esarp, tesettür, tekbiryaşam, tekbirgiyim

Page 1

®

SAYI 7 - EKİM 2012 TEKBİR’İN ÜCRETSİZ YAYINIDIR.

Yaşam www.tekbir.com.tr

TEKBİR

Enflasyonun Üzerinde Büyüdü

Eşref Ziya TERZİ Gayem; İlahi Aşkı Yaşatmak

k a c a t ı s I Sezonu r a l n a b a K

BAYRAMDA

Şıklığın Tekbir Yolu Var

TEKBİR ERKEK 2013 KIŞINDA Sadelik ön planda

Doğa ve TarİhİN Bütünleştİğİ Yer

KAPADOKYA

0 3yıl

.


’de BÜYÜK YAZ

İNDİRİMİ

erde Y � r e H sı� ir� Tekb Moda

ERKEK TAKIM + GÖMLEK + KRAVAT 1 ALANA İKİNCİSİ

metam

YENİ�SEZON�VE�TEK�FİYATLI�ÜRÜNLER� DAHİL�DEĞİLDİR.

SONBAHAR�&�KIŞ�KOLEKSİYONU�BEĞENİLERİNİZE�SUNULMUŞTUR.


®

Yaşam

EDİTÖR’DEN

Tekbir A.Ş. Adına İmtiyaz Sahibi Mustafa KARADUMAN Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Üyesi Cafer KARADUMAN Yayın Danışmanı Yılmaz SÖNMEZ Yönetim Yeri Atlas Cad. No: 18 Mahmutbey BAĞCILAR/İSTANBUL Tel: 0212 444 0 393 Faks: 0212 446 43 15 www.tekbir.com.tr Editör Merve MÜCAVİROĞLU AYAN Moda Editörü Esra KARADUMAN Grafik Tasarım Gülizar AŞIK Yayın Kurulu Muhammed KADADUMAN Abdullah KARADUMAN Abdurahman KARADUMAN Enes KARADUMAN Seher KIRAN Psk.Tuba KARADUMAN Katkıda Bulunanlar Zeynep Fatma TUNÇ Psk.Dan.Esra KARADUMAN Dr.Hafize ERKAL Fethiye İNAL (Teknik Destek) Zuhal DENİZ Yapım Metam Medya Tel: 0212 258 04 94 Faks: 0212 258 85 65 www.metammedya.com Baskı SCALA BASIM Yeşilce Mah. Girne Cad. Dalgıç Sk. No:3 4. LEVENT - İSTANBUL Tel: (0212) 281 62 00 Faks: (0212) 269 07 34 ••• Tekbir Yaşam Dergisi, Tekbir Giyim San. Ve Tic. A.Ş.’nin ücretsiz süreli kurumsal bültenidir. 5.000 Adet basılmaktadır. Soru, Görüş ve Talepleriniz İçin: tekbir@tekbirgiyim.com.tr ••• Reklam Satış Pazarlama Metam Medya Tekbir Yaşam Dergisi,

Metam Medya tarafından hazırlanıp baskıya sunulmuştur. Dergide

yayınlanan tüm yazı ve görseller izinsiz kullanılamaz. Tüm sorumluluk Metam Medya’ya aittir.

Tekbir, bu dergide yer alan ürünler ve fiyatlarda değişiklik yapma hakkını saklı tutar.

2013 Kış sezonunu ele aldığımız yeni sayımızdan tüm okuyucularımıza

Merhaba;

6.sayımızdan sonra arayı açmak istemedik. Kurban Bayramı’nın da yaklaşması üzerine sizlere, alışverişlerinizde yardımcı olmak adına 7.sayımızı hazırladık. Kombinasyona ve modellerimize ağırlık verdik. Zengin koleksiyonumuzdaki alternatifleri değerlendirmek isteyenler için Tekbir Yaşam’ın 7. sayısını 2013 Kış rehberi niteliğinde hazırladık. Bu yıl Tekbir 30. yaşına girdi; yeni yaşımızda coşkulu bir kutlama yaptık. 2012 yılında 5 yeni mağaza açarak enflasyonun üzerinde büyüdük. Bu haberlerimizin ayrıntılarını dergimizde bulabilirsiniz. Kış sezonunda üşümenizi istemedik; “Sezonu Isıtacak Kabanlar” ve sezonun trendleri “Barok, jakar ve nakış” dosyasının yanı sıra “Bayramda Şıklığın Tekbir Yolu Var” adlı bir kombinasyon sayfası oluşturduk. Yeni bir web sitesi hazırladık; www.tekbir.com.tr adresini ziyaret edip facebook ya da twitter adresimizden yorumlarınızı gönderebilirsiniz. En beğenilen sayfalarımız arasında ünlü röportajlarımız var. Bu sayımızda Yeşil Pop’un duayenlerinden radyocu, müzisyen ve iş adamı Eşref Ziya Terzi ile keyifli bir röportaj yaptık. Oldukça yoğun geçen hayatını iki sayfaya sığdırmaya çalıştık. Bizlere vakit ayırdığı için kendisine teşekkürlerimizi sunuyoruz. Kış aylarında sağlıklı kalmak için Dr.Hafize Erkal’ın hazırladığı “Sağlık” sayfamızı inceleyebilir, “Çocuğunuzu Tanıyın” ve “Fobi” adlı sayfalardan psikologlarımız Tuba ve Esra Hanım’ın tavsiyeleri hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz. Beğeneceğinizi umduğumuz yeni sayımızı sizlere sunar, sağlıklı, mutlu, huzurlu bir bayram geçirmenizi dileriz.

Merve MÜCAVİROĞLU AYAN Kurumsal İletişim Müdürü


BİZ’DEN

HEP BİRLİKTE RAMAZAN KEYFİ

30.Yıl KutlamaSI Tekbir’in geleneksel iftar programı bu yıl Avrupa Mağazaları ile başladı. Mağaza personeli, sorumluları, müdürleri, idari kadro çalışanları ve Yönetim kurulu üyeleri ile Çatladıkapı Sosyal Tesisleri’nde gerçekleştirilen programa yaklaşık 300 çalışan katıldı. Avrupa Mağazaları Sorumlusu Fatih Karaduman’ın konuşmasıyla başlayan programda, mağaza sorumluları ve satış birincileri ödüllendirildi, sertifikaları takdim edildi. 30. yıl pastasının kesilmesi ve Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Karaduman’ın ‘’Birlikte nice 30 yıllara’’ mesajı ile program son buldu.

4


Tekbir ENFLASYONUN ÜZERİNDE BÜYÜDÜ Tesettürün Mimarı Tekbir, mağazalar zincirine beş şube daha ekledi Tekbir’in müşteri kitlesinden gelen yoğun talepleri değerlendiren marka yönetimi, müşterilerinin yüzünü güldürdü. Gerekli fizibilite çalışmalarından sonra mağazalar zincirine beş şube daha ekledi. Çankırı ve Kırıkkale’de açtığı mağazaların ardından, Adana ve Adapazarı halkının gösterdiği ilgi nedeniyle bu illerde ikinci bir şube açmaya karar veren Tekbir; Urfa City AVM’de de yeni bir şube açma hazırlıklarında. Mayıs ayında Çankırı’nın tek AVM’si olan Yunus AVM’de, Nisan ayında Kırıkkale Kale Zafer Caddesi’nde hizmet vermeye başladı. Adana ve Adapazarı’ndaki ikinci mağazalarını ve Urfa City AVM’deki şubelerinin de Kurban Bayramı’na kadar hizmete açılması hedefleniyor.

mağazalarında ve Osmanbey’deki toptan showroomda tadilatlar bitmiş durumda. Diğer mağazalarda da tadilatlara devam edilerek müşterilere daha ferah bir ortamda hizmet verilmesi hedefleniyor. Tekbir, enflasyonun üzerinde büyüdü Tekbir, üretimini İstanbul’da yaparak, sektöre can veren ender markalardan. Ürettiği ürünleri hem perakende hem toptan olarak pazarlayan bir yapıya sahip. İstihdamı arttırarak, ekonomiye katkı sağlayan markanın 2011 yılına göre mağaza sayısında %15 artış oldu. Enflasyonun üzerinde büyüme kat ederek sektördeki yerini güçlendiren markanın 100’den fazla satış noktası bulunmakta.

Sadece mağaza açarak değil franchise vererek de büyüyorlar 2012 yılında Ankara Altındağ ve Adıyaman Kahta’ya da franchise veren marka; yeni girişimcilere öncelikle huzurlu bir şekilde ailece ticaret yapma olanağı, sistemi kuralı belli ve hazır müşteri potansiyeli olan bir markanın temsilciliğini yapma, bulunduğu bölgede kendini çok rahat ifade etme imkanı sağladıklarının altını çiziyor. Müşteri beklentilerini önemseyen marka Satış yapmak kadar müşterilerinin beklentilerine de karşılık veren bir anlayışa sahip olan Tekbir, müşterilerinin daha iyi şartlarda alışveriş yapmalarına imkan sağlamak için mevcut mağazalarında restorasyon çalışmaları yapıyor. Ankara Kızılay ve Fatih’teki üç mağaza başta olmak üzere, Haznedar, Bakırköy, Beylikdüzü, Ümraniye, Maltepe

5


BİZ’DEN

TEKBİR BOĞAZ TURUNDA

350 çalışanın katıldığı tekne turunun ilk durağı Eminönü’ydü.

Ramazan ayında gerçekleştirilen geleneksel iftar yemeğinin bir diğeri de atölye çalışanları ile gerçekleştirildi. İftarlarını tekne turunda, İstanbul Boğazı manzarası eşliğinde açan Tekbir çalışanları oldukça keyifli bir gün geçirdi. Emirgan Çınaraltı Cami’de verilen akşam namazı molasının ardından devam eden Boğaz turu saat 24.00’de sona erdi.

TEKBİR 2013 kış’ına HAZIR 2012-2013 Sonbahar/Kış koleksiyonunu tamamlayan Tekbir Katolog çekimini gerçekleştirdi.

3 bayan, 1 erkek mankenin kullanıldığı çekimler Boğaz manzaralı bir otelde ve stüdyo ortamında olmak üzere iki ayrı mekanda gerçekleşti. Sezonun trendlerini belirleyecek birbirinden güzel 170 parçadan oluşan koleksiyon çekimlerinde tasarım ekibi ve halkla ilişkiler çalışanları da yer aldı.

6

Tempolu, bir o kadar da keyifli geçen iki günün yorgunluğu vapur turuyla atıldı.


Yurdışı bayii tanıtımı

Batman bayimiz Hasan Menekşe, Tekbir Yaşam okuyucularına mağazası hakkında bilgi verdi.

bayisi N MA

T

EKB

AT B İR

Batman bayimiz Hasan Menekşe, Tekbir Yaşam okuyucularına Tekbir ile nasıl tanıştığını anlattı ve mağazası hakkında bilgi verdi.

2005 yılında belediyenin caddeleri daraltması ve büyük arabaların girmesini yasaklaması üzerine 15 yıllık halıcılık mesleğine son verdim. Sonrasında yeni bir çalışma için çok büyük arayışlar içerisine girdim. O dönemlerde Batman’da, tesettür giyim eksikliği vardı. Bunu bir fırsata dönüştürmek gerekiyordu. Biz de ARGE çalışmalarına başladık. Aklımıza ilk gelen firma sektörün öncüsü olan Tekbir oldu. 2005 yılında Tekbir mağazamızı açmaya karar verdik. Bankalar Caddesi Numara 133’de, alt katı 95, üst katı 120 metrekare toplam 215 metrekare olan iki katlı bir mağazada hizmet vermeye başladık. Tekbir’in bayiliğini alarak var olan mağazalar zincirine katıldık. Bu vesileyle Batman’daki tesettür giyim ihtiyacını da giderme yolunda bir adım atmış olduk. Tekbir’in modelleri her yaştan insana hitap etmekte, son zamanlarda gençlere yönelik yaptığı çalışmalar bizim için de müşterilerimiz için de oldukça sevindirici. Tekbir’in tüm ürün gruplarına talep oluyor ancak son 2 yıldır elbise, pantolon, tunik, kaban ve pardösü daha çok talep görüyor. Son 2-3 yıldır müşteri portföyümüz genişledi, çevre il ve ilçelerden gelen müşterilerimiz ihtiyaçlarını gidermek için mağazamızı tercih ettiler. Bu artıştan sonra ikinci bir mağaza açmayı uygun bulduk. 2010 yılında Diyarbakır Caddesin’de yeni bir Tekbir bayisi açtık. Diyarbakır Caddesi Turgut Özal Bulvarı Numara 251’ de 89 metrekarelik bir mağazada hizmet veriyoruz. Tekbir’in bayiliğini alarak iyi bir karar verdiğimi düşünüyorum. 2005 yılından bu yana ailemle birlikte rahatça çalışabildiğim, müşteri kitlesi hazır bir markanın verdiği özgüven ile çalışmaktayız. Batman ve Batman dışından gelen müşterilere daha iyi hizmet vermeye çalışıyoruz.

7


BİZ’DEN

TEKBİR KURUMSAL VİTRİNİNİ YENİLEDİ Tekbir’in kurumsal vitrini olan www.tekbir.com.tr artık modern görsel tasarımları ve dinamizminin yanı sıra çok daha fonksiyonel. Üç ay süren araştırma ve geliştirme çalışmaları sonucunda yapılan site, departmanların kendilerini ilgilendiren konuları kontrol edilebileceği bir altyapıya sahip. Tekbir’in yenilikçi yüzünü yansıtan sitede, yapılan yönlendirmeler sayesinde sosyal medyaya erişim artık çok daha kolay. Güncellenen haliyle 2012-13 Sonbahar- Kış koleksiyonunu görebileceğiniz gibi sektörün ilk ve tek kurumsal bülteni olan Tekbir Yaşam Dergisi’nin tüm sayılarını da yeni web sitesinden takip edebilirsiniz.

TV5’İn KONUĞUyuz Tekbir tasarımcılarından Esra Karaduman Uzun, TV5’de yayınlanan Numan Balcı’nın sunduğu ‘’Günden Yansıyanlar’’adlı canlı yayın programına konuk oldu. Sanat, spor ve siyasette öne çıkanların konu edildiği programın 26.07.2012 tarihli konuğu Esra Karaduman’dı. Numan Balcı’nın; “Tekbir serüveni, 1.ve 2. kuşak, tesettür giyim, erkek giyim, moda, Tekbir ve 30. yıl” gibi konuların konuşulduğu program oldukça keyifli geçti.

aynı anda 74 kanalda Tekbir tasarımcılarından ve ikinci kuşak yöneticilerinden Esra Karaduman Uzun, Cihan Medya’nın Anadolu’da Sabah isimli programına konuk oldu. Cihan Medya’nın network ağı sayesinde 74 yerel kanalda eş zamanlı olarak yayınlanan program yaklaşık 1 saat sürdü. Sunuculuğunu Hüseyin Lülüci’nin yaptığı programda tekstil ve markalaşma, aile şirketinin eksileri ve artıları, 2012-2013 Sonbahar\Kış renkleri konuşuldu. 8


Yurdışı bayii tanıtımı

Bosna Hersek bayimiz Emir Puskar, Tekbir Yaşam okuyucularına mağazası hakkında bilgi verdi.

ayisi B bosna

Tekbir ile tanışmamız 1996 yılında oldu. Saray Bosna ve Zenica şehirleri için Tekbir’in bayiliğini aldık. Bosna’da tesettür anlamında büyük bir eksiklik vardı, hiç tesettür firması yoktu, tesettürlü bayanlar giyim ihtiyaçlarını karşılamak için terzilerde kıyafet diktirirlerdi. Tekbir sayesinde bu ihtiyaç ortadan kalktı diyebiliriz. Ülkemizde tesettürlü bayan oldukça fazla. Hem genç, hem orta yaş, hem de üst yaş gruplarından tesettür giyimi tercih eden müşterilerimiz olmakla birlikte genelde 25 yaş üstü bayanlar tercih ediyorlar. Müşterilerimizin %40’ı tesettürlü değil ancak kılık kıyafetine özen göstermek ve dünya çapında ünlü bir markanın kıyafetini giymek istedikleri için tercihlerini Tekbir’den yana kullanıyorlar. Tekbir markasının tarzını ve kalitesini beğenip giyim ihtiyaçlarını bizden karşılıyorlar.

Geçtiğimiz günlerde Bosna ziyareti gerçekleştiren Yönetim Kurulu Üyelerimiz, bu ziyarette Samanyolu TV’nin sevilen programı Ayna’nın çekimlerine denk geldiler. Biz de bu güzel anıyı Tekbir Yaşam okurlarıyla paylaşmak istedik.

Saray Bosnalı müşterilerin yanı sıra gelen turistler de markamızı tercih ediyorlar. Özellikle yaz aylarında ülkemizi ziyarete gelen başta Türkler, Araplar ve İranlılar olmak üzere farklı milletlerden müşteriler de alışveriş yapıyorlar. Birkaç sezondur şehrimizde defile yapıyoruz dolayısıyla hem özel hem devlet medyasının ilgisi oldukça fazla. Zaten tesettür akla gelince herkes bu yeniliği Tekbir’in yapabileceğini biliyor ve Tekbir markası ile bağdaştırıyor. Tunik başta olmak üzere takım, etek, pantolon ve gömlek tercih ediliyor. Müşteriler Tekbir’in bir Türk markası olduğunu biliyor. Tekbir her ülkede olduğu gibi bizim ülkemizde de çok popüler ve ünlü bir marka.

Emir Puskar, Bayram Karaduman, Saim Orhan, Şaban Karaduman, Müfrettin Karaduman

Saray Bosna’daki mağazamız şehrin göbeğinde meşhur Başçarşı’da, diğer mağazamız ise; Zenica şehrindeki, şehrin ana caddesinde bulunmaktadır. 9


BİZ’DEN

TRT ET türkiye için “tekbir” dedi TRT’nin Arapça yayın yapan kanalı TRT Et Türkiye’de; Editörlüğünü Deniz Şahin’in yaptığı günlük ekonomi programı “Aynul Alel İktisat Programı” için tesettür giyimiyle ilgili özel bir haber hazırlandı.

nin artıp artmadığından, müşteri kitlesinin daha çok hangi yaş grubu olduğundan, taleplerin daha çok hangi yönde olduğundan, Dünya’da ve Türkiye’de moda olarak yükselen trendlerden, yurtdışı ihracatlarından, hangi ülkelerin hangi özelliklere sahip ürünleri tercih ettiğinden ve daha bir çok konudan bahsedildi.

Haberde bir de röportaja yer verildi. Program yetkililerinin talepleri üzerine röportaj, Yönetim Kurulu Başkanımız Mustafa Karaduman ile yapıldı. Bir saat süren röportajda; Türkiye’de tesettür giyime olan ilgi-

3 Eylül tarihinden itibaren, pazar günü hariç haftada 6 gün sunulacak olan günlük ekonomi programı “Aynul Alel İktisat Programı Ekibi”ne bizi tercih ettikleri için teşekkür eder, programlarında başarılar dileriz.

Başakşehir Bahar’ına kavuştu eşliğinde gerçekleştirdi. Tekbir’de çalışan iş kadınlarından Moda Tasarımcısı Esra Karaduman Uzun, Psikolog Tuba Karaduman ve Kurumsal İletişim Koordinatörü Merve Mücaviroğlu Ayan da Başakşehir Bahar Derneği toplantısına katıldı. Arzu eden bütün iş kadınlarının katılabileceği dernek; üyelerini derneğin tüzüğü çerçevesinde değerlendirilip işleme koymaktadır.

Her duygu ve düşünceden kadını, iş dünyası ve girişimcilik ortak zemininde bir araya getirmek amacıyla kurulan Başakşehir Bahar İş ve Kadın Derneği, kadınlara yönelik kültürel, sosyal etkinlikler ve iş programlarıyla ülkemize ve kadınımıza faydalı olmayı hedefliyor. Başta gıda, tekstil, hizmet, eğitim, dayanıklı tüketim malları ve sağlık olmak üzere tüm sektörlerdeki iş kadınlarını kapsamakta olan dernek; tanışma toplantısını 2 Ekim’de bir restaurantta verdiği sabah kahvaltısı 10

İletişim: Başakşehir Bahar İş ve Kadın Derneği 4.etap 2.kısım S-28 Villa Başakşehir İstanbul Tel:0212 4872103


ESKİŞEHİR’de 2. mağaza

Eskişehir’de yeni yerimizle hizmetinizdeyiz. Tekbir’in Eskişehir şubesi yaklaşık 5 yıldır faaliyette, Mayıs ayı itibariyle Eskişehir’de ikinci bir şube açıldı. Yeni mağaza 2 Eylül Caddesi’nde, eski mağaza ile aynı cadde üzerinde yer almaktadır. Eskişehir halkının talepleri ve yoğun ilgisi üzerine daha büyük ve daha kullanışlı bir mağaza açan Tekbir, müşteri odaklı çalıştığının altını bir kez daha çizdi. Toplam 4 kattan oluşan mağazanın her katı yaklaşık 100 metrekare olup toplamda 400 metrekarelik bir alanda hizmet verilmektedir. Mağazaya sadece Eskişehir halkı değil, Eskişehir’den geçen ya da tatil yapmak için gelen turistler de uğramaktadır. Bir katı fırsat reyonu olan ve yılın her günü indirimli ürün bulunan alternatif bir outlet mağazası konumundadır. Eskişehir, bir üniversite şehri olduğu için öğrenci ağırlıkta olup, çevre il ve ilçelerden gelen ziyaretçileri ağırlamaktadır. Genellikle Ankara’dan günübirlik hızlı trenle gezmeye gelen bir müşteri kitlesi vardır.

11


BİZ’DEN

ESRA KARADUMAN UZUN, Gazetesi’nde Sabah Gazetesi yazarlarından Damla Kayayerli’nin, Tekbir 2.Kuşak Yöneticisi ve Moda Tasarımcılarından Esra Karaduman Uzun ile gerçekleştirdiği röportaj 29 Eylül 2012 tarihinde Sabah Gazetesi’nin Cumartesi ekinde yayınlandı. Sohbet havasında geçen röportajdan ayrıntılar ve kareler; SÜMEYYE ERDOĞAN’A SADELİK YAKIŞIYOR “Özel bir tasarım yapsam Türkiye’den Hayrünnisa Gül’ü giydirmek isterdim. Tasarımları beğenirse, özel tasarımlarla devamlı bir şekilde kıyafetlerini dikmeyi çok arzu ediyorum. Hem Hayrünnisa Gül, hem Emine Erdoğan kendine has, güzel, özel ve kişiliklerine uygun giyinmeye özen gösteriyorlar. Bir giydiklerini başka bir yerde görmek imkansız; en düzgün, en güzel giyinenler onlar. Sümeyye Erdoğan ise çok spor giyiniyor, sadelik ona çok yakışıyor; özgüvenden olsa gerek, yaşına uygun giyiniyor. Açıkçası diğerleri kendi kişiliklerine göre tercihte bulunmuyorlar.” GARDIROPTA OLMAZSA OLMAZLAR Anı kurtarmak için klasik dört parça olmalı. Siyah pileli, şifon bir etek ola-

12

bilir. Bu parça her şeyle ve hemen hemen her renkle rahatlıkla kombin edilebilir. Beyaz şık bir gömlek veya bluz. Siyah blazer ceket. Siyah, beyaz ve altın renklerini içinde barındıran şık bir ipek eşarp. Bu dört parça size her ortamda eşlik edebilir.” HUZUR SOKAĞI’NIN SETİNE GİDECEĞİM Atv’de yayınlanan Huzur Sokağı dizisinin de kıyafet sponsorusunuz.

Kıyafetinden ayakkabısına kadar tüm ihtiyaçlarını bizden temin ettiler; etek, gömlek, eşarp, ipek şal, lazer şal, bluz, hırka, pantolon, tunik, elbise, çanta... Dizinin ilk iki bölümünü seyrettim. Elbette ki en dikkat çekici unsur eşarplar ve kıyafetler. Eğer set ekibi kabul ederse, yakında alternatif eşarp bağlama modellerini göstermek için dizinin setine gideceğim.


MODA

3 1 0 2 2 Ş I 201 K R HA A B N SO Rİ E L D TREN Neredeyse her tarzın moda olduğu çok renkli ve çeşitli sezonda, herkes kendi tarzını rahatlıkla bulabilecek.

Bol renkli ve çeşitli sezonda öne çıkan parçalar gardıroplarımıza girmek için sırada bekleyecek. Sonbaharın gelmesiyle beraber soğuklar kendini göstermeye başladı. Bu sezon için moda altın çağını yaşıyor diyebiliriz. Barok süslemeler, İtalyan şıklığı ile birleşerek sezona damgasını vururken, kışın klasikleşmiş tonlarının yanı sıra mevsimi aydınlatan renkler bizi sarıp sarmalayıp, ısıtıyor olacaklar. Yenilikçi görünüm ön planda olurken, giysinin içi dışından daha önemli bir yer alıyor. Feminenliğin ön planda olduğu sezonun farklı parçalarından biri de pelerinler… Dantel, hâkimiyetini sürdürmeye devam ederken kışın olmazsa olmazlarından deri yine çok gündemde… Derinin her şeye hakim olduğu bu sezonda elbette ki en önemli parça deri bir Sezonun serin ve yağmurlu günlekaban. rinde yanımızdan ayrılmayacak en değerli parça trençkotlarımız. Ayrıca Asimetrik kesime sahip modeller yine tasarımlarda kullanılan ince detaydüzen bozuyor. Biraz cesur olup jakalar ve şık dokunuşlar fark yaratırken, rı daha farklı konumlandırabiliriz. Jakar özellikle yakalarda kullanılan altın sapantolonlar tarzımızı farklı şekilde etkirısı metal aksesuarlar, bu sezon çok leyecek. trend olacak. Kışın, bizi rahatlığıyla ve sıcaklığıyla saran örme modeller yine vazgeçilmezimiz olacak.

E turuncu, lektrik mavisi, a RENKLER ltın topr yeşil, bor ak tonları, siyah, sarısı, do, harda v l sarısı, p izon, embe, Hardal sa e k r u , pardösüle rısı kabanlar, kırmızı. bord r, ele Kaban ve ktrik mavisi tren o renk çle pardösüle r de renk r… lendi. 13


MODA

K A C A T I S I U R N A O L SEZ KABAN Kış sezonunun vazgeçilmez ve en ihtiyaç duyulan parçası kuşkusuz kabanlardır. Peki nasıl bir kaban alınmalı? Bunun için öncelikle ihtiyacınızı belirlemeniz gerekiyor. İhtiyacınız olan günlük bir kaban mı, özel günler için (bayramlık) bir kaban mı, kullanım alanı geniş olan bir trençkot mu yoksa soğuk havalar için kaz tüyü bir kaban mı? İşinizi kolaylaştırmak istedik ve alternatifler sunduk. Tercih sizin. Bakalım hangisini beğeneceksiniz?

14


DER İN V ARS AVA A NTA JIN V AR Sezonun öne çıkan parçalarından biri kısa ve uzun deri montlar olacak kuşkusuz. Derinin en avantajlı yanı her tarza hitap etmesi ve sade tasarımlarıyla gündüz de gece de tercih edilebilir olması Yakalardaki kürkler sizce de modeli vazgeçilmez kılmıyor mu? 15


MODA BİZ’DEN

NİZ İ H İ C TER E Mİ? KAŞ Kaşe ve kürk birlikteliği sıcak bir kış için ideal bir seçim. Belden kemerli modelleri tercih ederek feminenliğinizi ön plana çıkarır ve daha ince görünmenizi sağlar

MİZ T VE E Y İ S TAV BAHARA BA TA ezonun yı ve s a r ı s yanı taba Siyahın lerinden olan etmenizi enk rcih trend r t tonlarını te riz. e bahara tavsiye ed

16


BİZ’DEN

Sezonun trendlerinden metal aksesuarlarla birleşen bu model çok tarz oldu.

NIZ I C I AR T T R KU KO Ç N TRE İLİR B OLA Her sezonun vazgeçilmezi trençkotlar yaz-kış ister babet, ister bot olsun, ister kazak ister gömlek olsun her türlü kıyafetle kombinlenebiliyor.

LER L İ T Rİ S ANDA E K L AS çta. e reva ÖN P iller yin iyah t s i r e k nda as uygulanan s rtaya o z e s i Yen aba renge daha da o T odeli almamış m r le i n gar armakla k ale çık bir h çok şık irmiş. get

17


RÖPORTAJ

tekstil destekle güçlenir Hangi ülkelerden kumaş ithali yapmaktasınız? Kore, Endonezya, Mısır, Çin.

Merkeziniz Ankara’da ama ofisiniz İstanbul’da sürekli seyahat durumundasınız, bir de yurt dışı fuarları var tabi…. Hangi fuarlara katılıyorsunuz? Çin, İtalya, Almanya ve Fransa’da sektörle ilgili fuarları takip ediyoruz.

Öncelikle sizi ve firmanızı tanıyalım. Yasemin Sarpkaya Tual Tekstil İstanbul şubesinin yöneticisiyim. Tual Tekstil hangi kalitelerde hizmet veriyor, bize çeşitlerinizden bahsedebilir misiniz? Bayan giyimde takımdan tek parçaya mantodan pardösüye tüm konfeksiyon imalatı için kumaş bulunmaktadır. Kumaşlarınızın tamamını yurt dışında mı ürettiriyorsunuz yoksa yurt içi üretimi yaptırdığınız yerler de var mı? Şu an çoğunlukla yurt dışı üretimini Kore, Endonezya ve Mısır gibi ülkelerde yaptırıyoruz ama yurt içinde de Bursa ve Denizli fabrikalarında ürettirdiğimiz ürünler de var. Ayrıca kendi üretimimiz olan kalitelerimiz de mevcut.

18

Kumaşta 2013 Yaz trendleri hakkında bize bilgi verebilir misiniz? Ön plana çıkan renkler, desenler, kaliteler hangileridir? Kumaşta trend polyestere döndü.Fakat bunun yanı sıra yıkamalı pamuk ve ketenler de olacak. Yaza somon, yeşil, sarı, mercan hakim olurken, 2. yaz da pastel tonların öne çıkacağını düşünüyoruz. Uzun yıllar sektörde olan biri olarak tekstili nasıl değerlendiriyorsunuz? 1989 yılı itibariyle sektördeyim. Tekstil 90’lı yıllardan 2000’li yıllara kadar altın çağını yaşadı.Daha sonra ciddi kan kaybetti. Ülke ekonomisinin dinamolarından biridir tekstil. Tekstilin yeterince desteklenmediğini düşünüyorum. Ülke politikası olarak tekstilin işçi istihdamında çok ciddi payı vardır ve bir işçinin yetiştirip üretime katılma süreci diğer mesleklere oranla çok daha kısadır. 6 ayla 1,5 -2 yıl gibi bir zamanda kalifiye eleman olunabilir. Ankara’da Balgat, İstanbul’da Osmanbey’de akşam saatlerinde işçi çıkışına bakıldığında istihdam çok net görünüyor. Ayrıca İstanbul’da Tekbir gibi fabrikasını doğru bir kararla trafiği ve ulaşımı rahat yerlere taşıyan yüzlerce firma var. İmalat konusunda da Denizli, K.Maraş, Antep’e yatırım ve destek sağlandığı taktirde bir Bursa olacağını, Bursa’nın da yeterin-

ce destek görüp önündeki sıkıntı ve engellerin kaldırılmasıyla Çin’e ciddi rakip olacağını düşünüyorum. Çin’de Şanghay’a gittiğinizde “Tekstil Kenti Şanghay’a Hoşgeldiniz”yazar. Bir Bursa, Denizli neden Şanghay olmasın? Çin’de yılda 1 milyon metre kumaş ihraç eden binlerce fabrika var. Bu rüzgarı tesine çevirebiliriz. Tekstil için gelecekte neler yapılabilir? Çin’le rekabeti zorlaştıran imalatın önündeki en büyük faktör maliyettir. Çin’in 1,5 dolara mal ettiğini Türkiye’de en az 3 dolara mal ediyoruz. Enerji ve vergi yükü hafifletilir, maliyet fiyatları düşürülür, teknoloji yatırımı için de teşvik olursa neden olmasın! Öncelikle tekstile; “Türkiye politikası olarak ele alınması ve önem verilmesi gereken bir sektör” olarak bakılması gerekir. Kumaş üretiminde ve tasarımda hedefleriniz nelerdir? Maliyetleri daha aşağılara çekerek daha doğal ve kullanışlı kumaşlar üretebilmek ve bunu Türkiye’de yapabilmek.


19


MODA

R A K A J , K O R BA NAKIŞ... Koyu renklerin hakim olduğu 2013 kış sezonunda jakarlı ve işlemeli kumaşlar ile feminen modeller ön plana çıkıyor. 20

2013 kış’ında Barok akımlar favoriler arasında yer alıyor.


MODA

Saraylı ve Jakar grubumuzdaki modeller tarihin en muhteşem zamanlarının modernize olmuş haliyle karşımıza çıkıyor. Jakarlar, Nakışlar ve özel detaylar ile bu modeller sizleri saraylara layık hale getirilecek.

21


KOMBİNASYON

BAYRAMDA

ŞIKLIĞIN TEKBİR YOLU

Kışın en güzel deseni ekose kullanılarak tasarlanan bu modeller her zevke hitap etmeyi başardı... Ayrıntıda Gizlenen Şıklık; Sezonun trend renklerinden yeşil ile kombinlenen siyah elbisede kullanılan leopar detayını aynı şekilde kabanında da kullandık. Terciniz bu yönde olursa ayrıntıda gizli bir şıklık elde edebilirsiniz. 22

Tekbir, sizler için bir araya getirdiği birbirinden şık kombinasyonlarıyla her zevke hitap ediyor. Bayram alışverişlerinizde işlerinizi kolaylaştırmak ve aradığınız şıklığa ulaşmanızı sağlamak için, tasarımcımız Esra Karaduman Uzun tarafından hazırlanan bu sayfaları okumanızı kesinlikle tavsiye ediyoruz….


“Asil Şıklık” olarak nitelendirdiğimiz kombinasyonumuzda, siyahtan vazgeçemeyenler için sezonun trendlerinden dantel detayı olan bu tunik ile kürk detayı olan bu kaban tercihiniz olabilir.

Renkleriyle ve tarzlarıyla kendilerini genç hissedenler ve genç olan bayanlar için tasarlanan bu modeller sezona hareket katıyor. Canlı renkleri ve farklı kesimleriyle bu modeller, tatmin edici bir şıklık arayanların tercihi olmaya aday... 23


KOMBİNASYON

Rahat giyinmeyi seven genç bayanlar için tasarlanan tunik ve bol pantolon ile klasikleşmiş bu trenç kaban, sizin için iyi bir ikili olabilir.

Leopar desenli, içinden farklı bir renk çıkan bu tunik sizi zahmetsiz şıklığa davet ederken pardösüde kullanılan leopar detayı ise sade bir şıklığa davet ediyor.

24


Etek gömlek giymeyi sevenler ve ince detaylardan hoşlananlar için sezonun renklerinden oluşan bu kombinasyonlu modeller sade bir şıklık ile size eşlik edecek.

Sezonun trend renklerinden bordo size çok yakışacak. Zarif dokunuşlar ve ince çizgilerle harmanladığımız Kombinasyonları bir araya getirerek beğenilerinize sunuyoruz. Esra KARADUMAN UZUN 25


RÖPORTAJ Bir Çalışma masası, bir fincan kahvesi ve melodisi ile ölümlü dünyanın yoğun sanat hayatına teneffüs müzikleri besteleyen Eşref Ziya Terzi, Tekbir Yaşam Dergisi’ne konuştu.

Sesimi ilk önce matematik hocamız keşfetmişti ama ben onun dersine bir türlü alışamamıştım. Arkadaşlar sesimi beğenirlerdi ben de Müslüm Gürses dinlerdim. Orhan Gencebay’ı sevenlerle hep münakaşa ederdik. Bir yere aidiyeti sevemediğimi anlayınca yalnızlığı keşfettim. Daha mutlu oluyordum. Marmara İlahiyat Fakültesi’ni kazanmışım. Okumaya devam ettim. Fakülte zannetmiştim meğerse imam hatip lisesinden, yüksek okuldan pek de farkı yokmuş, sevmedim okulu… Tekrar imtihana girdim. İstanbul dışını yazmadım, İstanbul’da da bir okula giremedim.

Tekbir Yaşam Dergisi’nin bu sayıdaki konuğu Eşref Ziya Terzi oldu. “Tesettür; İslamiyet’e göre örtünmek anlamına gelir. Çarşaf giyen kadın bile eğer dikkat etmez ise örtünmüş sayılmaz. Elbette güzel ve şık olunacaktır. Ancak tesettür anlamını yitirmemelidir. Benim de genç bir kızım var. Bu iyi anlaşılması ve dikkat edilmesi gereken bir husustur” Sanat yaşamında, 20’ye yakın çıkardığı özgün albümü ve İsmail Güneş’in yönettiği “The İmam” filmiyle gönüllere taht kuran Eşref Ziya Terzi, sade yaşantısının gölgesinde popüler kimliğini en iyi şekilde koruyor. Eşraf Ziya Terzi, Tekbir Yaşam okuyucuları için sorularımızı yanıtladı. Bize biraz kendiniz ile ilgili bilgi verir misiniz? 1969’un kışıymış doğmuşum. Doğum günümü hatta ayını dahi bilmiyorum. Benim için de önemsiz sanırdım ama bugün saatine kadar bilmek istiyorum doğrusu. Çocukluğum İstanbul 4.Levent’te geçti. İstinye’de Sarıyer İmam Hatip Lisesi’ne başladım. 87-88 yıllarında liseden mezun oldum. Hareketli aktif bir öğrencilik hayatım oldu. Ders çalışmayı asla sevemedim. Kültürel etkinliklere katılırdım. Peki, okurken şarkı söyler miydiniz?

İstanbul deyince aklınıza ne geliyor? İstanbul benim rüyalarımın şehridir. 10’dan fazla ülke gezdim. Böyle bir şehre rastlamadım. Milli Güvenlik Vakfı (MGV) ile tanıştım. Aktiftim, idealisttim, çok çalışır büyük adamlara özenirdim. Kim bilir, belki yarın bu ülkeyi ben yönetirdim. Yayıncılık hayatı nasıl başladı? Dergi çıkarmaya başladık. 3 arkadaştık, adını “Çağrı” koyduk. 5 bin adet dergi basıyorduk. Bu gün bile buna inanamıyorum meğerse 5 bin çok iyi bir tirajmış. Sonra yalnız kaldım. Zor işti dergi çıkarmak. 3 sayı tek başıma dergiyi çıkardım. Hemen hemen her yazısını ben yazıyor, mahlas kullanıyordum. Hem okula gidiyor, hem dergi çıkarıyordum, bunalmıştım, daha fazla dayanamadım 6. sayıda Çağrıya veda ettik. Profesyonel müzik nasıl başladı? Geceler düzenler oralarda ilahiler söylerdik. Dr.Ramazan Uçar Bey, bir gün bana bir kaset projesinden bahsetti kabul etmedim, albüm çıkarma konusunda ısrarını sürdürdü. Alim ve Tağut adlı bant tiyatrosunun içerisine iki eser bestelemiş, okumamı istiyordu. Kabul ettim. Arkadaşım İbrahim Tanrıkulu ile birlikte iki eseri okuduk ilk stüdyo ile tanışmamız başlamış olmuştu. 1989 yılında İslamoğlu yayıncılıktan çıkmıştı bu eser. Bu tarihlerde evliliğimi yapmıştım. Bu arada bize eşinizle nasıl tanıştığınızı da anlatabilir misiniz? Eşimle M.G.V ‘de tanışmıştık. Sonra “Kalksam ve Dirilsem”i yaptık. Bu albüm hayatımızda bir dönüm noktası olmuştu. Yüz binlerce satışa ulaştı. Bu arada baba olmuştum, oğlum Burak dünyaya geldi. Hakan Aykut ile beraberdik. Daha sonra “Uyan Artık” albümünü yaptık. Bunu İnfilak, Dayan, Mücahidim, Muhabbet Eriyiz albümleri takip etti. Çok popüler olmuştuk. Albümlerimiz yüz binlerce satıyordu. Hakan Aykut ile birlikte Künuz Ajans’ı kurduk. Bir Güneş Doğuyor 1 ve 2 albümlerini çıkardık. Bir Güneş Doğuyor’un hikayesinden bahseder misiniz? Bir güneş doğuyor parçası inanılmaz sevildi. İlk defa Bostancı Gösteri Merkezi’nde okumuştum, yer yerinden oynamıştı adeta… O gün 3 defa okutmuşlardı. Artık ismim ön plana çıkmaya başlamıştı, her yerden konser teklifleri geliyordu. Okulu bitirdim. Bu arada kızım Büşra Sümeyye dünyaya geldi.

Hayatı bütün sadeliğiyle yaşayan Eşref Ziya; sabreder, düşünür, sessizleşir ve herkesin ışıkları söndürdüğü vakitte açar kitabını, sayfalarca yazarak sabaha ulaşır. İçinden hiç eksik etmediği ilahi aşkı yaşatmak ve mütevazice yaşadığı hayatta sağlam bir sanat haritası oluşturmaktır asıl gayesi. 26


EŞREF ZİYA TERZİ Hayatı ve İslamı iyi anlamak gerekir

Radyo kurmaya nasıl karar verdiniz? Bu süreçten bahseder misiniz? Üç dört arkadaşla birlikte bir radyo kurmaya karar verdik. Araştırmalar yaptım. G.Osmanpaşa’da bir yer tuttuk ve MARMARA FM’i kurduk yıl 1993…. Önceleri İstanbul’a yayın yapan radyomuz Allah’ın yardımı ile uydu aracılığıyla tüm Avrupa’ya yayın yapmaya başladı. Radyonun isim babalığını yapmış olmam bugün dahi bana gurur verir. Radyo’da Yayın Yönetmenliği yapıyordum. Müzik çalışmalarım biraz sekteye uğramıştı yine de “Özgürlüğün Gölgesinde” adlı çalışmamı yaptım. Bu kadar yoğun tempoda çalışırken askerliği ne zaman yaptınız? Bir yıl sonra askere gittim yerime de Abdulbaki Kömür Bey’i bıraktım.12 Eylül 1994’de Amasya’da acemi birliğine teslim oldum 8 ay kısa dönem askerliğim başlamış oldu. Usta birliğine Kars Sarıkamış’a gittim. 1995 Nisanı’nda terhis oldum ve İstanbul’a döndüm.

Tekbir Yaşam Dergisi okuyucularına moda ile ilgili düşünceleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz? Bu konuda bir kız evlat sahibi olarak şunları diyebilirim. Elbette tesettür giyen insanlar, giydiklerini kendilerine yakıştıracak. Şık ve temiz giyinecek. Ancak dikkat edilmesi gereken bir husus var. Bu da “tesettürün öneminin unutulmaması”. Çarşaf giyen insan da eğer, tesettüre dikkat etmemiş ise, örtünmüş sayılmaz, bunun için dikkat edilmelidir. Dinimiz iyi anlamalı, okumalı ve idrak etmeliyiz.

Asker ocağında erkekler yazı, şiir, beste konusunda daha aktif oluyor siz neler yaptınız? Askerliğimle alakalı paylaşacağım tek şey orada yazdığım şu dizelerdi. Sarıkamış yolların nakış nakış işlerken beynimi özlem hücrelerimin en uç noktasında yer buldu kendine artık sonsuzluğa bir tutkuyla bakıyor gözlerim ve artık üşümüyorum, üşümüyor bedenim Çünkü ayaklarım söz verdi beynime Hissettiği çaresizliği hissettirmesin diye. Peki, vatani görevi tamamladıktan sonra neler yaptınız? Marmara FM’e dönmüştüm. Radyoda her şey yolundaydı. Yönetim Kurulu üyesi görevine seçildim. Daha sonra Marmara Ajansı kurdum. Artık müzikle daha yakından ilgilenebilecektim. “Hasret Gülleri” adlı albümü yaptım. Bu albüm çok ilgi görmüş ve beni tekrar gündeme getirmişti. Bu arada Oğlum Tarık dünyaya gelmişti . Daha sonra Marmara Ajansı Marmara Müzik Yapım olarak M.Cihat Kılıç’la birlikte yeniden oluşturduk. “Sen Ağlama” albümünü yaptım. Bu albümdeki Beyazıt Meydanı’nda adlı eser gerçekten çok beğenildi. “Dost Albümü”nü yaptım. Bu albüm benim diğer albümlerime kıyasla alt yapı itibariyle gerçekten çok zengin olmuştu. Bu albüme bir de klip çekip ulusal televizyonlarda gösterimini sağladık. Olumlu ve olumsuz çok tepkiler aldım. Geleneksel dinleyicilerimden bazıları önceleri çok yadırgadılar bu albümü. Fakat daha sonraları olumlu tepkiler aldım. En son olarak dinleyicilerimin de gerçekten yoğun isteği üzerine on yıllık sürecimizi özetleyen “Eşref Ziya Klasikleri 1” albümünü yaptım.

27


PSİKOLOJİ

FOBİLERİMİZ Fobi için korkunun bir çeşidi diyebiliriz. Standart bir psikolojik terimler sözlüğü onu “bazı belirli tipte nesnelere veya durumlara olan aşırı, neredeyse her zaman olan korku; geçerli sebepleri olmayan ya da kişi tarafından mantıklı olarak kabul edilen sebepleri olmayan sürekli korku” (English & English, 1958) olarak tanımlar. Başka bir standart sözlük ise fobiyi “çoğu kez alı koyan, abartılmış bir korku” (Webster’s Third International Dictionary, 1981) olarak tanımlar. Bu iki tanım fobiyi yalın halde açıklamıştır.

Bir kişinin, fobisi olan durum ve ya nesne ile karşılaştığında ve ya karşı karşıya kalmak zorunda olacağı hissiyatı olduğu zaman kalp çarpıntısı, baş dönmesi, hızlı nabız, mide bulantısı, nadiren baygınlık aynı zamanda ağız kuruluğu ve aşırı derecede titreme görebiliriz. Mümkünse fobik kişi, korkulan durumdan uzak durur ve bu yüzden yaşam aktivitelerini kısıtlar dememiz çok yerinde olur. Eğer kişi o durumdan uzak duramaz kaçınamaz ise, nadir olarak fobisinin üstesinden gelir ya da kaçınılmaz sonuç ortaya çıkar: kronik anksiyete (kay28

gı). Fobik kişi, korktuğu nesne-duruma çok fazlaca abartılmış korku yüklediği için etrafındaki kişiler de o nesne-duruma fobik kadar yoğun olmasa da korku beslemeye başlayabilirler. Böylece hem kendisinde hem de etrafındakilerde orantısız anksiyete deneyimlenebilir. Fobiler çok iyi tanımlanamadığı için duyduğumuz diğer korkularımızdan ayırt etmek açıkçası pek kolay değildir. Çoğu fobik kişi, artık kaçınmaktan bıkıp usandıkları ve artık kaçınıp hayatı kısıtladıkları fark ettikleri için bu durumdan kurtulma

arayışı içine girebilirler. Belirli bazı durumlarda fobik kişiler kendilerine yandaş fobikler bulduklarında ciddi oranda rahatlama yaşarlar. Bunun normal olduğunu, zaten o nesne-durumun korkunç olduğu için kaçındıkları konusunda birbirlerini teselli edip normalin korkup kaçınmak olduğunu düşünebilirler. Ne zaman ki duyulan korku, hayatı kısıtlamanın doruğuna ulaşır da kişiyi mutsuz etmeye başlarsa profesyonel yardım alma arayışı içinde girerler. Fobisi olan kişilerle özdeşmek veya alay edip kırıcı olmak yerine anlayışla karşılayıp, duyduğu korku anında destek ve korku giderici çözümler bulabilirsek etrafımızdaki insanlara hem daha yardımcı olabilir hem de daha az korku ile durumdan kurtarmış olabiliriz.

Psikolog Tuba KARADUMAN Kaynak: Aaron T. Beck, M.D. ve Gary Emery, Ph.D - Anksiyete Bozuklukları ve Fobiler.


29


ERKEK GİYİM

Tekbir’in

2013 Kış Erkek Koleksiyonu Tekbir’in 2013 Kış Erkek Koleksiyonu renkleri ve çizgileriyle günlük hayata uyum sağlıyor

30


Siyah, gri, füme, lacivert, parlament, yeşil, türkuaz, kahverengi tonları gibi renklerin ağırlık kazandığı koleksiyonda sadelik ön plana çıkıyor. 31


ERKEK GİYİM

Tekbir 2013 kış sezonunda sunduğu ceket, kaban ve trençkot modelleriyle sıcacık bir kış vaad ediyor. Bayan giyimde oldukça ilgi gören ve bu kış sezonunda erkek giyim için de uyguladığımız astarı kürklü deri ceketler sayesinde tarzınızdan taviz vermeden ısınacaksınız.

Üşümemek için giydiğiniz kalın kabanlar yerine sizi aynı derecede sıcak tutacak diğer kaban çeşitlerimizi yakından görmeniz için sizleri mağazalarımıza bekliyoruz.

32


SAĞLIK

Dr. Hafize ERKAL

SAĞLIKLA KALIN

Her ne kadar yazdan kalma günler yaşasak da geceleri artık daha serin , gün içinde hızlı hava ve sıcaklık değişimleri söz konusu. Solunum yolu virüslerinin ortamda bolca dolaştığı şu günlerde hava değişimlerine adapte olmaya çalışan bedenimiz daha kolay hastalanabilir. Bu yüzden sağlığımıza özen göster-

meli, vücudumuzu zayıf düşürecek, ağır, yorucu aktivite ve faaliyetlerden kaçınmalıyız. Kaçınmanın mümkün olmadığı durumlarda yorgunluğun getireceği olumsuzlukları bol su içip, bitki çayları, taze sıkılmış meyve ve sebze suları, hafif ve hazmı kolay gıdalar alıp ayrıca uyku ve dinlenmeye yeterli zaman ayırmak suretiyle gidermek uygun olur. Soğan, sarımsak ve limonu bol tüketmeliyiz. Şekerligazlı içecekler, kola, filtre edilmiş kahve, ambalajlı içecek ve yiyecekler, gofretler, bisküviler, mısır gevrekleri, hazır çorbalar, kremalar, beyaz undan yapılmış her türlü

gıda ve tatlılardan uzak durmalıyız. Bizler, inek sütünü tolere edemeyen genetik bir yapıya sahibiz genellikle. Bebeklik döneminde gaz sancıları olarak değerlendirdiğimiz reaksiyonlar gösteren bünyemiz yavaş yavaş telafi mekanizmaları geliştirmekte ve zamanla artık o gıdaları aldığımızda karın ağrılarımız olmamaktadır. Ancak ihtiyaçtan fazla tükettiğimizde karaciğer-safra sistemimiz, böbreklerimiz, lenf-bağışıklık sistemimiz, bağırsaklarımız, solunum

sı, yeterli uyku, temiz havada yorucu olmayan egzersiz - yürüyüş yapmak, ruhumuzu dinlendirecek güzel kitaplar okumak, güzel şeyler dinlemek ve söylemek olarak özetlenebilir. Madde ve mana birbirininin tamamlayıcısıdır. Hiçbir şey ile meşgul olmaksızın boş oturmak insanın zihinsel yeteneklerini dumura uğratır. Televizyon ve bilgisayar başında geçirilen süreleri kısıtlamak, cep telefonlarını da mümkün olduğunca az kullanmak alabileceğimiz önlemlerdendir. Yüksek frekanslı elektromanyetik dalgalarla çalışan bu tür cihazların zararlarından artık hepimiz haberdarız. Huzurlu, mutlu, sağlıklı ve iyiliklerle dolu bir mevsim dileğiyle.

sistemimiz gereğinden çok aldığımız bu gıdaların işlenmesi (metabolizma) sonucunda ortaya çıkan zararlı (toksik) maddeleri vücuttan uzaklaştırmak için fazla mesai yapmak zorunda kalmakta. Kapasitesinin üzerinde çalışan herkes bir süre sonra yorulur, yorulunca da görevlerini iyi bir şekilde yapamaz, yıpranır. Dinlenme ve bakım ihtiyacı ortaya çıkar. Organlarımızın dinlenmesi ve kendini onarması için ne yapmak gerekir diye soracak olursanız cevabımız kısaca; az yemek ve sağlıklı besinler tüketmek, yemek aralarının yeterince uzun olma-

33


GEZİ

doğa ve tarihin bütünleştiği yer

Kapadokya

Coğrafi olaylar Peribacaları’nı oluştururken, tarihi süreçte, insanlar da bu Peribacaları’nın içlerine ev, kilise oymuş, bunları fresklerle süsleyerek, binlerce yıllık medeniyetlerin izlerini günümüze taşımıştır.

Kapadokya, (Kappadokia) Bölgesi 60 milyon yıl önce; Erciyes, Hasandağı ve Güllüdağ’ın püskürttüğü lav ve küllerin oluşturduğu yumuşak tabakaların milyonlarca yıl boyunca yağmur ve rüzgâr tarafından aşındırılmasıyla ortaya çıkmıştır. Kapadokya bölgesi, doğa ve tarihin bütünleştiği bir yerdir. Coğrafi olaylar Peribacaları’nı oluştururken, tarihi süreçte, insanlar da bu Peribacaları’nın içlerine ev, kilise oymuş, bunları fresklerle süsleyerek, binlerce yıllık medeniyetlerin izlerini günümüze taşımıştır. İnsan yerleşimlerinin Paleolitik döneme kadar uzandığı Kapadokya’nın yazılı tarihi Hititler ile başlar. Tarih boyunca ticaret kolonilerini barındıran ve ülkeler arasında ticari ve sosyal bir köprü kuran Kapadokya, İpek Yolu’nun da önemli kavşaklarından biridir.

34


MÖ 12. yüzyılda Hitit İmparatorluğu’nun çöküşüyle bölgede karanlık bir dönem başlar. Bu dönemde Asur ve Frigya etkileri taşıyan geç Hitit Kralları bölgeye egemen olur. Bu Krallıklar MÖ 6. yüzyıldaki Pers işgaline kadar sürer. Bugün kullanılan Kapadokya adı, Pers dilinde “Güzel Atlar Ülkesi” anlamına geliyor. MS. 4. yüzyıl, daha sonra “Kapadokya’nın Babaları” olarak adlandırılan insanların, dönemi olur. Fakat bölgenin önemi, III. Leon’un ikonları yasaklamasıyla doruk noktasına ulaşır. Bu durum karşısında, ikon yanlısı bazı kişiler bölgeye sığınmaya başlar. İkonoklazm hareketi yüz yıldan fazla sürer. Yine bu dönemlerde, Anadolu’nun Ermenistan’dan Kapadokya’ya kadar olan Hristiyan bölgelerine Arap akınları başlar. Bu akınlardan kaçarak bölgeye gelen insanlar bölgedeki kiliselerin tarzlarının değişmesine sebep olur. 11. ve 12. yüzyıllarda Kapadokya Selçuklular’ın eline geçer. Bu ve bunu takip eden Osmanlı zamanlarında bölge sorunsuz bir dönem geçirir. Bölgedeki son Hristiyanlar 1924-26 yıllarında yapılan mübadeleyle, arkalarında güzel mimari örnekler bırakarak Kapadokya’yı terk etmişlerdir. Bölgenin tek mimarı malzemesi olan taş yörenin volkanik yapısından dolayı ocaktan çıktıktan sonra yumuşak olduğundan çok rahat işlenebilmekte ancak hava ile temas ettikten sonra sertleşerek çok dayanaklı bir yapı malzemesine dönüşmektedir. Kullanılan malzemenin bol olması ve kolay işlenebilmesinden dolayı yöreye has olan taş işçiliği gelişerek mimari bir gelenek halini almıştır. Gerek avlu gerekse ev kapılarının malzemesi ahşaptır. Kemerli olarak yapılmış kapıların üst kısmı stilize sarmaşık veya rozet motifleriyle süslenmiştir. Yöredeki güvercinlikler 19. yüzyılın sonlarında yapılmış küçük yapılardır. İslam resim sanatını göstermek açısından önemli olan güvercinliklerin yüzeyi yöresel sanatçılar tarafından zengin bir bezemeler, kitabeler ile süslenmiştir. Kapadokya’ya gittiğinizde yeraltı şehirleri, kilise ve manastırları, kaya mezarları, Müslüman ve Türkler’in bölgede yaptırdıkları cami, türbe, külliye, medrese, hamam, çeşme, imarethane, mektep ve kaleler, Nevşehir Müzesi, Ürgüp Müzesi, Hacı Bektaş Müzesi, Milli Park statüsünde olan Göreme Açık Hava Müzesi ve dünyaca ünlü Peri Bacaları’nı görme şansı bulacaksınız. Kapadokya 1985 yılında UNESCO tarafından dünya kültür mirası listesine alınmıştır. Çömlekçilik: Avanos’ta da Hititler’den beri çarkla çanakçömlek yapıldığı bilinmektedir. Bu el sanatı kavimden kavime, babadan oğula geçerek günümüze kadar gelmiştir. Avanos’un dağlarından ve

Kızılırmak’ın eski yataklarından yumuşak ve yağlı kil topraklar elenir ve iyice yoğurularak çamur haline getirilir.Çark adı verilen ve ayakla döndürülen tezgah üzerindeki çamurun maharetle şekillendirilmesiyle istenilen çanak yapılmış olur.İşlik denilen atölyelerde üretilen çanaklar önce güneşte daha sonra da gölgede kurutulduktan sonra,saman ve talaşla yakılan fırınlarda 800 dereceden başlayıp 1200 derece sıcaklık arasında özenle pişirilir.Yörede yemek kapları,su testileri,kışlık yiyecek saklamak için çömlekler ve küpler,su künkleri tanınan çanak ürünleridir. Avanos,günümüzde ‘’Kapadokya’nın El Sanatları ve Alış-veriş Merkezi’’ olarak tanınmaktadır. Göreme Masalsı bacaların arasına gizlenmiş olan Göreme; Kapadokyanın kalbidir. Bölgedeki ilk dönem yerleşim Roma dönemine kadar uzanır. Göreme’deki Ortahane, Durmuş Kadir, Yusuf Koç and Bezirhane kiliseleri Uzundere, Bagildere ve Zemi Vadisi’ne kadar kayalardan oyulmuş evler ve bacalar tarihin mistik yanını günümüze taşır. Kapadokya’da Balon Sefası Kapadokya’nın simgesi olan balon turları, bölgenin eşsiz güzelliğini görmenin en etkili yoludur. Gökte ağır ağır süzülerek bölgenin eşsiz güzelliklerini görme imkânı bulabilirsiniz. 1 saat 15 dakika süren balon turu, sizi Kapadokya uygarlığının yürüyerek ulaşamayacağınız en uzak noktalarına kadar götürür. Nasıl Gidilir? (İstanbul’dan Kapadokya’ya) Karayoluyla ulaşmak isterseniz en rahat yolculuğun olduğu Bolu, Aksaray, Nevşehir istikametini izleyerek varabilirsiniz Kapadokya’ya. İstanbul-Kapadokya arası yaklaşık 757 kilometre(km) mesafede ve araçla yaklaşık 9 saat 15 dakika kadar sürmektedir. Birçok otobüs firması Kapadokya’ya sefer düzenlemektedir. Havayolu ile ulaşım için en yakın havaalanının olduğu Kayseri’ye ulaşıp, oradan otobüs veya taksilerle ulaşım da mümkündür. Macera duygularınızı harekete geçirmek istiyorsanız tren ile Kayseri’ye vardıktan sonra kolayca Kayseri Otobüs terminaline gidebilir ve her saat Kapadokya’nın her yerine araç bulabilirsiniz. Kayseri’den otobüs yolculuğu gideceğiniz yere göre 45–60 dakika kadar sürmektedir. Konaklama Kapadokya’da konaklayabileceğiniz çok sayıda otel ve pansiyon yer almaktadır. Ne Yenir? Kapadokya’ya gittiğinizde Testi Kebabı ve Çömlek Fasulyesi Gendime, Dıvıl, Düğün Çorbası, Sütlü Çorba, Ağpakla, Nohutlu Yahni, Ayva Dolması gibi yöreye özgü lezzetlerin tadına bakmanızı tavsiye ederiz. 35


PSİKOLOJİ

ÇOCUGUNUZU TANIYIN

Aradan yedi yıl geçmiş. Bir bahar günü, komşu ülkenin kralı konuk gelmiş. Kral, bahçesini konuğuna göstermek istemiş. Kralın adamları bahçeye gitmişler. Bahçıvanlara kralın geleceğini duyurmuşlar.

Eğer anne ve babalar çocuklarını yeteri kadar tanımıyorsa veya onu eğitecek yeterli bilgi ve birikime sahip değillerse, çocuk eğitiminde ne kadar başarılı olabilirler? Çocuklarınızın nelere ilgi duyduğunu, beklentilerinin neler olduğunu, nelerden korktuğunu, neleri sevdiğini ve sevmediğini, neleri zevkle yaptığını ya da nelerden hoşlanmadığını belirlemelisiniz. Bu çaba onu daha iyi tanımanızı sağlayacak, onunla olan iletişiminizi kolaylaştıracaktır. Çocuğunuza nasıl bir yaklaşım sergilemeniz gerektiği konusunda size yol gösterecektir. Ayrıca çocuğunuzun genel ve özel yeteneklerinin olup olmadığını, hangi alanlarda kabiliyetleri olduğunu bilmek zorundasınız. Her insanın her sahada mükemmel olmasını beklemek çok yanlıştır. Zaten yapılan araştırmalar bunun mümkün olmadığına da gösterir niteliktedir. Herkes her şeyi aynı derecede öğrenememekte ve başaramamaktadır. Çocukların çeşitli derslere olan yetenekleri ayrı ayrıdır. Her dersten aynı başarıyı beklemek, çocuğu kabiliyetinin olmadığına bir sahada zorlamak ve onu boşu boşuna gerilim ve stres içine atmak demektir. Bu durumdaki bir çocuğun mutlu ve huzurlu olması mümkün değildir. Mutlu olan her insan başarılı bir yol tutturur. Fakat başarılı olan her insan mutlu değildir. Çocukların farklı yapıda olduğunu her birinin birbirinden ayrı güzellikleri bulunduğunu fark etmek çok önemlidir. Eğer yapılarının dışında çocuklarımızı zorlarsak, onları geleceğimiz adına kaybetmiş oluruz. Yapılarından farklı beklenti içinde olmanın ve çocuğu buna zorlamanın ne kadar yanlış olduğunu gösteren bir hikayeyi sizlerle paylaşmak istiyorum:

Bahçıvanlar bahçenin düzenlenmesinden yana olmuşlar ama ağaçların bir boy ve bir biçime getirilmesine yanaşmamışlar. Bunu üzerine kralın adamları: “Emir demiri keser. Hepinizin kellesi gider” demişler. Kraldan korkan bahçıvanlar da kral buyruğuna boyun eğmişler. Bahçe temizlenip düzenlenmiş. Boylu ağaçların üst dalları kesilmiş. Sık dallı ağaçlar budanıp dalları azaltılmış. Kısa boylu ağaçların tepesine üçlü dikmeler bağlanmış, makaralara takılı urganlarla yukarı çekilip öteki ağaçların düzeyine getirilmiş. Benzer çalışmalarla bütün ağaçlar, bir boy ve bir biçime sokulmuş. Kral ve konuğu bahçeyi gördükleri zaman hayranlıklaırını saklayamamışlar. Bahçe bakımlı ve düzenliymiş. Tüm ağaçlar fabrikadan çıkmış gibi bir boy ve bir biçimdeymişler. Konuk kral bu ağaçlardan kendi ülkesinde yetiştirilmesi için emir vermiş. Konuğunun hayranlığını gören kral, bahçıvanlarına armağanlar dağıtmış. Böylece bir bahçesi olduğu için konuk kralın yanında gururlanmış, onurlanmış. Kralın bahçesi o mevsim çok az portakal vermiş. Boyu kısaltılan, dalları budanıp seyrekleştirilen ağaçlardan yabancı dallar fışkırmış. Kısa boylu iken yukarı çekilip boyu uzatılan ağaçlardan bazıları kurumuş, bazıları da hastalanmış. Bahçıvanlar yeniden ne denli uğraşmışlarsa da ağaçlar, eski canlılıklarına ulaşamamışlar ve meyve de vermemişler. Portakal bahçesi bahçe olmaktan çıkmış, acayip bir ağaçlık olmuş”. Çocuğumuzu tam olarak keşfetmeden, onu gerçek anlamda geliştirip, yetiştirmenin mümkün olmadığı bir gerçek. Ailelerin çocuklarının dersleri konusunda gösterdikleri hassasiyeti onların davranışları ve kabiliyetleri konusunda göstermedikleri de sık sık karşılaştığımız bir gerçek. Şu soruları mutlaka her anne baba kendine yöneltmeli ve üzerinde düşünmelidir: Acaba çocuklarımızın gerçekten bütün derslere kabiliyetleri aynı düzeyde midir?” “Çocuklarımızın bütün derslerde aynı düzeyde başarılı olması mümkün müdür? “Neden şu anda üniversite sınavlarına girişte sayısal, sözel, dil ve özel kabiliyet diye ayırım yapılmaktadır?” Aileler, çocukların “farklı ve özel kabiliyetlerle donatılmış olduğu” gerçeğini de unutmamalıdır.

KRAL BAHÇESİ Eski çağlarda bir kral, portakal ağacı yetiştirmeye heveslenmiş. Adamlarını çağırmış. Ülkenin en verimli topraklarında, dünyanın en güzel portakal bahçesinin kurulması için emir vermiş. Adamlar ülkeyi dolaşmış. Ilık güney yörelerinden bir toprağı bahçe yeri olarak seçmiş. Bahçıvanlar, işçiler bulunmuş. Toprak işlenmiş. Çukurlar açılmış. Portakal fidanları temin edilerek dikilmiş. Kral adamlarına buyurmuş: “Benim bahçem, dünyanın en bakımlı ve en güzel bahçesi olmalı. Bütün ağaçlar bir boy, bir biçime girmeli.” 36

Psk.Dan.Esra KARADUMAN






Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.