MOMENT EXPO - 122 - TR

Page 1

MAKINE İHRACATÇILARI BIRLIĞI AYLIK DERGISI

TÜRKİYE İHRACATININ YÜZDE 10’U MAKİNEDEN GELİYOR ACHEMA FUARI’NDA DA ÜYELERİMİZİN YANINDAYDIK

TEMMUZ 2018 SAYI: 122


Vidalı hava kompresörlerinde 5 yıl garanti dönemi başladı!

TÜRK

İYE’D E İLK

* Tüm yağ enjekteli vidalı seri kompresörlerimizde standart periyodik bakımların orijinal yedek parçalarla yetkili servisler tarafından yapılması koşuluyla geçerlidir.

ww

w.d

alg

akir an.c om


Bugün Yarın Daima...

Çelik Konstruksiyon, Raf Sistemleri, Yangın Merdiveleri, Kapı Sistemlerinden özel inşaat projeleri için destek tesislerine kadar zorlu özel yapılarda çözüme giden yol…

DURMA HD-TC Profil-Boru Kesme Fiber Laser

Kullanıcı dostu parça boşaltma arabaları

Profil ölçüsüne göre servo motor ile ayarlı otoma�k yükleme ünitesi OSB 75.Yıl Bulvarı Nilüfer-Bursa/Türkiye T: +90 224 219 18 00 F: +90 224 242 75 80



İÇİNDEKİLER İHRACAT

SYF 7

TÜRKİYE İHRACATININ YÜZDE 10’U MAKİNEDEN GELİYOR

GÜNDEM

SYF 8

7 İHRACAT TÜRKİYE İHRACATININ YÜZDE 10’U MAKİNEDEN GELİYOR 8 GÜNDEM ACHEMA FUARI’NDA DA ÜYELERİMİZİN YANINDAYDIK 12

TİM BAŞKANI İSMAİL GÜLLE OLDU

15

MAKFED BAŞKANLARI TİM’İ ZİYARET ETTİ

16

EUROTRANS’TA TÜRK BAYRAĞI DA DALGALANACAK

17

CECE YÜRÜTME KURULU, İLK KEZ TÜRKİYE’DE DÜZENLENDİ

19

AKDER İLE MMO ARASINDA ORTAK ÇALIŞMA PROTOKOLÜ İMZALANDI

21

TED ANKARA KOLEJİ ROBOT OLİMPİYATLARI’NDA DÜNYA ŞAMPİYONU OLDU

22

İTÜ ROBOT TAKIMLARI TÜRKİYE’Yİ BAŞARIYLA TEMSİL ETTİ

25

UMTİK 2018 YAZILIM VE TASARIMA ODAKLANDI

26 YATIRIM SEKTÖRÜN İLK YEŞİL FABRİKASI 27

ASELSAN’DAN KONYA’YA DEV YATIRIM

27

TÜRKİYE’DEKİ YATIRIM FIRSATLARI ALMANYA’DA TANITILDI

27

KOBİ VASFINI KAYBEDENLER KOSGEB’E YENİ BAŞVURU YAPAMAYACAK

29 OAİB’DEN SSI, EUROSATORY 2018 FUARI’NDAYDI

ACHEMA FUARI’NDA DA ÜYELERİMİZİN YANINDAYDIK

31 VİTRİN DRİNNS HİNDİSTAN YOLUNDA 32 SEKTÖRDEN “YENİ ÜRÜNLERLE STANDARTLARI BELİRLİYORUZ” 36 KAPAK DAHA AZ KAYNAKLA DAHA ÇOK ÜRETMENİN FORMÜLÜ: TARIMSAL MEKANİZASYON

GÜNDEM

SYF 15

50 KAPAK / MSSP FOCUS “ANA GÜNDEMİMİZ AKILLI TARIM TEKNOLOJİLERİ” 54 ÜLKELERDEN DÜNYANIN ENERJİ ÜSSÜ: AZERBAYCAN 66 RÖPORTAJ “2023 HEDEFİMİZ 10 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT” 69 MAKALE YENİ DÖNEMDEN BEKLENTİLER 70

AR-GE MERKEZİ “AR-GE MERKEZİMİZ FİRMAMIZIN İTİCİ GÜCÜ”

74 AKADEMİK “TEKNOLOJİ ÜRETEBİLEN MÜHENDİSLER YETİŞTİRMEK İSTİYORUZ”

MAKFED BAŞKANLARI TİM’İ ZİYARET ETTİ

KAPAK

SYF 36

78 MAKALE GÜNDEM DÜNYA’DA KORUMACILIK, TÜRKİYE’DE İSE EKONOMİ POLİTİKALARI 82

TEKNOLOJİ DİJİTAL İKİZ VE DERİN ÖĞRENME

84 ANALİZ “YARIŞTA KOŞMAK YETMEZ, RAKİPLERİNDEN HIZLI KOŞACAKSIN” 86 FİNANS İHRACATÇI HANGİ ENDEKSLERİ TAKİP ETMELİ? TİCARETİN ÖNCÜ GÖSTERGELERİ 88 ARAŞTIRMA ESTONYA’NIN E-OTURUM HİZMETİ, HANGİ FIRSATLARI SUNUYOR? 92 AKTÜEL MAKİNE SEKTÖRÜ DENİLDİĞİNDE İNSANLARIN AKLINA NE GELİYOR? 94

FUAR ROTASI

97 GÖSTERGELER

DAHA AZ KAYNAKLA DAHA ÇOK ÜRETMENİN FORMÜLÜ: TARIMSAL MEKANİZASYON

114 FUARLAR 116 ADRESLER 117

MOMENT in ENGLISH 3 • TEMMUZ 2018


Doğadan İlham Alıyoruz Yılmaz Makine, 40.000 metre kare alana, Türkiye'de sektörün ilk ve en büyük yeşil bina teknolojili üretim tesisini kurdu. Bu gurur hepimizin!

yilmazmachine.com.tr | 444 4 178


EDİTÖRDEN

Değerli okurlarımız,

TUGAY SOYKAN

Makine imalat sektörleri, Türkiye ihracatına güçlü şekilde desteğini sürdürmeye devam ediyor. Toplam ihracatın yüzde 10’unu sağlayan makine imalat sektörleri, Türkiye’nin toplam ihracatının 82 milyar dolara ulaştığı yılın ilk yarısında, ihracata 8,3 milyar dolarlık katkı sağladı. Aynı dönemde Türkiye’nin Makinecileri, ihracatını yüzde 20 artırırken, en fazla ihracat yapılan ülkelerin başında alışılmış olduğu üzere Almanya, ABD ve İngiltere geliyor. Ar-Ge ve kalite yatırımlarını tamamlayarak üretim süreçlerine dâhil eden Türkiye’nin Makinecileri, beş yıl önceye göre artık çok daha rekabetçi ve verimli hale gelmiş durumda. Yurt dışı tanıtım faaliyetleri ile dünyanın her yerinden makine kullanıcılarının Türk imalatçılarının sağladığı ilerlemeyi fark etmesi sağlanırken, bu gelişmeler ihracat pazarlarımızdaki yükselişin de ana nedeni olmaya devam ediyor. Bu kapsamda, 2018 yılı ihracatı ilk yarıyıl sonuçlarına göre Türk makine imalat sektörlerinin ihracat gerçekleştirdiği ülkeler arasında ilk sıralarda yer alan Almanya, ABD ve İngiltere’ye ihracat artışı yüzde 20’li seviyelere yükselirken, Rusya ve Romanya’ya olan ihracat yüzde 50; Hollanda ve Özbekistan’a gerçekleşen ihracat ise yüzde 70’ ulaşmış durumda. Türkiye’nin Makinecileri, bu başarılarının artarak devamı için elbette çalışmaya devam ediyor. Moment Expo’nun “Gündem” sayfalarında da ayrıntılarıyla incelediğimiz gibi, Türkiye’nin Makinecileri, 11-15 Haziran tarihlerinde Almanya’nın Frankfurt şehrinde düzenlenen ACHEMA Fuarı’na katılarak, makine ihracatçılarına verdiği desteği sürdürdü. Yine “Gündem” sayfalarımızda, MİB’in EUROTRANS üyeliği haberi ile genç mühendis adayları ve öğrencilerimizin yurt dışında elde ettiği başarıların haberlerini ayrıntılarıyla okuyabilirsiniz. Kapak konumuz ise bu sayımızda tarım makineleri sektörü oldu. Bildiğiniz gibi tarım, insanoğlunun geleceğinde önemli belirleyici alanların başında geliyor. Gelecekte daha az tarım arazisi ve daha az kaynakla daha fazla insanı beslemek zorunda kalacağız. Bu gelecek senaryosunun tek çıkış kapısı ise tarımsal mekanizasyon. Hem Türkiye’deki tarımsal mekanizasyon yaklaşımlarını hem de sektörün Türkiye’deki güncel durumu “Kapak” konumuz içerisinde derinlemesine incelemeye çalıştık. Elbette, Moment Expo’nun önemli gördüğümüz diğer başlıklarındaki “sektörün sesi olma” misyonumuza da devam ediyoruz. Bu kapsamda, “Ar-Ge Merkezi” sayfalarımızda Yemtar Ar-Ge Merkezi’ni tanıtırken, “Akademik” sayfalarımızda ise Kafkas Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Meryem Terhan’ı ağırlayarak yeni mühendis adaylarının nasıl yetiştirildiğini dinledik. “Sektörden” sayfalarımızın konuğu da araç üstü ekipmanlar sektöründe yenilikçi ürünler geliştiren Karba Otomotiv oldu. MAKFED Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran 24 Haziran seçimlerinin ardından oluşan yeni dönemde makine imalat sektörlerinin beklentilerini Moment Expo okurlarıyla paylaşırken, MAİB Ekonomi Danışmanı Can Fuat Gürlesel de dünya ve Türkiye ekonomi gündemindeki son gelişmeleri aktardı. Sağlık, barış ve mutluluk içinde kalın, Keyifli okumalar

MAKİNE İHRACATÇILARI BİRLİĞİ ADINA SAHİBİ Özkan AYDIN

SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Tugay SOYKAN (tugaysoykan@origamimedya.com)

YAYIN KURULU BAŞKANI Kutlu KARAVELİOĞLU

EDİTÖR Tolga ÇATAL (tolga@origamimedya.com)

YAYIN ADRESİ Mecidiyeköy Mah. Atakan Sok. No: 6/7 Şişli / İstanbul T: +90 212 252 87 76 - 77 F: +90 212 211 40 70

YAYIN KURULU Sevda Kayhan YILMAZ, Mehmet AĞRİKLİ, Ahmet ÖZKAYAN, Ali EREN, Halil İbrahim GÖKÇÜOĞLU, Hüseyin DURMAZ, Metin KAR, Mustafa ŞEKERCİ, Önder BÜLBÜLOĞLU, Zeynep Erkunt ARMAĞAN, Özkan AYDIN, Esra ARPINAR, Mehtap ÖNAL

MUHABİR Volkan ÜKÜNÇ (volkan@origamimedya.com)

YAYIN TÜRÜ Süreli, Yerel Dergi

YAYINA HAZIRLAYANLAR Origami Medya

REKLAM KOORDİNATÖRÜ Mustafa AK (mustafa@origamimedya.com) GÖRSEL YÖNETMEN Murat CERİT (murat@origamimedya.com)

MAİB GENEL SEKRETERLİĞİ Ceyhun Atuf Kansu Cad. No: 120 Balgat - Çankaya / Ankara Tel: 0312 447 27 40 Faks: 0312 446 96 05

BASKI VE CİLT KARAKIŞ BASIM MATBAA AMB. VE REK. SAN. TİC.LTD. ŞTİ. Maltepe Mah. Blv Cad. Litros Yolu Sok. 2. Matbaacılar Sitesi 1BF1 Zeytinburnu / İstanbul Tel: +90 212 544 58 20 karakisbasim@gmail.com MOMENT EXPO Dergisi, Origami Medya tarafından T.C. yasalarına uygun olarak yayınlanmaktadır. “Moment Expo Dergisi” ibaresi kullanılarak alıntı yapılması izne bağlıdır. Moment Expo Dergisi Makine İhracatçıları Birliği’nin 7.500 adet basılan ücretsiz süreli yayınıdır.

5 • TEMMUZ 2018



İHRACAT

TÜRKİYE İHRACATININ YÜZDE 10’U MAKİNEDEN GELİYOR GEÇTIĞIMIZ YILIN AYNI DÖNEMINE GÖRE YÜZDE 20 BÜYÜYEN MAKINE IHRACATININ YILSONUNDA 18 MILYAR DOLARA ULAŞMASINI HEDEFLEDIKLERINI BELIRTEN MAKINE İHRACATÇILARI BIRLIĞI YÖNETIM KURULU BAŞKANI KUTLU KARAVELIOĞLU, “HEDEF PAZARLARIMIZDA YÜZDE 20 BÜYÜDÜK, RUSYA VE ROMANYA’YA OLAN IHRACATIMIZ ISE YÜZDE 51 ARTTI” DIYOR.

T

ürkiye’nin toplam ihracatının 82 milyar dolara ulaştığı yılın ilk yarısında, makine sektörü ihracata 8,3 milyar dolar katkı sağladı. Aynı dönemde Türkiye’nin Makinecileri, ihracatını yüzde 20 artırırken, en fazla ihracat yapılan ülkelerin başında alışılmış olduğu üzere Almanya, ABD ve İngiltere geliyor. Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) Yönetim Kurulu Başkanı Kutlu Karavelioğlu, dünya ekonomisindeki durgunluğun sağlıklı ve sürdürülebilir bir büyümeye dönüştüğünü söylerken, üretim yatırımlarının hızlandığını, üretimin ana unsuru olan makine imalatçılarının da bu sevindirici gelişmeden paylarını aldığını söylüyor: “Makine üretimi ve fiyatları diğer bütün mallardan fazla artıyor, yatırımların yavaşladığı veya askıya alındığı dönemdeki kayıplar telafi ediliyor, dünya makine ticareti yüzde 10 kadar büyüyor.” Türkiye’nin Makinecileri’nin dünya ekonomisindeki durağan dönemi en iyi değerlendiren ülke sektörü olduğuna da dikkat çeken Karavelioğlu, “Ar-Ge ve kalite yatırımlarımızı tamamlayıp üretim sürecine dâhil

ettik. Türk makineleri beş yıl önceye göre çok daha rekabetçi ve verimli hale geldi. Kurumsallaşma çalışmalarımız ve yurt dışı tanıtım faaliyetlerimiz dünyanın her yerinden makine kullanıcılarının, imalatçımızın sağladığı ilerlemeyi fark etmesini sağladı” diyerek devam ederken, Türk makine sektörünün sağladığı ihracat artış hızının diğer tüm ülkelerin üzerinde gerçekleştiğinin de altını çiziyor. Gerçekten de 2018 yılı ihracatı ilk yarıyıl sonuçlarına göre Türk makine imalat sektörlerinin ihracat gerçekleştirdiği ülkeler arasında ilk sıralarda yer alan Almanya,

ABD ve İngiltere’ye ihracat artışı yüzde 20’li seviyelere ulaşırken, Rusya ve Romanya’ya olan ihracatın yüzde 50; Hollanda ve Özbekistan’a gerçekleşen ihracatın ise yüzde 70 seviyesinde olduğu görülüyor. Diğer yandan, 2018 yılı ihracatında ilk yarıyıl sonuçlarına göre, makine alt sektörlerinden ilk beş ürün grubu içerisinde en büyük ihracat artışı yüzde 35 ile yük kaldırma, taşıma ve istifleme makinelerinde gerçekleşirken, bu ürün grubunu yüzde 29 ile inşaat makineleri ve yüzde 28 ile pompa ve kompresörler ürün grupları takip ediyor.

İHRACATTA MAKİNENİN PAYI DAHA DA ARTACAK MAİB Yönetim Kurulu Başkanı Kutlu Karavelioğlu, Türkiye’nin Makinecileri’nin yıl sonu hedefinin yüzde 20 artışla 18 milyar dolar olduğunu da anımsatırken, “Klima ve soğutma makinelerinde 1 milyar doların aşıldığı yılın ilk yarısında makine ve aksamlarının toplam ihracatı 8,3 milyar dolara ulaştı. Bizim 2023 hedefimiz, makine ihracatımızın toplam ihracatımız içindeki payını, ileri ülkelerde olduğu üzere yüzde 15-20 bandına yerleştirmek. Böylece, gelirinin büyük kısmını makineden, yani teknolojiden sağlayacak Türkiye’nin rekabet gücü, diğer ülkeler için dikkat çekici bir hale gelecektir” değerlendirmesinde bulunuyor. 2018 yılı ihracatına yükseliş eğilimi ile başlayan Türkiye’nin Makinecileri, yılın ilk yarısında ihracatını değer bazında yüzde 20 artırırken, miktar bazında da yüzde 8,5 ihracat artışı gerçekleştirdi. Benzer şekilde, makine sektörü ihracatında kilogram başına birim fiyatı da yılın ilk yarısında geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 10,7 artışla 6,3 dolara yükselmiş durumda. 7 • TEMMUZ 2018


GÜNDEM

ACHEMA FUARI’NDA DA ÜYELERİMİZİN YANINDAYDIK TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ, 11-15 HAZİRAN TARİHLERİNDE FRANKFURT’TA DÜZENLENEN KİMYA VE KİMYA TEKNOLOJİLERİ FUARI ACHEMA’YA KATILARAK MAKİNE İHRACATÇILARINA VERDİĞİ DESTEĞİ SÜRDÜRDÜ.

K

imya ve kimya teknolojileri sektörünün dünyadaki en önemli fuarları arasında gösterilen ACHEMA Fuarı, 11-15 Haziran tarihleri arasında Almanya’nın Frankfurt şehrinde düzenlendi. Üç yılda bir gerçekleştirilen fuarda; pompa, kompresör ve vanalar, mühendislik, araştırma, inovasyon, laboratuvar ve analitik teknikler, üretim teknolojileri, kontrol ve otomasyon teknikleri, ilaç üretim, paketleme ve depolama teknikleri, ısıl işlem teknikleri gibi başlıkları temsilen 55 ülkeden 3 bin 803 firma yer aldı. 130 bin kişinin ziyaret ettiği fuara bu yıl Türkiye’den kimya, laboratuvar ürünleri, pompa, vana, döküm sanayisi sektörlerinde faaliyet gösteren 36 firma katıldı. ACHEMA Fuarı’nda Türkiye’nin Makinecileri’ni temsilen Makine Şubesi Uzmanları Aybüke Tuğçe Karabörk ve Bahar Özcan

•8

Kaynak hazır bulunarak ziyaretçileri Türk makine sektörünün çalışmaları ve üye firmaların faaliyetleri hakkında bilgilendirdi. Fuara farklı ülkelerden katılan dernek ve birliklerin temsilcileriyle olası iş birlikleri hakkında görüşmelerde bulunan

Türkiye’nin Makinecileri, katılımcı Türk firmalarının stantlarını da ziyaret ederek temaslarda bulundu. Frankfurt Ticaret Müşaviri Tansu Günendi de Türkiye’nin Makinecileri’nin standını ziyaret etti. Bu yılki Hannover Messe

Fuarı’nda da dikkat çeken sanal gerçeklik kavramı, ACHEMA Fuarı’nda da dikkatle ele alınırken, yüksek teknolojili ürün imal eden firmaların sanal gerçeklikle geliştirdiği ürünlerinin sergilendiği stantlar büyük bir ilgi gördü.


ACHEMA FUARI’NDA DA ÜYELERİMİZİN YANINDAYDIK

“VERİMLİ BİR FUAR GEÇİRDİK”

AKIN ÖZTÜRK YILDIZ POMPA GENEL MÜDÜRÜ

“Ne aradığını bilen profesyonel ziyaretçileri ağırlayan fuar, firmamız açısından oldukça verimli geçti. Almanya dışındaki ülkelere ürünlerimizi tanıtmak ve hedef pazarlarımıza ulaşmak için fuara katıldık. Öte yandan fuar tarihinin yanlış planlandığını düşünüyoruz. Çünkü Ramazan Bayramı nedeniyle Orta Doğu ve Arap ülkelerinden neredeyse hiç ziyaretçi fuara gelemedi. Standımızda petrol, kimya ve gıda sektörlerinin kullanımı için imal ettiğimiz dişli pompa ve lob pompalarımızı sergiledik.”

3. KATILIM

DİAPUMP SATIŞ MÜDÜRÜ

1. KATILIM

BAŞAR KÜÇÜKPARMAK KUPAR POMPA GENEL MÜDÜRÜ

“ACHEMA Fuarı’nın katılımcı sayısı ve niteliğinin oldukça yüksek olduğunu gözlemledik. Dünyanın her yerinden ziyaretçi çekmeyi başaran fuarda, standımızı ağırlıklı olarak pompa imalatçıları olan profesyonel kullanıcılar ziyaret etti. Dünyanın çeşitli ülkelerinde faaliyet gösteren firmalarla bayilik ve distribütörlük görüşmeleri yaparak ürünlerimizi bire bir tanıtma ve anlatma imkânı bulduk. Fuarda Kupar Pompa tescilli markamızla imal ettiğimiz iç dişli transfer pompaları, helis dişli transfer pompaları ve loblu pompalar olmak üzere üç ana grupta endüstriyel transfer pompalarımızı müşterilerimizin beğenisine sunduk.”

1. KATILIM

“YENİ İŞ BAĞLANTILARI KURDUK”

EREN ÖCEK

“ÜRÜNLERİMİZİ TANITMA ŞANSI BULDUK”

“Fuar kapsamında standımızda, son kullanıcılardan ziyade ne aradığını bilen satıcı firmalar ve OEM imalatçılarını ağırladık. Alanında dünyanın en iyi firmalarını katıldığı fuar, bize de rakiplerimizin çalışmalarını bire bir görme ve tanıma şansı sunuyor. Firma olarak ihracatımızı artırmak istediğimiz için çeşitli ülkelerden potansiyel distribütör firmalarla görüştük. ACHEMA Fuarı, marka bilinirliğini oluşturma açısından da oldukça önemli bir fuar. Standımızda diapump hava diyaframlı pompalarımızı ve ağır hizmet diyaframlı pompamızı da tanıtma imkânı bulduk.”

“FİRMA BİLİNİRLİĞİMİZİ ARTIYORUZ”

ÖMER GÜLER

POMKAR FİRMA TEMSİLCİSİ

“ACHEMA Fuarı, firmamız açısından oldukça verimli geçti. Sektörün önemli firmalarının yer aldığı etkinlikte, yüksek profilli ve sektöre hâkim bir ziyaretçi kitlesiyle karşılaştık. Bu da hem bizim hem de fuara katılan diğer firmalar adına oldukça önemliydi. Fuarın ziyaretçi sayısının bu yıl oldukça fazla olduğunu gözlemledik. Tüm dünyanın ilgi gösterdiği ACHEMA Fuarı gibi organizasyonlarda yer almak, uluslararası pazarlara açılma, yeni bayi ve distribütörler bulma noktasında önemli avantajlar sağlıyor. Fuar kapsamında biz de basınçlı havayla çalışan diyaframlı pompalarımızı tanıttık.”

1. KATILIM 9 • TEMMUZ 2018



ACHEMA FUARI’NDA DA ÜYELERİMİZİN YANINDAYDIK

“ÜLKE TANITIMINA DA KATKI SAĞLADIK”

ÖZGE ÖZER

AYENSO İTHALAT-İHRACAT MÜDÜRÜ

1. KATILIM

“Genel olarak sektör fuarı olması dolayısıyla ürünlerimiz hakkında bilgi sahibi ve ilgili bir ziyaretçi profiliyle karşılaştık. İhracatımızı artırmak ve bayi sistemi oluşturabilmek adına fuara katıldık, Sterkim olarak Ayenso markası altında üretimini yaptığımız kimyasala dayanıklı manyetik pompa, mekanik salmastralı pompa, filtre ve fanlarımızı sergiledik ve bir Türk firması olmamız dolayısıyla ülke tanıtımına da katkı sağlama fırsatı yakaladık. Fuarları, hedef kitlemize ulaşabilmek için çok önemli bir araç olarak görüyoruz. İnternet tanıtımlarından farklı olarak fiilen tek tek erişmemizin mümkün olmadığı müşterilere ve tanıtım ağlarına ulaşma şansı buluyoruz. Bu durum da karşılıklı güveni artırarak daha sağlam ticari ilişkiler kurmamızı sağlıyor.”

“PROFESYONELLERİN İLGİ GÖSTERDİĞİ BİR FUAR”

VOLKAN GÜDELEK

ERGİL SATIŞ VE PAZARLAMA YETKİLİSİ

1. KATILIM

“Katılımcı ve ziyaretçi profili bakımından fuardan gayet memnun ayrıldık. Özellikle ziyaretçiler teknolojik gelişmelerden haberdar, ne istediğini bilen kişilerden oluşuyordu. Katılımcılar da genel olarak dışa açık, samimi ve ilgiliydi. Almanya piyasasını analiz etmek, yeni ürün ve hizmetlerimizi tanıtmak ve şirketimize Almanya’dan yeni stratejik ortaklar kazanmak amacıyla organizasyonda yerimizi aldık. Dünyanın her yerinden iş bağlantıları kurarken, iş ortaklarımızla da görüşme şansı bulduk. Ürünlerimize ve hizmetlerimize ilgi gösteren müşterilerimizle yakından ilgilenebildik. Aynı zamanda marka bilinirliliğimizi de fuar vesilesiyle artırmış olduk. Standımızda, imalatını gerçekleştirdiğimiz depolama tankları, koruyucu ekipmanları, basınçlı kaplar ve diğer proses ekipmanlarımızı sergiledik.”

“YENİ ÜRÜNLERİMİZİ SERGİLEDİK”

TUNA YEŞİLIRMAK ULPA DUST SATIŞ MÜDÜRÜ

“Sektörün önemli firmalarına ve bilinçli bir ziyaretçi kitlesine ev sahipliği yapan bu yılki ACHEMA Fuarı’nın katılımcı sayısını diğer yıllara kıyasla daha az bulduk. Ancak yine de ACHEMA Fuarı gibi önemli organizasyonlar marka bilinirliği sağlama ve yeni pazarlara ulaşma noktasında büyük avantajlar barındırıyor. Öte yandan rakiplerinizi ve ulaştıkları seviyeyi gözlemleme açısından da bu organizasyonlar önem taşıyor. Fuar kapsamında standımızda toz toplama ve güvenli değişim kabini ürünlerimizi tanıtma fırsatı elde ettik.”

1. KATILIM

“FUAR ÖNEMLİ FIRSATLAR SUNUYOR”

YAKUP AVCI

ELİMKO SATIŞ VE PAZARLAMA YETKİLİSİ

“ACHEMA Fuarı’nın ziyaretçi sayısı ve niteliğinin, yurt dışında katıldığımız diğer fuarlara kıyasla çok daha tatmin edici olduğunu düşünüyoruz. Fuara, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere hedef pazarlarımıza ürünlerimizi tanıtmak için katıldık. ACHEMA Fuarı, sektördeki yeni ürün, teknoloji ve yaklaşımları tanımak için de önemli fırsatlar sunan bir organizasyon. Fuar süresince standımızda imalatını gerçekleştirdiğimiz elektronik cihazları, kağıtsız kayıt cihazlarını, termokupl, rezistans termometre, thermowell, elektronik çevirici, radar tip, motorlu tip seviye detektörlerimizi sergiledik.”

1. KATILIM 11 • TEMMUZ 2018


GÜNDEM

TİM BAŞKANI İSMAİL GÜLLE OLDU TÜRKİYE İHRACATÇILAR MECLİSİ’NİN (TİM) 25’İNCİ OLAĞAN GENEL KURULU’NDA İSMAİL GÜLLE TİM’İN YENİ YÖNETİM KURULU BAŞKANI SEÇİLİRKEN, GENEL KURUL’DA AYRICA 27 SEKTÖR KONSEYİ BAŞKANI DA BELİRLENDİ.

T

ürkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) 25’inci Genel Kurulu, 30 Haziran’da İstanbul Haliç Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Başbakan Binali Yıldırım, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Maliye Bakanı Naci Ağbal, Ekonomi Bakanı Nihat

• 12

Zeybekci, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü, Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci ile Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak’ın da katıldığı Genel Kurul’da, TİM’in yeni dönem Yönetim Kurulu ve Sektör Konseyi Başkanları belirlendi.

“MAKAM KÜÇÜLECEK, HİZMETLER BÜYÜYECEK” Genel Kurul’daki seçimde İsmail Gülle TİM’in 4’üncü Yönetim Kurulu Başkanı olurken, seçimin ardından bir açıklama yapan yeni TİM Başkanı İsmail Gülle, TİM’in en medeni seçimini gerçekleştirdiklerini söyledi. Gülle, “Bugünden itibaren

verdiğiniz bu görevi sizin adınıza en güzel şekilde kullanacağım. Makam küçülecek, hizmetler büyüyecek. Kimse oyunun dışında kalmayacak” dedi. TİM’i söz verdiği gibi çok farklı bir kurum haline getireceğini ifade eden Gülle, “20 yıl TİM’in her noktasında hizmet ettim. Bundan sonra da daha güçlü, proaktif ve


TİM BAŞKANI İSMAİL GÜLLE OLDU

yaratıcı olacağız. Kazanan ihracatçı oldu” şeklinde konuştu. Genel Kurul’da ayrıca, yapılan seçimle 27 kişilik Sektör Konsey Başkanları da belirlendi. Buna göre, Makine İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Kutlu Karavelioğlu, TİM Makine ve Aksamları Sektör Konseyi Başkanı olarak seçildi. “İHRACATÇI SAYISINI 120 BİNE ÇIKARMALIYIZ” Genel Kurul’da konuşan Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye’nin üç kat büyümesinde “güven ve istikrar” unsurlarının etkili olduğunu söylerken, Türkiye’nin mutlak değil ancak mukayeseli üstünlüğü olduğunun altını çizdi ve “Bu da insan

İSMAİL GÜLLE

TİM YÖNETİM KURULU BAŞKANI

kaynağımızdır. Türkiye’nin geleceği gençlerdir. Onları en iyi şekilde yetiştirmek gerekli. Bize, dünyadaki gelişmeleri ıskalamayan gençlik lazım. Eğitim başta olmak üzere alt yapıya çok yatırım yapıldı. Ama doğal

İHRACATÇININ 10 TALEBİ Genel Kurul’da TİM Başkanı olarak son kez bir konuşma yapan Mehmet Büyükekşi, hükümetin bugüne kadar ihracata ve ihracatçıya önemli destekler verdiğini, bunların kendileri için çok önemli yol haritası olduğunu söylerken, yeni dönemde ihracatçıların 10 önemli talebi olduğunun altını çizdi ve “Verilen destekler için minnettarız. Ancak, beklentilerimiz henüz bitmedi. Eğer biterse, yerimizde saydığımız anlamına gelir. Yeni hükümetten 10 yeni talebimiz daha var” diyerek taleplerini şu şekilde sıraladı: • Seçim sürecinin geride kalmasıyla ekonomi ve ihracatın ana gündem maddesi haline gelmesi; enflasyon ve faizlerin tek haneye inmesi, • Yapısal reformların hayata geçirilmesi ile yerli ve yabancı yatırımların cesaretlendirilmesi, • İstihdamı artıracak çalışmalara hız verilmesi ve kıdem tazminatı sorununun çözülmesi, • Tasarruf açığı ve cari açığın azaltılması konularında kalıcı adımlar atılması, • AB ile üyelik sürecinin hızlandırılması, Gümrük Birliği Anlaşması’nın güncellenmesi, • Gelir, Kurumlar ve Vergi Usul Kanunu’nun kapsamlı reforma tabii tutulması, • İleri teknoloji ve inovasyonun atılacak adımlarda öncelikli olarak ele alınması, • Eğitimde geleceğin küresel şartlarına uygun, yaratıcı ve yenilikçi reformların yapılması, • Bürokrasinin azaltılması, karar alma ve uygulama süreçlerinin hızlandırılması, • İstanbul’un uluslararası standartlara uygun bir fuar alanına sahip olması.

kaynakları, insan kaynağı, jeopolitik konumu dikkate alındığında Türkiye’nin potansiyeli bu değil; olmamız gereken yer bu değil. Biz bu işe başladığımızda 12 il ihracat yapıyordu, şimdi tüm iller yapıyor. Şu andaki 71 bin ihracatçı sayısı yeterli değil, bunu 120 bin ihracatçıya çıkarmalıyız. “Akıl terine” daha çok yatırım yapacak, yapısal reformlara devam edeceğiz. Zaman ekonomisini daha etkin kullanacak, gençlerin aldatılıp yüzünü dağa çevirmesini önleyeceğiz. İstikrar ve güven olmazsa olmazımız” değerlendirmesinde bulundu.

GENEL KURUL’DA YAPILAN SEÇİMLE 27 KİŞİLİK SEKTÖR KONSEY BAŞKANLARI DA BELİRLENDİ. BUNA GÖRE, MAİB YÖNETİM KURULU BAŞKANI KUTLU KARAVELİOĞLU, TİM MAKİNE VE AKSAMLARI SEKTÖR KONSEYİ BAŞKANI OLARAK SEÇİLDİ.

“YATIRIMCI TERZI USULÜ DESTEKLENMELI” Genel Kurul’daki konuşmasında, Türkiye’nin bilgiden finansa, dağıtımdan teknolojiye tüm alanlarda farklı bir seviyeye ulaşması gerektiğini vurgulayan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ise “Proje bazlı yatırım teşvik sistemini hayata geçirdik. Konfeksiyon tarzı değil, terzi usulü, gerek yerli gerekse yabancı yatırımcıların desteklenmesi gerek. Çünkü siz yoksanız hiçbir şey yoktur. Reel sektör, üretim, yatırım yoksa Türkiye’nin hedeflerine ulaşması hayaldir. Her mevsimin ihracatçı için bahar olması için sizlerle beraberiz” dedi. 13 • TEMMUZ 2018


WIN EURASIA 2019 360 Derece İmalat Sanayi 14 - 17 Mart 2019

Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi Büyükçekmece İstanbul win-eurasia.com

Destekleyen Dernekler

C

A

I

Hannover Fairs Turkey Fuarcılık A.Ş. www.hfturkey.com Tel. 0212 334 69 00

Destekleyenler

RE

Organizatör

T BAKAN

L

TÜRKİYE CUMHURİYETİ TİCARET BAKANLIĞI

Resmi Havayolu

AKDER

AKIŞKAN GÜCÜ DERNEĞİ

‘’ Türk Endüstrisinin İtici Gücü ’’

BU FUARLAR 5174 SAYILI KANUN GEREĞİNCE TOBB (TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ) DENETİMİNDE DÜZENLENMEKTEDİR.

Resmi Seyahat Acentesi


GÜNDEM

MAKFED BAŞKANLARI TİM’İ ZİYARET ETTİ TÜRKİYE İHRACATÇILAR MECLİSİ (TİM) YÖNETİM KURULU BAŞKANI İSMAİL GÜLLE’NİN GÖREVİNE SEÇİLMESİ ÜZERİNE MAKİNE İMALAT SANAYİİ DERNEKLERİ FEDERASYONU (MAKFED) VE ÜYE DERNEK BAŞKANLARI 24 TEMMUZ TARİHİNDE BİR NEZAKET ZİYARETİ GERÇEKLEŞTİRDİ.

M

akine İhracatçıları Birliği (MAİB) Yönetim Kurulu Başkanı ve MAKFED Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kutlu Karavelioğlu ile MAKFED üyesi 19 dernek başkanının yer aldığı heyet, ziyaretlerinde, makine sektörü ihracatını artırıcı çalışmalar ve hedefleri ele alarak, önümüzdeki dönem faaliyet alanları üzerinde değerlendirmelerde bulundu. KUTLU KARAVELİOĞLU TİM YÖNETİM KURULU ÜYELİĞİNE SEÇİLDİ Diğer yandan, TİM Olağan Genel Kurulu’nun

tamamlanmasının ardından, dört yıl boyunca TİM Yönetim Kurulu Üyesi olarak ihracata yön verecek kadrolar da

belirlendi. 27 sektörün yönetim kurulu başkanlarından oluşan TİM Sektörler Konseyi, ilk toplantısını gerçekleştirirken,

Makine İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Kutlu Karavelioğlu da 13 kişilik TİM Yönetim Kurulu’nda yer aldı.

15 • TEMMUZ 2018


GÜNDEM

EUROTRANS’TA TÜRK BAYRAĞI DA DALGALANACAK MAKİNA İMALATÇILARI BİRLİĞİ (MİB), AB SINIRLARI İÇİNDE 600’DEN FAZLA İMALATÇI FİRMANIN TEMSİLCİLİĞİNİ YAPAN VE ÜYELERİNİN YILLIK İMALAT DEĞERİ 40 MİLYAR EURONUN ÜZERİNDE SEYREDEN AVRUPA GÜÇ AKTARMA ORGANLARI İMALATÇILARI BİRLİĞİ’NE (EUROTRANS) ÜYE OLDU. MİB, ÜYELİKLE BİRLİKTE AVRUPA PAZARINDAKİ BİLİNİRLİĞİ VE GÜCÜNÜ DAHA DA ARTIRMAYI HEDEFLİYOR.”

T

ürk ekonomisinin lokomotif sektörlerinden biri olan makine sektörü, hem üretmeye hem de ihracat yapmaya devam ediyor. Sektörü yurt dışında daha iyi temsil ederek güçlü iş bağlantıları kurmak ve sektörün ihracatını artırmak amacıyla çalışmalar yapan MİB, Avrupa’da 160 bin kişiye istihdam sağlayan EUROTRANS üyeliğine kabul edildi. Belçika’nın Antwerp şehrinde düzenlenen European Drive Technology 2018 Konferansı ve eş zamanlı EUROTRANS Genel Kurulu, 10 ülkeden 50 üye firmanın katılımıyla gerçekleşirken, Genel Kurul’da Türk makine imalatçılarını temsil eden MİB’in üyelik başvurusu da değerlendirildi ve MİB’in EUROTRANS üyeliği kabul edildi. Almanya, Fransa, İtalya, İngiltere,

• 16

Belçika, Fransa ve İsviçre’de bulunan EUROTRANS üyesi dernekler, AB sınırları içinde 600’den fazla imalatçı firmanın temsilciliğini yapıyor ve üyelerin yıllık imalat değeri 40 milyar euronun üzerinde seyrediyor; sektör 160 binin üzerinde kişiye istihdam sağlıyor. Üyelikle birlikte Türk güç aktarma ekipmanları imalatçıları, Avrupalı imalatçılarla bir

araya gelecek, son gelişmeleri yakından takip edebilecek, firmalar arası iletişim ve iş birlikleri sağlanarak Türk firmaların Avrupa pazarında gücünü ve ihracatını artırmasına katkı sağlanacak. DİJİTALLEŞME KURUMLARI DA DEĞİŞTİRECEK Diğer yandan, European Drive Technology 2018

Konferansı ve EUROTRANS Genel Kurulu, “Dijitalleşme Güç Aktarma Sektörünü Nasıl Etkileyecek?” temasıyla gerçekleştirildi. Konferansın açılışında delegelere seslenen EUROTRANS Başkanı Eric Goos, “Dijitalleşme ile katmanlı imalat ve robot teknolojileri benzeri teknolojiler sadece imalatımızı değil, kurumsal yapılarımızı da değiştirecek ve bu kapsamda muhtemelen yeni eğitim sistemlerine ihtiyaç duyacağız” değerlendirmesinde bulunurken, EUROTRANS Başkan Vekili Ekrem Sirman ise “Avrupa’daki endüstri, yenilikçi ve uzun vadeli bakış açısıyla daha da büyüyecek. Avrupa Güç Aktarma Teknolojisi Konferansı, uluslararası ortamda gelecekteki eğilimleri tartışmak için ideal bir forum” yorumunda bulundu.


GÜNDEM

CECE YÜRÜTME KURULU, İLK KEZ TÜRKİYE’DE DÜZENLENDİ AVRUPA İŞ MAKINALARI FEDERASYONU’NUN (CECE) YÜRÜTME KURULU TOPLANTISI, TARIHINDE ILK KEZ CECE’NIN GENEL MERKEZI OLAN BRÜKSEL DIŞINDA, TÜRKIYE İŞ MAKINALARI DISTRIBÜTÖRLERI VE İMALATÇILARI BIRLIĞI’NIN (İMDER) DAVETI ILE İSTANBUL’DA GERÇEKLEŞTIRILDI.

T

ürkiye İş Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Birliği’nin Avrupa’daki üst kuruluşu CECE’nin Yürütme Kurulu Toplantısı, 13 Haziran’da İstanbul’da yapılırken, CECE Genel Sekreteri Riccardo Viaggi, gerçekleşen toplantının ilk kez CECE’nin Brüksel’deki genel merkezi dışında olması nedeniyle ayrı

bir öneme sahip olduğunun altını çizdi ve daveti için İMDER’e teşekkürlerini sundu. Yürütme kurulu toplantısı sonrasında, Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden gelen sektör temsilcileri ile üretim yapan İMDER üyeleri de bir araya geldi. İMDER üyelerinin faaliyet alanlarının kapsamlı bir şekilde uluslararası paydaşlara aktarıldığı

toplantıda ayrıca İMDER’in Ekonomi Bakanlığı desteği ile yürüttüğü URGE Projesi ve bu projenin hedefleri, CECE üyeleri ile paylaşıldı. Toplantı sonunda CECE, iki yılda bir düzenlenen ve bu yıl 17-19 Ekim tarihleri arasında Roma’da gerçekleştirilecek olan kongreye tüm İMDER üyelerini davet etti. İMDER’in 2007 yılından beri üyesi olduğu CECE;

Almanya, Avusturya, Belçika, Çekya, Fransa, Hollanda, İngiltere, İsveç, İtalya ve Rusya gibi ülkelerden iş makineleri alanındaki ülkelerinin önde gelen dernekleri ve kurumlarını üyeleri arasında barındırıyor. Çalışmalarını ise bu üyeler ve ülkeler arasındaki stratejik ortaklık, lobi faaliyetleri, iletişim ve mevzuatlar konusunda yürütüyor. 17 • TEMMUZ 2018



GÜNDEM

AKDER İLE MMO ARASINDA ORTAK ÇALIŞMA PROTOKOLÜ İMZALANDI AKIŞKAN GÜCÜ DERNEĞI (AKDER) ILE MAKINA MÜHENDISLERI ODASI (MMO) ARASINDA HIDROLIK VE PNÖMATIK PROJELERININ KAYIT ALTINA ALINMASI KONUSUNDA ORTAK ÇALIŞMA KARARI ALINDI.

F

aaliyetlerini, meslektaşları ve meslek alanlarının gelişimi ekseninde sürdüren Makine Mühendisleri Odası ile aynı amaçla sektörün yapılandırılması ve meslektaşlarının çıkarlarını korumayı ilke edinen AKDER tarafından hidrolik ve pnömatik projelerin kayıt altına alınması çalışmalarının ortaklaştırılmasına karar verildi. 21 Haziran’da AKDER Yönetim Kurulu Başkanı M. Semih Kumbasar ile MMO Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Yener tarafından imzalanan protokole göre, sektörün geliştirdiği özgün projeler online ortamda, MMO veri merkezinde kayıt altına alınacak. SEKTÖRÜN GELİŞİMİ İÇİN ÖNEMLİ BİR ADIM Protokol imza töreninde bir konuşma yapan MMO İstanbul Şube Yönetim Kurulu Başkanı Battal Kılıç, hidrolik ve pnömatik projelerinin kayıt altına alınması yönünde AKDER ile imzalanan protokolün, sektörün gelişimi için önemli bir adım olduğunun altını çizdi ve “Protokol ile ülkemizde başarılı çalışmalar yürüten ve biz mühendislerin meslek örgütü olan MMO ile AKDER

birlikte çalışmalar yürütecek” değerlendirmesinde bulundu. MMO İstanbul Şube Başkan Vekili Ali Haydar Karaçam ise protokol ile katma değerli projeler üreten firmaların haklarının korunacağının, mühendislerin büyük bir bilgi birikimiyle hazırladığı projelerin hak ettiği değere kavuşacağının, böylece sektörün gelişmesine katkı sağlanacağının altını çizdi. AKDER Yönetim Kurulu Başkanı M. Semih Kumbasar da yaptığı konuşmada,

AKDER ve MMO arasında önümüzdeki dönemde ortaklaşa yapılacak projelerin, sektörün gelişimi için önemli bir adım olduğunu vurguladı. Kumbasar, sektörün sorunlarını sektör dernekleriyle birlikte çözmeye çalışan MMO’nun meslektaşlarına yönelik yaptığı çalışmaların ve imzalanan bu protokolün, ülke ve meslek çıkarlarına doğrudan katkı sağlayacağına inandığını dile getirdi. Protokolü MMO adına imzalayan Makina Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu

Başkanı Yunus Yener ise “MMO, hem üyelerine hizmet etmek hem de üyeleri ve mesleğinin çıkarlarını ulusal ve uluslararası ölçekte savunmakla yükümlü. Sektörün büyük bir sorununa daha burada çözüm ürettik. Bu protokol ile hem meslektaşlarımıza hem de ülke ekonomisine büyük bir katkı sağlayacağız. Ayrıca bu alanda eğitimler de yürütecek ve eğitim alanında da ortak çalışmalar yapacağız” değerlendirmesinde bulundu. 19 • TEMMUZ 2018



GÜNDEM

TED ANKARA KOLEJİ ROBOT OLİMPİYATLARI’NDA DÜNYA ŞAMPİYONU OLDU 20-25 TEMMUZ 2018 TARİHLERİ ARASINDA ÇİN’İN GUIYANG ŞEHRİNDE DÜZENLENEN DÜNYA ROBOT OLİMPİYATLARI’NDA, AÇIK KATEGORİDE TÜRKİYE’Yİ TEMSİL EDEN TED ANKARA KOLEJİ LİSE KISMI ROBOTİK KULÜBÜ ÖĞRENCİLERİ, DÜNYA ŞAMPİYONU OLARAK BÜYÜK BİR BAŞARIYA İMZA ATTI.

Ç

in’in Guiyang şehrinde 20-25 Temmuz tarihlerinde düzenlenen Dünya Robot Olimpiyatları’nda (WRO) Türkiye’yi temsil eden TED Ankara Koleji öğrencileri, büyük bir başarıya imza atarak dünya şampiyonu oldu. 60 ülke, 22 bin takım arasında yapılan ülke elemelerinden sonra Çin’de düzenlenen Olimpiyat finallerinde

birincilik kupasını alan TED Ankara Koleji Lise Kısmı Robotik Kulübü öğrencileri, hazırladıkları “Food Cloud” isimli proje ile Çin medyasının da ilgi odağı oldu. Yiğit Çolakoğlu, Cemre Sare Cansız ve Zeynep Tüfekçi’nin oluşturduğu Türk Milli Takımı ROBOTED3, danışman öğretmenleri Hasan Soner Yücel’in rehberliğinde yarışmaya hazırlanırken, geliştirdikleri Food Cloud projesinde, gıdalar tarım

aşamasından marketteki raflarda yerlerini alana kadar takip ediliyor; kullanıcıya gıdanın her türlü içeriğini (alerjenlere kadar) uygulama ile sunuyor ve sistem içerisindeki robot sayesinde raflardaki ürünleri kullanım süresine göre otomatik sıralayıp kullanıcı güvenliğini ve sağlığını koruyor. Ayrıca israfı da engelleyen Food Cloud projesinde elde edilen tüm veriler bulut veri tabanında saklanabiliyor.

21 • TEMMUZ 2018


GÜNDEM

İTÜ ROBOT TAKIMLARI TÜRKİYE’Yİ BAŞARIYLA TEMSİL ETTİ İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ ROBOTİK KULÜBÜ BÜNYESİNDE ÇALIŞMALARINI SÜRDÜREN, İTÜ’NÜN ÇEŞİTLİ FAKÜLTELERİ VE BİRÇOK MÜHENDİSLİK DALINDAN ONLARCA ÜYESİ BULUNAN İTÜ ROVER VE İTÜ ROV TAKIMLARI, GEÇTİĞİMİZ HAZİRAN AYINDA ABD’DE DÜZENLENEN YARIŞMALARDA YİNE BAŞARILI PERFORMASLAR SERGİLEDİ.

T

ürkiye’yi daha önce de pek çok yarışmada temsil eden ve Türkiye’nin Makinecileri’nin de sponsor olarak desteklediği İTÜ Rover Takımı, 31 Mayıs-2 Haziran tarihlerinde ABD’de düzenlenen University Rover Challenge’da bir kez daha Türkiye’yi başarıyla temsil etti. Türkiye’nin ilk gezegen

• 22

keşif aracına katkı sağlamayı hedefleyen İTÜ Rover Takımı, 2017’de aldığı başarılı sonuçların ardından bu yıl da 95 takım arasından ön elemeyi geçerek 12’nci sırada yer almış ve finallere adını yazdırmıştı. Finale kalmayı başaran tek Türk takımı olan ve İTÜ bünyesindeki çeşitli fakültelerden bir araya gelen 34 öğrenciden oluşan İTÜ Rover

Takımı, bu yılki yarışmada, özellikle lojistik süreçlerde yaşanan aksaklıklar nedeniyle genel sıralamada istediği konumda bulunamasa da bilim görevindeki yüksek skoruyla sekizinciliği elde etti yarışma komitesinin takdirini kazandı. Bu başarının ardından İTÜ Rover Takımı, yarışmanın ödül töreninde 12 yıllık yarışma tarihinde ilk kez verilen

Bilim Özel Ödülü’ne de layık görüldü. İTÜ Rover Takımı, halen yaz sonunda Polonya’da gerçekleşecek olan European Rover Challenge yarışmasına da kabul edildi ve bu yarışma için çalışmalarını da hızla sürdürüyor; URC sürecinde yaşanan sıkıntılardan alınan derslerle daha güçlü şekilde Türkiye’de insansız gezegen


İTÜ ROBOT TAKIMLARI TÜRKİYE’Yİ BAŞARIYLA TEMSİL ETTİ

keşif robotları üzerine çalışmalarına devam ediyor. BİLİM ÖZEL ÖDÜLÜ ALAN YÜRÜYEN LABORATUVAR ABD’den University Rover Challenge yarışmasının 12 yıllık tarihinde ilk kez verilen Bilim Özel Ödülü ile dönen İTÜ öğrencilerinin çabaları ve çalışmaları sonucunda üretilen yeni robotun birçok önemli özelliği bulunuyor. Otonom hareket edebilme özelliğinin yanı sıra 50 santimetre yüksekliğe çıkabilen ve 1 metre yükseklikten stabil inebilen robot, üst kısmına sabitlenmiş robot koluyla 12 kiloya kadar yük kaldırabiliyor, oval objeleri kavrayabiliyor, sert yüzeylerden zedeleyici uç ile örnek toplayabiliyor. Bunların yanı sıra kendi üzerinde katlanarak hacmini yüzde 60’a kadar küçültebilen ve 360 derece dönebilen robot kol üzerinde yüksek çözünürlüklü bir kamera da bulunuyor. 1 kilometreye kadar haberleşme sağlayabilen ve yüksek çözünürlükte görüntü aktarabilen bir antene de sahip olan robot, kimyasallarla ilgili önemli kabiliyetlere de sahip: Toprak

Ph derecesini, sıcaklığını ve nemi ölçebilen robot, bunlar üstünde analizler yapabiliyor, yaptığı analizleri otomatik olarak raporlayabiliyor ve gelecekte kullanılmak üzere bunları saklayabiliyor. SU ALTI ROBOTLARINDA İTÜ FARKI Türkiye’nin Makinecileri’nin sponsor olarak desteklediği bir başka İTÜ Robotik Kulübü takımı ise İTÜ ROV Takımı idi. Geçtiğimiz yıl kurulduktan sadece birkaç ay sonra Nisan 2017’de, MATE ROV Competition 2017 Türkiye elemelerinin birinci olan ve ABD’de düzenlenen finallerde Türkiye’yi başarıyla temsil eden İTÜ ROV Takımı, bu başarısını 2018’de de tekrarladı ve 28-29 Nisan tarihlerinde Yıldız Teknik Üniversitesi’nde düzenlenen MATE ROV Competition 2018 Türkiye elemelerinde üst üste ikinci kez Türkiye birincisi olarak ABD’de 21-23 Haziran tarihlerinde düzenlenen final yarışmasına katılmaya hak kazandı. 19 ülkeden 800 öğrencinin katıldığı MATE ROV Competition 2018 finallerinde

28 takım arasında 11’inci olma başarısını gösteren İTÜ ROV Takımı, kendilerini daha da geliştirerek ve edindikleri tecrübeleri önümüzdeki yıllara aktararak Türkiye adına gelecekte daha iyi dereceler elde etmeyi hedefliyor. SADECE TEKNİK DEĞİL İLETİŞİM VE SOSYAL BECERİLERİNİ DE GELİŞTİRİYOR Yarışma sürecinde sadece su altı robotlarının çalışma mantıkları, tasarımları,

üretimleri ve kullanım alanları hakkında büyük ve önemli deneyimler kazanan İTÜ ROV Takımı üyeleri, diğer yandan, takımın tanıtımını yapmak amacıyla Maker Faire, Türkiye İnovasyon ve Girişimcilik Haftası, WIN EURASIA Fuarı, Teknoloji ve Eğitim Fuarı gibi birçok etkinliğe de katıldı; bu süreçte liselerde robotik alanında eğitimler verdi, konuşmalar ve sunumlar yaparak iletişim alanında da önemli deneyimler edindi. İTÜ ROV Takımı, uzaktan kontrollü su altı araçları (Remotely Opereated Underwater Vehicle) yani ROV’ler tasarlıyor ve üretiyor. ROV’ler sahip oldukları yüksek çözünürlüklü kameralar ve robot kollar sayesinde, su üzerinde bulunan bir operatörün kontrolü ile birçok görev gerçekleştirebilirken, su altında yapılan bilimsel araştırmalarda, su altı habitatının taranmasında, insanların ulaşmasının tehlikeli ya da mümkün olmadığı alanlarda; su altı arama-kurtarma çalışmalarında, açık deniz platformları ve su altı boru hatlarının kurulum, bakım ve onarım işlemleri gibi birçok alanda ROV’ler sıklıkla kullanılıyor.

23 • TEMMUZ 2018


PRO 100 HİDROLİK PROFİL BÜKME MAKİNESİ HYDRAULIC PROFILE BENDING MACHINE

CY4RHHS 4 TOPLU HİDROLİK SİLİNDİR MAKİNASI 4 ROLLS HYDRAULIC PLATE BENDING MACHINE

HCB KOLON BOM SİSTEMİ COLUMN BOOM SYSTEM


GÜNDEM

UMTİK 2018 YAZILIM VE TASARIMA ODAKLANDI TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ’NİN SPONSOR OLDUĞU VE BU YIL 18’İNCİSİ DÜZENLENEN ULUSLARARASI MAKİNE TASARIM VE İMALAT KONGRESİ (UMTİK 2018) ESKİŞEHİR’DE GERÇEKLEŞTİRİLDİ. ÇOK SAYIDA YERLİ VE YABANCI AKADEMİSYEN İLE SANAYİCİNİN KATILDIĞI KONGREDE, TEKNOLOJİK GELİŞMELERİN İNSAN YAŞAMINA ETKİSİ, SOSYAL YAŞAM VE ÇEVRE İLİŞKİLERİ TARTIŞILIRKEN, YAZILIM VE ENDÜSTRİYEL TASARIMA ODAKLANILDI.

B

u yıl 18’incisi düzenlenen ve üç gün süren Uluslararası Makine Tasarım ve İmalat Kongresi (UMTİK 2018) Eskişehir’de gerçekleştirildi. Türkiye’nin Makinecileri’nin de sponsor olarak desteklediği etkinlik, çok sayıda yerli ve yabancı akademisyen ile sanayicileri bir araya getirerek, sanayi-üniversite işbirliğinin güçlendirilmesi adına önemli oturumlara ev sahipliği yaptı. Üç gün süren kongre kapsamında düzenlenen oturumlarda, gelişmiş imalat süreçleri ile bu süreçlerde kullanılan makine ve malzemeler ele alınırken, kurumlar ise ürettikleri yazılımları tanıtma fırsatı yakaladı. Diğer yandan kongre kapsamında düzenlenen yazılım ve endüstriyel tasarım

seminerleri de makine imalat sektörlerinin Endüstri 4.0’a uyum sürecinde önemli bilgi paylaşımlarına sahne oldu. Kongrenin açılış oturumu ise Hürriyet Daily News Genel Yayın Yönetmeni Murat Yetkin’in moderatörlüğünde gerçekleştirildi. Yetkin, konuşmasında, yeni bir çağın eşiğinde bulunduğumuzun altını çizerken, “Ateşin bulunuşundan tekerleğin bulunuşuna, daha sonra Sanayi Devrimi’ne kadar böyle her yeni teknolojinin hayatımıza girişinde, yeni bir ekonomik ve siyasi düzen, yeni toplumsal katmanlar onu izliyor. Sanayi Devrimi, geçmişten daha farklı bir işçi sınıfı ortaya çıktı. Bugün de yeni bir çağın eşiğinde bulunuyoruz. Endüstri 4.0 bu yeni çağın işaretlerinden biridir” değerlendirmesinde bulundu.

KONGREDE ELE ALINAN BAŞLIKLAR İlki 1984 yılında ODTÜ Makina Mühendisliği Bölümü’nde ulusal bir kongre olarak düzenlenen ve bugüne kadar her iki yılda bir başarıyla gerçekleştirilen UMTİK Kongreleri, altıncı kongreden itibaren iki resmi dilli uluslararası bir kongre haline geldi ve makine imalat sektörlerinin güncel başlıklarına odaklanarak sektörün akademik çevrelerle iletişim ve işbirliğini güçlendirmeye odaklandı. Bu kapsamda, UMTİK 2018’de ele alınan konu başlıkları ise şöyle oldu: • Üretim süreçlerinin tasarımı • Makine tasarımı ve uygulamaları • Otomotiv mühendisliğinde tasarım, benzetim, modelleme, üretim ve güvenlik • Mühendislik tasarım metodolojisi ve tasarım modelleri • Mühendislik tasarımında yeni yaklaşımlar • Mekanik sistemlerde hasar oluşumunun modellenmesi ve analizi • Mikro elektromekanik sistemlerin (MEMS) mekanik tasarımı ve üretimi • Makine tasarımı ve imalatında ileri malzemeler • İmalat sistemleri ve süreçlerinin modellenmesi ve simülasyonu • Tasarım ve imalatta sürdürülebilirlik • Esnek ve dağıtık imalat sistemleri • Üretimde akıllı sistemler • Tasarım ve imalatta yeni gelişen teknolojiler • Tasarımda yaratıcılık ve inovasyon • Zeki ve akıllı ürün tasarımı • Tasarımda algılayıcı teknolojileri ve ağ yapılar • Tasarım ve üretimde mühendislik eğitimi • Endüstri 4.0 uygulamaları ve vaka çalışmaları

25 • TEMMUZ 2018


YATIRIM

SEKTÖRÜN İLK YEŞİL FABRİKASI HAREKET VE KONTROL TEKNOLOJİLERİ ALANINDA ÇALIŞAN HKTM, TÜRKİYE’NİN 14’ÜNCÜ, MAKİNE İMALAT SEKTÖRLERİNİN İSE İLK YEŞİL SERTİFİKALI FABRİKASI OLDU. HKTM YÖNETİM KURULU BAŞKANI TUNÇ ATIL, LEED GOLD SERTİFİKASIYLA ÖDÜLLENDİRİLMELERİNİ, “BİR MÜHENDİSLİK FİRMASI OLARAK ÖNCELİĞİMİZ, EN YENİLİKÇİ TEKNOLOJİLERİ, DÜNYANIN SINIRLI KAYNAKLARINA SAYGIYLA ÜRETMEK. ÇÜNKÜ BİZİM İÇİN MÜHENDİSLİK, HER ŞEYDEN ÖNCE DÜNYANIN DAHA İYİ BİR YER OLMASINI SAĞLAMAKTAN GEÇİYOR” DİYOR.

G

ebze Plastikçiler Organize Sanayi Bölgesi’nde inşa edilen çevre dostu fabrikasında gerçekleştirdiği yenilikçi uygulamalarıyla dikkat çeken HKTM, yüksek enerji ve su verimliliği, iç ortam kalitesi, malzeme ve kaynakların etkin kullanımı, çevreci ve sürdürülebilir politikalarıyla, dünyanın en prestijli, tanınırlığı ve kabul edilebilirliği en yüksek yeşil bina sertifikası olan LEED (Enerji ve Çevre Dostu Tasarımda Liderlik) kriterlerini yerine getirerek, bu sertifikayı LEED GOLD seviyesinde almaya hak kazanan sektöründe ilk, Türkiye’deki 14’üncü fabrika oldu. ENERJİDEN YÜZDE 51 TASARRUF SAĞLADI 2015’in ikinci yarısında, 10 milyon TL’lik yatırımla 6 bin metrekare alana sahip ve yeni teknolojileri bünyesinde barındıran çevreci fabrika, LEED yenilenebilir enerji ve enerji tasarrufu/optimizasyonu kriterlerinden tam puan alan Türkiye’deki tek proje olmasıyla da dikkat çekiyor. HKTM’nin yeşil fabrikası, bu kriterleri fazlasıyla yerine getirdiği için USGBC (Amerikan Yeşil Binalar Konseyi) tarafından “Tasarımda İnovasyon Seviyesi” nedeniyle ek puanlama ile ödüllendirilen • 26

tek proje oldu. Çatısındaki fotovoltaik paneller aracılığıyla güneş enerjisinden ürettiği yılda 100 bin kWh elektrik enerjisiyle CO2 salımını azaltarak 92 adet yetişkin ağacı kurtaran tesiste, toprağın altındaki sabit sıcaklıktan faydalanarak ısı pompasına giren suyun sıcaklığı yükseltiliyor ve bu ısı kazanımı yerden ısıtma sistemiyle birleştiğinde ofis ısıtmasında yüzde 40 enerji tasarrufu sağlanıyor. Yine, tesisteki gri su geri kazanım sistemiyle lavabolarda kullanılan sular arıtılarak rezervuarlarda tekrar değerlendiriliyor. HKTM’nin yeşil fabrikasındaki

bir başka tasarruf alanı ise “Solarwall” (Güneş Duvarı) olarak adlandırılan sistem: Bu sistemle güneş enerjisi kullanılarak fabrikanın ısıtılmasında doğal gazdan yüzde 40 tasarruf sağlanıyor. Son olarak tesiste, elektrikli araçlar için bir şarj sisteminin de yer aldığını ekleyelim. HİZMET VE ÜRETİM SÜREÇLERİ ÜÇ ANA ALANA YOĞUNLAŞIYOR İleri teknoloji ve ihracat ağırlıklı katma değerli imalata yönelik yatırımlarıyla büyüyen HKTM, birbirini tamamlayan hizmet ve üretim süreçlerinde üç alana yoğunlaşmış durumda. “Elektromekanik

ve Robotik” ile “Mekanik ve Otomasyon” bölümleri, başta beyaz eşya, cam ve gıda sektörleri olmak üzere fabrika otomasyonu konusunda robot ağırlıklı uygulamalarla verimlilik artışına yönelik sistemler kurarken, “Hidrolik” bölümü ise demir-çelik, barajlar, presler gibi ağır endüstri uygulamaları için hidrolik silindir imalatı ve güç üniteleri üretimi gerçekleştiriyor.

HKTM PRODUCTION FACILITIES Gebze, Turkey

LEED 2009 NEW CONSTRUCTION AND MAJOR

May 2018

RENOVATIONS


YATIRIM

ASELSAN’DAN KONYA’YA DEV YATIRIM

KOBİ VASFINI KAYBEDENLER KOSGEB’E YENİ BAŞVURU YAPAMAYACAK

K A

selsan ve Konya Savunma Sanayi A.Ş. ortaklığında 300 milyon TL sermayeli şirketin kurulmasına dair proje için imzalar atıldı. Silah sistemlerinin üretilmesi, tasarımı, Ar-Ge’si ve inovasyon merkezi oluşturulması kapsamında, Konya Organize Sanayi Bölgesi’nde 35 bin metrekaresi kapalı 140 bin metrekarelik alanda silah

sistemleri tesisi kurulacak. 300 milyon TL sermaye, 60 milyon TL makine ve teçhizat ile 85 milyon TL inşaat yatırımıyla kurulacak olan tesiste, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kullandığı silahlar yerli ve milli olarak üretilecek. Projesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından imzalanan ve önümüzdeki günlerde temeli atılacak tesisin 2019’da

üretime geçmesi hedefleniyor. TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji ve Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız, 300 milyon TL sermaye yatırımıyla Türkiye’nin ihtiyacı olan silah sistemlerinin üretileceğinin altını çizerken, savunma sanayisinin Türkiye’nin çekici gücü olmaya devam edeceğini de vurguluyor.

TÜRKİYE’DEKİ YATIRIM FIRSATLARI ALMANYA’DA TANITILDI

A

lmanya’nın Stuttgart şehrinde düzenlenen ve Alman KOBİ’lerinin uluslararasılaştırılmasını amaçlayan Global Connect 2018 bünyesinde, Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı ile MAKFED işbirliğinde 20

Haziran tarihinde “Türkiye Makine Sanayi Çalıştayı” düzenlendi. Makine sektöründe TürkAlman sanayi işbirliğini artırmayı amaçlayan programda, Makine İhracatçılar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Sevda Kayhan Yılmaz iki ülke

arasında ticareti ele alarak iyi uygulama örnekleriyle gelecekte yapılabilecek hususlara değinirken, MAKFED Genel Sekreteri Zühtü Bakır ise Türkiye’deki makine sanayisi ve yatırım fırsatlarına yönelik bilgilendirmede bulundu.

üçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı’nın (KOSGEB), Destek Programı Yönetmeliği değiştirilerek, KOBİ vasfı değişen şirketlerin başvurularına ilişkin düzenleme yapıldı. Buna göre, işletmelerin KOBİ vasfını kaybetme/kazanma veya sınıf değiştirme tarihleri, kurumlar vergisi mükellefleri için Nisan ayı sonu, gerçek/basit usulde gelir vergisine tabi olanlar için Mart ayı sonu esas alınacak. İşletmelerin KOBİ vasfını kaybetmeden önce uygun bulunan proje/destek başvuruları, kazanılmış hak olarak kabul edilecek ve ödemeler yapılacak. Ancak KOBİ vasfı kaybedildikten sonra yeni proje/destek başvurusu yapılamayacak. 24 Haziran’da yapılan değişiklikle bir işletmenin KOBİ olarak kabul edilebilmesi için satış hasılatı veya mali bilanço büyüklüğünün 125 milyon liranın altında olması gerekiyor. Bunun yanı sıra şirketler, çalıştırdığı personel sayısına göre mikro, küçük ve orta boy işletme olarak da sınıflandırılıyor. Bir işletmenin KOBİ vasfının değişmesi genellikle, ciroda belirli dönemlerde, konjonktürel gelişmelere bağlı olarak (ihracat veya döviz fiyatlarındaki değişim) artış yaşanmasıyla birlikte yaşanıyor. KOSGEB’in bu düzenlemeyi yaparak, geçici sebeplerle KOBİ vasfı dışında kalan şirketlerin hak kayıplarını önlemeyi amaçladığı belirtiliyor. 27 • TEMMUZ 2018


KENDI SEKTÖRÜNÜZDEN ALMAN MÜŞTERILERLE BULUŞUN! VEREINIGTE FACHVERLAGE çeşitli sektörel dergiler ile branşınızı temsil eder ve hedeflediğiniz müşteri grubuna doğrudan ulaşmanızı sağlar.

HEDEF GRUP: Tasarım, geliştirme ve üretim alanlarındaki karar alıcılar; kullanıcı odaklı tahrik teknolojileri pazarındaki uzmanlar ve yöneticiler

www.antriebstechnik.de

HEDEF GRUP: Sanayideki üretim ve şirket yetkilileri ve teknik yönetim kadroları.

www.DerBetriebsleiter.de

FLUIDT E CHNIK HEDEF GRUP: Planlama, projelendirme, konstrüksiyon, üretim ve bakım alanlarındaki mühendisler ve teknisyenler

www.oelhydraulik-und-pneumatik.de

HEDEF GRUP: Sistem mühendisliği alanındaki tasarımcılar, üretim sanayisindeki üretim yetkilileri ve çevre sorumluları, resmi çevre koruma kurumları, mühendislik ve danışmanlık firmaları.

www.wasser-luft-und-boden.de

HEDEF GRUP: Kimya ve petrokimya endüstrisi ile yiyecek-içecek sanayisindeki proses mühendisleri, yöneticiler ve genel müdürler.

www.verfahrenstechnik.de

HEDEF GRUP: Otomasyon çevrelerindeki (Orijinal Ürün Üreticileri OEM'ler) ürün geliştirme uzmanları ve tasarımcılar; makine ve elektrik mühendisliği sanayisindeki sistem entegratörleri ve üretim sorumluları.

HEDEF GRUP: Mobil iş makinelerinin tasarım kademeleri

www.industrielle-automation.net

www.mobile-maschinen.info

HEDEF GRUP: Tüm endüstri branşlarındaki tasarım kademeleri. EOM işletmelerindeki tanınmış tasarım ve AR&GE uzmanları ve yöneticileri.

www.DerKonstrukteur.de

FÖRDERTECHNIK MATERIALFLUSS LOGISTIK

HEDEF GRUP: Sanayi, ticaret ve hizmet sektörlerinde, gerek üretim, gerekse diğer şirketlerde lojistik ile ilgili karar alıcılar ve karar alma sürecinde yer alan diğer kişiler. www.foerdern-und-heben.de

HEDEF GRUP: Dünya çapındaki en önemli tüm ekonomik pazarlar ve bölgelerde konstrüksiyon, AR&GE ve imalat kademelerindeki yöneticiler ve karar alıcılar. www.world-of-industries.de

Daha fazla bilgi için benimle irtibata geçiniz! (İngilizce ve Almanca)

Carmen Nawrath Head of Marketing & Corporate Services phone: 0049/6131/992-245 c.nawrath@vfmz.de


OAİB’DEN

SSI, EUROSATORY 2018 FUARI’NDAYDI SAVUNMA VE HAVACILIK SANAYİ İHRACATÇILARI BİRLİĞİ (SSI), FRANSA’NIN BAŞKENTİ PARİS’TE 11-15 HAZİRAN TARİHLERİNDE GERÇEKLEŞTİRİLEN EUROSATORY 2018 FUARI’NA T.C. CUMHURBAŞKANLIĞI SAVUNMA SANAYİİ BAŞKANLIĞI (SSB) İŞBİRLİĞİNDE KATILDI.

E

n son 2016 yılında 16 firma ile Eurosatory Fuarı’na milli katılım gerçekleştiren Türkiye, bu yıl SSB ve SSI işbirliğinde, 44 kurum ve kuruluş ile 14 firmanın bireysel katılımıyla fuarda yer aldı. 4 bin 500 metrekare toplam alan ile alan sıralamasında üçüncü olan Türkiye milli katılımı, fuara katılan 58 firmayla katılımcı firma sayısı sıralamada ise beşinci sırada konumlandı. Ayrıca, Eurosatory Fuarı kapsamında alınan SSI’nın gerçekleştirdiği platin sponsorluk çerçevesinde, fuarın çeşitli bölgelerinde yayın yapan Eurosatory TV ekranlarında, fuar süresince her bir saatte toplamda beş dakikalık videolar yayınlandı. Videolar, Türk milli katılımını ve Türk firmalarını ön plana çıkaran bir vizyon ile hazırlanırdı. Fuar sırasında Türkiye Ülke Standı ve SSBSSI ortak standı, Savunma Sanayi Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Faruk Yiğit, Paris Büyükelçisi İsmail Hakkı Musa ve Paris Ticaret Başmüşaviri G. Müge Varol Ilıcak tarafından da ziyaret edildi. 29 • TEMMUZ 2018



VİTRİN

DRİNNS HİNDİSTAN YOLUNDA DIRINLER MAKINA’NIN, 2016 YILI ARALIK AYINDA LANSMANINI GERÇEKLEŞTIRDIĞI BEŞ EKSENLI GANTRY TIPI İŞLEME MERKEZI, FRANSA VE ALMANYA’DA ÜRETILEN RAKIPLERINI GERIDE BIRAKARAK HINT SAVUNMA SANAYISI FIRMALARININ TERCIHI OLDU.

S

avunma sanayisinde uçak ve tank parçaları üretebilen Beş Eksenli Gantry Tipi İşleme Merkezi, uluslararası sektörde büyük ilgi görmeye devam ediyor. Dirinler Makina’nın 20 kişilik Ar-Ge ekibiyle bir yıllık bir çalışmanın sonucunda üretilen; elektromanyetik alanda çalışarak mekanizmalar arası sürtünmeyi ortadan kaldırıp yıpranma ve bakım maliyetlerini düşüren yeni makineye Hindistan talip oldu. Drinns markasıyla altı metre uzunluğunda, üç metre genişliğinde ve bir metre yüksekliğindeki makine, boyutlarıyla da bir ilk olarak gösteriliyor. Sanayinin tüm alanlarında kullanılabilecek kapasite ve yetkinliğe sahip olan Beş Eksenli Gantry Tipi İşleme Merkezi, çok hassas parçaları dahi üretebiliyor.

en önde gelen kuruluşları da taleplerini iletiyor. Bu makine, Türk sanayisinin geldiği noktayı da gözler önüne seriyor” değerlendirmesinde bulunuyor.

NİHAN DİRİN

DIRINLER YÖNETIM KURULU ÜYESI

RAKİPLERİNİ GERİDE BIRAKTI Proje Yöneticisi Doruk Eğinlioğlu, Beş Eksenli Gantry Tipi İşleme Merkezi’ni üretmek için bir yıllık yoğun bir çalışma gerçekleştirdiklerini söylerken, böyle bir Ar-Ge’ye sahip olabilmek için 1999 yılından beri alt yapı çalışmalarına devam ettiklerinin

altını çiziyor. “Makine üreten makine” olarak nitelendirilen tezgâhın Fransa ve Almanya gibi rakipleri geride bırakarak Hindistan tarafından satın alındığını söyleyen Eğinlioğlu, “Önümüzdeki ay teslim edeceğiz ve Hindistan tarafından savunma sanayisinde uçak ve tank parçaları üretmek için kullanılacak. Türkiye’nin

“STRATEJİK ALANLARDA DA SÖZ SAHİBİYİZ” Dirinler Yönetim Kurulu Üyesi Nihan Dirin ise Drinns markasıyla üretilen freze tezgâhının tüm dünya ülkeleri açısından büyük önem taşıdığına dikkat çekerek, “Türkiye’nin sanayideki ‘Yapabilirlik’ gücünü gözler önüne sermiş olduk. Türkiye, Avrupa’nın makine üretimi konusunda önde gelen beş ülkesinden biridir. İhracat artışında da yine ilk üç ülkeden biriyiz. Bunlar son iki yılda olanlar. Ancak bu değişimi artık daha çok ArGe ve katma değeri yüksek ürünlerle taçlandırmamız gerekiyor. Biz de bunu yapıyoruz. Dirinler Makina olarak geliştirdiğimiz yeni teknolojilerle bu makineleri imal ettikçe, Türkiye’nin de sanayideki yükselişi devam edecek” yorumunda bulunuyor. Yeni bir makine üretiminin sanayi kollarını da olumlu yönde etkilediğini ifade eden Nihan Dirin, “Türkiye, bu yeniliklerle en stratejik alanlarda da söz sahibi oluyor. Bu, yalnızca bir freze tezgâhı değil aynı zamanda Türk sanayisinin neler yaptığı, neleri başardığı ve hangi noktaya ulaştığını da gösteren bir sanayi eseridir” diyor. 31 • TEMMUZ 2018


SEKTÖRDEN

“YENİ ÜRÜNLERLE STANDARTLARI BELİRLİYORUZ” SEKTÖRDE STANDARTLARI BELİRLEYEN YENİLİKÇİ ÜRÜNLER İMAL ETTİKLERİNİ AKTARAN KARBA OTOMOTİV GENEL MÜDÜRÜ MUSA ERTUNÇ, “YAKIT TASARRUFLU HİDROSTATİK TAHRİKLİ ÇÖP KAMYONU İSİMLİ TÜBİTAK PROJEMİZİ BAŞARIYLA TAMAMLADIK. HÂLİHAZIRDA İKİ FARKLI PROJE HAZIRLIĞIMIZ DA DEVAM EDİYOR. ÖTE YANDAN AR-GE MERKEZİ KURMA ÇALIŞMALARIMIZA BAŞLAYARAK GEREKLİ BAŞVURUDA BULUNDUK” DİYOR.

A

nkara’da 1991 yılında kurulan Karba Otomotiv’i 2008 devralarak yeniden yapılandırdıklarını aktaran Karba Otomotiv Genel Müdürü Musa Ertunç “Sektörde yıllar boyunca elde ettiğimiz tecrübeyle yılda 800 adet araç üstü ekipman üreten bir firma haline geldik. Firmamız hâlihazırda sektörde faaliyet gösteren alanındaki ilk üç firma arasında” diyor. İtfaiye araçları, çöp toplama kamyonları, kanal açma makineleri, vidanjörler, mobil vinçler, kayar kasalı araç taşıma ekipmanları, platformlar, hidroliftler ve bütün belediye hizmet araçlarının Karba Otomotiv’in başlıca • 32

ürün kalemlerini oluşturduğunu kaydeden Ertunç, firmalarının gelecek hedeflerini ve sürdürdükleri çalışmaları Moment Expo okurlarına anlattı. Karba Otomotiv şirket yapılanması hakkında bilgi verir misiniz? Firmamız yüzde 85’in üzerinde yerlilik oranı ve sahip olduğu 140 çalışanıyla dünyaca tanınan birçok uluslararası araç firmasının onaylı üst yapı imalatçısıdır. Sektörde faaliyet göstermek için gerekli tüm kalite belgelerine sahip olan firmamız, uluslararası pazarda rekabet edebilecek donanıma sahip bir işletme olarak faaliyetlerini sürdürüyor.


KARBA OTOMOTİV

Üretiminizi nerede ve nasıl gerçekleştiriyorsunuz? Üretimimizi ASO 1. OSB’de 30 bin metrekare kapalı alana sahip yeni fabrikamızda gerçekleştiriyoruz. Standart şartnamelere ve özel siparişlere göre proje ve imalat çalışmalarımızı sürdürüyor; fabrikamızda yalın üretim sistemini uyguluyoruz. Ekipmanlarımızın üzerinde kullanılan bütün komponentler grup bünyesinde bulunan diğer firmalarımız tarafından üretiliyor. Ürünlerimiz üzerinde çok etkin bir kalite kontrol sistemi işletiyoruz. Ürün çeşitleriniz ve bunların özellikleri hakkında bilgi verir misiniz? İtfaiye araçları, çöp toplama kamyonları, kanal açma makineleri, vidanjörler, mobil vinçler, kayar kasalı araç taşıma ekipmanları, platformlar ve hidroliftler başlıca ürün kalemlerimizi oluşturuyor. Bunlarla birlikte bütün belediye hizmet araçlarını imal edebiliyoruz. Merdivenli itfaiye araçlarında 12-32 metre, arozözlerde 2-20 ton, platformlarda 7,5-28 metre, mobil vinçlerde 7,5-105 ton/metre, kanal açma makineleri ve vidan-

jörlerde 3 ile 35 ton kapasiteye kadar üretim yapıyoruz. Diğer yandan özel amaçlı her türlü araç üstü ekipmanı da imal edebiliyoruz. Yeni geliştirdiğiniz bir ürün var mı? Sektörümüzde standartları belirleyen yenilikçi ürünler imal ediyoruz. Bu kapsamda, sektörde ihtiyacın artması nedeniyle, merdivenli itfaiye grubunda 45 metreye çıkabilecek bir aracın imalatı aşamasındayız. Projelendirilmesi biten ürünümüzün prototipini yıl sonuna kadar üreteceğiz. Bunun yanında tünel ve rafineri tarzı yerlerde kullanılmak üzere uzaktan kumandalı yangın robotu prototip üretimini de tamamladık. Söz konusu ürünümüz seri üretime alınmış durumda. Belediyeler için geliştirdiğimiz yeni tip bir yol yıkama aracımızın ilk parti makineleri ise Sincan Belediyesi tarafından kullanılmaya başladı. Diğer yandan “Yakıt Tasarruflu Hidrostatik Tahrikli

Çöp Kamyonu” isimli TÜBİTAK projemizi başarıyla tamamladık. Hâlihazırda iki farklı proje hazırlığımız da devam ediyor. Öte yandan Ar-Ge merkezi kurma çalışmalarımıza başlayarak gerekli başvuruda bulunduk. Süreci Hacettepe Üniversitesi Teknokent ile ortak yürütüyoruz. Çalışanlarınızın gelişimi konusunda ne tür çalışmalar gerçekleştiriyorsunuz? Çalışanlarımızın öncelikle yaptıkları işlerle ilgili mesleki yeterlilik belgelendirmelerini tamamladık. Eğitimlerle ilgili anketler yapıp, her yıl en çok talep gören konularda en az dört farklı eğitim veriyoruz. Bunlar, iş güvenliği ve kalite prosedürleri eğitimi haricinde olan konuları kapsıyor.

“TÜNEL VE RAFİNERİ TARZI YERLERDE KULLANILMAK ÜZERE GELİŞTİRDİĞİMİZ UZAKTAN KUMANDALI YANGIN ROBOTUMUZUN SERİ ÜRETİMİNE BAŞLADIK.”

33 • TEMMUZ 2018


SEKTÖRDEN “AĞIRLIKLI İHRAÇ PAZARIMIZI AFRİKA, ORTA DOĞU, UZAK DOĞU VE DOĞU AVRUPA ÜLKELERİ OLUŞTURUYOR.”

Yurt içi ve yurt dışında düzenlenen fuarlara katılıyor musunuz? Fuarların firmanız için öneminden bahseder misiniz? Her yıl yurt içinde en az iki, yurt dışında ise üç fuara katılıyoruz. Fuarların firmamızın yeniden yapılanması ve yeni nesil ürünlerimizin tanıtımında çok faydası olduğunu düşünüyoruz. Fuarların sonrasında aldığımız geri dönüşler de bu yöndeki politikamızın ne denli doğru olduğunu gösteriyor. Önümüzdeki dönem için amacımız, yüzde 20 seviyelerinde olan ihracat

“FABRİKAMIZDA YALIN ÜRETİM SİSTEMİNİ UYGULUYORUZ.” • 34

kapasitemizi yüzde 35’e taşımak. Firmanızın ihracat potansiyelinden bahseder misiniz? Ürünlerimizi yaklaşık 30 ülkeye ihraç ediyoruz. Ağırlıklı ihraç pazarımız Afrika, Orta Doğu, Uzak Doğu ve Doğu Avrupa ülkeleri olarak öne çıkıyor. İki ülkede bayi yapılanmamız mevcut ve pazarda bilinen ve tercih edilen ürünlerimiz var. Bazı ülkelerde girdiğimiz ihalelerde ise ekipman bağlamında 100 puan alan Türk malı ürün sunmanın gururunu yaşıyoruz.

İhracata konu olan ilk ürününüz neydi? Bu ihracat nereye ve nasıl gerçekleşti? 2008 yılında firmayı devralınca ihracat çalışmalarına başladık. İhracat gerçekleştirdiğimiz ilk ülke ise Cezayir’di. İyi bir mühendislik çalışmasıyla demonte ürün gönderip Cezayir’de montajını gerçekleştirdik. Daha sonra ihraç pazarlarımıza başka ülkeler de eklendi. Hedef ülkeyi gezip mevcut pazarda kullanılan ürünleri iyi analiz ettikten sonra, söz konusu ülkenin ihtiyacına göre mühendislik çalışması yaparak uygun ürün imal ediyoruz.


KARBA OTOMOTİV

MUSA ERTUNÇ KİMDİR? • Ankara’da 1967 yılında doğan Musa Ertunç, 1989 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu.

Karba Otomotiv olarak kendinize nasıl bir vizyon belirlediniz? İhraç ettiğimiz her ürünün Türk bayrağı olduğunu düşünüyor ve ona yakışır üretim gerçekleştiriyoruz. İmal ettiğimiz ürünlerin yalnızca firmamızı değil ülkemizdeki tüm ürünleri temsil ettiğini biliyor ve bu

vizyon çerçevesinde hareket ediyoruz. Firmanız için kalite kavramı nasıl bir yerde duruyor? Ürünlerimizde kaliteden asla taviz vermiyoruz. Çalıştığımız şase kamyon üreticilerinin onaylı üst yapıcısı olmamız sebebiyle söz konusu uluslararası firmaların kalite

kültürünü kendi firmamıza aktardık. Firmamızın bu süreçte gelişmesinde kendilerinin çok katkıları oldu. Sonuçta, sürdürülebilir bir kalite anlayışını hâkim kıldık. Belediye hizmet araçları imal ettiğimiz için sloganımız her zaman “Bu ekipmanlara bir gün sevdiklerimizin ihtiyacı olabilir” biçimindedir.

• 10 yıl boyunca özel sektörde proje mühendisi olarak görev yapan Ertunç, 1998 yılında hidrolik ekipmanlar alanında faaliyet gösteren Ankara Hidroan firmasını kurdu. • Ertunç, 2008 yılında devralarak yeniden yapılandırdığı Karba Otomotiv Genel Müdürü olarak sektördeki çalışmalarını sürdürüyor.

35 • TEMMUZ 2018


KAPAK

DAHA AZ KAYNAKLA DAHA ÇOK ÜRETMENİN FORMÜLÜ:

TARIMSAL MEKANİZASYON • 36


TARIM MAKİNELERİ

DÜNYA NÜFUSU HIZLA ARTARKEN, TARIM YAPILABİLİR ALANLAR VE TARIMSAL SU HAVZALARI GİDEREK AZALIYOR. GELECEKTE, DAHA FAZLA İNSANI DAHA AZ KAYNAKLARLA BESLEMEK ZORUNDA KALACAĞIMIZ BİR DÖNEM İNSANOĞLUNU BEKLİYOR. SON TEKNOLOJİLERİ İÇEREN TARIMSAL MEKANİZASYON, İŞTE TAM DA BU NEDENLE İNSANOĞLU İÇİN YAŞAMSAL BİR ÖNEM ARZ EDİYOR. DÜNYADA 58 MİLYAR DOLARLIK BİR TİCARETE KONU OLAN TARIM MAKİNELERİ SEKTÖRÜNDE TÜRKİYE İSE İHTİYAÇ DUYULABİLECEK HER ARAÇ VE EKİPMANI ÜRETME YETENEĞİNE SAHİP. ANCAK TARIMSAL MEKANİZASYONDA HALEN ULUSAL BİR STRATEJİYE VE SEKTÖR POLİTİKASINA SAHİP OLAMAYIŞIMIZ, SEKTÖRÜN İLERLEYİŞİ ÖNÜNDEKİ EN ÖNEMLİ BARİYER OLMAYI SÜRDÜRÜYOR.

37 • TEMMUZ 2018


KAPAK

B

irleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’ne (FAO) göre, 2050 yılına kadar tarımsal ürünlere olan talep yüzde 50 artacak. Diğer yandan, tarımsal ürünlere olan talep giderek artarken, tarıma elverişli alanlar da giderek azalıyor. Uluslararası raporlara göre, son yıllarda kişi başına düşen tarım arazisi, gelişmekte olan ülkelerde, gelişmiş ülkelere göre neredeyse 3 kat azaldı. İklim değişikliği ile birlikte, gıda arzında riskli bir döneme giriyoruz. Enerji ve tarımın, geleceğin en stratejik iki sektörü olduğu konusunda uzmanlar hemfikir. Çin’in “Made in China 2025” vizyonu, bu konuda oldukça iyi incelenmesi gereken bir program. Çin, ekonomisini düşük katma değerli ve emek yoğun üretimden, yüksek katma değerli ve yenilik odaklı imalata doğru kaydırıyor ve bu amaçla belirlediği 10 öncelikli sektörden birisini de tarım makineleri olarak açıklıyor. Dünya azaltılmış tarımı ve akıllı tarımı konuşurken, Türkiye’de ise tarım makinelerinin geleceği • 38

ya da tarımsal mekanizasyon konusunda bir strateji belgesi ve destekleme modeli halen hazırlanmış değil. ÇİN’İN ODAĞINDA TARIM MAKİNELERİ VAR Dünyanın en büyük üreticisi olan Çin, dünyanın da en güçlüsü olmayı planlarken, Çin hükümeti, inovasyonun ekonomideki katkısını arttırmak için, doğru mekanizmaları harekete geçirmeyi ve doğru koşulları yaratmayı amaçlıyor. Bu amaçla da Mayıs 2015’te Çin Devlet Konseyi tarafından hazırlanan bir strateji belgesi kamuoyu ile paylaşıldı. “Made in China 2025” veya “China Manufaturing 2025” olarak tanımlanan bu planın hedefinde, Çin’i imalat merkezinden bir dünya teknoloji gücü haline dönüştürme ülküsü var. “Made in China 2025”, kaliteye ve İnternet entegrasyonuna odaklanarak yeşil, yenilikçi ve akıllı üretim gerektiren, 2015-2025 dönemini kapsayan bir eylem planı olarak açıklandı. Bu planı, Çin devriminin 100’üncü yılı olan 2049’a kadar Çin’i lider bir teknoloji gücü haline

getirmek için başka iki planın daha izleyeceği belirtiliyor. Yani Çin ekonomisindeki büyük dönüşüm, 2049 yılına kadar izlenecek üç aşamalı bir eylem planından oluşuyor. “Made in China 2025” vizyonunun temel amacında, Çin endüstrisi için kapsamlı bir teknolojik gelişimi sağlayarak, Çin ekonomisini düşük katma değerli ve emek yoğun üretimden, yüksek katma değerli ve yenilik odaklı imalata doğru kaydırma hedefi söz konusu. Planda, sekiz alanda “stratejik reform” hedefi var ve 10 sektör öncelikli olarak belirlemiş. Bu sektörlerden birisi de “Tarım Makineleri” olarak açıklanmış durumda. KÜRESEL TİCARET 58 MİLYAR DOLARI AŞTI Dünya tarım üretiminin önümüzdeki on yıl içinde düzenli olarak, ancak önceki on yıllardan daha yavaş bir oranda artması bekleniyor. Gelirlerin artması ve ticaretin büyümesiyle birlikte kişi başına düşen tüketim de artarken, yerel üretimin artması, taşımacılık ve ürün dağıtım sistemlerinin daha verimli hale gelmesi sonucu

maliyetlerin düşmesinin yanı sıra kentleşme ve beslenme değişikliklerine bağlı tüketim değişimleri, gelişmekte olan ülkelerdeki bu değişime katkıda bulunan etkenler olarak öne çıkıyor. Bu ülkelerde gıda amaçlı tahıl üretiminin yanı sıra hayvansal üretime yönelik tarıma da ağırlık verilirken, gelişmiş ülkelerde ise üretimde niceliksel kaygıların yerini, gıdaların sağlıklı ve kaliteli olmasıyla ilgili niteliksel kaygılar alıyor. Dünya tarım pazarındaki büyüme, gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere doğru kayarken, bu eğilimin önümüzdeki yıllarda da artarak devam etmesi bekleniyor. Gelişmekte olan ülkelerin tarımsal politikalarında yaşanan reformlar, üretimin miktarı ve verim üzerinde olumlu etkilerde bulunurken, gelişmekte olan ülkelerin üretimindeki genel büyüme oranı, gelişmiş ülkelerden daha fazla. Diğer yandan en az gelişmiş ülkelerde, temel gıda ürünleri ithalatının artmaya devam edeceği de tahmin ediliyor. Bu ülkelerde üretim artışı, nüfus artışının gerisinde kalırken, bu durum gıda güvenliği için


TARIM MAKİNELERİ

TARIM MAKİNELERİNİN, TÜRK MAKİNE SEKTÖRÜ İÇİNDEKİ PAYI • •

Patent ve faydalı model başvurusunda 1’inci (2017) 331 Üretim değeri ile 2’nci (2017) 2,75 milyar dolar/9,9 milyar TL (%13,9)

• Fabrikadan net satış değeriyle 2’nci (2016) 8,5 milyar TL (%13) • Yaratılan katma değerle 3’üncü (2016) 1,7 milyar TL (%11,5) • İç pazar hacmi ile 3!’üncü (2017) 2,9 milyar dolar (%8,9) • Çalışan sayısı ile 3’üncü (2017) 18.747 kişi (%8,5)

dünya pazarlarına daha fazla bağımlılığa ve uluslararası fiyat dalgalanmalarına daha fazla maruz kalmaya yol açıyor. Bu çerçevede, dünya tarım makineleri ticareti, BM İstatistik Bölümü verilerine göre, 2007-2017 yılları arasında ortalama 56 milyar dolar seviyesinde ilerlerken, bu dönemde 2009 yılında yaşanan küresel ekonomik kriz sırasında 43 milyar dolara kadar gerileyen dış ticaret hacmi, 2013 yılında 63,9 milyon dolara çıktı. 2017 yılsonunda 58,2 milyar dolar olarak gerçekleşen tarım makineleri ticaretinde en çok ticareti yapılan ürün grupları ise sırasıyla 130 KW’dan büyük traktörler (5,8 milyar dolar), 75-130 KW traktörler (5,2 milyar dolar), motorlu çim biçme makineleri (4 milyar dolar), biçerdöverler (4 milyar dolar) ve 37-75 KW traktörler (4 milyar USD) olarak kayda geçti. Ticaretin ülkelere göre dağılımına bakıldığında ise gelişmiş ülkelerin tarımsal ürünlerde olduğu gibi tarım makineleri ticaretinde de üst sıralarda olduğu görülüyor.

Bu kapsamda, küresel tarım makineleri ihracatında Almanya, ABD ve İtalya, ithalatta ise ABD, Fransa ve Almanya ilk üç sırada yer alırken, Almanya, ABD, Fransa, İngiltere, Hollanda, Kanada ve Belçika hem ihracat hem de ithalat sıralamasında ilk 10’da yer alıyor. İhracatta ilk 10 içerisinde yer alan ülkelerin toplam ihracattan aldığı pay yüzde 70 iken, ithalatta ilk 10’da yer alan 10 ülkenin toplam ihracattan aldığı pay ise yüzde 52 olarak ölçülüyor. TÜRKİYE’DE SEKTÖR HER İHTİYACA UYGUN ÜRETİM YAPABİLİYOR İlk pulluğunu 1861 yılında Bursa’da üreten Türk tarım makineleri sanayisi, özellikle son 10 yılda ciddi bir gelişme gösterdi. 1963 yılından bugüne yaklaşık 1 milyon 750 bin adet traktör üretilen Türkiye’de günümüzde çok çeşit ve tipte traktör imalatı yapılabiliyor. Bununla birlikte, arazi ölçeğimizin küçük olması nedeniyle daha çok 100 beygir gücüne kadar olan traktörler imal edilmekle birlikte, talebe bağlı olarak

• Girişim sayısı ile 3’üncü (2017) 1.161 firma (%8,7) • Faaliyet kârlılığıyla 4’üncü (2015) 805 milyon TL (%16) •

652 milyon dolar ihracat hacmiyle 5’inci (2017) %6,4 319 milyon dolar traktör 333 milyon dolar ekipman +150 milyon dolar traktör aksam ve parçaları (%20)

• 2008-2017 döneminde ihracatı en çok artan sektörlerde 5’inci 244 milyon dolar • Dış ticaret dengesinde 5’inci (2017) • Dünya makine ihracatında Türkiye payında 6’ncı %1,16 • Sanayi üretim endeksinde 6’ncı (2017) 218,7 [2010=100] • 2008-2017 döneminde ithalatı en çok artan sektörlerde 7’nci 261 milyon dolar •

657 milyon dolar ithalat hacmiyle 9’uncu (2017) %3,3 343 milyon dolar traktör (%56) 314 milyon dolar ekipman (%44)

• 2008-2017 döneminde dış ticaret dengesi gelişiminde 12’nci • Üretim verimliliği endeksinde 13’ncü (2017) 120,4 Kaynak: TARMAKBİR Türkiye Tarım Makinaları Sektörü Sektör İstatistik Raporu, Mayıs 2018

39 • TEMMUZ 2018


KAPAK 2013-2017 YILLARI ARASI TÜRKİYE’NİN TRAKTÖR İHRACATI (DOLAR)

2013-2017 YILLARI ARASI TÜRKİYE TRAKTÖR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (BİN DOLAR) SIRA NO

ÜLKE

2013

2014

2015

2016

2017

YILLAR

ADET

DEĞER

1

ABD

68.699

170.723

178.834

167.092

147.899

2013

15.372

341.080.000

2

İTALYA

67.786

77.378

57.695

49.516

54.937

2014

17.739

434.241.000

3

UKRAYNA

3.352

1.620

2.245

9.938

10.057

2015

17.533

374.472.000

4

GÜNEY AFRİKA

18.275

8.888

6.764

9.399

8.620

2016

15.767

338.701.000

5

AVUSTRALYA

11.949

8.619

7.930

6.327

8.029

2017

14.565

318.678.000

6

SUDAN

1.284

4.543

9.901

7.427

7.279

7

FAS

18.562

5.842

6.494

3.167

7.182

8

PORTEKİZ

3.847

4.918

4.834

6.535

6.384

9

MYANMAR

2.691

2.915

4.331

2.922

4.316

10

MEKSİKA

2.874

3.613

5.003

2.995

4.192

DİĞER

141.761

145.182

89.250

73.379

59.783

TOPLAM

341.080

434.241

373.281

338.697

318.678

Kaynak: BM İstatistik Bölümü verileri, TARMAKBİR Türkiye Tarım Makinaları Sektörü Sektör İstatistik Raporu, Mayıs 2018

2013-2017 YILLARI ARASI TÜRKİYE TRAKTÖR İHRACATI ORTALAMA BİRİM FİYATLARI (DOLAR) YILLAR

DEĞER

2013

22.032

2014

24.714

2015

22.337

2016

22.801

2017

22.034

Kaynak: BM İstatistik Bölümü verileri, TARMAKBİR Türkiye Tarım Makinaları Sektörü Sektör İstatistik Raporu, Mayıs 2018

“2017 YILINDA TRAKTÖR AKSAM VE PARÇALARIYLA BİRLİKTE 800 MİLYON DOLARI AŞAN BİR İHRACAT GERÇEKLEŞTİREN SEKTÖR, BAZI KENDİ YÜRÜR HASAT MAKİNELERİ HARİÇ, TÜRKİYE’NİN İHTİYAÇ DUYDUĞU MEKANİZASYON ARAÇLARININ TAMAMINI HALEN ÜRETEBİLİYOR.”

• 40

Kaynak: BM İstatistik Bölümü verileri, TARMAKBİR Türkiye Tarım Makinaları Sektörü Sektör İstatistik Raporu, Mayıs 2018

2013-2017 YILLARI ARASI ÜLKELER BAZINDA TRAKTÖR İHRACATI (BİN DOLAR) SIRA NO

ÜLKE

2013

2014

2015

2016

2017

1

ALMANYA

4.644.183

3.997.877

3.412.800

3.131.365

3.842.078

2

ABD

2.595.119

2.550.529

1.923.451

1.770.906

2.040.557

3

İTALYA

2.213.568

2.035.253

1.577.975

1.520.463

1.517.576

4

JAPONYA

1.477.414

1.603.831

1.553.322

1.404.684

1.460.212

5

FRANSA

1.600.395

1.528.010

1.230.587

1.353.802

1.484.168

6

İNGİLTERE

1.645.479

1.719.718

1.383.430

1.298.036

1.353.429

7

HİNDİSTAN

852.529

903.522

958.418

862.278

763.202

8

AVUSTURYA

922.101

928.839

687.290

625.174

712.317

9

GÜNEY KORE

426.792

544.341

620.800

503.665

516.548

10

FİNLANDİYA

460.383

456.209

431.993

475.979

564.133

12

TÜRKİYE

318.678

DİĞER TOPLAM

341.080

434.241

373.281

338.697

4.727.491

4.289.793

3.587.516

3.345.993

-

21.906.534

20.992.163

17.740.863

16.631.042

-

Kaynak: BM İstatistik Bölümü verileri, TARMAKBİR Türkiye Tarım Makinaları Sektörü Sektör İstatistik Raporu, Mayıs 2018


TARIM MAKİNELERİ

140 beygir gücünde traktörlerin imalatına da başlanmış durumda. 2017 yılında traktör aksam ve parçalarıyla birlikte 800 milyon doları aşan bir ihracat gerçekleştiren sektör, bazı kendi yürür hasat makineleri hariç, Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu mekanizasyon araçlarının tamamını halen üretebiliyor. Uzmanlar, bu gelişmede, çiftçilere verilen makine ekipman desteklerinin de önemli bir yeri ve katkısı olduğunu düşünüyor. Çünkü bu destekler sayesinde üretim ve ürün teknolojisini geliştirme fırsatı yakalayan sanayiciler, rekabet gücünün yükselmesiyle, yeni yurt dışı pazarlara açılıyor; ek tesisler açıyor ve

çalışan sayısı artırıyor, makine parklarını güçlendirebiliyor. Sektör, yarattığı ek katma değerle ülke ekonomisine de katkıda bulunmaya devam ediyor. 2008-2016 döneminde, genel makine ihracatında ihracatı en çok artan üçüncü sektör olan tarım makineleri imalat sanayisi, tüm makine imalat sanayisi içinde üretim değeri ile birinci, oluşturulan katma değerle ve çalışan sayısı ile üçüncü olmayı başarmış durumda. Bu tablo, tarım makineleri imalat sektörünün, kazancını daha kolay bir kazanca, ranta harcamadığının, yatırımlara yöneldiğinin de bir göstergesi olması açısından önem taşıyor.

FİRMA SAYISI FAZLA, PAZARDAN ALINAN PAY AZ Türk tarım makineleri imalat sanayisinde halen büyük, orta ve küçük ölçekli önemli sayıda firma bulunuyor.

“SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI GİRİŞİMCİ BİLGİ SİSTEMİ’NİN 2017 YILI KAYITLARINA VE NACE 2830 SİSTEMİNE GÖRE, BİN 161 FİRMA İMALATÇI OLARAK SEKTÖRDE FAALİYET GÖSTERİRKEN, SEKTÖR BU YÖNÜYLE MAKİNE SEKTÖRÜNDE EN ÇOK GİRİŞİMCİ SAYISININ OLDUĞU ÜÇÜNCÜ SEKTÖR OLMAYI SÜRDÜRÜYOR.”

SEKTÖRÜN YETKİN İNSAN KAYNAĞI İHTİYACI YÜKSEK Sektördeki kimi büyük firmaların yanı sıra orta ve küçük ölçekli firmaların ihracatı arttırma konusundaki temel sorunlarından biri, kurumsal yapılarındaki bilgi ve insan kaynağı eksikliği. Bu nedenle firmalar, bilinçli ve planlı bir şekilde yurt dışına açılamıyor, devlet tarafından verilen destekleri etkin bir biçimde kullanamıyor. Bu majör ölçekteki sorunun yanı sıra çeşitli minör sorunlar da söz konusu. Özellikle bir kısım firmaların ihracatındaki bir diğer önemli sorun, ürünlerin, sektör dışında faaliyet gösteren firmalar tarafından ihraç edilmesi. Bu durum hem marka tanınırlılığını imkânsız kılıyor hem de ihracatta sürekliliğe engel oluyor. Yine sektörde önemli bir sorun, fason ihracat: Ekipman imal eden kimi firmalar, imal ettikleri makineleri yurt dışından siparişi veren firmanın etiketiyle bu kuruluşlara gönderiyor ve alıcılar bu makineleri kendi markaları ile dünyanın çeşitli ülkelerine satıyor. Bu yöntemle gerçekleşen ihracat, rekabetçi kalite ve teknolojiye sahip olunmasına rağmen imalatı yapanın markasının tanınmasını engelliyor. Diğer taraftan makine imalatı yapan bazı firmaların tanıtım konusuna yeterince önem vermediği, yurt dışı fuarlara katılmadıkları, yabancı sektörel dergilerde bile tanıtım yapmadıkları da görülüyor. Bu aksaklıkların aşılabilmesi için öncelikle firmaların bilinçli ve uzun vadeli planlarla ihracat faaliyetlerini kurgulamaları gerekli. Ek olarak, firmaların yurt dışı rakiplerinin durumlarını kontrol altında tutmaları, teknolojik gelişmeleri takip etmeleri, hedef pazarlarındaki tarım ve tarım destekleri konularını iyi izlemeleri de önem taşıyor. Bu amaçla da yetişmiş insan kaynaklarına ve uzun vadeli planlama yapabilen bakış açışına ihtiyaç duyuluyor.

41 • TEMMUZ 2018


KAPAK 2013-2017 YILLARI ARASI TÜRKİYE’NİN EKİPMAN İHRACATI (DOLAR)*

2013-2017 YILLARI ARASI TÜRKİYE EKİPMAN İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (BİN DOLAR) SIRA NO

ÜLKE

2013

2014

2015

2016

2017

YILLAR

DEĞER

1

AZERBAYCAN

24.708

26.533

19.409

22.893

51.960

2013

263.932.000

2

IRAK

26.782

29.523

19.168

19.586

21.198

2014

299.909.000

3

ÖZBEKİSTAN

3.146

8.900

8.602

8.343

19.342

2015

287.113.000

4

İRAN

8.848

16.341

15.451

15.175

16.951

2016

277.468.000

5

FRANSA

15.942

14.990

11.458

10.091

13.073

2017

333.460.000

6

BULGARİSTAN

14.920

13.804

11.777

11.600

10.426

Kaynak: BM İstatistik Bölümü verileri, TARMAKBİR Türkiye Tarım Makinaları Sektörü Sektör İstatistik Raporu, Mayıs 2018

7

CEZAYİR

11.316

22.706

19.835

15.977

9.226

8

ÇİN

1.212

1.414

2.366

1.736

8.653

9

İTALYA

15.997

15.920

12.918

14.331

8.131

* Değerler, tütün hazırlama ve işleme ekipmanlarını kapsamıyor.

10

SUDAN

9.572

10.720

12.226

12.241

8.027

DİĞER

131.489

139.058

153.903

145.495

166.473

TOPLAM

263.932

299.909

287.113

277.468

333.460

“TARIM MAKİNELERİ SEKTÖRÜNDE ALMANYA’DA 120, FRANSA’DA 180 FİRMA FAALİYET GÖSTERİYOR. BU FİRMALAR ALMANYA’DA 7 MİLYAR EURO, FRANSA’DA 8 MİLYAR EURO SEVİYESİNDEKİ BİR PAZARI PAYLAŞIYOR. YANİ ALMANYA’DA FİRMA BAŞINA PAZAR BÜYÜKLÜĞÜ 58 MİLYON EURO, FRANSA’DA İSE 44 MİLYON EURO OLARAK GERÇEKLEŞİYOR. TÜRKİYE’DE İSE SEKTÖRDE BİN 100 FİRMA FAALİYET SÜRDÜRÜYOR VE BU FİRMALARIN PAZARDAN ALINDIĞI PAY DA SINIRLI KALIYOR”

• 42

Kaynak: BM İstatistik Bölümü verileri, TARMAKBİR Türkiye Tarım Makinaları Sektörü Sektör İstatistik Raporu, Mayıs 2018

2013-2017 YILLARI ARASI ÜLKELER BAZINDA EKİPMAN İHRACATI (BİN DOLAR) SIRA NO

ÜLKE

2013

2014

2015

2016

2017

1

ALMANYA

7.433.043

6.758.155

5.487.406

5.753.846

6.475.383

2

ABD

7.085.347

6.472.738

5.703.026

4.987.295

5.447.364

3

ÇİN

2.937.964

3.384.078

3.303.432

3.330.828

4.023.747

4

İTALYA

3.153.406

3.228.294

2.823.087

2.686.508

2.883.888

5

HOLLANDA

2.695.961

2.671.560

2.347.332

2.325.818

2.733.163

6

FRANSA

1.973.838

2.028.261

1.620.674

1.593.322

1.814.507

7

BELÇİKA

2.040.243

1.800.322

1.540.121

1.517.549

1.711.903

8

KANADA

1.691.879

1.644.099

1.336.226

1.205.565

1.302.320

1.115.129

1.083.333

850.652

913.991

1.157.081

732.226

841.950

721.865

764.612

783.400 333.460

9

POLONYA

10

İNGİLTERE

24

TÜRKİYE

263.932

299.909

287.113

277.468

DİĞER

11.300.602

11.432.322

9.699.527

9.888.666

-

TOPLAM

42.423.570

41.645.021

35.720.461

35.245.468

-

Kaynak: BM İstatistik Bölümü verileri, TARMAKBİR Türkiye Tarım Makinaları Sektörü Sektör İstatistik Raporu, Mayıs 2018


TARIM MAKİNELERİ

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Girişimci Bilgi Sistemi’nin 2017 yılı kayıtlarına ve NACE 2830 sistemine göre, bin 161 firma imalatçı olarak sektörde faaliyet gösterirken, sektör bu yönüyle makine sektöründe en çok girişimci sayısının olduğu üçüncü sektör olmayı

sürdürüyor. Yine Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Girişimci Bilgi Sistemi’nin 2017 yılı kayıtlarına göre, sektörde yaratılan istihdam ise 18 bin 747 olarak açıklanıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2014 yılında yayımladığı verilere göre ise toplam istihdam sayısı (ekipman 19 bin 19, traktör 3 bin 864) 22 bin 883 olarak bildirilmişti. Diğer yandan, TOBB verilerine göre, sektörün en üst sivil toplum örgütü olan Türk Tarım Alet ve Makinaları İmalatçıları Birliği (TARMAKBİR) üyelerinde, ekipman sektöründe ortalama istihdam 50, traktörde ise 207 kişi olarak belirlenmiş. Buna göre, ekipman ve traktör imalatında TARMAKBİR üyeleri yaklaşık 12 bin kişiye istihdam sağlarken, ekipman sektöründe faaliyet gösteren her dört firmadan biri TARMAKBİR üyesi konumunda. Ancak, çalışan her dört kişiden üçünü TARMAKBİR

üyelerinin istihdam etmesi dikkat çekiyor. Bununla birlikte, tarım makineleri özelinde, yaklaşık değerlerle Türkiye’de bin 100, Almanya’da 120, Fransa’da 180, 1,4 milyar nüfusa sahip Çin’de ise 2 bin 300 imalatçı firma faaliyet gösteriyor. Bu firmalar Almanya’da 7 milyar euro, Fransa’da 8 milyar euro seviyesindeki bir pazarı paylaşıyor. Yani Almanya’da firma başına pazar büyüklüğü 58 milyon euro, Fransa’da ise 44 milyon euro olarak gerçekleşiyor. SEKTÖR İHRACATI 650 MİLYON DOLARI AŞTI 2017 yılında yaklaşık 120 ülkeye, 652 milyon dolar seviyesinde tarım makineleri ihracatı gerçekleştirilirken, bu rakama, 150 milyon dolar seviyesinde gerçekleşen ve 87. fasılda işlem gören “motorlu taşıtların aksam, parça ve aksesuarı” pozisyonundaki traktör aksam ve parçaları

ihracatının dâhil olmadığını da söylemeliyiz. Diğer yandan 652 milyon dolarlık ihracatın 318 milyon doları traktör, 333 milyon doları ise ekipmanlarda gerçekleşti. Bu kapsamda, Türk tarım makineleri sanayisi, genel makine sanayileri alt kategorileri içinde, ihracat büyüklüğü ve dış ticaret dengesi bakımından beşinci sırada yer alırken, 2017 yılında, traktör sektöründe bir önceki yıla göre ihracatta yaklaşık yüzde 5 seviyesinde daralma yaşanmakla birlikte, ekipman ihracatında yaşanan yüzde 20 değer artışı, toplam tarım makineleri ihracatını da yükseltti. Buna göre, 2017 yılında, bir önceki yıla göre yüzde 8 civarında ihracat değer artışı gerçekleştiren tarım makineleri sektörü, genel makine sektörü ihracatı içinde ilk sıralarda yer almayı sürdürdü. 2017 yılında en çok ihracat gerçekleştirilen ilk 10 ülke 43 • TEMMUZ 2018


KAPAK ABD, İtalya, Azerbaycan, Irak, Özbekistan, Iran, Sudan, Ukrayna, Fransa ve Bulgaristan iken, bu ülkelerden ABD’ye olan ihracatın neredeyse tamamı traktörlerden oluşuyor. İtalya için bu oran yüzde 80’ler seviyesindeyken, Azerbaycan’a olan ihracatın tamamına yakını ise diğer tarımsal ekipmanlar üzerinden gerçekleşiyor. TARIM MAKİNELERİ PARKIMIZ ÇOK YAŞLI İlk pulluğunu 1861’de Bursa’da, ilk traktörünü 1955’de Ankara’da üreten Türkiye, bu ilklere rağmen Avrupa ve ABD’de 19’uncu yüzyılın sonlarında meydana gelen enerji devriminin etkilerini, tarımda ve sanayide oldukça geç yaşadı. Türkiye tarım makineleri parkı, halen oldukça yaşlı traktör ve ekipmanlardan oluşmayı sürdürüyor. TÜİK verilerine göre mevcut traktör parkında yaklaşık 1,6 milyon adet traktörün yaş ortalaması 23 iken, parkta 25 yaş ve üstünde toplam 776 bin 197 adet traktör bulunuyor. Bu traktörlerin yaş ortalaması ise 37,5 olarak açıklanıyor. Yaklaşık 480 bin traktör ise 35 yaşın üstünde. Diğer yandan makine parkında, trafik kayıtlarında gözükmesine rağmen, işlemez durumda olan traktörlerin varlığının yanı sıra trafik kaydından düşürülmüş ama aktif olarak çalışan traktörlerin de bulunduğu biliniyor. Yaşlı tarım makinelerinin, ne kadar bakımlı olurlarsa olsunlar verimli kullanılmaları mümkün değil. Mekanik ve ekonomik ömrünü fazlasıyla doldurmuş tarım makineleri ile çalışmak, Türkiye tarımında olağanüstü boyutlarda ekonomik kayıplara neden olurken, bu kayıpların başında aşırı yakıt ve yağ tüketimi ilk sırada geliyor. Yakıt ve yağ maliyetinin yanı sıra bakım-onarım masraflarında • 44

2013-2017 YILLARI ARASI TÜRKİYE TARIM MAKİNELERİ DIŞ TİCARETİ (BİN DOLAR) İHRACAT

İTHALAT

TOPLAM

DENGE

473.276

1.322.780

-112.756

276.702

352.219

1.363.071

105.229

396.607

312.940

1.371.132

-47.962

277.468

390.224

300.209

1.306.602

-74.264

333.460

343.567

313.925

1.309.630

-5.354

YILLAR

TRAKTÖR

EKİPMAN

TRAKTÖR

EKİPMAN

2013

341.080

263.932

244.492

2014

434.241

299.909

2015

374.472

287.113

2016

338.701

2017

318.678

Kaynak: BM İstatistik Bölümü verileri, TARMAKBİR Türkiye Tarım Makinaları Sektörü Sektör İstatistik Raporu, Mayıs 2018

2013-2017 YILLARI ARASI ÜLKELER BAZINDA TARIM MAKİNELERİ İHRACATI (BİN DOLAR) SIRA NO

ÜLKE

2013

2014

2015

2016

2017

12.077.226

10.756.032

8.900.206

8.885.211

10.317.461

1

ALMANYA

2

ABD

9.680.466

9.023.267

7.626.477

6.758.201

7.487.921

3

İTALYA

5.366.974

5.263.547

4.401.062

4.206.971

4.401.464

4

ÇİN

3.337.546

3.742.914

3.667.512

3.655.593

4.484.182

5

FRANSA

3.574.233

3.556.271

2.851.261

2.947.124

3.298.675

6

HOLLANDA

2.990.883

2.976.717

2.603.752

2.560.472

3.001.359

7

İNGİLTERE

2.377.705

2.561.668

2.105.295

2.062.648

2.136.829

8

JAPONYA

1.869.498

2.028.992

1.946.159

1.907.074

1.967.141

9

BELÇİKA

2.459.180

2.218.703

1.875.783

1.809.914

2.017.308

10

KANADA

2.028.667

1.966.998

1.605.652

1.454.048

1.572.058

22

TÜRKİYE

605.012

734.150

661.585

616.169

652.138

DİĞER

17.962.714

17.807.925

15.216.580

15.013.085

-

TOPLAM

64.330.104

62.637.184

53.461.324

51.876.510

-

Kaynak: BM İstatistik Bölümü verileri, TARMAKBİR Türkiye Tarım Makinaları Sektörü Sektör İstatistik Raporu, Mayıs 2018

2013-2017 YILLARI ARASI ÜLKELER BAZINDA TÜRKİYE’NİN TARIM MAKİNELERİ İHRACAT DEĞERİ (BİN DOLAR) SIRA NO

ÜLKE

2013

2014

2015

2016

2017

1

ABD

71.005

172.866

181.745

169.682

150.719

2

İTALYA

83.783

93.298

70.613

63.847

63.068

3

AZERBAYCAN

25.454

27.974

20.967

23.688

55.385

4

IRAK

38.589

48.608

29.839

29.294

25.025

5

ÖZBEKİSTAN

3.425

9.569

10.105

9.667

21.794

6

İRAN

9.219

16.426

15.794

15.187

17.070

7

SUDAN

10.856

15.263

22.127

19.668

15.306

8

UKRAYNA

9

FRANSA

10

BULGARİSTAN

6.322

5.635

5.333

13.421

15.155

16.424

18.178

13.322

11.451

13.734

17.119

16.667

14.965

13.527

12.741

DİĞER

322.816

309.666

276.775

246.737

262.141

TOPLAM

605.012

734.150

661.585

616.169

652.138

Kaynak: BM İstatistik Bölümü verileri, TARMAKBİR Türkiye Tarım Makinaları Sektörü Sektör İstatistik Raporu, Mayıs 2018

da büyük artışlara yol açan yaşlı tarımsal mekanizasyon araçları parkı, ürün verimini

düşürüyor, kalite kayıplarına neden olmaya devam ediyor; hepsinden de önemlisi, kaza

yapma ve can güvenliği riskleri açısından yüksek riskler taşımaya devam ediyor.


TARIM MAKİNELERİ

2017’DE ÜRETİM REKORU KIRILDI TARMAKBİR Genel Sekreteri M. Selami İleri’nin geçtiğimiz Mayıs ayında hazırladığı “TARMAKBİR Türkiye Tarım Makinaları Sektörü, Sektör İstatistik Raporu” başlıklı çalışmaya göre, 2017’de traktörde yaklaşık 73 bin traktörün (2016 ve 2017 model) trafiğe tescili gerçekleşirken, 2016’ya göre yaklaşık yüzde 4’lük

artışın yaşandığı pazarda böylece 2017 yılsonu itibarıyla 1976 yılında yaşanan rekora bir adım daha yaklaşıldı. Üretimde ise 2016’ya göre yüzde 7,6’lık bir gelişim söz konusu oldu. Bu trendin ardından, 2017 yılsonu itibarıyla tüm zamanların üretim rekoru kırıldı. Ekipmanda ise pazar durağan olmasa da nakit akışında sıkıntı devam ediyor. Vadeler,

TÜRK TARIM MAKİNELERİNİN KÜRESEL PAZARDAKİ AVANTAJLARI • Rekabetçi fiyat/performans oranı • Benzer tarımsal isletmelere uygunluk • Esnek üretime uygunluk • Çok çeşitli tarım havzalarına uyumluluk • AB uyum yasaları nedeniyle asgari teknik gerekliliklere sahip olma • Yetkilendirilmiş 17 akademik kuruluş ve test merkezi tarafından yapılan tarıma uygunluk deneyleri • Afro-Avrasya bölgesi için jeopolitik konumumuz, ortak dil, kültür ve hafıza faktörleri ve yürütülen işbirlikleri. Kaynak: TARMAKBİR Tanıtım ve Sektör Bilgilendirme Sunumu, Ocak 2018

sektörü zorlayacak uzunlukta ve demir çelik ürünlerinde yaşanan fiyat artışı yüzde 3060 seviyesinde olup, sektör bu durumu bayileri ve çiftçilere açıklamakta zorluklar yaşıyor. Rapora göre, daha teknolojik tarım makineleri kullanımı konusunda anahtar kelimeler uzun vadeli politikalar, daha büyük tarım arazilerinin oluşturulması ve böylece talebin oluşturulması olarak özetlenirken, diğer yandan destek ve politikaların işletme büyüklüğüne göre belirlenmesinin de önemi vurgulanıyor. Bu konuda rapor, geçimlik ürün üreten çiftçilerle, profesyonel tarım yapan büyük işletmelerinin ayrılmasının önemine değiniyor. Bu kapsamda rapor, makinelerin giderek daha kapasiteli ve deyim yerindeyse “akıllı” hale geldiği bir dönemde, tarım işletmelerinin hiç değilse bir kısmının tarımsal mekanizasyon yatırımların altından kalkabilmesi için devletin muhakkak kısa orta ve uzun vadeli bir “tarımsal

“2017’DE TRAKTÖRDE YAKLAŞIK 73 BİN TRAKTÖRÜN TRAFİĞE TESCİLİ GERÇEKLEŞİRKEN, 2016’YA GÖRE YAKLAŞIK YÜZDE 4’LÜK ARTIŞIN YAŞANDIĞI PAZARDA BÖYLECE 2017 YILSONU İTİBARIYLA 1976 YILINDA YAŞANAN REKORA BİR ADIM DAHA YAKLAŞILDI. ÜRETİMDE İSE 2016’YA GÖRE YÜZDE 7,6’LIK BİR GELİŞİM SÖZ KONUSU OLDU. BU TRENDİN ARDINDAN, 2017 YILSONU İTİBARIYLA TÜM ZAMANLARIN ÜRETİM REKORU KIRILDI.”

45 • TEMMUZ 2018


KAPAK mekanizasyon politikası” ve “tarımsal mekanizasyon destekleme politikası” kurgulaması gerekliliğine işaret ederken, bunu da sektörün tüm paydaşlarıyla birlikte, ortak bir akılla üretmesinin önemine değiniyor. Örneğin akıllı tarım konusunda kısa ve orta vadeli destek programları açıklanmalı, böylece arazi büyüklüğü hassas tarım

yapmaya uygun çiftçiler ve bu konuda üretim yapmak isteyen sanayiciler planlama yapabilmeli. Tabii sadece hassas tarım değil, mekanizasyonun diğer unsurları için de ivedilikle mevcut durumun analizi yapılmalı ve gelecek politikaları belirlenmeli. Artan nüfus ve azalan tarım arazileri için tek çıkar yolun verim artışı olduğunun altını

çizen rapor, son teknoloji tarım makinelerinin kullanımı ve dolayısıyla üretimin önemini vurgularken, bu tür makinelerin üretilmesi için belirli bir ürün geliştirme, tasarım, tarla denemeleri gibi zor ve meşakkatli süreçlerin söz konusu olduğunu; dolayısıyla sanayicilerin Ar-Ge, nitelikli personel ve üretim araçları yatırımı yapabilmesi

için bilgiye, zamana, sermayeye ihtiyaçları olduğu kadar, bunları bir araya getirecek bir takvime ve uzun vadeli politikalara da ihtiyaç duyduklarını anımsatıyor. TARIMSAL MEKANİZASYONDA AKILLI TARIM: TARIM 4.0 TARMAKBİR Yönetim Kurulu Başkanı Şenol Önal ise 2050

TÜRKİYE’NİN ÜRÜN BAZINDA TARIM MAKİNELERİ İHRACATI (MİLYON DOLAR) GTİP

GTİP TANIMI

Kaynak: TÜİK 2016

2017

DEĞİŞİM (%)

870193100000

TEKERLEKLİ ZİRAİ TRAKTÖRLER VE ORMANCILIKTA KULLANILAN TEKERLEKLİ TRAKTÖRLER; 37 KW < MOTOR GÜCÜ <=

152,30

268,87

76,5

870194100000

TEKERLEKLİ ZİRAİ TRAKTÖRLER VE ORMANCILIKTA KULLANILAN TEKERLEKLİ TRAKTÖRLER; 75 KW < MOTOR GÜCÜ <=

51,35

42,80

-16,7

843629000019

KÜMES HAYVANCILIĞINA MAHSUS DİĞER MAKİNE VE CİHAZLAR

24,83

31,98

28,8

843290000000

TOPRAĞI HAZIRLAMAYA, İŞLEMEYE VE EKMEYE MAHSUS MAKİNELER İÇİN AKSAM VE PARÇALAR

23,40

30,00

28,2

843610000000

HAYVAN YEMLERİNİ HAZIRLAMAYA MAHSUS MAKİNE VE CİHAZLAR

27,47

23,52

-14,4

842482100000

TARIMA VEYA BAHÇECİLİĞE AİT SULAMA CİHAZLARI

11,83

18,50

56,3

843239110012

MERKEZDEN TAHRİKLİ PNÖMATİK HASSAS EKİM MAKİNELERİ (MİBZER) (843231 HARİÇ)

12,37

15,60

26,1

871620000000

TARIMDA KULLANILAN YÜKLEMELİ/BOŞALTMALI RÖMORK, YARI RÖMORKLAR

843410000000

SÜT SAĞMA MAKİNELERİ

843239110011

MERKEZDEN TAHRİKLİ MEKANİK HASSAS EKİM MAKİNELERİ (MİBZER) (843231 HARİÇ)

843210000000

PULLUKLAR

842490800011

SIVI VEYA TOZLARI PÜSKÜRTEN, DAĞITAN VEYA PÜLVERİZE EDEN MEKANİK CİHAZLARIN AKSAM VE PARÇALARI

843390009019

DİĞER HASAT MAKİNELERİNE AİT AKSAM VE PARÇALAR

842449100000

PÜLVARİZATÖRLER VE TOZ DAĞITICILAR; TARIM/BAHÇECİLİKTE TRAKTÖRLER TARAFINDAN ÇEKİLEN/MONTE EDİLENLER

843629000011 843221000000

6,90

14,49

109,9

10,87

14,36

32,1

7,14

11,81

65,3

10,51

11,73

11,6

8,04

11,48

42,7

18,40

10,70

-41,8

0,00

10,36

TAVUK BESLEMEYE MAHSUS OTOMATİK CİHAZLAR

7,05

9,06

28,5

DİSKLİ TIRMIKLAR (DİSKOROLAR)

4,83

8,98

85,6

843340000000

OT VE SAMAN BALYALAMA MAKİNE VE CİHAZLARI (TOPLAYIP DEMET VEYA BALYA YAPMAYA MAHSUS OLANLAR DÂHİL)

8,17

7,21

-11,8

843490000000

SÜTÇÜLÜKTE KULLANILAN MAKİNE VE CİHAZLARIN AKSAM VE PARÇALARI

6,09

6,72

10,4

843239190000

TARLA VE BAHÇE TARIMI VEYA ORMANCILIKTA TOHUM EKİM İÇİN DİĞER MAKİNELERİ (843231 HARİÇ)

1,92

6,42

235,3

843242000000

TARLA VE BAHÇE TARIMI VEYA ORMANCILIK İÇİN DİĞER GÜBRE DAĞTICILARI

2,52

5,68

125,3

843390001011

KOMBİNE HASAT VE HARMAN MAKİNELERİNE AİT AKSAM VE PARÇALAR

4,67

5,48

17,2

843360000011

MEYVE VE SEBZELERİ AĞIRLIK VE BÜYÜKLÜKLERİNE GÖRE AYIRAN MAKİNE VE CİHAZLAR

1,49

5,42

263,2

870192100000

TEKERLEKLİ ZİRAİ TRAKTÖRLER VE ORMANCILIKTA KULLANILAN TEKERLEKLİ TRAKTÖRLER; 18 KW < MOTOR GÜCÜ <=

3,13

4,87

55,9

843320500000

ÇAYIR BİÇME MAKİNELERİ; TRAKTÖRLE TAŞINMAK VEYA ÇEKİLMEK ÜZERE İMAL EDİLMİŞ, MOTORSUZ

4,27

4,62

8,2

842482900000

TARIMA VEYA BAHÇECİLİĞE AİT DİĞER CİHAZLAR

3,93

4,20

6,6

843699000011

HAYVAN YEMLERİNİ HAZIRLAYAN MAKİNELERİN AKSAM VE PARÇALARI

7,70

3,60

-53,3

843680900000

TARLA BAHÇE BAKIMINA, ARICILIĞA MAHSUS DİĞER MAKİNE VE CİHAZLAR

2,51

3,37

34,0

842449900000

TARIMA VEYA BAHÇECİLİĞE AİT PORTATİF OLMAYAN DİĞER PÜSKÜRTÜCÜLER

0,00

3,37

843699000019

DİĞER TARLA, BAHÇE, KÜMES MAKİNE VE CİHAZLARIN AKSAM VE PARÇALARI

2,68

3,23

20,3

843691000000

KÜMES HAYVANCILIĞI/CİVCİV ÇIKARTMA MAKİNELERİNİN AKSAM VE PARÇALARI

1,65

2,82

70,8

• 46

-

-

DİĞER

190,02

50,89

-73,2

TOPLAM

616,17

652,14

5,8


TARIM MAKİNELERİ

yılında hem artan nüfus hem de zenginleşen orta sınıfın gıda ihtiyaçlarını ve kısmen de dünyanın enerji ihtiyacını karşılamak için, bugünkünün iki katı kadar tarımsal üretim yapılması gerekeceğinin altını çizerken, dünyadaki tarıma elverişli alanların ve kullanılabilir su kaynaklarının sınırlı olmasının ise gıda üretiminin artırılabilmesi karşısında birer engel olarak durmaya devam ettiğini söylüyor. “Klasik yöntemlerin geçimlik üretim yapan çiftçilere bırakılıp, son teknolojik unsurları içinde barındıran yeni yöntemlere geçilmesi gerekli” diyen Önal, “Tabii bunun için öncelikle daha büyük tarımsal işletmelere, daha büyük tarım arazilerine ihtiyaç duyulacaktır. Parçalı ve küçük arazilerle, gelişmiş tarımın verimli bir şekilde yapılaması mümkün görünmüyor. Diğer yandan yeni dönem tarımı için gerekli olan çok önemli bir diğer unsur, buna uygun tarımsal mekanizasyon araçlarının kullanımı olacaktır. Geleneksel tarımdan koruyucu toprak işleme ve sıfır toprak işlemeye geçişte daha fazla karmaşık bir yapıya bürünen

mekanizasyon araçları, hassas tarıma geçişte akıllı tarım makinelerini ve mekatronik unsurları da beraberinde getiriyor. Toprağın yapısı, arazinin eğimi, topraktaki bitki besin elementlerinin içeriği her yerde aynı değilken her yere aynı miktarda gübre, ilaç ve su kullanımı maliyetlerin yükselmesine, çevrenin zarar görmesine sebep olmaktadır. Akıllı tarımda amaçlanan

ana unsur, tarımsal üretimde uygulanan girdilerin, ihtiyaç duyulduğu yerde, zamanda, miktarda ve doğru yöntemde kullanılmasıdır. Makinelerin giderek daha kapasiteli ve deyim yerindeyse ‘akıllı’ hale geldiği bir dönemde, bu yatırımların altından kalkabilmemiz için devletin muhakkak kısa, orta ve uzun vadeli bir ‘tarımsal mekanizasyon politikası’

olmalı” değerlendirmesinde bulunuyor. Şenol Önal, bu kapsamda, devletten beklenen çalışmaları ise şöyle özetliyor: a. Akıllı tarım konusunda kısa ve orta vadeli destek programları açıklanmalı, böylece arazi büyüklüğü akıllı tarım yapmaya uygun çiftçiler ve bu konuda üretim yapmak isteyen sanayiciler planlama yapabilmeli. Çünkü bu tür makinelerin üretilmesi için belirli bir ürün geliştirme, tasarım, tarla denemeleri gibi zor ve sıkıntılı süreçler söz konusu. b. Sadece akıllı tarım değil, klasik yöntemlerle tarım yapması gereken işletmelerin ihtiyaç duyacağı diğer mekanizasyon araçları için de gelecek politikaları (uygulama ve destekleme) belirlenmeli. Politikalar, bakan değişikliklerinden bile etkilenmemeli. c. Destekler, işletme ölçekleri/büyüklüklerine göre belirlenmeli. İşletme büyüklükleri değiştikçe, ihtiyaç duyulan tarım makineleri de hem ölçek hem nitelik olarak değişiyor. Mevcut durumda işlenen arazi büyüklüğü ve çiftlik ölçeğine bakılmadan

47 • TEMMUZ 2018


KAPAK

homojen bir destek sistemi uygulanırken, bu durum her iki taraf için de verimsizliğe neden oluyor. Deyim yerindeyse “terzi işi destekleme politikaları” oluşturulmalı. d. Destekler, dışa bağımlılığımızı azaltacak şekilde, yerli üretimi teşvik eder nitelikte olmalı. e. Ortak makine kullanımında şimdiye kadar uygulanan

• 48

metodlar, tarımın kendine özel zaman kısıtları, ortalama arazi büyüklükleri ve özellikle çiftçilerin sosyal alışkanlıkları nedeniyle başarılı olamadı. Fransa ve Almanya’daki ortak makine kullanımı modelleri incelenip, ülkemize özgü bir “Ortak Makine Kullanım Modeli” oluşturulmalı. f. Akıllı tarım konusunda özellikle önder çiftçilerin

eğitimine önem verilmeli. g. Mekanizasyon araçlarının en azından bir kısmının doğru kullanımı, kazaların önlenmesi, çevrenin ve kaynakların korunması hususunda kamu spotları hazırlanmalı. TARIM 1.0’DAN TARIM 4.0’A Tarım 1.0’lı günlerde, yani 1900’lü yılların başında ve

tarım makinelerinin gelişkin ve yaygın olmadığı emek yoğun dönemde, yapılan tarımsal üretim ancak nüfusu doyurabilecek yetkinlikteydi. Nüfusun yaklaşık üçte birinin tarlada çalıştığı bu dönemlerde, yani 1800’lü yılların sonu ile 1900’lü yılların ilk dönemlerinde, buhar gücüyle çalışan traktörler kullanılmaya başlandı. 1870’lerin başlarında bir beygirin çektiği sabanla günde yarım hektardan daha az arazi sürülebilirken, 1870’lerin sonlarında 4-5 beygirin çektiği, iki gövdeli, çift tekerlekli ve oturma düzeni olan bir sabanla günde 2,5 hektardan daha fazla arazi sürülmeye başlandı. 1920 ile 1950 arasında ise artan mekanizasyon uygulamalarıyla belirgin bir üretim artışı sağlandı. 1950’lerin sonlarına doğru ise tarımın bir sonraki evresine, yani Tarım 2.0’a geçildi. “Yeşil Devrim” olarak bilinen dönemle birlikte çiftçiler azot


TARIM MAKİNELERİ

TARIMSAL MEKANİZASYONDA DÖRDÜNCÜ EVRE: TARIM 4.0 ABD’de yer alan Ulusal Mühendislik Akademisi’ne göre tarımdaki makineleşme dünyanın yaşadığı 20 devrimden biri olarak gösteriliyor. Teknoloji kullanımında dünyanın yaşadığı son endüstriyel devrimin, yani Endüstri 4.0 sürecinin tarım teknolojilerine olan yansımasıyla tarımsal verimlilik, çok daha üst bir seviyeye çıkmış durumda. Tarım 4.0’ın kullandığı teknolojiler arasında sensörler ve aktüatörler, mikro işlemciler, İnternet, bulut veri depolama sistemleri ve veri işleme yazılımları ön planda yer alırken, sahada kullanılan makine-ekipmanın da bu teknoloji ile uyumlu olması gerekiyor. Hassas Tarım ya da daha kapsamlı anlamıyla Tarım 4.0’ın çiftçilere faydası ise zamandan ve işgücünden kazanım, üretim girdisi optimizasyonu, saha şartlarının kapsamlı ve doğru analizi, daha az çevre kirliliği, sonuç olarak da daha düşük maliyetle daha çok ürünün elde edilmesi ve daha çok kâr olarak açıklanıyor. • Tarımda makine kullanılmaya başlanmadan önce 2,7 ton buğdayın hasadı 300 saat sürüyordu. Traktörle çekilir tip hasat makineleri ve harman makinesinden sonra bu süre 50 saatte indi. Biçerdöverlerden sonra ise artık 2,7 ton buğday üç dakikadan daha az bir sürede hasat edilebiliyor. • Makineli tarım sayesinde insan gücünden çok daha kuvvetli olan motor gücünden istifade edilir. Örneğin beş sıralı pamuk toplama makinesinin 150 dekar tarlada 10 saatte topladığı pamuğu aynı sürede toplamak için 450 işçi gereklidir. • 1980’den 2000 yılına, Japonya’nın tarımda mekanizasyon kullanımını artırmasıyla, pirinç üretim verimi 1,3 ton/hektara ulaşırken, üretim süresi 30 saat azaldı. • Değişken düzeyli sulama sistemleri, her yıl yüzde 15 daha az su tüketimi sağlayabilir ve center-pivot sulama sistemlerinin birçoğuna adapte edilebilir. • Hindistan’da, patates tarlalarında damla sulama yöntemi kullanılmasıyla ilgili bir proje sonucunda, üç yıl içerisinde üretim verimi ortalama yüzde 31 artarken, su tüketimi yüzde 50 azaldı ve patates çatlakları yüzde 10’dan yüzde 1’e indi. • 20. yüzyılın başlarında bir çiftçi, yaptığı üretimle sadece 2,5 kişiyi besleyebilirken, tarımı makinelerle yapmaya başlayan ülkelerde 1960’lı yıllarda bu sayı 25’e yükseldi. Bugün ise tarımsal mekanizasyonu yaygınlaştıran ülkelerde bir çiftçi 145 kişiyi besleyebilecek bir üretim yapabiliyor.

takviyesi, sentetik pestisitler, diğer suni gübreler ve elbette daha gelişmiş tarım makinelerini kullanmaya başladı. Doğal olarak verim ve kârlılık oranında da kayda değer seviyelerde gelişme yaşandı. Yarım asır kadar süren bu dönem, dijital teknolojinin hayatımıza girmesiyle birlikte Tarım 3.0’a evrildi ve askeri alanda kullanılan GPS

cihazlarının halkın kullanımına açılmasıyla başlayan ve 1990’lı yılların sonlarına denk gelen bu “Hassas Tarım” döneminde, örneğin ilk traktör otomatik dümenleme sistemi uygulamaları çiftçilerin kullanımına sunuldu. Biçerdöverlere verim ölçen sistemler takıldı, ilk otomatik değişken oranlı tarımsal mekanizasyon teknolojileri

sahaya indi. Telematikler ve bilgi yönetim sistemleri derken, 2010’lar itibarıyla Tarım 4.0 dönemini konuşmaya başladık. Bulunduğumuz dönemi de kapsayan Tarım 4.0’lı yıllarda, özetle Tarım 3.0’da kullanılan teknolojilerin gelişimi söz konusu oldu. Bütün bir çiftliği ele alacak şekilde bütünsel bir bakış açısı ve elbette ek yeni teknolojileri içeren bu dönemde, makine-makine iletişimini, İnterneti, sayısal veri toplama ve analiz gibi temel bileşenleri de tarımsal mekanizasyon içerisinde ele almaya başladık. Bu dönem çiftçilere, elbette zamandan ve iş gücünden kazanımı, üretim girdisi optimizasyonunu, saha şartlarının kapsamlı ve doğru analizini, daha az çevre kirliliğini, sonuç olarak da daha düşük maliyetle daha çok ürünün elde edilmesini yani daha çok kâr edilmesini de vaat ediyor. TARIMSAL MEKANİZASYONUN HANGİ EVRESİNDEYİZ? Peki, “Akıllı Tarım” olarak da adlandırılan Tarım 4.0 hakkında neler biliyoruz? Uzmanlar, Türkiye’de henüz Tarım 3.0 dönemini yaşamaya devam ettiğimizi söylüyor.

TARMAKBİR Yönetim Kurulu Başkanı Şenol Önal da “Bizim için tamamlanıp, geçilmiş bir evre yok. Daha doğrusu bu kadar keskin bir geçişten bahsetmemiz şimdilik olanaksız” derken, teknik olarak teknolojide ulaşılan nokta itibarıyla, örneğin günümüzde traktör otomatik dümenleme sistemlerinde hassasiyet 1 santimetreye inmiş olsa da Türkiye’de satılan 70 binden fazla traktörün sadece birkaç yüzünde otomatik dümenleme sisteminin var olduğunun altını çiziyor. “Biçerdöverlere takılan verim ölçer sistemlerinin kablolarının sökülüp atıldığına da şahit oluyoruz. Yerli değişken oranlı uygulamalara ise henüz başlanmadı bile. Tabii tüm bunların yanı sıra Tarım 4.0’ı yaşayan işletmeler de var” diyerek devam eden Önal, buradaki sorunun esas kaynağı olarak bir parça arazi ölçeklerini gösteriyor ve “Bu kadar çok parçalı ve küçük arazi ölçeklerinde otomatik dümenleme sistemine hangi çiftçi ihtiyaç duyacak?” diyor. Bununla birlikte, geniş bir perspektiften bakıldığında, tarımsal mekanizasyonda bir ülke politikasının olmaması, Önal’a göre sorunun ana sebeplerinden biri olmayı da sürdürüyor. 49 • TEMMUZ 2018


KAPAK / MSSP FOCUS

TARMAKBİR YÖNETİM KURULU BAŞKANI ŞENOL ÖNAL:

ANA GÜNDEMİMİZ AKILLI TARIM TEKNOLOJİLERİ “TARIMSAL MEKANİZASYONDA ANA GÜNDEM MADDELERİMİZDEN BİRİ, TARIM MAKİNALARINDA, ÖZELLİKLE DE AKILLI TARIM TEKNOLOJİLERİNDE BİR FAKINDALIK OLUŞTURMAK” DİYEN TARMAKBİR YÖNETİM KURULU BAŞKANI ŞENOL ÖNAL, “AKILLI TARIMI DA KAPSAYACAK ŞEKİLDE TARIMSAL MEKANİZASYONDA KONUSUNDA KISA, ORTA VE UZUN VADELİ POLİTİKALAR ÜRETİLMELİ, DESTEK PROGRAMLARI AÇIKLANMALIDIR. POLİTİKALAR, BAKAN DEĞİŞİKLİKLERİNDEN BİLE ETKİLENMEMELİDİR. POLİTİKALARIN TARIMIN TÜM PAYDAŞLARINCA, ORTAK BİR AKILLA ÜRETİLMESİ ÖNEMLİDİR” DİYOR.

T

ürkiye’de tarım makineleri sektörünü temsil eden en üst yapı olan Türk Tarım Alet ve Makinaları İmalatçıları Birliği (TARMAKBİR), 1978 yılından bugüne sektörün gelişimi için çalışmalarına devam ediyor. TARMAKBİR’in 14 Nisan’da gerçekleştirilen 29’uncu Seçimli Olağan Genel Kurulu’nda 2018-2020 dönemi için yeniden Yönetim Kurulu Başkanlığı’na seçilen Şenol Önal, sektörün 2017 yılında ihracatını 652 milyon dolara ulaştırdığını söylerken, sektör istatistiklerine yansımayan traktör aksam ve parçaları ihracatı ile bu rakamın 800 milyon doların üzerinde gerçekleştiğinin altını çiziyor. Toplamda, bir önceki yıla göre yüzde 8 civarında ihracat değer artışı gerçekleştirdiklerini vurgulayan Önal, tarım makineleri sektörünün, genel makine sektörü ihracatı içinde ilk sıralarda yer almayı sürdürdüğünü dile getiriyor. Bununla birlikte, Montaigne’in, “Nereye gideceğini bilmeyen bir gemi için hiçbir rüzgârdan fayda yoktur” sözüne atıfta bulunan ve “Misyonu ve vizyonu olmayan kurumlar için de bunun çok farklı olmadığını • 50

düşünüyorum. Bizler, tarımsal mekanizasyon sektörünün, kalite, teknoloji geliştirme ve yenilikçilikte uluslararası düzeyde rekabetçi bir yapıya ulaşmasına katkı sağlamak; bu kapsamda yenilikçi, akılcı, ilkeli ve sorumlu bir yaklaşımla sektörde, yönlendirici, katılımcı ve paylaşımcı bir tepe organizasyon olma vizyonuyla yönümüzü belirledik. Bunu belirlerken de en iyisini yapmayı ilke edindik. ‘İşimizi çok iyi yapıyor muyuz?’ bunun iddiasında olamam

ama işimizi zevkle, heyecanla yaptığımızı söyleyebilirim” diyen Şenol Önal ile tarım makineleri sektörünün güncel başlıklarını ve gelecek öngörülerini konuştuk. TARMAKBİR Yönetim Kurulu Başkanı olarak sizi kısaca tanıyabilir miyiz? 1970 yılında Konya’da doğdum. 1987 yılında Konya Gazi Lisesi’nden, 1992 yılında Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden mezun oldum. 1993 yılında aile şirketimiz

olan Önallar’da çalışmaya başladım. Çalışırken, 1996 yılında Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nde yüksek lisans eğitimimi tamamladım. Halen aile şirketlerimiz olan Önallar ve Agrional firmalarında çalışma hayatımı sürdürüyorum. Bu arada MAKFED Yönetim Kurulu Üyeliği başta olmak üzere, çeşitli kurum ve organizasyonlarda da bazı görevleri yürütmeye çalışıyorum. Yönetim Kurulu Başkanı olmaktan onur ve gurur duyduğum TARMAKBİR ise


TÜRK TARIM ALET VE MAKINALARI İMALATÇILARI BIRLIĞI

1978 yılında kurulmuş olup, ülkemizde traktör ve diğer tarım makineleri ana iştigal konusu olan imalatçıların üye olduğu bir yapılanmaya sahiptir. Halen 218 üyemiz var ve Birliğimizin üyeleri, KOBİ’lerden makine sektörünün önde gelen büyük ölçekli firmalarına ve Türkiye’de de faaliyet gösteren küresel firmalara kadar çeşitli ölçeklerdedir. Bakanlar Kurulu kararı ile derneğimizin isminin başında “Türk” kelimesini kullanmaya hak kazandık. Ulusal ve uluslararası dokuz kurum ve organizasyona üyeliğimiz de söz konusu. Geride kalan yıl sektörünüz ve TARMAKBİR için nasıl geçti? 2017 yılında, özellikle traktör sektöründe yapısal bazı değişiklikler gündemde yer aldı. Bu dönemde hem sermaye el değiştirdi hem de yeni ortaklıklar, yatırımlar söz konusu oldu. Traktör sektöründeki yapısal bu değişikliklerin yanı sıra mevzuatlar anlamında da önemli değişiklikler, düzenlemeler yaşadık. Sübvansiyonlu zirai kredilerde traktörlere indirimli faiz oranlarında kademe uygulaması getirilmesi, bazı ülkelerden yapılan traktör, dizel motor, vites kutuları, diferansiyelli hareket ettirici akslar gibi bazı ürünlerin ithalatında ek gümrük vergisi uygulamaları da 2017’nin ilk aylarında sektör gündeminde yer aldı. Ayrıca “yüklenilen KDV alacaklarının yılı içinde vergilendirme dönemleri itibarıyla talep edilmesi kaydıyla nakden yapılması” ve “yeni yurt dışı fuar katılımları destek mevzuatı” da 2017 yılında mevzuat uygulamaları kapsamında gerçekleşen değişiklikler arasındaydı. Bu çerçevede, üretim ve iç satışlarda; iç pazarda yaklaşık 73 bin traktörün trafiğe tescili gerçekleşti. Böylece, geçen yıla göre yaklaşık yüzde 4’lük

artışın yaşandığı pazarda, yılsonu itibarıyla, 1976 yılında yaşanan rekora bir adım daha yaklaştık. Üretimde de bir önceki yıla göre yüzde 7,6’lık bir gelişim söz konusu oldu ve tüm zamanların üretim rekoru kırıldı. Ekipmanda ise pazar durağan olmasa da nakit akışında bir sıkıntı söz konusuydu. Vadeler, halen sektörü zorlayacak uzunluklarda ilerliyor. Diğer yandan demir çelik ürünlerinde son bir-bir buçuk yılda yaşanan fiyat artışı, döviz bazında bile yüzde 20’yi geçmiş durumda. Örneğin sektörde kullanımı çok fazla olan siyah sacın ton fiyatı 425 dolar seviyesinden, 2017 sonu itibarıyla 630 dolar seviyesine geldi. Sektör, bu durumu bayileri ve çiftçiye izah etmede de sorunlar yaşıyor. Bütün bu gelişmelere paralel olarak, kâr marjlarımız asgari seviyenin de altına çektik. Şu anki kâr marjları seviyeleri, büyüme bir yana, mevcut durumu bile korumada yetersiz. Nitekim sektörümüzdeki çok önemli aktörlerin 2017 yılında satışlarını korumakla birlikte yılı zararla kapattıklarına da şahit olduk. 2016 yılında yaklaşık 120 ülkeye, traktör aksam ve parçaları hariç 616 milyon dolar seviyesinde tarım makineleri ihracatı gerçekleştiren sektörümüzün, 2017 yılındaki ihracatı 652 milyon dolara ulaştı. Sektör istatistiklerine yansımayan traktör aksam ve parçaları ihracatımızla birlikte bu değerin 800 milyon doları aştığını tahmin ediyoruz. 87’nci fasılda “motorlu taşıtların aksam, parça ve aksesuarı” pozisyonunda işlem gören traktör aksam ve parçaları ihracatı da yapılan tahminlere göre 150 milyon dolar seviyesinde gerçekleşiyor. 2017 yılında, traktör sektöründe bir önceki yıla göre ihracatta yaklaşık yüzde 5 seviyesinde daralma yaşanmakla birlikte, ekipman

ihracatında yaşanan yüzde 20 değer artışı, toplam tarım makineleri ihracatını da yükseltti. Buna göre, 2017 yılında, bir önceki yıla göre yüzde 8 civarında ihracat değer artışı gerçekleştiren tarım makineleri sektörü, genel makine sektörü ihracatı içinde ilk sıralarda yer almayı sürdürdü. Bu dönem ihracatımızda en büyük pay alan ilk beş ülke ise ABD, İtalya, Azerbaycan, Irak ve Özbekistan oldu. Bu ülkelerden ABD’ye olan ihracatımızın neredeyse tamamı traktörler olurken, İtalya için bu oran yüzde 80’ler mertebesinde gerçekleşti. Azerbaycan’a yönelik ihracatımızın tamamına yakını ise diğer tarımsal ekipmanlardan oluşuyor. TARMAKBİR’in Türk makine imalat sektörleri açısından önemini sizin cümlelerinizle dinleyebilir miyiz? Üyelerimizin desteği ile gerek kamu ve gerekse özel sektör nezdinde yürüttüğümüz çabalar neticesinde bugün TARMAKBİR sadece sektörümüzde değil, tüm tarım ve makine endüstrisinde tanınır ve takdir edilir bir noktaya gelmiş durumda. Birliğimiz bugün itibarıyla Tarımsal Mekanizasyon Kurulu’ndan TOBB Türkiye Makine ve Teçhizat İmalatı Meclisi’ne, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu’ndan (DEİK) Avrupa Tarım Makinaları Birliği’ne (CEMA) kadar çok çeşitli ulusal ve uluslararası kamu ve sivil platformlarında sektörümüzü temsil ediyor. Tabii bu ulusal ve uluslararası girişimlerdeki temsiliyetin getirdiği olumlu gelişmelerin hedeflerimize ulaşmada yeterli olmadığı, daha alacağımız mesafeler olduğunun da bilincinde olduğumuzu özellikle belirtmek isterim. Gelecek beş yıl boyunca tarımsal mekanizasyonun ana gündemi akıllı tarım

“2017 YILINDA YAKLAŞIK 120 ÜLKEYE, 652 MİLYON DOLAR DEĞERİNDE TARIM MAKİNELERİ İHRAÇ ETTİK. SEKTÖR İSTATİSTİKLERİNE YANSIMAYAN TRAKTÖR AKSAM VE PARÇALARI İHRACATIYLA BİRLİKTE BU DEĞERİN 800 MİLYON DOLARI AŞTIĞINI TAHMİN EDİYORUZ.”

TÜRK TARIM ALET VE MAKİNALARI İMALATÇILARI BİRLİĞİ (TARMAKBİR)

Kuruluş: 1978 Dönem: 29’uncu dönem Üye Sayısı: 218 Faaliyet Alanı: Traktör ve tarım ekipmanları Faaliyet Yeri: Meşrutiyet Caddesi, No: 31/6, Kızılay, Ankara İnternet Adresi: www.tarmakbir.org 51 • TEMMUZ 2018


KAPAK / MSSP FOCUS

2018-2020 DÖNEMİ TARMAKBİR YÖNETİM KURULU Yönetim Kurulu Başkanı Şenol Önal Yönetim Kurulu Üyeleri A. Mümtaz Özalp Ahmet Kurt Ahmet Küçükbacak Bilgin Türkay Bülent Duman Gökhan Bayramoğlu Güven Çetin Halil Uğur Hüseyin Finiş M. Kaan Uyguntüzel Sefa Özdemir Tolga Saylan

“TARIMSAL MEKANİZASYON SEKTÖRÜNÜN, KALİTE, TEKNOLOJİ GELİŞTİRME VE YENİLİKÇİLİKTE ULUSLARARASI DÜZEYDE REKABETÇİ BİR YAPIYA ULAŞMASINA KATKI SAĞLAMAK; BU KAPSAMDA YENİLİKÇİ, AKILCI, İLKELİ VE SORUMLU BİR YAKLAŞIMLA SEKTÖRDE, YÖNLENDİRİCİ, KATILIMCI VE PAYLAŞIMCI BİR TEPE ORGANİZASYON OLMAK HEDEFİYLE ÇALIŞIYORUZ.” • 52

teknolojileriyle üretim artışı gerçekleştirmek, bunu yaparken de sürdürülebilirliğe katkı sağlamak olacak. Tarımdaki niteliksel dönüşüme dair bir farkındalık ve teknolojik değişimi, tarımsal makineleri üretime uyarlama konusunda yeni yatırımları da beraberinde getirecek. Tarımsal mekanizasyonda sektör temsilcisi olan TARMAKBİR’in bu alandaki bilgi ve deneyimi artırma yönündeki çalışmalarının sektörü daha da ileri taşıyacağına inanıyorum. Sektörünüzün Ar-Ge yetkinliği ve kapasitesi için görüşünüz nedir? Türk tarım makineleri endüstrisi, 2017 yılında patent ve faydalı model başvurusunda tüm makine sektörü içinde 331 başvuruyla birinci oldu. Biliyorsunuz, patent ve faydalı model başvuruları sayıları, teknolojik faaliyetlerin ölçülmesi açısından en önemli veridir. Bununla birlikte, olumlu gelişmelerin hedeflerimize ulaşmada yeterli olmadığı, daha alacağımız mesafeler olduğunun da bilincinde olduğumuzu söylemiştim. Tabii bu mesafeyi kısa zamanda alıp, gelişmiş ülkelerle aramızdaki makası

kapatmamız birçok faktöre bağlı. Nedir bu faktörler? Haksız rekabetin önlenmesinden devlet desteklerindeki mantalitenin değişmesine, kalifiye eleman temini için eğitim politikalarımıza kadar birçok faktör söz konusu aslında. Ar-Ge çalışmalarına TARMAKBİR’in katkısına gelince; bu konuyla da ilgili olarak çok ciddi çalışmalarımız söz konusu. Çok kısaca bazılarından bahsetmek isterim. Bunlardan ilki, TARMAKBİR Akademik Danışma Grubu’dur. Grup, TARMAKBİR bünyesinde 2013 yılının son dönemi itibarıyla kuruldu. Sektörden ikisi profesör, üçü doçent olmak üzere beş akademisyenin yer aldığı bu grubun amacı, esas olarak TARMAKBİR’in teknik konulardaki çalışmaları ve temsiliyetine destek olmak. Grup, bu kapsamda, TARMAKBİR’in bakanlıklar ve bağlı kuruluşlar, üniversiteler ve ilgili diğer ulusal/ uluslararası paydaşlar ve kurumlarla olan teknik konulardaki iletişimi ve çalışmalarına katkı sağlıyor. Grup ayrıca özellikle fon destekli projeler konusunda TARMAKBİR üyelerine danışmanlık hizmeti de

veriyor. Bu kapsamda, özellikle üyelerimizin TÜBİTAK, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Rekabetçi Sektörler Programı ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Ar-Ge Destek Programları gibi fon destekli proje çağrılarında grubumuz aktif olarak rol oynuyor. Bu konuda üyelerimize danışmanlık hizmeti sunarken, kendimizi de es geçmediğimizi söyleyebilirim. Fon destekli projeler kapsamında Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı “Rekabetçi Sektörler Programı” kapsamında bir ortaklığımız söz konusu. KTO Karatay Üniversitesi’nin, “Akıllı Teknolojiler Tasarım, Geliştirme ve Prototipleme Merkezi Projesi” isimli projesinde ortak olarak yer alan TARMAKBİR, bu etkinlik kapsamındaki çalışmalarına, projenin AB onayından sonra başlayacak. TARMAKBİR Yönetim Kurulu olarak odaklanacağınız önemli başlıklar neler olacak? Fransız deneme yazarı Montaigne, “Nereye gideceğini bilmeyen bir gemi için hiçbir rüzgârdan fayda yoktur” diye not düşmüş tarihe.


TÜRK TARIM ALET VE MAKINALARI İMALATÇILARI BIRLIĞI

Misyonu ve vizyonu olmayan kurumlar için de bunun çok farklı olmadığını düşünüyorum. Bizler, “tarımsal mekanizasyon sektörünün, kalite, teknoloji geliştirme ve yenilikçilikte uluslararası düzeyde rekabetçi bir yapıya ulaşmasına katkı sağlamak; bu kapsamda yenilikçi, akılcı, ilkeli ve sorumlu bir yaklaşımla sektörde, yönlendirici, katılımcı ve paylaşımcı bir tepe organizasyon olma” vizyonuyla yönümüzü belirledik. Bunu belirlerken de en iyisini yapmayı ilke edindik. “İşimizi çok iyi yapıyor muyuz?” bunun iddiasında olamam ama işimizi zevkle, heyecanla yaptığımızı söyleyebilirim. Önümüzdeki dönemde, öncelikle 28’inci dönemde başlayan çalışmalarımıza devam edeceğiz. Ortağı olduğumuz ulusal ve çok uluslu projelerin çalışmaları esas itibarıyla önümüzdeki günlerde başlayacak. Şu sıralar yoğun bir şekilde “Tarımda 4.0 Sisteminin Geliştirilmesinde Sektörde Kurumsal İşbirliğinin Sağlanması ve Stratejilerin Geliştirilmesi Projesi” üzerinde çalışıyoruz. ProtectLife isimli projemizin de çalışmalarına başladık. “Erasmus+

Programı Mesleki Eğitim Stratejik Ortaklıklar Faaliyeti” kapsamında Zirai Mücadele Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü liderliğinde yürütülecek olan “ProtectLifeBitki Koruma Ürünleri ile Oluşan Noktasal Kaynaklı Su Kirliliğinin Önlenmesi İçin Ziraat Mühendislerinin Mesleki Yeterliliklerinin Geliştirilmesi” isimli proje iki yıl devam edecek. Fon destekli projeler kapsamındaki bir diğer ortaklığımız ise biraz önce söylediğim üzere, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı “Rekabetçi Sektörler Programı” kapsamında oldu. KTO Karatay Üniversitesi ile sürdürülecek projemize de yakında başlayacağız. Projelerimizin yanı sıra bu dönemde yurt dışı teknik gezilerimize de devam edeceğiz; 2. URGE projemizin onayını Ekonomi Bakanlığı’ndan aldık. Yerli üretim makine kullanımının artması için neler yapılmalı? Bu konuda TARMAKBİR’in stratejisi nedir? Bu konuda iki hususu çok önemsiyorum: Haksız rekabetin önlenmesi ve destek programlarının reorganizasyonu. Tabii, bu hususlara farklı majör ve minör katkılar sunulabilir ama bence bu iki konuda ciddi bir ilerleme kaydedersek, katma değerli yerli makine üretiminde de ciddi bir gelişim kaydederiz. Sektörde bir firmada yetişen ustaların veya firma çalışanlarının/ortakların bir süre sonra ayrılarak maliyet odaklı ürün üretmek amacıyla yeni firma kurması neticesinde firma sayısı bölünerek artıyor. Bu durum, mevcut pazarın daha çok firma tarafından paylaşılması anlamına gelirken, fiyat odaklı üretim yapan firmalar, kalite odaklı üretim yapan firmaların rekabet gücünün de zayıflamasına yol açıyor.

Bu şartlar altında ise kalite odaklı firmaların (makine sektöründe net kâr değeri, 2011-2015 döneminde yüzde 29 azalarak yüzde 5,3 mertebesine düştü) Ar-Ge, üretim teknolojileri, uzman insan kaynağı için gerekli yatırımları yapması zorlaşıyor. Bu durum, aynı zamanda küresel firmaların ortaya çıkmasını da geciktirdiği gibi yurt içi ve yurt dışı pazarlarda Türk malı imajının zarar görmesine de sebep oluyor. Girişimci Bilgi Sistemi (GBS) verilerine göre, 2016 yılında makine sektöründe faaliyet gösteren firma sayısı yaklaşık 13 bin, çalışan sayısı ise yaklaşık 215 bin. Yani, firma başına düşen çalışan sayısı sadece 16. Bu firmaların yüzde 60’ı mikro, yüzde 30’u küçük ölçekli. Almanya’da makine sektöründe faaliyet gösteren firma sayısı ise yaklaşık 6,4 bin, çalışan sayısı da yaklaşık 1 milyon. Firmalar ortalama 156 kişi istihdam ediyor. Almanya makine endüstrisinde büyük ölçekli firmalar yer alırken, genel olarak küçük ve orta ölçekli firmaların yer aldığı ABD’de de firma başına düşen çalışan sayısı yaklaşık 50. Tarım makineleri özelinde ise yaklaşık değerlerle Türkiye’de bin 100, Almanya’da 120, Fransa’da 180, 1,4 milyar nüfusa sahip Çin’de ise 2 bin 300 imalatçı firma faaliyet gösteriyor. Bu firmalar Almanya’da 7 milyar euro, Fransa’da 8 milyar euro seviyesindeki bir pazarı paylaşıyor. Yani Almanya’da firma başına pazar büyüklüğü 58, Fransa’da ise 44 milyon euro olarak gerçekleşiyor. Türkiye’de ise firma başına 2,5 milyon euroluk pazar hacmi söz konusu. Bu konuda ölçülebilir bir diğer önemli parametre de ihracat hacmidir: Almanya’nın makine ihracatı Türkiye’nin 17 katı, ABD’nin makine ihracatı Türkiye’nin yaklaşık 15 katıdır.

ŞENOL ÖNAL KİMDİR? • 1970 yılında Konya’da doğan ve 1992’de Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden mezun olan Şenol Önal, • 1993 yılında aile şirketi olan Önallar’da çalışmaya başladı. Bu dönemde, Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nde yüksek lisansını da tamamlayan Önal, • Halen aile şirketleri olan Önallar ve Agrional firmalarında çalışma hayatını sürdürüyor. • Şenol Önal, MAKFED Yönetim Kurulu Üyeliği başta olmak üzere, çeşitli kurum ve organizasyonlarda da bazı görevleri yürütmeye devam ediyor. Önal, son olarak, TARMAKBİR’in 14 Nisan’da yapılan 29’uncu Seçimli Olağan Genel Kurulu’nda 2018-2020 dönemi için yeniden TARMAKBİR Yönetim Kurulu Başkanlığına seçildi.

53 • TEMMUZ 2018


ÜLKELERDEN AZERBAYCAN

YÜZÖLÇÜMÜ 88,600 km2

NÜFUS 9,9 milyon (2017 yılı tahmini)

ÖNEMLİ ŞEHİRLER Bakü, Gence, Sumgayıt, Lankeran, Mingeçevir, Nahçivan, Şirvan, Şemkir, Şeki, Yevlah, Salyan, Berde, Haçmaz

ETNİK GRUPLAR %90,6 Azeri %2,2 Lezgin %1,8 Rus %1,5 Ermeni

DİL Azerice Rusça Ermenice Gürcüce Lezgice Rutulca

DİN %95 Müslüman %3-4 Hristiyan

PARA BİRİMİ Manat (AZN) 1 Dolar: 1,7 ANZ (27 Temmuz 2018 itibarıyla)

CIA The World Factbook ve T.C. Dışişleri Bakanlığı Azerbaycan Künyesi

• 54

DÜNYANIN ENERJİ ÜSSÜ: AZERBAYCAN


AZERBAYCAN

AZERBAYCAN, BAĞIMSIZLIĞINI KAZANDIĞI 1991 YILINDAN SONRA ÖNEMLİ SİYASİ, ASKERİ, SOSYAL VE EKONOMİK PROBLEMLERLE KARŞI KARŞIYA KALDI. ANCAK ÜLKE, SSCB’NİN DAĞILMASIYLA BİRLİKTE UZMANLAŞMA VE İŞ BÖLÜMÜNE DAYALI EKONOMİK YAPILANMANIN SONA ERMESİNİN YANI SIRA ERMENİSTAN SAVAŞI VE ÇEÇENİSTAN SORUNU NEDENİYLE ÜLKE SANAYİSİ İÇİN GEREKEN ARA MALLARININ İTHALAT YOLLARININ KAPANMASINA RAĞMEN, DARBOĞAZLARI AŞMAYI BAŞARDI. SÖZ KONUSU SORUNLARIN AŞILMASINDA ÜLKENİN SAHİP OLDUĞU PETROL REZERVLERİ ÖNEMLİ BİR ROL OYNARKEN, SON 10 YIL İÇERİSİNDE AZERBAYCAN’A YÖNELİK DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLAR DA AZERBAYCAN’IN CARİ AÇIKLARINI FİNANSE EDEREK EKONOMİK BÜYÜMENİN İTİCİ GÜCÜ OLDU.

BAKÜ

55 • TEMMUZ 2018


ÜLKELERDEN

T

arihi ticaret yollarının üzerinde yer alan Azerbaycan Cumhuriyeti; kuzeyde Gürcistan ile Dağıstan Özerk Cumhuriyeti, güneyde İran, batıda Ermenistan ve Türkiye (Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti) ile komşu. 86 bin 600 kilometrekarelik toplam araziye sahip olan Azerbaycan’ın arazi yapısının yarısını, dağlık olan bölgede deniz seviyesinden 3 bin metreye kadar yüksek olan sahalar ve yüzde 1’ini ise 3 • 56

bin metreden yüksek olan sahalar kaplıyor. Ülkenin deniz seviyesinden ortalama yüksekliği 657 metreyken, dağlık arazi Büyük Kafkas, Küçük Kafkas ve Talış Dağları’ndan meydana geliyor. Dünyadaki 11 iklim çeşidinin dokuzuna sahip olan Azerbaycan’ın iklimini Büyük Kafkas Dağları’nın kuzeyden gelen soğuk hava kütleleri, Küçük Kafkas Dağları’nın güneyden gelen sıcak tropik hava akımları ve Hazar Denizi etkiliyor. Bu yönüyle,

dünyanın çok değişik iklim tiplerine sahip ülkelerinden biri olan Azerbaycan’ın doğu ve orta kısımları alçak ve düzlük olduğu için kışları ılık, yazları çok sıcak; güney doğu kısmı ise nemli subtropikal iklime sahiptir. Ülkedeki tarımsal faaliyetlerin çoğu da Kür ve Aras Nehirleri civarında yapılır. 31 Ağustos 1991’de Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nden (SSCB) bağımsızlığını ilan eden Azerbaycan, 12 Kasım 1995 tarihinde

halkoyuna sunularak kabul edilen anayasayla yönetiliyor. Bu Anayasa’ya göre Azerbaycan; demokratik, hukuka dayalı, laik, üniter bir cumhuriyet olarak tanımlanıyor. Yasama yetkisi 125 milletvekilinden oluşan ve beş yılda bir yenilenen milli meclise; yürütme yetkisi cumhurbaşkanına ve yargı yetkisi de mahkemelere bırakılıyor. Azerbaycan’ın nüfusu 2017 yılı itibarıyla 9,9 milyonken, nüfusun yüzde 54,1’i


AZERBAYCAN

AZERBAYCAN’IN MAKİNE İTHALATINDA İLK 10 ÜLKE (MİLYON DOLAR - 84. FASIL - CIF) SIRA NO

ÜLKE

2015

2016

DEĞİŞİM (%)

1

İTALYA

261,1

256,9

-1,6

2

ABD

177,9

254,4

43,0

3

ÇİN

153,1

167,0

9,1

4

TÜRKİYE

171,4

151,8

-11,4

5

ALMANYA

163,7

110,8

-32,3

6

İNGİLTERE

235,6

107,8

-54,3

7

NORVEÇ

45,0

84,5

87,7

8

HOLLANDA

37,0

45,1

21,8

9

RUSYA

48,1

33,4

-30,6

10

KANADA

7,4

24,5

230,8

DİĞER TOPLAM

392,6

198,5

-49,4

1.692,8

1.434,5

-15,3

Kaynak: BM İstatistik Bölümü verileri

şehirlerde, yüzde 45,9’u ise köylerde yaşıyor. Azerbaycan nüfusun yüzde 49’u erkek, yüzde 51’i ise kadınlardan oluşuyor. Ülke nüfusunun yüzde 22,6’sını 0-14 yaş grubu, yüzde 70,2’sini 15-64 yaş grubu, yüzde 6,8’ini ise 65 yaş üstü bireyler oluşturuyor. Ülkede çalışabilir nüfus, toplam nüfusun yüzde 50,09’una karşılık gelirken, Azerbaycan, dağılan diğer SSCB ülkelerinde olduğu gibi 1990’lardan itibaren kentlerde yaşayan nüfusunun bir

kısmını kaybetti. Bu durumun yaşanmasında, çoğunluğu kentlerde yaşayan etnik azınlıkların ülke dışına göç etmesi önemli rol oynarken, 2003 yılından itibaren kentsel nüfusta yeniden artış gözlenmeye başlandı ve kentsel nüfusun toplam nüfusa oranı 2010 yılı itibarıyla yüzde 53’e yükseldi. Kentsel nüfusun artışında, petrol sektöründeki gelişmelere bağlı olarak artan yeni iş olanaklarının etkili olduğu düşünülüyor. Ülkedeki Azeri nüfus, toplam

nüfusun halen yüzde 90,6’sını oluştururken diğer etnik azınlıkların nüfusa göre dağılımı ise şöyle: Lezginler yüzde 2,2 (Dağıstan kökenli Müslüman Kafkas bir halk), Ruslar yüzde 1,8 ve Ermeniler yüzde 1,5. Azerbaycan’ın resmi dili Azerice (Azeri Türkçesi) iken ülkede 1920’lere kadar Arap alfabesi kullanılıyordu. 1929 yılında Latin alfabesine geçen ülkede 1939 yılında Kiril alfabesinin kullanılması zorunlu hale getirildi. 1992 yılında ise Türkçeden örnek alınarak yeni bir Latin alfabesi oluşturuldu. Bağımsızlıktan sonra Azerbaycan, Rusçanın kullanımını aşamalı olarak kaldırmaya başladıysa da ülkede Rusça halen yaygın olarak kullanılıyor.

“AZERBAYCAN HÜKÜMETİ, SON YILLARDA ÇEŞİTLİ YATIRIMLARLA PETROL DIŞI EKONOMİNİN GSYİH İÇERİSİNDEKİ PAYINI ARTIRMAYI HEDEFLİYOR.”

ÜLKE TOPRAKLARININ YARISI TARIM ARAZİSİ Azerbaycan diğer Kafkas ülkelerine göre geniş topraklara sahiptir. Ülke topraklarının yaklaşık yüzde 55’i tarımsal arazilerden, yüzde 2,5’i ise kentsel alanlardan ve yüzde 12’si ise ormanlık arazilerden oluşuyor. Ekolojik olarak çok çeşitli bir coğrafi yapı sergilen Azerbaycan, deniz seviyesinin altındaki düzlükler, Kafkas bölgesinde 4 bin 57 • TEMMUZ 2018


ÜLKELERDEN

NIZAMI CADDESI, BAKÜ

metre yüksekliğindeki dağlar, çöller ve subtropik alanlarla kaplıdır. Ülke topraklarının yarıdan fazlası alçak arazi iken tamamı Kafkas havzasında akan nehirler ise gemi taşımacılığına elverişli değildir. Sulama sistemleri yapay su havzalarıyla düzenlenirken, en büyük su havzası, ülkenin batısındaki

Kura Nehri üzerinde yer alan Mingeçevir’dedir. Trans-Kafkas ülkeleri içinde çevre kirliliğinin en fazla olduğu ülke de Azerbaycan’dır. Yağış miktarı düşük olmakla birlikte Azerbaycan yeterli taze su rezervine sahiptir ancak yüzey suyu kirlidir. Ülke nüfusunun dörtte biri güvenli suya ulaşmakta sorun

yaşarken, sanayi üretimi düşük olmasına rağmen hava kirliliği yüksek düzeydedir ve çevre standartları üreticiler tarafında yeterince dikkate alınmaz. Tarımsal arazi verimliliği de uzun yıllar boyunca yetersiz drenaj ve sulama nedeniyle topraktaki tuz oranının artmasına bağlı olarak düşüktür. Hazar Denizi

seviyesinin inip çıkması da önemli bir ekolojik sorun olmayı sürdürüyor. Hazar Denizi, 1977-1995 yılları arasında yıllık ortalama 13 santimetre yükselirken, önemli bir balıkçılık alanı olmasına rağmen kirlenme ve kaçak avlanma nedeniyle verimliğini kaybetmeye devam ediyor. Bu amaçla,

AZERBAYCAN’IN MAKİNE İTHALATINDA BAŞLICA KALEMLER (MİLYON DOLAR - 84. FASIL - CIF) Kaynak: BM İstatistik Bölümü verileri GTİP

GTİP TANIMI

2015

2016

DEĞİŞİM (%)

8481

MUSLUKÇU, BORUCU EŞYASI-BASINÇ DÜŞÜRÜCÜ, TERMOSTATİK VALF DÂHİL

263,7

330,8

25,4

8431

AĞIR İŞ MAKİNE VE CİHAZLARININ AKSAMI, PARÇALARI

177,4

187,6

5,7

8479

KENDİNE ÖZGÜ FONKSİYONLU MAKİNE VE CİHAZLAR

104,1

165,7

59,2

8421

SANTRİFÜJLE ÇALIŞAN KURUTMA, FİLTRE, ARITMA CİHAZLARI

68,0

72,9

7,3

8419

ISI DEĞİŞİKLİĞİ YÖNTEMİ İLE MADDELERİ İŞLEMEK İÇİN CİHAZLAR

102,5

64,5

-37,1

129,6

56,9

-56,1

42,5

48,3

13,7

100,0

39,5

-60,5

8413

SIVILAR İÇİN POMPALAR, SIVI ELEVATÖRLERİ

8471

OTOMATİK BİLGİ İŞLEM MAKİNELERİ, ÜNİTELERİ

8414

HAVA-VAKUM POMPASI, HAVA/GAZ KOMPRESÖRÜ, VANTİLATÖR, ASPİRATÖR

8418

BUZDOLAPLARI, DONDURUCULAR, SOĞUTUCULAR, ISI POMPALARI

38,2

37,6

-1,6

8411

TURBOJETLER, TURBOPROPELLER, DİĞER GAZ TÜRBİNLERİ

59,4

35,7

-40,0

607,4

394,9

-35,0

1.692,8

1.434,5

-15,3

DİĞER TOPLAM

• 58


AZERBAYCAN

2006 yılında mersinbalığı stoklarının korunması amacıyla Azerbaycan, Rusya, Kazakistan ve Türkmenistan’dan havyar ticaretine geçici yasak getirmişti. EKONOMİNİN TEMELİNİ PETROKİMYA OLUŞTURUYOR Petrol-gaz üretimi ve rafine edilmesi, Azerbaycan ekonomisinin temelini oluşturuyor. Review of World Economy isimli kaynağa göre ülkenin 7 milyar varillik kanıtlanmış petrol rezervi bulunuyor. Söz konusu rakam, dünya rezervlerinin yüzde 0,6’sına karşılık gelirken, ülkenin rezerv/üretim oranı ise yüzde 29,3 olarak gerçekleşiyor. Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Petrol Şirketi’nin (SOCAR) verilerine göre ise ülkenin kanıtlanmış petrol rezervleri 17,5 milyar varil olarak açıklanıyor. Azerbaycan, mevcut petrol

üretimini üç farklı boru hattı yoluyla ihraç ediyor. Üretimin yüzde 80’lik bölümü BaküTiflis-Ceyhan (BTC) yoluyla ülke dışına çıkarılırken, bu yolların dışında kara ve demir yolu gibi ulaşım biçimleri de ihracat sürecinde kullanılıyor. Özellikle Azerbaycan’ın en zengin rezervlere sahip Azeri-Çırak-Güneşli bölgesi başta olmak üzere, petrol üretimi SOCAR tarafından üstlenilip ihraç ediliyor. Bununla birlikte SOCAR, ülkenin petrol üretiminin yüzde 20’lik bölümünü karşılarken, geriye kalan bölüm ise Azerbaijan International Operating Company (AIOC) tarafından yapılıyor. BP yönetimindeki bu konsorsiyum içerisinde Chevron, Statoil, Türkiye Petrolleri ve ExxonMobil de yer alıyor. BP, 1992 yılından itibaren ülkedeki en önemli yatırımcı konumunu sürdürüyor. Ülkedeki diğer önemli boru hatları Baku-Novorossiysk

ve Baku-Supsa hatları iken, Türkiye, Azerbaycan enerji sektöründe TPAO aracılığıyla güçlü bir şekilde varlığını sürdürmeye devam ediyor. 3,2 milyar doları aşan yatırımıyla bir Türk kamu şirketinin yurt dışındaki en büyük yatırımı olma unvanına da sahip olan bu projelerde TPAO; Azeri-Çıralı-Güneşli (ACG) Projesi’nde yüzde 6,75, Şah Deniz Projesi’nde yüzde 9, Alov Projesi’nde ise yüzde 10 hisseye sahip bulunuyor. Ayrıca TPAO, “Bakü-TiflisCeyhan Ana İhraç Ham Petrol Boru Hattı Projesi”ni hayata geçirmek amacıyla kurulan BTC Co.’da yüzde 6,53, Şah Deniz gazını taşıyacak Güney Kafkasya Doğal Gaz Boru Hattı projesinde ise yüzde 9 hisseyle yatırımcı konumunu sürdürüyor. Azerbaycan’ın başta petrol üretimi olmak üzere enerji kaynakları ihracatı Türkiye’nin ekonomik yapısı ve transit ülke konumu nedeniyle önem

taşıyor. Özellikle sanayi üretimi bakımından ithal edilen yer altı zenginliklerine bağlılık başta olmak üzere, coğrafi konum avantajıyla bölge zenginliklerinin ihraç pazarlarına aktarılması bakımından da Türkiye önemli bir konumda yer alıyor. Bu bakımdan, arz güvenliğinin sağlanması ve enerji ihtiyacının karşılanması anlamında da TürkiyeAzerbaycan arasındaki işbirliği önem taşıyor. Türkiye’nin gaz ihtiyacının yaklaşık yüzde 20’sinin Azerbaycan’dan karşılandığı ve Faz-2 gazının belirli bir kısmının da Türkiye’ye verilmesi durumunda, 2015 yılından sonra bu oranın yüzde 30’lara ulaşmasıyla Azerbaycan-Türkiye arasındaki enerji işbirliğinin önemi ortaya çıkıyor. EKONOMİK BÜYÜMESİ HIZLANIYOR Azerbaycan, 1991 yılında bağımsızlığını kazandıktan sonra önemli siyasi, askeri,

AVRUPA OYUNLARI, BAKÜ

59 • TEMMUZ 2018


ÜLKELERDEN

BAKÜ

sosyal ve ekonomik problemlerle karşı karşıya kaldı. Bağımsızlık döneminde, SSCB döneminde cumhuriyetler arasında bağımlılığı bir anlamda zorunlu kılan ekonomik yapının ani çöküşü, ülkede ekonomik bağımsızlığında sarsılmasına yol açtı: Pazar ekonomisine geçişte ekonomik, siyasi, hukuki bir altyapının olmaması, teknolojinin eski olması, serbest piyasa modelinin bilinmemesi, Ermenistan tarafından topraklarının yüzde 20’sinin işgal edilmesi, 1 milyon kişinin kendi ülkesinde mülteci durumuna düşmesi ve benzeri nedenlerle ülkedeki üretim durma noktasına geldi. Sonuç olarak da ekonomi üzerinde inisiyatif tamamen kaybedildi. Ülkede siyasi istikrarın sağlanması ve Ermenistan’la geçici ateşkese varılmasından sonra dikkatler ekonomi üzerinde yoğunlaşmaya başladı. Bu gelişmeler sonucunda, 20 Eylül 1994 tarihinde “Asrın Anlaşması” olarak adlandırılan Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi ile dünyanın önde gelen petrol şirketleri arasında “Hazar Denizi’nin Azerbaycan’a ait • 60

bölümünde Azeri, Çırağ, Güneşli Yataklarının Birlikte İşlenmesi ve Paylaşılması Hakkında” ilk anlaşma imzalandı. Yeniliklere hızla adapte olan Azerbaycan, SSCB’nin dağılmasıyla uzmanlaşma ve iş bölümüne dayalı ekonomik yapılanmanın sona ermesine, Ermenistan Savaşı ve Çeçenistan sorunu nedeniyle ülke sanayisi için gereken ara mallarının ithalat yollarının kapanmasına rağmen darboğazları aşmayı başardı. Bu sorunların aşılmasında petrol rezervleri önemli bir rol oynarken, yıllardır petrole BAKÜ

yatırım yapan Azerbaycan, 2005 yılından itibaren milli gelire yansıyan petrol gelirleriyle yeni bir döneme girdi. Önümüzdeki 15 yıl içinde yıllık 50 milyar dolarlık petrol geliri üretebilmeyi hedefleyen ülke, somut ve uygulanabilir projelerle bu geliri halkın yaşam standardının yükselmesine harcayacak hedefler için çalışıyor. Savaş ve dağılma sonrası ortaya çıkan sorunlar nedeniyle ekonomide büyük bir bozulma ve dağılma yaşanırken, milli gelir de gerilemiş ve yüksek enflasyon büyük bir

sorun olarak ortaya çıkmıştı. Azerbaycan ekonomisi son 10 yılda ve özellikle 2009 yılında hızlı büyüme sergilerken, kriz nedeniyle küresel ekonomi açısından zorlu geçen bu yılda dünyada yüzde 9,3 ile GSYİH’si en çok büyüyen ülke oldu. 2017 yılında yüzde 0,07 oranında büyüyen Azerbaycan ekonomisinin, 2018 yılında sabit fiyatlara göre yüzde 2, 2019 yılında ise yüzde 3,9 büyümesi öngörülüyor. Diğer yandan, petrol fiyatlarının yüksek seyrettiği dönemde hızla büyüyen ve parlak bir dönem geçiren Azerbaycan, 2014’ün ilk yarısında görülmeye başlanan petrol fiyatlarındaki düşüşten en çok etkilenen ülkelerden biri oldu. Gelirlerin azaldığı, bir yıl içinde yüzde 100’ü bulan devalüasyonlar sonucunda risklerin önlenmesi ve sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması için gerekli olan kapsamlı bir reform hazırlığına girişildi. İlk aşamada gümrükler, transit geçişler, bankacılık ve vergi sistemiyle üretim ve ihracat teşviklerinde bunun yansımaları görüldü. Son olarak ise Azerbaycan’ın ekonomisini çeşitlendirmek amacıyla oluşturduğu uzmanlar grubunun hazırladığı, milli ekonomiye


AZERBAYCAN

YENI CAMI, KEBELE

ve 11 farklı sektöre ilişkin stratejik yol haritası cumhurbaşkanı tarafından 2016 yılında onaylandı. Azerbaycan sanayisinin önemli bir bölümünü, yaklaşık 20 yıl önce kurulan ağır sanayi tesisleri oluşturuyor. Ağır sanayi içinde en önemli sektörler demir, alüminyum ve çimentoyken

bunların çoğu petrol sanayisinin gelişiminden sonra ihmal edildi. Ülke sanayisinin tekrar canlanmasına yönelik Azerbaycan’da 2014 yılı sanayi yılı ilan edildi. Reel sanayi üretiminin hızla düşmesine rağmen konut inşası, kırsal altyapı çalışmaları ve ulaşım altyapısının iyileştirilmesi nedeniyle inşaat sektörü son

artış kaydetmesine rağmen IMF, ülkede enerji sektörü dışında kalan iş sektörlerinin halen oldukça zayıf göründüğüne dikkat çekiyor. Özellikle reforma ihtiyaç duyan hukuk sistemi, rekabet koşulları önündeki engeller ve finansal sistemde yaşanan sorunların, petrol dışı alanların büyümesinin önündeki en önemli

iki yıldır çok hızlı büyürken, hizmetler sektörü de ulaşım ve komünikasyon alanlarında yaşanan gelişmeler nedeniyle aynı büyüme hızını sergiledi. Ülkedeki bankacılık sektörü ise sektördeki varlığın yarısından fazlasını oluşturan iki devlet bankası tarafından yönetiliyor. Petrol dışı alanlarda yapılan yatırımlar

TÜRKİYE’NİN AZERBAYCAN’A MAKİNE İHRACATI (MİLYON DOLAR - 84. FASIL - FOB)

Kaynak: BM İstatistik Bölümü verileri

GTİP

GTİP TANIMI

2016

2017

8432

TARLA, BAHÇE TARIMINDA, ORMANCILIKTA KULLANILAN MAKİNE VE CİHAZLAR

9,4

21,2

125,4

8418

BUZDOLAPLARI, DONDURUCULAR, SOĞUTUCULAR, ISI POMPALARI

9,8

16,6

69,7

8421

SANTRİFÜJLE ÇALIŞAN KURUTMA, FİLTRE, ARITMA CİHAZLARI

8,8

13,6

54,1

8454

TAV OCAKLARI, DÖKÜM POTALARI, KÜLÇE KALIPLARI, DÖKÜM MAKİNELERİ

0,8

13,5

1.572,6

8403

BUHAR KAZANLARI DIŞINDA KALAN MERKEZİ ISITMA KAZANLARI

4,4

11,1

150,2

8481

MUSLUKÇU, BORUCU EŞYASI-BASINÇ DÜŞÜRÜCÜ, TERMOSTATİK VALF DÂHİL

10,3

10,8

5,4

8424

SIVI VE TOZLARI PÜSKÜRTMEYE, DAĞITMAYA MAHSUS MEKANİK CİHAZLAR

5,7

10,7

86,7

8414

HAVA-VAKUM POMPASI, HAVA/GAZ KOMPRESÖRÜ, VANTİLATÖR, ASPİRATÖR

6,2

8,6

37,2

8479

KENDİNE ÖZGÜ FONKSİYONLU MAKİNE VE CİHAZLAR

4,9

8,1

67,1

8436

TARIM, ORMANCILIK, KÜMES HAYVANCILIĞINA MAHSUS MAKİNE VE CİHAZLAR

2,9

7,9

175,4

77,0

87,0

12,9

140,3

209,2

49,1

DİĞER TOPLAM

DEĞİŞİM (%)

61 • TEMMUZ 2018


ÜLKELERDEN KEBELE

engeller olduğu bildirilirken, Azerbaycan’da ekonominin büyük bir bölümü halen devlet tarafından yönetiliyor ve pek çok kamu işletmesi kendi alanlarında tekel olmayı sürdürüyor. YABANCI YATIRIM ÇEKMEDE ÇOK BAŞARILI Azerbaycan, doğrudan yabancı sermaye çekme konusunda diğer bölge ülkelerine göre oldukça başarılı bir görünüm sergiliyor. 2004 yılında Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) tarafından hazırlanan “Doğrudan Yabancı Yatırım Performansı Endeksi”nde 140 ülke arasında birinci sırada yer alan ülkeye doğrudan yabancı yatırım girişinin GSYİH’ye oranı 2006 yılına kadar sürekli bir artış gösterirken, kişi başına düşen yabancı sermaye miktarı ise 20072008 yılında görülen bir azalma sonrası 2009 yılında tekrar artış trendine girdi. Azerbaycan’ın doğrudan yabancı yatırım girişi 2016 yılında 7,3 trilyon dolar seviyesine ulaştı. Bu yatırımların yüzde 83,3’lük bölümü petrol ve doğalgaz sektöründe, • 62

geri kalan bölümü ise petrol dışı sektörlerde gerçekleştirildi. Son 10 yıl içerisinde Azerbaycan’a yönelik doğrudan yabancı yatırım girişleri, büyük ölçüde Azerbaycan’ın cari açıklarını finanse ederek BAKÜ

ekonomik büyümenin itici gücü oldu. “Azerbaycan Cumhuriyeti Bölgelerinin 2009-2013 Yılları Arasında Sosyal-Ekonomik Kalkınması Devlet Programı”nın başlıca amacı; ülkenin petrol dışı

sektörün kalkınması, ekonominin çeşitlendirilmesi, dengeli ve dayanıklı bölgesel sosyal-ekonomik kalkınmanın sağlanması ve halkın refahının artırılması şeklinde belirlenirken, 2008-2011 Devlet İnvestisiya (Yatırım) Siyaseti, petrol dışı sektörün gelişiminin sağlanması için enerji, tarım, su kaynakları, ulaşım, eğitim, sağlık, ekoloji gibi sektörlere yatırımların yapılmasını amaçlıyordu. Azerbaycan, esas itibarıyla petrol ve doğal gazın üretim ve ticaretine bağlı bir ekonomik yapı arz etmesine rağmen, ülke yönetimi petrol dışı alanlarda yatırımların artırılarak, petrol dışı ekonominin GSYİH içerisindeki payını artırmayı hedefliyor. Tarım, hayvancılık, konservecilik, yol, su, enerji nakil hatları, kimya sanayisi, sağlık hizmetleri ve çevre sağlığı öncelik yatırım alanları olarak öne çıkarken, serbest piyasa ekonomisi


AZERBAYCAN

mantığının henüz yeterince yerleşmemesi, Azerbaycan’ın kalkınma hamleleri önündeki en önemli engel olduğu belirtiliyor. Petrol ve doğal gaz Azerbaycan’ın ihracatında yüzde 90’lık payla dış ticaret politikasında belirleyici unsurken, ithalatın yüzde 80’ini mamul maddeler oluşturuyor. 2017 yılında Azerbaycan’ın ihracatı 16,5 milyar, ithalatı ise 7,6 milyar dolar olurken, dış ticareti de 8,9 milyar dolar fazla verdi. Azerbaycan’ın 2017 yılındaki dış ticaret hacmi ise 24 milyar dolar olarak kaydedildi. Ülkede, maktu gümrük tarifeleri yüzde 0,5-15 arasında değişmesine rağmen, teamül haline gelen tarife dışı vergi uygulamaları gümrüklerde maliyet artırıcı bir unsur olduğu gibi çoğu zaman da tarife dışı engel olarak devam ediyor. Diğer taraftan Azerbaycan’ın Dünya Ticaret Örgütü

(DTÖ) ile üyelik görüşmesi yapmasına rağmen, yakın gelecekte bu örgüte üye olması beklenmiyor. Azerbaycan’ın; Belarus, Kazakistan, Kırgızistan, Moldova, Özbekistan, Rusya, Tacikistan, Türkmenistan, Ukrayna ve Gürcistan ile serbest ticaret anlaşması bulunuyor. Anlaşma çerçevesinde bu ülkelerden gelen ürünlerden (anlaşmada belirtilen tütün, alkol, otomotiv gibi ürünler) gümrük vergisi alınmıyor. Söz konusu ülkelerle yapılan dış ticaret işlemlerinde KDV ve tüketim vergisi, tüketim (varış) ülkesinde tahsil ediliyor. TÜRKİYE İLE TİCARİ İLİŞKİLER GELİŞİME AÇIK Türkiye’nin Azerbaycan’a ihracatı; ihraç ürünlerinin bu ülkede tanınmaya başlaması, Türk şirketlerinin Azerbaycan piyasasında şube açarak Türkiye’den ithalat yapması ve bu malları iç piyasada pazarlaması gibi nedenlerle 1993 yılından bu yana yükselme eğilimi gösteriyor. Ancak yüksek gümrük vergisi oranları nedeniyle iki ülke dış ticareti, potansiyelinin gerisinde kalıyor. Rusya, gümrüksüz mal ihraç etmesi nedeniyle Azerbaycan’ın ithalatında önemli bir avantaja sahipken, İngiltere BP, ABD ise petrol yatırımları dolayısıyla Azerbaycan’ın ithalatında öne çıkıyor. Türkiye ise ürün çeşitliliği bağlamında önemini koruyor. Bavul ve sınır ticareti nedeniyle istatistiklere tam olarak yansımasa da iki ülke arasındaki ticaret, önümüzdeki yıllarda önemli oranda artış potansiyeline sahip. Türkiye’nin Azerbaycan’a yönelik ihracatında makineler ve mekanik cihazlar ve yedek parçaları, demir-çelikten eşyalar, elektrikli makine ve cihazlar ve yedek parçaları, mobilya, otomotiv, optik alet ve cihazlar, motorlu kara taşıtları

AZERBAYCAN EKONOMİSİNİN ANA SEKTÖRLERİ TARIM VE HAYVANCILIK

Tarım, Azerbaycan ekonomisinin petrolden sonra ikinci önemli sektörüdür ve toplam iş gücünün yüzde 40’ı tarım sektöründe istihdam edilir. Azerbaycan, iklim ve toprak yapısı bakımından tarıma elverişli bir ülkedir. Güney bölgelerinde bir sezonda iki ürün almak mümkündür. Azerbaycan’ın başlıca tarım ürünleri pamuk, tütün, çay, zeytin, sebze ve meyvedir. Ham ipek üretimi ve buna bağlı olarak dut ağacı tarımı da oldukça yaygındır. Petrolden sonra ihracatta en önemli ikinci sektör olmasına rağmen tarım sektörünün ihracat gelirlerindeki payı devlet istatistik komitesi son yıl verilerine göre yüzde 5 civarındadır. Ülkede özel çiftliklerin ortalama büyüklükleri 8 hektarın biraz üzerindedir ve bunlar iç pazarın ihtiyaçlarına göre üretim yapar. Azerbaycan’da tüketilen etin dörtte biri ve yumurtanın ise üçte biri ithalat yoluyla karşılanır.

SANAYİ

Azerbaycan’ın sahip olduğu zengin yer altı kaynakları sebebiyle sanayi yapılanması da genel anlamda petrokimya, kimya ve makine imalat sektörleri etrafında oluşmuştur. Hükümetin son dönemde aldığı önlemler etrafında sanayileşmede esas hedef; petrol ve petrol ürünlerine olan bağımlılığı azaltarak, ekonominin diğer alanlarında gelişmeyi sağlamak şeklinde belirlenmiştir. Ülkede çok düşük düzeydeki dayanıklı tüketim malları üretimi son yıllarda artış gösterse de iç piyasada üretilen tüketim malları başta Türkiye olmak üzere yabancı ülkelerden ithal edilen daha iyi kalitede ve uygun fiyatlı malların rekabetiyle karşı karşıyadır.

MADENCİLİK

Azerbaycan’ın başlıca maden kaynağı petroldür. Ülke, dünyanın en eski petrol üreticisidir. Büyük ölçekli petrol üretimi 20’nci yüzyılda başladı ve ülke yüzyıl ortalarına doğru önemli bir üretici haline geldi. Ancak bundan sonra Sovyet hükümetinin başka bölgelerdeki petrol alanlarının geliştirilmesine öncelik vermesi üzerine, üretimde düşüş eğilimi yaşandı. 1990’lı yıllarda yabancı yatırımcılarla yeni üretim sahalarının keşfine yönelik anlaşmalar imzalanması ve sektöre önemli büyüklükte doğrudan yabancı yatırım akışı, petrol üretiminde artışı da beraberinde getirdi. Azerbaycan, yeraltı kaynakları bakımından çok zengin bir ülkedir: Kurşun, çinko, bakır, demir cevheri, barit, alüminyum, kobalt, arsenik, mermer, kireç taşı, siyanit, maden tuzu ve kaya tuzu başlıca madenler arasındadır.

ULAŞTIRMA VE TELEKOMÜNİKASYON

Azerbaycan’daki beş havaalanında 30 ülkeye doğrudan uçuş yapılıyor. Ülkenin ulusal hava yolu şirketi ülke içerisinde ise sadece üç bölgeye uçuyor. Ülke içerisinde seyahat etmenin en hızlı ve güvenli yolu şehirlerarası otobüslerdir. Azerbaycan kara yolları ağının toplam uzunluğu 28 bin 30 kilometredir. Ancak bunun yüzde 60’lık bir kısmı bakıma ihtiyaç duyuyor. Demir yollarının uzunluğu ise 2 bin 957 kilometredir. Azerbaycan’ın telekomünikasyon altyapısı henüz yeterince gelişmemiş olsa da bu alanda büyük yatırımlar yapılıyor.

63 • TEMMUZ 2018


ÜLKELERDEN

SANGAÇAL

“AZERBAYCAN CUMHURİYETİ DEVLET PETROL ŞİRKETİ’NİN (SOCAR) VERİLERİNE GÖRE ÜLKENİN KANITLANMIŞ PETROL REZERVİ 17,5 MİLYAR VARİLDİR.”

ve yedek parçaları, mineral yakıtlar, petrol ve türevleri gibi ürünler önemli paya sahip olmaya devam ediyor. Bunun yanı sıra Türkiye’nin tuz, kükürt, taş, alçı ve çimento, kâğıt, karton ve mamulleri, sabun, sebze ve meyveler gibi birçok diğer ürünlerde ihracat potansiyeli bulunuyor. Diğer yandan, Türkiye, Azerbaycan’dan önemli oranda yatırım da alıyor. 2005-2016 yılları arasında Azerbaycan’dan Türkiye’ye gelen uluslararası doğrudan yatırım tutarları yaklaşık 4,8 milyar dolarken, Türkiye’nin 2005-2016 döneminde Türk firmaları aracılığıyla Azerbaycan’a gerçekleştirdiği doğrudan yatırım tutarı ise 5,5 milyar dolar seviyesindeydi. AZERBAYCAN 2016 YILINDA 27,3 MİLYON DOLARLIK MAKİNE İHRAÇ ETTİ BM İstatistik Bölümü verilerine göre Azerbaycan’ın

• 64

makine ihracatı 2016 yılında 27,3 milyon dolar olarak kayda geçti. 2015 yılında bu rakam 30,8 milyon dolar seviyesindeydi. Azerbaycan’ın, makine ihracatı 2016 yılında bir önceki yıla göre yüzde 11,1 azaldı. Azerbaycan 2016 yılında 4,1 milyon dolarla en fazla Gürcistan’a makine ihraç etti. 2015 yılında bu rakam 3,1 milyon dolardı. Azerbaycan’ın Gürcistan’a gerçekleştirdiği ihracat yüzde 29,5 artarken, ülkenin 2016 yılında en fazla makine ihraç ettiği ikinci ülke 3,5 milyon dolarla Rusya oldu. Söz konusu ülkeye 2015 yılında 4,6 milyon dolar değerinde makine ihraç edilirken, Rusya’ya yönelik ihracat yüzde 23 azaldı. Üçüncü sırada bulunan İngiltere’ye 2015 yılında 2,2 milyon dolarlık makine ihraç edilirken, 2016 yılında bu rakam yüzde 22,9 artışla 2,7 milyon dolar oldu. BM verilerine göre Türkiye, 2016 yılında 2,2 milyon dolarla Azerbaycan’ın

en fazla makine ihraç ettiği ülkeler listesinin beşinci sırasında yer alıyor. 2015 yılında bu rakam 1,7 milyon dolardı. Azerbaycan’ın Türkiye’ye makine ihracatı 2016 yılında bir önceki yıla göre yüzde 31,2 arttı. Azerbaycan 2016 yılında 84. fasıl itibarıyla en fazla ağır iş makine ve cihazlarının aksamı, parçaları kaleminde ihracat gerçekleştirdi. 2015 yılında söz konusu ürün grubunda 6,1 milyon dolarlık ürün ihraç edilirken, 2016 yılında bu rakam yüzde 10,8 azalarak 5,4 milyon dolar seviyesinde kaydedildi. Listenin ikinci sırasında ise dozerler, greyder, skreyper, ekskavatör, küreyici, yükleyici ürün grubu bulunuyor. Söz konusu kalemde 2015 yılında gerçekleştirilen ihracatın değeri 870 bin dolarken, 2016 yılında bu rakam yüzde 477,5 artarak 5 milyon dolar seviyesinde kayda geçti. Listenin üçüncü sırasında


AZERBAYCAN

bulunan toprak, maden, cevheri taşıma, ayırma, seçme iş makineleri kaleminde 2015 yılında 6,8 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirilirken, 2016 yılında bu rakam yüzde 58,8 artışla 2,8 milyon dolar oldu. İTHALAT LİSTESİNİN İLK SIRASINDA İTALYA BULUNUYOR BM İstatistik Bölümü verilerine göre Azerbaycan’ın makine ithalatı 2016 yılında bir önceki yıla oranla yüzde 15,3 azalarak 1,4 milyar dolar olarak kaydedildi. Azerbaycan 2015 yılında 1,6 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirmişti. 2016 yılı rakamlarına göre Azerbaycan’ın en fazla makine ithal ettiği ilk 10 ülke listesinin ilk sırasında 256,9 milyon dolarla İtalya yer alıyor. Söz konusu ülkeden 2015 yılında ithal edilen makinelerin değeri 261,1 milyon dolardı. Azerbaycan’ın 2016 yılında İtalya’dan gerçekleştirdiği ithalat yüzde 1,6 azaldı. Azerbaycan, 2015 yılında listenin ikinci sırasında bulunan ABD’den 177,9 milyon dolar değerinde makine ithal ederken, 2016 yılında bu rakam yüzde 43 artarak 254,4 milyon dolar olarak kaydedildi. Listenin üçüncü sırasındaki Çin’den 2015 yılında 153,1 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirilirken, 2016 yılında bu rakam yüzde 9,1 artarak 167 milyon dolar oldu. Türkiye, 2016 yılında 151,8 milyon dolarla Azerbaycan’ın en fazla makine ithal ettiği ülkeler listesinin dördüncü sırasında yer aldı. 2015 yılında Azerbaycan’ın Türkiye’den ithal ettiği makinelerin değeri 171,4 milyon dolardı. Türkiye’nin Azerbaycan’a yönelik makine ihracatı 2016 yılında bir önce yıla oranla yüzde 11,4 azaldı. Azerbaycan, 2016 yılında en fazla muslukçu, borucu

eşyası-basınç düşürücü, termostatik valf dâhil kaleminde ürün ithal etti. 2015 yılında söz konusu ürün grubunda 263,7 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirilirken, 2016 yılında bu rakam yüzde 25,4 artarak 330,8 milyon dolar olarak kayda geçti. Listenin ikinci sırasında ağır iş makine ve cihazlarının aksamı, parçaları bulunuyor. Azerbaycan, 2015 yılında söz konusu kalemde 177,4 milyon dolar değerinde makine ithal ederken, 2016 yılında bu rakam yüzde 5,7 artışla 187,6 milyon dolar oldu. Azerbaycan’ın en fazla ithalat gerçekleştirdiği üçüncü kalem kendine özgü fonksiyonlu makine ve cihazlar oldu. 2015 yılında söz konusu ürün grubunda 104,1 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirilirken, 2016 yılında bu rakam yüzde 59,2 artarak 165,7 milyon dolar oldu. Türkiye’nin 84. fasılda Azerbaycan’a gerçekleştirdiği makine ihracatı 2017 yılında 209,2 milyon dolar (FOB) olarak kaydedildi. Azerbaycan’a makine ihracatımız 2017 yılında yüzde

49,1 artarken, Türkiye’nin Azerbaycan’a makine ihracatının ilk sırasında tarla, bahçe tarımında, ormancılıkta kullanılan makine, cihazlar yer alıyor. Söz konusu kalemde Azerbaycan’a 2016 yılında 9,4 milyon dolar değerinde ürün ihraç edilirken 2017 yılında bu rakam yüzde 125,4 artışla 21,2 milyon dolar seviyesinde kaydedildi. Listenin ikinci sırasında bulunan buzdolapları, dondurucular, soğutucular ve ısı pompaları ürün grubunda 2016 yılında gerçekleştirilen ihracatın değeri 9,8 milyon dolar olarak kaydedilirken, 2017 yılında bu rakam yüzde 69,7 artarak 16,6 milyon dolar oldu. Türkiye’nin Azerbaycan’a yönelik makine ihracatında ilk 10 ürün grubu listesinin üçüncü sırasında ise santrifüjle çalışan kurutma, filtre, arıtma cihazları bulunuyor. 2016 yılında söz konusu kalemde 8,8 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken, 2017 yılında bu rakam yüzde 54,1 artarak 13,6 milyon dolar seviyesinde kaydedildi.

AZERBAYCAN, ÖNÜMÜZDEKİ 15 YILDA YILLIK 50 MİLYAR DOLAR PETROL GELİRİ ÜRETEBİLMEYİ HEDEFLİYOR.

ULUSLARARASI AZERRBAYCAN HALK FESTİVALİ, MASALLI

65 • TEMMUZ 2018


RÖPORTAJ

İSİB YÖNETİM KURULU BAŞKANI MEHMET H. ŞANAL:

2023 HEDEFİMİZ 10 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT SAHİP OLDUĞU POTANSİYELLE HEM İHRACATINI HEM DE İÇ PİYASA SATIŞLARINI ARTIRAN TÜRK İKLİMLENDİRME SEKTÖRÜNÜN 2018’DE YÜZDE 20-25 BÜYÜME İLE 5 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT GERÇEKLEŞTİRECEĞİNİ BELİRTEN İKLİMLENDİRME SANAYİ İHRACATÇILARI BİRLİĞİ (İSİB) YÖNETİM KURULU BAŞKANI MEHMET H. ŞANAL, ÖNÜMÜZDEKİ BEŞ YILDA İSE HEDEFLERİNİN 10 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT RAKAMINA ULAŞMAK OLDUĞUNU SÖYLÜYOR.

İ

klimlendirme sanayisinin, geniş ürün ve hizmet yelpazesiyle Türkiye’de olduğu kadar küresel pazarda da ilgi odağı haline geldiğini ve geliştiğini söyleyen İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği (İSİB) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet H. Şanal, sektörün 2017’de gerçekleştirdiği 4 milyar dolarlık ihracatla son 10 yılın en yüksek seviyesine ulaştığını aktarıyor. Bu yılın ilk altı ayında ise ihracatta değer bazında yüzde 23 büyüme kaydeden sektörün hem kilogram hem de miktar bazındaki yükselişini sürdürdüğünü söyleyen Şanal, Türk iklimlendirme sanayisinin bugünkü durumu ve gelecek beklentilerini Moment Expo okuyucularıyla paylaştı. Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? 1969 yılında Ankara’da doğdum. 1985 yılında Ankara Atatürk Lisesi’nden, 1991 yılında Ankara Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldum. İş hayatına, üniversite eğitimim devam ederken 1990 yılında kurucu ortak olarak Şanal Elektrik Motorları firması ile atıldım. 1995 yılından itibaren Üntes’de ikinci kuşak yönetici olarak • 66

yönetimi devraldım. 1997 yılından itibaren Üntes Grup firmalarının Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yürütüyorum. 2009-2012 yılları arasında OAİB Makina ihracatçılar Birliği Yönetim Kurulunda muhasip üye olarak görev

aldım. 2012-2018 yılları arasında ise OAİB İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği’nde Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevini üstlendim. Halen İSİB Yönetim Kurulu Başkanlığı, Ankara Sanayi

Odası Meclis Üyeliği, TOBB İklimlendirme Meclisi Üyeliği, Başkent Ankara ve Anadolu Konfederasyonu Sanayi Başkanlığı, Isıtma Soğutma Klima Araştırma ve Eğitim Vakfı Danışma Kurulu Üyeliği görevleri ile iklimlendirme


MEHMET H. ŞANAL

sektörüne hizmet ediyorum. Evliyim, İrem ve İpek adında iki kızım var.

yılda ise hedefimiz 10 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaşmak.

İklimlendirme sektörünün güncel durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? İklimlendirme sanayisi, geniş bir ürün ve hizmet yelpazesine sahip, ülkemizde ilgi odağı olan ve gelişen en önemli sektörlerinden biri. Gerek ülkemizde, gerekse dünyada iklimlendirme ürün ve hizmetlerine olan talep gün geçtikçe artıyor. Bu nedenle sektörümüz için hem küresel pazar hem de Türkiye ekonomisinde önemli bir seviyeye gelmiş cazip bir sektördür diyebiliriz. Türkiye’de de sektörümüz küresel pazarlardaki gelişime paralel bir seyir izliyor. Hem dış hem de iç pazarda ürün ve hizmetlerimize talep artarken buna paralel olarak, geçtiğimiz yıl gerçekleşen 4 milyar dolarlık ihracat rakamı ile son 10 yılın en yüksek seviyesine ulaştık ve Türkiye ortalamasının üzerinde bir büyüme yaşadık. 2018 yılında da ihracat ve üretim rakamlarımızda artışın devam etmesini bekliyoruz. İlk altı aylık verilere baktığımızda da bu beklentilerimiz doğrultusunda bir süreç yaşadığımızı söyleyebiliriz. İlk altı aylık süreçte ihracatımız yüzde 23 oranında büyüdü ve 2,2 milyar dolara ulaştı. Sektörümüzün tüm bileşenleri hem kilogram hem de miktar olarak ihracatta artış yaşarken, yılın ilk yarısında, geçtiğimiz yılın aynı dönemine oranla ihracatını en fazla artıran sektörler arasında beşinci sırada yer aldık. Bu çerçevede, sahip olduğu potansiyelle gün geçtikçe hem ihracatını hem de iç piyasa satışlarını artıran sektörümüzün 2018 yılını yüzde 20-25 oranında büyüme ve 5 milyar dolara yakın bir ihracat rakamıyla kapatmasını öngörüyoruz. Önümüzdeki beş

Türk iklimlendirme sektörünün küresel pazardaki rekabet gücü için neler söyleyebilirsiniz? Türk iklimlendirme firmaları Avrupa’da çok iyi bir konumda. Başta Almanya ve İngiltere olmak üzere İtalya, Fransa ve Hollanda’ya olan ihracatımız yükselmeye devam ediyor. Doğu Avrupa, Türk Cumhuriyetleri, Irak hatta Çin gibi önemli pazarlarda da satışlarımız artıyor. Sektörümüz dış pazarlarda olduğu gibi iç pazarda da güçlü bir konumda. Öyle ki sektörümüz 2017 yılında yüzde 7 büyüdü. Gerek üretim adetlerimiz gerekse satış rakamlarımız yükselişini sürdürüyor. Bu büyümede ise büyük ölçekli kamu yatırımlarının ve özel sektör projelerindeki yoğunluğun etkili olduğunu söyleyebilirim. İhracat pazarlarındaki gücümüzün sürekli ve kalıcı olabilmesi için, iç pazarda da sektörümüzün güçlü olması gerektiğini düşünüyorum. İSİB Yönetim Kurulu olarak görev süreniz içerisinde odaklanacağınız temel başlıklar neler olacak? İklimlendirme sektörü özelindeki sorun başlıkları ve çözüm önerileriniz nelerdir? İhracat yapmanın ülkemiz için ne denli önemli bir aksiyon olduğunun hepimiz farkındayız. Bu nedenle İSİB olarak, geçmişten aldığımız güç ve sanayicimizin bizlere verdiği destekle gelecekte ihracat pazar ve ürün yelpazemizi genişletmeye odaklanacağız. İhracatımızın olmadığı uzak pazarlara gidip, ülkemizi ve sektörümüzü tanıtacağız. Avrupa pazarlarındaki başarımızı uzak pazarlara da taşımak, Türk iklimlendirme

sektörünün potansiyelini göstermek istiyoruz. Bu nedenle Güney Amerika ülkeleri, Afrika, Hindistan ve Avustralya’ya yönelik ticari heyetler oluşturacağız. Sektör firmalarımız artık ihracatın önemini çok daha iyi kavradı. İSİB ile birlikte, gidilmeyen pazarlara yelken açmak istiyor, ihracat için gerekli alt yapı yatırımlarına, Ar-Ge ve teknolojiye ağırlık veriyorlar. İSİB olarak amacımız, firmalarımızın ufkunu genişletmek ve küresel pazarda rekabet üstünlüğü sağlamak. Öte yandan uluslararası fuarlara da önem veriyoruz. Firmalarımızın bu fuarlarda yer almasını sağlarken, sektörümüz için eğitim alan öğrencilerimizi de sektörü daha iyi anlayabilmeleri için bu fuarlara götürüyoruz. Eğitimli elemanların sektörümüzün bugünü ve geleceği için ne denli önemli olduğunu biliyoruz. İşte bu nedenle elimizi taşın altına koyup iklimlendirme eğitimine yönelen gençlerimize destek oluyoruz. İSİB kurulduğu günden bugüne sektöre çok şey kattı. Sektörümüzün sorunlarını birer birer çözüp sanayicimizin önünü açıyoruz. Artık birlikte hareket etme kabiliyetimiz gelişti, sektörümüz güçlü bir aile oldu diyebilirim. Firmalarımız İSİB çatısı altında daha geniş bir ufka ve çağdaş bir bakış açısına sahip oldu. Özellikle ihracatta daha da cesaretlendik. İklimlendirme sektörünün orta ve uzun vadeli gelecek projeksiyonu nedir? Türkiye gerek coğrafi gerekse insan kaynakları açısından dünya ticareti için çok kıymetli bir konumda. İşte bu avantajla, iklimlendirme sektörü de yabancı sermayenin ilgi odağında. Sektörümüze, küresel pazarlardaki önemli markalar

“TÜRK İKLİMLENDİRME FİRMALARI AVRUPA’DA ÇOK İYİ BİR KONUMDA. BAŞTA ALMANYA VE İNGİLTERE OLMAK ÜZERE İTALYA, FRANSA VE HOLLANDA’YA OLAN İHRACATIMIZ YÜKSELMEYE DEVAM EDİYOR. DOĞU AVRUPA, TÜRK CUMHURİYETLERİ, IRAK HATTA ÇİN GİBİ ÖNEMLİ PAZARLARDA DA SATIŞLARIMIZ ARTIYOR. GEÇEN YIL YÜZDE 7 BÜYÜMÜŞTÜK, BU YIL YÜZDE 20 BÜYÜME HEDEFLİYORUZ.” yatırım yapıyor; Türkiye Avrupa’nın üretim üssü olma yolunda ilerlerken, bu durum teknolojik alt yapımızın ve insan kaynaklarımızın da hızla gelişmesini sağlıyor. İşte bu bilinçle, firmalarımızın Ar-Ge’ye daha da ağırlık vermesi gerektiğini, kırılgan iç piyasa şartlarından en az düzeyde etkilenmeleri için ihracata yönelmeleri ve risklerini dağıtmaları gerektiğini ifade ediyoruz. Son olarak şunu söylemek isterim; eğer hem devlet hem de sektör olarak doğru stratejiler uygulayabilir, yurt içi ve yurt dışında fırsatları doğru değerlendirebilir, potansiyelimizi en yüksek seviyede kullanabilirsek, Türk iklimlendirme sektörü dünya çapında önemli bir oyuncu olabilecektir. 67 • TEMMUZ 2018



MAKALE

YENİ DÖNEMDEN BEKLENTİLER 24 TEMMUZ SEÇİMLERİYLE ÜLKEMİZ FİİLİ OLARAK CUMHURBAŞKANLIĞI YÖNETİM SİSTEMİNE GEÇTİ. AKABİNDE BAKANLIK SAYISI 26’DAN 16’YA DÜŞÜRÜLÜRKEN, DOĞRUDAN CUMHURBAŞKANLIĞI’NA BAĞLI KURUL, OFİS VE BAŞKANLIKLAR OLUŞTURULDU. SÖZ KONUSU BAKANLIK VE KURULUŞLARIN YAPILARINA DAİR KARARNAMELERİN YAYIMLANMASI SÜRECİ DEVAM ETMEKLE BİRLİKTE, SANAYİYİ VE SEKTÖRÜMÜZÜ İLGİLENDİREN YÖNLERİYLE YENİ YAPI ŞEKLİ ORTAYA ÇIKTI.

B

una göre, kalkınma planları ve orta vadeli programlar gibi temel dokümanları hazırlayan Kalkınma Bakanlığı görevlerine de haiz olan Strateji ve Bütçe Başkanlığı oluşturuldu. Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermayeler Genel Müdürlüğü, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na bağlanırken, kalkınma ajansları da artık bu bakanlığın sorumluluk alanında olacak. Sektörümüz için büyük önem arz eden dış ticaretle ilgili hususlar iç ticaret, gümrük, tüketici, esnaf gibi diğer unsurlarla birlikte Ticaret Bakanlığı altında toplandı. Mali hususlar ise artık Hazine ve Maliye Bakanlığı kontrolünde olacak. Bunun yanı sıra temel politikaların oluşturulacağı etkin bir kurul yapası da oluşturuldu. Dolayısıyla kamudaki sadeleşmenin doğru tespitlerle hızlı karar alan ve uygulamaya koyan bir yapıya imkân sağlayacağını düşünüyoruz. SANAYİLEŞMENİN LOKOMOTİFİ MAKİNE SEKTÖRÜDÜR 13 bin işletme ve 220 bin kişilik istihdamla 15 milyar dolar ihracat sağlayan sektörümüze dönecek olursak; ülkemizin kalkınmasındaki kritik rolümüzün sadece biz değil

ADNAN DALGAKIRAN

MAKFED YÖNETİM KURULU BAŞKANI

kamunun da farkında olduğunu biliyoruz. Türkiye’nin 2023 ihracat hedefinde bugün yüzde 9’lara ulaşan makine sektörünün payının yüzde 20 olarak belirlenmesi de bunun açık bir göstergesidir. Ülkemizin kalkınması ve yüksek gelir sınıfına yükselmesindeki tek yol, sanayileşerek nitelikli üretim yapmaktan geçiyor. Bunun başka yolu yok. Sanayileşme treninin lokomotifi ise makine sektörüdür. Sanayileşerek kalkınan ülkelerde de bu durumu görüyoruz. Elektronik ve bilişim gibi sektörlerin yükselmesine rağmen bu ülkelerde makine sektörü önemini daima koruyor. Sektörümüzün, imalat sanayisindeki istihdam ve katma değere olan katkısının artış

eğilimi sürüyor. 2018 yılının ilk altı ayında toplam ihracat yüzde 7,4 artarken, makinedeki artış yüzde 20’lerin üzerinde gerçekleşti. Yani, 18 milyar dolarlık hedefimize doğru ilerliyoruz. Bunlar olumlu gelişmeler, ancak imalat sanayisindeki yüzde 6,2 olan payımızın sektördeki lider ülkelerdeki seviye olan yüzde 18’lere çıkarılması yolunda, önümüzde daha büyük bir mesafe var. Sektör tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de KOBİ yoğun durumda. KOBİ’lere yönelik destek ve politikalar şüphesiz çok önemli ancak dünya ölçeğinde firmalarımız ve markalarımız da mevcut. Bu firmalarımızın dünyadan aldığı payı nasıl büyüteceğimiz hususu başlı başına bir politika enstrümanı olmalı. PİYASA GÖZETİMİ VE DENETİMİ FAALİYETLERİNİN ETKİNLİĞİ ARTIRILMALI Kayıt ve kural dışı uygulamalar, kıyasıya rekabet koşullarında adeta sektörümüzün ayağına vurulan birer prangadır. Hal böyleyken piyasa gözetimi ve denetimi faaliyetlerinin etkinliğinin artırılması gerekiyor. İmalatın çoğunda olduğu gibi sektörümüzde de beşerî sermaye en önemli

varlığımızdır. Dolayısıyla bunun sürekli beslenmesi ve güçlendirilmesi gerekiyor. Ancak gençler artık sanayide çalışmayı eskisi kadar tercih etmiyor. Bu durumu sanayinin dijital dönüşümü sürecini de yanımıza alarak tersine çevirmenin yanı sıra hem mühendis hem de diğer çalışanların niteliklerini artırıcı makro politikalara ihtiyacımız bulunuyor. Bunun yanı sıra gerek firmalarımızın gerekse ülkemizin marka değerinin artırılması hayati önem taşıyor. Türkiye’nin Makinecileri’nin yürüttüğü tanıtım faaliyetlerinin ve uluslararası fuarlardaki etkin yapının artırılarak sürdürülmesi gerekiyor. Sonuç olarak, makine sektöründe bin 900 kadar firmayı temsil eden 19 imalat sanayi derneğinin çatı kuruluşu MAKFED olarak, yeni dönemde de sektörün; ülkenin gelişmiş ve sanayileşmiş ülke olma hedefi çerçevesinde ayrıcalıklı bir konuma sahip olduğunun bilinci ve sorumluluğu içerisinde ilgili bakanlık, kurum ve kuruluşlarla yakın diyalog içerisinde ve doğru politikalar geliştirilebilmesi için bilgi üretme, mevcutları analiz etme ve paydaşlarının istifadesine doğrudan sunma gayretlerimiz sürecek. 69 • TEMMUZ 2018


AR-GE MERKEZİ

“AR-GE MERKEZİMİZ FİRMAMIZIN İTİCİ GÜCÜ” YENİLİKÇİ YAKLAŞIMLAR VE GÜNÜMÜZ TEKNOLOJİSİNİN ULAŞTIĞI ENSTRÜMANLARI KULLANARAK GELİŞTİRDİKLERİ ÜÇ PROJE İLE 2017 YILI İTİBARIYLA ÜÇ ADET PATENT/FAYDALI MODEL BAŞVURUSUNDA BULUNDUKLARINI SÖYLEYEN YEMTAR MAKİNE AR-GE MERKEZİ MÜDÜRÜ LEVENT ORUÇ, “AR-GE MERKEZİMİZİ FİRMAMIZIN İTİCİ GÜCÜ OLARAK GÖRÜYORUZ” DİYOR.

Y

emtar Makine, 1980 yılında Bandırma’da, gelişen yem endüstrisinin ihtiyaç duyduğu makine

• 70

ve ekipmanları üretmek üzere 150 metrekarelik bir atölyede üç kişiyle faaliyetlerine başladı. “Artan nüfus bağlamında hayvansal ürünlere duyulan

ihtiyaç arttıkça, yem ihtiyacı da yükseldi. Bu durum da firmamızın ürün gamında ve üretim kapasitesindeki artışı direkt olarak etkiledi. Böylece

Yemtar, kendisinin yanı sıra hizmet verdiği sektörü de geliştiren öncü firmalardan biri oldu. Bugün toplam 33 bin metrekare alanda 200’e


YEMTAR MAKİNE

yakın personel ve 600’den fazla ürün çeşidiyle 44 ülkeye ihracat yapan bir kuruluş olma başarısına ulaştık” diyen Yemtar Makine Ar-Ge Merkezi Müdürü Levent Oruç, uzun yıllar boyunca içinde oldukları tasarım ve proje kültürünün katkıları ve Türkiye’nin kalkınma hamleleri doğrultusunda, firmalarının, Ar-Ge merkezi olma kriterlerini tamamlayarak 3 Şubat 2017’de Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan

aldığı onayla, sektörünün ilk tescilli Ar-Ge merkezi olduğunu aktarıyor. Gerek ulusal gerekse uluslararası ölçekte büyük bir rekabetin yaşandığı endüstriyel yem makineleri sektöründe, Yemtar’ın, her şeyden önce kendisiyle yarıştığının altını çizen Oruç, “Yemtar, dünden bir adım önde olmanın anahtarının Ar-Ge odaklı çalışma olduğunun farkında bir firmadır. Hitap edilen müşteri segmentleri arasındaki rekabet

de, benzer şekilde daha üstün, daha verimli makinelerin varlığına olan ihtiyacı kaçınılmaz hale getiriyor. Tüm bu sebepler yanında dinamik ve inovasyon odaklı düşünen personelimizin ortaya koyduğu sinerji, Yemtar Ar-Ge Merkezi’nin ortaya çıkmasındaki temel faktörlerinden biri oldu” diyor. Yemtar Ar-Ge Merkezi Müdürü Levent Oruç ile hâlihazırda sürdürdükleri projeler ile orta-uzun vadedeki hedeflerini konuştuk.

“TOPLAM 33 BİN METREKARE ALANDA 200’E YAKIN PERSONEL VE 600’DEN FAZLA ÜRÜN ÇEŞİDİYLE 44 ÜLKEYE İHRACAT GERÇEKLEŞTİRİYORUZ.”

71 • TEMMUZ 2018


AR-GE MERKEZİ Ar-Ge merkezinizin yapısı ve faaliyetleri hakkında bilgi verir misiniz? Üretime yönelik geliştirdiğiniz projeler var mı? 2018 yılı itibarıyla ikinci faaliyet yılına başlayan Yemtar Ar-Ge Merkezi, kurulduğu günden bu yana gerek personel gerekse projeler bağlamında hızlı bir yükseliş sergiliyor. Ar-Ge serüvenimizde, bugün toplamda 25 kişiye ulaşan kadromuzla faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Balıkesir Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nden bir profesör, Endüstri Mühendisliği Bölümü’nden bir doçent ve bir Dr. Öğretim Üyesi Ar-Ge merkezimizde yarı zamanlı araştırmacı olarak görev yapıyor. Ayrıca bir TEYDEB projemizde de Balıkesir Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nden bir Dr. Öğretim Üyesi akademik danışman olarak görev alıyor. Akademik personel ile yapılan çalışmalarda, ulusal ve uluslararası kongrelere katılarak bildiriler sunuyoruz. Ar-Ge merkezimizde çalışanlarımızın lisansüstü çalışma yapmasını da teşvik ediyoruz. Diğer yandan, biliyorsunuz, sanayimizde ihtiyaç duyulan doktora derecesine sahip nitelikli insan kaynağının üniversite-sanayi işbirliği ile yetiştirilmesine yönelik

• 72

Sanayi Doktora Programı Çağrısı 9 Temmuz’da TÜBİTAK tarafından başvuruya açılmıştı. Bu kapsamda, Yemtar Ar-Ge merkezi olarak Balıkesir Üniversitesi ile protokol imzalayıp, firmamızda mevcut olan üniversite sanayi işbirligini akademik düzeyde en üst seviyeye çıkarmayı ve firmamızda daha fazla doktoralı personel istihdam etmeyi planlıyoruz. Bütçeleri 180 bin2 milyon TL arasında değişen 11 proje sürecimiz ise halen devam ediyor. Projelerimizde öncelikli odak noktamız; Yemtar’ın hizmet verdiği sektörlerin ihtiyaç duyduğu

teknolojiler olup, bilinen tekniklerin ötesine geçerek yenilikçi yaklaşımlar geliştirmek, günümüz teknolojisinin ulaştığı son teknolojik enstrümanları harmanlayarak her açıdan verimlilik artışı ortaya koymaktır. Merkeziniz ilgili devlet kurumlarıyla koordinasyonu hangi düzeyde? Devlet kurumlarının Ar-Ge uygulamalarına yönelik destekleriyle ilgili düşünceleriniz nedir? Ar-Ge merkezlerinin sağlaması gereken kriterler ve yürüttüğü faaliyetler, dönemsel olarak Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından izleniyor. Biz de Ar-Ge yönetimi olarak Bakanlık nezdindeki muhataplarımızla sürekli olarak iletişim halindeyiz. Böylece, yeni kurulan bir Ar-Ge merkezi olarak yaşadığımız problemler ya da oluşan belirsizlikleri kolayca ve kısa sürede çözüme kavuşturabiliyoruz. Bakanlığın Ar-Ge merkezlerinin kontrolü için oluşturduğu BİLTEK sistemi de son derece etkin bir koordinasyon ve veri paylaşımını mümkün kılıyor. Birçok Ar-Ge projemizi TEYDEB,

KOSGEB gibi kurumlarca verilen teşvikler kapsamında gerçekleştirmek de artı değer oluşturuyor. Söz konusu kurumlarda Ar-Ge merkezimiz ya da işletmemizin projelerinden sorumlu uzman personel bulunması, kısa sürede doğru bilgiye ulaşmamızı sağlıyor. Güncel bilgi paylaşımları, şehrimizde gerçekleştirilen bilgilendirme toplantıları, Ar-Ge zirveleri ve e-Postalarla yapılan bildirimler de koordinasyon etkinliğini artırıyor. Bu tür bilgi kanallarının takibi konusunda Ar-Ge merkezimizde görevli bir arkadaşımız bulunuyor. Hizmet alanınız içinde patent ya da faydalı model başvuru sayılarında artış gözlenmesini bekliyor musunuz? Kısa, orta ve uzun vadeli hedefleriniz nelerdir? Yemtar Ar-Ge Merkezi olarak yürüttüğümüz projelerdeki rutin iş paketi faaliyetlerinden biri de fikrî mülkiyet haklarının araştırılmasıdır. Bunun bir nedeni, hâlihazırda alınan bir faydalı model ya da patent konusunda ürün haklarına duyduğumuz saygı, diğeri ise bilinen tekniklerin


YEMTAR MAKİNE

irdelenmesiyle yeni teknolojiler geliştirme süreçlerimizde bize ışık tutmasıdır. Projelerimizin nihai çıktısı genellikle yeni makine ve ekipman teknolojileri olup bu makine, ekipman, ünite, sistem gibi çıktıların tamamı ya da herhangi bir alt unsuru bilinen tekniklerin ötesinde inovatif çözümler içerebiliyor. Bu noktada beraber çalıştığımız patent vekillerimiz aracılığıyla Türk Patent ve Marka Kurumu üzerinden ilgili süreçleri başlatıyoruz. Sahip olduğumuz fikrî mülkiyet konularına karşı herhangi bir olumsuz durumla karşılaştığımızdaysa hukuki süreçlere başvuruyoruz. 2017 yılı içerisinde üç adet patent/faydalı model başvurumuz gerçekleştirdik ve bu yönde olumlu sonuç almayı bekliyoruz. Ar-Ge merkezi yatırımları ve çalışmalar için ne kadar bütçe ayırdınız? Gelecek dönem içinde merkeze yönelik yatırımlarınız sürecek mi? İkinci faaliyet yılında olan ArGe merkezimi firmamızın itici gücü olarak görüyoruz. ArGe’ye yapılan yatırımın geleceğe yapılan yatırım olduğu anlayışını benimsiyoruz. İlk faaliyet yılımız olan 2017’de toplam Ar-Ge harcamalarımız ciromuzun yüzde 5,3’ünü oluşturuyordu. 2018 yılında bu oranın artması kaçınılmaz. Ar-Ge merkezimizin gelişme

politikaları kapsamında, orta-uzun vadedeki ihtiyaçlarımızı karşılayabilecek düzeyde yeni bir bina inşaatımızın temelleri atıldı. 2018 yılının sonlarında taşınmayı planladığımız yeni Ar-Ge binamızda; prototip geliştirme bölümü, elektrik elektronik laboratuvarı, mekatronik atölyesi gibi yeni birimlerin bulunmasını planladık. Ar-Ge merkezi öncesinde makine geliştirme odaklı devam eden tasarım ve proje süreçlerimiz, yeni yapılanmamızın ardından ileri teknolojik unsurları da kapsayacak şekilde inovatif bir devrimi barındırıyor. Yeni yatırımlarımız, yeni personel istihdamı hedeflerimiz, organizasyon yapımız, kurumsal ve akademik işbirliklerimiz; firmamızı, dünyada gelişen yeni teknolojik trendlerin bir oyuncusu haline getirmek üzerine kurgulandı. Üretimin katma değerini artırabilmek, pazara sunulan ürünlere değer katmak açısından Ar-Ge’nin önemini nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye’de firmaların daha fazla Ar-Ge’ye yönelmesini sağlamak için hangi adımlar atılmalı? Yemtar’ın hizmet verdiği sektör olan endüstriyel yem makineleri sektörü, küresel pazarda çok ciddi rekabetin yaşandığı dev bir alan. Yemtar Ar-Ge Merkezi, Türkiye’de bu sektörde

faaliyet gösteren ilk Ar-Ge merkezi olma unvanına sahiptir. Firma olarak gerek yurt içi gerekse yurt dışında sunduğumuz kaliteli çözümler ve iyi müşteri ilişkileriyle yüksek değer algısı oluşturan bir marka olmanın yanı sıra önemli bir pazar payına da sahibiz. Ancak sahip olduğumuz bu değerler bizim için yeterli değil; biz, bugünkü pozisyonumuzla sürekli yarış halinde olan bir firmayız. Bunun yanında özellikle Avrupalı rakiplerin bir adım önüne geçmenin öneminin de farkındayız. Bunun da Ar-Ge faaliyetleri neticesinde ortaya çıkan özgün ve yenilikçi ürünlerle sağlanabileceğini görüyoruz. Endüstri 4.0 gibi yakın gelecekte önemli hale gelecek teknoloji trendinin etkileri tüm dünyayı sarsacakken, Yemtar olarak taklit eden ya da kullanan değil; direkt olarak teknolojiyi tasarlayan, üreten ve mevcut ürünlerine adapte eden bir konumda olma kararlılığındayız. Yerli firmalarımızın kaynaklarını mümkün olduğunca iyi değerlendirmesi ve Ar-Ge’ye olabildiğince fazla kaynak ayırması gerektiğini düşünüyorum. Yeni ürünler, teknolojiler, üretim yöntemleri-yazılımlar geliştirmek ve yapılamayanı yapmak, katma değeri yüksek ürünleri bu sayede dünyaya sunmak ülkemizin Ar-Ge alanındaki en önemli katkıları olacaktır.

LEVENT ORUÇ

YEMTAR MAKİNE AR-GE MERKEZİ MÜDÜRÜ

“AR-GE’YE YAPILAN YATIRIMIN GELECEĞE YAPILAN YATIRIM OLDUĞU ANLAYIŞINI BENİMSİYORUZ.”

73 • TEMMUZ 2018


AKADEMİK

“TEKNOLOJİ ÜRETEBİLEN MÜHENDİSLER YETİŞTİRMEK İSTİYORUZ” BÖLÜMLERİNİN EĞİTİM-ÖĞRETİME BAŞLADIĞI GÜNDEN BUGÜNE, ÖĞRENCİ VE EĞİTİM ODAKLI KARARLAR ALARAK SÜREKLİ BİR GELİŞİM VE DÖNÜŞÜM SÜRECİ İÇERİSİNDE OLDUĞUNU KAYDEDEN KAFKAS ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜM BAŞKANI DR. ÖĞRETİM ÜYESİ MERYEM TERHAN, “2015 YILINDA MÜFREDATIMIZDA BAZI DEĞİŞİKLİKLER YAPARAK, AKADEMİK KADROMUZUN TECRÜBE VE PRATİK BİLGİLERİNİ ÖĞRENCİLERİMİZE AKTARABİLECEĞİ DAHA GÜNCEL VE ÇAĞIN GEREKLERİNE UYGUN SEÇMELİ DERSLERİN SAYISINI ARTIRDIK” DİYOR. yüksek lisansta 32 öğrencimiz eğitimlerine devam ediyor.

K

afkas Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi 2809 sayılı Kanunun 30. maddesi uyarınca 2010 yılında kuruldu. Makine mühendisliği bölümü ise fakülte bünyesinde 20132014 yılında normal ve ikinci öğretim olmak üzere eğitim öğretim hayatına başladı. Kafkas Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Meryem Terhan, amaçlarının “Ulusal ve uluslararası düzeyde lisans ve lisansüstü eğitim-öğretim vererek; sanayide teknik, idari ve Ar-Ge çalışmalarında görev alabilecek bilgi ve deneyimle donanmış, sürekli öğrenme alışkanlığına sahip, girişimci, ekip çalışmasına yatkın, çözüm üretebilen, araştıran, analiz ve sentez • 74

becerisi kazanmış, teknolojik gelişmelere açık, çevre ve kültür değerlerine duyarlı, ülkesine ve insanlığa yararlı, toplumun yaşam kalitesini artırmaya yönelik bilimsel araştırma yapan ve teknoloji üretebilen, evrensel düşünme yetisine sahip, ufku geniş, makine mühendisleri yetiştirmek” olduğunu ifade ediyor. Kuruluşundan bugüne bölümümüzde gelişim ve değişim yaşandı mı? Daha iyiye ulaşma noktasında önceliği hangi konulara verdiniz? Kurulduğundan bugüne kadar geçen zaman boyunca, bölümümüzü daha ileri taşıyacağına inandığımız öğrenci ve eğitim odaklı kararlar alarak sürekli bir gelişim ve dönüşüm süreci içerisindeyiz.

Henüz yeni kurulmuş ve ikinci mezunlarını vermiş bir bölüm olarak, bugüne kadar alınan kararların zaman içerisinde verdiği sonuçlardan edindiğimiz deneyimle sürekli gelişimi hedefleyerek çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Akademik kadronuzun uzmanlık alanları hakkında bilgi verir misiniz? Bölümümüzde; enerji, hidromekanik ve hidrolik makineler, konstrüksiyon ve imalat, makine teorisi ve sistem dinamiği, mekanik, otomotiv, termodinamik ve ısı tekniği olmak üzere yedi ana bilim dalı bünyesinde dört doktor öğretim üyesi, iki öğretim görevlisi ile 10 araştırma görevlisi bulunuyor. 2018 yılı itibarıyla normal öğretimde 180, ikinci öğretimde 110,

Eğitim konularını oluştururken sanayiden gelen talepleri de dikkate alıyor musunuz? Teorik eğitimlerle pratik arasındaki dengeyi nasıl sağlıyorsunuz? 2015 yılında müfredatımızda bazı değişiklikler yaparak, akademik kadromuzun tecrübe ve pratik bilgilerini öğrencilerimize aktarabileceği daha güncel ve çağın gereklerine uygun seçmeli derslerin sayısını artırdık. Bunun yanında uygulamaya yönelik proje derslerimizde öğrencilerimize deneyimlerimizi aktarıyor, onların piyasanın ihtiyaçlarını karşılayacak bilgi, beceri ve bilgisayar programlarını öğrenmelerini; laboratuvar ve atölye derslerimizde teorik olarak verdiğimiz bilgileri pratiğe dökebilmelerini sağlıyoruz. Teorik eğitimler haricinde Ar-Ge ve yenilikçiliğe önem veren bir eğitim kurumu olarak öğrencilerinize sunduğunuz teknik olanaklar nelerdir? Bölümümüz bünyesinde enerji, termodinamik ve mekanik laboratuvarları ile çok sayıda talaşlı imalat tezgâhına sahip atölyemiz mevcut.


KAFKAS ÜNİVERSİTESİ

Bu atölye kapsamında torna, freze, matkap ve CNC tezgâhlarıyla genellikle laboratuvar derslerinde kullanılan deney setlerimiz, çok sayıda ölçme aleti ve üç boyutlu yazıcılara da sahibiz. Ayrıca yüksek lisans araştırma laboratuvarlarımızda bölüm öğretim üyelerinin projeleri kapsamında temin ettiği birçok cihaz da yer alıyor. Öte yandan, fakültemiz bünyesindeki bilgisayar laboratuarımızda, AutoCAD, SolidWorks, MATLAB, ANSYS ve ANSYS Fluent gibi programların eğitimlerini de ders müfredatı kapsamında veriyoruz. Makine mühendisliği eğitimi almak isteyen bir öğrencinin Kafkas Üniversitesi’ni seçmesindeki temel nedenler neler olabilir? Kafkas Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü, üniversitemizin merkez yerleşkesinde ve Mühendislik Mimarlık Fakültesi içerisinde yer alıyor. Üniversitemiz şehir içerisinde konumlandığı için ulaşım sıkıntısı da mevcut değil. Fakülte binamız ise modern mimariye sahip yeni bir binadır. Fakülte binası içerisinde 11 derslik ve bir bilgisayar laboratuvarı yer alıyor. Fakülte binasının yakınındaysa öğrenci kafeteryaları ve sosyal tesisler bulunuyor. Yerleşkemiz,

kapalı yüzme havuzunun yanı sıra çeşitli spor tesislerini de barındırıyor. Ayrıca üniversite yerleşkesi içerisinde öğrencilerimizin kalabileceği devlet yurtları ile yine yerleşkemize çok yakın noktalarda özel yurtlar ve apart daireler de mevcut. Yurt dışı öğrenci değişim programları çerçevesinde öğrencilerinize ne tür imkânlar sunuyorsunuz? Lisans ve yüksek lisans öğrencilerimiz, Erasmus+ programı çerçevesinde anlaşmalı olduğumuz yurt dışındaki üniversitelerde bir ya da iki yarı dönem eğitim alabiliyor. Makine Mühendisliği öğrencileri sanayi ile koordineli bir çalışma yapma şansına sahip mi? Sağladığınız staj olanakları nelerdir? Öğrenciler bölümümüzden 20 iş günü atölye ile 20 iş günü işletme (organizasyon) stajı yaparak mezun olabiliyor. Ayrıca staj olanakları haricinde lisans ve yüksek lisans öğrencilerimiz, öğretim elemanlarımızın projeleri kapsamında görevler alabiliyor. Bölümünüz bünyesinde gerçekleştirdiğiniz veya gerçekleştirmeyi

planladığınız sanayi projeleriyle ilgili bilgi verir misiniz? Öğretim üyelerimizin sanayide ve binalarda enerji verimliliğini artırmaya yönelik ve güneş enerjisinden faydalanmayı içeren, devam eden ve tamamlanan çeşitli projeleri bulunuyor. Türkiye’deki sanayi kuruluşlarının üniversitelere bakışını nasıl yorumluyorsunuz? Gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında nasıl bir algı farklılığı gözlemliyorsunuz? Ülkemizdeki sanayi kuruluşlarıyla üniversiteler arasında istenen işbirliği, bugün itibarıyla henüz istenen seviyeye ulaşmış değil. Fakat özellikle TÜBİTAK bu işbirliğinin gelişmesi için yoğun çaba harcıyor ve bu amaçla önemli bütçeleri bu konuya ayırıyor. Sanayi kuruluşları, üniversitelerdeki akademik kadrolardan daha somut ve kolaylaştırıcı fikirler, ürüne ve pazara yönelik çalışmalar beklerken, akademisyenler ise daha derin ve yoğun araştırma çalışmaları yapıyor. Mevcut devlet politikalarıyla çok daha verimli faaliyetler yürütüleceğini ve ülkemizin bilim alanında çok kısa süreler içerisinde büyük mesafeler kat edeceğini düşünüyorum.

DR. ÖĞRETİM ÜYESİ MERYEM TERHAN KAFKAS ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜM BAŞKANI

“ENERJİ, HİDROMEKANİK VE HİDROLİK MAKİNELER, KONSTRÜKSİYON VE İMALAT, MAKİNE TEORİSİ VE SİSTEM DİNAMİĞİ, MEKANİK, OTOMOTİV, TERMODİNAMİK VE ISI TEKNİĞİ OLMAK ÜZERE YEDİ ANA BİLİM DALINDA EĞİTİM VERİYORUZ.” 75 • TEMMUZ 2018


KAMPÜS

“GENÇ VE DİNAMİK BİR EĞİTİM KADROSUNA SAHİBİZ” KAFKAS ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİ, HENÜZ YENİ KURULMUŞ BİR BÖLÜM OLMASINA RAĞMEN GENÇ VE DİNAMİK AKADEMİK KADROSU BAŞTA OLMAK ÜZERE BÖLÜMLERİNİN SAĞLADIĞI EĞİTİM İMKÂNLARININ KENDİLERİNE MESLEKİ ANLAMDA ÖNEMLİ FAYDALAR SAĞLADIĞINI SÖYLÜYOR.

M

akine sektöründe dışa bağımlılığın azaltılmasına yönelik atılacak her adımın Türkiye’yi teknoloji çağında önemli noktalara taşıyacağına inandıklarını aktaran Kafkas Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü öğrencileri, kendilerinin de bu sorumluluğun bilinciyle çalışmak ve Türk makine sektörünü dünyada hak ettiği yere ulaştırmak için çaba sarf etmek istediklerini vurguluyor.

GAMZE İLGAR

MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 4. SINIF ÖĞRENCİSİ

“YENİLENEBİLİR ENERJİ ALANINDA UZMANLAŞMAK İSTİYORUM” “Doğup büyüdüğüm şehrin üniversitesi olması nedeniyle Kafkas Üniversitesi’ni tercih ettim. Öte yandan Kafkas • 76

Üniversitesi hızla gelişen genç bir üniversite. Bu çerçevede imkân ve fırsatlarının fazla olmasını büyük avantaj olarak değerlendiriyorum. Ayrıca üniversitenin kendini ispatlayabilmesi için diğer köklü üniversitelerle yarış içinde olması da sürekli olarak kendini, akademik personelini ve öğrencilerini ileriye taşıyor. Bu avantajların farkında olarak yaptığım tercihin ne denli doğru olduğunu geçen zaman zarfında gördüm. Yenilenebilir enerji kaynakları konusunda uzmanlaşmak, doğanın gücünü doğaya zarar vermeden kullanabilmek için çalışmalar yapmak istiyorum. Mezun olduktan sonra eğitim hayatımı akademik düzeyde sürdürmek niyetindeyim. Özel sektörde kendimi yenilenebilir enerji alanında geliştirebileceğim bir iş bulsam dahi bunu akademik anlamda desteklemeyi düşünüyorum. İlk hedefim büyük firmaların Ar-Ge departmanlarında kendimi geliştirebileceğim insanlarla birlikte çalışabilmek ve aynı zamanda yüksek lisans eğitimimi sürdürebilmek. Daha

sonrasında sanayi üniversite işbirliğini geliştirebilmek için, elde ettiğim sanayi tecrübesiyle üniversitede çalışmak istiyorum. Çünkü her ne kadar teknik birikime sahip olsak da bunu pratik alana yansıtamadıktan sonra büyük bir anlam ifade etmeyecek diye düşünüyorum. Makine sektörü katma değer yaratan, teknolojik yeniliklerle birlikte sürekli gelişen, geniş yan sanayi ağına sahip olan, ülkedeki istihdama ve ihracata katkı sağlayan bir sektör. İmalat sanayisi içerisinde kayda değer bir önemi olan makine sektörünün, özellikle gelişmiş ülkelerin ihracatında yüksek pay sahibi olduğu biliniyor. Günümüz koşullarında kendi üretim ve ürün teknolojilerine sahip olan ülkeler makine imalat sanayisinde öncü konumda yer alıyor. Makine sektörü için teknoloji ve Ar-Ge faaliyetlerinin oldukça önem taşıdığına inanıyorum. Ülkemizde son dönemde teknoloji alanında çok büyük gelişmeler yaşanıyor. Bu gelişmelerin gerçekleşmesindeki en büyük pay ise makine sektörünündür. Daha

hızlı ve daha az hatalı üretim yapabilen makinelerin üretilebilmesi, sektörde yaşanan gelişmenin en önemli nedenidir. Bütün bu gelişmeler göz önüne alındığında, Türk makine sektörünün önümüzdeki birkaç yıl içerisinde çok daha iyi noktalara ulaşacağını düşünüyorum.”

FURKAN BALTA

MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 4. SINIF ÖĞRENCİSİ

“NİTELİKLİ BİR AKADEMİK KADROYA SAHİBİZ” “Teknik lise mezunu ve sanayi sektöründe bir süre çalışmış olmam, makine mühendisliği bölümüne olan tutkumu artırdı. Bu tutku üzerine hayatımı şekillendirmeye karar verdim ve makine mühendisliğini bölümünü tercih ettim. Kafkas Üniversitesi’ni tercih etmemin en büyük sebeplerinden birisi de Kars’ın tarihi ve coğrafi yapısı oldu. İlk medeniyetlerin beşiğinden biri olan Kars,


KAFKAS ÜNİVERSİTESİ

“KAFKAS ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİ, ALDIKLARI TEORİK EĞİTİMİ PRATİKTE UYGULAYABİLDİKLERİ BİR ÇALIŞMA ORTAMINA SAHİP OLDUKLARINI SÖYLÜYOR.” İpek Yolu üzerine kurulmuş bir şehir. Bu tarihi ve coğrafi dokuyla yoğrulmuş olan genç ve dinamik üniversitemizin ve bölümümüzün de akademik kadrosu başta olmak üzere sağladığı diğer imkânlarla bana mesleki anlamda birçok şey kazandıracağı düşüncesiyle Kafkas Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nü tercih ettim. Akademik kadromuzun genç olmasına rağmen alanlarında gelişime açık ve dinamik yapıya sahip olması, bizi sürekli araştırmaya teşvik ederek problemler karşısında çözüm üretme yeteneğimizi ve farklı mühendislik konularında ufkumuzu genişletmeye çalışması önemli birer avantaj. Mekanik alanındaki yeteneğimi keşfettikten sonra bu alanda uzmanlaşmak istediğime karar verdim. Mezun olduktan sonra hedefim, özel sektörde makine imalatı konusunda kendimi daha da geliştirmek ve bir gün kendi işletmemi kurup ülkeme katkıda bulunmak. Son yıllarda büyük bir gelişme kaydeden Türk makine sektöründe Aselsan, TAI, Roketsan gibi firmaların göğüs kabartan projeleri bizleri gelecek açısından umutlandırıyor. Biz genç mühendislerin de üstlendiği sorumluluklarla

makine sektöründe ülkemizi daha iyi yerlere taşıyacağına inanıyorum.”

NAHİDE GÖKÇEK

MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 4. SINIF ÖĞRENCİSİ

“DONANIMLI BİR MÜHENDİS OLMA YOLUNDA İLERLİYORUZ” “Mühendislik mesleğine ilgim küçük yaşlarda başladı. Bu kutsal mesleği yapmak için eğitim hayatım boyunca çaba harcadım. Okula kayıt yaptırdığım ilk günden itibaren, yeni kurulan bir bölüm olması ve kısıtlı imkânlara rağmen değerli akademisyenlerimizin üstün gayret ve özverisiyle donanımlı bir mühendis olma yolunda ilerledik. Teorik anlamda, büyük üniversitelerdeki bölümlerden hiçbir eksiğimizin olmadığı gibi fazlamızın olduğunu bile düşünüyorum. Uygulamalı derslerin eğitimini atölyede

alıyoruz. Makine mühendisliği eğitiminin analitik zekânın gelişmesi yönünde büyük katkı sağladığına inanıyorum. Donanımlı bir mühendis olmamız için bize verdikleri emek nedeniyle eğitim kadromuzdaki herkese şükranlarımı sunuyorum. Mezun olduktan sonra çeşitli projelerde görev almak istiyorum. Rusça bildiğim için Rusça konuşulan ülkelerde mühendislik alanında yapılacak projelerde görev almak istiyorum.”

YASİN AKBABA

MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 3. SINIF ÖĞRENCİSİ

“ALDIĞIMIZ TEORİK VE PRATİK EĞİTİMDEN MEMNUNUZ” “Liseye kadar elektrik alanına daha fazla ilgim vardı. Lisede ise makine teknolojisi alanında eğitim alarak sanayide makineler konusunda çalışmış olmam, üniversitede

makine mühendisliği bölümünü seçmemde etkili oldu. Gelişime açık ve genç akademisyen kadrosu, şehrin öğrenci dostu yapısı ve kendi memleketim olması nedeniyle Kafkas Üniversitesi’ni tercih ettim. Araştırmacı, üretken ve bizlere arkadaşça davranan akademik kadromuz, hem teorik hem de uygulamalı eğitimlerle mesleki anlamda gerekli donanımları kazanmamızda büyük bir pay sahibi oldu. Ülkemizde son yıllarda farklı markaların otomotiv alanında yaptığı yatırımlar, Ar-Ge çalışmaları ve otomotiv sektörüne duyduğum ilgi nedeniyle otomotiv sektöründe yapay zeka uygulamaları alanında çalışmak istiyorum. Genel olarak dışa bağımlılığın azaltılmasına yönelik atılacak her adımın bizi teknoloji çağında önemli noktalara taşıyacağına inanıyorum. Bu noktada biz genç mühendislere de önemli sorumluluk ve görevler düşüyor. Bu sorumlulukların bilinciyle çalışmak ve ülkemizi makine sektöründe hak ettiği yere ulaştırmak için çaba sarf etmek istiyorum.”

77 • TEMMUZ 2018


MAKALE

GÜNDEM DÜNYA’DA KORUMACILIK, TÜRKİYE’DE İSE EKONOMİ POLİTİKALARI 2018 YILININ İLK YARISINI GERİDE BIRAKTIK VE İKİNCİ YARISINA BAŞLADIK. YILIN İKİNCİ YARISININ BAŞINDA DÜNYA EKONOMİSİNDE GÜNDEM KÜRESEL TİCARETTEKİ KORUMACILIK; TÜRKİYE’DE İSE SEÇİMLER SONRASI UYGULANACAK EKONOMİ POLİTİKALARI OLARAK ŞEKİLLENİYOR.

A

BD’nin tutumu yüzünden dünya ticareti üzerinde kara bulutlar dolaşmaya başladı. ABD’nin yeni yönetimi, 1980’lerden itibaren oluşturulan serbest ticaret kuralları ve mevcut anlaşmalara rağmen giderek korumacı ve kısıtlayıcı bir ticaret politikası uygulamaya yönelerek ticaret savaşlarının fitilini ateşledi. Dünya, 1973 yılında yaşanan petrol krizi ve sonrasında

• 78

yaşanan uzun süreli stagflasyon döneminden yeni liberal politikalarla çıkabildi. ABD’de Reagan, İngiltere’de ise Thatcher bu politikaların öncüsü olarak piyasa ekonomisini ve daha da önemlisi serbest ticareti benimserken, bu çerçevede, dünya ticaretinde serbestleşmeyi öngören çok taraflı ticaret görüşmelerine de hız verildi. 1989 yılında ise Doğu Bloku’nun çökmesiyle birlikte Washington, tüm dünyada serbest piyasa

ekonomisi ve serbest ticareti adeta tek seçenek haline getirdi. Eski Doğu Bloku ülkeleri başta olmak üzere çok sayıda ülke, ticari ve finansal açıdan küresel pazarlarla bütünleşmeye yöneldi. ÇOK TARAFLI TİCARET ANLAŞMASI DÜNYA TİCARETİNDE SIÇRAMAYA YOL AÇTI Çok taraflı ticaret görüşmelerinin nihayete ermesiyle, 1995 yılında, kotaların ve tarifelerin

kaldırılmasını hedefleyen GATT (Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel AnlaşmasıGeneral Agreement on Tariffs and Trade) anlaşmasının yürütülmesi için, Dünya Ticaret Örgütü kuruldu. 2005 yılından itibarense dünya ticaretinde büyüme giderek hızlandı. Çok taraflı bu anlaşmanın ardından bu kez bölgesel ticaret anlaşmaları öne çıkmaya başladı. Trans Pasifik Ticaret Otaklığı ile Trans Atlantik Ticaret


CAN FUAT GÜRLESEL

Ortaklığı gibi iki büyük bölgesel ticaret ortaklığı oluşturulması konusunda önemli yol alındı. Dünya ticaretinin serbestleşme döneminde bir başka önemli gelişme daha yaşandı: Gelişmiş ülkelerin sanayide üretimi azaltması ve sanayinin gelişen ülkelere kayması. Gelişmiş ülkeler kendileri üretmektense daha düşük maliyetlerle üretim yapan ülkelerden hem nihai ürünleri hem de ara malı girdilerini tedarik etmeyi tercih etti. Küresel ölçekte ticaretin serbestleşmesi de buna olanak sağladı. Bu eğilimler sonucu dünyada iki ana grup oluştu. Bunlardan ilki, başta ABD olmak üzere İngiltere, Avustralya, Kanada gibi yüksek cari açık veren gelişmiş ülkelerdi. Diğer yanda ise Çin Almanya, Japonya, Güney Kore gibi yüksek cari fazla veren ülkeler yer aldı. 2008 küresel krizinden sonra da bu dengesizlik büyük ölçüde devam etti. ABD, küresel kriz sonrası uyguladığı genişletici politikalarla hem kendi ekonomisinde yeniden büyüme ve istihdamı sağladı hem de dünyanın geri kalanı için de talep yaratarak, krizden çıkışa katkı verdi. Küresel kriz sonrası iki dönem görev yapan Obama yönetimi, ticaretin daha da serbestleşmesinden yana politikalar uyguladı. ABD’DE YENİ YÖNETİM SERBEST TİCARETE KARŞI ÇIKIYOR 2016 yılında ABD Başkanı seçilen ve 2017 yılında göreve başlayan Trump ise serbest ticaretin ABD için daha adil hale getirilmesi politikasını ilk günden uygulamaya koydu. Trump yönetimi, ilke olarak serbest ticarete karşı değil ancak mevcut tüm ticaret anlaşmalarının ABD aleyhine olduğunu düşünüyor. Trump yönetimi bu çerçevede ilk iş olarak Trans Pasifik Ticaret

Ortaklığı anlaşmasından çekildi. Aynı şekilde Trans Atlantik Ticaret Ortaklığı görüşmeleri de buzdolabına kaldırıldı. Kanada ve Meksika ile yapılan NAFTA anlaşmasını ise yeniden müzakere etmeye başladı. Trump yönetimi, serbest ticareti tehdit eden asıl önemli adımları ise son iki ay içinde attı. ABD, öncelikle Çin’e karşı geniş bir ithalat vergisi uygulaması başlatırken, Çin de karşı adımlarla buna cevaplar verdi. ABD ve Çin, karşılıklı yeni koruma önlemleri almaya da devam ediyor. ABD ayrıca, Kanada, Meksika ve AB ülkelerine bazı metal ürünlerinde ithalat vergisi uygulamaya da başladı ve bu ülkelerin tepkisini de hızla üzerine çekti. Yine ABD, AB ve Asya’dan ithal edilen otomobiller için de soruşturmalar başlatmış durumda. ABD son olarak, Çin’in ABD’de ileri teknoloji ithalatı ve yüksek teknolojili şirketleri satın almasına da yasaklar getirdi. Diğer yandan ABD, İran’a da yoğun yaptırımlar uygulayacak. Bu çerçevede ABD ile müttefikleri ve dünyanın geri kalanı arasındaki derin görüş farklılıkları, küresel serbest ticaret üzerinde kara bulutların dolaşmasına yol açıyor. YENİ SİSTEMİN MAKİNE SEKTÖRÜNE OLASI ETKİLERİ Küresel ticarette uygulamaya konulan korumacılık adımlarının dünya ekonomisi ve ticaretine şimdilik sınırlı etkileri olacak. Ancak ABD ve Çin’in en az 200 milyar dolarlık yeni ticarete karşılıklı olarak koruma önlemi uygulamaya başlaması ve ABD’nin otomotiv ithalatına da koruma önlemi alması halinde, ticaret savaşları gerçek anlamda başlayacak. Böyle bir durumda dünya ekonomisi ve ticaretinde büyümenin

önemli ölçüde yavaşlaması kaçınılmaz hale gelecek. Özel sektör yatırımları ve özellikle yeni kapasite yatırımları, 2008 küresel krizinden sonra ilk kez hızlı bir toparlanma sürecine girmişti. Dünya ekonomisi ve ticaretinde görülecek bu yavaşlama, sanayi, inşaat ve alt yapı alanındaki yatırımları da yeniden durgunluğa itecek. Bu koşullarda makine talebinin de önce yavaşlaması ve sonrasında azalması olasılığı yüksek olacak. TÜRKİYE’DE EKONOMİYE İSTİKRAR PROGRAMI GEREKİYOR Türkiye, önemli bir seçim sürecini geride bırakarak yeni bir yönetim sistemine kavuştu ve bu sistemi hayata geçirdi. Şimdi, “ekonomi için hangi sistem daha iyidir” tartışması yapılabilir. Ancak Türkiye ekonomisinin acil önceliği bu tartışma değildir. Acil önceliğimiz, ekonomide istikrarı yeniden sağlayacak bir programın uygulanmasıdır. Türkiye’nin tüm makroekonomik dengeleri ve mali göstergelerinde önemli bozulmalar yaşanıyor. Enflasyon, cari açık, bütçe açığı, faizler ve Türk Lirası’nın geldiği seviye, 2002 yılından bu yana karşılaşmadığımız bir noktada. Artık bunun nedenlerini de tartışarak kaybedilecek zaman kalmadı. Önemli olan, önceliğin ekonomide bozulan dengelerin iyileştirilmesine verilmesi ve bunun için gerekli bir istikrar programının uygulanmasıdır. Türkiye ekonomisi, 2002 yılından sonra çok önemli bir fiyat ve finansal istikrar sağladı ve yaklaşık 25 yıl yüksek enflasyonla yaşayan iş dünyası, enflasyonsuz döneme hızla ayak uydurdu. Ancak şu anda içinde bulunduğumuz koşullarda reel sektör, bu kez unuttuğu yüksek enflasyon ve yüksek faizi yeniden

CAN FUAT GÜRLESEL

MAİB EKONOMİ DANIŞMANI

“TRUMP YÖNETİMİ İLKE OLARAK SERBEST TİCARETE KARŞI DEĞİL ANCAK MEVCUT TÜM TİCARET ANLAŞMALARININ ABD ALEYHİNE OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYOR.” 79 • TEMMUZ 2018



CAN FUAT GÜRLESEL

hatırlıyor. Alışılan istikrarlı 15 yıldan sonra reel sektör bu kez de yeni koşullardan olumsuz etkileniyor. Ayrıca döviz borcu ve döviz pozisyon açığı olan reel sektör firmaları, artan döviz kurları nedeniyle sıkıntı çekiyor. Bu firmaların borç yapılandırma talepleri de mali sektörü zorluyor. YENİ İSTİKRAR PROGRAMINDA NELER YER ALMALI? Öncelikle şu görüldü ki piyasalar ve ekonomi aktörleri ekonomide, yöneticilerden çok uygulanacak politikaları bekliyor. Nitekim açıklanan yeni kabine, piyasalar tarafından temkinli karşılandı. Bu nedenle bir an önce bir yıllık bir istikrar programı hazırlanarak uygulanmalı; böyle bir programın dört ayağı olmalıdır. İlk ayağı, enflasyonla mücadele ve fiyat istikrarıdır. İkinci ayağı, bozulan diğer makroekonomik dengelerin iyileştirilmesidir. Üçüncü ayağı, reel sektördeki döviz borçlusu firmalar için bir yeniden yapılandırma programı uygulanmasıdır. Dördüncü olarak ise yabancı sermayeye güven verecek hukuki düzenlemelerin yapılmasıdır. Hedefleri belli böyle bir program açıklanırsa kısa sürede sağlanacak güven ve iyileşecek beklentiler, piyasaları da olumlu etkileyecektir. Eğer ekonomide fiyat istikrarı, finansal istikrar ve sürdürülebilir büyümeyi sağlayacak bir istikrar programı uygulanmaz ve öncelik, ne olursa olsun hızlı ekonomik büyüme olarak belirlenirse, ekonomide daha büyük sıkıntılar yaşanacaktır. İstikrar programının hedefleriyle hızlı büyümeye yönelik politikaların da aynı anda uygulanması, yine yeni sıkıntılar yaratacaktır. Bu nedenle, öncelikle böyle bir programla istikrar sağlandıktan sonra Türkiye hızlı ve

sürdürülebilir bir büyüme gösterecektir. 2002 yılında uygulamaya konulan istikrar programı bunun en iyi örneğidir. Nitekim bu programın başarıyla uygulanmasının ardından ekonomi dört yıl boyunca ortalama yüzde 7-8 arasında büyümüştü. İSTİKRAR PROGRAMININ MAKİNE SANAYİSİNE ETKİLERİ Türkiye’de makroekonomik dengelerin bozulması, finansmana erişimin zorlaşması, beklentilerin zayıflaması ve faiz oranlarının yüzde 20’leri aşmasıyla birlikte, yeni yatırımlar için gerekli koşulların dış talep haricindeki büyük bölümü olumsuz hale geldi. Buna bağlı olarak yatırımlar ve makine talebi de ikinci çeyrekte yavaşladı. Uygulanacak istikrar programı, sıkılaşma politikalarıyla ilk bir yıl özellikle iç talepte bir yavaşlamaya yol açacak olmakla birlikte, kısa sürede makro göstergelerde sağlayacağı iyileşme, beklentilerdeki toparlanma ve enflasyonla faizleri düşüş eğilimine sokması; yatırımlarda ve makine talebinde yeniden artışa yol açacaktır. Bir istikrar

programının uygulanmaması halinde ise kalıcı hale gelecek yüksek enflasyon ve faizler, yatırımları engellemeye devam edecektir. TEK ÇIKIŞ YOLU İHRACAT Ekonomide bir istikrar programı uygulanması halinde, ilk bir yıl içinde sıkılaşma tedbirleri ile iç piyasalarda yavaşlama olacaktır. İstikrar programı uygulanmadan büyümeye öncelik verilmesi halinde ise piyasaların vereceği sert tepkiyle ekonomide ani bir durgunluk yaşanma olasılığı çok yüksek olacaktır. Bu çerçevede değerlendirildiğinde, önümüzdeki bir yıl içinde ihracat en önemli çıkış yolu olacaktır. Makine sanayisi de bu nedenle ağırlığını daha çok ihracata vermelidir. Ancak ihracatta performansın artırılması için de kamunun acilen atması gereken adımlar bulunuyor. Öncelikle döviz kurlarında veya Türk Lirası’nda istikrar sağlanması gerekiyor. Ayrıca ihracat kredi olanakları genişletilmeli, ihracatçıların birikmiş KDV alacakları ödenmeli veya teminat olarak kullanılmalıdır. İhracatçılar üzerindeki kamu ve bürokrasi yükleri de azaltılmalıdır.

“EKONOMİK İSTİKRAR PROGRAMIYLA TÜRKİYE HIZLI VE SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR BÜYÜME GÖSTERECEKTİR. 2002 YILINDA UYGULAMAYA KONULAN İSTİKRAR PROGRAMI BUNUN EN İYİ ÖRNEĞİDİR. NİTEKİM BU PROGRAMIN BAŞARIYLA UYGULANMASININ ARDINDAN EKONOMİ DÖRT YIL BOYUNCA ORTALAMA YÜZDE 7-8 ARASINDA BÜYÜMÜŞTÜ.”

81 • TEMMUZ 2018


TEKNOLOJİ

DİJİTAL İKİZ VE DERİN ÖĞRENME “DİJİTAL İKİZ” VE “DERİN ÖĞRENME” KAVRAMLARINI, SON YILLARDA SIKÇA DUYUYORUZ. MAKİNE İMALAT SEKTÖRLERİNİ YAKINDAN İLGİLENDİREN BU İKİ KAVRAM, ENDÜSTRİ 4.0 VE NESNELERİN İNTERNETİ’NİN YAŞAMIMIZA DAHA FAZLA GİRMESİYLE BİRLİKTE, ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE DE EN SICAK KONU BAŞLIKLARINDAN İKİSİ OLMAYA DEVAM EDECEK.

M

oment Expo’nun bu sayısından başlayarak, her sayımızda makine imalat sektörlerini yakından ilgilendiren teknoloji başlıklarını inceleyecek ve Türk makinecilerini teknoloji gündemi hakkında bilgilendirmeye gayret edeceğiz. Bu sayımızdaki iki konu başlığımız ise makine imalat sektörlerinde son yıllarda uygulama alanları hızla artan iki kavram olan Dijital İkizler ve Derin Öğrenme ya da Makine Öğrenmesi oldu. DİJİTAL İKİZ TEKNOLOJİSİ NEDİR? Dijital ikiz, gerçek zamanlı verileri kullanarak fiziksel bir nesnenin veya sistemin gerçek olarak davranacak şekilde modellenmiş sanal bir kopyasıdır. Bu teknoloji dijital nesneleri fiziksel nesnelerle eşleştiren dinamik ve öğrenen bir teknolojidir.

yapabilmelerini mümkün kılıyor. Gerçek hayatta test etmenin maliyetli ve zor olduğu kompleks ürünlerden elde edilen verilerle oluşturulmuş bir dijital ikiz üzerinde testler yapmak, ürünü fiziksel dünyaya sunmadan önce kolay yoldan denememizi sağlar.

DİJİTAL İKİZ TEKNOLOJİSİ NEDEN GEREKLİ? Dijital ikiz teknolojisi, karmaşık ürünler üzerinde tümleşik bir veri, model ve analiz aracı olarak ürün tasarımı, gerçek zamanlı simülasyonu, takibi ve optimizasyonu konularında üreticilerin ürünlerini daha iyi anlayabilmeleri ve bu doğrultuda analizler

DİJİTAL İKİZ TEKNOLOJİSİNİN KULLANIMI İÇİN NELER GEREKLİ? 2001 yılından beri gündemde olan “Dijital İkiz” kavramını ilk kullananların başında gelen “Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi” isimli kitabın yazarı olan Michael Grieves’e göre dijital ikiz modelli bir yapıyı

• 82

kurgulamak için üç etmen bulunuyor: • Dijital ikizi oluşturulacak ürünün gerçek ortamdaki hali, • Gerçek ortamdaki ürünü sanal ortama taşımamızı sağlayacak gerçek ürün ile sanal ürün arasında köprü konumunda olacak veriler, • Ürünün sanal ortamdaki hali. NESNELERİN İNTERNETİ VE DİJİTAL İKİZ Endüstri 4.0 ve Nesnelerin İnterneti (IoT), fiziksel nesnelerin üzerine yerleştirilmiş olan sensörler sayesinde sensörlerin izlediği tüm verileri alan ve işleyen bulut tabanlı bir sisteme

bağlanması sonucunda, ürünün gerçek zamanlı verilerini almamızı mümkün kılıyor. Böylece dijital ikizini oluşturmak istediğimiz gerçek ürünün fiziksel özelliklerini bütünüyle yansıtabilmesi için gerekli verileri toplayabiliyoruz. Böylece, gerçek hayatta test etmenin maliyetli ve zor olduğu kompleks ürünlerden elde edilen verilerle oluşturulmuş bir dijital ikiz üzerinde testler yaparak, ürünü fiziksel dünyaya sunmadan önce kolay yoldan denemeler yapılabiliyor. DERİN ÖĞRENME NEDİR? Derin öğrenme, beyindeki dentrit ve aksonların


DİJİTAL İKİZ VE DERİN ÖĞRENME

DİJİTAL İKİZ TEKNOLOJİSİNİN GETİRDİĞİ KOLAYLIKLAR Tasarım Karmaşık ürün gereksinimleri, hızlı gelişme döngüleri, koordinasyon gibi gerekliliklerle başa çıkmak için çeşitli tasarım alternatiflerinin etkisi kolayca keşfedilebilir ve ürün tasarımlarının gereksinimi karşılayacağından emin olmak için ürünün binlerce varyasyonunun sanki fiziksel olarak geliştirilmiş gibi dijital ortam üzerinde simülasyonlar ve testler yapılabilir. Üretim Firmaların kalite ve verim taleplerini karşılamak için imalat sürecinde yapılacak bir değişikliğin ürün maliyetine etkisi, ürünün hazırlanma süresine etkisi gibi durumların analizleri kolaylıkla sağlanabilir. Bir rüzgâr santralinden örnek vermek gerekirse, her bir türbinin içindeki, jeneratörün torkundan pervane hızı ve motor yalpalamasına kadar birçok şeyi ölçen birçok sensörden sürekli veri üretilebiliyor. Bu veriler işlendiğinde ise performansı iyileştirmek için birçok yol ortaya çıkıyor. Bu noktada dijital ikiz teknolojisinden yararlanılıyor. Sensörlerin bulunduğu bir türbinin aynısı dijital bir ortamda yaratılarak, aynı koşullarda çalışıyor ya da farklı koşullardaki tepkileri gözlemlenebilir oluyor.

birbirine bağlanarak oluşturduğu ağlardan ilham alınarak oluşturulmuş bir yapı ve bu yapının kullanılmasıyla mevcut verilerden yola çıkarak bilinmeyene dair tahminlerde bulunuluyor. Derin öğrenme veya makine öğrenme metotlarının uygulanacağı sistem, başlangıçta yeni doğmuş bir birey olarak düşünülebilir. Dolayısıyla öğretilen materyallerin mantıksal açıdan doğru ve yanlışlığını anlamaktan çok, öğretilen diğer materyaller arasındaki ilişkinin anlaşılmasına çalışılır. Örneğin bir “c” harfinin tanınması istenildiğinde, rastgele bir harf ile geri dönüş yapılırsa, alınan geri bildirimlere göre o cevabın verilmesini sağlayan yapay sinir ağı kuvvetlendirilir veya zayıflatılır. Çok sayıda deneme ve yanılmanın ardından, “c” harfini doğru tanıyan bir model oluşmuş olur. DERİN ÖĞRENME NEDEN GEREKLİ? Günümüzde derin öğrenme

metotlarının kullanılması ve bu yöndeki kullanım ihtiyacının artmasındaki temel sebeplerden biri, elimizdeki veri miktarının artmasıdır. Diğer bir sebep ise eskiden binlerce veriyi işleyebilecek donanımlar yetersiz ve çok pahalıyken, bugün grafik kartları ve paralel işlem yapabilen donanımlara ulaşımın hem çok kolay olması hem de bu donanımların çok ucuza mal olmasıdır. Endüstri 4.0 ve Nesnelerin İnterneti ile birlikte veri kullanımı giderek artıyor. İnsanoğlunun, zamanın başlangıcından 2005 yılına kadar üretmiş olduğu 130 exabayt verinin üstel olarak artması sebebiyle, 2020 yılında bu veri miktarın 40 bin exabayt boyuna ulaşacağı öngörülüyor. Dolayısıyla bu boyuttaki verileri işlemek için insanlar zamanla yetersiz kalacak. Bu verilerin makineler tarafından işlenmesi bile onlarla birlikte “makine öğrenmesi” veya “derin öğrenme” metotları

kullanılmadan yetersizleşecek. Uzmanlar, daha fazla veri işlemenin, ancak ve ancak makine öğrenmesi ve derin öğrenme algoritmalarının potansiyeliyle gerçekleşebileceğini düşünüyor. MAKİNE ÖĞRENMESİ VE DERİN ÖĞRENME Makine öğrenmesi, programlamaya gerek duymadan makinelere öğrenme becerisi kazandırmak için kullanılan teknikleri ifade ediyor. Tek bir yapay sinir ağı, karmaşık problemleri çözmek için yetersizken, birbirine bağlı katmanlardan oluşan sinir ağlarının kullanımı gerekiyor. Bu tür çok katmanlı yapay sinir ağları oluşturmak için ise derin öğrenme gerekli. Makine öğrenmesi, yapay zekâ teriminin bir alt sınıfı, derin öğrenme ise makine öğrenmesinin bir alt sınıfı olarak düşünülebilir. Dolayısıyla sinir ağları da makine öğrenmesi altında bulunan bir alandır. Bütün yapay zekâ problemleri için sinir ağları kullanımına gerek kalmadan daha basit yöntemlerle doğru çözümlere ulaşılabilir.

MEHMET AĞRİKLİ MAKİNE VE ROBOTİK YÜKSEK MÜHENDİSİ MAİB YÖNETIM KURULU BAŞKAN YARDIMCISI

DERİN ÖĞRENMENİN SAĞLADIĞI KOLAYLIKLAR? Derin öğrenme metotları, günümüzde otomobil, oyun, tarım, sağlık, güvenlik, savunma, alışveriş, finans ve eğitim alanlarında aktif olarak kullanılıyor. Örneğin tarımda, ilaçlama makineleri için yapılan tasarımlarda tarım arazisindeki her bir bitki incelenerek, zararlı bitkilerle üretilmesi gereken ürünler ayırt edilip sadece ihtiyaç duyulan ürünlerin ilaçlanması hedefleniyor. Derin öğrenme ve yapay zekâ kullanılarak yapılan ilaçlamada, ilaç kullanımında yüzde 92 azalma ile hem sağlık hem de tarım açısından fayda sağlanıyor. Ayrıca, fabrikalarda bulunan üretim bantlarındaki birbirinden farklı materyallerin sınıflandırılmasında da derin öğrenme metotlarından faydalanarak hatasız üretime gidilebiliyor. Aynı zamanda, geri dönüşüm merkezlerinde geri dönüştürülebilen ve dönüştürülemeyen maddelerin ayırımı gerçekleştirilerek, birim zamanda kazanılan ayrılan ürün oranı artırılabiliyor. Böylece, yeni gelişen yazılım ve donanım teknolojileriyle birlikte derin öğrenme çok ekonomik şekilde uygulanabilir hale geliyor.

83 • TEMMUZ 2018


ANALİZ

YARIŞTA KOŞMAK YETMEZ, RAKİPLERİNDEN HIZLI KOŞACAKSIN ALPER KARAKURT

MAKINE İHRACATÇILARI BIRLIĞI DANIŞMANI

GENELDE TÜRKİYE’DE YAPILAN EKONOMİ YORUMLARI, AYLIK YA DA ÇEYREKLİK BAZDA TÜİK TARAFINDAN AÇIKLANAN VERİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ÜZERİNE KURGULANIYOR. ANCAK KISA DÖNEMLİ YA DA BİR AYLIK GEÇİCİ VERİLERE BAKARAK TÜRKİYE EKONOMİSİNDE HER ŞEYİN YOLUNDA GİTTİĞİNİ YA DA TAM TERSİNİ SÖYLEMEK BİZİ YANLIŞ YÖNLENDİRECEKTİR. ÇÜNKÜ KISA DÖNEMLİ BU VERİLERİN BİR ARAYA GELMESİYLE BİRLİKTE ORTAYA BÜYÜK RESİM ÇIKIYOR. UZUN DÖNEMDE TÜRKİYE AÇISINDAN ÖNEMLİ OLAN, RAKİBİ OLAN ÜLKELERLE KIYASLANDIĞINDA NASIL BİR PERFORMANS SERGİLEDİĞİDİR.

T

ürkiye ekonomisinin son dönemde çok güçlü bir büyüme ortaya koydu. Bu, kendi içinde doğru bir önerme ancak bu büyümenin göreli karşılaştırması daha önemli görünüyor. Büyümenin yeterli olup olmadığının en net göstergesi, Türkiye’nin diğer orta-yüksek gelir grubunda yer alan ülkeler grubuyla karşılaştırılmasıyla elde edilebilir. Dünya Bankası sınıflamasına göre Türkiye’nin rakibi konumundaki ülkeler, orta-yüksek gelir grubunda yer alıyor ve toplamda 22 trilyon dolarlık bir büyüklük oluşturan orta-yüksek gelir grubu ülkelerinden milli gelir olarak Türkiye’nin 2010 yılında aldığı pay yüzde 5 olarak ölçülüyor. 2017 yılında ise bu oran yüzde 3,8’e geriledi. Yani Türkiye, 2010 ile 2017 yılları arasında toplamda yüzde 10’un üzerinde dolar bazında bir büyüme elde etmiş olsa bile rakibimiz olan diğer ülkelerin çok daha hızlı büyüdükleri anlaşılıyor. Bildiğimiz üzere, küresel bir yarış içerisindeyiz ve bu yarışta başarılı olmanın temel kuralı yalnızca hızlı koşmak değil, rakiplerden hızlı • 84

koşmaktır. Dünya Bankası verilerine göre, 2010-2017 yılları arasında Türkiye ekonomisi toplamda yüzde 10,2’lik dolar bazında bir büyüme sergilerken, aynı dönemde Endonezya yüzde 34, Güney Kore yüzde 40, Hindistan yüzde 56 ve Çin yüzde 100 büyüdü. Bu ülkelerin tamamı ekonomik büyüklük olarak Türkiye’nin önünde ve büyüme performansları da Türkiye’den daha iyi görünüyor. Ancak, büyüklük olarak Türkiye’nin önünde yer alan Brezilya, Rusya ve Meksika ile kıyaslandığımızda Türkiye’nin büyüme performansı öne çıkıyor. Daha geniş bir perspektiften değerlendirildiğinde, 2010-2017 yılları arasında dünya ekonomisi toplamda yüzde 22 büyürken, Türkiye ekonomisi ancak yüzde 10,2 büyüdü. Bu açıdan değerlendirildiğinde, 2010-2017 yılları arasında Türkiye ekonomisinin koştuğunu ancak rakiplerinden ya da dünya genelinden daha hızlı koşamadığını söyleyebiliriz. Ekonomi geneli değil de imalat sanayisi açısından değerlendirildiğinde ise karşımıza farklı bir tablo çıkıyor. 2010 yılında Türkiye imalat

sanayinin ekonomi içerisindeki payı yüzde 15 iken, bu oran 2017 yılında yüzde 18’e yükseldi. Dünya genelinde bu oran 2010 ve 2017 yıllarında yüzde 16 olarak sabit kaldı. Bu veri bize, son yedi yılda Türkiye’de imalat sanayisinin performansının dünya ortalamasıyla karşılaştırıldığında daha iyi olduğunu söylüyor. Bu noktada sorulması gereken soru, milli gelirin içinde yüzde 18’lik bir büyüklüğe sahip imalat sanayi yeterli mi? Yoksa bu oran düşük mü? Türkiye’nin eşleniği olan ülkelerin oluşturduğu orta-yüksek gelir grubunda yer alan ülkelerde imalat sanayisinin milli gelirden aldığı payın yüzde 21 olduğu göz önünde bulundurulduğunda, yüzde 18’lik rakamın yeterli olmadığı ve bu rakamın öncelikle yüzde 20 ve üzerine çıkarılması gerektiği anlaşılıyor. Peki, sanayinin göreli performansı iyi olmasına rağmen Türkiye ekonomisinin genel performansı neden yetersiz kalıyor? Büyüme üzerinde etkili olan hangi unsur bizde eksik durumda? Bugünün ve yarının en önemli sorusu, işte bu sorudur. Özellikle yeni bir yönetsel modelin

uygulamaya konduğu, buna bağlı olarak devlet aygıtının yeniden düzenlendiği bu dönemde, büyümenin ve büyümenin bileşenlerinin yeniden ele alınması çok daha kolay olacak. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk kabinesinin belli olmasından sonra kuşkusuz ekonomi politikaları da yeniden ele alınacak. Bu dönüşüm süreci, Türkiye açısından çok önemli bir fırsat olarak değerlendirilmeli. Yeni bir anlayışla baştan aşağı zihinsel bir değişim yerine, mevcut durumun devamı niteliğinde küçük düzenlemelerin uygulamaya konulması, istenilen sonucu elde etmemize ne yazık ki imkân tanımayacak. Türkiye’deki ekonomi politikasının baştan aşağı yenilenmesi gerekiyor. Başta yatırım teşvik sistemi olmak üzere tüm teşvik sisteminin yeni baştan kurgulanması, katma değer ve verimliliği destekleyen bir modele geçilmesi gerekli. Bugüne kadar kamusal kaynakların bölgesel gelişme adına az gelişmiş bölgelere yönlendirilmesi, Türkiye’yi belirli bir noktaya getirdi ve etkili de oldu. Ancak bu noktadan sonra


ALPER KARAKURT

Ancak bu noktada yapılan bir temel hatanın altının çizilmesi de gerekli: Türkiye’de ileri teknoloji sorunu yalnızca ihracatın bir sorunu olarak ele alınmakta ki aslında sorun ihracatın değil imalatın sorunudur. Yani Türkiye’de ileri teknolojili imalat yetersizdir. İleri teknolojili imalatın yetersiz olmasının nedeni ise Ar-Ge yetersizliğinden kaynaklanıyor. Dünyanın hiçbir ülkesinde ileri teknolojili üretim kendi kendine ortaya çıkmadı. Öncelikle yapılan Ar-Ge faaliyetleriyle tarlaya tohum ekildi, sonrasında tutan ve yeşeren tohumlardan ileri teknolojili imalat gerçekleştirildi. Türkiye’de ise Ar-Ge faaliyetleri ne yazık ki her türlü teşvik ve desteğe rağmen istenilen düzeye ulaşamadı. 2005-2015 yılları arasında dünya genelinde yapılan Ar-Ge’nin milli gelire oranı yüzde 2,23 iken yüksek gelirli ülkelerde bu oran yüzde 2,56, orta-yüksek gelir grubunda yüzde 1,66 idi. Türkiye’de ise 2005-2015 yılları arasında bu oran yüzde 1,01 olarak gerçekleşti. Bu açıdan değerlendirildiğinde, Türkiye’nin Ar-Ge harcamalarını, mevcut durumunun en az 1,2 kat üzerine çıkarması gerekmekte ki ancak bu durumda dünya ortalamasını yakalama şansı elde edebiliriz.

kamusal kaynakların farklı bir dağıtım modeline göre tahsis edilmesi gerekiyor. Nasıl ki son dönemde uygulamaya konulan “proje bazlı teşvik sistemi” ile Türkiye’de üretimi olmayan ve ithalata konu olan ürünlerin Türkiye’de üretilmesi teşvik edilmiş ise tersine bir bakış açısıyla Türkiye’de üretimi olan ürünlerde tamamen yenilikçilik, katma değer yaratıcı, Türkiye’yi teknolojik olarak sıçratacak olan her türlü faaliyet de desteklenmeli. Her ne kadar Türkiye milli gelir olarak orta-yüksek milli gelir grubuna mensup ülkeler arasında yer alsa da teknolojik olarak ele alındığında çok ciddi bir sıralama kaybı söz konusu: Örneğin 2016 yılı Dünya Bankası rakamlarına göre Türkiye’nin imalat sanayisi ihracatı içerisinde ileri teknolojinin payı ancak yüzde 2 civarındaydı. Dünya genelinde ise bu oran yüzde 17,9’du. Ekonomik büyüklük olarak dünyanın en büyük 20 ekonomisi ele alındığında, Türkiye bu oranla en kötü ülke konumunda bulunuyor. Türkiye’nin, dünyanın ileri teknoloji ihracatından aldığı pay ise binde 1 civarında. Bu rakam, hiçbir şekilde, dünyanın en büyük 16’ncı ekonomisi konumundaki Türkiye’nin pozisyonuna yakışır değil.

Peki, bu Ar-Ge rakamının elde edilmesi için Türkiye’nin yeterli araştırmacısı var mı? Bu araştırmacıların kapasiteleri yeterli mi? Bu sorunun cevabını bulmak için de Türkiye’nin durumunun dünyanın ilk 20 ekonomisi ile karşılaştırılmasına bakmalıyız. Dünya’nın ilk 20 ekonomisinde, milyon kişi başına düşen araştırmacı sayısı 2 bin 935’tir. Türkiye’de ise bu rakam bin 157 olarak açıklanıyor. Yani, nitelikleri bir yana, ülkemizdeki araştırmacı sayısı da yeterli değil. Bir diğer gösterge ise milyon kişi başına düşen teknisyen sayısıdır. İlk 20 ekonomi ortalamasında, milyon kişi başına düşen teknisyen sayısı bin 52 iken Türkiye’de milyon kişi başına düşen teknisyen sayısı sadece 207. Bu iki rakam ışığında, Türkiye’de Ar-Ge faaliyetlerini gerçekleştirecek olan personelin yetersiz olduğunu söylememiz yanlış olmayacaktır. Ar-Ge faaliyetlerinin temelini teşkil eden bilimsel ve teknik makale sayısı ise bir ülkedeki araştırmacıların niteliğini ortaya koyan en temel göstergelerin başında gelir. Dünya Bankası’na göre 2016 yılında Türkiye’de 33 bin 902 bilimsel ve teknik makale yayınlanırken, dünyanın ilk 20 ekonomisinde bu rakam

SEÇİLİ GRUPLARDA KÜRESEL GÖRÜNÜM VE TÜRKİYE KARŞILAŞTIRMASI AR-GE HARCAMASI (MİLLİ GELİRE ORANI, %)

İLERİ TEKNOLOJİ İHRACATI (MİLYON DOLAR)

İLERİ TEKNOLOJİ İHRACATI (İMALAT SANAYİ İHRACATINA ORANI, %)

ortalamada 89 bin 300’dür. Yani neredeyse Türkiye’nin üç katı civarındadır. Özel sektörün katma değer ve yenilikçilik kapasitesini göstermesi açısından en önemli üç gösterge olan marka, patent ve tasarım başvurularında Türkiye’nin durumunu, ilk 20 ekonomi ile karşılaştırmalı analiz etme imkânına da sahibiz. Marka başvurusunda Türkiye oldukça iyi durumda: İlk 20’de yer alan ekonomiler içinde, üç tanesi dışında Türkiye’nin marka performansı daha iyi görünüyor. Benzer şekilde endüstriyel tasarım başvurularında da Türkiye’nin durumu iyi sayılabilir. 2016 yılı verilerine göre Türkiye’de, ilk 20 ekonomide Çin, Almanya ve Güney Kore haricindeki diğer ülkelerden daha fazla başvuru gerçekleşirken, konu patente geldiğinde ibre tersine dönüyor. 2016 yılında Türkiye’de gerçekleşen patent başvurusu sayısı, ilk 20 ekonomiden yalnızca beşini geride bırakmış. Diğer 15 ekonominin performansı Türkiye’nin oldukça ilerisinde görünüyor. Tüm bu veriler ışığında, Türkiye ekonomisinin halen endüstriyel tasarım aşamasında olduğu, patent faaliyetleri konusunda istenilen noktadan oldukça uzak olduğumuz söylenebilir. Kaynak: Dünya Bankası

PATENT BAŞVURUSU SAYISI

ENDÜSTRİYEL TASARIM BAŞVURUSU SAYISI

MİLLİ GELİR (MİLYAR DOLAR)

İMALAT SANAYİSİ (MİLLİ GELİRE ORANI, %)

YILLAR

2005-2015

2016

2016

2016

2016

2010-2017

2010-2017

DÜNYA

2,23

2.146.089

17,9

2.946.335

1.126.810

65.957-80.684

16-16

YÜKSEK GELİR GRUBU

2,56

1.243.557

17,8

1.388.927

332.200

45.719-51,475

14-14

ORTA-YÜKSEK GELİR GRUBU

1,66

664.954

19,9

1.482.539

749.872

15.362-22,168

21-21

ORTA-DÜŞÜK GELİR GRUBU

0,56

76.156

10,2

74.563

43.950

4.492-6,504

16-16

-

3,5

-

-

385-550

8-9

2.183

2,0

6.848

46.305

772-851

15-18

DÜŞÜK GELİR GRUBU TÜRKİYE

1,01

85 • TEMMUZ 2018


FİNANS

İHRACATÇI HANGİ ENDEKSLERİ TAKİP ETMELİ?

TİCARETİN ÖNCÜ GÖSTERGELERİ

KÜRESEL PİYASALARIN GELECEKTE NASIL BİR YÖN ÇİZECEĞİNİ KESİN OLARAK SÖYLEMEK İMKÂNSIZ. ANCAK GİDİŞAT HAKKINDA BAZI TAHMİNLER YAPILABİLİR. PİYASALARIN GİDİŞATI HAKKINDA TAHMİN YAPABİLMEK İÇİN DE BİRÇOK ARAÇ KULLANILIYOR.

F

inans piyasalarıyla ilgilenmeye başlayınca, ister istemez yüzlerce gösterge, fiyat ve grafikle karşılaşılıyor. Anlık, günlük ya da belirli dönemler içinde güncellenen bu gösterge ve endeksler, aslında gelecek için bir yol haritası işlevi de görüyor. Bu sayımızda Baltık Kuru Yük Endeksi ve Londra Metal Borsası’nı tanıtmaya çalışacağız. BALTIK KURU YÜK ENDEKSİ Baltık Kuru Yük Endeksi (BDI), Londra merkezli Baltık Borsası tarafından günlük yayımlanan bir ekonomik göstergedir. Adından farklı olarak Baltık Denizi ülkeleriyle sınırlı olmayan bu endeks, Handysize, Supramax, Panamax ve Capesize tipi dökme yük gemilerinin tonajları, sayıları, rotaları, taşıdıkları yük ve fiyatı göz önünde tutularak hesaplanan bir değeri ifade eder ve taşımacılık şirketlerinin birim miktar için istedikleri ortalama navlun ücretlerini gösterir. Peki, BDI verileri neden takip edilmeli? Bu sorunun cevabı oldukça basit; çünkü BDI verileri dünyanın ekonomik gidişatına • 86

dair öncü gösterge olarak değerlendiriliyor. Bilindiği üzere küresel ticaretin yüzde 80’den fazlası halen deniz yolu ile yapılıyor ve dünyada bulunan uzun mesafeli taşımacılık yapabilecek gemi sayısı büyük ölçeklerde değişmediği için arz-talep değişimlerindeki navlun ücretleri ciddi volatiliteye neden oluyor. Diğer yandan BDI verileri, Baltık

Borsası halka açık olmadığı ve üyeleri dışında veri kabul etmeyerek manipülasyona kapalı olduğu için oldukça güvenilir kabul ediliyor. BDI verileri gemi brokerları, filo sahipleri ve finans çevrelerince oldukça itibar görürken, yapılan taşımacılık sözleşmelerinde de BDI verileri referans olarak dikkate alınıyor. Halen Baltık Borsası’na kayıtlı 600 üye

firma bulunurken, bu üyeler dünya deniz taşımacılığı hacminin tamamına yakınını temsil ediyor. Her gün, üyelerden gelen bilgilere göre (gemilerin ağırlık ve taşıdıkları ham maddeye göre) bir değer hesaplanıyor: Taşınacak yük, taşıyacak gemi sayısına göre fazlaysa fiyat yükseliyor; taşınacak yük taşıyacak gemi sayısına göre az ise fiyat düşüyor. Bu


İHRACATÇI HANGİ ENDEKSLERİ TAKİP ETMELİ?

durumda endeks yükseliyorsa dünya ticaretinde canlılık, düşüyorsa gerileme söz konusu sonucuna ulaşılabiliyor. Bu durumda, kuru yük taşımacılığı nereden nereye yapılıyor ve buna ne kadar ödeniyor sorularına da buradan cevap bulmak mümkün oluyor. Küresel yatırımcıların endeksi takip etmelerindeki en önemli sebep ise ham madde taşımacılığı üzerinden küresel ticaretin canlılığının takip edilebiliyor olması. Küresel ticarette kuru yük taşımacılığına talebin yüksek olması, dünyada ham madde ticaretinin arttığının da bir işareti olarak gösteriliyor. Talebin yüksek olduğu dönemlerde doğal olarak taşımacılık

fiyatları ve BDI verileri de artışa geçerken, BDI verilerindeki düşüş eğilimi ise küresel ticarette durgunluk beklentilerine işaret ediyor. Uzmanlar, BDI verilerini yorumlarken, uzun vadeli trendlerin değerlendirilmesinin; olağan dışı artış ve azalışların izlenmesi ve nedenlerinin araştırılmasının; BDI verilerinin yardımcı bir göstergenin ötesinde değerlendirilmemesinin ve yine BDI verilerinin tek başına değerlendirilmemesinin önemli olduğunun altını çiziyor. LONDRA METAL BORSASI Sanayi üretiminin ana ham maddelerinden biri olan metaller, endüstri için olduğu kadar finansal piyasalarda da önemli bir yere sahip. Alüminyum, bakır, kurşun, nikel, kalay, çinko, çelik ve demir fiyatları konusunda dünyada iki önemli borsa bulunuyor: Şangay Türev İşlemler Borsası (SHFE) ve Londra Metal Borsası (LME). SHFE daha kapalı bir borsa görünümündeyken, 1877’de kurulan LME ise küresel ölçekte metal fiyatlarının belirlendiği yer olarak yatırımcılar ve imalatçıların en çok takip ettiği veri merkezi olarak dikkat çekiyor. Dünya metal endüstrisinin büyük bir kısmı maliyetlerini koruma altına almak için LME’yi kullanıyor. LME’de, aralarında alüminyum, bakır, çelik, kurşun ve kalayın da olduğu 15 metal işlem görürken, borsanın ortalama yıllık işlem hacmi 3,5 milyar ton, 12,7 trilyon dolar ve 157

milyon lota yakındır. Dünyanın en iyi metal piyasası olması ve metal piyasasının yüzde 80’den fazlası tarafından referans fiyat olarak alınması nedeniyle rakipsiz bir borsa sistemine sahip LME’de, diğer türev işlemler borsalarından farklı olarak aylık ve üç aylık kontratlar yerine her gün için ayrı bir kontrat açılabiliyor. Bu özelliği ile türev işlemlerden daha çok vadeli işlem (Forward) piyasasına benzeyen LME’de en aktif kontratlar ise üç aylık kontratlar ve işlem yapılan günden üç ay sonrası valör ile işlem yapılıyor. LME’de ayrıca, Londra saati ile 1.00 ile 19.00 saatleri arasında elektronik olarak işlem yapmak da mümkün. Peki LME, makine ihracatçıları için neden önemli? Çünkü ihracat için dünyada oluşan ham madde fiyatlarını bilmek ve bu fiyatların gelecek seyirlerini öngörmek, maliyetlerin belirlenmesi açısından da hayati önem taşıyor. Son olarak, ihracatçılar, üretim için elbette sadece ana ham maddeleri olan metallerin fiyatları ve ilişkili endeksleri, üretim ve satın alma gruplarıyla ilişkili özellikle enerji, kauçuk/plastik ve hizmet fiyatlarını ve ilişkili endeksleri de yakından takip etmeli. ABD’nin AB ve Çin ile sürdürdüğü küresel ticaret savaşlarının etkisiyle hızlı dalgalanmaların beklendiği emtia fiyat endekslerinin takibi, ihracatçıların maliyet hesaplamalarında güncelliği yakalamak adına önem arz ediyor.

BALTIK KURU YÜK ENDEKSI (BDI), HANDYSIZE, SUPRAMAX, PANAMAX VE CAPESIZE TIPI DÖKME YÜK GEMILERININ TONAJLARI, SAYILARI, ROTALARI, TAŞIDIKLARI YÜK VE FIYATI GÖZ ÖNÜNDE TUTULARAK HESAPLANAN BIR DEĞERI IFADE EDER VE TAŞIMACILIK ŞIRKETLERININ BIRIM MIKTAR IÇIN ISTEDIKLERI ORTALAMA NAVLUN ÜCRETLERINI GÖSTERIR.

ALÜMINYUM, BAKIR, KURŞUN, NIKEL, KALAY, ÇINKO, ÇELIK VE DEMIR FIYATLARI KONUSUNDA DÜNYADA IKI ÖNEMLI BORSA BULUNUYOR: ŞANGAY TÜREV İŞLEMLER BORSASI (SHFE) VE LONDRA METAL BORSASI (LME). 87 • TEMMUZ 2018


ARAŞTIRMA

ESTONYA’NIN E-OTURUM HİZMETİ, HANGİ FIRSATLARI SUNUYOR? YURT DIŞINA AÇILMAK, YENİ MÜŞTERİLER KAZANMAK VE ULUSLARARASI BİR ŞİRKET OLMAK HER GİRİŞİMCİNİN HAYALİ. ANCAK YURT DIŞINDA ŞİRKET YA DA MEVCUT GİRİŞİMİN BİR YANSIMASINI KURMAK, YÜKSEK MALİYETLER VE KARMAŞIK BÜROKRASİ NEDENİYLE HAYAL EDİLENDEN DAHA DA ZOR. ESTONYA, TAM DA BU NOKTADAN YOLA ÇIKARAK, GİRİŞİMCİLERE AB REGÜLASYONLARINA TABİİ ŞİRKET KURABİLMENİN BİR YOLUNU SUNUYOR.

E

stonya, Sovyetler Birliği sonrasında İnternet ve Bilgi İletişim Teknolojileri alanında yatırım kararı alarak, daha 2000 yılında dijital sistemleri bürokraside kullanmaya başlamıştı. Programlama ve İngilizce eğitimini ulusal strateji • 88

haline getiren ve bu politikalarla Skype, TransferWise, GrabCAD, Nortal, Defendec, Lingvist gibi oldukça başarılı dijital girişimler çıkaran Estonya, 2014’te başlattığı “e-Estonia/e-Residency” sistemi ile (biz e-Oturum olarak adlandırıyoruz) Estonya’da şirket kurma ve

AB regülasyonları içerisinde ticaret yapma fırsatı sunuyor. Estonya halen, ABD ve İsrail’in ardından hane başına düşen girişimci sayısında dünyada üçüncü sırada bulunuyor. Bilişim teknolojileri ve girişimcilik alanında her yıl birçok yeni startup çıkaran ve girişimcileri dünyanın en

rekabetçi vergi sistemi ile destekleyen Estonya, günümüzde dünyanın her tarafından yatırımcılar çekmeye de devam ediyor. DÜNYANIN İLK DİJİTAL VATANDAŞLIK SİSTEMİ Dünyada bir ilk olarak 2014 yılından itibaren uygulamaya


ESTONYA’NIN E-OTURUM HİZMETİ, HANGİ FIRSATLARI SUNUYOR?

E-OTURUM KİMLİK KARTI NE İŞE YARAR? e-Estonyalı olanlara, Estonya ülkesinde kolay ve hızlı bir şekilde şirket kurabilme, bu şirketin tüm AB ülkeleri genelinde faaliyetini sürdürebilme ve güvenli ticari faaliyette bulunabilme imkânı sunuluyor. • e-Oturum kimlik kartı ile Estonya devlet sistemine erişebilirsiniz. • Tüm yasal süreçleri çevrimiçi olarak yerine getirilebilirsiniz. • Kart çipleri kişiye özel tasarlanmıştır. Bu kartlar bilgisayarın USB giriş yardımıyla kullanılabilir. • Dijital kimlik kartı ile internet üzerinden şirket kurmak ve mevcut e-servislerden faydalanılabilir. • PayPal gibi çevrimiçi ödeme servisleri ve bankalara erişim imkânlarından faydalanabilirsiniz. • Dokümanları her yerden imzalayabilir ve yetkilendirebilirsiniz. • Dokümanları güvenli bir şekilde şifreleyebilirsiniz ve gönderebilirsiniz • Dijital kimlik kartı fiziksel kimlik gibi değildir ve fotoğraf yoktur.

koyulan ve kapsamı/içeriği her yıl genişletilen e-Oturum/e-Residency hizmetinde, Estonya’da olma koşulu olmadan tamamen çevirim içi olarak firma kurulumu gerçekleştirilebiliyor ve resmi evraklar dijital imzalama yöntemiyle sunularak firmalar ticari faaliyetlerini sürdürebiliyor. Bu politikayla Estonya, 2025 yılına kadar 10 milyon e-Oturum sağlamayı hedeflerken, dolaylı etkileriyle birlikte GSYİH’sini de 2025 yılında iki katına çıkarmayı planlıyor.

koruyucu AB regülasyonları içerisinde ticaret olanağına sahip olmanız çerçevesinde kalıyor. Peki, e-Oturum’u çekici kılan en önemli unsur ne? İlk olarak Estonya’nın AB

üyesi olduğunu hatırlamakta yarar var ve Estonya’da kuracağınız şirket ile AB içerisinde kabul gören bir şirketiniz olacağını söyleyebiliriz. Üstelik e-Oturum ile Estonya’da kuracağınız şirket için bilgisayarınız başında geçireceğiniz 15 dakika yeterli. Kurulum sırasında 2 bin 500 euroluk bir sermaye beyanı gerekiyor ancak bunun için de Estonya size bir yıllık bir süre tanıyor. Örneğin Almanya’da aynı tip şirket kurmak isterseniz 25 bin euroluk yatırım sermayesinin kurulum esnasında hazır olması gerekli. Ayrıca Estonya’da kurulacak şirketin yönetimi için gereken yıllık maliyetler göz önüne alındığında (sanal ofis, lokal temsilci, danışmanlık, muhasebe gibi) aylık ortalama 100-150 euro gibi cüzi tutarlar ile tüm işlerinizi aracı kuruluşlar üzerinden uzaktan yürütebilirsiniz. Dahası, kurulacak şirketinizden kâr dağıtımı gerçekleşene kadar kurumlar vergisi de alınmıyor. Estonya, dünyanın en iyi vergi sistemlerinden

ESTONYA , ABD VE İSRAIL’IN ARDINDAN HANE BAŞINA DÜŞEN GIRIŞIMCI SAYISINDA DÜNYADA ÜÇÜNCÜ SIRADA BULUNUYOR. BILIŞIM TEKNOLOJILERI VE GIRIŞIMCILIK ALANINDA HER YIL BIRÇOK YENI STARTUP ÇIKARAN VE GIRIŞIMCILERI DÜNYANIN EN REKABETÇI VERGI SISTEMI ILE DESTEKLEYEN ESTONYA, GÜNÜMÜZDE DÜNYANIN HER TARAFINDAN YATIRIMCILAR ÇEKMEYE DE DEVAM EDIYOR.

15 DAKİKADA AB’YE TABİİ ŞİRKET SAHİBİ OLMAK Ancak hemen belirtmeliyiz ki, e-Oturum ile Estonya vizesi ya da Estonya’da oturum iznine sahip olunmuyor. e-Oturum belki gelecekte almak isteyeceğiniz Estonya vizesi için bir ölçüde kolaylık sağlayabilir ancak bugünkü hali ile e-Oturum sistemi ile edineceğiniz haklar, sadece Estonya’da şirket kurabilme ve bu şirket ile 89 • TEMMUZ 2018


ARAŞTIRMA

KARŞIT GÖRÜŞLER NE DİYOR? Estonya, oldukça muhafazakâr bir vatandaşlık rejimine sahip. Nitekim Sovyetler Birliği’nden 1991’de kazandığı bağımsızlığının ardından Estonya’nın ilk yaptığı icraatlardan biri Sovyet döneminden miras kalan nüfus yapısını uluslaştırmak için 1938’deki vatandaşlık kanununu yeniden kabul etmek oldu. Bu kanuna göre yalnızca 1940’dan önceki (Sovyetler Birliği’nin ülkeyi devralmasından önceki) vatandaşlara doğrudan Estonya vatandaşlığı verildi. Bununla bağlantılı olarak Estonya nüfusunun yüzde 30’u (özellikle etnik Ruslar ve Rusça konuşan azınlıklar) fiilen vatansız kaldı. Estonya’da bu gruba “belirsiz vatandaşlığa sahip insanlar” deniliyor. Vatansızlıktan kurtulmak için bu insanların üç farklı seçenekleri var: Estonya vatandaşlığına başvurmak, başka bir ülkenin vatandaşlığına geçmek veya ülkeyi terk etmek. Estonya, 1995’te ise daha çağdaş bir vatandaşlık kanununu kabul etmesine ve bu kanun özellikle AB üyeliği sürecinde bir takım düzeltmelerden geçmesine rağmen Eylül 2012’de Estonya nüfusunun yüzde 16’sı halen Estonya vatandaşı değildi. Nüfusun yüzde 7’si ise fiilen vatansız durumdaydı. Dolayısıyla onlarca yıldır ülkede yaşayan etnik Estonyalı olmayanları kendilerinden saymayan Estonya’da bonkörce dağıtılacak olan sözde e-Oturum statüsü nedir? Neye ve kime yarıyor? Daha önce belirtmiştik, e-Oturum, kesinlikle bir vatandaşlık uygulaması değil, AB vizesi ve Estonya oturum hakkı da tanımıyor. Yani, e-Oturum ile kuracağınız şirketi yerinde görmek isterseniz, yeniden vize almak zorundasınız. Özetle, paranız, ürünleriniz serbestçe dolaşabilirken siz yine serbestlik içerisinde seyahat edemiyorsunuz. Bu kapsamda bazı uzmanlar, e-Oturum sisteminin AB ile çelişkili olduğunu ve sistemin bu hali ile insanları AB dışında tutma siyaseti içerdiğini; hatta Avrupa’yı kaleleştirdiğini de söylüyor.

“YENI DIJITAL ULUSA KATIL” VIZYONUYLA DÜNYADA BIR ILK OLARAK HAYATA GEÇEN PROJE ŞU ANDA 163 ÜLKEDE 43 BIN 500’DEN FAZLA DÜNYA VATANDAŞINA E-OTURUM SAĞLAMIŞ DURUMDA.

• 90

birine sahip olduğu için sadece para kazanırsanız vergi ödüyorsunuz. Bu aşamada kurumlar vergisi yüzde 20 olarak gerçekleşirken, eğer kazancınızı yeniden yatırıma yönlendirirseniz yine kurumlar vergisinden muaf tutuluyorsunuz. PEKİ, PARA YÖNETİMİ VE ŞİRKET ADRESİ? Estonya hükümeti, tercih edebileceğiniz üç banka sunuyor. Bunlar LHV, Swedbank ya da SEB. Skype üzerinden yüz yüze yapılacak bir görüşme ile banka hesabınızı açtırabilirsiniz. Şirket adresi ve şirket muhasebesi ile ilgili olarak da e-Estonia ile işbirliği sunan hizmet sağlayıcılardan cüzi ücretler karşılığında

hizmet almak mümkün. Böylece şirketiniz için bir ofis adresi, posta kutusu, hatta çalışan hizmeti gibi hizmet çeşitleri de artırılabiliyor. BBC’ye konuşan e-Estonia projesinin kurucularından Kaspar Korjus, Estonya’nın bu uygulamadan çıkarını saydığımız paralel hizmet sağlayıcı gelirleri ile ilişkilendirmiş: “Direkt gelirler değil bankacılık ve rehberlik hizmetlerinden gelecek olan gelirlerle ilgileniyoruz. Estonya’nın nüfusu 1,3 milyon ancak 2025’de 10 milyon e-Estonyalı olacağını öngörüyoruz. Bu yüzden e-Estonyalıların artması, dijital göçün yaygınlaşması devlet tarafından destekleniyor.” E-OTURUM NASIL ALINIYOR? Yapmanız gereken sadece https://apply.gov.ee adresine girmek ve buradaki yönergeleri izleyerek, şirket kurma

amacınız ve yapacağınız işi en açık şekilde anlatmak. Elbette bir de 100 euro gibi makul bir başvuru ücreti de yer alıyor. Başvurunuz kısa bir süre içerisinde onaylandıktan sonra yapmanız gereken tek şey Ankara’da yer alan Estonya Büyükelçiliği’ne gidip parmak izinizin kaydını yaptırarak e-Oturum kartınızı ve kart okuyucunuzu almak. E-OTURUM NE DURUMDA? “Yeni dijital ulusa katıl” vizyonuyla dünyada bir ilk olarak hayata geçen proje şu anda 163 ülkede 43 bin 500’den fazla dünya vatandaşına e-Oturum sağlamış; 5 bin 121 şirket kurulumuna ulaşmış durumda. En çok başvuru 4 bin 73 ile Finlandiya’dan olurken, Rusya 2 bin 713 başvuru ile ikinci, ABD ise Ukrayna ise 2 bin 413 başvuru ile üçüncü sırada yer alıyor. Türkiye ise 1226 başvuruyla 12’nci sırada bulunurken,


ESTONYA’NIN E-OTURUM HİZMETİ, HANGİ FIRSATLARI SUNUYOR?

ÜLKELERE GÖRE BAŞVURU SAYILARI

Kaynak: E-Estonya Resmi İnternet Sitesi

ÜLKE

şirket kurulumunda ise Türkiye 197 şirket ile sekizinci sırada yer alıyor (Resmi istatistiklere https://app.cyfe. com/dashboards/195223/ 5587fe4e520361022837116 15553 adresinden anlık olarak ulaşılabilir). Türkiye’deki 1226 e-Estonyalıdan biri de Nerdworking’in kurucularından Erdem Dilbaz. Dilbaz, e-Oturum almanın ilk aşamasını, yani İnternet üzerinden yapılan ilk başvuruyu şöyle anlatıyor: “Ben de bir şirket kurmak istiyordum. Kendine yatırım yapmak ve şirketini büyütmek istiyorsan Türkiye’de bu işler çok maliyetli oluyor. Bu yüzden e-Estonya’yı değerlendirdim. Başvuru çok kolay; devlet sitesinde, ad/soyad, adres ve bir paragrafla alacağın vatandaşlıkla ne iş yapacağınızı anlatıyorsunuz. Burada iş modeli de önemli. Yaratıcı endüstriler destekleniyor.” Dilbaz, sağlık endüstrisinde

kuracağı yeni ağın merkezini Avrupa’ya taşımak için ve Estonya’nın girişimcilere sağladığı vergi muafiyetlerinden faydalanabilmek için e-vatandaş olmak istemiş: “Özellikle engelleri olan, sonradan engelleri oluşan insanlar için asistan ekipmanlar üreteceğiz. Parkinson hastaları, Alzheimer hastaları için, insan vücudundaki kemik, eklem gibi parçaları üretmeye çalışacağız. AB bu çalışmalara fonlar da sağlıyor. Estonya e-Oturum sistemi bu açıdan da faydalı.” Grafik Tasarımcı Emir Uçkan da e-Oturum sahibi bir başka girişimci. İnternet üzerinden form doldurduktan sonraki aşamayı şöyle anlatıyor: “Gerçekten çok kolay. Kime anlattıysam inanılmaz geliyor. Pasaport bilgilerinizle formu İnternet üzerinden doldurduktan sonra 100 euroluk ödemeyi kredi kartı ile yapıyorsunuz. Bana 11 günde

BAŞVURU SAYISI

%

1

FINLANDIYA

4.073

9,36

2

RUSYA

2.713

6,24

3

UKRAYNA

2.413

5,55

4

ABD

2.369

5,44

5

ALMANYA

2.334

5,36

6

BIRLEŞIK KRALLIK

2.075

4,77

7

JAPONYA

2.044

4,70

8

ÇIN

1.866

4,29

9

HINDISTAN

1.743

4,01

10

İTALYA

1.718

3,95

11

FRANSA

1.631

3,75

12

TÜRKIYE

1.226

2,82

13

GÜNEY KORE

1.185

2,72

14

LETONYA

1.096

2,52

15

HOLLANDA

883

2,03

16

İSPANYA

795

1,83

17

İSVEÇ

791

1,82

18

POLONYA

723

1,66

19

LITVANYA

559

1,28

20

KANADA

557

1,28

ÜLKELERE GÖRE E-OTURUM SAHİPLERİNİN AÇTIĞI ŞİRKET SAYILARI ÜLKE

Kaynak: E-Estonya Resmi İnternet Sitesi

E-VATANDAŞ

1

UKRAYNA

508

2

ALMANYA

376

3

RUSYA

362

4

FINLANDIYA

340

5

FRANSA

244

6

İTALYA

225

7

BIRLEŞIK KRALLIK

215

8

TÜRKIYE

197

9

HINDISTAN

188

10

ABD

160

sınır polisinden onaylandığına dair cevap geldi. Üç haftada da dijital kartınız ve kart okuyucunuz Ankara Konsolosluğu’na gönderiliyor. Pasaportunuzu alıp gidiyorsunuz, formda yazanların kısa bir sözlüsünü yapıp, sizin dijital olarak parmak izlerinizi alıyorlar. Burada da en fazla 20 dakika sürüyor işlemler.”

Bunun yanı sıra birçok kişi de İnternet üzerinden ticari faaliyetlerini gerçekleştirirken kredi kartlarını sorunsuz kullanabildikleri için e-Oturum sistemini tercih ediyor. Inpay, PayPal muadili küresel ödeme sistemlerinin Türkiye’de yaygın olmayışı da girişimcilerin e-Oturum sistemine olan ilgisini yükseltiyor. 91 • TEMMUZ 2018


AKTÜEL

MAKİNE SEKTÖRÜ DENİLDİĞİNDE İNSANLARIN AKLINA NE GELİYOR? MAKİNE SEKTÖRÜ, YAN SANAYİLERİYLE BİRLİKTE MİLYONLARCA İNSANIMIZI İLK ELDEN İLGİLENDİRİYOR. ANCAK, EKONOMİNİN ANA DAMARLARINDAN BİRİ OLAN, GÜNLÜK YAŞAMIN HEMEN HER ANINDA VAR OLAN ÜRÜNLERİN ÜRETİLDİĞİ MAKİNELERİ, BU DEVASA CAMİAYI VE BU CAMİANIN İÇERİSİNDEKİ KAVRAMLARI NE KADAR TANIYORUZ?

CEMİL GÜCÜK ESNAF

“Makine” size ne ifade ediyor? Makine denilince aklıma “kolaylık” geliyor. Cep telefonu, hesap makinesi ve bilgisayarlar hem gündelik hem de iş hayatımı en çok kolaylaştıran makineler.

fazla kolaylık getireceğini düşünüyorum.

yaşamına katkı sağlayan bir mekanizmadır.

Peki, insan-robot ilişkisi için neler söyleyebilirsiniz? Makinelerin giderek daha “akıllanması” iyi mi, kötü mü? Ben bu konuya tamamen karşıyım. İnsanlar ne yapacak, nerede çalışacaklar? Bu gidişin sonunda bazı insanların çok zenginleşeceğini, büyük bir kesimin ise çok fakirleşeceğini düşünüyorum. Fabrikalarda hatta tarımda insanlara gereksinim olmazsa bu kadar insan ne yapacak? Ben bunu, insanlığın bitişi olarak görüyorum.

Günlük hayatınıza kolaylık sağlayan makineler var mı? Otomobiller, asansörler ve bilgisayarlar.

“Endüstri 4.0” kavramı size tanıdık geliyor mu? Açıkçası bu konuyla ilgili hiçbir fikrim yok. Sizce, makine sektörüne daha fazla yatırım yapılmalı mı? Evet, bunun daha iyi olacağını düşünüyorum. Sizce, gelecekte insanmakine ilişkisi nasıl olacak? Gelecekte makineler hayatımızda daha fazla yer işgal edecek gibi. Bunun bize daha • 92

ÇİĞDEM KALAYCI AVUKAT

Sizce “makine” nedir? Makine denildiğinde aklınızda neler canlanıyor? Makine, insan gücünün üzerindeki performansıyla insan

“Endüstri 4.0” kavramı size tanıdık geliyor mu? Endüstri 4.0, bildiğim kadarıyla, geleneksel sanayiyi bilgisayarlaşma yönünde teşvik etme ve yüksek teknolojiyle donatma sürecini anlatıyor. Teknoloji artık hayatımızın bir parçası olduğundan ekonomik büyüme, istihdam ve sosyal istikrar için; kalıcı değer ve iş güvenliği için; daha fazla verimlilik ve yüksek yaşam standartları için Endüstri 4.0’ın bir gereklilik olduğunu düşünüyorum. Makine ve insan ilişkisi her geçen gün artıyor ve hemen her alana yayılıyor. Bu durumun gelecekte nasıl sonuçlar doğuracağını düşünüyorsunuz? Makineler ne kadar insan hayatına girerse, insanların makine ve insan ayrımını yaptığı sürece olumlu,

birbirine karşı tercih ettiği sürece de insan yaşamını ve ilişkilerini olumsuz etkileyeceğini düşünüyorum. Peki, insan-robot ilişkisi gelecekte nasıl olabilir? İş yoğunluğu olan bizler için hayatımızda büyük kolaylık sağlayacağını düşünüyorum. Ayrıca insanların hayat standartlarının yükseleceğini ve kendilerine daha fazla vakit ayırarak kaliteli yaşam süreceklerine inanıyorum. Çünkü makineler artık bizim hayatımızın birer parçası ve bugün robotlar bir işçinin yapabileceğinden çok daha fazlasını yapabiliyor.

FERDİ BAYRAK

ORMAN ENDÜSTRİ MÜHENDİSİ

Sizce “makine” nedir? Makineler, ihtiyaçtan doğan, kolaylık sağlama adına ortaya çıkmış düzeneklerdir.


MAKİNE SEKTÖRÜ DENİLDİĞİNDE İNSANLARIN AKLINA NE GELİYOR?

Makine denildiğinde aklıma metal, gelişim ve seri üretim geliyor. Günlük hayatınızda en çok hangi makineleri kullanıyorsunuz? Otomobiller, akıllı telefon ve bilgisayarlar. “Endüstri 4.0” kavramı size tanıdık geliyor mu? Endüstri 4.0 kavramı; insan yerine artık üretimi robotların devralması ve yapay zekânın gelişimidir. 4. Sanayi Devrimi ile son teknoloji artık ev ortamına iniyor. Makine-insan ilişkisi gelecekte nasıl olabilir? Makine ile insan ilişkisinin gelişiminde, üretimde insana olan ihtiyacın da azalacağını düşünüyorum. Bence bu durum, sosyal hayat ve insani duyguları da azaltacak. Üretimde robot kullanımı artık önlenemez ve önüne geçilmez bir hale geldi. Bununla birlikte insanoğlu da sınırlarını aşıp, ulaşılamaza ulaşmayı amaç edinecektir.

İLKER TOPRAK

ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİSİ

“Makine” denildiğinde aklınıza ilk ne geliyor? Makine denildiğinde aklıma ilk olarak büyük kepçeler, yani inşaat makineleri geliyor. Genel olarak çevremde sıklıkla gördüğüm makineler bunlar. Peki, Endüstri 4.0 için neler söyleyebilirsiniz? Bu kavramla, gelişmiş ve yüksek teknoloji sahibi makineleri kastettiklerini

düşünüyorum. Bildiğimiz Sanayi Devrimi’nin yeni bir versiyonu, bugün geldiği nokta kastediliyor diye düşünüyorum. Ama bu kavramın tam olarak ne olduğunu bilmiyorum. Türkiye’nin makine imalatı ve ihracatının gelişmesi gerekliliği hakkında neler düşünüyorsunuz? Türkiye’nin gelişmesi açısından iyi olacağını düşünüyorum. Ama gördüğüm kadarıyla, bu konuda diğer ülkeler daha hızlı gelişirken, biz daha yavaş gidiyoruz. Bu konularla ilgili yeterli eğitim verilmediğini düşünüyorum.

Türkiye’nin makine üretim gücü için neler söyleyebilirsiniz? Daha çok dışarıdan makine aldığımızı düşünüyorum. Savunma sanayisi veya askeri konularda yeni yeni milli üretimler olduğunu görüyoruz. Bunun artması gerektiğini, yerli üretime daha çok ağılık vermemiz gerektiğini düşünüyorum.

ÜLKÜ MİSKET HEMŞİRE

MUSTAFA YÜKSEL ÖĞRENCİ

Sizce “makine” nedir? Makine denildiğinde aklıma; gelişmişlik, bilgisayarlar ve insan hayatını kolaylaştıran, konforumuzu artıran şeyler geliyor. Endüstri 4.0 kavramını duydunuz mu? Evet duydum ve bu konuyu destekliyorum; üzerinde durulması gereken bir konu bence. Şu an bu konuyla ilgili fazla mesafe kat edemeyişimizin nedeni ise eğitim sisteminde makine veya bilişim alanlarına fazla yer vermiyor oluşumuz. Bu konularla ilgili insan yetiştirecek bir eğitim sistemi alt yapısının yeterince kurulamadığını düşünüyorum.

“Makine” denildiğinde aklınızda neler canlanıyor? Makineler, değişik enerji kaynakları kullanarak çalışan, insan hayatını kolaylaştıran ürünler ve bu ürünleri seri olarak üretebilen yapılardır. Dokuma sanayisinde, otomotiv sanayisinde kullanılan makineler geliyor aklıma. Günlük hayatınıza kolaylık sağlayan makineler var mı? Otomobil, çamaşır ve bulaşık makineleri ve akıllı telefonum benim için önemli. Ayrıca ameliyatlarda kullanılan robotları da söyleyebilirim. “Endüstri 4.0” kavramı size tanıdık geliyor mu? Endüstri 4.0’ın, sanayi gelişiminin bugünkü en üst seviyesi olduğunu biliyorum. İnovatif

Hemşireler Kongresi’nde bu konuda sunumlar yapılmış, sağlık alanında robotların zamanla hemşirelerin yerini alabileceği ve her konuda robotların kullanımıyla ilgili bilgiler paylaşılmıştı. Peki, gelecekte insanmakine ilişkisi sizce nasıl olabilir? İnsan yükünü azaltıp zaman ve maddi tasarruf sağlayan makineler çoğaldıkça, işsizlik artabilir. Tarımda kullanılan makineler toprağı işleyen, eken, sulayan, ilaçlayan, ürünü toplayan olduğu müddetçe insanlar, yaşamak, üretilen ürünleri alabilmek için farklı kazanç kapıları aramaya başlayacaktır. Yine de makineler iyi zihniyetler elinde olduğunda insanlara faydalıyken, kötü zihniyetler elinde zararlı hale gelebilir, silah sanayileri gibi. Üretimde robot kullanımı da her geçen gün artıyor. Bununla ilgili neler söyleyebilirsiniz? İnsanların talepleri ve hırsları doğrultusunda sürekli büyüyen ve gelişen sanayide insan gücü kullanmak zor; bunu en hızlı ve hatasız olarak robotlar yapabilir. Bugün, sağlık alanında birçok dalda yarı robot cihazlarla ameliyatlar yapılıyor ve başarılı sonuçlar alınıyor. Şimdilik insan kontrolünde olan bu robotlar bir cerrahın yerini alabilecek mi, bir ekip üyesi olarak çalışma arkadaşlarına tahammül edip ekip üyesi olabilecek mi, bunları zaman gösterecek.

Hayatınızı kolaylaştıran makineler neler? Bilgisayarım ve cep telefonum. 93 • TEMMUZ 2018


FUAR ROTASI

FUAR ROTALARINA YAKIN BAKIŞ MAKİNE İMALAT SEKTÖRLERİ, DURAĞAN GEÇEN YAZ AYLARININ ARDINDAN YİNE YOĞUN BİR FUAR DÖNEMİNE GİRECEK. 6-9 EKİM TARİHLERİ ARASINDA TAHRAN SANAYİ FUARI İÇİN TAHRAN’A GİDECEK OLAN TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ, 7-11 KASIM TARİHLERİNDE İSE BOLOGNA’DA DÜZENLENECEK EIMA FUARI İÇİN İTALYA’DA OLACAK. BU İKİ ŞEHRİN TARİHSEL DOKUSU, ETNİK TADLARI VE ALIŞVERİŞ DURAKLARINI, MAKİNE SEKTÖR TEMSİLCİLERİ İÇİN ARAŞTIRDIK.

K

öklü bir tarihe sahip olan İran’ın başkenti Tahran, yüzyıllar önce küçük bir yerleşim olarak kurulmuş olsa da bugün İran’ın en önemli şehri konumunda bulunuyor. Ülkenin ekonomi, kültür ve sanayi merkezi olan şehir aynı zamanda 15 milyonun üzerindeki nüfusuyla en kalabalık şehirlerinden biridir. Tahran’ın kısa sürede büyümesi ve gelişmesinde İran’ın petrol kaynaklarının da oldukça büyük bir payı bulunuyor. İran’da bulunan petrol kuyularının keşfedilmesiyle ülke ekonomisi hızla büyürken, Tahran da ülkenin en zengin şehirlerinden biri haline geldi. Çevresinde nehir, göl, deniz gibi bir su kaynağı bulunmadığı için

ciddi çevre sorunlarıyla boğuşan Tahran, aynı zamanda kuzey kesimindeki gösterişli modern semtleri ile güneydeki eski kent ve çarşısıyla tam bir karşıtlık sunuyor. İtalyanlar tarafından “BilgeLa Dotta”, “Şişman - La Grassa” ve “Kızıl - La Rossa” olarak adlandırılan Bologna 2000 yılında Avrupa Kültür Başkenti de seçilmişti. Bilge unvanını Avrupa’nın ilk üniversitesi olan Bologna Üniversitesi’ne; şişman unvanını lezzetli yemeklerine ve kızıl unvanını ise şehrin kırmızı tuğlalı mimarisine borçlu olan Bologna, ilk yerleşimlerin gerçekleştiği MÖ 1000’li yıllardan beri Avrupa’nın önemli şehirlerinden biri olmuş. Halen İtalya’nın en zengin ve

BOLOGNA

yaşamaya en uygun şehirlerinden biri olarak gösterilen Bologna, otomotiv, tekstil, ayakkabı, kimyevi maddeler sanayilerinde de oldukça gelişmiş bir şehir. Bu yüzden 2’nci Dünya Savaşı’nda yoğun bir yıkıma sahne olan şehirdeki Orta Çağ dönemi

eserleri savaş sonrası yapılan restorasyonlarla başarıyla ayağa kaldırılmış. Gezilecek pek çok tarihi yerin yanı sıra bir İtalyan şehri olarak harika bir mutfağa da sahip olan Bologna’da lezzetsiz bir yemek yemenin imkânsız olduğu söyleniyor. TAHRAN

• 94


TAHRAN & BOLOGNA

TAHRAN NEREDE GEZİLİR? ULUSAL MÜCEVHER MÜZESİ Müze, Ferdovsi Caddesi’nde Bank Melli’nin arkasında ve Almanya Büyükelçiliği’nin karşısında yer alıyor. Buradaki mücevherlerin çoğunun tarihi yüzlerce yıl öncesine dayanıyor ve müzede toplam 35 koleksiyon sergileniyor. Bunlardan en değerlisi, tartışmasız, Nadir Şah döneminden kalan Derya-i Nur Elması. Aynı dönemden kalan Kuh-i Nur Elması ise zaman içinde İngiltere Kraliyet Ailesi’nin eline geçmiş ve bugün İngiltere’de Londra’da bulunuyor. Derya-i Nur Elması dünyanın en büyük pembe renkli elması ve bugünkü haliyle yaklaşık 1000 yaşında olduğu hesaplanan 182 karat ağırlığındaki bu elmasın çerçevesinde 457 adet pırlanta ve dört adet yakut bulunuyor. Müzenin önemli eserlerinden bir diğeri ise ismi Nadir Şah Tahtı olmasına rağmen Fetih Ali Şah dönemine ait olduğu düşünülen taht: Tahtın yapımında 12 ayrı panelde toplam 26 bin 733 adet değerli taş kullanılmış. Bu taht, aynı zamanda son Şah Rıza Pehlevi’nin taç giyme töreninde de kullanılmış. Yine müzenin nadide bir başka eseri olan Elmaslı Taç’ta ise toplamda bin 144 karatlık 3 bin 338 adet elmas, 199 karatlık beş zümrüt, 19 karatlık iki safir ve 368 adet inci kullanılmış. TAHRAN BÜYÜK ÇARŞI (TAHRAN PAZARI) Gülistan Sarayı’nın hemen yakınlarında bulunan Büyük Çarşı, 200 yıllık bir geçmişe sahip olsa da burada 1000 yıldır pazar kurulduğu söyleniyor. İstanbul’daki Kapalı Çarşı’ya oldukça benzeyen Büyük Çarşı, farklı olarak

ULUSAL MÜCEVHER MÜZESİ

daha çok turistlere değil de Tahranlılara hitap ediyor. Dolayısıyla Büyük Çarşı’da otantik ürünlerden daha fazla ev tekstili, mutfak malzemeleri gibi ürünlerle; tütüncü, ayakkabıcı, terzi, çuhacı, kalaycı, bıçakçı ve marangoz dükkânlarıyla karşılaşabilirsiniz. Diğer yandan, tam da bu nedenle, Tahranlıların günlük alışverişleri için yoğun olarak burayı tercih etmemeleri nedeniyle Büyük Çarşı her zaman oldukça kalabalık oluyor. Bu nedenle Çarşı’yı gezecekseniz, erken saatleri tercih etmelisiniz. NIAVARAN SARAY KOMPLEKSİ Tecriş’in doğusunda, Elbruz Dağı eteklerindeki beş hektarlık alanda harika manzaralı bahçeler, Kaçar ve Pehlevi dönemlerinden kalma beş ayrı saray/müze binası bulunuyor. Özellikle Şah’ın özel ofisi ve konut binaları gerçekten görülmeye değer. Bölge, İran için hassas bir bölge olduğu için fotoğraf çekimlerine oldukça sınırlı izin veriliyor. Niavaran Saray Kompleksi içerisinde görülebilecek yapılar arasında Nasıreddin Şah döneminde Harem olarak tasarlanan ve son Şah Rıza Pehlevi’nin özel ofisi olarak kullandığı Saheb

Qaranie Köşkü; Kraliçe Farah Diba’nın modern ve klasik eserlerden oluşan özel koleksiyonuna ev sahipliği yapan Jahan-Nama Müzesi; Şah Rıza Pehlevi’nin çocukluğunu geçirdiği ve Kaçar döneminde inşa edilen Ahmet Şah Kaçar Köşkü ile Şah Pehlevi ve ailesinin evi olarak inşa edilen Niavaran Köşkü yer alıyor. ALIŞVERİŞ Alışveriş merkezleri ve süper marketlerin yerini açık ve kapalı çarşılar ile bakkalların aldığı İran’da ünlü çarşı ve pazarlar bulunuyor. Dünyanın en büyük çarşılarından biri olan Tahran Büyük Çarşı’yı ziyaret edebilir ve şehrin bu kalabalık noktasından hediyelik eşyalar alabilirsiniz. Geleneksel ürünlerin yanında aradığınız çoğu şeyi bulabileceğiniz bu çarşı İstanbul’daki Kapalı Çarşısı’ya benzetiliyor. Çarşının yer aldığı bölge ekonomik açıdan önemli bir yer olup perakende sektörüne ait birçok dükkân, bakkal ve saatçi ile mücevherciler burada bulunuyor. Şehirden alınabilecek eşyalar ise cam, seramik, ipek, antika ve el işi ürünler, Fars kilim ile halıları, minyatürler, gümüş-altın mücevherler, el sanatına ait eserler ve daha niceleridir.

NEREDE KALINIR? Tahran’da butik otellerden beş yıldızlı otellere kadar çok sayıda alternatif bulunabilir. Ancak lüks otellerdeki konaklama fiyatlarının da oldukça yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Bölgede otel haricinde pansiyon ve birkaç hostel de bulabilirsiniz. Diğer yandan, konaklama tercihinizi seyahatinizden önce yapmanız da yararınıza olabilir. Şehirde konaklamak için en uygun bölgeler ise Bazar Bozorg ve Ferdowsi Meydanı olarak biliniyor. Burada güzel manzaraları olan ve şehir merkezine rahatça ulaşabileceğiniz tesislerden birini tercih edebilirsiniz. ŞEHİR İÇİ ULAŞIM Tahran şehir içi ulaşımda gelişmiş ve alternatifi fazla bir şehir fakat toplu taşıma araçlarını kullanırken dikkat etmeniz gereken belli başlı noktalar var. Bunlara uyduğunuz takdirde sorunsuz bir şekilde otobüs ve metro ile ulaşım imkânı sağlayabilirsiniz. Ayrıca şehirde taksi ve motosiklet taksiler de kullanabilirsiniz. DAMAK TADI İran ve Fars mutfağına ait hoş lezzetler deneyebileceğiniz bir şehir Tahran. Burada geleneksel mutfak kültürünü yansıtan birçok lokanta olduğu gibi evrensel yemekler pişirilen restoranlar da bulabilirsiniz. Çoğu restoranın menüsünde İran geleneksel tatlarıyla karşılaşmanız çok olası. Yemeklerde pirince, tavuğa, kuzu etine, çorbaya ve turşuya büyük önem verilen şehirde yiyebileceğiniz geleneksel tatlar ise hosseini kebabı, taas kebabı, barg kebabı gibi kebap çeşitleri; tatlı olarak da sholeh zard (aşure), baagh-lava, ranginak ile helva gibi lezzetlerdir. 95 • TEMMUZ 2018


FUAR ROTASI

BOLOGNA NEREDE GEZİLİR? SAN PETRONIO BAZİLİKASI Gotik tarzdaki bu dev bazilika, 132 metreye varan uzunluğu ve 66 metre genişliğiyle dünyanın en büyük 15’inci bazilikası olarak gösteriliyor. Yapımı 1390 yılında başlasa da halen inşasının tamamlanmadığı bazilika, Bologna tarihinin önemli isimlerinden 5’inci yüzyılda yaşamış Aziz Petronius’a adanmış. Ana girişinde İncil’den sahnelerin işlendiği bazilikanın doğu cephesinde ise 67 metre uzunluğunda dev bir güneş saati mevcut. İnanışa göre, 1656 yılında bu dev güneş saatini tasarlayan Gian Cassini ve Domenico Gugliemi, Julian takviminde anormallikler keşfetmiş ve bu keşif “yıl” kavramının bulunmasına da neden olmuş. EĞİK KULELER Bologna’nın bir başka simge eseri Eğik İkiz Kuleler olan Garisenda ve Asinelli’dir. Orta Çağ’da kuleler soylu ailelerin gücünü ve servetini gösterme biçimleriydi ve her soylu ailenin muhakkak kendi gücüne göre bir kulesi olurdu. Dante’nin Cehennemi’nde de anılan kulelerden 50 metre boyundaki Garisenda eğilmeye

NEPTÜN ÇEŞMESİ

• 96

başladığı için 14’üncü yüzyılda kısaltılırken, Asinelli ise 97,5 metrelik boyuyla İtalya’daki Orta Çağ kulelerinde dördüncü sırada yer alıyor. BELEDİYE SARAYI Palazzo Comunale ve Palazzo d’Accursio olarak da bilinen yapı, oldukça eski ve şehir için önemli bir halk sarayıdır. 1336’dan beri varlığını koruyan sarayda 15’inci yüzyıl mimarisinin etkileri görülürken, ana giriş kapısında yer alan ve 1580 yılında yaptırılan 8. Papa Gregori’nin heykeli turistlerin yoğun ilgisini çekiyor. Maggiore Meydanı’nda bulunan yapı, 2008 yılına kadar aktif olarak belediye işleri için kullanılmış ve bu tarihte müzeye dönüştürülmüş. Yapı içerisinde bu nedenle, 13’üncü ve 19’uncu yüzyıllara ait resim, heykel ve özel eşyaların bulunduğu koleksiyonları ve Hz. Meryem ve Hz. İsa’nın tasvir edildiği “Madonna ve Çocuğu” eserlerinden birini de burada görmeniz mümkün. NEPTÜN ÇEŞMESİ Bologna’nın simge eserlerinden Neptün Çeşmesi (Fountain of Neptune), günün her saati ziyaretçi akınına uğruyor. 1563 yılında Tommosa Lauret tarafından tasarlanan eser, Maggiore Meydanı’nda yer alıyor. Dönemin Mannerizm mimari tarzına uygun olarak dizayn edilen çeşmenin en dikkat çeken yanını ise üzerinde duran Grek ve Roma asıllı tanrı Neptün’ün heykeli oluşturuyor. BOLOGNA ÜNİVERSİTESİ Avrupa’nın ilk ve dünyanın en eski üniversitelerinden biri olan Bologna Üniversitesi, günümüzde Erasmus öğrencileri tarafından sıklıkla tercih

EĞİK KULELER

ediliyor. 1088 yılında kurulan üniversite, tarihsel çekiciliği kadar akademik üstünlüğüyle de olumlu algısını güçlendiriyor. Geçmişte Dante, Erasmus ve Kopernik gibi ünlü bilim adamlarına öğrenim veren üniversite, şehrin gezilecek yerler listesinde üst sıralarda gösteriliyor. ALIŞVERİŞ Bologna’da alışveriş deyince ilk akla gelen Via dell’Independenza Caddesi’dir. Şehir, özellikle ayakkabılar ünlü ve Bologna ayakkabıları en iyi hediyelik eşya olarak gösteriliyor. Şehirde ayrıca, İtalya’ya özgü peynirlerin bulunduğu çok sayıda dükkan da mevcut. Lüks mağazaların yer aldığı Via Farini’de ise dünyaca ünlü markaların ürünlerini bulabilirsiniz. Via Ugo Bassi bölgesindeki butikler ve şehir meydanında kurulan antika ve hediyelik eşya tezgahları da alışveriş için önemli duraklar arasında yer alıyor. NEREDE KALINIR? Bologna’daki tarihî yapıları görmek ve şehrin masalsı havasını solumak isteyenler birçok farklı konaklama seçeneği bulabilir. Enfes mimarileriyle göz dolduran meydanlara ve sokaklara sahip tarihi bölgedeki otellerin yanı sıra havaalanı ve tren garına

yakın yerler de konaklamak için tercih edilebilir. ŞEHİR İÇİ ULAŞIM Bologna’da şehir içi ulaşım otobüslerle sağlanıyor. Bologna büyük bir şehir olmadığı için şehirde bir metro hattı da bulunmuyor. Gitmek istediğiniz noktaya ulaşmak için taksiye binmenize bile gerek olmayabilir. Çünkü Bologna’da bisiklete binmek ulaşım için en iyi seçenek olarak gösteriliyor. DAMAK TADI Bologna mutfağı dünya tarafından da tanınan, en çeşitli ve en zengin mutfaklardan birine sahip: İtalya yemek kültüründe ön plana çıkan leziz pizzalar ve makarnalardan zeytinyağlı yemeklere kadar zengin bir mutfak deneyimi sunan Bologna, ünlü Bolonez Sosu’nun da doğduğu yerdir. Dolayısıyla Bolonez Soslu Makarna için dünyadaki en doğru adres Bologna’dır diyebiliriz. Ancak restoranlarda Bolonez Soslu Makarna “ragu” ismiyle servis ediliyor. Tigelle ise şehrin bir diğer popüler yemeğidir. Diğer İtalyan lezzetlerinin yanı sıra dondurmalarıyla da öne çıkan kent Bologna’da Ricotta Peynirli Dondurma da mutlaka denenmesi gereken lezzetlerden biri olarak gösteriliyor.


GÖSTERGELER HAZİRAN 2018

97 • TEMMUZ 2018


GÖSTERGELER

TÜRKİYE’NİN MAKİNE İHRACATI HAZİRAN AYININ SONUNDA 8,3 MİLYAR DOLAR OLDU TÜRKİYE’NİN MAKİNE İHRACATI, 2018 YILININ OCAK-HAZİRAN DÖNEMİNDE 8,3 MİLYAR DOLAR OLARAK KAYDA GEÇTİ. 2017 YILININ AYNI DÖNEMİNDE BU RAKAM 7 MİLYAR DOLARDI. TÜRKİYE’NİN MAKİNE İHRACATI, HAZİRAN AYININ SONUNDA GEÇEN YILIN AYNI DÖNEMİNE GÖRE YÜZDE 20 ARTTI.

M

akine sektöründe 2018 yılının Ocak-Haziran döneminde en fazla ihracat gerçekleştiren alt sektör motorlar oldu. 2017 yılının Ocak-Haziran döneminde söz konusu ürün grubunda gerçekleştirilen ihracatın değeri 1 milyar dolar seviyesindeyken, 2018 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 17,9 artarak 1,2 milyar dolar oldu. Listenin ikinci sırasında yer alan klimalar ve soğutma makineleri kaleminde, 2018 yılının Ocak-Haziran döneminde • 98

gerçekleştirilen ihracatın değeri 1,1 milyar dolar oldu. 2017 yılının aynı döneminde bu rakam 978,2 milyon dolardı. Klimalar ve soğutma makineleri mal grubundaki ihracat artışı yüzde 17 seviyesinde kaydedildi. En fazla ihracat gerçekleştiren üçüncü kalem ise yıkama ve kurutma makineleri oldu. Söz konusu kalemde 2017 yılının Ocak-Haziran döneminde 623,8 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken, 2018 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 17 artışla 730 milyon dolar oldu.

İHRACAT LİSTESİNİN İLK SIRASINDA ALMANYA YER ALIYOR 2018 yılının Ocak-Haziran döneminde, makine sektöründe en fazla ihracat gerçekleştirilen ilk 10 ülke listesinde Almanya’nın liderliği devam ediyor. Almanya’ya 2017 yılının Ocak-Haziran döneminde 1,1 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirilirken, 2018 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 15,9 artışla 1,2 milyar dolar olarak kaydedildi. İkinci sıradaki ABD’ye 2018 yılının

Ocak-Haziran döneminde 579 milyon dolar değerinde makine ihraç edildi. 2017 yılının aynı döneminde bu rakam 472 milyon dolar seviyesindeydi. ABD’ye yönelik makine ihracatı yüzde 22,6 arttı. Türkiye’nin en fazla ihracat gerçekleştirdiği ilk 10 ülke listesinin üçüncü sırasındaki İngiltere’ye, 2017 yılının Ocak-Haziran döneminde 338 milyon dolarlık makine gönderilirken, 2018 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 29,6 artışla 438 milyon dolar seviyesine yükseldi.


HAZİRAN 2018

MAKİNE VE SEKTÖRÜ TAMAMI İTİBARIYLA İHRACAT KAYIT RAKAMLARI (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 30 HAZİRAN) 2017 YILI MAL GRUBU ADI MOTORLAR

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2018 YILI

$/KG

MİKTAR (BİN TON

DEĞER (MİLYON $)

DEĞİŞİM (%) $/KG

MİKTAR

DEĞER

72,9

1.058,0

14,5

77,0

1.247,0

16,2

5,6

17,9

KLİMALAR VE SOĞUTMA MAKİNELERİ

244,5

978,2

4,0

250,2

1.144,0

4,6

2,3

17,0

YIKAMA VE KURUTMA MAKİNELERİ

230,5

623,8

2,7

241,0

730,0

3,0

4,6

17,0

İNŞAAT VE MADENCİLİKTE KULLANILAN MAKİNELER

137,0

454,3

3,3

161,9

586,9

3,6

18,1

29,2

POMPALAR VE KOMPRESÖRLER

52,1

374,6

7,2

60,6

479,8

7,9

16,4

28,1

TAKIM TEZGÂHLARI

49,4

330,1

6,7

55,3

412,6

7,5

11,8

25,0

TARIM VE ORMANCILIKTA KULLANILAN MAKİNELER

74,4

331,4

4,4

81,9

386,2

4,7

10,0

16,5

8,4

284,7

33,9

7,9

325,3

40,9

-5,2

14,3

TEKSTİL VE KONFEKSİYON MAKİNELERİ

41,8

237,9

5,7

47,1

290,5

6,2

12,6

22,1

VANALAR

26,3

237,7

9,0

29,0

285,3

9,8

10,0

20,0

REAKTÖRLER VE KAZANLAR

28,3

214,3

7,6

27,0

258,3

9,6

-4,7

20,5

GIDA SANAYİİ MAKİNELERİ

44,8

225,7

5,0

44,2

254,0

5,7

-1,5

12,5

SİLAH VE MÜHİMMAT

12,6

199,7

15,8

11,7

246,5

21,1

-7,3

23,4

HADDE VE DÖKÜM MAKİNELERİ, KALIPLAR

20,4

157,9

7,7

23,9

186,4

7,8

17,3

18,0

YÜK KALDIRMA, TAŞIMA VE İSTİFLEMEYE MAHSUS MAKİNELER

32,7

131,9

4,0

40,1

178,8

4,5

22,4

35,5

ISITICILAR VE FIRINLAR

21,5

152,5

7,1

24,2

176,9

7,3

12,6

16,0

KAUÇUK, PLASTİK, LASTİK İŞLEME VE İMALATINA AİT MAKİNELER

7,3

77,7

10,6

9,2

99,0

10,7

26,0

27,4

AMBALAJ MAKİNELERİ

4,2

79,4

18,9

5,3

94,8

17,9

26,0

19,4

RULMANLAR

5,7

62,1

10,8

6,7

74,4

11,1

16,6

19,9

BÜRO MAKİNELERİ

2,0

77,6

38,7

1,9

73,6

37,2

-1,2

-5,1

KÂĞIT İMALİNE VE MATBAACILIĞA MAHSUS MAKİNELER

6,7

41,9

6,2

6,4

48,0

7,4

-4,8

14,5

DERİ İŞLEME VE İMALAT MAKİNELERİ

1,5

7,6

5,0

1,0

6,0

5,8

-32,9

-21,8

88,8

572,3

6,4

103,4

710,3

6,9

16,4

24,1

1.215,0

6.912,0

5,7

1.317,0

8.297,0

6,3

8,5

20,0

TÜRBİN, TURBOJET, TURBOPROPELLER, HİDROLİK SİLİNDİRLER

DİĞER MAKİNELER TOPLAM

99 • TEMMUZ 2018


GÖSTERGELER

AMBALAJ MAKİNELERİ AMBALAJ MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 30 HAZİRAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI ÜLKE

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

CEZAYİR

0,3

6,1

20,0

0,3

7,6

25,2

-0,2

25,4

IRAK

0,4

7,1

16,1

0,5

7,0

12,9

23,6

-1,0

İTALYA

0,07

2,1

28,7

0,2

5,6

20,1

268,8

159,0

MISIR

0,07

1,3

18,2

0,1

3,9

24,2

122,6

196,1

ALMANYA

0,2

3,6

13,5

0,3

3,8

12,2

16,8

5,4

İRAN

0,2

10,6

38,6

0,2

3,7

16,7

-19,7

-65,3

SUUDİ ARABİSTAN

0,1

2,8

21,1

0,1

2,8

16,6

28,4

0,6

ÖZBEKİSTAN

0,06

1,1

18,0

0,1

2,7

22,2

85,5

129,2

AZERBAYCAN

0,09

1,9

20,3

0,08

2,5

29,0

-6,8

32,8

FAS

0,01

0,4

24,0

0,06

2,4

37,4

280,9

494,2

MAL GRUBU TOPLAMI

4,2

79,4

18,9

5,3

94,8

17,9

26,0

19,4

• 100


HAZİRAN 2018

BÜRO MAKİNELERİ BÜRO MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 30 HAZİRAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI ÜLKE

2018 YILI DEĞER (MİLYON $)

DEĞİŞİM (%)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON

HOLLANDA

0,1

8,5

65,6

0,08

11,0

134,6

-36,9

29,5

KKTC

0,1

7,7

43,1

0,1

7,4

44,0

-6,2

-4,3

ABD

0,0003

3,8

1.272,0

0,0007

5,7

751,2

149,9

47,6

AVUSTURYA

0,02

2,1

74,5

0,06

5,5

88,2

117,9

158,1

ALMANYA

0,1

5,3

35,9

0,01

5,3

35,9

0,3

0,3

MACARİSTAN

0,01

2,4

175,7

0,01

2,7

184,9

9,8

15,6

İRAN

0,5

3,6

6,5

0,6

2,2

3,3

24,9

-36,4

BAE

0,02

2,2

91,3

0,0008

2,0

237,9

-64,0

-6,3

İNGİLTERE

0,01

1,4

78,0

0,01

1,7

92,2

1,3

19,8

IRAK

0,1

2,7

19,5

0,09

1,6

16,7

-31,4

-41,4

MAL GRUBU TOPLAMI

2,0

77,6

38,7

1,9

73,6

37,2

-1,2

-5,1

$/KG

MİKTAR

DEĞER

DERİ İŞLEME VE İMALAT MAKİNELERİ DERİ İŞLEME VE İMALAT MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 30 HAZİRAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

İTALYA

0,1

BEYAZ RUSYA

DEĞER (MİLYON $)

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

$/KG

MİKTAR (BİN TON

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

0,8

5,9

0,1

0,8

5,8

-1,2

-2,1

0,00006

0,0003

5,8

0,02

0,5

19,9

4.305,5

ÖZBEKİSTAN

0,02

0,1

6,8

0,05

0,3

7,3

93,0

106,1

RUSYA

0,07

0,5

7,0

0,05

0,3

6,9

-33,2

-34,1

ÇİN

0,2

1,2

5,9

0,01

0,3

23,9

-93,0

-71,6

PORTEKİZ

0,01

0,1

10,1

0,02

0,3

13,7

140,9

226,9

CEZAYİR

0,008

0,08

10,2

0,04

0,2

6,7

421,9

243,1

AZERBAYCAN

0,1

0,1

1,1

0,09

0,2

2,4

-37,2

42,2

BULGARİSTAN

0,05

0,9

19,3

0,01

0,2

11,7

-63,9

-78,2

UKRAYNA

0,07

0,4

5,3

0,04

0,2

4,6

-41,6

-49,1

MAL GRUBU TOPLAMI

1,5

7,6

5,0

1,0

6,0

5,8

-32,9

-21,8

-

101 • TEMMUZ 2018


GÖSTERGELER

GIDA SANAYİİ MAKİNELERİ GIDA SANAYİİ MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 30 HAZİRAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

2018 YILI $/KG

MİKTAR (BİN TON

DEĞER (MİLYON $)

DEĞİŞİM (%) $/KG

MİKTAR

DEĞER

CEZAYİR

6,7

23,5

3,5

5,5

29,2

5,3

-18,6

24,1

ÖZBEKİSTAN

4,2

15,7

3,7

3,5

19,2

5,4

-15,1

22,4

IRAK

1,4

6,0

4,1

3,7

12,8

3,4

159,0

110,8

MISIR

2,2

9,9

4,5

2,3

10,7

4,5

7,2

7,6

KAZAKİSTAN

5,8

17,4

3,0

2,5

10,5

4,1

-55,7

-39,7

SUDAN

0,3

2,3

7,2

1,2

10,2

8,3

285,8

345,0

İRAN

3,5

12,3

3,5

2,3

9,6

4,1

-32,9

-21,4

AZERBAYCAN

0,9

6,0

6,4

1,6

8,3

5,0

75,6

38,3

RUSYA

0,8

5,3

6,5

1,0

7,4

7,2

24,5

38,3

İSRAİL

0,2

2,1

8,6

0,8

5,7

6,5

248,6

165,4

44,8

225,7

5,0

44,2

254,0

5,7

-1,5

12,5

MAL GRUBU TOPLAMI

• 102


HAZİRAN 2018

HADDE VE DÖKÜM MAKİNELERİ HADDE VE DÖKÜM MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 30 HAZİRAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI ÜLKE

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

ALMANYA

2,8

23,1

8,0

3,3

27,2

8,2

16,2

17,9

CEZAYİR

0,8

7,3

9,0

1,9

16,1

8,1

144,6

120,2

İTALYA

1,3

7,2

5,5

2,4

15,1

6,2

85,2

110,6

RUSYA

0,8

13,7

16,6

0,9

14,8

15,3

17,6

7,8

İRAN

1,2

7,8

6,4

1,6

9,1

5,6

33,4

17,7

MACARİSTAN

0,2

3,0

14,9

0,4

6,7

15,6

110,1

119,1

BULGARİSTAN

0,3

9,5

30,4

0,5

6,3

12,2

67,6

-33,0

MISIR

0,7

3,4

4,7

1,1

5,9

5,3

53,9

72,9

ROMANYA

0,7

7,2

9,4

0,6

5,1

7,6

-12,3

-28,7

İSPANYA

0,1

2,4

14,9

0,4

4,2

9,6

165,9

71,1

20,4

157,9

7,7

23,9

186,4

7,8

17,3

18,0

MAL GRUBU TOPLAMI

ISITICILAR VE FIRINLAR ISITICILAR VE FIRINLAR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 30 HAZİRAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

$/KG

MİKTAR (BİN TON

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

ALMANYA

2,5

14,3

5,7

2,8

18,9

6,7

11,9

32,2

İTALYA

1,4

9,1

6,5

1,3

11,0

8,1

-3,3

21,1

FRANSA

0,9

5,5

5,8

1,8

10,0

5,6

90,5

81,4

İSPANYA

0,6

3,1

4,5

0,8

6,5

7,4

28,6

109,0

RUSYA

0,6

5,0

8,1

0,9

6,4

7,2

43,8

27,9

ÇİN

0,7

7,7

9,9

0,5

6,4

12,4

-33,4

-16,8

İRAN

0,5

4,3

8,2

0,4

5,7

12,8

-15,6

31,9

SUUDİ ARABİSTAN

0,4

4,8

9,9

0,5

5,3

10,2

6,7

9,2

CEZAYİR

0,5

4,6

8,3

0,5

5,3

10,0

-5,3

13,6

AZERBAYCAN

0,3

2,7

8,4

0,7

4,7

6,6

121,0

74,5

21,5

152,5

7,1

24,2

176,9

7,3

12,6

16,0

MAL GRUBU TOPLAMI

103 • TEMMUZ 2018


GÖSTERGELER

İNŞAAT VE MADENCİLİKTE KULLANILAN MAKİNELER İNŞAAT VE MADENCİLİKTE KULLANILAN MAKİNELER İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 30 HAZİRAN) 2017 YILI ÜLKE

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

ALMANYA

6,8

27,8

4,1

11,1

49,2

4,4

63,1

76,7

HOLLANDA

6,1

11,8

1,9

11,3

37,3

3,3

85,2

215,5

CEZAYİR

9,1

34,7

3,8

6,6

26,7

4,0

-27,4

-22,9

İNGİLTERE

9,9

19,0

1,9

8,8

23,5

2,7

-11,5

23,4

RUSYA

2,1

11,8

5,4

3,8

19,9

5,2

75,7

67,9

FRANSA

2,3

9,3

4,0

4,5

19,5

4,3

94,8

108,2

EGE SERBEST BÖLGESİ

6,9

16,6

2,4

6,5

18,1

2,8

-5,5

8,8

AVUSTURYA

2,6

12,7

4,8

3,3

16,6

5,0

24,1

30,9

ABD

3,9

12,7

3,2

4,4

14,9

3,3

13,3

17,0

İTALYA

3,6

11,1

3,1

3,9

14,5

3,6

10,2

30,1

137,0

454,3

3,3

161,9

586,9

3,6

18,1

29,2

MAL GRUBU TOPLAMI

KÂĞIT İMALİNE VE MATBAACILIĞA MAHSUS MAKİNELER KÂĞIT İMALİNE VE MATBAACILIĞA MAHSUS MAKİNELER İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 30 HAZİRAN) 2017 YILI ÜLKE

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

ALMANYA

0,9

4,5

4,9

1,0

7,6

7,1

16,3

69,5

İTALYA

0,5

2,5

4,4

0,6

4,1

6,9

3,7

60,6

NİJERYA

0,02

0,3

17,6

0,1

2,6

14,7

753,5

611,4

AZERBAYCAN

0,1

0,7

5,0

0,3

2,0

6,3

112,1

164,7

FRANSA

0,1

1,3

9,2

0,08

1,9

22,1

-39,4

45,3

RUSYA

0,1

1,3

9,4

0,1

1,8

12,5

3,4

38,5

İRAN

1,1

2,8

2,4

0,4

1,6

4,0

-63,6

-40,5

ÇİN

0,03

0,7

22,3

0,2

1,6

6,8

615,5

116,8

BULGARİSTAN

0,1

2,0

11,0

0,1

1,4

9,0

-14,1

-29,3

ÖZBEKİSTAN

0,09

1,6

18,0

0,09

1,3

14,2

6,3

-15,9

MAL GRUBU TOPLAMI

6,7

41,9

6,2

6,4

48,0

7,4

-4,8

14,5

• 104


HAZİRAN 2018

KAUÇUK, PLASTİK, LASTİK İŞLEME MAKİNELERİ KAUÇUK, PLASTİK, LASTİK İŞLEME MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 30 HAZİRAN) 2017 YILI

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2018 YILI

ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON

RUSYA

0,4

5,4

13,3

0,6

ROMANYA

0,3

3,4

10,9

IRAK

0,2

1,6

İRAN

0,4

ALMANYA

DEĞER (MİLYON $)

DEĞİŞİM (%) $/KG

MİKTAR

DEĞER

10,9

17,0

58,4

103,5

0,6

5,0

7,8

103,4

45,7

5,5

0,4

4,9

10,7

54,8

200,2

4,2

10,2

0,5

4,9

9,8

22,1

16,9

0,1

3,0

19,1

0,4

4,6

11,4

157,3

54,1

UKRAYNA

0,2

2,0

9,5

0,4

4,6

11,2

94,8

129,0

ÖZBEKİSTAN

0,2

3,0

10,7

0,3

3,8

11,3

17,8

24,2

CEZAYİR

0,5

5,9

10,6

0,4

3,8

9,0

-25,4

-36,2

ABD

0,08

1,7

20,4

0,1

2,7

17,4

82,8

55,7

AZERBAYCAN

0,2

1,7

6,4

0,4

2,5

6,2

51,1

48,2

MAL GRUBU TOPLAMI

7,3

77,7

10,6

9,2

99,0

10,7

26,0

27,4

KLİMALAR VE SOĞUTMA MAKİNELERİ KLİMALAR VE SOĞUTMA MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 30 HAZİRAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI ÜLKE

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

ALMANYA

24,3

97,0

4,0

26,9

116,4

4,3

10,6

20,0

İTALYA

20,4

78,3

3,8

21,4

1018,0

4,7

4,9

30,0

İNGİLTERE

26,1

86,8

3,3

25,3

93,1

3,7

-3,1

7,2

7,3

58,8

8,0

8,1

82,4

10,2

10,8

40,0

FRANSA

16,9

53,5

3,2

17,7

65,0

3,7

5,0

21,5

İSPANYA

14,3

47,4

3,3

12,9

48,8

3,8

-10,2

3,0

ROMANYA

6,6

23,1

3,5

7,4

33,6

4,5

10,9

45,1

FAS

7,2

24,5

3,4

8,7

33,4

3,8

21,6

36,1

POLONYA

6,6

27,4

4,1

7,5

32,7

4,3

13,4

19,1

İSRAİL

9,0

33,8

3,8

7,2

30,8

4,3

-20,1

-9,0

244,5

978,2

4,0

250,2

1.144,0

4,6

2,3

17,0

ABD

MAL GRUBU TOPLAMI

105 • TEMMUZ 2018


GÖSTERGELER

MOTORLAR MOTORLAR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 30 HAZİRAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2017 YILI

ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

$/KG

MİKTAR (BİN TON

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

ALMANYA

16,4

514,3

31,2

15,0

543,2

36,2

-8,9

5,6

ROMANYA

8,9

117,2

13,1

12,9

202,5

15,7

44,4

72,7

FAS

3,1

38,2

12,1

4,2

61,4

14,5

33,7

60,6

İNGİLTERE

5,3

33,3

6,2

9,7

52,4

5,4

82,3

57,5

İTALYA

1,4

38,4

26,0

1,6

45,7

27,4

13,0

19,0

CEZAYİR

1,1

12,0

10,6

3,0

38,2

12,5

168,5

216,3

ABD

1,2

19,3

16,1

1,5

36,5

23,4

29,9

89,3

İRAN

11,3

86,2

7,6

4,4

35,9

8,0

-60,3

-58,4

FRANSA

1,1

18,5

15,5

1,7

24,2

14,1

43,4

30,5

POLONYA

1,1

19,4

17,1

1,4

24,1

16,2

31,3

24,1

72,9

1.058,0

14,5

77,0

1.247,0

16,2

5,6

17,9

MAL GRUBU TOPLAMI

POMPA VE KOMPRESÖRLER POMPA VE KOMPRESÖR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 30 HAZİRAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI ÜLKE

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

11,2

81,6

7,3

12,9

109,3

8,5

15,0

34,0

ABD

3,4

25,3

7,3

3,9

33,3

8,5

13,8

31,3

İTALYA

1,7

12,1

6,9

2,7

17,5

6,3

56,1

43,7

RUSYA

0,9

7,3

7,7

1,7

14,3

8,4

78,7

96,0

İNGİLTERE

1,9

12,0

6,1

1,8

13,8

7,5

-7,3

14,8

POLONYA

1,3

10,0

7,5

1,6

12,9

7,6

24,9

28,1

EGE SERBEST BÖLGESİ

1,3

8,0

6,0

1,7

11,4

6,4

32,8

42,3

İRAN

1,7

14,2

8,0

1,2

11,4

9,0

-29,0

-20,1

FRANSA

1,2

7,6

6,3

1,8

11,1

6,1

50,2

46,1

IRAK

1,5

10,3

6,8

1,7

11,0

6,5

12,4

6,7

52,1

374,6

7,2

60,6

479,8

7,9

16,4

28,1

ALMANYA

MAL GRUBU TOPLAMI

• 106


HAZİRAN 2018

REAKTÖR VE KAZANLAR REAKTÖR VE KAZANLAR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 30 HAZİRAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI ÜLKE

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

ALMANYA

3,4

47,4

13,8

2,4

45,6

18,4

-28,1

-3,8

ÇİN

1,5

18,1

12,1

2,9

32,0

11,0

93,2

76,3

İNGİLTERE

2,0

18,4

8,9

2,6

26,8

10,3

25,7

45,9

İTALYA

1,0

11,9

11,5

2,0

22,3

10,9

96,7

87,1

İSPANYA

1,0

15,1

14,5

1,1

16,1

14,4

7,9

6,8

POLONYA

0,6

6,9

10,4

1,1

15,6

13,8

71,2

127,0

ROMANYA

2,7

14,7

5,3

1,7

13,5

7,9

-39,0

-8,1

RUSYA

1,2

9,6

7,8

1,5

12,7

8,5

21,3

32,4

BELÇİKA

0,5

6,6

11,9

0,5

7,6

13,1

3,7

14,1

UKRAYNA

0,7

4,6

6,6

0,7

5,4

7,3

6,2

17,3

28,3

214,3

7,6

27,0

258,3

9,6

-4,7

20,5

MAL GRUBU TOPLAMI

107 • TEMMUZ 2018


GÖSTERGELER

RULMANLAR RULMANLAR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 30 HAZİRAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2017 YILI

ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

2018 YILI $/KG

MİKTAR (BİN TON

DEĞER (MİLYON $)

DEĞİŞİM (%) $/KG

MİKTAR

DEĞER

ALMANYA

1,0

18,3

17,7

1,1

21,4

18,2

13,7

17,4

FRANSA

1,0

9,4

9,4

1,0

10,7

10,7

-0,6

13,3

ABD

0,5

6,5

11,5

0,5

6,6

12,9

-10,3

1,0

İNGİLTERE

0,4

2,6

5,8

0,7

3,9

5,5

57,6

50,1

ÇİN

0,3

2,8

8,1

0,4

3,8

8,0

33,0

31,3

KANADA

0,1

3,6

31,7

0,09

2,7

29,7

-20,9

-25,9

POLONYA

0,3

1,5

4,4

0,5

2,5

4,8

48,4

62,6

AVUSTURYA

0,1

2,0

11,8

0,1

2,3

13,0

2,2

12,7

İTALYA

0,2

2,4

8,9

0,2

2,2

10,2

-20,8

-9,1

ÇEKYA

0,2

1,3

5,3

0,3

2,1

6,1

37,8

59,7

MAL GRUBU TOPLAMI

5,7

62,1

10,8

6,7

74,4

11,1

16,6

19,9

TARIM VE ORMANCILIK MAKİNELERİ TARIM VE ORMANCILIK MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 30 HAZİRAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

ABD

10,6

79,2

7,4

8,8

73,4

8,3

-17,2

-7,3

İTALYA

5,4

30,4

5,6

7,3

48,5

6,6

34,3

59,7

AZERBAYCAN

8,5

35,4

4,2

6,4

26,7

4,2

-24,6

-24,5

ÖZBEKİSTAN

1,6

10,3

6,5

3,9

21,2

5,4

145,1

104,4

IRAK

4,0

11,8

2,9

4,5

14,4

3,2

11,3

21,7

FAS

2,0

7,4

3,6

2,4

9,7

4,0

17,5

31,1

RUSYA

1,4

5,5

3,8

2,5

9,3

3,7

74,4

69,6

FRANSA

2,5

7,3

2,9

2,9

8,9

3,1

15,9

22,0

AVUSTRALYA

1,2

5,4

4,4

1,7

8,8

5,0

42,5

61,7

BULGARİSTAN

1,7

5,5

3,2

2,2

7,9

3,6

28,1

43,2

74,4

331,4

4,4

81,9

386,2

4,7

10,0

16,5

MAL GRUBU TOPLAMI

• 108


HAZİRAN 2018

TAKIM TEZGÂHLARI TAKIM TEZGÂHLARI İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 30 HAZİRAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI ÜLKE

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

ALMANYA

4,2

29,9

7,1

4,1

32,1

7,7

-0,4

7,5

RUSYA

2,4

14,2

5,8

3,2

24,8

7,6

32,9

74,0

POLONYA

1,8

11,6

6,4

2,9

19,4

6,5

65,2

66,9

CEZAYİR

1,5

12,6

8,1

1,8

17,6

9,4

20,9

39,9

ABD

2,5

18,1

7,2

2,6

16,4

6,3

2,8

-9,5

İSPANYA

1,2

9,1

7,4

1,5

13,2

8,5

25,3

45,4

KATAR

0,2

1,6

6,6

0,7

10,7

14,9

196,9

565,3

İTALYA

1,6

9,3

5,6

1,6

10,6

6,3

1,3

14,1

BULGARİSTAN

0,8

7,8

8,7

1,2

10,3

8,1

41,2

31,5

FRANSA

1,4

8,1

5,8

1,3

10,2

7,3

-1,1

25,2

49,4

330,1

6,7

55,3

412,6

7,5

11,8

25,0

MAL GRUBU TOPLAMI

109 • TEMMUZ 2018


GÖSTERGELER

TEKSTİL VE KONFEKSİYON MAKİNELERİ TEKSTİL VE KONFEKSİYON MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 30 HAZİRAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI ÜLKE

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

İNGİLTERE

5,0

20,0

4,0

7,5

34,7

4,6

48,4

73,5

BANGLADEŞ

1,6

17,0

10,6

2,0

23,7

11,8

25,2

39,9

ALMANYA

3,4

17,8

5,2

3,4

22,4

6,5

0,4

25,3

ÖZBEKİSTAN

1,3

15,3

11,0

1,6

17,8

11,1

15,1

15,8

FRANSA

2,6

11,9

4,5

2,5

12,8

5,1

-6,0

7,5

GÜNEY KORE

0,1

0,7

5,5

2,3

12,1

5,2

1.660,7

1.588,2

HİNDİSTAN

3,1

11,9

3,8

4,0

11,5

2,9

28,2

-3,0

İTALYA

1,5

10,1

6,7

1,4

10,4

7,0

-1,2

2,9

MISIR

2,5

14,1

5,6

1,6

9,6

5,8

-34,3

-32,1

PAKİSTAN

1,4

6,9

4,8

1,5

9,3

5,9

8,8

34,4

41,8

237,9

5,7

47,1

290,5

6,2

12,6

22,1

MAL GRUBU TOPLAMI

TÜRBİN, TURBOJET, HİDROLİK SİLİNDİR TÜRBİN, TURBOJET, HİDROLİK SİLİNDİR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 30 HAZİRAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

ABD

0,3

ALMANYA

DEĞER (MİLYON $)

2018 YILI $/KG

MİKTAR (BİN TON

125,5

373,0

0,4

1,8

17,9

9,7

HİNDİSTAN

0,09

45,0

BELÇİKA

0,07

İSVİÇRE

DEĞER (MİLYON $)

DEĞİŞİM (%) $/KG

MİKTAR

DEĞER

178,9

388,0

37,0

42,5

2,6

35,8

13,6

42,5

99,4

494,2

0,05

34,9

609,6

-37,1

-22,5

7,5

102,4

0,1

10,5

70,5

103,0

39,8

0,004

0,2

44,1

0,1

10,2

66,7

3.290,2

FRANSA

0,2

6,1

22,5

0,3

7,3

20,1

35,3

20,5

İSPANYA

0,01

4,2

333,7

0,02

4,6

172,8

112,4

9,9

POLONYA

0,08

37,1

441,4

0,06

4,4

65,4

-18,2

-87,9

İNGİLTERE

0,02

4,2

159,3

0,07

3,9

56,5

162,9

-6,8

AVUSTURYA

0,4

1,8

4,2

0,5

2,8

5,3

20,2

52,7

MAL GRUBU TOPLAMI

8,4

284,7

33,9

7,9

325,3

40,9

-5,2

14,3

• 110

-


HAZİRAN 2018

VANALAR VANALAR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 30 HAZİRAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2017 YILI

ÜLKE

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

ALMANYA

4,5

40,3

8,8

5,0

46,3

9,1

10,9

14,9

IRAK

1,8

15,2

8,1

2,0

19,5

9,8

7,0

28,2

MISIR

1,4

14,9

10,7

1,3

13,3

10,1

-5,9

-10,7

FRANSA

0,6

5,9

8,8

0,9

11,3

12,4

36,5

92,0

ABD

0,4

9,6

19,5

0,4

10,8

21,8

0,6

12,4

ÇİN

0,1

4,8

28,4

0,1

8,5

43,8

14,1

76,3

İNGİLTERE

0,5

5,9

10,8

0,5

8,4

14,9

2,2

40,9

İRAN

0,7

6,8

9,2

0,8

8,4

10,0

13,5

23,4

İTALYA

0,7

5,9

7,7

0,7

7,1

9,2

0,2

20,2

AZERBAYCAN

0,6

4,5

6,8

0,9

6,9

7,6

36,3

51,9

26,3

237,7

9,0

29,0

285,3

9,8

10,0

20,0

MAL GRUBU TOPLAMI

YIKAMA VE KURUTMA MAKİNELERİ YIKAMA VE KURUTMA MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 30 HAZİRAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI ÜLKE

2018 YILI

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON

İNGİLTERE

38,9

97,7

2,5

45,4

128,1

2,8

16,7

31,1

FRANSA

26,2

66,6

2,5

25,3

73,0

2,9

-3,6

9,6

ALMANYA

21,2

59,3

2,8

22,7

70,3

3,1

7,0

18,4

İSPANYA

21,6

54,5

2,5

23,6

66,7

2,8

9,1

22,4

İTALYA

23,6

54,6

2,3

21,2

56,0

2,6

-10,2

2,5

POLONYA

7,5

20,7

2,8

7,3

24,8

3,4

-3,1

19,6

İSVEÇ

6,7

19,7

2,9

6,8

22,9

3,3

1,9

16,1

AVUSTRALYA

4,6

15,0

3,3

4,9

18,2

3,7

7,1

21,2

ROMANYA

5,6

13,1

2,3

5,4

14,6

2,7

-3,8

11,1

İSRAİL

5,3

13,6

2,5

4,1

11,7

2,9

-23,6

-13,9

230,5

623,8

2,7

241,0

730,0

3,0

4,6

17,0

MAL GRUBU TOPLAMI

DEĞER (MİLYON $)

DEĞİŞİM (%) $/KG

MİKTAR

DEĞER

111 • TEMMUZ 2018


GÖSTERGELER

YÜK KALDIRMA, TAŞIMA VE İSTİFLEME MAKİNELERİ YÜK KALDIRMA, TAŞIMA VE İSTİFLEME MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 30 HAZİRAN) 2017 YILI ÜLKE

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

CEZAYİR

2,1

8,4

3,9

2,8

12,2

4,3

32,2

46,0

ABD

0,9

6,1

6,7

1,5

9,7

6,2

72,2

58,3

RUSYA

1,2

4,5

3,7

1,7

8,7

4,9

46,8

93,4

ALMANYA

1,8

6,5

3,6

2,7

8,1

2,9

54,6

25,1

ROMANYA

0,6

3,0

4,6

1,0

7,4

7,4

50,6

145,5

HOLLANDA

2,0

3,3

1,6

1,4

7,2

4,9

-29,3

116,3

İSRAİL

0,8

2,8

3,6

1,4

6,2

4,2

86,6

119,2

AZERBAYCAN

0,8

3,0

3,7

1,6

5,8

3,6

96,9

93,7

FRANSA

0,5

2,4

4,3

0,8

5,8

7,2

41,6

137,1

SUUDİ ARABİSTAN

1,2

5,7

4,5

1,4

5,6

3,9

11,8

-1,7

32,7

131,9

4,0

40,1

178,7

4,5

22,4

35,5

MAL GRUBU TOPLAMI

DİĞER MAKİNELER DİĞER MAKİNELER İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 30 HAZİRAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI ÜLKE

2018 YILI

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

14,9

80,2

5,4

15,1

99,0

6,5

1,2

23,5

İTALYA

9,0

39,5

4,4

10,1

44,4

4,4

12,6

12,3

FRANSA

3,1

24,8

7,8

4,9

36,7

7,4

57,1

48,1

ABD

2,2

25,5

11,4

2,7

30,2

11,0

22,7

18,7

İRAN

3,2

31,8

9,9

2,0

24,9

12,0

-35,9

-21,8

ÖZBEKİSTAN

0,8

7,2

8,5

2,6

23,6

9,0

203,9

224,8

RUSYA

1,7

12,2

7,1

1,9

19,6

10,0

12,8

59,8

İNGİLTERE

2,2

14,6

6,5

2,0

19,3

9,6

-11,3

32,2

İSPANYA

1,9

13,6

7,0

2,2

18,1

8,1

14,6

32,9

BELÇİKA

4,4

15,9

3,6

4,5

17,5

3,8

3,5

10,5

88,8

572,3

6,4

103,4

710,3

6,9

16,4

24,1

ALMANYA

MAL GRUBU TOPLAMI

• 112

MİKTAR (BİN TON

DEĞİŞİM (%)


HAZİRAN 2018

MAKİNE SEKTÖRÜNÜN TAMAMI İTİBARIYLA İHRACAT GERÇEKLEŞTİRİLEN İLK 20 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 30 HAZİRAN) 2017 YILI ÜLKE ALMANYA

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2018 YILI $/KG

MİKTAR (BİN TON

DEĞER (MİLYON $)

DEĞİŞİM (%) $/KG

MİKTAR

DEĞER

124

1.103

8,9

135

1.279

9,4

9,6

15,9

ABD

41

472

11,6

40

579

14,4

-0,9

22,6

İNGİLTERE

97

338

3,5

108

438

4,0

12,0

29,6

İTALYA

76

342

4,5

82

432

5,3

7,7

26,2

ROMANYA

35

226

6,4

42

342

8,2

17,9

51,3

FRANSA

64

255

4,0

70

324

4,6

10,1

26,8

CEZAYİR

37

178

4,9

36

228

6,3

-0,6

27,7

İSPANYA

50

198

4,0

49

226

4,6

-0,9

14,1

RUSYA

21

132

6,4

29

200

6,8

41,1

51,4

POLONYA

25

173

7,0

29

181

6,3

16,1

4,5

İRAN

45

277

6,1

28

179

6,3

-37,6

-35,3

FAS

22

114

5,2

25

155

6,2

14,5

36,2

IRAK

33

149

4,5

33

154

4,7

-0,8

3,3

ÖZBEKİSTAN

14

86

6,3

21

148

7,0

55,9

72,7

HOLLANDA

20

85

4,3

27

143

5,3

37,9

68,7

AZERBAYCAN

19

106

5,5

23

128

5,5

19,2

21,2

MISIR

24

109

4,5

29

125

4,3

19,3

15,2

HİNDİSTAN

12

108

9,1

16

121

7,6

35,4

12,5

ÇİN

10

79

7,6

14

116

8,3

35,3

46,7

BELÇİKA

18

86

4,9

20

107

5,4

12,5

25,1

430

2.296

5,3

460

2.691

5,8

7,0

17,2

1.215

6.913

5,7

1.318

8.297

6,3

8,5

20,0

DİĞER TOPLAM

TÜRKİYE’NİN ÜLKELERE GÖRE GENEL İHRACATI (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK - 30 HAZİRAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2017 YILI

ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

2018 YILI

DEĞER (MİLYON $)

MİKTAR (BİN TON

DEĞER (MİLYON $)

ALMANYA

1.687

7.083

1.888

8.083

İNGİLTERE

1.579

4.512

1.702

5.185

İTALYA

3.268

4.192

3.670

4.976

İSPANYA

2.708

2.977

3.133

3.882

912

3.194

1.039

3.818

ABD

FRANSA

3.972

3.940

3.624

3.795

IRAK

4.192

4.158

3.701

3.423

886

1.752

1.238

2.410

HOLLANDA BELÇİKA ROMANYA

864

1.469

1.195

1.988

1.064

1.465

1.323

1.953

İSRAİL

2.055

1.622

2.182

1.941

RUSYA

1.025

1.108

1.296

1.685

50

1.538

557

1.676

ÇİN

POLONYA

3.547

1.333

3.455

1.464

MISIR

1.209

1.070

1.274

1.395

İRAN BULGARİSTAN SUUDİ ARABİSTAN YUNANİSTAN CEZAYİR

775

1.521

861

1.304

1.089

1.291

1.206

1.302

918

1.473

739

1.271

1.032

743

1.327

1.020

627

918

439

1.009

DİĞER

24.951

24.115

23.475

26.595

TOPLAM

58.871

71.483

59.334

80.185 113 • TEMMUZ 2018


FUARLAR

ALMANYA IAA COMMERCIAL VEHICLES İş Makineleri, Ticari Araçlar 20-27 Eylül 2018 @Hannover EUROBLECH Metal İşleme Teknolojileri 23-26 Ekim 2018 @Hannover

İTALYA EIMA Tarım Makinaları 7-11 Kasım 2018 @Bologna ABD IMTS Metal İşleme Teknolojileri 10-15 Eylül 2018 @Şikago

• 114


GÜRCİSTAN

RUSYA

AQUA-THERM TIFLIS Isıtma, Soğutma, Klima ve Tesisat Aralık 2018 @Tiflis

AGROSALON Tarım Makineleri 9-12 Ekim 2018 @Moskova

İRAN TAHRAN SANAYİ FUARI Sanayi Fuarı 6-9 Ekim 2018 @Tahran IRAN HVAC&R Isıtma, Soğutma, Klima ve Tesisat 23-26 Ekim 2018 @Tahran

BAE DUBAI BIG 5 Yapı ve İnşaat 26-29 Kasım 2018 @BAE

ÇİN WMF/CIFF Ağaç İşleme Makineleri 10-13 Eylül 2018 @Şangay

VİETNAM

CEMAT İç Lojistik Ekipmanları, Otomasyon, Forklift, Lojistik Teknolojileri, Taşıma Ekipmanları, Nakliye Sistemleri 6-9 Kasım 2018 @Şangay

VTG THE 18TH VIETNAM INT’L TEXTILE AND GARMENT INDUSTRY EXHIBITION Tekstil ve Konfeksiyon Makineleri 21-24 Kasım 2018 @Ho Chi Minh City

BAUMA CHINA İş ve İnşaat Makinaları, Madencilik Makine ve Ekipmanları, Beton Makine ve Ekipmanları, Asfalt Üretim Tesisleri, Komponentler 27-30 Kasım 2018 @Şangay

115 • TEMMUZ 2018


ADRESLER Makine İhracatçıları Birliği (MAİB)................................................................................................... 0312 447 27 40............................................................. www.makinebirlik.com Türkiye’nin Makinecileri.......................................................................................................................... 0312 447 27 40........................................... www.turkiyeninmakinecileri.org Makine İmalat Sanayii Dernekleri Federasyonu (MAKFED)............................................... 0312 426 40 50.........................................................................www.makfed.org Makine Sanayi Sektör Platformu (MSSP)...................................................................................... 0312 447 27 40..................................................www.turkmakinesanayi.com TURQUM®........................................................................................................................................................ 0312 447 27 40.......................................................................www.turqum.com

RESMİ KURUMLAR Ekonomi Bakanlığı...................................................................................................................................... 0312 204 75 00..................................................................www.ekonomi.gov.tr Maliye Bakanlığı.......................................................................................................................................... 0312 415 29 00......................................................................www.maliye.gov.tr Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı................................................................................................. 0312 201 50 00......................................................................www.sanayi.gov.tr Gümrük ve Ticaret Bakanlığı................................................................................................................. 0312 449 10 00............................................................................ www.gtb.gov.tr Kalkınma Bakanlığı.................................................................................................................................... 0312 294 50 00.................................................................www.kalkinma.gov.tr Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği....................................................................................................... 0312 218 20 00.......................................................................... www.tobb.org.tr Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu................................................................................................................ 0212 339 50 00............................................................................www.deik.org.tr Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı....................................................................... 0312 939 70 00............................................................................www.tika.gov.tr Türkiye İstatistik Kurumu....................................................................................................................... 0312 410 04 10............................................................................www.tuik.gov.tr Hazine Müsteşarlığı................................................................................................................................... 0312 204 60 00......................................................................www.hazine.gov.tr Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK)........................................... 0312 468 53 00.....................................................................www.tubitak.gov.tr

SEKTÖREL ÖRGÜTLER Ağaç İşleme Makine ve Yan Sanayisi İş Adamları Derneği (AİMSAD).......................... 0216 511 56 12......................................................................... www.aimsad.org Akışkan Gücü Derneği (AKDER)........................................................................................................... 0212 210 34 23.............................................................................www.akder.org Ambalaj Makinecileri Derneği (AMD).............................................................................................. 0216 545 49 48...........................................................................www.amd.org.tr Anadolu Asansörcüler Derneği (ANASDER).................................................................................. 0312 232 06 40................................................................... www.anasder.org.tr Anadolu Un Sanayicileri Derneği (AUSD)...................................................................................... 0312 281 04 68.......................................................................... www.ausd.org.tr Araç ve Araç Üstü Ekipman ve İş Makinaları Üreticileri Birliği Derneği (ARÜSDER).... 0312 440 18 43.........................................................................www.arusder.org Asansör ve Yürüyen Merdiven Sanayicileri Derneği (AYSAD)............................................. 0216 326 49 51........................................................................www.aysad.org.tr Bağlantı Elemanları Sanayici ve İş Adamları Derneği (BESİAD)...................................... 0212 609 06 35............................................................www.besiadturkey.com Elektrikli Vinç İmalatçıları Birliği Derneği (TEVİD)................................................................. 0530 147 87 09.............................................................................. www.tevid.org Endüstriyel Fırın Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (EFSİAD)....................................... 0216 906 00 22....................................................................... www.efsiad.org.tr Endüstriyel Otomasyon Sanayicileri Derneği (ENOSAD)...................................................... 0216 469 46 96.....................................................................www.enosad.org.tr İklimlendirme, Soğutma, Klima İmalatçıları Derneği (İSKİD).......................................... 0216 469 44 96...........................................................................www.iskid.org.tr İstanbul Madeni Eşya Sanatkârları (İMES) Sanayi Sitesi.................................................... 0 216 364 33 47.............................................................................www.imes.org İstif Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Derneği (İSDER)..................................... 0216 467 09 46.......................................................................... www.isder.org.tr İş ve İnşaat Makineleri Kümelenmesi (İŞİM).............................................................................. 0312 385 50 90............................................................................www.isim.org.tr İş Makinaları Mühendisleri Birliği (İMMB)................................................................................... 0312 385 78 94........................................................... www.ismakinalari.org.tr Kazan ve Basınçlı Kap Sanayicileri Birliği (KBSB)..................................................................... 0532 689 25 73...........................................................................www.kbsb.org.tr Makina İmalatçıları Birliği (MİB)....................................................................................................... 0312 468 37 49............................................................................ www.mib.org.tr OSTİM Organize Sanayi Bölgesi (OSTİM)..................................................................................... 0312 385 50 90........................................................................ www.ostim.org.tr Öncü Sanayici ve İşadamları Derneği (ÖNCÜDER).................................................................. 0312 395 73 90......................................................................www.oncuder.com Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER)............................................................................................ 0212 444 20 85..........................................................................www.pagder.org Sağlık Gereçleri Üreticileri ve Temsilcileri Derneği (SADER)............................................... 0312 433 77 88.........................................................................www.sader.org.tr Sakarya 2. Organize Sanayi Bölgesi (S2OSB)............................................................................... 0264 654 58 33........................................................................ www.s2osb.org.tr Sakarya Makina İmalatçıları Birliği (SAMİB).............................................................................. 0264 241 05 57........................................................................www.samib.org.tr Tekstil Makine ve Aksesuarları Sanayicileri Derneği (TEMSAD)....................................... 0212 552 76 60.......................................................................www.temsad.com Tüm Tıbbi Cihaz Üretici ve Tedarikçi Dernekleri Federasyonu (TÜMDEF)................... 0312 468 69 84.........................................................................www.tumdef.org Tüm Asansör Sanayici ve İşadamları Derneği (TASİAD)....................................................... 0216 324 94 36....................................................................... www.tasiad.org.tr TOBB Türkiye Makine ve Teçhizat İmalatı Meclisi.................................................................... 0312 218 20 00.......................................................................... www.tobb.org.tr Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB).................................................................. 0850 495 0 666.....................................................................www.tmmob.org.tr Türk Pompa ve Vana Sanayicileri Derneği (POMSAD)............................................................ 0312 255 10 73................................................................... www.pomsad.org.tr Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği (TÜDÖKSAD).................................................................. 0212 267 13 92.................................................................www.tudoksad.org.tr Türkiye İş Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Birliği (İMDER)............................ 0216 477 70 77........................................................................ www.imder.org.tr Türkiye Mermer Doğaltaş ve Makinaları Üreticileri Birliği (TÜMMER)......................... 0312 440 83 63....................................................................www.tummer.org.tr Türk Tarım Alet ve Makineleri İmalatçıları Birliği (TARMAKBİR).................................... 0312 419 37 94.................................................................... www.tarmakbir.org Unlu Mamul Makine Üreticiler Birliği (TUMMAB).................................................................... 0224 360 62 91...................................................................... www.tummab.org • 116


KURULUM

BAKIM

DESTEK

DANIŞMANLIK


AHS 30 / 150

METALE

4 TOPLU SİLİNDİR BÜKME MAKİNESİ

HAYAT VEREN

MAKİNELER

APK 1000 PROFİL BÜKME MAKİNESİ

HEB - 1000 Zor Yoldan (Kılıcına) 50.000 mm Çap

AHS 10500 CNC 4 VALSLİ HİDROLİK SİLİNDİR BÜKME MAKİNESİ

Akçalar Sanayi Bölgesi, Sanayi cad. No:8/A 16225 Akçalar / BURSA / TÜRKİYE Tel : + 90 224 280 75 00 Fax : + 90 224 280 75 01 Email : info@akyapak.com.tr


e d z i n i v i ş ar

Moment Expo, 10 yılda 10 kitap ve yedi Almanak yayınladı. 2011’den bu yana hazırlanan Almanak’larımız Türkiye’nin Makinecileri’nin faaliyetlerini, makine imalat sektörlerinin yıllık gelişimini, Moment Expo’nun içerik özetini okuyucularıyla paylaşıyor. Sektörün arşiv belgeleri olma misyonunu üstlenen Almanak’larımız 2017’nin yıllık bilançosunu sunuyor.

www.moment-expo.com


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.