MOMENT 121 - WEB - TR

Page 1

MAKINE İHRACATÇILARI BIRLIĞI AYLIK DERGISI

MAKİNE İHRACATINDA BİRİM FİYATLAR YÜZDE 10 ARTTI TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ FUAR MARATONUNU SÜRDÜRÜYOR

HAZİRAN 2018 SAYI: 121


Vidalı hava kompresörlerinde 5 yıl garanti dönemi başladı!

TÜRK

İYE’D E İLK

* Tüm yağ enjekteli vidalı seri kompresörlerimizde standart periyodik bakımların orijinal yedek parçalarla yetkili servisler tarafından yapılması koşuluyla geçerlidir.

ww

w.d

alg

akir an.c om


Bugün Yarın Daima...

Gururumuz Her Geçen Gün Artıyor Türkiye’de makine sektörünün ilk AR-GE merkezinde, Durmazlar güçlü uzman kadrosu yazılım ve tasarımlarına son sürat devam ediyor. Yerli üretimimiz güçleniyor Sanayimiz rahat bir nefes alıyor Ülkemiz kazanıyor

OSB 75.Yıl Bulvarı Nilüfer-Bursa/Türkiye T: +90 224 219 18 00 F: +90 224 242 75 80


BAŞKANDAN

İMALAT MI? YOKSA ÜRETIM MI? “Ürün” ile “mamul”, “üretmek” ile “imal etmek” sözcüklerini birbirlerinin yerine kullandığımız zamanlar çok olur. Bu kavramlar arasındaki farklar günlük yaşamda, hele meslekleri gereği bu konuya hiç kafa yormamış kişiler için algılanamayacak kadar küçük, hatta önemsizdir.

KUTLU KARAVELİOĞLU MAKINE İHRACATÇILARI BIRLIĞI YÖNETIM KURULU BAŞKANI

Çevremizdeki hemen herkes bir şey üretir; mal, hizmet, en azından düşünce ve bunu bir şekilde ifade eder. Makineciler ise endüstriyel yaşamın önemli bir dalının üyeleri ve diğer tüm dallarıyla daima içiçe, kolkola bir sektörün temsilcileri olarak, bu kelimelerin hangi kavramlara karşılık geldiğinin bilinmesinin; süreçlerin tanımlanması, yönetilmesi ve verimliliklerinin artırılması için faydalı olabileceğini düşünürler. “ETKILEŞIMDEN VEYA ÇATIŞMADAN BESLENMEK” Bu coğrafyayı vatan kılmış bütün uygarlıklar, sosyal ve kültürel bakımdan hem Doğu hem de Batı medeniyetiyle çok yakın münasebetler içinde olmuş, kendi üzerlerinde onların değerlerini uzlaştırmış veya uzlaştırıp özümseyebileceği, kendisini ileriye taşıyacak sosyal kültürel sentezlere varmışlardır. Doğunun en Batısı, Batının en Doğusu Anadolu, muazzam iki medeniyetin diyalektiği içinde bir fikir ve ilim yatağı olma potansiyelini daima muhafaza etmiş, bu imkânı iyi değerlendirebilen toplumlar, dünyanın imrendiği bu topraklara asırlar boyu sahip olmuşlardır. İletişim ve ulaşım imkânlarının bugün geldiği seviyede, fiziki veya coğrafi koşullar tarihte olduğu kadar büyük avantajlar sağlamıyor olabilir. Siyasi ve stratejik meseleleri tamamen dışarıda tutarsak, lojistik, doğal kaynak ve güzellikler, iklim gibi avantajlı yanlar da gün gelip ortadan kalkabilir. Bir başka deyişle, tez ve antitez üreten iki beşik arasında bir geçiş yolu, bir köprü kurmak için yerküredeki yeriniz eskisi kadar önemli olmayabilir ama aradaki etkileşimden veya çatışmadan beslenmek, faydayı büyütmek için ikisini de iyi anlamak önemlidir. İkisinin de bilgi ve tecrübesini kullanabilecek kadar derin ve berrak bir düşünsel yetkinliğe ve pratiğe kavuşmak elzemdir. Prof. Dr. İlber Ortaylı, bir makalesinde, beşinci asırdan itibaren halkların günlük yaşamından çıkıp, entelektüellerin ortak konuşma, anlaşma diline dönüşerek Avrupa edebiyatı ve biliminde mevcudiyetini sürdüren, devletlerin ve hukukun dili olarak asırlarca hizmet veren Latince için : “Arapça dışında hiçbir dil beşeriyetin hukuki düşüncesini Latince kadar ifade edemez, işin ilginci Arapçayı kullanan İslam hukukunda Latinlerin hukuk diliyle ilginç muhakeme yürütme ve terminoloji birlikleri vardır” der. Bu tespit, insanlığın ilerlemesi için iki medeniyetin birbirlerinin birikimlerinden istifade etme geleneğine zaten sahip olduklarını gösteren önemli bir ipucu…

•2


İMALAT MI? YOKSA ÜRETIM MI?

“TEKNOLOJI YAŞAYAN DILLERE YENI TERIMLER EKLIYOR” Bugün dünyada 7 binin üzerinde dil konuşuluyor; 2,500’ü yok olma tehlikesi altında, iki haftada bir dil ölüyor. En yaygın yüz anadili insan nüfusunun yüzde 95’ini kapsıyor. 300 milyon kişinin anadili olan İngilizce en çok konuşulan dil. Bir buçuk milyar insan İngilizce biliyor, çünkü bilimin, ticaretin, teknolojinin diline dönüşmüş, küreselleşmiş, adını hangi milletten alırsa alsın insanlığa mal olmuş ve hep birlikte geliştiriliyor. Kolonyal dönem ve peşinden Endüstri Devrimi, İngilizcenin kullanımını arttıran önemli bir tarihsel süreç. İcatların çoğu o çağda İngilizlerden. Ondokuzuncu yüzyıl başında dünyanın en güçlü ve en hızlı büyüyen ekonomisine, başta tekstil ve madencilik alanında en fazla dış yatırıma sahip olması Britanya’ya “dünyanın atölyesi” (workshop of the world) ünvanının verilmesine sebep olmakla kalmamış, İngilizceyi bilinmek, konuşulmak zorunda olunan dil haline getirmiştir. Teknolojik ve bilimsel gelişmeler, yaşayan dillere yeni terimler eklemeye devam ediyor. İngilizce’ye her iki yılda bine yakın yeni terim ekleniyor; Mirriam-Webster dil kurumunun son lugatı bu mecburiyetin bir göstergesi. Toplumsal yaşama dahil olan her yeni meslek, kendi jargonuyla dilleri zenginleştiriyor. 200 milyon kişiden fazla insanın bildiği, dünyanın altıncı büyük anadili, 110 bin kelimelik Türkçe de bu gelişmelere ayak uyduruyor. 6,500’ü Arapçadan, 5,300’ü Fransızcadan alınan 15 bine yakın yabancı kökenli sözcüğe her gün yenileri dâhil oluyor. “SÖZCÜKLERIN GELECEĞINI ENDÜSTRI BELIRLEYECEK” Geçtiğimiz yüzyılda bir bilime dönüşen etimoloji, kelimelerin tarihsel kökenlerini ve zaman içinde geçirdiği değişimi araştırıyor. Bugün kullandığımız sözcüklerin geçmişte insan zihnindeki hangi kavramlara denk geldiğini öğrenebiliyoruz; gelecekte neye dönüşecekleri ise kökenbillim de dediğimiz bu dalın işi değil. Bilakis endüstrinin işi. İmalat bugün ne, üretim neyi tarif ediyor, bunların yeni anlamları ne olacak. Bizim imal etmek dediğimiz tabir, giderek küreselleşen İngilizce’de manufacture, Latince’nin manu/manus ve facuo/ factus köklerinden türemiş. El ile yapmak ifadesi olarak hayata

girmiş. Şimdi Webster, Oxford, Cambridge lugatları “parçalardan bir bütünü oluşturmak, sistematik ve büyük ölçekte mal yapmak, maddelere şekil vererek işe yarayacak bir şey haline getirmek” olarak tanımlıyorlar. Sektörel bir dokunuşla, daha geniş bir tarif: “İmalat, bir malın kullanmak veya satmak için, hammadde, makine, alet, işçilik, formüller, kimyasallar kullanılarak ortaya çıkarılması” şeklinde yapılıyor. Mamul de, imalattan çıkan şey. Latince productio ve productionem’den gelen üretim ve ürün ise daha geniş bir tanıma sahip. Yapmak, meydana getirmek, işe yarayacak bir şeyi ortaya çıkarmak olarak türemiş üretim, şimdi çeşitli maddi veye gayri maddi girdilerden değeri olan bir çıktı sağlamak anlamına geliyor. Çıkan ürün ise bir ihtiyacı veya talebi karşılamak üzere pazara sunulabilen her şey. Yani hizmet de bir ürün, insan kaynağı da bir ürün, bilgi ve teknoloji de bir ürün; bir üretim süreci gerektiriyor. İmalatta makine ve insan şart koşulken, üretimde insan ana unsur. Birinden mal çıkarken ötekinden mal ve hizmet çıkabiliyor, mesela tarım. İmalat somutken, üretim soyut olabiliyor. İmalatın içinde çok üretim olabilirken, üretimin içinde az imalat bulunabiliyor. “NE FARK EDER?” Peki, bu kadar içiçe geçmiş iki kavramı niye sorguluyoruz? Ne fark eder, üretmek veya imal etmek birbirlerinin yerine kullanılsa ne değişir, kime ne faydası var? Bunun yanıtı biraz değer zincirinin uzunluğunun, eylemin kapsayıcılığının, süreçlerin karmaşıklığının sunduğu fırsatta yatıyor. Endüstriyel bir malın, özellikle de teknolojinin en hızlı geliştiricisi yatırım mallarının yani makinelerin arzında başından sonuna bütün süreçlerin hakimi olmak ya da bunda bir kısmı üstlenmek gibi bir ayrışmaya, en azından algıya da sebep olabiliyor. Makinelerden bahsediyorsak, imalatın önü ve arkası, yani ondan önceki ve sonraki işler, hayalden gerçeğe, tasarımdan faydalı ömrün sonunda bertarafa kadar birbirini takip eden süreçlerin her biri bizim makinelerimizin merkezde durduğu, onların performansıyla başarılı olacak uzun bir değer zinciri. Toplamını üretim olarak tanımladığımız bu süreçlerin ne kadar çoğunu kendi bilgimizle yönetiyor veya yerine getirilmesini sağlıyorsak, yarattığımız katma değer o kadar çok, rekabet gücümüz o kadar yüksek oluyor.

3 • HAZİRAN 2018



İÇİNDEKİLER GÜNDEM

SYF 10

8 GÜNDEM MAKİNE İHRACATINDA BİRİM FİYATLAR YÜZDE 10 ARTTI 10 GÜNDEM TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ HEDEF PAZAR ALMANYA’DA 16 GÜNDEM TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ PLAST 2018 İÇİN MİLANO’DAYDI 20 GÜNDEM TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ ÜRETİM GÜCÜNÜ RUSYA’YA TAŞIDI 25 GÜNDEM MAİB ÜYESİ 74 FİRMA İSO 500’DE 27 GÜNDEM KOBİ TANIMI DEĞİŞTİ

TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ HEDEF PAZAR ALMANYA’DA

29 GÜNDEM EUROVENT TARİHİNDE İLK TÜRK BAŞKAN 31 GÜNDEM İMMB 11’İNCİ OLAĞAN GENEL KURULU TAMAMLANDI 32 YATIRIM YERLİ VE YENİ MAKİNE YATIRIMINA DESTEK 33 YATIRIM YATIRIMLARIN DEVRİ KOLAYLAŞIYOR

GÜNDEM

SYF 16

33 YATIRIM MAYIS AYINDA 713 YATIRIM TEŞVİK BELGESİ VERİLDİ 34 OAİB’DEN OAİB GENEL KURUL MARATONU TAMAMLANDI 36 OAİB’DEN İSİB, ARSB FUARINA MİLLİ KATILIM GERÇEKLEŞTİRDİ 36 OAİB’DEN METALLER SEKTÖR BULUŞMASI KIZILCAHAMAM’DA YAPILDI 36 OAİB’DEN EURASIA AIRSHOW 2018’E SSI DAMGA VURDU 37 OAİB’DEN KATAR TİCARET HEYETİ PROGRAMI TAMAMLANDI 37 OAİB’DEN TURKISHCERAMICS COVERINGS FUARI’NDAYDI

TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ PLAST 2018 İÇİN MİLANO’DAYDI

GÜNDEM

SYF 20

38 OAİB’DEN 35 TÜRK FİRMASI ASYA’NIN EN BÜYÜK GIDA FUARINDAYDI 39 OAİB’DEN KADEX 2018 FUARI’NA SSI’DAN GÜÇLÜ KATILIM 39 OAİB’DEN TURKEY BUILD 2018 FUARI’NA ALIM HEYETİ ORGANİZASYONU 40 KAPAK MAKİNELERİN GÜÇ KAYNAĞI: HİDROLİK VE PNÖMATİK 52 KAPAK / MSSP FOCUS AKIŞKAN GÜCÜNDE KALİTE KAÇINILMAZ BİR BAŞLIK 56 ÜLKELERDEN ADRİYATİK KIYISINDAKİ İNCİ: KARADAĞ 68 RÖPORTAJ AHMET ÖZKAYAN 70 MAKALE MAKİNE SANAYİSİ FİRMA ÖLÇEĞİ VE YENİ KOBİ TANIMININ GETİRDİKLERİ

TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ ÜRETİM GÜCÜNÜ RUSYA’YA TAŞIDI

GÜNDEM

SYF 40

72 POZİTİF “KADINLARIN SEKTÖRE YAKLAŞIMINI, TOPLUMSAL ALGILAR ŞEKİLLENDİRİYOR” 74 AR-GE MERKEZİ “TÜRKİYE’NİN BİLGİ BİRİKİMİNE KATKI SUNMAYI AMAÇLIYORUZ” 78 AKADEMİK “MESLEKİ VE ETİK SORUMLULUK SAHİBİ MÜHENDİSLER YETİŞTİRİYORUZ” 84 MAKALE MÜHENDİSLİK ÜZERİNE 86 ANALİZ SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜME İÇİN NELERE İHTİYACIMIZ VAR? 88 FİNANS İHRACATÇI HANGİ ENDEKSLERİ TAKİP ETMELİ? 90 KİTAP DÜNYANIN YENİ SAHİBİ ROBOTLAR MI OLACAK? 92

FUAR ROTASI

95 GÖSTERGELER

MAKİNELERİN GÜÇ KAYNAĞI: HİDROLİK VE PNÖMATİK

112 FUARLAR 114 ADRESLER 115 MOMENT in ENGLISH 5 • HAZİRAN 2018



EDİTÖREDEN Değerli okurlarımız,

TUGAY SOYKAN

Makine imalat sektörleri, Türkiye’nin ekonomik büyümesi ve istikrarına en güçlü katkıyı yapan sektörlerden biri olmayı sürdürüyor. Mayıs ayında, Türkiye’nin toplam ihracatı 69 milyar dolara ulaşırken, ihracatını en fazla artıran sektörlerden biri de makine sanayisi oldu. Bu dönemde yüzde 24 artışla ihracatını 7 milyar dolara yükselten makine imalat sektörleri, Türkiye’nin toplam ihracatı içindeki payını da yüzde 10,3’e ulaştırdı. Yine Ocak-Mayıs döneminde, Almanya, ABD, İngiltere ve İtalya gibi makine sektörünün önde gelen pazarlarına yüzde 20 ila yüzde 30 arasında daha fazla ürün ihraç ettik. Bu gelişme, Türkiye’nin Makinecileri’nin üretim ve ihracat gücünün artışının da önemli bir yansımasıdır. Ama daha da önemlisi, üretim ve ihracatta yaşanan artışların yanı sıra ihracat birim fiyatlarının da 5,9 dolardan 6,4 dolara yükselmesi, yani daha katma değerli ürün satıyor olmamızdır. Bu yükseliş eğiliminin, önümüzdeki dönemde de devam etmesi en büyük arzumuz. Türkiye’nin Makinecileri, bu başarılarının artarak devamı için elbette durmaksızın çalışmaya devam ediyor. Moment Expo’nun bu sayısında da ayrıntılarıyla incelediğimiz gibi, Türk makine imalat sektörleri Mayıs ayında üç önemli küresel buluşmaya katılarak Türk makinesinin ve sektörün gücünü sergilemeyi sürdürdü. “Gündem” sayfalarımızda, 14-18 Mayıs tarihlerinde Almanya’nın Münih kentinde gerçekleşen IFAT Fuarı, aynı tarihlerde Rusya’nın başkenti Moskova’da düzenlenen Metalloobrabotka Fuarı ile 29 Mayıs-1 Haziran tarihlerinde İtalya’nın Milano kentinde düzenlenen Plast 2018 Fuarı’na ilişkin ayrıntılı haberlerimizi okuyabilirsiniz. Diğer yandan, Moment Expo’nun bu sayısında, fark edeceğiniz üzere, kapsamlı değişikliklerimiz de oldu. Bu değişiklikler sadece görsellik aşamasında kalmadı, içeriğimizi de yeni başlıklarla güncelledik. Örneğin “Yatırım” sayfalarımızda, teşvikler, destekler ve yatırımlarla ilgili sektörümüzü ilgilendiren tüm önemli haberleri sizlerle paylaşırken, “Finans” sayfalarımızda ise ihracatçılar için önemli olduğuna inandığımız kimi ekonomik endeksleri tanıtacak bir içerik oluşturmaya çalıştık. Kapak konumuz ise bu sayımızda akışkan sektörü oldu. Bildiğiniz gibi hidrolik ve pnömatik sistemler, bugün başlı başına bir mühendislik dalı haline gelmiş durumda. Modern yaşamın içindeki birçok önemli mekanizmanın çalıştırılmasının anahtarı konumunda olan hidrolik ve pnömatik sistemlere odaklanırken, küresel görünümden Türkiye’deki mevcut durum ve gelecek öngörülerine değin kapsamlı bir içerik hazırlamaya çalıştık. Elbette, Moment Expo’nun önemli gördüğümüz diğer başlıklarındaki “sektörün sesi olma” misyonumuza da devam ediyoruz. Bu kapsamda, MAİB Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Özkayan ile sektörün bugünü ve geleceği üzerine bir sohbet gerçekleştirirken, “Ar-Ge Merkezi” sayfalarımızda Akyürek Makine Ar-Ge Merkezi’ni tanıttık; “Akademik” sayfalarımızda ise Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Zekeriya Altaç’ı ağırlayarak yeni mühendis adaylarının nasıl yetiştirildiğini dinledik. Diğer yandan, “Pozitif” sayfalarımızın konuğu da Kağan Döküm ve Model Dış Ticaret Sorumlusu Tuğçe Semiz oldu. Türkiye’nin Makinecileri Almanya Danışmanı Ahmet Yılmaz Alman mühendisliği ve Türkiye’nin yol haritası üzerine görüşlerini aktarırken, MAKFED Genel Sekreteri Zühtü Bakır ise makine sanayisindeki firma ölçekleri ve KOBİ tanımındaki değişikliklerin sektöre getirecekleri üzerine görüşlerini Moment Expo ile paylaştı. Keyifli okumalar

MAKİNE İHRACATÇILARI BİRLİĞİ ADINA SAHİBİ Özkan AYDIN

SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Tugay SOYKAN (tugaysoykan@origamimedya.com)

YAYIN KURULU BAŞKANI Kutlu KARAVELİOĞLU

EDİTÖR Tolga ÇATAL (tolga@origamimedya.com)

YAYIN ADRESİ Mecidiyeköy Mah. Atakan Sok. No: 6/7 Şişli / İstanbul T: +90 212 252 87 76 - 77 F: +90 212 211 40 70

YAYIN KURULU Sevda Kayhan YILMAZ, Mehmet AĞRİKLİ, Ahmet ÖZKAYAN, Ali EREN, Halil İbrahim GÖKÇÜOĞLU, Hüseyin DURMAZ, Metin KAR, Mustafa ŞEKERCİ, Önder BÜLBÜLOĞLU, Zeynep Erkunt ARMAĞAN, Özkan AYDIN, Esra ARPINAR, Mehtap ÖNAL

MUHABİR Volkan ÜKÜNÇ (volkan@origamimedya.com)

YAYIN TÜRÜ Süreli, Yerel Dergi

YAYINA HAZIRLAYANLAR Origami Medya

REKLAM KOORDİNATÖRÜ Mustafa AK (mustafa@origamimedya.com) GÖRSEL YÖNETMEN Murat CERİT (murat@origamimedya.com)

MAİB GENEL SEKRETERLİĞİ Ceyhun Atuf Kansu Cad. No: 120 Balgat - Çankaya / Ankara Tel: 0312 447 27 40 Faks: 0312 446 96 05

BASKI VE CİLT UNIPRINT Uniprint Basım Sanayi ve Ticaret A.Ş. Ömerli Köyü, İstanbul Cad. No: 159, 34555, Hadımköy, İstanbul Tel: +90 212 798 28 40 www.apa.com.tr MOMENT EXPO Dergisi, Origami Medya tarafından T.C. yasalarına uygun olarak yayınlanmaktadır. “Moment Expo Dergisi” ibaresi kullanılarak alıntı yapılması izne bağlıdır. Moment Expo Dergisi Makine İhracatçıları Birliği’nin 7.500 adet basılan ücretsiz süreli yayınıdır.

7 • HAZİRAN 2018


GÜNDEM

MAKİNE İHRACATINDA BİRİM FİYATLAR YÜZDE 10 ARTTI MAYIS AYINDA, AYLIK BAZDA TARIHIN EN YÜKSEK IHRACAT RAKAMINA ULAŞAN TÜRKIYE EKONOMISINDE, MAKINE SEKTÖRÜ YILIN ILK BEŞ AYINDA TOPLAM IHRACATINI 7 MILYAR DOLARA ÇIKARDI. MAKINE IHRACATI GEÇTIĞIMIZ YILIN AYNI DÖNEMINE GÖRE YÜZDE 24 BÜYÜRKEN, IHRACATINI DA 7 MILYAR DOLARA YÜKSELTEN SEKTÖRÜN TÜRKIYE TOPLAM IHRACATI IÇINDEKI PAYI ISE YÜZDE 10,3’E ÇIKTI.

Y

ılın ilk beş ayında toplam ihracatı 69 milyar dolara ulaşan Türkiye ekonomisinde, ihracatını en fazla artıran sektörlerden biri makine sanayisi oldu. Bu dönemde yüzde 24 artışla ihracatını 7 milyar dolara yükselten sektörün, Türkiye’nin toplam ihracatı içindeki payı da yüzde 10,3’e ulaştı. Makine imalat sektörlerinin ihracat rakamlarındaki olumlu seyre ilişkin görüşlerini paylaşan Makine İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Kutlu Karavelioğlu, “Dünya genelinde yeni proje ve yatırımların yeniden başlaması ile makineye olan talep artıyor, özellikle Avrupa ülkelerinden birçok yeni sipariş alıyoruz” derken, Almanya, ABD, İngiltere ve İtalya gibi makine sektörünün önde gelen pazarlarında yüzde 20 ila yüzde 30 arasında değişen büyüme oranlarına ulaşıldığının altını çizdi. “Dünya genelinde yatırımlardaki durağanlığın artık geride kaldığını, özellikle imalat sanayisinde faaliyet gösteren sektörlerin canlanmaya başladığını görüyoruz. Makine ve teçhizat yatırımlarına tekrar ağırlık verildiği bu dönemde, Türk makinelerine yoğun bir ilgi var. Almanya’ya •8

ihracatımız şimdiden 1 milyar doları geçti. Rusya gibi stratejik pazarlara yaptığımız ihracattaki artış yüzde 58’e ulaştı” diyerek devam eden Karavelioğlu, makine sanayisinin stratejik hedefinin ise yüksek teknolojili ürünlerin payını artırmak olduğunu yineledi. İHRACAT HEDEFİMİZE ULAŞACAĞIZ Sektörün yoğun talep artışı yaşadığı bu dönemde en önemli verilerden birinin birim fiyatlardaki yükseliş olduğuna da dikkat çeken Karavelioğlu, “Makine ihracatında miktar bazında artış yüzde 10 seviyesinde gerçekleşirken, değer bazında artış yüzde 24’e ulaştı. Döviz kurundaki dalgalanmaların etkilerini gördüğümüz bu dönemde, kilogram başına birim fiyatımızın 5,9 dolardan 6,4 dolara yükselmesi, yani yaklaşık yüzde 10 artması çok olumlu bir göstergedir. Türkiye’nin, toplam ihracatı içinde yüksek teknolojili ürünlerin payını artıma hedef ve vizyonuna katkıda bulunmayı sürdüreceğiz” değerlendirmesinde bulundu. Makine sektörünün tek bir ülkeye bağlı kalmadan tüm ihracat pazarlarında artış sağlarken, tüm alt sektörlerde de yoğun bir yükseliş içinde olduğunu belirten


MAKİNE İHRACATINDA BİRİM FİYATLAR YÜZDE 10 ARTTI

Karavelioğlu, “Sektör geneline baktığımızda; tüm ürün gruplarında bir hareketliliğin söz konusu olduğunu, motor ve aksamları ihracatının 1 milyar dolar seviyesini aştığını, klima ve soğutma makineleri ihracatının ise 1 milyar dolar eşiğine ulaştığını görüyoruz. Tüm alt sektörlerimizle işbirliği içinde, yılsonunda 18 milyar dolar makine ihracatı hedefine ulaşacağımıza inanıyoruz” dedi. İLK ÇEYREK BÜYÜMESİ YÜZDE 7,4 OLDU Diğer yandan, TÜİK’in açıkladığı verilere göre Türkiye ekonomisinin 2018 yılı ilk

çeyreğindeki büyüme oranı da yüzde 7,4 olarak açıklandı. Verilere göre, bu yılın ilk çeyreğinde tarım sektörü yüzde 4,6 ve sanayi sektörleri yüzde 8,8 büyüme sergilerken, Türkiye ekonomisinin ilk çeyrekteki yüzde 7,4’lük büyümesi, dünyanın en yüksek ikinci büyüme rakamı olarak kayıtlara geçti. Açıklanan küresel rakamlara göre ilk çeyrek büyüme performansında Hindistan yüzde 7,7’lik büyümesiyle ilk sırada yer alıyor. Benzer şekilde, yüzde 7,4’lük büyümesiyle Türkiye, OECD ülkeleri içerisinde ilk, G20 ülkeleri içerisindeyse ikinci sırada yer alıyor.

Bununla birlikte, uzmanlar, sanayi sektörlerindeki yüzde 8,8’lik artışa rağmen toplam yatırımların büyümeye ancak 2,8 puan destek verirken özel tüketimin 6,7 puan ile en yüksek katkıyı sağlamasının, yılın kalanında ekonomide yavaşlamaya neden olabileceği uyarısını da yineliyor. Hatırlanacağı üzere Orta Vadeli Program’a göre Türkiye’nin 2018 yılı büyüme hedefi yüzde 5,5 olarak açıklanmış; küresel kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s ise kısa süre önce Türkiye’nin büyüme tahminini bu yıl için yüzde 4’ten yüzde 2,5’e indirmişti.

ALMANYA, ABD, İNGILTERE VE İTALYA GIBI MAKINE SEKTÖRÜNÜN ÖNDE GELEN PAZARLARINDA YÜZDE 20 ILA YÜZDE 30 ARASINDA DEĞIŞEN BÜYÜME ORANLARINA ULAŞTIK.

9 • HAZİRAN 2018


GÜNDEM

TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ HEDEF PAZAR ALMANYA’DA MÜNIH’TE DÜZENLENEN IFAT FUARI’NA KATILAN TÜRKIYE’NIN MAKINECILERI, GERÇEKLEŞTIRDIĞI TANITIM ÇALIŞMALARIYLA TÜRK MAKINE SEKTÖRÜNÜN ÜRETIM GÜCÜNE DIKKAT ÇEKTI.

• 10


TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ HEDEF PAZAR ALMANYA’DA

T

ürkiye’nin Makinecileri, 14-18 Mayıs tarihlerinde Almanya’nın Münih kentinde düzenlenen çevre ve su teknolojileri fuarı IFAT’a katılarak Türk makine sektörünün imajının güçlendirilmesine yönelik önemli bir çalışmaya daha imza attı. Beş gün süren fuar boyunca Türk firmaları yeni ürün ve teknolojilerini dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen ziyaretçilere tanıtma olanağı elde etti. 58 ülkeden 3 bin 305

firmaya ev sahipliği yapan fuarı, 60 farklı ülkeden 141 bin kişi ziyaret etti. İstanbul Ticaret Odası’nın milli katılım organizasyonu çerçevesinde 90 firmayla temsil edilen Türkiye, fuara yurt dışından en fazla firmayla katılan dördüncü ülke oldu. Atık su/ arıtma sistemleri, katı atık/ geri dönüşüm ve sraç üstü ekipmanlar/cadde temizliği olmak üzere üç alt temayı kapsayan fuar süresince çok sayıda konferans ve toplantı da düzenlendi. FUARDA ARÜSDER VE POMSAD DA YER ALDI Fuara, Türkiye’nin

Makinecileri’ni temsilen Makine Şubesi Uzmanı Şeyda Yıldız Sarıca katılırken MAKFED üyesi derneklerden POMSAD Genel Sekreteri Türkiye’nin Makinecileri’nin standında hazır bulunarak ziyaretçilere Türk makine sektörü ve üyeleri hakkında bilgi verdi. Bir başka MAKFED üyesi dernek ARÜSDER ise fuarda kendi standıyla yer aldı. Fuar kapsamında yapılan görüşmeler ve ziyaretlerde ilgili kurum ve kişilere Türkiye’nin Makinecileri tarafından Türk makine imalat sektörü, ekonomik durum ve yatırım olanakları hakkında bilgiler verildi.

“IFAT’TA 90 FİRMAYLA TEMSİL EDİLEN TÜRKİYE, FUARA YURT DIŞINDAN EN FAZLA FİRMAYLA KATILAN DÖRDÜNCÜ ÜLKE OLDU.”

11 • HAZİRAN 2018


Doğadan İlham Alıyoruz Yılmaz Makine, 40.000 metre kare alana, Türkiye'de sektörün ilk ve en büyük yeşil bina teknolojili üretim tesisini kurdu. Bu gurur hepimizin!

yilmazmachine.com.tr | 444 4 178


TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ HEDEF PAZAR ALMANYA’DA

“ÜYELERİMİZ FUARDAN MEMNUN AYRILDI”

“BAŞARILI BİR ORGANİZASYON”

ALPER HABERAL

MAS-DAF DIŞ TİCARET MÜDÜRÜ

GÖKHAN SEZER TÜRKTAN POMSAD GENEL SEKRETERİ

“Fuar süresince dernek üyesi firmalarımızın stantlarını ziyaret ederek fuar hakkındaki görüş ve değerlendirmelerini dinledik. Genel olarak bütün üyelerimiz, fuardan, özellikle ziyaretçi niteliği bakımından memnun olduklarını iletti. Üyelerin yanı sıra EUROPUMP ve CEIR toplantılarından tanıdığımız yabancı firmaları da ziyaret ettik. Alman Gaz ve Su Birliği (DVGW), Alman Su, Atık Su ve Atık Derneği (DWA), Avrupa Su Derneği (EWA), Alman Su Derneği (German Water Partnership) ve Uluslararası Su Derneği (IWA) yetkilileriyle çeşitli temaslarda bulunduk. Ziyaretler esnasında muhataplarımıza derneğimizi tanıtarak Türkiye’de pompa ve vana sektörleriyle ilgili bir talepleri olması durumunda derneğimizle irtibata geçebilecekleri bilgisini verdik.”

3. KATILIM

“Daha önce katıldığımız iki fuara göre ziyaretçi sayısı fazlaydı. Fuar ziyaretçileri ve katılımcıları sektörün içindeki profesyoneller ve işbirliği arayışı içerisinde olanlardan oluşuyordu. Ticari faaliyetlerimizi geliştirmek istediğimiz ülkelerde yeni firmalarla tanışıp işbirlikleri kurabilmek, çalıştığımız mevcut bayiler/ firmalarla bir araya gelebilmek ve marka bilinirliğimizi artırmak için fuara katılmayı tercih ettik. Fuarda, atık su sistemlerinde kullanılan Enduro serisi atık su dalgıç pompalarımızı, kendinden emişli UKMS serisi atık su pompalarımızı, derinden emiş yapabilen vacumax tipi vakum sistemlerimizi, Enduro pro tip açık çarklı yüzeye monte edilen pompalarımızı, otoparklarda ve alışveriş merkezlerinde atıkların toplanması ve basılması için montaj kolaylığı sağlayan blackbox serisi terfi istasyonlarımızı, HDSV GENIO serisi hidrofor sistemimizi ve hem atık su hem de temiz su uygulamalarında çok geniş bir kullanım alanı olan uçtan emişli NM serisi pompalarımızı sergiledik.”

“SEKTÖR AÇISINDAN ÖNEMLİ BİR FUAR”

AYTEKİN YELEKÇİOĞLU AYMAS MAKİNA GENEL MÜDÜRÜ

“IFAT Fuarı, her yıl olduğu gibi bu yıl da sektör için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi. Yüksek katılımcı profiline sahip olan fuar, direkt iletişim kurulması açısından da eşsiz fırsatlar sunuyor. Marka bilinirliliğimizi sürdürmek ve hâlihazırdaki müşterilerimizle yüz yüze konuşma fırsatı yakalamak amacıyla organizasyona katıldık. IFAT 2016’ya kıyasla ziyaretçi ve katılımcı firma sayısının arttığını gözlemledim. Sayıdan daha önemli olan husus ise ziyarette bulunan müşterilerin amacıydı: Gerçek anlamda bir şeye ihtiyacı olan ve sektörü takip eden insanlar, dünyanın dört bir yanından bu fuara katılıyor. Fuarda, info standımızı videolarla destekleyerek ürünlerimizi tanıttık.”

5. KATILIM 13 • HAZİRAN 2018



TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ HEDEF PAZAR ALMANYA’DA

“BİLİNÇLİ BİR ZİYARETÇİ KİTLESİNE SAHİP”

“ULUSLARARASI ÖNEMDE BİR ORGANİZASYON”

EVREN EKŞİ

HAUS PAZARLAMA YÖNETİCİSİ

ERCAN ÇELEBİ

STANDART POMPA DIŞ TİCARET MÜDÜRÜ “Sektörün önemli ve lokomotif firmalarının yer aldığı fuarda yüksek profilli, sektöre hâkim, bilinçli bir ziyaretçi kitlesiyle karşılaştık. Küresel dünyada uluslararası firmalar artık her pazarda yerel üreticilerin rakibi olmaya başladı. Firma olarak biz de uluslararası pazarlarda onlara rakip olmak, onların bulunduğu pazarlarda kalitemiz ve fiyatımızla ön plana çıkıp pay almak ve böylelikle hem ihracatımızı artırmak hem de ülke ekonomisine katkıda bulunmak istiyoruz. Fuarlarda dünyanın farklı noktalarından gelen hem hâlihazırda çalıştığımız hem de yeni müşterilerle tanışma, toplantı yapma, ürünlerimizi ve firmamızı tanıtma imkânı buluyoruz. Standımızda atık su uygulamalarında kullanılabilecek dalgıç, yatay proses pompalarıyla temiz su uygulamalarında kullanılabilecek kademeli, çift emişli ve tek kademeli norm tipi pompalarımızı sergiledik.”

1. KATILIM

4. KATILIM

“IFAT, bu yıl da sektör ilgililerini bir araya getirmeyi başaran uluslararası bir organizasyon oldu. HAUS’un çevre uygulamalarında sunduğu ürün, hizmet ve çözümleri ziyaretçilerle paylaşmak; marka bilinirliliğini artırmak ve mevcut müşterilerimizle ilişkilerimizi kuvvetlendirip yeni yatırımcılarla tanışmak; fuara katılmaktaki temel amacımızdı. Ayrıca 2017 yılında üretimine başladığımız vidalı pres ve Türkiye’nin ilk ve tek yerli üretim manyetik yataklı turbo blower ürünlerinin Avrupa lansmanlarını IFAT’ta gerçekleştirdik. IFAT, çevre uygulamalarında lider bir fuar; burada bulunmak sektörden uluslararası yatırımcılarla sıcak bir ilişki kurmamıza ve firmamızın gelişmesine katkı sağlıyor. Bu yıl göze çarpan en büyük değişiklik, yeni açılan salonlarla katılımcı ve dolayısıyla ziyaretçi sayısının artmasıydı. Fuar süresince standımızda yeni nesil DDE 4742 dekantör santrifüj, SDE 315 vidalı pres ve EMP 124 turbo blower ürünlerimizi tanıttık.”

“NE ARADIĞINI BİLEN ZİYARETÇİLER TERCİH EDİYOR”

HAYRULLAH KARAAHMETOĞLU

DOĞUŞ VANA YÖNETİM KURULU ÜYESİ

“Tüm dünya fuarcılığında ziyaretçi ve katılımcı profillerinde adet bazında bir azalma görüyoruz. IFAT Fuarı da bu genel dalgadan etkileniyor ve ziyaretçi sayısı açısından son yıllarda bir düşüş söz konusu. Fakat fuarın genel kalitesi sebebiyle, katılımcı profili ne istediğini bilen profesyonellerden oluşuyor. Fuara katılma amacımız ürünlerimizi sergilemek, mevcut müşterilerimizle görüşmelerde bulunmak, yeni potansiyel müşteriler edinmek ve DVD Vana markasını dünya pazarlarında bilinir kılmak. Fuar, markamızın ismini dünya piyasalarında sağlamlaştırdığı kadar, yeni pazar ve müşteri edinme noktasında da firmamıza fayda sağlıyor. Fuar süresince standımızda büyük çaplı sürgülü vana, kelebek vana, iğneli vana, hava tahliye vanası, çekvalf, su sayacı gibi ürünlerimizi sergiledik ve ürünlerle ilgili bilgiler verdik.”

7. KATILIM 15 • HAZİRAN 2018


GÜNDEM

TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ PLAST 2018 İÇİN MİLANO’DAYDI TÜRKIYE’NIN MAKINECILERI 29 MAYIS-1 HAZIRAN TARIHLERINDE İTALYA’DA GERÇEKLEŞTIRILEN PLASTIK/KAUÇUK VE TEKNOLOJILERI, EKIPMANLARI FUARI PLAST 2018’E KATILARAK MAKINE ALT SEKTÖRLERINE VERDIĞI DESTEĞI BIR KEZ DAHA GÖSTERDI.

T

ürkiye’nin Makinecileri, İtalya’nın Milano kentinde üç yılda bir düzenlenen plastik/kauçuk ve teknolojileri, ekipmanları fuarı Plast’a katılarak, ziyaretçileri Türk makine sektörü hakkında bilgilendirdi.

• 16

Bu yıl 24’üncüsü düzenlenen ve 55 ülkeden 1510 firmanın ürünlerini sergilediği fuarı, dört gün boyunca 183 bin kişi ziyaret etti. Plastik ve kauçuk sektörüne yönelik yenilikçi çözümlerin sergilendiği fuara, bu yıl Türkiye’den 33 firma katıldı. Fuar kapsamında

PAGDER tarafından da milli katılım organizasyonu düzenlendi. TÜRK MAKİNE SEKTÖRÜNÜN ÜRETİM GÜCÜNE DİKKAT ÇEKİLDİ Türkiye’nin Makinecileri, fuar alanının çeşitli noktalarına

verdiği reklamlarla Türk makine sektörünün üretim gücünün altını çizdi. Türkiye’nin Makinecileri ayrıca fuara katılan Türk firmalarının stant numaralarını ve ürün bilgilerini de içeren broşürler hazırlayarak ziyaretçilere dağıttı. Fuara MAİB ve Türkiye’nin


TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ PLAST 2018 İÇİN MİLANO’DAYDI

“PLASTİK VE KAUÇUK SEKTÖRÜNE YÖNELİK YENİLİKÇİ ÇÖZÜMLERİN SERGİLENDİĞİ FUARA, BU YIL PAGDER’İN DÜZENLEDİĞİ MİLLİ KATILIM ORGANİZASYONU ÇERÇEVESİNDE TÜRKİYE’DEN 33 FİRMA KATILDI.” Makinecileri’ni temsilen Makine Şube Müdürü Mehtap Önal ile Makine Şubesi Uzmanı Aydan Işıl Aydın katıldı. Makine İmalat Sanayii Dernekleri Federasyonu (MAKFED) üyesi derneklerden PAGDER de kendi standında, üye firmaları ve sektörel faaliyetleri hakkında fuar ziyaretçilerini bilgilendirdi. Diğer yandan, Fiera Milano RHO Fuar Alanı, Plast 2018 ile eş zamanlı olarak dört farklı

fuara daha ev sahipliği yaptı. Ipack-Ima, Meat-Tech, Print4 All, Intra Logistica Itali ve Plast 2018 de dâhil beş fuarda plastik ve kauçuk sektörünün yanı sıra otomotiv, yapı ve inşaat, elektrik-elektronik, bilişim ve telekomünikasyon, ambalaj, ham madde ve geri dönüşüm sektörlerindeki son teknolojiler sergilendi. Plast 2018 kapsamında Türkiye’nin Makinecileri’nin standı, Milano Ticaret Ataşesi

Dr. Emre Orhan Öztelli ve beraberindeki heyet tarafından ziyaret edildi. Türkiye’nin Makinecileri temsilcileri de katılımcı Türk ve yabancı firmaların stantlarını ziyaret ederek fuar hakkındaki değerlendirmelerini aldı.

“FUAR HEYECAN VE İLGİ UYANDIRIYOR” “Üç yılda bir düzenlenen Plast Fuarı’na Türkiye’den 33 firma katıldı. Fuar, her yıl gerçekleştirilmediği için sektör profesyonelleri tarafından heyecan ve ilgiyle bekleniyor. Bu durum da etkinliğin niteliğini ve kalitesini artıyor. Sektör firmalarımız ticari gelişimlerini sürdürmek adına birçok uluslararası fuara iştirak ediyor. Bazı sektör firmalarımız Polonya’da düzenlenen Plastpol Fuarı’ndan EROL TÜRKER PAGDER Türkiye’ye dönmeden, UZMAN İtalya’ya gelerek stant açtı. Öte yandan Plast 2018’de Türkiye, yabancı katılımcıların yüzde 5’ini oluşturdu. Benzeri şekilde fuara en fazla ziyaretçi gönderen ülkeler arasında da Türkiye yüzde 5,5 ile dördüncü sırada yer aldı. Yurt dışında katıldığımız fuarlarda, yabancı sektör profesyonellerinin Türkiye’den mal veya hizmet alımına yönlendirilmesi en büyük çabamız. Sektörümüzün gelişimi ve ülkemizin kazanımları adına, yabancı alıcılarla kurduğumuz iletişim de önceliklerimiz arasında.”

17 • HAZİRAN 2018



TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ PLAST 2018 İÇİN MİLANO’DAYDI

“SEKTÖRÜN EN PRESTİJLİ FUARLARI ARASINDA”

ABDÜRRAHİM PALALI DAMLA PLAST SULAMA SİSTEMLERİ DIŞ TİCARET MÜDÜRÜ

2. KATILIM

“Fuarın üç yılda bir yapılması ve İtalya’nın plastik sektöründeki prestijli ülkelerinden biri olması sebebiyle Plast 2018 başarılı geçti. Yeni ürünlerimizin yanı sıra geliştirdiğimiz son teknoloji ekstrüzyon hatlarımızı tanıtmak, mevcut müşterilerimizle yeniden bir araya gelmek ve yeni pazarlar bulmak amacıyla fuara katıldık. Fuarın en büyük katkısı, 2018 yılı içerisinde makine ve ekipman almak isteyen firmalarla temas kurabilmemiz oldu. Makine üreticilerinin binlerce potansiyel alıcı arasından, gerçekten o an makineye ihtiyacı olan firmalarla bir araya gelebilmesi ciddi anlamda bir zaman ve maliyet avantajı sağlıyor. Standımızda, ileri teknoloji içeren yassı ve yuvarlak damla sulama borusu ekstrüzyon hatlarımızın delici ve sarıcı ünitelerini sergiledik. Bununla beraber, makinelerimizle üretilen son mamul damla sulama borularının numunelerini de tanıttık.”

“KALİTELİ BİR ALICI VE ZİYARETÇİ PROFİLİNE SAHİP”

ERMAN ERKAL

AKKAYA EPS SATIŞ VE LOJİSTİK SORUMLUSU

3. KATILIM

“Bu yılki fuarın Plast 2015’e nazaran daha sönük geçtiğini gözlemledim. Ancak Plast Fuarı, gerek yurt içindeki gerekse farklı ülkelerdeki sektör fuarlarından (K Fuarı hariç) çok daha kaliteli bir alıcı ve ziyaretçi profiline sahip. Kalite ve teknolojisini sürekli artırdığımız ürünlerimizi gerek mevcut gerekse yeni müşterilere tanıtıp yeni projeler gerçekleştirmek amacıyla fuara katıldık. Bu yönüyle Plast Fuarı’nın iyi bir reklam ve yeni pazarlara açılma aracı olduğunu düşünüyorum. Bu yılki fuarda makinelerimizle imal edilen ve dünyanın farklı yerlerindeki müşterilerimizden temin ettiğimiz çeşitli ürünleri sergiledik.”

“FUAR ÖNEMLİ FIRSATLAR SUNUYOR”

BİLGEHAN GÜRLEYİK SİSAN PLASTİK YURT DIŞI SATIŞ TEMSİLCİSİ

“Plast 2018’in nitelikli bir katılımcı profiline sahip olduğunu gözlemledik. Ziyaretçiler açısından ise ülke veya bölge bazındaki çeşitlilik fazla değildi. Firmamız hâlihazırda İtalya pazarında faaliyetlerini sürdürüyor. Söz konusu pazardaki iş hacmimizi artırmak ve yeni/potansiyel müşterilerle tanışıp iş bağlantıları kurmak için fuara katılmayı tercih ettik. Fuar boyunca standımızda masterbatch ürünlerimizi tanıttık.”

1. KATILIM

“NİTELİKLİ VE SONUÇ ODAKLI BİR ORGANİZASYON”

UFUK YERCAN EGE PROSES GENEL MÜDÜRÜ

2. KATILIM

“Ziyaretçi sayısı az olsa da bu yılki fuar diğerlerinden farklı olarak nitelikli ve sonuç odaklı bir organizasyondu. Firmamız beş kıtaya ihracat gerçekleştiriyor. Fakat rakiplerimizin özellikle İtalyan, Alman ve Avusturyalı firmalardan oluşması, Orta Avrupa’da istediğimiz satış rakamına ulaşmamızı engelliyor. O nedenle, özellikle Orta Avrupa ülkelerindeki bağlantı sayımızı artırmak ve firma marka bilinirliğimizi pekiştirmek için fuara katıldık ve katılma amacımıza da ulaştığımızı düşünüyorum. Hem yakın zamanda sonuçlandırmayı düşündüğümüz projeleri burada neticelendirip siparişe dönüştürdük hem de tanımayanlara firmamızı tanıtarak bu pazarda ciddi bir alternatif olduğumuzu gösterdik.”

19 • HAZİRAN 2018


GÜNDEM

TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ ÜRETİM GÜCÜNÜ RUSYA’YA TAŞIDI RUSYA’NIN BAŞKENTI MOSKOVA’DA BU YIL 19’UNCU KEZ DÜZENLENEN TAKIM TEZGÂHLARI VE METAL IŞLEME MAKINELERI FUARI METALLOOBRABOTKA’YA KATILAN TÜRKIYE’NIN MAKINECILERI, TÜRK MAKINE SEKTÖRÜNÜN ÜRETIM GÜCÜNÜ RUSYA PAZARINDA DA BAŞARIYLA SERGILEDI.

T

ürkiye’nin Makinecileri, Rusya pazarına yönelik tanıtım faaliyetleri kapsamında 14-18 Mayıs tarihlerinde Moskova’da düzenlenen takım tezgâhları ve metal işleme fuarı Metalloobrabotka 2018’e katıldı. 33 farklı ülkeden makine üreticilerinin yer aldığı fuarı beş gün boyunca 57 ülkeden 32 bin 497 kişi ziyaret etti. Fuara, Türkiye’nin Makinecileri’ni temsilen Makine Şubesi Uzmanları Aybüke Tuğçe Karabörk ve Bahar Özcan Kaynak katılırken, dokuz Türk firması da fuarda stantlarıyla yerini aldı. Ayrıca Makine İmalat Sanayii Dernekleri Federasyonu (MAKFED) üyesi derneklerden Makina İmalatçıları Birliği de (MİB) kendi standında üyeleri ve dernek çalışmaları hakkında fuar ziyaretçilerini bilgilendirdi. Kesme, şekillendirme, döküm ve kaynak yapabilen metal makineleri, kesici uçlar, kaplama ve ısıl işlem ile test cihazları ve ekipmanları alanında son teknolojilerin sergilendiği Metalloobrabotka Fuarı çerçevesinde, Türkiye’nin Makinecileri çeşitli dernek, kurum ve firma temsilcileriyle görüşmeler gerçekleştirdi. • 20

Moskova Ticaret Müşaviri Murat Haydar Öztürk de Türkiye’nin Makinecileri’nin standını ziyaret etti. “REKABETİ FİYATLA DEĞİL, KALİTE VE MARKALAŞMAYLA SÜRDÜRECEĞİZ” Fuarla ilgili değerlendirmelerde bulunan MAİB ve Türkiye’nin Makinecileri Yönetim Kurulu Başkanı Kutlu Karavelioğlu, Türk makine imalat sektörlerinin 2018 yılı ihracat hedeflerine ulaşmasında Almanya ve Rusya’daki iş bağlantılarının önemine dikkat çekerek, “Kaliteli ürüne talebi artırabilmenin yolu, fiyat rekabetiyle yarışmaktan değil,

markalaşma çalışmalarını başarıyla yürütebilmekten geçiyor. Markalaşma çalışmalarının merkezinde ise pazarlama ve tanıtım faaliyetleri var. Almanya ve Rusya ise bu alanda en önemli

hedef pazarlarımız arasında yer alıyor. Bu kapsamda Metalloobrabotka ve katıldığımız diğer her fuar, Türk makine sektörünün bilinirliğine katkı sağlıyor” değerlendirmesinde bulundu.


TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ ÜRETİM GÜCÜNÜ RUSYA’YA TAŞIDI

“FUAR ÖNEMLİ FIRSATLAR SUNUYOR”

“KATILIMCI SAYISI HER YIL ARTIYOR”

BERAT TUNCAY DİRİN DİRİNLER FİRMA TEMSİLCİSİ

ARTUN BÖLGEN

MİB MAKİNE MÜHENDİSİ “Metalloobrabotka, Rusya’nın Moskova bölgesindeki en önemli metal işleme teknolojileri fuarı olma özelliğini koruyor. Bu yılki fuara Almanya, İsviçre, Çekya, Güney Kore, İtalya, Çin ve Tayvan’dan milli katılım organizasyonu gerçekleştirildi. Metal işleme teknolojileri, kaynak, otomasyon, basınçlı hava gibi konularda oldukça önemli fırsatlar sunan fuara, ilgili Türk firmalarının katılmasının faydalı olabileceğini düşünüyoruz. MİB olarak fuar süresince Türkiye’den katılan tüm firmalarımızın stantlarını ziyaret ettik. Öte yandan çeşitli ülkelerde faaliyet gösteren sektörel derneklerle işbirliği olanaklarını değerlendirdiğimiz verimli toplantılar gerçekleştirdik.”

“Fuarın katılımcı sayısının her yıl arttığını gözlemliyoruz. Bu durum da pazarın oldukça büyük ve hareketli olmasından kaynaklanıyor. Ziyaretçilerin ise her yıl daha bilinçli kişilerden oluştuğunu ve ilgili firmalar bazında çeşitli taleplerle geldiğini söyleyebiliriz. Fuara öncelikle mevcut müşterilerimizle görüşerek işbirliği ilişkilerimizi artırmak, taleplerini değerlendirerek onlara uygun çözümler önermek, potansiyel müşterilerle görüşerek portföyümüze yeni firmalar katmak ve yeni ürünlerimizi pazarda tanıtmak amacıyla katılıyoruz. Standımızda, fuara özel olarak tasarlayıp ürettiğimiz döner tablalı C tipi 80 ton kapasiteli bir eksantrik presimizi sergiledik. Bununla birlikte imalatını gerçekleştirdiğimiz diğer preslerimizi de müşterilerimizin beğenisine sunduk.”

4. KATILIM

“FUAR, BİLİNÇLİ BİR ZİYARETÇİ KİTLESİNE SAHİP”

İLKNUR CANTÜRK

AAG MAKİNA YÖNETİM TEMSİLCİSİ

“AAG Makina olarak ilk kez Rusya’da bir fuara katıldık. Önceki yıllarda pazar araştırmaları için iş seyahatlerimiz çerçevesinde müşteri adaylarıyla görüşmeler gerçekleştirmiştik. Yaptığımız görüşmeler ve talepler neticesinde fuara katılarak ürünlerimizi sergilemek istedik. Yeni ihraç pazarları edinmek, var olan satışlarımızı artırabilmek ve yeni dağıtım kanalları/bayiler bulma amacıyla katıldığımız fuarda, sektörü tanıyan, satın alma yetkisine sahip hedef müşteri kitlesiyle karşılaşmaktan memnun olduk. Genel olarak fuarlar ulusal ve uluslararası pazarda firmamızın ve ürünlerimizin tanıtmamızı sağlarken, firma bilinirliliğimizi de artırıyor. Böylelikle ilgili müşterilere ve direkt alıcılara daha kolay ulaşabiliyoruz. Fuar süresince standımızda nitrojen jeneratörleri, basınçlı hava kurutucuları ve filtrelerimizi sergiledik.”

1. KATILIM 21 • HAZİRAN 2018


Kuzey Ren-Vestfalya’da Yeni Yatırım Fırsatları Avrupa’daki Yatırım Merkeziniz Bir bölgeyi güçlü bir yatırım merkezi yapan en önemli şey; ekonomik güç, altyapı ve kültürel yaşam gibi faktörlerin mükemmel etkileşimidir. Bu bakımdan Kuzey Ren-Vestfalya birçok açıdan eşsizdir. Almanya’nın bu en kalabalık nüfusa sahip olan eyaletinin size sunduğu sayısız imkân ve koşullardan faydalanın. Hangi sektör veya proje için olursa olsun, yeni fırsatlar için ideal yatırım ortamını burada bulacaksınız. Halihazırda 19.000’den fazla yabancı şirket tercihini metropol bölge Kuzey Ren-Vestfalya lehine kullandı. Bizimle iletişime geçin ve sizi de memnuniyetle bilgilendirelim. Bir One-Stop-Acentesi olarak yatırım projelerinizde size destek veriyoruz: www.nrwinvest.com


TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ ÜRETİM GÜCÜNÜ RUSYA’YA TAŞIDI

“POTANSİYELİ YÜKSEK BİR FUAR”

MURAT FETTAHOĞLU ÖZKOÇ HİDROLİK MAKİNE İHRACAT SATIŞ YÖNETİCİSİ

“Bu yılki Metalloobrabotka Fuarı’nın ziyaretçi ve katılımcı profilinin firmamız açısından direkt iş yapabileceğimiz bir potansiyele sahip olduğunu gözlemledik. Rusya pazarında daha aktif olabilmek, firmamızı ve ürünlerimizi karar vericilere anlatarak onları Özkoç Hidrolik Makine kalitesiyle tanıştırmak için fuarda yerimizi aldık. Fuarlar, genel itibarıyla direkt satışın yanı sıra söz konusu ülkede market araştırması yapmamıza da katkı sağlıyor. Böylece o ülkedeki stratejimizi geliştirerek daha güçlü olmaya odaklanıyoruz. Fuar kapsamında standımızda 160 ton hidrolik derin sıvama presimizi sergiledik.”

2. KATILIM

AJAN ELEKTRONİK SATIŞ SORUMLUSU

3. KATILIM

“Rusya, firmamız için yeni bir pazar. Metalloobrabotka Fuarı’na da pazar olanaklarını görmek ve potansiyel müşterilerle tanışarak ürünlerimizi ve çalışmalarımız tanıtmak amacıyla katıldık. Fuara katılma amacımız doğrultusunda gerçekleştirdiğimiz iş görüşmelerinin orta ve uzun vadede olumlu sonuçlar doğuracağını umuyorum.”

MURAT İNAN

KORKMAZ ÇELİK GENEL MÜDÜRÜ

1. KATILIM

“BAŞARILI BİR FUAR SÜRECİ GEÇİRDİK”

REŞİT ÇINARLI

“RUSYA PAZARINI TANIMAK İÇİN KATILDIK”

“Bu yılki fuarın ziyaretçi sayısının geçen yıllara kıyasla biraz az olduğunu gördüm. Bu durum belki rublenin dolar karşısında değer kaybetmesiyle açıklanabilir; fiyatların dolar kuru üzerinden belirlenmesi de ziyaretçi sayısını olumsuz yönde etkilemiş olabilir. Fuara yeni müşteriler edinmek, Rusya pazarını daha çok tanımak ve mevcut müşterilerimizle ilişkimizi güçlendirmek amacıyla katıldık. Ajan Elektronik olarak başarılı bir fuar süreci geçirdik ve aldığımız geri dönüşlerden oldukça memnunuz. Fuar boyunca standımızda 2x6 açılı ve boru kesmeli kombine plazma kesme makinemizi sergiledik.”

“POTANSİYEL BAYİ VE MÜŞTERİLERE ULAŞTIK”

TANER ERÇAL MVD İNAN SATIŞ MÜDÜRÜ

“Metalloobrabotka Fuarı’nda holler arasında çok düzenli bir dağılım olmadığını gözlemledim. Fakat genel olarak oldukça başarılı bir fuar olduğunu söyleyebilirim. Fuara, firma bilinirliğini artırarak yeni potansiyel bayi ve müşterilere ulaşmak amacıyla katıldık. Fuarın, hitap ettiği pazar dikkate alındığında, her zaman yer alınması gereken bir organizasyon olduğunu düşünüyorum.”

1. KATILIM 23 • HAZİRAN 2018



GÜNDEM

MAİB ÜYESİ 74 FİRMA İSO 500’DE İSTANBUL SANAYİ ODASI’NIN (İSO) 1968’DEN BERİ HER YIL YAYIMLADIĞI, YARIM ASRI DEVİREN VE SANAYİ SEKTÖRÜNÜN EN DEĞERLİ VERİLERİNİ OLUŞTURAN “TÜRKİYE’NİN 500 BÜYÜK SANAYİ KURULUŞU” ARAŞTIRMASINDA BU YIL 74 MAİB ÜYESİ YER ALIRKEN, LİSTEDE YER ALAN MAİB ÜYELERİNİN TOPLAM İHRACATI 2017 YILINDA YAKLAŞIK 16 MİLYAR DOLARA ULAŞTI.

İ

stanbul Sanayi Odası tarafından bu yıl 50’nci kez açıklanan “Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” araştırmasının kökleri, 1960’lı yıllara kadar uzanıyor. İlk kez 1968 yılında “100 Büyük Firma” olarak kamuoyuna açıklanan çalışma, 1978 yılında 300 kuruluşa, 1981 yılında ise 500 kuruluşa çıkarıldı. 1991 yılında “Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” araştırmasına ek olarak “İlk 500 Büyük Sanayi Kuruluşu’nu izleyen 325 Sanayi Kuruluşu” çalışması da hazırlanıp kamuoyunun bilgisine sunulurken, 1992-1997 yılları arasında “İlk 500 Büyük Sanayi Kuruluşu’nu izleyen 250 Sanayi Kuruluşu” olarak sürdürülen bu ek çalışmanın kapsamı 1998 yılında genişletildi ve 500’e çıkarıldı. Böylece 1998 yılından bu yana Türkiye’nin 1000 Büyük Sanayi Kuruluşu’na ait veriler her yıl kamuoyuna açıklanmaya devam ediliyor ve araştırma, Türkiye ekonomisine tutulan güçlü bir ayna niteliğiyle akademik düzeyde de önemli bir kaynak olmayı sürdürüyor. İSO 500 olarak da adlandırılan çalışmaya Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) üyelerinin katılımları da yükselmeye devam ediyor. Bu yıl İSO 500 listesinde 74 MAİB üyesi yer

alırken, listede yer alan MAİB üyelerinin toplam ihracatı da 2017 yılına göre yaklaşık 16 milyar dolara ulaştı.. Yine, İSO 500 listesindeki 74 MAİB üyesi firmanın 40’ı sıralamada değer kaybederken, 30’u sıralamadaki yerini yükseltmeyi başardı; iki firmanın sıralamadaki yeri değişmedi. MAİB üyesi iki firma ise bu yıl ilk kez İSO 500 listesine girme başarısı gösterdi. Listenin ilk 10 firması içerisinde ise MAİB üyesi üç firma yer alıyor. İSO 500’E GÖRE SANAYİCİ FAALİYET KÂRINI FİNANSMANA AKTARIYOR Bu yıl 30 Mayıs’ta İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan tarafından kamuoyuna açıklanan sonuçlara göre, Türkiye ekonomisinin 2017 performansına paralel şekilde, İSO 500’de yer alan firmaların üretimden satışlarının 2017 yılında yüzde 33,2 artışla 490 milyar TL’den 653 milyar TL’ye çıkması dikkat çekiyor.

Diğer yandan, son üç yıldır İSO 500’de yer alan firmaların üretimden satışlarında görülen zayıf büyüme, 2017 yılında yerini reel büyümeye bırakmış durumda. 2017 yılında üretimden satışlar reel olarak yüzde 19 büyürken, satışlardaki artışta iç ve dış talepteki büyümenin yanı sıra ihracat gelirlerinde etkili olan döviz kurlarındaki artışın da rol oynadığı bildiriliyor. Benzer şekilde, 2017 yılında İSO 500’ün faaliyet kârı oranı yüzde 9,6 olarak hesaplanırken, 2016 yılında yüzde 9,4 olan orana göre faaliyet kârlılığında yine sınırlı bir iyileşme yaşandığını söylemek mümkün. Toplam faaliyet kârı mutlak büyüklüğü ise 2016 yılında 52,4 milyar TL iken, 2017 yılında 70,6 milyar TL’ye yükselmiş durumda. Yine, finansman giderlerinin 2017 yılında yüzde 21,3 oranında artarak 29 milyar TL’den 35,2 milyar TL’ye yükseldiğini ortaya koyan çalışma, finansman giderlerinin net satışlara

oranının yüzde 5,2’den yüzde 4,8’e gerilemiş olmasına rağmen, sanayicilerin esas faaliyetinden kazandığının yarısını finansman gideri olarak ödemeye devam ettiğini de gösteriyor. Buna göre, finansman giderleri, sanayi firmalarının kârlılıklarında temel belirleyici olmayı 2017 yılında da sürdürmüş diyebiliriz: 2016 yılında 52 milyar TL’lik faaliyet kârının 29 milyar TL’lik kısmı, yani yüzde 55,4’ünü finansman giderine ayırmak zorunda kalan sanayiciler, 2017 yılında da 70 milyar TL’lik faaliyet kârının yüzde 49,8’ini, yani 35 milyar TL’sini finansman giderine ayırmak zorunda kalmış. Bununla birlikte, İSO 500, devreden KDV yükünün bu yıl da devam etmekte olduğuna ilişkin veriler sunmaya devam ediyor. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, bu konuya ilişkin olarak, “Sanayiciler üzerindeki devreden KDV yükü bir önceki yıla göre yüzde 20 gibi ciddi bir oranda artarak 7,2 milyar TL’ye çıkarken, finansman konusunda bu kadar sıkıntılı olan, finansal kaynaklara ancak yüksek maliyetlerle ulaşabilen sanayicilerin bu kadar önemli bir miktarı sıfır faiz ile devlete borç verdiğini söylemek yanlış olmayacaktır” değerlendirmesinde bulunuyor. 25 • HAZİRAN 2018



GÜNDEM

KOBİ TANIMI DEĞİŞTİ 24 HAZIRAN 2018 TARIHLI VE 30458 SAYILI RESMÎ GAZETE’DE YAYIMLANAN “KÜÇÜK VE ORTA BÜYÜKLÜKTEKI İŞLETMELERIN TANIMI, NITELIKLERI VE SINIFLANDIRILMASI HAKKINDA YÖNETMELIKTE DEĞIŞIKLIK YAPILMASINA DAIR YÖNETMELIK” ILE MALI BILANÇOLARA BAĞLI OLAN KOBİ TANIMI DEĞIŞTIRILDI. BUNA GÖRE, GEÇMIŞTE KOBİ OLARAK DEĞERLENDIRILMEYEN BAZI MAKINE IMALAT FIRMALARI DA KOBİ TANIMINA GIRECEK VE KOSGEB DESTEKLERINDEN YARARLANABILECEK.

R

esmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren değişikliğe göre, 3 milyon TL’ye kadar mikro, 25 milyon TL’ye kadar küçük ve 125 milyon TL’ye kadar ise orta boy işletmeler KOBİ olarak tanımlanıyor. Hatırlanacağı üzere, daha önceki KOBİ tanımında, yıllık net satış hâsılatı veya mali bilançosundan herhangi birinin 40 milyon TL’nin altında olması şartı aranıyordu ve Resmî Gazete’de yayımlanan değişikliğe göre bu rakam 125 milyon TL’ye çıkarıldı. Bu bakımdan, özellikle katma değeri yüksek olan makine imalat sektörlerindeki bazı işletmeler de KOBİ tanımına girecek ve KOSGEB desteklerinden yararlanabilecek. Bununla birlikte, aynı yönetmelikle, “işletme verilerinin bulunması” maddesinde, başka işletmelerle sahip olduğu bağlılık veya ortaklık ilişkileri hakkında da önemli değişikliklere gidildi. DEĞİŞİKLİK NELER İÇERİYOR? Küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin sınıflandırılması Madde 5 - (Değişik: 10/9/2012-2012/3834 K.) KOBİ’ler aşağıdaki şekilde sınıflandırılmıştır. a) Mikro işletme: 10 kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hâsılatı veya mali bilançosundan herhangi

biri 3 milyon TL’yi aşmayan işletmeler. b) Küçük işletme: 50 kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hâsılatı veya mali bilançosundan herhangi biri 25 milyon TL’yi aşmayan işletmeler. c) Orta büyüklükteki işletme: 250 kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hâsılatı veya mali bilançosundan herhangi biri 125 milyon TL’yi aşmayan işletmeler. İşletme verilerinin bulunması Madde 15 - Bağımsız işletmelerin çalışan sayılarını da kapsayan verileri, sadece o işletmenin hesaplarına göre belirlenir. Bağlı veya ortak

işletme ilişkisine sahip bir işletmenin başvurusunda kullanacağı veriler; işletmenin hesapları ve varsa işletmenin konsolide hesapları veya işletmenin konsolidasyon yoluyla dahil olduğu başka konsolide hesaplar ile Ek-2’de belirtilen diğer verilere göre belirlenir. (Değişik üçüncü fıkra: 10/9/2012-2012/3834 K.) İkinci fıkrada belirtilen verilere, ürettiği ürün ve hizmetle ilgili işletmenin ürettiği ürün veya hizmetle ilgili ortak işletmesinin verisi eklenir. Eklenecek oran oy hakkı veya sermayedeki hisselerin (hangisi büyükse) oranıdır. İki veya daha çok işletmenin karşılıklı katılma durumlarında her birinin yapacağı başvuruda büyük

olan katılma oranı uygulanır. İlgili işletmenin bağlı işletmelerinin verilerinin tamamı, bu verilerin daha önce konsolidasyon yoluyla hesaplara dahil edilmediği durumlarda ikinci fıkrada atıf yapılan veriye eklenir. Bu madde kapsamında hesaplamalar yapılırken, başvuran işletmelerin bağlı veya ortak işletmelerinin başka işletmelerle sahip olduğu bağlılık veya ortaklık ilişkileri dikkate alınmaz. Bir işletmenin konsolide hesaplarında çalışanlara ilişkin verilerin bulunmadığı durumlarda çalışan sayıları; ortak işletmelerin çalışan sayıları ortaklık oranında, bağlı işletmelerin çalışan sayıları %100 olarak eklenerek hesaplanır. 27 • HAZİRAN 2018


PRO 100 HİDROLİK PROFİL BÜKME MAKİNESİ HYDRAULIC PROFILE BENDING MACHINE

CY4RHHS 4 TOPLU HİDROLİK SİLİNDİR MAKİNASI 4 ROLLS HYDRAULIC PLATE BENDING MACHINE

HCB KOLON BOM SİSTEMİ COLUMN BOOM SYSTEM


GÜNDEM

EUROVENT TARİHİNDE İLK TÜRK BAŞKAN 2011’DEN BUGÜNE AVRUPA SOĞUTMA VE HAVALANDIRMA CIHAZI ÜRETICILERI DERNEĞI (EUROVENT) ÜYESI OLAN VE SON BIR YILDIR EUROVENT BIRINCI BAŞKAN YARDIMCILIĞI GÖREVINI YÜRÜTEN NACI ŞAHIN, 25 MAYIS’TA OSLO’DA GERÇEKLEŞEN EUROVENT GENEL KURULU’NDA EUROVENT TARIHININ ILK TÜRK BAŞKANI OLARAK SEÇILDI.

İ

klimlendirme Soğutma Klima İmalatçıları Derneği’nin (İSKİD) 2013-2014 yılları arasında Yönetim Kurulu Başkanı olan ve halen FRITERM Genel Müdürlüğü görevini de icra eden Naci Şahin, 25 Mayıs tarihinde Norveç’in başkenti Oslo’da düzenlenen EUROVENT Genel Kurulu’nda EUROVENT Yönetim Kurulu Başkanı olarak seçildi. Naci Şahin, ilk kez 2011’de İSKİD üyesi olarak girdiği EUROVENT Yönetim Kurulu’nda son yedi yıldır aktif olarak görev alıyor ve geçtiğimiz yıldan bugüne de EUROVENT Birinci Başkan Yardımcılığı görevini sürdürüyordu. Görevi Naci Şahin’e devreden EUROVENT önceki dönem Yönetim Kurulu Başkanı Alex Rasmussen, Şahin’i kutlarken, “EUROVENT olarak çalışmalarımızı küresel düzeyde sürdürüyoruz. Çalışmalarımızda, endüstri işbirliğini, ticaret

engellerini azaltmayı ve sınırlar arası dostluğu teşvik ediyoruz. EUROVENT’in yeni başkanı, büyük bir endüstrinin lideri olmakla beraber aynı zamanda sözlerimizdeki ciddiyetimizi de sembolize ediyor. Üyelerimiz, son zamanlardaki korumacılık dalgasını desteklememekte; malların, insanların ve hizmet hareketlerinin mümkün olduğunca esnek ve açık tutulması anlayışını benimsemektedir. Naci Şahin, bu anlamda Avrupa, Orta Asya ve Orta Doğu’daki faaliyetlerimiz arasında önemli bir köprü görevi görecek” değerlendirmesinde bulundu. Naci Şahin ise Yönetim Kurulu Başkanlığını devralmasının ardından yaprığı konuşmasında, EUROVENT’in etkinliği ve bilinirliğini küresel ölçekte artırmaya odaklanacaklarını söylerken, 2020 yılında EUROVENT Summit’in Türkiye’de yapılabileceğini dile getirdi.

NACI ŞAHIN

EUROVENT YÖNETIM KURULU BAŞKANI

“Avrupa’nın lider HVAC&R sektör derneği başkanlığına seçilmem benim için büyük bir onur” diyerek devam eden Şahin, “EUROVENT, kuruluşundan itibaren Avrupa HVAC&R endüstrisini bir araya getirmiş, ticaret engellerini azaltmış, mevzuat ve standartların şekillenmesinde aktif rol oynamış; enerji verimliliği, ürün kalitesi, iç mekan hava kalitesi ve diğer pek çok konuyu daha ileri seviyeye taşımak için endüstrimizi motive etmiştir. EUROVENT ayrıca, Türkiye’de de geçerli olan EPBD ve Ecodesign mevzuatına geçişi desteklemiştir. EUROVENT Sertifikasyon programları, endüstrimizde çıtanın daha yüksek seviyeye taşınmasına yol açmıştır. Başkanlığım boyunca, benden önceki başkanlarımız Christian Herten ve Alex Rasmussen tarafından başlatılan gelişim

projelerini devam ettireceğimiz gibi önemli diğer konulara da odaklanacağız. Örneğin, EUROVENT’in Avrupa HVAC&R endüstrisindeki etkinliğini AB kurumları nezdinde artırma gayretlerimiz devam edecek. Yine, EUROVENT’in uluslararası ilişkilerini yoğunlaştıracak ve geliştireceğiz. Bu kapsamda, Türkiye ve Avrupa HVAC&R endüstrileri arasındaki ilişkileri artırma çabalarımızın yanı sıra EUROVENT üye tabanının merkez ve Doğu Avrupa’da özellikle Güneydoğu Avrupa’da geliştirilmesine odaklanacağız. Avrupa ve dünyada somut amaçları olan uzun dönemli bir vizyon geliştirmek için çalışmalarımız şimdiden başladı. Bu hedeflere ulaşmak için EUROVENT’in mali altyapısını güçlendirmek de amaçlarımız arasında yer alacak” dedi. 29 • HAZİRAN 2018


KENDI SEKTÖRÜNÜZDEN ALMAN MÜŞTERILERLE BULUŞUN! VEREINIGTE FACHVERLAGE çeşitli sektörel dergiler ile branşınızı temsil eder ve hedeflediğiniz müşteri grubuna doğrudan ulaşmanızı sağlar.

HEDEF GRUP: Tasarım, geliştirme ve üretim alanlarındaki karar alıcılar; kullanıcı odaklı tahrik teknolojileri pazarındaki uzmanlar ve yöneticiler

www.antriebstechnik.de

HEDEF GRUP: Sanayideki üretim ve şirket yetkilileri ve teknik yönetim kadroları.

www.DerBetriebsleiter.de

FLUIDT E CHNIK HEDEF GRUP: Planlama, projelendirme, konstrüksiyon, üretim ve bakım alanlarındaki mühendisler ve teknisyenler

www.oelhydraulik-und-pneumatik.de

HEDEF GRUP: Sistem mühendisliği alanındaki tasarımcılar, üretim sanayisindeki üretim yetkilileri ve çevre sorumluları, resmi çevre koruma kurumları, mühendislik ve danışmanlık firmaları.

www.wasser-luft-und-boden.de

HEDEF GRUP: Kimya ve petrokimya endüstrisi ile yiyecek-içecek sanayisindeki proses mühendisleri, yöneticiler ve genel müdürler.

www.verfahrenstechnik.de

HEDEF GRUP: Otomasyon çevrelerindeki (Orijinal Ürün Üreticileri OEM'ler) ürün geliştirme uzmanları ve tasarımcılar; makine ve elektrik mühendisliği sanayisindeki sistem entegratörleri ve üretim sorumluları.

HEDEF GRUP: Mobil iş makinelerinin tasarım kademeleri

www.industrielle-automation.net

www.mobile-maschinen.info

HEDEF GRUP: Tüm endüstri branşlarındaki tasarım kademeleri. EOM işletmelerindeki tanınmış tasarım ve AR&GE uzmanları ve yöneticileri.

www.DerKonstrukteur.de

FÖRDERTECHNIK MATERIALFLUSS LOGISTIK

HEDEF GRUP: Sanayi, ticaret ve hizmet sektörlerinde, gerek üretim, gerekse diğer şirketlerde lojistik ile ilgili karar alıcılar ve karar alma sürecinde yer alan diğer kişiler. www.foerdern-und-heben.de

HEDEF GRUP: Dünya çapındaki en önemli tüm ekonomik pazarlar ve bölgelerde konstrüksiyon, AR&GE ve imalat kademelerindeki yöneticiler ve karar alıcılar. www.world-of-industries.de

Daha fazla bilgi için benimle irtibata geçiniz! (İngilizce ve Almanca)

Carmen Nawrath Head of Marketing & Corporate Services phone: 0049/6131/992-245 c.nawrath@vfmz.de


GÜNDEM

İMMB 11’İNCİ OLAĞAN GENEL KURULU TAMAMLANDI MAKINE SANAYI SEKTÖR PLATFORMU (MSSP) ÜYE DERNEKLERINDEN OLAN İŞ MAKINALARI MÜHENDISLERI BIRLIĞI DERNEĞI’NIN (İMMB) 11’INCI OLAĞAN GENEL KURUL TOPLANTISINDA, MUSTAFA SILPAĞAR YENI YÖNETIM KURULU ÜYELERININ OYLARIYLA İMMB YÖNETIM KURULU BAŞKANLIĞINA SEÇILDI.

İMMB 2018-2020 YÖNETİM KURULU

Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Silpağar

İ

ş Makinaları Mühendisleri Birliği Derneği’nin 11’inci Olağan Genel Kurulu, geçtiğimiz 12 Mayıs’ta Ankara’da gerçekleştirildi. Genel Kurul toplantısından önce düzenlenen ve dernek üyelerinin eş ve çocuklarının

da davetli olduğu bir programda, son beş dönemdir İMMB Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini sürdüren Duran Karaçay, İMMB Onursal Başkanı Kaya Gürsoy’a bir plaket takdim etti. İMMB 11’inci Olağan Genel

Kurulu’nda seçilen yeni yönetim ve denetim kurulları ise 17 Mayıs’ta gerçekleştirdikleri ilk toplantıda İMMB’nin 2018-2020 yıllarını kapsayan 11’inci döneminde Yönetim Kurulu Başkanlığı’na Mustafa Silpağar’ı seçti.

Yönetim Kurulu Üyeleri Bayramali Kösa E. Murat Bahar Halide Rasim Halil Olkan Murtaza Burgaz Selami Çalışkan

31 • HAZİRAN 2018


YATIRIM

YERLİ VE YENİ MAKİNE YATIRIMINA DESTEK BILIM, SANAYI VE TEKNOLOJI BAKANI DR. FARUK ÖZLÜ’NÜN AÇIKLADIĞI KOSGEB 2018 YILI MAKINE TEÇHIZAT FAIZ DESTEĞI PROGRAMI’NA GÖRE IŞLETMELERE 450 MILYON TL KREDI HACMI OLUŞTURULARAK 100 MILYON TL TUTARINDA FAIZ DESTEĞI SAĞLANACAK.

B

ilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü, 2018 Yılı Makine Teçhizat Faiz Desteği Programı’nda yaptığı açıklamada, destek programının ve diğer desteklerin ortak hedefinin Türkiye’nin teknoloji üretmesi ve ürettiği teknolojiyi ihraç etmesi olduğunu belirterek, “KOBİ’lerimizi yüksek teknoloji ile buluşturuyoruz. KOSGEB’in yeni vizyonu kapsamında özellikle imalat sanayimizi teknoloji odaklı bir biçimde destekliyoruz. Bundan sonra KOSGEB’in destek ve teşvik mekanizmasındaki temel önceliği imalat sanayisi ve yüksek teknolojidir. Bu çerçevede KOSGEB’in sunduğu destek ve teşvik mekanizmalarını teknoloji üreten KOBİ’lerimiz üzerinde yoğunlaştırıyoruz. KOBİ’lerimizi ‘yerli üretime’ teşvik ediyoruz. KOBİ’lerin Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerini

destekliyoruz. İhracatımız içindeki yüksek teknolojili ürünlerin payını yüzde 20 seviyesine çıkarmak için bütün kaynaklarımızı seferber ediyoruz” ifadelerini kullandı. Makine Teçhizat Kredi Faiz Desteği Programı’nın üretim tabanlı ekonomik büyüme için atılmış önemli bir adım olduğunu kaydeden Dr. Özlü, 2016 yılında da aynı destek programının işletmelerin hizmetine sunulduğunu anımsatarak, “2016 yılındaki Makine Teçhizat Kredi Faiz Destek Programı’ndan bin 88 işletmemiz faydalanmıştı. Program kapsamında 472 milyon TL kredi kullandırılmış ve 95 milyon TL faiz desteği

PROGRAMIN ÖNEMLİ AŞAMALARI 4 HAZİRAN-1 AĞUSTOS

İŞLETME BAŞVURULARI

2 AĞUSTOS-13 AĞUSTOS

KOSGEB İNCELEME, ONAY VE REVİZYON TALEBİ

14 AĞUSTOS-24 AĞUSTOS İŞLETME DÜZELTME VE REVİZYONU 25 AĞUSTOS-3 EYLÜL

• 32

KOSGEB NİHAİ ONAYI

KOSGEB tarafından karşılanmıştı. Yeni destek programımızla işletmelerimize 450 milyon TL kredi hacmi oluşturacağız. 100 milyon TL tutarında faiz desteği sağlayacağız. İşletme başına sağlanacak kredi faiz desteğinin üst limitini 300 bin TL olarak belirledik. Kredi vadesinin ilk altı ayı ödemesiz, kalanı üçer aylık eşit taksitler halinde ödemeli olmak üzere toplam 36 ay olarak belirlendi” dedi. Makine Teçhizat Kredi Faiz Destek Programı için Haziran ayı içinde başvuru alacaklarını da kaydeden Bakan Özlü, KOSGEB veri tabanına kayıtlı, imalat sanayisinde faaliyet gösteren ve KOSGEB desteklerinden yasaklı olmayan işletmelerin başvuru yapabileceğinin altını çizerek, “İşletmelerimize alım yaparken ‘yerli ve yeni’ makine ve teçhizatları tercih etmeleri şartını getiriyoruz. Yani biz, bu destek programımızla,

yerli ve yeni makine ve teçhizat alımına destek veriyoruz. Sanayinin ve KOBİ’lerimizin çarklarını yerli makinelerimizle döndüreceğiz. Çünkü makine sektörü olmadan sanayileşmeden bahsedemeyiz. Makine sektörümüzün daha da büyümesi için elimizdeki tüm enstrümanları harekete geçirmeye devam edeceğiz” değerlendirmesinde bulundu.

PROGRAMA NASIL BAŞVURU YAPILACAK? www.kosgeb.gov.tr İnternet adresinde bulunan “KOBİ/ Girişimci Giriş” menüsünden ulaşılacak e-Hizmetler sayfasında, “2018 Yılı Makine Teçhizat Kredi Faiz Desteği Başvurusu” yönlendirmesi izlenebilir.


YATIRIMLARIN DEVRİ KOLAYLAŞIYOR EKONOMI BAKANLIĞI’NIN, YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI HAKKINDA KARARIN UYGULANMASINA İLIŞKIN TEBLIĞ’DE DEĞIŞIKLIK YAPILMASINA DAIR TEBLIĞI, RESMÎ GAZETE’DE YAYIMLANARAK YÜRÜRLÜĞE GIRDI. BUNA GÖRE, TAMAMLAMA VIZESI YAPILIP YAPILMADIĞINA BAKILMAKSIZIN, IŞLETMEYE GEÇIŞ TARIHINDEN ITIBAREN BEŞ YILLIK SÜREYI DOLDURMAMIŞ YATIRIMLARIN BÜTÜN OLARAK DEVRI, TEŞVIK BELGESI ÜZERINDE UNVAN DEĞIŞIKLIĞI YAPILMAK SURETIYLE UYGUN GÖRÜLECEK.

D

eğişiklik uyarınca, Teşvik Belgesi Müracat Formu’na yatırımın organize sanayi bölgesinde olması halinde bölgenin adı eklenecek. Tahsis belgesi, sadece büyük ölçekli yatırımlar veya bölgesel teşvik uygulamaları kapsamında belge düzenlenen yatırımlar ile Cazibe Merkezleri Programı kapsamında yer alan organize sanayi bölgelerindeki yatırımlar için aranacak. Tebliğ ile yatırım tamamlama vizesi için istenecek belgelere, daha önceki kararlara istinaden düzenlenen teşvik belgeleri de dâhil olmak üzere, “Yatırım Teşvik Belgesi Kapsamı Harcamaların Tespitine İlişkin Yeminli Mali Müşavir Raporu” eklendi. Bu raporun getirilmesi halinde; yatırımın

gerçekleşme durumunu gösteren yatırım takip formu, makine ve teçhizatla ilgili fatura veya gümrük beyanname fotokopileri, varsa teşvik belgesindeki özel şartların yerine getirildiğine

ilişkin bilgi ve belgeler, teşvik belgesi kapsamı yatırımla ilgili varsa vergi indirimine konu kur farkı ve faiz giderlerine ilişkin yeminli mali müşavir onaylı liste ya da rapor, gerçekleşen

ithal, yerli, bina-inşaat ve diğer harcama listeleri ile yatırım kapsamında kredi kullanılıp kullanılmadığına dair şirketi temsil ve yetkili kişilerce imzalı taahhütname aranmayacak.

MAYIS AYINDA 713 YATIRIM TEŞVİK BELGESİ VERİLDİ EKONOMI BAKANLIĞI VERILERINE GÖRE, MAYIS AYINDA, SABIT YATIRIM TUTARI 11,5 MILYAR TL OLAN 713 YATIRIM TEŞVIK BELGESI DÜZENLENIRKEN, ÖNGÖRÜLEN ISTIHDAM ISE 30 BIN 205 OLARAK AÇIKLANDI.

E

konomi Bakanlığı’nın yatırım Teşvik Bültenleri’nin Mayıs ayı sayısı yayımlandı. Buna göre, Mayıs ayında, sabit yatırım tutarı 11,5 milyar TL olan 713 Yatırım Teşvik Belgesi düzenlenirken, öngörülen istihdam da 30 bin 205 olarak açıklandı. Mayıs ayında Yatırım Teşvik Belgesi alan projelerin 679’u

yerli, 34’ü ise yabancı sermayeli firmalara aitken, yerli firmalara düzenlenen teşvik belgelerinde öngörülen toplam sabit yatırım tutarı da 9,7 milyar TL oldu. Diğer yandan, 713 Yatırım Teşvik Belgesi’nin 440’ı komple yeni yatırım, 201’i tevsi ve 72’si de diğer mahiyetteki yatırımlardan oluşuyor. Mayıs ayında verilen

yatırım teşvik belgelerinde öngörülen toplam 11,5 milyar TL’lik sabit yatırım tutarının 1,2 milyar TL’si 50 belge ile enerji sektörüne, 2,9 milyar TL’si 193 belge ile hizmetler sektörüne, 6,9 milyar TL’si 447 belge ile imalat sektörüne ve 464 milyon TL’si ise 23 belge ile madencilik sektörlerine yönelik gerçekleşti.

Buna göre, Mayıs ayında belge alan yatırımların gerçekleştirilmesiyle 30 bin 205 kişinin istihdam edilmesi planlanırken, aynı dönemde sabit yatırım tutarı 472 milyon 77 bin 119 lira olan ve 4 bin 143 kişinin istihdam edilmesi öngörülen 67 Yatırım Teşvik Belgesi de iptal edildi. 33 • HAZİRAN 2018


OAİB’DEN

OAİB GENEL KURUL MARATONU TAMAMLANDI ORTA ANADOLU İHRACATÇI BIRLIKLERI (OAİB) BÜNYESINDE BULUNAN SEKIZ IHRACATÇI BIRLIĞININ NISAN AYI BOYUNCA DEVAM EDEN SEÇIMLI OLAĞAN GENEL KURUL TOPLANTILARI TAMAMLANDI VE IHRACATÇI BIRLIKLERININ YENI YÖNETIM KURULLARI GÖREVLERINE BAŞLADI. OAİB BÜNYESINDEKI IHRACATÇI BIRLIKLERININ GENEL KURUL MARATONU SONUCUNDA, SEKIZ IHRACATÇI BIRLIĞINDEN ALTISININ YÖNETIM KURULU BAŞKANI DEĞIŞIRKEN, IKI IHRACATÇI BIRLIĞININ YÖNETIM KURULU BAŞKANLARI BIR DÖNEM IÇIN DAHA GÜVENOYU ALDI.

O

rta Anadolu İhracatçı Birlikleri bünyesindeki sekiz ihracatçı birliğinin olağan seçimli genel kurul toplantıları, 4 Nisan’da, Ankara Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği’nin seçimli olağan genel kurulu ile başladı. Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Ceceli’nin 2017 yılında gerçekleştirilen faaliyetler ve 2018 yılı iş programı ile ilgili bilgi vermesiyle başlayan genel kurulda, 2017 yılı bilançosu, gelir-gider hesapları ve denetim kurulu raporu okunurken, 2018 yılı bütçesi de Ahmet Şuyun tarafından genel kurula sunuldu. Ardından, yapılan seçim sonucunda yeni dönem

İKLİMLENDİRME SANAYİ İHRACATÇILARI BIRLIĞI

yönetim kurulu ise Şerafettin Ceceli’nin Yönetim Kurulu Başkanlığı görevine bir dönem daha devam etmesini kararlaştırdı.

ÇİMENTO, CAM, SERAMİK VE TOPRAK ÜRÜNLERİ İHRACATÇILARI BİRLİĞİ

• 34

OAİB bünyesindeki ihracatçı birliklerinin ikinci genel kurulu Savunma ve Havacılık Sanayi İhracatçıları Birliği’nin seçimli olağan genel kurulu

oldu. Tek liste ile 10 Nisan’da gerçekleştirilen genel kurulda, yeni göreve getirilen yönetim kurulu Latif Aral Aliş’in Yönetim Kurulu Başkanlığı’na

HUBUBAT, BAKLIYAT, YAĞLI TOHUMLAR VE MAMULLERI İHRACATÇILARI BIRLIĞI


OAİB GENEL KURUL MARATONU TAMAMLANDI

MOBİLYA, KAĞIT VE ORMAN ÜRÜNLERİ İHRACATÇILARI BIRLIĞI

devam etmesi yönünde karar aldı. OAİB bünyesindeki ihracatçı birliklerinin üçüncü genel kurulu, 12 Nisan’da gerçekleştirilen, Orta Anadolu Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği’nin seçimli olağan genel kurul toplantısı oldu. Toplantıda 2017 yılı faaliyetleri, bilanço ve gelir-gider hesapları ile denetim kurulu raporu okunurken, 2018 yılı bütçesi ve iş planı hakkında da katılımcılar bilgilendirildi. Ardından Yönetim Kurulu Başkanı, Yönetim ve Denetim Kurulu Asil ve Yedek Üyeleri ile Birliği, TİM (Türkiye İhracatçılar Meclisi) Genel Kurulu’nda temsil edecek olan ve genel kurulca seçilmesi gereken delegelerin ve yedeklerinin seçimine geçildi. Buna göre, Orta Anadolu Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği’nin yeni yönetim kurulu A. Tahsin Ata’nın başkanlığında göreve başladı.

MAİB YÖNETİ KURULU BAŞKANI KUTLU KARAVELİOĞLU OLDU Genel kurul toplantılarının dördüncü ayağı ise 14 Nisan’da gerçekleşen Makine İhracatçıları Birliği’nin seçimli olağan genel kuruluydu ve hatırlanacağı üzere Kutlu Karavelioğlu, MAİB’in yeni dönem Yönetim Kurulu Başkanı olarak görevi Adnan Dalgakıran’dan devralmıştı. Orta Anadolu Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin seçimli olağan genel kurul toplantısı, 17 Nisan’da gerçekleştirilirken, 2017 yılı faaliyetleri, bilanço ve gelir-gider hesapları ile denetim kurulu raporunun okunmasının ardından 2018 yılı bütçesi ve iş planı hakkında genel kurul bilgilendirildi. Ardından yapılan seçimlerde göreve getirilen yeni yönetim kurulu, Yönetim Kurulu Başkanı olarak Nihat Uysallı’yı seçti. Orta Anadolu Süs Bitkileri

SAVUNMA VE HAVACILIK SANAYİ İHRACATÇILARI BIRLIĞI

MAKİNE İHRACATÇILARI BİRLİĞİ

ve Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin seçimli olağan genel kurul toplantısı ise 24 Nisan’da gerçekleştirildi. Toplantıda Süs Bitkileri Tanıtım Grubu’na ilişkin mali tablolar ve faaliyet raporları da görüşülürken, yapılan seçimlerde göreve getirilen yeni yönetim kurulunun Yönetim Kurulu Başkanı olarak seçtiği İsmail Yılmaz, görevi Osman Bağdatlıoğlu’ndan devraldı. İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği seçimli

olağan genel kurulu 25 Nisan’da yapılırken, tek liste halinde gerçekleşen seçimli genel kurulda, yeni yönetim kurulu, İSİB’in Yönetim Kurulu Başkanlığı’na Mehmet Şanal’ı seçti. Son olarak, Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği’nin seçimli olağan genel kurulu 26 Nisan’da gerçekleştirilirken, yapılan seçimlerde göreve getirilen yeni yönetim kurulu Yönetim Kurulu Başkanı olarak Erdem Çenesiz’i seçti.

SÜS BITKILERI VE MAMULLERI İHRACATÇILARI BIRLIĞI

ANKARA DEMİR VE DEMİR DIŞI METALLER İHRACATÇILARI BIRLIĞI

35 • HAZİRAN 2018


OAİB’DEN

İSİB, ARSB FUARINA MİLLİ KATILIM GERÇEKLEŞTİRDİ

İ

klimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği (İSİB), sektörün Avustralya’daki en büyük fuarı olan ARBS Fuarı’na milli katılım

organizasyonu ile altı Türk firması eşliğinde katıldı. İki yılda bir dönüşümlü olarak Melbourne ve Sidney’de düzenlenen ARBS Fuarı,

METALLER SEKTÖR BULUŞMASI KIZILCAHAMAM’DA YAPILDI

A

nkara Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği, Kızılcahamam’da 4-6 Mayıs tarihlerinde, yeni döneme başlarken sektörel sinerji yaratmak amacıyla sektörü bir araya getiren bir buluşma düzenledi. “Metaller Sektör Buluşması”nda küresel ekonomik gelişmelerin demir-çelik sektörüne etkileri, gelişen dünya ve trendler ile Birlik tarafından verilen

• 36

hizmetler, ihracatçılara sağlanan devlet destekleri ve kişisel gelişim konularında paylaşımlar yapıldı. Ankara Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği üyesi 46 firmanın katılımıyla gerçekleşen etkinlik sonrasında, sektör bileşenleri için oldukça faydalı bulunan benzer etkinliklerin her yıl düzenli aralıklarla tekrar edilmesi yönünde görüş birliğine varıldı.

bu yıl 8-10 Mayıs tarihleri arasında Sidney’de gerçekleştirilirken fuara katılan Türk firmaları ARBS Fuarı’ndan olumlu izlenimlerle ayrıldı.

Fuarda yer alan İSİB standının ziyaretçileri arasında, Sidney Başkonsolosu Melih Karalar ve Ticaret Ateşesi Selçuk Bozok da yer alırken İSİB Heyeti, fuar süresince Türkiye’nin ve İSİB’in tanıtımına yönelik çok sayıda çalışma sürdürdü. Ayrıca, İSİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Metin Duruk ve Yönetim Kurulu Üyesi Levent Aydın da iki ülke arasındaki iklimlendirme sektörü ticaretinin gelişimine yönelik olarak Avustralya’da yerleşik sektörel dernek ve kurumlarla verimli görüşmeler gerçekleştirdi.

EURASIA AIRSHOW 2018’E SSI DAMGA VURDU

S

avunma ve Havacılık Sanayi İhracatçıları Birliği (SSI), 25-29 Nisan tarihlerinde Antalya’da ilk kez düzenlenen Eurasia Airshow 2018 Fuarı’nda ziyaretçilerin yoğun ilgisi ile karşılaştı. Türkiye’nin şova dayalı ilk havacılık fuarı olan Eurasia Airshow, T.C. Cumhurbaşkanlığı himayesinde, çok sayıda yerli ve yabancı havacılık sektörü şirketin katılımıyla gerçekleşirken, havacılık sektörüne

yön veren 400 şirket ile 100’ün üzerinde ülkeden 150 sivil ve askeri delegasyon da etkinliği takip etti. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakan Yardımcısı Yüksel Coşkunyürek, Rusya Sanayi ve Ticaret Bakan Yardımcısı Oleg Bocharov ve Savunma Sanayi Müsteşarı Prof. Dr. İsmail Demir’in açılış konuşmalarıyla başlayan etkinlikte, SSI standı yerli ve yabancı birçok katılımcı tarafından ziyaret edildi.


KATAR TİCARET HEYETİ PROGRAMI TAMAMLANDI

S

üs Bitkileri ve Mamulleri İhracatçıları Birliği tarafından “Süs Bitkileri Sektöründe Global Trendler ve Yeni Pazarlar” isimli URGE Projesi kapsamında Katar’a yönelik olarak 7-11 Mayıs tarihlerinde bir ticaret heyeti organizasyonu gerçekleştirildi. Katar Ticaret Heyetine 17 ihracatçı firmadan toplam 28 kişi katıldı. Ticaret Heyeti Programı kapsamında, 8 Mayıs tarihinde Katar Çevre Bakanlığı ile birlikte Katar-Türkiye Bahçecilik Forumu düzenlenirken, Katar Çevre Bakanı H. E. Mohammed Bin Abdullah AlRumaihi ve Doha Büyükelçisi Fikret Özer’in katılımlarıyla düzenlenen forumda Katarlı

15 alıcı firma ile Türkiye’den heyete katılan firma temsilcileri bir araya geldi. Her iki ülkenin süs bitkileri sektörü ve pazar olanaklarıyla ilgili yapılan sunumların ardından ülkeler arası ticaretin geleceğine yönelik önemli görüşler

forumda tartışıldı. Heyet, 9 ve 10 Mayıs tarihlerinde ise 2022 yılında Katar’da yapılacak FIFA Dünya Kupası çim üretim tesislerini ve Çevre Bakanlığı’nın resmi fidanlığını ziyaret etti. Sektörle

ilgili çeşitli toptancı/ithalatçı firmaların da ziyaret edildiği ve ikili görüşmelerin gerçekleştirildiği etkinlikte, Katar süs bitkileri ithalatında ve tüketiminde talep edilen ürün çeşitleri hakkında Türk firmaları önemli bilgiler edindi.

TURKISHCERAMICS COVERINGS FUARI’NDAYDI

Ç

imento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği (Turkishceramics), 8-11 Mayıs tarihleri arasında, ABD’nin Atlanta kentinde düzenlenen Coverings Fuarı’na katıldı. Seramik kaplama malzemeleri sektöründe dünyanın en önemli ihtisas fuarlarından

biri olarak kabul edilen Coverings Fuarı’nda bu yıl 33 ülkeden bin 129 firma yer alırken, Turkishceramics, her yıl gerçekleştirilen Coverings Fuarı’na bu yıl 20’nci kez katıldı. Fuar kapsamında dağıtılan çantalara sponsor olarak Turkishceramics’in fuar süresince görünür

kılınması sağlanırken Türk seramik sektörünü tanıtan ve katılımcı firma bilgilerinin de yer aldığı USB kataloglar ile Turkishceramics markalı kahve bardakların yanı sıra stand tasarımında yer alan şarj üniteleri, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yıl da

ilgi odağı oldu. Coverings Fuarı’na, Turkishceramics ile katılan dokuz Türk firması ise fuarda ABD pazarına özel son ürün ve tasarımlarını sergiledi. Fuar kapsamında ayrıca, Türk firmaların standları, yabancı dergi editörleri tarafından da ziyaret edildi. 37 • HAZİRAN 2018


OAİB’DEN

35 TÜRK FİRMASI ASYA’NIN EN BÜYÜK GIDA FUARINDAYDI

H

ububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar İhracatçıları Birliği, uluslararası gıda sektörünün Asya kıtası buluşma noktası olan ve 130 ülkeden 55 bini aşkın ziyaretçinin takip ettiği THAIFEX World of Food Asia 2018 Fuarı’na katılarak Türkiye’nin gıda ürünlerinin tanıtımında önemli bir rol üstlendi. 29 Mayıs-2 Haziran tarihleri arasında Tayland’ın Bangkok şehrinde düzenlenen THAIFEX Fuarı süresince unlu mamuller, makarna, bal, pekmez, reçel, çay, kahve ürünleri, yumurta, süt ürünleri, çikolata, şekerleme, bisküvi, zeytin ve zeytinyağı ürünleri, bakliyat, baharat, yöresel ürünler, meyve suyu ve meyve suyu konsantre ürünleri, paketlenmiş ve hazır gıdalar başta olmak üzere pek çok ürün sergilenirken, bu yıl 27’ncisi düzenlenen THAIFEX Fuarı’nda, Türkiye başta olmak üzere Çin, Kamboçya, Almanya, Endonezya, İtalya, Japonya, Güney Kore, Malezya, Filipinler, Singapur ve Vietnam gibi 30 ülkeden gıda sektöründe faaliyet gösteren 2 binin üzerinde firma yer aldı. Güneydoğu Asya’da sektörün en önemli fuarı olma niteliği taşıyan fuara, bu yıl 35 Türk firması, OAİB Genel Sekreterliği ve Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar İhracatçıları Birliği’nin milli katılım organizasyonuyla katıldı. • 38


KADEX 2018 FUARI’NA SSI’DAN GÜÇLÜ KATILIM

K

azakistan’ın başkenti Astana’da 23-26 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirilen KADEX 2018 - 5. Kazakistan Uluslararası Silah Sistemleri ve Askeri Teçhizat Fuarı’na Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM) işbirliğinde Savunma ve Havacılık Sanayi İhracatçılar Birliği de (SSI) katılarak, Türk savunma sanayisinin ulaştığı gücü sergiledi. Fuara, 22 Türk savunma sanayi kurum ve kuruluşu ile Türk savunma sanayisi en büyük katılımı gösterirken, Kazakistan Savunma ve Havacılık Sanayi Bakanı Beibut B. Atamkulov ile Kuvvet Komutanları, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Müsteşarı Prof. Dr. İsmail Demir ve Astana Büyükelçisi Nevzat Uyanık, Türkiye Ülke Standını ziyaret etti ve fuara katılan Türk firmaları ile görüşmeler yaptı. Fuar süresince, Türk firmaları ile Kazakistan yetkili

makamları ve firmaları arasında verimli ikili görüşmeler de gerçekleştirildi ve önemli iş anlaşmaları imzalandı. Fuar sırasında ve halk gününde ise Türkiye Solo Türk Takımı bir gösteri uçuşu gerçekleştirdi.

TURKEY BUILD 2018 FUARI’NA ALIM HEYETİ ORGANİZASYONU

E

konomi Bakanlığı koordinatörlüğü ve Ankara Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği organizasyonuyla; 8-12 Mayıs tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleştirilen TURKEY BUILD 2018 Fuarı’na yönelik olarak 7-10 Mayıs tarihleri arasında bir alım heyeti programı düzenlendi. Söz konusu alım heyeti programına Arnavutluk, Azerbaycan, Bulgaristan,

Çekya, Fas, İran, İspanya, Karadağ, Kosova, Moldova, Pakistan, Tacikistan, Tunus, Umman ve Yunanistan’dan 49 firma ve temsilcisi katılırken, gerçekleşen ikili iş görüşmelerinde önemli iş birliklerine imza atıldı. 9 Mayıs’ta ise tüm yabancı katılımcılar, Türk firmalarının standlarını ziyaret etti ve Türkiye inşaat sektörü ile demir ve demir dışı metaller sektörleri hakkında güncel bilgileri edinme fırsatı yakaladı. 39 • HAZİRAN 2018


KAPAK

MAKİNELERİN GÜÇ KAYNAĞI: HİDROLİK VE PNÖMATİK HİDROLİK VE PNÖMATİK SİSTEMLER, BUGÜN BAŞLI BAŞINA BİR MÜHENDİSLİK DALI HALİNE GELMİŞ DURUMDA. İNSANLIK TARİHİNİN EN ESKİ TEKNOLOJİK GELİŞMELERİNE DE KONU OLAN HİDROLİK VE PNÖMATİK SİSTEMLER, MODERN YAŞAMIN İÇİNDEKİ BİRÇOK ÖNEMLİ MEKANİZMANIN ÇALIŞTIRILMASININ ANAHTARI KONUMUNDA BULUNUYOR. KÜRESEL PAZARDA 44 MİLYAR DOLARLIK BİR TİCARET HACMİ OLUŞTURAN HİDROLİK VE PNÖMATİK SEKTÖRÜNDE TÜRKİYE, KÜRESEL PAZARDAN YÜZDE 1,14’LÜK PAY ALIYOR VE 2018’DE YÜZDE 10’LUK REEL BÜYÜME HEDEFLİYOR. • 40


HİDROLİK VE PNÖMATİK

41 • HAZİRAN 2018


KAPAK

İ

nsanoğlu enerji iletiminde üç ana kontrol yöntemini kullanıyor: Mekanik, elektrik ve akışkan gücü sistemleri. Bu sistemlerin tümünde enerji, enerji üretim kaynağından kullanım kaynağına iletiliyor. Genellikle daha verimli olması için bu üç yöntem birleştirilerek kullanılırken, kuvvet ve hızın anında ve sisteme zarar vermeden kontrol edilebildiği başlıca yöntem ise akışkan gücünden yararlanan hidrolik ve pnömatik güç iletim yöntemi olarak dikkat çekiyor. Akışkan gücü, basınçlı akışkanların, ister sıvı ister gaz halinde olsun, enerjilerinden faydalanılarak elde edilen güçtür. Akışkan gücünün endüstride yaygın kullanımına bakıldığında, basınçlı yağ enerjisinden faydalanılan sistemler olarak hidrolik, basınçlı havanın enerjisinden faydalanılan sistemler olarak da pnömatik sistemlerin kullanıldığını görüyoruz. Bugün artık bir mühendislik dalı haline gelen hidrolik ve pnömatik sistemler, akışkanların basınçlandırılması ve bu basınçlandırılmış akışkanların iletimi ve denetimi

• 42

aracılığıyla modern yaşamda gerek duyulan mekanizmaların çalıştırılmasını sağlayan mühendislik dalları olarak imalat sanayilerinde önemli bir konumda bulunuyor. Bu anlamda da hidrolik ve pnömatik sistemler, sağladıkları avantajlar nedeniyle dünyada birçok sektörde yaygın olarak tercih edilmeye devam ediliyor. TARİHİN İLK ÇAĞLARINDAN BERİ İNSANLIĞIN HİZMETİNDE Günümüzde hidrolik ve pnömatik sistemlerin tümü, akışkan gücü sistemleri olarak anılıyor. Hidrolik, genel anlamda basınçlı sıvılarla gücün üretimi, kontrolü ve iletimiyle ilgili teknolojileri ifade etmek üzere kullanılırken, etimolojik olarak Yunanca su anlamına gelen “hydro” sözcüğünden türetilmiş ve tarihin ilk çağlarından itibaren akarsulardan su değirmenleri aracılığıyla güç elde etmek için kullanılıyor. İlerleyen teknolojiyle hidroliğin ifade ettiği anlamda da değişirken, günümüzde hidrolik, daha çok istenilen debi ve basınçla gücün elde edilmesi, kontrolü

ve iletilmesini ifade ediyor. Akışkanlarla ilgili bilinen ilk çalışmaların Arşimet (MÖ 285-212) tarafından yapıldığına inanılırken, suyun kaldırma kuvvetinden hareketle Arşimet’in akışkanlar için bir takım hesaplama yöntemleri

geliştirdiği biliniyor. Ancak, akışkanlarla ilgili esas gelişmelere Rönesans’tan sonraki dönemde rastlıyoruz. Leonardo da Vinci, Evangelista Torricelli ve Isaac Newton’un da akışkanlar mekaniği üzerine çalıştığını


HİDROLİK VE PNÖMATİK

aşırı yüklere karşı güvenli, darbesiz, kuvvet ve torku sabit tutma kabiliyeti ve genelde kapalı ve korunmuş bir sistem olmalarıyla makine imalat sanayilerinde halen çok önemli görevler üstlenmeye devam ediyor. PNÖMATİĞİN TARİHİ DAHA ESKİ Pnömatik sistemlerin geçmişi ise daha eskilere uzanıyor. MÖ 2500 yıllarında madencilik ve metalürji sektöründe kullanılan hava körüğü, ilk pnömatik uygulama olarak tanımlanırken, pnömatik sözcüğü, eski Yunanca rüzgâr veya nefes alma anlamlarına gelen “pnuema” kelimesinden türetilmiş.

Endüstriyel tanım olarak gaz basıncıyla çalışan sistemlerin (silindir ve motorlar) hareket ve kontrolünü (valfler) sağlayan pnömatiğe dair ilk endüstriyel uygulamalar 19’uncu yüzyılın ortalarında başlamış olmakla beraber, bugün anladığımız anlamda geniş çaplı uygulamalar 20’nci yüzyılın ortalarından itibaren sanayide görülmeye başlandı. Günümüz terminolojisinde pnömatik, sıkıştırılmış havada mevcut enerjiyi kullanan bütün endüstriyel uygulamaların toplamıdır ve verimliliği, üretkenliği artırmak ve imalat işlemlerinin otomasyonu için yaygın olarak kullanılmaktadır. Türkiye’de

PASCAL YASASI NEDİR? bilmekle beraber, teorik ve tarihi açıdan modern hidroliğin temellerinin 17’nci yüzyılın ortalarında Fransız fizikçi Blaise Pascal tarafından, kendi adı ile anılan Pascal Yasası ile atıldığını söyleyebiliriz. Bundan yaklaşık 100 yıl sonra, 1750’de, İsviçreli fizikçi Daniel Bernoulli, yine kendi adı ile anılan Bernoulli Denklemi’ni bularak, boru içinde akan bir akışkanın enerji tanımlamasını matematiksel olarak yapılabilir hale getirdi. Bütün bunlar, yine yaklaşık bir yüzyıl daha sonra (1850’lerde) Sanayi Devrimi ile uygulama alanı buldu ve birçok sanayi uygulamasında, özellikle buhar basıncıyla sıkıştırılan suyun güç iletimi prensibi, vinçlerde, perçinleme makinelerinde, ekstrüzyon makinelerinde kullanılmaya başlandı. DÜNYA SAVAŞLARI TEKNOLOJİK GELİŞİMİ HIZLANDIRDI Bugün anladığımız anlamda ilk modern hidrolik

uygulamasının, 1906 yılında ABD savaş gemisi USS Virginia’nın top namlusu yönlendirmesinde basınçlı yağ kullanılması olduğuna inanılıyor. Daha sonra sızdırmazlık elemanları konusunda ortaya çıkan teknolojik gelişmelerle hidrolik hızla gelişmeye başladı ve 1926 yılında ABD’de ilk hidrolik güç ünitesi imal edildi. Aynı yıl, 1926 yılında, Harry Vickers’in pilot kumandalı emniyet valfini icadıyla devam eden gelişmeler II’nci Dünya Savaşı ile çok önemli gelişmeler kaydetti. Ardından, 1950 yılında Jean Mercier hidrolik aküyü, W.C. Moog ise 1958’de elektrohidrolik servo valfi icat ederek bugün bildiğimiz tüm hidrolik devre elemanlarının kullanımının yolunu açtı. Hidrolik sistemler esas olarak; yüksek güç yoğunluğu, nispeten düşük enerji sarfiyatı, enerji depolama kabiliyeti, hassas hareket, yumuşak ve kademesiz hareket kabiliyeti,

Sıvılar akışkan özelliktedir ve sıvı molekülleri arasındaki boşluk çok azdır. Bu nedenle de sıvılar “sıkıştırılamaz” kabul edilir. Katı haldeki maddelerde, maddeye uygulanan basınç kuvveti uygulanma doğrultusunda aynen iletildiği halde, basınç her zaman aynen iletilmeyebilir (Katı maddenin her iki yüzeyinin büyüklüğü aynı olmadığı zaman iletilmez). Sıvı haldeki maddelerde ise maddeye uygulanan basınç her noktaya aynen iletildiği halde basınç kuvveti her zaman aynen iletilmeyebilir (Sıvı haldeki maddenin bulunduğu kabın yüzeylerinin büyüklüğü aynı olmadığı zaman iletilmez). Dolayısıyla, kapalı bir kapta bulunan sıvının herhangi bir noktasında oluşturulan basınç, sıvı tarafından sıvının dokunduğu bütün yüzeylere dik olarak aynen iletilir. Fransız fizikçi Blaise Pascal’ın adı ile anılan Pascal Yasası’na göre (Basınç = Kuvvet / Kesit Alanı ‘P = F/A’), • Sıvılar, basıncı aynen iletirken basınç kuvvetini aynen iletemez, • Sıvılar, basıncın büyüklüğünü değiştirmeden yön ve doğrultusunu değiştirir, • Basınç, her zaman kap yüzeylerine dik açı ile etki eder, • Basıncın etki ettiği yüzeyin yeri (konumu) ve büyüklüğü değiştirilerek istenilen yönde ve büyüklükte basınç kuvvetleri elde edilebilir. Pascal Yasası’nın açtığı teknolojik ilerleme, su cenderesi, sıkıştırma sistemleri (hidrolik frenler, hidrolik presler), taşıma sistemleri (hidrolik liftler, vinçler), tulumbalar, berber koltukları ve basınç ölçmek için kullanılan araçların (barometre ve manometre) öncülüğünü yapmıştır.

43 • HAZİRAN 2018


KAPAK ise 1960’lı yıllara kadar yedek parça temini ve tamiratı olarak yürüyen bu sektör, 1970’li yıllardan sonra hidrolik ve pnömatik elemanların üretilmesi olarak da gelişmeye başladı. Günümüzde, Türkiye’deki hidrolik ve pnömatik sektörü, üretimin yanı sıra büyük ölçüde proje hizmeti veren bir yapıya bürünmüş durumda. KÜRESEL PAZARDAN YÜZDE 1,14 PAY ALIYORUZ Dünya hidrolik ve pnömatik pazarının toplam büyüklüğü, Uluslararası Akışkan Gücü İstatistikleri’ne (2016 yılı verilerine göre oluşturulan ve 2017 yılı Mayıs ayında yayımlanan güncel

verileri) göre, halen 43,8 milyar dolar seviyelerinde gerçekleşmeye devam ediyor. Bu miktarın büyük bir bölümünü, Türkiye’nin de üyesi olduğu Avrupa Akışkan Gücü Komitesi (CETOP) üye ülkeleri, ABD ve Çin üstlenirken, Japonya ve Tayvan’ın da hidrolik ve pnömatik ticaretindeki güçlü katkıları sürüyor. Buna göre, Almanya, Belçika, Çekya, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İngiltere, İspanya, İsveç, İsviçre, İtalya, Norveç, Polonya, Romanya, Slovenya ve Türkiye’nin üyesi olduğu CETOP’un 2016 yılındaki toplam büyüklüğü 13,9 milyar dolar olarak

SEKTÖRÜN KURULUŞ HİKÂYELERİNDEN… Türkiye’de hidrolik ve pnömatik sektörünün kuruluş ve gelişim yıllarında ilginç hikâyelere de rastlamak mümkün. Bunlardan ikisini, AKDER Genel Sekreteri Abdullah Parlar’ın anlatısıyla aktarabiliriz: “Hidrolik ve pnömatik sektöründe Hans’ı (Pieper) anmadan geçmemek gerekiyor. 1960’ların ortalarında hidrolik pres ABDULLAH PARLAR imalatçısı bir Alman firmasının AKDER GENEL SEKRETERI montaj ve işletmeye alma çalışmaları için Sütlüce’deki yeni kurulan Arçelik fabrikasına gelen Hans’tan sektörde faaliyet gösteren firmalar tavsiyeler istiyor. O da hayır demiyor ama Almanya’daki fabrikasına bağlı tabii. Pres montajı yapımı sırasında boş vakitlerinde yardımcı oluyor, Almanya’ya döndükten sonra da gelen talepleri biriktirip tatil ayında Türkiye’ye geliyor; hem tatil, hem iş yapıyor. Böyle böyle sonunda Türkiye’ye de yerleşiyor. Hidropnömak firmasından Orhan Usta ile tanışıp, birlikte çalışıyorlar ve 1970’lerin başında Orhan Usta’nın Hasköy’deki atölyesinde hidrolik valf ve hidrolik silindir imalatına başlıyorlar. Anmadan geçemeyeceğimiz diğer isimler de Ferit Demirer, Suat Özatay ve Süleyman Morengin olmalıdır. Bu üç isim, daha önce görev yaptıkları Türk Silahlı Kuvvetleri’nde hidrolik eğitimi de aldıkları için teknik bilgileri itibarıyla emekliliklerinde kendi işlerini kuruyor ve piyasada da kabul görüyorlar. Malzeme temin etme konusunda ise başlangıçta değişik yöntemler kullanıyorlar: İyi bildikleri askeri sahalarda hurdaya atılan araç ve makinelerin halen sağlam olan hidrolik elemanlarını satın alıyor ve ihtiyaç olan yerlerde kullanıp ticaret yapıyorlar. Böylece de sektöre hareket kazandırıp bir çeşit sektörün çekirdek kurucuları oluyorlar.” • 44

2016-2017 DÖNEMİNDE TÜRKİYE’NİN AKIŞKAN GÜCÜ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (MİLYON DOLAR) SIRA NO 1

ÜLKE

2016

2017

DEĞİŞİM (%)

ALMANYA

52,18

71,14

36,33

2

İNGİLTERE

6,83

10,25

50,07

3

İRAN

7,75

10,10

30,32

4

FRANSA

3,44

9,31

170,63

5

ABD

4,96

6,90

39,11

6

ÇİN

2,62

5,26

100,76

7

GÜRCİSTAN

5,25

3

-42,85

8

İTALYA

2,14

2,93

36,91

9

HİNDİSTAN

1,55

2,90

87,09

10

POLONYA DİĞER TOPLAM

Kaynak: TÜİK

3,37

2,88

-14,54

63,89

67,03

4,91

153,98

191,70

24,49


HİDROLİK VE PNÖMATİK

2016 YILI RAKAMLARIYLA HİDROLİK PNÖMATİK SEKTÖRÜNDE KÜRESEL GÖRÜNÜM (BİN DOLAR) HİDROLİK

CETOP

ÇİN

JAPONYA

TAYVAN

ABD

TOPLAM

VALFLER

1.947.037

1.190.563

517.195

75.443

1.597.541

5.327.778

POMPALAR

1.281.790

1.515.262

350.801

45.937

2.285.201

5.478.990

855.634

456.125

246.106

15.319

1.384.752

2.957.935

426.157

1.059.137

104.695

30.617

900.449

2.521.055

1.992.420

3.164.268

770.612

34.941

3.215.016

9.177.257

1.452.253

2.280.623

304.499

20.225

2.347.184

6.404.784

533.526

663.313

448.626

12.088

754.499

2.412.052

6.641

220.331

17.488

2.628

113.333

360.422

451.615

149.207

52.131

4.710

834.954

1.492.617

1.784.323

463.856

120.967

16.775

1.637.112

4.023.032

PİSTONLU TİPLER DÖNER TİPLER (DİŞLİ, PALETLİ, ORBİTAL, VİDALI VE DİĞERLERİ) AKTÜATÖRLER SİLİNDİRLER MOTORLAR DİĞER AKTÜATÖRLER FİLTRELER (AYRI SATILAN ELEMANLAR DÂHİL) BAĞLANTI ELEMANLARI, HORTUM VE KOMPLELERİ (BAĞLANTI ELEMANI MONTE EDİLMİŞ) AKÜMÜLATÖRLER

112.904

57.209

23.952

2.970

97.381

294.416

DİĞER HİDROLİK ÜRÜNLER *

979.607

425.201

60.484

26.558

1.297.075

2.788.924

8.549.696

7.894.480

1.775.175

1.142.321

765.362

230.626

TOPLAM HİDROLİK PARÇALAR * KOMPLELER HİDROLİKTE KULLANILAN ELEKTRONİK ÜRÜNLER TOPLAM HİDROLİK

97.407 9.789.424

* BUNLAR ARASINDA ELEKTRO-HİDROLİK PARÇALAR

8.659.842

4.428

207.334 10.495.942 28.922.626 15.851

2.154.159

10.025

107.432

2.005.800

233.210 10.495.942 31.184.217

63.117

67.545

PNÖMATİK VALFLER

1.286.218

1.043.336

389.506

56.232

797.741

3.573.033

AKTÜATÖRLER

1.191.024

1.288.362

598.848

64.048

813.652

3.955.934

1.136.786

1.198.256

575.646

55.567

766.394

3.732.650

54.238

90.106

-27.356

116.988

SİLİNDİRLER MOTORLAR DİĞER AKTÜATÖRLER

23.202

8.480

74.614

106.296

374.653

137.822

33.481

621.341

1.501.580

580.016

230.799

69.678

48.914

536.408

1.465.814

644.216

142.273

643.002

19.354

350.215

1.799.060

4.035.757

3.333.858

1.838.855

222.029

2.982.380

129.507

82.202

FRL FİLTRE-REGÜLATÖR-YAĞLAYICI, AYRI SATILANLAR VE HAVA KURUTUCULAR DÂHİL

334.284

BAĞLANTI ELEMANLARI, BAĞLANTI HORTUMLARI VE KOMPLELERİ (BAĞLANTI ELEMANI MONTE EDİLMİŞ HORTUMLAR) DİĞER PNÖMATİK ÜRÜNLER A TOPLAM PNÖMATİK PARÇALAR * KOMPLELER PNÖMATİKTE KULLANILAN ELEKTRONİK KONTROL ÜRÜNLERİ TOPLAM PNÖMATİK

15.497 4.180.761

* BUNLAR ARASINDA ELEKTRO-PNÖMATİK PARÇALAR TOPLAM AKIŞKAN GÜCÜ

3.416.061

1.838.855

12.412.880

17.105

228.815

7.659

23.156

246.794

2.982.380 12.664.851

1.107 13.970.185 12.075.902

1.107 3.844.656

480.003 13.478.322 43.849.068

Kaynak: 2016 Yılı Uluslararası Akışkan Gücü İstatistikleri (ISC), 30 Mayıs 2017 “DİĞER HİDROLİK ÜRÜNLER” ve “DİĞER PNÖMATİK ÜRÜNLER” başlıkları, manifoldlar, rezervuarlar, yoğunlaştırıcılar, göstergeler, sensörler, sızdırmazlık cihazları ve yedek parçaları içerir.

gerçekleşirken, ABD’nin hidrolik ve pnömatik ticaretindeki ekonomik büyüklüğü 13,4 milyar dolar ve Çin’in sektördeki ekonomik büyüklüğü ise 12 milyar dolar olarak gerçekleşti. Türkiye özelindeki hidrolik ve pnömatik pazar büyüklüğü ise 500 milyon

doların üzerindeki seyrini sürdürüyor. Diğer bir deyişle, Türkiye’nin 44 milyar dolara yaklaşan küresel pazardan aldığı pay yüzde 1,14 gibi oldukça sınırlı bir büyüklüğe sahip. TÜİK’in yayımladığı güncel verilere göre Türkiye’nin akışkan gücü ihracatı 2017 yılında yüzde

24,5 artışla 191,7 milyon dolar olurken, ithalatı ise yüzde 12,7 artarak 310,3 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bu dönemde Türkiye’nin en önemli ihracat ortakları Almanya, İngiltere ve İran olurken, Almanya’ya olan ihracat yüzde 36,3 artarak 71,1 milyon dolara; İngiltere’ye olan

ihracat yüzde 50 artarak 10,2 milyon dolara ve İran’a olan ihracat yüzde 30,3 artarak 10,1 milyon dolara yükseldi. Türkiye’nin hidrolik ve pnömatik ihracatında ilk 10 ülke içerisinde yer alan diğer ülkeler ise yüzde 170,6 artışla Fransa, yüzde 39,11 artışla ABD, yüzde 100,76 artışla 45 • HAZİRAN 2018


KAPAK

PNÖMATİK SİSTEMLERİN ÖZETİ

Şemada, basınçlı havanın üretiminden kullanımına kadar geçtiği aşamaları basit olarak takip edebiliyoruz. İlk aşama basınçlı havanın üretilmesiyken, kompresörlerle sıkıştırılan hava bir hava tankında depolanıyor. Ardından sıkıştırılan hava, nem oranı ve taşıdığı partiküllerin yoğunluğu artacağı için kurutucu ve filtreden geçiriliyor. Hatlarda taşınan basınçlı hava son kullanım noktasına geldiğinde, şartlandırıcı ile tekrar filtre edilip basıncı düşürülüyor ve gerekirse yağlanarak valflere, oradan da aktüatörlere (pnömatik silindirler, motorlar, tutucular, açısal döndürücüler) aktarılıyor. Sonuç olarak, basınçlı havanın enerjisini kullanarak doğrusal hareket, dairesel hareket ve tutma hareketi elde edilebiliyor.

• 46

Çin, yüzde 42,85 düşüşle Gürcistan, yüzde 36,91 artışla İtalya, yüzde 87,09 artışla Hindistan ve yüzde 14,54 düşüşle Polonya oldu. Benzer şekilde Türkiye’nin hidrolik ve pnömatik ithalatındaki en önemli ticari partnerleri ise Almanya, İtalya ve Çin olurken, Almanya’dan gerçekleştirdiğimiz ithalat yüzde 14,09 artarak 94,6 milyon dolara; İtalya’dan gerçekleştirdiğimiz ithalat yüzde 16,54 artarak 58,6 milyon dolara ve Çin’den gerçekleştirdiğimiz ithalat yüzde 7,73 artarak 21,2 milyon dolara yükseldi. Türkiye’nin hidrolik ve pnömatik ithalatında ilk 10 ülke içerisinde yer alan diğer ülkeler ise yüzde 24,76 artışla Çekya, yüzde 11,57 artışla ABD, yüzde 0,4 artışla Güney Kore, yüzde 17,5 artışla İngiltere, yüzde 4,32 artışla Japonya, yüzde 12,92 artışla Slovakya ve yüzde 36,57 artışla Bulgaristan oldu. 2018’DE YÜZDE 10 REEL BÜYÜME BEKLENİYOR Türkiye’deki akışkan sektörünün çatı kuruluşu olan Akışkan Gücü Derneği (AKDER) Yönetim Kurulu Başkanı Semih Kumbasar, Türkiye’deki sektörün güncel pozisyonunu değerlendirirken, yurt içi satışlardaki olumsuzlukların sürmesine rağmen 2018’de yüzde 10’luk reel büyüme öngördüklerinin altını çiziyor: “Yurt içi satışlarla ilgili olumsuz koşullar ne yazık ki halen sürüyor. Ancak bütün bunlara rağmen iç pazarın beklenenin üstünde bir performans gösterdiğini de söyleyebilirim. Hidrolik ve pnömatik sektörü, yedek parça satışının yanında proje yapan ve uygulayan bir sektördür. Sağladığı istihdamın büyük çoğunluğu teknik eleman ve mühendislerden oluşur. Müşteri talebine uygun tesis veya ünite, tasarlanarak imal edilir. İmalatta yerli ve


HİDROLİK VE PNÖMATİK

2016-2017 DÖNEMİNDE TÜRKİYE’NİN AKIŞKAN GÜCÜ İTHALATINDA İLK 10 ÜLKE (MİLYON DOLAR) SIRA NO

ÜLKE

2016

2017

DEĞİŞİM (%)

1

ALMANYA

82,95

94,64

14,09

2

İTALYA

50,30

58,62

16,54

3

ÇİN

19,66

21,18

7,73

4

ÇEKYA

13,97

17,43

24,76

5

ABD

11,66

13,01

11,57

6

GÜNEY KORE

12,29

12,34

0,40

7

İNGİLTERE

10,11

11,88

17,50

8

JAPONYA

11,33

11,82

4,32

9

SLOVAKYA

10,37

11,71

12,92

10

BULGARİSTAN

5,55

7,58

36,57

DİĞER TOPLAM

47,12

50,06

6,23

275,31

310,27

12,69

Kaynak: TÜİK

ithal ürünler birlikte kullanılır. Dolayısıyla 2018’de belirsizlik sürüyor olsa da bizler çalışmaya devam ediyoruz ve 2018 yılı iç satışlarının geçen yıla göre yüzde 10 reel büyümesini bekliyoruz. İhracatta da benzer artışlardan söz

edilebilir. Sektörümüzde, nispeten az miktardaki yüksek teknoloji ürünü olan malzemeler ithal edilirken, üretimi nispeten yüksek teknoloji gerektirmeyen ancak kullanımı yaygın malzemelerin ihracatını yıllardır

“ALMANYA ÖRNEĞİ DİKKATLİ İNCELENMELİ” “Almanya’da sektörlerin geleceğini belirleyenler hükümetler değildir. Sektörün sahibi firma veya enstitüler bu çalışmaları yürüterek Alman hükümetine neyi nasıl yapmaları gerektiğini söyler. Örneğin Almanya’da hidrolik ve pnömatik alanında öncü 60 firma cirosunun yüzde 1’ine karşılık gelen bir bütçe ile araştırma fonu kurdu. Bu AHMET YILMAZ yapının paydaşlarından ikisi MAİB ALMANYA DANIŞMANI alanlarında önde gelen araştırma üniversitesiyken, dördü de önemli araştırma enstitüleri. Burada birbiriyle rakip olan firmaların işbirliğini görmek de mümkün. Aynı sahada Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarından artı fayda sağlamak için bir araya gelmiş bir yapıdan söz ediyorum. Maalesef bu Türkiye’de çok az, ama endüstriyel gelişim için kaçınılmaz bir şey. Hiçbir sektör veya alt sektör grubu artık bağımsız düşünme ve bir şey geliştirme konusunda özgür değil. Günümüz dünyasında her sektör kendisine komşu olan sektör veya alt sektöre ilişkin gelişmeleri bilmek, bunların kendilerine etkisini iyi tercüme etmek zorunda. Bu nedenle daha fazla işbirliği ve paydaşların bir araya gelmesi gerekiyor.”

47 • HAZİRAN 2018


KAPAK

AKIŞKAN SİSTEMLERİNİN ARTILARI

• Akışkan gücünden ister doğrusal ister döner olmak üzere yüzlerce tona varan kuvvetler elde etmek mümkündür. • Kullanımları ve kontrolleri çok kolaydır. Elektrikli sistemlere göre hız ve konum kontrolü için üstün teknoloji bilgisine ihtiyaç yoktur, karmaşık değildirler. • Pnömatik sistemler tehlikesiz ve hafiftir. Buna rağmen günümüz teknolojisinde çok hassas ve kuvvet gerektiren işlemlerde kullanılabilirler. • Hidrolik uygulamalarda ağır sanayide ve inşaat sektöründe gereken çok yüksek kuvvetlere ulaşmak mümkündür. • Hidrolik ve pnömatik sistemler, patlama tehlikesi olan gazlı ortamlarda, kimyasal tesislerde çok güvenlidir. • Pnömatik sistemler temiz oda şartları gerektiren gıda ve ilaç sektöründe rakipsizdir. • Diğer sistemlere göre çoğu zaman daha ekonomiktirler.

• 48

başarıyla gerçekleştiriyoruz. Örneğin sabit debili dişli ve pistonlu pompalar, standart yön kumanda valfleri, hidrolik ve pnömatik silindirler ile hidrolik hortum ve bağlantı parçalarını ihraç ederken, hidrolik ve pnömatik servo valfler, değişken debili pistonlu ve paletli pompalar, orbital pompa ve motorlar ile akümülatörler ve kartriç valfler gibi ürünleri ithal ediyoruz.” PNÖMATİK ÜRÜNLERİN TİCARETİNDE DİKKAT ÇEKİCİ ARTIŞ Diğer yandan Türkiye, yine TÜİK verilerine göre, hidrolik ve pnömatik sektörlerinde en çok “Diğer yerlerde kullanılan diğer doğrusal deplasmanlı pistonlu hidrolik yağ pompaları” ürün grubunda ihracat gerçekleştirdi. Bu ürün grubunda 2017 yılında yüzde 19,3 artışla 67,2 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken, 2016 yılında bu rakam 56,3 milyon dolar seviyesindeydi. Listenin ikinci sırasında ise “Yağlı hidrolik güç transmisyon kontrol valfleri” ürün

grubu yer alıyor. Bu ürün grubunda 2017 yılında yüzde 117,9 artışla 39,4 milyon dolarlık ürün ihracatı gerçekleştirilirken, 2016 yılında bu rakam 18 milyon dolar seviyesindeydi. Türkiye’nin 2017 yılında gerçekleştirdiği hidrolik ve pnömatik ihracatında en dikkat çekici artış ise yine “Pnömatik güç transmisyon kontrol valfleri” ürün grubunda gerçekleşti. 2016’da 3,8 milyon dolarlık ihracata konu olan bu ürün grubunda 2017’de yüzde 153,6’lık artışla 9,7 milyon dolarlık ihracat rakamına ulaşıldı. Türkiye’nin hidrolik ve pnömatik ürünler ithalatında ise “Yağlı hidrolik güç transmisyon kontrol valfleri” ürün grubu ilk sırada yer alıyor. Bu ürün grubunda 2017 yılında yüzde 21,2 artışla 98,6 milyon dolarlık ürün ithal edilirken, 2016 yılında bu rakam 81,3 milyon dolar seviyesindeydi. Bu ürün grubu, aynı zamanda Türkiye’nin hidrolik ve pnömatik ürünler ithalatındaki en yüksek artışın gerçekleştiği ürün grubu olması açısından da dikkat çekiyor.


HİDROLİK VE PNÖMATİK

İHRACAT KİLO DEĞERİMİZ DÜŞÜYOR, ÇARE: KATMA DEĞERLİ ÜRETİM Diğer yandan, Türkiye’nin hidrolik ve pnömatik sektöründeki ihracat kilogram değeri de küresel pazardaki rakiplerimize göre düşük seviyede ilerlemeye devam ediyor. Geçtiğimiz Kasım ayında gerçekleşen 8’inci Ulusal Hidrolik Pnömatik Kongresi (HPKON) Sonuç

Raporu’nda da vurgulandığı gibi, Almanya’da 3,7 dolar, Japonya’da 3,4 dolar, İtalya’da 3,2 dolar ve Güney Kore’de 2,7 dolar olan ihracat kilogram değeri, Türkiye’de son üç yıldır geriliyor ve halen 1,4 dolar/kilo seviyesinde gerçekleşiyor. Sektör uzmanları, bu durumun değiştirilebilmesi için katma değeri yüksek ürünler üretiminin şart olduğunun altını

çizerken, tasarım ve Ar-Ge süreçlerini içine alan üretim ve markalaşma zeminleri ve ikliminin oluşturulması ve sürekliliğinin sağlanmasının önemine dikkat çekiyor. TÜRKİYE’DE HİDROLİK VE PNÖMATİĞİN KÖKLERİ Türkiye’de makine imalat sektörlerinin güçlenmesine paralel olarak giderek güç kazanan hidrolik ve pnömatik

sektörü, 1900’lü yılların başından beri bu topraklarda var olmasına rağmen, asıl sıçrayışını 1970’lerden itibaren gerçekleştirdi. AKDER Genel Sekreteri Abdullah Parlar, Türkiye’deki hidrolik ve pnömatik sektörünün tarihsel gelişiminden söz ederken, “Hidrolik ve pnömatik ürünler, makine imalat sanayilerinin en teknolojik ürünleri arasındadır. Bu nedenle

2016-2017 DÖNEMİNDE TÜRKİYE’NİN AKIŞKAN GÜCÜ İHRACATI (BİN DOLAR) GTİP

GTİP TANIMI

Kaynak: TÜİK 2016

2017

841350

DİĞER YERLERDE KULLANILAN DİĞER DOĞRUSAL DEPLASMANLI PİSTONLU HİDROLİK YAĞ POMPALARI

56.331,06

67.234,49

848120

YAĞLI HİDROLİK GÜÇ TRANSMİSYON KONTROL VALFLERİ

18.081,73

39.433,58

391731

DİĞER ESNEK BORULAR VE HORTUMLAR; PLASTİKTEN, EN AZ 27,6 MPA’LIK BASINCA DAYANABİLENLER

36.227,06

30.541,30

401693

VULKANİZE KAUÇUKTAN DİĞER EŞYA

17.399,83

20.085,33

841221

DİĞER TAŞITLAR İÇİN DOĞRUSAL HAREKETLİ DİĞER GÜÇ SİSTEMLERİ

12.561,81

13.149,43

848120

PNÖMATİK GÜÇ TRANSMİSYON KONTROL VALFLERİ

3.846,41

9.740,88

730799

DEMİR ÇELİKTEN DİŞ AÇILMIŞ DİĞER BORU BAĞLANTI PARÇALARI

3.792,96

4.918,58

841229

DİĞER TAŞITLAR İÇİN DİĞER HİDROLİK SİSTEMLER

2.893,17

3.179,58

841231

DİĞER TAŞITLAR İÇİN DOĞRUSAL HAREKETLİ PNÖMATİK GÜÇ MOTORLARI

2.565,10

2.817,22

848110

FİLTRE/YAĞLAYICILI KOMBİNE HALDE BASINÇ DÜŞÜRÜCÜ VALFLER TOPLAM

283,32

601,48

153.982,48

191.701,88

49 • HAZİRAN 2018


KAPAK

makine sanayisi gelişmeden, bu sektörün gelişmesi de mümkün değildir veya paralel gelişmiştir demek daha doğru olur” sözlerini kullanıyor. Sektörün Türkiye’deki tarihsel gelişimini, AKDER’in kurumsal İnternet sitesinde ayrıntılarıyla anlatan Parlar’ın ulaştığı bilgilere göre, Türkiye’deki ilk hidrolik ve pnömatik ürünler, bugün hala Perşembe Pazarı olarak bilinen İstanbul Karaköy’deki Tersane Caddesi çevresinde ortaya çıkmış. Bu anlamdaki öncü kuruluş ise 1895’te kurulan Gesaryan Müessesesi adlı kurum olarak tarihi belgelerde yer alıyor. 1955’e kadar bölgedeki en çok bilinen marka olan Gesaryan, o tarihteki toplumsal olayların ardından ismini “Karasaban” olarak değiştirmiştir ve bu isim, bugün

hidrolik ve pnömatik sektöründeki duayenlerin tamamı tarafından iyi biliniyor. Gesaryan Ailesi ile ortak olarak Karasaban ismini firmaya veren Mahmut Karasaban, ilerleyen yıllarda diğer teknik malzemelerin yanı sıra doğrudan hidrolik ve pnömatik ürünlerle ilgilenerek, bir anlamda sektörün yönlendirici ismi de olmuştur. PLASTİK ENJEKSİYONLAR SEKTÖRÜ GELİŞTİRDİ Yine Abdullah Parlar’ın anlatısıyla, sektörün gelişmesindeki önemli kilometre taşlarından bir diğeri, plastik enjeksiyon makinelerinin Türkiye’de üretime başlamalarıdır. Plastik enjeksiyon makinelerinin imalatında örnek alınan Batı menşeli makinelerde kullanılan

hidrolik ürünler, tabii olarak Türkiyeli üreticiler tarafından da kullanılmaya başlanıyor ve bu gelişme, hidrolik ve pnömatik sektörünün Türkiye’de hızla gelişmesi ve yaygınlaşmasının önünü açtı. Özellikle 1970’li yıllarda yine Batı menşeli firmalardan alınan distribütörlükler, ilerleyen yıllarda yerini üretime, araştırma ve geliştirmeye bırakarak sektörün bugünkü konumuna ulaşmasında çok önemli kilometre taşı oldu. Abdullah Parlar, sektörün Türkiye’deki gelişimini anlatırken, “Daha sonraki yıllarda Türkiye’de makine imalat sanayisi geliştikçe hidrolik ve pnömatik sektörü de ona paralel bir gelişme gösterdi. Türkiye’nin makine ihracatı bugün 15 milyar dolara ulaştıysa, bunda akışkan sektörünün de

giderek artan güçlü bir katkısı vardır. Piyasada imalatçı gibi görülmeyen distribütör pozisyonundaki bir çok firma, müşteri firmalarına projeler de sunuyor ve kendi mühendisliğini de katarak imalat yapıyor; orijinal tesisler ortaya çıkarabiliyor. Bu gelişmeler, dünyadaki büyük üreticilerin artık temsilciler veya distribütörler vasıtasıyla değil, doğrudan Türkiye pazarına gelmelerinin de yolunu açıyor. Bugün dünya ölçeğinde üretim yapan isimlerini çok iyi bildiğimiz firmalar kendi Türkiye şirketlerini kurmaya, yatırım yaparak üretim yapma yoluna gitmeye devam ediyor” diyor. SEKTÖRÜN GÜNDEMİ YERLİ ÜRETİMİN ARTMASI Teknoloji kullanımı ve projelendirme açısından dünyanın gerisinde kalmayan fakat aynı performansı üretimde gösteremeyen Türk hidrolik ve pnömatik sektörünün ana sorun başlığı ise yerli üretim ve tüketimin desteklenmesi olarak sektör uzmanlarınca öne çıkarılıyor. HPKON Kongresi Sonuç Raporu’nda da dile getirildiği üzere, sektörün öncelikli sorunu yerli üretim ve tüketimin artırılması gerekliliği iken, hidrolik ve pnömatik sektörü Ar-Ge, teknoloji ve

2016-2017 DÖNEMİNDE TÜRKİYE’NİN AKIŞKAN GÜCÜ İTHALATI (BİN DOLAR)

Kaynak: TÜİK

GTİP

GTİP TANIMI

2016

2017

84812

YAĞLI HİDROLİK GÜÇ TRANSMİSYON KONTROL VALFLERİ

81.352,12

98.629,77

848120

PNÖMATİK GÜÇ TRANSMİSYON KONTROL VALFLARI

47.729,67

52.844,56

401693

VULKANİZE KAUÇUKTAN DİĞER EŞYA

46.175,98

49.023,28

841350

DİĞER YERLERDE KULLANILAN DİĞER DOĞRUSAL DEPLASMANLI PİSTONLU HİDROLİK YAĞ POMPALARI

28.513,98

28.780,66

841221

DİĞER TAŞITLAR İÇİN DOĞRUSAL HAREKETLİ DİĞER GÜÇ SİSTEMLER

22.777,25

27.137,732

841231

DİĞER TAŞITLAR İÇİN DOĞRUSAL HAREKETLİ PNÖMATİK GÜÇ MOTORLARI

22.352,60

23.271,95

391731

DİĞER ESNEK BORULAR VE HORTUMLAR; PLASTİKTEN, EN AZ 27,6 MPA’IIK BİR BASINCA DAYANABİLENLER

8.397,60

10.322,50

841229

DİĞER TAŞITLAR İÇİN DİĞER HİDROLİK SİSTEMLER

7.274,53

8.220,16

730799

DEMİR/ÇELİKTEN DİŞ AÇILMIŞ DİĞER BORU BAĞLANTI PARÇALARI

6.412,63

7.623,08

848110

FİLTRE/YAĞLAYICILI KOMBİNE HALDE BASINÇ DÜŞÜRÜCÜ VALFLAR

4.323,09

4.415,89

275.309,45

310.269,59

TOPLAM

• 50


HİDROLİK VE PNÖMATİK

endüstriyel birikim azlığı ile devam sorun başlıklarını sermaye/finansman, kalifiye iş gücü yetersizlikleri, yüksek girdi maliyetleri, ithal ürünlerin yerli üretime göre pazar paylarının yüksek oluşu ve dışa bağımlılık olarak çeşitlendiriyor. Bu çerçevede, makine imalatçılarının, tasarım ve uygulamalarda yerli ürünlere öncelik vermediğine vurgu yapan hidrolik ve pnömatik sektör temsilcileri, dünya pazarında rekabet edebilen yerli üretici sayısının azlığının da önemli bir rekabet zorluğu yarattığını söylüyor. Bunun yanı sıra kalitesi belgelenmemiş, sertifikası olmayan ve haksız rekabete neden olan ürünlerin ülkeye girişinin kontrol edilmesi ve zorlaştırılması için önlem alma ve denetim konusunda harekete geçmede önemli sorunlar yaşandığını da anımsatan sektör temsilcileri, siyasi irade ile yerli ürün kullanımında adımlar atılması çağrısında bulunuyor. Benzer

şekilde, özellikle ihracat yapan yerli üreticilerin desteklenmesi ve uluslararası pazarlarda rekabet edilmesi için yatırımlar ve Ar-Ge çalışmalarının öncelikli desteklenmesi gerektiğinin altını çizen sektör temsilcileri, üretim ve istihdam üzerindeki yüklerin azaltılması ve kamu ihalelerinde yerli malı kullanımının teşvik edilmesinin sektörün ekonomik büyümesi için çok önemli olduğunun altını çiziyor. Diğer yandan, iletişim, İnternet ve bilgi teknolojisi gelişiminin hidrolik ve pnömatik sektö ürünleriyle çok yakından ilişkili olduğuna da değinen sektör uzmanları, Endüstri 4.0 sürecinde sensör teknolojileri, gömülü sistemler, yazılımlar, iletişim ve İnternet teknolojisindeki yeniliklerin adapte edildiği hidrolik ve pnömatik ekipmanların birbirleri ve diğer makinelerle haberleşerek akıllı makine ve sistemler üretiminde önemli bir görev üstlendiğine işaret ediyor;

BİR SİSTEM OLARAK AKIŞKAN GÜCÜ • Güç Transfer Ünitesi: Pompa veya kompresörden oluşur ve mekanik gücü akışkan güce çevirmeye yararlar. • Şartlandırıcılar: Filtre, regülatör, yağlayıcı, kurutucu gibi ekipmanlardan oluşur. Akışkanın sistemde kullanılması gereken asgari temizlik, nemlilik, yağlılık ve basınç değerlerinde sisteme verilmesini sağlarlar. • İş Elemanları: Silindirler, döner iş elemanları, vakum pedlerinden oluşur. Akışkan gücünün mekanik güce dönüştürülmesine yararlar. • Akış Kontrol Elemanları: Yön valfleri, hız ayar valflerinden oluşur. Akışı yönlendirmeye ve kontrol etmeye yararlar. • Bağlantı Elemanları: Hortum ve rakorlardan oluşur. Akışkanın iletimini sağlarlar.

bu anlamda da Türk makine imalatçıları ve hidrolik ve pnömatik sektörünün temel hedefinin, bu dönüşümü yakalayarak verimliliği ve rekabet gücünü artırmak olması gerektiğini vurguluyor. Bu konuda, yazılım mühendisliğindeki yeni yaklaşımların yenilikçi makine konseptlerine olanak sağladığını anımsatan sektör uzmanları, akıllı

mobil cihaz uygulamalarıyla entegre PLC sistemlerinin çalışma esnekliğini artırdığını, bu yeni yaklaşımların mühendislik çalışmalarını kolaylaştıracağı tespitinden hareketle hidrolik ve pnömatik sektörünün de yazılım mühendisliği alanındaki gelişmeleri izleyerek kendi uygulamalarına gelişmeleri yansıtması gerekliliğine dikkat çekiyor. 51 • HAZİRAN 2018


KAPAK / MSSP FOCUS

AKIŞKAN GÜCÜNDE KALİTE KAÇINILMAZ BİR BAŞLIK KALİTE KAVRAMININ ÜRETİM VEYA SERVİS FARK ETMEKSİZİN BÜTÜN SEKTÖRLERDE ÖNEMLİ OLDUĞUNU SÖYLEYEN AKDER YÖNETİM KURULU BAŞKANI SEMİH KUMBASAR, “AKDER OLARAK, KALİTE KONUSUNA EĞİTİM PROGRAMLARIMIZDA SIKLIKLA YER VERİYOR; KALİTEYİ OLUŞTURACAK TEKNİK STANDARTLAR ÜZERİNDE ÖNEMLE DURUYORUZ” DİYOR.

A

kışkan gücü sektörünü Türkiye’de temsil eden en üst yapı olan Akışkan Gücü Derneği (AKDER), 1994 yılında, sektördeki 28 firmanın bir araya gelmesi ile kuruldu. Bugün 75 üye sayısına ulaşan AKDER, 2002 yılından bugüne Avrupa Akışkan Gücü Komitesi’ne (CETOP) de üye ve CETOP içerisinde aktif olarak görevler almaya devam ediyor. AKDER’in 14 Mart’ta gerçekleştirilen 12’nci Olağan Genel Kurulu’nda Yönetim Kurulu Başkanlığı’na seçilen Semih Kumbasar, AKDER’in geçmişten bugüne en önemli misyonu olan sektörün ülke içi ve dışında temsili olduğuna atıfta bulunurken, 2018-2020 döneminde de yine sektör için önemli görülen konu başlıklarına odaklanacakları ve eğitim merkezinin güçlendirilmesi, proje güvenliğinde teklif projelerin üçüncü kişilere serbestçe sunulmasının önlenmesi ve Mesleki Yeterlilik Kurumu sertifikasyonu için sınav merkezi olma talebinin tamamlanması konularında etkin çalışmalar sürdüreceklerini söylüyor. Önümüzdeki yıl 25’inci kuruluş yılını kutlayacak • 52

olan AKDER’in gelecek vizyonu ve makine sanayisi içerisindeki akışkan gücü sektörünün güncel başlıklarını, AKDER Yönetim Kurulu Başkanı Semih Kumbasar ile konuştuk. Akışkan Gücü Derneği’ni (AKDER) ve Yönetim Kurulu Başkanı olarak sizi kısaca tanıyabilir miyiz? İnsanoğlunun teknolojik evriminde akışkanlar mekaniğinin yeri çok önemlidir. Akışkan gücü, basınçlı akışkanların,

ister sıvı ister gaz halinde olsun, enerjilerinden faydalanarak elde edilen güçtür. Sıvı veya gaz ya da somut olarak su veya hava, ancak aralarında basınç farkı olan iki ortam arasında akışkan davranışı gösterir. Bu basınç farkı nedeniyle oluşan akış, aynı zamanda bir enerji de taşır. Endüstride yaygın kullanımından hareket edersek, basınçlı yağın enerjisinden faydalanılan sistemler Latince su-hydro kökünden doğan hidrolik, basınçlı havanın enerjisinden

faydalananlar ise hava-pneu kökünden doğan pnömatik sistemler olarak ifade edilir. Akışkan Gücü Derneği de (AKDER), 1994 yılında, sektördeki öncü 28 firmanın adımlarıyla kuruldu. Kuruluşundan itibaren AKDER, asıl olarak aynı sektör mensubu üyelerinin dayanışmasını, sektörün bir anlamda sözcülüğünü üstelenen bir kuruluştur. Mesleki eğitime destek verir, ulusal ve uluslararası standartların oluşmasına katkı


AKIŞKAN GÜCÜ DERNEĞI

HIDROLIK VE PNÖMATIK ÜRÜNLER MAKINELERLE BIRLIKTE TÜKETILEN ÜRÜNLERDIR. NE KADAR ÇOK MAKINE ÜRETILIRSE, O KADAR DA AKIŞKAN GÜCÜ ÜRÜNLERI TÜKETILIR.

sağlar, ulusal ve uluslararası istatistiklerin çıkarılması ve üyelerine ulaştırılmasını sağlar, sektörel kongrelere üyeleri adına destek verir. Kısaca, sektörün ülke içinde ve dışında temsilcisidir. Bu temsil misyonundan hareketle AKDER, 2002 yılında, Avrupa’da 17 ülke akışkan gücü derneğinin bir araya gelerek kurduğu Avrupa Akışkan Gücü Komitesi’ne (CETOP) üye oldu ve faaliyetlerine katılmaya başladı. Ben ise 1952’de Ankara’da doğdum. ODTÜ Kimya Mühendisliği Bölümü mezunuyum. Önce endüstriyel taahhüt işleri ve ticaret yapan bir Ankara firmasında iş başı yaptım. 1981’den itibaren de İzmir’de akışkan gücü sektöründe çalışıyorum. 1983’te proje satış mühendisi olarak görev aldığım Rexroth Hidropar firmasında Ege Bölge Müdürü ve 1994’ten itibaren de Ege Bölge Temsilciliği ve Sistem Entegratörlüğü görevlerini sürdürdüm. Halen, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından akredite “Tasarım Merkezi” olarak anahtar teslimi özel makine, ekipman, üretim ve aktarma bantları

ile otomasyon sistemlerinin tasarım ve imalatını yapan Hidropar İzmir’in Genel Müdürüyüm. Başından beri Yürütme Kurulu Üyesi olarak görev aldığım HPKON Kongresi’nin geçtiğimiz Kasım ayında düzenlenen sekizincisinde Yürütme Kurulu Başkanı olarak görev yaptım. Hidrolik ve pnömatik sektörünün ilk ve tek temsilcisi olan Akışkan Gücü Derneği’nin (AKDER ) Mart 2018’de yapılan 12’nci Seçimli Olağan Genel Kurulu’nda ise Yönetim Kurulu Başkanı olarak seçildim. Geride kalan yıl sektörünüz ve AKDER için nasıl geçti? Bu yıla ilişkin üretim, iç satış ve ihracat beklentileriniz nedir? Geçtiğimiz yıl, bölgemizdeki onca istikrarsızlık ve oluşan belirsizlik ortamına rağmen sektörümüz olanca çabasıyla çalışmalarını sürdürdü ve mali olumsuzlukların üstesinden gelebildi. 2017’de sektörümüz için çok önemli gördüğümüz HPKON Kongresi’ni Makina Mühendisleri Odası (MMO) ile birlikte gerçekleştirdik. Yurt içi satışlarla ilgili

olumsuz koşullar ne yazık ki halen sürüyor. Ancak bütün bunlara rağmen iç pazarın beklenenin üstünde bir performans gösterdiğini de söyleyebilirim. Hidrolik pnömatik sektörü, yedek parça satışının yanında proje yapan ve uygulayan bir sektördür. Sağladığı istihdamın büyük çoğunluğu teknik eleman ve mühendislerden oluşur. Müşteri talebine uygun tesis veya ünite, tasarlanarak imal edilir. İmalatta yerli ve ithal ürünler birlikte kullanılır. Dolayısıyla 2018’de belirsizlik sürüyor olsa da bizler çalışmaya devam ediyoruz ve 2018 yılı iç satışlarının geçen yıla göre yüzde 10 reel büyümesini bekliyoruz. İhracatta da daha olumlu artışlardan söz edilebilir. Sektörümüzde, nispeten az miktardaki yüksek teknoloji ürünü olan malzemeler ithal edilirken, üretimi nispeten yüksek teknoloji gerektirmeyen ancak kullanımı yaygın malzemelerin ihracatını yıllardır başarıyla gerçekleştiriyoruz. Örneğin sabit debili dişli ve pistonlu pompalar, standart yön kumanda valfleri, hidrolik ve pnömatik silindirler ile hidrolik hortum

AKIŞKAN GÜCÜ DERNEĞİ (AKDER)

AKDER

AKIŞKAN GÜCÜ DERNEĞİ

Kuruluş: 1994 Dönem: 12’nci dönem Üye Sayısı: 75 Faaliyet Alanı: Akışkan gücü sistemleri Faaliyet Yeri: Perpa Ticaret Merkezi, B Blok, Kat: 12, No: 2087, Okmeydanı, Şişli, İstanbul İnternet Adresi: www.akder.org 53 • HAZİRAN 2018


KAPAK

2018-2020 DÖNEMİ AKDER YÖNETİM KURULU Yönetim Kurulu Başkanı M. Semih Kumbasar Yönetim Kurulu Üyeleri Ebru Dalkıran Pıdik Emre Semiz Hasan Fehmi Civan Mark Minasyan Osman Türüdü Sevda Kayhan Yılmaz

2020 YILI SONBAHARINDA YAPILMASI PLANLANAN HPKON KONGRESI IÇIN DE ŞIMDIDEN KOMITEMIZI KURDUK VE HAZIRLIKLARIMIZA BAŞLADIK; KONGRE TARIHINE KADAR BIZIM GÖREV SÜREMIZ DOLACAK VE YENI YÖNETIM IÇIN KONGRE HAZIRLIKLARINI TAMAMLAMIŞ OLMAYI ARZULUYORUZ. • 54

ve bağlantı parçalarını ihraç ederken, hidrolik ve pnömatik servo valfler, değişken debili pistonlu ve paletli pompalar, orbital pompa ve motorlar ile akümülatörler ve kartriç valfler gibi ürünleri ithal ediyoruz. Türk makine imalat sektörlerinin güncel durumu ve gelecek stratejileri için neler söyleyebilirsiniz? Türkiye’de makine imalat sektörü yıllık 15 milyar dolar ihracat hedefini aştı ve belirli bir kalite seviyesine ulaştı. Fuarlarda artık Türk makinesinden geçilmiyor. Dünyanın en büyük makine üretici ve ihracatçısı Almanya’da düzenlenen fuarlarda çok göze batan bir katılımcı sayısına sahibiz. Aynı şekilde makine ihracatımızın yüzde 20’ye yakın bölümünü de Almanya’ya yapıyoruz. Bu başarıda geçen yıl kapatılan Makine Tanıtım

Grubu’nun emeklerini de takdirle anmamız gerektiğini düşünüyorum. 2018 yılı rakamları, makine ihracatının genel ihracatın önünde bir artışla devam ettiğini gösteriyor. Ben de aynı kanaatteyim. Burada belki iç piyasaya biraz sitem etmemiz gerekir. Kimi yatırımcılar, eşdeğer yerli ürün bulunduğu halde ithal makine tedarik etmeyi tercih ediyor. Tek bir taraftan kaynaklanmayan bu olumsuzluğun, sanayimizin tüm bileşenlerince çözülmesi gereken yanları var. Bu konuda ciddi bir bilinçlenmeye, tanıtıma, devlet desteğine ve en çok da ortak akla ihtiyaç olduğunu belirtmem gerek. Burada hep makineden söz ediyorum çünkü hidrolik ve pnömatik ürünler makinelerle birlikte tüketilen ürünlerdir. Ne kadar çok makine üretilirse, o kadar da akışkan gücü ürünleri tüketilir.

Türk makinesinin belirli bir kalite seviyesine ulaştığını söylediniz. Sektörünüzün kalite yönetimi yaklaşımı için neler söyleyebilirsiniz? Sektör temsilcilerinin yerel ve küresel rekabetteki pozisyonlarında “kalite”nin önemi nedir? Kalite; üretim veya servis sektörü fark etmez, artık bütün sektörlerde olduğu gibi akışkan gücü sektöründe de uyulması kaçınılmaz olan bir konu. Biz, AKDER olarak, bu konularda eğitimlerimizde gerekli bilgileri aktarıyoruz. Ayrıca kaliteyi oluşturacak teknik standartlar üzerinde de çok duruyoruz. Dernek olarak konularımızla ilgili ISO standartlarının tamamını satın aldık. Bu alım için de Makine Tanıtım Grubu’nun desteklerinden yararlandık. Bu standartlar, artık AKDER arşivindedir ve üyelerimizin görüşüne açıktır. Ayrıca standart


AKIŞKAN GÜCÜ DERNEĞI

demişken, başka bir şekilde daha standartlar konusunda hizmet veriyoruz. Bilindiği gibi Türk Standardları Enstitüsü de ISO üyesidir ve yeni tasarlanan veya tadil edilen standartlarda TSE, Türkiye’nin yüksek nüfusu ile orantılı olarak ISO komitelerinde oldukça yüksek bir oya sahiptir. Bu kapsamda biz de, sektörümüzle ilgili standartlarda, başkanlığını AKDER Genel Sekreteri Abdullah Parlar’ın yürüttüğü Ayna Komite üzerinden görüş oluşturarak TSE’yi bilgilendiriyoruz. AKDER Yönetim Kurulu olarak görev süreniz içinde odaklanacağınız önemli başlıklar neler olacak? Halen devam eden ve projelendirilecek çalışmalarınız hakkında bizi bilgilendirebilir misiniz? Biz, 12’nci dönem yönetim kurulu olarak bayrağı 14

Mart’ta devraldık ve 2020 yılı Mart ayına kadar çalışacağız. Bu dönemde, önümüzdeki yıl, AKDER’in 25’inci kuruluş yıldönümünü de kutlayacağız. Bunun için kapsamlı etkinlikler planlamaya başladığımızı söyleyebilirim. Yine 12’nci dönemde, 10 yıla yakın süredir zaten devam eden eğitim merkezimizi daha da güçlendirmek ve mümkün olursa online eğitim verme projemizi gerçekleştirmek istiyoruz. 2020 yılı sonbaharında yapılması planlanan HPKON Kongresi için de şimdiden komitemizi kurduk ve hazırlıklarımıza başladık; kongre tarihine kadar bizim görev süremiz dolacak ve yeni yönetim için kongre hazırlıklarını tamamlamış olmayı arzuluyoruz. Yine, bu dönemde, proje güvenliği konusunda da sonuç almak istiyoruz. MMO ile birlikte gerçekleştirmeyi düşündüğümüz çalışmayla teklif projelerinin üçüncü kişilere serbestçe sunulmasını önlemek istiyoruz. Diğer yandan Mesleki Yeterlilik Kurumu sertifikasyonu için sınav merkezi olma talebimizi de bu dönemde tamamlamak istiyoruz. Biliyoruz ki gelecek yıllarda sertifikası olmayanlar her hangi bir mesleği icra edemeyecek.

satın alma yönteminden de kaynaklanıyor olabilir. Dünyada marka olmuş makine üreticileri, “bu makine, istense de istenmese de, belli standartları ve kaliteyi mutlaka taşır ve gelecekteki modifikasyonlara belli ölçülerde açıktır” der. Yani müşteriye göre standart, kalite ve performansından taviz vermez. Yani örneğin, küresel bir otomotiv markasından koltuğu eksik, çekiş gücü düşük araç alamazsınız. Bizdeki şartnameler ve satın alma yöntemi ise aracın dört tekeri, belli bir güçte motoru, direksiyonu ve kaportası tam olan tüm araç tekliflerini eşit sayarak en ucuzunu seçer. Bu, tam bir kısır döngüdür ve sorunun sanayiciden mi yoksa makine üreticisinden mi kaynaklandığı hep tartışma konusudur. Sonuç olarak, yatırımcı haklı olarak ihraç edeceği ürünün kalitesini riske sokmamak için böyle bir tercih yapmak zorunda kalıyor olabilir ancak sorunun bir parçasının da kendisinin belirlediği ve neredeyse tüm ülkede kemikleşmiş olan “satın alma tercihleri ve şartnameleri” olduğunu anlamalıdır. Bu gerçeğin, ticaret ve sanayi odaları, kamu kuruluşları ve üniversitelerde tartışılması ve tarafların birbirlerini anlaması gerekiyor.

Yerli üretim makine kullanımının artması için neler yapılmalı? Bu konuda AKDER’in stratejisi nedir? Biraz önce kısaca değinmiştim, kimi yatırımcılarımız, bilerek veya bilmeyerek yerli üretim eşdeğeri olduğu halde ithal makine kullanmakta ısrarcı olabiliyor. Bu durum bir yandan yerli üretim makinenin kalitesine olan güvensizlikten kaynaklanırken, öte yandan makineye ihtiyaç duyan firmanın hazırladığı şartname ve

Sektörünüzün insan kaynakları için neler söyleyebilirsiniz? Eğitim olarak bizim sektörümüzle doğrudan ilgili eğitimlerin eğitim kurumlarında yeterince işlendiğini söyleyemeyiz. Biz, tam da bu nedenle, eğitim meselesini kendi içimizde çözme gayreti içinde olduk ve eğitim merkezimizi kurduk. Genel mühendislik eğitimi almış bir kişi bu eğitimleri alarak sektörde çalışabilme bilgisine sahip olabilir.

SEMİH KUMBASAR KİMDİR? • ODTÜ Kimya Mühendisliği mezunu olan Semih Kumbasar, 1981’den itibaren akışkan sektöründe görev alıyor. • 1983’te proje satış mühendisi olarak görev aldığı Rexroth Hidropar firmasında Ege Bölge Müdürü ve 1994’ten itibaren de Ege Bölge Temsilciliği ve Sistem Entegratörlüğü görevlerini sürdüren Kumbasar, • Halen, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından akredite “Tasarım Merkezi” olarak anahtar teslimi özel makine, ekipman, üretim ve aktarma bantları ile otomasyon sistemlerinin tasarım ve imalatını yapan Hidropar İzmir firmasının Genel Müdürüdür. • Kumbasar, başından beri Yürütme Kurulu Üyesi olduğu HPKON Kongresi’nin geçtiğimiz Kasım ayında düzenlenen sekizincisinde ise Yürütme Kurulu Başkanı olarak görev yaptı. • Semih Kumbasar, son olarak, AKDER’in 14 Mart’ta yapılan 12’nci Seçimli Olağan Genel Kurulu’nda ise AKDER Yönetim Kurulu Başkanı olarak seçildi.

55 • HAZİRAN 2018


ÜLKELERDEN KARADAĞ

YÜZÖLÇÜMÜ 13.812 km2

NÜFUS 623 bin (2016, tahmini)

ÖNEMLİ ŞEHİRLER Podgorica (Başkent), Nikšić, Pljevlja, Bijelo Polje, Herceg Novi, Berane, Çetine, Budva, Tivat, Rožaje, Dobrota, Danilovgrad, Bijela, İgalo, Kolašin

ETNİK GRUPLAR %45 Karadağlı %29 Sırp %9 Boşnak %5 Arnavut

DİL %43 Sırp %37 Karadağ Dili (Resmi) %5 Boşnakça %5 Arnavutça

ADRİYATİK KIYISINDAKİ İNCİ: KARADAĞ

DİN %72 Ortodoks Hristiyan %19 Müslüman %3,4 Katolik Hristiyan %5,6 diğer inanç sahipleri

PARA BİRİMİ Euro 1 ABD Doları: 0,85 Euro

CIA The World Factbook ve T.C. Dışişleri Bakanlığı Karadağ Künyesi

DIŞ TİCARET POLİTİKASINI, LİBERAL EKONOMİ ÇERÇEVESİNDE BATI İLE İLİŞKİLERİ GELİŞTİRME VE AB’YE ÜYELİK HEDEFLERİ DOĞRULTUSUNDA ŞEKİLLENDİREN KARADAĞ’IN, TÜRKİYE İLE TİCARET HACMİ DE 2017 YILINDA EN YÜKSEK SEVİYESİNE ULAŞARAK 85 MİLYON DOLARIN ÜZERİNE ÇIKTI. TÜRKİYE’DEN KARADAĞ’A İHRAÇ EDİLEN ÜRÜNLER ARASINDA MAKİNE, BEYAZ EŞYA, İNŞAAT MALZEMELERİ, HAZIR GİYİM ÜRÜNLERİ, SEBZE-MEYVE VE GIDA SANAYİSİ ÜRÜNLERİ BAŞTA OLMAK ÜZERE HER TÜRLÜ TÜKETİM MALZEMESİNİ SAYMAK MÜMKÜN. • 56


KARADAĞ

KOTOR

57 • HAZİRAN 2018


ÜLKELERDEN RIJEKA CRNOJEVICA NEHRİ

D

oğusunda Arnavutluk ve Kosova, kuzeyinde Sırbistan, batısında Hırvatistan ve Bosna-Hersek ile güneyinde Adriyatik Denizi’nin yer aldığı Karadağ’ın başkenti Podgorica’dır. 1992 yılında dağılan Yugoslavya Sosyalist • 58

Federal Cumhuriyeti’ni oluşturan altı cumhuriyetten biri olan Karadağ, 2003 yılında Sırbistan-Karadağ adıyla daha esnek bir federasyonda yer alırken, 2006 yılında da yapılan referandumla söz konusu federasyondan ayrılarak bağımsızlığını ilan etti. Parlamenter demokrasiyle

yönetilen bir cumhuriyet olan Karadağ’ın nüfusu 2016 yılı tahminlerine göre 623 bindir. Toplam nüfusun yüzde 49,4’ünü erkeklerin ve yüzde 50,6’sını kadınların oluşturduğu ülkede nüfusun yüzde 64’ü şehirlerde yaşıyor. Yüzde 45’i Karadağlılar, yüzde 29’u Sırplar, yüzde 9’u Boşnaklar

ve yüzde 5’i Arnavutlardan meydana gelen Karadağ nüfusunun inanç profili ise şöyle sıralanıyor: Yüzde 72 Ortodoks Hristiyan, yüzde 19 Müslüman, yüzde 3,4’ü Katolik Hristiyan ve yüzde 5,6 diğer inanç sahipleri. Ülkede 263 bin kişilik iş gücünün yüzde 5,3’ü tarımda,


KARADAĞ

EKONOMİSİ HİZMET SEKTÖRÜNDEN GÜÇ ALIYOR Oldukça küçük bir ülke olan Karadağ’ın ekonomik yapısı, turizm de dâhil olmak üzere hizmet sektörü ağırlıklıdır. Alüminyum başta olmak üzere birkaç ürün dışında imalat sektörü ön planda değildir. Ülkede tarım sektörü de hizmetler sektörünün gerisindedir. Karadağ, Miloseviç döneminde ekonomisini federal kontrolden ve Sırbistan’dan ayırarak kendi merkez bankasını oluşturdu. Resmi para birimi olarak Yugoslav Dinarı yerine önce Alman Markı’nı daha sonra da euroyu benimsedi ve gümrük tarifelerini oluşturup ülke bütçesini egemen bir ülke sıfatıyla kendisi idare etmeye başladı. Sırbistan ile olan politik bağların çözülmesiyle birlikte 2006 yılında Karadağ ve Sırbistan pek çok uluslararası mali kurumdaki ortak üyeliklerini de sonlandırdı. Karadağ, 2007 yılında da Dünya Bankası ile Uluslar arası Para Fonu’na (IMF) üye oldu ve yine aynı yıl Dünya Ticaret Örgütü’ne (DTÖ) girdi. Karadağ, 15 Aralık 2008’de ise AB’ye üyelik başvurusunu gerçekleştirdi.

“BM İSTATİSTİK BÖLÜMÜ VERİLERİNE GÖRE TÜRKİYE, 2016 YILINDA 17,7 MİLYON DOLARLA KARADAĞ’IN EN FAZLA MAKİNE İTHAL ETTİĞİ ÜLKELER LİSTESİNİN DÖRDÜNCÜ SIRASINDA YER ALDI.”

KARADAĞ’IN MAKİNE İTHALATINDA İLK 10 ÜLKE (MİLYON DOLAR) SIRA NO 1

yüzde 17,9’u sanayide, yüzde 76,8’i ise hizmet sektöründe çalışıyor. Ülkedeki işsizlik oranı yüzde 19 düzeyinde seyrederken, 15-24 yaş arası işsizlerin toplam işsizlerin içerisindeki payı ise yüzde 41 seviyesinde bulunuyor. Bu oranla ülke dünyada 11’inci sırada yer alıyor.

Karadağ’ın en önemli doğal kaynakları arasında ormanlar, boksit yatakları ve su kaynakları bulunurken, orman arazilerinin değeri, korunması, organizasyonu, çeşitliliği, yönetimi ve çevre üzerindeki etkileri açısından Karadağ ormanları Avrupa’nın en iyi ormanları arasında gösteriliyor.

ÜLKE

2015

2016

DEĞİŞİM (%)

ÇİN

45,5

33,2

-26,9

2

ALMANYA

14,4

20,6

43,1

3

İTALYA

14,1

18,4

30

4

TÜRKİYE

5,3

17,7

235,4

5

SIRBİSTAN

18,4

12,3

6

İSVEÇ

2,8

9

7

JAPONYA

6,7

7,9

-33,1 224 18,2

8

SLOVENYA

6,4

6,9

8,6

9

FRANSA

1,6

4,1

147,7

10

HIRVATİSTAN DİĞER TOPLAM

3

3,9

27,3

40,3

39,5

-2

158,5

173,4

9,4

Kaynak: BM İstatistik Bölümü verileri 59 • HAZİRAN 2018


ÜLKELERDEN KAMENOVO

“OLDUKÇA KÜÇÜK BİR ÜLKE OLAN KARADAĞ’IN EKONOMİK YAPISI, TURİZM DE DÂHİL OLMAK ÜZERE HİZMET SEKTÖRÜ AĞIRLIKLIDIR.”

Ülkedeki işsizlik ve bölgesel eşitsizlik, kalkınmada anahtar rol oynayan en önemli politik ve ekonomik problemler arasındadır. Ülke GSYİH’sinin 2016 yılında cari fiyatlarla 4,2 milyon dolar, reel büyüme oranının ise yüzde 5,1 olarak gerçekleştiği tahmin edilirken, GSYİH’nin yüzde 8,3’ünü tarım, yüzde 21,2’sini sanayi, yüzde 70,5’ini de hizmet sektörleri oluşturdu.

kuruluşu olan alüminyum kompleksini ve mali sektörün önemli bir kısmını özelleştirmiş durumda. Alüminyum sektöründeki yeni yapılanma Euro Bölgesi ve Balkan pazarına olan ihracatın artırmasına katkıda bulunurken, bu durum ekonomideki pozitif büyümeye de katkı sağlıyor. Turizm sektörünün de doğrudan yabancı yatırım çekmeye başladığı ülkenin GSYİH’sinin

GSYİH içindeki en büyük payı yüzde 11,5 ile genel ticaret alırken, ardından sırasıyla yüzde 8,1 ile tarım, avcılık, ormancılık ve balıkçılık; yüzde 7,3 ile kamu yönetimi ve savunma; yüzde 6,6 ile konaklama ve gıda; yüzde 6,5 ile gayrimenkul faaliyetleri; yüzde 4,7 ile finans-sigortacılık ve yüzde 4,2 ile enformasyon ve iletişim geliyor. Karadağ, önde gelen sanayi

KARADAĞ’IN MAKİNE İTHALATINDA BAŞLICA KALEMLER (MİLYON DOLAR-84. FASIL)

Kaynak: BM İstatistik Bölümü verileri

GTİP

GTİP TANIMI

2015

2016

8471

OTOMATİK BİLGİ İŞLEM MAKİNELERİ, ÜNİTELERİ

17,1

18

8415

KLİMA CİHAZLARI-VANTİLATÖRLÜ, ISI, NEM DEĞİŞTİRME TERTİBATLI

8418

BUZDOLAPLARI, DONDURUCULAR, SOĞUTUCULAR, ISI POMPALARI

8412

DİĞER MOTORLAR VE KUVVET ÜRETEN MAKİNELER

8429

DOZERLER, GREYDER, SKREYPER, EKSKAVATÖR, KÜREYİCİ, YÜKLEYİCİ

8430

TOPRAK, MADEN CEVHERİ TAŞIMA, AYIRMA, SEÇME İŞ MAKİNELERİ

8481

MUSLUKÇU, BORUCU EŞYASI-BASINÇ DÜŞÜRÜCÜ, TERMOSTATİK VALF DÂHİL

8479

DEĞİŞİM (%) 5,4

9,3

13,2

42,7

11,2

11,9

6,1

0,5

11,2

2.111,80

15,6

9,9

-36,8

5

8,7

73

7,4

7,1

-4

KENDİNE ÖZGÜ FONKSİYONLU MAKİNE VE CİHAZLAR

3

6,2

108,6

8421

SANTRİFÜJLE ÇALIŞAN KURUTMA, FİLTRE, ARITMA CİHAZLARI

6

6,1

8428

KALDIRMA, İSTİFLEME, YÜKLEME, BOŞALTMA MAKİNE VE CİHAZLARI

4,7

6

27,4

78,8

75,2

-4,5

158,5

173,4

9,4

DİĞER TOPLAM

• 60

1,5


KARADAĞ

“ÜLKENİN 281 KİLOMETRE UZUNLUĞUNDAKİ ADRİYATİK SAHİLİ YAZ TURİZMİ, İÇ KISIMLARDAKİ DAĞLIK BÖLGELER DE KIŞ TURİZMİ İÇİN BÜYÜK OLANAKLAR SUNUYOR.”

VUSANJE

yüzde 10 kadarını oluşturan turizm gelirlerinin alternatif rota arayan turistlerin ülkeye yönelmesiyle ilerleyen yıllarda daha da artması bekleniyor. Diğer yandan, Karadağ hükümeti 2013 yılında KDV oranını yüzde 17’den 19’a, gelir vergisi oranını da yüzde 9’dan yüzde 15’e yükseltti. IMF tarafından Karadağ’da tüketici fiyatları enflasyon oranı ortalamasının 2017 yılında yüzde 1,3 olduğu

tahmin edilirken, yine 2017’de petrol fiyatlarının yüzde 27 oranında arttığı öngörüsüyle ülkede gıda ve ham madde fiyatlarının yükseldiği fakat küresel mal fiyatlarında fazla bir artış beklenmediğinden enflasyonun 2018’de değişmeyeceği düşünülüyor. Ayrıca Karadağ para birimi olarak euroyu kullandığı için enflasyonun ülkeyi etkilemesi euroda yaşanan değişimlerle paralel ilerliyor. Ülkede kişi başına düşen reel milli gelirin

2016 yılı için 6 bin 809 dolar civarında olduğu ancak satın alma gücü paritesine göre kişi başına düşen milli gelirin bin doların üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Bu kapsamda Karadağ’da yoksulluk sınırının altında yaşayanların toplam nüfusun yüzde 5 ila 10’unu oluşturduğu kaydediliyor. DIŞ TİCARETİ SINIRLI Karadağ’ın 2016 yılı dış ticaret hacmi 2,6 milyar dolar, 2017 geçici rakamlarına göre

ST. GEORGE ADASI

61 • HAZİRAN 2018


ÜLKELERDEN HÜSEYİN PAŞA CAMİİ, PLJEVLJA

KARADAĞ HAKKINDA İLGİNÇ BİLGİLER • 1991 yılında Ekolojik Devlet Deklarasyonu’nun kabulüyle Karadağ dünyadaki ilk “Ekolojik Devlet” oldu. Karadağ Meclisi aldığı bu kararla tüm nesilleri, “Tabiata sağlığın kaynağı ve özgürlüğün ilhamı olarak muamele etmek” ile görevlendirdi. • Karadağ’ın yaklaşık yüzde 40’ı 1000-1500 metre, yüzde 15’i ise 1500 metrenin üzerindeki bölgelerden oluşuyor. • Karadağ kıyıları Avrupa’daki en güneşli bölgelerinden biri olarak yılda ortalama 2 bin 530 saat güneş ışığı alıyor. • Karadağ topraklarının dörtte biri milli parklardan oluşuyor. • Osmanlı’nın Balkanlar’daki en güzel eserlerinden biri olan beş asırlık Hüseyin Paşa Camisi, Sakal-ı Şerif’in yanı sıra dört asırlık kilime ve el yazması Kur’an-ı Kerim’e ev sahipliği yapıyor. • Avrupa’nın en uzun ve en derin kanyonu olan Tara Kanyonu, ABD’deki Büyük Kanyon’dan sonra dünyadaki en derin ikinci kanyondur. Kanyon, 78 kilometre uzunluğunda ve 1300 metre derinliğindedir. Kanyon’da ayrıca 80 büyük mağara vardır. • Karadağ’da bulunan Bojana Nehri, dünyada her iki yönde de akan tek nehir olarak tanımlanıyor. • Avrupa’daki el değmemiş üç ormandan biri olan Biogradska Gora, 5 bin 400 hektarlık bir alanı kaplar ve deniz seviyesinden 832 ila 1116 metre yüksektedir. • Karadağ’daki 12,5 kilometrelik Büyük Plaj, Avrupa’nın en uzun kumsallarından biridir. • 80 santimetre genişliğiyle dünyanın en dar sokaklarından biri Kotor’dadır. TARA KANYONU

“TÜRKİYEKARADAĞ SERBEST TİCARET ANLAŞMASI 1 MART 2010 TARİHİNDE YÜRÜRLÜĞE GİRDİ.”

• 62

ise 3,1 milyar dolar olarak gerçekleşti. Ülkenin ihracatı ağırlıklı olarak belirli ürünlere bağlıyken, alüminyum, elektrik enerjisi, çelik ve petrol ürünleri ihracatın büyük kısmını oluşturuyor. Alüminyum ülke ihracatının yaklaşık yüzde 20’sini, elektrik enerjisi ise yüzde 11,5’ini meydana getiriyor. Karadağ’ın 2016 yılında ihracat yaptığı ilk beş ülke ise Sırbistan, Macaristan, Bosna-Hersek, Çin ve İtalya olarak sıralanıyor. Karadağ’ın ithalatı ise ihracatına kıyasla daha çeşitli ürünlerden oluşuyor. Hemen hemen her şeyin ithal edildiği ülkede toplam ithalatın yüzde 8’ini petrol, makineler ve motorlu taşıtlar meydana getiriyor.

Karadağ’ın 2016 yılındaki ilk beş tedarikçi ülkesi ise Sırbistan, Almanya, Çin, İtalya ve Bosna-Hersek oldu. Karadağ’ın dış ticaret politikası, liberal ekonomi çerçevesinde Batı ile ilişkileri geliştirme ve AB’ye üyelik hedefleri doğrultusunda şekilleniyor. Karadağ 2006 yılı Haziran ayında bağımsızlığını kazandıktan sonra Batı ile ilişkilerini geliştirmeye

yöneldi. Bu amaçla serbest piyasa ekonomisinin gereklerinin yerine getirilmesi ve buna uygun mevzuat değişikliklerin yapılması çabaları, ülkenin dış ticaret politikasına da yansıdı. Ülke halen IMF, DTÖ gibi çok sayıda uluslararası kuruluş ve örgütün üyesidir. Avrupa Birliği’ne üyelik başvurusunda bulunan ülke, dış ticaret politikalarını da bu yönde geliştiriyor. Küçük


KARADAĞ

SVETI STEFAN ADASI, BUDVA

fakat açık bir ekonomiye sahip olan Karadağ’ın ticaret politikasının temeli, düşük gümrük vergileri ve tarife dışı engellerin mevcut olmamasıyla özetlenebilir. Gümrük vergileri kanun ile düzenlenirken, vergi oranları yüzde 0 ile yüzde 30 arasında değişiyor. Ticari olmayan amaçlarla

ithal edilen mallara yüzde 5 oranında vergi uygulanırken, ortalama gümrük vergisi oranı ise yüzde 6 seviyesinde ilerliyor. Ülkenin gümrük uygulamalarıysa AB ile uyumlu. TÜRKİYE İLE TİCARETİ REKOR SEVİYEYE ULAŞTI Türkiye ve Karadağ

arasındaki karşılıklı ticaret hacmi 2017 yılında en yüksek seviyesine ulaşarak 85 milyon doların üzerine çıktı. 2017 yılı itibarıyla Karadağ’a olan toplam ihracatımız yüzde 16,4 artışla 60,3 milyon dolar; Karadağ’dan olan ithalatımız ise yüzde 3,1 artışla 24,1 milyon dolar seviyesinde

gerçekleşti. Karadağ ile bir serbest ticaret alanı kurulmasına dair sürdürülen müzakereler sonunda Türkiye-Karadağ Serbest Ticaret Anlaşması (STA) 26 Kasım 2008 tarihinde İstanbul’da imzalanarak 1 Mart 2010 tarihinde yürürlüğe girdi. Söz konusu STA ile

TÜRKİYE’NİN KARADAĞ’A MAKİNE İHRACATI (BİN DOLAR-84. FASIL) GTİP

GTİP TANIMI

8450

EV VEYA ÇAMAŞIRHANE TİPİ YIKAMA MAKİNELERİ

8418

Kaynak: TÜİK verileri 2016

2017

DEĞİŞİM (%)

1.549,40

1.714,80

10,7

BUZDOLAPLARI, DONDURUCULAR VE DİĞER SOĞUTUCU VE DONDURUCU CİHAZLAR

805,2

1.228,30

52,6

8422

BULAŞIK, ŞİŞE YIKAMA VE KURUTMA MAKİNELERİ

808

874

8474

TOPRAK, TAŞ, METAL CEVHERİ AYIKLAMA, ELEME İÇİN MAKİNELER

107,9

603

8451

DOKUMA MADDELERİNİ YIKAMA, KURUTMA, ÜTÜLEME MAKİNE VE CİHAZLARI

106,8

174,1

63,1

8480

METAL DÖKÜMÜ IÇIN KASALAR, PLAKALAR, KALIP MODELLERİ

13,4

156,3

1064,8

8479

KENDİNE ÖZGÜ BİR FONKSİYONU OLAN DİĞER MAKİNELER VE MEKANİK CİHAZLAR

171,6

151,7

-11,6

8431

AĞIR İŞ MAKİNE VE CİHAZLARININ AKSAMI, PARÇALARI

592,4

141,5

-76,1

8421

SANTRİFÜJLER; SIVILARIN VEYA GAZLARIN FİLTRE EDİLMESİNE MAHSUS MAKİNE VE CİHAZLAR

226,2

141,2

-37,6

8414

HAVA-VAKUM POMPASI, HAVA/GAZ KOMPRESÖRÜ, VANTİLATÖR, ASPİRATÖR

78,3

8,2 459

136,6

74,4

DİĞER

1.097,60

1.068,10

-2,7

TOPLAM

5.556,70

6.389,70

15

63 • HAZİRAN 2018


ÜLKELERDEN ihracatçılarımıza, Karadağ pazarında AB ihracatçılarıyla eşit rekabet imkânı sağlandı. Sanayi mallarında, KaradağAB İstikrar ve Ortaklık Anlaşması’nda düzenlenen tercihli rejim Türkiye-Karadağ STA’sına aynen yansıtıldı. Bu çerçevede, anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihte; Karadağ menşeli tüm sanayi mallarının Türkiye’ye ithalatında uygulanan gümrük vergileri kaldırıldı. Buna karşılık anlaşma eki listede yer alan Türkiye menşeli sanayi ürünlerinin Karadağ’a ithalatında uygulanan gümrük vergileri de üç ve beş yıllık geçiş süreci içeren iki indirim takvimi kapsamında kaldırıldı. Anılan listelerin dışında kalan ürünlerin gümrük vergileri ise STA’nın yürürlüğe girdiği tarihte kaldırıldı. Anlaşmada ayrıca, Türkiye menşeli sanayi mallarına Karadağ tarafınca AB’ye tanınan tavizlerin gerisinde bir tercihli rejim uygulanmayacağı da hükme bağlandı. Anlaşmanın tarım ürünlerine ilişkin bölümünde, seçilmiş birkaç tarım ürününde taviz değişimi konusunda mutabakata varıldı. Taraflar birbirlerine sınırsız miktarda veya tarife kontenjanları dâhilinde vergiden muaf olarak veya MFN vergi indirimi şeklinde tavizler tanıdı. Türkiye’den Karadağ’a ihraç edilen ürünler arasında beyaz eşya, inşaat malzemeleri, hazır giyim ürünleri, sebze, meyve, gıda sanayi ürünleri başta olmak üzere her türlü tüketim malzemesini saymak mümkün. KARADAĞ’NIN 2016 YILI MAKİNE İHRACATI 18 MİLYON DOLAR OLDU BM İstatistik Bölümü verilerine göre Karadağ’ın makine ihracatı 2016 yılında 18 milyon dolar olarak kayda geçti. 2015 yılında bu rakam 19 milyon dolar seviyesindeydi. Karadağ’ın, makine • 64

ihracatı 2016 yılında bir önceki yıla göre yüzde 5,4 azaldı. Karadağ 2016 yılında 3 milyon dolarla en fazla İngiltere’ye makine ihraç etti. 2015 yılında bu rakam 2,4 milyon dolardı. Karadağ’ın İngiltere’ye gerçekleştirdiği ihracat yüzde 22,7 arttı. Karadağ’ın 2016 yılında en fazla makine ihraç ettiği ikinci ülke 2,7 milyon dolarla İsveç oldu. Söz konusu ülkeye 2015 yılında 3,1 milyon dolar değerinde makine ihraç edildi. İsveç’e yönelik ihracat yüzde 10,4 azaldı.

Üçüncü sırada bulunan Fransa’ya 2016 yılında 2,7 milyon dolarlık makine ihraç edildi. Karadağ 2016 yılında 84. fasıl itibarıyla en fazla transmisyon milleri, kranklar, yatak kovanları, dışlılar, çarklar kaleminde ihracat gerçekleştirdi. 2015 yılında söz konusu ürün grubunda 13,4 milyon dolarlık ürün ihraç edilirken, 2016 yılında bu rakam yüzde 13,3 azalarak 11,7 milyon dolar seviyesinde kaydedildi. Listenin ikinci sırasında ise buzdolapları,

dondurucular, soğutucular, ısı pompaları bulunuyor. Söz konusu kalemde 2015 yılında gerçekleştirilen ihracatın değeri 1,5 dolarken, 2016 yılında bu rakam yüzde 5 artarak 1,6 milyon dolar seviyesinde kayda geçti. Listenin üçüncü sırasında bulunan kaldırma, istifleme, yükleme, boşaltma makine ve cihazları kaleminde 2015 yılında 27 bin dolar değerinde ihracat gerçekleştirilirken, 2016 yılında bu rakam yüzde 2 bin 381 artışla 670 bin dolar oldu.


KARADAĞ

ÇİN, İTHALAT LİSTESİNİN İLK SIRASINDA BULUNUYOR BM İstatistik Bölümü verilerine göre Karadağ’ın makine ithalatı ise 2016 yılında bir önceki yıla oranla yüzde 9,4 artarak 173,4 milyon dolar olarak kaydedildi. Karadağ 2015 yılında 158,5 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirmişti. 2016 yılı rakamlarına göre Karadağ’ın en fazla makine ithal ettiği ilk 10 ülke listesinin ilk sırasında 33,2 milyon dolarla Çin yer alıyor. Söz konusu ülkeden 2015 yılında ithal

edilen makinelerin değeri 45,5 milyon dolardı. Karadağ’ın Çin’den gerçekleştirdiği ithalat yüzde 26,9 azaldı. Karadağ, 2015 yılında listenin ikinci sırasında bulunan Almanya’dan 14,4 milyon dolar değerinde makine ithal ederken, 2016 yılında bu rakam yüzde 43,1 artarak 20,6 milyon dolar olarak kaydedildi. Listesinin üçüncü sırasındaki İtalya’dan 2015 yılında 14,1 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirilirken, 2016 yılında bu rakam yüzde 30 artarak 18,4 milyon dolar oldu.

KARADAĞ EKONOMİSİNİN ANA SEKTÖRLERİ TARIM VE HAYVANCILIK

Karadağ ekonomisinde başlıca tarımsal ihraç ürünleri meyve ve sebzedir. Ülkenin yüz ölçümünün yaklaşık yüzde 38’ini tarım alanları oluşturur ve söz konusu bu tarım alanları Karadağ için önemli bir ekonomik kaynaktır. Tarım arazilerinin sadece yüzde 12’si başta mısır, buğday ve patates olmak üzere tek yıllık bitkilerin üretimiyle meyve bahçeleri ve üzüm bağlarına ayrılmıştır. Geriye kalan yüzde 88 oranındaki tarım arazilerini ise çayır ve meralar oluşturur. Karadağ’da gıda sanayisi, özellikle şarapçılık (şarap ülkenin en önemli ihraç kalemidir) ve kısmen de süt sanayisi gelişmiştir. Bitkisel üretimde patates önemli bir ürün iken tahıl üretimi kısıtlıdır. Tarım, esasen sığır, koyun ve keçi başta olmak üzere hayvancılığa dayanır ve en önemli ürünler süt ve ettir. Tarımsal üretimin yüzde 60’ını hayvancılık oluşturur.

SANAYİ

AB, Karadağ’ın ana ticari ortağıdır. Karadağ ekonomisinin yüzde 85’i özelleştirilmiş olup, ekonominin özelleştirme ve yeniden yapılanma süreci son aşamasındadır. Ülkenin tüm yerli sanayisinin yüzde 50’sinden fazlasını imalat sanayisi oluştururken, elektrik üretimi yüzde 44,1 ve madencilik-taş ocakçılığı ise yüzde 4,7 ile imalat sanayisini izliyor. Ana metal, eczacılık ürünleri, gıda ürünleri, makine ve ekipmanlar, içecek, tütün ve kimya sanayisi üretimi de imalat sanayisinin en büyük kısmını meydana getiriyor.

ORMANCILIK

Karadağ’da ormanlar ülke topraklarının yüzde 59’unu oluşturuyor. Ormanların dağılımı ve türlerin çeşitliliği açısından ülke Akdeniz sahili, yerleşim yerleri ve karasal dağ bölgesi olarak üçe ayrılıyor. Gerçek ekonomik getiri ise üçüncü bölümden, yani karasal dağ bölgesinden sağlanıyor. Ormanlık alanın üçte biri üretimde ham madde olarak kullanılırken, ormanlar ve orman arazilerinin yüzde 67’si devlete, yüzde 33’ü ise özel sektör mülkiyetinde bulunuyor.

TURİZM

KOTOR

Karadağ ekonomisinde turizm önemli bir paya sahiptir. Ülkenin 281 kilometre uzunluğundaki Adriyatik sahili yaz turizmi için, iç kısımlardaki dağlık bölgeler de kış turizmi için büyük olanaklar sunuyor. Karadağ turizminin en büyük sıkıntısı ulaşımdır. Tivat Havaalanı uçuşlar için sınırlı bir kapasite sunarken, Dubrovnik Havaalanı’ndan turizm merkezlerine ulaşım ise 2,5 saat sürüyor. Budva, Karadağ’ın en önemli tatil mekânı iken Becici ise kumsallarıyla ünlüdür. Tara Nehri üzerinde yer alan ve 82 kilometre uzunluğundaki kanyon ise ABD Colorado’daki Büyük Kanyon’dan sonra dünyanın en büyük ve en derin ikinci kanyonudur. Biogradska Gora Ulusal Parkı ise Avrupa’daki en bakir ormanlardan biridir. Karadağ’daki dört ulusal park ülke yüz ölçümünün yüzde 7’sini kaplarken, Kotor şehr de UNESCO tarafından dünya mirası listesine alınmış durumda.

65 • HAZİRAN 2018



KARADAĞ

KOTOR

Türkiye, 2016 yılında 17,7 milyon dolarla Karadağ’ın en fazla makine ithal ettiği ülkeler listesinin dördüncü sırasında yer aldı. 2015 yılında Karadağ’ın Türkiye’den ithal ettiği makinelerin değeri 5,3 milyon dolardı. Türkiye’nin Karadağ’a yönelik makine ihracatı 2016 yılında bir önce yıla oranla yüzde 235,4 arttı. Karadağ 2016 yılında en fazla otomatik bilgi işlem makineleri, üniteleri kaleminde ürün ithal etti. 2015 yılında söz konusu ürün grubunda 17,1 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirilirken, 2016 yılında bu rakam yüzde 5,4 artarak 18 milyon dolar olarak kayda geçti. Listenin ikinci sırasında klima cihazları-vantilatörlü, ısı, nem değiştirme tertibatlı ürün grubu bulunuyor. Karadağ, 2015 yılında söz konusu kalemde 9,3 milyon dolar değerinde makine ithal ederken, 2016 yılında bu rakam yüzde 42,7 artışla 13,2 milyon dolar oldu. Karadağ’ın en fazla ithalat gerçekleştirdiği üçüncü kalem ise buzdolapları, dondurucular, soğutucular, ısı pompaları ürün grubu oldu. 2015 yılında söz konusu ürün grubunda 11,2 milyon dolarlık ithalat

gerçekleştirilirken, 2016 yılında bu rakam yüzde 6,1 artarak 11,9 milyon dolar oldu. TÜİK VERİLERİNE GÖRE TÜRKİYE’NİN İHRACATI YÜZDE 15 ARTTI TÜİK verilerine göre Türkiye’nin 84. fasılda Karadağ’a gerçekleştirdiği makine ihracatı, 2017 yılında 6,3 milyon dolar olarak

kaydedildi. 2016 yılında bu rakam 5,5 milyon dolar seviyesindeydi. Böylece 2017 yılında Karadağ’a yönelik makine ihracatımız yüzde 15 artmış oldu. Türkiye’nin Karadağ’a yönelik makine ihracatının ilk sırasında ev veya çamaşırhane tipi yıkama makinaları (yıkama ve kurutma tertibatı bir arada olanlar dâhil) yer alıyor. Söz

konusu kalemde Karadağ’a 2016 yılında 1,5 milyon dolar değerinde ürün ihraç edilirken, 2017 yılında bu rakam yüzde 10,7 artışla 1,7 milyon dolar seviyesinde kaydedildi. Listenin ikinci sırasında bulunan buzdolapları, dondurucular ve diğer soğutucu ve dondurucu cihazlar ve ısı pompaları ürün grubunda 2016 yılında gerçekleştirilen ihracatın değeri 805 bin dolar olarak kaydedilirken, 2017 yılında bu rakam yüzde 52,6 artarak 1,2 milyon dolar oldu. Türkiye’nin Karadağ’a yönelik makine ihracatında ilk 10 ürün grubu listesinin üçüncü sırasında ise bulaşık, şişe yıkama ve kurutma makinaları, şişe, kutu çuval doldurma, etiketleme makineleri ürün grubu bulunuyor. 2016 yılında söz konusu kalemde 808 bin dolarlık ihracat gerçekleştirilirken, 2017 yılında bu rakam yüzde 8,2 artarak 874 bin dolar seviyesinde kaydedildi. Diğer yandan TÜİK verilerine göre Türkiye, 84. fasıl bazında Karadağ’dan 2017 yılında 354 bin dolarlık makine ithal etti.

KOTOR

67 • HAZİRAN 2018


RÖPORTAJ

“BİLGİYE YATIRIM YAPMALI, ORTAK FAYDA SAĞLAMAYA ODAKLANMALIYIZ” MAKİNE İHRACATÇILARI BİRLİĞİ YÖNETİM KURULU ÜYESİ AHMET ÖZKAYAN, MAKINE IMALATÇILARININ IÇLERİNDE BARINDIRDIĞI MÜHENDISLIK VE AR-GE GÜCÜ SAYESINDE, ILERI TEKNOLOJIYE EN HIZLI GEÇIŞI YAPABILECEK TEK SEKTÖR OLMA ÖZELLIĞINI BAŞARIYLA SÜRDÜRDÜĞÜNÜ SÖYLÜYOR.

1

965 yılında, sıfır sermayeyle küçük bir atölyede kurulan ve aradan geçen yarım asırlık sürede sac işleme makineleri sektöründe önemli bir konuma yükselen Ermaksan Makina, bugün Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü Ahmet Özkayan’ın liderliğinde, geleceğe doğru emin adımlarla ilerliyor. Daha çocuk yaşlarından itibaren işyerindeki süreçleri takip eden, 9-10 yaşlarında kılavuz ve pafta çekmeyi öğrenen Ahmet Özkayan, Türk makine imalat sektörlerinin gelişimi için sektörün sivil toplum kurumlarında da uzun yıllardır önemli görevler üstleniyor. Halen Makina İmalatçıları Birliği’nin (MİB) Yönetim Kurulu Başkanı olan Özkayan, geçtiğimiz 14 Nisan’da gerçekleşen Makine İhracatçıları Birliği’nin seçimli olağan genel kurulunda ise 2018-2022 dönemi için MAİB Yönetim Kurulu Üyeliği’ne seçilmişti. Ahmet Özkayan ile makine sektörünün güncel sorun başlıklarını ve sektörün gelecek hedeflerini konuştuk. Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? İş hayatına başlama ve makine sektörüne geçiş süreciniz hakkında bilgi verir misiniz? İş hayatına çok küçük yaşlarda adım attım; adeta • 68

makinelerle birlikte büyüdüm. Küçüklüğümde babamla birlikte sürekli işe

gelip gitmem nedeniyle işyeri benim için oyun atölyesi gibiydi. Nitekim 9-10

yaşlarındayken, babamdan kılavuz ve pafta çekmeyi öğrenmiştim. Okuldan arda


AHMET ÖZKAYAN

kalan zamanlarımda, tatil dönemlerinde hep iş yerindeydim. Yani babamın iş disiplini ve çalışkan yönünün bana da yansıdığını söyleyebilirim. Firmamızın tüm büyüme sürecine anbean tanıklık ettim. Şirketimiz, 1972 yılına kadar ülke ihtiyaçlarına paralel olarak tekstil makineleri, hidrolik deri makineleri, jeneratör grupları, elektrik motorları, mobilya ahşap sıcak presleri, oksijenli alevli kesim tezgâhları ve oto servis liftleri üretimi gerçekleştirdi. 1980’lerin sonunda ise sac işleme makineleri sektörüne adım attı. O günlerden bu yana da ülkemiz ve insanlık için makine üretme gayretindeyiz. Yarım asırdır ülkemizden tüm dünyaya teknoloji transfer ediyoruz. Şirketimiz, sektörel düzeydeki uzun yıllara dayanan üretim yetkinliği ve tecrübesini yenilikçi teknolojiler ve güçlü yatırımlarla destekleyerek, bugün sektörün dünyadaki en büyük oyuncularından biri haline gelmeyi başardı. Gelinen noktada, Ermaksan olarak, son yıllarda bilime dayalı teknoloji geliştirmeye odaklanmış durumdayız. Bu noktada, geliştirdiğimiz ileri teknolojili ve verimlilik esaslı ürünlerle, ülkemize ve küresel ekonomiye katma değer sağlıyoruz. Türk makine sektörü ve sanayisine yön veren birçok sivil toplum örgütünde önemli görevler üstleniyorsunuz? Söz konusu kurumlardaki faaliyetlerinizden ve geçmiş dönem çalışmalarınızdan bahseder misiniz? İş hayatında belli bir tecrübeye sahip olduktan sonra, kısa vadeli planlardan ziyade hep uzun vadeli düşünceye göre hareket ettim. Vizyonumu hep en yükseğe koyarak, hedef çıtasını da mevcut başarılarla asla yetinmeden hep

daha iyisine göre şekillendirme gayretinde oldum. Bu yüzden de hem şirketimizin hem de sektörün sürdürülebilir gelişimi adına çaba gösteriyorum. Tüm bunları yaparken, çeşitli sivil toplum kuruluşlarında da aktif olarak sorumluluk üstleniyorum. Çünkü sektörün gelişimi adına biz sanayicilerin sorumluluk alarak, ülkemize faydalı çalışmalara odaklanması gerekiyor. Bu noktada halen, Makina İmalatçıları Birliği’nin (MİB) Yönetim Kurulu Başkanı olarak çalışmalarımı sürdürürken, aynı zamanda Makine İhracatçıları Birliği’nin de (MAİB) yeni yönetim kurulunda yer alıyorum. Gerek MİB gerekse de MAİB olarak, özellikle yerli üretimin yaygınlaştırılması, geliştirilmesi ve üreticilerimizin küresel rekabette öne çıkmaları adına çalışmalarımızı tüm hızıyla sürdürüyoruz. Nitekim makine imalat sektörünün ülkemizde ve uluslararası ölçekte tanınırlığının artması, yerli makine üreticilerinin sektördeki pazar payının artırılması ve geliştirilmesi için tüm sektör temsilcilerine önemli sorumluluk düşüyor. Bu konuda Yönetim Kurulu Başkanı olduğum MİB bünyesinde gerek lobi faaliyetleriyle gerekse de oluşturduğumuz sektör komiteleriyle, “üreterek büyüyecek” Türkiye ekonomisinin büyümesine elimizden gelen katkıyı sağlama gayretindeyiz. Makine sektörünün genelinde ve sac işleme makineleri sektörü özelindeki temel sorunlar ve çözüm önerileri sizce nelerdir? Küresel ekonomide ve siyasi arenada yaşanan dalgalanmalar, diğer sektörleri olduğu gibi makine sektörünü de doğrudan etkiliyor. Tüm dünyada makine sektöründe

de rekabet her geçen gün artıyor. Bu rekabete karşı ayakta kalabilmek için farklılık yaratmak en temel gerekliliklerden biri. Sektörün yaşadığı en önemli sorunların başında, teknolojik ara ürünlerin ithalatı geliyor. Ülkemiz bu konuda halen daha dışa bağımlı bir halde olduğu için bu konuda etkin ve somut adımların atılmasına ihtiyaç var. Ayrıca, ikinci el makinelerin vergiden bağımsız şekilde iç pazara sokulması da yerli üreticiler açısından haksız rekabet yaratıyor. Bunun da önüne geçilmesi gerekli. Tabii Çin de seri üretim ile her sektörü olduğu gibi makine sektörünü tehdit eden en önemli faktörlerden biri. Bununla birlikte sektörün iyi yetişmiş, donanımlı ve nitelik personel ihtiyacı da fazla. Bu konuda da çözüm odaklı adımlar atılmalı diye düşünüyorum. Sektörümüze yönelik uygulanan destek ve teşviklerin, bugünkünden çok daha fazla olması da gerekiyor. Bu noktada devletimizin de özellikle son yıllarda “milli üretim” anlayışının yaygınlaştırılması adına geliştirdiği stratejilerin olumlu sonuçlar verdiğini söylememiz mümkün. Ayrıca kamu ve özel sektör yatırımlarının yanı sıra üniversite-sanayi iş birliklerinin geliştirilmesi de faydalı olacaktır. Tüm bunların yanında, markalaşma çalışmaları da çok büyük önem taşıyor. Bu konuda da somut adımların ivedi şekilde atılmasında fayda var. Türk makine sektörünün gelecek hedefleri neler olmalıdır? Makine sektörü temsilcileri olarak ileri teknolojiyi temel alan üretim anlayışını benimsememiz gerekli. Nitekim ülkemizin daha da gelişip, orta gelir kuşağından

ÖZELLIKLE YERLI ÜRETIMIN YAYGINLAŞTIRILMASI, GELIŞTIRILMESI VE ÜRETICILERIMIZIN KÜRESEL REKABETTE ÖNE ÇIKMALARI İÇİN ÇALIŞMALARIMIZI TÜM HIZIYLA SÜRDÜRÜYORUZ. çıkarak yüksek gelir seviyesine geçişi de bu sayede mümkün olacak. Yani bilim, teknoloji ve inovasyona yapılacak yatırımlar bu noktada büyük önem taşıyor. Bunun için de öncelikle bilgiye ve teknolojiye yatırım yapmalı ve birlikte hareket ederek, ortak fayda sağlamaya odaklanmalıyız. Çünkü küresel rekabet her geçen gün artıyor ve bu rekabette fark yaratamayan firmaların/ülkelerin işi bir hayli zorlaşıyor. Ekonomide katma değeri artırmanın öncelikli koşullarından biri sanayileşme ve teknoloji kullanma becerileridir. Bunu yaparken de yerli ve milli üretim anlayışının her alanda yaygınlaştırılması da çok büyük önem taşıyor. Sektör olarak, ülkemiz ihracatında en büyük paya sahip sektör olma hedefiyle çalışmalarımızı sürdürmemiz gerekiyor. Tabii bunun için de üretmeye ve katma değere odaklanmalıyız. Tüm bunları yaparken, “üreterek büyüyecek” olan Türk ekonomisine de en büyük desteği verecek olan makine imalat sektörünün hızlı bir şekilde teknolojik dönüşüme ihtiyacı var. Nitekim makine imalatçıları, içinde barındırdığı mühendislik ve Ar-Ge gücü sayesinde, ileri teknolojiye en hızlı geçişi yapabilecek tek sektör olma özelliğini başarıyla sürdürüyor. 69 • HAZİRAN 2018


MAKALE

MAKİNE SANAYİSİ FİRMA ÖLÇEĞİ VE YENİ KOBİ TANIMININ GETİRDİKLERİ “KÜÇÜK VE ORTA BÜYÜKLÜKTEKİ İŞLETMELERİN TANIMI, NİTELİKLERİ VE SINIFLANDIRILMASI HAKKINDA YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK” 24 HAZİRAN 2018 TARİHLİ VE 30458 SAYILI RESMÎ GAZETE’DE YAYIMLANARAK YÜRÜRLÜĞE GİRDİ. BUNA GÖRE KOBİ TANIMI İÇİN YILLIK NET SATIŞ HÂSILATI VEYA MALİ BİLANÇOSUNDAN HERHANGİ BİRİNİ İFADE EDEN ÜST LİMİT 40 MİLYON TL’DEN 125 MİLYON TL’YE ÇIKARILDI.

T

ürkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2017 yılı itibarıyla makine imalatıyla iştigal eden 13 bin 371 firma bulunuyor. Söz konusu firmaların 2/3’ü altı ilde

• 70

faaliyet gösteriyor. İstanbul, firmaların yüzde 26’sı olan 3 bin 520 firmaya ev sahipliği yaparken, Ankara’da 1452, Konya’da 1132, İzmir’de 1074, Bursa’da 665 ve Kocaeli’de ise 431 firma mevcut.

Buna karşın, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı kayıtlarına göre 28 NACE Makine İmalat Sektörü’nde faaliyet gösteren ve yasal zorunluluk olan “Sanayi Sicil Belgesi”ne sahip toplam 9 bin 139 firma

bulunuyor. Bunların KOBİ tanımındaki çalışan sayısına göre 111’i büyük işletme (çalışan sayısı 250’den fazla/ oransal olarak yüzde 1,2), 696’sı orta boy işletme (çalışan sayısı 50-249/-oransal


ZÜHTÜ BAKIR

olarak yüzde 7,6), 3 bin 257’si küçük işletme (çalışan sayısı 10-49/oransal olarak yüzde 35,6) ve 4 bin 977’si mikro işletmedir (çalışan sayısı 0-9/ oransal olarak yüzde 54,4). Bununla birlikte, makine imalatı firmalarının sadece yüzde 17’si 20’nin üzerinde çalışana sahipken, bu firmalar istihdamın yüzde 67’sini, üretimin yüzde 85’ini ve katma değerin yüzde 90’ını gerçekleştiriyor. Mikro işletmeler makine ihracatının yüzde 19’unu, küçük işletmeler yüzde 22,5’ini ve orta boy işletmeler yüzde 20’sini yaparken, 111 büyük ölçekli işletme yüzde 40 oranına sahip. İstanbul toplam makine ihracatının yüzde 40’ını yaparken, Ankara yüzde 16’lık payla ikinci sırada bulunuyor. Buna karşılık, makine ihracatında Bursa yüzde 10, İzmir yüzde

çalışan sayısının 250’in altında olmasının yanı sıra yıllık net satış hâsılatı veya mali bilançosundan herhangi birinin de belirlenmiş olan değerin altında olması gerekiyor. Bu çerçevede “Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin Tanımı, Nitelikleri ve Sınıflandırılması Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” 24 Haziran 2018 tarihli ve 30458 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Buna göre, KOBİ tanımı için yıllık net satış hâsılatı veya mali bilançosundan herhangi birini ifade eden üst limit 40 milyon TL’den 125 milyon TL’ye çıkarıldı. Aynı zamanda mikro işletme sınırı 1 milyon TL’den 3 milyon TL’ye ve küçük işletme sınırı ise 8 milyon TL’den 25 milyon TL’ye yükseltildi. Ayrıca, Yönetmeliğin 15’inci maddesinde yer alan “İşletme verilerinin bulunması” ile ilgili başvuran işletmelerin bağlı veya ortak işletmelerinin başka işletmelerle sahip olduğu bağlılık veya ortaklık ilişkileri hususunda da değişikliğe gidildi. Böylelikle, yüksek katma değer üreten ve bilançosu bakımından büyük işletme olarak tanımlanan veya kurumsal yapısı nedeniyle değerlendirilmeye alınamayan çok sayıda makine sanayisi işletmesinin KOSGEB desteklerinden yararlanabilmesinin önü açıldı.

9, Kocaeli yüzde 6 ve Konya yüzde 5 paya sahip. Verilerden de anlaşılacağı üzere makine sanayisinde firma ölçeğinin büyütülmesi ihtiyacı bulunuyor. Bunun için kayıt dışını engelleyen etkin piyasa gözetimi ve denetiminin yanı sıra firma işbirliği ve birleşmelerine imkân sağlayan destek mekanizmaları da önem arz ediyor. Bununla birlikte, büyük işletme sınıfında olup dünya arenasında yer alan ve üretiminin önemli bölümünü ihraç eden makine firmalarının da uluslararası rekabet güçlerini artırmalarına yönelik destek ve teşviklere ihtiyaçları bulunuyor. Türkiye’de sanayiye yönelik desteklerin önemli bir bölümü KOSGEB tarafından sağlanıyor. Ancak bu desteklerden yararlanılabilmesi için işletmelerin KOBİ tanımında yer alması gerekiyor. Toplam

MAKİNE SANAYİSİNDE FİRMALARIN ÖLÇEKLERE GÖRE PAYLARI 2010-2015

Kaynak: TÜİK verileri

GİRİŞİM SAYISI PAY (%)

İSTİHDAM PAY (%)

ÜRETİM DEĞERİ PAY (%)

ÖLÇEK ÇALIŞAN SAYISI

2010

2015

2010

2015

2010

2015

1-19

90,72

82,3

37,03

22

24,88

13,4

20-49

6,20

12,1

19,38

22,9

19,30

19,6

50-99

1,85

3

11,26

12,5

12,96

13

100-249

0,92

2,3

13,32

18,4

15,10

17,9

250-499

0,19

0,4

6,59

7,7

6,83

9,4

500-999

0,09

0,2

6,16

7

8,63

10,6

1000-4.999

0,03

0,1

6,26

6,7

12,30

10,4

5.000+

-

-

-

2,8

-

5,7

ZÜHTÜ BAKIR

MAKFED GENEL SEKRETERİ

TÜRKIYE’DE SANAYIYE YÖNELIK DESTEKLERIN ÖNEMLI BIR BÖLÜMÜ KOSGEB TARAFINDAN SAĞLANIYOR. ANCAK BU DESTEKLERDEN YARARLANILABILMESI IÇIN IŞLETMELERIN KOBİ TANIMINDA YER ALMASI GEREKIYOR. BU DEĞİŞİKLİKLE, ÇOK SAYIDA MAKINE SANAYISI IŞLETMESININ KOSGEB DESTEKLERINDEN YARARLANABILMESININ ÖNÜ AÇILDI. 71 • HAZİRAN 2018


POZİTİF

“KADINLARIN SEKTÖRE YAKLAŞIMINI, TOPLUMSAL ALGILAR ŞEKİLLENDİRİYOR” MAKİNE SEKTÖRÜNDE ÇALIŞMANIN “AĞIR İŞ” OLDUĞUNA YÖNELİK GENEL ALGININ, KADINLARIN SEKTÖRE YÖNELİK YAKLAŞIMINI OLUMSUZ YÖNDE ETKİLEDİĞİNİ BELİRTEN KAĞAN DÖKÜM VE MODEL DIŞ TİCARET SORUMLUSU TUĞÇE SEMİZ, “BU VE BENZERİ SEBEPLER NEDENİYLE KADINLAR DA İŞ YÜKÜNÜN NİSPETEN DAHA HAFİF OLDUĞUNU DÜŞÜNDÜKLERİ SEKTÖRLERDE ÇALIŞMAYI TERCİH EDİYOR” DİYOR.

F

irmalarının da faaliyet gösterdiği Konya’da, aile firmalarının çoğunluğu oluşturduğunu aktaran Kağan Döküm ve Model Dış • 72

Ticaret Sorumlusu Tuğçe Semiz, “Makine sektöründe daha fazla kadın çalışan/yönetici görmek için öncelikle söz konusu aile firmalarında kadınların

erkeklerle aynı seviyede değerlendirilmesi ve ayrımcılık uygulanmaması şart” diyor. Semiz ile makine sektöründe görev yapmanın zor ve keyifli taraflarını

Moment Expo okurları için konuştuk. Sizi daha yakından tanıyabilir miyiz? Konya’da 1993 yılında


TUĞÇE SEMIZ

doğdum. İlköğretim ve lise eğitimimi Konya’da tamamladıktan sonra lisans eğitimi için İzmir’e gittim. Yaşar Üniversitesi Endüstriyel Tasarım Bölümü’nden mezun olduktan sonra Londra’da yabancı dil eğitimi aldım. Bir süre Londra’da yaşadıktan sonra Konya’ya geri dönerek aile şirketimiz Kağan Döküm ve Model çatısı altında Dış Ticaret Sorumlusu olarak göreve başladım. Bunun yanında KTO Karatay Üniversitesi’nde yüksek lisans eğitimine devam ediyorum. İş hayatına başlama ve bulunduğunuz göreve gelme süreciniz hakkında bilgi verir misiniz? Günümüz şartlarını göz önüne aldığımızda iş bulmanın ve insanın sevdiği işi yapmasının ne kadar zor olduğunu görebiliyoruz. İş hayatına; mezuniyetim sonrası katıldığım kurslar, sertifika programları ve eğitimlerin ardından sağlam bir temelle başlangıç yapmak istedim. Yurt dışında edindiğim tecrübeler sebebiyle de göreve dış ticaret bölümünden başladım.

“DÜZENLENECEK ÇEŞİTLİ EĞİTİM PROGRAMLARIYLA KADINLARIN MAKİNE SEKTÖRÜNÜ TANIMASI VE SEKTÖRE YÖNELİK OLASI ÖNYARGILARDAN KURTARILMASI SAĞLANABİLİR.”

başarıyı da beraberinde getiriyor. Bulunduğunuz firmada sizin gibi iyi bir konuma gelmiş başka kadın çalışanlar/ yöneticiler var mı? Firmamızdaki tek kadın yöneticiyim. Fakat başarılarıyla kendisini kanıtlamış kadın çalışanlarımızda elbette ki var. Yurt dışı gezilerinizde makine sektöründe yönetici pozisyonda görev yapan bir kadın yönetici olarak nasıl tepkiler alıyorsunuz, gözlemleriniz nelerdir? Genel olarak yabancılar açısından yönetici pozisyonda görev alan kadın çalışanlarla karşılaşmak oldukça normal; bu durum, henüz bizler için normal olarak görünmüyor.

Bulunduğunuz görevi kaç yıldır sürdürüyorsunuz? Ortalama bir iş gününüz nasıl geçiyor? Aktif olarak iki yıldır dış ticaret sorumlusu olarak görev yapıyorum. Normal bir iş gününde, yeni projeler, mevcut projelerin ilerleyişi, sevkiyatlar ve müşteri ilişkileri üçgeninde yoğun bir tempoda çalışıyorum.

Erkek egemen bir sektör olan makine imalat sektöründe, diğer sektörlere göre sizce neden daha az sayıda kadın çalışan görev yapıyor? İnsanların çoğunda, makine sektörünün “ağır iş” olduğuna yönelik bir algı var. Dolayısıyla bu alanda, öteden beri erkek çalışanların egemenliği sürüyor. Çalışma hayatındaki kadınlarsa daha çok iş yükünün nispeten daha hafif olduğu sektörlerde yer almayı tercih ediyor. Öte yandan kadınların yapabilecekleri işler de toplum tarafından hafife alınıyor ve/veya kadınların ataerkil toplumdaki yeri maalesef sınırlı bir çalışma alanıyla sabit tutulmaya çalışılıyor.

Yoğun bir iş temposuna sahip olan makine sektöründeki başarınızı neye borçlusunuz? Ürünlerimizin kalitesi, kazandığımız başarıyı belirleyen en önemli ölçüttür. Kaliteyi yüksek tutarak müşteri memnuniyeti ve istikrarını sağlamak,

Makine imalat sektöründe daha fazla kadın çalışan ve yönetici görmek için neler yapılabilir? Firmamızın da faaliyet gösterdiği şehir olan Konya’da aile firmaları çoğunluğu oluşturuyor. Bu noktada, makine sektöründe daha fazla kadın

çalışan/yönetici görmek için öncelikle söz konusu aile firmalarında kadınların erkeklerle aynı seviyede değerlendirilmesi ve ayrımcılık uygulanmaması gerekiyor. Diğer yandan kadın çalışanlar için meslek odalarıyla işbirliği içerisinde çeşitli eğitim programları düzenlenebilir; bu sayede kadınların makine sektörünü tanıması ve olası önyargılardan kurtarılması sağlanabilir. Sektörünüzle alakalı olarak dünyada durum nasıl? Türkiye’de makine sektöründe daha mı az kadın çalışan/yönetici bulunuyor? Dünya firmalarına baktığımızda çalışan veya yönetici ayırt edilmeksizin homojen bir dağılım görüyoruz. Kadın ve erkek çalışanlar arasında birbirine yakın oranlar mevcut. Kadın yönetici ise sadece makine sektöründe değil, Türkiye’deki tüm sektörlerde oldukça az sayıda. Diğer kadın çalışanlara ve yöneticilere ne gibi tavsiyelerde bulunmak istersiniz? Yaptığımız işte ne kadar iyi olursak, bizlere söylenen her söze, gösterilen her davranışa ve karşılaştığımız her türlü dirence başarılarımızla cevap verebiliriz. Bu, hem en güzel cevap hem de diğer kadınlar için önemli bir dayanak olur. Kişisel olarak, karşımda, benden önce yöneticilik sorumluluğu üstlenmiş birçok saygı değer örnek var. Onları örnek aldığım, farklı bakış açıları kazanabildiğim, kendimden emin olduğum ve yaptığım işi sevdiğim sürece kazandığım başarının devamının geleceğine inanıyorum. Bu noktada kadınlara, seslerini çıkartmaktan çekinmemelerini tavsiye edebilirim. Kadınların fikirleri geleceğin fikirleri, geleceğin ışığı ve geleceğin başarıları olacaktır. 73 • HAZİRAN 2018


AR-GE MERKEZİ

“TÜRKİYE’NİN BİLGİ BİRİKİMİNE KATKI SUNMAYI AMAÇLIYORUZ” KATMA DEĞERİ YÜKSEK YAZILIM SEKTÖRÜYLE BİRLİKTE, FARK YARATAN ORTAK PROJELER GELİŞTİRDİKLERİNİ SÖYLEYEN AKYÜREK MAKİNE AR-GE MERKEZİ DİREKTÖRÜ CÜNEYT AKDENİZ, “2018 YILININ SONUNDA EN AZ İKİ PATENT VE ALTI FAYDALI MODEL BELGESİ ALMA HEDEFİMİZ VAR. HÂLİHAZIRDA YÜRÜTTÜĞÜMÜZ BİR PROJEYLE AVRUPA PATENTİ’NE SAHİP OLMAYA HAK KAZANDIK. UZUN VADEDE HEDEFİMİZ, TÜM ÜRÜNLERİMİZİN AVRUPA PATENTİ ALARAK DÜNYA GENELİNDE KABUL GÖRMESİ” DİYOR.

D

ünyanın hızla dijitalleşmesi ve Nesnelerin İnterneti gibi kavramların hızla yaygınlaşmasının hemen her sektörde değişim ve dönüşüm süreçlerini tetiklediğini aktaran Akyürek Makine ArGe Merkezi Direktörü Cüneyt Akdeniz, “Endüstri 4.0’ın her yerde konuşulduğu günümüzde, genlerinde yenilikçilik ve öncülük olan firmamızın da bundan uzak durması düşünülemezdi. Ulusal ve uluslararası arena hızla değişip gelişiyor. Dolayısıyla kurallar da sürekli yenileniyor. Akyürek Makine de sürekli yenilenen kurallara hızla reaksiyon göstermek ve pazar liderliğini sürdürmek istiyor. Teknolojiyi ve bilimi takip ederek dünyadaki paralel ilerlemelere adapte olabilmek ve bunların firma kültürüne uyarlanmasını sağlamak, firmamız için vazgeçilmez bir unsur. 2016 yılının sonunda hazırladığımız dijital dönüşüm stratejilerinin en önemli ayağını Ar-Ge merkezi kurma çalışmaları oluşturuyordu. Bu çerçevede Ar-Ge merkezi olmak için çalışmalara başlayarak, hedeflediğimiz sürede amacımıza ulaştık” diyor. 2017 yılının Temmuz ayında Bilim, Sanayi ve Teknoloji

• 74


AKYÜREK MAKİNE

“ULUSAL VE ULUSLARARASI AKADEMİK İŞ BİRLİKLERİYLE KENDİMİZİ SÜREKLİ YENİLİYORUZ.”

Bakanlığı tarafından tescillenerek Ar-Ge merkezi olma unvanını aldıklarını söyleyen Akdeniz, tamamen yerli üretim yapan firmalarının Ar-Ge, Ür-Ge, proje geliştirme, ulusal ve uluslararası iş birlikleri kurma ve fikri mülkiyet hakları yönetimiyle Türkiye’nin bilgi birikimine katkı sunmayı ilke edindiğinin de altını çiziyor. Akdeniz, bu ilke doğrultusunda sektörünün öncüsü olan Akyürek Makine’nin gerçekleştirdiği ulusal ve uluslararası akademik iş birlikleriyle sürekli kendini yenilediğini vurguluyor. Ar-Ge merkezlerinde yürüttükleri çalışmalarla,

firmalarının, dünyanın en prestijli markaları arasında yerini sağlamlaştırarak Türk Malı imajını güçlendirmeyi hedeflediğini de kaydeden Akdeniz ile Akyürek Makine’nin çalışmaları ve geleceğe yönelik projeleriyle ilgili detaylı bir söyleşi gerçekleştirdik. Ar-Ge merkezinizin yapısı ve faaliyetleri hakkında bilgi alabilir miyiz? Çalışmalarınız ağırlıklı olarak hangi alana yönelik? Ar-Ge merkezimizde toplam 27 kişi görev yapıyor. Merkez direktörlüğü, mekanik tasarım, elektrik/elektronik

tasarım bölümleriyle birlikte, uygulama ve test bölümlerimiz mevcut. Son dönemde, fikri ve sınai haklarla ilgili bir arkadaşımızı görevlendirerek, tüm patent ve faydalı model gibi çalışmaları ile teşvik başvurularını buradan takip etmeye başladık. Akyürek Makine Ar-Ge Merkezi’nin hedefi, Endüstri 4.0’a uygun ve doğaya dost makineler imal etmektir. 4 Temmuz 2017’de faaliyete geçen merkezimiz 2017 faaliyet yılında biri TEYDEB destekli olmak üzere altı projeyi, 2018 yılının ilk çeyreğinde de iki projeyi başarıyla tamamladı. Fikri mülkiyet haklarıyla

75 • HAZİRAN 2018


AR-GE MERKEZİ

ilgili olarak Türk Patent Enstitüsü (TPE) nezdinde çalışmalarımızı koruma altına almaya da başladık. Halen biri TEYDEB destekli olmak üzere beş projemizi sürdürürken, üç projemizde de literatür araştırma aşamasına geldik. Çalışmalarımız, kendi sektörümüz olan hasat sonrası hububat, bakliyat, tohum ve yağlı tohum işleme konuları başta olmak üzere sektörümüzden bağımsız olarak da devam ediyor. Hedeflerimiz arasında savunma sanayisi için projeler geliştirmek de yer alıyor. Ayrıca TÜBİTAK desteğiyle

“AR-GE MERKEZİMİZİN TEMEL HEDEFİ, ENDÜSTRİ 4.0’A UYGUN VE DOĞAYA DOST MAKİNELER İMAL ETMEK.” • 76

yapmayı planladığımız projelerimiz de bulunuyor. Bunlardan bir tanesi “Teması Değişebilir Sanal Gerçeklik Simülatörü ve Tematik Sergi Alanı Tasarlanması ve Prototip Üretimi”dir. Bu projeye, Mersin Teknopark’ta bulunan ve kendi yazılımlarını üreten yazılım şirketimizle başvurduk. Proje için Mersin Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi ve İstanbul Kültür Üniversitesi olmak üzere dört farklı üniversiteden 20’den fazla akademisyenle birlikte çalışıyoruz. Ar-Ge merkezimiz aynı zamanda Sürekli İnovasyon Merkezi (SİM) haline getirildi. Ortaklar, çalışanlar, satış, montaj ve müşterilerden gelen geri bildirim ve/veya öneriler bu merkezde toplanıyor. Bildirimler WhatsApp ve CRM üzerinden gönderilirken, gelen bildirimler haftalık olarak değerlendirilerek konularına ayrılıyor

ve süreçle ilgili ise yönetim sistemleri bölümüne, makine/prosesle ilgili ise Ar-Ge merkezine ve/veya Akyürek Ar-Ge şirketine yönlendiriliyor. SİM’e gelen her türlü bildirim karşılığında bildirim sahibi SİM’li yıldız topluyor; bronz, gümüş ve altın SİM’lerden oluşan yıldızlar karşılığında da ödül programına dâhil olunuyor. Ar-Ge merkezimizde bu yolla gelen bildirimlerle makine, proses ve süreç iyileştirmeleri, maliyet düşürme projeleri yapılıyor. Merkezinizin ilgili devlet kurumlarıyla koordinasyonu hangi düzeyde? Devlet kurumlarının Ar-Ge uygulamalarına yönelik destekleriyle ilgili düşüncelerinizi paylaşır mısınız? Bilim Teknoloji Genel Müdürlüğü, Sanayi İl Müdürlüğü, KOSGEB, TÜBİTAK, Türkiye

Kamu-Üniversite-Sanayi İşbirliği, Mersin Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi ve üniversiteler olmak üzere çeşitli kurum ve kuruluşlarla çalışıyoruz. Bölgemizde Ar-Ge bilincinin yaygınlaştırılması konusunda aktif olarak görev yapıyoruz. Çeşitli platformlarda Ar-Ge’nin önemini ve Ar-Ge merkezi kurmanın yöntemlerini anlatıyoruz. Devlet kurumlarımızın Ar-Ge uygulamalarına yönelik desteklerini yakından takip ediyoruz. Kurumların destek, teşvik ve proje faaliyetleriyle ilgili çalışmalarını yürütmek için kurulmuş bir birimimiz de mevcut. Başta Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olmak üzere Ekonomi Bakanlığı ile bakanlıklara bağlı KOSGEB, TÜBİTAK ve ihracatçı birliklerinin Ar-Ge merkezimizde uygulayabileceğimiz tüm desteklerini takip ediyoruz. Fark yaratamayan şirketlerin zaman içinde sıkıntı yaşayacaklarını düşüyoruz. Ar-Ge bilincinin gelişmesi, Ar-Ge yatırımlarının artması için teşvikleri oldukça önemli buluyoruz. Aslında teşvikler olmasa da bu tür yatırımların artması ülkemiz ve özel şirketler için oldukça önemli. Akyürek’in yazılım firması olmasına rağmen ana şirketimiz olan makine firmamızla organik bağı olduğu için ortak projelerde kullanamıyoruz ve kendi yazılımımızı geliştirebileceğimiz halde yurt dışından yazılım almak zorunda kalıyoruz. Konuyu KOSGEB’de yaptığımız toplantıda da dile getirdik. Sadece mekanik çözümlerin yer aldığı projeler artık kalmadı, dolayısıyla projeler yazılımla da desteklenmeli. İlgili makamların bu konuda düzenleme getirmesi ve yazılım şirketi olan firmalara kolaylık sağlaması gerektiğini düşüyoruz. Birçok üniversiteyle yaptığımız iş birlikleri


AKYÜREK MAKİNE

çerçevesinde proje yürütme çalışmalarımız da devam ediyor. Sanayi ve Ar-Ge projeleriyle üniversitelerimizdeki değerli bilgileri sanayiye uygulayarak, teorideki bilgileri pratiğe aktarıyoruz ve gerçekleştirdiğimiz bu çalışmalarla birçok akademik makale ve teze konu olmayı hedefliyoruz. Hizmet alanınız içinde patent ya da faydalı model başvuru sayılarında artış gözlenmesini bekliyor musunuz? Kısa, orta ve uzun vadeli hedefleriniz nelerdir? Yaptığımız çalışmaların tasarımlarının tamamı bize ait ve TPE nezdinde koruma altında. Ar-Ge merkezimizde gerçekleştirdiğimiz çalışmalarla ilgili olarak patent, faydalı model ve endüstriyel tasarım sayılarımızda her geçen gün artış yaşanıyor. 2018 yılının sonunda en az iki patent ve altı faydalı model belgesi alma hedefimiz var. Hâlihazırda yürüttüğümüz bir projeyle Avrupa Patenti’ne geçmeye de hak kazandık. Hedeflerimiz arasında tüm projelerimizin istemlerinin yeni bulunması ve tescil edilmesi yer alıyor. Uzun vadede hedefimiz, tüm ürünlerimizin

Avrupa Patenti’ne geçerek tüm ülkelerde kabul görmesidir. Ar-Ge merkezi yatırımları ve çalışmaları için ne kadar bütçe ayırdınız? Gelecek dönem içinde merkeze yönelik yatırımlarınız sürecek mi? Mevcut 340,6 metrekarelik alanımızı; proses geliştirmeleri yapmak ve geliştirdiğimiz makineleri proses içinde test etmek için Ar-Ge merkezimizi büyütmek istiyoruz. Ar-Ge merkezi alanını 3,5 kat artırarak 1170 metrekareye çıkarmayı hedefliyoruz. Öte yandan Ar-Ge merkezi harcamalarımızı 2017 yılında net satışlara göre yüzde 32,8 oranında artırdık. 2018 yılı hedefimiz 2017’ye göre ez az yüzde 50 oranında bir artışı sağlamak. Bunun yanında personel yatırımlarımız da sürekli artıyor. Kadromuzda bulunan üç arkadaşımız yüksek lisansa başladı ve tezlerini de tez hocalarıyla birlikte merkezimizde yapıyor. 2018 ve 2019 yılında yatırımlarımızı daha çok sektör dışındaki konulara ve özellikle Ar-Ge şirketimizle birlikte geliştirilecek projelere kaydırmayı planlıyoruz.

Üretimin katma değerini artırabilmek, pazara sunulan ürünlere değer katmak açısından Ar-Ge’nin önemi nedir? Türkiye’de firmaların daha fazla Ar-Ge’ye yönelmesini sağlamak için hangi adımlar atılmalı? Bunun için imalat sanayisinin rekabet avantajı sağlaması ve katma değeri yüksek yazılım sektörüyle birlikte fark yaratan ortak projeler üretmesi gerekiyor. Öncelikle kardeş kuruluşların önünde bulunan engeller kaldırılmalı; yazılımcılara sağlanan teşvikler farklılaştırılmalı, yurt içi ve yurt dışı işbirlikleri güçlendirilmeli; fark yaratan katma değeri yüksek ürünler için talebin oluşması beklenmeden talebi oluşturacak projeler gerçekleştirilmeli. Bununla birlikte, ülkemizdeki girişimci ve KOBİ’lerin güçlenerek büyümesini amaçlamayan, TÜSİAD ve TÜRKONFED’in BORGİP Projesi gibi projelerle öncelikle KOBİ’lerimize Ar-Ge yatırımın önemi anlatılmalı. Üniversitelerimizde ise “tasarım odaklı düşünme” ve “eleştirel düşünme” gibi teknikleri öğretmeli; analitik düşünen gençler ve ortak çalışma bilincine sahip nesiller yetiştirmeliyiz.

CÜNEYT AKDENİZ

AKYÜREK MAKİNE AR-GE MERKEZİ DİREKTÖRÜ

“BÖLGEMİZDE AR-GE BİLİNCİNİN YAYGINLAŞTIRILMASI KONUSUNDA AKTİF OLARAK GÖREV YAPIYORUZ.”

77 • HAZİRAN 2018


AKADEMİK

“MESLEKİ VE ETİK SORUMLULUK SAHİBİ MÜHENDİSLER YETİŞTİRİYORUZ” ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜM BAŞKANI PROF. DR. ZEKERİYA ALTAÇ, “MESLEĞİNİN GEREKTİRDİĞİ BİLGİ VE BECERİLERLE DONATILMIŞ, ULUSAL VE ULUSLARARASI DÜZEYDE GÖREV YAPABİLECEK, MESLEKİ VE ETİK SORUMLULUK SAHİBİ, ÇEVREYE VE TOPLUMA DUYARLI MAKİNE MÜHENDİSLERİ YETİŞTİRME MİSYONUYLA HAREKET EDİYORUZ” DİYOR.

E

skişehir Osmangazi Üniversitesi, Makine Mühendisliği Bölümü, 1970 yılında önce Eskişehir Devlet Mühendislik Mimarlık Akademisi (DMMA) bünyesinde kurularak eğitim, öğretim ve araştırma faaliyetlerine başladı. 1982 yılında 2547 sayılı YÖK Kanunu ile Eskişehir DMMA bünyesindeki bölümler Anadolu Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi çatısı altında toplandı. Son olarak bölüm, 1993 yılında 496 sayılı KHK ile Anadolu Üniversitesi ikiye ayrıldığında, yeni kurulan Osmangazi Üniversitesi’nin Mühendislik Mimarlık Fakültesi bünyesinde faaliyetlerini sürdürmeye başladı. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Zekeriya Altaç, “Bölümümüzün ismi yeni olsa da, neredeyse 50 yıla yakın bir süreden beri ülkemiz sanayisine makine mühendisi yetiştiriyoruz. Bölümümüzün kuruluşunda öncelikli hedefi, sanayileşme hamlesi içinde olan ülkemizin ihtiyaç duyduğu kaliteli makine mühendisleri yetiştirmek olarak belirlendi. 1974’ten bu yana 3 bin civarında makine mühendisi • 78

mezun ettik. Bölümümüzde normal ve ikinci öğretimde 650’şer öğrenci olmak üzere toplam 1300 öğrenci eğitim görüyor. Ayrıca 143 yüksek lisans ve 62 doktora öğrencimiz mevcut” diyor. Altaç, bölümün hedefleri ve hâlihazırda sürdürdüğü çalışmaları Moment Expo okurlarına anlattı. Kuruluşundan bugüne bölümünüzdeki gelişim ve değişimi nasıl özetlersiniz? Daha iyiye ulaşma noktasında önceliği hangi konulara verdiniz? Şartlar ve ihtiyaçlar zaman içerisinde bir takım değişiklikleri gerekli kılıyor. Bölümümüzde, bu zaman zarfında, mekanik,

termodinamik, enerji, konstrüksiyon ve imalat, makine teorisi ve dinamiği olmak üzere beş ana bilim dalı oluşturuldu. Bu anabilim dalları altında ise eğitim-öğretim faaliyetlerine yönelik malzeme, ısı tekniği, takım tezgâhları, hidrolik makineler, motor ve motorlu taşıtlar laboratuvarlarımız hayata geçirildi. Söz konusu laboratuarlarımızda son sınıfta Makine Lab. (I) ve Makine Lab. (II) derslerinde temel konuların deneyleri yapılıyor. Kuruluşunda bina ve laboratuvar alt yapısı olmayan bölümümüzde, 1970 ve 1980’li yıllarda eğitim-öğretim ve bina/laboratuvar alt yapısı sürekli geliştirildi. Araştırma laboratuvarlarımız son 10 yılda kurularak

modern ekipmanlarla donatıldı. Şu an bina ve tesis altyapımızla ilgili eksiklerimiz giderilmiş olsa da, eğitim-öğretim laboratuvarlarımızın bazı teçhizatını modernize etme zamanı geldi. Kuruluşu takip eden yıllarda öğretim üyesi eksikleri İTÜ ve ODTÜ’den günlük öğretim üyeleri görevlendirmeleriyle sağlanıyordu. Bunun üzerine, burslu olarak yurt dışında doktora yapanların öğretim üyesi olarak transferi sağlanarak bölüm kadrosu güçlendirildi. Son 20 yılda, sanayide ve imalat sektöründe yaşanan gelişmeler, çok iyi derecede dil bilen mühendislere ihtiyaç olduğunu ortaya koydu. Bu amaçla da lisans eğitiminde 2008-2009


ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ

PROF. DR. ZEKERİYA ALTAÇ ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜM BAŞKANI

akademik yılından itibaren asgari yüzde 30 oranında (ders kredileri bazında fiilen derslerin yüzde 38’i) zorunlu İngilizce eğitim verilmeye başlandı. İngilizce yeterlilik sınavını geçemeyen öğrencilerimiz için bir yıl süreli İngilizce hazırlık programımız halen zorunludur. Akademik kadronuzun uzmanlık alanları hakkında bilgi verir misiniz? Bölümümüzde halen altı profesör, beş doçent, 12 doktor öğretim üyesi, bir öğretim görevlisi doktor ve sekiz öğretim elemanı ile üç laboratuvar teknisyeni görev yapıyor. Öğretim üyelerimizin uzmanlık alanları ise geniş bir alana yayılıyor. Öğretim üye ve elemanlarımızın uzmanlık alanları, genel başlıklarıyla, güneş/rüzgâr/nükleer enerji ve uygulamaları, otomotiv, robotik, mekanik, ısı transferi, akışkanlar dinamiği, tesisat, iklimlendirme, malzeme bilimi ve malzeme geliştirme, yakıtlar ve yanma gibi konuları kapsıyor. Eğitim konularını oluştururken sanayiden gelen talepleri de dikkate alıyor musunuz? Teorik eğitimlerle pratik arasındaki dengeyi nasıl sağlıyorsunuz? Bölümümüzde, mesleğinin gerektirdiği bilgi ve

becerilerle donatılmış, ulusal ve uluslararası düzeyde görev yapabilen, mesleki ve etik sorumluluk sahibi, çevreye ve topluma duyarlı makine mühendisleri yetiştirme misyonumuzun gereği olarak; verdiğimiz lisans ve lisansüstü eğitim-öğretim müfredatını çağdaş ve güncel tutmaya özen gösteriyoruz. Bölümümüzün eğitim-öğretim programları ve ders müfredatlarını güncellerken, önemli paydaşlarımız olan mezunlarımız ve sanayicilerin de görüşlerini göz önüne alıyoruz. Bu bakımdan, Eskişehir Sanayi Odası ve mezunlarımızla sürekli iletişim halindeyiz. Öğrencilerimizin birinci ve ikinci sınıftaki bazı laboratuvarlı dersleri haricinde,

uygulamalı çalışma yapmaya en uygun ve hazır olduğu dönem son sınıftır. Öğrencilerimiz, son sınıfta Makine Lab. (I) ve Makine Lab. (II) derslerinde, teorik konularda öğrendiklerini deneysel olarak gerçekleştirme olanağı buluyor. Ayrıca makine mühendisliği öğrencilerimiz, Makine Mühendisliğinde Tasarım (I) ve (II) derslerindeki bilgilerle geçmiş derslerindeki bilgilerini birleştirerek, bir mekanik ve bir ısıl tasarım projesi yapmakla mükellefler. Böylece öğrencilerimiz, mesleki yeteneklere sahip, yaratıcı ve girişimci bireyler olarak; yeni teknoloji ve/veya ürün geliştirebilme, yaşam boyu öğrenme, araştırma yetenekleriyle mühendislik problemlerini tanımlayıp çözmekte

“BÖLÜMÜMÜZDE HALEN ALTI PROFESÖR, BEŞ DOÇENT, 12 DOKTOR ÖĞRETİM ÜYESİ, BİR ÖĞRETİM GÖREVLİSİ DOKTOR VE SEKİZ ÖĞRETİM ELEMANI İLE ÜÇ LABORATUVAR TEKNİSYENİ GÖREV YAPIYOR.” 79 • HAZİRAN 2018


AKADEMİK bilimsel yaklaşım kullanma, çevre, ekonomi ve etik boyutlarını da göz önüne alarak rasyonel çözümler üretebilme becerileri kazanıyorlar. Teorik eğitimler haricinde Ar-Ge ve yenilikçiliğe önem veren bir eğitim kurumu olarak öğrencilerinize sunduğunuz teknik olanaklar konusunda neler aktarmak istersiniz? Kütüphanemizde, okuma salonlarından aynı anda 700 kişi yararlanabiliyor. Yine kütüphanemizde basılı kitap sayısı yaklaşık 75 bin adettir. Süreli yayın bölümünde 1560 başlık ve 122 bin 893 sayı bulunuyor. Ayrıca öğrencilerimiz, kütüphanemizde kablosuz network sistemiyle İnternete erişim olanağına sahip. Böylece, öğrencilerimizin mevcut veri tabanlarından erişilebildiği kitap sayısı 60 bin iken, elektronik dergilerden ulaşılan süreli yayınların sayısı ise 45 bin dolayındadır. Ayrıca üniversitemizin altı adet basılı yabancı süreli yayın ve 84 adet Türkçe süreli yayın aboneliği bulunuyor. Bununla birlikte, fakültemiz bünyesinde ders/ders dışı kullanımlar için tahsis edilmiş aynı anda 440 kişiye hitap edebilen bilgisayar laboratuvarları da mevcut. Bölüm laboratuvarlarımız son sınıf öğrencilerinin dersleri kapsamında çeşitli deneyler yapmasına da açıktır. Makine mühendisliği eğitimi almak isteyen bir öğrencinin Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’ni seçmesindeki temel nedenleri sıralayabilir misiniz? Öncelikle, 50 yıla yakın bir süredir makine mühendisliği eğitimi veren köklü bir eğitim kurumuyuz. Eğitim ve laboratuvar altyapımızın, makine mühendisliğinin her alanında uzmanlığa sahip yeterli sayıda eğitim üyesi kadromuzun • 80

da tercih sebebi olduğunu düşünüyoruz. Raylı sistemler ve havacılık kümelenmesinin yanı sıra Eskişehir’de faaliyet gösteren Türkiye’nin büyük sanayi kuruluşlarının varlığı ve üniversitemizin de bu kurumlarla işbirliği içinde olması ise bir diğer tercih unsurudur. Anadolu Üniversitesi ile beraber yaklaşık 100 bin civarında öğrencinin öğrenim gördüğü Eskişehir, öğrenci dostu bir kent olarak biliniyor. Üniversite öğrencilerine yönelik çok sayıda yurt ve apartların varlığıyla barınma yeri bulamama gibi bir problemimiz de yok. Eskişehir’de gençlere hitap eden sosyal ve kültürel faaliyetler de öğrencilerin boş zamanlarını değerlendirmelerine olanak sağlıyor. Yurt dışı öğrenci değişim programları çerçevesinde öğrencilerinize ne tür imkânlar sunuyorsunuz? Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Avrupa Mühendislik Eğitimi Birliği’ne (SEFI) üye olan ilk dört üniversiteden biridir. Üniversitemiz ve bölümümüz Avrupa üniversiteleriyle öğrenci ve öğretim elemanı değişiminin yapıldığı Erasmus Programı’na da dâhildir. Bölümümüzün İtalya, İspanya, Romanya, Estonya, Litvanya ve Polonya’daki belirli üniversitelerle ikili öğrenci değişimi anlaşmaları da mevcut. Bu anlaşmalar

bağlamında her yıl 25-30 öğrencimiz söz konusu değişim programından yararlanıyor. Makine mühendisliği öğrencileri sanayi ile koordineli çalışma yapma şansına sahip mi? Sağladığınız staj olanakları nelerdir? Bölümümüzün TEI, Arçelik ve Eczacıbaşı ile co-op staj anlaşmaları var. Öğrencilerimiz bu anlaşmalar kapsamında stajın yanı sıra Eskişehir’deki sanayi işletmelerinde endüstri odaklı bitirme tezi de yapabiliyor. Co-op anlaşması olmayan kurum ve kuruluşlarla da, co-op benzeri proje esaslı bitirme tezleri hazırlayabiliyorlar. Öğrencilerimizin önemli bir kısmı, ikamet ettikleri ilde staj yapmak istiyor; Eskişehir’de staj yapmak isteyen öğrencilerimizin bir kısmı ise Eskişehir Sanayi Odası’na bağlı kuruluşlarda sağlanan staj yerlerinde stajlarını tamamlayabiliyor. Nadiren de olsa staj yeri bulamayan öğrencilerimize, bölümümüz staj komisyonu yardımlarıyla staj yerleri temin edilebiliyor. Bölümünüzde gerçekleştirdiğiniz veya gerçekleştirmeyi planladığınız sanayi projeleriyle ilgili bilgi verir misiniz? Bölümümüz çok sayıda kamu ve özel kurum ve kuruluşla

ortaklaşa SANTEZ, TÜBİTAK TEYDEB, BAP destekli projeler gerçekleştirdi ve halen devam eden projelerimiz de mevcut. Bölümümüzün araştırma faaliyetlerinden bir kısmından söz etmem gerekirse; Katmanlı İmalat, Yüksek Fonksiyonel Verim için Sifon Hazne Tasarımlarının CFD ile Çözümlenmesi, Mini Mikro Kondenser Geliştirme, Eskişehir’de Enerji Üretimi Amaçlı Rüzgâr Hız ve Güneş Işınım Potansiyellerinin Tespiti ve Analizi, Elektron Bombardıman Kaynağı (EBK), TIG ve Lazer Kaynaklı ALLVAC 718 Plus Süper Alaşımında Soğuk ve Sıcak Çatlama Hassasiyetinin Belirlenmesi, Mikroalaşımlı Çeliklere Uygulanan Farklı Yüzey ve Isıl İşlemlerin Mekanik Özelliklere Etkilerinin Araştırılması, Ultrasonik Yardımlı Tornalama İşleminin Deneysel Olarak İncelenmesi, Yeni Nesil Temel Eğitim Uçağı İniş Takımları Geliştirme, Düşük Reynolds Sayılarında Kare Kesitli Silindirden Üç Boyutlu Isı Transferi, Mini Mikro Boyutlu İçiçe Borulu Isı Değiştiricilerde Performans İncelemesi, Na-Soğutmalı Nükleer Reaktörlerde Kaza Anı Termo Hidrolik Analizi, Hava Yönlendirici Kanat Üzerindeki Buzlanma Önleyici Deliklere Uygulanan Köşe Yuvarlatma İşleminin Akışa Etkisinin Araştırılması, Isı Pompalı Şofben Tasarımı, Robotik Depolama ve Raf Sistemi, Gerçek Zaman Ölçümlerine Dayalı Bilgisayar Kontrollü Geri Beslemeli Otomatik Köklendirme Sisteminin Tasarımı, Geliştirilmesi ve Karadutun Çoğaltılmasında Test Edilmesi, Biodizel Katkılı Çok Düşük Sülfürlü Dizel Yakıtın Yakıt Pompa Common Rail Malzemesi Üzerinde Yağlama ve Aşınma Özelliklerinin İncelenmesi, Elektromekanik Empedans


ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ

Spektroskopi Yöntemi ile Katoforez Elekro-Kaplama Sistemlerinin Optimizasyonu, Kayma Altında Katılaşan Sıvı Takviyeli Zırh Kumaşının Seramik Toz Katkıları ile Balistik Açıdan Geliştirilmesi, Ti6Al4V Alaşımının WC-Co Karbür Takımlar ile Talaşlı İmalatının İyileştirilmesi, Çelik Yüzey Özelliklerini Geliştirmek İçin PTA ile Yenilikçi Kaplama İncelenmesi, Metalurjik Amaçlı Kriyojenik Sistem Tasarım İmalat ve Uygulamaları, Yüzeyi PTA Plazma Transferli Ark Kaynak Yöntemi ile Alaşımlandırılmış AISI 5115 Çeliğinin Mikroyapı ve Aşınma Özelliklerinin İncelenmesi, Öğütülmüş Mg Esaslı Hidrojen Depolayıcı Tozların Rietveld Analizi ile Yapısal İncelemesi, Mekanik Alaşımlandırma Yöntemiyle Metalik Cam Üretimi, Toz Metalurjisi Yöntemiyle Yüzeyi Gözenekli NiTi Alaşımı Kaplanmış İmplant Malzeme Üretimi, TIG Yöntemiyle Yüzey Özellikleri Geliştirilmiş AISI 8620 Çeliğinde Mikroyapı ve Aşınma Davranışının İncelenmesi, Tornalama İşleminde Tırlama Titreşimlerinin Deneysel ve Sayısal Olarak Araştırılması ve Tırlama Titreşimlerinin Önlenmesi, Takım Tezgâhlarında Tırlama Titreşimlerinin Kararlılık Analizi, Tırlama Titreşimlerinde Kesme Geometrisi Malzeme Türünün Etkilerinin Araştırılması, Gaz Türbinli Uçak Motorlarındaki Türbin Kanatçıklarının Yapısal ve Dinamik Optimizasyonu, Ötektoid Altı Çelik Malzemelerde Borlama Sonucu Oluşan Yüzey Tabakasının Aşınma ve Faz Özelliklerine Karbon Oranının Etkisi, Fotovoltaik Güneş Enerjisi Santrali ve Ölçüm İstasyonu Kurulumu şeklinde ana başlıkları altında toplanabilir.

Türkiye’deki sanayi kuruluşlarının üniversitelere bakışını nasıl yorumluyorsunuz? Gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında nasıl bir algı farklılığı gözlemliyorsunuz? Sanayi kuruluşlarımızın üniversitelerle ilişkisi SANTEZ, KOSGEB, TEYDEB gibi faaliyetlerin başlatılmasından önce son derece kopuk ve cılızdı. Üniversiteler açısından bakıldığında sanayi ile ortak proje yapmayı güçleştiren yasal mevzuatlarla uzun ve meşakkatli prosedürler, işbirliği gerçekleştirmeyi zorlaştıran en büyük engeller arasındaydı. Ancak özellikle son 10 yılda hükümetler tarafından yapılan yasal düzenlemelerle kamu kurum ve kuruluşları tarafından sağlanan önemli mali Ar-Ge destekleri, sanayi kuruluşları ve üniversitelerin ortak çalışma yapmalarını teşvik edici bir unsur oldu. Üniversitelerle işbirliğinin artışına paralel olarak, ulusal

ve uluslararası patent ve faydalı model sayılarında da belirgin artışlar gözleniyor. Türk sanayicisinin üniversitelerle olan ilişkileri gelişme göstermesine rağmen henüz ABD ve Avrupa’daki düzeyde değildir. Sanayi sektöründe, üniversiteleri zaman zaman proje ve teçhizat desteği almak için bir araç olarak gördükleri izlenimine kapıldığımız, hatta destek sağlanan projelerde de üniversitedeki danışmanların işi bitirmesi beklentisinin hâkim olduğunu gözlemliyoruz. Sanayi kuruluşlarının üniversitelerle işbirliği yapabilmesi için nitelikli, doktoralı Ar-Ge mühendisleri istihdam etmesi ve sektöre özgü araştırma altyapısını sağlaması gerekiyor. Sanayiciler, üniversitelerle birlikte yaptıkları ortak çalışmalardan bilgi birikimi yaratma becerisi elde ettikçe, üniversitelere daha fazla güven duyulacağı ve ortak çalışma isteği ve eğiliminin artacağını düşünüyoruz.

“BÖLÜMÜMÜZ ÇOK SAYIDA KAMU VE ÖZEL KURUMKURULUŞLA ORTAKLAŞA SANTEZ, TÜBİTAK TEYDEB, BAP DESTEKLİ PROJELER GERÇEKLEŞTİRDİ VE HALEN DEVAM EDEN PROJELERİMİZ DE MEVCUT.”

81 • HAZİRAN 2018


KAMPÜS

“MAKİNE SEKTÖRÜNÜN GELİŞİMİ İÇİN BİZLERE DE ÖNEMLİ GÖREVLER DÜŞÜYOR” ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİ, DONANIMLI BİR EĞİTİM KADROSUNA SAHİP KÖKLÜ BİR KURUMDA EĞİTİM GÖRMENİN, KENDİLERİNE ÖNEMLİ AVANTAJLAR SAĞLADIĞINI BELİRTİYOR.

T

ürk makine sektörünün her geçen yıl daha fazla gelişme kaydettiğini söyleyen Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü öğrencileri, yakalanan başarının sürdürülebilir hale gelmesinde, kendileri gibi genç mühendis adaylarına önemli görev ve sorumluluklar düştüğünün altını çiziyor.

FURKAN YEŞİL

MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 3. SINIF ÖĞRENCİSİ

“BÖLÜMÜMÜZ DONANIMLI BİR EĞİTİM KADROSUNA SAHİP” “Problem çözmek benim için her zaman heyecan verici bir uğraştı. Mühendislik, fiziğin doğasını anlamak ve problem çözmek ise bana aşkla yapabileceğim bir meslek sunuyordu. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’ni İstanbul’dan sonra bilinilirliği • 82

ve gelişmiş bir sanayiye sahip olması nedeniyle tercih ettim. Aynı zamanda ağabeyimin de makine mühendisi olması ve bölümün köklü geçmişi kararımda etkili oldu. Donanımlı eğitim kadrosu, teknik gereksinimlerimi karşılamamda bana güzel fırsatlar sundu. Teknik bilginin pratikle harmanlanması konusunda ise kat etmemiz gereken biraz daha mesafe var diye düşünüyorum. Akışkanlar mekaniği ve ısı transferi dersleri, üç yıllık öğrenim hayatımda beni en çok heyecanlandıran dersler oldu. Uçak ve insansız hava araçlarına olan ilgim nedeniyle yapısal analiz, aerodinamik tasarım ve uçuş mekaniği alanlarında uzmanlaşmak istiyorum. Mezuniyet sonrası uzmanlaşmak istediğim alanlardan birinde yüksek lisans ve doktora yapmak niyetindeyim. Şartların uygun olması durumunda doktoramı yurt dışında tamamlayıp sahip olduğum donanımla çalışmak istiyorum. Türk makine sektörünün dışarıya yansıyandan çok daha gelişmiş bir noktada olduğunu düşünüyorum. Ancak teknoloji üretmek ve var olan

teknolojiyi geliştirmek konusunda gelişme kaydetmemiz gerekiyor. Makine sektörünün ilerleyen yıllarda uluslararası markalar yaratarak önemli başarılar yakalayacağına inanıyorum. Bu süreçte biz genç mühendis adaylarına da çok iş düşüyor ve genç bir ülke olarak bunları başaracak kapasitedeyiz.”

daha da fazla ağırlık verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Isı, enerji ve havacılık alanlarında uzmanlaşmak ve mezun olduktan sonra bir savunma sanayisi şirketinin Ar-Ge departmanında çalışmak istiyorum. Türk makine sektörünün her yıl daha da geliştiğini düşünüyorum. Ar-Ge’ye yapılan yatırımlar, ihracat yüzdeleri gibi faktörler de dikkate alındığında bu gelişim çok daha net görülebiliyor.”

İPEK ERDEN

MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 3. SINIF ÖĞRENCİSİ

“SAVUNMA SANAYİSİNDE ÇALIŞMAK İSTİYORUM” “Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nü seçmemdeki temel amaç makine mühendisi olmak istememdi. Okulumuzun kaliteli akademisyenlerinden eğitim alabilmek için tercihimi bu yönde kullandım. Bölümüm beklentilerimi bazı yönlerden karşıladı ancak laboratuvarlara ve proje bazlı çalışmalara

TOLGA ÖZTÜRK

MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 4. SINIF ÖĞRENCİSİ

“GENÇ TÜRK MÜHENDİSLERİNİN ÇOK İYİ İŞLER ÇIKARABİLECEĞİNE İNANIYORUM” “Lisede fen ve matematik derslerine olan ilgim nedeniyle üniversitede mühendislik eğitimi almak istiyordum. Üniversite sınavı sonucu doğrultusunda


ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ

ve Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nin mühendislik eğitiminin oldukça iyi olduğunu öğrendiğim için makine mühendisliği bölümünü tercih ettim. Bölümde aldığım birçok ders beklentilerimi karşılasa da uygulamalı eğitime daha fazla ağırlık verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Savunma ve havacılık sektöründe uzmanlaşıp çalışmak istiyorum. Mezun olduktan sonra askerlik görevimin ardından sektörde kriterlerime uygun bir işte çalışmaya başlamayı amaçlıyorum. Türkiye’de birçok girişim denense de başarıyla sonuçlandırılamadı. İlk Türk otomobili Devrim ve uçak fabrikaları bu örnekler arasında gösterilebilir. Türk mühendislerinin çok iyi işler çıkarabileceği bir ortamda, kendi şirketlerimizi kurmak yerine parasını verip ithal

ürünlerini kullanmayı tercih ediyoruz.”

HANDE DİLA BİLİR

MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 4. SINIF ÖĞRENCİSİ

“ENERJİ SEKTÖRÜNDE UZMANLAŞMAK İSTİYORUM” “Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü hakkında bilgi edinmek için geniş kapsamlı bir araştırma sonucunda, bölümdeki akademisyenlerin kendi alanlarında uzman kişiler olduğunu fark ettim. Böylelikle de bu üniversitenin teknik anlamda bana çok şey katabileceği

ve ilerde donanımlı bir mühendis olarak iş hayatına atılabileceğim sonucuna vardım. Çocukluğumdan bu yana makine mühendisi olmayı istiyordum. Bölümü sevdiğinizde ve her derse ilgiyle yaklaştığınızda, beklentilerinizin üstünde bir eğitim alabiliyorsunuz. Mühendislik eğitimim boyunca enerjiyle ilgili dersleri kendime daha yakın hissettiğim için bu alanda uzmanlaşmak istiyorum. Mezuniyet sonrasında hem iş hem de yüksek lisansla eğitim hayatımı bir arada sürdürmeyi planlıyorum. Böylelikle pratikte de kendimi geliştirip istediğim alanda uzmanlaşabileceğimi düşünüyorum. Türk makine sektörü her geçen gün kendini ileriye taşıyan bir sektör; ben de makine mühendisi bir kadın olarak sektörün gelişimi için çalışmak istiyorum.”

“ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİ, ALDIKLARI NİTELİKLİ EĞİTİMİN BEKLENTİLERİNİ KARŞILADIĞINI SÖYLÜYOR.”

83 • HAZİRAN 2018


MAKALE

MÜHENDİSLİK ÜZERİNE ALMAN MÜHENDİSLİĞİ KÜRESEL ÇAPTA ÜN SALMIŞ VE BİR MARKA NİTELİĞİNE DÖNÜŞMÜŞ “MADE IN GERMANY”NİN YARATICISI. BU EFSANE ŞİMDİLERDE BİR İMAJ KAYBI VE YENİ DÖNEME ENTEGRATİF DÖNÜŞÜM ZORLUĞU YAŞIYOR.

Y

eni Sanayi Dönemi veya Dijital Çağ’da bizleri nelerin beklediği veya eskisine göre neyin farklılık/ değişiklik göstereceğini izleyebileceğimiz alanlardan biri de kuşkusuz mühendislik mesleği. Mühendislikte nasıl bir dönüşüm veya farklılaşma yaşanıyor/yaşanacak bu konuda etraflıca düşünmek gerek. Çünkü yeni dönemin inşasında “başka tür mühendisler” topluluğunun daha belirleyici olduğu ve hatta bu belirleyiciliğin daha da etkili olacağı bir dönem bizleri bekliyor. Bu durumu daha somutlaştırmak için iki önemli ülkenin pratiklerine bakmak, gelişmeleri izlemek bizlere ipuçları verecektir. Bir tarafta • 84

ABD Silikon Vadisi’nde tanık olduğumuz mühendislik, diğer tarafta mühendisliğin klasik ekol temsilcisi Almanya. Bu iki ülke örneği yeni dönemde mühendislik tanımı, müfredat içeriği konusunda nasıl değişimler ve dönüşümler gerektiğini gözler önüne seriyor. MADE IN GERMANY VE ALMAN MÜHENDİSLİĞİ Almanya’da akademik eğitimde Bachelor sistemi uygulamaya başladığından bu yana sanayi iş çevreleri, yüksekokul ve/veya üniversite mezunlarının eskisi gibi “kalifiye” olmadıklarından sürekli şikâyet ediyor. Bu sistemin genç nüfusu daha fazla yüksekokul eğitimi almaya

motive ettiği ve dolayısıyla ara teknik personelin yetişmesine de bir nevi engel olduğu sürekli dillendiriliyor. Şimdi tüm şikâyet ve gerekçeler bir yana, Almanya’da mühendislik eğitimi gören öğrenciler okulu bitirdikten sonra çok farklı bir iş dünyası gerçekliğiyle karşı karşıya kalıyor. Okul-iş dünyası arasındaki gerçeklik farkı artarken, pratikte bambaşka bir mühendislik profil talebiyle karşımıza çıkıyor. Tüm dünyada “Made in Germany” markasını yaratmış, büyük başarılara imza atmış Alman mühendisliği, günümüzde somut bazı çıkmazlarla karşı karşıya. Mühendislik Almanya’da çok önemli bir meslek, hatta 1871 yılında

yazılmış ve bestelenmiş şarkısı bile olan bir meslek. Bu şarkıda “Mühendis için hiç bir şey zor değildir” ile başlayan övgü, bugün başka bir gerçeklikle yüzleşmek zorunda. Hâlihazırda makine mühendisleri bir makine üzerine çok şeyi biliyor ama dijital endüstride bunun nasıl bir fonksiyona sahip olması gerektiğini maalesef öğrenemiyor, bilmiyor. Mekanik yöntemler hakkındaki derin bilgiler edinme karşılığında algoritmayı anlama ya da kaynak kod anlayışı (Quellcodes) bahsinde oldukça yetersiz kalıyorlar. Yeni sanayi dönemine dönüşümde yarattığı sıkıntı bir yana Almanya’da mühendislik veya bu mühendisliğin


AHMET YILMAZ

yarattığı “Made in Germany” imajı zaten uzun bir süredir yara almış, çalkantılarla dolu bir süreçten geçiyor. Dizel skandalı “Das Auto” mucitlerini oldukça büyük bir sıkıntıya düşürdü. Berlin’in bitmez tükenmez yeni havalimanı inşaatı da yine ayrı bir başarısız mühendislik projesi olarak devam ediyor. Bunun yanı sıra önemli dev şirketlerde her gün ortaya çıkan mühendislik skandalları günlük gazetelerde kanıksanmıyor bile. Diğer Avrupa ülkelerine göre (İngiltere ve Fransa) teknik okul mezunu olmak veya mühendislik, Almanya’da eskilerde revaçta olan bir meslek grubu değildi. Kayser döneminde teknik yüksekokulların açılmasının teşvik edildiği dönemde, felsefe, politika ve hukuk akademik çevrelerinde mühendislik, “tesisatçı akademileri” diye küçümsenen bir meslekti. II. Wilhelm döneminde ise onun sözleriyle “Sizler önemli görevleri yerine getirmeye atandınız” onur mesajı ve bu meslekte de diğer sosyal bilimlerde olduğu gibi doktora yapılmasının kabulüyle (1899 yılı) toplumda yavaş yavaş önemli bir konuma yükseldi. Aslında Alman başarısı diye adlandırılabilecek bu modelleme, o tarihlerde tohumu atılmış bir modeldir. Bu modelde, devlet teknik kalifiyeyi yükseltmek için her türlü yardım ve teşvik düzenlemesini yapıyor; üniversitelerde temel bilimlerde araştırmalara büyük özgürlük tanınırken, yarının işe yönelik teknikleri buradan çıkan mühendislerin işletme kurmalarıyla destekleniyor ve devlet bir nevi bu işin koçluğunu üstleniyordu. Dolayısıyla kısa bir sürede Almanya’nın, o dönemin dünyadaki lider ülkesi olarak tanınan İngiltere’den sekiz kat fazla mühendis yetiştirdiği biliniyor.

ALMANYA MODELİ Almanya’nın bugüne kadar başarılı bir endüstriyel model olmasında orta-öğretim, dual-meslek eğitimi alanlarındaki erken ve etkin yönlendirmesi mutlaka önemlidir ve yadsınamaz. Aynı şekilde bir o kadar da akademik eğitim konusunda sunulan ekosistem, sistemin başarılı olmasında önemli bir sacayağıdır. Akademik eğitim, sunulan çerçeveyle çeşitlendirilmekte ve zenginleştirilmektedir. Şöyle ki; üniversiteler temel bilim alanlarında uzun soluklu araştırma-geliştirme yapılan yerlerdir. Üniversiteyle ortak ama bağımsız veya üniversite içinde ihtisas enstitüleriyle temel bilimlerde yapılan araştırma ve geliştirme daha ileri safhaya taşınır. Yine ihtisas enstitülerinde (bunlar da üniversiteyle koordineli ve bir o kadar da bağımsız olabiliyor) uygulamalı ArGe faaliyetleri (Fraunhofer Enstitüleri gibi) yapılıyor. Bu üçlü yapının devlet tarafından finanse edilmesi ve kaynak ayrılması, birçok teknik gelişmenin bu coğrafyada başlamasına, yeşermesine önayak olmuştur. Almanya’da Alman Mühendisler Birliği’nin rakamlarına göre 1,8 milyon mühendis istihdam ediliyor ve bu rakam içinde kadınların oranı yüzde 17,8. Kadınların bu teknik mesleğe ilgisi her geçen gün artıyor ama mühendislik kariyer basamaklarında hâlâ kadınların oranı düşük. Almanya’nın başarılı üniversitelerinden mezun olanların ABD’ye beyin göçüyle birlikte (ABD’ye beyin göçü sadece Almanya’dan değil dünyanın her bir bölgesinden ve ABD’nin bilinçli destek politikalarıyla gerçekleşiyor) Silikon Vadisi’nde önemli teknoloji şirketlerinde Alman mühendislerin varlığı görülmeye başlandı. Şimdilerde Almanya, bu süreci geriye çevirmekle meşgul;

bunun için üniversitelerin çeperlerinde teknoparklar oluşturuluyor ve üniversite mezunlarına iş kurmaları teşvik edilerek destekleniyor. Ama çözümü sadece yetişmiş elemanları başka yerlere kaptırmamak üzerine kurgulanan bir bakış açısının başarıya ulaşacağını söylemek oldukça zor. Aslında tüm dünyada mühendislik eğitimi yeniden gözden geçirilmek zorunda ve bu yapılmaya da başlandı. Yeni dönem diye adlandırdığımız Dijital Çağ’da mühendislik eğitimi içinde dijital müfredat içeriği ne kadar? Bu soruya verilecek yanıtla yine günümüzde artık gitgide daha belirgin hale gelen bilimler arası iletkenlik ve iletişimle sağlanabilecek yeni interdisiplin bilim dalları neler olmalı? Bir dönemin ihtiyacını gidermek için kurgulanmış -örneğin elektroteknik gibimühendislik dallarının yerini yeni hangi alt disiplinler alacak? TÜRKİYE’NİN YOL HARİTASI Belki sorduğumuz birçok soru, hâlihazırda daha farklı ve büyük eğitim sorunları içinde boğuşan Türkiye için lüks bir soru katalogu gibi görünebilir. Öyle algılanmamasını, görülmemesini umarım. Çünkü Türkiye Dijital Çağ’ı yakalayacak ise bugün üniversitelerde okuyan genç beyinleri farklı bir şekilde desteklemek, modern bir çerçeve sunmak zorunda. Bunun kolay olmayacağı da aşikâr. O halde çok somut bir öneride bulunalım: Tüm teknik mühendislik dallarında mezun olanları veya olacakları hızlı bir algoritma, program yazıcılığı kurslarından geçirerek mezun edelim. Aksi takdirde yeni mezunlar, ne yeni döneme ayak uydurabilecek ne de Dijital Çağ’da bir iddiamız olacak.

AHMET YILMAZ

TÜRKIYE’NIN MAKINECILERI ALMANYA DANIŞMANI

“ALMANYA’DA ALMAN MÜHENDİSLER BİRLİĞİ’NİN RAKAMLARINA GÖRE 1,8 MİLYON MÜHENDİS İSTİHDAM EDİLİYOR VE BU RAKAM İÇİNDE KADINLARIN ORANI YÜZDE 17,8.” 85 • HAZİRAN 2018


ANALİZ

SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜME İÇİN NELERE İHTİYACIMIZ VAR? ALPER KARAKURT

MAKINE İHRACATÇILARI BIRLIĞI DANIŞMANI

“TÜRKİYE’NİN YENİ BİR BÜYÜME HİKÂYESİNE İHTİYACI VAR” DERKEN, ASLINDA BAMBAŞKA BİR DÜNYADAN BAHSETMİYORUZ. HEPİMİZİN DİLİNE PELESENK OLAN AR-GE, İNOVASYON, TEKNOLOJİ GİBİ KAVRAMLARI BİR ARAYA GETİRDİĞİMİZDE BU YENİ BÜYÜME HİKÂYESİ YANİ SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜME ORTAYA ÇIKIYOR. YENİ BÜYÜME HİKÂYESİNİN EN ÖNEMLİ AKTÖRLERİNDEN BİRİ OLAN VE AYNI ZAMANDA TÜM BU KAVRAMLARI DOĞRUDAN ETKİLEYEN ALAN İSE SANAYİ OLARAK KARŞIMIZA ÇIKIYOR. PEKİ, SANAYİ TÜRKİYE İÇİN NEDEN ÖNEMLİ? MEVCUT SANAYİ YAPISI BİZİM İÇİN YETERLİ Mİ? TÜM BU SORULARIN CEVABINI KISACA, KARŞILAŞTIRMALI BİR ŞEKİLDE ORTAYA KOYMAYA ÇALIŞACAĞIM.

H

er büyüme rakamı açıklandığında, Türkiye’nin rekor kırdığı haberlerini bir sonraki günün basınında sıklıkla görüyoruz. Örneğin geçen yılı 7,4’lük muhteşem bir büyüme oranıyla kapatan bir Türkiye bilgisi de bunlardan biri. Hiç kuşkusuz Türkiye’nin son dönemdeki büyüme başarısı yadsınamayacak bir gerçek olarak karşımızda duruyor. Ancak ne yazık ki hikâye burada bitmiyor. Çünkü Türkiye gibi hareketliliğin eksik olmadığı bir ülkede sürekli açıklanan güncel rakamlara takılıp kalırsak, hiçbir zaman gerçek gündemi konuşamama riskiyle karşı karşıya kalabiliriz. Konuşmayı unutabileceğiniz kavramlardan bir tanesi “Sürdürülebilir Büyüme” olgusu. “Türkiye’nin yeni bir büyüme hikâyesine ihtiyacı var” derken, aslında bambaşka bir dünyadan bahsetmiyoruz. Hepimizin diline pelesenk olan Ar-Ge, inovasyon, teknoloji gibi kavramları bir araya getirdiğimizde bu yeni büyüme hikâyesi yani sürdürülebilir büyüme ortaya çıkıyor. Yeni büyüme hikâyesinin en önemli aktörlerinden biri olan ve aynı zamanda tüm bu kavramları doğrudan etkileyen alan ise sanayi olarak karşımıza çıkıyor. • 86

Peki, sanayi Türkiye için neden önemli? Mevcut sanayi yapısı bizim için yeterli mi? Aşağıda tüm bu soruların cevabını kısaca, karşılaştırmalı bir şekilde ortaya koymaya çalışacağım. TÜRKİYE’DEKİ SANAYİ İSTİHDAMI Dünya Bankası tarafından tutulan Dünya Kalkınma Göstergeleri, bize, oldukça geniş bir yelpazede analiz yapabileceğimiz veriler sunuyor. Aynı zamanda bu göstergelerle farklı perspektifler bazında inceleme yapılması ve Türkiye’nin konumunun diğer ülkelerle karşılaştırmalı incelenmesi de mümkün oluyor. Bu perspektiflerden ilki, sanayinin istihdamdaki göreli konumudur. Tablo 1’deki verilere göre, Türkiye’de hem 2016’da hem de 2017’de sanayinin istihdamdaki payı yüzde 26,7 olarak gerçekleşmiş. OECD ortalamasının yüzde 22,7 olduğu düşünüldüğünde, Türkiye’de sanayinin istihdam politikasındaki yerinin çok daha önemli olduğu net bir şekilde anlaşılıyor. Küresel kriz yılı olan 2009 yılından 2017 yılına kadar olan dönemde OECD’de sanayinin istihdam içindeki payı yüzde 3 oranında azalırken, aynı dönemde Türkiye’de yüzde 5,8 oranında

artış meydana gelmiş. OECD üyesi 34 ülke içerisinde sanayinin istihdamdaki payı itibarıyla Türkiye en yüksek orana sahip sekizinci ülke konumunda yer alıyor. Türkiye’den daha yüksek orana sahip olan OECD ülkeleri incelendiğinde bu ülkelerin; Çekya, Slovakya, Slovenya, Polonya, Macaristan, Estonya ve Almanya olduğu görülecektir. Söz konusu liste içerisinde Almanya diğer ülkelerden ayrışıyor: Sanayide yaratılan katma değerin yüzde 61’i orta ve yüksek teknolojili ürünlerden gelen Almanya’nın sanayi politikası, diğer ülkelerden farklılaşmış durumda. Listede yer alan diğer altı ülke içerisinde Estonya dışında beş ülkenin imalatı içerisinde orta ve ileri teknolojinin payı Türkiye’den fazla. Spesifik olarak ifade edilirse, Türkiye’de imalatın yarattığı katma değer içerisinde orta ve ileri teknolojinin payı yüzde 29,8 iken Estonya’da bu oran yüzde 28,8’dir. Tüm bu açıklamalar bize şunu söylüyor: Sanayinin yarattığı istihdam payı olarak Türkiye’nin ilerisinde olan ülkelerin neredeyse tamamı (Estonya hariç) imalat teknolojisi olarak Türkiye’nin ilerisinde görünüyor. Bu veriler ışığında, 2017’de OECD

ülkeleri içerisinde büyüme rekoru kıran Türkiye’deki sanayinin, istihdam ve büyüme üzerinde önemli bir katkısı olmakla birlikte, detayda incelendiğinde, özellikle teknolojik yapısı itibarıyla sanayinin önemli bir değişim ve dönüşüme ihtiyacı olduğunu net bir şekilde söyleyebiliyoruz. Sanayinin istihdam kapasitesi olarak Türkiye ile eşdeğer ya da daha fazla olan ülkelerin teknolojik dokusu, Türkiye’nin önünde yer alıyor. Bu açıdan değerlendirildiğinde, Türkiye sanayisindeki teknolojik dönüşüm hızlandıkça, sanayinin istihdam gücünde de artış meydana geleceğini öngörebiliriz. TÜRKİYE’DE SANAYİNİN KATMA DEĞERİ Bir diğer önemli konu, sanayi tarafından yaratılan katma değerdir. Tablo 2’deki verilere göre, 2009 küresel krizi sonrası yedi yıllık dönemde OECD üyesi ülkelerde sanayi tarafından yaratılan katma değer yıllık yüzde 2,2 oranında artış gösterirken, aynı dönemde Türkiye sanayisi tarafından yaratılan katma değerin artış hızı yüzde 8,7’dir. Bu veri ışığında, Türkiye sanayisindeki büyümenin, OECD ile karşılaştırılamayacak ölçüde ileri olduğunu net bir şekilde


ALPER KARAKURT

söyleyebiliyoruz. Ancak bu büyümenin kaynağı, bizim açımızdan daha önemli bir unsur olarak karşımıza çıkıyor. Sanayideki büyüme, verimlilik artışıyla sağlandığı ölçüde sağlıklı olabilir. İş gücü verimliliğini, sermaye verimliliğini ve toplam faktör verimliliğini artıramayan bir Türkiye’nin “sürdürülebilir büyümeyi” yakalaması oldukça zor. Büyük iktisatçı Solow, 1956 yılında, tüm ekonomilerin kişi başına azalan bir sermaye verimliliği sürecini izleyerek kişi başına sıfır büyüme oranına ulaşacakları, ancak pozitif bir teknolojik gelişme hızıyla bundan kurtulabilecekleri öngörüsünde bulunmuştu. Bugün artık teknolojiyle birlikte kullanılan yenilikçilik ve dijitalleşme kavramları ekonomik yaşamın en önemli öğeleri haline geldi. Ekonomimizin dinamizmi ve aynı zamanda bel kemiği olan KOBİ’lerin yenilikçilik faaliyetleri ve dijitalleşmesiyle birlikte verimlilikleri de yükselebilecek. Yapılan çalışmalar, Türkiye olarak verimlilikle ilgili sorunumuzun KOBİ ölçeğinde olduğunu bize söylüyor. Örneğin AB’de büyük ölçekli imalatçı firmalar, KOBİ ölçeğindeki imalatçı firmalara göre 1,8 kat daha verimliyken, Türkiye’de bu oran 5,1’dir. Bu oran, çok net bir şekilde, firmalarımızda verimliliği artırmaya yönelik politikalara odaklanmanın ne kadar önemli olduğunu söylüyor. TÜRKİYE’DEKİ NİTELİKLİ İŞSSİZLİK Son olarak, Türkiye’nin eğitim unsurunu gerçek anlamda büyümeye yansıtıp yansıtmadığına bakmak yerinde olacaktır. Tablo 3’te, Türkiye’de eğitim düzeyi bazında işsizlik oranlarına yer verilmiş. Kolaylıkla görüleceği üzere, temel eğitim seviyesindeki işsizlikle kıyaslandığında, yüksek eğitim seviyesinde iki katına yakın bir

TABLO 1: TOPLAM İSTİHDAM İÇERİSİNDE SANAYİNİN PAYI (%) 2009

2010

2011

2012

2013

2014

2015

2016

2017

OECD

23,39

23,01

22,99

22,78

22,72

22,76

22,75

22,69

22,69

TÜRKİYE

25,30

26,22

26,46

26,03

26,39

27,86

27,23

26,78

26,77

TABLO 2: SANAYİ TARAFINDAN OLUŞTURULAN KATMA DEĞERDEKİ ARTIŞ ORANI (SABİT FİYATLARLA, YÜZDE) OECD TÜRKİYE

2009

2010

2011

2012

2013

2014

2015

2016

-8,89

5,60

1,38

0,44

1,16

2,53

2,16

1,77

-10,42

11,86

19,13

4,76

10,33

5,45

5,02

4,55

TABLO 3: TÜRKİYE’DE EĞİTİM DÜZEYİ BAZINDA İŞSİZLİK ORANLARI (YÜZDE) 2009

2010

2011

2012

2013

2014

2015

2016

2017

YÜKSEK EĞİTİM ALANLAR ARASINDA

14,40

14,13

13,67

13,04

13,40

15,16

15,98

16,62

17,91

TEMEL EĞİTİME SAHİP OLANLAR ARASINDA

10,35

9,48

7,84

7,34

8,60

9,57

10,32

11,20

9,51

TABLO 4: YÜKSEK EĞİTİM ALANLAR ARASINDAKİ İŞSİZLİK ORANLARI TÜRKİYE OECD

işsizlik oranına sahip Türkiye ile karşı karşıyayız! Yüksek eğitimliler arasında bu seviyede bir işsizliğin normal olup olmadığının cevabını, aynı oranın OECD ortalamasıyla karşılaştırılması ortaya koyabilir: Tablo 4’te, yüksek eğitim alanlar arasındaki işsizlik oranları, Türkiye ve OECD için ayrı ayrı gösteriliyor. OECD ortalamasının olduğu en son veri 2015 yılına ait ve bu verilere göre 2015 yılında Türkiye’de yüzde 15,98 olan yüksek öğrenimliler arasındaki işsizlik oranının OECD genelinde, neredeyse Türkiye’nin yarısı oranında, yüzde 8,36 olduğunu görebiliyoruz. Sonuç olarak; Türkiye’nin elindeki nitelikli insan gücünü işgücü piyasasında efektif bir şekilde kullanamaması, sürdürülebilir büyüme kulvarından uzaklaşmasının bir diğer nedeni olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye’nin elindeki nitelikli insan gücünü yönlendirebileceği alanların başında ise girişimcilik geliyor. Çünkü günümüz ekonomi anlayışında “yüksek ve sürdürülebilir büyümenin”

2009

2010

2012

2013

2015

14,40

14,13

13,04

13,40

15,98

6,31

6,72

8,12

8,71

8,36

en temel anahtarlarından bir tanesi, hızlı büyüyen teknoloji startuplar olarak gösteriliyor. Türkiye’nin de, orta gelir tuzağından kurtulması ve belirlenen ekonomik hedeflere ulaşması için ilk önce şu anda içinde bulunduğu orta teknoloji segmentinden yüksek teknolojiye sıçramasını sağlayacak teknoloji girişimlerine ev sahipliği yapması gerekli. Günümüzün popüler kavramlarından biri olan “hızlı büyüyen KOBİ” kavramı da buradan türedi. Yüz tanıma, siber güvenlik, bulut teknolojileri, Nesnelerin İnterneti gibi pek çok yenilikçi alandaki gelişmelerin temelinde, söz konusu hızlı büyüyen startuplar yatıyor. Hızlı büyüyen startupları diğer firmalardan ayrıştıran unsurlar, bu firmaların rekabet gücü temelinde yatıyor: Yenilik, teknoloji, vizyon gibi katma değer yaratmaya imkân tanıyan unsurları bir araya getiren hızlı büyüyen KOBİ’ler, bu nitelikleriyle diğer firmalara kıyasla rekabet avantajı elde ediyor.

DAHA AZ KAYNAKLA DAHA FAZLA BÜYÜME Son 50 yıllık dönem göz önüne alındığında; kriz dönemleri istisna olmak üzere, küresel ekonomik büyümenin parlak bir performans sergilediğini söyleyebiliriz. Ancak FED’in bilanço küçültme süreci, güçlü dolar, ticaret savaşları, tüm dünyada yükselen faizlerle birlikte artık hem küresel ekonominin hem de özellikle içinde Türkiye’nin de olduğu gelişme yolundaki ülkelerin büyüme oranları düşecek. Dünyadaki likiditenin azalması, tasarruf açığı olan ve ihtiyacı olduğu sermayeyi dışarıdan sağlamak zorunda olan Türkiye’nin daha zor ve pahalı kaynak bulmasına neden olacak. Yani Türkiye, önümüzdeki dönemde daha az kaynakla daha fazla büyümek; bunun için de kaynaklarını verimli kullanmak zorunda! İşte bu yüzden, verimlilik ve yenilikçilik kanallarından sağlanacak her türlü büyüme, Türkiye açısından kıymetlidir, önemlidir. 87 • HAZİRAN 2018


FİNANS

İHRACATÇI HANGİ ENDEKSLERİ TAKİP ETMELİ? SANAYİCİLERİN EN BÜYÜK SORUN BAŞLIKLARINDAN BİRİ, SERMAYE VE FİNANS İLİŞKİSİ OLARAK GÜNDEMDEKİ YERİNİ KORUMAYA DEVAM EDİYOR. İSO 500 VERİLERİNE GÖRE, SANAYİCİLER ESAS FAALİYETİNDEN KAZANDIĞININ YARISINI HALEN FİNANSMAN GİDERLERİNDE KULLANIYOR VE BÖYLECE FİNANSMAN GİDERLERİ FİRMALARIN KÂRLILIĞINDA TEMEL BELİRLEYİCİ OLMAYA DEVAM EDİYOR. PEKİ, SANAYİCİLER FİNANS PİYASALARINDAKİ DALGALANMALARI NASIL TAKİP ETMELİ? HANGİ ENDEKSLERİ, NASIL OKUMALI?

2

018’in ilk çeyrek büyümesi TÜİK rakamlarına göre yüzde 7,8 olurken, ilk beş ay ihracat rakamları da tarihi seviyeye ulaşarak, 69 milyar dolar oldu. Aynı • 88

dönemde, makine sektörünün toplam ihracat içerisindeki payı yüzde 10,3’e yükselirken, sektörün ihracatı ise 7 milyar dolara ulaştı ve geçen yıla göre yüzde 24 büyüme kaydetti.

Bu başarıda kaliteli üretim, marka bilinirliği ve pazarlama yetkinliklerinin elbette büyük önemi var. Ancak son yayımlanan İSO 500 verilerine göre, Türk sanayicisinin sermaye ve finans sorunları da halen

en önemli sorun başlıklarından biri olmayı sürdürüyor: Sanayiciler esas faaliyetinden kazandığının yarısını halen finansman giderlerinde kullanıyor ve böylece finansman giderleri firmaların kârlılığında


İHRACATÇI HANGİ ENDEKSLERİ TAKİP ETMELİ?

SEÇİLİ ÜLKELER KARŞILAŞTIRMALI CDS VE PMI PRİMLERİ VE EĞİLİMLERİ (MAYIS 2018) ÜLKE

Kaynak: TÜİK verileri

CDS PRİMİ

DEĞİŞİM (%)

PMI PRİMİ

DEĞİŞİM (%)

BREZİLYA

273,81

1,34 ▲

50,7

-3,15 ▼

ALMANYA

11,77

4,79 ▲

55,9

317,43

0,44 ▲

53,5

-1,30 ▼

67,55

0,46 ▲

51,5

-0,77 ▼

229,00

-0,04 ▼

53,3

1,12 ▲

YUNANİSTAN ÇİN İTALYA JAPONYA

25,17

53

-0,18 ▼

FRANSA

27,19

0,31 ▲

52,5

-1,14 ▼

143,95

1,93 ▲

49,5

-0,60 ▼

İSPANYA

69,80

-0,22 ▼

53,4

TÜRKİYE

300,06

0,15 ▲

46,4

RUSYA

temel belirleyici olmaya devam ediyor. Ekmek, artık aslanın ağzında değil; aslan ekmeği yuttu yutacak ve sanayicilerin ekmeğe uzanması ya da ekmeği bırakmaması için daha bilinçli ama aynı zamanda daha riskli adımlar da atması gerekiyor. Peki, sanayiciler finans piyasalarındaki dalgalanmaları nasıl takip etmeli? Hangi endeksleri, nasıl okumalı? TL-DOVİZ İLİŞKİSİNDE CDS ETKİSİ CDS (Kredi Temerrüt TakasıCredit Default Swap), bir kişi ya da kuruluşun, kredi sahibinin karşılaşabileceği alacağın ödenmemesi riskini belirli bir bedel karşılığında üstlenmeyi kabul etmesinin bedelidir. Ekonomist Dr. Mahfi Eğilmez, CDS’nin, bu çerçevede bir anlamda kredi sigortası gibi çalıştığını söylerken, “Bir ülkenin ya da şirketin CDS primi ne kadar yüksekse, borçlanma maliyeti de o kadar yüksek demektir. Çünkü bu prim ister istemez faize yansımaktadır” diyor. Dolayısıyla TL-döviz ilişkisinde CDS’nin önemli bir yeri olduğunu söylemek mümkün. Çünkü TL’nin diğer para birimleri karşısındaki değer kaybı iç ve dış nedenlere dayanıyor. Dış nedenler dolar ya da euro gibi iki önemli rezerv paranın çeşitli nedenlerle değer

-

-

kazanması sonucu görülüyor ve bu değişime Türkiye’nin sahip olduğu sınırlı döviz kaynaklarıyla engel olabilmemiz mümkün değil. İç nedenler ise siyasal, sosyal ve ekonomik koşullara dayanıyor ve bunların hepsi, risk artışı ya da risk düşüşüne yol açarak TL’nin dış değerini etkiliyor. Ülke riskindeki değişimi ölçmenin en kestirme yolu da CDS primlerine bakmaktan geçiyor. Çünkü CDS primlerindeki artış/azalış ile döviz/TL kuru artış/azalışı arasındaki korelasyon kat sayısı 0,98. Yani birindeki değişim ötekini aynı yönde neredeyse bire bir etkiliyor. Demek ki riskler arttığında CDS primi ve döviz/TL kuru aşağı yukarı aynı anda artıyor. Diğer yandan, kredi ölçüm kuruluşlarının kredi notları da bir gösterge olmakla birlikte, CDS primi her gün, her an yeniden belirlendiği için çok daha güncel ve hassas bir ölçü. EKONOMİK BÜYÜMENİN ÖNCÜ GÖSTERGESİ: İMALAT PMI ENDEKSİ İmalat PMI Endeksi, şirketlerin satın alma yöneticilerinin, mal ve hizmet satın alma eğilimlerini inceleyen bir gösterge ve bu gösterge, temel olarak, büyüme öngörülerini açıklamaya yönelik bir anket niteliği taşıyor. Bu ankette, şirket satın alma müdürlerinin aylık dönemlerde mal ve

-3,16 ▼

hizmet talepleri konusunda nasıl pozisyon alacakları konusunda sorular yer alırken, anketin amacı ise satın alma eğilimlerinin incelenmesi olarak öne çıkıyor. İmalat PMI endeksleri, güncel, doğru ve genellikle benzersiz aylık ekonomik eğilim göstergeleri sunabilme kapasiteleri sayesinde, merkez bankalarının yanı sıra mali piyasalar ve ticari karar vericiler tarafından da dünyada en çok takip edilen iş anketi unvanına sahiptir. İmalat PMI endeksinin önemli bir başka özelliği ise endeksin herhangi bir devlet otoritesi veya ajanslar tarafından yapılmayıp, ülkede hâsılatın aslan payını ellerinde bulunduran kişilerin katıldığı anket olmasından kaynaklanıyor. Temel olarak 50’nin altındaki endeks değeri kötü gidişat beklentilerine işaret ederken, 50’nin üstündeki değerler ise ekonomide büyüme beklentisinin olduğunu gösteriyor. Türkiye’nin imalat PMI endekslerinde en hızlı ve güvenilir referans olarak kabul edilen anket ise İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından yapılan Türkiye ve İstanbul İmalat PMI endeksidir. Mayıs ayı için açıklanan son İSO PMI endeksine göre, Nisan ayında 48,9 olarak ölçülen PMI endeksi Mayıs ayında 46,4’e gerilemiş durumda.

CDS PRİMİNDEKİ ARTIŞ/AZALIŞ İLE DÖVİZ/TL KURU ARTIŞ/AZALIŞI ARASINDAKİ KORELASYON KAT SAYISI 0,98. YANİ BİRİNDEKİ DEĞİŞİM ÖTEKİNİ AYNI YÖNDE NEREDEYSE BİRE BİR ETKİLİYOR. DEMEK Kİ RİSKLER ARTTIĞINDA CDS PRİMİ VE DÖVİZ/TL KURU AŞAĞI YUKARI AYNI ANDA ARTIYOR.

İSO’NUN YAYIMLADIĞI MAYIS AYI PMI ENDEKSİNE GÖRE, NİSAN AYINDA 48,9 OLARAK ÖLÇÜLEN PMI ENDEKSİ MAYIS AYINDA 46,4’E GERİLEMİŞ DURUMDA. 89 • HAZİRAN 2018


KİTAP

DÜNYANIN YENİ SAHİBİ ROBOTLAR MI OLACAK? BİR ROBOT VE YAPAY ZEKÂ UZMANI OLAN MARTIN FORD, KRONİK KİTAP’TAN ÇIKAN “ROBOTLARIN YÜKSELİŞİ- YAPAY ZEKA VE İŞSİZ BİR GELECEK TEHLİKESİ” BAŞLIKLI KİTABINDA, BİLGİ TEKNOLOJİLERİ VE SANAYİDE OTOMASYONUN GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE VE GELECEĞE PİYASALARLA İŞYERLERİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİNİN NE OLDUĞUNU VE OLACAĞINI ÖRNEKLER VE İSTATİSTİKLERLE ANLATIYOR. FORD’A GÖRE TEKNOLOJİNİN İLERLEMESİ, GELECEKTE ÖNCELİKLE İŞSİZLİK VE PLÜTOKRATİK DÜZENİN YERLEŞMESİ TEHDİTLERİNİ BERABERİNDE GETİREBİLİR.

A

merikan Ulusal Mühendislik Akademisi üyesi Marc Raibert ve çalışma arkadaşlarının 1992’de kurdukları Boston Dynamics, insana benzetim amaçlı dinamik robot ve yazılımların tasarım ve inşası üzerine çalışıyor ve Boston Dynamics’in son dönemde ulaştığı sonuçlar gerçekten inanılmaz. Boston Dynamics’in “Atlas” isimli robotunun YouTube’da yayınlanan “Biraz hava alalım!” başlıklı son videosunu izlemediniz mi? Ya da SpotMini isimli robotun kapalı bir kapıyı açıp, odadan nasıl çıkabildiğine şahit olmadınız mı? Yapay zekâ ve robotlar giderek güçleniyor; Japonya’da ev işlerinde kullanılan robotlar, dünyanın en zor beyin sporu olduğu iddia edilen Go’da zirveye yerleşen AlphaGo, az önce sözünü ettiğimiz Boston Dynamics’in robotları… Geçmişin bilim kurgu filmlerindeki insansı robotlar, • 90

bugün gerçeğe dönüşmüş durumda. Gelecekte insanların yapmak istemeyeceği işleri robotlar yapacak, adeta robotlar insanoğlunun yeni hizmetkârları haline gelecek. Olmasını hayal ettiğimiz bu, peki, ya tersi olursa? Sosyologlar, şimdiden bu konuda düşünmeye başladılar bile. Yapay zekâ ve robotlarla paylaşılacak bir dünyada insanın kıymetinin ne olacağı, robotik dünyanın ekonomik yansımaları ve ne tür zorluklar ve problemlerle karşılaşacağımız konusunda çok fazla fikir tartışması devam ediyor. Kronik Kitap’ın Cem Duran’ın çevirisiyle yayımladığı, Martin Ford’un “Robotların Yükselişi-Yapay Zeka ve İşsiz Bir Gelecek Tehlikesi” başlıklı kitap, bu süreçte okunması gereken önemli bir kaynak olarak dikkat çekiyor. Bir robot ve yapay zekâ uzmanı olan Martin Ford, kitabında, bilgi teknolojileri ve sanayide otomasyonun geçmişten günümüze ve geleceğe piyasalar ve iş yerleri üzerindeki


ROBOTLARIN YÜKSELİŞİ - YAPAY ZEKA VE İŞSİZ BİR GELECEK TEHLİKESİ

etkisinin ne olduğunu ve olacağını örnekler ve istatistiklerle anlatıyor. Ford’a göre teknolojinin ilerlemesi, gelecekte öncelikle işsizlik ve Plütokratik düzenin yerleşmesi tehditlerini beraberinde getirebilir. MAKİNELEŞMENİN ALTIN ÇAĞI İŞ GÜCÜNÜ TEHDİT EDİYOR Ford, kitabında, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki 20 yılı “makineleşmenin altın çağı” olarak tanımlıyor. Bunun en önemli nedeni, bu dönemdeki teknolojik ilerlemelerin sanayiye yansımalarının işçiyi ve çalışanları pozitif etkilemesi. Bu dönemde makineler geliştikçe yeni iş olanakları ortaya çıktı, işçinin verimi arttı ve bu ilerleme işçinin iş ve yaşam kalitesinin yükselmesini sağladı. Örneğin otomotiv sektörünün gelişmesiyle insanlar yeni ulaşım modellerine kavuştu, otomobillerin yaygınlaşmasına bağlı olarak fabrikalara işçi alımı arttı ve yan sanayiler de gelişim gösterdi. Uçak ve havacılık sektöründe de aynı gelişmeler yaşandı. Bununla birlikte ağır iş yükünü de makineler üstlenmeye başladı. O dönemdeki yaygın inanışa göre, teknoloji geliştikçe yeni iş imkânları da ortaya çıkmaya devam edecek ve çalışma koşulları da giderek iyileşecekti. Ancak böyle olmadı! Uzmanlar, ABD’nin yaşadığı en büyük ekonomik buhran olan 1929 krizinden beri hiçbir on yılda yeni iş olanaklarının ortaya çıkmasının yüzde 20’nin altına düşmediğini söylüyor. Ancak 2010’da Washington Post’ta yayımlanan bir makaleye göre 20002010 yılları arasında bu oran yüzde 0 olarak gerçekleşti. Bu değişim, bilgi teknolojisi çağının bir karakteristiği olarak değerlendirilirken, makineler artık işçinin verimini ve

iş imkânlarını artıran “araçlar” olmaktan çıkarak kendileri işçiye dönüşmeye başlamış durumda. ÜLKE EKONOMİLERİ TEHDİT ALTINDA MI? Günümüzde robotlar tamamen işçilerin yerini alacak kapasitede olmasa da bu yeni düzene doğru ilerleyiş hızla devam ediyor. Makineleşme, ekonomisi sanayi veya tarıma bağlı her ülkede giderek daha güçlü bir yere sahip oluyor. Diğer yandan, gelişmiş ülkeler halen iş yerinde yapılması şart olmayan ve bilgi sağlanmasına dayalı işleri, Hindistan ve Çin gibi ülkelere taşımış durumda. Uzmanlar, bu gibi işlerin otomasyonla ortadan kalkması durumunda bu ülkelerin ekonomilerinde ağır sorunlar yaşanabileceği uyarısında bulunuyor. Benzer şekilde, fabrikalardaki makineleşmeyle birlikte, ülkeler kendi içlerinde de bir işsizlik kriziyle karşı karşıya kalacak. Oxford Martin School ve Citigroup tarafından yayınlanan “Technology At Work v2.0: The Future is Not What It Used to Be” isimli rapora göre, ABD’de mevcut işlerin yüzde 47’sini robotlar yapabilir. Ancak raporun asıl tehdit altında gösterdiği ülkeler, Az gelişmiş ve fakir ülkeler olarak öne çıkıyor. Örneğin Hindistan’da mevcut işlerin yüzde 69’unun yakın gelecekte robotlar tarafından yapılacağı öngörülürken, bu oran Çin’de yüzde 77, Etiyopya’da ise yüzde 85 olarak ölçülüyor. 1995-2002 yılları arasında Çin iş gücünün yüzde 15’i, işçi çalıştırmanın masraflı ve makinelerin ucuz olması nedeniyle işini kaybetmişti! Robotların fakir ülkelerde istihdam piyasasını ele geçirmeye yakın olmalarının en temel iki nedeni ise bu ülkelerde işlerin fazla

yetenek gerektirmemesi ve bu ülkelerin eski alışkanlıklara çok fazla değer vermemesi. Örneğin, şoförsüz taksilerin Avrupa’nın eski şehirlerinde kabul edilmesi çok kolay değil; ama Çin’in yeni gelişen şehirleri bu değişime çoktan hazır. Öte yandan zengin ülkelerde iş gücünün büyük bir bölümünü robotların yapması zor görünüyor: Yaratıcılık gerektiren reklam sektörü, yazarlık, yeni fikirlerin paylaşımı, sosyal iletişim, açık kalp ameliyatı gibi işleri robotlara emanet etmekten henüz oldukça uzağız. Aslında geldiğimiz noktada, iş gücü ne kadar ucuzsa, otomasyon oranı o kadar yükseliyor. Robotların işleri yapacak olması, ekonomik verimin yükselmesi anlamına da gelirken, işsizlik ve sosyal sorunlar kaçınılmaz olarak artış gösterecek. Özetle, Martin Ford’un kaleme aldığı Robotların Yükselişi isimli kitap, robotların çok daha ileri gittiğini; hatta kendi ihtiyaçlarına göre yeni programlar geliştirebildiklerini ortaya koyuyor. Teknoloji hızlanıp da makineler kendi başlarının çaresine bakmayı öğrendikçe, daha az sayıda insana ihtiyaç olacağı açık. İlerleme sürdükçe mavi ve beyaz yaka işler buharlaşıp uçacak; orta sınıf aileler sıkıştıkça sıkışacak. Bunun sonucunda muazzam bir işsizlik ve eşitsizlik dalgası yükselebilir, hatta bizzat tüketici ekonomisi çökebilir. Gelecek büyük çaplı refah mı, yoksa korkunç bir eşitsizlik ve ekonomik güvensizlik mi getirecek? Bu sorunun cevabını bugün verip rotamızı belirlemek zorundayız. Kronik Kitap’tan çıkan “Robotların Yükselişi” teknolojinin hızlanmasının bizim ve çocuklarımız için doğuracağı ekonomik sonuçları anlamamız için zorunlu okuma kitabı niteliğinde.

ROBOTLARIN YÜKSELİŞİ

YAPAY ZEKA VE İŞSIZ BIR GELECEK TEHLIKESI Yayınevi: Kronik Kitap Yazar: Martin Ford Çeviri: Cem Duran Tür: İş Dünyası Basım Yılı: 2018 Sayfa Sayısı: 336

91 • HAZİRAN 2018


FUAR ROTASI

FUAR ROTALARINA YAKIN BAKIŞ MAKİNE İMALAT SEKTÖRLERİNİN FUAR PROGRAMINDAKİ YOĞUNLUK MEVSİMSEL BİR DURAKLAMA YAŞASA DA EYLÜL AYINDAN İTİBAREN MAKİNE SEKTÖR TEMSİLCİLERİNİN YURT DIŞI FUAR MARATONU YENİDEN HIZLANACAK. 10-15 EYLÜL TARİHLERİ ARASINDA IMTS FUARI İÇİN ŞİKAGO’YA GİDECEK OLAN TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ, 23-26 EKİM TARİHLERİNDE İSE HANNOVER’DE DÜZENLENECEK EUROBLECH FUARINA KATILACAK. BU İKİ ŞEHRİN TARİHSEL DOKUSU, ETNİK TADLARI VE ALIŞVERİŞ DURAKLARINI, MAKİNE SEKTÖR TEMSİLCİLERİ İÇİN ARAŞTIRDIK.

N

üfus bakımından Amerika Birleşik Devletleri’nin en büyük üçüncü şehri olan Şikago, “Rüzgârlı Şehir” ve “Cazın Başkenti” olarak da biliniyor. Dünyadaki ilk gökdelene de ev sahipliği yapan kentteki dünyaca ünlü 110 katlı Sears Kulesi, şehrin anıt binalarından en önemlisi. Politika, kültür, finans, ticaret, endüstri, teknoloji, telekomünikasyon ve ulaşım konusunda bir merkez olan Şikago, hava trafiğiyle de ün salmış durumda. Şehirde yer alan O’Hare Uluslararası Havaalanı, uçak trafiği dünyadaki en yoğun ikinci

havaalanı. Kent, 2016 Küresel Şehirler Dizini’nde dünyada yedinci sırada yer alırken, parkların, butiklerin, devasa gökdelen ve kulelerin, caz ve blues kulüplerinin, sanat ve bilim müzelerinin, yemyeşil parkların bulunduğu büyük ve düzenli bir kent olan Şikago, aynı zamanda dünyada en çok köprü barındıran şehri unvanına da sahip. Almanya’nın Aşağı Saksonya eyaletinin başkenti olan Hannover, geniş yeşil alanları ve parklarının yanı sıra Almanya’nın ve dünyanın fuar merkezi olarak da biliniyor. Leine Nehri’nin güney kıyısında kurulan şehir oldukça

ŞİKAGO

geniş bir vadiye yayılmış durumda ve büyük oranda düzlük. Bu nedenle bisikletler, şehrin en önemli ulaşım

araçlarından biri. Hannover ekonomisinin en önemli kaynakları ise sanayi, hizmet ve ticaret sektörleri. HANNOVER

• 92


ŞİKAGO & HANNOVER

ŞİKAGO NEREDE GEZİLİR? GRANT PARK Geçmişte Lake Park olarak da anılan, Michigan Gölü kıyısındaki 37 kilometrelik alana yayılan Grant Park’ın alameti farikası, parkın ortasında yer alan göl etrafındaki dört eyaleti temsil eden dört at heykeliyle tanınan ünlü Buckingham Çeşmesi’dir. Downtown Şikago’da yer alan Grant Park, plajları ve yeşil alanlarıyla dikkat çekse de yaz aylarındaki ücretsiz konserler, her yıl yaklaşık 3 milyon kişinin katıldığı Şikago Lezzet Festivali ile Lollapalooza Müzik Festivali, Grant Park’ın cazibesini artırıyor. DOWNTOWN ŞİKAGO Diğer ismi “The Loop” yani “Halka” olan Downtown bölgesi, şehrin merkezi kabul ediliyor. Dokuz dik ve sekiz yatay caddeden oluşan bölge, şehrin simgesi gökdelenlerin çoğunun bulunduğu bir iş merkezi olsa da bölge kültür sanat aktiviteleri için de merkezi konumda bulunuyor. Randolph Street, Şikago’nun dünyaca ünlü tiyatrolarının yer aldığı caddedir ve The Paradise, The Oriental gibi ünlü tiyatrolar burada yer alıyor. Bölgenin isminin 1882’de hizmete açılan ve bu bölgede halkalar yaparak

dolaşan eski tramvay hattından ileri geldiği düşünülüyor. Michigan Gölü’ne dökülen Chicago Nehri, Downtown’un ortasından geçerken, nehir boyunca yükselen iş merkezleri 1900’lerin başında yapılmayan başlayan ilk modern binalar olarak gösteriliyor. Diğer yandan, 1967 yılında yapılan 15 metrelik Picasso Heykeli, Dört Mevsim Mozaiği, cam ve çelik birleşimi sade ama muhteşem tasarımlı Federal Merkez ve Willis Kulesi, Civic Opera House, Şikago Tiyatrosu, Modern Sanatlar Merkezi, Şikago Sanat Enstitüsü gibi ünlü yapılar da burada yer alıyor. WILLIS KULESİ Eski adı Sears Tower olan Willis Kulesi, dünyanın en yüksek gökdelenlerinden biri. 440 metre yüksekliğindeki 110 katlı bu gökdelenin içinde çeşitli ofisler yer alıyor. Bulutsuz günlerde gökdelenden çevredeki dört eyaleti de görmek mümkün. Bu terasta kuş bakışı seyir keyfi yaşamak istiyorsanız biletinizi önceden ayırmalısınız. Aksi takdirde sırayı görüp vazgeçebilirsiniz. ALIŞVERİŞ Alışveriş cenneti Şikago, istediğiniz her şeyi bulabileceğiniz bir şehir. Özellikle WILLIS KULESİ

GRANT PARK

Near North Bölgesi’nde bulunan ve şehrin en popüler alışveriş caddesi Magnificent Mile olarak bilinen Michigan Avenue’da dünyaca ünlü markaların mağazalarında vakit geçirebilirsiniz. Şehirdeki alışveriş konusunda bir diğer önemli yer State Caddesi. State Caddesi üzerinde ev eşyası giyim, elektronik, takı ve mücevher dükkânları bulabilirsiniz. Ayrıca dünyanın en büyük mağazası olan Manc’s de bu cadde üzerinde yer alıyor. Oak Caddesi ise yerel ve uluslararası eşyaların satıldığı butiklerin olduğu bir cadde.

şehrin önemli gezi rotalarına yakın bir noktada konaklamış olacaksınız.

NEREDE KALINIR? ABD’nin üçüncü büyük şehri olan Şikago’da yıl içerisinde pek çok kongre, konser gibi etkinlik düzenleniyor ve bu nedenle şehirde kalmak için birçok alternatifiniz olacak. Bu tarz etkinliklerin düzenlendiği zamanlarda otellerin fiyatları daha yüksek seyrediyor. O’Hare Havalimanı’nın çevresinde çok sayıda otel bulabilirsiniz ancak bu oteller şehir merkezinden uzak. Yine de CTA trenleriyle şehir merkezine yarım saatlik bir yolculukla ulaşabilirsiniz. Yer olarak Downtown Şikago’yu tercih ettiğiniz takdirde şehrin merkezinde kalmış ve

DAMAK TADI Dünyanın en iyi restoranlarına sahip olan Şikago fast food kültürünün de ana vatanı. Amerikan kültürüne ve bölgeye ait yiyebileceğiniz lezzetler: Hamburger, Şikago pizzası (derin tabak pizza olarak da anılır), sosisli sandviç, portakallı tavuk, yumurtalı pilav ve milkshake. Halk tarafından en çok tercih edilen yemek ise barbekü ürünleri ve çorbalar. Şikago’nun en bilindik ve özel lezzeti olan kalın kenarlı pizzasını şehrin her yerindeki restoranlarda “Chicagostyle pizza” olarak bulmanız mümkün.

ŞEHİR İÇİ ULAŞIM Şehre gelenler ve bölge halkı ulaşımda kendi araçlarını kullanabildiği gibi, taksileri, metroyu ve otobüsleri de tercih edebiliyor. Şehir içi ulaşımda kullanabileceğiniz manyetik kartı toplu taşıma araçlarının her istasyonunun gişe ve otomatik makinelerinden temin edebilirsiniz. Tekrar doldurulabilir ya da yeniden alınabilir olan bu kartların günlük ve haftalık seçenekleri söz konusu.

93 • HAZİRAN 2018


FUAR ROTASI

HANNOVER NEREDE GEZİLİR? ALTSTADT (ESKİ ŞEHİR) Hannover’in tarihi şehir bölgesi olan Eski Şehir, İkinci Dünya Savaşı sırasında yoğun hava bombardımanıyla harap edilse de savaş sonrasında aslına uygun restorasyonlarla yeniden ayağa kaldırılmış. Ancak bölge büyük ölçüde yenilenmiş olsa da, mimari yapılarda savaşın izlerini görmek halen mümkün. Altstadt’ta; kırmızı tuğlalı gotik “Marktkirche” (Çarşı Kilisesi), “Altes Rathaus” (Eski Belediye Binası) ve “Ballhof” gibi Hannover’in tarihi yapılarını da görmeniz mümkün. Çarşı meydanı çevresindeki Kramerstrasse ve Burgstrasse Caddeleri boyunca restore edilmiş ahşap evler uzanırken, “Leibnizhaus” olarak bilinen, matematikçi ve filozof Gottfried Wilhelm Leibniz’in restore edilmiş evi de Altstadt’ın görülmesi gereken yapılarından biridir. SCHLOSS MARIENBURG (MARİENBURG ŞATOSU) 1858 ve 1867 yılları arasında Hannover Kralı V. Georg’a doğum günü hediyesi olarak inşa edilen Marienburg Şatosu, Hannover şehir merkezinin yaklaşık 30 kilometre güneyinde yer alıyor. Marienburg Şatosu, Almanya’nın en önemli neogotik yapılarından biri olarak kabul edilirken, şato günümüzde çeşitli sergilere ev sahipliği yapıyor. NEUES RATHAUS (YENİ BELEDİYE BİNASI) Hannover’in simge yapılarından olan Neues Rathaus’un inşası 12 yıl sürmüş ve yapı 20 Temmuz 1913’te açılmış. İmparator II. Wilhelm tarafından eklektik mimari üslubunda inşa ettirilen Neues Rathaus, kaleyi • 94

ALTSTADT (ESKİ ŞEHİR)

andıran görünümü ve büyüleyici manzarasıyla şehrin en dikkat çekici yapılarından biri. Binanın içindeki asansörü kullanarak kubbeye çıkabilir, mükemmel bir manzaraya şahit olabilirsiniz. HERRENHÄUSER GÄRTEN (HERRENHÄUSER BAHÇELERİ) Parkları ve yeşil alanlarıyla ünlü Hannover’in en önemli parkı, kuşkusuz Herrenhäuser Bahçeleri’dir. Büyük Bahçe (Großer Garten), Berggarten, Georgengarten ve Welfengarten bahçelerinden oluşan Herrenhäuser Bahçeleri, Avrupa’nın ve dünyanın en ünlü barok bahçelerinden biri olarak da gösteriliyor. 1692-1714 yılları arasında Versay Sarayı Bahçeleri’nden ilham alınarak inşa edilen Herrenhäuser Bahçeleri, bahar ve yaz aylarında mükemmel bir görünüme bürünüyor.

MARİENBURG ŞATOSU

ALIŞVERİŞ Alışveriş alanında Almanya’nın en önde gelen şehirlerinden olan Hannover’de hediyelik eşyadan giyime, geleneksel ürünlerden teknolojik ürünlere kadar her şeyi bulmak mümkün. Hannover’in en önemli alışveriş noktaları ise gıda ve günlük tüketim ürünlerinin satıldığı “Markthalle”, küçük büyük sayısız dükkânıyla “Weihnachtsmarkt”, kaliteli markaların yer aldığı “Bijou Brigitte”, büyük bir alışveriş merkezi olan “Ernst August Gallerie” ile şehrin merkezindeki Kröpcke Meydanı’nda yer alan alışveriş merkezleri “Galeria Kaufhof” ve “Karstadt”tır. Hannover’de ayrıca her cumartesi günü Leine Nehri boyunca uzanan bit pazarları da kuruluyor ve burada elektronik ürünlerden antikalara, kitaplardan giysiler dek akla gelebilecek her türlü ürün satışa çıkarılıyor.

NEREDE KALINIR? Hannover, dünyanın fuar merkezi olarak anıldığı ve çok sayıda küresel fuar organizasyonlarına ev sahipliği yaptığı için, yıl boyunca milyonlarca ziyaretçiyi ağırlıyor. Bu nedenle kentte üç, dört ve beş yıldızlı otel, apart otel, hostel ve konukevi gibi 200’den fazla tesis bulunurken, konaklama tesislerinin pek çoğu şehir merkezi, tren istasyonu ve havalimanı çevresinde, Messe-Laatzen, Schutzenplatz, HannsLije Platz ve Opera House bölgelerinde konumlanıyor. Konaklamak için şehrin merkezi yerleri olan bu bölgeleri tercih etmeniz size ulaşım açısından da avantaj sağlayabilir. ŞEHİR İÇİ ULAŞIM Şehirde ulaşım son derece gelişmiş durumda. Trafik sorunu yok denecek kadar az. Hannover yılın her döneminde dünyanın çeşitli fuarlarına ev sahipliği yaptığı için yıl boyunca milyonlarca ziyaretçiyi ağırlıyor. Bu nedenle şehir içi ulaşım ağı ve yönlendirmeler oldukça anlaşılır şekilde düzenlenmiş. Hannover’de ulaşım tramvay, otobüs, banliyö trenleri, bisiklet ve taksi ile sağlanırken, toplu taşıma araçları 7/24 hizmet veriyor. DAMAK TADI Hannover’deki Alman mutfağı kültürü, diğer bölgelerdeki kırmızı et menüleri yerine deniz ürünlerinin ağırlıkta olduğu bir menü içeriyor. İşlenmiş yılan balığı gibi tatlar öne çıkan yemekler arasında yer alırken, “Schlachteplatte” adı verilen, kırmızı ve beyaz etlerden oluşan yöresel yemekler ve “Welfenspeise” adlı tatlı Hannover’in sevilen lezzetlerinden sadece ikisi…


GÖSTERGELER MAYIS 2018

95 • HAZİRAN 2018


GÖSTERGELER

MAKİNE İHRACATIMIZ MAYIS AYININ SONUNDA 7 MİLYAR DOLAR OLDU TÜRKİYE’NİN MAKİNE İHRACATI 2018 YILININ OCAK-MAYIS DÖNEMİNDE 7 MİLYAR DOLAR SEVİYESİNDE KAYDEDİLDİ. 2017 YILININ AYNI DÖNEMİNDE BU RAKAM 5,6 MİLYAR DOLARDI. TÜRKİYE’NİN MAKİNE İHRACATI, MAYIS AYININ SONUNDA, GEÇEN YILIN AYNI DÖNEMİNE GÖRE YÜZDE 23,9 ARTTI.

M

akine sektöründe 2018 yılının Ocak-Mayıs döneminde en fazla ihracat gerçekleştiren alt sektör motorlar oldu. 2017 yılının Ocak-Mayıs döneminde söz konusu ürün grubunda gerçekleştirilen ihracatın değeri 887,3 milyon dolarken, 2018 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 19,9 artışla 1 milyar dolar seviyesine ulaştı. Listenin ikinci sırasında bulunan klimalar ve soğutma makineleri kaleminde 2018 yılının Ocak-Mayıs döneminde

• 96

gerçekleştirilen ihracatın değeri 947,5 milyon dolar oldu. 2017 yılının aynı döneminde bu rakam 785,8 milyon dolardı. Klimalar ve soğutma makineleri mal grubunda gerçekleşen ihracat artışı yüzde 20,6 oldu. En fazla ihracat gerçekleştiren üçüncü kalem ise diğer yıkama ve kurutma makineleri olarak kayda geçti. Söz konusu kalemde 2017 yılının Ocak-Mayıs döneminde 505,8 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken, 2018 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 19,6 artışla 605 milyon dolar oldu.

İHRACAT LİSTESİNİN İLK SIRASINDA ALMANYA VAR Almanya, 2018 yılının OcakMayıs döneminde makine sektöründe en fazla ihracat gerçekleştirilen ilk 10 ülke listesinin ilk sırasındaki yerini korumaya devam etti. Almanya’ya 2017 yılının Ocak-Mayıs döneminde 928 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken, 2018 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 18,5 artışla 1 milyar dolar olarak kaydedildi. İkinci sıradaki ABD’ye yönelik makine ihracatı, 2018 yılının

Ocak-Mayıs döneminde 484 milyon dolar olarak kaydedilirken, 2017 yılının aynı döneminde bu rakam 385 milyon dolar seviyesindeydi. ABD’ye yönelik makine ihracatı, böylece yüzde 25,6 artış göstermiş oldu. Türkiye’nin en fazla ihracat gerçekleştirdiği ilk 10 ülke listesinin üçüncü sırasındaki İngiltere’ye ise 2017 yılının Ocak-Mayıs döneminde 277 milyon dolarlık makine gönderilirken, 2018 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 31,6 artışla 365 milyon dolar değerine yükseldi.


MAYIS 2018

MAKİNE VE SEKTÖRÜ TAMAMI İTİBARIYLA İHRACAT KAYIT RAKAMLARI (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK-31 MAYIS) 2017 YILI MAL GRUBU ADI

2018 YILI

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON

60,7

887,3

14,6

65,3

KLİMALAR VE SOĞUTMA MAKİNELERİ

196,2

785,8

4

206,2

YIKAMA VE KURUTMA MAKİNELERİ,

188,7

505,8

2,7

İNŞAAT VE MADENCİLİKTE KULLANILAN MAKİNELER

112

371,4

3,3

MOTORLAR

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

DEĞER (MİLYON $)

DEĞİŞİM (%) $/KG

MİKTAR

DEĞER

16,3

7,6

19,9

947,5

4,6

5,1

20,6

198,5

605

3

5,2

19,6

137

499,4

3,6

22,3

34,5

1.063

POMPALAR VE KOMPRESÖRLER

43,1

307,1

7,1

51,2

406,1

7,9

18,8

32,3

TAKIM TEZGÂHLARI

41

270,4

6,6

46,5

348,5

7,5

13,5

28,9

TARIM VE ORMANCILIKTA KULLANILAN MAKİNELER

61,5

271,1

4,4

68,2

320,9

4,7

10,8

18,4

7,3

232,6

31,6

6,5

285,4

43,6

-11,2

22,7

TEKSTİL VE KONFEKSİYON MAKİNELERİ

35,5

197,5

5,6

40,6

247,7

6,1

14,2

25,4

VANALAR

21,6

195,3

9

24,2

240

9,9

11,7

22,9

REAKTÖRLER VE KAZANLAR

23,6

176,3

7,5

22,7

219,5

9,6

-3,5

24,5

GIDA SANAYİİ MAKİNELERİ

35,9

181,8

5,1

36

214,1

5,9

0,3

17,7

9,9

139,4

14,1

8,9

211,2

23,6

-9,8

51,5

HADDE VE DÖKÜM MAKİNELERİ, KALIPLAR

17,3

128,3

7,4

19,7

159

8,1

13,8

23,9

YÜK KALDIRMA, TAŞIMA VE İSTİFLEMEYE MAHSUS MAKİNELER

27,6

110,7

4

33,3

150,2

4,5

21

35,6

ISITICILAR VE FIRINLAR

18,1

126,5

7

19,8

144,4

7,3

9,4

14,2

KAUÇUK, PLASTİK, LASTİK İŞLEME VE İMALATINA AİT MAKİNELER

5,8

60,7

10,4

7,7

82,9

10,7

33,6

36,6

AMBALAJ MAKİNELERİ

3,4

66,2

19,1

4,5

81,8

17,9

32

23,6

RULMANLAR

4,8

52

10,8

5,7

63,7

11,1

18,7

22,4

BÜRO MAKİNELERİ

1,6

66,5

39,2

1,7

61,1

35,6

1,2

-8,1

KÂĞIT İMALİNE VE MATBAACILIĞA MAHSUS MAKİNELER

5,2

32,6

6,2

5,5

40,2

7,2

6,5

23,4

DERİ İŞLEME VE İMALAT MAKİNELERİ

1,2

6,3

5,1

0,8

5,4

6,3

-29,8

-13,6

472,7

6,4

86,4

593,4

6,9

16,6

25,5

6,4

10,1

23,9

TÜRBİN, TURBOJET, TURBOPROPELLER, HİDROLİK SİLİNDİRLER

SİLAH VE MÜHİMMAT

DİĞER MAKİNELER TOPLAM

74 997,2

5.645

5,7

1.098

6.992

97 • HAZİRAN 2018


GÖSTERGELER

AMBALAJ MAKİNELERİ AMBALAJ MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK-31 MAYIS)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

IRAK

0,3

5,7

16,2

0,5

6,7

12,9

47,6

17,2

CEZAYİR

0,2

5,1

18,8

0,2

6,4

24,8

-5,5

24,5

İTALYA

0,06

1,6

27,3

0,2

5,1

23,4

263,5

211,3

ALMANYA

0,2

3,2

13,4

0,2

3,8

13,7

18,2

20,8

MISIR

0,06

1,2

18,5

0,1

3,7

24,2

126,1

195,7

İRAN

0,2

10

43,4

0,1

2,7

14,2

-15,5

-72,3

ÖZBEKİSTAN

0,05

1

18,6

0,1

2,7

22,3

125,7

171,5

FAS

0,01

0,3

23,4

0,06

2,3

38,8

268,3

509,5

SUUDİ ARABİSTAN

0,1

2,4

21,8

0,1

2,2

15,4

27,9

-9,5

LÜBNAN

0,01

0,2

17,6

0,1

2

18,8

835,5

896,5

MAL GRUBU TOPLAMI

3,4

66,2

19,1

4,5

81,8

17,9

32

23,6

BÜRO MAKİNELERİ BÜRO MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK-31 MAYIS)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

2018 YILI $/KG

MİKTAR (BİN TON

DEĞER (MİLYON $)

DEĞİŞİM (%) $/KG

MİKTAR

DEĞER

HOLLANDA

0,1

7

63,8

0,07

10,1

129,6

-28,9

44,3

KKTC

0,1

6,8

42,6

0,1

6,6

48

-14,9

-4

AVUSTURYA

0,02

1,9

74,5

0,05

5,1

93,8

107,8

161,9

ABD

0,002

3,3

1.227,4

0,007

5

ALMANYA

0,1

4,2

31,9

0,1

MACARİSTAN

0,01

2,1

175,9

İRAN

0,4

3,2

6,8

IRAK

0,1

2,4

AZERBAYCAN

0,02

ÇEKYA

0,006

MAL GRUBU TOPLAMI

1,6

• 98

711

159

4,6

36

-2

0,01

2,1

179,7

-1,2

1

0,6

1,8

3

32,6

-41

20

0,08

1,3

16,4

-29,6

-42,3

1,3

46

0,03

1,2

33,1

36,3

-2

1,2

206

0,007

1,2

166,6

22,4

-1

61,1

35,6

1,2

66,5

39,2

1,7

50 10,4

-8,1


MAYIS 2018

DERİ İŞLEME VE İMALAT MAKİNELERİ DERİ İŞLEME VE İMALAT MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK-31 MAYIS)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

İTALYA

0,1

BELARUS

DEĞER (MİLYON $)

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

$/KG

MİKTAR (BİN TON

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

0,7

5,9

0,09

0,6

6,6

-26,1

-16,8

0,0004

0,001

3,9

0,02

0,5

19,9

7.131,2

RUSYA

0,05

0,3

7

0,05

0,3

6,9

0,5

ÇİN

0,1

1

6

0,01

0,3

23,9

-92

-68

PORTEKİZ

0,01

0,1

10,1

0,02

0,3

13,7

140,9

226,9

ÖZBEKİSTAN

0,02

0,1

6,8

0,04

0,3

8,1

56

86,6

CEZAYİR

0,008

0,08

10,2

0,03

0,2

6,6

367,8

203,2

AZERBAYCAN

0,1

0,1

1,1

0,09

0,2

2,4

-33,3

47,6

UKRAYNA

0,04

0,2

6

0,04

0,2

4,6

-8,5

-28,9

BULGARİSTAN

0,04

0,9

19,3

0,01

0,1

11,1

-70,2

-82,9

MAL GRUBU TOPLAMI

1,2

6,3

5,1

0,8

5,4

6,3

-29,8

-13,6

37.014 -1,3

GIDA SANAYİİ MAKİNELERİ GIDA SANAYİİ MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK-31 MAYIS)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

2018 YILI $/KG

MİKTAR (BİN TON

DEĞER (MİLYON $)

DEĞİŞİM (%) $/KG

MİKTAR

DEĞER

-6,1

27,7

CEZAYİR

4,6

18

3,8

4,4

23

5,2

ÖZBEKİSTAN

3,6

12,6

3,5

3,1

15,7

5

-14,1

24,4

IRAK

1,2

5

4

3,1

10,9

3,5

150,3

117,6

MISIR

2,1

9,7

4,5

2,1

10,2

4,9

-1,9

5,8

SUDAN

0,2

2,1

7,5

1,1

9,8

8,6

295,1

355,7

KAZAKİSTAN

4,4

12,3

2,8

2

9,2

4,4

-53,1

-25,3

İRAN

2,8

9,9

3,4

1,9

7,9

4,1

-33

-20,2

RUSYA

0,5

3,9

7,9

0,8

6,3

7,8

62,2

59,3

AZERBAYCAN

0,7

2,8

3,9

0,9

6

6,8

22,6

114,4

ANGOLA

0,005

0,04

8,4

0,6

5,4

9

MAL GRUBU TOPLAMI

35,9

181,8

5,1

36

214,1

5,9

0,3

17,7

99 • HAZİRAN 2018


GÖSTERGELER

HADDE VE DÖKÜM MAKİNELERİ HADDE VE DÖKÜM MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK-31 MAYIS)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI ÜLKE

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

ALMANYA

2,3

17,3

7,4

2,8

24,2

8,4

23,7

40,1

CEZAYİR

0,7

6,4

8,8

1,7

14,4

8,2

138,9

124,1

RUSYA

0,7

10,9

15,5

0,7

12,2

16,7

3,6

11,9

İTALYA

1,2

6,8

5,6

1,7

11

6,2

45,5

İRAN

1,1

7,1

6,3

1,2

7,1

5,6

12,8

BULGARİSTAN

0,2

7,7

27,8

0,5

5,9

12

80

-22,7

MACARİSTAN

0,2

2,9

14,6

0,3

5,9

15,8

86,7

101,4

MISIR

0,5

2,8

5

0,7

4,5

6,1

31,7

61,2

ROMANYA

0,6

5,4

8,3

0,5

4,4

7,7

-11,5

-18,9

İSPANYA

0,1

2,1

0,4

3,8

9,5

161,2

77

17,3

128,3

8,1

13,8

MAL GRUBU TOPLAMI

14 7,4

19,7

159

61 0,2

23,9

ISITICILAR VE FIRINLAR ISITICILAR VE FIRINLAR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK-31 MAYIS)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

$/KG

MİKTAR (BİN TON

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

ALMANYA

1,9

10,8

5,6

2,3

15,5

6,7

19,4

43,2

İTALYA

1,1

7,1

6,4

1,2

10

8,4

7,5

39,7

FRANSA

0,8

4,8

5,7

1,5

8,8

5,7

83,6

82,5

ÇİN

0,7

6,9

9,8

0,4

5,7

12,5

-35,4

-17,2

RUSYA

0,5

4,3

8,6

0,7

5,3

7

51,7

22,7

İSPANYA

0,5

2,5

4,6

0,6

4,6

7,1

18,4

83,7

CEZAYİR

0,4

3,7

8,7

0,4

4,2

9,2

6,9

13,7

İSVİÇRE

0,2

1,7

6,1

0,6

3,8

5,8

135,8

123,5

AZERBAYCAN

0,2

1,7

7,7

0,5

3,7

6,8

139,9

111,8

SUUDİ ARABİSTAN

0,3

3,9

11,1

0,3

3,7

9,9

5,4

-6,1

18,1

126,5

7

19,8

144,4

7,3

9,4

14,2

MAL GRUBU TOPLAMI

• 100


MAYIS 2018

İNŞAAT VE MADENCİLİKTE KULLANILAN MAKİNELER İNŞAAT VE MADENCİLİKTE KULLANILAN MAKİNELER İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK-31 MAYIS) 2017 YILI ÜLKE

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

ALMANYA

5,6

22,9

4,1

9,1

40,7

4,5

60,7

77,7

HOLLANDA

4,7

9,2

1,9

10,2

34,3

3,4

112,9

273,2

CEZAYİR

8,2

31,4

3,8

5,6

22

3,9

-31,8

-29,7

İNGİLTERE

8,1

15,2

1,9

7,3

19,4

2,6

-8,7

27,3

RUSYA

1,7

9,6

5,5

3,3

17,6

5,2

92,1

82,6

FRANSA

1,8

7,5

4,1

3,8

16,6

4,4

103,9

119,9

EGE SERBEST BÖLGESİ

5,8

13,7

2,4

5,9

16,3

2,8

1,5

18,9

AVUSTURYA

2,2

10,3

4,6

2,8

13,9

5

26

35,5

ABD

3,3

10,8

3,3

3,7

12,7

3,4

14,6

18

İTALYA

3,1

9,7

3,1

3,4

12,3

3,5

10,8

27

371,4

3,3

499,4

3,6

22,3

34,5

MAL GRUBU TOPLAMI

112

137

101 • HAZİRAN 2018


GÖSTERGELER

KÂĞIT İMALİNE VE MATBAACILIĞA MAHSUS MAKİNELER KÂĞIT İMALİNE VE MATBAACILIĞA MAHSUS MAKİNELER İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK-31 MAYIS) 2017 YILI ÜLKE

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2018 YILI DEĞER (MİLYON $)

DEĞİŞİM (%)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON

ALMANYA

0,7

3,7

5

0,9

6

6,2

İTALYA

0,4

2

4,2

0,5

3

5,9

4,7

44,8

NİJERYA

0,02

0,3

17,3

0,1

2,6

14,7

755,7

624,6

ÇİN

0,03

0,7

22,3

0,2

1,6

6,8

615,5

116,8

RUSYA

0,09

1,1

12

0,1

1,6

13,6

24,8

41,8

İRAN

1

2,1

2,1

0,4

1,6

3,9

-60,8

-25

FRANSA

0,1

1

7,7

0,07

1,6

21,3

-44

53,7

AZERBAYCAN

0,1

0,6

4,9

0,2

1,5

6,4

91,8

147,5

BULGARİSTAN

0,1

1,5

10,2

0,1

1,1

8,2

-13,7

-30,3

ÖZBEKİSTAN

0,06

0,7

11,9

0,07

1

14,2

22,7

45,9

MAL GRUBU TOPLAMI

5,2

32,6

6,2

5,5

40,2

7,2

6,5

23,4

$/KG

MİKTAR 29

DEĞER 62,2

KAUÇUK, PLASTİK, LASTİK İŞLEME MAKİNELERİ KAUÇUK, PLASTİK, LASTİK İŞLEME MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK-31 MAYIS) 2017 YILI

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2018 YILI

ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

RUSYA

0,3

4,2

13

0,6

ROMANYA

0,2

3

12,1

0,5

İRAN

0,3

3,2

9,1

UKRAYNA

0,1

1,6

IRAK

0,2

ALMANYA

MİKTAR (BİN TON

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

16,8

85,4

139,8

4,3

7,6

129,3

43,7

0,4

4,2

10,1

19,9

32,2

10,5

0,3

3,8

12,6

95,6

135,5

1,4

5,3

0,3

3,7

11

26,1

164,6

0,1

2,4

20,8

0,3

3,7

11,2

176,9

48,9

ÖZBEKİSTAN

0,2

2,5

10

0,3

3,6

11,7

25,4

46,9

CEZAYİR

0,4

4,8

11,2

0,3

3,4

9,1

-12,5

-28,6

AZERBAYCAN

0,2

1,4

6

0,3

2,2

6,1

51

54,7

BULGARİSTAN

0,2

2,4

9,6

0,2

2

9,8

-18,9

-17,1

MAL GRUBU TOPLAMI

5,8

60,7

10,4

7,7

82,9

10,7

33,6

36,6

• 102

$/KG

DEĞİŞİM (%)

10


MAYIS 2018

KLİMALAR VE SOĞUTMA MAKİNELERİ KLİMALAR VE SOĞUTMA MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK-31 MAYIS)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

ALMANYA

20,4

81,6

İTALYA

16,5

İNGİLTERE ABD

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

MİKTAR (BİN TON

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

4

24,2

103,5

4,3

18,5

26,8

63,6

3,8

17,7

84,4

4,7

7,4

32,7

20,5

67,2

3,3

20,1

74,4

3,7

-1,9

10,6

5,8

45,7

7,8

6,5

66,9

10,2

12,6

46,4

$/KG

FRANSA

13

41,1

3,2

13,7

50,3

3,7

5,6

22,3

İSPANYA

11,2

37,4

3,3

9,9

38,7

3,9

-11,9

3,7

POLONYA

5,1

21

4,1

6,3

27,6

4,3

23,1

31,2

FAS

5,5

18,8

3,4

7

27

3,9

25,7

43,3

ROMANYA

5,1

17,8

3,5

5,6

26,6

4,7

10

49,3

İSRAİL

7,6

28,5

3,7

6,1

25,9

4,3

-19,8

-9,1

196,2

785,8

206,2

947,5

4,6

5,1

20,6

MAL GRUBU TOPLAMI

4

MOTORLAR MOTORLAR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK-31 MAYIS)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2017 YILI

ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

$/KG

MİKTAR (BİN TON

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

31,3

12,5

468,1

37,2

-9,7

7,3

10

161

16,1

33,2

64,4

ALMANYA

13,9

436,4

ROMANYA

7,5

97,9

13

FAS

2,7

32,5

12

İNGİLTERE

4,2

26,9

İTALYA

1,2

İRAN

3,7

55,6

14,8

38,7

71

6,4

8,3

44,7

5,3

99,8

65,9

32,8

26,8

1,4

39,7

27,8

16,8

21,2

8,9

68,4

7,7

4,2

33,9

8

-52,4

-50,4

CEZAYİR

0,9

10,1

10,3

2,6

32,6

12,5

165

222

ABD

0,9

15,2

16,2

1,3

32,6

24,7

40,3

113,7

FRANSA

0,8

13,4

15,2

1,4

20,4

14,5

57,8

51,4

POLONYA

0,9

16,3

16,9

1,2

20,2

16,1

31,2

24,4

60,7

887,3

14,6

65,3

16,3

7,6

19,9

MAL GRUBU TOPLAMI

1.063

103 • HAZİRAN 2018


GÖSTERGELER

POMPA VE KOMPRESÖRLER POMPA VE KOMPRESÖR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK-31 MAYIS)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI ÜLKE

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

ALMANYA

9,3

68,3

7,3

10,9

94,4

8,6

16,9

38,1

ABD

2,8

20,5

7,1

3,2

27,9

8,5

13,4

36

İTALYA

1,4

9,9

6,8

2,2

14,2

6,3

53,6

43,1

İNGİLTERE

1,6

9,9

5,9

1,5

11,8

7,6

-7,9

18,1

RUSYA

0,7

5,7

7,4

1,4

11,7

8,3

80,4

101,9

POLONYA

1,1

8

7,3

1,3

10,5

7,7

23,2

30,8

İRAN

1,4

11,7

7,9

1,1

9,8

8,7

-23,8

-16,1

EGE SERBEST BÖLGESİ

1

6,5

6

1,5

9,8

6,4

39,8

50,5

FRANSA

1

6,2

6,2

1,5

9,4

6,1

53,3

51

IRAK

1,3

9

6,7

1,4

9,3

6,5

8,6

4,3

43,1

307,1

7,1

51,2

406,1

7,9

18,8

32,3

MAL GRUBU TOPLAMI

REAKTÖR VE KAZANLAR REAKTÖR VE KAZANLAR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK-31 MAYIS)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI ÜLKE

2018 YILI

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

ALMANYA

2,9

40,7

13,7

ÇİN

1,1

14

İNGİLTERE

1,9

İTALYA

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

2

39,4

18,8

-29,6

-3,2

11,9

2,4

27,4

11,1

108,6

95,1

17,1

9

2,3

23,5

10,2

20,3

37

0,8

9,8

11,4

1,5

17

11,2

76,7

72,6

İSPANYA

0,8

13,1

14,7

1

14,5

14,5

12,9

11

POLONYA

0,4

5

10,4

0,9

12,7

14

88,4

154,4

ROMANYA

2,2

11,8

5,3

1,2

9,8

8

-45,2

-17,1

RUSYA

0,8

6

7,4

1,1

9,7

8,5

39,3

59,9

BELÇİKA

0,4

5,7

11,7

0,5

6,8

13,3

4,5

18,9

ÖZBEKİSTAN

0,6

2,8

4,5

0,7

4,7

6,7

8,4

63,9

23,6

176,3

7,5

22,7

219,5

9,6

-3,5

24,5

MAL GRUBU TOPLAMI

• 104

MİKTAR (BİN TON

DEĞİŞİM (%)


MAYIS 2018

RULMANLAR RULMANLAR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK-31 MAYIS)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2017 YILI

ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

2018 YILI $/KG

MİKTAR (BİN TON

DEĞER (MİLYON $)

DEĞİŞİM (%) $/KG

MİKTAR 13

DEĞER

ALMANYA

0,8

15,3

17,6

0,9

18,3

18,5

19,4

FRANSA

0,8

7,9

9,3

0,8

9,4

10,7

3,6

18,8

ABD

0,5

6,1

11,4

0,4

5,5

13,3

-22,7

-9,9

ÇİN

0,2

2,5

8,6

0,4

3,6

8

56,6

46

İNGİLTERE

0,3

2,1

5,7

0,5

3,3

5,6

56,6

52,2

KANADA

0,1

3,2

31,7

0,07

2,2

29,6

-25,8

-30,7

POLONYA

0,2

1,2

4,4

0,4

2

4,8

51,4

65,1

CEZAYİR

0,02

0,5

17,7

0,09

1,9

21,2

219,6

283,1

AVUSTURYA

0,1

1,7

11,6

0,1

1,9

13,3

-1,1

12,7

ÇEKYA

0,1

1

5,2

0,2

18

6,1

51,4

76,6

MAL GRUBU TOPLAMI

4,8

52

10,8

5,7

63,7

11,1

18,7

22,4

105 • HAZİRAN 2018


GÖSTERGELER

TAKIM TEZGÂHLARI TAKIM TEZGÂHLARI İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK-31 MAYIS)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

ALMANYA

3,5

24,6

RUSYA

2,1

POLONYA

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

MİKTAR (BİN TON

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

7

3,4

26,5

7,7

-2,4

7,8

12,3

5,7

2,6

19,7

7,4

24,7

59,9

1,5

9,6

6,3

2,6

17

6,5

70,4

76,1

CEZAYİR

1,2

10,1

8,2

1,5

14,2

9,5

21,1

40,7

ABD

2,1

15,7

7,2

2

13

6,5

-7,8

-16,9

İSPANYA

0,8

6,9

7,7

1,4

12,1

8,6

57,5

74,2

HOLLANDA

0,5

4,3

7,5

1,1

9,5

8,2

96,7

117,4

KATAR

0,2

1,4

6,5

0,5

9,4

16,9

İTALYA

1,4

8,4

5,8

1,4

9,2

6,4

-1,2

10

BULGARİSTAN

0,7

6,7

8,8

1

8,9

8,4

38

31,7

270,4

6,6

46,5

348,5

7,5

13,5

28,9

MAL GRUBU TOPLAMI

41

$/KG

141

529,2

TARIM VE ORMANCILIK MAKİNELERİ TARIM VE ORMANCILIK MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK-31 MAYIS)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

ABD

8,6

63,6

7,3

7,1

60,2

8,4

-17,4

-5,4

İTALYA

4,3

23,7

5,4

5,6

37,1

6,6

27,4

56,1

AZERBAYCAN

6

25,6

4,2

5,4

22,4

4,1

-10,2

-12,5

ÖZBEKİSTAN

1,4

9,4

6,3

3,4

18

5,3

129,3

92,3

IRAK

3,3

3

3,6

12

3,3

9,2

19,9

FAS

1,8

6,4

3,6

2,1

8,5

3,9

20

32,3

AVUSTRALYA

1,1

4,9

4,4

1,5

7,8

5

41,7

60,4

RUSYA

1,2

4,6

3,8

1,9

7,7

3,9

65,6

68,3

FRANSA

2,2

6,3

2,9

2,4

7,6

3,1

10,8

20,8

BULGARİSTAN

1,4

4,8

3,3

1,9

7

3,6

34,5

45,4

61,5

271,1

4,4

68,2

320,9

4,7

10,8

18,4

MAL GRUBU TOPLAMI

• 106

10


MAYIS 2018

TEKSTİL VE KONFEKSİYON MAKİNELERİ TEKSTİL VE KONFEKSİYON MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK-31 MAYIS)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

$/KG

MİKTAR (BİN TON

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

İNGİLTERE

4,3

17

3,9

6,4

29,9

4,6

47,8

75,2

ALMANYA

3,1

16,2

5,1

3

19,7

6,4

-3,2

21,6

BANGLADEŞ

1,3

14,3

10,7

1,7

19,5

11

33

36,8

ÖZBEKİSTAN

1

12,1

11

1,4

15,8

10,9

32

30,7

FRANSA

2,4

10,8

4,4

2,2

11,4

5,1

-9,1

5,3

GÜNEY KORE

0,1

0,5

4,8

1,8

9,9

5,3

1.461,6

1.626,3

HİNDİSTAN

2,5

9,1

3,6

3,4

9,3

2,7

36,4

1,9

İTALYA

1,2

8,6

6,6

1,1

8,4

7,1

-8,6

-1,7

PAKİSTAN

1

4,8

4,8

1,3

8,4

6,1

35,1

71,9

MISIR

2,1

11

5,2

1,3

8

6

-35,8

-27,1

35,5

197,5

5,6

40,6

247,7

6,1

14,2

25,4

MAL GRUBU TOPLAMI

107 • HAZİRAN 2018


GÖSTERGELER

TÜRBİN, TURBOJET, HİDROLİK SİLİNDİR TÜRBİN, TURBOJET, HİDROLİK SİLİNDİR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK-31 MAYIS)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

ABD

0,2

HİNDİSTAN

0,07

33,5

ALMANYA

1,4

15

İSVİÇRE

0,004

BELÇİKA

DEĞER (MİLYON $)

2018 YILI $/KG

MİKTAR (BİN TON

377,4

0,3

419,6

DEĞER (MİLYON $)

DEĞİŞİM (%) $/KG

MİKTAR

DEĞER

152,2

404,7

35,2

44,9

0,05

34,8

662,8

-34,2

4

10,1

2,2

32,3

14,4

50

114,4

0,2

44

0,1

10,2

67,7

3.236,4

5.025,7

0,06

6,5

106,5

0,1

8,9

72,4

100,7

36,5

FRANSA

0,2

5,1

21,6

0,3

6,3

20,8

28,3

23,4

POLONYA

0,05

27,5

488

0,06

4,2

68

11,4

-84,5

İSPANYA

0,01

3,3

309,8

0,02

4,1

169

128,4

24,6

İNGİLTERE

0,02

3,9

157,1

0,05

3,2

55,2

135,3

-17,4

AVUSTURYA

0,3

1,5

4,2

0,3

2,2

5,9

-1

41

MAL GRUBU TOPLAMI

7,3

232,6

31,6

6,5

285,4

43,6

-11,2

105

22,7

VANALAR VANALAR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK-31 MAYIS)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2017 YILI

ÜLKE

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

ALMANYA

3,8

33,7

8,9

4,2

39,7

9,3

12

17,8

IRAK

1,6

13,1

8,2

1,7

17,8

9,9

11

35,1

MISIR

1,2

12,8

10,6

1,1

11,6

10

-3,2

-8,9

ABD

0,3

7,6

19,5

0,4

9,6

22

10,9

25,2

FRANSA

0,5

4,9

9,3

0,7

9,5

12,7

40,4

91,6

İRAN

0,5

5,4

9,9

0,7

7,3

9,9

34,9

35,2

ÇİN

0,1

4

28,2

0,1

6,8

48,8

-2,7

68,4

İNGİLTERE

0,4

4,8

10

0,4

6,6

15,2

-8,7

37,8

İTALYA

0,6

4,9

7,7

0,6

6,2

9,1

6,7

25,9

AZERBAYCAN

0,5

3,4

6,4

0,6

5,3

7,9

25,8

55,2

21,6

195,3

9,9

11,7

22,9

MAL GRUBU TOPLAMI

• 108

9

24,2

240

MİKTAR

DEĞER


MAYIS 2018

YIKAMA VE KURUTMA MAKİNELERİ YIKAMA VE KURUTMA MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK-31 MAYIS)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI ÜLKE

2018 YILI

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON

İNGİLTERE

32,6

80,7

2,5

36,8

FRANSA

20,3

50,7

2,5

20,6

59,9

2,9

1,2

18

ALMANYA

17,8

49,1

2,7

18,7

58,3

3,1

5,1

18,7

İSPANYA

18

45,1

2,5

19,4

55,8

2,9

8,2

23,8

İTALYA

19,3

44,4

2,3

17,7

47,1

2,7

-8,3

5,9

POLONYA

6,4

17,3

2,7

5,6

19

3,4

-12,3

9,8

İSVEÇ

5,2

15,2

2,9

5,3

18,1

3,4

2,3

AVUSTRALYA

3,5

11,4

3,2

4

15,1

3,7

14,5

32,2

ROMANYA

4,8

11,2

2,3

4,1

11,4

2,7

-13,3

2,0

RUSYA

1,7

4,9

2,8

3,2

9,6

3

81,7

94,9

188,7

505,8

2,7

198,5

3

5,2

19,6

MAL GRUBU TOPLAMI

DEĞER (MİLYON $)

DEĞİŞİM (%)

105

605

$/KG 2,8

MİKTAR 13

DEĞER 30

19

DİĞER MAKİNELER DİĞER MAKİNELER İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK-31 MAYIS)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI ÜLKE

2018 YILI

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

12,9

67,3

5,2

12,7

82,6

6,5

-1,8

22,7

İTALYA

7,5

32,8

4,4

8,4

37,1

4,4

12,5

13,2

FRANSA

2,6

20,5

7,7

4

30,5

7,5

52

48,4

ABD

1,8

20,9

11,2

2,3

25,8

10,8

27,4

23,3

ÖZBEKİSTAN

0,7

6,1

8,7

2,2

20,2

9

218,5

229,7

İRAN

2,7

25,8

9,4

1,7

20,2

11,5

-35,8

-21,4

İNGİLTERE

1,9

11,3

6

1,7

17

9,8

-9,4

49,3

RUSYA

1,5

10,5

7

1,6

15,2

9,4

7,9

45,5

BELÇİKA

3,8

13,5

3,6

3,9

15

3,8

4,4

10,8

İSPANYA

1,6

11

6,7

1,8

14,9

8,3

9

35,2

472,7

6,4

86,4

593,4

6,9

16,6

25,5

ALMANYA

MAL GRUBU TOPLAMI

74

MİKTAR (BİN TON

DEĞİŞİM (%)

109 • HAZİRAN 2018


GÖSTERGELER

YÜK KALDIRMA, TAŞIMA VE İSTİFLEME MAKİNELERİ YÜK KALDIRMA, TAŞIMA VE İSTİFLEME MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK-31 MAYIS) 2017 YILI ÜLKE

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2018 YILI

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

CEZAYİR

1,8

7,5

4,1

ABD

0,7

5

RUSYA

0,9

ALMANYA

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

2

8,8

4,3

12,8

16,6

6,8

1,4

8,6

6,1

91,7

72,3

3,7

4

1,4

7,2

4,9

56,1

93,6

1,6

5,8

3,7

2,3

6,8

2,9

45,2

16,1

HOLLANDA

1,8

2,8

1,5

1,3

6,7

4,9

-25,3

136,5

İSRAİL

0,5

2

3,5

1,2

5,1

4,2

114,9

154,4

ROMANYA

0,5

2,7

4,6

0,6

5,1

7,6

13,6

87,3

ÖZBEKİSTAN

0,1

1,1

6,5

1,2

5

4,2

575,7

340,3

FRANSA

0,4

2,1

4,3

0,6

4,7

6,9

39,7

125,2

SUUDİ ARABİSTAN

1

4,9

4,8

1,1

4,2

3,7

12,2

-13,1

33,3

150,2

4,5

21

35,6

MAL GRUBU TOPLAMI

• 110

27,6

110,7

4

MİKTAR (BİN TON

DEĞİŞİM (%)


MAYIS 2018

MAKİNE SEKTÖRÜNÜN TAMAMI İTİBARIYLA İHRACAT GERÇEKLEŞTİRİLEN İLK 20 ÜLKE (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK-31 MAYIS) 2017 YILI ÜLKE ALMANYA

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2018 YILI $/KG

MİKTAR (BİN TON

DEĞER (MİLYON $)

DEĞİŞİM (%) $/KG

MİKTAR

DEĞER

104

928

8,9

115

1.099

9,5

10,3

18,5

ABD

34

385

11,4

33

484

14,7

-1,9

25,6

İNGİLTERE

80

277

3,5

89

365

4,1

11,8

31,6

İTALYA

63

280

4,5

68

356

5,2

8,5

27,1

ROMANYA

29

186

6,4

33

274

8,3

12,6

47,1

FRANSA

51

204

4

57

268

4,7

12,7

31,6

CEZAYİR

30

147

5

30

189

6,3

1,2

28,1

İSPANYA

41

162

4

40

188

4,7

-2

15,8

RUSYA

17

106

6,3

25

167

6,8

47,1

58,1

İRAN

38

228

6

25

155

6,2

-34,2

-32

POLONYA

20

133

6,8

24

150

6,4

20,6

12,3

FAS

18

94

5,3

21

134

6,4

18,5

42,4

IRAK

28

127

4,6

27

130

4,8

-3,3

2,5

ÖZBEKİSTAN

11

70

6,1

19

129

6,9

62,8

85,5

HOLLANDA

16

68

4,3

24

127

5,4

49,8

85,1

HİNDİSTAN

9

82

8,8

14

108

7,9

44,8

30,7

MISIR

20

89

4,4

24

107

4,4

19

19,3

AZERBAYCAN

15

81

5,4

18

102

5,6

23,1

27,3

8

65

7,8

12

102

8,2

47,8

56,2

14

70

4,9

16

90

5,5

14,9

29,5

DİĞER

353

1.863

5,3

385

2.270

5,9

9,2

21,9

TOPLAM

997

5.645

5,7

1.098

6.992

6,4

10,1

23,9

ÇİN BELÇİKA

TÜRKİYE’NİN ÜLKELERE GÖRE GENEL İHRACATI (2017 VE 2018 YILLARI 1 OCAK-31 MAYIS)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2017 YILI

ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

2018 YILI

DEĞER (MİLYON $)

MİKTAR (BİN TON

DEĞER (MİLYON $)

ALMANYA

1.408

5.818

1.587

6.806

İNGİLTERE

1.312

3.719

1.415

4.314

İTALYA

2.694

3.465

3.012

4.169

İSPANYA

2.264

2.469

2.684

3.305

776

2.649

880

3.239

ABD

FRANSA

3.385

3.220

2.932

3.177

IRAK

3.620

3.567

3.186

2.945

762

1.449

1.109

2.105

HOLLANDA BELÇİKA İSRAİL

718

1.235

1.030

1.697

1.688

1.337

1.812

1.647

ROMANYA

863

1.210

1.077

1.614

POLONYA

413

1.294

451

1.419

RUSYA ÇİN İRAN MISIR BULGARİSTAN

778

872

1.080

1.408

2.948

1.131

2.732

1.198

636

1.271

768

1.132

1.003

889

1.014

1.130

843

1.071

1.029

1.111 1.107

SUUDİ ARABİSTAN

811

1.284

641

CEZAYİR

560

787

374

851

YUNANİSTAN

846

620

1.089

839

DİĞER

20.938

20.112

19.436

22.391

TOPLAM

49.275

59.480

49.349

67.615 111 • HAZİRAN 2018


FUARLAR

ALMANYA ACHEMA Kimya Teknolojileri 11-15 Haziran 2018 @Frankfurt IAA COMMERCIAL VEHICLES İş Makineleri, Ticari Araçlar 20-27 Eylül 2018 @Hannover EUROBLECH Metal İşleme Teknolojileri 23-26 Ekim 2018 @Hannover

İTALYA EIMA Tarım Makinaları 7-11 Kasım 2018 @Bologna ABD IMTS Metal İşleme Teknolojileri 10-15 Eylül 2018 @Şikago

• 112


GÜRCİSTAN

RUSYA

AQUA-THERM TIFLIS Isıtma, Soğutma, Klima ve Tesisat Aralık 2018 @Tiflis

AGROSALON Tarım Makineleri 9-12 Ekim 2018 @Moskova

İRAN TAHRAN SANAYİ FUARI Sanayi Fuarı 6-9 Ekim 2018 @Tahran IRAN HVAC&R Isıtma, Soğutma, Klima ve Tesisat 23-26 Ekim 2018 @Tahran

BAE DUBAI BIG 5 Yapı ve İnşaat 26-29 Kasım 2018 @BAE

ÇİN WMF/CIFF Ağaç İşleme Makineleri 10-13 Eylül 2018 @Şangay

VİETNAM

CEMAT İç Lojistik Ekipmanları, Otomasyon, Forklift, Lojistik Teknolojileri, Taşıma Ekipmanları, Nakliye Sistemleri 6-9 Kasım 2018 @Şangay

VTG THE 18TH VIETNAM INT’L TEXTILE AND GARMENT INDUSTRY EXHIBITION Tekstil ve Konfeksiyon Makineleri 21-24 Kasım 2018 @Ho Chi Minh City

BAUMA CHINA İş ve İnşaat Makinaları, Madencilik Makine ve Ekipmanları, Beton Makine ve Ekipmanları, Asfalt Üretim Tesisleri, Komponentler 27-30 Kasım 2018 @Şangay

113 • HAZİRAN 2018


ADRESLER Makine İhracatçıları Birliği (MAİB)................................................................................................... 0312 447 27 40............................................................. www.makinebirlik.com Türkiye’nin Makinecileri.......................................................................................................................... 0312 447 27 40........................................... www.turkiyeninmakinecileri.org Makine İmalat Sanayii Dernekleri Federasyonu (MAKFED)............................................... 0312 426 40 50.........................................................................www.makfed.org Makine Sanayi Sektör Platformu (MSSP)...................................................................................... 0312 447 27 40..................................................www.turkmakinesanayi.com TURQUM®........................................................................................................................................................ 0312 447 27 40.......................................................................www.turqum.com

RESMİ KURUMLAR Ekonomi Bakanlığı...................................................................................................................................... 0312 204 75 00..................................................................www.ekonomi.gov.tr Maliye Bakanlığı.......................................................................................................................................... 0312 415 29 00......................................................................www.maliye.gov.tr Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı................................................................................................. 0312 201 50 00......................................................................www.sanayi.gov.tr Gümrük ve Ticaret Bakanlığı................................................................................................................. 0312 449 10 00............................................................................ www.gtb.gov.tr Kalkınma Bakanlığı.................................................................................................................................... 0312 294 50 00.................................................................www.kalkinma.gov.tr Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği....................................................................................................... 0312 218 20 00.......................................................................... www.tobb.org.tr Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu................................................................................................................ 0212 339 50 00............................................................................www.deik.org.tr Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı....................................................................... 0312 939 70 00............................................................................www.tika.gov.tr Türkiye İstatistik Kurumu....................................................................................................................... 0312 410 04 10............................................................................www.tuik.gov.tr Hazine Müsteşarlığı................................................................................................................................... 0312 204 60 00......................................................................www.hazine.gov.tr Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK)........................................... 0312 468 53 00.....................................................................www.tubitak.gov.tr

SEKTÖREL ÖRGÜTLER Ağaç İşleme Makine ve Yan Sanayisi İş Adamları Derneği (AİMSAD).......................... 0216 511 56 12......................................................................... www.aimsad.org Akışkan Gücü Derneği (AKDER)........................................................................................................... 0212 210 34 23.............................................................................www.akder.org Ambalaj Makinecileri Derneği (AMD).............................................................................................. 0216 545 49 48...........................................................................www.amd.org.tr Anadolu Asansörcüler Derneği (ANASDER).................................................................................. 0312 232 06 40................................................................... www.anasder.org.tr Anadolu Un Sanayicileri Derneği (AUSD)...................................................................................... 0312 281 04 68.......................................................................... www.ausd.org.tr Araç ve Araç Üstü Ekipman ve İş Makinaları Üreticileri Birliği Derneği (ARÜSDER).... 0312 440 18 43.........................................................................www.arusder.org Asansör ve Yürüyen Merdiven Sanayicileri Derneği (AYSAD)............................................. 0216 326 49 51........................................................................www.aysad.org.tr Bağlantı Elemanları Sanayici ve İş Adamları Derneği (BESİAD)...................................... 0212 609 06 35............................................................www.besiadturkey.com Elektrikli Vinç İmalatçıları Birliği Derneği (TEVİD)................................................................. 0530 147 87 09.............................................................................. www.tevid.org Endüstriyel Fırın Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (EFSİAD)....................................... 0216 906 00 22....................................................................... www.efsiad.org.tr Endüstriyel Otomasyon Sanayicileri Derneği (ENOSAD)...................................................... 0216 469 46 96.....................................................................www.enosad.org.tr İklimlendirme, Soğutma, Klima İmalatçıları Derneği (İSKİD).......................................... 0216 469 44 96...........................................................................www.iskid.org.tr İstanbul Madeni Eşya Sanatkârları (İMES) Sanayi Sitesi.................................................... 0 216 364 33 47.............................................................................www.imes.org İstif Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Derneği (İSDER)..................................... 0216 467 09 46.......................................................................... www.isder.org.tr İş ve İnşaat Makineleri Kümelenmesi (İŞİM).............................................................................. 0312 385 50 90............................................................................www.isim.org.tr İş Makinaları Mühendisleri Birliği (İMMB)................................................................................... 0312 385 78 94........................................................... www.ismakinalari.org.tr Kazan ve Basınçlı Kap Sanayicileri Birliği (KBSB)..................................................................... 0532 689 25 73...........................................................................www.kbsb.org.tr Makina İmalatçıları Birliği (MİB)....................................................................................................... 0312 468 37 49............................................................................ www.mib.org.tr OSTİM Organize Sanayi Bölgesi (OSTİM)..................................................................................... 0312 385 50 90........................................................................ www.ostim.org.tr Öncü Sanayici ve İşadamları Derneği (ÖNCÜDER).................................................................. 0312 395 73 90......................................................................www.oncuder.com Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER)............................................................................................ 0212 444 20 85..........................................................................www.pagder.org Sağlık Gereçleri Üreticileri ve Temsilcileri Derneği (SADER)............................................... 0312 433 77 88.........................................................................www.sader.org.tr Sakarya 2. Organize Sanayi Bölgesi (S2OSB)............................................................................... 0264 654 58 33........................................................................ www.s2osb.org.tr Sakarya Makina İmalatçıları Birliği (SAMİB).............................................................................. 0264 241 05 57........................................................................www.samib.org.tr Tekstil Makine ve Aksesuarları Sanayicileri Derneği (TEMSAD)....................................... 0212 552 76 60.......................................................................www.temsad.com Tüm Tıbbi Cihaz Üretici ve Tedarikçi Dernekleri Federasyonu (TÜMDEF)................... 0312 468 69 84.........................................................................www.tumdef.org Tüm Asansör Sanayici ve İşadamları Derneği (TASİAD)....................................................... 0216 324 94 36....................................................................... www.tasiad.org.tr TOBB Türkiye Makine ve Teçhizat İmalatı Meclisi.................................................................... 0312 218 20 00.......................................................................... www.tobb.org.tr Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB).................................................................. 0850 495 0 666.....................................................................www.tmmob.org.tr Türk Pompa ve Vana Sanayicileri Derneği (POMSAD)............................................................ 0312 255 10 73................................................................... www.pomsad.org.tr Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği (TÜDÖKSAD).................................................................. 0212 267 13 92.................................................................www.tudoksad.org.tr Türkiye İş Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Birliği (İMDER)............................ 0216 477 70 77........................................................................ www.imder.org.tr Türkiye Mermer Doğaltaş ve Makinaları Üreticileri Birliği (TÜMMER)......................... 0312 440 83 63....................................................................www.tummer.org.tr Türk Tarım Alet ve Makineleri İmalatçıları Birliği (TARMAKBİR).................................... 0312 419 37 94.................................................................... www.tarmakbir.org Unlu Mamul Makine Üreticiler Birliği (TUMMAB).................................................................... 0224 360 62 91...................................................................... www.tummab.org • 114


KURULUM

BAKIM

DESTEK

DANIŞMANLIK


AHS 30 / 150

METALE

4 TOPLU SİLİNDİR BÜKME MAKİNESİ

HAYAT VEREN

MAKİNELER

APK 1000 PROFİL BÜKME MAKİNESİ

HEB - 1000 Zor Yoldan (Kılıcına) 50.000 mm Çap

AHS 10500 CNC 4 VALSLİ HİDROLİK SİLİNDİR BÜKME MAKİNESİ

Akçalar Sanayi Bölgesi, Sanayi cad. No:8/A 16225 Akçalar / BURSA / TÜRKİYE Tel : + 90 224 280 75 00 Fax : + 90 224 280 75 01 Email : info@akyapak.com.tr


e d z i n i v i ş ar

Moment Expo, 10 yılda 10 kitap ve yedi Almanak yayınladı. 2011’den bu yana hazırlanan Almanak’larımız Türkiye’nin Makinecileri’nin faaliyetlerini, makine imalat sektörlerinin yıllık gelişimini, Moment Expo’nun içerik özetini okuyucularıyla paylaşıyor. Sektörün arşiv belgeleri olma misyonunu üstlenen Almanak’larımız 2017’nin yıllık bilançosunu sunuyor.

www.moment-expo.com


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.