MTSO Haber Sayı 385

Page 1

Başkan İzol 6’ncı kitabını imzaladı >2’de

MTSO, TBİM eğitimlerine devam etti

‘Ödünç İmgeler’sanatseverlerin beğenisine sunuldu

>2’de

>2’de

Piyasalar kendi kurallarında işlerse, çözümler ortaya çıkıyor… > 3’te Ayhan KIZILTAN

MTSO Yönetim Kurulu Başkanı

www.mtso.org.tr www.mtso.org.tr| |YIL: YIL: 2117| |SAYI: SAYI:385 298| 8 | 6-19 - 21 Aralık ARALIK 2019 2015

İş dünyası 2020’de

güven ve istikrar bekliyor Üyeler E- Dönüşüm uygulamaları hakkında bilgilendirildi

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ile EDM Bilişim Sistemleri işbirliğinde Gelir İdaresi Başkanlığı E-Dönüşüm Uygulamaları (e-fatura, e-irsaliye, e-arşiv) Bilgilendirme Semineri düzenlendi. Seminerde önümüzdeki yıldan itibaren zorunlu hale gelecek yeni uygulamaların detayları anlatıldı. MTSO Yönetim Kurulu Üyeleri, Meclis ve Komite üyelerinin yanı sıra mali müşavirler ve iş dünyası temsilcilerinin katıldığı toplantıda EDM Bilişim İcra Kurulu Başkanı Özcan

Ermiş, e dönüşüme yönelik yürütülen çalışmalar ve zorunluluklar hakkında bilgi verdi. Yeni yönetmelik maddelerinin getirdiği zorunluklara, e - dönüşüm sırasında nelere dikkat edilmesi, hizmet alırken hangi koşullara bakılması gerektiğine değinen Ermiş, mali müşavirler ve işadamları açısından ayrı ayrı anlattı. Ermiş önceleri cirosu 10 milyon lirayı geçen kişilerin bir yıl sonra e-fatura ve e- deftere geçme zorunluluğu bulunduğunu hatırlattı. > 3’te

18 No’lu Komite, Üyelerine ‘Mesleki Sorumluluk Sigortalarını’ anlattı

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 18 No’lu Gümrük Müşavirliği Hizmetleri Meslek Komitesi öncülüğünde, mesleki sorumluluktan doğan risklerin doğ-

ru yönetilmesi ve mağduriyetlerin yaşanmamasına yönelik, Gümrük Müşavirliği mesleğini icra eden üyelere yönelik, “Mesleki Sorumluluk Sigortası” konulu seminer düzenlendi. MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan’ın da katıldığı toplantının açılışında konuşan 18 No’lu Komite Başkanı Zeki Şan, yapılan işlemler sonrasında uğradıkları cezalarda kayıpları en aza indirebilmek adına çalıştıklarını söyledi. > 3’te

İ

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, 2019’u değerlendirip 2020 beklentilerini anlattı. İş dünyasının güven ve istikrar beklediğini vurgulayan Kızıltan, “Ekonomik göstergelerdeki olumlu rakamlar girişimcileri motive edip yatırım iştahını az da olsa arttırdı. Bekleyen paranın bir şey kazandırmadığını herkes gördü. İş dünyası 2020’de makro anlamda istikrar ve güvenin tesis edilmesini bekliyor” dedi.

ş dünyası açısından sıkıntılı bir yılın geride kaldığını kaydeden Başkan Kızıltan, “Üst çatı kuruluşumuz Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin ve Başkanımız Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu’nun da destekleriyle sorunların çözümünde Mersin olarak aktif rol oynadık” dedi. Üyelerden gelen her talebin takipçisi olduklarını vurgulayan Kızıltan, “Gerek MTSO Meclisi, gerekse MTSO Meslek Komiteleri deyim yerindeyse yıl boyu arı gibi çalıştı. Belirlenen sorunların çoğunda somut çözümlere ulaştık. Bu konuda Ticaret Bakanımız Sayın Ruhsar Pekcan’ın

ve özellikle her zaman yanımızda olan Mersin Vekilimiz, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Sayın Lütfi Elvan’ın destekleriyle Mersin’in ekonomik sorunlarını masaya yatırabilme fırsatı yakaladık” ifadelerini kullandı. Makro yatırımlar temelinde bazı eksikler olsa da hayata geçen yatırımlarda emeği geçenlere teşekkür eden Kızıltan, “Mersin, ülkemizin lojistiğinin, tarımının, ihracatının merkezidir. Sanayisi buna paralel gelişmekte olan bir dış ticaret merkezidir. Bu anlamda Mersin iş dünyasının talepleri bir kentin özel talebi gibi algılanmamalıdır. Bugüne

kadar Mersin’e yapılan her yatırım ülkenin zenginliği olmuştur” diye konuştu. Eksikler tamamlandıkça Mersin iş dünyasının yatırıma dönmek istediğine değinen Kızıltan, sözlerini şöyle tamamladı: “Aslında Türkiye genelinde de durum bu. İş dünyası uzun süredir beklemedeydi. Güvensizliğin yarattığı bu zorunlu bekleyiş ülkeye işsizlik olarak döndü, girişimcinin bu bekleyişi üretimde ve yatırımlarda azalma olarak döndü. Türk iş dünyası artık beklemekten bıktı. Ekonomik göstergelerdeki olumlu rakamlar; dö-

vizdeki durulma, faizlerin düşmesi ve enflasyondaki düşüş girişimcileri motive etmekte ve bekleyen girişimcinin yatırım iştahını bu günlerde az da olsa arttırmaktadır. Bekleyen paranın bir şey kazandırmadığını herkes görüyor. İş dünyası 2020 yılında makro anlamda istikrarın ve güvenin tesis edilmesini beklemektedir. Ekonomide, siyasette, demokraside, hukukta, eğitimde, bizi gelişmiş dünyanın bir parçası yapacak olan tüm evrensel değerlerde yakalanacak istikrar ve topluma bu anlamda verilecek güven doğrudan ekonomiye yansıyacaktır.”

MTSO, düzenlediği organizasyonla ‘Proses Emniyeti’ne dikkat çekti

Cemalettin Akbulut Çelkonsan Yönetim Kurulu Başkanı

Çelkonsan kendi teknolojisini üretme hedefinde

Ü

retimi, imalatı çalışmalarının temeline oturtan Çelkonsan, üretimin temel taşı teknoloji ve kalitede de oldukça iddialı. Bugüne kadar Avrupa’dan aldıkları teknoloji ile Avrupa standartlarında üretim yapan firma, önümüzdeki süreçte kendi teknolojisini geliştirerek sektöre kazandırma hedefinde. Çelkonsan bir aile şirketi. Temelleri 1980’de bakım ve onarım hizmetiyle atılan firma, gelen talepleri değerlendirip pazardaki açığı da görerek bir süre sonra üretime başlıyor. Ancak gerek ülkede zaman zaman yaşanan ekonomik krizler, gerekse sektördeki rakip sayısının fazla olması firmayı farklı arayışlara sürüklüyor. Hedef, o dönemde üretimde süreklilik sağlayıp fark oluşturmak. Bu arayışla ro-

MTSO 01 CMYK

tasını yurtdışına çeviren firma, Türkiye’ye farklı teknolojiler ve ürün grupları getirerek üretime başlıyor. Almanya ile yurtdışına adım attıklarını anlatan Çelkonsan Yönetim Kurulu Başkanı Cemalettin Akbulut, bugün Singapur’dan Brezilya’ya kadar ürün göndermedikleri ülkenin kalmadığını söylüyor. Başarılarının temelinde her zaman kaliteyi ön planda tutmalarının büyük önem taşığıdığını vurgulayan Akbulut, hangi ülkeden bir sipariş alırlarsa onların talep ettiği teknolojiyi transfer edip gerekli yatırımları yaptıklarını ve hiçbir zaman kaliteden ödün vermeyerek bugünlere geldiklerini anlatıyor. Cemalettin Akbulut ile aralıksız üretim hedefiyle çıktıkları yolda bu hedeflerine nasıl ulaştıklarını ve bundan sonraki planlarını konuştuk. > 6’da

M

TSO, düzenlediği Proses Emniyeti Sempozyumu ile sanayi kuruluşlarında emniyetin önemine dikkat çekti. Çağrılı bildirilerin sunulduğu sempozyumda proses emniyeti risk faktörleri ve analizlerinden, güvenlik yönetim sistemi unsurlarına, ekipman kontrolünden bakıma kadar konu her yönüyle ele alındı Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ve Kontrol Medya işbirliği, Şişecam ana sponsorluğunda Proses Emniyeti Sempozyumu düzenlendi. 26 - 27 Kasım günlerinde Yenişehir Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleşen sempozyum ile eş zamanlı düzenlenen sergide 25 firma yeni

ürünlerini tanıtıp son teknolojiler hakkında katılımcıları bilgilendirdi. Bu yıl dördüncüsü düzenlenen sempozyumun ilk gün oturumlarında Proses Güvenliğinde İç ve Dış Risk Faktörler ve Analizi, Güvenlik Yönetim Sistemi Unsurları ve Yönetimsel Uygulamalar konuları ele alındı. Sempozyumun ikinci gününde İşletmelerde Bütünsellik İçin Ekipman Kontrolü ve Sistemsel Çözümler, Sürdürülebilir Güvenlik Yönetim Sistemi ile Performans Bakım ve Değişimin Kontrolü konularında bilgi verildi. Sempozyum, Büyük Endüstriyel Kaza Frekansının Tespitindeki Metodoloji konulu workshop ile sona erdi. > 4’te

Gençlere ‘Melek Yatırımcılık’ anlatıldı

Başkan Kızıltan ve İzol KTTO’yu yalnız bırakmadı

>2’de

>2’de

Kız Kardeşim Projesinde Bikase Lokantasına ödül

>2’de

Ticaret Bakanlığı kadın ihracatçı sayısını artırmaya odaklandı

T

icaret Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü bünyesinde kurulan “Kadın ve Genç Girişimciler İhracat Daire Başkanlığı” girişimleriyle Türkiye Kadın Girişimci Fiziki Networkü Toplantısı’nın 7’ncisi Mersin’de düzenlendi. Hedef, kadın ihracatçı sayısını artırabilmek. Ticaret Bakanlığı himayesinde Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ile TOBB Mersin İl Kadın Girişimciler Kurulu ev sahipliğinde Türkiye Kadın Girişimci Fiziki Networkü Toplantısı düzenlendi. Toplantıda, kadın girişimcilerin ihracata katkısını artırmak adına yola çıktıklarını anlatan Ticaret Bakanlığı Kadın ve Genç Girişimciler İhracat Daire Başkanı Özge Akkız, il il gezerek kadın girişimcilerle tanıştıklarını, iletişim bilgilerini aldıklarını söyledi. Türkiye’deki KOBİ’lerin yaklaşık 1/3’ünü kadınların oluşturmasına rağmen bunların yalnızca

yüzde 15’inin ihracata yöneldiğini tespit ettiklerini anlatan Akkız, “Bu istatistik bizi kadınlarımızın neden ihracatçı olmadığını araştırmaya yönlendirdi” dedi. Hiçbir aksiyon almadan beklenmesi halinde kadın ve erkek ihracatçı sayısının eşitlenmesi için 170 yıl daha beklenmesi gerektiğini kaydeden Akkız, “Oysa kadına destek olunursa, kadınımız ihracatçı olurlarsa, gelirleri artarsa topyekun kalkınırız. Çünkü kadın gelirini tamamen ailesine, eğitime, sağlığa harcıyor. Kısacası kadına yatırım yapmak demek, topyekun ülkeye yatırım anlamına geliyor” değerlendirmesini yaptı. Bu bakış açısıyla Ticaret Bakanlığı bünyesinde Kadın ve Genç Girişimciler İhracat Daire’sinin kurulduğunu bildiren Akkız, Daire Başkanı olarak il il gezip kadın girişimcilerle tanışıp ihracata yönlendirmeye çalıştığını söyledi. > 4’de


2

YIL: 21 | SAYI: 385 | 8 - 21 Aralık 2019 | www.mtso.org.tr

Kız Kardeşim Projesinde Bikase Lokantasına ödül

Başkan Kızıltan ve İzol KTTO’yu yalnız bırakmadı T M M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Meclis Başkanı Hamit İzol’un, ‘İsimsiz Bebek’ adlı yeni kitabının imza töreni ve söyleşisi, CNR Expo Kitap Fuarı’nda yoğun katılımla gerçekleşti. Meclis Başkanı İzol’un altıncı kitabı ‘İsimsiz Bebek’in imza töreni ve söyleşisi gerçekleşti. Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Mersin İl Emniyet Müdürü Mehmet Şahne, ilçe belediye başkanları, kent protokolünün yanı sıra, Türkiye Gazeteciler Federasyonu

Başkanı Yılmaz Karaca, Mersin Gazeteciler Cemiyeti Başkanı R. Kaya Tepe, MTSO Meclis Üyeleri ile Yönetim Kurulu Üyelerinin katıldığı organizasyonda İzol, bir taraftan kitaplarını imzalarken diğer taraftan hatıra fotoğrafları çektirdi. İmza öncesi gerçekleşen mini söyleşide ülke yapısını ve sorunlarını konu alan şiir kitabından dörtlükler okuyan İzol, toplumsal mesajlar verdi. Söyleşi katılımcıların duygu ve düşüncelerini paylaşması ile son buldu.

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ve Meclis Başkanı Hamit İzol, Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın (KTTO) kuruluşunun 61’inci yıldönümü balosuna katıldı. KTTO Başkanı Turgay Deniz ve Yönetimini mutlu günlerinde yalnız bırakmayan Başkan Kızıltan ve İzol, yavru vatan KKTC’nin Türkiye’nin ayrılmaz bir parçası olduğunu vurgulayarak, MTSO ve KTTO’nun güç birliğine gidip birlikte hareket ederek bölgenin geleceğini birlikte şekillendirebileceklerine dikkat çekti. Mersin’den TOTBB Yönetim Kurulu Üyesi ve Türkiye - KKTC Ticaret Odası Forumu Eş Başkanı Cihat Lokmanoğlu ile Anamur Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ferudun Torunoğlu’nun da yer aldığı geceye KKTC Başbakanı Ersin Tatar, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı Tüm-

general Sezai Öztürk, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, çok sayıda bakan, ekonomik örgüt başkanları ve iş insanları katıldı. gecede konuşma yapan KTTO Başkanı Turgay Deniz, “Yaşadığımız her türlü zorluğa karşın her yıl biraz daha gelişen bir delete ve ülkeye sahip olmak gurur verici. Bu başarıda Kıbrıslı Türk iş insanlarının ve onların örgütü olarak Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın katkısı büyüktür” dedi. Kıbrıslı Türk iş insanlarının dış ticareti ve yurt içindeki faaliyetleriyle birlikte 4 milyar dolara yakın bir kaynak oluşturduğunu ifade eden Deniz, karşılıklı güven ve işbirliğiyle bu rakamları daha da yukarılara taşıyabilecek kapasitenin bulunduğunu vurguladı. Deniz, esas olanın doğru ekonomik ve siyasi vizyonların belirlenmesi olduğunu sözlerine ekledi.

MTSO, TBİM eğitimlerine devam etti

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) tarafından Türkiye’nin farklı illerinde Kalkınma Ajansları ile Ticaret ve Sanayi Odası üyelerine verilen ticari bilgi ve istihbarat eğitimlerine Denizli Sanayi Odası ile devam edildi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Ticari Bilgi ve İstihbarat Merkezi Eğitimi, 5-7 Aralık günleri arasında Denizli Sanayi Odası ev sahipliğinde düzenlendi. Uygulamalı olarak gerçekleştirilen eği-

tim kapsamında GTİP tespiti, hedef pazar matrisinin hazırlanması, hedef pazar tespiti adımları, potansiyel ve kesin müşteri tespiti, rakip ve müşteri istihbaratı, ulusal ve uluslararası ihale başvuru dosyalarına erişim, gümrük vergileri ve kota sorgulamaları, pazar araştırma raporlarına erişim başlıklarına yer verildi. Programın son gününde dış ticarette pazarını geliştirmek isteyen firmalara TBİM KOBİ Danışmanlık hizmeti verildi.

‘Ödünç İmgeler’

sanatseverlerin beğenisine sunuldu

S

anatçı Orçun Çadırcı’nın imgelerin farklı sanat mecralarında işlenmesine yönelik hazırladığı ‘Ödünç imgeler’ isimli resim sergisi, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Sanat Galerisi’nde açıldı. Sergi, 18 Aralık’a kadar devam

edecek. MTSO Sanat Galerisi’nde, sanatçı Orçun Çadırcı’nın ‘Ödünç İmgeler’ isimli resim serginin açılışı gerçekleşti. Sanatçının tuvale akrilik tekniği kullanarak hazırladığı 14 eser, sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Sanatçının 10’uncu kişisel sergisinin açılışına, MTSO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Cem Bucuge ile Genel Sekreteri Kadir Dölek ve sanatseverler katıldı. Çadırcı: “Sanat, maruz kalınan gerçekliğin çıktılarıdır”

Sergi açılışında konuşan Sanatçı Orçun Çadırcı, sanat eserlerinin, kendi tarihinden ya da günümüzde üretilen sanattan muaf olamayacağını söyledi. Sanatçıların bilerek ya da bilmeyerek maruz kaldığı imgelerden edindiği iz-

MTSO 02 CMYK

Gençlere ‘Melek Yatırımcılık’ anlatıldı M ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Mersin Üniversitesi Genç Girişimci Merkezi’nde düzenlenen ‘Melek Yatırımcılık Nedir?’ konulu panele katıldı. Girişim Limanı organizasyonunda gerçekleşen paneli TOBB Mersin Genç Girişimciler Kurulu İcra Komitesi Başkanı Osman Kiper ve Yönetim Kurulu Üyeleri de izledi.

lenimleri yapıt haline dönüştürdüğünü açıklayan Çadırcı, “Sanat, sanatçının yaratma edinimi ve özgünlüğü kendisine ait olmakla beraber, maruz kaldığı gerçekliğin çıktılarıdır” dedi. Tuvallerinde işlediği imgelerde, yaşadığı kültürden coğrafyaya, okuduğu yazardan şaire kadar her türlü dış faktörden etkilendiğini aktaran Çadırcı, “Örnek vermem gerekirse fotoğrafçıların çektiği fotoğraflardaki insanlardan ya da bir bale temsilinden imgeleri ödünç alarak tablolarıma entegre ediyorum. Önce soyutlama yapıyorum, arka plan boyamasını bitirdikten sonra anlatmak istediğim konuya yönelik ödünç aldığım figürlerin eklemesini yapıyorum” dedi. Genellikle farkında olarak ödünç imgeler aldığını dile getiren Çadırcı, serginin isminin bu nedenle ‘ödünç imgeler’ olduğunu da anlattı. 10’uncu kişisel sergisi olan bu sergiyi, başka illere de taşımak istediğini belirten Çadırcı, Mersin’in ardından aynı sergiyi Adana’da da açacağını bildirdi. MTSO Sanat Galerisi’nde geçmiş yıllarda da sergi açtığına değinen Orçun Çadırcı, galerinin hem sanatı hem de sanatçıyı destelemek adına önemli bir vazife üstlendiğini aktardı. Ancak Mersin’de sınırlı sayıda olan sanat galerilerinin kente yetmediğine işaret eden Çadırcı, Mersin’in daha geniş ve kullanışlı galerilere ihtiyacı olduğunu sözlerine ekledi. Ulusal ve uluslararası pek çok karma ve kişisel sergisi bulanan sanatçı, yazar kimliğinin yanı sıra sanat üretimini de sürdürüyor. 18 Aralık’a kadar açık kalacak sergi, hafta içi 08.30-18.00, hafta sonu ise cumartesi günü 10.00-17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.

Melek Yatırımcı M. Namık Kural ile girişimci H. Serkan Uz’un konuşmacı olduğu panel sonrası gençlerle bir araya gelen Kızıltan, bir süre sohbet edip ardından fotoğraf çektirdi. M. Namık Kural ile Fikir Otobüsü’ne de binen Kızıltan, ekonomilerin gelişimi adına girişimciliğin, yeni fikirlerin ve bu yeni fikirlerin destekçisi melek yatırımcıların önemine dikkat çekti.

ürkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), İstanbul Teknik Üniversitesi, Coca-Cola ve Habitat işbirliğinde gerçekleştirilen Kız Kardeşim Projesi’nin 2020 yılı lansmanı ve Yerel Lezzetler Yarışması kazananları ödül töreni düzenlendi. Yerel Lezzetler Hibe Programı’nda derece alan firmalar içerisinde Mersin’den Bikase Lokanta Sahibi Ruşen Doğan Çetiner de yer aldı.

30 ilde 9 binden fazla kadına ulaşıldı Kadınların ekonomik ve sosyal konumlarının güçlenmesi, bölgesel ekonomik kalkınmada etkin rol almalarını sağlamak ve fırsat yaratmak amacıyla 2018 Ocak ayından beri TOBB, İstanbul Teknik Üniversitesi, Coca-Cola Türkiye ve Habitat Derneği işbirliğinde gerçekleştirilen Kız Kardeşim Projesi kapsamında 30 ilde 9 binden fazla kadına ulaşıldı. Hedef 2020’de şehir sayısını 40’a çıkarmak. Proje sonunda düzenlenen ödül töreni ve basın lansmanına TOBB Mersin İl Kadın Girişimciler Kurulu İcra Komitesi Başkanı Aylan Harp de katıldı. Törende, proje kapsamında hem yerel lezzetlerin değerini artırmak, hem de Anadolu’daki restoran işletmecisi kadın girişimleri desteklemek adına başlatılan ‘Yerel Lezzetler Yarışması’ sonuçları da açıklandı. İşini büyütmek isteyen ve bunun için sağlam bir yol haritası olan restoran sahibi 11 kadın girişimci ödül almaya hak kazandı.

29 ilden 114 başvuru yapılan yarışmada başvuran restoran sahiplerinin işletme becerisi ve gelecek planları değerlirildi. Değerlendirme sonunda Mersin’den Bikase Lokantası Sahibi Ruşen Doğan Çetiner’in de yer aldığı 11 kadın girişimciye ödülleri TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu tarafnıdan takdim edildi.

Gıda işletmelerinde “biyomühendis” istihdam edilebilecek

G

ıda işletmelerinde çalışabilecek lisans eğitimi almış meslek mensupları arasına gıda teknoloğu ve biyomühendis meslek mensupları da dahil edildi. Tarım ve Orman Bakanlığının Gıda ve Yem İşletmelerinde Çalıştırılması Zorunlu Meslek Mensuplarının Belirlenmesine Dair Tebliği Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Tebliğ ile işin türüne göre en az bir personel çalıştırmak zorunda olan gıda ve yem işletmeleriyle bu işlet-

Ayhan KIZILTAN

A. Kadir DÖLEK Derya GÜLEÇ

melerde çalıştırılması zorunlu, lisans eğitimi almış meslek mensupları belirlendi. İşletmeler güncellenirken, istihdam edilecek personelin kapsamı da genişletildi. Buna göre, söz konusu işletmelerde çalışabilecek, gıda mühendisi, ziraat mühendisi, kimya mühendisi, kimyager, su ürünleri mühendisi, balıkçılık teknolojisi mühendisi, biyolog, veteriner hekim, diyetisyen gibi meslek mensuplarına, “gıda teknoloğu ile biyomühendis” de eklendi.

Atatürk Caddesi MTSO Hizmet Binası Kat: 2-3-4 / MERSİN Tel: 0324 238 95 00 ( 10 Hat ) 238 56 56 ( 3 Hat ) - 238 98 00 Çağrı Merkezi: 0 850 304 33 33

Turkuvaz Haberleşme ve Yayıncılık A.Ş. Ceyhan Yolu Üzeri 5.km Yüreğir / ADANA 0322 346 30 93


3

YIL: 21 | SAYI: 385 | 8 - 21 Aralık 2019 | www.mtso.org.tr

çümsemeden, yapılanlar adına emek veren herkese Mersinliler olarak teşekkür ediyoruz. Biz sadece şunu söylüyoruz. Mersin ülkemizin lojistiğinin, tarımının, ihracatının merkezidir. Sanayisi buna paralel gelişmekte olan bir dış ticaret merkezidir. Bu anlamda Mersin iş dünyasının talepleri bir kentin özel talebi gibi algılanmamalıdır. Çünkü bugüne kadar Mersin’e yapılan her yatırım ülkenin zenginliği olmuştur.

Ayhan KIZILTAN MTSO Yönetim Kurulu Başkanı

Güven ekonominin benzinidir

2019 yılını yavaş yavaş tamamlarken, Türkiye’nin en eski Ticaret ve Sanayi Odalarından biri olan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak 134’üncü kuruluş yıldönümünü kutlayacak olmanın mutluluğunu yaşıyoruz.

D

ile kolay, tarihi bir buçuk asra yaklaşan bir kurumsallaşmadan bahsediyoruz. MTSO olarak bu kuruluş coşkusunu sadece tek bir güne sığdırmak yerine, haftaya yayılan etkinliklerle Mersin iş dünyasının kentine kattığı değeri daha görünür kılmak ve toplumu bilgilendirmek, hatta Mersinlileri de bu kuruluş etkinliklerinin bir parçası yapmanın mutluluğu içindeyiz. MTSO öncülüğünde başlayan ve artık Mersin’in olan, bir kentin adıyla anılan ilk ve tek Edebiyat ödülü olan Mersin Kenti Edebiyat Ödül Töreni Odamızın kuruluş haftasına değer katacak olan önemli bir etkinlik olacak. Sanatın her dalını tarihi boyunca desteklemiş olan Mersin Ticaret

ve Sanayi Odası var olduğu sürece yaratıcılığın temeli olan sanatın her dalının destekçisi olmaya devam edecektir. Odamız, zenginliği salt para açısından görmemektedir. Bizce gerçek zenginlik maddi refah düzeyi ile paralel artan yaşam kalitesi, sosyal yaşam seviyesi, kültür ve eğitim konularını da içeren bütüncül kalkınmadır. Kuruluş haftası etkinliklerimize bazı sosyal etkinliklerin yanı sıra sektörel buluşmalarla devam edeceğiz. Kuruluş amacımız olan kentimizin ekonomik refahını ve kalkınmasını ilgilendiren bir çok konuda etkinliklerimiz olacak. Medikal sektörü başta olmak üzere yapacağımız sektör buluş-

maları, Bloomberg TV’de yayınlanacak olan “HEDEF İHRACAT” konulu canlı yayın, yine devamında tanınmış ekonomistlerle yapılacak “ Küresel Piyasalar ve Riskler” Paneli, Türkiye’nin sayılı Mesleki Yeterlik Kurumu Belgelendirme Merkezi olan Odamızın Dış Ticaret ile ilgili vereceği belgelerin Töreni gibi buluşmalar, kuruluş yıldönümümüze değer katacak olan etkinlikler olacaktır. Bu vesileyle hem 2019’u değerlendirmiş, hem de 2020 projeksiyonlarımızı konuşmuş olacağız. Mersin olarak sorunların çözümünde aktif rol aldık

2019 yılı ekonomik anlamda iş dünyamız için gerçekten

18 No’lu Komite, Üyelerine ‘Mesleki Sorumluluk Sigortalarını’ anlattı

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 18 No’lu Gümrük Müşavirliği Hizmetleri Meslek Komitesi öncülüğünde, mesleki sorumluluktan doğan risklerin doğru yönetilmesi ve mağduriyetlerin yaşanmamasına yönelik, Gümrük Müşavirliği mesleğini icra eden üyelere yönelik, “Mesleki Sorumluluk Sigortası” konulu seminer düzenlendi. MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan’ın da katıldığı toplantının açılışında konuşan 18 No’lu Komite Başkanı Zeki Şan, yapılan işlemler sonrasında uğradıkları cezalarda kayıpları en aza indirebilmek adına çalıştıklarını söyledi. Bu noktada Zürich Sigorta ile iletişime geçtiklerini anlatan Şan, Gümrük Kanunu’nun değişik maddelerine dayanarak karşılaştıkları cezaları bertaraf edebilmek adına bilgilendirme talep ettiklerini ve bu toplantıyı düzenlediklerini söyledi. Toplantıda Zürich Sigorta’dan

MTSO 03 CMYK

Serkan Kaplan,mesleki sorumluluk sigortaları uygulamaları hakkında genel bir bilgilendirme yaptı. Ardından söz alan Rafet Uysal, Gümrük Müşavirliği Mesleki Sorumluluk Sigortası’nın nasıl oluştuğunu anlattı. 2007’de çalışmalara başladıklarını, 2008’den itibaren poliçe satışlarının hızlandığını kaydeden Uysal, hasarların yoğun olduğu bölgelerde gümrük müşavirleriyle biraraya gelerek hasarlardan korunma adına yürütülen programlar hakkında bilgilendirme toplantıları düzenlediklerini söyledi. Sonrasında söz alan Yaşar Uysal ise poliçelerin detaylarını anlattı. Poliçelerin gümrük müşavirinin 4457 Sayılı Kanun’dan kaynaklanan risklerini teminat altına aldığını kaydeden Uysal, şunları söyledi: “4458 Sayılı Kanun’un 181’e 2’nici maddesinde gümrük müşavirinin dolaylı temsildeki sorumluluğu anlatılır. Poliçe de yüzde 100 bu sorumluluğu kapsar. Bu

poliçe ile gümrük müşaviri, yanlış olduğunu bildiği halleri sigorta teminatı altına alır. Gümrük müşavirinin görevi, müşterisinden aldığı bilgi ve belgelerle mevzuata uygun beyanname düzenlemektir. Hazırladığımız poliçe, müşterisinin kendisine gönderdiği evraklarla yanlış beyanname yazması ya da mevzuatı yanlış yorumlayarak bir zarara neden olması halinde bu zararı karşılar.” “Önceliğimiz gümrük müşavirine rahatlama sağlamak “ Poliçenin tamamen gümrük müşavirini korumaya yönelik olduğunu vurgulayan Yaşar Uysal 3 tür olayla karşılaşılabileceğini ve bu olaylar karşısında sigorta şirketinin nasıl bir tutum sergilediğini ise şöyle özetledi: “1 – Gümrük müşaviri yanlış yaptığında Gümrük İdaresi tarafından bu yanlışa denk düşen ceza gümrük müşavirinin müşte-

risine düzenlenir. 2 – Gümrük Kanunu’nun 229’a 2’nci maddede belirtilen müteselsil sorumluluk gereği hem gümrük müşavirine hem de müşterisine ceza kararı düzenlenebilir. 3 – Kabahatler Kanunu’nun 14. Maddesi’ne göre Gümrük İdaresi yanlışlığın türüne göre taraflardan her birisine ayrı ayrı ceza kararı düzenleyip her birinden ayrı ayrı bu cezayı talep edebilir. Bu durumda biz ne yaparız? Poliçenin temel kapsamını müşteriye düzenlenen cezalar oluşturur. Yani gümrük müşavirinin hatası nedeniyle müşterisine verilen cezalara yönelik bir teminat. İkinci madde olan müteselsil sorumlulukta ceza hem yükümlüye hem de gümrük müşavirine düzenlenir. Ama bunlardan birisinin ödemesi yasal olarak yeterlidir. Birisi ödeyince bu ceza ortadan kalkar. Biz de poliçe kapsamında gümrük müşavirine düzenlenen cezayı esas alıp onu ödeyerek riski ortadan kaldırıyoruz. 3. hal ise Kabahatler Kanunu’nun 14. Maddesi. Burada gümrük müşavirinin elinde belge var ve ispatlayabiliyorsa tarafların her birine ayrı ayrı ceza çıkar ve bedel istenir ama sigorta poliçesi burada gümrük müşavirine düzenlenmiş olan cezayı öder. Yükümlü eğer iştirak ettiğini düşünmüyorsa, yargı yoluna gidip kendisini kurtaracaktır. İştirak ettiyse artık o cezalıdır ve karşılamak durumunda kalır. Bizim önceliğimiz gümrük müşavirine rahatlama sağlamaktır.”

sıkıntılı bir yıl oldu. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak üst çatı kuruluşumuz olan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin ve Başkanımız Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu’nun da destekleriyle sorunların çözümünde aktif rol oynadık. Üyelerimizden gelen her şikayetin, her talebin takipçisi olduk. Bir çoğunda somut çözümlere ulaştık. Bu konuda Ticaret Bakanımız Sayın Ruhsar Pekcan’ın ve özellikle her zaman yanımızda olan Mersin Vekilimiz, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Sayın Lütfi Elvan’ın destekleriyle Mersin’in ekonomik sorunlarını masaya yatırabilme fırsatı yakaladık. Eksiklerimiz var ama yapabildiklerimizi de kü-

Eksikler tamamlandıkça Mersin iş dünyası yatırıma dönmek istiyor. Aslında Türkiye genelinde de durum bu. İş dünyası uzun süredir beklemedeydi. Güvensizliğin yarattığı bu zorunlu bekleyiş ülkeye işsizlik olarak döndü, girişimcinin bu bekleyişi üretimde azalma olarak döndü, yatırımlarda azalma olarak döndü. Türk iş dünyası, Türk girişimcisi beklemekten bıktı. Artık bekleme zamanı değil. Dövizdeki durulma, faizlerin düşmesi ve enflasyondaki düşüş girişimcileri motive etmekte ve bekleyen girişimcinin yatırım iştahını artık az da olsa arttırmaktadır. Girişimci artık piyasalara güven duymak istiyor. Bekleyen paranın bir şey kazandırmadığını herkes görüyor. Girişimci paradan para kazanan kişi değildir. Girişimci yatırımdan, üretimden para kazanan kişidir. Her soruna rağmen piyasaların kendi kuralları içinde işlemesine izin verildiğinde çözümler de kendiliğinden geliyor. Güven ekonominin benzinidir. İstikrar ve güveni sağlamak makro tedbirlerin temel amacı olmalıdır. İş dünyası 2020 yılında makro anlamda istikrarın ve güvenin tesis edilmesini beklemektedir. Ekonomide, siyasette, demokraside, hukukta, eğitimde, bizi gelişmiş dünyanın bir parçası yapacak olan tüm evrensel değerlerde yakalanacak istikrar ve topluma bu anlamda verilecek güven doğrudan ekonomiye yansıyacaktır. Eğer amacımız bütüncül bir kalkınma ise tüm bu parametreler birlikte düşünülmelidir. Alınan mesafeler, atılan adımlar, tüm kazanımlarımız küçümsenemez ama yakın zamanda nüfusu 100 milyona dayanacak bir Türkiye için bugün yeterli gördüğümüz şeyler gelecekte yetersiz kalacaktır. Atılan her adımda birkaç yıl değil, birkaç on yıl düşünülmelidir.

Üyeler E- Dönüşüm uygulamaları hakkında bilgilendirildi

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ile EDM Bilişim Sistemleri işbirliğinde Gelir İdaresi Başkanlığı E-Dönüşüm Uygulamaları (e-fatura, e-irsaliye, e-arşiv) Bilgilendirme Semineri düzenlendi. Seminerde önümüzdeki yıldan itibaren zorunlu hale gelecek yeni uygulamaların detayları anlatıldı. MTSO Yönetim Kurulu Üyeleri, Meclis ve Komite üyelerinin yanı sıra mali müşavirler ve iş dünyası temsilcilerinin katıldığı toplantıda EDM Bilişim İcra Kurulu Başkanı Özcan Ermiş, e dönüşüme yönelik yürütülen çalışmalar ve zorunluluklar hakkında bilgi verdi.Yeni yönetmelik maddelerinin getirdiği zorunluklara, e - dönüşüm sırasında nelere dikkat edilmesi, hizmet alırken hangi koşullara bakılması gerektiğine değinen Ermiş, mali müşavirler ve işadamları açısından ayrı ayrı anlattı. Önceleri cirosu 10 milyon lirayı geçen kişilerin bir yıl sonra e-fatura ve edeftere geçme zorunluluğu bulunduğunu hatırlatan Ermiş şunları söyledi: “Öncesinde elektronik fatura yeterliyken yeni uygulamada elektronik fatura ile elektronik arşiv faturanın birbirinden ayrılamayacağı söylendi. İkisine birlikte geçme zorunluluğu geldi. İkinci olarak elektronik defter ile elektronik defter saklama da birlikte düşünülmeye başlandı. Ancak bu saklama işleminin devletin lisans verdiği 26 saklamacı kurumdan birisi

aracılığıyla gerçekleştirilmesi gerektiği unutulmamalı. Bunun yanı sıra geçmiş tüm defterlerin de elektronik defter saklamaya taşınması gerekecek. Ciroda limit ise 10 milyondan 5 milyon TL’ye düşürüldü. 2018 ya da 2019 yılından herhangi birisinde 5 milyon TL ciroyu geçen herkese bu uygulama zorunlu olacak.” Bir de sıfır cirosu olsa da bu sisteme geçme zorunluluğu bulunan sektörler bulunduğuna değinen Ermiş, bu gruba ise EPDK lisansına sahip firmaların girdiğini anlattı. Zorunluluk tarihleri şöyle:

2018 yılı cirosu 10 milyon TL üzeri mükelleflerin e-fatura, e-arşiv fatura, e-defter ve e-defter saklamaya geçmesi için zorunlu tarih: 1.1.2020 2018 ve 2019 yılında bürüt satış hasılatı 5 milyon TL üzeri mükelleflerin e-fatura, e-arşiv fatura, e-müstahsile geçmesi için zorunlu tarih: 1.07.2020, e-defter ve e-defter saklamaya geçmesi için zorunlu tarih:1.1.2021 EPDK’dan lisanslı şirketlerin (Bayilik lisansı olanlar dahil) ve ÖTV 1 listesinde bulunanlar için e-fatura, earşiv fatura, e-müstahsil, e-irsaliyeye geçmesi için zorunlu tarih; 1.07.2020, e-defter ve e-defter saklamaya geçmesi için zorunlu tarih: 1.1.2021 Motorlu Taşıtlar (İmalatçılar, ithalatçılar, bayiler) ÖTV 2 listesinde bulunanlar için e-fatura ve e-arşiv faturaya geçmesi için zorunlu tarih: 1.07.2020, e- defter ve e-defter saklamaya geçişi için zorunlu tarih: 1.1.2021 Komisyoncu veya tüccar olarak sebze meyve ticareti yapanlar e-fatura, e-arşiv fatura, e-müstahsil ve e-irsaliye, e-defter ve e-saklamaya geçiş tarih: 1.1.2020


4

YIL: 21 | SAYI: 385 | 8 - 21 Aralık 2019 | www.mtso.org.tr

Türk iş dünyasına önemli fırsatlar sunan ülke:

Kuveyt, Arap Yarımadası’nın küçük ama zengin bir petrol ülkesi. 115 yıllık rezervi ile dünyanın en fazla petrol üreten 5. ülkesi konumundaki Kuveyt, son yıllarda başlattığı altyapı yatırımları ve dev projelerle bölgede iş, ulaşım ve kültür merkezi haline gelmeye ve “petrol zengini” tanımının ötesine geçmeye çalışıyor.

2

035 Kalkınma Planı çerçevesinde petrole dayalı ekonomisini, özel sektörün ağırlıklı olacağı, finans ve ticaretin öne çıkacağı bir yapıya dönüştürmeyi amaçlayan Körfez ülkesi, Türk iş dünyası için de ticaret, yatırım ve müteahhitlik sektörlerinde ciddi işbirliği imkânları sunuyor Petrol ve doğal gaz dışında dikkate alınmaya değer başka doğal kaynaklara ve madencilik faaliyetlerine sahip olmayan ülkede yeraltı su kaynakları bulunmadığı için tuzu arındırılmış deniz suyu kullanılıyor. Basra Körfezi’nin kuzeyinde yer alan Kuveyt 17,818 km2’lik yüzölçüme sahip olup Irak ve Suudi Arabistan ile komşudur. IMF verilerine göre Kuveyt’in nüfusu 2018 yılı itibariyle tahminen 4,6 milyon olup, nüfusun sadece 1,1 milyonu Kuveyt vatandaşıdır. Göçmen nüfusunun büyük çoğunluğunu Asyalılar oluşturur. Diğer bölge ülkelerinde olduğu gibi genç nüfus oldukça fazladır. İşsizliğin önlenmesi ve Kuveytli nüfusun özel sektörde çalışmasını teşvik etmek amacıyla “Kuwaitization” isimli bir proje başlatılmış ve özel sektör firmalarına belirli oranda Kuveytli çalıştırma zorunluluğu getirilmiştir. Bu kotalar sektörlere göre %2 gibi rakamlardan başlayarak, bankacılık gibi alanlarda %50’ye kadar çıkabilmektedir. Sektörler arasında farklılık gösteren asgari Kuveytli çalışan oranlarını sağlayamayan firmaların kamu ihalelerine katılmaları engellenebilmekte ve ceza ödemeleri gerekmektedir. Anayasaya göre ilk öğretim tüm vatandaş-

lar için zorunlu olup, üniversite düzeyine kadar eğitim ücretsizdir. Birleşmiş Milletler verilerine göre okur yazarlık oranı 15 yaş üzeri için % 93 olup, bu oran Arap dünyası için oldukça yüksektir. Tarım ve hayvancılık Kuveyt, iklimi ve coğrafi özellikleri itibariyle tarım ve hayvancılık konularında yeterli kaynağa sahip değildir. Tarım ve balıkçılık sektörlerinin ekonomi içerisindeki payı % 0,5 civarındadır. Bu durum Kuveyt’i gıda konusunda tamamen dışa bağımlı yapar. Ülkede sınırlı sayıda koyun, keçi ve deve yetiştiriciliği yapılmaktadır. Deniz ürünleri Kuveyt’in geleneksel üretim konularından birisi olmasına karşın, sektör üretiminin 25,3 milyon $ civarında olduğu belirtilmektedir. Kuveyt hükümeti, uyguladığı tarım teşvik politikaları çerçevesinde; sebze üretimi, balıkçılık ve hayvancılık alanlarında devlet tarafın-

dan sübvansiyonlar sağlar. Sanayi Kuveyt ilk petro kimya tesisini 1960’lı yılların sonunda faaliyete geçirmiştir. Ancak bu tesis, gaz stoklarının yetersiz olması ayrıca iç ve dış pazar eksikliğinden dolayı başarılı olamamıştır. 1991 yılında Irak işgali sonrasında Kuveyt, daha fazla yabancı yatırımın ülkeye çekilmesinin ülke savunmasında dış güçlerin desteğinin alınmasına daha fazla katkı sağlayacağına inanmıştır. Kuveyt sanayi üretimi içerisinde önemli yer tutan diğer sektör ise gübre, etilen, polipropilen gibi petrokimya ürünlerinin dahil olduğu kimya sektörüdür. Petrol ve petrokimya dışında tarım, kimya, plastik, tekstil, metal ürünler, çeşitli inşaat malzemeleri üretimi konularında faaliyet gösteren çeşitli firmalar bulunur. Kuveyt için önemli olan sektörlerden biri de desalinasyon tesisleridir. Deniz suyundan tatlı su elde etmek için halihazırda beş tesis mevcut olup, toplam kapasiteleri günde 1,19 milyon metreküptür. Ülkede kişi başına su tüketimi günlük ortalama 650 litredir. Üretim maliyetinin yaklaşık %85’i devlet tarafından karşılanmakta ve sübvanse edilmektedir. Kuveyt’te yaklaşık 4 bin adet özel teşebbüse ait üretici firma bulunur. Bunların pek çoğu 15 kişiden az personel istihdam eder. Petrol dışı sanayi genel olarak gıda işleme, inşaat malzemesi üretimi, mobilya, metal ürünler gibi küçük ölçekli işletmelerden oluşur. Turizm Kuveyt mevcut şartlar itibariyle turizm açısından cazip bir merkez olmasa da, bu alandaki yatırım eksiğini kapatma niyetindedir. Önümüzdeki 20 yıl içerisinde turizm sektöründe planlanan yatırımların gerçekleşmesi durumunda turizmin ülke istihdamına %5 katkı sağlayacağı tahmin edilir. Resmi istatistiklere göre Kuveytliler her sene turizm maksatlı olarak yurtdışında 3 milyar dolar harcamakta ve ülke nüfusunun % 80’i turistik amaçla her sene yurtdışına çıkmaktadır. Bankacılık Kuveyt Bankacılık sektörü petrol sektöründen sonra ekonominin en önemli itici gücü olmaya devam etmektedir. Kuveyt Merkez Bankasının yakın takibi ve sektörü liberalize eden politika tedbirleri, sektörün bölge ülkeleri arasında çok iyi bir yere gelmesine imkan sağlamıştır. Halihazırda Kuveyt’te faaliyet gösteren ban-

MTSO, düzenlediği organizasyonla ‘Proses Emniyeti’ne dikkat çekti

M

TSO, düzenlediği Proses Emniyeti Sempozyumu ile sanayi kuruluşlarında emniyetin önemine dikkat çekti. Çağrılı bildirilerin sunulduğu sempozyumda proses emniyeti risk faktörleri ve analizlerinden, güvenlik yönetim sistemi unsurlarına, ekipman kontrolünden bakıma kadar konu her yönüyle ele alındı Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ve Kontrol Medya işbirliği, Şişecam ana sponsorluğunda Proses Emniyeti Sempozyumu düzenlendi. 26 - 27 Kasım günlerinde Yenişehir Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleşen sempozyum ile eş zamanlı düzenlenen sergide 25 firma yeni ürünlerini tanıtıp son teknolojiler hakkında katılımcıları bilgilendirdi. Bu yıl dördüncüsü düzenlenen sempozyumun ilk gün oturumlarında Proses Güvenliğinde İç ve Dış Risk Faktörler ve Analizi, Güvenlik Yönetim Sistemi Unsurları ve Yönetimsel Uygulamalar konuları ele alındı. Sempozyumun ikinci gününde İşletmelerde Bütünsellik İçin Ekipman Kontrolü ve Sistemsel Çözümler, Sürdürülebilir Güvenlik Yönetim Sistemi ile Performans Bakım ve Değişimin Kontrolü konularında bilgi verildi. Sempozyum, Büyük Endüstriyel Kaza Frekansının Tespi-

MTSO 04 CMYK

tindeki Metodoloji konulu workshop ile sona erdi. Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı temsilclieri, akademisyenlerle sanayicilerin katıldığı sempozyumun açılışında konuşan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, “Düzenlediğimiz organizasyonla MTSO olarak bir sorumluluk üstlendik. Bölgemizde bu konuya ilgi çekmek istiyoruz” dedi. Büyük Endüstriyel kazaların, her geçen gün artan sanayileşme ile birlikte sık sık gündeme geldiğine işaret eden Kızıltan, “Sanayi tesislerinde bu tür kazaların önlenmesi, etkilerinin en aza indirilmesi ve kazaya müdahale yönünde tedbirlerin alınması tüm gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin olduğu gibi, ülkemizin de öncelikli sorunları arasında yer almaktadır” diye konuştu. Yavuz: “MTSO rolünü benimsemiş” Çalışma ve Sosyal Güvenlik Eğitim ve Araştırma Merkezi Başkan Yardımcısı Kenan Yavuz, iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanabilmesi için zincirin tüm halkalarının üzerine düşen görevleri yerine getirmesi gerektiğini söyledi. İşçi, işveren ve devlete ayrı ayrı görevler düştüğünü belirten Ya-

vuz, işçinin rolünü işverene devretmesi halinde alınan tedbirlerin işe yaramayacağını, aynı şekilde devletin görevlerini işçi ya da işverene devretmesi durumunda tüm imkanlar seferber edilse de sonuç vermeyeceğini vurgulayan Yavuz, “MTSO, bilinç artırmaya yönelik düzenlediği bu sempozyum ile rolünü benimsediğini gösteriyor. Bir sonraki aşama nitelik artırıcı proses emniyetini sağlamaya yönelik, kültürün yaygınlaştırmasına yönelik çalışmalar olacaktır. Bu konuda atılan her adım çok değerli” dedi. Özçakır: “Büyük endüstriyel kazaların önlenmesine ağırlık vereceğiz” Çalışma Aile ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Rehberlik ve Teftiş Başkan Yardımcısı Semih Özçakır ise açılış konuşmasında 2020 yılında büyük endüstriyel kazaların önlenmesiyle ilgili güvenlik raporlarını incelemeye ağırlık vereceklerini anlattı. Sektör temsilcilerini bilgilendirme adına çalıştıklarını kaydeden Özçakır, “Temel stratejimiz çalşıma şartları ve ortamının iyileştirilmesine katkı sağlamak, teftiş faaliyetlerini planlayıp uygulamak. Önleyici ve rehberlik edici bir yaklaşımı planlayıp uygulamak” dedi. Gelişen bilim ve teknolojinin belirlenmesi zor riskleri de beraberinde getirdiğine değinen Özçakır, bakanlık olarak bu alanda yürüttükleri çalışmalar hakkında bilgi verdi. Akman: “Kazayı önlemek için önce neyin yanlış gittiğini doğru tespit etmeliyiz” Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İş Müfettişi Dr. Abdurrahman Akman, ‘Büyük

Kaza Senaryo Dökümanı Ana İlkeler’ konulu çağrılı bildirisinde sözlerine, “Kazaları önlemek istiyorsak önce neyin yanlış gittiğini tespit etmeliyiz. Tespit edersek, alacağımız önlemin niteliğini belirleyebiliriz” diyerek başladı. Proses Güvenliği Yönetmeliği ile büyük kaza senaryo dokümanı kavramının oluştuğunu kaydeden Akman şu bilgileri verdi: “Bu dokümanın işverenler tarafından 1 Temmuz 2020 tarihine kadar hazırlanması gerekiyor. Hazırlanırken nelere dikkat edilmeli? 1 - Tehlikelere ilişkin kök nedenlerle istenmeyen olayın oluşum mekanizması ortaya konulmalı 2 - Var olan terbirlerin yeterliliği ile ne kadar ilave tedbir alınması gerektiği analiz edilmeli 3 - Doküman belirli adımlar takip edilerek ve birden fazla yöntem bir arada kullanılarak hazırlanmalı. 4 - Proseste var olan tehlikeler konusunda bilgi sahibi olan kişilerce belirli bir sistematikte ele alınan bir doküman olmalı. Gerekirse profeyonel kişilerden hizmet alınabilir.” Akman büyük kaza senaryosu hazırlama adımlarını ise şöyle özetledi: “1 – Tehlikeli maddelerin belirlenmesi ve sınıflandırılması, 2 – Tehlikeli ekipmanların belirlenmesi, 3 – Tehlikelerin belirlenmesi, 4 – Büyük kaza senaryolarının oluşturulması, 5 – Büyük kaza senaryosunun analiz edilmesi, 6 – Büyük kaza frekansı değerlemesi, 7 – Kontrol tedbirlerinin belirlenmesi.”

kalar National Bank of Kuwait (NBK), Kuwait Finance House (KFH), Gulf Bank (GB), Commercial Bank of Kuwait (CBK), Bank of Kuwait and the Middle East (BKME), Burgan Bank (BB), Al Ahli Bank (ABK), Bank of Bahrain and Kuwait (BBK), Kuwait International Bank (Eski Kuwait Real Estate Bank -KREB), Boubyan Islamic Bank, Industrial Bank of Kuwait (IBK), BNP Paribas, National Bank of Abu Dhabi, HSBC Bank Middle East ve Citibank olarak sıralanabilir. Yabancı bankalar Kuveyt’te sadece bir şube

açabilmekle beraber, bu uygulamanın Merkez Bankası tarafından değiştirileceği ifade edilmektedir. Batılı anlamda sigortacılığın İslami kaygılar nedeniyle Körfez ülkelerine oldukça geç girmesine rağmen Kuveyt ilk sigorta şirketini 1960 yılında kurarak bu konuda öncülük yapmıştır. Kuveyt vatandaşları ücretsiz sağlık, sosyal güvenlik ve emeklilik hizmetlerinden yararlanmaktadır. Kaynak: Ticaret Bakanlığı

Kuveyt ülke analizi

D

etaylı bilgi ve talepleriniz için www.tibim.org veya Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Ticari BilgiveİstihbaratMerkezi’niziyaretedebilirsiniz. Sizin için pazar araştırmanızı yapar, kesin müşteri veya potansiyel müşterilerinizin detaylı bilgilerinisunabiliriz. Kuveyt’in 2018 yılı ithalatı 2018 yılında, 35,8 milyar dolarlık ithalat gerçekleştiren Kuveyt’in en fazla ithalat gerçekleştirdiği ilk üç ülke sırasıyla; 5,9 milyar dolar ile Çin, 3,1milyar dolar ile Amerika Birleşik Devletleri ve 3 milyar dolar ile Birleşik Arap Emirlikleri’dir. Türkiye, Kuveyt’in ithalat yaptığı ülkeler arasında 695 milyon dolar ve %1,9 pay ile 14. sıradadır. Gümrük tarife istatistik pozisyonuna göre ürün özelinde Kuveyt’in dünya genelinden gerçekleştirdiği ithalat incelendiğinde, 2,1 milyar dolar ile motorlu taşıtlar (kıvılcım ateşlemeli ve 3000cm3<silindir hacmi) ilk sıradadır. İkinci sırada 1,3 milyar dolar ile hücresel ağlar için veya diğer kablosuz ağlar için telefonlar gelirken motorlu taşıtlar (kıvılcım ateşlemeli ve 1500cm3<silindir hacmi=<3000 cm3) ise 830,1milyondolarileüçüncüsıradayeralır.

Kuveyt’in Türkiye’den ithalatı 2018 yılında, Kuveyt’in Türkiye’den ithal ettiği ürünlerin başında 69 milyon dolar ile tütün içeren sigaralar gelir. Bu değer, Kuveyt’in ürün özelinde yaptığı toplam ithalat değerinin %24,4’ünedenkgelir. Kuveyt’in,Türkiye’denençokithalettiğiikinci sıradaki ürün ise 22,9 milyon dolar ile altın (diğer işlenmemiş şekillerde olanlar, para yerine kullanılmayan) olmuştur. Bu değer, Kuveyt’in ürün özelinde yaptığı toplam ithalat değerinin %3,6’sına karşılık gelir. Motorlu taşıtlar (Kıvılcım ateşlemeli,1500cm3<silindir kapasitesi<3000cm3, kar ulaşım araçları ve diğer özel tasarım araçları hariç) ise 22,7 milyon dolar ile Kuveyt’in,Türkiye’den en fazla ithal ettiğiüçüncüsıradakiürüngrubudur.Budeğer,Kuveyt’in ürün özelinde yaptığı toplam ithalat değerinin%2,7’sinedenkgelir.

Kuveyt’in 2018 yılı ihracatı 2018 yılında, toplam 71,9 milyar dolarlık ihracatgerçekleştirenKuveyt’inihracatındaenbüyük paya sahip olan ilk üç ülke sırasıyla; 65,3 milyardolarileAreaNes*ülkeleri,1,1milyardolarileHindistanve952,5milyondolarileÇin’dir. Türkiye, Kuveyt’in ihracat yaptığı ülkeler arasında156 milyon dolar ve %0,2 pay ile 10. sıradadır. Gümrük tarife istatistik pozisyonuna göre ürün özelinde Kuveyt’in dünya geneline yaptığı ihracat incelendiğinde; 51,7 milyar dolarla ham petrol (petrol yağları ve bitümenli minerallerden elde edilen yağlar), Kuveyt’in ihracat yaptığı ürünler arasında ilk sırada yer alır. Petrol ve bitümenli yağlardan elde edilen hafif yağlar ve müstahzarları (petrol veya bitümenli yağ oranı >=%70), 10,9 milyar dolar ile ikinci sırada yeralırkenüçüncüsıradaise,1,6milyardolarile propan(sıvılaştırılmış)yeralır.

Kuveyt’in Türkiye’ye ihracatı Kuveyt’in, Türkiye’ye ihraç ettiği ürünlerin başında 113 milyon dolar ile dioller-etilen glikol (etandiol) yer alır. Bu değer, Kuveyt’in ürün özelindeTürkiyedahildiğerülkeleredeyaptığıihracat rakamının %9,7’sine denk gelir. İkinci sırada,15,5 milyon dolarla polietilen (özgül kütlesi < 0,94) yer alır. Bu değer, Kuveyt’in ürün özelinde Türkiyedahildiğerülkeleredeyaptığıihracatrakamının %2,9’una denk gelir. 9,4 milyon dolar ile hidrokarbonların halojenli diğer türevleri Kuveyt’in, Türkiye’ye en fazla ihraç ettiği üçüncü ürün grubu olmuştur ve bu değer Kuveyt’in bu ürün özelinde dünya geneline yaptığı ihracatın %1,2’sinekarşılıkgelir. Yukarıda verilen değerler; ihracat yönlü bakılıyorsa FOB, ithalat yönlü bakılıyorsa CIF değerleridir. *=Ticaret yapılan ülkeler grubudur, ancak içerikbildirim yapana, ticari akışa, yıla ve emtiaya göre değişmektedir. Dolayısıyla, ilgili ülkelere grup olarak yer verilmektedir. Yukarıda yer verilen çalışmada 2018 yılına ait veriler kullanılmış olup ilgili bölümlerde 6 haneli gümrük tarife istatistikpozisyonubazalınmıştır.

Kuveyt – Türkiye 2018 yılı dış ticaret ilişkileri

Kaynak: MTSO Ticari Bilgi ve İstihbarat MerkeziHedefPazarMatrisi,2019

Ticaret Bakanlığı kadın ihracatçı sayısını artırmaya odaklandı

T

icaret Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü bünyesinde kurulan “Kadın ve Genç Girişimciler İhracat Daire Başkanlığı” girişimleriyle Türkiye Kadın Girişimci Fiziki Networkü Toplantısı’nın 7’ncisi Mersin’de düzenlendi. Hedef, kadın ihracatçı sayısını artırabilmek. Ticaret Bakanlığı himayesinde Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ile TOBB Mersin İl Kadın Girişimciler Kurulu ev sahipliğinde Türkiye Kadın Girişimci Fiziki Networkü Toplantısı düzenlendi. Toplantıda, kadın girişimcilerin ihracata katkısını artırmak adına yola çıktıklarını anlatan Ticaret Bakanlığı Kadın ve Genç Girişimciler İhracat Daire Başkanı Özge Akkız, il il gezerek kadın girişimcilerle tanıştıklarını, iletişim bilgilerini aldıklarını söyledi. Türkiye’deki KOBİ’lerin yaklaşık 1/3’ünü kadınların oluşturmasına rağmen bunların yalnızca yüzde 15’inin ihracata yöneldiğini tespit ettiklerini anlatan Akkız, “Bu istatistik bizi kadınlarımızın neden ihracatçı olmadığını araştırmaya yönlendirdi” dedi. Hiçbir aksiyon almadan beklenmesi halinde kadın ve erkek ihracatçı sayısının eşit-

lenmesi için 170 yıl daha beklenmesi gerektiğini kaydeden Akkız, “Oysa kadına destek olunursa, kadınımız ihracatçı olurlarsa, gelirleri artarsa topyekun kalkınırız. Çünkü kadın gelirini tamamen ailesine, eğitime, sağlığa harcıyor. Kısacası kadına yatırım yapmak demek, topyekun ülkeye yatırım anlamına geliyor” değerlendirmesini yaptı. Bu bakış açısıyla Ticaret Bakanlığı bünyesinde Kadın ve Genç Girişimciler İhracat Daire’sinin kurulduğunu bildiren Akkız, Daire Başkanı olarak il il gezip kadın girişimcilerle tanışıp ihracata yönlendirmeye çalıştığını söyledi. Bu konuda 4 ayrı proje oluşturduklarını ifade eden Akkız, bu projeleri şöyle açıkladı: “Mikro işletmelerin ihracata katkısı önemli” “Kadınlarımız genellikle 1-9 kişinin çalıştığı mikro işletmeler kuruyor. Bu işletmelerin toplam ihracata katkısı yüzde 20 civarında. Bu önemli bir oran. Demek ki mikro işletmeler bu konuya yatkın. Bu oranı artırmak için kadın ve genç girişimcilerin kısıtlarını araştırdık. Bunların finansa erişim, ticarete katı-

lım için bilgi eksiği, networke ulaşım, finansal okur yazarlık ile dijital okur yazarlık eksiği olduğunu gördük. İhracata yönelik destekleri bilmediklerini fark ettik. Ardından bu kısıtları ortadan kaldırmak adına 4 ayrı proje geliştirdik. 1 - İlki şu anda tanıtımını yaptığımız Fiziki Network Projesi. Kadın ve genç girişimci fiziki ağı kurmak için çalışıyoruz. İletişim bilgilerini topluyoruz. Bunun için yüz yüze tanışmak istiyoruz. Ankara’da sizlere destek olacak bir kapınız olduğunu anlatmak istiyoruz. 2 - Bir diğeri Export Akademi. Kadın ve genç ihracatçıları yetiştirmek için düzenleyeceğimiz bir eğitim programı. Her ilde 60 kişi ile sınırlı tutulacak bir eğitim programı. 10’ar kişilik sınıflarda ihracatın her aşaması hakkında eğitim verilecek. Yine il il bu eğitimlere devam edilecek. 3 - Bir yazılım projemiz var. Ulusal Kadın Girişimci Platformu kurmak istiyoruz. B2B görüşmeler yapılabilecek network platformu. Buradan hem online eğitimler alınabilecek hem müşteriye ulaşılabilecek. 4 - Son projemizde yine bir yazılım gerektiriyor. Melek yatırımcı ile strat-up’ları bir araya getirebilecek, buluşturacak bir proje olacak.” Ardından projelerin detaylarını anlatan Akkız, ihracat yaparken ihracatçıların yararlanabileceği internet siteleri, online kanalları anlattı. Akkız’ın sunumu ihracat desteklerinin detayları hakkında bilgi vermesi, bu konuda bir yol haritası çizmesi ve toplu fotoğraf çekimi ile son buldu.


5

YIL: 21 | SAYI: 385 | 8 - 21 Aralık 2019 | www.mtso.org.tr

4 No’lu Komite, hayvansal desteklerin yem üzerinden verilmesini istiyor sıkıntısına, sorunun çözümü için ithalata başvurulmasından, kesim sırasında belediyelerle yaşanan sorunlara kadar birçok farklı konuya değinen Meclis Üyelerinin önceliği ise destekler aracılığıyla girdi maliyetlerinin rekabetçi seviyelere indirilebilmesi.

Seçkin Tatar

M

TSO 4 No’lu Hayvansal Ürünler ve Destek Faaliyetleri Meslek Komitesi Üyeleri, Türkiye’de hayvancılığın gelişebilmesi, ithalatın önüne geçilebilmesi adına desteklerin para ile değil, yem üzerinden yapılmasını istiyor. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 4 No’lu Hayvansal Ürünler ve Destek Faaliyetleri Meslek Komitesi, hayvancılık sektöründe yaşanan sıkıtılara değindi. Yüksek girdi maliyetlerinden sektörde çalışacak personel bulma

Tatar: “Çözüm doğru planlama ile mümkün” Hayvancılık sektöründe yaşanan sıkıntılarının çözümünün tarımsal sorunların çözümüyle mümkün olabileceğini anlatan Komite Meclis Üyesi ve CCY Gıda Tarım ve Hayvancılık Sahibi Seçkin Tatar, tarımsal üretimin artmasıyla birlikte hayvancılığın ihtiyaç duyacağı besin maddelerine uygun maliyetlerle ulaşılabileceğini söyledi. Bunun için planlamanın önemini vurgulayan Tatar, doğru planlama ile doğru ürün ekilmesinin, doğru planlama ile uygun bölgelerde hayvancılık yapılmasının başarı getireceğine inandığını dile getirdi. Mevcut desteklemelerin de hayvancılığı geliştirmeye yönelik olmadığını kaydeden Tatar şöyle konuştu: “Hayvancılık para ile destekleniyor. Oysa bizim girdi

Abbay Polat

maliyetlerimiz çok yüksek. Bu nedenle destekleme yem üzerinden yapılırsa daha iyi sonuç verecektir. Hayvancılıkta rekabet etmek istiyorsak önce rekabetçi fiyatlarla üretim yapabilmeliyiz.” Sektörde çalıştıracak personel bulmakta zorlandıklarını da anlatan Tatar, “Bugün bir çobanın aylığı 5-6 bin. Ancak zaman geliyor çoban dahi bulmakta zorlanıyoruz” dedi. Günümüzde köyden kente göçün arttığına, gençlerin köylerde yaşamayı tercih etme-

diğine değinen Tatar, tarım ve hayvancılığın devamı için köylerde yaşamanın cazibesinin artırılması gerektiğini söyledi. Kanatlı sektörünü de değerlendiren Seçkin Tatar, Türkiye’deki kanatlı varlığının büyük baştan 5 kat fazla olduğunu ancak bu sektörde de yem fiyatlarında sorun yaşandığını söyledi. Fiyatların dolara endeksli olduğunu hatırlatan Tatar, bu nedenle yem fiyatlarının, yerli tohumun, gübre fiyatlarının desteklenmesi gerektiğini anlattı. Son olarak yumurta sektörüne değinen Tatar yüzde 1 KDV ile ürün alınıp yüzde 8 KDV ile satış yapmak zorunda kaldıklarına değinerek, KDV’lerde düzenleme beklediklerini de sözlerine ekledi. Polat: “Destekler tabana yayılmalı” Meclis Üyesi ve Polat Balıkçılık Sahibi Abbay Polat da desteklere değindi. Desteklerin tabana yayılması gerektiğini ve para yerine maliyet düşürücü yöntemlerle gerçekleştirilmesi gerektiğini kaydeden Polat, şunları söyledi: “Bugün bir dana alan üretici 9 ay sonrasını görebilme-

li. 1 sene içinde ne kadar yem vereceğini hesaplayabilmeli ve bunun sonunda da o danayı ne kadara satabileceği konusunda fikri olmalı. Şu anda bunu bilmeleri mümkün değil. Belki tahminleri yüksek kalıyor ve sonrasında zarar edince de sektörden vazgeçiyorlar. Ahırlar boşalınca da tekrar doldurması zorlaşıyor, hayvancılık zamanla bitiyor.” Mersin büyükşehir Belediyesi Kesimhanesinde yaşanan sorunlara da değinen Polat, burada çalışan kişilerin memur zihniyetiyle çalışıyor olması nedeniyle sabah erken saatte, hafta sonları ya da resmi tatil günlerinde çalışmamaları nedeniyle et temininde zorlanıldığını ve kaçak kesimlerin arttığını anlattı. Küpeler konusunda yaşanan sıkıntılar ve 2 yaşındaki ineklerin kesilmemesi gibi sorunlara da değinen Polat, bu durumların kaçak kesimin artmasına neden olduğunu söyledi. Büyükşehir Belediyesi bünyesinde Kurban Bayramı için mobil kesimhaneler bulunduğunu da hatırlatan Polat, bu kesimhanelerin bayram dışında atıl durmak yerine ilçelere yönlendirilerek mesafe nedeniyle hayvanını mezbahaya götüre-

meyen köylünün kaçak kesim yaptırmasının önlenebileceğine dikkat çekti. Balıkçılık sektörünü de değerlendiren Polat, balıkçı barınağı istediklerini, balık tüketiminin istenen seviyelere ulaşması adına 4 büyük ilçede 4 ayrı balık pazarı yapılması gerektiğini söyledi. Son olarak tüm sektörleri ilgilendiren ortak bir sorunları bulunduğuna da değinen Polat sözlerini şöyle tamamladı: “Hepimizin kanayan yarası e-deftere geçiş sırasında yaşadığımız ve yaşayacağımız sorunlar. Cirosu 5 milyonu geçen firmaların e-faturaya geçme zorunluluğu var. Bu işi yapabilecek elemanı istihdam etmemiz gerekiyor ki bu da maliyetimizi artıracak. Öncelikle 5 bin lira civarında bir program satın almamız gerekiyor. Buna personel gideri de eklenince maliyet 11 12 bin liraları buluyor. Devlet yeni elemanı destekliyor ama bazı kriterler dahilinde olursa. Biz bu şartların kaldırılıp hükümetin işe hakim olan tecrübeli personeli desteklemesini bekliyoruz. Bu konuda İŞKUR’a yetki verilebileceğini düşünüyoruz.”

5 No’lu komite biyolojik mücadeleye dikkat çekti

M

TSO 5 No’lu Tarım Destek Faaliyetleri Meslek Komitesi gerek yurtiçinde sağlıklı beslenmeyi desteklemek gerekse ihracatta yaşanan kalıntı sorununun önüne geçmek adına biyolojik mücadeleye geçilmenin önemine dikkat çekti. Komite, hazırlamayı öngördüğü proje ile ilk etapta bölgede yaygın olan unlu bite karşı avcı böcek ve parazotoit üretme hedefinde. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 5 No’lu Tarım Destek Faaliyetleri Meslek Komitesi rotasını tarımda biyolojik mücadeleye çevirdi. Tarım İl Müdürlüğü, Araştırma Enstitüleri ve Üniversiteler işbirliğiyle,Silifke’den Hatay’a kadar geniş bir hinterlandda uygulanacak,AB destekleriyle hayata geçirmeyi planladıkları projeyle Mersin’in adını sağlıklı ve kaliteli ürünleriyle duyurmayı hedefliyor. Okşar: “Yararlı böcek popülasyonunu artırmayı planlıyoruz” Konuyla ilgili bilgi veren

Murat Okşar

Meclis Üyesi ve Enfiher Zirai İlaç Sahibi Murat Okşar, zararlı böceklerle mücadelede yararlı avcı böceklerin popülasyonunu artırmayı hedeflediklerini anlattı. Yararlı böcek üreten istasyonlar kurmak istediklerini kaydeden Okşar şunları söyledi: “Mersin bir tarım kenti. Ağırlığımız ise narenciye üretimi. Narenciye ürünleri üzerinde yaşayan zararlı ve yararlı böcekler var. Son yıl-

larda yararlı böcek sayısının azalması nedeniyle zararlı böceklerle mücadele ilaçlar aracılığıyla gerçekleşiyor. Bu durum insan sağlığına zarar verdiği gibi kalıntı sorunu nedeniyle ihracatımızı da olumsuz etkiliyor. Yaşanan sorunla mücadele edebilmek adına yararlı böcek üreten istasyonlar oluşturup biyolojik mücadeleye ağırlık vermek istedik.” Yararlı böceklerin yaşam ortamlarının yapay olarak hazırlanabileceğinikaydeden Okşar, bu konuda yapılacak araştırmalar için üniversitelerin ilgili bölümlerinden ve araştırma enstitülerinden destek alınmasının planlandığını söyledi. İlk etapta unlu bit ile mücadele edecek yararlı böcekler üzerinde çalışmayı planladıklarına değinen Okşar, “Hazırlayacağımız üretim üssünü pentagon şeklinde planlamayı düşünüyoruz. Pentagon’un her bir köşesinde birbiriyle uyumlu bir böcek çeşidi yetiştirilebilsin istiyoruz. Böylece tek bir böcekle çalışmaya başlayıp zaman

tiyoruz. Hedefimiz Mersin ürünlerini kalitesiyle ön plana çıkarabilmek” dedi.

İsmail Yavuz Özgüven

ilerledikçe 6 farklı türde böcek yetiştirme imkanına sahip olabiliriz. Finans sorununun çözümü için AB Projesi üzerinde çalıştıklarını ifade eden Okşar, “Mevcut durumda bilinçsiz ilaç kullanımı doğadaki biyolojik dengeyi bozuyor. Silifke’den Hatay’a kadar kurmak istediğimiz istasyonlarda avcı böcekler ve parazotoitler üreterek bu dengeyi yeniden kurmak is-

Özgüven: “Narenciye ağırlıklı çalışıyoruz” Meclis Üyesi ve Yavuz Dış Ticaret Sahibi İsmail Yavuz Özgüven de biyolojik mücadele konusunda başarılı olunabilmesi halinde dünya ile rekabette bir adım daha öne geçme fırsatı yakalanabileceğini vurguladı. Ancak biyolojik mücadelenin tek başına yeterli olmayacağını kaydeden Özgüven, üretilen ürünlerin doğru pazarlanabilmesi adına kooperatifleşme çalışmalarına ağırlık verdiklerine değindi. Bu düşüncenin ilk ayağı olarak geçtiğimiz günlerde önemli bir toplantıya imza attıklarını ve Mersin’de farkındalık oluşturduklarını dile getiren Özgüven, kooperatifleşme yolunda istenilen sonuçların alınabilmesi adına belediyelerin desteğinin taşıdığı önemi vurguladı. “Belediyeler kooperatiflerden ürün alabilirler, satış alanları oluşturabilir-

ler” diyen Özgüven, kooperatiflerin düzgün çalışması, profesyonelce yönetilmesi halindeçiftçilerin ürünlerinin değerlenip dünyaya satılabileceğini anlattı. Çiftçilerin kooperatifler aracılığıyla uygun girdi elde edebileceğini de dile getiren Özgüven, “Bunu sağlamazsak istediğimiz ihracat rakamlarına ulaşamayız. Kooperatifleşmek bir güçtür. Hollanda’nın tarım ihracatı 170 milyar dolar, Türkiye’nin 18 milyar dolar civarında. Ne kadar çok malımızı kooperatifleştirip markalaştırırsak ihracatımızı o kadar artırırız. 170 milyar dolar olmasa da 100 milyar doları hedefleyebiliriz” değerlendirmesini yaptı.Bir kooperatif markası olan Torku örneğini de veren Özgüven, “Neden Mersin’den de bir Torku çıkmasın. Muzumuz, çileğimiz, narenciyemiz herşeyimiz var. Tarıma yönelik entegre tesislerin, organize bölgelerin ivedilikle kurulması gerektiğine inanıyorum” ifadelerini kullandı.

28 No’lu Komite, özel öğretime destek bekliyor

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 28 No’lu Eğitim Hizmetleri Meslek Komitesi, artan öğrenci sayısına paralel aynı hızla okul sayısının artmadığına dikkat çekti. Eğitimde yaşanan sıkışıklığın azaltılabilmesi adına komite üyeleri özel öğretim kurumlarına daha fazla destek verilmesini bekliyor. 28 No’lu Komite Meclis Üyeleri sektöre ilişkin değerlendirmeler yaptı. Üzerinde en çok durulan konu ise teşvikler oldu. Meclis Üyesi ve Tarsus Final Okulları Kurucusu Tamer Güner, son dönemlerde özel okullarda artan sorunlara dikkat çekti. Özel öğretimde girdi maliyetlerinin çok yüksek olduğunu dile getiren Güner, kitap satışlarında olduğu gibi eğitimde de KDV’nin kaldırılmasını beklediklerini anlattı. Aynı zamanda SGK primlerinin yüksek olması nedeniyle zorlandıklarına dikkat çeken Tamer, aynı zamanda devlet okullarında olduğu gibi özel okullarda da elektrik ve su maliyetlerinin düşürülmesini beklediklerini söyledi. 4+4+4 sisteminin başlangıç dönemin-

MTSO 05 CMYK

de eğitime başlayanlarla 6 yaşında eğitime başlayan öğrencilerin gelecek yıl 8’den 9’uncu sınıfa geçişte çakışacak olması nedeniyle yüzde 54’lük öğrenci artışı yaşanacağını açıklayan Güner, şunları söyledi: “Yaklaşık 650 bin öğrenci fazlası olacak. Devlet okulları kütüphanelerini, laboratuvarlarını sınıfa çeviriyor. Mevcut sınıf kapasiteleri 50’ye dayandı ancak yer yok. Bu öğrencilerin yerleştirilebilmesi için çok sayıda yeni okul inşa edilmesi gerekli. Bunun bir yıl içinde yapılabilmesi çok olası görünmüyor. Bu sıkışıklığın ortadan kalkabilmesi adına özel okulların önemi daha da artıyor. Özel okulların rahatlatılabilmesi adına destek bekliyoruz.” “Dershanecilik geri gelmeli”

Dershanecilerin özel okula dönüşme yolunda adım attığını ancak özel okul maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle ciddi sorunlar yaşandığını ifade eden Tamer Güner, şöyle konuştu: “Esasen dershaneciliğin yok edilmesi ve kapatılması nede-

niyle dershanecilerinözel okul açmaya yönelmeleri okul sayısının artması ve ekonomik açıdan çok da güçlü olamayan okulların oluşmasına neden oldu. Bu durum eğitimi de sekteye uğratıp zarar vermeye başladı. Bana göre dershaneler eski özelliği ve kalitesiyle tekrar faaliyete başlamalı. Türkiye’de sınav sistemi oldukça dershanecilik devam edecektir, etmelidir de. Bu sektörün hareketlenmesiyle birlikte çok ciddi istihdam artışı da yaşanacaktır” değerlendirmesini yaptı. Balcı: “Meslek liselerinin memleket meselesi olduğu unutulmamalı”

Meclis Üyesi ve Değişim Okulları Kurucusu Yalçın Balcı ise özel okullar arasında son dönemlerde yaşanan sıkıntıyı eğitim kökenli kişilerin okul açması ve bu kişilerin işletmecilik tecrübesi bulunmamasına bağladı. Dolayısıyla bütçe planlama, mali disiplin gibi kavramlardan uzak işletme sahipleri oluştuğunu kaydeden Balcı, bu sorunun çözümü için Mersin’de önümüzdeki süreçte işletmeci ve öğret-

Tamer Güner

men eğitimlerini artırmayı planladıklarını dile getirdi. Komite olarak aynı zamanda üye ziyaretleri gerçekleştirip talepleri dinlediklerini de anlatan Balcı, üyeler arasında birlikte hareket etme kültürünü yaygınlaştırma gayretinde olduklarına değindi. Yaptıkları çalışmalardan sonuç aldıklarını ve birkaç okul sahibi eğitimcinin daha kaliteli eğitim

verebilmeleri adına güç birliğine gitmelerini sağladıklarını kaydeden Balcı, “Eğitim Komitesi olarak tüm eğitim sektörünü temsil ediyoruz. Arkadaşlarımızın bize ulaşarak taleplerini iletmelerini bekliyoruz. Sorunlara hep birlikte çözüm bulabiliriz” dedi. Meslek liselerine de değinen Balcı, şunları söyledi: “Devletin meslek liseleri konusunda verdiği teşviklerin yerini bulmadığını görüyoruz. Meslek Liseleri Memleket Meselesi söylemini çok yerinde buluyorum ancak ne yazık ki açılan bölümlerin üretime yönelik, talebi karşılayacak bölümler olduğunu düşünmüyorum. Açılan özel okullar üretime yönelik hiçbir çalışma yapmıyor. 2020 yılında komite olarak meslek liseleriyle görüşüp sektör temsilcileriyle buluşturmayı hedefliyoruz.” Yabancı dil eğitimine de değinen Balcı, ikinci sınıftan itibaren devlet okullarında yabancı dil eğitimi verilmesine rağmen özellikle konuşma başta olmak üzere halen istenen başarıya ulaşılamamasının sıkıntısının yaşandığını söyledi. Özellikle

Yalçın Balcı

mühendislik, psikoloji, tıp gibi alanlarda öğrencilerin yabancı yayınları takip etmesinin büyük önem taşımasına rağmen bu alanda eksik kalındığını, üniversiteye gelene kadar çocukların dil eğitiminin gerektiği gibi tamamlanamadığını kaydeden Yalçın, bu konuda da çözümcül düzenlemeler beklediklerini sözlerine ekledi.


6

YIL: 21 | SAYI: 385 | 8 - 21 Aralık 2019 | www.mtso.org.tr

Çelkonsan kendi

teknolojisini

üretme hedefinde Üretimi, imalatı çalışmalarının temeline oturtan Çelkonsan, üretimin temel taşı teknoloji ve kalitede de oldukça iddialı. Bugüne kadar Avrupa’dan aldıkları teknoloji ile Avrupa standartlarında üretim yapan firma, önümüzdeki süreçte kendi teknolojisini geliştirerek sektöre kazandırma hedefinde.

Cemalettin Akbulut Çelkonsan Yönetim Kurulu Başkanı

Ç

elkonsan bir aile şirketi. Temelleri 1980’de bakım ve onarım hizmetiyle atılan firma, gelen talepleri değerlendirip pazardaki açığı da görerek bir süre sonra üretime başlıyor. Ancak gerek ülkede zaman zaman yaşanan ekonomik krizler, gerekse sektördeki rakip sayısının fazla olması firmayı farklı arayışlara sürüklüyor. Hedef, o dönemde üretimde süreklilik sağlayıp fark oluşturmak. Bu arayışla rotasını yurtdışına çeviren firma, Türkiye’ye farklı teknolojiler ve ürün grupları getirerek üretime başlıyor. Almanya ile yurtdışına adım attıklarını anlatan Çelkonsan Yönetim Kurulu Başkanı Cemalettin Akbulut, bugün Singapur’dan Brezilya’ya kadar ürün göndermedikleri ülkenin kalmadığını söylüyor. Başarılarının temelinde her zaman kaliteyi ön planda tutmalarının büyük önem taşığıdığını vurgulayan Akbulut, hangi ülkeden bir sipariş alırlarsa onların talep ettiği teknolojiyi transfer edip gerekli yatırımları yaptıklarını ve hiçbir zaman kaliteden ödün vermeyerek bugünlere geldiklerini anlatıyor. Cemalettin Akbulut ile aralıksız üretim hedefiyle çıktıkları yolda bu hedeflerine nasıl ulaştıklarını ve bundan sonraki planlarını konuştuk.

“Sürekli üretim hedefiyle yurtdışını araştırdık”

Biz dört kardeşiz. Ağabeylerim, Alaattin ve Ziyaettin ile bir de kardeşim Şemsi Akbulut. Henüz ben öğrenciyken ağabeylerim Alaattin ve Ziyaettin Akbulut, 1980’de Tarsus’ta, bölgedeki büyük çimento, gübre ve cam fabrikalarına bakım ve onarım hizmeti veriyordu. Beni onlar okuttu diyebilirim. Önce

MTSO 06 CMYK

Trakya Üniversitesi Çanakkale Eğitim Fakültesi’ni tamamlayıp 2 yıl öğretmenlik yapmamın ardından Atatürk Üniversitesinde ziraat mühendisliği okudum, sonrasında da Almanya’da yine aynı bölümde ihtisas yaptım. Aile şirketimiz olunca kendi mesleğimi yapmak yerine okulun bitmesiyle birlikte ağabeylerimle birlikte çalışmaya başladım. 1987’de aralarına katıldığımda yine Tarsus civarında 700 metrekarelik bir atölyemiz vardı. Burada yedek parça bakım onarım hizmeti vermeye devam ediyorduk. Ancak sürekli bir iş değildi. Bizim gibi bu alanda hizmet veren çok sayıda firma vardı ve ülkemizde zaman zaman yaşanan ekonomik krizler de çalışmaları sekteye uğratıyordu. Bunun üzerine arayışa girdik. Orada eğitim almış olmam nedeniyle Almanya’da araştırma yapmayı önerdim ve kabul edildi. Almanya’da üniversitenin farklı bölümlerinden edindiğim arkadaşlarım vardı. Bağlantı kurup ilk iş görüşmemi yaptım. Türkiye’deki üretimin kalitesini ve uygun işçilik maliyetlerini anlattığımda ilk görüşmemden olumlu sonuçla döndüm. Görüştüğüm arkadaşım o yıllarda Türkiye için çok yeni olan tozsuzlaştırma işi yapıyordu ve bizden de tozsuzlaştırma ekipmanları üretmemiz istenmişti. Ancak bir

şartları vardı. 3 tane üretecektik. Biri bizde kalacak, biri karşı taraftaki firmada, bir tanesi de denetim firmasında. Arkadaşım, eğer istediğimiz uygunlukta olursa paranı öderim, değilse çöpe atma paramı isterim demişti. 3 farklı ürün istiyordu çünkü 3’ünde de aynı standardı yakalayıp yakalayamayacağımızı kontrol edecekti. Oradan talep edilen üründen bir tane alıp dön-

Türkiye’de büyük işler alsak da her zaman ağırlığımız yurtdışı oldu. düğümde ağabeylerim de üretime onay verdi ve 1,5 ay gibi bir sürede istenen 3 numuneyi de hazırladık. Büyük beğeni topladı ve daha önce Romanya’ya yaptırdıkları işi tamamen bize çevirdiler. 6 ay içinde Almanya’ya her ay bir TIR ürün göndermeye başladık. Ardından Almanya’da benzer işi yapan diğer firmalar da bizi duydu ve siparişler arttı.

montajı olduğnu söyleyebilirim. Toplam 15 bin tonluk imalat anlamına gelen bu proje bizim için çok büyük işti. Sonrasında diğer Avrupa ülkelerine de ürünlerimiz gitmeye başlayınca bünyemizde hem Dış Ticaret Satınalması hem de Dış Ticaret Pazarlaması olmak üzere iki ayrı departman kurduk. Bu firmalar Avrupa’daki benzer projeleri takip etmeye başladı ve yıl 2004’e geldiğinde Brezilya’dan, Singapur’a çok sayıda ülkeye ürün göndermeye başladık. “Firmaların talebine göre yatırım yapıyoruz”

Dünyanın neresinden iş alırsak alalım önce mutlaka fabrikamızı gezdiriyoruz ve makinelerimizi, üretim standartlarımızı gösteriyoruz. Eğer talep ettikleri ürün özelinde bir yatırıma gitmemiz gerekiyorsa o alanda firma isteğine özel yatırım yapıyor, istediği standartları hazırlıyoruz. Bizim için kalite, stanart ve müşteri memnuniyeti büyük önem taşıyor. Bu anlayışımız bugün de devam ediyor. Türkiye’nin yanı sıra Kazakistan’da da bir fabrika yatırımı yaptık ve orada seri üretim başlattık. Orada otobanlardaki bariyerleri üretiyoruz ve bir de galvaniz tesisimiz var. 5 bin metrekare alanda çalışıyoruz. Bunun yanında Almanya, Kazakistan ve Rusya’da irtibat ofislerimiz var. Şu andaki tek hedefimiz kendi teknolojimizi üretebilmek. Bu güne kadar gelen talepleri değerlendirdik ve know how yoluyla teknoloji transfer ederek çalıştık. Ama en büyük idealimiz bize özel bir teknoloji geliştirip sektöre armağan edebilmek. Firmalara en büyük tavsiyem hangi işi yapıyorlarsa yapsınlar uluslararası standart ve kalite çerçevesinde çalışsınlar. Bizim de en büyük özelliğimiz bu. Bugün çalıştığımız firmalar Çin’e 1,5 dolara yaptırabilecekleri bir işi 2 dolara bize yaptırıyorlarsa bunun sebebi kaliteye gösterdiğimiz hassasiyet. Ayrıca Avrupa için lojistik avantajlarımız var. Mersin’in imkanlarını yurtdışında çok daha iyi tanıtmalıyız. Mersin’de sanayici olduğuna yurtdışında inanan kişi sayısı halen çok az. “Aile şirketlerinde sürdürülebilirlik çok önemli”

Daha önce de belirttiğim gibi biz

bir aile şirketiyiz. Bizim yapımızdaki şirketlerin sorunu büyüyememek değil. Sürdürülebilir olamamak. Biz, şeffaf ve adil yönetimle bu sorunu aştığımıza inanıyoruz. Karar süreçlerinde mutlaka herkesin düşüncesi alınıyor ve tüm tarafların ikna olması sonrasında aksiyon alıyoruz. Ancak aile genişliyor. Bugün 2. kuşaklar da çalışmaya başladı. Bünyemizde aynı soyadı taşıyan 7 adet mühendis oldu. Bu ciddi bir güç olduğu kadar yönetilmesi de gereken bir durum. Sayı arttıkça bugüne kadar uyguladığımız yöntemler istenen sonucu vermeyebilir. Bu nedenle aile şirketlerinde sürekliliğin sağlanabilmesi adına bir çalışma yapıyorum. Bu yalınızca bizim değil, Türkiye’nin ciddi bir sorunu. Şirketler belli bir büyüklüğe gelip sonra dağılıyor. Bu nedenle üzerinde yürüttüğümüz çalışmada hem hukuki bir taraf olsun, hem devletin kontrol mekanizması, hem sosyal yapının korunmasına özen gösterilsin istiyorum. Bu konuda ciddi bir yol aldık ama henüz tamamlanmadı. Ancak tamamlandığında şirketimiz adına bugüne kadar yapılmış en önemli çalışmalardan birisi olacağına inanıyorum. Bir de şirketimizin büyümesi, gelişmesi, vizyonunu geliştirmesi adına her yıl ortaklarımızdan birisinin 10 - 15 gün Arabistan dışında yurtdışına bir ülkeye gitmesi şartı koyuyoruz. Dönüşte hem farklı bir vizyon ve bakış açısı ile geliyor hem de işe daha çok sahip çıkıyorlar. Çalışanlarımızın aidiyet duygusunu ise verdiğimiz desteklerle sağlama gayretindeyiz. Zor, gürültülü, tehlikeli bir iş kolunda olunca çok fazla tercih edilmiyoruz. Biz de birlikte çalıştığımız personelin tüm ihtiyacı ile ilgileniyoruz. Ev alacaksa, evlenecekse, çocuğu okuyorsa mutlaka destek oluyoruz. Aynı zamanda eğitim de vazgeçilmezimiz. Özellikle kaynakçılarımıza her hafta eğitim vererek bilgilerini güncelliyoruz. Eksik olduğumuz tek noktanın üniversite sanayi işbirliği olduğunu söyleyebilirim. Maalesef birkaç iş yapmış olmamız nedeniyle Hollanda’daki üniversitelerden buraya stajyer geliyor ama Mersin’deki üniversitelerimiz stajyer göndermiyor. Bu, çözülmesi gereken önemli bir sorun.

“Türkiye’deki büyük firmaların dikkatini çektik”

Üretimimizin artması sonrasında Türkiye’deki büyük firmaların da dikkatini çekmeye başladık. 1991’de Sabancı’nın Kayseri’deki çimento fabrikasının çelik imalat ve montajını tamamen biz yaptık. Artık üretim alanımız yetmez olmuştu. Organize Sanayi Bölgesi (OSB) kurulumunu dört gözle bekliyorduk. Atölyemizin çevresindeki bazı alanları kiralayarak geçici yerlerde montaj yapmaya çalışıyorduk. Bu sayede kendimizi küçük atölye ölçeğinden fabrika ölçeğine hazırlamış olduk. 12 kişi çalışırken Almanya dönüşü çalışan sayımız 35’e yükselmişti. Fabrika ölçeğine ulaştığımızda ise bu sayı 260’lara yaklaştı. Teknolojiye daha iyi hakim olabilmek adına dışarıdan mühendislik, ar-ge destekleri alıyorduk. Ardından 1995’te OSB’de 34 bin metrekarelik yer aldık ve 1997’de ilk etapta bin metrekaresini kapatarak imalata başladık. Her 2 yılda 2 bin metrekare daha ilave ederek bugünlere geldik. Bugün 16 bin metrekare kapalı alanda çalışıyoruz. 182 personelimiz var ve üretimin yaklaşık yüzde 75’ini ihraç ediyoruz. Türkiye’de büyük işler alsak da her zaman ağırlığımız yurtdışı oldu. O yıllarda Irak pazarı da oldukça hareketliydi. Almanya’nın ardından ikinci önem verdiğimiz pazar olmuştu. Sektördeki başarımız ilgi çekiyordu ve farklı alanlardan üretim talepleri alıyorduk. Bunlardan birinin Mersin - Adana arası demiryolu köprü imalat ve

Ara eleman eğitimlerine ağırlık verilmeli

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren Çelkonsan Firması’nı ziyaret ederek Cemalettin Akbulut ile biraraya geldi. MTSO Yönetim Kurulu Üyesi Yalçın Darıcı ve Başkan Danışmanı Cenk Cenk Cenkcimenoğlu’nun da eşlik ettiği ziyarette Kızıltan, üretim alanını da gezerek fabrikanın çalışmalarına dair bilgi aldı. En büyük sorunun yetişmiş eleman bulma noktasında

yaşandığını anlatan Akbulut, talep ettikleri sayıda personel bulamamaları nedeniyle kapasite artırımında zorlandıklarını söyledi. Başkan Kızıltan ise bu sorunun kısa vadede firmaların kendi bünyesinde eğitim vermesiyle çözüm üretilebileceğini, ancak kalıcı bir çözüm için ciddi projelere ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. Gençlerin artık masa başı iş beklentisinden çıkmasının önemine değinilen görüşmede meslek eğitimlerinin artırılması gerekliliği de öne çıktı.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.