Sevgi Kapısı Sayı 6 Haziran 2014

Page 1


2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILINDA İZ BIRAKANLARA TEŞEKKÜRÜ BORÇ BİLİRİZ.

İçindekiler Eğitim Kadromuz..................................................................................01 Editörden& Başyazı.............................................................................2-3 İlçe Milli Eğitim Müdürü Sayın Mucip KINA İle Yapılanan Röportaj.........4-5

• Çocuklarımızın dengeli ve sağlıklı beslenmeleri için bize ücretsiz öğlen yemeği sağlayan İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ANA MUTFAK YETKİLİLERİ ve ÇALIŞANLARINA;

Buluşma Projesiyle Kesişen yollar........................................................6

• Okulumuz kermesine yer sağladıkları için ;İSTANSakıp Sabancı Müzesinde Atölye Çalışmamız....................................7 BUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KÜLTÜR A.Ş. MÜDÜRLÜĞÜ MİNİATÜRK GEZİ PARKI YETKİHobi Bahçemiz.......................................................................................8 LİLERİ ve DEĞERLİ ÇALIŞANLARINA; Özbenlik..................................................................................................9

Engellilerde Sağlık zihin Engellilerde Obezite.............................10-11

• Okulumuza desteklerini hiç esirgemeyen BELEDİYESİNE ;

FATİH

Okul etkinlikleri...............................................................................12-13

• Yeni okulumuzun Uygulama Evi ,Oyun Odası ve Müzik Odası Donanımını sağlayan İSTANBUL Tİİlçe Milli Eğitim Müdürümüzün Okulumuza Ziyereti....................14 CARET ODASINA ; Hollanda’dan Okulumuza Ziyaret.......................................................15

• 2013-2014 Eğitim –Öğretim yılı boyunca çocuklarımızı güvenle taşıyan, il içi il dışı etkinliklerimizde servis desteği sağlayan DOĞANAY TURİZMİN YÖBağımsız Yaşıyorum........................................................................18-19 NETİCİLERİ Mustafa KAYKUM ,Cengiz AKSOY Çocuğumla Nasıl Vakit Geçirebilirim................................................20 ,Hasan KUMANTAŞ ve DEĞERLİ ÇALIŞANLARINA ; İlginç Bilgiler..........................................................................................21 23 Nisan Kutlamamız......................................................................16-17

• Çocuklarımızın doğayla, toprakla rehabilitasyonu için okulumuza hobi bahçesi tahsis eden ARNASpor Aktiviteleri.....................................................................................23 VUTKÖY BELEDİYESİNE ve buna aracı olan Öznur AFŞAR ‘a; Okul Gezileri....................................................................................24-25 Özel gereksinimli Çocuklarda Sporun Önemi..................................22

• BULUŞMA PROJESİ kapsamında bize kapılarını açan MODERN SANAT MÜZESİNE ve bu proje ile Korumalı iş yeri Tasarısı ve Özel Gereksinimli Bireylerin İstihdamı.....28-29 bizimle işbirliği içine giren BEŞİKTAŞ YENİ LEVENT ANADOLU LİSESİ ve ZİYA KALKAVAN DERehberlik................................................................................................30 NİZCİLİK LİSESİNE Engellilerde Ağız ve Diş Sağlığı......................................................26-27

Velilerimize Özel Kahvaltı....................................................................31

Velilerin Kaleminde Okulumuz......................................................32-33 Tükenmişlik Diye Bir Sendrom Var...............................................34-35 Çocukların Dünyasında Bizler.............................................................36

• Özel Gereksinimli Çocuklarımızın müze ve atölyelerinde ağırlayan SABANCI MÜZESİNE ; •

Her zaman yanımızda olan OKUL AİLE BİRLİĞİ YÖNETİM KURULUNA ve TÜM VELİLERİMİZE

SONSUZ TEŞEKKÜRLER

Çocuğunuz Resimleriyle Bizlere Neler Anlatıyor..............................37

Mevlanakapı Özel Eğitim Uygulama Okulu ve İş Uygulama Merkezi

Okul etkinlikleri...............................................................................38-39 Farkındalık Orkestrası...........................................................................40 2014 Sayı: 6

Web Sitesi: www.mevlanakapi.meb.k12.tr

Sahibi / Mevlanakapı Özel Eğitim Uygulama Okulu ve İş Uygulama Merkezi adına Refik ESİN

Telefon: 0 (212) 585 06 73 Faks: 0 (212) 633 11 21

Editör/ Şebnem KÖMÜRKARA

Baskı/--

Yazışma adresi/ Mevlanakapı Mh. Hacı Evliya Cami sk. No: 3 Şeheremini/ FATİH

grafik Tasarım/ Mustafa Kurşat 506 402 01 99 Sevgi Kapısı 2569 Sayılı Teblliğler dergisi’nde yayımlanan sosyal etkinlikler yönetmeliğine göre hazırlanmıştır.


Eğitim Kadromuz

“Sen taş, kaya ve mermer dahi olsan, eğer bir terbiyecinin (gönül sahibinin) eline düşersen cevher olursun…” MEVLANA

kiye Maşu

İzmit Yuva cık Bara jına Gezim iz

iz

gezim

muz M Turu ATV

ye aşuki

Öğretm

enlerim

ize Öze

l Ballı

Kaya Ge

zisi

Mevlanakapı Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi 3


Editörden

Bir Kızılderili dede ile torunu evlerinin önünde oturmuş, biraz ötede boğuşan biri siyah diğeri beyaz iki köpeği seyrediyorlarmış. Torunu sormuş: - Neden iki tane köpek besliyorsun? Dede yanıtlamış: -Onlar benim için iki simgedir evlat. İyilik ve kötülüğün simgesi... İyilik de kötülük de içimizde böyle sürekli mücadele eder durur.” Torun sorar: -Peki, sence hangisi kazanır mücadeleyi? ” Dede bilgece gülümser ve der ki: -Hangisi mi evlat? Ben hangisini daha iyi beslersem o kazanır...”

Merhaba;

dakine verebileceğimiz en güzel hediyedir. İnsanlar birbirini sevmeli, şartlar ne olursa olsun sevmesini bilmeli. Şunu hiç bir zaman unutmamak gerekiyor: Olaylara koşulsuz sevgi ve iyilikle bakınca olaylar yumuşuyor… Yukarıda anlattığım hikâyeyi hatırlayın ne demişti yaşlı Kızılderili: “Ben hangisini daha iyi beslersem o kazanır...” Söylendiği anda dillerde naif bir tat bırakan bu söz ne kadar da doğru. Herkes iyiliğin sevginin, güzelliğin peşinden koşar ancak yakalamaktan çok yanında yürümeyi ister. Sevgi de iyilik de yalnızlığı sevmez. Hep bir dost arar yanına. Sadık, el ele yürüyebileceği, masumiyetini gözlerinden okuyabileceği, inançlarıyla kalplere dokunacağı birilerini ister… Senin gibi, bizim gibi… Bir olmanın gücüne kavuşmak, beraber mutluluğu yakalamak, ıslak çimlerde ayaklarımızda biriken enerjiyi toprağa bırakmak gibidir. … Değerlidir birlik olmak. Kim olduğumuza, ne olduklarına bakmadan her atan kalbi kucaklamak... Kilolar, yaşlar, zekâ ölçümleri farklılık değil sadece matematiksel birer sayı görüp herkesi bir görebilmek… Özel gereksinimi olan çocuklarımız, kardeşlerimiz de masumiyetin en sıcak renkleri olarak toplumun en unutulan köşesini kaplarlar. Oysa onlar sosyal yaşam içinde sıcacık gülümsemeleriyle, umudun, sevginin, iyiliğin, mutluluğun taşıyıcılarıdır. Günlük koşuşturmacamızda farkında olamadığımız bu güzel çocuklara emek veren, onları yaşamlarına katan duyarlı insanlara, onlara ve çalışmalarımıza katkı sunan kurum ve kuruluşlara, bültenin sizlere ulaşmasında emeği geçen eğitim kadromuza, desteğini hiçbir zaman esirgemeyen okul müdürümüz Refik ESİN’e, daima bize güvenen ve bültenimizde samimi paylaşımlarda bulunan velilerimize, masumiyetleriyle bültenimizi renklendiren çocuklarımıza sonsuz teşekkürler…

2013-2014 eğitim öğretim yılında bir yıllık çalışmalarımızla bültenimizin 6. sayısı ile sizlerleyiz. Sizler bültenimizi incelerken her bir etkinlikte çocuklarımızın yüzlerindeki mutlu ifadeye tanık olacaksınız. Bu yeni sayımızda farklı konulara yer verdik: Öğretmenlerin mesleki tükenmişlik sendromu ile ilgili yaşam koçundan görüş aldık. Velilerin de eğitimin önemli bir paydaşı olduğunu düşünerek okulu veli gözüyle değerlendirmelerini sağladık. Velilerimizin okul ile ilişkisini güçlendirmek ve kendi aralarındaki ilişkilerinin gelişmesi ve tecrübelerini paylaşmaları için çeşitli sosyal-kültürel aktiviteler düzenledik. (Özelikle bir velimizin, aile çevresi dışında başka insanlarla ilk defa kahvaltıda bir araya geldiğini itiraf etmesi bizleri çok etkiledi.) Çocukların biz yetişkinleri nasıl algıladıkları ile ilgili onlara sorular sorarak cevaplar aldık; çocukların, yetişkinlerin birer aynası olduklarını tekrar gördük. Özel gereksinimli çocuklarımızda önemli gördüğümüz sağlık sorunlarına değindik. Çocuklarımızın akranlarıyla birlikte hayatın içinde aktif olmalarını sağlayacak ve özel yetersizlikten etkilenmemiş bireylerde farkındalık oluşturabilmek amacıyla kaynaştırma projelerine yer verdik. Farkındalık çalışmalarımızın temelinde; toplumun çocuklarımızı tanıması, ve dışlamaması amaçlanmaktadır. Toplum çocuklarımızı kabullendikçe, çocuklarımızın ve ailelerimizin hayata tutunma şansları yükseliyor. Bu amaçla okul olarak özel gereksinimli çocuklarımızın alışveriş merkezlerinde, sinemalarda, tiyatrolarda, kafelerde, müzelerde, parklarda vb... sosyal hayatın içinde aktif olmalarını amaçlıyoruz. Özel gereksinimli bireylerimizi sadece Engelliler Gününde ve Engelliler Haftasında hatırlayıp sorunlarına değinmek değil önemli olan onları diğer bireylerden ayırmadan sürekli hayatın içinde bağımsız birey olarak var edebilmektir. Koşulsuz sevgilerle, kalbimizdeki ve beynimizdeki Aynı göğün altındayız nasılsa, aynı mavilikte serinliyoruz, engellerin kalkması dileğiyle... Selamlıyorum sizi. Sevgi ve aynı hayata “günaydın” diyoruz. Bu ayrıştırma neden? Payla- iyilikle kalın... şımdır insanlığın özü… Şebnem KÖMÜRKARA Bu dünyada bütün insanların ihtiyaç duyduğu en Müdür Yardımcısı önemli şeyler sevgi, dostluk, paylaşım, güven, hoşgörü ve iyilik değil midir? Küçük bir tebessüm ve tatlı dil karşımız-

4

Mevlanakapı Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi


Baş Yazı

“Özel Eğitim zor ve meşakkatli bir görev; ancak genç, dinamik, işini seven ve uzman bir ekiple çalıştığımız için kendimizi şanslı görüyoruz.”

Merhaba Değerli okurlar; 2013-2014 Eğitim öğretim yılının sonuna yaklaştığımız bu günlerde bültenimizin 6.sayısıyla karşınızda olmanın sevincini ve mutluluğunu yaşıyoruz. Mevlanakapı ailesi olarak bütün bir yıl boyunca yaptıklarımızı, yaşadıklarımızı ve geçmişimizde hoş bir anı olarak kalmasını istediğimiz anları sizlerle paylaşmak istedik. Bültenimizde göreceğiniz gibi; özel gereksinimli çocuklarımıza verdiğimiz akademik eğitimin pekişmesi, gerçek hayatta karşılık bulması ve toplumsal yaşama olumlu davranış olarak yansıması için sosyal, kültürel ve sportif etkinlikler gerçekleştirdik. Özel çocuklarımızın kendilerini sanat yoluyla ifade etmelerini sağlamak, yetersizlikten etkilenmemiş akranlarıyla bir araya getirip kaynaştırmak için müzeler ve diğer okullarla projeler yürüttük. Bu projeler sonucunda gerek sözlü gerekse yazılı olarak aldığımız geri dönütlerde “bu özel çocukların farkında olmadığım ve onları tanımadığım için kendimden utandım” diyen insanların mahcubiyetini gidermek için, suya atılan taşların yaydığı dalgalar misali toplumsal yaşamın her alanında olmak ve hayata dokunmak istedik. Değerli okurlar, zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılmasından sonra daha önce yaygın eğitim kapsamında olan 3. Kadememiz zorunlu hale geldi. Artan talep nedeniyle mevcut okullarda sıkıntılar yaşandı. 2014-2015 eğitim öğretim yılında açılacak yeni binamızda bu sıkıntıları aşacağımızı düşünüyorum. Ancak 3. Kademeden (İş Uygulama Merkezi) mezun olan öğrencileri tekrar eve ve sokağa göndermememiz için somut, uygulanabilir projeler geliştirmemiz gerektiğine inanıyorum. Engelli memur ve işçi seçme, yerleştirme sınavı ve İş-Kur kanalıyla özel ve kamuda istihdam edilen engelliler içinde en dezavantajlı grup orta-ağır ve hafif düzeyde zihin engelli adaylardır. Bu anlamda orta-ağır ve hafif dü-

zeydeki mezun ve çalışabilecek öğrencilerimizin sosyal hayatın içinde kalması, üretken ve saygı gören bireyler olarak hayatlarına devam etmeleri için özel sektör için cazip olmayan “Korumalı İş Yeri” yasasının kamu idareleri tarafından hayata geçirilmesi gerektiğine inanıyorum. Bu şekilde esnek ve özel durumlarına uygun oluşturulan iş yerlerinde çalışan özel çocuklarımızın daha mutlu olacaklarını düşünüyorum. Okul sürecinde bir nebze olsun rahatlayan, nefes alan ve yaşam kalitesi artan velilerimizin mezuniyet sonrası eve kapanan özel çocukları nedeniyle psikolojilerinin bozulmaması; sosyal, kültürel ve ekonomik olarak yaşam kalitelerinin devamı için istihdam imkânlarının artırılması ve “Yaşam Merkezleri”nin hayata geçmesi gerektiğini düşünüyorum. Değerli okurlar, Özel Eğitim zor ve meşakkatli bir görev. Ancak genç, dinamik, işini seven ve uzman bir ekiple çalıştığımız için kendimizi şanslı görüyoruz. Bu anlamda kendileriyle çalışmaktan son derece gurur duyduğum, eğitimin gerçek neferleri olan öğretmenlerime şükranlarımı sunuyorum. Bize desteklerini esirgemeyen ve her zaman yanımızda olan Okul Aile Birliğine, velilerimize ve yardımcı personelimize teşekkür ediyorum. Ayrıca bu bültenin hazırlanmasında emeği geçen başta editörümüz Şebnem KÖMÜRKARA olmak üzere katkı sunan bütün öğretmen arkadaşlarıma teşekkürlerimi sunuyorum. Engelsiz yarınlarda buluşmak üzere…

Refik ESİN Okul Müdürü

Sayı 6

5


İlçe Milli Eğitim Müdürü Sayın Mucip KINA İle Yapılanan Röportaj

İ

lçe Milli Eğitim Müdürümüz Sayın Mucip KINA ile röportaj yapmak amacıyla gerçekleştirdiğimiz buluşmamız, kendisinin mütevazılıği, içtenliği, gerçekçiliği ve öğrencilerimize göstermiş olduğu babacan tavrı ile yarattığı pozitif elektrik içerisinde özel eğitim üzerine sıcak bir sohbete dönüştü. 1.Sayın Müdürüm bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Mucip KINA kimdir? 1967 yılında Erzurum ‘da doğdum. İlk –orta ve lise tahsilimi Erzurum’da, üniversite eğitimimi Erzincan ‘da tamamladım. 1990 yılında öğretmen oldum. Göreve Malatya’ da başladım. Sırası ile öğretmenlik, müdür yardımcılığı, okul müdürlüğü, şube müdürlüğü, il milli eğitim müdür yardımcılığı, il milli eğitim müdürlüğü yaptım. Sonunda tekrar daha önce şube müdürü olarak görev yaptığım Fatih İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü görevine atandım ve halen bu göreve devam ediyorum. Evliyim ve iki kız çocuğum var. 2. Genç yaşta yöneticilik yapmaya başladınız. Uzun süredir yöneticilik yapıyorsunuz. Bu başarılı yaşantıyı nelere borçlusunuz? Hayatta başarılı olmak için önce mutlu olmak lazım. Bu da çok mal varlığıyla herhangi bir şeyi çok elde etmek isteği ile mümkün değil de eldekine kanaat etmekle mümkündür. Ben yoksul bir aileden geldim. Babamı küçük yaşta kaybettim. Başımızda bize rol ve model olacak bir babamız yoktu; kardeşlerimizle annemize dayanışma içerisinde tutunduk. Okulumu çok önemsedim. Okulda başarılı bir öğrenciydim. Hayatım boyunca planlı ve programlı çalıştım. Öğrencilik yıllarımda başarılı bir öğrenciydim. Önüme çıkan fırsatları iyi değerlendirdim. Başarı asla tesadüf değildir. Başarılı olmak için çok çalışmak gerekiyor. Ancak yönetici görevine gelmek için sadece başarılı olmak yetmiyor onun beraberinde, insanlarla iyi ilişkiler geliştirmek gerekiyor. Bununla birlikte gerçekten ürettiğimizi pazarlayabilmemiz de çok önemlidir. Onun için genç arkadaşlarımızın kendilerini ifa-

6

de edebilecekleri ve ispatlayacakları projeleri üretmeleri ve bunları da çok iyi sunmaları gerekiyor. 3. Sınıf öğretmenliği branşı kökenlisiniz. Öğretmen ve yönetici açısından Türkiye’deki Eğitim ve öğretimi kısaca değerlendirir mi siniz? Öğretmenlik bizim tabi ki asli görevimiz. Nerede, ne zaman olursa olsun bu görevi unutmamak gerekiyor. Benim hayatta kabul edebildiğim vasfım öğretmenliktir. Taşra teşkilatı kabul ettiğimiz teşkilatın içinde her göreve geldim. Bir tek müdür başyardımcılığı yapmadım. O da müdür yardımcılığından okul müdürlüğü görevine geçtiğim içindi. En doyum aldığım görev öğretmenlikti. Zor ve kutsal bir görev olduğuna inanıyorum. Öğretmenlik sorumluluğu ağır olan görev; insan yetiştiriyorsun. Kumaşta imalat hatası olduğu zaman dönüşümü var ancak insan yetiştirmek ve öğretmen olarak çocuğa şekil vermek zor bir sorumluluk bu anlamda öğretmenlik mesleği ayrı bir sanattır. O nedenle öğretmenlere gıpta ediyorum. Yükü ağır ve tatmin edici meslektir. İdarecilik görevi içerisinde de en tatmin eden görev okul müdürlüğüdür. Çünkü okul müdürlüğü, insanın kafasında tasarladığı projeleri uygulayabildiği ,bunlara ait sonuçlara uygulamada ulaşabildiği görevdir. Ben okul müdürlüğünü çok sevmiştim hala o günlerimi arıyorum. Şu anda bulunduğum görev hizmet açısından önemli bir konumdur. Bulunduğum makamın hakkını vermeye çalışıyorum.

Başarı Asla Tesadüf Değildir…


Röportaj 4. Fatih İlçesinde bulunan okullar hakkında gözlemleriniz nelerdir? Örneğin köklü, başarılı ve tarihi okulların yanı sıra göç alan mahallelerde ki okulların da ilçemizde bulunmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Üzerinde yaşadığımız topraklar insanlık tarihinin en eski topraklarıdır. On iki, on üç bin yıl kadar eski olan bu topraklar cazibe merkezi haline gelmiştir. İstanbul bulunduğu stratejik konumu itibariyle hem Anadolu’nun hem de dünyanın gözdesi haline gelmiş. Günümüzde de Cumhuriyetten sonra özellikle 1950‘ler itibaren sanayileşme ile birlikte İstanbul’a büyük bir göç olmuş. Fatih ilçesi modern ve merkezi bir yer olduğu için insanlar burayı tercih etmişlerdir. Fatih ilçesi bu anlamda tarihin yorgunluğunu da içerisinde getirmeye başladı. Özellikle bazı bölgelerimiz örneğin; Haydar Bölgesi, Pazar İçi, Eminönü gibi semtlerimizde yapılaşma anlamında yorgun binalar var. Bu göç almış şehirlerin karakteristik özelliğidir. Örneğin New York ‘a gidersiniz, gökdelenlerin altında barakaları görmemiz mümkündür ya da Berlin’e gidersiniz o modern Berlin dışında çok yoksul insanların yaşadığı barakalar görürsünüz. Bu durum gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin kaderidir. İstanbul’un 1950‘den sonra göç alması, karmaşık yapıların ve gecekonduların oluşmasıyla dezavantajlı kesimler dediğimiz kavramı beraberinde getirmiştir. Daha çok Anadolu’dan göç eden insanlar genellikle bu binalarda yaşıyorlar. Bunun yanı sıra İlçe içerisinde çok gelişmiş, İstanbul ve Türkiye ‘de ilk sırada tercih edilen okullarımız da var. Bu tezatlık ailelerin homojen yapısının olmamasından kaynaklanıyor. Avantajlı ve dezavantajlı okullar arasında biz bir denge kurmaya çalışıyoruz. Özellikle dezavantajlı okullarımıza pozitif ayrımcılık yaparak, sosyal ve ekonomik açıdan, öğretmen ve insan kaynakları olarak destek vermeye çalışıyoruz. Tecrübeli ve kaynakları fazla olan okullarımızdan bu anlamda yararlanmaya çalışıyoruz. Dezavantajlı okullarımız da sosyal projeler geliştirerek, daha fazla rehber öğretmenlerimizi görevlendirerek, seminerler düzenleyerek, öğrenci yönlendirmeleri ile aile danışmanlığı gibi hizmetleri vererek, okullar arasında denge oluşturmaya çalışıyoruz. 5. Okulumuzu ziyaret ettiniz. Duygularınız ve gözlemleriniz nelerdir? Fatih ilçesinde ilçe milli eğitim müdürü olarak göreve başladıktan sonra her gün bir okulu ziyaret etmeye çalışıyorum. Sizin okula da geldim. Özel eğitim okulları ilgi alanıma giren okullar. İstanbul’la doğu illerini kıyasladığımda; doğunun bu anlamda çok daha geride olduğunu fark ettim. Van il milli eğitim müdürlüğü yaparken OÇEM, işitme engelliler okulu ve özel eğitim kurumunun açılmasını sağladık. Van depreminden sonra zor şartlarda olsa da bu okulların açılmasını sağladık. Ailelerin özel eğitime muhtaç olan çocuklarını evde saklamamalarını ve bu çocukların da okullaşmaları için elimden geleni yaptım. Bunun vicdani boyutunun olduğuna inanıyorum ve bu makamlarda bulunduğum sürede üzerime düşen sorumlulukları yapmaya çalışacağım. Sizin okulunuz merkezi ve eski bir okul, okulunuzda gerek idarecilerin gerekse öğretmenlerin fedakârlık ve özveri ile çalıştıklarını gördüm. Özellikle yeni yapılan binaya geçildikten sonra her şeyin daha güzel olacağına inanıyorum. Ben Mevlanakapı Özel Eğitim okulunun temeli atılırken burada yoktum. Ama okul arsasının kamulaştırması sürecinde Fatih ilçesinde şube müdürüydüm bu anlamda katkım oldu. Fatih ilçesine tekrar göreve başladığımda okulun bitmek üzere olduğunu görünce ve buna vesile olduğum için çok mutlu oldum. 6. Fatih ilçesinde altı tane Özel Eğitim Okulu var. Fatih İlçesi bu özelliği ile örnek bir ilçe konumunda bu fırsatı önümüzdeki yıllar içinde hangi projelerle, nasıl iyi değerlendirebiliriz?

Bir şeyin nicelik olarak fazla olması onun iyi olduğu anlamına gelmez. Tabiki İlçemizde altı tane özel eğitim okulunun bulunması olumlu bir örnek ve bu örnek ilçede bulunmaktan da gurur duyuyorum. Engelli öğrencilerimizin daha kaliteli bir eğitim almasını istiyoruz. Engelliler için mesleki projeler geliştirerek onların üretime katılmalarını amaçlıyoruz. Pozitif ayrımcılığa yönelik olarak önümüzdeki yıllarda güzel sürprizlerimiz olacak. 7. Zihinsel Engelli Çocuklar, Eğitim Uygulama Okulundan mezun olduktan sonra tekrar eve ve sokağa gönderilmekte, aileler çocukların gelecekleri ile ilgili kaygı duymaktadırlar. Bu çocukların eğitimi ve istihdamı için neler yapılabilir? Engellilerin istihdamına yönelik özel kurumlarda % 3, kamu kurumlarında ise % 4 oranında istihdam edilmesi kanunlarda yer almaktadır. Ancak bu oranların engellilerin özellikle zihin engellilerin istihdamında tam olarak kullanıldığını söyleyemeyiz. Engellileri istihdam ederek, daha az dış desteğe ihtiyaç duymalarını sağlayabiliriz. Hollanda’da özel eğitim okullarına gittim. Bana “21 yaşından sonra gidecek kurumlarınız yok. Bakımevleri ve huzur evleriniz yok.” diye telkinlerde bulundular. Ben de bu soruya cevaben; “Bizim bakımevlerine ve huzur evlerine ihtiyacımız yok. Toplum olarak yaşlılarımıza ve engellilerimize bakmakta iyiyiz. Bizim çocuklarımız ve yaşlılarımız aile içerisinde yaşamaktan mutlu, ancak ülkemizde engellilerin toplum içinde bağımsız ve üretken bireyler olarak yaşamaları konusunda gerideyiz.”dedim. Son yıllarda devletimizin engellilere ve ailelerine yönelik evde bakım ücreti, engelli maaşı, korumalı işyeri kanunu ve okul dışında destek eğitimi gibi hizmetler vermektedir. 8. Özel Eğitim öğretmenlerine tavsiyeleriniz nelerdir? Özel Eğitim öğretmenliğinin manevi tatmini yüksek ve zor bir görev olduğuna inanıyorum. Öğretmenlerimin bunun hakkını vermeye çalıştığını görüyorum. Bu da beni çok mutlu ediyor. Bu anlamda özel eğitim öğretmenlerinin maaşlarının diğer öğretmenliklerden daha iyi olması gerektiğini düşünüyorum. Hem bu dünyada hem de öteki dünyada kazanıyorsunuz. Öğretmenlik mesleği peygamberlik mesleğidir. Çok kutsal bir görevdir. Çok bilinçli olunması gerekiyor. Yetiştirdikleri ve şekillendirdikleri insan olduğu için ürününde imalat hatası oldu diye değiştirilmeyecek ve geri dönüşümü olmayan bir varlık, o bilinçle daha dikkatli olunması gerekiyor. Öğretmenlerimizin sürekli kendilerini güncellemelerini ve yenilemelerini tavsiye ederim. Gelişen teknoloji ile gençlerimiz yaşlılarımızdan daha bilgili hale geldi. Böyle bir kesimle muhatap olan öğretmenlerimizin kendilerini yenilemeleri ve ünovatif olmaları gerekiyor. Günümüzde insan kromozomları ve şifreleri çözülüyor böyle bir nesille muhatap olan öğretmenlerin kendilerini sürekli yenilemeleri gerekir. 9. Özel Çocuklara sahip velilerimize mesajınız nedir? Özel eğitime muhtaç olan çocukların ailelerine baktığımda çocuğun sorumluluğunun annede olduğunu görüyorum. Babaların da çocukları ile ilgilenmelerini, annelerinin yükünü azaltmaları durumunda aile için daha sağlıklı bir ortamın oluşacağını düşünüyorum. Ailelerin çocuklarından utanmamalarını, bu çocuklarını eve kapatmamalarını ve sosyal hayata katmalarını tavsiye ediyorum. Eğitim süreçlerinde sabırlı olmalarını, anlayışlı olmalarını, çocuklarına kendileri değer vermezse başkalarının da değer vermeyeceğini hatırlatmak istiyorum. Sayın İlçe Milli Eğitim Müdürümüz, bize zaman ayırdığınız ve paylaşımlarınız için çok teşekkür ederiz. Asıl ben teşekkür ederim. Okulumuzun tüm fertlerini, güzel ve özverili çalışmalarından dolayı tebrik ediyorum. Gelecekte özel eğitim üzerine olumlu gelişmelerin olacağı dileğiyle yeni okulunuzda hepinize başarılar dilerim

Sayı 6

7


“BULUŞMA PROJESİ” İLE KESİŞEN YOLLAR Hiç kimse üstün değildir, hiç kimse aşağı değildir; fakat kimse eşit de değildir. İnsanlar yalnızca eşsizdir, karşılaştırılamaz. Sen sensin, ben benim. Ben potansiyelimi hayata vermek zorundayım; sen potansiyelini hayata vermek zorundasın. Ben varoluşumu keşfetmek zorundayım, sen kendi varoluşunu keşfetmek zorundasın...! OSSO

İ

stanbul Modern Sanat Müzesi tarafından hazırlanan “Buluşma” isimli sanat etkinliğine biz de katıldık. “Buluşma” lise öğrencileri ile zihinsel yetersizliği olan çocukları bir araya getirmeyi hedefleyen sosyal bir projedir. Projede 1. dönem, Beşiktaş Yeni Levent Anadolu Lisesi 9. sınıf öğrencileri ile 2.dönem de ise Beşiktaş Ziya Kalkavan Denizcilik Lisesi ile okulumuz öğrencileri toplam 10 atölye etkinliğinde bir araya geldi. Her bir atölye çalışması 1,5 saat sürdü. Eğitim atölyesinde öğrenciler önce müzeyi gezip sonra müzenin içeriği ile ilgili sanatsal grup çalışmaları yaptı. Öğrencilerimizin başarı duygusunu tatmasında, güven ve cesaret duygularının artırılmasında, sosyal uyum sağlamasında katkısı bulunan; İstanbul Modern Sanatlar Müzesine ve Beşiktaş Yeni Levent Anadolu Lisesi ile Beşiktaş Ziya Kalkavan Denizcilik Lisesi yönetimine ve öğrencilerine teşekkür ederiz.

8

Mevlanakapı Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi


SAKIP SABANCI MÜZESİNDEKİ ATÖLYE ÇALIŞMAMIZ

S

anat eğitimi çocuklarımıza kişilik kazandırmada, insancıl değerler aşılamada, yaşanılan olumsuz koşulları olumlu hale getirmede, çocuklarımızın kendini gerçekleştirmelerinde önemli bir araçtır. 24 – 27 Aralık Tarihleri arasında 6 grup halinde Sabancı Müzesini ziyaret ettik. Eğitim sorumlusu eşliğinde bütün öğrencilerimiz müzeyi gezdiler. Gezinin ardından öğrencilerimiz sergiyle ilgili sanatsal çalışmalar yaptılar. Öğrencilerimize değişik ortamda bulunma fırsatı ve çalışma imkânı sundukları için SAKIP SABANCI MÜZESİ YÖNETİMİNE teşekkür ediyoruz.

Sayı 6

9


Arnavutköy Belediyesinden kiraladığımız Hobi Bahçesi ; ‘’Öğrencilerimizle Tarımsal Terapi ‘’Projesi devam etmektedir. Bu proje ile öğrencilerimizde doğa sevgisi oluşmaktadır. Öğrencilerimiz sebze ve meyvelerin oluşum aşamalarını gözlemleyerek yaşamaktadır.

Hobi Bahçemiz

10 Mevlanakapı Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi


Beyza ÖZÇELİK Özel Eğitim Sınıf Öğretmeni

ÖZBENLİK Çocuğun 6-12 yaşları arasında birey olarak kendini nasıl algıladığı, ilerleyen yıllarda onun başarısı, sosyal etkileşimi ve duygusal durumu üzerinde önemli ölçüde etkili olur.

“Özbenlik” dediğimiz olgu, çocuğun kendi hakkındaki düşünceleridir. Bu düşünceler ve resimler çevre ile doğrudan ilişkilidir. Çünkü çocuklar özbenliklerini oluştururken dışarıdan gelen ve kendileri hakkında yapılan olumlu ya da olumsuz eleştirileri dikkate alarak benliklerini oluştururlar. Okul çağındaki çocuk, kendisini, ailesine ve aile dışındaki çevresine karşı kanıtlayabilme ihtiyacındadır. Örneğin

Özbenlik saygısı olan çocuk;

Başarılarını büyük ölçüde kendi emeği ve becerisi olarak görür. Kendi kontrol duygusunu hisseder ve başarısızlığa uğradığında daha iyisini yapmak için motive olur. Değişiklikler yapmaya ve daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyduğunun farkına vararak, hatalarını kabul eder, başkalarını suçlamaz. Özbenlik saygısına sahip olan çocuk kendisini, gerçekçi hedefler koyabilen ve onları gerçekleştirebilen bir birey olarak algılar.

Özbenlik saygısı olmayan çocuklar;

Hayattaki becerilerinin büyük bir bölümünü kendi kontrollerinin dışındaki diğer etkenlere dayandırırlar. Bu nedenle kendilerine olan güvenlerini ve gelecekte başarılı olma şanslarını azaltırlar. Hata yaptıklarında veya başarısız olduklarında bunu kendileri dışındaki nedenlere dayandırarak açıklarlar. Örneğin “Öğretmen zaten beni sevmiyor, hep ayrımcılık yapıyor” derler. Bu da onların başarılı olmalarını veya yardım almalarını zorlaştırır. Özbenlik gelişimi olmayan çocuk, okulda ve hayatının geri kalanında kapasitesinin daha altında başarılar hedefleme eğilimindedir. Başarısı onun için tatmin edici değildir. Sebep de, kendisi değildir. İnsanların dikkatini çekememektedir. Takdir toplayamamaktadır. Çözümü kendinde aradığında yetersizliklerini, başarısızlıklarını gidermeye yönelik çalışmalar yapmadığından utanç duyar, bunalıma girer. Özbenlik gelişimi olmayan çocuk akranlarını taklit ederek takdir toplama eğilimine girer. Kabul görmek, ait olma duygusu yaşamak, kendisini değerli hissetmek için onların davranış ve değerlerini kendi davranış ve değerleri gibi benimser. Ki bunlar da, her zaman olumlu değer ve davranışlar olmayabilir.

okulda başarılı olmak, arkadaşları ile iyi ilişkiler kurabilmek ister. Çünkü çocuğun bu aşamalarda kendisi hakkında olumlu bir duyguya ihtiyacı vardır. Arkadaşlarından, ailesinden, öğretmeninden hep bu yönde olumlu destek bekler. Çocuğun 6-12 yaşları arasında birey olarak kendini nasıl algıladığı, ilerleyen yıllarda onun başarısı, sosyal etkileşimi ve duygusal durumu üzerinde önemli ölçüde etkili olur.

Özbenlik gelişimi için neler yapabilirsiniz?

Çocuklara erken yaşlarından itibaren doğru mesajlar vererek kendileri hakkkında sağlıklı bir özbenlik kavramı oluşturmalarına yardımcı olmak için; • Çocuğunuzun en küçük başarılarına bile kutlama yapın, hatta evin belli bir yerine başarı panosu ya da tablosu hazırlayın. • Her zaman çocuğunuz hakkında tarafsız değerlendirme yapın. Olumlu görüşlerinizi önce belirtin, daha sonra olumsuz olanları anlatın. • Çocuğunuzun başarılı ve/veya yetenekli olduğu alanları ortaya çıkarın. Bu alanlarda ilerlemesine yardımcı olun. • Aileniz ile ilgili kararlar alırken çocuğunuzun da fikrini alın. • Başkalarıyla asla kıyaslamayın, onları sadece kendileri ile kıyaslayın. Kendi gelişimi üstünden bir kıyaslama yaparak ilerlemesini ona fark ettirin. • Çocuğunuzun hedefler seçmesine ve bu hedeflere ulaşmasına yardımcı olun.o hedefe ulaşması için çıkması gereken basamakları ona gösterin. • Çocuğunuzun belli ölçülerde risk almasına izin verin ve onu destekleyip başarabileceğine onu inandırın. • Çocuğunuzla kuracağınız iletişimde, onun nasıl çaba harcadığını, nasıl kendini geliştirdiğini ve etrafındakilere ne denli yardımcı olduğunu vurgulayan bir dil kullanın, çocuğunuza inandığınızı ona hissettirin. • Çocuğunuza hata yapmayı kabullenmesi gerektiğini ve bu durumun öğrenmenin bir parçası olduğunu öğretin. • Çocuğunuzun ilgi duyduğu konularla ilgilenin ve onu bu konularda destekleyin. • Ona bir iş verdiğinizde ona teşekkür edin. • Çocuğunuza fiziksel yakınlık gösterin, başarılı olduğunda onu öpün ya da ona sarılın, kendini iyi hissetmesine yardımcı olacaktır.

Sayı 6

11


İZZET KAÇMAZ ÖZEL EĞİTİM SINIF ÖĞRETMENİ

ENGELLİLERDE SAĞLIK ZİHİN ENGELLİLERDE OBEZİTE

O

bezite, vücutta aşırı yağ depolanmasıyla ortaya muhallebi gibi zengin kalorili yiyecekler vermekse, çıkan, fiziksel ve ruhsal sorunlara neden olabi- obeziteye yol açabilmektedir.

len bir enerji metabolizması bozukluğudur. Obezite,

Fazla yağ içeren besinlerle beslenen ailelerin

çoğunlukla erişkinlerin bir sorunu olarak kabul edilse çocuklarında obezite daha fazla görülmektedir. Çode, son yıllarda hem gelişmiş, hem de gelişmekte olan cukların severek yedikleri “fastfood” türü, fazla yağ ülkelerde çocukluk ve ergenlik döneminde görülme ve kalori içeren besinler de obeziteye yol açabilmektesıklığının giderek arttığı saptanmış durumdadır.

dir.

Obezite ciddi, yaygın ve hızla büyüyen bir sağlık so-

Çocuklarda obezite; hipertansiyon, kanda

runudur. Çocuklarda obezitenin sebebi büyük bir trigliserit ve kolesterol yüksekliği ve buna bağlı kalporanda yanlış beslenmeyle ilgilidir.

damar hastalıkları, kanda pıhtılaşma eğilimi, enfarktüs ve felç, şeker hastalığı, safra taşlarına ve bazı kanser türlerine eğilim ve yatkınlık, nefes alma zorluğu, gece uyku apneleri, yorgun uyanma, kas-iskelet problemleri, eklem sorunları ve cilt problemleri gibi sorunlara yol açmaktadır.

Zihinsel engelli bireyler, zihinsel engelli olma-

yan bireyler ile karşılaştırıldıklarında obezite (şişman

Ailenin beslenme alışkanlıkları, çocuklarda lık) görülme oranının oldukça yüksek olduğu bulun-

obezite için önemli bir risk etkenidir. Pek çok araş- muştur. Yapılan araştırmalarda, obezite (şişmanlık) ile tırmacı, çocuklarda obeziteye etki eden ailesel birçok zeka düzeyleri arasında ters bir ilişki olduğu belirtiletkenin bulunduğunu bildirmektedir. Çalışmalar, do- miştir . Bu bilgilere rağmen zihinsel engelli bireyler ğumdan itibaren anne sütüyle beslenen çocuklarda arasında obezite görülme oranı çok fazla araştırılmaobezitenin daha az görüldüğünü göstermektedir.

mıştır. Hafif ve orta derecede zihinsel engelli olan bi-

Yaşamın ilk yılında karışık ya da yapay besle- reylerde obezite oranının ciddi ve ağır olanlara göre

nen çocuklara, her ağlayışlarında biberonla süt ya da daha fazla olduğu görülmektedir.

12 Mevlanakapı Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi


İZZET KAÇMAZ ÖZEL EĞİTİM SINIF ÖĞRETMENİ

Zihinsel engelli bireylerde obezitenin temel nedeni,

yönelik uygulanan diyet programlarında esnek dav-

uygun olmayan beslenme alışkanlığı ve inaktivitedir.

ranması, zihinsel yetersiz çocuklarda obezite durumu

Ağır derecede zihinsel engelli bireyler başkalarına ba-

ile karşılaşıldığında sağlık kurumlarından yararlanıl-

ğımlı bir hayat sürdürdükleri için bu grupta obezite-

maması ve ailenin ne yapacağını bilmemesi bu çocuk-

nin görülme oranı daha düşüktür

larda obezite durumunun görülmesinde önemli olan

Zihinsel engelli yaşlılarda kardiyovasküler bo-

etkenlerdir. Zihinsel engelli çocuklarda obezite ile kar-

zukluklar oldukça yaygındır ve yaşamdan beklentile-

ri doğrudan aktivite ile ilgilidir. Bu nedenle zihinsel

şılaşıldığında doktor kontrolünden geçtikten sonra

engeli bireylere egzersizin önerilmesi önem taşımak-

uygun bir diyet planlanması, enerji içeriği yüksek

tadır . Pek çok çalışma,

besinler ve hazırlama yön-

zihinsel engelli yetiş-

temlerinden

kin bireylerin kuvvet

obezite sorununun çözü-

seviyelerinin

zihinsel

münde yarar sağlayacaktır.

engelli olmayan birey-

Bazı obezite durumlarında

lerden düşük olduğuna

ise davranış terapisi soru-

dikkat çekmektedir. Kas

nun çözümünde yardımcı

kuvveti ve enduransı,

olacaktır.

ağırlık taşımak ve kaldırmak, merdiven inip çıkmak, iyi bir duruşu devam ettirmek, işle ilgili aktiviteleri yerine getirmek dahil günlük aktivitelerde geliştirilmiş performans ile ilişkilidir

Zihinsel engelli çocukların göstermiş olduğu

davranış bozukluklarında ailelerin gelişigüzel şekilde

kaçınılması

Kaynakça *Erdi KANBAŞ Özel eğitim uzmanı, Çınar Dede, Nursan: “Çocukluk Çağında Şişmanlık Nedenleri”, Bilim ve Teknik,Dergisi, Sayı:417. Ağustos-2002Ertürk, Berrin Benan: “Mental Retardasyon ve Fiziksel Uygunluk” www.ozida.gov.trGürdağ, Mahinur: “Zihinsel ve Bedensel Özürlülerde Beslenme Sorunları ve Çözüm Yolları”, Başbakanlık Özürlüler İdaresi Yayınları, 2001.Hatun, Şükrü: “Çocuklarda Şişmanlık ve Zararları” www.arkadasimd yabet.org

çocukların her istediğini yapması ve çocuklarına istedikleri her türlü yiyeceği (bisküvi,cips,şekerli yiyecekler vb.) vermesi, yeterli ve dengeli bir beslenme şeklinin olmaması, zihinsel engelli çocukların hareketlerindeki sınırlılıklar, büyük kas becerilerindeki yetersizlikler,ek engel durumları, ailelerin zihinsel engelli çocuklara Sayı 6

13


l Oku leri lik n i k Et

Okul Etkinlikleri

AKADLAR KÜLTÜR MERKEZİNDEYİZ 4 Aralık 2013 tarihinde Akadlar Kültür Merkezinde oynanan ‘’Kayıp Orman ‘’ adlı çocuk oyununa gittik. Müzikal oyunun konusu küresel ısınma etkisiyle, doğada yaşayan tüm canlıların yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olması üzerineydi.

ENGELLİ HAKLARI SEMİNERİMİZ Okulumuz velilerine, engelli hakları konusunda son yasal değişikliklerle ilgili 13.03.2014 tarihinde İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Engelliler Biriminde çalışan Avukat Adile ÜNAL bilgilendirme semineri verdi. Bize bu imkanı sağlayan İstanbul Büyük Şehir Belediyesine ve velilerimizi aydınlatan Avukat ÜNAL’a Mevlanakapı Özel Eğitim Uygulama Okulu olarak sonsuz teşekkürlerimizi sunarız.

SU GÖSTERİ SANATLARI SAHNESİNDEYİZ 18 Aralık 2013 tarihinde öğrencilerimizi Su Gösteri Sanatları Sahnesinde oynanan ‘’ÇÖP ÇETESİ ‘’ adlı kukla oyununa götürdük. Çocukların oyunu izlerken keyifli zaman geçirmeleri bizleri oldukça mutlu etti.

14 Mevlanakapı Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi


OKULUMUZDA

2014 HEYECANI

BÜTÜN FEDAKÂR ÖĞRETMENLERİMİZİN 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLUYORUZ.

Sayı 6

15


İlçe Milli Eğitim Müdürümüzün Okulumuza Ziyareti İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Sayın Mucip KINA ve Şube Müdürümüz Yusuf KÖROĞLU okulumuzu ziyaret etti. Mevcut okulumuzu ve inşaatı devam eden ek binamızı gezerek okul idaresinden yerinde bilgi aldılar. İlçe Milli Eğitim Müdürümüz sınıflarımızı dolaşarak öğretmenlerimiz ve öğrencilerimizle sohbet etti. İlçe Milli Eğitim Müdürümüze, öğrencilerimize vakit ayırdığı ve yüzlerindeki tebessüme vesile olduğu için çok teşekkür ederiz.

16 Mevlanakapı Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi


HOLLANDA’DAN OKULUMUZA ZİYARET Hollanda’nın Maastrich şehrinde öğretmenlik eğitimi gören son sınıf öğrencilerinden ve öğretmenlerinden oluşan 30 kişilik grup okulumuzu 7 Mayıs 2014 Çarşamba günü ziyaret etti. Ziyaret esnasında önce okul idaresinden okulumuz ve Türkiyedeki diğer özel eğitim okulları hakkında bilgi alan grup, daha sonra okul müdürü nezaretinde sınıflarımızı gezdi. Sınıflarımızda öğrencilerimiz yetenekleri doğrultusunda gösteriler yaptılar. Sınıf öğretmenleri uyguladıkları özel eğitim programı, eğitim - öğretim yöntem ve teknikler hakkında grubu bilgilendirdiler. Ziyaret sonunda dinlenme sırasında sunulan ikramlar eşliğinde soru-cevap kısmına geçildi. Grubun gözlemleri ve iki ülkede uygulanan eğitim sistemleri değerlendirildi ve karşılıklı paylaşımlarda bulunuldu.

Sayı 6

17


Marifet Nedir Taşlara Bak Çiçekleri Görm

18 Mevlanakapı Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi


Bilir Misin ..? an Gözlerin esidir…! Mevlana

Sayı 6

19


Ahmet GÜLEÇ Özel Eğitim Sınıf Öğretmeni

Bağımsız Yaşıyorum Bağımsız yaşam becerilerine sahip çocuklar; özgüveni yüksek, girişken, yeniliklere açık ve sosyal bireyler olurlar. Okul ortamından; toplumsal yaşama geçişe hazırlık ve yaşam beceririni edinme bilgileri biz öğretmenler tarafından öğrencilere sunulmaktadır. Bizim okul ortamında teorik olarak öğrettiklerimiz siz velilerin öğrencilere evde yapma fırsatı vermesiyle başarıya ulaşıp çocuklarımız bağımsız yaşayabilmelerini sağlayacaktır. Bağımsız yaşam, hayatın her anında bireyin kendini savunmasını, kendi kararlarını vermesini ve bağımsız yasamasını sağlar. Engelli bireylerin yasam kalitelerinin yükseltilmesini, bağımsız yaşamasını sağlayan kazanmalarının gereğini ortaya koymaktadır.

BAĞIMSIZ YAŞAMA BECERİLERİ Bireyin başkalarına bağımlı olmadan yaşamını sürdürmesi için gerekli olan becerileri gerçekleştirmesi, bağımsız yaşam olarak tanımlanır. Özbakım becerilerinin gelişiminde Çocuğun fiziksel gelişimi çok önemlidir .Çocuğumuzdan, kazanmasını istediğimiz beceri için öncelikle o beceri ile ilgili fiziksel ve sosyal gelişiminin de tamamlanmış olması gerekir. Özbakım becerileri temizlik, giyinme ve çıkarma, tuvalet eğitimi, yemek yeme vb kişisel becerilerdir.

Bağımsız yaşam alanlarını kısaca şöyle sıralaya biliriz:

Kişisel Bakım Becerileri Çocuğun gelişim dönemine uygun olarak yapabilmesi beklenen, kendi bakımı ve yaşamını başka kişilerin yardımına ve varlığına ihtiyaç duymadan sürdürebi lmesini sağlayan kişisel bakım becerilerinin tamamına özbakım becerisi denir. Bebeklikten itibaren, her yaş döneminde aşama aşama öz bakım becerisi kazanılır. Bu becerilerin kazanılması ve desteklenmesinde anne-babanın ve çocuğun içinde yetiştiği sosyal çevrenin çok önemli rolü bulunmaktadır.

ÇOCUKLAR ÖZBAKIM BECERİSİ KAZANIRKEN ANNE BABALAR Model olunResimlerle hatırlatın Keyifli Hale getirin Olumlu gelişmeleri ödüllendirin.

20 Mevlanakapı Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi


Toplum içinde hareket etme:

Eğlenme ve bos zaman etkinlikleri:

Bir yerden başka bir yere gidebilme toplumsal yasam için büyük bir önem taşımaktadır. Özel gereksinimli olan insanlar için en büyük güçlüklerden biri de bağımsız hareket edebilme eksikliğidir. Özel gereksinimli bireyler de diğer insanlar gibi işyerine, parklara, marketlere, sinemaya, arkadaşlarına gitme gereksinimi içindedir.

Eğlenme ve yaşamdan zevk alma, toplumsal yasamın bir başka yönünü oluşturmaktadır. Yaşa uygun, bos zaman etkinliklerini yansıtan pek çok materyal ve geliştirilmiş program vardır. Bağımsız olarak dinlenme, aile destekli dinlenme ve eğlenme, toplumsal eğlenme ve dinlenme programlarına katılma, dostluklar ve toplumsal örgütlenmeler bu programlardan bazılarıdır. (Gürsel ve Ergenekon, 2000).

Bağımsız yaşam becerilerine sahip çocuklar; özgüveni yüksek, girişken, yeniliklere açık ve sosyal bireyler olurlar.

Arkadaş edinme: Akran ilişkileri ve arkadaş edinme de geçiş sürecinin bir başka boyutunu oluşturmaktadır. Eğitim süreci boyunca ilköğretimden ortaöğretime, ortaöğretimden yükseköğretime ya da yetişkinlik yaşamına geçişte yeni arkadaşlıklara, yeni dostluklara gereksinim duyulmaktadır. Bu nedenle, yetişkin ortamlarda genç insanların arkadaş tanımada ve arkadaşlığı sürdürmede bağımsızlığa ulaşmış olmaları beklenir. İssizlik, hareket sınırlılığı ve yetersiz yasam biçimleri akran ilişkilerine engel olan faktörler olarak ifade edilmektedir. Yeni dostluklar kurma, eski arkadaşlıkları devam ettirme, akran ilişkilerinde değişmeler karsısında mücadele edebilme, özel gereksinimli insanlar için geçiş sürecinin önemli bir boyutunu oluşturmaktadır.

Cinsellik ve kendine saygı: Yetişkinlik döneminde pek çok genç kendi özelliklerini ve değerlerini öne çıkarmaya başlar. Güven düzeyleri ve karsı cinsle olan arkadaşlıklarını nasıl oluşturacakları çok önemlidir. Giyimleri, saç biçimleri, eğlenme etkinlikleri, konuşmaları ve davranışları geçiş sürecinin önemli bir boyutunu oluşturmaktadır.

Öğrencilerin bağımsızlaşmasında ailelere düşen görev büyüktür. Aile desteği alan çocuklar sevgi ve başarma isteği ile yaşarlar. Gerektiğinde çevrenin düzenlenmesi, becerilerin basitleştirilerek çocukların yapabileceği düzeye indirilmesiyle öğrencilerin bağımsızlaşması kolaylaştırılabilir. Ailelerin aşırı korumacı tutumu çocuklarda özgüven eksikliğine, içe kapanmaya ve başarılarını saklamaya iter. Aileler çocuklarından her şeyi biranda değil de yavaş yavaş, yapabildiklerini ödüllendirerek, başarılarını hissettirerek çocuklarına destek olmalıdır. Başardığı en ufak şey bile ödüllendirilen, fark edilen çocuklar daha iyisini ve daha üst düzeydekini başarmak için çabalamaya başlarlar.

Unutmayın! Çocuklarımız zamana ve sabra ihtiyaçları var. Bizler öğretmenleri olarak, sizler de en yakınları, aileleri olarak gereken sabrı gösterip zamanla başaracaklarına inanırsak her biri bağımsız birer birey olabilir. Sayı 6

21


Merve ÇİÇEK & Merve NUR ÖRKMEZ

Çocuğumla Nasıl Vakit Geçirebilirim?

B

iz öğretmenlerin en çok arzu ettiği şey hiç şüphesiz, mutlu çocuktur. Bir öğrencinin, daha doğrusu bir çocuğun mutlu olması, özel bir gereksinime sahip olsun veya olmasın olumlu bir sınıf ortamı açısından oldukça önem taşımaktadır. Çünkü mutsuzluk hastalık gibi bulaşıcıdır ve çevresine olumsuz enerjiler yayar. Bu olumsuz enerji bizim öğrencilerimizde davranış problemi olarak şekil bulur. Engelli bireyler, yaşamlarını anne ve babalarına bağımlı olarak sürdürmekte, kendi yaş gruplarının gereği olan aktivitelere ve sosyal ortamlara katılamamaktadırlar. Evde, genelde aile büyükleri ile yaşayan bireylerin var olan yetenekleri de hızla körelmekte ve giderek sosyal yalnızlığa itilmektedirler. Zaman açısından bir sorunları olmadığı halde sosyal ve sportif aktivitelere katılımları sınırlıdır. Bu sınırlılığın büyük ölçüde, henüz böyle bir gereksinimin varlığının toplumsal ve kurumsal olarak gereği gibi algılanamamasından, toplumsal ön yargılardan ve bu bireyler için özel olarak sosyal ve sportif etkinlikleri organize eden bir kurumun bulunmamasından kaynaklanabileceği düşünülmektedir. Akranlarıyla etkileşimleri de olmayan ya da yetersiz olan engelli bireyler bir arkadaş grubuna ait olma, sevme, sevilme, beğenme ve beğenilme, başarılı olma gibi ruhsal gereksinimlerini karşılayamamaktadırlar. Bu gereksinimlerin karşılanmaması sonucu giderek yalnızlığa itilmekte ve psikolojik rahatsızlıklar açısından riskli bir grup haline gelmektedirler. Okul dışarısında da aktif olan çocuk sosyal ve dolayısıyla mutlu çocuktur. Çocuklarımızı okuldan alıp eve koyduğumuz zaman onlar ile verimli zaman geçirilmelidir. Onlara asla “sen engellisin, kenarda otur ben her şeyi yaparım” mesajı verilmemelidir. Çünkü bizim çocuklarımız özel çocuklardır ve bu nedenle hayatlarındaki sürekli olacak aktivite onlar için oldukça önem arz etmektedir. Peki, bu aktiviteden kastımız nedir? Çocuk için aktivite, onun gün boyu öğrendiklerinin evde pekiştirilmesidir. Onun hayatını kolaylaştırabilmesi için günlük yaşan becerileri kazanmasıdır. Bağımsızlığını kazanabilme adına yeni şeyler öğrenmesi ve arkadaşlık ilişkileri kurmasıdır. Akıl, beden ve ruh sağlığına katkıda bulunacak bedensel faaliyetlerde bulunmasıdır.

Mutsuzluk hastalık gibi bulaşıcıdır ve çevresine olumsuz enerjiler yayar. Bu olumsuz enerji bizim öğrencilerimizde davranış problemi olarak şekil bulur.

Bizler çocuklarımız için yapabileceklerimize dair birkaç öneri geliştirdik; >>Özel gereksinimli çocuğunuzu dışarıya çıkarmanız, normal yaşıtlarının ev dışı ortamlarda görerek, yaşayarak öğrendiklerini onun da öğrenmesi için gereklidir. Kendinizi ve çocuğunuzu toplumdan uzak tutmayın. >Parklara, pazara, markete çocuğunuzla gidebilir. Onu çeşitli sosyal etkinliklere katabilirsiniz. Ayrıca spor,

”Çocuk kırmızı elmayı görmeden, elindeki kokulu soğanı bırakır mı..?” Mevlana

yüzme vb faaliyetlere katılarak çocuğunuz farklı paylaşımlarda bulunmasını sağlayabilirsiniz. >>Özel gereksinimli çocuklar görmek ve işitmekten çok yaparak öğrenirler. Öğrenmede işitme ve görme de önemli olmakla birlikte yaparak öğrenmede daha yararlı sürekli sonuçlar sağlar. Çocuğun evdeki faaliyetlere katkıda bulunmasını sağlayın. >Örneğin, yattığı yatağı düzeltmesi, masaya bardak ve tabak yerleştirmesi v.b. mümkün olduğunca yani çocuğunuz yapabildiğince her şeyini kendisinin yapmasına özen gösterin.

>>Boş zamanlarını yaralı bir şekilde değerlendirmesini sağlayıcı faaliyetlerde bulunmasını sağlayın. >Eğitici oyunlar, öğretici filmler, yapabildikleri beceriler ile ilgili faaliyetler… Örneğin, çocuğunuz boncuk dizebiliyorsa, ona bileklikler kolyeler yaptırabilirsiniz. Örgü örebiliyorsa, atkı, şal vb. örmeyi öğreterek üretmesini sağlayabilirsiniz. >>Okul ile işbirliği içerisinde olun. >Özel gereksinimli çocukların eğitimlerinde devamlılık olmalıdır. Varsa diğer çocuklarınızın ödevlerini kontrol ettiğiniz gibi bu çocuklarınızın ödevlerini de kontrol edin. Öğretmeni ile iletişim halinde olun ve okulda öğrendiklerini evde pekişmesini sağlayın. Özel gereksinimli çocuklarımız için izleyeceğimiz bu adımlar onların; daha sosyal, okul yaşamlarında daha başarılı, topluma daha faydalı ve bağımsız yaşama bir adım daha yaklaşan bireyler olmalarını sağlayacaktır. Biliyoruz ki onlarla yaşam oldukça meşakkatli. Onları hem çok seviyoruz hem de bazen çok zorlanıyoruz. Fakat sabrınızın sınandığı o en zor anlarda şunu aklınıza getiriniz, çocuklarımız bizlere kalplerinde taşıdıkları o katıksız sevgi ile onları bu dünyaya gönderenin birer armağanıdır. Bizlerin görevi bu armağana gözümüz gibi bakmak ve onları kendilerine en faydalı olacak şekilde yetiştirebilmektir. KAYNAKLAR http://www.rehberogretmen.biz/zihinsel-engelli-cocugukisi-olan-ailelere-oneriler.htm Engellilere yönelik serbest zaman aktivitelerinin organizasyonu. Eğitim ve kültür. Leonardo Da Vinci Projesi. Hayat Boyu Öğrenme Programı. 2007- 2013

22 Mevlanakapı Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi


A.K.S.BUĞRA Zihin Engelliler S.Öğrt.

1. Suudi Arabistan’da bir kadın kocasına kahve yapmazsa, bu boşanma sebebidir. 2. Bir insan hayatı boyunca 22 kg deri kaybediyor. 3. Dünyanın en hızlı büyüyen bitkisi; Bambu günde 90 cm kadar uzuyor. 4. Baykuş mavi rengi görebilen tek kuştur.

26. Sibirya’da insanlar sütü, donmuş çubuklar halinde alırlar. 27. İtalyan bayrağını Napoleon Bonaparte tasarlamıştır. 28. Bir çok ruj çeşidi balık pulu içerir. 29. Ketçap 1830’lu yıllarda ilaç olarak satılırdı. 30. Deniz yıldızının beyni yoktur.

6. Peru’da hiç umumi tuvalet yoktur.

31. Amerikan Hava Yolları, uçuşlarda sunduğu kahvaltılarda her tepsiden bir zeytini kaldırarak, 1987 yılında 40 bin dolar kar etmiştir.

7. Soğan doğrarken, sakız çiğnemek; göz yaşarmasını önler.

32. Marlboro şirketinin ilk sahibi akciğer kanserinden öldü.

8. 1 kilo limonda, 1 kilo çilekten daha fazla şeker vardır.

33. Ördeklerin “VAK” sesi yankı yapmaz. Sebebini de kimse bilmez.

5. Sabahları elma yemek, kahve içmekten daha fazla uyku açar.

9. İnsanın kendi dirseğini yalaması imkansızdır. 10. ABD Başkanı John Kennedy 20 dakikada 4 gazete okuyabilmekteydi.

34. Marilyn Monroe’nun altı adet ayak parmağı vardır. 35. Kağıt para, kağıttan değil; pamuktan yapılır.

11. Çin’de yere tükürmek serbest ama balgam üzerine basmak yasaktır.

36. Eğer ağzımıza attığımız bir şeye tükürüğümüz değmez ise; onun tadını alamayız.

12. Hindistan’da sokağa tuvaletini yapmak serbesttir.

37. Kalınlığı ve büyüklüğü ne olursa olsun hiçbir kağıt parçası, 7 kereden fazla katlanamaz.

13. Fenerbahçe Spor Kulübünün eski adı “Siyah Çoraplılar”dır. 14. Beşiktaş Spor Kulübünün kırmızı-beyaz renkleri, Balkan Savaşındaki mağlubiyet sonrası siyah-beyaz olarak değiştirilmiştir. 15. İnci sirkede erir. 16. Venüs saat yönünde dönen tek gezegendir. 17. Deniz atının erkeği üreme yapar. 18. Çakmak, kibritten daha önce bulunmuştur. 19. II. Dünya Savaşında Hiroşima’yı bombalayan uçağın adı; “Enola Gay”dir. Bu isim pilotun annesinin ismidir.

38. Kaptan Cook Antartika hariç; tüm kıtalara ayak basan ilk insandır. 39. Gün ışığından daha fazla yararlanabilmek için, saat uygulamasını Benjamin Franklin başlatmıştır. 40. İnsan uzun süre bir böbrek ve bir akciğerle, midesiz, dalaksız yaşayabilir, ama karaciğersiz bir dakika bile yaşayamaz. 41. Parmak izi gibi herkesin dil izi de farklıdır. 42. Topuklu ayakkabılar aslında erkekler için yapılmıştır.

20. Ornitorenk dünyada memeli olduğu halde yumurtlayan tek hayvandır. 21. Ahtapotların üç kalbi vardır. 22. Kalbimiz günde ortalama 100.000 kez çarpar. 23. Dünyanın en eski sakızı bundan 9000 yıl öncesine aittir. 24. Timsahların dilleri damaklarındadır. 25. Muz ve yeşil elma koklamak, zayıflamaya yardım eder.

Sayı 6

23


Önder ABDİK

ÖZEL GEREKSİNİMLİ ÇOCUKLARDA SPORUN ÖNEMİ

Birey, spor yaparak yalnızlığını diğer insanlarla paylaşabilmekte, arkadaşlık kurabilmekte, dayanışmayı öğrenebilmekte, yeteneklerini tanıyarak gelişme olanağı yakalayabilmekte kendisine, bedenine ve diğer insanlara karşı olumlu duygular geliştirebilmektedir. Tüm bunlar da bireye anlamlı ve doyumlu bir yaşamı yakalama ve sürdürme şansını vermektedir

Spor, sağlıklı ve mutlu bir yaşam için gerekli bir uğraştır

daha zayıf bir iskelet sisteminin oluştuğunu ortaya koymak-

ve tüm insanlar için önemlidir. Ancak sporun, engelli bireyler

tadır. Engelli olmayan çocuklar, normal büyüme ve gelişimini

için daha farklı bir önemi vardır. Çünkü spor, zaten yaşamla-

sürdürmek için günlük oyun aktivitelerine katılarak yeterli fi-

rında birçok engelle karşılaşan ve bu engellerin yarattığı stresle

ziksel aktivite gereksinimini karşılamaktadırlar. Ancak engelli

birlikte yaşayan engelli bireylere yeni bir pencere açabilmekte-

çocuklar, yeterli fiziksel egzersizleri yapmamaktadırlar. Birçok

dir.

engelli bireyin büyümesinin duraklaması, yetersiz fiziksel aktiEngel türü ve derecesi ne olursa olsun hareket etme, egzer-

vitelere katılmasına bağlanabilmektedir.

siz yapma, sportif aktivitelere katılma bire-

ye haz vermekte, hareket etmekten duyulan

den sağlıklı hem de engelli bireyler için

haz da bireyin yaşama arzusunu arttırmak-

son derece değerli olduğunu ancak, en-

tadır.

gelli bireylerin spora olan gereksinimi-

Sporun hem bedensel ve zihinsel yön-

Sağlık için olumlu katkılarının yanı

nin daha fazla olduğunu, sporun, engelli

sıra, birey spor yaparak yalnızlığını diğer

bireylerin hareket etmekten haz alma,

insanlarla paylaşabilmekte, arkadaşlık ku-

eğlenme ve başarma gereksinimlerinin

rabilmekte, dayanışmayı öğrenebilmekte,

karşılanmasında önemli bir araçtır. Spor

yeteneklerini tanıyarak gelişme olanağı yakalayabilmekte ken-

kişilere engeli ile başa çıkmasını ve engelini hafifletmesini

disine, bedenine ve diğer insanlara karşı olumlu duygular ge-

öğretmekte, keyif vermekte, iletişim ve paylaşım sağlamakta,

liştirebilmektedir. Tüm bunlar da bireye anlamlı ve doyumlu

yaşam sevincini arttırmakta, dürüstlük, hoşgörü, işbirliği, gibi

bir yaşamı yakalama ve sürdürme şansını vermektedir.

olumlu kişilik özelliklerinin kazanılmasını sağlamaktadır.

Hatta engelli bireyler, özel olarak düzenlenmiş yarış-

Çocuklar değerli oldukları ya da olmadıkları fikrini

ma sporlarının eğitim sürecini tamamlayabilmekte, yarışma-

doğdukları andan itibaren diğer insanların kendilerine yöne-

lara katılabilmekte, başarı ve başarısızlığı yaşayabilmektedir.

lik davranışlarından, kendileri hakkındaki düşüncelerinden

Bu anlamda da artık kendilerini engelli bir birey olmaktan çok

öğrenmektedirler. Fiziksel yeteneklerdeki beceri ve başarının

“sporcu” olarak algılamaktadırlar. Bu duygunun verdiği güven-

olumlu benlik kavramının gelişmesine katkıda bulunmaktadır.

le bireyler engelleri ile başa çıkmasını öğrenebilmektedirler.

Spor, engelli bireylerin sağlam ve engelli bireylerle bir araya

Fiziksel Etkinliklerin Gelişime Katkıları

gelmelerine olanak sağlayarak özel eğitimde ulaşılması hedef-

Fiziksel etkinlik, özellikle 0-21 yaş arasındaki kas bü-

lenen bir arada yaşama için son derece önemli bir işlevi yerine

yümesi, kemikleşme, kalp ve karaciğerler gibi iç organların

getirmektedir. Böyle bir ortamda, engelli birey, diğer engelli

fonksiyonlarını yerine getirebilmeleri için gerekli görülmek-

kişilerin sorunlarını gözleyerek kendine karşı olumlu tutum

tedir. Araştırmalar, egzersizlerin kemik genişliği ve dayanık-

geliştirmekte, yaratıcılığı uyarılmakta, yalnızlık duyguları en

lılığını arttırdığı, buna karşın hareketsizliğin kemikleşme da-

aza inmekte, çevresi genişlemekte ve daha anlamlı bir yaşam

yanıklılığını azalttığını ve kemiklerin daha kolay kırıldığını,

sürme şansı yakalamaktadır.

24 Mevlanakapı Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi


3. BÖLGE ATLETİZM ŞAMPİYONASI Antalya’da 26-28 Mart 2014 tarihleri arasında yapılan Özel Sporcular Spor Federasyonu 3. Bölge Atletizm Şampiyonasına okul kulübümüzde katıldı. Şampiyonada bayanlarda 100 metre koşu yarışmasında; sporcularımızdan Hülya BEŞİRİK birinci, Büşra ŞENGÜN ikinci oldu. Erkeklerde 100 metre koşu yarışmasında; Yunus Emre ÖZALP ikinci oldu. Sporcularımızı tebrik eder, başarılarının devamını dileriz

ANTALYA / ALANYA’DA YAPILAN ÖZEL SPORCULAR FEDERASYONU 1. BÖLGE YÜZME ŞAMPİYONASINA OKULUMUZ DA KATILDI.

Antalya’nın Alanya ilçesinde 7 – 9 Mart 2014 tarihleri arasında yapılan Özel Sporcular Spor Federasyonu Başkanlığı 1. Bölge (Marmara, İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi) Yüzme Şampiyonasına Okulumuz Elif YONAR ve Havva YONAR adlı öğrencilerimizle katıldı. Havva YONAR 50 metre Sırt Üstü Yüzmede 3. oldu. Öğrencilerimizi tebrik eder. Başarılarının devamını dileriz.

TÜRKİYE ÖZEL SPORCULAR FEDERASYONUNUN DÜZENLEDİĞİ TÜRKİYE BOWLİNG ŞAMPİYONASINA KATILDIK

Okulumuz öğrencilerinden Mahsun YILMAZ ve Ali KAZAK 27- 28 Aralık 2013 tarihlerinde ESKİŞEHİR ‘de düzenlenen Türkiye Bowling turnuvasına katıldı

HALI SAHA FUTBOL TURNUVASI’NA KATILDIK İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı Sağlık ve Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı Engelliler Müdürlüğünün organize ettiği 26 KASIM Florya (Çiroz) Halı Saha Zihinsel Engelliler Futbol Turnuvası’na okulumuz da katıldı.

Sayı 6

25


Okul Gezileri

Okulumuzun Florya Sosyal Dinlenme Tesislerindeki kahvaltısından, sahil gezisinden ve lunapark eğlencesinden kareler.

D

Din

un

uz lum Oku

e Ka Tesisind inlenme

Tesisinde K

esi

lenc

Eğ park a n u L

Dinlenme

ız

hvaltım

ız

hvaltım

Ka esisinde lenme T

Okulumu

nden

zun Luna

26 Mevlanakapı Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi

ız

zisi l Ge Sahi

Okulumuzun Lunapark Eğlencesi

Okulumuzun Lunapark Eğlencesi

ahvaltım

park Eğl

encesi


OKULUMUZUN HAVACILIK MÜZESİ GEZİSİNDEN KARELER

Sayı 6

27


Özel Eğitim Sınıf Öğretmeni Alpay YAMAN

Engellilerde Ağız ve Diş Sağlığı Engellilik; fiziksel veya zihinsel kısıtlamalardan dolayı; yürümek, duymak, görmek, nefes almak, ayakta durmak, okumak, çalışmak, konuşmak, öğrenmek ve / veya düşünmek gibi temel günlük aktivitelerin yerine getirilememesi durumudur.

UNESCO tarafından yapılan araştırmalara

göre Türkiye nüfusunun %10’unun yani yaklaşık 6.5-7 milyon insanın engelli olduğu düşünülmektedir. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de engelliler birçok sosyal ve sağlık sorunları yaşamaktadır. Sağlıklı bireylerin yüzde 85-90’ında ağız ve diş sağlığı sorunları yaşanırken, bu oranın engellilerde neredeyse yüzde 100’e yakın olduğu görülmektedir. Bunun en önemli nedeni, engelli hastalarda genel sağlık problemleri ile uğraşılırken ağız ve diş sağlığının gözardı edilebilmesidir. Bu nedenle engelli hastalar, ağız-diş hastalıkları bakı-

Ağız ve Diş Yapısı Bazı genetik durumlar ya da geçirilen yüksek ateş, engelli çocukların diş minelerinin etkilenmesine ve bundan dolayı da diş çürümelerine daha yatkın hale gelmelerine neden olabilir. Dişlerin doğuştan eksikliği, dişlerdeki şekil bozuklukları ve diş dizisinde çapraşıklık da birçok engelli çocukta görülmektedir. Bu diş problemlerine ve en çok da doğru ve düzenli olarak ağız diş bakımının yapılamamasına bağlı olarak ciddi dişeti hastalıkları ile de sıklıkla karşılaşılmaktadır.

mından yüksek risk grubundadırlar. Engellilerde sıklıkla karşılaşılan ağız diş sağlığı problemleri; dişetlerinde kanama, çürük dişler, kötü ağız kokusu, yutma problemleri, salya akıtma problemleridir. Engelli çocuklarda ağız ve diş sağlığı sorunlarının daha sık görülmesinin birkaç nedeni vardır:

28 Mevlanakapı Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi


Özel Eğitim Sınıf Öğretmeni Alpay YAMAN Fiziksel Kısıtlamalar Çiğneme ve yutkunma gibi işlemler ile dişler tükürük sayesinde doğal olarak temizlenmektedir. Ancak bazı engelli çocuklarda görülen dudak, yanak ve dil kaslarındaki koordinasyon bozukluğundan dolayı tükürüğün bu temizleyici özelliği ortadan kalkar. Özellikle kasları etkileyen hastalıklara sahip çocuklar (kas distrofisi, serebral palsy vb.) ideal diş fırçalaması ve diş ipi kullanımı gibi koruyucu işlemleri yapmakta zorlanmaktadırlar. Özel Diyetler (BESLENME)

de tüketilen süt, hazır mama ve meyve suları gibi şeker içerikli gıdalar nedeniyle diş çürükleri çok hızlı ve kolay oluşur. Bu nedenle her beslenme sonrasında mümkünse diş fırçası ile, değilse temiz bir tülbent ile dişler temizlenmelidir. Çok gerekli olmadığı sürece gece beslenmeleri olmamalıdır. • Diş çürüğünün ana nedeni şekerli, asitli, diş ve dişetine kolayca yapışıp kalan besin maddeleridir. Engelliye özel bir diyet önerilmemiş ise bol şeker ve karbonhidrat içeren gıda maddeleri mümkün olduğunca tüketilmemeli; tüketileceği zaman da kesinlikle yemek aralarında verilmemeli, bu gıdalar ana öğünlerde tüketilmelidir.

Çiğneme ve yutkunma sorunu olan çocuklar çoğu zaman püre kıvamında yumuşak ve yapışkan gıdalarla beslenirler. Bu gıdalar dişlerin üzerine yapışır ve dişlerin çok daha çabuk çürümesine neden olurlar. Sürekli şekerli besinlerin tüketilmesi, uyurken biberon içerisine süt, meyve suyu gibi içeceklerin konulması diş çürüklerinin daha sık görülmesine neden olur. Ayrıca bir şeyler içebilmesi için bir başkasının yardımına ihtiyaç duyan kişiler normal insanlardan daha az sıvı tükettikleri için sıvıların (özellikle suyun) yıkayıcı ve temizleyici etkisinden de yeterince yararlanamamaktadırlar.

• Püre tarzında, yumuşak gıdalarla beslenmek zorunda kalan engellilerde diş fırçalama yapılamıyorsa yemek sonrası ağız çalkalatılmalı veya gıda artıkları silinerek temizlenmelidir.

İlaçlar

• Güven ilişkisi açısından mümkünse hasta takibi aynı dişhekimi tarafından yapılmalıdır.

Sürekli şurup formunda ilaç almak zorunda kalan bireyler, şurupların içerisinde bulunan şekerden dolayı diş çürüklerine daha fazla maruz kalabilirler. Epilepsi hastalarının sürekli kullandığı ilaçlar (Dilantin vb.) da dişetlerinde kanama, şişme/büyüme gibi problemlere neden olabilir. Bu hastalarda konuşma, estetik problemler veya beslenme gibi sorunlar dişeti büyümesinden dolayı sıkça görülmektedir. Kas koordinasyonunun düzenlenmesi, alerjik durumlar veya sakinleştirici amaçla verilen sedatif ilaçlar (Barbitüratlar, Antihistaminikler vb.) ise tükürük akışının azalmasına neden olurlar. Tükürük akışının azalması nedeniyle de çürük ve dişeti hastalıkları daha sık görülür.

• Şurup formundaki ilaçların çoğu şeker içerdiğinden bu ilaçları sürekli kullananlarda ağız-diş bakımına daha fazla özen gösterilmelidir. • Hastanın dişleri ebeveyni ya da bakıcısı tarafından mutlaka fırçalanmalı, hasta düzenli diş hekimi kontrollerine götürülerek çürükten koruyucu uygulamaların yapılması sağlanmalıdır.

Engellilerde ağız ve diş sağlığını korumak için neler yapılmalıdır? • Öncelikle beslenme alışkanlıklarına özel dikkat gerekmektedir. Biberonla beslenebilen engellilerSayı 6

29


Fırat KESER Özel Eğitim Sınıf Öğretmeni

KORUMALI İŞ YERİ TASARISI VE ÖZEL GEREKSİNİMLİ BİREYLERİN İSTİHDAMI

T

leştirme uygulamaları bu konuda ciddi bir süreçsel değişimi beraberinde getirdi. Bütünleştirme uygulamalarının son zamanlarda Türkiye’de de tartışılması istihdam konusunda da yeni yeni düşüncelerin olgunlaşmasını sağladı. Bu düşünceler yasaların zaman zaman güncellemesine rehberlik ediyor. Bu anlamda, 26 Kasım 2013 tarihinde yürürlüğe giren en son güncellenen 28833 Sayılı Korumalı İş Yeri Tasarısı hakkında bilgi verecek olursak, şöyle özetSakat, kör, sağır vb. terimlerin ilgili yönetme- leyebiliriz:

ürkiye’de özel gereksinimli bireylere yeterince önem verilmediğinin belki de en önemli kanıtı özel gereksinimli bireylerin istihdamında yaşanan sıkıntılardır. Her ne kadar Türkiye’deki özel eğitimin tarihçesi Osmanlı Devletinin yükselme dönemine dayanacak kadar eski ise, üzerinden yüzyıllar geçmesine rağmen devlet destekli istihdamda yaşanan problemin tarihçesi de o kadar eskidir. Bunun en büyük nedeni ise insana verilen değerin yetersiz oluşudur. liklerden silinmesi, özel gereksinimli bireylere verilen önemin daha da arttığının göstergesidir. Bu önem, şüphesiz ki dünya örneklerinde olduğu gibi yine özel gereksinimli bireylerin annelerinin haklı mücadelesi sonucudur. Ayrıca bazı uluslararası antlaşmalar Türkiye’yi birtakım yasal düzenlemelere zorlamıştır. Örneğin UNESCO’nun Yetişkin Eğitiminin Geliştirilmesine dair 1976 tarihli Tavsiyesinin 19. maddesi fiziksel ya da zihinsel engelli yetişkinlerin eğitimine yöneliktir: Madde 19: Fiziksel ya da zihinsel engelli yetişkinlerin eğitimi ile ilgili faaliyetler, özellikle engelliliklerinin bir sonucu olarak kaybettikleri veya bozulan fiziksel ve zihinsel kapasitelerinin yeniden yapılanmasına veya dengelenmesine ve engellilik halleriyle uyumlu işe dönük bir çalışma pratiği ve sosyal yaşamları için gerekli olan profesyonel niteliklerin zorunlu olduğu yerleri ve bilgi ve becerileri elde etmelerine imkân sağlamaya yönelik tasarlanmalıdır.

Korumalı işyeri: Normal işgücü piyasasına kazandırılmaları güç olan özel gereksinimli bireyler için mesleki rehabilitasyon ve istihdam oluşturmak amacıyla, devlet tarafından ilgili mevzuatta teknik donanımın sağlandığı ve mali yönden desteklendiği, çalışma ortamının özel olarak düzenlendiği işyeridir. Korumalı işyeri statüsü almak için, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğüne başvuran gerçek veya tüzel kişilerin talepleri işyerinde gerekli tespit ve incelemeleri yapmak suretiyle en geç otuz gün içinde komisyonca değerlendirilmesi gerekmektedir. Başvurusu yapılanlardan komisyonca yapılacak değerlendirme sonucunda uygun görülen işyerlerine valilikçe, Korumalı İşyeri Statüsü Belgesi düzenlenir.

Uluslararası antlaşmalar göz önünde bulundurularak Türkiye’de atılan adımlardan biri 4857 Sayılı İş Kanunu’nda yapılan değişikliktir. Bu kanunun 30. maddesine göre; İşverenler 50 veya daha fazla işçi çalıştırdıkları özel sektör işyerlerinde %3 özürlü, kamu işyerlerinde ise %4 özürlü çalıştırmakla yükümlüdürler. Ancak bu kanun da istihdam konusunda yaşanan sıkıntılara çözüm üretemedi. Gerek dünya konjonktüründeki değişimler gerek toplumsal hareketler yeni yasal düzenlemeleri gerekli kıldı. Özellikle kaynaştırma ve toplumu insan hakları konusunda ciddi bir tutum sınavından geçiren bütün-

30 Mevlanakapı Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi


Fırat KESER Özel Eğitim Sınıf Öğretmeni Korumalı işyerinin fiziksel özellikleri: a) Türk Standartları Enstitüsü tarafından işyerleri için belirlenen fiziksel standartlar, korumalı işyerlerinde de geçerlidir. Korumalı işyerinin müstakil bir binada olması tercih nedenidir. Korumalı işyerinin çok katlı bir binada olması halinde, yangın merdiveni ve asansör şartı aranır. Asansörün kapısı, genişliği ve düğmeleri engelli bireylerin kullanımına uygun olmalıdır.

Sosyal Politikalar İl Müdürlüğüne bildirmekle yükümlüdür.

Korumalı İşyerine Kabul Edilecek Özel Gereksinimli Bireyler Ve İstenecek Belgeler (1) Başvuruda; a) En az % 40 oranında zihinsel veya ruhsal engelli olmak, b) Türkiye İş Kurumuna kayıtlı olmak, c) 15 yaşını bitirmiş olmak gerekir.

b) Korumalı işyeri rutubetli ortamda olmamalı, gün

(2) Kabulde;

ışığı almalı ve uygun elektrik ışığı ile aydınlatılmalıdır.

a) T.C. Kimlik Numarası beyanı,

c) Korumalı işyeri tabanı sağlığa zarar vermeyecek ve kolay temizlenen bir malzeme ile kaplanmalıdır.

b) Engelliler için Sağlık Kurulu Raporunun aslı veya onaylı örneği, c) İki adet fotoğraf,

ç) Merdivenlerin genişliği ve yüksekliği iniş ve çıkışlar-

d) Var ise öğrenim belgesinin veya çıkış belgesi-

da kolaylık sağlayacak şekilde olmalı, emniyet korku-

nin aslı veya aslı ibraz edildiğinde Aile ve Sosyal

lukları bulunmalıdır.

Politikalar İl Müdürlüğünce onaylanan örneği

d) Kapılar geniş olmalı, tekerlekli sandalye kullananlar için girişte ve katlarda rampalar olmalıdır. e) Atölyeler ve diğer bölümlerin arası duvarla bölünmeli, sesli makinelerin kullanıldığı yerlerde ses geçirmez materyaller tercih edilmelidir.

istenir. (http://mevzuat.meb.gov.tr/html/26183_0.html)

Korumalı İş Yerlerinin açılması ve sayısının artırılması: 14 Şubat 2014 tarihinde meclis kurulunda görüşülen torba yasasıyla Korumalı İş Yeri Tasarısında en son şu

f) Korumalı işyerinin tuvaletleri ve duş alanları engelli

ibareler yer aldı: Devlet, özel gereksinimli bireyler için

bireylerin kullanımına uygun olmalıdır.

korumalı işyeri açan kişilere 5 yıl süreyle vergi indiri-

Korumalı işyerine engelli bireylerin kabulü: Türkiye İş Kurumuna kayıtlı ve korumalı işyerinde çalışmak isteyen engelli bireyler, bireysel olarak veya Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlükleri aracılığı ile işyerlerine başvururlar. İşyeri, işe aldığı engelli bireyleri en geç bir ay içinde Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü ve Aile ve

mi, engellilerin maaşlarının belli oranda Hazine’den karşılanması, sigorta primlerini devletin ödemesi gibi destekler sağlayacak. Doğu ve Güneydoğu Bölgesi’nde korumalı işyeri açanlar ayrıca ‘bölgesel teşvik’ de alabilecek. Elektrik, su, doğalgaz, iletişim vb. faturaların %60’ı devlet tarafından ödenecek. Ayrıca işletme sahibi gelir vergisinden de muaf olacak Sayı 6

31


Semra RIZAOĞLU Rehber Öğretmen

ÖZEL GEREKSİNİMLİ ÇOCUĞU OLAN AİLELER İÇİN SOSYAL DESTEĞİN ÖNEMİ Sosyal destek; ailelere çocuklarına karşı pozitif tutum ve bilinçli davranışlar sergilemelerine, hayattan aldıkları tatmin ve özgüveni artırma, aile içi problemleriyle baş edebilme, stres ve kaygı düzeyini düşürme, ailenin psikolojik ve fizyolojik sağlığı üzerinde olumlu katkı sağlamaktadır (Ersoy, Çürük,2009 Ailelere açıklayıcı, somut, uygulanabilir, kaygı giderici bilgilendirme, aile bireyleri için çok faydalı olmakta ve onların kendilerini daha iyi hissetmeleri yönünde rehber olmaktadır. Aileler çocuğunun engeliyle ilgili yeterli bilgi ve beceriye sahip olamadıkları durumda stres ve kaygı yaşamakta ne yapacaklarını bilememektedirler. Özel gereksinimli çocuğu hakkında bilgi ve yardım alan anne, problemli durumla daha kolay baş edebilmekte, çocuğun hem ruhsal hem de gelişimsel gereksinimleri karşılanarak, çocuğun gelişimi sekteye uğratmamaktadır. Etkili bir sosyal destek ailelerin sağlığı hem de çocukların gelişimi bakımından oldukça önemlidir. Kendisinin yalnız ve çaresiz olmadığını önemsendiğini hisseden anne, kendi yaşamından doyum aldığı için diğer aile üyeleriyle de daha sağlıklı ilişkilere girebilmektedir. Yeterli sosyal destek; özel gereksinimli çocukların ailelerinin kendilerini iyi hissetmelerini, karşılaştıkları güçlüklerin üstesinden gelebilmeleri açısından anahtar bir faktördür. Bu destek genel olarak aileye düzenli bir gelir, yeterli bir sağlık güvencesi, topluma açık hizmetlerden yararlanma, eğlence ve rahatlamaları için etkinliklere katılma, tatil önceliği, aile danışmanlığı, rehberlik, evde bakım ve eğitim desteği aynı zamanda aileyi ve arkadaşları korumak gibi imkânları içermelidir. Tüm bunlara rağmen aile daha fazla desteğe gereksinim duyabilmektedir.(Allen ve Cowdery, 2005:166-167)

Özel gereksinimli çocuğa sahip bir çok anne babanın en önemli ihtiyacı çocuklarının belirli zamanlarda aile dışında birileri tarafından bakılması ya da onlarla ilgilenilmesidir. Böylece aileler biraz da olsa kendilerine zaman ayırıp rahat nefes alabileceklerdir. Ailelere, kişisel ve çocuğuyla ilgili sorunlarını konuşup dertleşebileceği, paylaşabileceği ortamların sağlanması; bireylere kısa ya da uzun süreli sorunların yarattığı katlanılması güç durumlar için direnme gücü sağlamakta, yalnız olmadıkları, önemli ve değerli oldukları duygusunu vererek onları rahatlatmaktadır.

Özel gereksinimli çocukları olan aileler için sosyal destek daha da önemlidir. Aileler, çocuklarının engeline uyum sağlamaya çalışırken öte yandan da engelin beraberinde getirdiği maddi güçlüklerle mücadele etmektedir. Sosyal destekle maddi durumu iyileşen ailelerin stres ve kaygı düzeyi düşmekte ve çocuğuna daha fazla zaman ayırmaktadır.

OkulumuzdaVelilereYönelik Sosyal Destek Hizmetleri

>>Okulumuzda velilerimizi güler yüzle karşılayarak, kendileriyle empati kurularak, güven ortamında sağlıklı veli- okul ilişkisi geliştirmek. >>Velilerimize, engelli çocuğunun kabulüne ilişkin, bireysel ve grup rehberliği yapılarak >>Psikolojik olarak rahatlamaları ve eğitim programları konusunda bilgilendirerek çocuğunun eğitimini doğru ve etkili yapabilmelerini sağlamak. >>Anne babalara engelli çocukları ile aralarındaki sorunları çözmek için gerekli tutum ve becerileri geliştirmeleri üzerine uzman işbirliği ve desteği sağlamak. >>Okul ile ev eğitiminin birbirine paralellik göstermesini sağlamak amacıyla, uzman seminerleri, ev ziyaretleri, veli toplantıları, drama çalışmaları, okul dergisi, rehberlik panosu çalışmaları yapmak. >>Sosyal paylaşım projelerimiz kapsamında velilerin bir araya gelerek kendilerine ve çocuklarına ilişkin duygu ve düşüncelerini, ev içinde yaşadıklarını paylaşarak yapılan aktiviteler ile psikolojik açıdan rahatlamalarını sağlamak. >>Okulumuzun internet sitesinden yayınlanan haberler ve uzman görüşlerinden yararlanmalarını sağlamak. >>Yapılan piknik ve kermes etkinlikleri başta olmak üzere, tüm sosyal etkinliklerde amaç; velilerin bir araya gelerek okul bilincinin oluşturulması, okul-aile işbirliğinin pekişmesi, okulun aileye her zaman ve her alanda destek olduğu duygusunun verilmesi.

32 Mevlanakapı Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi


Velilerimize Özel Kahvaltı

Ve

h a K el

z Ö ize

m i r e lil

ı t l va

Engelli bir çocuk sahibi olarak; büyük bir sabır, emek ve fedakârlıkla çocuklarına hayatını adayan velilerimizi kendilerini iyi hissedebilecekleri, tecrübelerini paylaşabilecekleri ve rahatlayabilecekleri mekânlarda bir araya getiriyoruz. Mutlu zaman geçirdiklerini söyleyen velilerimizle birlikte biz de mutlu oluyoruz.

Sayı 6

33


Mevlana TAPAR Özel Eğitim Sınıf Öğretmeni

Velilerin Kaleminden lama ve İş itim Uygu ğ E m ı p a k a ırlı bir kuru Mevlan ğitimle sın e ve ı ce p e a d k sa lan Okulu en yola açı cuklarıid g e iy g v değil, se im değil ço ğisadece eğit rek nasıl e bu kapıda değer verile eler olarak e v i g v se mızın r. Biz ail üni gösteriyo mızın yüz tildiklerin rı la k cu ço inde yoruz. gün bitim dığını görü sı n a y in m gin rimiz ve tü den bu sev öğretmenle , ri iz e m rl ü ri k le k n teşe İdareci te iç n e e n neli okul perso N’IN m. ri ti e Burak KA mizi il li A si ci n minöğre 7-A sınıfı AN’ın kale L S A e im Fad ANNESİ den.

ğlumun yatında o a h l u k o lık öğretDokuz yıl er zaman h a d n rı nla in deszor zama recilerimiz a id e v in sadece menlerimiz ulumuzda k O . m ü eler, teğini görd eziler, sosyal aktivit g , il enlen eğitim değ likleri düz in tk e li e v e üyük rehberlik v lar bizim için çok b n u B ama çok mektedir. erkese çok H . ır ıd ğ a n i varsınız. moral kay orum, iyi k iy d e r ü k k teşe ARA’nın Alperen K si ci n re ğ ö inden. 12-A sınıfı A’ın kalem R A K t e m annesi Kıy

İnsanın ilişki sahası, merkezden çevreye doğru gittikçe genişleyen daireler şeklinde ortaya çıkar. Bu dairenin odak noktasında aile bulunur.

Yetersizliği olan çocuklarımızda toplumun bir parçası. Herkes gibi onlar da eğitime ihtiyaç duymakta. Sevmek, sevilmek, takdir edilmek, değer görmek çocuklarımızın da doğal hakkı. Özel çocuklarımızın eğitimine katkıda bulunan tüm çalışanları ve değerli öğretmenlerimizi ve müdürümüzü kutluyorum. 12-A sınıfı öğrencisi Ayşenur YILDIZ’ın annesi Fatma YILDIZ’ın kaleminden.

luna gönUygulama Oku im it Eğ pı ka ışlarınMevlana un gerek davran uz m ğu cu ço iz izden derdiğim de gözlemlerim iz im er tl re ya zi dan, okula ve davranışenlerin tutum tm re öğ ve un okul uz her gün nunuz. Çocuğum em m k ço an n yaşalarınd n okulda bir soru gü o de in iğ ld ge okuldan en bir şey olup ı, onu okulda üz yıp yaşamadığın çocuğumuz arak soruyoruz ve ol n ti ru ı ın ığ ad rmemiştir. olm suz bir cevap ve um ol r da ka ğınız ve bugüne sevgiyle yaklaştı ve at fk şe a uz Çocuğum ürler. in sonsuz teşekk yaklaşacağınız iç K’un annesi i Hejan DURU is nc re öğ fı nı sı 7-A ’un kaleminden. Bedriye DURUK

Değerli öğretmenlerimiz ve müdürümüz okulumuzda yapılan bütün etkinliklerden ve eğitimlerinizden çok memnunuz. Çocuklarımıza bizden daha fazla sevgi ve şefkat gösteriyorsunuz. Gerçekten çocuklarımızı size içimiz rahat olarak emanet ediyoruz. Emeği geçen herkese saygılarımı sunarım. 8-A sınıfı öğrencisi Mustafa ÇİLİ’nin babası Hacıali ÇİLİ’ninkaleminden

34 Mevlanakapı Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi


Okulumuz r al programla duğunuz sosy ol i iş es m le şm n le ze al ü D sosy n gelişimi ve zu u iz m in ğu iğ cu rd ço ve ve geziler a biz velilere faydalı. Ayrıc bizi arayabiaçısından çok ndüz demeden gü eor. ec “G , de hissettiriy motivasyon dimizi güven n ke un iz oy en in iç em cuklar lirsiniz.” d ulumuzda ço ri ok le te ik d ik te rl is bi lerini Bununla arımız enerji kl u cu m ço lu , u iz ok rs a yeni alanı yete kısa zamand r n E bi r. iş n la ge or a ıy dah gibi atam çocuklar için , or iy ço il d ve sı r a le li e biz ve d zun yapılm ir kt ta ğu u ula uşturd faydalı bir ok oyun alanı ol a güzel daha ah d an d ın ıs cuklar aç ızı umuyoruz. kavuşacağım annesi YILMAZ’ın n ti it h u M rencisi 4-A sınıfı öğ den. AZ’ın kalemin M IL Y Menekşe

Çocuklarımıza çeşitli beceriler verilerek ken di kendilerine yetebilmeleri, okulla olan bağlarını ve akranlarıyla uyumlu davranış geliştirmelerini aile ile kurduğunuz iletişim ve sağlanan sosyal faaliyetler çocukların yararına olmaktadır. Bütün gelişim alanlarına hitap edilerek öğrencilerin ailelerini bir araya getirerek ve onlara her alanda destek olarak yapılan çalışmalarınızın eğitim süreci boyunca devamını temenni eder ilgilenen tüm öğretmenlere başarılar dilerim. 7-A sınıfı öğrencisi Muhammed YÜCEL’in annesi Ayşe YÜCEL’in kaleminden.

eğitime a Okulu idarecilerine ve lam gu Uy m iti Eğ pı ka Mevlana annesi olarak rine bir engelli çocuk gönül vermiş öğretmenle layıştan dolayı uz eğitim, olanak ve an onlara vermiş olduğun şam tarzı sayesinde çocuğumun ya in ler Siz m. eri ed r kü ek çok teş eğitmenan dolayı okulunuza ve nd bu , ştı ula ye lite ka yüksek bir m. lerinize çok teşekkür ederi si Süreyya ÖZŞERBETÇİ’nin anne m İre i cis ren öğ ıfı sın 5-A en. BABATÜRK’ün kalemind

Mevlanakapı Eğitim Uygulama evinde yedinci yılımızı geride bırakıyoruz. Geriye dönüp baktığımda oğlum için verdiğim kararların en zoru okul seçimiydi. Ben oğlumla geçirdiğim 24 saatimizi kimseyle paylaşmamıştım. Paylaşacağım okul ve eğitimcileri ona bir anne baba sıcaklığını hissettirmesini istiyordum. Kızımdaki okul arayışımda iyi bir okul ve kaliteli eğitimciler olması önemliydi ama oğlum için bunlar yeterli değildi. Mutlaka evi gibi hissetmesi gerekiyordu. Birçok alt sınıf ve okullara gittim. O ev sıcaklığını hissedemedim. Belli bir süre eğitimine ben yardımcı oldum ama bu da yeterli olmadı. Umudumu yitirdiğim günlerde Mevlanakapı Eğitim Uygulama Okuluna gittim. İdareci, öğretmen ve öğrencilerin okulun küçük olmasından dolayı yaşadığı sıkıntılarını biliyorum ve özür diliyorum. Ama o küçücük okul bana bir ev sıcaklığını hissettirdi ve o gün karar verdim ki, oğlumun evi gibi hissedip, kaliteli bir eğitim ve öğretim alabileceği okulu Mevlanakapı Eğitim Uygulama eviydi. Yedi yılın ardından bugünde verdiğim kararın doğru bir karar olduğuna inanıyorum. Biz, müdürümüz, müdür yardımcılarımız, sınıf öğretmenimiz, beden eğitimi öğretmenimiz, müzik öğretmenimiz, rehber öğretmenimiz, Sema annemiz ve diğer öğretmen ve çalışanlarıyla MEVLANAKAPI EĞİTİM UYGULAMA EVİMİZ DE ÇOK BÜYÜK BİR AİLEYİZ 12-A sınıfı öğrencisi Umut Mert TURNA’nın annesi Belgin ALTAY TURNA’nın kaleminden.

Sayı 6

35


Hülya Konar hulyakonar.com facebook/hulyakonar

TÜKENMİŞLİK Diye Bir Send rom Var!

Tükenmişlik sendromu, kişiyi bedensel ve ruhsal olarak zorlayan bir etkene uzun süre maruz kalması sonrası ortaya çıkan tükenme halidir. Tükenmişlik sendromu, özellikle iş stresinin yoğun olduğu ve iş yükünün sürekli yüksek olduğu yerlerde çalışanlarda olmak üzere günümüzde oldukça yaygın görülen bir sendromdur.

S

on zamanlarda özellikle mesleki bir tehlike olarakta görülen “tükenme”; duyarsızlaşma ve kişisel başarı düşüklüğü algısı olarak tanımlanmaktadır. Kişide yoğun bir şekilde, enerji kaybı sonucu bireyin iç kaynaklarında tükenme durumu, mutsuzluk ve yıpranmışlık hissi, kişisel başarı duygularında azalma, işten geri çekilme ve işe bağlılıkta, kaza ve yaralanmalarda artış, yaşamın her noktasında motivasyon düşüklüğü, iş doyumunda ve iş verimliliğinde yüksek oranda azalma, iş ve sosyal yaşamda aşırı stres hissetme, umutsuzluk duygularıyla kendini gösterir. Tükenmişlik sendromunu ortaya çıkış nedeni tek başına iş yerindeki koşullar değildir. İş yeri koşulları kadar çalışanlara ait özellikler de tükenmşilik sendromunun ortaya çıkmasını etkilemektedir. Tükenmişlik sendromu, kendisinden, yaşamdan ve diğer insanlardan beklentileri yüksek olan, insanları önemseyen, onların beklentilerini veya gereksinimlerini karşılamaya çalışan, insanlara değer veren, işini en iyi biçimde yapmaya çalışan, yaşamda yüksek hedefleri ve yüksek idealleri olan, yaptığı işe gelir getiren bir etkinlik olması yanında başka anlamlar da yükleyen, yaşadığı her sorunda kendini suçlamaya ve kendini olumsuz değerlendirmeye eğilimli, yetersizlik duygularına sahip, kolayca moral bozukluğu yaşayan kişilerde daha sık görülmektedir. Ayrıca kişinin iş yaşamı, aile yaşamı ve sosyal yaşam gibi birden çok alanda stres yaşatan olayla karşı karşıya kalması ve stres yaşamaya yatkın bir kişilik yapısına sahip olması da tükenmişlik sendromunun ortaya çıkmasını kolaylaştırmaktadır.

Tükenmişlik sendromu, ilginçtir ki işine yeni başladığında çok daha heyecanlı ve istekli olan çalışanlarda daha fazla görülüyor. Bunun sebebi bu kişilerin ilk heyecanlarıyla çok fazla enerji harcayarak kısa zamanda tükenmelerinden kaynaklanıyor. Bu tip çalışanlar genellikle kısa zamanda çok büyük başarılar kazanacaklarına inanır; fakat zaman geçtikçe amaçlarına ulaşamadıklarında heyecanları söner. Sonuç olarak gerçeği kabullenmek ve hedeflerini düşürmek yerine hayal kırıklığına sürüklenirler. Kişisel kaynakların sona dayandığı, sürekli ümitsizlik ve negatifliğin baskın olduğu enerjinin tükenişi durumunun baskın olduğu “tükenmişlik” hissi yaşamın değişik evrelerinde ortaya çıkabilir. Özellikle sağlık çalışanları ve öğretmenler arasında çok daha sık görülmektedir. Tükenmişlik sendromunun belirtileri duygusal, fiziksel ve zihinsel belirtiler olmak üzere 3 grupta toplanıyor. 1-Fiziksel tükenmişlik belirtileri Kronik yorgunluk, güçsüzlük, enerji kaybı, sık baş ağrıları, bulantı, hastalıklara daha hassas olma, yıpranma, kramplar, bel ağrısı, uyku bozuklukları gibi değişik sorun ve yakınmaları içerir. 2-Duygusal tükenmişlik belirtileri Duygusal tükenme, çoğunlukla bireyde diğer insanlara yardım ederken, istenen psikolojik ve duygusal taleplerin aşırılığı yüzünden ortaya çıkan bitkinlik durumunu ifade eder.

36 Mevlanakapı Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi


Hülya Konar hulyakonar.com facebook/hulyakonar Depresif duygulanım, kendini desteksiz ve güvensiz hissetme, ümitsizlik, evde gerginliğin artışı, kızgınlık, huzursuzluk, mutsuzluk gibi negatif duygulanımlarda artış, nezaket, saygı ve dostluk gibi olumlu duygulanımlarda azalma içermektedir.

alabilirim, başkalarını memnun etmek zorundayım, insanları incitmemem gerekir, herkes beni sevsin” gibi mantıksız inançların, otomatik düşüncelerin, olumsuz algıların fark edilmesi ve düşüncelerin yeniden yapılandırılması gerekir. Stresi kontrol etmeyi bilmeli. Herkesin bir stres eşiği vardır ve bu eşiği aşmamak 3-Zihinsel tükenmişlik belirtileri gerekir. Düzenli bir hayat tarzı, sağlıklı beslenmek, Doyumsuzluk, duyarsızlaşma kendine, işine ve ve ideal kiloyu korumak uygulanması gereken temel genel olarak yaşama karşı olumsuz tutumları kapsar. kurallardır. Tükenmişlik sendromu ilerledikçe işi önemsememe ve Ayrıca uyku ritmine dikkat etmek gerekir. Rahat işi bırakma, gibi davranışlar görülür. bir uyku için yatağa girmeden önce; günlük bütün Gerek bu konuda yapılan mesleki araştırma çalışmalarında olsun gerekse MEB anketlerinde olsun öğretmenlerin tükenmişlik sendromunu yoğun bir şekilde yaşadığı oldukça net bir şekilde görülmektedir. Çeşitli sebeblerden dolayı tükenmişlik sendromuna kapılan öğretmen kendisine, meslektaşlarına, öğrencilerine, ailesine, velilere, sosyal çevreye, zarar verebilmektedir. Mutsuz öğretmen mutlu bireyler yetiştiremez. Mutsuz bireyler de mutsuz toplum meydana getirir. Bu noktada bu soruna bir çözüm üretmek gerekmektedir! Mesleki Tükenmişlik Nasıl Önlenir? Tükenmişlik, bir sendrom ve sistem sorunu olarak ele alınmalıdır. En önemlisi baştan, ortaya çıkarıcı etmenlerin giderilmesi, bu olmuyorsa erken dönemde tanınarak hızla müdahale edilmesidir. Ülkemizde çağdaş yönetim ilkelerine uygun olarak örgütlenmesi için çalışanların görevlerini ve yetkilerini belirleyen gerekli yasal düzenlemelerin yapılması ve yaşama geçirilmesi, sistemdeki ödül kaynaklarının arttırılması, düşük ücret sorununun giderilmesi, tatil ve sosyal aktivite olanaklarının arttırılması, personel yetersizliği sorununun giderilmesi. görev tanımlarının açık ve net olması, işe yeni başlayan kişinin oryantasyon programına katılımının sağlanması, düzenli ekip içi toplantıları ile öneri ve eleştirilerin alınması önemli ve güçlü çözüm yollarındandır.

stres nedenlerini aklınızdan uzaklaştırmak, hoşa giden konuları düşünmek, hoşlandığınız bir filmi seyretmek; size düzenli bir uyku sağlayabilir. alkol ve sigarayı bırakmak ya da azaltmak yorgunluktan kurtulmada en önemli etkenlerden biridir. Aynı yerde çalışan kişilerin zaman zaman iş dışı konularda konuşmaları ve birlikte hoşça vakit geçirmeleri, aralarında daha sıcak ve yakın bir ilişki kurulmasını sağlayarak birbirlerine olan desteklerini arttırır. Birlikte çalışanların uyumlu bir ekip çalışması içinde olmaları, aralarında adil bir görev paylaşımının olması, hem hizmetin kalitesini arttırır, hem de ilişki sorunlarını önler. Birlikte çalışmadan doğan sorunların zamanında, sorun kronikleşmeden çözülmesi gereklidir. İşte karşılaşılan sorunların ve duygusal zorlukların paylaşılabileceği destekleyici grupların oluşturulması da yararlıdır. Daha kıdemli iş arkadaşları, işe yeni başlayan kişilere gerçekçi rol modelleri olabilmelidirler. İş yerinde destekleyici bir ortam içinde olmak kritik bir öneme sahiptir. İş dışındaki yaşamda ailenin ve diğer yakın kişilerin desteği vazgeçilmezdir, ayrıca bu yolla kişi, işi dışında var olduğu ve takdir edildiği bir alan bulmuş olacaktır. Ve her şeyden önemlisi yaşam kalitemizi aşağıya çeken bu sendromdan sıyrılabilmek için, böyle bir problemimiz olduğunu kabullenmek, tedavi için gerekli adımları atmayı istemek ve göstereceğimiz çaba sayesinde başarılı olacağımıza inanmamız gerekir

Bununla birlikte kişinin kendisine düşen önemli onarma yöntemleri vardır. “Her şey benim kontrolümde olsun, mükemmel olursam kontrolü ele Sayı 6

37


Esra AYGÜN ÖZEL EĞİTİM ÖĞRETMENİ

Çocuklar bizleri yansıtan aynalardır. Etraflarında yaşanan her olayı anlayıp kendilerine göre iç dünyalarında şekillendirirler. Bizler de bu sayfamızda çocuklara bazı sorular sorduk. Bakalım onlar bizlerin yerinde olsaydı neler yaparlardı…

AH ÇOCUK OLMAK!..

Çocukların Dünyasında Bizler Ben Öğretmen Olsaydim;

Fatih Demirkol (6A): Ders yapardım. Kardeşime yardım ederdim. Çocuklara yazı yazdırırdım..Onları çok severdim. Gezmeye götürürdüm. Leyla Sartık(8A):Öğrencilere kızardım çünkü yaramazlık yapıyorlar. Ders yapardım. Öğretmen olsaydım spor yapardım yoksa kilo alırdım. Ayşegül Demircan(3A): Hep bahçede kalırdık. Pikniğe ve parka giderdik. Çizgi çizdirirdim Şevval Nur Talaş(8A):Anne olsaydım Pakizeye süt verirdim. Kucağıma alırdım. Ayşenur Avşar(6A):Kardeşime mama verirdim. Polis olurdum.Çocuklarıma bakardım.Kahvaltı hazırlardım. Temizlik yapardım. Boya yapardım. Kevser Yolasığmaz(6A):Çocuklarıma yemek yapardım. Mutfağı toplardım. Temizlik yapardım. Bir de çocuklarımı sarardım (sarılma işareti yapıyor) Ayşegül Demircan(3A): Yemek yapardım. Mantar pişirirdim. Ev işi yapardım. Ben Anne Olsaydim;

Yunus Emre Aşçı(8A):Sigara içmezdim. Para kazanırdım. Çocuklarımı parka götürürdüm. Mutfakta yemek yapardım. Umut Mert Turna(12A):Çalışırdım, çocuğuma bakardım. Eve para getirirdim. Anneanneme bakardım. Batuhan Gümüşok(8A):Ben baba olmak istemiyorum. Ben Baba Olsaydim; Ozan Başer(12A):İşe giderdim. Askere giderdim. Kızıma bakardım. Hanım pazara çıksın diye para getirirdim.

Ben Doktor Mustafa İsa Çili(8A):İğne yapardım ama acıtmazdım. Hap yazardım. Gülşah Er(6A):Hastaları muayene ederdim. Boğazlarına bakardım. Sırtını dinlerdim. İlaç yazardım.

Olsaydim;

Meriç(5A):Asker ya da polis olacağım. Silahla suçluları yakalayacağım. Evleneceğim, annem gelinlik giyecek. Davullar çalacak. Annemle düğünde oynayacağım. Ömer Beşkardeş(11A):Polis olacağım, hırsızları yakalayacağım. Ben Büyüyünce; Ayşenur Yildiz(12A):Büyüyünce doktor olacağım. İğne yapacağım. Ümit Bulut(11A):Büyüyünce itfaiyeci olacağım. Yangınları söndüreceğim. Mahsum Yilmaz(11A):Büyüyünce polis olacağım. Para kazanacağım, evleneceğim. Karıma yüzük alacağım. Yiyecekler alacağım. Çağla İlhan(6A):Büyüyünce öğretmen olacağım. Ders yapacağım.Evim olacak, anneannemle olacağım. Anneanneme ben bakacağım. Yemek yapacağım. Elbise alacağım.

38 Mevlanakapı Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi


ÇOCUĞUNUZ RESİMLERİYLE BİZLERE NELER ANLATIYOR?

Çocuk, ruhsal yaşantılarını, en çok sevdiği faaliyetlerden biri olan resimlere yansıtır. Oraya farkında olmadan duygularını, düşüncelerini aktarır. Bu nedenle çocuğun yaşantılarını anlamak istiyorsanız, en kolay yöntemlerden biri olan çizdiği resimleri inceleyebilirsiniz. Tabii ki çıkaracağınız sonuçlara kesin gözüyle bakmamak ve test etmeye devam etmek şartıyla. Ayrıca bu konuda hata yapmak çocuğun içine kapanmasına sebep olacağından, çocuğa yaptığı resimlerin anlamını söylemek veya onu yargılamak yanlış olur. Sadece sizin onun dünyasını anlamaya çalışmakta kullanabileceğiniz ve düzeltilmesi gereken bir davranışınız varsa buna eğilmeniz için iyi bir yöntemdir. Her konuda olduğu gibi tabii ki hatalı kullanılırsa yarardan çok zarar getirebilir. Çocuğa hesap sormak, duygularından, düşüncelerinden dolayı onu sorgulamak yapabileceğimiz en büyük hatalardan biridir. Bunun yerine evde neler yanlış gidiyorsa, bunu bulup, kendi davranışımız üzerine yoğunlaşmamız gerekir. Yoksa çocuğu suçlamak veya ona yaptığını anlatmak değil amacımız.

Çocuğun ını yaşantılar anlamak z, en istiyorsanı emlerden kolay yönt izdiği biri olan ç resimleri rsiniz. inceleyebili

Kullandığı renklerden çizdiği desenlerin özelliklerine, küçüklerin resimleri onlar hakkında zengin bilgi kaynaklarından biridir. Sıcak renkler, sevecen, uyumlu, işbirliğine önem veren bir kişiliği, sürekli soğuk renklerin kullanılması ise, çekingen, iddiacı, uyumsuz ve güç kontrol edilen çocukların göstergesidir. Doğal gelişim soğuk renklerden sıcak renklere geçişi gerektirir. Eğer çocuğunuz düzenli olarak mavi ve kahverengi kullanıyorsa, bu belki de sizin dışkı kontrolü için aşırı baskı yaptığınız anlamına gelebilir. İçedönük ve özgüvensiz çocuklar ,hiperaktif çocuklar sayfanın tümünü kaplayan büyük resimler çizerler. Bazen çekingen ,ürkek olan çocuklar da güçlü olma arzularını yansıtan büyük resimler çizebilirler. Zihinsel olarak çocuğun kendini yetersiz algılaması da resimlerinde kendini çok küçük veya çok büyük kafa çizmesi ile ortaya koyar.

Sayı 6

39


Okul Etkinlikleri SULTANAHMET - YEREBATAN SARNICI - GÜLHANE PARKI - EMİNÖNÜ GEZİSİ

4/A 6/A

Ekim ayında 4-A ve 6-A sınıfları olarak düzenlediğimiz Sultanahmet -Yerebatan Sarnıcı - Gülhane Parkı gezimizde ve Eminönü sahilinde balık-ekmek ziyafetimizde öğrencilerimizle keyifli anlar yaşadık. Sultanahmet Meydanında başladığımız gezimize Yerebatan Sarnıcını gezerek devam ettik. Bir çok öğrencimizin ilk kez ziyaret ettiği bu tarihi yerde öğrencilerimiz, balıklara ekmek attılar ve bol bol fotoğraf çekildiler. Yerebatan Sarnıcı sonrası Gülhane Parkı’nda yaptığımız yürüyüşte temiz havanın ve güneşin tadını çıkardılar. Gülhane Parkı-Eminönü arasındaki mesafeyi mağazalardaki ürünlere bakarak keyifli bir şekilde yürüdük. Eminönü sahiline geldiğimiz de hepimiz çok acıkmıştık. Sabırsızlıkla balık-ekmeklerimizin hazırlanmasını bekledik. Deniz havası ve vapur sesleri eşliğinde yemeğimizi yedikten sonra üzerimizde kalan tatlı yorgunluk ve güzel anılarımızla okulumuza geri döndük.

ü ve G ü n inö

e Ge lhan

Em

40 Mevlanakapı Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi

zisi

8-A Sınıfının


Okul etkinlikleri ÇINARALTI’NDA ÇAY KEYFİ

İş Uygulama Sınıfının İş Uygulama Sınıflarımız, Sabancı Müzesi’ndeki atölye çalışmasından sonra, boğaz manzaralı bir ortamda çay içmenin keyfine vardılar. Mekânın ve havanın güzel olmasıyla eğlenceli bir gün yaşayarak okula döndüler.

L OKU

Sİ E M KER

6 Mayıs - 01 Haziran 2014 tarihleri arasında Miniatürk ‘de okul kermesimiz yapıldı. Düzenlediğimiz kermeste görev alan öğretmenlerimize, kermesimize katkı sağlayan okul aile birliği üyelerine, bağışlarıyla bize destek olan velilerimize ve bağışçılarımıza, kapılarını bize açan ve yardımlarını esirgemeyen Miniatürk yönetimi ve görevlilerine ve bütün duyarlı vatandaşlarımıza teşekkür ederiz.

Sayı 6

41


FARKINDALIK ORKESTRASI

Fatih İlçe Milli Eğitim Şube Müdürlerimizden Sayın Muhittin ÖZBAY ’ın öncülüğünde, Fatih ilçesindeki beş Özel Eğitim Okulu ile Hattat Rakım Ortaokulu müzik öğretmenleri; okullarındaki müzik gruplarını bir araya getirerek büyük bir orkestra oluşturdu. Okulumuz Mevlanakapı’nın müzik öğretmeni Sayın Fırat KÜLÇEK ’in ve okulumuz öğrencilerinden oluşan ritim grubu ile dâhil olduğumuz bu anlamlı proje; 28 Mayıs 2014 tarihinde Mimar Sinan İşitme Engelliler Okulunda ön gösterisini sundu. Şube müdürü, okul müdürleri, veli, öğretmen ve öğrencilerin heyecanla izlediği küçük konserimiz beklentilerin üstünde bir performans gösterdi.

42 Mevlanakapı Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi


Çocuklarımızın Eserleri


i g v e s S ı ı p s ı a p K a i K ı g i p v g a e v S K e ı i s S ı g p v e a S p K a i K g i v Se rsat ı Sevg vgi K e u s ı S k p M i Ka apısı gi K g v K v e e S gi S v e S Se i g Se v e S i g g e v S Se ev o: 3 sk. N m i i ş i m t a İle aC Evlliy ı 3 c a h. H 2) 63 ATİH 1 M F 2 ı ( / p i 0 naka emin Faks: 3 Mevla Şeher 7 06 585 1 ) tr 2 11 2 k12. . 0 (21 b : e n o pi.m Telef naka

evla

.m www


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.