşembe günleri 1. Öğretmenler arasındaki güveni ve iletişimi artırmak. diğer grupla buluşuldu. Grup bilinci oluşsun diye ısınma hareketleri yapıldı.( olumlu özelliklerini söyleme, 2. Mesleki alanda yaşanılan psikolojik ve fizyolojik so- isminin geçmişini anlatma, sarılma vb.) 90 dakikalık runlarla baş etme. Tükenmişlik belirtilerini önleme. süre içerisinde gizlilik ve tek seslilik kurallarına uyarak grup içinden bir kişi problemini getirdi ve gruba sundu. 3. Psikolojik güçlüklerin yanı sıra genel sorunları payGrup arkadaşları problemi nasıl çözebileceği konusunlaşmak tartışmak. da arkadaşına öneriler sunarak yardımcı oldular. Destek grubunun amacı:

4. Bilgi, haber ve yaşantıları paylaşmak.

28 Mevlanakapı Özel Eğitim Uygulama Okulu ve İş Uygulama Merkezi


Semra RIZAOĞLU erhber Öğretmen DESTEK GRUP ÇALIŞMASININ ÖĞRETMENLERİMİZE KATKISI Bu proje sayesinde öğretmen arkadaşlarımız, -Yaşadıkları problemlerin azaldığını, -Grup arkadaşlarının da aynı kaygıları yaşadığını; yalnız olmadıklarını, -Diğer arkadaşlarıyla kaynaştıklarını, -İşlerine daha çok motive olduklarını, -Aynı ortamda çalıştığı insanların, sorunlarını önemsemesi ve çözmek için katkıda bulunmasının öğretmeni psikolojik açıdan rahatlattığını söylediler. Destek grup çalışmaları okuldaki atmosferin daha sıcak daha samimi olmasını sağlıyor. Çalıştığımız ortamda mutlu olmak bizim iş verimimizi artırarak çocuklara daha faydalı, daha sabırlı, daha güler yüzlü olmamıza yardımcı oluyor. Meslektaşlarımızla paylaşım içinde olmak, farklı bakış açılarıyla problem çözmek, mesleki tükenmişliğimizi azaltıyor ve bilgilerimizi yenilememize katkı sağlıyor. Okulumuza bu sene birçok yeni öğretmen arkadaşımız geldi. Yeni arkadaşlarımızın destek grup çalışmasına katılması deneyimli öğretmenlerden mesleki bilgi ve beceriler edinmesini kolaylaştırarak okula kısa sürede uyum sağlamalarına yardımcı oldu. Okulumuz eğitim amaçlarından birisi öğrencilerimize en iyi eğitimi sunabilme çabasıdır. Bunun için okulun öğretmenleri olarak bilgilerimizi yenilemek tükenmişliğimizi azaltmak, öğrencilerimizle huzurlu keyifli bir ortamda eğitim vermek için bu projeyi gerçekleştirdik.

Sayı 7

29


Gezilerimiz

MK

Okul

CANKURTARAN SOSYAL TESİSLERİNDE KAHVALTIMIZ Okula yeni başlayan velilerin birbirleri ve öğretmenleriyle kaynaşması amacıyla 9/ A ve 9/ C sınıfları ile Can Kurtaran Sosyal Tesislerine kahvaltıya gidildi.

Panorama 1453 Gezimiz

30 Mevlanakapı Özel Eğitim Uygulama Okulu ve İş Uygulama Merkezi


Gezilerimiz

Gezilerimiz

Su Gösteri Sanatları Sahnesinde ‘’Akıllı Çocuk ‘’adlı tiyatro çocuk oyununa okulumuz gitti.

Sayı 7

31


Gezilerimiz

Okulumuzun Oyuncak Müzesi Gezisi

32 Mevlanakapı Özel Eğitim Uygulama Okulu ve İş Uygulama Merkezi


Fırat KESER Özel Eğitim Öğretmeni

TÜRKİYE’DE BÜTÜNLEŞTİRME UYGULAMLARI ALGISI VE KÜLTÜREL FARKLILIKLAR

Ç

ocuk Haklarına Dair Sözleşmenin 23. maddesinde “Engelli çocuğun eğitimi, meslek eğitimi, tıbbi bakım hizmetleri, rehabilitasyon hizmetleri, meslek hazırlık programları, ve dinlenme/sosyal olanaklarından etkin olarak yararlanmasını sağlamak üzere düzenlenir ve çocuğun eksiksiz biçimde toplumla bütünleşmesi yanında, kültürel ve ruhsal yönü dahil bireysel gelişmesini gerçekleştirme amacını güder” Birleşmiş Milletler (BM) Engelli Hakları Sözleşmesinin 24. maddesinde ise “Devlet tarafları tüm düzeylerde bütünleştirici bir eğitim sistemi sağlar,” ifadelerine yer verilerek uluslararası düzenlemelerin tüm vatandaşlar için yapılması ilkesi ön plana çıkmıştır. Bu ilkeler doğrultusunda 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren yasaların zorunlu bir sonucu olarak eğitim kurumları; çağdaş toplumlarda her bireye eğitim verebilecek olanak ve fırsatlarla yeniden yapılandırılmıştır. Bu bağlamda bilişsel, duyuşsal ve fiziksel özellikleri ile akranlarından önemli derecede farklılıklar gösteren bireyler özel eğitim kapsamında eğitim alma haklarına kavuşmuşlardır (Kırcaliİftar, 1998). 19. yüzyılın ikinci yarısında yasaların etkisiyle yeni bir yapılanmaya giden eğitim kurumları, yeni yeni eğitim akımlarını ve eğitim felsefelerini de tartışmaya başlamıştır. 1994 yılında Salamanca’da düzenlenen özel eğitim konferansında “Education for all-Herkes için eğitim ” amacıyla bütünleştirme uygulamalarının geliştirilmesi, okulların tüm çocuklara eğitim vermesini olanaklı hale getirmek için gerekli siyasi adımların atılması ve politikalar üretilmesi amacıyla, Salamanca bildirgesi ve eylem planını 92 devlet ve 25 uluslararası kuruluşun katılımıyla kabul edilmiştir (http:// www.unesco.org/ 21 Mart 2015 tarihinde ulaşıldı). Bu belge eğitim sisteminin bireysel farklılıklara ve güçlüklere bakılmaksızın tüm öğrencileri kapsayacak şekilde düzenlenmesine yönelik bir beklentinin zeminini oluşturmuştur (ERG, 2011, http://erg.sabanciuniv.edu, 4 Nisan 2015 tarihinde ulaşıldı). Salamanca bildirisi dünyadaki tüm halkların ortak bir tutum geliştirilmesine olanak sağlamış ve Türkiye’nin de bu ortak tutumdan etkilenerek yeni düzenlemeler yapmasına zemin hazırlamıştır. 19. yüzyılda yasaların etkisiyle şekillenen bütünleştirilmiş eğitim felsefesi, özel eğitim alanındaki gereksinimlerde de güncelleme etkisi yaratmıştır. Değişen bu eğitim gereksinimleri arasında özellikle genel eğitim okullarında ve genel eğitim sınıflarında özel eğitime gereksinim duyan bireylerin eğitim almaları, çeşitli nedenlerden kaynaklı farklı kültürlerden gelen bireylerin yaygınlaşması ile eğitmenlerin gerçek anlamda sınıflarındaki öğrencilerin bireysel özelliklerini dikkate alarak öğretim yapmaları önem kazanmıştır (Kış, 2007).

Sınıf içinde her öğrencinin kendi gelişimi doğrultusunda ilerlemesine olanak verecek bir öğrenme ortamı uygulaması olan bütünleştirme uygulamasında, öğrencilerin bireysel farklılıklara sahip oldukları, ancak bu durumun onların bir arada eğitim görmesinin önünde engel olmadığı düşüncesinden yola çıkarak, genel eğitim okullarında özel eğitim gereksinimli öğrenciler de dâhil olmak üzere tüm öğrencilerin gereksinimlerine cevap olacak, gerekli fiziksel ve müfredat düzenlemeler ile eğitim öğretimde gerekli uyarlamaları yapılarak öğrencinin okula değil de okulun öğrenciye uyum sağlaması beklentisi oluşmuştur (Salend, 2001; Akt. ERG, 201, http://erg.sabanciuniv.edu, 4 Nisan 2015 tarihinde erişildi). Eğitim alanındaki bu değişimler Türkiye’yi de etkilemiş ve bir takım adımların atılmasına zemin hazırlamıştır. Türkiye, Avrupa Birliği 2020 hedefi doğrultusunda yaşam boyu öğrenme şemsiyesi altında, yarım yüzyılı aşkın bir süredir kurguladığı politika ve tedbirleri uzun süreli hale getirerek topyekun bir eğitim inisiyatifi başlatma noktasına gelmiştir. Türkiye’deki eğitim alanındaki yetkili kurumların bu süreci yakından izlemeleri sonucu, son birkaç yılda yasal ve kurumsal birçok düzenleme gerçekleştirilmiştir( Toprak ve Erdoğan, 2012). Gerek eğitimde bütünleştirme uygulamaları, gerek yaşam boyu eğitim anlayışı bir takım çalışmaların yapılmasını kaçınılmaz kılmıştır. Bu konuda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı (ASPB), özel eğitime ihtiyacı olan bireylere destek hizmet sunan özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinin mevcut durumlarının ve sorunlarının tespit edilerek, hizmetlerin ve kamu kaynaklarının daha etkili ve verimli kullanımının sağlanması için yeni politika ve model önerilerinde bulunulması amacıyla Destek Özel Eğitim Hizmetlerinin Verimliliğinin Araştırılması Projesini yürütmüştür (ASPB, 2013). Başta Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının ve birkaç akademisyenin bu konudaki çalışmaları, Türkiye’deki ana dilde eğitimi, RAM’ın kültürel farklılıkları göz önünde bulundurarak özel gereksinimli bireylerin değerlendirmesini ve destek hizmetlerinin kültürel farklıklara göre sunulmasını gündeme getirmiştir. Bu anlamda yapılmış ve yapılacak çalışmaların özel eğitimde ve Türk eğitim sisteminde birtakım değişiklikleri kaçınılmaz kılacağı düşünülmektedir. Bütünleştirme uygulamalarının öğretim yöntem ve tekniklerinden çok bir eğitim süreci olarak algılanması gerekliliği, bütünleştirme uygulamalarının daha başarılı bir şeklide uygulanmasını kolaylaştıracaktır.

Fırat KESER Özel Eğitim Öğretmeni Sayı 7

33


Ayşegül ÇETİN Özel Eğitim Öğretmeni

Okulumuzun Oyun Alanları BİZİM GİBİ OKULUMUZ DA ARTIK RENGÂRENK Yıllardır yeni binaya taşınmayı bekleyen Mevlanakapı Özel Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi ailesi sonunda 2014-2015 Eğitim- Öğretim yılında yeni binasına, bahçesine kavuştu. Okulumuz, bahçemiz yeni fakat ihtiyaç ve eksikliklerimiz de bir o kadar çok… 3 katlı olan okulumuzun merdiven ve koridor zeminleri de kullanılmaya hazır halde bizi beklemekteydi.

MERDİVENLER DİLE GELDİ

Artık öğrencilerimiz merdiven çıkarken de öğreniyorlar. Okulumuz merdivenlerine; öğrencilerimizin sınıflarında edinmiş oldukları bilgileri genellemelerini sağlamak amacıyla renkler, tane kavramı, ritmik sayma ve geometrik şekillerin olduğu renkli yazılar hazırladık. Birinci kata çıkan öğrencilerimiz merdivenlerde ilk olarak renkleri ve tane kavramını görerek sınıflarına gidecekler. İkinci kata çıkan öğrencilerimiz ritmik sayma ve geometrik şekilleri görerek sınıflarına gidecekler.

VELİLERİMİZİ DE UNUTMADIK

Okulumuzun çatı katında konferans salonu bulunmaktadır. Rehberlik servisimizin aktif şekilde kullandığı salonun merdivenlerine velilerimiz için hazırladığımız özlü sözler yapıştırdık.

34 Mevlanakapı Özel Eğitim Uygulama Okulu ve İş Uygulama Merkezi


Ayşegül ÇETİN Özel Eğitim Öğretmeni ÇIKIŞLAR SAĞDAN İNİŞLER SOLDAN

Her kat için farklı renkler kullanılarak her merdiven basamağına ayak izleri yapıştırdık. Birinci kat merdivenlerinin iniş ve çıkış yönlerinde sarı, ikinci kat merdivenlerinin iniş ve çıkış yönlerinde kırmızı ve yemekhane merdivenlerin de ise mavi ayak izleri kullandık. Ayak izlerini takip eden her öğrenci bulunduğu katı karıştırmadan sınıfına gidebilmektedir. Gidişlerin sağdan, dönüşlerin soldan olduğunu ayak izleriyle görmeleri, merdivenlerde birbirine çarpmadan, güvenli bir şekilde yürümelerini sağlamaktadır.

KORİDORLARDA SEK SEK OYNAMAK İSTEYEN ELİME MUM DİKSİN

Herkesin bildiği ve oynadığı geleneksel oyunumuz olan sek sek artık okul koridorlarımızda… Öğrencilerimizin rahatça oynayabilmeleri ve enerjilerini atabilmeleri için her kata iki tane sek sek oyunu yapıştırdık.

VARLIĞI BİR DERT YOKLUĞU BİR DERT

Günlük hayatta en sık karşılaştığımız paralar okulumuzda olmazsa olmazdı. Öğrencilerimizin paraları daha kolay öğrenip genellemelerini sağlamak için okul duvarlarımıza para birimlerini de yapıştırdık.

Bu proje ile çocuklarımızın renkleri okulumuzun her köşesine yansımış oldu. Yansıyan renkler sayesinde eğitim ve öğretim sınıfların dışına çıkarak okulun her köşesinde eğlenceli bir hal aldı. Sayı 7

35


Hülya Konar

İnsanlar farklı sevgi dilleriyle konuşurlar! İlişkinizde birbirinizi içtenlikle sevmenize rağmen O’nun la neden kaliteli duygusal bağ kuramayışınızın nedenini biliyor musunuz?

- Eşinizden en fazla ne istersiniz? (Sevildiğinizi en çok hissetmenizi sağlayacak şey, en fazla istediğiniz şeydir.)

“Benim, beni sevmeyi seçen, bende sevilmeye değer bir şey gören biri tarafından sevilmeye ihtiyacım var.” deriz hep; çünkü insan, tabiatının gereği başkaları tarafından sevilmeye her daim ihtiyaç duyar, sevildiğini hissetmek ister. Sevildiğini hissetmek, insanın birinci derecedeki duygusal ihtiyacıdır. İnsanoğlunun kalbinde, başka biri ile yakınlaşmak ve onun tarafından sevilmek arzusu yatar. Evliliğinde, yakınlaşma ve sevgiye duyulan bu gereksinimi karşılamak için tasarlandığını söyleyebiliriz aslında.

Her insanın farklı sevgi dili vardır. Ve insan, yaşamındaki her insanla farklı sevgi dilleri ile iletişim kurabilir. Örneğin, siz sevgilinizle ‘nitelikli beraberlik’ sevgi dili ile oldukça başarılı ve tatmin edici bir beraberlik sağlarken, en yakın arkadaşınızdan cesaret verici sözler duymak istiyor ve ‘onay sözleri’ ile sevgi dili ile konuşuyor olabilirsiniz.

Çoğu zaman sevgimizi ifade ederiz ama, sevgi mesajı yerine ulaşmayabilir. Karşı taraf hâlâ sevilmediğinden şikâyet edebilir, çünkü aynı sevgi dilinden konuşmuyor olabiliriz! Sizin için çok önemli bir şey karşınızdaki için hiçbir şey ifade etmeyebilir. Ya da sizin gerekli bulduğunuz bir şeyi karşı taraf hiç umursamayabilir. Tıpkı iki farklı dili konuşan yabancı insanlar gibi birbirimizi anlayamayız ve bu durumdan şikayet ederiz... “Çocuk olduğundan beri benimle hiç ilgilenmiyor, 24 saatini ona ayırıyor.” diyen erkekler gibi. “Bütün ev işini ben yapıyorum, sanki evi bir tek ben dağıtıyorum. Bende onun gibi çalışıp para kazanıyorum.” diyen kadınlar gibi. “Babam, işini, arabasını benden daha çok seviyor.” diyen çocuklar gibi. “Kız arkadaşı oldu artık bizi unuttu.” diyen arkadaşınız gibi :) Not: Şikâyetler, sevgiye olan ihtiyacımızı anlatır! Sevgi, dilimizdeki en önemli ve en çok kafa karıştıran kelimedir... İnsanlar birbirleriyle farklı sevgi dilleri aracılığı ile konuşurlar. Aktif olarak kullandığımız beş temel sevgi dili var; 1- Onay sözleri 2- Nitelikli beraberlik 3- Armağan almak 4- Hizmet davranışları 5- Fiziksel temas Eşinizin (partnerinizin, çocuğununuzun, arkadaşınızın) ve kendinizin sevgi dilini öğrenmek için aşağıdaki soruları cevaplayabilirsiniz. - Eşinizin yaptığı ya da yapmayı ihmal ettiği şeylerden en fazla hangileri sizi derinden etkiler? (Etkileyen şeylerin zıddı sizin sevgi dilinizi işaret eder.)

- Eşinize sevginizi düzenli olarak ne şekilde ifade edersiniz? (Sevgiyi ifade etme şekliniz, aynı zamanda sevildiğinizi hissetmenizi sağlayacak şeyinde bir işaretidir.)

1. Sevgi dili “onay sözleri” olan kişilerle kaliteli iletişim için; Karşımızdaki kişiye olan sevginin , duyguların ve hislerin sözel olarak ifade edilme yoludur. Bu sevgi diline sahip kişiler sevildiklerini, beğenildiklerini bilseler dahi bunu duymak isterler. * Ondaki farklılığı her zaman fark etmeli ve söylemelisiniz. Güzel yaptığı şeyleri takdir ve teşvik etmelisiniz, cesaret verici olmalısınız. Yalnızken ve bilhassa başkasının yanında onu övmelisiniz. Bunları söylerken, sevginizi iletecek güzel sözleri mümkünse sevecen bir tavır ve ses tonuyla konuşmayı seçmelisiniz. Örneğin; Senin yerinde bir başkası olsa mümkün değil bunu düşünemez, planlayamazdı, harikasın. Saçların mükemmel olmuş. Bu gömlekle çok hoş görünüyorsun. Ne kadar da çok çalışıyorsun, yoruluyorsun. Bir abla olarak kardeşinle ne kadar da güzel ilgileniyorsun. * Olumsuz sözler söylemekten, özellikle eleştirmekten uzak durmalısınız. Bir kadın, kocası bir eleştiri yaptıktan sonra ona “Bu senin için çok önemli görünüyor. Bunun neden bu kadar hayati olduğunu açıklayabilir misin?” diyebilir. Eleştiri çoğunlukla açıklama gerektirir. Böyle bir sohbeti başlatmak, eleştiriyi bir talepten bir ricaya dönüştürebilir. “Küçük şeyler, büyük farklılıklar oluşturur. Örneğin baylar, bir tanenizden ‘görüntü’ yerine, ‘gerçek’ olarak söz ettiğinizde farklı bir durum ortaya çıkar. Sevgilinize, ‘Baharın ilk günü gibisin’ demeniz ile, ‘uzun, sert bir kışın son günü gibisin’ demek arasında sadece tek bir günlük farklılık olduğu halde, sonuçta ışık yılı kadar büyük bir farklılık ortaya çıkar!” (ZigZiglar) 2. Sevgi dili “nitelikli beraberlik” olan kişilerle kaliteli iletişim için; Kişiyle olan beraberliğin nitelikli, yani sadece o kişiye has, özel olarak değerlendirilmesidir. Bu birliktelikte amaç sadece aynı ortamı paylaşmak değil, kişiyi etkili dinlemek, sadece ona odaklanmak ve kişiyle beraberken farklı bir işle meşgul olmamak esas olmalıdır. Nitelikli beraberlik, O’na bütün dikkatinizi vermektir.

36 Mevlanakapı Özel Eğitim Uygulama Okulu ve İş Uygulama Merkezi


Hülya Konar

* O’na vakit ayırın ve ayırdığınız vakti sadece O’ nunla geçirin, O’na değerli olduğunu vakit ayırarak gösterin.

dıktan sonra yatağınızı toplayarak onunla aynı dili konuşabilirsiniz.

* O’nun la bir araya gelince gününüzü anlatın, onun gününün nasıl geçtiğini sorun ve televizyon izlemeden ya da gazete okumadan tüm dikkatinizi vererek dinleyin.

Elbette bunları yaparken içinizden geldiği ve geçinmek niyetiyle yapmalısınız. Hizmet vermeyi bir defalık ya da durumu kurtarmak amaçlı değil, karşılık beklemeden yaşamınızın değişmez bir parçası haline getirmelisiniz.

* Beraber yürüyüşe çıkın veya yapmaktan hoşlandığı başka bir şeyi birlikte tüm samimiyetinizle yapın, görevmiş gibi değil.

5. Sevgi dili “fiziksel temas” olan kişilerle kaliteli iletişim için;

* Yemeğe gittiğinizde birbirinize bakarak konuşun, etrafınızdan geçenlerle ilgilenmeyin hatta dünyanın en güzel kadını/erkeği geçse bile.

Fiziksel temas bir kişinin yakınlarına olan sevgisini (şefkatle sarılma, el ele tutuşma vb) ya da nefretini, öfkesini (tokat, ittirmek vb) belirtme yoludur.

* Eşinizle konuşurken göz temasını sürdürün, başka bir şeyle uğraşmayın, sözünü kesmeyin ve beden dilini gözlemlemeyi unutmayın.

* Bu dille konuşan eşinizle fiziksel temas kurmazsanız aynı sevgi dilinde buluşmanız kolay olmaz. Başınızı omzuna yaslamalı, şefkatle sarılmalı, yürürken elini tutmalı, kolunuza girmesine izin vermelisiniz.

* Çocuğunuzun sevgi dili nitelikli beraberlikse, mutlaka oyun odasında oyunlarına katılın. 3. Sevgi dili “armağan alma” olan kişilerle kaliteli iletişim için; Armağanlar, sevginin görsel ve duygusal sembolleridir. Eğer aldığınız armağanlarınızı eleştirdi veya beğenmediyse armağan alma O’nun birincil sevgi dili olmayabilir. Şayet aldığınız armağanlardan çok mutlu oluyorsa, size geri dönüşü muhteşem oluyorsa sevgi dili armağan almadır. * Önemli günleri bir armağan eşliğinde hatırlamayı ihmal etmeyin. * Eve gelirken bir çiçekle veya çocuklarınızın sevdiği şeylerle gelebilirsiniz. Arkadaşınızsa ille bir hediye almak için önemli bir gün olmasını beklemeyin, sıradan bir günde de ona onu değerli hissettirecek bir armağan alabilirsiniz. * Hediye, bireyin diğer kişinin karşısında değerli olduğu izlenimini verdiği için önemlidir. Karşınızdaki kişiyi daha iyi tanıdıktan sonra hediyelerin çeşitliliği artacaktır. Maddi boyutuyla hediyenin değerini kıyaslamayın. * Zor, sıkıntılı zamanlarında (iş görüşmesi, tartışma, toplantı vb) mutlaka yanında olun. Bu gibi durumlarda, bir nevi kendinizi armağan etmiş olduğunuzu düşünebilirsiniz. Çünkü kimi zaman fiziksel varlığımız karşımızdaki kişiye verebileceğimiz en kıymetli armağandır. * Eğer size mesela bir gömlek hediye aldıysa mutlaka onu bir kez için bile olsa giyin. Şayet size hiç uygun olmadığını düşünüyorsanız, en münasip dille yine O’ nunla birlikte giderek bir başka modelle değişiklik yapmayı önerebilirsiniz. * Sevgi dili armağan alma alan bir insanın, hediye verdiği kişiden sık sık hediyesinin beğenildiğini duymak isteyeceğini unutmayın. 4. Sevgi dili “hizmet davranışları” olan kişilerle kaliteli iletişim için; Hizmet davranışları kişiye yardım ve hizmet ederek onu memnun etmeyi içerir. Bununla birlikte; dünyanın en iyi ev kadını olduğunu, mükemmel bir aşçı olduğunu, çocuklarıyla mükemmel ilgilenen bir anne/baba olduğunu duymak ister. * O, ders çalışırken veya işi ile ilgili bir rapor hazırlarken ona içecek, yiyecek bir şeyler ikram edebilirsiniz.

* Üzüntülü bir zamanında, mesela ağlarken ona sarılarak destek olmalısınız. Sözleriniz çok az şey ifade edebilir, fakat fiziksel temasınız ona değer verdiğinizi iletecektir. * Televizyon izlerken birbirinize yakın oturabilirsiniz, size sarılmasına ya da ayaklarını kucağınıza uzatmasına izin verebilirsiniz. * Çocuk gelişim alanlarında çok sayıda araştırma şu sonucu vermiştir. Kucaklanan ve öpülen çocuklar uzun zaman süreçlerinde fiziksel temastan mahrum bırakılmış çocuklara nazaran daha sağlıklı bir duygusal yaşam geliştiriyorlar. * Evden çıkarken veya eve girdiğinizde birbirinize dokunarak, öperek veya sıkı bir kucaklamayla varlığınızı hissettirmek, eşiniz için dünyalara bedel olabilir. Tabi fiziksel temas birincil sevgi dili olan bir kişiyse karşınızdaki... * İlişkilerdeki çoğu cinsel sorun fiziksel rahatsızlıklardan çok, duygusal gereksinimlerin karşılanamamasıyla ilgilidir. Cinsel paylaşımların daha özgür ve tatminkar yaşanmasına imkan sağlamalısınız. Fiziksel temas, ikili ilişkideki sevgiyi iletmek için en güçlü araçtır. El ele tutuşma, öpüşme, sarılma ve cinsel ilişki bir kişinin eşine olan sevgisini iletmenin yollarıdır. Fiziksel temas bazı insanların birincil sevgi dilidir. O olmadan sevildiklerini hissetmezler. Onunla sevgi depoları dolar ve eşlerinin sevgisinden emin olurlar. * Bedenlerimiz dokunulmak içindir (saldırılmak için değil!) Sevgi ve şefkat dolu dokunma noktalarını keşfetmek için hayal gücünüzün sınırlarını kaldırabilirsiniz. Eşimizin sevgi diliyle onu sevmeyi seçmenin birçok faydası vardır. Geçmişteki yaraları tedavi etmeye, özgüven oluşturmaya, önemli ve güvende olma duygusu uyandırmaya süratle yardımcı olabilir. Aynı zamanda, eğer onun birincil sevgi dilini bilir ve konuşmayı seçerseniz, sevilme ihtiyacınıza da karşılamış olursunuz. Eğer o da sizin için aynı şeyi yaparsa, sizin de duygusal ihtiyaçlarınız karşılanır ve her ikiniz de dolu birer sevgi deposuyla yaşayabilirsiniz. Duygusal olarak huzurlu olduğunuzda, yaratıcı enerjilerinizi ilişkinizin dışında birçok yararlı proje için kullanırken, biryandan da ilişkinizin heyecanlı ve gelişen bir birliktelik olmasını sağlayabilirsiniz.

* Yemek zamanı, masayı hazırlamasına yardım edebilirsiniz.

Sevgi her şeye yanıt değildir; fakat canımızı sıkan şeylere yanıtlar arayacağımız bir güven ortamı yaratır. Sevginin güvencesindeki bir çift, birbirlerini kınamadan, aşağılamadan aralarındaki farklar tartışabilir. Çelişkiler çözümlenebilir. Farklı iki insan birlikte uyum içinde yaşamayı öğrenebilir. Birbirlerinin en iyi yanlarını nasıl ortaya çıkarabileceklerini keşfederler. Bunlar sevginin ödülleridir.

* Hizmet davranışlarına önem veren birisi ile birlikte yaşıyorsanız, yaşadığınız alanı temiz ve tertipli tutmak onu çok edebilir.

Her noktasında sevgi ile ödüllendirileceğimiz bir yaşamımız olsun, yüreğimiz hiç sıkılmasın...

* O geldiğinde yemeğin hazır olması onun kendisini değerli hissetmesine neden olur.

Tüm iyi duygularımla.

* O, ev işi yaparken sizde ona yardım edebilirsiniz. Eğer siz ayaklarınızı uzatıp oturursanız, ufacık bir şeyden tartışmanın patlaması kaçınılmaz olabilir. En basitinden sizde bulaşıkları makineye koyabilirsiniz.

* Kıyafetlerinizi değiştirdikten sonra ortada bırakmayarak, uyan-

Hülya Konar – hulyakonar.com facebook& twitter/hulyakonar

Sayı 7

37


Gezilerimiz

Okul

BEYOĞLU BELEDİYESİ KEFKEN KAMPINA GEZİ

Okulumuz İş Uygulama Merkezi öğrencileri, velileri ve öğretmenleri 14.05.2015 tarihinde Kefken yaz kampına bir gezi düzenlediler. Doğanın, denizin ve kumun keyfini süren öğretmen ve öğrencilerimiz eğlenceli bir gün geçirdiler. Katkılarından dolayı Beyoğlu Belediyesine ve bu gezinin yapılmasına katkı sunan Zübeyde ÇİNGİLER‘e teşekkürlerimizi sunuyoruz.

ENGELLİLER SARAYI

Öğrencilerimize farklılık, öğretmenlerimize yeni fikirler olması için değişik yerleri görmeye devam ediyoruz. Bu amaçla 25.12. 2014 tarihinde 9/A öğrencileri ve öğretmenlerle Bağcılar Engelliler Sarayındaydık. Burada farklı engel gruplarına hitap eden tekstil, sabun, resim, müzik gibi atölyeleri gördük. Bağcılarda yaşayan engellilerin ve ailelerinin faydalandığı bu gibi yerlerin diğer belediyelerimize de örnek olmasını temenni ederiz.

38 Mevlanakapı Özel Eğitim Uygulama Okulu ve İş Uygulama Merkezi

MK


Gezilerimiz

Gezilerimiz

Rumeli Hisarında Okul Kahvaltısı

LALE FESTİVALİ İstanbul Büyük Şehir Belediyesi tarafından düzenlenen Emirgan Parkında gerçekleşen 10.İstanbul Lale Festivaline, İş Uygulama sınıflarımız da katıldı.

Sayı 7

39


Mevlana TAPAR Özel Eğitim Öğretmeni

VELİLERİMİZİN GÖZÜNDEN MEVLANAKAPI

Bu yıl aramıza katılan yeni velilerimizin okulumuzu değerlendirmelerini istedik; bizleri onurlandıran ve motivasyonumuzu arttıran velilerimize teşekkür ederiz.

Sevgili ve çok değerli Mevlanakapı öğretmenleri ve idarecileri, öncelikle biz velilerinde görüşlerine değer verdiğiniz için çok teşekkür ederim. Benim kızım 20 yaşında bu zamana kadar özel rehabilitasyon merkezlerine gönderdik. Son olarak bu sene sizin okula gönderdik. Eşim ve ben okulunuzda birkaç toplantı ve sınıfta çocuğumuzun doğum gününe katıldık, çocuğumuzun çok hoşuna gitti. Ama sizin önceki senelerden okula devam eden öğrenciler çok farklı geldi gözümüze. Kendilerini çok güzel ifade edebiliyorlardı, çok güzel eğitim almış olmalılar ki rahat bir şekilde iletişim kurduklarını gözlemledim. Sizleri tebrik ediyorum. Bu çocuklarımızın eğitimlerinin zor olmasına rağmen özveri ve gayretlerinden dolayı tüm mevlanakapı öğretmenlerine, idarecilerine ve çalışanlarına sevgilerimi sunarım. Recep TÜYSÜZ- Merve TÜYSÜZ’ün velisi

Bu bizim ilk yılımız olduğu halde okulumuzdan çok memnunuz. Okulumuz çok temiz. Servis saatinde geliyor bu düzenden çok memnunum. Çocuğumu güvenle ve severek okula gönderiyorum. Mevlanakapı okulu benim için bir okuldan daha fazlasını ifade ediyor. İdareci, öğretmen ve tüm çalışanlarına teşekkürlerimi sunuyorum. Ayhan ÇAĞALAR - Cihan KAHRAMAN’ın velisi

Okulumuz hakkında çok geniş bilgiye sahip olmamakla birlikte devlet okullarındaki özel eğitim alt sınıflarından çok üst düzeyde olduğunu söyleyebilirim. Öncelikle öğretmenlerin bu çocuklar üzerine eğitim almış olmaları bizim için çok önemli bir faktördür. Okul idaresi ve çalışanlarının güler yüzlülüğünü göz ardı etmemek lazım. Tabi biz anne baba olarak ikimizde çalışıyoruz. Bu nedenle öğretmenler ve okul idaresi ile yeteri kadar istişare halinde olamadığımızdan okulun nimetlerinden yeteri kadar faydalanamadığımızı düşünüyoruz. Okul idaresine, öğretmenlere ve çalışanlarına teşekkür ederiz. Mevlüt KAÇARİ - Gamze KAÇARİ’nin velisi

Kızım bu öğretim yılının başında başka bir okula başlamıştı. Bir süre devam etti ve oradan çok memnunduk, ancak bir müddet sonra kızımın okullarına uygun olmadığı gerekçesiyle bizi mevlanakapı eğitim uygulama okuluna yönlendirdiler. Gidip görmemiz söylendi. Eşimle beraber okulu görmek amacıyla okulu ziyaret ettik. Gözlemlerimiz pek olumlu değildi. Kızımı istemeyerekte olsa okulunuza göndermek zorunda kaldım. Serviste ben de kızımla birlikte okula gidiyordum. Üç gün geçtikten sonra önyargının ne kadar kötü olduğunu anladım ve kendi kendime çok kızdım. Tertemiz ve düzenli bir okul. Öğretmenlerimiz çok ilgili ve güler yüzlü. Çocuklarımız engelli bireyler olmalarına rağmen gösterdikleri ilgi ve alaka takdir edilecek cinsten. Velhasıl zorla gönderdiğim kızımı harika bir eğitim ve öğretim kurumuna gönderdiğimiz için çok mutluyuz. Erdal ERKUL - Serra ERKUL’un velisi Mevlanakapı Eğitim Uygulama Okulu öğrencilerin ikinci ailesi, öğretmenler ise ikinci anne babasıdır. Okul yönetimi, öğretmen, öğrenci, çalışanlarının insan ilişkileri mükemmel düzeyde. Öğretmenler çocukların gelişiminde büyük öneme sahipler. İyi bir öğretmene sahip olmak öğrencilerin kendilerine güvenmelerini ve öğrenme becerilerinin artmasını sağlamaktadır. İnsan ilişkilerinin üç önemli öğesi güven, değer ve diyalog. Bunların okulumuzda olduğu için çok mutluyuz. Müdürümüze, öğretmenlerimize, personel ve mutfak bölümünde çalışanlara, herkese teşekkür ederim. Sema ÇEÇEN - Yusuf ÇEÇEN’in velisi

Mevlanakapı Eğitim Uygula Okulu ve İş Eğitim Merkezini çok seviyoruz. Çünkü okulumuz sevgi dolu ve öğretmenlerimizin hepsi candan davranıyor. Oğlum okulunu çok seviyor, diğer okulda 45 dakika zor duruyor ama bu okula severek gidiyor. Ayrıca velilere yönelik etkinlikler de oluyor. Bizlere bu imkânı verdiğiniz için hepinize çok teşekkür ediyorum. Ülkü ÖZBAKIR - Furkan ÖZBAKIR’ın velisi Değerli öğretmenlerimiz öncelikle sizlere sonsuz saygılarımı ve sevgimi sunarım. Çünkü sizler olmasaydınız bizim çocuklarımızın geleceği de olmazdı. Benim için okul nedir, ne hissettiriyor? Benim için okul; hayattır, hayaldir, hedeftir, gelecektir, imkândır kısacası her şey demektir. Çiçeğe su vermesen kurur, evladını sevmesen senden nefret eder. Benim okulum ise seviyor, önemsiyor. Şahsım olarak okulumuzdan çok memnunum. İdareci, öğretmen ve tüm çalışanlarına ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Şekernaz TURAK - Ali İbrahim TURAK’ın velisi

40 Mevlanakapı Özel Eğitim Uygulama Okulu ve İş Uygulama Merkezi


Veli Etkinliği

DRAMA GRUBUMUZLA KAHVALTI

Okulumuzda cuma günleri yapılan 15 oturumluk Drama Temelli Aile Eğitimi Etkinliğinin sonrasında drama oturumlarına katılan velilerle, kendimizi ödüllendirmek için Rumeli Fenerinde yaptığımız Drama Grubu Kahvaltısı.

Rehberlik Servisi Veli Etkinliği

41 Mevlanakapı Özel Eğitim Uygulama Okulu ve İş Uygulama Merkezi


İlk Buluşma

hissettiğim heyecanın yanı sıra düşüncelerimin bana söylediği tek şey; ben küçük çocuklarla staj yapacağımı

İlk Buluşma

düşünüyordum, burada yaşı büyük “engelli” öğrenciler de var. Geri adım için çok mu geç? Biz insanlar ne kadar önyargılıyız değil mi? Okula alışmam kolay olmadı. Okulun en ağır öğrencisinin benim sınıfımda olması beni daha da endişelendirmeli miydi, yoksa bu benim

B

için avantaj mıydı? Bunu anlamam biraz zaman aldı.

en görsel sanatlar öğretmeni

Mustafa ÖZÇELİK. Mevlanakapı Özel Eğitim

Okula alıştığımda, o ilk günkü kapıdan girdiğimdeki düşünceler kaybolmuştu. Eğer bir benzetme yapılacak

Okuluna bu sene Iğdır’dan geldim. Bu okula başlamadan

olsa; yağan yağmurun ardından çıkan gökkuşağı tam

önce 4 sene ilköğretim okulunda görev yaptım. Mevlanakapı

yerinde olurdu bunun için. Buradaki öğrenciler, o gök-

Özel Eğitim Okulunu seçerken çok tereddüt yaşadım. Çün-

kuşağının farklı renklerini taşıyorlardı. Hepsinin “enge-

kü daha önce özel bir okul deneyimim hiç olmadı. Korku-

li” zihinsel olsa da, aslında birbirlerinden çok farklıydı-

larım ve çekincelerim vardı. Kafamda bir sürü soru işareti

lar. Kalben, ruhen ve davranışsal olarak...

vardı. Bu korku ve çekincelerimin nedeni daha önce hiç özel eğitim öğrencileriyle vakit geçirmememden, onları tanımamamdan kaynaklandığını okula başlayınca anladım. Bütün korkularım ve çekincelerim zamanla tamamen kayboldu. Nedeni de bu çocukların diğer çocuklardan hiçbir farklarının olmamasını fark etmemdi. Hatta diğerlerine oranla daha iyi oldukları birçok nokta var. İçlerinde hiçbir kötülük yok, verilen bir görevi ellerinden geldiğinin en iyisiyle yapıyorlar, okul kurallarının dışına asla çıkmıyorlar, vs-vs… Bir sene boyunca bu çok özel öğrencilerimle birlikte çok güzel çalışmalara imza attık. Dönem sonunda 23 Nisan’da çok güzel bir de sergi açtık. Bu okulda olmaktan, böyle güzel bir ortamda diğer öğretmen arkadaşlarımla, okul idaremle, beraber işbirliği içerisinde çalışmaktan, bu her biri birbirinden farklı olan öğrencileri tanımaktan son derece mutluyum.

“Zihinsel engelli öğrenci” dediğimizde kaç kişi onlara sevgiyle ve önyargısız yaklaşır? Peki, bunlardan yüzde kaçı bir zihinsel engelli öğrencinin okuma-yazma öğrenebileceğine inanır? Belki yüzde 1 belki de milyonda bir. Eminim şimdi içinizden diyorsunuz ki; “bunları söyleyen kişi okula girerken okuldan kaçmak isteyen değil miydi?” Evet, öyleydi. Ben de onları dışarıdan gördüğüm kadarıyla tanımıyor muydum önceden? O kapıdan girdiğimde öğrenmiştim “zihinsel engelli” değil de “zihinsel yetersizlik” olarak tanımlandığını. Kısacası durum şu; Siz onları dışarıda gördüğünüz kadar tanıyorsunuz. Otobüste, metroda , dışarıda... Onları her yerde görme mümkün. ..Onlara korkulu, endişeli, asabi ve küçümser şekilde davranmak yerine bir gün bile olsa sevgi dolu, iyimser yaklaşın. Onların bizim gibi kötü düşünceleri yok. İnanın bir kere başlarını okşamanız

B

en Stajyer Öğrenci

Hande SAĞDIŞ.

Düşü-

nün... Bir kapı var önünüzde. Belki de geleceğe dair

adım atmanız için bir fırsat. Bir insan korkuyla girer mi içeri? Girmemeli... Bu benim yaklaşık bir ay sonraki düşüncem. O kapıdan girdiğim an ise hissettiğim şeyler; korku, endişe ve tereddüt. 1 sene boyunca çalışacağım öğretmenin yanına giderken, o merdivenleri çıkarken

onların yüzünde tebessümün güneş gibi doğmasını sağlıyor. Sizler o tebessümü gördüğünüz de eminim onlar için bugüne kadar düşündüğünüz, hissettiğiniz olumsuz düşünce ve davranışlardan utanç duyacaksınız. Onlara yaklaştığınızda hiç bir kaybınız olmaz merak etmeyin. Aksine düşüncelerinizin, davranışlarınızın değiştiğini hayata daha olumlu ve sevgi dolu baktığınızı fark edeceksiniz.

42 Mevlanakapı Özel Eğitim Uygulama Okulu ve İş Uygulama Merkezi


B

en Tuğçe ÖZTAHRAN. Nereden nereye… Bu okul belkide hayatımın dönüm noktası oldu. Çok değil bundan 8 ay önce özel eğitime, özel çocuklara bakış açım ile şuanki bakış açım arasında dağlar kadar fark var.

Günler geçtikçe daha farklı duygu değişimleri yaşamaya başladım. 20 yaşındaki bir çocuğa ‘kaç yaşındasın’ diye sorduğumda ‘2’ cevabını almak gibi durumlarla karşılaşmak beni derinden üzüyordu. Onların gözlerinde görmüş olduğum o ışık, o koşulsuz saf temiz sevgileri benim kendime gelmeme Benim asıl bölümüm çocuk gelişimi olmak üzesebep oldu. re gerek lisede gerekse üniversitede özel eğitimin derslerinden dahi oldukça uzak bir insandım. Öğ- Onların daha çok farkına varmaya başladım. Okul retmenlerim öneride bulunduğunda ‘hayır, asla’ öncesi bir çocuğa okuma yazma öğretmenin verediye cevap vermiş olduğum bir alandı. Çünkü hep bileceği mutluluğun kat ve kat fazlasını onlara bir korkuyordum ve bu işi asla yapabileceğimi düşün- harf öğreterek yaşadım. müyordum. O zamanki bu düşüncelere sahip olduMevlanakapı özel eğitim okulunda özel çocuklarla ğum için şuan kendimden utanıyorum. çalışıyor olmaktan oldukça memnunum. Umarım Anaokullarında çalışmak için ilçeye başvuruda onlara bir şeyler katmışımdır. Ama onların bana bulundum. Belgelerim onaylandı. Ta ki son güne katmış oldukları çok daha fazla. En başta bana hakadar bir okulöncesi kurumda çalışacağımı zanne- yatı sevmeyi öğrettiler. İnsanın var olan değerini diyordum. Gideceğim kurumunun bir özel eğitim bana fark ettirdiler. Beni o kadar iyi anlıyorlar ki kurumu olduğunu öğrendiğimde buna şiddetle hem de en başından beri. Üzüntümde ayrı, sevinkarşı çıktım. Başta annem olmak üzere, benimle cimde ayrı yanımda olmalarının benden yardım iskonuşup beni bu işe teşvik etmeye çalışan insanlar temelerinin, bana sarılıp ‘canım öğretmenim’ diye oldu. Her zaman hayırlısını dileyen bir insan oldu- öpmelerinin verdiği mutluluk asla paha biçilemez. ğum için bunda da bir hayır vardır düşüncesiyle Artık hayatım iki dönemden ibaret olmuştur. Özel Mevlanakapı Özel Eğitim okuluna başladım. çocuklardan öncesi ve özel çocuklardan sonrası… Okuldaki ilk günümde hala nerede olduğumun naİnsan hayatında huzur çok önemli bir unsurdur. sıl davranacağımın farkında değildim. İlk defa bu Ben bu huzuru özel çocuklarımda ve yapmış oldukadar çok özel çocukla aynı ortamdaydım. Hem ğum işimde fazlasıyla yaşıyorum. Artık kendimi heyecanlıydım hem de hala onlardan çekiniyorözel eğitim alanında ilerletip, bu yönde devam etdum. Bırakın onları öpmeyi, onlara sarılmayı onlamek istiyorum. Bana iş ortamından çok bu aile orra dokunup aynı ortamda olma düşüncesi bile beni tamını sağlayan Mevlanakapı Özel Eğitim okulunkorkutuyordu. Okuldaki diğer öğretmenler çocukda çalışan öğretmen arkadaşlarıma ayrıca teşekkür lara yakınlık gösterdiklerinde bunu nasıl yaptıklaetmek istiyorum. rını merak ediyordum. İşimi ve çocuklarımı çok seviyorum. Biliyorum ki Kendime 2 haftalık bir zaman tanıdım. Eğer heronların bana gerçekten ihtiyaçları var. En önemlisi hangi bir ilerleme kat edemeyeceğimi anlarsam işi de benim onlara çok daha fazla… bırakmayı düşünüyordum. Nitekim öyle olmadı…


K i g v e ı s S ı ı p s ı a p K a i s K ı g i p v g a e v S K e ı i s S ı g p v ı e a S p K a i ı K g s i v ı e S i Kap ı Sevg vgi K g e s ı v S p ı e S i Ka apıs gi K g v K v e e S S i g v e S e S K i e g S v e S i g g e v v S . No:3 m İletişi r Kasım C a . Mim l M ı p ka tanbu 3 a s İ n a / l 06 7 Mev 5 Fatih 8 5 1 212) ( 11 2 0 3 : 3 n o )6 Telef com (212 0 : mail. s t o tr h Fak k12. ieuo@ . p b a e k v me api.m

ak

ww

vlan w.me


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.