bkulliye

Page 21

duvak altına girmesinden başka bir şey değildir. Bu şu demektir; mana, lâyık olmayana hiçbir zaman duvak açmaz. Mevlana, anlam gelini ile gerdeğe, ancak şahların gireceğini söyler. Bu şahlar kimdir? Kim olacak, kaba değil içindeki anlam suyuna vurgun olanlardır. Mevlana’nın ölçüsü ile bakınca Yunus Emre yorumcularının umumiyetle mana gelininin kapısında bekledikleri görülür. Zira içerdeki o nazenin sultan, kapıyı her çalana açmaz. Tasavvufi metinler okuyucuya, dışıyla masal dili, içiyle istiare ve metafor lisanıyla konuştuğu için, onların işaret ettiği dünyanın boyutunu kavramak, yorumcular için bir muammadan farksız hâle gelir. Yorumcuların bu metinleri yorumlaması beklenirken, metinlerin yorumcuları yormasının nedeni bu çifte dildir. İşaret ettiğimiz olgunun adına çifte dil deyişimiz şimdiliktir. Zira mananın iki değil, yedi dili vardır; lakin biz iki dilden ötesinin adlarını bilmiyoruz. Mevlana’nın Mesnevi beyitlerini yedi anlam üzere söylediğini belirtmesi, hakiki manaya ancak yedi aşamalı bir kavrama sürecini aştıktan sonra ulaşacağımızı gösterir. Zira Mevlana bu yedi dil meselesini Kur’an’a atfen söyler. Demek ki anlam gelininin naz duvağını açması için, idrak damadının yüz görümlüğü olarak yedisi bir yerde bir dil gerdanlığı sunması lazımdır. Bu idrak ışığında, Yunus Emre’nin nazar kavramını ele alışına bakarak, onun bu kelimeye yüklediği irfan denklerini çözmeye ve bu denklerin içine ne yerleştirdiğini görmeye çalışacağız. Hak Nazarı

Yunus Emre Divanı’na sırf nazar kelimesinin yüklendiği anlamlar açısından bakıldığında bile lügatlerimizin ne kadar sığ izahlar ile yetindiği görülür. Yunus’ta nazarın kökeni Hakk’a çıktığı için, bir nesne olmaktan çok özne ve eylemdir. Hakk’ın bir yaratma ve dönüştürme fiili olan nazar, onun insana verdiği lütuflardan biridir. Hak, insana nazar kudretinden bağışlarken bunu doyumluk olarak değil, tadımlık olarak verir, maksat nazarın feyzini kavratmaktır. Yunus Emre’de nazar, suret âleminin yaratılışını izleyen bir seyir içinde aşktan sonra gelen ikinci süreçtir. İlkin yerle gök yaratılmış, yaratılış binası da aşkla tamamlanmıştır. Âlem binası tamamlanınca bu bi-

nadaki yaşayışı tanzim edecek asli varlık olarak insan tasarlanmış ve insan Hakk’ın toprağa nazar eylemesiyle hâsıl olmuştur. Yunus’un söylediği iyi anlaşılırsa insanın, göğe ait olana değil de yere ait olana nazar kılınarak yaratılması, bir eksiklik değil, bilakis bir erdemdir, zira yer gökten önce yaratılmıştır. Bu durumda insanın surete bürünmesi, yaratılışın en kadim unsuruna Hakk’ın nazar etmesiyle mümkün olmuştur. O hâlde nazar, aşk ve yaratılış arasındaki zorunlu ilişkinin bir sonucu olarak bizzat insanı işaret eder. Bu da demek olur ki, suret ve maddenin gerisinde daima, o suret ve maddeye bürünen asıl unsuru aramalıdır. Zira manaların suretlere bürünmesi, görüntüleri çoğaltacağı için, bu çokluğa bakarak asıl unsuru gözden kaçırabiliriz. Gerçi temelde aşk olduğu için, cümle varlığı aşk, varlıktaki çokluğu da aşk suretleri olarak tanımlamak yanıltıcı olmaz. Bu aşk suretleri içerisinde aşkın Hakk’taki anlamını en yetkin şekilde yansıtan suret insandır. Zira o Hakk’ın çok hususi bir iltifatı olan aşk nazarıyla vücut bulmuştur: Yir ü gök yaradıldı ‘ışkıla bünyâd oldı Topraga nazar kıldı aksurı durup geldüm [1] 191/4 Yaratma fiili kudrete ilişkin olduğundan kudret yaratmayı önceler. Bu durumda nazarın -ki maksat aşk nazarıdır- temelinde kudret vardır. Kudret, kendini kavratmak için yaratışa ihtiyaç duyar. Yaratış içinse varlığın kendinden doğduğu ilk cevhere gerek vardır. İlk cevherin varlık suretlerine evrilmesi için itici güç de nazardan başkası değildir. Bu yaratış silsilesi sonuçta insana dayandığı için, nazarın asıl muhatabı insandır. Bütün varlık, Hak kudretinden yaratılan ilk cevhere, Hakk’ın nazar kılmasıyla oluşurken, Hak insan için iki kez nazar kılmıştır. İlk nazarla topraktan koparak bedenleşen insan, ikinci nazarla cana kavuşmuştur. İnsanın cana kavuşması, Hakk’ın kendini görmek ve duymak istemesine bağlıdır: 1. Bu makaledeki Yunus beyitleri, Mustafa Tatçı’nın Kültür ve Turizm Bakanlığı E-kitap Projesi kapsamında yayımlanan Yunus Emre Divanı’ndan alınmıştır. İlk rakam gazel numarasını, ikinci rakam beyit numarasını göstermektedir. Geniş bilgi için bkz; http://ekitap. kulturturizm.gov.tr/dosya/1-128453/h/giris.pdf, http:// ekitap.kulturturizm.gov.tr/dosya/1-128452/h/metin.pdf, (24.03.2012, 23.41)

21

h az ir a n-temmuz-a ğustos 2 0 1 2


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.