Milliyet Sanat Kasım 2012 No: 644

Page 9

Onun adı Craig, Daniel Craig! Bu ay vizyona giren “Skyfall”da üçüncü kez James Bond olarak izleyeceğimiz Daniel Craig, ‘karakter oyuncusu’ olarak başladığı sinemada starlığa uzanan ender aktörlerden... Daniel Craig’in James Bond’u canlandıracağı açıklandığında serinin hayranları bu seçime şüpheyle bakmıştı.

ESİN KÜÇÜKTEPEPINAR esin@sinema.com

SİNEMA veya kamera büyüsü dedikleri böyle bir şey; aksi takdirde nereden baksanız ‘yakışıklı’ değil! Yani bildik anlamda. Gelgelelim anında cazibe halesi oluşturuveren, konuştukça güzelleşen insanlardan. Hele ki bir Hollywood starı beklentiniz varsa bir kenara koyun. Cazibe tamam ama sinema perdesinden fışkıran, tabiri caizse ‘hayvansal cazibe’ titreşimlerinden eser yok. “Infamous”da izleyenler hatırlayacaktır, en ‘sayko’sundan bir katil olarak dahi ortalığı sarsacak denli ikircikli bir beden dili vardır. En belalı, sert erkek hallerinde ve baştan çıkarıcı duruşunda kendi meşrebince bir cazibe merkezi oluşturur. Ki bu da malum, merakımızı cezbedecek bir karakter oluşturmada pekala çıkış noktasıdır. Resimli roman yüzeyselliğindeki “Sylvia”da dahi İngiliz şair Ted Hughes

olarak yine müthiş bir cazibe merkezi yaratır. Şairin karizmasını layıkıyla parlatmasından öte, geniş, kemikli yüzüne kilitlenmemizin nedeni Sylvia’dan özür dilediği sahnede görüldüğü gibi bulutlu ifadesidir. Bu da, onun elle tutulur kanlı canlı karakterler yaratma başarısını gösterir. Tiyatro ile başladığı, arada şöhreti TV ile yakaladığı kariyerinde onu bağımsız filmlerin aranılan aktörü yapan şey ‘çeşitliliğe’ olan merakı olsa gerek. Gerçek hayatta da işini iyi yaptığından emin olduğuna dair sinyaller veren ama belli ki mahcubiyete düşmemek adına kontrollü ve temkinli konuşan bir yapısı var. Dolayısıyla bu hafif tedirgin halleri ve titrek tebessümü son direniş kalenizi yıkabilir. Zaten ‘karakter oyuncusu’ olarak başladığı sinemada starlığa uzanmak çoğuna kısmet olmaz. Onun

7

derdi ise söylediğine bakarsak, şan şöhretin getireceği rol zenginliğidir, gerisi iki bira, bir cekettir.

‘DOSTLARIM VE EVİM’ Daniel Craig ile James Bond kimliğini ilk kez üstlendiği “Casino Royal” (2006) vesilesiyle Londra’nın şahane lüks bir otelinde dünya gözüyle tanıştığımızda ‘dostlarım ve evim’ kıvamında bir mutluluk tablosu çizmeye çalışmıştı. Yani o söylemeden önce anlayacağınız üzere ‘medya ve kalabalıklarla’ arası pek iyi değil. Tevekkeli yıllar önce, 2004’te İngiliz süper model Kate Moss’la bir restoran çıkışı paparazziye yakalandığında içeri kaçarak arka kapıdan sıvışmaya çalışması işe yaramadığı gibi boyalı basına ilave malzeme temin etmişti. Özel yaşamıyla ilgili genç Milliyet SANAT Kasım 2012


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.