Ailevi Akdeniz Ateşi Kitabı

Page 7

7

Hakim’in islam ülkelerinde yaşayan gayrimüslimlere dinsel baskı yapması sonucu yeni göçlerle katılanlar olmuştur. 1492’de İspanya’dan kovulan Musevilerin Osmanlı hükümdarınca kabul edilmeleriyle son büyük göç gerçekleşmiştir. Osmanlı topraklarında Musevilerin en yoğun olarak bulundukları yerler Selanik, İstanbul, Edirne, Bursa, Çanakkale, İzmir, Aydın, Muğla, Ankara, Diyarbakır ve Van’dır. Osmanlı Devleti’nin nüfusu 1857’de 21.7 milyon iken Avrupa topraklarında 300.000, Asya topraklarında 350.000 ve Afrika topraklarında 50.000 Musevi yaşamaktaydı. İkinci Dünya Savaşı öncesi ve sırasında da bir miktar Musevi Türkiye’ye yerleşmiş, 1948’de bugünkü İsrail devleti kurulduktan sonra ise Türkiye’den İsrail’e göç olmuştur.

Sefarad ve Aşkenazi ayırımı ortaçağda ortaya çıkmıştır: Kültürel kökleri Babil’e dayanan ve çevresindeki Müslüman-Arap kültürü ile etkileşen Sefaradlar (İspanya’nın İbranice adı) ve Roma-Filistin geleneğini izleyen Aşkenaziler (Almanya’nın İbranice adı). Anadolu’da yaşayan Musevilerin büyük çoğunluğu Sefaraddır.

Tıp literatüründe yayınlanmış ilk hasta 1908’de Janeway ve Mosenthal tarafından tanımlanan 16 yaşında bir Musevi kızdır. Bu tarihten daha da gerilere giderek 1629’da Aubrey’in kendi hastalığını tanımlaması ve 1806’da Heberden’in yayını gösterilebilir. Siegal 1945’de 5 hastanın bulgularını “benign paroksismal peritonit” adı altında yayınlayarak AAA’nin günümüzde de geçerliliğini koruyan ilk doğru ve ayrıntılı klinik tanımlamasını yapmıştır. Yazar hastalığın periton dışında plevra ve sinovyayı da tutabileceğini, olayın yineleyen akut serositis olabileceğini bildirmiş, ayırıcı tanıda bugün de sıklıkla


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.