Bahar Mayıs 2016

Page 1

BAHAR'DA BU AY

Kuzey Avrupa'nın En Büyük Türkçe Gazetesi

18. YIL

WWW.BAHAR.DK

MAYIS 2016 / SAYI 138

AB: Bırakın Aileler Birleşsin Avrupa Adalet Divanı, Danimarka’nın ağır aile birleşimi kurallarını Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına uygulayamayacağına karar verdi. Yıllardan beri aile üyelerini Danimarka’ya getirmek isteyen ancak her yıl daha da zorlaştırılan kurallar gereği zor durumda kalan çok sayıda kişi bu kararla rahat bir nefes aldı. Ancak Danimarkalı yetkililer Avrupa Adalet Divanı’nın kararını dikkate alacak mı? Önünümüzdeki dönemde neler yaşanacak. Bahar Gazetesi olarak konunun uzmanlarına sorduk.

EMRE OĞUZ

HASAN CÜCÜK

HÜSEYİN ARAÇ

LÜKSEMBURG’DA HAKIMLER VAR

KOPENHAG UZAK, ANKARA YAKIN OLURSA!

HARRAN

▶ 8

▶ 16

▶ 22

6 SORUDA GENÇ DAVASI VE AILE BIRLEŞIMI KARARI ▶ 24



BAHAR'DA BU AY

Kuzey Avrupa'nın En Büyük Türkçe Gazetesi

18. YIL

WWW.BAHAR.DK

MAYIS 2016 / SAYI 138


4

MAYIS 2016

Ejendomsmæglere og Valuar, MDE

DİŞ TEDAVİSİ VE 5 YILDIZLI HİZMET İNTERANTALİA Diş Estetizm Merkezi Antalya’nın ilk özel diş kliniği olup, profesyonel diş hekimi kadrosu ve yabancı dil bilgisine sahip sağlık personeli ile 10 yıldır her türlü diş tedavisi, diş cerrahisi ve koruyucu diş hekimliği hizmeti vermektedir.

København • Storkøbenhavn • Vestegnen • Sydkysten

Sizde evinizi satmak istermisiniz? Evinizin değerini öğrenin

Villa veya dairenizi satmayı düşünüyor ve bugünkü değerini öğrenmek istiyorsanız, ücretsiz satış değerlendirmesi için bizi hemen arayın!

ANTALYA’DA TATİL VE DİŞ TEDAVİSİ BİR ARADA! NEDEN DAHA FAZLA ÖDEYESİNİZ?

Bizden daima en uygun fiyatı ve en kaliteli danışmanlık hizmetini alacağınızı garanti ediyoruz.

• • • • • • •

Daha fazla bilgi edinmek için bize ulaşın. Saygılarımla

Sadık Kamit Ejendomsmægler, MDE Mobil: 2627 2905 • sadik@edc.dk EDC Vallensbæk • Vallensbæk Strandvej 286, 2665 Vallensbæk Strand

© Moving Media ApS

Kişiye özel danışmanlık Bir gayrimenkul ticareti cok karmaşıktır. Tatsız sürprizlerle karşılaşmamanız için gerekli bütün belgeleri inceleyip sizi bilgilendiriyoruz.

ÜCRETSİZ muayene ! ÜCRETSİZ VİP transfer ! Havaalanına ve resort oteller bölgesine SADECE 5 KM uzaklık Avrupa standartlarında, yüksek KALİTELİ her türlü diş tedavi hizmeti Avrupa şartlarına göre % 60- % 70 ‘e varan daha EKONOMİK fiyatlar! 10. yıla özel İMPLANT uygulamaları SADECE 499 € !! Medikal rapor ile tedavi masraflarınızın SİGORTANIZ tarafından karşılanması sağlanır.

ESTETİK VE SAĞLIKLI BİR GÜLÜMSEME İÇİN

TÜM İHTİYACINIZ OLAN İNTERANTALİA

Çağlayan Mh. Barınaklar Bulvarı No:42 Antalya/Türkiye | Tel: +90 0 242 323 29 29 +90 0532 426 76 95 | info@interantalia.com | www.interantalia.com

TBMM heyetinden Mikail bebeğin ailesine destek GEÇTIĞIMIZ GÜNLERDE DANIMARKA’YI ZIYARET EDEN TBMM AILE BÜTÜNLÜĞÜNÜ KORUNMASI ARAŞTIRMA KOMISYONU ÜYELERI DOĞDUKTAN HEMEN SONRA AILESINDEN ALINAN MIKAIL BEBEĞIN AILESINI ZIYARET ETTI. BAHAR HABER MERKEZİ

Ümmügülsüm- İbrahim Öztürk çiftinin evine Kopenhag Büyükelçisi Mehmet Dönmez ile birlikte giden komisyon üyeleri sü-

SAHİBİ: MOVING MEDIA APS

YAYIN EDİTÖRÜ: EMRE OĞUZ

YÖNETİM KURULU BAŞKANI VEDAT OĞUZ

HABER MERKEZİ HASAN YILDIRIM BAHAR KIRICI HASAN AKYÜZ MİYASE BARDAKÇI

DANIŞMAN BAHATTİN KARATAŞ

REKLAM Tel.: 71 51 43 85 reklam@moving-media.dk

GRAFİK TASARIM FADİME BAŞODA

reçle ilgili bilgi alıp, Türkiye olarak aileye her türlü konuda destek olacaklarını söylediler. Heyette AKP Afyon milletvekili Ali Özkaya, AKP İstanbul milletvekili Tülay Kaynarca, CHP İstanbul milletvekili Mahmut Tanal ve MHP Aydın milletvekili Deniz Depboylu bulunuyor. Anne Ümmügülsüm, bebeğinin dünyaya gelmesinden dakikalar sonra elinde alındığını belirterek, Danimarkalı makamların uyguladığı yanlış ve ayrımcı politikalardan şikayetçi oldu. 5 Şubat’ta dünyaya gelen bebeğini daha hiç görmediğini ifade eden anne Ümmügülsüm Öztürk, ‘5 martta bebeğimi

BASKI OTM AVISTRYK

CVR-nr. 25065557

bana göstereceklerdi ancak bundan vazgeçip benim kanuni hakkımı bile gasp ettiler’ dedi. Zaman zaman duygusal anların yaşandığı ziyarette TBMM heyeti, Danimarka makamlarıyla yapılacak görüşmelerde Öztürk ailesinin uğradığı haksızlığı dile getireceklerini ifade ettiler.

ADRES: Sluseholmen 2, 1. 2450 København SV Tel.: 70 20 69 70 info@bahar.dk www.bahar.dk

Gazetemizde yayınlanan yazı ve haberler referans gösterilerek kullanılabilir. Yayınlanan reklamların içeriğinden gazetemiz sorumlu değildir.


HURDA ÜCRETİNİ 20.000 KR.’A İNDİRDİK*

Yeni araçlarda uzmanlar!

Yeni araç depoda!

raç Yeni a da! depo

raç Yeni a da! depo

Yeni araç depoda!

raç Yeni a da! depo

Limited edition!

FAM OĞLU ÖMER

/ Yetkili Hyundai bayisi

Baldersbækvej 4B, 2635 Ishøj • Tlf. 43993666 Açılış - Kapanış Saatleri:

Pazartesi - Cuma: 09.00 - 18.00 Cumartesi - Pazar: 11.00 - 16.00

*Hurda ücretinden yararlanmak için yeni aracın Kiran Car A/S tarafından finanse edilmesi gerekmektedir.

Depomuzda her zaman 100 adet yeni aracımız mevcuttur!

Ishøj Bilcenter


6

MAYIS 2016

Otobüs için ehliyet - kr. 3.240* Taksi için ehliyet - kr. 2.700*

Bizi arayın 88 88 25 26

Otobüs veya taksi şoförü ol Profesyonel ve tecrübeli öğretmenler, yeni tesisler ve modern lokallerimizde hem gündüzleri hemde geceleri hizmet veriyoruz. DEKRA garantisi ile yeni bir iş imkanı bulacaksınız! Transport branşı hakkında ücretsiz bilgi ve bütün sorularınıza yanıt verilir. - Her Pazartesi 9.00 Brøndby. Dekra.dk adresimizi ziyaret ederek bir sonraki başlayacak olan grubu görebilirsiniz.

DEKRA AMU Center Sjælland A/S Kirkebjerg Allé 90 | 2605 Brøndby

www.dekra.dk

*AMU mål: 40531 Personbefordring med bus, 30 dage, Personbefordring med taxi, 25 dage, er underlagt den til enhvertid gældende AMU lovgivning. Prisen på kr. 108 pr. dag, er eksklusiv gebyrer og betinget af, om du er i arbejde og om du har en videregående uddannelse, der ikke har været brugt i erhvervsmæssige sammenhæng de sidste 5 år. Er du ledig, skal du kontakte din sagsbehandler. For målgruppe, minimumsantal deltagere og yderligere info se www.dekra.dk.

KAPLAN ISTIFA ETTI, İSVEÇ KARIŞTI İSVEÇ’TE GEÇTIĞIMIZ AY BOYUNCA ELEŞTIRI OKLARININ MERKEZINDE OLAN TÜRKIYE KÖKENLI BAKANLARINDAN MEHMET KAPLAN GÖREVINDEN ISTIFA ETMEK ZORUNDA KALDI. AKABINDE YAŞANAN TARTIŞMALAR ISE HENÜZ SONA ERMEDI. BAHAR HABER MERKEZİ

İsveç’te geçtiğimiz ay boyunca eleştiri oklarının merkezinde olan Türkiye kökenli bakanlarından Mehmet Kaplan görevinden istifa etmek zorunda kaldı. Kaplan ilk olarak Stockholm’de gerçekleştirilen bir protestoda Ermenilere yönelik ırkçı söylemlerde bulunan Türk İşçi Federasyonu Başkan Yardımcısı Barbaros Leylani ile geçmişte görüştüğü için akabinde ise İsveç medyası tarafından ‘ektremist’ olarak tanımlanan bazı gruplarla görüştüğü iddiasıyla eleştiri oklarının merkezinde olmuştu. İstifa açıklamasında söz konusu tartışmalar nedeniyle işini yapamaz hale geldiğini belirten Kaplan, ‘Değerlerimi satamam’’ dedi. Bu arada Mehmet Kaplan’ın 2009 yılında yaptığı bir açıklamada İsrail’in Gazze’de yaptıklarının

Nazi döneminde yapılanlara benzettiği ortaya çıktı. Öte yandan Mehmet Kaplan’ın istifası İsveç’te Müslüman siyasetçilerle ilgili daha geniş çaplı bir tartışmanın başlamasına neden oldu. İsveç medyasına yazı yazan birçok isim konunun değişik yönlerini gündeme taşıdı. Bunlar yaşanırken Yeşiller Partisi’nin Müslüman kökenli politikacılarınan Yasri Khan, TV4 kanalının kadın muhabirinin elini sıkmayı reddetmesine ülkede yeni tartışmalara neden oldu. Söz konusu tartışmaların büyümesinin akabinde Khan, Yeşiller Partisi yönetimine adaylığını çektiğini ve politikayı bıraktığını açıkladı. Benzer bir şekilde Yeşiller Partisi Gençlik Kolu Eş Başkanı Semanur Taşkın da ''İsveçli bir Müslüman olarak, artık kendimi güvende hissetmiyorum." diyerek istifa etti.


ZEISS markalı 1 çİft gözlük camı alana İKİNCİ ÇİFT gözlük camı bedava*

Günlük kullanıma uygun, trafikte daha güvenli ve gözlere rahatlatıcı etkisiyle özel tasarlanmış yeni DriveSafe gözlük camı. Trafikte daha iyi görüş sağlamasıyla birlikte DriveSafe camının avantajlarından birisi de ayrı bir gözlüğe ihtiyaç duymamanız. Ayrıca hem tek ayarda hemde çok ayarlı gözlüklerde kullanılabilir. Daha geniş bilgi için mağazamıza uğrayabilir veya nytsyn.dk/albertslund adresini ziyaret edebilirsiniz.

* Kampanyamız tüm bir gözlük alımında geçerli olup 01/02-31/07 tarihleri arasında geçerlidir. Güneş gözlükleri içinde geçerlidir.

NYT SYN Albertslund | Stationstorvet 26 | 2620 Albertslund | Tlf. 44 44 44 52 | nytsyn.dk/albertslund |

NytSyn Albertslund


MAYIS 2016

Lüksemburg’da hakimler var “Gecikmiş adalet adalet değildir” derler. Ne kadar doğru bir söz. Masum olduğu halde yıllarını hapiste geçiren bir insanı, “pardon” deyip serbest bıraksan ne fayda. Gençlik çekip gitmiştir. Bilemezsin, belki yaşama sevinci de kalmamıştır artık. Düşünsene; yaşama sevincini kaybeden bir insan neden yaşar? İnsan uyum sağlama potansiyeli en yüksek olan canlıdır. Ancak buna rağmen “adaletsizliğe” bir türlü alışamıyoruz. Belki kısa bir süre tahammül ediyoruz ama asla alışamıyoruz. Bu yüzden hiç bir haksızlık sonsuza kadar karşılıksız kalmıyor. Hak bugün değilse bile yarın yerini buluyor. Avrupa Adalet Divanı’nın aile birleşimi ile ilgili kararını ilk duyduğumda aklıma gelenler bunlardı. Genç Ailesi’nin 10 yıl süren hukuk sürecinden sonra gelen bu karar, Türkiye kökenli insanlarda bir sevince neden oldu. Ancak bu buruk bir sevinç. Öncelikle adil olan bu değil. Adil olan; Caner’in aile birleşimi başvurusu yaptığı 2006 yılında başvurusunun kabul edilmesiydi. Şimdi aradan 10 yıl geçti. Caner’in çocukluğunun önemli bir kısmı ba-

EMRE OĞUZ emre@bahar.dk

basından da 2 abisinden ayrı geçti. lerin verdiği yanlışları düzelttiği Hiç bir mahkemenin o yılları geri için “Lüksemburg’da hakimler var” getirebilecek gücü yok. diyoruz. Ancak Irkçılığa karşı çıkarken ırkçılık Herşeye rağmen yapmak Genç Ailesi’nin verdiği hukuk Danimarka’da ne zaman kendimücadelesinin önemi çok büyük. ni bilmez birisi ya da birileri çıkıp Bir kere bu sayede hepimiz bu top- Müslümanlarla ilgili karalayıcı bir raklarda adaletin geç te olsa tecelli ifade kullansa bazı Müslümanlar edeceğini öğrenmiş olduk. Genç ailesi mahkemeye gitmese, başkaları gibi İnsan uyum sağlama kendilerine yapılan potansiyeli en yüksek olan haksızlığı sineye çekcanlıdır. Ancak buna rağse şimdilerde binlerce men “adaletsizliğe” bir türlü insana ümit ışığı olan alışamıyoruz. Belki kısa bir süre kararı hiç duyamayatahammül ediyoruz ama asla caktık belki de. Sessiz alışamıyoruz. Bu yüzden hiç bir kalınan her adaletsizlik sadece muhataphaksızlık sonsuza kadar karşılıkları için değil bütün sız kalmıyor. Hak bugün değilse toplum için zararlıdır. bile yarın yerini buluyor. O yüzden herşeyden vazgeçse bile haksızlığa karşı çıkmaktan asla vazgeç- şöyle diyor: “Gördünüz mü bak, bu memeli insan. Danimarkalıların ne kadar ırkçı olTürkiye’de ilk dereceli mahke- duğunu biz size söylüyorduk, ama meler yanlış bir karar verdiğinda siz inanmıyordunuz. Alın işte!” masumlar, “Ankara’da hakimler Şimdiye kadar çeşitli vesilelerle var” deyip susarlarmış. Biz de Da- bu tepkilere şahit oldum. Her senimarka’da ilk dereceli mahkeme-

ferinde bu insanlara karşı içimi bir acıma duygusu kaplar. Ne söylediklerinin farkında değildirler çünkü. Cahil insan caheletini bilir mi? Danimarkalıların içinde ırkçılar yok mu? Var! Müslüman karşıtı yok mu? Var! Peki hepsi öyle mi? Asla! Öyle olsa sen burada 1 tek gün durabilir misin? Yeni aldığın villa da oturup kapının önüne çektiğin 3 arabayla birlikte bu ülkenin nimetlerinden faydalanabilir misin? Hastanesinden, eğitiminden ve sosyal yardımlarından 5 kuruş ödemeden faydalanabilir misin? Ayrıca; Senin bu yaptığının ırkçıların yaptığından ne farkı var? Onlar da ne idüğü belirsiz birkaç kişinin yaptıkları yüzünden bütün Müslümanları suçluyor sende ne idüğü belirsiz birkaç kişinin yaptıkları yüzünden bütün Danimarkalıları suçluyorsun. Fark ne?

Hikmet’s Autoværksted 4 stk.

175/65/14

1200 + moms

4 stk.

225/55/16

1760 + moms

4 stk.

195/65/15

1440 + moms

4 stk.

205/65/16

2400 + moms

4 stk.

205/55/16

1600 + moms

4 stk.

225/45/17

2160 + moms

4 stk.

205/60/16

1600 + moms

4 stk.

245/45/17

2400 + moms

Kvalitets sommerdæ k

inkl. montering

Fabriksparken 10B, 2600 Glostrup • Tel.: 43478050 • Mobil: 40305467

Reklamlarınız bizimle değer kazanır! Reklam iletişim tel.: +45 71 51 43 85 • Email: reklam@moving-media.dk

© Moving Media ApS

8


TÜRK HAVA YOLLARI İLE DİREK KONYA VE ANKARA UÇAKLARI EN UYGUN FİYATLARLA SERAFİNA TOUR’DA DİREK GİDİŞ DÖNÜŞ:

DESTİNASYON:

YETİŞKİN:

ÇOCUK:

BEBEK:

23.06.2016 - 22.07.2016

KOPENHAG / KONYA / KOPENHAG

3300,-

2800,-

500,-

25.06.2016 - 24.07.2016

KOPENHAG / KONYA / KOPENHAG

3300,-

2800,-

500,-

02.07.2016 - 31.07.2016

KOPENHAG / KONYA / KOPENHAG

3300,-

2800,-

500,-

05.07.2016 - 02.08.2016

KOPENHAG / KONYA / KOPENHAG

3300,-

2800,-

500,-

09.07.2016 - 07.08.2016

KOPENHAG / KONYA / KOPENHAG

3300,-

2800,-

500,-

16.07.2016 - 14.08.2016

KOPENHAG / KONYA / KOPENHAG

3000,-

2600,-

500,-

01.07.2016 - 30.07.2016

KOPENHAG / ANKARA / KOPENHAG

3000,-

2600,-

500,-

06.07.2016 - 04.08.2016

KOPENHAG / ANKARA / KOPENHAG

3000,-

2600,-

500,-

TÜRKİYE’DE BULUNAN TÜM UÇUŞ NOKTALARINA EN UYGUN FİYATLAR İÇİN BİZİ ARAYIN

0 - 2 yaşa kadar bebek, 2 -12 yaşa kadar çocuk

Taastrup Hovedgade 79, 2630 Taastrup • Ersin Öcal Telefon: 00 45 48 44 48 53 • E-mail: info@serafinatour.dk REJSEGARANTIFONDEN 2509

© Moving Media ApS

Ayrıntılı bilgi için bizi arayın 00 45 48 44 48 53


10

MAYIS 2016

KONYA MATBAA

PARA HAVALESİ Muhasebe ve Tercüme ile ilgili

DUYURU

Baskılı T-shirt √

Muhasebe ve tercümanlık hizmetlerinin yanı sıra, 25 yıllık mesleki tecrübeleri ve sizlerin güvenine dayanan para havalesi hizmetleri sayesinde Danimarka´nın her köşesinden gönderebileceğiniz, dilediğiniz miktardaki havaleleriniz

Menü kart √ Broşür √

SADECE 1 SAAT İÇİNDE *

50 kr.´dan başlayan fiyatlarla, tüm Türkiye´ye ulaştırılmaktadır. İrtibat:

Pamir Kalkan Serbest Muhasebeci / Yeminli Tercüman ve Mütercim

VEPA Revision & Rådgivning / T.A.C. - Transfer And Consulting Trommesalen 1, 1. sal - 1614 København V (v. Hovedbanegården) Tlf. 33 79 33 77 - Fax 33 79 33 37 - Mobil 20 66 20 99

www.muhasebe.dk

-

www.tercüme.dk

-

www.havale.dk

Bilgihan Kılıç 0045 31 64 14 66 bilgihan_kilic@hotmail.com Strandgården 23 st. tv. 2635 Ishøj

Saat √ Kalem √ Çakmak √

Frederiksen: Nazilerle mücadele ettiğimiz gibi radikal imamlarla da mücadele edeceğiz MUHALEFETTEKI SOSYAL DEMOKRAT PARTI’NIN BAŞKANI METTE FREDERIKSEN 1 MAYIS MÜNASEBETIYLE YAPTIĞI KONUŞMADA, ‘‘NAZILERE KARŞI NASIL MÜCADELE ETTIYSEK RADIKAL IMAMLARA KARŞI DA ÖYLE MÜCADELE EDECEĞIZ.’’ DEDI.

BAHAR HABER MERKEZİ

Danimarka’da son dönemde gündemden bir türlü düşmeyen radikal imamlar geçtiğimiz 1 Mayıs’da siyasiler tarafından yapılan konuşmalarda da kendine yer buldu. Muhalefetteki Sosyal Demokrat Parti’nin Başkanı Mette Frederiksen, yaptığı konuşmada, ‘‘Nazilere karşı nasıl mücadele ettiysek radikal imamlara karşı da öyle mücadele edeceğiz.’’ dedi. Hatırlanacağı üzere geçtiğimiz aylarda Danimarka’da yaşayan bazı imamların gizli kamera görüntüleri medyaya yansımıştı. Söz konusu görüntüler geniş çaplı tartışmalara neden olmuştu. 1 Mayıs konuşmasında bu konuya değinmeyi ihmal etmeyen Mette Frederiksen, kadınların ezilmesi, baskı altında tutulması yönünde vaaz veren radikal düşünceli imamların Danimarka’da yerlerinin olmadığını ve naziler ile koministlere karşı verilen sert mücadelenin aynısının onlara karşı da verileceğini söyledi. Birlik ve beraberliğin önemine vurgu yapan Frederiksen ayrıca çocuk haklarının önemine değindi. Frederiksen, ‘‘Çocuklara şiddet kullanılması yönünde vaaz veren imamların demokratik bir toplumda yerlerinin olması mümkün değildir. Bu tür insanlarla mücadele etmemek kendi ideaallarimize karşı çıkmaktır.’’ dedi.


© Moving Media ApS

mediterranean kitchen

Akdeniz Restaurant

Bayanların hazırladığı ev yemekleri tadında menüler

Kahvaltı Brunch

Akşam Büfesi

Saat: 10-15

Saat: 15-22

79,-

Field’s Center’de en büyük

Akdeniz Restaurantı

109,-

Mediterranean kitchen • Field’s Center, Plan 2 • Arne Jacobsens Allé 12, • 2300 København S

Taner Usta

Mustafa Usta, Mikail Usta, Bayram Usta

18 yıldır, ilk gün gibi heyecanlı, temiz, helal ve kaliteli ürün sunmaya gayret ediyoruz. Biz, en iyi bildiğimiz işi yapıyoruz ve işimizi çok seviyoruz. Başta kurucumuz Mete Özer’e ve yıllardır beraber çalıştığımız profesyonel kasaplık yapan ustalarımızın gösterdiği gayret, güleryüz ve disiplinli çalışmalarının meyvesini alıyoruz. Siz değerli müşterilerimiz her zaman daha iyisine layıksınız, biz de bu nedenle buradayız. Siz isteklerinizi sunun, biz çözüm üretelim.

Saygılarımızla Oğuz Özer, Høje Taastrup Slagter

Høje Tåstrup Boulevard 68, 2630 Tåstrup • Telefon +45 43716733 • www.tayyibslagter.dk • Facebook.com/TayyibFood


12

MAYIS 2016

RINGSTED’DE ÇOŞKULU 23 NISAN KUTLAMASI TÜRKIYE’DE GÜVENLIK SORUNU NEDENIYLE IPTAL EDILEN 23 NISAN ULUSAL EGEMENLIK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMALARI BAŞTA AVRUPA OLMAK ÜZERE DÜNYANIN DEĞIŞIK ÜLKELERINDE YAŞAYAN TÜRKIYE KÖKENLI INSANLAR TARAFINDAN BÜYÜK BIR ÇOŞKU ILE KUTLANDI. DANIMARKA’DA KUTLAMALARIN ADRESI RINGSTED ŞEHRI OLDU.

BAHAR HABER MERKEZİ

Türkiye’de güvenlik sorunu nedeniyle iptal edilen 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları başta Avrupa olmak üzere dünyanın değişik ülkelerinde yaşayan Türkiye kökenli insanlar tarafından büyük bir çoşku ile kutlandı. Danimarka’da kutlamaların adresi Ringsted şehri oldu. Ringsted Okul Aile Birliği Derneği tarafından organize edilen kutlama programına Türkiye’nin Danimarka Büyükelçisi Mehmet Dönmez ve elçilik çalışanlarının yanı sıra Ringsted Belediyesi Başkan Yardımcısı Zeki Topçu ve çok sayıda kişi katıldı. İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programda Ringsteg Okul Aile Birliği’ne bağlı çocukların okuduğu şiirler, şarkılar ve tiyatro ve halk dansları gösterileriyle devam etti. Büyükelçi Dönmez: Yurtdışındaki kutlamalar daha anlamlı Programda bir konuşma yapan Türkiye’nin Danimarka Büyükelçisi Mehmet Dönmez, ‘‘Yüce önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere emanet ettiği ve çocuklara da armağan olan dünyanın ilk ve tek ulusal egemenlik ve çocuk bayramını

kutlamak üzere bir araya gelmiş bulunuyoruz. Bugün de Türk milleti tarihte olduğu gibi zor bir dönemden geçiyoruz. Bizi parçalamak için, hem ülke içinden hem ülke dışından düşmanca tutumlarla karşı karşıyayız. Bu bilinçe siz değerli çocuklarımızdan daha çok çalışmanızı ve çağdaş bir ülke yaratmanızı bekliyoruz. Ben yurtdışında yapılan kutlamaların yurtiçinde yapılan kutlamalardan daha anlamlı olduğuna inanıyorum. Bu sebeple bayram bilincini gelecek kuşaklara aktarılmasında emeği olan başta öğretmenlerimize ve dernek yöneticilerimize teşekkür ediyorum.’’ dedi. Zeki Topçu: Bugünün önemini en iyi şekilde anlayın Ringsted Belediyesi’nin Sosyal Demokrat Partili Başkan Yardımcısı Zeki Topçu ise konuşmasında, ‘‘Değerli çocuklar sizlerden ricam bugünün önemini en iyi şekilde anlayın. Çünkü yarın sizler bizi temsil edeceksiniz. Her birini bir öğretmen, hemşire veya işa-

damı olacaksınız. Aranızdan siyasetçiler de çıkacaktır. Olmalı da. Çünkü bizler yaşadığımız toplumun her kademesinde olmalıyız.’’ dedi. Anadil eğitminin önemini vurgulayan Topçu ayrıca, ‘‘Ben Ringsted Belediyesi’nde bulunduğum sürece anadil eğitiminin engellenmesine müsaade etmeyeceğim’’ dedi. 23 Nisan’ın dünyada bir ilk olduğunu hatırlatan Ringsted Okul Aile Birliği Derneği Başkanı Nihal Muhçu ise ‘‘Bizleri bu vatanı canları ve kanları pahasına emanet eden atalarımızın emanetlerini nasıl geliştirerek yarınlara taşıyabileceğimizi konuşmalıyız diye düşünüyorum.’’ dedi Muhçu ayrıca katılımcılara dernek faaliyetleri hakkında bilgi verdi. Program daha sonra değişik yaş grubundan öğrencilerin

okuduğu şiirler ve şarkıların yanı sıra tiyatro ve folklor gösterileriyle devam etti. Programda ayrıca öğrenciler arasında yapılan Ringsted temalı resim yarışmasında dereceye giren öğrencilere Ringsted Okul Aile Birliği ve Büyükelçi Mehmet Dönmez tarafından hazırlanan hediyeleri verildi. Büyükelçi Dönmez, her bir öğrenciye tek tek hediyesini verdi ve tebrik etti. 1. sınıflar arasındaki resim yarışmasında; Turan Meriç üçüncü, Ela Sağlıcak ikinci, İremsu Altıntaş ise birinci olurken ikinci sınıflara arasında Akın Meriç üçüncü Rukiye Arslan ikinci Ezgi Şahin birinci, üçüncü sınıflarda; Mikail Ünsal üçüncü, Berfin Özdemir ikinci, Ali Baba ise birinci, dördüncü sınıflarda; Beyza Özbek üçüncü, Mert Meriç ikinci Mehmet Can Tinni birinci, beşinci sınıflarda ise; Kubilay Ortakçı üçüncü, Eda Yıldırım ikinci, Seher Muhçu ise birinci oldu.


4 UGERS

INTENSIV ENGELSK UNDERVISNING 1 UGES EKSTERN UNDERVISNING

2 UGERS PROJEKTARBEJDE

En uge af undervisningen flytter vi til eksterne klasselokaler i København, hvor vi tilbyder vores elever et ophold hos en international skole, hvor den daglige undervisning foregår på engelsk. Her får du mulighed for at møde nye mennesker og bruge sproget i konkrete situationer.

Intensiv engelsk undervisning på Falster Efterskole, hvor du som elev bliver præsenteret for en skræddersyet undervisning i engelsk.

1 UGES L I T R U T E I STUD K R O Y W E N

Falster Efterskole Nykøbingvej 266, 4800 Nykøbing Falster Tel. 54 84 01 00 • info@falsterefterskole.dk www.falsterefterskole.dk


14

MAYIS 2016

Kahve ve pastamız var;

ÖLÜM KAFE’YE BEKLERIZ! KARIN WESTH LANGGAARD VE ELLEN HANSEN, DANIMARKA’DA ÖLÜM KAFE ORGANIZE EDEN IKI PSIKOLOG. 6. KEZ DÜZENLENEN BULUŞMAYA KATILAN ILK GAZETECI BEN OLUYORUM. KATILIMCILARLA ÖLÜM ÜZERINE KONUŞURKEN PASTALAR GELIYOR. DIĞER MASAYA TABUT, BIZIM MASAYA ISKELET FIGÜRÜNÜN OLDUĞU PASTA DÜŞÜYOR.

HASAN CÜCÜK KOPENHAG

Ölüm Kafe (Death Cafe) deyince aklıma ilk tabutların, kuru kafaların olduğu bir ortam gelmişti. Katılımcıların kahve ve pasta eşliğinde ölüm ve ölüm sonrası hayatı konuştukları bir ortam olduğunu öğrenince ’mutlaka bunun haberini yapmalıyım’ düşüncesine kapılmıştım. Ancak bunun hiç de kolay olmadığını öğrenmem fazla sürmedi. Ama benim de pes etmeye niyetim yoktu! Karin Westh Langgaard ve Ellen Hansen, Danimarka’da Ölüm Kafe organize eden iki psikolog. İkilinin sahibi olduğu ofis, Ölüm Kafe’nin buluşma adresi. Buluşma saatinden bir hayli erken gidiyorum. Amacım kafe hakkında bilgi almak. Telefonda sık sık görüştüğüm Karin değil, Ellen karşılıyor beni. Biraz da muzipçe “İlk gelenin sen olacağını biliyordum!” diyor. Ellen, Karin’den duya duya ezberlediğim kuralları bir kez daha sıralıyor: Not almak yok, kayıt yok, katılımcıların ismini yazmak yok, fotoğraf çekimi ise katılımcıların onayına bağlı… “Hepsine zaten evet dedim.” diyorum. Toplam 12 kişinin kayıt yaptırdığını öğreniyorum. Bu, Danimarka’da yapılan 6. Ölüm Kafe buluşması. Dakikalar 17.00’ye yaklaştıkta katılımcılar bir bir geliyor. İlk dikkatimi çeken, gelenlerin tamamına yakını kadınlardan oluşuyor ve yaşları 60’ın üzerinde. Ayaküstü tanışıyoruz. Masalardaki pastalar, daha doğrusu pastanın üzerindeki figürler herkesin dikkatini çekiyor. Birinde tabut, diğerinde iskelet var! Merak

bu ya, hepimiz “Tabutun içi dolu mu?” diye birbirimize soruyoruz! Karin Westh bir masaya, Ellen Hansen diğer masaya oturuyor. İkilinin görevi sadece möderatörlük. Karin Westh, “Aramızda bir gazeteci var.” deyip benim hakkımda kısa bilgi veriyor. Aynı zamanda Ölüm Kafe’lerine katılma şansı bulan ilk gazeteci olduğumu öğreniyorum. TV2 News haber kanalının ısrarla gelip çekim yapmak istediğini ancak kurallar gereği izin vermediklerini söyleyip ‘şanslısın’ diyor Karin ve Ellen. Benim aklım ise katılımcıların fotoğraf çekmeme izin verip vermeyeceklerinde. Önce tüm katılımcılar kısaca kendini tanıtıyor ve neden katıldığını anlatıyor. Çoğunluğun katılma nedeni, yaşlarından dolayı kendilerini ölüme yakın hissetmeleri. Bir-iki isim, torununun ölümle ilgili sorduğu sorulara cevap veremediği için katıldığını söylüyor. “Kiliseye gidip neden papaza sormuyorsunuz?” dediğimde “Uzun yıllar gitmedik. Kendimizi kiliseden uzak görüyoruz. Hem burada daha rahat konuşacağımızı düşünüyoruz.” cevabını alıyorum. Tanışma faslından sonra her iki masada oturanlar kendi aralarında 1,5 saat ölüm hakkında konuşuyor. İlk izlenimim, yaşlarından dolayı ölümün kapılarını her an çalacağı endişesiyle yaşıyor olmaları oluyor. Sıra bana geldiğinde, ölümün hayatın bir parçası olduğunu ve ahirete inanan biri olarak ‘her an ölümü’ beklediğimi, bunun da beni huzursuz etmediğini söylediğimde grubun en yaşlı isimlerinden biri, “Maalesef biz ölümü hayatımızdan çıkardığımız için sizin gibi rahat olamıyoruz.” diyor. Diğer masaya tabut, bizim masaya iskelet figürünün olduğu pasta düşüyor. Afiyetle iskelet parçalarını mideye indirirken Grönland asıllı olan baya-

nın “Kemikleri sert değilmiş. Galiba kadın!” esprisi, ortamın havasını biraz değiştiriyor. Danimarka’da her ne kadar kâğıt üzerinde Protestan yazsa da gerçekte toplumun yüzde 55’lik bir dilimi kendini ateist olarak tanımlıyor. Katılımcılar arasında sadece bir kişi ateist olduğunu ifade ediyor. Neden katıldığını ise “Başkalarının ölüm hakkında ne düşündüğünü merak ediyorum.” cümlesiyle açıklıyor. Ölünce yakılmayı istediğini söylüyor. ‘Yaşlandıkça ölümü konuşmaya başladık’ Katılımcıların birçoğu yakın bir zamanda aile fertlerinden birini kaybetmiş. Bu durum ister istemez ölümü düşünmelerine sevk etmiş. Tek Müslüman ben olduğum için soruların muhatabı doğal olarak daha çok ben oluyorum. İnsanın mükemmel bir varlık olduğunu ve mutlaka bir Yaratıcının olması gerektiğini söyleyip tüm kutsal dinlerde yaratıcı (Allah) ve ahiret inancı olduğunu ifade ediyorum. Konuşmalar ilerledikçe içlerindeki inanç boşluğu net bir şekilde ortaya çıkıyor. Örneğin “Biz küçükken toplum daha inançlıydı ve biz daha huzurluyduk” cümlesini hemen hepsi anlaşmış gibi kullanıyor. Gençlik çağlarında hayatlarından çıkardıkları dini (inancı) ahir ömürlerinde mecburen yeniden keşfetmeye çalışıyorlar. Kiliseye pek gitmiyorlar ama sık sık mezarlık ziyareti yaptıklarını söylüyorlar. Mezar yeri isteği ise oldukça ilginç. “Bir ağacın gölgesinde yatmayı isterim”, ortak temenni oluyor. ‘Gençken bunları konuşmuyorduk’ Katılımcılar, gençlerin ölümden bahsetmekten kaçtığı için bu konuyu konuşacak birilerini bulmak için Ölüm Kafe’ye geldiklerini özellikle vurguluyorlar. Tam burada acı gerçeği biri ifade ediyor: “Biz de gençken konuşmuyorduk ama yaş 70’e dayanınca mecburen konuşmak zorunda kalıyorsun.” Katılımcılar arasında bulunan bir psikolog ise “Arkadaşımın müdürü olduğu huzurevine davet ettiler. Ölüm hakkında konuştum. İkinci konuşma için davet beklerken arayan arkada-

şım ‘Yaşlılar ölümden çok korkmuşlar. Bir daha gelmeni istemiyorlar.’ deyince şoke oldum. Oysa ölüm en çok onlara yakın ama gözlerini bu gerçeğe kapatıyorlar.” diyerek ilginç anısını paylaşıyor. 1,5 saat adeta su gibi akıp geçiyor. Son 15 dakikada herkes izlenimini kısaca anlatıyor. Hemen hepsi bir rahatlama yaşadığını, ölümün korkunç bir şey olmadığını söylüyor. Bizim masadakiler bana atıfta bulunup ilk kez farklı dinden biriyle ölüm üzerine konuştuklarını ve çok şey öğrendiklerini ifade ediyor. “Fotoğraf çekebilir miyim?” soruma istisnasız hepsi evet deyince bir başka mutlu oluyorum. Karin Westh, “İçeriden ilk fotoğraf çeken gazeteci sensin.” deyip ‘şanslı’ olduğumu bir kez daha ifade ediyor. Kafeden ayrılırken hayatın tek gerçeği ölümü görmezden gelmenin imkânsız olduğunu bir kez daha görüyorum.

İlk kez İngiltere’de açıldı

Ölüm Kafe fikrinin mimarı İngiliz web tasarımcısı Jon Underwood. Buluşmayı Eylül 2011’de evinin bodrumunda organize ederken Jon’un annesi psikoterapist Sue Barsky Reid ilk Ölüm Kafe’nin ev sahipliğini yapmış. Jon Underwood, “Avrupa'da fikir tartışması yapmak için gayri resmi biçimde bir araya gelme geleneği (felsefe ve bilim kafeleri gibi) var.” derken, bu fikri ölüm hakkında daha açık tartışmalar yapılması amacıyla ‘cafe mortel’ etkinlikleri düzenleyen İsviçreli sosyolog Bernard Crettaz'dan aldığını söylüyor. Bugün 32 değişik ülkede Ölüm Kafeler düzenleniyor. Bugüne kadar 3 binin üzerinde Ölüm Kafe buluşmasına binlerce kişi katılmış. Kayıtlar internet üzerinden yapılıyor ve isteyen herkes Ölüm Kafe düzenleyebiliyor. Ancak buna rağmen bu işi gönüllü yapan bulmak oldukça zor oluyor.



16

MAYIS 2016

Kopenhag uzak, Ankara yakın olursa! Yurtdışında yaşayan Türkler eskiden döviz ihtiyacı olduğunda son yıllarda oy hakkının verilmesinden dolayı seçim zamanında hatırlanır oldu. Geçtiğimiz haftalarda TBMM’den gelen Aile Bütünlüğünün Korunması Araştırma Komisyonu üyeleri Danimarka’ydaydı. Seçim ve dövizin mevzu bahis olmadığı bir ortamda milletvekili heyetinin gelmesi takdire şayandı! Komisyon üyeleri artık çığa dönüşen Avrupalı Türklerin ailevi sorunlarını dinleyip, Ankara’ya dönünce çözüm bulmak için çalışacaktı. TBMM heyeti Danimarka’da bulunan sivil toplum örgütleri (STK) bir araya gelip, dert dinledi. Burada bir parantez açalım, Danimarka’da 62 bin Türkiye kökenli yaşıyor. Salonda ise Türkiye’den gelen 11 kişilik heyet ve büyükelçilik mensuplarını çıkardığımızda iki elin parmaklarını aşan bir insan topluluğu vardı. Hakkını yemeyelim en geniş katılım, ülkücülerdendi. AKP’nin Avrupa’daki arka bahçesi

UETD’den katılım sadece gelen AKP’li milletvekillerine mihmandarlık düzeyinde kalıyordu. Sanırım, vatandaşın arasına katılmak yerine sorunları daha üst makamlara bizzat ulaştırmayı tercih etmişti UETD’ciler(!) Dile getirilen sorunları dinleyince zamanda yolculuk yaptım. 1994 yılında TBMM yine bir heyet gelmişti. Danimarka’daki temasları sonunda basın toplantısı düzenleyen heyet, Avrupa’da yaşayan Türklerle ilgili 125 sorun tespit ettiklerini belirtip, çözüm için tüm güçleriyle çalışacaklarını söyleyip gözlerimizi yaşartmıştı(!) Aradan yıllar yıllar geçti. 125 sorun varmıydı bilmiyorum ama çözülen pek bir sorunumuz olmadı. Nedeni gayet basit. İlk düğmeyi yanlış ilikliyoruz. Sorunların çözüm merkezi Ankara değil Kopenhag. Ağzımızı açtığımızda ‘Danimarkalıların ayrımcı, Müslüman karşıtı ve ırkçı’ olduğunu anlatmayı pek bir seviyoruz ama içinde yaşadığımız ülkeden

bihaber yaşayıp sorunlarımıza çözüm yolu bulmayı hiç denemiyoruz. Hayatın merkezine Türkiye’yi koyduğumuz müddetçe sorunlar azalmayacak, artmaya devam edecek. Daha açık ifade edeyim, Avrupa’dakilere oy hakkı verildiğinden dolayı Türkiye’deki siyasi partilerin ilgisine mazhar olduk. Sebebi tamamen duygusal; oy deposuyuz. Türkiye’nin sorunlarının yanında bizim sorunlarımız gündem bile olmaz. Ya dile getirilen sorunlar? İnanın hepsi burada rahatlıkla çözülecek konular. Dile getirilen sorunları burada yazmak istemiyorum ama yıllarca duymaktan bıktığımız konular diyeyim siz anlayın! Peki Ankara’nın çözeceği hiç mi sorunumuz yok? Elbette var. Mesela neden 10 yıldır Kopenhag büyükelçiğine eğitim müşaviri atanmaz? Engel nedir? Yoksa eğitim sıradan gereksiz bir konu mu? Seçme hakkı verilen Avrupalı Türklere neden seçilme hakkı verilmez!

HASAN CÜCÜK hasan@bahar.dk

Bizim oylarımızla seçilen vekiller kendilerini Avrupalı Türklerin değil seçildikleri ilin vekili olarak görüyor. Malum yurtdışında kullanılan oylar Türkiye geneline dağıtılıyor ve bazı partiler milletvekili çıkaramayacağı illerde Avrupa’dan gelen oylar sayesinde vekil çıkarıyor. Bizim 100 tane sorunumuz varsa, bunun 95’inin çözüm adresi Kopenhag’dır. Ne gariptir biz bunu görmezden gelip tüm mesaimizi 5 sorunumuzu çözecek Ankara’yı hayatımızın merkezine oturtuyoruz. Biz bu anlayışla devam edersek, 20 yıl sonrada benzer sorunları temcit pilavı misali konuşuyoruz olacağız. Kimse elini taşın altına sokmuyor. Anlı- şanlı STK’larımız ne yapıyor diye soracaktım ama bunu ilerde münferit bir yazı konusu yapıp STK’lar ne kadar STK irdelemek için şimdilik o defteri açmayım. Benim için 1994’den dinlediğim sorunların tıpkısını 2016’da dinlemek harika bir nostaljiydi!

AZARLAMAK ÇOCUKLARIN GELIŞIMINDE NELERI ETKILER? Azarlamak, bağırmak çocukların gelişimini nasıl etkiliyor. Sürekli azarlanan çocuklar neler hissediyor. SOSYAL PEDAGOG, MELIHAT ALTAY

Bir toplumun ruhsal sağlığı o toplumun çocuklarının sağlıklı yetiştirilmesine bağlıdır. Günlük hayatta çevremize baktığımızda psikoloji bozuk bir sürü insan görüyoruz. Bunları gözlemlerken anne ve babanın çocuğa verdiği değer ve eğitime bakılmalıdır. Çocukların olumlu yada olumsuz yetişmeleri içinde bulundukları ortamın durumuna bağlıdır. Anne ve babalar sorumluluklarının bilincinde olmalıdır. Çocuğun azarlanması duygusal istismardır. Yani çocuğun psikolojik olarak sözel yolla istismar edilmesidir. Azarlamak, hakaret etmek, küçümsemek, tehdit etmek, suçlamak, küsmek, çocukla alay etmek duygusal istismardır. Bazı anneler, çocuklarına bağırmak için fırsat arar. Çocukların hoş olmayan davranışlarını kendilerine karşı yapılmış görürler ve seslerini devamlı yükseltirler. Genellikle yaptığım araştırmalar annelerin çocuklarına bağırmalarının arkasında özel aile için sıkıntılar ve olumsuzluklar

yatıyor. Azarlamanın çocuklara verdiği zarardans söz etmeden önce 3 ve 6 yaş grublarının gelişim sürecine bakmalıyız. 3 ve 6 yaş grubu çocuklar zihinsel, bedelsel, duygusal ve özellikle sosyal gelişim sürecindedirler. Bu dönemde girişimcilik, merak ve keşfetme duyguları yoğunlaşır. Her olaya kendi açılarından bakalar. Başkalarınıns öz ve görüş açılarını kavrayamazlar. Meraklıdırlar; ‘‘neden, nasıl, niçin, bu nedir’’ gibi soruları ısrarla sorarlar. Gelişim sürecinde merkede ‘ben’ varır. Ben merkezcilik bu yaştaki düşünce yapısının örneğidir. Mesela; televizyon izerken en öne otururlar ve arkadakilerin görüp görmemesini umursamazlar. Çünkü ben öreceğim, ben önemliyim düşüncesi vardır. Ve bu davranış genelde anne babalar tarafından azarlanmaya neden olur. Çocuğu anlamak için biraz kendi perceremizi bırakıp olaylara çocuğun gözüyle bakmaya çalışmalıyız. Bu yaştaki çocuklarda tarifsiz bir öğrenme ve tanıma isteği vardır. Çocukların içinde birşeyler keşfetmenin heyecanı ve merakı aceleciliği vardır. Tabiki çocuklar hatalar

tatlı afacanlıklar yapacaktır. Hata yaptığında bağırmak, azarlamak çocuğu nasıl etkiler? Özgüvenini zedeler, çocuk denemelerle kendini sınayarak hata yaparken bağırırsa gelişim sürecini etkiler. Bu ilerde; ergenliğine, okul dönemine, meslek hayatına ve sosyal ilişkilerine yansır. Sürekli hata yapacağını düşünür ve sağlıklı bir gelişim gösteremez. Azarlamak onları hırçın, ürkek, yalan söyleyen, içine kapanık hale getirir. Çocuklar çok hassas yapıya sahiptirler. Azarlamak ruh dünyalarına zarar verebilir. Bağrılmaktan korktuğu için kendini ifade edemez, başarısız olur. Çocuklar enerji doludur, koşup oynayarak kaslarını geliştirirler. Oyun ve hareket çocuğun ruhunu geliştirir. Dur yapma, düşeceksin, vazoyu kıracaksın, yüskek sesle azarlamak yerine objeleri ve eşyaları kaldırabiliriz. Devamli azarlanan çocuklar anne-babaya karşı nefret duygusu besler. Bir süre sonra hırçın davranışlar sergilerler. Neyin doğru, neyin yanlış olduğunu

kavramakta güçlük çekeler. Değişik davranış bozuklukları sergilerler. Çocuk yanlış birşey yaptığında anlayabileceği bir dilde izah etmek gerekir. Göz teması kurarak, yaptığı davranışın neden yanlış olduğu anlatılmalıdır. Çocuk bu şekilde kendisien değer verildiğini hisseder ve sezer. Aynı hareketleri yapmaktan kaçınır. Anne-baba ise güzel bir şekilde çocuklarıyla iletişim kurmuş olur. Bu durum hem çocuğun ruh sağlığı hem de aileye huzur verecektir. Kavga olmadan, huzurlu, herşeyin konuşularak halledildiği bir aile ortamı çocukta güven duygusunu geliştirir ve toplumda sağlıklı bireyler çoğalır.


REKLAM HABER

MAYIS 2016

17

NEXT DREAM HAKKINDA MERAK EDILENLER 1 Ocak 2016’da Fatih Taş tara- çok uygun fiyatlarla ana vatanıfından kurulup hizmete sunulan na uçuruyor. Bu konuda büyük seyahat acentası, gurbetçiler için bir titizlikle çalışan Next Dream,

alternatif uçak firmalarıyla anlaşıp kaliteyi yükseltmeyi ve fiyatları uygun bir düzeye çekmek istiyor. Bu çalışmanın ilk meyvesini Corendon ile direk Konya uçus seferleri ile başladı. Danimarka’da pahalı uçak seferlerine karşı başlattığı bu çalışmayı büyütüp Türkiye’nin her noktasına daha uygun fiyatlarla gurbetçilerimize hizmeti sunacak. Son olarak Atlas Global ile Danimarka’da ilk acenta olma ünvanını alarak İstanbul aktarlamalı Türkiye’nin neredeyse her noktasına uçma imkanı veriyor. Bunun beraberinde

Kuzey Irak’a ve Avrasya’nın birçok ülkesine uygun fiyata uçus seferleri düzenliyor.


© Moving Media ApS

Bilet hattı:

+45 88 34 11 11 Fatih Taş +45 31 21 19 02

M. Burak Taş +45 60 15 97 79

Hovedvejen 106 st. 2600 Glostrup (arkada park alanı vardır) tas@nextdream.dk / info@nextdream.dk / www.nextdream.dk


Corendon hakkında Trustpilot’a yorum yapanların hepsi çok memnun kaldıklarını bildiriyor.

e l i s e n i l r i a n o d n e r Co ON

z u r o y u ç u a y ’ a y n o K direk AY W E

999 DKR ile

başlayan fiyatlar

2800

KOPENHAG - KONYA 21/06 05/07 13/07 28/06 06/07 19/07 29/06 12/07 26/07 KONYA - KOPENHAG 06/07 26/07 09/08 13/07 02/08 10/08 19/07 03/08 16/08

DKR ile başlayan fiyatlar

Corendon Airlines, 20 yıl evvel kurulmuş olan Antalya merkezli bir türk şirketidir. Corendon’a ait 13 uçak bulunuyor. Son 10 yılda Danimarka’dan Antalya’ya uçuş düzenleyen Corendon Airlines şimdi ise Next Dream ile Konya’ya direk uçuşlar düzenleniyor.

Açılış-kapanış saatleri: Pazartesi - Cuma: 10.00-19.00 Cumartesi - Pazar: 11.00-19.00 Resmi tatillerde de açığız

Ankara, Kayseri, Antalya, İzmir direk uçuşları için arayabilirsiniz.

Facebook’ta bizi beğen fırsatlardan haberdar ol!


20

MAYIS 2016

KOPENHAG’DAN MALMÖ’YE TEHLIKELI YOLCULUK

Danimarka Polisi 1 Şubattan bu yana Kopenhag’dan Malmö’ye hızlı tren seferlerinin yapıldığı raylardan geçmeye çalışan 25 mülteciye engel oldu. Söz konusu kişilerin akabinde raylara insanların tespit edilmesini kolaylaştıran ısı sensörleri yerleştirildi.

BAHAR HABER MERKEZİ

İsveç son dönemde hayata geçirilen bazı yeni kanunlara rağmen halihazırda mültecilerin hayallerini süsleyen ülkelerin başında geliyor. Avrupa’ya ulaşmayı başaran çok sayıda mülteci bir şekilde İsveç’e ulaşmaya çalışıyor. Son

dönemde Danimarka sınırında başlatılan kontroller ise mültecilerin son derece tehlikeli yollara başvurmasına neden oluyor. O yollardan biri de Kopenhag ile Malmö arasındaki Öresund Köprüsünü köprünün altındaki tren raylarından yürüyerek geçmeye çalışmak. Normalde saatte hızı 200 kilometreye yaklaşan hızlı trenlerin kullandığı ray-

larda yürümek ise başlı başına büyük bir tehlike. Danimarka polisi 1 Şubattan bu yana raylardan yürüyerek Malmö’ye geçmeye çalışan 25 kişiyi yakaladığını açıkladı. Bunlardan 20 tanesinin Danimarka’da kayıtlı mülteciler olduğu 5 tanesinin ise diğerlerinin ise İsveç’e iltica başvurusu yapmak istediği belirtildi. Bu arada Kopenhag ile Malmö arası 31

kilometre. Kopenhag ile Malmö arasındaki Öresund Köprüsü yetkililer tarafından 7/24 takip ediliyor. Özellikle köprünün üzerindeki otoyol 400 kadar kamera ile anbean izleniyor. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Sanna Holmqvist, ‘‘Köprü’deki yayaların tespit edilmesi için elimizden gelen herşeyi yapıyoruz’’ dedi.


Auto - pladeværksted og skadecenter med special i Mercedes

MERCEDES - SPECIALIST / Vi laver alle bilmærker Deneyimli ekibimizle her marka araç bakım ve tamiri özenle yapılır.

Salg af frikørte taxaer

ABS • Airbag • Akü • Boya • Far ayarı • Kaporta • Klima • Mekanik Otomatik şanzıman • Yedek parça • Lastik • Motor kayışı • Syn kontrolü • Rot balans ayarı

Stort udvalg af

Yazlık lastiklerinizi en uygun fiyatlarla bizde bulabilirsiniz 4 adet kaliteli tekere Danimarka’nın en iyi fiyatına sahip olabilirsiniz:

165-65-14 ........... kr. 1500,155-65-13 ........... kr. 1500,175-65-14 ........... kr. 1500,175-70-13 ........... kr. 1500,185-65-14 ........... kr. 1500,185-65-15 ........... kr. 1600,195-65-15 ........... kr. 1600,205-60-16 ........... kr. 2000,-

225-55-16 ........... kr. 2100,225-50-17 ........... kr. 2700,205-55-16 ........... kr. 2000,225-45-17 .......... kr. 2800,245-45-17 ........... kr. 2800,205-65-16c ......... kr. 3000,235-65-17 ........... kr. 3700,-

TÜM FİYATLARA VERGİ + MONTE EDİLMESİ DAHİLDİR - ÜCRETSİZ LASTİK YAMALAMA.

YETKİLİ

dæk!

BAYİSİ ©Moving Media ApS

ROT BALANS AYARI Bizden teker alırsanız rot balans ayarı vergi dahil kr. 375,Teker almadan yapılan rot balans ayarı vergi dahil kr. 550,-

Tlf. 63 12 12 13 AUTO - PLADEVÆRKSTED

/

TAHSİN ÖCAL

Akut-nødopkald tlf. 27 12 12 13

Hvidsværmervej 163-165 • 2610 Rødovre • www.eco-steam-auto.dk Åbent: Man-fre kl. 8:00-16:30 • Lørdag kl. 9:00-14:00 • Helligdage kl. 9:00-14:00


22

MAYIS 2016

HARRAN Başta Belediye başkanı sayın Mehmet Özyavuz ve organizatör iş adamı sayın Rauf Uyar’a bize karşı gösterdikleri ilgi alaka ve dostluktan dolayı heyetimiz adına çok teşekkür ederim. Bu ziyaretten önce, Danimarkalı siyasetçi ve bürokratlardan oluşan bir heyetlede İstanbul’a gitmek için tüm hazırlıklar yapılmıştı tam yola çıkacağımız zaman, Türkiye’de patlayan bombalardan dolayı bu seyehat maalesef iptal edildi. Şu anda bu korkuyu, bu tedirginliği kırmak için herkes elinden geleni yapmalıdır. Ben ve heyetimdeki tüm arkadaşlar doğduğumuz ülkede barış huzur ve sukünetin sağlanması için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Bunu yaparken yönetimde kim olduğuna bakmadan, memleketin geleceğini ve ülkede yaşayan tüm insanların kader birliğine ve de yaşam hakkına saygı duyduğumuzu, destek verdiğimizi özellikle belirtmek istiyoruz. Biz bu çalışmaları yapmazsak, bu riski göze almazsak, ülkeyi ve ülkenin güzel misafir perver insanlarını tanımıyan yabancılar nasıl gelecek? Niye gelecekler? Dünyanın ilk üniversitesinin Harran’da açıldığını ve gök bilimlerine büyük önem verildiğini, Dünya ile ay / güneş arasındaki mesafelerin ölçülmeye çalışıldığını, üniversitenin daha sonra işgalci ve yıkıcı Moğollar tarafından yakılıp yıkıldığını, Göbekli Tepe’de yapılan kazılarda ortaya çıkan tapınakların Mısır’daki piramitlerden daha eski olduğunu, önce bizimkilere

sonra yabancılara anlatmazsak nerden bilecekler? Nasıl ilgi duyacaklar? Bu konuda devletin Harran’a ve bölgede iyi çalışmalar yapan Belediyelere ve kuruluşlara destek vermesi gerekir. Kültür ve inanç turizminde çok büyük potansiyele sahip olan Urfa ve Bölgede bu çalışmalar sağlanırsa, buralar dünyanın ilgi odağı olur. Güzel, güneşli havası ile, doğası ile, kültürü ile, muazzam mutfağı ile en önemlisi misafirperver insanı ile daha iyi bir geleceğe ve yaşama olanağına kavuşabilecek bir bölge. Burada bir tanıtım eksikliği vede dışarıya açılma gereksimi olduğunu gözümüzle gördük. Almanya, Avusturya, Belçika’dan heyete katılan Milletvekilleri, basın mensupları bu konuda üzerimize düşeni yapacağız ve bizim imkanlarımız çerçevesinde olan her türlü desteği vermeye çalışacağız. Birşeyleri üretmek önemli ama, üretileni tanıtma, pazarlama da bir o kadar önemli. Şu anda Türkiye truizmini ve ekonomisini olumsuz şekilde etkileyen korkuyu, tedirginliği ve ambargoyu kırmak için he-

HÜSEYİN ARAÇ huseyin@bahar.dk

pimizin gayret etmesi gerekiyor. Tanıtım dedikte Danimarka’da da tanıtım konusunda birçok çalışmamız var ama bazen kendimizi ve sorunlarımızı tam ola-

rak anlatamıyoruz. Geçen hafta Danimarka TV kanallarında bir konu işlendi, konu Türkiyeden Danimarka’ya gelen ilk kuşak misafir işçiler mutlu olmadıkları tesbit edilmiş. Efendim ilk kuşağımızdan 39 kişi ile röportaj yapan bazı yetkililere verilen cevaplar benim ve birçoğumuzun bildiği konular, ama Danimarkalılar daha yeni yeni tesbit etmişler. Türkiye’den gelenler buraya çalışmaya geldiler ve çalıştılar, işten hiç kaçmadılar . Danimarkalıların çalışmadığı ağır işlerde, pis işlerde ve sağlığa zararlı iş yerlerinde

çalıştılar. Kimisi hasta oldu, kimisi çok yıprandı buna rağmen en ufak bir krizde işten çıkarılan bunlar oldu. Daha sonra Danimarka’ya gelenlerin yaptıkları alavere ve daleverelerden onlarda etkilenmiş, daha doğrusu zan altında bırakılmışlar ve bırakılmaya da devam ediliyorlar. Onlararla kimse ilgilenmemiş. Şimdiki gelenlere gösterilen ilgi alaka ve yardımın yüzde biri bile onlara gösterilmemiş. Burada yabancı, memlekette yabancı muamelesi görmüşler. Birçoğunun hayalleri, döneceğiz diye planları vardı, hayalleri gerçekleşmedi, dönüşler maalesef olmadı. Onlar ömürlerinin en kıymetli bölümlerini bu ülkede geçirmelerine rağmen, onların kıymeti bilinmedi. Ben bunları ailemden ve kendi ailemde ayırmadığım diğer insanların yaşamında gördüm, yaşadım. Onların emekleri, çabaları, hatıraları unutulmasın diye, büyük bir gayretle onların yaşamını bizim gençlere çocuklara en önemliside Danimarkalılara anlatmak için Aarhus’ta Den Gamle By Müzesi’nde sergiledik. Müzede en çok ziyaret alan bölümlerden biri oldu. Korkarım ki Danimarka basını 2-3 gün konuşacak ve bu insanlar yine kaderine terk edilecekler. Yani dostlar bir işi yapmak, başarmak yeterli değil onu belgelemek, tanıtmak, sergilemek ve anlatmak gerekiyor. Bu Danimarka-Aarhus için de, Türkiye- Urfa- Harran için de geçerli. Hoşça ve dostça kalın.

GENÇ DAVASI VE AILE BIRLEŞIMI Avrupa Adalet Divanı’nın verdiği aile birleşimi kararı ne anlama gelir? Nasıl bir sürecin sonunda bu karar alındı? Bundan sonra ne olacak? SAİD İLHAN, HUKUKCU

Geçtiğimiz günlerde Avrupa Adalet Divanı Danimarkalı Türkler için önem arz eden bir karara imza attı. Meselenin hukuki çerçevesini ele almadan önce söz konusu ‘Genç Davasını’’ kısaca özetlemeye çalışacağım. Caner Genç’in babası işçi olarak yıllar önce Danimarka’ya geldiğinde, o günün yasalarına uygun bir şekilde aile birleşimi yapar ve aile fertlerini Danimarka’ya getirir. Ailenin küçük oğlu olan Caner Genç ise 2006 yılında, 13 yaşındayken başvuru yapar. Caner’in başvurusu ise Yabancılar İdaresi’nce dönemin Yabancılar Yasasına (Udlændingeloven) eklenen yeni bir madde (tilknytningskravet) gerek-

çe gösterilerek reddedilir. Buna müteakip Genç Ailesi gerekli mercilere başvurarak yıllarca süren bir hukuk mücadelesine başlar. Normal şartlarda böyle durumlarda prosedür şöyle bir seyir izler: Yabancılar Dairesi (Udlæningestyrelsen)’nin kararı Yabancilar Komitesine (Udlæninge Nævnet) şikayet edilebilir. Yürütmenin bütün karar mercileri tükendikten sonra, konu yargıya intikal edettirilebilir. Yargıda konu önce Şehir Mahkemesi’nda (Byretten) sonra Ülke Mahkemesi’nde (Landstretten) sonra ise Avrupa Adalet Divanı’nda (AAD) incelenmesi icin belli mühretler icinde sunula bilir. Bazı durumlarda Landretten dava ile ilgili kesin kararını vermeden önce, AAD’den görüş veya tavsiye isteyebilir. Böyle durumlarda Ülke Mahkemesi (Landsstretten) Avrupa Adalet

Divanı’nın tavsiyelerini ya da görüşlerini dikkate alarak bağımsız bir şekilde karar verir. Genç Davası’nda tam olarak bu noktada bulunmaktayız. Yani Ülke Mahkemesi konuyla ilgili olarak AAD’nin görüşüne başvurdu. İşbirliği Anlaşması (Associeringsaftalen) Avrupa Birliği ile Türkiye arasında geçmişte yapılan İşbirliği Anlaşması ve eklemelerinin (1980) 13. paragrafında ‘Stand Still Klausul’’ olarak adlandırılan maddeye göre; eğer ülke güvenliği, birliği ve sağlığı tehlike altında değilse, Türk vatandaşlarının anlaşmadaki hakları yeni kısıtlamalara maruz bırakılamaz. Kaynak için buraya bakabilirsiniz: Anlaşma esasen Türkiye ve Avrupa Birliği arasındaki ticari ilişkilerin kademeli olarak ileri seviyeye taşınmasını amaçlıyordu. Fakat zamanla ve konjöktör gereği ihmal edildi, diye biliriz. Avrupa Adalet Divanı’nın Kararı Bu bağlamda Caner Genç’in dönemin mevcut Yabancılar Yasası’nın § 9, maddesinin 16 fıkrasına binaen (tilknytningskravet), ülkeye entegre olması olasılığının düşük olduğuna hükmetmiş

ve aile birleşimi bavşursunu reddetmişti. Sonra ise dava Ülke Mahkemesi tarafından görüş istemek suretiyle Avrupa Adalet Divanına intikal ettirildi. Avrupa Adalet Divanı da Türk vatandaşları için olumlu olan ve emsal teşkil edebilecek bir karara imza attı. Kararın tamamını Danca olarak şuradan okuyabilirsiniz. Ancak özet geçmek gerekirse; kararın sonunda mahkeme şu cümleyi kullanmış. ‘‘Böyle bir kısıtlamaya [Aile birleşimini engelleme] gerekçe olabilecek nedenler [bu davada] mevcut değil.’’ Bu demek oluyor ki; yabancılar yasasında mevcut olan şartların bazıları Türk vatandaşları açısından haksız kısıtlamalar anlamına gelebilir. Bu yüzden Danimarka Adalet Bakanlığı’nın mevcut yabancılar yasasını Türkiye ile yapılan İşbirliği Anlaşması’nı dikkate alarak yeniden gözden geçireceği aşikar. Bu elbette güzel bir gelişme. Ancak fazla ümit vermenin de yanlış olabileceğini düşünüyorum. Danimarka devleti hukuk çerçevesinde kalarak dolaylı yollardan farklı şekillerde kısıtlamalar getirebilir. Bunu unutmamak gerekir. hukuk@bahar.dk



24

MAYIS 2016

6 soruda Genç Davası

nan Avrupa Merkezi Lüksemburg’da bulu verilen Genç n Birliği Adalet Divanı tarafında yan ve ağır şa Ailesi Kararı, Danimarka’da ya sevdiklerinen aile birleşimi şartları yüzünd n Türkiye kala den uzakta kalmak zorunda ğı oldu. Söz kökenli insanlar için umut ışı nleri Bahar ile konusu kararla ilgili merak ed Gazetesi olarak toparladık.

ve Aile Birleşimi Kararı BAHAR HABER MERKEZİ

Kısaca Genç Ailesi Davası nedir? Yaşar Doğu Genç yıllar önce Türkiye’den Danimarka’ya göç eden biri. 3 oğlu vardır. Taner ve Şener isimli iki büyük oğlu kendisiyle birlikte Danimarka’da yaşarken en küçük oğlu Caner genç Türkiye’de yaşıyordu. 2006 yılında Caner Danimarka’ya gelmek için aile birleşimi başvurusu yaptı ancak bu başvuru Danimarkalı yetkililer tarafından ‘ülkeye ayak uyduramaz’ gerekçesiyle reddedildi. Akabinde Genç ailesi mahkemeye başvurdu. Geçtiğimiz hata kamuoyuna yansıyan Avrupa Adalet Divanı kararı esasen 10 yıl süren bir hukuk mücadelesinin neticesi.

1

Peki Caner şimdi Danimarka’ya

2 gelebilecek mi?

Bu aslında halihazırdaki en önemli sorulardan biri. Çünkü Türkiye kökenli insanların aile birleşimi konusundaki gelecekleri bu sorunun cevabıyla yakında ilgili. Avrupa Adalet Divanı’nın tavsiye kararı Danimarka Mahkemesi’ne ulaştı. Ancak henüz mahkeme bir karar vermiş değil. Hukuki sürecin tamamlanması için biraz daha beklemek gerek. Mahkemenin vereceği karar emsal olacaktır. Avukatlar bu konuda ne diyor? Yabancılar Yasası konusunda en tecrübeli avukatlarından Christian Jensen, kararın tarihi bir öneme sahip olduğunun altını çizerek şunları söyle-

3

di: ‘Adalet Divanı kararıyla yabancılar yasasının sert maddeleri çöp kutusuna atılmıştır. Yabancılar yasasının sert maddeleri olan 24 yaş kuralı, sosyal yardım almama, aidiyet şartı gibi maddeleri Türkler için geçerli olmayacaktır. Peki mevcut aile birleşimi şartları

4 kalktı mı? Türkiye kökenli herkes

eşini ya da birinci dereceden yakınlarını dilediği Danimarka’ya getirebilecek mi? Hayır, mevcut aile birleşimi şartları henüz kalkmış değil. Avrupa Adalet Divanı’nın verdiği bir tavsiye kararıdır. Doğru olan Danimarka mahkemesinin bu tavsiyeye uymasıdır. Ancak elbette bu mahkemenin vereceği karardır. Bunu önümüzdeki süreç gösterecek. Adalet Divanı’nın verdiği 5 Avrupa karar neden bu kadar önemli?

Avrupa’da yaşayan Türkiye kökenli insanların diğer göçmen gruplardan büyük bir farkı bulunuyor. Herşeyden önce Türkiye AB üyesi olmak için müzakere eden bir ülke. Dolayısıyla Türkiye ile AB arasında sık sık anlaşmalar imzalanıyor. Her bir anlaşma yeni bir değişiklik demek. Öte yandan geçmişte Türkiye ile AB arasında imzalanan anlaşmalar da Avrupa’daki Türkiye kökenli insanlar üzerinde etki yapıyor. 1963 yılında imzalanan Ankara Anlaşması bunlardan biri. Söz konusu anlaşma Türkiye vatandaşlarına AB nezdinde birçok hak

tanıyor. Bu anlaşma halen yürürlülükte. Dolayısıyla diğer göçmen toplumlarına yapılan kısıtlamalar bu anlaşmadan dolayı Türkiye kökenlilere uygulanamıyor olması gerekiyor. Ancak maalesef birçok AB ülkesi bu anlaşmayı yok sayıyor. Bunun en öncelikli nedeni Türkiy kökenli insanların haklarını aramak üzere yıllar boyunca sürecek ve masraflı bir mahkeme sürecini göze alamaması. Genç Ailesi bu yüzden çok önemli. 10 yıl süren zorlu bir hukuk mücadelesini göze aldılar. Neticede karar onların lehine oldu. Bu karar benzer başvuruyu yapacak diğer Türkiye kökenli insanlar için de emsal (örnek) teşkil edebilir. Haliyle önümüzdeki süreçte hem hukuki mücadele kısalabilir. Hem de kanunlar bu çerçevede yeniden değerlendirilebilir. Danimarkalı yetkililer ne diyor

6 kanun hakkında?

Danimarka halihazırda Avrupa’nın en sert göçmen yasalarından birine sahip. Halihazırda ülkede göçmen karşıtı aşırı sağ bir parti olan Danimarka Halk Partisi (DF) tarafından ayakta tutulan bir hükümet var. Dolayısıyla Türkiye kökeni göçmenlere yeni hakların tanınmasına neden olabilecek bir değişiklik hoşlarına gitmiyor. Nitekim bunu hem Liberal Partili Entegrasyon Bakanı Inger Stöjberg’in açıklamasında hem de DF’in Avrupa Parlamentosu’ndaki temsilcilerinden Morten Messerschmidt’in açıklamalarında görmek mümkün.


MAYIS 2016

25

AILE BIRLEŞIMI KARARININ IÇ YÜZÜ Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın "Genç" davasıyla ilgili verdiği kararın sadece çocukların aile birleşimi başvuruları için değil aynı zamanda eşlerin aile birleşimi başvurularını da kolaylaştırması bekleniyor. SÜMEYYE ÇAKICI, HUKUK DANIŞMANI

Avrupa Birliği Adalet Divanı (ABAD) tekrar Türk vatandaşlarına ilişkin bir davada karar verdi. Türkiye ile özel ortaklık anlaşması referansı ile danımarkanın sert yasasının ankara anlaşmasına aykırı olduğunu belirtti. 12 Nisan 2016 günü Avrupa Birliği Adalet Divanı’ndan tarihi bir karar geldi. 2005 yılında Caner Genç’in aile birleşimi başvurusu Danimarka yasaları çerçevesinde reddedilmişti. Danimarka Yabancılar Mahkemesi’nin gerekçesi, başarılı bir entegrasyon için hiçbir dayanağın olmamasıydı. Bu aslında yeni bir şey değil. 2004 yılından bu yana, 1000'den fazla çocuğun aile birleşimi başvurusu, ‘‘Danimarka’ya başarılı bir şekilde entegre olacağına dair hiçbir dayanağı olmadığı’’ gerekçesiyle reddedilmişti. Aynı gerekçeyle henüz 2 yaşında olan çocukların başvuruları bile reddedilmişti. 2012 yılında Sosyal Demokrat Parti iktidarında yaş sınırı bazı çocuk dava-

larının medyaya taşınmasıyla birlikte 8’e çıkarılmıştı. Ancak yasa tamamen kaldırılmadı. Dolayısıyla yüzlerce çocuğun aile birleşimi başvurusu reddedildi. Bu çocuklar için Danimarka'ya gelmek mümkün olmamıştı. Danimarka’da Türkiye kökenli insanların yaptığı aile birleşimi başvurularının Avrupa Birliği ile Türkiye arasında imzalanan Ankara Anlaşması kapsamında olmadığını düşünülüyordu. Avrupa Birliği Adalet Divanı ise Ankara Anlaşması gerekçesiyle Danimarka’nın ulusal [aile birleşimi] kanunlarının Türk vatandaşlarına geçerli olmadığına savundu ve Ankara Anlaşması imzalandığı dönemindeki kanunların hala geçerli olduğuna hükmetti. Türk vatandaşı olan Caner Genç, Türkiye’de 17 Agustos 1991 yılında doğmuş. Caner’in babasi Yasar Genç ise 1997 yılından ihtibaren Danimarkada işci olarak kalmıştı. Aile birleşimini kolaylaştırması bekleniyor Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın "Genç" davasıyla ilgili verdiği kararın

sadece çocukların aile birleşimi başvuruları için değil aynı zamanda eşlerin aile birleşimi başvurularını da kolaylaştırması bekleniyor. Burada dikkat edilmesi gereken tek kural Danimarka’da yaşayan referans kişinin (anne, baba, eş) ekonomik açıdan aktif bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olması. Daha önce reddedilenler için yeniden başvuru hakkı doğdu Daha önce aile birleşimi başvurusu yapan ancak Danimarka kuralları nedeniyle başvurusu reddedilen çocukla şimdi yeniden başvuru yapma fırsatı doğdu. Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın kararı yeniden gözden geçiriliyor. Bu durumda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından aile birleşimi konusunda istenen, bağlılık şartı, 24 yaş kuralı gibi şartlar artık geçerli olmayabilir. Adalet Bakanlığı ve Göçmen İdaresi, henüz Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın kararı hakkında yorumlarını belirtmedi. Bu karar ile birlikte aile birleşimi vakalarının yeniden başlaması ihtimali üzerinde bir yorum yapmaları bekleniyor. Son olarak; halihazırda Danimar-

ka’da yaşayan ve ekonomik olarak aktif durumda olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının aile birleşimi başvurularının kolaylaştığı söylenebilir. Daha önceden başvuruları reddedilenler yeniden başvuru yapabilir. hukuk@bahar.dk

© Moving Media ApS

Aladdin Tæpper

Ha rit ad an bi zi bu la bi lir si ni z.

YENİ YERİMİZDE

2016 MODEL HALILARIMIZLA

HİZMETİNİZDEYİZ!

Kaliteli binlerce renk boya, çeşitli duvar kağıtları ve daha fazlasını mağazamızda bulabilirsiniz. Sadelmagerporten 2-4, 2650 Hvidovre [Eski yerimizden bir kaç dükkan ileride] Tel. 36 31 31 23

Açılış/Kapanış saatlerimiz: Pazartesi - Cuma: 10.00 - 18.00 Cumartesi: 10.00 - 16.00


MAYIS 2016

UTKU ÇUBUKÇU

26

Hamlet’in Evi Kronborg Kalesi’nde Bir Gece Konaklamak İskandinavya'dan gevrek

Hamlet’in Evi Kronborg Kalesi’nde Bir Gece Konaklamak William Shakespeare’nin ölüme mahkûm Dan prensi Amleth’in hikayesini nasıl duyduğu hala kesin olmasa da bu üzücü hikayeden esinlenerek yazdığı Hamlet oyunu ve yine Helsingør’deki Kronborg kalesinden esinlenerek çizdiği Elsinore kalesi, Hamlet’in trajedisine ev sahipliği yapıyor. 1420’li yıllarda Kral Eric tarafından, ülkenin kuzey doğu ucuna, denize doğru inşa edilen Kronborg, o zamanlar Danimarka’ya ait olan Güney İsveç topraklarını izliyordu. Böylece boğazın en dar bölgesine konumlanmış hali ile hangi ülkeden olursa olsun o yolu kullanan gemilerden çok değerli vergiler toplanabiliyordu. Kale aslında birçok farklı taş binanın çevresine bugün de halen görülebilen kare bir duvar örülerek inşa edilmiş. Fakat daha sonar 1574, 1585 yılları arasında Kral 2. Frederik bu orta çağ kalesini yeniden inşa ederek, döneme uygun Rönesans tarzında bir kaleye dönüştürmüş. Yenilenen bu kalede böylece yeni, göğe kadar yükselen kuleler, kral ve kraliçe için özel yaşam alanları ve o dönemde kuzeydeki en uzun yemek salonu inşa edilmiş. Shakespeare‘in en ünlü trajedisi Hamlet‘in geçtiği kale olarak bilinen Danimarka’daki Kronborg Kalesi şuan turistik olarak gezilebilir ve hatta özel Hamlet oyunlarına ev sahipliği yapmakta iken geçtiğimiz haftalarda Airbnb üzerinden gecelik olarak kiralanabilir hale geldi. Haber şaka gibi dursa da Airbnb’de kaleyi kiralayan da Hamlet’in ta kendisi. “Gelin, evimde bir gece kalın” diye söze başlayan

Hamlet, kalede bir gece geçirecek misafirini internet üzerinden aradı. Kalede bir gece geçirip, kraliyet sanatçıları eşliğinde adına eğlenceler düzenlenecek kişinin yapması gereken tek şey ise eden o kalede kalması gerektiğini anlatan bir mektup yazmaktı. Tüm dünyadan binlerce başvuru alan kampanyanın kazananı ise Londra’da yaşayan M. L. Rio oldu. Neredeyse 100 yıldır içinde kimsenin yatmadığı bu kalede Rio, bir gece konaklayacak ve 300 kişinin katılacağı ve Hamlet’in verdiği bir yemek ile akşam etkinliklerine katılacak. Bu şanslı kişinin yarışmayı kazanması-

nı sağlayan mektubu ise Shakespeare’den esinlenerek yazdığı bir şiir. Yaklaşıl 15 yıldır Shakespeare üzerine çalışan Rio, yüksek lisans yaptığı King’s Collage London’daki öğrencilerini de bu gezinin bir parçası olması için özel istek de yollamış.

İzlanda’da 1 Milyon Dolarlık Festival Bileti

İçeriği ile her yıl çokça konuşulan Secret Solstice Müzik Festivali, bu sene de 1,000,000 $ ederindeki festival paketini açıkladı. İzlanda‘nın en özel mekanlarında, güneşin batmadığı tarihlerde gerçekleşen Secret Solstice’in bu seneki 1,000,000 dolarlık paket dahilinde ise aşağıdakiler gibi

çok özel ayrıcalıklar ve daha fazlası var. – 6 kişilik özel jet – 120 yıllık bir lagünde gizli partiye giriş (lagüne helikopter ile gidiş) – Dünyada ilk defa yapılacak olan volkan içindeki konsere giriş – Buzul mağaralarındaki etkinliklere giriş – Kaldığınız yere göre kişiye özel balina/ yunus izleme turları – İzlandik lavdan yapılmış çerçevelenmiş bilet Ayrıca festival line-up’ında ise Radiohead, Of Monsters and Men, Die Antwoord dahil birçok güzel isim var.

Nordik Film Önerisi; Þrestir

Roskilde Festivali Güncellemesi

Nordik yönetmen Rúnar Rúnarsson, ilk uzun metrajı ‘Eldfjall’dan sonra ‘Þrestir’ ile karşımızda. Ayrıca yönetmen 2004 yılında çektiği kısa filmi ‘Síðasti Bærinn’ ile Oscar‘a; ‘Eldfjall’ ile ise Cannes Film Festivali’nde Altın Kamera kategorisinde aday olmuştu. Rúnarsson 2015 yılında çektiği filmi Þrestir yani Serçeler ile kuzeyin eşsiz manzarasını izleyiciye sunuyor. İzlanda’da yaz dönümü zamanı çekilen Serçeler, aslında kuşlarla ilgili bir film değil. Filmin açılış sahnesinde Hallgrímskirkja‘da kilise korosu şarkı söyler. Koroda dikkat çeken kişi ise tabii ki melek sesli Ari‘dir. 16 yaşındaki Ari, Reykjavík‘te annesiyle yaşamaktadır. Uzun zaman önce annesi ve babasının boşanmasına tanık olan Ari’nin her şeyi annesidir. Ancak annesi, Danimarkalı erkek arkadaşıyla Afrika’ya gidecektir. Bu nedenle Ari, yıllardır görmediği babasının yanına taşınmak zorunda kalır. Okulunu, arkadaşlarını, kısaca yaşadığı büyük şehri, Reykjavík‘i bırakmak istemez. Babasının yanına Westfjörds‘a gider. Babası Gunnar ile ilişkisini yeniden gözden geçiren Ari burada oldukça yalnız hisseder. Çocukluk arkadaşları artık onunla pek ilgilenmez. Ari, yalnızlık süresinde kendini keşfeder. Teknik olarak da oldukça başarılı olan Þrestir, Rúnarsson’un en iyi işlerinden biri olabilir. İzlanda manzaralarını başarılı bir şekilde filmleyen yönetmen bizi hayal kurmaya itiyor. Ayrıca yönetmen bolca doğal ışıktan yararlanmış. Bu da filmi daha saf ve doğal bir forma sokuyor. Sigur Rós veKjartan Sveinsson büyüleyici şarkılarıyla filmi daha da dreamlandik yapıyor.

Danimarka’nın Zealand adasındaki Roskilde şehri, dünyanın en saygıdeğer festivallerinden birine her yıl ev sahipliği yapıyor. Şehirle aynı isme sahip olan bu güzel festival, 1971’den beri, her yıl, baş-

ta rock müzik olmak üzere pek çok farklı müzik türünü kendi bünyesinde barındırıyor. İlk yapıldığı yıl 10.000 kişiyi ağırlayan festival aradan geçen zamanda artan popülaritesi nedeniyle daha büyük insan topluluklarının odağı haline gelmiş ve bugün, 133.000kişinin misafiri olduğu bir organizasyon halini almış. İskandinavya’nın ve Danimarka’nın en değerli festivallerinden olan Roskilde, bundan 4 gün önce yaptığı yeni bir grup güncellemesi ile karşımıza çıktı. 105 tane grubun daha açıklandığı büyük güncellemede, toplam grup sayısı da 179‘a yükseldi. Pek çok ünlü ismin katıldığı bu yeni güncellemede Neil Young + Promise of the Real, Biffy Clyro, James Blake, Santigold, Gramatik veSlayer gibi göze çarpan isimler bulunmakta.

Yeni Nordik müzikler keşfetmek isterseniz Nordik Simit’i Spotify üzerinden takip etmeyi unutmayın! Takip için mobil cihazınızla kare kodu taramanız yeterli!


MAYIS 2016

27

Anadolu kadınları güçlüdür Keriman karakteri ile tanınıp sevilen güzel oyuncu Nursel Köse ile Almanya’dan Türkiye’ye uzanan yolculuğunu konuştuk.

RÖPORTAJ: MUSTAFA KILIÇ

Paramparça dizisinde oynadığı Keriman karakteriyle fenomen oldu. 7'den 70'e herkes onu çok sevdi. İzleyiciyi bazen sinirlendirdi bazen güldürdü. Başarılı oyuncu Nursel Köse, oyunculuk serüvenini ve yer aldığı ilk komedi filmi “Kaçma Birader”i anlattı. Kaçma Birader'de Züleyha karakterini oynuyorsunuz. Ancak Keriman'dan farklı biri çıkıyor karşımıza... Dünyada pek söylenmez ama Türkiye'de dillerde, “Oynadığın karakter üzerinize yapışacak' diyorlar. Bu rolle böyle bir şeyin olmadığı görülecek. Karakter oyuncunun üzerinize yapışabilir ama ben yapıştırmam. Oynadığınız rolün bir öncekini anımsatması sizce kötü mü? Oyunculuk hayatım boyunca bundan hep rahatsız oldum. Oynadığım karakterlerin birbirinden farklı olmasını istiyorum. Bunun için çok çaba sarf ediyorum. Fakat başka karakter de olsa oynayan sizsiniz... Evet, sonuçta insanız. Mutlaka mimikler benzeşecektir. Taban tabana ayrışamayız ama elimden geldiğince her rolüm için yeni karakterler çıkarmaya gayret ediyorum. TÜRKİYE'DEN ALMANYA'YA Filmdeki Zülehya da çift karakterli, bu rolü başarabilmek için çok çalıştınız mı?Karakter çıkana kadar çok çalışıyorsunuz. Sonra her şey tıkır tıkır işliyor. Bir de kadınYozgatlı... Bunun için de çok çalıştım. Yozgat kültürünü inceledim. Züleyha'nın göçmenlik ruhunu anlamaya çalıştım. Züleyha, Yozgat'tan İstanbul'a göçüyor ve burada bambaşka bir kadın oluyor.

NURSEL KÖSE 'NİN EN'LERi • En sevdiğiniz meyve: Nar ve Ayva • En sevdiğiniz hayvan: Kedi • En sevdiğiniz film: Yaşamın Kıyısında • En sevdiğiniz şarkı: İntizarParamparça • En sevdiğiniz semt: Cihangir • En sevdiğiniz kitap: Ebru Oje n- Aşı •En sevdiğiniz ülke: Almanya

Siz de Züleyha gibi göçmensiniz... Evet... Züleyha ile bu konuda iyi bir empati kurdum diyebilirim. Ben de Türkiye'denAlmanya'ya gittim ve orada başka bir hayat kurdum. Güçlü bir kadın olmak için de çok çabaladım. Züleyha da güçlü. Anadolu kadınının güçlü bir karaktere sahip olduğuna inanıyorum. Anadolu kadınları kazanımlarını mücadele ederek elde ediyor.

Almanya'da neler yapıyordunuz? Ara ara Türkiye'ye geliyordum. Filmler ve dizilerde rol alıyordum. Hatta oynadığım “Yaşamın Kıyısında” adlı film Cannes Film Festivali'nde en iyi senaryo ve birçok daldaödül almıştı. O filmle tanındım ama Keriman'la ünlendim. Her sanatçının bir kırılma noktası oluyor. Kötü bir karakter olan Keriman'ı sevimli hâle getirdiniz. Buna oyunculuk başarısı deniliyor galiba... Keriman, ciddi, kötü ve gıcıktı. Bir süre sonra mimiklerle onu daha eğlenceli bir karakterhâline getirmeye çalıştım ve başardım. Paramparça'nın son bölümlerinde Keriman daha az görülüyor. Diziden ayrılıyor mu? Öyle bir azalma olmadı. Her dönem farklı bir karaktere ağırlık veriliyor. Birazda insanları meraklandırmak adına yapılıyor. Sevenlerim korkmasın diziden ayrılmam söz konusu değil. Keriman evlere konuk olmaya devam edecek. Aile bağlarınız nasıl? Annem ve babam rahmetli oldu. Ama kardeşlerimle aram çok iyi... İletişimim çok iyi... Ailece sanat ruhuna sahibiz. Ablam Kıymet Köse ile Almanya'da stand up sahneliyorduk. Iki ablam da öğretmen şiir kitapları var. Kısacası sanat ailemin merke-

zinde... KENDiMLE OYNAMAYI SEViYORUM Oynamaktan keyif aldığınız rol arkadaşınız kim? En çok kendimle oynamaktan keyif alıyorum. (Gülüyor) Tolga Tekin'le çok iyi bir enerji yakaladık. Bir de Civan Canova ile iyi işler çıkarıyoruz. İkisiyle de oynamayı seviyorum. Özel hayatıyla değil de işiyle ön planda olan bir sanatçısınız. Bunu nasıl başarıyorsunuz?

Şimdiye kadar başardım. Umarım bundan sonra da böyle devam eder. Kaçma Birader ilk komedi filminiz. Artık komedi tekliflerini kabul edecek misiniz? Kabul edeceğiz diye bir şey yok. (Gülüyor) Gelen projeleri, rolleri okuyacağım, detaylı şekilde inceleyeceğim. Beğenirsem kabul edip, oynayacağım. Sizce komedi kalıcı mı? Sinema ufka atılan bir imza gibidir, her zaman karşınıza çıkar. Sporla aranız nasıl? Sporsuz asla olmaz. Her zaman spor yapıyorum. Meşhur 5 tibetim vardır onu mutlaka yapıyorum. Hatta ona gençlik pınarı da denir. Onu yaptığınız zaman hiç yaşlanmıyorsunuz. Hiç enerjiniz bitmiyor. Hareketlerimi her gün yapıp sete gittiğimde arkadaşlarım “Nursel Abla bu enerjiyi nereden buluyorsun” diyorlar. Duvarlara bile tırmanabilirim. O denli enerjim yüksek. (Gülüyor)


28

MAYIS 2016

DİALOG ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU DIALOG FORUM DERNEĞI’NIN 2012’DEN BERI VERDIĞI DIYALOG ÖDÜLLERI’NIN 5.SI SAHIPLERINI BULDU. BU YIL ÖDÜLLLERIN SAHIPLERI GUNNAR STAALSAT, ZENIA STAMPE, UZAN AILESI, CRILLES BACHER VE PETER FISHER MÖLLER OLDU. ÖDÜL TÖRENINE MILLI MÜZE (NATIONALMUSEET) EV SAHIPLIĞI YAPTI. BAHAR HABER MERKEZİ

Danimarka Dialog Forum Derneği’nin geleneksel Diyalog Ödülleri’nin 5.si sahiplerini buldu. Kopenhag’ın ünlü Milli Müzesi’nde (Nationalmuseet) yapılan ödül törenine sanat, siyaset ve akedemi dünyasından seçkin bir davetli topluluğu katıldı. 2002’de kurulan Dialog Forum, 2012’den bu yana her yıl Diyalog Ödülleri veriyor. Milli Müze (Nationalmuseet) bir kez daha Diyalog’un Oscarları’na ev sahipliği yaptı. Artık gelenekselleşen ve her yıl birbirinden değerli isimlere takdim edilen 5. Diyalog Ödülleri programının sunuculuğunu TV2’den Lisbeth Davidsen’in yaptı. Davidsen, toplumlar arasında barışı sağlayacak derneklere ihtiyaç duyulduğunu belirterek, Dialog Forum’un bu görevi başarıyla yerine getirdiğini söyledi. Dialog Forum Derneği Başkanı Mustafa Gezen konuşmasında ‘dinlemenin’ önemine atıfta bulundu. Gezen, diyalog yaparken en önemli noktanın insanların birbirini dinleme kabiliyeti olduğunu belirterek, ‘Farklı kültürden insanlar karşılıklı diyalog için masaya oturanlar, karşısındakine anlatmayı hedeflediği için çoğu zaman dinlemeyi unutuyor. Kalıcı diyalog, karşındakini dinlemekten geçer’ dedi. Danimarka’nın refah toplumu olmasından dolayı bir çok özgürlüğü bünyesinde barındırdığına işaret eden Mustafa Gezen, ‘Dünyanın en mutlu ülkesinde yaşayanlar olarak başkalarının ihtiyaçlarını gözetmeliyiz. İnsani olan felsefi prensip, başkaları için iyilik yapmak kısaca adanmışlıktır. Buna bugün dünden daha çok ihtiyacımız var. Adanmışlık duygusunu refah sistemimize daha çok dahil edersek, Danimarka yerel ve global sorunların çözümünde daha etkli hale gelir’ diye konuştu. Gezen konuşmasını dünyanın en aktüel sorunlarından olan mültecilerle ilgili ‘Başka insanların hayatlarının bizim elimizde olduğunu unutmayalım’ sözleriyle tamamladı. 5. Diyalog Ödülleri’nde Nobel Komitesi eski üyesi Gunnar Staalsat’ın ödülünü Danimarka’nın ünlü iş kadını Stine Bosse verdi. Staalsat konuşmasında Diyalog Ödülünü almanın kendisi için bir onur olduğunu söyledi. Dünyada barış ve diyalog için çalışacak oluşumlara ihtiyaç olduğunu belirten Gunnar Staatsat, Hizmet Hareketi’nin bu görevi yerine getiren önemli bir oluşum olduğunu söyledi. Staatsat, bugün

Crilles Bacher

Zenia Stampe

dünyada barışı sağlamak için güce değil, eğitime ve birbirini anlayan insanlara ihtiyaç olduğunu sözlerine ekledi. Höje Taastrup Özel Lisesi Müdürü Crilles Bacher’in ödülünü eski öğrencileri verdi. Yıllarca müdürlüğünü yaptığı öğrencilerinin elinden ödül almanın kendi-

Dialog Forum Derneği Başkanı Mustafa Gezen

Uzun Ailesi

sini duygulandırdığını vurgulayan Bacher, ‘Her zamankinden daha çok diyaloga ihtiyacımız var. Hepimizi birer insan olarak görmemiz gerekir. Çok kültürlü Avrupa’da birbirimizin farklılıklarına saygı göstermemiz gerekiyor’ dedi. Gecenin en anlamlı ödülü geçtiğimiz yılın Şubat ayında Kopenhag’da düzenlenen çifte terör saldırısında sinagogda bekçilik yaparken hayatını kaybeden Dan Uzan’ın ailesine verildi. Uzan ailesine ödülünü Kopenhag Büyükşehir Belediyesi’nin

önyargının olmaması gerektiğini söyledi. Radikal Parti milletvekili Zenia Stampe’nin ödülünü Dialog Forum Derneği Başkan Yardımcısı Dr Naciye Elgin verdi. Ödüle layık görülmekten dolayı çok mutlu olduğunu ifade eden Stampe, uzun zamandır dünyanın savaş ve çatışmalarda dolayı diyaloğu unuttuğunu söyledi. Konuşmasında oldukça duygulanan Stampe, ‘Danimarka’da azınlıkların problemlerine fokus olmaktan dolayı bu insanlarla diyalog kurmayı unuttuk. Benim büyüdüğüm Danimarka toplumu böyle değildi. Bizim unuttuğumuz diyaloğu şimdi Dialog Forum yapıyor. Bu ödüle layık olmak için daha çok çalışacağım’ diye konuştu. Roskilde Başpiskoposu Peter Fisher Möller’e ödülünü Danimarka Halk Kilisesi’nin diyalogdan sorumlu genel sekreteri Kaare Schelder ChristenNorveçli Yazar Gunnar Staalsat Peter Fisher Möller sen’den verdi. Fisher Möller, uzun yıllar çalışmalaçocuk ve gençlerden sorumlu başkanı Pia rını yakından takip edip, işbirliği yaptığı Allerslev verdi. Uzan ailesi konuşan Dan Dialog Forum’un Diyalog Ödülü’nü almaUzan’ın ablası, gözyaşlarına engel ola- nın kendisi için bir gurur olduğunu ifade madı. Konuşmakta zorlanan abla Uzan, ederek, ‘Dialog Forum, Danimarka’nın kardeşini kaybettikten sonra Hıristiyan, ihtiyacı olan diyaloğu yerine getirerek büMüslüman ve Musevilerden destek gör- yük bir görev yapıyor. Diyalog, anlayış ve düklerini belirterek, diyalogun olması için birbirini karşılıklı anlayanlarla olur. Her

zaman aynı fikirdi olmayabiliriz ancak diyalog karşındakinin hakkını savunmaktır. Demokrasi içinde aynı görüşte olmasakta birlikte yaşabiliriz. Dialog Forum bunu bize gösteriyor’ diye konuştu. Ödül töreninde Danimarka’nın milli şairi Benny Andersen okuduğu şiirler ve yaptığı espirilerle geceye renk kattı. Program öncesi verilen resepsiyonda ise müzik öğretmeni Kemale Hüseynova piyona resitali sundu. Şuana kadar Dialog Ödülü alan bazı isimler Mogens Lykketoft (BM Genel Kurulu Başkanı – Danimarka eski Meclis Başkanı) Jens Stoltenberg (NATO Genel Sekreteri) Uffe Ellemann – Jensen (Dışişleri eski bakanı) Margrethe Vestager (Radikal Parti eski başkanı – Avrupa Komisyonu komiseri) Bent Melchior (Eski hahambaşı) Benny Andersen (Milli şair) Danimarka Mülteciler Yardım Kurumu Jakob Bundgaard (Arhus Belediye Başkanı) Stine Bosse (İş kadını – profesyonel yönetici) Töger Seindenfaden (Politiken eski genel yayın yönetmeni) Klaus Haekkerup (Sosyal Demokrat Parti milletvekili) Bertel Haarder (Kültür Bakanı – Liberal Parti)


.

NYHED

Vi har svømmeundervisning i .2. og 3. klasse

72 % af vores afgangsklasse er egnet til gymnasiale uddannelser

Vi er åben for tilmeldinger for nye elever fra 0. klasse til og med 7. klasse Brøndby - Glostrup Ishøj -Albertslund - Rødovre Bagsværd - Husum Herlev - Skovlunde Gladsaxe - Søborg -Tingbjerg

Store & rummelige klasser

Kørselsmulighed

Legeplads - Gokart - Boldbur - Skovområde Mini SFO

(skoleparathedsundervisnig)

Adres: Telegrafvej 5A - 2750 Ballerup Tlf. 31 10 44 14 - e-mail: info@ballerupprivatskole.dk Web: www.ballerupprivatskole.dk


30

MAYIS 2016

BULMACA

Geçen ayın çözümleri

info@bahar.dk



ı b a s e h z i Çey

32

MAYIS 2016

BAŞVURULARI BAŞLADI!

Hükümetin dünya evine girecek çiftlere yapacağı çeyiz hesabı uygulaması başladı. Çeyiz hesabı ile TürK vatandaşlarının evliliği teşvik edilerek aile yapısının korunması ve geliştirilmesi sağlanacak. 2015 yılı Aralık ayında açıklanan eylem planı ile netleşen Çeyiz Hesabı yürürlüğe girmiş durumda. Türk vatandaşı gurbetçiler veya mavi kart sahibi gençler uygulamadan yararlanabilecek.

BAHAR HABER MERKEZİ

Evlenecek gençlere destek için hayata geçirilen “çeyiz hesabı” uygulamasıyla gençlerin evlilik hazırlıkları için oluşturdukları birikimlerine yüzde 20’ye varan oranda ve 5 bin Türk lirasına kadar devlet katkısı sağlanacak. Çeyiz hesabı uygulamasından Türk vatandaşı veya mavi kart sahibi, 27 yaşından önce ilk evliliğini yapacak olanlar yararlanabilecek. Türk vatandaşı olup gerekli izni alarak bunu kaybeden Mavi Kart sahipleri ile üçüncü dereceye kadar alt soyları da çeyiz yardımı hakkından yararlanabilecek. Türkiye’de ikamet şartı olmadığı için, yurt dışında yaşayan Türk vatandaşları da çeyiz yardımı alabilecek. Kişi, birden fazla çeyiz hesabı açamayacak. Hesabı açan kişi bir defaya mahsus olmak üzere hesabına 15 bin TL'ye kadar para yatırabilecek. Katılımcıların aylık ödeme planını seçmesi halinde bir dönem içerisinde üç defadan fazla düzenli ödemeyi aksatmaması ve üç aylık ödeme planını seçmesi halinde bir dönem içerisinde bir defadan fazla düzenli ödemeyi aksatmaması gerekiyor. Ceyiz hesabına ödemeler aylık ya da 3 aylık şeklinde düzenli yapılacak. Düzenli aylık ödemelerin alt sınırı 100 TL, üst sınırı ise 1000 TL olacak. Devlet katkısı ödemesi evlilik tarihindeki birikim tutarının yüzde 20'sini ve azami 5 bin TL'yi geçmeyecek. Düzenli ödeme süresi 36 ila 47 ay olanlar için ödenek tutar 4 bin TL'yi; 48-59 ay arası

olanlar için 4 bin 500 TL'yi; 60 ay ve üzeri olanlar için ise 5 bin TL'yi geçemeyecek. Çeyiz hesaplarının denetimi Hazine Kontrolörleri Kurulu tarafından yapılacak. İLK PARA 2019'DA Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bütçesine konulan ödenekten karşılanacak olan çeyiz hesaplarına eklenen devlet katkısı, hesabın bulunduğu banka aracılığıyla ödenecek. Çeyiz hesabından yararlanmak isteyen kişinin evlilik tarihinden önce asgari 3 yıl boyunca açılacak hesaba düzenli ödeme yapması gerekiyor. Para 3 yıl hesapta kaldıktan sonra devlet katkısı yatırılacak. TL cinsinden mevduat veya katılım fonu olarak açılabilecek. Düzenli ödeme gerekiyor. Alt sınır 100 lira, üst sınır bin lira. 3 aylık ödeme planı seçilirse, aylık alt ve üst sınırların 3 katı tutar geçerli olacak. Katılımcı, sadece bir kez 15 bin lira yatırabilecek. Aylık ödeme planı seçilmişse 1 dönem içinde 3 defadan fazla ödeme aksatılmamalı. 3 aylık plan seçilmişse de 1 dönem içinde 1 defadan fazla ödemenin aksatılmaması gerekiyor. Bir dönem içinde çeyiz hesabından en fazla 2 defa çekim hakkı tanınacak. Bakiyenin, açılış tarihinden itibaren yatırılması gereken asgari tutarlardan az olmaması gerekiyor. Düzenli ödeme süresi 36-47 ay olanlar hesaptaki birikim tutarının yüzde 10'u (ödenecek tutar 4 bin lirayı geçmeyecek); 48-59 ay arası olanlar yüzde 15'i (ödenecek tutar 4 bin 500 lirayı geçemeyecek); 60 ay

ve üzeri olanlar için yüzde 20'si (ödenecek tutar 5 bin lirayı geçemeyecek) kadar devlet katkısı alacak. Devlet katkısı çeyiz hesabının bulunduğu banka aracılığıyla verilecek. Bunun için katılımcı, evlilik tarihinden itibaren 6 ay içinde aile cüzdanı ve ilk evliliği olduğuna dair belge ile müracaat edecek. Ayrıca 27 yaş doldurulmadan ilk evliliğin yapılması gerekiyor. Katılımcılara sadece tek çeyiz hesabı için devlet katkısı ödenecek. Bankaların yurt içi şubelerinde TL cinsinden mevduat veya katılım fonu hesabı olarak açılacak. Katılımcı birden çok hesap açtıramayacak. Hesaba bir defa açılış tarihinde üst sınırı aşan bir tutar yatırılabilecek ve bu 30 bin lirayı geçemeyecek. Katılımcı aylık ödeme planında bir dönem içerisinde en fazla 3, 3 aylık ödeme planında 1 dönem içerisinde en fazla 1 defa ödemeyi yapmayabilecek. Düzenli ödeme süresi 36-47 ay olanlar hesabındaki birikim tutarının yüzde 15'i (ödenecek tutar 13 bin lirayı geçemeyecek); 48-59 ay olanlar yüzde 18'i (ödenecek tutar 14 bin lirayı geçemeyecek); 60 ay ve üzeri olanlar yüzde 20'si (ödenecek tutar 15 bin lirayı geçemeyecek) kadar devlet katkısı alacak. Takvim'in haberine göre, devlet katkısı için konut edinim tarihinden itibaren 6 ay içinde bankaya müracaat edilecek. Katılımcının Türk vatandaşı olması ve tamamı kendi adına kayıtlı konut sahibi olmaması gerekiyor. Eşten ve birinci derece kan hısımlarından alınan konutlara devlet katkısı ödenmeyecek. Euro ve Dolardaki değişimleri avantaja çevirebilirsiniz. Za-

man kaybetmeden yatırıma başlayın. ÇEYİZ HESABI ŞARTLARI Çeyiz hesabına başvuranlar birden fazla hesap açamayacak. Ödemelerin düzenli yapılması halinde çeyiz hesabı geçerli olacak. Çeyiz hesabının yurtiçindeki herhangi bir banka şubesine açılabileceği belirtilirken, çeyiz hesabını açtıran kişi bir dönemde ancak iki kere çekim yapabilecek. Bu şartlara uymayanların hesapları çeyiz hesabı statüsünden çıkartılacak. 27 yaşına gelmeden evlenme şartı aranan çeyiz hesabında evlilik tarihindeki birikim esas alınarak devlet katkısı ödemesi yapılacak. Bu katkı birikim tutarının %20 ’sini ve 5000 TL’yi geçemeyecek. ÇEYİZ HESABI İLE İLGİLİ DESTEK ORANLARI İSE ŞÖYLE Ödeme Süresi 36-47 ay olanlar %10 katkı payı Ödeme süresi 48 ila 59 ay olanlar %15 katkı payı Ödeme süresi 60 ay olanlar %20 katkı payı alacak ve bu rakam 5000 TL’yi geçemeyecek. Devletin ödeyeceği bu katkı payı Aile ve Sosyal Politikalar bakanlığı bütçesinden karşılanacak. Başvuracak kişi evlendikten sonra 6 ay içerisinde aile cüzdanı ve ilk evliliğine dair nüfus müdürlüklerinden alınmış belge ile bankaya müracaat edip 10 iş günü içinde kontrol edilip kişinin hesabına aktarım yapılacak.


Biz kafaya koyduk!

Ayağınızı yerden kesceeeez ...

U Ğ U L Z U C AÇILIŞ U ! R O Y İ D DEVAM E

AÇILIŞA ÖZEL

TÜM AYAKKABILARDA

%40 ucuzluğumuz

© Moving Media ApS

20 Mayıs’a kadar devam ediyor!

Dr. Comfort ve Ferauberge ürünlerimiz aşağıda yer alan sorunlara ve sorunları olmayanlara (koruma amaçlı) uygun sertifikalı sağlık ayakkabılarıdır. √ √ √ √ √ √ √

%100 Naturel Diyabetik Ayak Topuk Dikeni Hallux Valgus Çekiç Parmak Yüksek Ark Pençe Ayak

√ √ √ √ √

Ayak Basış Bozukluğu ve Bel Ağrısı Nöropati (his kaybı) Ayak Yaraları Ayak Terlemesi ve koku Aşil Tendiniti

Nordre Fasanvej 87 | 2000 Frederiksberg Tlf. 60 38 35 38 | info@ferauberge.dk | www.ferauberge.dk Açılış saatleri Pazartesi-Cuma: 10.30-18.30 / Cumartesi: 11.30-16.30


34

MAYIS 2016

İngiltere’de zirvede bir Cezayirli 2014’te Leicester City’den gelen teklife rugby kulübü sanıp tereddütle yaklaştı. Bu sezon 17 gol ve 11 asistle şampiyonluğu neredeyse garantileyen Leicester’in başarısına çok büyük katkı yaptı. İngiltere’de yılın futbolcusu seçildi. Bu isim, babası Cezayirli, annesi Faslı Riyad Mahrez. HASAN CÜCÜK

Babası Ahmet Mahrez 54 yaşında kalp rahatsızlığından dolayı hayatını kaybettiğinde henüz 15 yaşındaydı. Artık hayatın yükü omuzlarına binmişti. Bir karar vermesi gerekiyordu; ya futbol ya da iş hayatı. Tercihini futboldan yana kullanmasında babasının daha küçük yaşından itibaren “Futbolcu olmanı istiyorum.” sözleri etkili oldu. Kararı kesindi. Bu isim İngiltere’de tarih yazan Liecester City’nin Cezayirli yıldızı Riyad Mahrez’di. Liecester adım adım şampiyonluğa giderken bu başarıda pay sahibi olanlardan biri 17 gol ve 11 asistle Mahrez. İngiltere Profesyonel Futbolcular Birliği (PFA) tarafından yılın futbolcusu seçilen Mahrez, bu başarıyı elde eden ilk Afrika kökenli ve Liecester City’li oyuncu olarak tarihe geçti. Fazla değil, iki yıl önce Fransa 2. Ligi’nde top koşturan Mahrez, bugün yıldızlar topluluğu bir ligde yılın oyuncusu seçilecek bir başarıya imza attı. Babası Cezayirli, annesi Faslı olan Mahrez’in babası Cezayir ve Fransa’da küçük takımlarda top koşturduğu için oğlundaki futbol yeteneğini küçük yaşlarda keşfetti. Paris’in kuzeyinde yabancıların çoğunlukta, kariyer imkanının kısıtlı olduğu bir bölgede doğan Riyad Mahrez, “Zengin değildik ancak fakir de değildik.” diyor. Riyad, aşırı derece zayıf bir bünyeye sahipti. İkili mücadelerle rakipleri fizik gücünden dolayı hep üstünlük sağlıyordu. Ancak o hızıyla rakiplerine fark atıyordu. 2009’da amatör Quimper’de top koşturmaya başlayan Riyad’a hocasının tavsiyesi futbol kariyerini şekillendiriyordu: “Fizik gücün yeterli olmadığı için akıllı oynamak zorundasın. Fiziğini değil, aklını kullan.” Riyad, Quimper’de 6 ayda futbolunu ilerletince Paris Sa-

int Germain ve Marsilya gibi devlerin dikkatini çekti. Ancak tercihini 2. Lig takımlarından La Havre’den yana kullandı. Sebebini “Çok iyi bir altyapı sistemleri vardı.” diye açıklıyor. Mahrez, kısa sürede hızı ve tekniğiyle dikkati çeker. Kariyer basamaklarını artık adım adım tırmanma vakti gelmiştir. 2014’te Liecester City’den teklif geldiğinde önce biraz tereddüt eder. Sebebi ise Liecester’i futbol değil, bir rugby kulübü sanmasıdır. Yakınları İngiliz futbolunun fizikgücüne dayalı olduğunu belirtip tercihini İspanya’dan yana kullanmasını ister. Ancak kararını verir ve 450 bin Euro karşılığında Leicester’in yolunu tutar. La Havre’de ortaya koyduğu başarılı futbola rağmen Cezayir Milli Takımı’na seçilemeyen Mahrez, Ada’ya adım atar atmaz dikkatleri üzerine çekmesiyle kendini milli takımda buldu. Milli takım tercihini babasından dolayı Cezayir’den yana kullandı. “Orası benim köklerim ve her yıl gittiğim anavatanım.” diyen Riyad Mahrez, milli formayı 24 maçta giyip 4 gole imza attı. Daha şimdiden ‘en başarılı Cezayirli oyuncu’ olarak adını tarihe yazdıran Riyad Mahrez, adı Barcelona, Roma, Manchester United gibi devlerle anılmasına rağmen Liecester ile olan sözleşmesini 2019’a kadar uzattı. “Söylentiler umrumda değil, burada mutluyum.” diyen Mahrez’in piyasa değeri şimdilik 20 milyon Euro.


yakında açılacak yeni düğün salonumuzla sizlerin hizmetinizdeyiz

Düğün, nişan, kına, sünnet, konferans ve tüm özel organizasyonlarınız için tamamen profesyonel bir ekip ve kadromuzla

yeni düğün salonumuzda sizlere hizmet vermek ve ağırlamaktan memnuniyet duyarız.

Rezervasyonlarınız için bizi hemen arayın!

Telefon:

81 73 83 19 26 78 15 07 Banegårdsvej 25, 2600 Glostrup

© Moving Media ApS

çok yakında



Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.