MTSO Haber Sayı 389

Page 1

MTSO Sanayi Akademi beşinci dönemi başladı >2’de

Altınışık, hayat enerjisini resimde buldu

Kamu bankalarından istihdamı artırmak için işletme kredisi

>2’de

>2’de

2020 ve umutlar… > 3’te

Ayhan KIZILTAN

MTSO Yönetim Kurulu Başkanı

www.mtso.org.tr www.mtso.org.tr | YIL: | YIL: 22 17 | SAYI: | SAYI: 389298 | 02| 6-19 - 15 Şubat ARALIK 2020 2015

Çukurova güç birliği Çukurovalı gıdacılar bir araya geldi

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ile Adana Ticaret Odası’nın (ATO) gıda meslek komiteleri üyeleri, sektör sorunlarına ortak çözüm aradı. Toplantıda birlikte hareket etme kararı yinelendi. MTSO 6 No’lu Toptan Gıda ve Muhtelif Ticaret ile 7 No’lu Perakende Gıda ve Muhtelif Ticaret Meslek Komitesi üyeleri, ATO 8 No’lu Gıda Toptancıları ve İmalat-

ile kalkınacak

çıları ile 21 No’lu Perakende Gıda, Tekel Maddeleri Meslek Komitesi üyeleriyle ortak toplantıda buluştu. Ulusal zincir marketler, vergi kaydı olmayan seyyar satıcılar, yabancı uyruklu işletmeler, gros marketlerin toptan ve perakende olarak satış yapmaları gibi sektör sorunlarının konuşulduğu toplantıda, Mersin’de düzenlenmesi planlanan ‘Gıda Sektörü Çalıştayı’ da görüşüldü. > 2’de

Çelik Helezon yurtdışına açılma hedefinde

Mehmet Badem Çelik Helezon Genel Müdürü

T

eknolojiyi yakından takip eden, kendi imalat makinelerini ihtiyacına göre kendi üreten Çelik Helezon, bu özellikleri sayesinde düşürdüğü üretim maliyeti ve güçlendirdiği rekabetçi yapısı ile önümüzdeki süreçte yurtdışına açılmayı hedefliyor. Bunun için gerekli altyapı çalışmalarına başlayan firma, önceliği ihracat için gerekli belgeleri tamamlamaya verdi. Sektöre 1980 yılında Mersin’de tarım makineleri imal eden, dönemin önde gelen firmalarından birisinde çırak olarak çalışmaya başladığını anlatan Çelik Helezon Genel Müdürü Mehmet Badem, burada uzun

yıllar ustalığa kadar çeşitli üretim bölümleri yanında satın alma gibi idari departmanlarda da görev aldığını söyledi. Ardından 2005 yılında bu firmanın kapanmasıyla birlikte bir yol ayrımının geldiğini kaydeden Badem, “Ya, başka bir firmaya geçip çalışmaya devam edecektim ya da kendi şirketimi kuracaktım. Kendi şirketimi kurma fikrim aslında her zaman aklımın bir köşesinde vardı. Karşıma böyle bir durum çıkınca ben de daha önce çalıştığım firmanın helezon makinelerini satın alarak Çelik Helezon ismiyle kendi firmamı kurdum” dedi. > 6’da

MTSO, Çukurova Bölgesi’nin el birliğiyle kalkınması adına ‘Çukurova Bölgesel Stratejik Yatırım ve Kalkınma Planı’ hazırlanması çalışmalarına başladı. İlk ziyaret Hatay’a gerçekleştirildi.

G

öreve geldikleri günden itibaren bölgesel işbirliği, birlik ve beraberlik çağrısı yapan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim ve Meclisi, bu çağrılarını Çukurova Bölgesel Stratejik Yatırım ve Kalkınma Planı hazırlanması projesi ile somutlaştırdı. Projenin detayları hakkında bilgi verip destek istemek adına ilk ziyaret Hatay’da yer alan Oda’lara gerçekleştirildi. Ardından Adana’da-

ki Odalarla bir araya gelmeyi planlayan MTSO, çalışmalarına Mersin’de düzenlenecek ortak toplantılarla devam edecek. Bölge Odaları arasında işbirliği ve dayanışmayı güçlendirip Çukurova’nın güç birliğiyle kalkınmasını hedefleyen Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ile Meclis Başkanı Hamit İzol başkanlığındaki MTSO Heyeti, ilk olarak Reyhanlı TSO Yö-

netim ve Meclis üyeleriyle bir araya geldi. Ardından Antakya TSO Yönetim ve Meclis üyeleriyle buluşan MTSO’nun temasları İskenderun TSO Meclis Toplantısı’na katılımla son buldu. Mersin heyetinde Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hakan Sefa Çakır, Meclis Başkan Yardımcıları Yakup Gitmiş ve Hüseyin Dinler ile Meclis Katip Üyesi Kemal Yüksel yer aldı.

Hatay’da Çukurova Stratejik Yatırım ve Kalkınma Planı’nın detaylarını anlatan Başkan Kızıltan, bölgenin sınırlı arazi olanaklarını hatırlatıp, bu arazilerin hep birlikte en verimli şekilde planlanması gerektiğini vurguladı. Kızıltan, “Birbirimizi rakip olarak görmez, güçlerimizi birleştirirsek, bu bölgeyi dünyanın en gelişmiş ekonomi bölgesi haline getirebiliriz” dedi. > 4’te

Eğitimciler özel okul sayısına kota istiyor

MTSO Futbol Şöleni sona erdi

Bilge Gürbüz Saydan Gürbüz Treyler Genel Müdürü

Gürbüz Treyler yatırımlarına piyasanın beklentilerine göre yön veriyor

S

ektördeki açıkları iyi tespit ettiklerini, ihtiyaçları doğru analiz ettiklerini kaydeden Gürbüz Treyler Genel Müdürü Bilge Gürbüz Saydan, kuruldukları günden bu yana yatırımlarını da bu analizler çerçevesinde yönlendirdiklerini söyledi. Mersin’de 1980 yılında Annesi Emine Gürbüz ve Babası Ahmet Gürbüz ortaklığında Gürbüz Demir ismi ile ticarete adım attıklarını anlatan Bilge Gürbüz Saydan, “O dönemde annem ve babam faaliyetlerini Mersin Sanayi Sitesi’nde 300 metrekare alanda sürdürüyor-

MTSO 01 CMYK

du. Mersin’de bu işleri yapan firma bulunmaması nedeniyle demir profil ve sac satıyorlardı. O yıllarda gerekli donanım olmaması nedeniyle demir çelikleri de at arabasıyla alıp sattıklarını anlatırlardı Tabi büyük zorluklar yaşanmış” dedi. Bununla birlikte hem sektördeki sayılı firmalardan birisi olmaları hem de disiplinli ve güven veren çalışmalarıyla bir süre sonra iş hacimlerinin arttığını ve 1991 yılında Tırmıl Sanayi Sitesi’ne taşındıklarını kaydeden Saydan, aynı yıl şirketleştiklerini de bildirdi. > 6’da

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ile Adana Ticaret Odası’nın (ATO) eğitim meslek komiteleri, sektör sorunlarına ortak çözüm aramak adına bir araya geldi. Her geçen gün artan özel okul sayısına kota getirilmesi talebinde bulunun eğitimciler, KDV oranın yeniden yüzde 1’e indirilmesini ve var olan teşviklerin arttırılmasını istiyor. MTSO 28 No’lu Eğitim Hizmetleri Meslek Komitesi Üyeleri, ATO 44 No’lu Özel Eğitim Kurumları Meslek Komitesi Üyeleriyle, ortak sektör toplantısında buluştu. Toplantıda, her geçen gün artan özel okul sayısının kısıtlanması, açılan okul-

MTSO Heyeti Hatay temaslarına Reyhanlı’dan başladı > 4’te

lara yeterlilik ve akreditasyon belgesi verilmesi, KDV oranının yüzde 1’e indirilmesi, destek ve teşviklerin artırılması gibi ortak sektör sorunları masaya yatırıldı. Özel eğitim sisteminin iyileştirilmesini isteyen eğitimciler, yol haritalarını belirlemek için 18 Şubat günü ATO organizasyonunda Adana’da tüm bölge illerden temsilcilerin katılacağı geniş katılımlı bir toplantı düzenlenmeyi planlıyor. Sektördeki sorunların çözümü için bölgesel hareket edilmesinin daha faydalı ve etkili olacağı konusunda fikir birliği sağlayan eğitimciler, çözüm önerilerini madde madde sıraladı. > 2’de

Hatay’da ikinci durak Antakya TSO oldu

> 4’te

Hatay temasları, İskenderun TSO ile son buldu

> 4’te

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın (MTSO) kuruluşunun 134. yıl etkinlikleri kapsamında düzenlenen MTSO Futbol Şöleni Kızıl Elma ve Mersin Gençlik Spor takımlarının final karşılaşması ile sona erdi. Başlama vuruşunu Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan’ın gerçekleştirdiği müsabakanın kazananı Mersin Gençlik Spor oldu. Final maçı öncesi Elazığ’da yaşanan 6.8’lik depremde hayatını kaybedenler de anıldı. MTSO Çalışanları, Komite ve Meclis Üyelerinin katılımıyla oluşturulan 11’er kişilik 8 takımın mücadele ettiği MTSO Futbol Şöleni 5 hafta sürdü. Müsabakalarda final oynamaya hak kazanan Mersin Gençlikspor birin olurken Kızılelma ikinci, Mersin Turkuaz ise üçüncü oldu. Final maçı sonrasında düzenlenen ödül töreninde, ilk üçe giren takımlara kupalarını, MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ile Meclis Başkanı Hamit İzol verdi. Turnuvanın en

skorer ismi, 24 golle Coşkun Kotluk da ödülünü başkanların elinden aldı. Şampiyonada sporcuları Meclis Üyeleri ile Komite Üyeleri de yalnız bırakmadı. Futbol şöleni çiğ köfte ikramı ve toplu fotoğraf çekimiyle son buldu.

Kızıltan: “Spor sevgidir” Konuyla ilgili değerlendirme yapan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, 134’üncü yıl kutlamaları çerçevesinde düzenlenen bu organizasyonla mevcut bağları daha da güçlendirilmeyi, sporu sevdirmeyi ve bir yaşam biçimi haline getirmeyi amaçladıklarını söyledi. Sporun bir sevgi, tutku olduğundan bahseden Kızıltan; “Müsabakalarımız, sevgi, dostluk ve kardeşlik içerisinde geçmiştir. Oyuncularımıza ve destek veren tüm katılımcılara, bizlere güzel bir spor heyecanı yaşattıkları için teşekkür ediyorum. Kazanan MTSO oldu” dedi. > 2’de


2

YIL: 22 | SAYI: 389 | 02 - 15 Şubat 2020 | www.mtso.org.tr

Eğitimciler özel okul sayısına kota istiyor

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ile Adana Ticaret Odası’nın (ATO) eğitim meslek komiteleri, sektör sorunlarına ortak çözüm aramak adına bir araya geldi. Her geçen gün artan özel okul sayısına kota getirilmesi talebinde bulunun eğitimciler, KDV oranın yeniden yüzde 1’e indirilmesini ve var olan teşviklerin arttırılmasını istiyor. MTSO 28 No’lu Eğitim Hizmetleri Meslek Komitesi Üyeleri, ATO 44 No’lu Özel Eğitim Kurumları Meslek Komitesi Üyeleriyle, ortak sektör toplantısında buluştu. Toplantıda, her geçen gün artan özel okul sayısının kısıtlanması, açılan okullara yeterlilik ve akreditasyon belgesi verilmesi, KDV oranının yüzde 1’e indirilmesi, destek ve teşviklerin artırılması gibi ortak sektör sorunları masaya yatırıldı. Özel eğitim sisteminin iyileştirilmesini isteyen eğitimciler, yol haritalarını belirlemek için 18 Şubat günü ATO organizasyonunda Adana’da tüm bölge illerden temsilcilerin katılacağı geniş katılımlı bir toplantı düzenlenmeyi planlıyor. Sektördeki sorunların çözümü için bölgesel hareket edilmesinin daha faydalı ve etkili olacağı konusunda fikir birliği sağlayan eğitimciler, çözüm önerilerini madde madde sıraladı. Buna göre sektörün önerileri şöyle: MTSO 28 No’lu Eğitim Hizmetleri Meslek Komitesinin önerileri; -Son dönemde özel okulların sadece yüzde 3’lük diliminde yaşanan sıkıntı, genele yayılmamalı, sektörü yıpratacak söylemlerden kaçınılmalı. STK’ların medyaya verdiği beyanatlarda buna özen gösterilmeli. -Yeni okul açılmasıyla ilgili coğrafi planlamalar yapılmalı, okul kontenjanlarının genel doluluk oranının düşük olduğu bölgelere kısıtlamalar getirilmeli. Özellikle bir eğitim kurumunda, devlete ve çalışanlarına karşı mali sorumluluklarını yerine getirmemiş kişilerin ve birinci derecede yakınlarının yeni okul açmasına izin verilmemeli. -Özel eğitim kurumlarında KDV oranı yüzde 1’e indirilmeli. Eğitim öğretim desteği

yeniden verilmeli. -Öğretmen maaşlarıyla ilgili istihdam giderleri devlet memurları düzeyini geçmemeli, kurumların üzerindeki istihdam yükü azaltılmalı. -Eğitim kurumlarında istihdam edilecek eğitim personeli maaşlarıyla ilgili düzenlemeler yapılmalı. Önceki yıllarda da uygulanan ancak sorun oluşturduğu için kaldırılan uygulama yeniden getirilmeli. ATO 44 No’lu Özel Eğitim Kurumları Meslek Komitesinin önerileri; -Yeni özel okul açılışlarına kota getirilmeli. Okul açılışlarında bağımsız denetim kurumları, MEB veya STK’ların birlikte oluşturduğu kurullar, yeterlilik ve akreditasyon belgesi verebilir. -Dört yıl üst üste uygulanan ve daha sonra kaldırılan teşvik devam etmeli. Yılda bir defa ödenen Eğitime Hazırlık Ödeneği’nin, bilinen adı kırtasiye yardımı, kaldırılması veya bu ödenekten yapılan SGK kesintileri ve damga vergisi kesintileri kaldırılmalı. Özel okulların daha iyi hizmet verebilmesi için eğitimde KDV oranı yüzde 1’e indirilmeli. -Özel eğitim kurumları, zorunlu ücretsiz okutulan öğrenciler dışında, okul yönetimince alınan kararlar doğrultusunda, başarılı öğrencilerin okullarını tercih etmelerini sağlamak amacıyla yüzde 25, 50, 75 ve yüzde 100 şeklinde başarı ve spor başarı bursu verebilmektedir. Bu bursla ilgili vergi incelemelerinde yapılan farklı yorumlar sonucu tarhiyatlar çıkmaktadır. Bunun ortadan kaldırılması için KDV uygulama tebliğinde düzenleme yapılmalı. -Her yıl Ocak ayında ödenen Özel Okullar Harcı’na 2 taksitte ödeme imkanı getirilmeli. -Resmi okullarda görev yapan öğretmenlerin ek ders ücretlerinden sadece gelir vergisi ve damga vergisi kesintisi uygulanmaktadır. Özel eğitim kurumu öğretmenlerinin ek ders ücretlerinden ise gelir ve damga vergisine ilaveten SGK prim kesintisi uygulanmaktadır. Bu fark kaldırılmalı.

MTSO Sanayi Akademi beşinci dönemi başladı

Çukurovalı gıdacılar bir araya geldi

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ile Adana Ticaret Odası’nın (ATO) gıda meslek komiteleri üyeleri, sektör sorunlarına ortak çözüm aradı. Toplantıda birlikte hareket etme kararı yinelendi. MTSO 6 No’lu Toptan Gıda ve Muhtelif Ticaret ile 7 No’lu Perakende Gıda ve Muhtelif Ticaret Meslek Komitesi üyeleri, ATO 8 No’lu Gıda Toptancıları ve İmalatçıları ile 21 No’lu Perakende Gıda, Tekel Maddeleri Meslek Komitesi üyeleriyle ortak toplantıda buluştu. Ulusal zincir marketler, vergi kaydı olmayan seyyar satıcılar, yabancı uyruklu işletmeler, gros marketlerin toptan ve perakende olarak satış yapmaları gibi sektör sorunlarının konuşulduğu toplantıda, Mersin’de düzenlenmesi planlanan ‘Gıda Sektörü Çalıştayı’ da görüşüldü. Şube açılması kriterlere bağlansın Özellikle zincir marketlerin neredeyse yan yana şube açmalarının getirdiği sıkıntıların vurgulandığı toplantıda, bu soruna çözüm olarak Samsun 19 Mayıs Belediyesi tarafından 2017’de alınan Meclis kararının benzerinin Mersin ve Adana’da ilçe belediyelerince de uygulanmasına yönelik girişimde bulunulması kararlaştırıldı. Buna göre, “Bakkal, büfe, market gibi küçük esnafın korunmasına yönelik ulusal market zincirlerinin şube açmalarına kriter getirilmesi” talebine ilişkin olması gereken şartlar şöyle sıralandı; “-Marketler arası karşı, sağ-sol cadde ve sokaklar dahil en az bin metre mesafe şartı

Mersin’de Gıda Sektörü Çalıştayı planlanıyor Mersin ve Adana’da halk sağlığını tehdit ederek sokaklarda yapılan satışlara müsaade edilmemesi için girişimlerde bulunulmasında fikir birliğine varan sektör temsilcileri, ayrıca yabancı uyruklu işletmelerin ruhsat başvurularının titizlikle incelenmesi için belediyelere yazı yazılması yönünde karar aldı. Gros marketlerin T.C. kimlik numarası ile doğrudan tüketicilere satış yapmalarının, sektörde perakende ticaret yapan üyelere karşı haksız rekabet oluşturduğunu dile getiren sektör temsilcileri, bu konuda da girişimde bulunulması gerektiğine dikkat çekti. Toplantıda, sektör sorunlarını daha kapsamlı ele almak ve bir yol haritası belirlemek adına önümüzdeki aylarda MTSO tarafından ‘Gıda Sektörü Çalıştayı’nın yapılacağı bilgisi de paylaşıldı. Çalıştayla, Adana ve Mersin’deki gıda sektöründe yer alan STK’lar ile sektör temsilcilerin bir araya getirilmesi hedefleniyor.

M

ersin’de firmaların ikinci kuşak yönetici adayları, geleceğe MTSO Sanayi Akademi ile hazırlanıyor. Üretim yapan aile şirketlerinde ikinci kuşaktan gelen yönetici adaylarının, geleceğe doğru adım atabilmelerine yardımcı olmak amacıyla, Avrupa İşletmeler Ağı Projesi kapsamında Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) tarafından yürütülen, ‘MTSO Sanayi Akademi - Geleceğin Yöneticileri Sertifika Programı’ beşinci dönemi başladı. Şirketlerin ikinci kuşaktan gelen yönetici adaylarının en çok ihtiyaç duyduğu temel yetkinlikler düşünülerek tasarlanan program, beş haftaya yayılmış şekilde 10 gün sürecek. Program çerçevesinde temel yönetim becerileri, aile şirketlerinde kurumsallaşma, dış ticaret, bütçe hazırlama ve bütçe kontrol yönetimi, uygulamalı dijital pazarlama konularında eğitim verilecek.

Kamu bankalarından istihdamı artırmak için işletme kredisi

Z MTSO Futbol Şöleni sona erdi

aranması, -Trafik sorunu yaşanmaması için kavşaklara en az 50 metre mesafesi olması, -Marketlerde giriş ve çıkış olarak iki kapı bulunması, -İşletmeye yetecek kadar depo bulundurması, -İşletmenin giriş ve çıkışında en az 10 araçlık otopark alanı gösterilmesi, -Her 2 bin nüfus için bir zincir market açılmasına müsaade edilmesi.”

iraat Bankası Adana 1. Bölge Müdürü Ertuğrul İspaha, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Meclis Üyelerini kamu bankaları tara-

fından verilen ‘İstihdam Odaklı İşletme Kredileri’ hakkında bilgilendirdi. İmalat sektöründe ve hizmet sektöründe faaliyet gösteren firmaların bu kredilerden yararlanabileceğini ifade eden İspaha, kredileri aynı zamanda projeleri devam eden inşaat firmaları ile yurtdışı taahhüt firmalarının da kullanabileceğini anlattı. Genel olarak en az 10 kişi istihdam edip 5 de ilave istihdam taahhüdünde bulunan işletmelerin bu kredilerden yararlanabildiğini kaydeden İspaha, imalat sanayi ve hizmet sektörü için fiyatlamanın TÜFE +1,5 ya da sabit yüzde 10 faiz, ta-

ahhüt edilen istihdamın sağlanmaması halinde ise her 6 ay için yüzde 1,25, yıllık yüzde 2,5 cezai komisyon uygulandığını açıkladı. Devam eden inşaatlarda ise kullanılan her 500 bin lira karşılığı bir istihdam talep edildiğini bildiren İspaha, bu kredi çeşidinde bir cezai komisyon bulunmadığını anlattı. Bu kredilerle istihdam artırılarak ekonomik büyümenin sürdürülebilirliğinin sağlanmasının hedeflendiğini vurgulayan İspaha, 5 yıla kadar vadeli uygun koşullarda düşük maliyetli ve uzun vadeli işletme kredileri kullandırıldığını söyledi.

Altınışık, hayat enerjisini resimde buldu lışmalarıma devam edeceğinden de bahseden Altınışık, genellikle çalışmalarını halk eğitim atölyesinde yaptığını kaydetti. Resimle hayat enerjisini yeniden bulduğunu dile getiren Altınışık, sergilerin kendisini oyaladığını ve dinç tuttuğunu söyledi.

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın (MTSO) kuruluşunun 134. yıl etkinlikleri kapsamında düzenlenen MTSO Futbol Şöleni Kızıl Elma ve Mersin Gençlik Spor takımlarının final karşılaşması ile sona erdi. Başlama vuruşunu Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan’ın gerçekleştirdiği müsabakanın kazananı Mersin Gençlik Spor oldu. Final maçı öncesi Elazığ’da yaşanan 6.8’lik depremde hayatını kaybedenler de anıldı. MTSO Çalışanları, Komite ve Meclis Üyelerinin katılımıyla oluşturulan 11’er kişilik 8 takımın mücadele ettiği MTSO Futbol Şöleni 5 hafta sürdü. Müsabakalarda final oynamaya hak kazanan Mersin Gençlikspor birin olurken Kızılelma ikinci, Mersin Turkuaz ise üçüncü oldu. Final maçı sonrasında düzenlenen ödül töreninde, ilk üçe giren takımlara kupalarını, MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ile Meclis Başkanı Hamit İzol verdi. Turnuvanın en skorer ismi, 24 golle Coşkun Kotluk da ödülünü başkanların elinden aldı. Şampiyonada sporcuları Meclis Üyeleri ile Komite Üyeleri de yalnız bırakmadı. Futbol şöleni çiğ köfte ikramı ve toplu fotoğraf çekimiyle son buldu. Kızıltan: “Spor sevgidir” Konuyla ilgili değerlendirme yapan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan,

MTSO 02 CMYK

134’üncü yıl kutlamaları çerçevesinde düzenlenen bu organizasyonla mevcut bağları daha da güçlendirilmeyi, sporu sevdirmeyi ve bir yaşam biçimi haline getirmeyi amaçladıklarını söyledi. Sporun bir sevgi, tutku olduğundan bahseden Kızıltan; “Müsabakalarımız, sevgi, dostluk ve kardeşlik içerisinde geçmiştir. Oyuncularımıza ve destek veren tüm katılımcılara, bizlere güzel bir spor heyecanı yaşattıkları için teşekkür ediyorum. Kazanan MTSO oldu” dedi. İzol; “Birlik ve beraberliğimizi sporda da gösterdik” MTSO Meclis Başkanı ise, birlik ve beraberliğimizi futbolda da göstermenin gururunu yaşıyoruz dedi. MTSO’nun köklü bir kurum olduğunu vurgulayan İzol, “Tüm takımlarımızı tebrik ediyorum. Güzel bir organizasyon gerçekleştirdik” dedi. Darıcı: “MTSO kadınlar arası tenis turnuvası düzenleyeceğiz” MTSO Yönetim Kurulu Üyesi Yalçın Darıcı da, önümüzdeki süreçte MTSO kadınlar arası tenis turnuvası düzenleyeceklerinin müjdesini verdi. Bilmeyenler için önce eğitim ardından turnuvaya geçeceklerini kaydeden Darıcı, önümüzdeki süreçte detayların netleşeceğini ifade etti.

E

mekli Matematik Öğretmeni Ganimet Altınışık, üçüncü kişisel sergisini Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Sanat Galerisi’nde açtı. Resimle hayat enerjisini yeniden bulduğunu dile getiren Altınışık, sergilerin kendisini oyaladığını ve dinç tuttuğunu söyledi. MTSO Sanat Galerisi, Emekli Matematik Öğretmeni Ganimet Altınışık’ın üçüncü kişisel resim sergisini ağırlıyor. Retrospektif resim sergisi açan sanatçı, yağlı boya tekniğiyle hazırladığı 30 eserini sanatseverlerin beğenisine sunuyor. ‘Dünden Bugüne’ isimli serginin açılışına, MTSO Meclis Başkanı Hamit İzol, Meclis Üyesi Ahmet Akın, Mersin Kent Konseyi Başkanı Faik Burkgazi, galeride sergi açan sanatçılar ile çok sayıda davetli katıldı. Altınışık: “Kendimi meşgul etmek üzere resim yapıyorum” Emekli olması sonrasında aktif olarak resim yapmaya başladığını anlatan Sanatçı Ganimet Altınışık, resme arkadaşının tavsiyesi üzerine başladığını söyledi. Bu sergisinin üçüncü kişisel sergisi olduğunu belirten Altınışık, “Dünden bugüne isimli sergim pek çok yılı kapsıyor yani retrospektif. Kendimi meşgul etmek üzere resim yapıyorum. Genellikle çektiğim fotoğrafları resmediyorum. Bazen de doğaçlama çalış-

malarım oluyor” dedi. “Beni arkadaşım yüreklendirdi” Resimle ilk buluşmasının arkadaşı Nilüfer Kayışoğlu sayesinde olduğunu anlatan Altınışık, şunları söyledi: “Mimar arkadaşım Nilüfer ile bir gün gezmeye gittik. Orada, oğlum Mustafa, su içen bir at resmi yapmıştı. ‘Bu yaşta böle bir resim yapamaz, yeteneğini birinden almış olmalı’ dedi. Bize bir yağlı boya paketiyle bir tuval hediye etti. İkinci çocuğum yeni doğmuştu. Evdeyken bir resim yapmıştım. Arkadaşım görünce; ‘Sen bir kursa gitmeden bunu yapabildiğine göre daha iyilerini yapabilirsin’ diye beni yüreklendirdi ve 1996 yılında emekli olmamla birlikte aktif resme başladım. Resim hikayem de böylece başlamış oldu.” Mersin’in ardından Şubat ayında da İstanbul’da bir karma sergiye katılarak ça-

Ayhan KIZILTAN

A. Kadir DÖLEK Derya GÜLEÇ

Ganimet Altınışık kimdir? 1954 yılında Anamur’da doğdu. Mersin Öğretmen Okulunu kazanan Altınışık, Cemal Turan, Ergül Ertem, Necati Özbay gibi önemli öğretmenlerden resmin eğitimi aldı. Adana Eğitim Enstitüsü Matematik Bölümünü kazanan Altınışık, 1976’da matematik öğretmeni olarak çalışmaya başladı. 1996’da Gazi Lisesi’nden emekli oldu. Emekli olduktan sonra resim serüveni başlayan Altınışık’ın, iki kişisel sergisi bulunuyor. Birden fazla karma sergiye katılan Altınışık, çalışmalarını halk eğitim atölyelerinde sürdürüyor. 4 Şubat’a kadar açık kalacak sergi, hafta içi 08.30-18.00, hafta sonu ise cumartesi günü 10.00-17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.

Atatürk Caddesi MTSO Hizmet Binası Kat: 2-3-4 / MERSİN Tel: 0324 238 95 00 ( 10 Hat ) 238 56 56 ( 3 Hat ) - 238 98 00 Çağrı Merkezi: 0 850 304 33 33

Turkuvaz Haberleşme ve Yayıncılık A.Ş. Ceyhan Yolu Üzeri 5.km Yüreğir / ADANA 0322 346 30 93


3

YIL: 22 | SAYI: 389 | 02 - 15 Şubat 2020 | www.mtso.org.tr

Ayhan KIZILTAN MTSO Yönetim Kurulu Başkanı

Ö

zellikle bizim dışımızda gelişen küresel gelişmeler dünyanın bir parçası olan ülkemizi doğrudan veya dolaylı etkilemektedir. 2020 Ocak ayı içinde başlayan ABD-Çin ticaret anlaşması gerginliği bu olumsuzlukların ilk ve çok erken gelişmesi oldu. 2019 yılının tüm dünyada yaşanan ve çok da parlak olmayan ekonomik gelişmelerinin ülkeleri dış ticaret anlamında daha da agresif yapacağını tahmin ediyorduk. Korumacılıklar zaten başlamıştı. Ancak bu sert ekonomik tavırların dünyanın en büyük iki ekonomisinden biri olan ABD ve Çin arasında başlaması iyi bir haberci olmadı. Buna ek olarak yine Ocak ayı içinde ABD-İran gerilimi ve General Süleymani suikastı ile bölgenin yine riskli hale gelmesi bu coğrafyada bulunan Türkiye için ikinci kötü haber oldu. Anında başlayan pazar ve petrol fiyatlarının istikrarsızlığı bizi doğrudan etkiledi. Küresel ve bölgesel gelişmelerden etkileniyoruz Öte yandan Çin’de başlayan ve dünyaya yayılan korona virüsü - ki bunun Çin ekonomisinde ve dolayısıyla dünya ekonomisindeki sonuçlarını henüz bilemiyoruz- şimdiden dünya için beklenmedik bir olay oldu. 2020’ye büyüme umutlarıyla giren Türkiye’nin Suriye’den sonra, Türkiye-Libya gerilimi ile bölgesel sorunlarla tekrar karşı karşıya gelmesi ise yine dış etkenlerin ve uluslararası gelişmelerin ülkemize yansımalarından biri oldu ve sonuçlarının nereye dayanacağını hesap edemiyoruz. Yani Akdeniz’de sorun yaşadığımız alan sadece doğu değil, orta Akdeniz’e kadar genişledi. Bu noktada Avrupa’nın Libya konusundaki tutumu ve demokratik eğilimli bir hükümet yerine darbeci bir Generali destekleyen görüntüsü ise, söz konusu ulusal çıkarlar ve enerji kaynakları olunca batılı ülkelerin ne kadar ikiyüzlü politikalar izlediğini bir kere daha gösterdi. Elazığ depreminde kardeşlik bağlarımızla yaralarımızı sardık 2020 yılı başlar başlamaz bizler için en üzücü olan gelişme ise yurt içinde yaşanan Elazığ depremi oldu. 1999’da yaşadığımız o büyük depremin travmalarının insanımızda silinmediğini gördük. Bu süreçte ciddi hiçbir şey yapılmadığını ve deprem

2020 ve umutlar…

Ekonomik ve siyasi anlamda her düzeyde 2020 yılından umutlu beklentiler içindeydik ama 2020 yılının ilk ayı ne yazık ki beklenmedik olumsuzluklarla başladı. konusunda Türkiye olarak acil ve etkin bir önlem alınması gerektiğini bir kez daha gördük. Millet olarak kardeşliğimizi bir kez daha gösterdik ve Elazığ depremi sonrası bir olduk, beraber olduk ve yaralarımızı sardık. Ancak, deprem bize bu konuda bir uyarı daha verdi. Bu işin artık ihmale ve beklemeye tahammülü yok. İnşaat ve kentleşme anlamında artık depreme göre bir plan hazırlamak zorundayız.Çünkü depremin değil, yanlış yapılan binaların insanı öldürdüğünü bir kez daha gördük. İthal ikamesi daha etkin ve teşvik edilen bir politika olmalıdır 2019’da yavaşlayan ekonomi çarklarıyla azalan tüketim ve azalan sanayi üretimi ve sonucunda artan işsizlik ülkemizin temel ekonomik sorunları oldu. Ne yazık ki, 2020 Ocak tahmini rakamları da buna paralel gidiyor. İthalatın azalması ve bunun cari açığın düşmesine neden olması güzel ama ithalatın azalmasının tüketimden ziyade, daha

Türkiye’nin dış ticaret fazlası verdiği ülke:

T

Türkiye ile Jamaika arasındaki ilişkiler, coğrafi uzaklık ve her iki ülkenin uzun yıllar daha çok kendi bölgeleri üzerinde yoğunlaşması nedeniyle oldukça sınırlı olsa da son yıllarda ivme kazanan Türkiye’nin Latin Amerika ve Karayipler bölgesine açılım politikası kapsamında bölgeye daha çok ilgi gösterilmeye başlandı.

ürkiye’nin ihracatındaki en önemli sektörler arasında demir çelik, plastik ürünleri, temizlik malzemeleri ve kurutulmuş meyve ve sebze yer alır. Ülkenin makine, otomotiv, elektrik ve elektronik ve içecek sanayisindeki ithalatı dikkate alındığında Türkiye’nin bu ülkeye tedarik ettiği ürün çeşitliliğin artırılmasının faydalı olacağı düşünülmektedir. Jamaika’nın ekonomik gelişimi küresel kriz sonrasında oldukça yavaş olarak değerlendirilmektedir. Ancak; inşaat, tarım, turizm ve telekomünikasyon gibi birçok sektörün gelişimi oldukça dinamik olup bu sektörlere yönelik yatırım ve ticaret fırsatları bulunmaktadır. Bu nedenle ülke Türkiye’nin ihracatı için alternatif bir pazar olarak değerlendirilebilir. Coğrafi konum Jamaika, Küba’nın güneyinde, Büyük Antiller olarak adlandırılan adalarda bulunur. Haritadaki konumu, Orta Amerika ve Karayiplerdir. İkliminde, tropikal; sıcak, nemli hava etkindir, iç kısımlarda ılıman iklim görülür. Arazisi çoğunlukla dağlıktır, kıyıda dar ovalar vardır. Nüfus yapısı ve işgücü Jamaika’nın nüfusu 2,73 milyondur. Halkın

MTSO 03 CMYK

% 77’si siyah, % 19’u melez, geriye kalan % 4’ü ise Avrupalı, Hintli ve Çinlidir. Halkın büyük kısmı köylerde yaşamakta ise de, nüfusun beşte biri başkentte bulunur. Diğer yerleşim merkezleri ise Montego Bay ve Spaniseh City’dir. Ekonomik yapı Ülke ekonomisinin %60’ı hizmet sektörüne dayanır. Ülkeye döviz girmesindeki en önemli katkı, turizm ve madencilikten sağlanmaktadır. Ülkenin ihraç maddelerinin hemen hemen tamamını hammaddelerin oluşturması nedeniyle Jamaika ekonomisi dünya fiyatlarındaki değişikliklere karşı son derece hassastır. Jamaika devlet teşebbüsleri ve özel sektör işletmeleri ile bir karma ekonomidir. Ülke ekonomisinin başlıca sektörleri tarım, madencilik, imalat, turizm, finans ve sigorta hizmetleridir. Yaklaşık 1.3 milyon yabancı turist her yıl Jamaika’yı ziyaret eder. 1980’lerin başından beri Jamaika’da özel sektör faaliyetlerinin teşvik edilmesi ve kaynak tahsisinde piyasa güçlerinin rolünü artırmaya yönelik yapısal reformların uygulanması için çalışmalar yapılır. 1991 yılından bu yana hükümet, enflasyonu düşürmeyi ve yabancı yatırım kısıtlamalarını kaldırılmayı amaçlamıştır. Kur, dalgalı döviz kontrolleri kaldırarak ekonomik liberalleşme ve istikrar programı izlemiştir.

çok sanayi üretiminin azalmasıyla oluşması güzel bir haber değil. Ve bu ithalatın yerine yerli malını koymayı başaramamamız da ayrı bir sorun.Daha önce yurt dışında ithal edilmekte olan malların, uygulanan koruyucu ve özendirici önlemlerle yurt içinde üretilmesini öngören bir sanayileşme stratejisi daha etkin hale getirilmelidir. Türk sanayisi bunu yapabilecek güçtedir. Avrupa’nın 6’ncı büyük ekonomisiyiz. Umutlu olmalıyız. Hertürlü sıkıntıya rağmen, umut ekonominin yakıtıdır diyoruz. Kendimize ve iş dünyamıza güveniyoruz. Ülke olarak, Mersin olarak üretiyoruz. Az da olsa ihracatımızı arttırıyoruz.Bunlar küresel anlamda ekonominin büyüyemediği bugünlerde küçümsenecek şeyler değildir. Hala en büyük pazarımız Avrupa. Yani kaliteli üretiyoruz. İthal ara malı ikamesini başarırsak, ürünlerdeki yerlilik payını daha da arttırmayı başarırsak, buna bir de katma değerli,

Jamaika, dünya boksit ihracatında Avustralya, Çin, Brezilya ve Gine’nin ardında beşinci sırada yer alır. Jamaika’nın başlıca ticaret ortakları ABD, Trinidad ve Tobago, Çin Halk Cumhuriyeti, Japonya, Meksika, Kanada, Hollanda, Rusya Federasyonu ve Birleşik Krallık’tır. Avrupa Birliği ve ACP ülkeleri (Afrika-Caribbean-Pacific) arasında imzalanan Cotonou Anlaşması Jamaika dış ticaretinin en önemli unsurudur. Ekonominin yapısal sorunları halen çözüm beklemektedir. Yüksek faiz oranları, büyük dış ticaret açığı, yüksek işsizlik oranları, döviz fiyatlarındaki istikrarsızlık, büyüyen iç borç ülkenin çözüm bekleyen sorunlarının başında gelir. Ekonomideki bu çarpıklıklar sosyal sorunları da beraberinde getirmiştir. Ülkede bozulan asayiş, organize suç, uyuşturucu kaçakçılığı ve uyuşturucu kullanımının yaygınlaşması ve silah kaçakçılığı büyük sorunlar arasında sayılabilir. Jamaika’nın ekonomik gelişimi küresel kriz sonrasında oldukça yavaş olarak değerlendirilmektedir. Ancak; inşaat, tarım, turizm ve telekomünikasyon gibi birçok sektörün gelişimi oldukça dinamik olup bu sektörlere yönelik yatırım ve ticaret fırsatları bulunmaktadır. Enflasyon IMF verilerine göre, yıllık 2017 enflasyonu %4,38, 2018 yılı enflasyonu %3,73 olarak gerçekleşmiştir. Jamaika kendi enerji ihtiyacını karşılamak için dışa bağımlı olduğu için yakıt fiyatları ve yine dışarıdan temin ettiği yüksek fiyatlı gıdalar enflasyon üzerinde baskı oluşturur. Türkiye-Jamaika ticareti Türkiye ile Jamaika arasındaki ilişkiler, coğrafi uzaklık ve her iki ülkenin uzun yıllar daha çok kendi bölgeleri üzerinde yoğunlaşması nedeniyle oldukça sınırlı kalmıştır. Ancak, son yıllarda ivme kazanan Türkiye’nin Latin Amerika ve Karayipler bölgesine açılım politikası kapsamında bölgeye daha çok ilgi gösterilmesi, bölgede yeni Büyükelçilikler açılması, TİKA kanalıyla kalkınma ve teknik işbirliği projeleri yürütülmeye başlanması ve bölgesel örgütler ile kurumsal ilişkiler kurulması, diğer bölge ülkeleri gibi Jamaika’yı da içermektedir. Türkiye’nin Jamaika ile siyasi ilişkileri genelde uluslararası örgütler üzerinden olmakta, konsolosluk ve ticari konular karşılıklı Fahri Başkonsoloslar yardımlarıyla sürdürülmektedir. Türkiye’nin Jamaika ile geçmiş yıllarda gerçekleştirdiği ticarete bakıldığında, dış ticaret dengesinde her yıl fazla verildiği görülür. 2017 yılında, Jamaika ile Türkiye arasındaki ticaret hacmi 51,2 milyon dolar, 2018 yılında da 76 milyon dolar olup bunun neredeyse tamamını

markalaşmış, yüksek teknolojili üretimmantığını ekleyebilirsek, bu kara bulutları dağıtmayı başarırız. Sorunlarımıza değinirken, güçlü yanlarımızı görmezden gelemeyiz. Ülkemiz ekonomik anlamda Dünyanın en büyük 17’nci, Avrupa’nın en büyük 6’ncı ekonomisidir. ABD ve Çin bile, hatta Avrupa’nın büyük ekonomileri bile ekonomik sorunlarla boğuşurken ve ekonomik sorunlarını aşmak için çaba gösterirken, elbette bizim de sorunlarımız olacak. Türk iş dünyasının en etkin parçası olan Mersin iş dünyası olarak hiç bir umutsuzluk içinde değiliz. Gördüğümüz olumsuzluklar gerçekçi olmanın ve ülkemiz adına önlem almanın, çözüm üretmenin bir çabasıdır. Küresel ve bölgesel gelişmelerin bir anda çözüm kaynağı olamayabiliriz ama kendimizden kaynaklanan eksikleri gerçekçi anlamda görerek, sorunları halı altına süpürmeden en azından bizimle ilgili sorunlarımızı çözebiliriz. Tüm çabamız budur. Kendini sorgulayan ve hesaba çekebilen toplumlar inanın gelecekte daha başarılı olurlar

Türkiye’nin Jamaika’ya ihracatı oluşturur. Türkiye’nin ihracatındaki en önemli sektörler arasında demir çelik, plastik ürünleri, temizlik malzemeleri ve kurutulmuş meyve ve sebze yer alır. Ülkenin makine, otomotiv, elektrik ve elektronik ve içecek sanayisindeki ithalatı dikkate alındığında Türkiye’nin bu ülkeye tedarik ettiği ürün çeşitliliğin artırılmasının faydalı olacağı düşünülmektedir. İhracat 2018 yılında Türkiye’nin Jamaika’ya gerçekleştirdiği ihracatta ilk sıraya demir-çelik çubuk ihracatı yerleşmiştir. Söz konusu ihracat

ve sorunlarını mutlaka çözerler. Yeni Ekonomi Bölgelerine destek verilmelidir İşte bu noktada ekonomik gelişmeyi sağlayabilmek adına başladığımız bölgesel kalkınma çabamızın diğer bir durağı Antakya ve İskenderun Ticaret ve Sanayi Odaları oldu. Amacımız Doğu Akdeniz’i Türkiye’nin ekonomik anlamda yeni Marmara’sı yapmaktır. Hatta bu vizyonumuza destek verildiğinde Marmara’yı da geçecek bir potansiyelden bahsediyoruz. Doğu Akdeniz ve hinterlantında 15 üreten kent var. Sayısız üniversite ve teknopark var.Yani bilim, bilgi ve insan kaynağı var. Sayısız OSB var. Yani, üretim var. Türkiye’nin en büyük limanı Mersin limanı ve hızla kapasitesi artan gelişen bir İskenderun limanı var. Yani, lojistik burada, dünyaya açılan kapılar burada, ihracatın merkezi burada. Türkiye’nin en büyük iki Ovası – Çukurova ve Amik ovaları- burada. Yani, geleceğin savaşlarının odak noktası ve ulusal güvenlik meselemiz olacak olan tarım ve gıda var. Kalkınma planımızda bölgesel kalkınmaya vurgu yapılıyor. Bunu çok önemiyoruz. Doğu Akdeniz Ekonomi Bölgesi bölgesel kalkınma planının hayata geçirilmesi için bir rol model olacaktır. Türkiye’nin buna ihtiyacı vardır. Doğu Akdeniz Ekonomi Bölgesi hayata geçerse neler olur? Türkiye’nin ihracatı ikiye katlar. İşsizlik yarı yarıya azalır. Ülke homojen büyür ve zenginleşir. Bölge zenginleşir ve göç sorunu azalır. Zenginlik Anadolu’ya yayılır. Sosyal huzur daha çok sağlanır. Evet, küresel gelişmeler bizim elimizde olmayabilir. Ama bu bizim elimizde. Neden bekliyoruz o zaman? Bölge kentleri, bölge Ticaret ve Sanayi Odaları, bölge yerel yönetimleri ve bölge illerimizin Kalkınma Ajansları bir araya gelmek zorundadır. Elbette nihai desteği devletimizden bekliyoruz. Ama bunu başlatacak olan bizleriz. İşte Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak bu hedef için bölge kentlerimizi tek tek geziyoruz. Aynı çaba ve vizyonu bölge kentlerimizden de bekliyoruz. Kentimize, bölgemize ve ülkemize inanıyoruz. Sorunlar var ama çözümler de var. 2020 böyle başladı ama bu çabayı ortaya koyabilirsek böyle gitmeyecek ve inanıyoruz ki Mersin’in ve ülkemizin geleceği parlak olacaktır.

47,6 milyon dolar olmuştur. İkici sıraya 13 milyon dolarla ambalaj sanayinde kullanılan plastik tıpa, kapak ihracatı gelir. Üçüncü sırada yer alan demir çelik profiller ihracatı 2,1 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. İthalat Türkiye’nin Jamaika’dan ithalatı yıllar itibariyle çok düşük gerçekleşmektedir. 2017 yılı ithalatı ağırlıklı olarak etil alkol, uçucu yağlar ve atık kâğıtlardan oluşmaktadır ve 149 bin dolar olarak gerçekleşmiştir. Kaynak: Ticaret Bakanlığı

Jamaika ülke analizi

D

etaylı bilgi ve talepleriniz için www.tibim. org veya Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Ticari Bilgi ve İstihbarat Merkezi’ni ziyaret edebilirsiniz. Sizin için pazar araştırmanızı yapar, kesin müşteri veya potansiyel müşterilerinizin detaylı bilgilerini sunabiliriz. Jamaika ithalatı (2018) 2018 yılında 6,1 milyar dolarlık ithalat gerçekleştiren Jamaika’nın ithalat yaptığı ilk 3 ülke sırasıyla; 2,7 milyar dolar ile Amerika Birleşik Devletleri, 397,8 milyon dolar ile Çin ve 355,5 milyon dolar ile Kolombiya’dır. Türkiye, Jamaika pazarında 70,9 milyon dolar ve %1,16 pazar payı ile 17. sırada yer alır. Ürün özelinde, Jamaika’nın gerçekleştirdiği ithalat incelendiğinde 740,6 milyon dolar ile ilk sırada, biyodizel içermeyen petrol veya bitümlü minerallerin yağları ve müstahzarları yer alır. Ham petrol yağları ve bitümenli minerallerden elde edilen yağlar 516,5 milyon dolar ile ikinci sırada yer alır. Bu ürünleri 221,1 milyon dolar hacimle hacimce> =%90 “kayıplar dahil” 210°C “ASTM D 86 yöntemi” ile damıtılmış petrol veya bitümlü minerallerin hafif yağları ve preparatları (biyodizel içerenler hariç) takip eder. Jamaika ihracatı (2018) Jamaika’nın toplam 1,88 milyar dolar ihracatında en büyük paya sahip ilk 3 ülke sırasıyla 582,9milyondolarileAmerikaBirleşikDevletleri, 272,3 milyon dolarla Norveç ve 208,1 milyon dolarla Kanada’dır. Türkiye, Jamaika’nın ihracatında 219 bin dolar ve % 0,01 payı ile 66. sırada yer alır. Ürün özelinde Jamaika’nın gerçekleştirdiği ihracat incelendiğinde 1,04 milyar dolar ile ilk sırada alüminyum oksit (yapay korindon hariç)

gelir. Bu ürün grubunu 277,7 milyon dolar hacimle biyodizel içermeyen petrol veya bitümlü minerallerin orta yağları ve müstahzarları, 100,1 milyon dolarlık hacimle alüminyum cevherleri ile konsantreleri takip eder. Jamaika - Türkiye dış ticareti (2018) Jamaika’nın Türkiye’den ithal ettiği ürünlerin başında 28,7 milyon dolarlık hacimle sıcak haddelenmiş, sıcak çekilmiş ve daha fazla işlenmemiş paslanmaz çelik ve diğer alaşımlı çelik çubuklar gelir. Bu değer Jamaika’nın, Türkiye ve diğer ülkelerden yaptığı toplam ithalat değerinin %58,95’ine karşılık gelir. Jamaika’nın Türkiye’den en çok ithal ettiği ikinci sıradaki ürün ise 8,1 milyon dolarlık hacimle ürünlerin taşınması veya paketlenmesi için şişeler, mataralar ve benzeri eşyalardır. Bu değer Jamaika’nın, Türkiye ve diğer ülkelerden yaptığı toplam ithalat değerinin %25,5’ine karşılık gelir. Jamaika’nın Türkiye’den en çok ithal ettiği üçünü sıradaki ürün ise 7,6 milyon dolarlık hacimle yüksek hız çeliği (yarı mamul ürünler, yassı haddelenmiş ürünler) çubuklarıdır. Bu değer Jamaika’nın, Türkiye ve diğer ülkelerden yaptığı toplam ithalat değerinin %99,99’una karşılık gelir. Jamaika’nın Türkiye’ye ihraç ettiği ürünlerden en yüksek hacme sahip olanı 195 bin dolar ile plastiklerin atıkları, etilen, stiren ve vinil polimerleri hariç ayrıştırma hurdalarıdır. Plastiklerin atık, ayrıştırma ve hurdaları (etilen, stiren ve vinil polimerleri hariç). Bu değer Jamaika’nın, Türkiye ve diğer ülkelere yaptığı toplam ihracat değerinin %68,9’una karşılık gelir. Kaynak: MTSO Ticari Bilgi ve İstihbarat Merkezi Hedef Pazar Matrisi, 2020


4

YIL: 22 | SAYI: 389 | 02 - 15 Şubat 2020 | www.mtso.org.tr

Çukurova’da bölgesel birliğin

fitili Hatay’dan ateşlendi İ

Mersin, Adana ve Hatay illerini kapsayan Çukurova Bölgesel Stratejik Yatırım ve Kalkınma Planı oluşturulması hedefiyle harekete geçen MTSO, çalışmalarına Hatay’dan başladı.

lk olarak Reyhanlı TSO Yönetim ve Meclis üyeleriyle bir araya gelen MTSO Heyeti, ardından Antakya TSO Yönetim ve Meclis

üyeleriyle buluştu. Hatay temasları İskenderun TSO Meclis Toplantısı’na katılımla son buldu. Çalışmalar Adana ve diğer illerle

devam edecek. Bölge Odaları arasında işbirliği ve dayanışmayı güçlendirip Çukurova’nın güç birliğiyle kal-

kınmasını hedefleyen Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) çalışmalarına Hatay’dan başladı. Bölgenin ekonomik bir güç odağı

haline getirilmesi adına yapılması gerekli yatırımların birlikte saptanması, bu yatırımların takibinde birlikte hareket edilerek daha güçlü bir lobi oluşturulması, maddi ve manevi güç birliğine giderek bölgenin topyekun kalkınmasına katkı konması hedefler arasında.

Bu amaçla bölge ziyaretlerine başlayan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ile Meclis Başkanı Hamit İzol başkanlığındaki MTSO Heyeti, ilk olarak Hatay’a giderek Reyhanlı, Antakya ve İskenderun Ticaret ve Sanayi Odalarını ziyaret edip hedeflerini anlattı. Mersin heyetinde Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hakan Sefa Çakır, Meclis Başkan Yardımcıları Yakup Gitmiş ve Hüseyin Dinler ile Meclis Katip Üyesi Kemal Yüksel yer aldı.

MTSO Heyeti Hatay temaslarına Reyhanlı’dan başladı sıl yararlanabileceğini göz önünde bulundurarak ortak bir çalışma başlatıp, Bölgesel Stratejik Yatırım ve Kalkınma Planı hazırlayalım. Marmara artık ekonomik doygunluğa ulaştı. Burada el ele verirsek Marmara’nın ötesinde bir ekonomik bölge oluşturabiliriz. Bu hedef doğrultusunda önümüzdeki süreçte sık sık bir araya geleceğiz” dedi.

M

ersin, Adana ve Hatay illerini kapsayan Çukurova Bölgesel Stratejik Yatırım ve Kalkınma Planı oluşturulması hedefine ulaşmak adına çalışmalarına hız veren MTSO, Hatay temaslarına Reyhanlı Ticaret ve Sanayi Odası’ndan başladı. Reyhanlı TSO Yönetim Kurulu Başkanı Necmeddin Zaroğlu, Meclis Başkanı Mahmut İri, Yönetim Kurulu ve Meclis üyeleriyle bir toplantı gerçekleştiren Mersin heyeti, burada hedeflerini anlattı. Toplantıda

bölge Odaları arasındaki diyalog eksiğine dikkat çeken MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, “Bu bir başlangıç, önümüzdeki süreçte sistemli olarak bir araya gelmeye devam etmeliyiz” dedi. Mersin, Adana ve Hatay birlikte düşünüldüğünde önemli bir ekonomik güç olduğunun görüleceğini vurguladığı konuşmasında Kızıltan, “Biz diyoruz ki, birleşirsek bu gücün karşısında kimse duramaz. Hinterlandımızda yer alan illerin de hizmetlerimizden daha iyi na-

Zaroğlu: “Yaşadığımız sorunları elbirliğiyle aşabiliriz” Reyhanlı Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Necmeddin Zaroğlu ise Oda ve çalışmaları hakkında yaptığı sunumun ardından bölgede yaşanan sorunlara değindi. 2011 yılı öncesinde Türkiye’nin en fazla çalışan sınır kapısı Cilvegözü’ne sahip olduklarını, ardından yaşanan savaşla birlikte ticaretin durduğunu ve alternatif olarak yapılan Zeytindalı Gümrük Kapısındaki çalışmaları anlattı. Bölgede ticari anlamda da güvenlik anlamında da ciddi sorunlar yaşandığını kaydeden Zaroğlu, artık barış istediklerini, daha güçlü bir Suriye politikası oluşturulma-

sı gerektiğini söyledi. Zaroğlu, yaşanan sorunların el ele verilerek daha rahat aşılabileceğine inandığını belirtti. İzol: “Birbirimizle daha yakın ilişki içinde olmalıyız” MTSO Meclis Başkanı Hamit İzol da barış çağrısı yaptı. Bölgeye barışın gelmesinin birçok sorunun çözümü olacağını vurgulayan İzol, “Barış sözünü ilk kez sizin ağzınızdan duydum. Doğru olan söylem de budur. Suriye’de bizlerin de akrabaları var. Biran

önce oraya huzur gelmeli ki biz de huzur bulalım” diye konuştu. Hatay ve Mersin’in kültür olarak da, kimlik olarak da birbirine yakın insanlardan oluştuğuna değinen İzol, “Önümüzdeki süreçte daha yakın ilişki içinde olmalıyız” dedi. Reyhanlı TSO Meclis Başkanı Mahmut İri ise, “Reyhanlı’da sizleri ağırlamaktan onur duyduk. Bizlere şeref verdiniz. Bundan sonraki süreçte de sık sık bir araya gelmeyi diliyoruz” ifadelerini kullandı.

Hatay’da ikinci durak Antakya TSO oldu

B

ölge Odaları arasında işbirliği ve dayanışmayı güçlendirme hedefiyle Hatay’a gelen MTSO heyeti, bir sonraki buluşmasını Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Yönetimiyle gerçekleştirdi. Antakya TSO Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Çinçin, Meclis Başkanı Selahattin Eskiocak ve Yönetim Kurulu Üyeleriyle bir araya gelen Yö-

netim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ve Meclis Başkanı Hamit İzol başkanlığındaki MTSO Heyeti, burada da bölgesel işbirliği çağrısını yineledi. Kızıltan: “Bölgenin kaderi belirlenirken elimizi taşın altına daha çok koymalıyız” Antakya TSO Yönetimine Çukurova

Bölgesel Stratejik Yatırım ve Kalkınma Planı hakkında bilgi veren MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, şunları söyledi: “Yaşadığımız bölge belki de dünyanın en zengin ekonomik olanaklarına sahip bölgesi. Biz el ele verirsek, güçlerimizi birleştirirsek, gelişmeyi kalkınmamızı birlikte planlarsak büyük bir ekonomik merkeze dönüşebiliriz. Bu hedeflerlerimize ulaşabilmemizin fitilini Hatay’dan ateşlemeye geldik. İş dünyası olarak bizler siyasi konuşmalar yapmıyoruz. Tabanın isteklerini taleplerini, beklentilerini konuşuyoruz. Biz, ülkenin ekonomisinin daha iyi olması adına çalışıyoruz. Bizler daha sık bir araya gelip bölgenin gelişmesi adına neler yapabileceğimizi, hangi yatırımlara ihtiyaç duyduğumuzu doğru şekilde saptamalıyız ki siyasetçileri de ona göre doğru yönlendirelim. İhtiyaçlarımızı bizden daha iyi kimse bilemez. Bölgemizin kalkınmasına yön vermek, ortak lobi faaliyetleri gerçekleştirmek adına elimizi taşın

altına daha çok koymalı, diyalogumuzu artırmalıyız.” Çinçin: “Göç ve entegrasyon iyi yönetilmeli” Antakya TSO Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Çinçin ise konuşmasına bölge hakkında bilgi vererek başladı. Bölgede ağırlıklı olarak küçük KOBİ’lerin faaliyet gösterdiğini, nakliye ve turizm sektörlerinin öne çıktığını kaydeden Çinçin, 2011’den bu yana

Hatay temasları, İskenderun TSO ile son buldu

M

armara bölgesine alternatif olarak Çukurova’da yeni bir ekonomik bölge oluşturma hedefiyle harekete geçen MTSO, Hatay temaslarını İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası ziyaretinde Yönetim Kurulu Başkanı Levent Hakkı Yılmaz, Meclis Başkanı Okan Belli, Yönetim Kurulu ve Meclis Üyeleriyle bir araya gelerek tamamladı. İskenderun TSO Meclis Toplantı-

MTSO 04 CMYK

sı’na katılan Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ve Meclis Başkanı Hamit İzol başkanlığındaki MTSO Heyeti, burada İskenderun’da devam eden projeler hakkında bilgi aldı. Yılmaz: “Bölgeyi ilgilendiren konularda birlikte hareket etmeliyiz” Meclis konuşmasında İskenderun

TSO Yönetim Kurulu Başkanı Levent Hakkı Yılmaz, bölgede devam eden projelerin detaylarını anlattı. İskenderun Kaynak Teknolojileri Mükemmeliyet Merkezi çalışmalarını, İskenderun’da kurulması istenen serbest bölge çalışmalarını anlatan Yılmaz ardından şunları söyledi: “Kentimize ait yatırımlar yanında bölgemizi etkileyecek yatırımları da takip ediyoruz. Valilik ve Büyükşehir Belediyesinin birlikte yürüttüğü Hatay Deniz Otobüsü Projesi var. Mayıs sonunda tamamlanması planlanan proje ile bölgemizden Mersin’e, Kıbrıs ve Beyrut’a deniz otobüsü seferleri düzenlenecek ve paralelinde hem sosyal hem de ticari iletişim artacak. Aynı şekilde Akdeniz-Karadeniz Bölünmüş Yol Projesi’ni önemsiyoruz. Bu yolun tamamlanması halinde Giresun, Ünye’den İskenderun ve Mersin’e ulaşım 670 km’ye inecek. Bu da bölgemize daha çok ilden talep geleceği anlamı taşıyor. Büyük projelerde ortak menfaatler gözetilerek birlikte hareket edilmesinin fayda getireceğine inanıyorum.”

Kızıltan: “Dünyanın en gelişmiş ekonomi bölgesi haline gelebiliriz” MTSO’nun Çukurova Stratejik Yatırım ve Kalkınma Planı’nın detaylarını anlattığı Meclis Konuşmasında Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, bölgenin sınırlı arazi olanaklarını hatırlatıp, bu arazilerin hep birlikte en verimli şekilde planlanması gerektiğini vurguladı. Planlamanın bugüne kadar bölge iş dünyası tarafından yapılmaması nedeniyle hep sorun yaşandığını, kay-

ise başlayan Suriye savaşıyla sorunlarının arttığını anlattı. Göç ve entegrasyonun başlı başına yönetilmesi gereken bir konu olduğunu ve her fırsatta gerek üniversitelerden gerek Hükümetten gerekse TOBB’dan iyi bir planlama için çalışılmasını istediklerini kaydeden Çinçin, Göç ve Entegrasyon Bakanlığı kurulmasını istediklerini anlattı. Çinçin, bölgenin sorunlarının çözümü noktasında da birlikte çalışılabileceğini belirtti.

nakların dışarıya akıtıldığından şikayetçi olduklarını hatırlatan Kızıltan, “Birbirimizi rakip olarak görmez de, güçlerimizi birleştirirsek, bu bölgeyi dünyanın en gelişmiş ekonomi bölgesi haline getirebiliriz” dedi. Dünya ölçeğinde düşünmek gerektiğini vurgulayan Kızıltan, “Bölgemizi ve ülkemizi dünyada rekabet edebilir hale getirmemiz için artık birlikte olmalıyız. Hem güçlerimizi hem de sermayelerimizi bir araya getirmeliyiz. Ziyaretimiz bu anlamda önemli” dedi.


5

YIL: 22 | SAYI: 389 | 02 - 15 Şubat 2020 | www.mtso.org.tr

8 No’lu Komite halkın zincir süpermarketler konusunda bilinçlenmesini istiyor

Hamit Doğan

M

TSO 8 No’lu Dayanıklı Tüketim Malları Meslek Komitesi Meclis Üyeleri zincir süper marketlerde elektronik eşya satılmasından şikayetçi. İş hacimlerinin büyük ölçüde düşmesi sonrasında sektör temsilcilerinin Türkiye genelinde bir hareket başlatmayı planladığını kaydeden Meclis Üyeleri, bu kapsamda hazırlatacakları ‘Herkes Kendi İşini Yapsın’ yazı-

lı pankartları üye işyerlerine asmayı planlıyor. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 8 No’lu Dayanıklı Tüketim Malları Meslek Komitesi Meclis Üyeleri sektöre ilişkin değerlendirmeler yaparak önümüzdeki süreçte yürütmeyi planladıkları çalışmaları anlattı. Özellikle zincir süper marketlerde/hiper marketlerde yaşanan sıkıntılara değinen üyeler, buralarda satılan ürünlerin kalitesi ve satış yöntemleri konusunda halkın bilinçlenmesini beklediklerini söyledi. Ardından artan internet satışlarının sektöre yansımalarını ve KDV oranlarını değerlendiren üyeler, yıl içerisinde planladıkları üye ziyaretlerini ve toplantıları da anlattı. Doğan: “Herkes kendi işini yapsın” Zincir süper marketlerin, elektronik ve beyaz eşya sektörüne çok büyük zarar verdiğini anlatan Meclis Üyesi ve Jameson Genel Müdürü Hamit Doğan, gıda ağırlıklı çalışması gereken firmaların kendi sektörleri dışında satış yapmasını

Hasan Yılmaz

doğru bulmadıklarını vurguladı. Elektronik eşya satışının ayrı bir uzmanlık alanı olduğunu vurgulayan Doğan, “Müşteri geldiği zaman bizler ürün detayları hakkında bilgilendirme yapıyoruz. Aynı zamanda ürünün eve ulaşımını sağlayıp kurulumunu yapıyoruz ve herhangi bir sorun yaşaması halinde servis hizmeti de veriyoruz. Ancak ürün zincir marketlerden alınacak olursa

hiçbir ürün tanıtımı, yönlendirme yapılmadığı gibi kişi ürününü kasaya kadar da eve kadar da kendisi ulaştırıyor. Sonrasında da kurulum ya da servis hizmeti alamıyor.” Önümüzdeki süreçte İstanbul, Adapazarı, İzmir, Adana, Gaziantep ve Kahramanmaraş Odalarının temsilcileriyle bir araya gelip sorunlara ortak çözüm arayacaklarını bildiren Doğan, “Bizler sektör olarak satış için nitelikli personel çalıştırıyoruz. Zincir marketlerde ise sınırlı sayıda eleman çalışıyor. İşsizlikle mücadele noktasında da elektronik ve beyaz eşya satıcılarının desteklenmesi gerektiğine inanıyoruz. Aynı zamanda kalite açısından da her iki tarafta satılan ürünler mukayese edilemez” diye konuştu. Geçtiğimiz günlerde İzmir’de Beyaz Eşyacılar Derneği’nin toplantısına katıldıklarını ve orada da bu konunun ele alındığını kaydeden Doğan, bu toplantıda dükkanlara ‘Herkes Kendi İşini Yapsın’ yazılı pankart asılarak protesto eylemi başlatma kara-

Akaryakıt bayileri paylaşımlarda enflasyonun gözetilmesini bekliyor planları hakkında bilgi verdi. Bayilerle dağıtım şirketleri arasında toplam kar marjı dağıtımından gider dağılımına, reklam ücretlerinden yerel yönetimlerden beklentilere kadar sektörün birçok sorununu anlatan üyeler, aynı zamanda bu yıl yapmayı planladıkları çalışmaları da anlattı.

Mesut Selim Özcömert

M

TSO 10 No’lu Akaryakıt, LPG, Madeni Yağın İşlenmesi ve Ticareti Meslek Komitesi Meclis Üyeleri bayilerle dağıtım şirketleri arasında gelir gider paylaşımlarında enflasyonun etkileri göz önünde bulundurularak paylaşım yapılmasını istiyor. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 10 No’lu Akaryakıt, LPG, Madeni Yağın İşlenmesi ve Ticareti Meslek Komitesi Meclis Üyeleri sektöre ilişkin değerlendirmeler yaparak 2020 yılı çalışma

Özcömert: “Değerlendirmelerde enflasyon göz önüne alınmalı” Meclis Üyesi ve MSO Akaryakıt Genel Müdürü Mesut Selim Özcömert, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun Ekim 2019 tarih ve 30905 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan, toplam dağıtım marjı paylaşımının ne şekilde olacağının şartlarını belirleyen kurul kararını değerlendirdi. Yeni karara göre geçmişte dağıtım şirketlerine yüzde 70, bayilere yüzde 30 oranlarıyla yapılan dağıtımın bayiler lehine yüzde 55’e yüzde 45 oranlarıyla değiştirildiğini ifade eden Özcömert şunları söyledi: “Yeni karara göre toplam marjın en az yüzde 55’i bayiye verilmek üzere dağıtıcı ile bayi arasında serbestçe belirlenecek. Bu serbestlik ibaresi göz önüne alındığında dağıtım paylarının enf-

Özcömert talepleri dinleyip rotalarını ona göre çizeceklerini anlattı.

Edip Kanar

lasyonla orantılı olarak düzenlenmesini bekliyoruz. EPDK’nın bu kararı sıkıntıları bayiler açısından azaltacak görünüyor ama vurguladığım gibi paylaşımla ilgili düzenlemede enflasyon etkileri mutlaka gözetilmeli. Genel giderlerimizin de en az enflasyon oranı kadar artışı olacaktır. Sonuç olarak gelirlerimizde buna göre belirlenmiş bir denge yakalanması gerektiğini düşünüyoruz.” Yıl içinde üye ziyaretlerine ağırlık vereceklerini de belirten

Kanar: “Uygulamalar 1 Ekim öncesi sözleşmeleri de kapsamalı” Meclis Üyesi ve Kanaroğlu Nakliye Akaryakıt Genel Müdürü Edip Kanar ise kar marjı paylaşımı yanında giderle ilgili düzenleme de beklediklerini söyledi. Bayilerin personel kıyafetinden nakliyeye, tank temizliğinden eğitime, kalibrasyondan demontaja, otomasyondan banka pos giderine kadar çok kapsamlı bir gider skalası olduğunu bildiren Kanar, “Bunların tamamını bayiler karşılamak durumunda kalıyor. 1 Ekim 2019’dan sonra yapılan sözleşmelerde bu gider de bayi ile dağıtım şirketi arasında paylaştırılacak. Ancak burada iki sorun var. İlki, 1 Ekim 2019 öncesi yapılan sözleşmelerin kapsam dışında bırakılması, ikincisi de dağıtım şirketi ile bayi arasında hangi oranlarla paylaşım yapılacağı konusundaki belirsizlik. Beklentimiz bunun da yüzde 55’e 45 oranıyla dağıtılması ve 1 Ekim öncesinde yapılan sözleşmeleri de kapsaması yönünde” dedi.

rı alındığını ve Mersin olarak bu eylemi destekleyeceklerini söyledi. Yılmaz: “İstihdama katkımız göz ardı edilmemeli” Meclis Üyesi ve Yılmazlar Dayanıklı Tüketim Mamulleri Sahibi Hasan Yılmaz da discount marketler konusunda yaşanan sıkıntılarda özellikle istihdam sorunu üzerinde durdu. Türkiye genelinde yaklaşık 12 bin beyaz eşya satıcısı bulunduğunu ve en küçük dükkanda en az 5 kişinin çalıştığını hatırlatan Yılmaz, bunun da sektörde ortalama 60 bin kişinin istihdam edildiği anlamı taşıdığını söyledi. “Discount marketlerde yalnızca bir firmanın 9 bin şubesi olabilir ama istihdama katkısı bir o kadar az” diyen Yılmaz, “Bizim sayımız az olsa da istihdama katkımızın fazla olması gözden kaçırılmamalı” değerlendirmesini yaptı. Sorunları saptamak, yaptıkları çalışmalar hakkında bilgilendirmek ve talepleri dinlemek adına bu yıl üye ziyaretlerine

Geçmiş dönemde sözleşmelerde açıkça yazılmayan maliyetlerin, bayilere yansıtıldığını kaydeden Kanar, yeni karara göre ismi sözleşmelerde açık şekilde geçmeyen, kapsamı ve maliyeti

Mehmet Can Duman

tereddüde mahal vermeyecek şekilde tanımlanmayan hiçbir bedel veya ücretin bayilere yansıtılmayacak olmasını da yerinde bir uygulama olarak gördüklerini ve uygulanmasını beklediklerini söyledi. Duman: “Reklam giderleri yeniden düzenlenmeli” Meclis Üyesi ve Orpet Petrol Genel Müdürü Mehmet Can Duman ise reklam giderlerine dikkat çekti. Akaryakıt istasyonları

başlayacaklarını anlatan Yılmaz, ilkbahar aylarında ise çevre illeri de davet edecekleri bir sektör toplantısı planladıklarını söyledi. Discount marketlerde ürün fiyatlarının daha indirimli olacağı yönünde halk arasında yanlış bir inanış olduğuna da dikkat çeken Yılmaz, araştırmadan ürün alınmaması gerektiğini, mağazalarda daha uygun fiyatlarla daha kaliteli ürünler bulabilmenin mümkün olduğunu vurguladı. Sektörde uygulanan KDV oranlarına da değinen Hasan Yılmaz mobilya sektöründe yüzde 8’e inen KDV’den sektör temsilcilerinin sonuç aldığını, ancak beyaz eşyadaki ÖTV indirimlerinin sektöre yansımadığını belirterek, “Biz de KDV oranlarının yüzde 8’e indirilmesini talep ediyoruz. Böylece rekabetçi yapımız güçlenip sorunlarımıza çözüm üretebiliriz” dedi. Aynı şekilde internet satışlarına da değinen Yılmaz, bu satış türünün de mağazalardan satışı ciddi ölçüde azalttığını bildirdi. İstihdamın devamlılığı adına bu alandaki satışlara düzenleme beklediklerini de vurgulayan Yılmaz, internet satışlarına üreticilerden ve Odalardan izin alınması şartı getirilmesini istediklerini söyledi.

önünde yer alan totemlerde dağıtım şirketlerinin isminin yazılı olduğunu, bayi yerine dağıtım şirketlerinin tanınırlığı ve görünürlüğünün artırıldığını vurgulayan Duman, “Totemlerde, fiyat panosunda dağıtım şirketinin logosu ve adı yazmasına rağmen belediyelere reklam ve tabela vergisini biz ödüyoruz. Burada da destek olunması gerektiğine inanıyoruz. Özellikle maliyetlerimizin oldukça yüksek olup sıkıntılı bir süreçten geçtiğimiz günümüzde böylesi bir desteğin önemi daha da büyük” diye konuştu. Yerel yönetimlerle yaşanan sorunlara da dikkat çeken Duman, ruhsat devrinde ciddi sıkıntılar yaşandığını söyledi. Geçmiş tarihli ruhsatların kabul edilmediğini, yeni yasanın talep ettiği şartların yerine getirilmesinin beklendiğini kaydeden Duman, “Devralınan istasyonlar 10-15 senelik ve zamanında buralara ruhsat verilmiş. Akaryakıt ve LPG istasyonu faaliyet konulu işyerlerinin devredilmesinde faaliyet konusu ve adresi değişmemesi kaydıyla devralan kişinin başvurusu üzerine mevcut belgeler esas alınarak ve dosyadaki eksik belgeler tamamlattırılarak yeni sahibine devredilmeli. Mevcutta var olan belgelerden tekrar tekrar istenmemeli” dedi. Duman, ruhsat devir sürelerinin de 3-4 aydan 15-20 güne indirilmesini beklediklerini sözlerine ekledi.

29 No’lu Komite sektördeki tehditlerden tedirgin

M

TSO 29 No’lu Kırtasiye, Matbaa, Reklam Ajansları ve Basın Yayın Hizmetleri Meslek Komitesi, sektörün son yıllarda maruz kaldığı tehditlerden tedirgin. Gerek hızla dijitalleşen dünya gerek yüksek kağıt maliyetleri gerekse halkın eğilimlerindeki değişim komite bünyesinde yer alan sektörleri tehdit ediyor. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 29 No’lu Kırtasiye, Matbaa, Reklam Ajansları ve Basın Yayın Hizmetleri Meslek Komitesi Meclis Üyeleri son dönemlerde sektörde yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Ambalajdan matbaalara, kırtasiyelere, reklam ajanslarından basın yayın hizmetlerine kadar komite bünyesinde yer alan hemen tüm sektörlerin ortak sorununun dijitalleşme ve girdi maliyetlerindeki artış olduğuna dikkat çeken Meclis Üyeleri, sektöre destek bekliyor. Gitmiş: “Maliyet artırması nedeniyle ambalaj kullanımı tercih edilmiyor” Meclis Başkan Yardımcısı ve Gitmişler Ambalaj Genel

MTSO 05 CMYK

Müdürü Yakup Gitmiş, ambalaj sektöründe ciddi sorunlar yaşandığına dikkat çekti. Bir kilo domatesin 5 liraya satıldığını, ambalajlı olunca fiyatın 7-8 liraya yükselmesi nedeniyle tercih edilmediğini kaydeden Gitmiş, “Hijyen kuralları ve AB standartlarına göre ürünlerin ambalajlı satılması gerekiyor ancak maliyetlerin yüksek olması nedeniyle kullanılamıyor” dedi. İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlerde ekmeklerin dahi tek tek ambalajlı satılmasına rağmen tarım kenti Mersin’de ambalaj kullanımının istenilen seviyelerde olmadığına dikkat çeken Gitmiş, maliyetlerin düşürülmesi için vergilerin, işçilik ve enerji maliyetlerinin düşürülmesi gerektiğini söyledi. Maliyetlerin azalması adına hurda kağıt kullanımının söz konusu olduğunu kaydeden Gitmiş, geri dönüşümün doğaya katkı sağladığını, ancak ambalaj malzemesi olarak sağlık noktasında sorun oluşturabileceğini belirtti. Hurda kağıtların dahi ithal olması nedeniyle maliyet artırıcı unsur olarak

karşılarına çıktığını ifade eden Gitmiş, endüstriyel ormanlar kurularak kağıtta dışa bağımlılığın yerini mutlaka yerli üretime bırakması gerektiğini vurguladı. Kağıtta KDV oranlarının mutlaka olabilecek en alt limitlere indirilmesi, ülkenin ithal kağıt sendromundan kurtarılması gerektiğini kaydeden Gitmiş, böyle bir uygulamanın yalnızca ambalaj sektörünü değil, matbaa, reklam ajansları ve basın yayın kuruluşlarını da olumlu etkileyeceğini anlattı. Matbaalarda da benzer sorunların yaşandığını kaydeden Gitmiş, günümüzde bir çok alanda bilgisayarların kullanılması nedeniyle mektup zarfı ya da antetli kağıtların basılamaz duruma geldiğini söyledi. Son dönemlerde zorunlu e-fatura, zorunlu e-irsaliye gibi uygulamalara geçilmesiyle birlikte matbaalardaki basımların daha da düşeceğine dikkat çeken Gitmiş, bu alanda da girdilerin ithal olup maliyetlerin yüksek olması nedeniyle sektörün ciddi bir sıkıntı içinde olduğunu söyledi.

Yakup Gitmiş

Ongun: “Market ve internet satışları kırtasiye satışlarını düşürdü” Meclis Üyesi ve Gün Kırtasiye Sahibi Ahmet Ongun ise ilk olarak kırtasiyecilerin sorunlarına dikkat çekti. Özellikle zincir marketler ve discount marketlerde kırtasiye ürünü satışlarındaki artışla birlikte sektörde ciddi sıkıntı yaşandığına deği-

nen Ongun, internet satışlarının da aynı şekilde mağaza satışlarına olumsuz yansıdığını anlattı. Mevcut durumda yalnızca acil ihtiyaçların kırtasiyelerden karşılandığını belirten Ongun, “Tüketici, kalan ihtiyaçlarını internetten almayı tercih ediyor. Maalesef kırtasiyeler şu anda ağırlıklı olarak fotokopi çekiyor” dedi. Basın yayın kuruluşlarında da tüketici eğilimlerinin internet ve sosyal medyaya evrilmesi nedeniyle önemli sorunlar yaşandığını ifade eden Ongun, son dönemlerde kapanan gazete ve televizyon sayısındaki artıştan şikayetçi oldu. Sektörün ayakta kalabilmesi adına özellikle Basın İlan Kurumu’nun uyguladığı komisyon oranının yüzde 5’e çekilmesini beklediklerini anlatan Ongun, “Aynı zamanda Basın İlan Kurumu’nun İstanbul, Ankara, İzmir’deki basın yayın kuruluşlarına sağladığı kredi olanağını Anadolu basınına da uygulaması bekleniyor” dedi. Yerel gazetelerin KOSGEB kredilerinden pratik olarak yararlanabilmesi gerektiğini de belirten Ongun, bu kredilerin büyük

Ahmet Ongun

bölümünün hibe, kalanının ise düşük faizli ve uzun vadeli taksitlendirmeler şeklinde olması gerektiğini vurguladı. Yerel merkezli televizyonların uydu bedellerinin makul seviyelere getirilmesinin beklendiğine de değinen Ongun, “Günümüz şartlarının gereği olan internet yasası da biran önce yürürlüğe girmeli” ifadesini kullandı.


6

YIL: 22 | SAYI: 389 | 02 - 15 Şubat 2020 | www.mtso.org.tr

Gürbüz Treyler yatırımlarına piyasanın beklentilerine göre yön veriyor Sektördeki açıkları iyi tespit ettiklerini, ihtiyaçları doğru analiz ettiklerini kaydeden Gürbüz Treyler Genel Müdürü Bilge Gürbüz Saydan, kuruldukları günden bu yana yatırımlarını da bu analizler çerçevesinde yönlendirdiklerini söyledi.

Bilge Gürbüz Saydan Gürbüz Treyler Genel Müdürü

M

ersin’de 1980 yılında Annesi Emine Gürbüz ve Babası Ahmet Gürbüz ortaklığında Gürbüz Demir ismi ile ticarete adım attıklarını anlatan Bilge Gürbüz Saydan, “O dönemde annem ve babam faaliyetlerini Mersin Sanayi Sitesi’nde 300 metrekare alanda sürdürüyordu. Mersin’de bu işleri yapan firma bulunmaması nedeniyle demir profil ve sac satıyorlardı. O yıllarda gerekli donanım olmaması nedeniyle demir çelikleri de at arabasıyla alıp sattıklarını anlatırlardı Tabi büyük zorluklar yaşanmış” dedi. Bununla birlikte hem sektördeki sayılı firmalardan birisi olmaları hem de disiplinli ve güven veren çalışmalarıyla bir süre sonra iş hacimlerinin arttığını ve 1991 yılında Tırmıl Sanayi Sitesi’ne taşındıklarını kaydeden Saydan, aynı yıl şirketleştiklerini de bildirdi. Tırmıl’da 4 bin metrekarelik geniş bir alana taşınmalarıyla birlikte kesim ve bü-

küm makinesi yatırımı yaptıklarını dile getiren Saydan, kendisinin de o yıllarda aktif olarak iş yaşamına katıldığını söyledi. “Ticaret lisesinde okumam nedeniyle stajlarımı kendi firmamızda yapıyordum ama aktif olarak iş hayatıma başlamam Tırmıl Sanayi Sitesi’ne geçmemizle birlikte oldu” diyen Saydan, o yıllarda yine sektörden gelen talepler doğrultusunda gerçekleştirdikleri makine yatırımlarıyla metal ticaretini bir adım ileri taşıyıp, ürünü talebe göre işleyerek satmaya başladıklarını anlattı. Saydan bu alandaki yatırımlarını da yine sektörde tespit ettikleri açık doğrultusunda yaptıklarını, sera üreticileri, sanayiciler inşaatçılar olmak üzere çok geniş yelpazede hizmet verdiklerini bildirdi. “Önce yurt geneli ardından yurtdışı geldi” Üretim alanlarını genişletmele-

riyle birlikte önce yurt genelinde çalışmaya başladıklarını anlatan Bilge Gürbüz Saydan, burada elde ettikleri tecrübeyi sonrasında yurtdışına taşıdıklarını söyledi. İlk olarak Kıbrıs’a ardından Irak pazarının hareketlenmesiyle birlikte Irak’a yöneldiklerini dile getiren Saydan, Gürcistan’a da çalıştıklarını anlattı. Yaptıkları pazar araştırmaları sonucu tespit ettikleri yeni bir talebi karşılamak adına Çukurova Kalkınma Ajansı (ÇKA) desteği de alarak lazer makinesi yatırımı yaptıklarını kaydeden Saydan, şunları söyledi: “Bu makine yalnızca bizde değil bölgede yoktu. Bu nedenle hizmet dışarıdan alınıyordu. Yaptığımız yatırımla bir taraftan kendi adımıza işçiliğimiz daha profesyonel hale gelirken dışarıya da hizmet vermeye başladık.” “Çalışma alanımız yetmez oldu” Gerek yeni yatırımları gerekse her geçen gün artan iç ve dış taleplerle üretim alanlarının bir kez daha yetmez olduğunu dile getiren Bilge Gürbüz Saydan, 2011’de mevcut işletmelerinin karşısındaki 4 bin metrekare alanı daha bünyelerine katarak üretim alanlarını iki katına çıkardıklarını söyledi. Yeni yerleriyle birlikte yine ÇKA desteği ile 14 metreye 65 cm boyunda, 1500 boğaz derinliğinde Türkiye’nin en büyük pres makinesi yatırımını gerçekleştirdiklerini kaydeden Saydan, bu yatırımla birlikte lojistik sektörüne de hizmet verebilir konuma ulaştıklarını söyledi. Yeni makineleriyle dorseden metal MOBESE direklerine, damperden kamera direklerine kadar çok fonksiyonlu üretim yapabildiklerini ifade eden Saydan, gelecek yıllarda

Çelik Helezon yurtdışına açılma hedefinde

Teknolojiyi yakından takip eden, kendi imalat makinelerini ihtiyacına göre kendi üreten Çelik Helezon, bu özellikleri sayesinde düşürdüğü üretim maliyeti ve güçlendirdiği rekabetçi yapısı ile önümüzdeki süreçte yurtdışına açılmayı hedefliyor. Bunun için gerekli altyapı çalışmalarına başlayan firma, önceliği ihracat için gerekli belgeleri tamamlamaya verdi. bir alana taşındıklarını söyledi. Yeni yerle birlikte personel sayısının da 10’a yükseldiğini ve üretimlerinin neredeyse iki katına çıktığını dile getiren Badem, “Buraya geçmemizle birlikte sonsuz helezon yatırımı da yaptık. Bu sayede 3 metre boyunda tek parça helezon üretebilir konuma ulaştık” dedi. Bu yatırımın üretim maliyetlerini düşürdüğünü ve rekabetçi yapılarını güçlendirdiğini dile getiren Badem, bu boyutta üretim yapan bölgedeki tek, yurt genelinde ise sayılı firmadan biri olduklarını söyledi.

Mehmet Badem Çelik Helezon Genel Müdürü

S

ektöre 1980 yılında Mersin’de tarım makineleri imal eden, dönemin önde gelen firmalarından birisinde çırak olarak çalışmaya başladığını anlatan Çelik Helezon Genel Müdürü Mehmet Badem, burada uzun yıllar ustalığa kadar çeşitli üretim bölümleri yanında satın alma gibi idari departmanlarda da görev aldığını söyledi. Ardından 2005 yılında bu firmanın kapanmasıyla birlikte bir yol ayrımının geldiğini kaydeden Badem, “Ya, başka bir firmaya geçip çalışmaya devam edecektim ya da kendi şirketimi kuracaktım. Kendi şirketimi kurma fikrim aslında her zaman aklımın bir köşesinde vardı. Karşıma böyle bir durum çıkınca ben de daha önce çalıştığım firmanın helezon makinelerini satın alarak Çelik Helezon ismiyle kendi firmamı kur-

MTSO 06 CMYK

dum” dedi. Faaliyete 100 metrekare alanda 5 kişi ile başladığını bildiren Badem, “Aslında sektörün içinden geliyor olmam nedeniyle hazırda müşterimiz vardı bu nedenle işe başladığım dönemde bu konuda çok da fazla sıkıntı yaşadığımı söyleyemem. Hatta sadece bölge değil, Türkiye genelinden talepleri karşılamayı sürdürüyorduk. Gıda sektörüne, çırçır fabrikalarına, taşıma sektörüne hizmet veriyorduk” diye konuştu. “Sonsuz helezon yatırımı ile maliyetlerimi düşürdüm” Artan taleple birlikte ilk atölyesine sığmayarak Tırmıl Sanayi Sitesi’nde yer araştırmaya başladığını kaydeden Mehmet Badem, 2010 yılında, bugün de halen çalışmalarını sürdürdükleri, 370 metrekarelik

“Türk Cumhuriyetlerinde araştırma yapıyorum” Artan rekabetçi yapısı ile birlikte yurtdışına açılma düşüncesinin de doğduğuna dikkat çeken Mehmet Badem, özellikle Türk Cumhuriyetleri’nde pazar araştırması yapmaya başladığını bildirdi. Mevcut durumda İSO belgeleri bulunduğunu, ihracat için gerekli CE Belgesini almak adına çalışmalarını sürdürdüğünü kaydeden Badem, aynı zamanda yurtdışı fuarlara da katılıp bir taraftan Pazar araştırması yaptıklarını, diğer taraftan sektördeki gelişmeleri takip ederek taleplerin yönünü saptamayı planladıklarını söyledi. Aynı zamanda ar-ge çalışmalarına önem verdiklerini de ifade eden Badem, müşterinin ihtiyaçlarına çözüm üretebilecek yenilikleri yapabilme kapasitesine sahip olduklarına dikkat çekti. 300 mm’den 400 mm çapa kadar 6 mm kalınlıkta tek parça üretim yapabildiklerini açıklayan Badem, aynı zamanda 35 mm’ye kadar çeşitli ebatlarda bü-

fiber lazer yatırımı planladıklarını, bu yatırımla birlikte teslimat sürelerini kısaltmayı hedeflediklerini bildirdi.

“Hibe destekler planlı verilmeli” Çukurova Kalkınma Ajansı ya da KOSGEB gibi kurumların hibe desteklerini verirken belli bir planlama yapılmasını beklediklerine de değinen Saydan, “Bir firma bir makine yatırımı düşünüyorsa aynı yatırımdan çevrede kaç tane yapıldığına ve bölgede gerçekten bu makineye ihtiyaç olup olmadığına bakılmalı. Eğer komşumdaki aynı makine hiç kullanılmıyor atıl duruyorsa benim de aynı makineden yatırım yapmama izin verilmemeli. Yatırımlar sırasında sektörün beklentileri, açıkları iyi saptanmalı”

değerlendirmesini yaptı. Sektöre ilişkin değerlendirme de yapan Saydan, özellikle sektörde çıraklıktan yetişen personel bulma noktasında yaşadıkları sıkıntıları anlattı. Zorunlu eğitimin 5 yıla inmesini beklediklerini dile getiren Saydan, “Yeni eğitim sistemiyle birlikte maalesef birçok üniversite mezunu işsiz gencimiz oluştu. Üniversiteyi bitiren gençler fabrika veya zor işler yerine masa başında çalışmak istiyor. Ancak yapmak istediğin işe sahada elin değmeden gözün görmeden öğrenmek mümkün değil. Bu nedenlerle çalışmak istemiyorlar, biz de çalıştıracak personel bulmakta zorlanıyoruz. 8 yıllık zorunlu eğitimi bitirip belli bir yaşa gelen gençleri ise eğitmekte zorlanıyoruz. Buna bir çözüm üretilmeli” değerlendirmesini yaptı.

Kızıltan: “Kadın sanayici sayımız artmalı”

G

ürbüz Treyler’i ziyaret eden Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, çalışmalar hakkında bilgi aldı. Kadın sanayici sayısının artması temennilerini dile getiren Kızıltan, kent ve ülke ekonomilerinin üretimle güçleneceğine dikkat çekti. Bu üretimde kadın erkek demeden toplumun tüm kesimlerine görev düştüğünü ifade eden Kızıltan, Bilge

Gürbüz Saydan’ı başarılı çalışmalarından ötürü tebrik etti. Bu tür ziyaret ve firma haberlerini Mersin’de yapılan üretim kalemlerini daha geniş kesimlere duyurma hedefiyle gerçekleştirdiklerine de dikkat çeken Kızıltan, özellikle büyük sanayi kuruluşlarının şehir dışı yerine hizmet alımlarında Mersin’i tercih etmeleri adına fikir vermek istediklerini vurguladı.

küm yapabildiklerini de ifade etti.

düklerini söyledi.

“Kendi makinelerimizi kendimiz üretiyoruz” Teknolojiyi yakından takip ettiklerini ve müşteri odaklı çalıştıklarını vurgulayan Mehmet Badem, kendisinin de sürekli sahada dolaştığını ve talepleri yakından takip ettiğini, sorunu yerinde tespit edip çözümüne yönelik formüller geliştirdiklerini anlattı. Aynı zamanda helezon üretimi için gerekli makineleri de kendilerinin imal ettiğini kaydeden Badem, “Bu bize hem ihtiyacımızı biliyor olmamız nedeniyle dışarıda bulmakta zorlanabileceğimiz makineleri üretebilmemize imkan tanıyor hem de maliyetlerimizi aşağı çekiyor. Önemli bir avantaj” değerlendirmesini yaptı. Personel bulma noktasında ise sorun yaşanabildiğine değinen Badem, bu sorunu aşmak için ihtiyaç duydukları personeli de kendi içlerinde yetiştirdiklerini ve hizmet içi eğitimi aralıksız sürdür-

“Yeni bir iş koluna daha açılmayı planlıyoruz” Ağırlıklı bakliyat ve hububat firmalarına hizmet verdiklerini anlatan Mehmet Badem, bu firmalardan gelen talep doğrultusunda 2019 yılında delikli sac makinesi yatırımı gerçekleştirdiklerini açıkladı. Yeni makine ile ikinci bir sektöre adım atacaklarını ifade eden Badem, “Bu makineyi daha çok hububatçılar, silocular kullanıyor benim de ağırlıklı müşteri grubumu oluşturuyorlar ve kendilerine ikinci bir alanda hizmet vermek istedim” dedi. Aynı zamanda yeni bir yere taşınmak istediğini de belirten Badem, “En azından 1000 metrekarelik bir alan düşünüyorum. Önümüzdeki süreçte arsa alarak ihtiyacıma göre kendi inşaatımı yapmak istiyorum. Yeni yerle birlikte plazma yatırımı da yaparak şu anda dışarıdan hizmet aldığım çalışmayı kendi bünyemde sürdürmek istiyorum” ifadelerini kullandı.

Kızıltan: “Mersin geniş bir üretim çeşitliliğine sahip”

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan Tırmıl Sanayi Sitesi’nde Çelik Helezon firmasını ziyaret ederek çalışmaları hakkında bilgi aldı. Mersin’in sanayi sitelerinde çok farklı alanlarda farklı üretimler gerçekleştirildiğini, kentin geniş bir üretim yelpazesine sahip olduğunu vurgulayan Kızıltan, gerek yaptığı

ziyaretler gerekse hazırlanan haberlerle bu çeşitliliği daha geniş kesimlere duyurmak istediklerini söyledi. Mersin’de faaliyet gösteren büyük sanayi kuruluşlarının hizmet alımlarını ya da yan sanayi ihtiyaçlarını Mersin’den temin edebileceğini vurgulayan Kızıltan, Çelik Helezon firmasını da başarılı çalışmalarından dolayı tebrik etti.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.