Moment 120 web tr

Page 1

Mayıs 2018

Makine İhracatçıları Birliği Aylık Dergisi

Sayı: 120


Vidalı hava kompresörlerinde 5 yıl garanti dönemi başladı!

TÜRK

İYE’D E İLK

* Tüm yağ enjekteli vidalı seri kompresörlerimizde standart periyodik bakımların orijinal yedek parçalarla yetkili servisler tarafından yapılması koşuluyla geçerlidir.

ww

w.d

alg

akir an.c om


Bugün Yarın Daima...

AD-ES

Elektrikli Abkant Pres

çevreye duyarlı

Hidrolik sistem gerektirmeyen elektrikli motor hareket sistemi sayesinde, yüksek hızı sayesinde de daha az çalışma süresi ve daha az maliyet ile daha çok iş yapabilme kapasitesine sahiptir.

OSB 75.Yıl Bulvarı Nilüfer-Bursa/Türkiye T: +90 224 219 18 00 F: +90 224 242 75 80


başkandan

BATI’NIN ELINDE SON KALE: MAKINE Endüstri 4.0 kavramı, bir süredir gündemi en fazla meşgul eden konulardan biri. Gün geçmiyor ki bu konuya dair bir makaleye, beyanata veya tartışmaya şahit olmayalım ve bunlar arasındaki çelişkiler zihnimizi zorlamasın. Bu kavramı içselleştirmek bir tarafa; anlamak için dahi ne kadar gayret edersek, yazılıp çizilenleri ne kadar çok okur, sorgular ve tatbikatı nasıl olacak diye sorgularsak, bir o kadar daha yeni soru ve eksikle yüz yüze kalıyoruz.

KUTLU KARAVELİOĞLU Makine İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı

Endüstri 4.0 bir kavram olarak, hangi nesnel gerçekliğin ya da olgunun beynimizdeki yansımasını sağlayacak? Yeni bir endüstriyel çağa adını veren bu kavramın, yepyeni bir üretim kültürü olarak tanımlanması zihinlerde nasıl karşılık buluyor? Dijitalleşme, nesnelerin interneti, büyük veri, yapay zeka gibi son dönem fenomenleri ile esnek olsa da bağlılık içeren etkileşimi nasıl olacak? Karmaşık buluyoruz, bir türlü kafamızda netleştiremiyoruz, ya abartıyor ya da indirgiyoruz. Bazılarımız evde süt bitince markete sipariş verecek bir buzdolabına sahip olmayı, bazılarımız bunların üretileceği insansız, karanlık fabrikaları hayal ediyoruz. Nerdeyse “makineler çalışacak, biz yan gelip yatacağız” diye, hiçbir iş yapmayacağımız bir dünya düzeni tasavvur edenler var. Kim bilir, belki de varoluşu doya doya sorgulayabilen bir filozoflar dünyasına kavuşacağız. Bu durumun kaynağı bilgimizin veya kabiliyetlerimizin yetersizliği, düşünme biçimimizin elverişsizliği değil. Tam tersine bu durum, kavramın içinin henüz ortaya atanlar tarafından dahi doldurulamamış olmasından kaynaklanıyor. Göstergelerden anlıyoruz ki, teknoloji yarışında liderliği kaybetme korkusuna kapılanlar yeni kavramlarla yarattıkları kaotik ortamı, kendi lehlerine olacak yeni düzenlere dönüştürme gayreti içindeler. Yüksek teknoloji üretim yeteneği bir ülkenin endüstriyel bakımdan gelişmişliğinin bir göstergesidir. Hangi ürün veya ürün gruplarının yüksek teknolojiye işaret ettiğinin tanımını yapan OECD, hesaplamada sektörlerin cirolarının ne kadarını ar-ge’ye ayırdığını baz alır. Birleşmiş Milletler ise STIC Revizyon 3 sınıflandırmasında dokuz sektörü yüksek teknolojili ürünler olarak öne çıkarır; listede elektronik, iletişim, bilgisayarlar, bilimsel araç ve gereçler büyük yer tutar. Öte yandan yüksek teknoloji ile üretilen ürünlerin kendi teknoloji seviyelerini klasmana dâhil etmez; örneğin otomobilleri yüksek teknoloji ürün olarak saymamaktadır. Bu sınıflandırma kapsamında; istatistikler Çin’in, son 15 yılda gerçekleştirdiği hamleler ile ABD ve Almanya’nın toplamından daha fazla yüksek teknoloji ürünü ihraç eder hale geldiğini gösteriyor. 2016 verilerine göre dünya toplam yüksek teknolojili ürün ihracatının yüzde 24’ünü Çin yapıyor. ABD ve Almanya’nın toplamı ise yüzde 18 seviyelerindeyken, Tayvan’ın kendi ihracatı içinde yüksek teknolojili ürün payı yüzde 45, Güney Kore’nin yüzde 28’e yükselmiş bulunuyor.

2


2000 yılında elektronik ve iletişimde yüksek teknolojili ürünlerde ABD-Almanya-Japonya’nın toplam ihracatı 83 milyar dolar kadarken Çin-Tayvan-Kore’nin toplamı bu rakama eşitmiş. 2016’da Çin-Tayvan-Kore’nin ihracatı 620 milyar dolara çıkarken, ABD-Almanya-Japonya’nın ihracatı 63 milyar dolara gerilemiş. Bilgisayar ve elektronikte de durum bu kadar dramatik. Batı açısından bakıldığında, sosyal maliyetlere rağmen küreselleşme ve kar maksimizasyonu tutkusu yüzünden bu savaş çoktan kaybedilmiş görünüyor. Geriye tek bir kale kalmış görünüyor; o da makine imalatı, daha doğrusu makine imalat teknolojisi. Çünkü imalat uzun süre önce Doğu’ya kaydı, şimdilerde ise geri alınmaya çalışılıyor. Makine sektöründe yüksek teknolojili ürün ihracatına baktığımızda, 2000 yılında 4,2 milyar dolar olan Çin-TayvanKore ihracatı toplamının, 2016’da 19,5 milyar dolara yükseldiğini görüyoruz. ABD-Almanya-Japonya üçlüsünde ise 18,5 milyar dolardan 26,5 milyar dolara yükselmiş durumda. Rekabet bıçak sırtında ve eğer yeni araçlar işe katılmazsa, Batı’nın bu yarışı kısa zamanda kaybedeceği çok açık.

Gidişat gösteriyor ki, bu kavram Batı’nın kendini üstün veya rekabetçi gördüğü unsurlarla biçimlenecek. Hep olageldiği üzere, ar-ge’de sistemli çalışmanın getirdiği bütün bilgi, yenilik ve tasarımlar yeni dediğimiz endüstriyel çağın nasıl yaşanacağını tarif edecek ve tüm toplumları şekillendirecek. Tek farkla… Birinci çağda olduğu gibi buharın gücünü kullanmak, ikincideki gibi elektrik yardımıyla seri üretime geçmek veya üçüncüyle özdeşleşen elektronik ve otomasyon gibi somut bir dönemece dayanmıyor. Biz aslında yıllardır yaşamakta olduğumuz bir dönüşüm sürecine isim bulmaya çalışıyoruz. Bir büyük gazetemizde kavramı inceleyen ve yeni nesil sanayiciliğin gereği olarak ortaya koyan haberden kısa bir alıntı paylaşmak bırakmak istiyorum:

Aslında bilgisayarın hayatımıza girmesinden ve özellikle 1993’de internetin kamunun kullanımına açılmasından itibaren dijitalleşme, yazılım ve akıllanmış veya akıllanabilecek her şey insanlığın yoğun ilgi alanındaydı. Dijital çağ 30 yıldır telaffuz edilen bir tabirdi ve daha önce en fazla katma değer yaratan elektronik teknolojisi bu dönemde yerini yazılıma, yazılım da yerini bilişime bırakıyordu. Dijital çağ kavramı evrilmiş, bilgiyi düzenli biçimde işleyip, toplumsal, ekonomik ve bilimsel değişimin yönünü yeniden belirlediğimiz ve bir ağ toplumu oluşturduğumuz son döneme bilgi veya bilişim çağı demiştik.

“Endüstri 4.0’ın ana bileşenlerinden ilki, Yeni Nesil Yazılım ve Donanım, yani bugünün klâsik donanımlarından farklı olarak düşük maliyetli, az yer kaplayan, az enerji harcayan, az ısı üreten, ancak bir o kadar da yüksek güvenilirlikte çalışan donanımlar ve bu donanımları çalıştıracak işletim ve yazılım sistemlerinin kaynak ve bellek kullanımı açısından tutumlu olması hedefidir. İkinci ve belki de en önemli bileşen ise Cihaz Tabanlı İnternet (İng. Internet of Things), yeryüzündeki tüm cihazların birbiriyle bilgi ve veri alışverişi için kullanıldığı, her türlü araç gerece entegre edilmiş, sensör ve işleticilerle donanmış, internet bağlantılı akıllı elektronik (siber fiziksel) sistem. Üretim sürecinde fabrikalardaki makinelerde siber-fiziksel sistemlerin kullanılması demek insanlardan neredeyse bağımsız olarak kendi kendilerini koordine ve optimize ederek üretim yapabilecek ‘akıllı fabrikalar’ demektir.”

Şimdi endüstri 4.0’ı tartışıyoruz. Endüstri 4.0 başlangıçta Almanya’nın bir pazarlama enstrümanı olarak ortaya çıkmıştı. Obama ve Merkel 2016 Nisan’ında Hannover Fuarında bu kavramı küresel kapışmanın tam göbeğine yerleştirdiler. Almanya’nın yeni bir endüstriyel toplum tasavvurunu işaret eden bu kavramın içini, bugün hep birlikte doldurmaya çalışıyoruz. Bir kavrama anlam bulmaya çalışırken yeni kavramlar üretiyoruz. Japonlar bugün Toplum 5.0 tartışmasını önümüze koyuyor. Giderek daha hızlı dönen dünyada sermaye, emek ve yatırım ortamının üretimin ana faktörleri kalıp kalmayacağı sorgulanıyor.

Evet, Endüstri 4.0 ile üretim süreçlerinin yönetiminde makinenin odak noktasında olduğu yeni bir dönemeçten bahsediyoruz ama makine sanayinde rekabet gücünün artık sadece makine sanayiinin yetenekleriyle ölçülür olmaktan çıktığını unutmamalıyız. Makine sanayiinde gelişme, bundan sonra ancak karşılıklı ilişkilerin arttığı diğer sektörlerin gelişimiyle mümkün olabilecektir. Bugün tüm sektörler endüstriyel gelişmenin zorladığı talep ve beklentiye olumlu yanıt vermekle yükümlüdür. Bu da değişimin sadece teknikte değil, kültür ve yaşam biçimimizi de kapsayacak bir şekilde bir bütün olarak gerçekleşmekte olduğu anlamına geliyor.

3



içindekiler gündem

syf8

8 GÜNDEM TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ HANNOVER MESSE’YE BİR KEZ DAHA DAMGASINI VURDU 18 GÜNDEM TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ INTERMAT FUARI İÇİN PARİS’TEYDİ 25 GÜNDEM PAGDER’DE “SELÇUK GÜLSÜN” DÖNEMİ BAŞLADI 27 GÜNDEM EFSİAD 2’NCİ OLAĞAN GENEL KURULU TAMAMLANDI

TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ HANNOVER MESSE’YE BİR KEZ DAHA DAMGASINI VURDU gündem

syf18

28 GÜNDEM KONYA ENDÜSTRİ ZİRVESİ YENİ TEKNOLOJİLERİN ODAĞI OLDU 30 GÜNDEM DÜNYA “TEK TUŞLA” İHRACATÇININ AVUCUNDA 33 GÜNDEM SU ALTI ROBOTLARI YTÜ’DE YARIŞTI 34 GÜNDEM MARS KÂŞİFİ “İNAN” ABD YOLCUSU 36 GÜNDEM SULTANS OF TÜRKİYE ÖDÜLE DOYMUYOR 39 GÜNDEM RENÇPER SAHAYA İNDİ 41 GÜNDEM BÖCEKSAVAR ROBOT DÜNYA LİTERATÜRÜNE GİRDİ 42

OAİB GÜNDEM

44 SEKTÖRDEN “ENDÜSTRİ 4.0 UYUMLU KOMPRESÖRLER ÜRETİYORUZ”

TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ INTERMAT FUARI İÇİN PARİS’TEYDİ gündem

syf28

48 KAPAK ASANSÖR VE YÜRÜYEN MERDİVENDE BEKLENTİLER OLUMLU 58 KAPAK / MSSP FOCUS KONTROLLÜ YAPIMIZ MAKİNE SEKTÖRÜNE ROL MODEL OLABİLİR 62 ÜLKELERDEN GÜNEY AMERİKANIN KÜÇÜK ÜLKESİ: GUYANA 70 RÖPORTAJ “HER ŞEYİN TEMELİNDE İNSAN VAR” 72 MAKALE MAKİNE YATIRIMLARI VE FİNANSMANA ERİŞİMDE TEMİNAT SORUNU 74 AR-GE MERKEZİ “AR-GE ÇALIŞMALARIMIZLA ÖNCÜ BİR ROL ÜSTLENİYORUZ”

KONYA ENDÜSTRİ ZİRVESİ YENİ TEKNOLOJİLERİN ODAĞI OLDU kapak

syf48

78 AKADEMİK “ANALİTİK VE PRATİK BECERİYE SAHİP MAKİNE MÜHENDİSLERİ YETİŞTİRİYORUZ” 85 İZ BIRAKANLAR OAİB ESKİ KOORDİNATÖR BAŞKANI AHMET KAHRAMAN’I KAYBETTİK 86 MAKALE YENİ SANAYİ DÖNEMİ: YENİ İÇERİKLER, YENİ KAVRAMLAR 88 ARAŞTIRMA ENDÜSTRİ 4.0’IN SONRASI TOPLUM 5.0 92 MAKİNE TARİHİ YAPIM İŞLERİNİN VAZGEÇİLMEZ MAKİNESİ: EKSKAVATÖRLER 95 GÖSTERGELER TÜRKİYE’NİN MAKİNE İHRACATI NİSAN AYININ SONUNDA 5,4 MİLYAR DOLAR OLDU

ASANSÖR VE YÜRÜYEN MERDİVENDE BEKLENTİLER OLUMLU

112 FUARLAR 114 ADRESLER 115 MOMENT in ENGLISH

5


YILMAZ MAKİNE SAN. ve TİC. A.Ş.


editörden

Değerli okurlarımız,

TUGAY SOYKAN

Dünyanın en önemli endüstri teknolojileri fuarları arasında yer alan Hannover Messe, geçtiğimiz 23-27 Nisan tarihlerinde 71’inci kez kapılarını açtı. 75 ülkeden 5 bin firmanın katıldığı fuara Türkiye’nin Makinecileri de 102 Türk firmasıyla birlikte katıldı. Türk makine sektörünün üretim gücü, kalitesi ve avantajlarını, gerçekleştirdiği yaygın tanıtım çalışmalarıyla tüm dünyaya bir kez daha gösteren Türkiye’nin Makinecileri, fuar kapsamında Alman paydaşları OWL, Robotation Academy, BME’nin yanı sıra Volkswagen Grup ve Deutsche Messe yetkilileriyle de bir araya geldi ve işbirliği çalışmaları hakkında temaslarda bulundu. Diğer yandan, Türkiye’nin Makinecileri, Hannover Messe Fuarı ile eş zamanlı olarak düzenlenen; iş ve inşaat makineleri sektöründe dünyanın üçüncü büyük fuarı olan INTERMAT Fuarı’nda da 52 Türk firmasıyla birlikte yer aldı. 167 ülkeden 1500 firmanın ürünlerini sergilediği fuarda Türkiye’nin Makinecileri, Türk makine sektörünün yapısı ve çalışmaları hakkında önemli ikili görüşmeler gerçekleştirdi. Yurt dışı tanıtım faaliyetlerini Türkiye’nin Makinecileri markası altında sürdüren Makine İhracatçıları Birliği’nin bu çabaları elbette karşılık bulmaya devam ediyor. Türkiye’nin makine ihracatındaki artış Nisan ayında da yükseliş eğrisini sürdürürken, Ocak-Nisan dönemindeki artış, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 24,8’e ulaştı. Nisan ayında 5,4 milyar dolar seviyesinde kaydedilen makine ihracatı, geçtiğimiz yıl bu dönemde 4,3 milyar dolardı. Yine Ocak-Nisan döneminde ülke bazında hedef pazarlarımızda yaşanan artış da 2018 için beklentilerin olumlu devam edeceğine işaret ediyor. Ocak-Nisan döneminde Almanya’ya olan makine ihracatımız yüzde 19,3 artarken, ABD’ye olan makine ihracatımız yüzde 22,8; İngiltere’ye olan makine ihracatımız ise yüzde 32,4 artış gösterdi. Bu rakamların, önümüzdeki dönemde de artarak devam etmesi, tüm makine imalat sektörlerinin ortak hedefi olmayı sürdürüyor. Moment Expo’nun “Gündem” sayfalarında da bu iki önemli fuar haberine geniş yer ayırırken, diğer yandan robotik teknolojilerdeki artan gücümüzü vurgulayacak keyifli haberleri de okuyucularımıza aktarmaya çalıştık. Kapak konumuzda ise, bu kez, asansör ve yürüyen merdiven sektörüne odaklandık; sektörün 2018 yılı ve sonrasına ilişkin olumlu beklentilerine mercek tuttuk. Türkiye’nin yakın coğrafyasında biriken bina talebinin beslediği bu beklentiler, küresel asansör ve yürüyen merdiven sektöründeki yükselen grafikle de örtüşüyor. 2021 yılına kadar yüzde 6 büyüme beklenen sektörde Türkiye’nin dış ticaret hacmi 500 milyon dolara yaklaşırken, geçtiğimiz yılı yüzde 20,8 ihracat artışıyla kapatan Türk asansör ve yürüyen merdiven sektörü ithalatını ise 22,7 azaltmayı başardı. Moment Expo’nun önemli başlıklarından biri olan “Ar-Ge Merkezi” sayfalarımızda AĞTEKS Ar-Ge Merkezi Yöneticisi Servet Balcı ile sohbet ederken, “Akademik” sayfalarımızda da Süleyman Demirel Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ramazan Kayacan’ı ağırladık ve sektörün ihtiyacı olan yeni mühendis adaylarının nasıl yetiştirildiğini dinledik. Diğer yandan, Türkiye’nin Makinecileri Almanya Danışmanı Ahmet Yılmaz, makalesinde, yeni sanayi dönemindeki yeni kavramlara odaklanırken, MAİB önceki dönem Yönetim Kurulu Başkanı ve MAKFED Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran ise makine yatırımları ve finansmana erişimde teminat sorununa ilişkin görüşlerini Moment Expo okuyucularıyla paylaştı. Keyifli okumalar

MAKİNE İHRACATÇILARI BİRLİĞİ ADINA SAHİBİ Özkan AYDIN

SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Tugay SOYKAN (tugaysoykan@origamimedya.com)

YAYIN KURULU BAŞKANI Kutlu KARAVELİOĞLU

EDİTÖR Tolga ÇATAL (tolga@origamimedya.com)

YAYIN ADRESİ Mecidiyeköy Mah. Atakan Sok. No: 6/7 Şişli / İstanbul T: +90 212 252 87 76 - 77 F: +90 212 211 40 70

YAYIN KURULU Sevda Kayhan YILMAZ, Mehmet AĞRİKLİ, Ahmet ÖZKAYAN, Ali EREN, Halil İbrahim GÖKÇÜOĞLU, Hüseyin DURMAZ, Metin KAR, Mustafa ŞEKERCİ, Önder BÜLBÜLOĞLU, Zeynep Erkunt ARMAĞAN, Özkan AYDIN, Esra ARPINAR, Mehtap ÖNAL

MUHABİR Volkan ÜKÜNÇ (volkan@origamimedya.com)

YAYIN TÜRÜ Süreli, Yerel Dergi

YAYINA HAZIRLAYANLAR Origami Medya

REKLAM KOORDİNATÖRÜ Mustafa AK (mustafa@origamimedya.com) GÖRSEL YÖNETMEN Murat CERİT (murat@origamimedya.com)

MAİB GENEL SEKRETERLİĞİ Ceyhun Atuf Kansu Cad. No: 120 Balgat - Çankaya / Ankara Tel: 0312 447 27 40 Faks: 0312 446 96 05

BASKI VE CİLT UNIPRINT Uniprint Basım Sanayi ve Ticaret A.Ş. Ömerli Köyü, İstanbul Cad. No: 159, 34555, Hadımköy, İstanbul Tel: +90 212 798 28 40 www.apa.com.tr MOMENT EXPO Dergisi, Origami Medya tarafından T.C. yasalarına uygun olarak yayınlanmaktadır. “Moment Expo Dergisi” ibaresi kullanılarak alıntı yapılması izne bağlıdır. Moment Expo Dergisi Makine İhracatçıları Birliği’nin 7.500 adet basılan ücretsiz süreli yayınıdır.

KATKIDA BULUNANLAR Sakine KÖKLÜ (sakine@origamimedya.com)

7


gündem

TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ HANNOVER MESSE’YE BİR KEZ DAHA DAMGASINI VURDU Türkiye’nin Makinecileri bu yıl 71’inci kez kapılarını açan Hannover Messe Fuarı’na katılarak Türk makine sektörünün üretim gücü, kalitesi ve avantajlarını gerçekleştirdiği tanıtım çalışmalarıyla tüm dünyaya gösterdi.

8


gündem

D

ünyanın en önemli sanayi fuarı olarak nitelendirilen Hannover Messe, 23-27 Nisan tarihleri arasında Almanya’nın Hannover kentinde düzenlendi. 75 ülkeden 5 bin firmanın katıldığı fuarda bu yıl partner ülke Meksika olurken, Türkiye’den de 102 firma organizasyonda yerini aldı. Fuarda, Türkiye’nin Makinecileri gerçekleştirdiği reklam ve tanıtım faaliyetleriyle fuarın ilgi odağı olurken, “Making the world work” sloganıyla hazırlanan reklamlar havaalanından başlayarak fuar alanındaki reklam kulelerinde, otobüslerde, taksi duraklarında, billboardlarda, fuar haritaları ve fuar gazetesinde yer aldı. Türkiye’nin Makinecileri, gerçekleştirdiği tanıtım faaliyetleriyle fuarı ziyaret eden 210 bin kişiye Türk makine sektörünün gücünü gösterme fırsatı buldu. PAYDAŞLARLA KAPSAMLI GÖRÜŞMELER GERÇEKLEŞTİRİLDİ Bu yıl “Entegre Endüstri-Bağlantı ve İşbirliği” temasıyla kapılarını açan ve ilk defa CeMAT Fuarı ile eşzamanlı olarak aynı çatı altında gerçekleştirilen organizasyona; MAİB’i temsilen Yönetim Kurulu Başkan Yardımcıları Sevda Kayhan Yılmaz ve Mehmet Ağrikli katıldı. Fuar heyetinde ayrıca Türkiye’nin

Makinecileri Almanya Danışmanı Ahmet Yılmaz ile Makine Şubesi Uzmanı Aybüke Tuğçe Karabörk ve TURQUALITY® Şubesi Uzmanı Hasan Aksoy da yer aldı. Makine İmalat Sanayi Dernekleri Federasyonu (MAKFED) üyesi derneklerden Türk Pompa ve Vana Sanayicileri Derneği (POMSAD) Genel Sekreteri Gökhan Sezer Türktan da 15. holde yer alan stantta hazır bulunarak fuar ziyaretçilerine sektörleri ve üye firmaları hakkında bilgi verdi. Türkiye’nin Makinecileri’nin fuarın ikinci günü düzenlediği kokteyle Hannover Başkonsolosu Banu Malaman, Ekonomi Bakanlığı Ekonomik Araştırmalar ve Değerlendirme Genel Müdürü Arzu Yılmaz, Hannover Ticaret Ataşesi Nilüfer Sandallı’nın yanı sıra fuar katılımcısı Türk firmalarının temsilcileri ve yabancı muhataplar katıldı. Sevda Kayhan Yılmaz ve Nilüfer Sandallı’nın açılış konuşmalarıyla başlayan kokteyl kapsamında katılımcılarla temaslar gerçekleştirilirken, Türk firmalarının temsilcileri de yabancı muhataplarıyla bir araya gelme fırsatı buldu. Türkiye’nin Makinecileri’nin temsilcilerinin başta Alman paydaşları OWL (Makine ve İnşaatçıları Birliği), Robotation Academy, BME (Alman Satınalmacılar Birliği), Volkswagen Grup ve Deutsche Messe yetkilile-

“TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ GERÇEKLEŞTİRDİĞİ REKLAM VE TANITIM FAALİYETLERİYLE FUARIN İLGİ ODAĞI OLDU.”

9



gündem

riyle bir araya gelerek işbirliği çalışmaları hakkında temaslarda bulunduğu fuar kapsamında ayrıca çok sayıda farklı kişi ve kurumla da görüşmeler gerçekleştirildi. “ENDÜSTRİDEKİ YENİ TRENDLER SERGİLENDİ” Fuar hakkında değerlendirmelerde bulunan MAİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Ağrikli, Endüstri 4.0’ın oldukça içselleşmesinden sonra fuarda yeni kavram ve ürünlerin ortaya çıkmaya başladığını belirterek, “Endüstri 4.0’ın altyapısında dominant olmak isteyen dünya yazılım ve donanım devlerinin endüstrideki yeni trendin farkına vararak pastadan daha fazla pay almak için müthiş bir rekabet içinde olduğu görülebiliyordu” dedi. Eski makineleri Endüstri 4.0’a uyumlu hale getirebilme konusunda da ayrı bir yarış olduğunu aktaran Ağrikli, sözlerini şöyle sürdürdü: “Makinelere kolayca bağlanabilen ethernet, wireless ya da bluetooth modemler, çok fonksiyonlu sensörler, makinelerin ekran görüntüsünü alarak görüntüyü sayısallaştırarak içindeki rakam ve yazıları alabilen ve bunları Endüstri 4.0 platformunda işleyebilen sistemler çok ilgi çekiciydi. Eklemeli üretimlerde neredeyse elastik ya da rijit her türlü malzemenin daha ekonomik, daha hızlı, daha hassas üretilebileceği, boyutları ve fiyatları sürekli küçülen 3D baskı sistemleri de fuarda en çok ilgi çeken ürünlerdi. Diğer yandan, Meksika araştırma enstitülerinin standları ise yüksek teknolojili mikro işleme, elektronik, tekstil ve tıp alanında Meksika’da oldukça iyi bir altyapının olduğunu gösteriyordu. Fuarda, nano teknolojili malzemeler ve seramiğin endüstride daha çok kullanıldığı da bariz olarak görülüyordu. Genel olarak her şeyin dijitalleştiği bir dünyanın sadece başında olduğumuz, bu yılki Hannover Messe Fuarı’nda açıkça fark ediliyordu.”

11



gĂźndem

13


gündem

“DERNEĞİMİZ ADINA FAYDALI TEMASLAR KURDUK”

“FUARDA SON KULLANICILARA ULAŞABİLİYORUZ” “Önceki yıllarda ziyaretçi olarak bulunduğumuz Hannover Messe’de bu yıl ilk defa katılımcı firma sıfatıyla yer alıyoruz. İmal ettiğimiz PMATECH markalı ray araba ürünlerimizi tanıtmak, yurt dışında distribütörlükler oluşturmak ve son kullanıcılara doğrudan ulaşmak amacıyla fuara katıldık. Genel itibarıyla firmamız açısından verimli geçen bir fuardı. Özellikle Avrupa’da yer alan distribütör ve son kullanıcıları bir arada görmek, rakip firmalara ait son trendleri gözlemleme fırsatı da sağladı. Fuar süresince bilyalı araba ve ray ürünlerimizi sergileme imkanımız oldu.”

AHMET ÇOMAK POLYMAK GENEL MÜDÜRÜ

GÖKHAN S. TÜRKTAN POMSAD GENEL SEKRETERİ

“Türk Pompa ve Vana Sanayicileri Derneği (POMSAD) olarak Hannover Messe Fuarı’nda standımız, Pump Plaza içerisinde dünyanın önde gelen pompa ve pompa sistemleri üreticileriyle aynı alandaydı. Dernek olarak fuar süresince hem ziyaretçilere elektronik ve basılı kataloglar vasıtasıyla üyelerimizi tanıtma hem de Pump Plaza içerisinde bulunan firmalarla görüşme yapma imkânımız oldu. Fuarın bu yılki ana teması entegre sanayi olurken firmaların bu bağlamda ortaya koyduğu teknolojiler ve gelişmeler de dikkat çekiciydi. Türkiye’nin Makinecileri’nin havaalanında, fuar alanında ve fuar içi otobüslerde verdiği reklamların oldukça ilgi çektiğini gördük. Beş gün süren fuarın özellikle entegre sanayi teknolojilerinin geldiği noktayı incelemek açısından oldukça verimli geçtiğini düşünüyorum.”

“TÜRK FİRMALARININ ARTIŞI SEVİNDİRİCİ” “Bu yılki fuarda ziyaretçi sayısı, geçen yıllara oranla daha yüksekti fakat ziyaretçi profili tatmin edici düzeyde değildi. Yine de faydalı görüşmeler gerçekleştirerek yeni müşterilere ulaştık. EMAS olarak Hannover Messe Fuarı’na düzenli olarak katılıyoruz. Fuar, markamızın bilinirliğinin artmasına ve yeni uluslararası iş bağlantıları kurmamıza yardımcı oluyor. Bu yılki organizasyonda çok sayıda Türk firmasının yer alması da sevindiriciydi. Standımızda tüm ürün gamımızın yanı sıra yeni ürünlerimizi de sergiledik. Yeni ürünlerimizden dokunmatik butonlar, tek kat-üç renk ışıklı ikaz kolonları, hareketli kablo kanalları, kolay montaj pako şalterler ve potansiyometreli pedallar ilgi gördü.”

CANBERK ÜNLÜ

EMAS PAZARLAMA TEMSİLCİSİ

14


gündem

“FUAR, UYGUN BİR ZEMİN SUNUYOR”

ERDENİZ TURAL

TURAL-ERDENİZ MAKİNA GENEL MÜDÜRÜ “Hannover Messe Fuarı’nın bu yıl ziyaretçi sayısı bakımından geçen yıllara kıyasla daha az kalabalık olduğunu gözlemledim. Müşteri portföyünü geliştirerek ihracatımızı artırmak amacıyla fuarda yerimizi aldık. Fuar yeni müşterilerle tanışarak yeni pazarlarda faaliyet göstermemiz açısından uygun bir zemin sağlıyor. Fuar süresi boyunca standımızda çeşitli sektörlere yönelik imal ettiğimiz makine gövdeleri, dişli, ekipman,şaft, roller gibi ürünlerimizi sergiledik.”

“TANINIRLIĞIMIZA KATKI SAĞLIYOR”

FATİH TAŞ

KANCA FİRMA TEMSİLCİSİ “Fuara gösterilen ilginin her geçen gün daha da azaldığını düşünüyorum. Türk ve yabancı katılımcıların yanı sıra ziyaretçilerin sayısında da düşüş var. Firma olarak Hannover Messe Fuarı’na yurt dışındaki mevcut iş bağlantılarımızla bir araya gelebilmek ve potansiyel müşterilere ürünlerimizi tanıtmak amacıyla katılıyoruz. Alanında, dünyanın en önemli fuarı olduğu için Hannover Messe’de bulunmak firmamızın tanınırlığına da katkı sağlıyor. Fuar süresince standımızda otomotiv endüstrisi için dövme mamullerden oluşan ürünlerimizi sergiledik.”

“OTOMASYON TEKNOLOJİLERİ ÖNE ÇIKTI”

ERHAN KARA

HİDTEK GENEL MÜDÜR YARDIMCISI “Katılımcı ve ziyaretçi sayısı ve niteliği bakımından geçen yıla kıyasla daha iyi bir fuardı. Gelen ziyaretçilerin bu yıl özellikle konuya odaklı kişilerden oluşması fuarın verimli geçmesini sağladı. Standımız, önceki yıllarda pnömatik ürünlerin sergilendiği holdeyken bu yıl otomasyon sistemlerinde kullanılan WINMAN markalı ürünlere ağırlık verdiğimizi göstermek için bu tür ürünlerin sergilendiği holde yer almayı tercih ettik. Fuar süresince ürünlerimizi sergilemenin yanında diğer hol ve stantları ziyaret ederek teknolojin gittiği yönü, firmaların ve sektörün konumunu inceleme ve gözlemleme fırsatı elde ettik. Lineer aktuatörler, pnömatik tutucular (gripper), lineer hareket modülleri, işe özel pnömatik silindirler gibi otomasyon ve Endüstri 4.0 ağırlıklı ürünlerimizi sergiledik. Hannover Messe ve benzeri fuarlarda önümüzdeki yıllarda da katılımcı olarak bulunmamızın marka ve firma tanınırlığımıza olumlu etkisi olacağına inanıyoruz.”

“YENİ TEMASLAR KURDUK”

GÖKHAN DAĞCI

GAMAK İHRACAT UZMANI “Bu yılki Hannover Messe Fuarı ziyaretçi sayısı bakımından beklentilerin altındaydı ancak fuar ziyaretçilerinin profili doyurucu nitelikteydi. İhracata daha çok ağırlık verdiğimiz bu dönemde tanıtım faaliyetlerimizi desteklemek için fuara katıldık. Firma prestijmizi artırmak, mevcut iş bağlantılarımızın pekiştirilmesi ve yeni temaslar kurmak bakımından fuar önemli fırsatlar barındırıyor. Standımızda imal ettiğimiz elektrik motorlarını sergiledik.”

15


gündem

“HANNOVER MESSE, TEKNOLOJİ FUARINA DÖNÜŞÜYOR”

GÖRKEM KURAN

DENİZCİLER DÖKÜMCÜLÜK SANAYİ SATIŞ MÜDÜRÜ

METİN YILMAZ

YILMAZ REDÜKTÖR GENEL MÜDÜRÜ

“Kendi sektörümüz açımızdan fuarın katılımcı ve ziyaretçileri daha önceki yıllarla benzerlik gösteriyordu. Fakat genel itibarıyla Hannover Messe Fuarı’nda bu yıl daha çok teknoloji bazlı ürünlerin öne çıktığını gözlemledim. Firma olarak fuara 20 yıldır katılıyoruz. Bu yıl daha çok müşterilerimizin talebi üzerine organizasyonda yer aldık. Fuar kapsamında mevcutların yanı sıra birçok potansiyel müşterimizle de görüşme fırsatı bulduk. Son iki-üç yıldır fuarda sektörümüze olan talebin azaldığını fark ediyoruz. Bu durumun pek çok farklı sebebi var. Standımızda imalatını gerçekleştirdiğimiz döküm parçaları müşterilerimizin beğenisine sunduk.”

“Hannover Messe Fuarı’nın ziyaretçi saysının geçen yıla kıyasla azaldığını gözlemledim. Özellikle Avrupalı ziyaretçi sayısı oldukça sınırlıydı. Orta Doğu, Arap ve Afrika ülkelerinden gelen ziyaretçiler fuarın genel profilini oluşturuyordu. Firma imajımızı yükseltmek, bilinirliğimizi artırmak ve yeni ürünlerimizi sektöre tanıtmak amacıyla fuara katıldık. Fuar sayesinde özellikle Avrupa’da bilinirliğimiz artarken sağladığımız süreklilikle de mevcut ve potansiyel müşterilerin de güvenini tazeliyoruz. Fuar süresince helisel, sonsuz, konik tip endüstriyel dişli kutuları, AC elektrik motorları ve AC sürücülerden oluşan ürünlerimizi tanıttık.”

“FAYDALI GÖRÜŞMELER YAPTIK”

“FUAR, BİR BULUŞMA NOKTASI”

OSMAN NURİ KAHRAMAN ŞAFAK DÖKÜM ÜRETİM MÜDÜRÜ

“Fuarın ziyaretçi sayısı ve kalitesinde son yıllara kıyasla herhangi bir değişiklik gözlemlemedim. Fakat geçen yıllara göre katılımcı sayısında bir azalma olduğu hollerde yer yer boşluklar olmasından anlaşılıyordu. Öte yandan firmamız açısından son derece faydalı görüşmeler yaptık. Uluslararası alanda tanınırlığımızı artırmak ve yeni müşterilerle bağlantı kurmak amacıyla katıldığımız fuar, ürünlerimizi ve potansiyelimizi uluslararası alanda gösterme imkânı sağladı. Kampana, disk ve proje bazında ürettiğimiz döküm ürünlerimizi müşterilerimizin beğenisine sunduk.”

16

“AVRUPALI ZİYARETÇİ SAYISI AZDI”

RECAİ KADİROĞLU

ALCE ELEKTRİK KIDEMLİ SATIŞ UZMANI “Bu yılki Hannover Messe Fuarı geçtiğimiz yıllara kıyasla ziyaretçi sayısı açısından daha düşük yoğunlukluydu. Katılımcı sayısında ise herhengi bir değişiklik gözlemlemedik. Fuar, var olan müşterilerimizle bir buluşma platformu olmasının yanında yeni temaslar kurma ve sektördeki gelişmeleri yakından takip etme noktasında da önemli avantajlar sağlıyor. Firma olarak marka devamlılığının sektör ve müşteriler açısından farkındalığını sağlamak ve yeni müşteriler-pazarlar bulmak amacıyla Hannover Messe Fuarı’na katılıyoruz. Fuar süresi boyunca standımızda OG/AG akım ve gerilim trafolarımızla izolatörlerimizi sergiledik.”


gündem

“FUARDA YENİLİKÇİ VE ÖNCÜ YÜZÜMÜZÜ GÖSTERİYORUZ”

RIDVAN MERTÖZ

MESAN KİLİT YÖNETİM KURULU BAŞKANI

“PROFESYONEL MÜŞTERİLER AĞIRLADIK”

SALİM HAFFAR

İ.MAK İHRACAT MÜDÜRÜ

“Dünyanın lider endüstriyel teknoloji fuarı olduğu için Hannover Messe Fuarı’nda 2001 yılından bu yana katılımcı olarak yer alıyoruz. Fuarda yeni ürünlerimizi hizmet verdiğimiz endüstrilere tanıtırken markamızın yenilikçi ve öncü yüzünü de gösteriyoruz. Ayrıca mevcut müşterilerimizle tekrar bir araya gelmenin yanı sıra yeni iş bağlantıları kurmak için de fuar, önemli bir zemin oluşturuyor. Standımızı ziyaret eden firmalar ve yapılan görüşmelerin kalitesi göz önüne alındığında bizim açımızdan fuarın tatmin edici olduğunu söyleyebiliriz. Mekanik ürünlerimizin yanı sıra bir anahtar gerektirmeyen, tuş takımı ve kartla kontrol edilebilen elektromekanik kilitlerimizi sergilemek fırsatı bulduk. Ayrıca çok noktadan kilitleme sağlayan hareketli kollu kilidimiz, mekanik ve elektronik kilitlerimiz, klipsli ve IP66 sızdırmazlık özelliği sayesinde kolay montaj imkânı sağlayan kilidimiz başta olmak üzere çok sayıda ürünümüzü müşterilerimizin beğenisine sunduk.”

“Bu yılki fuar kapsamında çok kaliteli ve profesyonel müşteriler ağırladık. Gelişim planımıza göre hedeflediğimiz üç bölgeden bilinçli müşteriler geldi. Fuara katılmamızın iki ana amacı vardı. Bunlardan ilki yeni müşterilere ve sektör aktörlerine, markamız altındaki bütün ürünlerimizi ve yeni çözümlerimizi sunmak ve yeni tasarladığımız ürünleri ve opsiyonları standımızda sergilemek; ikincisi de mevcut bayilerimiz ve şubelerimizi bir araya toplayarak onlara destek vermekti. Sektörümüzle ilgili fuarlara katılmak öncelikle markamızı güçlendirmek ve marka bilinirliliğini sağlamak adına çok büyük yarar sağlıyor ve yeni potansiyel müşterilerle yüz yüze görüşme imkânı veriyor. Fuarda, ürün yelpazemizde bulunan bütün ana serilerimizi sergiledik. Redüktör gruplarının yanı sıra sektörel çözümlerimizi de ziyaretçilerimize sunduk. Özellikle bu yıl ürün bazında otomasyon ve sensör çözümlerine odaklandık.”

“BİLİNÇLİ BİR ZİYARETÇİ KİTLESİNE SAHİP”

“FUAR FİRMAMIZ AÇISINDAN VERİMLİ GEÇTİ”

SERKAN DEMİRGÜREŞ

SÜMER ÇELİK DÖKÜM KALİTE KONTROL SORUMLUSU “Fuar, geçen yıllara kıyasla daha bilinçli ve ne aradığını bilen bir ziyaretçi profiline sahipti. Katılımcılar ise her zamanki gibi amaçları doğrultusunda orada olan firmalardan oluşuyordu. Yeni müşteriler edinmek ve yurt dışındaki mevcut müşterilerimizle görüşme fırsatı yakalamak için fuara katıldık. Hannover Messe Fuarı, müşteri portföyümüzün gelişmesine, çalışanlarımızın yurt dışı deneyimi kazanmasına ve firmamızın yurt dışında tanınmasına önemli katkılar sağlıyor. Standımızda inşaat, gıda ve makine sektörüne yönelik imal ettiğimiz ürünleri sergiledik.”

SUAT AŞIK

EMKO ELEKTRONİK YURT DIŞI SATIŞLAR MÜŞTERİ TEMSİLCİSİ “Bu yıl birçok farklı ülkeden ziyaretçileri standımızda ağırlama fırsatı bulduk. Firmamız açısından oldukça verimli geçen bu fuardan gayet memnun ayrıldık. Her yıl olduğu gibi bu yıl da çok önemli firmalar katılımcılar arasındaydı. Biz de markamızın ulusal ve uluslararası arenada bilinirliğini artırmak ve geleceğe taşımak adına fuarda yerimizi aldık. Bu çerçevede mevcut ve yeni geliştirdiğimiz ürünlerimizi tanıttık ve yeni pazarlarda yeni partnerlerle çalışma fırsatı yakalayarak mevcut bayilerimizi daha da güçlendirme noktasında verimli temaslar gerçekleştirdik. Bu yıl sanal gerçeklik uygulamalarıyla yapılan tanıtım ve reklam uygulamalarının oldukça yaygın olduğunu gözlemledim. Standımızda, imalatını gerçekleştirdiğimiz mevcut endüstriyel bazlı ölçüm kontrol, sıcaklık ve nem sensörleri ve jeneratör kontrol cihazlarına ilaveten yeni ürünlerimizi tüm dünyaya tanıtma fırsatı bulduk.”

17


gĂźndem

18


gündem

TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ INTERMAT FUARI İÇİN PARİS’TEYDİ Türkiye’nin Makinecileri, iş ve inşaat makineleri sektöründe dünyanın üçüncü büyük organizasyonu olarak gösterilen INTERMAT Fuarı’na katıldı.

19


gündem

T

ürkiye’nin Makinecileri, 23-28 Nisan tarihleri arasında Fransa’nın Paris şehrinde düzenlenen INTERMAT Fuarı’nda yerini aldı. Üç yılda bir düzenlenen fuarı bu yıl 183 bin kişinin ziyaret etti. 167 ülkeden 1500 firmanın katıldığı fuarda Türkiye’den de 52 firma yer aldı. Fuar süresince Türkiye’nin Makinecileri’nin standında ziyaretçilere Türk makine sektörünün yapısı ve çalışmaları hakkında bilgiler verildi. Türkiye’nin Makinecileri, INTERMAT Fuarı kapsamında gerçekleştirdiği tanıtım-reklam faaliyetleri, toplantılar ve çeşitli görüşmelerle etkin bir çalışmaya imza attı. Türkiye’nin Makinecileri makine alt sektörlerini temsil eden Makine İmalat Sanayii Dernekleri Federasyonu (MAKFED) üyesi dernekleri kendi ihtisas fuarlarında destekleme faaliyetini INTERMAT Fuarı’nda da sürdürdü. Bu kapsamda Türkiye’nin Makinecileri’nin standında ziyaretçilere Türkiye İş Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Birliği Derneği (İMDER) temsilcileri de üyeleri ve sektörleri hakkında ayrıntılı bilgi verdi. Fuarda Türkiye’nin Makinecileri’ni Makine Şubesi Uzmanı Aydan Işıl Aydın temsil ederken OAİB Uygulama Şubesi Mü-

20

dürü Özlem Yıldız Karaca da hazır bulundu. Fuar çerçevesinde Türkiye’nin Makinecileri’nin standını; Paris Başmüşaviri G. Müge Varol Ilıcak ve Paris Ticaret Müşaviri F. Özlem Nudralı ile T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Serkan Çelik, Uzman Dinçer Gonca, Sanayi Ürünleri Güvenliği

ve Denetimi Genel Müdürlüğü Uzmanı Reşat Yasin Özçelebi ziyaret ederek temaslarda bulundu. Türk firmalarının temsilcileri de, kazma ve kırma; yol, maden ve temel; yapı ve çimento ile kaldırma, yükleme, boşaltma ve taşıma makineleri olmak üzere, hollerin dört ana başlık altında ayrıldığı fuarın genel olarak başarılı geçtiğini kaydetti.


gündem

“FUARDAN MEMNUN AYRILDIK”

ENGİN BARUTÇUOĞLU HİDROMEK İHRACAT MÜDÜRÜ

“İLK KATILIMIMIZ OLUMLU GEÇTİ”

HASAN KARAKULLUKÇU CEKA GENEL MÜDÜRÜ

“Fuar süresince iş makineleri sektörünün farklı kollarından ziyaretçilerimiz oldu. Başta Fransa ve Afrika ülkelerinden olmak üzere farklı pazarlardan son kullanıcılar ve bayi adayları standımızı ziyaret etti. Bunun yanısıra bir çok tedarikçiyle de bir araya geldik. Genel olarak ziyaretçi sayısı ve profilinden memnun kaldık. Profesyonel anlamda iş yapmaya hazır, gerçekten ilgili bir ziyaretçi kitlesi vardı. Bazı rakiplerimizin yer almadığı INTERMAT Fuarı mevcut ve en yeni ürünlerimizi son derece iyi tasarlanmış olan standımızda sergilediğimiz, marka imajımızı global ölçekte daha da güçlendirdiğimiz bir fuar oldu. Standımızda en yeni ürünlerimiz olan HMK 145LCSR kısa kuyruk paletli ekskavatör, HMK 60CR midi paletli ekskavatör, HMK 130CS toprak silindirinin yanı sıra tüm ekskavatör ve kazıcı yükleyici ürünlerimizi müşterilerimizin beğenisine sunduk.”

“Firma olarak INTERMAT Fuarı’na ilk kez katılmamıza rağmen ziyaretçi ve katılımcı sayısının oldukça memnun edici olduğunu gözlemledik. Fuar, firmamızı uluslararası bir ortamda tanıtmak, ülkemizi temsil etmek ve imal ettiğimiz ürünleri ihraç etmek noktasında önemli avantajlar sunuyor. Fuarda tanıştığımız ve ikili görüşmeler yaptığımız firmalarla kurduğumuz temasın ilerleyen süreçte ihracata dönüşmesi noktasında umutluyuz. Standımızda imalatını gerçekleştirdiğimiz iş makinelerinin hidrolik silindir rotlarını sergiledik. Memnun ayrıldığımız ve ülkemiz ile sektörümüzü başarıyla temsil ettiğimiz bu organizasyonda ilerleyen yıllarda da yer almak arzusundayız.”

“YENİLİKÇİ ÜRÜNLERİMİZİ TANITTIK”

“ÜRÜNLERİMİZ BÜYÜK İLGİ GÖRDÜ”

JULIE AYŞEGÜL ER AKSA İHRACAT YETKİLİSİ

“Fuarda, özelikle Afrika bölgesine yönelik önemli temaslar gerçekleştirdik. Avrupa pazarıyla ilgili de verimli görüşmelerimiz oldu ve bu görüşmelerin olumlu sonuçlanacağı konusunda beklentimiz yüksek. INTERMAT gibi fuarlar, düzenlendikleri zaman zarfında, ilgili tüm endüstri paydaşlarının ilgisinin odaklandığı ve birçok yeniliğin ön plana çıktığı etkinlikler oluyor. Biz de bu çerçevede yenilikçi ürünlerimizi Avrupa ve Kuzey Afrika başta olmak üzere, tüm dünyaya tanıtmak için fuara katıldık. Fuarlar, tüketiciler adına birçok seçeneği aynı yerde görülebildiği ve tüketicinin ilgili pazarlarda öne çıkan yenilikleri yerinde gözlemleyebileceği bir platform. Ayrıca B2B görüşmeler anlamında yeni iş birliklerinin sağlanması adına sağlıklı ortamlar yarattığı için cazibe merkezi oluyor. INTERMAT Fuarı’nda bu yıl dizel jeneratör ürünlerimizi ziyaretçilerin ilgisine sunduk.”

KEREM BAYRAK ELS LİFT GENEL MÜDÜRÜ

“Nitelik bakımından son derece tatmin edici bir ziyaretçi profiliyle bir araya geldik. ELS Lift için ayrılan alanda ziyaretçilerin beğenisine sunduğumuz modellerimiz büyük ilgi gördü. Firma olarak hedefimiz markalaşma çalışmalarıyla birlikte, bilgi ve teknoloji geliştirmeyi sürdürerek ‘Türk malı’ imajının rekabetçi küresel pazarlarda daha da güçlenmesi için üretim yapmak ve katma değer yaratmak. Genel ve ağır inşaat, madencilik ve endüstriyel, tekstil, çelik, kimya, ilaç, seramik, ağaç sanayii, otomotiv, plastik, gıda ve enerji gibi çok farklı sektörlere hizmet veriyoruz. Beş metreden, 18 metreye kadar erişim yüksekliğine sahip çeşitli özelliklerde, hafif tip makaslı, akülü makaslı, 4x4 dizel makaslı, akülü eklemli, dikey personel yükseltici lift gruplarında; tüm modellerimizi fuarda sergileme imkânı bulduk. Bunların yanı sıra pazara sunduğumuz yeni modelimiz VM10-J’yi müşterilerimizin beğenisine sunduk.”

21



gündem

“FUAR, AFRİKA PAZARINA GİRİŞ KAPISI”

MAHMUT ULUDÜZ

SADIKOĞLU MAKİNE MAKİNE MÜHENDİSİ

“ÜYELERİMİZ VE DERNEĞİMİZ ADINA VERİMLİ GEÇEN BİR FUARDI”

MERT KARACAALP

İMDER MEVZUAT VE TEKNİK KOMİTELER UZMANI

“Ziyaretçi sayısı ve standımızda ağırladığımız misafirlerimiz göz önüne alındığında fuarın firmamız açısından çok verimli geçtiğini söyleyebilirim. Avrupa ve Afrika pazarına açılarak yeni müşteri ve bayi edinmek amacıyla fuara katıldık. INTERMAT, yeni ürünlerimizin sektörde tanıtılması, marka bilinirliğimizin artırılması amacıyla önemli faydalar sağlayan bir organizasyon. Fuar boyunca standımızda ekskavatöre monte vibrasyonlu çekiç ürünümüzü tanıttık. Yükselen döviz kurları nedeniyle fuar maliyetleri işletmelerimiz için ciddi rakamlara ulaşıyor. Bunun için destek oranlarının günlük kur değişimlerinin de dikkate alınarak yükseltilmesi ve destek oranlarının fuar stant bedellerinin ödemesinin yapıldığı para cinsinden verilmesi gerektiğini düşünüyorum.”

“Fuar, başta Avrupa olmak üzere dünyanın dört bir yanından makine sektörü temsilcilerini, özellikle de sektörün dev oyuncularını bir araya getirmesi noktasında önem taşıyor. Yeni teknolojilere ilişkin başlı başına bir alanın bulunması, sektöre dair yeniliklerin takibini de kolaylaştırdı. Özellikle küresel ölçekte dev oyuncuların çoğunun fuarda yer alması, firmalara son teknolojileri yakından tanıma fırsatı da sağladı. Dernek üyelerimiz de ziyaretçi sayısı ve genel olarak fuar organizasyondan memnun kaldıklarını belirterek INTERMAT’ın hedef pazarlarına yönelik önemli bir etkinlik olduğunun altını çizdi. Fuar süresince derneğimiz adına paydaşlarımız, üyesi olduğumuz uluslararası kuruluşlar ve kardeş derneklerimizle çok verimli görüşmeler gerçekleştirdik.”

“FUAR HEDEFLERİMİZE ULAŞTIK”

“FUAR, BEKLENTİLERİMİZİ KARŞILADI”

MURAT MARAŞLI

ÖZBEKOĞLU İHRACAT SATIŞ MÜDÜRÜ “Geçen yıllara kıyasla bu yıl çok güzel ve verimli fuar geçirdik. Özellikle Pre-INTERMAT ile oluşturulmaya çalışılan sektörel kaynaşma ortamı, daha ilk günden etkilerini gösterdi. Müşteri profili beklendiği üzere ağırlıklı olarak Kuzey Afrika ve Frankofon ada devletlerinden gelen kişilerden oluşuyordu. Özbekoğlu olarak fuara var olan müşterilerle iletişimimizi artırmak ve yeni bayiler bulmak amacıyla katıldık. Hedeflerimize ulaştığımız bir fuar süreci geçirdiğimize inanıyorum. Öte yandan doğrudan satışın yanı sıra INTERMAT sayesinde marka bilinirliğimizi de artırıyoruz. Fuarda genel olarak daha konsantre ve hedefe yönelmiş müşterilerin maliyet düşümü arayışı içinde, yeni ve uygun fiyatlı pazar mallarına olan ilgisinde ciddi bir artış gözlemledim. Standımızda silo ekipmanları ve toz nakil ünitelerimizi müşterilerimizin beğenisine sunduk.”

ORHUN IŞIK

SIGMA YÖNETİM KURULU ÜYESİ “Fuarın katılımcı ve ziyaretçi çeşitliliği bakımından gayet yeterli olduğunu gözlemledim. Farklı ülkelerden çok sayıda ziyaretçiyi ağırladık. Bunlar arasında Fransızca konuşulan ülkelerden gelen ziyaretçiler çoğunluktaydı. Bu açıdan başarılı bir fuar olduğunu ve beklentimizi karşıladığını söyleyebilirim. Markamızı dünya çapında tanınan ve tercih edilen bir dünya markası haline getirmek istiyoruz. Ürettiğimiz asfalt plentleri Avrupalı muadilleriyle aynı kalitede olup fiyatları daha avantajlı. Bu sebeple ihracat potansiyeli yüksek bir firmayız. INTERMAT Fuarı’ndan beklentimiz de ihracatımızı artırmak için hedef ülkelerdeki temsilci ağımızı genişletmekti. Hedeflediğimiz pazarlardan gelen potansiyel müşteriler ve temsilcilikle ilgilenen firmalarla tanıştık ve teklif talepleri aldık. Fuar süresince standımızda 80-340 ton/saat aralığındaki mobil ve sabit asfalt plentleri ilgili afişlerimizi ve diğer görsel tanıtım materyallerimizi sergiledik.”

23



gündem

PAGDER’DE “SELÇUK GÜLSÜN” DÖNEMİ BAŞLADI Yarım asra dayanan köklü geçmişiyle Türkiye’nin en deneyimli iş dünyası örgütlerinden olan Plastik Sanayicileri Derneği’nin (PAGDER) 3�. Olağan Genel Kurulu Toplantısı’nda, üç yıl boyunca Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürüten Reha Gür, bayrağı Selçuk Gülsün’e devretti.

P

lastik Sanayicileri Derneği’nin 37’nci Dönem Yönetim Kurulu Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyeleri ile Denetim Kurulu Üyeleri’nin seçildiği toplantı, İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç ve İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister ile PAGDER üyelerinin katılımıyla 12 Mayıs’ta İstanbul’da gerçekleştirildi. 2019 yılında 50’nci kuruluş yılını kutlayacak olan Türkiye’nin ilk sivil toplum yapılanmalarından biri olan PAGDER’in 37’nci Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda, tek liste ile girilen seçimde Selçuk Gülsün başkanlığındaki yönetim listesi PAGDER’in 2018-2021 dönemini devraldı. Genel Kurul’un açılışında konuşan 36’ncı Dönem Yönetim Kurulu Başkanı Reha Gür, “Göreve başlarken verdiğimiz sözlerin ışığında ve yenilikçi bakış açısıyla, verimlilik esaslı, takım çalışması içerisinde, kurumsallaşma çıtasını üst noktaya çıkaracak çalışmalar orta-

dönem önemli adımlar atacağız” değerlendirmesinde bulundu.

Selçuk GÜLSÜN PAGDER Yönetim Kurulu Başkanı

ya koymaya gayret ettik. 23 yıllık iş hayatımda kendimce önemli işler yaptım ancak PAGDER başkanlığının verdiği keyfi bana hiçbir görev ve iş vermedi. Bana böyle bir onuru bahşettiğiniz için teşekkür ediyorum” dedi. Yapılan oylama sonucunda oy birliği ile yönetim kurulu başkanı seçilen Selçuk Gülsün ise teşekkür konuşmasında, PAGDER’i 20182021 döneminde daha sağlam temelleri olan, kendi imkânlarıyla geleceğini garanti altına almış bir kurum noktasına getirme hedefiyle çalışacaklarını söylerken, “Önceki dönemlerden gelen kıymetli değerlerle, bu

2019’DA YABANCI ALICILAR İSTANBUL’DA AĞIRLANACAK Konuşmasında, 2019 yılının Mart ayında İstanbul’da “Türk Plastik Buluşmaları” düzenleyecekleri bilgisini de paylaşan Gülsün, “Organizasyon kapsamında dünyanın büyük alıcıları ve plastik işleyicilerini Türkiye’ye getirerek sektör firmalarımıza iş imkânı sağlayacağız” derken, bugüne kadar Fransa, Portekiz ve ABD’de düzenlenen bu etkinliğin Türkiye operasyonunu üstlenerek, dünyadan 200 firmayı Türkiye’ye getirip PAGDER üyelerinin ticari faaliyetlerine katkı sunacak marka bir etkinliğe imza atacaklarını ifade etti. PAGDER ASLAN Plastikçiler İhtisas Özel Organize Sanayi Bölgesi’nin sektör için önemli bir değer olduğuna da dikkat çeken Gülsün, 2012’de kurulan organize sanayi bölgesinin üst yapı yatırımlarına hazır hale gelmek üzere olduğu müjdesini de katılımcılara aktardı.

PAGDER 2018-2021 YÖNETİM KURULU

Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Gülsün Yönetim Kurulu Üyeleri Abdullah Karabulut Aydın Hülagü Burak Erenoğlu Burç Angan Hakan Dirgeme Kemal Altan Kenan Benliler Kenan Özeren Melih Ateşcan Oğuzhan Gürlek Ömer Köstek Selahattin Yılmaz Serhat Balta Tarık Özdemir Ünal Aykun Volkan Yaprak Yaşar Alper

25



gündem

EFSİAD �’NCİ OLAĞAN GENEL KURULU TAMAMLANDI Endüstriyel Fırın Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği’nin (EFSİAD) �’nci Olağan Genel Kurulu �� Mayıs’ta yapılırken, EFSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Özdeşlik, yeni dönem için üyelerden güvenoyu aldı.

K

ırk üyesi bulunan EFSİAD’ın 22 üyesinin katılımıyla gerçekleşen 2’nci Olağan Genel Kurul’unda divan başkanlığını Hasan Çep ve divan üyelikleri Belma Dağıstanlı ile Cihan Balaban üstlendi. Divan teşkilinin ardından geçmiş dönem faaliyet raporunu yönetim kurulu adına başkan Mehmet Özdeşlik sunarken, mali durum ve denetleme kurulu dosyaları da oybirliğiyle onaylandı. Genel Kurul’da ayrıca, dernek isminde bulunan “İş Adamları” tabirinin erkek egemen algı oluşturduğu ve “İş İnsanları” olarak revize edilmesi talebi

de görüşüldü ve derneğin ismi, oybirliğiyle, Endüstriyel Fırın Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği olarak değiştirildi. EFSİAD 2’nci Olağan Genel Kurulu’nda tek liste olarak girilen seçim sonucunda ise 3’ncü dönem yönetim kurulu, Genel Kurul’a katılan tüm üyelerin lehte oylarıyla göreve başlarken, başkan Mehmet Özdeşlik, yönetim kurulu tarafından bir kez daha yönetim kurulu başkanı olarak seçildi. Diğer taraftan Genel Kurul’da, derneğin MAKFED’e üyelik başvurusu da oylanarak kabul edildi. Genel Kurul sonunda, Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri TURQUALITY® destekleri uzmanı Tolga Telli tarafından kapsamlı bir sunum gerçekleştirildi.

Mehmet ÖZDEŞLIK EFSİAD Yönetim Kurulu Başkanı

EFSİAD 2018-2020 YÖNETİM KURULU

Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Özdeşlik Yönetim Kurulu Üyeleri Cihan Acaroğlu Ahmet Algan Serkan Ataş Gökhan Karaaslan Cem Özyıldırım Ekrem Ataman

27


gündem

KONYA ENDÜSTRİ ZİRVESİ YENİ TEKNOLOJİLERİN ODAĞI OLDU ��-�� Mayıs tarihlerinde Makine İmalatçıları Birliği (MİB) ve Takım Tezgâhları Sanayici ve İşadamları Derneği (TİAD) işbirliğinde; Konya Endüstri Zirvesi çatısı altında düzenlenen KONMAK, İSKON, KONELEX ve Konya Sac İşleme Fuarları, bu yıl da Anadolu’nun en büyük endüstriyel buluşmasına ev sahipliği yaptı. Metal işlemeden robotik teknolojilere, otomasyon sistemlerinden CNC makinelerine kadar yaklaşık ����’ün üzerinde makine ve malzemenin sergilendiği fuarlar, Endüstri �.�’ın geldiği son noktanın yerinde gözlemlenmesi için sektör profesyonellerine katkı sağladı.

B

ilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü, Zimbabve Tarım Bakanı Perrance Shiri, 30 Afrika ülkesinin Türkiye büyükelçileri, çeşitli bakanları ve iş insanlarının katılımıyla 10 Mayıs’ta açılan Kon-

28

ya Endüstri Zirvesi, dört günde 63 ülke ve 68 şehirden toplam 37 bin 742 yerli ve yabancı ziyaretçiyi ağırladı. Etkinlik boyunca Konya Sanayi Odası işbirliğiyle düzenlenen B2B uluslararası ikili iş görüşmelerinde ise Türk firmaları Fas, Tunus, Cezayir, Balkanlar ve

Rusya gibi çeşitli ülkelerden gelen yabancı yatırımcılarla verimli ikili görüşmeler gerçekleştirdi. Metal işlemeden robotik teknolojilere, otomasyon sistemlerinden CNC makinelerine kadar yaklaşık 1500’ün üzerinde makine ve malzemenin


gündem

sergilendiği Konya Endüstri Zirvesi, Endüstri 4.0’ın geldiği son noktanın yerinde gözlemlenmesi için sektör profesyonellerine katkı sağlarken, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü, etkinliğin açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin sıçrama yapabileceği alanların başında sanayi ve teknolojinin geldiğini belirtti ve “Bu konuda yapılan bütün çalışmaları destekliyoruz. İmalat sanayimizin geçen yılki cirosu yaklaşık 150 milyar dolar. Bunu, 5+5, 10 yıllık bir sürede ikiye katlamak istiyoruz. Yani mevcut sanayimizin yanına bir sanayi daha ilave etmek istiyoruz” değerlendirmesinde bulundu. 2018 yılının Türk imalat sanayileri için bir milat olmasını arzu ettiklerini de vurgulayan Bakan Özlü, “Bu maksatla programlar yürütüyoruz. Örneğin, sanayi ve teknoloji atılımı programı gibi; burada odak sektörler belirledik. Türkiye’nin önem vermesi, üzerinde durması gereken, belirlediğimiz bu odak sektörlere yoğunlaşacağız. Yine, sanayide dijitalleşme, yani sanayimizin dijital devrimini gerçekleştireceğiz. Bu maksatla son bir buçuk yılda güzel bir yol haritası hazırladık. Sanayimizin dijital dönüşümünde Türk sanayisinin yüksek katma değerli ürünlere yönel-

mesini ve yüksek katma değerli ürünlerin hem ihracatımızda hem de sanayimizdeki payının yüzde 4’lerden yüzde 20’lere çıkarılmasını hedefliyoruz” dedi. MAKİNE SEKTÖRÜ KONYA ENDÜSTRİ ZİRVESİ’NDE BULUŞTU Zirve’nin önemine değinen MİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ender Yılmaz ise dünyada artık konveksiyonel tezgahların yerini Endüstri 4.0’a bırakmaya başladığını söylerken, makine sektörünün bu konuda uzun bir yolu olduğunun altını çizdi ve “Burada önemli olan şu: Endüstri 4.0’ın neresinde olacağız? Kendi ürünlerimizi Endüstri 4.0’a ne kadar uygun yapıyoruz? Endüstri 4.0’ın hangi boyutunda üretimimizi gerçekleştiriyoruz? Sadece kendi üretimimizi Endüstri 4.0 olarak gerçekleştirdiğimizde ve otomasyon hattımızı kurduğumuzda, bu yetmeyecektir. Çünkü gelecekte bunu pazarlayacak alanlarda da bizim ürünlerimizin Endüstri 4.0’a uygun hale getirilmesi gerekli. Bu çok kritik ve üzerinde çalışmamız gereken bir noktadır” dedi. Makine sektörünün en önemli gündem maddelerinden birinin hala ara eleman ihtiyacı olduğuna da değinen

Yılmaz, “Günümüzde mesleki eğitim alan gençler artık ara eleman değil ‘aranan eleman’ statüsünde. Özellikle yüksek katma değerli üretime geçme noktasında, nitelikli insan gücünün ve eğitimin önemi ortada. Biz, MİB olarak, meslek sahibi çocukların yetişip sanayiye kazandırılması adına gerekli çalışmaları titizlikle yürüterek, bu konuda üzerimize düşen sorumlulukları alıyoruz. Tüm sanayiciler de bu anlayışla hareket edip, okul-sanayi işbirliğini artırma çalışmalarına destek vererek, ülkemizin geleceğine katkı sağlamalı” değerlendirmesinde bulundu. 63 ÜLKEDEN 1209 MARKANIN ÜRÜNLERİ SERGİLENDİ Dört salonda, 199 stand ile imalatçı ve ithalatçı firmaların makine ve makine donanımları ile üretim süreçlerine ilişkin yenilikler ve teknolojik gelişmeleri yurt içi ve yurt dışından gelen ziyaretçilerle buluşturan Konya Endüstri Zirvesi’ne, 63 ülke ve 68 şehirden toplam 37 bin 742 yerli ve yabancı ziyaretçi katılırken, 1209 markanın 1500’ün üzerindeki makine ve malzemesi ile üretim süreçlerine ilişkin yenilikler ve teknolojik gelişmeler, sektörlerin bilgisine sunuldu.

29


gündem

DÜNYA “TEK TUŞLA” İHRACATÇININ AVUCUNDA Türkiye’de 3,� milyon kişiye istihdam sağlayan �� bin ihracatçının temsilcisi olan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), ihracatı ivmeli bir performansla artırmak için çalışmalarını tüm hızıyla sürdürüyor. Bu kapsamda hayata geçirilen “İhracat Pusulası” bilgilendirme portalı, ihracatını artırmak isteyen veya ilk kez ihracat yapacak firma ve girişimciler için önemli bir hizmet sağlıyor.

A

ltılı Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonu (GTİP) kodları üzerinden kurgulanan portal sayesinde ihracatçılar hem Türkiye’nin hem de dünyanın dış ticaret verilerini aynı ekranda karşılaştırabilecek. www.ihracatpusulasi.org.tr İnternet adresinde yayına başlayan portalda; Türkiye’nin herhangi bir üründeki yıllık ihracatı ve değişimi, ihracatçı firma sayısı, ihracat birim fiyatları, dünyadaki ülkelerin bu üründeki ithalatları ile Türkiye’nin bu pazarlardaki payı, ülkeler bazında birim fiyatlar ile dünyada bu ürünü en çok alan ve satan ülkelerin bilgileri yer alacak. İhracat Pusulası portalının tanıtım toplantısında konuşan Ekonomi Ba-

30

kanı Nihat Zeybekci, dünyada milletlerin bilgiyi üreten ve tüketen olarak ikiye ayrıldığını, Türkiye’nin bilgiyi tüketen değil üreten bir ülke olması gerektiğini söylerken, hazırlanan portalın ihracata ve ihracatçıya büyük katkı sağlayacağını belirtti. Portaldaki tüm verilerin doğru, sağlıklı ve devamlı yenilenmesi gerektiğinin altını çizen Bakan Zeybekci, “Bir kişi ihracat yapmaya karar verdiğinde ‘Mehmet bir işe girdi, hayatı değişti, evler aldı’ diyerek işe koyuluyordu. Günün birinde de ihtiyaçtan fazla kapasite ortaya çıkıyordu. Bu yüzden üretilecek bilgiler isabetli, güncel, hızlı ve doğru olmalı. Artık ihracata yeni başlayanlar, bu portalı ziyaret ettiğinde, nasıl yol almasıyla ilgili net yol güzergâhına ula-

şacak. Ne yapması lazım? Hangi üründe dünyadaki potansiyeli ne? Rakipleri kim? Ortalama fiyat nedir? Dünyadaki toplam tüketim kapasitesi ne? Hangi ülkeler ne kadar üretiyor? Ne kadar boşluk, fırsat var? Bu işe girilmeli mi, girilmemeli mi? gibi sorularına bu portal üzerinden yanıt bulabilecek” derken, hazırlanan portalın ihracat potansiyelini harekete geçirmesine büyük katkı sağlayacağına inandığını da vurguladı ve “100 bin ihracatçı hedefine bu yöntemlerle ulaşacağız” değerlendirmesinde bulundu. YENİ HEDEF ÜLKELER DE BELİRLENECEK TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi ise portalda yer alan veriler sayesinde ih-


gündem

racatçıların her türlü pazar analizini yapabileceğinin altını çizdiği konuşmasında, ihracatçıların belirledikleri hedef ülkelerin ilgili üründe dünyadan ve Türkiye’den ithalatını, en çok ithalat yaptığı ülkeler ile ithalat birim fiyatlarını Türkiye ile karşılaştırabileceklerini vurguladı. Portalda hedef ülkelerle ilgili faydalı bilgilerin de olacağını kaydeden TİM Başkanı, bu bilgileri, ülkedeki önemli kuruluşlar ve firma kaynakları, karşılıklı diplomatik temsilcilikler, vize uygulamaları, Türkiye’den ilgili ülkeye yapılan uçuşlar, bu ülkede milli katılım sağlanan fuarlar, Türkiye’ye uygulanan gümrük vergisi oranları olarak sıraladı. Portal sayesinde ihracat yapılması planlanan ülkeye ilişkin temel bilgilere kolay erişimin sağlandığını da ifade eden Büyükekşi, “Nasıl firma kurulur? İhracatçı birliklerine nasıl kayıt yapılır? Gümrük müşavirliği nasıl yetkilendirilir? Bu gibi bilgileri İhracat Pusulası portalı üzerinden girişimcilerimize sunuyoruz. Yani, portal sayesinde ihracat yapsın yapmasın, herkes için çok önemli bilgilere ve verilere ulaşım imkânı sağlıyoruz” dedi. İhracat Pusulası portalının üç farklı kullanıcı grubu için tasarlandığını da anımsatan Büyükekşi, bu üç ana grubu ise hâlihazırda ihracat yapan ve ihracatını artırmak isteyen firmalar, üreten ve ihracata başlamak isteyen firmalar ile firma kurup ihracata adım atmak isteyen girişimciler olarak sıraladı. “İhracat Pusulası’nı altılı GTİP kodları üzerinden kurguladık. Böylece hem ülkemizin hem de dünyanın dış ticaret verilerini aynı ekranlarda karşılaştırabiliyoruz. Ülkemizin herhangi bir üründeki yıllık ihracatı ve değişimi, ihracatçı firma sayısı, ihracat birim fiyatlarımız, dünyada-

ki ülkelerin bu üründeki ihracatları ile Türkiye’nin bu pazarlardaki payı, ülkeler bazında ihracat tutarımız ve ihracat birim fiyatları, dünyada bu ürünü en çok alan ve satan ülkeler gibi verileri tek bir portalda derledik” diyerek devam eden Büyükekşi, ihracatçılara “Bu bilgileri kullanın” çağrısı da yaptı ve “Hedef pazarlarınız hakkında bilgi edinin. Rakip ülkeler hakkında verilere ulaşın. Bu sayede, doğru hedef pazarlarla kısıtlı kaynakları en verimli şekilde kullanın” ifadelerini kullandı.

İHRACAT PUSULASI İHRACATI NASIL KOYLAYLAŞTIRIYOR? Cumhurbaşkanlığı ve Ekonomi Bakanlığı’nın desteğiyle TİM’in hayata geçirdiği İhracat Pusulası portalı, dış ticarete ilişkin bütün verilerin ve bilgilerin yer aldığı, tek bir tık ile ürünlerin hangi ülkelere hangi koşullarda ihraç edilebileceğini gösteren bir bilgi platformu olarak tasarlandı. Bu kapsamda, ihracatını artırmak isteyen veya ilk kez ihracat yapacak firma ve girişimcilerin yararlanabileceği en güncel ve doğru verileri barındıran portal, www.ihracatpusulasi.org.tr adresi üzerinden hizmet verecek. • Altılı Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonu (GTİP) kodları üzerinden kurgulanan portal sayesinde hem Türkiye’nin hem de dünyanın dış ticaret verilerini aynı ekranda karşılaştırmalı olarak görülebilecek, • Portalda Türkiye’nin herhangi bir üründeki yıllık ihracatı ve değişimi, ihracatçı firma sayısı, ihracat birim fiyatları, dünyadaki ülkelerin bu üründeki ithalatları ile Türkiye’nin bu pazarlardaki payı, ülkeler bazında birim fiyatlar ile dünyada bu ürünü en çok alan ve satan ülkelerin bilgileri yer alacak, • Portalda yer alan veriler sayesinde, ürün ve ülke temelinde pazar analizi yapılabilinecek, • Analizlerin ardından yeni hedef ülkeler belirleyerek, bu hedef ülkelerin ilgili üründe dünyadan ve Türkiye’den ithalatı, en çok ithalat yaptığı ülkeler ile ithalat birim fiyatları Türkiye ile karşılaştırmalı incelenebilinecek, • Portalda hedef ülkelerle ilgili faydalı bilgiler de yer alacak. Seçili ülkedeki önemli kuruluşlar ve firma kaynakları, karşılıklı diplomatik temsilcilikler, vize uygulamaları, Türkiye’den ilgili ülkeye yapılan uçuşlar, bu ülkede milli katılım sağlanan fuarlar, Türkiye’ye uygulanan gümrük vergisi oranları sunulan bilgilerden bir kaçını oluşturuyor.

31


KENDI SEKTÖRÜNÜZDEN ALMAN MÜŞTERILERLE BULUŞUN! VEREINIGTE FACHVERLAGE çeşitli sektörel dergiler ile branşınızı temsil eder ve hedeflediğiniz müşteri grubuna doğrudan ulaşmanızı sağlar.

HEDEF GRUP: Tasarım, geliştirme ve üretim alanlarındaki karar alıcılar; kullanıcı odaklı tahrik teknolojileri pazarındaki uzmanlar ve yöneticiler

www.antriebstechnik.de

HEDEF GRUP: Sanayideki üretim ve şirket yetkilileri ve teknik yönetim kadroları.

www.DerBetriebsleiter.de

FLUIDT E CHNIK HEDEF GRUP: Planlama, projelendirme, konstrüksiyon, üretim ve bakım alanlarındaki mühendisler ve teknisyenler

www.oelhydraulik-und-pneumatik.de

HEDEF GRUP: Sistem mühendisliği alanındaki tasarımcılar, üretim sanayisindeki üretim yetkilileri ve çevre sorumluları, resmi çevre koruma kurumları, mühendislik ve danışmanlık firmaları.

www.wasser-luft-und-boden.de

HEDEF GRUP: Kimya ve petrokimya endüstrisi ile yiyecek-içecek sanayisindeki proses mühendisleri, yöneticiler ve genel müdürler.

www.verfahrenstechnik.de

HEDEF GRUP: Otomasyon çevrelerindeki (Orijinal Ürün Üreticileri OEM'ler) ürün geliştirme uzmanları ve tasarımcılar; makine ve elektrik mühendisliği sanayisindeki sistem entegratörleri ve üretim sorumluları.

HEDEF GRUP: Mobil iş makinelerinin tasarım kademeleri

www.industrielle-automation.net

www.mobile-maschinen.info

HEDEF GRUP: Tüm endüstri branşlarındaki tasarım kademeleri. EOM işletmelerindeki tanınmış tasarım ve AR&GE uzmanları ve yöneticileri.

www.DerKonstrukteur.de

FÖRDERTECHNIK MATERIALFLUSS LOGISTIK

HEDEF GRUP: Sanayi, ticaret ve hizmet sektörlerinde, gerek üretim, gerekse diğer şirketlerde lojistik ile ilgili karar alıcılar ve karar alma sürecinde yer alan diğer kişiler. www.foerdern-und-heben.de

HEDEF GRUP: Dünya çapındaki en önemli tüm ekonomik pazarlar ve bölgelerde konstrüksiyon, AR&GE ve imalat kademelerindeki yöneticiler ve karar alıcılar. www.world-of-industries.de

Daha fazla bilgi için benimle irtibata geçiniz! (İngilizce ve Almanca)

Carmen Nawrath Head of Marketing & Corporate Services phone: 0049/6131/992-245 c.nawrath@vfmz.de


gündem

SU ALTI ROBOTLARI YTÜ’DE YARIŞTI Makine İhracatçıları Birliği’nin sponsor olduğu ���� Türkiye Üçüncü Uzaktan Kumandalı Sualtı Robotları Yarışması, ��-�� Nisan tarihlerinde Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Yerleşkesi’nde düzenlendi.

A

merika Birleşik Devletleri Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi’nin (NASA) alt kolu olan Kaliforniya merkezli “İleri Teknolojili Denizcilik Eğitimi” (Marine Advanced Technologies Education-MATE) tarafından 2002 yılında organize edilmeye başlanan Uzaktan Kumandalı Sualtı Robotları Yarışması’nın (MATE ROV) bölgesel ayağı, bu yıl üçüncü kez 2829 Nisan tarihlerinde Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Yerleşkesi’nde gerçekleştirildi. Makine İhracatçıları B i r l i ğ i ’nin de sponsor olarak desteklediği ve mekatronik tasarım, teknik dokümantasyon, takım sunumu

ve sualtı görevlerden oluşan etkinlikte, “Araştırmacı” kategorisinin birinciliğini İstanbul Teknik Üniversitesi ROV Takımı elde etti. Aynı kategorinin ikinciliğini İstanbul Gedik Üniversitesi, üçüncülüğünü ise Yıldız Teknik Üniversitesi IEEE YTÜ takımı kazandı. Yarışmanın lise kategorisi olan “Düzenleyici” kategorisinin birincisi ALEV Lisesi Robotik Kulübü olurken, ilkokul kategorisi olan “İzci” kategorisinde de EngTechs/Tamer Özyurt Kudüs takımı birinciliği elde etti. Yarışmanın birincisi olan İstanbul Teknik Üniversitesi takımı, 21-23 Haziran tarihlerinde ABD’nin Pasifik Okyanusu kıyısında, Washington eyaletinde düzenlenecek olan uluslara-

rası MATE ROV 2018 yarışmasında Türkiye’yi temsil edecek. BU YILKİ TEMA SU ALTI ARKEOLOJİSİ, SİSMOLOJİ VE YENİLENEBİLİR ENERJİ Uluslararası MATE ROV yarışmasına her yıl 70’ten fazla takım ve 500’den fazla yarışmacı katılıyor. Yarışmaya katılan ekipler fizik, matematik, elektronik ve mühendislik becerilerini deniz ortamında uygulamalı olarak gösterirken, her yıl farklı bir tema çerçevesinde belirlenen görevleri en iyi şekilde yerine getiren takımların zorlu bir rekabete girdiği etkinlikte, uzaktan kumandalı su altı araçları (Remotely Operated Vehicle-ROV) birbiriyle yarışıyor. Bu araçlar özellikle

su altı araştırmaları, insanların ulaşmasının mümkün olmadığı ve gerçekleştirmesi zor görevler için aramakurtarma gibi su görevlerinde de kullanılabilmeleriyle öne çıkarken, ROV’lar; açık deniz platformları, su altı boru hatları, habitat taraması gibi birçok su altı görevini su üzerinden yüksek çözünürlüklü kameralar ve robot kollar sayesinde tek operatör kumandası üzerinden gerçekleştirebiliyor. Bu yılki yarışmada, katılımcı ekipler, Pasifik Okyanusu’nda hazırlanacak özel bir tuzlu ve tatlı su alanlarında, bölgenin sosyokültürel ve jeolojik altyapısıyla uyumlu olarak, sualtı arkeolojisi, sismoloji ve yenilenebilir enerji alt başlıklarındaki görevleri yerine getirmeye çalışacak.

33


gündem

MARS KÂŞİFİ “İNAN” ABD YOLCUSU Gezegen keşif robotları üzerine çalışmalarını sürdüren İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Rover Takımı, yeni tasarladıkları “İnan” isimli araçla Türkiye’yi “University Rover Challenge”da temsil edecek. Makine İhracatçıları Birliği’nin de sponsor olduğu İTÜ Rover Takımı, Türkiye’ye dereceyle dönmek istiyor.

T

ürkiye’yi daha önce pek çok yarışmada temsil eden İTÜ Rover Takımı, ABD’de düzenlenecek olan University Rover Challenge’da yarışacak. Öğrenciler “İnan” ismini verdikleri aracın tanıtım

34

toplantısını 11 Mayıs’ta İTÜ Ayazağa Yerleşkesi Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde gerçekleştirdi. Türkiye’nin ilk gezegen keşif aracına katkı sağlamayı hedefleyen İTÜ Rover Takımı, geçen yıl aldığı başarılı sonuçların ardından bu yıl da 95 ta-

kım arasından ön elemeyi geçerek 12’nci sırada yer aldı ve finallere adını yazdırdı. Finale kalmayı başaran tek Türk takımı olan ve İTÜ bünyesindeki çeşitli fakültelerden bir araya gelen 32 öğrenciden oluşan İTÜ Rover Takımı, 31 Mayıs-2 Haziran tarihlerinde


gündem ABD’de Türkiye’yi bir kez daha temsil edecek. EKİP ÜYELERİ İNAN’I TANITTI İTÜ Rover Takımı lideri Bahadır Onur Güdürü yeni tasarladıkları “İnan” hakkında teknik bilgileri paylaşırken, projenin önemli bir finansmana ihtiyaç duyduğunu ve bunun destekçiler sayesinde sağlandığını da vurguladı. Önümüzdeki yıllarda Mars’a astronotların gönderilmesinin beklendiğini ve bu astronotlara yardımcı olacak araçlar konusunda University Rover Challenge yarışmasının düzenlendiğini söyleyen Güdürü, “Biz de bu yarışma için motor sürücülerinden yazılımına kadar tamamen bize ait olan bir araç tasarladık. Bu aracımız ön elemelerde 95 takım arasında 12’nci oldu. ABD’den dereceyle dönmeyi hedefliyoruz” dedi. Ekibin sponsorluk sorumlusu olan Dilara Dayıoğlu ise, “Aracımız geçen yılkine göre oldukça iddialı ve gelişmiş. Geçen yılki aracımız İngiliz anahtarı ve tornavida kullanamıyordu. Yeni geliştirdiğimiz İnan, tornavidayı merkezleyip kullanabiliyor. Astronotlara parça söküp takma konusunda da yardımcı olabilecek” derken, bilim ekibi üyesi Işık Su Yazıcı da araştırılan yüzeyde bulunan parçaların o yüzeyin asırlar önceki haliyle ilgili önemli bilgiler verebildiğini anımsatarak İnan için bu konularda detaylı bir çalışma yürüttüklerinin altını çizdi. Mekanik ekip lideri Sami Korkmaz, konuşmasında mekanik sürecinin sancılarından bahsetti ve projenin başından sonuna kadar gelişime açık olduğunu ve bu nedenle her zaman yeni fikirler üretmeleri gerektiğini dile getirdi. Geçen yıla göre tasarımın tamamen değişmiş olmasına da değinen Korkmaz, bu kritik değişimin üstlerine önemli bir sorumluluk yüklediğini söyledi. Yazılım Ekip Lideri Ferhat Metin ise projenin sonuna kadar diğer ekiplerle entegre çalıştıklarını ve yaptıkları iş gereği sonuca en son aşamada ulaşacaklarından dolayı arkadaşlarına güven vermeleri gerektiğinden bahsetti. Takım arkadaşlarını olabildiğince rahatlatmak adına çalışmalarını mümkün olduğunca somutlaştırdıklarını belirten Metin, projenin son aşamasında başarılı sonuca ulaştıklarının altını çizdi.

YÜRÜYEN LABORATUVAR İTÜ öğrencilerinin çabaları ve çalışmaları sonucunda üretilen İnan’ın birçok özelliği bulunuyor. Otonom hareket edebilme özelliği bulunan İnan 50 santimetre yüksekliğe çıkabilme ve 1 metre yükseklikten stabil inebilme kabiliyetine sahip. İnan’ın üst kısmına sabitlenen robot kol ise 12 kiloya kadar yük kaldırabiliyor, oval objeleri kavrayabiliyor, sert yüzeylerden zedeleyici uç ile örnek toplayabiliyor. Bunların yanı sıra kendi üzerinde katlanarak hacmini yüzde 60’a kadar küçültebilen ve 360 derece dönebilen robot kol üzerinde yüksek çözünürlüklü bir kamera da bulunuyor. İnan, 1 kilometreye kadar haberleşme sağlayabilen ve yüksek çözünürlükte görüntü aktarabilen bir antene de sahipken, kimyasallarla ilgili önemli kabiliyetleri de bulunan İnan, toprak Ph derecesini, sıcaklığını ve nemi ölçebiliyor; bunlar üstünde analizler yapabiliyor, yaptığı analizleri otomatik olarak raporlayabiliyor ve gelecekte kullanılmak üzere bunları saklayabiliyor. “SAVUNMA, SAĞLIK VE DOĞAL AFETLERDE KULLANILACAK” İnan’ın tanıtım toplantısında konuşan İTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Alper Ünal da aracın elektronik devre kartlarından yazılıma kadar birçok parçayı İTÜ Rover Takımı üyelerinin tasarladığının altını çizdi ve “İnan, kesintisiz görüntü aktarımı yapabilen bir haberleşme sistemine sahip. Ayrıca araç otonom olarak hareket edebiliyor et-

rafındaki nesneleri algılayabiliyor. Üzerinde bulundurduğu sensörlerle bilimsel analizler yapabiliyor ve topraktan örnek alabiliyor. Aracın yazılımında Robotic Operation System kullanıldı. Bu sistem hem kolay bilgi erişimine olanak sağlıyor hem de sisteme kendilerinden bir şey katarak robotik gelişmelere katkıda bulunuyor. Elektronik donanım olarak motor sürücüleri, sistem kontrolcüleri tamamen kendi üretimleridir. İnan, her ne kadar gezegen keşif aracı olarak tasarlansa da öğrencilerimiz aracı tasarlarken bununla sınırlı kalmayıp savunma sanayisinde, maden teknolojisinde, sağlık alanında, doğal afet arama ve kurtarma çalışmalarında da kullanılabilecek şekilde ürettiler” dedi. “MARS KOŞULLARINA VE TOPRAK YAPISINA GÖRE ÜRETİLDİ” İnan’ın da aralarında bulunduğu 95 takımın araçlarının yarışacağı University Rover Challenge (URC), Mars Society tarafından her yıl ABD’nin Utah eyaletindeki Mars Desert Research Station’da (MDRS) gerçekleştirilen, üniversite öğrencilerinin tasarladıkları roverlar ile yarıştıkları uluslararası bir yarışma. Yarışmadaki amaç ise astronotların istasyonlarından çıkmadan dışarıdaki ağırlık taşıma, toprak örneği alma, İngiliz anahtarı ve tornavida kullanabilme ve panelden çip sokup takma gibi işleri yapabilmelerini sağlayan bir rover (gezgin araç) üretmek.

35


gündem

SULTANS OF TÜRKİYE ÖDÜLE DOYMUYOR Darüşşafaka Lisesi FRC Robot Takımı Sultans of Türkiye, ABD’nin Şikago kentinde FIRST Vakfı tarafından düzenlenen robotik yarışmasında turnuvanın en prestijli ödülü olan Başkanlık Ödülü’ne lâyık görüldü. Daha önce uluslararası turnuvalarda �� farklı ödülün sahibi olan Darüşşafakalı öğrenciler, bu başarılarıyla ABD’nin Houston şehrinde düzenlenen FRC Dünya Şampiyonası’nda ise NASA’nın desteklediği takıma karşı yarıştı.

D

arüşşafaka Lisesi FRC Robot Takımı Sultans of Türkiye, Şikago’da FIRST Vakfı (For Inspiration and Recognition of Science and Technology ) tarafından düzenlenen FIRST Midwest Regional Robot Yarışması’nda, turnuvanın en prestijli ödülü olan Başkanlık Ödülü’ne (Chairman’s Award) layık görüldü. Öğrencilerin özgüven, yaratıcılık, liderlik, girişimcilik, takım çalışması ve mühendislik yeteneklerini geliştirmeyi amaçlayan yarışmaya bu yıl Çin, ABD ve Türkiye’den yüzlerce öğrenci katılırken, Sultans of Türkiye, 4-7 Nisan tarihleri arasında düzenlenen turnuvada toplam 53 takımla yarıştı. Turnuvanın en prestijli ödülü olan Başkanlık Ödülü’nü kazanan ekip, bu başarılarıyla yine ABD’nin Houston şehrinde 19-21 Nisan tarihlerinde düzenlenen ve bölge birincilerini karşı karşıya getiren FRC Dünya Şampiyonası’nda ülkemizi temsil etme başarısını gösterdi. Robot yarışmalarında dünyanın en önemli turnuvalarından biri olarak kabul edilen FRC Dünya Şampiyonası, her yıl binlerce öğrenciyi, dünyadaki robotik mühendisliğinin merkezi olarak kabul edilen Houston’da buluşturuyor. 10 kız, sekiz erkek olmak üzere toplamda 18 öğrenci ve beş mentordan oluşan Sultans of Türkiye, FRC Dünya Şampiyonası’nda ise turnuvaya katılan 360 takım arasında en güçlü takım

36

olarak gösterilen ve NASA’nın desteklediği takım ile eşleşti. Takım robotlarının, bir yerdeki ağırlıkları toplayarak terazi kefelerine koymak için birbiriyle yarıştığı ve bunu en hızlı ve verimli yapan takımın kazandığı yarışmada, Sultans of Türkiye NASA’nın takımına karşı ufak bir puanla kaybetti. “SULTANS OF TÜRKİYE HAYATIMA ÇOK FAZLA KATKI YAPTI” Türkiye’nin ilk robot kulübü olarak bu alanda öncü konumda bulunan Darüşşafaka Lisesi Robot Takımı, Robot Kulübü öğretmeni ve Elektrik-Elekt-

ronik Mühendisi Mete Karaca’nın yönetiminde; Siemens Türkiye’den Makine Mühendisi Arif Deniz ve Darüşşafaka Fizik Öğretmeni Selim Çile’nin yanı sıra Samed Erdem ve Selcan Savran’ın mentorluğunda yarışmalara hazırlanıyor. Sultans of Türkiye’nin takım kaptanı olan Eren Sanır, “NASA gibi büyük bütçeli ve çok üst düzey mühendislere sahip bir ekiple karşılaşmak heyecan verici ve zordu. Elimizden geleni yaptık ve çok küçük bir puan farkıyla kaybettik” sözleriyle yarışma sürecini özetlerken, önümüzdeki yıllarda bu yarışmaya daha iyi hazırlanarak NASA gibi


gündem çok üst düzey ekipleri de yenebileceklerinin altını çiziyor. Sultans of Türkiye üyelerinden Darüşşafaka 10. sınıf öğrencisi Belsu Seyran ise bu yıl katıldıkları yarışmalarda çok şey öğrendiklerini, yarışmalarda daha önce dünya şampiyonasında birinci olmuş takımların da bulunduğunu söylüyor ve “Pek çok takım önceki turnuvalarda birinci olup gelmişti. NASA’nın takımıyla karşılıklı yarıştık ve onların tecrübelerini, süreçte edindikleri bilgileri ve kendi eksiklerimizi daha iyi gördük. Bu sayede yaptığımız hatalardan ders çıkardık” diyor. Öğrendiği en değerli bilgiyi, bir işi severek yapmanın önemi olarak açıklayan Seyran, “Kulübe girmeden önce insanlarla iletişim kurmakta zorlanıyordum. Kulübe girdikten sonra ise bu yönümü de geliştirdim. Ayrıca yaptığımız Stanford ve NASA gezilerinden sonra vizyonum da gelişti. Hayallerime yön verdim. Bu ekip benim her şeyim oldu” diyerek Sultans of Türkiye’nin bir parçası olmanın hayatına çok fazla olumlu katkıda bulunduğunu vurguluyor. “BAŞARININ NASIL SÜRDÜRÜLEBİLİR OLDUĞUNU GÖRDÜK” Kulübün deneyimli katılımcılarından 11. sınıf öğrencisi Şeyhmus Aca ise, yaşadığı deneyimlerle ilgili “Bu süreçte takım çalışmasının ne kadar önemli olduğunu öğrendim. Diğer takımlardaki yarışmacılarla iletişim içinde olarak daha sosyal birisi oldum. Böyle başarılı bir ekibin parçası olmak, bana, başarının devamlılığının nasıl sağlandığını da öğretti. Bu ekip sayesinde, ekipteki arkadaşlarımın arkadaştan öte kardeş olduğunu gördüm ve bunun başarı için ne kadar önemli olduğunu fark ettim” diyerek, bu ekibin parçası olmanın kişisel gelişimine katkı sağladığını belirtiyor. Darüşşafaka Lisesi 9. sınıf öğrencisi Ceren Ulusoy da, Houston’daki şampiyonaya katılmaya hak kazanmalarını, kendi kişisel zamanlarından fedakârlık yaparak düzenli bir iş planıyla hazırlanmalarına bağlıyor ve “Yarışma ile edindiğim tecrübelere örnek olarak özgüvenimin arttığını, sorunlara hızlı çözümler üretebildiğimi ve yarışma ortamını gördükten sonra kendimi ifade etme becerilerimin geliştiğini söyleyebilirim. Böyle başarılı

bir ekibin parçası olmak bana profesyonelliğin ne demek olduğunu öğretti. Ayrıca bu ekipte paha biçilmez dostluklar ve yeni bir aile kazandım” diyor. “TAKIM RUHU KAZANDIRDI” Sultans of Türkiye’nin koordinatörü, Darüşşafaka Cemiyeti Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Esra Ekmekçi ise 18 öğrencinin yer aldığı takımın yarışmalar için gece gündüz hazırlandığını, son ders zili çalınca soluğu robotik atölyesinde aldıklarını söylerken, öğrencilerin bunu zorunluluk değil, hobi olarak gördüğünün altını çiziyor. Sultans of Türkiye’nin mentorlarından, lisenin fizik öğretmeni Selim Çile de takımın bir arada, uyumla çalıştığını belirtiyor. Çile’ye göre, robotik yarış-

malarında takımların sosyal ve iletişim başarılarına bakılarak verilen “Başkanlık Ödülü”nü almalarında, bu dayanışma ruhunun da payı büyük olmuş. Sultans of Türkiye’nin lider mentoru ve takım koçu Mete Karaca ise “Bu ödül ve edindiğimiz deneyimler, takımın ve bizleri destekleyenlerin emeklerinin karşılığıdır. Başkanlık Ödülü, yarışmanın en büyük ve en son açıklanan ödülüydü. Ödülün açıklanma anı geldiğinde diğer 53 takımla birlikte nefeslerimizi tuttuk ve takım numaramız açıklandığında sevinçten havalara uçtuk. Darüşşafaka Cemiyeti’nin 155’inci yılını kutladığı 2018 yılında, ABD’de düzenlenen bu yarışmada, en prestijli ödülü almak bizi çok gururlandırdı” değerlendirmesinde bulunuyor.

SADECE BİR ROBOT KULÜBÜ DEĞİL Sultans of Türkiye, bir robot kulübünden öte, takım ruhunu, uyumu ve bağlılığı çok iyi özümseyen bir topluluk olarak uluslararası yarışmalarda onlarca ödüle sahip oldu. Eren Sanır, Şeyhmus Aca, Nur Evşan Birinci, Cem Arda Fil, Şevval Keskin, Aslıhan Okur, Burcu Özkan, Belsu Seyran, Mutlu Demir, Ceren Ulusoy, Mert Aykutlu, Şevval Öztürk, İmran Durmuş, Sinem Keleş, Yasir Türkaslan, Aysun Yıldız Yılmaz, Toprak Bilici, Dudunur Özdamar’dan oluşan Sultans of Türkiye’nin bugüne kadar aldığı ödüller şunlar: • Seattle 2009 - Judges Award • Chicago 2010 - Imagery Award • Seattle 2011 - Team Spirit Award • Chicago 2013 - Six wins in ten matches, first backup finalist • Orlando 2015 - Regional Engineering Inspiration Award • Carson Division 2015 - First Turkish Veteran team that participated in the Championship • Off-Season Event in Turkey 2015 - Chairman’s Award • Second Off-Season Event in Turkey 2016 - Chairman’s Award • San Francisco 2017 - Chairman’s Award • Houston World Champs 2017 - Team Spirit Award • 4th China Robotics Challenge 2017 - Inspiration Award • Third Off-Season Event in Turkey 2017 - Finalist & Excellence in Engineering Award • İstanbul 2018 - Judges Award • Chicago 2018 - Chairman’s Award

37


WIN EURASIA 2019 360 Derece İmalat Sanayi 14 - 17 Mart 2019

Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi Büyükçekmece İstanbul win-eurasia.com

Organizatör

Hannover Fairs Turkey Fuarcılık A.Ş. www.hfturkey.com Tel. 0212 334 69 00

Destekleyenler

Destekleyen Dernekler

Resmi Havayolu

AKDER

AKIŞKAN GÜCÜ DERNEĞİ

‘’ Türk Endüstrisinin İtici Gücü ’’

BU FUARLAR 5174 SAYILI KANUN GEREĞİNCE TOBB (TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ) DENETİMİNDE DÜZENLENMEKTEDİR.

Resmi Seyahat Acentesi


gündem

RENÇPER SAHAYA İNDİ Akdeniz Üniversitesi öğretim üyelerinin geliştirdiği ve Türkiye’nin ilk budama artıklarını yerinde parçalayıp toprak yüzeyine bırakan, “kendiyürür” budama artığı parçalama makinesi “Rençper” geçtiğimiz ay kamuoyuna tanıtıldı.

A

kdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Murad Çanakcı, Prof. Dr. Mehmet Topakçı, Prof. Dr. Davut Karayel, Dr. İlker Ünal ve Dr. Mehmet Çakır’ın, TÜBİTAK desteğiyle geliştirdiği tarım makinesi “Rençper”in tanıtımı, geçtiğimiz ay gerçekleştirildi. Tamamen Türk bilim insanlarının yapımı olan ve Rençper adı verilen makine, ağaç budamasından sonra ortaya çıkan artıkları, herhangi bir yere taşımadan yerinde parçalayıp toprak yüzeyine bırakıyor. Alanında Türkiye’de geliştirilen ilk makine olan Rençper için iki patent başvurusu da yapılmış durumda. Makinede

tüm hareket iletimi hidrolik, kontrol ise elektronik sistemlerle sağlanıyor; makine üzerindeki ölçme sistemiyle de veriler anlık olarak takip edilebiliyor. BUDAMA ARTIKLARINA HIZLI ÇÖZÜM Proje yürütücüsü Prof. Dr. Murad Çanakcı, Türkiye’de meyvecilik alanlarının son 15 yılda nicelik ve nitelik olarak arttığını, bunun da daha büyük ölçekli ve modern meyve bahçelerini beraberinde getirdiğini söylerken, bu durumun önceki yıllarda olmayan budama artıklarının parçalanması konusunun ortaya çıkmasına da neden olduğunun altını çiziyor. Budama artıklarının yok edilmesinin

işletmeler açısından işgücü ve maliyet kaybı ile çevresel kirlilik anlamına geldiğine işaret eden Prof. Dr. Çanakcı, son yıllarda üreticiler ve Tarım Bakanlığı tarafından parçalama makinelerine ilginin arttığını söylerken, 2015 yılında TÜBİTAK’a sundukları proje kapsamında geliştirilen Rençper’in traktörden bağımsız olduğunu ve terminolojide “Kendiyürür makine” olarak adlandırıldığını söylüyor. “Kendiyürür makineler, üzerinde kendi serbest motoru ve yürüyüş sistemleri olan, genelde tek bir amaç için geliştirilmiş makinelerdir. Son yıllarda yurt dışında silaj makineleri, ilaç makineleri gibi kendiyürür makineler konusunda da ithalat

yapıldığını görüyoruz. Ülkemizin eksikliğini hissettiği alanlardan biri de bu” diyerek devam eden Prof. Dr. Çanakcı, projelerinin 115 beygir gücünde turbo dizel motoru, yürüyüş sistemi ve parçalama özellikleriyle kendine özgü; bu çerçevede Türkiye’de ilk kez geliştirilmiş bir makine olduğunu vurguluyor. Yurt dışında, özellikle ABD’de 350-400 beygir gücünde bu amaç için geliştirilmiş çok büyük makineler olduğuna da değinen Prof. Dr. Çanakcı, bu makinelerin Türkiye şartlarına uygun olmadığını, geliştirdikleri makinenin hem üç metre sıra aralığı bulunan bağlarda hem de 8-10 metre genişliğine kadar ceviz bahçelerinde kullanılabileceğini söylüyor.

39


PRO 100 HİDROLİK PROFİL BÜKME MAKİNESİ HYDRAULIC PROFILE BENDING MACHINE

CY4RHHS 4 TOPLU HİDROLİK SİLİNDİR MAKİNASI 4 ROLLS HYDRAULIC PLATE BENDING MACHINE

HCB KOLON BOM SİSTEMİ COLUMN BOOM SYSTEM


gündem

BÖCEKSAVAR ROBOT DÜNYA LİTERATÜRÜNE GİRDİ Kendi imal ettiği 3D yazıcı ile “Böceksavar Tarım Robotu” tasarlayan Üsküdar Amerikan Lisesi öğrencisi Ege Özgül’ün yazdığı makale, dünyanın en büyük akademik indeksi kabul edilen Elektrik ve Elektronik Mühendisleri Enstitüsü’nde yayımlandı.

B

esin temini ve kullanımı insanoğlunun en temel ihtiyaçlarından biri. Besinlerin birincil kaynağı ise toprak ve onun içerdiği mineraller. Bununla birlikte, besin kalitesinin korunması, bitkilerin bağışıklık kazanması, iklim şartları, zararlı haşerat ve hastalık gibi tehditlere karşı ilaçlama gerekirken, genellikle bitkilerin ilaçlanması tarım işçileri tarafından yapılıyor ve bu süreç tarım ilaçlarının içerdiği kimyasallardan dolayı insan sağlığı açısından tehlike oluşturuyor. Üsküdar Amerikan Lisesi öğrencisi Ege Özgül’ün bu tehdidi ortadan kaldıran sıra dışlı projesinde, basit olarak, ilaçlama bir robot tarafından gerçekleştiriliyor. Ege Özgül’ün Fen Projeleri Danışmanı Kimya Öğretmeni Talha Kılıç, projeyi, “İnsan sağlığı açısından kimyasalların zararlı etkilerini en düşük seviyeye indirerek, tarım alanlarının ilaçlama ve bitkilerin zararlı haşerelerden koruması işini, düşük maliyetli ve yarı-otonom bir robot gerçekleştiriyor” sözleriyle özetlerken, böylelikle bitkilerin ve toprağın yaşam kalitesinin en

tüm insanlara yararlı ürünler geliştirmek olduğunu söylüyor.

yüksek seviyeye çıkartıldığının, tarım faaliyetlerinin sürdürülebilirliğinin sağlandığının altını çiziyor. Ege Özgül, tasarladığı robotun parçalarını da yine kendi imal ettiği 3D yazıcı ile üretmiş. Robot, tarım ilacı püskürterek zararlı haşerattan uzun süreli koruma sağlarken, sahip olduğu buzzer ile değişik frekans-

larda ses üreterek tarım zararlılarını uzaklaştırıyor; bu görevleri herhangi bir insan etkileşimi olmadan gerçekleştirebiliyor. Yaptığı çalışmalarda en büyük desteği ailesinden aldığını belirten Ege Özgül ise hedefinin, Amerika’da robotik teknolojiler konusunda üst sıralarda olan bir üniversitede eğitim alarak

PORTEKİZ’DE TÜRKİYE’Yİ TEMSİL EDECEK Özgül’ün bu yolda attığı önemli bir başka adım projesini anlattığı makalesinin, dünyanın en büyük akademik indeksi kabul edilen Elektrik ve Elektronik Mühendisleri Enstitüsü’nde (The Institute of Electrical and Electronics Engineers-IEEE) yayımlanması olurken, Özgül, bu çalışmasıyla, 500 binden fazla akademik üyesi olan IEEE literatürüne giren sayılı lise öğrencilerinden biri oldu. Diğer yandan, 5-8 Temmuz tarihleri arasında Polonya’da düzenlenecek olan, “3. Uluslararası Çağdaş Eğitim Araştırmaları Kongresi”nde akademisyenlere sunum yapacak olan Ege Özgül, 21-28 Temmuz tarihleri arasında ise Portekiz’de düzenlenecek olan “36. Gençlik Bilim Buluşması”nda Türkiye’yi temsil edecek. Özgül, son olarak, 5-8 Eylül tarihleri arasında da Kosova’da düzenlenecek olan 3. Uluslararası Bilim Sempozyumu’na katılacak.

41


oaib gündem

OAİB GENEL SEKRETERLİĞİ MALİ SANAYİ FUARI’NA KATILDI

9-21 Nisan tarihleri arasında Mali’nin başkenti Bamako’da ilk defa düzenlenen ve Türkiye’nin onur konuğu olarak davet edildiği 1. Mali Uluslararası Sanayi Fuarı’na, Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği de bir standla katıldı. ECOWAS (Batı Afrika Ülkeleri Ekonomik Topluluğu) ülkelerinin yoğun olarak katıldığı fuara, bünyesinde bulundurduğu sekiz ihracatçı birliğini temsilen katılan OAİB Genel Sekreterliği, fuar süresince 70 yabancı firmayı ağırladı ve verimli iş görüşmeleri gerçekleştirdi. OAİB standında ihracatçı birliklerinin ürünleri, broşür ve katalogları da sergilenirken, ziyaretçilere çeşitli promosyon ürünleri dağıtıldı ve ziyaretçilere ihracatçı birlikleri ile sektörler hakkında bilgiler aktarıldı. Fuarın açılış gününde, OAİB standını Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci başkanlığındaki Türkiye heyeti ve Mali Cumhurbaşkanı İbrahim Boubacar Keita başkanlığındaki Mali heyeti de ziyaret etti.

SAVUNMA VE HAVACILIK SANAYİ İHRACATÇILARI BİRLİĞİ DSA ����’DE ŞOV YAPTI

6-19 Nisan tarihlerinde Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’da 16’ncısı düzenlenen DSA 2018 Asya Savunma Hizmetleri Fuarı ve Konferansı’na katılan Savunma ve havacılık Sanayi İhracatçıları Birliği, 28 Türk firması ile gövde gösterisi yaparken, Türkiye, en büyük milli katılım alanına sahip ülke oldu. En son 2016 yılında 21 firma ile DSA fuarına milli katılım gerçekleştiren Türkiye, bu yıl Savunma Sanayii Müsteşarlığı işbirliğinde, 1.418 metrekare-

42

lik toplam alanı fuarın en dikkat çekici ülke standı-

na sahip olurken, Türkiye ülke standını, Malezya

Başbakanı Necip Rezak ve Türkiye’nin Malezya Büyükelçisi Doç. Dr. Merve Kavakçı’da ziyaret etti. 45 ülkeden 350’den fazla resmi heyetin takip ettiği DSA 2018 fuarında ayrıca Türkiye ve Malezya arasındaki insansız hava araçları, hava platformları için hedefleme podu ve aviyonik modernizasyonu, yazılım tabanlı telsiz projeleri, çeşitli mühimmatlar, çok maksatlı destek gemileri konularında işbirliği yapılmasına yönelik görüşmeler de yapıldı.


oaib gündem

İSİB, İSLAMABAD HVAC EXPO FUARINDAYDI

İ

klimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği (İSİB) 5-7 Nisan tarihleri arasında Pakistan’ın İslamabad şehrinde düzenlenen İslamabad HVAC Expo fuarına katılırken, fuar süresince ASHRAE Pakistan Chapter derneğinin yöneticileri ve ülkenin önde gelen sektör temsilcileriyle bir araya geldi. Yapılan ikili görüşmelerde, Karaçi’de düzenlenecek bir sonraki HVAC Expo’ya milli katılım gerçekleştirilmesi yönünde fikir birliğine varılırken, aynı fuara Türkiye’nin partner ülke olarak yer alması da gündeme getirildi. Bilindiği üzere, Türk iklimlendirme sektör ürünleri Pakistan’da büyük ilgi görüyor. Bu anlamda, 200 milyonluk nüfusu, gelişmekte olan ekonomisi ve sürekli büyüyen pazarıyla Türk iklimlendirme sektörü için büyük önem taşıyan Pakistan, son iki yılda yüzde 40

gibi yüksek bir oranda iklimlendirme sektörü ithalatı gerçekleştirdi. Ülkedeki Türk iklimlendirme sektörü ih-

racatı ise son iki yılda yüzde 81 artışla 21 milyon dolar seviyesine ulaşmış durumda.

İHRACAT SOHBET TOPLANTILARI DEVAM EDİYOR

O

rta Anadolu İhracatçı Birlikleri (OAİB) Genel Sekreterliği’nin üniversite öğrencilerine yönelik gerçekleştirdiği “İhracat Sohbet Toplantıları”nın ikinci programında, Kayahan Grup Yönetim Kurulu Başkanı ve Makine İhracat-

çıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sevda Kayhan Yılmaz, Başkent Üniversitesi öğrencileriyle buluştu. İhracat dünyasında önemli yere sahip olan ve OAİB Genel Sekreterliği iştigal alanında bulunan sektör üyesi ih-

racatçılarının bilgi birikimlerini, tecrübelerini ve tavsiyelerini aktardıkları İhracat Sohbet Toplantıları programı kapsamında, 7 Mayıs’ta gerçekleştirilen söyleşide Sevda Kayhan Yılmaz, sektöre ilişkin tecrübelerini öğrencilerle paylaştı.

43


sektörden

“ENDÜSTRİ 4.0 UYUMLU KOMPRESÖRLER ÜRETİYORUZ” AR-GE ÇALIŞMALARI KAPSAMINDA MAGNET MOTORLU VE TANK ÜZERİ İNVERTÖRLÜ OLMAK ÜZERE İKİ FARKLI KOMPRESÖRÜ BAŞARIYLA İMAL ETTİKLERİNİ AKTARAN LUPAMAT SATIŞ MÜDÜRÜ TOLGA KAYNAR, “YENİ NESİL ENDÜSTRİ 4.0 UYUMLU ÜRÜNLERİMİZDE BİLGİSAYAR PROGRAMLI AKILLI TEKNOLOJİLER KULLANIYORUZ” DİYOR.

B

asınçlı hava sektöründe 50 yıldır faaliyet gösteren Lupamat, 1968 yılında pistonlu kompresör imalatına başladı. İlerleyen yıllarda ürün yelpazesine vidalı, yağsız çalışan pistonlu, booster, scroll, benzinli ve son olarak da 40 bar yüksek basınç kompresörleri ekleyen firma, 2000 yılında Dirinler Şirketler Grubu’na katıldı. Gelişen teknolojiyi yakından takip ederek enerji verimliliği konusunda çalışmalar gerçekleştiren firmalarının ürün çeşitliliğinin de sürekli arttığını söyleyen Lupamat Satış Müdürü Tolga Kaynar, Ar-Ge birimlerinin aralıksız şekilde hem iyileştirme hem de pazarın ihtiyacı olan yeni ürünleri geliştirme çalışmalarını sürdürdüğünü kaydediyor. Ürün çeşitleriniz ve bunların özellikleri hakkında bilgi verir misiniz? Günümüzde firmalar verimliliklerini ve üretim kapasitelerini artırırken, aynı zamanda işletme giderleri ve risklerini de azaltan çözümler arıyor. 50 yıldır kompresör imal eden Lupamat’ın

44

bütün ürünleri enerji verimliğine sahiptir ve uzun ömürlüdür. Sektörde lider kompresör üreticilerinden biri olarak basınçlı hava teknolojilerine yön veren bir yapıya sahibiz. Son üç yıl içerisinde enerji tasarruflu kompresörlerimizin satışı ciddi oranda arttı. Bu artışın en önemli sebepleri; ürünlerimizde yaptığımız uygulamalar, kullandığımız ekipmanlar ve iyi bir Ar-Ge yapısına sahip olmamızdır. 75kW ve üzeri bütün serilerimizde standart olarak daha etkin soğutma sağlayabilen radyal fan kullanıyoruz. Ayrıca radyal fanda da invertör uygulaması yapmamız, rakiplerimizle aramızdaki en büyük farklardan biridir. Yeni nesil Lupamat DHK PLUS ve DHK PREMIUM (değişken devirli hız kontrollü) serilerinde enerji maliyetini en az seviyede tutarak en yüksek verim sağlayan kompresörler üretiyoruz. Bu ürünlerimizde yüzde 35’e kadar enerji tasarrufu sağlıyoruz. Diğer yandan standart kompresörlerimizde sunduğumuz oransal kontrol valfi sayesinde müşterilerimize de enerji tasarrufu sağlayan çözümler sunuyoruz. Yaptığımız tes-


pitlere göre müşterilerimize ısı geri kazanım uygulaması yapıyoruz. Isı geri kazanım sistemleri, ısıtma veya sıcak su ihtiyacının tamamını karşılarken, yatırım maliyetini de düşürüyor. Isının tamamının kullanılabildiği durumlarda sistemin kendini iki yıldan az bir sürede ödeyebildiği de sıkça görülüyor. Lupamat Kompresör olarak hangi sektörlere hitap ediyorsunuz? Basınçlı havaya ihtiyacı duyan bütün sektörlere uygun makineler imal ediyoruz. Ürün çeşitliliğimizin fazla olmasının yanı sıra bütün ürünlerimizde enerji verimliliğini ön planda tutuyoruz. Küçük işletmeler için farklı kapasitelerde pistonlu kompresör; orta ve büyük ölçekli işletmeler için (2,2 kW-450 kW güç aralığında) vidalı kompresör; dişçilik, gıda, ilaç sektörü ve hastaneler gibi yüzde 100 yağsız hava ihtiyacı olan işletmeler için yağsız pistonlu ve scroll kompresör; yüksek basınç ihtiyacı olan işletmeler için (40 bar) booster kompresör; alçak basınç (3-4 bar aralığında) ve yüksek debi ihtiyacı olan işletmeler için vidalı kompresör; yol yardım araçları için tasarlanan benzin motorlu kompresör ile Türkiye’de bir ilk olan pet sektörüne özel (040 bar) yağsız, yüksek basınç pet kompresör ürün gamımızı oluştuyor.

Firmanız ve ürünleriniz konusunda yürüttüğünüz TÜBİTAK vb. gibi projeleriniz var mı? Türkiye’de bir ilk olacak, “CO2 Gazı Kullanılan, Üç Kademeli, Kayar Yataklı, Yüksek Basınçlı (20 Bar) Yağsız Kompresörün Tasarımı ve İmali” isimli TÜBİTAK projemiz onaylandı ve bu yöndeki çalışmalarımız başladı. Gıda sektöründeki ihtiyacı fark edip, bu projeyle CO2 gazını yüksek basınçlı hale getiren bir kompresör üretmeyi hedefliyoruz. Yurt içinde bu özelliklerde üretilmiş makine olmaması, bizi daha da heyecanlandırıyor. Bir yıl içinde çalışmalarımızı tamamlayıp makinemizi pazara sunmayı planlıyoruz. Aynı zamanda KOSGEB ile KOBİ Gelişim Destek Programı kapsamında, “İhracat İçin Kalite ve Kapasite Artışı Sağlanması” isimli projemiz devam ediyor. Hâlihazırda kompresör kabinlerimizi, üreticisinden hazır olarak alıyoruz. Bu projeyi tamamladıktan sonra ise kendi kabinlerimizi imal etmeyi planlıyoruz. Böylece bu proje çıktısının kalite, maliyet ve zaman yönetimi açısından oldukça büyük fayda sağlayacağına inanıyoruz. Ayrıca, kısa süre içinde Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanlığı’na Ar-Ge merkezi başvurumuzu yapacağız. Ar-Ge merke-

“DHK PLUS VE DHK PREMIUM SERİLERİNDE ENERJİ MALİYETİNİ EN AZ SEVİYEDE TUTARAK YÜZDE 35’E KADAR ENERJİ TASARRUFU SAĞLIYORUZ.”

Yeni ürün gruplarınız hakkında bilgi alabilir miyiz? Gelişen teknolojiyi yakından takip eden ve enerji verimliliği hakkında çalışmalar gerçekleştiren firmamız ürün çeşitliliğini de sürekli artırıyor. Ar-Ge birimimiz aralıksız şekilde hem iyileştirme hem de pazarın ihtiyacı olan yeni ürünleri geliştirme çalışmalarını sürdürüyor. Bu çerçevede enerji verimliliği sağlayan magnet motorlu kompresör ve yer avantajı sağlayan daha düşük kapasitelerde premium serisi tank üzeri invertörlü kompresörü başarıyla imal ettik. Magnet motorlu kompresörümüzde asenkron motorlara göre verimi daha yüksek olan PM senkron motor kullanıldı. Böylece vida ve motor mili aynı olduğu için kayıplar en aza indirildi. Ayrıca magnet motorlu kompresörümüz FR-F840 Mitsubishi invertörle uyumlu çalışabiliyor, değişken hız kontrolüyle sabit basınç kontrolü sağlıyor. Motorla vida arasında herhangi bir bağlantı elemanı olmadan, tek parça üretilen magnet kompresörümüz, tasarımının getirdiği avantaj nedeniyle düşük bakım maliyetine de sahip. Premium serisi tank üzeri kompresörümüz ise; direkt akuple, invertörlü, IE3 motorlu, Endüstri 4.0 uyumlu, yüksek verimli olmasıyla kullanıcılarına önemli avantajlar sağlıyor.

45


sektörden

zi unvanını aldıktan sonra yıl içerisinde devlet destekli üç-dört proje gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.

“BAŞTA ALMANYA, İSVİÇRE, ROMANYA, HOLLANDA, SUUDİ ARABİSTAN, MISIR, İSRAİL, PAKİSTAN, BANGLADEŞ VE YENİ ZELANDA OLMAK ÜZERE DÜNYANIN 30’U AŞKIN ÜLKESİNE İHRACAT GERÇEKLEŞTİRİYORUZ.”

46

Kompresör seçerken nelere dikkat etmek gerekir? Basınçlı hava, sanayi tesisleri için elektrik enerjisi kadar önemlidir. Basınçlı havanız yoksa, üretiminiz durur. Basınçlı havanız verimli değilse, üretiminiz verimli olmaz. Basınçlı havanız enerji tasarrufu sağlamıyor ve uzun ömürlülük şartlarını yerine getiremiyorsa, işletme giderleriniz yüksek olur. Kompresör seçerken enerji tüketimiziniz ve basınçlı hava sisteminizi iyi incelemek, hava tüketiminin sabit mi değişken mi olduğunu analiz etmek, hava kalitesini tespit etmek (yağlı ve yağsız), kompresörün yerleşiminin uygun olmasına dikkat etmek, sistemdeki hava kaçaklarını iyi belirlemek, düzenli periyodik bakımın yapılmasını ihmal etmemek, emniyeti önemsemek (basınçlı kaplar, CE normlarına göre ve basınçlı tanklar için özel olan malzemelerle üretilmediği takdirde çok ciddi risk teşkil eden ürünlerdir), ısı ve enerji geri kazanım yollarını bilmek çok önemlidir. Bu konularda Lupamat mühendislik hizmet ekibimizin, müşterilerimize ücretsiz destek sunduğunu da söylemeliyim. Çalışanların gelişimi için ne tür çalışmalar yürütüyorsunuz? Firmamızın hedefleri doğrultusunda organizasyon yapımızın değişime açık ve dinamik olmasına özen gösteriyoruz. Çalışan tüm ekip arkadaşlarımızın verimli bir şekilde işlerine devam edebilmesi için firma hedeflerimiz doğrultusunda tüm departmanları bireysel ve takım olarak performanslarını geliştirecek şekilde organize ediyoruz. Firmamızda görev

alan bütün takım arkadaşlarımızın bireysel beceri kazanmaları için eğitim ve seminerler düzenliyoruz. Böylece ekibimizin daha verimli, aktif ve takım ruhu içerisinde çalışmasını sağlıyoruz. Firmanızın ihracat potansiyeli hakkında bilgi verir misiniz? Firmamız, başta Almanya, İsviçre, Romanya, Hollanda, Suudi Arabistan, Mısır, İsrail, Pakistan, Bangladeş ve Yeni Zelanda olmak üzere dünyanın 30’u aşkın ülkesine ihracat gerçekleştiriyor. Öte yandan 13 ülkede de bayiliklerimiz mevcut. Yeni pazar araştırmalarımızı ise büyük bir hızla sürdürüyoruz. Lupamat Kompresör’ün Endüstri 4.0 kavramına yaklaşımı nedir? Endüstri 4.0, Almanya’nın imalat gibi geleneksel sanayiyi bilgisayarlaşma yönünde teşvik etme ve yüksek teknolojiyle donatma projesi olarak tanımlanabilir. Bu terim, ilk olarak 2011 yılında kullanılmaya başlandı. Günümüzde Endüstri 4.0 kavramı sıkça kullanılıyor olsa da birçok işletme gerçek anlamda Endüstri 4.0 hakkında yeterli bilgiye sahip değil. Endüstri 4.0; daha az maliyetle üretim, en az enerji kullanımı, daha az ısı üretimi, zaman kazanımı, daha az kaynak ve bunların yanında yüksek hızda ve güvenilirlikte çalışma, eski işlere göre en az iki kat verim ve daha kaliteli imalat anlamına geliyor. Yeni nesil Endüstri 4.0 uyumlu ürünlerimizde daha çok otomasyon ve bilgisayar programlı akıllı teknolojiler kullanıyoruz. Bu kapsamda da uzaktan izleme özelliğini kompresörlerimizde standart olarak sunuyoruz. Böylece kompresörlerin bakım zamanı veya oluşabilecek arızalar, önceden kullanıcıya bildiriliyor. Telemetri birimimiz bu alt yapıyı 2014 yılından bu yana kul-


lanıyor. Günümüzde hız, işletmeler için çok önemli bir gösterge; üretimin kısa süreliğine durması bile ciddi bir maliyet oluşturuyor. Biz de tüm bunların bilincinde olarak, Endüstri 4.0 çalışmalarına daha fazla ağırlık veriyor, ürünlerimizde söz konusu teknoloji uygulamalarını kullanıyoruz. Lupamat olarak satış sonrasında ne tür hizmetler sunuyorsunuz? Satış sonrasında müşterilerimize dünya standartlarında servis imkânı sunuyoruz. Teknik servis birimimiz ilk çalıştırma esnasından devreye alma, tamir, bakım ve iyileştirmeden koşullu değişime kadar her alanda müşteri ilişkileri ve memnuniyetini ön planda tutan bir hizmet anlayışına sahiptir. Konusunda uzman mühendis ve teknisyen kadrosuyla müşterilerimize özel çözümler sunan Lupamat merkez servisimizin yanı sıra 35 farklı şehirde 50’den fazla yetkili servislerimizle müşterilerimiz, ihtiyaç duydukları en kısa sürede servis birimlerine erişebiliyor. Yetkili servislerimize yıl içerisinde düzenli olarak teknik, ürün ve kişisel gelişim eğitimleri vererek teknik altyapılarının durmaksızın geliştiriyoruz. Ayrıca yetkili servislerimizin işten kalma sürelerini en aza indirmek için yıllık bakım anlaşması, parça stoku, uzatılmış garanti gibi hizmetler de sunuyoruz. Yurt dışında ise 16 ülkede 20’den fazla yetkili servisimizle en hızlı servis hizmetini vermeye çalışıyoruz. Düzenli olarak yurt dışındaki yetkili servislerimiz için seminerler düzenliyor ve gerçekleştirdiğimiz ürün

gelişimleri hakkında detaylı bilgi aktarımında bulunuyoruz. Size göre sektördeki en büyük problem nedir? Neredeyse her sektörde olduğu gibi bizim sektörümüzde de kalifiye eleman sıkıntısı mevcut. Biz, Dirinler Şirketler Grubu olarak, kendi kalifiye elemanlarımızı yetiştiriyoruz. Dirinler Mesleki Eğitim Şubesi, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan onay alarak 17 Eylül 2011’de eğitim hizmetine başladı. Dirinler Meslek Okulu’na aday çırak olarak başlayan öğrenciler üç yıllık bir eğitim-öğretim döneminden sonra kalfa olmak için sınava giriyor. Bunun yanı sıra sektörümüzde kullanım ömrünü tamamlamış ithal makineler de pazar payımızı azaltıyor. Türkiye’de Avrupa standartlarında imalat gerçekleştiriliyor olmasına rağmen özellikle ikinci el ithal ürünlerin tercih edilmesi önemli bir sorun olmaya devam ediyor. Bu konuda, kısıtlayıcı yönde gerekli çalışmalar yapılmalı diye düşünüyorum. Ülke olarak ancak üreterek kalkınabiliriz. Bizim de, ülkemizin de üretmekten başka şansı yok. Hem rekabetin hem de merdiven altı üretimin yoğun olduğu bir sektörde faaliyet gösteriyoruz. Bu da çeşitli sıkıntıları beraberinde getiriyor. Müşterilerimizi uzun ömürlü, verimli, işletme giderlerinin daha az olduğu, satış sonrası servis hizmetlerini iyi verebilecek markaları tercih etmeleri konusunda bilgilendiriyoruz. Buna rağmen alım esnasında fiyatı en önemli ölçüt olarak görenler, zaman içinde büyük problemlerle karşılaşabiliyor.

“BASINÇLI HAVAYA İHTİYACI DUYAN BÜTÜN SEKTÖRLERE UYGUN MAKİNELER İMAL EDİYORUZ.”

TOLGA KAYNAR KİMDİR? ✓ İstanbul’da 1983 yılında doğan Tolga Kaynar, ✓ İstanbul Kültür Üniversitesi’nden mezun oldu. ✓ Kaynar, 2008 yılından bugüne Lupamat Kompresör’de Satış Müdürü olarak çalışmalarını sürdürüyor.

47


kapak

2021 YILINA KADAR YÜZDE 6 BÜYÜMESİ VE 125 MİLYAR DOLARLIK HACME ULAŞMASI BEKLENEN KÜRESEL ASANSÖR VE YÜRÜYEN MERDİVEN SEKTÖRÜNDE TÜRKİYE’NİN PAYI DA GİDEREK ARTIYOR. İÇ PAZAR VE ÇEVRE ÜLKELERDE BİRİKEN BİNA TALEBİNİN CANLI TUTTUĞU TÜRK ASANSÖR VE YÜRÜYEN MERDİVEN SEKTÖRÜNÜN DIŞ TİCARET HACMİ 425 MİLYON DOLARA ÇIKARKEN, SEKTÖR İHRACATI DA YÜZDE 20,8 ARTIŞ GÖSTERDİ. SEKTÖRÜN GÜNCEL KAPASİTE KULLANIM ORANI İSE YÜZDE 60’LAR SEVİYESİNDE SEYREDİYOR.

48


49


kapak

I

nsanlık tarihinin en önemli icatlarından biri kabul edilen kaldıraç/vinçler, binlerce yıl boyunca toplumların büyük yapılar ve altyapı sistemleri inşa etmesi en önemli güç kaynağı oldu. Düşey kaldırma problemine getirilen bu dâhiyane çözüm, binlerce yıl boyunca geliştirilse de kendir halatlı bu sistemlerde insan ve hayvan gücünden yararlanılıyordu. Tarihteki ilk asansör prensibinin MÖ 282’de Arşimet tarafından geliştirildiğine inanılırken, bugünkü asansör sistemlerinin temel dinamikleri ise 16’ncı yüzyılda Pascal, Bernoulli ve Toriçelli tarafından geliştirildi. Günümüzde kullanılan hidrolik asansör sistemlerini; hidrodinamik, sıvıların akış ve hareketlerini inceleyerek akışkanların sahip oldukları enerjileri bulan Pascal, Evangelista Toriçelli ve Daniel Bernoulli’ye borçlu olduğumuzu söyleyebiliriz. Kaldıraç sisteminden yük ve insan taşıyan asansörlere geçişin tarihi ise ancak 19’uncu yüzyılın ilk yıllarında gerçekleşti. 17’nci yüzyılda sanayi devriminin başlamasıyla yükse-

50

len binalarda yüklerin üst katlara taşınması büyük bir problem kaynağıydı. 1803-1804 yılları arasında, İngiliz mucit William Strutt, İngiltere’deki babasından devraldığı fabrikada da bu sorun ile karşılaşınca, ilk insan/yük asansör problemini çözen bir tasarımı yaptı. Kayış/kasnak tipi, elle tahrik sistemli bu tasarımdan sonra buhar gücü ve ardından elektrikle çalışan onlarca yeni tasarım dünyanın her yerinde hızla kullanıma girdi. 1840’larda ABD’de görülmeye başlayan buharlı asansörlerin ardından, 1857’den itibaren konutlarda da asansör kullanımının yaygınlaştığını görebiliyoruz. 1880’den itibarense, o dönemin en yeni enerji kaynağı olan elektrik asansör teknolojisinde kullanılmaya başlandı. Türkiye’deki ilk asansörlerin ise 1892’de açılan Pera Palas Oteli’nde; 1903’te Hıdiv Kasrı’nda ve 1907’de İzmir’de kullanılmaya başlandığını biliyoruz. Pera Palas Oteli’ndeki asansör elektrik ile çalışırken, Hıdiv Kasrı buhar makinasıyla ve İzmir’deki asansörler akışkan gücü ile çalıştırılıyordu. Endüstri tarihçileri, özellikle Hıdiv Kasrı’ndaki üç asansörün en-


düstriyel tasarım açısından önemli olduğunu söylerken, üç asansörün tek bir buhar kazanından tahrik edildiği ve özel mekanik donanıma sahip olan bu sistemin örneğinin dünyada nadir bulunduğunun altını çiziyorlar. ASANSÖRDE EMNİYETİN MUCİDİ: OTIS Asansör denildiğinde ilk akla gelen isim ise ABD’li mucit Elisha Graves Otis’tir. Elisha Otis’in “asansörün mucidi” sıfatını taşımasının nedeni, asansörlerin düşmeye karşı emniyet fren sistemi ihtiyacına getirdiği akıl dolu çözümdü. 1854’e kadar neredeyse sadece endüstride kullanılan asansörlerde insan taşınmasına yönelik en büyük endişe, asansörlerin düşüşünün yavaşlatılamamasıydı. 1854 yılı Mayıs ayında, New York Crystal Palace’da “Geliştirilmiş asansör”ünü sergileyen Otis, tanıtım sırasında, üzerinde bulunduğu platformun askı halatını kesti ve platformu serbest düşüşe bıraktı. Ancak kalabalığın korku dolu bakışlarına rağmen platform düşmedi ve frenlendi. Otis’in geliştirdiği sitemde, halat arızası durumunda bir yay, bir mandallı testere dişini demir çubuklara takılmaya ve aracı güvenli bir şekilde emniyete almaya zorluyordu. Böylece, geliştirdiği sistemin emniyetle kullanılabileceği ispatlayan Otis’in ismi, endüstri tarihine altın harflerle yazılırken, günümüzün en son teknolojiye sahip asansörlerinde halen bu temel prensip kullanılmaya devam ediliyor. 2021 YILINA KADAR YÜZDE 6 BÜYÜME BEKLENİYOR Günümüzde büyük ölçekli bir pazar ekonomisine sahip olan asansör ve yürüyen merdiven sektöründe, büyüme beklentileri de sürüyor. Dünyanın en büyük pazar araştırma şirketlerinden Research and Markets, “Tür, Hizmet, Asansör Teknolojisi ve Nihai Kullanıcı Sektörüne Göre Asansör ve Yürüyen Merdiven Piyasası-2021 Yılı için Küresel Tahmin” raporunda, sektörün 2021’e kadar yüzde 6 oranında büyüyeceğini tahmin ediyor. Asansör ve yürüyen merdiven piyasasının, 2015 yılında kaydedilen 88,8 milyar dolardan 2021 yılında 125,2 milyar dolara yükseleceği beklentisini ortaya koyan rapora göre, Asya Pasifik bölgesinde artan talep ve sektördeki geniş çaplı uygulamalar da talebi desteklemeye devam ediyor. Rapor, farklı coğrafi bölgelerin ve her bölgedeki kilit ülkelerin perspektifinden sunulurken, Avrupa, 2015 yılında önemli bir gelir payı elde eden baskın bir piyasa olarak belirtiliyor. Avrupa’nın, Mevcut Asansörlerin Emniyet Seviyelerinin Yükseltilmesi Güvenlik Normu (SNEL) düzenlemelerinin uygulanmasıyla,

Asya Pasifik’in ardından en hızlı büyüyen piyasa olacağı tahmin edilirken, Asya-Pasifik piyasasının ise tahmin edilen dönemde en hızlı büyüyen piyasa olması bekleniyor. Orta sınıf nüfusundaki artışa ve asansör, yürüyen merdiven ve yürüyen bantların birçok nihai kullanım sektöründe uygulanmasına bağlı olarak Çin ve Hindistan ise piyasasının da kârlı ülkeleri olarak gösteriliyor. Diğer yandan, makine dairesiz asansör (MRL) teknolojisinin önümüzdeki beş yıl içinde önderi olması beklenen raporda, bu teknolojinin, tahrik motoru boyutlarında da önemli bir küçülme sağlayacağının altı çiziliyor. BM İstatistik Bölümü verilerine göre, dünya asansör ihracatı ise geçtiğimiz yıl 6 milyar doların üzerine çıkarken, en çok ihracat gerçekleştiren ülkeler ise 1,4 milyar dolarlık ihracatla Çin, 660 milyon dolarlık ihracatla İspanya ve 546,8 milyon dolarlık ihracatla Almanya olarak sıralanıyor. TÜRKİYE ASANSÖR SEKTÖRÜ DE YÜKSELİŞTE Türkiye’deki kentsel dönüşüm, yenileme, otel, hastane, AVM, rezidans, ofis binaları ve hızla artan metro istasyonları gibi değişik segmentlerde devam eden projeler, asansör ve yürüyen merdiven sektörünün büyüme eğrisini de yükseltiyor. TÜİK’in 2016 yılı verilerine göre Türkiye’de 530 bin asansör kullanımdayken, bu sayının önümüzdeki yıllarda hızla artış göstereceği vurgulanıyor. Diğer yandan, Türkiye’nin bulunduğu konum ve önemli pazarlara yakınlığı; çevre pazarlarımızda oluşan yenileme talebi de düşünüldüğünde, asansör ve yürüyen merdiven sektörünün büyümeye devam edeceğini söylemek yanlış olmayacaktır. Bu kapsamda, Türk asansör ve yürüyen merdiven sektörünün DÜNYA ASANSÖR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (MİLYON DOLAR) SIRA NO

ÜLKE

“ASANSÖR SEKTÖRÜ RAPORU 2017 ÇALIŞMASINDA, TÜRK ASANSÖR SEKTÖRÜNÜN HEM ASANSÖR HEM DE AKSAM İMALATINDA MARKALAŞMAYLA PARALELLİK OLUŞTURACAK ŞEKİLDE KALİTE VE GÜVENLİK ESASLARINI ÖN PLANDA TUTACAK YENİ TASARIMLAR GELİŞTİRMESİNİN, SEKTÖRÜN GEREK İÇ PİYASADA GEREKSE DIŞ PİYASADAKİ PAZAR PAYININ BÜYÜMESİNE OLUMLU KATKISI OLACAĞI VURGULANIYOR.”

Kaynak: BM İstatistik Bölümü Verileri

2013

2014

2015

2016

2017

1.217,5

1.391,1

1.471,4

1.415,3

1.412,4

1

ÇİN

2

İSPANYA

530,3

560,1

600,8

656,6

660

3

ALMANYA

629,3

567,9

498,5

507,4

546,8

4

İTALYA

500,2

508,9

462,9

489,5

523,4

5

HOLLANDA

246,4

255,5

236,7

324,3

408,2

6

TAYLAND

258,4

291,2

287,7

309,7

279,7

7

FRANSA

271

328,7

274,3

280,8

269

8

ABD

206,8

220,6

192,4

190,2

220,5

9

JAPONYA

191,9

223,8

202,1

209,8

204,9

10

İSVEÇ

168,1

178,7

168,9

189,1

190,1

5.591,1

5.944,3

5.604,8

5.782,1

6.069

TOPLAM

51


kapak

“GÜNÜMÜZDE BÜYÜK ÖLÇEKLİ BİR PAZAR EKONOMİSİNE SAHİP OLAN ASANSÖR VE YÜRÜYEN MERDİVEN SEKTÖRÜNDE, BÜYÜME BEKLENTİLERİ DE SÜRÜYOR. 2021 YILI İÇİN KÜRESEL TAHMİN RAPORUNA GÖRE SEKTÖRÜN 2021’E KADAR YÜZDE 6 ORANINDA BÜYÜYECEĞİNİ TAHMİN EDİLİYOR.”

teknolojik altyapısının geliştirilebilmesi için, önümüzdeki dönemde yürütülecek projelerin önemli fırsatlar sunacağı kaydedilirken, gerek kamusal gerekse sektörel alanda sürecin iyi yönetilmesi gerektiği bildiriliyor. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Asansör Sektörü Raporu 2017 çalışmasında, Türk asansör sektörünün hem asansör hem de aksam imalatında markalaşmayla paralellik oluşturacak şekilde kalite ve güvenlik esaslarını ön planda tutacak yeni tasarımlar geliş-

tirmesinin, sektörün gerek iç piyasada gerekse dış piyasadaki pazar payının büyümesine olumlu katkısı olacağı vurgulanıyor. Dünyada gelişen yeni teknolojilerle birlikte Türk asansör sektörünün de büyük bir değişim sürecine girdiği ve dünya ticaretinde önemli pazar paylarına ulaştığına işaret eden raporda, “Türkiye’deki kentleşme sürecinin devam edeceği dikkate alındığında, inşaat sektörüne paralel olarak, asansör sektöründeki büyümenin devam etmesi kaçınılmazdır. Ayrıca Orta Doğu,

2010-2017 DÖNEMİNDE TÜRKİYE’NİN ASANSÖR VE YÜRÜYEN MERDİVEN İHRACATI (MİLYON DOLAR) GTİP

Kaynak: TÜİK

GTİP TANIMI

2010

2011

2012

2013

2014

2015

2016

2017

843131

ASANSÖR, SKİPLİ ASANSÖR/YÜRÜYEN MERDİVEN AKSAM, PARÇALARI

63,8

75

94,1

101,3

101,1

83,8

81,7

101,3

842810

ASANSÖRLER, SKİPLİ YÜK KALDIRICILARI

21,8

35,1

41,3

49,6

54,9

41,9

50,2

58,4

842840

YÜRÜYEN MERDİVEN VE YÜRÜYEN PLATFORMLAR

5,7

3,6

4,1

1,6

1,6

1,3

0,9

0,8

91,3

113,7

139,5

152,5

157,7

127

132,8

160,5

TOPLAM

2010-2017 DÖNEMİNDE TÜRKİYE’NİN ASANSÖR VE YÜRÜYEN MERDİVEN İTHALATI (MİLYON DOLAR) GTİP

GTİP TANIMI

2010

2011

2012

2013

2014

2015

2016

2017

842810

ASANSÖRLER, SKİPLİ YÜK KALDIRICILARI

64,3

90,6

97,2

126,3

115,7

142,6

182,7

131,5

842840

YÜRÜYEN MERDİVEN VE YÜRÜYEN PLATFORMLAR

72,5

38,8

39,4

60,7

34,4

49,2

53,5

39,9

843131

ASANSÖR, SKİPLİ ASANSÖR/YÜRÜYEN MERDİVEN AKSAM, PARÇALARI

37,6

50,3

54,8

87,5

93,4

103

106,2

93,2

174,4

179,7

191,4

274,6

243,6

294,8

342,4

264,6

TOPLAM

52

Kaynak: TÜİK


Balkanlar ve son zamanlarda Afrika ülkelerinde devam eden Türk yatırımları, asansör sektörünü pozitif yönde etkilemeye devam ediyor. Bu gelişmenin en önemli sebebi asansör aksam üreticilerinin üretimde verimliliği yakalamış olmalarıdır. Bununla beraber yenilikçilik ve Ar-Ge faaliyetleri, sektörün gelecek perspektifinde büyük önem arz etmeyi sürdürüyor” yorumunda bulunuluyor. SEKTÖR 1950’LERDE ÜRETİME BAŞLADI 1950’li yıllarla birlikte ithalattan sıyrılarak üretime yönelmeye başlayan Türk asansör sektörü, dünyada gelişen yeni teknolojilerle birlikte büyük bir değişim sürecine girdi ve dünya ticaretinde önemli bir pazar payına ulaşmayı başardı. Sanayi Sicil Kayıtları’na göre asansör montaj ve asansör aksam imalat firması sayısı 2 bin 285 iken, sektörün kapasite kullanım oranının da yüzde 60’lar seviyesinde olduğu bildiriliyor. Türkiye’de asansör sektörü, aksam imalatı, asansörün tesis edilmesi (montaj) ile bakım ve onarım olarak üç ana kolda ilerliyor. Aksam imalatı, tamamen makine imalatının bir uzmanlık alanı olarak değerlendirilirken, montaj işleri mühendislik ve müteahhitlik hizmetlerini kapsamında değerlendiriliyor ve çeşitli fabrikalarda üretilen

53


kapak

aksamlar kullanılarak asansörün monte edilmesi sürecini gerçekleştiriyor. NELERİ ÜRETİYORUZ? NELERİ İTHAL EDİYORUZ? Türkiye’de yerli üretilen asansör parçaları arasında kabinler, makine-motor grubu, tam ve yarı otomatik kabin ve kat kapıları, halat,

kumanda kartları, kumanda panosu, kılavuz ray, gösterge elemanları, kata getirme sistemi, kat ve kabin butoniyerleri, aşırı yük sistemi, kabin ve karşı ağırlık süspansiyonları, hidrolik silindir, dişlisiz makine, fotosel, hız kontrol cihazları, kumanda sistemleri, paten, sensör, ray konsolları, denge zinciri, şalter,

TÜRKİYE’NİN ASANSÖR VE YÜRÜYEN MERDİVEN İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (MİLYON DOLAR) SIRA NO

54

ÜLKE

Kaynak: TÜİK

2010

2011

2012

2013

2014

2015

2016

2017

1

SUUDİ ARABİSTAN

8,1

11

12,2

14,3

13,4

14,6

12,4

16,1

2

CEZAYİR

1,5

2,7

1,2

2,5

2,6

4,4

5

15,8

3

İRAN

17

22,7

26,8

19,1

17,7

8,5

11

15,7

4

GÜRCİSTAN

3,7

5,3

4,7

4,6

5,8

7,2

8,5

10,1

5

IRAK

9,3

11,8

15,8

16

16,2

11,2

10,1

9,7

6

MISIR

3,4

6,1

7,6

8,1

7

8,3

9,2

9,3

7

İSRAİL

0,9

2

2,1

6,1

4,9

3,6

5,6

6,4

8

RUSYA

5,4

7,3

11,7

21,8

23,4

9,7

3

5,9

9

İNGİLTERE

0,4

0,6

0,6

0,9

1,2

0,3

0,9

4,7

10

UKRAYNA

0,6

0,3

0,8

2,9

1,3

1,7

2

3,6

DİĞER

41,2

43,9

56,1

56,3

64,1

57,4

65,1

63,3

TOPLAM

91,3

113,7

139,5

152,5

157,7

127

132,8

160,5


VVVF invertör, halat aparatları, kasnak, makine dairesiz sistemler gibi ana bileşenlerin tamamını görmek mümkün. Genel itibarıyla, Türk asansör sektörünün aksam imalatına bakıldığında ise elektrik tahrikli bir asansörün tesis edilebilmesinde dışa bağımlılık söz konusu değilken, hidrolik tahrikli bir asansörün tesis edilebilmesinde dışa bağımlılığın olduğuna dikkat çekilen raporda, hidrolik tahrikli bir asansörün imalatına bakıldığında hidrolik güç ünitelerinin önemli bir üretim unsuru olarak yer aldığı belirtiliyor. Ağırlıkla hidrolik güç ünitelerinin yüzde 90’ı paket ünite olarak ithal ediliyor. İHRACATI ARTARKEN, İTHALATI DÜŞÜYOR Asansör aksam üretimi ise özellikle Marmara Bölgesi’nde İstanbul, Kocaeli, Bursa illerinde, Ege Bölgesi’nde İzmir’de, İç Anadolu Bölgesi’nde de Ankara, Konya ve Kayseri’de kümelenmiş durumda. Halen 20 binin üzerinde çalışana istihdam sağlayan asansör ve yürüyen merdiven sektörünün dış ticaret hacmi ise geçtiğimiz yıl, TÜİK rakamlarına göre, 425,1 milyon dolar olarak gerçekleşti. 2016’ya göre ihracatını yüzde 20,8 artıran sektörün ithalatında yaşanan yüzde 22,7’lik düşüş de sektör hanesine artı değer olarak yazıldı. Bununla birlikte, Türk asansör sektörünün faaliyet alanı dikkate alındığında, montaj, belgelendirme hizmetleri, periyodik kontrol hizmetleri, aksam üretimi ve bakım hizmetlerinin katılımıyla sektör cirosunun 500 milyon dolar seviyesinde olduğunu söyleyebiliriz. Türkiye’den asansör aksamı ithal eden ülkeler yoğunlukla, AB ülkeleri, Orta Doğu ülkeleri ve Türk Cumhuriyetleridir. Ayrıca Uzak TÜRKİYE’NİN ASANSÖR VE YÜRÜYEN MERDİVEN İTHALATINDA İLK 10 ÜLKE (MİLYON DOLAR) SIRA NO

Kaynak: TÜİK

ÜLKE

2010

2011

2012

2013

2014

2015

2016

2017

1

ÇİN

61,5

86,2

94,3

130,1

122,3

164,8

179,8

150,7

2

İTALYA

16

14,3

11,8

17,1

22,3

22,6

27,8

32,7

3

SLOVAKYA

37,8

1,2

3,9

22,3

16,2

18,7

36,5

21,5

4

İSPANYA

14,4

26,5

30,3

42,7

27,6

33,9

33,8

20,2

5

TAYLAND

1,6

5,7

5,6

3,6

12,7

7,5

12,3

8,8

6

ALMANYA

9,7

9,9

8,7

18,2

13

8,2

12,6

7,9

7

GÜNEY KORE

0,3

2,7

2,5

2,9

3

6,9

9,9

5

8

ABD

0,2

0,2

0,8

3,4

2,3

0,6

0,7

3,2

9

YUNANİSTAN

8,6

10,4

10,8

12,5

10,4

9,9

4,8

3,1

10

HOLLANDA

0,2

2,3

1,5

0,5

0,7

1,7

1,7

1,5

DİĞER

24,1

20,2

21,2

21,3

12,9

20

22,6

10

174,4

179,7

191,4

274,6

243,6

294,8

342,4

264,6

TOPLAM

55



“TÜRKİYE’DEKİ İLK ASANSÖR 1892’DE PERA PALAS OTELİ’NDE HİZMETE GİREN ELEKTRİKLİ BİR ASANSÖRDÜ. ARDINDAN 1903’TE HIDİV KASRI’NDA BUHAR VE 1907’DE İSE İZMİR’DE AKIŞKAN GÜCÜYLE ÇALIŞAN ASANSÖRLER DE KULLANILMAYA BAŞLANDI.”

Doğu’dan Güney Amerika’ya kadar aksam ihracatı yapılıyor olması rekabet gücünün kayda değer olduğunu gösterirken, aksam ithalatının Uzak Doğu kökenli ürünler üzerinde yoğunlaşması da dikkat çekiyor. Özellikle Uzak Doğu kökenli ürünlerin kullanımının artışı, Avrupa normları çerçevesinde üretilen Türk ürünlerine yönelik olumsuz etkiyi artırırken, marka değeri ile yurt dışına ihracat kaleminde başarılara sahip firmaların pazar içerisindeki konumlarını koruyabilmeleri için Ekonomi Bakanlığı İthalat Genel Müdürlüğü’ne söz konusu ithal ürünlere yönelik antidamping uygulaması amacıyla bireysel başvurularda bulunmalarının, sektörün geleceği açısından büyük önem arz ettiği vurgulanıyor. Ayrıca çok uluslu şirketlerle kurulan ortalıklar ve bu alanda Türkiye’ye yapılan yatırım-

1892’de Pera Palas Oteli’nde hizmete giren Türkiye’nin ilk asansörü.

lar da artış eğilimini sürdürüyor. Bugün Türk asansör sanayisinde yer alan firmaların büyük bir bölümü dünyanın pek çok bölgesine ihracat yapabilme kabiliyetine erişirken, gerek iç pazardaki konut ihtiyacı ve buna bağlı olarak oluşacak olan potansiyel, gerekse Türkiye’nin coğrafi konumu itibarıyla sağladığı avantajlar, Türk asansör sektörünün önümüzdeki dönem beklentisini olumlu kılıyor. BÜYÜME FIRSATI SÜRÜYOR Son yıllarda asansör ve yürüyen merdiven sektörünün şanslı bir dönem geçirdiğini söyleyen Asansör ve Yürüyen Merdiven Sanayicileri Derneği (AYSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Sefa Targıt, bununla birlikte, ölçek sorunu ve bunun yarattığı sert ve mantıksız rekabet nedeniyle, sektördeki yeni ve tevsi yatırımların piyasanın sunduğu fırsatlarla yakışır seviyede gerçekleşemediğinin altını çiziyor. “Bu yılın seçim yılı haline gelmesi ve bizim doğal ihracat pazarımız olan Orta Doğu’daki olumsuz şartlar nedeniyle, beklentileri netleştirmek oldukça zor” diyerek devam eden Targıt’a göre, iç pazarda başlamış veya sözleşmesi yapılıp başlamak üzereyken yavaşlamış inşaatlar ile çevre ihracat pazarlarımız olan İran, Arap ülkeleri ve Kuzey Afrika’da uzun yıllardır biriken bina potansiyelinin, şartlar normale döndüğünde çok hareketli bir pazar yaratacağını vurguluyor. SEKTÖRÜN ANA GÜNDEMİ EMNİYET VE KALİTE Sektörde en önemli gündem maddesinin her zaman için emniyet olduğuna da değinen Targıt, asansör kullanan yolcuların güvenliği kadar asansör endüstrisinde çalışanların güvenliğinin de önemi vurguluyor. Sefa Targıt, diğer yandan, asansör ve yürüyen merdiven sektörünün makine ailesi içinde diğer segmentlerden farklılık arz eden özellikli bir dal olduğunu da dile getirirken, asansör ve yürüyen merdiven sektörlerinde tasarım, üretim, piyasaya arz ve denetim kurallarının belirlenmiş olduğunu; bu kontrollü yapının tüm makine ailesi için bir hedef model oluşturabileceğini ifade ediyor: “Asansör mevzuatı, merdiven altı veya kayıt dışıyla mücadele ve temel emniyet gereklerinin sağlanması yolunda iyi bir modeldir. Birçok zor, uzmanlık gerektiren ve tehlikeli iş gibi maalesef makine imalatı da ‘kurallara uymamak suretiyle rekabetçi olarak’ ekmek kazanılacak bir yol gibi görülür. Bu gidişatla ortaya çıkmış, Türk Malı kimliği taşıyan emniyetsiz ve kalitesiz makinelerin yarattığı kötü imajı silmeye çalışmak, makine endüstrisinin sırtındaki safradır ve bunun atılması şarttır!”

57


kapak / mssp focus

KONTROLLÜ YAPIMIZ MAKİNE SEKTÖRÜNE ROL MODEL OLABİLİR AYSAD’IN TEMSİL ETTİĞİ ASANSÖR SEKTÖRÜNÜ, MAKİNE AİLESİNİN DİĞER SEGMENTLERİNDEN FARKLILIK ARZ EDEN ÖZELLİKLİ BİR DAL OLARAK NİTELENDİREN AYSAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI SEFA TARGIT, ASANSÖRLERİN HEM İMAR YÖNETMELİKLERİ, HEM DE AB ASANSÖR DİREKTİFİ VE DİĞER ULUSAL TEKNİK MEVZUAT İLE ÖMÜRLERİ BOYUNCA DENETLENEN BİR ÜRÜN OLDUĞUNUN ALTINI ÇİZİYOR. BU KONTROLLÜ YAPININ TÜM MAKİNE AİLESİ İÇİN BİR HEDEF MODEL OLUŞTURABİLECEĞİNE İŞARET EDEN TARGIT, “TÜRK MALI KİMLİĞİ TAŞIYAN EMNİYETSİZ VE KALİTESİZ MAKİNELERİN YARATTIĞI KÖTÜ İMAJI SİLMEYE ÇALIŞMAK, MAKİNE ENDÜSTRİSİNİN SIRTINDAKİ SAFRADIR VE BUNUN ATILMASI ŞARTTIR!” DİYOR.

58

T

ürkiye’nin en köklü sektörel derneklerinden biri olan Asansör ve Yürüyen Merdiven Sanayicileri Derneği (AYSAD), 1970’li yıllarda asansörlere dair ilk Türk standartlarının hazırlanması sırasında, kamunun özel sektörde uzman muhatap arayışı neticesinde kuruldu. Bugüne kadar hem Türkiye hem de Avrupa’daki asansör standartlarının hazırlanmasında önemli katkılarda bulunan AYSAD’ın öncelikli gündem maddesi ise her zaman “emniyet” oldu. AYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Sefa Targıt, emniyet başlığını iki ana hat üzerinde değerlendirdiklerini söylerken, “Bunlar, asansör kullananların, yani yolcuların güvenliği ve asansör endüstrisinde çalışanların iş güvenliğidir. Bu çerçevede, asansör yıllık kontrollerinin sürdürülmesi ve niteliğinin korunması için yasal veya uygu-

lamaya yönelik sorunları ortadan kaldırmak üzere çalıştığımız gibi, çalışanlarımızın iş güvenliği açısından da dernek bünyesinde sürekli çalışmalar yapıyoruz” diyor. AYSAD’ı ve Yönetim Kurulu Başkanı olarak sizi kısaca tanıyabilir miyiz? AYSAD, 5 Ekim 1972 tarihinde kurulmuş, Türkiye’nin en eski sektörel derneklerinden biridir. Asansörler konusunda ithalat mevzuatı hazırlığı ve standardizasyon çalışmaları sırasında, kamunun özel sektörde uzman muhatap arayışı neticesinde, yani doğal ihtiyaçlarla kurulmuş derneklerden biridir. 1970’li yıllarda asansörlere dair ilk Türk standartlarının hazırlanmasına ve 1985 yılında, ilk asansör yönetmeliği hazırlık çalışmalarına AYSAD lokomotiflik etmiştir ya da çalışma üssü olmuştur diyebiliriz. Derneğimiz,


kuruluşundan itibaren kamu kurumları, özel sektör temsil kuruluşları ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) gibi yasayla kurulmuş meslek örgütleri ile yakın temaslar kurmuştur. AB ilişkileri çerçevesinde sektörel temsil adına görevler üstlenmiştir. Avrupa Standartlar Komitesi (CEN) standartlarının hazırlanması ve Türk Standardları Enstitüsü tarafından ulusal standart haline getirilmesi çalışmalarına her zaman önemli katkı verilmiştir. Avrupa Birliği uyum sürecinde, asansör teknik mevzuatımızın AB Asansör Direktifi’ne yakınlaştırılması çalışmalarında da AYSAD başrolü oynamıştır. Avrupa Asansör Birliği (European Lift Association-ELA) tam üyeliği sonrasında ise AYSAD, Avrupa’nın faal oyuncularından biri olmuştur. Bugün AYSAD; Almanya, İngiltere, Fransa, İspanya ve İtalya ile birlikte ELA’nın kategori A üyelerinden biridir. Diğer yandan, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile her zaman yakın çalışmalar yapmış olan AYSAD, Asansör Teknik Komitesi’nin (ASTEK) en önemli ve aktif üyesi olarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetleriyle sektör arasında iletişimi yürütmekte ve üzerine düşen görevleri yerine getirmektedir. AYSAD, halen üyesi olduğu Sektörel Dernekler Federasyonu (SEDEFED) ile sektörler arası ilişkilerini; kurucu üyesi olduğu MAKFED ile makine imalat sektör içi ilişkilerini; Uygunluk Değerlendirme Derneği (UDDER) ile uygunluk değerlendirme sektörü çalışmalarını; ELA üyeliği ile Avrupa ilişkilerini örgütlü yapılar içinde yürütmektedir. 1993 yılında, AYSAD’ın liderliğinde Türkiye’de ilk kez bir asansör fuar düzenlenmeye başlandı. Bu fuar, günümüze dek her iki yılda bir daha da büyüyerek, dünya ölçeğinde bir etkinlik haline geldi. İstanbul Asansör Fuarı, bugün sektöründeki dünyanın üç büyük fuarından biridir. Fuarın yan etkinlikleri olan konferanslar ve asansör proje yarışması ise bilgi paylaşımı ve ufuk açma bakımından fırsatlar sunmaya devam ediyor. AYSAD’ın önemli kamusal faaliyetlerinden biri olan bilirkişi hizmetleri ise yargı organlarının yanında bina sahipleri ve inşaat firmaları için de çok yararlıdır. AYSAD bilirkişi havuzunda bulunan uzmanlar her yıl 1000 kadar asansörü inceliyor ve talep edenlere teknik raporlar veriyor. AYSAD’ın en önemli gündem maddesi ise her zaman için emniyettir. Konuyu iki ana hat üzerinde değerlendiriyor, çalışmalar yapıyoruz. Bunlar, asansör kullananların, yani yolcuların güvenliği ve asansör endüstrisinde çalışanların iş güvenliğidir. Bu çerçevede, asansör yıl-

lık kontrollerinin sürdürülmesi ve niteliğinin korunması için yasal veya uygulamaya yönelik sorunları ortadan kaldırmak üzere çalışıyoruz. Çalışanlarımızın iş güvenliği açısından dernek bünyesinde birlikte çalışmalar yapıyoruz. Sektörel iş sağlığı güvenliği el kitabını da yayımladık ve örnek oluşturacak bir çalışmayı ortaya koyduk. AYSAD, gücünün kaynağı olan sektörünün ve ülkemizin gelişimine; Türkiye’nin kendi imkânları ile üretme idealine hizmete devam edecektir. Sorunuzun ikinci kısmına gelecek olursak; İTÜ Makina Fakültesi’nde Sanayi Mühendisliği okudum. İTÜ’lülerin anlayacağı sınıflamaya göre 78’liyim. 25 yılı aşkın süredir, asansör aksam üreticisi olarak sektörde faaliyet gösteriyorum. Ana işimiz asansörler için kılavuz ray üretimidir. ASRAY’a, sadece asansör sektörü için çalışan bir demir çelik firması diyebilirsiniz. AYSAD yönetim kurullarında uzun zamandır çalışıyorum, birçok dönem başkanlık görevini yürüttüm. Sektörün ve AYSAD’ın uluslararası tanınırlığı ve etkinliğinin artması için bir grup arkadaşımla beraber çok gayret sarf ettim. AYSAD’ı ELA’ya tam üye yaptık, komitelerinde sandalyeler elde ettik. Uzun zaman ELA Komponent Komitesi’nde çalıştım. AYSAD’ın ELA Yönetim Kurulu’nda da değişmez bir sandalyesi var. Öte yandan, Uluslararası Asansör Mühendisleri Derneği’nde de (IAEE) faal bir üye, hatta arkadaşlarımızla birlikte faal üye grubu olduk. 2004 yılında, IAEE’nin uluslararası ELEVCON kongresini İstanbul’da yaptık. Şu anda IAEE’nin de Yönetim Kurulu Üyesiyim. 2013-2016 arasında SEDEFED Başkanlığını yürüttüm. 2009’dan bu yana da TÜRKONFED Yönetim Kurulu Üyesi ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısıyım. Kurulduğu 2006 yılından bu yana TOBB Makina ve Teçhizat Sektör Meclisi’nde üyeyim. MAKFED’in Kurucu Yönetim Kurulu Üyelerinden biriyim. Geçtiğimiz günlerde, Makine İhracatçıları Birliği üyeleri, Genel Kurul’da Denetim Kurulu üyeliği görevini de lütfettiler. TMMOB Makine Mühendisleri Odası’na da üyeyim ve çalışmalarına elden geldiği kadar katılmaya, katkı sağlamaya çalışıyorum. Geride kalan yıl sektörünüz ve AYSAD için nasıl geçti? Bu yıla ilişkin üretim, iç satış ve ihracat beklentileriniz nedir? Geride kalan yılın, iç piyasa açısından iyi geçtiğini söyleyebilirim. Son yıllarda asansör sektörü şanslı bir dönem geçiriyor. Bunun iki nedeni, inşaat sektörünün hareketli olması ve Türkiye’deki mevcut asansörlerin yeniden kontrolden geçmesi ve emniyet seviye-

“MEKANİK BAKIM, ZOR VE ÇAĞDAŞ GENÇLİĞİN PEK SICAK BAKMADIĞI MESLEKLERDENDİR. BU DURUMDA, EMEK ARZI KISIK OLAN BU DALDA YÜKSEK ÜCRETLER, YÜKSEK MALİYETLER VE YÜKSEK BAKIM FİYATLARI OLMAK ZORUNDA. EMNİYET VE KESİNTİSİZ SERVİS İLE UCUZLUĞUN BİR ARADA OLMAYACAĞINI HERKES ANLAMALI Kİ, KALİFİYE GENÇLERİ BU İŞLERE ÇEKEBİLELİM.”

ASANSÖR VE YÜRÜYEN MERDİVEN SANAYİCİLERİ DERNEĞİ (AYSAD) ®

Kuruluş: 1972 Dönem: 47’nci dönem Üye Sayısı: 78 Faaliyet Alanı: Asansör ve yürüyen merdiven sanayisi Faaliyet Yeri: Uzunçayır Cad. Yapı İş Merkezi, No: 31, C2 Blok, Kat: 3, Daire: 29, Hasanpaşa, Kadıköy, İstanbul İnternet Adresi: www.aysad.org.tr

59


kapak / mssp focus

2018-2020 DÖNEMİ AYSAD YÖNETİM KURULU Yönetim Kurulu Başkanı Sefa Targıt Yönetim Kurulu Üyeleri Aziz Bilge Can Mutu Haldun Ulusoy İzzet Güven Rıza Latif Sedat Yıldız

“MEVCUT SANAYİMİZİN YURT DIŞINDA HATTA YURT İÇİNDE İMAJ SORUNU VAR. HALA, ALMANYA YA DA İTALYA KADAR ‘MAKİNECİ’ KABUL EDİLMİYORUZ. BU İMAJ SORUNU YA DA MARKA OLMA EKSİKLİĞİNDEN KAYNAKLANAN TALEP BULAMAMA ENDİŞESİ, ASANSÖR ENDÜSTRİSİNİ İLERİ TEKNOLOJİ İÇEREN ÜRÜN VE İLERİ TEKNOLOJİ YATIRIMLARINA YÖNELMEKTEN ALIKOYUYOR.”

lerinin olması gereken düzeye yükseltilmesi çalışmalarıdır. Ancak bu şansın, yatırımı teşvike ve bir büyüme fırsatına dönüştüğünden emin değilim. Bu fırsatı kaçırmamak gerektiği konusunda kamu yöneticileri her zaman bir şeyler yapma gayretinde oldu. Ancak; ölçek sorunu ile bunun yarattığı sert ve mantıksız rekabet, sektördeki yeni ve tevsi yatırımlarla firma büyümeleri, piyasanın sunduğu fırsatlarla yakışır seviyede olmadı. Bu yılın seçim yılı haline gelmesi ve bizim doğal ihracat pazarımız olan Orta Doğu’daki olumsuz şartlar nedeniyle, beklentileri netleştirmek oldukça zor. Bu gerçeklerin önümüze getireceği sonuçlara bağlı olarak, dinamik hale gelme ihtimali olan potansiyelden bahsetmek daha doğru olacaktır. İç pazarda başlamış veya sözleşmesi yapılıp başlamak üzereyken yavaşlamış inşaatlar var. Bunların faaliyete geçmesi iç pazarı hareketlendirecektir. Diğer yandan çevre ihracat pazarlarımız olan İran, Arap ülkeleri ve Kuzey Afrika’da uzun yıllardır yaşananlar nedeniyle bina potansiyeli birikti. Yaklaşık 400 milyon kişinin yaşadığı ülkeleri etkileyen bu olumsuz şartlar, büyük bir yapı ihtiyacı biriktirirken, bu potansiyel, şartlar normale döndüğünde çok hareketli bir pazar anlamına gelecektir. AYSAD’ın Türk makine imalat sektörleri açısından önemini sizin cümlelerinizle dinleyebilir miyiz? AYSAD’ın temsil ettiği asansör sektörü, makine ailesinin diğer segmentlerinden farklılık arz eden özellikli bir daldır. Öncelikle asansörler, binayla doğrudan ilişkili olduğundan, imar yönetmelikleriyle; can taşıyan yüksek riskli ürün oluşu nedeniyle de AB Asansör Direktifi ile tasarım, üretim ve piyasaya arz kuralları belirlenmiş bir üründür. Bunların ötesinde, piyasaya arzdan sonraki dönemi belirleyen Asansör Bakım İşletme Yönetmeliği ve Asansör Periyodik Kontrol Yönetmeliği ile asansörler ömrü boyunca denetim altındadır. Bu yapı, tüm makine ailesi için bir hedef model oluşturabilir. Asansör mevzuatı, merdiven altı veya kayıt dışıyla mücadele ve temel emniyet gereklerinin sağlanması yolunda iyi bir model-

YERLİ ÜRÜNLERİ HER ZAMAN DESTEKLİYORUZ Bugün ülkemizde ciddi bir yapı sektörü faaliyeti, bir o kadar da yurt dışı müteahhitlik faaliyeti ve potansiyeli var. Ancak bu tabloda, mali ve teknik rekabet unsurlarının çoğunu etkisiz kılan bir üst rekabet unsuru da görüyoruz: Yerli ürünlere itimat zafiyeti… AYSAD, Bakanlığın Yerli Malı Tebliği’ndeki tanımına sadık kalarak değerlendirme yapıyor ve bu tarife uymak kaydıyla, yerli makinelerin kullanılmasını her zaman ve her fırsatla savunuyor, destekliyor. Ancak, mal satarken başka, mal alırken veya yatırım yaparken başka türlü davranan yaklaşımla sıkça karşılaşıyoruz ve bunu tasvip etmiyoruz.

60

dir. Birçok zor, uzmanlık gerektiren ve tehlikeli iş gibi maalesef makine imalatı da “kurallara uymamak suretiyle rekabetçi olarak” ekmek kazanılacak bir yol gibi görülür. Bu gidişatla ortaya çıkmış, Türk Malı kimliği taşıyan emniyetsiz ve kalitesiz makinelerin yarattığı kötü imajı silmeye çalışmak, makine endüstrisinin sırtındaki safradır ve bunun atılması şarttır! Sektörünüzün Ar-Ge yetkinliği ve kapasitesi için görüşünüz nedir? Sektör temsilcilerinin Ar-Ge çalışmalarına AYSAD’ın katkısı hangi aşamalarda gerçekleşiyor? Sektörde, Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun’a göre kurulmuş Ar-Ge merkezleri var. Bu merkezler, elden geldiğince bu yönde çalışmalar yapsa da kaynak yeterliliğinden bahsetmek oldukça zor. Kaynak derken, maddi kaynaklardan önce insan kaynaklarını kast ediyorum. Mevcut sanayimizin yurt dışında hatta yurt içinde imaj sorunu var. Biz, Türkiye olarak, henüz Almanya ya da İtalya kadar “makineci” kabul edilmiyoruz. Bu imaj sorunu ya da marka olma eksikliğinden kaynaklanan talep bulamama endişesi, asansör endüstrisini ileri teknoloji içeren ürünlere veya imal usullerine yönelik ileri teknoloji yatırımlarına yönelmekten alıkoyuyor. Bu konuda özgüven eksikliği de, özgüven fazlalığı da aleyhte çalışan unsurlardır. Hayat tecrübelerime göre, maalesef, firmalarda entelektüel seviye ile özgüven arasında ters orantı bulunuyor. Bu da ya girişim eksikliğine ya da cesur ama niteliksiz girişimlere yol açabiliyor. AYSAD bu konuda, üyelerinin önünü açmak ve inovatif çalışmaları desteklemek amacıyla, yurt dışı temaslara, yayınların ülkemize yansımasına önem veriyor ve bu yönde çalışmalar yaparak fırsatlar sunmaya devam ediyor. AYSAD Yönetim Kurulu olarak görev süreniz içinde odaklanacağınız önemli başlıklar neler olacak? AYSAD bugüne kadar tam anlamıyla, gönüllü katkılarla hayatını sürdüren, tarafsız ve şeffaf bir dernek olma ilkesine sadık kalmıştır. Tarafsızlık, ilmi ve fenni olmayana yanaşmama, şeffaflık gibi ilkelere her zaman sadık kalmaya devam edeceğiz. Ancak sadece gönüllü katkılarla bu işlerin yürütülmesi giderek zorlaşıyor. Bu açıdan gönüllü kadrolarımız yani bizler kadar, profesyonel kadromuzun ve danışmalarımızın da güçlenmesi gerektiği açıktır. Bu yönde çalışmalar yaparak, AYSAD’ı tıkır tıkır işleyen bir kurum haline getirmek birinci önceliğimiz. AYSAD’ı dijital dünyaya daha yakın kılmak, olanaklardan yararlanma-


SEFA TARGIT KİMDİR?

sını sağlamak da önceliklerimiz arasında yer alıyor. Bu hedefler çerçevesinde ortaya çıkacak ihtiyaçları temin etmek de AYSAD yönetim kurulunun görevi olacaktır. Sektörünüzün insan kaynakları için neler söyleyebilirsiniz? “Aksayan her şeyin kök nedeni, insan kaynağındaki bir zafiyettir” desem pek karşı çıkan olmaz sanırım. Sektörümüz aksayan işleriyle ünlü olduğuna göre, bu konuda sıkıntı var demektir. Asansör endüstrisi, özellikle montaj ve bakım kısmı, emek yoğun faaliyetlerdir. Bu faaliyetler, yüksek nitelikli teknik elamanlara ihtiyaç doğurur. Asansörlerin yıllık kontrolleri de uzman mühendislere ihtiyacı artırıyor. Bu iki faaliyet alanı arasında istenmeyen bir geçirgenlik ve emek piyasası da oluşmuş durumda. Yıllar önce öngördüğümüz bu tabloya dair bazı önlemler almıştık. Bunlar, üniversitelerde ve bazı yüksekokullarda asansöre ilgiyi arttırmaya çalışmak ve meslek liselerinde asansör bölümleri açmaktı. Milli Eğitim Bakanlığı ile protokolümüz var, bu çerçevede elde gelen katkıları sağlamaya devam ediyoruz. Diğer yandan insan kaynakları sorunu, ülkemize mahsus değil; AB düzeyinde de benzer sorunlar var. Mekanik bakım, zor ve çağdaş gençliğin pek sıcak bakmadığı mesleklerdendir. Bu durumda emek arzı kısık olan bu dalda yüksek ücretler, yüksek maliyetler ve yüksek bakım fiyatları olmak zorunda. Emniyet ve kesintisiz servis ile ucuzluğun bir arada olmayacağını herkes anlamalıdır ki, kalifiye gençleri bu işlere çekebilelim.

Türk sanayicilerinin sivil toplum kuruluşlarına yaklaşımı ve bu yapılar içinde görev alma kabiliyetleri/istekleri için neler söyleyebilirsiniz? Sanayicilerin gönüllü sivil toplum faaliyetlere katılımı, sayı bakımından da, nitelik bakımından da yeterli değil. Bu, katılımcı demokrasi meselesi kapsamında bir durum: Çoğunluk, sivil toplumda görev almaya hazır ve istekli görünür ancak bu istek, çalışmadan, zaman ayırmadan sadece görüşünü beyan edip hemen hayata geçmesini beklemek boyutunda bir istektir. Başka bir deyişle, katılımcı demokrasi talebi değil kendi aklına göre hüküm verme, “raconu kendine göre kesebilme” isteğidir. Sanayiciler arasında, “hükümdar ben olmayacaksam neden vakit ayırayım” yaklaşımı hâkim. Her zaman hükümetlerin sivil toplumun sözünü dinlemediğinden dem vurulur ancak sivil toplumdan gelen seslerin piramitteki diğer mevzuatla, uluslararası anlaşmalarla ve ekonomi çarkının diğer bileşenleriyle etkileşimine kadar birçok unsurla ahenk içinde olup olmadığına bakılmaz. Çalışmalara katılırken, sivil toplum temsilcilerinin de kamu görevlileri kadar konulara hâkim olmak üzere çalışmak gibi bir zorunlulukları var. Bu olmadan, kaliteli bir yönetişim ortaya çıkamaz. Kıt kaynaklarımızı verimsiz kullanmak gibi bir lüksümüz yok. O nedenle, özellikle insan kaynaklarımızı, onların zamanını, planlı ve verimli kullanmak zaruridir. Bu önermenin, sanayi işçiliğinden yüksek donanımlı mühendisliğe, sizler gibi titiz çalışan basın mensuplarına kadar her iştigal sahası için geçerli olduğunu düşünüyorum.

✓ İTÜ Makina Fakültesi’nde Sanayi Mühendisliği eğitimi alan Sefa Targıt, 25 yılı aşkın süredir asansör aksam üreticisi olarak sektörde faaliyet gösteriyor, ✓ AYSAD yönetim kurullarında uzun zamandır görev alan Targıt, ELA Komponent Komitesi ve IAEE Yönetim Kurulu’nda da aktif görevler üstlendi, ✓ 2013-2016 arasında SEDEFED Başkanlığını yürüten, 2009’dan bu yana TÜRKONFED Yönetim Kurulu Üyesi ve başkan yardımcısı olan; kurulduğu 2006 yılından bugüne TOBB Makina ve Teçhizat Sektör Meclisi üyesi ve MAKFED’in Kurucu Yönetim Kurulu Üyelerinden biri olan Targıt, ✓ Geçtiğimiz ay gerçekleşen MAİB Genel Kurulu’nda da Denetim Kurulu Üyeliğine seçildi.

61


ülkelerden GUYANA

YÜZÖLÇÜMÜ 214.970 km2

NÜFUS 773.303 (2016, tahmini)

ÖNEMLİ ŞEHİRLER Georgetown, Linden, New Amsterdam, Anna Regina, Bartica, Skeldon, Rosignol, Mahaica, Parika

ETNİK GRUPLAR Hint, Afrikalı, Avrupalı, Kızılderili, Çinli

DİL İngilizce ve yerli dilleri

DİN %57,4 Hıristiyan %27,4 Hindu %7,2 Müslüman

PARA BİRİMİ Guyana Doları 1 ABD Doları: 208,4 Guyana Doları

CIA The World Factbook ve T.C. Dışişleri Bakanlığı Guyana Künyesi

62

KÜÇÜK NÜFUSUNA ORANLA GENİŞ BİR YÜZÖLÇÜMÜNE SAHİP OLAN GUYANA, DÜNYANIN EN FAKİR ÜLKELERİ ARASINDA YER ALIYOR. EKONOMİSİ BÜYÜK ORANDA ŞEKER, ALTIN, BOKSİT, KARİDES, KERESTE VE PİRİNÇ ÜRETİMİNE DAYANAN ÜLKEDE; AĞIR DIŞ BORÇ YÜKÜ, YETERSİZ ALTYAPI VE DIŞ GÖÇ NEDENİYLE KALİFİYE İŞ GÜCÜ EKSİKLİĞİ EN ÖNEMLİ SORUNLAR ARASINDA GÖSTERİLİYOR.


Kaiteur Ĺželalesi

63


ülkelerden

G “ESKİ BİR İNGİLİZ SÖMÜRGESİ VE COMMONWEALTH OF NATIONS ÜYESİ OLMASI NEDENİYLE DIŞ TİCARET ALANI KISITLI OLAN ÜLKENİN EN ÖNEMLİ TİCARİ PARTNERLERİ KANADA VE İNGİLTERE’DİR.”

64

üney Amerika kıtasının kuzey kıyısında yer alan Guyana, doğuda Surinam, güneydoğu, güney ve güneybatıda Brezilya, batıda ise Venezuela ile komşu. Okyanus kıyısındaki bu küçük Güney Amerika ülkesi, Amerika kıtası tarihinde önemli bir yere sahip. Denizaşırı seferlerde üs olarak kullanılabilmesi ve birçok yere uygun ulaşım şartlarına sahip olması sebebiyle tarih boyunca çeşitli istilalara maruz kalan; değişik zamanlarda İspanyol, Hollanda ve İngiliz işgali altına giren ülkenin devlet olarak tarihi, 1831’de Demerara, Essoquibo ve Berbice bölgelerinin birleşerek Guyana’yı oluşturmasıyla başlıyor. 1834’e kadar nüfusunu sadece İngiliz ve yerlilerin meydana getirdiği bir devlet olan Guyana’ya, bu tarihte 240 bin civarında tarım işçisi de getirilmiş. Bundan sonraki iki yüzyıl sosyoekonomik bakımdan zayıf bir İngiliz sömürgesi olarak var olan Guyana, Birinci ve İkinci Dünya Savaşları’ndan fiili olarak etkilenmese de gelişimi daha da yavaşlamış. 1953’te İngiltere’nin yardımıyla hızlı bir gelişme dönemine giren ülkede iki parti arasındaki rekabet ise İngilizlerin Guyana’ya tam bağımsızlık vermesini geciktiren en önemli etken olarak gösteriliyor. Guyana ancak 26 Mayıs 1966’da İngiliz Milletler Topluluğu (Commonwealth of Nations) üyesi bir devlet olarak bağımsızlığına kavuşurken, Guyana’yı meydana getiren üç devlet, iç işlerinde hükümete bağlı

Georgetown

olarak, bugün de ülke yönetiminde ayrı eyaletler statüsünde varlığını sürdürüyor. Guyana, fiziki özellikleri bakımdan kıyı, orman ve savana olmak üzere üç bölgeye ayrılıyor. Kıyılar denizden itibaren 10-60 kilometre genişliğinde bir şerit ve denizden birkaç yüz metrelik irtifada olan alçak alanlarken, kıyı kısımları bu özelliği nedeniyle özel bant ve bariyerlerle korunuyor. Bu bölgeden iç kısımlara doğru gidildikçe ormanların başladığı ülkede bol yağış alan bu alanlar toplam yüzölçümünün yüzde 85’ini kaplıyor. Güneybatıda yer alan Rupunini Bölgesi ise 200250 kilometre genişliğinde bir savana olarak dikkat çekici bir faunaya sahip. Ülkenin güney ve doğu bölgeleri ise dağlık ve 2772 metreyle Guyana’nın en yüksek noktası Roraima Dağı da burada yer alıyor. Guyana’da yaygın olarak görülen akarsuların tamamı iç bölgelerden doğarak, Atlas Okyanusu’na dökülüyor. Brezilya sınırından doğan Essequibo, ormanlık bölgeden doğan Demerera ve Berbice ile Brezilya-Guyana-Surinam sınırlarının kesiştiği yerden doğarak Surinam sınırını oluşturan Corantay, ülkenin en büyük nehirleridir. Topoğrafik şartlar sebebiyle bu akarsular aynı zamanda birçok çağlayan da oluştururken, Demerera üzerindeki Büyük Şelale, Corantay üzerindeki Tiger ve Potaro üzerinde 225 metre yüksekliğindeki Kaietaur bunlar arasında en önemlileridir. Ülkenin, okyanus kıyısında ve ekvatora çok yakın


bir yerde olması sebebiyle iklim, herhangi bir tipe tam anlamıyla uygunluk göstermese de hâkim iklim türünün tropikal olduğu söylenilebilir: Kıyı bölgeleri devamlı yağış alır ve Alize rüzgârlarının etkisindedir. Bu bölgedeki başkent Georgetown’da yıllık sıcaklık ortalamaları 28°C dolayındayken, yıllık yağış ortalaması ise 2500 milimetre seviyesindedir. İç bölgelerde ise sıcaklık gittikçe düşer: Ormanlık bölgede yağış ortalaması 3000 milimetreye çıkmakla birlikte, sıcaklık 25°C civarındadır. Savana bölgeleri her iki bölgeden de ayrı, kurak bir iklime sahiptir. İç bölgelere uzanan nehirler de savan bölgelerin iklimi üzerine etki ederek bu alanları ılıman hale getirir. Genel bitki örtüsünü, Guyana’nın büyük bir kısmını kaplayan ormanlar oluşturur. Okyanus kıyısında ve savana bölgelerinde de buralara özgü bitkiler yetişir. Mangrov ise denize yakın bölgelerin en önemli bitki örtüsüdür.

GUYANA’NIN MAKİNE İTHALATINDA İLK 10 ÜLKE (MİLYON DOLAR) SIRA NO

ÜLKE

2015

2016

DEĞİŞİM (%)

15

94,8

529,9

1

TRİNİDAD VE TOBAGO

2

ABD

90,9

88

-3,2

3

ÇİN

16,9

16,8

-0,6

4

İSVİÇRE

4,9

11,5

133,4

5

GÜNEY KORE

696,6

11,4

-98,4

6

İNGİLTERE

5,5

9

62,0

7

KANADA

5,9

8,3

38,6

8

BREZİLYA

5,2

7,6

44,6

9

MEKSİKA

4,3

5,6

30,0

10

KUZEY KORE

6,7

4,3

-35,7

DİĞER

39,3

29,4

-25,0

891,8

287,1

-67,8

TOPLAM

HİNT ASILLILAR ÇOĞUNLUKTA Demerara ve Berbice Nehirleri bölgesinde çıkarılan boksit ve diğer bölgelerde çıkarılan manganez, altın ve elmas, ülkenin en önemli yer altı zenginlikleridir. 2016 yılı rakamlarına göre 773 bin 303 kişinin yaşadığı ülke halkını yerliler, İngiliz asıllılar, siyahiler ve Hint asıllılar oluşturuyor. Bunların içerisinde en kalabalık olanı ise yüzde 55 oranıyla Hint asıllılardır. Ülkenin en büyük şehri başkent Georgetown’ken nüfusun dörtte biri de bu-

Kaynak: BM İstatistik Bölümü verileri

rada yaşıyor. Resmi dilin İngilizce olduğu Guyana’da yerliler kendi dillerini kullanmaya devam ediyor. Avrupalılarla birlikte ülkeye gelen Hıristiyanlık günümüzde yüzde 57,4 oranıyla en yaygın dinken, ülkede yüzde 27,4 oranında Hindu ve yüzde7,2 oranında İslam inancına sahip insan bulunuyor. Nüfusunun yüzde 85’i okuryazar olan ülkede 1000 kişiye 24 öğretmen düştüğünü söylemeliyiz. Ayrıca, Guyana’da yükseköğrenim imkânı bulunmasına rağmen bu çağdaki öğrenciler

Guyana’nın bağımsızlığının 50. yılı kutlamaları

65


ülkelerden GUYANA’NIN MAKİNE İTHALATINDA BAŞLICA KALEMLER (MİLYON DOLAR - 84. FASIL)

Kaynak: BM İstatistik Bölümü Verileri

GTİP

GTİP TANIMI

2015

2016

DEĞİŞİM (%)

8431

AĞIR İŞ MAKİNE VE CİHAZLARININ AKSAM VE PARÇALARI

38,2

115,8

203,0

8429

DOZERLER, GREYDER, SKREYPER, EKSKAVATÖR, KÜREYİCİ, YÜKLEYİCİ VB.

25,6

29,6

15,5

8409

İÇTEN YANMALI, PİSTONLU MOTORLARIN AKSAM-PARÇALARI

11,7

14,1

20,4

8471

OTOMATIK BİLGİ İŞLEM MAKİNELERİ, ÜNİTELERİ

9,4

11,6

23,4

8413

SIVILAR İÇİN POMPALAR, SIVI ELEVATÖRLERİ

10,3

9,7

-6,1

8407

ALTERNATİF-ROTATİF KIVILCIM ATEŞLEMELİ, İÇTEN YANMALI MOTORLAR

3,2

7,7

142,3

8421

SANTRİFÜJLE ÇALIŞAN KURUTMA, FİLTRE, ARITMA CİHAZLARI

4,7

7,5

59,2

8418

BUZDOLAPLARI, DONDURUCULAR, SOĞUTUCULAR, ISI POMPALARI

8

7,2

-9,6

8443

MATBAACILIĞA MAHSUS BASKI MAKİNELERİ, YARDIMCI MAKİNELER

6,1

6,2

2,6

8481

MUSLUKÇU, BORUCU ESYASI-BASINÇ DÜŞÜRÜCÜ, TERMOSTATİK VALF DÂHİL

3,4

5,6

67,2

DİĞER

770,8

71,5

-90,7

TOPLAM

891,8

287,1

-67,8

eğitimlerini genellikle Kanada ve İngiltere’de sürdürüyor. EKONOMİ MADENCİLİĞE ODAKLI Toplam arazinin ancak yüzde 4’ünün kültür arazisi olduğu Guyana’da, halkın geçim kaynağının büyük bölümü ve ekonominin ham madde kaynağının yarısından fazlası tarıma dayalıdır. Tarım için en elverişli bölgeler, kıyıdaki alüvyon ve nehir kenarlarındaki sulak ovalarken, Guyana’da üretim sezonu NisanAğustos ve Ekim-Ocak ayları arasıdır. Tarım üretiminin büyük bölümü şeker ve pirinçten oluşurken, ülkenin yüzde 8,7’si orman-

larla kaplı olmasına rağmen ülkede orman ürünleri sektörünün gelişimi oldukça ağır ilerliyor. Ülke ekonomisinde en büyük pay sahibi ise boksit, alüminyum, manganez, altın ve elmas üretimidir. Öte yandan nebati yağ, şeker, sigara ve ilaç da önemli sanayi kalemleri arasındadır. Eski bir İngiliz sömürgesi ve Commonwealth of Nations üyesi olması nedeniyle dış ticaret alanı kısıtlı olan ülkenin en önemli ticari partnerleri Kanada ve İngiltere’dir. Guyana’nın en önemli ihraç ürünleriyse şeker, boksit, pirinç, kereste, elmas ve altındır. Makine, işlenmiş gıda maddesi, petrol Starbreek Çarşısı , Georgetown

66


“NÜFUSUNUN YÜZDE 85’İ OKURYAZAR OLAN ÜLKEDE 1000 KİŞİYE 24 ÖĞRETMEN DÜŞÜYOR. ANCAK, GUYANA’DA YÜKSEKÖĞRENİM İMKÂNI BULUNMASINA RAĞMEN BU ÇAĞDAKİ ÖĞRENCİLER EĞİTİMLERİNİ GENELLİKLE KANADA VE İNGİLTERE’DE SÜRDÜRÜYOR.” Essequibo Nehri, Linden

ürünleri ise en önemli ithalat kalemleridir. Guyana’nın ihracat ve ithalatı büyük oranda başkent Georgetown’dan deniz yoluyla yapılırken, ulaşım sisteminde demir yolu taşımacılığı ayrıcalıklıdır. Kıyı şehirleri arasında ve büyük nehirlerde ise yaygın olarak gemi taşımacılığı kullanılıyor. GUYANA’NIN 2016 YILINDAKİ MAKİNE İHRACATI 78,3 MİLYON DOLAR OLDU BM İstatistik Bölümü verilerine göre

Guyana’nın makine ihracatı 2016 yılında 78,3 milyon dolar olarak kayda geçti. 2015 yılında bu rakam 31,6 milyon dolar seviyesindeydi. Guyana, makine ihracatını 2016 yılında bir önceki yıla göre yüzde 147,3 artırdı. Guyana 2016 yılında 76,2 milyon dolarla en fazla Trinidad ve Tobago’ya makine ihraç etti. 2015 yılında bu rakam 27,2 milyon dolardı. Guyana’nın Trinidad ve Tobago’ya gerçekleştirdiği ihracat yüzde 180,2 artarken, Guyana’nın 2016 yılında en fazla makine ih-

TÜRKİYE’NİN GUYANA’YA 84. FASIL BAZINDA MAKİNE İHRACATI (DOLAR)

Kaynak: TÜİK

GTİP

GTİP TANIMI

2016

2017

DEĞİŞİM (%)

8421

SANTRİFÜJLER; SIVILARIN VEYA GAZLARIN FİLTRE EDİLMESİNE VEYA ARITILMASINA MAHSUS MAKİNE VE CİHAZLAR

5.415

323.185

-

8418

BUZDOLAPLARI, DONDURUCULAR VE DİĞER SOĞUTUCU VE DONDURUCU CİHAZLAR VE ISI POMPALARI

134.362

247.614

84,3

8450

EV VEYA ÇAMAŞIRHANE TİPİ YIKAMA MAKİNELERİ (YIKAMA VE KURUTMA TERTİBATI BİR ARADA OLANLAR DÂHİL)

125.843

87.478

-30,5

8409

SADECE VEYA ESAS İTİBARIYLA 84.07 VEYA 84.08 POZİSYONLARINDAKİ MOTORLARIN AKSAM VE PARÇALARI

18.968

45.245

138,5

8414

HAVA VEYA VAKUM POMPALARI, HAVA VEYA DİĞER GAZ KOMPRESÖRLERİ, FANLAR, ASPİRATÖRÜ OLAN CİHAZLAR

3.755

24.633

556,0

8413

SIVILAR İÇİN POMPALAR (ÖLÇÜ TERTİBATI OLSUN OLMASIN) VE SIVI ELEVATÖRLERİ

5.409

18.333

238,9

8483

TRANSMİSYON MİLLERİ, KRANKLAR; YATAK KOVANLARI VE MİL YATAKLARI; DİŞLİLER VE SİSTEMLERİ

4.263

16.911

296,7

8479

KENDİNE ÖZGÜ BİR FONKSİYONU OLAN DİĞER MAKİNELER VE MEKANİK CİHAZLAR

-

14.963

-

8451

DOKUMA İPLİKLERİN, MENSUCATIN YIKANMASI, TEMİZLENMESİ, KURUTULMASI, ÜTÜLENMESİ, SARILMASI, KATLANMASINA DAİR CİHAZLAR

24.212

8.943

-63,1

8481

BORULAR, KAZANLAR, TANKLAR, DEPOLAR VE BENZERİ DİĞER KAPLAR İÇİN MUSLUKLAR, VALFLER (VANALAR)

1.899

7.995

321,0

DİĞER

43.415

36.620

-15,7

367.541

831.920

126,3

TOPLAM

67


ülkelerden

Paskalya etkinlikleri

“TOPLAM ARAZİNİN ANCAK YÜZDE 4’ÜNÜN KÜLTÜR ARAZİSİ OLDUĞU GUYANA’DA, HALKIN GEÇİM KAYNAĞININ BÜYÜK BÖLÜMÜ VE EKONOMİNİN HAM MADDE KAYNAĞININ YARISINDAN FAZLASI TARIMA DAYALIDIR.”

68

raç ettiği ikinci ülke 652 bin dolarla ABD oldu. Söz konusu ülkeye 2015 yılında 2,1 milyon dolar değerinde makine ihraç edilmişti. ABD’ye yönelik ihracat yüzde 69 azalırken, üçüncü sırada bulunan İngiltere’ye 2016 yılında 515 bin dolarlık ihracat yapıldı. Guyana, 2016 yılında 84. fasıl itibarıyla en fazla ağır iş makine ve cihazlarının aksam ve parçaları kaleminde ihracat gerçekleştirdi. 2015 yılında söz konusu ürün grubunda 18 milyon dolarlık ürün ihraç edilirken 2016 yılında bu rakam, yüzde 271,5 artarak 67,5 milyon dolar seviyesinde kaydedildi. Listenin ikinci sırasında ise hava-vakum pompası, hava-gaz kompresörü, vantilatör, aspiratör kalemi bulunuyor. Söz konusu kalemde 2015 yılında gerçekleştirilen ihracatın değeri 580 bin dolarken, 2016 yılında bu rakam yüzde 228,3 artarak 1,9 milyon dolar seviyesinde kayda geçti. Listenin üçüncü sırasında bulunan sıvılar için pompalar, sıvı elevatörleri kaleminde ise 2015 yılında 153 bin dolar değerinde ihracat gerçekleştirilirken, 2016 yılında bu rakam yüzde 494,1 artışla 909 bin dolar oldu.

İTHALAT LİSTESİNİN İLK SIRASINDA TRİNİDAD VE TOBAGO YER ALIYOR BM İstatistik Bölümü verilerine göre Guyana’nın makine ithalatı 2016 yılında bir önceki yıla oranla yüzde 67,8 azalarak 287,1 milyon dolar olarak kaydedildi. Guyana 2015 yılında 891,8 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirmişti. 2016 yılı rakamlarına göre Guyana’nın en fazla makine ithal ettiği ilk 10 ülke listesinin ilk sırasında 94,8 milyon dolarla Trinidad ve Tobago yer alıyor. Söz konusu ülkeden 2015 yılında ithal edilen makinelerin değeri 15 milyon dolardı. Guyana’nın Trinidad ve Tobago’dan gerçekleştirdiği ithalat yüzde 529,9 artarken, Guyana, listenin ikinci sırasında bulunan ABD’den yüzde 3,2 azalışla 88 milyon dolarlık alım yaptı. Listesinin üçüncü sırasındaki Çin’den 2015 yılında 16,9 milyon dolarlık ithalat gerçekleştiren Guyana, 2016 yılında ise yüzde 0,6 azalışla 16,8 milyon dolarlık makine ithal etti. Guyana, 2016 yılında en fazla ağır iş makine ve cihazlarının aksam ve parçaları kaleminde ürün ithal etti. 2015 yılında söz konusu ürün


GUYANA EKONOMİSİNİN ANA SEKTÖRLERİ TARIM VE HAYVANCILIK: Şekerkamışı, pirinç ve hindistancevizi ülkedeki en önemli tarımsal ürünlerdir. Ayrıca turunçgiller, yerfıstığı, yağ palmiyesi, muz, mısır, çeşitli kök bitkileri ve sebzeler de diğer tüketim ürünleri arasında yer alıyor. Guyana, pirinç üretiminde önemli ölçüde makineleşmesine rağmen tarımsal hastalıkların üretimde neden olduğu kayıplar da sürüyor. Sığır, koyun, domuz, keçi, kümes hayvanları ülkenin başlıca hayvan varlığını oluştururken, Guyana’nın yıllık balık ve karides üretimi de 43 bin ton seviyesinde gerçekleşiyor.

SANAYİ: Guyana, şeker, pirinç, kereste, dokuma ve boksit ürünlerinin işlenmesinde kullanılan bir endüstri altyapısına sahip. Ülkede ayrıca bira ve sigara fabrikaları bulunuyor.

ULAŞIM:

Ülkede, çıkarılan madenlerin taşınması için inşa edilen 187 kilometre uzunluğunda demir yolu ve 7 bin 969 kilometre otoyol ağı mevcut. Georgetown, Port Kaituma ve New Amsterdam en önemli ticari limanlarken, Guyana’da ayrıca iki uluslararası havalimanı bulunuyor.

MADENCİLİK: Yıllık üretimi 1,6 milyon tonu bulan boksitin yanı sıra altın, elmas ve orman ürünleri, en önemli doğal kaynaklar arasındadır. Nikel, bakır, molibden ve uranyum gibi madenlerin varlığı saptanmasına karşın ciddi oranda bir üretim söz konusu değildir.

15,5 artışla 29,6 milyon dolar oldu. Guyana’nın en fazla ithalat gerçekleştirdiği üçüncü kalem içten yanmalı, pistonlu motorların aksamparçaları oldu. 2015 yılında söz konusu ürün grubunda 11,7 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirilirken, 2016 yılında bu rakam yüzde 20,4 artarak 14,1 milyon dolar oldu. TÜİK verilerine göre Türkiye’nin 84. fasılda Guyana’ya gerçekleştirdiği makine ihracatı, 2017 yılında 832 bin dolar olarak kaydedildi. 2017 yılında bu rakam 367,5 bin dolar seviyesindeydi. Guyana’ya yönelik makine ihracatımız yüzde 126,3 artarken, Türkiye’nin Guyana’ya yönelik makine ihracatının ilk sırasında santrifüjler; sıvıların veya gazların filtre edilmesine veya arıtılmasına mahsus makine ve cihazlar yer aldı. Söz konusu kalemde Guyana’ya 2016 yılında 5 bin dolar değerinde ürün ihraç edilirken, 2017 yılında bu rakam 323 bin dolar seviyesinde kaydedildi. Listenin ikinci sırasında bulunan buzdolapları, dondurucular ve diğer soğutucu ve dondurucu cihazlar ve ısı pompaları ürün grubunda 2016 yılında gerçekleştirilen ihracatın değeri 134 bin dolar olarak kaydedilirken, 2017 yılında bu rakam yüzde 84,3 artarak 247 bin dolar oldu. Türkiye’nin Guyana’ya yönelik makine ihracatında ilk 10 ürün grubu listesinin üçüncü sırasında ise ev veya çamaşırhane tipi yıkama makineleri (yıkama ve kurutma tertibatı bir arada olanlar dâhil) bulunuyor. 2016 yılında söz konusu kalemde 125 bin dolarlık ihracat gerçekleştirilirken, 2017 yılında bu rakam yüzde 30,5 azalarak 87 bin dolar seviyesinde kaydedildi. Diğer yandan, TÜİK verilerine göre, Türkiye’nin Guyana’dan 84. fasıl bazında makine ithalatı bulunmuyor. 2017 yılında Guyana’dan gerçekleştirilen toplam ithalatın değeri 4 milyon dolar olarak hesaplanırken, söz konusu ithalatın tamamına yakını 2606 GTİP numaralı alüminyum cevherleri ve konsantreleri ürün grubunda gerçekleşti.

“GUYANA’NIN EN ÖNEMLİ İHRAÇ ÜRÜNLERİ ŞEKER, BOKSİT, PİRİNÇ, KERESTE, ELMAS VE ALTIN; EN ÖNEMLİ İTHAL ÜRÜNLERİ İSE MAKİNE, İŞLENMİŞ GIDA MADDESİ VE PETROL ÜRÜNLERİDİR.”

grubunda 38,2 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirilirken, 2016 yılında bu rakam yüzde 203 artarak 115,8 milyon dolar olarak kayda geçti. Listenin ikinci sırasında dozerler, greyder, skreyper, ekskavatör, küreyici, yükleyici kalemi bulunuyor. Guyana 2015 yılında söz konusu kalemde 25,6 milyon dolar değerinde makine ithal ederken, 2016 yılında bu rakam yüzde

69


röportaj

“HER ŞEYİN TEMELİNDE İNSAN VAR” MAKİNE İHRACATÇILARI BİRLİĞİ YÖNETİM KURULU ÜYESİ ÖNDER BÜLBÜLOĞLU, SANAYİ VE ÜRETİMDEKİ EN BÜYÜK GÜCÜN YETİŞMİŞ VE NİTELİKLİ İNSAN GÜCÜ OLDUĞUNU SÖYLÜYOR VE “TÜRK MAKİNE SEKTÖRÜNÜ İLERİYE TAŞIYACAK, DÜNYA PLATFORMLARINDA SÖZ SAHİBİ OLMASINI SAĞLAYACAK İLK UNSUR, ÜRETİMİN VE İŞLETMENİN HER KADEMESİNDEKİ NİTELİKLİ, İYİ YETİŞMİŞ İNSAN GÜCÜDÜR” DİYOR.

1

986 yılında kurduğu Bülbüloğlu Vinç Sanayi ile iş hayatına atılan Önder Bülbüloğlu, Makine İhracatçıları Birliği’nin (MAİB) 14 Nisan’da gerçekleşen Seçimli Olağan Genel Kurulu’nda 2018-2022 dönemi için MAİB Yönetim Kurulu Üyeliğine seçilmişti. Halen Bülbüloğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı olan Önder Bülbüloğlu, 33 yıllık iş hayatında makine, endüstriyel çelik, inşaat ve turizm sektörlerinde onlarca yatırıma imza atmış deneyimli bir iş insanı. Neredeyse iş hayatının tamamında sivil toplum örgütlerinde de aktif görevler üstlenen Önder Bülbüloğlu ile makine sektörünün güncel sorun başlıklarını ve sektörün gelecek hedeflerini konuştuk. Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? İş hayatına başlama ve makine sektörüne geçiş süreciniz hakkında bilgi verir misiniz? 1961 Ankara doğumluyum, aslen Trabzonluyum. TED Ankara Koleji ve İTÜ Makine Fakültesi mezunuyum. 1985 yılında genç bir makine mühendisi olarak vinç sektöründe kendi firmamızı kurarak iş hayatına atıldım. Sanayi

70

ve üretim aşkım 33 yıldır devam ediyor. 33 yıllık iş hayatımda vinç, endüstriyel çelik üretimi, inşaat ve turizm yatırımlarım oldu. Halen Bülbüloğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı olarak iş hayatıma devam ediyorum. Türk makine sektörüne ve sanayisine yön veren birçok sivil toplum örgütünde önemli görevler üstleniyorsunuz? Söz konusu kurumlardaki faaliyetlerinizden ve geçmiş dönem çalışmalarınızdan bahseder misiniz? İş hayatına Türk sanayisi için çok önemli olduğuna inandığım ve içerisinde binlerce KOBİ bulunduran OSTİM’de başladım. Sivil toplum örgütleriyle ilk tanışmam da OSTİM’de oldu. 1991 yılında OSTİM Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (OSİAD) kurucu başkanlığı görevini üstlendim. Dört yıllık başkanlığım sürecinde KOBİ’lerin önemini ortaya koyma ve bölgesel sorunların çözümü için yoğun bir çalışmam oldu. 1992 yılında ise ASO Meclis Üyeliği’ne seçildim ve 22 yıl boyunca Meclis Başkan Vekilliği, yönetim kurulu üyeliği ve Başkan Vekilliği görevlerinde bulundum. Yine, Türkiye Vinç İmalatları Birliği Yönetim Kuru-


lu Başkanlığı, MAKFED Yönetim Kurulu Üyeliği, TÜSİAD üyeliğimin yanı sıra diğer sivil toplum örgütlerinde de aralıksız çalışmalarda bulundum. Bununla birlikte, Türk sporuna da yıllarca hizmet ettim. Sırasıyla Gençlerbirliği ve Ankaragücü kulüplerinde yönetim kurulu üyeliği, Trabzonspor’da 2005-2006 sezonundan itibaren aralıklarla yönetim kurulu üyeliği ve Başkan Yardımcılığı görevlerini üstlendim. Halen Trabzonspor Başkan Yardımcılığı görevime devam ediyorum. Ayrıca, TED Ankara Kolejliler Spor Kulübü Başkanlığı görevini de beş yıl sürdürdükten sonra, TED Ankara Koleji Başkanlığı ve TED Üniversitesi Kurucu Üyeliği yaptım. Halen Makine İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesiyim.

Türk makine sektörünün gelecek hedefleri neler olmalı? Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de makine sektörü çok hızlı bir gelişme içerisinde. Gelişen teknoloji ve otomasyon artık makine üreticilerinin birer parçası haline geldi. 10-15 yıl içerisinde tüm dünyada Endüstri 4.0’ın tamamlanacağı düşünülüyor. Türk makinecisi de gelişen teknolojiyi iyi takip etmeli, yakalamalı ve tüm dünyayla rekabet edecek konuma gelmelidir. Küresel pazarda Çin ve Uzak Doğulu firmalar fiyata odaklanmış durumda. Türk makinecisinin bu fiyatlarla rekabet etmesi mümkün olmadığı için, tamamen kalite ve satış sonrası hizmetlere, markalaşmaya yönelmesi gerektiğini düşünüyorum. Sadece iç pazarı değil, tüm dünya pazarlarını hedefleyen Türk makinecisinin başka çıkar yolu yok!

Makine sektörünün genelinde ve vinç sektörü özelindeki temel sorunlar ve çözüm önerileriniz nelerdir? Makine sektörünün yaşamış olduğu tüm sıkıntıların, özelinde vinç sektörü için de yaşandığı bir gerçektir. Sanayide ve üretimde en büyük güç; yetişmiş ve nitelikli insan gücüdür. Türk makine sektörünü de ileriye taşıyacak, dünya platformlarında söz sahibi olmasını sağlayacak ilk unsur, üretimin ve işletmenin her kademesindeki nitelikli iyi yetişmiş, iyi eğitim almış insan gücüdür. Dolayısıyla, en büyük sorunlarımızdan birinin, kalifiye ve nitelikli insan gücüne ulaşmadaki zorluklar olarak görüyorum. Çünkü her şeyin temelinde bu var. Pazarın artık sadece Türkiye olmadığı, tüm dünyanın firmalarımız için bir pazar olduğunu düşünürsek, dünya standartlarında ve kalitesinde üretim yapmak zorunluluğumuz var. Ancak istatistikler ve gerçekler gösteriyor ki merdiven altı üretim, standart dışı ve kaliteden, denetimden yoksun üretim halen çok yoğun. Bu makinelerin dış pazarlara ulaşması, tüm Türk makinecilerinin imajını zedeliyor ve uluslararası pazarlarda sürekli bu kötü örnekler önümüze çıkıyor. Yine, yatırımlarımızda ve büyüme planlarımızdaki bölgesel istikrarsızlıkların, çok hızlı değişen ve öngörülemeyen yapısal ve siyasi değişikliklerin, sık sık yaşanan ekonomik krizlerin negatif etkisini de yaşıyoruz. Kurlarda yaşanan hızlı değişimler veya uzun süreli durağanlıklar da hem ihracat planlarımızı bozuyor hem de yönetilmesi zor ve güç ekonomik tablolara neden oluyor. Üretimde ve sanayileşmede sanayi arsalarının birer rant kapısı gibi görülmesi; dünyada emsali görülmemiş metrekare fiyatları ile çok yüksek faizler, hem sanayileşmemizin hem de makine sektörünün en büyük sorunlarından biri olmayı sürdürüyor.

71


makale

MAKİNE YATIRIMLARI VE FİNANSMANA ERİŞİMDE TEMİNAT SORUNU ÖZELLİKLE MAKİNE SANAYİSİ BAŞTA OLMAK ÜZERE İMALAT SANAYİSİNİN BEŞERÎ SERMAYEDEN SONRAKİ EN DEĞERLİ VARLIĞI, MAKİNE VE TEÇHİZAT YATIRIMIDIR. MİLLİ GELİRİMİZİN YÜZDE 10’UNDAN FAZLASINI KAPSAYAN BU VARLIĞIN, EKONOMİK OLARAK ÖNEMLİ BİR DEĞER OLDUĞU KABUL EDİLMELİDİR. HAL BÖYLEYKEN, FİNANSMANA ERİŞİMDE FİNANS KURULUŞLARININ EV VE ARSA GİBİ TAŞINMAZLARI ÖNCELİKLİ TEMİNAT UNSURU OLARAK GÖRMELERİ VE MAKİNE VE TEÇHİZATININ OLMASI GEREKEN DEĞERDE TEMİNAT OLARAK KABUL EDİLEMEMESİ, KARŞIMIZDA ÖNEMLİ BİR SORUN OLARAK DURUYOR.

72

M

akine sanayisinin gelişimini belirleyen temel unsur, iç ve dış pazarlardaki makine yatırımlarının büyüklüğü ve gelişimi ile makine yatırımı yapanların ihtiyaç ve tercihleridir. 2017 yılında makine ve teçhizat yatırımları büyüklüğü cari fiyatlarla yüzde 15,1 artarak 326,9 milyar TL’ye yükseldi. Makine ve teçhizat yatırımlarının milli gelir içindeki payı 2015 yılında yüzde 11,2 idi. Bu oran,

2016 yılında yatırımların yavaşlamasıyla yüzde 10,9’a inerken, 2017 yılında makine ve teçhizat yatırımlarında yaşanan canlanmaya rağmen milli gelirin görece daha hızlı büyümesi nedeniyle yüzde 10,5 seviyesinde kaldı. Bununla birlikte, 2017 yılında makine sanayisinde alınan yatırım teşvik sayısı ve teşvikli yatırımların toplam büyüklüğünde önemli bir artış yaşandı. Kapasite kullanım oranlarının artması yeni kapasite ihtiyaçları oluşturur-


ken, makine sanayisinde yatırımlar, 2017 yılında son sekiz yılın en yüksek seviyesi olarak 3,65 milyar TL ile 388 yatırım teşvik belgesine ulaştı. Makine sanayi yatırımlarının imalat sanayi toplam yatırımları içindeki payı da alınan yatırım teşvik belgesi sayısı itibarıyla 2017 yılında yüzde 13,4 ile en yüksek seviyesine ulaşırken, değer olarak makine sanayi yatırımlarının payı yüzde 14,5’e kadar yükseldi. Diğer yandan, makine sanayisinde ortalama yatırım büyüklüklerinin artış eğilimi göstermesi ile yatırımların ölçeklerindeki büyüme, sektördeki küçük ölçek ağırlıklı yapının da kademeli olarak değişmesine destek veriyor. Buna rağmen makine sanayisinde ortalama yatırım ölçeği imalat sanayindeki ortalama yatırım büyüklüğünün altında kalmayı sürdürüyor. Özellikle makine sanayisi başta olmak üzere imalat sanayisinin beşerî sermayeden sonraki en değerli varlığı, makine ve teçhizat yatırımıdır. Küreselleşen dünyada yaşanan

hızlı rekabet ortamı ve teknolojik gelişme, makine parkının sürekli güncel tutulmasını gerekli kılıyor. Bu durum ise ekonomimizi büyütüyor ve önemli bir fırsat alanını karşımıza çıkarıyor. Paylaştığım verilerden de anlaşılacağı üzere, makine ve teçhizat yatırımları sadece makine sektörü için değil imalat sektörünün tamamı için önemli bir hacim oluşturuyor. Dolayısıyla milli gelirin yüzde 10’undan fazlasını kapsayan bu varlığın, ekonomik olarak önemli bir değer olduğu kabul edilmelidir. Hal böyleyken, finansmana erişimde finans kuruluşlarının ev ve arsa gibi taşınmazları öncelikli teminat unsuru olarak görmeleri ve makine ve teçhizatının olması gereken değerde teminat olarak kabul edilememesi, karşımızda önemli bir sorun olarak duruyor. Bu çerçevede, 2 Mayıs 2011 tarihli ve 2011/10 sayılı Yüksek Planlama Kurulu kararıyla onaylanarak uygulamaya giren Türkiye Makine Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı’nda (2011-2014) Eylem 2.4 “İşletmelerde kullanılan makine ve teçhizat kredi kuruluşlarınca teminat olarak kabul edilecektir” ve buna bağlı olarak Eylem 1.3 “İş makineleri, makine ve teçhizatlar ruhsatlandırılarak (tescil düzenlemesi) makine envanteri çıkarılacaktır” hükümleri oluşturulmasına rağmen, bu konuda henüz arzu edilen noktaya ulaşabilmiş değiliz. Bununla birlikte, 6750 sayılı “Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu” ile makine ve teçhizatının da finansal ve benzeri işlemlerde rehin edilmesi mümkün kılındı. Ancak makinelerin değerleme, tescil ve takibi konusunda bir mekanizma oluşturulamamış olması söz konusu ürünlerin değerinde teminat olarak kabulüne imkân tanımıyor. Bu amaçla geliştirilecek bir mekanizma aynı zamanda sigorta konusunda da primlerin düşmesini ve dolayısıyla sektörlerin karşılıklı olarak karlılığının artmasını sağlayacaktır. MAKFED ev sahipliğinde 15 Şubat 2018 günü İzmir’de gerçekleştirilen Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayide Yüksek Teknolojiye Geçiş Programı-Türkiye Makine Sanayi Zirvesi’nde, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü beyefendiye tarafımızdan tekrar sunulan söz konusu hususta, Bakanlığın yeniden bir çalışma başlatmasından memnuniyet duyduk. Bu bağlamda, ilgili karar alıcı kurum ve sektörel kuruluşlarımızın bu alanda yürütecekleri çalışmalarla başta makine olmak üzere imalat, finans ve sigorta sektörlerini kazançlı çıkaracak ve ülke ekonomisine belirgin katkıları olacak sonuçlara ulaşılabileceğini düşünüyorum.

Adnan DALGAKIRAN MAKFED Yönetim Kurulu Başkanı

73


ar-ge merkezi

“AR-GE ÇALIŞMALARIMIZLA ÖNCÜ BİR ROL ÜSTLENİYORUZ” TÜRKİYE’NİN YÜKSEK TEKNOLOJİLİ, PATENTLİ MAKİNE VE ELEKTRONİK EKİPMANLAR İMAL EDEN ÖNCÜ KURULUŞLARINDAN BİRİ OLDUKLARINI BELİRTEN AĞTEKS AR-GE MERKEZİ YÖNETİCİSİ SERVET BALCI, “AR-GE ÇALIŞMALARIMIZLA ÜLKEMİZİN İHTİYAÇ DUYDUĞU FAKAT YERLİ OLARAK İMAL EDİLMEYEN ÜRÜNLERİN GELİŞTİRİLMESİNDE ÖNCÜ BİR ROL ÜSTLENİYORUZ” DİYOR.

74

M

ehmet Ağrikli tarafından 1992 yılında kurulan AĞTEKS, yurt içi ve yurt dışı pazarlarda yüksek kaliteli triko üreticisi olma amacıyla faaliyetlerine başladı. Firma, 1995 yılından itibaren kendi patentli makinelerini, 2002 yılından sonra ise sadece yüksek teknolojili tekstil makineleri imalatına yöneldi. AĞTEKS’in 2004 yılında kurduğu Ar-Ge ekibiyle birlikte tekstil, mekanik ve elektronik sanayisi alanında öncü bir teknoloji firması haline geldiğini aktaran AĞTEKS Ar-Ge Merkezi Yöneticisi Servet Balcı “Firmamız, teknik iplik büküm makineleri sektöründe dünyada öncü ilk beş firma içerisinde yer alıyor. Ülkemizde ise iplik büküm makineleri üreten lider firmayız. AĞTEKS olarak, makine, elektronik, yazılım, robotik ve tekstil üretim süreçleri ko-

nularında son derece uzman mühendislik ve üretim birimlerine sahibiz. Yüksek hassasiyetli mekanizmalar, teknik tekstil üretiminde kullanılan özel makineler, Endüstri 4.0 ve gömülü işlemci uygulamaları, görüntü işleme, yapay zekâ uygulamaları özel uzmanlık alanlarımız arasında yer alıyor. Öte yandan, mekanik, elektronik, gömülü sistemler ve kontrolör cihaz üretiminde tecrübeli bir Ar-Ge ekibine ve bunları hayata geçirebilecek zengin bir makine parkına sahibiz” diyor. Türkiye’nin yüksek teknolojili, patentli makine ve elektronik ekipmanlar imal eden öncü kuruluşlarından biri olduklarının altını çizen Balcı, 2017 yılında Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Türkiye’nin 718’inci ArGe merkezi unvanını alarak bu çalışmalarını sürdürdüklerini kaydediyor.


“FİRMAMIZ 2015 YILINDA CİROSUNUN YÜZDE 8’İNİ, 2016 YILINDA YÜZDE 12’SİNİ, 2017 YILINDA İSE YÜZDE 18’İNİ AR-GE GİDERLERİNE AYIRDI.”

Ar-Ge merkezinizin yapısı ve faaliyetleri hakkında bilgi alabilir miyiz? Üretime yönelik geliştirilen projeler var mı? Çalışmalarınız ağırlıklı olarak hangi alana yönelik? Projelerimizi, müşterilerimizden gelen talepler doğrultusunda belirleyip hayata geçiriyoruz. Bunun yanında sektörü yakından takip ediyor, ülkemizin ihtiyaç duyduğu fakat yerli olarak imal edilmeyen ürünlerin geliştirilmesinde öncü bir rol üstleniyoruz. Pazarla doğrudan temas kuruyor, üniversitelerle yakın ilişkiler geliştiriyor, dünya çapında tanınmış araştırma enstitüleri ve uzmanlarla çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Genel olarak proje faaliyetlerimiz; tekstil makine imalatı, teknik tekstil ürünleri, e-tekstil, giyilebilir tekstil ürün ve uygulamaları, İplik ve bez kalite kontrol sistemleri, elektronik donanım tasarımı, gömülü yazılım geliştirme, Endüstri 4.0 uygulamaları, amaca yönelik özel sensör tasarımı, mekanik tasarım, hassas mekanik imalat, biyomedikal cihaz ve ekipmanları alanlarına yöneliktir. Ar-Ge merkezimizde hem mekanik hem de elektronik geliştirmeleri hayata geçiren birimlerimiz bulunuyor. Merkezimizde, projelerin kavramsal tasarım aşamasından prototip üretimine kadarki süreçleri kapsayacak şekilde faaliyet bazlı yapılar yer alıyor. Belirlenen projelerin kavramsal tasarımları, ilgili tüm Ar-Ge ekiplerinin görüşleri dikkate alınarak oluşturuluyor. Bu aşamanın ardından proje faaliyetleri ve bunları hayata geçirecek ekipler belirleniyor. Tasarım çalışmalarının tamamlanmasının ardından prototip imalatlar gerçekleştiriliyor ve prototip testleri yapılıyor. İmal ettiğimiz tüm ürünlerin testlerini, kalibrasyonlu mekanik ve elektronik ölçüm cihazlarıyla gerçekleştiriyoruz. Cihaz kalibrasyonları ise TSE tarafından onaylı laboratuvarlarda yapılıyor. Ürettiğimiz makinelere ISO9001 ka-

lite yönetimi sürecinde, fonksiyon test ve kalite kontrolleri de uyguluyoruz. Prototipi başarıyla tamamlanan projeler, seri üretim için dokümanlarıyla birlikte üretim bölümüne teslim ediliyor ve proje dosyası kapatılıyor. Söz konusu projeler için gerek fikir gerekse tasarım aşamasında ortaya çıkarılan teknolojik yenilikler için patent başvurularımızı da yapıyor ve çalışmalarımızı koruma altına alıyoruz. Merkezinizin ilgili devlet kurumlarıyla koordinasyonu hangi düzeyde? Devlet kurumlarının Ar-Ge uygulamalarına yönelik destekleriyle ilgili düşüncelerinizi paylaşır mısınız? Ar-Ge merkezi unvanı almadan önce de firmamızın başarıyla tamamladığı TÜBİTAK ve KOSGEB projeleri mevcuttu. AĞTEKS, ilk olarak 2008 yılında teknik tekstil iplikleri bükümü için TÜBİTAK destekli “Teknik Tekstil İplikleri

75


ar-ge merkezi

“PAZARLA DOĞRUDAN TEMAS KURUYOR, ÜNİVERSİTELERLE YAKIN İLİŞKİLER GELİŞTİRİYOR, DÜNYA ÇAPINDA TANINMIŞ ARAŞTIRMA ENSTİTÜLERİ VE UZMANLARLA ÇALIŞMALAR GERÇEKLEŞTİRİYORUZ.”

76

İçin Çok Fonksiyonlu İplik Büküm Makinesi” projesini hayata geçirdi. 2016 ve 2017 yıllarında ise sırasıyla iplik bobinlerini paletlerinden dokuma kafeslerine otomatik dizebilen görüntü işlemcili “Tekstil Sektöründe Mobil Elleçleme Robotu Geliştirme” ve “Kumaş Kalite Kontrol Sistemi Geliştirilmesi” (Quality Bar) projelerini tamamladı. Üniversitelerle yoğun işbirliği içerisinde olan firmamız, Ar-Ge projelerinde akademik danışmanlıklar alırken, Ar-Ge personelinin yurt içi ve yurt dışı eğitimlerini de teşvik ediyor. Devlet kurumlarının Ar-Ge uygulamalarına yönelik desteklerinin ise dünyanın pek çok ülkesinden daha çeşitli ve özendirici olduğunu düşünüyorum. Ancak Ar-Ge projesi için raporlar hazırlama ve bunları ilgili yerlere gönderme, yanıtlarını bekleme süreçleri oldukça uzun ve dünyanın pek çok ülkesindeki uygulamalardan daha çok zaman ve bürokrasi içeriyor. Aslında bu durum, Ar-Ge’nin doğasına da aykırıdır: Dünya genelinde ön izinsiz Ar-Ge’ye başlama ve Ar-Ge sırasında ya da sonuçlandıktan sonra desteğe başvurma uygulaması giderek yaygınlaşıyor. Türkiye’de de sürecin böyle işlemesi gerektiğin inanıyorum. Hizmet alanınız içinde patent ya da faydalı model başvuru sayılarında artış bekliyor musunuz? Kısa, orta ve uzun vadeli hedefleriniz nelerdir? AĞTEKS, kurulduğu günden bugüne tekstil makineleri imalatı sektörüne yönelik kendi ürün tasarım ve üretimi gerçekleştiriyor. Yıllar içinde oluşan ihtiyaca, teknolojik gelişmelere ve şirket politikasına bağlı olarak ArGe departmanımızı hayata geçirdik. Firmamız, yenilikçi yaklaşımlar üreten, geliştiren ve kendi yapısına sektörde var olan sistemle-

ri uyarlayan bir firma özelliğinde olup, yüksek oranda yeni ürün geliştirme ve tasarlama yeteneğine sahiptir. Hâlihazırda tescillenmiş beş, başvurusu gerçekleştirilmiş olan iki uluslararası patentimiz bulunuyor. Bunların yanında patente konu olan ve başvuru hazırlıklarını yürüttüğümüz birçok ürün ve teknolojimiz de söz konusu. Bu doğrultuda, patent ve faydalı model başvuru sayılarımızı daha da artırmayı amaçlıyoruz. Stratejik planlama sürecimizde müşteri, pazar ve teknoloji eğilimlerini sürekli takip ediyoruz. Bu hazırlıkları yaparken dış çevre şartları kadar şirket iç dinamiklerini de mercek altına alıyoruz. Stratejik planlamamızı, belirli bir bütçe doğrultusunda yıllık, beş yıllık ve 10 yıllık süreler için yapıyoruz. Sürdürülebilirlik, inovasyon, Ar-Ge hedefleri ve pazarlama sürecini kapsayacak şekilde bu stratejik planın faaliyetlerini belirliyoruz. Yurt içi ve yurt dışı yapılanmaları dikkate alarak bir iş planı gerçekleştiriyoruz. Yeni iplik büküm teknolojilerinin geliştirilmesine yönelik Ar-Ge projeleri, ipliklerin kalite kontrolünün sağlanmasına yönelik sensör geliştirmeleri ve Ar-Ge personellerimizin daha fazla seminer, konferans, gibi etkinlere katılmasının sağlamak, kısa vadeli hedeflerimiz arasında yer alıyor. Orta vadede ise tekstil sektöründe Endüstri 4.0 çözümleri üretmek, iplik bükümünde yeni yöntemler ve buluşlarla patent sayılarımızı artırmak, teknik tekstil alanında yenilikçi çözümleri hayata geçirmek ve Ar-Ge personelimizin sayı ve kalifikasyonunu yükseltmek için çalışmalar yürüteceğiz. Uzun vadeli hedeflerimizin arasında da akıllı tekstiller alanında yeni ürünler geliştirmek, test/analiz departmanımızı genişletmek ve biyomedikal alanında Ar-Ge çalışmaları yürüterek bu yönde yatırımlar gerçekleştirmek bulunuyor. Ar-Ge merkezi yatırımları ve çalışmalar için ne kadar bütçe ayırdınız? Gelecek dönem içinde merkeze yönelik yatırımlarınız sürecek mi? Faaliyetlerimizi, İstanbul Beylikdüzü Organize Sanayi Bölgesi’nde 2 bin 500 metrekarelik kapalı alana sahip fabrikamızda sürdürüyoruz. Firmamız 2015 yılında cirosunun yüzde 8’ini, 2016 yılında yüzde 12’sini, 2017 yılında ise yüzde 18’ini Ar-Ge giderlerine ayırdı. ArGe çalışmalarının öneminin son derece farkında olarak, söz konusu rakamları bu yıl da yükselteceğiz. Ar-Ge çalışmalarımızla insan kaynağı ve yeni teknik-teknolojik çalışmalara yatırımlarımızı sürdürmek istiyoruz. Bu kapsamda, halihazırda sürdürdüğümüz akademik danışmanlıklar ve küresel firmalar-


la işbirliklerimizi artıracağız. Ar-Ge personel sayımızı da gelecek dönemde 20’den 27’ye çıkarmayı öngörüyoruz. Aynı zamanda projelerimizde prototip imalat süreçlerinin hızlanması ve üretim kabiliyetimizin artmasına yönelik prototip üretim makinelerinin tedariklerinin de yakın zamanda gerçekleştirilmesini hedefliyoruz. Üretimin katma değerini artırabilmek, pazara sunulan ürünlere değer katmak açısından Ar-Ge’nin önemi nedir? Türkiye’de firmaların Ar-Ge’ye daha fazla yönelmesini sağlamak için hangi adımlar atılmalıdır? Bu hususta öncelikle Ar-Ge kelimesini oluşturan kısaltılmış kelimelere bakmak gerekiyor. Açılımlarına bakıldığında “Ar” araştırma, “Ge” ise geliştirme anlamına geliyor. Eğer bir konuda yeni bir ürün geliştirilmek istiyorsanız, öncelikle o konuda bugüne kadar kullanılmış bütün teknolojileri öğrenmeniz gerekli. Bunun üzerine bir şeyler eklemek ise geliştirme demektir. Bir ürünü alıp birebir kopyalamak, Ar-Ge çalışması yapmak değildir. Teknolojinin bilinen seviyesini tam anlamıyla öğrenip onun üzerine bir şeyler eklerseniz fark yaratırsınız. Fark yarattığınız zaman da zaten bu ürüne katma değer eklemiş olursunuz. Türkiye’deki firmaların daha fazla Ar-Ge’ye yönelmesini sağlamak için firmalar öncelikle rakiplerini çok iyi tanımalı ve teknolojinin bilinen durumu çok iyi öğrenmeli. Bunun için konuyla ilgili patentleri okumak gerekiyor. Üniversitede verilen temel bilgileri çok iyi öğrenmek de işin bir diğer yönü. Ardından müşteri ihtiyaçlarını ayrıntılı olarak irdelemek ve anlamak gerekiyor. Üretimde makineleri kullanan operatörler gibi işin içerisinde doğrudan bulunan kişilerle konuşarak gerçek ihtiyaçları ortaya çıkartmak gerekiyor. Bu aşamadan sonra, ihtiyaçları giderecek ürünler imal ederseniz ancak o zaman fark yaratmış olursunuz. Aslında bugün Ar-Ge ile uğraşan bir şirketin en büyük sermayesi, sahadan gelen problemdir. Ne kadar çok problemin varlığından haberiniz olursa, sektör için o kadar başarılı olursunuz. Dünya genelinde devlet kurumlarının Ar-Ge teşvikleri sistemlerine bakıldığında, firma güveni üzerine kurulmuş, ön izinsiz Ar-Ge destek süreçlerinin olduğu görülüyor. Ancak ülkemizde yoğun bürokrasi içeren başvuru, raporlama, onay ve izleme süreçleri mevcut. Firmaların Ar-Ge’ye özendirilmesi bakımından bu süreçlerin yurt dışındaki örneklerinde olduğu gibi ön izinsiz, Ar-Ge projesi sırasında veya sonuçlandıktan sonra desteğe başvurmasının önü açılmalıdır. Küresel süreçte firmaların ayakta kalabilme-

“HÂLİHAZIRDA TESCİLLENMİŞ BEŞ, BAŞVURUSU GERÇEKLEŞTİRİLMİŞ OLAN İKİ ULUSLARARASI PATENTİMİZ MEVCUT.”

Servet BALCI AĞTEKS Ar-Ge Merkezi Yöneticisi

si, rekabetçi olabilmesi ve fark yaratabilmesi için imal ettikleri mevcut ürünleri sürekli olarak geliştirmesi ve yenilikçi olanları ortaya koyması gerekiyor. Bunun sağlanması için de Ar-Ge faaliyetlerine duyulan ihtiyaç kaçınılmaz. Bu doğrultuda, firmaların bünyelerinde Ar-Ge’ye ayrılmış ayrı bir birimin olması gerektiğini düşünüyorum. Günümüzde sanayiyi, akarsuda kürek çekmeye benzetebiliriz. Firmaların pazarda pozisyonlarını koruyabilmeleri için bile kürek çekmesi gerekiyor. Ar-Ge’yi ihmal eden işletmelerin doğal olarak bu sürecin dışında kalması kaçınılmazdır. Unutulmamalı ki günlük hayatta kullandığımız her ürün, bir Ar-Ge faaliyetiyle ortaya çıkmıştır.

77


akademik

“ANALİTİK VE PRATİK BECERİYE SAHİP MAKİNE MÜHENDİSLERİ YETİŞTİRİYORUZ” SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜM BAŞKANI PROF. DR. RAMAZAN KAYACAN; YAŞAM BOYU ÖĞRENME PRENSİBİNİ BENİMSEYEN, MESLEK HAYATININ DEĞİŞKEN VE REKABETÇİ KOŞULLARINA UYUM SAĞLAYABİLEN, MÜHENDİSLİK SORUNLARINI ÇÖZEBİLECEK ANALİTİK VE PRATİK BECERİ EDİNMİŞ MAKİNE MÜHENDİSLERİ YETİŞTİRMENİN TEMEL HEDEFLERİ OLDUĞUNU SÖYLÜYOR.

78

S

üleyman Demirel Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü, 1418 sayılı Kanun uyarınca, 21 Şubat 1976 tarihinde, Isparta Devlet Mimarlık ve Mühendislik Akademisi bünyesinde açıldı. 1976-1977 eğitim-öğretim yılında Milli Eğitim Bakanlığı’na ait Gülkent Ortaokulu’nda eğitim-öğretime başlayan bölüm, daha sonra Isparta Devlet Mimarlık ve Mühendislik Akademisi’ne taşındı. 20 Temmuz 1982 tarihinde ise 2547 sayılı KHK ile Akdeniz Üniversitesi’ne bağlanarak Isparta Mühendislik Fakültesi bünyesinde eğitim-öğretime devam etti. 11 Temmuz 1992 tarihinde Süleyman Demirel Üniversitesi’nin kurulmasıyla bölüm, mühendislik ve mimarlık fakültesine bağlandı. 8 Mart 2012 tarih ve 2012/2793 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararı ile Süleyman Demirel Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Mühendislik Fakültesi ve Mimarlık Fakültesi olarak ikiye bölündü. Bölümün halen mühendislik fakültesi bünyesinde eğitim-öğretimine devam ettiğini söyleyen Süleyman Demirel Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ramazan Kayacan, “Bölümümüzde 19841985 eğitim-öğretim yılından itibaren yüksek lisans ve 1993-1994 eğitim-öğretim yılından

itibaren de doktora programları sürdürülüyor. 2011-2012 eğitim-öğretim yılında ise bölümümüzün bir alt programı olarak otomotiv mühendisliği lisans programı eğitim-öğretime başladı. Halihazırda; mekanik, makine teorisi ve dinamiği, konstrüksiyon ve imalat, enerji, termodinamik ve otomotiv olmak üzere altı anabilim dalı bünyesinde 10 profesör, beş doçent, sekiz doktor öğretim üyesi ve ikisi doktor olmak üzere 13 araştırma görevlisinden oluşan 36 öğretim elemanı tam zamanlı olarak görev yapıyor. Ayrıca bölümümüzde üç teknik personel ve üç bölüm sekreteri bulunuyor” diyor. Kayacan, 2018 yılının Nisan ayı itibarıyla birinci öğretim lisans düzeyinde 815, ikinci öğretimde 717 olmak üzere bin 532 adet öğrencinin; lisansüstü düzeyinde ise 224 yüksek lisans ve 41 doktora öğrencisinin eğitim-öğretime devam ettiği bilgisini veriyor. Süleyman Demirel Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nde eğitim-gören öğrencilerin kamu ve özel sektör kurumlarında çalışabilecek, serbest mühendislik hizmetleri verebilecek, akademik kurumlarda lisansüstü eğitim yapabilecek, girişimci, yönetici ve liderlik görevi üstlenebilecek mühendisler olarak yetiştirilmesinin eğitim amaçlarının başında geldiğinin altını çizen Kayacan ile bölümün


hedefleri ve mevcut çalışmaları hakkında ayrıntılı bir röportaj gerçekleştirdik. Kuruluşundan bugüne bölümünüzde gelişim ve değişim yaşandı mı? Daha iyiye ulaşma noktasında önceliği hangi konulara verdiniz? Bölümümüz, öğrencilerimize günün teknolojik gelişmelerine uygun daha kaliteli bir eğitim verebilmek için sürekli çalışıyor. Bunu sistematik biçimde gerçekleştirebilmek ve gerekli akreditasyonları alabilmek adına da 2008 yılında tüm müfredatımızda değişiklik yaptık. Bu tarihten sonra bölümümüzde olumlu anlamda birçok değişiklik meydana geldi; normal ve ikinci öğretim lisans programlarımız Mühendislik Eğitim Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği (MÜDEK) tarafından 30 Eylül 2011 tarihinde akredite edildi. MÜDEK akreditasyonunun başta Avrupa olmak üzere birçok ülkede tanınırlığı bulunuyor ve bölümümüz mezunlarının lisans diplomaları söz konusu ülkelerde geçerli kabul ediliyor. Lisans programlarımızın akreditasyonu 30 Eylül 2019 tarihine kadar devam edecek. Akreditasyonun gereği olarak, bölümümüzde yürütülen eğitim-öğretim faaliyetleri sistematik biçimde sürekli iyileştiriliyor. Bu kapsamda eğitim amaçları, program çıktıları, eğitim-öğretim planları ve ders içerikleri güncel tutuluyor; iç ve dış paydaşlarla iletişim sağlanarak toplantılar düzenleniyor; anketler, seminerler, konferanslar, stajlar, çalıştaylar ve teknik geziler gerçekleştiriliyor. İyileştirmeler çerçevesinde öğrencilerimizin yıl içi ve bitirme ödevi projelerinin konuları, tasarım ve üretim ağırlıklı ve çok disiplinli çalışma grupları şeklinde hazırlanmaya başlandı. Son yıllarda öğrencilerimizin TÜBİTAK

Prof. Dr. Ramazan KAYACAN Süleyman Demirel Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı

öğrenci projelerine (2209 ve Sanayi Destekli 2241/A-2209-B) ve ulusal ölçekli öğrenci tasarım-proje pazarı yarışmalarına katılımları da teşvik ediyoruz. Söz konusu kapsamda kabul edilen proje sayılarında kayda değer oranda bir artış gerçekleştiğini söyleyebilirim. Öğretim üyelerimizin DPT, TÜBİTAK, SANTEZ ve SDÜ Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi (SDÜBAP) tarafından desteklenen projeleri ile laboratuvarlarımız her geçen gün daha da zenginleşiyor ve laboratuvarlarda yer alan cihazlar öğrencilerimizin kullanımına sunuluyor. Akademik kadronuzun uzmanlık alanları hakkında bilgi verir misiniz? Bölümümüzde mekanik, makine teorisi ve dinamiği, konstrüksiyon ve imalat, enerji, termodinamik ve otomotiv anabilim dalları bulunuyor. Anabilim dallarımızdaki akademik

“BÖLÜMÜMÜZ, ÖĞRENCİLERİMİZE GÜNÜN TEKNOLOJİK GELİŞMELERİNE UYGUN DAHA KALİTELİ BİR EĞİTİM VEREBİLMEK İÇİN SÜREKLİ ÇALIŞIYOR.”

79


akademik dersler arasında yer alıyor. MÜDEK akreditasyonumuzun devam etmesi, eğitim konularını oluştururken sanayiden dış paydaşlarımız da dâhil olmak üzere tüm paydaşlarımızın taleplerini dikkate aldığımızın ve teorik eğitimlerle pratik arasındaki dengeyi sağladığımızın önemli bir göstergesidir.

personelimiz; malzeme, tasarım, imalat, robotik, biyomekanik, ısıtma-soğutma, motorlar, enerji gibi anabilim dallarıyla ilgili konularda uzmanlığa sahip.

“EĞİTİM KONULARIMIZI VE DERS PLANLARIMIZI YENİ TEKNOLOJİK GELİŞMELERE PARALEL OLARAK İÇ VE DIŞ PAYDAŞLARIMIZIN GÖRÜŞLERİYLE GÜNCELLİYORUZ.”

80

Eğitim konularını oluştururken sanayiden gelen talepleri de dikkate aldınız mı? Teorik eğitimlerle pratik arasındaki dengeyi nasıl sağladınız? Eğitim konularımızı ve ders planlarımızı, yeni teknolojik gelişmelere paralel olarak iç ve dış paydaşlarımızın görüşleriyle güncellerken, yeni teknolojileri içeren seçmeli derslerin ders müfredatına eklenmesine de özen gösteriyoruz. Bölümümüzde son sınıf öğrencilerimiz başta olmak üzere tüm öğrencilerimize yönelik, kariyer sahibi mezunlarımızın deneyimlerini paylaştığı seminerler, konferanslar ve teknik geziler organize ediyoruz. Bunların yanında öğrencilerimizin patent, iş ve meslek etiği, iş güvenliği, girişimcilik, Ar-Ge destekleri, çevre, kirlilik, enerji verimliliği gibi konularda bilgi sahibi olması ve farkındalık kazanması için farklı sektörlerden, alanında uzman kişileri bölümümüze davet ederek, deneyimlerini aktardıkları etkinlikler düzenliyoruz. Zorunlu ve seçmeli derslerimizde, laboratuvar imkânları ölçüsünde, teorik bilgilerin pratiğe dönüştürülmesine gayret gösteriyoruz. Ayrıca öğrencilerimiz, zorunlu olan atölye ve işletme stajlarında, aldıkları teorik bilgileri yerinde uygulama deneyimiyle çeşitli kazanımlar elde ediyor. 4. sınıf öğrencilerinin tümünün aldığı “Mühendislik Tasarımı I-II” dersleri, iki dönemlik bitirme ödevi dersinin yanında, teorik bilgilerin pratiğe dönüştürülmesi açısından çok önemli gördüğümüz

Teorik eğitimler haricinde araştırmageliştirme ve yenilikçiliğe önem veren bir eğitim kurumu olarak öğrencilerinize sunduğunuz teknik olanaklar nelerdir? Bölümümüzde hidrolik, termodinamik, talaşlı imalat ve kaynak, motorlar, triboloji, malzeme muayene, mekatronik, mekanik ve biyomekanik laboratuvarlarımız bulunuyor. Ayrıca, bölüm öğretim üyelerimizin yürüttüğü DPT destekli alt yapı projesiyle CAD-CAM gibi ileri imalat teknolojilerinin bulunduğu; hassas yüzey ölçümlerinin, malzeme analizlerinin ve mekanik malzeme deneylerinin yapılabildiği teknolojik cihazla sahip rektörlüğümüze bağlı Yenilikçi Teknolojiler Uygulama ve Araştırma Merkezi’nden de öğrencilerimiz faydalanabiliyor. Makine mühendisliği eğitimi almak isteyen bir öğrencinin Süleyman Demirel Üniversitesi’ni tercih etmesindeki temel nedenleri sıralayabilir misiniz? Üniversitemiz; coğrafi konumu ve iklim şartları, sahip olduğu sosyal tesisleri (kapalı ve açık spor alanları, banka, olimpik yüzme havuzu, kuaför, kafeler, kulüp salonları, PTT, hastane), 7 gün 24 saat açık olan donanımlı kütüphanesi, bilgisayar ve İnternet alt yapısı; şehre kolay ulaşımı ve güçlü öğretim üyesi kadrosuyla ön plana çıkıyor. Bölümümüz, üniversitemizin tüm öğrencilerine sunulan bu imkânlarına ek olarak, her geçen gün zenginleşen laboratuvarları; çeşitli bölümlerle yandal ve çift anadal eğitimi yapabilme imkânı; Erasmus, Farabi, Mevlana öğrenci değişim programları; ülkemizin farklı şehirlerine yayılmış binlerce mezunumuzun referansı ve tabii ki MÜDEK akreditasyonuyla aday öğrencilerin ilk tercihleri arasında yer alıyor. Yurt dışı öğrenci değişim programları çerçevesinde öğrencilerinize ne tür imkânlar sunuyorsunuz? Bölümümüz öğrencileri Erasmus ve Mevlana öğrenci değişim programlarından faydalanarak yurt dışında anlaşmalı olduğumuz üniversitelerde burslu olarak bir ya da iki dönem eğitim ve staj yapabilme imkânına sahip. Bu kapsamda bölümümüzün, Avrupa’nın değişik ülkelerinde bulunan 14 farklı üniversiteyle Erasmus kapsamında öğrenci ve öğretim


elemanı değişim anlaşması bulunuyor. Ayrıca Malezya’da dört, Endonezya’da ise iki farklı üniversiteyle Mevlana Değişim Programı anlaşması mevcut. Makine mühendisliği öğrencileri sanayi ile koordineli çalışma yapma şansına sahip mi? Sağladığınız staj olanakları nelerdir? Isparta, sanayi yönünden her geçen gün daha da gelişen bir şehir. Organize sanayi bölgemiz olmasına rağmen buradaki üretim tesisi sayısı ve çeşitliliği maalesef henüz istenilen seviyede değil. Üniversitemizde bulunan Göller Bölgesi Teknokent’in öğretim üyelerimizle üniversite-sanayi işbirliği açısından ilişkileri her geçen gün daha da artıyor. Rektörlüğümüz tarafından her yıl düzenlenen proje pazarı etkinlikleri ve çeşitli yarışmalar, ayrıca 3. sınıftaki seminer ve 4. sınıftaki bitirme ödevi derslerimiz; öğrencilerimizi tasarım ve üretim ağırlıklı çalışmaya yönlendiriyor. Öğrencilerimizi, bu kapsamdaki projelerini hayata geçirmek amacıyla sanayi ile koordineli çalışmaya ve TÜBİTAK 2209 ve Sanayi Destekli 2241/A-2209-B projelerine başvurmaya teşvik ediyoruz. Diğer yandan öğrencilerimiz staj yapacakları yerleri kendileri belirliyor ve bölümümüzce uygun görülmesi halinde staj işlemleri başlatılıyor. Öğrencilerimizin staj yaptıkları firma isimleri ve şehir bilgileri her yıl İnternet sayfamızda yayımlanıyor. Böylece sonraki yıllarda staj yapacak öğrencilerimiz için de bir veri tabanı oluşturuluyor. Ayrıca mezunlarımız kanalıyla bazı firmalardan öğrencilerimiz için staj kontenjanları gönderiliyor ve bu kontenjanlar da öğrencilerimize duyuruluyor. Stajyer öğrencilerimiz aracılığıyla işveren ve yöneticilerle gerçekleştirilen anketlerle eğitim-öğretimimizin durumu tespit ediliyor, olumsuzlukların giderilmesi ve iyileştirilmesi yönünde değerlendirmeler yapılıyor.

önünde olduğu görülüyor. Ancak sanayi sektörünün, ürünlerine inovasyon katabilmesi için de üniversitelerin teorik bilgilerinden yararlanması gerektiği, dolayısıyla bu durumun ancak sanayi-üniversite işbirliğiyle gerçekleşebileceği ortadadır. Öğretim üyelerinin teorik bilgilerinin sanayiye ve üretime yansıtılabilmesi için yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin çalışma alanlarıyla ilgili iş yerlerinde, teknoloji odaklı biçimde burslu olarak çalıştırılması teşvik edilmelidir. Lisansüstü öğrencilerinin; firmaların karşılaştığı teknik bir problemin çözülmesine yönelik veya firmaların ihtiyaç duyduğu ve kullanabileceği yeni bir teknolojiyi geliştirmeye yönelik yapacakları tez çalışmalarıyla hem üniversitelerin akademik alt yapısı güçlenerek teorik bilgilerin en kısa sürede pratiğe dönüşmesi sağlanacak hem de sanayiciler bilimsel bakış açısı kazanacaktır. Bunun sonucunda da ülkemiz çift yönlü bir kazanç elde edecektir. Bu tip uygulamalar, firmaların Ar-Ge istihdamını artıracağı gibi üniversite-sanayi işbirliğini de güçlendirecektir. Ar-Ge bölümünde yüksek lisans ve doktora öğrencisi çalıştıran firmalar, Ar-Ge’yi daha ucuza finanse etme imkânı elde ederken, ortaya çıkan teknolojik bilgi ve ürünler firmaya rekabet anlamında güç katacaktır. Üniversite-sanayi işbirliği güçlenirken, sanayi sektörünü ve sorunlarını tanıyan, eğitim ve öğretimde bu bilinçli yaklaşımı gösteren öğretim elemanlarının sayısı da artacaktır. Bu çalışmalar, mutlaka sanayi odaklı projelerle desteklenmelidir. Sektörler de bu tür yakınlaşmaya gönüllü olmalı ve üzerine düşen görevleri yerine getirmelidir. Bu nedenle biz, öncelikle sektörün ihtiyaçlarını karşılayabilecek niteliklere sahip makine mühendisleri yetiştirmeyi amaçlıyoruz.

“AVRUPA’NIN DEĞİŞİK ÜLKELERİNDE BULUNAN 14 FARKLI ÜNİVERSİTEYLE ERASMUS KAPSAMINDA ÖĞRENCİ VE ÖĞRETİM ELEMANI DEĞİŞİM ANLAŞMAMIZ BULUNUYOR.”

Bölümünüz bünyesinde gerçekleştirdiğiniz veya gerçekleştirmeyi planladığınız sanayi projeleriyle ilgili bilgi verir misiniz? Bölümümüzde bugüne kadar tamamlanan veya halen devam eden; DPT, TÜBİTAK (1001, 1002, 3001, Kariyer), TEYDEB, SANTEZ ve BAP gibi; öğretim üyelerimiz ve öğretim elemanlarımız tarafından yürütülen çeşitli projeler mevcut. Türkiye’deki sanayi kuruluşlarının üniversitelere bakışını nasıl yorumluyorsunuz? Gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında nasıl bir algı farklılığı gözlemliyorsunuz? Ülkemizde sanayi sektörünün özellikle teknolojik açıdan birçok alanda üniversitelerin

81


kampüs

“ALDIĞIMIZ NİTELİKLİ EĞİTİMLE GELECEĞE HAZIRLANIYORUZ” SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİ, ALANINDA UZMAN AKADEMİSYENLERDEN NİTELİKLİ BİR EĞİTİM ALMALARININ KENDİLERİ AÇISINDAN BÜYÜK BİR KAZANÇ OLDUĞUNU BELİRTİYOR.

82

B

ölümleri bünyesinde bulunan laboratuvarların ve Göller Bölgesi Yenilikçi Teknolojiler Merkezi’nin, aldıkları teorik eğitimi pratikte uygulama imkânı sağladığını söyleyen Süleyman Demirel Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü öğrencileri, bu sayede deneyim kazanıp iş hayatına hazırlık yapabildiklerini vurguluyor.

MELEK ÖZGE ADALI MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 3. SINIF ÖĞRENCİSİ “PROJE VE PROSES MÜHENDİSİ OLARAK ÇALIŞMAYI HEDEFLİYORUM” “Mühendislik alanına ilgi duyduğum ve bölümümüzün, üniversitenin kuruluşundan daha öncesine dayanan bir geçmişe sahip olduğunu bildiğim için Süleyman Demirel Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nü tercih ettim. MÜDEK akreditasyonuna sahip sayılı bölümlerden biri olması da benim için önemli bir kriterdi. Bölümde aldığım eğitimin beklentilerimin üstünde olduğunu içtenlikle söyleyebilirim. Dönemler arasındaki ders geçişlerimiz, mekanik ve analitik zekâmızın gelişmesiyle doğru orantılı olarak hazırlanıyor ve tamamlayan bir niteliğe sahip. Üniversitemiz ve bölümümüz bünyesinde bulunan laboratuvarlar ve Göller Bölgesi Yenilikçi Teknolojiler Merkezi ile teoride aldığımız eğitimi pratiğe dökme imkânı buluyoruz. Görev aldığım proje ve uygulama ödevleriyle deneyim kazanıp, iş hayatına hazırlık yapıyorum. Hocalarımızın yardımıyla kariyer planlaması konusunda önümüzü daha net görüyoruz. Bölümümüz, ilgi alanımız ve başarılı olduğumuz dersler konusunda yoğunlaşmamız açısından iki ana kola ayrılıyor. Seçtiğim mekanik

tasarım kolu doğrultusunda imalat ve konstrüksiyon alanında uzmanlaşmak istiyorum. Günümüz koşullarında her mezun genç gibi iş bulma konusunda kaygı taşıyorum. Mezun olduktan sonra proje ve proses mühendisi olarak çalışmayı hedefliyorum. Türk makine sektörünün dışa bağımlılığının daha da azalması gerektiğini düşünüyorum. Benim de aralarında olduğum genç kuşak mühendislere güveniyor, devletimizin de bize gerekli istihdam ortamını sağlamasını istiyorum.”

YEŞİM TÜREYEN MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 3. SINIF ÖĞRENCİSİ “ALANINDA UZMAN BİR ÖĞRETİM KADROSUNA SAHİBİZ” “Süleyman Demirel Üniversitesi’nin ilk dikkatimi çeken yanı kampüsün geniş bir alana sahip olmasıydı. Sosyal aktiviteler ve toplulukların tamamen öğrencilerin ilgisine yönelik sürdürülmesi tercih sebeplerimden biri oldu. Bölümümüzün kendini kanıtlamış ve alanında uzman bir öğretim kadrosuna sahip olması, Isparta’nın bir öğrenci şehri kimliği taşıması da tercihimi belirleyen diğer ayrıntılardı. Mühendislik alanında kendimi teorik ve pratik olarak geliştirmek temel beklentilerim arasındaydı. Yalnızca derslerden oluşan bir okul hayatı değil, takım çalışmalarımıza katkı sağlayacak ortamların yaratılması ve hocalara kolay ulaşılabilmek de beklentilerimin içindeydi. Süleyman Demirel Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü bu beklentilerimi karşılanmasın yanı sıra öğrenmeyi öğreten eğitim anlayışıyla kendimi daha da fazla geliştirmemi sağladı. Lisans eğitimimin üçüncü yılında sunulan alan seçiminde mekanik tasarım koluna yöneldim ve robotlar seçme-


li dersi geleceğe dair uzmanlaşma hedefimi belirledi. Üniversite sonrası hayatımda, kendimi robotik alanında geliştirmek istiyorum. Makine mühendisliği alanında çok fazla erkek çalışan bulunuyor. Bu meslek dalında çalışan kadınlara karşı mevcut ön yargıyı kırmak hedeflerim arasında. Hâlihazırda kendimi kanıtlayarak bölümü tercih etmek isteyen kadın öğrencilere bunu başarabileceklerini göstermek ve örnek olmak istiyorum. Türk makine sektörünün son yıllarda büyük bir gelişim gösterdiğini düşünüyorum. Fakat üretim aşamasında bazı eksiklikler söz konusu. Bu eksiklikler de yurt dışına bağımlı olmamız sonucuna yol açıyor. Gelişen eğitim sistemimiz ve sektörde sürdürülen çalışmalarla yakın bir gelecekte çok daha iyi bir noktaya ulaşacağımıza inanıyorum.”

GÜRKAN EROL MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 3. SINIF ÖĞRENCİSİ “BÖLÜMÜMÜZ KÖKLÜ BİR GEÇMİŞE SAHİP” “Mühendislik alanında kendimi daha geniş çapta geliştirmeme fırsat vereceğine inandığım için makine mühendisliği bölümünü tercih ettim. Makine mühendisliğinde en önemli noktalardan birinin ‘deneyimli insanlardan öğrenmek’ olduğu gerçeği de düşüncelerimi etkiledi. Süleyman Demirel Üniversitesi bu anlamda köklü ve makine mühendisliği bölümünün geçmişi de başarılarla dolu. Bunlara ek olarak üniversite diplomamızın uluslararası geçerliliğe sahip olduğunu bilmek de ilgimi çeken diğer bir noktaydı. İlk olarak makine mühendisliğinden beklentim eksiksiz ve donanımlı bir şekilde bölümünden mezun olmaktı. Bunun yanı sıra teorik bilgilere ek olarak pratikte de kendimi geliştirmeme yardımcı olacak olanakları sağlamasıydı. Laboratuvar derslerimiz ve hocalarla ortaklaşa yaptığımız projeler, eğitim sürecinin daha verimli geçmesini sağladı. Böylece eğitim gördüğüm alanla kendimi daha çok bütünleştirebildim. Türkiye, enerjide dışarıya bağımlı bir ülke ve bu yüzden enerji alanına yönelerek milli kaynaklarımızı daha etkin bir biçimde kullanmak ve geliştirmek için çalışmak istiyorum. Temel amacım, her geçen gün gelişen teknolojileri daha yakından takip ederek öğrenmek ve yapacağım işlerde öğrendiklerimi uygulamak. Yalnızca Türkiye’yi değil dünyayı da yakından takip edebilmek için mümkün olduğunca fazla yabancı dil öğrenmek istiyorum. Türkiye, yan sanayi alanında çok güçlü bir ülke olmasına rağmen üretim ve Ar-Ge

noktasında kendini yeterince ispatlayamamış durumda. Ancak gelişimimizi sürdürmeye devam ediyoruz. Mevcut desteğin artırılması halinde, makine sektörünün ilerleyen yıllarda çok daha gelişeceğine inanıyorum.”

MERT CAN GÜR MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 3. SINIF ÖĞRENCİSİ “ISIL TASARIM ALANINDA UZMANLAŞMAK İSTİYORUM” “İlkokul yıllarından bu yana makinelere ilgi duyuyorum. Makine onarım ustası olan babamın ve elektrik-elektronik mühendisi olan ağabeyimin de yönlendirmeleriyle makine mühendisliğini bölümünü tercih ettim. Alanında uzman akademisyenlere sahip kadrosu, teorik bilgileri pratiğe dönüştürebileceğimiz laboratuvarı, sosyal imkânları, geniş kampüs olanakları ve şehrin nüfusunun çoğunluğunu öğrencilerin oluşturması ise Süleyman Demirel Üniversitesi’ni seçmemdeki temel kıstaslardı. Hocalarımızın öğrencilere olan ilgisi, yüksek donanımları ve meslek hayatımızda bize yol gösterecek rehberlikleri, beklentilerimi fazlasıyla karşıladı. Bunun yanında, bölümümüzle alakalı öğrenci topluluklarının faaliyetleri, teknik seminer ve gezi olanakları da bölüme olan ilgimi daha da artırdı. Tasarım, üretim, uygulama ve Ar-Ge faaliyetlerini yürütebilecek bilgi ve donanım düzeyine ulaşmış yetkin bir mühendis olarak mezun olup, ülkem adına faydalı çalışmalar gerçekleştirmek istiyorum. Isıl tasarım alanı, bu çerçevede uzmanlaşmak istediğim alan olarak öne çıkıyor. Uzmanlaşmak istediğim alanda ülkemiz dışa bağımlı ve gelişen teknolojinin sağladığı imkânlar ve gelecek vaat eden mühendis arkadaşlarımızla beraber Türkiye’nin ihtiyaçlarına cevap verebilecek çalışmalar yapacağımıza inanıyorum.”

“SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİ, GERÇEKLEŞTİRECEKLERİ ÇALIŞMALARLA TÜRK MAKİNE SEKTÖRÜNÜN GELİŞMESİNE KATKIDA BULUNMAK İSTEDİKLERİNİ SÖYLÜYOR.”

83



iz bırakanlar

OAİB ÖNCEKİ KOORDİNATÖR BAŞKANI AHMET KAHRAMAN’I KAYBETTİK GENTAŞ YÖNETİM KURULU BAŞKANI VE ORTA ANADOLU İHRACATÇI BİRLİKLERİ ESKİ KOORDİNATÖR BAŞKANI İŞ İNSANI AHMET KAHRAMAN, 1 MAYIS’TA GEÇİRDİĞİ ANİ RAHATSIZLIĞIN ARDINDAN ARAMIZDAN AYRILDI.

B

olu Gerede’de dünyaya gelen Ahmet Kahraman, ilk ve orta öğrenimini Ankara’da tamamladıktan sonra 1976 yılında Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Başkent İktisadi ve Ticari İlimler Yüksek Okulu’ndan mezun oldu. 1978 yılında İşletme Yönetimi Enstitüsü’nde yüksek lisans öğrenimini tamamladı. Eğitim hayatının ardından iş dünyasına atılan Kahraman, inşaat ve orman ürünleri sektörlerinde uzun yıllar başarılı bir yaşam sürdü; isabetli yatırımları ve uluslararası ticaretteki başarılarıyla dikkat çeken bir isim oldu. Orman ürünleri sektöründe yıllar boyu edindiği ve kanıtladığı bilgi ve deneyimini kaliteye dönüştürmeyi hedefleyerek Türkiye’nin önemli markalarından GENTAŞ’ı yaratan Kahraman, sektörün özellikle CPL, HPL ve kompakt laminat dallarındaki gelişiminde önemli pay sahibiydi. Birçok dernek ve vakıfta kurucu üye ve yönetim kurulu faal üyesi olarak görev alan Kahraman, 2009-2018 yılları arasında Bolu Ticaret

ve Sanayi Odası Meclis Başkanlığı ve Meclis üyeliği görevlerinde de bulunmuştu. Orta Anadolu Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanlığı ve Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği Koordinatör Başkanlığı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Orman Ürünleri Sektör Meclisi Başkanlığı ile TOBB Yüksek Koordinasyon Kurulu Üyeliği, TİM Delegesi ve Sektör Kurulu Üyeliği, Yonga Levha Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanlığı gibi önemli görevleri başarıyla yürüten Kahraman, çeyrek asırdır Gentaş Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı olarak binlerce insana istihdam sağlıyordu. 68 yaşında geçirdiği ani rahatsızlığın ardından hayatını kaybeden Ahmet Kahraman, 2 Mayıs Çarşamba günü Gerede Yenecik Köyü’nde kılınan öğle ve cenaze namazının ardından aile mezarlığında defnedildi. Evli ve üç çocuk babası olan merhuma Allah’tan rahmet, ailesi, yakınları ve tüm Orta Anadolu İhracatçı Birliği çalışanlarına başsağlığı diliyoruz.

85


makale

YENİ SANAYİ DÖNEMİ: YENİ İÇERİKLER, YENİ KAVRAMLAR ENDÜSTRİ 4.0 DİYE BİR KAVRAM İŞ VE YAŞAMIMIZA GİRDİ GİRELİ, BU KAVRAMI HARARETLİ BİR ŞEKİLDE İSTEDİĞİMİZ GİBİ KULLANIR OLDUK. “BU DÖNEMİ DE KAÇIRIRSAK BİR DAHA İFLAH OLMAYIZ!” İFADESİNDEN TUTUN DA BU KAVRAMA TILSIMLI, BÜYÜLÜ, SİHİRLİ ANLAMLAR YÜKLEYEN ÇOK GENİŞ BİR “SOHBETMUHABBET” YELPAZESİ VAR. ENDÜSTRİ 4.0 KAVRAMINI ORTAYA ÇIKTIĞI VEYA DAHA DOĞRU TANIMLAMAYLA ALMANYA’DA BİRDEN BİRE “İCAT” EDİLDİĞİ GÜNDEN BERİ TAKİP ETMEYE, ANLAMAYA ÇALIŞIYORUM. BU SÜREÇTE GÖZÜME ÇARPAN BAZI UNSURLARI ÖZETLE SIRALAMAK İSTERİM.

86

B

aşlangıçta Endüstri 4.0 kavramı Almanların yeni dönem için geliştirdikleri “marketing” enstrümanıydı. Bu enstrümanın geliştirilmesi zorunluluğunun, Almanların küresel ticaret ve teknoloji savaşlarında karşılaştıkları rekabet baskısı sonucu olduğu aşikâr (Almanlar her ne kadar orta-yüksek teknoloji ürün ihracatında lider görünseler de bilişim ve yazılım teknolojilerinde geri kalmışlık onların endüstride lider konum sürdürülebilirliğini tehlikeye sokuyor). Dünyada en önemli büyük iletişim/bilişim teknoloji devleri içinde hatırı sayılır bir tek Alman şirketin bulunmaması (sadece SAP var), aslında Almanların teknolojik gelişmeleri uzun bir zamandır es geçtiklerinin bir göstergesidir. Kaçırılan fırsat yeni bir kavramla toparlanmaya çalışılıyor. Alman endüstrisinin en güçlü özelliği onun “sistem” yapılanmasından kaynaklanıyor. “Tekil” bir başarı, başarı değildir. Bir proses ve sistem mantığı asıl başarının kaynağı olarak görülür. Nesnelerin İnterneti’ni iyi yapabilirsiniz (ABD gibi) ama bu nesneleri üreten işletmeleri, prosesi, sistemi bu teknolojiye göre iyi kurgulayamazsanız başarı geçici kalır. Almanların zamanla içini doldurmaya çalıştıkları Endüstri 4.0, teknoloji egemen bir dönemde yeni bir endüstriyel toplum tasavvurudur. Süreç içinde bunun içinin nasıl doldurulduğuna tanık olacağız. Bu sürecin en büyük özelliği hızlı olmasıdır. Endüstri 4.0 gibi genel endüstriyel gelecek tasavvurunun ardından Almanlar daha somut, daha anlaşılır bir kavramdan, “Dijital Çağ”dan bahsetmeye başladılar (bu kavram ABD’de yaklaşık 30 yıldır herhangi bir şekilde kullanılıyor ve hatta bunun bir sonucu olarak “Silikon Vadisi” oluştu zaten). Dijital dönüşümün nasıl gerçekleşmesi gerektiği tüm master planların merkezinde. Çağımızın en büyük sermayesi Big Data: Bireyler (tüketiciler kavramı aslında daha uygun) bazında küresel olarak en fazla bilgiler ABD’li şirketlerde (Microsoft, Alpha/Google, Facebook, Apple, Amazon gibi) toplanmış vaziyette. Makineler konusunda Big Data’yı ise Almanlar toplamak istiyor, zira

makineyi en iyi tanıyan onlar. Almanya’da irili ufaklı yaklaşık 300’ün üzerinde Endüstri 4.0 ve dijitalleşme üzerine saha projesi yapılıyor. Keza üniversiteler ve araştırma kurumlarında da hummalı bir çalışma mevcut. KAVRAM HEGEMONYASI Yeni endüstriyel çağ ile ilgili kavram kargaşası sadece Türkiye’de yaşanmıyor. ABD dışın-


da her coğrafyada kavramlar ve bu kavramların içerdikleri konusunda kafa karışıklığı söz konusu. Kavram kargaşasını tetikleyen en önemli unsur, süreci “anlamlandırma” münakaşasından kaynaklanıyor. Çünkü her devlet, sivil toplum, işletme ve birey; endüstriyel tarihine, gelişmişliğine ve bazen de ihtiyaçlarına göre yeni kavramların içini dolduruyor. Yani, yeni bir kavramın Türkiye’de algısıyla anlamı başka, Çin’de daha bir başka olabilir ve oluyor da. Ama zamanla bu kavram ve içerdikleri evrenselleşecek. İşte bu süreçte belirleyici olan gücün kurduğu, kuracağı kavram hegemonyası yarınımızı şekillendirecek. Şimdilerde Almanlar da mevcut kavram kargaşasından şikâyetçi. Geçtiğimiz yıl kurulan ve yaklaşık 40 değişik saha uzmanından oluşan bir komisyon, Endüstri 4.0 ve/veya buna bağımlı türetilen kavramların içeriği konusunda anlaşma sağlamak için büyük çaba gösteriyor. Her gün yenisi eklenen kavramlarla tartışmalar sü-

rüp gidiyor. Belki sizlerin de dikkatini çekmiştir, Endüstri 4.0 genel kavramının dışında bu tartışmalarda, adlandırmalarda Almanca bir kelime ve kavram yok. Maşallah hepsi İngilizce. Aslında bu bile bizlere hâlihazırda trendin belirleyicisinin kim olduğunu gösteriyor. İlerde bu nasıl değişecek veya değişecek mi, hep beraber izleyeceğiz. ÇİN ÖNEMLİ Bu tartışmalarda izlediğim bir başka ilginç unsur da küresel anlamda birçok ülkenin yanı sıra gelecek dönemin en büyük gücü olmaya aday Çin’in, Almanya’nın yeni endüstriyel tasavvuruna daha yakın bir gelişmeyi kendisine yol edindiğine dair. Çin’in 2025 Master Planı daha çok Almanların geçmiş ve bugünkü dönemde oluşturdukları endüstriyel yeteneklerin içselleştirilmesi (yani devşirilmesi) ve bunun dijitalleşmesine hız verdikleri, vereceklerini gösteriyor. Ayrıca, Çin’in Alibaba ve Tencent firmalarının son dönem eriştikleri boyut baş döndürücü noktada. Çin’in Shenzhen bölgesi “Silikon Vadisi” ile yarışmaya hazır hale getiriliyor, hatta dinamikleri itibarıyla şimdiden birçok yabancı işletmenin radarına girmiş bulunuyor. Özetle, Çin bireysel tüketim alanlarında teknoloji ağırlığını ABD eksenli geliştirirken, üretim tarafında Alman üretim teknolojilerini merkezine almış. Galiba gelecek dönemin belirleyicisi bu hibrid yaklaşım olacak. UZAKTAN BAKINCA TÜRKİYE Endüstri 4.0 kavramını sıkça kullanıyoruz ve bu konuda oldukça yeterli seviyede seminer, kongre düzenliyoruz. Sektörel ve genel kamuoyu ilgisi çok iyi bir noktada fakat bu olgunun endüstrimizde bugünümüz ve yarınımız için anlamını henüz “yerlileştirememişiz.” Bu kavramın içeriğinin hızla Türkiye için “anlamlandırılması” gerekiyor. Bugüne kadar takip ettiğim modellemelerin, Türkiye endüstriyel gerçekliğine uygunluğuna yönelik ciddi şüphelerim var. Daha çok bilgi toplamak, daha çok yatay-dikey tartışmalar yapmamız gerektiğine inanıyorum. Bazı alanlarda kafa karışıklığı, yeni dönemin ruhunu anlamakta hala engel oluşturuyor. Türkiye için anlamlandırma sürecini hızlandırmak için üniversitelerde, teknopark ve teknokentlerde, organize sanayi bölgelerinde acilen saha örneklerini çoğaltmak, göstermek için uygulamalı mükemmeliyet merkezlerini ya da akademileri kurmak gerekiyor. Bu merkezlerin içeriğinde neler olması gerektiği konusunda MAİB’te önemli bilgilerin toplandığını ve buna uygun uluslararası ortakların tespitinin bile yapıldığını belirtmekle yetinelim.

Ahmet YILMAZ Türkiye’nin Makinecileri Almanya Danışmanı

“YENİ ENDÜSTRİYEL ÇAĞ İLE İLGİLİ KAVRAM KARGAŞASI SADECE TÜRKİYE’DE YAŞANMIYOR. ABD DIŞINDA HER COĞRAFYADA KAVRAMLAR VE BU KAVRAMLARIN İÇERDİKLERİ KONUSUNDA KAFA KARIŞIKLIĞI SÖZ KONUSU. KAVRAM KARGAŞASINI TETİKLEYEN EN ÖNEMLİ UNSUR, SÜRECİ ‘ANLAMLANDIRMA’ MÜNAKAŞASINDAN KAYNAKLANIYOR.”

87


araştırma

ENDÜSTRİ 4.0’IN SONRASI TOPLUM 5.0 ENDÜSTRİ 4.0 KAVRAMI, HALEN İŞ DÜNYASININ EN ÖNEMLİ GÜNDEM MADDELERİNDEN BİRİ OLMAYI SÜRDÜRSE DE YENİ ENDÜSTRİ DEVRİMİNİN İLK ADIMLARI ATILMAYA BAŞLANDI. GEÇTİĞİMİZ YIL JAPONYA BAŞBAKANI SHINZO ABE’NİN DÜNYAYA TANITTIĞI TOPLUM 5.0, HIZLA KABUL GÖRMEYE BAŞLARKEN, TEKNOLOJİNİN SOSYAL HAYAT İLE DAHA GÜÇLÜ BULUŞMASI OLARAK ÖZETLEYEBİLECEĞİMİZ TOPLUM 5.0, POLİTİKACILAR, EKONOMİSTLER VE TOPLUM BİLİMCİLERİN AJANDALARINDA İLK SIRAYA YERLEŞMİŞ DURUMDA.

88

E

ndüstri 4.0’ın mucidi Almanya, bugün dünyanın en güçlü üretim ekonomilerinden birine sahip. Keza diğer G8 ülkelerinin de Endüstri 4.0 ile yakından ilgilendiği ve politik-ekonomik sistemlerini bu yeni endüstri devrimine göre şekillendirdiğini biliyoruz. G8 ülkeleri içerisinde Endüstri 4.0 ile çok fazla yan yana gelmeyen tek ülke Japonya. Oysa teknoloji ve üretim denildiğinde çoğumuzun aklına ilk gelen ülkelerden biri Japonya değil miydi? Japonya’nın Endüstri 4.0 ile neden diğer ülkelerden daha az ilgilendiği, geçtiğimiz yıl Almanya’nın Hannover kentinde düzenlenen CeBIT fuarında ortaya çıktı. Dünyanın en kapsamlı teknoloji fuarı CeBIT’in partner ülkesi olan Japonya, fuarda Endüstri 4.0’la adının anılmayışını adeta unutturur bir atılımla ziyaretçilerin karşısına çıkmakla kalmadı, aynı zamanda sessiz sedasız bir şekilde Endüstri 4.0’ın bir adım önüne geçtiğini de

gösterdi. Bu yeni adımın adı ise Society 5.0, yani Toplum 5.0. TEKNOLOJİDEN KORKMA, ONDAN YARARLAN Japonya Toplum 5.0’a adım atarken “Teknoloji toplumlar tarafından bir tehdit olarak değil, bir yardımcı olarak algılanmalı” felsefesinden yola çıkıyor. Oysa yapay zekâ ve robotların insan zekâsını yenerek insanlığın sonunu getirebileceğini dünyanın en önde gelen bilim insanları tarafından sürekli dillendiriyor. Son dönemde artan yapay zekâ yenilikleri, insanlar arasında çoğunlukla hayranlıkla karışık korku ile karşılık buluyor. Japonya ise teknolojiden en az korkan toplum ve teknoloji üretimiyle birçok kişiye istihdam sağlayıp, diğer ülkeler arasında en az işsizlik oranına sahip olmasıyla dikkat çekiyor. Toplum 5.0’ın manifestosu olan ve Japon Ekonomik Organizasyonlar Federasyonu Keidanren’in hazırladığı 26 sayfalık çalışma,


Toplum 5.0 felsefesi ışığında gelişmesi beklenen ekonomik ve sosyal reformunu geniş kitlelere anlatmayı amaçlıyor. Söz konusu çalışma ilk insanın doğuşundan bugüne kadar olan süreci bölümlere ayırıyor ve günümüze kadar olan süreçte toplumları Avcı Toplum, Tarım Toplumu, Endüstriyel Toplum, Bilgi Toplumu ve Akıllı Toplum (Toplum 5.0) olarak beşe ayırıyor. Gerçekten de, bilindiği üzere, insanoğlunun ilk toplumsal yapısı avcılık ve toplayıcıktan güç alan bir birliktelik içeriyordu. İnsanlar hayatlarını devam ettirebilmek için avlanmak zorundaydı. Ardından insanlar besin kaynaklarını, kısmen kendi kontrollerinde olacak şekilde çeşitlendirebileceklerini fark etti: Buğday, arpa, mercimek, nohut gibi tahıl besinlerin keşfiyle tarım başladı. Tarım başlayınca insanlar ilk üretim faaliyetlerine de başlamış oldu. Belirli gruplar arasında diğer tarım arazilerine ve mahsullere saldırılar başladı. İnsanlar arası ilk savaşlar böylelikle başlamış oldu. Ardından endüstriyel topluma geçiş sağlandı. İlk kez buhar teknolojisiyle ulaşım kolaylaştı, yeni endüstri ürünlerinin üretimi hızlı ve daha yüksek kapasitelerle gerçekleştirildi. Ve nihayetinde bilgi toplumuna ulaştık. Bilgisayarlar ve dijital teknolojinin hâkim olduğu bu toplumda, üretim çok daha

büyük bir ivme kazandı. Peki geleceğin toplumu ne olacak? Toplum 5.0 ne vaat ediyor? TOPLUM 5.0 NEDİR? Toplum 5.0, teknolojik gücü doğru yönetecek akıllı toplumun gelişimine katkı sağlamasını amaçlayan bir felsefeden güç alıyor: Toplum 5.0, dijitalleşmenin ve robotların etkisini demografik, ekonomik, etik ve sosyolojik yönden değerlendirerek, insanların makine ve robotlarla ilişkisinin en verimli biçimde sağlandığı bir “süper akıllı toplum” modelini öneriyor. Ancak Toplum 5.0’ın bazı endişeleri de beraberinde getirdiğini baştan söylemeliyiz. Bu endişelerden en önemlisi “istihdam sorunu” olarak öne çıkarken, giderek artan otonomlaşmanın özellikle mavi ve beyaz yakalı işçilerde işsizlik riskini ortaya çıkarabileceği ekonomistlerce sıklıkla dile getiriliyor. Karşıt görüştekiler ise her robot ve elde ettiği veriler için bir akıllı yönetici gerektiği düşüncesinden hareketle, teknolojinin yeni istihdamlara kapı aralayacağını savunuyor. İnsanoğlunun üretim yeteneklerini artıran ilk üç sanayi devriminde her zaman insan gücü en önemli üretim kalemiydi. Günümüzde tüm dünyanın üzerinde durduğu Endüstri 4.0’da ise siber fiziksel sistemlerin devreye girmesiyle insan gücünde bir azalış izlenmeye başlandı bile.

“JAPONYA BAŞBAKANI SHINZO ABE, TOPLUM 5.0’IN ANA FELSEFESİNİ, ‘TEKNOLOJİ TOPLUMLAR TARAFINDAN BİR TEHDİT OLARAK DEĞİL, BİR YARDIMCI OLARAK ALGILANMALI’ SÖZLERİYLE ÖZETLİYOR.”

89


araştırma

“ENDÜSTRİ 4.0 YARIŞININ İÇİNDE OLABİLMEK İÇİN SADECE SANAYİDE DÖNÜŞÜM YETERLİ OLMAYACAK. ASLINDA JAPONYA’NIN TOPLUM 5.0 İLE ÖNERDİĞİ DE BUNDAN İBARET: SADECE SANAYİYİ DÖNÜŞTÜREREK TOPLUMSAL KALKINMAYI GERÇEKLEŞTİRMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL.”

Oxford Üniversitesi İnsanlığın Geleceği Enstitüsü’ne göre gelecek 25 yıl içinde şu anda olan mesleklerin yüzde 47’si olmayacak. Aslında bu işler yine olacak ancak insanlar tarafından değil, yapay zekâ destekli robotlar tarafından yapılacak. Bununla birlikte yeni meslekler de doğacak ve bu değişimle birlikte, insanın kendisini yenilemesi ve dönüştürmesi gerekecek. Bu gelişim ve dönüşüm döneminin zorlayıcı olacağı çok açık: Bir robotla ikame edilmeyecek nitelik ve becerileri kazanmalı; süper akıllı toplumun bir bireyi olabilecek vizyonu geliştirebilmeliyiz. Toplum 5.0, özetle, Endüstri 4.0’ın bir gelişmiş modeli olarak, insanların makine ve robotlarda ilişkisini üst düzey verimde tutan “süper akıllı toplum” önerisini sunuyor: Ya robotlar, ya insanlar; ya biri ya öteki yerine, insanları mağdur etmeyecek yöntemler arıyor; Endüstri 4.0 ile gelen teknolojik yenilikleri topluma en verimli şekilde uyarlanması, toplumların da teknolojiyi kullanarak işbirliği içerisinde olmasını önerisini ortaya koyuyor. Örneğin, sanal dünya ile gerçek dünyanın beraber işler hale getirilmesi sağlanırken, Nesnelerin İnterneti’nden toplumun çıkarları gözetilerek faydalanılması, yaşlanan dünya nüfusuna karşı çözümler geliştirilmesi ve çevre kirliliği ile doğal afetler için çözüm yolları üretilmesi gibi başlıklar Toplum 5.0’ın ana hedefleri olarak dikkat çekiyor.

DAHASI DA VAR: YAŞAM 3.0 VE BİREY 4.0 MIT profesörü Max Tegmart ise geçtiğimiz yıl Ağustos sonunda yayımlanan “Yaşam 3.0: Yapay Zeka Çağında İnsan Olmak” (Life 3.0: Being Human in the Age of Artificial Intelligence) kitabı ile önemli bir tartışmanın başlangıcını yaptı. Evren, insan, fizik, biyoloji ve bilinç boyutlarında, yapay zekânın yarattığı durum ve gelecek senaryoları üzerine ufuk açıcı analizler içeren kitap, dünyadaki canlıların donanımları (fiziksel bedenleri) ve yazılımlarının (davranışlarını belirleyen bilgi ve algoritmalar) ilk 4 milyar yıl tamamen biyolojik bir evrimin kontrolü altında tasarlanarak geliştiğini söylüyor. Bu dönemi Yaşam 1.0 olarak adlandıran kitap, takip eden 100 bin yılda Yaşam 2.0’ın geliştiğini, bu dönemde insanoğlunun öğrenme ve kültür sayesinde yazılımlarını büyük ölçüde kendisinin tasarladığını aktarıyor. Hatta bugün insan donanımının (bedeninin) yeni teknolojilerle değiştirilebilmesi sonucunda, Yaşam 2.1 sürümünde olduğumuz da söylenebilir. Önümüzdeki dönemde ise, Tegmart’a göre, hem donanım hem de yazılımın tamamen tasarlandığı ve kendi kendine yeni sürümlerini geliştirerek evrileceği Yaşam 3.0 var. Kitapta, Yaşam 3.0’ın fiziksel sınırları üzerine bazı görüşler ve olası senaryolara da yer verilirken, Tegmart’ı esas olarak, Yaşam 3.0’ın yani “süper canlı”larının bilinç ve amaçlarının nasıl oluşabileceği sorusu meşgul ediyor.

TOPLUM 5.0’IN HEDEFLERİ • • • •

Yaşlanan dünya nüfusuna karşı çözümler geliştirmek, Sanal dünya ile gerçek dünyanın beraber işler hale getirilmesi, Nesnelerin İnterneti’nden toplumun çıkarları gözetilerek faydalanılması, Çevre kirliliği ve doğal afetler için çözüm yolları üretilmesi.

TOPLUM 5.0’IN ÖNÜNDEKİ ENGELLER • • • • •

90

Hukuk sistemindeki engeller, Nesnelerin dijitalleşmesindeki bilimsel boşluklar, Kalifiye personel eksikliği, Sosyal ve politik önyargılar, Toplumsal direnç.


Oxford Üniversitesi, Felsefe ve Etik profesörü Luciano Floridi’ye göre ise dijital teknolojiler ve yapay zekâdaki çığır açan gelişmeler sonucu, insan, dördüncü evrim sürecinin başına ulaştı. Prof. Floridi, “4. Devrim: Enfo-Küre İnsan Gerçeğini Nasıl Yeniden Şekillendiriyor” (The 4th Revolution: How the Infosphere Reshaping the Human Reality) başlıklı kitabında, insanın, akıllı nesnelerle beraber paylaştığı “enfo-küre”de bir “enforg” (informational organism) olarak kendini ve kimliğini yeniden tanımlaması gerektiğini ileri sürüyor. Enfo-kürede, insanın çevrimiçi ile çevrimdışı yaptıkları iç içe geçerek “yaşamiçi”ni (on-life) oluşturuyor. Giderek akıllı cihazlarla kuşatılan Birey 4.0, gerçek dünyanın şekillendirdiği kişilikten farklı bir yaşamiçi kişilik oluşturuyor ve bunu anlamak için iletişim felsefesinin, çağımızın bir ihtiyacı olduğunu iddia ediyor. AKILLI GELECEK, AKILLI KENTLER VE TOPLUM 5.0 Çağımız, hızını yakalamakta zorlandığımız değişimler çağı! Hacettepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Aysu Kes Erkul, bir makalesinde söylediği gibi, “Küresel ve yerel düzeyde daha önce karşılaşmadığımız düzeyde teknolojiye dayalı bir toplumsal dönüşümle karşı karşıyayız ve bu dönüşümü sosyal, ekonomik, hukuki ve eğitimsel boyutlarıyla ele almalıyız.” Özetle, Toplum 5.0 kavramı, yani Süper Akıllı Toplum, özellikle Endüstri 4.0 ile belirginleşen, ağırlıklı olarak “Nesnelerin İnterneti” temelli üretim modelinin ve ona paralel gelişen robot ve yapay zeka teknolojilerinin toplumsal sorunların çözümünde kullanılmasına ve bireyin toplumsal yaşamda güçlendirilmesine öncelik veren bir toplumsal eylem planı olarak küresel gündeme hızlı bir giriş yaptı. Üstelik toplumun tüm kesimleri ve bunlar arasındaki ilişkileri doğrudan etkilemesi öngörülerek. Bu nedenle Toplum 5.0’ın prototipleri ve gelecekteki odakları olarak tanımlayabileceğimiz akıllı kentler için önerilen müşterek tasarım (co-design) ve sosyal inovasyon kavramlarının geliştirilerek bu dönüşümde temel uygulamalar haline gelmesi büyük önem taşıyor. Böylelikle birçok bilim insanını, karar alıcıları ve bireyleri endişelendiren bu zor ve yıkıcı dönüşüm, olumlu bir süreç olarak değerlendirilebilir. BİZ NEREDEYİZ? Peki, Türkiye olarak biz neredeyiz? Bu konuda aslında temel görüş, Türkiye’nin henüz Endüstri 2.0 ile Endüstri 3.0 arasında yer aldığı olsa da tüm kamu ve özel sektörün konuya en yüksek ilgisi sağlandığında Endüstri 4.0 uyumunun kısa sürede gerçekleştirilebileceği

İNSANA BİÇİLEN ROL BÜYÜYECEK İnsansı robotlar konusunda uzman olan Yuta Mitsubori’nin insan-robot çekişmesine yaklaşımı dikkat çekici: “Robotların insanların işini elinden alacağı düşüncesine katılmıyorum. Onlar insanlara ihtiyaç duyulmayan işleri yaparken, insanlar daha fazla dikkat gerektiren önemli işlere yoğunlaşabilir. Toplum 5.0’ın amaçlarından biri de bu.” Yine Japon tekstil üreticilerinden Seiren’ın CEO’su Tatsuo Kawada, butiklerinde tezgahtar yerine akıllı aynalar kullanmaya başladıklarını, müşterilerinin dijital ortamda elbise deneyerek seçilen modeli üretime aldıklarını söylüyor ve ekliyor: “Bugüne dek tekstil endüstrisinde ürünlerin yüzde 60’ı satılırsa bu büyük bir başarı olarak görülüyordu. Yani aslında her üretimin yüzde 40’lık payı kayıptı ve bunu doğal olarak kabul ediyorduk. Şimdi ise bilişim teknolojileri sayesinde sadece sattığımız ürünleri üreteceğiz. Farklı stiller, küçük üretimler, kısa sürede teslimat.”

de dile getiriliyor. Bu, ütopik bir değerlendirme gibi dursa da teknolojinin gelişim hızı düşünüldüğünde, kaybedilen süreyi daha güncel teknolojiler üzerinde yakalamamız da olasılıklar içerisinde yer almayı sürdürüyor. Ancak gelişmişliğin tanımı, artık sadece sanayileşme seviyesi ve teknolojik yeterlilikle yapılmıyor; insana, çevreye, kültüre verilen değerler belki de daha güçlü belirleyiciler olmuş durumda. Dolayısıyla, Endüstri 4.0 yarışının içinde olabilmek için sadece sanayide dönüşüm yeterli olmayacak. Aslında Japonya’nın Toplum 5.0 ile önerdiği de bundan ibaret: “Sadece sanayiyi dönüştürerek toplumsal kalkınmayı gerçekleştirmemiz mümkün değil.” Bu anlamda diyebiliriz ki, Toplum 5.0’ın sadece teknolojinin gücünü artırmayı değil aynı zamanda toplumun yaşam kalitesini de artırmayı amaçlayan bir felsefe olduğunu unutmadan, ülke olarak teknolojik ve toplumsal dönüşümün getireceği değişimleri içselleştirebilirsek, “Endüstri 4.0” yarışından kopmamış ve “Toplum 5.0” felsefesini kavramış oluruz.

“TOPLUM 5.0’IN MANİFESTOSU OLAN VE JAPON EKONOMİK ORGANİZASYONLAR FEDERASYONU KEIDANREN’İN HAZIRLADIĞI 26 SAYFALIK ÇALIŞMA, TOPLUM 5.0 FELSEFESİ IŞIĞINDA GELİŞMESİ BEKLENEN EKONOMİK VE SOSYAL REFORMUNU GENİŞ KİTLELERE ANLATMAYI AMAÇLIYOR.”

91


makine tarihi

YAPIM İŞLERİNİN VAZGEÇİLMEZ MAKİNESİ: EKSKAVATÖRLER BİNA YIKIMI, HURDA İSTİFLEME, BORU DÖŞEME, DENİZ DİBİ TARAMA YA DA GEMİ BOŞALTMA GİBİ BİRÇOK ALANDA EN ÇOK KULLANILAN MAKİNELER OLAN EKSKAVATÖRLER, İLK SANAYİ DEVRİMİ’NİN ORTAYA KOYDUĞU ENDÜSTRİYEL MAKİNELERDEN BİRİDİR. İŞ MAKİNELERİ ALANINDA DEVRİM YARATAN VE SEKTÖRÜN EN BÜYÜK İCATLARINDAN BİRİ OLARAK GÖSTERİLEN EKSKAVATÖRLERLE ÇEVREMİZDE ARTIK ÇOK DAHA SIK KARŞILAŞIYORUZ. BUNUN TEMELİNDE, HIZLI VE EKONOMİK OLMALARI KADAR ÇOK AMAÇLI KULLANIM AVANTAJI BARINDIRMALARI DA BULUNUYOR.

92

I

ş ve inşaat makineleri denildiğinde ilk akla gelen makinelerden biri kuşkusuz ekskavatörlerdir. Çoğunlukla toprak kazıp yükleseler de ekskavatörleri bina yıkımında, hurda istiflemede, boru döşemede, deniz dibi taramada ya da gemi boşaltma gibi birçok alanda çalışırken görmek mümkün. Tarihi neredeyse Sanayi Devrimi’ne kadar uzanan bu makinelerin bugünkü haline gelmesi ise hiç de kolay olmadı. SANAYI DEVRIMI’NIN EN GÜÇLÜ ICADI Ekskavatörlerin atası olarak kabul edilen “shovel” tipi makinelerin mucidi Amerikalı William S. Otis’tir. Bir inşaat firmasının ortağı olan Otis, üstlendiği demir yolu projelerini zamanında bitirerek ceza ödememek için hafriyat işlerini hızlandırmanın değişik

yollarını arıyordu. O yıllarda gelişimi hızlanan buharlı makinelerin, kütleleri insan veya hayvan gücünden daha etkin şekilde kaldırmasını sağlayacak bir güç üretiminde kullanılabileceğini düşünen Otis, mühendis arkadaşı Charles H. French ile birlikte 1835 yılında dünyanın ilk buhar gücüyle çalışan shovelini geliştirdi. 0,8 metreküp kovası olan ve bir çemberin yarısı kadar dönebilen bu makinedeki bom hareketleri halat ve zincirlerle sağlanıyordu. Makinenin üzerinde, inşa edildiği tren yolu şasisinin bir tarafında kazan ve hareket mekanizması, diğer tarafında ise bom ve onu tahrik eden sistem bulunuyordu. İcadını 1839 yılında patent altına alan Otis’in 26 yaşında genç ölümü ve sonrasında ailesinin bu patenti paylaşma konusundaki isteksizliği, bu alan-


daki teknolojinin gelişmesini patent süresinin dolduğu 1870’lere kadar geciktirdi. İLK HIDROLIK EKSKAVATÖR 1882 YILINDA ÜRETILDI Buhar gücünü iletmek için halat veya zincir yerine sıvı kullanılması fikri ise bu alanda yeni bir çağ açarak hidrolik ekskavatörleri hayatımıza getirdi. Çünkü hidrolik ekskavatörlerin alım maliyeti düşük olduğu gibi daha seri çalışmaları ve kullanımlarının daha kolay olması en önemli avantajlarıydı. Ayrıca hidrolik sistem, yapısı gereği yer çekiminden bağımsız olarak tüm hareketlerde yüksek güç sağlıyordu. Tarihte kayıtlı ilk hidrolik ekskavatör, Sir W.G. Armstrong & Company firması tarafından 1882 yılında İngiltere’de üretildi. Raylar üzerinde hareket eden bu makinedeki kaldırma gücü, bir makara sistemini çalıştıran hidrolik silindirle sağlanıyordu. Ekskavatörlerin gelişimi yolundaki sonraki önemli adım ise Kaptan Richard P. Thew’ın, 1884 yılında 360 derece dönebilen ilk shoveli geliştirmesiyle atıldı. Sonrasında Bucyrus ve Marion Steam Shovel firmaları da shovel teknolojisinin gelişiminde önemli roller oynadı. ABD’li The Kilgore Machine Company firması, 1897 yılında farklı bir hidrolik shovel geliştirerek patentini alsa da sıvı olarak su kullanılan bu ilk hidrolik shoveller çok başarılı olamadı.

ya başladı. Böylece gerek kapasite gerekse tasarım olanakları açısından yeni bir dönem başlamış oldu. İlk yağlı hidrolik sistem kullanılan ekskavatör, araç üzerine monteli “Gradall” markası oldu. Ray Ferwerda tarafından 1941 yılında geliştirilen aracın resmi hakları 1946’da Warner & Swasey Company tarafından alındı. Bugün de üretimine devam eden Gradall ekskavatörler, kovanın dönebildiği teleskopik bom yapısı ile o dönemde büyük bir fark yaratmayı başarmıştı. İlk lastikli ekskavatör prototipi ise Carlo ve Mario Bruneri tarafından 1948 yılında geliştirildi. 1954 yılında bu patenti ve üretim haklarını satın alan SICAM, daha sonra bir araç üstü hidrolik ekskavatör olan Yumbo S25 modelini

“EKSKAVATÖRLERİN ATASI OLARAK KABUL EDİLEN ‘SHOVEL’ TİPİ MAKİNELERİN MUCİDİ AMERİKALI WILLIAM S. OTIS’TİR. BUHARLI MAKİNELERİN, KÜTLELERİ İNSAN VEYA HAYVAN GÜCÜNDEN DAHA ETKİN ŞEKİLDE KALDIRMASINI SAĞLAYACAK BİR GÜÇ ÜRETİMİNDE KULLANILABİLECEĞİNİ DÜŞÜNEN OTİS, MÜHENDİS ARKADAŞI CHARLES H. FRENCH İLE BİRLİKTE 1835 YILINDA DÜNYANIN İLK BUHAR GÜCÜYLE ÇALIŞAN SHOVELİNİ GELİŞTİRDİ.”

DIZEL MOTORLAR DEVREYE GIRIYOR Motor teknolojisindeki gelişmelere bağlı olarak 1930’lu yıllardan itibaren ekskavatörlerde buhar gücünün yerine dizel motorlar alma-

93


makine tarihi

“İLK YAĞLI HİDROLİK SİSTEM KULLANILAN EKSKAVATÖR, ARAÇ ÜZERİNE MONTELİ ‘GRADALL’ MARKASI OLDU. BUGÜN DE ÜRETİMİNE DEVAM EDEN GRADALL EKSKAVATÖRLER, KOVANIN DÖNEBİLDİĞİ TELESKOPİK BOM YAPISI İLE O DÖNEMDE BÜYÜK BİR FARK YARATMAYI BAŞARMIŞTI.”

de üretecekti. S25’in en önemli özelliği, kendi ekseni etrafında 360 derece dönebilmesiydi. Dünyanın tam anlamıyla hidrolik olan ilk ekskavatörü ise 1951 yılında Poclain tarafından Fransa’da üretildi. Kazma gücünü halat veya vinçler yerine hidrolik pompa ve silindirlerle ileten makinenin modeli “TU” idi. Yine bir araç üzeri monteli ekskavatör olan TU, yarım bir çember kadar dönebiliyordu. İhtiyaç duyulan hidrolik güç, aracın bağlı olduğu traktörden tahrik alan bir pompayla sağlanırken, Poclain’in ilk 360 derece dönüşlü ekskavatörü olan TY45 modeli ancak 1961 yılında üretilebildi.

İNŞAAT DÜNYASININ GENÇ MUCİDİ: OTIS Ekskavatörün mucidi, ABD’li girişimci William S. Otis’tir. İnşaat işleriyle uğraşan Otis, üstlendiği bir projede karşılaştığı büyük ölçekli hafriyatı kaldırma sorununa çözüm ararken, dönemin yeni enerji kaynağı olan buhar enerjisinden nasıl yararlanabileceği üzerine düşünmeye başladı. Sonunda, mühendis arkadaşı Charles H. French ile birlikte 1835 yılında dünyanın ilk buhar gücüyle çalışan shovelini geliştiren Otis’in genç yaşta ölümünün, inşaat makineleri sektöründe 30 yıla ulaşan bir gecikme yarattığı düşünülüyor.

94

GÜNÜMÜZ EKSKAVATÖRLERININ, EN YAKIN ÖRNEĞI 1954’DE ÜRETILDI Bugünün makinelerinin hala büyük ölçüde benzediği en yakın akrabası olarak gösterilebilecek dünyanın ilk dizel motorlu tam hidrolik paletli hidrolik ekskavatörü B504, 1954 yılında Alman Demag tarafından üretildi. Bu tarihten sonra da kullanım kolaylığı ve yüksek üretkenliği ile hidrolik ekskavatörler halatlı ekskavatörlerin yerini almaya devam etti. Yıllar içerisinde gelişen teknolojiyle birlikte kapasiteler de hızla artarken, 1960’ların sonunda piyasaya sürülen ve devrinin en büyük makinesi olan Poclain EC1000 modeli 7,6 metreküp kova kapasitesine sahipti. 1980’lerde ise OK tarafından geliştirilen RH-300 modeli bunun üç katı daha fazla olarak 23 metreküp kova hacmine ulaşmayı başardı. Halen ekskavatörlerin kova kapasiteleri 50 metreküpün üstüne çıkmış durumda; günümüzde çalışma ağırlığı 980 ton ve shovel kova kapasitesi 52 metreküpe ulaşan ekskavatörler sahada çalışmayı sürdürüyor. Günümüzdeki klasik ekskavatörlerin hemen hepsi aynı temel yapıya sahiptir: Merkezde bir motor, motorun tahrik ettiği hidrolik pompalar, yağ akışını kontrol eden ve yönlendiren valfler. Ancak bununla birlikte, makine üreticilerinin kendine has yeni ve farklı teknolojileri sektörde yer alan makinelerin çeşitlenmesi, böylelikle sektördeki rekabetin de canlı devamlılığını sağlamaya devam ediyor.


GÖSTERGELER NİSAN 2018

95


göstergeler

TÜRKİYE’NİN MAKİNE İHRACATI NİSAN AYININ SONUNDA 5,4 MİLYAR DOLAR OLDU TÜRKİYE’NİN MAKİNE İHRACATI 2018 YILININ OCAK-NİSAN DÖNEMİNDE 5,4 MİLYAR DOLAR SEVİYESİNDE KAYDEDİLDİ. 2017 YILININ AYNI DÖNEMİNDE BU RAKAM 4,3 MİLYAR DOLARDI. TÜRKİYE’NİN MAKİNE İHRACATI NİSAN AYININ SONUNDA GEÇEN YILIN AYNI DÖNEMİNE GÖRE YÜZDE 24,8 ARTTI.

96

M

akine sektöründe 2018 yılının Ocak-Nisan döneminde en fazla ihracat gerçekleştiren alt sektör motorlar oldu. 2017 yılının Ocak-Nisan döneminde söz konusu ürün grubunda gerçekleştirilen ihracatın değeri 711,2 milyon dolarken, 2018 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 18,7 artışla 844,5 milyon dolar seviyesine ulaştı. Listenin ikinci sırasında bulunan klimalar ve soğutma makineleri kaleminde 2018 yılının Ocak-Nisan döneminde gerçekleştirilen ihracatın değeri 731,7 milyon dolar oldu. 2017 yılının aynı döneminde bu rakam 580,8 milyon dolardı. Klimalar ve soğutma makineleri mal grubunda gerçekleşen ihracat artışı yüzde 26 oldu. En fazla ihracat gerçekleştiren üçüncü kalem ise diğer yıkama ve kurutma makineleri olarak kayda geçti. Söz konusu kalemde 2017 yılının Ocak-Nisan döneminde 390,5 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken, 2018 yılının aynı dö-

neminde bu rakam yüzde 21,3 artışla 473,7 milyon dolar oldu. İHRACATTA ALMANYA LİDERLİĞİ BIRAKMIYOR 2018 yılının Ocak-Nisan döneminde makine sektöründe en fazla ihracat gerçekleştirilen ilk 10 ülke listesinin ilk sırasında Almanya’nın liderliği sürüyor. Almanya’ya 2017 yılının OcakNisan döneminde 737 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken, 2018 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 19,3 artışla 879 milyon dolar olarak kaydedildi. İkinci sıradaki ABD’ye yönelik makine ihracatı ise 2018 yılının Ocak-Nisan döneminde 387 milyon dolar olarak kaydedildi. 2017 yılının aynı döneminde bu rakam 316 milyon dolar seviyesindeydi. ABD’ye yönelik makine ihracatı yüzde 22,8 artarken, Türkiye’nin en fazla ihracat gerçekleştirdiği ilk 10 ülke listesinin üçüncü sırasındaki İngiltere’ye yüzde 32,4 artışla 286 milyon dolar değerinde makine gönderildi. 2017 yılının Ocak-Nisan döneminde bu rakam 216 milyon dolar seviyesindeydi.


MAKINE SEKTÖRÜNÜN TAMAMI İTIBARIYLA İHRACAT KAYIT RAKAMLARI

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

1 OCAK-30 NİSAN 2017

1 OCAK-30 NİSAN 2018

DEĞİŞİM (%)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/Kg

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/Kg

MİKTAR

DEĞER

MOTORLAR VE AKSAMLARI

48,2

711,2

14,7

51,5

844,5

16,4

6,8

18,7

KLİMALAR VE SOĞUTMA MAKİNELERİ

145,4

580,8

4

158,2

731,7

4,6

8,8

26

YIKAMA VE KURUTMA MAKİNELERİ

146,7

390,5

2,7

154,1

473,7

3,1

5

21,3

DİĞER MAKİNELER

59,1

370,3

6,3

68,1

469,7

6,9

15,3

26,9

İNŞAAT VE MADENCİLİKTE KULLANILAN MAKİNELER

85,1

277,5

3,3

108

398,5

3,7

26,9

43,6

POMPALAR VE KOMPRESÖRLER

33,9

239,6

7,1

40,3

322,3

8

18,9

34,5

32

210,6

6,6

36,1

266,9

7,4

12,6

26,7

TARIM VE ORMANCILIKTA KULLANILAN MAKİNELER

48,6

215,6

4,4

53,4

253

4,7

9,7

17,3

TÜRBİN, TURBOJET, TURBOPROPELLER, HİDROLİK SİLİNDİRLER

5,5

176,4

31,9

5

220,5

43,5

-8,3

25

TEKSTİL VE KONFEKSİYON MAKİNELERİ

29,4

160

5,4

32,9

202,9

6,2

11,7

26,8

VANALAR

17,2

155

9

19

188,7

9,9

10,8

21,7

SİLAH VE MÜHİMMAT

8,2

112,9

13,6

6,6

170,6

25,5

-19,3

51,1

GIDA SANAYİİ MAKİNELERİ

28

139,3

5

27,3

166,5

6,1

-2,2

19,5

REAKTÖRLER VE KAZANLAR

19,1

139,2

7,3

16,9

165,6

9,8

-11,5

19

HADDE VE DÖKÜM MAKİNELERİ, KALIPLAR

13,9

105,4

7,5

14,8

122,4

8,3

6,1

16,2

YÜK KALDIRMA, TAŞIMA VE İSTİFLEMEYE MAHSUS MAKİNELER

21,5

84,9

3,9

25

112,4

4,5

16,4

32,3

ISITICILAR VE FIRINLAR

14,5

99

6,8

15,1

111,3

7,3

4,5

12,4

KAUÇUK, PLASTİK, LASTİK İŞLEME VE İMALATINA AİT MAKİNELER

4,4

46,4

10,4

6,2

66

10,5

40,2

42,2

AMBALAJ MAKİNELERİ

2,8

56,5

20,2

3,6

63,2

17,6

28,7

12

RULMANLAR

3,8

41,3

10,8

4,4

50,9

11,4

17,4

23,2

BÜRO MAKİNELERİ

1,2

53,4

42,6

1,3

47,9

35,5

7,8

-10,3

KÂĞIT İMALİNE VE MATBAACILIĞA MAHSUS MAKİNELER

4

25,9

6,5

4,3

31,6

7,3

8,3

21,8

DERİ İŞLEME VE İMALAT MAKİNELERİ

1

4,6

4,4

0,7

4,7

6,5

-30,0

2,7

774,6

4.397

5,7

854

5.487

6,4

10,2

24,8

MAL GRUBU ADI

TAKIM TEZGÂHLARI

TOPLAM

97


göstergeler

AMBALAJ MAKİNELERİ AMBALAJ MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 ve 2018 Yılları 1 OCAK-30 NISAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2017 YILI

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

CEZAYİR

0,1

4

22,1

0,2

5,3

23,9

21

30,7

IRAK

0,3

5,1

17,2

0,3

5,3

15

17,2

2,5

İTALYA

0,05

1,4

27,6

0,1

3,8

27,7

167

168,4

MISIR

0,06

1,1

18,9

0,1

3,5

28,5

102,4

205,7

ALMANYA

0,1

2,6

14,4

0,2

2,8

11,9

28,4

5,8

ÖZBEKİSTAN

0,05

0,9

18,3

0,1

2,4

22,1

113,8

158

İRAN

0,1

9,6

51,6

0,1

2,3

13,2

-6,7

-76,1

İNGİLTERE

0,03

0,7

21,1

0,04

1,9

43,4

22,9

152,8

SUUDİ ARABİSTAN

0,1

2,2

22,6

0,1

1,8

16

16,4

-17,8

PERU

0,01

0,5

27,4

0,02

1,3

64,3

7,9

153,1

MAL GRUBU TOPLAMI

2,8

56,5

20,2

3,6

63,2

17,6

28,7

12

ÜLKE

BÜRO MAKİNELERİ BÜRO MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 ve 2018 Yılları 1 OCAK-30 NISAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2017 YILI

DEĞİŞİM (%)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

ALMANYA

0,1

3,5

29

0,09

3,2

36

-25,6

-7,7

HOLLANDA

0,07

5,9

75,7

0,05

7,7

130,2

-25

29

KKTC

0,1

5,5

43,4

0,1

5,6

51

-13,8

1,4

ABD

0,0001

2,7

2.504,1

0,0004

4,2

971,6

289,6

51,2

AVUSTURYA

0,02

1,5

67,4

0,04

4,2

89,7

109,7

178,9

MACARİSTAN

0,01

1,7

171,7

0,01

1,7

171,7

-1

-1

İRAN

0,03

2,4

7,6

0,5

1,3

2,7

56,7

-45

0,0005

0,1

27,9

0,01

1,1

64,8

199,5

594,6

IRAK

0,08

1,7

21,6

0,06

1

15,6

-16,2

-39,2

ROMANYA

0,01

0,2

24,3

0,01

1

53,1

97,7

332,5

MAL GRUBU TOPLAMI

1,2

53,4

42,6

1,3

47,9

35,5

7,8

-10,3

ÜLKE

RUSYA

98

2018 YILI


DERİ İŞLEME VE İMALAT MAKİNELERİ DERİ İŞLEME VE İMALAT MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 ve 2018 Yılları 1 OCAK-30 NISAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

İTALYA

0,1

0,4

4,2

0,09

0,5

6,2

-15,7

23,3

0,0004

0,0001

3,9

0,02

0,5

19,9

7.131,2

37.014

ÇİN

0,1

0,8

5

0,01

0,3

23,9

-91,3

-58,2

ÖZBEKİSTAN

0,02

0,1

7,4

0,04

0,3

8,1

79,1

97,9

0,02

0,2

13,3

BEYAZ RUSYA

PORTEKİZ RUSYA

0,03

0,2

6,8

0,03

0,2

7,4

10,4

19,6

CEZAYİR

0,008

0,08

10,2

0,03

0,2

5,9

348,1

158,6

0,1

0,1

1,1

0,06

0,1

2,9

-50,7

34,2

0,006

0,1

24,7

AZERBAYCAN HİNDİSTAN BULGARİSTAN MAL GRUBU TOPLAMI

0,04

0,6

14,7

0,01

0,1

11,5

-69,1

-75,9

1

4,6

4,4

0,7

4,7

6,5

-30

2,7

GIDA SANAYİİ MAKİNELERİ GIDA SANAYİİ MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 ve 2018 Yılları 1 OCAK-30 NISAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

CEZAYİR

2,9

11,9

4,1

3,5

18,1

5,2

19,4

52,3

ÖZBEKİSTAN

3,3

11,3

3,4

2,2

12,2

5,4

-32,1

7,9

IRAK

0,9

3,8

3,9

2,4

8,2

3,4

149,8

112,9

MISIR

1,8

7,8

4,3

1,5

8,1

5,1

-12,3

4,1

SUDAN

0,1

1,1

9,4

1

7,3

7,2

765,1

559,3

RUSYA

0,3

2,3

6,7

0,7

5,6

7,7

108,9

140,3

ANGOLA

0,0005

0,04

8,4

0,6

5,4

9

11.953,3

12.788

KAZAKİSTAN

2,6

6,6

2,5

0,8

5,3

6,2

-67,4

-20

İRAN

2,4

8,2

3,3

1,5

5,2

3,3

-36,4

-35,5

İSRAİL

0,1

1,2

6,9

0,7

4,7

6,5

298,7

275,7

MAL GRUBU TOPLAMI

28

139,3

5

27,3

166,5

6,1

-2,2

19,5

ÜLKE

99


göstergeler

HADDE VE DÖKÜM MAKİNELERİ HADDE VE DÖKÜM MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 ve 2018 Yılları 1 OCAK-30 NISAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

ALMANYA

1,7

13,1

7,4

2,2

19,6

8,9

24,7

49,8

CEZAYİR

0,6

5,7

8,5

1,3

11,6

8,4

105,7

102,8

İTALYA

1,1

6,2

5,6

1,6

10,2

6,4

44,2

65,1

RUSYA

0,6

9,4

15

0,4

7,6

16

-23,8

-18,9

BULGARİSTAN

0,2

6,4

27,5

0,4

5

11,3

91,6

-21,4

MACARİSTAN

0,1

2,6

14,8

0,2

4,4

16,8

47,9

67,6

İRAN

0,8

5,8

7

0,6

4,3

6,6

-22,3

-26,5

ROMANYA

0,5

3,5

6,6

0,4

3,9

8

-8,8

11,2

MISIR

0,4

2,1

4,9

0,5

3,6

6,2

29,8

64,5

İSPANYA

0,1

1,9

13,5

0,2

2,7

9,9

94,2

42,9

13,9

105,4

7,5

14,8

122,4

8,3

6,1

16,2

ÜLKE

MAL GRUBU TOPLAMI

ISITICILAR VE FIRINLAR ISITICILAR VE FIRINLAR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 ve 2018 Yılları 1 OCAK-30 NISAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2017 YILI

DEĞİŞİM (%)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

ALMANYA

1,5

8,5

5,4

1,7

12,1

6,8

12,7

42,3

İTALYA

0,8

5,6

6,6

1

9

8,8

21,4

60,7

FRANSA

0,6

3,6

5,8

0,9

6,1

6,2

58

68,8

ÇİN

0,5

5,2

10,4

0,4

5

12,5

-18,4

-2,4

İSPANYA

0,4

1,9

4,4

0,5

3,6

6,9

17,2

84,7

RUSYA

0,2

2,4

8,6

0,5

3,5

6,8

79,1

41

CEZAYİR

0,3

2,6

7,9

0,3

3,3

9,4

3,9

23,2

İSVİÇRE

0,1

1,1

5,8

0,4

2,7

6,2

123,4

140,5

ABD

0,5

4,8

8,6

0,1

2,5

17,6

-73,9

-46,8

IRAK

0,4

3,1

6,9

0,3

2,5

7,1

-21,3

-19,1

14,5

99

6,8

15,1

111,3

7,3

4,5

12,4

ÜLKE

MAL GRUBU TOPLAMI

100

2018 YILI


İNŞAAT VE MADENCİLİKTE KULLANILAN MAKİNELER İNŞAAT VE MADENCİLİKTE KULLANILAN MAKİNELER İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 ve 2018 Yılları 1 OCAK-30 NISAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

ALMANYA

4,3

17,6

4,1

7,1

32,4

4,6

64,7

83,5

HOLLANDA

3,7

7,2

1,9

8,5

30,1

3,5

129,3

317,9

CEZAYİR

4,8

16,8

3,5

4,7

18,2

3,8

-2,1

8

İNGİLTERE

5,9

11,3

1,9

6

16,3

2,7

1,8

43,7

RUSYA

1,4

7,7

5,5

2,8

14,6

5,2

100,9

89,8

FRANSA

1,3

5,3

3,9

3

13,1

4,3

121,3

144,2

EGE SERBEST BÖLGESİ

4,4

10,2

2,3

4,5

12,9

2,8

3,7

26,2

0,005

0,1

2,2

0,7

11,8

15,9

1.384,1

10.552,6

1,7

8

4,5

2,2

11,1

4,9

27,2

37,9

2

8,8

4,4

2,5

10,5

4,1

28,1

19,1

85,1

277,5

3,3

108

398,5

3,7

26,9

43,6

ÜLKE

CİBUTİ AVUSTURYA İRAN MAL GRUBU TOPLAMI

KÂĞIT İMALİNE VE MATBAACILIĞA MAHSUS MAKİNELER KÂĞIT İMALİNE VE MATBAACILIĞA MAHSUS MAKİNELER İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 ve 2018 Yılları 1 OCAK-30 NISAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

0,00001

0,01

109

0,1

2,5

14,4

145.638,3

19.165,5

İTALYA

0,3

1,3

3,4

0,4

2,3

5,6

6,1

73,3

AZERBAYCAN

0,06

0,3

5,2

0,2

1,4

6,8

252,2

358,5

İRAN

0,7

1,6

2,3

0,3

1,3

3,7

-48,4

-16,7

RUSYA

0,09

1

11,8

0,07

1,1

15,5

-16,8

9,5

ÖZBEKİSTAN

0,05

0,6

13,1

0,06

0,9

14,3

23,1

33,8

BULGARİSTAN

0,1

1,4

10,2

0,09

0,9

9,9

-35,4

-37,2

ÇİN

0,01

0,4

29,7

0,1

0,9

7,9

606,9

87,4

ABD

0,04

0,3

6,6

0,08

0,8

9,2

91,6

166,9

ROMANYA

0,05

0,8

15,6

0,04

0,7

17,4

-26,2

-17,8

4

25,9

6,5

4,3

31,6

7,3

8,3

21,8

ÜLKE NİJERYA

MAL GRUBU TOPLAMI

101


göstergeler

KAUÇUK, PLASTİK, LASTİK İŞLEME MAKİNELERİ KAUÇUK, PLASTİK, LASTİK İŞLEME MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 ve 2018 Yılları 1 OCAK-30 NISAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

RUSYA

0,2

3,2

12,2

0,5

8,8

17,2

91,3

169,6

ROMANYA

0,2

2,8

12,5

0,5

4

7,3

142,3

42,2

İRAN

0,2

2,4

9,3

0,3

3,4

9,5

42,2

44,6

UKRAYNA

0,1

1,2

11,1

0,2

2,9

12,3

106

126,6

CEZAYİR

0,2

2,8

12

0,3

2,9

9,1

33,8

1,5

ALMANYA

0,1

1,9

19,3

0,2

2,7

11,2

140

38,4

ÖZBEKİSTAN

0,2

2,2

10,9

0,2

2,5

11,9

0,7

10,6

IRAK

0,2

0,9

4,4

0,2

2,2

8,8

20

142

AZERBAYCAN

0,1

1,1

5,9

0,2

1,9

6,5

58,5

74,4

ABD

0,05

1

20

0,1

1,8

17,1

103,5

74

MAL GRUBU TOPLAMI

4,4

46,4

10,4

6,2

66

10,5

40,2

42,2

KLİMALAR VE SOĞUTMA MAKİNELERİ KLİMALAR VE SOĞUTMA MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 ve 2018 Yılları 1 OCAK-30 NISAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI

DEĞİŞİM (%)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

ALMANYA

15,1

60,9

4

20,7

86,4

4,2

37,4

41,9

İTALYA

12,3

47,7

3,9

13,9

65,1

4,7

13,3

36,3

ABD

4,5

35,3

7,8

5,4

55,6

10,2

20,8

57,3

İNGİLTERE

15,9

51,2

3,2

14,6

55

3,8

-8,2

7,4

FRANSA

9,7

30,8

3,2

9,9

37,1

3,7

1,8

20,1

İSPANYA

8,3

27,2

3,3

7,1

28

3,9

-13,9

3,1

POLONYA

3,6

14,6

4

4,9

21,6

4,4

34,7

47,5

FAS

3,4

11,8

3,4

5,2

20,4

3,9

50,5

72,6

ROMANYA

3,7

12,7

3,4

4,2

20

4,7

13,7

57,2

İSRAİL

5,1

19,3

3,8

4,7

19,9

4,2

-8,3

3,2

145,4

580,8

4

158,2

731,7

4,6

8,8

26

ÜLKE

MAL GRUBU TOPLAMI

102

2018 YILI


MOTORLAR MOTORLAR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 ve 2018 Yılları 1 OCAK-30 NISAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2017 YILI

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

ALMANYA

11,2

351,4

31,3

10

377,5

37,7

-10,6

7,4

ROMANYA

6

78,1

13

7,4

121,5

16,4

22,6

55,5

FAS

2,2

26,1

11,9

2,9

44,7

15

35,6

71

İNGİLTERE

2,9

20,3

6,9

6,6

35

5,3

127,5

72,4

İTALYA

0,9

26,3

26,5

1,1

32,6

28,2

16,3

23,8

İRAN

7,4

56,5

7,6

3,8

30,4

8

-48,8

-46,2

ABD

0,7

12,2

15,5

1

24,7

24,2

29,1

101,6

CEZAYİR

0,6

6,4

10,3

1,9

24,4

12,7

205,5

276,7

FRANSA

0,6

9,8

15

1,1

16,6

14,8

70,8

69,2

POLONYA

0,7

12,6

16,6

1

16

15,5

36

26,9

48,2

711,2

14,7

51,5

844,5

16,4

6,8

18,7

ÜLKE

MAL GRUBU TOPLAMI

REAKTÖR VE KAZANLAR REAKTÖR VE KAZANLAR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 ve 2018 Yılları 1 OCAK-30 NISAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2017 YILI

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

ALMANYA

2,3

32

13,7

1,5

30,2

19,5

-33,7

-5,8

İNGİLTERE

1,7

15,7

9,1

1,9

20,7

10,4

15,1

31,5

ÇİN

0,7

8,8

11,7

1,6

18,5

11,5

115,9

110,9

İTALYA

0,6

7,8

11,6

0,9

11,5

11,9

43,3

47,5

İSPANYA

0,7

11,5

14,6

0,7

10,7

14,5

-5,5

-6,3

POLONYA

0,3

3,2

9,9

0,5

8,2

15

65,3

151,3

ROMANYA

1,5

8,9

5,6

0,8

7

8,7

-49

-21,5

RUSYA

0,5

4,2

7,2

0,7

6,7

8,7

30,8

58,8

BELÇİKA

0,3

4,3

11,7

0,4

5,5

13,1

14

27,1

ÖZBEKİSTAN

0,4

1,8

4,2

0,5

3,9

6,9

29,1

109,1

19,1

139,2

7,3

16,9

165,6

8

-11,5

19

ÜLKE

MAL GRUBU TOPLAMI

103


göstergeler

POMPA VE KOMPRESÖRLER POMPA VE KOMPRESÖR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 ve 2018 Yılları 1 OCAK-30 NISAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2017 YILI

DEĞİŞİM (%)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

ALMANYA

7,5

55

7,3

8,8

76,4

8,7

16,7

38,9

ABD

2,3

16,5

7,1

2,5

21,9

8,6

9

32,6

İTALYA

1,1

7,9

6,7

1,7

11,1

6,3

48,2

40,3

RUSYA

0,5

4,3

7,5

1,1

9,6

8,2

102,6

122,7

İNGİLTERE

1,3

7,7

5,9

1,2

9,2

7,7

-8,7

19

POLONYA

0,8

6,3

7,1

1

8,2

7,6

21,8

30,2

İRAN

1,2

9,3

7,7

0,9

7,9

8,3

-20,6

-14,4

EGE SERBEST BÖLGESİ

0,8

4,9

5,9

1,2

7,9

6,4

46,1

60,3

FRANSA

0,7

4,8

6,1

1,2

7,4

6

56,8

54,1

1

6,7

6,5

1

6,7

6,6

-2,2

-0,3

33,9

239,6

7,1

40,3

322,3

8

18,9

34,5

ÜLKE

IRAK MAL GRUBU TOPLAMI

104

2018 YILI


RULMANLAR RULMANLAR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 ve 2018 Yılları 1 OCAK-30 NISAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2017 YILI

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

ALMANYA

0,7

12,4

17,5

0,8

14,8

18,4

13

19,3

FRANSA

0,6

6,2

9,3

0,7

7,6

10,8

6,4

23,4

ABD

0,3

4,5

11,5

0,3

4,4

13,7

-18,9

-3,1

İNGİLTERE

0,3

1,8

5,7

0,5

2,8

5,6

60,9

56,6

ÇİN

0,2

2,2

8,9

0,3

2,5

8,5

19,2

13,7

KANADA

0,09

2,9

31,7

0,06

2

29,7

-24,5

-29,3

CEZAYİR

0,02

0,4

19

0,08

1,7

21,9

250,4

302,1

AVUSTURYA

0,1

1,3

11,3

0,1

1,5

13,4

1,6

20,1

POLONYA

0,2

0,9

4,4

0,2

1,4

5

31,3

47,3

İTALYA

0,1

1,4

8,7

0,1

1,3

9,5

-13,5

-5,1

MAL GRUBU TOPLAMI

3,8

41,3

10,8

4,4

50,9

11,4

17,4

23,2

ÜLKE

SİLAH VE MÜHİMMAT SİLAH VE MÜHİMMAT İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 ve 2018 Yılları 1 OCAK-30 NISAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2017 YILI

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

0,0005

1,5

291,3

0,7

70,7

96,8

13.295

4.353,6

3,1

37,2

12

0,8

32,3

38,8

-73,2

-13,1

0

0

0,4

6,2

13,6

-

-

SENEGAL

0,001

0,05

31,6

0,1

4,7

32,1

8.416,8

8.558,3

KATAR

0,0001

0,003

247,2

0,002

4,7

196,6

160.306,7

127.472,3

FRANSA

0,9

4,6

4,7

0,8

4,2

5,2

-17,2

-8,5

İNGİLTERE

0,8

2,9

3,5

0,7

3,5

4,9

-14,3

18,9

İTALYA

0,2

2,7

11,2

0,3

3,3

9,2

48,7

22,1

0,001

0,3

25,1

0,06

3,1

47,3

378,3

801,9

KANADA

0,2

2,5

9,8

0,1

2,9

18,1

-37,2

15,9

MAL GRUBU TOPLAMI

8,2

112,9

13,6

6,6

170,6

25,5

-19,3

51,1

ÜLKE UMMAN ABD SUUDİ ARABİSTAN

BURKİNA FASO

105


göstergeler

TAKIM TEZGÂHLARI TAKIM TEZGÂHLARI İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 ve 2018 Yılları 1 OCAK-30 NISAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2017 YILI

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

ALMANYA

2,7

19,7

7,3

2,7

22,1

8

1,2

12,1

RUSYA

1,6

9,1

5,7

2,1

15,9

7,5

32

74,8

POLONYA

1,2

7,3

6,1

1,9

12,8

6,6

62,1

76

CEZAYİR

0,9

8,4

8,7

1,2

12

9,8

26,7

43

ABD

1,8

13,5

7,5

1,6

10,2

6,4

-12

-24,3

İSPANYA

0,6

5,2

7,9

1

9,4

8,7

63,3

79,7

1

5,9

5,8

1

7,2

6,8

3,4

22,2

FRANSA

0,7

4,7

6,5

0,9

7,1

7,2

34,4

50,3

BULGARİSTAN

0,6

6

9,1

0,9

6,8

7,6

37,3

14,7

MEKSİKA

0,4

2,8

7

0,5

6,5

11,2

45,4

131,1

MAL GRUBU TOPLAMI

32

210,6

6,6

36,1

266,9

7,4

12,6

26,7

ÜLKE

İTALYA

TEKSTİL VE KONFEKSİYON MAKİNELERİ TEKSTİL VE KONFEKSİYON MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 ve 2018 Yılları 1 OCAK-30 NISAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI

DEĞİŞİM (%)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

İNGİLTERE

3,9

14,9

3,8

5,3

24,7

4,6

36,8

65

ALMANYA

2,8

14,5

5,1

2,7

18

6,5

-3,2

24,4

BANGLADEŞ

0,9

9,1

9,9

1,3

16

12,2

41,4

74,9

ÖZBEKİSTAN

0,7

8,3

11,8

1,1

12,5

11,3

57,2

50,9

FRANSA

2,2

9,7

4,4

1,9

9,9

5,2

-13,2

2,4

GÜNEY KORE

0,1

0,4

4,5

1,7

9

5,3

1.617,9

1.922,1

2

6,8

3,4

2,7

7,6

2,8

35,7

12,5

MISIR

1,5

7,9

5,1

1,1

6,8

6,2

-29

-13,4

BELÇİKA

1,2

4,2

3,5

1,4

6,5

4,6

19,3

54

İTALYA

1,1

7,5

6,6

0,9

6,3

7

-20,3

-15,3

29,4

160

5,4

32,9

202,9

6,2

11,7

26,8

ÜLKE

HİNDİSTAN

MAL GRUBU TOPLAMI

106

2018 YILI


TARIM VE ORMANCILIK MAKİNELERİ TARIM VE ORMANCILIK MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 ve 2018 Yılları 1 OCAK-30 NISAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

ABD

7,1

52,7

7,3

5,2

44,9

8,5

-26,5

-14,7

İTALYA

3,6

19,2

5,3

4,4

30

6,7

23,8

56,5

AZERBAYCAN

3,7

15,4

4,2

3,8

15,4

4

3,2

ÖZBEKİSTAN

1

7,1

6,5

2,7

14,7

5,4

151,3

106,3

IRAK

2,4

7,6

3,1

2,6

9,6

3,6

8,3

25,8

FAS

1,5

5,5

3,5

1,9

7,3

3,8

22,3

33,5

AVUSTRALYA

0,8

3,8

4,4

1,3

6,5

4,9

48,7

67,4

FRANSA

1,7

5

2,9

2

6,5

3,1

18,3

28,7

RUSYA

1

4

4

1,5

6

4

49,9

50,4

BULGARİSTAN

1

3,6

3,4

1,4

5,4

3,8

33,3

48,7

48,6

215,6

4,4

53,4

253

4,7

9,7

17,3

MAL GRUBU TOPLAMI

107


göstergeler

TÜRBİN, TURBOJET, HİDROLİK SİLİNDİR TÜRBİN, TURBOJET, HİDROLİK SİLİNDİR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 ve 2018 Yılları 1 OCAK-30 NISAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

ABD

0,2

85,9

355,2

0,2

125,9

478,3

8,8

46,5

HİNDİSTAN

0,05

21,8

391,7

0,03

24,4

663,7

-34

11,8

ALMANYA

1,1

12,6

10,9

1,8

19,3

10,7

55,4

52,1

İSVİÇRE

0,0004

0,2

44

0,09

10

100,2

2.099,8

4.906,2

BELÇİKA

0,005

5,7

113,9

0,09

7,3

74,3

95,7

27,7

FRANSA

0,1

4,5

25,2

0,2

5,1

21

37,4

14,8

İSPANYA

0,0009

2,8

303,3

0,01

3,3

172,3

109

18,7

İNGİLTERE

0,02

3,6

160,7

0,04

2,6

63,8

82

-27,7

AVUSTURYA

0,3

1,3

4,1

0,3

1,8

6

-5,4

38,6

0,0007

0,008

11,9

0,0008

1,6

193,4

15

1.770,2

5,5

176,4

31,9

5

220,5

43,5

-8,3

25

LİTVANYA MAL GRUBU TOPLAMI

VANALAR VANALAR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 ve 2018 Yılları 1 OCAK-30 NISAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI

DEĞİŞİM (%)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

3

26,5

8,7

3,4

32,2

9,3

13,4

21,2

IRAK

1,2

10,1

8,2

1,4

14

10,0

13,7

38,2

MISIR

1

11,5

10,6

0,9

9

9,8

-15,9

-21,7

ABD

0,3

6,1

18,9

0,3

8,1

22,0

14,0

33,0

FRANSA

0,4

4,1

9,3

0,5

7,4

12,8

30,3

78,9

İRAN

0,4

4,2

10,5

0,6

6

9,8

52,4

41,8

ÇİN

0,1

3,3

27,7

0,1

5,1

51,0

-16,3

54,1

İNGİLTERE

0,4

3,8

9,4

0,3

5

14,7

-14,4

33,9

İTALYA

0,4

3,9

8,2

0,5

4,8

9,4

5,7

21,7

AZERBAYCAN

0,4

2,6

6,5

0,5

4,3

8,0

35,2

66,8

MAL GRUBU TOPLAMI

17,2

155

9,0

19

188,7

9,9

10,8

21,7

ÜLKE ALMANYA

108

2018 YILI


YIKAMA VE KURUTMA MAKİNELERİ YIKAMA VE KURUTMA MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 ve 2018 Yılları 1 OCAK-30 NISAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

ALMANYA

13,2

36,3

2,7

14

43,7

3,1

6,1

20,3

İNGİLTERE

24,9

61,1

2,4

28,8

82,8

2,9

15,4

35,6

FRANSA

15,8

39,1

2,5

16,3

47,6

2,9

2,7

21,7

İSPANYA

13,7

34,1

2,5

15,7

45,3

2,9

14,3

32,5

İTALYA

15,1

34,5

2,3

13

35,1

2,7

-13,7

1,7

POLONYA

5,3

14,3

2,7

4,3

14,8

3,4

-18,6

3,7

İSVEÇ

3,8

10,7

2,8

4

13,6

3,4

5,8

27,8

AVUSTRALYA

2,9

9,3

3,2

3,2

12,3

3,8

10,8

32,7

ROMANYA

3,9

8,9

2,3

3

8,5

2,8

-22,6

-4,8

İSRAİL

3,7

9,2

2,5

2,8

7,9

2,8

-23,4

-13,8

146,7

390,5

2,7

154,1

473,7

3,1

5

21,3

ÜLKE

MAL GRUBU TOPLAMI

109


göstergeler

YÜK KALDIRMA, TAŞIMA VE İSTİFLEME MAKİNELERİ YÜK KALDIRMA, TAŞIMA VE İSTİFLEME MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 ve 2018 Yılları 1 OCAK-30 NISAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 YILI

2018 YILI

DEĞİŞİM (%)

ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

ABD

0,5

3,9

7

1,1

7,1

6

109,5

81,5

CEZAYİR

1,6

6,8

4,1

1,6

6,5

4

-1,4

-4,7

RUSYA

0,6

2,6

4,1

1,1

5,3

4,8

74

100,6

ALMANYA

1,1

4

3,6

1,6

5,2

3,1

50,9

27,7

HOLLANDA

1,2

1,9

1,6

0,9

4,7

4,9

-21,9

139,6

ÖZBEKİSTAN

0,1

0,9

6,5

0,8

4,2

4,9

486,6

345,3

İSRAİL

0,4

1,5

3,5

0,9

4,1

4,3

119,4

164,8

ROMANYA

0,4

2,1

5,2

0,4

3,7

7,5

19,3

70,1

FRANSA

0,4

1,5

3,7

0,5

3,5

6,9

24,2

132,2

İTALYA

0,5

1,9

3,8

1,2

3,3

2,6

148,1

69,5

21,5

84,9

3,9

25

112,4

4,5

16,4

32,3

MAL GRUBU TOPLAMI

DİĞER MAKİNELER DİĞER MAKİNELER İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2017 ve 2018 Yılları 1 OCAK-30 NISAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2017 YILI

DEĞİŞİM (%)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/KG

MİKTAR

DEĞER

10,5

54

5,1

10,2

66,2

6,5

-2,6

22,7

İTALYA

6

26,8

4,5

6,6

29,6

4,4

10,8

10,4

FRANSA

2

16,2

7,8

2,8

23

8,1

36,8

41,8

ABD

1,5

17,1

10,9

1,8

20,5

11,2

16,4

19,8

ÖZBEKİSTAN

0,3

3,2

9

1,6

16,7

9,9

371,6

422,7

İRAN

2,1

19,6

9

1,5

16,3

10,9

-31

-16,6

İNGİLTERE

1,4

8,8

5,9

1,3

13,8

10,2

-8,3

57,2

İSPANYA

1,3

8,9

6,5

1,4

12,1

8,3

6,3

35,8

ROMANYA

2,6

10

3,8

3,1

11,9

3,7

19,9

18

BELÇİKA

3

10,4

3,4

3,2

11,9

3,7

5,7

14

59,1

370,3

6,3

67,8

468,3

6,9

14,8

26,5

ÜLKE ALMANYA

MAL GRUBU TOPLAMI

110

2018 YILI


MAKİNE SEKTÖRÜNÜN TAMAMI İTİBARIYLA İHRACAT GERÇEKLEŞTİRİLEN İLK 20 ÜLKE (2017 ve 2018 Yılları 1 OCAK-30 NISAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2017 ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

2018 BİRİM FİYAT ($/KG)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞİŞİM (%)

DEĞER (MİLYON $)

BİRİM FİYAT ($/KG)

MİKTAR

DEĞER

ALMANYA

81

737

9,1

92

879

9,5

13,8

19,3

ABD

28

316

11,3

26

387

15

-7,5

22,8

İNGİLTERE

62

216

3,5

69

286

4,1

12,4

32,4

İTALYA

49

222

4,5

53

281

5,3

7,5

26,8

ROMANYA

23

145

6,4

25

210

8,5

9,4

44,5

FRANSA

39

158

4

44

208

4,7

11,3

31,8

CEZAYİR

21

107

5,1

24

148

6,3

10,7

38,2

İSPANYA

31

126

4

31

145

4,7

-1,3

14,8

RUSYA

13

81

6,2

19

129

6,7

46

59,5

İRAN

31

186

6

21

128

6,3

-33,7

-30,9

POLONYA

15

95

6,2

18

112

6,2

17,4

17,5

FAS

13

73

5,4

16

105

6,4

21,6

43,7

ÖZBEKİSTAN

9

53

5,8

15

105

7,2

58,8

96,4 88,1

HOLLANDA

12

53

4,5

19

100

5,3

58

IRAK

21

96

4,6

20

100

4,9

-2,8

4,3

MISIR

17

73

4,3

19

83

4,5

10,1

14,4

HİNDİSTAN

8

61

8

11

81

7,4

43,9

33,8

UMMAN

1

9

6,3

2

78

35,4

60,7

806,6

ÇİN

7

51

7,7

9

77

8,2

43,3

50,9

AZERBAYCAN

11

59

5,6

13

75

5,7

26,1

28,5

DİĞER

282

1.481

5,2

308

1.767

5,7

9,2

19,3

TOPLAM

775

4.397

5,7

854

5.487

6,4

10,2

24,8

TÜRKİYE’NİN ÜLKELERE GÖRE GENEL İHRACATI (2017 ve 2018 Yılları 1 OCAK-30 NISAN) 2017

2018

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

ALMANYA

1.104

4.597

1.272

5.463

İNGİLTERE

1.046

2.953

1.090

3.450

İTALYA

2.101

2.769

2.315

3.309

ABD

2.671

2.536

2.448

2.581

FRANSA

615

2.087

707

2.564

İSPANYA

1.812

1.970

2.052

2.549

IRAK

2.933

2.826

2.548

2.311

617

1.152

912

1.702

1.324

1.048

1.446

1.332

BELÇİKA

592

983

784

1.330

ROMANYA

673

943

835

1.258

POLONYA

340

1.029

329

1.157

RUSYA

612

673

868

1.098

İRAN

532

1.037

651

934

ÇİN

2.219

896

2.020

922

BULGARİSTAN

581

821

820

897

MISIR

818

727

798

887

SUUDİ ARABİSTAN

669

1.007

527

874

CEZAYİR

476

632

291

673

YUNANİSTAN

622

474

846

671

ÜLKE

HOLLANDA İSRAİL

DİĞER TOPLAM

7.178

4.094

5.833

4.190

29.543

35.264

29.400

40.161

111


fuarlar

POLONYA PLASTPOL Plastik 22-25 Mayıs 2018 @Kielce

ALMANYA IFAT Çevre Koruma ve Teknolojileri 14-18 Mayıs 2018 @Münih ACHEMA Kimya Teknolojileri 11-15 Haziran 2018 @Frankfurt

ABD NPE 2018 Plastik 7-11 Mayıs 2018 @Orlanda IMTS Metal İşleme Teknolojileri 10-15 Eylül 2018 @Şikago

MAYIS 2018 HAZİRAN 2018 EYLÜL 2018 EKİM 2018 KASIM 2018 ARALIK 2018

4 112

IAA COMMERCIAL VEHICLES İş Makineleri, Ticari Araçlar 20-27 Eylül 2018 @Hannover EUROBLECH Metal İşleme Teknolojileri 23-26 Ekim 2018 @Hannover


RUSYA

GÜRCİSTAN

METALLOOBRABOTKA Metal İşleme Teknolojileri 14-18 Mayıs 2018 @Moskova

AQUA-THERM TIFLIS Isıtma, Soğutma, Klima ve Tesisat Aralık 2018 @Tiflis

AGROSALON Tarım Makineleri 9-12 Ekim 2018 @Moskova

İRAN TAHRAN SANAYİ FUARI Sanayi Fuarı 6-9 Ekim 2018 @Tahran IRAN HVAC&R Isıtma, Soğutma, Klima ve Tesisat 23-26 Ekim 2018 @Tahran

ÇİN WMF/CIFF Ağaç İşleme Makineleri 10-13 Eylül 2018 @Şangay

BAE

İTALYA PLAST 2018 Plastik 29 Mayıs-1 Haziran 2018 @Milano EIMA Tarım Makinaları 7-11 Kasım 2018 @Bologna

DUBAI BIG 5 Yapı ve İnşaat 26-29 Kasım 2018 @BAE

CEMAT İç Lojistik Ekipmanları, Otomasyon, Forklift, Lojistik Teknolojileri, Taşıma Ekipmanları, Nakliye Sistemleri 6-9 Kasım 2018 @Şangay

VİETNAM VTG THE 18TH VIETNAM INT’L TEXTILE AND GARMENT INDUSTRY EXHIBITION Tekstil ve Konfeksiyon Makineleri 21-24 Kasım 2018 @Ho Chi Minh City

BAUMA CHINA İş ve İnşaat Makinaları, Madencilik Makine ve Ekipmanları, Beton Makine ve Ekipmanları, Asfalt Üretim Tesisleri, Komponentler 27-30 Kasım 2018 @Şangay

ENDONEZYA MACHINETOOL INDONESIA Metal İşleme Teknolojileri 5-8 Aralık 2018 @Cakarta

113 5


adresler Makine İhracatçıları Birliği (MAİB).....................................................................................................0312 447 27 40............................................................ www.makinebirlik.com Türkiye’nin Makinecileri.........................................................................................................................0312 447 27 40........................................www.makinetanitimgrubu.com.tr Makine İmalat Sanayi Dernekleri Federasyonu (MAKFED)........................................................0312 426 40 50.......................................................................www.makfed.org Makine Sanayi Sektör Platformu (MSSP)........................................................................................0312 447 27 40.............................................. ...www.turkmakinesanayi.com TURQUM.......................................................................................................................................................0312 447 27 40..................................................................... www.turqum.com

RESMİ KURUMLAR Ekonomi Bakanlığı...................................................................................................................................0312 204 75 00.................................................................www.ekonomi.gov.tr Maliye Bakanlığı........................................................................................................................................0312 415 29 00.....................................................................www.maliye.gov.tr Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı..................................................................................................0312 201 50 00.....................................................................www.sanayi.gov.tr Gümrük ve Ticaret Bakanlığı................................................................................................................0312 449 10 00...........................................................................www.gtb.gov.tr Kalkınma Bakanlığı..................................................................................................................................0312 294 50 00................................................................www.kalkinma.gov.tr Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği................................................................................................................0312 218 20 00................................................................................ www.tobb.org.tr Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu...............................................................................................................0212 339 50 00......................................................................... www.deik.org.tr Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı.................................................................................0312 939 70 00.......................................................................... www.tika.gov.tr Türkiye İstatistik Kurumu......................................................................................................................0312 410 04 10..........................................................................www.tuik.gov.tr Hazine Müsteşarlığı.................................................................................................................................0312 204 60 00.................................................................... www.hazine.gov.tr TÜBİTAK........................................................................................................................................................0312 468 53 00....................................................................www.tubitak.gov.tr

SEKTÖREL ÖRGÜTLER Ağaç İşleme Makine ve Yan Sanayisi İş Adamları Derneği (AİMSAD).....................................0216 511 56 12....................................................................... www.aimsad.org Akışkan Gücü Derneği (AKDER)...........................................................................................................0212 210 34 23...........................................................................www.akder.org Ambalaj Makinecileri Derneği (AMD)................................................................................................0216 545 49 48.........................................................................www.amd.org.tr Anadolu Asansörcüler Derneği (ANASDER)....................................................................................0312 232 06 40..................................................................www.anasder.org.tr Anadolu Un Sanayicileri Derneği (AUSD).........................................................................................0312 281 04 68........................................................................www.ausd.org.tr Araç ve Araç Üstü Ekipman ve İş Mak. Üreticileri Birliği Der. (ARÜSDER)............................0312 440 18 43.......................................................................www.arusder.org Asansör ve Yürüyen Merdiven Sanayicileri Derneği (AYSAD)...................................................0216 326 49 51......................................................................www.aysad.org.tr Bağlantı Elemanları Sanayici ve İşadamları Derneği (BESİAD)...............................................0212 609 06 35...........................................................www.besiadturkey.com Elektrikli Vinç İmalatçıları Birliği Derneği (TEVİD).......................................................................0530 147 87 09............................................................................ www.tevid.org Endüstriyel Fırın Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (EFSİAD)..............................................0216 906 00 22......................................................................www.efsiad.org.tr Endüstriyel Otomasyon Sanayicileri Derneği (ENOSAD)...........................................................0216 469 46 96....................................................................... www.enosad.org İklimlendirme, Soğutma, Klima İmalatçıları Derneği (İSKİD).................................................0216 469 44 96.........................................................................www.iskid.org.tr İMES Sanayi Sitesi (İMES).....................................................................................................................0216 364 33 47............................................................................ www.imes.org İstif Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Derneği (İSDER).............................................0216 467 09 46........................................................................www.isder.org.tr İş ve İnşaat Makineleri Kümelenmesi (İŞİM)..................................................................................0312 385 50 90......................................................................... www.isim.org.tr İş Makinaları Mühendisleri Birliği (İMMB).......................................................................................0312 385 78 94..........................................................www.ismakinalari.org.tr Kazan ve Basınçlı Kap Sanayicileri Birliği (KBSB)........................................................................0532 689 25 73............................................................................ www.kbsb.org Makine İmalatçıları Birliği (MİB).........................................................................................................0312 468 37 49..........................................................................www.mib.org.tr OSTİM Organize Sanayi Bölgesi (OSTİM)..........................................................................................0312 385 50 90...................................................................... www.ostim.org.tr Öncü Sanayici İşadamları Derneği (ÖNCÜDER).............................................................................0312 395 73 90....................................................................www.oncuder.com Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER).............................................................................................0212 444 20 85........................................................................ www.pagder.org Sağlık Gereçleri Üreticileri ve Temsilcileri Derneği (SADER)....................................................0312 433 77 88.......................................................................www.sader.org.tr Sakarya İli 2. Organize Sanayii Bölgesi Müteşebbisleri Derneği (S2OSB)...........................0264 654 58 33......................................................................www.s2osb.org.tr Sakarya Makina İmalatçıları Birliği (SAMİB)..................................................................................0264 241 05 57..................................................................... www.samib.org.tr Tekstil Makine ve Aksesuarları Sanayicileri Derneği (TEMSAD)..............................................0212 552 76 60.....................................................................www.temsad.com Tıbbi Cihaz Üretici ve Tedarikçi Dernekleri Federasyonu (TÜMDEF)......................................0312 468 69 84........................................................................www.tumdef.org Tüm Asansör Sanayici ve İşadamları Derneği (TASİAD).............................................................0216 324 94 36..................................................................... www.tasiad.org.tr Türkiye Makine ve Teçhizat İmalatı Meclisi.....................................................................................0312 218 20 00........................................................................ www.tobb.org.tr Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB)........................................................................0850 495 06 66................................................................... www.tmmob.org.tr Türk Pompa ve Vana Sanayicileri Derneği (POMSAD).................................................................0312 255 10 73..................................................................www.pomsad.org.tr Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği (TÜDÖKSAD).......................................................................0212 267 13 92............................................................... www.tudoksad.org.tr Türkiye İş Makineleri Distribütörleri ve İmalatçıları Birliği (İMDER)......................................0216 477 70 77...................................................................... www.imder.org.tr Türkiye Mermer Doğaltaş ve Makineleri Üreticileri Birliği (TÜMMER]...................................0312 440 83 63..................................................................www.tummer.org.tr Türk Tarım Alet ve Makineleri İmalatçıları Birliği (TARMAKBİR)..............................................0312 419 37 94...................................................................www.tarmakbir.org Unlu Mamül Makineleri Üreticiler Birliği (TUMMAB)....................................................................0224 360 62 91.....................................................................www.tummab.org

114


KURULUM

BAKIM

DESTEK

DANIŞMANLIK


AHS 30 / 150

METALE

4 TOPLU SİLİNDİR BÜKME MAKİNESİ

HAYAT VEREN

MAKİNELER

APK 1000 PROFİL BÜKME MAKİNESİ

HEB - 1000 Zor Yoldan (Kılıcına) 50.000 mm Çap

AHS 10500 CNC 4 VALSLİ HİDROLİK SİLİNDİR BÜKME MAKİNESİ

Akçalar Sanayi Bölgesi, Sanayi cad. No:8/A 16225 Akçalar / BURSA / TÜRKİYE Tel : + 90 224 280 75 00 Fax : + 90 224 280 75 01 Email : info@akyapak.com.tr


e d z i n i v i ş ar

Moment Expo, 10 yılda 10 kitap ve yedi Almanak yayınladı. 2011’den bu yana hazırlanan Almanak’larımız Türkiye’nin Makinecileri’nin faaliyetlerini, makine imalat sektörlerinin yıllık gelişimini, Moment Expo’nun içerik özetini okuyucularıyla paylaşıyor. Sektörün arşiv belgeleri olma misyonunu üstlenen Almanak’larımız 2017’nin yıllık bilançosunu sunuyor.

www.moment-expo.com


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.