Tekbir Giyim, Eşarp, Tesettür, Türkiye Tesettür öncüsü

Page 1

®

SAYI 6 - AĞUSTOS 2012 TEKBİR’İN ÜCRETSİZ YAYINIDIR.

B

ir ni b

e y e ced

a

www.tekbir.com.tr

e t s rce oluk

e

Fer

Yaşam

s

ATV Ekranlarında

Ekranların Sempatik Yüzü

Tekbir Şıklığı

İkbal GÜRPINAR İle Keyifli Bir Röportaj

TEKBİR

2012/13 Sonbahar-Kış

Sezonuna Hazır Sevincin ve Hüznün Durağı

BOSNA HERSEK Abdurahman KARADUMAN ile Osmanbey Piyasası Hakkında Konuştuk

‘ta

n a ş a l Payzanıyor Ka



®

Yaşam

EDİTÖR’DEN

Tekbir A.Ş. Adına İmtiyaz Sahibi Mustafa KARADUMAN Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Üyesi Cafer KARADUMAN Yayın Danışmanı Yılmaz SÖNMEZ Yönetim Yeri Atlas Cad. No: 18 Mahmutbey BAĞCILAR/İSTANBUL Tel: 0212 444 0 393 Faks: 0212 446 43 15 www.tekbir.com.tr Editör Merve MÜCAVİROĞLU AYAN Moda Editörü Esra KARADUMAN Grafik Tasarım Gülizar AŞIK Yayın Kurulu Muhammed KADADUMAN Abdullah KARADUMAN Abdurahman KARADUMAN Enes KARADUMAN Seher KIRAN Katkıda Bulunanlar Zeynep TUNÇ Psk.Esra KARADUMAN Dr.Hafize ERKAL Ramazan SAĞ (Fotoğraf) Fethiye İNAL (Teknik Destek) Yapım Metam Medya Tel: 0212 258 04 94 Faks: 0212 258 85 65 www.metammedya.com Baskı SCALA BASIM Yeşilce Mah. Girne Cad. Dalgıç Sk. No:3 4. LEVENT - İSTANBUL Tel: (0212) 281 62 00 Faks: (0212) 269 07 34 ••• Tekbir Yaşam Dergisi, Tekbir Giyim San. Ve Tic. A.Ş.’nin ücretsiz süreli kurumsal bültenidir. 5.000 Adet basılmaktadır. Soru, Görüş ve Talepleriniz İçin: tekbir@tekbirgiyim.com.tr ••• Reklam Satış Pazarlama Metam Medya Tekbir Yaşam Dergisi,

Metam Medya tarafından hazırlanıp baskıya sunulmuştur. Dergide

yayınlanan tüm yazı ve görseller izinsiz kullanılamaz. Tüm sorumluluk Metam Medya’ya aittir.

Tekbir, bu dergide yer alan ürünler ve fiyatlarda değişiklik yapma hakkını saklı tutar.

Yeni Sezona Merhaba

Yeni sayımızda yine karşınızdayız. Sonbahar dönemine denk gelen 6. sayımızda sizlere keyifle okuyabileceğiniz bir dergi hazırladık. Bu üç aylık zaman içerisinde Tekbir hızla büyümeye ve kendini yenilemeye devam etti. Çankırı ve Kırıkkale’de şube açtık, mevcut mağazalarımızda tadilatlarımız devam ediyor. Tekbir olarak sezonu yine önden takip ediyoruz. 2012-13 Sonbahar/Kış sezonu bitti, 2013 Yaz sezonu çalışmaları başladı bile. Sonbahar/Kış sezonunda sizleri kendi içinde kombinlenebilen grup tasarımları bekliyor. Tuniklerle kombinlenen ihtişamlı pelerinlerin bulunduğu” Saraylı” , saks mavisi, beyaz, kamer tonlarının ağırlıkta olduğu “Gökyüzü”, baharat renklerinden ilham alınarak hazırlanan “Baharat Yolu”, adından da anlaşılacağı üzere düş gibi bir grup “Pembe Düşler”, büyük bedenlere özel “ Ölçüsüz Güzellik”, feraceye yeni bir soluk getiren “Berceste” ve daha birçok grup… Gruplarımızın haricinde çalışılan serbest modelleri de beğeneceğinize eminiz. Ayrıntıları öğrenmek ve zevkinize uygun tasarımları yakından incelemek için mağazalarımızı ziyaret edebilirsiniz. Moda tasarımcımız Esra Karaduman koleksiyonumuzun bir kısmını dergimizde sizler için kombinledi. Sponsorluk çalışmalarına hızla devam ediyoruz. Eylül’de Atv’ de yayınlanacak olan “Huzur Sokağı” dizi oyuncularını giydirdik. Tekbir’in misyonuna uygun bir dizi olduğu için teklifi seve seve kabul ettik. Fragmanları izlemeye başladığımız ilk andan beri merakımız daha da arttı. Ne de olsa TV ekranlarında tesettürlü bayan görmeye pek alışkın değiliz. Bu nedenle Eylül ayını heyecan ile bekliyoruz. Ekranların sempatik yüzü İkbal Gürpınar ile keyifli bir ropörtaj yaptık. Bu sayıda sizleri sevincin ve hüznün durağı Bosna Hersek’ e götüreceğiz. Çocukları kazanmanın yollarını anlatan psikoloji ve sağlık sayfamızı da okumanızı tavsiye ederim. Beğeneceğinizi umduğum bu sayımızda emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum. Bir sonraki sayıda görüşmek üzere, hoşçakalın.

Merve MÜCAVİROĞLU AYAN Kurumsal İletişim Müdürü


BİZ’DEN

Tekbir büyümeye devam ediyor Tesettürün Mimarı Tekbir, mağazalar zincirine iki şube daha ekleyerek 43 olan şube sayısını 45’e çıkarttı. ÇANKIRI MAĞAZASI

ÇANKIRI MAĞAZASI

Çankırı ve Kırıkkale’nin mütevazi halkının Tekbir’in müşteri kitlesi ile uyumlu olmasını ve bu bölgelerden gelen yoğun talebi görmezden gelmeyen Tekbir yönetimi mağaza açmakta geç kalmadı. Gerekli fizibilite çalışmalarından sonra Tekbir’i ifade edebilecek uygun yerlerde müşterilerine hizmet vermeye başladı. 11 Mayıs 2012’de açılan Çankırı mağazası, Çankırı’nın tek AVM’si olan Yunus AVM’de 2702’lik bir alanda hizmet vermektedir.

ÇANKIRI MAĞAZASI

Tekbir, mağaza açtığı tüm illerde, büyük bir ilgi ve alaka gösteren bir markadır. Bizleri tercih eden, desteklerini esirgemeyen tüm müşterilerimize özellikle Çankırı ve Kırıkkale halkına şükranlarımızı sunarız. KIRIKKALE MAĞAZASI

4

KIRIK Kırıkkale mağazası ise; 29 Nisan KALE MAĞ AZAS 2012’de açılmıştır. Kale Zafer I 2 Caddesi’nde, 4 katlı müstakil binada ve 360 alana sahiptir. Müşteri kitlesinin tamamı tesettürlü değil. %30, %40’lık bir kesimi mütevazi giyimi tercih ediyor. Hem mütevazi giyimi ve tesettürü tercih eden bir çok bayan hem de erkek müşteriler kendilerine yakışan, kaliteli, ekonomik ve şık kıyafetleri mağazalarda bulabilmektedir. Tekbir, geniş ürün yelpazesi ile her kesimden müşteriye hitap etmektedir. Çankırı ve Kırıkkale’yi diğer mağazalardan ayıran en önemli özellik ise; Tekbir’den başka tesettür firmasının olmaması; bu sayede de Tekbir’in halkın gözünde ilgi odağı haline gelmesidir.

KIRIKKALE MAĞAZASI


TEKBİR 2012-13 SONBAHAR KIŞINA HAZIR

koleksiTekbir 2012/13 Sonbahar-Kış yonunu tamamladı. koleksiBirçok firmanın henüz yaz günlerde yonunu tamamlamadığı şu iyonunu Tekbir sonbahar-kış koleks 2 Son201 nda tamamladı. Mayıs ayı muz Tem bahar koleksiyon tanıtımı, n tanıtıayında ise 2012 Kış koleksiyo en bamı, yurt içi ve yurt dışından gel ti. leş çek yilerin katılımıyla ger omunda Tekbir merkez binası showro a sondüzenlenen organizasyonlard modelin baharda 200, kışta ise 300 misabir, Tek tanıtımının ardından rladı. ağı firlerini çeşitli mekanlarda ir Sey re Bu gezilerden biri de Sapphi ası’nda Terası’ydı. Sapphire Seyir Ter izleını ras nza ma yarımadanın eşsiz nu syo üla sim dikten sonra 4 boyutlu e isin gez ile birlikte ufak bir İstanbul gear çıkan Tekbir bayileri keyifli anl ler. irdi çirdiklerini dile get am yeTekbir ekibi ve bayileri ile akş acakları meklerini yedikten sonra kal otele bırakıldı.

5


BİZ’DEN

Lahore Ticaret ve Sanayi Odası Heyeti MÜSİAD Ziyareti MÜSİAD ve LCCI arasında MOU işbirliği anlaşması imzalandı. Pakistan Başkonsolosu Sayın Yousaf Junaid, Lahore Ticaret ve Sanayi odası Başkanı Irfan Qaiser Sheikh ve beraberindeki 33 kişilik heyet MÜSİAD Genel Merkezi ziyaret ederek Yurtdışı Teşkilatlanma Komisyonu Başkan Yardımcısı Mahmut Yüksel Süne ile görüştüler. Tekbir yönetiminden temsilcilerin de bulunduğu bu görüşmede Dış İlişkiler Komisyonu Başkan Yardımcısı Şevket Can Tülümen, Genel Sekreter Yardımcısı Fatih Poyraz hazır bulundular.

14. Uluslararası MÜSİAD Fuarı ve 16. Uluslararası İş Forumu (IBF) tanıtım filminin izlendiği görüşmelerde, katılımcıların kendilerini tanıtmalarının ardından iki kurum arasında MOU işbirliği anlaşması imzalandı. Ardından MÜSİAD üyeleri ve LCCI heyeti arasında ikili iş görüşmeleri gerçekleştirildi.

MÜSİAD Tekstil ve Deri Sektör Kurulu’nun Ziyareti

MÜSİAD Tekstil ve Deri Sektör Kurulu Şehit Büyükelçi Galip Balkar Teknik ve Endüstri Meslek Lisesini ziyaret etti. MÜSİAD Tekstil ve Deri Sektör Kurulu’ndan Tekstil ve Deri Sek. Kur. Bşk. Yrd. Ahmet Yazıcı Tekbir Giyim Yöneticileri’nden Aydın Karaduman, Utku İçlek ve Nurettin Sevilmiş, MÜSİAD Sektör Kurulu Koordinatörü Özkan Can ve Yönetici Raşit Yemişen’den oluşan bir heyetle Şehit Büyükelçi Galip Balkar Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi (Tekstil Meslek Lisesi)’ne ziyaret yapıldı. Okul Müdürü Ümit Aydın’dan okulun tarihi ve şuanki yapısı hakkında bilgiler alındı ve okul içerisinde gezi gerçekleşti. 6

Görüşmeler Başkonsolos Sayın Yousaf Junaid iki kurum hakkında bilgi ve görüşlerini ifade etmesi ile başladı. Devamında Lahore Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İrfan Qaiser Sheikh, kurumu ve Türkiye ziyaretleri ile ilgili bilgiler verdi. Yurtdışı Teşkilatlanma Başkan Yardımcısı Mahmut Yüksel Süne MÜSİAD adına bilgiler sunarken, “Yaşasın Türkiye, Yaşasın Pakistan” sloganı coşkuyla karşılandı. Dış İlişkiler Komisyonu Başkan Yardımcısı Şevket Can Tülümen konuşmasında Muhammed Iqbal’den alıntılar yaparken, Lahore Ticaret ve Sanayi Odası’ndan Sohail Lashari’nin de konuşmasına Mevlana’dan alıntılar yapması dostluk atmosferini güçlendirdi.

Esra Karaduman, Hilal Tv’ye konuştu

Hilal TV yöneticilerinin, tasarımcımız Esra Karaduman’ı, Hilal TV izleyenleriyle buluşturma talepleri sonucunda keyifli bir sohbet ortamı oluştu. Esra Karaduman’ın, tasarımlarını, eğitimini, hitap ettiği kitleyi, yeni koleksiyonuyla ilgili plan ve projelerini merak edenlerin bilgi sahibi olabileceği bu röportajda, Tekbir’in 30.yılına kadarki oluşum ve gelişim dönemi hakkında da konuşuldu. Bu keyifli röportajı www.facebook.com/TEKBIRGIYIMM adresinden takip edebilirsiniz.


TEKBİR KAMPÜSTE

FACEBOOK’TA PAYLAŞ-KAZAN Tekbir Facebook takipçilerini ödüllendiriyor. Anneler Günü etkinliği olarak kampanya görselini paylaşanlar arasında yapılan çekiliş sonucu ipek eşarp hediye edildi.

Tekbir, 21-22-23 Mayıs tarihlerinde 15. Kültür ve Sanat Festivali’ni gerçekleştiren Fatih Üniversitesi’ndeydi. Birinci gün Ferhat Göçer, ikinci gün Alişan, üçüncü gün Murat Dalkılıç’ın konser verdiği kampüs alanında, eşarp ve kravat standı açıldı. Ayrıca Tekbir, tekstil sektöründen katılan tek firma olma özelliğini de taşıdı.

İpek eşarp, lazer kesim şal ve kravatların %50 indirimle satıldığı alanda oldukça talep gören Tekbir’e yorumlar da güzeldi. Festivalin son gününde, 3 gün boyunca alışveriş yapanların arasından gerçekleştirilen kura çekilişi ile bir kişiye ipek eşarp hediye edildi. Yeni desenleri çok beğendiklerini söyleyen üniversiteli gençler, öğrencilere yönelik başka kampanyaların da yapılmasını talep etti.

Babalar Günü’nde ise yine kampanya görselini paylaşan takipçiler arasında yapılan çekilişle bir kişiye kravat bir kişiye de gömlek hediye edildi. Sadece özel günlerde kampanya yapmakla yetinmeyen Tekbir, reklam filmini paylaşanlar arasında da bir çekiliş yaparak takipçilerini yine ödüllendirdi. Paylaş-kazan yarışmasının sıkça olmasını isteyen, oldukça ilgi gösteren takipçileri önümüzdeki günlerde bol hediyeli yeni yarışmalar bekliyor.

Takipten ayrılmamanızı tavsiye ederiz http://www.facebook.com/TEKBIRGIYIMM

7


BİZ’DEN

BOMONTİ İŞ GRUBU TEKBİR’İN DAVETLİSİ Tekbir Yönetim Kurulu üyesi Cafer Karaduman’ın da üyesi olduğu Bomonti İş Grubu üyeleri ve aileleri 27 Mayıs 2012 Pazar Günü saat 10.00’da kahvaltı için Tekbir Merkez binasında buluştu.

Davetlilerle hatıra fotoğraflarının çekilmesinden sonra organizasyon sona erdi ve davetliler teşekkür ederek Tekbir Merkez binasından ayrıldı.

Kahvaltıda Cafer Karaduman günün anlam ve önemine dair bir konuşma yaptı. Kahvaltı bitiminde Bomonti İş Grubu üyeleri Tekbir hakkındaki görüşlerini tek tek bildirdi. Kahvaltı ve konuşmaların sona ermesinin ardından bayanlara eşarp, erkeklere kravat hediye edildi. Bomonti İş Grubu’ndan programa katılanlara özel yeni sezon ürünlerde %50 indirim uygulandı.

TEKBİR KAMPÜS KART Tekbir, %10 indirim avantajı sağlayan kampüs kart ile öğrencilerin kalbini fethetti. İlk olarak Fatih Üniversitesi Bahar Şenlikleri’nde dağıtılan Tekbir Kampüs kartlar, öğrencilerden büyük ilgi gördü. İndirimli indirimsiz tüm sezon ürünlerinde %10 ekstra indirim sağlayan kart nakit ödemelerde %3, visa ödemelerde %2 para puan kazandırıyor.

8


FATİH’İN DEĞİŞEN YÜZÜ; 2001 yılının başlarında açılan Fatih Center şubesi, Tekbir’in en eski 2. mağazasıdır. Fatih’te Fevzi Paşa Cad. No:25’te hizmet veren şube iki Tekbir mağazasının ortasında bulunmaktadır. Müşteri istek ve beklentileri ticaretin yönünü tayin eden en büyük etkendir. Müşterilere kulak verenler daha doğru hareket ederler. Tekbir de müşterilerinin talepleri ve yönetimin de onayı üzerine Center mağazasını açma kararı almıştır. Kullanım alanı 600 metrekare olan 3 katlı olup, üç katında da hizmet verilmektedir. Giriş katta tunik, etek, pantolon, eşarp, triko penye, çanta, takım, kaban, girişin altında ise; pardösü, kaban, manto, abiye gibi ana gruplar sergilenmektedir. Girişin üst katında da erkek reyonu bulunmaktadır.

CENTER

Genellikle orta yaş ve üstündeki bayanların alışveriş yaptığı şubede tesettürlü müşteriler yoğunluktadır. Tesettürlü olmayan müşteri kitlesi de azımsanmayacak kadar fazladır. Son zamanlarda gençler de Tekbir mağazalarını tercih eder duruma geldiler. Center da dahil olmak üzere Tekbir mağazalarını diğer markaların mağazalarından ayran yönleri güler yüzlü hizmet sunmaları ve kaliteli ürünü ucuza satabilen mağaza olmasıdır. Center mağazası 2012 yılında dış cephesini ve iç dekorasyonunu değiştirdi. Yenilenen yüzüyle daha da ilgi görmeye başladı. Tüm müşterilerimizi Center’ın değişen dış cephesini ve mağaza dizaynını görmesi için Fatih’e bekleriz. 9


Tekbir,

Moral FM’de

duğu, Moral FM’de, Fethi Çağıl’ın sun z’damu Tem 11 ın Radyobüs programın Esra ız cım arım Tas ki konuğu Moda Karaduman’dı. im, aile, Uzmanların konuk olduğu, eğit grampro ilen ver yer çocuk gibi konulara moda ve ttür tese da bu kez de Tekbir, konuları ele alındı.

Tekbir’i Takip Eden Kazanıyor

panyalar Programı dinleyenlere özel kam fonların“tele ıl’ın Çağ düzenlendi. Fethi imize eyic dinl on ilk dan mesaj gönderen iye” hed rp eşa ipek on Tekbir’den yeni sez p tale e lerc yüz de isin anonsuyla 2 dk içer kahak aya alm rp eşa geldi. Sonrasında yapıldı. zananların isimlerinin duyurusu ından ard n sini me gör Kampanyanın ilgi ya pan kam bir l öze 11 Temmuz gününe alağaz ma bir Tek ıldı. duyurusu daha yap için gelrında “Moral Fm kampanyanız indirim 0 %1 tra eks l dim” diyenlere öze i. sağlanacağı belirtild n tüm Bu keyifli programda ilgi göstere teşekize erim pçil taki dinleyicilerimize ve rını rpla eşa ipek on sez i kür ediyoruz. Yen iiller ma r kkü teşe n ileri teslim alan dinleyic lergün İyi . elim ver şılık ne buradan da kar de kullanınız.

10


BİZ’DEN tayız. Bunun yanında daha geniş bir yapı ile Çukurova bölgesinin tamamında bulunan değerli müşterilerimize Tekbir’in kalitesiyle tanıştırmayı amaçlayarak mağazalar zincirine yeni halkalar katmayı hedeflemekteyiz. MERSİN

Geniş ürün yelpazesiyle üretilen ürünlerimiz her yaşta, her müşterilerimize aynı oranda hitap etmektedir. MERSİN

TEKBİR MERSİN BAYİSİ Tekbir Mersin Bayisi Mehmet Erdemli, Tekbir Yaşam okuyucularına Mersin merkezdeki ve Tarsus’taki mağazaları hakkında bilgi verdi.

Mersin’imizin ılıman iklime sahip olması bölgeye has modern ve kaliteli keten, ince dokunmuş kumaşlarda üretilmiş olan ürünlerimizin sayesinde bizi daha çok tercih edilebilir kılmaktadır. Ürün çeşitliliğine önem vererek, mümkün olduğunca her kesim müşterinin talebine karşılık vermeyi amaçlamaktayız.

Mersin genelinde insanların tesettür giyimde modaya uygun, modern, kaliteli ürün talepleri doğrultusunda ihtiyacı karşılamak adına Mersin’de faaliyet göstermek istedik. Bu talepler doğrultusunda Mersin Merkez’de, 4502, 3 katlı ve Tarsus ilçesinde 1302, iki katlı mağazalarımızla 1999 yılından bu yana değerli Tekbir müşterilerine hizmet vermekteyiz. İlerleyen zaman içinde Mersin’in; Yenişehir (Pozcu), Mezitli ve Erdemli ilçelerinde de değerli müşterilerimize hizmet verme adına mağaza ağımızı büyütmeyi planlamakTARSUS MERSİN

Mersin’in, turizm şehri olması Doğu ve Orta Doğu insanlarının ilgi odağı olmasını sağlıyor. Kaliteli ürünlerimiz ve ürünleri sunuşumuz bizi, Türk Cumhuriyetleri, Arabistan, Suriye, Irak, İran, Lübnan, Mısır, Libya’dan gelen yabancı müşterilerimizin tercihi haline getirdi. Tekbir Mersin Mağazaları olarak müşterilerimize daha rahat ve ferah bir ortam oluşturmak için mağaza dekorlarımızı ve düzenimize önem vererek müşterilerimize seçkin olduklarını hissettirmek için elimizden geleni yapmaktayız. 11


HUZUR SOKAĞI’nda tekbir şıklığı Şule Yüksel Şenler’in satış rekorları kıran, her yaştan ve her kesimden insanın soluksuz okuduğu unutulmaz eseri Huzur Sokağı, başarılı kadrosu ile Eylül ayında ATV ekranlarında dizi olarak karşımıza çıkacak. Kadroda Selin Demiratar, Kutsi, Güven Hokna, Sinem Öztürk, Gökhan Mete, Yeşim Salkım, Nilgün Kasapbaşoğlu, Gamze Topuz, Fatma Karanfil gibi oyuncular yer almaktadır. Farklı düşüncelerde ve yaşam tarzlarındaki gençlerin hayatlarındaki değişimlerini anlatan dizinin kıyafet sponsorluğunu üstlenen firmalardan biri de Tekbir oldu.

Birkaç bölüm için toplu ürün alan kostüm sorumluları Tekbir’in fabrika satış mağazasından erkek oyuncular için de ceket ve ayakkabı aldılar. Aradıkları ürünlerden fazlasını bulduklarını söyleyen kostüm sorumluları zengin eşarp ve şal koleksiyonundan da kombinlerine uygun olanları almayı da unutmadılar. Eylül ayında TV karşısında dizinin keyfini çıkarırken, Tekbir koleksiyonunu ünlü oyuncuların üzerinde görebilir, yakından incelemek isterseniz mağazalarımızı ziyaret edebilirsiniz. Huzur Sokağı oyuncularının giydiklerini takip etmek isterseniz sizleri facebook sayfamıza bekleriz.

SEVAL

ÜLKER

LEYLA

HİKMET

AYŞE (DADI)

SELİM

DAMLA DEBRE

FEYZA ÇIPA

GAMZE TOPUZ NECMETTİN

TURGAY KANTÜRK EMEL

FATMA KARANFİL

SERDAR YEĞİN KEVSER

Eylül’de ATV Ekranlarında SUAVİ EREN

YEŞİM SALKIM HASAN

GÖKHAN METE BİLAL

KUTSİ

12

ŞÜKRAN

SİNEM ÖZTÜRK

NİLGÜN KASAPBAŞOĞLU SADDET

GÜVEN HOKNA FEYZA

SELİN DEMİRATAR


BİZ’DEN

TEKBİR Zonguldak BAYİSİ Tekbir Zonguldak Bayisi Saffet GÜVEN, bizlere mağazası hakkında bilgi verdi. Tekbir, 1989 yılında Zonguldak Merkezi’nde 30 m2 bir konfeksiyon dükkanı olarak açıldı. 2007 yılında Çaycuma ilçesinde Atatürk Caddesi üzerinde 3 katlı, 120 m2 genişliğinde 3. mağazamızı açtık. Zonguldak Merkez’de halen 100 m2 genişliğinde bir dükkanda ticari faaliyetimizi sürdürmekteyiz. 1980’li yıllardan itibaren tesettür giyimde bir hareket ve canlanma başladı. İstanbul’da Fatih ve Unkapanı’nda bazı giyim firmaları tesettüre yönelik ürünleri çeşitlendirerek üretmeye başladı. Anadolu’da ve bölgemizde şuurlu giyinme, tesettür duygusu gelişiyor, giyinmek isteyenler aradıklarını bulamıyorlardı. Şehrimizin bazı ticarethanelerinde yasak savma kabilinden birkaç pardesü bulunurdu. İstanbul’da üretimi gittikçe gelişen tesettür sektörü, Zonguldak’ta temsil edilmiyordu. Mevcut mağazalar ihtiyaca cevap veremi-

yordu. Konfeksiyon mağazası açma fikri gelişti. Böylece Tekbir’in, Fatih’te Akdeniz Caddesi’ndeki mağazasından ürün alarak 1989 yılında ilk alışverişimiz başladı. 23 yıldır bayiliğini devam ettiriyoruz. Bu sayede bölge insanımızın giyim tarzına yenilik ve kalite sunmaya devam ediyoruz. Bölgemizde özellikle şehir merkezinde Tekbir ürünleri daha yaygın satılıyor. Özellikle kırsal kesimde yaşayan genç bayanlar son yıllarda Tekbir modellerini tercih ediyor. Ekonomik durumun da tercihlerde etkisi var. Onlara uzun vade taksit imkanı sunuyoruz. Genç gruplarda; tunik ve pantolonlu takımlar, ortayaş ve üstleri için de pardesü ve kap modelleri revanç görmektedir.

Müşterilerimizin çoğu, bölgemizin insanları, Zonguldak’ın ilçesinden gelenler var. Transit karayolu üzerinde olmadığımız için gel-geç tabir edilen misafir müşteri sayısı yok denecek kadar az. Bartın ili Zonguldak’a 90 km uzaklıkta. Bartın’dan yaz aylarında müşterimiz gelir. Diğer şehirlerden gelen çok az müşterilerimiz oluyor. Ankara, İstanbul gibi şehirlere giden yöre insanımız Ankara/Kızılay, İstanbul/Fatih’teki Tekbir mağazalarına uğradıklarını söylüyorlar. Tekbir bayiliğini aldığımızda Zonguldak Merkez ve Karadeniz Ereğli ilçelerindeki yerel televizyon, radyo ve gazetelere yıllarca reklam verdik. Tesettür giyimde Tekbir’in kaliteli, yenilikçi, ayrıcalıklı bir marka olduğu her fırsatta duyuruldu. İlk yıllarda şehrin giriş çıkışlarında karayolları güzergâhlarına tabelalar astık. Şehrin billboardlarını kiraladık, afişlerle ilanlar ve reklamlar verdik. Şehrimizdeki iki yerel televizyonun bayan haber spikerlerine Tekbir kıyafetleri vererek haber kuşaklarında Tekbir logosunu ve reklamını yaptık. Şehrimizde tesettürü tercih eden bayanların ilk tercihleri olduk. Bunda medya ile ilişkilerimiMüşterilerimiz bayi olduğumuzu biliyor. Biz de her fırsatta müşterimize bayi olduğumuzu söylüyoruz. Müşterilerimiz internete girip gerek web sitesinden gerek sosyal zin etkisi çoktur. Halen belirli dergimecralardan takip ediyorlar. lere, gazetelere reklam veriyoruz. 13


BİZ’DEN İmam hatip mezunu musunuz? Hayır İslam ve fıkıh kitaplarını çok okudum. Bütün kitaplar kaybolsa İmam Gazali’den fıkıh kitabı kalsa yeter… İslami geleneklere bağlılık aileden mi geliyor? Babam fahri köy imamıydı. Dedem Osmanlı döneminde İstanbul’da medresede yetişmiş üst düzey bir mollaydı. Bizim etraftaki köylerin hepsinin hocaları dedemin öğrencileriydi. “Hayatım roman” klişesi sizin için hafif kalıyor. En iyisi biz ilk sayfadan başlayalım. Bizim köy 15 hanelik bir yerdi. Önceleri okul da yoktu. Dayımların yanında yatılı okula başladım. İlk okuldan fazla okuma şansım da olmadı zaten. 13-14 yaşında İstanbul’a gelip çalışmaya başladım. Çoğu değil. Şu an örtülü olanlar da artış var ama tasarım grubuThe Guardian’da sizin için “Allah’ın terzisi” demişler. Hoşunuza nun başındaki iki kişi de açık. gitti mi bu deyim? Kaç kişi çalışıyor şirkette? Allahın terzisi dünyada ulaşılabilecek en son makamdır. Part time olanları da sayarsak 850 çalışan var bünyemizde. Her Müslüman böyle anılmayı ister. Ama ben Böyle büyük bir şirketin devamlı bankalarla haşır nebuna layık olduğumu düşünmüyorum. şir olması gerekir. Çalışacağınız bankayı seçerNeden tesettür giyimi? ken nelere dikkat ediyorsunuz? Bizim insanımız yaşasa da yaşamaZorunda olmadığım müddetçe faiz ile t sa da İslam’a gönülden inanıyor.O çalışan hiçbir bankayı kullanmıyorum. e İzz anı yıllarda tesettür sözcüğü sanki Faizi olmayan her banka ile çalışırım. n da Başk diği Arap kıyafetiymiş gibi düşünün 80’li yıllarda biliyorsunuz bankerler ı lar rulu eştir er r lüyordu.İslam’ın emrettiği teyüzünden faiz ekonomisi battı. Faiz a l z ya Ku rçek i Hab u settürün tanıtılması halinde bu haksız kazançtır, haramdır ve iflasa i es etim ge rihl te b t insanların sıcak bakacaklarını e yol açar. e ş n az Yö N il 2 ta ı. İ lar; G düşünerek bu yola girdim. d ı Ama geçerli olan sistem bu değil mi? r 1 A t ürk ekbi UM n 20 ınlan yrın İlk defileyi yaparken ne amaç T Dünyadaki en büyük bankalar bata T y r D be nın, ARA azira e ya r ve güttünüz? madı mı? Amerika ekonomisi bile a H A’ K 0 H ’nd ele Tesettürü Türkiye gündemine tai sallanmıyor mu. Sonuçta bu haksız P a r ÇA ustaf rtaj 1 zetes n ka şıyıp tartışma yaratmaktı ki zaten kazanç; Allah bunu da ödetir. M öpo Ga ajda bu gerçekleşti. Bunu ticari amaçlı Bankalar ortadan kalkarsa ne olacak r rk ort değil inançlarımız gereği yaptık. Tü röp peki? Pazarlama tekniğinizi nasıl tanımlıyorsuBankalar kalksın demiyorum ki! Faizden söz nuz? Dahice mi, delice mi? ediyorum. İslam’da karlılık esasına göre bir ekonoBen söyleyeyim siz karar verin. Tesettürle ilgili ilk mi vardır. Ortaklık vardır. “Size şu kadar para verdim ama tasarımları yaptığımda benim gibi düşünen mağaza sahipleri bu kadar para talep ederim” diyemezsiniz. vardı ama bunları kim satın alır diyorlardı. Hiçbir mağazada te- Dünyada nerede var ki sizin idealinizdeki sistem? settürlüye uygun tek bir kıyafet yoktu. Yurtiçinde ve dışında 300 Dünyada olması önemli değil. Araplarda bile yok mesela. Onlacivarında satış noktalarımız var. rı değil Peygamberi örnek alırsınız. Bugün Papa bile bankaların Markanızın ismi olarak Tekbir’i seçmenizi günah olarak yorumla- haksız kazanç elde ettiğini söylüyor. yanlar çıktı mı? Çıktı, hatta mahkemeye bile verdiler. Ama Allah’ın kurallarına Peki Yeşil Sermaye konusunda ne düşünüyorsunuz? uyuyorsanız onun kurallarına uygun bir isim kullanmanız gerekir. Sermaye’nin yeşili kırmızısı olmaz. Bizim ölçümüz Asr-ı saadetYaptıklarınızın sosyal anlamda bir reform olduğunu düşünüyor tir. Peygamber Efendimiz “Bu kumaşlar Hindistan’dan, musunuz? Çin’den geliyor bunları almayın” deSadece Türkiye’de değil, bütün dünyada reform oldu. Ben nasıl memiştir. Avrupalı modacılardan etkileniyorsam onlar da benim tasarımlarımdan etkileniyorlar. İslami kesimin Chanel’i gibi görüyor musunuz kendinizi? Bizim hedefimiz tesettürün mimarı olmak. Ama isterseniz Tekbir için tesettürün Chanel’i diyebilirsiniz… Stilistlerinizin çoğu örtülü mü peki?

DA TTİ A P İH E A T Ç ERC E İZZ R’İ T Bİ K TE

14



Feracede Yeni Bir Soluk:

Berceste

16


MODA

M

ayıs ayında Rabbim bana; kutsal topraklara Umre’ye gidebilmek gibi çok güzel bir ödül verdi. Tarifsiz bir heyecanla dünya meşgalelerinden soyutlayarak, kendimi Allahım’ın huzuruna en yakın yerde, Kabe ‘de buldum. Farklı ülkelerden, farklı insanların aynı dilde dua etmesi, Kabe ‘nin etrafında bir bütün olması ne güzel bir duyguydu. Binlerce Müslüman kadının en güzel giysilerini, bu güzel topraklarda ibadet ederken giymesi beni müthiş duygulandırdı. Kutsal toprakları ziyarete giden bayanların üzerinde modellerimizi görmek ise başka bir duyguydu. Tekbir’in modacılarından biri olarak koleksiyonuma kutsal yerlerde giyilebilecek ve günlük hayatta da rahatça kullanılabilecek bir grup yapmam gerektiğini düşündüm ve Umre dönüşünde çalışmalarıma bu düşüncemi geliştirerek devam ettim. 2012-2013 Sonbahar/Kış sezonu için hazırladığım koleksiyona anlamlı bir isim bulmam gerekiyordu. Anlamına yakışır bir isimle sizin karşınıza çıkmak çok güzel bir duygu, koleksiyonun ismi “Berceste” öze dönüş, latif, ince anlamlı, kolay hatırlanan, yapısı sağlam anlamına geliyor. Öze dönüşü anlatan “Berceste” koleksiyonu hem şık hem zarif. Gerek ibadet ederken, gerek özel günlerde pratik kullanımıyla kendimize değer katacak bir koleksiyonu siz değerli müşterilerimizin beğenisine sunuyoruz. Şükran UYSAL

17


ÜN İV ER Sİ TE

HER YERDE FARKLI TARZIM

Hazırlayan Esra KARADUMAN

Spor şıklığınız kampüsteki ders çalışmalarınızı daha zevkli hale getirecek…

İŞ

BA YR AM

GÖ RÜ ŞM ES İ

işimd a a l z ı z n vanı arzı Bu t sleki ha rünüe m i gö den miş gib sunuz… gir yor

Sonbahar-Kış sezonu için gençlere özel farklı tasarımlar yaptık. Her koleksiyonda farklı bir tema kullandık. Saraylı koleksiyonu size asilliği ile özel tasarımlar sunarken, Pembe Düşler isimli koleksiyonumuz size pembe bir gülün güzelliğinde tasarımlar sunuyor. Bunların yanı sıra Gökyüzü koleksiyonu, renkleri ile günün modasına vurgu yapıyor. Baharat yolu isimli koleksiyonumuz bütün sıcak tonları kendi içinde barındırarak sonbahar kış koleksiyonuna renk katarak canlandırıyor. Her zevke hitap eden bu koleksiyon size her yerde eşlik edecek. Aynı zamanda Ölçüsüz güzellik isimli 44+ koleksiyonumuz ile de rahatlığı ve şıklığı bir arada bulacaksınız. Koleksiyonumuzdan seçtiğim 7 kombinli kıyafet ile size ufak bir tanıtım yapmak istedim. Devamıyla tanışmanız için sizleri mağazalarımıza bekliyoruz.

eye l öpm am e e l r iz ay Ailen iğiniz b balagitt e, akra den d iz retin ini s ... ziya gözler ayacak z ı m n ı a r al

18

ine n bir yine ilir ki? i g piyeb r şık ada hayır d a da to k u e y B e m m i r d k niz bul gö … e m cak rüş a ka İş gö arınızd lmaz ola l ı ı t lan z kaçın i men


KOMBİNASYON

Arkadaşlarınızla gideceğiniz bir yemek veya güzel bir kafede keyifli bir sohbet için ihtiyacınız olan; günün modası dantelle bezeli bu tasarım harikası tunik. Tek yapmanız gereken yine günün modası olup hoşunuza giden bir rengi tuniğinizle kombinlemeniz.

ARKADAŞ BULUŞMASI

ha uzun zdan da u n u ve ğ u antolon Sizi old u etek p b ak k e a c y e r ı lılığ göste i ile fark ş in a b d a m k o r k a bluz ığınız ld tı a k iz in m de gittiğ layıp he de ızda hem toplantın k kokulu bir kafe . e iz k in l s e k z e ü c g rk edile hemen fa

Etek pantolonun vermiş olduğu rahatlık ve şıklık sizi alışverişinizde gözde yapacak ve diğer bayanlar tarafından kıskanılmanıza sebep olacak…

ALIŞVERİŞ

mli ” isi n k i l l e rü güz lu ü süz asyon trenç ü ç l “Ö ombin an bu dan k ız ızd rım e tarzın serin a l p , n e gru aban il ed alışvem k r e nv bir iz. ödü rahat ilirsin b e e d r çi ler gün ünü ge g ş i r

19


KOMBİNASYON a hab mer gini e n en gü siyle ten r Mav ; güneş akşamü n n , ç e i i ı derk kaban rlamak z… u u b n sını uğ çala güneşi almalı e tü, iniz üzer

GEZİ-MÜZE

tolonla visi pan Saks ma nen en trend kombinle n krep ile rda kumaşla n bu tunik na la n harma deki cennetin r ü lt ü ek… sizi k c e ürükley ahenge s

Siyahın asilliğini dantelin zerafeti ile buluşturduk ve davetlerin gözdesi yaptık. Bu şık şifon elbise sizi özel hissettirtecek.

Her ortamda rahatlıkla giyebileceğiniz, rengiyle ideal bir elbise… Davetlerde şıklığından bahsettirmek isteyenlere…

DAVET

20


YAŞAM

HAYVAN İÇİN BİR KAP SU Türkiye’nin dört bir yanındaki hayvan severler, insanların küçük dostlarının su ihtiyacını karşılamayabilmek ve serinlemelerini sağlamak için örnek davranışlar sergiliyor. Antalya’da özel bir veteriner kliniği, son bir ay içinde ısı çarpması nedeniyle sahipli üç hayvanı tedavi ettiğini söyledi. Isı çarptığı fark edilmeyen sahipsiz hayvanların ise çoğu zaman bir köşede öldüğü ifade ediliyor, sahipli hayvanların da sıcakta uzun yürüyüş yaptırılması, güneş alan bir yerdeki kulübede kalmak veya otomobilde bırakılmak gibi nedenlerle kliniğe getirildiği kaydedildi. Isı çarpan hayvanların ateşinin 39 ile 42 dereceye kadar yükseldiğine, çok hızlı soluk alıp vermeye başladıkları görülmektedir. ‘’Bu durumdaki bir hayvanın gölgeye alınıp üzerine hortumla su tutarak veya su dökerek serinletilmesi gerekir”. -’’TER BEZLERİ OLMADIĞI İÇİN DAHA ÇOK ETKİLENİYORLAR’’ Antalya Veteriner Hekimler Odası Başkanı Muammer Saygılı, insanlarda olduğu gibi hayvanlarda güneş çarpmasının pek görülmediğini çünkü hayvanların kafatasının iki katlı olduğunu, arada hava sirkülâsyonu bulunduğunu belirtti. Ancak aynı şeyi ısı çarpması için söyleyemeyeceğini kaydetti. Hayvanların ter bezlerinin olmaması nedeniyle sıcaklıktan insanlardan daha fazla ve derin etkilendiğini, aşırı sıcakların kuşları öldürdüğü ifade eden Saygılı: ‘’Şehirlerde, balkonlarımıza ve bahçelerimize geniş kaplarda su koyarsak, kuşlar hem su ihtiyaçlarını karşılayabilir hem de yıkanabilir. Yaban hayatına da ayrıca özen gösterilmesi gerekir” dedi. -KUŞLAR İÇİN 4 PARMAK, KEDİKÖPEKLER İÇİN 15 SANTİMETRE Kedi ve köpekler için 15-20 santimetre derinliğinde biraz daha büyük kapların konulması gerektiğini dile getirerek, ‘’Ben susuz kaldığı için yavrularıyla birlikte bağıra bağıra ölen tilkiler gördüm. Su döktüm ama kurtaramadım. Bu nedenle bahçeli evlerde yaşayanlar bahçelerinin uygun yerlerine mutlaka su kapları koymalı. Ev hanımlarından da artık makarna, pilav ve ekmek ufaklarını çöpe atmamaları isteniyor, insanların dünyanın sadece kendilerinin olmadığını bir an bile akıllarından çıkarmaması gerekiyor. Dünya ve doğanın hayvansız ve bitkisiz olamayacağı bilinmelidir.. -’’SUSUYORLAR SÖYLEYEMİYORLAR’’ Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) Eskişehir Temsilcisi Ayten Tutkun, sokakları insanlarla birlikte paylaşan sokak

hayvanlarının yiyecek ve su bulmalarının sorun olabildiğini belirtti. Kısırlaştırma, aşılama ve kontrolleri merkez ilçe belediyelerince yapılan sokak hayvanlarından 100’e yakınının geçen yıl susuz kaldığı için telef olduğunu kaydeden Tutkun, HAYTAP’ın ülke genelinde sokak hayvanları için başlattığı ve kapı önüne bir kap su konulmasını içeren ‘’Susuyorlar, Söyleyemiyorlar’’ kampanyasının Eskişehir’de de ilgi gördüğünü anlattı. Tutkun, kampanyaya belediyelerin destek verdiğini, böylece kentte bu konuda duyarlılık oluştuğunu anlatarak, kampanyanın duyurulmasıyla birçok vatandaşın kapılarının önüne bir kap su koyduklarını gözlemlediklerini söyledi. Sokak hayvanlarının doğanın bir parçası olduğunu ve hayatı insanlarla birlikte paylaştıklarını anlatan Tutkun, ‘’Bu sıcak havalarda kapının önüne konulacak bir tas su, bir kuş için, köpek veya kedi için çok önemli olabiliyor. Su insanlar kadar hayvanlar için de vazgeçilmez temel ihtiyaç. Hayvanlardan bir kap suyu esirgemeyelim’’ şeklinde konuştu. -’’OSMANLI DÖNEMİNDEKİ DUYARLILIĞI SÜRDÜRMEYE ÇALIŞIYOR’’ Malatya’da 20 yıldan beri kuşlar için yaptığı yuvaları cami ve sitelere asan Kenan Durgun, havaların aşırı ısınması nedeniyle kuşların artan su ihtiyaçlarını, yapımına hız verdiği kuş yuvalarıyla karşılamaya çalışıyor. Sıcakların artmasıyla yuva yapımına hız verdiğini belirten 45 yıllık esnaf Durgun şunları söyledi: ‘’Eskiden toprak evlerde yaşardık. Kuşların toprak evlere yuva yapması çok daha kolaydı. Ancak teknoloji ilerledikçe betonarme evler arttı. Kuşlar yuva yapacak yer bulamaz hale geldi. Ben de elimden geldiğince kuşların yaşam ihtiyacını karşılamak ve onlara bir şans vermek için yuva yapmaya başladım. Bugüne kadar 500 kuş yuvası yaptım. Kuş yuvasını astığım yerlere de kuşların beslenmesi için yem ve su bırakıyorum. Havaların aşırı ısınmasıyla da kuşlar için bu hizmetime hız verdim’’ diye konuştu. Bir kuş yuvasının maliyetinin 20-25 TL arasında değiştiğini ifade eden Durgun, ‘’yaptığım yuvalarda kuşların barındığını görmek bana ayrı bir mutluluk veriyor. Her biri 35 parçadan oluşan kuş yuvalarının üzerini çürümeyen saçla kaplayıp, çürümez boyayla boyuyorum. Bir kuş yuvasının, söküp atılmazsa 100 yıl kadar ömrü var’’ dedi.

Zaman Gazetesi’nin haberinden derlenmiştir. ABDULLAH KARADUMAN

21


RÖPORTAJ

Ekranların Sempatik Yüzü

İkbal Gürpınar Kadın mutluysa yuva da mutlu, toplum da… İkbal Gürpınar’ı herkes tanır ama yine de kısaca kendinizden bahseder misiniz? Hayata hep olumlu tarafından bakan, Allah’ın emanetine sahip çıkmaya çalışan, Esref_i Mahlukat payesine layık olmak için elinden geleni yapmak için gayret gösteren bir kulum. Giydiğiniz kombinleri size kostüm sorumluları mı hazırlıyor yoksa siz mi seçiyorsunuz? Televizyondaki görevli arkadaşlarım kıyafetlerimi sponsorlardan temin ediyorlar. Genelde onlar ne getirdiyse onu giyiyorum. Eğer hiç beğenmediğim bir kıyafetse, o gün de televizyona çıkabileceğim bir kostümüm varsa onunla çıkıyorum. Başörtü kararınız medyada geniş yer aldı, çok şeyler konuşuldu. Bu kararı ne zaman ve nasıl aldınız? Umre ziyaretimde, tavaf namazında duyduğum ”artık başını açmamalısın” sesi sayesinde kapandım. İşim gereği böyle bir şeyi gerçekleştirebileceğimi hiç düşünmüyordum. Bir yayıncı için zor bir karar bu. Nasıl tepkiler aldınız? İki taraftan da olumsuz tepkiler aldım; sözde Atatürkçüler ki Atatürkümüz’ün istediği hiç bir şeyi yapmayıp sadece söylenen kesim. İkincisi de dini kendi tekelinde tutan bağnaz kesim. İkisi de benim için hiç önemli değildi çünkü imanın kimde olduğunu kimse bilemez ve hiç kimse bir başkasının imanını sorgulayamaz. Ben sadece Yaradanım ne diyor onu önemsiyorum, insanların ne dediği umurumda değil. Kapanmanızın olumlu ya da olumsuz ne gibi farlılıkları oldu hayatınızda? Yaşam sizin için başı açık olarak mı daha kolaydı yoksa başörtülü olarak mı? 22


Kapanmak inanılmaz bir maddi kayba yol açtı hayatımda. Festivallerde sunuculuk yapan ben, maalesef hiçbir festivale çağırılmadım. Sağ tandanslı belediyeler bile beni festivallerine çağırmadı ama rızkı veren Allah’tır. Allah bana başka kapılar açtı çok şükür. Yaşam koçu oldum. Başörtüsü iş hayatınızda bir değişikliğe sebep oldu bunu avantaja dönüştürebildiniz mi? Yaşam koçluğu hayatıma çok şey kattı, şimdi “Mutlu Kadın, Mutlu Yuva” projemle tüm Türkiye’yi dolaşıyor, insanlara mutlu olma taktikleri veriyorum. Bu çok önemli, kadın mutluysa yuva da mutlu, toplum da… Medya sektöründe bir bayan olarak çalışmanın zorlukları var mı? Sanırım şimdilerde daha kolay medyada olmak. Çünkü bu işin okulunu bitirmiş, kendine güvenen bir nesil geldi ve medyayı tekelinde tutan jenerasyon eski gücünü yitirdi. Bazı insanların ünlü olmak, televizyona çıkmak için bedenlerini sergileyerek, namuslarından taviz vererek bir yerlere geldiğini biliyorum bunlar bir günde meşhur oluverdiler. Tırnaklarıyla, namusuyla çalışmak isteyenler uzun yıllar emek verdi ve hiçbir zaman diğerleri kadar çok para kazanamadı. Ama olsun, yastığa başınızı koyduğunuz zaman rahat uyumanın tadını hiçbir şey veremez bu hayatta çünkü müsterihsiniz. İkbal Hanım birkaç kez Umre ziyaretinde bulunduğunuzu biliyoruz. Umre sizin için ne demek? Umre benim için her yıl olmazsa olmazım. Fabrika ayarlarıma dönüyorum Umre’ye gittiğimde. Enerji dolup, daha munis, daha şefkatli bir İkbal geliyor o mübarek diyarlardan her seferinde. Hayatınızın dönüm noktaları nelerdir? İlk dönüm noktam liseyi dışarıdan bitirmek için okula kaydolmam, Türkiye Polis Radyosu, ardından TRT ve Samanyolu Televizyonu’ndaki Kimse Yok mu programı. İkinci oğlum Efe’nin doğumuyla da yeni bir dönem başladı benim için ve tabi başımı kapattığım son Umre ziyaretim.

Kendinizi nasıl motive ediyorsunuz ? Şimdi kendini beğenmiş demeyin ama her sabah gözlerimin içine bakıp aynada, kendi kendime gülümser, ne güzelsin derim. Hafızamı, zekamı kutlar, Yaradanım’a bu özelliklerim için teşekkür ederim. Dindar ya da muhafazakâr genç kızların ve kadınların giderek daha modern, daha özgüven sahibi, iyi giyinmeye çalışma gibi tavırlarıyla ilgili ne düşünüyorsunuz? Bazı genç kızlar gerçekten mükemmel giyiniyor ama bazıları da var ki, kel alaka şeyleri üst üste giyiyor ve inanılmaz gereksiz şekilde aşırı makyaj yapıyor. Onlara da Allah islah etsin diye bakıyorum. Çünkü açık bir insandan çok daha fazla dikkat çekiyor, kötü hisler beslettiriyorlar karşılarındakilere. Kuran’da en güzel örtünün takva örtüsü olduğu yazıyor. Kıyafetimiz takvamızı göstermeli. Kapalı hanımlara tavsiyeleriniz nelerdir? Temiz, şık, uyumlu kıyafetlerle diğer arkadaşlara hoş görünmeli, İslamiyet’e laf getirecek tarzda giyimlerden uzak durmalıyız. Kapalı olmak demek hep siyah giymek değil, renkli, asil duran kıyafetleri seçmeliyiz. Ama maalesef bu konuda piyasada çok büyük bir açık var. Dilerim tesettür konusunda daha modern çizgilere sahip kıyafet üretimi artar. İkbal Gürpınar’a ve ekibine bizlere zaman ayırdığı ve sorularımızı cevapladığı için teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Sık sık şehir dışında oluyorsunuz? Anadolu’daki kadınlar sosyal hayatta İstanbul’dakilerle kıyaslandığı zaman nasıl bir yerde duruyor? Şehirden şehre değişiyor. Bazı yerlerde İstanbul’da olduğundan daha aktif Anadolu kadını, daha çok söz sahibi hayatta. Çalışmıyorlar ama kocaları zengin, öyle güzel işler yapıyorlar ki, üstelik iş yaşantısının yıpratıcı etkisinden de uzak, daha genç kalıyorlar inanın.

23


SAĞLIK

Sağlıklı

Yaşam İçin Bilinmesi Gerekenler;

Yaklaşık 30-40 yıl önce malnutrisyon denilen beslenme yetersizliğinin getirdiği problemlerle uğraşan hekimler bugün tam tersine fazla ve dengesiz beslenmenin yol açtığı kronik ( yavaş sinsi seyreden) hastalıklarla boğuşmaktadır. Kanserden şeker hastalığına, allerjilerden eklem rahatsızlıklarına ve psikolojik bozukluklara kadar aklınıza gelebilecek her hastalığın yediğimiz- içtiğimiz şeylerle doğrudan ya da dolaylı ilişkisi olduğu bugün bilinen bir gerçektir. Yediğimiz gıdaların orijinal özellikleri kaybolmuş, genetiği ile oynanmamış gıda neredeyse kalmamıştır . Buna üretim aşamasında yapılan ilaçlama, hormonlama, sunî gübreleme gibi müdahaleleri de ekleyecek olursak olayın ciddiyetini tasavvur edebiliriz sanırım. Çok önemli bir başka sorun da gıda katkı maddeleridir. Hazır gıdaların neredeyse hepsinde az ya da çok lezzet vermek, raf ömrünü uzatmak, bozulmasını önlemek için bir çok ilave madde mevcuttur. Ayrıca ambalajlar, dezenfekte etmek için kullanılan maddeler de zararlı kimyasallar içerebilmektedir . Bu maddeler sık veya fazla miktarda tüketildiğinde birikerek zehir (toksin) etkisi yapmaktadır. İki odalı evinize üç odalık eşya aldığınızda ne yaparsınız? Ya bazı eşyalardan vazgeçer ya da güzel bir şekilde yerleştirmek yerine eşyaları oraya buraya tıkıştırır, yığarsınız. Bu durumda hem evdeki iş artmış hem de alan darlığından dolayı zorlaşmıştır. Aynen bunun gibi bedenimizin de yaşa, metabolizma hızına, boy ve kiloya göre belirli miktar ve çeşitte gıda maddelerine ihtiyacı vardır. İhtiyaçtan fazla alınan gıdalar çeşitli organ ve dokularımızda yağ olarak, çöp olarak birikecektir. Vücudun bir 24

ara bunları atması gerekir ama biz sürekli yersek, çöpleri atmaya vakit bulamadığı gibi yenileri ilave olacak, bedenimiz de fazlalıkları oraya buraya sıkıştıracaktır. Çöplerin biriktiği organlar, dokular zamanla işlerini iyi yapamaz hale gelecek ve uyku kalitesinin bozulması, panik atak, depressif ruh hali gibi psikolojik sorunlar yanında halsizlik, yorgunluk, eklem ağrıları, kan şekeri yükselmesi, tansiyon düzensizlikleri, karaciğer yağlanması, obezite vs. gibi çok sayıda bedensel problemler başgösterecektir. Uzun yıllar devam eden bu durum zamanla organlarda kalıcı hasara sebep olur, hücresel düzeyde oluşan kanserler immun sisteminin de işini iyi yapamaması nedeniyle ilerler, kronik hastalıklardan dolayı hayat kalitesi düşer. İlaç ve tedavi giderleri millî gelirin önemli bir bölümünü alır götürür. Gördüğünüz gibi bizim fazladan ve keyif için tükettiğimiz yiyecekler hem vücudumuzu hem de ülkemizi zarara uğratmaktadır. Bu noktada şu hadiseyi anlatmadan geçmek istemem. Efendimiz (SAV) zamanında bir ülkenin meliki bir hekimini islam ülkesine gönderir. Burada bir süre kalan hekim kendisine pek iş düşmediğini görünce ülkesine geri dönmek istediğini söyler. Ona cevaben bu beldede insanların, Efendimiz’in tavsiyeleri doğrultusunda; acıkmadan yemedikleri, tam doymadan sofradan kalktıkları, temizlik ve sağlık öğütlerine de riayet ettikleri için hasta olmadıkları ifade edilir.

Dr. Hafize ERKAL



ERKEK GİYİM

2012/13 sonbahar

-kışında erkek

’te moda

Bir sonbahar-kış sezonunda daha yine, yeniden sizlerle birlikteyiz. Yönetim Kurulu üyelerimizden Müfrettin Karaduman ile birlikte siz değerli müşterilerimize bol alternatifli bu koleksiyonu hazırlamamız, tatlı yorgunlukların olduğu araştırma ve incelemeleri de kapsayan ciddi ve dikkatli bir süreci gerektirdi. Yıllardır bizlerden teveccühünü esirgemeyen sizlerin, ihtiyaçlarınızı karşılayabilmek düsturundan aldığımız güç ve tabi ki Tekbir markasının misyon ve vizyonu ışığında şekillenen bir sürecin neticesidir bu koleksiyon.

26


20 12 /1 3

So nb ah ar -K ış Ko le ks iyo nu m uz

2012 sonbaharında o alışıla gelen sarı sonbahar ve karakışların siyah-gri-füme ile lacivertlerin yanı sıra insanın içini ısıtan parlament, yeşil, bej, turkuaz ve kahverenginin çeşitli tonlarının düz, petit, kare, ekose kumaşlarda “işte budur” dedirten karmasyonlarını siz değerli müşterilerimizin beğenilerine sunmaktan tarifi imkansız mutluluklar duymaktayız. 2012/13 Sonbahar-Kış Koleksiyonumuzda türlü renklerde trikoları, bunları kombinleyebileceğiniz pantolonları, ayakkabıları, hakim yaka paltoları, modelli montları ve daha fazlasını bulabilirsiniz. Bu sezon erkek giyimdeki geniş ürün yelpazemizi daha da genişlettik. Su geçirmez, kir tutmaz, yağ itici nano kumaşlar yani “bionic kumaşların” kullanıldığı takım elbiseler ürettik. Mağazalarımızda klasik ve slim fit kalıplarda hakim yaka, modelli ve düz gömleklerin birçok çeşidini bulabilirsiniz.

e os ek rdu ve olu eüz bu ük k d y , lar sem p bü m r i ı i t bu tak ik sey n elu me d nim ız. e k ç ğ ge be mu eri be ay ği nun pa “Üz nda nızd e a şı m u ve lü tler…ğiniz kar . E ezon n m e i e ü i s r k y e iyd yin r, c , g ile ste -Kış i e l ü l ak har lek ün ınız ar nm nba öm ve y dığ alıpl u g lli k is o ula t k im 13 S de amu urg limfi r o e v s rl m p 2/ e rda ıkça ve kü 201 v k e s sik z la teş n de Dü maş k” de kla e z e n ku ere ğını ibi ibi b k y ı i e g d ald im esi . yif giy r üy inim k ke he em Er ibin ine ek eceğ nil Enes KARADUMAN

27


RÖPORTAJ

Abdurahman KARADUMAN

Bugün Türkiye genelinde franchise veren şirketlerin sektörlere göre dağılımında yüzde 33 oranla giyim sektörünün başı çektiği görülüyor

Kendinizi tanıtır mısınız? Göreviniz nelerdir? Tekbir’in Osmanbey’de bulunan Toptan Showroom Mağazası’nın müdürüyüm. Ne kadar zamandır bu işle meşgulsünüz? 10 yılı aşkın süredir burada görev yapmaktayım. Osmanbey’de kaç kişilik bir ekip ile çalışıyorsunuz? 5 kişilik bir ekibe sahibiz. Bu ekibe dahil olmak isteyenlerde aradığınız özellikler nedir? Benim için öncelikli olan özellikler bizimle birlikte çalışacak kişinin ekip ve pazarlama ruhuna sahip olması, müşteri diyaloglarını iyi kurabilen ve bunu devam ettirecek beceriye sahip olması ve olmazsa olmazlarımızdan en az bir veya birkaç dil biliyor olmasıdır.

28


Franchise ile ilgili genel görüşünüz nedir? 1980’li yılların ortalarında tanıştığımız franchising sistemi günümüzde pek çok şirketin büyüme planlarında ilk sırada yer alıyor. Şirketlerin büyüme isteklerine en cazip çözüm olan ve yeni girişim yapmak isteyenler içinse en çok tercih edilen sistemlerin başında geliyor. Peki Türkiye’de franchisingin durumu hakkında bilgi verebilir misiniz? Türkiye’de uzun bir geçmişi olmasa bile bugün ekonominin önemli can damarlarından biri haline geldiğini söylemek hiç de yanlış olmaz. Franchisingin Türkiye’de giderek yaygınlaşan bir iş modeli olarak benimsendiğini gösteren en önemli göstergelerden biri de Avrupa Franchise Federasyonu istatistikleri. Bu istatistiklere göre Türkiye franchise veren marka sayısında Avrupa birincisi. İkinci sırada Fransa, Almanya ise bu alanda üçüncü sırada yer alıyor. Sizce franchise girişimciler için nasıl bir alan? Bugün Türkiye genelinde franchise veren şirketlerin sektörlere göre dağılımında yüzde 33 oranla giyim sektörünün başı çektiği görülüyor. Ardından gıda yüzde 24, hizmet ise yüzde 16 ile franchising sisteminde hiç de azımsanmayacak bir paya sahip diğer iki sektör. Türkiye’de girişimcilik yapmak isteyen her 10 kişiden birinin franchise sistemiyle işini kurmak istediği ve firmaların büyüme için bu sistemi önemli bir araç olarak gördüğü düşünülürse sektörün girişimciler açısından doğru firmayı buldukları takdirde büyük bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Osmanbey piyasasını diğer tekstil piyasalarına göre farklı kılan sizce nedir? Türkiye’nin ve İstanbul’un en prestijli alışveriş merkezlerinden biri olan Osmanbey piyasası, 40 yıla yaklaşan geçmişi ile Türkiye’nin köklü ve gelişen tekstil ve hazırgiyim sektörünün dikkate değer bir merkezi olma özelliğini taşıyor. Osmanbey, binlerce irili ufaklı firmanın oluşturduğu bir tekstil cenneti adeta. Açık hava moda fuarı demek dahi mümkün. Büyük bir kısmı kendi markasıyla üretim yapan 4000 firmayı barındıran Osmanbey’den 50’den fazla ülkeye ihracat gerçekleştiriliyor. Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ve Arap ülkeleri gibi komşu ülkelerin en önemli te-

darikçisi olan Osmanbey, iç piyasanın da en önemli tekstil ve hazırgiyim kaynağı. Türk tekstil ve hazırgiyim ihracatının yaklaşık % 40’ı Osmanbey’den yapılıyor. Osmanbey’i diğer piyasalardan farklı kılan özellikleri ise moda tasarlayan, üreten, pazarlayan ve hızlı terminlerde çalışan bir merkez olması. Modanın kalbi Osmanbey’de atıyor diyebilir miyiz? Her gün binlerce müşteri ve ziyaretçiyi ağırlayan Osmanbey, çağdaş tasarımlı vitrinleri, çevre düzenlemesi, yüksek ürün çeşitliliği ve trendleri belirleyen firmaları ile modern ve düzenli bir alışveriş ortamı sunan eşsiz bir moda merkezi. Tekbir’in toptan bölümü olarak gelecekteki hedefleriniz nelerdir? Dünyaca kabul edilen bir gerçek var o da şu ki; bayan giyim modasının kalbi Paris’te, erkek giyim modasının kalbi Milano’da, tesettür giyim modasının kalbi ise İstanbul’da atıyor. Biz Tekbir olarak ilkleri gerçekleştiren tesettür giyim firması olmamız ve tesettür modasının öncüsü olduğumuzdan üzerimize büyük bir misyon yükleniyor, hal böyle olunca hedefler de o denli büyük oluyor tabi. Toptan bölümü olarak öncelikli hedefimiz Osmanbey’i ziyaret eden yerli ve yabancı müşterilere yüksek kalitedeki cazip fiyatlı ürünlerimizden satarak şube veya bayilerimizin bulunmadığı noktalara ulaşmak ve tüm kıtalara ihracatımızı arttırmak.

29


GEZİ

K E S R E H A N S ı ğ O a r u B D üznün H e v n i c n i ev

Mostar Köprüsü

S

Bosna – Hersek’te Boşnaklar ile Hırvatlar ve Sırplar yaşar. Bunlar VII. yüzyılda buraya yerleşip Hıristiyan olmuş Slav kavimlerdir. Boşnaklar da esasen Müslüman olmuş ve Türk kültürünü kabul etmiş Hırvatlar’dır. XII. yüzyılda Macar hakimiyetini kabul ederek bu ülkede

Neretevo River

30

sonradan birçok Slav prenslikleri kuruldu. Sonunda Bosna ayrı bir krallık oldu (1377) fakat sonunda krallık Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilerek ortadan kaldırıldı. Önce sancak sonra eyalet olarak Osmanlı’ya bağlanan topraklar XVI. yüzyılın büyük devlet adamı Kanuni Sultan Süleyman ve Gazi Hüsrev Paşa’nın 1521’den 1541’e kadar devam eden valiliğinde imar gördü, olağanüstü bir şekilde kalkındı, zenginlik, refah ve kültüre kavuştu. Eyalet XVII. yüzyılın son yıllarına kadar bu durumunu korudu. Bu yüzyılda Bosnasarayı şehrinde 180 ilkokul, 47 tekke, 26 han, 177 cami bulunuyordu. Şehrin nüfusu da 170.000’di. Bu seçkin Osmanlı eyaleti o yüzyıl sonundaki Prens Eugène de Savoie’nın geçici istilası altında adeta taş taş üstünde bırakılmayacak derecede tahrip gördü. XIX. yüzyılda Rusya ve Avusturya’nın kışkırtmaları Sırplar’ın da bağımsızlık istekleri bu ülkede büyük kargaşalıklar doğurdu. Bunun sonunda Müslüman beylerin nüfuzu kırıldı. 1863’te Cevdet Paşa büyük yetkilerle olağanüstü müfettiş olarak bu eyalete yollandı. Önemli ıslahatlar yaptı fakat Rusya 1876’da Hersek Hırvatları’nı ayaklandırmayı başardı. Bu olay 1877-78 Türk-Rus savaşının öncüsü hatta sebebi olmuştur. Savaşta yenilen Osmanlı bu eyaletin idaresini taviz olarak Berlin Antlaşması hükümlerine göre Avusturya-Macaristan’a bırakmak zorunda kaldı. 1908’e kadar bu şekilde idare edilen eyalet Meşrutiyet’in ilanından birkaç gün sonra Avusturya-Macaristan tarafından resmen ilhak edildi. Bu ilhak keyfiyeti üçlü bir kriz doğurdu. Önce Osmanlı bu olayı şiddetle protesto etti. Osmanlı’da Avusturya’ya karşı büyük bir düşmanlık uyandı. Sonra Rusya bunu Cermenliğin, Slavlık üzerinde bir zaferi kabul edip Avusturya’yı ortadan kaldırmak için fırsat kollamaya başladı. Bu memleketi bir Sırp ülkesi olarak gören minik Sırbistan’da da büyük bir Cermen düşmanlığı doğmuştu. Bu durum Birinci Dünya Savaşı’na zemin teşkil etmiştir.


MOSTAR KÖPRÜSÜ Neretva Nehri’nden 24 metre yüksekte 30 metre uzunluğunda, 4 metre genişliğinde olan Mostar Köprüsü, dönemine göre gelişmiş bir teknolojiyle inşa edildi. Köprü inşaatında 456 kalıp taş kullanıldı. Köprü, inşa edildikten sonra yakınındaki şehre ismini verdi, şehirde ticareti canlandırdı ve zenginleştirdi. Böylece Mostar, Hersek bölgesinin önemli bir şehri haline geldi. Mostar Köprüsü, cesur sporcular tarafından yıllarca bir atlama platformu olarak kullanıldı. Geleneğe göre şehrin erkekleri, nişanlılarına cesaretlerini ispatlamak için düğün öncesinde köprüden atlarlardı.

Baş Çarşı

Bosna-Hersek’te başlayan iç savaş sırasında Mostar Köprüsü’ne ilk saldırıyı 1992’de Bosnalı Sırplar düzenledi. 9 Kasım 1993’te Hırvat tankları köprüye daha büyük bir zarar veren saldırılarını başlattı. Kasım ayının sonunda köprü tamamen yıkıldı. Dev taşları, Neretva Nehri’nin sularına gömüldü. Mostar Köprüsü, yüzyıllar boyunca Bosna’da hoşgörü ve kültürel çeşitliliğin sembolüydü ve 427 yıldır ayaktaydı. Şehrin Müslüman ve Hırvat kesimini birbirine bağlıyordu. Köprünün yıkımı, Mostar’ın çok uluslu mirasının reddedilmesi anlamına geliyordu. Savaş sonrasında İngiliz güçleri yıkılan köprünün yerine geçici bir demir köprü yaptı. Mostar civarındaki diğer köprüler de tahrip edildiğinden, nehrin iki yakasını birleştiren tek yapı olarak bu köprü kaldı.Mostar Köprüsü’ nün eski hâline uygun olarak yeniden inşası çalışmaları (TİKA) UNESCO ve Dünya

Pocitelj tarihi şehir

lanan Mostar Köprüsü, aralarında Türkiye’ nin de bulunduğu çok sayıda devletin temsilcilerinin hazır bulunduğu bir törenle, İngiliz Prensi Charles tarafından 23 Temmuz 2004 tarihinde açıldı. Açılışı, çok sayıda televizyon ekibi naklen yayınla seyircilerine ulaştırdı. Mostar Köprüsü, eski Mostar şehriyle birlikte 2005 yılında Dünya Miras Listesi’ne eklendi. Görülmesi Gereken diğer yerler: • Saraybosna ‘’Olimpik Kent’’ Bilim ve uzay şehri • Sarajevo Katedral • Gazi Hüsrev Bey Camii • Saat Kulesi • Vrelo Bosne Parkı • Banya Luka “Yeşil Şehir” • Bihaç ve Una Milli Parkı’ndaki “Una Nehri Şelalesi” Una Nehri Şelalesi • Doboj ve 13. yy. kalesi • Jajce ve Şelalesi • Neretva Nehri ve Rakitnika Nehri Kanyonu • Trebizat Nehri (Vrelo Bune) ve tarihi şehir Blagaj • Aşağı Tara Nehri Kanyonu • Perucica Ormanı, • Pocitelj tarihi kasabası • Bosna’nın en eski şehirlerinden Tesanj • Tuzla, Foça, Banja Luka, Mostar, Gorajde, Travnik, Ze nica, Doboj, Prijedor önemli şehirlerindendir.

Bankası’nın desteğiyle 1997’de başladı. Köprünün inşaatını Türk şirketi olan ERBU üstlendi. Macar ordusundan dalgıçlar orijinal taşları nehir yatağından bulup vinçlerle Nasıl Gidilir? çıkardı. Suyun içinde bozulmaya uğrayan taşlar THY’nin Pazartesi-Çarşamba-Cuma günleri, Air Sarı Saltuk Külliy esi yapıda kullanılamadığından orijinal taşBosna’nın Salı-Perşembe-Pazar günleri İstanbulların çıkarıldığı günümüzde kapaSarajevo(Saraybosna) karşılıklı seferleri vardır. lı olan taş ocağı tekrardan bu Sarajevo’da(Saraybosna) trafik fazla yoğun oliş için açılıp aynı ocaktan çıkamadığından, şehir merkezinde iş çıkış saatlerılan taşlar köprünün yapımında rinde ve tatillerde yoğunluk yaşanabiliyor. kullanıldı. Orijinal modele sadık Taksiler gündüz 2.50 TL’den, gece 3 TL’den kalan şirket, köprünün temellerini açıyor. Km başına 1 TL, gece ise 1.5 TL de sağlamlaştırdı. 30 metre uzunödüyorsunuz. Düzenli tramvay, troleybüs luğundaki, 24 metre yüksekliğindeki ve otobüs seferleri de vardır. Bilet fiyatı köprünün kemerindeki çalışma Hazigişe 1.40 TL ve otobüs 1.60 TL civarınran 2002’de başladı. Kilit taşı Ağustos da değişiyor. 2003’te yerine konuldu. İnşaatı tamam-

31


GEZİ

Gazi Hasrev Bey Camii

nı verdikleri elma tatlısı da çok meşhur. Kaymak ve peynir hem yemeklerde hem tatlılarda yoğun olarak kullanılıyor. Ve tabii ki Boşnaklar için çok değerli olan kahve! Köprünün diğer tarafında Şadrvn adlı mekanda National Plate almayı sakın unutmayın. Dolma, Sarma, CevapCici(köfte) ve daha başka Bosna spesiyallerini denemek için çok iyi bir mekan.

Konaklama Geniş bir otel kitlesine sahip olan ülke, her kesime hitap edebilecek otel, motel ve pansiyonlara sahiptir. Ayrıca Türkiye’deki çeşitli kurum ve derneklerin de misafirlerini ağırlayacağı pansiyonlar da ülkede mevcuttur. Yeme-İçme Boşnak yemeklerinin ilk sıralarını; börekler ve etli yemekler oluşturmaktadır. Hamur işleri ağırlıklı olan mutfakta pide ve hamur kızartması da önemli bir yere sahiptir. Kuru et ve sucuk ise sofraların vazgeçilmezidir. Tatlılara gelince karşımıza ilk olarak baklava çıkıyor. Ardından lokum, kadayıf, tulumba, kalbura bastı ve helva geliyor. Tufahiye adı-


33


PSİKOLOJİ KABUL VİTAMİNİ Kabul bir vitamindir. Hepimiz olduğumuz gibi kabul edilmeye açlık duyarız. Birlikte olduğumuzda gevşeyebileceğimiz birini isteriz. Pek azımız genel olarak dış dünyayla ilişkilerimizde tamamen “kendimiz“ olma cesaretini gösteririz. Yanındayken kendimiz olabileceğimiz, birlikteyken kendimiz olmayı göze alabileceğimiz birini isteriz, zira onun bizi kabul edeceğini biliriz. Gariptir ki, başkalarını kabul eden ve onları oldukları gibi görüp, o halleriyle beğenenler, başkalarının davranışlarını iyi yönde değiştirmede en başarılı olanlardır. Başka insanların nasıl davranmaları gerektiği üzerine katı, kişisel kurallar oluşturmayınız. Karşınızdakine “kendi olma hakkını” tanıyınız. Biraz tuhaf bir insansa, bırakın öyle kalsın. Sizin her yaptığınızı yapmasını ve her beğendiğinizi beğenmesini beklemeyiniz. Sizin yanınızdayken rahatlamasını sağlayınız. Bir psikoloğun ifade ettiği gibi, ”Hiç kimse, bir diğerini yeniden biçimlendirme kudretine sahip değildir. Ancak, karşınızdakini olduğu gibi beğenmekle, ona kendisini değiştirme gücünü vermiş olursunuz.”

ÇOCUĞUNUZU ELDE EDİN İnsanları elde etmenin sırrı işte şu üç anlayışta saklıdır; “kabul-onay-değer verdiğini gösterme”. Kabul, onay ve değerinin başkalarınca bilinmesi, insanın içini kemiren açlıkların, susuzlukların en şiddetlisidir. İnsanların bu açlığını ve susuzluğunu tatmin etmeyi bilen ender kişiler, başkalarını avuçlarının içinde tutarlar. İnsanları; en son moda elbise giymeye, en yeni otomobili kullanmaya, çocuklarından övünerek söz etmeye vs. sevk eden bu duygu ve isteklerdir. Yazarlara ölmez yapıtlarını yazdıran, Bill Gates, Rockefeller, Koç ve Sabancılar’ı zengin olmaya teşvik eden de aynı duygudur. Bir takım delikanlıları gangster olmaya yönelten de bu duygu ve isteklerden başka bir şey değildir. Eğer biri, size değer verir ve sizi yüceltirse onu daha çok sever ve yaptıklarını onaylarsınız. Hatta size değer verdiği için ona minnettar kalırsınız. Bir insanın kendisini değersiz hissetmesine neden olursanız, çok büyük bir çöküntüye uğramasına yol açarsınız. Bir insana yapılan kaba davranışlar, onun benlik duygusunun incinmesine ve kendini değersiz hissetmesine neden olur. Eğer bu üç davranış durumunu (kabul-onay-değerinin başkalarınca bilinmesi) hayatımıza geçirebilirsek neleri elde edebileceğinizi görüp şaşırırız. 34

Herkesin açlığını duyduğu birinci sihirli şey “kabuldür”. Tüm dünyaya karşı duran insanların en acımasızı dahi kendisinin kabul görülmesine gereksinim duyar. Örneğin; Hitler etrafına kendisini beğenmekte olan insanlardan ufak bir grup toplar ve her gittiği yere onları da beraberinde götürürdü. Yetişkin insanların bile gereksinim duyduğu bu duygulara çocuklar daha da muhtaçtır. Çocuğunuzu olduğu gibi kabul ederseniz istediğiniz gibi olacaktır. Bu durumda, onlar sizden şu beş mesajı almış olurlar: 1. Ben varım 2. Ben doğalım 3. Seviliyorum 4. Değerliyim 5. Güvenebilirim Eğer çocuklarınızı oldukları gibi kabul etmezseniz bunların tersini algılarlar. 1. Ben yokum 2. Ben doğal değilim 3. Sevilmiyorum 4. Değerli değilim 5. Güvenemem Sevgili ebeveynler, çocuklarınızı oldukları gibi kabul edin, kendileri olmalarına izin verin.

Psk.Dan .Esra KARADUMAN



Efendimiz’in (S.A.V) İstihdam Yöntemi Efendimiz’in (s.a.v) müezzinlerinden biri olan Ebu Mahzure’nin müezzin oluşu dikkat çekicidir. Efendimiz’ in (s.a.v) vazifelendirmelerindeki isabeti görmemiz açısında bir kaç örneği paylaşmakta fayda var. Ebu

Günümüzde dünyanın her yerinde insan faktöründen en verimli şekilde yararlanılması adına, toplumlarda, şirketlerde çeşitli çalışmalar gerçekleştirilip, büyük yatırımlar yapılmaktadır. Büyük bir şirket düşünün bu şirkette çeşitli birimlere alanında uzman kişilerin ya da o alanda başarılı olabilecek yeteneklere sahip kişilerin yerleştirilmesi şüphesiz başarıyı getirecektir. Aynı şekilde çalışanların kabiliyetini göz ardı ederek rastgele bir görevlendirme de başarısızlık sonucunu doğuracaktır. Başarı getirecek vazifelendirmelerde bulunabilmek için insanı iyi tanımak bir gerekliliktir. Efendimiz (s.a.v) insanları çok iyi tanır ve ashabını bir iş üzerine görevlendirirken kabiliyetleri, yetenekleri, ilgileri, eğitimi dikkate alırdı. Efendimizin (s.a.v) yaptığı vazifelendirmelerde hep bir isabet görülmektedir. Kimi ne işle görevlendirdiyse o kişi o işte başarılı olmuştur. Çevresindekilerin yeteneklerini görmezden gelmemiş, o yetenekleri verimli bir şekilde kullanmış, ashabının kabiliyetlerini israf etmemiştir. Efendimiz’in (s.a.v) görevlendirme ve verimli çalışmaya yönelik bir üstünlüğü vardı. O, peygamberliğinin yanında devlet başkanı, komutan, öğretmen gibi pek çok vasfı şahsında bulunduruyordu. Medine’ye hicretinden sonra devlet yapısının temellerini atarken görevlendirmeler büyük önem arz ediyordu. Eğitim, tebliğ, elçilik, kâtiplik, maliye, askeri işler, sağlık, haberleşme, idari işler gibi pek çok alanda yaptığı görevlendirmelerde de üstünlüğünü görmekteyiz. Komutan olacak bir kişiyi mali işlerle görevlendirmemiş, hitabeti düzgün, iletişimi kuvvetli birini de geri planda tutmayıp elçilik ve tebliğ işlerinde vazifelendirmiştir. İslam hukuku metodolojisinin en mühim isimlerinden olan Karafi şöyle demiştir: “Rasulullah’ın (s.a.v) başka hiçbir mucizesi olmasaydı, yetiştirmiş olduğu ashab-ı Kiram dahi, O’nun peygamberliğini ispat etmeye kâfi gelirdi.” Efendimiz’in (s.a.v) insan unsurunu verimli kullanmasında en etkili faktör şüphesiz kendisidir. O, ashabına örnek olmuş, çalışmalarında onları teşvik etmiş, istişare etmiş, motivasyona ve ekip çalışmasına önem vermiş, ashabını ve çevresindekileri istihdam ederken çok doğru kararlar vermiştir. 36

Ebu Mahzure’nin, Hz. Peygamber tarafından okşandı diye, başının ön kısmındaki saçları hiç kestirmediği kaydedilmektedir. Bu da onun Peygamber’e (s.a.v) bağlılığının bir göstergesidir. Ebu Mahzure vefat edinceye kadar Mescid-i Haram’da müezzinlik yaptı. Kendisinden sonra da uzun süre çocuk ve torunları aynı görevi devam ettirdi. Efendimiz (s.a.v) ashabının verimliliğini artırmak için onları motive edip teşvik metodunu kullanmıştır. Bunun bir örneği de Uhud Savaşında yaşanmıştır. Uhud Savaşı’nın başlarında Efendimiz (s.a.v) elindeki kılıcı göstererek, “Bu kılıcı hakkıyla kim alır?” diye sormuş, birçok sahabe birden atılmıştır ancak; Ebu Dücane ortaya atılarak, “Nedir onun hakkı ya Resulullah?” diye sorunca, Efendimiz (s.a.v) “Hakkı, eğilip bükülünceye kadar onu düşmana sallamandır!” buyurmuştur. Bunun üzerine Ebu Dücane, “Ya Resulullah! Ben bu kılıcı, hakkını vermek üzere alıyorum!” deyip kılıcı teslim almıştır. Ebu Dücane, elinde Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) şartlı teslim ettiği kılıç, başında kırmızı sarığı olduğu halde müşriklere doğru çalımlı çalımlı yürümeye başlamıştır. Bunun üzerine Allah Resulü (s.a.v) sahabeye şöyle buyurmuştur. “Bu öyle bir yürüyüştür ki, Allah onu, şu yerin (savaşın) dışında hiçbir zaman sevmez!”


Efendimiz (s.a.v) bu davranışıyla sahabeyi yarışa sevk etmiştir. Elinde gösterdiği kılıca herkes talip olmuş ancak; O, bu kılıcı Ebu Dücane’ye vermiştir. Kılıç ona verilince diğer sahabeler de birer Ebu Dücane kesilmiş ve onun gibi yiğitlikler göstermişlerdir. Allah Resulü’ne (s.a.v) Medine’ye teşrif ettikten sonra, başta civardaki Yahudilerden olmak üzere çeşitli milletlerden heyetler ve mektuplar geliyordu. Bu heyetlerin konuştuğunu anlamak, gelen mektuplara aynı dilden cevap vermek üzere vahiy kâtibi Zeyd bin Sâbit’e (r.a.) İbranice ve Süryanice’yi öğrenmesini tavsiye etmişti. Bu hususta Tirmizî, Ebû Dâvud ve Müsned gibi hadis kitapların-

da ve siyer kaynaklarında hadisler yer alıyor. Meselâ Müsned’de geçtiği üzere Zeyd bin Sabit bu konuyu şöyle anlatır: “Resulullah Medine’ye teşrif ettiklerinde ben çocuktum. Beni alıp huzuruna götürdüler, “Yâ Resulallah, bu çocuk Benî Neccar’dandır. 10’dan fazla sure ezberlemiştir.” dediler. Bu söz Resulullah’ın (s.a.v) hoşuna gitti, beni çok beğendi. Bir seferinde bana şöyle buyurdu: “Ey Zeyd, Yahudilerin yazısını öğren. Çünkü vallahi ben, Yahudilerin bana yazdıklarına güvenemiyorum.” Ben de 15 gece içinde İbranice’yi yazıp okumasını öğrendim. Artık bundan sonra Yahudilerin Resulullah’a (s.a.v) gönderdikleri mektupları okuyor, cevaplarını İbranice yazıyordum.”

Efendimiz’in (s.a.v) müezzinlerinden biri olan Ebu Mahzure’nin müezzin oluşu dikkat çekicidir. Kendisi olayı şöyle anlatmaktadır: “Peygamber (s.a.v) Huneyn Savaşından dönmekteydi. Ben, hepsi Mekkeli olan on kişilik bir gençler grubuyla beraberdim. Huneyn yolunda Resulullah (s.a.v) ile karşılaştık. Resulullah’ın müezzini Bilal-i Habeşi namaz için ezan okuyordu. Biz bir köşeye çekildik ve alay ederek müezzinin söylediklerini tekrar etmeye başladık. Bizi Resulullah (s.a.v) duymuştu. Ezan bittikten sonra “şunların içinde güzel sesli biri var” diye gönderdiği adamlar bizi huzuruna götürdüler. Resulullah (s.a.v), “Sesi gür olanınız hanginiz?” diye buyurdu. Yanımdakilerin tamamı beni gösterdiler. Resulullah (s.a.v) onları saldı. Beni yanında alıkoydu. Sonra bana; “Haydi bir ezan oku!” buyurdu. Resulullah’dan (s.a.v) ve bana emrettiği işten son derece nefret ettiğim halde, çaresiz, kalktım, önünde ayakta durdum. Bizzat kendisi bana ezanın okunuşunu telkin etti, öğretti. Ben ezanı bitirdiğim zaman, içinde bir miktar gümüş para bulunan bir kese verdi. Daha sonra alnımı, göğsümü sıvazladı ve “Mübarek olsun” buyurdu. Ben, “Ya Resulullah, (s.a.v) Mekke’de ezan okumama müsaade et!” dedim. “Müsaade ettim.” Buyurdu.

Mekke’nin fethinden sonra Efendimiz (s.a.v), o günlerde kıtlık sebebiyle zor durumda kalan Mekke’deki yakınlarına yardım göndermeye karar verdi. Sahabeden Amr ibni Fağvâ el-Ensâri’yi bu yardımı götürmekle görevlendirdi ve ona bu yolculukta kendisine eşlik edecek birini bulmasını tembih etti. Durumu öğrenen bir zat Amr’a gelerek, kendisinin de Mekke’ye gideceğini, birlikte yolculuk edebileceklerini söyledi. Amr, Peygamber Efendimize (s.a.v) yol arkadaşını bulduğunu söyledi. Fakat Allah’ın Elçisi’nin bu yol arkadaşı hakkında endişesi vardı. Amr’ı “Yol arkadaşının yurduna varınca daha bir dikkatli ve ihtiyatlı ol!” diye uyardı ve yolculuk başladı. Amr’ın yol arkadaşı kendi köylerine yaklaşınca “Benim köyde azıcık bir işim var. Çabucak gidip dönerim. Beni burada bekle” deyip gitti. O, gidince Amr Efendimizin (s.a.v) tembihini hatırladı, hemen yükünü yükledi ve devesini koşturarak oradan süratle uzaklaştı. Bir süre sonra yol arkadaşının beş on kişiyle beraber önüne geçmeye çalıştığını gördü. Aralarında epeyce bir mesafe vardı. Devesini daha hızlı sürdü ve onları geride bıraktı. Adamlar Amr’a yetişemeyeceklerini anlayınca dönüp gittiler. Kaynak: Emin Şirketler Grubu Elbirliği Dergisi

İşte o anda, Resulullah’a (s.a.v) karşı duyduğum kin ve nefretten bende eser kalmamış, gönlüm ona karşı sevgi ile dolup taşmıştı. Mekke valisi Attab Bin Esid’e geldim ve onun valiliği süresince Resulullah’ın (s.a.v) emriyle Mekke’de müezzinlik yaptım. 37


HAYAL ATÖLYESİ LEGO ROBOTİK

DÜŞÜNCE BECERİLERİ ATÖLYESİ

LEGO KIDS

MUCİTLER ATÖLYESİ

ÇAMUR EV

112

STORY LAND

DENEYİM MERKEZİ

AHŞAP VE OYUNCAK ATÖLYESİ

MUTFAK SANATLARI

SOLFEJ

twitter/cinarkoleji

DRAMA

RENGARENK

TEKSTİL TASARIM

ONARIM VE DİZAYN ATÖLYESİ

ORKESTRA

facebook/cinarkoleji

GALLERY 3D

MASAL EVİ




Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.