MTSO Haber Sayı 383

Page 1

www.mtso.org.tr www.mtso.org.tr | YIL: | YIL: 21 17 | SAYI: | SAYI: 383298 | 10| 6-19 - 23 Kasım ARALIK 2019 2015

Mersin, Narenciye Festivali ile şenlendi MTSO ve Tüccar Kulübü, Cumhuriyet Resepsiyonunda buluştu Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), Tüccar Kulübü ile birlikte MTSO Meclis Üyeleri ve Kulüp Üyelerinin katılımıyla Cumhuriyet’in ilanının 96’ncı yılı dolayısıyla Cumhuriyet Resepsiyonu düzenledi. Resepsiyonun açılışında konuşan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Cumhuriyetin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını yad ederek konuşmasına başladı. Ardından Tüccar Kulübü’nün kent için önemine dikkat çeken Kızıltan, “Geçmişte 29 Ekimlerde yapılan Cumhuriyet Balolarını dün gibi hatırlıyorum. Kentimizin hafızası olan

bu Kulübü yeniden eski canlı ve prestijli günlerine getirmek için hep birlikte hareket etmeliyiz” dedi. Meclis Başkanı Hamit İzol ise, “En büyük kazanımımız, en büyük değerimiz Cumhuriyetimiz. O olmasa bugün burada olamayacaktık. Ulu Önder Atatürk ve silah arkadaşlarına ne yapsak, ne kadar dua etsek haklarını ödeyemeyiz” dedi. Ardından Tüccar Kulübü’ne değinen İzol, bu Kulübün Mersin’in simgelerinden biri olduğunu belirterek, “Bu Kulübü yeniden yaşatmalıyız. Meclis Üyelerimizin de bu Kulübe üye olması lazım” ifadelerini kullandı. > 2’de

Uluslararası Mersin Narenciye Festivali çoşkusu tüm Mersin’de hissedildi. Üç gün boyunca turuncu ve sarı renklere bürünen kentte düzenlenen gösteriler, konserler, yarışmalar, gastroshowlar ile tüm halk doyasıya eğlendi.

İnşaat sektörü Batimat Fuarı’nı ziyaret etti

D

aralan inşaat piyasasında çıkış yolu bulmak adına yenilik arayışı içine giren sektör temsilcileri, faaliyet gösterdikleri alanlardaki son gelişmeleri yakından incelemek adına Fransa’nın Başkenti Paris’te düzenlenen Batimat İnşaat

Fuarı’na katıldı. İnşaat sektöründe dünyanın en iyi fuarları arasında gösterilen Batimat İnşaat Fuarı’na Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), ilgili sektörlerin Meclis Üyelerinden oluşan 21 kişilik heyetle katıldı. MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ve Meclis Başkanı Hamit İzol başkanlığındaki heyet, fuar kapsamında çeşitli firmalarla temaslar kurup ikili iş görüşmeleri yapma fırsatı buldu. Sektördeki son teknolojileri görme imkanı da yakalayan heyet, gelişmeleri yerinde takip etti. > 7’de

Gül Akyürek Balta Akyürek Makine Yönetim Kurulu Üyesi

Akyürek Makine, tütün makineleri üretimine başladı

T

ürk teknolojisini dünyadaki üreticilerle tanıştıran Akyürek Makine A.Ş, kuru gıdanın ardından tütün sektörüne de adım attı. 15 milyon Euro bütçeli Ar-Ge projesiyle tütün teknolojilerine yönelen firma, tütün makinelerinin dünyadaki 3 üreticisinden biri oldu. 1973 yılından bu yana kuru gıda sektöründe Türkiye ve dünya pazarlarında makineleriyle adından söz ettiren Akyürek Makine, teknoloji odaklı çalışmaları ve yatırımlarıyla sektördeki ağırlığını koruyor. Makine imalatı yanında yerli yazılımını da geliştirerek tamamen yerli üretime yönelen firma, bugün geliştirdiği yazılım-

MTSO 01 CMYK

ları ihraç da ediyor. Akyürek Makine’nin teknolojiye dönük çalışmaları bununla da sınırlı değil. Kentin 5. Ar-Ge Merkezi’ni kuran firma, bu alandaki adımlarını Türk Patent ve Marka kurumunun Hazerfen Projesi kapsamında Çukurova Bölgesi’nde en fazla faydalı model başvurusu yapan ve tasarım başvurusu yapan firma olmak üzere iki ödülle taçlandırıyor. Genlerinde yenilikçilik ve öncülük olduğunu dile getiren Akyürek Makine Yönetim Kurulu Üyesi Gül Akyürek Balta, ar-ge, inovasyon ve yenilikten uzak durmalarının mümkün olmadığını belirtiyor. Balta ile firmalarının dünü, bugünü ve geleceğini konuştuk. > 8’de

B

u yıl 7.’si düzenlenen Uluslararası Mersin Narenciye Festivali tüm kenti sardı. Festival, Mersin Valiliği himayesinde, Mersin Ticaret Borsası Koordinasyonunda, aralarında Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın da yer aldığı 27 kurum işbirliğinde 1-2-3 Kasım 2019 tarihlerinde düzenlendi. Türkiye Odalar ve

Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun da katıldığı festival, 25 ülkeden 700 performans sanatçısını ağırladı. Yaklaşık 150 firmanın stant açtığı festivalde süslemeler için 500 binden fazla narenciye ürünü kullanıldı. 1 Kasım’da Mersin Büyükşehir Belediyesi önünde dü-

zenlenen gösterilerle başlayan festival, kentin uğrak noktaları arasında yer alan Forum Mersin AVM, Palm City AVM ve Mersin Marina’da gün boyu devam etti. Tüm caddelerin narenciye figürleri ve renkleriyle donatıldığı festival boyunca narenciye temalı defileler, dans gösterileri yapıldı. Üniversitelerin aşçılık

bölümünde okuyan öğrenciler ile Türkiye genelindeki restoran ve otellerde görevli ünlü şefler iki gün boyunca gastroshowlar düzenlerken festival coşkusu denizde de yaşandı. Sahilde yelken, flayboard ve jetski gösterileri yapıldı. Festival, Türkiye Su Jeti Şampiyonası’na da evsahipliği yaptı. > 4’te

Güneş Enerjisi Sistemleri Sempozyumu düzenlendi

Gıda sektörü Mersin Fooddays’de buluştu

M

TSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, yenilenebilir enerjinin önemine dikkat çekerek, bu noktada özellikle güneş enerjisinin ciddi fırsatlar sunduğunu belirtip, “Şehirler güneş enerjisinden en yüksek verimde faydalanılacak şekilde planlanmalı” dedi. Güneş enerjisiyle ilgili farkındalık oluşturulması, bilginin yaygınlaştırılması ve yoğunlaştırılması, teknolojik yeniliklerin ve uygulamaların kazandırılması amacıyla Makina Mühendisleri Odası (MMO) adına, Mersin Şubesi tarafından bu yıl 8’inci kez Güneş

12 No’lu Komite Vahap Seçer ile görüştü >4’te

Enerjisi Sistemleri Sempozyumu ve Sergisi düzenledi. Yenişehir Belediyesi Atatürk Kültür Mekezi’nde gerçekleşen Sempozyum’un açılışına Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan da katıldı. İki gün devam eden ve güneş enerji sistemlerine yönelik çok sayıda panelin yer aldığı sempozyumun açılışında, sempozyum kapsamında okullar arasında düzenlenen Solar Robotik Kodlama Projesi’nde dereceye giren öğrencilere ödülleri de verildi. > 7’de

Sanayi Hamlesi Programı ön başvurularında son tarih 22 Kasım >4’te

Seyhan: “Orman emvali satışlarında teminat mektubu faiz oranı %9.6’ya düştü >4’te

M

ersin Fooddays - Mersin Gıda, Gıda Teknolojileri ve Paketleme Fuarı başladı. 7 Ekim Perşembe günü Mersin CNR Expo Yenişehir Fuar Merkezi’nde başlayan fuar, 10 Kasım Pazar günü sona erdi. Fuar süresince yabancı alım heyetleriyle B2B görüşmeleri de gerçekleştirdi. Bu yıl 9’uncusu düzenlenen Mersin Gıda, Gıda Teknolojileri ve Paketleme Fuarı yerli ve yabancı gıda firmalarına evsahipliği yaptı. Fuarın açılışına katılanlar arasında Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ve MTSO Meclis Üyeleri de yer aldı. Açılış konuşmasında fuarların kent ekonomisi adına önemine dikkat çeken Başkan Kızıltan, “Mersin güçlü bir şehir. Türkiye’de de güçlü, dünyada da güçleniyor, tanınıyor. Bu fuara katılan firmalarımızı kutluyorum.

Tarım, Mersin’in güçlü sektörlerinden birisi. Türkiye’de tarım makineleri konusunda birçok ilk Mersin’de yaşanıyor. Sulama teknolojileri, seracılık, paketleme konularında Mersin’de her zaman ilkler yaşanmıştır. Gıda makineleri üzerine güçlü şirketlerimiz var. Ben Mersin’e güveniyorum. Devletimiz de arkamızda, belediyemiz de yanımızda. Hepimizi güzel günler bekliyor” dedi. Seçer: “Gıda güvenliği önemli bir kavram”

Dünyada son dönemlerde özellikle gıda güvenliği kavramının ön plana çıkmaya başladığını anlatan Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ise, “Hem halkınızı doyuracak kadar yeterli gıdaya sahip olacaksınız hem de bu gıdayı sunarken güvenliğine hassasiyet göstereceksiniz” dedi. > 2’de


2

YIL: 21 | SAYI: 383 | 10 - 23 Kasım 2019 | www.mtso.org.tr

Gıda sektörü Mersin Fooddays’de buluştu M ersin Fooddays - Mersin Gıda, Gıda Teknolojileri ve Paketleme Fuarı başladı. 7 Ekim Perşembe günü Mersin CNR Expo Yenişehir Fuar Merkezi’nde başlayan fuar, 10 Kasım Pazar günü sona erdi. Fuar süresince yabancı alım heyetleriyle B2B görüşmeleri de gerçekleştirdi. Bu yıl 9’uncusu düzenlenen Mersin Gıda, Gıda Teknolojileri ve Paketleme Fuarı yerli ve yabancı gıda firmalarına evsahipliği yaptı. Fuarın açılışına katılanlar arasında Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ve MTSO Meclis Üyeleri de yer aldı. Açılış konuşmasında fuarların kent ekonomisi adına önemine dikkat çeken Başkan Kızıltan, “Mersin güçlü bir şehir. Türkiye’de de güçlü, dünyada da güçleniyor, tanınıyor. Bu fuara katılan firmalarımızı kutluyorum. Tarım, Mersin’in güçlü sektörlerinden birisi. Türkiye’de tarım makineleri konusunda birçok ilk Mersin’de yaşanıyor. Sulama teknolojileri, seracılık, paketleme konularında Mersin’de her zaman ilkler yaşanmıştır. Gıda makineleri üzerine güçlü şirketlerimiz var. Ben Mersin’e güveniyorum. Devletimiz de arkamızda, belediyemiz de yanımızda. Hepimizi güzel günler bekliyor” dedi. Seçer: “Gıda güvenliği önemli bir kavram” Dünyada son dönemlerde özellikle gıda güvenliği kavramının ön plana çıkmaya başladığını anlatan Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ise, “Hem halkınızı doyuracak kadar yeterli gıdaya sahip olacaksınız hem de bu gıdayı sunarken güvenliğine hassasiyet göstereceksiniz” dedi. Bunun da teknolojik paketleme yöntemleriyle

Başkan Kızıltan basın mensuplarını ziyaret etti

gerçekleşebileceğini belirten Seçer, bu noktada Mersin’de iki önemli yatırımın hayata geçmek üzere olduğunu hatırlattı. Bir tanesinin tarım ürünlerinin değerlendirilmesi ana fikriyle açılacak olan Tarım İhtisas OSB, diğerinin ise ağırlıklı olarak gıda firmalarının yatırım yapacağı karma OSB olduğunu anlatan Seçer, yeni yatırımlar yapılarak üretimin artırılması gerektiğini söyledi.

Su: “Fuarlar ekonomi için önemli organizasyonlar” Mersin Valisi Ali İhsan Su ise dünyada artık ticaretin kalbinin fuarlarda attığına işaret etti. Alıcı ve satıcıyı, üretici ile tüketiciyi fuarların buluşturduğunu anlatan Su,”Buralarda herkesi bir arada görebilme imkanı var. Sektördeki tüm gelişmeleri düzenlenen paneller ya da B2B’ler ile takip edebiliyorsunuz. Bağlantılar kurabiliyorsunuz. Bu nedenle fuarları önemsiyoruz” dedi. Mersin’de fuar sayısının 16’ya çıkmasının bu nedenle ayrı bir önem taşıdığını dile getiren Su, “Yurtiçi ve dışından gelen sektör temsilcilerini buluşturması adına çok önemli. Emeği geçenleri kutluyorum” dedi.

M

MTSO ve Tüccar Kulübü, Cumhuriyet Resepsiyonunda buluştu

Tartıcı: “Kent ekonomisine katkımızı sürdüreceğiz” Fuar hakkında bilgi veren CNR Holding İletişim Direktörü Reha Tartıcı ise, “Mersinli dinamiklerin destekleriyle önümüzdeki dönemde de ülke ekonomisine katkılarımızı artırarak sürdüreceğiz” dedi. Bu yıl Ortadoğu başta olmak üzere farklı ülkelerden gelen sektör profesyonellerini ağırladıklarını da kaydeden Tartıcı, alım heyetleriyle B2B’ler düzenlendiğini de sözlerine ekledi.

M

Aksa Doğalgaz mutfaklarda dönüşüm başlatıyor

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), Tüccar Kulübü ile birlikte MTSO Meclis Üyeleri ve Kulüp Üyelerinin katılımıyla Cumhuriyet’in ilanının 96’ncı yılı dolayısıyla Cumhuriyet Resepsiyonu düzenledi. Resepsiyonun açılışında konuşan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Cumhuriyetin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını yad ederek konuşmasına başladı. Ardından Tüccar Kulübü’nün kent için önemine dikkat çeken Kızıltan, “Geçmişte 29 Ekimlerde yapılan Cumhuriyet Balolarını dün gibi hatırlıyorum. Kentimizin hafızası olan bu Kulübü yeniden eski canlı ve prestijli günlerine getirmek için hep birlikte hareket etmeliyiz” dedi. Meclis Başkanı Hamit İzol ise, “En büyük kazanımımız, en büyük değerimiz

Cumhuriyetimiz. O olmasa bugün burada olamayacaktık. Ulu Önder Atatürk ve silah arkadaşlarına ne yapsak, ne kadar dua etsek haklarını ödeyemeyiz” dedi. Ardından Tüccar Kulübü’ne değinen İzol, bu Kulübün Mersin’in simgelerinden biri olduğunu belirterek, “Bu Kulübü yeniden yaşatmalıyız. Meclis Üyelerimizin de bu Kulübe üye olması lazım” ifadelerini kullandı. Mersin Tüccar Kulübü Başkanı Ö.Faruk Tokgöz ise konuşmasında, “Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına bize yaşanabilir bir Cumhuriyet bahşettikleri için teşekkür ediyorum” dedi. Tüccar Kulübü’nün 1927 yılından bu yana faaliyette olduğunu ve şu anda 240 üyesi ile faaliyetini sürdürdüğünü bildiren Tokgöz, kulüp kültürünün sonraki kuşaklara da taşınması gerektiğini sözlerine ekledi.

TSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Mersin’deki gazete, televizyon, radyo ve internet sitelerini ziyaret ederek sektör hakkında bilgi alıp yaşanan sıkıntıları dinledi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, sektörel firma ziyaretleri kapsamında Mersin’de faaliyet gösteren yerel basın temsilcileriyle biraraya geldi. Ziyaretlerde Kızıltan’a zaman zaman Meclis Başkanı Hamit İzol ile Yönetim Kurulu Üyeleri de eşlik etti. Gazete ve televizyonların çalışmaları hakkında bilgi alan Kızıltan, sektörel sorunları da dinledi. Kent ekonomisi üzerine sohbetlerin de yapıldığı görüşmelerde önümüzdeki süreçte birlikte gerçekleştirilebilecek projeler görüşüldü.

Kızıltan, çalışmalarını yerel basınla ele ele sürdürmeye devam edeceklerini söyledi. Güçlü yerel gazetelerin kent ekonomisinin gelişimine önemli katkıları olacağını vurgulayan Başkan Kızıltan, çalışmalarını yerel basınla ele ele sürdürmeye devam edeceklerini söyledi. Ziyaret edilen kuruluşlar arasında TRT Çukurova Bölge Müdürlüğü, Dünya Gazetesi Mersin Temsilciliği, İmece Gazetesi, Çukurova ve Hakimiyet Gazetesi, Yenigüney Gazetesi, İçel Tv, Kanal 33, Mersin Times Gazetesi, Kent Radyo, Rota Mersin Dergisi, Çukurova Ekspress internet sitesi yer aldı.

ATHİB Dokuma Kumaş Tasarım Ödülleri sahiplerini buldu

Roza, iş dünyası için sosyal sorumluluk projesi oldu Büyük ödüller törenle sahiplerine verildi.

Serhat Kasapoğlu Aksa Çukurova Doğalgaz Dağıtım A.Ş. Mersin Bölge Müdürü

Aksa Doğalgaz, Çukurova bölgesinde mutfaklarda doğal gaz kullanımını artırmak adına kampanya başlattı. Kampanya kapsamında mutfaklar için gerekli 900 TL’lik doğalgaz tesisatına 9 taksit, bağlantı bedeline ise 3 taksit imkanı sunuluyor. Kampanya 31 Aralık’a kadar devam edecek.

A

ksa Çukurova Doğalgaz Dağıtım A.Ş Mersin Bölge Müdürü Serhat Kapasoğlu, çalışmaları hakkında bilgi verdi. Firma olarak hedeflerinin temiz, ekonomik ve güvenli yakıt olarak adlandırılan doğalgazı konut, sanayi, ticari demeden tüm tüketicilerle buluşturmak, güvenle sunabilmek olduğunu anlatan Kasapoğlu, bunun için çeşitli kampanyalar düzenlediklerini söyledi. “Örneğin, 900 TL - 9 Taksit kampanyamızı doğalgazı sadece ocakta pişirme amacıyla kullanmak isteyen ailelerimiz için hayata geçirdik” diyen Kasapoğlu, mutfakta doğalgaz dönüşüm kampanyasının yılsonuna kadar süreceğini bildirdi. Mutfakta doğalgaz kullanımının tüpe göre 5 kat daha ekonomik olduğunu anlatan Kasapoğlu, vatandaşların doğalgazı evin her odasında kullanabileceği gibi istenirse sadece pişirme amacıyla kullanabileceğini de vurguladı. “Çalışmalarımız, tüketim tercihleri etkili olmakla birlikte yapılacak ilk yatırım maliyetinin 15 ay gibi kısa bir sürede kendini amorti edebileceğini gösteriyor” ifadesini kullanan Kasapoğlu, Çukurova Bölgesindeki doğal gaz abone sayısı-

MTSO 02 CMYK

nın yaklaşık 420 bin, kullanıcı sayısının ise 350 bin olduğunu, 10 yıllık sürede abonelerin doğal gazın konfor ve avantajlarını çok iyi yaşayarak tecrübe ettiğini ve memnuniyetlerini kendilerine ilettiğini söyledi. Doğalgaz faturasından tasarruf etmenin yolları Doğalgaz diğer yakıtlarla karşılaştırıldığında önemli ölçüde ekonomiktir. Doğalgaz kullanımıyla mutfaktaki pişirme amaçlı enerji harcamaları yüzde 80 azalır. Doğalgaz ısınmada ise ithal kömürle karşılaştırıldığında yaklaşık 2 kat daha avantajlıdır. Küçük önlemlerle hem doğal gaz faturasında önemli oranda tasarruf sağlamak hem de enerji kaynaklarının verimli kullanılmasına destek olmak mümkün. Örneğin doğal gazla ısınırken oda sıcaklık termostatınızı sadece 1 derece düşük sıcaklığa ayarlayarak yüzde 7 tasarruf sağlanabilir. Çatı, duvar ve pencere yalıtımı, kombinin doğru seçilmesi ve periyodik bakımının yaptırılması ile termostatik vana kullanımı da tasarruflu doğal gaz kullanımında önemli rol oynar.

M

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Meclis Başkanı Hamit İzol’un Roza isimli kitabı İstanbul’da AİMS Derneği tarafından iş dünyası için sosyal sorumluluk projesi kabul edildi. Adına şiir yazılıp şarkı da bestelenen kitap aracılığıyla kadına yönelik şiddet ve töre cinayetlerine dikkat çekildi. 2020 yılında Mersin’de düzenlenecek bir organizasyonla her firma yıl içinde kadına yönelik şiddeti önlemek ya da töre cinayetlerine karşı nasıl bir proje geliştirdiği hakkında bilgi verecek. Konuyla ilgili bilgi veren Meclis Başkanı İzol şunları söyledi: “AIMS Analitik Bilgi Yönetimi Çözümleri tarafından kadına yönelik şiddet ve töre cinayetlerine dikkat çeken bu kitabım sosyal sorumluluk projesi olarak ilan edildi. Aralarında Koç, Sabancı gibi büyük şirketlerin de yer aldığı iş dünyası içinde 2020 yılında bu alanlarda sosyal sorumluluk projeleri geliştirilmesi istendi. Bir yıl sonra Mersin’de düzenlenecek bir toplantı ile her firma bu alanlarda hangi çalışmaları yürüttüğünü anlatacak. Kadına yönelik şiddeti önlemek için ne yaptıklarını, töre cinayetlerine

karşı nasıl bir proje geliştirdiklerini bildirecek.” Roza kitabının Türkiye genelinde yankı uyandırdığını dile getiren MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ise, “Kitap AIMS Analitik Bilgi Yönetimi Çözümleri’nin de dikkatini çekmiş, ardından bir şair bu kitapla ilgili bir şiir yazmış ve o şiirden etkilenen bir besteci de şarkı haline getirmiş. AIMS Analitik Bilgi Yönetimi Çözümler Başkanı İstanbul’da önemli iş insanlarını toplamış ve Roza kitabından esinlenerek töre cinayetleri, kadına yönelik şiddet gibi konularda iş insanlarının sosyal içerikli projeler yürütmesini istemiş. Bu gurur verici, Sayın Meclis Başkanımızı içimizden biri olarak kutluyorum” ifadelerini kullandı.

Ayhan KIZILTAN

A. Kadir DÖLEK Derya GÜLEÇ

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Meclis Başkanı Hamit İzol, 8. ATHİB Dokuma Kumaş Tasarım Yarışması Final Sunumu ve Ödül Töreni’ne katıldı. Akdeniz Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (ATHİB) tarafından düzenlenen Dokuma Kumaş Tasarım Yarışması’nda ödüller sahiplerini buldu. Adana Müzesi’nde düzenlenen törene Ticaret Bakan Yardımcısı Rıza Tuna Turagay da katıldı. 8. Dokuma Kumaş Tasarım Yarışması’nın 25 bin liralık birincilik ödülü ‘Unutuş Nehri’ tasarımıyla Sedef Sena Güler’e, 20 bin liralık ikincilik ödülü ‘Ona Eureka’ tasarımıyla Serdar Akyüz’e ve 15 bin liralık üçüncülük ödülü ise ‘Ine Nary’ tasarımıyla Maide Özer’e verildi.

Atatürk Caddesi MTSO Hizmet Binası Kat: 2-3-4 / MERSİN Tel: 0324 238 95 00 ( 10 Hat ) 238 56 56 ( 3 Hat ) - 238 98 00 Çağrı Merkezi: 0 850 304 33 33

Turkuvaz Haberleşme ve Yayıncılık A.Ş. Ceyhan Yolu Üzeri 5.km Yüreğir / ADANA 0322 346 30 93


3

YIL: 21 | SAYI: 383 | 10 - 23 Kasım 2019 | www.mtso.org.tr

Üretmek, ekonominin nefesidir... zorundayız.

“Çalışmadan, yorulmadan ve üretmeden, rahat yaşamak isteyen toplumlar; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar.”

Ayhan KIZILTAN MTSO Yönetim Kurulu Başkanı

ATATÜRK

Bir önceki yazımızda Mersin’in festival ve sokak şenlikleri ile az da olsa canlandığını ve bu etkinlikler profesyonel bir hal aldıkça Mersin’in bir festivaller kentine dönüşeceğini söylemiştik.

G

eçtiğimiz hafta son zamanların en büyük, en çoşkulu, en katılımlı festivali olan Mersin Narenciye Festivali’ni hep birlikte yaşadık. Başlatanları, destek verenleri, parçası olanları kutluyoruz. Narenciyenin başkenti olduğumuzu, sosyal yaşamı ile modern ve yaşanır bir kent olduğumuzu, özgürlükler kenti olduğumuzu bir kez daha gösterdik. Elbette kentin sosyal anlamda hareketlenmesi bizler için çok önemli. Ancak üreten bir kent, üreten bir ülke olmadıkça arzu ettiğimiz ekonomik ve sosyal hedeflere ulaşamayız. Son zamanlarda imalat rakamlarımız, genel anlamda üretim rakamlarımız, üretim firmalarımızın kapasite kullanım rakamları, yeni açılan üretim yeri sayıları ne yazık ki parlak değil. Bu rakamlar 80 milyon nüfüsü aşan bir Türkiye’nin

büyümesine yetmez. Üretimden kopan bir Türkiye demek birincil anlamda isithdam sorunu yaşayan, işsizlik sorunu yaşayan bir Türkiye demektir. Özellikle genç işsizlik rakamlarımız nüfusunun yarısı 30 yaş altı olan dinamik bir Türkiye için iç açıcı değil. Ancak, şunun da altını çizmek gerekir. Eskiden işsizliği, yetersiz eğitime, mesleksizliğe veya beceri kazandırma konusundaki eksikliğimize bağlardık. Şimdi görüyoruz ki, iş arayanların çoğu vasıflı, nitelikli, meslek sahibi, eğitimli insanlar. Türkiye olarak artık insanımızı eğitebilen bir ülkeyiz. Her alanda, her sekörde, teknisyenlerimiz, teknikerlerimiz, mühendislerimiz var. Artık sorun bunlara iş verebilmek. Bu da üretimi ülkenin başat gündemi yapamaktan geçiyor. Üreten Türkiye başat gündem olmadıkça ne işsizlikte, ne büyü-

İnşaat sektörüne ziyaretler sürdü

CEHA İnşaat

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, inşaat sektör temsilcilerini ziyaretlerini sürdürdü. ilk olarak Ersoy - Ünlü İnşaat firması yetkilileriyle biraraya gelen Kızıltan, burada sektördeki son gelişmeler hakkında bilgi aldı. Başkan Kızıltan’a Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Cem Bucuge de eşlik etti. Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Şirket Ortağı Kadir Ünlü, “40 yıldır sektörün içindeyim, bir Oda Başkanı’nın üyelerini ziyaret ettiğini ilk kez görüyorum” dedi. Yakup Ersoy ise sektöre ilişkin değerlendirmeler yaptı. Konut alımları noktasında vatandaşın halen tereddütleri bulunduğunu kaydeden Ersoy, “Maalesef sektör adına uzun vadeli bir iyilik göremiyoruz. Kısa vadeli bir toparlanma oldu ama yeterli değil. Firma olarak birkaç projemiz olsa da şu anda beklemedeyiz” dedi. Faiz indirimlerine de değinen Ersoy, “Bence faizler dibi gördü ve daha fazla aşağı inmez. İnsanlar aldıkları kredileri ihtiyaçlarına harcıyor, yatırıma dönüştürmüyor” değerlendirmesini yaptı. MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ise bankların doğru krediler vermediğini belirterek,

MTSO 03 CMYK

“Çok kez ihtiyacı olanlara kredi verilmesi adına bankaları uyardık, mücadele verdik. Mevcut paralar hep bankalarda döndü. İhtiyacı olanın eline geçmedi. Eğer para ihtiyacı olana verilse ekonomiye girer” dedi. Kızıltan: “Aile fertlerimizi ziyaret ediyoruz”

MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ve Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Cem Bucuge’nin Mersinli inşaat firmalarını ziyarette bir sonraki durağı CEHA İnşaat oldu. Firma sahipleri Hayati ve Celal Bülbül ile bir araya gelen Kızıltan ve Bucuge, firmanın çalışmaları hakkında bilgi aldı. Önemli bir sektörde çalıştıklarını, daralan piyasalara rağmen hiç durmadıklarını, yalnızca vites kü-

çülttüklerini anlatan Hayati Bülbül, piyasayı küçültenin de vatandaş olduğunu söyledi. Yapılan işte piyasayı ve müşteri portföyünü tanımanın önemini vurgulayan Bülbül, Mersin’de inşaat sektöründe, piyasayı ve kendini tanımadan, kapasite dışında işler yapıldığını kaydetti. Ardından MTSO yönetiminin ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Bülbül, “Bugün burada olarak, piyasaya olan desteğinizi göstermenizin yanında bizleri de onurlandırdınız” dedi. MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ise, üyelere gerçekleştirilen bu ziyaretleri, aile fertlerine ziyaret olarak nitelendirdiklerini ve böylelikle kendi güçlerinin farkına vardıklarını söyledi. Ekonominin kendi kuralları olduğunu ve en kötü durumda bile kendi kendini toparlayabildiğini vurgulayan Kızıltan, Mersin özel sektörünün bu duruma en güzel örnek olduğu belirtti. Mersin’in kendi yağında kavrulan bir özel sektöre sahip olduğunu kaydeden Kızıltan, “Özellikle inşaat sektörü zor günler geçirdi. Ancak Mersin yılmadan ayakta durdu. Bir kenara çekilip işlerinizi bırakmadınız. Sizlerin bu çabaları olmasaydı, kentimiz sosyal yönden de çok ağır darbe alırdı” diye konuştu.

Ersoy-Ünlü İnşaat

mede, ne ihracatta hedeflerimize ulaşabiliriz. Milli ve yerli üretime odaklanmalıyız Ekonomik sorunlardan çıkmak söz konusu olduğunda ilk başvurulan adres inşaat sektörü oluyor. Artık bunu da değişitrmek zorundayız. Elbette inşaat önemli bir sektör. Tetiklediği alt sektörlerle gerçekten ülkemizin hayati sektörlerinden birisi. Ancak tek kurtarıcı değil, böyle görülmemeli. Merkezde üretim olmalı, üretime destek vermek olmalı. Çünkü üretmek ekonominin nefesidir. Nefes alamayan bir insana makyaj yapmanın yararı olmaz. Hayatta kalmak ve yaşamak için nefes almak zorundayız. Ekonomide nefes üretmektir. Çünkü üretirsen insanlara iş ve aş verirsin; üretirsen başka alt sektörleri beslersin;

üretirsen ihracat yaparsın… Sanayide, tarımda, teknolojide ve bilgide üreten ülke olmak zorundayız. En az bunun kadar önemli olan şey ise yerli ve milli üretim olmasıdır. Sürekli dışardan alan değil, özellikle stratejik ürünlerini, cari açığa neden olan ürünleri kendi üreten bir ülke olmak zorundayız. Bu konuda son zamanlarda ciddi destekler var. Bunları da doğru planlamak, verimli ve akılcı planlamak zorundayız. Sadece üretmek de yetmez; bu sorunlara çare olacak çözümleri kendimiz üretmeliyiz. Başka yabancı kafaların çözümleri ile bir yere varamayız. Sanayicimizden tüccarımıza, siyasetçimizden belediye başkanımıza, öğretmenimizden öğrencimize, gençlerden kadınlara kadar herbirimiz kentimizin ve ülkemizin sorunlarına kafa yormak ve düşünce üretmek

Bugün 10 Kasım. Büyük Atatürk’ü özlem ve minnetle anıyoruz. En değerli varlığımız ve milletimizin gücünün sembolü olan Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olan Ulu Önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK’ün vefatının yıl dönümünde onu bir kez daha özlem, rahmet ve minnetle anıyoruz. Onun, yaşadığı çağı aşan vizyonunu gördükçe eserlerine, düşüncelerine ve ideallerine olan bağlılığımız daha da artmaktadır. 10 Kasım’ın, milletimiz için Atatürk’ü anma günü olduğu kadar, onu gerçek anlamda anlama ve aynı zamanda Atatürk’ün bilim, eğitim, üretim, çağdaşlaşma ve evrensel insanlık ideallerini gerçekleştirme konusundaki kararlılığımızı gösterme günüdür. Dayandığı evrensel insanlık değerleri ve odak noktası bilim olan düşünceleri, ayrıştırmadan tüm milletimizi kucaklamış, ulusumuzun ortak paydası olmuş ve bizi birey olarak değerli kılan vatandaşlık sıfatı ile yüceltmiştir. İş dünyası olarak ülkemizin aydınlık geleceğine olan inancımızı yineleyerek, ülkemizi daha güçlü, daha zengin bir ülke haline getirme yolunda atılan her adımın, Atatürk’ün aziz hatırasına en anlamlı saygı olduğuna inanıyoruz. Bu duygu ve düşüncelerle, Ulu Önderimizin çizdiği yoldan sapmadan her anlamda zengin ve gelişmiş bir Türkiye idealini gerçekleştirmek için, her geçengün daha da artan bir istekle çalışıyor ve O’nu bir kez daha minnetle anıyoruz. Bu yazımızda üretmenin ekonomik sorunlardan kurtulmanın tek yolu olduğunu söyledik. Bu anlamda Atatürk’ün üretimle ilgili veciz ifadesiyle yazımızı tamamlamak isterim. “Çalışmadan, yorulmadan ve üretmeden, rahat yaşamak isteyen toplumlar; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar.”

Eşya ve kargo taşıma bilgilerinin U-ETDS’ye işlenmesi için geri sayım başladı “İlk uygulama yolcu taşımacılığında başladı”

E

şya ve kargo taşıma bilgilerinin Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından uygulamaya konulan Ulaştırma Elektronik Takip ve Denetim Sistemi’ne (U-ETDS) işlenmesi zorunluluğu için geri sayım başladı. 1 Ocak 2020’den itiberen işlem zorunlu olacak. Taşımaya ait bilgilerinin eşyanın kabulünden en geç 6 saat sonrasına U-ETDS sistemine işlenmesi gerekecek. Yetkililer kullanıcı firmaların şimdiden bu sisteme geçiş yaparak alışkanlık kazanmaları adına uyarıyor. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından uygulamaya konulan Ulaştırma Elektronik Takip ve Denetim Sistemi (U-ETDS), 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu (KTK) ve Yönetmeliği (KTY) çerçevesinde taşımacılık faaliyetinde bulunan

firmaların taşıdıkları eşya, kargo ve yolcu hareketlerinin elektronik olarak gerçek zamanlı takibi, değerlendirilmesi ve denetimi imkanlarının sağlanacağı bir sistem. KTK ve KTY çerçevesinde ticari olarak faaliyet gösteren, A1, A2, B1, B2, D1, D2, K1, K3, C2 ve C3, L1, L2, M1, M2, N1, N2, P1, P2, R1, R2, T1 ve T2 yetki belgesi sahiplerini kapsıyor. U-ETDS ile Karayolu taşımacılığının disiplin altına alınması, karayolunda trafiğe çıkan ticari taşıtların taşıdıkları yolcu ve eşyaya ait olabilecek güvenlik açıklarının kapatılması, karayolunda taşınan her türlü yolcu ve yükün kayıt altına alınması, korsan (Yetki belgesiz) taşımacılığın önüne geçilmesi, elde edilen verilere dayanarak sektörde gelecek planlanmasının yapılabilmesi amaçlanıyor.

Uygulamaya ilk olarak 1 Temmuz 2019’da yolcu taşımacılığı ile başlandı. Yolcu taşıma hizmeti veren firmalar yapacakları düzenli yolcu taşımacılığı faaliyetinde, onaylı zaman tarifesinde belirtilen saatteki sefere göndereceği taşıtın plakası ve ATS bilgilerini, taşıtta görevli personel bilgileri ile birlikte yolculara ait bilgileri, seyahat başlayıncaya kadar, seyahati yapamayan veya tamamlamayan yolcu bilgilerinin ise, bu durumun meydana geldiği saatten en geç 30 dakika sonrasına kadar Bakanlığın U-ETDS sistemine işlemesi/iletmesi zorunlu tutuluyor. Eşya ve kargo taşımacılığında faaliyet gösteren firmalara ise bu uygulama 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren zorunlu tutulacak. Bu nedenle, taşımaya ait bilgilerinin eşyanın kabulünden en geç 6 saat sonrasına U-ETDS sistemine işlemeleri gerekmekte. Sistemin işleyişi ve detay bilgilere Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’ na bağlı bölge müdürlüklerinden ulaşılabilir.

E-Arşiv fatura düzenlemesinde yenilik

E

-Arşiv Fatura uygulamasına yenilik getirildi. 19.10.2019 tarihli ve 30923 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 509 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile e-Arşiv Fatura uygulamasına dâhil olmayan mükelleflerce, 01/01/2020 tarihinden itibaren düzenlenecek faturaların, vergiler dâhil toplam tutarının 30 bin TL’yi, vergi mükelleflerine düzenlenenler açısından vergiler dâhil toplam tutarının 5 bin TL’yi aşması halinde, söz konusu faturaların e-Arşiv Fatura

olarak Gelir İdaresi Başkanlığınca sunulan e-Belge düzenleme

portalı üzerinden düzenlenmesi zorunlu hale getirildi.


4

YIL: 21 | SAYI: 383 | 10 - 23 Kasım 2019 | www.mtso.org.tr

Mersin’de Narenciye Festivali coşkusu

Mersinliler, 7. Uluslararası Mersin Narenciye Festivali ile coşku ve eğlence dolu 2 gün geçirdi. 25 ülkeden gelen 700 performans sanatçısı gösterileriyle festivale renk katarken düzenlenen defileler, gastroshowlar, konserler, gösteriler ve yarışmalarla ziyaretçiler doyasıya eğlendi. En çok ilgi çeken görüntülerden biri ise Toros Üniversitesi aşçılık bölümü öğrencilerinin hazırladığı 33 metrelik tantuni ile kırdıkları rekor oldu.

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Meclis Başkanı Hamit İzol, Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Cem Bucuge ve Yönetim Kurulu Üyesi Halil Kürek, Yasemin Taş, İsa Çani ile Meclis Üyelerinin de yer aldığı 7. Uluslararası Mersin Narenciye Festivali açılışına Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da katıldı. Festival alanında kurulan stantlarda

ikram edilen Mersin’in yerel lezzetleri; humus, tantuni, cezerye, şalgam, fındık lahmacun, içli köfte ve portakallı kek, ziyaretçilerden tam not aldı. Yine festival kapsamında, Mersin’de faaliyet gösteren yelken kulüpleri, günün anısına yelken yarışları düzenledi. Yarışlarda derecede giren genç yelkencilere kupalarını Festival İcra Kurulu adına MTSO Yönetim Kurulu Sayman

Üyesi Cem Bucuge taktim etti. Yarışlar sonunda birinci sporcu tam, ikinci yarım, üçüncü sporcu ise çeyrek altınla ödüllendirildi. Özdemir: “Narenciye, Mersin için etrafında kenetlenmesi gereken bir semboldür” Festivalin açılışında konuşan Mersin Narenciye Festivali İcra Kurulu Başkanı

Abdullah Özdemir, “Akdeniz incisi Mersin’in gülen yüzünü herkese göstermek için rengarenk bir narenciye dünyası yarattık” dedi. Meyve ile süsleme yapılan Türkiye’deki ilk ve tek festival olduğunu hatırlatan Özdemir, 100 bin kilo meyve ve 500 bin adet narenciye kullanıldığını bildirdi. Amacın kamuoyunun dikkatini Mersin ve narenciyeye çekmek olduğunu ifade eden Özdemir şunları söyledi: “Narenciyenin hak ettiği değeri bulmasını istiyoruz. Narenciye, Mersin için etrafında kenetlenmesi gereken bir semboldür. Türkiye’de narenciyenin kalbi Mersin’de atıyor. En büyük temennimiz üreticinin alın terinin karşılığını almasıdır. Narenciye tüketimi ve ihracatının artması ana hedef olmalı. Marka yaratmanın ve marka değerinin yükseltmenin yollarını bulmalıyız. Bu hedefe ulaşmada devletin desteklerini esirgemeyeceğine inanıyoruz.”

kadar narenciyeye değer katacak işleri yapıp markalaştırmalıyız. Mersin’de bunu yapacak vizyon da potansiyel de var.”

Hisarcıklıoğlu: “Narenciyenin katmadeğerini mutlaka artırmalıyız” TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da narenciyenin Mersin ekonomisi adına önemine dikkat çektiği konuşmasında, bu noktada yapılan festivalin dünya standartlarında olduğunu belirtip, uluslar arası bir festivale dönüştürülmesi gerektiğini söyledi. Festivali hazırlayan ekibin birlikteliğini bozmayarak kentin markalaşması adına da elinden geleni yapması gerektiğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu şöyle konuştu: “Narenciye Mersin kadar Türkiye için de önemli. Türkiye ihracatının yüzde 37’sini, üretimin yüzde 25’ini Mersin yapıyor. Birçok aile bu işten ekmek yiyor. Mersin ekonomisinin bel kemiği narenciye. Ancak narenciyeyi sadece meyve olarak satmak yerine mutlaka katmadeğer katmalıyız. Suyundan tutun da kurutulmasına

Su: “Narenciye istihdam demek, ihracat demek” Mersin Valisi Ali İhsan Su da narenciyenin Mersin için önemine dikkat çekti. Mersin’in Türkiye’nin toplam narenciye üretiminin 4’te 1’ini gerçekleştirdiğini kaydeden Su, aynı zamanda limon çilek, muz gibi 7 üründe Türkiye birincisi, 8 üründe Türkiye ikincisi bir il olduğunu anlattı. Narenciyenin istihdam demek, ihracat, sağlık, kozmetik demek olduğunu kaydeden Su, “Narenciye her alanda çok önemli bir ürün. Bu ürünün bu festival aracılığıyla tanıtılması, ülkemizin, kentimizin tanıtılması önemli. Buraya yurtdışından katılan gösteri grupları sosyal medya aracılığıyla kentimizi, narenciye ürünlerimizi, misafirperverliğimizi de tüm dünyaya anlatacak. Yalnızca narenciyeye dikkat çekilmeyecek, kentimizin tanıtımına da bu etkinlik ciddi katkılar sağlayacak” dedi.

Seçer: “Yatırımcıyı Mersin’e bekliyoruz” Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer de önce festival hakkında bilgi verip ardından Mersin’in potansiyeline dikkat çekti. Festivalin önemini vurguladığı konuşmasında Seçer, “Bu festival öncelikle Mersin’in tanınması adına önemli. Ne kadar tanınırsanız dünya ile ilişkiniz o kadar artar” dedi. Mersin’e pozitif ayrımcılık beklediklerini belirten Seçer şöyle konuştu: “Bu ayrımı önce TOBB başlatmalı. Burada bir potansiyel var ki TOBB Başkanımız bir ayda 3 kez ilimize geldi. İşadamlarını potansiyeli yüksek bu kente yatırıma davet ediyoruz. Yatırımcı, güven, huzur ve az bürokrasi arar. Bunların hepsi Mersin’de var.”

Seyhan: “Orman emvali satışlarında teminat mektubu faiz oranı %9.6’ya düştü

12 No’lu Komite Vahap Seçer ile görüştü

Sanayi Hamlesi Programı ön başvurularında son tarih 22 Kasım

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, 12 No’lu Mobilya, Halı ve Ev Eşyası Meslek Komitesi Üyeleriyle birlikte, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’i ziyaret etti.

K

entte var olan sıkıntıların ve çözüm önerilerinin konuşulduğu toplantıda, iş birliği içerisinde daha temiz bir kent için yapılabilecekler konuşuldu. 12 No’lu Komite Üyeleri geçtiğimiz ay kaldırım işgalleri konusunda yaşadıkları sıkıntıları yazılı olarak Büyükşehir Belediyesi ve merkez ilçe belediyelerine göndermesinin ardından bu kez lobi oluşturmak adına MTSO Yönetim Kurulu Başkanı

MTSO 04 CMYK

Ayhan Kızıltan ile birlikte Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’i ziyaret etti. GMK Bulvarı üzerindeki Pozcu ve Mezitli mevkiinde, Kuvayimilliye, İstiklal, Zeytinlibahçe ve Silifke Caddeleri’nde işyerlerinin önüne yaptıkları kaldırım işgallerinin gündeme getirildiği görüşmede, firmaların yaşadığı mağduriyet ve yayaların yürürken yaşadığı sıkıntılar sözlü olarak dile getirildi.

T

ürkiye’de katma değerli üretimin artırılması amacıyla, Bakanlık ve bağlı ilgili kuruluşlar tarafından sağlanan destek ve teşviklerin tek pencereden yönetilerek orta-yüksek ve yüksek teknoloji seviyeli sektörlere yoğunlaştırılmasına yönelik özel bir program olarak hayata geçirilen Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi programının ön çağrıları 22 Kasım’da sona erecek. Ön başvurular https://www. hamle.gov.tr web sitesi üzerinden yapılabilecek. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yerli üretimin teşvik edilmesine ilişkin bir adım daha atıldı. Üretici ve alıcıya aynı anda teşvik verilmesini hedefleyen Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Program çağrısı yapıldı. Program kapsamında desteklenecek ilk odak sektör “makine sektörü” olarak belirlendi. Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı’na başvurular, internet sitesi olan http://www.hamle.gov.tr adresi üzerinden çevrim içi olarak alınıyor. Program başvuruları, ön başvuru ve

kesin başvuru olmak üzere iki aşamada gerçekleşiyor. Başvurusu yapılan projenin Ar-Ge ihtiyacı varsa, bunun da başvuru kapsamında sunulması isteniyor. 4 Ekim – 22 Kasım arasındaki ön başvuruda alınan bilgi ve belgeler detaylı bir incelemeye tabi tutulacak. Yatırım tutarı 10 milyon liranın üzerinde olan ve üretmeyi hedeflediği ürün Öncelikli Ürün listesinde yer alan projelerin kesin başvuru yapması istenecek. Kesin başvurular 12 Kasım ile 13 Aralık tarihleri arasında alınacak. Kesin başvuru sürecinde Ar-Ge ihtiyacı bulunan firmalar, TÜBİTAK desteklerine yönlendirilecek. Projenin niteliğine göre yatırımcılar KOSGEB destekleri, stratejik yatırım veya proje bazlı teşviklere başvuru konusunda bilgilendirilecek. Ayrıca firmaların, proje detaylarını içeren Proje Fizibilitesi Raporu’nu da elektronik olarak program portalına yüklemesi talep edilecek. Kesin başvuru tarihinden sonra, değerlendirme süreçleri başlatılacak.

Ağaç ve orman ürünleri ihalelerinde Tarım ve Orman Bakanlığı’na verilen teminat faiz oranı yüzde 14.4’ten yüzde 9.6’ya düşürüldü.

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 34No’lu Meslek Komitesi Meclis Üyesi Alpay Seyhan, faiz oranlarının düşürülmesine yönelik yürüttükleri çalışmalar hakkında bilgi verdi. Komite olarak takip ettikleri bir çalışmadan olumlu sonuç almanın mutluluğunu yaşadıklarını dile getiren Seyhan, “Orman ürünleri, palet ve kereste imalatı üzerine çalışıyoruz. Yaklaşık 3-4 ay önce Tarım ve Orman Bakanlığı’nca yapılan orman emvali ihalelerin-

de vermek durumunda olduğumuz teminat mektuplarının faiz oranı yıllık %14.4’tü. Odamızın da desteğiyle Bakanlıkta yaptığımız temaslar sonucunda bu oran % 9.6’ya düşürüldü. Bu ise sektörde çığlık atarcasına bir sevinçle karşılandı” dedi. Seyhan, indirimlerin kullanıcılara da yansıyacak olması adına önem taşıdığını dile getirerek, düzenlemenin yapılmasında emeği geçen başta Orman Genel Müdürü olmak üzere tüm Genel Müdürlükyetkililerine teşekkür etti.


5

YIL: 21 | SAYI: 383 | 10 - 23 Kasım 2019 | www.mtso.org.tr

Tarım sektörü uzun vadeli tarım politikaları istiyor

M

TSO 1 No’lu Sebze ve Meyvelerin İşlenmesi ve Ticareti Meslek Komitesi, hükümetlere göre değişmeyen, uzun vadeli tarım politikaları geliştirilmesini bekliyor. Konuyla ilgili değerlendirme yapan Meclis Üyeleri, Türk tarımının dünyanın beklentilerini karşılayacak doğru stratejilere ihtiyacı olduğu görüşünde birleşiyor. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 1 No’lu Sebze ve Meyvelerin İşlenmesi ve Ticareti Meslek Komitesi Meclis Üyeleri sektör sorunlarına değinerek Türk tarımının bir adım daha ileri gidebilmesi adına beklentilerini anlattı. Öncelikli sorun olarak tüm dünyada ve Türkiye’de artan meyve sebze üretimine rağmen pazarların daralması nedeniyle her yıl dolar bazında satış fiyatlarının düşmesini gösteren Meclis Üyeleri, üretimde kalitenin artması için üreticiye verilmesi gereken eğitimlerden tarımsal ar-ge ile üretim sürelerinin uzatılmasına, komşu ülkelerle diyalogların geliştirilmesinden, kalıcı stratejiler oluşturulmasına kadar birçok konuda görüşlerini bildirdi.

Hakan Sefa Çakır

Çakır: “Çin tehdidi giderek büyüyor” Yaklaşan Çin tehdidine dikkat çeken Komite Meclis Üyesi ve Eren Firması Sahibi Hakan Sefa Çakır, son dönemlerde yaşanan gelişmeleri özetledi. Çin Hükümeti’nin 2013’ten bu yana ‘Tek Kuşak, Tek Yol Projesi’ çerçevesinde yaptıkları karayolu, demiryolu ve denizyolu yatırımlarıyla Asya, Avrupa, Ortadoğu ve Afrika’yı birbirine bağladığını anlatan Çakır, “Bu çalışma sonuç verdi ve üretim maliyeti düşük olan Çin, lojistik maliye-

tini de düşürerek ürünlerini yaklaşık yüzde 40 daha uygun fiyatla ihraç etmeye başladı” dedi. Türkiye’nin artık Uzakdoğu’ya mal gönderemez duruma geldiğini kaydeden Çakır, şunları söyledi: “Uzakdoğu’ya limon gönderemediğimiz gibi Çin’in şimdiki hedefi Romanya üzerinden Avrupa’ya girebilmek. Türkiye pazarının yüzde 40’ını oluşturan Rusya’nın doğu yakasına, Sibirya’ya limon ve mandalina gönderiyor. Moskova’ya da gelmek üzereler. En önemli pazarımızda sorun yaşanmaya başlamışken üretimimiz ise gün geçtikçe artıyor. Elimizdeki fazla ürünü değerlendirebilmemiz adına yeni pazarlar oluşturmamız gerekirken pazar kaybediyoruz.” Cumaoğlu: “Doğru stratejilere ihtiyaç var” Dünya pazarlarındaki gelişmeleri değerlendiren Komite Meclis Üyesi ve Cumaoğlu Sebze Meyve Ticareti Sahibi Nurettin Cumaoğlu ise şu bilgileri verdi: “Rusya, doğalgaz avantajını kullanıp kendi seralarını kurmaya başladı. Türkmenistan bizden aldığı fidanlarla narenciye üretimine başladı. Mısır, limon ve portakal

zarda ürünlerini tanıttığını ancak sonuç alma noktasında tıkandığını kaydeden Cumaoğlu, ülkeler arası diyaloğun artırılması için hükümetten destek beklediklerini söyledi. Cumaoğlu, “Birçok üründe kalite anlamında diğer ülkelerden bir adım öndeyiz. Kalitemizle rekabet edebileceğimiz pazarlara giremediğimiz için ürünlerimizi gösteremeyip maça 1-0 yenik başlıyoruz” değerlendirmesini yaptı.

Nurettin Cumaoğlu

üretimini artırdı. Güney Afrika ar-ge çalışmalarıyla Eylül’de biten sezonunu Kasım’a kadar uzattı. Aynı şekilde İspanya’nın da sezonu uzadı. Kalıntı konusunda ar-ge çalışmaları yürütülüyor. Biz de hükümetlere göre değişmeyen, uzun vadeli tarım politikaları belirlemeli, doğru stratejiler geliştirmeliyiz. Belki biz de Çin gibi Avrupa, Uzakdoğu gibi önemli pazarlarımızda soğuk hava terminalleri ya da liman yatırımları düşünebiliriz.” İhracatçıların birçok pa-

Yücesoy: “Eğitime ağırlık verilmeli” Üretim fazlalığının eritilebilmesi için ihracata gidecek kalitedeki ürün miktarının artırılması gerektiğine değinen Meclis Üyesi ve Yücesoy Tarım Sahibi Yusuf Vedat Yücesoy, bunun da eğitimle sağlanabileceğini söyledi. Çok sayıda iş arayan ziraat mühendisi bulunduğunu hatırlatan Yücesoy, Tarım İl Müdürlüklerinin köylerdeki eğitimlerini ziraat mühendisi istihdamını artırarak güçlendirebileceğini dile getirdi. Yalnızca üretici değil, toplayıcıdan taşımacıya kadar sektörün tüm paydaşlarının bilinçlenmesinin önemine değinen Yücesoy, bu sayede

Yusuf Vedat Yücesoy

ürün standardının oluşabileceğini de söyledi. Üretimde yaşanan sıkıntıların cezasını zincirin son halkasını oluşturan ihracatçının çektiğini ifade eden Yücesoy, “Tüm yük bizim omuzlarımıza yükleniyor. Bilinçsiz üretim sonucu üretilen mallar geri döndüğü zaman biz zarar ediyoruz. Ancak bunu üreten kimseye ceza verilmiyor. Bu yaşananlar sonunda köklü ihracatçı sayısı giderek azalıyor” dedi. Yücesoy, ürün planlamasına gidilmesini beklediklerini de sözlerine ekledi.

Komisyoncular Hal Yasası’nı bekliyor

M

TSO 2 No’lu Sebze ve Meyve Komisyoncuları Meslek Komitesi Üyeleri Hal Yasası’nın bir an önce yürürlüğe girmesini bekliyor. Sektörün en büyük beklentisi mülk sahibi olan komisyoncuların dükkanlarını kiraya verebilmesi ve bir komisyoncunun aynı isim altında birden fazla dükkan sahibi olabilmesi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 2 No’lu Sebze ve Meyve Komisyoncuları Meslek Komitesi Meclis Üyeleri sektörün beklediği Hal Yasası’nı değerlendirdi. Ortadoğu, Balkanlar ve Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın ise ikinci büyük meyve sebze hali olduklarını vurgulayan Meclis Üyeleri, bu alanda daha çok büyümek, ihracatlarını artırmak için bir takım yasal düzenlemeler bekliyor. Meclis Üyeleri sektör temsilcilerinin KOSGEB kredilerinden yararlanamamaktan şikayetçi olduklarına da dikkat çekerek, bu alanda da düzenleme beklediklerini, mevcut durumda ihtiyaçlarını yüksek faizli banka kredileri ile çözmek durumunda kaldıklarını anlattı.

Haluk Mutluay

Mutluay: “Yeni yasada kiralamanın da olmasını bekliyoruz” Konuyla ilgili değerlendirme yapan 2 No’lu Komite Meclis Üyesi ve Mutluay Sebze ve Meyve Komisyonculuğu Ltd. Şti Sahibi Haluk Mutluay, mevcut durumda mülkiyet sahibi olmalarına rağmen dükkanlarını kiraya veremediklerini söyledi. Konuyla ilgili defalarca ilgili bakanlıklarla, müsteşarlıklarla görüşmelerine rağmen

sonuç alamadıklarını bildiren Mutluay: “Yeni çıkacak yasada kiralamanın da olmasını talep ediyoruz” dedi. İşyerlerinin kiraya verilmesi halinde mevcut mülk sahiplerinden alınan rüsum gibi bir takım ödemelerin tahsil edilememesi endişesi taşındığına dikkat çeken Mutluay, bunların da yapılacak düzenlemelerle çözümlenebileceğini vurguladı. Belediyelerin kiracılardan teminat mektubu alabileceğini ifade eden Mutluay, “Belediye kendisini garantiye alacak formüller geliştirebilir. Yasa çıkarsa bizim için faydalı olacağına inanıyorum” ifadelerini kullandı. Beyan: “Üretilen ürünler yeniden Hal’e girmeli” 2012 yılında çıkan Hal Yasası ile birlikte ürünlerin hal dışında satışına izin verildiğini anlatan 2 No’lu Meclis Üyesi ve Hacı Baba Ticaret Sahibi Metin Beyan ise bu değişimle yaşanan sıkıntılara dikkat çekti. Ürünlerin meyve sebze hallerine girmeden tarla ya da bahçeden satılmaya baş-

deden Beyan, “Yeni Hal Yasası’ndan beklentimiz fiyat istikrarının yakalanması için yine üretilen ürünlerin hallere girmesinin sağlanmasıdır. Böylece her şey kayıt altında ve faturalı olacaktır” dedi.

Metin Beyan

landığını kaydeden Beyan, bu durumun kontrol yapılmasının da önüne geçtiğini, kayıt dışılığı artırdığını, ödemesini alamayan üreticiyi mağdur ettiğini, yaşanan fiyat artışlarıyla tüketiciyi sıkıntıya soktuğunu, komisyoncuların ise rekabet gücünü kırdığını anlattı. Daha uygun fiyatlarla ürün temin edilmesi beklenirken komisyoncu fiyatlarının üzerinde fiyatlarlarla ürünlerin marketlerde satılmaya başlandığını kay-

Yılmaz: “Tek isim altında büyüyebilmeliyiz” Yasanın bir kişinin tekelleşir düşüncesiyle birden fazla dükkanı aynı isim altında satın almasına izin vermediğini dile getiren Meclis Üyesi ve Suhpi Yılmaz Komisyon Evi Sahibi Suhpi Yılmaz ise yeni yasa ile bu konuda da düzenleme beklediklerini söyledi. “Komşumuz dükkanını satıyor ama biz aynı isim altında bu işyerini alıp büyüyüp daha hijyenik ve rahat bir alanda çalışamıyoruz” diyen Yılmaz, bir kişinin 5 dükkanı var ise 5 ayrı kişi üzerinden, 5 ayrı defter üzerinden işlem yaptığını ve bunu da herkesin bilmesine rağmen bir düzenlemeye gidilmediğini söyledi. Tek isimle işlerin yürütülmesi halinde tekelleşmenin söz konusu olmayacağını

Suphi Yılmaz

vurgulayan Yılmaz, “Bugün bir market 7 bin şube işletip tekelleşmiyorsa komisyoncuların da birkaç dükkan ile tekelleşmesi söz konusu olmayacaktır” değerlendirmesini yaptı. Dükkanların genişlemesi ile komisyoncuların talep edilen boyutlarda paketleme de yapabileceğini, ihracatın da yurtiçi satışların da artabileceğini kaydeden Yılmaz, bu sayede ticaretin niteliğinin de niceliğinin de artacağına değindi.

Lojistik sektörü yüksek maliyetlerden şikayetçi

M

TSO 41 No’lu Lojistik Hizmetleri Meslek Komitesi üyeleri yüksek taşıma maliyetlerinden şikayetçi. Konuyla ilgili değerlendirme yapan Meclis Üyeleri, taşımaların yüksek maliyetler nedeniyle farklı bölgelere kaydığını anlatıyor. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 41 No’lu Lojistik Hizmetleri Meslek Komitesi Meclis Üyeleri sektörde yaşanan sıkıntıları değerlendirdi. Üzerinde durulan öncelikli konular Mersin Nakliyeciler Sitesi ve sektördeki yüksek maliyetler oldu. Mersin Limanı’ndaki yüksek masraflar nedeniyle kent adına önem taşıyan dökme yükün İskenderun Limanı’na yönelmesi, Amerikan ambargosu nedeniyle sektörde yapılan sigortaların İran taşımalarını kapsamıyor olması ya da önümüzdeki yıldan itibaren sektör-

MTSO 05 CMYK

den talep edilecek yüksek maliyetli belge sayısının artacak olması da ele alınan konular arasında yer aldı. İlça: “Mersin’e yakışır bir Nakliyeciler Sitesi istiyoruz” İlk olarak uzun süredir üzerinde çalışılan Mersin Nakliyeciler Sitesi’ne değinen 41 No’lu Meclis Üyesi ve Özkiraz Nakliyat Sahibi Murat İlça, yeni bir site yapmak istediklerini hatırlatarak bu konuda yer tespiti aşamasında olduklarını anlattı. Mevcut yerin fiziki olumsuzluklarının firmaları mağdur ettiğini vurgulayan İlça, “Yağmur yağdığı dönemlerde binalarımız suyla doluyor, derme çatma yerlerde çalışıyoruz. Yollarımız çok kötü. Lojistik kenti Mersin’e yakışmayacak bir tablo. Kentimize ve sektörümüze yakışır bir Nakliyeciler Sitesi istiyoruz” dedi.

zin bir ölçüde sonuç getirdiğini söyleyebilirim.Kira bedelinin düşürülmesi adına adım atıldı. Yeni Nakliyeciler Sitesi arazisi için de 1/ 5.000’lik plana bir alan işaretlenmesi sözü verildi. Sayın Başkanın bu konuda gerekli çalışmaları yapacağını söylemesi bizleri umutlandırdı” diye konuştu. Yapılacak yeni yerin D-400 yol trafiğini rahatlatacağına da dikkat çeken İlça, 120 sektör temsilcisinin mağduriyetinin de giderileceğini ifade etti.

Murat İlça

Konuyla ilgili son olarak Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ile görüştüklerini hatırlatan İlça, “Bu görüşmemi-

Ece: “Maliyetler arttı, navlunlar sıfırlandı” 41 No’lu Komite Meclis Üyesi ve Bravo Lojistik Sahibi Servet Ece ise sektörde yaşanan sıkıntıları değerlendirdi. Ortadoğu’daki karışıklıklar, özellikle Suriye’deki savaş nedeniyle bu bölgeye yapılan taşımaların olumsuz etkilendiğini kaydeden Ece, lojistik firmalarının harcama kalem-

Servet Ece

lerinin büyük ölçüde artmasına rağmen navlunların sıfıra indiğini söyledi. Lastikten araç sigortalarına,

mazottan, taşıt pullarına, otoban ücretlerinden kaskoya her alanda maliyetlerin ciddi ölçüde arttığını vurgulayan Ece, şunları söyledi: “Özellikle transit ticarette ciddi sıkıntı var. Türkiye’de gerek vergilerin ağır olması gerekse Mersin Limanı’nın ücretlendirmesinin yüksek olması nedeniyle Irak’ta Bağdat’a yapılacak transit yükler genellikle Bağdat Körfezi’ne kaymaya başladı. Transit taşımada bir konteyner Çin’den Mersin’e 1400 dolara gelirken Mersin Limanı’ndaki işlemleri için 700 dolar alınıyor. Bu, çok ciddi bir rakam. Bu nedenle Ortadoğu yüklerinin büyük bölümü Basra Körfezi’ndeki limanlara yöneldi.” Yine Mersin Limanı’ndaki yüksek maliyetler nedeniyle Türkiye’de İskenderun Limanı’nın tercih edildiğini kaydeden Ece, yüksek maliyetlerin düşürülmesini istedi.


6

YIL: 21 | SAYI: 383 | 10 - 23 Kasım 2019 | www.mtso.org.tr

İç savaş sonrası inşaat sektörüyle öne çıkan ülke:

Angola, 27 yıllık iç savaş sonrası harabeye dönen ülkenin yaralarını inşaat sektöründeki ağırlığını artırarak sarıyor. Yeniden inşa edilen ülkede pazar potansiyeli en yüksek sektör olarak inşaat öne çıkıyor.

A

ngola dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden ve en hızlı değişen ülkelerinden biri. Hızlı ekonomik büyüme, sosyal gelişmeleri ve altyapıdaki iyileşmeleri de beraberinde getiriyor. Angola ekonomisinin merkezinde petrol yer alıyor. Nijerya’dan sonra Afrika en fazla ham petrol üreten ikinci ülke konumunda. Bu nedenle ülke ekonomisi de petrol fiyatlarına bağlı olarak değişkenlik gösteriyor. Ülkede en fazla üzerinde durulan konu inşaat. Yollardan havaalanına, okuldan köprüye her türlü kamu yatırımı yanında konut talebi de oldukça fazla. Yüksek konut açığı nedeniyle bu alandaki inşaatlar hükümetin öncelikli gündem maddeleri arasında yer alıyor. Tarım ve hayvancılık İç savaş öncesinde, Angola, önemli bir kahve, muz ve şeker kamışı üreticisiyken iç savaşla birlikte, çiftçilerin büyük çoğunluğu şehirlere göç eder. Verimli topraklarının sadece % 10’unda tarımsal üretim gerçekleştirilebilir. Ekonomiye olan katkısının yanı sıra, tarım sektörüne sosyal bir rolü olması nedeniyle hükümet tarafından özel önem verilir. Bu çerçevede, küçük ve orta ölçekli çiftçileri desteklemek için hükümet çeşitli kredi programları uygular. Ülkedeki işgücünün 2/3’ü tarım sektöründe istihdam edilmektedir. 2015’te tarım, balıkçılık sektörü ile birlikte GSMH’nin yaklaşık %10’unu oluşturmuştur. Kahve, manyok, patates, mısır, şeker kamışı ve muz en önemli tarımsal ürünlerdir. Tarımsal üretimdeki verimsizlik nedeniyle 2000 yılının sonunda başlayan ve 2001’de ağırlaşan kuraklık nedeniyle ciddi gıda açığı yaşanmıştır. 27 yıl süren iç savaş nedeniyle tohum ve gübre

temin edilememesi ve ihracat yapılamaması tarım sektörünü harap etmiştir. Ülkedeki ekilebilir toprakların % 30’dan azında tarımsal üretim yapılabilir. Angola, gıda tüketiminin yarısını ithalatla karşılar. Gıda ithalatı ülke toplam ithalatının yaklaşık % 15’ini oluşturur. İnşaat Yaklaşık 27 yıl süren iç savaş nedeniyle, ülke harabeye dönmüştür. Bu yüzden tüm ülke yeniden inşa edilmektedir. İnşaat sektörü, en fazla pazar potansiyeli olan sektörlerin başında gelir. Yollar, havaalanı, liman, okul ve konut inşaatları devam etmektedir. Yüksek konut açığı nedeniyle, konut inşaatı, hükümetin öncelikli gündem maddelerindendir. Angola’da hanehalklarının % 88’i uygun olmayan konutlarda yaşar. Başlangıçta, 700 bin kişinin barınması için inşa

edilmiş olan başkent Luanda’da 4,5 milyon insanın yaşadığı tahmin edilir. Bu nedenle, şehirdeki kronik konut açığı nedeniyle yaygın bir gecekondu bölgesi oluşmuştur. Ülkedeki yeni konut ihtiyacını karşılama, sektörün gelişmesindeki önemli bir faktördür. İnşaat sektörü, 1030 Ocak 2010 tarihinde Angola’da düzenlenen 2010 Afrika Uluslar Futbol Kupası öncesinde zirve noktasına ulaşmıştır. Petrol ve türevlerine ilişkin yapılan inşaatlar dışında, havaalanı modernizasyonu ve büyütülmesine ilişkin inşaatlar, sektörü sürüklemektedir. Madencilik ve petrol Angola ekonomisinin merkezinde petrol bulunur. Ülkenin ekonomik gelişmesi, refahı, sosyal gelişme ve kalkınma tamamen petrole bağlıdır. Petrol fiyatlarındaki olası yükselişler ve azalışlar doğrudan ülke GSMH’sini ve ithalatını etkiler. Angola, Nijerya’dan sonra Afrika’da en fazla ham petrol üreten ülkedir. Petrol rezervlerinin % 65’i Kabinda bölgesindedir. Diğer taraftan, yeni petrol sahalarının bulunmasıyla, Angola’nın Afrika’da en fazla petrol üreten ülke olacağı tahmin edilir. Petrol büyük oranda kıyı şeridinde çıkarılır. Ham petrol üretiminde Afrika’nın en büyük petrol üreticisi olan Nijerya, Angola’nın en büyük rakibidir. Nijerya’nın günlük ham petrol üretimi 2 milyon varil civarında olup, Angola’nın ise 1,7 milyon varil civarındadır. Angola, günlük ham petrol üretimini 2 milyon varilin üzerine çıkarmayı hedefler. Angola, iç savaş öncesi önemli bir elmas, demir cevheri, altın ve bakır üreticisiydi. İç savaş nedeniyle ülkedeki altyapı yok olmuş, mineral ve metal yataklarının araştırılması önemli ölçüde yavaşlamıştır. İç savaşın 2002 yılında sona ermesi ile birlikte madencilik sektörü ülke ekonomisindeki gelişmeye paralel olarak yüksek oranda büyümüştür. Angola yüksek kalitede mücevher kaynaklarına sahiptir. Ülkenin kuzey doğusundaki Lunda Norte ve Lunda Sul idari bölgeleri Dünyanın en önemli elmas üretim bölgelerindendir. Angola, % 7-9 payla dünyanın en büyük beşinci elmas üreticisidir. 200 milyon karat elmas rezervi olduğu tahmin edilmektedir. Angola yasalarına göre, elmas araması yapmak isteyen şirketlerin devlet şirketi olan Endiama ile ortaklık yapması zorunludur. Kaynak: Ticaret Bakanlığı

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın 96. yılı kutlamaları çerçevesinde Mersin Üniversitesi Öğrenci Topluluğu tarafından düzenlenen ‘Uluslararası Hastane Caddesi Sanat Projesi, Myrna Art 2019’ etkinliğine katıldı. Etkinliğe MTSO Meclis Üyesi ve MEPİAD Başkanı Özcan Demir’in yanı sıra Baro Başkanı Bilgin Yeşilboğaz da katıldı. Etkinlik çerçevesinde düzenlenen konferansın konuşmacıları arasında yer alan MTSO Başkanı Kızıltan, Hastane Caddesi’nin geçmişten günümüze Mersin

MTSO 06 CMYK

ekonomisindeki yerini ve önemini vurguladı. Mersin’in ekonomisinde iki caddenin önemli olduğunu kaydeden Kızıltan, bunlardan birinin eski adıyla Kuvayi Milliye olan Hastane Caddesi diğerinin ise Fabrikalar Caddesi olduğunu söyledi. Kuvayi Milliye Caddesi’nin özünde göç yolu bulunduğunu belirten Kızıltan, “Köylüler bu yolu kullanarak şehre inip ticaret yapardı. Yine aynı yolu kullanarak yazın yaylarına çıkardı” dedi. Fabrikalar Caddesinin ise, küçük sanayicilerin faaliyet göstermesi nedeniyle geçmişte sana-

D

etaylı bilgi ve talepleriniz için www.tibim.org veya Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Ticari Bilgi ve İstihbarat Merkezi’ni ziyaret edebilirsiniz. Sizin için pazar araştırmanızı yapar, kesin müşteri veya potansiyel müşterilerinizin detaylı bilgilerini sunabiliriz. Angola ithalatı (2018) 2018 yılında 16,4 milyar dolarlık ithalat gerçekleştiren Angola’nın ithalat yaptığı ilk 3 ülke sırasıyla; 2,3 milyar dolar ile Çin Halk Cumhuriyeti, 2,2 milyar dolar ile Portekiz ve 1,8 milyar dolar ile Singapur’dur. Türkiye, Angola pazarında 370,2 milyon dolar ve %2,25’lik payı ile 13. sırada yer alır. Ürün özelinde Angola’nın gerçekleştirdiği ithalat incelendiğinde 2,3 milyar dolar ile ilk sırada, hacimce %90 oranında petrol veya bitümlü minerallerden oluşan hafif yağlar ve müstahzarlar, ikinci sırada 1,6 milyar dolar ile yüzer veya suya daldırılabilir delme veya üretim platformları yer alır. Bu ürünleri 677 milyon dolar hacim ile herhangi bir yerde sınıflandırılmamış emtia takip eder. Angola ihracatı (2018) Angola’nın toplam 42 milyar dolar ihracatında en büyük paya sahip ilk 3 ülke sırasıyla 24,1 milyar dolar ile Çin Halk Cumhuriyeti, 6,86 milyar dolarla Hindistan ve 6 milyar dolar ile Amerika Birleşik Devletleri’dir. Türkiye, Angola’nın ihracatında 1,6 milyon dolar ve %0,004 payı ile 58. sıradadır. Ürün özelinde Angola’nın gerçekleştirdiği ihracat incelendiğinde 36,5 milyar dolar ile ilk sırada petrol yağları ve bitümlü minerallerden elde edilen yağlar yer alırken bu ürün grubunu 1,4milyar dolar hacimle ham petrol yağları ve bitümlü minerallerden elde edilen yağlar ve 1,88 milyar

Kızıltan, Myrna Art 2019 etkinliğine katıldı

M

Angola ülke analizi

yinin temelini oluşturduğunu kaydeden Kızıltan, teknik öğretmen ve sanayici babasın da sanayiciliğe ilk adımı bu cadde üzerinde açtığı dükkan ile attığını söyledi. Bu caddelerde yapılan etkinliklerin amacının esnafı korumak ve ticaretin devamlılığını sağlamak oluğunu vurgulayan Kızıltan, “Cadde üzerindeki esnafımız da fabrikalarımız kadar önemli. Onlar da istihdam sağlıyor, vergi ödüyor. Esnafımızı ne kadar korursak, ilerisi için o kadar yatırım yapmış oluruz. Elbette esnafımız da kendisini geliştirmeli. Ancak bu şekilde caddelerimiz gelişebilir” diye konuştu. Gün boyu süren etkinlik kapsamında, Hastane Caddesi’nde sokak sergileri, konserler, video mapping yapıldı. Esnafın satış tezgahlarının yer aldığı pazarlar, yerel ve yabancı sanatçıların atölyelerinin yanı sıra Gümrük Meydanı, Yoğurt Pazarı, Metropol Binası, Kuru Çeşme, eski devlet hastanesi gibi tarihi binalar için gösteri ve sergiler gerçekleşti. Etkinlik aynı zamanda geçtiğimiz Mayıs ayında düzenlenen ‘Mersin Uray Art 2019’ın devamı niteliği taşıdı.

dolarlık hacimle işlenmemiş veya basitçe kesilmiş, yarılmış veya kabartılmış endüstriyel elmaslar takip eder. Angola- Türkiye dış ticareti (2017) Angola’nın Türkiye’den ithal ettiği ürünlerin başında 86,2 milyon dolarlık hacimle buğday veya meslin unu gelir. Bu değer Türkiye’nin bu ürün özelindeki Angola ve diğer ülkelere yaptığı toplam ihracat değerinin %49’una karşılık gelir. Angola’nın Türkiye’den en çok ithal ettiği ikinci sıradaki ürün ise 69,7 milyon dolarlık hacimle yumurta içermeyen pişmemiş makarnadır. Bu değer Türkiye’nin bu ürün özelindeki Angola ve diğer ülkelere yaptığı toplam ihracat değerinin %79’una karşılık gelir. Angola’nın Türkiye’den en çok ithal ettiği üçünü sıradaki ürün ise 34 milyon dolarlık hacimle değirmencilik endüstrisinde veya tahılların veya kuru baklagillerin işlenmesinde kullanılan makinelerdir. Bu değer Türkiye’nin bu ürün özelindeki Angola ve diğer ülkelere yaptığı toplam ihracat değerinin %57’sine karşılık gelir. Angola’nın Türkiye’ye ihraç ettiği ürünlerin başında 718 bin dolar hacimle tankerler yer alır. Bu değer Angola’nın bu ürün özelinde Türkiye dâhil diğer ülkelere de yaptığı ihracat rakamının % 1,1’ine karşılık gelir. İkinci sırada 371 bin dolar hacimle pelet şeklinde olsun olmasın, kepek ve diğer buğday artıkları yer alır ve Angola’nın bu ürün özelinde yaptığı ihracatın %8,9’una karşılık gelir. Uzunlamasına kesilmiş veya yontulmuş, dilimlenmiş tropik ağaç, 227 bin dolar hacimle üçüncü sıradadır ve Angola’nın bu ürün özelinde yaptığı ihracatın % 0,19’una karşılık gelir. Kaynak: MTSO Ticari Bilgi ve İstihbarat Merkezi Hedef Pazar Matrisi, 2019

MIP’den Türkiye rekoru

M

ersin Uluslararası Liman İşletmeciliği A.Ş. (MIP), rekorlarına bir yenisini daha ekleyerek önemli bir başarıya imza attı. Yılın ilk yarısında 1 milyon TEU konteyner elleçleyen MIP, bu rakama ulaşan Türkiye’nin tek limanı oldu. MIP Panorama dergisinde yer alan habere göre ‘dünya limanı’ hedefinde kararlı adımlarla ilerleyen MIP, gerek gerçekleştirdiği, gerekse devam eden yatırım hamleleriyle Türkiye’nin en modern limanı konumuna erişti. MIP, uzman kadrosuyla yakaladığı performansını konteyner işlem hacminde de zirveye taşıdı ve yılın ilk yarısında 1 milyon TEU yük hacmine ulaştı.

MIP Genel Müdürü Johan Van Daele, yeni rekora ilişkin yaptığı açıklamada, daha ileriyi hedeflediklerini, performanslarının artarak devam edeceğini belirtti. Daele, “Mersin Uluslararası Limanı’nda ilk 6 ayda bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 16 artışla 965 bin TEU konteyner elleçlendi. Bu rakam, 2019 Temmuz ayının ilk haftasında 1 milyon TEU’ya ulaştı ve MIP tarihinde olduğu kadar Türkiye için de yeni ve tarihi bir rekor oldu. Bu başarıda tüm müşterilerimizin, kent dinamiklerinin, hissedarlarımızın ve elbette MIP çalışanlarının etkisi büyüktür. Katkısı olan tüm paydaşlarımıza teşekkür ederiz” dedi. Mersin Uluslararası Limanı’nda yeni yatırımlara da kesintisiz devam ettiklerini kaydeden Daele, kapıla-

rın yapılandırılması, ekipman yatırımları ve genişleme projeleri ile operasyonun ihtiyacına paralel olarak iyileştirme çalışmalarının hayata geçirildiğini söyledi. “Yarım milyar dolarlık yeni yatırım planladık” MIP’nin dünya ticaretinin rekabetçi pazarında önemli bir oyuncu olduğunun altını çizen Daele, önümüzdeki dönem hedeflerine yönelik de şu bilgileri verdi: “Tüm paydaşlarımızın desteğiyle limana en doğru yatırımları yapmayı amaçladık. Önümüzdeki beş yıl içinde profesyonel hizmetimizi daha da geliştirmek ve hinterlandımızın beklentilerini karşılayabilmek için yarım milyar dolar yatırım yapmayı planladık.”


7

YIL: 21 | SAYI: 383 | 10 - 23 Kasım 2019 | www.mtso.org.tr

Güneş Enerjisi Sistemleri Sempozyumu düzenlendi

G

MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, yenilenebilir enerjinin önemine dikkat çekerek, bu noktada özellikle güneş enerjisinin ciddi fırsatlar sunduğunu belirtip, “Şehirler güneş enerjisinden en yüksek verimde faydalanılacak şekilde planlanmalı” dedi.

üneş enerjisiyle ilgili farkındalık oluşturulması, bilginin yaygınlaştırılması ve yoğunlaştırılması, teknolojik yeniliklerin ve uygulamaların kazandırılması amacıyla Makina Mühendisleri Odası (MMO) adına, Mersin Şubesi tarafından bu yıl 8’inci kez Güneş Enerjisi Sistemleri Sempozyumu ve Sergisi düzenledi. Yenişehir Belediyesi Atatürk Kültür Mekezi’nde gerçekleşen Sempozyum’un açılışına Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan da katıldı. İki gün devam eden ve güneş enerji sistemlerine yönelik çok sayıda panelin yer aldığı sempozyumun açılışında, sempozyum kapsamında okullar arasında düzenlenen Solar Robotik Kodlama Projesi’nde dereceye giren öğrencilere ödülleri de verildi. Tülücü: “Kaliteli güneş enerjisine sahibiz” Toplantının açılış konuşmasını yapan TMMOB Makina Mühendisleri Odası Mersin Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Oğuz Akar Tülücü, 1997’de güneş enerjisi üzerine panellerle başladıkları etkinliğin son 8 yıldır ulusal katılımlı bir sempozyuma dönüştüğünü söyledi. Oda olarak güne-

şi önemsediklerini vurgulayan Tülücü, “Dünyanın her yerinde güneş var. Ancak güneş alan ülkelere bakınca biz daha temiz bir güneş enerjisine sahibiz. Sadece uzun süreli güneş almamız değil, kum ya da toz fırtınası yaşamamamız nedeniyle kaliteli enerji altyapımız var” dedi. Güneş enerjisinin temiz enerji sınıfında yer aldığını hatırlatan Tülücü, çevreye zarar vermediğini, iklimi değiştirmediğini, fosil yakıtlar gibi tükenmediğini söyledi. Türkiye’nin enerjideki dışa bağımlılığını da hatırlatan Tülücü, enerji tüketimi içinde güneş enerjisi kullanım oranının yüzde 25’lere çıkarılması halinde ülke ekonomisine10 milyar dolarlık katkı sağlanabileceğini anlattı. Yener: “Yenilenebilir enerjiye gereken ilgi gösterilmeli” TMMOB Makina Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Yener ise Oda faaliyetleri hakkında bilgi verdi. Özellikle enerji üzerine yoğun çalıştıklarını kaydeden Yener, bu alanda projeler geliştirmeleri yanında çeşitli eğitimler düzenlediklerini de anlattı. Türkiye’nin enerji politikalarını ve mevcut durumunu da değerlendiren Yener, “TBMM günde-

Ulusal Mersin Tarihi Kent Sempozyumu düzenlendi

T

oros Üniversitesi Güzel Sanatlar, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi tarafından kent tarihine ışık tutmak adına bu yıl ilk kez Ulusal Mersin Tarihi Kent Sempozyumu düzenlendi. Mersin Valiliği himayesi, Mersin Büyükşehir Belediyesi, Akdeniz Belediyesi, Mersin Ticaret Sanayi Odası, Mersin Deniz Ticaret Odası ve Mersin Ticaret Borsası işbirliğinde 7-8 Kasım günlerinde düzenlenen sempozyumun açılışı Mersin Büyükşehir Belediyesi Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleşti. Açılışta konuşan Sempozyum Bilim Kurulu Başkanı, Güzel Sanatlar, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erkin Erten, Osmanlı’dan Cum-

huriyete mimarlık akımları hakkında bilgiler verdi. Mersin Limanı’nın kent adına önemini anlattığı konuşmasında Erten şu bilgileri verdi: “Geç Osmanlı döneminde Tanzimat Fermanı’nın ilan edilmesinden sonra çıkarılan nizamnamelere göre kentin oluşturulması diğer Osmanlı kentlerinden farklı şekillenmesini sağlamıştır. Ticaret eksenli yapılanan kent; tren garından başlamış ve limana parale olarak Uray Caddesi üzerinde gelişmiştir.” Mersin Ticaret Borsası Başkanı Abdullah Özdemir Mersin tarihine ışık tutan kurumlara teşekkür ederek, “Avrupa’nın her kentinde şehrin en eski yapıla-

minde olan vergi yasasıyla ilgili değişimle Elektrik Piyasası Kanunu’na yapılan ekle çevre koruma yatırımı yapmayan şirketlere 2,5 yıl süre veriliyor. Ancak bu durum yanlış elektrik üretim faaliyetlerinin durdurulmayacağı, idari para cezası verilmeyeceği, çevrenin kirletilmesi, toplumun zehirlenmesi anlamına geliyor. Güneş enerjileri, rüzgar enerjilerine gereken ilgi gösterilmeyip kömür santrallerine gösterilen bu yaklaşım çevrenin, insanların zehirlenmesine izin verilmesi anlamı taşıyor. Bu değişime karşı çıkıyoruz” dedi. Kızıltan: “Tüketen değil, üreten olmalıyız” Makina Mühendisleri Odası üyesi olmaktan duyduğu gururu dile getirerek sözlerine başlayan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ise şunları söyledi: “Savaşlar bildiğimiz gibi hep enerji üzerinedir. Sermayesi, güçlü, teknolojiyi elinde bulunduran emperyalist ülkeler gelişmemiş bölgelerdeki yoğunlaşmış fosil yakıtların hakimiyetini ellerinde tutabilmek için bilimden, teknolojiden, eğitimden uzak kalan bu bölgelerdeki ülkeleri istediği gibi yönlendirip savaştırıyor. Oysa güneş enerjisi dünyanın tüm coğrafyala-

rının bulunduğu old city olarak tabir edilen eski şehirleri vardır. Mersin için bu bölge Uray Caddesi’dir. Kent ticaretinin kalbi 1980’lerde burada atıyordu. Yeniden canlandırmalıyız” diye konuştu. Göreve geldikleri günden bu yana şehrin merkezindeki tarihe sahip çıktıklarını kaydeden Akdeniz Belediye Başkanı M. Mustafa Gültak, ardından bu alanda yürütülen çalışmalar hakkında bilgi verdi. Mersin tarihi hakkında kısa bilgiler vererek sözlerine başlayan Toros Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Haluk Korkmazyürek ise, “Bugün sempozyuma Iğdır, Karabük, Erciyes, Mehmet Akif, Mersin ve Toros Üniversitesi’nden akademisyenler bildirileri ile katıldı. İlk defa düzenlediğimiz bu sempozyumun ileride gelişerek büyüyeceğine inanıyorum” ifadelerini kullandı. Mersin’in zengin bir tarihi hazineye sahip olduğunu vurgulayan Mersin Valisi Ali İhsan Su ise, “Bizler de bunları ortaya çıkarmak için ilimizdeki kazıları üç aydan bir yıla çıkarıyoruz. Ortaya çıkarttığımız eserlerin restorasyonu ile ilgili projeler gerçekleştiriyor, onarıyoruz” dedi. Açılış konuşmaları sonrası sempozyuma destek veren paydaş kuruluşlara teşekkür plaketleri verildi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası adına plaketi Genel Sekreter Abdulkadir Dölek aldı.

rında mevcut. Güneş enerjisi teknolojisi geliştirilip kullanımı yaygınlaştırılırsa belki bu tür savaşlar da olmayacaktır.” Türkiye’nin yenilenebilir enerji kaynakları, özellikle güneş yönünden çok büyük avantajlara sahip olduğunu kaydeden Kızıltan, “Ancak her alanda olduğu gibi bu alanda da teknolojiyi kullanan değil, üreten bir ülke olmalıyız” dedi. Makina Mühendisleri Odası’nın bu konuda bir teknoloji hamlesi başlatmasını isteyen Kızıltan, Oda olarak her türlü desteği vermeye hazır olduklarını söyledi. Kızıltan, şehirlerin imar planları yapılırken, endüstri bölgeleri planlanırken de güneş enerjisinden en fazla verimi alacak şekilde planlama yapılmasını beklediklerini sözlerine ekledi. Seçer: “Enerji verimliliği konusunda da tedbir alınmalı” Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer de Mersin’in yaklaşık 320 gün kaliteli güneş aldığını belirterek başladığı konuşmasını, “Buna rağmen güneş enerjisi kurulu gücümüz 130 güneş enerji

B

iyoteknik mücadele destek miktarı elma, bağ, kayısı, ayva ve armut için dekar başına 50 lira, nar, şeftali ve nektarin için 80 lira, zeytin için 33 lira olarak uygulanacak. Bitkisel üretimde kimyasal mücadele yerine biyolojik-biyoteknik yöntemler kullanan ve kimyasal ilaç kullanımını azaltan üreticilere dekar başına yapılacak destekleme ödemeleri belli oldu. Bakanlığın “Bitkisel Üretimde Biyolojik/Biyoteknik Mücadele Destekleme Ödemesi Uygulaması Tebliği” Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Tebliğ ile doğal dengenin korunması için biyolojik veya biyoteknik mücadele yapan üreticilere destekleme ödemesi yapılmasına ilişkin usul ve esaslar

aralan inşaat piyasasında çıkış yolu bulmak adına yenilik arayışı içine giren sektör temsilcileri, faaliyet gösterdikleri alanlardaki son gelişmeleri yakından incelemek adına Fransa’nın Başkenti Paris’te düzenlenen Batimat İnşaat Fuarı’na katıldı. İnşaat sektöründe dünyanın en iyi fuarları arasında gösterilen Batimat İnşaat Fuarı’na Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), ilgili sektörlerin Meclis Üyelerinden oluşan 21 kişilik heyetle katıldı. MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıl-

MTSO 07 CMYK

Su: “Enerjinin çeşitlendirilmesi önemli” Mersin Valisi Ali İhsan Su da enerji çeşitlendirmesinin önemine dikkat çekti. Enerjinin yenilenebilir olması, atık üretmemesi gibi birçok konunun gündemde olduğunu belirten Su, ülkede bu alanda önemli yatırımlar yapıldığını söyledi. Çeşitlilik bakımından da Türkiye’nin iyi durumda olduğunu kaydeden Su, “Türkiye’de hidroelektrik santraller, termik santraller, jeotermal santraller, rüzgar santralleri, doğalgaz çevirim santralleri, güneş enerji santralleri gibi çok geniş bir yelpaze var” dedi.

Bitkisel üretimde biyolojik ve biyoteknik mücadele destekleri belirlendi

belirlendi. Buna göre, açık alanda turunçgilde Akdeniz meyve sineğine karşı feromon ve tuzak kullanımı için dekar başına 80 lira, tuzak kutusunun en az 5 yıl kullanma ömrü bulunmasından dolayı bu ürüne sahip olup da sadece feromon kullanan üreticilere ise 30 lira destek ödemesi yapılacak. Örtü altı (domates, biber, patlıcan, hıyar, kabak) üretimde biyolojik mücadele için dekar başına 400 lira, biyoteknik mücadelede ise feromon ve tuzak kullanan üreticilere 120 lira, domates güvesine karşı sadece feromon kullananlara 60 lira destek verilecek. Açık alanda domates üretiminde feromon ve tuzak kullananlar dekar başına 50 liralık,

İnşaat sektörü Batimat Fuarı’nı ziyaret etti

D

santrali ile sınırlı. Bu, son derece yetersiz bir rakam. Ne yapabileceğimizi tartışmalıyız” diye sürdürdü. Üretimi artırmanın yanında mevcudu doğru kullanmanın önemli olduğunu da vurgulayan Seçer, doğru lamba cinslerinin seçilmesinden, doğru enerji kullanıma kadar birçok alanda verimliliğe yönelik tedbirler alınması gerektiğini anlattı.

tan ve Meclis Başkanı Hamit İzol başkanlığındaki heyet, fuar kapsamında çeşitli firmalarla temaslar kurup ikili iş görüşmeleri yapma fırsatı buldu. Sektördeki son teknolojileri görme imkanı da yakalayan heyet, gelişmeleri yerinde takip etti. Fransa’nın başkenti Paris’te 4-8 Kasım günleri arasında düzenlene fuarı yaklaşık 300 bin ziyaretçi takip etti. 1700 firmanın stant açtığı fuarda 100’den fazla sektörel konferans düzenlendi. 200’den fazla inovatif ürünün sergilendiği fuarda inovasyon ödülleri de dağıtıldı.

domates güvesine karşı sadece feromon kullananlar ise 30 liralık destekten faydalanacak. Biyoteknik mücadele destek miktarı elma, bağ, kayısı, ayva ve armut için dekar başına 50 lira, şeftali ve nektarin için 80 lira, zeytin için 33 lira olarak uygulanacak. Nar üreticilerine biyolojik mücadele kapsamında dekar başına 50 lira, biyoteknik mücadele çerçevesinde de 80 lira destek sağlanacak. Bu arada, 8 Mayıs 2018 tarihli Resmi Gazete’de aynı başlıkla yayımlanan tebliğ yürürlükten kaldırıldı. Geleneksel kıyı balıkçılığı destekleri Geleneksel Kıyı Balıkçılığının Kayıt Altına Alınması ve Desteklenmesi Tebliği de Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Tebliğ kapsamındaki desteklerden yararlanmak isteyen balıkçı gemisi sahibi veya yetkilisi, 22 Kasım mesai bitimine kadar ilgili bakanlığın geminin ruhsat tezkeresinin düzenlendiği il ve ilçe müdürlüklerine başvuracak. Yeni tebliğin yayımlanmasıyla 29 Mayıs 2018 tarihli Resmi Gazete’de aynı başlıkla yayımlanan tebliğ yürürlükten kaldırıldı.


8

YIL: 21 | SAYI: 383 | 10 - 23 Kasım 2019 | www.mtso.org.tr

Türk teknolojisini dünyadaki üreticilerle tanıştıran Akyürek Makine A.Ş, kuru gıdanın ardından tütün sektörüne de adım attı. 15 milyon Euro bütçeli Ar-Ge projesiyle tütün teknolojilerine yönelen firma, tütün makinelerinin dünyadaki 3 üreticisinden biri oldu.

Gül Akyürek Balta Akyürek Makine Yönetim Kurulu Üyesi

1

973 yılından bu yana kuru gıda sektöründe Türkiye ve dünya pazarlarında makineleriyle adından söz ettiren Akyürek Makine, teknoloji odaklı çalışmaları ve yatırımlarıyla sektördeki ağırlığını koruyor. Makine imalatı yanında yerli yazılımını da geliştirerek tamamen yerli üretime yönelen firma, bugün geliştirdiği yazılımları ihraç da ediyor. Akyürek Makine’nin teknolojiye dönük çalışmaları bununla da sınırlı değil. Kentin 5. Ar-Ge Merkezi’ni kuran firma, bu alandaki adımlarını Türk Patent ve Marka kurumunun Hazerfen Projesi kapsamında Çukurova Bölgesi’nde en fazla faydalı model başvurusu yapan ve tasarım başvurusu yapan firma olmak üzere iki ödülle taçlandırıyor. Genlerinde yenilikçilik ve öncülük olduğunu dile getiren Akyürek Makine Yönetim Kurulu Üyesi Gül Akyürek Balta, ar-ge, inovasyon ve yenilikten uzak durmalarının mümkün olmadığını belirtiyor. Balta ile firmalarının

dünü, bugünü ve geleceğini konuştuk. “46 yıllık bir aile şirketiyiz” Şirketimiz 1973 yılında Karaduvar’da bir balıkçı barınağında kuruldu. O dönem Akyürek Kardeşler adı ile çalışmaya başlandı. Akyürek Kardeşlerin o yıllarda attığı tohumlar bugünlere büyüyerek geldi. 1970’li yılların sonlarına doğru üretimine başlanan makinelerle önemli bir başarı yakalandı. Dürüst ticaret ve satış sonrası hizmet kalitesi nedeniyle ürünler kısa sürede tercih edilir oldu. 1980’li yıllara gelindiğinde üretim alanı yeterli gelmeyince yeni fabrika binasına taşınıldı. Dönemin zorluklarına rağmen eleme-boylama makineleri imalatı sürdü. Her makine babalarımızın el emeği kendi imalatlarıydı. Kendileri çizip, tasarlıyordu. Geceler boyu makineler üzerinde denemeler yapılıyordu. 1990’lı yıllarda krizlerle boğuşan Türkiye iç piyasasına rağmen üretim sürdü. Hiçbir zorluktan kaçınmayarak montaj için Türkiye’nin her yerine bizzat gittiler. 2000’li yıllara geldiğimizde, ikinci kuşak yani bizler şirkete katıldık ve yenilenme süreci başladı. Teknolojik ürünler üretildi. Fabrikanın kapasitesi arttırıldı ve artan kapasite ihracata yönlendirildi.

MTSO 08 CMYK

dünyaya göndermeyi sürdürüyoruz. Ar-Ge’ye yaptığımız yatırımları 46 yıllık know-how’la birleştirerek yenilikçi teknolojiler yarattık. 2017’de Akyurek Smart ismiyle Mersin’in 5. Ar-Ge Merkezi’ni kurduk. Burada yaptığımız ürün geliştirme ve inovasyon çalışmalarıyla Akyurek Technology’nin dünyanın en prestijli markaları arasında yerini sağlamlaştırıp “Türk Malı” imajını güçlendirmeyi hedefledik. Dünyanın hızla dijitalleşmesi ve nesnelerin interneti (IoT) gibi kavramların hızla yaygınlaşması hemen hemen her sektörde değişim ve dönüşüm süreçlerini tetikledi. Endüstri 4.0’ın her yerde konuşulduğu günümüzde genlerinde yenilikçilik ve öncülük olan Akyürek’in uzak durması düşünülemezdi. Endüstri 4.0’da biz neredeyiz diye soracak olursanız; firma olarak seri üretim makine imalatı yaptığımız halde müşteri isteklerine göre makinelerimizi üretim bandında projeye göre dizayn etmeyi başarabilmiş bir üreticiyiz. Yani üretim hızımızı kesmeden, yavaşlatmadan müşteri isteklerine tamamen uygun makine üretebiliyoruz. Ar-Ge ve inovasyonu çok önemsiyoruz. Yüksek teknolojili ve Türkiye’de bu sektörde ilk kez kullanılan 5 eksenli işleme merkeziyle, 5 mikron hassasiyetiyle ürün işleyen tek imalatçıyız. Bu sebeple Mersin’in 5. Ar-Ge merkezi olan Akyürek Smart’ı kurduk. Burada tam zamanlı 40 personel istihdam ediyoruz. Her yıl ciromuzun en az %5’ini Ar-Ge’ye ayırıyoruz.

lerinin teknolojik çözüm ortağı olmayı sürdürüyoruz.

6 kıta ve 80’den fazla ülkeye ihracat yapan, üreticilerin ilk tercihi olan bir dünya markasına dönüştük. Karaduvar sınırlarında yeni fabrikanın temeli atıldı. Ürünlerimizin tasarım aşamasından başlayarak üretim, satış, montaj ve satış sonrası hizmetlere kadar tüm aşamaları kapsayan ve sürekli iyileşmeyi hedefleyen Kalite Yönetim Sistemi’ni oluşturma çalışmaları da yine bu yıllarda başladı. Bu çalışmalar neticesinde ISO9001 ve ISO27001 belgelerini al-

dık. Bu belgelerin, dünya ticaretinin küreselleştiği, rekabetin kapsam ve sınırlarının genişlediği, müşteri beklentilerinin arttığı ortamda büyümemize katkıları olduğunu söyleyebilirim. Bugün üretime 55 bin metrekarelik Mersin fabrikamızda devam ediyoruz. İhracata yönelmemizle birlikte Rusya, Sudan, Etiyopya, Kazablanka, Madagaskar, Bulgaristan, Ukrayna, Amerika gibi 30’u aşkın ülkeye ürün göndermeye başladık. Fabrika içi tam otomasyon sistemine geçerek, kendi teknolojik yenilenmemizi gerçekleştirdik. 2010’a gelindiğimizde Türkiye’de pazar lideri olduk. Pazar payını %95’e çıkartarak büyük bir başarıya imza attık. Aynı yıl hem Balkanlar hem de Afrika’da pazar lideri olduk. Kurumsal kimliğimizi yenileyip Ticaret unvanımızı “Akyurek Makine A.Ş.” olarak değiştirdik. “Akyurek Techonology” başta olmak üzere 24 tane yeni marka ürettik. 2019 yılına geldiğimizde Kuzey ve Güney Amerika’dan Avrupa’ya, Asya’dan Afrika’ya Avustralya’ya kadar tam 6 kıta ve 80’den fazla ülkeye ihracat yapan, üreticilerin ilk tercihi olan bir dünya markasına dönüştük. Akyürek Grup şirketlerimizle bugün tüm dünyadaki gıda ve tütün üretici-

“Anahtar teslim projeler üretiyoruz” Tohum, yağlı tohum, bakliyat, baharat gibi ürünler için eleme, temizleme, boylama, taşıma, renk ayırma, tartma ve paketleme teknolojileri üzerine 65 çeşit makine üretiyoruz. Ayrıca son Ar-Ge projemiz olan tütün işleme teknolojilerinde, Türkiye patentinin yanı sıra Avrupa patentine hak kazandığımız yeni makine gurubumuzun üretimine de başladık. Kısaca sürekli geliştirdiğimiz Ar-Ge ve dünya çapında kurduğumuz yüzlerce makine ve anahtar teslim projelerle pazar lideri olduk. 2018’ de gömülü sistemlerle çalışan makineler ürettik Tütün işleme üzerine çalışmaya 2016’da başladık. Kuru gıda sektöründe zirveye ulaşmamız sonrasında kendimizi geliştirmek, bir adım daha ileri taşımak adına başladığımız Ar-Ge projemiz için 15 milyon Euro yatırım gerçekleştirdik. İspanya’da Navarra Bölgesinin Pamplona şehrinde bir fabrika binası satın aldık. Konusunda azami 15 yıl deneyime sahip İspanyol ve Alman makine, mekatronik, yazılım mühendislerinden oluşan bir ekip kurduk. Güçlü bir teknolojik alt yapıya sahip olmanın avantajlarını değerlendirerek tütün işleme teknolojilerine yöneldik. Rakiplerimize göre müşterimize daha fazla seçenek sunmayı, tütün firesini en aza indirgemeyi ve farklı kapasitelerde makineler üretmeyi hedefledik. Tütün ve Alkol Dairesi Başkanlığı’ndan teknolojik yeterlilik için izin aldıktan sonra tasarımlara başladık. Şu anda PMD ve SMD olmak üzere iki aşamada gerçekleştirilen tütün işlemenin çeşitli aşamaları için makineler üretip ihraç ediyoruz. SMD makineleri üretimi için mühendislerimiz, İspanya’daki Ar-Ge departmanı tasarım ve prototip üretimi yapıyor, ardından Türkiye’deki fabrikamızda yeni modellerin seri üretimini yapıyoruz. Çok komplike olan ve yüksek teknoloji gerektiren bir çalışma bu. Ancak katma değeri de yüksek. İspanya Pamplona’da aynı zamanda bir şubemiz ve yedek parça depomuz var. Buradan Avrupa ve Amerika’daki müşterilerimize yedek parça, servis, yazılım güncelleme hizmetlerini çok daha kısa sürede verebiliyoruz. Ülkemize büyük katkı sağlayacak bu tesisler bizi aynı zamanda daha yüksek teknoloji gerektiren alanlara hazırladı. Mersinli bir firmanın makine sanayinde neler yapabileceğini göstermek istiyoruz. “Yeni ürünleri tüm dünyaya pazarlıyoruz” İspanya şirketimizde hem ürün bandını geliştiriyor hem de yeni ürünlerimizi oluşturuyoruz. Ürünleri başta Avrupa ve Amerika olmak üzere tüm

“Tamamen yerli üretim yapıyoruz” Tamamen yerli üretim yapıyoruz. Bu noktada Ar-Ge, ürün geliştirme, proje geliştirme, ulusal ve uluslararası iş birlikleri ve fikri mülkiyet hakları yönetimi ile Türkiye’nin bilgi birikimine katkı sunma ilkesiyle hareket ediyoruz. Yaptığımız ulusal, uluslararası ve akademik işbirlikleriyle kendimizi sürekli yeniliyoruz. Dijital dönüşüm stratejilerimizi oluşturduk. Stratejilerimiz doğrultusunda 2015’te sadece kendi yazılımlarımızı üretmek için kurulan Akyürek Yazılım Bilişim şirketini daha faal hale getirip yazılım ihracatına başladık. 2018 yılında sanayi sicil belgesi aldık. Bu yıl ilk defa kendi yazılımlarımız dışında KOSGEB onaylı projemizin yazılımını tamamlıyoruz. Buna paralel olarak İnsan Kaynakları, Ön Muhasebe, KVKK yazılımları ile KOBİ e-dönüşüm çözümleri üretmeye başladık. Görüntü işleme ve gömülü sistemler konusundaki büyüme stratejilerimiz doğrultusunda çalışmalara başladık. Konunun uzmanı kişileri kadromuza katmakla birlikte, akademik danışmanlıklar ve teknik işbirlik-

lerine de önem veriyoruz. “Müşterilerimizle birlikte büyüdük” Akyürek’i dünya çapında bir marka yapan en önemli unsur, inovatif pazarlama stratejileridir. 4 ay gibi kısa bir sürede, ilk defa ürettiğimiz, tamamen yeni bir ürünü piyasada tutundurabilme yeteneğimiz sayesinde, maksimum 18 ayda birçok makinemizin yeni versiyonuyla piyasaya çıkmakla kalmayıp, eski versiyonu 2. el olarak satın alır, Akyürek sarı ilanlarda sektöre yeni giren yatırımcılarla buluştururuz. Onlara nasıl verimli üretim yapacaklarını, ürün bandını nasıl geliştireceklerini gösteririz ve mutlaka en geç 2 yıl sonra gelecek, kapasite arttırma taleplerinde, çözüm ortağı olarak yanlarında oluruz. Müşterilerimizle birlikte büyüdük. Küçücük bir yatırımla yola çıktıkları ilk günden itibaren, hem onların tesislerini, hem kendimizi geliştirdik. Akyürek Teknoloji olarak satış sonrasında da, üretim sistemi kontrol ve bakımında müşterilerimizin yanında yer almaya devam ediyoruz. Dünyanın her yerine yazılım, yedek parça, servis, makine yenileme, bakım, analiz, danışmanlık ve eğitim teklifi sunuyoruz.

Yatırımlarımız devam ediyor Akyürek Grup Şirketleri olarak, Tarımsal Ürün İşleme İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nde yapacağımız yeni yatırımla Mersin’deki üretim üssünü 200 bin metrekareye çıkarıyoruz. 2017 yılından beri her biri stratejik ürün niteliği taşıyan ve ithalatın önüne geçen, tam 23 çeşit yeni makine ürettik. 2018 yılında bir kısmının seri üretimlerine başladığımız yatırımımıza bu yıl da Ar-Ge süreci tamamlanan diğer makinelerimizin seri üretimiyle devam ediyoruz. Hem doğa dostu üretim teknolojilerini hem de kullanıcı dostu teknolojileri daha hızlı ve etkin geliştirmeye devam edeceğiz. Grup bünyesinde Rusya, Etiyopya, Bulgaristan, Ukrayna, İspanya ve Özbekistan’da şirketler, ofisler ve yedek parça depoları bulunuyor. ABD, Cezayir, Hindistan, Peru, İtalya, Romanya, Nijerya ve Sudan’da da temsilciliklerimiz var. Akyürek Technology, yurtdışında showroomlar açarak da büyüyor. Bugün üretimimizin yüzde 65’ini ihraç ediyoruz ve bu oranı yüzde 80’e çıkarmayı hedefliyoruz. Önümüzdeki dönemde 2017’de ihracata başladığımız Peru, Bolivya, Kanada, Fransa, İtalya ve Estonya’daki pazar paylarımızı büyütmeyi ve Latin Amerika ülkelerine ihracatı geliştirmeyi planlıyoruz. Ayrıca geçtiğimiz yıl ilk ihracatlarını gerçekleştirdikleri Almanya ve Yeni Zelanda’da yine pazar payını arttırma çalışmalarımız devam ediyor.

Kızıltan: “Akyürek ailesi Mersin ekonomisinin gururu olmaya devam edecektir

Ayhan Kızıltan, MTSO Meclis Başkanı A. Hamit İzol ile birlikte Akyürek Makine’yi ziyaret ziyaretinde.

A

kyürek Makine’yi ziyaret ederek çalışmaları hakkında bilgi alan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, teknolojiyi çalışmalarının temeline oturtmuş firmaları görmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Eğitimden ve teknolojiden ödün vermeyen firmaların sürdürülebilir başarıyı yakalamasının kaçınılmaz olduğunu vurgulayan Kızıltan, “Eğitim hayat

boyu devam edecek bir süreç. Bu anlayışın Akyürek Makine’de kendisini göstermiş olduğunu görmekten büyük mutluluk duydum. Globalleşen dünyada ülkemizin daha çok katmadeğerli üretime ihtiyaç duyduğu bu günlerde hedefe ulaşabilmemizin ilk yolu eğitim ve teknolojidir. Kendilerini tebrik ediyorum. Akyürek ailesi, Mersin ekonomisinin gururu olmaya devam edecektir” dedi.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.