MTSO Haber Sayı 368

Page 1

16 No’lu Komite, sorunlarını belirlemek adına bir araya geldi >4’te

MTSO, üyelerine SGK danışmanlık hizmeti veriyor

Mersin limonu markalaşıyor

>5’te

>5’te

Mersin, net ihracatçı bir kenttir… Ayhan KIZILTAN

MTSO Yönetim Kurulu Başkanı

> 3’te

www.mtso.org.tr www.mtso.org.tr| YIL: | YIL: 2117| SAYI: | SAYI: 368 298| 3 | 6-19 - 16 Şubat ARALIK 2019 2015

Mersin turizminin kurtuluşu butik oteller

Murat Demir

MTSO 25 No’lu Seyahat Acenteleri, Konaklama, Eğlence, Sanat, Spor İşletmeleri Meslek Komitesi Başkanı

M

TSO 25 No’lu Meslek Komitesi Başkanı Murat Demir, Mersin turizminin sektörel pastadan daha fazla pay alabilmesinin yolu olarak butik otelleri gösterdi. Demir, turizm alanı olarak ilan edilen bölgelerde butik oteller inşa edilmesi gerekliliğine dikkat çekti. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 25 No’lu Seyahat Acenteleri, Konaklama, Eğlence, Sanat, Spor İşletmeleri Meslek Komitesi Başkanı Murat Demir, sektöre ilişkin değerlendirmeler yaptı. Mersin turizminin geliş-

Cumhurbaşkanından Mersin’in taleplerine olumlu yanıt

mesi için bugüne kadar sektörün beklediği önemli yatırımlar bulunduğunu hatırlatan Demir, “Komite olarak özellikle başta Tarsus Kazanlı Kıyı Şeridi Projesi’nde yer aldığı gibi kentimizde 5 yıldızlı büyük tatil köylerinin yapılmasını doğru bulmuyoruz. Kent turizminin kurtuluşunun butik otellerden geçtiğini düşünüyoruz” dedi. Demir, Tarsus Kazanlı Kıyı Şeridinin yanı sıra kentin Anamur’a kadar olan sınırında birkaç bölgenin turizm alanı ilan edildiğini hatırlatarak sözlerine devam etti. > 7’de

4 No’lu Komiteden “Hayvancılık Kurultayı” talebi

Ayten Yeniçıkan

MTSO 4 No’lu Hayvansal Ürünler ve Destek Faaliyetleri Meslek Komitesi Başkanı

M

TSO 4 No’lu Hayvansal Ürünler Meslek Komitesi sektörün sorunlarının saptanması ve çözüm yollarının bulunması adına tüm tarafların katılımıyla kentte bir Hayvancılık Kurultayı düzenlenmesi çağrısında bulundu. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 4 No’lu Hayvansal Ürünler ve Destek Faaliyetleri Meslek Komitesi Başkanı Ayten Yeniçıkan, sektörde özellikle son dönemlerde artan sıkıntılara dikkat çekerek bu sorunların çözümü adına neler yapılabileceğini değerlendirdi. Yaşanan sorunların temelinde ürün planlamasındaki eksiklerin yer aldığına dikkat çeken Yeniçıkan, “Mer-

sin bir tarım kentidir. Tarımın gelişmesi hayvancılığı da desteklemektedir. Bu nedenle gıdanın geleceği, Mersin nüfusunun beslenmesi kentsel bir politika olarak değerlendirilmelidir” dedi. Yeniçıkan, bu politikanın belirlenmesinde Tarım İl Müdürlüğü’nün başta Mersin Büyükşehir Belediyesi olmak üzere diğer yerel yönetimler, Mersin Ziraat Odası, Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği, Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği, Süt Üreticileri Birliği, Veteriner Hekimler Odası, Ticaret ve SanayiOdasıgibikonununtümpaydaşlarıyla koordineli çalışması gerektiğini vurguladı. > 7’de

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü

ile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Veysel Topkaya, Mersin’de yürütülen çalışmalar hakkında bilgi verdi. Koruma altında olup kurumlarda yetişen çocukların hayata adapte olmaları, dezavantajlı grupta yer alan mağdur kadınların sorunlarının çözülmesi ve toplum içinde hak ettikleri yere gelmeleri adına yürüttükleri çalışmaları anlatan Topkaya, aynı zamanda engelli ve yaşlı vatandaşların sorunlarının çözümü ve toplumsal yaşama adaptasyonlarının sağlanmasına yönelik projelere değindi. Bakanlık olarak çocuk, kadın, yaşlı ve engelli bireyleri koruyucu, önleyici, eğitici, geliştirici ve rehabilite edici sosyal hizmet faaliyetlerini yürütüp koordine ettiklerini

MTSO 01 CMYK

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Ankara’da TOBB evsahipliğinde düzenlenen 10. Ekonomi Şurası sonrasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a Mersin’in bekleyen projelerini hatırlatarak, bu projelerin hayata geçirilmesi halinde Mersin’in istihdam hedeflerini aşaca-

kaydeden Topkaya, Mersin’de tüm bu alanlarda örnek çalışmalara imza atıldığını bildirdi. Asli görev ve sorumluluklarını yerine getirmeleri yanında hazırladıkları projelerle hizmetlerini bir adım daha ileri taşıdıklarına da değinen Topkaya, “Örneğin geçen yıl uyguladığımız Kalkınma Bakanlığınca finanse edilen, Valiliğimiz himayesinde yürüttüğümüz Eğitimli Kadın Mutlu Toplum Projesi çerçevesinde 5 bin 100 kadınımıza gerek duydukları alanlarda çeşitli eğitimler verdik. Ayrıca 713 kadınımızın iş ve meslek sahibi olabilmeleri için kuaförlük, dikiş nakış, bilgisayar, takı tasarımı ve işaret dili tercümanlığı konusunda mesleki kurslar vererek iş yaşamına hazırladık” dedi. > 8’de

ğını söyledi. Çukurova Uluslararası Havalimanı Projesi’nden Tarsus Kazanlı Kıyı Şeridi Projesi’ne, Çeşmeli Taşucu Otoyolu’ndan lojistik sektörünün beklediği ikinci bir liman yatırımına kadar tüm projeleri Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hatırlatan Kızıltan, “Sayın Cumhurbaşkanımız tüm projeleri takip ettikle-

rini ve her birinin hızlandırılacağı yönünde bilgi vermiştir” dedi. Yapılan görüşme ile ‘Mersin’ ismini Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bir kez daha hatırlatma fırsatı yakaladıklarını vurgulayan Kızıltan, “Artık beklediğimiz projeler üzerine konuşmak istemiyoruz. Bu projeler vakit kaybedilmeden hayata geçirilip gündemden çıksın ki

yeni projelere yoğunlaşabilelim” değerlendirmesini yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tüm kentlere İstihdam Seferberliği kapsamında yeni istihdam hedefleri verdiğini de hatırlatan Başkan Kızıltan, beklenen yatırımların hayata geçirilmesi halinde Mersin’in, hedeflerinin çok üzerine çıkabileceğini söyledi. > 4’te

Tarımla öne çıkan ülke:

KOBİ’lere destek ve finans olanakları anlatıldı

K

Veysel Topkaya

A

MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan’ın 10. Ekonomi Şurası sonrasında Mersin’in bekleyen yatırımlarını anlatmasının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tüm talepleri dinleyip bu yatırımların hızlandırılacağı yönünde olumlu yanıtlar verdi.

amboçya, sahip olduğu ormanlık alan bakımından dünyanın en zengin ülkelerinden biri. Ancak ne yazık ki bu ülkede de ormanlık alanlar alarm verecek düzeyde azalmaya başlamış durumda. Yıllık yağışların yüksek olduğu dağlar ve platolar yaprak dökmeyen tropikal ormanlarla kaplı. Alçak kesimlerde ise yaprak döken ormanlar ve savanlar bulunuyor. Ülke ekonomisi daha çok tarıma dayalı. Yetiştirilen tarım ürünleri arasında öncelikli olarak pirinç ve kauçuk geliyor. 1970 yılına kadar pirinç ihracatçısı olan Kamboçya, bugün pirinç ithalatçısı konumun-

Sağlık sektör temsilcileri Dubai Arap Health Fuarı’nda >2’de

da. Tarıma elverişli olan topraklar, ekilen topraklardan daha fazla olsa da modern tarım aletleri kullanılmaması nedeniyle bu alanların miktarı mevcut durumda artırılamıyor. Ancak tarım, halen ülke ekonomisi adına hayatı önem taşıyor. Nüfusunun yüzde 80’i kırsal alanda yaşadığı gibi işgücünün yüzde 70’i de bu sektörde istihdam ediliyor. Ekonominin bütün sektörlerinin devletleştirilip devlet tarafından kontrol ediliyor olması nedeniyle tarım da devlet kontrolünde. Hatta tarımın Kamboçya Hükümet politikalarından biri olduğu söylenebilir. > 6’da

Tekstil ve konfeksiyon sektörü PENTEX Fuarı’nda buluştu >2’de

2019 yılında Asgari Ücret Desteği devam edecek >2’de

T

OSYÖV, KOSGEB, KGF ve MTSO işbirliği, Denizbank, Bilkent CyberPark, KobiEfor Dergisi ve Logo Yazılım çözüm ortaklığında “KOBİ’lere ve Girişimcilere Sağlanan Destekler ve Finans Olanakları” konulu toplantı düzenlendi. Açılış konuşmaları sonrasında KOSGEB eski başkanı ve 20. Dönem Denizli Milletvekili Hilmi Develi’nin moderatörlüğünü yaptığı ‘KOBİ ve Girişimcilere Destek Sağlayan Kuruluşlar’ konulu panelin konuşmacıları KGF Adana Müdürü Celal Altuntaş, KOSGEB Mersin Müdürü Danyal Peker, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü Dış Ticaret Uzmanı Emir Murat Gül, DenizBank Çukurova Bölge Müdürü Engin Eskiduman ile TEYDEB-MAKİTEG Bilimsel Programlar Başuzmanı Oğuz Özbay oldu.

Çakır: “Destek vermek önemli, girişimcinin önünü açmak daha önemli” Toplantının açılışında konuşan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hakan Sefa Çakır, sözlerine, “Hangi alanda olursa olsun sanayi başta olmak üzere tüm üreticilerimiz ülkemizin kahramanlarıdır. Zor olanı tercih etmişlerdir” diye başladı. KOBİ’lerin öz sermayeleri ile yola çıktığını ancak bir süre sonra ulusal ve küresel anlamda rekabet edebilmek adına sürdürülebilir bir finansman yapısına ihtiyaç duyduğunu vurgulayan Çakır, bu ihtiyacın yalnızca işletme için değil yüzde 95’i KOBİ’lerden oluşan ülke ekonomisi için de hayati önem taşıdığını söyledi. Sağlam bir KOBİ yaratmanın iki yönü bulunduğuna dikkat çekti. >3’te


2

YIL: 21 | SAYI: 368 | 3 - 16 Şubat 2019

| www.mtso.org.tr

Sağlık sektör temsilcileri Dubai Arap Health Fuarı’nda

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 26 No’lu Sağlık Hizmetleri, Medikal ve Kozmetik Meslek Komitesi organizasyonuyla Mersinli 10 firma, Ortadoğu ve Kuzey Afrika (MENA) Bölgesi’ndeki en büyük sağlık ve ticaret fuarı olarak kabul edilen Arap Health Fuarı’na katıldı. 4 bin 150’den fazla katılımcı ve 160’tan fazla ülkeden 84 bin 500 ziyaretçinin ağırlandığı “Arap Health” fuarında Mersinli firmalar halihazır-

da var olan müşterilerinin stantlarını ziyaret etmenin yanı sıra ürettikleri ürünler özelinde potansiyel müşterilerle ikili iş görüşmeleri de gerçekleştirdi. Fuarda güncel teknolojiyi takip ederek örnek model (ürün) inceleme şansı da yakalayan sektör temsilcileri, dolaylı olarak kendi firmalarına know-how transferleri yapma fırsatı yakaladı. Mersin heyeti, yeni ürün ihracatı için girişimlerde bulunmanın yanı sıra fuar aracılığıyla yurtdışı

firmalarının temsilciliklerini alabilmek için de temasta bulundu. Fuar katılımının yanı sıra saha ziyaretleri de gerçekleştiren Mersin iş heyeti, Türkiye Ticari Ataşesi Ahmet Canlı ile bir araya gelerek Dubai’de iş yapabilme olanakları hakkında bilgi alış verişinde bulundu. Fuar sonrası kısa bir değerlendirme yapan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Yasemin Taş, fuarın Mersinli firmaların yeni pazarlar ve yeni müşterilere ulaşması adına önemli bir fırsat olduğunu ifade etti. Fuara Türkiye’den 120 Türk firmasının stantlı katıldığını belirten Taş, “Üyelerimizin sektörün önde gelen fuarları arasında yer alan Arap Health’e katılımı bizim için önemliydi. Ortadoğu, Avrupa, Amerika, Afrika kısacası aklınıza gelebilecek dünyanın her bölgesinden katılım sağlanan fuarda Mersinli firmalarımız hedef pazarlarına ulaşmada önemli bir fırsat yakaladı. Bu tür fuarlar ile Mersinli firmalarımızın uluslararası alanda ticari ilişkilerinin ve ticari hacimlerinin artacağı aşikardır” dedi.

Tekstil ve konfeksiyon sektörü PENTEX Fuarı’nda buluştu

Baraner: “Mersin, Büyük Aile Turizmi için çok uygun”

T

urizm Duayeni Hüseyin Baraner, Mersin’in turizm pastasından daha fazla pay alabilmesi adına ‘Büyük Aile Turizmi’ konseptine yönelmesi tavsiyesinde bulundu. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 25 No’lu Seyahat Acenteleri, Konaklama, Eğlence, Sanat, Spor İşletmeleri Meslek Komitesi toplantısında Meclis Başkanı Hamit İzol ve Komite Üyeleriyle bir araya gelen Baraner, kent turizmini değerlendirdi. Mersin’in yıllardır beklediği büyük yatırımlar nedeniyle turizmde henüz istediği imkanlara kavuşamadığını hatırlatan Baraner, “Yapılacak az maliyetli, küçük yatırımlarla bu kentte turizmi geliştirmek mümkün” değerlendirmesini yaptı. Bunun için Büyük Aile Turizmi konseptini öneren Baraner şunları söyledi: “Mersin Akdeniz Çanağı’nın en iddialı Büyük Aile Turizmi Merkezi olabilir. Dünyada gide-

rek bu trend öne çıkıyor. Nedir böyle bir merkeze dönüşebilmenin koşulları derseniz şöyle açıklayabilirim. Birçok ülke ve otel çocuk gürültüsü ya da çocukların verilebilecekleri zararları tolere edemiyor. Oysa ülkemizin yapısı, çocuklara düşkünlüğü nedeniyle ilk ve doğal şart olan çocuk sevgisi kültürünü Mersin fazlasıyla barındırıyor. İkincisi Mersin’in doğası, genel ambiyansı, bu turizm için çok uygun. Aile olimpiyatları gibi etkinliklerin düzenlenebileceği muhteşem bir sahil şeridine sahip. Belki dünyanın en büyük aile botanik yürüyüş yolu bu kente yapılabilir. 5 kilometrelik bir yürüyüş yolu üzerine 300 tane farklı meyve ağacı dikilebilir. Aileler çocuklarını eğitim amaçlı bu yola getirmek isteyebilir. Yalnız dünyada değil Türkiye’de de dokunarak, tattırarak çocuklarına ağaçları tanıtmak isteyen çok sayıda aile var. Çok düşük maliyetlerle çok

farklı bir ambiyans kazandırılabilir. Bu kentte tarım da oldukça gelişmiş durumda. Çocuklarının organik ürünlerle beslenmesini isteyen ve tatil nedeni olarak bunu ön planda tutabilecek çok sayıda aile de var. Mutlaka değerlendirilmeli.” “Aileler çocuklarıyla vakit geçirmek için tatile gidiyor” Geçmişte insanların dinlenmek için tatile gittiğini kaydeden Hüseyin Baraner, bugün ise dünyanın hemen her yerinde insanlarda bir mutsuzluk olması nedeniyle moral depolamak, sağlıklı beslenmek, çocuklarıyla vakit geçirmek için tatilin öne çıktığını anlattı. Bunun için yılda 4-5 kez kısa kısa seyahatler yapan ailelerin bulunduğunu bildiren Baraner, “Doğal beslenme imkanı, kültür gezileri, doğal eğitime açık yürüyüş yolları sağlanması halinde Mersin kesinlikle tercih edilecektir” değerlendirmesini yaptı. Aynı zamanda tüm yatırımcıların bir araya gelerek şehrin merkezine dünyanın en büyük Thalasso Terapi Havuzu’nu yapabileceğine de değinen Baraner, deniz suyunun ısıtılmasıyla elde edilen bu havuzlar sayesinde misafirlere kışın da deniz tatili imkanı sunulabileceğini vurguladı. Baraner, “Maalesef buralarda şehir içi otellerin sahası çok geniş değil. Bu nedenle ortak bir yatırım yapılabilir. Otellerde kalan müşterileriniz bornozlarını giyinip sağlayacağınız ringlerle bu havuzdan faydalanıp sonra tekrar geri dönebilir” dedi.

Ulusal Elektronik Tebligat Sistemi (UETS) hakkında genel bilgilendirme

1 G

aziantep Sanayi Odası tarafından bu yıl 8’inci kez PENTEX Penye Tekstil ve Teknolojileri Fuarı düzenlendi. Ortadoğu Fuar Merkezi’nde 23 – 26 Ocak tarihleri arasında gerçekleşen fuarda 3’ü Mersin’den olmak üzere toplam 120 firma, 350 markasıyla ürünlerini tanıttı. Konuyla ilgili değerlendirme yapan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 11 No’lu Tekstil Konfeksiyon ve Ayakkabı Ticareti Meslek Komitesi Meclis Üyesi Özcan Demir, “Bu yıl sektörümüzün 35 temsilcisi ile birlikte PENTEX

Fuarı’nı ziyaret ettik. Çok verimli bir ziyaret oldu” dedi. Son 6 yıldır düzenli olarak Gaziantep Fuarı’na katıldıklarını anlatan Demir, bu yıl Mersin’de eşofman altı üreticisi SLM Tekstil, Samera ve Nokta Tekstil’in de stant açtığını bildirdi. “Bölgemiz fuarı olması nedeniyle Gaziantep’e gidiyoruz. Çünkü bu fuara gelen firmaların hemen tamamı Adana ve Mersin’e de uğruyor. Sektörümüz adına önemli bir fuar” diyen Demir, fuar sonrasında ise kaldıkları otelde bir araya gelerek sektör toplantısı gerçekleştirip sorunla-

rını masaya yatırıp çözüm önerilerini tartıştıklarını söyledi. İkinci gün ise Gaziantep Çarşısı’nı gezerek incelemelerde bulunduklarını kaydeden Demir, izlenimlerini şöyle anlattı: “Gaziantep’te çarşının tamamının kapalı olması kışın dahi korunaklı bir alanda alışverişe imkan tanıyor. Üstelik otopark sorunu da çözülmüş durumda. Ortam alışveriş adına oldukça uygun. Biz de İstiklal Caddesi, Atatürk, Kuva-i Milliye gibi caddelerimizde benzer düzenlemelerin yapılmasını bekliyoruz.”

MTSO Personeli kök hücre hakkında bilgilendirildi

mik iliğinin yetersiz çalıştığı veya çalışmadığı durumlar, kalıtsal anemiler, immün yetersizlikler, kalıtsal metabolik hastalıklar.”

M

“Bağış yapma sürecinde temel unsur gönüllülük” Kök hücre bağışçısında aranan özelliklere de değinen Özge Er. bu özellikleri şöyle sıraladı: “18-50 yaş aralığında, kronik hastalığı olmayan, hepatit B, hepatit C, sifiliz hastalığı geçirmemiş, kanser, AIDS tanısı almamış sağlıklı her kişi bağışçı olabilir.” Bağış yapma sürecinde temel unsurun gönüllülük olduğunu ve gönüllünün her aşamada vazgeçme hakkının bulunduğunu da anlatan Er, kan bağışı ya da kök hücre bağışının hiçbir yan etkisi bulmadığını ifade etti.

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) personeli, kök hücre ve bağışı hakkında bilgilendirildi. Türkiye Kök Hücre Koordinasyon Merkezi (TÜRKÖK) Orta Akdeniz Bölge Kan Merkezi Gönüllü Kök Hücre Bağışçısı Kazanım Uzmanı Özge Er, MTSO Personeline kök hücre hakkında eğitim verdi. Kök hücre bağışına farkındalığın arttırılması ve bağış kazanımının sağlanması adına düzenlenen eğitimde, ‘kök hücre nedir?’ ‘nasıl bağış yapılır?’ ‘neden kök hücre bağışçısı olmalıyız?’ soruları yanıt buldu. Kök hücreyi ana kaynak olarak nitelendiren Er, işlevsel olarak farklılaşmamış, kendini yenileyebilen ve çoğalabilen hücreler olduğunu söyledi. Kök hücreler içinde en çok bilinen ve tedavide en sık kullanılan hücrenin, kan yapımından sorumlu ‘hematopoetik’ kök hücreler olduğunu bildiren Er, bu hücrelerin temel olarak kemik iliğinde yerleşik olduğunu kaydetti. Kök hücre bağışının son günlerde çok duyulmasının sebebini, hasta sayısının ve insanların bu alandaki farkındalığının artmasıyla açıklayan Er, 2014 yılından buyana Sağlık Bakanlığı ile Kızılay arasında imzalan protokole istina-

den, kan bağışıyla birlikte kök hücre bağışı da aldıklarını anlattı. Türkiye’nin yüzde 96 oranında kök hücre bağışını, Kızılay’ın gönüllü bağışçılarıyla karşıladıklarını aktaran Er, protokol kapsamında veri bankası oluşturarak, Türkiye’nin kendi kendine yetebildiğini göstermeyi amaçladıklarını söyledi. Faaliyetlerini 13 bölgede yürüttüklerini kaydeden Er, Türkiye’deki gönüllü bağışçı sayısının 400 bin olduğunu ve bu sayıyı arttırmak istediklerini belirtti. Er, kan bağışında erkek bağışçı sayısının fazla olmasına rağmen, kan bağışında bulunmayıp sadece kök hücre bağışçısı olan kadın sayısının da oldukça fazla olduğuna dikkat çekti. Hematopoetik kök hücrelerin, en çok kemik iliği, kan ve göbek kordonunda bulunduğunu anlatan Er, alınan bu kök hücrelerin, uygun koşullarda dondurularak canlılığını koruduklarını ve hastaya damar yolu ile verildiğinde kemik iliğine yerleşip, kan hücrelerinin yapımını başlattığını anlattı. Er, kök hücre nakli uygulanabilen hastalıkları ise şöyle sıraladı: “Kemik iliği kanserleri, lenfomalar, çeşitli organ kanserleri, ke-

“Öne çık hayat kurtar” ‘Neden kök hücre bağışlamalıyız?’ sorusuna da cevap veren Özge Er, nakil bekleyen birçok hastanın şansını arttırmak ve onlara umut olmak için bağışta bulunulması gerektiğini söyledi. Zaman zaman anne ve babaların dahi çocuklarıyla kök hücrelerinin uymayabildiğini anlatan Er, “Hiç tanımadığınız, ya da hayatınız boyunca hiç karşılaşamayacağınız insanlarla kök hücreleriniz eşleşebilir. Bunun için sloganımız öne çık hayat kurtar” diye konuştu.

MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI’NDAN ÜYELERE DUYURU

5174 Sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu’nun 24 ve 25. Maddelerine göre yıllık aidat ve munzam aidat Haziran ve Ekim ayları içinde iki eşit taksitte ödenmektedir. Süresi içinde ödenmeyen aidat ve munzam aidatlara 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkında Kanun gereğince aylık %2 oranında gecikme cezası uygulanmaktadır. Vadesi geçen aidat-munzam aidatlar Oda veznelerimize İşbankası Kredi Kartı ve tüm Bonus Card’lara 6, Yapı Kredi Bankası Kredi Kartına 3 taksitle ödenebilir. Ayrıca Odamız web sayfasından (www.mtso.org.tr.) ve www.vatandas.mtso.org.tr adresinden ödenebilmektedir. Sayın üyelerimize duyurulur.

MTSO 02 CMYK

5 Mart 2018 tarih ve 30361 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” kapsamında 7201 sayılı kanuna eklenen geçici madde (7101 sayılı kanunun 50.maddesi) doğrultusunda; Elektronik Tebligat adreslerinin verilmesi için Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi, elektronik tebligat adreslerini oluşturmak amacıyla ihtiyaç duyduğu tüm bilgi ve belgeleri; İlgili kamu kurum veya kuruluşundan, Mahallî idareler bakımından İçiş-

leri Bakanlığından, İlgili kamu iktisadi teşebbüsünden, İlgili kamuya ait ortaklıktan, Şirketler ve kooperatifler bakımından Gümrük ve Ticaret Bakanlığından, İlgili kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu veya üst kuruluşundan, Türkiye Noterler Birliğinden, Türkiye Barolar Birliğinden, İster hükmü getirilmiştir. Bu nedenle tüzel kişiliklere oluşturulan adreslere ilişkin bilgiler tüzel kişiliğin bağlı bulunduğu Kurum, Kuruluş veya Birlik’ten talep edilir.

Online başvuru ve PTT Merkezlerine başvuru yapılamaz. NOT: Ticaret Bakanlığının 14.01.2019 tarihli Önemli Bilgilendirmesi: E-Tebligat Sürecinin İşleyişi: Tüzel Kişiler İçin PTT İle Ticaret Bakanlığı arasında MERSİS üzerinden oluşturulan bilgi paylaşımı neticesinde, PTT tarafından e-Tebligat oluşturma işlemleri yapılacaktır. Süreç bittikten sonra https://www.ticaret.gov.tr/duyurular adresinde Adres Temini başlığı altında duyuru yapılacaktır. Tüzel Kişilerin bu aşamada Elektronik Tebligat İle İlgili Herhangi Bir Başvuru Yapması Gerekmemektedir.

MTSO TIR Servisi, Katar Heyeti ile tecrübelerini paylaştı

T

ürkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından TIR Sözleşmesine yeni taraf olan Katar Gümrük İdaresi ve Katar Ticaret ve Sanayi Odası yetkilileri Ankara temasları sonrasında MTSO’yu ziyaret ederek TIR Servisi’nin çalışmaları hakkında bilgi aldı. Katar Gümrük İdaresi ve Katar Ticaret ve Sanayi Odası yetkilileri

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nı (MTSO) ziyaret ederek TIR sistemine yönelik yürütülen çalışmaları yerinde inceledi. İlk olarak TOBB ve IRU yetkilileri eşliğinde MTSO Yönetim Kurulu Üyesi İsa Çani ile bir araya gelen Katar Heyeti, burada Mersin’de lojistik sektörünün durumu ve hangi ülkelerle çalışmalar sürdürüldüğü konusunda bilgi aldı.

2019 yılında Asgari Ücret Desteği devam edecek

3

0 Ocak 2019 tarihli ve 30671 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7162 sayılı Kanun ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na eklenen geçici 78’inci madde uyarınca, asgari ücret desteği 1 Ocak 2019 tarihinden itibaren 12 ay süreyle uygulanmaya devam edecek. Buna göre; Asgari Ücret Desteği’nden yararlanılabilmesi için: -Destekten yararlanılacak dönemde, 2018 yılı Ocak- Kasım dönemlerinde en az işçi bildirilen

aydaki çalışan sayısından daha az sigortalı bildirilmemesi, -SGK’ya prim ve diğer borçlarının olmaması veya borçlarının yapılandırılmış/taksitlendirilmiş olması, -Kayıt dışı işçi çalıştırdığı yönünde veya fiili çalışmaya dayanamayan sahte sigortalılık bildirimine ilişkin tespit yapılmamış olması, -Aylık Prim ve Hizmet Belgelerinin yasal süresinde verilmiş olması gerekiyor. Asgari Ücret Desteği, prime esas günlük kazancı 102 TL ve altındaki kişiler için geçerli. Bu tutar Toplu İş Sözleşmesine tabi iş yerlerinde ise günlük 203 TL. Asgari Ücret desteği 500’den az çalışanı olan işyerlerinde işçi başına günlük 5 TL - aylık 150 TL, 500 dahil ve üzerinde işçi çalıştıran işyerlerinde ise günlük 3,36 TL - aylık 100,8 TL olarak belirlendi. İşyerinin çalışan sayısının 500’ün altında mı yoksa üstünde mi olduğuna ilişkin tespit ise, işyerinin 2018 yılı Ocak ila Kasım aylarında sigortalı bildirilen toplam çalışan sayısının bildirim yapılan ay sayısına bölünmesi suretiyle yapılacak. 2019 yılı için verilecek Asgari Ücret Deste-

Ardından daha önce Ankara’da TOBB’da teorik eğitim alan Katar Heyeti’ne MTSO TIR Servisinde uygulamalı olarak TIR Karnesi iş ve işlemlerinin uygulanması aşamalarında hangi adımların takip edildiği anlatıldı. Heyet, Mersin ziyaretlerini Mersin Uluslararası Limanı’nda gerçekleştirdikleri temaslarla tamamladı. ği tutarının hesaplanması ise, 2018 yılının aynı ayında aylık prim ve hizmet belgesinde bildirilen prime esas günlük kazancı 102 TL’nin altında kalan çalışanların gün sayısının, işyerlerinin çalışan sayısına göre tespit edilen günlük tutar ile çarpılması yoluyla yapılacak.

Ayhan KIZILTAN

A. Kadir DÖLEK

Derya GÜLEÇ

Atatürk Caddesi MTSO Hizmet Binası Kat: 2-3-4 / MERSİN Tel: 0324 238 95 00 ( 10 Hat ) 238 56 56 ( 3 Hat ) - 238 98 00

www.kartoncw.com Turkuvaz Haberleşme ve Yayıncılık A.Ş. Ceyhan Yolu Üzeri 5.km Yüreğir / ADANA 0322 346 30 93


3

YIL: 21 | SAYI: 368 | 3 - 16 Şubat 2019

| www.mtso.org.tr

Mersin, net ihracatçı bir kenttir…

Ayhan KIZILTAN MTSO Yönetim Kurulu Başkanı

MTSO olarak Mersin’in ekonomik anlamda aylık göstergelerini yakından izliyor ve bunları MTSO Aylık Göstergeleri olarak bir dergi şeklinde yayınlıyoruz. İstatistik verilerinin değerlendirilmesi gereği rakamlar birkaç ay geriden geliyor. Şu an Ocak-Ekim 2018 arası rakamlara baktığımızda ihracat bazında Mersin firmaları olarak 1 milyar 332 milyon dolar ihracatımız, 986 milyon dolar ithalatımız var. Yani, ihracatı ithalatından fazla olan, cari açığı olmayan, yarattığı katma değerle net ihracatçı bir kentiz.

B

u rakamlarda ne yazık ki üretimini Mersin’de yapmasına, yıllardır Mersin’de kurulu olmasına rağmen, şirket merkezleri İstanbul’da olduğu için vergi ve ihracat rakamları kentimizin hanesine yazılmayan firmalar yok. Aslında reel anlamda baktığımızda Mersin’in ihracat ve vergi rakamları çok daha yüksek. İhracatı Mersin’den yüksek olan bazı illere baktığımızda şunu iyi görmek gerekiyor: Evet ihracatları yüksek ama ithalatları daha yüksek. O zaman ülkeye katkı nerede? Önemli olan her ilin üretim mantığında ihracata, net ihracata odaklanması ve cari açık vermemesidir. Mersin bu anlamda bir rol-modeldir. Mersin ve hinterlantını birlikte değerlendirdiğimizde; yine aynı dönemde 8 milyar 288 milyon ihracat ve 9 milyar 951 milyon ithalatla yıl bazı tahmini ile en az 20 milyar dolarlık bir uluslararası ticaret hacminin olduğu bir bölgeden bahsediyoruz. Ki bu bize göre eksik yatırımlar tamamlandığında üretim ve dış ticaret anlamında yeni bir Marmara Bölgesidir. Marmara’ya sıkışan ekonomimizin aradığı yeni ekonomi bölgesi, gelir dağılımını adil hale getirecek, zenginliği Anadolu’ya yayacak

yeni ekonomi bölgesi burasıdır. Yine Ocak-Ekim 2019 itibariyle Mersin’in ihracat rakamlarını sektörlere göre incelediğimizde 673 milyon dolarlık ihracatla birinci sırada imalat sanayini görüyoruz. Tarım elbette kentimiz için çok önemli ve lider sektörlerimizden ama ilk sırada imalat sanayi olması Mersin’in sanayi üretim ve ihracat kapasitesini göstermektedir. İkinci sırada yaklaşık 617 milyon dolarlık ihracatla tarım ve ormancılık geliyor. Bunları madencilik ve balıkçılık izliyor. Geçen yılın aynı dönemine göre % 15’lik bir ihracat artışımız var. Bu rakamlarda daha 2018’in son iki ay verileri yok ve ekonomik sıkıntıların en yoğun günlerinde yapılmış olması Mersin iş dünyası adına gurur duyulacak bir konudur. Mersin olarak ihracat pazarlarımıza baktığımızda birinci sırada Asya, ikinci sırada Avrupa, üçüncü sırada Afrika, dördüncü sırada Amerika kıtası (Kuzey ve Güney) ve diğer bölgeler görülüyor. Bu noktada sanayisi gelişmiş, tarımda da iyi durumda olan ülkelere ve kıtalara daha çok ihracat yapmamız da Mersin’in üretimde kaliteyi yakaladığının bir göstergesidir. Eksik olan birkaç ya-

tırım dokunuşunun Mersin’in ihracat rakamlarını katlayacağına inanıyoruz. Mersin’in hedefi şudur: Hangi sektör olursa olsun, ister ticaret ister tarım ister sanayi, isterse hizmetler olsun, tüm bu sektörleri ihracat ve dış ticarete entegre etmek, teknolojiye entegre etmek, yenilikçilik, ar-ge ve markalaşmaya entegre etmek. MTSO olarak bunları eğitimlerle destekleyerek gündemimizin en başında tutmaya devem edeceğiz. Ekonomi Şurası’nda tüm sorunları Sayın Cumhurbaşkanımıza ilettik… Geçtiğimiz hafta çok önemli buluşmalara katıldık ve bahsettiğimiz eksikleri doğrudan Sayın Cumhurbaşkanımıza iletme imkanı bulduk. TOBB öncülüğünde yapılan Ekonomi Şurası’nda Sayın Cumhurbaşkanımıza kentimizin ve bölgemizin sorunlarını anlattık. Sayın Cumhurbaşkanı ve ilgili Bakanlarımızın olduğu toplantıda kürsüden şu sorunları gündeme getirdim: Finansmana erişim zorluğumuzdan bahsettim ve yüksek faizin olumsuz etkilerinden dolayı, işletmelere kredi faizi desteği verilmesini günde-

me getirdik. Toplantıda; özel sektörün KDV alacaklarının ödenmesini, maliyetlerimizi arttıran enerji faktöründe, üretimde ve ticarette kullanılan doğal gaz ve elektrikteki KDV’nin yüzde 18’den yüzde 1’e düşürülmesini, tarım ve ticarette kullanılan elektrikten alınan %2 TRT payının da kaldırılmasını talep ettik. Ayrıca, yatırım teşvik sisteminin revize edilmesini, ilçe ve istihdam dostu bazlı bir yatırım teşvik sisteminin oluşturulmasını ve katma değer yaratana destek veren bir sistemi talep ettik. “İşveren ve çalışan bir ailedir, biri olmazsa diğer olmaz” dedik ve işletmelerimizin ayakta durabilmesi adına 2019 yılı boyunca SGK işveren primlerinin alınmamasını dile getirdik. İş dünyasına nefes aldıracak ve işçi kardeşlerimiz ile ekmeğimizi paylaşmaya devam etmemizi sağlayacak düzenlemelere çok ihtiyacımız var dedik. Adaletin gerçekten sağlanması için, işçi işveren davalarında zaman aşımı süresinin 5 yıldan 1 yıla düşürülmesini talep ettik. Bazı şirketlerimiz var ki, merkezi İstanbul’da, üretim Mersin’de ya da Anadolu’da başka bir yerde. Üretimi Anadolu yapıyor, istihdamı Anadolu sağlıyor, alt yapıyı Anadolu yapıyor ancak bu şirketin vergisi de, ihracatı da İstanbul’a yazılıyor. Üretimin tüm cefasını Anadolu çekerken, merkezi bütçeden aldığı pay ile bu işin sefasını da İstanbul sürüyor. İşte bu yüzden verginin ve ihracatın üretim yapılan yere göre kayıt altına alınmasını gündeme getirdik. İhracat ekonomimizin toparlanmasının tek yoludur. Eximbank İhracat yapan firmalarımıza ihracat alacak sigortası yapıyor. Biz yeni pazarlara girmek, ihracatımızı daha çok artırmak istiyoruz. İhracatımızın düşük olduğu ülkelerde Eximbank’ın ihracat alacak sigortası primleri yüksek, ihracatımızın yüksek olduğu ülkelerde primler düşük. Bizce burada bir terslik var dedik ve Sayın Cumhurbaşkanımızdan ihracatımızın düşük olduğu pazarlarda Eximbank’tan daha düşük ihracat alacak sigortası primleri talep ettik. Alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinde Arabuluculuk gibi Tahkim de yurtdışında sıklıkla kullanılan bir müessese. TOBB bünyesindeki Tahkim Divanı ve İstanbul’daki İstanbul Tahkim Merkezi de bu alanda hizmet veriyor. Burada iş dünyası olarak belirli bir tutarın altındaki ticari uyuşmazlıklarda tahkimin zorunlu hale gelmesini istedik. Böylece, İş dünyası hem çok daha kısa sürede hem çok daha düşük maliyetle anlaşmazlıkları aşmış olacak ve böylelikle ticari mahkemelerin yükü de azalmış olacaktır dedik.

KOBİ’lere destek ve finans olanakları anlatıldı Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nda ‘KOBİ’lere ve Girişimcilere Sağlanan Destekler ve Finansman Olanakları’ konulu toplantı düzenlendi. KOBİ’lere ve girişimcilere KGF, KOSGEB, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı desteklerinin detaylarının anlatıldığı toplantıda finansmana kolay ulaşımın ipuçları verildi.

T

OSYÖV, KOSGEB, KGF ve MTSO işbirliği, Denizbank, Bilkent CyberPark, KobiEfor Dergisi ve Logo Yazılım çözüm ortaklığında “KOBİ’lere ve Girişimcilere Sağlanan Destekler ve Finans Olanakları” konulu toplantı düzenlendi. Açılış konuşmaları sonrasında KOSGEB eski başkanı ve 20. Dönem Denizli Milletvekili Hilmi Develi’nin moderatörlüğünü yaptığı ‘KOBİ ve Girişimcilere Destek Sağlayan Kuruluşlar’ konulu panelin konuşmacıları KGF Adana Müdürü Celal Altuntaş, KOSGEB Mersin Müdürü Danyal Peker, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü Dış Ticaret Uzmanı Emir Murat Gül,

MTSO 03 CMYK

DenizBank Çukurova Bölge Müdürü Engin Eskiduman ile TEYDEB-MAKİTEG Bilimsel Programlar Başuzmanı Oğuz Özbay oldu. Çakır: “Destek vermek önemli, girişimcinin önünü açmak daha önemli” Toplantının açılışında konuşan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hakan Sefa Çakır, sözlerine, “Hangi alanda olursa olsun sanayi başta olmak üzere tüm üreticilerimiz ülkemizin kahramanlarıdır. Zor olanı tercih etmişlerdir” diye başladı. KOBİ’lerin öz sermayeleri ile yola çıktığını ancak bir süre sonra

ulusal ve küresel anlamda rekabet edebilmek adına sürdürülebilir bir finansman yapısına ihtiyaç duyduğunu vurgulayan Çakır, bu ihtiyacın yalnızca işletme için değil yüzde 95’i KOBİ’lerden oluşan ülke ekonomisi için de hayati önem taşıdığını söyledi. Sağlam bir KOBİ yaratmanın iki yönü bulunduğuna dikkat çeken Çakır sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunlardan biri finans, ikincisi ise eğitimdir. MTSO olarak eğitim odak noktamız diyebiliriz. Diğer açıdan ise, Odaların, TOSYÖV gibi konuya hakim köklü kuruluşların, KOSGEB gibi ciddi bir olgunluğa gelmiş kamu kurumlarının, Kalkınma Ajanslarının, Kredi Ga-

ranti Fonu’nun ve Bankaların etkin işbirliği ve tecrübe dayanışmasıyla KOBİ’lerimize, üreten girişimcilerimize daha etkin bir finans çözümü ortaya koyacağımıza inanıyorum.” Girişimci sayısının artırılıp güçlendirilmeden ülkenin refaha ulaşma imkanı olmadığını kaydeden Çakır, “Üreten bir Türkiye yaratmadan ne zenginlik ne huzur olur. Destek vermek önemli, ama girişimcinin önünü açmak daha önemli” diye konuştu. Kuleyin: “OSB’ler içinde Bilgi ve Öğrenme Merkezleri kuralım” TOSYÖV Başkanı Nezih Kuleyin

ise konuşmasında TOSYÖV’ün kuruluş amacını anlattı. Gönüllü bir kuruluş olduklarını ve tek hedefin KOBİ’leri daha iyi bir noktalara taşımak olduğunu vurgulayan Kuleyin şunları söyledi: “Dünyada kalkınmak için Almanların Sanayi 4.0 Projesi ile Japonların Toplum 5.0 Projesi konuşuluyor. Ancak bu ülkelerin bize benzemeyen bazı özellikleri var. Örneğin dış ticaret fazlaları var. Endüstrileşmenin tüm aşamalarını tamamlamışlar ve nüfusları yaşlanıyor. Genç nüfusları yok ve genel nüfus da giderek azalıyor. Bu nedenle insansız fabrikalara ihtiyaçları var. Otomasyon sistemini geliştirmeye çalışıyorlar. Bizim ise nüfusumuz artıyor. Rekabet gücümüzü artırmamız gerekiyor. TOSYÖV olarak KOBİ’lere ne desteği verebileceğimizi düşündük ve üretimlerini rekabetçi kılabilme hedefini ortaya koyduk. Bunun yolu nedir? Teknoloji mi? Finans mı? Bu yolları devlet destekliyor. Ama bize de düşen iki görev var. Bunlardan birisi etik ve ahlak yapımızı güçlendirmek. Çünkü işletmelerin de insanların da gelebileceği en üst aşama güvenilir olmaktır. Bunun için TOSYÖV içinde bir Etik kuruluşumuz var. İkincisi ise insan kaynağının geliştirilmesi. Bilgili insana ihtiyacımız var. Bunun için de yeni bir strateji önerdik. OSB’ler içinde Bilgi ve Öğrenme Merkezleri kuralım. İhtiyaç olan her alanda simülasyona dayalı eğitim verelim. Hepimizin amacı nitelikli insan gücü olsun. Bu

Mersin istihdam seferberliğinde hedeflerini belirledi…

Bu önemli Ekonomi Şurası sonunda, kürsüdeyken Sayın Cumhurbaşkanımız ile karşılıklı konuşma imkanımız oldu. Sayın Cumhurbaşkanı konuşmama cevaben yaptığı değerlendirmesinde; tarım ve hayvancılık işletmelerinin elektrik enerjisi tarifelerinin düşürülmesi talebini olumlu bulduklarını ve elektriğin KWh’sını 71,48 kuruştan 63 kuruşa indirmek için düzenleme yapacaklarını; kamu alımlarında yerli ve milli ürünlerin tercih edilmesi için tüm idarelerin uyarılacağını; SGK prim ertelemesi konusunda bir çalışma yapabileceklerini; firmaların Birikmiş KDV alacaklarının kağıt ile ya da nakit ödenmesi konusunda bir çalışma yürüttüklerini, hayvancılık sektörünün gelişmesi için çalışma yürüttüklerini ancak istenen düzeye ulaşılamadığını, fiyatların artması durumunda kırmızı et ithalatına devam edileceğini; marketlerdeki fiyat artışlarının denetlenmeye devam edileceğini dile getirdi. Sayın Cumhurbaşkanımızın gündeme getirdiğimiz konuları yakından takibi bizleri mutlu etti. Mersin, ülkemizin sosyal huzurunun ve ekonomik zenginliğinin payandasıdır… Sayın Cumhurbaşkanı ek olarak, yeni bir İstihdam Seferberliği başlatılması için Oda ve Borsa temsilcilerinin çalışma yapmasını talep etti ve her il için istihdam hedefleri Başkanlarla birlikte tespit edildi. Mersin’in 2019 yılı istihdam hedefi de 40 bin yeni istihdam olarak belirlendi. Bu noktada Mersin iş dünyası olarak en zor zamanlarda bile istihdam şampiyonu olduk. Bu çabaya devam ederek bu hedefi yakalayacağız. Yeter ki, bunu sağlayacak, önünü açacak yatırımlarımız yerine gelsin. Mersin iş dünyası olarak Sayın Cumhurbaşkanımıza Mersin’in genel bütçeye aldığından fazlasını veren bir kent olduğunu, Mersin’in bekleyen yatırımlarının olduğunu, havaalanı, yeni konteyner limanı, Çeşmeli-Taşucu Otoyolu, Seka Limanının özelleştirilmesi ve Turizm Bölgelerinin tamamlanması durumunda Mersin’in taahhüt ettiğinden çok daha fazla istihdam yaratacağını söyledim. Sonuçları ile şuranın hayırlı olmasını diliyorum. Ve şunun tekrar altını çiziyorum. Mersin’in giderilen her eksiği, ülkemize yapılan bir katkıdır, ülke ihracatına verilen bir katkıdır. Çünkü Mersin aldığından fazlasını ülkesine veren bir kenttir, bununla da gurur duymaktadır.

ikisini başarırsak rekabetçi yapımızın da güçleneceğine inanıyoruz.” Kulaksız: “Banka şubesine gelmeden destek alabilirsiniz” DenizBank KOBİ Bankacılığı Grubu Genel Müdür Yardımcısı Murat Kulaksız ise bankanın KOBİ’lere sağladığı finansal destekler hakkında bilgi verdi. “Destekler çok fazla ama kimse bunu bir torba içinde kapınıza kadar getirmez, mutlaka araştırmalı ve ulaşmak için gerekli şartları yerine getirmelisiniz” diyen Kulaksız, ardından verdikleri destekleri ise şöyle özetledi: “Ekonomimizde olumlu sinyaller almaya başladık ama bugüne kadarki zorlayıcı şartlar maliyetlerimizi artırıp gelirlerimizi düşürdü. Bundan en çok da KOBİ’lerimiz etkilendi. Bu sorunun aşılmasının tek yolu KOBİ’lerin ileri teknolojiyi kullanarak üretim yapmasını sağlamak. Ama maalesef Mersin’deki işletmelerin binde 7’si ileri teknolojiyi kullanıyor. Bu noktada KOBİ’lerin en büyük ihtiyacı uygun maliyetli finansmana hızlı ulaşabilmek. Bankaların bu noktada parayı adil olarak ihtiyaç sahiplerine dağıtması gerekiyor. Biz de bu sorunu çözmek adına İşletme Kart adını verdiğimiz bir kart çıkardık. Küçük işletmelerden teminat istemeden bu kartı veriyoruz. Geçmiş ödemelerine dikkat eden firmalar bu karttan yararlanabiliyor. Şubeye gelmeden bazen 36 bazen 48 ay eşit taksitli kredileri ATM’den çekebiliyor.” Ardından Tarım Üretici Kartı, KGF destekleri, KOBİ Değer Kredisi, Nefes Kredisi, faktoring gibi imkanlar hakkında bilgi veren Kulaksız, sözlerini, “İşletmelerimizin sermaye açığının farkındayız. İyi çalışan KOBİ’lerimize kapımız her zaman açık” diye tamamladı.


4

YIL: 21 | SAYI: 368 | 3 - 16 Şubat 2019

| www.mtso.org.tr

Kızıltan, 10. Ekonomi Şurası’nda 16 No’lu Komite, sorunlarını iş dünyasının sıkıntılarını anlattı belirlemek adına bir araya geldi MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, 10’uncu Türkiye Ekonomi Şurası’nda Ticaret ve Sanayi Odaları Konseyi Sözcüsü olarak bir taraftan iş dünyasının sorunlarını ve çözüm önerilerini ilk ağızdan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Bakanlarla paylaşırken diğer taraftan Mersin’in taleplerini dile getirdi.

M

ersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ve Meclis Başkanı Hamit İzol, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu evsahipliğinde düzenlenen 10. Türkiye Ekonomi Şurası’na katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve çok sayıda bakanın katılımıyla gerçekleştirilen şurada Başkan Kızıltan, Ticaret ve Sanayi Odaları’nın sesi oldu. İş dünyasında yaşanan sıkıntıları ve önümüzdeki süreçteki beklentileri dile getiren Kızıltan, aynı zamanda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın istihdam seferberliği konusunda Oda ve Borsa Başkanlarıyla gerçekleştirdiği istişare toplantısında da söz alarak Mersin’in sorunlarını ve beklentilerini de dile getirdi. Havaalanından Çeşmeli – Taşucu Otobanına kadar bekleyen tüm projeleri hatırlatan Kızıltan, “Bu projelerin hayata geçmesi halinde Mersin taahhüt edilenden çok daha fazla istihdam yaratacaktır” diye konuştu. Kızıltan: “Özel sektör en çok finansmana erişimde sıkıntı çekiyor” Ticaret ve Sanayi Odaları Konsey Başkan Yardımcısı Ayhan Kızıltan konuşmasında ilk olarak geçen yıl ödenmesi planlanan ancak uygulana-

mayan özel sektörün birikmiş KDV alacaklarının ödenmesine ilişkin kanun tasarısını hatırlatarak başladı. Yapılan hesaplamalara göre, özel sektörün devletten 70-80 milyar liralık KDV alacağı bulunduğunu bildiren Kızıltan, “Bu paranın belirli bir takvimle özel sektöre ödenmesi tüm piyasayı canlandırır. Bu konuda sizin liderliğinize ihtiyacımız var” dedi. Ürünlerin girdi-çıktı ve toptan-perakende KDV farklılıklarının kaldırılması, üretimde ve ticarette kullanılan doğal gaz ve elektrikteki KDV’nin yüzde 18’den yüzde 1’e düşürülmesi, yine tarım ve ticarette kullanılan elektrikten alınan % 2 TRT payının kaldırılması taleplerini aktaran Kızıltan, Yatırım Teşvik Sistemi’nin, ilçe bazlı istihdam dostuyatırımteşvikleriileyatırımteşviksisteminin hammaddeye ve ürüne değer katacak şekilde revize edilmesini çok önemsediklerini dile getirdi. İhracatın düşük olduğu ülkelerde Eximbank’ın İhracat Alacak Sigortası’nın primlerinin yüksek, ihracatın yüksek olduğu ülkelerde primlerin düşük olduğuna da değinen Kızıltan, ihracatın düşük olduğu pazarlarda Eximbank’tan daha düşük İhracat Alacak Sigortası primleri beklediklerini söyledi.

“2019 yılı boyunca SGK işveren primleri alınmasın” Sıkıntılı duruma düşen ve işçi çıkarmamak için çaba sarf eden firmaların durumuna dikkat çeken Kızıltan, 2019 yılı boyunca SGK işveren primlerinin alınmamasının iş dünyasına nefes aldıracağını söyledi. İşçi işveren davlarındaki uzun zaman aşımı süresine de değinen Kızıltan, işçi işveren davalarında zaman aşımı süresinin 5 yıldan 1 yıla düşürülmesini istediklerini belirtti. Alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinde Tahkimin yurtdışında sıklıkla kullanıldığını belirten Kızıltan; “İş dünyası olarak belirli bir tutarın altındaki ticari uyuşmazlıklarda Tahkimin zorunlu hale gelmesini sizin takdirlerinize arz ediyoruz. İş dünyası hem çok daha kısa süre de hem çok daha düşük maliyetle anlaşmazlıkları aşmış olacak ve böylelikle ticari mahkemelerin yükü de azalmış olacak” diye konuştu. “Mersin genel bütçeden aldığından fazlasını veren bir kent” Cumhurbaşkanının istihdam seferberliği konusunda Oda ve Borsa Başkanlarıyla istişarede bulunduğu sırada söz alan Kızıltan, Mersin’in genel bütçeden aldığından fazlasını veren bir kent olduğunu vurgulayarak, halihazırda tamamlanması beklenen Çukurova Bölgesel Havalimanı, Çeşmeli-Taşucu Otoyolu, 2. Konteynır Limanı, turizm yatırımları ve SEKA Limanı’nın özelleştirilmesinin gerçekleştirildiği takdirde Mersin’in taahhüt edilenden çok daha fazla istihdam yaratacağını da sözlerine ekledi.

MESİAD Yılın İş İnsanı Ödülleri 12’nci kez verildi

edici ve özendirici ödül törenleriyle iş insanlarının onurlandırılmasını çok önemli bulduklarını dile getiren Kızıltan, “Onların birRol-Modelolaraktoplumasunulmasını çok önemsiyoruz. Sadece kendi zenginlikleri için değil, Mersin’in ve ülkemizin zenginliği için çalışan, iş ve aş vererek topluma en büyük hizmeti yapan tüm iş insanlarımızı kutluyorum” diye konuştu.

M

ersin Sanayicileri ve İşadamları Derneği (MESİAD), Yılın İş İnsanı Ödül Töreni’nin 12’ncisini düzenledi. Törene, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Lütfi Elvan, Mersin Valisi Ali İhsan Su, Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu Başkan Vekili Süleyman Sönmez, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ve Meclis Başkanı Hamit İzol ile il protokolü katıldı. Törende, Mersin’in ve ülkeninkalkınmasınakatkısunanişinsanları 8 farklı kategoride ödüllendirildi.

Elvan: “Başarı iltifat buldukça değerlenir” Törende konuşan Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Lütfi Elvan, başarının iltifat buldukça değerlendiğini, bu bilinçle Mersin’e değer katan ve istihdam yaratan her bir iş insanını canı gönülden kutladığını söyledi. Dünyanın büyük bir değişim ve dönüşüm içerisinde olduğunu ve belirsizliklerin giderek arttığını belirten Elvan, “Mersin için ‘ne yapmalıyız?’, ‘nasıl bir bakış açımız olmalı?’ diye çalışıyoruz. Bu kadar sıkıntılı bir süreçte başarılı olmak kolay değil. Millet olarak bizler çok çalışan, girimcilik ruhu olan bir milletiz. Bu nedenle bizim için başarmak, çok daha kolay olacaktır” diye konuştu. Gençlerin girişimcilik yönünde desteklenmesi gerektiğine dikkat çeken Elvan, Mersin’e Tasarım ve Dönüşüm Merkezi’ni bu nedenle kurmak istediklerini dile getirdi. “Bizsadecebugünükurtarmavizyonunda olamayız. 30-40 yıl sonraki hedeflerimize odaklanmalıyız” diyen Elvan, el birliğiyle çalışmaların yürütülmesi gerektiğini vurguladı. “İlk uçak Mart ayı sonu veya Nisan ayı içerisinde inecek” Çukurova Bölgesel Havalimanı’nın inşaat çalışmalarına da değinen Elvan, çalışmalarda iki üç ay gibi bir süre aksama meydana geldiğini ancak bu yaşanan aksamayı tamamen giderdiklerini belirtti.

MTSO 04 CMYK

Mart ayı sonu veya Nisan ayı içerisinde pistin tamamen biteceğini ve ilk uçağı indireceklerini bildiren Elvan, “Bunun sözünü daha önce vermiştik. Burada üst yapıya yönelik de gerekli anlaşmaları yüklenici firmayaptı.Önümüzdekihaftaitibariylede üst yapıda çalışmalar devam edecek. Buradaki hedefimiz 9-10 ayda üst yapıyı tamamen bitirmek. Bunun da takipçisi olacağız. Sadece ben değil sizler de bunun takipçisi olacaksınız” dedi. Su: “Bu tür etkinlikler il genelinde sinerji oluşturuyor” Mersin Valisi Ali İhsan Su, bu tür etkinliklerin il genelinde sinerji oluşturduğunu belirterek, ödül alan iş insanlarını tebrik etti. Mersin’in her geçen gün iyiye gittiği aktaran Su, yürütülen projeler ve yatırımlar hakkında bilgi verdi. Mersin’de Sosyal Destek Programı (SODES) kapsamında 52 proje ile 27 milyon Türk Lirası harcandığını bildiren Su, “Kamu yatırımları devam ederken siz değerli iş insanları elinizi taşın altına koyuyorsunuz. Biz de bunun için size ortam hazırlıyoruz. İş insanlarının gayretiyle bunlar devam ediyor” dedi. Kızıltan: “Mersin iş dünyasının, üretme ve istihdam yaratma çabası takdire şayan” MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan da, Mersin iş dünyasının, sorunlara karşı duruşunun, her şeye rağmen üretmeye,istihdamyaratmayaveihracatla ülke zenginliği olmaya devam etme çabasının takdire şayan olduğunu söyledi. Tüm bu çabanın arkasında ise kentin ekonomik sivil toplum kuruluşlarının organize çabası olduğunu belirten Kızıltan, bu önemli ve değerli sivil toplum kuruluşlarından birisinin de MESİAD olduğunu kaydetti. Sivil toplum kuruluşlarının diğer sivil toplum kuruluşlarıyla etkin dayanışma içinde olmaları gerektiğine dikkat çeken Kızıltan, “Hep birlikte bu gücü sağlamalıyız. İşte o zaman kentimiz ve ülkemiz için en yararlı şeyi oluşturmuş oluruz” dedi. Bu tip teşvik

Engin: “Amaç yeni iş insanlarını önce üretime sonra yatırıma teşvik etmek” MESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Engin, ‘önce küçüğü korumalıyız’ düşüncesiyle hareket ettiklerini bu nedenle de yeni iş insanlarını önce üretime sonra yatırımateşviketmek,varolanyatırımcıları onure etmek amacıyla Yılın İş İnsanı Ödül Töreni’ni 12’nci kez düzenlediklerini söyledi. Amaçlarının iş insanlarına moral ve motivasyon vermek olduğunu vurgulayan Engin, “Ödüllerin belirlenmesinde emeği geçenlere teşekkür ediyor, ödül alan iş insanlarımızı kutluyorum. Yatırımlarına hız kesmeden devam etmelerini diliyorum” dedi. Konuşmaların ardından, yaptıkları yatırımlarla ve çalışmalarla öne çıkan firmalara ödülleri protokol üyelerince verildi. Tören’de MESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Engin Mersin Milletvekili Lütfi Elvan’a “MESİAD Mersin’e Katkı Ödülü”nü, Mersin Valisi Ali İhsan Su’ya da “MESİAD Yılın Hizmet Ödülü”nü takdim etti. Törende ödül alan firmalar şöyle: Yılın İş İnsanı Çevre ve Katı Atık Ödülü : Eman Enerji Yılın İş İnsanı Teşvik Ödülü : Menas A.Ş. Yılın İş İnsanı Yatırımcı Ödülü : Armada Duvar Kağıtları A.Ş. Yılın İş İnsanı Girişimcilik Ödülü : Başhan Tarımsal Ürünler A.Ş. Yılın Marka Ödülü : Arbella Yılın İş İnsanı Girişimcilik Ödülü : Yörüksüt Süt Ürünleri Yılın İş İnsanı Ödülü : Koluman Otomotiv Endüstri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Saltık Yılın Onur Ödülü : Musa Timur

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 16 No’lu İnşaat Malzemeleri Üretimi ve Ticareti Meslek Komitesi sektör toplantısı düzenledi. Oda çalışmaları hakkında bilgi verilen toplantıda sektörün sorunları saptanarak önümüzdeki süreçte neler yapılabileceği görüşüldü. Bucuge: “Yol haritamızı çizmeliyiz”

M

TSO 16 No’lu İnşaat Malzemeleri Üretimi ve Ticareti Meslek Grubu’nda faaliyet gösteren üyeler sektör toplantısında bir araya geldi. Moderatörlüğünü Yönetim Kurulu Sayman Üyesi ve Komite Üyesi Cem Bucuge’nin üstlendiği toplantıda Oda çalışmaları ve verilen hizmetlerin detayları anlatıldı. Üyelerin yoğun ilgi gösterdiği toplantıda, “Hedefimiz bir araya gelerek sorunlarımızı tespit etmek. Bugün yapacağımız çalışma gelecekte sektörümüz adına hangi çalışmaları yürüteceğimizin temelini oluşturacak” diyen Bucuge, yılda en az bir kez geniş katılımlı bir toplantı planladıklarını dile getirdi. Toplantının açılışında konuşan MTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hakan Sefa Çakır, daha sık bir araya gelinmesi gerektiğine dikkat çekti. “Hepimizin ortak akla ve dayanışmaya en çok ihtiyaç duyduğumuz bir süreçten geçiyoruz” diyen Çakır, “Ülkemizde yaşanan ekonomik sorunlardan en çok etkilenen sektör olan inşaat sektörünün parçasıyız. Bilgimizi, deneyimlerimizi, viz-

yonumuzu bu sorunları aşabilmek için ortaya koymak zorundayız” ifadelerini kullandı. Bu bağlamda gerçekleşen buluşmayı hem bir dayanışma sağlamak hem de Oda’nın sektöre yönelik çalışmalarını paylaşmak adına önemli bulduğunu kaydeden Çakır, sözlerini, “Unutmayın burası sizin eviniz. Birlikte çalışalım, birlikte çözümler bulalım. Sektörün, Mersin’in ve ülkemizin her bir üyemizin katkısına ihtiyacı vardır” diye tamamladı. Ardından TOBB – MTSO Akademik Danışmanı Dr. Ebru Arıcıoğlu İnşaat Malzemeleri Sektör istatistiklerini değerlendirip sektörü önümüzdeki süreçte nelerin beklediğinin ipuçlarını verirken MTSO Hukuk Müşaviri Avukat Dilek Kurtuluş MTSO’nun arabuluculuk ve tahkim konusunda verdiği hizmetin detaylarını anlattı. Projeler Müdürlüğünden Cemal Kök ise başta inşaat sektörü olmak üzere giderek tüm sektörler için önemi daha da artan mesleki yeterlilik sistemi hakkında bilgilendirme yaptı.

Toplantının sonunda kısa bir değerlendirme yaparak bu toplantıları önemsediklerini, yılda en az bir kez bir araya gelerek yol haritası belirlemek istediklerini anlatan Cem Bucuge, “Hedeflerimizi belirleyip neler yapmamız gerektiğini birlikte belirleyelim, yapmadıklarımızın da hesabını verebilelim” dedi. Toplantıyı da değerlendiren Bucuge, “Yapılan açıklamalardan aldığım notlara göre sıfır konutlardaki satışın yüzde 80 azaldığı görülüyor. Finansmana ulaşımda da önemli sorunlar var. Her yüz 100 firmadan 55’i finansmana ulaşımda sorun yaşıyor. Buna karşılık malzeme fiyatlarının yaklaşık yüzde 35 arttığı görülüyor. Ekonominin lokomotifi olarak gösterilen, istihdam sağlamada büyük güce sahip olan sektörümüzün sorunlarının çözümü adına hep birlikte çalışmalıyız.” İnşaat malzemesi satıcılarının bir arada bulunabileceği ortak depolama alanı konusunda yürütülen çalışmalar hakkında bilgi de veren Bucuge, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile temas halinde bu konudaki çalışmaların yoğun şekilde sürdürüldüğünü söyledi. Toplantı sektöründe 40 yılını aşmış firmalara verilen ahde vefa plaket töreni ile sona erdi. Plaket alan firmalar şöyle: Nil Ticaret adına Koray Uysal, Özyurt Ticaret adına Ahmet Fahri Özyurt, Meka Ticaret adına Mustafa Kapu, Cadun Ticaret adına Hasan Cadun, Yapı Ticaret adına Uğur Kuzucu, ayrıca şahıs şirketleri bulunan Necat Uğur ile Mehmet Ali Cadun.

22. Tüketici Ödülleri, MTSO üyelerine tanıtıldı Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü tarafından başvuruları alınan ve seçici kurula iletilen ‘Tüketici Ödülleri’ hakkında Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) çatısı altında bilgilendirme toplantısı düzenlendi. satıcı ve sağlayıcıların, yani üreten kesimlerin de tüketici hakları kapsamında yerine getirmeleri gereken görev ve sorumluluklar konusundaki bilinç düzeylerinin artırılacağını aktaran Yemişçi, projenin 2 yıl süreceğini kaydetti. Yemişçi, proje kapsamında tacir eğitimleri de düzenleyeceklerini bildirdi.

M

ersin Ticaret İl Müdürü Hacı Akif Yıldız ile MTSO Yönetim Kurulu Üyesi Halil Kürek’in de katılım sağladığı toplantıda, 6 ayrı dalda verilecek olan tüketici ödülleri, MTSO üyelerine tanıtılırken, ‘Tüketicinin Korunmasının Güçlendirilmesi Teknik Destek Projesi’ ve bu proje kapsamında düzenlenecek olan tacir eğitimleri hakkında da bilgi aktarıldı. Ticaret Bakanlığınca, tüketici bilincinin geliştirilmesi, tüketicilerin yasal haklarını kullanmaları konusunda özendirilmesi, tüketici talep ve tercihlerini dikkate alan firmaların teşvik edilmesi, tüketici hukuku veya tüketicinin korunması ile ilgili bilimsel çalışmaların özendirilmesi amaçlarıyla 2018 yılı faaliyetleri dikkate alınarak altı dalda Tüketici Ödülü verilecek. Bu yıl 22’nci kez takdim edilecek olan ödüller hakkında MTSO üyelerine bilgilendirme toplantısı düzenlendi. Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğünden Daire Başkanı Yakup Güzel ile Bakanlık uzmanlarının sunum yaptıkları toplantıda Oda üyelerine, ‘Tüketicinin Korunmasının Güçlendirilmesi Teknik Destek Projesi’ ve bu proje kapsamında düzenlenecek olan tacir

eğitimleri hakkında da bilgi aktarıldı. Güzel: “Tüketici Ödülleri, devlet eliyle verilen tek ödül” Toplantıda konuşan Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğünde görevli Daire Başkanı Yakup Güzel, ‘Tüketici Ödülleri’nin devlet eliyle verilen tek ödül olduğunu söyledi. Genel Müdürlüğün kapsamının perakende sektörünü yakından ilgilendirdiğini belirten Güzel, “Tüketiciyi korumak için sadece tüketici cephesinden bakmak yetmez. Diğer paydaşların da görüşlerini dikkate alıyoruz” dedi. Tüketicinin Korunmasının Güçlendirilmesi Teknik Destek Projesi Uzmanı Ayşe Yemişçi ise, Avrupa Birliği Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı (IPA) kapsamında Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan “Tüketicinin Korunmasının Güçlendirilmesi” projesi hakkında sunum yaptı. Proje kapsamında, tüketicilerin sahip oldukları haklar ve yasal başvuru araçları konusunda farkındalık yaratıcı kampanyalar düzenleneceğini, sadece tüketicilerin değil,

Tüketici Ödülleri’ne son başvuru 15 Şubat’ta Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğünden Devlet Güldağ da, ‘Tüketici Ödülleri’ hakkında sunum gerçekleştirdi. Tüketici Ödülleri’nin 6 kategoride verildiğini belirten Güldağ, ödül kategorilerini şöyle sıraladı: “Bilinçli Tüketici Ödülü, Yazılı Basın Tüketici Ödülü, Radyo-Televizyon Programı Ödülü, Tüketici Memnuniyetini İlke Edinen Firma Ödülü, Bilimsel Çalışma Ödülü, Tematik Tüketici Özel Ödülü.” Kişi veya kuruluşların, ‘Tüketici Ödülleri’ne doğrudan aday olabilecekleri gibi diğer kişi veya kuruluşlar tarafından da aday gösterilebileceklerini anlatan Güldağ, her iki durumda da adayların, belirtilen ölçütleri taşıdıklarını belgelemeleri gerektiğini söyledi. Adayların ödül kategorilerinden en fazla birine başvurabileceklerine dikkat çeken Güldağ, son başvuru tarihinin ise, 15 Şubat 2019 Cuma günü olduğunu kaydetti. Güldağ, başvuruların Ticaret Bakanlığına bizzat veya postayla yapılması gerektiğini söyledi. Tematik Tüketici Özel Ödülü’ne de değinen Güldağ, bu yılın temasının “İsrafın Önlenmesi ve Sıfır Atık” olarak belirlendiğini sözlerine ekledi.


5

YIL: 21 | SAYI: 368 | 3 - 16 Şubat 2019

| www.mtso.org.tr

Mersin limonu markalaşıyor

Plastik poşet kullanımında yeni uygulama Plastik poşetlerden kaynaklanan çevre kirliliğinin önlenmesi adına Çevre Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun yürürlüğe girdi. Yeni uygulama ile ülke genelinde yıllık kişi başına kullanılan plastik poşet adedinin 2025 yılına kadar yüzde 40’ı aşmayacak şekilde azaltılması hedefleniyor.

Türkiye’nin limon başkenti Mersin, limonata ve dondurmayla limonu markalaştırma yolunda ilk adımı attı. Mersin limonundan üretilen limonata ve limon dondurması, ‘Merlim’ ve ‘Mersin Limonatası’ marka adlarıyla üretilerek Türkiye ve dünya pazarlarına sunulacak. Mersin merkezli bir firmanın, ilk etapta Aksaray’daki fabrikasında üreteceği Türkiye’nin yeni markası ‘Mersin Limonatası’ ile limona katma değer sağlaması hedefleniyor.

M

ersinli Gazeteci Fatih Alkar’ın yaklaşık 4 yıldır büyük çaba harcayarak, Mersin’in en önemli değerlerinden limonu markalaştırma hayali gerçek oldu. Bu çabalar sonucunda, Mersinli iş adamı Servet Özkaya, Aksaray’daki Özkaya Dondurma A.Ş. fabrikasında “Türkiye’nin yeni markası Mersin Limonatası” sloganı ve ‘Merlim’ markasıyla Mersin limonundan limonata ve dondurma üretimine başladı. Özkaya Dondurma A.Ş. tarafından üretilen limon içinde dondurma ve limonata ikram edilen ‘Merlim’ ve ‘Mersin Limonatası’ basın lansmanına Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Ayhan Kızıltan, Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, Mersin Ekonomi Platformu Dönem Başkanı Özcan Demir, MÜSİAD Mersin Başkanı Serdar Yıldızgörer, Mersin Serbest Muhasebeciler ve Mali Müşavirler Odası Başkanı Ömer Faruk Tokgöz, Turunçgil Konseyi Başkanı Kemal Kaçmaz ile çok sayıda STK temsilcisi katıldı. Kızıltan: “Limona katma değer sağlanacak” MTSO Başkanı Ayhan Kızıltan, toplantıdaki konuşmasında, Mersin limonunun markalaşması yönünde büyük çaba harcayan ve Mersin limonatasını

‘Merlim’ adı altında bir marka haline getirilmesine vesile olan Fatih Alkar’a teşekkür etti. Mersin limonunun değerlendirilip, Özkaya A.Ş. tarafından limonata ve dondurmaya dönüştürülmesini büyük bir memnuniyetle karşıladığını belirten Kızıltan, ayrıca limonun kabuklarının, posasının ve çekirdeklerinin de kozmetik, sanayi gibi farklı alanlarda katma değerli ürünler olarak değerlendirileceğini söyledi. Böylece limonun katma değerinin artırılacağını vurgulayan Kızıltan, “Bizim de istediğimiz buydu. Bugün çiftçimiz limonu 2 liraya satıyor. Ama biz limona katma değer sağlarsak, çeşitli parçalarından yeni ürünler elde edersek, çiftçi de limonu daha yüksek fiyata satabilir” dedi. Merlim limonatası ve dondurmasının ilk etapta Aksaray’daki fabrikada üretileceğini dile getiren Kızıltan, firma sahibi Özkaya’dan Mersin’e de bir tesis kazandırmasını isteyerek, böyle bir yatırıma her türlü desteği vermeye hazır olduklarını ifade etti. Özkaya: “Entegre tesis için çalışmalarımız sürüyor” Mersin’de iki, Aksaray’da bir fabrikası bulunan Servet Özkaya ise toplantıda, Mersin için bir değer üreten, bir adım atıp faydalı çalışmada bulunan, Mersin ekonomisine yön veren

kişilere karşı yöneticilerin kayıtsız kalmayıp, bu çalışmaları taçlandırıp ödüllendirdiğini, destek olduğunu söyledi. Bu güvene layık olabilmek için limon başta olmak üzere narenciye ürünlerinin katma değerli olarak dünya pazarlarına ulaştırılması adına ellerinden gelen gayreti göstereceklerini dile getiren Özkaya, şunları söyledi: “Bildiğiniz üzere limonun kabuğu, suyu, çekirdeği ve posası değişik alanlarda değerlendiriliyor. Limon dünyada gıda sanayisi başta olmak üzere sağlık sektörü ve kozmetik ürünlerine kadar birçok sanayi sektöründe kullanılıyor. Şirketimiz limondan ürettiği ürünleri limonata, çay ve içecek sektörüne, dondurma sektörüne, pastacılık, bisküvi, kek gibi gıda sektörüne, ilaç ve kozmetik sanayine göndererek tedarik hizmeti veriyor. Bununla birlikte Mersin’de kısa bir süre içerisinde yüksek kapasite ve teknolojiye sahip entegre bir tesis kurmak için çalışmalara başladık. Bu tesisi, 2020 yılında Mersin’de yapılacak Uluslararası Turunçgil Kongresi’nde Mersin limonatası ikram etmek üzere faaliyete geçirmeyi planlıyoruz.” Alkar: “Hayalimi gerçekleştirdim” Mersin Limonatası’nın fikir babası Fatih Alkar ise hayalini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşadığını vurguladı. Alkar, “Dostlarımla birlikte uyuyan bir devi uyandırdık, narenciyenin anavatanı Mersinimizin marka değerleri olması anlamında harekete geçtik. İnanıyorum ki, bu bir başlangıç ve marka değerimizin sayısının artmasında mihenk taşı olacak” ifadelerini kullandı.

MTSO, üyelerine SGK danışmanlık hizmeti veriyor Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) üyelerine yönelik ücretsiz olarak işçi–işveren uyuşmazlığı ve sosyal güvenlik danışmanlığı hizmeti vermeye başladı. Bu kapsamda Oda üyelerinin hizmetten haberdar olmaları adına bilgilendirme toplantısı düzenlendi.

T

oplantıda, bir taraftan bu hizmetten nasıl faydalanılabileceğine değinilirken diğer taraftan Sosyal Güvenlik Prim Teşvikleri ve Sosyal Güvenlik Mevzuatındaki güncel değişiklikler hakkında bilgi verildi. MTSO, üyesi firmaların İş Kanunu kapsamında işçi ve işveren arasında yaşanan uyuşmazlıkların, firmaların karşı karşıya kaldıkları iş davalarının, sosyal güvenlik uygulamalarında karşılaşılan problemlerin çözümü ve firmaların çalışanlarıyla uyuşmazlık yaşamamaları için yapılması gerekenleri göstermek amacıyla yeni bir hizmete başladı. MTSO üyelerine ücretsiz olarak sunulan danışmanlık hizmeti ile üye firmalar alacakları randevuyla, her hafta Perşembe günleri Oda bünyesinde konunun uzmanlarıyla birebir görüşebilecek. Üyeler randevuyu, www.mtso. org.tr adresinden ‘duyurular’ kısmında yer alan “İş ve Sosyal Güvenlik Danışmanlık Hizmeti Randevu Talep Formu”nu doldurduktan sonra kdolek@mtso. org.tr e-mail adresine ya da 231 96 97 numaralı faksa göndere-

MTSO 05 CMYK

rek alabilecek. Bu kapsamda, Oda üyelerine yönelik düzenlenen bilgilendirme toplantısında, Sosyal Güvenlik Prim Teşvikleri ve Sosyal Güvenlik Mevzuatındaki güncel değişiklikler hakkında da bilgi aktarıldı. Yıldırım: “İşsizlik sigorta primi 3 yıl süreyle %2’den %1’e düşürüldü”

Sosyal Güvenlik prim teşvikleri hakkında bilgi veren Mefa Danışmanlık Hizmetlerinden Uzman Yasin Yıldırım, Oda üyelerinin en çok ‘Çok Tehlikeli Sınıfta Yer Alan İşyerlerinde İşsizlik Sigortası Prim Teşvikinden’ faydalandığını kaydetti. Yıldırım, çok tehlikeli sınıfta yer alan ve ondan fazla işçi çalıştıran işyerlerinde işverenlerin ödediği işsizlik sigortası priminin 3 yıl süreyle %2’den %1’e düşürüldüğünü bildirdi. Firmaların bu teşvikten yararlanmaları için, 3 yıllık sürede işverene ait işyerlerinde ölümlü veya sürekli iş göremezlikle sonuçlanan iş kazası meydana gelmemesi gerektiğini vurgulayan Yıldırım, şunları

söyledi: “Öncelikle işyeri çok tehlikeli sınıfta yer almalı. Her ay ondan fazla çalışanı bulunmalı. Ayrıca ölümlü veya sürekli iş göremezlikle sonuçlanan iş kazası meydana gelmemeli. İşyerinin İsg-Katip’e kayıtlı onaylanmış ve devam eden iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi ya da bu hizmetleri sağlayan kurum ve kuruluşlarla sözleşmesi bulunmalı. Kanunun yürürlük tarihinden sonra tescil edilen işyerleri için işyerinin tescil edildiği tarihi takip eden Ocak ayından itibaren 3 yıllık sürenin dolması gerekiyor.” Teşvikten ilk defa faydalanacak işyerleri için herhangi bir başvuru şartının olmadığına da değinen Yıldırım, işverenin teşvikten yararlanıp yararlanamadığının tespitinin SGK sistemi tarafından otomatik olarak kontrol edildiğini kaydetti. Herhangi bir nedenle teşvik uygulamasına son verilen işverenlerin ise şartların yeniden sağlanması kaydıyla başvuru yaparak teşvikten yeniden faydalanabileceklerini dile getiren Yıldırım, işverenlerin teşvikten yararlanma şartlarını kontrol etme sorumluluklarının olduğunu hatırlattı. Teşvikten yasaklanma durumlarından da bahseden Yıldırım, “Teşvikten yararlanıp, ölümlü veya sürekli iş göremezlikle sonuçlanan iş kazalarını bildirmeyen veya geç bildiren tüm işyerlerinin, iş kazasının meydana geldiği tarihten itibaren eksik ödedikleri primi gecikme cezası ve zammı ile birlikte tahsil edilir. Bu işverenler tespitin yapıldığı tarihten itibaren 5 yıl boyunca yasaklanır” diye konuştu.

B

u hedefler doğrultusunda yapılan çalışmalar çerçevesinde Plastik Poşetlerin Ücretlendirilmesine İlişkin Usul ve Esaslar belirlendi. Bu çerçevede ülke genelinde başlayan uygulamanın ilk dönemlerinde karşılaşılan hususlar göz önünde bulundurularak bahse konu Usul ve Esasların yeniden düzenlenmesi ihtiyacı doğdu. Buna göre 1 Ocak 2019 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere plastik poşetlere uygulanacak asgari ücret, adet başına vergiler dahil 25 kuruş olarak belirlendi. Plastik poşet satışının yapıldığı işletmelere ait belgelerde satış kalemi ve adedinin gösterilmesi ve poşetlerde barkod kullanılması zorunluluğu geldi. Barkod sistemi bulunmayan satış noktalarında ise satış belgelerinde plastik poşet kalemi ve adedi gösterilmek amacıyla yazar kasalarda gerekli düzeltmelerin yapılması gerekiyor. Yeni düzenlemede poşet üreticilerinin uyması gereken yeni yükümlülükler de var. Buna göre Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği kapsamında kalan yükümlülükleri saklı kalmak koşuluyla üretmiş/ithal etmiş oldukları satışa tabi tüm plastik poşetlere ilişkin olarak Bilgi Sistemine kayıt olmak ve gerekli bilgileri sisteme girme yükümlülüğü getirildi. Aynı zamanda satışa tabi plastik poşetleri barkodlu olarak üretme yükümlülüğü de yapılan düzenlemeler arasında yer aldı.

Yapılan düzenleme ile belirlenen genel esaslar ise şöyle: 1 – Plastik poşetlerin ücretli satışı faaliyet türü ne olursa olsun, uzaktan satışlar da dahil olmak üzere, istisnasız tüm satış noktalarında (tekstil, oyuncak, elektronik, unlu mamul, giyim, gıda gibi) 1 Ocak 2019 tarihinden itibaren gerçekleştirilecektir. 2 – Plastik poşetler uzaktan satışlar da dahil olmak üzere satış noktalarında kullanıcıya veya tüketiciye ücretsiz temin edilemez, ücretsiz temine imkan verecek herhangi bir promosyona veya kampanyaya dahil edilemez. 3 – Plastik poşetlere uygulanacak taban ücret, her yıl piyasa koşulları ve ilgili sektör temsilcilerinden oluşan Ambalaj Komisyonu’nun önerisi dikkate alınarak Bakanlık tarafından belirlenir ve takip eden yıl boyunca geçerliliğini korur. Bu plastik poşetler için Bakanlıkça belirlenen asgari fiyat tarifesinin altında ücret uygulanamaz. 4 – Çift kat kalınlığı 15 mikron ve altında olan plastik poşetler, eczanelerde ilaç satışı dışında satış noktalarında ise açık satılan gıdaların hijyenini sağlamak dışında kullanıcıya veya tüketiciye ücretli veya ücretsiz olarak sağlanamaz. 5 – Plastik poşetle gönderimi sağlanan uzaktan satışlarda

alternatif taşıma ekipmanı kullanım seçeneği tüketiciye sunulur. Tüketici tarafından plastik poşet seçeneği tercih edilmesi halinde poşetlerin satışı zorunludur. 6 – Satışa tabi plastik poşetlerin birim satış bedelinin plastik poşetin zorunlu giderlerinin (poşet maliyeti, vergiler ve Kanun ekli (1) sayılı listesinde belirtilen geri kazanım katılım payının toplamı) üzerinde olması halinde, aradaki fark gelir olarak kabul edilir. Kanunun 18’inci maddesinin ikinci fıkrası gereği plastik poşetlerin satışından elde edilen gelir Bakanlık Merkez Saymanlık Müdürlüğü hesabına yatırılır ve bütçeye gelir kaydedilir. 7 – Ücretlendirmeye tabi olan plastik poşetlerin satış noktalarında 1 Ocak 2019 tarihi itibariyle barkodlu olarak sunulması zorunludur. 8 – Atık azaltılmalarını desteklemek maksadıyla, satışa tabi plastik poşetlerin kaliteleri bakımından iyileştirilmeleri esastır. 9 – Ücrete tabi plastik poşetlerin en az bir yüzeyinde çevreci slogan ve sıfır atık logosu kullanılır. Plastik poşetlerde yer alan satış noktalarının marka ve logoları poşetin tek yüzeyinin (sap hariç) alanının yüzde yirmisini geçemez. 10 - Ücrete tabi plastik poşetlerin çift kat kalınlığı 40 mikron ve üzerinde olmak zorundadır. 11 – Satış noktaları, plastik poşete ikame olarak kağıt ve/veya ez ile file ve benzeri alternatif çok kullanımlık taşıma ekipmanını promosyon veya kampanyalar dahilinde kullanıcıya veya tüketiciye sağlar.

Mersin ile Trablusşam arasında mutabakat zaptı imzalandı Trablusşam Sanayi ve Tarım Odaları ile Mersin Ticaret ve Sanayi Odası arasında karşılıklı ticaretin geliştirilmesi adına işbirliği mutabakat zaptı imzalandı.

M

ersin’de geçen yıl Kalkınma Bakanlığı ile Mersin Valiliği himayesinde ilk kez düzenlenen Türk – Arap Ekonomi Zirvesi’nin ikincisi Trablusşam’da gerçekleştirildi. Ekonomi buluşması çerçevesinde Lübnan’a giden Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ile Trablusşam Sanayi ve Tarım Odaları Başkanı Tevfik Debbusi bu buluşma sırasında karşılıklı olarak ticari ilişkilerin geliştirilmesi adına işbirliği mutabakat zaptına imza attı. Trablusşam Ticaret Odası’nda gerçekleştirilen imza töreninde Türkiye’nin Beyrut Büyükelçisi Hakan Çakıl, Mersin Valisi Ali İhsan Su ve MTSO Meclis Başkanı Hamit İzol da hazır bulundu. İmza töreninde konuşan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan

Kızıltan, “Bu coğrafyanın asıl sahipleri burada kurulu ülkeler, yani bizleriz. Bu coğrafyadaki kavgayı, savaşları sona erdirip el birliğiyle dünyanın merkezi olan bu coğrafyayı daha yaşanabilir, dünyanın en iyi bölgelerinden biri haline getirebiliriz” dedi. Tüm imkan ve deneyimlerini üzerinde bulundukları coğrafyanın kalkınması için aktarmaya hazır olduklarını vurgulayan Kızıltan, “Biz hep buradayız ve olmaya da devam edeceğiz. Dışarıdan gelenler gibi bir şey alıp gitmek değil, faydalı olup, işbirliği içinde üretmek için çalışıyoruz” diye konuştu. Kızıltan sözlerini, “Gösterdiğiniz dostluk için teşekkür ederim. Kendimizi evimizde hissettik” diyerek tamamladı. Trablusşam Sanayi ve Tarım Odaları Başkanı Debbusi ise yaptığı açıklamada imzalanan işbirli-

ği mutabakat zaptının Türkiye ile Lübnan arasındaki ilişkilere katkı sağlaması temennisinde bulundu. Halihazırda Trablusşam kentindeki limanı yeni yerine taşımanın yanı sıra bir dizi yatırım projesi üzerinde çalıştıklarını dile getiren Debbusi, kentte atıl durumda bulunan havaalanını da genişleterek uluslararası bir havalimanına dönüştürmek istediklerini belirtti. Debbusi, Trablusşam’daki liman veya havalimanı projeleri için Türk muhataplarından gelecek tüm teklifleri değerlendireceklerini de sözlerine ekledi. Büyükelçi Çakıl da Türk ve Lübnanlı taraflar arasında imzalanan mutabakat zabıtları için memnuniyetlerini dile getirerek Trablusşam yetkililerinin projeleri için her türlü teknik desteği sağlamaya hazır olduklarını kaydetti.


6

YIL: 21 | SAYI: 368 | 3 - 16 Şubat 2019

| www.mtso.org.tr

Tarımla öne çıkan ülke:

den koruyan bir krem kullanılmalıdır. Yerel saat GMT’den 7 saat ileridedir. İklim Tropikal iklim hakim olup, Mayıs-Ekim ayları arasında yağışlı mevsim Kasım-Nisan ayları arası kurak mevsim dönemleridir. Tarım ve hayvancılık Tarım sektörü Kamboçya açısından hayati önem taşır. Ülke nüfusunun %80’i kırsal alanda yaşar ve işgücünün %75’i tarım sektöründe istihdam edilmektedir. Kamboçya’da tarımın geliştirilmesi öncelikli hükümet politikalarından biridir. Tarım sektörüne yönelik yoğun politikalar sayesinde tarım sektörü hızlı bir büyüme performansı yakalamıştır ve bu hızlı büyümenin devam edeceği öngörülmektedir.

Güneydoğu Asya’da yer alan Kamboçya’nın ekonomisi büyük ölçüde tarıma dayanmasına rağmen son yıllarda ülke, başta turizm olmak üzere hizmetler sektöründe de kendisini gösteriyor. Sanayide ise her geçen gün gelişmesine rağmen eğitimli işgücünün düşük olması nedeniyle bu alanda henüz istenen düzeyde yatırım yapıldığı söylenemez.

K

amboçya, sahip olduğu ormanlık alan bakımından dünyanın en zengin ülkelerinden biri. Ancak ne yazık ki bu ülkede de ormanlık alanlar alarm verecek düzeyde azalmaya başlamış durumda. Yıllık yağışların yüksek olduğu dağlar ve platolar yaprak dökmeyen tropikal ormanlarla kaplı. Alçak kesimlerde ise yaprak döken ormanlar ve savanlar bulunuyor. Ülke ekonomisi daha çok tarıma dayalı. Yetiştirilen tarım ürünleri arasında öncelikli olarak pirinç ve kauçuk geliyor. 1970 yılına kadar pirinç ihracatçısı olan Kamboçya, bugün pirinç ithalatçısı konumunda. Tarıma elverişli olan topraklar, ekilen topraklardan daha fazla olsa da modern tarım aletleri kullanılmaması nedeniyle bu alanların miktarı mevcut durumda artırılamıyor. Ancak tarım, halen ülke ekonomisi adına hayatı önem taşıyor. Nüfusunun yüzde 80’i kırsal alanda yaşadığı gibi işgücünün yüzde 70’i de bu sektörde istihdam ediliyor. Ekonominin bütün sektörlerinin devletleştirilip devlet tarafından kontrol ediliyor olması nedeniyle tarım da devlet kontrolünde. Hatta tarımın Kamboçya Hükümet politikalarından biri olduğu söylenebilir. Bu sektöre yönelik geliştirilen yoğun politikalar sayesinde hızlı bir büyüme performansı yakaladığı gözleniyor. Coğrafi konum Güneydoğu Asya ülkesi Kamboçya, Kuzeyden ve batıdan Tayland, güneyden ve doğudan Vietnam ile komşudur. Kuzey batısında ise Laos vardır. Bunun yanında, Tayland Körfezi’ne bakan bir sahil şeridine sahiptir. Kuzeyde Dangrek Dağı ve güney batıda Cardamom Dağları doğal sınırlarını oluşturur. Tonle Sap Gölü, Mekong ve Bassac Nehirleri ülkenin en önemli su kaynaklarıdır. Kamboçya sahip olduğu ormanlık alanın yoğunluğu bakımından dünyanın en zengin ülkelerinden birisidir. Ekonomi Kamboçya ekonomisi 2015 yılında % 7, 2016’da % 6,8 büyümüştür. 2015’te yılsonu enflasyon oranı % 2,8 iken 2016’da bu oran % 3,2 olarak gerçekleşmiştir. Başlıca ticaret ortakları ise ABD, Hong Kong, Singapur, İngiltere ve Almanya’dır Nüfus ve işgücü yapısı Kamboçya nüfusunun % 90’ı Kamboçyalıdır. Ülkedeki diğer etnik gruplar Çinliler, Vietnamlılar, dağ kabileleri ve Laoslulardır. Theravada Budizmi ülkedeki nüfusun % 95’inin dinidir. İslamiyet ve Hıristiyanlık da belli kesimler tarafından kabul edilen dinlerdir. Khmerce ülkenin resmi dilidir ve ülkenin % 95’i tarafından kabul edilir. Bazı kentlerde Fransızca konuşulurken İngilizcenin de popülerliği giderek artmaktadır. Ülke nüfusunun % 80’i kırsal alanlarda yaşar. Kamboçya’da işgücünün yaklaşık % 65-70’i geçimlik tarımla uğraşır. Kamboçya’da formel sektör işgücüne yeni katılan kişilere istihdam yarata-

MTSO 06 CMYK

mamaktadır. Yeteri kadar eğitilmemiş işgücü, Kamboçya’da yatırım yapmak isteyen firmalar açısından önemli bir sorundur. Dış ticaret Kamboçya’nın dış ticaret hacmi 1999’da ASEAN ve 2004’te DTÖ’ye üye olmasıyla birlikte her yıl artmıştır. ITC Trademap verilerine göre ülke dış ticarette fazla vermektedir. Ancak ülke ihracatı ithalata bağımlı olduğu için ihracatla birlikte ithalat da artar. Kamboçya’nın ihraç ettiği ürünlere bakılacak olursa, ülkenin tekstil ve konfeksiyon ihracatının toplam ihracat içindeki payının oldukça yüksek olduğu görülür. Kamboçya’nın ithalata bağımlı üretim yapısını yansıtır biçimde, ihracatında en önemli sektör olan tekstil ve konfeksiyon üretiminde kullanılmak üzere hammadde ithalatı önde gelir. Kamboçya’nın ihracatına ülkeler bazında bakılırsa, ABD ve AB üyesi ülkelere gerçekleştirilen ihracat, toplam ihracatın yaklaşık yarısını oluşturduğu söylenebilir. Bunu yanında bir diğer önemli ihracat noktası da Hong Kong’dur. Hong Kong’a gerçekleştirilen ihracatın toplam ihracata oranı yaklaşık % 25’tir. Kamboçya’nın ithalatında ASEAN ülkeleri ve diğer Asya ülkeleri ağırlıklı yer tutar. Kamboçya toplam ithalatının % 34’ünü ASEAN üyesi ülkelerden gerçekleştirir. Büyük Çin’den gerçekleştirilen ithalat ise toplam ithalatın % 46’sını oluşturur. Başlıca ihracat kalemleri: Tekstil, konfeksiyon, ayakkabı, elektrikli makine ve cihazlar, pirinç. Başlıca ithalat kalemleri: Hazır giyim ara ürünleri, petrol ürünleri, inşaat malzemesi, makina, motorlu araçlar, kozmetik ve eczacılık ürünleri. Türkiye ile ticaret Türkiye’nin Kamboçya’ya ihracatındaki başlıca ürünler petrol yağları ve bitümenli minerallerden elde edilen yağlar, pamuklu mensucat, yolcu taşımaya mahsus taşıtlar ve cam eşyadır. Kamboçya’nın Türkiye’ye ihracatı ise tekstil ürünlerine dayanır. 2016 yılında iki ülkenin ticaret hacmi 91 bin 393 Dolarken bu rakam 2017’de 94 milyon 648 bin 113 Dolar’a yükselmiştir. 2017 yılında Türkiye’nin ihracatı bir önceki yıla göre % 23 artarak 17 milyon 471 bin 591 Dolar olmuştur. Yatırımlar incelendiğinde, Kamboçya’nın Türkiye’ye yönelik doğrudan sermaye yatırımı yoktur. Kamboçya’ya yönelik Türkiye kaynaklı doğrudan sermaye yatırımı ise yaklaşık 13 milyon ABD Dolarıdır. Ülkede faaliyette bulunan Türk sermayeli firma sayısı 5’tir. Türkiye’de faaliyette bulunan Kamboçya sermayeli firma ise bulunmamaktadır. Türkiye bugüne kadar, Kamboçya’da TİKA aracılığıyla yol yapımı, bilgisayar donanımı yardımı ve okul inşası gibi toplam maliyeti 717

bin ABD Dolarına varan proje gerçekleştirmiştir. İşadamlarının pazarda dikkat etmesi gereken hususlar

Pasaport ve vize işlemleri Diplomatik, hizmet ve hususi ve umuma mahsus pasaport hamilleri vizeye tabidir. Ancak, Phnom Penh ile Siem Riep kentlerine, seyahat şirketleri aracılığıyla ve hava yoluyla seyahat etmek isteyen Türk vatandaşlarına, sınırda vize alabilme kolaylığı getirilmiştir. Aracı turizm şirketleri otel ve bilet rezervasyonları yanında, sınırda vize itasını da düzenleyebilmektedirler. Bangkok’taki Kamboçya Büyükelçiliğinden vize temini, bir veya iki gün içinde mümkündür.

ve B hastalıklarına karşı gerekli önlemleri almaları önerilir. Ziyaretçiler kendileri için önemli ilaçları, söz konusu ilaçların Kamboçya’da bulunmaması ihtimalini göz önüne alarak, yanlarında getirmelidir. Bol miktarda su içilmelidir. Kaynatılmış bile olsa musluk suyu içilmemeli, şişe suyu tercih edilmelidir. Sivrisineklere karşı sinekler-

Resmi tatil günleri 2 Ocak yeni yıl, 7 Ocak Zafer Bayramı, 7 Şubat Meak Bochea (tarihler değişiklik gösterebilir), 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, 14-16 Nisan Kamboçya yeni yılı, 1 Mayıs İşçi Bayramı, 5 Mayıs Visaka Bochea, 13-15 Mayıs Kral Sihamoni’nin Doğum Günü, 1 Haziran Çocuk Bayramı, 18 Haziran Ana Kraliçe’nin Doğum Günü, 24 Eylül Anayasa Günü, 14-16 Ekim Pchum Ben Festivali, 9 Kasım Bağımsızlık Günü, 27-29 Kasım Su Festivali, 10 Aralık İnsan Hakları Günü. Çalışma saatleri Devlet Daireleri: 7.30-11.30 ve 14.00-17.00 Pazartesi-Cuma; Şirketler: 08.00 -12.00 ve14:0017.00 Pazartesi-Cumartesi; Mağazalar: 08.00 - 20.00 Pazartesi-Pazar; Bankalar: 8.00-15.00 PazartesiCuma. Para birimi Kamboçya’da ulusal para olan Kamboçya Riel’inin yanı sıra USD ve hatta birçok yerde Tayland Bahtı da kullanılmaktadır. Birçok otel, restoran ve mağazanın fiyatları USD üzerindendir. Küçük alışverişler genellikle Riel ile yapılır. Motosiklet taksiler, basit yiyecekler ve diğer küçük harcamalar için işadamlarımızın yanlarında bir miktar Riel bulundurmaları gerekir. Döviz büroları daha çok pazaryerlerindedir. Paranın alınmadan önce banknotların kontrol edilmesi tavsiye edilir. Yıpranmış Riel’ler kullanılabilir ama Amerikan banknotları üzerindeki en ufak bir eskime bile onları değersiz hale getirir. Phnom Penh, SiemReap, Sihanoukville, Battambang gibi tüm büyük eyalet başkentlerinde bankalar bulunur. Bankalarda döviz bozdurulabilir, para transferi yapılabilir. Bazı bankalar seyahat çeklerini ve Visa kartlarını kabul eder. Sağlık Kamboçya’ya giriş için yaptırılması resmi olarak mecbur tutulan aşılar bulunmasa da bu aşıların uygulanması şiddetle tavsiye edilir. Ülkeyi ziyaret edecek olanların seyahatleri öncesinde doktora başvurup sıtma, tifo, tetanos, hepatit A

Sanayi Kamboçya sanayi sektörü tekstil ve konfeksiyon sektörüne dayanır. Tekstil ve konfeksiyon sanayi aynı zamanda Kamboçya’nın ihracatının da çok önemli bir kısmını oluşturur. Ancak, bu sektör işgücünün % 4-5 civarını istihdam etmektedir. Sanayi sektörü 2011 yılında imalat ve gıda üretimi ve paketleme sanayilerinde üretim ve yatırımdaki artışa bağlı olarak hızlı bir büyüme yaşamıştır. ILO’ya (Uluslararası İşgücü Örgütü) göre Kamboçya’da tekstil ve konfeksiyon sektörü önümüzdeki yıllarda önemli atılımlar gerçekleştirecektir. İlk olarak Çin, Vietnam ve Bangladeş’te işçi maliyetlerinin artmasına bağlı olarak yatırımcılar Kamboçya’ya daha fazla yatırımda bulunacaklardır. Bir de Avrupa

Birliği’nin “nothing but arms” (silahlar hariç herşey) girişimi çerçevesinde içinde Kamboçya’nın da bulunduğu ülkelerden gerçekleştirdiği tekstil ve konfeksiyon ürünleri ithalatında sıfır gümrük vergisi uygulaması kapsamında buraya gerçekleştirilen ihracatta da önemli artışlar beklenmektedir. Madencilik Çevre ülkelerdeki zengin altın ve gümüş rezervlerinden hareketle yatırımcılar Kamboçya’da da zengin kaynakların olduğu inancındadır. Kamboçya hükümetine göre de Kamboçya dünyanın en az keşfedilmiş yer altı zenginliklerine sahip ülkelerinden birisidir. Sanayi, Madencilik ve Enerji Bakanlığı’na göre Kamboçya altın, gümüş, demir, boksit, safir, çinko, kalay, kurşun, kaolin, kireçtaşı ve yakut madenleri açısından henüz keşfedilmemiş bir ülkedir. Kamboçya’nın yetersiz altyapısı maden keşfini zor ve pahalı bir hale getirmektedir. Keşifler uzun sürmektedir ve firmalar bulunan madenlerin ekonomik olarak uygun olmaması ihtimaline karşı risk altındadır. Ancak yine de yatırımcıların Kamboçya’nın yer altı zenginliklerine karşı ilgileri son yıllarda giderek artmaktadır. Ülkede 60’tan fazla yabancı firma maden çıkartma ve arama faaliyeti yürütmektedir. Avustralya, Çin, Vietnam ve Güney Kore maden çıkaran ülkeler arasında yer almaktadır. Ülkede gerçekleştirilen madencilik faaliyetlerine karşın Kamboçya Hükümeti henüz bu faaliyetlerden bir gelir elde edebilmiş değildir. Kaynak: Ticaret ve Dışişleri Bakanlıkları

Kamboçya ülke analizi D

etaylı bilgi ve talepleriniz için www.tibim.org veya Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Ticari Bilgi ve İstihbarat Merkezi’ni ziyaret edebilirsiniz. Sizin için pazar araştırmanızı yapar, kesin müşteri veya potansiyel müşterilerinizin detaylı bilgilerini sunabiliriz. Kamboçya’nın 2017 yılı ithalatı:

2017 yılında 20,9 milyar dolarlık ithalat gerçekleştiren Kamboçya’nın en fazla ithalat gerçekleştirdiği ilk üç ülke sırasıyla; 5,2 milyar dolar ile Tayland, 4,7 milyar dolar ile Çin ve 2,9milyardolarileSingapur’dur.Türkiye,Kamboçya’nınithalat yaptığı ülkeler arasında 17,47 milyon dolar ve %0,1 pay ile 28. sıradadır. Gümrük tarife istatistik pozisyonuna göre ürün özelinde Kamboçya’nın dünya genelinden gerçekleştirdiği ithalat incelendiğinde, 2,1 milyar dolar ile altın (diğer yarı işlenmiş şekilde) ilk sırada yer alır. 1,1 milyar dolar ile biyodizel içermeyen, petrol veya bitümlü minerallerden elde edilen orta yağlar ve müstahzarlar ikinci sıradadır. Altın (diğer işlenmemiş şekillerde olanlar, para yerine kullanılmayan) ise 841,10 milyon dolar ile üçüncü sırada yer almaktadır. Kamboçya’nın 2017 yılı ihracatı:

2017yılındatoplam18,3milyardolarlıkihracatgerçekleştirenKamboçya’nınihracatındaenbüyükpayasahipolanilk üç ülke sırasıyla; 3,1 milyar dolar ile Amerika Birleşik Devletleri, 1,7 milyar dolar ile Almanya ve 1,3 milyar dolar ile İngiltere’dir. Türkiye, Kamboçya’nın ihracat yaptığı ülkeler arasında 77,17 milyon dolar ve %0,4 pay ile 30. sırada bulunmaktadır. Gümrük tarife istatistik pozisyonuna göre ürün özelinde Kamboçya’nın dünya geneline yaptığı ihracat incelendiğinde,1,05 milyar dolar ile sentetik ve suni liften (örme) süveter/kazak/hırka/yelek vs. kategorisine giren ürünlerin, Kamboçya’nın ihracat yaptığı ürünler arasında ilk sırada yer aldığı görülür. Pamuktan (örme), süveter/kazak/hırka/yelek kategorisine giren ürünler 909,09 milyon dolar ile ikinci sıradadır. Üçüncü sırada ise, 834,83 milyon dolar ile pamuktan üretilen kadın/kız çocuk için pantolon, şort kategorisinde bulunan ürünler gelir. Kamboçya – Türkiye 2017 yılı dış ticaret ilişkileri: Kamboçya’nın Türkiye’den yaptığı ithalat:

2017 yılında Kamboçya’nın Türkiye’den ithal ettiği ürünlerin başında 2,32 milyon dolar ile tedavide/korunmada

kullanılmak üzere hazırlanan diğer ilaçlar kategorisine giren ürünlerbulunur.Budeğer,Kamboçya’nınürünözelindeyaptığı toplam ithalat değerinin %1,65’ine denk gelir. Kamboçya’nın, Türkiye’den en çok ithal ettiği ikinci sıradakiürüngrubuise2,17milyondolarilepamukmen(denim, renkli ipliklerden, m2>200gr, pa=>%85) olmuştur. Bu değer, Kamboçya’nınürünözelindeyaptığıtoplamithalatdeğerinin %2,35’ine karşılık gelir. Pamuk men (denim, renkli iplikten, +suni/sent, m2>200gr, pa<%85) ise 2,14 milyon dolar ile Kamboçya’nın, Türkiye’den en fazla ithal ettiği üçüncü sıradaki ürün grubu olmuştur.Budeğer,Kamboçya’nınürünözelindeyaptığıtoplam ithalat değerinin %1,73’üne denk gelir. Kamboçya’nın Türkiye’ye yaptığı ihracat:

Kamboçya’nın Türkiye’ye ihraç ettiği ürünlerin başında 5,46 milyon dolar ile süveter/kazak/hırka/yelek gibi sentetik ve suni liften (örme) kategorisinde bulunan ürünler yer alır. Bu değer, Kamboçya’nın bu ürün grubu özelinde Türkiye dahil diğer ülkelere de yaptığı ihracat rakamının % 0,51’ine denk gelir. İkinci sırada, 5,42 milyon dolar ile tabanı kauçuk/plastik, yüzü dokuma maddesi diğer ayakkabı kategorisine giren ürünler yer alır. Bu değer, Kamboçya’nın bu ürün grubu özelinde Türkiye dahil diğer ülkelere de yaptığı ihracat rakamının %1,24’üne denk gelir. 3,96 milyon dolar ile kadın/kız çocuk için pantolon, şort gibi pamuk kategorisinde bulunan ürünler, Kamboçya’nın Türkiye’ye en fazla ihraç ettiği üçüncü ürün grubu olmuştur ve bu değer Kamboçya’nın bu ürün grubu özelinde dünya geneline yaptığı ihracatın %0,47’sine karşılık gelir. Yukarıda verilen değerler; ihracat yönlü bakılıyorsa FOB, ithalat yönlü bakılıyorsa CIF değerleridir. Önemli Not: Yukarıda yer verilen çalışmada 2017 yılına ait “Mirror Data (Yansıtılmış Veriler)*” kullanılmış olup ilgili bölümlerde 6 haneli gümrük tarife istatistik pozisyonu baz alınmıştır. *(Mirror Data [Yansıtılmış Veriler]): Ticaret verilerini Birleşmiş Milletler’in Uluslararası Ticaret İstatistikleri Veri Tabanına(ComTrade) bildirmeyen ülkelerin ticaretinin, bu ülkelerin ticaret yaptığı diğer ülkeler tarafından rapor edilmesi sonucu ulaşılan tahmini verilerdir.


7

YIL: 21 | SAYI: 368 | 3 - 16 Şubat 2019

| www.mtso.org.tr

4 No’lu Komiteden Hayvancılık Kurultayı talebi

M Ayten Yeniçıkan

MTSO 4 No’lu Hayvansal Ürünler ve Destek Faaliyetleri Meslek Komitesi Başkanı

Büyükşehirde tek bir kesimhane var. Yayladaki bir kasap 5 adet koyun kestirmek istediğinde hizmeti Belediye Mezbahasından almakla ciddi zaman kaybı yaşıyor. Büyükşehir Belediyesi’nin çeşitli noktalara mobil kesimhaneler kurmasını talep ediyoruz.

TSO 4 No’lu Hayvansal Ürünler Meslek Komitesi sektörün sorunlarının saptanması ve çözüm yollarının bulunması adına tüm tarafların katılımıyla kentte bir Hayvancılık Kurultayı düzenlenmesi çağrısında bulundu. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 4 No’lu Hayvansal Ürünler ve Destek Faaliyetleri Meslek Komitesi Başkanı Ayten Yeniçıkan, sektörde özellikle son dönemlerde artan sıkıntılara dikkat çekerek bu sorunların çözümü adına neler yapılabileceğini değerlendirdi. Yaşanan sorunların temelinde ürün planlamasındaki eksiklerin yer aldığına dikkat çeken Yeniçıkan, “Mersin bir tarım kentidir. Tarımın gelişmesi hayvancılığı da desteklemektedir. Bu nedenle gıdanın geleceği, Mersin nüfusunun beslenmesi kentsel bir politika olarak değerlendirilmelidir” dedi. Bu politikanın belirlenmesinde Tarım İl Müdürlüğü’nün başta Mersin Büyükşehir Belediyesi olmak üzere diğer yerel yönetimler, Mersin Ziraat Odası, Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği, Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği, Süt Üreticileri Birliği, Veteriner Hekimler Odası, Ticaret ve Sanayi Odası gibi konunun tüm paydaşlarıyla koordineli çalışması gerektiğini vurgulayan Yeniçıkan şu değerlendirmeyi yaptı: “Tüm bu kurumların el ele vererek bir Hayvancılık Kurultayı düzenlemesi gerektiğine inanıyorum. Çünkü kentimiz adına tarım ve hayvancılık politikasının ekonomi politikalarından bağımsız düşünülmesi mümkün değil. En çok istihdam sağlanan sektör olması yanında insan sağlığı adına da önemli bir alandır ve tüm kesimlerin sağlıklı gıdaya ulaşabilmesi adına da doğru planlama yapılmalıdır.” “Mersin’de kaba yem açığı yüzde 60” Türkiye’de olduğu gibi Mersin’de de nüfusun önemli bir bölümünün geçimini bitkisel ve hayvansal üretimden sağladığına değinen Ayten Yeniçıkan, şunları söyledi: “Hayvansal üretimde vazgeçilme-

yen en önemli yem grubu kaba yemdir. Kaliteli kaba yemler çayır, mera alanları ve yem bitkileri tarımından sağlanır. Mersin’de kaliteli kaba yem açığı maalesef yüzde 60’lar seviyesinde. Bu amaçla yem bitkilerinin üretim deseni içerisinde yer almasını sağlayarak mono kültür ekim sistemi yerine polikültür yetiştiriciliği ön plana çıkarmak yerinde olacaktır. Böylece hem tarım alanlarında yem bitkilerine ayrılan pay artırılmış olacak hem de çayır ve mera alanları üzerindeki otlama baskısını azaltmak suretiyle uygun ıslah ve amenajman tekniklerinin uygulanmasına olanak sağlanacaktır. Bunun yanında yem bitkileri üretim alanlarının ve verimliliklerinin artırılması için yapılan desteklemeler çeşitlendirilerek devam etmeli ve yem bitkilerinde tohumluk sorunu çözülmelidir. Çiftçiler ise hayvan besleme, yem bitkilerinin önemi ve yetiştiriciliği hakkında bilgilendirilmelidir.” Ülke genelinde kaba yem açığının kapatılması için yapılması gerekenlere de değinen Yeniçıkan, çayır ve meraların zamansız, aşırı ve düzensiz otlatılmasının engellenmesi ile çalışmaya başlanabileceğini anlattı. Ardından meraların tespit, tahdit ve tahsis çalışmaları tamamlanarak münavebeli otlatmaya geçilmesi gerektiğine değinen Yeniçıkan, “Ekim nöbeti içinde yem bitkilerine yer verilmeli, anız atıkları hayvan yemi olarak değerlendirilmeli, sertifikalı yem bitkisi tohumu için verilen teşviklere devam edilmelidir, yem bitkileri üretiminin artırılması için hububat ve endüstri bitkileri ile rekabet güçleri artırılmalı, silaj yapımı konusundaki teşvikler artırılmalı ve balya silajı yapımı için yeni kaba yem muhafaza yöntemleri yaygınlaştırılmalıdır” ifadelerini kullandı. “Besiciler hayvanını kestirmekte zorlanıyor” Aynı zamanda büyükbaş hayvanlarda kesim noktasında yaşanan sıkıntılara da değinen Ayten Yeniçıkan, “Bugün Et ve Süt Kurumu kombinaları ağzına kadar etle dolu.

Besiciye çok uzun tarihli kesim randevusu veriliyor. Besici, hayvanlarını kestirmekte zorlanıyor. Böyle olunca kaçak yollarla dişi hayvan kesimi artıyor. Buna bir çözüm üretilmeli” dedi. Aynı zamanda kent özelinde Mersin Büyükşehir Belediyesi mezbahalarında da kesimlerde aksamalar olduğunu anlatan Yeniçıkan, burada memur mantığı ile çalışılmaması gerektiğini vurguladı. Belediyeye ait olması nedeniyle resmi tatillerde kasaplara hizmet verilmediğini bildiren Yeniçıkan, kaçak kesimlere yönelimin arttığını belirtti. Aynı zamanda kentte tek bir kesimhane olmasının sıkıntılarına da değinen Yeniçıkan, “Büyükşehirde tek bir kesimhane var. Yayladaki bir kasap 5 adet koyun kestirmek istediği zaman bu hizmeti Belediye Mezbahasından almakla ciddi zaman kaybı yaşıyor. Bu nedenle Büyükşehir Belediyesi’nin çeşitli noktalara mobil kesimhaneler kurmasını talep ediyoruz” ifadelerini kullandı. Mersin’de kaçak kesimlerin önüne geçilmesi için et borsası ile ilgili çalışmaların başlatılması gerektiğini kaydeden Ayten Yeniçıkan, konunun tüm taraflarıyla bir araya gelerek bu borsanın kurulum çalışmalarının yürütülebileceğini söyledi. “Hayvan pazarından istenen randıman alınamıyor” Mersin’de bir hayvan pazarı kurulduğunu ancak istenilen verimin alınamadığını da kaydeden Ayten Yeniçıkan, daha iyi sonuçlar alınabilmesi adına Ticaret Borsası, Kasaplar Odası ile Mersin Ticaret ve Sanayi Odası temsilcilerinin de buranın yönetimine katılması gerektiğini söyledi. Aynı zamanda ruhsatsız çalışan, maliye kaydı bulunmayan kasaplara yönelik denetimlerin artırılması gerektiğine de değinen Yeniçıkan, “Kasaplara yönelik bir talebimiz daha var. Yeni yönetmeliğe göre kasaplara köfte hazırlama yetkisi verildi. Aynı çalışmayı sucuk üretiminde de bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

“Beyaz ette de ciddi sıkıntılar yaşanıyor” Beyaz ette yaşanan sıkıntılara da değinen Ayten Yeniçıkan yem konusundaki sorunun bu alanda da kendisini gösterdiğini bildirdi. Aynı zamanda enerjiden işçilik maliyetlerine kadar tüm girdi maliyetlerinin ciddi ölçüde artmasına rağmen fiyatların satışlara yansıtılamamasının sıkıntısını yaşadıklarını da kaydeden Yeniçıkan, bu durumun şirketler üzerinde ciddi bir yük oluşturduğunu söyledi. Mersin’de özellikle tavukçuluk sektörünün geçmiş yıllarda çok gelişmiş olmasına rağmen son dönemlerde önemli sıkıntılar yaşandığını belirten Yeniçıkan şu bilgileri verdi: “Mersin genelinde daha önce 7 adet kesimhane varken tavukçuluk sektörünün desteklenmemesinden dolayı bazı firmalar gelişen kesim şartlarına ayak uyduramadı ve kapandı. Dolayısıyla Mersin’deki tüm üretim çiftlikleri Adana firmalarına üretim yapmaya başladı. Ancak bugün Adana firmaları da Türkiye’deki bütün tavuk sektöründe yaşanan krizlerden dolayı birer birer kapanıyor. Devlet tarafından bu sektör mutlaka desteklenmelidir. Aksi takdirde ihracat yapan bir ülke konumundayken ithal eden ülke haline gelebiliriz. Kırmızı ette yaşanan sıkıntıları bu sektöre de taşımamalıyız. Tavukçuluk sektörünün gelişmesi için üretim yapan firmalara da belirli bir ihracat yüzdesi verilmeli. Aksi halde ihracatçı firmalar destek alınca bu sefer iç piyasaya mal vermeyi kısıyor. Bu konu iyi takip edilmeli.” “Balık pazarı AB standardına getirilmeli” Mersin’de balık satışlarının istenen düzeye getirilmesi için bir takım düzenlemeler beklediklerini de anlatan Ayten Yeniçıkan, özellikle Mersin Çarşısı içindeki Balık Pazarı’nın ciddi sorunları olduğunu anlattı. Yerel yönetimlerden bu pazarın AB standartlarında yeniden düzenlenmesini beklediklerini vurgulayan Yeniçıkan, satışların artırılması için otopark sorununun giderilmesini beklediklerini de sözlerine ekledi.

Mersin turizminin kurtuluşu butik oteller

M

TSO 25 No’lu Meslek Komitesi Başkanı Murat Demir, Mersin turizminin sektörel pastadan daha fazla pay alabilmesinin yolu olarak butik otelleri gösterdi. Demir, turizm alanı olarak ilan edilen bölgelerde butik oteller inşa edilmesi gerekliliğine dikkat çekti. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 25 No’lu Seyahat Acenteleri, Konaklama, Eğlence, Sanat, Spor İşletmeleri Meslek Komitesi Başkanı Murat Demir, sektöre ilişkin değerlendirmeler yaptı. Mersin turizminin gelişmesi için bugüne kadar sektörün beklediği önemli yatırımlar bulunduğunu hatırlatan Demir, “Komite olarak özellikle başta Tarsus Kazanlı Kıyı Şeridi Projesi’nde yer aldığı gibi kentimizde 5 yıldızlı büyük tatil köylerinin yapılmasını doğru bulmuyoruz. Kent turizminin kurtuluşunun butik otellerden geçtiğini düşünüyoruz” dedi. Tarsus Kazanlı Kıyı Şeridinin yanı sıra kentin Anamur’a kadar olan sınırında birkaç bölgenin turizm alanı ilan edildiğini hatırlatan Demir, şunları söyledi: “Mersin, turizm için ideal bir şehir ve birkaç tane turizm alanı ilan edilmiş yatırıma açık bölgesi bulunmakta. Biz, bu bölgelerde butik otel konseptiyle yatırımlar gerçekleştirilmesini talep ediyoruz. Bu noktadan hareketle önümüzdeki süreçte Komite olarak turizm alanlarının butik oteller bölgesi olarak planlanması adına şehir plancılarına plan çizdirip konuyu Turizm Bakanlığı’na taşımak istiyoruz. Model projemizin uygulanması için lobi çalışmaları yürütmeyi düşünüyoruz.” Böyle bir çalışmanın kente ve sektöre kazandıracaklarına da değinen Demir, butik otel yatırımının maliyetinin düşük olması nedeniyle öncelikle yerli yatırımcıların bu alanda hizmet verebilmesinin mümkün olacağını anlattı. “Bu sayede kendi bölgemizdeki yatırımcıların kazanmasına imkan sağlayabileceğiz”

MTSO 07 CMYK

diyen Demir, böylece gelirin de Mersin’de kalmış olacağına dikkat çekti. Aynı zamanda turizmin gelişememesi önündeki en ciddi engellerden birisi olarak gösterilen yatak sayısı yetersizliğinin de bu sayede ortadan kalkacağını vurgulayan Demir, minimum maliyetle, daha kaliteli bir hizmet sunma imkanıyla sorunu bu yöntemle çözmenin mümkün olabileceğine değindi. “Sağlık turizminde önemli bir potansiyelimiz bulunuyor” Aynı zamanda Mersin’in sağlık turizminde de önemli bir potansiyel barındırdığına dikkat çeken Murat Demir şu değerlendirmeleri yaptı: “Sağlık turizmi alanında Mersin’de elimiz her geçen gün güçleniyor. Üniversite hastanesi, şehir hastanesi ve özel hastane yatırımlarıyla bu alanda iddialı konuma geldik. Şehir ekonomisine katkısını artırmak adına bu gücümüzü dünya genelinde tanıtma arzusundayız. Mersin’e gelerek sağlık hizmetinden yararlanan kişiler aynı zamanda burada konaklayarak, çevreyi gezerek şehir ekonomisine turizm adına da katkı sağlayacaktır.” Bu alanda çalışabilecekleri iki hedef pazar belirlediklerine değinen Demir, bunlardan ilkinin Ortadoğu, ikincisinin ise Avrupa ülkeleri olduğunu anlattı. Ortadoğu’daki karışıklıklar nedeniyle kaliteli bir sağlık hizmeti verilemediğine değinen Demir, Avrupa’da ise maliyetlerin çok yüksek olması nedeniyle Türkiye’de tedavinin tercih edilebildiğini bildirdi. Özellikle implant, saç ekimi gibi tedavilerde Mersin’in tercih edilebileceğine inandığını kaydeden Demir, sağlık kurumlarından otellere, turizm acentelerinden restoranlara, AVM’lere kadar her kesimin sağlık turizmi adına çalışması, eksiklerini tamamlaması gerektiğini söyledi. Bu konuda MTSO Sağlık Komitesi’nin de önemli çalışmalar

yürüttüğünü ifade eden Demir, “Odamızda Sağlık Komitesi tarafından geçtiğimiz süreçte sağlık turizmine yönelik eğitim çalışması düzenlenmesini memnuniyetle karşılıyoruz. Bu eğitim gerek bilgilendirme gerekse farkındalık oluşturmak adına öneliydi. Bu yöndeki çalışmalara biz de devam etme arzusundayız” ifadelerini kullandı. Özellikle yurtdışı fuarlarına katılarak bölgenin tanıtımına ağırlık vermek istediklerini bildiren Demir, ilgili kurumlarla koordineli ve işbirliği içinde hareket edeceklerini anlattı. “Spor turizmi de öne çıkan alanlar arasında” Mersin’de düzenlenen Akdeniz Oyunları nedeniyle inşa edilen spor tesislerinin ardından bir diğer alternatif turizm çeşidi olarak spor turizmine yönelme imkanının oluştuğuna değinen Murat Demir, özellikle Avrupa ülkelerinde amatör spor branşlarının kamplarına evsahipliği yapma adına girişimlerde bulunmak istediklerini anlattı. Mersin ikliminin spor turizmi açısından oldukça elverişli olduğunu da belirten Demir, bu konuyla ilgili de önümüzdeki süreçte yurtdışı fuarlara katılarak tanıtımlara ağırlık vereceklerini, gerek valilik gerekse bakanlıklarla temasta olup lobi çalışmaları yürüteceklerini söyledi. “Ulaşım sorunu gündemdeki yerini koruyor” Aynı zamanda yurtiçi ve yurtdışından gelecek turistlere Mersin ve turizm potansiyelini anlatmayı sürdüreceklerini de ifade eden Murat Demir şöyle konuştu: “Maalesef ulaşım noktasındaki sıkıntımız devam ediyor. En başta yurtdışından direk uçuş bulunmaması büyük sorun. Bu sıkıntının ortadan kalkmasıyla birlikte yurtdışı tanıtımlara daha fazla ağırlık verebiliriz. Amacımız turizmi 12 aya yayabilmek.

Özellikle İskandinav ülkeleri bizim için çok ciddi bir Pazar olabilir. Çünkü Mersin’deki kış iklimi İskandinav ülkelerindeki Ağustos ayını yansıtıyor. Rahatlıkla yaz sezonu dışında da bizi tercih edebilirler.” Yerli turiste yönelik çalışmaların da devam edeceğine değinen Demir, yaz sezonu yaklaşırken yakın illere Mersin Tanıtım TIR’ı göndermeyi planladıklarını anlattı. Bu TIR içinde yer alan sanal gözlüklerle Mersin’i gezdirmek istediklerini dile getiren Demir, sözlerini şöyle sürdürdü: “Aynı zamanda kentimizde düzenlenen Festivaller de özellikle iç turizmin hareketlenmesinde büyük önem taşıyor. Önümüzdeki süreçlerde Mersin Narenciye Festivali gibi etkinliklerin sayısının artırılması gerektiğini düşünüyorum. Ama tabi yalnızca sayı artırmak yeterli değil, uluslar arası festival düzenleyen organizasyon şirketlerinden de destek alınarak etkinliğin kalitesi ve kapsamı artırılabilir.” “İyi bir yılı geride bıraktık” Geride kalan 2018 yılını da turizm açısından değerlendiren Murat Demir, Mersin adına oldukça iyi bir sezon geçirdiklerini söyledi. Geçen yıl Türkiye genelinde turizmde zirve yaşandığını hatırlatan Demir, “Yurtdışından ciddi bir talep patlaması oldu. Antalya bölgesinde yurtdışından gelen turist sayısı artınca yerli kontenjanlarını azaltmak durumunda kaldılar. Bu durumda da iç piyasa daha çok Mersin’i tercih etti ve hemen tüm otellerimiz sezon boyu tam dolulukla çalıştı” diye konuştu. 2019’un da iyi geçeceğinin sinyallerini aldıklarını kaydeden Demir, “Ancak bizim hedefimiz yalnızca yaz aylarında yaşanan doluluk değil. Turizmi 12 aya yaymak istiyoruz. Üzerinde çalıştığımız alternatif turizm çeşitleri de bu isteğin sonucudur” ifadelerini kullandı.

Murat Demir

MTSO 25 No’lu Seyahat Acenteleri, Konaklama, Eğlence, Sanat, Spor İşletmeleri Meslek Komitesi Başkanı

Kentimizde düzenlenen festivaller turizmin hareketlenmesinde büyük önem taşıyor. Önümüzdeki süreçlerde Mersin Narenciye Festivali gibi etkinliklerin sayısının artırılmalı. Ama yalnızca sayı artırmak yeterli değil. Uluslararası festival düzenleyen organizasyon şirketlerinden de destek alınıp etkinliğin kalitesi ve kapsamı artırılabilir.


YIL: 21 | SAYI: 368 | 3 - 16 Şubat 2019

RÖPORTAJ

8

| www.mtso.org.tr

sokaklarda çalışan veya çalıştırılan çocukların sayısını sıfıra indirmek. MTSO Haber: Koruma altındaki çocukların bakımlarının yurt-yuva modelinden çocuk evleri sitesi ve ev tipi modele geçilmesi ile ne gibi değişimler yaşandı? Ev ve site modeline geçilmesiyle birlikte çocukların davranış, sorumluluk ve ders başarı durumlarında pozitif anlamda gözle görülür değişiklikler yaşandı. Şimdi çocuklarımızın büyük bölümü takdir, teşekkür belgeleriyle bir üst sınıflara geçmekte aynı zamanda üniversiteye yerleşim oranları da arttı.

Veysel Topkaya

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Veysel Topkaya, toplumlarda kadınlar, çocuklar, engelli ve yaşlıların yaşadığı sorunların minimuma indirilebilmesinin temelinde bireylerin maddi, manevi ve sosyal olmak üzere her açıdan güçlendirilmesinin gerekliliğine dikkat çekti. Sosyal sorunların önlenmesi ve çözümlenmesine yardımcı olunması, beraberinde hayat şartlarının iyileştirilmesini getirir.

A

ile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Veysel Topkaya, Mersin’de yürütülen çalışmalar hakkında bilgi verdi. Koruma altında olup kurumlarda yetişen çocukların hayata adapte olmaları, dezavantajlı grupta yer alan mağdur kadınların sorunlarının çözülmesi ve toplum içinde hak ettikleri yere gelmeleri adına yürüttükleri çalışmaları anlatan Topkaya, aynı zamanda engelli ve yaşlı vatandaşların sorunlarının çözümü ve toplumsal yaşama adaptasyonlarının sağlanmasına yönelik projelere değindi. Bakanlık olarak çocuk, kadın, yaşlı ve engelli bireyleri koruyucu, önleyici, eğitici, geliştirici ve rehabilite edici sosyal hizmet faaliyetlerini yürütüp koordine ettiklerini kaydeden Topkaya, Mersin’de tüm bu alanlarda örnek çalışmalara imza atıldığını bildirdi. Asli görev ve sorumluluklarını yerine getirmeleri yanında hazırladıkları projelerle hizmetlerini bir adım daha ileri taşıdıklarına da değinen Topkaya, “Örneğin geçen yıl uyguladığımız Kalkınma Bakanlığınca finanse edilen, Valiliğimiz himayesinde yürüttüğümüz Eğitimli Kadın Mutlu Toplum Projesi çerçevesinde 5 bin 100 kadınımıza gerek duydukları alanlarda çeşitli eğitimler verdik. Ayrıca 713 kadınımızın iş ve meslek sahibi olabilmeleri için kuaförlük, dikiş nakış, bilgisayar, takı tasarımı ve işaret dili tercümanlığı konusunda mesleki kurslar vererek iş yaşamına hazırladık” dedi. Bu yıl için AB hibe programından faydalanmak adına otizmli bireylere yönelik bir proje hazırladıklarını dile getiren Topkaya, bir merkez kurarak otizmli bireylere ve ailelerine yönelik eğitimler vermek istediklerini söyledi. Topkaya yürüttükleri faaliyetler ve bu yıl için planladıkları çalışmaları MTSO Haber’e şöyle anlattı: MTSO Haber: Bize biraz çalışmalarınız hakkında bilgi verir misiniz? Bakanlık ve İl Müdürlüğü olarak çocuk, kadın, yaşlı ve engellilere; kısacası toplumda dezavantajlı olarak adlandırılan bireylere karşı koruyucu, önleyici, eğitici, geliştirici rehberlik ve rehabilite edici sosyal hizmet faaliyetlerini yürütüyor ve koordine ediyoruz. Mersin’de 3 huzurevi, 4 çocuk evleri sitesi, 8’i özel 10 adet engelli bakım merkezi biri ŞÖNİM olmak üzere 2 kadın konukevi, 7 ilçemizde de gündüzlü hizmet veren sosyal hizmet merkezimiz bulunmaktadır.

MTSO Haber: Peki bu çalışmaları tek tek ele alıp detaylandıracak olursak neler söyleyebiliriz? İlk olarak kadınlara yönelik çalışmalarınızı anlatır mısınız? Elbette. Kadın Hizmetleri Birimimiz, kadına yönelik koruyucu, önleyici, eğitici, güçlendirici ve rehberlik edici hizmetlerimiz yanında kadına karşı her alanda ayrımcılığın önlenmesi, Kadının insan hakları ve statüsünün korunması ve geliştirilmesi, kadının hayatın tüm alanlarında etkin hale getirilmesine yönelik çalışıyor. Aynı zamanda şiddet ve istismara uğramış, yalnız kalmış, kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan kadınlara dönük her türlü hizmet ve destekle kadınlarımızın yanındayız. Örneğin kısa adı ŞÖNİM olan şiddete uğramış kadınlar için 7 gün 24 saat çalışan Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerimiz bulunmaktadır. Ayrıca barınma ihtiyacı olan kadınlarımız için de Kadın Konukevlerimiz mevcuttur. Kadınlarımız bu merkezlerimize başvurduğunda konunun takibine başlayıp acil olarak koruyucu ya da önleyici hizmetlerimizi devreye almaktayız. Bu sorunlardan kaynaklı kadınlarımıza ve beraberindeki çocuklarına tıbbi, hukuki, adli, barınma, sosyal ve psikolojik destek sağlamaktayız. MTSO Haber: Kadınlarımız bu imkanlardan nasıl faydalanıyor? Mersin’de ŞÖNİM 2012 yılında kuruldu. 7 gün 24 saat esasına göre hizmet veriliyor. Şiddete uğramış ve uğrama ihtimali olan kadınlarımız doğrudan bu

MTSO 08 CMYK

merkezlere başvurabiliyor. Alo 183 hattı ile de ulaşabiliyor. Ayrıca Kadın Destek Uygulaması (KADES) adını verdiğimiz bir program var. Bu programı kadınlarımız telefonlarına indirmeleri ve yaşadıkları bir sıkıntıda bu programı kullanmaları halinde tek tuşla kolluk güçlerine ulaşabiliyor. Kolluk güçleri anında gelen yardım sinyaline yöneliyor. Bunun yanı sıra Emniyet, Jandarma, Savcılık ve mülki amirliklerimiz aracılığıyla da kadınlarımız bu merkezlerimize başvurabiliyor. Bu merkezlerimize başvurunun ardından vakaya uygun hizmet modellerimiz hayata geçiriliyor. Eğer kadınlarımız arzu ederlerse ve varsa çocuklarıyla birlikte Kadın Konukevlerimizde misafir ediliyor. Eğer can güvenliği riski varsa il dışına nakil yapılıyor. Sonrasında da rehabilitasyon ve sorunun çözülmesine dönük çalışmalar başlıyor. Özellikle KADES Uygulamasını bütün kadınlarımızın cep telefonlarına indirmelerini istiyoruz. MTSO Haber: Peki bu kadınların kendi ayakları üzerinde durması adına bir adım atılmıyor mu? Bu noktada İŞKUR ile işbirliği halinde çalışıyoruz. İŞKUR aracılığıyla korumamız altındaki kadınlarımızı meslek edindirme kurslarına dahil ediyoruz. Ardından da İŞKUR’a kayıtlarını yaptırıyoruz. İşe girdikten sonra da veya Kurum bakımından ayrıldıktan sonra da uyum süreçlerinin hızlandırılması adına psikolojik desteklerimiz devam ediyor. Bunun yanında zaman zaman dezavantajlı kadınlarımız için onların bir meslek sahibi olup çalışabilmeleri için rehberlik edici eğitimler ve projeler hazırlayıp uyguluyoruz. MTSO Haber: Mersin’de yeterli sayıda konuk evi var mı? Mersin’de Bakanlığımıza ait 40 kişi kapasiteli 2 adet, Büyükşehir Belediyesi ve Tarsus Belediyesine ait 24 kişi kapasiteli olmak üzere 4 adet Kadın Konukevimiz var. Bu konuda özellikle yerel yönetimleri teşvik etme gayretindeyiz. Çünkü nüfusu 100 binden fazla olan belediyelerin kadın konukevi açma zorunluluğu var. Bu doğrultuda Silifke, Erdemli ve Mezitli belediyelerinin çalışmaları devam ediyor. MTSO Haber: Biraz da çocuklara yönelik genel hizmetlerinizi anlatır mısınız? Aslında bu alanda değişik hizmetlerimiz var. Önceliğimiz elbette çocukların yaşamlarını ailelerinin yanında sürdürmeleri. Ancak ailesi tarafından bakımı yapılamayan veya terk edilen, şiddete, istismara uğrayan çocukları koruma altına alıyoruz. Sonrasında ise yaşanan duruma göre çocuğa uygun hizmet modellerimizden birisiyle yolumuza devam ediyoruz. İlk olarak çocuğun kendi ailesine döndürülme imkanını araştırıyoruz. Böyle bir imkan yoksa kurum bakımına alıyoruz. Kurum bakımına aldıktan sonra Koruyucu Aile ve evlat edinme gibi aile odaklı bakım hizmetlerimizi devreye sokuyoruz. Şu anda Koruyucu Aile modeli ile Mersin’de 131 aile yanında 168 çocuğumuz bulunmakta. Herkesten isteğimiz Koruyucu Aile olmaları. Koruyucu Aile nedir? Biraz da onu anlatmak isterim. Devletin koruma ve bakımı altında bulunan çocukların uygun bir aile yanında hayatlarını devam ettirmesidir. Bu çocukların bakım tedbir kararları devam etmekte ve tüm masrafları devlet tarafından karşılanmaktadır. Mersin’deki tüm ailelerimizden isteğimiz sıcak yuvalarını ve şefkatlerini bu çocuklarımızla paylaşmalarıdır. Ayrıca kimler Koruyucu Aile olabilir dersek, 25 – 65 yaş arasında, evli veya bekar en az ilkokul mezunu olan, belgelendirilebilir düzenli bir gelire sahip olan ve adli sicil kaydı bulunmayan herkes Koruyucu Aile olabilir. Kurumlarımızda kalan çocuklarımızı anlatmaya devam edecek olursam çocuklarımızın 18 yaşına geldiğinde kurumdan ayrılmaları gerektiği bilgisi yaygın. Ancak bu koruma ve bakım tedbir kararları

ortaöğretimine devam ediyorsa 20 yaşına, üniversiteye devam edenler için ise 25 yaşına kadar uzatılıyor. Çocuk 18 yaşına gelmiş ve eğitim hayatı devam etmiyorsa yine İŞKUR ya da Halk Eğitim Merkezleri aracılığıyla meslek edindirme kurslarına gönderiliyor ve korunma kararları uzatılabiliyor. Devlet koruması altındaki bu çocuklar işe yerleştiriliyor. Geçtiğimiz yıllarda yılda bir kez yapılan bu atamalar 2018 yılında yapılan yönetmelik değişikliği ile yılda 3 kez olarak düzenlendi. 2018 yılında bu şekilde 28 çocuğumuz kamu kurumlarına yerleştirildi. MTSO Haber: Kurumunuzun çocuklar adına Mersin’deki imkanlarını anlatır mısınız? Şu anda kentimizde 0-6 yaş arasındaki çocuklarımız için Davultepe’de çocuk evleri sitemiz var. Burası 36 kişilik kapasiteye sahip. Şu anda 26 çocuğumuzun bakımı sağlanıyor. Mersin Çocuk Evleri Sitemiz ise 60 kişilik olup bu evlerde 7-12 yaş erkek ile 7-18 yaş arası kız çocuklarımızın bakımı yapılıyor. Ayrıca Mersin’de değişik semtlerde apartmanlarda kiraladığımız 25 evimiz var. Bu evlerimizde yaş gruplarına göre kız ve erkek çocuklarımız ayrı ayrı olmak üzere büyüklüğüne göre 4 ila 6 arasında değişen sayılarda çocuğumuzun bakımı yapılıyor. Bu şekilde 144 çocuğumuz koruma altında. Bu çocuklar kurum bakımı altından çıktıktan sonra da desteğimizi kesmeyip rehberlik hizmetini sürdürüyoruz. Çocuklarımızın bir anda kendi ayakları üzerinde durmalarını bekleyemeyiz. Reşit olup bir işe yerleştirildikten sonra kurum bakımından ayrılan çocuklarımızla, gerek iş yerlerinde gerekse evlerinde sürekli iletişim halindeyiz ve karşılaştıkları sorunların çözümünde onlara yol gösterip yardımcı oluyoruz. MTSO Haber: Bize biraz da Sokakta Çalışan Çocuklara yönelik çalışmalarınız hakkında bilgi verir misiniz? Devletimiz tarafından 2018 yılı çocuk işçiliğiyle mücadele yılı ilan edildi. Biz de Bakanlık olarak çalışmalarımızı bu hedef doğrultusunda yürüttük. Mersin’de de ilk olarak sokakta çalışan veya çalıştırılan çocukları tespit ettik. Geçen yıl bu kapsamda kavşaklarda çalışan 52 çocuğa ulaştık. Ardından bu çocukların ailelerine yönelip onlara rehberlik ederek çocuklarının yeniden okullara dönmesini sağladık. Çocukları çalıştırma nedenlerine bakarak ailenin ekonomik yoksunluğunu giderebilmek adına Kızılay, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarıyla ortak çalışmalar yürüttük. Sonrasında ise sokakta çalışan bu çocukların rehabilite edilmesi adına bir SODES Projesi’ni hayata geçirdik. Bu proje dahilinde Erdemli’de İl Müdürlüğümüze ait Sosyal Tesislerimizde sokakta çalışan çocuklara okul saatleri dışında sanat, spor, piknik ve gezi gibi faaliyetler düzenledik. Çocukların ulaşımı mobil ekiplerimiz tarafından sağlandı. Bir yıl boyunca bu çocuklarla haftanın 7 günü ilgilendik ve gerek ailelere sağlanan maddi destekler gerekse çocuklara sağlanan moral motivasyon ve rehabilitasyon desteği ile bu çocuklarımızın okullara devamlarını sağladık. Bu yıl da aynı şekilde çalışmalarımıza devam edeceğiz. Amacımız

MTSO Haber: Kısaca engelliler ve yaşlılar adına yürüttüğünüz çalışmalara da değinebilir misiniz? Kendi ailesi tarafından bakımı yapılamayan ve kimsesiz engelliler için kamuya ait Mersin’de toplamda 172 kişi kapasiteli 2 adet yatılı bakım ve rehabilitasyon merkezimiz var. Burada engellilerimizin tüm bakım ve ihtiyaçları devlet tarafından karşılanıyor. Bunun dışında kentimizde 8 tane de özel engelli bakım merkezi bulunmakta. Yine kimsesiz ve ailesi tarafından bakılmayan 546 engellimiz de tüm bakımı ve masrafları devlet tarafından karşılanarak bu yatılı bakım merkezlerinde bakım hizmetlerinden yararlanıyor. Bununla birlikte kurum bakımında değil de aileleri yanında bulunan ihtiyaç sahibi engellilerimiz için de evlerinde, kendi ailelerinin yanında bakımları için ailelerine maddi destek sağlıyoruz. Kentimizde 15 bin 52 engelli vatandaşımız bu destekten yararlanıyor. 2018 yılında bu vesile ile ailelerimize ödediğimiz rakam 200 milyon TL’yi aştı. Engelli erişilebilirliği konusunda Mersin Türkiye’de ilk sıralardadır. İlimizde sekreteryasını İl Müdürlüğümüzün yürüttüğü Engelli Erişilebilirlik Komisyonumuz var. Bu komisyon, kamuya açık tüm alanlar, hastaneler, okullar, kamu binaları, parklar, caddeler, sokaklar ve toplu taşım araçlarının engelliler için erişilebilir olması amacı ile gerekli rehberlik ve denetleme çalışmalarını yürütüyor. Geçen yıl Mersin’de 435 alanı denetledik. Bu yıl da amacımız kamuya ait tüm alanların denetimini yapmak ve bitirmektir. Ayrıca yaşlılar içinde Mersin’de Tarsus, Erdemli ve Silifke ilçelerinde bulunan Huzurevlerimizde toplam 194 yaşlımızın bakım ve rehabilitasyonu yapıyoruz. MTSO Haber: 2019 yılı çalışmalarınızı da anlatır mısınız? Bu yıl hangi çalışmalara ağırlık vereceksiniz? İl Müdürlüğü olarak bu yıl da yukarıda değindiğimiz çalışmalarımızın tümünü geliştirerek sürdüreceğiz. Bunların yanı sıra kurduğumuz çocuk mobil ekiplerimizle sokaklarda çalışan ve çalıştırılan çocuk sayısını sıfıra indirmek istiyoruz. Aynı zamanda AB Projelerimize de devam edeceğiz. 2019 yılında AB Hibe Programından faydalanmak için otizmli bireyler ve ailelerinin eğitimi amacıyla hazırladığımız bir projemiz var. Bu projemizin kabul görmesi halinde Mersin’de bir merkez açmayı planlıyoruz. Amacımız otizmli bireylerin hayatlarını hem kendileri hem de aileleri için daha kolay hale getirebilmek. Bunun için hem kendilerini hem ailelerini eğitmek istiyoruz. Alkol ve uyuşturucu tedavisi gören kişilerin topluma kazandırılması amacı ile kendileri ve aileleri için bir Sosyal Uyum Birimi de açmayı planlıyoruz. Ayrıca ASDEP’e değinmemiz özellikle gerekmekte. Kısaca ASDEP adını verdiğimiz (Aile, Sosyal Destek Programı) aile ve bireylerin hanelerinde ziyaret edilerek bu ailelerin sosyal yardım ve hizmetlere olan ihtiyaçlarının yerinde tespiti ve ihtiyaçların giderilmesi için gerekli hizmet modellerinin planlanması ve uygulanmasını kapsıyor. Bu çerçevede gerektiğinde aile bireylerinin eğitim, sağlık, istihdam gibi diğer kamu hizmetlerinden yararlanmalarının sağlanması amacıyla sürecin tüm aşamalarında rehberlik ve danışmanlık hizmetlerini de içeren bir program. ASDEP ile nihai olarak bireylerin yaşam koşullarının iyileştirilmesi amaçlanıyor. Bu program ile Bakanlığımız tarafından sunulan hizmetler başta olmak üzere desteğe ihtiyacı olan tüm kişi ve ailelere ulaşılması ve bu ailelerin kamu hizmetleriyle daha hızlı buluşturulması temel hedef. Bu çerçevede 2018 yılında 38 bin ailemizi hanelerinde ziyaret ettik. 2019 yılında da en az 50 bin haneyi ziyaret etmeyi planlıyoruz. MTSO Haber: Son olarak eklemek istedikleriniz var mı? Burada MTSO Yönetimine de çalışmalarımıza verdiği destekler nedeniyle teşekkür etmek istiyorum. Son olarak 26 – 27 Aralık 2018’de il bazında ilk kez Mersin’de düzenlenen Kadına Yönelik Şiddet ve Ailenin Korunmasına Yönelik Kurumların Rolü, Eşgüdüm ve Koordinasyonu konulu çalıştay yaptık. MTSO bu çalıştayda çok ciddi destek sağladı. Önceki yıllarda da benzer çalışmalarımıza desteklerini sürdürdü. Bu bağlamda bu vesileyle bir kez daha teşekkür etmek isterim.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.